VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

88
ULAŞ KIYAK

description

VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ FULL

Transcript of VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

Page 1: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

ULAŞ KIYAK

Page 2: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 3: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 4: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 5: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 6: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 7: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 8: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 9: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 10: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

8

Değerli sektör mensupları,

Değerli Okuyucularımız,Yeni bir yılın telaşını henüz üzerimizden atamadan, kuyum-culuk sektörü için önemli fuarlar başladı. Dünyayı saran Sevgililer Günü telaşı, kuyumculuk sektörü için en önemli

fuar sayılan VicenzaOro, özellikle Ege ve çevresi ile Türkiye çapında önem arz eden İzmir-Jewex Fuarı…

Fuar ve etkinlikler, yeniliklerle beraber umut ışığı da oluyor. Sektö-rümüzün girdiği “zorlu” ekonomik yolculukta, yurt içi ve yurt dışında yeni iş imkanları, bağlantıları da sağlıyor.

BU AY Kapak sponsorumuz Nev Mücevherat’tı. Sektörün önde ve yenilikçi firması olan Nev’in özenle üretilmiş

ürünleri eşliğinde; Palatium Cafe’de, profesyonel ekip ile gerçekleşti-rilen çekimler keyifli geçti. Buradan Nev Mücevherat’a teşekkür ede-rim. Bir teşekkür de dergimizin Moda Tasarımcısı Erol Albayrak’ın, Cemil İpekçi ile gerçekleştirdiği röportaj için...

VOIR Magazin ekibi olarak bir yeniliğimizden bahsetmek isterim. Bu-güne kadar değerli müşterilerimizden gelen talep üzerine, hizmet ala-nımızı daha da genişletme kararı aldık. Genişleyen ekibimiz ile; ajans hizmetlerine de başlamış bulunmaktayız. Bir marka için gereken her türlü iletişim ihtiyacında yanınızdayız.

İzmir’de gerçekleştirilecek olan, Jewex 2013 5. Alyans, Altın, Mücev-her, Gümüş Takı ve Saat Fuarı’nda görüşmek ümidiyle…

Nurseli’den

İmtiyaz SahibiVOIR Magazin Adına Nurseli GÖKÇÜL

[email protected]

Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)Gonca ÇİPE

Genel Yayın KoordinatörüA.Faruk GÖKÇÜL / [email protected]

Editör / Gonca ÇİPE / [email protected]

Muhabir / Selin ATİK / [email protected]

Görsel Yönetmen / Burcu Tokoğlu İNCESU [email protected]

Moda Tasarımcısı / Erol ALBAYRAK [email protected]

Sanat Danışmanı / Faruk ÖZ

Reklam Koordinatörü / Burak GÖKÇÜ[email protected]

Reklam Satış Müdürleri Gözde Burcu TOP / [email protected]

Yayın Danışmanları / Av. Hamdi ÇİYİLTEPEYrd. Doç. Dr. Nuri SEZER

Bu Sayıda Katkıda Bulunanlar Ayşe BALİ

Karadeniz Temsilcisi / Mustafa İSLAMOĞLU

Renk Ayrımı & Baskı / Umur Basım San. Tic. A.ŞEsenkent Mah. Dudullu OSB 2. Cad. No: 5

Ümraniye/ İstanbul Tel: 0212 659 65 75

Dağıtım / Aras KuryeYayın Türü / Aylık Süreli Yayın

Yönetim Yeri ve İletişimAlemdar Mah. Nuruosmaniye Cad. No: 21 D:105

Eser Han Fatih - İstanbul / TürkiyeTel: +90 212 522 15 51

www.voirmagazin.com [email protected]

Nurseli GÖKÇÜL

VOIR Magazin’de yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyele-ri, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Bu dergide yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu uyarı VOIR Dergi-si’nin birinci sayfasından son sayfasına kadar, içinde yer alan tüm haber, yorum, analiz ve öneriler için geçerlidir. İlan ve reklamların sorumluluğu sahiplerine aittir. Dergide yayım-lanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

VOIR ŞUBAT - 2013 6. SAYI

KAPAK / NEV MÜCEVHERATModel: MATEJA/ Flash Model

Fotoğraf: Burak TOKOĞLUMakyör: Yasin ŞEFİK

Saç: Hüseyin AÇIKGÖZMekan: PALATIUM

VOIR Magazin’in Tüm Hakları Saklıdır.Yerel Süreli Yayın Olarak 5000 Adet Basılmıştır.

Page 11: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

9

18 VOIR HABER Ser Diamond: Elmas’ta İlk Hedef Dünya Pazarına Hakim Olmak Köşe: Murat Tırpan

20 VOIR HABER Sektöre Tasarım Desteği

22 Pırlanta Değerinde Tavsiyeler: Ela Diamond Köşe: Erhan Erkeç 26 Harmony / Eğitim Şart Branko Deljanin Türkiye’de 29 KöşE: Selçuk Özkan

30 VOIR HAber Mücevher Sohbetleri Başladı Gelecek, Şimdi; Vıcenzaoro Winter

32 Nev İle Nesilden Nesile 26 VOIR HABER Satışta 7 Yıl, Roberto Bene 36 Luna Silver: Zafer Korkmaz Para, Harcanırken Kazanılır!

38 Cemil İpekçi Düşüncelerimizi Tasarlayıp Şekillendiriyoruz 41 VOIR KÖŞE Erol Albayrak

42 14 Şubat En’leri 44 İlyas Koç: Ben Herşeyi Kadınlardan Öğrendim

46 Galatasaray Erkek Voleybol Takım Kaptanı Ulaş Kıyak

ŞUBAT

51 Armaggan; “Yeniyi Aramak”

52 Kaliteli Sanatkârlar Yetişmiyor: Matiyos Bıçakçı

54 Köşe: Yrd. Doç. Dr Nuri Sezer

56 VOIR GeZİ Efsane Şehir: İzmir

60 VOIR FUAR GÜNCESİ Munih’te Fuar Heyecanı: Burak Tarkan Baydar Sektörün Dev Buluşması Jewex 2013 Outlet Günlerinde Aşk Olsun: Sereks Fuarcılık Istanbul Jewelry Show Mart Büyük Randevuya Hazırlanıyor! 76 Ekmeğini Taştan Çıkartanlar: Osman Yılmaz

78 VOIR KİTAP KÖŞE Müge Bilgin Akdaş: Kitap var okunmaz, kitap var okunamaz

79 VOIR SİNEMA ve VİZYON SEÇKİLERİ Burak Kaplan: 2013 Oscar Ödülleri

82 VOIR KÜLTÜR SANAT

Page 12: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

10

VOIR EDİTÖR’DEN

A şkın ifadesi elbette ki sadece 14 Şubat olmamalı. Ancak dünyaca kutlanan ve Sevgililer Günü ilan edilmiş bu günde; hediyeler, et-kinlikler ve evlilik teklifleri havada uçuşacak yine.Değişik bir atmosfer, etkinlik ya da hediye arayan sevgililere

bir-iki öneri de benden…Geçen ay açılan “Yeniyi Aramak” sergisi, Armaggan Art & Design Gallery tarafından, Piri Reis Haritaları’nın farklı yorumları ile 26 sanatçıyı konuk ediyor. Armaggan’ın Nuruosmaniye’deki o muhteşem atmosfere sahip binasında bulunan bu sergiyi gezip, ardından en üst katındaki Nar Resto-ran’ta sevgilinizle lezzet şöleni yapabilirsiniz.Özel günlerde biz kadınlar, hediye konusunda güçlük çekeriz. Kadına oranla Erkeğe hediye seçmek, inanın daha zordur. Buradan bayanlara bir tüyo vermek isterim. 935 by Roberto Bravo’nun; dünyayı saran yeni trend kuru kafa motiflerinden oluşan “Barbados” Koleksiyonu süper gözüküyor, değil mi?

Aşk ve hoşgörü dolu bir ay dilerim.

ROBERTO BRAVO

Page 13: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 14: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 15: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 16: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 17: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 18: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

16

VOIR GÜNCEL

Tarzınızı tamamlayın!Şıklığın vazgeçilmez tamamlayıcısı saati kusursuz tasarımları ile yeniden

yorumlayan Elite markası, feminen ve şık görüntüsüyle dikkat çekiyor. Saatlerinde çelik kasa, deri kayış gibi birçok ayrıştırıcı özellik bulunduran ve modellerini özgün tasarımlarıyla olduğu kadar malzeme ve işçilik kalite-siyle de farklılaştıran Elite, yeni tasarımlarıyla kadınları cezbetmeye devam ediyor.

Koçak Gold’un Sevgililer Günü’ne özel olarak hazırlanan koleksi-

yonunda yer alan kalp ve sonsuzluk figürlü kelepçeler, kolyeler, yüzükler ve küpeler kendinizi en güzel şekilde ifade etmenizi sağlayacak… Her zaman yenilikçi tarzıyla sektöre yön veren Koçak Gold tarafından özel olarak tasarlanan kaliteli, estetik, şık, çarpıcı ve anlamlı “Kalpten Sevenler” koleksiyonundan biri mutlaka sizin ve sevdiğinizin zevkine hitap edecek…

“Kalpten sevenler için”

“Aşka Özel” Seçenekler

Journey, birbirinden güzel parçaların yer al-dığı koleksiyonuyla sevgililer gününe uygun

hediye seçenekleri sunuyor… Gideceğiniz mekana ve kutlama konseptinize göre Jour-ney’in Sevgililer Gününe özel seçenekler sun-duğu koleksiyonuna bir göz atmanızda fayda var! Eğer Sevgililer Günü hediyenizi henüz al-madıysanız, Journey koleksiyonundaki ürün-lerden biri mutlaka sevdiğinize göre!

Amphora Jewellery’nin özel aba-noz koleksiyonu olan “Kadına

Dair” serisinin bu parçası el işçiliği ile üretilmiştir. Zamanın üç halinin simgeleştirildiği bu tasarım, zama-nın ve onun değerlendirilmesinin insanın elinde olduğunu anlatmaya çalışmaktadır. Zamanın üç halini bir kadının elleri tutmaktadır.Bunun ne-deni ise insanlığın kaderinin kadının ellerinde olduğu düşüncesidir. 925 ayar gümüş ve abanoz ağacı kul-lanılarak yapılmıştır. Kullanılan taşlar doğal rodalite ve safirdir. Siyah rodaj kaplama yapılmıştır.

Zamansız

Page 19: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 20: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

18

VOIR HABER

Kuyum sektörünün en eski takısı, ülkemizin ise gelenekselleşen bir takısı olan elması dünya pazarına

ulaştırmak hedefinde olan Ser Diamond sahibi Yakup Alpdoğan, “Uzak Doğu’nun pırlantaya hüküm sürdüğü gibi, bizim de elmasta pazar payımız olsun ve o paza-rın tamamını ülkemiz alsın” açıklamasını yaptı. Bunu sosyal bir sorumluluk olarak kabul edip, hem ticari bir gelir elde etme hem de elmas kültürünü yurt dışına taşı-mak için mücevher üreten bir firma oldu-ğunu aktaran Alpdoğan, “Biz pırlantadan ziyade elmaslı ürünlerde faaliyet gösteri-

karar olduğunu belirtti. Amerika LasVegas fuarı, Hongkong, İtalya Vicenza ve Dubai fuarına katıldıklarını açıklayan Alpdoğan, ciddi anlamda yurt dışına açılmak isteyen bir firma olduklarını dile getirdi.Uzak Doğu Ülkelerinin pırlantada hakimi-yet gösterdiğini ifade eden Alpdoğan, bu-nun en önemli sebeplerini ise şöyle açık-ladı: “İşçilik çok önemli bir sebep. İşçilik orada ucuz. Dolayısıyla taş ucuz, tasarım ucuz ve bu anlamda Uzak Doğulular pırlan-tada çok öndeler. İtalya ise kuyumculuk ve mücevherat sektöründe önde bir ülkeydi, ama artık Türkiye gibi işçilik pahalı oldu.

Kuyum sektöründe 35 yıldır yerini koruyan ve elmas üretenbir aile şirketi Ser Diamond. Bugün işin mutfağında iki kardeş, Yakup ve Yılmaz Alpdoğan bulunuyor.Vitrin kuyumculuğundan sektördeki boşlukları analiz edip; üretim, imalat ve toptancılığa geçen bir firma.

Elmas’ta ilk hedef dünya pazarına hakim olmak

yoruz. Elmas bizim kültürümüz olan bir takı çeşididir. Elmasın üretimi ve yapımı yurt dışında henüz keşfedilmemiştir. Su-riye’de vardı ama orada da iç karışıklıklar malum… Ancak biz kalite olarak Suri-ye’den zaten çok öndeyiz” dedi. Dubai, Arabistan, Bahreyn ve Katar gibi Arap ülkelerine ihracat yaptıklarını vurgu-layan Alpdoğan: “Her fırsatta ilerlemeyi, büyümeyi hedefleyen bir firmayız. Sektör-de öncü olma gururunu hep yaşıyoruz. Bi-zim ürünlerimiz hep taklit ediliyor. Bu bizi üzmüyor, aksine mutlu oluyoruz.”Yurt dışındaki fuarlara katıldıklarını kay-deden Alpdoğan, marka bilinirliği ve nihai tüketici açısından fuarların çok isabetli bir

Page 21: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

Tasarımın ve kaliteli üretimin olduğu ülkeler ise, İtalya ve Tür-kiye’dir” dedi. Küresel daralmadan dolayı insanların artık he-deflerini minimum ölçeklerde kullandığını söyleyen Alpdoğan, “ Küresel daralma bütün sektörleri etkilediği gibi bizim sektörü de etkiledi. Bunun en büyük belirtilerinden biri, sektörde outlet adı altında üretici firmaların, katılımcı firmalara ucuza satmak istedikleri ürünleri elden çıkarma fırsatları oluşturacak fuarlar-dı. Bizim sektörde de daralmadan dolayı böyle bir ihtiyaç doğ-du. Geçtiğimiz haftalarda Sereks fuarı oldu ve biz fuardan çok memnun ayrılan bir firma olduk. Marka bilinirliliğimize artılar kazandırdı” ifadesini kullandı.

Goldman Sachs Grubu, 2013 yılının altın için zirve yılı olacağı beklentilerini yineleyerek seneye başladı. Al-tın oldukça dalgalı seyrine dar bantta devam ediyor.

Çin’den gelen Aralık ayı ihracat rakamları hükümet tarafın-dan oldukça iyimser karşılandı. Fakat açıklamadaki %14’lük rakam, Goldman Sachs tarafından doğrulanmadı. Bu yüzden Çin’den gelen verilerin güvenilir olduğunu söylemek şaşır-tıcı olabilir.

İsviçre Frangı’nda başlayan düşüş Avrupa krizinde en kötü senaryoların geride kaldığı yorumlarına neden oldu.Altın geçen Ekim Ayında gördüğü 1625 seviyesi şu anda en güçlü destek gibi görülmekle beraber 1710’lu seviyelerde güçlü direnç olarak karşımızda duruyor.

Piyasada kısa vadeli spekülatif amaçlı yatırımcı sayısı çok fazla; bu da portföylerde çok fazla altının olduğunu gösteriyor.Fiziksel altın piyasasında ise Hint Hükümeti’nin ithalat kı-sıtlanmasına gidilip gidilmeyeceği kararı belirleyici olacak.

Hintli bir piyasa uzmanının bu aşamadan sonra altında değil, gümüşte yükselişin süreceğini, neden olarak da altının artık uluslararası bir para birimi haline geldiği ve hükümetlerin müdahalelerine açık olduğu bir rezerv şekline büründüğü, bu yüzden yükselip yükselmeyeceğinden şüphe duyduğunu belirtti.

2013 yılı için yapılan başka bir değerlendirme ise şöyledir;Ons fiyatı 2001 yılından itibaren geçtiğimiz senelerde yaptığı ilk hafta yükselişlerinin en düşüğünü 2013 yılında yapmıştır. Bu göstergenin neler getireceğini önümüzdeki günlerde ta-kip edeceğiz.

Geçtiğimiz 2012 yılına ilişkin birkaç veriyi de paylaşmak is-terim;

Altın yatırımları % 1,2 azalarak 1614 ton,Altın talebi %0,7 azalarak 4484 ton,Altın mücevherat talebi %4,4 azalarak 1885 ton,Altın üretimi %0,2 artarak 2842 ton,Merkez bankalarının satın aldığı rakam 536 ton ile 1964 yı-lından beri görülen en yüksek rakama ulaşmıştır.

Murat TırpanMurat Gold

Yönetim Kurulu Başkanı

Altın İçinZirve Yılı!

Ser Diamond’dan AVM atağı

Bağdat Caddesi’nde bir mağazaya sahip olan ve mağaza sayısını çoğaltmak istediğini vurgulayan Alpdoğan, 2013’te iki veya üç tane mağaza açma hedefi olduğunu dile getirdi. “Şu anda her-hangi bir lokasyan yok, görüşmelerimiz sürüyor. Mağazalarımızı AVM’lerde açmayı düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.

19

Page 22: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

20

VOIR HABER

Mücevher İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği basın top-lantısında Başkan Ayhan Güner eşliğinde; jüri üyeleri Şebnem Balkan, Kemal Şimşek, Kerim Güzeliş, Sur-

mak Susmak, Günseli Kato, Bedri Yalçın, Hraç Aslanyan ve yarışmaya katılacaklar hazır bulundu. Açılış konuşmasını Mü-cevher İhracatları Birliğine üye, Murat Başak yaptı: “ Bu ta-sarım yarışmasını gelenek haline getirmeye çalışıyoruz. Bu yıl 5’incisini düzenledik. Hedefimiz daha uzun soluklu olması ve her yıl sizlerin daha çok katılımını bekliyoruz. Tasarım diyoruz, bu anlamda da sizlerin değerli fikirlerine ihtiyacımız var. Türk mücevherat sanayisi, modern sanayi, modern tasarım teknolo-jilerini birleştirerek, 5 bin yıllık bir mirası devralmıştır. Sizlerin de bu birikime, geçmiş birikimimizi çok iyi değerlendireceğini-

zi düşünüyoruz. Bugün bu toplantı da neleri hedefledik onları sizinle paylaşmak istiyorum” Daha sonra konuşmasına devam eden Murat Başak; eserlerin yaratıcılık düzeylerinin yanı sıra, uygulanabilir de olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca malzeme seçiminde uygunluk, taş, ve en son kriterlerinin de satılabilirlik olduğunu belirterek, yarışmada birinci ve ikinci olacakların İtal-ya’ya, eğitime yollanacağı bilgisini de paylaştı.

Tasarımlarınızda Uçun!Toplantıda jüri üyeleri de tek tek söz alırken, sektörel dene-yimlerini paylaşarak, yarışmacılara ışık tutacak tavsiyelerde bulundular.Şebnem Balkan, tasarımları yaparken özellikle sektörde bilgi edinmelerini ve özgün olmalarını; mesela, bir Helenistik sütun başını olduğu gibi takıda kullanmak yerine stilize etmelerinin daha doğru olacağını söyledi. Kemal Şimşek, nesne seçiminde serbest olunması gerektiğinin altını çizerek; Türkiye’de yapı-lan bu yanlışın düzeltilmesi gerektiğini ve çeşitli nesneler ile taşları da birleştirerek de mücevher yapılabileceğini, böylece taklitçilikten uzak durulacağını belirtti.

Kerim Güzeliş ise; tasarım aşamasındayken mutlaka geniş bir araştırma yapılması gerektiğini ifade ederek; “Eğer tüketiciye yaptığınız eser ruhunuzla, özvarlığınızla bunu ortaya koymuşsa-nız, o zaten mükemmeldir. Çünkü özvarlık en mükemmelini se-çer” dedi. Surmak Susmak; tasarım işine gönül vermek gerek-tiğini, insanın kendisini geliştirmesini ve sevgiyle beslenerek kuyumculuğun da mutfağını öğrenmelerinin, genç yaşlarında

Mücevher İhracatçılar Birliği, bu yıl 5’inci kez mücevher tasarım yarışması düzenliyor. Yarışma öncesi İnnova Otel’de düzenlenen basın toplantısında, katılımcı ve jüri üyelerini bir araya getirerek, konu hakkında karşılıklı görüş bildirimi yapılması sağlandı.

Sektöre Tasarım Desteği

Page 23: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

Subat ayını bu kadar özel kılan AŞK, Roberto Bravo’nun hepsi anlamlı birer hikayeden yola çıkan star koleksiyonları ve sürpriz konsepti ile yeniden anlam kazanıyor. Kendini sürekli yenileyerek sıra dışı

kalmayı başaran Roberto Bravo, mücevher tutkunlarını mağazalarına da-vet ediyor. Mücevher ve high- end aksesuar anlayışına yön veren marka, sofistike Roberto Bravo kadınını siyah danteller içinde kendi dünyasının büyülü kıyılarında hayal ettiği Black Magic Koleksiyonu ve tüm kültürlerde asaletin ve bağlılığın geleneksel simgesi olan kuğunun doğada nilüferler arasındaki zarif duruşunu betimlemeye devam eden Swan Lake Episode II ile dikkatleri çekerken; kendini yeni bir kodla ifade eden gümüş aksesuar markası 935 by Roberto Bravo’nun erkek aksesuar arayışına yepyeni se-çenekler sunan Shamballa ve Barbados koleksiyonları ile stil sahibi tüm moda severlerin sevgililer günü için ilk tercihleri olacak.Birbirinden anlamlı öykülerden ilham alan tüm Roberto Bravo koleksiyon-ları, Sevgililer Günü’ne özel sürprizler ile Roberto Bravo mağazaları ve satış noktalarında aşkı sıra dışı yaşamak isteyen trend avcılarını bekliyor.

Roberto Bravo için AŞK sıra dışıdır!

