TÜRKİYE’DE FELSEFENİN YÜZYILI: BİR KURUMSALLAŞMA … · 2018. 7. 4. · Felsefe”...

36
1 TÜRKİYE’DE FELSEFENİN YÜZYILI: BİR KURUMSALLAŞMA ÖYKÜSÜ Betül ÇOTUKSÖKEN Özet: Bu yazı Türkiye’de felsefenin yüzyıllık tarihini üniversite bağlamında, Maltepe Üniversitesi örneğinde, entellektüel soykütüğü çerçevesinde mercek altına alıyor. Anahtar Sözcükler: Felsefe, felsefi söylem, Türkiye’de felsefe, Maltepe Üniversitesi. THE CENTENARY OF PHILOSOPHY IN TURKEY: AN INSTITUTIONALISATION STORY Abstract: This paper focuses on the centenary history of philosophy in the context of the university through the Maltepe University example, in the framework of the intellectual genealogy. Keywords: Philosophy, philosophical discourse, philosophy in Turkey, Maltepe University. İnsanın genellikle varlık, özellikle de varolan karşısındaki duruşuyla; felsefenin düşünme, bilme ve eyleme/yaşama yolu olarak varlık ve varolan karşısındaki duruşu arasında bir koşutluk olduğunu ileri sürebiliriz. Bu ileri sürüşe ek olarak söz konusu koşutluğun, felsefenin düşünme ve bilme yolu olarak yapılanışında varolduğunu saptayabiliriz. Çünkü varolana antropontolojinin, 1 başka bir deyişle insan-varlıkbilgisinin ışığında bakmak, bu bakışın eşliğinde “felsefenin gör dedikleri”ne 2 dikkati çekmek, felsefenin ya da felsefi söylemin, eşsüremli ve artsüremli olarak, dışdünya-düşünme-dil ve/veya insan-dünya-bilgi ilişkilerine yoğunlaştığını; burada anılan bağlamlarda ve ilişkiler ağında yapılandığını saptamak anlamına gelmektedir. 3 Arada olan insanın bir etkinliği olarak felsefe de düşünme ve bilme çerçevesi olarak aradadır ve arada olana yöneliktir; ancak arada olana yönelen bu ilgi, sonuçları bakımından, eylemeyle, yaşamayla olan ilişkisi bakımından da toparlayıcıdır; 4 aynı zamanda temelde 5 ve tepede 6 olanı imlemektedir. Prof. Dr. Betül Çotuksöken, Maltepe Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Bölümü. 1 Ayrıntılı bilgi için bkz.: Betül Çotuksöken, “Anthropontology as a New Kind of Ontology”, Synthesis Philosophica, Vol. 27, No. 2, 2012, pp. 237-244. 2 Betül Çotuksöken’in İnsancıl dergisinde kaleme aldığı yazıların ortak başlığı. 3 Felsefenin Türkiye’deki yüz yıllık serüvenin neredeyse yarısına, son elli yılına tanıklık eden bu satırların yazarı, baştan beri felsefenin asıl ilgisinin insan ve insan dolayımı olduğunu savlayarak çalışmalarını sürdürmekte; eşsüremli ve artsüremli felsefi söylemde antropontolojik okuma -yazma ediminin öznesi olmaktadır. 4 Felsefenin logos olarak toparlayıcılığına burada dikkati çekebiliriz. 5 Niyetliliği ve ilkeleri içermesi bakımından felsefe temeldedir. 6 Amaçlılığı içermesi bakımından da tepededir.

Transcript of TÜRKİYE’DE FELSEFENİN YÜZYILI: BİR KURUMSALLAŞMA … · 2018. 7. 4. · Felsefe”...

  • 1

    TÜRKİYE’DE FELSEFENİN YÜZYILI: BİR KURUMSALLAŞMA ÖYKÜSÜ

    Betül ÇOTUKSÖKEN

    Özet:

    Bu yazı Türkiye’de felsefenin yüzyıllık tarihini üniversite bağlamında, Maltepe Üniversitesi

    örneğinde, entellektüel soykütüğü çerçevesinde mercek altına alıyor.

    Anahtar Sözcükler: Felsefe, felsefi söylem, Türkiye’de felsefe, Maltepe Üniversitesi.

    THE CENTENARY OF PHILOSOPHY IN TURKEY: AN INSTITUTIONALISATION

    STORY

    Abstract:

    This paper focuses on the centenary history of philosophy in the context of the university

    through the Maltepe University example, in the framework of the intellectual genealogy.

    Keywords: Philosophy, philosophical discourse, philosophy in Turkey, Maltepe University.

    İnsanın genellikle varlık, özellikle de varolan karşısındaki duruşuyla; felsefenin

    düşünme, bilme ve eyleme/yaşama yolu olarak varlık ve varolan karşısındaki duruşu arasında

    bir koşutluk olduğunu ileri sürebiliriz. Bu ileri sürüşe ek olarak söz konusu koşutluğun,

    felsefenin düşünme ve bilme yolu olarak yapılanışında varolduğunu saptayabiliriz. Çünkü

    varolana antropontolojinin, 1 başka bir deyişle insan-varlıkbilgisinin ışığında bakmak, bu

    bakışın eşliğinde “felsefenin gör dedikleri”ne 2 dikkati çekmek, felsefenin ya da felsefi

    söylemin, eşsüremli ve artsüremli olarak, dışdünya-düşünme-dil ve/veya insan-dünya-bilgi

    ilişkilerine yoğunlaştığını; burada anılan bağlamlarda ve ilişkiler ağında yapılandığını saptamak

    anlamına gelmektedir.3 Arada olan insanın bir etkinliği olarak felsefe de düşünme ve bilme

    çerçevesi olarak aradadır ve arada olana yöneliktir; ancak arada olana yönelen bu ilgi, sonuçları

    bakımından, eylemeyle, yaşamayla olan ilişkisi bakımından da toparlayıcıdır;4 aynı zamanda

    temelde5 ve tepede6 olanı imlemektedir.

    Prof. Dr. Betül Çotuksöken, Maltepe Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Bölümü. 1 Ayrıntılı bilgi için bkz.: Betül Çotuksöken, “Anthropontology as a New Kind of Ontology”, Synthesis

    Philosophica, Vol. 27, No. 2, 2012, pp. 237-244. 2 Betül Çotuksöken’in İnsancıl dergisinde kaleme aldığı yazıların ortak başlığı. 3 Felsefenin Türkiye’deki yüz yıllık serüvenin neredeyse yarısına, son elli yılına tanıklık eden bu satırların yazarı,

    baştan beri felsefenin asıl ilgisinin insan ve insan dolayımı olduğunu savlayarak çalışmalarını sürdürmekte;

    eşsüremli ve artsüremli felsefi söylemde antropontolojik okuma-yazma ediminin öznesi olmaktadır. 4 Felsefenin logos olarak toparlayıcılığına burada dikkati çekebiliriz. 5 Niyetliliği ve ilkeleri içermesi bakımından felsefe temeldedir. 6 Amaçlılığı içermesi bakımından da tepededir.

  • 2

    Felsefece görmenin, felsefece algılamanın, felsefece düşünmenin, felsefece bilmenin

    sonucunda oluşan görüşler, algılayışlar, bilgiler; eylemlerimizle, ilişkilerimizle

    bağlantılandırıldığında, ilkeler olarak ya eylemlerin, ilişkilerin kalkış noktalarını oluştururlar

    ya da ilişkilerin varış noktaları olarak ortaya çıkarlar.7 Öyleyse; felsefece düşünme, felsefece

    bilme, felsefece eyleme/yaşama, arada olan insana her zaman eylem ve ilişkilerinde eşlik eder.

    Bu betimlemeler felsefenin kuram (theoria) ve eylem (praxis) olarak değerlendirilmesi

    çerçevesinde işlevsel değildir yalnızca; söz konusu betimlemeler, felsefenin bir araştırma alanı

    olarak, ardından bir eğitim-öğretim bağlamı olarak değerlendirilmesinde de işlevseldirler.

    Felsefenin kendi geçmişiyle, tarihiyle 8 olan ilişkilerinde de yine bu işlevselliğin kendisini

    gösterdiği açıktır.

    Tüm ilgisi “arada olan bir varlık” olarak insana yönelik olan felsefe, hem kendisiyle olan

    ilişkisini eşzamanlı ve artzamanlı olarak göz önünde bulundurur; hem de kendisi olmayanla,

    başka bilgi dallarıyla olan ilişkisini dikkate alır; hatta bu ilişkiyi hep canlı tutar. Felsefenin bir

    üstdisiplin olmasının, öteki bilgi dallarıyla aynı düzeyde olmayışının nedeni tam da budur.9

    Felsefe öteki bilgi dallarına kendilerini anlamalarının yolunu açar, onlara katkı sağlar; ama aynı

    zamanda kimi bakımlardan da onlardan katkılanır.10

    İster düşünme, ister bilme yolu olarak olsun, temelde arada olana ilişkin bir yönelme

    biçiminde ortaya çıkan felsefe; görme, soruşturma, peşine düşme, araştırma, farkına varma,

    bilincine varma olarak belirir. Tarihini göz önünde bulundurduğumuzda da felsefenin kimi

    kültür ortamlarında, kültür ortamlarının son derece önemli bir kesiti olarak, kendi doğal serpilişi

    çerçevesinde ortaya çıktığını ve bu özellikleriyle birlikte, bilgi ortamlarında, eğitimin,

    öğretimin, vazgeçilmez bir parçası olduğunu saptarız. Bilgi tarihi, bilim tarihi bu saptamalara

    tanıklık eder. Oldukça geç olmakla birlikte Türkiye’de de durum budur. Ancak bu noktada

    haksızlık yapmamak üzere, çoğun yaşama yolu olarak; bilgelik, hatta halk bilgeliği olarak

    deneyimlerden damıtılan özlü dile getirişler, Anadolu topraklarının, bu topraklarda kendini

    7 Niyetlilik ve amaçlılık burada da kendini gösterir. 8 Ayrıntılı bilgi için bkz.: Betül Çotuksöken, Felsefeyi Anlamak Felsefe İle Anlamak, İstanbul: Kabalcı Yayınevi,

    İstanbul, 2001, (İlk basım: 1995); Betül Çotuksöken, Kavramlara Felsefe İle Bakmak, İstanbul: İnsancıl Yayınları,

    1998. Ayrıca, felsefe ve tarihi antropontolojik olanı imlediği gibi, felsefe tarihine ilişkin okumalar da

    antropontolojik bir okumanın nesnesidir. Böyle bir okuma için İnsancıl dergisinde yer alan yazılara bakılabilir:

    Betül Çotuksöken, “Felsefe Tarihi: Antropontolojik Okuma”, 2016 yılı Temmuz ayından beri sürüyor bu yazılar. 9 Aristoteles’ten Wittgenstein’a, Nusret Hızır’a, Nermi Uygur’a bu durum farklı dile getirişlerle de olsa, yaklaşık

    olarak bu biçimde değerlendirilmiştir. 10 Felsefe yöneldiği nesne ve nesne durumlarını, varolanları kavramlaştırırken, öteki bilgi dallarının

    deneyimlerinden, birikiminden içerik olarak yararlanır; bu anlamda felsefe bir biçim/form olarak ortaya çıkar;

    içeriği ise yaşama dünyasının kendisi ve/veya öteki bilgi dalları sağlar. Aslında bilgi bağlamının salt biçim olduğu

    da hesaba katılabilir. Daha açık olarak belirtmek gerekirse; felsefe, bilim, sanat biçimdir; içeriği, yaşamın kendisi,

    olup bitenlerin bütünü sağlar..

  • 3

    açan farklı düşünme ve dil boyutlarının hep varolduğunu ve varlıklarını sürdürdüğünü;

    felsefenin bu bağlamda düşünmede ve dilde/söylemde barındığını somut örnekler bize

    göstermektedir. Aslında “varolmak” eylem adının olduğu her dil felsefi düşünmeye ve dile

    getirmeye, felsefi söylem kurmaya elverişlidir; üstelik de dilde şiir varsa, orada, ufukta felsefe

    görünüyor demektir. Önemli olan, felsefece görme, “felsefenin gör dediği”nin peşine yine

    “felsefece düşme”dir.

    Öyleyse felsefe bakımından “Türkiye’de durum nedir?” sorusunu bu saptamalardan

    sonra burada bir kez daha sorabiliriz. Elbette bu soru çok farklı görüngelerden

    (perspektiflerden) değerlendirilebilir, yanıtlanabilir. Felsefe dünyasının içinde olanlar olarak

    biliyoruz ki, felsefenin kendisine yönelik ilgi ülkemizde her zaman olduğundan daha çok

    artmış, “Türkiye’de Türkiye’deki felsefe”ye ilişkin çok sayıda yazı kaleme alınmıştır; üstelik

    bu izlek, başlı başına araştırma konusu olmuştur.11 Burada dile getirilecek olan sav, genel felsefi

    söyleme düşünme ve bilme yolu olarak eklemlenen ve Türkiye’de dile dökülen felsefenin, ilkin

    öğretimde, ardından da araştırma bağlamında yer aldığına ilişkindir. Burada da canalıcı kavram,

    söz konusu düşünme ve bilme yolunun “bilgi” formunda varlık kazanmasında temel rolü,

    kurumsallaşmanın oynadığıdır. Çünkü bilginin tarihiyle, toplumların kamusallaşmasının 12

    tarihi birlikte gitmektedir. Ne türden olursa olsun, her anlamda aslında yollar kamusaldır ve bu

    yollardan, kültürün her ögesi, bu arada, bilgi de akar ve bilginin akması, devşirilmesi,

    aktarılması, yaygınlaştırılması, geliştirilmesi, üretilmesi, yaratılması için kamuya, kamusal

    olana, kuruma gereksinim vardır. Kamu ve kurum olmadığı sürece, bilgi “bilgiliği”ne

    kavuşamaz, varlığını sürdüremez. Kültür dünyası ölçeğindeki genel felsefi söylem kamunun,

    kurumların dikkatini çektiği ve özellikle okullarda öğretilmeye, alışılagelmiş bir deyimle,

    okutulmaya değer görüldüğü için varlığını sürdürmüş, zaman içinde de kendine özgü

    araştırmanın nesnesi olmuştur.13 Bir kez daha yineleyelim: Sözlü, bir ölçüde de yazılı kültürde

    bilgece, özlü deyişler çerçevesinde yer alan felsefi yapılanma ya da felsefi duruş, ilkin eğitim-

    öğretim bağlamı olarak kendini göstermiş, kültür yaşamında kendine yer bulmuş; ancak daha

    sonra, araştırma çerçevesi olarak boyutlanmıştır.

