YE BÜYÜK M AYLIK HABER BÜLTENt İ Sayı 192 t Aralık 2013 ......Haber 27 Şubat Genel Kurulda...

68
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ AYLIK HABER BÜLTENİ Sayı 192 Aralık 2013 2014 Yılı Bütçesi Kabul Edildi Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 73.Toplantısı

Transcript of YE BÜYÜK M AYLIK HABER BÜLTENt İ Sayı 192 t Aralık 2013 ......Haber 27 Şubat Genel Kurulda...

  • T Ü R K İ Y E B Ü Y Ü K M İ L L E T M E C L İ S İ A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ S a y ı 1 9 2 A r a l ı k 2 0 1 3

    2014 Yılı Bütçesi Kabul Edildi

    Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 73. Toplantısı

  • TBMM MUSTAFA NECATİ KÜLTÜR EVİOCAK AYI KÜLTÜR ve SANAT ETKİNLİKLERİ

    02-05 OCAK 2014 BURAK DAYIOĞLU YAĞLIBOYA RESİM SERGİSİ

    08-12 OCAK 2014TURİZM GELİŞTİRME VAKFI GENEL BAŞKANLIĞI

    ÖZGÜN ÇİNİ, ENERJİ ŞİFASI TANITIMI

    14-19 OCAK 2014 SERAP DERİNKÖK MİNYATÜR SERGİSİ

    21-26 OCAK 2014 TANER ERCAN SULUBOYA RESİM SERGİSİ

    28 OCAK - 2 ŞUBAT 2014 BETÜL ÖZTÜRK

    YAĞLIBOYA RESİM SERGİSİ

    Tel: (0312) 431 04 51 – 431 14 51Açılış ve Kokteyl her hafta Salı günü yapılmaktadır.

    Sergiler, Pazartesi hariç her gün 09.30-18.30 saatleri arasında gezilebilir.

  • Türkiye Büyük Millet Meclisi Aylık Bülteni

    TBMM yayınıdır.

    TBMM Adına Yayın SahibiAli ÖZER

    Yazı İşleri MüdürüHilmi AŞIK

    EditörRabia TÜRKTAN

    Grafik TasarımUğur SAÇI

    Yayın EkibiMetin GÜMÜŞ

    Filiz TÜRERHalil Alper DURMAZMeltem SALİMOĞLU

    M. Fatih KILIÇBanu DOĞAN

    Berna ÇUHADAR

    RedaksiyonAydın SARAÇ

    FotoğraflarOrhan AYDEMİRHaydar AKTAŞ

    Meral TEKİNARSLANErhan CANKURTARAN

    Bülent YILMAZ

    AdresTBMM Basın, Yayın ve

    Halkla İlişkiler BaşkanlığıTel.: (0312) 420 78 28 – 420 69 19

    Faks: (0312) 420 78 31

    İnternet Adresiwww.tbmm.gov.tr

    www.meclishaber.gov.trtwitter.com/tbmmresmi

    twitter.com/TBMMGenelKurulufacebook.com/TBMMresmi

    facebook.com/pages/TBMM-Genel-Kurulu/147994631981141

    BaskıTBMM Basımevi

    Aralık 2013 Sayı: 192 ISSN: 2146-7730

    s.22014 Bütçesi Kabul Edildi

    s.7Türkiye-AB Karma Parlamento

    Komisyonu 73. Toplantısını Yaptı

    TBMM’de 2013 Yılı 4 20 3. Ulusal Aile Fotoğrafları Yarışması Ödül Töreni ve Sergisi10 Aralık İnsan Hakları Günü

    Mağdur Hakları Paneli Düzenlendi 8 24 Röportaj / Ressam Buyuk, Eşsiz Çalışmasını AnlattıParlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi

    “Türkiye’de ve Avrupa Birliğinde Sivil Toplum Diyalog Forumu”

    11 28 Röportaj / AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın BakMoldova Parlamentosu Başkan Yardımcısı

    TBMM’yi Ziyaret Etti 17 30 “11. eTR Ödülleri” Sahiplerini BulduÇözüm Sürecini Araştırma Komisyonu,

    Raporunu Açıkladı 19 36 Kanunlar ve Önergeler

  • 2Haber

    Genel Kurulda 10 Aralık’ta görüşmelerine başlanan on günlük bütçe maratonu 20 Aralık’ta sona erdi. Genel Kurulda, 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’nın açık oylamasına 439 milletvekili katıldı. 2014 yılı bütçesi, 121 ret oyuna karşı 318 oyla kabul edildi.

    2012 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı ise 117 red oyuna karşı 315 oyla kabul edildi.

    Büyüme Oranı Yüzde 4 Öngörüldü

    2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’na göre, önümüzdeki yıl için GSYH büyüklüğü 1 trilyon 719 milyar lira, büyüme oranı yüzde 4, deflatör yüzde 6, yıl sonu TÜFE ise yüzde 5,3 olarak öngörüldü.

    2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde; bütçe giderleri 436,3 milyar TL, bütçe gelirleri 403,2 milyar TL, bütçe açığı 33,2 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 18,8 milyar TL olacak.

    Personel Giderlerine 110 Milyar TL Ayrıldı

    2014 yılı bütçesinde personel giderleri için 110 milyar TL, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri için 18,9 milyar TL, mal ve hizmet alım giderleri için 37,6 milyar TL, faiz giderleri için 52 milyar TL, cari transferler için 163,6 milyar TL, sermaye giderleri için 36,7 milyar TL, sermaye transferleri için 6,5 milyar TL, borç verme için 7,6 milyar TL, yedek ödenekler için 3,5 milyar TL ayrıldı.

    2014 yılı merkezi yönetim bütçe vergi gelirlerinin alt kalemleri ise şu şekilde öngörüldü:

    “Gelir Vergisi 70,8 milyar TL, Kurumlar Vergisi 31,1 milyar TL, ÖTV 89,4 milyar TL, Dahilde Alınan KDV 39,6 milyar TL, İthalatta Alınan KDV 64,8 milyar TL.”

    Kanun ile 2014 yılında merkezi yönetim kapsamındaki idarelere, kontenjan ve istisna kapsamında yaklaşık 74 bin civarında personel girebilecek.

    Bütçe Karnesi

    Görüşmeler, 10 Aralık 2012 günü saat 14.00’te başladı. Açılış ve kapanış oturumlarını TBMM Başkanı Cemil Çiçek yönetti. 20 Aralık’taki görüşmelerle birlikte yaklaşık 1,5 ay süren bütçe maratonu sona erdi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 4 Kasım’da başlayan bütçe görüşmeleri, 1 aydan fazla sürdü. Bütçe, TBMM Genel Kurulunda ise 10 Aralık’tan itibaren aralıksız 10 gün görüşüldü.

    İlk gün görüşmelerinde bütçenin sunumunu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yaptı. Hükümet ve Gruplar adına 1’er saatlik konuşma yapıldı. Bütçe görüşmeleri 20 Aralık Cuma günü sona erdi. Son gün hükümet adına Ali Babacan, AK Parti Grubu adına Nurettin Canikli, CHP Grubu adına Faik Öztrak, MHP Grubu adına Münir Kutluata ve BDP Grubu adına Adil Zozani konuştular. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da son olarak teşekkür konuşması yaptı.

    Oturumlar, o günün gündemi bitene kadar devam etti. Kapanış oturumlarını yöneten Başkan Cemil Çiçek’in yanı sıra diğer günlerdeki oturumları Başkanvekilleri Sadık Yakut, Ayşe Nur Bahçekapılı, Şükran Güldal Mumcu ve Meral Akşener yönetti.

    2014 Bütçesi Kabul Edildi

    2014  Yýılýı  Merkezi  Yönetim  

    Bütçe  Kanunu  Tasarýısýı  ile  

    2012  Yýılýı  Merkezi  Yönetim  

    Kesinhesap  Kanunu  Tasarýısýı  

    TBMM  Genel  Kurulunda  

    kabul  edilerek  yasalaþştýı.

  • 3Parlamenter Diplomasi

    TBMM Başkanı Cemil Çiçek, resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Moldova Cumhurbaşkanı Nicolae Timofti ile görüştü. Görüşmeye Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır da katıldı.

    18 Aralık’taki görüşmede konuşan ve iki ülke arasında siyasi sorun bulunmadığına dikkati çeken TBMM

    Başkanı Çiçek, “Bu nedenle ilişkileri geliştirecek fırsatları değerlendirmemiz lazım. Bugünkü seviye potansiyeli yansıtmıyor. Birçok alanda işbirliği yapabiliriz.” dedi.

    Moldova’daki Gökoğuzların durumuna da değinen Çiçek, “Soydaşlarımızın Moldova’nın bütünlüğü çerçevesinde kalkınmaya, refaha katkıda bulunmasını, kimliklerini koruyarak

    ayrılmaz parçanız olmasını her fırsatta ifade ediyoruz.” diye konuştu.

    Moldova Cumhurbaşkanı Timofti de iki ülke arasındaki ilişkilerden memnun olduğunu dile getirdi. Timofti, Moldova’da etnik kökeni ne olursa olsun her vatandaşın eşit haklara sahip olduğunu söyledi.

    TBMM Başkanı Cemil Çiçek, resmî ziyaret için Ankara’da bulunan Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı 18 Kasım’da kabul etti.

    Kabulde konuşan Çiçek, Türkiye’nin AB üyelik sürecine değindi. Çiçek, 50 yıl önce başlayan ilişkilerin inişli çıkışlı seyir izlemesine rağmen Türkiye’nin tercihinin tam üyelik olduğunu söyledi.

    Macaristan Başbakanı Orban da Türkiye’nin Macaristan’ın Avrupa ile bütünleşmesinde takındığı olumlu tavrı unutmayacaklarını ifade ederek kendilerinin de AB içinde Türkiye’ye en avantajlı vize uygulayan ülke olduğunu belirtti.

    Çiçek, Moldova Cumhurbaşkanı ile Görüştü

    Çiçek, Macaristan Başbakanı Orban’ı Kabul Etti

    TBMM  Baþşkanýı  Çiçek,  “Ýİliþşkileri  geliþştirecek  fýırsatlarýı  deðğerlendirmemiz  lazýım.  Bugünkü  

    seviye  potansiyeli  yansýıtmýıyor.  Birçok  alanda  iþşbirliðği  yapabiliriz.”

  • 4Haber

    2013 yılında TBMM Genel Kurulu yoğun bir gündemle çalıştı. Geçtiğimiz yıl Genel Kurulda kabul edilen tasarılar, bildiriler, komisyonların çalışmaları ve TBMM’de yaşanan önemli olaylar şöyle:

    2 Ocak

    TBMM Hukuk Hizmetleri Başkanlığı, Dilekçe Komisyonunun talebi üzerine, eski Başbakan Adnan Menderes’in idam kararının iptalinin mümkün olmadığı, ancak yargılamanın yenilenebileceği yönünde görüş bildirdi.

    9 Ocak

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan bazı başvuruların tazminat ödenmek suretiyle çözümüne ilişkin esas ve usulleri belirleyen tasarı, Genel Kurulda yasalaştı.

    22 Ocak

    Haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğinin ihlalinin nedenlerinin ortaya çıkarılması ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu.

    23 Ocak

    Sanıkların tercih ettikleri dilde savunma yapmasına imkân tanıyan kanun tasarısı, 24 Ocak’ta TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

    30 Ocak

    TSK Disiplin Kanunu Tasarısı, Genel Kurulda kabul edildi. Disiplinsizliğe karşı oda hapsi verilmesini sona erdiren yasayla, YAŞ terfi işlemleriyle kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç, her türlü ilişik kesme kararına ve kanunlarda belirtilen disiplin cezalarına karşı yargı yolu açıldı.

    2-B taşınmazların satış bedelinin, 400 metrekareye kadar olan kısmı için rayiç bedelin yüzde 50’si üzerinden hesaplanmasını öngören kanun teklifi yasalaştı.

    5 Şubat

    Aden Körfezi ve Somali açıklarında görev yapan TSK unsurlarının görev süresinin bir yıl daha uzatılmasını

    öngören Başbakanlık Tezkeresi, Genel Kurulda kabul edildi.