Roberto Bravo 2013 senesi için hazırladığı yepyeni sürprizinin ipuçlarını Sevgililer

Günü’nde sunmaya hazırlanıyor…

avantaj sağlayacağını, başarısızlıklardan da yılmamaları tavsiye-sinde bulundu.Günseli Kato; “Ben cesur olun diyorum bir, ikinci-si hiçbir şeye takılmayın. Tasarımcı demek, sanatçı demek çok zor bir şey. Çok görmek lazım. Bakmayacak-sınız, görmeye çalışacaksı-nız. Dünyayı artık siz inter-netle dolaşabiliyorsunuz.Bizim zamanımız da onlar yoktu, sizin görgünüz, sizin görme gözünüz bizimki-lerden çok daha fazla. Tür-kiye’ye uyum sağlayayım diye, bu sektöre uyum sağ-layayım diye bir şey düşü-nerek yapmayın ne olur. Biraz uçun ya, uçun! Yarışmada derece alamasanız bile yılmayın. Bu sembolik bir şeydir. Birinci olmak için illa çok satılabilir bir şey yapmaya gayret etmeyin, az satılan şey değerlidir hayatta” dedi. Bedri Yalçın ise; yaratıcılıklarına güvenmek gerektilerini, sadece Türkiye’de değil, dünya ça-pında da bilinirlik sağlanabileceğini belirtti. “ Yeter ki taklitten uzak kalın! ” vurgusunu da yaptı. Son jüri üyesi Hraç Aslanyan; “ Tasarım işi bir yanda hayaller kurup, bekleyip kağıda dökmek değil. Bu bir beslenmedir, kültür meselesidir, çevreyi çok iyi gözlemlemektir” dedi.

“Dünyada bir isim sahibi olmak istiyoruz”Ayhan Güner, jüri üyelerinin konuşmaları ardından kapanış ko-nuşmasında; “Dünyadaki markalar vitrindeki ürünle kendini belli ediyor. Vitrinlerdeki ürünler markaların kimliği niteliğin-dedir. Bir ürüne bakıp, cartier, bulgari diyebiliyorsunuz. Biz de Türkiye’nin kendi stilini oluşturmak için biz böyle bir yarışma düzenliyoruz. Biz de mücevherde bir yol bulup çizmek istiyo-ruz. Dünyada bir isim sahibi olmak istiyoruz. İsim sahibi olmak için de çalışıyoruz. Bu anlamda Ar-Ge çok önemli ve Ekonomi Bakanlığı da özellikle bu konuda destek veriyor. Türkiye yarı değerli taşlar konusunda oldukça zengin. Mavi Kalsedon, ener-jisi en yüksek taş olan Zultanayt, SPA’da kullanılan Opsidion taşı…Ancak taşların işlenmesi burada yapılmıyor. Yurt dışına çıkan taşlar işlenip, Türkiye’ye geri getirilerek tekrar bize satı-lıyor. Tasarımlarınızda ülkemizden çıkan taşları da kullanabilir-siniz. Nasıl ki vitrine baktığınızda o markayı tanıyorsunuz, sizin yaptığınız ürünlerden de biz ülkemizi tanıtalım. Jüri üyelerimiz, uzun zamandır bu işi yapan ustalar, tasarımcılar… Biz sektörü buraya kadar getirdik, en azından iyi ya da kötü mücevher anla-mında bir isim yaptık. Diyoruz ki; Avrupanın en büyük üretim merkezine sahibiz. Kuyumcukent, Avrupanın en büyük üretim merkezidir. Evet sektör çok parlak günlerini yaşamıyor ama, sonuçta şu anda Türkiye, ihracatında % 42,7 ile en çok ihracatı artıran olarak 2. Sektörüz. Sadece tek kolla; altın takıyla…İn-şallah mücevheri de halledicez. Sizlerin sayesinde mücevher de çok daha ilerilere gidecek” dedi.

“Hayalden Mücevhere” Tasarım Yarışmasına bu yıl 300 kişinin katıldığı da bildirildi.

21

Page 24: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

22

Kuyum sektöründe Hindistan, Hon-gkong ve Dubai gibi ülkelerin sek-törde büyük bir pazar oluşturduğunu

ifade eden Bedir, Uzak Doğu ülkelerinin birlikte hareket ettiğini açıklayarak şöyle devam etti: “ Bu birliktelikten de doğal ola-rak güzel bir kuvvet doğuyor. Sonuç olarak tüm dünyadaki mücevher ve takı sektörün-deki ihtiyacı bu üç ülke karşılıyor”

Branşlaşmak şart!Türkiye’nin üretim konusunda avantajlı ol-duğunu söyleyen Bedir, kuyum sektöründe yapılan en büyük yanlışın her işi yapmak ol-duğunu kaydetti. Bedir, “ Biz sektör olarak her işe bulaşmak istiyoruz. Yani; pırlanta pırlantacılığını yapacak, mıhlayıcı mıhlama-sını yapacak, cilacı cilacılığını yapacak ve bu konuda profesyonel olacak. Uzak Doğu’da-ki gibi daha güzel nasıl bir mikro mıhlama

yapabilirim. Bu maliyeti ne kadar daha dü-şürebilirim ve daha kaliteli nasıl yapabili-rim bu işi, bunun arayışında olmalıyız. Yurt dışından gelen müşteriye de şöyle bir imaj sergilemeliyiz; ben Türkiye’ ye gidiyorum, ürünüm profesyonel kişiler tarafından en iyi ve en hızlı şekilde yapılıp, kaliteli bir şekil-de bana veriliyor demeliler. Bizim bu imajı vermemiz gerekiyor” açıklamasını yaptı.Türkiye’nin coğrafi olarak da müşterileri çekebileceğini anlatan Bedir, yurt dışından gelen müşterinin İstanbul’da bir hafta hiç canı sıkılmadan, siparişlerini verip burada bekleyebileceğini dile getirerek; “Bizim ülkemizde hem görsellik var, hem de güzel üretim var. Fakat biz üretim safhasında veya kendi branşımızda profesyonelleşmediği-miz için yurt dışındaki müşteri anlamında istediğimiz noktada değiliz. Pırlanta ofisi, mıhlayıcı ve cilacı olarak çok az ofis var. Bu

konuda Türkiye’nin kalbi İstanbul ve Kapa-lıçarşı diyorum. Şu anda çok az sayıdayız; yüzde 40 ‘lardayız, yüzde 60’lara ulaşama-dık” dedi.Branşlaşarak ve birbirlerinin sınırlarına gir-meden profesyonel bir iş yapıldığı takdirde, dünyadaki çoğu ülkeyi Türkiye’ye çekebi-leceklerini ifade eden Bedir, “ Hindistan’da yaklaşık 15 bin ofis var ve hepsi de iş ya-pıyor. Küçücük Dubai, bizim Kapalıçarşımız kadar Dubai’de belki 500-1000 taneye yakın ofis var ve hepsi iş yapıyor. Ama onlar merkez nokta seçilmişler. Biz neden İstanbul olarak böyle bir merkez noktası seçilmeyelim. O yüzden biz burada yanımızda çalışan herke-si kalifiyeli eleman olarak yetiştirip, bizden sonra gelecek nesile bilgiyi, deneyimi ak-tarmalıyız. Paylaşmadan büyüme ve mutlu-luk olmuyor” açıklamasını yaptı.

“PIRLANTA” DEĞERİNDE TAVSİYELER

22

Kuyum sektörünün kalbi olan Kapalıçarşı’da, on iki yıldır pırlanta işiyle faaliyet gösteren Ela Diamond sahibi Yücel Bedir, tüm dünyada takı ve mücevher sektöründeki ihtiyacı Hindistan, Hongkong ve Dubai gibi Uzak Doğu ülkelerin karşıladığını belirtti. Türkiye’de ise, kuyum sektörünün dünya pazarına girmek adına, pırlanta konusunda branşlaşma ve profesyonelleşmek gerektiğini vurguladı.

Page 25: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

İyi hazırlanmış Kurumsal Kimlik bir firmaya şunları sağlar:• Firma adının belleklere yerleşmesi• Firma özelliklerinin görsel hızda aktarılması (dinamizm, ye nilikçilik vb.)• Ürün ve hizmetlerin kalite garantisi • Ürün ve hizmetlerin doğası ve sektörel konumları hakkında ilk bilgileri iletmesi • İlk bakışta rakiplerden ayrılma.Kurumsal Kimlik dönemsel olarak yenilenmeye de ihtiyaç du-yar. Firma ve pazar geliştikçe “farkı fark ettirmenin” en etkili yolu bunu imaja yansıtmak, diğer bir deyişle, önyargıyı aşacak

kadar etkili ve dolaysız, yani görsel yoldan an-latmaktır.

Neden Kurumsal Kimlik?Şirketlerin kendi imajlarını kurmaya neden olan faktörler şöyle sıralanabilir:• Reklam için hedef sağlamak, bulmak.• Medyayı bilgilendirmek.

• Satışları teşvik etmek.• Kurumun itibarını oluşturmaya yardım etmek.• Çalışanlar için bir kimlik yaratmak.• Kazancı haklı çıkarmak ve bunun rolünü açıklamak.• İç uyumu oluşturmaya ve çalışanlar arasında değerleri tespit etmeye ve paylaşıma yardım etmek.• Finansal kurumlar ve yatırımcıları etkilemek.• Kurumun yeni yönetimine ve isim değişikliğine işaret etmek.• Halkla, yönetimle, özel gruplarla ve diğer fikir liderleri ile iyi giden ilişkileri geliştirmek, desteklemek.• Rekabete dayanan konumlandırma stratejisi olarak kimlik ça lışmalarını kullanmak.

Kurumsal Kimlik Nedir? Kurumsal Kimliğin amacı; kurum-ların tarihsel, kültürel, coğrafi kimliklerini, kuruluş amaç-larını ve ideallerini, ürün ve hizmetlerini, sektörel ko-

numlarını, en az çabayla, en kısa zamanda ve etkili bir biçimde hedef kitleye aktarmaktır. Bir başka anlatımla, Kurumsal kimlik bir kurum ya da kuruluşun felsefesi, halk önündeki kimlik tasa-rımı, kamuoyu ile iletişimi, duruş ve davranışını kapsayan bir kimlik çalışması ve kurum ya da kuruluşun toplum önündeki yüzüne verilen isimdir.Kurumsal kimlik bir şirket, kurum ya da kuruluşun sadece amb-lemi ve logosu değil, şirketin hedef kitleleri üzerinde yaratmayı amaçladığı etkiye yöneliktir.Uluslararası markaların dünya çapındaki tüm ofislerinin aynı tarzda dekore edilmesi, ürün ambalajlarının aynı görsel kimliği yansıtması da buna örnek teşkil etmektedir.Kurumsal kimlik bir şirket kurum ya da kurulu-şun kendini ifade etme şeklidir. Tüm kurumların kendilerine özel bir kurumsal kimlik kitapçığı olmalıdır. Oluşturulan doğru çalışma tüketicinin aklına kazınır. Böylece en etkin ve doğru reklam çalışması gerçekleşmiş olur.

Kurumsal Kimliğin Önemi• Kurumsal Kimlik, firmanın görünen yüzüdür.• Başarının en önemli unsuru markanın topluma bırakmış oldu ğu konum, karakter ve imajdır.• Kimlik standartların bir strateji gibi kullanılması müşteri üzerinde güven yaratır.

Kurumsal Kimlik, Firmaya Ne Kazandırır?

Erhan ERKEÇAltınakıl Kurumsal

Danışmanlık Hizmetleri

Kurumsal Kimlik Nedir?

Kurumsal kimlik, bir kurumun imzasıdır. Kurumsal Kimlik kavramı, görsel-işitsel iletişim başta olmak üzere, çok boyutlu bir imaj ve firma standart kimlik çalışmasını anlatır.

23

Page 26: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

24

Umut varsa aşk vardır!

Freywille’den aşk ve umut temalı Sevgililer Günü koleksiyonu! Aşkın ve tutkunun rengi kırmızı, Freywille’nin Sevgililer Günü koleksiyonun-

da yeniden yorumlanıyor. “Aşk ve Umut” temalı koleksiyonda yer alan pırlantalarla bezeli kolye, küpe ve yüzükler, sevgiliye alınabilecek şık bir hediye olmanın yanı sıra barındırdığı mesajla “Umut varsa aşk vardır” diyor…

Sade Şıklık

Dünyaca ünlü fotoğrafçı Ste-ven Meisel’in çektiği İlkba-

har/Yaz 2013 kampanyasında Prada, kadınların çok yönlü karmaşık kişiliğini aşırı sadelik-le vurguluyor. Vanessa Axente, Saskia de Brauw, Irina Kravc-henko, Eva Herzigova, Sung Hee, Irene Hiemstra, Kirsten Owen, Sasha Pivovarova, Am-ber Valetta, Maartje Verhoef ve Raquel Zimmermann gibi önde gelen dinamik ve etkileyici mo-deller, kişisel karakterlerini Mei-sel’in çarpıcı portreleri ile açığa çıkarıyor. Tüm bu unsurlar bira-raya gelerek Prada’nın modern kadın yorumunu gözler önüne seriyor. Gri ve siyah arka plan-lar, modellerin kendine özgü tavırlarını öne çıkaran ve bu başdöndürücü feminen kolek-siyonu vurgulayan çağdaş bir tuval olarak kullanılıyor. Saten elbiseler üzerine uygulanan çi-çek baskıları, şal ve gözlüklerde de karşımıza çıkıyor. Gösteriş-ten uzak giysiler içindeki mo-deller, özgüvenlerini yansıtan pozlar veriyor.

Göz alıcı ayaklar…Miu Miu 2013 Resort koleksiyonunda sandaletler metal nüanslar ve özel ayrıntılarla süslendi. Altın biyelerin sofistike renkleri, süet üzerine veya lame deri üzerine uygulanmış kristal nakış topukları, profilleri ve bantları vurguluyor. Renkler parlak ve cesur: süetler kırmızı, siyah ve ederalarda, saten çapraz bant stili granato ve denizci mavisinde, oğlak derisi altın ve gümüşlerde kullanılıyor. Tüm yüzeyler ve aplike süslemeleri el yapımıdır. Aralık’tan itibaren tüm seçilmiş marka mağazalarında mevcuttur.

14 Şubat Aşkına!

Eğlenceli, neşeli ve yaratıcı İtalyan moda markası Moschino, Fashion Victim koleksiyonunda moda severlere, saatlerini, deri kayış ya da

ipek fularla kullanma özgürlüğünü sunuyor. Fashion Victim, çok özel bir paket içinde sunuluyor. Boya kutusu olarak tasarlanan teneke kutunun içerisinde, fular, deri kayış, saat kasası ve farklı kullanım önerilerini gös-teren kullanma kılavuzu bulunuyor. Bileğe iki tur dolayıp düğümleyerek, çantanın sapına bağlayarak ya da pantolon kemer köprülerinden geçiri-lerek kullanılabiliyor. Saatlerini deri kayışla kullanmak isteyenler, fularlarını saçlarında, çantalarında ya da boyunlarında da özgürce kullanabilirler.

VOIR GÜNCEL

Page 27: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 28: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

26

Harmony; düzenlediği kursların yanı sıra, Uluslararası Gemoloji Derneği ile işbirliğinde, başarılı çalışmalara ve ilklere imza atıyor.EĞİTİM ŞART

Yaklaşık 400 kuyumcunun katılımıyla Diyarbakır’da gerçek-leştirilen Harmony Akademi Pırlanta Eğitimi mezuniyet töreni tüm görkemiyle yıllarca akıllarda kalacak bir şekilde

yapıldı. Geçtiğimiz aylarda esnaftan gelen yoğun talepler üzeri-ne Diyarbakır Esnaf Odaları birliğinde DİKO ve Harmony Aka-demi işbirliğiyle düzenlenen eğitimlere ilgi büyük oldu. Keyifli anların yaşandığı törende sektörde taşlar konusundaki bilgi ek-siklikleri konusunda yapılan konuşmaların ardından başarılı olan katılımcılara sertifikaları verildi. Mezuniyet gecesi; Diyarbakır Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Akkul, Harmony Değerli Taşlar Yönetim Kurulu Başkanı Fazıl Özen, Bismil Kuyumcular Derneği Başkanı Nazif Ekmez ile tüm mezunların katılımıyla ve

eğlencesiyle unutulmaz oldu. Törende bir konuşma yapan Mus-tafa Akkul düzenlenen eğitim sonucundaki katılımcıların yüksek memnuniyetine dikkat çekerek Pırlanta eğitimleri ile ilgili işbir-liği içinde oldukları Harmony Akademi’ye teşekkürlerini iletti. Bu eğitimin Diyarbakır’daki üyeler için büyük bir fırsat olduğunu söyleyen Akku, l üyelerin bu eğitim fırsatlarını kaçırmamalarını önemle tavsiye etti. Diyarbakır’ın Türkiye’nin en misafirperver kenti olarak akıllarda kalacağını belirten Fazıl Özen’in DİKO baş-kanı Mustafa Akkul ve oda çalışanlarına yaptığı teşekkür konuş-masını takiben mezunlara tek tek sertifikaları verildi ve hatıra fotoğrafları çekildi.

Bir Türkiye Rekoru

Branko Deljanin Türkiye’de!

Dünyada sentetik ve işlem görmüş pırlantalar konu-

sunda en büyük uzman olarak görülen, Kana-da Gemoloji Labaratu-varı’nın kurucusu ve başkanı ünlü Gemolog Branko Deljanin’in eği-tim vermek üzere Türki-ye’ye geliyor.Uluslararası Gemoloji Derneği ve Harmony Akademi’nin iş birliği ile Türkiye’ye eğitim ver-mek üzere davet edilen Branko Deljanin’in çalış-maları sonucunda dünya-daki pek çok enstitü ve

akademiden ödül almış bir gemolog. Uluslararası alanda ünlü bir uzman olan Deljanin, günümüze dek Tayland, Brezilya, ABD, Londra, Moskova, Hong Kong gibi pek çok ülkenin saygın ge-

moloji laboratuvar ve dernekleriyle tecrübelerini paylaşmıştır. Uzun yıllardır kendini sentetik pırlantalar ve işlem görmüş pır-lantalar konusunda uzmanlaşmaya adamış bir bilim adamı olan Deljanin, tüm dünyada talep gören sunumlarında, yalnızca bir UV lambası kullanarak her türlü sahte elması ayırt edebilmek gibi basit ve etkin yöntemleri akıcı ve anlaşılır bir anlatımla ak-tarmaktadır. Gelişen teknoloji sayesinde özellikle son yıllarda pırlanta ve renkli mücevher taşları iyileştirme, renklendirme ve ayırdetme konusunda büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Var olan tekniklere her geçen gün yenileri eklenmektedir. Tüm mü-cevhercilerin kolaylıkla yanılabildiği ve ciddi boyutta maddi ka-yıplara yol açan hatalar yapabildiği bu hassas ve önemli konuda eksiklerin giderilmesinde tek çözüm bu konuda eğitim almak.Dünya çapında bir uzman tarafından verilecek olan bu eğitimin uzun vadede getireceği maddi katkılar göz önüne alındığında, Uluslararası Gemoloji Derneği ve Harmony Akademi’nin dü-zenlediği bu seminere katılmak, mücevhercilerin alanlarında yapacakları belki de en önemli ve kârlı yatırım olacaktır. Eğitimi tamamlayan katılımcılara Kanada Gemoloji Laboratuarı onaylı birer katılım belgesi verilecektir. Kayıtları başlayan eğitim; 7, 8 ve 9 Ocak tarihlerinde sabahtan akşama kadar birer gün olarak düzenlenecektir.

VOIR HABER

Page 29: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 30: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

28

VOIR GÜNCEL

Aşkınızın Sembolünü Ekria’dan Seçin…

Hem kadınlar hem de er-kekler için bir örnek ta-

sarımlar sunan Ekria, hem sevdiğiniz insanın hem

de sizin birlikte takabi-leceğiniz yüzük, kolye ve bilezik çeşitleriyle, Sevgililer Günü’nde

aşkınızın simgesi ola-cak modeller sunuyor...

Ekria markalı tasarımlar, çalış-malarını bugüne kadar ABD’de sürdüren ve geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye dönen Endüstriyel Tasarımcı Esra Karadeniz tara-fından yaratıldı…

Victoria’s Secret’ın karşı konulamaz koleksiyonu Sexy Little Things’in yeni kokusu “Heartbreaker” ile teninizin kokusu Sevgililer Günü’nde

hem akılları hem kalpleri çelecek. Çıkardığı yeni parfümünün dışında bir hediye almak isteyenlere ise yenilenen aksesuar koleksiyonunu öneririz. Makyaj çantasından ipad/iphone kılıfına, cüzdandan eşarba, güneş göz-lüğüne kadar geniş ürün yelpazesiyle aşkı yaşayan genç kızları bekliyor.

Saatler Aşkı Gösteriyor

Yenilikçi ve cesur tasarımlara imza atan i-watch, Sevgililer Günü’nde aşkın rengi kırmızıyı bileklerinize taşıyor. Yeni

reklam kampanyasında eğlence, aşk gibi kavramlara sahip çıkan i-watch’un unisex modelleriyle sevgilinizle aynı saati ta-kabilirsiniz.

“Dark Angel”

Her ay yenilenen koleksiyonlarıyla özel tasarımlara imza atan Forever New, tutkunlarına yeni bir stil dünyanın kapılarını aralıyor. “Dark An-

gel” ismini verdiği koleksiyonuyla Forever New, şık davetlerde rahatlıkla giyilebilecek modelleriyle göz dolduruyor.