    Felsefenin öncelikli olarak okul-üniversite, o zamanki adıyla Darülfünun ortamında 19.

    yüzyılın ikinci yarısından başlayarak yer aldığını, zaman içinde de yalnızca okul ya da

    üniversite duvarları arasında (intra muros) kalmadığın, çok farklı alanlarda, ortamlarda da

    11 Bu konudaki çalışmaların bir dökümü için bkz.: Ek: 1: “Türkiye’de Felsefe” Konulu Kitaplar, Yazılar: Seçme

    Kaynakça 12 Topluluk-toplum farkı üzerinde durduğumuz gibi, toplum-kamu farkı üzerinde de önemle durmamız gerekiyor. 13 Ayrıntılı bilgi için bkz.: Betül Çotuksöken, Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Öğretim ve Araştırma Alanı Olarak Felsefe. Seçilmiş Metinlerle, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, 2001.

  • 4

    kendine yer bulduğunu görüyoruz. Bu saptama bize, ne türden bilgi olursa olsun, bilgi

    bağlamlarının özellikle kurumsallaşmayla yakından ilgili olduğunu bir kez daha gösteriyor;

    felsefe bilgisi için de bu böyle. İlkin lisede, üniversitede yeşeren felsefe kültürü, okul ve

    üniversite duvarlarının dışına taşıyor; kamuya dönüşme çabalarını sürdürülebilir kılan ya da

    kılabilen, hatta bu bağlamda bir başarım (performans) gösteren toplumda, toplumsal/kamusal

    yapılanışta yerini alabiliyor.

    Türkiye’de felsefenin bu biçimdeki serpilişinin serüveni de oldukça uzun bir zaman

    dilimini içeriyor. Öyle ki, Türkiye’de felsefenin yüz yılında ve bu yüzyıla tanıklık eden

    serüveninde okul-üniversite içi (intra muros), okul-üniversite dışında da (extra muros) bir

    etkileşimin olduğu açık. Bu etkileşim dışa açılma, kendini gösterme bakımından gittikçe

    ivmeleniyor; yeter ki söz konusu etkileşim herhangi bir insansal-kültürel bağlamın güdümüne,

    bilinçli ve/veya bilinçsiz olarak, boşsöz ortamında girmemiş olsun; bilgi dışı gerekçelerle,

    “başka”yla karıştırılmasın, “başka”nın, bilgi olmayanın aracı kılınmasın! Felsefenin bilgiler

    arasındaki bu farklı duruşuna, bir bakıma evrimine, ilerleyişine, kurumsallaşmasına ilişkin çok

    sayıda çalışmanın yapıldığına da tanıklık ediyoruz. Ayrıca, üniversitelerde “Türkiye’de

    Felsefe” başlığı altında dersler verildiğini biliyoruz. 14 Yine bu başlık altında çok sayıda

    toplantının yapıldığını, sempozyum, kongre vb. düzenlendiğini biliyoruz. Bu türden çalışmalara

    ek olarak, yurtiçinde ve yurtdışında toplanan kongrelerde özel olarak “Türkiye’de Felsefe”

    oturumlarının düzenlendiğini de biliyoruz.15

    Bütün bunlar bize gösteriyor ki, Türkiye’de, özellikle Türkçede üretilen felsefi söylem,

    genel felsefi söylemin anlamlı, verimli bir parçasıdır ve her geçen gün, biraz daha

    gelişmektedir, serpilmektedir. Elbette tek bir yazıda bu gelişmeyi ve serpilmeyi yansıtmak

    olanaksızdır. Söz konusu gelişmede, serpilmede, hatta her türüyle bilginin ilerleme

    kaydetmesinde, özgürlüğün 16 ve özerkliğin 17 payının ne denli önemli olduğu, özellikle

    14 “Türkiye’de Felsefe” dersi 90’lı yılların sonlarına doğru İstanbul Üniversitesinde seçmeli olarak; Maltepe

    Üniversitesinde, o zamanki adıyla Fen-Edebiyat Fakültesinde 2004 yılında kurulan Felsefe Bölümünde uzun yıllar

    boyunca Betül Çotuksöken tarafından zorunlu ders olarak verilmiştir: ”FEL 408 Türkiye’de Felsefe”. 15 Söz konusu çalışmaların en kapsamlı olanlarından birni anabiliriz; 2003 yılında İstanbul’da toplanan Philosophy

    Facing World Problems (Dünya Problemleri Karşısında Felsefe) ana başlıklı 21. Dünya Felsefe Kongresinin 5.

    Sempozyumu, “Philosophy in Turkey” başlığını taşımaktadır: Oturum Başkanı: Betül Çotuksöken (“Some

    Remarks on the Culture of Philosophy During the Republican Era in Turkey”, pp. 303-311), Konuşmacılar: Zeynep

    Davran (“A Synoptic Look at Philosophy in Turkey”, pp. 313-319), Tüten Anğ (“Philosophical Anthropology in

    Turkey”, pp. 321-323), Harun Tepe (“Ethics in Turkey”, pp. 325-337), Ali Karatay (“Logic in Turkey”, pp. 339-

    346), Myrto Dragona-Monachou (“Ioanna Kuçuradi: Glimpses at her Views of Ethics and Human Rights”, pp.

    347-358), Stelios Virvidakis (“Arda Denkel's Philosophical Vision”, pp. 359-363), The Proceedings of the Twenty-

    First World Congress of Philosophy: Volume, 13, Editor: Ioanna Kuçuradi, Ankara: Philosophical Society of

    Turkey, 2007. 16 İçinde bulunulan ortamın özelliği olarak “özgürlük”. 17 Kişi özelliği olarak “özerklik”.

    https://www.pdcnet.org/collection-anonymous/browse?fp=wcp21&fq=wcp21%2fVolume%2fhttps://www.pdcnet.org/collection-anonymous/browse?fp=wcp21&fq=wcp21%2fVolume%2f8987%7c13%2f

  • 5

    Aydınlanmacı filozofların üzerinde durduğu bir noktadır. Felsefe özgür ortamlarda gelişir,

    kendisi olur; aynı zamanda da ortamları, iletişim ve bilgi bağlamlarını özgürleştirir. Bu

    belirlemelerin hepsinin taşıyıcı öznelerinin özerk olması da bir zorunluluktur. Yineleyelim:

    Bilgi özgürlüğü ve özerkliği koşul tutar; özgürlük ve özerklik de bilgiyle varolur ve güçlenir;

    bilgi özgürleştirir ve özerkleştirir.

    Felsefece düşünme ve felsefece bilme en yoğun biçimde üniversitelerde ve çoğun,

    üniversitelerin öznelerinin taşıyıcılığında, başka bir tür kurumsallaşma, kamusallaşma olan sivil

    toplum kuruluşlarında “kendisi” olmuştur, varolmuştur ve varolmayı da sürdürmektedir.

    Darülfünun’da ilkin bir öğretim konusu olarak kendine yer bulan felsefe bilgisi, 1933 itibarıyla

    İstanbul Üniversitesinin yeni kamusallığında bir yandan yoğun bir biçimde genel felsefi

    söyleme eklemlenerek öğretim ve artık araştırma bağlamında varlığını sürdürmeye, gelişmeye,

    serpilmeye başlamıştır. Buradan ülkemizin birçok köşesine, üniversitesine, derneğine,

    kuruluşuna yayılan felsefi söylem, zaman içinde üniversitelerin yeni bir oluşumu olarak vakıf

    üniversitelerinde de kendine yer bulmuştur.18

    Bu yazının bundan sonraki bölümü, söz konusu gelişmenin, açılıp serpilmenin kısa bir

    öyküsünü verdikten sonra, Maltepe Üniversitesinin örneğine geçecek ve felsefenin İstanbul

    Üniversitesindeki “tin”inin yolculuğunun bu kez Maltepe Üniversitesinde sürmeye başladığı

    savlanarak; üstelik başka üniversitelerde süren tinsel yolculuğun Maltepe’de yoğunlaştığı,

    Maltepe’de toplandığı, buluştuğu, birleştiği belirtilecektir. Bir bakıma, tinselliği ağır basan,

    “düşünce akrabaları”ndan19 oluşan bir soyağacı ya da soykütüğü20 burada ortaya çıkarılabilir.

    İlgisi kültüre, doğrudan maddesel kültür ürünlerine değil de; düşünmede, dile dökülen

    düşünmede, dilde varolan; başka bir deyişle tinsellik olarak kendini var kılan felsefe ortamında,

    özneler, hatta kurucu özneler bilinçli bir biçimde kurumsallaşmayı oluştururlar; kurumları

    biçimlendirirler; burada artık neredeyse hiçbir şey rastlantıya bırakılmaz. Ancak zaman içinde

    farklı evrilmeler de olabilir. Söz konusu yeni-eski içerikli evrilmelerde elbette daha geniş

    oylumlu çerçevelerin de payı olabilir, olmaktadır da. Her şeyin kendi elinde olmadığını en iyi

    bilenler de filozoflar olsa gerek; ama öte yandan ufukaçıcı, öncü olmayı ilke edinenler de yine

    onlar olsa gerek.

    18 Şu sırada ülkemizde, 48’i devlet, 7’si vakıf üniversitesinde olmak üzere, 55 Felsefe Bölümü vardır; ayrıca 3

    Felsefe Grubu Öğretmenliği, 2 tane de Açıköğretim Fakültesinde Felsefe Bölümü vardır. Özetle, 2017 itibarıyla,

    60 Felsefe Bölümü mevcuttur. 19 Nermi Uygur’a borçlu olunan bu deyim, soyağacının öznelerinin farklılığının beraberliğidir, birlikteliğidir. 20 Geç dönem Latincesinde Eski Yunancadan türetilmiş olan genealogia, généalaogie (Fr.), genealaogy (İng.) sözcüklerini/terimlerini çağrıştırabiliriz burada.

  • 6

    Maltepe Üniversitesinde felsefenin serüveni nasıl başladı? Bu çok genç üniversite,21

    felsefenin Türkiye’deki yüzyılına nasıl tanıklık etti ve nasıl aktör oldu? Bu serüvene biraz daha

    yakından bakalım ve bu noktada da kurum-kişi/kişiler ilişkisinin şu ya da bu nitelikte oluşunun,

    bu ilişkilerde “değer”e, buradaki örneğe göre “güven” olarak belirleyebileceğimiz değere dayalı

    oluşun öyküsel örneğine yönelelim.

    Üniversiteler öteden beri kurulurken belli bir birikimi, “üniversite” 22 adıyla ya da

    kavramıyla da uyumluluk içinde “kendilerinin” kılmaya çalışırlar, “kendilerine” aktarırlar.

    Üniversite deneyimliler tarafından kurulur ve daha ilk anda olgunluğu, erginliği yakalar; bu

    bağlamda üniversite daha ilk gününde olgundur, ergindir, deneyimlidir; çünkü deneyimli,

    birikimli insan kaynağıyla kurulmuştur. Ancak deneyimli, birikimli insan kaynağını bir araya

    getiren bir düzenlemeye, yasal-kamusal düzenlemeye, bu türden bir düzenlemeyi önemli ve

    değerli bulan bir karar vericiler topluluğuna gereksinim vardır. Üniversiteler ancak böyle

    kurulabilirler ve uzun erimli olabilirler. Üniversiteye yeni katılan öznelerin de bu uzun

    erimliliği hiçbir şekilde acele etmeden dikkatlice izlemesi, ancak bu arada, emeğini hep işe

    koşması; bilgisini hem bir yandan biriktirmeyi sürdürmesi, hem de deneyimini yaptığı her işe,

    aldığı her karara katması, karşısındakileri ikna etmesi, iletişiminin, eşgüdümünün, işbirliğinin

    ve birlikte yaşamanın, birlikte daha da büyümenin, beslenmenin, birbirine katkı vermenin ve

    katkılanmanın önemini yansıtması gerekiyor.23

    1933’le birlikte yeniden biçimlenen İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin ilk

    kuşak öğretim üyelerinin çok büyük bir bölümünün genç Cumhuriyetin, temel bilimlerde24

    yetiş(tir)mek üzere yurtdışına yolladığı gençlerden oluştuğunu, bir bölümünün de yurtdışından

    gelen öğretim üyelerinden oluştuğunu, pek azının da Darülfünun döneminden kaldığını

    biliyoruz.25 Bu üç farklı kaynak, Felsefe Bölümünün tüm kuşakları üzerinde etkili olmuştur.

