yapması gibi, sizin bilgisayarınızda minik -...

43

Transcript of yapması gibi, sizin bilgisayarınızda minik -...

Dijital fotoğraf, piksel olarak adlandırılan milyonlarca minik noktacıktan oluşan görüntüdür.

Bir ressamın ufak vuruşlarla resim yapması gibi, sizin bilgisayarınızda minik pikseller kullanarak fotoğrafınızı sergiler, ekranınızı piksel şebekelerine ayırır.

Böylece her piksel için parlaklığını ve rengini ayarlama olanağınız olur.

Fotoğrafınızı küçük parçalara böler ve onun üzerinde isteğiniz oynamayı yapma imkânı sağlar.

Dijital Fotoğraf Nedir ?

Dijital görüntünün kalitesi sahip olduğu piksel sayına göre ölçülür.(Çözünürlük olarak adlandırılır.) Daha fazla piksel, detayları ve keskinliği artırır.

Görüntü Boyutu

Eğer herhangi bir dijital görüntüyü büyütmeye başlarsanız pikseller devreye girer.Yeterli sayıda piksel içirmeyen fotoğraflar deforme olmaya başlar.

Dijital görüntü ne kadar fazla piksel içeriyorsa, görüntüyü o kadar büyütebilirisiniz.

Fotoğrafın boyutu 2 şekilde adlandırılır, 1. si piksel boyutu(1800 x 1600 piksel),

2. si ise piksel sayısı(2.88 milyon piksel)

Dijital kameralar, 35 mm film kullanan makinelerle birçok ortak özellik içerir.

Her ikisi de lens, diyafram ve enstantane özelliklerini içerir.

Bildiğimiz gibi lens, ışığı alarak görüntüyü oluşturur, diyafram ışığın boyutunu,

enstantane ise giren ışığın süresini ayarlar.

Dijital Kameralar Nasıl Çalışır ?

Dijital makinenin içindeki sayaç hücreleri lensin içenden geçen ışığın doğru pozlandırılmasına yardımcı olur. Perdeniz açıldığı anda görüntü sensörunun içindeki her piksel üzerine düşen ışığın parlaklığını elektrik akımıyla kaydeder.

Bu ışık görüntünüzün belli bir forma girebilmesi için gereklidir. Pozlandırmanın sonunda perdeniz kapandığında her piksele bir numara verilmiş olur, bu numaraları daha sonra yapacağınız renk, parlaklık vs. ayarları için kullanabilirsiniz.

Pozlandırma

Bu biraz şaşırtıcı gelebilir ancak, pikseller renkleri değil sadece parlaklığı kaydederler.

Pikseller sadece, balık pulu renkleride olarak da adlandırılan saf beyazdan saf siyaha kadar olan tonları kaydeder.

Kalan Sadece Siyah ve Beyaz

Balık pulu renkleri saf beyazdan saf siyaha kadar 256 renk içerir.

Film kullanılan makinelerle en büyük farkı görüntüyü kaydediş şekilleridir.

Dijital kameralar genellikle CCD (charge-couple device) adı verilen hareket sensorları kullanırlar.

CCD’ler yüzeyindeki milyonlarca piksel sayesinde görüntüyü kaydederler.

CCD içindeki her piksel, fotoğrafa ait bir görüntü taşır.

Pozlandırma

2 tür dijital renk modellemesi vardır. Bunlar;

•RGB ( Red, Green, Blue)

•CMYK (Cyan, Magenta Yellow Black)

Dijital Renkler

RGB

RGB renk modeli ile tüm renkleri birleştirerek beyazı elde ederiz. Hiç rengin olmadığı yer ise siyahtır. Diğer renkler ise kırmızı, mavi ve yeşlin belirli oranlarda karışımıyla oluşur.

İnsan gözünün taklit edildiği dijital cihazlarda kullanılır. Örneğin dijital kameralar, tarayıcılar, monitörler vs.