    7 Şubat

    Genel Kurulda Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Yasa Tasarısı kabul edildi. Teröre fon sağlayan kişinin 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını öngören tasarıda; BM Güvenlik Konseyinin malvarlığının dondurulması kararlarının gecikmeden uygulanması düzenlendi.

    21 Şubat

    Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması Hakkında Kanun Tasarısı, Genel Kurulda yasalaştı. Yasayla, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının, Hazine’nin özel mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde sağlık tesisi yaptırabilmesi ve bu tesisleri 30 yıla kadar kiralayabilmesine imkân sağlandı. Hastane yerleşkelerinin, sağlık tesisi ve ticari hizmet alanlarından oluşması öngörüldü.

    TBMM’de 2013 Yılı

  • 5Haber

    27 ŞubatGenel Kurulda Mera Kanunu’nda değişiklik öngören kanun tasarısı kabul edildi. Yasayla mera, yaylak ve kışlakları tekrar eski konumuna getirmek amacıyla yapılan masrafların, bu alanlarda bozulmaya neden olanlardan tahsil edilmesi düzenlendi.

    14 MartGenel Kurulda kabul edilen yasayla Ordu büyükşehir oldu.

    16 MartTBMM Başkanlığının vatandaşların TBMM’yi gezmesi amacıyla düzenlediği, ‘’halk günü’’ uygulaması başladı.

    3 NisanAK Parti, çözüm sürecine ilişkin TBMM’de araştırma komisyonu kurulması için önerge verdi. CHP ve MHP, komisyona üye vermeyeceklerini açıkladı. Komisyon, çalışmalarını AK Parti ve BDP’li milletvekillerinin katılımıyla yürüttü.

    11 NisanKamuoyunda ‘’4. Yargı Paketi’’ olarak bilinen insan hakları ve ifade özgürlüğü bağlamında bazı kanunlarda değişiklik yapan yasa tasarısı, Genel Kurulda kabul edildi.

    25 NisanTBMM’de geçen temmuz ayında, darbelere yasal dayanak olarak gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesini değiştiren yasa kabul edildi, TSK’nın görev tanımı değişti.

    9 MayısPosta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.’nin kuruluşu, yapılanması ve faaliyet konularına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı, Genel Kurulda kabul edilerek yasalaştı.

    22 MayısVarlık barışının da içinde yer aldığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı, Genel Kurulda kabul edildi.

    24 Mayıs

    Alkolle ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına

    Dair Kanun Teklifi, Genel Kurulda kabul edildi. Alkollü içkilerin, 22.00 ile 06.00 saatleri arasında perakende satılması, alkollü içkilerin reklamı ve tüketicilere yönelik tanıtımının yapılması yasaklandı. İçkilerin ambalajları üzerine alkol ürünlerinin zararlarını belirten Türkçe yazılı uyarılar veya mesajlar konulması zorunlu hâle geldi.

    Yasayla, televizyonlarda yayınlanan dizi, film ve müzik kliplerinde alkollü içkinin özendirici görüntülerine yer verilmesi de yasaklandı.

    24 Haziran

    TBMM Başkanlığı için adaylık başvuru süreci başladı. İlk adaylık başvurusunu, MHP Konya Milletvekili Faruk Bal yaptı.

    28 Haziran

    AK Parti’li 7 milletvekili, Ankara Milletvekili Cemil Çiçek’i TBMM Başkanlığı için aday gösterdi. CHP İstanbul Milletvekili Osman Taney Korutürk de TBMM Başkanlığına aday oldu.

    AK Parti grubunda, TBMM Başkanvekilliği için Sadık Yakut ve Ayşe Nur Bahçekapılı’nın isimleri belirlendi, AK Parti Grup başkanvekilliklerine ise Nurettin Canikli, Mustafa Elitaş, Mahir Ünal, Ahmet Aydın ve Mihrimah Belma Satır seçildi.

    2 Temmuz

    AK Parti Ankara Milletvekili Cemil Çiçek, üçüncü turda 299 oy alarak yeniden TBMM Başkanı seçildi.

    4 Temmuz

    TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Mısır’daki askerî darbeyi kınayan bir bildiri yayınladı. AK Parti, CHP, MHP ve BDP’nin imzaladığı bildiride, “Yetkisiz bir şekilde gasp edilen iktidar derhal halka iade edilmelidir.” denildi.

    TBMM Dilekçe Komisyonu, Adnan Menderes’in avukatı Apaydın’ın, Menderes ve arkadaşları için verilen idam kararının yok hükmünde sayılması amacıyla sunduğu dilekçeyi karara bağladı. Kararda, konunun, komisyonun yetki alanı içinde olmadığı, Genel Kurulun Millî Birlik Komitesi

    tarafından alınan infazların onaylama kararını yok sayma yetkisine sahip olduğu belirtildi.

    9 Temmuz

    TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yeni anayasa çalışmalarında gelinen son aşamayı iletmek üzere muhalefet liderleriyle bir araya geldi. Çiçek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü. Cemil Çiçek, 10 Temmuz’da da AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi.

    12 Temmuz

    Sürücü belgelerinin yenilenmesinden 100 bin sözleşmeli personelin kadroya alınmasına, şehit yakını, gazi, muhtar ve köy korucularına yeni haklardan meraların geçici yerleşime açılmasına kadar 80 kanunda düzenlemeyi içeren “Torba Kanun” teklifi, Genel Kurulda kabul edildi.

    13 Temmuz

    Genel Kurulda darbelere yasal dayanak olarak gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesini de değiştiren yasa kabul edildi. TSK’nın görev tanımı değişti. Değişiklik 31 Temmuz’da Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.

    6 Ağustos

    Anayasa Yazım Komisyonu, mevcut anayasanın değiştirilemez hükümleri arasında yer alan “Devletin Şekli” başlıklı birinci maddeyi mevcut hâliyle kabul etti.

    27 Ağustos

    TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Suriye ve Mısır›da yaşanan gelişmelere ilişkin başta ABD olmak üzere 45 ülkenin parlamento başkanları ile Avrupa Parlamentosu Başkanı ve 8 uluslararası asamble başkanına mektup gönderdi.

    12 Eylül

    TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığında toplanan Anayasa Uzlaşma Komisyonunda, karşılaşılan usul sorunlar değerlendirildi. Yazım Komisyonunun çalışmalarına devam etmesi kararlaştırıldı.

  • 6Haber

    1 Ekim

    TBMM, 24. Dönem 4. Yasama Yılına başladı.

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM’nin 24. Dönem 4. Yasama Yılının açılış konuşmasını yaptı.

    2 Ekim

    Tahliye edilen CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, Genel Kurulda yemin ederek göreve başladı.

    3 Ekim

    Suriye’ye ilişkin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve buna imkân sağlayan gerekli düzenlemelerin Hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için hükümete verilen yetkinin süresinin bir yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi, Genel Kurulda kabul edildi.

    10 Ekim

    Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelik terör saldırılarına karşı sınır ötesi harekâtla ilgili Hükümete verilen yetkinin süresinin bir yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi, Genel Kurulda kabul edildi.22 EkimMaliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2014 yılı bütçesini TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sundu.

    23 EkimBDP İstanbul Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Sebahat Tuncel ile BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, partilerinden istifa etti.

    30 EkimNevşehir Üniversitesinin adını “Nevşehir Hacı Bektaş Veli”, Siirt’in Aydınlar ilçesinin adını “Tillo” olarak değiştiren kanun teklifi, Genel Kurulda kabul edilerek yasalaştı.TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlarından Nezahat Baysel’in torununa İstiklal Madalyasını, TBMM’de düzenlenen törenle verdi.

    31 Ekimİstanbul milletvekilleri Sebahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder, Levent Tüzel ve Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü HDP’ye katıldı. Bu katılımlarla, TBMM’de temsil edilen parti sayısı 5’e yükseldi.

    5 KasımGenel Kurulda sporda doping sorununun araştırılması için komisyon kurulması kabul edildi.

    7 KasımTüketicinin korunmasına ilişkin kanun tasarısı, Genel Kurulda kabul edilerek yasalaştı.

    18 KasımTBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu toplandı. TBMM Başkanı Çiçek,

    komisyon çalışmalarının sonuç vermediği ve bundan sonra sürdürülemeyeceği gerekçesiyle, bir sonraki toplantı tarihini belirlemedi. Çiçek’in bu kararı üzerine AK Parti, sonraki komisyon toplantılarına katılmadı.

    19 KasımYüksek Seçim Kurulunun, seçim dönemlerinde her türlü seçim malzemesini doğrudan temin usulüyle almasına imkân veren Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Genel Kurulda kabul edildi.

    21 KasımTBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun 1 ay süren bütçe maratonu, 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’nın kabul edilmesiyle sona erdi.

    10 AralıkErgenekon Davası’ndan tutuklu yargılanırken tahliye edilen CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay Genel Kurulda yemin ederek görevine başladı.

    20 Aralık2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı, Genel Kurulda 121 red oyuna karşı 318 oyla kabul edildi.

  • 7Parlamenter Diplomasi

    Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısı, TBMM’nin ev sahipliğinde 5 Aralık’ta yapıldı. Toplantıya TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanları Afif Demirkıran ve Helene Flautre katıldı.

    TBMM Başkanı Cemil Çiçek, açılış konuşmasında 2013 yılının Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan Ankara Antlaşması’nın 50. Yılı olduğunu hatırlattı. Çiçek, bu 50 yıllık sürede Avrupa Birliği ile ilişkilerin inişli çıkışlı bir seyrinin olduğunu, buna rağmen ilişkilerin ekonomiden dış politikaya, sağlık, çevre, eğitim, kültür ve enerji güvenliğine çok yönlü bir nitelik kazandırdığını söyledi.

    Türkiye’nin özellikle son 15 yılda siyasi alanda da önemli adımlar attığını sözlerine ekleyen Çiçek, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları bakımından evrensel ilke ve değerlerin benimsendiğini, reform paketlerinin kabul edildiğini, mevzuatta değişiklikler yapılarak uygulamada

    en yüksek standartlara ulaşmanın hedeflendiğini ifade etti.

    ‘22. Faslın Açılmasını Memnuniyetle Karşılıyorum’Avrupa Birliğinden beklenenin güveni yeniden tesis edecek adımların atılması ve müzakere fasılları önündeki siyasi engellerin kaldırılması olduğunu kaydeden Çiçek, “Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu” başlıklı 22. faslın açılmasını memnuniyetle karşıladığını söyledi.

    Terörün, acil bir şekilde çözüme kavuşturulması gereken ortak bir sorun olduğunu kaydeden Çiçek, AB üyesi ülkelerin terör örgütlerine yönelik tutumlarının bir kez daha gözden geçirilmesi gerektiğine inandığını söyledi.

    Toplantıda Üç Ana Başlık Ele AlındıAB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB sürecinde 3,5 yıl aradan sonra bir faslın açılması, son yıllardaki en

    objektif ve dengeli İlerleme Raporunun yayınlanması ve nihayetinde vize konusundaki somut gelişmeyle Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir ivme kazandığının altını çizdi.

    Bağış, AB üyesi devletlerin halkları ile Türk halkı arasındaki iletişimin artırılması, karşılıklı önyargı ve yanlış algılamaların ortadan kaldırılması gerektiğinin de altını çizerek “Vize duvarlarının yıkılmasıyla birlikte göreceğiz ki Avrupa’daki birçok önyargı duvarı da onlarla birlikte yıkılacaktır.” dedi.

    AB sürecinde 22. faslın açılmasının önemli bir gelişme olduğunu ancak yeterli olmadığını kaydeden Bağış, “Her 3,5 yılda bir fasıl açarsak Türkiye 70 yıl daha AB üyeliği peşinde durmaz.” değerlendirmesinde bulundu.

    Toplantının birinci bölümünde Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri, ikinci bölümünde demokrasi ve temel haklar; üçüncü bölümünde Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye’nin dış politikası ile Ortadoğu konuları ele alındı.

    Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 73. Toplantısını Yaptı

    Terörün,  acil  bir  þşekilde  çözüme  kavuþşturulmasýı  gereken  ortak  bir  sorun  olduðğunu  

    kaydeden  Çiçek,  AB  üyesi  ülkelerin  terör  örgütlerine  yönelik  tutumlarýınýın  bir  kez  daha  

    gözden  geçirilmesi  gerektiðğine  inandýıðğýınýı  söyledi.

