TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli...

177
.r:1. ANTALYA ı•6-ı HAZIRAN: 2008 TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô i INFAZ HUKUKU OZEL DUPUMDAKI

Transcript of TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli...

Page 1: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

.r:1.ANTALYA ı•6-ı HAZIRAN : 2008

TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô i

INFAZ HUKUKU

OZEL DUPUMDAKI

Page 2: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iNFAZ HUKUKU

VE

ÖZEL DURUMDAKI HÜI<ÜMLÜLER

SEMPOZYUM

ANTALYA6-7 Haziran 2008

\ 8

TÜRKiYE BAROLAR B İ RLi Ğİ ANTALYA BAROSU

Page 3: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Türkiye Barolar Birliği Yayınları 147TBB-IHAUM Dizisi: 5

İnfaz Hukuku ve Özel Durumdaki Hükümlüler

ISBN: 978-9944-234-51-1© Türkiye Barolar BirliğiBirinci Bask ı: Kas ım 2008, Ankara

Türkiye Barolar Birli ğiOğuzlar MahallesiBarış Manço Caddesi, 1366. Sokak No:06520 Balgat - ANKARATel: (312) 292 59 00 (pbx)Faks: (312) 286 55 65web: www.barobirlik.org.tre-posta: yayin©barobilik.org.tr

Sayfa Tasanmı ve Ofset HazırlıkDüş Atelyesi (0312.215 70 37)

BaskıŞen MatbaaÖzveren Sokağı 25/B Demirtepe-Ankara(0312. 22964 54- 230 54 50)

Page 4: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iNFAZ HUKUKU

VE

ÖZEL DURUMDAKI HÜKÜMLÜLER

SEMPOZYUM

ANTALYA6-7 Haziran 2008

Page 5: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iÇ İ NDEK İ LER

Giriş . Vİİ

B İRİNCİ GÜNAçış Konuşmaları

Prof. Dr. Rona AYBAY................................................................3

Av. Mehmet Zeki DURMAZ......................................................9

B İRİNCİ GÜNB İRİNCİ OTURUM

Genel Gözlemler

Av. Talay ŞENOL ......................................................................17Prof. Dr. Durmuş TEZCAN......................................................21Prof. Dr. Timur DEM İRBAŞ ..................................................... 30

B İRİNCİ GÜNİKİNCİ OTURUM

Uygulamada Karşılaşı lan Sorunlar

Av. Mehmet Zeki DURMAZ....................................................45

Av. Zeki EKMEN.......................................................................46

v

Page 6: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Dr. Hakan KIZILARSLAN .83Av. Münip ERMİŞ .....................................................................96

İKİNCİ GÜNBİRİNCİ OTURUM

Yabancı Ülkelerdeki Uygulamalar ve Türkiye Gerçekleri

Prof. Dr. Rona AYBAY............................................................131

İKİNCİ GÜNB İRİNCİ OTURUM

Tartışma ve Değerlendirme

Prof. Dr. Aysel ÇELİKEL ........................................................145Dr. Hakan KIZILARSLAN......................................................151Av. Zeki EKMEN.....................................................................152Prof. Dr. Timur DEM İRBAŞ ................................................... 153Prof. Dr. Durmuş TEZCAN ...................................................156Av. Münip ERMİŞ ...................................................................159Av. Rıdvan YILDIZ..................................................................160Av. Mehmet Nuri DEMIR ....................................................... 164Savaş Dağ .................................................................................. 165Av. Teoman KUNTER.............................................................166

Sonuç Bildirisi...........................................................................171

VI

Page 7: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

ÖNSÖZ

Araştırma ve öğreti alanında "infaz" gölgede kalmış birhukuk dal ı olma özelliği taşımaktadır. Türkiye Barolar Birliğiİnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Antalya Ba-rosu ile birlikte ihmal edilmi ş bu alanın hiç bilinmeyen bir bö-lümü ile ilgili bir toplant ı düzenlemek önerisi sunduklar ındaTBB Yönetim Kurulu tereddüt etmeden katkıda bulunmay ıkabul etti. İnfaz sırasında, evde cezas ını çekmekte olan yaşlıbir politikacının affı ve Türkiye gündemini bir y ılı aşkın birsüredir işgal eden "Ergenekon" davas ında kamuoyunda "kasa"olarak nitelendirilen kişinin cezaevinde ölüm e şiğine gelmesi;davanın kilit isimlerinden bir generalin, bir politikac ının, birbayanın ölümcül hastalıklardan dolayı salıverilmelerine ka-rar verilmesi "özel durumdaki hükümlüler" konusunun öneminigözler önüne sermiş bulunmaktadır.