CMYK (Cyan, Magenta, Yellow, Black)

Siyah ortam üzerinde beyaz renk elde etmek için RGB’deki 3 ana rengi karıştırdık. (LCD Ekranları düşünün)

Peki elimizde beyaz ortam varsa ve siyah elde etmek istiyorsak?

Bu durumda CMYK kullanılır. Buradaki mantık ışığı soğurmaktan gelir. Örneğin magenta, yeşili soğurur, mavi ve kırmızıyı yansıtır.

Cyan, Magenta ve Sarı rengin karışımı ise siyahı verir.

Baskı teknolojilerinde bu renk modeli kullanılır. Teoride üç rengin karışımı siyahı vermesi gerekse de tam olarak siyah değildir. Ayrıca siyahı elde etmek için 3 ayrı mürekkep kullanımı maliyet getireceğinden, harici bir siyah renk kullanılır.

Sensorun içine giren ışık, üzerindeki kırmızı, yeşil ve mavi filtre sayesinde siyah-

beyaz olan ışığı renklendirir.

Siyah-Beyazdan Renkliye Geçiş…

Yerleştirilen filtre ile her piksel diğer renklerin geçişini engellerken sadece eşleştiği rengin geçmesini sağlar ve ışığın parlaklığını kontrol eder.

Örneğin kırmızı filtreli bir piksel sadece kırmızı ışığın parlaklığını ayarlayarak onu vurgular.

Her pikselin ne renk olduğunu anlamak için interpolasyon denilen bir yöntem, pikselin direkt olarak kaydedemediği rengi hesaplamak için iki komsu pikselin renklerini kullanır.

Bu iki interpolize edilmiş rengin ölçülendirilerek karıştırılmasıyla, pikselin tüm renkleri hesaplanabilir.

Bütün bu işlemleri gerçekleştirmek için makinenizin içinde ufak bir mikro işlemci

bulunur…

Makineniz içinde bilgisayar saklı…

DİJİTAL MAKİNE ÇEŞİTLERİ

Bu tip kameralar tamamen

otomatiktir. Yani makine üzerindeki

hâkimiyetiniz ve yaratıcılığınız çok

sınırlıdır.

Bu yüzden bas ve çek olarak

adlandırılır. ( “Düşünme Çek” de ayrı bir

mevzuat!)

Bas-Çek Makineler

Bu makineler üzerinde sabit objektif taşırlar.

Bas ve çek makinelerden en önemli farkı kısıtlıda olsa size yaratıcılık imkânı tanımasıdır.

Yani çeşitli oranlarda enstantane, diyafram, ASA (ISO) vb. ayarlamalarında bulunabilirsiniz.

Yarı Otomatik Makineler

Bu tip makineler dijital SLR (dSLR) olarak ta adlandırılır.

Diğer makinelerden en önemli özelliği objektifinin değiştirilebilir olmasıdır.

Bu tip makineler, 35 mm film kullanan analog makinelerin sahip olduğu tüm özelliklere sahiptirler. Ensantane, diyafram, ASA (ISO) değerleriyle, makine ve objektif özelliğine göre oynama imkânına sahipsinizdir.

Yalnızca içinde film değil görüntü sensorları barındırırlar ve diğer makinelere göre oldukça maliyetlidirler.

Profesyonel Makineler

Bildiğimiz gibi 35 mm film kullanan makinelerle dijital fotoğraf makinelerin temel

farkı, dijital kameraların film yerine görüntü sensorları kullanmalarıdır.

Dijital makineler görüntüyü bu sensorlere kaydederler.

Burada iki ana sensor tipinden bahsedeceğiz. CCD ve CMOS…

Görüntü Sensörleri

CCD veya CMOS, bildiğimiz elektronik devreler gibidir sürekli kullanılan “elektronik film” görevi görürler.

Bu cihazların üzerinde, en az cihazın çözünürlüğü kadar sensör/devre vardır ve bu devreler, o noktaya düşen ışığı piksel cinsinden dijital ortama yansıtırlar.

Yani 5MP bir dijital fotoğraf makinesi üzerinde, 2560 x 1920 yani yaklaşık 5 milyon adet mini sensör bulunur.

