Uluslararası Sempo~yum Bildirileriisamveri.org/pdfdrg/D272143/2018/2018_SNOWDENJ.pdf · 2019. 10....

9
Bildirileri -- · . 4 - 5 2018 1 Kastamonu KASTAMONU 2018 Q kultur konsevi TORK DONYASI KOLTOR

Transcript of Uluslararası Sempo~yum Bildirileriisamveri.org/pdfdrg/D272143/2018/2018_SNOWDENJ.pdf · 2019. 10....

  • Uluslararası Sempo~yum Bildirileri -- · . 4 - 5 Mayıs 2018 1 Kastamonu

    ~~* KASTAMONU 2018

    Q kultur konsevi

    TORK DONYASI KOLTOR BJ\ŞKEMTI

  • Hoca Ahmed Yesevl'den Şeyh Şaban-ı Veli

    ve Sonrasına

    Ulu s l ara r as ı Sempo zy umu Kurull a r ı

    Düzenleme Kurulu

    Dr. Metin Eriş Prof. Dr. Birsel Küçüksipahi9ğlu

    Mehmet Şadi Polat Fahrettin Şenoğlu

    Yasemin Demircan

    Bilim ve Danışma Kurulu

    Prof. Dr. Abdülkerim Özaydın (Türkiye) Prof. Dr. Yılmaz Unat (Türkiye)

    Prof. Dr. Ahmet Şair Şerif (Makedonya) Prof. Dr. Birsel Küçüksipahioğlu (Türkiye)

    Prof. Dr. Cengiz Tomar (Türkiye) Prof. Dr. Cevdet Küçük (Türkiye)

    Prof. Dr. Nurettin Gemici (Türkiye) Prof. Dr. Zeki Arslantürk (Türkiye) Prof. Dr. Feridu ı::ı Emecen (Türkiye)

    Prof. Dr. Güray Kır.pık (Türkiye) Prof. Dr:-. ldris Bostan (Türkiye) Prof. Dr. Mahir Aydın (Türkiye)

    Prof. Dr. Mehmet Şeker (Türkiye) Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz (Türkiye)

    Prof. Dr. Mustafa Daş (Türkiye) Prof. Dr. Süleyman Beyoğlu (Türkiye)

    Prof. Dr. Selahattin Halilov (Azerbaycan) Prof. Dr. Yakub Mahmudov (Azerbaycan)

  • Jack Snowden Ahi Evran ve Kültür Hayatım ı za Etkisi

    Ahi Evran ve Kültür Hayat1m1za Etkisi

    Takdim

    ~ela itiraf etmem gerekiyor ki Ahilik konusunda bir uzman değilim. Yine de birkaç yıl evvel, iki meslektaş ile beraber Türkiye Gümrük ve Ticaret Bakanlığının bin sayfalık "Ahilik Ansiklopedyası"nın Türkçe versiyonunu·tngilizceye tercüme ettik. Bu işin sayesinde Ahilikten ile haberdar oldum. Dolayısıyla Kastamonu'da yürütülen konferans için bu konuda düşüncelerimi toplayıp konferansa, çoğu benden Ahilik konusunda daha bilgili olan gelenlere biliz.ımeyen, ilginç ve yegane olan bilgi sunmak istedim.

    . · ' ;:..41HI i ·E V.RAN ·:· . ~--'--""'--'--·,·,· ~ - :: :t_ ._,ji__ _ __ _ ,

    Şans eseri olarak evimizde eşimin babası Merhum Prof. Dr. Yılmaz Tokad'a verilen "Orta Yol Ahilik" kitabını buldum. Kitabın yazarı Refik Soykut 197l'de Yılmaz Hoca'ya kendi eserini hediye etmişti. Kırşehirli Refik Soykut kitabımn başlangıcında konuya şu hatırasıyla baŞladı:

