TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23...

109
TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015 1 İÇİNDEKİLER 1 ŞUNUŞ 3 KORDİNATÖRDEN 4 TEBEŞİRLERİMİZ NEM TUTUYOR! Şeyma DAYİ Vildan SAYIN 5 DOĞAL ASPİRİN LİMON Zehra NALCI Elanur KAYAOĞLU Begüm Dilek MAZLUM Figen ÜREYENER 8 DETERJANLARIN ELEKTRİK İLETKENLİĞİ Taha YURDAKUL Alper ŞAHİN Emirhan KILIÇ Vildan SAYIN 12 EKMEĞİN KÜFLENMESİ Emir Barkan MOROVA Nilsu CİHAN İpek Nisa AYHAN Zeynep SÖNMEZ 15 HAŞLANMIŞ YUMURTA SUYU BİTKİLERİ BESLİYOR! Ahmet DURUM Vildan SAYIN 19 SOLAKLARIN GÜNLÜK HAYATTA KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR Gülşade ÖKSÜZ Aslı Beyza YAVUZ Özgür TÜFEKÇİOĞLU Mustafa ÇAVDAR 25 7. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN KİTAP OKUMA ALIŞKANLIKLARI Emine Yaren KANDAZ Sude YAYLI İbrahim KALYONCU 29 SAÇLARIMIZ NEDEN BEYAZLIYOR? Zehranur OKTAV Vildan SAYIN 34 OKSİJENSİZ SOLUNUMUN ÜRÜNLERİ Nur KOTAN Vildan SAYIN 39 DOĞAL TEMİZLİK Zehra NALCİ Figen ÜREYENER 42 YEMEĞİMİ NERDE SAKLAMALIYIN? Özlem AYTEKİN Seydi Ahmet KARACA İlayda ZAFER Nazlıcan BÜLBÜL Zeynep SÖNMEZ 47 KIŞIN ARAÇ CAMLARI BUZ TUTARSA NASIL ÇÖZERİZ? Eda ÜÇÜNCÜ Büşra ÇAVDAR Vildan SAYIN 49 ALTIGEN MUCİZESİ Nuryağmur KAZANCI Firdevs YAVUZ 52 TARIMDA VERİMİ ARTIRAN KİREÇ Büşra BERBER Vildan SAYIN 58 TUZLU YEMEK Mİ? TUZSUZ YEMEK Mİ? Buğrahan CİHAN Tuğçe TONYALI Alper YURDAKUL Figen ÜREYENER 62 BANT TÜRLERİNİN YAPIŞKANLIK DERECELERİ Esranur YAZICI Zeynep SÖNMEZ 68 KARBONDİOKSİT VE FOTOSENTEZ HIZI Cansu YILMAZ Vildan SAYIN 71

Transcript of TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23...

Page 1: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

1

İÇİNDEKİLER 1

ŞUNUŞ 3

KORDİNATÖRDEN 4

TEBEŞİRLERİMİZ NEM TUTUYOR! Şeyma DAYİ Vildan SAYIN 5

DOĞAL ASPİRİN LİMON Zehra NALCI Elanur KAYAOĞLU Begüm Dilek MAZLUM

Figen ÜREYENER 8

DETERJANLARIN ELEKTRİK İLETKENLİĞİ Taha YURDAKUL Alper ŞAHİN Emirhan KILIÇ

Vildan SAYIN 12

EKMEĞİN KÜFLENMESİ Emir Barkan MOROVA Nilsu CİHAN İpek Nisa AYHAN

Zeynep SÖNMEZ 15

HAŞLANMIŞ YUMURTA SUYU BİTKİLERİ BESLİYOR!

Ahmet DURUM Vildan SAYIN 19

SOLAKLARIN GÜNLÜK HAYATTA KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR

Gülşade ÖKSÜZ Aslı Beyza YAVUZ Özgür TÜFEKÇİOĞLU

Mustafa ÇAVDAR 25

7. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN KİTAP OKUMA ALIŞKANLIKLARI

Emine Yaren KANDAZ Sude YAYLI

İbrahim KALYONCU 29

SAÇLARIMIZ NEDEN BEYAZLIYOR? Zehranur OKTAV Vildan SAYIN 34

OKSİJENSİZ SOLUNUMUN ÜRÜNLERİ Nur KOTAN Vildan SAYIN 39

DOĞAL TEMİZLİK Zehra NALCİ Figen ÜREYENER 42

YEMEĞİMİ NERDE SAKLAMALIYIN?

Özlem AYTEKİN Seydi Ahmet KARACA İlayda ZAFER Nazlıcan BÜLBÜL

Zeynep SÖNMEZ 47

KIŞIN ARAÇ CAMLARI BUZ TUTARSA NASIL ÇÖZERİZ?

Eda ÜÇÜNCÜ Büşra ÇAVDAR

Vildan SAYIN 49

ALTIGEN MUCİZESİ Nuryağmur KAZANCI Firdevs YAVUZ 52

TARIMDA VERİMİ ARTIRAN KİREÇ Büşra BERBER Vildan SAYIN 58

TUZLU YEMEK Mİ? TUZSUZ YEMEK Mİ? Buğrahan CİHAN Tuğçe TONYALI Alper YURDAKUL

Figen ÜREYENER 62

BANT TÜRLERİNİN YAPIŞKANLIK DERECELERİ Esranur YAZICI Zeynep SÖNMEZ 68

KARBONDİOKSİT VE FOTOSENTEZ HIZI Cansu YILMAZ Vildan SAYIN 71

Page 2: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

2

RESİMDEKİ GEOMETRİ

Nazlı DEMİR Sude ERAY Sıla SİMİTÇİOĞLU Azra ÇOLAK Züleyha SATILMIŞ

Ersan DUMANOĞLU 74

DOĞADAN İLHAM ALDIK İNDİKATÖRLERİMİZİ YAPTIK

Zeynep Sezin KAZANCIOĞLU Didesu Zeynep ÇORAK

Vildan SAYIN 80

ORGANİK KALEMLİK Melisa BİRİNCİOĞLU Atila ŞİMŞİT 83

SINAVDA NEDEN HEYECANLANIRIZ? Alara Öyküm KARAMAN Cemaleddin Cem UZUN 86

BUĞULU CAMLAR Sahra YÜCEL Vildan SAYIN 91

HORMON KULLANMADAN BÜYÜTEN SİSTEM

Dilara ŞAHİN Ceren KÜÇÜK İrem GEBİÇ Sude TONYALI

Temel Yaşar USTA 95

İNSANLARIN AYAKKABI SEÇİMİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER

Hasan Can USTAÖMEROĞLU Çağhan SEYMEN Gökdeniz ÜÇÜNCÜ

Dilek YAVUZ YAKUT 99

BAL MUMU VE ZEYTİNYAĞININ ORTAK MUCİZESİ

Aslınaz EREN Cemaleddin Cem UZUN 101

FOTOĞRAFLAR 104

Page 3: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

3

SUNUŞ

Günümüzde insan yaşamının önemli bir parçasını oluşturan okul, bireyin ilgi ve

yeteneklerini keşfederken aynı zamanda onu geleceğe hazırlamaktadır. Bireyin kendini

gerçekleştirmesi için spor, sanat ve akademik eğitim üçlemesinin birlikte yürütülmesi

gerekmektedir. Genç nesillerin geleceğini besleyen bu damarlardan birinin yok olması

gelecekteki toplumun sağlıksız ve orantısız oluşmasına neden olmaktadır. İşte bu nedenle

okulun temel amacı bireyin tüm yönlerini harekete geçirecek olanakları sağlamaktır. Moda

terimle “yaşam koçluğu”dur.

Spor ve sanatta ilimizin öncü eğitim kurumlarından olan okulumuz birçok alanda il

ve ulusal düzeyde başarı elde etmiştir. Uluslararası projelerde yer almıştır. Kuruluşundan

beri öğrencilerini her yönüyle geliştirmeyi ve geleceğe hazırlamayı ilke edinmiş olan

okulumuz akademik anlamda da başarılarından dolayı haklı bir gurun sahibi olmuştur.

İlk kez 2013 yılında “TÜBİTAK 4006 Bilim Fuarları” ile tanışan okulumuz. Tüm

paydaşlarımızdan yoğun beğeni toplayan bilimsel çalışmalarımız için 2015 yılında yeniden

bu sürece dahil olmuştur. Bilimsel sürecin heyecanı içindeki öğrencilerimizin yoğun

çalışmaları, proje danışmanı öğretmenlerimizin katkıları ve velilerimizin destekleri ile ikinci

bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde gerçekleştirdik. Sunulan poster çalışmalar

bilim dostu ziyaretçilerimiz tarafından beğeniyle karşılandı.

Bilimi her kesime ve her yaşa yayma vizyonundan dolayı bizlere bu olanağı sunan

TÜBİTAK yetkililerine şükranlarımızı sunuyoruz. Bundan sonraki süreçte de desteklerinin

artarak devam etmesi beklentisi içinde olacağız.

Biz de öğrencilerimizin yoğun emek gösterdikleri projelerini geleceğe taşımak adına

bir kitapta toplamaya karar verdik. Bu bilimsel yolculuğa öncülük eden Proje

Koordinatörümüz Özlem DEMİRÖZ’ü, proje sahibi öğrencilerimizi ve proje danışmanı

öğretmenlerimizi ortaya koydukları başarılı çalışmalarından dolayı kutluyoruz.

Bizlerden desteklerini esirgemeyen Müdür Yardımcılarımız İsmail İSMAİLOĞLU ve

Naci YILDIRIM’a, Bilişim Teknolojisi Öğretmenlerimiz Atila ŞİMŞİT ve Murat TERZİ’ye, Okul-

Aile Birliği Başkanımız Nuray TONYALI ve yönetim kurulu üyelerine, fuarımızı ziyaret ederek

bizleri onurlandıran değerli konuklarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Beşirli İMKB Ortaokulu Müdürlüğü Temmuz 2015

Page 4: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

4

KOORDİNATÖRDEN

Ülkemizin en seçkin bilim ve araştırma

kurumu TÜBİTAK, her öğrencinin bilimsel bir proje

yapabileceği ve her okulun da bir bilim fuarı

gerçekleştirebileceği öngörüsünden yola çıkarak

“4006 Bilim Fuarları” programını

gerçekleştirmekte ve katılımcı okullara destek

sağlamaktadır. Bu fuar kapsamında her bir proje

kendi içinde değerlendirilir. Dolayısıyla

öğrencileri yarıştırmayan, tam aksine her fikrin

değerli olduğunu öğreten bir programdır.

Çalışmaları sırasında öğrencilerimiz, hipotez

geliştirmeyi, hipotezi test etmeyi bunu yaparken

de bilimsel süreci takip etmeyi öğrenirler.

Okulumuz 2014-2015 Eğitim-Öğretim yılında ikinci kez 4006 Bilim Fuarı

gerçekleştirmiştir. Okul olarak öğrencilerimizin ezberleyen değil, bilgiye nasıl ulaşacağını

öğrenen bireyler olmasını destekliyoruz. Bu bağlamda TÜBİTAK 4006 Bilim Fuarları, bize

öğrencilerimizle birlikte fikir üretme, araştırma yapma, doğru bilgiye ulaşıp bu bilgiyi doğru

şekilde kullanma fırsatı sunmuştur.

Süreç boyunca genç beyinlerin ortaya neler koyabileceğini görmek şaşırtıcı; bu

fikirlerin nasıl geliştiğini, olgunlaştığını ve sonuca ulaştığını izlemek de keyif vericiydi.

TÜBİTAK Bilim Fuarları programının da öngördüğü gibi, her fikir değerli, her öğrenci bilimsel

bir çalışma yapabilme yeteneğine sahipti.

Başvurumuzun kabulünden bilim fuarımızı gerçekleştirdiğimiz 23-24 Nisan 2015

tarihlerine kadar geçen yaklaşık dört aylık süreçte danışman öğretmenlerimiz ve katılımcı

öğrencelerimizle özverili bir çalışma ortaya koyduk. 25 bilimsel çalışmayla fuarımızı

gerçekleştirdik. İki gün süren fuarımız boyunca birçok ziyaretçimiz oldu. Sunumları sırasında,

hipotezlerinin doğruluğunu savunurken öğrencilerimizin gözlerindeki özgüvene şahit olmak,

bize göre işin en gurur verici tarafıydı. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kendilerine

güvendikleri, “ben bunu yapabilirim” duygusuyla hareket ettikleri için…

Heyecanla devam edeceğimiz bilim yolculuğunda gelecekte de buluşmak dileğiyle…

Özlem DEMİRÖZ

Proje Koordinatörü Temmuz 2015

Page 5: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

5

TEBEŞİRLERİMİZ NEM TUTUYOR!

Şeyma DAYİ

Proje Danışmanı Vildan SAYIN

ÖZET

Bu projemizde tebeşirin yapısından kaynaklanan su tutma kapasitesini incelemek

istedik. Bunun için tebeşirleri kullandık. Ayrıca kullandığımız tebeşirlerin renklerinin de nem tutma kapasitesiyle ilişkisi olup olmadığını inceledik.

Beş farklı renkte tebeşirin NOVA 5000 Nemölçer ile kuru haldeki nem oranları ölçüldü ve kaydedildi. Aynı tebeşirler okulun kalorifer yanmayan, nemli temizlik odasına konuldu.10 gün bekletilen tebeşirlerin tekrar NOVA 5000 Nemölçer ile nem adsoblamış haldeki nem oranları ölçüldü ve kaydedildi. Adsorblanan nem miktarları hesaplanarak hipotezlerin doğruluğu kontrol edildi.

Tebeşir yapısındaki KALSİYUM KARBONAT sayesinde su tutabilir (adsorblayabilir). Tebeşirlerin renkleri açıktan koyuya doğru nem çekicilikte etkilidir: Beyaz Tebeşir > Sarı Tebeşir > Yeşil Tebeşir > Mavi Tebeşir > Kırmızı Tebeşir

Anahtar Kalimeler: Tebeşir ve Nem

GİRİŞ

Kireçtaşı kalsiyum karbonat mineralidir. Tebeşir, kalsiyum karbonatla birlikte çok az miktarda balçık mineralleri, silis tanecikleri, çakmaktaşı tozu ihtiva eder. Tebeşir, foraminifere ve coccoliths gibi mini mikroorganizmaların milyonlarca sene önce deniz diplerinde biriken kabuklarıdır. Tebeşir, temizlenip saflaştırıldıktan sonra portlant çimento yapımında ve dezenfektan olarak kullanılır. Tebeşirin işlenerek pudra haline getirilmesiyle kullanma sahası daha da artmıştır. Pudra tebeşir, seramik, cam macunu, muhtelif kozmetik, lastik, kağıt, marley, dişmacunu gibi birçok yerde dolgu maddesi olarak kullanılır. Okullarda karatahtalarda yazı yazmak için kullanılan tebeşir tabii tebeşirden yapılmaz. Bu tebeşirler çok ince tebeşir tozunun, renk maddeleri, suda eriyen yapıştırıcılarla karıştırılıp, kalıplara dökülmesiyle elde edilir. Bununla beraber tebeşir tozunun ağırlığını arttıran malzemelerin sabun türü maddeler olduğu sanılmaktadır. Metal ve taş üzerine yazı yazmada kullanılan tebeşirlerse sabun, balmumu, reçine ve lamba karasından yapılır.

Kalsit bir mineral adı olup karbonatlı kayaçları oluşturan bu mineralin kimyasal yapısı CaCO3 dır. Çeşitli şekillerde kristal halde bulunan (rombaeder, skalenoeder şeklinde kristallenir) camsı parlaklıkta, renksiz saydam yapıdadır. Kolay öğütülür ve beyaz renkli bir toz elde edilir, sertliği Moh’s skalaya göre 3, yoğunluğu ise 2,6-2.7 civarındadır. Ülkemizde kalsit adı ile üretilen mineral karbonatlı kayaçların (kireç taşları, mermer, tebeşir) ana mineralidir. Bu formasyonlar

1. Kireç taşları (Metamorfizma geçirmemiş) birincil kayaçlardan beyaz renkli olanları Fransa, Mısır gibi ülkelerde öğütülerek değerlendirilir.)

2. Mermerler (kireç taşlarının metaforfizmayla yeniden kristalleşmesi ile oluşur, ülkemizde mermer olarak yapı sektöründe ve beyaz renkli ve iri kristalli olanları bu rapora konu olan mikronize dolgu sanayiinde kullanılır.)

Page 6: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

6

3. Kristal kalsitler (kireç taşı formasyonu arasında çatlak dolgularında saf saydam kristaller şeklinde oluşur genellikle ticari olarak üretim yapılamamaktadır.)

4. Tebeşir (organik fosiller olup İngiltere’de, Avrupa’nın bazı yörelerinde bulunur, beyazlık derecesi 87-88 civarında olup öğütülmesi kolaydır. Fakat ülkemizde üretimi yapılmamaktadır.) Dünyada ticari olarak üretilen kalsit, (kalsiyum karbonat) oluşumları Beyaz renkli, saf kireç taşları İri kristalli mermerler (Türkiye’de üretilen)Beyaz tebeşir oluşumları olmaktadır. Bunların içersinde beyazlığı en yüksek olanlar iri kristalli mermerler olmaktadır. Fakat diğerlerine göre öğütmede kullanılan enerji daha fazladır.

Kalsiyum karbonat (CaCO3) minerali, yer kabuğunda bol miktarda bulunması, polimorflarının birçok sektörde farklı amaçlar için kullanılması, ekonomik ve çevreye zararsız olması bakımından özel bir öneme sahiptir. Ayrıca katyonlara ve suya karşı yüksek tutma kapasitesine sahip olması sulardaki ağır metallerin emilmesi kullanımına olanak sağlamaktadır.

AMAÇ

Tebeşirlerin nem tutma özelliğini incelemek.

HİPOTEZLER

1. Tebeşir nemi tutar 2. Tebeşirlerin rengi nem çekmesinde rol oynar

YÖNTEM

Bu proje deneysel yöntem kullanılarak ve gözlem yapılarak gerçekleştirilmiştir.

Bunun için aynı kutudan beyaz, sarı, mavi, yeşil, kırmızı renkte kuru sayılan tebeşirleri aldık. Beş farklı renkte tebeşirin NOVA 5000 Nemölçer ile kuru haldeki nem oranları ölçüldü ve kaydedildi. Aynı tebeşirler okulun kalorifer yanmayan, nemli temizlik odasına konuldu.10 gün bekletilen tebeşirlerin tekrar NOVA 5000 Nemölçer ile nem adsoblamış haldeki nem oranları ölçüldü ve kaydedildi. Adsorblanan nem miktarları hesaplanarak hipotezlerin doğruluğu kontrol edildi.

ARAÇ-GEREÇ

5 renk tebeşir, Higrometre BULGULAR

Elde edilen bulgular aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

TEBEŞİRİN RENGİ KURU HALDEKİ NEM MİKTARI

YAŞ HALDEKİ NEM MİKTARI

HAPSEDİLEN NEM MİKTARI

BEYAZ %47.65 %67.00 %19.35

SARI %50.95 %67.50 %16.55

YEŞİL %48.52 %64.00 %15.48

MAVİ %52.17 %62.50 %10.33

KIRMIZI %59.91 %63.50 %3.59

Page 7: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

7

Tebeşirlerin nem tutma kapasitesi en fazla beyaz tebeşirde olup en az ise kırmızı tebeşirdedir.

SONUÇ Tebeşir yapısındaki KALSİYUM KARBONAT sayesinde su tutabilir(adsorblayabilir).

Tebeşirlerin renkleri açıktan koyuya doğru nem çekicilikte etkilidir: Beyaz Tebeşir > Sarı Tebeşir > Yeşil Tebeşir > Mavi Tebeşir > Kırmızı Tebeşir

KAYNAKÇA

1. Yrd.Doç.Dr.Hidayet OĞUZ 2008 TOPRAK BİLGİSİ DERS NOTLARI 2. www.solverkimya 3. Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü Kimya Ders Notları

Page 8: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

8

DOĞAL ASPİRİN LİMON

Zehra NALCI - Elanur KAYAOĞLU - Begüm Dilek MAZLUM

Proje Danışmanı Figen ÜREYENER

ÖZET

Günlük hayatta yaygın olarak kullanılan ilaçlardan biri olan aspirin, insanlara sağladığı yararlar kadar zarar da vermektedir. Bu nedenle aspirin yerine kullanılabilecek bir madde bulunmaya çalışıldı. Bu çalışma sonucunda limonun çeşitli özellikler bakımından aspirinle benzer olduğu ortaya çıktı.

Araştırmalar bir araya getirilerek projeye başlandı. Yapılan araştırmalar özet

şeklinde not edildi. Limon ve aspirin için ortak olan özellikler tablo halinde hazırlandı. Bu özelliklerden kan sulandırıcı seçildi. Sonrasında uygun bir deney tasarlandı. Deney için gerekli malzemeler, deneyden bir gün önce temin edildi. Deney fen laboratuvarında, fen ve teknoloji öğretmeni gözetiminde gerçekleştirildi. Deney sırasında kullanılan materyaller miktarlarıyla not edildi ve oluş sırasına göre yazıldı. Deney sonuçları deney günü gözden geçirilerek not edildi ve düzenlendi. Yapılan deney ve araştırmalar ışığında limonun aspirinden daha iyi bir kan sulandırıcı olduğu sonucuna varıldı.

KONU ARAŞTIRMASI

Limon, antioksidan ve antikanser donanımına sahiptir. Yüksek C vitamini içerdiği için alternatif tıpta kullanılır. Sindirim sistemi, bağışıklık sistemi ve deri için ilaç görevi görür. Bazı araştırmalarda limon buharının stresi azalttığı da görülmüştür. Kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde yardımcıdır. Damar sertliğini önler ve kanı sulandırır. Vücut sıvılarının pH değerini dengeler. Karaciğeri temizler. Bağırsakları temizler. Böbrek ve safra taşlarının düşmesinde yardımcı olur. Serbest radikallere karşı koruma sağlar. Beyin sağlığını korur. Yüksek tansiyona iyi gelir. Göz sağlığını korur. Kalsiyum, demir, fosfat iyonları bakımından zengindir. Ağız sağlığını korur. Ciltte enfeksiyonu önler. Kaşıntıya iyi gelir. Zararları; mide ekşimesi, idrar çıkarımını nadirde olsa artırması, diş minelerine çok kullanımında zarar vermesi.

Aspirin ufak ağrı ve sızılar için kullanılan, ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçtır. Kan seyreltici etkisi vardır.Kalp krizine karşı kullanılır. Baş ağrısı, diş ağrısı, nevroloji , siyatik sancılarını giderir. Romatizma ve lumbagada enfeksiyonunu azaltır. Migrenin semptomatik tedavisinde kullanılır. Tansiyon hastaları tarafından kullanılır. Doza bağımlı olarak gastrointestinal kanalda kronik ve aktif ülseri olanların kullanması sakıncalıdır. Hemoroji, ülserasyon, tinnifus, vertigo, geçici işitme kaybı, kanama zamanının uzaması, lokoperi, trombositobeni, plazma demir konsantrasyonunda, düşme,ürtiker, anjiyonöronik ödem, astım ve adafileksi görülebilir.

Page 9: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

9

TABLO 1: Limon ve Aspirinin Benzer Özellikleri

LİMON ASPİRİN

Limon kalp hastalıklarına karşı kullanılabilecek donanımlara sahiptir.

Kalp ve damar sağlığıyla ilgili sorunlarda kullanılıyor.

Kanser hücrelerini öldürür. Antikanser donanımına sahiptir.

Prostat kanseri ve Alzheimer hastalığına iyi geliyor.

Kaşıntıya iyi gelir. Kaşıntıya iyi gelir.

Kan sulandırıcı özelliği vardır. Kan sulandırıcı özelliği vardır.

Cilt üzerinde enfeksiyonu engeller. Nasıra iyi gelir. Siğillerin boşaltılmasını sağlar.

Yüksek tansiyona iyi gelir. Yüksek tansiyona iyi gelir.

PROBLEM

Bu projede amaç limonun aspirinden daha iyi bir kan sulandırıcı olduğunu ortaya

koymaktır. Böylece kimyasal ilaç olan aspirin yerine doğal limonu kullanabilir miyiz? HİPOTEZLER

Limon aspirinden daha iyi bir kan sulandırıcıdır.

İnsanlar kan sulandırıcı olarak aspirin yerine limon kullanabilir.

KULLANILACAK ARAÇ VE MATERYALLER

Bir tüp Arh+ kan, Yarım limon, 2 tablet aspirin, 2 adet petri kabı, 4 adet lamel, Bir

mikroskop, Havan, Bir bardak su, 4 adet damlalık, Elektrikli tartı, Eldiven, Peçete, Kamera.

YÖNTEM

28.03.2015 tarihinde eczanesinden Bayer marka aspirin alındı. 31.03.2015

tarihinde Beşirli Aile Sağlığı Merkezinde (AMS) proje sahiplerinden kan örnekleri alındı.

Beşirli İMKB Ortaokulu laboratuarında malzemeler bir araya getirilip deneye başlandı. Üç

damla kan lamele damlatıldı. Kanın yapısı incelenip fotoğraflandı. Daha sonra darası

elektrikli tartıda 0 g alınmış temiz petri kabına 1 g saf limon suyu damlatıldı. Bu işlem

sırasında iki tablet aspirin havanda dövüldü. Ardından elektrikli tartıda darası 0 g alınan

temiz petri kabına 1 g katı aspirin konuldu. Daha sonra iki petri kabına da 6 damla su

damlatıldı. Peşinden limon ve su petri kabında karıştırıldı. Aynı işlem aspirin için de

gerçekleştirildi. Her iki karışıma üç damla kan damlatıldı. Sonra petri kaplarında gerçekleşen

değişimler fotoğraflandı. Mikroskop altında iki kanlı karışım da incelendi ve fotoğrafları

çekildi.

Page 10: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

10

ARAŞTIRMA BULGULARI

Yapılan laboratuvar çalışmaları sonucunda elde edilen bulgular aşağıda

sunulmuştur. Mikroskopla elde edilen bulgular fotoğraflarla desteklenmeye çalışıldı.

RESİM 1: Kanın Mikroskop Altında İncelenmesi

Eşit büyüklükteki türdeş kaplara aynı miktarda üç damla kan damlatılarak mikroskop

altında incelendi.

RESİM 2: Limon ve Aspirinin Kanla Etkileşimi

Eşit miktarda limon ve aspirine aynı miktarda kan damlatıldı.

LİMON ve KAN ASPİRİN ve KAN

RESİM 3-4: Limon ve Aspirin karışımlı kandamlaları.