En tatlı, en trend ve

en cazibeli

Page 31: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

Selçuk ÖZKAN

Y aşamımız içinde o kadar çok anı biriktiririz ki bazen bunla-rın ne kadar çok olduğuna kendimiz bile şaşarız. Bu anıların bir bölümü daha değerli olduğu gibi bir bölümü de sizi her

seferinde geçirilen o günlere sürükler.Benim için de İzmir’de biriktirdiğim anılar o kadar muhteşemdi ki üniversite de olsun yurtta da olsun o özel insanlar lüzumlu ve lüzumsuz konular üzerine sabahlara kadar süren tartışmalar. Bir birimize anlattığımız mitolojiler. Sizinle o günlerden kalma Ege de geçen bir mitolojiyi paylaşayım.İda dağında oturan eski tanrılardan önce başka tanrılar egemen-miş dünyamıza. Bunlardan bazıları devler (Titan) bazıları ise Okyanus (Okeanus), gökyüzü (Uranus) ve toprak (Gaia) gibi çok güçlü tanrılarmış.Daha sonraları Zeus ve arkadaşları titanlarla savaşıp onları dün-yadan kovmuşlar. Bu büyük savaştan önce iki titan, Klymene ve İapetos evlenmiş, dört çocuk sahibi olmuş. Hepsi iriyarı, güçlü, zeki ve özgürlük tutkunuymuş. Atlas çok cesurmuş, hatta Zeus’u bile umursamazmış. Doğal olarak bir gün Zeus çok kızıp onu “Dünya’yı omuzlarında taşımaya” mahkûm etmiş. Bugün dünya haritalarını içeren kitaplara da bu yüzden Atlas deriz. Diğer kar-deş Menoitios, çok gururlu ve kibirliymiş. Zeus buna da katlana-mamış ve onu yeraltına göndermiş. Zeus pek demokrat ve hoşgö-rülü birisi olarak tanınmazmış zaten. Üçüncü kardeş Epimetheus ise Pandora ile evlenmiş.Hani şu “Pandora’nın sandığını” açıp dünyaya felaket ve salgınları salan meraklı tanrıça ile… Bu da aslında Zeus’un bir oyunuymuş. Son kardeş Prometheus da akıllı, güçlü ve onurluymuş. Titan ço-cukları içinde Zeus’u en çok korkutan da oymuş. Bu dört genç titan, Zeus’u kesinlikle efendi olarak kabul etmiyorlarmış.Prometheus’un bir yeteneği varmış, babaannesi Gaia’ya çekmiş; gelecekte olacakları önceden görebiliyormuş. Prometheus, yaptı-ğı zalimlikler nedeniyle Zeus’a çok kızarmış ama ondan korkarak köleliği kabul edip, boyun eğenlere de çok kızarmış.Zeus insanlar kendisine zarar vermesinler, tahtını ele geçirme-sinler diye birçok önlemler almış. Herkesten kuşkulanıyormuş. Bütün besinleri toprağın altına saklamış, insanlar kolayca bula-masın diye… Bu kadarla da kalmamış en önemli silah olan bilgi ateşini de onlardan, insanlardan saklamış. İnsanların bilgi ateşini bularak bilgilenmelerini, kendine karşı ayaklanmalarını istemi-yormuş. Prometheus, bu bilgi ateşini insanlara götürmeye karar vermiş. Böylece insanlar zalim Zeus’la başa çıkabilirlermiş. Pro-metheus, insanlara bilgi ateşini vermenin ağır bir suç olduğunu biliyormuş. Bir sabah erkenden yola çıkmış. Yanına “narteks” çi-çeğini almış. Bu narteks çiçeği, ateşe çok benzermiş. Tanrılar ka-tında, İda dağında ateşin yanına ulaşmış, nöbetçiler uyuyormuş.Gizlice bilgi ateşini alıp, yerine narteks çiçeğini koymuş. Hemen insanların yanına dönmüş. İnsanlara bilgi ateşini getirmiş işte! Artık bu ateşi korumak ve büyütmek insanların göreviymiş. Zeus bunları görünce çıldırmış. Prometheus’u bir dağa zincirlemiş. Ona korkunç bir ceza vermiş. Her gün bir kartal geliyor ve Pro-metheus’un karaciğerini yiyormuş. O gece yeniden karaciğeri oluşuyormuş Prometheus’un. Yenilenen karaciğer de, kartalın ertesi günkü yemeği oluyormuş. Bu bitmeyecek bir işkenceymiş. Prometheus, sakinmiş çünkü insanların bilgi ateşini büyütüp, onu kurtaracaklarını biliyormuş.

EGE MİTLERİ

İhtişamlı “Kürk Modası”

Desa, bu yıl geniş kürk ürün yelpazesiyle dün-ya çapında ön plana çıkan kürk trendine eş-

lik ediyor... Koleksiyonunda kürk ile çalışılmış ce-ketler, ayakkabılar ve çantalara yer veren Desa, özellikle kürk ceketleri ile her yaştan ve zevkten alıcıya hitap edecek bir çeşitliliğe sahip...

Asgold Gifty ile sevgiyi çoğaltın!

Değerli günleri ölümsüz kılan Asgold Gifty, pırlantanın sihirli ışığıyla kadınları Sevgililer Günü’nde büyülüyor. Asgold Ailesi’nin göz alıcı

markası Gifty’nin sonsuz aşkı simgeleyen pırıltılı ürünleriyle kendini-zi çok özel hissedeceksiniz… En son modayı takip eden gösterişli tasarımlardan her zaman kullanılabilecek gündelik parçalara uzanan zengin bir takı koleksiyonu sunan Asgold Gifty, Sevgililer Günü’nde sevgileri çoğaltıyor.

29

Page 32: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

Mücevher Sohbetleri Başladı!İlki 23 Ocak’ta Roberto Bravo'nun Florya'daki Aqua AVM mağazasında gerçekleştirilen, mücevher ve mücevher taşları hakkında ilginç bilgilerle dolu " Madenden Mücevhere"

başlıklı mücevher sohbetleri başladı.

Mücevherler ve değerli taşlar, özellikle kadınlar için her zaman büyük bir tutku, pırıltılı ve büyü-

lü bir dünya. Ancak, konu hakkında doğru bilgi alınabilecek kaynaklar çok sınırlı. İn-ternetten edinilen bilgilerin büyük bir kıs-mı doğru olmayan satırlar içeriyor... Çün-kü günümüzde gelişen yazılımlar, internet sitesi tasarlamayı hiç bilmeyen birinin ya-pabileceği kadar kolay hale getiriyor. Bu da özellikle az bilinen mücevherler konusun-da yanlış bilgilerin hızla yayılmasına sebep oluyor. Bu konudaki ihtiyacı değerlendiren Mücevher Danışma Merkezi, mücevher sektöründe Uluslararası pek çok çalışması

olan Aylin Gözen’i, farklı böl-gelerdeki önde gelen

mücevher mağazala-rının davetlileri ile buluşturuyor.Sohbetlerin ilki, Rober-to Bravo’nun

Florya’daki Aqua AVM mağazasında, Mücevher Danışma Merkezi’nin liderli-ğinde, mücevher ko-

nusunda dünyanın önde gelen kuruluşları-nın üyesi olan Aylin Gözen’in, “Madenden Mücevhere” adlı mücevher sohbetleri başladı. Düzenlenen ilk sohbete, cemiyet hayatının tanınmış simaları katıldı.“Madenden Mücevhere” mücevher soh-betleri, en son ve doğru bilgileri aktararak, mücevher konusunda farklı bilgilerin ne-den olduğu karmaşaya son vermek, eğlen-celi ve bilinmesi gereken ipuçlarıyla dolu bilgileri herkese ulaştırabilmek, yanlış bilgilerin azalmasını sağlamak, mücevher tutkunlarının yanında yer almak amacını taşıyor. Sohbetler aynı zamanda; fırtına gibi esen 2013 trendleri, hangi mücevher ne ile nasıl takılmalı, ne tür mücevherler vücut yapımıza ve tenimize uygundur, mü-cevherleri saklamanın minik ipuçları, her ayın uğurlu taşı, burç taşları, taşlar ve sağ-lık üzerine etkileri konusunda da dünyaca kabul gören bilgiler içeriyor.

Mücevher mağazaları için; rekabetin son hızla devam ettiği günümüzde, mevcut ve potansiyel müşterileri mağazalara çekmek için onların da keyif alacağı, farklı uygula-malara ihtiyaç her zamankinden daha fazla. Satışları arttırmak için de mağazaları canlı, yaşayan mekânlar haline getirip alıcılarla iç içe, birlikte olmaya ihtiyaç var.Mücevher konusunda kaçırılmaması gere-ken ve öncelikle İstanbul’dan başlayacak sohbetlere, mücevher tutkunları ücretsiz katılım için www.aylingozen.com ve www.mdm-ik.com sitelerinden bilgi ala-rak rezervasyon yapabiliyor.

Page 33: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

31

Simyacı, bilimsel ilerleme sanatı ile doğanın güzelliğini birleştirir. Dünyayı sarsan krizler-le yüzleşmenin karşısında, rasyonalite ve bi-

limsel çözümlerin verdiği güven her derde devadır. Bilim, maddi gerçekliğin sonlu sınırlarından, kav-ramsal evrenlerin sonsuzluğuna kadar her yerdedir. Simyacının inanılması güç yeteneği, gerçek dünya ile fikirlerin dünyasını aynı anda kucaklar. Yeni nesil sanatçı ve tasarımcılar, bilim ve matematiği, güzel-lik ve ilhamın yeni kaynağı olarak görmektedir.Doğanın sunduğu toleransın sınırlarına ulaşmış ol-ması, nihayet bizim de onu yok etmeden yaşamanın yollarını araştırmamıza neden oluyor. Tasarımcılar, geçen zaman içinde doğada test edilmiş modelleri ve stratejileri taklit ederek sürdürülebilir çözümler arıyor. Amaç, uzun dönemde yeryüzündeki doğal yaşama adapte olan ürüner, süreçler, yollar yarat-mak. Doğal olaylardan esinlenerek hazırlanmış çizimler, süreçleri taklit eden desenler ve formlar, bilimi sıkıntılı dönemlerin kurtarıcısı olarak lanse etmektedir.

VicenzaOro’ dan 2014+ Trendleri -1;

Hazırlayan: Aylin Gözen

Fiera Di Vicenza’nın başkanı Roberto Ditri, fuarda son yıllarda izlenen ve gözle görülen değişimin, yapılan tüm etkinliklerin, konferans ve toplantıların amacının, tüm dünyadaki mücevher sektörünün bir araya gelip tanışacağı, sohbet edeceği, uluslara-rası bir platform yaratmak olduğunu belirtti. 2013 yılının VicenzaOro Fuarı için değişimin tam olarak fark edileceği, 2011-2015

Stratejik Planı’nda yer alan tüm projelerin artık hayata geçmiş ya da başlamış olacağı bir yıl olduğunu vurguladı. Açılışta ayrıca dün-yaca ünlü İngiliz tasarımcı Stephen Webster’da panel konukları arasında yer aldı. Fuar, 31 farklı ülkeden 410 marka ve koleksiyonun katılımıyla toplamda 1403 marka ve koleksiyonu sergilemiş oldu. Kapanışta ziyaretçi sayısının 27.000’in üzerine çıktığı fuar, 2011’den itibaren başlayan gelişimini 2013’de ciddi anlamda kanıtlamış oldu.

GELECEK… ŞİMDİ;

VICENZAORO WINTER

Simyacı

Page 34: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

32

İleNesilden Nesile

Page 35: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

33

Nesilden nesile miras bırakılan;

bazen bir sevginin tacı, bazen de bir başarının ödülü olur mücevher...

Mücevherin bu misyonun farkında olan Nev Mücevherat; kalıcı,

yaşayabilen mücevherlere farklı bir ruh katıyor. Asla moda değil, miras

bırakılabilecek tasarımlarıyla da heyecan veriyor insana.

Page 36: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

34

Birbirinden güzel mücevherleri ile Nev, bu sayımızın kapağına konuk oldu. Çekime özel hazırlanan ürünler eşliğinde; keyifli bir ortamda, tam bir ekip çalışmasıyla gerçekleştirildi.

Page 37: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 38: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

36

Zafer Bey, Luna Silver ne zamandır faaliyet göste-riyor? Bize Luna Silver’ı anlatır mısınız, ne yapar Luna Silver?Luna Silver 2011 yılından itibaren gümüş alanında faali-yet göstermeye başlamıştır. İtalyan tarzı modelleri satan firma, normal gümüş takı anlayışından ziyade mücevher görünümüne yakın modelleri satmaktadır. Yeni bir marka olmasına rağmen tercih edilmekte ve şu an için yüzde 90 kuyumcular, yüzde 10 gümüş firmaları ile çalışmaktadır.

Ürünlerinizi İtalya’da üretip, tasarlıyorsunuz. İtal-ya’yı seçmenizdeki etken nedir? Gümüşte iyi oldu-ğunu düşündüğünüz için mi orayı tercih ettiniz? İtalya herkesin de bildiği gibi, takı tasarımı konusunda dün-ya liderliğine oynayan bir ülke. Model çeşitliliği ve üretim tesisleri bakımından profesyonel çalışmalar yapmaktadır. Böylesine yüksek bir kaliteyi yansıtan ürünleri müşterimi-ze sunmak istiyoruz, bu nedenle İtalya’yı tercih ediyoruz.

Bir çok firma artık gümüş üretimine girdi, malum al-tın fiyatları aldı başını gitti. Peki bunca rakip varken, tüketici neden Luna’yı tercih etsin, farkınız nedir?Tabi ki bir ürünü sattıran her zaman kalitesidir. Tüketici bir ürüne ödediği rakamı kalite ile eşleştirir. Yani; Luna’yı se-çen bir kişinin, ödeyeceği meblanın bir daha aklında kalma-sını istemiyoruz. Aklında kalan tek şey ürünün şıklığı ve kalitesi olması için çabalıyoruz. Para, harcanırken kazanılır.

Tasarımlarınıza olan tepkiler nasıl, beğeniliyor mu? Ürünlerimiz gerçekten kaliteli ve şık. Bu yüzden ürünleri-miz görüldüğü anda cezbedici bir tasarıma sahip. Luna, her gün artarak devam eden müşterisi kitlesine sahip var ve

Henüz çok genç bir firma olan Luna Silver, bayilik sistemi ile yayılarak sesini duyurmayı başarmış bir firma. Tasarım ve kalite odaklı markanın Genel Müdürü Zafer Korkmaz ile Luna’yı konuştuk…

Para, harcanırken kazanılır!

Page 39: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

37

müşterilerimiz her zaman sadakat göstererek bizi desteklemiş-lerdir. Müşteri sadakatine de çok önem veriyoruz.

Yurt dışını da bilen biri olarak, İtalyan ve Türklerin kuyum sektörüne bakışı nasıl? Farklar nedir? Gümüş sektörü Türkiye’de nasıl algılanıyor? Türkiye pazarında gümüş üretimi maalesef yurt dışı ile kıyas-lanamıyor. Türkiye ucuz ve klasik ürünler üretmek için kendini geliştiriyor. Tasarım anlamında da ülkemiz maalesef yeni yeni ge-lişiyor. Bu yüzden şimdilik kıyas mümkün değil. Ancak inanıyo-

ruz ki; yakın gelecekte İtalya gibi ülkelerle yarışır hale geleceğiz. Yeni nesil tasarıma daha fazla sahip çıkıyor. Tabi tasarıma ağırlık verilmesi ve altının fiyat artışı ile gümüş sektörü de dünyada ol-duğu gibi Türkiye’de de farklı bir yere gelecek diye umuyoruz.

2013 yılında Luna Silver’ı nerede göreceğiz?2013 yılında tamamen kurumsal bir marka olarak hedef kitlemizi ile birlikte büyümeyi sürdüreceğiz. Luna Silver “corner” bayilik sistemi ile bir çok ünlü markanın çıtasına yükselerek, bu pazarda yerimizi garantilemeyi hedefliyoruz.

Page 40: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

38

Duygularını, fikirlerini, kısaca kendini “Moda” ile ifade eden, Türkiye’de ekol olmayı başarmış bir tasarımcı: Cemil İpekçi… Tasarımda sınırsızlığı vurgulayan İpekçi; “Bizler hayal güçlerimizdeki zenginlikleri tasarlıyoruz. Düşüncelerimizi tasarlayıp şekillendiriyoruz. Bugün elbise tasarlarım ama iki saat sonra bir kol saati ya da bir sandalye de tasarlayabilirim”

Röportaj: Erol Albayrak

38

"Düşüncelerimizi tasarlayıp şekillendiriyoruz!"

Cemil İpekçi

Page 41: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

39

Erol Albayrak: Türkiye’de moda tasa-rımının ve tasarımcı kimliğinin olu-şumunda emeği geçen ilk isimlerden

birisiniz. Son dönemde giysi tasarımının yanı sıra takı tasarımcılığı ile de yaratıcı kimliğinize yeni bir ivme kazandırdınız. Bu oluşum nasıl başladı?Cemil İpekçi: Koleksiyonlarımı çalışırken sa-dece giysiler olarak değil, aynı zamanda konsep-te uygun detayları içeren takı ve aksesuarları da tasarlıyorum. Hatta ayakkabı ve çantalar da bu noktada yerini alıyor. Tasarımcının vizyonunda tasarım bütünlüğünü oluşturacak tüm detayla-rın bulunması gerekmektedir. Sadece elbiseleri çizip kenara çekilmek işin bittiği anlamına gel-mez. Bugüne kadarki hazırladığım bütün kolek-siyonların takı ve aksesuarlarını ayrı bir özenle hazırladım. Çünkü takıların da kendilerine has hikayeleri ve ifadeleri vardır. Ayrıca kendim de takı kullanmayı o kadar çok seviyorum ki… En azından uğuruna inandığım birkaç yüzük ve kolyeyi takmadığım zaman kendimi çıplak hisse-derim. Takıların enerjileri olduğuna inanırım ve her gün değiştirerek kullandığım bazı takıların o günkü ruh halime göre farklı enerji yansımaları-nın ruhuma işlediğini hissederim.

E.A: Etnik ya da kültürel değerlerin günü-müz normlarına yakın ve modern bileşimini giysilerle sunmak gerek metrelerce kumaş-la gerekse sınırsız çeşitlilikteki malzemeler ile mümkün. Takı tasarımında ise son dere-ce değerli malzemeler ile daha sınırlı alan-da tasarımcılık ruhunuzu yansıtmak zorun-dasınız. Bu dozu nasıl ayarlıyorsunuz?C.İ: Seninle de uzun seneler çalıştığım için bu yönümü çok iyi bilirsin Erol’cuğum, koleksi-yonlarımı hazırlarken gerek kumaş gerekse aksesuar konusunda ne kadar müsrif olduğumu bilirsin. Eğer bir eteğin volanına kumaştan kı-sıp ta hak ettiği genişliği vermezsen o kloş etek olmaktan çıkar ve anlamsız bir model olur. İşle-me ve baskılarda da öyle. Elbise tasarlamak da tablo yapmaya benzer, sınırsız renk ve desenden mahrum bırakırsan, o resim sade ve anlamsız bir şey ifade eder. Kaldı ki ben minimalizmi asla sevmedim. Eğer öyle olsaydı Tanrı dünyayı da minimalist yaratırdı. İşte giysi tasarımlarımda sahip olduğumuz kültürel zenginlikleri sınırsızca kullanmamın nedeni de budur. Tabi ki mücevher tasarımlarımı da bu çizgide yorumlamayı arzu ediyorum. Ancak kullandığımız malzeme hem oldukça kaliteli hem de son derece pahalı; Pırlanta... Dolayısı ile tasarımların maddi boyutunu düşünmek zorundasınız. Tasarımın özelliğine uygun özellikteki ve boyuttaki taşları kombinleme be-cerisi de önemli.

E.A: Türkiye’nin özellikle altın takı ve mücevher sektö-ründe dünya klasmanında 2.sırada olduğunu biliyoruz. Son yıllarda değişik sektörlerde tasarımcı buluşmaları ve iş birliktelikleri gündemde. Bu konuda geç bile kalınmış olduğunu düşünüyor musunuz.? Sektöre bu konu ile ilgili

tavsiyeleriniz nelerdir?C.İ: Sohbetimizin başında da söylediğim gibi, biz tasarımcıların işi sadece giysi tasarlamak değildir. Şunu iyice anlatmak gereki-yor sanırım, bizler hayal güçlerimizdeki zenginlikleri tasarlıyo-ruz. Düşüncelerimizi tasarlayıp şekillendiriyoruz. Bugün elbise tasarlarım ama iki saat sonra bir kol saati ya da bir sandalye de tasarlayabilirim. Tasarımı bütünsel olarak düşünmezsek bir süre sonra tekrarlama dönemine geçeriz ya da tasarım üretemez noktaya geliriz. Ben hayatım boyunca mimari tasarımdan tutun endüstriyel tasarıma kadar her konuda kendimi sınadım ve ye-tiştirdim. Ama takı tasarımını da kendime daha yakın hissetim. Dolayısı ile tasarım dünyasındaki branşlaşmaya da karşıyım diye-bilirim. Farklı sektörlerdeki iş adamlarının da bu branşlara yöne-

"...ben minimalizmi asla sevmedim. Eğer öyle olsaydı Tanrı dünyayı da minimalist yaratırdı"

Page 42: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

4040

lik sapmalarından ziyade, farklı dokunuşlar yakalamak için yine tasarım kökenli ama değişik branşlardaki yaratıcı kabiliyetlere de fırsatlar vermeli diye düşünüyorum. Çünkü her birinin farklı yorumları ile yürütülen çalışmalarda yeni tarzların ve oluşum-ların ortaya çıkma şansı çoğalır. İç mimarlık okuyan bir kişinin bu deneyimleri sayesinde başarılı bir moda tasarımcısı olabilme yetisine verilecek en güzel örnek de Hüseyin Çağlayan olabilir.

E.A: Pırlanta denince değeri kadar beraberinde hanımlar üzerinde bıraktığı değişik duygusal travmalar da akla ge-liyor. Size göre kadın ve pırlanta arasındaki bu duygusal bağı nasıl tarif edebiliriz?C.İ: Değeri olduğu kadar sevginin de ifadesini temsil eder pır-lanta. İlk evlilik teklifinde sunulan göz alıcı bir aracıdır belki de… O ışığın yansıttığı her pırıltı insanı bir şekilde cezbeder. Kimine göre manası kimine göre maddi değeri olsa da sonuçta yaydığı ışıkla beraber verdiği enerji önemlidir. Dünyanın en sert maddesi bu açıdan kalıcılığı ile de taşıdığınız her duyguyu ömür boyu can-lı ve hayatta tutar. Her kadının içinde bunun gibi farklı anlamlar taşır pırlanta.

E.A: Güzel bir birlikteliğin en pırıltılı simgesidir pırlanta. Özellikle beylerin hanımlar için seçim yaparken dikkat et-meleri gereken tavsiyeleriniz neler olur?

