YEN‹DEN NÜKLEER S‹LAHLANMA Pakistan ve Hindistan da uluslararas› toplum taraf›ndan...

24
YEN‹DEN NÜKLEER S‹LAHLANMA: Libya Tecrübesinden Al›nacak Dersler ve ‹ran’a Uygulanabilirli¤i Hasan Öztürk So¤uk Savafl›n gerilim dolu y›llar›ndan günümüz uluslararas› iliflkilerine miras kalan konular›n belki de en önemlisi nükleer silahlar konusudur. Nükle- er silahlanman›n ‹ran’›n nükleer program› ile yeniden uluslararas› gündeme geldi¤i bu günlerde geçmiflte yaflanm›fl tecrübelerin incelenmesi faydal› ola- cakt›r. Bu bölümün as›l amac› “Libya modeli” olarak da adland›r›lan Libya’n›n askeri yollara baflvurmadan elindeki kitle imha silahlar›ndan vazgeçme karar› almas›n› incelemek ve bu olay›n ‹ran için de uygulanabilirli¤ini tart›flmakt›r. Okuyaca¤›n›z bölümde “Libya modeli” olarak da adland›r›lan yani Libya’n›n nükleer silah program›ndan vazgeçirilmesinde izlenen metot ele al›nacakt›r. Bu olay› farkl› k›lan askeri yöntemlere baflvurulmadan sorunun çözülmüfl ol- mas›d›r. ‹lerleyen safhalarda görülece¤i gibi Libya’ya yönelik uygulanan kat› ekonomik yapt›r›mlar ve ambargo etkili oldu. Nükleer silahlar›ndan vazgeçen birçok ülke olmas›na ra¤men Libya’y› incelememizin ard›ndaki bir di¤er ne- den de fludur: Libya’n›n durumu ‹ran gibi henüz nükleer silah üretmeden bu silahlardan vazgeçmifl bir ülke olmas› hasebiyle benzerlik göstermektedir. Oy- saki Afrika’da yine nükleer silahs›zlanmaya örnek olarak gösterilebilecek Gü- ney Afrika Cumhuriyeti nükleer silah üretip baflar›yla test ettikten sonra bun- dan vazgeçmifltir. Bu makalede de öncelikle uluslararas› sistemde var olan ve bir tür “para- doks” olarak tan›mlayabilece¤imiz mevcut düzenleme ve normlar›n ortaya koydu¤u uluslararas› nükleer rejimin yoruma aç›k yap›s›n› ele alaca¤›m. Bafl- larken bunu vurgulaman›n yerinde olaca¤› kanaatindeyim. Çünkü ‹ran kendi nükleer program›n› savunurken ve Amerika Birleflik Devletleri (ABD) baflta olmak üzere ‹ran’›n nükleer program›na itiraz eden ülkeler ise itirazlar›n› dile getirirken Nükleer Silahlar›n Art›r›lmas›n›n Önlenmesi Anlaflmas›’n›n (Non- Proliferation Treaty – bundan sonra k›saca NPT olarak zikredilecektir.) ayn› Yeniden Nükleer Silahlanma 273

Transcript of YEN‹DEN NÜKLEER S‹LAHLANMA Pakistan ve Hindistan da uluslararas› toplum taraf›ndan...

YYEENN‹‹DDEENN NNÜÜKKLLEEEERR SS‹‹LLAAHHLLAANNMMAA::

LLiibbyyaa TTeeccrrüübbeessiinnddeenn AAll››nnaaccaakk DDeerrsslleerr vvee ‹‹rraann’’aa UUyygguullaannaabbiilliirrllii¤¤ii

HHaassaann ÖÖzzttüürrkk

So¤uk Savafl›n gerilim dolu y›llar›ndan günümüz uluslararas› iliflkilerinemiras kalan konular›n belki de en önemlisi nükleer silahlar konusudur. Nükle-er silahlanman›n ‹ran’›n nükleer program› ile yeniden uluslararas› gündemegeldi¤i bu günlerde geçmiflte yaflanm›fl tecrübelerin incelenmesi faydal› ola-cakt›r.

Bu bölümün as›l amac› “Libya modeli” olarak da adland›r›lan Libya’n›naskeri yollara baflvurmadan elindeki kitle imha silahlar›ndan vazgeçme karar›almas›n› incelemek ve bu olay›n ‹ran için de uygulanabilirli¤ini tart›flmakt›r.Okuyaca¤›n›z bölümde “Libya modeli” olarak da adland›r›lan yani Libya’n›nnükleer silah program›ndan vazgeçirilmesinde izlenen metot ele al›nacakt›r.Bu olay› farkl› k›lan askeri yöntemlere baflvurulmadan sorunun çözülmüfl ol-mas›d›r. ‹lerleyen safhalarda görülece¤i gibi Libya’ya yönelik uygulanan kat›ekonomik yapt›r›mlar ve ambargo etkili oldu. Nükleer silahlar›ndan vazgeçenbirçok ülke olmas›na ra¤men Libya’y› incelememizin ard›ndaki bir di¤er ne-den de fludur: Libya’n›n durumu ‹ran gibi henüz nükleer silah üretmeden busilahlardan vazgeçmifl bir ülke olmas› hasebiyle benzerlik göstermektedir. Oy-saki Afrika’da yine nükleer silahs›zlanmaya örnek olarak gösterilebilecek Gü-ney Afrika Cumhuriyeti nükleer silah üretip baflar›yla test ettikten sonra bun-dan vazgeçmifltir.

Bu makalede de öncelikle uluslararas› sistemde var olan ve bir tür “para-doks” olarak tan›mlayabilece¤imiz mevcut düzenleme ve normlar›n ortayakoydu¤u uluslararas› nükleer rejimin yoruma aç›k yap›s›n› ele alaca¤›m. Bafl-larken bunu vurgulaman›n yerinde olaca¤› kanaatindeyim. Çünkü ‹ran kendinükleer program›n› savunurken ve Amerika Birleflik Devletleri (ABD) bafltaolmak üzere ‹ran’›n nükleer program›na itiraz eden ülkeler ise itirazlar›n› dilegetirirken Nükleer Silahlar›n Art›r›lmas›n›n Önlenmesi Anlaflmas›’n›n (Non-Proliferation Treaty – bundan sonra k›saca NPT olarak zikredilecektir.) ayn›

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 273

maddelerini kullanmaktad›rlar. Daha sonra ise ülkeleri nükleer silah edinme-ye iten nedenleri inceleyece¤im. Ard›ndan da nükleer silaha sahip ülkelerinveya üretme aflamas›nda olan ülkelerin vazgeçiflleri ele al›nacakt›r. ‹lerleyensayfalarda ise Libya’y› genifl flekilde ele alarak bu ülkenin tarihi bir kararlaelindeki kitle imha silahlar›ndan vazgeçme karar›n› almas›n› inceleyerek bukarar›n al›nmas›n› etkileyen faktörlerden bahsedilecektir. Sonuç bölümündeise Libya olay›ndan al›nacak derslerin ‹ran için uygulanabilirli¤ini tart›fl›la-cakt›r.

KKuurruummssaall PPaarraaddookkss:: NNüükklleeeerr eenneerrjjii mmii nnüükklleeeerr ssiillaahh mm››??

‹kinci Dünya Savafl› sonras›nda Amerika Birleflik Devletleri’nin Hiroflimave Nagazaki’de kulland›¤› atom bombalar› flüphesiz yeni bir dönemin bafllan-g›c›n› oluflturdu. Art›k silahlanma yar›fl›nda yeni bir boyut aç›lm›flt›. Ülkelernükleer teknolojinin sadece ucuz enerji sa¤lanmaktan öte savafl alan›nda neleryapabilece¤ini gördüler. Devletler en k›sa zamanda nükleer teknolojiye sahipolma planlar› yapmak isteseler de daha sonras›nda bu teknolojiyi nükleer silahüretimi için kullanmalar› kaç›n›lmazd›. Bu da devrin güçlü devletlerinin ulu-sal ç›karlar› ile uyuflmamakta idi. Bu do¤rultuda 1957 y›l›nda Birleflmifl Mil-letler bünyesinde “Bar›fl için atom” slogan› ile Uluslararas› Atom Enerjisi Ku-rumu (UAEK) kuruldu. Kurumun temel amac›n› ülkelerin nükleer teknoloji-nin faydalar›ndan istifade ederken nükleer silah üretmemeleri için ülkelerinnükleer çal›flmalar›n› denetlemek oluflturmaktad›r.

Ancak bugün için UAEK’n›n görevi ve uluslararas› nükleer rejim tam ma-nas›yla bir paradoks halini alm›flt›r. George Monbiot UAEK baflkan›na ac›d›-¤›n› belirtirken kurumun ve uluslararas› sistemdeki paradoksu ortaya koyarako makam› dünyan›n en anlams›z görevi olarak nitelendirmektedir.1 UAEK tü-zü¤üne göre kurumun görevinden bahsederken nükleer olmayan ülkelere mal-zeme, donan›m ve di¤er olanaklar›n sa¤lanmas›na yard›mc› olunmas›n› ifadeetmektedir ve kuruma nükleer teknoloji üzerine bilim adamlar›n› e¤itip, bilim-sel ve teknolojik bilgi al›flveriflini destekleme gibi bir görev biçmektedir. UA-EK kendi tüzü¤ündeki ibareye göre nükleer teknolojinin mümkün oldu¤u ka-dar çok ülkeye yay›lmas›n› sa¤lamak ve bunu yaparken de nükleer silahlar›nüretilmesini engellemekle yükümlüdür. Dolay›s›yla Rusya, ‹ran’a uranyum venükleer santraller için teknolojik araç ve gereçleri gemilerle yollad›¤›nda buRusya’n›n sadece bir hakk› de¤il ayn› zamanda da bir yükümlü¤ü idi. Bu yü-kümlülük NPT’nin 4. Maddesinde 2. paragrafta ifade edilmifltir:

NPT 4. Madde Paragraf 2: Anlaflmaya taraf devletler, nükleer enerjininbar›flç› yollarla kullan›lmas› amac›yla nükleer teçhizat›n, maddelerin, bilim-sel ve teknolojik bilginin en genifl flekilde mübadele edilmesini kolaylaflt›rma-

274 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””

y› ve bu mübadeleye kat›lma hakk›na sahip olmay› taahhüt ederler. Ayr›ca an-laflman›n taraflar›, bireysel olarak veya di¤er devletlerle yahut uluslararas›örgütlerle birlikte -nükleer enerjiden bar›flç› yollarla daha fazla istifade etmekisteyen özellikle anlaflmaya taraf olup nükleer silahlara sahip olmayan kalk›n-makta olan ülkelerle- iflbirli¤i içinde olmal›d›r.

‹ran’› elefltiren baflta ABD olmak üzere di¤er ülkeler ise elefltirilerini dilegetirirken ‹ran’›n nükleer enerji program›n› silah üretimi için bafllatt›¤›n› veNPT taraf›ndan sa¤lanan haklara sahip olmamas›n› savunmaktad›r. HalbukiNPT’nin 4. maddesinin 1. maddesi flöyle demektedir:

Mevcut anlaflman›n hiçbir kural›, Nükleer enerjiden bar›flç› amaçlarla ya-rarlanmak isteyen, üretimde ve araflt›rmada bulunan anlaflmaya taraf devlet-lerin –hiçbir ayr›m gözetilmeksizin, anlaflman›n 1. ve 2. maddesi gere¤ince-devredilemez haklar›na zarar verecek flekilde yorumlanamaz.