CCD ve CMOS

CCD sensörün avantajları:

Daha iyi ışık hassasiyeti:

Düşük ışıklı ortamlarda bile gayet iyi görüntü sağlama.

Daha parlak renkler, daha net görüntü:

Son yıllarda çıkan bazı yeni CMOS sensörler iki teknoloji arasındaki farklılıkları

kapatsalar da CCD görüntü kalitesi hala daha mükemmeldir.

Stabil görüntü kalitesi:

Aynı model iki CCD sensör arasındaki görüntü farklılığı en az seviyededir.

Düşük arka plan gürültüsü:

CCD sensör CMOS sensör'e nazaran daha düşük arka plan gürültüsü üretir.

CCD teknolojinin bazı dezavantajları:

Daha pahalı üretim:

CCD sensörler standart dışı süreçler ile üretildiğinden daha pahalıdırlar.

Network kameralara entegre etmek daha karmaşık ve pahalıdır:

CCD tabanlı bir network kamera üretmek daha karmaşıktır ve ilave bileşenler

gerektirir.

Parlak ışık izi:

Ekrana çok parlak bir ışık geldiğinde (doğrudan aydınlatma veya direkt güneş ışığı)

CCD sensör görüntünün altında ve üstünde şeritler oluşturabilir. Bu durum "lekeli

çiçek açması" diye tanımlanır.

CMOS sensörlerin bazı karakteristikleri:

Standard ve yaygın üretim sürecinden dolayı düşük maaliyet. Özel bileşenlere

gereksinim yoktur.

CCD sensöre nazaran newtork kameraya entegre etmek daha kolaydır.

CMOS sensör kullanarak daha küçük boyutlarda network kamera üretmek

mümkündür.

CMOS teknolojinin bazı dezavantajları:

Düşük ışık hassasiyeti:

CMOS sensörün düzgün çalışması için iyi bir aydınlatmaya gereksinim vardır.

Yüksek gürültü oranı:

CCD sensörden daha yüksek gürültü oranına sahiptir.

CCD (Solda) ve CMOS (Sağda) karşılaştırması

Crop Factor (Kesme Çarpanı)

Dijital fotoğraf makinelerinde sensör boyutu fotoğrafı etkileyen diğer bir önemli bir özelliktir.

Yukarıdaki fotoğrafta sensör boyutları gösterilmiştir. Sensör ne kadar küçükse o kadar az görüntü alabilir.

Full Frame, 35mm filmdeki bir fotoğraf karesini baz alır. Sensörün boyutları 24x36 mm ise lensteki görüntü 1:1 oranda sensöre yansır..

Crop Factor (Kesme Çarpanı)

Ancak sensör teknolojisi ve maliyet yüzünden full frame sensörler yeni yeni üretilmiştir.

Günümüzde yaygın olarak 18x24 mm boyutlarında sensörler kullanılır. (Canon EOS 450D, Nikon D80 gibi dSLR makinelerde bu sensörlerden vardır.)

Sensör boyutu küçük olduğu için görüntünün bir kısmı sensöre düşer. Bu da fotoğrafa yakınlaşmış hissi verir.

18x24mm sensör kullanan makinelerde crop factor buradan gelir. Örneğin 50 mm lens bu makineye takılınca 80 mm gibi lens kullanılıyormuş gibi fotoğraf çekilir.

Bunu hesaplamak için lens değerini kesme çarpanı ile çarpmak gerekir. Canon APS-C için; 50 mm x 1.6 = 80mm dir.

18x24 mm Sensör (Solda) ve 24x36 mm (Full

frame) Sensör (Sağda) Boyutları

Dijital makinelerde, görüntünün kalitesi piksel olarak adlandırılan parçaların orananına göre belirlenir.

Makinenizin piksel sayısı ne kadar fazla ise görüntü kalitesi de o kadar üst seviyededir.

Görüntü Kalitesi

Görüntü Kalitesi

Çözünürlük kavramı fotoğrafın kalitesini belirleyen en önemli özellik değildir.

