Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu...

24
paydaş Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını AĞUSTOS 2011 SAYI: 3 Fethiye’de Tarih Yazan Çeşitler Manisa Bağlarında ‘Zeynep’ Efsanesi Narenciye bahçelerinin olmazsa olmazı GENTA BITKI BESINLERI . . . . Emsaline Gerek Yok Kendisi Burda

Transcript of Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu...

Page 1: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

paydaşVilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını

AĞUSTOS 2011 SAYI: 3

Fethiye’de Tarih Yazan Çeşitler

Manisa Bağlarında ‘Zeynep’ Efsanesi

Narenciye bahçelerininolmazsa olmazı

GENTA BITKI BESINLERI. . . .

Emsaline Gerek YokKendisi Burda

Page 2: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,
Page 3: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

SUNUŞSUNUŞ

Değerli Paydaş Okuyucuları Merhaba,

Kişinin birikimlerini geniş bir kitleye aktarabilme şansına sahip olması güzel bir duygu; bu fırsatı bizlere sağlayan dergimizin 3’ncü sayısında sizlerle birlikte olmaktan dolayı çok mutluyum. Dergimizin bana sağladığı bu olanaktan faydalanarak, sizlere başında bulunduğum şirketlerimizin ÜRGE (Ürün Geliştirme) faaliyetlerini ve ülkemizin her köşesinde çalışan ÜRGE takımının gizli kahramanlarının neler yaptıklarını kısaca anlatmaya çalışacağım.Vilmorin Anadolu Tohumculuk (VAT) ve GENTA şirketlerinde ÜRGE faaliyetleri, bu isim altında 1990 yılında şirketlerin kurucu ortağı Yavuz Batur tarafından başlatılmış ve 1998 yılına gelindiğinde sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek, günümüzde 23 kişilik kadrosu ile ülkemizin tüm bölgelerine ulaşan, etkin bir yapıya kavuşmuştur. Şimdi bakalım bu ÜRGE takımı neleri, nasıl yapar?ÜRGE takımımızın her çalışanı öncelikle kendi bölgesinde daha sonra ise tüm ülke genelinde ürün yelpazemizde bulunan ürün gruplarının pazar araştırmalarını yapar, gelişimleri takip eder ve öngörüler yapmaya, pazarda var olan boşlukları saptamaya çalışır. Örneğin, belirli bir üretim bölgesinde hangi tip domates meyvesinin ne amaçla isteneceğini üretici, alıcı ve satıcılar nezdinde yaptığı sürekli temaslar sonucu öngörmeye çalışır. Firmalarımızın genel stratejilerine uygun olarak yapılan ÜRGE faaliyetlerinin bileşenlerini şöyle özetleyebiliriz; miktar ve değer temelinde pazar araştırması, ürünlerimizin ve rakip ürünlerin artı ve eksi yönlerinin belirlenmesi, pazara giriş veya pazarda tutunma yöntemlerinin belirlenmesi, tanıtım programı yapımı ve fiyatlandırma çalışması, tanıtım faaliyetleri, rakip firma faaliyetlerini takip ve gelecekle ilgili öngörüler yapılması, vb. Tüm bu faaliyetler sonucunda, özetle ÜRGE bölümünün şirketlerimizin can damarı olan ARGE (Araştırma Geliştirme) çalışmalarının hedef odaklı doğru yönlendirilmesi konusunda satış bölümü ile ARGE bölümü arasında köprü vazifesi yapmakta olduğunu söyleyebiliriz.VAT ve GENTA şirketleri, ana iştigal konuları olan ‘sebze tohumculuğu’ yanında ‘bitki besinleri’, ‘tarla bitkileri tohumculuğu’ ve ‘zevk bahçeciliği’ gibi çok geniş bir ürün yelpazesi ile çalışmakta olduğundan, ÜRGE bölüm çalışanlarımız 12 ay boyunca hiç düşmeyen yüksek bir tempoda, birçok konuda uzmanlaşarak hem şirketlerine hem de Türk tarımına hizmet etmeğe özen gösteriyor. Bu vesile ile büyük bir özveriyle çalışan tüm mesai arkadaşlarıma ve onlardan desteklerini esirgemeyen önder yetiştiricilerimize, bayilerimize, tüccarlarımıza, baş bayilerimize ve tüm iş ortaklarımıza huzurlarınızda teşekkür eder, başarılarının sürekli olmasını dilerim.

Sağlık ve sevinçle kalın, Gökçe ATALAYÜrün Geliştirme Müdürü

Page 4: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

8

16

12 18

14

AĞUSTOS 2011

İmtiyaz Sahibi Yavuz BATURYazı İşleri Müdürü Nejat TÖRECİEditör Gül PAYCI

İletişim Güzelyalı, Batı Sahili, Çiftlik Sok. No:9 34903 Pendik İSTANBULTel: +90 216 392 36 04 pbx Fax: +90 216 493 51 81e-posta: [email protected] [email protected] www.paydas.com www.gentatarim.com

Yayına Hazırlayan Tematik Medya Yayıncılık ve Ajans Hizmetleri

Baskı Promat Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş Sanayi Mah. 1673. Sok. No:34 Esenyurt / İSTANBUL Tel: 0 212 622 63 63 Yayın Türü Yerel Süreli Yayın

Paydaş dergisi Vilmorin Anadolu Tohumculuk ve Genta Genel Tarım tarafından T.C. yasalarına uygun olarak senede 4 sayı yayınlanmaktadır. Dergide yer alan yazı, fotoğraf, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzin almaksızın, kaynak göstererek dahi yayınlanamaz, basılamaz, çoğaltılamaz.

İ

GLOBAL VE YEREL HABERLER5

6

8

12

14

16

18

20

22

23

GEÇMİŞTEN GELECEĞEVAT VE GENTA

FETHİYE’DE TARİH YAZAN ÇEŞİTLER

SEATON SUPERMIX

CANLILAR VE BESLENME İHTİYAÇLARI

MANİSA BAĞLARINDA ‘ZEYNEP’ EFSANESİ

NARENCİYE BAHÇELERİNİNOLMAZSA OLMAZIGENTA BİTKİ BESİNLERİ

İÇİMİZDEN BİRİ

İLETİŞİM BİLGİLERİ

EMSALİNE GEREK YOKKENDİSİ BURADA

İÇİNDEKİLER

Page 5: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

KISA KISA

5PAYDAŞ / Ağustos 2011

Pankobirlik Eğitiminde Mısır Çeşitlerimiz Konuşuldu

Şanlıurfa’da Mısır Buluşması VAT ve GENTA Ailesi Güçleniyor

VAT ve GENTA’ya Onur Plaketi

Pankobirlik’in iş ortaklarına ve iş birliği yapmak istediği sektör fir-malarına yönelik düzenlediği eği-tim toplantılarından biri Haziran ayında Edremit-Akçay’da düzen-lendi. Türkiye’de tarımsal alanda, üreticilerine ve ortaklarına; teda-rik, arazi çalışmaları ve ürün sa-tın alma konusunda destek sağ-layan Pankobirlik, gerek birlik-te çalıştığı iş ortaklarına gerek-se ileride çalışmayı düşündüğü zi-rai ilaç, gübre ve tohum gibi sek-tör firmalarına hitap edecek eği-timler düzenliyor. Bu eğitimlerde

Pankobirlik’in ticaret müdür ve müdür yardımcıları ile ülke çapı-na yayılmış bulunan mağazalarında görev yapan yöneticileri ha-zır bulunuyor. Yaklaşık 100 dekar alanda kurulu olan Akçay’daki eğitim kam-pında gerçekleştirilen toplantıya Vilmorin Anadolu Torumculuk (VAT) ve GENTA’yı temsilen Ege Bölge Sorumlumuz Cem İnce katıldı. Pankobirlik’in düzenlediği toplantıda katılımcılara VAT ve GENTA’nın kısa tarihçesini de anlatma fırsatı bulan Cem İnce, özellikle pamuk ekim alanlarında görülen daralmaya bağlı olarak yıllar içerisinde artan mısır üretimde çeşit seçimi hakkında katılım-cılara bilgi verdi. Ayrıca İnce, VAT ve GENTA’nın ana üründe ülke çapında çok iyi verim değerlerine ulaştığı LG 37.10, ara ve ikinci üründe önemli tohum çeşitlerinden biri olan PONCHO ve silaj ka-litesiyle süt verimine doğrudan katkı yapan LG 27.12 çeşitleri hak-kında da katılımcıları aydınlattı.

Güneydoğu Anadolu Bölge’si mısır üreticileri, Vilmorin Ana-dolu Tohum (VAT) ve GENTA’nın düzenlediği mısır tohumu toplantısında buluştu. VAT ve GENTA şirketlerinin Güneydo-ğu Bölge temsilcileri tarafından organize edilen toplantı, 6 Haziran’da Şanlıurfa, El Ruha otelinde düzenlendi. Şanlıurfa Zi-raat Oda Başkanı Ahmet Eyyüpoğlu ve yöre bayilerinden Ak-soy Tarım başta olmak üzere büyük ve önder çiftçilerin katıldı-ğı yaklaşık 200 kişilik davetli grubu, VAT ve GENTA’nın mısır to-humu çeşitleri ve mısır tarımında yetiştiricilik teknikleri konu-sunda bilgilendirildi. Düzenlenen toplantıya üreticileri bilgilen-dirmek için VAT ve GENTA Ürün Geliştirme Müdürü Gökçe Ata-lay, Satış Müdürü Sıtkı Vursavaş’ın yanısıra temsilcilerimiz, Er-kan Ergün, Mehmet Tolun, Kubilay Kıllı ve Tahir Erişen de katıl-dı. Etkinlikte VAT ve GENTA’nın mısır tohum çeşitleri hakkında bilgilendirilen davetliler merak ettikleri soruları da teknik eki-bimize yöneltme fırsatı buldu.

Vilmorin Anadolu Tohumculuk (VAT) ve GENTA şirketleri, yeni takım arkadaşları ile ürün geliştirme (ÜRGE) ve satış alanında etkinliğini güçlendirmeyi sürdürüyor.Pazardaki gücünü nitelikli kadrosundan ve kaliteli ürünlerinden alan VAT ve GENTA şirketleri, ekibine kattığı yeni takım arkadaş-ları ile insan kaynaklarına yaptığı yatırımı sağlamlaştırdı. ÜRGE ve satış bölümlerinde çalışmaya başlayan ve görev yerleri belir-lenen arkadaşlarımıza VAT ve GENTA ailesi olarak başarılar di-liyoruz.

Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED), 11 Ma-yıs Dünya Islahçılar Günü’nde, Antalya Dedeman Otel’de bir panel ve plaket töreni düzenledi. Türkiye’de bitki ıslahının dünü, bugünü ve geleceğinin tartışıldığı Panel’in sonunda, yurt içinde ıslah çalışması yaparak Türkiye tohumculuk sek-törüne ve Türk tarımına yaptıkları önemli katkılardan dola-yı 35 TÜRKTED üyesine Onur Plaketi verildi. Onur Plaketi alan TÜRKTED üyeleri arasında Vilmorin Anadolu Tohumcu-luk (VAT) ve Genta Genel Tarım Ürünleri de vardı. Tören-de Onur Plaketini VAT ve GENTA adına; VAT Genel Müdürü Frederic Savin ve İstasyon Müdürümüz Aytekin Turan tes-lim aldı.