Bu toplantıdan sonra gelişen bu olayların yanında cezaev-lerinde meydana gelmi ş bulunan kötü muameleden kaynak-lanan ölüm ve yaralanma olayları ise düşündürücü olmu ştur.Devletin kendisine korunmas ı için teslim edilmiş bulunan in-sanlara karşı müşfik ve adil davranmas ı, onları toplum dışınaitecek şiddet hareketlerinden özellikle kaç ınması gerekliliğinivurgulamakla yetinmekteyim.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) 42, İnsan HaklarıDerneği (İHD) 52 kişinin cezaevlerinde tedavi için bekledik-lerini açıklamış bulunmaktadır. Bu rakamlar sorunun büyük-lüğünü ve mutlak surette bir çözüm bulunması gerekliliğinigöstermektedir.

Sorun hükümlüler aç ısından olduğu kadar tutuklularaç ısından da önemlidir. Sorun cezaevlerinde "özel durumdabulunan" kişilerin sağlık sorunlar ının çözümü sorunu olarakkabul edilmelidir.

yu

Page 8: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Antalya'da iki gün süren sempozyumun sonunda ya-yımlanan sonuç bildirisini kitabın arka sayfalar ında bulacak-sınız.

Bu bildirinin çizdiği tabloyu ve çözüm önerilerini Türki-ye Barolar Birliği yönetimlerinin içtenlikle takip edecekleri-ne inanıyorum. Çözümü bireysel bazda çözmek Anayasa'nın"eşitlik" ilkesiyle bağdaşmayacağma göre, yasama erkinin acilolarak yasal bağlamda bir düzenleme yapmas ına gerek var-dır. Bu bireysel olarak cezaevine dü şmüş olan kişileri psiko-lojik açıdan rahatlataca ğı gibi, cezaevi yönetimlerini de güç-lendirecektir.

Dileğimiz, infaz konusunda bundan böyle daha duyarlıolunnıasıdır. Günümüz cezaevlerinin "zindan" anlayışındankurtarılmasıdır. Cezaevlerinde bulunanlar ın istatistiki birsayıdan fazla bir şey, duygularıyla, akıl ve davranışlarıyla-suçu ne olursa olsun- birer "insan" olduklarının kabul edil-mesidir. Bizler kurucu ba şkarumız, sevgili hocamız FarukErem'in "suçluyu kazıyın alt ı ndan insan ç ıkar" sözüne candaninanıyoruz. Cezaevine tutuklu veya hükümlü olarak girmi şbulunanları eğitmek, korumak ve özellikle topluma yenidenkazandırmak sorumluluğun bilinci ile hareket ediyoruz.

Ancak, tüm tutuklu ve hükümlüler de şu gerçeği unut-mamalıdırlar. "Cezaevleri kimsenin evi olamaz." Böyle bir bek-lenti içinde olmamal ıdırlar.

Sempozyumu düzenleyen, katk ı sunan herkese, özellik-le İnsan Hakları Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. RonaAybay'a emeklerinden dolay ı teşekkür ediyorum.

Av. Özdemir ÖzokTürkiye Barolar Birliği Başkanı

vi"

Page 9: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Birinci Gün

6 Haziran 2008

Açış Konuşmaları

Page 10: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Prof. Dr. Rona AYBAY (Türkiye Barolar Birliği İnsan RONA

Hakları Merkezi Başkanı): Sayın konuklar, değerli meslektaş- AYBAY'IN

lar; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. KONU ŞMASI

Türkiye Barolar Birli ği İnsan Hakları Araştırma ve Uygu-lama Merkezi, kendi ilgi alanındaki konularda çeşitli toplan-tılar düzenlemektedir, çeşitli yayınlar yapmaktadır. Bugünburada yaptığımız bu etkinlik de bunlar ın bir yenisi oluyor.Yalnız, bu etkinliğimizin bir ilk olma özelliği var, onu belirt-mek istiyorum. Merkezimiz ilk kez bir baromuzla ortak birtoplantı düzenliyor. Dileğimiz, bu ortaklığın başka barolarlagelecekte de devam etmesidir.