Page 11: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

11

KAYNAKÇA

1. tr.wikipedia.org/wiki/Aspirin 2. tr.wikipedia.org/wiki/Limon 3. iyigelenyiyecekler.com/limonun-faydalari/ 4. http://www.hakkinda-bilgi-nedir.com/aspirinin-faydalari-ve-zararlari-

nedir+aspirinin-faydalari-ve-zararlari-hakkinda-bilgi

Page 12: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

12

DETERJANLARIN ELEKTRİK İLETKENLİĞİ

Taha YURDAKUL - Alper ŞAHİN - Emirhan KILIÇ

Proje Danışmanı

Vildan SAYIN

ÖZET

Biz bu projemizde günlük hayatımızda kullandığımız deterjanların elektrik akımını iletip iletmediğini araştırdık. Bunun için diş macunu, bulaşık deterjanı, çamaşır suyu, matik deterjan, şampuan, Arap sabunu, beyaz sabun rendesi içine seyyar ampul daldırarak ampulün yanıp yanmadığını gözlemledik. 20 gram Deterjan numunelerini 100ml. suda çözdük. Elektrikçiden seyyar ampul hazırlattık. Seyyar ampul kablosunun birini kesip deterjan numunesine daldırdık. Ampulün ışık verdiğini gözlemledik. Ampermetreyi devreye seri bağlayarak ampul parlaklıklarını ve geçen akımı ölçtük. Akımlarla pH değerleri arasındaki ilişkiyi inceledik. Yaptığımız deney ve araştırmalar ışığında deterjanların elektrik iletkenliklerinin olduğu ve bu iletkenliğin deterjanın yapısındaki bazın pH’ına bağlı değiştiği sonucuna varılmıştır.

GİRİŞ

Deterjanlar, birçok temizlik işlerinde kullanılan, kısmen sabun özellikleri taşıyan, sentetik deterjanlar olarak bilinen, yüzey aktif maddelerdir. Sentetik deterjanların ham maddesi, petrol ve kömürdür. Sabunun ham maddesi olan hayvansal ve bitkisel yağların, insan beslenmesinde kullanılması, sabunların sert ve soğuk sularda köpürmemesi, üretim ve depolama güçlükleri, özellikle 1950’li yıllardan itibaren, genel temizlik, çamaşır, bulaşık yıkama işlerinde deterjanların kullanılmasını giderek yaygınlaştırmıştır. Deterjanların yapısında baz denilen kimyasal maddeler bulunur. Bazların sulu çözeltileri elektrik akımını iletir. Bazların pH değeri 7-14 arasındadır. pH değeri ne kadar büyürse kuvvetli baz sayılır ve elektrik iletkenliği artar. Sodyum Hidroksit: Sud kostik veya kostik madde olarak da bilinir. Suda ısı vererek çözünen, kristal yapılı, aşırı nem çekici bir maddedir. Protein ve selülozlu bileşikleri tahrip eder. Açıkta bırakıldığında yapısındaki nemi vererek toz haline dönüşür. Toz hali kristal halinden daha etkilidir. Çoğunlukla, sabun ve deterjan yapımında, mutfak lavabolarının, borularının açılmasında, katran, is lekelerinin çıkarılmasında kullanılır. Potasyum Hidroksit: Parlak, yumuşak, çok iyi nem çekici bir maddedir. Arap sabunu (kıvamlı sabun), sıvı sabun ve deterjan üretiminde kullanılır. Potasyum hidroksit havadan nem çektiğinde, potasyum karbonata dönüşür. Potasyum karbonat da metallerin ovularak temizlenmesinde kullanılır. Amonyak: Keskin kokulu, yakıcı, tahriş edici, hafif bir alkalidir ve uçucu özelliği vardır. Yünlü ve ipeklilerin temizliğinde, ter, pas, şarap lekelerinin çıkarılmasında ve altın temizliğinde kullanılır.

Page 13: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

13

AMAÇ

Günlük hayatta kullandığımız deterjanların elektrik iletip iletmediklerini gözlemlemek

HİPOTEZLER

1. Deterjanlar elektriği iletir 2. Deterjanların Ph değerlerine göre iletkenliği değişir

YÖNTEM

Bu proje deneysel yöntem kullanarak ve gözlem yapılarak gerçekleştirilmiştir. 20 gram Arap Sabunu ,Beyaz Sabun rendesi, Sıvı Sabun, Şampuan ,Konsantre Çamaşır Suyu ,Bulaşık Deterjanı ve Diş Macunu numunelerini 100ml. suda çözdük.Elektrikçiden seyyar ampul hazırlattık.Seyyar ampul kablosunun birini kesip deterjan numunesine daldırdık. Ampulün ışık verdiğini gözlemledik.Ampermetreyi devreye seri bağlayarak ampul parlaklıklarını ve geçen akımı ölçtük. Akımlarla pH değerleri arasındaki ilişkiyi inceledik.

ARAÇ-GEREÇ

8 çeşit deterjan numunesi, seyyar ampul, ampermetre

KISALTMALAR : pH : Asitlik-bazlık derecesi mA : mili Amper

BULGULAR

Araştırmada elde edilen bulgular aşağıdaki tabloda sunulmuştur.

NUMUNE ADI ÖLÇÜLEN AKIM DEĞERİ (mA ) pH DEĞERİ

Arap Sabunu 3 5,5

Beyaz Sabun 4 5,5

Sıvı Sabun 4 5,5

Şampuan 5 5,5

Konsantre Çamaşır Suyu 12 13-14

Bulaşık Deterjanı 8-9 7-8

Diş Macunu 10 8-9

Yaptığımız deney ve araştırmalar ışığında deterjanların elektrik iletkenliklerinin

olduğu ve bu iletkenliğin deterjanın yapısındaki bazın pH’ına bağlı değiştiği sonucuna varılmıştır.

Page 14: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

14

Tabloda da görüldüğü gibi pH değeri yüksek olan kimyasal temizlik ürünlerinin elektirk akımı iletimlerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca konsantre temizlik ürünlerinin pH değerleri yüksek olduğundan elektrik akımını iletimleri de yüksek olduğu görülmüştür.

SONUÇ

Yaptığımız deney ve araştırmalar ışığında deterjanların elektrik iletkenliklerinin olduğu ve bu iletkenliğin deterjanın yapısındaki bazın pH’ına bağlı değiştiği sonucuna varılmıştır. Konsantre temizlik ürünlerinin iletim güçleri daha yüksektir.

KAYNAKÇA

1. Organik Kimya 2. www.frmtr.com/kimya/746419-deterjanin-yapisi.html 3. tr.wikipedia.org/wiki/Deterjan

Page 15: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

15

EKMEĞİN KÜFLENMESİ

Emir Barkan MOROVA - Nilsu CİHAN - İpek Nisa AYHAN

Proje Danışmanı Zeynep SÖNMEZ

ÖZET

3 çeşit ekmek cinsinden kepek ekmeğinde en çabuk küflenme gerçekleşmiştir. Işık

miktarının aynı cins ekmeğin küflenmesinde ki önemini araştırdığımızda tam kapalı ortamda

3 gün sonra bazı yerleri sarardı. 8. günde ekmek tamamen küfle kaplandı. Yarı açık ortamda

3. Gün değişiklik yok.8. gün ekmek küflendi tam kapalı ortamla arasındaki fark kavanozun

bir yüzeyi buharlaştı. Tam açık ortamda ise 3. Gün değişiklik yok 8.gün ekmek parçasında 1

tane küf parçacığı vardı. Kavanozun her yeri buharlaşmış ve rengi koyu yeşildi. Sonuç olarak

ekmek ışık alan ve serin bir ortamda saklanmalıdır.

GİRİŞ

Aldığınız ekmekler küflenir ama zamanında yemezseniz ’’Ekmeğin küflenmesine

neler etki eder?’’ problemi deneysel olarak araştırıldı.

KÜF

Küfler, sıcak, rutubetli ve karanlık ortamlarda üreyen bir mantar türüdür. Alerjik

hastalıklara, küflerin spor ismi verilen ve solunum havasına karışan küçük tanecikleri neden

olurlar. Her küfün daha çok ürediği bir mevsimi vardır, ama alerji yaratan küflerin bir çoğu

sonbaharın ilk günlerinde daha çok üremektedirler.

Küfler, doğada çok bol bulunur. Toprakta, saman, tohum, hububat ve ağaçlarda çok

miktarda küf vardır. Küfler, güneş görmeyen yerlerde daha iyi ürerler. Küfler, polenlerin

aksine soluduğumuz havada tüm yıl boyunca bulunurlar. Sadece kar toprağı tamamen

kapladığı zaman havada küf bulunmaz.

Küfler, evlerimizde çöp kaplarında, banyolarda, bulaşıkta, kirli ve ıslak çamaşırda,

halılarda, şilte ve yastıklarda, bodrum ve tavan arası gibi karanlık ortamlarda çokturlar. Son

yıllarda yaşama stilimizdeki değişiklikler (daha etkili izolasyon, banyo ve duşların daha çok

kullanılması, yeni yemek pişirme yöntemleri, evlerin iyi havalanmaması...) evlerdeki

nemliliği artırarak küflerin çoğalmalarını kolaylaştırmıştır. Binlerce türü olan küflerin sadece

bazıları alerjiye neden olur. Bunlar içinde en iyi tanınanları aspergillus, cladosporium,

alternaria, mukor ve penicillum'dur. Yiyeceklerdeki küfler, örneğin beyaz peynirdeki mavi-

yeşil küflenme çok nadiren bir alerjik reaksiyona yol açabilir.

Page 16: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

16

KÜFLENME

Küfler bir tane çekirdeğe sahip olan tek hücreli mantarlardır. Bölünerek çoğalan bu

canlıda, bölünen her parça yine küfün kendi içinde gelişir ve gruplaşarak bir koloni haline

gelir. Genellikle küf hücreleri bakterilerden büyüktür ve yumurta biçimindedirler. Bir

hayvan hücresinde bulunan organellerin çoğuna sahiptirler. Küfler, tıpkı bakteriler gibi

uygun koşullarda hızla gelişerek insan sağlığını tehdit edici bir duruma gelirler. Bu

organizmaların bazıları da gıdalarda toksin adı verilen ve insan ve hayvanlarda

zehirlenmelere yol açan zehirli maddeler üretirler. Hatta bu maddelerin bazıları kanser

yapıcı etkiye sahiptir. Küfler bakterilere kıyasla daha az besin öğesine ihtiyaç duyan ve

gelişebildikleri koşullar açısından da düşünüldüğünde daha kötü şartlarda gelişebilen

mikroorganizmalar oldukları için çoğu ortamda üreme olanakları bakterilere kıyasla daha

fazladır.

ARAŞTIRMANIN PROBLEMİ

Bu araştırmada ‘’Ekmeğin küflenmesine neler etki eder?’’ Problemi ele alındı ve

araştırıldı.

ARAŞTIRMANIN HİPOTEZİ

Bu araştırmada iki hipotez test edildi. Bunlar; 1.Ekmeğin küflenmesine cinsi etki eder. 2.Ekmeğin küflenmesine ışık etki eder.

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

Bu araştırmada deneysel yöntem kullanılmıştır. Deneysel yöntemde önceden

tasarlanan düzeneklerle elde edilen bulgular laboratuvar ortamında hazırlanan ve sonuçları

gözlemlenebilen.

Bilimsel bir gerçeği göstermek için yapılan gözleme ya da deneyleme, Müspet

bilimlerde kanunları elde etmek için tabiatı tanımak gerektir. Tabiatı tanımak için de

tabiattaki olayları teker teker görmek ve bilmek yetmez olaylar arasında daima aynı kalan

münasebetleri bulup ortaya çıkarmak gerekir. Bu bakımdan, bir cismin düşmesi, bir bitkinin

çiçek açması, bir insanın bunamaması gibi olayların çeşitli bağlantıları, bilinmesi, bunlar

arasındaki bağlantıdan kanunlara varılabilmesi, deneyle mümkündür.

YAPILAN İŞLEMLER VE KULLANILAN MALZEMELER

Bu deneyde 6 adet cam kavanoz, 1 çift kalın çorap, kepek, çavdar, buğday ekmeği ve

ürettiğimiz küfü kullandım. Işık miktarı hipotezinde 3 cam kavanozun içine içine aynı cinsten

Page 17: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

17

ekmeklerin üstüne küf parçacıklarını kavanozun dışına ışık almayı engellemek için çorapla

kapattım. Ekmek cinsi hipotezinde ise kepek, çavdar ve buğday ekmeklerini kavanozların

içine koydum.

BULGULAR VE YORUM

TABLO 1: Aynı Cins Ekmeklerin Işık Altında Küflenme Miktarı Tablosu

KÜFLENME SÜRESİ

IŞIK MİKTARI

TAM KAPALI YARI AÇIK TAM AÇIK

16/04/2013

Deneyimize başladık ve ilk küf parçacıklarını ekmeklere bıraktık.

İlk küf parçacıklarını ekmeklerin üzerine yerleştirdik.

İlk küf parçalarını ekmeğin üzerine bıraktık.

19/04/2013 Bazı yerleri sararmıştı. Değişiklik yok Değişiklik yok.

24/04/2013

Ekmek tamamen küfle kaplanmıştı, ama en büyük değişiklik ilk koyduğumuz parçacıktaydı, mantar görünümünü almışı. 1 gün sonra ise kavanozun yarısına kadar siyah siyah noktacıklar halinde örümcek ağı şeklindeydi.

Tam açıkla arasında pek bir fark yoktu, aradaki en büyük fark bu kavanozun bir yüzeyi buharlaşmıştı.

Koyduğum ekmeğin üzerinde büyük bir yayılma gördük, parçanın altında 1 tane küf noktacığı vardı, kavanozun her yeri buharlaşmıştı, rengi koyu yeşildi.

27/04/2013 Deneyimi sonlandırdığımız halde fotoğraflarını çekip son hallerini göstermek istedik.

Deneyimi sonlandırdığımız halde fotoğraflarını çekip son hallerini göstermek istedik.

Deneyimi sonlandırdığımız halde fotoğraflarını çekip son hallerini göstermek istedik.

TABLO 2: Ekmek Çeşitleri Küflenme Miktarı Tablosu

KÜFLENME SÜRESİ EKMEK CİNSİ

ÇAVDAR KEPEKLİ BUĞDAY

16/04/2013

İlk küf parçalarını ekmeklerin üzerine bıraktık, gözleme başladık.

İlk küf parçalarını ekmeklerin üzerine bıraktık, gözleme başladık.

İlk küf parçalarını ekmeklerin üzerine bıraktık, gözleme başladık.

19/04/2013 Hiç bir değişiklik olmadı. Hiç bir değişiklik olmadı. Hiçbir değişiklik olmadı.

24/04/2013

Kavanoza yerleştirdiğim ekmek parçasının küflendiğini gördük, küf parçalarının bazı yerleri beyaza yakın geneli yeşildi ve üzerlerinde siyah noktacıklar vardı.

En çok küflenme kepek ekmeğinde görüldü, örümcek ağı şeklinde yayılarak kavanozu yarıya kadar kapladı, kavanozun her yeri buharlıydı.

Küf bütün dilimin üzerine yayılarak çoğaldı, küfün rengi çok açık yeşildi, ekmek diliminin altına baktığımda 4 tane küf noktacığı oluşmuştu, kavanozun bir yüzeyi buharlıydı.

27/04/2013

Deneyimi sonlandırdığım halde fotoğraflarını çekip son hallerini göstermek istedik.

Deneyimi sonlandırdığım halde fotoğraflarını çekip son hallerini göstermek istedik.

Deneyimi sonlandırdığım halde fotoğraflarını çekip son hallerini göstermek istedik.

Page 18: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

18

SONUÇ VE ÖNERİ

Ekmeğin bayatlama sebebi, nasıl saklanması gerektiği konusunu araştırdık. Ekmeğin

küflenmesi de bayatlamadan sonraki bir evredir ve buna birçok neden gösterilebilir.

Ekmeğin üretimi sırasında kullanılan malzemeler, ekmeğin küflenmesinde önemli rol oynar.

Kalitesiz malzemelerin kullanılması kuşkusuz küflenme sürecini hızlandırır. Öte yandan

ekmeğin sıcak olarak paketlenmesi de küflenme sürecin de etkili bir unsurdur. Bunlar işin

üretim ve paketleme süresiyle alakalı durumlardır. Bir de ekmeğin evimize girdikten sonra

yine üretim ve paketleme ile alakalı olarak küflenmesine neden olan durumlar vardır. En

basit örneği ekmeğin havasız bir poşet içerisinde bırakılmasıdır. Havasız kalan ekmek kısa

süre içerisinde küflenir. Oda sıcaklığında bırakılan ekmek de daha uzun sürede küflenir.

Ayrıca ekmeğin dilimlenmesi de ekmeğin küflenmesine etki eden nedenlerdendir.

Ekmeği bayatlama ve küflenmeye karşı korumak için ışık alan ve serin bir ortamda

saklaya biliriz.

Page 19: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

19

HAŞLANMIŞ YUMURTA SUYU BİTKİLERİ BESLİYOR!

Ahmet DURUM

Proje Danışmanı Vildan SAYIN

ÖZET

Bu projemizde yumurtanın büyük bir protein kaynağı olması, bol miktarda kalsiyum

ve çinko içermesinden yola çıkarak bitkilerin büyümesindeki etkisi araştırılmıştır. Aynı büyüklükte iki saksıya aynı hazır toprağı eşit olarak paylaştırdık. Eşit derinliklere beşer fasulye tohumu gömdük. Saksılardan birine (A) diğerini (B) olarak etiketleyip A’yı normal su ile B’yi haşlanmış yumurta suyu ile 30’ar ml. Suladık.10 gün bu işlemi tekrar ettik. Yumurta suyuyla suladığımız B bitkisinin büyüme hızı normalinden çok daha hızlandı. Bundan yola çıkarak bitkilerimizi haşlanmış yumurta suyuyla sularsak verim artar.

GİRİŞ

Yumurta, demir ve çinko gibi sağlığımız için çok önemli olan mineralleri de içermektedir. Demir, kan yapımı için gereklidir. Demir yetersiz alındığında anemi (kansızlık) oluşur. Ayrıca demirin büyüme, gelişme ve hastalıklardan koruma rolü vardır. Yetersizliğinde çocukların öğrenme yeteneği ve okul başarısı azalır. Yumurtada C vitamini bulunmamasına rağmen C vitamini açısından zengin bir besinle tüketilirse yapısındaki demirin emilimini artırmış olursunuz. Yumurtadaki çinko ve kabuğundaki kalsiyum mineralleri özellikle büyüme-gelişme için çok faydalıdır.

Yumurtanın besleyici değeri

Yumurta, anne sütünün haricinde insanın ihtiyacı olan tüm besin öğelerini bulunduran tek besinimizdir. Yeni bir yaşamın özü olduğu düşünülecek olursa, besleyici değerinin yüksek olması hiç de şaşırtıcı değildir. Yumurta düşük enerji içeriğine karşın (büyük boy yumurta=75 kkal), birçok esansiyel besin öğesini yüksek oranda bulundurması nedeniyle "besleyici değeri yüksek" besin olarak tanımlanmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenmede, özellikle mental ve fiziki yönden hızlı bir büyüme ve gelişme döneminde olan çocukların, protein tüketimlerinin en az yarısının hayvansal kaynaklı olması önerilmektedir. Bu nedenle çocuk beslenmesinde örnek protein kaynağı olan yumurtaya gereken önem verilmelidir Yumurta tüm besinler içerisinde en kaliteli proteine sahiptir. Çünkü yumurta proteini insan vücudunda sentezlenemeyen ve kesinlikle besinler ile dışarıdan alınması gerekli olan "esansiyel amino asitleri" yeterli ve dengeli miktarlarda bulunmaktadır. Sindirilebilirliği yüksektir, tamamına yakını vücut tarafından kullanılmakta ve vücut proteinlerine dönüşebilmektedir. Hatta bu özelliğinden dolayı, diğer besinlerin protein kalitesinin hesaplanmasında da kullanılmaktadır. Yumurta proteininin biyolojik değeri yani proteinden elde edilen fayda % 93,7 iken bu değer sütte % 84,5, balıkta % 76, sığır etinde % 74. 3'dür.

İnsanların ihtiyacı olan tüm temel vitamin ve minerallere sahip yumurtalarda 13 adet vitamin ve mineral vardır. Enerji bakımından 100 g. tüm yumurta 163, yumurta akı 37, yumurta sarısı 350 kalori sağlar. Besin değeri yönünden et ve sütle karşılaştırıldığında bir

Page 20: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

20

yumurtanın (55g ) 40 g. yağlı sığır etine veya 100 g. yağlı süte eşit olduğu söylenebilir. Çeşitli hastalıkların diyet tedavisinde, çoğu hastalığın nekahat döneminde ve çocuk beslenmesinde vazgeçilmez bir besin maddesidir. Yumurtanın protein ve vitamin A bakımından zenginliği büyük ölçüde tavuğun tükettiği yemdeki miktarına bağlıdır. Yumurta sarısında bulunan % 32. 6 oranındaki yağ yumurtaya beslenme fizyolojisi açısından özel bir değer sağlar. Yumurta sarısı fosfolipidleri, özellikle lesitin, kolesterol ve sefalin'i fazla miktarda içermektedir. Her ne kadar kolesterol bakımından zengin olması nedeniyle belirli bir yaştan sonra yenilmemesi gerektiği öne sürülse de,bu tez günümüzde geçerliliğini yitirmiştir. Bir yumurta 50-75 arasında kalori verdiğinden düşük enerjili diyetler için son derece uygundur. Yumurta özellikle kalsiyum, fosfor ve demir bakımından insan beslenmesinde iyi bir yardımcı besin maddesidir. Bu olumlu etkileri yanında çok miktarda çiğ yumurta akı bulunan, biotinden yetersiz diyetle beslenen insanlarda sindirim sistemi bozuklukları, yorgunluk, depresyon kas ağrıları ve deride yaralar şekillenir. Yumurta akında "avidin" adı verilen protein, biotin metabolizmasını engelleyerek biotin yetersizliğine yol açar. Yumurta akı pişirildiği zaman avidinin anti-biotin etkisi yok olmaktadır. Yumurtanın beslenmedeki önemi içermiş olduğu yüksek biyolojik değerli protein, yağ, vitamin ve mineral maddelerden ileri gelmektedir. Ekonomik, kolayca hazırlanan ve kolayca sindirilebilen yumurta et, süt, balık proteini ile eşdeğer tutulan yüksek biyolojik değere sahip protein içermektedir.

Yumurtanın kimyasal bileşimi Yumurtanın % 65. 6'sı su,% 12,1'i proteinli maddeler,% 10,5'i yağlar % 0. 9'u

karbonhidratlar ve % 10. 9'u mineral maddelerden oluşur.

Yumurtanın % kimyasal bileşimi

Unsurlar Tüm

yumurta Kabuk Ak Sarı

Ağırlık(g) 58. 0 6 33 19

Su % 65. 6 1. 6 87. 9 48. 7

Kuru madde% 34. 4 98. 4 12. 1 51. 3

Protein % 12. 1 3. 3 10. 6 16. 6

Yağ % 10. 5 Eseri Eseri 32. 6

Karbonhidrat 0. 9 - 0. 9 1. 0

Mineraller 10. 9 95. 1 0. 6 1. 1

Tavuğun bir metabolizma ürünü olan yumurtanın bileşimi sabit olmayıp, kalıtıma,

beslenme ve bakım şartlarına bağlı olarak değişiklikler gösterir. Yumurtada mineral maddelerin yüksek oranda (% 10. 9) bulunuşu kabuğun kalsiyumundan kaynaklanır. Tavuk yumurtasının ağırlığı 45 ile 65 g. arasında değişmekte olup, ortalama ağırlığı 58 g. dır. Bunun 33 gramı (% 58) yumurta akı, 19 gramı (% 32) yumurta sarısı ve 5-6 gramı (% 11) yumurta kabuğuna karşı gelir. Tabloda çeşitli türlere ait yumurtaların kimyasal kompozisyonları gösterilmiştir. Yumurta akı ve yumurta sarısı besin maddeleri bileşimi yönünden birbirinden tamamen farklıdır. Yumurta sarısı protein ve yağlar bakımından zengin olup, bazı vitaminler ve önemli miktarda mineraller içerir. Yumurta sarısındaki proteinler lipidlerle bağlanmış olarak lipoprotein (lipovitellin, lipovitelenin, livetin), bir kısmı da fosfoprotein (fosfovitin) şeklinde bulunur. Yumurta akı ise esas olarak su, % 11 civarında protein ve önemli miktarda sodyum, potasyum ve klor içerir. Yumurta akı tüm yumurtadaki

Page 21: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

21

niacin ve riboflavinin yarısından fazlasını içerir, karbonhidratların çoğu yumurta akında bulunur. Yumurta akı proteinlerinin yaklaşık % 63’ünü ovalbümin oluşturur. Diğer yumurta akı proteinleri ovoglobülin, ovomusin, kanalbümin, ovomukoid ve avidindir. Yumurta sarısının rengi ile besleyici değeri arasında bir ilişki yoktur. Yumurta sarısının rengi tavukların rasyonlarında yer alan xanthophyl pigmenti ile ilgilidir, yumurta kabuğunun rengi de cinslere bağlı olarak değişiklik gösterir.

Protein Yumurta proteini yüksek

biyolojik değere sahip olup, biyolojik değeri 94’tür. Bu vücutta 94 g. protein oluşması için 100 g. yumurta proteininin alınması anlamına gelir. Yumurta proteini diğer proteinlerin kalitesini ölçmede standart olarak kullanılır. Yumurta proteininde eksojen amino asitlerin tamamı dengeli bir şekilde bulunur. Bu nedenle diğer yiyeceklerle birlikte yenildiğinde bu gıdaların biyolojik değerlerinin yükseltilmesine yardımcı olur. İki yumurta yenilmesi ile sağlıklı beslenme için önerilen protein ihtiyacının % 30’u karşılanmış olur. Tabloda 100 g. yumurtanın içerdiği eksojen amino asitlerin miktarı gösterilmiştir.

Yumurtanın kimyasal bileşimi

BESİN ELEMENTİ BÜTÜN BEYAZ SARI

Enerji (kkal) 75 17 59

Protein (g) 6,25 3,52 2,78

Toplam yağ (g) 5,01 0 5,12

Toplam karbonhidtrat (g) 0,6 0,3 0,3

Yağ asitleri (g) 4,33 0 4,33

Doymuş yağlar (g) 1,55 0 1,55

Tekli doymamış yağlar (g) 1,91 0 1,91

Çoklu doymamış yağlar (g) 0,68 0 0,68

Kolesterol (mg) 213 0 213

Tiamin (mg) 0,031 0,002 0,028

Riboflavin (mg) 0,254 0,151 0,103

Niasin (mg) 0,036 0,031 0,005

B6 vitamini (mg) 0,070 0,001 0,0069

Folat (mcg) 23,5 1,0 22,5

Vitamin B12 (mcg) 0,50 0,07 0,43

Vitamin A (IU) 317,5 0 317

Vitamin E (mg) 0,70 0 0,70

Vitamin D (IU) 24,5 0 24,5

Kolin (mg) 215,1 0,42 214,6

Biotin (mcg) 9,98 2,34 7,58

Kalsiyum, Ca (mg) 25 2 23

Demir, Fe (mg) 0,72 0,01 0,59

Magnezyum, Mg (mg) 5 4 1

Bakır, Cu (mg) 0,007 0,002 0,004

İyot, I (mg) 0,024 0,001 0,0022

Çinko, Zn (mg) 0,55 0 0,52

Sodyum, Na (mg) 63 55 7

Manganez, Mn (mg) 0,012 0,001 0,0012

Page 22: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

22

Yumurta kabuğu Yumurta kabuğunun rengi ait olduğu hayvana göre farklılık gösterir. Bazı tavuk

ırklarının esmer olan kabuk rengi porfirinden ileri gelir. Yumurtanın kabuk rengi ile bileşimi arasında bir ilgi yoktur.