  • 8Haber

    İnsan Hakları Günü sebebiyle TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Adalet Bakanlığı iş birliğinde suçtan zarar gören mağdurların soruşturma, yargılama ve yargılama sonrasında ihmal edilmelerinden kaynaklı sorunları incelemek, ihmal edilmiş bu alanı görünür kılmak ve sanık haklarındaki iyileştirmeler karşısında mağdurun da haklarını tartışmak üzere “İnsan Haklarının Unutulan Parçası: Mağdur Hakları” konulu bir panel düzenlendi.

    ‘İnsan Hakları Esastır’

    TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yaptığı açılış konuşmasında “İnsan hakları esastır, çünkü kâinatın varoluş sebebi insandır. Yaratılan her şey insanın mutluluğu için, refahı içindir ve insan için yaratılmıştır. Dolayısıyla yaptığımız her türlü faaliyette insanı esas almak, insan haklarını gözetmek bizim en temel görevimizdir.” dedi. Birçok anayasanın “insan haklarına saygılı” diye başladığını hatırlatan Çiçek,

    bunun doğru olanının “insan haklarına dayalıdır” olması gerektiğini belirti.

    İnsan haklarına vurgu yaparken insan haklarına yönelik riskler üzerinde de durmak gerektiğini ifade eden Çiçek, “İnsan hakları bugün çok değişik sebeplerden dolayı ciddi tehdit altındadır. İnsan haklarına yönelik artık tüm dünyada iş birliği yapılması gerekiyor ve birlikte cephe alınması gereken bir kısım riskler var.” dedi.

    Bu risklerin başında öncelikle terör olaylarının geldiğini belirten Çiçek, klasik ceza hukuku sisteminde bireysel suç esaslı ceza hukuku olduğunu hatırlatarak “Günümüz dünyasında birçok bireysel suç bile organize olarak işlenmekte bunlar içinde en fazla üzerinde durulması gereken konu da terör suçlarıdır.” şeklinde konuştu.

    “Maalesef günümüz dünyasında teröre karşı büyük bir aymazlık, büyük bir aldırmazlık var” görüşünü savunan Çiçek, bu konuda büyük acılar yaşayan ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini belirtti.

    ‘İnsanın Onurluca Yaşam Mücadelesi Çok Kıymetli’

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de işin özünün “insan” olduğunu söyledi. “İnsanın doğuştan gelen yaşam hakkının, eğitim hakkının, sağlık hakkının, onurlu yaşam mücadelesinin yanında olmak ve bunun gereğini yapmak bizim en büyük görevimiz.” ifadelerine yer veren Şahin, her insanın kendine ait farklılıkları olduğunu dili, dini, cinsiyeti, mezhebi, inancı ne

    10 Aralık İnsan Hakları Günü Mağdur Hakları Paneli Düzenlendi

    TBMM  Baþşkanýı  Çiçek,  

    “Ýİnsan  haklarýı  esastýır,  

    çünkü  kâinatýın  varoluþş  

    sebebi  insandýır.  Yaratýılan  

    her  þşey  insanýın  mutluluðğu  

    için,  refahýı  içindir  ve  

    insan  için  yaratýılmýıþştýır.  

    Dolayýısýıyla  yaptýıðğýımýız  her  

    türlü  faaliyette  insanýı  esas  

    almak,  insan  haklarýınýı  

    gözetmek  bizim  en  temel  

    görevimizdir.”

  • 9Haber

    olursa olsun özellikle “eşrefi mahlûkat” olarak doğan insanın onurluca yaşam mücadelesinin çok kıymetli olduğunu söyledi.

    TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün ise sanığın “artık neredeyse kutsallaştırıldığını” ileri sürerek mağdur tarafın hakları için ceza hukukunda gerekli düzenlemelerin yapılmadığını belirtti. “Yargılama esnasında mağdur kişiye ceza hukukunda eşit haklar verilmezse bu sefer mağdur yargılama esnasında bir kez daha mağdur oluyor.” ifadesine yer veren Üstün, konuşmasında bu konu ile ilgili bazı örnekler verdi.

    İki Oturum Yapıldı

    Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem de yaptığı konuşmada ceza mevzuatı niteliğindeki kanunların insan hakları dikkate alınarak güncellendiğini anlattı ve konuyla ilgili teknik bilgi verdi.

    Açılışın ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Muharrem Özen’in oturum başkanlığını yaptığı birinci oturumda, Doç. Dr. Tuğrul Katoğlu, Mağdur Hakları Kavramı ve Önemi; Yrd. Doç. Dr. Mehmet Maden, Türk Hukukunda Mağdur Hakları; Yrd. Doç. Dr. Fatma Karakaş Doğan, Uluslararası Belgelerde Mağdur Hakları ve Suçtan Doğan Mağduriyetin Giderilmesi ve Muhittin Özdemir tarafından Suç Mağdurlarına Yardım İçin Yeni Başlangıç: Mağdur Hakları Daire Başkanlığı konularında sunum yapıldı.

    İkinci oturumda ise İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın moderatörlüğünde Dr. Hakan Yavuz, Onarıcı Adalet Kurumu Bağlamında Mağdur Hakları; Serdar Coşkun, Soruşturma Evresinde Suç Mağdurları; Mehdi Bektaş, Mağdurlara Yardımda Avukatın Rolü; Nihat Çiğdem, Kolluğun Suç Mağdurlarına Yaklaşımı ve Yeşim Ayöz, Trafik Mağdurlarının Yaşamında Adaletin Önemi konularını ele aldılar.

    Hakan Şükür 16 Aralık; İdris Naim Şahin ve Erdoğan Bayraktar 25 Aralık’ta, 27 Aralık’ta Haluk Özdalga, Ertuğrul Günay, Erdal Kalkan ve 31 Aralık’ta Hasan Hami Yıldırım AK Parti’den istifa etti. İstifalarla TBMM’deki sandalye dağılımı da şöyle oldu:

    Adalet ve Kalkınma Partisi 320Cumhuriyet Halk Partisi 134Milliyetçi Hareket Partisi 52Barış ve Demokrasi Partisi 26Halkların Demokratik Partisi 4Bağımsız Milletvekili 12TOPLAM 548

    Sandalye Dağılımı Değişti

  • 10Haber

    TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Azize Sibel Gönül, Kamu Başdenetçisi Mehmet Nihat Ömeroğlu ile İnsan Hakları Kurumu Başkanı Hikmet Tülen’i kabul etti.

    TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yaptığı konuşmada Türkiye’de insan hakları alanındaki standartları daha da yükseltmek ve teminat altına almak için birçok kurum kurulduğunu, bunları, ülkedeki önemli gelişmeler olarak değerlendirdiğini ifade etti.

    İnsan haklarının bir zihniyet konusu olduğunu belirten Çiçek, zihniyet değişimi olmadan, çıkarılan yasadan beklenen faydaların sağlanamayacağını vurguladı.

    ‘Türkiye’de Zihniyet Değişimi Yaşanıyor’

    Türkiye’nin bu alanda ciddi bir zihniyet değişimi yaşadığını kaydeden Çiçek, “Bugün kullanılan özgürlükler, dünün yasaklarıydı belki. Çoğumuz farkında değiliz. Bunun yeteri kadar farkında olmalıyız ki hak ettiklerimizin değerini bilelim ve bundan sonrası için de daha yoğun bir çaba içerisinde olalım. Ama buna rağmen Türkiye’nin kurumsal yapılarını işlevsel hâle getirme noktasında yapması gerekenler var.” diye konuştu.

    İnsan Hakları Gününde tüm ülkelerin vicdan muhasebesi yapması gerektiğine dikkati çeken Çiçek, şöyle devam etti:

    “Bu açıdan değerlendirdiğimizde, geldiğimiz noktanın geçmişe göre iyi bir nokta olmasına rağmen, birçok bakımdan da insan haklarına yönelik

    tehdit, sıkıntıların, risklerin olduğunu da görmemiz gerekiyor.

    Özellikle bölgemizde yaşanan olaylar karşısında tüm dünyanın ilgisizliğini, hatta bu çekilen acılar üzerinden siyaset oluşturma çabalarını görünce diyoruz ki İnsan Hakları Günü sadece bir söylem günü.”

    ‘Suriye’de İnsan Hakları İhlali Yaşanıyor’

    Suriye konusunda da insan hakkı ihlallerinin yaşandığını vurgulayan Çiçek, şunları söyledi:

    “Suriye’den ülkemize sığınmak mecburiyetinde kalmış 600 binden fazla insan, bölge ülkelerinde 4 milyondan fazla yerinden yurdundan edilmiş insan var. Ama buna karşılık, ‘Cenevre Konferansı bugün mü toplansın, yarın mı toplansın, diye konuşuluyor.”

    10 Aralık İnsan Hakları Günü Çiçek’in Kabulü

    Ýİnsan  haklarýınýın  bir  zihniyet  konusu  olduðğunu  belirten  Çiçek,  zihniyet  deðğiþşimi  olmadan,  

    çýıkarýılan  yasadan  beklenen  faydanýın  saðğlanamayacaðğýınýı  vurguladýı.

  • 11Parlamenter Diplomasi

    Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi

    “Türkiye’de ve Avrupa Birliğinde Sivil Toplum Diyalog Forumu”

    TBMM ve Avrupa Birliğinin işbirliği ile sürdürülen “Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi” kapsamında “Türkiye’de ve Avrupa Birliğinde Sivil Toplum Diyalog Forumu” 14-15 Aralık tarihlerinde İstanbul’da yapıldı.

    Türkiye ve AB ülkelerinden milletvekilleri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu ve basın mensuplarının katıldığı forumun açılış konuşmasını, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış yaptı.

    Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini başlatan Ankara Anlaşmasının imzalanmasının üzerinden 50 yıl geçtiğine dikkat çeken Bağış, Avrupa Birliği Bakanı olarak en fazla karşılaştığı sorunun “Neden bir türlü Avrupa Birliğine tam üye olamıyoruz?” sorusu olduğunu söyledi. Türkiye’nin önündeki en büyük engelin önyargı olduğunu belirten Bağış, “Önyargılar

    genelde birbirini tanımayan insanlar, gruplar veya milletler arasında olur. Önyargıları ortadan kaldırabilmenin en kestirme yolu, Yunus Emre’nin de söylediği gibi ‘Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım’ anlayışını benimsemektir. Onun için bu diyalog çok önemlidir. Türkiye’nin AB süreci sadece Türkiye Cumhuriyeti devletinin AB komisyonu müzakeresiyle alakalı bir süreç değildir. Aslında bu, Avrupa toplumlarının Avrupa’da yaşayan insanların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla aralarındaki diyaloğun artmasıyla gerçekleşecektir.” değerlendirmesini yaptı.

    Bugün dünya genelinde de diyaloğa her zamankinden fazla ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Bağış, insanlık tarihinin en kapsamlı barış projesi olmasına karşın, Avrupa Birliğinin henüz küresel bir proje hâline gelemediğini söyledi. Bağış, “Türkiye’nin deneyimi, bu kıtasal projeyi küreselleştirecek bir

    süreçtir. Bugün AB’nin en büyük değeri olarak düşündüğümüz demokrasi, Mısır’da tecavüze uğrarken AB sesini çıkartamıyorsa, AB’nin en büyük kurallarından biri olan idam cezasına karşı Bangladeş’te yaşanan insanlık dışı uygulamalara el koyamıyorsa, kendi enerji kaynaklarını güvence altına almak için gerekli yol haritalarını ve kaynaklarını çeşitlendiremiyorsa, demek ki AB projesinin kıtasal bir projeden küreselleşme sürecine geçmesinin vakti gelmiştir. O yüzden AB’nin en az bizim kadar bu diyaloğa ihtiyacı var.” dedi.

    ‘Türkiye’nin de AB’den Beklentileri Var’

    TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı ve Proje Lideri Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu da Türkiye’nin Avrupa Birliği kriterleri konusunda eksiklerinin bilincinde olduğunu ve bu eksiklikleri

  • 12Parlamenter Diplomasi

    gidermek için var gücüyle çalıştığını ifade etti.