    155

  • 156

    Jack Snowden Ahi Evran ve Kültür Hayatımıza Etkisi

    "UYARICI BIR UTANÇ Yıll957, Maraş ... Eylül'de bir ganda ... Ikindi namazından sonra Ulu Cami arkasındaki çarşıda

    dolaşıyorduh. Levazım Ostegmeni arhadaşımla birkaç malzeme daha alıp ordugô.lıa dönecektih. Bir dakkana girdik, selamlaştık, kısa ayaklı birer hasır iskemieye buyur edildik. Pazarlığımızı yaptık. lstedikleıimizi aldık, aynlacaktıh. Dühhana bırakmadı, birer çay ısmarladı, söz arasında: "N erelisiniz Binbaşım?" dedi. Kırşehirli olduğıımıı söyledim. Dakkaııcı hissedilir bir degişme oldu. Bir fırsatını bulup

    sebebini sordum: "Benim Kırşehiriilere karşı ayn bir tııtkum vardır. Çünkü

    bizim Pir'imiz Kırşelıir'de yatar. .. Ama ben Kırşehiriilere kızanm da!.. Çünkü onlar piıimizi unutmıışlar, makamına bahmaz olmuşlar. lstanbııl'a Anilaraya her gidişimde fırsat bulur bulmaz Kırşehir' e de ugrar, mübarek makdmı ziyaret edeıim . " dedi. Kamışarı esnaf, yaşlı ve nur yii.zlii idi... Belli hi doğnı sözlü ve bilgili idi.. .. Kimi hasdettiğini anladım, ama soramadım: ' "Bak bah, binbaşı olınıış da, kendi memleketin in· biiyühleıini tamyaı_naınış." diyebileceğinden çekindim. Ulanmışlığın verdiği bir burkulma içinde konuyu değiştiıineı_e çalıştım."

    Belli ki bir süre için Ahilik Türk halkının hafizasındart kaçıp gitmiştir. Lakin geçtiğimiz 50 yıllık zarf içinde, Kastamonu:dak?- konferans gibi, bütün Türkiye'de Ahilik Haftalan bir de yüzlerce sempozyum ve konferansın sayesinde Ahilik'in önemi ve özelliği Türk halkırun kültür hayatına döı:hnüş oldu.

    Yesevilik ile Ahilik Bağlantısı .,

    Kastamonu konferansı'run ana teması "Hoca Ahmed Yesevt'den Şeyh Şahan-ı Veli ve Sonrasına Türk Düşünce Hayau"'dır. Bu bağlamda, kitabında Refil< Soykut Ahilik'ın Yesevtlikle alakası şöyle anlattıyor:

    "1lh Miislitman - Türk taıikatı olan Yesevilik, daha çok göçebe Türkler arasmda yayılmıştı. Bu Tiirkler lsldnı dinini lıenii.z iyice benimsemiş olm~dıklan ve eski Türk geleııekleıiııe çok bağlı ol dulılan için, yeni kurulan taıikat bıı gelenelıle re de yer vermek zonında kalmıştı.

    Hoca Alımed Yesevi, çeşitli bölgelerdeili Tilrk g6çebeleıi arasına yolladığı lıalifelerle lıeın taıihatıııı yaynıış, hem .. de bu g6çebe boylanıı milliyet bahımmdan hendileıini horııyabilnıeleıiııi saglamıştı. Yeseviye tarihatı 6nce Dogıı Tarkistan'da, sonra Maverailııııehir, Horasan, Hazar bölgesi, Azerbaycan alkeieıinde yerleşmiş, daha sonra Anadoluya yayılmışdır. Ba.bai'lilz bıı taıikattan çıhnnştır.

  • Jack Snowden Ahi Evran ve Kültür Hayatımıza Etkisi

    T aıikatmın esaslaıını eslıi Tiirh lıallı nazım ve türlıüleıi He öğretmeyi uygıııı bulan Hoca Ahmed'ın yazdılllan, sonradan bir araya getiıilerek (Divan-ı Hihmet) ortaya çıhanlmıştır. Babai'lih hanalı ile Yesevt'lihteıı mülhem olan Alıi1ıh'te, Hoca Alımed Yesevi'ııiıı de önemli bir yeıi olmah gerekir."