Bu elefltirilere karfl› ‹ran ise defalarca ayn› tutumu tak›nd›: “gerekirseNPT’den imzam›z› çekeriz”. ‹ran NPT’den imzas›n› çekti¤i takdirde uluslara-ras› gözlemcilerin ‹ran’› denetleme haklar› ortadan kalkmaktad›r çünkü onlarsadece anlaflmaya üye olan ülkeleri denetleyebilirler.2 Hat›rlanaca¤› gibi ‹sra-il, Pakistan ve Hindistan da uluslararas› toplum taraf›ndan denetlenmemekte-dir çünkü bu ülkeler NPT’ye taraf de¤illerdir.

UAEK, nükleer teknolojiye sahip ülkeleri, bu teknolojinin di¤er ülkelerinde faydalanabilece¤i flekilde yay›lmas› için teflvik etmektedir. Günümüzde 20ülke nükleer teknolojiye sahiptir ve UAEK’n›n da kurulufl gayesi olan nükle-er teknolojinin enerji üretimi için kullan›m› yönündeki gayretleri faydal› ol-mufltur. 2002 y›l›nda nükleer enerji, otuz ülkede faaliyet gösteren 141 ünite iledünya elektri¤inin %16’s›n› sa¤lad›¤›n›3 düflünürsek nükleer teknolojinin ba-r›flç›l kullan›m› faydal› olmufltur.

Ancak ne var ki bu 20 ülkeden herhangi bir tanesi elinde var olan teknolo-jiyi biraz daha gelifltirerek silah gelifltirmek için kullanabilir. Bugün UAEK,ABD, AB ve di¤er aktörler ‹ran’dan uranyum zenginlefltirme ifllemlerine sonvermesini beklemektedirler. Halbuki bu, ‹ran’›n NPT ile elde etti¤i bir hak. Budurumda UAEK Baflkan› Baradei, ‹ranl› yetkililerden uranyum zenginlefltirmesurecini durdurmas›n› istemekle bir bak›ma çeliflkiye düflmektedir çünkü uy-gulanmas› için mücadele verdi¤i anlaflma kendisine böyle bir hak tan›mamak-tad›r.

Ayn› fley di¤er nükleer teknolojiye sahip olmayan ülkeler için de geçerli-dir. Bir ülke NPT’y› imzalad›ktan sonra tüm dünyadan nükleer teknoloji ala-n›nda her türlü yard›m› almaya hak kazanmaktad›r. ‹leride gerek görürse giz-lice yürütece¤i çal›flmalar sonunda nükleer silah elde edebilir.

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 275

K›sacas› uluslararas› nükleer rejimdeki bu paradoksun oluflturdu¤u ortamileride de birçok ülkenin baflvurabilece¤i bir yol gibi görünmektedir. O zamannükleer silahlardan kurtulmak için nükleer enerjinin tüm dünyada yasaklan-mas› m› gerekiyor? Elbette hay›r. Ancak Baradei de mevcut rejimdeki eksik-liklerin ve durumun ciddiyetinin fark›nda olarak uyar›yor: “Ya yarat›c› çözüm-ler buluruz ya da mevcut uluslararas› nükleer garantilerin ifle yaramaz hal al-d›¤› bir dünyada yasamak zorunda kal›r›z”.4 Yarat›c› çözümler diplomasiye veçok tarafl› uzlafl› çabalar›na a¤›rl›k verecek nitelikte olmal›d›r çünkü nükleersavafl› önlemenin tek yolu, uluslararas› sistemi ülkeler aras›ndaki anlaflmazl›k-lar›n fliddete baflvurulmadan çözülebilece¤i bir yenidünya düzenine dönüfltü-rülmesidir.5Tüm bu hassasiyetler de UAEK’n›n görevinin daha hassas ve ha-yati bir hal almas›na neden olmaktad›r: ülkeleri nükleer enerjinin faydalar›n-dan mahrum etmemek ve ayn› zamanda ülkelerin bu teknolojiyi silah üretimiiçin kullanmalar›n›n önüne geçmek. Çünkü karfl› kars›ya oldu¤umuz tehlike-nin boyutlar› karfl›s›nda insan ister istemez irkilip dehflete kap›l›yor. Günü-müzde dünyan›n cephaneli¤inde 20 milyon ton TNT gücüne sahip yani di¤erbir ifadeyle Hiroflima’ya at›lan bombadan en az 1.600.000 defa daha güçlü50,000’den fazla nükleer savafl bafll›¤› bulundu¤u tahmin edilmektedir.6 Birtek hidrojen bombas› ‹kinci Dünya Savafl› s›ras›nda at›lan tüm bombalardan(yaklafl›k iki megaton) daha fazla patlay›c› güce sahiptir. Devletlerin dünyay›bir cehenneme çevirebilecek bu korkunç güç üzerinden rekabet etmeleri iseolay›n ayr› bir boyutu.

DDeevvlleettlleerr nneeddeenn nnüükklleeeerr ssiillaahh üürreettiirrlleerr??

Realist bir yaklafl›mla konuyu ele ald›¤›m›zda devletler aras›ndaki silah-lanma yar›fl›n› tetikleyen ana faktör (askeri, ekonomik, siyasi) güçtür. Dolay›-s›yla devletlerin nükleer silah üretimine gitme karar› almalar›nda di¤er bir ül-ke ile aralar›ndaki güç mücadelesinde geri kalmama düflüncesi önemli rol oy-namaktad›r. fiimdiye kadar dünyam›zda bir nükleer savafl yaflanmam›flt›r. Ki-milerince ülkeler böylesi yok edici bir savafl› kas›tl› olarak sald›r› amaçl› birad›m atmalar› muhtemel de¤ildir ve aksine bu tür bir savafl›n yanl›fll›kla, hata-l› hesaplamalar sonucu, befleri ve/veya mekanik ar›zlar neticesinde, iletiflimhatas› sonucunda ç›kmas› ya da terörist sald›r›lar ard›ndan do¤mas› daha muh-temel görünmektedir.7 Di¤er yandan ise Pakistan – Hindistan örne¤inde gör-dü¤ümüz gibi nükleer silahlar birçok kez cayd›r›c› rol oynayarak taraflar ara-s›nda do¤acak silahl› mücadelede faturan›n çok a¤›r olaca¤› korkusuyla geri-limin dizginlenmesine sebep olmaktad›r. Bu iki ülke nükleer silaha sahip ol-masalard› flimdiye kadar büyük ihtimalle savaflm›fl olurlard›.

276 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””

Bununla birlikte nükleer silaha sahip olma düflüncesinin arkas›nda sadecebir tek neden aramak do¤ru olmaz. Her ne kadar göz ard› edilmemesi gerekenbirçok faktör (ekonomik getiriler, itibar, uluslararas› statü vb.) bulunsa da ço-¤unluk taraf›ndan d›fl tehditler karar al›c›lar için en önemli de¤iflken durumun-dad›r. Özellikle So¤uk Savafl y›llar›nda hakim olan kutuplar aras› rekabet birdomino etkisi yaratm›fl, nükleer silah edinen bir ülkeye karfl›l›k di¤er önemliülkeler de nükleer silah edinme çabas› içine girmifllerdir. Günümüzde Birlefl-mifl Milletler Güvenlik Konseyi’nin befl daimi üyesi de nükleer silaha sahip ül-kelerdir. ABD’nin ard›n Sovyetler Birli¤i 1949, ‹ngiltere 1952, Fransa 1960 veÇin 1964’te nükleer silah sahibi ülkeler saf›na geçmifltir.

Az önce de belirtildi¤i gibi ülkelerin nükleer silah edinmelerini gerektirenetkenlerin en bafl›nda güvenlik gelmektedir. Sovyetler Birli¤i, ABD’nin ‹kinciDünya Savafl›nda atom bombas› kullanmas› karfl›s›nda ve ‹ngiltere ile Fran-sa’n›n yan› bafllar›ndaki süper güç rakipleri karfl›s›nda ayn› cayd›r›c› silaha sa-hip olma dürtüleri bu ülkeleri de nükleer silah edinmeye itmifltir. Örne¤in Çin,hem Sovyetler Birli¤i’nin kendisi için sad›k ve güvenilir bir müttefik olmad›-¤›na kanaat getirdikten, ABD gibi potansiyel düflman bir ülke nükleer silahasahipken ve 1962’de Hindistan ile girdi¤i savafl sonras›nda potansiyel ve mev-cut düflmanlar›n› cayd›rma ad›na nükleer silah edinmifltir. Burada bir noktay›önemle vurgulamak gerekmektedir. Çin günümüzde nükleer silaha sahip ülke-ler aras›nda bunlar› “ilk kullanan olmama” sözü vermifl tek ülkedir. Çinli yet-kililer bu silahlar› cayd›r›c› etkisi yüzünden bulundurduklar›n› ve kendilerinebir nükleer sald›r›da bulunulmad›¤› sürece kimseye karfl› kullanmayacaklar›n›belirtmifllerdir. Güvenlik ve tehdit alg›lamalar›n›n nükleer silah edinmede oy-nad›¤› rolü vurgulamak ad›na Güney Amerika’da (her ne kadar sonradan vaz-geçmifl olsalar da) Arjantin ve Brezilya aralar›ndaki sorunlu iliflkiler ve birbir-lerini karfl›l›kl› olarak tehdit olarak alg›lad›klar›ndan birbiri ard›na nükleer si-lah edinmifllerdir.8 Güney Afrika Cumhuriyeti de So¤uk Savafl y›llar›nda s›n›rkomflusu bugünkü Namibya’da bulunan Sovyet ve Kübal› güçlerin kendi top-raklar›na karfl› tehdit oluflturdu¤unu iddia ederek nükleer silah edinmifltir.

Nükleer silah edinmek sadece So¤uk Savafl y›llar›nda de¤il günümüzde dedomino etkisi yaratmaya devam etmektedir. 1962’de Çin’e karfl› savafl› kaybe-den Hindistan, bu ülkenin nükleer silah gelifltirmesi üzerine nükleer program›-n› bafllatm›flt›r. Buna karfl›l›k olarak Hindistan ile s›n›r sorunlar› yaflayan Pa-kistan kendisini tehdit alt›nda hissetmifl ve o da nükleer silah edinmeye çal›fl-m›flt›r. Ortado¤u’daki yüksek tansiyon ve süregelen fliddet ortam› Arap devlet-ler ile aras› bir türlü bar›flmayan ‹srail’in cayd›r›c› etkisi dolay›s›yla (resmia¤›zlardan teyit edilmese de) nükleer silah üretti¤i tahmin edilmektedir. Bununard›ndan da ‹ran’›n, ‹srail ile uzun y›llardan beri devam eden sorunlu iliflkile-rini bahane ederek nükleer silah üretmesine kesin gözüyle bak›l›rken, ‹ran’›n

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 277

nükleer silah üretmesi Türkiye’yi de en k›sa zamanda ayn› yolu tercih etmekzorunda b›rakaca¤› iddia edilmektedir.9

Ülkeleri nükleer silah üretmeye iten nedenler aras›nda güvenlikten sonragelen en önemli nedenlerden birisi o ülkenin enerji ihtiyac›n›n karfl›lanmas›-d›r. Bilindi¤i gibi nükleer santraller sayesinde ülkeler daha ucuza elektrik üret-mektedir ve özellikle enerji sahas›nda d›fla ba¤›ml› ülkeler için cazip bir alter-natif enerji kayna¤› durumundad›r. Sadece Fransa enerji ihtiyac›n›n %75’ininükleer santrallerden sa¤lad›¤› düflünülürse ne derece çekici bir tercih oldu¤udaha net anlafl›lacakt›r. Bunun yan› s›ra devletler nükleer teknolojinin gelme-sini isterler çünkü bu yolla ülkelerine teknoloji transferi olaca¤› gibi üretileceknükleer teknoloji birçok farkl› sektörlerde kullan›larak ülke ekonomisinin iyi-leflmesine katk›da bulunacakt›r.