MeslekZir. Müh.Zir. Müh.Yük.Zir.Müh

İsim Nadir OkuducuAycan AltıntaşFatih Karaca

BölümÜRGE ve satış

ÜRGE ÜRGE

BölgeAntalyaMersin

Marmara

Page 6: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

6 PAYDAŞ / Ağustos 2011

ÖZEL

Vilmorin Anadolu Tohumculuk (VAT) ve GENTA şirketleri 30’u ziraat mühendisi olmak üzere toplam 95 kişilik kadrosu ile Türk tarım sektöründe daima yükselen bir grafik çiziyor. Bu iki şirketin büyüme ve yatırım odaklı atılımları ise tarihsel geçmişinde anlam kazanıyor.

Geçmişten GeleceğeVAT ve GENTA

Anadolu Tohum şirke-ti, ülkemizde tohumcu-luk faaliyetlerinin kamu

kontrolünden özel sektöre ge-çişinin hemen başında, dünya-nın en eski tohum firması olan Fransa’da yerleşik Vilmorin fir-masının kurucu ortaklığı ile ço-ğunluğu Türk sermayesi olarak 1986 yılında kuruldu. Şirketin kuruluş hedefi; yabancı ortağı-na benzer bir şekilde, Türkiye’de sebze tohumculuğu konusunda araştırma, üretim, dış alım ve dış satım yapan, marka yaratan ve tohumluk dağıtan bir kuruluş ol-ması idi.Bu amaca yönelik olarak Anado-lu Tohum, bir yandan ülkemizin tüm sebze üretim bölgelerinde dağıtım alt yapısını kurarken, di-ğer yandan 1987 yılında sırf to-hum üretimi yapacak bir şirketi,

1988 yılında ise İçel bölgesinde ilk sebze tohumu araştırma is-tasyonunu faaliyete geçirdi. İlk 3 yıllık faaliyet sonunda ge-nelde tohumculuk konusunu ta-mamlayıcı olması yanında, ge-rek dağıtım maliyetlerini düşü-rerek rekabet gücünü arttırmak, gerekse yetiştiricilerin beklenti-lerine daha kapsamlı cevap ve-rebilmek hedefi ile 1989 yılın-da, yüzde 100 Türk sermayesi ile sulama donanımları ve bitki be-sinleri üretim ve dağıtımı konu-larında çalışmak üzere ikinci şir-ket, GENTA Genel Tarım A.Ş. fa-aliyete geçti.1994 ekonomik krizinden sonra iki kurucu yerli ortaktan birinin ayrılması sonucu çoğunluk Türk sermayesinde kalarak Anadolu Tohum şirketinin hisse dağılımı değişti.

1995 yılında ülkemizde ilk yapı marketin İstanbul’da faaliyete geçmesi ve de Fransız ortak Vil-morin şirketinin sahibi LG gru-bunun amatör yani zevk bah-çecilerine yönelik satış yapan modern dağıtım mağazaların-da Avrupa’da pazar lideri olma-sından hareketle, ülkemizde var olan boşluğu değerlendirmek is-teyen Anadolu Tohum, 1996 yılın-dan itibaren büyük gıda ve yapı marketlerinde zevk bahçecilerine yönelik ürünler sunmaya başladı. GENTA şirketinin var olan bitki besinleri ve diğer üretim alt yapı-sından da faydalanarak çok geniş bir ürün yelpazesi ve dağıtım alt yapısı oluşturan Anadolu Tohum, bu tarihten günümüze aralıksız olarak modern dağıtımda kendi konularında pazar lideri olmayı sürdürüyor.

2001 yılında Anadolu Tohum öncelikle çim ve çayır mera konusunda daha sonra da ile mısır tohumluğu konusun-da çalışmağa başlayarak tar-la bitkileri alanında faaliyete başlandı. Günümüzde gerek Anadolu, gerekse GENTA mar-kaları ile mısır, ayçiçeği ve çim tohumluğu konusunda üretim ve dağıtım çalışılmalarımız sü-rüyor.GENTA şirketimiz 2000’li yıl-lardan itibaren uzmanlaştığı bitki besinleri konusunda AR-GE faaliyetlerini arttırarak, ye-tiştirici beklentilerine uygun, ana sorunları çözmeye yöne-lik özgün ürünler geliştirme-ye devam ediyor. Yine 2005 yı-lından itibaren GENTA marka-sı ile sebze tohumu faaliyeti-ne de başlamış bulunuyoruz.

1990 - Mersin / Homurlu Köyü - Vilmorin Araştırma Takımı 1986 - Antalya Sera Otel - Özel Sektöre Ait İlk Bilgilendirme Toplantısı

Page 7: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

7PAYDAŞ / Ağustos 2011

2007 yılında Anadolu Tohum’da azınlık hisselerine sahip olan Vil-morin firması Yavuz Batur’un tüm hisselerini satın alarak şirke-tin yüzde 100 sahibi oldu ve bu tarihten itibaren şirketin ismi ola-rak Vilmorin Anadolu Tohumcu-luk (kısaltılmışı VAT) kullanılmaya başladı. Kuruluşlarından beri be-raber çalışan her iki şirket bu ser-maye değişikliğinden sonra da daha önce olduğu gibi yakın işbir-liği içerisinde çalışmaya devam

ediyor. Günümüzde her iki şirke-tin Antalya ili sınırları içerisinde ayrı ve modern birer sebze to-humu araştırma istasyonları bu-lunuyor. 2007 yılından beri tüm GENTA ürünlerinin Türkiye dağı-tımı VAT tarafından gerçekleşti-riliyor, dış satım konusunda ise GENTA, ürünlerini kendisi doğru-dan pazarlıyor. Hali hazırda her iki şirkette 30 ziraat mühendisi olmak üzere toplam 95 kişi istih-dam ediliyor.

Anadolu Tohum şirketi, ülkemizde tohumculuk

faaliyetlerinin özel sektöre geçişinin hemen başında, dünyanın en eski tohum firması olan Fransa’da

yerleşik Vilmorin firmasının kurucu ortaklığı

ile çoğunluğu Türk sermayesi olarak 1986

yılında kuruldu.

2001 yılında Anadolu Tohum öncelikle çim ve çayır mera konusunda daha sonra da mısır tohumluğu konusunda çalışmağa başlayarak tarla bitkileri alanında faaliye-te başlandı. Günümüzde gerek Anadolu, gerekse GENTA markaları ile mısır, ayçiçe-ği ve çim tohumluğu konusunda üretim ve dağıtım çalışılmalarımız sürüyor.

2005 - Growtech Fuarı - Antalya

Diğer Bir İlk / 1986 - Yurtdışından Dökme Tohum İthal Ederek “Anadolu” Markası İle Pazarlama 1989 - COBRA f1 Domates Satışında “Cobra Team” Tanıtım Faaliyeti

1989 - İlk Hibrit Kum Havucu NANCO veMarket İçin Kiloluk Ambalajda Sunum

Page 8: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

8 PAYDAŞ / Ağustos 2011

DOSYA

Türkiye, dünya narenciye üreticisi ülkeler arasında 3 milyon tonluk üretimi ile ilk 10 içinde yer alıyor. Ülkemizde yetiştirilen narenciyenin yüzde 70’i Çukurova bölgesinden sağlanıyor. İhracatçılar ve narenciye üreticileri verimlilik için bitki beslemenin önemine dikkat çekiyor.

Narenciye BahçelerininOlmazsa OlmazıGenta Bitki Besinleri

Limon, portakal, manda-lina, greyfurt, bergamot ve turunç gibi ekonomik

değeri yüksek ve sevilerek tü-ketilen meyveler veren Citrus cinsi meyve ağacı türlerini içine alan bitki topluluğuna turunçgil-ler veya narenciye ismi veriliyor. Genellikle kış aylarında taze, yaz aylarında meyve suyu, tüm yıl boyu ise reçel olarak tüketilen turunçgiller meyvelerinin kabuk-larından, yapraklarından veya çi-çeklerinden de ayrıca koku (par-füm) sanayinde yaygın kullanı-lan uçucu yağlar elde ediliyor.

Anavatanı Çin, Güneydoğu Asya ve Hindistan olan turunçgiller genel olarak tropik ve subtropik iklim kuşaklarında yetişebiliyor ve sıcaklığın – 4 Co altına düşme-diği yörelerde ise ticari anlamda yetiştiriciliği yapılabiliyor. Dünya narenciye üretim alanı-nın en kuzey enleminde yer alan Türkiye, dünya narenciye üretici-si ülkeler arasında 3 milyon ton-luk üretimi ile ilk 10 içinde yer alıyor. Dünyada en çok narenci-ye üretimini ise İspanya gerçek-leştiriyor. Türkiye’nin 2009 yılın-da gerçekleştirdiği 801 milyon

829 bin dolarlık narenciye ihra-catında ilk sırayı 282 milyon 140 bin dolarlık ihracatla limon alı-yor; onu 259 milyon 96 bin do-larlık ihracat ile mandalina izli-yor. 2009 yılı ihracat kayıtlarımı-za göre, 171 milyon 386 bin do-larlık portakal ve 89 milyon 89 bin dolarlık da greyfurt ihracatı-mızın olduğu biliniyor. Ülkemizde en fazla Akdeniz, Ege ve kısmen de Doğu Karadeniz bölgelerin de yetiştirilen naren-ciyenin ülke üretiminin yüzde 70’i Çukurova bölgesinde sağ-lanıyor ve greyfurt ile limonun

yüzde 90’ı, portakal ve mandali-nanın yüzde 60’ı yine bu bölge-de üretiliyor. Mersin limon üreti-minde ilk sırada yer alırken, Ada-na ve Hatay’da ise portakal en fazla üretilen ürün olarak ön pla-na çıkıyor. Adana ise greyfurt ve mandalina üretiminde ülkemiz-de birinci sırada yer alıyor. Antal-ya, Türkiye narenciye üretimin-deki yüzde 20’lik payı ile ikinci büyük narenciye üreticisi ilimiz durumunda. Senelerdir 3’ncü sırada olan Ege Bölgesi’nin ise geçtiğimiz yıl Muğla’ya geçildiği görülüyor.