Yumurtanın büyüklüğüne göre % 7. 8-13. 6'sını yumurta kabuğu oluşturur. Kabuk mineral ve organik maddeler ile sudan ibaret olup % 3-4 oranında bir protein ağı ve % 95-96 oranında birikerek yerleşmiş anorganik tuzlardan oluşmuştur. Tabloda yumurta kabuğunun kimyasal bileşimi görülmektedir.

Mineral maddeler

Yumurta özellikle büyüme-gelişme ve bağışıklık sisteminde rolü olan çinko minerali

açısından da iyi bir kaynaktır. Yumurta yeterli miktarda demir, fosfor, sodyum, klor, bakır, magnezyum ve mangan gibi mineral maddeleri yeterli miktarlarda içerir. Kalsiyumun çoğu yumurta kabuğunda bulunur. Yumurtada bulunan mineral maddelerden özellikle demir beslenme açısından çok önemlidir, organizma yumurtada bulunan demiri olduğu gibi asimile eder.

Tabloda yumurtada bulunan

mineral maddeler gösterilmiştir. Yumurta, demir ve çinko gibi sağlığımız açısından önem taşıyan mineralleri de içermektedir. Demir, kan yapımı için gereklidir. Demir yetersiz alındığında anemi (kansızlık) oluşur. Ayrıca demirin büyüme, gelişme ve hastalıklardan korunma rolü vardır. Yetersizliğinde çocukların öğrenme yeteneği ve okul başarısı azalır.

AMAÇ

Haşlanmış yumurta suyunun bitkilerin büyümesine katkısını incelemek

HİPOTEZ

Haşlanmış yumurta suyu ile sulanan fasulye tohumu daha önce büyür.

Tablo Yumurta kabuğunun kimyasal bileşimi

Unsur Miktar (%)

Kalsiyum Karbonat 93,7

Magnezyum Karbonat 1,0

Kalsiyum Fosfat 1,0

Organik Maddeler 3,3

Su 0,1

Tablo Yumurtada bulunan mineral maddelerin miktarları (mg) (yenilebilen Kısım)

Mineral (mg)

Tüm yumurta

Yumurta sarısı

Yumurta akı

Kalsiyum 28 26 4

Demir 1. 04 0. 95 0. 01

Magnezyum 6 3 3

Fosfor 90 86 4

Potasyum 65 15 45

Sodyum 69 8 50

Çinko 0. 72 0. 58 0. 01

Page 23: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

23

YÖNTEM

Bu proje deneysel yöntem kullanarak ve gözlem yapılarak gerçekleştirilmiştir Aynı büyüklükte iki saksıya aynı hazır toprağı eşit olarak paylaştırdık. Eşit derinliklere beşer fasulye tohumu gömdük. Saksılardan birine (A) diğerini (B) olarak etiketleyip A’yı normal su ile, B’yi haşlanmış yumurta suyu ile 30’ar ml. Suladık. 10 gün bu işlemi tekrar ettik.

ARAÇ-GEREÇ

2 adet saksı, fasulye tohumu, haşlanmış yumurta suyu, normal su

BULGULAR

GÜNLER SAKSI -A-

(Normal sulanan) SAKSI -B-

(Yumurta suyuyla sulanan)

1.Gün Değişim yok Değişim yok

2.Gün Değişim yok Değişim yok

3.Gün Değişim yok Filiz verdi

4.Gün Değişim yok Büyüyor

5.Gün Filiz verdi Büyümeye devam ediyor

6.Gün Büyüyor Büyümeye devam ediyor

7.Gün Büyümesi yavaş Büyümesi birden hızlandı

8.Gün Büyümesi yavaş Büyümesini artırarak devam ediyor

9.Gün Büyümeye yavaş Çok hızlı büyüdü

Haşlanmış yumurta suyuyla sulanan fasulyenin diğerine göre daha önce filiz verdiği ve büyüme hızının çok hızlandığı görülmektedir.

Page 24: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

24

SONUÇ

Yumurta suyuyla suladığımız B bitkisinin büyüme hızı normalinden çok daha hızlandı.

KAYNAKÇA

1. azbitki.com/bitkilerin-kalsiyum-ihtiyaci 2. www.agaclar.net/forum/bitkiler-hakkinda-genel.../4349.htm 3. www.bilimsenligi.com/tohumun-cimlenmesini-hizlandirmada-bitkisel

Page 25: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

25

SOLAKLARIN GÜNLÜK HAYATTA KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR

Gülşade ÖKSÜZ - Aslı Beyza YAVUZ - Özgür TÜFEKÇİOĞLU

Proje Danışmanı Mustafa ÇAVDAR

ÖZET

Solaklar günlük hayatlarında sağlaklara göre daha çok zorlukla karşılaşırlar mı? Sorusuna cevap bulmak için bu çalışmayı yaptım. Anket yöntemi uygulanmıştır. Anket sorularının hazırlanmasında danışman öğretmenin görüş ve önerileri dikkate alınmıştır. Anket okulumuz öğrencilerinden sol elini daha çok kullanan 50 kişiye uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar % olarak ifade edilmiştir. İnsanların bazıları sağ ellerini bazıları ise sol ellerini kullanmaktadır. Sağ ellerini kullananlar çoğunlukta olduğu için günlük yaşamda kullanılan malzemeler onlara göre yapılmıştır. Ortam onlara göre hazırlanmıştır. Bu durum sol ellerini kullananları zor durumda bırakmaktadır. Günlük yaşamda çeşitli zorluklarla karşılaşmalarına sebep olmaktadır. Ayrıca batıl inançlar sebebiyle çevrelerinden baskı görmektedirler.

KONU ARAŞTIRMASI ( ÖN ARAŞTIRMA )

Solak İnsanlar, Solakların Avantajları Dezavantajlar:

Bedenimizin sol yarısını beynimizin sağ lobu, sağ yarısını da beynimizin sol lobu yönetir. Bu loblardan hangisinin kontrolü daha baskınsa, sağlak ya da solak olma vaziyeti ona göre meydana gelir. Toplumun %15’ine yakını solaktır. Erkeklerde solaklık oranı daha fazladır. Tek yumurta ikizlerinde solaklığa oldukça sık rastlanır. Epilepsi, Downsendromu, disleksi gibi beyin kaynaklı rahatsızlıkları olanların da çoğunluğu solaktır. Solaklığın nedenlerine gelelim. Genel olarak kabul gören teoriye göre, solak insanlardaki testosteron, yani erkeklik hormonu, doğumdan önce bir miktar daha fazladır. Doğum sırasındaki basıncın yoğun olması durumu da solaklığa yol açabilir. Ultrasona sık giren annelerin bebeklerinin solak olma ihtimalinin fazla olduğu da düşünülüyor. Gelin görün ki bu teorilerin hiçbiri tam bir kesinlikle kabul görmüş değil. Solaklık, kaynak olarak gizemini hâlâ koruyor. Şimdi, solaklığın normal bir durum olduğunu kabul ediyoruz etmesine ama bu durum solakların kimi zorluklar yaşıyor olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hemen hemen tüm alet edevatlar öncelikli olarak sağ elini kullananlar için tasarlanmış. Aklımıza hemen elimizin altında durduğu için ilk gelen örnek, bilgisayarın faresi. Makasların çoğu sağlaklara uyumlu. Düşünsenize, bir günlüğün veya ajandanın kilidi, çıtçıtı ne tarafta? Spiralli defterle, Klavyedeki sayılar, oyun konsollarındaki düğmeler bunlardan bazıları. Solaklar için bazı özel ürünler de piyasaya sürülüyor artık. Hıristiyanlıkta solaklık satanizmin bir işareti olarak bile görülmüş bir dönem. Solakların büyücü olduğuna da inanılırmış. Asya kültüründe solaklık lanetlenmiş. Hatta

Page 26: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

26

eskiden Japonya’da solaklık boşanma nedeni olarak kabul bile edilirmiş. Endonezya’da, sol elle yemek yemek ve hediye kabul etmek kabalık sayılıyormuş. Solaklığın üstün zekâ, yaratıcılık ve yetenek göstergesi olduğunu söyleyenler de var ama bu konuda da tam bir kanıt yok. Farkına varmış olduğunuz gibi burada dünyaca ünlü solaklardan örnekler vereceğiz: Ronald Reagan, George H.W. Bush, Bill Clinton, Joan of Arc, Büyük İskender, Julius Caesar, Napoléon Bonaparte, Fidel Castro, Henry Ford, Michelangelo, Raphael, Leonardo da Vinci, Albert Einstein. Solakların çoğu, figür çizerken sağ tarafı öne çıkarırmış. Su altında daha rahat görebilirlermiş. Tenis, yüzme ve eskrimde özellikle başarılılarmış. Ergenlik çağına sağlaklardan 4 – 5 ay daha önce girerlermiş.

PROBLEM

Solaklar günlük hayatlarında sağlaklara göre daha çok zorlukla karşılaşırlar mı?

HİPOTEZ

Solaklar sağlaklara göre günlük hayatlarında daha çok zorlukla karşılaşırlar.

KULLANILAN MATERYALLER Anket soruları 1.Bir solak olarak günlük hayatta ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz? 2.Bu sorunları önlemek için neler yapılabilir? 3.Günlük hayatta çevrenizdeki insanlardan sağlak olmanız yönünde bir baskı görüyor musunuz?

YÖNTEM

Anket yöntemi uygulanmıştır. Anket sorularının hazırlanmasında danışman öğretmenin görüş ve önerileri dikkate alınmıştır. Anket okulumuz öğrencilerinden sol elini daha çok kullanan 50 kişiye uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar % olarak ifade edilmiştir.

BULGULAR VE YORUM ( ANALİZ SONUÇLARI )

Grafik 1 : Solakların Günlük Hayatta Karşılaştığı Zorluklar

Arabakullanırken

Yemek yerkenAletler geneldesağlaklara göre

yapılmıştır

Yazı yazarkenzorlanıyor

Konferanssalonundaki

sıralar

Hiçbir zorluklakarşılaşmıyor

% 4% 14% 16% 28% 14% 24%

0%

5%

10%

15%

20%

25%

30%

Ekse

n B

aşlığ

ı

Yüzde (%)

Page 27: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

27

Bir solak olarak günlük hayatta ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz sorusuna ankete katılanların %28’ i yazı yazarken, %16’ sı aletleri kullanırken , % 14’ü sağlaklara göre tasarlanmış okul sıraları ve yemek yerken oluşan karmaşadan rahatsızlık duyduklarını belirtmişlerdir. Katılımcıların %24 ‘ ü ise sorun yaşamadıklarını belirtmişlerdir. Solakların birçoğu günlük yaşamda zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Sayıları az olsa da bir kısmı hiçbir sorunla karşılaşmamaktadır.

Grafik 2 : Solakların Sorunlarının Çözülebilmesi İçin Öneriler

Solakların karşılaştıkları güçlükleri önlemek için neler yapılabilir sorusuna ankete katılanların % 32 ‘si hiçbir öneride bulunamamıştır. Solakların % 16’sı solaklara görede aletler tasarlanmasını istiyor. Solakların % 18’lik kısmı sıraların solakları da düşünerek tasarlanmasını istiyor. Solakların % 14’ü sorunları çözmek için sağ ellerini kullanmayı deniyor. Solakların büyük bir kısmı hiçbir çözüm önerisi bulamıyor.

Grafik 3 : Günlük Hayatta Solaklara Yapılan Toplum Baskısı

Günlük hayatta çevrenizden sağlak olmanız yönünde baskı görüyor musunuz? Sorusuna solakların %52’si evet %48’i ise hayır cevabını vermiş.

Konferanssalonundaki

sıralarınsolaklara göre

yapılması

Arabalarınsolaklara göretasarlanması

Sağ elinikullanmayı

deniyor

Solaklara görealetlerin

tasarlanmasınıöneriyor

Dikkatli olmayaçalışıyor

Hiçbir öneridebulunmuyor

Solaklara önemverilmesini

istiyor

% 18% 2% 14% 16% 4% 32% 14%

0%

5%

10%

15%

20%

25%

30%

35%

Ekse

n B

aşlığ

ı

Yüzde (%)

Baskı görmüyor Baskı görüyor

% 48 52

46

47

48

49

50

51

52

53

Ekse

n B

aşlığ

ı

Yüzde (%)

Page 28: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

28

Solakların birçoğu batıl inançlar ve bu gibi şeyler yüzünden çevresinden baskı görüyor.

SONUÇLAR

İnsanların bazıları sağ ellerini bazıları ise sol ellerini kullanmaktadır. Sağ ellerini kullananlar çoğunlukta olduğu için günlük yaşamda kullanılan malzemeler onlara göre yapılmıştır. Ortam onlara göre hazırlanmıştır. Bu durum sol ellerini kullananları zor durumda bırakmaktadır. Günlük yaşamda çeşitli zorluklarla karşılaşmalarına sebep olmaktadır. Ayrıca batıl inançlar sebebiyle çevrelerinden baskı görmektedirler.

ÖNERİLER

Solakların kullanımına uygun aletlerin yapılması karşılaştıkları sorunları belli ölçüde azaltacaktır. Sol veya sağ eli kullanmak kişilerin tercihi değildir. Bu nedenle onları eleştirmek uygun değildir.

KAYNAKÇA

1. www.wikipedia.com 2. teknolojivebilimmeraklilarina.blogspot.com 3. https://eksisozluk.com

Page 29: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

29

7. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN KİTAP OKUMA ALIŞKANLIKLARI

(Beşirli İMKB Ortaokulu Örneği)

Emine Yaren KANDAZ - Sude YAYLI

Proje Danışmanı İbrahim KALYONCU

ÖZET

Bu araştırma 7. Sınıf öğrencilerinin kitap okuma alışkanlıklarını ve bunların nelere

bağlı olduklarını tespit etmek için hazırlanmıştır. Araştırmanın evrenini Beşirli İMKB Ortaokul 7. Sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırma 114 kız,126 erkek öğrenciye araştırmacılar tarafından geliştirilen anket uygulanmıştır. Araştırma sonucunda kız öğrencilerin erkek öğrencilere kıyasla daha çok kitap okudukları ortaya çıkmıştır. Ayrıca öğrencilerin kitabı sevdikleri için okuduğu ve okumalarına engel olan en önemli faktörün derslerin yoğunluğu olduğu görülmüştür. Fakat öğrencilerin büyük çoğunluğu 7. Sınıfa gelmelerine rağmen 5 kitap ismi yazamamaktadırlar.

GİRİŞ Toplum olarak aslında pek fazla okumaya eğilimli değiliz. Her seferinde okumaktan

kaçar, sıkılırız. Bir romanı okumak yerine, filmi çıksın izleyelim deriz. Bir nevi daha kolay gelir bize. Çoğu zamanda kitap okumayı vakit kaybı olarak nitelendirirler. Fakat okunan yazı ile, izlenen film arasında dağlar kadar fark vardır. Kitapları okuduğunuz zaman siz kafanızda bir obje yaratırsınız. Okurken, kendiliğinden zihninizde canlanır, okudukça şekillendirirsiniz. Adeta beyninizde filme dönüştürürsünüz onları. O şekilde hareket verir, orda konuşturursunuz karakterleri. Fakat filmde size bambaşka karakterler, bambaşka yüzler sunarlar. Siz de onları kabullenmek zorunda kalırsınız.

PROBLEM

7. sınıf öğrencilerin kitap okuma alışkanlıkları nelere bağlıdır?

ALT PROBLEMLER

1. Öğrencileri kitap okumaya ne teşvik eder? 2. Öğrencilerin kitap okumasına neler engel olur?

AMAÇ

Öğrencilerin okuma alışkanlıklarını etkileyen faktörleri bulmak.

HİPOTEZLER

1. Kız öğrenciler, erkek öğrencilerden daha fazla kitap okur. 2. Öğrenciler bilgisayarda/internette takılmayı (vakit geçirmeyi) kitap okumaya tercih

ederler. 3. Öğrencilerin çoğu aile ve öğretmen baskısı üzerine kitap okumaktadır.

Page 30: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

30

YÖNTEM

Araştırma tarama modelinde yapılmıştır. Araştırmanın evrenini öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırma evren üzerinde yapılmıştır. Anket soruları danışman öğretmenin de görüşü alınarak hazırlanmıştır. Anket 114 kız, 126 erkek öğrenci olmak üzere 240 öğrenciye uygulanmıştır. Sonuçlar sayısal verilerle frekans (f) olarak grafikler yardımıyla sunulmuştur.

BULGULAR VE YORUM

Kız öğrencilerin 44 öğrenci boş vakitlerinde kitap okumayı, 31 öğrenci televizyon izlemeyi, 27 öğrenci bilgisayarda oyun oynamak/internet kullanmak şıkkını seçmiştir. Ayrıca 5 kişi test çözmeyi/ders çalışmayı, 3 kişi telefon ile oynamayı, 1 kişi dışarı çıkmayı, 3 kişi müzik dinlemeyi seçmiştir. Erkek öğrencilerin 15 öğrenci boş vakitlerinde kitap okumayı, 14 öğrenci televizyon izlemeyi, 73 öğrenci bilgisayarda oyun oynamak/internet kullanmak şıkkını seçmiştir. Ayrıca 11 öğrenci dışarıda oynamayı/dışarı çıkmayı, 1 öğrenci müzik dinlemeyi, 2 öğrenci ailesiyle vakit geçirmeyi, 5 öğrenci spor yapmayı, 1 öğrenci hepsini, 1 öğrenci hobileri ile ilgilenmeyi, 2 öğrenci telefon ile oynamayı, 1 öğrenci ders çalışmayı seçmiştir.

44 31 27

5 3 1 3 0 15 14

73

1 2 11

1 1

kitapokumak

televizyonizlemek

bilgisayarinternet

dersçalışmak

telefonoynamak

dışarı çıkmak müzikdinlemek

hobilerleilgilenmek

boş vakitlerinizde neler yapmaktan hoşlanırsınız?

kız erkek

11

48 39

1 1 1 8

1 1 1 1 1 0 0 0 0

30 20 22

0 0 0

18

2 1 1 1 0 1 1 1 1

Elinizde Bir Miktar Para Olsa Bunu Ne için Kullanırdınız?

kızlar erkekler

Page 31: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

31

Kızlardan 11 öğrenci eline geçen parayı yiyecek almak için, 48 öğrenci giysi almak

için,39 öğrenci kitap almak için, 8 öğrenci biriktirmek için kullanacağını söylemiştir. Ayrıca 2 öğrenci ihtiyaçlarına göre kullanacağını, 1 öğrenci eğlence amaçlı, 1 öğrenci takı almak için, 1 öğrenci parfüm almak için, 1 öğrenci dünyayı dolaşmak için, 1 öğrenci ailesi için ve 1 öğrenci de yardım etmek için kullanacağını belirtmiştir.

Erkeklerden 30 tanesi yiyecek almak için, 20 tanesi giysi almak için, 22 tanesi kitap almak için, 18 tanesi biriktirmek için kullanacağını söylemiştir. Ayrıca 2 tanesi ihtiyaçlarına göre harcayacağını, 1 tanesi eğlence amaçlı kullanacağını, 1 tanesi takı almak için, 1 tanesi ailesi için, 1 tanesi bilim için, 1 tanesi telefon almak için kullanacağını ve 1 tanesi eşya almak, 1 tanesi güvercinler için kullanacağını belirtmiştir.

Kızlardan 112 öğrencinin evinde kitaplığı varken kitaplığı olmayan sadece 2 kişidir.

Erkek öğrencilerde ise bu sayı 118 kitaplığı olan,8 kitaplığı olmayan olarak ortaya çıkmıştır.

112

2

118

8

kitaplığım var kitaplığım yok

Evinizde Bir Kitaplığınız ya da Kitap Köşeniz Var mı?

kızlar erkekler

0

20

40

60

80

100

Sizi Kitap Okumaya En Çok Teşvik Eden Etkenler Nelerdir?

kızlar

erkekler

Page 32: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

32

Kızlardan 3 tanesi okumaya en çok teşvik eden olarak öğretmenin istemesini, 5 öğrenci öğretmenin kitap okuyup okuduklarını onlara anlatmasını, 95 öğrenci okumayı sevmelerini, 6 öğrenci aile büyüklerinin ısrarını, 5 öğrenci ise aile büyüklerinin kitap okumasını neden olarak göstermiştir.

Erkeklerden 30 tanesi okumaya en çok teşvik eden olarak öğretmenin istemesini, 10 öğrenci öğretmenin kitap okuyup okuduklarını onlara anlatmasını, 63 öğrenci okumayı sevmelerini, 12 öğrenci aile büyüklerinin ısrarını, 8 öğrenci ise aile büyüklerinin kitap okumasını neden olarak göstermiştir. Ayrıca 3 öğrenci onları okumaya teşvik eden bir etken olmadığını söylemişlerdir.

Kızlardan 4 öğrenci kitap okumalarına en önemli etken olarak ev işlerine yardım

etmeyi, 2 öğrenci kitap fiyatlarının pahalılığını, 53 öğrenci derslerin yoğunluğunu, 11 öğrenci bilgisayar/internet kullanımını, 13 öğrenci ise televizyon izlemeyi göstermiştir. Ayrıca 1 öğrenci boş vakit bulamadığı için okuyamadığını ve 9 öğrenci de kitap okumalarını etkileyen bir faktör olmadığını öne sürmüşlerdir.

Erkeklerden 6 öğrenci kitap okumalarına en önemli etken olarak ev işlerine yardım

etmeyi, 3 öğrenci kitap fiyatlarının pahalılığını, 46 öğrenci derslerin yoğunluğunu, 38 öğrenci bilgisayar/internet kullanımını, 12 öğrenci ise televizyon izlemeyi göstermiştir. Ayrıca 13 öğrenci boş vakit bulamadığı için okuyamadığını ve 5 öğrenci de kitap okumalarını etkileyen bir faktör olmadığını öne sürmüşlerdir. 3 öğrenci de eğlenceden vakit bulamadıklarını söylemişlerdir.

4 2

53

11 13

1

9

0 6

3

46

38

12 13

5 3

Kitap Okumanıza Engel Olan En Önemli Etken Nedir?

kızlar erkekler

Page 33: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

33

Okuduğunuz kitap isimlerini yazınız

Kızlardan 1 öğrenci tek kitap yazmış, 7 öğrenci iki kitap yazmış, 7 öğrenci üç kitap yazmış, 10 öğrenci dört kitap yazmış ve geriye kalan 89 öğrenci beş kitap yazmışlardır.

Erkeklerde 14 öğrenci tek kitap yazmış, 10 öğrenci iki kitap yazmış, 18 öğrenci üç kitap yazmış, 29 öğrenci dört kitap yazmış ve geriye kalan 60 öğrenci beş kitap yazmışlardır. hiç kitap yazmayanlar 5 öğrencidir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Kız öğrenciler boş vakitlerinde kitap okumayı seçerken(44), erkekler bilgisayar/internet (73) şıkkını seçmiştirler. Bundan sonra kızlarda televizyon izlemek (31), erkeklerde kitap okumak (15) seçilmiştir.

Kız Öğrenciler

1 kitap yazanlar

2 kitap yazanlar

3 kitap yazanlar

4 kitap yazanlar

5 kitap yazanlar

hiç yazmayanlar

Erkek Öğrenciler

1 kitap yazanlar

2 kitap yazanlar

3 kitaplar yazanlar

4 kitap yazanlar

5 kitap yazanlar

hiç yazmayanlar

Page 34: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

34

Kız öğrenciler ellerine biraz para geçse bununla giysi alacaklarını (48), erkek öğrenciler yiyecek almayı (30) seçmiştirler. Bundan sonra kızlarda (39) ve erkeklerde (22) kitap okumak seçilmiştir.

Kız öğrencilerin 112’sinin evinde kitaplık olduğu sadece 2 tanesinde olmadığı gözlemlenmiştir. Erkeklerde bu oran 118’e 8’dir.

Öğrenciler kitap okumalarını etkileyen en önemli faktör olarak derslerin yoğunluğunu göstermişlerdir(53 kız, 46 erkek). Bundan sonra bilgisayar/internet kullanmaları gelmiştir(38erkek, 11 kız).

Öğrenciler kendilerini okumaya teşvik eden en önemli neden olarak okumayı sevmelerini göstermişlerdir(95 kız, 63 erkek).

Ancak öğrencilerin 7. Sınıfa gelmelerine rağmen çoğu 5 kitap yazamamıştırlar.

KAYNAKLAR

1. http://www.bilgiustam.com/okuma-aliskanligi-nasil-kazanilir/

Page 35: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

35

SAÇLARIMIZ NEDEN BEYAZLIYOR?

Zehranur OKTAV

Proje Danışmanı Vildan SAYIN

ÖZET

Bu projemde herkesin problemi olan saç beyazlamasının halk arasında bilinen nedenlerini araştırdım. Bunun için 50 kişiyle hazırladığım anketi uyguladım. Sonuçları yorumlayıp grafik üzerinde belirttim. 50 kişiye uyguladığımız anket sonuçları bize halk arasında saç beyazlamasında en etkili faktörün stres ve genetik olduğu görüşü ağırlıklı olarak ifade edilmiştir.

GİRİŞ

Saça rengini veren pigmentler sarı, kırmızı ve mavi renklidir. Sarı pigmentler en küçük, maviler en büyük hacme sahiptirler. Mavi pigmentler en dışta, kırmızı ortada ve sarı en içte yer alır. Bu nedenle kimyasal yollarla saç rengi açılırken saç önce mavi rengini yitirerek kızıllaşır, son olarak da sarı hale gelir. İşleme devam edilirse beyaz veya beyaza çok yakın bir ton elde edilebilir.

Vücutta pigmentlerin yokluğu, albino denilen durumun ortaya çıkmasına neden olur. Albino canlılarda, genellikle tüm kıllar renksizdir. Saç ağarması, saça renk veren pigment boya maddesinin zamanla azalmasından ileri gelir. Saçların birden beyazlaşması renk değişiminden olmayıp, siyah kılların dökülmesi ve daha dayanıklı beyaz saçların kalmasından ileri gelir.

Saç renkleri tanımlanırken, mavi ağırlıklı renkler "kül veya soğuk tonlar", kızıl ağırlıklı renkler "altın veya sıcak tonlar" olarak adlandırılır. Saç rengi tanımlanırken harf ve rakamlardan oluşmuş kodlar kullanılır. Numara küçüldükçe renk koyulaşır. Genellikle 1 numara "siyah", 10 numara "açık sarı" saçları tanımlamak için kullanılır. Harfler ise genellikle rengin türünü (sıcak, soğuk, leylak vs.) belirtmek için kullanılır.

Saçlarımız bir gecede ya da bir sabah kalktığımızda beyazlamaz bu süreç yavaş yavaş gelişmekte ve geniş yelpazeye dayanmaktadır. Genel olarak bu durum insanlarda yaşlılığın etkisi ile birlikte yavaş yavaş meydana gelmektedir. Bu süreçte insanların saçları beyazlayabilir ya da grilik çökebilir. Fakat bu her zaman böyle olmayabiliyor. Bazı insanlarda saç beyazlaması ergenlik dönemlerinde veya yaşamın erken noktalarında meydana gelebilmektedir. Bu kişilerin sayısı gün geçtikçe daha da fazla artmaktadır. Beyaz Saçların Oluşum Nedenleri

Saçların beyazlamasında genetik faktörler önemli bir rol oynamaktadır. B vitamini eksikliği Kullanılan şampuan, klimalar ve çevrenin etkisi (kimyasal ortamlar) Sigara kullanımı saç derisini etkilemektedir Tiroid bezindeki bozulmalar Bir olay sonrası şok geçirmek saçların beyazlamasına sebebiyet veren faktörlerdir.