    Ahi Evran'in Hayatı Hakkında Bilgi Veren Belgeler

    Ahilik'in en önemli isimlerinden birisi şüphesiz Alu Evran'dir. Gerçek adı olan Ahi Evran Şeyh Nasırüddin Ebu'I-Hakayık Mahmud bin Ahmed el Hoyi olan Alu Evran, Moğol istilası yüzünden Asya'dan Anadolu'ya göç etmiş Türkrnenlerdendir. Kırşehir emiri, Moğol asıllı ve Mevlana'nın müridi Nuru'd-din Caca tarafından Kırşehir'de öldürülmüştür (1261). Aslında Aht Evran'e ait tüm izierin yok edilmeye çalışıldığı ve eserlerinin başka düşünürlere mal edilmeye çalışılmıştır. Alu Evran'den bahsedilmesinin yasaklanmasıyla Ahi Evran'ın felsefesi.ı:ıiıi halk arasında Nasreddin Hoca olarak devam ettiği iddiası da onaya çılanıştır. Kastamonu'daki konferans'ta bulunan Nasreddin Hoca uzmanı Prof. Dr. Abdülkadir Emeksiz'dan bu iddianın doğruluğu hakkında yorum yapmasını rica etmeliyiz.

    Her hal-ü karda Ahi Evran'ın Haci Bektaş-i Veli ile Mevlana Celaleddin-i Rumi muasır olduğu düşünülüyor. Asya'dan Anadolu'ya göç ettikten sonra Ahi Evran Denizli, Kayseri, Konya ve Kırşehir'de yaşamış, Ahi kuruluşun kurulması ve gelişmesiyle büyük rol oynamıştır. Kendi eserleri bulunmamakta beraber, hayatı hakkında bazı detaylar bu belgelerde bulunmuştur.

    o "Ha'za Fütüvveti Ahi Ev ran ": Bu belge, Alu Evran hakkında ay, yıl gibi tarihi rakanılar vermemekte ise de, epeyce manuki bir açıklama yapmakta ve Ahi Evran, Hazred Abbas'ın onüçüncü hatırıdan eviadı olarak gösterilmektedir. Kendinden önce birçok pirlerden söz edilmekte, Kırşehir'de yerleştiği bildirilmekte ve Ahi Mehmet isimli bir ustadan sanat öğrendiği açıklanmaktadır.

    o "Hacı Bektaş Velayetnamesi";· Butada Ahi Evran Büyük Selçuk Sultan Alaaddin Keykubann çağdaşı olarak gösterilir. Bazı menkibeler ve olaylar aniatıldıktan sonra Kırşehir'e geldiği ve burada öldüğü bildirir.

    o "Ahi Evran Vakfiyesi": 1277 Nerede bulunduğu tespit edilmeyen bu vakfiyeye göre, Aht Evran 1260lı yıllarda Kırşehir'e geldiğini tahmin ediyor ve çok kısa zaman~a kendini Kırşehiriilere sevdirdigi, ölünce mezan yanında bir zaviye yapılmasını, buna bir de mescit eklenmesini, zaviye yönteminin kendi belinden gelen erkek eviatlara verilmesini istediğini anlıyoruz.

    o " Keramatı Ahi Evran": Yazar: Ahmet Gülşehri (Ahi Evran'in yardtmc/SI): Tarihi rakamlar bulunmamasına rağmen, Ahilik ve Ahi Evran hakkında en güvenilir bir belge olması-lazımdır. Çünkü Gülşehrt, Ahi Evran'a elli yıl yardımcılık ve halifelik yaptığına göre en doğru bilgileri kaleme almış olması gerekir. Bu ınesne'vi. 1930 ve 1955 yıllarda Franz Taeschner tarafından yayınlanmıştır.

    157

  • Jack Snowden Ahi Evran ve Kültür Hayatımıza Etkisi

    o "Ç'>demiş belgesi": Yine de Refik Soykut'un kitabından: "Bunlardan dışında bir de, Ahi Evran'a yakınlığı olduğu ifade edilen ve halen Ödemiş'de yaşyan merhum polis komiseri Lütfi Beyin eşi Kırşehirli bayan Afife isminde bir kadının çok laymetli bir şecerenllme sakladığı ve kimseye vermek istemediği haberi alınmış ise de, adı geçenle görüşüp belgeyi incelemek mümkün olmamıştır."