Günümüzde yaygın olarak bilinen bir hata vardır. Daha yüksek megapiksel boyutunda çekim yapabilen fotoğraf makineleri daha kaliteli fotoğraf çekeceği düşünülür.

Fotoğraf makinesinin kullandığı lens, sensör boyutu ve kalitesi, ISO başarımı gibi özellikleri fotoğraf kalitesini daha çok etkiler.

Hafıza kartları, dijital fotoğraf makinesinin filmleri gibidir.

Bir elektronik bellektir ve makinenin içine takılır.

Çok az enerji tüketirler ve on binlerce kez yazılıp silinebildikleri için, sınırsız

çekim olanağı sağlarlar.

Günümüzde Compact Flash (CF) en yaygın olanıdır ama Memory Stick (MS),

Smart Media gibi çeşitleri vardır.

Hafıza Kartları

Dijital dünyada fotografik objeler, bir sıkıştırma formatı ile bilgisayara aktarılır.

Dijital kameralar, bu işi çekim sırasında halleder.

Kimyasal fotoğraflar ise, (negatif) tarama sonrası dijital ortama aktarılırlar.

Dijital Kayıt Formları

Bitmap, bilgisayar ekranında bir resmi görüntülemek için gereken tüm renk

bilgilerinin ekranı oluşturan her piksel için renk bilgilerinin verildiği fotoğraf

formatlarına verilen genel addır.

GIF, JPEG, BMP, PCX örnek Bitmap formatlarıdır.

Bitmap dosyaları ekranda görebilmek ve yazıcılardan bastırabilmek için özel bazı

programlar gerekir (PhotoShop, XView, ACDSee, Picasa vb gibi).

Bitmap Nedir?

En temel resim formatı BMP'dir (Bitmap).

MS-Windows üzerinde BMP, 16 ya da daha çok renk kaydedebileceğiniz,

herhangi bir bir sıkıştırma yapmayan oldukça hızlı bir formattır.

Bu formatta resmin içindeki renk sayısı değil, resmin büyüklüğü önemlidir.

16 renk, 800x600 çözünürlüğünde bir BMP dosyası, 800x600x1/2=240000 byte

yer kaplayacaktır. (16 renk için 4 bit gerekli =1/2byte)

Resmin içinde 1, 2 ya da 12 renk olması hiç önemli değildir.

256 renk olarak kaydedilen bir dosya ise, 800x600x1=480000 byte yer tutacaktır

(256 için 8 bit=1 byte gerekli. 28=256)

BMP çok hızlı bir format olmasına karşın, oldukça fazla yer kapladığı için pek

tercih edilmez.

BMP (Bitmap)

1, 8, 24 bit'lik formatları var.

Hepsinin sıkıştırılmış ve sıkıştırılmamış 2 farkli tipi mevcut.

1 bit olanı faxlarda dosya iletimi için kullanılıyor.

Çok renkle uğraştığınızda, dosyanızın kaplayacağı yer çok önemli değilse, TIFF'i

kullanmanızda fayda var.

JPEG'e göre dosya boyutunda daha az küçülme sağlasa da, kalitesi ve hızı ile

bu açığını kapatır.

TIFF (Tagged Image File Format)

Elinizdeki dosya 256 renkten fazlasını içermiyorsa, GIF (Graphics Interchange

Format) iyi bir çözüm olabilir.

İyi bir sıkıştırma algoritması var (LWZ) ve görüntüleme de oldukça hızlı bir

şekilde gerçekleştirilir. 256 renk dışında (8 bit) herhangi önemli bir sorunu yoktur.

Bunun yanında GIF, Web browserlar ile görüntülenen resimler (inline images) için

standart bir resim formatıdır.

Compuserve (GIFi bulan şirket), GIF'in yerini alacak, 48 bit true color, renk kaybı

olmayan yeni bir resim formatı oluşturdu. Bu format PNG olarak adlandırılır.

GIF formatının iki farklı versiyonu vardır : 87a ve 89a.

89a versiyonu, tek bir GIF dosya içinde birden çok GIF formatlı resim

yerleştirilmesine ve anime edilmesine olanak tanır (animated gif*).