Aslında bir saç teli, ortası boş olan ve içinde melanin denilen boya pigmentleri bulunan bir tüpten başka bir şey değildir. Genç yaşlarda bu boşlukta saça renk veren melanini bir arada tutan bir sıvı vardır. Yaşlandıkça derimiz saçalarımızı ve vücudumuzdaki

Page 36: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

36

diğer kılları eskisi gibi sağlıklı olarak üretemez. Kılların ortasındaki sıvı kaybolur, boya hücreleri de tutunamadığından sadece hava kalır. Saçlar boyasız hale gelir, beyaz renge yani asıl rengine dönüşür.

Bütün saçlarımızın beyaza dönüşme süreci on ila yirmi yıl sürebilir. Aslında her bir saç telinin rengi ya siyahtır (sarı, kırmızı, kumral vs.) ya da beyaz. Yani her bir saç teli yavaş yavaş grileşip beyazlaşmaz. Ancak bu süreç içinde hepsi aynı anda beyazlaşmadığından, beyazların sayısı arttıkça bütün saç gittikçe açılan gri renkte görülür. İşin ilginç tarafı boya hücreleri bazen üretime hız verirler. Gittikçe beyazlaşan saçlar geçici bir süre tekrar biraz koyulaşmış gibi görünebilirler.

Vitamin Eksikliği ve Saç Beyazlaması

Saçlar en çok genetik nedenlerle beyazlar. Yani eğer babanızın, annenizin saçları erken yaşlarda beyazladıysa aynı saç dökülmesinde olduğu gibi bunun sizde de görülme olasılığı çok yüksek. Ancak bazen saçlar yetersiz beslenme nedeniyle de erken beyazlayabilir veya dökülebilir. E vitamini, B12 vitamini, biotin, çinko eksikliği uzmanların nedensiz ve erken görülen saç dökülmesinde en çok gösterdikleri sebepler arasında yer almaktadır. Bu vitaminleri içeren gıdaları düzenli olarak tüketerek veya doktorunuza danışarak besin takviyesi şeklinde kullanarak beslenme nedeniyle görülen saç beyazlamasını durdurabilirsiniz.

Yetersiz Beslenme ve Saçların Beyazlaması

Saç folikülleri pigment hücreleri içerir ve bu pigment hücreleri saça rengini veren melanin adlı kimyasalın üretiminden sorumludur. Melanin aynı zamanda cildinize rengini veren bir maddedir. Yaş ilerledikçe pigment hücrelerinin sayısı azalmaya başlar ve saç telleri grileşir. Bu süreç genellikle ailenizden size kalan genetik mirasla belirlenir. Düzenli bir yaşam, vitamin ve minerallerin tam olarak alındığı bir beslenme programı bu süreci yavaşlatabilir. Bazı vitamin ve minerallerin eksikliği saç sağlığı üzerinde diğerlerine oranla daha etkilidir.

B6 Vitamini: B kompleks vitaminleri arasında yer alan B6 vitamini yumurta sarısı, sakatat, sebzeler ve tam tahıllı gevreklerde bol miktarda bulunur. B6 vitamini eksikliğinin belirtileri arasında saç beyazlaması da bulunmaktadır. Çünkü B6 vitamini saç hücrelerinin melanin üretimine yardımcı olur. B6 bakımından zengin sebzeler arasında ilk sıralarda ıspanak, kuşkonmaz, patates, bezelye, karnabahar, kırmızı dolmalık biber, brokoli ve havuç gelmektedir.

Biotin: B vitaminleri ailesinden olan biotin eksikliği saçların erken beyazlaması nedenleri arasında gösterilmektedir. Karaciğer, yumurta sarısı, bira mayası, pirinç, kepekli tahıllar ve sütte bol miktarda bulunan biotin eksikliğinin saç dökülmesine yol açtığı bilinmektedir. Uzmanların günlük olarak tavsiye ettiği tüketim miktarı 150 mg’dır. Biotin, keratin üretimini tetikleyerek saç dökülmesi ve saç beyazlamasını yavaşlatabilir.

B5 Vitamini: Diğer adı pantotenik asit olan B5 vitamini eksikliği beklenmeyen ve erken saç beyazlamasının nedeni olabilir. Sakatat, yumurta sarısı, kepekli tahıllar B5 vitamini açısından zengindir ancak sakatat etleri ve fazla miktarda yumurta sarısı kolesterolü yükseltebileceğinden dikkatli tüketilmelidir. Bunlar yerine günlük beslenmenize süt, pirinç ve tam tahıllı gıdaları eklemek daha doğru olacaktır.

Page 37: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

37

AMAÇ

Halk arasında saçlarımızın beyazlama nedenlerini öğrenmek

HİPOTEZLER

1. İnsanlar saçın strese bağlı beyazladığını düşünüyor 2. İnsanlar saçın genetiğe bağlı beyazladığını düşünüyor 3. İnsanlar saçın yaşın ilerlemesine bağlı beyazladığını düşünüyor

YÖNTEM

Bu proje tarama yöntemiyle yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak anket kullanılmıştır. Danışman öğretmenimizin önerileri doğrultusunda hazırlanan anket soruları 50 kişilik erişkin bireylere yöneltilmiş ve her soruya verilen cevapların analizi yapılarak grafikle ifade edilmiştir.

1. AŞAMA : Anketler hazırlandı ve çoğaltıldı. 2. AŞAMA : Anketler 50 bireye uygulandı. 3. AŞAMA : Anketler tablo ve grafiklere dönüştürüldü ve yorumlandı.

BULGULAR VE YORUM

Anket sonucunda elde edilen bulgular analiz edilerek tablo haline getirilmiştir. Elde edilen veriler aşağıdaki tabloda sunulmuştur.

SAÇ BEYAZLAMASININ NEDENLERİ OYLAYAN BİREY SAYISI YÜZDELİK DİLİMİ

STRES 43 %86

GENETİK FAKTÖRLER 35 %70

YAŞIN İLERLEMESİ 26 %52

SAÇ PİGMENTİNİN AZALMASI 20 %40

SAÇI SIK BOYAMAK 11 %22

SAÇIN YIPRANMASI (ÖR:FÖN , JÖLE)

7 %14

DİĞER (ÇEVRESEL FAKTÖRLER) 1 %2

Tablodaki veriler incelendiğinde araştırma kapsamındaki insanların saç genellikler strese, genetik faktörlere ve yaşa bağlı olduğu görüşünde olduğu görülmektedir.

Page 38: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

38

Azda olsa araştırma gurubu içerisindekilerin bazıları beyazlamada saç bakım ürünlerinin etkili olduğu görüşünde oldukları görülmektedir

SONUÇ

50 kişiye uyguladığımız anket sonuçları bize halk arasında saç beyazlamasında en etkili faktörün stres, genetik faktörler ve yaşın olduğunu göstermiştir.

Araştırma kapsamındaki bazı kişilerin beyazlığı saç bakım ürünlerine bağlamıştır.

KAYNAKÇA

1. www.eurekalert.org/pub-releases/2009.02/foosnla022309.php 2. www.biltek.tubitak.gov.tr/haberler/tip/s-497.12.pdf

Page 39: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

39

OKSİJENSİZ SOLUNUMUN ÜRÜNLERİ

Nur KOTAN

Proje Danışmanı Vildan SAYIN

ÖZET

Projemizde instant maya kullanarak oksijensiz solunum sonucunda karbondioksit ve enerji üretildiğini gözlemlemek istedik.

Bunun için Balonjojede 20 gram instant bira mayasını ve 200ml. suyu karıştırdık. Hortumun bir ucunu balona diğer ucunu kireçli su bulunan erlene daldırdık. Sıcaklıkölçeri yerleştirdikten sonra balonjojenin ağzını oyun hamuru ile sıkıca kapattık. NOVA 5000 Sıcaklıkölçer ile ilk sıcaklığını ölçüp kaydettik. Balonun ağzını açıp 5 adet küp şekeri içine attık ve ağzını sıkıca kapattık. Üç saat boyunca sıcaklık değerlerini ölçüp kaydettik. Kireç suyundaki değişimleri gözlemledik.

Denemeler sonunda kireç suyu üç saat sonunda bulanmıştır. Bu sonuç bize karbondioksit varlığını gösterir.Sıcaklığın artışı bize enerji üretildiğini göstermiştir.

GİRİŞ

Hücresel işlemlerde kullanılmak üzere, karmaşık yapılı organik moleküllerin yıkılarak

enerji elde edildiği tepkimelere hücre solunumu denir. Hücre solunumu genellikle oksijen varlığında gerçekleştirilir. Buna aerobik solunum denir. Fakat bazı durumlarda hücre yeterince oksijen bulamaz. Böylece molekül yıkımı oksijensiz olarak devam eder. Buna anaerobik solunum denir.

Anaerobik solunum veya Oksijensiz solunum, oksijen yokluğunda, enerji üretmek için moleküllerin oksidasyonu (indirgenme) yoluyla enerji (ATP) üretilmesidir. Aerobik solunum (Oksijenli solunum) ile temel farkı, oksijen kullanılmamasıdır. Fermantasyon ile farklı kavramlardır, karıştırılmamalıdır.

İnsanlarda ve yüksek organizasyonlu canlılarda aerobik solunumla birlikte anaerobik solunum da gözlenir. Özellikle aktivitenin arttığı anlarda ya da havasız kalındığında, dokulara yeterince oksijen gitmez. Bu durumda glikozun yıkımı oksijensiz olarak gerçekleşir. Fakat tam yıkım yapılamadığı için hem yeterince enerji elde edilemez hem de kasta son ürün olarak lâktik asit birikir. Bu da yorgunluğa neden olur.

Anaerobik solunum, bazı bakteri ve mayalarda da gözlenir. Oksijenin olmadığı ortamda bu canlılar şeker moleküllerini parçalayarak enerji elde ederler. Bu canlılarda son ürün alkoldür. Bu olaya fermantasyon (mayalanma) denir. Bir çok bakteri, maya mantarları, memeli hayvanların çizgili kas hücreleri (O2siz durumda) oksijensiz solunum yapar.

Doğada, oksijenin olmadığı yerlerde anaerobik solunum yapabilen başka bakteriler de vardır. Bataklık çamuru içinde, kirli göllerin altında yaşayan canlılar örnek olarak gösterilebilir. Örneğin, çöplerde yaşayan bir bakteri türü son ürün olarak metan üretir.

Page 40: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

40

Metan oldukça patlayıcı bir gazdır. Bazı zamanlarda büyük şehir çöplüklerinin yanması ya da patlaması da bu nedenledir.

Günlük hayatımızda oksijensiz solunumun görüldüğü olaylara örnekler:

Peynir, yoğurt, turşu, soya sosu, ekmek yapımında bazı bakteri ve mantarların oksijensiz solunum yapmalarından faydalanılır.

Ağır ve uzun egzersizler yaptığımızda çizgili kaslarımız oksijeni yeterli alamaz. Bu anlarda kas hücreleri oksijensiz solum yapar. Bunun sonucunda kaslarda yorgunluk hissi veren bir tür asit birikir. Kas hücreleri normal temposuna geçtiğinde bu hücreler yeniden oksijenli solunum yapmaya devam eder.

Oksijensiz solunum, oksijenli solunuma göre daha kısa ve hızlı gerçekleşen bir olaydır. Bir glikozdan oksijenli solunum sonucunda 38 ATP oluşurken, oksijensiz solunumda 2 ATP oluşur. Bu nedenle oksijenli solunum sonucunda oluşan enerji, oksijensiz solunumda oluşan enerjiye oranla daha fazladır.

AMAÇ

Oksijensiz solunum sonucu üretilen karbondioksit ve enerjiyi gözleyebilmek

HİPOTEZLER

1. Oksijensiz solunum sonucu ATP oluşur 2. Oksijensiz solunum sonucu karbondioksit oluşur

YÖNTEM

Bu proje deneysel yöntem kullanılarak ve gözlem yapılarak gerçekleştirilmiştir.

Balonjojede 20 gram instant bira mayasını ve 200ml. suyu karıştırdık. Hortumun bir ucunu balona diğer ucunu kireçli su bulunan erlene daldırdık. Sıcaklıkölçeri yerleştirdikten sonra balonjojenin ağzını oyun hamuru ile sıkıca kapattık. NOVA 5000 Sıcaklıkölçer ile ilk sıcaklığını ölçüp kaydettik. Balonun ağzını açıp 5 adet küp şekeri içine attık ve ağzını sıkıca kapattık. Üç saat boyunca sıcaklık değerlerini ölçüp kaydettik. Kireç suyundaki değişimleri gözlemledik.

ARAÇ-GEREÇ

Bira mayası, şekerli su, erlenmayer, NOVA 5000 ölçüm aleti

KISALTMALAR ATP: Canlılık enerjisi

BULGULAR VE YORUM

Kireç suyu üç saat sonunda bulanmıştır. Bu sonuç bize karbondioksit varlığını gösterir.

Son Sıcaklık : 39.71 derece İlk Sıcaklık : 23.75 derece

Üç saat sonunda sıcaklık farkı 15.96 derecedir. Bu sonuç bize enerji üretildiğini gösterir.

Page 41: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

41

SONUÇ

Üç saat boyunca oksijensiz solunum yapan maya hücreleri karbondioksit ve ATP(Enerji) üretmiştir.

KAYNAKÇA

1. [DOC]Canlılarda Enerji Dönüşümü - Bayrampaşa Bilim Merkezi 2. [DOC] Adana Bilim Ve Sanat Merkezi Biyoloji Etkinlik Planı 3. www.MsXLabs

Page 42: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

42

DOĞAL TEMİZLİK

Zehra NALCİ

Proje Danışmanı Figen ÜREYENER

ÖZET

Deterjanlar, günlük hayatta yaygın olarak kullanılan kimyasal maddelerdir. Temizlik için ne kadar işe yarasa da aynı zamanda insanlara zarar verir. Görünüşte yararlı olsa da bir numaralı düşmanlarımızdandır. Deterjanın yerine kimyasal ve sağlığa zararlı bir olmayan lavanta da kullanılabilir. Biz bunu laboratuvar ortamında yaptığımız bir deneyde kanıtladık.

İlk olarak deney için gerekli olan lavanta bitkisi ve yağını, deneyden bir gün önce alındı. Mikroplu bir madde olarak çamurlu ve kirli lam seçildi. Kirli ve çamurlu lam mikroskop altında tek başına incelendi. Daha sonra kirli ve çamurlu lama lavanta yağı katıldı ve mikroskop altında tekrar incelendi. Sonra kirli ve çamurlu lama çamaşır suyu katılarak mikroskop altında incelendi. Son olarak çamurlu ve kirli lama bulaşık deterjanı damlatılıp tekrar gözlemlendi. Deney sonucunda lavanta ve çamaşır suyunda hızla ortamın temizlendiği ve mikropların dağıldığı gözlemlendi. Bulaşık deterjanında ise lam üzerindeki mikroplar hareketsiz kaldığı görüldü.

PROBLEM

Deterjanların insan sağlığına zarar vermesi.

HİPOTEZ

Kimyasal temizlik malzemeleri yerine lavanta yağı kullanılabilir.

KONU ARAŞTIRMASI

LAVANTA

Lavanta, ballıbabagillerden(familyasından) lavandula cinsini oluşturan Akdeniz kökenli bitki türlerinin ortak adı. Atlas Okyanusu adalarından Akdeniz çevresi ülkelerine ve Hindistan’a uzanan geniş bir alanda tetişen, lavanta cinsi üyeleri çatı görünümlü, toplu başak biçiminde mavi morumsu ya da kırmızı çiçekler açan bitkilerdir. Lavanta, dağlarda 1000-1800 m arasında yüksekliklerde yetişir. Kurutularak dolaplara konan çiçekleri, giysileri böceklerden korur. Yaklaşık 500 m’de yetişen İngiliz lavantası tütünden boyacılıkta kullanılan esans elde edilir.

LAVANTANIN FAYDALARI

Yatıştırıcı ve uyarıcıdır. İdrar ve gaz söktürür. Karın şişliği ve migren ağrılarına faydalıdır. Romatizma şikayetlerini azaltır. Mikrop öldürücüdür. Kokusu vücuda kuvvet ve ferahlık verir. Ateşli hastalıklara iyi gelir. Özellikle karaciğere çok faydalı olan lavanta karaciğerin düzenli çalışmasına yardımcı olur. Bu özelliği ile karaciğer yetmezliği, Hepatit B ve C, sarılık gibi hastalıklarda faydası görülür. Lavanta çiçeği yağı kapalı göze kompres yapılınca gözleri kuvvetlendirir ve rahatlık verir.

Page 43: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

43

DETERJAN

Deterjan, petrol türevlerinden elde edilen, temizleme, arıtma özelliği bulunan, toz, sıvı veya krem durumunda olabilen kimyasal madde, arıtıcı. Deterjanın, kelime anlamı kir sökücü olup sabun dışındaki temizleyicilerin tümünü kapsar. Yüzey aktif özelliği nedeniyle temizleme işlerinde kullanılan, içinde yardımcı kimyasal maddeler de bulunduran karışımlara deterjan denilmektedir.

DETERJANIN İÇİNDEKİ KİMYASAL MADDELER

Kompleksleştiriciler Ağartıcılar ve Stabilizatörler Korozyon önleyiciler Optik beyazlatıcılar Kolloidal taşıyıcılar Köpük ayarlayıcılar pH ayarlayıcılar Dolgu maddeleri (nem çekiciler ve topaklamayı önleyiciler) Dezenfektanlar Parfüm Ovucular, enzimler ve diğer aktif madde katkıları

ÇAMAŞIR SUYU NEDİR?

ClO- formülüyle gösterilen bir iyon köküdür. Bu kök, bileşiklerinde daima bir elektron alır. Sodyum Hipoklorit ( Çamaşır Suyu, Hypo), kullanım olarak daha çok hipokloröz asit (HClO) eldesinde kullanılır. Ayrıca deodorant, dezenfektasyon ve beyazlatıcı formüllerinde bu moleküle rastlanır. Sodyum Hipoklorit ( Çamaşır Suyu, Hypo), lityum hipoklorit, sodyum hipoklorit ve kalsiyum hipoklorit gibi yeni kimyasal bileşiklerin oluşturlmasında ana kök olarak kullanılır. Hipokloritler, manganı oksitler ve permanganatı oluşturur. Hipoklorit, organik bileşiklerle temasında ekzotermik tepkimeye girer ve biyolojik olarak yanıklar oluşturur. Bu nedenle temizlik ürünlerinde seyreltik olarak hipoklorit kullanılır. kimyasal madde. Sodyum Hipoklorit ( Çamaşır Suy, Hypo), (NaClO) bir tür tuztur. Günlük hayatta beyazlatıcı çamaşır sularında kullanılmaktadır. Asidin bir canlı dokusu ile teması, dokularında hasara yol açmaktadır. Çevreye büyük ölçüde zarar veren bu madde oda koşullarındaki klor ve sabunlardaki sodyum hidroksit ile birleşerek üretilmektedir. Bir sodyum hipokloritin elde edilme formülü aşağıdaki gibidir: 2NaOH + Cl2 › NaCl + NaClO + H2O Lityum hipoklorit (LiClO) saydam, renksiz ve berrak bir tür tuz çeşididir. Bu madde çoğu yerde havuz sterilizasyonu için ve kimi maddeler için ayrıştırıcı madde olarak kullanılmaktadır. Kalsiyum hipoklorit, Ca(ClO)2 formülüyle gösterilen bir hipoklorit çeşididir. Günlük hayatta su arıtım ve havuz temizleme sistemleri ve sıvı çamaşır suyunda kullanılmaktadır.

KULLANIM YERLERİ

Çamaşırları beyazlatır. Bir maddeyi beyazlatır veya ağartır, amacı onun rengini çıkarmak veya açmaktır. Çamaşır suyu, oksidizasyon yoluyla bu etkileri yapan bir kimyasal maddedir. Bilinen beyazlatıcılar (ağartıcılar), hidrojen peroksit (H2O2), “sodyum hipoklorit (NaClO)” , sodyum perborat mono hidrat (NaBO2.H2O2) sodyum perborat tetrahidrat (NaBO2.H2O2.3H2O), sodyum perkarbonat (2 Na2CO3.3H2O2) gibi bileşiklerdir. “Beyazl toz” kalsiyum hipoklorittir (Ca[OCl]2). Beyazlatma (ağartma), tekstil sanayiinde boyama işleminin ilk adımıdır.

Page 44: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

44

TABLO1: Lavanta ve Kimyasal Temizlik Maddelerinin Karşılaştırılması

KULLANILAN MATERYALLER

Lavanta yağı Lavanta Yağmur suyu Lam Mikroskop Kamera

UYGULANAN PROSEDÜR

Konu araştırması, internet ortamında farklı kaynaklardan yapıldı. Deneyden bir önceki gün lavanta ve lavanta yağı satın alındı. Deney, laboratuvar ortamında gerçekleştirildi. Kirli ve çamurlu lam mikroskopta incelendi. Kirli ve çamurlu lama ilk olarak lavanta yağı katıldı. Mikroskopta incelendi. Fotoğraflar çekildi. Bunun peşine kirli ve çamurlu lama çamaşır suyu damlatılarak tekrar mikroskopta incelendi. Tekrar çekilen fotoğraflar ve gözlem sonucunda hipotezin doğruluğu kanıtlandı.

BULGULAR VE YORUM

RESİM1: Kirli Madeni Paranın Mikroskop Altında İncelenmesi

LAVANTA KİMYASAL TEMİZLİK MADDELERİ

Vücuda kuvvet ve ferahlık verir. Duyu organlarına zarar verir.

Karın şişliği ve migren ağrılarında faydalıdır. Rahim-meme, prostat vemide kanserinin tetikçisidir.

Kapalı göze kompres yapılınca gözleri kuvvetlendirir ve rahatlatır.

Derinin yağını alır. Temas halinde kurumasına veya çatlamasına sebep olur.

Karaciğere faydalıdır. Düzenli çalışmasına yardım eder. Karaciğer yetmezliği hastalığında faydası vardır.

Akciğer, karaciğer ve beyine de aynı şekilde zarar verir.

Page 45: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

45

RESİM2-3: Madeni Paranın Deterjan ve Lavanta Yağı ile Etkileşmesi LAVANTA YAĞI TEMİZLİK MADDESİ

RESİM 4: Kirli ve Çamurlu Lamın Mikroskopta İncelenmesi RESİM 4-5: Lavanta Yağı ve Çamaşır Suyunun Kirli ve Çamurlu Lamla Etkileşmesi LAVANTA YAĞI ÇAMAŞIR SUYU

RESİM 6-7: : Lavanta Yağı ve Temizlik Maddesinin Kirli ve Çamurlu Lamla Etkileşmesi LAVANTA YAĞI TEMİZLİK MADDESİ RESİM 8: Bulaşık Deterjanı ile Kirli ve Çamurlu Lamın Etkileşmesi

Page 46: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

46

SONUÇLAR ve ÖNERİLER

Sonuç olarak yaptığımız deneysel çalışmada temizlik maddesi olarak lavanta yağının

kimyasal temizlik maddeleriyle aynı etkiyi gösterdiğini gözlemledik. Özellikle evlerde yapılan temizliklerde kimyasal deterjanların organlarımıza ve bedenimize verdiği zararlardan kaçınmak amacıyla lavanta yağının kullanılması öneririz.

KAYNAKÇA

1) tr.wikipedia.org\wiki\Lavanta 2) tr.wikipedia.org\wiki\Deterjan 3) tr.wikipedia.org\wiki\CamasırSuyu

Page 47: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

47

YEMEĞİMİ NERDE SAKLAMALIYIN?

Özlem AYTEKİN - Seydi Ahmet KARACA - İlayda ZAFER - Nazlıcan BÜLBÜL

Proje Danışmanı Zeynep SÖNMEZ

ÖZET

Biz taze fasulye yemeğini bir cam kaba birde plastik kaba koyarak bir hafta gözlemledik. Yemek plastik kapta daha çabuk bozulmuştur. Yemek cam kapta ise daha uzun dayanmaktadır. Plastik kaptaki yemek ilk üç günde ekşi ekşi kokmaya başlamıştır. Son altıncı günde yemeğin üzerinde grimsi renkler oluşturmaktadır. Cam kaptaki yemek ise hiç bozulmadan durmuştur.

PROBLEM

Saklama kabının türü yemeklerin bozulmasında etkili midir?

HİPOTEZ

Pişirilmiş yemekler cam kapta daha uzun süre bozulmadan dayanır.

KONU ARAŞTIRMA (ÖN ARAŞTIRMA)

Cam

Cam, silisyum dioksit, sodyum ve kalsiyum oksit karışımıdır. Ancak bu maddelerin oranlarına bağlı olarak değişik tür camlar yapılabilir.

Cam gözeneksizdir ve asit ve alkaliden etkilenmez. Bu bakımdan pişirme ve saklama kabı olarak uygundur. Bazı cam kaplar ani ısı değişikliklerinden etkilenirler ve kırılırlar. Ancak son yıllarda ani ısı değişmelerine de dayanıklı camlar yapılmıştır. Yine de cam kapları düşük ısıda pişirmekte ve ocaktan aldıktan sonra soğuk yüzeye bırakmamakta yarar vardır. Cam kaplarda yiyecekler yapışabilir, bunlar ıslatarak bekletme veya su konulup hafif ısıtma ile giderilebilirler. Camlar çizilirse temizlenmeleri güçleşir. Bu nedenle telle ovulmamalıdırlar.

Plastik

Evde kullanılan plastik iki grupta incelenebilirler. Termoplastikler: Bunlar akrilik, florokarbon, naylon, polietilen, polipropilen,

polistren ve vinil gibi adlarla bilinen plastiklerdir. Ovucularla çizilirler ve lekelenirler. Salata tabağı, bardak vb. yapımında kullanılırlar.

Termosettingler: Bu grupta fenolikler, melamin, üre ve kazein bulunur. Bunların en önemli özelliği şekillerini korumaları, ısıyla tekrar yumuşamamalarıdır. Melaminler 90°C su sıcaklığında bile dayanırlar. Teflonda termosetting plastiklerdendir. Plastiklerin pişirme kabı olarak kullanılmaları teflon ile yaygınlaşmıştır.

Plastiklerde metaller gibi temas ettikleri besine geçiş gösterebilmektedirler ve bu durum sağlık için sakıncalıdır. Ayrıca, teflon kaplar çizildikleri takdirde daha sakıncalı olabilirler. Teflon kaplarda yiyeceğin karıştırılması veya çevrilmesi gerektiğinde kesinlikle metal kaşık ya da maşa kullanılmamalıdır. Son yıllarda çizilmeye dayanıklı kaplar yapılmıştır. Çizilmeye dayanıklı kapların sağlık üzerindeki sakıncaları üzerine fazla bir araştırma bulunmamaktadır.

Page 48: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

48

Yüksek sıcaklık ve şişe plastiklerindeki belli kimyasallar goğüs kanserine neden olabilir. Lütfen dikkatli olun ve arabada bırakılmış plastik şişelerden su içmeyin.