    o "Ahi Evran'in eşi Fatma Hatun ": Kayseri'yi Moğollara karşı savunan Ahiler arasında Ahi Evran'ın eşi Fatma Harun da vardır. Şehir 15 gün kadar savunulduktan sonra Moğollann eline geçmiş. Türkmenler kılıçtan geçirilmiş ve Fatma Hatun 13 yıl süreyle hapiste tutulmuştur. Serbest kaldıktan sonra, Fatma Hatun kadıniann çalışması için Anadolu Bacılan (Baciyan-ı Rum) adıyla anılan bir teşkilann önderligini de yapmıştır. Ahı Evran'ın katledilmesinden sonra Hacı Bektaş, Fatma Hatun'u evlat edinmiş, korumasına almıştır. Daha sonra iki evhlik yapmış. Hacı Bektaş'ın vefatından sonra onun adına bugünkü adı Hacı Bektaş olan Sulucakarahöyük de bir türbe yapormıştır.

    Ahilik

    Ahilik konusunda araştırmalar yaparken Tevfik Güngör'ün Eylül20I3 tarihli yorumu bu konuyu anlatmak için çok uygun gördüm, özellikle bu bildirinin

    1 5 8 konusunun olduğu· "kültür hayatımıza etkisi" açısından. Dolayısıyla bu bildiri içine de bunu dahı1 etmek isterim:

    Ahi kelimesi Arapça'dır ve "kardeş/kardeşim" demektir. Ancak bazı araştırmacılar, Ahi sözcüğünün Türkçe'de cömert,,eli açık, yiğii: anlamına gelen "akı" sözcüğünden geldiğini ileri sürmektedir. Anadolu'da Türk kurum ve terimlerinin fazlalaşnğı bir dönemde "ala"riın, Arapça "kardeşim" anlamına gelen "ahl"ye dönüştüğü sanılmaktadır. Orta-.Asya'da hüküm süren Oğuz Yabgu'luğu yılalınca Oğuz Türkleri yavaş yavaş Selçuklu egemenliği altına girerek Anadolu'ya göç etmeye başladı. Ekseriyeti göçebe olan Oğuzlar, kopup geldikleri Ona Asya şartianna benzediği için daha çok Orta Anadolu kırsalını mesken olarak tercih ettiler. lslam dini, yerleşik hayatı gerekli kılıyordu. Göçebe Türkmenlerin lslamlaşma sürecini hızlandırmak, Anadolu'yu Türk yurdu haline getirmek, şehirlerde yaşayan Rum ve Ermeni tacirleriyle rekabet edebilmek amacıyla Hacı Bektaş-ı Veli, Ahi teşkilatının Anadolu'da yayılmasına çalı.şn. Bu açıdan Anadolu'da Ahiliğin şekillenmesinin ve köylere kadar teşkilatianmasının politik ve sosyo ekonomik bir hedef çerçevesinde gerçekleştiği görülür. Bu hareket Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu'da yaşayan Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlannda yetişmelerini sağlayan, onlan hem ekonomik, hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma hayatını iyi irısan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenme olarak gelişti.

  • Jack Snowden Ahi Evran ve Kü l tür Hayatım ı za Etkisi

    Ahilil< Anadolu'nun Türldeşmesini Sağladı

    Ahilik, Anadolu'da köylere kadar yayılarak Anadolu'nun daha kısa sürede Türkleşip lslamlaşmasıru sağlarnışur. Göçebe Türkmenler yerleşik hayata geçirilerek hem islami uyum kolaylaşrnış, hem de Türk şehirciliği hız kazanrnışur. 13. yüzyılın ikinci yarısına kadar çoğunlukla Gayri-Müslimlerin ve Türk olmayan yerli halkın elindeki sanat ve ticaret işlerine Müslüman Türkler de katılmış ve hızlanma kazandırmıştır. Türk esnaf ve sanatkarlan arasında sağlanan dayanışma ve yardırnlaşma sayesinde Ahilik önemli bir güç haline gelmiş, hız kazanmış, asayişin bozulduğtı zamanlarda (örneğin Moğol istilası) kendi otoritesini yürütmüştür ve dini ve ahlaki yapı korunmuştur.