    Türkiye’nin de AB’den beklentileri olduğunu kaydeden Tekelioğlu, “Avrupa Birliği, her şeyden önce, Türkiye’ye karşı ikircikli tutumunu değiştirmeli, Türkiye’nin müzakere sürecini, siyasi sebeplerle engellemekten vazgeçmeli. Özellikle, Kıbrıs sorunu gibi, Türkiye’nin çözümü için büyük gayret gösterdiği bir konu gerekçe gösterilerek Türkiye’nin yolu tıkanmamalı” dedi.

    “Sivil Toplum Kuruluşlarının İşlevleri”

    Belçika Parlamentosu Senatörü Fatma Pehlivan’ın yönettiği “Sivil Toplum Kuruluşlarının İşlevleri” konulu oturumun konuşmacılarından İrlanda Parlamentosu AB İşleri Komisyonu Başkanı Dominic Hannigan, hükümetlerin karar verme süreçlerinde sivil toplum kuruluşlarının işbirliğine başvurmasının toplumsal açıdan daha doğru sonuçların ortaya çıkmasını sağlayacağını söyledi.

    Avrupa Birliği Bakanlığı Siyasi İşler Başkanı Ege Erkoçak da AB Bakanlığının sivil toplum kuruluşları ile diyaloğa önem verdiğini, 2008’de hazırlanan ulusal programa da sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alındıktan sonra nihai şeklinin verildiğini söyledi.

    Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Başkanı Dr. Levent Korkut, Türkiye’de demokrasinin kesintiye uğraması

    nedeniyle katılımcı ve çoğulcu bir anlayışın yerleştirilemediğinin altını çizdi.

    “Yasama Sürecine Sivil Toplum Örgütlerinin Katılımı”

    Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Cinsiyet Eşitliği Alt Komisyonu Üyesi Ana Birchall’un yönettiği oturumda bir sunum yapan TBMM Kanunlar Kararlar Başkanı ve Yasama Derneği Genel Sekreteri Habip Kocaman, son yıllarda TBMM’de sivil toplumun yasama sürecine daha fazla katılımının sağlanmasına yönelik adımlar atıldığını anlattı.

    Oturumun konuşmacılarından Batı Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu Başkanı Sıtkı Şükürer de Türkiye’de uzun süre katı bir ulus-devlet anlayışla demokrasinin ikinci plana atıldığını, bugün de “demokrasi acemisi” olmanın sıkıntılarının yaşandığını ifade etti.

    “Türkiye ve Avrupa Birliği’nde Sivil Toplumun Rolü”

    Forumun ikinci günü, “Türkiye ve Avrupa Birliğinde Sivil Toplumun Rolü” başlığını taşıyan oturumla başladı. Oturumun konuşmacısı, Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı Avrupa Birliği Enstitüsü Direktörü Profesör Doktor Nilgün Arısan Eralp, Türk halkının Avrupa Birliğine olan güveninde ciddi bir düşüş olduğuna dikkat çekti.

    Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi Direktörü Prof. Dr. Çağrı Erhan da AB’nin vize muafiyeti ve geri kabul anlaşmasını, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler nedeniyle yaşanabilecek mülteci akınından duyduğu endişe nedeniyle gündeme getirdiğini söyledi.

    Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Yılmaz Ensaroğlu ise “Anadolu’da kökleri yüzyıllar öncesine dayanan bir gönüllü teşekkül geleneği bulunduğu, ancak cumhuriyetin ilanıyla birlikte geçmişle bütün bağları koparmaya yönelik benimsenen anlayışın, bu geleneği de kesintiye uğrattığı” değerlendirmesini yaptı.

    “Sivil Toplum Örgütleri ve Küreselleşme”

    Oturumu yöneten Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Afif Demirkıran, AB’nin çifte standart içeren, ayrımcı tutumunun Türkiye’de AB üyeliğine olan desteği zayıflattığını söyledi. Her şeye rağmen Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yönündeki kararlılığının sürdüğünü anlatan Demirkıran, sivil toplum örgütlerinin de bu alanda motivasyonu artıcı rol oynaması gerektiğini vurguladı.

    İngiltere Parlamentosu Lordlar Kamarası Üyesi Richard Balfe, sivil toplum kuruluşlarının küresel etkinliklerinin hükümetlerin desteği ve işbirliği ile gerçekleşebileceğine işaret etti.

    Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı İyi Yönetişim Programı Direktörü Fikret Toksöz ise Türkiye’de kurulan derneklerin %60’ının feshedildiğine ve sivil toplum örgütlerine üye kadın sayısında yaşanan düşüşe dikkat çekti.

    LUISS Guido Carli Siyaset Bilimi Fakültesi ve Yönetim Okulu Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. Raffaele Marchetti de sivil toplumların hükümetlere önderlik edebileceği, gündemi belirleyebileceği gibi, hükümetler tarafından kötüye de kullanılabileceğine dikkat çekti.

    Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi çerçevesinde düzenlenen forum, sivil toplum örgütleri ve küreselleşme konusunun tartışıldığı oturumla sona erdi.

  • 13Parlamenter Diplomasi

    Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi Bulgaristan Heyeti

    TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, “Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi” kapsamında TBMM’yi ziyaret eden Bulgaristan heyetini 17 Aralık’ta kabul etti.

    “Parlamentolarası Değişim ve Diyalog Projesi”nin Türkiye için önemli bir proje olduğunu vurgulayan Bahçekapılı, projenin 2012 yılında TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le birlikte AB Bakanı Egemen Bağış ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’un katılımıyla düzenlenen bir konferansla başladığını hatırlattı. Bahçekapılı, proje kapsamında yapılan ziyaretlerde Türkiye’den 16 heyetin gittiğini, 14 heyetin ise Türkiye’ye geldiğini söyledi.

    Dışişleri Komisyonunu Ziyaret Ettiler

    TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, aynı gün Bulgaristan heyetini kabul etti.

    Bozkır kabulde şunları söyledi: “Bulgaristan bizim komşumuz ve gerçekten çok önem verdiğimiz bir ülke. Gerek ikili ilişkilerimiz, gerekse AB sürecinde bize verdikleri destek nedeniyle çok önemsediğimiz bir ülke. NATO bünyesinde ve dünya savunmasında birlikte görev yaptığımız bir ülke. Türkiye’deki temaslarının iki ülke ve Türkiye’nin AB sürecine yararlı şekilde geçmesini temenni ediyorum.”

    Bulgaristan heyeti başkanı ise AB ile imzalanan Geri Kabul Anlaşması nedeniyle Türkiye’yi tebrik ederek “takdire şayan bir adım” dedi.

    Parti Gruplarını Ziyaret Ettiler

    Bulgaristan parlamenter heyeti son olarak CHP, MHP ve BDP gruplarını ziyaret etti.

    Konuk heyet CHP İstanbul Milletvekilleri Osman Korutürk, Celal Dinçer ve Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer tarafından karşılandı.

    Bulgaristan heyetini TBMM’de ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını belirten CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, iki ülke arasındaki komşuluk ilişkilerinin giderek güçlendiğini, parlamenter diplomasi çerçevesinde bunun daha da ileri taşınacağını söyledi.

    Konuk heyet sözcüsü ise CHP’nin çalışmalarını takip ettiklerini belirtti.

    Konuk heyet, daha sonra MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu ile görüştü.

    Bulgaristan ile komşuluk ilişkisine değinen Halaçoğlu, “Komşular birbirlerini kollamak ve iyi geçinmek durumundadır. Sadece ekonomik ve siyasi konularda değil, birçok başka ortak konuda değerlerimiz var.” dedi.

    Heyet son olarak BDP Van Milletvekili Nazmi Gür ile görüştü.

    “Komşularımızı burada görmekten büyük mutluluk duyuyoruz.” diyen Gür, konuk heyete BDP ile ilgili bilgi verdi.

    “Parlamentolar  Arasýı  Deðğiþşim  ve  Diyalog  Projesi”  kapsamýında  TBMM’yi  ziyaret  eden  

    Bulgaristan  heyeti  TBMM  Baþşkanvekili  Ayþşe  Nur  Bahçekapýılýı,  TBMM  Dýıþşiþşleri  Komisyonu  

    Baþşkanýı  Volkan  Bozkýır  ve  siyasi  parti  gruplarýınýı  ziyaret  etti.

  • 14Parlamenter Diplomasi

    Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi Hırvatistan Heyeti

    TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, 17 Aralık’ta “Parlamentolarası Değişim ve Diyalog Projesi” kapsamında TBMM’yi ziyaret eden Hırvatistan heyetini kabul etti.

    Kabulde konuşan Bahçekapılı şunları söyledi: “Ülkeler arasında ne kadar resmî görüşmeler olsa da birbirimizle sohbet etme olanağını bize sağladığı için, bu tür ziyaretler sohbet ortamında birbirimizi tanımamıza vesile olduğu için önemlidir.”

    Bozkır’a Ziyaret

    TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, aynı gün Hırvatistan Parlamento heyetini kabul etti.

    Hırvatistan’ın Avrupa Birliğine yeni üye olduğunu hatırlatan Bozkır, “müzakerelere beraber başladığımız

    bir dost ülkenin AB üyesi olmasından büyük memnuniyet duyduk.” dedi.

    Bozkır, görüşme sırasında hem ikili ilişkilerin, hem de Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinin, ayrıca Hırvatistan’ın Türkiye’ye Avrupa Birliği üyeliği sürecinde yapabileceği katkıların ele alınacağını ifade etti.

    Siyasi Parti Gruplarıyla Görüştüler

    Hırvatistan heyeti ile CHP Grubu adına görüşen CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, “Hırvatistan ile olan ortak özelliğimiz AB müzakerelerine aynı tarihte başladık. Hırvatistan müzakere sürecini bitirip üye oldu, biz de AB ile olan müzakere sürecimizi ilerletip bir noktada AB’ye üye olmayı arzu ediyoruz.” dedi.

    Konuk heyet daha sonra MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu ile bir araya geldi. Halaçoğlu, Türkiye ile Hırvatistan arasındaki ilişkilerin tarihi hakkında konuştu.

    Hırvatistan heyeti son olarak BDP Grubu adına BDP Van Milletvekili Nazmi Gür ile görüştü.

    “Parlamentolarasýı  Deðğiþşim  ve  Diyalog  Projesi”  kapsamýında  TBMM’yi  ziyaret  eden  

    Hýırvatistan  heyeti  TBMM  Baþşkanvekili  Ayþşe  Nur  Bahçekapýılýı,  TBMM  Dýıþşiþşleri  Komisyonu  

    Baþşkanýı  Volkan  Bozkýır  ve  siyasi  parti  gruplarýı  ile  görüþştü.

  • 15Parlamenter Diplomasi

    Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi Slovenya Heyeti

    TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi kapsamında TBMM’yi ziyaret eden Slovenya Parlamentosu AB Komisyonu Başkanı Josef Horvat ve beraberindeki heyet ile 3 Aralık’ta bir araya geldi.

    Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde Slovenya’nın önemli katkı ve destekte bulunduğunu ifade eden Bozkır, “Slovenya’nın AB

    üyelik müzakere sürecindeki bütün çalışmaları, bizim 2000 yılından itibaren çalışmalarımızda önemli katkı sağlamıştır.” diye konuştu.

    Bozkır, Horvat ile yapacakları görüşmede hem Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerini hem de bölgesel ve ikili konuları ele alacaklarını söyledi.

    AK Parti İstanbul Milletvekili ve Uluslararası Karadeniz Hazar İşbirliği Vakfı Genel Başkanı İsmail Safi, Moldova Cumhuriyeti tarafından “Moldova Devlet Nişanı”na layık görüldü. Nişanı, Safi’ye, Moldova Cumhurbaşkanı Nicolae Timofti takdim etti.

    Nişan takdimi dolayısıyla Moldova’nın Ankara Büyükelçiliğinde tören düzenlendi.

    Moldova Cumhurbaşkanı Timofti, törende yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki dostluğa yaptığı katkılar için Safi’ye teşekkür

    ederek “Sizin gibi insanlara ihtiyaç duyuyoruz. Yurtdışından gönüllü olarak yardım etmek isteyenlere kapımız açık.” dedi.