KULLANILAN MATERYALLER

Plastik kap, cam kap, fasulye yemeği.

UYGULANAN YÖNTEM

Araştırmada deneysel yöntem ve gözlem bir arada kullanılmıştır.

BULGULAR VE YORUM (ANALİZ SONUÇLARI)

Plastik kapta saklanan yemeklerin buzdolabı ortamında daha erken bozulduğu gözlemlendi. Buna rağmen cam kapta saklanan yemeklerin bozulmadan daha uzun süre saklanabildiği görüldü.

SONUÇLAR

Yemek 6 günde plastik kapta bozulmuştur, cam kapta ise daha uzun süre bozulmadan kalmıştır.

ÖNERİLER Yemeklerin saklanmasında cam kapların kullanılması önerilir.

KAYNAKÇA

* İnternet ten bilgi aldım, * Çevredekilerden bilgi aldım.

Page 49: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

49

KIŞIN ARAÇ CAMLARI BUZ TUTARSA NASIL ÇÖZERİZ?

Eda ÜÇÜNCÜ – Büşra ÇAVDAR

Proje Danışmanı Vildan SAYIN

ÖZET

Bu projemizde kışın 0 derecenin altına düşen sıcaklıklarda buz tutan araba camlarımızın kaynar su dökersek kırılma ve çatlama ihtimaline karşın nasıl çözülebileceğini araştırdık.

Bunun için 8 adet aynı tip cam bardak dondurucuya konuldu. Buzlanan cam bardaklardan 4 tanesi elma, armut, patatesin kesik yüzeyleriyle ve tuzla silindi ve kronometreyle çözünme süreleri ölçülerek kaydedildi.

Diğer 4 adet buzlu cam bardağa ise limon suyu, gazlı içecek, kolonya, sirke döküldü ve kronometreyle çözünme süreleri ölçülerek kaydedildi.

Yapılan denemeler sonucunda safsızlık olarak adlandırılan maddelerin saf madde olan buzun erime sıcaklığını düşürdüğü ve çok kısa sürede buzlanmaların giderilebildiği gözlenmiştir.

Kış aylarında buzlanan araba camlarına elma veya sirke gibi asitli maddelerin sürülmesinin işe yarayacağı düşünülmektedir.

GİRİŞ

Maddelerin içinde bulunduğu sıcaklığa göre, katı, sıvı ve gaz halinde bulundukları biliniyor. Maddeler ısı alarak ya da ısı vererek bir halden diğer bir hale geçiş yapabilirler. Maddelerin bir halden başka bir hale geçmesine hal değiştirme denir.

Maddelerin katı halden sıvı hale geçmesine erime, sıvı halden katı hale geçmesine de donma denir.

Eğer bir maddeye ısı verildiği halde sıcaklığı değişmiyorsa madde hal değiştiriyor demektir. Madde hal değiştirirken sıcaklığı değişmez, verilen ısı enerjisi maddenin moleküller arasındaki bağları kopararak hal değiştirmesinde harcanır. Hal değişim sırasında maddelerin hacminde de değişme olur.

Erime Sıcaklığı: Sabit atmosfer basıncı altında bütün katı maddelerin katı halden sıvı hale geçtiği sabit bir sıcaklık değeri vardır. Bu sıcaklık değerine erime sıcaklığı ya da erime sıcaklık noktası denir.

Sabit atmosfer basıncı altında her maddenin erime sıcaklığı farklı olduğu için maddeler için ayırt edici bir özelliktir. Örneğin deniz düzeyinde buzun erime sıcaklığı 0 °C dir.

Sıvı bir maddenin ısı vererek katı haline geçmesine donma denir. Sabit atmosfer basıncı altında bütün sıvı maddelerin katı hale geçtiği sabit bir sıcaklık değeri vardır. Bu değere donma sıcaklığı ya da donma sıcaklık noktası denir.

Page 50: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

50

Erime ile donma birbirinin tersidir. Bundan dolayı bir maddenin erime sıcaklığı, donma sıcaklığına eşittir. Erime ısısı da donma ısısına eşittir. Örneğin deniz düzeyinde 0 oC deki su donarken dışarı 80 cal/g lık ısı verir.

Erime ve donma sıcaklığı normal şartlarda sabittir. Eğer basınç ve maddenin saflığı değiştirilirse, maddelerin erime ve donma sıcaklığı da değişir. 1. Basıncın Erime ve Donmaya Etkisi: Basınç, birim yüzeye etkiyen dik kuvvet olduğundan, maddenin moleküllerini bir arada tutarak dağılmasını önleme yönünde etki eder. Erirken hacmi artan maddeler için, basıncın artması erimeyi zorlaştırdığı için erime noktası yükselir. Basıncın azalması ise, erime noktasını düşürür.

Buz erirken hacmi küçülür. Dolayısıyla basıncın artması, hacmin küçülmesine yardımcı olduğu için erime sıcaklığı azalır. Buz için yani erirken hacmi küçülen maddeler için basıncın azalması erime sıcaklığını yükseltir. Deniz düzeyinde, normal basınçta 0 oC de eriyen buz, basınç artırılmasıyla sıfırın altındaki bir sıcaklıkta da eriyebilir. Yüksek dağların zirvesindeki karların yaz mevsiminde de erimemesinin nedenlerinden birisi de açık hava basıncının yükseklere çıkıldıkça azalması ve karın erime noktasının yükselmesidir. 2. Safsızlığın Erime ve Donmaya Etkisi: Saf bir maddenin içine başka bir madde karıştırılırsa, maddenin saflığı bozulur. Saf olmayan bu karışımın, saf maddeye göre erime ve donma sıcaklığı değişir. Arabaların soğutucu suyunun içine antifriz denen maddenin karıştırılması suyun donma noktasını – 20 oC, – 25 oC gibi sıcaklıklara indirmektedir. Kışın hava sıcaklığının 0 Oc nin altında olduğu durumlarda, yollardaki buzu eritmek için, tuz dökülür. Tuz, buzun erime noktasını düşürür ve (-) değerli sıcaklıklarda da buz eriyebilir.

AMAÇ

Kış geceleri buz tutan araç camlarını kısa sürede çözündürebilmek

HİPOTEZ

1. Sebze ve meyve sürülürse buzlanma giderilir. 2. Asitli sıvılar buzlanmayı çözer.

YÖNTEM

Çalışmada deneysel yöntem ve gözlem birlikte kullanılmıştır. 8 adet cam bardak dondurucuya konuldu. Cam bardaklar buzlu halde çıkarılarak patates, elma ve armudun kesik yüzeyleri sürülerek çözünme süreleri kronometre ile ölçüldü. Cam bardaklar buzlu halde çıkarılarak tuzlu su, limon suyu, gazlı içecek, kolonya, sirke sürülerek çözünme süreleri kronometre ile ölçüldü.

ARAÇ-GEREÇ

Patates, elma, tuz, armut, kolonya, kola, sirke, limon, buzlanmış cam bardak, kronometre

Page 51: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

51

BULGULAR

Deney sonucunda elde edilen bulgular tablo hailinde aşağıda sunuldu.

MADDE BUZU ERİTME SÜRESİ(sn.sl) KULLANILABİLİRLİK

PATATES 12.28 -

ELMA 6.02 +

ARMUT 17.97 -

TUZ 4.46 +

LİMON SUYU 1.02 +

GAZLI İÇECEK 2.03 +

KOLONYA 2.05 +

SİRKE 3.05 +

Elma, tuz, asitli içeceklerin saf buzun erime noktasını sıfır derecenin altına daha kısa sürede düşürdükleri gözlenmiştir. Tablodaki bulgulardan da görüldüğü gibi...

SONUÇ

Asitliği yüksek elma ve limon gibi meyvelerin ve içeceklerin kısa sürelerde buzlanmayı çözdüğü görülmüştür.

KAYNAKÇA

1. dosya.marmara.edu.tr/fef/.../Organik Kimya.pdf 2. hbogm.meb.gov.tr/MTAO/2TemelMatematikVeFizik/unite11.pdf 3. www.zgefdergi.com/DergiPdfDetay.aspx?ID=363

Page 52: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

52

ALTIGEN MUCİZESİ

Nuryağmur KAZANCI

Proje Danışmanı Firdevs YAVUZ

Projenin konusu:

Altıgen şeklinin yer ve malzemeden tasarruf konusunda avantajları nelerdir?

Giriş:

Arıların peteklerinin neden altıgen şekillerden oluştuğunu hiç düşündünüz mü? Herhangi bir alanı hiç boşluk kalmadan, bir geometrik şekille doldurmak istediğinizde kullanabileceğiniz tek şekil altıgendir. Balarıları da petek gözlerini altıgen biçiminde yaparak kovanların içini olabilecek en verimli şekilde kullanır. Üstelik petek gözlerinin altıgen biçiminde olması balarılarının daha az balmumu kullanmalarını da sağlar. (Uysal, 2010) Kalabalık bir arı grubu petek inşa ederken seyredildiğinde, ilk akla gelen bu grubun yaptığı işin sonucunda bir kargaşanın ortaya çıkacağıdır. Birbirinden bağımsız hareket ediyor gibi görünen bu canlıların hep birlikte son derece intizamlı yapılar meydana getirebildiklerine pek ihtimal verilmeyebilir. Öyle ki her biri farklı yerlerden başlamalarına rağmen, tümü aynı büyüklükte altıgen hücreler üretebilirler. Bu altıgenleri ortada birleştirdiklerinde hiçbir şekilde birleşme yeri belli olmaz ve altıgenlerin açılarında kayma da olmaz.(Yahya, 2000) Peteklere bakıldığında her boşluğun bir düzgün altıgen olduğu görülüyor. Her noktanın oluşumunda üç ayrıt , 120 derece açıyla birleşiyor. Bu sebeple çok sağlam bir yapı olduğu ortaya çıkıyor. Eğer bu petek şeklindeki yapı karton, pvc, alüminyum gibi materyallerden yapılırsa; hafif, dirençli ve dayanıklı malzemeler üretilir. Bu ana fikirden yola çıkarak Airbus A380 uçağının gövdesinde, hızlı trenlerin vagonlarında ve uyduların dış cephelerinde kullanılmaktadır. Görüldüğü gibi doğadan gelen bilgi işlenerek insanoğlunun kullanımına sunulmuştur.(Alkan,2011)

Bal arılarının on milyonlarca yıldır bugünkü gibi petek yaptıkları fosillerden de anlaşılmaktadır. Bal arıları bedenlerindeki salgılar sayesinde balmumu imal etmekte ve bu hammaddeyle peteği inşa etmektedirler. Acaba neden bu şekil dikdörtgen, beşgen, sekizgen değil de altıgendir? Petekler üçgen ya da dörtgen olsaydı da boşluksuz kullanım mümkündü, diğer geometrik şekillerde ise petekte boşluklar kalır. Fakat altıgen hücreler için kullanılan malzeme üçgen ya da dörtgen için kullanılan malzemeden azdır. Sonuç olarak altıgen hücre;en çok miktarda bal depolarken, yapılması için en az balmumu gereken hücre tipidir. İki aydan az yaşayan arı. (Taslaman, 2013) Petekler Kare Şeklinde Olsaydı Bal Miktarındaki Değişim Ne Yönde Olurdu? Derinlikleri aynı olduğu sürece üçgen ve dörtgen hücrelerde de altıgen hücrelerdeki kadar bal depo edilebilirdi. Ancak bu şekillerden çevresi en kısa olan altıgendir. Aynı hacime sahip olmasına rağmen, altıgen hücreler için kullanılan malzeme üçgen veya dörtgen için kullanılandan daha az olacaktır. Bu durumda şu sonuca varılır: Altıgen hücre, en çok miktarda bal depolarken, inşası için en az balmumu gerektiren şekildir. Yani arı, olabilecek en uygun şekli kullanmaktadır. Arıların altı köşeli hücreleri kullanışlı bir tasarımdır. Hücreler

Page 53: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

53

birbirine uygun ve duvarları ortaktır. Bu, en az balmumuyla en fazla depolama yerini sağlar. Aynı zamanda bu hücreler çok dayanıklıdır. Kendi ağırlıklarının birkaç katını taşıyabilirler.

Bir altıgen, altı kenarı ve altı köşesi olan çokgendir. Ayrıca kenarları ve iç açıları eşitse düzgün altıgen olarak adlandırılır. Düzgün altıgenin iç açılarının her biri 120°'dir. Düzgün altıgen altı eşkenar üçgenden oluştuğu için alanı ve çevresi kolayca bulunabilir. Kenarı a uzunlukta olan düzgün bir altıgenin alanı, bir kenarı a olan bir eşkenar üçgenin alanının 6 katına eşittir. İç açıları toplamı 720 derece, bir dış açısının ölçüsü ise 60 derecedir. Dolayısıyla her bir iç açısının ölçüsü 120 derecedir. (http://www.bakimliyiz.com/egitim-ve-ogretim/118264-altigen-nedir-altigenin-ozellikleri-nedir.html) Altıgen yapıda arada boşluk kalmaz. Düzgün altıgenlerden oluşmuş bölmeler arasında boşluk kalmadığı için kullanılan alanın verimliliği artar. Ayrıca altıgen yapı kare veya dikdörtgen yapıya göre daha mukavimdir kolay hasar görmez. Köşelerde kırılma tehlikeside ortadan kalmış olur böylece. Cıvata başlarıda genelde altıgen yapıda yapılır. Kare başlı civataların köşeleri kolay aşındığı için bir müddet sonra söküp takmak zor olur. Arı peteği hem yarı akışkan balı hemde arıyı taşıyacaktır. Köşelerinin kolay aşınmaması kırılmaması gerekir. Altıgen yapıda yükün kenarlara dağılımı değişir. Bu kenarın şeklini korumasına yardımcı olur. Ayrıca kenar uzunluğu aynı alana sahip kare veya dikdörtgene göre daha kısa olduğu için daha az şekil değiştirir. Arı peteklerinde altıgen yapı ayrıca cidarların daha ince yapılmasına olanak sağlar. Bu hem petek malzemesinden hemde yerden kazanç demek. Peteğe harcanan zamanda kısalacağı için arı bal yapmaya daha çok vakit ayırabilmiş olur. (http://eodev.com/gorev/647279)

Amaç:

Altıgen şeklinin avantajlarını kullanarak mobilya tasarımı yapmak.

Hipotez:

Altıgen şeklinin yer ve malzemeden tasarruf konusunda birçok avantajı vardır.

Proje / Araştırma Takvimi:

02-13 /03/2015 bilgi toplama 16–31/03/2015–01-03/ 04/ 2015 maket hazırlama 06-17/04/2015 rapor hazırlama 20-24/04/2015 sunum

Araştırmada Kullanılacak Araç ve Materyaller:

Renkli Karton, Yapıştırıcı, Mukavva, Makas, Maket Bıçağı, Elişi Kağıdı, Zımba, Cetvel, Gönye

Süreç:

Öncelikle çeşitli kaynaklardan bilgiler topladım (Taslaman, 2013) (Alkan, 2011) (Uysal, 2010) (Yahya, 2000) (Yıldız Takımı, 2009). Arıların petekleriyle ilgili görselleri inceledim. Bir kütüphanede kullanılacak masaların (kuş bakışı) altıgen şeklinde olmasıyla, kitaplıklarda düzenleme yapılacağı zamanlarda ortaya toplanıp yan yana birleştirilerek yerden tasarruf sağlanacağını ve daha rahat çalışılacağını düşündüm. Kitaplıkların (kuş bakışı) altıgen şeklinde olması ve kendi etrafında dönebilmesi ile her kenara farklı kitap türleri dizilerek, altı farklı kitap grubu oluşturabiliriz. Maket bıçağı ve makasla renkli kartonlardan ve mukavvadan cetvel ve gönye yardımıyla altıgenler kestim. Bunlardan masalar ve kitaplıklar tasarladım. Altıgen görünümlü kitaplıklarım iki katlı ve her bir katta altı bölme var. İnsanlar kitaplıkları döndürerek istediği kitaba rahatça ulaşabilir. Her bir

Page 54: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

54

bölme farklı grupta kitaplara ayrılmıştır. Araştırılacak alanla ilgili bölmeyi incelemek yeterli olacaktır. Masaları da altıgen şekilli kestim ve mukavvadan orta kısma masa ayağı yapıştırdım. Çünkü, ortada ayak kullanılması insanlar hangi yöne oturursa otursun insanları rahatsız etmez. Ayrıca altıgen şekilde daha fazla sayıda insan masadan yararlanabilir ve masaları bir araya toplayıp petek gibi dizdiğimizde, kütüphane içinde kitaplıkların düzenlenmesi, temizlik vb. işler daha rahat yapılır, daha geniş alan açılmış olur. Başka bir mukavvada altıgenleri yan yana petek şeklinde yapıştırarak, yerden ne kadar tasarruf edileceğini gözlemledim.

BULGULAR

Page 55: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

55

Page 56: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

56

Verilerin Analizi:

Yaptığım çalışmada da görüldüğü gibi altıgen şekli hem arıların hem de insanların faydalanabileceği bir geometrik şekildir. Altıgen şekli bir çok alanda yer ve malzeme tasarrufu sağlıyor.

Page 57: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

57

Ulaşılan Sonuçlar ve Öneriler:

Yaptığım tasarım sonucunda altıgen şeklinden bir çok alanda yararlanılmasının insanoğluna bir çok faydası olabileceğini düşünüyorum. Mobilya tasarlayanların bu şekli göz önünde bulundurmasını tavsiye ederim. Kaynaklar:

1. Alkan,D.(2011).Evrensel Gelişimin Matematiksel Konularla İfade Edilişi ve Uygulanışı Üzerine Bir Çalışma. Van.

2. Taslaman, C. (2013). Evrenden Allah'a. 3. Uysal, A. (2010). Balarıları. Bilim Çocuk Dergisi, 24/27. 4. Yahya, H. (2000). Balarısı Mucizesi.

Page 58: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

58

TARIMDA VERİMİ ARTIRAN KİREÇ

Büşra BERBER

Proje Danışmanı Vildan SAYIN

ÖZET

Projemizde düşük pH değerlerine sahip asitli topraklarda bitki yetiştirmek ve pH

değerini yükselterek bitkilerin gelişiminin daha sağlıklı olmasını sağlamak istedik. Bunun için asitlendirilen toprağın pH değerini kireçle artırılarak verimdeki artışı gözlemledik.

Aynı büyüklükte iki saksıya aynı hazır toprağı eşit olarak paylaştırdık. Eşit derinliklere beşer fasulye tohumu gömdük. %30’luk HCl çözeltisi hazırladık. Asitli çözeltiden her iki saksıya da 20ml. döktük. Toprağı 30ml. Su ile suladık. Saksılardan birine (A) diğerini (B) olarak etiketleyip B’nin toprağına toz kireç serptik. Her gün A saksısına su, B saksısına kireçli su ilave ettik. Bir hafta sonra A saksısında hiçbir şey olmazken B saksısında fasulye tohumunun filizlendiği gözlenmiştir.

Düşük pH değerlerine sahip asitli topraklarda bitki yetiştirmenin çok zor olduğu gözlenmiştir. Kontrollü deneyler sonucunda toprağın pH değerinin 6,5 ile 8,5 arasında olması bitkilerin gelişiminin daha sağlıklı olmasını sağlamıştır. Yapılan gözlemler ve elde edilen veriler ışığında pH’ı düşük olan toprağın pH’ı yükseltildikten sonra toprakta sağlıklı bitkilerin yetiştirilmesi sağlanmıştır.

GİRİŞ

Ana kayacın parçalanması sonucu oluşan topraklar inorganik maddelerdir. Fakat üstünde zamanla oluşan bitki örtüsünün organik maddelerini de içerirler. Coğrafi etkenler sonucu değişik ortamlarda inorganik ve organik maddelerin karışımı sonucu değişik özelliklerde topraklar oluşur. En iyi toprak, nehir deltalarında bulunmaktadır. Bu oluşum binlerce yıl almaktadır. Toprak bünyesine göre kumlu tınlı, killi tınlı ve killi diye gruplandırılabilir

Toprak bünyesi su tutma kabiliyeti gibi bitkiler için önemli olan fiziksel özellikleri belirlemektedir. Organik madde içeriği de buna büyük katkıda bulunur.

Verimli bir toprak bitkinin besin olarak kullandığı kimyasal maddeleri de içermelidir. Dolayısıyla toprağın kimyasal özellikleri de önemlidir. Bitkilerin besin olarak kullandığı 16 element bilinmektedir. Bunların dışında sodyum, kobalt ve silisyumunda bazı bitkiler için önemli olduğu iddia edilmektedir.

Bitkinin ihtiyacı ve miktarına göre makro elementler ve topraktaki bulunan miktarlar şöyledir. Karbon, hidrojen, oksijen, azot (0,20-0,50%), fosfor (0,20-0,40%), kükürt (0,02-0,50%), potasyum 0,20-4,0%), kalsiyum (0,10-5,0%), magnezyum (0,20-2,50%). Mikro elementler ise; demir (0,5-5,0%), mangan (0,1-1,0%), çinko (0,003-0,008%), bor (0,003-0,008%),bakır (0,001-0,005%), kobalt (0,003-0,005%) ve molibden (0,003-0,005%).

Bitkiler, karbonu havadan karbondioksit olarak, hidrojen ve oksijeni ise, toprak gözeneklerinde bulunan sudan temin ederler. Azot, genellikle toprakta bulunan azot bakterilerinin hava azotunu, nitrat veya amonyağa çevirmesi sonucu, kökler vasıtasıyla sağlar. Fosfor, kükürt, potasyum, kalsiyum ve magnezyum ise topraktan kökler vasıtası ile alınır. Bu işlemde topraktaki suyun ve toprağın pH'sinin büyük önemi vardır. Bu elementler

Page 59: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

59

belli pH'lerde bitki bünyesine maksimum transfer olurlar. Bu makro elementlerin eksikliği söz konusu ise, kimyasal gübre olarak toprağa verilmektedir.

Mikro elementlerde yine topraktan uygun pH'de bitki bünyesine geçerler. Bitki için, en uygun pH aralığı 6.0-7.4'dir. Bu aralıktaki topraktan makro ve mikro elementler en iyi şekilde bitki bünyesine geçer. Genellikle mikro elementler yaprak gübresi olarak uygulanmaktadır, fakat kökten verilmeleri daha iyidir. Mikro element eksikliği çeşitli hastalık ve dolayısıyla verimde düşüşe neden olurken fazlası toksik etki yapar. Bu nedenle sağlıklı bitki yetiştirmede, toprağın iyi tanınması ve kimyasal analizlerinin yapılarak eksik mikro ve makro elementler belirlendikten sonra eksikliği giderecek miktarlarda gübreleme yapılmalıdır. Aksi takdirde istenilen verim artışı sağlanamaz ve yapılan masraflar boşa gider.

Ph derecesi, baz doyum derecesi ve ürün büyümesi arasındaki ilişki:

Ph Toprak reaksiyonu Ürüne etki

3 Çok yüksek asitlik Tüm ürünlere zehirli

4 Kuvvetli asitlik Çoğu ürünlere zehirli

5 Orta asitlik Bazı ürünlere zehirli

6 Hafif asitlik Bütün ürünler yetişir

7 NÖTR Bütün ürünler yetişir

8 Hafif alkali Çoğu ürün yetişir

9 Orta alkali Birçok ürün için zehirli

10 Kuvvetli alkali Bütün ürünler için zehirli

KALSİYUM ORANI YÜKSEK TOPRAKLAR NEDEN DAHA VERİMLİDİR?

Bu topraklar canlılar için çok gerekli olan ve tabiatta bulunmayan bazı kimyasal maddeleri ve bazı mineralleri bünyesinde bulundururlar. Ayrıca topraktaki mikroorganizmaların miktarını arttırırlar. Toprakta nitrifikasyona yardımcı olur, özellikle kış ve bahar yağmurları ile dekara ortalama 8-12 kg düşen saf azotun toprakta tutunmasını sağlar, toprakta doğal yollar ile CAN gübresi oluşur.

TOPRAK MUAMELESİ Ph BAKTERİ

(MİLYON) ACTINOMYCETES

(MİLYON) MANTAR (MİLYON)

Gübresiz 4,6 3 1,15 0,06

Sadece Ca + Mg 6,4 5,21 2,41 0,022

Mineraller 5,5 5,16 1,52 0,038

Hayvan gübresi + mineraller 5,4 8,8 2,92 0,073

Amonyum sülfat + mineraller 4,1 2,69 0,37 0,111

Amonyum sülfat + Ca + Mg + Min. 5,8 7 2,25 0,039

Mineraller + Sodyum nitrat 5,5 7,6 2,53 0,046

Page 60: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

60

AMAÇ

Asitli topraklarda verimi artırmak için kireç kullanılacağını gözlemlemek

HİPOTEZ Kireç toprağın verimini artırır

YÖNTEM

Bu proje deneysel yöntem kullanılarak ve gözlemler yapılarak gerçekleştirilmiştir. 0.1M. HCl Çözeltisinin Hazırlanışı: 4.23 ml HCl alınarak 500ml’lik behere konuldu saf suyla 500ml’ye tamamlandı. Aynı tür saksı ve toprak eşit olarak bölünmüştür. İçine aynı derinlikte beşer fasulye tohumu atılarak 0.1 M’lık HCl çözeltisinden 20’şer ml döktük. Üzerine 30ml su ilave ettik. Saksıları işaretleyip B saksısına her gün kireç ilave ettik. Her gün aynı işlemleri uygulayarak gelişimlerini gözlemledik.

1. AŞAMA : Aynı büyüklükte iki saksıya aynı hazır toprağı eşit olarak paylaştırdık. Eşit derinliklere beşer fasulye tohumu gömdük.

2. AŞAMA : 0.1M’lIk HCl çözeltisi hazırladık. Asitli çözeltiden her iki saksıya da 20ml. döktük. Toprağı 30ml. Su ile suladık.

3. AŞAMA : Saksılardan birine (A) diğerini (B) olarak etiketleyip B’nin toprağına toz kireç serptik.

4. AŞAMA : Her gün A saksısına su, B saksısına kireçli su ilave ettik. 5. AŞAMA : On gün sonra A saksısında hiçbir şey olmazken B saksısında fasulye

tohumunun filizlendiği gözlenmiştir.

ARAÇ-GEREÇ

2 adet saksı, fasulye tohumu, 0.1M.’lık HCl çözeltisi, kireç,toprak

KISALTMALAR HCl: Hidroklorik asit

BULGULAR

Page 61: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

61

Asitli toprağa ekilen fasulye tohumları 16 gün sonra filiz vermeye başladı. Asitli toprağa düzenli kireç serpilen fasulye tohumları 10 gün sonra filiz verdi ve büyümeye devam etti.

SONUÇ

Düşük pH değerlerine sahip asitli topraklarda bitki yetiştirmenin çok zor olduğu gözlenmiştir. Kontrollü deneyler sonucunda toprağın pH değerinin 6,5 ile 8,5 arasında olması bitkilerin gelişiminin daha sağlıklı olmasını sağlamıştır. Yapılan gözlemler ve elde edilen veriler ışığında pH’ı düşük olan toprağın pH’ı yükseltildikten sonra toprakta sağlıklı bitkilerin yetiştirilmesi sağlanmıştır.