Bu vesileyle bizim İnsan Hakları Araştırma ve Uygula-ma Merkezi'mizin, kısaca İHAUM dediğimiz merkezimizinçalışmalarına ve etkinliklerine her zaman destek olan TürkiyeBarolar Birliği Başkanı Sayın Av. Özdemir Özok'a ve TürkiyeBarolar Birliği Yönetim Kurulu'na da teşekkürlerimi ifade et-mek istiyorum. Her türlü çal ışmamızda bize kesin ve s ınırsızdestek sağlamışlardır.

Bu ilk ortak toplant ımızın gerçekleşmesinde gösterdikleriyakın ilgi ve destek için ayr ıca Antalya Barosu'na, Baro Baş-kanı Sayın Av. Mehmet Zeki Durmaz'a ve Baro Yönetim Ku-rulu üyelerine teşekkürlerimi sunmak benim için zevkli birgörev olacak.

Sayın katılımcılar, say ın konuklar; bildiğimiz gibi cezakavramı, hukukun vazgeçilmez temel kavramlar ından biriolarak ortaya ç ıkıyor. Öyle ki, hukuk bilgisi zay ıf kimseler,

3

Page 11: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

RONA cezay ı hukukun tek yapt ırımı olarak algılarlar; bunu sık sıkAYBAY' İN görüyoruz. Evet, ceza, hukukun vazgeçilmez bir yapt ırımıdır,

KONU ŞMASI ama biz hukukçular ın bildiği gibi tek yaptırımı değildir. Amagenellikle toplum aç ısından hukuk deyince, yapt ırım deyin-ce, akla hemen ceza kavram ınm geldiği de bir gerçektir. Ça ğ-daş ceza hukukunu insanc ıl hale getirmek, yani suçluya baz ıyoksunluklar ve s ıkıntılar getiren ceza uygulamak yerine,onu topluma kazand ırıcı birtakım çabalara girişmek, bildiği-miz bir gelişme. Ama bütün bu insanc ıllaştırma, cezay ı bir türceza olmaktan ç ıkarma çabalarına karşın, ceza kavram ındanbütünüyle vazgeçilmesi de en az ından insanlığın bu aşama-sında söz konusu olam ıyor.

Bildiğimiz gibi, cezalar da kendi içlerinde türlere ayr ılı-yor. Bunlardan bir tanesi ve genellikle ilk akla geleni de ha-pis cezası oluyor. Hapis cezas ı nedir; suç işlediği sabit olmuş,hüküm giymiş bir kişiyi belli bir yere kapatmak, yani hareketözgürlüğünden yoksun b ırakmak.

Bildiğiniz gibi, anayasalarda ve uluslararas ı insan hak-ları belgelerinde ceza hukukuyla ilgili birtak ım temel ilkelersaptanmıştır. Bunlar, cezanın hem verilmesinde, hem de ceza-nın infaz edilmesinde, uygulanmas ında gözetilmesi gerekenesasları kapsar. Örneğin Anayasa'nın 14. maddesine göre,"kimseye eziyet ve işkence yap ılamaz, kimse insan haysiye-tiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutula-maz." Öte yandan, en temel ilkelerden "kanunsuz suç olmaz,kanunsuz ceza olmaz" yine Anayasa' da ve uluslararas ı insanhakları belgelerinde kabul edilmi ş temel ilkelerdir.

Bu sempozyumun konusu bakımından bizi özellikle ilgi-lendirmesi gereken bu ilkelerden bir tanesi de ceza sorum-luluğunun şahsi olmasıdır arkadaşlar. Ceza sorumlulu ğubildiğiniz gibi anayasalarda da, insan haklar ı belgelerindede şahsi olmas ı ilkesiyle birlikte kabul edilmiştir. Bizim yeniTürk Ceza Kanunu'nda da "ceza sorumlulu ğu şahsidir, kim-se başkasının eyleminden dolayı sorumlu tutulamaz" şeklin-de 20. maddede bir hüküm var. Bu doğal bir şey, yani ceza