Elbette ki bir erkek, yatırımcı bir

kadını da, statüye düşkün bir kadını da ya da duygulara düşkün bir kadını da sevebilir. Ama duygulara düşkün bir kadına 10 karat pırlanta aldığınızda o kadını sükutu hayale de uğratabilirisiniz...

C.İ: Bu soruyu çok önem verdiğim saptamalar ile cevaplandır-mak istiyorum. Beylerin pırlanta hediye alırken dikkat etmeleri gereken, karşısındaki bayanın beklentilerine dikkat etmeleridir. Ben bayanları bu beklentileri anlamında üç statüye ayırıyorum;1. Sosyal statü için takı takanlar2. Yatırım için sevgililerinden ya da kocalarından takı alanlar3. Takıların bir anlamı olduğu için alanlar.Benim için değerli olanlar tabi ki üçüncü sınıftaki olanlar, yani takıları bir anlamı olduğu için takanlar. Bu altın olabilir, pırlanta olabilir ya da alüminyum olabilir hiç fark etmez, ama sevgilisi ya da bir arkadaşından bir anı olması açısından anlam taşır. Dolayısı ile beylerin seçim yaparken de beraber oldukları kadının bir ya-tırımcı kadın mı, statücü bir kadın mı ya da duygulara hitap eden bir kadın mı olup olmadığını ayırt etmesi lazımdır. Elbette ki bir erkek, yatırımcı bir kadını da, statüye düşkün bir kadını da ya da duygulara düşkün bir kadını da sevebilir. Ama duygulara düşkün bir kadına 10 karat pırlanta aldığınızda o kadını sükutu hayale de uğratabilirisiniz. Çünkü o kadın 10 karatlık pırlanta yerine bera-berlik duygularını ifade eden daha anlamlı bir hediye de bekliyor olabilir. Ya da yatırımcı bir kadına üstü meleklerle süslü 1 karatlık pırlanta aldığınızda o kadın onu kenarı kaldırıp kullanmayacak-tır. Statü için takan kadına, o sene modası ya da değeri olmayan bir takı aldığınızda yine kullanmayacaktır. Beylerin karşılarındaki kadını iyi tanımaları ve hangi tarzı sevdiklerini bilmeleri gerek-mektedir.

Page 43: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

41

Henüz yılbaşı coşkusunu yeni atlatmış ve soğuk kış günle-riyle savaşırken sımsıcak sevgi dolu bir gün hızla yakla-şıyor. Ana teması sevgi olan yaşantımızda aşkı yaşamak

ve yaşatmak için eşsiz bir fırsat, sevginin sevgililerin günü; 14 Şubat…Sevgililer Günü yaklaşırken yine bir telaş ve tatlı bir heyecan sar-dı. Başta sevgililer olmak üzere tv programları, piyasalar, avm’ler, sokaklar, caddeler... Herkes bugünü bekliyor. Böyle önemli bir günde bayanların en çok “Ne giysem?” dediklerini duyar gibi olu-yorum. Bu seçimi yaparken tercih edilmiş olan mekanın birincil kıstas olmasıyla birlikte, önemli olan kişinin kendini rahat ve hu-zurlu hissettiği şekilde giyiniyor olmasıdır. Özel günlerde elbette sıradışı özenli giysiler seçilmesi çok doğaldır; ancak, kişi özel gö-rünmek uğruna, aslında olmadığı bir karakteri oynamaktan kaçın-malıdır. Kadın kendi benliğinden çok uzak bir görüntü yaratırsa, kutlama amacından uzaklaşır ve erkek bundan pek hoşlanmayabi-lir. Çünkü o sizi “siz” olduğunuz için sever.Erkeklerin çoğu, bakımlı bayanları beğenirler ama çok abartılı makyaj ve saçlar suni görüntü yaratarak hoş karşılanmaz. Gö-rüntüde dozunda olması gereken diğer şey de dekoltelerdir. Çok yoğun dekolteler kişiyi rahat bırakmayacağı için kararında bir de-kolteyle erkeğinize daha çekici gelirsiniz. Unutmayın ki sürekli çekiştirilen bir mini etek, frikik verme riski yüksek olan fazla de-rin bir yırtmaç, omuzdan kaydığı için sürekli çekiştirilen askılar ya da eğildiğinde garsonların yüreğini hoplatan derin göğüs dekolte-leri erkeklerin korkulu rüyasıdır.Kadın kendi bedenini çok iyi tanımalı ve kendi fazlalıklarını ya da noksanlarını telafi edecek biçimde bir tercihte bulunmalıdır:s Mesela kalçaları geniş olan bir bayan dikkati bedenin üst kıs-mında toplamalıdır. Siyahın asaleti ve zarafetinden faydalanarak vücuda çok dar oturmayan, diz boyu straplez tafta bir elbiseyi pe-luş atkı, ipek fular ya da yoğun bir kolye ile tamamlayabilir. s Ancak göğüsleri çok iri ya da göbekli bayanlar sanıldığının tersine bol tunik tarzı giysilerden uzak kalmalıdır, çünkü bunlar daha tombul gösterir. Yine koyu renkli vucuda bol gelmeyen de-senli ve mümkünse U yaka yerine V yaka kesimli bluzları bo-yundan askılı bir bluzu tercih edebilirler. İyi dikimli ve bedeninize uygun bir büstiyer, kilolu bölgeyi kapatmak için ideal formüldür: Balenleri sıkça dikilmiş büstiyer -askılı ya da straplez farketmez- göğüsleri daha dik, beli daha ince gösterir.s Spor olmaktan hoşlanan bayanlar işlemeli abiyeleştirilmiş je-anleri , büstiyerler ile kombinleyebilirler. Şık el çantaları ve taşlı ayakkabılarla çok hoş görünebilirler.s Çekici, kadınsı pırıltılar yaymak isteyen bayanlar kumaş ola-rak ipekli şifonları, krep satenleri ya da taftaları tercih edebilir, bu kumaşları kaşmir bolerolar veya ipek etoller ile tamamlayabilirler.s Artık hazırlıklarınız bitti, görüntünüzden emin şekilde sevgi-linizle buluştunuz ve bu keyifli günü hoş bir yemek ile kutluyor-sunuz. Lütfen eski tartışmaları, kıskançlıkları vb tatsız konuları gündeme getirecek durumlar yaratıp tadınızı kaçırmayın. Tatlı, yumuşak, özenli olun ve alkolle yakınlığınızı da kontrol altında tutmayı unutmayın. Aşk dolu günler dileğiyle ,

Sevgi Büyüsü

Erol ALBAYRAKModa Tasarımcısı

Ünlü takı tasarımcısı Meral Saatçi, Sevgililer Günü’ne özel hazır-

ladığı “Aşk” koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Kalp formunu da yoğun ola-rak kullanan Meral Saatçi, sevgilileri hediye arayışından kurtarıyor. Meral Saatçi, Aşk koleksiyonunda tasar-ladığı kırmızı bileklikleriyle fark yara-tıyor. Kalp, Aşk Tanrıçası ve kraliçe formlu kolyeler sevdiklerinizi mutlu ediyor.

Kıpkırmızı tasarımlar

Ne olursan ol sevgililer gününde mutlu ol!Çiçekler, sevginin yeryüzündeki dilleri gibidir. Renkleri ve çeşitleriyle

sevginin değişik duygularını ifade ederler. Sevgiliniz olsun olmasın kalbinizde aşkı size hissettiren kim olursa olsun; çoçuğunuza duydu-ğunuz aşk, iyi günde kötü günde sizi yanlız bırakmayan can dostları-nız ,bir telefonda yanınızda olan aileniz ve elbetteki ayaklarınızı yerden kesmesini sebep olan ruh eşiniz... Hepimizin içindeki ortak dilek, kim olursanız olun sevgililer gününde mutlu edin. Hayatınızı anlamlı kılanları sevindirmek, hatırlandıklarını hissettirmek için sonsuz aşkın rengi kırmı-zı ile tasarlanmış, hiç bir zaman solmayacak ve unutulmayacak Cam Ocağı Vakfı sanatçıları tarafından yapılan cam çiçek ve kalp hediye edin.

Page 44: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

42

en aşıkAşkınızın olağanüstü olduğunu kanıtlar nitelikteki bu takılar So Chic imzalı. Mimar Sinan, Mihrimah’ın Farsça kelime anlamı olan “Ay” ve “Güneş”i, onun doğum gününde 2 cami ile mühürlemiş…So Chic son koleksiyonunda bu aşkı anlatıyor.

14 Şubat En’leri

Binicilik dünyasından doğan ruhunu yansıtan bir tasarım;Hermés Arceau Ecuyére Ladies…

enkarizma

Sevgilinizi kendinize yeniden aşık etmek ve onu şıklığınızla büyülemek için en uygun modelleri Sabri Özel’de bulabilirsiniz.

ensıcak

Zaman hızla geçiyor ve değişiyor. Saatini kolye gibi kullanmak isteyenlere Janna Diamond’dan bayanlara çok özel bir “Saat-Kolye” koleksiyonu Zamanı yakalama vakti geldi!

en trend

Hangi kadın böylesine romantik bir hediyeyi geri çevirebilir? Mudo Concept’in 14 Şubat’a özel hazırladıkları hediye seçenekleri arasında yer alan albümün içine sevgilinizle olan fotoğraflarınızı da koyarsanız, süper bir seçenek halini alabilir.

en romantik

Sevgililer Günü yaklaşırken etrafta yoğun bir hediye telaşı başladı. Kadın/erkek herkes aşkını ifade etmenin yollarını arıyor. Aşk ve sevgi izleri var tüm vitrinlerde. 14 Şubat için

biz EN’lerimizi seçtik, sıra sizde…

Page 45: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

Ralli’ye meraklı olan sevgili için Edox Saat iyi seçim olabilir. Dünya Ralli Şampiyonası'na özel olarak hazırladığı WRC koleksiyonunun en özel saati...

en hızlı

Sevgilinizle en çarpıcı kareyi yakalamaya ne dersiniz? Geniş kitleler tarafından beğenilen Lumix TZ40, yeni geliştirilmiş yüksek hassasiyetli 18.1 megapiksel MOS sensörü ile olağanüstü görüntü kalitesi sağlıyor.

en çarpıcı

43

Işıltı giyinmeyi sevenlere hediye edilebilecek, şık tasarımlardan oluşan Steve Madden ile parıltılı adımlarla bir gün ya da gece geçirebilirsiniz.

en ışıltılı

Özellikle beylerin dikkatini çekecek bir ürün; AsusPadFone…Hem telefon hem tablet, akıllı telefondan tablete dönüşebilen bu ürüne sevgiliniz bayılacaktır.

en akıllı

Sportif şıklığı tercih eden erkeklere Tudors’u tavsiye ederiz. Tudors diyor ki: “Kendinize yakışan gömleği sevgilinize de alın”

en yakışan

Pera Palace Hotel, Jumeirah’daSevgililer gününü romantik ve şık ortamda kutlamak isteyenlere farklı konaklama paketleri, özel çay saati, ve aşk temalı zengin açık büfe ile İlham Gencer’in piyanosu eşlik edeceği seçenekleri bulabilirsiniz.Nerede? Pera Palace Hotel, Jumeirah’da…

en klas

Page 46: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

44

İlyas Koç, Avusturya’da ve İtalya’da okurken aynı zamanda çalışmaya karar verir. O dönemin ünlü moda evlerinde kürk üzerine çalışmaya,

öğrenmeye başlar. Böylece mesleğine de ilk adım-ları atmış olur. Sonrasında Türkiye’ye döner. Bu-rada kısa süre kalıp, ardından tekrar Avusturya’ya dönmek niyetindedir. Ancak evdeki hesap çarşıya uymaz. Ziyarete geldiği Kapalıçarşı’daki kürk ta-sarımlarını görünce, Avrupa’da sekiz yıl boyunca öğrendiklerini uygulamak ister; ama kısa bir sü-reliğine. İlk Koç Deri mağazasının yerinde olan ve başka bir adı taşıyan mağazayı gözüne kestiren İlyas Koç, kürk üzerine çalışmak için mağaza sahi-bini ikna eder. Maksadı kısa süre burada çalışmak-tır. Ancak bir gün yaptığı satıştan mağaza sahibi çok etkilenir. İlyas Koç’a ortaklık teklif eder, üste-lik de sadece emeğinin karşılığı olarak. Önce yüz-de 25 ortak olur ve bir sene sonra yüzde 50 ortağı olmuştur şirketin. Mağaza sahibinin iyice yaşlan-ması sonucu işi komple İlyas Koç devralır, böyle-ce “Koç Deri” markası doğar. Daha sonra kürkün dünya çapında protesto edilmesi üzerine İlyas Koç piyasayı araştırır ve deri işine girmeye karar verir. O güne kadar Türkiye’de klasik sayılacak, taklitçi ürünler gözlenirken; Koç Markası sektöre fark-lı bakış açısını getirir. Artık daha modern ve şık

Kapalıçarşı’da bir çok dükkana gidersiniz, esnafın ağırlama gelenekleri benzerlik gösterir. Samimi, içten, ikram ve güleryüzünden esirgemeyen… Ama bazı esnaflar da vardır ki, o gelenekçi yaklaşıma kültürünü, bilgisini, nezaketini de ekler. İşte o zaman ortaya daha da saygı duyulacak bir manzara çıkar. Sohbeti uzattıkça uzatırsınız. Aslında sadece sohbet değil, içinde minik dersler de verir; tecrübeleriyle… Koç Deri’nin kurucusu İlyas Koç ile sohbetimiz de tam da bu tattaydı. Dinledikçe öğrendik ki, bir başarı hikayesinin mimarı karşımızda duruyor…

“Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır.”

Konfüçyüs

Page 47: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

45

deriler üretilmeye başlanır. Öyle ki yurt dışındaki bir çok büyük markaya üretim yapar hale gelir.

“Kaliteden ödün vermem; fiyattan veririm”Tarihine ve mesleğine bağlı biri olarak, tüm öğretilenlere zıt bir yapı sergiler İlyas Koç… AVM’ler yerine Kapalıçarşı’yı ter-cih eder ve yurt dışına gidip, orada gördük-leri -ki aslında burada üretilip gönderilen derilerdir onlar- ürünleri Kapalıçarşı’daki Koç Deri’den almaya başlarlar. Böylelikle amacına ulaşır Sayın Koç… Tüm bunlarla ilgili ve mottosu hakkında İlyas Koç; “Hep kendi kendime neden alışverişi buradan yapmasınlar, diye sorardım. Ama artık çok farklı bir kitle gelmeye başladı. Bugün Catherine Zeta Jones gibi dünya starlarına satış yapabiliyorsam, bu düşüncem saye-sindedir. Ünlüler artık Kapalıçarşı’yı çok iyi biliyorlar ve buraya olan yanlış ticari yak-laşımı da kendimce yıkmış oldum. Hem bu tarihi kültüre tanık oluyorlar, hem de daha uygun fiyata alışveriş yapıyorlar. Benim markaya bakış açım da kesindir. Ben kali-temden ödün vermem, fiyatımdan veririm. Yeri gelir bir kuruş kazanırım, ama kalitem değişmez. Bence büyük marka olmanın en baş sebebi budur. Bu sizi kalıcı yapar. Unut-mamak gerekir ki, kalite kaliteyi getirir” dedi.

“Ben yeşilciyim, çevreciyim”Özellikle son zamanlarda çevrecilerin ve hayvanseverlerin kürkleri protesto etmesi kuşkusuz ki büyük yankılara sebep oluyor. Bu konu ile ilgili fikirlerini merak ediyoruz ve İlyas Koç’a soruyoruz: “ Koç deri bu ko-nuda nasıl bir tutum sergiliyor?”. Aldığımız cevap bizi daha da sevindiriyor ve bir kez daha hayran bırakıyor kendine. İlyas Koç; “

En az onlar kadar çevreci ve hayvan dostu-yum. Koç deri olarak asla çiftlik hayvanla-rı dışında bir kürkü, kaç para kazandırırsa kazandırsın, dükkanıma sokmam. Sadece çiftlik hayvanlarının kürkünden üretim ya-parım. Bir vaşak, bir leopar, bir fok asla çiftlikte üretilemez. Korunması gereken, nesli tükenen hayvanları ben de korumak-tan yanayım. O yüzden tilki ya da vizon gibi çiftlikte yetiştirilebilecek hayvan derilerini tercih ederim. Ama ne yazık ki çevrecile-rin bu konu hakkında bilgileri eksik” diye konuştu.

“Ben her şeyi kadınlardan öğrendim”Ticarette kadın kimliğine de ayrıca vurgu yapan İlyas Koç; “ Kadınlar değerlidir. Ka-palıçarşı’nın da bu kadar gelişmesine neden olan bir nevi kadınlardır; çünkü müşterile-rimizin çoğu onlar zaten. Deriden kuyuma kadar satış yaptığımız kişilerin yüzdesine

bakın, ağırlık kadınlarda. Ben yurt dışında kadınların yoğun olduğu bir yerde çalıştım ve öğrendiklerimin çoğunu, kadınların ba-kış açısıyla öğrendim. O yüzden özellikle ticarette kadınlar desteklenmeli ki vazgeç-mesinler, çalışmaya devam etsinler.” dedi.

“Buraya hizmet etmek benim boynumun borcu”Kendine münhasır, ülkesi ve tarih mirasını korumak için çaba sarfeden İlyas Koç; aynı zamanda Kapalıçarşı Dernek Başkan Yardım-cılığı görevini de başarıyla sürdürüyor. Der-neğe hizmet etmeyi bir borç bilen İlyas Koç bu konu ile ilgili şöyle dedi: “ Ben Kapalıçar-şı’yı çok seviyorum. Buradan ekmek yiyorum ve deseler ki Milano’da mı, yoksa burada mı dükkan açarsınız; derim ki Kapalıçarşı…Ben arabamı da, evimi de, ekmeğimi de buradan kazandım. O zaman benim de buraya borcu-mu ödemem farzdır. Sırf Kapalıçarşı’ya hiz-met edebilmek için derneğe girdim. Dernek olarak burayı kalkındırmak, ileriye götürebil-mek için büyük emekler harcıyoruz. Maalesef aidat toplayamıyoruz ve sağolsunlar, esnafı-mızın bağışlarıyla bir şeyler yapmaya çalışıyo-ruz. Ama tabii Fatih Belediyesi’nin de hakkını yememek lazım burada. Başkanımız, bizzat burayı sık sık ziyarete gelir, kontrol eder. İs-teklerimiz, şikayetlerimizi geri çevirmezler. Yakın zamandaki en büyük başarımız Kapa-lıçarşı’nın rölövesini çıkarttırdık. Bu sayede artık tarihi yapısı bozulamayacak. Anıtlar ku-rumundan izin alınması gerekecek. Zaten çok yakın zamanda da tadilata girecek çarşı. Di-lerim herkes kültürüne saygı ve sahip çıkar. Unutulmamalıdır ki gelen turist sadece alış-verişe gelmiyor buraya. Bu tarihi görmeye de geliyor. Esnafımızın bu konuda daha hassas olması gerekir diye düşünüyorum.”

Page 48: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

46

Ulaş bey, sporla ilk tanışmanız ne za-man oldu? Nasıl karar verdiniz voley-bolcu olmaya? Hikayesi nedir?Spora çok küçük yaşlarda, enerji dolu bir çocuk olduğum için ailemin yönlendir-mesiyle başladım. Sonrasında bu konuda yeteneğim olduğunu anladım ve hocala-rım sayesinde de bunun üstüne giderek, profesyonel voleybol hayatıma 16 yaşında başladım.

Sporcu olmasaydınız ne olurdunuz? Hiç böyle bir durumu düşündünüz mü?Sporcu olmasaydım ne olurdum sorusuna doğrusu net bir cevap veremiyeceğim;

çünkü spor olmadan olmazdı… Hayalle-rimi süsleyen ikinci bir meslek ise pilot olmaktır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’n-de forma giyerken, GS ile anlaştınız, GS’yı seçmenizdeki etken ne oldu?GS takımını seçmemdeki en büyük neden-lerden biri; şüphesiz çok büyük bir klüp olmasıdır. Ayrıca yine GS klubünde 2004-2006 senelerinde forma giymiş olmam da etken olmuştur.

Yurt dışında İsviçre’de de forma giy-diniz? Türkiye ve yurt dışındaki spor anlayışını karşılaştıracak olursanız,

eksi ve artılarımızla nasıl bir tablo çı-kartırdınız ortaya?Yurt dışında oynamanın hiç bir eksisi ol-duğunu düşünmüyorum, aksine profesyo-nel olmamda çok büyük artıları olmuştur. Daha kaliteli liglerde, daha kaliteli yaban-cılarla oynamak bir sporcuya büyük tecrü-be katıyor. Şunu da söylemeden geçmek istemem; Türkiye ligi de şu an Dünya’nın en güçlü liglerinden biridir. Fakat yurt dı-şında voleybola, Türkiye’den daha çok ilgi var. İnanıyorum ki; Türkiye’deki okullarda bu spora ne kadar çok öğrenci yönlendiri-lirse, ileriki yıllarda da voleybola ve spora olan ilgi artacak, böylece bir çok genç des-teklediği takımın oyuncularını örnek alıp

Ulaş Kıyak; küçük yaşta başladığı spor yaşamını başarılı bir şekilde sürdürürken, Galatasaray Erkek Voleybol takımına pasör olarak katıldı. Halen GS Kulübünde, takımın kaptanlığını ve pasörlüğünü sürdürüyor. Aynı zamanda evli ve bir çocuk babası olan Kıyak, evinin kapılarını dergimize araladı.

Ulaş Kıyak

Page 49: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

ileride onlar gibi profesyonel olmak adına çok çalışacaktır.

Bu arada sizi David Beckham’a ben-zetiyorlar, siz de benzetiyor musunuz kendinizi David Beckham’a ya da biri-lerine benzetilmek rahatsız ediyor mu sizi?Fanlarımın beni David Beckham’a benzet-tiği doğrudur. Elbette ki dünya starı bir oyuncuya benzetilmek son derece gurur verici; fakat bana sorarsanız kendimi pek benzettiğim söylenemez.