Page 9: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

9PAYDAŞ / Ağustos 2011

Narenciye BahçelerininOlmazsa OlmazıGenta Bitki Besinleri

Türkiye’nin ihracat yaptığı tarım ürünleri arasında yer alması ve döviz girdisi sağlaması bakımın-da önem teşkil eden narenciye ürünleri aynı zamanda gribe kar-şı koruyucu vitaminlerce zengin olması bakımından kışın tüketici-lerin en çok ilgi gösterdiği mey-velerin başında geliyor. İnsanla-rı soğuk algınlığı, üşütme, kas in-cinmesi, kalp hastalıkları ve felç-ten koruduğu bilinen narenci-ye ürünlerinin içerdiği C vitami-ni ve folik asitin öksürüğü azalt-tığı, kanın pıhtılaşmasını sağladı-ğı, mide ve pankreas kanserini önlediği biliniyor. Ayrıca naren-ciye ürünlerinin içerdiği yüksek potasyum tansiyonun dengelen-mesine de yardımcı oluyor.Ülkemizde elma ile üzümden sonra en fazla üretilen ve aynı zamanda en çok ihracatı yapılan meyveler olan turunçgillerin ye-tiştiriciliğini sınırlayan en önemli etken olan hava sıcaklığının dü-şük veya yüksek olması meyve verimliliği ve kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Narenciye üreti-minin önündeki en büyük iklim-sel engel olarak “don” olayı geli-yor; ikinci büyük hasar ise gerek

şiddeti gerekse de soğukluğu ile rüzgâr tarafından yapılıyor. İk-lim koşullarının yanı sıra naren-ciye tarımında meyve ağaçları-nın bakımı da meyve verimliliğini ve kalitesini etkileyen çok önem-li unsurların başında geliyor.

Uygun bitki besleme ileyapraklar canlanıyorAdana ve ilçeleri Türkiye’de na-renciye üretiminin zirvesin-de yer alıyor. Ülkemizin ihracat ürünleri arasında yer alan ve ko-kusu ile içleri ferahlatan narenci-ye bahçelerine Adana’nın Kara-taş ilçesinde de rastlamak müm-kün. 1948 yılından bu yana faali-yet gösteren Hasan Aksoy ve Ta-lip Aksoy’a ait çiftlik de ilçenin önemli narenciye bahçeleri ara-sında yer alıyor. Kuruluş yılların-da tarla ziraatı yapılan bu çiftlik-te son 20 yıldır narenciye üreti-mi gerçekleştiriliyor. Uzun yıl-lardır çiftliğin işletme müdürlü-ğünü yürüten Kadir Kara, işe ilk başladığı yıllarda çiftliğin 2 bin dönüm alanında tarla ziraatı ya-pıldığını bunun ancak 200 dönü-münde bahçecilikle uğraşıldığı-nı aktarıyor. Her yıl bahçe alanla-rında dönüm artışına gidilen çift-likte bugün 650 dönümlük alan-da ağırlıklı olarak narenciye zi-raatı yapılıyor. Her geçen yıl uz-manlaştıkları narenciye üreti-minde verimliliği arttırmak için çeşitli yatırımlar yaptıklarını dile getiren Kara, “Bahçelerimize

damla sulama sistemleri döşe-dik; böylece ilaçlarımızı, güb-relerimizi daha dengeli ve-rebiliyoruz artık; ayrıca danışmanlar tuttuk; bel-li bir program dahilinde danışmanımız her haf-ta gelip ilaç veya diğer uygulamalar konusun-da bize yol gösteriyor” diyor.Narenciye üretiminin emek yoğun bir üretim olmasına rağmen ihra-cat talebinin yüksek olma-sından dolayı tercih edildiği-ni ifade eden Kara, “çift-likte narlar ile birlikte 15 ila 16 farklı çeşit naren-ciye bulunduğunu” söylüyor. Çiftlikte 77 bin narenci-ye, 8 bin de nar ağacı bulunu-yor. Mandalina, limon, greyfurt, portakal türleri ara-sında her birinin erken-ci, geççi gibi çeşitleri de mevcut. Geçtiğimiz yıl çiftlikte narenciye-de 6 bin 500 ton rekolteye ula-şılmış.Narenciye ağaçlarının ilk 3 yılın-da bakımlarının zor olduğunu söyleyen Kara, “Bu sürede ona çocuk gibi bakmanız gerekiyor. Daha sonra yavaş yavaş ağaç-lardan verim almaya başlarsınız. Sonra her sene verim artar, aldı-ğınız ürün katlar. Bu durum ağaç 20 yaşına gelene kadar sürer. 20 yaşından sonra ise verimlilik bel-li bir noktaya oturur, tabi ağaçla-rın gerekli bakımını yaparsanız. Ama ağaca iyi bakmazsan verim-lilikte geriye düşüş olur” diyor. Tüm tarımsal üretimlerde, ve-rimlilik iklim şartlarının yanında büyük oranda üreticilerin bilgi ve becerileri yanında ürünlerine gösterdikleri ilgi ve emeğe bağ-lı olarak artıyor veya azalıyor. Bu yüzden atasözleri de boşuna de-

miyor ‘bakarsan bağ bakmazsan dağ olur’ diye! Kadir Kara da bu düsturla çiftlikteki ağaçların ba-kımlarını aksatmadıklarını söy-lüyor. “Düzenli olarak toprak ve yaprak analizi yaptırıyoruz. Ağacın ve toprağın ihtiyacı olan azot, çinko, demir, mangan gibi elementleri ölçüsü ile veriyoruz. Nebatın ihtiyaç duyduğu şekilde uygulamalarımızı yapıyoruz. Ha-şereler için üsten ilaçlama yap-mak gerekiyor. Ağacın ihtiyacı olan suyu geciktirmemek gereki-yor. Eğer sen ağacın ihtiyacı olan gübre 1 kilo iken yarım kilo atar-san ağaç da sana ona göre yani daha az ürün verir” diyen Kara, ekliyor; “ağaçlar için masraftan kaçarsan masrafın ertesi sene daha çok artar. Aynı cins naren-

Kadir Kara“Düzenli olarak toprak ve yaprak analizi yaptırıyoruz. Ağacın ve toprağın ihtiyacı olan azot, çin-ko, demir, mangan gibi element-leri ölçüsü ile veriyoruz. Nebatın ihtiyaç duyduğu şekilde uygula-malarımızı yapıyoruz. Haşereler için üsten ilaçlama yapmak ge-rekiyor. Ağacın ihtiyacı olan suyu geciktirmemek gerekiyor. Eğer sen ağacın ihtiyacı olan gübre 1 kiloyken yarım kilo gübre atar-san ağaç da sana ona göre ürün verir”

Limonun faydaları Ağız kokusunu giderir, kalp

çarpıntısını teskin eder, balgam yaptırmaz,

karaciğerdeki harareti söndürür, safrayı sök-

türür, basur hastalığına iyi gelir, iştahı arttı-

rır, ağrı ve sızıyı dağıtır, mide bulantısını önler,

cilde sürülünce güzelleştirir, kusmaları keser,

yüzdeki çillere faydalıdır, hazmı kolaylaştırır,

parlatıcı ve temizleyicidir, şişkinliği giderir.

Page 10: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

10 PAYDAŞ / Ağustos 2011

DOSYA

ciyeyi başkası 5 liraya satıyor-ken sen 3 liraya satarsın, bu da bir başarı değildir. Herkeste na-renciye var ama iyi mal iyi para, kötü mal kötü para ediyor.”Çiftlikte ihracat odaklı bir üre-tim yapılıyor. Bunun için yüksek verimlilik yanında ürünün albe-nisi çok önemli. Ürünlerin tüc-carlar tarafından tercih edilip ih-racata gönderilebilmesi için bir dizi olmazsa olmaz niteliklere sahip olmaları gerekiyor. Bunla-

rın en önemlileri; ürünle-rin görünümü, lezzeti

ve zirai ilaç kalıntısı (pestisit) taşıma-

ması. Kara, çift-likten çıkan na-renciyelerin ih-racat pazarın-da tercih edi-len ürünler gru-

buna girmesin-de bitki besleme-

nin önemine dikkat çekiyor. “Bitki besle-

menin kesinlikle faydası-nı görüyoruz. Ağaçlar toprak-tan vermiş olduğumuz gübre-den alamadığı besini yapraktan alabiliyor. Bitki besleme ile çin-ko, demir, azot gibi ek besinleri yaprağa uygulayabiliyoruz. Za-ten yaprak görmesini bilene bir ayna gibidir, ne eksiği varsa gös-terir. Biz bitki besleme ürünleri-ni kullandığımızda yaprağın he-men canlandığını, renginin de-ğiştiğini gözlemleyebiliyoruz.”Kadir Kara yaklaşık 10 yıldır bit-ki beslemede GENTA ürünleri

kullandıklarını ve bu süreç için-de ihracatta hiçbir kalite soru-nu yaşamadıklarını dile getiri-yor. Kara’ya göre VAT ve GENTA ekibinin samimiyeti ve işlerini iyi takip etmeleri bu ürünlere olan bağlılıkta etkili. “Bizim en baş-ta firmalarda çalışan insanların samimiyetine inanmamız lazım. Biz de bu insanların samimiyeti-ne inandık. VAT ve GENTA’dan arkadaşlar bahçemizi sık sık zi-yaret ediyor. Attıkları ilaçların takibini sürdürüyorlar, yeni de-nemeler yapıyorlar. Bunun ak-sini söylersem yalan olur. Fakat eğer ürün kaliteli olmasaydı be-nim akrabam da olsalar bu ürün-leri tercih etmezdim. Ürünün kalitesinin ve tonajının artışı bi-zim için çok önemli. Bize bunlar para kazandırıyor. Atmış oldu-ğun ilaç veya gübre sana cevap vermiyorsa o zaman başka kişi-lerle yoluna devam edersin. An-cak bu güne kadar VAT ve GEN-TA ile hiç bir sıkıntımız olmadı şükür.”Narenciye ürünleri için

GENTA’nın bor, demir, mangan ve çinko karışımı COMBIWAY ürününü kullandıklarını söyle-yen Kara, bir mineral eksiği his-settiklerinde GENTA’nın o mine-ralle ilişkin tekli ürünlerini kul-lanmayı tercih ettiklerini ifade ediyor. “Biz iyi tarım uygulama-sı yapıyoruz. Aynı zamanda ih-racat odaklı üretimimiz olduğu için her sene toprak ve yaprak analizlerimizi yaptırıyoruz. Ve bu ürünlerdeki dozajımızı ona göre ayarlıyoruz. İhracatta al-beninin yanı sıra ürünlerde zirai ilaç kalıntısı olup olmaması da önemli. İlaçlamayı doğru ve za-manında yapmazsan eğer mey-venin üzerindeki kalıntı oranı ar-tıyor. Hasattan ne kadar erken ilaçlama yaparsan meyve üze-rindeki kalıntı oranı o kadar az olur” diyen Kara ihracatta ba-şarıyı nasıl yakaladıklarına dair ipuçlarını veri-yor.