    Türkiye tarafından yapılan katkı ve desteklerin Moldova için çok önem taşıdığını belirten Timofti, bu katkıların Moldova’nın gelişmesi için büyük adımlar olduğunu belirtti.

    AK Parti İstanbul Milletvekili Safi de Moldova Devlet Nişanı ile büyük bir sorumluluk aldığını, bu sorumluluğun bilinciyle iki ülke ilişkilerini daha da geliştirmek için çalışacağını sözlerine ekledi.

    Safi, Moldova Devlet Nişanına Layık Görüldü

  • 16Parlamenter Diplomasi

    Tacikistan Heyeti Komisyon Çalışmaları Hakkında Bilgi Aldı

    Tacikistan Parlamentosu Ekonomi ve Maliye Komisyonu üyelerinden oluşan heyet TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Nihat Zeybekci ile 3 Aralık’ta görüştü.

    Zeybekci, konuk heyete komisyon çalışmaları ve komisyonda görüşülen tasarılar hakkında bilgi verdi.

    Konuk heyet başkanı Khudoyorovich ise Sanayi Komisyonunun çalışmalarının kendileri için önemli olduğunu, deneyimlerinden faydalanmak istediklerini belirtti.

    KİT Komisyonuna Ziyaret

    Konuk parlamento heyeti aynı gün TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu Başkanı Hasan Fehmi Kinay ile görüştü.

    Komisyon Başkanı Kinay, Türkiye’nin dost ve kardeş ülke Tacikistan’la olan ilişkilerine çok önem verdiklerini belirterek Tacikistan’ın bağımsızlığından sonra kat ettiği gelişmeleri memnuniyetle izlediklerini ifade etti.

    Kinay ayrıca konuk heyete KİT Komisyonu ve komisyon çalışmaları hakkında da bilgi verdi.

    Konuk heyet başkanı da Türkiye ile her alanda ilişkilerin pekişmesine özen gösterdiklerini belirtti.

    Heyet Onuruna Yemek Verildi

    Konuk heyet, TBMM’deki temaslarının ikinci gününde TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Necdet Ünüvar ve TBMM Türkiye-Tacikistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Mustafa Kabakcı ile ayrı ayrı görüştü.

    Ünüvar, komisyon çalışmaları hakkında heyete bilgi verdi.

  • 17Parlamenter Diplomasi

    Moldova Parlamentosu Başkan Yardımcısı TBMM’yi Ziyaret Etti

    TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, 10 Aralık’ta Moldova Cumhuriyeti Parlamentosu Başkan Yardımcısı Liliana Palihovici ile bir araya geldi.

    Türkiye’nin Moldova ile gerek ekonomi gerekse siyasi anlamdaki ilişkilerinin gelişmesi gerektiğini söyleyen Bahçekapılı, “Moldova’nın Avrupa Atlantik Kurumları ile bütünleşme yönündeki hedefini ve bu yöndeki kapsamlı reform çalışmalarını destekliyoruz.” dedi.

    Moldova Gökoğuz bölgesinin Türkiye ve Moldova arasında dostluk köprüsü oluşturduğunu vurgulayan Bahçekapılı, bu bağlamda ellerinden gelen her türlü yardımı yapacaklarını söyledi.

    Moldova Cumhuriyeti Parlamentosu Başkan Yardımcısı Palihovici ise Moldova’nın Türkiye ile olan ilişkilerini geliştirme arzusuyla parlamentoda Türkiye ile dostluk grubu oluşması için yasa çıkardıklarını söyledi.

    ‘Türkiye’nin Tecrübelerinden Faydalanmak İstiyoruz’

    Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Necdet Ünüvar, konuk heyet ile aynı gün görüştü.

    10 Aralık’ın “Dünya İnsan Hakları Günü” olduğunu hatırlatan Ünüvar, “Sigara içmeyenin, sigara içen nezdinde hakkı vardır.” dedi.

    Türkiye’de devam eden sigara ve tütünle mücadele konusundaki çalışmalarla ilgili Ünüvar, şunları söyledi: “Dünyada önlenebilen üç ölüm

    sebebi; alkol, sigara ve obezitedir. Tütün kontrolü ile ilgili mücadelede, Türkiye son 10 yılda önemli adımlar attı. Tütün Kontrol Çerçeve sözleşmesini ilk imzalayan ülke değiliz ancak m-power paketinde yer alan 6 önlemin tamamını gerçekleştiren tek ülkeyiz. Bu başarının arkasında istikrar, kararlılık, vatandaşla paylaşım ve iyi bir iletişim ağının kurulması var.”

    Türkiye’nin tütünle savaşımındaki üstün performans ve tecrübelerinden faydalanmak istediklerini belirten Palihovici ise “Türkiye bu konuda çok başarılı olmuştur ve burada bulunduğumuz süre de bizim için oldukça faydalı oldu. Kanunun nasıl uygulandığı, Türkiye’nin bu işi nasıl başardığı bizim için çok önemlidir.” diye konuştu.

  • 18Haber

    TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, beraberinde AK Parti Grup Başkanvekili Belma Satır, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve bazı kadın milletvekilleri, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le görüştü.

    Kadın Milletvekilleri Küfre Karşı Tepkilerini Dile Getirdi

    Kadın milletvekilleri adına yapılan yazılı açıklamada ise şunlar kaydedildi:

    “Bizler, 24. Dönem kadın milletvekilleriyiz. Her birimiz farklı partilere mensubuz ama bugün birlikte, ortak bir akılda buluştuk. Her birimiz, gerek bireysel olarak gerek partilerimizin ilkeleri doğrultusunda şiddeti ve özellikle kadına yönelik şiddeti kınadığımızı çoğu kez çeşitli yöntemlerle dile getirdik.

    Bu kez TBMM içinde ve Genel Kurulda siyaset adına yapılan nezaket dışı her hakareti, her küfrü reddediyoruz. Çok çirkin bulduğumuzu ifade ediyoruz.

    Bir kadın ve milletin vekilleri olarak rica ediyoruz: Lütfen kaba kuvvet kullanmayın, lütfen küfür etmeyin, lütfen küfürlerinizde kadını kullanmayın, lütfen sosyal medyada da bu konularda aynı hassasiyeti gösterin.

    Bu çağrımız, hiç kimseyi ve hiçbir partiyi hedeflememektedir. Biz fiilin, kaba ve yaralayıcı sözlerin karşısındayız. Bilinmeli ki biz hiç kimsenin başının üstünde değil, hemen omuzlarının yanında olmak istiyoruz. Ne bir adım önde ne de bir adım arkada.

    TBMM, her düşüncenin tartışılabileceği bir mekândır ama TBMM’de küfür asla ve asla kullanılmamalıdır. Bugün boynumuzdaki kırmızı eşarplarla Genel Kurulda tanık olduğumuz çirkin davranış ve sözleri protesto ediyoruz. Kırmızı renkleri seçtik, hukuk dilinde kırmızı, hukukun ceza dalını temsil eder. Bu eşarpları her çirkin davranış ve sözde kullanmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda ayrıca her partinin genel başkanları ile görüşme gerçekleştireceğiz. Bu hassasiyetimizin uzun soluklu olacağını kamuoyunun bilgisine sunarız.”

    AK Parti ve BDP’li Kadın Milletvekilleri Çiçek’i Ziyaret EttiKadýın  milletvekilleri,  

    TBMM  Genel  Kurulunda  

    kullanýılan  dil  ve  üsluba  

    iliþşkin  tepkilerini  16  Aralýık’ta  

    TBMM  Baþşkanýı  Cemil  

    Çiçek’e  iletti.

    BalbayYemin EttiCHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, 10 Aralık’ta Genel Kurulda yemin etti.

    TBMM Başkanı Cemil Çiçek de yemin ederek göreve başlayan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ı 12 Aralık’ta basına kapalı olarak kabul etti.

  • 19Haber

    Çözüm Sürecini Araştırma Komisyonu, Raporunu Açıkladı

    Toplumsal Barış Yollarının Araştırılması ve Çözüm Sürecinin Değerlendirmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Başkanı Naci Bostancı, 2 Aralık’ta komisyon üyesi milletvekilleri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında hazırladıkları raporu açıkladı.

    Raporu TBMM Başkanlığına sunduklarını belirten Bostancı, çalışmalar sırasında, son 30 yıllık süreç içerisinde insanların neler yaşadığını gördüklerini kaydetti.

    Türkiye’de kapı çaldığında ölmüş evladının geleceği ümidiyle kapıya yönelen birçok anne olduğunu vurgulayan Bostancı, “Ama biliyorlar çocukları gelmeyecek. İşte çözüm süreci, kapılar çaldığında bütün çocuklar eve gelebilsin, bundan sonra evlere ateş düşmesin diyedir.” dedi. Bostancı, bu sürecin arkasında doğrudan doğruya toplumun iradesi ve en çok da acı çeken insanların iradesi olduğunu belirterek “Biz 30 yıllık

    sürecin kanlı mağdurlarını, milleti dinledik.” dedi.

    Naci Bostancı, Türkiye’nin değiştiğini, bürokratik vesayeti tasfiye ettiğini, demokratik bir irade teşekkül ettiğini söyleyerek, “Bu konuyla ilgili çok konuşmalar yapıldı. Ama işin özeti şudur: Devletin milletinden, milletin devletine geçmektir. Devlet milleti tanımlardı, şimdi millet devleti tanımlıyor. Doğru olanı budur. Devlet milletten üstün değildir, millet devletten üstündür” diye konuştu.

    Bu komisyonun bütün sorunları çözecek kapasitede olmadığını kaydeden Bostancı, kurallar çerçevesinde bir çalışma yaptıklarını bildirdi. İlk toplantılarda literatüre ilişkin hayli sert tartışmalar yaşandığını ancak zamanla konuştukça, anlaşılabileceğinin görüldüğüne dikkati çeken Bostancı, “Barış, kanın dökülmemesi ve her türlü çatışmadan daha iyidir, daha hayırlıdır. Elbette her konuda anlaşamazdık ama şu

    konuda mutabıkız; çözüm süreci mutlak surette, her türlü gölgeleme girişimlerine, kışkırtıcılığa, meydan okumaya rağmen mutlak surette yürütülmesi gereken bir süreçtir. Bu millet artık kan istemiyor. Kim ve siyasi görüşü ne olursa olsun, insanlar artık genç bedenler için mezar kazmak istemiyor” dedi.

    Bostancı, komisyonun çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi:

    Yaklaşık 24 toplantı yapıldı, 13 akademisyen, 13 STK temsilcisi, 10 mağdur, 5 gazeteci-yazar ve gidilen birçok ilde “komisyona sözü olan vatandaşlar ve mağdurlar” dinlendi.

    Rapor, 11 bölümden oluşuyor, 450 sayfa ve 4 ayda hazırlandı.

    Rapora göre 2002’den 2013’e kadar korucu sayısı 58 binden 48 bine ve karakol sayısı son 10 yılda bin 41’den 850’ye indi.

  • 20Haber

    Ödül töreninde konuşma yapan Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Aşkın Asan, “491 sanatçının 2115 eseri incelemeye alındı. Sergi ailedeki sevgiyi, mutluluğu, dayanışmayı anlatmaktadır.” dedi.

    TBMM Kâtip Üyesi ve AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik de “Ömür dediğin böyle bir şeydir, aile dediğin böyle bir şeydir, konularına daha çok vurgu yapmamız gerekiyor. Aile yapımız açısından diğer ülkelere de örnek olabiliriz.” dedi.

    AK Parti Ankara Milletvekili Tülay Selamoğlu ise ödül olan fotoğraf sanatçılarını tebrik ederek, etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür etti.

    Kültür Evi Her Hafta Farklı Sergilere Ev Sahipliği Yapıyor

    TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu, TBMM Mustafa Necati Kültür Evinin her hafta farklı sergilere ev sahipliği yaptığını, bugün ise çok anlamlı bir sergiye ev sahipliği yaptığını kaydetti.

    TBMM Basın, Yayın ve Halka İlişkiler Başkanı Ali Özer ise “15 yıl önce Aile Araştırma Kurumu Başkanı olarak görev yaptığım kurumun hem davetlisi hem de ev sahibi olarak burada bu ödülü vermek benim için bir onurdur.” dedi.