Nükleer teknolojiyi bar›flç›l amaçlarla kullanan ülkeler ayn› zamanda nük-leer silah üretimine gitme yollar›n›n aç›k oldu¤unu bildikleri için bir anlamdauluslararas› topluma bir tür mesaj verirler. Örne¤in Brezilya, ‹sveç ve GüneyAfrika önceleri bar›flç›l amaçlarla faydaland›klar› nükleer teknolojiyi dahasonralar› silah üretimi için kullanm›fllard›r.

Bunlar›n yan› s›ra bir ülke nükleer silahaa sahip oldu¤unu dünyaya duyu-rarak büyük güç statüsü kazan›r ve uluslararas› arenada sayg›nl›k kazan›r. Buülkeler art›k uluslararas› anlaflma ve toplant›larda farkl› bir grup içinde ele al›-n›rlar ve devletleri büyük devletler ile birlikte an›l›r hale gelir.

Uluslararas› forum ve toplant›lara kat›lma ve masada büyük devletler ilebirlikte oturup dünyadaki nükleer sorunlar›n tart›fl›ld›¤› ortamlarda söz sahibiolmak ülkeleri nükleer silah üretmeye iten nedenlerden bir di¤eridir. Özellik-le büyük devletler d›fl›ndaki devletler bir zamanlar diplomatik savafl yürüttük-leri bir ülke ile ayn› masa etraf›nda eflit flartlara sahip olarak bir konu hakk›n-da pazarl›k yaparak uluslararas› arenada sayg›nl›k kazand›klar›n› teyit ederler.

Nepal Havayollar›n› ya da Malavi Havayollar›n› kaç›m›z duymufluzdur?Zenginlik ve refah düzeyi bak›m›ndan Türkiye ile k›yaslanamayacak kadar ge-ride olan bu ülkelerin sadece birkaç sefer düzenleyen havayollar›na sahip ol-malar› belki tuhaf gelebilir. Elbette bu devletler iflletmelerini çok karl› olduk-lar› ve ülkeye maddi getirisi çok oldu¤u için devam ettirmemektedir. Ulusalhavayolu flirketine sahip olmak günümüz dünyas›nda bir tür geliflmifllik ölçü-tü olarak görüldü¤ü için zarar etseler dahi az geliflmifl ülkeler bu tür iflletme-lerini kapatmazlar. Nükleer teknoloji de çok fazla geliflmemifl ülkeler için ken-di geri kalm›fll›klar›n› örtecek ve kendilerini uluslararas› topluma geliflmifl ül-ke olarak yans›tmak için kullan›lan bir araç olarak da görülmektedir.

278 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””

Tüm bu nedenlerden baflka nükleer silahlar›n yay›lmas›n› güvenlik bak›flaç›s› d›fl›nda inceleyenler ülke içi ve bürokratik ç›karlar›n korunmas› olarak dayorumlanm›flt›r. Scott Sagan, yapt›¤› inceleme sonucunda bir ülkenin nükleersilahlanmaya gitmesi için ülkede gözle görülmeyen bir tür gizli gruplaflmala-r›n olufltu¤unu iddia eder. Ona göre bu tür gruplar› genel itibariyle üç kesim-den insanlar oluflturur; (a) Devletin nükleer enerji kurulufllar› (devlet taraf›n-dan iflletilen laboratuarlar ve sivil amaçl› reaktörler de bunlara dahildir), (b)profesyonel ordu içindeki önemli birimler (genellikle hava kuvvetleri ve ba-zen deniz kuvvetleri) ve (c) politikac›lar (bu genellikle siyasi partiler ile ka-muoyunun nükleer silah edinilmesi taraftar› olduklar› ülkelerde görülür).10 Bugruplar ülkelerinin nükleer silaha sahip olmas›n› ulusal ç›karlar› (ya da kendiç›karlar›) için daha iyi oldu¤unu düflündükleri için hükümeti genellikle dolay-l› ve/veya dolays›z olarak özellikle haber ve bilgi üzerinde kontrol kurarak hü-kümetlerinin kararlar›n› etkilemeye çal›fl›rlar. Bu tür gruplar içinde yer alan bi-lim adamlar› da önemli oyunculard›r. Örne¤in Brezilya’da nükleer silah üreti-mine gidilirken ülkedeki nükleer fizikçilerin ülkelerinde çal›flma imkan› bula-mad›klar› için baflka ülkelere gitmeleri hükümetin karar›nda etkili olmufltur.Beyin göçünü önlemek ve bilim adamlar›ndan rakiplerinin istifade etmesininönüne geçmek ad›na Brezilya kendisi nükleer silah gelifltirmek için programbafllatm›flt›r.

Askeri alanda nükleer silah sahibi olmak bir ülkeye temelde bir tak›m fay-dalar sa¤lamaktad›r.11 Bu faydalardan askeri olanlar› k›saca flunlard›r:

a) Mevcut düflmanlara veya potansiyel düflmana karfl› askeri üstünlük sa¤-lar, (Örne¤in 2. Dünya Savafl›nda ABD’nin Almanya ve Japonya’ya karfl› po-zisyonu)

b) Düflman›n konvansiyonel ya da nükleer alanda üstünlü¤ü ele geçirmesi-ni önler,

c) Rakibi kullanmadan önce senin de nükleer seçene¤ini kullanma kabili-yetinin oldu¤unu gösterir,

d) Askeri ba¤›ms›zl›¤› sa¤lamak, nükleer güçlerin desteklerine olan ihtiya-c› azal›r.

Bir ülke nükleer silah gelifltirdi¤i takdirde siyasi alanda da yine bir tak›mkazan›mlar sa¤lar. Bunlar k›saca flunlard›r;

a) nükleer silahlar ile ilgili uluslararas› toplant›lara kat›larak küresel kararalma mekanizmalar›nda yer al›r.

b) Bir bölge veya ülkeler toplulu¤unda sayg›nl›¤›n› art›r›r ve bölgesel güçolma konumunu kuvvetlendirir.

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 279

c) Nükleer güce sahip güçlü ülkelerin siyasi bask›lar›na dayanacak gücükendinde bulur ve pazarl›k ederken elini güçlendirir.

d) Uluslararas› siyasi hiyerarflide afla¤›l›k alg›lamas›ndan kurtulur. Buözellikle az geliflmifl ülkeler için geçerlidir.

BBiirr üüllkkee nnüükklleeeerr ssiillaahhttaann nneeddeenn vvaazzggeeççeerr??

Ülkelerin neden nükleer teknolojiye sahip olmak ve nükleer silah üretmekistedikleri ele al›nd›. Halbuki günümüze kadar nükleer silah üretme aflamas›n-dayken ya da ürettikten sonra bundan vazgeçen ülke say›s› nükleer silaha sa-hip ülke say›s›ndan hayli fazlad›r (bkz. Tablo 1). Maalesef uluslararas› top-lumda ülkeleri sahip olduklar› nükleer silahlardan ya da üretme aflamas›ndakiülkeleri nükleer programlar›ndan vazgeçirecek teflvikler yetersizdir. Ayr›ca ül-keleri nükleer silah programlar›ndan vazgeçirmek için uygulanan yapt›r›mlarbazen etkili olsalar bile baz› durumlarda ise ters etki gösterip o ülkelerin dahah›rsl› hale getirebilir.

Her fleyden önce bazen ülkeler bafllang›çta nükleer çal›flmalar›n› bar›flç›lamaçla dahi olsa gizleme gere¤i duyarlar. Uluslararas› topluma yanl›fl ya dahatal› bilgiler sunulur ve yeterince fleffaf davranmazlar. Bu tür uygulamalarNorveç, ‹sveç ve Avustralya gibi demokratik ülkelerde de olabilmektedir.

Yukar›da ülkeleri nükleer silah edinmeye iten en büyük etken olarak bah-setti¤imiz güvenlik ve tehdit alg›lamalar› ortadan kalksa bile ülkeler nükleersilahlar›ndan vazgeçmemektedir. Örne¤in ‹ngiltere So¤uk Savafl y›llar›na na-zaran envanterinde azaltmaya gitmifl olsa da halen nükleer silaha sahip bir ül-kedir. Bunun yan› s›ra güvenlik tehditlerinin ortadan kalkmas›yla nükleer si-lahlar›ndan vazgeçen ülkeler de vard›r. Örne¤in Brezilya ve Arjantin karfl›l›k-l› güven tazeleyici anlaflmalar yaparak birbirlerine karfl› oluflturduklar› “d›fltehdit” alg›lamas›n› ortadan kald›rd›klar›nda bu ülkeler nükleer silahlar›ndanvazgeçmifllerdir. Bu ülkelerin böylesi önemli bir karar› almalar›nda ülke için-deki rejim de¤ifliklikleri de önemli rol oynam›flt›r. CIA’nin yapt›¤› bir araflt›r-maya göre ise ülkeleri nükleer silah edinmekten al›koyan ekonomik veya tek-nik faktörlerden daha çok siyasi faktörlerdir. Ekonomik kaynak k›s›tl›¤›, tek-nik engeller, kurumlar, bürokrasi ve hatta rejim de¤iflikli¤i bile daha az belir-leyicidir. Halbuki bu ülkeler nükleer silah üretebilecek kapasitede olduklar›halde siyasi sebeplerden dolay› nükleer arzular›n› dizginlerler.12

280 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””

TTaabblloo 11:: 1945’ten günümüze nükleer geri dönüfl vakalar›13

Bir ülkeyi sahip oldu¤u nükleer silahlardan veya bu yöndeki çal›flmalar›n-dan vazgeçirmek ad›na at›labilecek birkaç ad›m vard›r. Bunlardan birisi ‹ranvakas›nda oldu¤u gibi ülkenin enerji ihtiyac›n› sebep olarak öne sürmesidir.Buna karfl›l›k o ülkenin kendi s›n›rlar› içinde nükleer enerji üretmesindensebaflka ülkelerden bu ülkeye nükleer yak›t tedarik edilmesi önerilebilir. Böyle-likle nükleer silah üretebilecek olan bir ülkenin öne sürdü¤ü nedenlerden biri-si geçerlili¤ini yitirecektir.