Portakaldakivitamin vemineraller

C vitamini

Karbonhidrat

Potasyum

Folik Asit

Bioflavin

Page 11: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

11PAYDAŞ / Ağustos 2011

“GENTA’nın ürün çeşitliliğibeğenimizi kazandı”Adana’nın narenciye tarımı ile uğraşan ailelerden bir diğeri de Özler Ailesi. 1950’lerden beri na-renciye üretimi yapan aile bu za-man zarfında kendi içinde bölün-meler ve yeniden yapılanmalar geçirmiş. Şimdilerde Özler ismini taşıyan herkes kendi çekirdek ai-lesi içerisinde tarımsal faaliyetini sürdürüyor. “Biz babamla birlik-te 2007’den beri Özler Tarım’da işlerimizi yürütüyoruz. Daha ev-vel amcamla birlikte yapıyorduk üretimi. Sonra yeni yapılanmaya gittik” diyen Songur Özler, 1.200 dönüm arazide narenciye ve tar-la ziraatı yaptıklarını söylüyor. Bu arazinin 120 dönüm haricinde-ki kısmı narenciyeden oluşuyor. Özler, narenciye tarımının tar-la ziraatına göre ekonomik ola-rak daha avantajlı olduğunu an-cak bunun narenciye ile uğraş-manın kolay bir iş olduğu anlamı-na gelmediğini söylüyor; “ iki ta-rım yöntemi de kolay değil. Ağa-cı ektim her şey bitti diye bir şey yok. Özellikle ağacın kontrolleri, sulaması, gübresi, ilaçlaması hiç bitmiyor. Dönüp baktığınız za-man tarla bitkileri de aynı şekilde ilgi ister ancak bu sadece belir-li bir dönemi kapsar. Narenciye-de ise Şubat ayında budama dö-neminde başlayan işler, tüm yaz aylarında yoğun kontrol ve ba-kım ile geçip, yıl sonunda hasada kadar sürer. Kısacası 12 ay bahçe-den çıkmadan bakım yapmak ge-rekir” diyen Özler narenciye üre-timinin hassas dengelerine işaret ediyor.Narenciye tarımında zaman için-de değişen teknolojilere deği-nen Songur Özler, bu teknolo-jilerin verimliliği artırdığını ifa-de ediyor: “Eskiden sadece bel-li bir aralıkla ağaçlar ekilir bırakı-lırmış. Şimdi teknoloji çok geliş-ti. Özellikle yeni bahçe yaparken

üç tane olmazsa olmazınız var; bunlardan ilki tarlanız ne kadar iyi yerde olursa olsun sırta ekim yapmanız gerekiyor; böylece ta-ban suyu probleminden kurtu-labilirsiniz. İkincisi, damla sula-ma ile sulama yapmanız gereki-yor. Üçüncüsü ise rüzgar perva-nesine geçmeniz gerekiyor zira son 10 yılda soğukla ve donla il-gili çok ciddi problemler yaşıyo-ruz. Eskiden bu teknolojiler yok-tu. Belki bu yatırımların ilk etapta maliyeti yüksektir ama uzun va-dede kazandıran yatırımlardır.”Songur Özler, narenciye tarımın-da verimi artıracak teknoloji ya-tırımlarının ve bitki beslemenin öneminin farkında, bu anlam-da yaptıkları çalışmaların ise ne-ticesini görmüş. O yüzden diğer narenciye üreticilerinin dikkatini çekecek şu bilgileri veriyor; “Her sene biz mevcut tonajımızı daha da arttırmaya yönelik çalıştığımız için bitki beslemenin yarattığı farkları görüyoruz. Mesela 3 ton aldığımız yerden 3,5 - 4 ton ala-biliyoruz. Greyfurtlarda 8 tonları zorluyoruz. Bunlar eskiden telaf-fuz edilen rakamlar değildi. Bitki besleme ürünlerinin yarattığı far-kı görmek için bir takım testler de yapıyoruz. Bir bölgede A ila-cını, bir bölgede B ilacını kullanı-yor, diğer bir bölgede ise hiç bir ürün kullanmıyoruz. Hangi böl-genin en iyi sonucu verdiğini öl-çebiliyoruz. Geçen sene özellikle “mayer” çeşidi limonlarda dene-diğimiz GENTA’nın bir ürünü var-dı. Onun çok faydasını gördük.” Özler, GENTA ürün denemele-rinde VAT ve GENTA Ürün Geliş-tirme Müdürü Gökçe Atalay’dan gördüğü ilgiden de memnun ol-duğunu söylüyor. “Gökçe Bey, ürünün gözlemi sırasında bah-çelerimizi çok sık ziyaret etti, sü-reçle ilgilendi. Hatta İspanya’ya gittik, bitki besleme üzerine su-numlar izledik. Bu sunumlarda

tamamen bizim ihti-yacımız olan bilgile-ri aldık. Mevcut yer-leri 1’ken, 5’e veya 8’e nasıl çıkartabi-liriz herkes bunun üzerine çalışıyor ar-tık. Tarla veya bah-çe yapmak şimdi es-kisi kadar kolay de-ğil. Bizim yapmamız gereken de eldeki-ni koruyup, teknoloji ile beraber daha ve-rimli ve karlı işler ya-pabilmektir.” GENTA ürünlerini 5 yıldır kullandıkları-nı ve bu ürünleri çok başarılı buldukları-nı ifade eden Özler, GENTA firmasının en beğendiği özelli-ğinin ürün çeşitliliği-nin çok geniş olma-sı ve sürekli yenilik sunabilmesi olduğu-nu söylüyor. Özler ekliyor; “Biz ürünle-rin niteliğine ve fiya-tına çok dikkat edi-yoruz. Bazı firmalar-da güvendiğiniz in-sanlar oluyor. Daha sıcak iliş-kiler yakalayabiliyoruz. Onların bize gösterdiği ilgi, tavsiye ettik-leri ürünü tercih etmemizde et-kili oluyor. Ben bize daha kalite-li ve iyi tonaj verdirecek her tür-lü bitki besleme ürününün kul-lanımına açığım. Geçen yıl örne-ğin ağır bir dolu geçirdik. Bu se-beple bu yıl ağaçlarımızın bir bö-lümünde verim kayıpları var. Biz de meyvesi olan ağaçlardaki to-najı artırmaya çalışıyoruz. Bunu da bitki besleme ile yapabilece-ğimizi biliyoruz.”Narenciye üreticisinin ihracat odaklı üretim yaptığı için genel-likle pazar bulma sıkıntısı yaşa-madığını belirten Özler, esas sı-

kıntının yurtdışı değil yerli pazar-da yaşandığına dikkat çekiyor. Yurt dışı tüketicisinin özellikle greyfurt konusunda Türkiye’yi tanıdığını ancak kendi ülkemiz-de bu ürünlerin yeterli oranda tüketilemediğini aktaran Özler, “Bizim ülkemizde insanlar grey-furt ve mandalinayı tüketmeyi bilse bizim burada yetiştirdiği-miz ürünler Türkiye’ye yetmez. Geçen bir gazetede yazı vardı. Ülkemizde kişi başı greyfurt tü-ketimi yılık 0.38 kilogramken karpuz yılda kişi başı 20 kilo tü-ketiliyormuş. Kurulan Narenciye Tanıtım Grubu da bence faaliyet-lerini ağırlıklı iç piyasaya kaydır-sa daha faydalı olur” diyor.

COMBIWAYKULLANIM DOZLARI VE YERLERİ

UYGULAMA ŞEKLİ:YAPRAK UYGULAMASI

NARENCİYE% 80 çiçek döküldükten sonra 50 - 100 gr /

100 litre suDerimden sonra yeşil aksama 50 - 100 gr /

100 litre su

ELMADerimden sonra 50 - 75 gr / 100 litre su

Meyve tutumunda 50 - 75 gr / 100 litre su

ŞEFTALİ - KİRAZ - ERİKMeyve tutumu ve meyve oluşumunda

50 - 75 gr / 100 litre suDerim sonrası, yaprak dökümü öncesi

50 - 75 gr / 100 litre su

BAĞMüstakil çiçek tutumunda

50 - 75 gr / 100 litre suMeyve tutumunda 50 - 75 gr / 100 litre su

Derimden 1 ay önce 50 - 75 gr / 100 litre su

ANTEP FISTIĞI% 80 çiçek döktüğü zaman

50 - 75 gr / 100 litre suTaneler buğday iriliğinde

50 - 75 gr / 100 litre su

UYGULAMA ŞEKLİ:DAMLA SULAMA İLE

Meyve ağaçları 0,5 - 1 kg / daDomates - biber - patlıcan 0,5 - 1 kg / da

Bağ 0,5 - 1 kg / da %2

Page 12: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

12 PAYDAŞ / Ağustos 2011

HABER

Fethiye’nin ekonomisi, turizmin yanında büyük ölçüde tarıma dayanıyor. Türkiye’nin tarımsal üretime katkısı olan 900 ilçe arasından ilk 5 içerisinde yer alan Fethiye’de baharlık domates tohumu dendiğinde akla ilk Vilmorin Anadolu Tohum (VAT) ve GENTA’nın çeşitleri geliyor. Yörede üretici ve komisyoncularla görüşen Fethiye - Ortaca Bölgesi ÜRGE ve Satış So-rumlusu Sertan Sabri Genç izlenimlerini paylaşıyor.

Fethiye’de Tarih Yazan Çeşitler

Kuruluşu antik çağlara dek uzanan Fethiye, Lik-ya uygarlığının görkem-

li izlerinin taşıyıcısı olarak dün-ya turizminin önemli antik kent-leri arasında yer alıyor. Likya, Grek ve Oğuz Türkmenleri’nden gelen kültürel mirası günümüz uygarlığı ile harmanlayan Fethi-yeliler bu tarihi ve kültürel zen-ginlikler içinde renkli ve uyum-lu bir sosyal yapı oluşturma-yı başarıyorlar. Bu zenginlikler-se Fethiye’de insanların farklı inançlara karşı hoşgörülü oldu-ğu, doğal güzelliklerin ve zen-gin kaynakların tüm insanlık-la paylaşıldığı bir toplum yapı-sının temellerini oluşturuyor. Tarih ve turizm açısından ülke-mizde ve dünyada önemli bir yere sahip olan, Saklıkent Milli Parkı, Ölüdeniz, Katrancı Koyu, Likya’nın başkenti olan Xant-hos, yine Likya’nın din ve kültür merkezi olarak bilinen Letoon ve daha pek çok mekan Fethi-ye sınırları içerisinde bulunuyor.Mitolojik dönemin ‘Güneş ve Işık Kenti’, Roma İmparatorlu-