    Aile Araştırma Kurumu Kurucu Başkanı Necmettin Türinay, “Bu yarışmadaki fotoğrafların bir sene sonra Türkiye’de yayınlanan bütün periyodik dergilerde ve ansiklopedilerde yer alacağından emin olabilirsiniz.” dedi.

    Fotoğraf Sanatı Federasyonu Başkanı Sami Türkay da “Bu fotoğraf sergisi umarım amacına ulaşır. Biz federasyon olarak bu tür çalışmaların her zaman arkasındayız.” değerlendirmesinde bulundu.

    Sergi 8 Aralık’a Kadar Açık Kaldı

    Toplumun temeli olan aile kurumuna vurgu yapmak amacı ile düzenlenen

    3. Ulusal Aile Fotoğrafları Yarışması Ödül Töreni ve Sergisi

    Aile  ve  Sosyal  Politikalar  Bakanlýıðğýı,  Aile  ve  Toplum  Hizmetleri  Genel  Müdürlüðğü  tarafýından  

    toplumda  aile  olgusuna  dikkat  çekmek,  aile  konusunda  farkýındalýık  yaratmak  ve  Bakanlýık  

    için  “Aile  Fotoðğraflarýı”  arþşivi  oluþşturmak  amacýıyla  “3.Ulusal  Aile  Fotoðğraflarýı  Yarýıþşmasýı  Ödül  

    Töreni  ve  Sergisi”  5  Aralýık’ta  TBMM  Mustafa  Necati  Kültür  Evinde  açýıldýı.

  • 21Haber

    3.Ulusal Aile Fotoğrafları Yarışması, “Ailede Sevgi” ve “Çalışan, Üreten Aileler” temalı iki kategoride gerçekleştirildi.

    Çalışan, Üreten Aileler kategorisinde 3 eser başarı ödülü aldı. 20 eser de sergilemeye uygun bulundu.

    Ailede Sevgi kategorisinden başarı ödülüne hak kazanan Gürsel Egemen Ergin, Tuğba Çandır ve Musa Talaşlı’ya ödüllerini sırasıyla AK Parti Ankara Milletvekili Tülay Selamoğlu, TBMM

    Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Aşkın Asan verdi.

    Çalışan, Üreten Aileler kategorisinde ödül almaya hak kazanan Veli Dölek, Hakan Yaralı, ve Nadire Günday’a ödüllerini sırasıyla Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in eşi Nevin Gökçek, Aile Araştırma Kurumu Kurucu Başkanı Necmettin Türinay ve TBMM Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanı Ali Özer verdi.

    3. Ulusal Aile Fotoğrafları Yarışması jüri üyeleri Fotoğraf Sanatçıları Federasyonu Başkanı Sami Türkay ile Prof. Dr. Adnan Ataç’a katılımları için teşekkür belgelerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Aşkın Asan ve TBMM Kâtip Üyesi ve AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik verdi.

    Ödül töreninin ardından “Fotoğraflarla Aile” temalı serginin açılışı yapıldı.

  • 22Haber

    Türkiye Zekâ Vakfı tarafından “Zekâ ve Yetenek Kongresi” 21 Aralık’ta TBMM’de gerçekleştirildi.

    Kongrenin açılışında konuşan Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, özel yeteneklere ve zekâya sahip olanlar açısından Türkiye’nin önemli bir tecrübeye ve birikime sahip olduğunu söyledi.

    Fen Liseleri ve Sosyal Bilimler Liselerinin yanı sıra Güzel Sanatlar ve Spor Liselerinin özel yetenekli çocuklara eğitim veren kurumlar olduğunu anlatan Avcı, 1990’lı yıllarda da bilim ve sanat merkezlerinin açıldığını, bugün 66 ilde 70 kadar bilim ve sanat merkezi bulunduğunu söyledi.

    Özel yetenekliler için strateji ve uygulama planının devreye alındığını belirten Avcı, bunun, insanlığın gelişimine katkı sağlayacak bilim insanlarını, sanatçıları, sporcuları yetiştirmede önemli olacağını dile getirdi.

    Yüz bebekten ikisinin özel yetenekle doğduğunun söylendiğini ifade eden

    Avcı, “Bize düşen, bu çocuklara ulaşmak ve potansiyellerini en üst düzeyde kullanacakları imkan ve fırsatları sunmak, özel yeteneklerinin fark edilmesini ve gelişmesini sağlamaktır.” dedi.

    ‘Üstün Zekâya Sahip Insanlar Dünyanın Hazineleri’

    Türkiye Zekâ Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı, vakfın çalışmaları hakkında bilgi verdi.

    Üstün zekâya ve yeteneğe sahip olan insanların sadece kendi ülkelerinin değil bütün dünyanın hazineleri olduğunu ifade eden Halıcı, “Hayatımıza kolaylıklar ve renkler katan tüm gelişmeleri bu insanlar sayesinde görüyoruz ve yaşıyoruz.” dedi.

    Dereceye Girenlere Ödülleri Verildi

    Zekâ ve Yetenek Kongresinin kapanış töreninin ardından Türkiye 18. Zekâ Oyunları Yarışmasında derece alanlara ödülleri verildi.

    Yarışmada değerlendirmeler; 14 yaş altı, 14-21 yaş arası ve 21 yaş üstü olmak üzere üç ayrı yaş kategorisinde yapıldı.

    14 yaş altı kategorisinde birinci olan Bora Kırdar’a, ikinci olan Emre Akdoğan’a ve üçüncü olan Ufuk Demiray’a plaketlerini Türkiye Zekâ Vakfı Başkanı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı ve TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu verdi

    14-21 yaş arası kategorisinde birinci olan Ersel Hengirmen’e, ikinci olan Hikmet Demir’e ve üçüncü olan İsmail Burak Akkan’a plaketlerini Prof. Dr. Kamil Özerk verdi.

    21 yaş üstü kategorisinde birinci olan Salih Alan’a, ikinci olan Gökhan Kınayoğlu’na ve üçüncü olan Nuri Yılmaz’a plaketlerini Türkiye Zekâ Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri Ferhunde Öktem, Ziya Selçuk ve Ayşegül Ataman verdi.

    TBMM’de “Zekâ ve Yetenek Kongresi”

    Millî  Eðğitim  Bakanýı  Avcýı,  “Bize  düþşen,  üstün  yetenekli  

    çocuklara  ulaþşmak  ve  potansiyellerini  en  üst  düzeyde  

    kullanacaklarýı  imkan  ve  fýırsatlarýı  sunmak,  özel  

    yeteneklerinin  fark  edilmesini  ve  geliþşmesini  saðğlamaktýır.”

  • 23Haber

    Sanatçı Ziya Buyuk’un tuval üzerinde fırça ve yağlı boya tekniğiyle hazırladığı “El Yazması Kur’an-ı Kerim Ankara Sergisi” TBMM Mustafa Necati Kültür Evi’nde açıldı.

    11 Aralık’ta serginin açılışına katılan TBMM İdare Amiri ve AK Parti Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, TBMM olarak sanata büyük önem verdiklerini söyledi.

    Eserlerin daha önce Dolmabahçe Sergi Salonunda sergilendiğini hatırlatan Öz, “Bu serginin Kuran-ı Kerim olması ayrı bir önem arz ediyor. Bizler Kur’an-ı Kerim’i hep askılı şekilde raflarda tutmaya alışığız. Oysa Kur’an-ı Kerim, insanın kullanım el kitabıdır, insanın prospektüsüdür.” dedi.

    Öz, konuşmasının ardından serginin açılışını yaptı.

    Arınç, Sergiyi Ziyaret Etti

    Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 14 Aralık’ta Ressam Ziya Buyuk’e ait sergiyi ziyaret etti.

    Arınç, sergiyi gezerek dünyada bir ilk olan tuval üzerine Kur’an-ı Kerim tablosu hakkında ressamdan bilgi aldı.

    Bugüne kadar çok sayıda Kur’an-ı Kerim el yazması yapıldığını, ancak Ziya Buyuk’un çalışmasının bir ilk olduğunu vurgulayan Arınç, “Böyle bir çalışma göz nuruyla sadece 10 metrekarelik bir alanda günde 10 saat çalışmayla ilk kez

    başarıyla tamamlandı.” dedi. Çalışmayı,

    “Bir ömür adeta... Bu çalışma aşk, irade

    ve sabır ister” sözleriyle değerlendiren

    Arınç, sergiyi pek çok insanın ziyaret

    etmesi dileğinde bulundu.

    El Yazması Kur’an-ı Kerim Sergilendi

  • 24Röportaj

    24Röportaj

    Ressam Buyuk, Eşsiz Çalışmasını Anlattı

    Dünyada ilk olma özelliği taşıyan tuval üstüne Kuran-ı Kerim çalışmanız hakkında bizi bilgilendirir misiniz? Çalışma süreciniz nasıl geçti?

    Bu çalışma dünyada ilk örnek. Tuval üzerine bu teknikte yağlı boya ile fırça ile verilmiş bir örnek daha yok hem ebatları hem tekniği bakımından. Bu süreç şöyle başladı: Bende sanatçının kalıcı bir eser bırakma duygusu, düşüncesi vardı. O duygu ve düşünceyle birlikte bir de hat sanatına merak sardım. İkisi bir araya gelince ne yapabilirim, dünyada eşi benzeri olmayan, diye düşünürken bu fikir ortaya çıktı. Tuval üzerine yazabilir

    miyim, mümkün mü, minimum ne kadar küçük yazabilirim, bunların denemelerini yaptım fırçayla. Yağlı boyayla yazabileceğim birer santimlik satırların okunaklı yazılabileceğine karar verdikten sonra Hayrat Vakfının yayınladığı Kur’an-ı Kerim’i satır satır hesaplayıp nasıl bir ebat çıkacak karşıma onu tespit ettim. Ölçüyü, ebatı ortaya çıkardıktan sonra taşınabilir olması bakımından 3 parça tuvale yapmayı uygun gördüm. Sonrasında azimle yazmaya başladım. Benim kafamda şekillenmişti bitmiş hâli. Bunu başkasına anlatmak zor ama ben hayal edebiliyordum. Günde ortalama 10 saatlik bir mesai ile bütün mesaimi

    buna harcadım. Resim çalışmalarına ara verdim. Haftanın 7 günü çalışarak azimle bu eserin yazma kısmını 1,5 yılda tamamladım. Yazı bitip şaseye girildikten sonra kenar süslemeleri 2 ay kadar sürdü ve toplamda 2 yıla yakın bir zaman aldı. Altındağ Belediyesinin sanat sokağındaki atölyemde yazdım; daha sonra atölye küçük olduğundan şaseye girildiğinde Belediye Toplantı Salonunu tahsis ettiler. Orada kenar süslerini tamamladım.

    3.0 fırçayla yazdım. 19 fırça eskittim. Çünkü yazdıkça fırçaların pulları düşüyor, inceliyor yazılmaz hâle geliyor. O fırçalar da burada sergileniyor.

    Teknik  ve  format  

    bakýımýından  dünyada  bir  

    ilk  olma  özelliðğini  taþşýıyan  

    el  yazmasýı  Kuran-ýı  Kerim,  

    üç  parça  tuval  üzerine  üç  

    sütun  þşeklinde,  yaðğlýıboya  

    ile  hazýırlanan  tuval  bezi  

    üzerine,  siyah  zemine  

    beyaz  yaðğlýıboya  ile  yazýılmýıþş.  

    Ressam  Ziya  Buyuk,  bu  

    önemli  eseriyle  Kur’an-ýı  

    Kerim’i  bir  tablo  gibi  gözler  

    önüne  seriyor.  Biz  de  

    Meclis  Bülteni  olarak  bu  

    önemli  eserin  ressamýıyla  

    bir  söyleþşi  gerçekleþştirdik.

    Röportaj: Berna ÇUHADAR

  • 25Röportaj

    Neden siyah zemin üzerine beyaz renk kullanmayı tercih ettiniz? Özel bir anlamı var mı?

    Siyah zemine yazılmasının şöyle bir anlamı var: Siyah zemin Kur’an-ı Kerim’in indiği Cahiliye Devrini temsil ederken beyaz yazılar ayetlerin aydınlığını temsil ediyor. Böylece daha anlamlı.