Sizinle ilgili araştırma yaparken çok güzel ton balıklı makarna yaptığınız da yazılıyordu. Aşçılıkla ilgileniyor musunuz? Yoksa sadece hobi mi sizin için?Doğrusu bu ton balıklı makarna olayı ta-mamen sanal alemde çıkan bir yazıdan ibarettir. Ben yumurta dahi kıramam; ama çok şanslıyım ki eşim inanılmaz yemekler yapar. Hem Türk hem de Dünya mutfağın-dan spesiyalleri vardır.

Hazır 14 Şubat’a girerken, sizin de eşinizle tanışma hikayenizi dinleyebi-lir miyiz?Eşimle Ankara’da oynadığım yıllarda ta-nıştım. Kendisi o dönem bir İtalyan resto-ranında çalışmaktaydı ve ben de o resto-ranın daimi müşterisiydim. Zaman içinde de tanışıp görüşmeye başladık ve kısa süre içinde, büyük bir aşkla 2008 yılında Anka-ra’da evlendik, evlenir evlenmez de İstan-bul’a yerleştik.

Bir kız evlat sahibi olmuşsunuz, He-len… Anne ve baba olmak nasıl etki-ledi sizi? 2011 yılının Mayıs ayında aramıza Helen katıldı ve hayat bizim için başka bir anlam kazandı. Anne ve baba olmak tarif edile-meyecek güzellikte bir duygu. Kızımız her şeyimiz oldu. Hep birbirimize iyi ki doğ-muş diyoruz.

Eşiniz, maçlardan sonra yenme ve ye-nilme durumundaki ruh halinizi nasıl karşılıyor? Eşim, zaman içinde bir sporcu eşi olmanın güzelliklerini de zorluklarının da farkına fazlasıyla vardı. Yenilgi halinde bana elin-den geldiği kadar moral vermeye çalışır. Yendiğimiz maçlarda da benimle o mutlu-luğu paylaşır.

Ortak bir soru sormak istiyorum, ne tür takılar takmaktan hoşlanıyorsu-

nuz? Vazgeçemediğiniz bir aksesuarı-nız var mı?Ben alyansımı ve kolyemi maçlar da bile çıkartmam. Benim bir nevi uğurum haline geldiler. Bunun dışında da saat takarım. Eşim de takı konusunda son derece seçi-çidir. Giydiği kıyafetlere göre; kolye, küpe, yüzük ve genellikle bileklik takar. Vazge-çemediği yüzükleri vardır.

Sporla ilgili hedefleriniz nelerdir ya da meslekle ilgili hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz yerde misiniz, yoksa “şurada oynarsam hedefime ulaşırım” mı di-yorsunuz?

Türkiye’de hayal ettiğim yerde olduğumu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Ülkem-deki hedefim; hem milli takımda hem de kendi klubümde Avrupa kupası almak. Yurt dışında ise; İtalya liginde oynamak isterim.

"Ülkemdeki hedefim; hem milli takımda hem

de kendi klubümde Avrupa kupası almak.

Yurt dışında ise; İtalya liginde oynamak

isterim."

47

Page 50: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

48

VOIR GÜNCEL

2013 itibarı ile Türkiye’ nin en id-dialı online takı satış portalı olma

hedefi ile yola çıkan www.ferreguer.com en yeni ve 2013 trendini yan-sıtan modellerle sizleri buluşturuyor. Satışa sunduğu ürünlerde iki yıl bo-yunca bakım ve tamir garantisi ve-ren firma, ayrıca her ürünü için 15 gün koşulsuz iade garantisi veriyor. Yaklaşan Sevgililer Günü için de özel konsept ürünleri satışa sunacak olan www.ferreguer.com, siteden alışve-riş yapan ve Facebook.com/Ferre-guer sayfasındaki yarışmalara katılan müşterilerine sürpriz hediyeler sun-maya hazırlanıyor.

Dünyanın en köklü markalarından Slazenger’ın iddialı 2013 optik koleksiyonu hazırlandı. Sevgililer Günü’nde aşkınızı

çarpıcı bakışlarla yansıtmak istiyorsanız, yeni Slazenger optik koleksiyonuna bir göz atın… Yılın trend renkleri kullanılarak ta-sarlanan kemik gövdeli Slazenger gözlükler, hem çok şık hem de spor çizgiler taşıyor. Her yüz tipine göre seçenekler bulabile-ceğiniz koleksiyonda, gözlüklerin kol bölümlerinde yer alan farklı desenlerde dikkat çekiyor.

”Bir karat üstün sevgiler...”

Sevgililer Günü’nde Daha Özel Bakışlar...

Sıcacık 14 Şubat

Sevgililer Gününü kim üşüyerek geçirmek ister ki? Soğuk kışlara

inat, batik’te kaban ve mont zamanı...Yeni sezonda birbirinden farklı moda trendlerinden esinlenerek yaratılan Batik Sonbahar Kış koleksiyonunda kaban ve montlar sezona damgasını vuruyor… Canlı renkler, yoğun desenler, belden kemerli tasarımlar, kürk yaka detaylı manto ve kabanlar soğuk kış günlerine inat, Batik vitrinlerini süslüyor…

En Şanslı Aşık

Bir kadına alınabilecek en gü-zel hediye alternatiflerinden

biri olan ayakkabının, en çok se-çenekleri Nine West mağazala-rında şimdi %50 indirim fırsatı ile sevdiğini mutlu etmek isteyenleri bekliyor. Her zevke ve stile uy-gun ayakkabı seçeneklerinin yanı sıra, sevdiğiniz ile geçireceğiniz özel sevgililer günü gecesi için seksi görünüme sahip olmanızı sağlayacak kırmızı ayakkabı se-çeneklerini, şimdi Nine West ma-ğazalarında bulabilirsiniz.

Page 51: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 52: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

50

Aşkınailginçlik kat!

Birbirinden ilginç tasarımları, malzemeleri bulabileceğiniz ve şöyle bir tebessüm

etmenizi sağlayacak hediye seçenekleri; Kağıthane House of Paper’da…

Sevgini Kitabınla Anlat!

İnternet kullanıcılarının online olarak kendi kitaplarını oluşturabilmeleri imkan sağlayan SevgiliKitabi.com, sevdiklerine hediye arayanlar için

farklı bir alternatif sunuyor. Kullanıcılar hazırladıkları kitabı basılması için sipariş verebiliyor ve özel hediyelik kutusunda sevdiklerine gön-derebiliyor.

Sepet Dolusu “Aşk”

Sevgililer Günü, sevgililere özel lezzetlerle daha da güzel.

Dikkat çekici ambalajlarıyla kalp görünümlü çikolatalar,

kalp şeklindeki kutuların içindeki leziz drajeler ve sevgililere özel

birçok ürün cikolatasepeti.com’un sanal raflarında

çiftleri bekliyor.

İçi Dışı Bir

Farklı ve şık bir hediye seçeneği sunan Hou-seboxes, hediyenin içi kadar ambalajının da

önemine dikkat çekiyor. Tasarımlarında özellikle ahşap kutuları tercih eden Houseboxes, sevgililer gününde özel tasarım bir hediye vermek isteyen-lere çeşitli seçenekler sunuyor.

VOIR GÜNCEL

Page 53: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

VOIR SANAT

ARMAGGAN Nuruosmaniye mağazasında yer alan, genç sanatçı ve tasarımcıları des-teklemek amacıyla kurulan ARMAGGAN Art & Design Gallery, UNESCO’nun 2013 yılını Piri Reis haritasına adamasından alı-nan ilhamla şekillenen “Yeniyi Aramak” isimli karma resim sergisi ile aramanın ve keşfetmenin pek çok anlamını birlikte bul-mayı hedefliyor.Piri Reis haritası ve harita metaforunu hem zihindeki hem de sonuçlandırdıkları ile ele alan sanatçıların bazıları aramanın/keşfet-menin heyecanı, zenginliği, cesareti zaman zaman yaşattıkları üzerine çalışırken kimi sanatçılar egzotik meyveler, kişisel arayış-lara ve seyyahlara odaklanıyor.

Farklı yorum ve tekniklere sahip 26 ressamın aynı konuyu özel olarak, farklı perspektiflerden yorumlayarak hazırladıkları eserleri ile yer aldıkları sergi, 18 Ocak Cuma günü yapılan açılış ile ARMAGGAN Art & Design Gallery’de izleyici ile buluştu.

“Yeniyi Aramak”

ATİLLA GALİP ÇINAR

ARMAGGAN Art & Design Gallery Koor-dinatörü Şanel Şan sergiden bahsederken; “Korsan olup uçsuz bucaksız denizlerde dolaşmak, seyyah olup sınırları aşmak, uzaydan dünyaya atlamak gerekmez her za-man… İnsan kendine de keşif yapar, kendini de arar. Tüm bu arayışları sanatçılarımızın gözünden bir arada görmeyi hedefliyoruz. Keşif ve paralelinde getirdiği heyecanlar ile anlam kazanan hayatımızda keşfetmeden durmamak dileğiyle” diyor.Sergide Neşe Çoğal, Mustafa Karyağdı, Ün-sal Bahtiyar, Sinem Kaya ve Maide Bulak gibi isimler yer alıyor. Sergi 13 Mart 2013 tarihine kadar ARMAGGAN Art & Design Gallery’de görülebilir.

SANATÇILAR:Serra Yolasığmaz, Ünsal Bahtiyar, Sinem Kaya, Ber-na Erkun, Tan Taşpolatoğlu, Eda Gecikmez, Meltem Sırtıkara, Aysun Bozuklu, Burçin Başar, Sezin Te-kin, Kezban Boyla, Emre Kantaşlı, Neşe Çoğal, Atil-la Galip Pınar, Hüseyin Rüstemoğlu, Maide Bulak, Bahar Sevim, Canan Ustaoğlu, Mustafa Albayrak, Mustafa Karyağdı, Güneş Oktay, Ömer Kaya, Yiğit Yazıcı, Gaye Su Akyol, Güneş Özmen, Seyit Mehmet Buçukoğlu

NEŞE ÇOĞAL OKYANUS

CANAN USTAOĞLU

CANAN USTAOĞLU

51

Page 54: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

5252

“KALİTELİ SANATKÂRLAR

YETİŞMİYOR”

Çarşıda bir tek Cemil Elmas ile işbir-liği yaptığını açıklayan Bıçakçı, orta kalite konfeksiyon tarzı ürünlerle

müşterisine hizmet veren firmaların kendi müşteri portföyüne uygun olmadığını be-lirtti. Bıçakçı; “Aslında mücevher imalatı konusundaki standardımız bundan 20-30 sene öncesine göre çok aşağılarda ve artık ucuz işçiliklerden konfeksiyon tarzı üre-timlerden dolayı eski ustalar yetişmiyor. Sanatkâr yetişmiyor” dedi. Bıçakçı; elmas, 950 ayar orijinal platin ve değerli renkli taşlarla üretim yapıyor. Ünlü isimler için özel mücevherler yaptığını da aktaran ve bir tasarımının ise 15 dakikada, bir Fransız asilzadesine satıldığını söyledi.

“Çuhacı Han’da dükkanları küçük, kendileri büyük ustalar vardı”Kuyum sektöründeki en büyük sorunun kalitesizlik olduğunu ifade eden Bıçakçı, “Eskiden sektörümüzde büyük ölçekli firmalar yoktu, ufak firmalar vardı. Çuha-cı Han’da dükkanları küçük ama kendileri büyük ustalar vardı. Onların dükkanların-dan bozuk ürün çıkmamıştır. Onlar yaptık-ları ürünün kalitesiyle gurur duyuyorlardı. Böyle bir durum onlar için büyük bir onur-du. Ama şimdi öyle bir şey yok. Kaliteli ürün anlamında dibe vurmuş vaziyetteyiz.

Diş teknisyenliğinde 13 yıl ça-lıştıktan sonra kuyum sektörüne geçiş yapan tasarımcı Matiyos Bıçakçı, kuyum sektörüne 33 yıldır hizmet veriyor. Matiyos Bı-çakçı oğlu Arda Bıçakçı ile tasa-rımlarını yapıyor. Cemil Elmas’a mücevher tasarımları yapan Bı-çakçı, ucuz işçiliklerden ve kon-feksiyon tarzı üretimden dolayı eski ustaların yetişmediğini vur-gulayarak, “Sanatkârlar yetişmi-yor” açıklamasını yaptı.

Page 55: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

53

Bundan 3- 5 yıl sonra bu tarz ürünleri ya-pacak kimse de kalmayacak” dedi.

“Don Kişot’luğu, yel değirmenleriyle savaşarak yapıyoruz”Kuyum sektöründe konfeksiyon tarzı ürün-leri engellemenin Don Kişot’luk olacağını kaydeden Bıçakçı, en büyük Don Kişot’lu-ğu, yel değirmenleriyle savaşarak yap-tıklarını söyledi. “Kendi çapımızda önüne geçmeye çalışıyoruz. Herkes haftada bir kilo mal yaparken, biz iki ayda bir tane ürün yapıyoruz. Biz bir şekilde direniyo-ruz ve az da olsa, bizim yaptığımız ürünü

“Kaliteli ürünlere rağbet artacak”Kuyumculuğun, bitmeyeceğini açıklayan Bıçakçı, “Çünkü, günün birinde tekrar ka-liteli ürünlere rağbet artacak. Herkes aldı-ğı bu ürünlerden bıkacak. Bunların hiçbiri geri dönüşümü olmayan ürünlerdir. Ben yaptığım ürünleri satar ken şu şekilde vur-guluyorum; ‘Bakın hanımefendi bu ürün sizin torununuza miras kalacak. Düğü-nünde torununuza takacaksınız bu ürünü’ diyorum. Bu tarz ürünler yapıyoruz” dedi.

anlayanlar var. Bizim ürünlerimizin en büyük rağbet gördüğü alan yurt dışı. Fran-sa, İngiltere, Amerika oradaki mücevher kültürü üst düzeyde olan insanlar. Bizim ülkemizde maalesef kalite düştü. Eskiden bizde dünya çapında sanatkârlar varken, bu son süreçte eski ustalar ömürlerini ta-mamladılar. Piyasadaki ekonomik şartlar yeni ustaların yetişmesini engelledi. Bir sanatkâr yaptığı ürünün bedelini öderken onu desteklemek yerine, biz bu piyasada o sanatkârın yaptığı ürünü yarı fiyatına elin-den almakla övündük ve bugün de sanat-kâr kalmadı.”

Page 56: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

Yrd.Doç.Dr. Nuri SezerGrafik Sanatçısı

Zaman zaman; sanatçı olmanın magazine dönüştüğü, kim se-sini duyurursa ilginin o tarafa kaydığı bir ülkede mi yaşıyo-ruz, diye düşünmeden edemiyorum.

Neden mi? İzmir’den dolayı.

İzmir; sanatın, sanatçının yetiştiği bir yerdir… Her ne kadar sesini fazla duyuramasa da, bu böyledir. İzmir’de yaşarsanız bunu bilmek daha kolaydır.İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Ege Üniversitesi, Ekonomi Üniversitesi, Yaşar Üniversitesi, yeni açılan Gediz Üniversitesi, Meslek Yüksek Okuluyla sanatı destekleyen, sanatçı yetiştiren ku-rumların ve bunun yanında çeşitli kurslarla sanatta yerini almak isteyen kurumların olduğu bir şehirdir.

Tanıdığım, hatta birlikte çalıştığım çok keyifli sanatçıları barındırır İzmir… Heykeltraş Harun Atalayman, RessamYavuz Seçkin, Res-sam Umur Türker, Ressam Cuma Ocaklı, Ressam Gören Bulut, Res-sam Zafer Aytekin, Geleneksel Türk El Sanatlarından Atanur Meriç, Trafik Polisi ve aynı zamanda Heykeltraş Hakan Kemal, Dr.Hekim Ressam Sadun Geylani, Öğrenci Ressam Gözde Burcu sadece bir kaçı.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nden sanatcı arkadaşlarımın, ancak TV dizilerinin çoğunda görev alarak İstanbul’dan adlarını duyurmak zorunda kalma sebepleri nedir? İzmir’in sanata duyarsızlığı ya da yeterince sanata ilgisiz olması mı? Hayır! İzmir’de o kadar çok in-san sanatla uğraşmaktadır ki; ilgisizlik değil, tanıtımda magazinsel olmamanın eksikliği olarak düşünüyorum.

Enteresan olan şu ki; nüfusunun fazlalığından mı, Avrupayla olan bağlardan mı yoksa ekonomik döngünün azizliğinden mi bilinmez; İstanbul her şeyin yoğun olarak sunulduğu tek şehrimiz belki de…

Halbuki İzmir, sanatın uygun şartlarını tamamen bünyesinde taşı-maktadır. Eğitimde güçlü, yaşamsal kolaylıklara sahip ve sakin bir şehir olmasına rağmen, neden olması gereken yerde değil?Bilemiyorum…

İzmir’in sanatını ve sanatçılarını yoğun bir şekilde tanıtmaya kuv-vetle ihtiyacı var diye düşünmekteyim ve bunca değer varken bu eksiğin de bir an evvel giderilmesini arzu ediyorum. İzmir’li sanat-çılarımıza, İstanbul’daki sanatçılar gibi desteklenmesini de ayrıca vurgulamak isterim.

İzmir’de Sanatçının Öyküsü

İstanbul Gelişim Üniversitesi Mimar-lık Bölümü öğrencileri çok farklı bir sergiye imza attı. Tasarımlar; kimi

eski bir bavuldan, kimi araba lastiği ve jantlarından, kimiyse su tesisatı boru-larından oluşuyor. Atık malzemelerden yararlanılarak yapılan bu serginin adı: “ Üstüne oturulabilir mimarlık”… Tasarımlar, sergi boyunca katılımcılar tarafından üstüne oturularak denendi ve test edildi.Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Gözde Başak Öztürk ve Araştırma Görevlisi Özlemnur Ataol Ak-pınar’ın öncülüğünde hazırlanan tasarım-ların birçoğu atık ve geri dönüştürülebilir malzemelerden yapıldı. Tasarımlarla ilgili bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Gözde Başak Öz-türk “Sergiye gelen katılımcılar arasında, tasarımları alıp evlerinde de kullanmak isteyenler vardı. Çok olumlu tepkiler aldık. Sergide sunulan oturma üniteleri; her ünlü mimarın kendine ait bir oturma ünitesi tasarımı bulunmasından yola çı-kılarak, ‘oturma eylemi’ ve ‘ergonomik tasarım’ı kavramaya yönelik bir çalışma sürecinin sonuç ürünleridir” dedi.Gençlerin yeteneklerini ortaya çıkarta-rak, onları verimli, üretken hale gelme-lerini sağlayan Gelişim Üniversitesi’ni de ayrıca takdir etmek lazım…

Nasıl mı? İstanbul Gelişim Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencilerinin atık malzemeleri değerlendirmek amacıyla yapılan eserlerden oluşan “Üstüne oturulabilir mimarlık” sergisi görülmeye değer nitelikte.

Oturulabilir Mimarlık!

54

Page 57: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 58: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

56

VOIR GEZİ

EFSANE ŞEHİR İZMİR

Denizin mavisini, rüzgârın nefesini hissedebileceğiniz, tarihsel süreçlerine gezdikçe şahit olabileceğiniz çağdaş bir kenttir İzmir; Amazonlardan Homeros’ a uzanan…

Eski adı Smyrna olan İzmir’in tarihi çok daha eskilere dayanmasına rağ-men, bilinen tarihi M.Ö 3000 yılına kadar uzanır. Bir rivayet Amazon kadınlarını, bir rivayet de Lelegleri işaret eder. Ancak buluntular Tunç

Çağı’nı işaret etmektedir. Uzun bir dönem krallıklar ve uygarlıklar beşiği ol-muş, farklı mozaikleri tek bir yerde toplamayı başarmış bir şehirdir. İzmir’i ilk kez 11. yüzyıl sonlarında Türkler alır. Sonrasında Cenevizliler ve Rodos Şövalyeleri tarafından işgal edilen kent, 1422 yılında II. Murat zamanında, Os-manlı İmparatorluğu’nun kontrolüne geçer. Kent, 18. ve 19. yüzyıllarda İmpa-ratorluğun en önemli ticaret merkezi haline gelerek tüccarların gözde şehri olur. Yunan Ordusunun 1919’daki işgaline uğrayan İzmir, 09 Eylül 1922 yılında özgürlüğüne kavuşur. Kurtuluşunun üzerinden çok kısa bir zaman geçmesine rağmen İzmir, 13 Eylül sabahı büyük bir felakete uyanır. Basmane semtinde yangın başlamıştır ve bu yangın maalesef 2.600.000 metrekarelik bir alanda, 20.000’den fazla ev ve işyerine zarar vererek, İzmir’in neredeyse dörtte üçü-nün tahribine yol açar. Fakat İzmir yılmadan çabalayarak, yeni kurulan Cumhu-riyet döneminde yeniden ayağa kalkar.

Page 59: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

57

Saat KulesiSultan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. Yıldönümüne ithafen, 1901 yılında, Levan-ten Mimar Raymond Charles Péré’ye yap-tırılmıştır. Kulede kullanılan saat, Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından armağan edilmiş ve iki ülkenin dostluğunun yansı-ması olarak ayrı bir anlam taşımaktadır.

Kadifekale (Pagos) Büyük İskenderin isteği ile M.Ö 356-323 tarihlerinde yapılmıştır. İzmir’i ve körfezi kuşbakışı olarak görebileceğiniz, 186 metre yükseklikte bir tepe üzerine kurulmuştur.

Kemeraltı Çarşısı Mezarlıkbaşı mevkiinden başlayarak Ko-nak Meydanı’na kadar uzanır tarihi çarşı…Tıpkı geçmişte olduğu gibi günümüzde de önemli bir ticaret merkezidir. Tarihi geç-mişi çok eskiler dayanan çarşı, özellikle 17. Yüzyılın Osmanlı’sında çok önemli bir merkez haline gelir. Bütün gününüzü ge-çirebileceğiniz, özellikle el sanatları, halı, kilim gibi ürünleri görüp, satın alabilece-ğiniz bir yer.