ğu döneminin ‘Meğri’si’ (Mak-ri – Uzak Kent’i ), 1934 sonrası modern Türkiye’nin Fethiye’si olarak adlandırılan bu yöre, son yıllarda turizmin yanında tarım-sal üretimi ile de sosyal gelişi-mini hızla artırıyor. Fethiye’nin ekonomisi, turizmin yanında büyük ölçüde tarıma dayanı-yor ve ilçe Türkiye’nin tarımsal üretime katkısı olan 900 ilçesi arasında ilk 5 içerisinde yer alı-yor. İlçe nüfusunun yüzde 60’ı tarımla uğraşıyor. Batısındaki Ortaca’dan doğusundaki Kaş-Kalkan’a kadar yaklaşık 60 bin dekarlık alanda örtü altı sebze yetiştiriciliği yapılan Fethiye’de sebzeciliğin yanı sıra polikültür tarım da yapılıyor.Örtü altı sebze yetiştiriciliğinin yüzde 90’ı domates olan bölge-de, güzlük, kışlık ve baharlık ol-mak üzere üç değişik dönem-de yetiştiricilik yapılıyor. Ba-harlık sezon domates üretimi-nin tamamına yakınında VAT ve GENTA çeşitleri olan JADELO F1, FRUTY 260 F1, BORNEO f1 ve KATYA f1 tercih ediliyor. Özel-

likle JADELO F1, 10 yıldır bölge-nin yapı taşı çeşidi olarak öne çı-kıyor.VAT ve GENTA’nın Fethiye’de yerleşik hale gelen çeşitlerini ve bu çeşitlerin öne çıkan özellikle-rini Fethiyeli komisyoncu ve ba-yilerle yaptığımız sohbetimizde öğrendik. Fethiye’de 1990 yılından bu yana komisyonculuk yapan, Güldürler Komisyonculuk’un sahibi Ali Güldür özellikle JADELO F1’in ihracatçıların böl-geye olan bakışını değiştirdiği-ni belirterek, erkenciliği, mey-ve şekli, kalitesi, rengi ve irili-ği ile 10 yıldır JADELO F1’in böl-gede rakibinin olmadığını ve ya-kın gelecekte de olmayacağını söylüyor. JADELO F1’in yanı sıra FRUTY 260 F1 ve BORNEO f1’in de özellikle verim, renk ve irilik açı-sından ihracata çok uygun ol-duğunu ve kendi serasında da

BORNEO f1 ektiğini belirten Güldür, neden bu çeşidi tercih ettiğini ise şu sözlerle anlatıyor: “Özellikle virüse karşı daya-nıklılığı ve güçlü kök yapısı ne-deni ile çeşidi tercih etmiştim. Şu anda verimi ve rengi ile de yanlış tercih yapmadığımı gör-düm.”Zirai ilaç bayiliğine 1995 yılında başlayan Öz Tarım’ın ortağı ve ziraat mühendisi Üstün Gönen, GENTA’nın bitki besleme ürün-lerinin kalitesine ve güvenilirli-ğine dikkat çekiyor. GENTA ile ilk tanışmalarının 1996 yılında 1 litrelik BIOSOIL ile başladığın-dan bahseden Gönen, o dönem-de bu segmentte bir elin par-mağı kadar az ürün bulunduğu-nu ve bunların içerisinde en ka-litelisinin BIOSOIL olduğunu an-latıyor. Gönen ekliyor: “Bugün de, bundan 15 yıl öncesinde ol-duğu gibi, GENTA’nın bitki bes-

Sertan Sabri Genç Fethiye-Ortaca BölgesiÜRGE ve Satış Sorumlusu

Page 13: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

13PAYDAŞ / Ağustos 2011

leme ürünleri kullanıldığında is-tenilen kaliteli sonuçlara ulaşı-lıyor.” Yine JADELO F1’i ilk de-neyen birkaç bayiden biri olan Gönen, bu çeşit ile sezonların-da önemli bir yere geldiklerini, arkadan gelen FRUTY 260 F1 ve BORNEO f1 çeşitlerinin de dik-kat çekici özelliklere sahip oldu-ğunu aktarıyor.Bölgede 6 yıldır bayilik, 3 yıldır da komisyonculuk yapan Kaşık-çı Tarım’ın sahibi Ali Galip Ka-şıkçı, VAT ve GENTA ürünlerinin

artık reklama ihtiyaç duyma-yan, kendini ispatlamış ürünler olduğunu ifade ediyor. Geçen sezon bölgeye giriş yapan BORNEO f1’in de JADELO F1, KATYA F1 ve FRUTY 260 F1 gibi pazarda yerini alacağını söyle-yen Kaşıkçı, “BORNEO f1’i ge-çen sene kendi seralarımda ek-tiğim gibi müstahsillerimize de ektirdik. Ve varılan noktadan çok memnunuz” diyor. Bu sezon da seralarında BORNEO f1 bulunan Kaşıkçı, hastalıklara dayanımı,

verimi ve ihracata uygun özel-liği ile BORNEO f1’in pazarda-ki yerini sağlamlaştıracağı kanı-sında. Kaşıkçı Tarım’ın genç zi-raat teknikeri Mükremin Sert ise, BORNEO f1’in üzerinde ça-lıştığı ilk çeşit olmasına karşın çiftçinin yüzünü güldürmüş ol-masından ötürü memnuniyet duyduğunu ifade ediyor. VAT ve GENTA’nın yaptıkları ve üret-tikleri ile kalitesini gösterdiği-ni, çeşitlerinin ve bitki besleme ürünlerinin ise kalıcı olacağına

inandığını belirten Sert, istikra-rın kalıcı olabilmekte çok önem-li bir faktör olduğunu sözlerine ekliyor.Binlerce yıldır tarihi, kültürü ve doğal güzellikleri ile adından söz ettirmeyi başaran ve dünya tu-rizminin önemli merkezlerinden biri haline gelen Fethiye bere-ketli topraklarında üretilen tarım ürünleri ile kendini ispat ediyor.

Ali Güldür Güldürler Komisyonculuk

Üstün Gönen Öz Tarım

Ali Galip KaşıkçıKaşıkçı Tarım

Mükremin Sert Kaşıkçı Tarım

FRUTY 260 F1 BORNEO f1 JADELO F1

Üstün Gönen: “Bugün de, bundan 15 yıl ön-cesinde olduğu gibi, GENTA’nın bitki besleme ürünleri kullanıldığında istenilen kaliteli so-nuçlara ulaşılıyor.”

Page 14: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

14 PAYDAŞ / Ağustos 2011

BAYİNİN SESİ

Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı ile ön plana çıkan Manisa’da bitki besleme deyince akla GENTA ürünleri geliyor. Manisa bayilerinden Güneş Tarım’ın sahibi Celalettin Övünç bağcılık yapan üreticilerin önce ELFER-ZnP aldığını söylüyor.

Manisa Bağlarında ‘Zeynep’ Efsanesi

Manisa Tarım İl Mü-dürlüğünde uzun yıl-lar şube müdürü ola-

rak görev yapan, emekli olduk-tan sonra bir süre özel sektör-de çalışan Celalettin Övünç, ta-rım sektöründe edindiği bilgi ve tecrübeyi kendisinden son-raki kuşaklara aktarmak için ba-yiliğin iyi bir fırsat olduğunu dü-şünerek Güneş Tarım’ı kurmuş. Tarımsal üretimin yoğun oldu-ğu Manisa’da kendisi gibi ba-yilik yapan 32 firmanın olduğu-nu söyleyen Övünç, bu bayi yo-ğunluğunda 2002 yılında kurdu-ğu Güneş Tarım’ın ilk 10’un için-de yer alabileceğini söylüyor. Manisa’da faaliyet gösteren ve hacimleri birbirinden farklı bu

bayiler arasından sıyrıla-bilmek ise o kadar kolay

değil. Övünç başarının sır-

rını şu sözlerle dile getiriyor: “Her şeyden önce biz burayı açarken yaptığımız işte çok dü-rüst olmayı hedefledik. Söyledi-ğimiz her sözün arkasında dur-duk. Üreticiye verdiğimiz tavsi-yelerin hepsinin neticesini takip ettik. Kötü olan çalışmalardan ders çıkardık.” Güneş Tarım ile Vilmorin Ana-dolu Tohumculuk (VAT) ve GENTA’nın iş birlikteliği ise şir-ketin birinci yılına dek uzanıyor. Günümüzde VAT ve GENTA’nın Manisa’da bayiliğini yürü-ten Celalettin Övünç bu iş bir-liğine dair ilk izlenimlerini şu sözlerle ifade ediyor: VAT ve GENTA için ilk söylenebilecek şey, içten, samimi ve sıcak ol-maları. Özellikle bizimle iletişi-me ilk geçen isimler Cem İnce ve Yalçın Peksayın’dan bahset-mek lazım. İkisi de gayet can-dan arkadaşlarımızdır. Özellik-

le bilgi birikimleri ile bize çok yardımcı oldular. İlk kurulduğumuz dönemler-

den itibaren Yalçın Bey haftanın bir gününü bize ayırdı, bize tek-nik destek verdi. Buradaki köy-lerimizde sorunu olan üreticiler öncelikli olmak üzere hepsini zi-yaret edip onları bilgilendirdi. Kısacası VAT ve GENTA’dan ya-kın ilgi ve destek gördük.”Pek çok firma ve marka ile ça-lışan Güneş Tarım’da VAT ve GENTA’nın yeri başka görü-nüyor. Zira Övünç, “VAT ve GENTA bizim çalışmalarımızda büyük bir yer tutuyor” diyor ve ekliyor: “Bitki beslemede ben GENTA’yı 1 numaraya koyarım. Yapmış oldukları ürünler ger-çekten çok kaliteli. Ayrıca kali-teye göre fiyatı da tutturuyor-

lar. Vilmorin ise zaten dünyanın en önemli tohum firmalarından biri.” Gelişmiş sanayisinin yanında önemli bir tarım kenti de olan Manisa, kuru ve yaş üzüm, zey-tin, pamuk, tütün, kiraz ve hu-bubat üretiminde hatırı sayılır bir üretim hacmine sahip. An-cak bu ürünlerin içinde Mani-sa ile özdeşleşen ürün hiç kuş-kusuz çekirdeksiz kuru üzüm. Manisa’da ekim alanı bakımın-dan buğday birinci sırayı alsa da üretim değeri bakımından çe-kirdeksiz kuru üzüm buğdayın egemenliğini eline alıyor. Öyle ki 2010 yılı itibarıyla Manisa’da 172 bin 469 ton kuru üzüm, 174

Celalettin Övünç Güneş Tarım

Manisa’da ekim alanı ba-kımından buğday birinci sırayı alsa da üretim değe-ri bakımından çekirdeksiz kuru üzüm buğdayın ege-menliğini eline alıyor.