KAYNAKÇA

1. www.tarimsal.com/toprak.htm 2. hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/.../toprak_olusumu.pdf 3. www.agri.ankara.edu.tr/soil.../1241__ph_om_besinelementleri.ppt

Page 62: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

62

TUZLU YEMEK Mİ? TUZSUZ YEMEK Mİ?

Buğrahan CİHAN - Tuğçe TONYALI - Alper YURDAKUL

Proje Danışmanı Figen ÜREYENER

ÖZETİ

Bir yemeğin tuzlumu yoksa tuzsuz mu daha çabuk ekşidiğini araştırmak istedik. Bunun için yemeği hazırladıktan sonra aynı kaplarda, aynı sıcaklıkta gün gün takip ederek hangisinin daha önce ekşidiğini gözlemledik. Bu işlemi hem oda sıcaklığında hem de buzdolabında gözlemledik. Araştırmamızın sonunda tuzsuz yemeğin her iki sıcakta da tuzlu yemeğe göre erken ekşidiği soğuk ortam yemeğin daha geç ekşidiği sonucuna vardık.

ARAŞTIRMA KONUSU

1) Yemekler tuzlumu yoksa tuzsuz mu daha çabuk ekşir? 2) Yemekler sıcak ortamda mı soğuk ortamda mı daha çabuk ekşir?

HİPOTEZLER

1) Tuzsuz yemeğin daha çabuk bozulduğu. 2) Sıcak ortamda yemeklerin daha çabuk bozulduğu.

YÖNTEM

Yemeğimizi hazırladık ve takibe başladık. Takip süresi içerisinde oda sıcaklığında olan

yemeğimizin renginde ve kokusunda 2. günden itibaren değişmeler başladı 3. günün sonunda tuzsuz olan yemeğimizin kokusu ve rengi tamamen değişirken

tuzlu olan yemeğimizde bu özellikler görülmedi. 4.günün sonunda tuzlu olan yemeğimiz in rengi ve kokusu değişti. Çatalla da

kontrolümüzde ekşidiği görüldü. Buzdolabında olan yemeğimizde tuzlu ve tuzsuz her ikisinde de bir değişme olmadı.

1. hafta sonunda sadece renginde değişme olurken koku hissedilmedi. 8. gün tuzsuz olanın rengi değişirken tuzlu olanda renk değişimi görülmedi. 10. gün tuzsuz olanında rengi değişti fakat koku olayı olmadı.

Yaklaşık 2 hafta süren takibimiz sonucunda oda sıcaklığında tuzsuz olan yemeğimiz hem erken ekşidi hem de çok fazla koku olayına rastlandı. Dolapta olan tuzsuz yemeğimiz daha geç ekşidi ve koku olayına rastlanmadı. Sonuç olarak her iki sıcaklıkta da tuzsuz yemeğimiz daha erken ekşimiştir. Deneyimizin amacı: Yemeklerimizi ne kadar süre ve tuzlu mu tuzsuz mu saklaya bileceğimizi araştırdık.

Page 63: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

63

PROJENİN AŞAMALARI

1-Aynı bulaşık makinesinde yıkanan kaplar yemek koymak için hazırlandı

Yemeği koyacağımız kaplarımız aynı sıcaklıkta, aynı deterjanla, aynı ortamda

yıkanmıştır.

2-Hangi yemeği yapacağımıza karar verildi malzemeler hazırlandı. (Pırasa yemeği

daha geç ekşidiğini düşündüğümüz için bu yemeği yapmaya karar verdik.)

3-YEMEĞİMİZİN YAPIM AŞAMALARI:

19.03.2015

Hep birlikte yemeğimizi hazırladık ve pişirdik. Tuzsuz olarak pişirdiğimiz yemeği

ayırdıktan sonra tuz ekleyip karıştırdık ve kaplara koyduk.

Page 64: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

64

19.03.2015

19.03,2015

Kaplarımızı tuzlu, tuzsuz ve dolapta şeklinde adlandırdık

20.03.2015

ODA SICAKLIĞI ORTALAMA 20 DERECEDİR

21.03.2015

Oda sıcaklığındaki yemeklerimizin tuzsuz olanının renginde ve kokusunda

değişmeler oldu. Tuzlu olanında sadece rengi biraz değişti.

21,03,2015

Dolapta ki tuzlu ve tuzsuzlarda değişme görülmedi.

Page 65: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

65

23.03.2015

Oda sıcaklığında tuzsuz olan yemek ekşidi ve koku oluştu. Tuzlu olanın rengi değişti.

23.03.2015

Dolaptaki yemeklerimiz normal

Değişme olmamıştır.

24.03.2015

Dolaptaki tuzsuz yemek koku yok rengi tamamen değişti

Page 66: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

66

31.03,2015

Oda sıcaklığındaki yemekler tamamen ekşidi ve çok kötü kokuyor

Dolaptaki yemeklerden tuzsuz olan ekşidi renk değişti ama koku yok salyalandı.

Tuzlu olanda renk değişimi gözlendi.

06.04.2015

Buzdolabındaki tuzlu ekşimesine rağmen koku yok tuzsuz olan tamamen ekşidi rengi

değişti koku yok.

Page 67: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

67

07.04.2015

Dolapta olan tuzlu ve tuzsuz yemekler ekşidi.

SONUÇ

Hem oda sıcaklığında ve buzdolabı içerisinde (-4 derece) bulunan yemeklerden

tuzsuz olanı tuzlu yemekten daha erken bozulmuştur.

Yemeklerde bulunan tuz miktarı artıkça yemeklerin bozulma süresi uzadığı

gözlemlenmiştir.

Page 68: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

68

BANT TÜRLERİNİN YAPIŞKANLIK DERECELERİ

Esranur YAZICI

Proje Danışmanı Zeynep SÖNMEZ

ÖZET

Günlük yaşantımızda pek çok alanda farklı bantlar kullanırız. İki ayrı maddeyi

birbirine bağlamak için bant kullanırız. Çeşitli yırtıkları onarmak için, malzemelerin üzerini kaplamak için bant kullanabiliriz.

Bantlar her ne kadar farklı yerlerde ve farklı amaçlar da kullanılsalar da onlardan asıl istenen üzerine tutturulduğu nesneyi mümkün olduğunca iyi bir şekilde kavramasıdır. Yani yapışkanlıklarının iyi olmasıdır. Yapışkanlık bağlandığı nesneyi belli bir yük (kuvvet) altında daha uzun süre taşıyabilmesine bağlıdır Örneğin bir kağıdın iki ucunu birbirine bantladığımızda, iki ucunu ayırmak için uyguladığımız kuvvete karşı dayanmasıdır. Bu araştırmada da bantların bu özelliğinin farklılık gösterip göstermediğini araştırdık.

AMAÇ

Günlük hayatta kullandığımız bantların türlerine göre yapışkanlıkları değişiyor mu?

HİPOTEZ

Bantların yapışkanlıkları türlerine göre değişir.

YÖNTEM

4 Farklı yapışkan bant kullandım 1. bandın ucuna 1 kg ağırlığı bandın ucuna takarak ne kadar süre tutabileceğini gözlemledim. Bu uygulamayı diğer bant türlerinde de kullandım. Uygulama esasında bantların dayanma sürelerini kronometre ile ölçerek elde ettiğim verileri kaydettim.

BULGULAR

ŞEFFAF BANT:1 kg ağırlık yapıştırdığım şeffaf bant 1.08 sn sonra düştü.

Page 69: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

69

SİYAH BANT: Siyah bantın eni diğer bantlara göre daha dar olduğundan 1 kg ağırlık yapıştırdığımda 1 sn sonra düştü.

KAĞIT KOLİ BANDI: 1 kg ağırlık yapıştırdığım kağıt koli bandı 10 sn sonra düştü.

SARI BANT: En fazla dayanma süresi olan sarı bantda 1 kg ağırlığı yapıştırdığımda 2.30 sn sonra düştü.

Page 70: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

70

SONUÇ

Bu deneyin sonunda;

Siyah bant dar olduğundan dolayı 1 kg ağıırlığı 1sn süre ile en az tutabilen bant türü oldu.

Kağıt koli bandı 1 kg ağırlığı büyük olmasına rağmen ağırlığı 10 sn tutabildi. Şeffaf bant 1 kg ağırlığı 1.08 sn tutabildi. Sarı bant ise 1 kg ağırlığı 2.30 saniye tutarak en uzun tutarak bant türü oldu.

Page 71: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

71

KARBONDİOKSİT VE FOTOSENTEZ HIZI

Cansu YILMAZ

Proje Danışmanı Vildan SAYIN

ÖZET

Bu projemizde karbondioksit miktarının fotosentez hızına etkisi araştırılmıştır. Karbondioksit miktarını gazoz ve su kullanarak değiştirmek suretiyle mumun yanma sürelerini gözlemledik. Su bitkisi (Eloeda) 200ml.suya konuldu. Hortum ile mum yanan başka bir kapalı sisteme bağlandı. Su bitkisi (Eloeda) 200ml. gazoza konuldu. Hortum ile mum yanan başka bir kapalı sisteme bağlandı. Gazozdaki karbondioksit miktarı sudan çok fazla olduğundan gazozun bağlı olduğu mum fotosentezin daha hızlı gerçekleşmesi sonucunda üretilen oksijen gazından dolayı geç sönmüştür.

GİRİŞ

Yeryüzünde birçok etmen atmosfere karbondioksit bırakılmasına neden olur Örneğin canlıların nefes alıp vermesi ölü canlılar fosiller veya ağaçların yakılması hep karbondioksit üretir Bu yoğun karbondioksit üretimine karşı ise bitkiler atmosferdeki karbondioksiti alarak atmosfere canlılık için gerekli olan oksijeni bırakırlar Eğer bitkiler böyle bir özelliğe sahip olmasaydı kısa sürede dünya atmosferi karbondioksitle dolar canlıların yaşamı için gerekli olan oksijen ise tükenirdi Bu çevrim yeryüzündeki kusursuz uyum ve dengenin örneklerinden sadece biridir

Bitkiler atmosfer ve okyanuslardaki karbondioksiti tüketip organik bileşikler ürettikleri için birer karbon fabrikası ve çevreyi temizleyen bir arıtma tesisi olarak düşünülebilir Solunum yoluyla az miktarda karbondioksit üretirler ve bunu hemen fotosentez için kullanırlar Bitkilerin ve tek hücrelilerin karbondioksit tüketimi insanların ve hayvanların karbondioksit üretimi arasındaki denge okyanuslarda karbonatların üretilmesiyle eşitlenmiştir Bu süreçte hava ve suda bulunan fazla miktardaki karbondioksit tüketilir

Page 72: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

72

CO2 faktörü

Karanlık evre reaksiyonlarında görev alır. Glikozun yapısına katılır.

Atmosferde % 0,03 oranında bulunan karbondioksit % 0,3 ‘e kadar artırınca reaksiyon hızı artar CO2 nin miktarını daha fazla artırmak reaksiyonu hızlandırmaz.

AMAÇ

Karbondioksitin fotosentezi hızlandırdığını kanıtlamak

HİPOTEZ

Karbondioksit miktarı artarsa fotosentez hızı da artar.

YÖNTEM Araştırmada deneysel yöntem ve gözlen birlikte kullanılmıştır. 1.AŞAMA: Su bitkisi (Eloeda) 200ml. suya konuldu. Hortum ile mum yanan başka bir kapalı sisteme bağlandı. 2.AŞAMA: Su bitkisi (Eloeda) 200ml. gazoza konuldu. Hortum ile mum yanan başka bir kapalı sisteme bağlandı., 3.AŞAMA: Bitkilerin fotosentez yapmaları için güneşli ortama bırakıldı. 4.AŞAMA: Mumların yanma süreleri saptandı.

ARAÇ-GEREÇ

Su bitkisi, pet şişe suyu, gazoz, 2 adet mum, kapalı cam sistem

Page 73: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

73

BULGULAR

Su içindeki eloeda bitkisine bağlı mum 5 dakika sonra söndü. Gazoz içindeki eloeda bitkisine bağlı mum 9 dakika sonra söndü.

SONUÇ Gazozdaki karbondioksit miktarı sudan çok fazla olduğundan gazozun bağlı olduğu mum fotosentezin daha hızlı gerçekleşmesi sonucunda üretilen oksijen gazından dolayı geç sönmüştür.

KAYNAKÇA

1. yunus.hacettepe.edu.tr/~b0245803/yeni_sayfa_5.htm 2. www.biyolojidersnotlari.com/fotosentez-hizini-etkileyen-cevresel-ve-genetik-

faktorler-ve-kemosentez.html 3. botanizm.tr.gg/Fotosentezi-Etkileyen-Cevresel-Faktor.htm

Page 74: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

74

RESİMDEKİ GEOMETRİ

Nazlı DEMİR - Sude ERAY - Sıla SİMİTÇİOĞLU - Azra ÇOLAK - Züleyha SATILMIŞ

Proje Danışmanı Ersan DUMANOĞLU

ÖZET

Resim sanatında, sanatçının amaçladığı kompozisyonu koruması,en verimli sonucu alabilmesi için geometriden faydalanması gerekir. İnsanın geometri biçimleri kullanımı sınırları, belirgin yüzeyleri oluşturma amacından doğmuştur. İnsanlara resim çizmenin aslında bir yetenek işi olmadığını sadece objenin kendi formu doğrultusunda parçalamasını, yani çözümlemesi gerektiğini anlatmak için bu projeyi yapmaya karar verdik. Büyük sanatçıların kendi resimleri üzerinde nasıl çalıştıklarını ve geometrik şekilleri nasıl kullandıklarını göstermeye çalıştık. Farklı objeleri yapısını geometriksel olarak parçaladık, tekrar bir araya getirdik.Araştırmalarımızın sonucunda tanınmış ressamların da tablolarında çizdikleri nesnelerin formunu geometriksel şekillerle kazandırdığını daha sonra ise geometriksel şekillerin görünmeyecek şekilde kamufle edildiğini gördük. Resim sanatının en önemli öğelerinden biri biçimdir. En dolaylı biçimler ise geometrik biçimlerdir.Her akımda farklılaşan,ancak yok olmayan estetik kaygılar, en büyük desteği geometriden bulmuştur. Genellikle insan yüzü üzerinde araştırmalar yaptık. İnsan yüzünde farklı bölgelerin başlangıcıyla bitiş kısmının eşit olduğunu gördük. Kısaca resimler parçalara ayrılarak, objeyi şekillere ayırdık. Böylece resmi daha kolay bir şekilde çizdik. Bulunan ilk en eski duvar resimleri üst paleolitik (30.000 yıl önce) döneme tarihlenen İspanya’nın kuzeyindeki Atamira mağarasındadır. Tabi ki olası keşifler bizleri başka bir bölgede daha eski dönemlere ait duvar resimlerine ulaştırabilir. Bu mağarada renkli büyük hayvan figürleri özellikle bizon, geyik, yaban domuzu ve at hareketli bir biçimde betimlenir.

KONU ARAŞTIRMASI (ÖN ARAŞTIRMA)

Kübizm: 20. yüzyıl başındaki temsile dayalı sanat anlayışından saparak devrim yapan Fransız sanat akımıdır. Pablo Picasso ve Georges Braque, nesne yüzeylerinin ardına bakarak konuyu aynı anda değişik açılardan sunabilecek geometrik şekilleri vurgulamışlardır. Fovizm: 1898-1908 yılları arasında Henri Matisse tarafından Fransa'da geliştirilen bir sanat akımıdır. En önemli özelliği, tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran renklerin doğrudan kullanımıdır. Empresyonizm: 19. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkan ve bütün sanat dallarını, özellikle resmi etkileyen akım. Doğadaki unsurların kişinin içinde oluşturduğu izlenimleri, duygusal izleri yansıtmayı hedefler. Bu akım içerisinde yer alan sanatçılar, doğayı objektif bir gerçek olarak değil, kendilerinde yarattığı izlenimi resme (veya edebi esere) aktarırlar. Realizm: Ruhçu ve maddeci gerçekçilikten farklı olarak, çağdaş felsefi gerçekçilik; bizim gerçekçiliğimizin bazı yönlerini, kavramsal şemaları, dilbilimsel uygulamaları, inançların ontolojik olarak bağımsız olduğu inancıdır.

Page 75: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

75

Ekspresyonizm: doğanın olduğu gibi temsili yerine duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı 20. yüzyıl sanat akımı. Politik istikrarsızlık ve ekonomik çöküntü ortamında Almanya'da pozitivizm ve naturalizm ve empresyonizm akımlarına karşı olarak ortaya çıkmıştır. Soyut sanat: Genel anlamıyla doğada var olan gerçek nesneleri betimlemek yerine, biçimler ve renklerin, temsili olmayan veya öznel kullanımı ile yapılan sanata denir. Nonfigüratif sanat terimi ile değişmeli olarak kullanılır. Sürrealizm: Avrupa'da birinci ve ikinci dünya savaşları arasında gelişmiştir. Temelini, akılcılığı yadsıyan ve karşı-sanat için çalışan ilk dadaistlerin eserlerinden alır. Noktacılık (Puantilizm): 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında Fransız yeni izlenimci ressamlar tarafından yaygın olarak kullanılmış bir resim tekniğidir. Bu teknikle yapılan resimlerde, çok sayıda ufak temel renk noktası, birbiriyle karıştırılmadan bir araya getirilerek izleyicinin gözünde çeşitli ara renklerin illüzyonu oluşturulur. Puantilizm, insan gözünün, birbirine yakın duran ufak renk noktalarını birleşik görmesi esasına dayanır. Altın oran: Matematik ve sanatta, bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, uyum

açısından en yetkin boyutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır. Eski Mısırlılar ve Yunanlar tarafından keşfedilmiş, mimaride ve sanatta kullanılmıştır.

PROBLEM

Yıllardır kalıplaşmış olan “Ben resim yapamam, benim yeteneğim yok.” cümlesinin yanlış olduğunu gözlemledik. Bu kelimenin yaşantımızdan kalkması için bu projeyi göz önünde bulundurduk.

HİPOTEZ

Geometrik şekiller kullanılarak her insan resim yapabilir.

KULLANILAN MATERYALLER Adnan Turani’nin “RESİMDE GEOMETRİ” adlı kitabından yine Barrington BARBER’ın “ÇİZİMİN SIRLARI-1”adlı kitabından danışman öğretmenimiz Ersan DUMANOĞLU’ndan ve çevremizde bulunan aile bireylerinden yararlanılmıştır.

Page 76: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

76

UYGULUNAN PROSEDÜR (YÖNTEM)

İlk olarak meyvelerin basit bir şekilde çizilmesini öğrendik. Sonra insan yüzünün parçalar halinde çizildiğini öğrendik. Daha sonra insan yüzündeki çizim aşamalarını öğrendik. Hepsini bir bütün halde yani hepsini bir dosyada toparladık.

BULGULAR VE YORUM (ANALİZ SONUÇLARI)

Burada elma çizerken ilk önce bir yuvarlak çizilip daha sonra kenarlarından eşit boşluklarla aralıklar bıraktık.

Bir burun çizerken biri büyük biri küçük olmak üzere iki daireyi burnun yönüne göre koyuyoruz. Daha sonra burnun geri kalanını çiziyoruz.

Bir penguen çizerken oval ve daire kullanarak başını ve gövdesini çizeriz. Daha sonra ise içindeki düzenlemeleri yapabiliriz.

Page 77: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

77

Burada da bir insan yüzü çizerken ağız, burun ve göz olarak ayırıp resmi daha kolay yapabiliriz.

Köpek çiziminde de görüldüğü gibi başı ve gövdesini daire çizerek, geri kalan bölümünü ise gerektiğinde geometrik şekiller kullanarak çizdim.

Bu at çiziminde de görüldüğü gibi atın başını, burnunu ve gövdesini geometrik şekiller kullanarak çizilmiş.

Page 78: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

78

Burada bir insan çiziminde kafayı ikiye ve üçe böldü. Daha sonra insan yüzü çizebilmek için yüzün dış hatlarını çizdik.

İkinci aşamada ise yüze burun, göz ve dudak çizebilmek için geometrik şekiller kullandık.

Üçüncü yani son aşamada ise yüzün hangi geometrik parçalardan oluştuğunu gösterdik.

Page 79: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

79

SONUÇLAR

Gerçekten de bir nesne veya obje çizmenin sadece yetenek istemesinden yana matematiksel ve geometriksel şekilde çizildiğini gördük.

ÖNERİLER

Çalışmalarını ve fikirlerini açıklayabilecek çizme gücü ve inceliğini gösterebilenler ise bu işi ya kasıtlı olarak yapmamış ya da zaman kaybı saymışlardır.

KAYNAKÇA

1. Kopek-cizimleri 2. Vikipedi 3. Adnan TURANİ “Resimde Geometri” 4. Barrington BARBER “Çizimin Sırları” 5. Ersan DUMANOĞLU 6. Aile bireyleri 7. Adım adım elma çizimi 8. Karakalem insan yüzü çizimi 9. Resimdeki geometri (Google Görseller) 10. Teknik çizim

Page 80: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

80

DOĞADAN İLHAM ALDIK İNDİKATÖRLERİMİZİ YAPTIK

Zeynep Sezin KAZANCIOĞLU – Didesu Zeynep ÇORAK

Proje Danışmanı Vildan SAYIN

ÖZET

Biz bu projemizde fen laboratuarlarımızda yetersiz olan indikatörlerin yerine doğal maddelerden indikatör yapmayı hedefledik. 0.1MolarHidroklorikAsit(HCl) ve 0.1 Molar Sodyum Hidroksit(NaOH) hazırladık. Meyve, sebze, baharat , çay , çiçek çeşitlerinden toplam 35 numune hazırladık. Beherglaslarda 150 ml. Suyu kaynattık. Numuneleri kaynar suya atarak 10 dakika kaynattık ve soğumaya bıraktık. Soğuduktan sonra süzdük. Lavantayı havanda ezerek etanolde bekletip süzdük. Meyvelerin sularını sıktık. Meyve ve sebze kabuklarını havanda dövdükten sonra kaynayan suda beklettik. Çiçekler havanda dövüldükten sonra alkolde bekletilerek süzüldüler. Hazırlanan numunelerden asit ve baz yazan deney tüplerine bir miktar alıp üzerlerine asit ve bazdan 10ml. ekledik. Renk değişimlerini kaydedip fotoğrafladık. Projemizde çalıştığımız 35 numunemizden 22 tanesi asit, 28 tanesi baz indikatörü özelliği göstermiştir. Böylece laboratuarda çalışma yaparken turnusol kağıdı, fenolftalein, metiloranj gibi kimyasal indikatörler yokluğunda kolayca asit ve baz tanımlaması yapılabilecektir.

GİRİŞ

Sulu çözeltilerinde Hidrojen iyonu veren maddelere ASİT denir. Tatları ekşi olup yakıcı ve parçalayıcı özelliğe sahiptir. Sulu çözeltilerinde Hidroksil iyonu veren maddelere BAZ denir. Tatları acı olup ele kayganlık hissi verirler. Deterjanların yapısında bulunur. Bir maddenin asit mi baz mı olduğunu anlamamızı sağlayan maddelere İNDİKATÖR denir. Herhangi bir madde bir ortamda test edildiğinde söz konusu maddenin varlığını gösteren bir ayraca ihtiyaç duyulur. İşte bir maddenin bir ortamda test edilişi sırasında ihtiyaç duyulan ayraca indikatör adı verilmektedir. İndikatörler bazik bölge indikatörleri ve asidik bölge indikatörleri olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. İndikatörler çözeltinin PH’ına bağlı olarak renk değiştirirler ve kompleks yapıdaki organik bileşiklerdir. Titrasyonların bitiş noktasını belirlemek için bu çözeltiler tercih edilmektedir. Zayıf asit ve zayıf bazlı indikatörler asit baz indikatörleridir. İndikatörler titrasyon işlemlerinde kullanılmaktadır. Titrasyonun bittiğini anlamak için indikatörün renk değiştirmesini beklemek gerekmektedir. Çözeltilerdeki asit ve baz değişimlerinin ph ölçümleri için indikatörlerin kullanılması şarttır. Belirli bir eşik değerine ulaştıklarında indikatöler renk değiştirecektir.

AMAÇ

Kimyasal maddeler yerine doğal bitkilerden indikatör yapabilmek

HİPOTEZLER

1. Çiçekler indikatör özellik gösterir 2. Sebzeler indikatör özellik gösterir 3. Meyveler indikatör özellik gösterir

Page 81: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

81

YÖNTEM

Bu proje deneysel yöntem kullanılarak ve gözlem yapılarak gerçekleştirilmiştir. 0,1 Molar NaOH Çözeltisinin Hazırlanması: 2 gram katı NaOH tartılarak 500ml’lik behere konuldu.Saf su ilave edilerek 500ml’ye tamamlandı. 0.1 Molar HCl ÇÖZELTİSİNİN Hazırlanması: 4.23 ml HCl alınarak 500ml’lik behere konuldu.Saf su ilave edilerek 500ml’ye tamamlandı. Meyve, sebze, baharat, çay, çiçek çeşitlerinden toplam 35 numune kazırlandı. Hazırlanan numunelerden asit ve baz yazan deney tüplerine bir miktar alıp üzerlerine asit ve bazdan 10ml. ekledik. Renk değişimlerini kaydedip fotoğrafladık.

ARAÇ-GEREÇ

35 adet bitki numunesi, HCl çözeltisi, NaOH çözeltisi, deney tüpleri, pipet, etilalkol

BULGULAR

DOĞAL MADDE ASİTE

EKLENDİĞİNDE BAZA

EKLENDİĞİNDE ASİT

İNDİKATÖRÜ BAZ

İNDİKARÖRÜ

KUŞBURNU Kırmızı Değişim yok + -

KEKİK Değişim yok Koyu Yeşil - +

YEŞİL ÇAY Sarı Kiremit Rengi + +

ŞEHZADE ÇAYI Değişim yok Açık Sarı - +

MOR MENEKŞE Pembe Hardal Sarısı + +

KIRMIZI KARANFİL Turuncu-Kırmızı Açık Turuncu + +

LAVANTA Haki Yeşil Yeşil-Kahverengi + +

KIRMIZI GÜL Koyu Kırmızı Koyu Kahverengi + +

BEYAZ PAPATYA Değişim yok Koyu Sarı - +

SARI PAPATYA Değişim yok Koyu Sarı - +

MANOLYA Pembe-Kırmızı Kahverengi + +

ŞEFTALİ ÇİÇEĞİ Koyu Pembe Sarı + +

PEMBE PONPON ÇİÇEĞİ Koyu Pembe Kahve-Turuncu + +

MAVİ KIR ÇİÇEĞİ Fuşya Sarı + +

MOR LAVANTA Pembe Haki Yeşil + +

KARAYEMİŞ Değişim yok Değişim yok - -

KARA ERİK Açık Pembe Açık Sarı + +

KIRMIZI TURP Nar çiçeği Kırmızı Açık Kahverengi + +

MOR LAHANA Kırmızı Mavi-Kahve + +

KARA LAHANA Değişim yok Değişim yok - -

KIRMIZI PANCAR Kırmızı Kahverengi + +

MAYDANOZ Açık Sarı Değişim yok + -

DOMATES Değişim yok Değişim yok - -

HAVUÇ Değişim yok Değişim yok - -

ISPANAK Değişim yok Sarı - +

KIRMIZI BİBER Değişim yok Değişim yok - -

VİŞNE Koyu Pembe Açık Sarı + +

ÇİLEK Turuncu-Sarı Yeşil + +

BÖĞÜRTLEN Koyu Kırmızı Yeşil + +

YABAN MERSİNİ(LİGARBA)

Pembe Yeşil-Kahverengi + +

NAR Koyu Pembe Açık Sarı + +

KIRMIZI ELMA KABUĞU Turuncu-Kırmızı Sarı + +

KIRMIZI SOĞAN KABUĞU

Değişim yok Sarı - +

YEŞİL ELMA KABUĞU Değişim yok Sarı - +

KİVİ Değişim yok Beyaz Bulutsu - +

Page 82: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

82

Projemizde çalıştığımız 35 numunemizden 22 tanesi asit, 28 tanesi baz indikatörü özelliği göstermiştir.