Ayr›ca bir ülke nükleer silah üretti¤inde o ülkeye enerji tedarik eden ülke-lerin dostlu¤unu kaybedece¤ini bilirse programlar›n› bafllatmadan önce dahadikkatli düflünecektir. Asl›nda bu yöntem o ülkeyi bir tür ambargo ile tehdit et-mektir. Ama ne yaz›k ki uluslararas› arenadaki bloklaflma ve siyasi gruplaflma-lardan dolay› bu tür bir k›s›tlama flimdiye kadar olmam›flt›r. Bir ülke enerji te-darikçisi olan ülke taraf›nda tehdit edilse bile di¤er müttefik ülkelerden siyasiolarak kendine yak›n olan ülkelerden destek bulacakt›r.14 Buna benzer bir yön-tem olarak NPT’ye üye olmayan bir ülke di¤er nükleer güçlerden nükleer tek-noloji tedarik etmek istedi¤inde bu ülke NPT’ye ve UAEK’nun güvenlik vedenetim kurallar›n› kabul etmeye zorlanabilir. Ülke bu flartlar› kabul etmesihalinde uluslararas› toplumdan nükleer teknoloji transferinde destek ve teflvikbulur.

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 281

Nükleer silaha sahip olan bir ülkeyi vazgeçirmek için uygulanabilecek birdi¤er yöntem ise o ülke herhangi bir flekilde nükleer silah denemesi gerçeklefl-tirdi¤i takdirde ya da bu tür silahlar› bir flekilde kulland›¤› takdirde o ülke ilenükleer teknoloji alan›nda iflbirli¤i yapan ülkelerin iflbirli¤ini kesme tehdidin-de bulunmalar›d›r. fiimdiye kadar bunun bir tek örne¤ine rastlamaktay›z. Hin-distan ilk kez nükleer bomba denemesini gerçeklefltirmesinin ard›ndan bu ül-keye nükleer teknoloji deste¤i sa¤layan Kanada, Hindistan’a olan deste¤inigeri çekti¤ini duyurdu.15 Ancak bu yöntemin faydal› olabilmesi için ülkeninnükleer teknoloji alan›nda kendi ayaklar› üzerinde duracak geliflmifllik seviye-sine henüz ulaflmam›fl olmas› gerekmektedir. Çünkü e¤er o ülke nükleer tek-nolojide d›fla ba¤›ml›l›ktan kurtulmuflsa bu tür tehditler o ülkeyi cayd›rmaya-cakt›r.

AAffrriikkaa vvee nnüükklleeeerr ssiillaahh((ss››zz))llaannmmaa

Afrika k›tas›nda ülkeleri nükleer silah edinmeye iten nedenlerin aras›ndaen baflta gelenleri So¤uk Savafl sebebiyle k›tada bulunan süper güçlere ait as-keri birlikler, ‹srail’in büyümesi ve sömürge olmaktan yeni kurtulmufl olma-n›n verdi¤i eziklik duygusundan kurtulma iste¤i ve sayg›nl›k kazanma say›la-bilir. Özellikle M›s›r ve Libya gibi devletler nükleer silah programlar› içinhalklar›ndan destek isterlerken ‹srail’in bölgedeki Müslüman devletlere karfl›tehdit oluflturdu¤unu sürekli dile getirmifllerdir. Afrika’da nükleer silah edin-me dürtüsünden bahsederken tüm k›ta için bir genelleme yapmak isabetli ol-mayacakt›r. Aksine ülkenin yer ald›¤› co¤rafya o ülkelerin nükleer silahlarakarfl› olan politikalar›nda belirleyici rol oynam›flt›r. Afrika’da ülkelerin nükle-er silah üretimi fazla s›k›nt›l› olmam›flt›r. Özellikle so¤uk savafl boyunca süpergüçlerin ya da nükleer teknolojiye sahip devletlerin deste¤i ile ülkeler d›flar›-dan teknoloji transferi yapm›fllar ya da kendi öz kaynaklar› ile teknoloji gelifl-tirilmifltir.

Afrika nükleer silah üretimin önemli bir ö¤esi olan uranyum bak›m›ndanoldukça zengindir. Güney Afrika Cumhuriyeti k›tadaki en büyük uranyum re-zervlerine sahiptir ve onu Namibya ve Nijer takip etmektedir. Ayr›ca Afrika’dabirçok ülkenin uranyum yataklar›na sahip oldu¤u bilinmektedir. (Bkz. Tablo2) Bu ülkelerin yaln›zca dört tanesi uranyum üretmektedir. Dolay›s›yla GüneyAfrika gibi ülkeler nükleer silah gelifltirmeden kendi kaynaklar›ndan yararla-n›rken Libya gibi uranyum kaynaklar›na sahip olmayan ülkeler uranyum üre-ten Afrika ülkelerinden piyasa fiyat›n›n fazlas›n› vererek yak›t sorunlar›n› çöz-müfllerdir.

282 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””

TTaabblloo 22:: Afrika ülkelerinin kan›tlanm›fl uranyum rezervleri ve y›ll›k üre-tim miktarlar›*

* Kaynak: Survey of Energy Resources 2001, World Energy Council.(Tabloda yer alan bilgiler de¤eri $130/kg alt›ndaki kaynaklar›n toplam›d›r.)

Günümüz itibari ile Afrika’da nükleer silaha sahip ülkenin bulunmamakta-d›r. Ancak, bir kere bu programlar› bafllatma h›rs›na yakalanm›fl ülkelerin aslavazgeçmeyeceklerini ve eninde sonunda bir yolunu bulup nükleer silah ürete-ceklerini savunan tezleri16 ve bölgesel güvenlik sorunlar›n› göz önüne al›rsakAfrika’da birkaç ülkenin ilerleyen y›llarda nükleer silah program›na bafllaya-bilece¤ini öne sürebiliriz. Nükleer silah üretmesi muhtemel ülkeler aras›ndabölgesel güç olarak nitelendirebilece¤imiz Güney Afrika ve Nijerya gibi ülke-ler cayd›r›c› etkisinden dolay› ve Gabon gibi baz› ufak ülkeler ise sayg›nl›k ka-zanma ad›na nükleer silah üretimine gidebilirler.

Ancak bir di¤er yads›namaz gerçek daha var ki o da dünyadaki nükleer si-lahlanma sorunu Afrika’ya ulafl›rken ister istemez bu k›tan›n ülkelerini de

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 283

uluslararas› siyasetin ve güç mücadelelerinin içine çekmesi bak›m›ndan tümk›tay› ilgilendiren bir mesele oldu¤udur. Ama dünya bar›fl› aç›s›ndan bak›ld›-¤›nda sevindirici olan Afrika ülkelerinin nükleer silah sorununa yaklafl›mlar›n-da tüm k›tay› Nükleer Silahlardan Ar›nd›r›lm›fl Bölge (Nuclear Weapon FreeZone) ilan etmeleridir. Asl›nda Afrikal› ülkeler NPT’yi imzalarken özellikleSo¤uk Savafl döneminin flartlar› alt›nda ba¤›ms›zlar blo¤unda yer ald›klar› içinböylesi bir karar almalar› uluslararas› arenada siyasi durufllar›na uygun düfl-mekte idi. Ayr›ca böyle yaparak önemli bir k›sm›n› ba¤›ms›zl›klar›n› yeni ka-zanm›fl ülkelerin oluflturdu¤u bu blok büyük güçlerin ideolojik siyaset savafl-lar›na çekilmemifller aksine gerilimlerden uzak kalm›fllard›r.17

Geçmifle bak›ld›¤›nda Afrika ülkeleri gerekli teknoloji, yetiflmifl insan venükleer yak›t eksikli¤i nedeniyle ba¤›ms›zl›klar›n› kazanmalar›n›n ard›ndannükleer silah gelifltirmeye gitmedilerse de kendi topraklar›nda di¤er güçlüdevletlerin nükleer deneme yapmas›na da müsaade etmediler. Örne¤in Balewadöneminde Nijerya Sahra çölünde yapt›¤› nükleer denemeler yüzünden Fran-sa ile diplomatik iliflkilerini 1961’de keserken Gana’n›n ilk devlet baflkan›Kwame Nkurumah ise tüm Frans›z mallar›na tedbir koydurttu.

NPT’yi imzalayan birçok Afrika ülkesi k›tay› nükleer silahlardan ar›nm›flbir bölge haline dönüfltürece¤i ve yeni kurduklar› devletlerini bir tehdittenuzak tutma düflüncesi ile bu anlaflmay› imzalad›lar. ‹mza atan ülkeler antlafl-man›n flartlar›n› tamamen okumad›lar ve hatta detaylar›n› bile dikkat etmedi-ler ve böylelikle sat›r ararlar›ndaki büyük devletleri kay›ran çifte standard› ya-kalayamad›lar. Y›llar sonra bu Afrika ülkeleri zaman›nda göremedikleri çiftestandard›n fark›na vard›lar. Büyük devletler nükleer cephanelerini doldurur-ken kendilerinden baflka di¤er ülkelerin bu silahlar› edinmemesi için ellerin-den geleni yapt›lar.18

Afrika k›tas›n›n nükleer silahlardan ar›nd›r›lm›fl bölge haline getirilmesiy›llard›r gerçekleflmeyi bekleyen bir umuttur. Bu umudun bafllang›c› Pelinda-ba Anlaflmas› olarak da bilinen Afrika’n›n nükleer silahlardan ar›nd›r›lm›fl böl-ge olmas›n› öngören anlaflman›n 1964 Temmuz ay›nda Kahire’de imzalanma-s›yla bafllad›. ABD, ‹ngiltere ve Rusya anlaflmay› 1996 y›l›nda imzalad›lar an-cak nükleer devlet olarak üzerlerine düflen yükümlülüklerden bahseden anlafl-man›n 1. ve 2. protokollerini hala imzalamad›lar. 2005 y›l› sonu itibari ile 20Afrika ülkesi anlaflmay› onaylam›flt›r.19 Anlaflman›n yürürlü¤e girmesi için isesekiz Afrika ülkesinin daha imzas› gerekmektedir.

LLiibbyyaa:: NNüükklleeeerr ssiillaahhllaannmmaaddaa bbiirr ddiipplloommaassii bbaaflflaarr››ss››

19 Aral›k 2003 günü Libya hükümeti taraf›ndan duyurulan bir bildiri tümdünyan›n dikkatini bu kuzey Afrika ülkesine çekti. Çünkü Libya nükleer prog-ram›ndan vazgeçme karar›n› tüm dünyaya duyuruyordu. Buna göre Libya;

284 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””

a) Tüm nükleer silah programlar›n› durduracak, mevcut faaliyetlerini UA-EK’na bildirecek, NPT kurallar›na uydu¤unun kan›tlanmas› için uluslararas›teftifl görevlilerini kabul edecek ve NPT’nin ek protokolünü imzalayacak,

b) Tüm kimyasal silahlar›, bunlar için gereken mühimmat› ve di¤er dona-n›mlar› imha edecek ve Kimyasal Silah Konvensiyonu’nu imzalayacak, ve

c) 300 km’den fazla menzile ve 500 kg’dan fazla tafl›ma kapasitesine sahipfüzelerini imha edecek ve bunlar› Füze Teknolojisi Kontrol Yönetimi (MTCR)ölçütlerine göre düzenlenecek.