Page 15: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

15PAYDAŞ / Ağustos 2011

bin 944 ton sofralık üzüm ih-racatı yapıldığı Manisa Tarım İl Müdürlüğü kaynaklarında da yer buluyor. Manisa’da bağcı-lığın bu denli gelişmesi ve ih-racat odaklı bir üretim anlayı-şı olması zirai ilaç ve tohum ba-yilerine de önemli bir rol yüklü-yor. Bu konuda üreticileri bilgi-lendirmek, onlara teknik destek vermek ve doğru ürünlerle üre-tim süreçlerini desteklemek on-ların asıl işi oluyor. Övünç, üreti-cilerin gözü gibi baktıkları bağ-larında özellikle GENTA’nın bit-ki besleme ürünlerini kullandık-larını aktarıyor. Hatta GENTA’nın çinko ve fosfor bileşenli ürünü ELFER-ZnP’nin yörede ‘Zeynep’

takma adı ile talep gördüğünü paylaşıyor. Üreticiler bu ürünün ardından yine GENTA’nın NPK gübresi BRAVO - P’yi kullanarak GENTA ürünlerinin tümünü ba-ğında deniyor.Şimdiye dek bu ürünler için üreticilerden hiçbir şikayet al-madığını vurgulayan Övünç, bağcılık dışında farklı alanlar-da üretim yapanların da ken-di ihtiyaçlarına göre GENTA ürünlerini kullandığını anlatı-yor. “Özellikle sebze üreticile-ri TRANSPORTER’ı çok kullanı-yor. Bu ürünü 20:20:20 gübresi ile birlikte kullandığımızda çok güzel neticeler alıyoruz. Karna-baharlarımız bembeyaz oluyor” diyor. Manisalı üreticilerin pek çok hastalık için zirai mücadele yaptığını, en büyük sorunlarının

ise uç kuruması o l d u ğ u -

nu dile getiren Övünç, geçtiği-miz sezon özellikle mildiyö ve salkım güvesinin yaygın olarak görüldüğünü ancak bu hastalık-lara karşı da önlemler alındığını söylüyor. Celalettin Övünç’e göre iyi bir bayi öncelikle belli bir tecrübe-ye ve bilgi birikimine sahip ol-malı. Ayrıca bu donanımın üre-ticiye onun anlayacağı dilde ak-tarılması gerekiyor. Araziden uzak, hastalıkları, bitki besle-mesini bilmeyen bir bayinin üre-ticiye güven vermesi Övünç’e göre mümkün değil. “Her mes-lekte iyiler de oluyor kötüler de. Bu inkar edilmez bir gerçek. Bi-zim işimizde de bu işi sadece kar amacıyla yapan arkadaşla-rımız vardır. Ama biz hep biri-kimini gelecek nesillere aktar-mayı düşünenler tarafında ol-duk” diyen Övünç, üreticile-rin artık eski kazançlarını yaka-lamasının güç olduğunu çünkü

Türkiye’de top-rakların yo-

r u l d u ğ u -nu belirti-

yor. “Yıllar-dır hep aynı

ürünler ekili-yor, münave-be yapılmıyor. Bu nedenle

topraklarımız yorgun düştü. Ar-tık toprağın verim kabiliyeti git-tikçe azalıyor” diyen Övünç ta-rımda verim düşüşlerini şu söz-lerle açıklıyor: “Tarımsal alanla-rın yerleşime açılması da tarım-dan bir şeyler götürüyor. Bunun yanında bilinçsiz sulama top-raklarımızı verimsizleşiyor. Şim-di devlet desteği ile damlama sulamaya geçiliyor ama henüz tam anlamıyla bunu başarama-dık. Tarım tekniklerinin ileriye doğru götürülememesi bu ve-rim düşüşlerinde rol oynuyor.”

Gelişmiş sanayisinin yanında önemli bir tarım kenti de olan Manisa, kuru ve yaş üzüm, zey-tin, pamuk, tütün, kiraz ve hububat üretimin-de hatırı sayılır bir üretim hacmine sahip. An-cak bu ürünlerin içinde Manisa ile özdeşleşen ürün hiç kuşkusuz çekirdeksiz kuru üzüm.

Page 16: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

16

AMATÖR YETİŞTİRİCİLİK

Amatör yetiştiricilerin en büyük yanılgısı, sadece su ve toprağın bitki yetiştirmeye yeteceği düşüncesidir. Oysa nasıl bizler için sağlıklı ve yeterli beslenmek bir ihtiyaçsa bitkilerimiz içinde bu beslenmek en temel ihtiyaçtır.

Canlılar ve Beslenme İhtiyaçları

Yaşamamız için gerekli olan be-sinleri kullanmak; sağlıklı, keyif-li bir hayat için çok önemli. Bunu biliyor ve beslenmemize çok dik-kat ediyoruz. Peki, hayatımızdaki en önemli varlıklardan olan can dostlarımız ‘bitkilerimizin’ sırası geldiğinde besinlerini seçerken de yeterli dikkati gösteriyor mu-yuz? Profesyonel yetiştiriciler, para kazanabilmek için bitki besle-mede kullandıklara ürünlere dik-kat etmek zorundalar; bunu he-

pimiz biliyor veya kolayca anlı-yoruz. Fakat evinde, balkonun-da, bahçesinde zevk için bit-ki yetiştirenler beslenme konu-suna ne kadar dikkat ediyorlar? Sektördeki 20 seneyi aşkın tec-rübeme dayanarak ezici bir ço-ğunluk için ‘sadece su ve topra-ğın bitki yetiştirmeye yettiği’ dü-şüncesinin yetiştiriciler arasında hakim olduğunu söyleyebilirim. Oysa özellikle saksı içinde yetişti-rilen bitkiler, belli bir süre sonra ortamdaki besinleri tüketir, biti-

rir ve sonrasında gelsin sararma-lar, yaprak dökmeler, bozulma-lar ve nihayetinde ölüm! Sarar-malar başladıktan sonra bitkiyi tekrar sağlığına kavuşturmak tahmin edebileceğiniz gibi çok daha zordur. Maalesef çoğunluk-la ufak müdahaleler ile oluşması-nı engelleyebileceğimiz bir sorun için ancak o sorun ortaya çıktık-tan sonra çare aramaya başlarız ve genellikle de çok geç kalırız!Bitkileri dengeli beslemek için aşağıdaki temel bilgileri göz önü-

ne almanız büyük oranda ola-sı sorunları engellemeye yeterli olacaktır.

Çiçekleri için yetiştirilen bitkiler: Örneğin; sardunya, petunya, camgüzeli, menekşe… Besleme-de genel olarak daha bol ve daha güzel çiçek açmaları için azot (N) oranı düşük, fosfor (P2O5) ve potasyum (K20) oranları yüksek kompoze gübreler tercih edilme-lidir. Ancak, asidik ortamdan hoşlanan

Mesut TektimurVİlmorin Anadolu Tohumculuk / Zevk Bahçeciliği Bölümü Satış Müdürü

Farklı özellikleri için yetiştirilen bitkilerin değişik dönemlerde, yıldan yıla farklılık gösteren ihtiyaçlarına göre belirlenen yardımcı besin maddelerinin sağlanması gerekir.

Page 17: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

17PAYDAŞ / Ağustos 2011

bitkiler için (örneğin açelya, ro-dodendron, ortanca, gardenya, vb.) yüksek oranda fosfor ve po-tasyum yanında demir (Fe) takvi-yesi de gerekir. Bitkilerin demi-ri kullanmaları için ise yetiştirme ortamının yani toprağın asidik ol-ması (pH 5 ila 6,5 aralığı) sağlan-malıdır. Bu amaçla pH’ı ayarlan-mış özel saksı toprağı veya torf kullanılmalıdır; ayrıca kullandığı-mız sulama suyunun pH’ına da dikkat etmemiz gerekir; aksi hal-de belli bir süre sonra toprağın pH’ı kaçınılmaz bir şekilde yükse-lecek ve bu tip bitkilere kötü etki yapacaktır.

Yaprakları için yetiştirilenbitkiler: Örneğin; ficus, yuka, dracena… Güzel, parlak ve sağlıklı yaprak-lar elde edebilmek ve bunu sür-dürebilmek için azot (N) oranı yüksek kompoze gübreler kulla-nılmalıdır.

Farklı özellikleri için yetiştirilen bitkiler:Örneğin kaktüsler, orkideler, gül-ler… Bu bitkilerin her birinin fark-lı dönemlerde farklı ihtiyaçları vardır. Yetiştiricilikte başarılı ola-bilmek için azot, fosfor ve potas gibi temel besin maddelerinin ya-nında bitkinin değişik dönemler-de, yıldan yıla farklılık gösteren ihtiyaçlarına göre belirlenen di-ğer yardımcı besin maddelerinin de sağlanması gerekir.Zevk bahçecileri için diğer önem-li bir husus ise besin maddeleri-nin eksikliği kadar fazlalıklarının da bitkiler üzerinde olumsuz etki yaptıklarını bilmeleridir. Özetle iyi bir besin programı oluşturabil-mek için doğru bilgilenme ve ka-liteli ürünler kullanımı gerekmek-tedir. Firmalarımızın ürettiği ‘bit-ki besleme ürünleri’ gerek kalite

gerekse formülasyon olarak ta-mamen profesyonel ellerde, en mükemmel şekilde üretilmekte-dir. Ayrıca ‘bitki besleme ürün-lerimiz’ profesyonel yetiştiricile-re yönelik ürünler geliştiren ülke-mizin en iyi teknik altyapılarından birine sahip teknik takımımızın engin deneyimleri ışığında gelişti-rilmekte ve ‘asgari dozlar ile aza-mi sonuç alma’ hedefimiz doğrul-tusunda üretilmektedirler. Tüm bunlara ek olarak zevk bahçecile-rine yönelik yine ülkemizin en ge-niş satış takımlarından birine sa-hip olarak her isteyene en doğru bilgiyi aktarma hedefi ve gayretinde-yiz.

İşimizi çok önemsiyor, saygı du-yuyor ve zevk bahçecilerinin ihti-yaçlarına en uygun ‘bitki besleme ürünlerini’ geliştirip, en kaliteli şekilde çok geniş bir dağıtım ağı ile müşterilerimize sun-maya çalışıyoruz. Çiçeklerine gözleri gibi bakan, gülümse-yerek onlarla konuşan, onla-ra isimler takan zevk bahçeci-lerini çok iyi anlıyor, onlara ve bitkilerine çok değer veriyoruz.

Çiçekleri için yetiştirilen bit-kilerden sardunya, petunya, camgüzeli ve menekşenin beslemesindede genel ola-rak daha bol ve daha güzel çiçek açmaları için azot (N) oranı düşük, fosfor (P2O5) ve potasyum (K20) oranları yük-sek kompoze gübreler tercih edilmelidir.

Özellikle saksı içinde yetiştirilen

bitkiler, belli bir süre sonra

ortamdaki besinleri tüketir, bitirir

ve sonrasında sararmalar,

yaprak dökmeler, bozulmalar

başlar.

Page 18: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

18 PAYDAŞ / Ağustos 2011

BAYİNİN SESİ

“Ben ziraat mühendisi olarak tarım işini çok iyi biliyorum dersem ukalalık yapmış olurum. Ama herbisitlerin önemini ve iyi tohumun nasıl olması gerektiğini biliyo-rum” diyen Burhan Öz, İzmir’in Bayındır ilçesinde bayilik yapıyor. Öz, Bayındır’da domates deyince emsal gösterilen çeşidin JOKER F1 olduğunu söylüyor.

Emsaline Gerek YokKendisi Burada

İzmir’in iç kesimlerinde ka-lan, Küçük Menderes’in ve-rimli topraklarıyla besle-

nen ve ekonomisi ağırlıklı ola-rak tarım ve hayvancılığa daya-nan Bayındır, tarımsal üretimi ile İzmir’in gıda deposu ilçelerin-den biri. Özellikle süs bitkisi yetiş-tiriciliğinde önemli bir gelire sa-hip olan Bayındır tüm Ege’de ol-duğu gibi zeytin yetiştiriciliğinde

ve meyvecilikte ön plana çıkıyor. Bayındır’da son yıllarda gelişen hayvancılığa bağlı olarak silajlık mısır ekimi de artmış durumda. Bayındır’da zirai ilaç, tohum ve gübre bayiliği yapan Burhan Öz, 1988 yılında Ege Üniversitesi Zi-raat Fakültesi Tarım Makinele-ri Bölümü’nden mezun olduktan sonra Öz Tarım’ı kurmuş. Şirketi-ni kurduğu ilk yıllarda Bayındır’da 2 bayi olduğunu, şimdi ise bu ra-kamın 6’ya çıktığını söyleyen Bur-han Öz, “Bizim sektörümüz müş-teriden dolayı hiç sıkıntı yaşa-maz. Herkesin kendine göre müş-terisi vardır. Tek sorun tahsilattır. Küçük bayi küçük tahsilatlarla uğ-raşır, büyük bayi büyük tahsilat-la” diyerek, kendi sektörüne dair izlenimlerini paylaşıyor.