    30’lu yıllarda yetişmek üzere başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya gönderilen gençler,

    21 Maltepe Üniversitesi 9 Temmuz 1997’de İstanbul Marmara Eğitim Vakfı tarafından kuruldu. Kuruluşundan beri

    yapılanışında yer alan ve o yıllarda kurulması zorunlu fakülte olan Fen-Edebiyat Fakültesinde kurulan ilk bölüm

    Psikoloji Bölümü oldu. Bölüm, 1997-1998’de eğitime başladı; ilk yıl yalnızca dört öğrenciyle; şimdilerde ise,

    psikolojiye olan ilginin bilinçli-bilinçsiz artmasıyla, hem Maltepe Üniversitesinde hem de diğer üniversitelerde,

    özellikle vakıf üniversitelerinde ne kadar çok Psikoloji Bölümü öğrencisi olduğunu biliyoruz. 22 “Üniversite” sözcüğü bütünlük anlamını taşıyan “universitas”tan geliyor. Bütünlüğü kuranlar da hocalar ve

    öğrencilerdir. Ayrıntılı bilgi için bkz.: Betül Çotuksöken, Ortaçağ Yazıları, Genişletilmiş ve Gözden Geçirilmiş

    Yeni Baskı, İstanbul: Notos Kitap Yayınevi, 2011. 23 Burada bir kez daha komünikasyonun (iletişimin), koordinasyonun (eşgüdümün), kooperasyonun (işbirliğinin),

    koalisyonun (birlikte yaşamanın, birbirini beslemenin) önemine işaret ediyoruz; sık sık dile getirdiğimiz gibi, “4

    K ilkesi”. 24 Temel bilimler (doğa bilimleri olarak ve insan-toplum bilimleri olarak): “Özgür/serbest/liberal sanatlar”

    geleneğine bir bakıma eklemlenmek üzere yurtdışına gönderilenleri burada göz önünde bulunduruyoruz. 25 Ayrıntılı bilgi için bkz.: Betül Çotuksöken, Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Öğretim ve Araştırma Alanı

    Olarak Felsefe. Seçilmiş Metinlerle, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, 2001.

  • 7

    sonradan, Bölümün temel yaklaşımlarını kazanmasında belirleyici oldular. Hepsinin ortak ilgi

    alanı aslında, insan-dil-kültür bağlamıydı. Felsefi antropoloji çalışmaları; dile, tarihe, kültüre

    yönelik çalışmalar gittikçe daha çok ağırlık noktasını oluşturmaya başlamıştı. Zaman zaman

    farklı ölçütlere dayalı saptamalarla farklı sıralamalarla “kuşak” kavramının farklı şekillerde

    içeriklendiğini biliyoruz. Ancak, İstanbul’dan belki de olabildiğince sıralı olarak Hacettepe’ye,

    oradan Uludağ Üniversitesine uzanan felsefe tini, bu satırların yazarı olan öznesiyle doğrudan

    İstanbul Üniversitesinden Maltepe Üniversitesine geçerek ve bir bakıma hiç de hızlı hareket

    etmeyerek, burada kendine yer buldu. 26 Felsefe Bölümünden: Takiyettin Mengüşoğlu’nun

    (1905-1908), 27 Macit Gökberk’in (1908-1993), Halil Vehbi Eralp’in (1907-1994), Bedia

    Akarsu’nun (1921-2016), 28 Nermi Uygur’un (1925-2005), 29 Tüten Anğ’ın (1935), 30 Önay

    Sözer’in (1936);31 Latin Dili ve Edebiyatı Bölümünden: Faruk Zeki Perek’in (1910-1999),

    Müzehher Erim’in (1924-1996), Sina Kabaağaç’ın (1924-1997), Yusuf Kenan Yonarsoy’un

    (1937-2009); Sosyal Antropoloji ve Etnoloji Bölümünden: Charles William Merton Hart’ın

    (1905-1976), Nephan Saran’ın (1924-2008) öğrencisi olan bu satırların yazarının 2000 yılı

    Ekim ayında Maltepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümüne geçmesiyle,32

    Maltepe’deki felsefi yönelim yapılanmaya başladı. Ancak çok yavaş ve sağlam adımlarla yol

    alındı burada. İlkin Psikoloji Bölümünde verilen dersler, başka bölümlerin,33 başka Fakültelerin

    felsefeye olan ilgisinin artmasıyla, felsefe alanında dünya çapında bir sivil toplum kuruluşu

    olarak çalışmalarını sürdüren Türkiye Felsefe Kurumunun da, Betül Çotuksöken’in kurumla

    26 1998 yılından itibaren basında yer alan güzel haberleriyle dikkatimi çeken bu kuruma 2000 yılının Ekim ayında

    geldim ve 2000-2001 Akademik Yılı Açılış Töreninde ilk dersi, o zaman Üniversitenin içinde yer aldığı Dragos

    Yerleşkesinde, 16.10.2000 tarihinde “Küreselleşme ve İnsan” (Bkz.: Betül Çotuksöken, Felsefe: Özne-Söylem, 2.

    basım, İstanbul: Notos Kitap Yayınevi, 2013) başlığı altında verdim. 27 Takiyettin Mengüşoğlu Almanya’da Nicolai Hartmann’ın yanında yetişmiştir. 28 Bedia Akarsu, Ernst von Aster’in yanında başladığı doktora çalışmasını, hocasının ölümü üzerine, Joachim

    Ritter’in danışmanlığında tamamlamıştır. 29 Nermi Uygur’un doktora danışmanı Heinz Heimsoeth’tür. 30 Tüten Anğ tüm akademik derecelerini İstanbul Üniversitesinden almıştır, doktora danışmanı Takiyettin Mengüşoğlu’dur. 31 Önay Sözer’in doktora danışmanı Macit Gökberk’tir. 32 Felsefe birikimiyle varlığını oluşturan bir tek kişinin bile bir kuruma alındığı bir ortamda elbette karar vericilerin

    rolü çok büyük: Mütevelli Heyeti, Rektörlük bu konuda kararlı olunca, Maltepe Üniversitesinin felsefe kültürüyle

    buluşması hiç de zor olmadı. 33 O zamanki adıyla Yabancı Diller Bölümünde, Başkan Yıldız Can’ın isteği üzerine Hazırlık Sınıfı öğrencilerine

    verilen Felsefe Konferansları anılabilir: “Düşünen Varlık Olarak İnsan” (02.11.2000), “Yaratan Varlık Olarak

    İnsan” (07.12.2000). O zamanki adıyla Mühendislik-Mimarlık Fakültesine Dekan Prof. Erkut Özel’in isteği

    üzerine verilen “Felsefe Nedir? I” (27.03.2001), “Felsefe Nedir? II” (29.03.2001) başlıklı konferanslar. Bu

    çalışmalardan sonra başlatılan FEL 153 Mimarlık İçin Felsefe dersi uzun yıllar Mimarlık Fakültesinde verildi.

    Emin Maltepe’nin Marmara TV2de yaptığı “Satırbaşı Programı”na katkı: “Sevgi Üzerine” (06.07.2001), “Özel

    Yaşam ve Sınırları Üzerine” (20.07.2001), “Türkiye’de Üniversite Üzerine” (25.07.2001), “Küreselleşme Olgusu”

    (13.09.2001), “İnsan İlişkileri Üzerine” (04.04.2002). Üç yıl süreyle düzenlenen “Köy Enstitülerinden Kent

    Enstitülerine Kurultayı” (2001, 2002, 2003). Marmara Eğitim Köyüne taşınan Marmara Eğitim Kurumlarının

    2002-2003 Eğitim-Öğretim Yılı Açılış Dersi (“Demokrasi ve İnsan Hakları”, 16.09.2002).

  • 8

    olan bağından dolayı Maltepe’de gün geçtikçe artan görünürlüğü, 2001 yılında başlatılan ve

    halen süren “Felsefe Söyleşileri”, 34 “Felsefe Öğretmenleri İçin Felsefe”, 35 “Felsefe

    Öğretmenleri İçin Psikoloji,36 2002 yılında açılan Yüksek Lisans Programı37 ders vermek üzere

    Tüten Anğ’ın davet edilmesi, yapılan her çalışmada başta İoanna Kuçuradi ve Sevgi İyi olmak

    üzere, İstanbul Üniversitesinden kimi adların; buradan ayrılarak başka üniversitelere geçmiş

    olanların ya da öğrenciliğini, lisansüstü çalışmalarını İstanbul Üniversitesinde tamamlayıp

    başka üniversitelere, Ege Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Muğla Sıtkı Koçman

    Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesine geçmiş olanların sık sık buluştuğu bir yer oldu

    Maltepe Üniversitesi. Yapılan ortak sempozyumlar, konferanslar, 21. Dünya Felsefe Kongresi

    hazırlık çalışmaları, Psikoloji Bölümü öğrencilerinin kurduğu ve halen varlığını sürdüren

    34 Bu çalışmaya İstanbul Marmara Eğitim Vakfı (İMEV) her zaman destek verdi. Son yıllarda destek veren

    kurumlara Kadıköy Belediyesi, Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi de (TESAK) eklendi. Ayrıntılı bilgi için

    bkz.: Ek: 2. “Felsefe Söyleşileri” aynı zamanda Maltepe Üniversitesi Yayınları arasında yayımlanıyor. Şimdiye

    değin 4 cilt yayımlandı: Betül Çotuksöken (Ed.), Felsefe Söyleşileri I-II, İstanbul: Maltepe Üniversitesi Yayınları,

    2003; Betül Çotuksöken (Ed.), Felsefe Söyleşileri III-IV, İstanbul: Maltepe Üniversitesi Yayınları, 2006; Betül

    Çotuksöken-Ahu Tunçel (Eds.), Felsefe Söyleşileri V-VI, İstanbul: Maltepe Üniversitesi Yayınları, 2011; Betül

    Çotuksöken-Dilek Arlı Çil (Eds.), Felsefe Söyleşileri VII-VIII, İstanbul: Maltepe Üniversitesi Yayınları, 2013. 35 02-07 Temmuz 2001 günleri arasında yapılan bu çalışmaya İstanbul başta olmak üzere, birçok ilden toplam 70

    felsefe öğretmeni katıldı. Söz konusu çalışma İstanbul Liselerarası Felsefe Kulüpleri Platformu, İstanbul Marmara

    Eğitim Vakfı (İMEV) ve Türkiye Felsefe Kurumuyla işbirliği içinde gerçekleştirildi. 36 14-15 Haziran 2002 günleri arasında yapılan bu çalışmaya felsefeciler, psikologlar, eğitimbilimciler katıldılar.

    Etkinliği; Psikoloji Bölümü, İstanbul Marmara Eğitim Vakfı, Türkiye Felsefe Kurumu Çocuklar İçin Felsefe

    Birimi, İstanbul Liseleri Felsefe Kulüpleri Platformu birlikte düzenlediler. 37 Psikoloji, İnsan Bilimleri Felsefe Tezli Yüksek Lisans Programının açılması18.09.2002’de Senatoda kabul

    edildi. Programda disiplinlerarası anlayışla ortak bir müfredat uygulandı. Öğrencşler tercihlerine göre tezlerini ya

    Pskolojide ya da Felsefede yazdılar. Bu tezlerin bir kısmından türetilen makaleler Maltepe Üniversitesi Fen-

    Edebiyat Fakültesi Dergisinde yayımlandılar. Bkz.: Ek:3

  • 9

    Felsefe Kulübü,38 2003 yılından beri başlayan Dünya Felsefe Günü kutlamaları,39 Fakülteye

    davet edilen felsefeciler 40 Artık Felsefe Bölümü kurulmalıydı. 41 Bölümün kuruluş kararı

    çıktıktan sonra Psikoloji Bölümüyle yapılan ilk ortak çalışma “İnsan Bilimleri ve Felsefe

    Sempozyumu” dizisi oldu.42

    Bölümün ilk mensubu, aynı zamanda kurucu başkanı Betül Çotuksöken oldu. Lisans

    eğitimini Nermi Uygur’un danışmanlığında, Lucretius’un De rerum natura’sı hakkında yazdığı

    Bitirme Teziyle 1972’de tamamlayan, Doktorasını da yine Nermi Uygur’un danışmanlığında

    hazırlayan Çotuksöken, bu yolla Alman felsefe geleneğine ve Cumhuriyet döneminin ilk

    üniversitesinin felsefedeki temsilcilerine bağlanan biriydi. Yalnızca felsefe eğitimi almayıp,

    yanı sıra Sosyal Antropoloji ve Etnoloji, ayrıca Latin Dili ve Edebiyatı eğitimi görmüş olması,

    özellikle de Takiyettin Mengüşoğlu’nun neredeyse beş yıl süreyle Felsefi Antropoloji derslerini

    izlemiş olması, sonrasında onun “antropontoloji” ya da “insan-varlıkbilgisi” yahut da “insan-

    ontolojisi” olarak adlandıracağı kavramsallaştırmayı yakalamasını sağlayacak; bu hocaların

    38 2002 yılı başında kurulan Felsefe Kulübü, çok farklı başlıklarda felsefe çalışmaları düzenlemektedir. Kulüp her yıl “Dünya Felsefe Günü” kutlamasının düzenlemenin yanı sıra, güncel konularda her yıl birkaç kez “Felsefe