AgoraRoma Dönemi’nden 2. yüzyıla kadar uza-nan bir tarihi vardır. Kelime anlamına uy-gun olarak; sanatın, felsefenin ve ticaretin merkezi olarak kullanılmıştır. Namazgâh semtinde bulunmaktadır.

Karış karış büyüleyen şehirNe Uygarlıklar, ne Krallar ağırlamıştır İz-mir… Bugün kalıntılar arasında dolaşırken adeta geri gidiyorsunuz o dönemlere. Me-deniyetlere beşiklik etmiş kentin, merke-zi kadar tarihi önem taşır ilçeleri… M.Ö 3. Yüzyılda, Seleukos Krallığı zamanında kurulan ve bugün Torbalı olarak bilinen Metropolis (Ana Tanrıça Kenti), özellikle Hıristiyanlar için ayrı bir yere haiz olan; içinde dünyanın yedi harikasından biri olan Efes Artemis Tapınağı, Meryem Ana Evi, Hz. İsa’nın Havarisi Aziz John’ın me-zar ve kilisesi, yedi uyurlar mağarası gibi saymakla bitmeyecek tarihi güzellikleri barındıran Selçuk İlçesi, Seferihisar, Mor-doğan, acı olaylara tanık olmuş Menemen,

Tarihte gezinmek belkiİzmir’in ilçeleri, tarihi ve doğal yaşamının yanında şehir merkezi de ayrı bir güzel-liktedir. Adeta bir buluşma noktası haline gelen saat kulesi, gezilmeye doyamayaca-ğınız kordonu, İzmir’in kurtuluşunun sim-gesi hükümet konağı, belki de tarihte tek yapı olma özelliğini koruyan asansörü…

Asansör Musevi işadamı Nesim Levi tarafından 1907 yılında inşa edilmiştir. Aralarında 58 metre fark bulunan ve önceleri 155 basa-maklı bir merdivenle birleşen iki caddenin, Mithatpaşa ile Halilrıfatpaşa Caddesi’nin arasında, ulaşımı kolaylıştırmak amacı ile yapılmıştır.

Page 60: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

58

Dönertaş ÇeşmesiBasmane’de bulunan çeşme, 19. Yüzyıl başlarında inşa edilmiş ve köşesindeki sü-tunun dönmesinden dolayı bu ismi almış-tır. Öyle ki etrafı da bu isimle anılmaktadır.

CamilerKuşkusuz İzmir’in en dikkat çeken camisi Konak Meydanı’nda bulunan, Yalı (Konak) Cami’dir. 18. yüzyılda yapılmış ve saat ku-lesi gibi İzmir’in simgesi olmuştur. Özel-likle Firûze çinileriyle dikkat çeker. Yalı Cami’nin yanı sıra; Selepçioğlu, Hisar, Ke-meraltı, Şadırvan, Kestanepazarı Cami’le-rini de sayabiliriz.

Kilise ve SinagoglarAziz Polycarp Kilisesi, 1625 yılında yapıl-mış vebundan dolayı da İzmir’in en eski ama halen kullanılan kilisesidir. Diğer ki-liseleri; Aziz John, Aziz Helen olarak sıra-layabiliriz. Sinagoglar ise: Beth Israel ve Algazi.

MüzelerDemiryolları Müze ve Sanat Galerisi, Ta-rih ve Sanat, Arkeoloji, Atatürk, Etnog-rafya, Ahmet Piriştina Kent Arşivi, İsmet İnönü Evi …

Kızlarağası HanOsmanlı döneminde, Hacı Beşir Ağa tara-fından, 1744 yılında yaptırılmıştır. Yapılan restorasyon sonrasında, antik bir çarşı ola-rak kullanılmaktadır.

Bergama, Foça, Kemalpaşa’ya yakın ve 80 yıldır tüm köylünün geçimkaynağını oluş-turan;hatta köye de ismini veren nazar-boncuklarıyla ünlü Nazarköy, bugün sörf merkezi haline gelmiş Alaçatı… Hangi tarafa baksanız yüzyıllar öncesinin kanıt-larına rastlayacağınız ilçeleri anlatmak, ne kelimelere ne de cümlelere sığmaz. İzmir sadece tarihi değil, doğal güzellikleriyle de büyülü bir rüzgâr gibi sizi sizden alır. Hele ki plajları… Neredeyse her tarafı doğal plajdır İzmir’in. Çeşme, Alaçatı, Ilıca, Al-tınkum gibi meşhur yerleri ile tatil yöresi olmasının dışında, özellikle su sporları için de tercih edilen bir şehirdir.

Page 61: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

5959

Bir rivayete göreİlginç öykülere, efsanelere konu olan kent-te, dilden dile anlatılarak gelen öykülere de kulak vermek lazım. Her yanında an-latacak bir çok hikayesi olmasına karşın, sadece birkaç tanesine değinmek gerekir, Yedi uyurlar mağarasının efsanesi gibi…Bir rivayete göre; Hıristiyanlığın gelişimi döneminde, henüz resmi bir din olarak kabul görmeden önce, putperestlerden ka-çarak bu mağaraya sığınan yedi genci an-latır. Bu yedi genç öyle bir uykuya dalarlar ki asırlarca uyurlar, taa ki Hıristiyanlığın din olarak kabulüne kadar. Meryem Ana Evinin de dikkat çekici hikayesi yüzyıllar sonra ortaya çıkışıdır. Kötürüm bir rahibe olan Anne Caterina Emmerich rüyasında sürekli Hz. İsa ve Meryem ana ile ikgili rüyalar görür. Bu rüyaları kaleme alan Cle-

mens Brentano, “Anne Caterina Emmeri-ch’in Vizyonları” adlı bir kitap çıkartır ve yayımlandıktan 200 yıl sonra da bu bilgi-ler ışığında İzmir’de Meryem Ana’nın Evi bulunur. Öbür taraftan Hıristiyanlar için Meryem Ana Evi “hac” yeridir. Diğer bir rivayette, çok yakın zamanda tüm dünya olarak yaşadığımız Şirince olayıdır. Maya Takvimine göre 21 Aralık 2012’de dün-yanın sonu gelecekti. Marduk Gezegeni dünyadaki yaşamı sona erdirecek, İzmir Selçuk’un en güzel köylerinden biri olan Şirince, dünyada bu olaydan zarar gör-meyecek iki yerden biri olarak, Maden Dağı’na gelecek olan gemi ile buradakiler kurtulacak. Ama herkesin de gördüğü gibi korkulan olmadı ve böylece bir şehir efsa-nesine daha tanıklık etmiş olduk.

Expo 2020 İzmirİzmir huzur, sakinlik ve sanatın şehri olarak EXPO 2020’ye aday oldu. Peki bu çok konuşulan EXPO ne-dir? EXPO dünyanın en bü-yük kültür, tarih ve eğitim

olimpiyatlarıdır. Uzman oldukları konular-daki bilgi birikimlerini, dünyanın yararına olacak şekilde projelendirirek bir araya gelir Ülkeler. İzmirli’ler EXPO 2020’yi İnciraltı’nda ve “Herkes için sağlık” te-masıyla yapacak. EXPO 2020 Fuar alanı daha sonraki yıllarda da sağlık alanı olarak kullanılabilecek. İzmir, EXPO 2020 İzmir ile milletlerin dünya sağlığı için bir araya geleceği bir platform olmayı hedefliyor…

Bol bol gezdiniz, gördünüz ve öğrendiniz. Ama unutmayın ki İzmir’de sadece görsel olarak doyum yaşamazsınız. İzmirli’lerin kendine has o güzelim şivesi ve aynı zamanda yemek kültürü ile de damaklarınıza şölen yaşatacak lezzetleri tadabilirsiniz. Zeytinyağlılar, farklı otlardan yapılmış yemekler, meşhur boyozu, gevreği (simit), lokması ile tüm duyu organlarınıza hitap edecek bir doyum yaşarsınız. İzmirli’lerin kendine has o güzelim şivesi eşliğinde, yemek kültürü ile de damaklarınıza şölen yaşatırsınız. Zeytinyağlılar, farklı otlardan yapılmış yemekler, meşhur boyozu, gevreği (simit), lokması, kumrusu, darısı (mısır) ile tüm duyu organlarınıza hitap edecek bir doyuma ulaşırsınız.

El Sanatlarıİzmir ve çevresinde; testicilik, keçe-cilik, tire ile özdeşleşmiş nalıncılık, beledi dokumaları ve nazarboncuğu imalatına rastlanır. Ancak bugün bir çok el sanatları gibi bunlar da ölme-ye yüz tutmuştur. Kuyumculukta ise; özellikle alyans sektöründe başarı sağlayan İzmir, bu anlamda da günü-müzün önemli ticaret alanları arasında yerini almıştır.

Page 62: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

60

Agora Turizm, yurt dışı şirketlerine hizmet veren bir firma. Son beş senedir, artan bir hacimle önemli, 40’a yakın, farklı sektörlerde yabancı fuarın temsilciliğini yapmaktalar. Kuyumculuk sektörü ise İnhorgenta Fuarı ile tanıyor Agora Turizmi. Burak Tarkan Baydar ile dünya fuarları ve İnhorgenta ile ilgili bilgiler edindik.

MUNIH’TEFUAR

HEYECANI

VOIR FUAR GÜNCESİ

Page 63: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

61

Burak Bey bize İnhorgenta fuarından bahseder misiniz? Bu sene 40. Yılını kutlayacak olan Inhorgenta; uluslararası saat, mücevherat, değerli taşlar, inciler ve imalat teknolojile-ri alanlarında 1974 yılından beri her sene Almanya’nın Münih şehrinde organize edilmekte olan ticari bir fuar olup, geniş ürün grubu yelpazesiyle sektöründe Avrupa’nın lider fuarıdır. Sergileme alanı olarak 66.000 m2’de gerçekleşmekte olup, her sene orta-lama 38 ülkeden 1200 firma ürünlerini bu fuarımızda sergilemektedir. Başta Almanya komşuları olmak üzere, 43 farklı ülkeden ortalama 29.000 uzman kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Uzman ziyaretçi diyoruz çünkü; Inhor-genta fuarı ve diğer ticari fuarlarımızda ücretsiz davetiye veya giriş bileti uy-gulaması bulunmamaktadır. Ziyaretçi bileti alan kişinin sektörden olmasına çok dikkat edilmektedir. Ziyaretçilerin yüzde 30’u Almanya harici ülkelerden gelmektedir. Özetle; toplam 6 holde gerçekleşen Inhorgenta, özellikle mü-cevherat, imalat teknolojileri ve saat sektöründeki en son trendlerin ve ino-vasyonların sergilendiği, perakende satışın yapıldığı ve yıllık siparişlerin alındığı uluslararası bir ticaret platformudur.

İnhorgenta uluslararası bir fuar.Peki, bu fuara katılım nasıl, ne kadar katılımcınız var? Hangi ülkeler katılı-yor bu fuara?Belirttiğiniz gibi Inhorgenta gerçek anlamda bir uluslararası fuar olup sadece Avrupa değil, Uzakdoğu ve Asya dahil dün-yanın çeşitli bölgelerinden firmaların ürünlerini sergilediği bir fuardır. Almanya’daki tüm uluslararası fuarlarda olduğu gibi fu-arların yerleşim planlamalarının ve tanıtım faaliyetleri için plan-lanan bir zaman aralığı vardır. Buna bağlı olarak Inhorgenta’nın da bir başvuru süreci var. Her sene Mart ayı başında katılım sü-reci başlayıp 1 Temmuz’da sona ermektedir. Öncelikle başvuru sürecinde, yani zamanında başvuru yapan firmalara talep ettik-leri alanlar için yerleşim planları gönderilmektedir. Son başvu-ru tarihi sonrası talepte bulunan firmalar ise bekleme listesine alınmakta olup güncel hol planlarına göre stant yeri teklifi gön-derilmektedir. Inhorgenta’ya ortalama her yıl farklı ülkelerden 1200 firma katılıyor. Türkiye’den her yıl düzenli katılan firma sayımız ise 10-15 arası. Katılımcı ülkelerin başında ise Alman-ya, Avusturya, İsviçre, İtalya, Türkiye, Fransa, İspanya geliyor.

İnhorgenta uluslararası fuarını Türkiye açısından de-ğerlendirecek olursanız, Türkiye’deki kuyum sektörü yurt dışında nasıl algılanıyor? Kuyum sektörüne ne öne-rirsiniz?Ülkemiz kuyum sektörü açısından gerçekten zengin bir ülke. Zanaatkarlarımız, imalat ve dizayn sektörümüz tarihten gelen bir mirasla gerçekten çok başarılı işler yapmaktalar. Başta Av-rupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesine ciddi oranda ihracat yapan firmalarımız var. Ortadoğu, körfez ülkelerindeki tanınırlı-ğımız üst düzeyde. Avrupa’daki firmaların ülkemizi güncel ola-rak takip ettiğini yakından görüyoruz. Ortadoğu’daki başarımızı

Avrupa’ya neden daha fazla taşımıyoruz? Aslında öneriden farklı olarak hepimizin bildiği ve kabul ettiği bazı gerçekleri tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum. İlk önce firmalarımızın ciddi

anlamda kurumsallaşması ve varsa marka olarak veya marka yaratarak üretimlerine devam etmeleri inan-cındayım. Üretim olsun, dizayn olsun bu konulardaki başarılarını kurumsal kimlikle ve uluslararası standartlara taşıyarak devam ettirmeleri gerekiyor. Avrupa’ya baktığınızda kendini gelişti-remeyen birçok üretici var ama mar-ka değerini yıllar öncesinden yaratıp bu doğrultuda ilerledikleri için bizden daha çok tanınıyorlar ve başarılı gözü-küyorlar.

İnhorgenta’ya Türkiye’den katı-lan firmaları, daha çok orada ya-şayan Türkler mi tercih ediyor ve genelde hangi tarz ya da maden satışı gerçekleşiyor?Inhorgenta’nın ilk temsilciliğini aldığı-mız yıl itibariyle biz de bu doğrultuda düşünüyorduk. Fakat zaman içerisinde bunun böyle olmadığını, yani sadece

Almanya’da yaşayan Türklerin, Türk firmalarını tercih etmedi-ğini gördük. Özellikle fuarda Almanlar, İtalyanlar, kuzey Avru-palılar ve daha farklı ülke insanlarının Türk firmalarını ziyaret ettiğini ve ticaret yaptıklarını tecrübe ettik. Maden satışı olarak ilk sırada altın geliyor. Ama ürün grubu olarak değerlendirme yaparsak alyans diye tabir ettiğimiz ürünlerin ihracatı gerçek-ten üst düzeyde. Türk firmalarının alyans ürünleri çok beğenili-yor ve tercih ediliyor. Almanya ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde düzenlenen uluslararası fuarlara katılımcı ve ziyaretçi olarak gitmektesiniz.

Fuarcılık açısından değerlendirecek olursanız daha ile-riye gitmek adına ne tarz çalışmalarınız veya önerileri-niz var?Ülkemizle mukayese ettiğimiz zaman özellikle Almanya fuar-cılık sektöründe gerçekten bizden çok ileride. Fuarcılık Av-rupa’da yüzyılı aşkın süredir var olan bir sektör ve geçmişten gelen bir düzenlilik ve sistem var. Fuarcılık dediğiniz zaman en önemli ayrıntı alt yapı ve ulaşımdır. Altyapı sorunu olmayan, ulaşımı kolay fuar alanları Avrupa’nın büyük şehirlerinde faz-lasıyla mevcut. Ülkemize baktığımız zaman ulaşım bizi en çok zorlayan unsurların başında geliyor. Bunu hepimiz yaşıyoruz. Bu sorunların el birliğiyle ve geleceğe yönelik alınacak karar-larla çözüleceği inancındayız. Temsilcisi olduğumuz yurt dışı fuarları kendi sektörlerinin uluslararası lider fuarları ve belli zaman döngülerinde gerçekleşmekte. Örneğin iki yılda bir veya üç yılda bir. Bu fuarlara zamandın da başvuru çok önemli. Bizim en çok sıkıntı yaşadığımız ve çözmeye gayret ettiğimiz aslında bu sorun. İhracatçı firmalarımıza uluslararası fuarların önemini anlatırken zamanında başvuru yapma gerekliliği üzerinde çok duruyoruz. Zamanında başvuru sonrası ise fuarlara iyi hazırlan-mak gerektiğini belirtiyoruz. Bir firma katılacağı fuara ne kadar iyi hazırlanırsa o doğrultuda sonuç alabilir. Tabi burada gidilecek fuarın da iyi araştırılıp, gidilecek bölge pazarının iyi analiz edil-mesi gerekli.

Page 64: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

62

Kuyumculuk sektörünün nabzı, dünyanın ilk altın paranın basıldığı coğrafyasında, ürün bazındaki en değerli fuarda atacak. Kuyumculuk sektörü öncülerinin ilk dört yılını

dört dörtlük fuar olarak nitelendirdiği organizasyonda hazırlık-lar son aşamasına geldi. 1 Şubat 2013 tarihinde İzmir Uluslara-rası Fuar Alanı 2 nolu sergi salonunda başlayacak olan 2013 5. Alyans, Altın, Mücevher, Gümüş Takı ve Saat Fuarı için sek-törün önde gelen firmaları aylar öncesinde hazırlıklara başladı. Yılların bilgi birikimi ile meydana getirdikleri ürünleri ve hiz-metleri Jewex 2013 5. Alyans, Altın, Mücevher, Gümüş Takı ve Saat Fuarı’nda vizyona çıkaracaklar. Ticari işbirliklerini sürdür-mek ve yeni işbirlikleri oluşturmak için fuar platformunda güçlü bir duruş sergilemeyi hedefleyen firmalar, rakiplerinin gerisin-de kalmamak için her ayrıntıyı titizlikle hesaplıyor. Özgünlük, kalite ve ekonomik fiyatların dikkate alınacağı platformdan ka-tılımcılar büyük kârlarla ayrılmayı planlıyor. Fuar kapsamında kendileri için oluşacak fırsatları iyi bilen Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya Kuzey Afrika’dan Türk Cum-huriyetlerine kadar dünya çapındaki en önemli sektör profesyo-nelleri, organizasyon ziyaretlerini programlarına aldılar. Gerek katılımcılar gerekse ziyaretçiler artık gün sayıyor.

Her gelen fuarın her geçen fuardan daha güzel olduğuna dik-kat çeken Gençiz Fuarcılık Genel Müdürü Osman Gençer, ha-zırlıkları süren Jewex 2013 5. Alyans, Altın, Mücevher, Gümüş Takı ve Saat Fuarı’nın sektörü tüm ayrıntıları ile yansıtan bir organizasyon olacağını vurguladı. Gençer, “Kuyumculuk sektö-rümüzde faaliyet gösteren oda ve derneklerimiz ile ilk günkü gibi işbirliğimiz sürüyor. Sektör temsilcilerimiz ile işbirliğimi her gün artarak devam ediyor. Yolun başında Jewex Alyans, Al-tın, Mücevher, Gümüş Takı ve Saat Fuarı sektörün sıçramasının eşiği olacak demiştik. Zaman bizi haklı çıkardı. Kuyumculuk sektörümüz Ege zirvesinde sıçradı. Yükseldi ve bu yükseliş kanıksanır hale geldi. Yükselişin çıtasının her geçen gün art-

ması için çalışıyoruz. Bu sene de sektörün önde gelen kurumsal ve yenilikçi firmaları fuar katılımcısı oldular. Dört gün boyunca Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelecek sektör profes-yonelleri son derece verimli iş görüşmeleri ve iş bağlantıları yapacaklar. Jewex 2013 5. Alyans, Altın, Mücevher, Gümüş Takı ve Saat Fuarı’nın katılımcıları da ziyaretçileri de organizasyon-dan kesinlikle memnun ayrılacak. Kuyumculuk sektörünün bu dev Ege buluşmasının sağlanmasında Fuar Ana sponsoru olan Türkiye Ekonomi Bankası’na, sektöre vizyon kazandıran, gele-neksel hale gelen Homeros Mücevher Takı Tasarım Yarışması

sponsoru Karakaş Atlantis Kuyumculuğa, katılımcılarımız ve ziyaretçilerimizin verimli bir görüşme zamanı geçirebilmeleri adına, Fuar Konaklama Sponsoru olan Yıldızhan Otel’e, İzmir Kuyumcular Odası ve İzmir Ticaret Odası başta olmak üzere işbirliği yapan oda ve derneklerimize teşekkür ediyorum” dedi.Karakaş Atlantis Kuyumculuğun sponsorluğunu yaptığı Gele-neksel Homeros Mücevher Takı Tasarım Yarışması Ödülleri, açılış törenindeki defilede sahiplerine takdim edilecek. Daha şimdiden Türkiye’nin önemli mankenlerinin peşine düşen ka-tılımcı kuyumcu firmalar, solo defilelerinde bir birinden özgün koleksiyonlarını hedef kitleleri ile buluşturacaklar. Organizas-yon kapsamında düzenlenecek panellerde sektörün dünü bugü-nü ve geleceği masaya yatırılacak. 1 Şubat 2013 tarihinde açılacak Jewex 2013 5. Alyans, Altın, Mücevher, Gümüş Takı ve Saat Fuarı 4 gün sürecek, 4 Şubat 2013 günü akşam saatlerinde tamamlanacak. Organizasyon sa-dece profesyoneller ve seçkin davetliler tarafından ziyaret edi-lebilecek. Organizasyon 1 Şubat 2013 tarihinde saat 10:00’da İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda başlayacak. İlk üç gün 10:00 - 20:00 saatleri arasında son gün ise saat 18:00’e kadar ziyaret edilebilecek.

Kuyumculuk sektörü 1-4 Şubat 2013 tarihlerinde İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda düzenlenecek Jewex 2013 5. Alyans, Altın, Mücevher, Gümüş Takı ve Saat Fuarı’nda buluşacak. Sektörün Ege Zirvesi niteliğindeki organizasyonda Türkiye ve dünyanın dört bir yanından sektör profesyonelleri, Türk mücevher ve saat endüstrisinin üretim, hizmet ve pazarlama gücünü görecek.