SONUÇ

Asit ve Bazların belirlenmesinde sentetik indikatörlerden başka doğada kolayca bulabileceğimiz belirteçlerin de var olduğunu kanıtlamak için yaptığımız bu projede çalıştığımız 35 numunemizden 22 tanesi asit, 28 tanesi baz indikatörü özelliği göstermiştir. Böylece laboratuarda çalışma yaparken turnusol kağıdı, fenolftalein, metiloranj gibi kimyasal indikatörler yokluğunda kolayca asit ve baz tanımlaması yapılabilecektir.

KAYNAKÇA 1. w.w.w. tubitak.com 2. Analitik Kimya ders notları 3. w.w.w.kimyaevi.com

Page 83: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

83

ORGANİK KALEMLİK

Melisa BİRİNCİOĞLU

Proje Danışmanı Atila ŞİMŞİT

ÖZET

Kullandığımız çoğu eşya, yapay maddelerden üretilen eşyalardır. Bu eşyalar, doğaya

atıldıklarında çok uzun yıllarda yok olmakta, hatta bazıları yok olmamaktadır. Bu yüzden geri dönüşüm yapmak ve olabildiğince doğal eşyalar kullanmaya dikkat etmeliyiz. Bu proje geri dönüşüme katkı sağlamak için, sadece doğal ve atık malzemeler kullanılarak bir eşya yapılmasını amaçlamaktadır.

Yapılan araştırmada, doğal maddelerden bir hamur oluşturarak yapılmasına karar verildi. Ana madde olarak saman kağıdı, hamurun birbirine tutunmasını sağlayacak yapıştırıcı görevinde ise içinde pektin bulunduran portakal ve elma kabuğu seçildi.

Saman kağıdı, portakal kabuğu, elma kabuğu, az miktarda etil alkol ve sıcak suyla birlikte maddeler karıştırılarak öğütüldü ve hamur halini aldı. Hamura şekil vermek için, cam bir bardak kalıp olarak seçildi. Uygun şekilde hamur kalıba dolduruldu.

Birkaç gün beklemeden sonra hamur kurudu ve rahatça kalıbından çıktı. İstenilen şekilde bir organik kalemlik elde edilmiş oldu.

Bunun gibi birçok eşya daha yapılabilir, böylece geri dönüşüme katkı sağlanmış olur.

GİRİŞ Doğal madde nedir?

Saf olarak bulunan, işlenmemiş maddelere, doğadan olduğu gibi ya da çok fazla yapısal değişikliğe uğramadan elde edilmiş maddelere doğal maddeler denir. Doğal maddelerin bazıları çeşitli işlemlerden geçirilerek kullanılır. Örneğin tuz doğal bir maddedir ve doğadan elde edildiği gibi kullanılabilir. Şeker de doğal bir maddedir ve şeker pancarının ya da şeker kamışının işlenmesi sonucu elde edilir. Ağaçtan elde edilen kereste ve tahta doğal bir maddedir. Yani yapay maddelerin ham maddesi yine doğal maddelerdir. Günlük yaşantımızda kullandığımız altın, demir, ağaç, cam, taş, mermer, toprak gibi birçok cisim eşya, alet ve malzeme doğal maddelerden yapılır. Yapay madde nedir?

Doğal maddelerin insanlar tarafından tüketilmesi sayesinde yok olma noktasına gelmiş maddelerin, insan eliyle ya da makineler tarafından doğal maddelerin benzerinin yapılması sonucunda ortaya çıkan maddelere yapay madde denir. Ya da insanların yeni ihtiyaçları olması ve doğal maddelerin bunları karşılayamaması da yapay maddelerin oluşumlarının nedenlerindendir. Plastik, naylon, telefon, yapay gübre, yapay ipek, yapay şeker gibi günlük yaşantımızda kullandığımız doğal olmayan sayısız madde, cisim, eşya, malzeme ve alet vardır. Organik nedir?

Üretimde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir.

Page 84: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

84

Ekolojik tarımın amacı; toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını korumaktır. Daha geniş anlamda çevreyi korumayı amaçlayan, doğadan aldığını doğaya geri veren, tarımın sürekliliğini sağlamayı hedefleyen ve hatta çalışanlarının menfaatlerini korumaya başlayan toplu bir felsefenin ürünü, bir yaşam biçimi. Organik ürünler vücudunuzun doğal dengesini bozmaz, canlılık verir, tamamen doğadaki organik bitkilerden elde edilir. Saf ve doğal olmayan hiçbir madde içermez. Organik yapım eşya, petrokimyasal ve insan yapımı malzemelerin kullanılmadığı anlamında gelir. Kalemlik nedir?

Kalemlik, kalemleri bir arada tutmak ve muhafaza etmekle yükümlü bir gereçtir. Hepimizin günlük hayatta kullandığı kalemlikler, çok farklı çeşitlerde olabilirler. Ancak kalemliklerin çoğu, petrol ürünlerinden yapılmaktadır. Bu da kanserojen madde içerikli olacağından, bize oldukça zarar verir.

PROBLEM Doğal maddelerden kalemlik yapabilir miyiz?

AMAÇ

Doğal maddeleri kullanarak kalemlik yapmak.

ANAHTAR KELİMELER Organik Kalemlik Doğal maddeler

HİPOTEZLER

1. Çeşitli doğal maddelerin karışımını kullanarak bir kalemlik yapabiliriz. 2. Kalemlik sağlam ve dayanıklı olur. 3. Kalemlik uzun ömürlü olur.

YÖNTEM

Kalemliği oluşturacak hamurun malzemeleri temin edildi. Hamurun ana maddesi

olan saman kâğıdı beş dakika boyunca sıcak suda bekletildi. Beş dakikanın sonunda, portakal ve elma kabukları ile birlikte saman kâğıdı karıştırıcının içine konuldu. 25 ml etil alkol ve 50 ml sıcak su eklendi. Malzemelerin hepsi konulduktan sonra karıştırıcıda hepsi parçalandı, karıştı ve hamur haline geldi. Kalıp olarak cam bir bardak seçildi. Bardağın içine doldurulan hamura kalemlik şekli verildi. Hamur kurumak üzere beş gün bekletildi.

BULGULAR ve YORUM

Beş gün bekletilen kalemlik beş günün sonunda çıkarıldı. Sağlamlığına ve dayanıklılığına bakıldı. Ve sağlam olduğu görüldü. Uzun ömürlü olabileceğine bakılmak için beklendi. Bir ayın sonunda kalemlikte bir değişiklik olmadı ancak iki ayın sonunda bazı bölgelerde küflenmeler görüldü.

Page 85: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

85

SONUÇ

Sonuç olarak kalemliğin yeterince sağlam ve dayanıklı olduğu gözlemlendi ve ilk hipotezlerin doğruluğu kanıtlandı. Ancak uzun süre sonra kalemliğin küflendiği görülerek son hipotezin doğru olmadığı, kalemliğin uzun ömürlü olmayacağı görüldü. Kanserojen madde içeren kalemlikler yerine bu ve buna benzer, geri dönüşüm malzemeleri ve atıklardan yapılan bir kalemlik daha sağlıklı olacaktır, bu yüzden bu ve benzeri kalemlikleri tavsiye ediyorum.

KAYNAKLAR

1. http://www.ekoorganik.com/organik_nedir.aspx 2. http://tr.wikipedia.org/wiki/Organik 3. •http://www.fenokulu.net/portal/Sayfa.php?Git=KonuKategorileri&Sayfa=Konu

BaslikListesi&baslikid=93&KonuID=468 4. http://islenmismadde.nedir.com/ 5. http://www.turkcebilgi.com/soru/8596/dogal-madde-nedir

Page 86: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

86

SINAVDA NEDEN HEYECANLANIRIZ?

Alara Öyküm KARAMAN

Proje Danışmanı Cemaleddin Cem UZUN

ÖZET

Heyecan yaşamımız bütün aşamasında karşımıza çıkan bir duygudur. Özellikle biz

öğrencilerin sınav heyecanı çok daha farklıdır. Bu çalışmamda öğrencilerin hangi sınavlardan daha çok heyecanlandığını ve bu heyecanlarını nasıl aşabileceğini hazırlamış olduğum anketle 25 kız ve 25 erkek öğrenciye sormuş olduğum sorularla anlamaya çalıştım. Bu ankette okulumuzdaki kız ve erkek öğrencilerin heyecanlarını birbirinden farklı olduğunu, kız öğrencilerin erkek öğrencilere oranla daha çok heyecanlandığı sonucuna ulaştım. Genel olarak bakıldığımda bütün öğrencilerin en çokta TEOG sınavda heyecanlandığını anladım.

ALAN ARAŞTIRMASI Heyecan

Sınav heyecanı her öğrencinin en büyük problemidir. Bu heyecan yüzünden öğrenciler uykusuz kalabilir, yemek dengeleri bozulabilir ve en önemlisi bildikleri soruların cevabını unutabilirler.

Heyecanın en büyük sebeplerinden birisi korkudur ve korkunun kaynağı sınava girdiğimizde sonucun bizim kişiliğimizi, yeterliliğimizi, değerimizi belirlediğini sanmakta yatar. Oysa sınavların tek amacı bilginizi ölçmektir. Eğer sınavdan başarısız olursanız, bunun tek anlamı bir dahaki sefere biraz daha çalışıp konu ile ilgili bilginizi arttırmanız gerektiğidir. Sınavı geçmemek ne sizin aptal olduğunuzu, ne yetersiz olduğunuzu, ne başarısız olduğunuzu ne de sizin utanç duymanız gerektiğini gösterir.

Aşağıda sınav heyecanını azaltabilmeniz için kendi kendinize uygulayabileceğiniz bazı yöntemleri belirttim. Bunları başarmak için sürekli tekrar yapmanız faydalı olacaktır. Negatif duygu ve düşüncelerden uzak durun. Çünkü bunlar sizin hedefinize ulaşmanızı engeller. Sınav dışında bir düşünce aklınıza geldiğinde, zihninize "DUR!", "Şu anda değil, SONRA!", "Şimdi işim var", "Seni düşünmek istemiyorum", "Bana zarar veriyorsun" gibi dikkatinizi dağıtabilecek her türlü duygu ve düşünceye karşı durmayı deneyin. Kendinize sadece sınav ile ilgili konuları düşünmek için izin verin.

Sadece bu günde kalmaya çalışın. Şu anda neyin önemli olduğuna konsantre olun. Gelecek ve geçmiş ile ilgili endişelerin zihninize girmesine engel olun. Örneğin geçmişte olmuş bir olayı düşünmek sizi hiç beklemediğiniz bir yolculuğa çıkarabilir. Suçluluk duygusu, pişmanlık yada birilerine karşı öfke duymaya başlayabilirsiniz, olayları farklı şekilde hayal etmeye başlarsınız ve diğer senaryoların nasıl sonuçlanacağını düşünürsünüz... Örneğin "arkadaşıma başka bir şey söyleseydim belki de bu kadar kötü kavga etmezdik... " Diğer taraftan geleceğe yoğunlaşmak bu seferde sizi gelecekte seyahate çıkarır. Örneğin sınavdan başarısız olabileceğinizi düşünür, bunun

Page 87: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

87

sonucunda neler olabileceğini hayal etmeye ve akabinde korku duymaya başlarsınız. Bu sizin tüm pozitif enerjinizi yok eder ve bir anlamda başarısız olmanıza katkıda bulunur.

Eğer zihninizin dolaştığını fark ederseniz gözlerinizi kapatın ve nefesinizi dinleyin... Vücudunuzu hissetmeye çalışın, nerde olduğunuzu, niye orda olduğunuzu kendinize hatırlatın ve bu güne geri dönün. Sürekli şu kelimeleri tekrarlayın: "konsantre ol, dikkatini ver, bu günde kal, hedefe kitlen, tek hedef var, geçmiş geçmişte kaldı, gelecek henüz olmadı." Bu şekilde zihninizin dolaşmasına engel olabilirsiniz.

Başarmanız gereken işe konsantre olun, sonuçlarına değil. Elde edeceğiniz notu düşünmek, başarısız olursanız neler olacağını hayal etmek en yaygın hatalardan birisidir. Sonucun iyi olması size ve dikkatinizi işe verip vermediğinize bağlıdır. Sınavda başarılı olmak için sorulara doğru cevap vermeniz gerek ve dolayısıyla tüm dikkatinizi sorulara yoğunlaştırmanız gerek. Eğer enerjinizin bir kısmını endişeler üzerine yoğunlaştırırsanız soruları çözmek için yeterince enerjiniz kalmaz.

Sınav Heyecanı Nasıl Yenilir?

Sınav heyecanı; sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan, yoğun kaygı, endişe ve korku duygularının bir arada yaşanması durumu olarak tanımlanıyor. Normal olarak her insan çeşitli durumlarda bu duyguları yaşıyor; ancak henüz gelişimleri devam eden çocuk ve gençlerde bu psikolojik yaşantı, kolaylıkla başa çıkamayacakları bir hal alabiliyor. Psikolog Merve Soysal, Seviye Belirleme Sınavları öncesi "sınav stresi" yaşayan öğrencilere sınav öncesi ve sonrası için tavsiyelerde bulundu.

Heyecanın duygusal ve fiziksel belirtilerle kendini gösterdiğini söyleyen Soysal, "Üniversiteye giriş sınavı, kişilerin üzerinde büyük baskı yaratıp, performanslarını yeterince sergileyememelerine sebep olabilir. Bu durum duygusal yönden; panik hissi, sinirli olma, ağlama, aşırı engellenmişlik hissi, şaşkınlık, unutkanlık şeklinde kendini gösterebilirken fiziksel yönden kalp atışlarının hızlanması, mide bulantısı, titreme, kasılma, baş ağrısı veya aşırı terleme şeklinde sergilenebilir" dedi.

Soysal, hayatta birçok şey gibi sınav heyecanının da öğrenilen bir davranış olduğuna dikkat çekti ve heyecanın nedenleri ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:

"Bu heyecanın nedenlerine bakarsak, en basit sebebin öğrencinin sınava yeterince hazırlanmadığını veya bilgisinin yeterliliğine inanmadığını görürüz. Bu durumda sınava girdiğinde, bildiklerini tam kullanamadığı için heyecanlanır, dikkati dağılır, süreyi iyi bir şekilde kullanamaz ve sonucunda başarısızlığın sebebini ya sınav heyecanına ya da diğer dış etkenlere bağlar. Başarıya ulaşmak için öncelikle yapılacak şey, bilgi donanımını daha iyi bir hale getirmektir. Daha sonra sınav performansını düşüren diğer etkenlere bakılmalıdır; çocuğun yaşadığı aile ve çevre sorunları, duygusal sorunlar, dikkat eksikliği-hiperaktivite, öğrenme bozuklukları, motivasyon sorunları vb. gibi. Bazı öğrenciler gerçekten verimli bir şekilde hazırlanmış olup gene de sınavda istediği başarıyı tutturamaz. Bu durumun sebebi, öğrencinin ailesinin veya yakın çevresinin kendiyle ilgili olan beklentilerini karşılayamayacağını düşünüp endişelenmesidir. Kişi, o güne kadar hep başarılı bir öğrencilik hayatı olduğundan şimdi de buna uygun bir performansı sergilemesi gerektiğini yoksa utanacağını hatta acınacak duruma düşeceğini düşünüyor olabilir. Öğrenci, tek bir sınavın etkisini gözünde gerektiğinden fazla büyütüp, bu sınavın sonucunu doğrudan kariyerlerine veya yaşamdaki başarılarına bağlıyor da olabilir. Hatta bazıları, yeteneklerini bir kenara bırakıp kendilerine duydukları güveni, aldıkları puanlarla doğru orantılı şekilde ölçmektedir.

Page 88: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

88

Bu derece önem verilen ve olduğundan fazla anlamlar yüklenen sınav olgusunun büyük kaygılara sebep olması çok mümkündür. Bu durumun daha az etkili olması için bazı yöntemler kullanılmakta ve kişi kendinden beklenilen performansı daha rahat göstermektedir.

Psikolog Soysal sınav heyecanını azaltmak için de sınav öncesi ve sırasında yapılacakları şu şekilde sıraladı:

SINAVDAN ÖNCE YAPILABİLECEKLER

Sınav heyecanını azaltmanın en temel yolu bilgi eksikliğini minimuma indirmek ve konulara olabildiğince hakim olmaktır.

Kısa süre kaldığından bütün konuların tekrarını bu hafta ve üst üste yapmak bilgi depolamak yerine yoğun kaygılara sebep olabilir.

Bir sınavın önemini öğrenci gözünde çok fazla büyüttüğü zaman, bu durum heyecanını daha da yükseltecektir. Öğrencinin hayatta alternatifler olduğunu unutmaması önemli.

Kendilik değerinizin ölçüsü yaptığınız "doğru netler" değildir. Kim olduğumuza dair tanımlamalarımızı çok daha geniş bir açıdan bakarak yapmak çok önemlidir. Bu yüzden sahip olduğunuz diğer rollerinizi de düşünmeye çalışın. Kendinizi sadece öğrenci olarak düşünmek yerine aynı zamanda ailenizin erkek/kız çocuğu, arkadaş, müzisyen, sporcu vs. rollerinizi de düşünün.

Sınavla ilgisi olmayan düşüncelerden uzak durmaya çalışılması önemlidir. Öğrencinin "ben bunu yapamam", "bu sınavı geçemeyeceğim", "sınavlarda hiçbir zaman başarılı olamadım", gibi konuşmaların farkına varması ve bunların yerine daha pozitif, kendisini destekleyecek ifadeler düşünmesinde fayda var. Örneğin, "Bu sınava çok iyi hazırlandım.", "Yapabileceğimin en iyisini yaptım." gibi düşünceler kaygıyı azaltacaktır.

SINAV SIRASINDA YAPILABİLECEKLER

Bedeninizin gevşemesine izin verin. Kollarınızı iki tarafa doğru açın, gözlerinizi kapatın ve zihninizi olabildiğince boşaltın.

Başınızdan başlamak üzere, öncelikle alın ve kafatası bölgesindeki kaslarınızın yaklaşık 10 saniye boyunca iyice gerilmesini sağlayın. Daha sonra bu kaslarınız tamamen gevşetin. İki durum arasındaki farkı düşünün ve bu kaslarınızın daha da fazla gevşemesine konsantre olun.

Yaklaşık 30 saniyeden sonra aynı hareketleri, yüzünüzdeki, boynunuzdaki, kollarınızdaki, göğsünüzdeki, kısaca ayak parmaklarınıza kadar olan bütün kaslar için tekrarlayın.

Gevşemeye devam ederken, kendinizi en gergin ve kaygılı hissettiğiniz durumları gözünüzde canlandırın. Kaygı hissetmeye başladığınız an, canlandırmayı durdurun ve tekrar gevşemeye çalışın. Bu gevşeme ve canlandırma işlemini, canlandırma sırasında hiçbir kaygı hissetmeyinceye kadar tekrarlayın.

Page 89: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

89

PROBLEM

Sekizinci sınıf öğrencileri sınavlarda heyecan yaşamakta mıdır?

HİPOTEZ

1. Sekizinci sınıf öğrenciler sınavlarda heyecan yaşamaktadır. 2. Kız öğrenciler erkek öğrencilerden daha çok sınav heyecanı yaşamaktadır. 3. Sekizinci sınıf öğrencileri okul sınavlarından daha çok TEOG sınavlarında heyecan

yaşamaktadır.

YÖNTEM

Araştırma verileri görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Görüşme soruları danışman öğretmenimin yardımıyla önceden hazırlanmıştır. Okulumuzdaki 332 sekizinci sınıf öğrencisinden 25 kız, 25 erkek olmak üzere toplam 50 öğrenciyle görüşme yapıldı. Görüşme sonuçları sayılarla ifade edilerek taplolaştırıldı.

BULGULAR VE YORUM

Tablo-1: Sınavlarda Heyecanlanıyor Musunuz?

Cinsiyet Sınavda Heyecanlanıyor Musun?

Evet Hayır

Kız 23 2

Erkek 15 10

TOPLAM 38 12

Görüşmeye katılan 50 öğrenciden 38’i sınavlarda heyecanlandığını belirttiler. 12 Öğrenci ise sınav heyecanı duymadıklarının söylediler. Kız öğrencilerin neredeyse tamına yakını (23) sınav heyecanı duyduklarının söylediler. Erkek öğrencilerde ise bu sayı (15) olarak görüldü.

Tablo-2: TEOG Sınavlarında Heyecanlanıyor Musunuz?

Cinsiyet Sınav Türü

TEOG Sınavı Okul Sınavı

Kız 22 1

Erkek 13 2

TOPLAM 35 3

Page 90: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

90

Sınav heyecanı duyan öğrencilere hangi tür sınavlarda heyecanlanıp heyecanlanmadıkları sorulmuş ve Tablo-2’de görüldüğü gibi öğrencilerin önemli bölümünün TEOG sınavlarında heyecanlandığı görülmüştür. Okul sınavlarında heyecan duyan öğrencilerin sayısı oldukça azdır.

SONUÇLAR

1. Sekizinci sınıf öğrencilerinin önemli bir kısmı sınav heyecanı yaşamaktadır. 2. Kız öğrenciler erkek öğrencilere göre daha fazla sınav heyecanı duymaktadır. 3. Sekizinci sınıf öğrencileri yoğunlukla TEOG Sınavlarında heyecan duymaktadır.

Page 91: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

91

BUĞULU CAMLAR

Sahra YÜCEL

Proje Danışmanı Vildan SAYIN

ÖZET

Bu projemizde dış ortam ile ev ortamının sıcaklık farkından dolayı camlarımızın buğulanması konusunu ele aldık. Yaptığımız projede buğulanmayı önleyecek maddeleri inceledik. Dışarının sıcaklığı 4 derece, evin içinin sıcaklığı 18 derece iken aynı ortamda, aynı camların 30 cm’lik kısmını önce gliserin sonra sirke ve en sonunda kolonya ile sildik. Bu sıcaklık farkı nedeniyle oluşabilecek buğulanmaları gözlemleyip resimledik. Yoğunluğu sudan büyük olan gliserin ve sirkenin sürüldüğü camların buğulanmadığı kolonyanın sürüldüğü camın buğulandığı görülmüştür. Gliserin ve sirkedeki asetik asitin adezyon kuvvetleri yani sıvının cama yapışma kuvvetleri düşük olup yoğuşan su damlacıkları camda tutunamamıştır. Kolonyadaki etilalkolün adezyon kuvveti yüksek olup sıvı cama yapışmıştır. Bu denemeler sonucunda evlerde kışın camları silmek için gliserinli veya sirkeli su kullanabiliriz.

GİRİŞ

Yoğunluk: Birim hacimdeki madde miktarı olup her madde için ayrı bir değere sahiptir. Sıvıların yoğunluğu sıcaklığa bağlı olarak değişir. Aynı sıcaklık ve basınçta ise yoğunluk hep aynı değerdedir. İster katı, ister sıvı, isterse gaz hâli olsun bir maddenin atomları arasında birbirlerine karşı kuvvet etkileşimleri vardır. Aralarında uygun bir mesafe bulunan iki atom arasında çekme kuvveti tesirlidir. Eğer iki atom, bu çekme kuvvetinin tesiri ile birbirine çok fazla yaklaşırsa bu defa birbirlerini itmeye başlarlar. İtme ve çekme kuvvetlerinin dengelendiği mesafede atomlar en kararlı konumlarında bulunur. Atomlararası kuvvetler sadece aynı madde içerisinde tesir göstermezler. Bir maddenin atomu ile diğer bir maddenin atomu arasında da çekme kuvvetleri mevcuttur ve buna da adhezyon adı verilir. Bir bardak içerisindeki suyu ele aldığımızda bardak molekülleri ile su molekülleri arasındaki çekim kuvvetleri ise adhezyondur. Bir sıvının (su, yağ) cama yapışması durumunda etkin olan kuvvettir. Günlük yaşantınızda bu kuvvetle birçok kez karşılaşmışsınızdır. Örneğin, çay içerken bardağı kaldırdığınızda alttaki çay tabağının da birlikte kalktığını görmüşsünüzdür. Çay tabağını bardağa yapıştıran kuvvet, suyun özelliği olan adezyon kuvvetidir. Bu kuvvet sıvı-katı etkileşmesidir. Bir sıvının viskozitesi sıvının akmaya karşı gösterdiği dirençtir. Bir akışkan, ne kadar zor şekil değiştirebiliyorsa o kadar çok viskoz; ne kadar kolay şekil değiştirebiliyorsa akışkan o kadar az viskozdur. Genel olarak sıvılara ve gazlara akışkanlar da denilmektedir. Akışkanların üzerlerindeki kuvvetler altında şekil değiştirmeye gösterdikleri dirence viskozite denir.

Page 92: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

92

Gliserin

Kullanım Alanları:

Gıda ve içeceklerde nem tutucu, çözücü ve tatlandırıcı olarak kullanılır ve gıdaların korunmasına yardımcı olur.

Dondurmada yapıyı düzeltir. Düşük yağlı gıdalarda dolgunlaştırıcı, likörlerde kalınlaştırıcı olarak kullanılır. Şeker yerine kullanılmaktadır. Tatlılık oranı sukrozun %60'ına denk gelmektedir,

kalorisi sofra şekerininkine denktir, ancak kandaki şeker seviyesini yükseltmez. Öksürük şuruplarında kullanılır. Şeker hastalığında dıştan deriye uygulanan merhemlerde bulunur. Kabızlıkta fitil olarak kullanılır. Kişisel bakım ürünlerinde çözücü ve yağlayıcı olarak kullanılır. Çoğu diş macunu, ağız

gargaraları, cilt bakım ürünleri, traş kremleri, saç bakım ürünleri gliserin içerir. Sabunculukta ikinci madde olarak kullanılır. Mum yapımında kullanılır. Nargile tütünlerinde nem tutucu olarak kullanılır. Gliserin, glukojenik etkisi nedeniyle sığırların ketozisinde etkin bir sağıtım aracıdır.

Ketoziste ilk gün, iki kez 225 gr, sonra günde bir kez 115 gr dozda ve oral yolla verilir. Hayvanlarda çoğu farmasötik şekiller için uygun bir taşıt olan gliserin rektal yolla

lavman veya süppozituvar şeklinde kullanıldığında bağırsak kontraksiyonlarını arttırarak, sürgüt etki oluşturur.