    Kahvesi” açar. Kahvelerin en etkili olanı 2006 yılında Caddebostan Kültür Merkezinde açılmıştır. Kulübün diğer

    geleneksel çalışmaları da şöyle sıralanabilir: “Yeni Araştırmalar-Genç Araştırmacılar” (bu başlık altında, yeni

    tezler tanıtılır), “Üniversite Dışında Üniversite Projesi” (öğrenci girişimini her zaman destekleyen Felsefe Bölümü

    ve dolayısıyla Felsefe Kulübü, öğrencilerinden Doğukan Öztürkoğlu’ya bu başlık altında bir proje yürütme

    olanağını sağlamıştır. Bu proje kapsamında, liselilere (Halit Armay Lisesi) öğrenci-öğretim üyesi işbirliğinde 14

    haftadan oluşan seminerler düzenlenmiştir. Bu proje, Maltepe Üniversitesi dışında da çalışmalarını sürdürmüştür:

    Pasifik Akademi çalışmaları). Bu çalışmaların dışında Felsefe Kulübü, anma toplantıları da düzenler. Felsefe

    Bölümünün her zaman güçlü bir biçimde desteklediği Felsefe Kulübüne diğer bölüm ve programlardan da

    öğrenciler katılırlar. Değişik etkinliklerden biri de Bedia Akarsu için “Kuşaklar Buluşması” adı altında düzenlenen

    90. Doğum Günü kutlamasıdır. 21 Nisan 2011 günü yapılan kutlamaya, Felsefe Bölümü öğrencilerinin yanı sıra,

    her zaman liseliler. Bedia Akarsu’nun bağışçısı olduğu Darüşşafaka Lisesinin öğrencileri ve Darüşşafaka

    Cemiyetinin yöneticileri de katılmışlardır. Kuşaklar Buluşmasında “Bedia Akarsu’nun Felsefi Söylemi” başlıklı

    bir oturum düzenlenmiş; oturumun başkanlığını Sevgi İyi yapmıştır. Oturumda sırasıyla, Betül Çotuksöken, Tüten

    Anğ, Doğan Özlem ve Attilla Erdemli birer bildiri sunmuşlardır. Kulübün bir diğer ilginç etkinliği, Doğa

    Yürüyüşleridir. 40’lı yıllarda İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü hocalarının sıklıkla yaptıkları doğa

    yürüyüşlerini anımsatmak üzere yapılan bu yürüyüşler, öğrenciler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmaktadır.

    Kulübün Danışmanlığını, bir süre Kaan Özkan, bir süre Dilek Arlı Çil, uzun zamandan beri de Betül Çotuksöken

    yapmaktadır. Felsefe Kulübü, iki yıldan beri. Bülent Şenver’in kurduğu Etik Değerler Merkeziyle işbirliği içinde

    “Etik Lider Akademisi”nin Maltepe Üniversitesinde açılmasına katkı veriyor. “Etik Lider Akademisi” 2016 ve

    2017 yıllarında üç kez açılmıştır. 39 Türkiye Felsefe Kurumunun önerisiyle UNESCO tarafından kabul edilen, ilki Haziran 2002’de Harran’da UNESCO temsilcileriyle birlikte kutlanan Dünya Felsefe Gününü Maltepe Üniversitesi Felsefe Kulübü 2003

    yılından beri düzenli olarak kutlamaktadır. Her yıl farklı bir izleğin ele alındığı kutlamalara Üniversite dışından

    konuşmacılar ve konuklar katılmaktadır. Bu toplantılarda yine ağırlıklı olarak lise öprencilerine yer verilmektedir. 40 Nermi Uygur, Bedia Akarsu, Arslan Kaynardağ, Afşar Timuçin, Ahmet Arslan, Uluğ Nutku, Ahmet İnam,

    Vehbi Hacıkadiroğlu, Gürol Irzık, Harun Tepe, Yaman Örs, Saffet Babür, Erkut Sezgin, Cemal Güzel, Kurtuluş

    Dinçer akla ilk gelen isimlerdir. Bölümde hem Erasmus kapsamında hem de onun dışında yurtdışından da öğretim

    üyeleri ders ve konferanslar verdi. Otfried Höffe, Maija Kūle, Mircea Dumitru, Winfried Hinsch, Stavroula

    Tsinorema. 41 17 Aralık 2003’te Felsefe Bölümünün kurulması için Senatoda ilk adım atıldı. Bölüm, 2004-2005 Akademik

    Yılında öğretime başladı. 42 2004 yılında yapılan ilk sempozyumdan sonra altı sempozyum daha düzenlendi. Sempozyumlara zaman içinde o zamanki adıyla Fen-Edebiyat Fakültesinin, şimdiki adıyla İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesinin tüm bölümleri

    katkı verdi. Sempozyuma bir süreliğine uluslararası katılım da oldu. EK: 4

  • 10

    öğrencisi olmasından dolayı, oldukça dolaylı da olsa, az ya da çok, yanında ya da karşısında

    konumlanmak üzere, Aristoteles’e, Augustinus’a, Abælardus’a, Descartes’a, Bacon’a, Kant’a,

    Cassirer’e, Husserl’e, Reichenbach’a, von Aster’e, Kranz’a, Scheler’e, Hartmann’a,

    Heimsoeth’e, Ritter’e ve daha nicelerine bağlanacak, kurulan düşünce akrabalıkları somut

    olarak bir araya getirecekti onları. Nermi Uygur daha Maltepe Üniversitesi Fen-Edebiyat

    Fakültesi Felsefe Bölümü kurulmadan önce en son konferansını 2002 yılında burada verecek43

    ve Üniversitedeki herkes, yeni ve zengin bir felsefe geleneğinin kurulmasına tanıklık edecekti.

    Filozoflarla, felsefe öğretmenleriyle, gerçek dostlarla sürdürülen içtenlikli çabalar, ürünlerini

    vermeye başlayacaktı.

    Yukarıda da belirtildiği gibi Bölüm, ilk öğrencilerini özgün bir müfredatla44 2004-2005

    Eğitim-Öğretim Yılında karşıladı. Onlardan biri, Bergen Coşkun Özüaydın45 şimdi öğretim

    üyesi (Yrd. Doç. Dr.) olarak aramızda. 2002 yılından itibaren “müstakbel” Felsefe Bölümüne

    katılımlar başladı: Bölüme ilk katılanlar, şu anda Doçent olarak aynı zamanda hem Felsefe

    Bölümüün Başkanlığını sürdüren ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü de olan Ahu Tunçel,46

    antropoloji olmadan olmaz diyen Bölüm Başkanının talebi üzerine Tolunay Kolankaya, 47

    Sosyoloji desteği için Sabahattin Güllülü, 48 Psikoloji desteği için Figen Karadayı. 49 2005

    yılında Sevgi İyi’nin50 aramıza katılmasıyla, İstanbul’dan, Erzurum 51 üzerinden Ankara’ya

    geçen felsefenin tininin Hacettepe Üniversitesindeki geleneğinin Maltepe’yi de etkilemesi ve

    sonunda, Betül Çotuksöken’in baştan beri düşündüğü planın çok önemli bir boyutu olarak

    İoanna Kuçuradi’nin Maltepe’de yerini alması. Yıl artık 2006 olmuştu; doktorasını Takiyettin

    43 Bu metin (“Yetişim Sözleri”) Nermi Uygur’un Eşekler, İkindiler, Yetişimler başlıklı son kitabında yer aldı (ss.

    201-211): “İstanbul’da Maltepe Üniversitesi’nce düzenlenen Eğitim Haftaları dolayısıyla, 25 Mayıs 2002

    tarihinde, bazı eski öğrencilerim ile okurlarımın katıldığı güzel bir tanıtım, yorum ve değerlendirme sonrasında,

    çağrı üzerine, yaptığım söyleşinin tam metnidir.” Nermi Uygur, Eşekler, İkindiler, Yetişimler. Üç Kitap. Deneme,

    İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2004, s. 201. Nermi Uygur’un o gün yaptığı sunumun öncesinde Betül Çotuksöken,

    kendisiyle ilgili bir konuşma yaptı: “Eğitim ve Kültür Filozofu Olarak Nermi Uygur” 44 Müfredatta (Öğretim Programında) yer alan “İnsan Felsefesi”, “Değer Felsefesi”, “Çocuklar İçin Felsefe”,

    “Felsefi Danışmanlık”, “Kamu Yaşamında Felsefe”, “İnsan Haklarının Felsefi Temelleri” gibi dersler, bu programı

    başından beri ayrıcalıklı bir duruma getirmişti. Bu dersler ve diğer klasik felsefe dersleri arasında kurulan bağ son

    derece önemliydi. 45 Bergen Coşkun Özüaydın’ın Yüksek Lisans ve Doktora Tez Danışmanı: Betül Çotuksöken. 46 Ahu Tunçel’in Yüksek Lisans Danışmanı: Betül Çotuksöken, Doktora Danışmanı: Ali Vahit Turhan. 47 Tolunay Kolankaya’nın Yüksek Lisans Tezi felsefe alanındandır; tez danışmanı: Betül Çotuksöken. 48 Sabahattin Güllülü’nün lisans eğitimi İstanbul Üniversitesindendir. Atatürk Üniversitesinden emekli olduktan

    sonra aramıza katılmıştır. 49 Figen Karadayı, Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesinden akademik derecelerini aldıktan

    sonra, Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Felsefe Grubu Öğretmenliği Bölümünün kadrosunda yer almış ve

    2003 yılında Maltepe Üniversitesine geçmiştir. Felsefe Bölümü kurulduğunda da bir süre Bölümün kadrosunda

    yer almış, daha sonra Psikoloji Bölümüne yeniden geçmiştir. 50 Sevgi İyi’nin Yüksek Lisans ve Doktora Danışmanı: İoanna Kuçuradi. 51 İoanna Kuçuradi İstanbul Üniversitesinden ayrıldıktan sonra bir süre (1965-1968) Atatürk Üniversitesinde

    çalışmış, daha sonra Hacettepe Üniversitesine geçmiştir.

  • 11

    Mengüşoğlu’nun danışmanlığında tamamlayan (1965), 1965-1968 arasında Erzurum Atatürk

    Üniversitesinde bulunan, 1969’da Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümünü kuran İoanna

    Kuçuradi’nin de Maltepe’ye katılmasıyla, Türkiye Felsefe Kurumunun Yönetim Kurulu

    üyelerinin çoğunluğu burada toplanmış oldu. Ardından Kurtul Gülenç’in52 Kaan Özkan’ın53 ve

    Dilek Arlı Çil’in54 aramıza katılması; daha sonrasında da Zekiye Kutlusoy’un55 çok farklı bir

    geleneğin temsilcisi olarak çeşitliliği artırmak amacıyla Bölümde yer alması, Muttalip

    Özcan’ın56 Hacettepe geleneğinden gelmesi, Güncel Önkal’ın57 İstanbul Üniversitesi-ODTÜ

    geleneklerini harmanlayarak bir felsefi duruş geliştirmesi, Cenk Özdağ, Utkan Atbakan, Özgür

    Demirci…

    Felsefe Bölümü kurulduğu 2004 yılından başlayarak, hem Fakülte içinde hem de

    Üniversite içinde her zaman ya yeniliklerin başlatıcısı oldu ya da yeni bilimsel, kültürel,

    kurumsal girişimlerin destekçisi oldu.58 Bunlardan da ayrıntılı olarak söz etmek gerekirse, 2001

    yılından itibaren başlatılan ve 2009 yılına kadar kesintisiz bir biçimde sürdürülen “Ben

    İnsanım” başlıklı insan hakları çalışmaları,59 Maltepe Üniversitesi Rektörlüğünce başlatılan

    “Maltepe Toplantıları”, 60 Maltepe İlçesi İnsan Hakları Kuruluna üye olunması, 61 İstanbul

    52 Kurtul Gülenç’in Yüksek Lisans Tezinin Danışmanı Zeynep Davran, Doktora Danışmanı ise Kurtuluş

    Dinçer’dir. 53 Kaan Özkan’ın Yüksek Lisans Tezinin Danışmanı Sinan Özbek, Doktora Danışmanı ise Sabri

    Büyükdüvenci’dir. 54 Dilek Arlı Çil’in tez danışmanı Yıldız Silier’dir. 55 Zekiye Kutlusoy’un tez danışmanı ise Teo Grünberg’dir. 56 Muttalip Özcan, yüksek lisans ve doktora tezinin danışmanı, Harun Tepe’dir. 57 Güncel Önkal, yüksek lisans danışmanı Gülnihal Küken, doktora danışmanı Ayhan Sol’dur. 58 Üniversitelerin Ortaçağın icadı olduğu savını içtenlikle benimseyen Betül Çotuksöken, AB Eğitim

    Programlarının Maltepe Üniversitesinde yer almasına, Üniversitenin, o zamanki adıyla “Sokrates Genel Eğitim

    Programı”na eklemlenmesine büyük katkı verdi. Bu konudaki ilk toplantı Üniversitede 21.05.2003’te yapıldı.