Sektörün Dev Buluşması Jewex 2013

VOIR FUAR GÜNCESİ

Page 65: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 66: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

Tanıtım atağıHarbiye Askeri Müze İs-tanbul’un göbeği diye tabir edildiği, Nişantaşı, Harbiye, Kurtuluş, Şişli, Osmanbey, Beşiktaş ve Taksim gibi ka-labalık olan semtlerin tam ortasında yer aldığı ve toplu taşıma araçlarıyla, ulaşımın çok kolay olduğu için özellik-le seçilmiştir. Sevgililer günü için gerek eşe, gerek sevgili-ye alınabilecek en değerli he-diye grubunu halka arz ediyor olacaklar. Organizasyon tanı-

tımı için önümüzdeki günlerde, İstanbul’un önemli noktalarında indoor ve outdoor reklam alanlarında, görsel ve yazılı basında organizasyonun reklamları dönmeye başlayacak.Sereks başvuruları almaya başladı. Kendi web sitesinden ve sosyal medyadan bu konuyu takip edebilir, organizasyonda yer almak isteyenler de başvuruda bulunabilirler. Şimdiden Sereks, herkesi memnun edecek yeni ve keyifli bir organizasyona ev sahipliği yapacak gibi görünüyor.

64

17.kez sektöre “Merhaba” diyecek olan, Türkiye’de gümüş ve saat sektörü için önemli bir fuar olan Expo Silver Antalya, 12-15 Nisan 2013 tarihinde

gerçekleşecek. Sereks Fuarcılık, dört gün sürecek fuarın sa-tışlarını ve hazırlıklarını tüm hızıyla sürdürüyor. Antalya Cam Piramit Fuar Merkezi’nde yapılacak olan fuara başta Antalya olmak üzere, çevre illerden çok sayıda gümüş ve saat peraken-decilerinin ziyaretçi olarak katılması bekleniyor. Yoğun talep gören fuarda yer almak isteyenlerin acele etmesi gerekiyor. Geçtiğimiz yılki organizasyona katılan 80’e yakın firma, yeni ürün ve koleksiyonlarını sergilemişti. Bu yıl da yepyeni ürün gruplarıyla firmalar, Expo Silver Antalya Fuarı’na şimdiden ha-zırlanıyor.Expo Silver Antalya, alanında ilk ve tek takı ve saat fuarı olma özelliğini taşıyor.

Tanıtım, satış ile eş zamanlıSereks Fuarcılık, fuar satışlarıyla eş zamanlı olarak, organizas-yonun tanıtımı için de kolları sıvadı. Bu kapsamda, sektör der-gilerine verilen ilanlar başta olmak üzere hazırlanan broşürlerle fuar, Türkiye’nin dört bir ucunda yoğun olarak tanıtılmaya de-vam ediyor.

Türk Kuyumculuk sektörünün üreticilerine yeni bir satış alanı sağlamak amacıyla bir organizasyon düzenlendi. Organizasyonun mimarı Sereks Fuarcılık; pırlanta, altın,

elmas, gümüş ve saat temalı Outlet Günleri yılbaşı çılgınlığı’nın ardından, özel günlerde de devam kararı aldı. Sevgililer Günü arifesinde, 6-10 Şubat tarihleri arasında, yine Harbiye Askeri Müze’de gerçekleşecek. Bir önceki organizasyonunda halkın yüzünü güldürmeyi başa-ran, özellikle de atölye hizmetiyle farklı bir konsept yaratan Se-reks, Şubat Özel Organizasyonu’nda da yine farklı ve ilgi çekici çalışmalara imza atacak.

Sereks Fuarcılık, 17. Expo Silver Antalya Fuarı’nın satışlarına devam ediyor. Gümüş ve saat sektörünün büyük talep gösterdiği fuar, 12 - 15 Nisan 2013 tarihleri arasında yapılacak.

İlki yılbaşı öncesi düzenlenen “Outlet Günleri” büyük ilgi topladı. İkincisini 14 Şubat Sevgililer Günü öncesi gerçekleştirecek olan Sereks Fuarcılık, hem nihai tüketicinin hem de üreticinin yüzünü yine güldürmeyi planlıyor.

17.’si gerçekleşecek fuara yoğun ilgi

Outlet günlerinde“Aşk”olsun!

VOIR FUAR GÜNCESİ

Page 67: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 68: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

VOIR GÜNCEL

66

SevgiliyeTuttonero…

Officine Panerai’den yeni saati “Tuttonero” sevgililer

gününde harika bir hediye seçeneği olacak. Luminor 1950 kasa ve seramikten yapılma klasik Panerai bilezikli Tuttonero, tamamen mat siyah seramikten üretilmiş: Panerai kimliğini yansıtan saat, malzeme alanındaki en ileri teknolojiler kullanılarak yaratıldı.

14 Şubat’ta sevgilinize yapabileceğiniz en güzel jestin adı Dockers® Alpha Khaki.

Sevgililer Günü’nde erkek arkadaşına rahatlık ve şıklığı buluşturan bir hediye almak isteyenler için en cazip seçenek yeni nesil Alpha Khakiler.

Sevgiliye bir Alpha Khaki yakışır

ERKEKLERDE KÜRK ŞIKLIĞI

Deri giyim ve aksesuar modasında 40. Yılını kutlayan DESA’nın 2012-2013 Son-bahar Kış sezon ürünlerinde tüm ihtişamıyla hissedilir biçimde öne çıkan kürkler

ve kürk detayları, bu yıl oldukça revaçta… Desa, özellikle kürk ceketleri ile her yaş-tan ve zevkten erkek alıcıya hitap edecek bir çeşitliliğe sahip...

Pierre Cardin Sevgililer Günü’ne özel hazırladığı birbirinden ro-mantik tasarımlarıyla bu özel günü anlamlı kılıyor. Pierre Car-

din, kırmızı kravat, atkı, cüzdan, kemer, gömlek, kazak, ayakkabı, pantolon, hırka ve montlarıyla sevgilisinin şık görünmesini isteyen kadınların vazgeçilmezi oluyor.

Romantizm doruklara taşınıyor

Page 69: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 70: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

68

Yalnızca sektör profesyonellerine açık!Altın, mücevher, taş, montür, gümüş, saat, vitrin malzemeleri, makine ve ekipmanları ve kasa sektörünün önde gelen firmala-rının yer aldığı, İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracat-çıları Birliği IMMIB, Türkiye Mücevher İhracatçıları Derneği JTR ve KOSGEB tarafından desteklenen, Uluslararası Fuarlar Birliği (UFI) kalite onayı ve Kalite Yönetimi Sistemi ISO-9001 belgesine sahip olan Istanbul Jewelry Show, Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya Kuzey Afrika’dan Türki Cumhuriyetler’e kadar dünya çapındaki en önemli alıcılarla ta-nışma ve işbirliği imkanı sağlıyor.Mücevher piyasalarının takvimindeki en önemli günler arasında yer alan ve 89 ülkeden 20.000’den fazla yerli ve yabancı profes-yonelin ziyaret ettiği Istanbul Jewelry Show Mart 2012 gösteri-yor ki Istanbul Jewelry Show sektörün önde gelen 1000’in üze-rinde yerli ve yabancı firma ve markası ile uluslararası alıcıların gündemindeki yerini daha da sağlamlaştıracak ve yine adından çok söz ettirecek. Dünyanın her kıtasından ve yurdun dört bir yanından alım yap-maya, ürününü sergilemeye gelecek kuyumcuları ağırlayacak olan Istanbul Jewelry Show Mart Fuar’ında bu yıl; Belçika, Çin, Hindistan, Hong Kong, İtalya ve Tayland’dan ülke ve grup pa-vilyonlarının yanı sıra bireysel katılımlar ile birlikte toplam 25 ülkeden katılımcı firma yer alacak.

Ürün Gruplama Sistemi ile ticaret çok daha kolay! Toplam 5 salonda 40.000 metrekareden fazla alanda gerçekleş-tirilecek olan Fuar; farklı ürün grupları için ayrı ve birbirine ge-çişli salonlar ile ziyaretçilerine aradıkları ürün grubu ve firmaya kolayca ulaşabilme imkanı sunmaktadır.

Dünyanın 20 farklı ülkesinde Fuar Tanıtımı!UBM Rotaforte, dünyanın lider fuar şirketlerinden United Bu-siness Media Limited, merkezi Hong Kong’da olan ve 15 sek-törde faaliyet gösteren UBM Asia ile birleşmesi sonucunda, dünyanın 20 farklı yerinde bulunan ofis ağıyla Mart fuarı du-yurusunun daha geniş bir kitleye yayılmasında ve tanıtım fa-aliyetlerinin arttırılmasında büyük bir yükseliş gösteriyor. Bu sebeple, Istanbul Jewelry Show Mart Fuarı, bu yılki fuar ziya-retçilerine, diğer yıllara kıyasla çok daha fazla marka ve geniş ürün yelpazesi sunarak, iş bağlantılarının yapılacağı güçlü bir platform hazırlıyor.

Online kayıt ile sıra beklemeden yaka kartınızı alabilirsiniz!Uluslararası standartlara uygun ve müşteri memnuniyeti odaklı ön kayıt sistemi ile Istanbul Jewelry Show Mart fuarında daha önce olduğu gibi, Fuar’ı ziyaret edecek tüm alıcıların hızlı ve güvenli bir şekilde Fuar’a girişleri sağlanacaktır. 28 Şubat 2013 tarihine kadar www.istanbuljewelryshow.com adresinden ön ka-yıtlarını yaptıran tüm ziyaretçilerimize elektronik yaka kartları e-posta adreslerine gönderilecektir.

Tüm ziyaretçilerimiz için Yenilenen hizmetlerimiz!Istanbul Jewelry Show ‘da, çeşitli bölgelerden ve otellerden fuar alanına ulaşımı sağlayan özel otobüs servisleri, yerli-yabancı zi-yaretçi-alıcılar için organize edilmiş buyer’s lounge, çocuk oda-sı, café ve restoranlar bulunmaktadır. Ayrıca; otel konaklama, uçak bileti, araç kiralama hizmetleri için Istanbul Jewelry Show Mart Fuarı resmi seyahat acentası tüm ziyaretçi ve alıcılara hiz-met vermektedir.

UBM Rotaforte tarafından organize edilen Dünyanın “ticari hacmi en yüksek” beş kuyumculuk Fuarından biri olan Istanbul Uluslararası Mücevherat, Saat ve Malzemeleri Fuarı “Istanbul Jewelry Show Mart”, 36. kez 21 – 24 Mart 2013 tarihleri arasında Istanbul Fuar Merkezi’nde (CNR Expo) gerçekleştirilecek.

Istanbul Jewelry Show Mart Büyük Randevuya Hazırlanıyor!

VOIR FUAR GÜNCESİ

Page 71: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

69

Page 72: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

70

Etrafınıza Işık Saçın

Femme, 14 ayar yeşil, pembe, beyaz altından oluşan değerli ve yarı değerli taşlarla süslenmiş

özgün, şık ve modern tasarımları ile göz dolduru-yor. Modern ve şehirli kadından ilham alınarak ta-sarlanan Altınbaş Femme Koleksiyonu, görkemli yüzük, kolye ve küpe modelleri ile dikkat çekiyor. Altınbaş Femme koleksiyonu birbirinden şık mo-delleri ile kadınların vazgeçilmez mücevher kolek-siyonları arasında yer almaya aday.

Tendence ile Swarovski taşların ışıltısını yaşayın…

Bu yılın modası “peplum elbiseler”Jennifer Aniston’dan Kim Kardashian’a kadar şıklığıyla bilinen pek çok

Hollywood ünlüsü peplum elbiseleri tercih ediyor. Siz de şık ve ro-mantik fırfırlarla hem sevimli hem de feminen bir hava yakalamak istiyor-sanız Enmoda.com’u ziyaret edin. Moda ve kaliteyi en üst noktada bu-luşturan Enmoda.com, Roman ve Gipsy gibi seçkin moda markalarının yanı sıra ünlü moda tasarımcısı Mehtap Elaidi’nin yönetimindeki tasarım ekibi ile yarattığı Enmoda markasına ait peplum model elbiseler sunarak modaseverlerin yüzünü güldürüyor. Peplum model elbiseler vücudu ince gösterirken, kadınsı kıvrımlar da kazandırdığı için farklı beden tipindeki kadınlar tarafından rahatlıkla tercih edilebiliyor.

Forum Saat Distribütörlüğüyle saat tutkunlarıyla buluşan, dünyada “üç boyutlu kadran” saatleri ilk kullanan markalar arasında bulunan Ten-

dence, 2013 yılının yepyeni “Crystal Art” koleksiyonu ile ışıltılı ve özgün bir tasarım dünyası sunuyor… Uzaktan bile göze çarpan Tendence sa-atler, yeni koleksiyonu “Crystal Art”ile göz dolduruyor… Bu koleksiyon kasa üzerine özel konumlandırılmış hakiki Swarovski taşların ışıltısıyla kolunuzu süsleyecek… Beş farklı modelden oluşan çelik, pembe altın ve siyah kasa renkleri ile 2013 yılına farkınızı ortaya sererek devam ede-ceksiniz…

VOIR GÜNCEL

Page 73: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 74: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

72

VOIR FUAR GÜNCESİ

Ocak ayında İstanbul yeni bir fuara daha ev sahipliği yaptı. 11-13 Ocak tarihlerinde düzenlenen Fresh Tür-

kiye Fuar’ı, yerli yabancı 120 firma ve 8.700 kişinin ziyaretiyle gerçekleştirildi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları tarafından açılı-şı gerçekleşen fuarda renkli görüntüler ve çeşitli etkinlikler katılımcıların ve ziyaret-çilerin beğenisini kazandı.

Türkiye’de il kez gerçekleştirilen ve sektöründe “tek” olma özelliğine de sahip, ‘’Fresh Türkiye’’ Fuarı 11 – 13 Ocak tarihleri arasında düzenlendi.

Türkiye’de Tek!

Yaş Meyve Sebze sektörü’nün buluşma noktası ve Türkiye’nin sektöre yönelik tek fuarı olan ‘’Fresh Türkiye’’ Fuar’ı; sektörün gelişimine, ihracatına ve yeni pazar arayış-larına çözüm olacak ve katkılar sağlayacak nitelikteydi.Start Fuarcılık’ın bu yıl 2.sini düzenlediği ‘’Fresh Türkiye’’ Fuarı’na Yerel ve Ulasal basının da ilgisi oldukça fazlaydı.

Yaş Sebze ve Meyve sektöründe markalaş-manın gittikçe önem kazandığı ve tüketici-sinin de markayı ve kaliteyi önemsediği bu süreçte, böylesine bir fuara ihtiyacın olduğu da kanıtlanmış oldu.Start Fuarcılık, yaş meyve sebze sektö-rünün memnun eden ‘’Fresh Türkiye’’ Fuarı’nın seneye 10-12 Ocak ’14 te yapıla-cak etabı için şimdiden hazırlıklara başladı bile…

Page 75: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 76: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

74

VOIR GÜNCEL

Ağaoğlu My Mountain Uludağ Açıldı!

Karın yağmasıyla birlikte kış sezonunu açan Türkiye’nin önemli tatil merkezi Uludağ yeni bir otele daha kavuşuyor. Ağaoğlu Şirketler

Grubu’nun ikinci dağ oteli olan Ağaoğlu My Mountain, müşterilerini ağır-lamaya başladı. 2010 yılında Uludağ’da bulunan Kar Tanesi Oteli’ni satın alarak iç mimarisini yeniden düzenleyen Ağaoğlu Şirketler Grubu, 561 yatak kapasiteli Ağaoğlu My Mountain’ı iddialı bir şekilde hizmete sunu-yor. Ağaoğlu My Mountain, kış sezonunu açarken, otelden direkt piste geçişi ile kayak severlerin gözdesi olmaya hazır.

Karda yürüyüp izini belli etmek isteyenlere

Karda en güzel, ceyo kar botları ile yürünür...

Kış aylarının yaklaştığı bu günler-de Ceyo yeni sezon koleksiyo-

nunda bulabileceğiniz çok özel bot ve çizmeler tasarladı. Her yaş gru-bu kadına hitap eden botlar karda, çamurda, ıslanmadan, üşümeden rahat rahat yürümenizi sağlıyor. Aya-ğın anatomik yapısına uygun olarak tasarlanan kar botları, uzun ve keyifli bir yürüyüş vaat ediyor.

Kaz TüyüAnorak Yelekler

Hilfiger Denim Sonbahar-Kış 2012 Koleksiyonda yer

alan kaz tüyü anorak yelekler hem kadın hem de erkekler için özel olarak tasarlandı. Ye-şil, kırmızı, mavi ve kahverengi seçenekleri bulunan yelekler tüm Hilfiger Denim mağazala-rında satışa sunuluyor.

Modaya yön veren tasarımları ile dikkat çeken Dkny Jeans, neon renkleri hayatın her alanında kullanan tarz sahibi kadınlar için çok

fonksiyonlu mont hazırladı. Tüm dünyayı etkisi altına alan şişme mont-lara farklı bir bakış açısı getiren Dkny Jeans’in fosforlu yeşil renginde tasarladığı montlar yelek olarak da kullanılabiliyor. Spor giyinen kadınlara hitap eden şişme montlar, omuz kısımlarındaki tüy detaylarla şıklığı da temsil ediyor.

VOIR GÜNCEL

NEON ŞIKLIĞI

“Herkes için spor” mottosuy-la sporu hayatın her anına

taşıyan Intersport, bünyesindeki onlarca markanın rengarenk ve iş-levsel ürünleriyle kış sezonunu açtı. Snowboard, kayak malzemelerin-den, monta ve botlara kadar çeşitli ürünler bulabilirsiniz. Kalite arayan kar tutkunlarının vazgeçilmez adre-si; Intersport…

Page 77: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 78: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

76

VOIR HABER

Herkes bir şekilde ekmeğini kazanır. Bazıları takım elbi-seleri içinde, masasının başında sıcak kahvesini yudum-larken kazanır, bazılarıysa soğuğa inat dışarılarda, ayazın

altında… Hafriyatçılık da tam da böylesine mesleklerden. Yazın sıcağın, kışın soğuğun eksik olmadığı, taşla, toprakla uğraşılan bir meslek.

En iyi iş, bildiğin iştir!Üç kardeşin farklı bir isimle kurduğu ilk haf-riyat şirketleri, 1983 yılına kadar uzanıyor. Osman Yılmaz da hikayeye tam da burada dahil oluyor. Sivas’tan kalkıp İstanbul’a, ağabeylerinin yanında çalışmak için geli-yor ve yıllarca da omuz omuza çalışıyorlar. Bir zaman sonra üç kardeş ayrılma kararı alıyor, böylece 1998’de Halil İbrahim ve Osman Yılmaz yeni şirketleri Özyılmazlar Hafriyat’ı kuruyor. O tarihten beri de sü-rekli uyum içerisinde, yılmadan, sırt sırta, gecelerini gündüzüne katarak çalışıyor iki kardeş. “ Sıfırdan başladık. Dürüst çalıştık, doğru sözlü olduk. Bu işin özünden geliyo-ruz. Abim de bu işi biliyordu, ben de 83’ten beri bu işi yapıyorum. Zaten en iyi iş, bildi-ğin iştir.” diyor Osman Yılmaz.Özyılmazlar Hafriyat, önceleri ufak işleri yaparken, Kurtköy Havalimanı ile ilk büyük işlerine adım atarlar. Sonrasında, Evyap’ın işlerini alır ve ardından Atatürk Havalima-nı Pisti, bu yaka gibi büyük projeler… Firma büyüdükçe büyür ve markalarına sürekli yatırım yaparlar. Hatta öyle ki İSO 9001 Belgesi de alırlar. Osman Yılmaz bu konuda; “ Yokluktan geldik. Şimdi her şeye sahibiz ve hedeflediğimiz yerdeyiz. Hep işe ya-tırım yaptık. Çalıştık, çalıştık…Çevre edindik zamanla ve böy-lece çevre çevreyi getirdi. Aile şirketi olmamız da bir avantajdı

elbette. Geldiğimiz yeri asla unutmadık. Hatta memleketime olan bağlılığımı da sürekli koruyorum. Mesela tüm iş makinalarımın ve araçlarımın plakası 58’dir… Her şey para demek değildir. Ba-bamın manevi desteğinin önemini de burada belirtmek isterim” diye konuştu. Şirket daha da büyüyerek başka dallarda da hizmet veriyor ve böylece iki yeni marka daha bünyeye katılıyor. Tuğ İn-

şaat ve Kök Petrol… Yılmaz: “ Tuğ İnşaat, müteahhitlik işleri, Kök petrol ise Konyalı biriyle ortak benzin istasyonumuz…”

“Bakanlık bu işe çözüm getirmeli”Merak ediyoruz, hiç mi zorlanmadınız ya da şikayetiniz olmadı mı bu kadar zor bir işten? Gülerek cevaplıyor Osman Yılmaz: “ Benim iş felsefem: İşini sevmek, takip et-mek ve dürüst olmak. Bizim işimizde pat-ronculuk olmaz. Patron sahada olmalı. Pat-ron elemandan önce gelecek, elemandan sonra çıkacak. Her zaman sahada kontrolör olacak. Toprağı alıp gitmekle olmuyor bu iş. Mıcırı var, taşı var, akaryakıtı var, saati var, bunların hepsi hesap ve takip isteyen işler. Çünkü Buradan toprağı götürdün, yerine mıcırı getirirsen, zarardasın. Niye zarardasın? Kazdığın yeri ölçtürmeden

doldurursan zarar edersin. Bunu ancak harita mühendisleri ya da şantiyeciler bilir. Zaten sektörümüz sıkıntılı bir sektör. Çün-kü; İstanbul’da döküm sahaları uzaklaştı ve sahalarımızda kantar bulunmuyor. Kantar olmayınca toprağı ezbere doldurup, boşaltım yerine gidiyorsunuz. Ölçüm olmayınca ya zarar ediyor ya da ceza yiyorsunuz. Özellikle Bakanlığın bu işe çözüm getirmesi lazım! Ben ciddi yatırım yapıp kendi kantarlarımı aldım ancak onu da kuracak yer yok. Projede kantar kurulacak yer bırakılması lazım”.