Peki Libya gibi Arap ve Afrika ülkeleri aras›nda liderlik sevdas›na tutul-mufl bu rolü kapmak için defalarca cesurca ç›k›fllar yapm›fl bir ülkenin geriad›m atmas›n›n arkas›nda hangi sebepler yatmaktad›r? Bu sebepleri ele alma-dan önce isterseniz kimilerince bu karar›n al›nmas›nda önemli sebep olarakgösterilen ama asl›nda pek de önemli bir etken olmayan bir konuya de¤inelim.Bush yönetimine göre Libya’n›n kitle imha silahlar›ndan vazgeçme karar› al-mas›nda Irak’›n iflgali ile verilen mesaj en önemli faktördü ve dünyadaki “hay-dut” devletleri hizaya getirmede askeri yöntemler kullanmak ifle yaramaktay-d›. Bu görüflü savunanlara göre Kaddafi e¤er kitle imha silahlar›n› elinde bu-lundurmaya devam ederse ABD iflgaline davetiye ç›karm›fl olacakt›. Güçlüdevletler “haydut” devletlerin nükleer silah edinmesine karfl›yd› ve bunu önle-mek için gerekirse askeri seçenekleri de denemekten kaç›nmayacaklar›n› ka-n›tlam›fllard›.

Bu analiz birkaç sebepten ötürü inand›r›c› gözükmemektedir. Öncelikle2003 Irak savafl› s›ras›nda Libya nükleer silah edinmeye çal›flan tek ülke de-¤ildi. ‹ran ve Kuzey Kore ABD için en az Libya kadar tehdit oluflturmaktayd›.Bush’un “fler ekseni” tan›mlamas›nda Libya’y› anmamas› da Libya’n›n ABDiçin öncelikli tehditler aras›nda olmad›¤›n› göstermektedir. Ayr›ca hat›rlanma-s› gereken baflka bir nokta da Libya’n›n elindeki kitle imha silahlar›ndan vaz-geçme karar›n› ilk kez dile getirmesi 1990’l› y›llar›n bafllar›na kadar gitmek-tedir. Örne¤in 1997 y›l›nda Clinton yönetimi Libya ile Tarhuna’daki kimyasalsilah tesislerinin y›k›lmas› konusunda görüflmeler yapt›. Clinton dönemindekiyetkililerin verdikleri bilgilere göre Libyal› yetkililer 1999’da gizli müzakere-ler sonunda kitle imha silahlar›n› teslim etmeyi teklif ettiler ve Kaddafi bizzatkendi uzlafl› karar›n› iletti.20 Bu hat›rlatmay› yapt›ktan sonra gelelim Libya’n›nbu tarihi karar› arkas›nda gerçek nedenlere. Sebepleri ulusal ve uluslararas›boyut olmak üzere iki boyutta ele almak daha do¤ru olacakt›r.

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 285

LLiibbyyaa’’nn››nn KKaarraarr››nn›› EEttkkiilleeyyeenn ‹‹çç EEttkkeennlleerr

Libya’n›n nükleer silahlar›ndan vazgeçme karar›n› almas›nda rol sahibiolan iç etkenleri de iki ayr› gruba ay›rabiliriz; siyasi ve ekonomik sebepler.

Birinci siyasi neden olarak yönetim devrinden bahsedebiliriz. 1969’tan be-ri ülke yönetimini elinde bulunduran ve yafl› oldukça ilerlemifl olan MuammerKaddafi yerini o¤lu Seif El ‹slam’a b›rakmaya haz›rlanmaktad›r. Ayr›ca SeifEl ‹slam benimsedi¤i daha aç›k toplum, bat› ile daha iyi iliflkiler kurma iste¤ive ülkesinin üzerindeki izolasyonu kald›rmaya yönelik fikirleri dolay›s›ylaözellikle genç Libyal›lar aras›nda bir umut olarak görülmektedir.21 Londra’daLondon School of Economics’de doktora yapan Seif babas›na birçok konudadan›flmanl›k yapt›¤› ve karar süreçlerinde babas› ile fikir al›flveriflinde bulun-du¤u biliniyor. Örne¤in Lockerbie ma¤durlar›na tazminat ödenmesinin kabu-lünde onun rolü oldu¤u iddia edilmektedir. Dolay›s›yla kimilerine göre Kad-dafi bat› ile olan kötü iliflkileri yumuflatarak ve uluslararas› toplumda Libya’yayeniden sayg›nl›k kazand›rarak yönetimi o¤luna teslim etti¤inde onu zor birdurumda b›rakmak istememektedir.22 Seif El ‹slam’›n Libya’n›n bir sonrakidevlet baflkan› olup olmayaca¤› henüz kesin olmasa da Arap ülkelerine bak›l-d›¤›nda bunun oldukça muhtemel bir senaryo olarak gerçekleflece¤ini iddia et-mek zor olmayacakt›r. M›s›r, Suriye ve Ürdün gibi Arap ülkelerinde babalarkoltuklar›n› çocuklar›na b›rakt›lar ya da b›rakmaya haz›rlan›yorlar.

‹kinci olarak Kaddafi’nin y›llard›r sürdürdü¤ü tek kiflilik yönetim anlay›-fl›nda son dönemlerde radikal ‹slami söylemler benimseyen gruplar›n muhale-fetiyle karfl›laflmas› da etkili oldu. Özellikle 11 Eylül sonras›nda Bush yöneti-minin radikal ‹slami gruplara karfl› tak›nd›¤› kat› tutum Libya politikalar›ndade¤iflime sebep oldu. Kendisine 1996 y›l›nda yap›lan baflar›s›z suikast girifli-minin ard›ndan Kaddafi ülke içi siyasette muhalifleri ile mücadele ederkenBush yönetimi ile ayn› safta yer ald›. Kendisi için en büyük muhalif güç ola-rak gördü¤ü Libya ‹slami Mücadele Grubu’nu (LIFG) terörist olarak ilan ettive uluslararas› toplumdan bu grupla mücadelede iflbirli¤i istedi.

Ekonomik etkenler de siyasi etkenler kadar Libya’n›n politika de¤iflimdebelirleyici rol oynad›lar. ABD ve BM taraf›ndan ülkeye uygulanan ticari ve as-keri ambargo sonucunda ülkenin ekonomisi zengin petrol kaynaklar›na ra¤-men bir türlü geliflme kaydedemedi. Halk›n içinde bulundu¤u maddi zorluklarve yoksulluk kitleleri Kaddafi’ye karfl› muhalif düflünceler beslemeye iterkenmuhalif güçler de arkas›ndaki halk deste¤ini giderek art›rmaktayd›. HaliyleKaddafi ülkesine uygulanan ambargolar›n da etkisiyle halk› giderek karfl›s›naald›¤›n› fark etti.

286 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””

Bu iç nedenler Kaddafi’yi Haziran 2003’te tarihi bir konuflma yapmaya it-ti. Kaddafi yapt›¤› konuflmada kamu sektörünün iflas etti¤ini ve kald›r›lmas›gerekti¤ini belirterek petrol sektörünün özellefltirilece¤ini söyledi. Ard›ndanLibya’y› Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) üye yapma sözü verdi. Libya Kas›m2001’de DTÖ’ye girmek için baflvuruda bulunmufl ancak baflvurusu ABD ta-raf›ndan engellenmiflti.23 Haziran 2004’te yenilenen baflvuru olumlu karfl›lan-d› ve ABD’nin de onay› ile üyelik görüflmeleri bafllad›.

Özetle söylemek gerekirse Kaddafi, en az›ndan baflta o¤lu olmak üzere ya-k›n dan›flmanlar›, bir fleyi fark etmifllerdi: Libya’y› yoksulluktan kurtarman›ntek çaresi uluslararas› ticarete ve yat›r›mlara aç›k hale gelmekti. Bunun içinekonomik ç›karlara milliyetçi ve ideolojik ç›karlardan daha fazla önem veril-meliydi.24

LLiibbyyaa’’nn››nn KKaarraarr››nn›› EEttkkiilleeyyeenn DD››flfl EEttkkeennlleerr

Muammer Kaddafi döneminde Libya d›fl politikas›n› ve özellikle nükleersilahlardan vazgeçme karar› al›nmas›ndaki d›fl etkenler iç etkenlerden dahaönemli rol oynad›. BM taraf›ndan uygulanan ticari ve askeri yard›mlar›n yan›s›ra AB ülkelerinin de kat› tutumlar› Libya’y› politika de¤iflimine zorlad›. Hiçflüphesiz BM taraf›ndan uygulanan yapt›r›mlar etkili olsa da Libya-ABD ilifl-kileri bu süreci etkileyen en önemli faktördü.

Libya-ABD iliflkileri 1971 y›l›na kadar oldukça iyi ilerlemekteydi. 1 Eylül1969 günü Muammer Kaddafi 79 yafl›ndaki Kral 1. ‹dris’i kans›z bir darbe so-nunda yönetimi ele ald›. Libya’n›n petrol üreten ülkeler s›n›f›na kat›ld›¤› 1959y›l›ndan 1970’kadar iliflkiler sorunsuz ilerlemekteydi. ‹lk bafllarda ABD yö-netimi iyimser olduysa da bir y›l sonra Eylül 1970’de Libya’daki AmerikanWheelus üssü millilefltirilerek ABD güçleri ülkeden ç›kart›ld› ve üssün ad› Uk-be bin Nafi olarak de¤ifltirildi. ESSO baflta olmak üzere birçok Amerikal› pet-rol firmas› Libya’da petrolden çok para kazanmaktayd› ve Kaddafi’nin ülke-nin petrol kaynaklar›n› millilefltirme karar› neticesinde ABD ç›karlar› zarargördü.25

ABD 1979 y›l›nda Carter döneminde Libya’ya her türlü silah, mühimmatve gereçlerin sat›fl›n› durdurdu. Reagan döneminde iliflkiler iyice kötüleflti.1981’de Amerikan savafl uçaklar› Sidra körfezinde iki Libya savafl uça¤›n› dü-flürdü. Bir sene sonra ABD Libya’ya seyahat etmeyi ve bu ülkeden petrol ithaletmeyi yasaklad› ve birkaç y›l sonra da bu ülke ile olan her türlü ticari iliflki-lere ve ifllemlere son verdi. 1986 y›l›nda Amerikal› petrol firmalar› Libya’da-ki faaliyetlerini dondurdular ve ayn› sene Amerikan savafl uçaklar› Libya’n›niki flehrine sald›rarak içlerinde Kaddafi’nin üvey k›z› da dahil 15 kifliyi öldür-

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 287

dü. Bu son geliflmeler Libya’da Amerika karfl›tl›¤›n› art›rd› ve sonras›nda ra-dikal örgütleri terörist faaliyetler içine girdi. Lockerbie ve UTA olaylar› Ame-rika’n›n Libya’y› bombalamas›na misilleme olarak gösterildi.26 21 Aral›k 1988günü Amerikan PanAm flirketine ait 103 sefer say›l› yolcu uça¤› ‹skoçya’n›nLockerbie flehri üzerindeyken patlat›ld› ve toplamda yolcular ve mürettebatdahil 259 kifli ve uça¤›n düfltü¤ü Lockerbie flehrinde yaflayan 11 ‹skoçyal› ha-yat›n› kaybetti. Bir y›l sonra 19 Eylül 1989 günü Frans›z UTA havayollar›naait bir yolcu uça¤› Bat› Afrika’da Nijer üzerindeyken içindeki yolcularla bir-likte patlat›ld› ve 170 kifli hayat›n› kaybetti. Lockerbie olay› ABD’yi ve Ame-rika halk›n› ciddi anlamda etkiledi ve Libya-ABD iliflkilerinin tamamen kilit-lenmesine yol açt› çünkü Amerika halk› 11 Eylül sald›r›lar›n› saymazsak buolayda hayat›n› kaybeden insan say›s› kadar bir terörist sald›r›da kay›p verme-miflti.