    Maltepe Üniversitesi, AB Eğitim Programlarına katılan ilk 65 Türk üniversitesi arasında yer aldı. 59 Betül Çotuksöken, İstanbul Üniversitesinde bulunduğu yıllarda, Türkiye Felsefe Kurumunun üyesi olarak,

    İoanna Kuçuradi’nin de teşvikiyle, insan hakları bağlamında çok sayıda çalışmaya katılmıştı. Bu birikimle Maltepe

    Üniversitesine gelen Çotuksöken, insan hakları konusundaki çalışmalarını artırarak sürdürdü. 2001 yılının

    başlarında Pendik Kaymakamlığının ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Pendik Şubesinin katkılarıyla

    düzenlenen insan hakları eğitim çalışmaları başlatıldı. Bu çalışmalar zamanla iyice olgunlaştı ve 2005 yılında

    Maltepe Üniversitesi Rektörlüğüyle Pendik Kaymakamlığı ve Pendik’teki Sivil Toplum Kuruluşları arasında

    imzalanan bir anlaşmanın sonucunda “Ben İnsanım” başlıklı insan hakları eğitimi projesi başlatıldı. Bu çalışmalar

    2009 yılına kadar sürdü. . 60 Güncel konuların ele alındığı bir dizi toplantının ortak adı. Toplumun kanaat önderlerinin konuşmacı olarak

    katıldığı bu toplantılar, her zaman kamuoyunun ilgisini çekti ve Rektörlüğün düzenlediği bu toplantıları, Felsefe

    Bölümü her zaman destekledi ve hep içinde yer aldı. 61 Betül Çotuksöken 2005 yılında Maltepe İlçesi İnsan Hakları Kuruluna üye oldu. Aynı yıl, Maltepe İlçesinde görev yapan 18 muhtara toplam olarak 18 saatlik insan hakları eğitimi verdi. Maltepe İlçesinde Belediye

    Zabıtasına, Emniyet Müdürlüğü mensuplarına, sağlık çalışanlarına çok sayıda eğitim semineri verildi. Ayrıca

    çevredeki cezaevlerinde (Kartal, Maltepe, Ümraniye) hem insan hakları konusunda hem de felsefe konusunda

    birçok çalışma yapıldı. Bunlardan en ilginç olanı, Betül Çotuksöken’in dzenlediği, İoanna Kuçuradi ve Sevgi

    İyi’nin de ders verdiği Maltepe Ceza ve İnfaz Kurumu Açık Cezaevi Felsefe Atölyesi oldu (2009). 2010 yılında

    Maltepe Kent Konseyi Kadın Meclisiyle ortaklaşa felsefe çalışmaları yapıldı. Aynı yılın sonlarına doğru, Maltepe

    Belediyesi Yılmaz Mızrak Kültür Merkezinde “Maltepe Felsefe Atölyesi” düzenlendi (09.10.2010-25.12.2010)

  • 12

    Bilim-Sanat Merkezine, 62 Sultanbeyli İlçe Millî Eğitim Müdürlüğüne 63 yapılan katkılar,

    Düşünme Eğitimi çalıştayları64 sayılabilir.

    Bu belirlemelerden sonra kısaca şunları söylemek olanaklı: Maltepe Üniversitesi İnsan

    ve Toplum Bilimleri Fakültesi 65 Felsefe Bölümü, farklı felsefe geleneklerinin, felsefi

    kurumsallaşmaların ortamı olarak Türkiye’deki felsefe bölümleri arasında yerini alıyor. Bölüm

    insan kaynağının yanı sıra şu çerçevelere de tanıklık ediyor: İnsan Hakları Araştırma ve

    Uygulama Merkezinin kurulması, 66 Nermi Uygur Kitaplığının kurulması, 67 2007 yılında

    Doktora Programının açılması,68 2012 yılında da Felsefi Danışmanlık Tezsiz Yüksek Lisans

    Programının açılması; ilk doktora mezunlarının 30 Aralık 2011 günü yapılan sözlü sınavda

    verilmesi, Maltepe Üniversitesi için de tarihi bir gündü.69 Yapılan tezler.70 Felsefe Kulübünün

    yukarıda özetlenen çalışmaları, ortak olarak yayımlanan kitaplar,71 Maltepe Üniversitesi Fen-

    Edebiyat Fakültesi Dergisi.72 Felsefe Bölümü, baştan beri kuruluşuna öncülük ettiği İnsan

    Hakları Araştırma ve Uygulama Merkeziyle çok sayıda ortak çalışma yaptı ve yapmayı da

    62 İstanbul Bilim Sanat Merkezi mentörlerine çok sayıda seminer verildi. 63 Sultanbeyli İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün talebi üzerine, öğretmen eğitimi yapıldı. 64 2004 yılında Türkiye Felsefe Kurumunun düzenlediği “Türkiye’de Felsefe Eğitimi” konulu üç günlük

    çalışmanın sonucunda, o zamanki okul sistemi uyarınca, sekiz yıllık temel eğitimin ikinci basamağına 6., 7., 8.

    sınıflarına “Düşünme Eğitimi” adı altında seçmeli bir ders konulmuştu. Bu ders halen yeni sistemde de yerini almış

    durumda. O yıllarda Maltepe Üniversitesi Felsefe Bölümü konuyla yakından ilgilendi ve konunun okullardaki

    uygulamasına doğrudan katkı verdi, uygulama çalışmaları yaptı. Betül Çotuksöken, Sevgi İyi, Ahu Tunçel, Berna

    Kayra ve Bergen Coşkun’un da içinde yer aldığı çalışmaların sonucu bir makalede yayımlandı: Betül Çotuksöken,

    “Düşünme Eğitimi Üzerine”, Gençliğin İzdüşümü. Nilüfer Tapan Armağanı, Yayına Hazırlayan: Nilüfer

    Kuruyazıcı, İstanbul Multilingual Yayınları, 2008, ss. 329-340. Üniversite 2006 ve 2007 yılında bu konuda iki

    çalıştay düzenledi. Ayrıca bkz. Ek: 5. 65 Fakültenin adı 08.04.2016 tarihinde “İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi” olarak değiştirildi. 66 İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezinin kuruluşu için Senatoya Betül Çotuksöken öneride bulundu

    ve öneri 23.11.2004’te kabul edildi. Merkezin kuruluşu, yönetmeliğin Resmî Gazete’de 09.12.2005’te

    yayımlanmasıyla tamamlandı. Merkezi akademik kadro olarak Felsefe Bölümü doğrudan dopruya

    desteklemektedir. Merkezin ilk müdürü Sevgi İyi’dir; İoanna Kuçuradi’nin Felsefe Bölümüne katılmasından

    sonra, müdürlük görevi kendisine verilmiştir ve Sevgi İyi de Müdür Yardımcısı olarak Merkezde çalışmaya

    başlamıştır. Halen, Muttalip Özcan ve Bergen Coşkun Özüaydın. Merkezde görevlendirilen felsefecilerdir. Sosyal

    Bilimler Enstitüsünde İnsan Hakları Anabilim Dalının kurulmasıyla, 2006-2007 Eğitim-Öğretim yılından itibaren

    tezli-tezsiz yüksek lisans programları başlatılmıştır. Programda, yukarıda adı geçen öğretim üyelerinin dışında

    Betül Çotuksöken de ders vermektedir. 67 11.03.2006 günü yapılan Prof. Dr. Nermi Uygur Kitaplığının açılışında bir anma toplantısı da düzenlenmiştir.

    Bu toplantıda açış konuşmasını zamanın Rektörü Prof. Dr. Aytekin Berkman yaptı. Kitaplığın açılışı vesilesiyle

    düzenlenen oturumun başkanı Yusuf Çotuksöken, konuşmacılar ise Betül Çotuksöken, Ahmet İnam ve Bertan

    Onaran’dı. Ayrıca, editörlüğünü Betül Çotuksöken, Yusuf Çotuksöken ve Kaan Özkan’ın yaptığı, Yaza Yaşaya.

    Nermi Uygur’un Anısına başlıklı bir kitap (İstanbul: Maltepe Üniversitesi Yayınları, 2006) yayımlandı. 68 “Felsefe Anabilim Dalı Doktora Programı” Maltepe Üniversitesinde açılan ve ilk mezun veren doktora

    programıdır. 69 Meriç Bilgiç, Serhat Tuna, ayrıntılı bilgi için bkz.: Ek: 6 70 Yüksek Lisans Tezlerinin, Doktora Tezlerinin ve Tezsiz Yüksek Lisans Mezuniyet Projelerinin tümü için bkz.:

    Ek: 6 71 İki ortak yayın: Betül Çotuksöken-Sevgi İyi, Kimi(N)için Felsefe?, İstanbul: Heyamola Yayınları, 2006; Betül

    Çotuksöken-Ahu Tunçel, Bilgi Felsefesi. İstanbul: Heyamola Yayınları, 2010. 72 2002’de yayımlanmaya başlayan Maltepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi, kısa bir süre içinde ilkin

    “Philosopher’s Index”e ardından da “Ebscohost”a girmeyi başardı. Dergiye Felsefe Bölümü mensuplarından Betül

    Çotuksöken, Ahu Tunçel ve Güncel Önkal Yazı İşleri Müdürü ve Editör olarak destek verdiler.

  • 13

    sürdürüyor. Bunlardan birkaçı şöyle sıralanabilir: 2009 yılında Merkezin öncülüğünde yapılan

    “İnsan Haklarında İlk Adım: Ben Yapmam” 73 İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama

    Merkeziyle ortak çalışmalar halen sürüyor. Ayrıca, 2008-2010 yılları arasında yapılan İoanna

    Kuçuradi Belgeseli 74 özellikle anılmaya değer; kitap fuarı çalışmaları, 75 belediyelerle

    işbirlikleri, 76 Türkiye Felsefe Kurumuyla birlikte yapılan çalışmalar kapsamında yer alan

    İstanbul Seminerleri,77 Felsefe Bölümünün, felsefenin pratiğini yalnızca üniversitenin duvarları

    arasında tutmadığını çok iyi bir biçimde görüyoruz. Bu ileri sürüşün kanıtını bize en iyi şekilde

    yansıtan göstergelerden biri de farklı sektörlerle yapılan felsefe çalışmalarıdır ya da başka bir

    deyişle, farklı sektörlerle felsefe bağlamında sağlanan buluşmalardır. Burada iki farklı örneği

    belirtmekle yetineceğim: UNESCO78 örneği ve Braas Çatı Sistemleri örneği.79

    Ülkemizde yapılan felsefe çalışmalarının öznelerine değer vermeyi baş ödev edinen

    Felsefe Bölümü, İoanna Kuçuradi’nin 80. yaşını kutladı. Kutlama sırasında değerli Hocamızla

    ilgili bir oturum da düzenlendi.80

    73 2001-2009 yılları arasında gerçekleştirilen “Ben İnsanım” insan hakları eğitim projesinin devamı gibiydi sanki

    bu başlık: “Ben İnsanım-Ben Yapmam”. İoanna Kuçuradi’nin yürütücülüğünde yapılan projede Felsefe

    Bölümünün öğrencileri de doğrudan yer aldılar. 74 Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şahin Karasar’ın yapımcılığını, Doç. Dr. Celal Oktay Yalın’ın

    yönetmenliğini ve Prof. Dr. Betül Çotuksöken’in de danışmanlığını üstlendiği “Başkaldırıdan Felsefeye: İoanna

    Kuçuradi Belgeseli”, felsefenin Türkiye’deki serüvenine ışık tutan ender çalışmalardan biridir. Belgeselin ilk

    gösterimi, 05.07.2010 yılında Maltepe Üniversitesi Ahmet Adnan Saygun Konferans Salonunda yapıldı. 75 Felsefe Bölümü TÜYAP fuarlarında zaman zaman yer aldı: Bunlardan sonuncusunda Felsefe Bölümünün

    katkısı çok büyük oldu. (35. TÜYAP Kitap Fuarı). İoanna Kuçuradi’nin “Onur Yazarı” olması ve ana izleğin

    “Felsefe” olması, son derece önemliydi. Felsefe Bölümünün mensupları bu fuarda çok sayıda çalışmaya katıldılar;

    Türkiye Felsef Kurumunun çalışmalarında ve uluslararası çerçevede yapılan çalışmalarda katkılı oldular. Ayrıntılı

    bilgi için bkz.: 35. TÜYAP Kitap Fuarı Programı. 76 Felsefe Bölümü kamu kurumlarıyla ve özellikle belediyelerle çok sayıda ortak çalışma yapmıştır ve yapmayı

    sürdürmektedir. Ek: 7 77 Bkz.: Ek: 8 78 Maltepe Üniversitesi UNESCO Felsefe ve İnsan Hakları Kürsüsü, İoanna Kuçuradi’nin katkılaryla 2009 yılında

    kuruldu. Bölüm öğretim üyeleri adı geçen kürsüde çalışmalara katılmaktalar. Ayrıca UNESCO Türkiye Millî

    Komisyonunun 25 Dönem çalışmalarına Maltepe Üniversitesi Felsefe Bölümünden üç öğretim üyesi katıldı

    (İoanna Kuçuradi: Felsefe İhtisas Komitesi Üyesi, İnsan Hakları Komitesi Başkanı; Betül Çotuksöken: Felsefe

    İhtisas Komitesi Üyesi; Sevgi İyi: İnsan Hakları Komitesi üyesi). 79 Felsefe Bölümü farklı sektörlerle yaptığı çalışmalarla da adını duyurdu. Bu kapsamda Braas Çatı Sistemleriyle

    şu çalışmalar yapıldı: “İş Dünyasında Etik ve İnsan Hakları Sorunları Sempozyumu”. Bu çalışma, işbirliğine her

    zaman önem veren bir anlayışla, İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkeziyle birlikte 08.12.2011 tarihinde

    yapıldı. Yine Bölümle Merkez, aynı başlıkla, Braas Çatı Sistemlerinin Gebze’deki fabrikasında, üst düzey

    çalışanlarına 03.10.2011-06.02.2012 tarihleri arasında 36 saatlik bir sertifika programı düzenledi. Sertifika

    eğitimini İoanna Kuçuradi ve Betül Çotuksöken birlikte verdiler. Çalışma, yoğun ve kısa süreli olmak üzere Eylül

    2012’de bu kez satış elemanları ve bayiler için düzenlendi. Yine aynı şirketle birlikte, aynı zamanda Mimarlık ve

    Tasarım Fakültesiyle de işbirliği içinde, 23.12.2013’te Maltepe Üniversitesinde “Mimarlık ve Felsefe: Mimarlığı

    Yeniden Düşünmek” başlıklı bir sempozyum düzenlendi. 80 10.12.2016 günü yapılan kutlamada Türkiye’de şu sırada felsefeyi temsil eden çok sayıda kişi yer aldı ve

    felsefenin tininin gerçekten Maltepe Üniversitesinde yer aldığı, dünya felsefesine ne denli güçlü bağlarla

    eklemlendiği bir kez daha gösterilmiş oldu. Özellikle Yusuf Örnek’in bu bağlamdaki konuşması, Türkiye’deki

    felsefenin soyağacını bir kez daha açıkça gözler önüne seriyordu.