    Ahtliğin kendi kural ve kurullan vardır. Günümüzün esnaf odalanna benzer bir işlevi olan Ahılik, iyi ahlak:ın, doğruluğun, kardeşliğin, .yardunsevereliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonoı:ni.k düzendir.

    Fütüvvetnameler: Ahiliğin Temel Unsuru

    "Fütüwet" gençlik, yiğitlik, cömertlik, anlamlarına gelen Arapça bir sözcüktür. Anadolu'dan önce Abbasi halifesinin ordusundaki Türk savaşçilar arasında başlayan . bu akım, bu savaşçtiann olumsuz yönlerinin "fütüwet" teşkilatı yoluyla ortadan kaldınlmasını ve böylece isyan gibi hareketlerin önüne geçilmesini sağlamıştır. Hareket zamanla başka yerlerle birlikte Anadolu'ya yayılmış, Arnlik teşkilatının da temelini oluşturmuştur. 12. yüyılda kurulan Ahilik, dini, ahlaki, mesleki dayanışma ve yardımlaşma örgütüdür. Örgüt, üyelerin ahlak kurallauru belirlediği gibi, onlara sanat da öğretir. Örgütün ilkeleri, yaşama ve davranış kurallan da fütüwetnamelerle belirlenmiştir.

    Aht olmak ve peştemel kuşanmak için kişinin bir Ahi tarafından önerilmesi zorunludur. Üye olmak isteyenlerden yedi fena hareketi bağlaması ve yedi güzel hareketi açması beklenmektedir: ·

    .. I. Ciımililı hapısım bağlamalı, liitııf hapısım açmah. 2. Kalıu· ve zuliim hapısım bağlamalı, bilim ve miilityeıııet hapısım açmah. 3. Hın hapısıııı bağlamalı, hanaat ve nza hapısmı açıııah. 4. Tolllııh ve lezzet hapısmı bağlamalı, Jiyazet hapısmı açıııalz. 5. Halhtan yaııa lzapısım bağlama Iz, Hah1z'tan yana hapısnıı açına1z. 6. Heı·ze ve 1ıezeyan hapısını bağlamalı, malifet 1ıapısnıı açnıak 7. Yalaıı1ıapısını bağlamalı, doğnılııh hapısım açına1z.

    Kafirler, çevresinde iyi tanınmayanlar, kötü söz getirebileceği düşünenler, zina ettiği ispatlananlar, katiller, ~rsızlar, dellallar, vergi memurlan, vurguncular Ahilik örgütüne katılamazlar.

    159

  • 1 6 0

    Jack Snowden Ahi Evran ve Kültür Hayatımıza Etkisi

    Ahilik: Türk Kültürünün Selçuk ve Osmanlı Zamanlarından Beri Bir Parçasıdır

    Ahilik Teşkillin Selçuklular döneminde ekonomik ve ticart faaliyetlerinin yanı sıra, askerl ve siyast faaliyetlerde de bulunmuş, aynen Bektaşi ve Yeniçeri Ocaklannın oldugu gibi Osmanlı Beyliği'nin kuruluşunda ve güçlenmesinde etkin rol oynamışlardır. Aşıkpaşazade Derviş Ahmet, Osmanlı'nın kurulmasında etkin olan dört unsur arasında Ahiliği de belirtmiştir.

    tık Osmanlı padişahlannın ve vezirlerinin çogu Ahı Teşkilatı'na mensup şeyhlerdir. Aht Teşkillin'nın Müslümanlara has bir kurum olarak iş görmesi ı 7. yüzyıl'a kadardır. Osmanlı Devleti'nin hakimiyet alanı genişleyip, Gayri-Müslim oranının artmasıyla farklı dinden kişilerin ortak çalışması zorunlu olmuştur. Din · ayrımı gözetilmeden ortaya çıkan bu kuruluşa da Gedik rlenmiştir. ı 72 7 yılıdan sonra kullanılan Gedik tanımı tekel veya imtiyaz anlamına gelmektedir. "Osmanlı bünyesindeki esnaflıga ve sanatkarlıga kabul şartlan"nı ifade etmektedir. Yapı olarak Ahtlik'ten farklı olmamakla birlikte ömrü uzun olmam~nr. Zira ı838 Baltalimanı Antiaşması'yla tekel idaresi onadan kalkmış ve Gedikler çözülmüştür.