Bu iki olay gerek ABD’de gerekse Fransa’da Libya aleyhine kamuoyuoluflmas›na neden oldu. Özellikle ABD’de Lockerbie olay›nda yak›nlar›n›kaybeden aileler bir platform oluflturarak Amerikal› siyasetçilere Libya’yakarfl› sert tutum tak›nmalar› için bask› uygulad›lar. UTA olay› da Fransa’daLibya’ya karfl› tepki dalgalar›n›n oluflmas›na neden oldu ve yap›lan gösterilerve kamuoyu bask›s› sonucu Libya’ya karfl› yapt›r›mlarda Fransa belki de enkat› davranan Avrupa ülkesi oldu.27

‹ki ülke aras›ndaki iliflkilerin gerilimi Clinton döneminde de dinmedi.Clinton 1996 senesinde ‹ran-Libya Yapt›r›m Yasas› (ILSA) olarak bilinen vebu iki ülkeyi daha fazla izole etmeyi amaçlayan bu yasa ile bu iki ülkeye ener-ji sektöründe yat›r›m yapanlar en az 40 milyon ABD dolar› cezaya çarpt›r›l-makla tehdit edildi. Bu yasan›n süresi dolmas›na ra¤men 2001 y›l›nda bir befly›ll›¤›na daha uzat›ld›.

Avrupa’n›n tutumu da Libya’n›n politika de¤iflimine gitmesinde en azABD kadar hatta daha fazla etkili olmufltur. Avrupa, Libya olay›n› de¤erlendi-rirken meseleyi daha çok Akdeniz boyutunda, güvenlik ve ekonomi çerçeve-sinde ele alm›flt›r. Avrupa Birli¤i Konseyi 10 Aral›k 2003’te Kitle ‹mha Silah-lar›n›n Yay›lmas›na Karfl› Avrupa Birli¤i Stratejisi’ni kabul etti. Bu stratejiyegöre Akdeniz’in güvenli¤i Avrupa’n›n güvenli¤i için gereken birinci flartt›. Ül-keler kendilerini ne kadar güvende hissederlerse nükleer silahlardan vazgeç-me ihtimalleri de o kadar yüksek olacakt›.28 Avrupal› liderlere göre Avrupa’n›ngüvenli¤i Libya’n›n uluslararas› sisteme eklemlenmesi ile do¤rudan ba¤lant›-l› idi. Avrupa Birli¤i, Barcelona süreci olarak bilinen 1995 Kas›m ay›nda ABD›fliflleri Bakanlar›nca imzalanan Avrupa-Akdeniz Ortakl›¤› anlaflmas› ile Ak-deniz’e k›y›s› olan ülkeler ile iflbirli¤ine gitme yollar›n› arad›. Bu süreç 1995

288 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””

y›l›nda bafllad›¤›nda Libya’n›n kat›lmas›na izin verilmedi. Ancak 1999 y›l›n-da BM’nin tüm yapt›r›mlar› kald›rma karar›ndan sonra AB, Libya’n›n kat›l›-m›n› yeniden de¤erlendirme iste¤ini dile getirdi.

Co¤rafi yak›nl›k ve tarihi ba¤lardan dolay› Libya’daki geliflmeler Avru-pa’y› ister istemez etkilemifltir. AB ülkeleri geçmifl y›llarda da Libya ile yak›niliflkiler içinde olmufllard›r. Baflta ‹talya as›ll› ENI olmak üzere birçok Avrupa-l› petrol flirketi Libya’n›n hidrokarbon kaynaklar›n›n gelifltirilmesinde pay sa-hibidir. ‹talya, Almanya, ‹ngiltere ve Fransa gibi birçok AB üyesi ülke Libyaile derin ticari iliflkilere sahiptir. Libya petrol ihracat›n›n neredeyse tamam›n›Avrupa’ya yapmaktad›r. Dolay›s›yla AB’nin özellikle 1990’l› y›llar›n tama-m›nda BM taraf›ndan uygulanan yapt›r›mlara kat›lmas› Libya ekonomisiniciddi anlamda vurdu.

BM ve ABD’nin Libya’ya uygulad›klar› ambargolar ülke ekonomisiningeliflmesinin önündeki en büyük engeldi. Ekonomik yapt›r›mlar›n bu ülkeyeolan maliyetinin yaklafl›k 30 milyar dolar oldu¤u tahmin edilmektedir.29 Art›kbu yapt›r›mlar›n Libya ekonomisine verdi¤i zarar halk›n sabr›n› tafl›rmak üze-re oldu¤unu gören Kaddafi (o¤lunun da etkisiyle) bat› ile iliflkilerini normal-lefltirme yoluna gitti.

Son olarak Libya’n›n tarihi d›fl politika de¤iflimini etkileyen d›fl faktörler-den bahsederken bu ülkenin uluslararas› toplumdaki konumundan da bahset-mek faydal› olacakt›r. Önceleri Arap kimli¤ini öne ç›kartan Kaddafi, Filistin-‹srail sorununda Filistin’i yüksek sesle desteklerken ‹srail’e karfl› da sert tutumsergilemekteydi. Libya lideri M›s›r eski devlet baflkan› Enver Sadat’› ‹srail ilebar›fl anlaflmas› imzalad›¤› için elefltirmiflti. Kaddafi, ‹srail karfl›t› tutumunu okadar ileri götürmüfltü ki Yahya Zoubir’e göre Filistin bile ‹srail ile bar›fl ko-nusunda daha iyimser görünmekteydi.30 Haliyle Libya’n›n bu tutumu Arap ül-kelerinin tepkisini çekti. Çünkü Libya 1967 savafl›na kat›lmam›flt› ve co¤rafiolarak bölgeye uzak olmas›ndan dolay› muhtemel bir savaflta M›s›r, Ürdün ve-ya Suriye kadar etkilenmeyecekti. Di¤er bir ifadeyle Arap ülkeleri Kaddafi’ye“nas›l olsa senin tuzun kuru” diyerek Libya’y› d›fllamaya bafllad›lar. Bundandolay›d›r ki birçoklar›n›n da dikkatini çekti¤i gibi Kaddafi son dönemlerde Af-rikal› kimli¤ini daha ön plana ç›karmaktad›r. 2001 y›l›nda kurulan Afrika Bir-li¤i’nin mimarlar›ndan birisi de Libya’d›r ve Birlik’in kuruluflu için kayda de-¤er maddi katk›da bulunmufltur. Ancak Afrika ile iliflkilerini art›r›p bu k›tadaetkin rol oynamak isteyen Libya bu sefer karfl›s›nda geçmiflte Çad, Sudan vedi¤er komflu Afrika ülkeleriyle yaflad›¤› sorunlar› ve savafllar› buldu.

K›sacas› Libya geçmiflte sergiledi¤i tutumlardan dolay› ne Arap ne de Af-rika ülkeleri aras›nda kendisine etkin bir yer bulamam›flt›r. Libya yönetimi

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 289

yapt›klar› analizler sonucunda ülkeleri için önemli olan bu iki co¤rafyada da-ha sayg›n bir yer edinmek için öncelikle bat› ile olan iliflkilerin normallefltiril-mesi, ülke içinde kalk›nman›n sa¤lanmas› ve bunlar için de nükleer silahlar›n-dan vazgeçmesi gerekti¤ine inand›lar. ‹flte Libya’n›n elindeki kitle imha silah-lar›ndan vazgeçmesi ve d›fl politikas›nda radikal de¤iflimlere gitmesi tüm buetkenler ›fl›¤›nda de¤erlendirilmelidir.

TTaarriihhii SSüürreeçç vvee GGeelliiflflmmeelleerr

Libya’n›n nükleer silah edinme rüyas› fluan ki Devlet Baflkan› MuammerKaddafi’nin 1969 y›l›nda Kral 1. ‹dris’i devirerek yönetimi ele geçirmesinekadar geriye götürülebilir. O y›llarda iki süper güç aras›ndaki nükleer yar›fl›nyan› s›ra Çin ve Hindistan gibi ülkelerin de nükleer silah üretmeleri Libya’n›narzular›n› kamç›lad›. ‹lk bafllarda nükleer çal›flmalar› birlikte yürütmek için1971’de dönemin baflbakan› Abdul Salam Jalloud nükleer çal›flmalara baflla-mak için gereken bir tak›m cihazlar almak üzere Pekin’e gönderildi ancak Çin-li idareciler bu teklife olumlu yaklaflmad›lar. Ard›ndan Hindistan ve SovyetlerBirli¤i’nden de yard›m istediyse de her iki ülkeden de olumsuz yan›t ald›. Bu-nun ard›ndan 30 Temmuz 1974’te Libya Atom Enerjisi Komisyonu kuruldu veArjantin ile gizli bir anlaflma imzalayarak bu ülkeden alaca¤› uranyum ile nük-leer çal›flmalar› için gereken yak›t› ilk bafllarda garanti alt›na alm›fl oldu. Da-ha sonralar› ise çal›flmalara h›z veren Libya hükümeti nükleer silah üretimin-de ciddi mesafe kat etti.