Page 12: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

sorumluluğunun şahsi olması ne demek; suçu kim işlediyse, RONA

kim hüküm giydiyse, cezayı da onun çekmesi. AYBAY' İ N

Yalnız, durum her zaman bu kadar basit olmayabiliyor. KONU ŞMASI

Çünkü verilen ceza, hükümlünün aile bireyleri üzerinde, ya-kınları üzerinde, giderek i ş ortakları üzerinde birtakım olum-suz etkileri kaç ınılmaz şekilde ortaya çıkarabiliyor, maddi vemanevi türlü sıkıntılara yol açabiliyor. Hüküm giymi ş olankişinin aile bireylerinden ba şlayarak, onu yakın bilen, onudost bilen insanlar üzerinde de hükümlünün almış olduğucezanın birtakım etkileri kaçınılmaz şekilde ortaya çıkıyor.

Bu sempozyumun yap ılması düşüncesi, birkaç ay önceAntalya Barosu'nun düzenledi ği bir toplantı vesilesiyle or-taya çıkmıştı . Anayasa tartışmalarıyla ilgili olarak çeşitli ba-rolarda toplant ılar yapıldı . Bu arada Türkiye Barolar Birliğide bizim İnsan Hakları Merkezi'nin giri şimiyle bir "AnayasaÖnerisi" hazırladık, kitap haline getirdik. Görenler, bilenlervard ır, Türkiye Barolar Birli ği web sitesinde de tam metinolarak ulaşılabilir bir haldedir. Bu metinle ilgili olarak çe-şitli barolarda yaptığımız toplantılardan birini de burada,Antalya'da gerçekle ştirmiştik. 0 toplantı sırasmda AntalyaBarosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Sayın Av. Münip Er-miş, benim şahsen daha önce düşünmediğim bir konuyu gün-deme getirdi. Konu, Antalya Cezaevi'nde yatmakta olan birhükümlüyle ilgili. Bu hükümlüyü belki bilenler, -Antalya'dabilinen bir olay oldu ğunu zannediyorum- gö ğsünden aşağısıfelçli bir hükümlü Antalya Cezaevi'nde yat ıyor ve bu hüküm-lünün en temel ihtiyaçlar ının sağlanmasıyla, beden temizli-ğinin sağlanmasıyla ilgili olarak yardım edecek bir personelcezaevinde mevcut değil. Bu durum karşısında, hükümlününyakınlarından biri cezaevine girip kendisine yard ımcı oluyorve bu suretle k ısa sürelerde de olsa, o da, bir tür hapis cezas ı-nı hükümlüyle birlikte çekmiş, paylaşmış oluyor. Bir kere ta-bii bu olayın 'mutlaka öncelikle cezaevi aç ısından, cezaeviningüvenliği noktasında bir sorun yaratmas ı söz konusu olmal ı .Cezaevine avukatlar ın bile binbir güçlükle girip ç ıktığı birortamda, bir hükümlü yakınının zorunlu olarak böyle girip

5

Page 13: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

RONA çıkması, herhalde cezaevi yönetimini ilgilendiren bir güven-AYBAY' İN lik sorunu olmalı diye düşünüyorum.

KONU ŞMASI Ancak öte yandan, ceza sorumlulu ğunun şahsiliği açı-sından da olaya bakmakta yarar var. Hükümlünün cezas ınıbir miktar bir yakmı da bu uygulama sonucunda adeta pay-laşmış oluyor. Av. Münip Ermiş'in dikkatimize getirdi ği budurum, böyle bir toplant ının yapılması fikrini ortaya atmışoldu. Böylelikle konuyu tabii sadece bir tek bu bireysel olay-la ilgili olarak değil, geniş yönleriyle, gerek uygulama, gerekakademik ilkeler aç ısından irdelemeye karar verdik. Yani butoplantının ilk fikri Antalya'da ortaya ç ıkmıştı, toplantıyı dayine Antalya'da yapıyoruz.