  • 14

    Sonuç olarak, birikimli kişilerin verdiği katkılarla oluşan kurumsallaşmalar ne kadar

    hızlı bir biçimde gerçekleşiyor ve kısa zamana çok şey sığdırılabiliyor. Felsefe Bölümünün

    öznelerinin, taşıyıcılarının bilgi ve deneyim birikimini bir araya getirdiğiniz zaman, ne denli

    büyük zenginliğin ortaya çıktığı açıkça anlaşılıyor; bu birikim, yüzyıllara ulaşıyor, düz bir yıl

    hesabıyla. Bu durum, başka bir deyişle genç kurumları birdenbire olgun, birikimli, deneyimli

    kurumlar haline getiriyor. İşte Maltepe Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi

    Felsefe Bölümünün serüveni kişi-kurum ilişkisinin birbirini karşılıklı olarak varkılan

    yapılanışına çok iyi bir örnek oluşturduğu gibi, felsefenin Türkiye’deki serüvenine de tanıklık

    ediyor. Bölüm verdiği eğitimle, yaptığı araştırmalarla, ürettiği yapıtlarla, topluma aktardığı

    bilgi eksenli katkılarıyla, içinde barındırdığı çeşitlilikle, son derece değerli bir örnek

    oluşturuyor. Bölümde farklı felsefe anlayışları elbette yer alıyor; ancak ortak paydayı, başta

    sevgi, saygı ve güven olmak üzere, etik değerlere bağlılık, insana verilen değer, bu değere

    ilişkin bilgi oluşturuyor.

  • 15

    EKLER:

    Ek: 1

    “TÜRKİYE’DE FELSEFE” KONULU KİTAPLAR, YAZILAR: SEÇME KAYNAKÇA

    Türker Acaroğlu (1982), “Eski Harfli Türkçe Felsefe Kitapları Kaynakçası”, Yazko Felsefe

    Yazıları, 4. Kitap, İstanbul: Yazko Yayınları, ss. 184-190.

    Türker Acaroğlu (1982), “Eski Harfli Türkçe Felsefe Kitapları Kaynakçası”, Yazko Felsefe

    Yazıları, 5. Kitap, İstanbul: Yazko Yayınları, ss. 157-168.

    Bedia Akarsu (1983), “Felsefe Dili Olarak Türkçe”, Macit Gökberk Armağanı, Yazı Kurulu:

    Bedia Akarsu-Tahsin Yücel, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.

    Ümit Akca (2016), “İmal-i Fikir’ Yolunda: Tanzimat’tan Günümüze Türk Düşünürleri,

    Sosyoloji Konferansları, No: 53, ss. 483-499.

    O. Faruk Akyol-Sanem Yazıcıoğlu Öge (Eds) (2000), Türkiye Felsefe Yayınları Kaynakçası.

    Kitaplar-Makaleler, 1928-1999.

    Mehmet Alkan (1989), “Türkiye’nin İlk Felsefe Dergisi: Felsefe Mecmuası”, Tarih ve Toplum

    Dergisi, Sayı: 89, İstanbul, ss. 49-56.

    Mehmet Alkan (1990), “Bilinmeyen Bir Felsefe Dergisi: Ceride-i Felsefiye ve Bir Yahudi

    Sosyalist Bohor İsrael”, Tarih ve Toplum Dergisi, İstanbul, ss. 50-56.

    Taylan Altuğ (1989), “Türkiye’de Felsefe”, Seminer Felsefe, Özel Sayı: 6, İzmir, ss. 103-107.

    Medar Atıcı (1997), “Türkiye’de Felsefe”, Cumhuriyet Bilim Teknik Eki, 12 Temmuz 1997, s.

    4.

    Mehmet Aydın (1987), “Turkish Contributions to Philosophical Culture”, Erdem, Sayı: 4,

    İstanbul, ss. 59-85.

    Selahattin Bağdatlı (1982), “Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi”, Yazko Felsefe Yazıları,

    İstanbul: Yazko Yayınları, ss. 33-41.

    Süleyman Hayri Bolay (2002), “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türk Düşünce Tarihi”, Ankara:

    Yeni Türkiye, C. 14, ss. 515-566.

    Süleyman Hayri Bolay (Ed.) (2015), Tanzimat’tan Günümüze Türk Düşüncesi, 7 Cilt-8 Kitap,

    İstanbul: NOBEL Akademik Yayıncılık.

    F. Pınar Canevi (1990), “Felsefeye Var mıyız?”, Millî Kültür, Sayı: 73, Ankara, ss. 19-20.

    Betül Çotuksöken (1994), "État actuel du discours philosophique en Turquie", Philosophy in

    Balkan Countries Today, ed. by Myrto Dragona Monachu INSTITOYTO TOY BIBLIOY-M.

    KAPDAMITSA, AYHNA, pp. 87-95.

  • 16

    Betül Çotuksöken (1994), “Üniversitelerimizde Felsefe Bölümleri, İstanbul Üniversitesi

    Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe Kurumu Bülteni, Sayı: 1, Ankara: Türkiye

    Felsefe Kurumu Yayınları, ss. 2-3.

    Betül Çotuksöken (1995), “Üniversitelerimizde Felsefe Bölümleri, Ankara Üniversitesi Dil ve

    Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe Kurumu Bülteni, Sayı: 2, Ankara:

    Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, ss. 2-3 ve 18.

    Betül Çotuksöken (1995), “Üniversitelerimizde Felsefe Bölümleri, Hacettepe Üniversitesi

    Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe Kurumu Bülteni, Sayı: 3, Ankara: Türkiye

    Felsefe Kurumu Yayınları, ss. 2-3.

    Betül Çotuksöken (1995), “Üniversitelerimizde Felsefe Bölümleri, Orta Doğu Teknik

    Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe Kurumu Bülteni, Sayı:

    4, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, ss. 2-3.

    Betül Çotuksöken (1995), "État actuel de la philosophie en Turquie", Dodoni-Yearbook,

    Ioannina, pp. 35-50.

    Betül Çotuksöken (Ed.) (1996), Felsefe Açısından Eğitim ve Türkiye’de Eğitim, Ankara:

    Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları.

    Betül Çotuksöken (1996), “Üniversitelerimizde Felsefe Bölümleri, Atatürk Üniversitesi Fen-

    Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe Kurumu Bülteni, Sayı: 5, Ankara: Türkiye

    Felsefe Kurumu Yayınları, ss. 2-3.

    Betül Çotuksöken (1996), “Üniversitelerimizde Felsefe Bölümleri, Ege Üniversitesi Edebiyat

    Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe Kurumu Bülteni, Sayı: 6, Ankara: Türkiye Felsefe

    Kurumu Yayınları, s. 2 ve 12.

    Betül Çotuksöken (1996), “Üniversitelerimizde Felsefe Bölümleri, Boğaziçi Üniversitesi Fen-

    Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe Kurumu Bülteni, Sayı: 7, Ankara: Türkiye

    Felsefe Kurumu Yayınları, s. 2.

    Betül Çotuksöken (1996), “Türkiye’de Felsefede Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri

    Kaynakçası, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe

    Kurumu Bülteni, Sayı: 5, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, ss. 12-15.

    Betül Çotuksöken (1996), “Türkiye’de Felsefede Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri

    Kaynakçası, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe

    Kurumu Bülteni, Sayı: 6, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, ss. 11-12.

    Betül Çotuksöken (1996), “Türkiye’de Felsefede Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri

    Kaynakçası, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye

    Felsefe Kurumu Bülteni, Sayı: 7, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, ss. 15-16.

    Betül Çotuksöken (1997), “Üniversitelerimizde Felsefe Bölümleri, Çukurova Üniversitesi

    Eğitim Fakültesi Felsefe Grubu Eğitimi Bölümü”, Türkiye Felsefe Kurumu Bülteni, Sayı: 8,

    Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, s. 2 ve 9.

  • 17

    Betül Çotuksöken (1997), “Türkiye’de Felsefede Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri

    Kaynakçası, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe Kurumu

    Bülteni, Sayı: 8, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, s. 18.

    Betül Çotuksöken (1998), “Üniversitelerimizde Felsefe Bölümleri, Uludağ Üniversitesi Fen-

    Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe Kurumu Bülteni, Sayı: 9, Ankara: Türkiye

    Felsefe Kurumu Yayınları, s. 2.

    Betül Çotuksöken (1998), “Türkiye’de Felsefede Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri

    Kaynakçası, Boğaziçi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe

    Kurumu Bülteni, Sayı: 9, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, s. 12.

    Betül Çotuksöken (1999), “Üniversitelerimizde Felsefe Bölümleri, Gazi Üniversitesi Fen-

    Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe Kurumu Bülteni, Sayı: 10, Ankara:

    Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, s. 2.

    Betül Çotuksöken (1999), “Türkiye’de Felsefede Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri

    Kaynakçası, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü”, Türkiye Felsefe

    Kurumu Bülteni, Sayı: 10, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, s. 21.

    Betül Çotuksöken (2001), Felsefeyi Anlamak Felsefe İle Anlamak, (İlk basım: 1995), İstanbul:

    İnkılâp Kitabevi.

    Betül Çotuksöken (2001), Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Öğretim ve Araştırma Alanı

    Olarak Felsefe. Seçilmiş Metinlerle, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları.

    Betül Çotuksöken (2002), "Philosophy in Turkey", Jahrbuch für Bildungs-und

    Erziehungsphilosophie. 4, herausgegeben von Walter Bauer, Schneider Verlag Hohengehren

    GmbH, pp. 177-192.

    Betül Çotuksöken (Ed.) (2003), Felsefe Söyleşileri I-II, İstanbul: Maltepe Üniversitesi

    Yayınları.

    Betül Çotuksöken (2005), “L’odierno discorso filosofico in Turchia”, Traduzione dal turco a

    cura di Rıza Tunç Özben, StudidiEstetica, Bologna, pp. 237-247.

    Betül Çotuksöken-Sevgi İyi (Eds.) (2006), Kimi(N)için Felsefe?, İstanbul: Heyamola Yayınları.

    Betül Çotuksöken (2007), “Philosophy in Turkey”, in Philosophy Worldwide: Current

    Situation, Ed. Maija Küle, Riga: FISP, pp. 140-152.

    Betül Çotuksöken (2007), “Some Remarks on the Culture of Philosophy During the Republican

    Period in Turkey” The Proceedings of the Twenty-First World Congress of Philosophy, Volume

    13, Ed. İoanna Kuçuradi, Ankara: Philosophical Society of Turkey, pp. 303-311.

    Betül Çotuksöken (2010), Felsefi Söylem Nedir?, (İlk basım: 1991), İstanbul: İnkılâp Kitabevi.

    Betül Çotuksöken (2013), Felsefe: Özne-Söylem, (İlk basım: 2002), İstanbul: Notos Kitap

    Yayınevi.

  • 18

    Betül Çotuksöken-Harun Tepe (2013), Çocuklar İçin Felsefe Eğitimi, Ankara: Türkiye Felsefe

    Kurumu Yayınları.

    İbrahim Agâh Çubukçu (1983), Türk Düşünce Tarihinde Felsefe Hareketleri, Ankara: Ankara

    Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları.

    İbrahim Agâh Çubukçu (1989), Türk-İslam Düşünürleri, Ankara: Türk Tarih Kurumu

    Basımevi.

    Ömer Demircan-Aybars Erözden (1990), “Bir Dil-Felsefe Kaynakçası”, Türk Dili Dergisi,

    Sayı: 18, Ankara, ss. 38-44.

    Arda Denkel (1988), “Geleceğe Doğru Türk Felsefesi”, Argos, Sayı: 1, İstanbul, ss. 72-74.

    Arda Denkel (1997), Düşünceler ve Gerekçeler. Felsefe Yazıları I, İstanbul: Göçebe Yayınları.

    Sadettin Elibol (1991), Felsefe Konuşmaları, Ankara: Akçağ Yayınları.

    Macit Gökberk (1960), “Batı Anadolu’nun Yetiştirdiği Antik Filozoflar”, Felsefe Arkivi, Cilt:

    5, Sayı: 1, İstanbul, ss. 74-90.

    Macit Gökberk (1973), “Türkiye’de Felsefe Dilinin Gelişmesi”, Türk Dili, Sayı: 260, Ankara,

    ss. 73-85.

    Mustafa Günay (2005), Cumhuriyet Döneminde Felsefe Tarihçiliği, Ankara: Kültür ve Turizm

    Bakanlığı Yayınları.