2003 y›l›n›n Mart ay›nda Libya devlet baflkan› Muammer Gaddafi’nin enyak›n çal›flma arkadafllar›ndan Musa Kusa ve ekibi31 ‹ngiltere’ye giderek buülkenin istihbarat görevlilileriyle görüfltüler. Görüflmelerinde ‹ngiltere veABD ile birlikte ülkelerinin nükleer silah programlar› hakk›nda görüflmeleribafllatmaya haz›r oldu¤unu ifade ettiler. ‹ngilizler Bush yönetimini arayarakLibya’n›n talebini ilettiler. Amerika yönetimi her fleyden önce Libya’n›nBM’nin flart kofltu¤u ad›mlar› atmas›n› istedi ve aksi halde görüflmelerdenbahsetmenin bile mümkün olmad›¤›n› belirtti. Asl›nda Amerikal› yetkililerkendilerine Libya’n›n teklifi sunuldu¤unda görüflmeler için pek de istekli ol-duklar›n› söylemek do¤ru olmaz. Zaman›n Yak›ndo¤u ifllerinden sorumlu D›-fliflleri bakan› yard›mc›s› Martin Indyk’e göre 1999’da Libyal›lar birçok defakitle imha silahlar›ndan vazgeçmek istediklerini Amerikal› yetkililere bildirdi-ler ancak o dönemde ABD, Lockerbie olay›nda Libya taraf›ndan ma¤dur aile-lere ödenecek tazminat› garanti alt›na alma konusuna daha fazla önem veriyor-du:

Ekim 1999’da Libya elindeki kimyasal ve di¤er kitle imha silahlar›ndanvazgeçme teklifini birkaç kere bizlere sundu ve o dönemde sürmekte olan çok

290 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””

tarafl› Ortado¤u silah kontrolü görüflmelerine kat›lmak istedi¤ini söyledi. Lib-ya’n›n teklifini o gün neden de¤erlendirmedik? Çünkü PanAm 103 olay›n›nçözülmesi bizler için sonraki ad›mlar için ön flartt›32

1992 y›l›nda Libyal› yetkililer Demokrat partili senatör Gary Hart’a yap›-c› diyalog bafllatmak istediklerini ilettiler. Libyal›lar bunun karfl›l›¤›nda Pa-nAm uça¤›n› bombalamakla suçlanan kiflileri teslim edeceklerini ve sonras›n-da en k›sa zamanda görüflmelere bafllamak istediklerini söylediler.33 Libya’n›ndaha sonra Lockerbie ma¤durlar›na 10 milyon dolar tazminat ödeme karar› al-mas›ndan sonra ABD görüflmelere bafllayabilece¤ini duyurdu. Dokuz ay sürençetin pazarl›klar sonunda 19 Aral›k 2003 günü Libya elindeki kitle imha silah-lar›ndan vazgeçti¤ini dünyaya duyurdu. Uluslararas› gözlemciler Libya’n›nnükleer silah tesislerini gezdiklerinde Libya’n›n henüz nükleer silah üretmeaflamas›nda gelmedi¤ini gördüler34 ancak ülkenin nükleer silah üretim tekno-lojisinde ulaflt›¤› nokta ABD ve ‹ngiliz istihbarat bilgilerinin öngördü¤ünündaha ilerisindeydi.35

LLiibbyyaa’’nn››nn kkaazzaanncc›› nnee oolldduu??

Kimilerine göre uluslararas› arenada Libya geri ad›m att›¤› için kendi ulus-lararas› imaj›na zarar verdi. Ancak Libyal› yetkililer böylesi bir tarihi karar al-madan önce tüm art›lar› ve eksileri hesaba katarak bir karar verdiler. Asl›ndaLibya’n›n ald›¤› karar›n özü gayet basit: Libya nükleer silahlara sahip olma-dan, bu silahlara sahip olduktan sonra olaca¤›ndan daha iyi bir durumda ola-bilir.

Libya’n›n uluslararas› terörizme destek vermedi¤ini ve uluslararas› top-lumla iflbirli¤i içinde oldu¤una BM’yi ikna ettikten sonra 1999’da BM taraf›n-dan uygulanan yapt›r›mlar kald›r›lm›flt›. Sonras›nda ise AB ülkeleri bu ülkeyeyönelik ticari yapt›r›mlar› kald›rd›lar. Özellikle Libya’ya yak›n olan ‹talya’danLibya’ya kaçak silah ticareti ciddi boyutlara ulaflmaktayd›. Bunun önüne geç-mek için AB ülkeleri sonraki y›llarda Libya’ya karfl› uygulad›klar› askeri am-bargoyu aflamal› olarak gevflettiler. Ancak BM, Libya’n›n uluslararas› teröriz-mi desteklemedi¤ine ikna oldu¤u zaman bu ülkeye dönük yapt›r›mlar›n› kal-d›rmas›na ra¤men ABD kendi yapt›r›mlar›n› sürdürdü. Bu farkl› tutumuABD’nin iç siyasetindeki baz› politikalar›n› (ulusal füze kalkan› gibi) hakl› ç›-karma çabas› olarak yorumlayanlar da oldu.36

Libya’n›n tek kazanc› ülkesine dönük yapt›r›mlar›n kalkmas› olmad› elbet-te. Uluslararas› toplumda (özellikle Amnesty International taraf›ndan elefltiri-len) elefltirilen Libya’n›n BM ‹nsan Haklar› Komisyonu baflkanl›¤› için adayolmas›n›n ard›nda da Libya’n›n uluslararas› toplumla iliflkilerini düzeltmesin-

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 291

den ald›¤› cesaretten kaynaklanmaktad›r. Di¤er yandan ise ülkenin daha öncegeliflmifl devletler taraf›ndan bloke edilen DTÖ üyeli¤inin önü aç›ld› ve müza-kereler bafllad›.

ABD, Libya’n›n tarihi karar›ndan tam bir y›l sonra Aral›k 2004’te ABDLIFG’yi yabanc› terörist örgütler listesine ekleyerek iki ülke aras›ndaki iliflki-lerin normale dönmeye bafllad›¤› sinyali verdi. Ancak Libya’ya enerji sektö-ründe yat›r›m yapan firmalar› 40 milyon dolar para cezas› öngören ve Clintondöneminde kabul edilen ILSA Bush yönetimindeki baz› diplomatlar ve petrolfirmalar›n›n enerji güvenli¤i endifleleriyle yenilenmemesini istediler. Fakat çe-flitli lobilerin çal›flmalar› sonucunda Amerikan Kongresi ILSA’y› befl sene da-ha uzatmak karar› ald›.37

LLiibbyyaa OOllaayy››nnddaann ÇÇ››kkaarr››llaaccaakk DDeerrsslleerr

Libya’n›n nükleer silahlar›ndan vazgeçme gibi önemli bir karar almas›n›narkas›nda her fleyden önce ak›lda tutulmas› gereken belirleyici etken bu kara-r›n Libya taraf›ndan al›nm›fl olmas›d›r. Libya’ya karfl› daha sert yapt›r›mlaruygulansa veya askeri yöntemler denemekle tehdit edilse Libya vazgeçmeyidüflünür müydü tart›fl›l›r. Kan›mca, Libya olay›ndan al›nmas› gereken üçönemli ders bulunmaktad›r.

Birinci olarak bir ülkeyi nükleer silahlar›ndan vazgeçirmenin yolunun as-keri yöntemlerden geçmedi¤i görüldü. Unutulmamal› ki Libya’n›n bu karar›almas›nda ABD uçaklar›n›n Libya flehirlerini bombalamalar› olumlu etki yap-mam›fl aksine Libya’n›n nükleer h›rs›n› kamç›lam›fl ve radikal gruplar› teröristfaaliyetlere itmifltir. Taraflar diplomasi ve bar›flç›l tüm yöntemleri denemeli veolay›n çözümünde iflbirli¤i yapmal› ve sert demeçlerle nükleer silah sahibi ül-ke ile yüzleflmekten kaç›nmal›d›r. Görüflmelerin bir an önce bafllayarak taraf-lar›n karfl›l›kl› oturup konuflmalar› için taraflar gerekli özveriyi göstermelidir-ler.

‹kinci olarak görüflmelerde taraflar›n gizlilik ilkesine uymalar› taraflar ara-s›nda süren pazarl›klar›n uluslararas› kamuoyu taraf›ndan etki alt›na al›nmas›-n› önlemifl ve daha verimli çal›flmalar yap›lmas›na zemin olanak sa¤lam›flt›r.

Üçüncü olarak ise görüflmelerde uluslararas› toplum temsilcilerinin bulun-mas› Libya olay›nda al›nmas› gereken bir di¤er derstir. Libya olay›nda özel-likle bu ülkenin ›srar›yla görüflmelere ABD, ‹ngiliz ve Libyal› yetkililerin ya-n› s›ra UAEK’dan yetkililer de kat›lm›fl ve sa¤lanan iflbirli¤i uluslararas› ku-rulufllarca teyit edilmifltir.

Libya’n›n nükleer silahlar›ndan vazgeçti¤ini duyurmas›n›n ard›ndan ulus-lararas› gözlemciler nükleer tesisleri ortadan kald›rd›ktan sonra her fley bura-

292 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””

da bitmedi. Vurgulanmas› gereken bir di¤er nokta da görüflmelerde uluslarara-s› toplumun gelece¤e dönük bir iste¤idir. Libya’n›n nükleer silah üretim çal›fl-malar›nda kulland›¤› bilim adamlar› bu tür kitle imha silahlar›n›n nas›l üreti-lece¤i konusunda uzman kiflilerdir ve Libya’n›n ard›ndan baflka bir ülke tara-f›ndan kullan›labilirdi. Hat›rlanaca¤› üzere Brezilya nükleer silah üretme ka-rar› al›rken öne sürdü¤ü tezlerden birisi de ülkesindeki nükleer fizik uzman›bilim adamlar›na çal›flma ortam› sa¤layarak bar›flç›l amaçlarla nükleer enerjiüretmek idi. Günümüzde dünya genelinde bafl›n› nükleer silah üretimi konu-sunda Pakistan’›n nükleer silah üretiminde katk›s› bulunan Pakistanl› nükleerfizikçi A.Q Khan’›n çekti¤i bir grup bulunmaktad›r. Bu grup küresel boyuttanükleer silah üretimini ve yak›t teminini ticari bir ifl olarak görmektedir.38 Do-lay›s›yla bu grup nükleer ve kimyasal silah üretiminde çal›flabilecek kiflileri ül-kelerinde kazanacaklar›ndan daha fazla para önererek kullanabilmektedir. Bu-nun önüne geçme ad›na nükleer silahlar›ndan vazgeçen ülkenin nükleer tesis-lerde kulland›¤› bilim adamlar›n›n kontrolü ve takibi önem arz etmektedir.

SSoonnuuçç:: LLiibbyyaa mmooddeellii ‹‹rraann’’aa uuyygguullaannaabbiilliirr mmii??

Uluslararas› toplum (özellikle ABD ve Avrupa’n›n önemli siyasi güçleri)Libya’n›n kendi r›zas› ile ald›¤› nükleer program›ndan vazgeçme karar›n›‹ran’›n da almas›n› sa¤layabilirler mi? Her ülkenin durumunu de¤erlendirir-ken o ülkenin kendine has flartlar›n› göz önünde bulundurmak gerekir. Bu aç›-dan bak›ld›¤›nda Libya ve ‹ran birbirlerinden oldukça farkl› ülkelerdir. ‹ki ül-ke gerek uluslararas› arenada gerekse kendi iç durumlar› itibari ile farkl›l›kgöstermektedir. Dolay›s›yla Libya’da uygulananlar›n ‹ran’da uyguland›¤›ndaayn› sonuca ulafl›laca¤›n› düflünmek yanl›fl olacakt›r.

Her fleyden önce Libya’ya uygulanan ekonomik yapt›r›mlar› ‹ran’a uygu-lamak mümkün olmayabilir veya uygulansa bile Libya’da al›nan sonuçlar el-de edilmeyebilir. Libya’da ekonomik yapt›r›mlar›n etkili olmas›n›n arkas›ndaülke ekonomisinin ço¤unlukla petrole dayanmas› ve çok zay›f ekonomik poli-tikalar izlenmesi de etkili olmufltur. Halbuki ‹ran birçok ülkenin ambargo koy-makta tereddüt edece¤i kadar zengin petrol ve do¤al gaz rezervlerine sahiptir.‹ran’a uygulanacak ambargo dünya piyasas›n› olumsuz etkileyecektir. Ayr›ca‹ran’›n ekonomisi Libya’dan daha güçlü oldu¤u için istenen sonuçlar› verme-yebilir. ‹ran BM Güvenlik Konseyinde kendisine destek veren Rusya ve Çinile iyi iliflkilere sahip iken Libya geçmiflte güçlü devletlerden hiçbirini yan›n-da bulamam›flt›. Göz ard› edilmemesi gereken bir husus da iki ülkenin yöne-tim flekilleridir. ‹ran serbest ve adil seçimler sonunda halk taraf›ndan seçilmiflkiflilerce yönetilirken Libya 35 y›ld›r yönetime darbe ile gelmifl bir kifli tara-f›ndan yönetiliyordu. Bu da ülke için de halk›n yönetimle olan iliflkilerini do¤-rudan etkilemektedir.