Bu amaçla 25-30 gr gliserin 250-500 ml su ile karıştırılarak lavman şeklinde kullanılır. Mürekkep gibi zor lekelerin kurumasını önlemekte ve lekeyi çıkarmakta gliserinden

faydalanılır. Dinamit yapımında kullanılır. Trinigliserin ve nitrik asitle birleştirilerek dinamit

yapılabilir. Sadece nitrik asit ile birleştirildiğinde ise çok güçlü olan Nitro gliserin yapımında kullanılır. Donmayı geciktirici özelliğe sahiptir.

Etil Alkol:

Etanol adıyla da bilinen, iki karbonlu, bir değerli alkol (C2H5OH). Alkol denince akla etil alkol gelir. Alkollü içkilerde bulunan bu madde, halk arasında ispirto olarak tanınır. Etil

Su, alkol gibi sıvılar ve gazlar az viskoz; yağ, parafin ve bitüm gibi akışkanlar ise çok viskozdur. Görünümü

Renksiz, kokusuz hafif tatlı yoğun bir sıvıdır.

Kimyasal adı E422, 1,2,3-propanetriol, gliserol

Kimyasal Formülü C3H8O3

Özellikleri

Polar organik bir trihidroksi alkoldür. Su ve alkol ile karışır; asetonda çözünür. Nemlendirme özelliği sayesinde özellikle kişisel bakım ürünlerinde ve aynı zamanda birçok farklı sektörde kullanımı oldukça yaygındır. Hacminin 4 katı kadar su absorbe edebilir. Doğal ve petrokimyasal yollardan elde edilebilen gliserin, hayvansal ve bitkisel yağlarda bulunur.

Page 93: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

93

alkol, alkol mayalanmasıyla elde edilir: Glikoz, zimas enzimi ile katalizlenerek etil alkol ve karbon dioksite dönüşür. Bu mayalanmayla en çok % 12′lik alkol elde edilir. Ayrımsal damıtmayla bu oran % 96′ya çıkarılabilir. Renksiz, hoş kokulu, su ile her oranda karışabilen bir sıvıdır. Eksi 112°C’ta donar, 78°C’ta kaynar. Etil alkol, içki, ispirto ve kolonya dışında, birçok organik maddenin sentezinde, ayrıca çözücü ve yakacak olarak da kullanılır.

Etanol, Etil alkol ya da Bitkisel alkol olarak da bilinir, renksiz ve yanıcı bir kimyasal bileşiğin kimyasal formülü C2H6O olup EtOH ya da C2H5OH olarak da ifade edilmektedir. Asetik Asit:

Görünümü Renksiz sıvı haldedir.

Kimyasal Adı E260, Sirke asidi, etanoik asit

Kimyasal Formülü CH3COOH

Ambalaj Şekli 60 kg. lık bidonlarda, 1 tonluk konteynerlarda

Özellikleri:

Sanayide biyolojik ve sentetik yollar ile imal edilir. Tuz ve esterine asetat denir. Suda tamamen çözünür. Zayıf bir asittir. Asetik asidin glasiel asetik asit türü % 99,5 saf asetik asit içermektedir. Asetik asidin bu % 99,5'lik glasiel formu 17°C'de katılaşır ve kristalimsi buz taneciklerine benzer bir yapı oluşturur.

Kullanım Alanları:

Sirke imalatında kullanılır. Ayrıca turşu yapımında mikroorganizmaların oluşmasını engelleyerek sebzelerin bozulmasını engeller.

Sanayide çoğu kimyasalın üretiminde hammadde olarak kullanılır. Özellikle vinil asetat üretiminde kullanılır, bundan elde edilen polivinil asetat tahta tutkalı olarak kullanılır. Çözücü olarak sanayide kullanılır. Örneğin, PET plastiklerin üretiminde kullanılan tereftalik asitin üretiminde çözücü olarak kullanılır.

Bu kullanım asetik asitin tüm kullanımı içerisinde %5-10 oranındadır. Gıda sektöründe tampon olarak kullanılır. Asitlik sağlayıcı, koruyucu, lezzet verici

olarak kullanılır.

AMAÇ

Sıcaklık farkından dolayı camlardaki buğulanmayı önleyebilmek.

HİPOTEZ

Yoğunluğu sudan büyük olan (viskoz) maddeler buğulanmayı önler.

YÖNTEM

Bu proje deneysel yöntem kullanarak ve gözlem yapılarak gerçekleştirilmiştir. Bunun için kapatılmış balkon camının 30cm’lik bölümü sırasıyla gliserin-sirke-kolonya(etil alkol) ile silinerek silinmeyen kısımla karşılaştırılmıştır. Gliserin ve sirkeli kısmın buğulanmadığı kolonyalı kısmın buğulandığı görülmüştür.

ARAÇ-GEREÇ

Sirkeli su, kolonya, gliserin, cam, bez

Page 94: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

94

BULGULAR VE YORUM

MADDE BUĞULANMA

YAPTI BUĞULANMA

YAPMADI

GLİSERİN - +

SİRKELİ SU - +

60 DERECELİK LİMON KOLONYASI + -

Balkon camının 30 cm’lik bölümüne gliserin sürdük. Sürülen kısımda buğulanma olmazken; diğer taraflarda buğulanma olduğu gözlenmiştir. Balkon camının 30 cm’lik bölümüne elma sirkesi sürdük. Sürülen kısımda buğulanma olmazken diğer taraflarda buğulanma olduğu gözlenmiştir. Balkon camının 30 cm’lik bölümüne 60 derecelik limon kolonyası sürdük. Sürülen kısımda buğulanma olduğu gözlenmiştir. Yoğunluğu sudan büyük olan gliserin ve elma sirkesinin buğulama yapmadığından dolayı cam silme işlemlerinde kullanılan temizlik malzemelerinin sudan daha yoğun olması gerektiği söylenebilir.

SONUÇ

Yoğunluğu sudan büyük olan gliserin(1.26gr/cm3) ve sirke(1.04955 gr/gm3) buğulanmayı önledi. Yoğunluğu sudan küçük olan kolonya(etil alkol: 0.789 gr/cm3) buğulanmayı önleyemedi.

KAYNAKÇA

1. Sıvılar ve Özellikleri, Lise 1 Fizik Kitabı 2. Yüzeyler Arası Özellikler, Nevin ÇELEBİ-Tuncer DEĞİM-Zeliha Gül DEĞİM 3. www.tumders.com/sivilarin-genel-ozellikleri.html

Page 95: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

95

HORMON KULLANMADAN BÜYÜTEN SİSTEM

Dilara ŞAHİN - Ceren KÜÇÜK - İrem GEBİÇ - Sude TONYALI

Proje Danışmanı Temel Yaşar USTA

ÖZET

Birinci hafta bitkiler dikildi. Hepsi eşit koşullarda aynı ortamda büyüdü. İkinci hafta

bitkilerin gelişmesi beklendi. Üçüncü hafta bitkilere aspirin ve hormon ilaçları uygulandı. Sonuçlar bekleniyor.

PROBLEM

Günümüzde gıda sektörünün her alanda hormon ilacı kullanımı yaygınlaşmıştır. Bizim sorunumuz hormonsuz sağlıklı, hastalıktan korunma oranı yüksek ve zararlı mikroorganizmalardan arıtılmış toprakta bitki yetiştirebilir miyiz?

HİPOTEZ

Bitkileri daha fazla, daha hızlı ve sağlıklı büyütüp verimi arttırmak.

YÖNTEM

NE? Bitkilerin sağlıklı ve hızlı büyümesini sağlayacak bir sistem.

NEDEN? İnsanlar bitkilerin hızlı büyümesi için onlara hormon ilacı vuruyor. Bitkilerin sağlıklı olmasını düşünmüyorlar. İnsanlarda hormonlu bitkileri bilinçsizce yemek zorunda kalıyorlar.

NASIL? Katkısız çamaşır suyu ve potasyum permanganat bitkiyi dezenfekte ederek hızlı büyümesini sağlar. Aspirin bitkinin sağlıklı büyümesini sağlayacaktır. İster yeşil gübre ister solucan gübresi ister ikisini bir arada kullanarak da bitkinin hızını ve sağlığını daha fazla arttırmış oluruz. Tuz kullanarak da salyangozlardan koruyor ve bitkiyi dezenfekte ediyoruz.

NE ZAMAN? Katıksız çamaşır suyu, potasyum permanganat ve tuzlu suda birkaç dakika bekletiyoruz. Yapraklar çıkınca bitkiye düzenli aspirin fısfıslamalıyız. Bitkiyi istediğimiz zaman düzenli olarak gübreleyebiliriz.

NEREDE? İster saksıda ister çiftliklerde toprakta kullanabiliriz.

KİM İÇİN? Bütün insanlar için.

KONU ARAŞTIRMASI MALZEMELER VE KULLANIM AMAÇLARI, YARARLARI:

KATIKSIZ ÇAMAŞIR SUYU: Bulması en kolay üründür. Dezenfektasyonda çok etkili bir maddedir. Dikkatli kullanılması çok önemlidir dozu yüksek olursa bitkileri öldürebilir.1/19 oranında sulandırılması gerekir.1 ölçek çamaşır suyu 19 ölçek su şeklinde. Daha net

Page 96: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

96

açıklarsak 19 litre suya 1 litre çamaşır suyu uygundur. Hassas bitkiler 2dk. Kalın yapraklı güçlü bitkiler 4 dk.

Suda bekletildikten sonra ılık suda yıkanarak, içine klor giderici konulmuş bol miktarda suya konulmalı ve en az 4 saat bekletilmelidir. Bu bekletme işlemi su 1-2 kez değiştirilerek devam ettirilebilir. Bu işlem bitkilerin ölümüne yol açabilir. En etkili dezenfektasyondur. Eğer riske girmek istemiyorsanız ve ekleyeceğiniz bitkiler gerçekten temiz değil ise mutlaka bu işleme tabi tutmak gerekir. Tüm ekipmanlar daha yoğun ve uzun süreli olarak bu işlemden geçirilip temizlenebilir. Canlıların dezenfektasyonunda kullanılmaz.

TUZ: Çeşitli mikro organizmaları ve canlıları yok edebilir.

YAPRAKLARA ASPİRİN FISLATMAK

Sadece bahçede yetiştirilen sebzelere, sadece 20 günde bir yapılmalı. Bunun besleyici hiçbir özelliği yok ama dolaylı olarak bitkilerin gelişmesine katkısı var. Bitkilerin bağışıklık sistemini güçlendirir. Uygulandığında daha hızlı, daha sağlıklı gelişim olduğu, parazitlerin dadanmasının azaldığı, hastalıklara direncin arttığı kaydedilmiştir.

Sebze bahçelerindeki aspirin denemelerinde bitkilerin o yörede görülen çeşitli hastalıklara ve böceklere karşı mükemmel bir avunma gerçekleştirdikleri, normalinden çok daha verimli ve sağlıklı büyüdükleri gözlenmiştir.

KULLANIŞI (uygulanan prosedür) : Bir aspirin çeyreğini, yani ¼’ini 1 litre suda iyice eritin. Sabahleyin yapraklara fısfıslayın. Çok ince tabaka zerreler şeklinde yaprakları kaplaması yeterlidir. Sadece yirmi günde bir kez yapınız. Belirtilen dozajın dışına çıkmayınız.

NOT: Aspirin sistemi daha önce bir köyde denenmiş ve başarılı sonuca ulaşılmıştır HORMONUN ZARARLARI: Günümüzde ne yazık ki tükettiğimiz gıdaların çoğunun üretiminde sağlığımız için zararlı kimyasallar kullanılıyor. Oysa hormonlu gıdaları ayırt etmek elimizde. İşte sebze ve meyve seçiminde dikkat edilmesi gerekenler: “Bitkilerde büyüme ve gelişmeyi düzenleyici olarak kullanılan, düşük yoğunluklarda dahi etkili olabilen ve bitkilerde sentezlenerek taşınabilen organik maddeler” olarak tanımlanan hormonlar, insan nüfusunun hızla arttığı günümüzde, tarım ürünlerinin verimliliğini artırma amacıyla ne yazık ki bilinçsizce kullanılıyor. Türkiye’de özellikle domates, patlıcan, patates, kabak, salatalık, üzüm, elma, çilek, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltikte hormona sıkça rastlamak mümkün. Hormonlu gıdaların zararları Sıklıkla tüketilen hormonlu gıdalar, vücuttaki hormon dengesinin ve bağışıklık sisteminin bozulmasına, şişmeye, yağlanmaya ve hücreleri zayıflatarak kanser yatkınlığını artırmaya neden olur. Hormonlu gıdaları nasıl anlarız? Hormon takviyesi özellikle zamansız yetiştirilen ürünlerde çok fazla uygulanıyor. Bu nedenle, artık her mevsim her şeyi bulabiliyor olsak da, meyve ve sebzeleri normal zamanlarında tüketmeye çalışmalıyız. Bazı sebzelerin tüketilmemesi gereken zaman aralıklarına gelince: Domates: 15 Ekim - 10 Kasım / 10 Nisan – 5 Mayıs Patlıcan: 15 Kasım – 15 Mayıs Kabak: 1 Kasım – 15 Mayıs

Page 97: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

97

Ayrıca meyve ve sebzeler bazı alışılmayan özellikleriyle de size hormon anlaşılır. HORMON İLACI NEDİR?

Hormonların etkileri daima bir denge içerisinde birbirlerini tamamlayıcı veya bir diğerinin etkisini azaltıcı olarak ortaya çıkar. Günümüzde hormonlardan bitkilerde büyümeyi ve gelişmeyi yönlendirici özellikleri dikkate alınarak çok yönlü yararlanılmaktadır.

Çok sayıda kimyasal madde hormon olmadığı halde hormon olarak adlandırılmakta bu ise kavram kargaşasına neden olmaktadır. Bir bileşiğin hormon olarak nitelendirilebilmesi için ;

-Bitki bünyesinde oluşması,

-Oluştuğu yerden başka bir yere taşınabilir olması,

- Taşındığı yerde değişik yaşam olaylarını yönetmesi ve düzenlenmesi,

-Çok düşük konsantrasyonlarda bu etkilerini göstermesi gerekir.

Bitki bünyesinde bulunan bu doğal bileşiklerin yanında bu bileşiklerin kimyasal yapılarına az veya çok benzeyen sentetik bileşiklerde yapılmış ve hormon etkilerinin olup olmadığı araştırılmıştır. Bunlardan birçoğunun bitkide doğal bulunanlardan çok daha aktif oldukları, yani çok daha az kullanıldıklarında benzer etkiler oluşturdukları belirlenmiştir. Bitki bünyesinde bulunmayan bu tip bileşiklerin doğal hormonlarla karıştırılmamaları gerekir. Bitkide mevcut olmadığı halde çok düşük miktarlarda hormon etkisini gösteren bu maddelere sentetik hormon adı verilmektedir. Kavram kargaşasını önlemek amacıyla bitkide hormon etkili tüm maddelere bitki büyüme düzenleyicisi denmektedir.

Hormonlar başlangıçta yalnız tohumların çimlenmesinde, meyve, fidan ve çeliklerin köklendirilmesinde kullanılmıştır. Daha sonra tohumdan hasada kadar geçen devrede verim artışı, ürün kalitesinin yükseltilmesi ve bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığın arttırılması amacıyla ülkemizde ve tüm dünya ülkelerinde kullanılmaya başlanmıştır.

NOT: Bunların aksine biz onları kökünden söküp tanka koymayacağız. Formülü direkt toprağa dökeceğiz.

HORMON İLAÇLARI VE ZİRAİ İLAÇLAR SAĞLIĞIMIZI TEHDİT Mİ EDİYOR?

Tarım ilaçlarının gelişi güzel satılması ve çiftçiler tarafından kullanılması halkın sağlığını olumsuz etkilerken, zirai ilaçların denetimsiz kullanımı insan sağlığının nasıl hiçe sayıldığını gözler önüne seriyor. Millî Gazete tarımda kullanılan zirai ilaçlar ve hormonlu ürün pazarını mercek altına aldı.

Tükettiğimiz gıda ve sebzelerde kullanılan denetimsiz hormon ve zirai ilaçlar sağlığımızı tehdit ediyor. Tarım ilaçlarının gelişi güzel satılması ve çiftçiler tarafından kullanılması halkın sağlığını olumsuz etkilerken, zirai ilaçların kontrolsüz satımı ve denetimsizlik insan sağlığının nasıl hiçe saydığını gözler önüne seriyor. Milli Gazete tarımda kullanılan dengesiz zirai ilaçlar ve hormonlu ürün pazarını mercek altına aldı.

Günümüzde tükettiğimiz besinlerin hemen hepsinde kimyasal katkı maddeleri, ilaç kalıntıları ve hormonlar gibi, istenmeyen maddeler bulunuyor. Neyin hormonlu neyin hormonsuz olduğunu anlamamız ise mümkün değil. Ya da hormonsuz gıda ve sebzelerimiz var mı? Organik adı altında satılan ürünlerin ne kadarı organik? Bu soruların cevabını sizin için araştırdık…

Page 98: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

98

Meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmek yeterli mi?

Uzmanlar hormonsuz gıda tüketimi için yapılabilecek en kolay hareket, meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmek olduğunu belirtiyor. Bu tezlerini ise hormonların, özellikle zamansız üretilen sebze ve meyvelerde sıklıkla kullanıldığı yorumuyla güçlendiriyorlar. Peki, bu tez ne kadar doğru? Çiftçilerden aldığımız bilgilerle bunun pekte mümkün olmadığını öğreniyoruz. Çünkü denetimsiz hormon kullanımı mevsimsel sebze ve gıdalarda kullanıldığı gözlere çarpıyor. Çiftçi daha fazla ve daha hızlı verim almak için neredeyse yetiştirdiği tüm sebze ve meyvelerde bilinçsiz bir şekilde hormon kullanıyor. İster mevsimi olsun ister olmasın daha fazla ve daha hızlı ürün almak için dengesiz hormon kullanımı oldukça yaygınlaşmış ve yaygınlaşmaya da devam ediyor.

BULGULAR VE YORUMLAR

Araştırmada da belirttiğimiz gibi aspirin yöntemi ve diğer malzemelerin kullanım

sonuçları önceden kanıtlanmış. Biz de bu bilgilere dayanarak böyle bir sistem geliştirdik.

SONUÇLAR

Bu sistem geçen yıl takım arkadaşlarımızdan biri tarafından gerçekleştirildi ve başarılı sonuç alındı bu sene 23 nisan tarihine kadar her şeyin yetişeceğini düşünüyoruz. Öneri: bizim bir önerimiz yok.

KAYNAKLAR

Kaynakça:akvaryum forum,vikipedi,a dan z ye bitkiler dünyası.

Page 99: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

99

İNSANLARIN AYAKKABI SEÇİMİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER

Hasan Can USTAÖMEROĞLU - Çağhan SEYMEN - Gökdeniz ÜÇÜNCÜ

Proje Danışmanı Dilek YAVUZ YAKUT

GİRİŞ

Konu hakkında yapılan makalelerde daha çok sağlık yönünden ele alındığı

görünmüştür. Oysa yapılan anket araştırmasında insanların sağlıktan daha çok görünüş ve rahatlığa dikkat ettikleri görülmüştür.

ÖZET

Bu projeyi hazırlarken insanların ayakkabı seçimindeki etkili olan faktörleri

araştırdık. Hipotezimize ulaşmak için okulumuzda bir anket yaptık. Anket sonucunu koyduğumuz üç şıkkın (renk, rahatlık, şıklık)olacağını tahmin ettik. Tahminlerimizin sonuçlarını desteklemek için makaleler bulduk. Bu makaleleri değerlendirdik ve sonuçlar tahmin ettiğimiz gibi çıktı.

PROBLEM

Bizim problemimiz okulumuzdaki öğrencilerin ayakkabı seçimini etkileyen faktöreler nelerdir?

HİPOTEZLER

1. Ayakkabı seçiminde şıklık etkili bir faktördür. 2. Ayakkabı seçiminde rahatlık etkili bir faktördür. 3. Ayakkabı seçiminde renk etkili bir faktördür.

YÖNTEM

Araştırma verileri anketle toplandı. Anket soruları danışman öğretmenimizin

yardımıyla hazırlandı. Anket Beşirli İMKB Ortaokulu 6-7- ve 8. Sınıflarına davam eden 80 öğrenciye yöneltildi. Yanıtlar tablo halinde düzenlendi ve yüzde (%) olarak ifade edildi.

BULGULAR VE YORUM

Elde ettiğimiz bulgular aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Öğrencilerin ayakkabı seçimleri Yüzde (%)

RENK %8,75

ŞIKLIK %7,5

RAHATLIK %16,25

ÜÇÜDE %68,75

Page 100: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

100

Tablodaki bilgilere göre öğrenciler ayakkabı seçiminde ayakkabıların renk, şıklık,

rahatlık gibi özelliklerine dikkat etmektedirler. Özellikle rahatlık ayakkabı seçiminde önemli özeliklerden biri olarak görülmektedir. Araştırma kapsamındaki öğrencilerin önemli bir bölümü (%68,75) ayakkabı seçiminde renk, şıklık ve rahatlık özelliklerinin üçünün bir arada olmasını tercih etmektedir.

SONUÇ

Yapılan araştırmalar sonucunda şıklık, renk ve rahatlığa önem verdikleri görülmüştür. İnsanların büyük çoğunluğu bu üç özelliğinde bir arada olmasını istemektedir.

KAYNAKÇA

http://www.doktorsitesi.com/

Prof. Dr. Tahir ÖĞÜT

Page 101: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

101

BAL MUMU VE ZEYTİNYAĞININ ORTAK MUCİZESİ

Aslınaz EREN

Proje Danışmanı Cemaleddin Cem UZUN

ÖZET

Bal mumu zeytinyağı karışımının yaralara iyi gelip gelmediği ile ilgili internetten

araştırma yaptım, konusunda uzman kişilerle röportaj yapıp sorular sordum. Bu karışımı kullanan kişilerin yara ve yanıklara iyi gelip gelmediği konusunda bilgi sahibi oldum. Yara ve yanıklarda geçmişte tıbbi tedaviye yeterince ulaşamayan insanların geliştirdikleri doğal yöntemler hakkında bilgi sahibi olmaya çalıştım.

Hiçbir yan etkisi bulunmayan bal mumu ve zeytinyağını tıp ve kozmetik alanında kullanıldığını öğrendim. Özellikle kozmetikte kullanılan maddelerin cilt için yararlı olabileceğini düşündüm.

KONU ARAŞTIRMASI

Balmumu, arıların peteklerini yapmak için karın halkalarında bulunan balmumu

bezlerinden salgıladıkları yumuşak sarı veya daha koyu madde Üretimi; Arının abdomen denilen karın bölgesini oluşturan segmentlerde sağlı-sollu

bir çift mum salgı bezi (balmumu aynası) işçi arıların balmumu yapma döneminde kalınlaşarak mum salgılama yeteneğini kazanmaktadırlar. Sıvı olarak aynalar üzerine salgılanan mumlar, mum ceplerinde katılaşarak küçük pulcuklar halini alır. Arılar zincirleme birbirine tutunarak özel hareketlerle balmumu sızdırırlar. Arı ayakları yardımıyla ağzına götürdüğü balmumu pulcuklarını çiğneyerek yumuşatıp yoğurmakta ve böylece petek gözlerinin yapımında kullanmaktadır. Mum örme dönemini tamamlayan işçi arılarda mum salgı bezleri dejenere olur ve birer sıra hücre tabakasına dönüşür.

Kimyasal Yapısı; Balmumu; molekül ağırlığı yüksek, doymuş veya doymamış bazı asitler, alkol ve ester karışımıdır. Bunlar alkali esterler (%72), serbest yağ asitleri (%14), hidrokarbonlar (%11), serbest alkoller (%1) ve bilinmeyen maddelerdir (%2). Balın yoğunluğu bire yakındır (0,966). Erime noktası 62-65°C derecedir

Page 102: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

102

Bal Mumunun Yararları (Faydaları)

• Nefesi ferahlatıp, rahatlatır bal mumu. • Bal mumu Balgamın oluşmasına da engel olur. • Sinüzit hastaları ve Astım rahatsızlığı olanlar içinde faydalıdır bal mumu. • Saman nezlesi rahatsızlığı olan kişiler için de faydalıdır bal mumu. • Bal mumu ile yapılan kremler yanığa ve cilt çatlaklarına iyi gelir. • Kuru ciltler içinde çok faydalıdır

PROPLEM

Günlük hayatta yara ve yanıkların tedavisinde kullanılmış olan doğal ilaç olup

olmadığını araştırmak. HİPOTEZ

Yara ve yanıkların tedavisinde bal mumu ve zeytinyağı karışımının iyileştirme özelliği

vardır.

KULLANILAN MATERYALLER

Balmumu, Sızma Zeytinyağı

UYGULANAN PROSEDÜR (YÖNTEM)

Araştırma, Röportaj, Gözlem

BULGULAR VE YORUM(ANALİZ SONUÇLARI)

Balmumu zeytinyağı karışımını kullanan kişiler,

Orman ve Köyişleri Şube Müdürü Akın AL ile Roportaj

Page 103: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

103

Soru: Bal mumu ile zeytinyağı neden karıştırılır? Cevap: Bal mumu katımsı bir maddedir. Zeytinyağı ile yumuşatılarak yara ya da

yanık yerlere sürülümü kolaylaştırır. Soru: Hangi tür arı balı karışımı yaralara fayda verir? Cevap: Bal mumunun zeytinyağı karışımının halk arasında dış yaralarda kullanıldığı

bilinmektedir. Soru: Bal mumunun zeytinyağı dışındaki bazı maddelerle karışımı bal mumunun öz

yapısını bozabilir. Bu nedenle bu tip karışımlar olumsuz sonuç verebilir. Beşikdüzü’nde Veteriner Hekim Ömer Hocaoğlu çok eskiden beri bilinen yara yanıklarda kullanılan Arifuun Merhemi adı altında bir merhemin bilindiğini söylüyor. Akkese köyünde Hasan Bekar eşinin yanan yerlerinin tedavisinde bu merhemin faydası olduğunu söylemektedir.

İsimsiz, yeğenim daha iki üç yaşındaydı çorba tenceresini boca etmişti yapılan pansumanlarda çok ağlıyordu bu karışımı ılıtıp sıvı haldeyken (çok sıcak olmayacak) sürüyorsunuz hemen donuyor gün için sürekli tekrarlıyorsunuz yanıklar sulanmadan temiz bir şekilde iyileşiyor izi de kalmıyor.

SONUÇLAR

Balmumu zeytinyağı karışımı iyi bir yara ve yanık iyileştirici olduğu görülmüştür.

ÖNERİLER

Bu karışımı kullanırken insanlarda yan etkisi olup olmadığını doktorlara danışmak.

KAYNAKÇA

1) http://www.yaklasansaat.com/dunyamiz/canlilar/bal_sifadir 2) http://www.bilgiyuvasi6.info/bal-mumu-nedir-balmumunun-faydalari

Page 104: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

104

BİLİM FUARIMIZDAN YANSIYANLAR

Page 105: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

105

Page 106: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

106

Page 107: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

107

Page 108: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

108

Page 109: TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23 …mebk12.meb.gov.tr/.../dosyalar/2016_02/24114748_tbtakktap2015enson.pdf · bilim fuarımızı 23-24 Nisan 2015 tarihlerinde

TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI / BEŞİRLİ İMKB ORTAOKULU / 23-24 NİSAN 2015

109