“Bayındır’daki ilk bayilerden biri olmamız piyasaya

sonradan giren arka-daşlarımıza göre avan-

tajımızdır. Dağ köyle-rinde bile bizi tanı-yorlar. Biz kâr payı-mızı düşük tutarak satış yapıyoruz; fi-nans gücümüz ve ürün çeşitliliğimiz de iyi. Tüm bunlar bizim için avantaj

oldu” diyen Öz, fir-manın faaliyete başla-

dığı 1991’den bu yana tarım üre-ticilerinin arttığını, daha evvel yö-rede çiçekçilik yapılmazken bu-gün Bayındır’da çiçek üretiminin ciddi boyutlara ulaştığını söylü-yor.“Ben ziraat mühendisi olarak ta-rım işini çok iyi biliyorum dersem ukalalık yapmış olurum. Ama her-bisitlerin önemini ve iyi tohu-mun nasıl olması gerektiğini bi-liyorum” sözleri ile Öz, bayi ola-rak üreticiye verdiği hizmette te-mel yaklaşımının ne olduğunu ta-rif ediyor. Öz, ekliyor: “Benim için insektisitler tarımsal üretimde ikinci plandadır. Ama iyi bir ot ila-cının faydasını çok iyi bilirim. Ot ilacı ile üreticinin maliyetini düşü-rebilirsiniz. Veya üreticiye iyi bir çeşit ektirdiğinizde onun güve-nini kazanabilirsiniz. Bu sebeple üreticimize belli üretim program-ları sunarak gitmeyi tercih ediyo-ruz. ” Bayındır’da tarımsal üretimdeki çeşit zenginliğine Burhan Öz de vurgu yapıyor: “Bayındır’da ak-lınıza gelecek her türlü tarım ya-pılır. Çiçekten başlamak kaydıyla çok çeşitli sebzeler üretilir. Özel-likle kışlık sebze üretimi çok yo-ğundur bu bölgede. Enginar üre-timi de yeni yeni başladı. Doma-tes, patlıcan, biber, patates yay-gın olarak ekilen ürünler arasın-da. Bu yıl yüklü miktarda pamuk tarımı da yapılmaya başladı. Ben de son olarak 6 bin dekarlık tohu-

mu tek başıma sattım” diyen Öz, ürün çeşitliliğinden ve verimin-den memnun olan Bayındır üre-ticisinin en büyük sıkıntısının bö-lünmüş araziler olduğunu ifade ediyor. Bayındır’da üreticiler ken-di ürününü pazarlara götürüp sa-tıyor. Geniş bir üretim alanına sa-hip olan patatesi genellikle söz-leşmeli olarak üretiyorlar. Pamu-ğun bu yıl yoğun bir ekim alanı bulması ise en çok mısır ve sal-çalık domates ekim alanlarını et-kilemiş. Yılın 3 döneminde marul eken üreticiler kışlık ürünlerde epey iddialılar. Bayındır’da yay-la üreticisinin üretim tercihi ise üzüm ve kirazdan yana. Bayındır üreticisini ‘bilinçli üretici’ olarak tabir eden Öz, bunda ken-dilerinin ve Tarım İlçe Müdürlük-lerinin de payı olduğunu dile ge-tiriyor. “Üreticiler özellikle ilaç-lamada bilgi sahibi oldular. İlaç-lama ile hasat arasında geçme-

Burhan ÖzÖz Tarım

Page 19: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

19PAYDAŞ / Ağustos 2011

si gereken süreye gayet iyi uyu-yorlar. Eskiden buna çok uyulmu-yordu. Çevredeki kanser vakala-rını gördükçe üreticiler de elleri-ni vicdanlarına koydular. Hatala-rını fark ettiler” diyen Öz, doğru ve kuralına uygun zirai ilaç kulla-nımının gerekliliğine dikkat çeki-yor. Kendi şirketini kurmadan evvel bir tarım firmasında çalışırken za-ten Vilmorin Anadolu Tohumcu-luk (VAT) ve GENTA’yı tanıdığı-nı ifade eden Burhan Öz, şirke-tini kurar kurmaz da bu tanışıklı-ğı profesyonel bir iş ilişkisine dö-nüştürmüş. Firmasını kurduğu ilk günlerde duvarına astığı VAT ve GENTA afişini hiç çıkarmayan Öz, üreticiye önerdiği ilk tohum çe-şitlerinin de bu firmaların çeşitle-ri olduğunu ifade ediyor fakat ek-lemeyi unutmuyor: “İlk sattığım domates tohumu VAT’ındır. İlk aradığım firma VAT ve GENTA’dır.

Çünkü bu çeşitlerde hiç sorun ya-şamadım. Bir sorun yaşansa dahi teknik ekibin bunu telefi edeceği-ni bilirim. Şu anda VAT ve GENTA teknik ekibi bakımından gerçek-ten çok güçlü. Ekim döneminden hasat dönemine kadar tek tek bi-zimle üreticileri geziyorlar. Yeni çeşitler denerken de itinalı çalışı-yorlar” diyor. “VAT deyince benim aklıma ilk göz ağrımız olan karnabaharda TAROKE F1 gelir. Daha sonra bu çeşit yenilendi yerine; LOCRIS F1, MEMPHİS F1, CENDIS F1 geldi. Karnabahar çok hassas bir ürün-dür ve çeşidin teknik özellikleri bilinmeden ekim yapılmaz. Üre-ticilerin karnabaharda bence ha-talı yaklaşımlarından biridir bu. Ürünün ekim dönemlerini çok iyi bilmek gerekir. LOCRIS F1’in hasadı en geç Aralık 15’te biter, tabi hava şartları uygun giderse CENDIS F1’de ise Ocak sonunda

başlar hasatlar ve Şubat sonuna kadar da yayılır. VAT deyince do-matesi de unutmamak gerekiyor. Domateste BAY İMPALA f1 bizim yöremizde çok güzel oturdu. Ama JOKER F1 artık emsal gösterilen bir çeşittir burada. Örneğin üre-ticiler çevrelerinde iyi bir doma-tes görürlerse onu JOKER F1 gibi diyerek tarif ederler. Kısaca burada iyi domatesin emsali JOKER F1’dir.”“VAT ve GENTA ile hiç mi sorun yaşamıyorsunuz” sorusuna ise Öz, şu cevabı veriyor: “Tabi ki sıkıntılar olabiliyor. Ama bir sorun olduğunda çözüm getirebiliyo-ruz. Bu nedenle VAT ve GENTA ile rahat çalışı-yoruz. Örne-ğin ben VAT’ın mısır tohu-munu da sa-tıyorum. Tar-la ekimlerin-de yaşanan so-runlar da çözü-

lüyor. Hava şartlarından karna-bahar bozulabilir, domateste so-runlar yaşanabilir. Diğer firmalar-la mahkemelik olduğumuz bile oldu ama üreticilerimiz VAT ve GENTA ekibinden Hakan Kaya ve Cem İnce’yi de tanıyorlar. Üretici-ler teknik olarak yaşadıkları sıkın-tıları onlarla doğrudan görüşüp çözebiliyorlar.”

PAZAR GARANTİLİ MEMPHİS F1 Ercivan NizamoğluÜretici/ Bayındır

Ben 57 yaşındayım. 35 yıldır üretici-yim. Pamuk, domates, karpuz biber, mısır, yonca, marul çeşitleri, kırmı-zı ve beyaz lahana, Brüksel lahana-sı, brokoli, karnabahar üretiyorum. Pamuğun geçmişte para etmemesi bizi sebzeye yöneltti. Şimdi 3 mah-

sul yapıyoruz ve kazancımız iyi. Karnabaharda 7 çeşit tohum eki-yorum farklı firmalara ait. Ama 7 senedir MEMPHİS F1 ekmekten vazgeçmedim. Bunun yanında VAT’ın CENDIS F1 çeşidini de ekiyo-rum. Bu çeşitlerin yakaladığı renkten ve sıkılıktan gayet memnu-num, zaten tüccarlar da talep ediyor bu çeşitleri. Sanayi tipi do-mateste ise SÜKSE f1 ekiyorum. Hatta bir sene burada tarla günü yapmıştık, çok güzel verim aldım. Çevre köylerden gelip gördüler domateslerimi. Rengi, kalitesi ve pazarda gördüğü talep bakımın-dan SÜKSE f1’den de memnunum.

Karnabaharın çok hassas bir ürün olduğunu söyleyen Burhan Öz MEMPHİS F1’in karnaba-harda en çok rağbet gören tohum çeşitlerin-den biri olduğunu vurguluyor.

JOKER F1

Page 20: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

20 PAYDAŞ / Ağustos 2011

MAKALE

SEATON SUPERMIX

Okyanuslar ve denizler; vitaminlerin, mineral tuzlarının ve iz elementlerinin zengin kaynağıdır-lar ve deniz yosunları tarafından yüksek konsantrasyonlarda absorbe (içine alma) edilmektedir-ler. Bu nedenle deniz yosunları, eskiden beri pek çok sektörde çok geniş bir kullanım alanı bul-muştur.

Deniz yosunlarının bilinen en eski kullanım sahası gübre olup en çok Uzakdoğu’da kullanılmıştır. Avrupa’da 12. yüzyılda Fransa, İrlanda, İngiltere gibi kıyıları geniş ülkelerde bu tip değerlendirme çok olmuştur. Fransa, deniz yosunlarından yararlanmaya genel olarak 17. yüzyılda başlamıştır. Deniz kıyısı uzun ve deniz yosunu bol olan Norveç, İrlanda, Fransa ve Amerika gibi ülkelerde mev-cut algler, gübre olarak fakir toprakların değerlendirilmesinde kullanılmaya başlanmış ve dolayı-sı ile gübre sanayi gelişmeye başlamıştır.

Dünyada ticari olarak büyük ölçüde kullanılan yosun kaynakları genellikle 4 ayrı yosun türünü veya bu türlerden bazılarının karışımını ya da isimleri tam olarak belirlenmemiş türleri kapsamak-tadır:

1. Rhodophyta (Kırmızı Algler)2. Phaeophyta (Kahverengi Algler)3. Chlorophyta (Yeşil Agler)4. Cyanophyta (Mavi-yeşil algler)

OKYANUSTAN GELEN GÜÇYosun özleri; meyve depo kayıplarının azaltılması, ürün miktarının arttırılması, topraktan inorga-nik besin maddelerinin alınması, tohum çimlenmesi ve stres koşullarına direncin arttırılması gibi alanlarda özellikle gelişmiş ülkelerde organik tarımda daha fazla değerlendirilmektedir.Günümüzde pek çok ülkede; teknolojinin de gelişmesi ile birlikte deniz yosunlarının sıvı ve toz ekstrasyonlarının; gerek doğrudan toprağa gerekse püskürtme yolu ile yapraklara verilerek bitki beslemede kullanılmasının verim ve ürün kalitesini arttırdığı yapılan araştırmalarla anlaşılmıştır.