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 293

Ancak Libya olay›ndan ç›kart›lacak dersler ‹ran olay›n›n seyrinde de¤er-lendirildi¤inde ilerleyen aylarda taraflar›n baflar›l› olmas›n› kolaylaflt›rabilir.Hepsinden önemli olan bir gerçek var o da bir ülke nükleer program›ndan vaz-geçirilmek isteniyorsa o ülkenin r›zas› olmadan bunun kolay kolay gerçeklefl-tirilemeyece¤idir. Unutmayal›m ki Libya olay›nda Kaddafi bizzat kendisi tem-silcilerini göndererek görüflmelerin bafllamas›na ön ayak olmufltu. ‹kinci ola-rak görüflmelerin gizli tutulmas› ilkesine riayet edilmesi de taraflar›n istenensonuçlar› elde etmesinde faydal› olacakt›r. ‹ran olay›nda maalesef görüflmelerertesi gün bas›na yans›maktad›r. Üçüncü olarak ise görüflmelerin itici gücü vearabulucusu olarak uluslararas› toplumu temsilen BM yetkililerinin bulunma-s› ‹ran’›n (özellikle ülke içinde) nükleer program›ndan bat›l› ülkeler istedi¤iiçin vazgeçiyormufl gibi alg›lanmas›na yol açabilir.

Ülkelerin nükleer silah üretmemelerini veya ürettikten sonra vazgeçmele-rini sa¤layan nedenlerin en önemlilerinden birisi de o ülkenin güvenli¤ini teh-dit eden unsurlar›n ortadan kalkmas›d›r. Örne¤in Sovyetler Birli¤i’nin Namib-ya’dan çekilmesi Güney Afrika’n›n nükleer silahlar›ndan vazgeçme karar› al-mas›nda önemli bir nedendir. Ancak ‹ran’›n bulundu¤u co¤rafyaya bak›ld›¤›n-da bunun pek de kolay olmad›¤› hemen göze çarpmaktad›r. Bir yan›nda Pakis-tan olan ‹ran di¤er yandan ise bölgede sorunlu oldu¤u ‹srail’in nükleer silahasahip oldu¤una inanmaktad›r. ‹srail nükleer silaha sahip olmad›¤›n› kan›tlaya-bilir mi tart›fl›l›r.

Sonuç olarak ‹ran birçok yönden Libya’dan farkl› bir ülkedir. Libya’da uy-gulanan yöntemler uyguland›¤›nda ‹ran’›n da uranyum zenginlefltirme progra-m›ndan vazgeçmesi pek muhtemel de¤il. Libya olay›ndan ve nükleer progra-m›ndan vazgeçen di¤er ülkeler incelenerek bu ülkelerin geçtikleri süreçlerdenyeni dersler ç›kart›lmal›d›r. Ve unutulmamas› gerekir ki askeri yöntemler ‹raniçin çözüm olmaktan çok sorunu daha da derinlefltirecektir. Gonzalez’in de be-lirtti¤i gibi ülkelerin komflular› ile iliflkileri ve bölgesel dinamiklerin de gözönünde bulundurulmas› nükleer silahs›zlanma rejiminin hedeflerine ulaflmas›-na yard›mc› olacakt›r.39 Çünkü ülkelerin nükleer silah üretimine gitmelerinigerektiren nedenler ve çözümler farkl›l›k gösterebilir.

NNoottllaarr

1 George Monbiot, Guardian 21 Eylül 2004, http://www.guardi-an.co.uk/iran/story/0,12858,1309228,00.html; Nükleer silahlanma paradoksu hakk›ndaayr›ca bkz. Michael A. Guhin, Nuclear Paradox, American Enterprise Institute forPublic Policy Research, 1976, sf. 7-15

294 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””

2 Mustafa Kibaroglu, Good for the Shah, Banned for the Mullahs; The West and Iran’sQuest for Nuclear Power, Middle East Journal, Volume 60, No.2, Spring 20063 Uluslararas› Atom Enerjisi Kurumu, http://www.iaea.org 4 Dr. Muhammed El-Baradei, The Washington Post, 14 Haziran 2006, http://www.was-hingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2006/06/13/AR2006061301498.html 5 Dietrich Fischer, Preventing War in the Nuclear Age, Rowman & Allanheld Publis-hers, 1984, sf. 726 Dietrich Fischer, age, sf. 11; Dünyadaki silahlanma yar›fl› ve dünya güvenli¤ine kar-fl› tehlikesi hakk›nda daha fazla bilgi için bkz. Joseph Rotblat ve Sven Hellman (der.),Nuclear Strategy and World Security, Macmillan, 1985, sf. 3 – 76.7 William Epstein, Why States Go – And Don’t Go – Nuclear, Annals of the AmericanAcademy of Political and Social Science, Vol. 430, Mart 1997, sf. 208 Arjantin’in nükleer silah üretme karar› almas›nda ‹ngiltere karfl›s›nda Falkland adala-r› mücadelesini kaybetmesi de önemli bir etken oldu¤unu burada belirtelim. Baz› aka-demisyenlere göre Arjantin nükleer silaha sahip olsa idi ve bunu bir tehdit olarak ‹ngil-tere’ye karfl› kullansa idi Falkland adalar› sorunu savafl ç›kmadan çözülebilirdi. Bkz.Ariel E. Leviet, Never say never again, International Security, Vol. 27. No.3, K›fl2002/03. Ayr›ca bkz. George Quester, The Politics of Nuclear Proliferation, John Hop-kins University Press, 1973, sf. 141-1519 John B. Wolfsthal ve Jessica C. Varnum, Heading off Ankara’s nuclear temptation, In-ternational Herald Tribune, 10 A¤ustos 200610 Scott D. Sagan, Why States Build Nuclear Weapons? Three Models in Search of aBomb, International Security Vol. 21, No.3, K›fl 1996/97, sf. 55.11 William Epstein, age, sf. 2112 Ariel E. Levite, Never say never again, International Security, Vol. 27. No.3, K›fl2002/03, sf. 7413 Ariel E. Levite, age. sf. 62 14 Ülkelerin nükleer silahlardan vazgeçmeleri üzerine yap›lan araflt›rmalar aras›nda enkayda de¤er bir çal›flma ve olay›n ekonomik boyutu için bkz. Etel Solingen, PoliticalEconomy of Nuclear Restraint, International Security, Vol.19, No.2, Güz 199415 William Epstein, age, sf.24 16 Leonard S. Spector, Repentant Nuclear Proliferants, Foreign Policy No:88, Autumn1992, sf. 22 17 Oye Ogunbadejo, Africa’s Nuclear Capacity, The Journal of Modern African Studi-es, Vol. 22, No:1, Mart 198418 Oye Ogunbadejo, age19 Anlaflmay› imzalayan Afrikal› ülkeler flunlard›r: Botsvana, Burkina Faso, Cezayir,Ekvator Ginesi, Gambiya, Gine, Fildifli Sahilleri, Kenya, Libya, Lesotho, Madagaskar,Mali, Moritanya, Moritius, Nijerya, Güney Afrika, Svaziland, Tanzanya, Togo ve Zim-babve. 1996 y›l›nda Afrika Arap ülkeleri olarak da bilinen Kuzey Afrika ülkeleri anlafl-maya kat›lma hakk› olmayan ‹srail nükleer silahlar›ndan vazgeçmedikçe anlaflmay›onaylamayacaklar›n› belirttilerse de 2000’li y›llar›n bafllar›nda Cezayir ve Libya anlafl-may› imzalam›fllard›r.

YYeenniiddeenn NNüükklleeeerr SSiillaahhllaannmmaa 295

20 Bkz. Martin Indyk, “The Iraq War didn’t Force Gadaffi’s Hand” The Financial Ti-mes, 9 Mart 2004; ve Flynt Leverett, “Why Libya Gave Up the Bomb?” The New YorkTimes, 23 Ocak 2004.21 Gawdat Bahgat, Nonproliferation success: The Libyan Model, World Affairs, Yaz2005.22 Gawdat Bahgat, age. 23 Gawdat Bahgat, age.24 Dafna Hochman, A Rogue: Libya’s WMD Reversal and Lessons for US Policy, Para-meters, Bahar 2006.25 ABD Wheelus üssünü kullanmak için Libya yönetimine sa¤lad›¤› di¤er tüm yard›m-lardan baflka y›ld› 2 milyon dolar yard›m yapmaktayd›. Bkz. Yahya H. Zoubir, The Uni-ted States and Libya: From Confrontation to Normalization, Middle East Policy, Yaz2006.26 Yahya H. Zoubir, age.27 Dafna Hochman, age.28 Gawdat Bahgat, age.29 Dafna Hochman, age. 30 Yahya H. Zoubir, The United States and Libya: From Confrontation to Normalizati-on, Middle East Policy, Yaz 200631 Bu ekipte Musa Kusa’n›n yan› s›ra Libyan›n Roma büyükelçisi Abdel Ati Obeidi veLondra büyükelçisi Muhammed El Zuai’dan oluflmaktayd›. Bu ekibe geçmiflte bir ke-re daha rastlamak mümkün. Gerçekten diplomasi alan›nda baflar›l› say›lan ekip dahaönce 1988 y›l›nda gerçekleflen Lockerbie bombalama olay›nda sorumlular›n Libyal› ol-mas› ve Gaddafi taraf›ndan korunmas› üzerine ç›kan krizde uzun süren görüflmeler so-nunda Libya hükümeti ma¤durlar›n ailelerine tazminat ödemeyi kabul etmiflti. ‹flte bugörüflmeleri de yürüten ayn› ekipti. 32 Martin Indyk, age.33 Yahya H. Zoubir, The United States and Libya: From Confrontation to Normalizati-on, Middle East Policy, Yaz 200634 Dafna Hochman, age. 35 Gawdat Bahgat, age36 Yahya H. Zoubir, Libya in U.S Foreign Policy: From Rogue State to Good Fellow?,Third World Quarterly, Vol. 23, No:137 Yahya H. Zoubir, Libya in U.S Foreign Policy: From Rogue State to Good Fellow?,Third World Quarterly, Vol. 23, No:138 Chaim Braun ve Christopher F. Chyba, Proliferation Ring, International Security,Vol. 29. No. 2, Güz 2004.39 Michael Gonzalez, Making the Nuclear Choice: Strategic and Regional Factors inState Acquisition of Nuclear Weapons, International Affairs Review, Volume 11, No:2,Yaz/Güz 2002, sf. 38

296 SSaattrraannçç TTaahhttaass››nnddaa ‹‹rraann ““NNüükklleeeerr PPrrooggrraamm””