*Avatar yapımında sıkça kullanılır. Ya da eskiden “banner” tabir edilen reklamlar gif

ile yapılıyordu, şimdi flashlar tercih ediliyor.

GIF (Graphics Interchange Format)

Çok renkle (256 renkten fazla) uğraştığınız zaman GIF formatını kullanmanız

mümkün değil. BMP olarak saklarsanız, o kadar çok disk alanı kaplar ki, bir

arkadaşınıza internet üzerinden fotoğraf yollarken kanser olabilirsiniz.

Onun yerine JPEG (Joint Photographics Experts Group) daha iyi bir alternatif

olabilir. Yalnız, JPEG az renk içeren uygulamalarda hem kaliteyi düşürür, hem de

dosya boyutunda önemli bir değişiklik sağlamaz.

Standart JPG formatında, resmin kalitesinden bir miktar ödün vererek sıkıştırma

uygulanır. Böylece dosya boyutu bir hayli düşer.

Fakat 24 bit true color uygulamalarda resim kalitesinin düştüğünü anlamak

mümkün değildir. Bu tip uygulamalarda JPG tercih edilir.

JPG sıkıştırılmış formattır, insan gözünün fark edemeyeceği küçük kayıplar

vererek fotoğrafı sıkıştırır. Ancak JPG formatındaki bir fotoğraf üzerinde düzenleme

yapıp kaydettikçe kalite kaybı olur. Bu yüzden işlem yapılacak fotoğraflarda

sıkıştırılmamış format kullanımı daha uygundur. .

JPEG (Joint Photographics Experts Group)

Dijital fotoğraf makinelerinde filmin karşılığı olan sensör üzerine düşen görüntü,

dijital işlemci tarafından sayısal verilere dönüştürülüp fotoğraf haline getirilir.

Çekim sırasında belli işlemlerden geçen ham görüntü genelde JPEG bazen de

TIFF formatına dönüştürülür.

İşte bu değişikliklerin yapılmadan sensörden gelen sayısal verilerin doğrudan

belleğe yazılmasıyla oluşan özel formata RAW adı verilir.

RAW dosyaları sensörden gelen ham bilgileri içerdiğinden yaygın olarak tercih

edilen fotoğraf formatı JPEGten çok daha fazla yer kaplarlar. 6 Mpiksel bir fotoğraf

makinesi için bu rakam 5-6 Mbyte'a ulaşabilir.

Bu formatı daha çok üst seviyede ürünler desteklediği için her dijital fotoğraf

makinesinin RAW çekme özelliği bulunmaz.

RAW formatının en önemli özelliklerinden biri de çekim yapıldıktan sonra

üzerinde bazı değişikliklere izin vermesidir. Yani bir nevi zaman içinde geri giderek

yanlış ayarları düzeltebilmeye imkân tanıması.

RAW bir nevi dijital film gibidir. Fotoğrafın size ait olduğunu RAW dosyası ile

kanıtlayabilirsiniz. JPG işlenmiş dosya türü olduğu için fotoğrafın size ait olduğunu

kanıtlayamaz.

RAW (HAM - CANDIR CAN!)

Beyaz bir karton kağıdı düşünün.

Bu kağıda ışıkta bakarsak farklı , gece lamba ışığı altında bakarsak farklı görürüz.

Bu ışıktan kaynaklanmaktadır.

Dijital makinelerdeki beyaz ayarı da bu ışık farklılıklarını düzenlemek, resminizin en iyi şekilde görünmesini sağlamak amacı ile konulmuş bir özelliktir.

Beyaz Ayarı (White Balance)

Otomatik Beyaz Ayarı

(Auto WB)

Gün Işığı

(Day Light) Gölgeli

(Shady)

Akkor Işık

(Incandescent Tungsten)

Flüoresans Lamba

(Fluorescent)

Bulutlu

(Cloudy)

Sınavda Başarılar :)

HAZIRLAYAN: OZAN - RAZAN – MUSTAFA - ALİ CAN