    Ahilil< Düzeni

    Ahilik Teşkilatı 3 dereceli bir düzene dayanır. Her kapı üç dereceyi içerir. Bu dereceler şöyle sıralanır:

    1. Yiğit, Yamalı, Çırak. 2. Kalfa, Usta, Alıt. 3. Halife, Şeyh, Şeyh-ii i Meşaytlı.

    ·,

    Ahilik ve kurum düzeni bugünlerin şartlarında bile, S çekirdek ilke ile "Toplumsal sorumluluk, hizmette mükemmellik, dürüstlük ve dogruluk, ortak yaşarnan ile örnek bir 'yatay örgütlenme' toplum hareketidir. "P~bucunu dama atmak" sözü Ahtliğin peştamal kuşanma töreni ile ilgilidir. Çıraklıktan kalfalığa geçiş töreni öncesinde eğitimi tamamlanan çırağın pabucu dama atılır. Kalfa, çıraklıktan kuttulduguna göre, amk kendi kanatlanyla uçacaktır. Ustalan, kalfalan eskisi gibi onu artık kollarnayacak, korumayacaktır. ·

    Ahilik sanatkildar gündüzleri işyerlerinde hiyerarşi içinde rnesleğin inceliklerini öğrenirler, akşamları toplandıkları Aht konuk ve toplantı salonlannda aynı hiyerarşi içind ahlaki ve felsefi eğitim görürler..

  • Jack Snowden Ahi Evran ve Kültür Hayatımıza Etkisi

    Kapitalist Ortamında Ahiliğin Yeri

    Bugünlerde, çoğu zaman acımasız hareket eden kapitalist sistemi içinde nasıl Ahilik değerleri sürdürülebilir? Bir de bu kadar kalabalık ortamda şirketler arası ve bireysel rekabet bayağı artmış bir durumda. Bu konuda Ayfer Dağdönderen, Ekim 2017 birk-aç çarpıcı yorumlar yapmış. Bu bildirinin son satırlarında bunlan paylaşmak isterim:

    "Böyle ga.zel ilheleıi olan Alırlik kurumu, Osmanlı'da "Lonca, Gedik" kııruluşlan olarak devam etmiş olup Cumlıuıiyetle birlikte Esnaf Teşkilatlan, ·Esnaf ve Sanatkarlar Odalan Birlikleıi ve Konfederasyonlan olarak devam etmektediı·. Alır teşkilatlannın sosyal faaliyetleıinden olan "ziyafet toplantılan" esnaf sahı·eleıi olarak günümüze kadar gelmiştir. Ancah Alıilik kiiltiiıii ve alılakımn aniatılıp bir eğitim semineıi ve istişare toplantısı gibi olan bu programlar, önce mangal partileıine sonrada tamamen yok olup tatlle dönmüştür. ·-

    Ahilik ahlakı ve kiiltiirii yakm zamana kadar toplıımwnıızda etkili olsa da son yıllarda "tüketim ve israf toplumu" olmamız sebebiyle giiniimiizde pek yansımasını gönnemekteyiz. Maalesef günümüzde bol ve kolay kazanma isteği, kısa yoldan zengin olma hırsı ve kul hakkıımı öneınsenmemesi gibi sebeblerle ticaret ahialu kaybolmıı.ştur. Resmi veıilere göre geçen yıl 3.5 milyon civannda tüketici şikayette bıılıınmıtş ve 1 6 1

    bunlann %94'ünde tiiketici haklı bulwımııştur. Bıı sadece istatistiklere yansıyan bir sayı olup resmi şihdyete honıı olmayan ne kadar biiyiik bir memnııniyetsizlik olduğu ortadadır. Toplum değerleıimizdelıi yozlaşma ile beraber ticaret ve sanat lıayatımızda maalesef kötii gitmektedir.

    Ahilik Haftası 'm fırsat bilerek yok olmaya yiiZ tııtıımıı.ş olan Ahilik ahiakım ticaret adabım ve hııl hakkına saygı yeniden tesis için gayret göstereli m."