    Mustafa Günay (Ed.) (2006), Arslan Kaynardağ’a Armağan, Türkiye’de Felsefenin

    Kurumlaşması, İzmir: İlya Yayınevi.

    Ahmet İnam (1992), “Türk Felsefi Düşüncesinin Sorunlarının Saptanabilmesi İçin Bir Model

    Önerisi”, Felsefe Dünyası, Sayı: 3, Ankara, ss. 6-10.

    Sevgi İyi (2006), Cumhuriyet Döneminde Aydınlanma ve İnsan Felsefesi Çalışmaları, İstanbul:

    Toroslu Kitaplığı.

    Osman Kafadar (2000), Türkiye’de Kültürel Dönüşümler ve Felsefe Eğitimi, İstanbul: İz

    Yayıncılık.

    İbrahim Kafesoğlu (1960), “Ortaçağ Türk İlmi ve Batı’ya Tesirleri”, Türk Yurdu, Sayı: 50, ss.

    17. 21.

    Rahmi Karakuş (1995), 1908-1933 Türkiye’de Felsefenin Kavranışı ve Bu Kavranışta Dinin

    Konumu: Felsefe Serüvenimiz, İstanbul: Seyran Kitap.

    Cüneyt Kaya (Ed.) (2009), Türkiye’de Türkçede Felsefe Üzerine Konuşmalar, İstanbul: Küre

    Yayınları.

    Abdullah Kaygı (1992), Türk Düşüncesinde Çağdaşlaşma, Ankara: Gündoğan Yayınları.

  • 19

    Abdullah Kaygı (1993), “Avrupa Fikri Bakımından Türk Düşünürlerinin Batı Kültürüne ve

    Bugünkü Batının Başka Kültürlere Bakışı”, Varlık, Sayı: 1027, İstanbul, ss. 22-27.

    Abdullah Kaygı (1998), “Hasan Ali Yücel ve Bugünkü Türkiye”, Doğumunun 100.

    Yıldönümünde Hasan Ali Yücel Sempozyumu, Bildiriler, İzmir: İzmir Üniversiteleri Öğretim

    Elemanları Derneği Yayını, ss 301-308.

    Arslan Kaynardağ (1982), “Türkiye’de Felsefenin Öyküsü”, Yazko Felsefe Yazıları, 1. Kitap,

    İstanbul: Yazko Yayınları, ss. 73-90.

    Arslan Kaynardağ (1986), Felsefecilerle Söyleşiler, İstanbul: Elif Yayınları.

    Arslan Kaynardağ (1986), “Türkiye’de Felsefe/Üniversitelerimizde Ders Veren Alman Felsefe

    Profesörleri”, Felsefe Dergisi, 86/1, İstanbul, ss. 7-32.

    Arslan Kaynardağ (1988), “Türkiye’de İlk Felsefe Dergisi ve Baha Tevfik”, Felsefe

    Tartışmaları, 4. Kitap, İstanbul, ss. 93-98.

    Arslan Kaynardağ (1992), “Türkiye’de Başlangıcından Günümüze Düşünce ve Kimi Felsefe

    Geleneklerine Kısa Bir Bakış”, Varlık, Sayı: 1020, İstanbul, ss. 42-45.

    Arslan Kaynardağ (1994), Bizde Felsefenin Kurumlaşması ve Türkiye Felsefe Kurumu’nun

    Tarihi, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları.

    Arslan Kaynardağ (1999), Kadın Felsefecilerimiz. İnceleme ve Antoloji, Ankara: Türkiye

    Felsefe Kurumu Yayınları.

    Arslan Kaynardağ (2002), Türkiye’de Cumhuriyet Döneminde Felsefe: Düşünceler, Etkinlikler,

    Filozoflar, Söyleşiler, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yayımlar Dairesi Başkanlığı,

    Cumhuriyet Kitaplığı.

    Nihat Keklik (1984), “Türk-İslam Filozoflarının Avrupa Kültürüne Etkileri”, Felsefe Arkivi,

    Sayı: 24, İstanbul, ss. 1-25.

    Nihat Keklik (1987), “Türk-İslam Filozoflarının Avrupa Filozoflarına Etkileri Konusunda Yeni

    Örnekler, Felsefe Arkivi, Sayı: 26, ss. 1-18.

    Hasan S. Keseroğlu (1986), “Açıklamalı Felsefe Yayınları Kaynakçası 1928-1984”, Felsefe

    Dergisi, 86/1, İstanbul, ss. 152-177.

    Hasan S. Keseroğlu (1986), “Açıklamalı Felsefe Yayınları Kaynakçası 1928-1984”, Felsefe

    Dergisi, 86/2, İstanbul, ss. 155-169.

    Hasan S. Keseroğlu (1987), “Açıklamalı Felsefe Yayınları Kaynakçası”, Felsefe Dergisi, Sayı:

    3, İstanbul, ss. 165-173.

    Hasan S. Keseroğlu (1989), “Felsefe Yayınları Kaynakçası”, Felsefe Dergisi, Sayı: 27, İstanbul,

    ss. 189-191.

  • 20

    Nalan Keseroğlu (1982), “Tercüme Dergisi Açıklamalı Felsefe Yazıları Kaynakçası”, Yazko

    Felsefe Yazıları, İstanbul: Yazko Yayınları, ss. 143-162.

    Taşkıner Ketenci-Cengiz Mesut Tosun (Eds.) (2014), Yükseköğretimde Felsefe Eğitimi,

    Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları.

    İoanna Kuçuradi (Ed.) (1986), Türk Felsefe Araştırmalarında ve Üniversite Öğretiminde

    Alman Filozofları, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları.

    İoanna Kuçuradi (1986), “Teaching and Research in Philosophy in Turkey”, Teaching and

    Research in Philosophy. Asia and Pacific, UNESCO, pp. 298-322.

    İoanna Kuçuradi (1993), “Turquie”, La philosophie en Europe, Paris: Gallimard/UNESCO, pp.

    467-483.

    İoanna Kuçuradi-Bülent Peker (Eds.) (1999), Elli Yıllık Deneyimlerin Işığında Türkiye’de ve

    Dünyada İnsan Hakları, Ankara: Hacettepe Üniversitesi insan Hakları ve Felsefesi Araştırma

    ve Uygulama Merkezi, UNESCO İnsan Hakları İçin Felsefe Kürsüsü, Türkiye Felsefe Kurumu.

    Mübahat Türker Küyel (1976), Türkiye’de Cumhuriyet Döneminde Felsefe Eylemi, Ankara:

    Ankara Üniversitesi Basımevi.

    Necati Öner (1956), “Tanzimattan Sonra Türkiye’de İlim ve Mantık Anlayışı”, Ankara

    Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 5, Ankara, ss. 100-135.

    Necati Öner (1967), Tanzimattan Sonra Türkiye’de İlim ve Mantık Anlayışı, Ankara: Ankara

    Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları.

    Sinan Özbek (Ed.), (1998), Felsefelogos: Cumhuriyet Türkiyesi’nde Felsefe, İstanbul: Bulut

    Yayınları.

    Ömer Naci Soykan (1993), Türkiye’den Felsefe Manzaraları, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

    Önay Sözer (1980), “Türk Felsefesi ve Felsefenin Kaynakları Sorunu”, Somut, İstanbul, ss. 1-

    4.

    Harun Tepe (1999), “Türkiye’de Etik Çalışmaları”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakütesi

    Dergisi, Cilt: 16, Sayı: 1, ss. 1-12.

    İsmail Tunalı (1973), “Cumhuriyetin 50. Yılı İçinde Estetik”, Cumhuriyetin 50. Yılına

    Armağan, İstanbul. Edebiyat Fakültesi Basımevi, ss. 223-270.

    İhsan Turgut (1976), “Türkiye’de Felsefe Eğitimi”, Eğitim Hareketleri, Sayı: 250/251, Ankara,

    ss. 8-10.

    Şafak Ural-Arzu İbişi Temelli-Filiz Didem Çoban Sarı-Nurten Öztanrıkulu Özel (Eds.) (2012),

    Türkiye’de Felsefenin Geleneği ve Geleceği, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları.

    Nermi Uygur (1974), “Türk Felsefesinin Boyutları”, Türk Dili, Sayı: 305, Ankara, ss. 1006-

    1008.

  • 21

    Nermi Uygur (2016), Türk Felsefesinin Boyutları, Bütün Eserleri I, Önsöz: Betül Çotuksöken,

    (İlk basım: 1974), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

    Hilmi Ziya Ülken (1935), Türk Feylesofları Antolojisi, İstanbul: Yeni Kitabcı.

    Hilmi Ziya Ülken (1946), İslam Düşüncesi: Türk Tefekkürü Tarihi Araştırmalarına Giriş,

    İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları.

    Hilmi Ziya Ülken (1947), “Türk Felsefe Dilinin Gelişmesi”, Felsefe Tercümeleri Dergisi, Cilt:

    1, Sayı: 1, İstanbul, ss. 135-143.

    Hilmi Ziya Ülken (2013), Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, 2 cilt, (İlk baskı 1966), İstanbul:

    İş Bankası Kültür Yayınları.

    Hilmi Ziya Ülken (2017), Türk Tefekkürü Tarihi, 2 cilt (İlk basım: 1933-1934), İstanbul: Yapı

    Kredi Yayınları.

    Ek: 2

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ: Maltepe Üniversitesinin kurucu vakfı olan İstanbul Marmara

    Eğitim Vakfıyla (İMEV) işbirliği içinde sürdürülen bu etkinlik, 2017 yılında 17. yılını

    tamamladı. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda şu konular yer aldı:

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 1: TEMEL YAKLAŞIMLAR-KAVRAMLAR-SORUNLAR

    (03.04.2001-29.05.2001)

    Betül Çotuksöken: “Yapı ve İşlev Kavramları Açısından Felsefe”

    Betül Çotuksöken: “Eskiçağda (Antikçağ) Felsefe”

    Betül Çotuksöken: “Akıl ve İnanç, Felsefe ve Tanrıbilim”

    Tüten Anğ: “İnsan felsefesi”

    İoanna Kuçuradi: “Etik ve Etikler”

    İsmail Tunalı: “Estetik”

    Tüten Anğ: “Ontoloji”

    Afşar Timuçin: “Modern Düşünceye Giriş”

    Gürol Irzık: “Bilim Felsefesi Nereye Gidiyor?”

    Betül Çotuksöken: “Dil Felsefesine Giriş”

    Betül Çotuksöken: “Bilgi Üzerine Birkaç Söz”

    Betül Çotuksöken: “Türkiye’de Felsefe”

  • 22

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 2: EĞİTİM VE KÜLTÜR FELSEFESİ, 2003’E DOĞRU81

    (06.04.2002-25.05.2002)

    Betül Çotuksöken: “Felsefe Açısından Eğitim ve Kültür Kavramları”

    Betül Çotuksöken: “Ütopyalar ve Eğitim”

    Sevgi İyi: “Çağdaş Açılımlarıyla Kültür Kavramı ve İoanna Kuçuradi”

    İsmail Demirdöven: “Çağdaş Açılımlarıyla Eğitim Kavramı”

    Tüten Anğ: “Felsefi Antropoloji Açısından Eğitim ve Kültür”

    Betül Çotuksöken: “Küreselleşme ve Kültür”

    Mücella Uluğ: “Barış Kültürü”

    Betül Çotuksöken: “Eğitim ve Kültür Filozofu Olarak Nermi Uygur”

    Nermi Uygur: “Yetişim Sözleri”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 3: ETİK (05.04.2003-31.05.2003)

    Betül Çotuksöken: “Etik Nedir?”

    Betül Çotuksöken: “Felsefe Tarihinde Etik”

    Şefik Görkey: “Günümüzde Tıp Etiğinin Gelişimi”

    Sevgi İyi: “İoanna Kuçuradi’nin Felsefi Söyleminde Değer Problemi ve Etik”

    Harun Tepe: “Meslek ‘Etikler’i: Temelleri ve Sorunları”

    Doğan Özlem: “Ahlakta, Hukukta ve Siyasette Özgürlük Kavramı Üstüne”

    Kaan H. Ökten: “Günümüzde Siyasetbilim-Etik İlişkisinin Ana Hatlarına Bakış

    Mücella Uluğ: “Psikoloji ve Etik”

    Betül Çotuksöken: “Dünya Sorunları Karşısında Etik”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 4: İNSAN HAKLARI (03.04.2004-29.05.2004)

    İbrahim Ö. Kaboğlu: “Eksen Kavramlar”

    İoanna Kuçuradi: “Etik İlkeler ve Hukukun Temel İlkeleri Olarak İnsan Hakları

    Betül Çotuksöken: “İnsan Haklarının Korunmasının Önündeki Engel: Ayırımcılık”

    Zeynep Direk: “Cinsel/Cinsiyetli Hakların Felsefi Temelleri”

    Güney Haştemoğlu: “Çocuk Hakları Nedir, Nasıl Korunur?”

    Sinan Özbek: “Yeni Irkçılık”

    Ahu Tunçel: “İnsan Hakları ve Yurttaş Hakları”

    Abdullah Dinçkol: “İnsan Hakları ve Küreselleşme”

    81 21. Dünya Felsefe Kongresiyle bağlantılı kılmak üzere, hazırlanan afişte “2003’e doğru” logosuna da yer verildi.