Kimileri masa başında para kazanırken kimileri de ekmeğini taştan çıkartır Osman Yılmaz gibi… Kendisi Özyılmazlar Hafriyat’ın ortaklarından biri. Başarı öyküsünü ve hayat felsefesinin üç ana maddesini aktardı: “İşini sevmek, takip etmek ve dürüst olmak”.

EKMEĞİNİ TAŞTAN ÇIKARTANLAR

Page 79: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 80: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

Tablo bittiğinde Osman Hamdi başyapıtına baktığını hemen anladı. So-nuçtan hayli memnundu. Ama resmi görenler tabloda ne anlatıldığını

anlamakta zorlanmışlardı. Birbirlerine kaplumbağa terbiyecisi diye eski bir mesleğin olup olmadığını soruyorlardı. En okumuş yazmışlar bile böyle bir meslekten söz edildiğini hiç duymamışlardı. Nerede çalışırlardı bu adam-lar? Sirklerde mi? Yoksa saray bahçesinde mi? Kimse bilmiyordu. Osman Hamdi de hayatı boyunca kimsenin bilmediği meslekler yapmıştı. Ressam olmuştu en başta. Sonra müze müdürü. Bir arkeolog. Ardından da güzel sanatlar akademisi müdürü. Onun kaplumbağa terbiyecisinden bir farkı yoktu aslında!Bir tanıdığımın tavsiyesi üzerine aldığım ama okumak için bir türlü elimin gitmediği, beklettiğim kitaplardan biriydi “ Kaplumbağa Terbiyecisi “. Ancak kütüphanemde okunmamış kitap bırakmak istemem. Sonunda başladım okumaya ve kendimi bu etkileyici yaşamdan nasıl mahrum bıraktığımı üzü-lerek farkettim.Kitap boyunca; geçmişimizde, o dönem yaşayan çok etkileyici bir insanın hayatında ve Osmanlı-Avrupa tarihine ait müthiş bilgilerin arasında dans ediyorsunuz.Osmanlı’ nın ilk arkeoloğu, ilk müze müdürü ve ilk Güzel Sanatlar Akade-misi’ ni (şimdiki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) kuran bu müthiş insanın yaşamını ve daha fazlasını anlatan bu kitabı kesinlikle okuyun.

ANAHTARSIZ KAPILAR • Yankı Yayınları • Tülay Sözeri: Kitabın arkasından: “Ne kadar uzun zamandır oynuyorsun bu oyunu? Kimseye his-settirmeden, kimseyi acına etmeden nice zamandır bakıyorsun etrafına? Anlaşılmadığını, yargılandığını, suçlandığını, kimsenin umurunda olmadığını, gecelerinin katran karası ile safran sarısı arasında gidip gelen bir renk cüm-büşü olduğunu ne zamandır seziyorsun kim bilir?”

AŞKIMIN BEDEN DİLİ • Destek Yayınları • Aşkım Kapışmak: Her insan yanar tutuşur AŞIK olmak için.Çünkü bilir insanoğlu AŞKIN her ra-hatsızlığa iyi geldiğini ve her bünyeyi devleştirdiğini.Kendi olmayı , başka bir şeye ihtiyaç duymamayı sağlar AŞK.Aşkın tarifi yok ama izleri işaretleri var.Bu eserde kadın ve erkeğin aşık olunca beden dillerinde neler olduğunu anlattım.Sözel kelimelerle aşkı anlattık yıllarca peki aşkın beden dilindeki ifadeleri neler , onları yazdım.Çünkü her erkek ve her kadın karşısındakinin kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını anlamak acaba bana aşık mı değil mi bilmek istiyor.Bunları da anlattım.

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİYazar: Emre CanerTürü: Türk RomanSayfa Sayısı: 265Yayınevi: Kapı Yayınları

editörün seçtikleri

Geçen sayımızda, Arjantin’ de basılan ‘Bekleyemeyen Kitap’ hakkındaki köşe yazımla ilgili aldığım e-posta-lardan, konunun ilgi çektiğini ve bu ay için de benzer

nitelikte bir kitabı tanıtmam konusundaki dilekleri mutlulukla okudum.Gelelim yeni kitabımıza... Kitabımızın adı ‘MS 408.’ Bu ilginç kitap Yale Üniversitesi Beinecke Ender Kitaplar ve Belgeler Kütühanesi’nde bulunuyor. Kitabın kim tarafından, hangi dilde ve hangi amaçla yazıldığı henüz çözülemedi. Çözülemedi diyo-rum, çünkü kitabı 500 yıldır okuyabilen henüz kimse çıkmamış. Bu anlamda türünde tek olma yolunda istikrarlı bir gidişi var.Bu 240 sayfalık kitabı çözebilmek için dünyanın en önemli krip-toloji uzmanlarının, din bilginlerinin ve hatta büyücülerinin bile çabaları sonuç vermemiş. Bindokuzlü yılların başında varlığı

ortaya çıkan kitap, 1969 yılında New York’ lu antika kitap satı-cısı N.P. Kraus tarafından kütüphaneye bağışlanıyor. Yale Üniversite uzmanları da bu esrarengiz kitap karşısında ka-yıtsız kalmıyor ve uzun süre üzerinde çalışıyor ama bir sonuca ulaşılamıyor. Kitap hakkında edinilen tek bilginin; ilk kez 15-16. Yüzyılda ortaya çıktığı ve Bohemya Kralı İkinci Rudolf’ un kitabın ilk sa-hibi olduğu yönünde. “MS 408.” kütüphane rafında, sakladığı sır-larını anlayacak birini bekliyor.Bu esrarengiz kitabı incelemek isteyenle-rin, arama motorlarına “voynich el yazması” yazmaları yeterli.

Kitap var “okunmaz”, kitap var “okunamaz”

ByglossaristMüge Bilgin Akdaş

78

Page 81: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

Bilindiği üzere, şubat ayının sinemaseverler için ayrı bir önemi vardır. Çünkü her yıl düzenlenen ve sine-ma alanında gerçekleştirilen en görkemli ödül töreni

olan Amerikan Akademi Ödülleri, yılın ilk aylarında adaylarını açıklar ve şubat ayında da sahiplerini bulur. Sinema yazarları için ise ödül gecesinden önce, adaylık şansı yakalamış filmleri değerlendirmek ve bir iki de masum tahmin yapmak neredey-se gelenektendir. İşte ben de bu ay ki yazımda vizyon filmleri eleştirilerime bir ara verip bu geleneği sürdürmek ve özel bir yazı kaleme almak istedim. Gelin şimdi ödül gecesinden önce ana dallarda adaylık kapmış filmlere bir bakalım ve favorilerileri belirleyelim. Ödül yarışının en zorlu geçeceği ve herkesin en çok merak et-tiği kategori olan en iyi film kategorisinde bu yıl da geçen yıl olduğu gibi 9 aday açıklandı. Bu kategorideki en sürpriz geliş-me ise akademi üyelerinin genelde pekte yüz vermediği Mic-hael Haneke gibi bir ismin yeni filmi Amour’un adaylığı oldu. Geçen sene orijinal senaryo dalında bir İran filmi olan A Se-peration’ı aday gösteren akademi, sanırım Oscar’ların sadece Amerika’yı değerlendiren tavrını değiştirmek niyetinde. En iyi film kategorisinde ödülü kazanmasına neredeyse son ana ka-dar kesin gözüyle bakılan Ben Affleck imzalı Argo’nun şansı, Steven Spielberg’ün ünlü ABD başkanı Abraham Lincoln’ün hayatını anlattığı Lincoln ve Kathryn Bigelow’un Usame Bin Ladin’in yakalanma operasyonunun perde arkasına bakış attığı Zero Dark Thirty’nin vizyona girmesi ile birlikte büyük ölçüde azaldı. Fakat ben yine de bu dalda akademinin Argo’yu ödüllen-direceğini ve bir sürpriz yaşamayacağımızı düşünüyorum. En iyi filmin favorisi Argo!Oyuncu kategorilerinde ise bu yıl yarış geçtiğimiz senelere kı-yasla daha az çekişmeli geçecek gibi gözüküyor. Erkek oyuncu kategorisinin favorisi Lincoln’deki rolüyle Daniel Day-Lewis. Ünlü oyuncu şayet ödülü kazanırsa bu onun üçüncü Oscar ödü-lü olacak. Kadın oyuncu kategorisinde ise iki aday öne çıkıyor. Zero Dark Thirty’deki performansıyla Jessica Chastain ve bir arıza aşıklar hikayesi anlatan Silver Linings Playbook’taki per-formansıyla Jennifer Lawrence. Her iki oyuncunun da geçtiği-miz senelerden birer adaylığı mevcut. Bu iki adayın şansları eşit gibi gözükse de akademi, Jennifer Lawrence’ın henüz daha çok genç bir aktrist olduğunu düşünüp, kazanabileceği daha çok adaylık olacağını hesaba katacak ve büyük ihtimal tercihini Jes-sica Chastain’den yana kullanacaktır.Buna karşın yönetmen kategorisi ise tam bir muamma. Bu dal-da, şansı en yüksek aday Steven Spielberg gibi gözükse de ünlü yönetmenin zaten üç Oscar ödülü sahibi olması, kendini tekrar etmek istemeyen akademinin kararını etkileyebilir ve Spiel-berg’e Oscar’ın verilmesini engelleyebilir. Michael Haneke’nin Amour ile kazanması, Oscar için biraz fazla ütopik dururken, ödülün sürpriz bir şekilde Ang Lee ya da David O.Russell’a gitmesi kimseyi şaşırtmayacaktır. Bu dalda izleyenlere bir şok yaşatacak tek karar, ödülün, bu yılın bağımsız sinema hiti olan Beasts of the Southern Wild’ın genç yönetmeni Benh Zeitlin’e gitmesi olur. Açıkça söyleyeyim benim de gönlüm Zeitlin’den yana!Sonuçlar ne olursa olsun, Oscar gibi neredeyse tüm dünyada bir milyar izleyicinin canlı olarak takip ettiği bir sinema etkinliğinin yarattığı heyecan dalgası herhalde başka hiçbir ödül töreni ya da organizasyon ile ölçülemez. Bu sene 85.kez düzenlenecek olan bu ödül törenini ne yapın edin kaçırmayın derim!

[email protected]

Burak KAPLANOkan Üniversitesi GSFAraştırma Görevlisi

BirbakışVİZYON SEÇKİLERİ

ZİNCİRSİZYönetmen: Quentin TarantinoOyuncular: Jamie Foxx, Christoph Waltz, Leonardo DiCaprioGösterim Tarihi: 01 Şubat 2013

1Quentin Tarantino’nun sinemasını yakından takip eden sinem-severler ve yönetmenin hayranları, yıllardır Tarantino’nun elinden çıkma bir western izlemenin hayaliyle yaşıyorlardı. Tarantino’da neredeyse çektiği tüm filmlerde etkisini hissettiğimiz bu klasik türe daha fazla direnemedi ve beklenildiği gibi Zincirsiz ile hay-ranlarının karşısına çıktı. Kadrosunda Don Johnson, Jonah Hill ve Samuel L. Jackson gibi pek çok sürpriz oyuncuyu barındıran ve süresi 3 saati bulan bu epik film, ayrıca yıldız oyuncu Leonardo DiCaprio’yu da kötü adam rolünde izleyeceğimiz ilk film olma ün-vanını taşıyor. Ayın kaçırılmaması gereken en önemli filmi.

ZERO DARK THIRTYYönetmen: Kathryn BigelowOyuncular: Jessica Chastain, Jason Clarke, Joel EdgertonGösterim Tarihi: 08 Şubat 2013

2009 yılında En İyi Film dahil toplam 6 dalda Oscar ödülü ka-zanan The Hurt Locker filminin yönetmeni Kathryn Bigelow ve senaristi Mark Boal yeni projeleri ile karşımızdalar. Bu yılın ödül sezonunda adını sıkça duyacağımız Zero Dark Thirty, tıpkı The Hurt Locker gibi siyasi bir gerilim filmi. Film, bir dönem tüm dün-ya kamuoyunu meşgul eden 11 Eylül saldırılarının baş şüphelisi Usame Bin Ladin’in yakalanma ve öldürülme hikayesini anlatıyor ve hikayenin medyaya yansımayan arka planında aslında neler yaşandığını ortaya koymaya çalışıyor.

ZOR ÖLÜM - ÖLMEK İÇİN GÜZEL BİR GÜNYönetmen: John MooreOyuncular: Bruce Willis, Jai Courtney, Sebastian KochGösterim Tarihi: 14 Şubat 2013

80’li yılların sonundan günümüze kadar gelmeyi başarmış bir ak-siyon kahramanı John McClane! Bu ay ise 4. film Live Free or Die Hard’dan altı yıl sonra, serinin yeni filmi ile yeniden karşımızda. Zor Ölüm hayranlarının merakla beklediği 5. filmi, Behind Enemy Lines ve Max Payne gibi ünlü aksiyon filmlerinin yönetmeni John Moore yönetiyor ve bu sefer hikaye Rusya’da geçiyor. John McC-lane’in oğlu Jack rolü için aralarında Ben Foster, Paul Walker ve Liam Hemsworth’un da bulunduğu pek çok oyuncu ile görüşül-müş fakat rol için en uygun ismin geçtiğimiz ay Tom Cruise’lu aksiyon Jack Reacher’da izlediğimiz Jai Courtney olduğuna karar verilmiş.

HABERLER9-16 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen 9.Dubai Film Festivali Türkiye’ye 3 ödül

birden getirdi. Festivalin yarışmalı bölümünde Zeki Demirkubuz’un Yeraltı filmi En İyi Film ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazandı. Ayrıca, geçtiğimiz Mayıs ayında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanan Rezan Yeşilbaş’ın Sessiz – Be Deng isimli filmi de Dubai’de En İyi Kısa Film ödülünün sahibi oldu.

Geçtiğimiz Kasım ayında, James Bond karakterinin sinemadaki 50.yılını kutlamasının da et-kisiyle büyük bir reklam kampanyası ile vizyona sokulan 23. Bond filmi Skyfall, 9 haftalık

vizyon süresinin ardından dünya genelinde 1 milyar dolar hasılat yaparak tüm zamanların en çok kazanan Bond filmi olmayı başardı.

2013 Oscar

Ödülleri

Page 82: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 83: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 84: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

82

VOIR KÜLTÜR

SANATKONSERWe Have Band

İngiliz elektronik/disko-rock grubu We Have Band, 8 Şubat Cumartesi akşamı 21.30’da Salon sahnesinde performans sergiliyor. We Have Band’in karanlık dans müzikleriyle renklendireceği gece de DJ Set’in başında Erva olacak. Biletler biletix’te.

Brazzaville

1997’de Los Angeles’ta David Brown tarafından kuru-lan Amerikalı İndie pop grubu Brazzaville, 2005’te 12. İstanbul Caz Festivali’nde sahne aldıktan sonra İstan-bul’dan kopamayıp burada birçok konsere imza attılar. Brazzaville, bossa nova, rock ve caz’a meyleden sakin ve eğlenceli pop şarkıları ile 9 Şubat Cumartesi gecesi 22.30’da Salon’da. Biletler biletix’te.

Bebe

İlk albümündeki, Malo ve Ella adlı şarkılarıyla dünya çapında üne kavuşan İspanyol müzisyen ve aktris Bebe, 15 Şubat Cuma akşamı 21.30’da İspanyol usu-lü rock n’ roll tarzını Salon takipçileriyle buluşturuyor.

Selen Gülün

Berklee College of Music’te eğitim gördükten sonra 1998’de Just About Jazz beşlisini kuran Selen Gülün, grubuyla birlikte Amerika, Avrupa ve Türkiye’de kon-serler verdi. Baştan sona doğaçlamalardan oluşan ilk solo albümünü 2009’da yayımlayan Selen Gülün, Şubat 2013’te yayımlanacak yeni albümünde elekt-ronik müzik öğelerine yer veriyor. Etkileyici besteleri, doğaçlama ağırlıklı şarkılarıyla Selen Gülün 19 Şubat Salı akşamı 21.30’da Salon’un konuğu olacak.

Şenay Lambacıoğlu

Bugüne dek Selçuk Sun, Yaz Baltacıgil, Neşet Ruacan, Aydın Esen gibi isimlerle çalışan caz vokalisti, besteci, söz yazarı Şenay Lambacıoğlu 16. İstanbul Caz Festi-vali’nde Nilüfer Verdi ve Andreas Buchmann ile aynı sahneyi paylaştı. Son dönemde Buçin Büke, Volkan Hürsever ve Kürşat Başar ile çeşitli projelere imza atan Şenay Lambacıoğlu, 20 Şubat Çarşamba akşamı 21.30’da cazseverlerle Salon’da buluşuyor. Yumuşak vokaliyle ve tatlı şarkılarıyla sergileyeceği performansta

Şenay Lambacıoğlu’na sahnede eşlik edecek isimler ise Ercüment Orkut (piyano), Eylem Pelit (bas gitar), Ediz Hafızoğlu (davul), Yahya Dai (saksofon), Eylül Bi-çer (gitar).

First Sensations City Beats

İlk defa Salon’da gerçekleştirilecek First Sensations City Beats serisi, müzikseverleri iki gece üst üste dans etmeye çağırıyor. Serinin 22 Şubat Cuma, 22.30’da başlayacak ilk gecesinde İngiliz elektronik/indie mü-zik grubu Delphic sahnede olacak. İngiltere’de büyük ses getiren ve dans-rock hitlerinden oluşan ilk albümü Acolyte’yi 2010’da yayımlayan Delphic, Ocak 2013’te çıkan taze albümü Collections’tan da parçalarla, dans etmek isteyenlerle buluşacak. First Sensations City Beats’in bu ilk gecesi, Türkiye’nin ünlü, eğlenceli DJ grubu Club Bangkok ile devam edecek.

SAHNEMeymenetsiz Musibet

Yazan: Şirvan AkanYöneten: Selin Zafertepe

Page 85: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ

83

Müzik: Çelik Kasapoğlu, Hakan ÇelikerKoreografi: Defne K. Kasapoğlu, Şirvan AkanOyuncular: Defne K. Kasapoğlu, Hakan Çeliker, Selin Zafertepe, şirvan Akan.Tek perdelik bir kabare olan bu oyunda dört oyuncu bir sahneyi işgal ediyorlar. Şarkı ve danslarla, oyunlarla,hi-kayelerle dertlerini anlatmaya çalışıyor ve bazı sorulara yanıt arıyorlar: Cinsellik mi tinsellik mi? Doğu mu, Batı mı? Kadın mı, erkek mi, hiçbiri mi, hepsi mi? 04-25 Şubat Arası Maya Cüneyt Türel Sahnesi’nde.

Altın Ejderha

Yazan: Roland SchimmelpfenningÇeviren Ve Yöneten: Serkan SalihoğluOyuncular: Deniz Türkali, Köksal Engür, Ece Dizdar, Enis Arıkan, Saim KarakaleKoreografi: Tan Temel Yardımcı Yönetmen ve Dramaturji: Nurcihan YücelOyun bir apartmanın en alt katındaki Altın Ejderha, Çin-Thai-Vietnam lokantasında geçer… Mutfakta Uzak Doğulu aşçılar durmadan yemek pişirirler. Aralarındaki en genç çocuk orada kaçak olarak çalışmaktadır… Çocuğun diş ağrısıyla başlayan oyunda apartmanın farklı katlarında yaşayan ve tamamen farklı hayatlara sahip olan tüm komşuları tanırız… Balkondaki yaşlı adam ve torunu, Çatı katında oturan genç çift, Bir kat aşağıda; bir kadın ve erkek arkadaşı Altın Ejderha‘nın yanındaki bakkal… Herkes hayatından farklı bir şey bekler, herkes başka biri olmak ister, herkes Altın Ej-derha‘da yemek yemeye devam eder… 05 Şubat’ta, Enka İbrahim Betil Oditoryumu’nda izleyebilirsiniz.

Testosteron

Oynayanlar: Orhan Aydın, Ruhi Sarı, Emre Altuğ, Gürkan Uygun, Bülent Şakrak, Gökçer Genç, Gökhan Yıkılkan.Farklı mesleklerden gelen 7 erkeğin sarhoş olduktan sonra birleştikleri noktalar... Kavga, Kadın, futbol, yan-lış anlamalar, saçmalıklar, şarkılar, pişmanlıklar, küfür kıyamet, arzu patlamaları... Testosteron Polonyalı yazar

Andrzej Saramonowicz’in Dünya tiyatrosuna armağanı.Andrzej Saramonowicz’in yazdığı oyunu Neşe Taluy Yüce çevirdi. Celal Kadri Kınoğlu’nun yönettiği oyunun müzikleri Serdar Donduran’a, sahne tasarımı Efe Soy-karaman’a ve ışık tasarımı Coşkun Yel’e ait. Sevgililer Günü’nü tiyatro ile geçirmek isteyenler; 14 Şubat’ta Trump Towers Mall’da izleyebilir.

SERGİGülden Artun

Gülden Artun 25 Ocak – 23 Şubat 2013 tarihleri ara-sında son resimlerini Nişantaşı’nda, Tem Sanat Gale-risi’nde sergileyecektir. Gülden Artun’un son yapıtla-rında, canlı doğanın kendi kendisine yeten ve sürekli hareket halinde olan harikulade yaşantısı ile ölü doğa-nın kımıltısızlığı arasındaki ikilem yer alıyor.

Modernlik? Fransa ve Türkiye’den Manzaralar

Modernlik? Fransa ve Türkiye’den Manzaralar sergi-si, modernleşmenin günümüz sanatına olan etkilerini araştırıyor. Sergi, sanatçıların modernlik projeleriyle hesaplaşmalarını ve bugün hala gündemde olan mo-dernlik olgusunu ele alıyor. 16 Ocak - 16 Mayıs 2013 tarihleri arasındaki sergi, İstanbul Modern’de.

Page 86: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 87: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ
Page 88: VOİR ŞUBAT 2013 ONLİNE DERGİ