    Çalışma esnasında yardım aldığınız kimseler oldu mu?

    Yazma kısmında kimseden yardım almadım. Bütünüyle bezin gerilmesinden astarının atılmasına kadar tamamen benim elimden çıktı. En büyük sorunum maddi kaynaklıydı. 2 yıla yakın bir zaman bütün mesaimi buna vereceğim, neyle geçineceğim gibi. O yüzden başlangıçta çok sponsor arayışım oldu ama bulamadım maalesef. Daha sonraları eş dost desteğiyle, yardımlarıyla, bazı insanların katkılarıyla maddi kısmını biraz da borçlanarak tamamlayabildik.

    Eseriniz daha önce Millî Saraylar Dolmabahçe Sanat Galerisinde sergilendi. Sergi süresince ve sergiden sonra geri dönüşler nasıl oldu? Sizinle temasa geçenler oldu mu?

    İstanbul sergisi zaman olarak iyi bir zamana denk gelmedi, haziranın son haftasıydı. İstanbul biraz gergindi o tarihlerde, süre de kısıtlıydı. Sergi süresi bir hafta kadardı. Dolayısıyla basının ilgisi çok oldu ama ziyaretçi bakımından çok fazla bir yoğunluk yaşanmadı.

    Gelecekte ne tür çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?

    Öncelikle bu eseri Türkiye’nin belli başlı illerinde, yurt dışında, başta İslam ülkeleri olmak üzere sergilemek ama kendi imkânlarımla yapabileceğim bir şey değil. İllerden davet gelir ve kurum, kuruluşlar sergileme masraflarını üstlenirlerse olabilecek. Yurt dışı da aynı şekilde. Sergilerden sonra hat dersi almak istiyorum. Daha sonra yine Kur’an-ı Kerim’i dünyada eşi benzeri olmayan başka teknik ve formatla tekrar çalışmak istiyorum.

  • 26Haber

    Sporda Doping Sorununu Araştırma Komisyonunun Çalışmaları

    4 Aralık

    Sporda Doping Sorununu Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak başkanlığında toplanarak Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan’ı dinledi.

    Baykan, 2012’de Türkiye’de yapılan toplam 2 bin 233 kontrolde 30 doping ihlaliyle oranın 1,34; 2013 yılında 25 Kasım 2013 tarihi itibarıyla 2 bin 291 kontrolde 144 doping ihlali ortaya çıktığını ve oranın yüzde 6,28 olduğunu belirtti.

    Doping ihlalinin özellikle atletizm, halter, güreş ve vücut geliştirme branşlarında yoğunlaştığının görüldüğünü ifade eden Baykan, güreş branşındaki ihlallerin büyük bölümünün yağlı güreşe ait olduğunu, bu branşta zorunluluk olmadığı hâlde doping numunesi alımı yapıldığını kaydetti.

    Dopingin engellenmesi için bundan sonra yapılacaklar hakkında da bilgi veren Baykan, yasaklı madde kullanımının önüne geçilebilmesi için yasaklı madde/doping ticaretinin Ceza Hukuku çerçevesinde suç sayılması ve buna göre cezalandırılması için gerekli mevzuat yapısının oluşturularak

    yasaklı madde ticaretinin Ceza Hukuku kapsamına taşınması ve yasaklı maddelerin ‘Narkotikler’ grubuna dahil edilmesinin sağlanacağını belirtti.

    Toplantıda, komisyonun çalışmalarının kamuoyu tarafından daha sağlıklı bir şekilde takip edilebilmesi için “[email protected]” adresiyle internet sitesi oluşturulması kararlaştırıldı.

    11 Aralık

    AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak başkanlığındaki komisyona Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil ile Hacettepe Üniversitesi Türkiye Doping Kontrol Merkezi Başkanı Prof. Dr. Arif Ahmet Başaran bilgi verdi.

    Müsteşar Yardımcısı Pakdil, Sporda Dopingle Mücadele ile ilgili kamu politikasının genel çerçevesi kapsamında at yarışlarındaki doping uygulamalarına ilişkin yaptığı sunumda bütün atların doping testine tabii tutulabildiğini belirtti. Pakdil, doping testi uygulama ve numune alma inisiyatifinin bakanlık tarafından görevlendirilen mali komiserler kurulunda olduğuna işaret etti.

    Yarışa deklare olan tüm atlardan koşmasa dahi örnek alınabildiğini aktaran Pakdil, üst üste doping tespit edilmesi hâlinde yarışlara katılmama cezasının uygulandığını anlattı.

    Başaran da Türkiye Doping Kontrol Merkezi, Dünya Anti-Doping Birliği (WADA) ile ilişkisi, dopingle mücadele konumu ve bu alandaki temel sorunlar, uluslararası dopingle mücadele sistemi ve mevzuatı üzerine bir sunum gerçekleştirdi.

    Gıda takviyesi ve benzer isimler altında satılan ürünlerle ilgili sıkıntılı bir durum olduğunu belirten Başaran, bu ürünlerin eczane dışındaki işyerlerinde ve kontrol dışı satışının büyük problemlere yol açtığını söyledi.

    13 Aralık

    Araştırma Komisyonu, Hacettepe Üniversitesi Türkiye Doping Kontrol Merkezine ziyaret gerçekleştirdi.

    Komisyon Başkanı Osman Aşkın Bak ve üyeler Doping Kontrol Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Başaran ve Bilimsel Koordinatörü Prof. Dr. Bekir Salih’den Doping Kontrol Merkezi’nin çalışmaları ve yöntemi hakkında bilgi aldı.

  • 27Haber

    Uluslararası saklama koşullarına uygun olarak hazırlanan Doping Kontrol Merkezi’nde getirilen bir numunenin geçtiği aşamalar komisyon üyelerine anlatıldı.

    16 Aralık

    AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak başkanlığındaki komisyon Eski Millî Futbolcu Hasan Şaş, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Hamza Yerlikaya, Türkiye Vücut Geliştirme, Fitness ve Bilek Güreşi Federasyonu Başkanı Niyazi Kurt, Türkiye Halter Federasyonu Başkanı Tamer Taşpınar’ı dinledi.

    Eski Millî Futbolcu Hasan Şaş, doping kullandığı gerekçesiyle cezalandırıldığı 1998 yılında yaşadıklarını anlattı.

    Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Hamza Yerlikaya da ilk başlarda doping ilacı verilen sporcunun daha sonra buna alıştığını, bu ilaçlar olmadan artık iyi bir performans sergileyemeyeceğine, hatta merdiven bile çıkamayacağına inanmaya başladığını anlattı.

    Hamza Yerlikaya, Türkiye’de her kesimin doping konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini, spor adına ayağına top değen ilkokul çocuğunun bile eğitilmesi gerektiğini ifade etti.

    Türkiye Vücut Geliştirme, Fitness ve Bilek Güreşi Federasyonu Başkanı Niyazi Kurt ise ilaç kullanılarak kısa sürede kas yapılacağı kanaatinin yanlış olduğunu vurgulayarak ancak dengeli beslenme ve bilinçli antrenmanla bunun başarılabileceğini dile getirdi.

    Türkiye Halter Federasyonu Başkanı Tamer Taşpınar da halter sporunda dopingle mücadelede yüzde 95 oranında başarı kaydettiklerini söyledi.

    Sporcunun doping kullanmalarının; kazanmanın getirdiği şöhret, kaybetmenin getirdiği sıradanlık duygusu ve ödüllerin yüksek oluşu gibi nedenler kaynaklandığını anlatan Taşpınar, dopingin kullanımı ile ilgili sorumluların da “sporcu, antrenör ve göz yuman yönetici” olarak sıralanabileceğini ifade etti.

    18 Aralık

    AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak başkanlığında toplanan komisyon, Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar’dan bilgi aldı.

    Çintimar, geçen yıl alınan 33 numuneden 2 sporcunun; bu yıl ise alınan 325 numuneden 46 sporcunun dopingli çıktığını bildirdi.

    Yarışma sorasında yapılan numune alımlarının yanı sıra sık sık yarışma dışı kontrollerin de yer aldığı bir doping kontrol programının, kendi başına doping kullanımından caydırıcı önemli bir unsur olduğunun altını çizen Çintimar, ancak diğer yandan dopingin insan sağlığına zararları, doping kullanılmadan da başarılı olunabileceği ve doping kullanan herkesin bir gün yakalanacağı hususlarını temel alan eğitim seminerlerinin ve basılı dokümanların, yasak madde ve yasak yöntem kullanımının sporun tamamen dışına çıkarılmasına katkıda bulunacağını ifade etti.

    Sağlık yardımından yararlanan milletvekillerinin muayene ve tedavileri ile ilgili Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi ile TBMM Genel Sekreterliği arasında TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu ve Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Büyükberber tarafından protokol imzalandı.

    26 Aralık’taki imza töreninde konuşan TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu, “Sağlıkla ilgili bugün imzalanan protokolün amacı, milletvekillerinin üniversitelerin tıp fakültelerinden nitelikli hizmet

    almasına yardımcı olmak. Yıllık sağlık harcamalarına bakıldığında bunun yüzde 95’inin özel hastanelere gittiğini görüyoruz.” dedi.

    Neziroğlu, “Bu protokol arzu edilen şekilde uygulanırsa TBMM’nin sağlık harcamalarını yüzde 50 oranında indirmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.

    Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Büyükberber ise “Başhekimliğimiz sadece bilimsel hizmet olarak değil, konforlu bir hizmet için de elinden geleni yapacak.” dedi.

    Hacettepe Üniversitesi ile Protokol İmzalandıSağlık yardımından yararlanan milletvekillerinin muayene ve tedavileri ile ilgili Hacettepe Üniversitesi ve TBMM Genel Sekreterliği arasında, TBMM Genel Sekreter Yardımcısı Haydar Çiftçi ve Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer tarafından protokol imzalandı.

    TBMM olarak sağlık hizmeti alımının bir ayağını özel hastanelerin, diğer kısmını ise kamu ve üniversite hastanelerinin oluşturduğunu belirten Haydar Çiftçi, bu alanda daha nitelikli, daha güvenli hizmet alımının hedeflendiğini söyledi.

    Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer ise “Dünyada nitelikli hizmet anlamında ne yapılması gerekiyorsa biz bunu yapıyoruz. Umarım her iki taraf da bundan mutlu olur.” dedi.

    TBMM ve Tıp Fakülteleri Arasında Protokol İmzalandı

  • 28Röportaj

    Türk sporunda yaşanan doping vakalarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 5 Kasım 2013 tarihli Genel Kurulda meclis araştırma önergeleri kabul edildi. Kurulan araştırma komisyonu da Kasım ayı itibarıyla çalışmalarına başladı. Güreş Federasyonu Başkanlığı ve Profesyonel Spor Kulübü yöneticiliği yapmış ve kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak, komisyon çalışmalarını ve sporda doping konusunu Meclis Bültenine değerlendirdi.

    TBMM Sporda Dopingle Mücadele Araştırma Komisyonunun kuruluş amacı nedir? Ne tür ihtiyaçları karşılamak amacıyla kurulmuştur? Çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

    Komisyonumuzun kuruluş amacı son yıllarda Türk sporunda yaşanan

    doping vakalarını araştırmak, bunların nedenlerini tespit etmek, gelecekte benzer sorunlar yaşanmaması ve dopingle aktif bir şekilde mücadele edilebilmesi için çözüm önerileri saptamaktır. Bu konuda en önemli ihtiyaç elbette sağlıklı bir durum tespiti yapılması ve çözüm önerisinde bulunulması. Bunun için de öncelikle spor camiasının tüm kesimleriyle irtibata geçmemiz ve dopingle temas kuran, doğrudan ya da dolaylı bir şekilde Türk sporunda dopingin kullanılmasıyla ilişkisi veya bilgisi olan tüm kesimleri dinleyerek çalışmalarımıza başladık. Bu sayede hem kamuoyunda mevcut olan, ama daha önce bir araya getirilmemiş bilgiler derc edildi, hem de kamuoyunca bilinmeyen, daha önce gündeme gelmemiş bilgilere ulaşıldı. Bu kapsamda konuyla ilgili tüm kuruluşların temsilcilerini dinliyoruz.