Deniz yosunlarından elde edilen mucize bitki besleme ürünü SEATON SUPERMIX narenciye ağaçlarında verimi artırıyor, ağaçların hastalıklara karşı dayanıklılığını güçlendiriyor.

Cem İnceZiraat Mühendisi

Page 21: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

21PAYDAŞ / Ağustos 2011

SEATON SUPERMIX, farklı deniz yosunu türlerinin içinde tarımsal üretimde en başarılı sonuçları veren ve kahverengi alglerden olan As-cophyllum nodosum ile formüle edilirken; potasyum, bor ve magnez-yumla da zenginleştirilmiştir.

SEATON SUPERMIX, bu özel formülasyonu sayesinde;•Kuvvetli kök gelişmesini sağlayarak, bitkilerin topraktan daha fazla bitki besin maddesi ve su almalarını,•Bitkilerde klorofil oluşumunu hızlandırarak yeşil aksamın artma-sını, dolayısıyla fotosentezi arttırarak; karbonhidrat, şeker, prote-in vb. maddelerin sentezlenmesini,•Bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı direnç geliştirmelerini,•Bitkilerin çevresel etmenlerden ve bazen de yanlış uygulamalar-dan kaynaklanan strese dayanımını arttırırken; bu stres koşulların-dan daha kolay çıkmasını sağlar.

SEATON SUPERMIX’in diğer faydaları• Bitkilerin makro ve mikro besin kaynağıdır. Toprakta bitki tarafından alınamayan özellikle mikro elementleri şelat for-muna getirerek bitkinin en yüksek oranda bu elementleri al-masını sağlar ve bunları bitkide dengeli hale getirir.• Meyve ağaçlarında yan dallanmayı ve meyve tutumunu arttırır; çiçek ve meyve dökümünü azaltır,• Ürünlerin depolamaya daha dayanıklı olmasını sağlar,• Makro ve mikro besin elementlerinin topraktan dengeli olarak ve uzun sürede alınmasını sağlayarak verimi ve kali-teyi yükseltir, • Pazar ve ihracat değerini arttırır.

SEATON SUPERMIX, tüm bu beklentilerinize cevap vere-bilmek amacıyla hazırlanmış olup; içeriğindeki “potasyum fosfat” sayesinde bitkilerde savunma mekanizmasını uya-ran fitoaleksin üretimini de arttırmaktadır.

KÜLTÜR BİTKİLERİ

Şeftali, Kiraz, Erik

Narenciye

Bağ

Antep Fıstığı

Zeytin

Domates, Biber, Patlıcan

Ayçiçeği

Pamuk

Mısır

YAPRAKTAN

75 - 100 gr / 100 lt su

75 - 100 gr / 100 lt su

75 - 100 gr / 100 lt su

75 - 100 gr / 100 lt su

75 - 100 gr / 100 lt su

75 - 100 gr / dekar

50 - 75 gr / dekar

100 gr / dekar

100 gr / dekar

DAMLAMADAN

1,5 kg / dekar

1,5 kg / dekar

1,5 kg / dekar

1,5 kg / dekar

1,5 kg / dekar

1 kg / dekar

1 kg / dekar

1 kg / dekar

1 kg / dekar

UYGULAMA DÖNEMLERİ1. meyve tutumunda

2. hasat sonrası (yeşil aksam)1. %80 petal dökümü

2. hasat sonrası (yeşil aksam)1. çiçeklenme öncesi

2. meyve tutumu ve gelişiminde1. %80 petal dökümü

2. meyve gelişimi%80 çiçek dökümü sonrası

1. dikimden 15 gün sonra2. m eyve tutumundan önce

5-6 gerçek yapraklı dönemTarak tutumundan sonra

Bitki diz boyuna geldiğinde (50-60 cm)

Page 22: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

22 PAYDAŞ / Ağustos 2011

İÇİMİZDEN BİRİ

Ergün Doğangüzel 2000 yılında çalış-maya başladığı Vil-morin Anadolu To-humculuk (VAT) ve GENTA’da Ürün Ge-liştirme (ÜRGE) ve Tohum Tescil Ka-yıt bölümünde gö-rev yapıyor. Do-ğangüzel, “VAT ve GENTA’nın her kilo-metre taşında bizim de izimizin olduğu-nu görmek gurur verici” diyor.

İçimizden Biri:Ergün Doğangüzel

Ergün Doğangüzel’in ha-yat hikayesi 1972 yılında Almanya’da başlıyor. An-

cak onun ziraatla olan bağları 5 ya-şındayken dönüş yaptıkları mem-leketleri Ankara’nın Şereflikoçhi-sar kasabasında atılıyor. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’da ta-mamlayan Doğangüzel dedesin-den kalma arazilerinde elma ve kayısı ağaçları, üzüm bağları ara-sında büyüyor. Bir bitki nasıl yeti-şir, zirai mücadele nasıl yapılır, bir kasa kayısı pazarda nasıl satılır ço-cukluk yıllarında görerek ve yaşa-yarak öğreniyor. Toprakla kurdu-ğu ilişkiyi üniversitede ziraat oku-yarak da perçinleyen Doğangü-zel, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fa-kültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nden mezun oluyor. 1994 ve 1998 yılla-rı arasında mezun olduğu üniversi-tede araştırma görevlisi olarak da çalışan ancak devlet memuru ol-mak pek de cazip gelmediğinden olsa gerek Doğangüzel üniversite-

den ayrılarak özel sek-

törde kariyerini yeniden çizmeye karar veriyor. 1998 yılının ortala-rında Fransız bir tarım ilacı firma-sında çalışmaya başlayan, daha sonra askere gidip gelen Doğan-güzel için uzun yıllarını verece-ği VAT ve GENTA ile tanışması da askerden dönüş yıllarına denk ge-liyor. “Askerden döner dönmez Vilmorin Anadolu Tohumculuk’un Marmara ve Karadeniz Bölge Dist-ribütörü olan Göker Tarım Limi-ted firmasında teknik eleman ola-rak çalışmaya başladım. Göker va-sıtası ile VAT ve GENTA’yı, Yavuz Batur’u ve o zamanki ekibi tanımış oldum. Göker’de tam bir yıl çalış-tıktan sonra 2000 yılında VAT ve GENTA’da çalışmaya başladım” di-yen Doğangüzel, 11 yıldır çalıştığı VAT ve GENTA’da yıllar içinde ya-şanan değişimleri ve hiç değişme-yen temel değerleri anlatıyor. VAT ve GENTA’yı Türkiye’de say-gın bir yere getiren, cirosal an-lamda başarısını sağlayan, kısa-ca VAT ve GENTA’yı var eden bi-

rimin ÜRGE bölümü olduğu-nu söyleyen Doğangü-zel kendisinin de çalıştı-

ğı bu birimin stratejik bir önem taşıdığını ifade edi-yor. “ÜRGE’nin esas işi pi-

yasaya uygun yeni ürünle-ri bulmak, çıkartmak, pa-

zara uygunluğunu değer-lendirdikten sonra satıcıla-rın önüne satabileceği ürün-

leri sunmaktır. Bunun yanın-da bizlerin pazar eğilimlerini

çok iyi analiz etmemiz gere-kir. Örneğin pazar artık kırmı-zı değil de mavi domates gör-

mek istiyorsa bunu önceden görüp hissetmemiz lazım. Kı-

sacası pazarın nabzını biz tutuyo-ruz. Şu anda bizim elimizde belki de 16’dan fazla tarla domatesi çe-şidi var. Ama bunların içinden pa-zara en uygun olan çeşidi ön pla-na çıkarmak maharet istiyor” di-yen Doğangüzel ÜRGE’nin önemi-ni vurguluyor. Akademik kariyerinden vaz geçe-rek özel sektörde çalışmayı seçti-ğini ve hiç pişmanlık duymadığını söyleyen Doğangüzel bunu doğ-ru yerde, doğru zamanda doğru insanlarla çalışıyor olmasına bağ-lıyor. “İşe başladığım günden bu yana VAT ve GENTA’da birçok de-ğişim oldu. 12 kişilik bir ekipten 95 kişinin çalıştığı bir şirkete dönüş-tük. Şirketimiz büyüdükçe bu ba-şarıyı hep birlikte paylaştık. Şunu söylemeliyim ki bu kalabalık kad-rolara çıkarken her kilometre ta-şında bizim de izimizin olduğunu görmek gurur verici” diyen Do-ğangüzel, şirketin hiç değişmeyen temelinin ise güven ve sevgi ol-duğunu söylüyor ve ekliyor: “İşe ilk başladığımız yıllardan beri Ya-vuz Bey kendi çalışma disiplinini bize aktardı. Burada karşılıklı gü-ven ve sevgi temelli bir ilişki var. Yavuz Bey’le gerek iş gerekse özel hayatımızla ilgili her şeyi konuşup paylaşabiliriz. Dolayısı ile arkanız-da böyle bir insanın olduğunu gö-rünce mesai kavramını düşünmez-siniz. Ama bizim için çalışma saat-lerimiz çok önemli değildir. Bunun sebebi de kuruma duyduğumuz büyük saygı ve emeğimizin karşı-lığını alacağımıza dair inancımız-dır. Biz bu şirketi kendi aile şirketi-mizmiş gibi görüp benimsedik. Bu da bize başarıyı ve mesleki doyu-mu getirdi.”

Page 23: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,

MARMARABÖLGESİ

EGEBÖLGESİ

FETHİYE-MUĞLABÖLGESİ

YalçınPeksayın

İlkerKoç

ErkanErgün

TahirErişen

Sertan SabriGenç

Cemİnce

ErgünDoğangüzel

0532 694 08 [email protected]

0533 247 96 [email protected]

0532 293 12 [email protected]

0532 351 38 [email protected]

0530 497 89 [email protected]

0533 529 47 [email protected]

0533 368 64 [email protected]

ANTALYABÖLGESİ

MERSİN-ADANABÖLGESİ

HATAY-ANTEP-MARAŞBÖLGESİ

GÜNEYDOĞUBÖLGESİ

VILMORIN ANADOLU TOHUMCULUK ve GENTA

İletişim Bilgileri

VILMORIN ANADOLU TOHUMCULUK & GENTAGüzelyalı, Batı Sahili, Çiftlik Sok. No:9 34903 Pendik İSTANBUL

Tel: +90 216 392 36 04 pbx Fax: +90 216 493 51 [email protected] www.anatoh.com

[email protected] www.gentatarim.com

Page 24: Vilmorin Anadolu Tohumculuk & Genta Kurumsal Yayını paydaş · sadece 3 kişi olan bu takım, bu tarihten sonra benim de aralarına katılmamla beraber kısa sürede büyüyerek,