  • 23

    Betül Çotuksöken: “İnsan Haklarının Korunmasında En Önemli Boyut: Eğitim”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 5: SİYASET FELSEFESİ (02.04.2005-28.05.2005)

    Betül Çotuksöken: “Siyaset Felsefesi: Kavramlar, Sorunlar, Sorular”

    Ahu Tunçel: “Özgürlüğün Üç Yüzü: ‘Siyasal Özgürlük” Sorununa Çağdaş Yaklaşımlar”

    Kurtul Gülenç: “Bir Mit Olarak Aydınlanma: Aklın Diyalektiğine Negatif Bir Bakış”

    Tüten Anğ: “Siyaset ve Etik”

    Örsan K. Öymen: “Karl Marx ve Sosyal Demokrasi”

    Ali Vahit Turhan: “Bir Pratik Felsefe Olarak Siyaset Felsefesi”

    Mustafa Günay: “Değerler Bağlamında Siyaset Mümkün müdür?”

    Erdal İnönü: “Gelecek İçin Umutluyum”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 6: HUKUK FELSEFESİ (01.04.2006-27.05.2006)

    Betül Çotuksöken: “Hukuk Felsefesi: Kavramlar, Sorunlar, Sorular”

    Ahu Tunçel: “Terazinin İki Kefesi: Devlet Hukuku-Hukuk Devleti”

    Gülriz Uygur: “Hukuk Kavramı: Normların Türetilmesi ve Geçerliliği Ayrı Sorunlar mıdır?

    İnsan Hakları Bakımından Bir Değerlendirme”

    Niyazi Öktem: “Hukuk Felsefesinin Önemi”

    Ahmet Ulvi Türkbağ: “Hart-Dworkin Tartışmasının Ana Hatları”

    Ömer Yörükoğlu: “Hukuk Felsefesi ve Felsefe”

    Mehmet Moğultay: “Hukuk-Demokrasi İlişkisi”

    Hayrettin Ökçesiz: “Sivil İtaatsizlik”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 7: İNSAN FELSEFESİ (07.04.2007-26.05.2007)

    Betül Çotuksöken: “İnsan Felsefesi: Kavramlar-Sorunlar”

    Tolunay Kolankaya: “Antropoloji”

    Sevgi İyi: “Dünden Bugüne İnsan ve İnsan Felsefesi”

    Kurtul Gülenç: “Marx ve İnsan Doğası”

    Uluğ Nutku: “İnsan Varlığı ve Çelişkileri”

    Tüten Anğ: “İnsan Felsefesi Felsefenin Temel Disiplini Olabilir mi?”

    Mustafa Günay: “Tarihsel Bir Özne Olarak İnsan”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 8: BİLGİ VE BİLİM FELSEFESİ (03.04.2008-21.05.2008)

    Betül Çotuksöken: “Bilgi Felsefesi Nedir? Neden Önemlidir?”

  • 24

    Kaan Özkan: “Hegel’de Fenomenal Bilgi ve Felsefe”

    Kurtul Gülenç: “Marx’ta Bilim ve İdeoloji”

    Erkut Sezgin: “Bilim İdeolojisi’nin Çözümlemesi Olarak ‘Bilgi’ Kavramı ve Bilim

    Felsefesi”

    Bahattin Akşit: “Kuhn’dan Lakatos’a 'Bilimsel Araştırma Programı' Kavramı”

    Cemal Güzel: “Postmodern Bilim Anlayışının Olumsuz Sonuçları”

    Tüten Anğ: “Bilim Felsefesi ve Felsefi Antropoloji”

    Dilek Arlı Çil: “Bilgide Kesinlik Arayışı”

    Meral Erdoğan: “Mimarlıkta Bilgi ve Bilim Felsefesi”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 9: VARLIK FELSEFESİ (04.04.2009-30.05.2009)

    Betül Çotuksöken: “Varlık Felsefesinde Yeni Bir Açılım: Antropontoloji

    Tüten Anğ: “Varlık Felsefesinin Temel Sorunları”

    İoanna Kuçuradi: “Varlık ve Çeşitleri”

    Sevgi İyi: “Ontoloji ve Öz Ontolojisi”

    Kurtul Gülenç: “Gadamer ve Felsefi Hermeneutik”

    Kaan Özkan: “Yaşam Dünyasında Yönelimsel Bir Varlık”

    Abdullah Kaygı: “Ontolojik Olanak Kavramı ve İnsan Dünyası”

    Ahu Tunçel: “Zoon Politikon’un Ontolojisi”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 10: TARİH FELSEFESİ ( 03.04.2010-29.05.2010)

    Betül Çotuksöken: “Tarih Felsefesi: Kavramlar, Sorular, Sorunlar”

    Kurtul Gülenç: “Tarih, Şiddet ve Politika”

    Mustafa Günay: “Cumhuriyet Döneminde Tarih Kavramına Yönelik Felsefi Tartışmalar”

    Ahu Tunçel : “Siyasetin Yöntemi Olarak Tarih: Colligwood’tan Cambridge Okuluna”

    Kubilay Aysevener: “Tarihsel Bilgi Sorunu”

    Doğan Özlem: “Tarih Felsefesi”

    Kurtuluş Dinçer: “Tarihe Bakmanın Yolları”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 11: DİL FELSEFESİ (02.04.2011-28.05.2011)

    Betül Çotuksöken: “Dil Felsefesi: Temel Kavramlar, Sorunlar”

    Dilek Arlı Çil: “Varlığın Evi Dil”

    Dilek Arlı Çil: “Tasarımdan Dil Oyunlarına Wittgenstein”

    Serhat Tuna: “Söz Edimleri Kuramları: J. L. Austin-J. R. Searle”

  • 25

    Veysel Kılıç: “Dilin İşlevleri”

    Kurtul Gülenç: “Adorno’da Dil ve Sanat”

    Betül Çotuksöken: “Nermi Uygur ve Dil Felsefesi”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 12: SANAT FELSEFESİ (07.04.2012-26.05.2012)

    Betül Çotuksöken: “Sanat Felsefesi: Temel Kavramlar, Sorunlar, Sorular”

    Kurtul Gülenç: “Büyüsü Bozulan Dünyada Sanat ve Teori”

    Kaan Özkan: “Anayurt Oteli’nde Yıkılan Özne”

    Güncel Önkal: “Estetik ve Özgürlük”

    Dilek Arlı Çil: “Heidegger’de Sanat ve Hakikat”

    Sevgi İyi: “Heidegger ve Şiir Sanatının Önemi”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 13: METAFİZİK NEDİR? NE DEĞİLDİR? (06.04.2013-

    25.05.2013)

    Betül Çotuksöken: “Metafizik ve Kavramları”

    Kaan H. Ökten: “Heidegger ve Metafizik”

    Uğur Ekren: “Brentano ve Meinong’da Metafiziğin Yeri”

    Kaan Özkan: “Beden Metafiziği”

    Zekiye Kutlusoy: “Analitik Felsefe Geleneğinin Metafizik Karşıtlığı”

    Güncel Önkal: “Metafizik ve Evrim”

    Sevgi İyi: “Çağımızda Metafizik Sorunu”

    Muttalip Özcan: “Aristoteles ve Metafizik”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 14: “Aydınlanma ve Akıl” (05.04.2014-31.05.2014)

    İoanna Kuçuradi: “Modernite, Aydınlanma ve Bir Dünya Görüşü Olarak Bilim”

    Muttalip Özcan: “Yeni Bir Aydınlanma Fikri”

    Besim Dellaloğlu: “Eleştirel Açıdan Aydınlanma”

    Güncel Önkal: “Tragedya ve Akıl”

    Ahu Tunçel: “Eleştiri Ekseninde Aydınlanma ve Demokrasi”

    Mustafa Günay: “Cumhuriyet Döneminde Aydınlanma Kavramı ve Aydınlanmacı Felsefe

    Geleneği”

    Taşkıner Ketenci: “Aydınlanmanın Aklı Kimin Aklı?”

    Betül Çotuksöken: “Aydınlanma Yeniden: Antropontolojik Aydınlanma”

  • 26

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 15: MODERNİTE-POSTMODERNİTE (04.04.2015-30.05.2015)

    Betül Çotuksöken: “Modernite ve Postmodernite Nedir? Ne Değildir?”

    Güncel Önkal: “Post-modern Doğum, Postmodern Ölüm”

    Kurtul Gülenç: “Postmodernizmin Gözüyle ‘Aydınlanmanın Diyalektiği’ni Okumak”

    İoanna Kuçuradi: “Modernizm-Postmodernizm Tartışması Çerçevesi İçinde Rasyonalite ve

    Rasyonaliteler”

    Dilek Arlı Çil: “Heidegger’in Modern Sanat Eleştirisi”

    Bergen Coşkun: “Modern mi? Postmodern mi? Duyguların Fenomenolojisi”

    Ahu Tunçel: “Postmodern Zamanlarda Siyaset”

    Muttalip Özcan: “Nietzsche ve Derrida: Hakikat ve Değer(ler)”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 16: FENOMENOLOJİ: “ŞİMDİ VE BURADA” (02.02.2016-

    28.05.2016)

    Betül Çotuksöken: “Fenomenoloji Üzerine”

    Mesut Keskin: “Fenomenolojide Güncel Sorunlar”

    Erkut Sezgin “’Arke-Yazım’ Olarak Fenomenoloji”

    Kaan Özkan: “Nöroplastisite ve Varoluşçu Fenomenoloji”

    Berrak Coşkun: “Nermi Uygur’da ‘Başkasının Ben’i Sorunu’ ve Husserl”

    Güncel Önkal: “Kültürün Fenomenolojisi”

    Uğur Ekren: “Husserl’in Erken Dönem Fenomenolojisi”

    Harun Tepe: “’Yönelimsellik’ten ‘Yaşam Dünyası’na E. Husserl Fenomenolojisi Üzerine

    Düşünmek”

    FELSEFE SÖYLEŞİLERİ 17: TEKNOLOJİ VE FELSEFE (01.04.2017-27.05.2017)

    Betül Çotuksöken: “Antropontolojik Açıdan Teknik ve Teknoloji”

    Durmuş Günay: “Teknikten Teknolojiye, Teknolojinin Neliği”

    Kurtul Gülenç: “'Tek Boyutlu İnsan'dan 'Alternatif Modernite'ye: Eleştirel Teori'de Teknoloji

    Soruşturması ve Özgürleşim Problemi”

    Sevgi İyi: “Teknik ve Teknoloji”

    Güncel Önkal: “Özne 3.0”

    Kozan Demircan: “Teknoloji Felsefesi: Üstün İnsandan Aşkın İnsana Tekillik Serüveni”

    Zekiye Kutlusoy: “Bilim Felsefesi Açısından Teknoloji”

    Dilek Arlı Çil: “Teknolojinin Ürünü Hız Çağında İnsan”

  • 27

    Muttalip Özcan: “’Tekhne’den Teknolojiye İnsanın Eseriyle İmtihanı”

    EK: 3

    MALTEPE ÜNİVERSİTESİ

    SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

    FELSEFE ANABİLİM DALI

    TEZLERDEN/MEZUNİYET PROJELERİNDEN ÜRETİLEN MAKALELER VE

    KİTAPLAR

    Yüksek Lisans:

    1- Ali Bulunmaz (2005), “Albert Camus’nün İnsan Anlayışı”, Maltepe Üniversitesi Fen-

    Edebiyat Fakültesi Dergisi, ss. 5-42.

    2- Ferzan Durul (2005), “İnsan Hakları Nedir?”, Maltepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi

    Dergisi, ss. 43-70.

    3- Mefaret Naz Öyken (2005), “Küresel Toplumda Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılandırılması

    Süreci”, Maltepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi, ss. 71-88.

    4- Yasemin Çelik (2005), “Ernst Cassirer’in Aydınlanma Felsefesi”, Maltepe Üniversitesi Fen-

    Edebiyat Fakültesi Dergisi, ss. 89-118.

    5- Sinem Aksun Kılıç (2006), “Kültürel Psikolojinin Felsefi Temelleri”, Maltepe Üniversitesi

    Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi, ss. 5-38.

    6- Eda Ülgen Kaya (2006), “Basın Etiği”, Maltepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi

    Dergisi, ss. 39-60.

    7- Serhat Tuna (2006), “Vygotsky ve Piaget’nin Düşünme ve Dil İlişkisi Bağlamında

    Karşılaştırılması”, Maltepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi, ss. 61-75.

    8- Mehmet Akkaya (2006), “Nermi Uygur’un Felsefe Anlayışı: Bölük-Pörçük

    Felsefe”, Maltepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi, 79-102.

    9- Ferzan Durul (2008), Küreselleşme ve İnsan Hakları, İstanbul: Toroslu Kitaplığı.

    10- Mehmet Akkaya (2008): “Dil ve Kültür Bağlamında Nermi Uygur’un Felsefe

    Anlayışı”, İnsancıl, Sayı: 210, Ocak 2008, ss. 15-23; Sayı: 211, Şubat 2008, ss. 15-24; Sayı:

    213, Nisan 2008, ss. 21-27; Sayı: 215, Haziran 2008, ss. 27-33; Sayı: 217, Ağustos 2008, ss.

    17-21; Sayı: 218, Eylül 2008, ss. 38-43; Sayı: 219, Ekim 2008, ss. 32-37; Sayı: 221, Aralık

    2008, ss. 38-42.

    11- Mehmet Akkaya (2011), “II. Bölüm: Dil ve Kültür Bağlamında Nermi Uygur’un Felsefe

    Anlayışı”, Filozofça. Dil Felsefesi, İstanbul: Belge Yayınları, ss. 95-187.

    12- Hâle Seval (2013), “Bir Dizi Anlamsız Kartpostal. Şavkar