    Bunun içerisinde doping uzmanı sağlıkçılar, federasyon başkanları, millî sporcular, konuyla ilgili yayın yapmış basın mensupları, hukukçular ve Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi temsilcileri var. Kısacası konunun tüm paydaşlarından bilgi alarak konuya farklı açılardan yaklaşabilmeyi ve doping sorununu tüm yönleriyle değerlendirebilmeyi amaçlıyoruz.

    Türkiye dâhil tüm dünyada 2013’te 2012’ye oranla dopingli çıkan sporcu sayısında artış saptandı. 25 Kasım 2013 itibarıyla Türkiye’de yapılan 2 bin 291 kontrolde 144 doping ihlali saptandı. Neden doping bu kadar yaygın ve gün geçtikçe dopingli sporcu sayısı artıyor?

    Bu konuda bazı teknik detayları hatırlamak gerekiyor. 1999 yılında oluşturulan Dünya Anti Doping Ajansı WADA, 2004 yılından sonra

    AK Parti İstanbul Milletvekili Bak:

    “Tedavi amaçlı ilaçların içinde de sporcuya avantaj sağlayabilecek etken maddeler bulunabiliyor.”

    Berna ÇUHADAR

    Komisyon  çalýıþşmalarýımýızýın  en  önemli  

    çýıktýısýı  kuþşkusuz  çözüm  önerileri  olacak  

    ve  bu  önerilen  baþşýında  da  mutlaka  eðğitsel  

    unsurlar  bulunacaktýır.  Ancak  bu  konuda  

    gerçekleþştirilecek  eðğitim  çalýıþşmalarýınýın  

    muhteviyatýı  için  komisyon  çalýıþşmalarýı  

    sonuçlandýıðğýında  daha  net  bir  tablo  ortaya  

    çýıkacaktýır.

  • 29Röportaj

    aktif olarak numune almaya ve bu numuneleri değerlendirmeye başladı. Daha önce bu süreç bağımsız numune alıcıları tarafından değil, uluslararası federasyon temsilcileri tarafından yürütülüyordu. Bir başka ifade ile o spor dalını yönetenler, aynı zamanda doping kontrol sürecini de idare ediyorlardı. Takdir edersiniz ki bu çok sağlıklı bir durum değil. Buna ek olarak başta biyolojik pasaport olmak üzere yasaklı madde ve yöntemlerin tespitinde birçok teknolojik gelişme yaşandı. Ayrıca Köln laboratuvarında geliştirilen ve yasaklı madde kullanıldığında bir yıla kadar kalıntısını tespit edebilen teknikler sayesinde silici kullanan birçok sporcunun numunesi pozitif sonuç verdi. Elbette bu nedenlere başka maddeler de eklenebilir.

    ‘Ödül Yönetmeliği Doğru Bir Karar’

    Doping olaylarını önlemek amacıyla Gençlik ve Spor Bakanlığının ödül yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. Bu değişikliğin yansımaları nasıl olacak sizce?

    Bu konuda hem benim şahsi kanaatim hem de komisyonumuza bilgi veren alanında uzman arkadaşlarımızın fikirleri aynı doğrultuda. Bundan önce ödenen ödüller dünya standartlarının çok üzerindeydi ve olumlu sonuçlar doğurduğu kadar olumsuz sonuçlara da neden olabiliyordu. Özellikle düşük gelir düzeyinden gelen gençlerimiz ve onların çalıştırıcıları, kısa zamanda yüksek kazanç sağlamak için spor ahlakına aykırı davranabilirlerdi.

    Şu ana kadar yaşanan herhangi bir doping vakasını doğrudan ve spesifik olarak ödül yönetmeliğiyle ilişkilendirmek ve başlıca nedenin yüksek ödüller olduğunu söylemek ne kadar doğru bilmiyorum, bu konuda çalışmalarımızın sonucunda en sağlıklı yargıya ulaşacağımızı düşünüyorum. Ancak şu var ki bir defada ödenen çok yüksek miktardaki ödüller ister istemez sporcular ve çalıştırıcıları üzerinde farklı etkiler oluşturabilir. Bu nedenle Bakanlığımızın yönetmeliği değiştirerek ödülleri yarı yarıya azaltmasını doğru bir karar olarak değerlendiren kamuoyundaki yaygın kanıya ben de katılıyorum.

    Bazı yerli ve yabancı sporcular ülkemizde yasaklı maddelere çok kolay ulaşıldığını düşünüyor. Sizce de ülkemizde yasaklı maddelere ulaşmak kolay mı, eğer kolaysa nedeni ne olabilir?

    Yasaklı maddelere ulaşmanın çeşitli yolları mevcut. Sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok ülkesinde bu işin bir sektör hâline gelmiş durumda. Ayrıca tedavi amaçlı ilaçların içinde de sporcuya avantaj sağlayabilecek etken maddeler bulunabiliyor. Bu konuda komisyonumuz kapsamlı bir çalışma yürütüyor. Zaten komisyonumuza birçok kurumdan uzmanların destek vermesinin bir nedeni de bunun gibi konular. Uzmanlarımız arasında sadece Gençlik ve Spor Bakanlığı değil; Adalet Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı gibi kurumların temsilcileri de var. Sağlık Bakanlığı adına hem Halk Sağlığı Kurumu hem de Tıbbi İlaç ve Cihazlar Başkanlığından uzmanlarımız görevlendirildiler. Bu konuda komisyon çalışmalarımız sonunda hazırlanacak raporda kapsamlı ve tatmin edici bir çözüme ulaşacağımıza hiç şüphem yok. Ayrıca komisyonumuzda üç üyemizin eczacılık formasyonlu olduğunu da belirtmek isterim.

    ‘En Önemli Sac Ayağı, Eğitim’

    Çocukları ve gençleri dopinge karşı bilinçlendirmek için neler yapılabilir?

    Birçok konuda olduğu gibi doping sorununda da çözümün ilk ve en

    önemli sac ayağı, eğitim. Bu konuda komisyonumuza bilgi veren kişilerin yanı sıra kamuoyunda da fikir beyan eden birçok kişi çözümün temelinde eğitimin yattığını düşünüyor. Özellikle doping kullanımının çok küçük yaşlara kadar gerilediği düşünülürse çocuklarımızın okul çağlarında bu konuya yönelik bilinçlendirilmesi gerekiyor. Tüm gençlerimizi ve çocuklarımızı bu konuda temel bilgi sahibi yapmalı, ayrıca aktif sporla uğraşan ve gelecekte performans sporcusu olmayı planlayanları detaylı bir şekilde bilgilendirmeliyiz.

    Bu noktada bir hususa daha değinmek istiyorum. Eğitimi adres gösterirken sadece çocuklarımızın ve gençlerimizin değil, aynı zamanda eğiticilerimizin de eğitimini ön plana almamız gerekiyor. Okullarda bu konuda bilgi verecek uzman kişi sayısını artırmamız ve sporcularımızı emanet ettiğimiz antrenörleri de kapsamlı bir eğitimden geçirmemiz gerekiyor. Şu ana kadar edinilen izlenim ülkemizde antrenör eğitiminin yetersiz olduğu yönünde. Ben de iki dönem Güreş Federasyonu Başkanlığı ve Profesyonel Spor Kulübü yöneticiliği yapmış bir spor adamı olarak bu alandaki eksikliğin farkındayım.

    Komisyon çalışmalarımızın en önemli çıktısı kuşkusuz çözüm önerileri olacak ve bu önerilen başında da mutlaka eğitsel unsurlar bulunacaktır. Ancak bu konuda gerçekleştirilecek eğitim çalışmalarının muhteviyatı için komisyon çalışmaları sonuçlandığında daha net bir tablo ortaya çıkacaktır.

  • 30Haber

    “11. eTR Ödülleri” Sahiplerini Buldu

    TÜSİAD ve Türkiye Bilişim Vakfının, ekonomide ve toplumsal yaşamda kalitenin, verimliliğin, rekabet gücünün artırılması, bilgi toplumuna dönüşümün gerçekleştirilmesine destek amacıyla verdiği “eTR Ödülleri” töreni 12 Aralık’ta TBMM’de düzenlendi.

    Bu yıl 11’incisi verilen ödül için düzenlenen törene TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker katıldı.

    Bilişim alanındaki gelişmelerle birlikte siber güvenlik konusunun da önem kazandığına işaret eden TBMM Başkanı Çiçek yargı, güvenlik, sağlık ve eğitim gibi alanlarda siber güvenliğin etkin olması gerektiğine dikkati çekti. Çiçek, şunları söyledi:

    “Siber saldırılar günümüzde bir savaş türü. Bu yüzden siber güvenlik ülke için en önemli konuların başında geliyor. Eskiden düşman dediğimiz sınırlardan geliyordu, şimdi nereden girdiği belli olmuyor ama bir hayatı karartmaya yetiyor. Bu devlet için önemli ama bir de bu alandaki gelişmelerin özel hayat açısından getirdiği sıkıntılar var. Onu da yaşıyoruz. Bu alandaki gelişmeler eğer yasal alt yapısı, düzenlemeleri iyi yapılamazsa kişi hak ve özgürlükleri bakımından da çok önemli sıkıntılara yol açabilir.”

    Çiçek, bugünün dünyasında ülkelerin yerini belirleyecek hususun bilişim alanındaki çalışmaları olduğuna işaret ederek “Biz bütün çabalara rağmen bilgiyi kullanan toplumuz. Bilgiyi üreten toplum olmadığınızda

    bu cari açıklar devam edecek.” değerlendirmesinde bulundu.

    Konuşmaların ardından kamu kurumları, yerel yönetimler, kamudan iş dünyasına hizmetler, kamudan vatandaşa hizmetler kategorilerinde bilişim alanındaki aday projelerin tanıtımları yapıldı. Uzmanlardan oluşan 17 kişilik jüri, tören sırasında elektronik oylama ile dereceye giren projeleri belirledi. Oylama sonucunda farklı kategorilerde Seferihisar ve Yalova Belediyeleri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Sosyal Güvenlik Kurumu ile Ekonomi ve Dışişleri Bakanlığının bilişim alanındaki hizmetleri ödüle değer bulundu.

    TBMM  Baþşkanýı  Çiçek,  “Siber  güvenlik  konusu,  ülke  için  en  önemli  sorunlarýın  baþşýında  

    geliyor.  Eskiden  düþşman  dediðğimiz  sýınýırlardan  geliyordu,  þşimdi  nereden  girdiðği  belli  olmuyor  

    ama  bir  hayatýı  karartmaya  yetiyor.”

  • 31Haber

    Stenografi Kursu Sertifika Töreni

    TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatınca başlatılan “Bilgi Birikimini Kamu Kurumlarına Yayma Projesi” kapsamında verilen stenografi kursuna katılanlara 25 Aralık’ta sertifikaları verildi.

    Törende konuşan TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu, TBMM olarak diğer kamu kurumları ile iletişim ve işbirliğine önem verdiklerini, tecrübe

    ve deneyimlerini diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla paylaşma noktasında maksimum hassasiyet gösterdiklerini söyledi.

    TBMM’nin bu çerçevede çeşitli faaliyetler düzenlediğini belirten Neziroğlu, kursa 18 bakanlıktan katılan kursiyerlerden 14’ünün eğitim sürecini başarı ile tamamladığını belirtti.

    7 Aylık Eğitim Tamamlandı

    TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanı Doğan Aytop ise TBMM’nin bilgi birikimini başka kamu kurum ve kuruluşlarına aktarmak istedikleri için bu kursu düzenlediklerini söyledi.

    Kursiyerler, 7 ay boyunca stenografi eğitimi aldı.

    TBMM Stenografinin Tek Kullanıcısı23 Nisan 1920’de TBMM’nin ilk açılışında tutanak hizmetleri Ankara Mektebi Sultanisinde Coğrafya öğretmeni Osman Zeki Bey başkanlığındaki öğretmen ve öğrencilerinden oluşan heyet tarafından verildi. Daha sonraki dönemde kursta yetişen stenografların göreve başlamasıyla 1 Haziran 1930’dan itibaren TBMM görüşmeleri stenoyla tutulmaya başlandı.

    Özel