Değerli arkadaşlar; hiç kuşkusuz hükümlü de bir insan,yani hükümlü olmas ı, hapis cezasına mahküm olmas ı, bir-takım temel insan haklar ından yoksun bırakılmasını gerek-tirmez, bu bilinen bir gerçek. Bu noktada, önemle üzerindedurulmas ı gereken bir konuya da dikkat çekmek isterim: En-geli bulunmayan, yani "normal" dediğimiz, sağlam dediğimizinsanlara uyguland ığında, işkence ve eziyet kavramına gir-meyen, ama bir engelliye uyguland ığında işkence veya kötümuamele kavramına giren durumlar olabiliyor. Avrupa İnsanHakları Mahkemesi'nin bir karar ına konu olan bir olay bunuaçıkça ortaya koyuyor. Kolları ve bacaklar ı olmayan bir hü-kümlüye yüksek bir yatak verilmesi, yani normal bir insanınkolaylıkla ç ıkabileceği yükseklikte bir yatak verilmesi, öylebir durumda eziyet ve işkenceye, kötü muameleye dönüşe-biliyor. Çünkü kişinin engeli dolay ısıyla normal bir kişininrahatça ç ıkabileceği bir yükseklikteki yatağa çıkması kendisiiçin imkansız oluyor. Bu gibi durumlar işte bu toplantımızdaincelenecek, değerli sunum yapacak meslektaş bu konulardabizi ayd ınlatacaklar ümidindeyiz.

Toplantımızda üzerinde durulmas ı gerektiğine inandı-ğım başka bir iki temel noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum,ama önce şunu belirteyim: Normal ya da sa ğlam dediğimizinsanlardan farklı durumda olan bu insanların içinde bulun-dukları durum nedeniyle bazen a şırı duyarlı olmalar ını doğal

6

Page 14: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

karşılamak gerekir. Dolay ısıyla bu duyarlılığa da saygı gös- RONA

termemiz gerekir; onlar ı incitecek davranışlardan, sözlerden AYBAY'IN

kaç ınılması gerekir. Bu insani bir görev hiç şüphesiz. KONU ŞMASI

Bu arada, geçenlerde medyada haber konusu olan birolayı da anımsatmak isterim: "Sağlam" insanlardan kurulubir futbol takımı, milletvekillerinden oluşan bir futbol tak ınıı,engellilerden oluşan bir takımı açık farkla hezimete uğrattı,bunu medyadan takip etnıişsinizdir. Yani nas ıl bir durum-dur, bunu takdirlerinize b ırakıyorum. Türkiye Büyük MilletMeclisi olarak ulusu temsil etme durumunda olan insanlar ı-mızdan bu konuda biraz daha duyarl ı olmalarını beklemeksanırım hakkımızdır.

Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda dabiraz dikkatinizi çekecek bir iki cümle söylemek isterim: Buözel durumda bulunan insanlar ı belirtmek için engelli, özür-lü, sakat gibi deyimler kullan ıyoruz. Yabanc ı dillerde de ben-zer durumlar var, yani çok çe şitli deyimler kullanılabiliyor.Gerek yasalarda, gerek uluslararas ı belgelerde bu insanlarıbelirtmek için değişik deyimlerin kullanıldığı görülüyor. Hiçkuşkusuz bu deyimleri seçerken özenli davranmam ız gereki-yor. Onlar ı incitecek bir deyim yerine, daha nötr, daha taraf-sız bir deyim kullanmamız herhalde zorunlu. Bunu da saymkonuşmacıların dikkatine sunuyorum, bu deyim konusundabizi aydınlatırlarsa mutlu olacağım. Yani sakat mı demeliveya dememeli, engelli mi demeli, özürlü mü demeli, bu ko-nularda bu sempozyum bir katkı getirirse, amacına ulaşmışolacaktır sanıyorum.

Önemli bir sorun, engelli veya özürlü dedi ğimiz bu insan-ların sağlam insan dediğimiz insanlardan ayrım çizgisi nedir,ölçüt nedir? Doğuştan olma veya sonradan olma, sürekli veyageçici nitelikte olma gibi özellikler bak ımından ayrımlar ya-pılabilir mi, yap ılmalı mı, nasıl yapılmalı? Bu konularda daumarım konuşmacılarımız bizi aydınlatacaklard ır.

Öte yandan, teknik anlamıyla engelli veya özürlü kavra-mına girmeyen, ama çok özel durumda olan hükümlülerinsorunlarına da dikkat çekmek isterim. Örne ğin hamile kadın-

7

Page 15: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

RONA lar veya doğum yapmış kadın hükümlüler ve onlar ın çocuk-AYBAY'IN ları . Türkiye cezaevlerinde hükümlü anneleriyle birlikte bir

KONU ŞMASI hapis hayatı içinde çocukluklar ını geçiren çocuklar ın olduğubilinen bir gerçek. Hatta "Liçurtmay ı Vurmas ınlar" diye birfilm vard ı, hatırlayacaks ıriız. Herhalde o filmdeki çocuk gibipek çok çocuk şu anda cezaevlerimizde bulunmaktad ır. Bizdışarıdan biliyoruz, ama görevleri gereği cezaevi yönetimiyleilgilenen meslektaşlarımız, mutlaka bizim bildiğimizden çokdaha fazla bu konular ın aşinasıdırlar.

Yine teknik anlamıyla belki özürlü veya engelli kategori-sine girmeyen, ama uzun süren hastalığı olan hükümlülerindurumları da cezaevlerindeki i:nfaz sorunları bakımından dik-katle üzerinde durulmas ı gereken bir sorundur. Bu insanlar ınhasta olarak kendilerinin insan hakları, sağlık hakları olduğugibi, çevre açısından, çevrelerindeki insanlar aç ısından yarat-tıkları risk de bir başka insan haklar ı sorunu yaratmaktadır.Bu konular ın üzerinde de zannediyorum durmak gerekir.

Değerli arkadaşlar; toplantımızda sorunlar ın gerek ku-rumsal aç ıdan, gerek uygulama açısından değerlendirilmesiniamaçladık. Yani sadece akademik, soyut de ğil, aynı zamandasomuta yönelik, aktüel sorunlara yönelik bir boyut da toplan-tımızda olsun istedik.

Bugünkü "Birinci Oturum"da "Genel Gözlemler" başlığı al-tında değerli akademisyen arkadaşlarımız konuya ilişkin gö-rüşlerini açıklayacaklar. Öğleden sonraki İkinci Oturumda iseuygulamaya yönelik olarak değerli konuşmacılarımız bizleriaydınlatacaklar. Bu konulardaki bilgilerini ve tecrübelerini bi-zimle paylaştıkları için değerli katılımcılarımıza, bildiri suna-cak arkadaşlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum. Yar ınki sonoturumda ise ilk günün genel bir de ğerlendirmesini yapmayaçalışacağız. Bu oturum da adeta aç ık kürsü olsun istiyoruz,yani gerek bildiri sunarak katılmış arkadaşlarımız, meslektaş-larımız, gerek dinleyici olarak aramızda bulunan kat ılımc ılar,görüşlerini, eleştirilerini ve sorularını ortaya koysunlar ve birserbest tartışma ortamı yaratılsın istiyoruz.

8

Page 16: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Ben sözlerimi bitirirken, bu toplant ının gerçekleşmesinde RONA

emeği geçen, bizlere yard ım eden bütün arkadaşlarıma huzu- AYBAY'IN

runuzda bir kez daha teşekkür ediyorum. KONU ŞMASI

Saygılar sunuyorum.

Sunucu: Sayın l ıocamıza biz de teşekkür ediyoruz.

Programa göre yine açış konuşmasını yapmak üzere An-talya Barosu Başkanımız Av. Mehmet Zeki Durmaz' ı davetediyorum.

Av. Mehmet Zeki DURMAZ (Antalya Barosu Ba şkanı): MEHMET ZEKi

Saygıdeğer hocalarım, sevgili meslekta şiarım; bu toplantı ne- DURMAİ 'IN

deniyle özellikle hemen hemen Türkiye'nin her taraf ından KONU ŞMASI

gelme zahmetinde bulunan hocalar ımızla birlikte olmaktançok mutluluk duyuyoruz. Yani çal ışmayı aşan bir biçimdeonlarla birliktelik, bize birçok birliktelikleri anımsatıyor veönümüzde ne tür birliktelikler olabilir diye de zaman zamanotururken düşünme gereğini duydum doğrusu. Bu nedenletekrar kendilerine teşekkür etmek istiyorum.

Bu çalışmanın Saym Rona Aybay hocam ızın söylediğigibi ve çok geniş bir kapsamda bilimsel anlamda da, onu gün-cel anlamda da birleştirerek sunumlar ından sonra, belki banasöyleyecek çok şey kalmıyor doğrusu. 0 nedenle, açış konuş-masının dışında, açış konuşmamı bir tarafa koyarak, sizlerlegelinen bu noktayı paylaşmak istiyorum.

Gerçekten Türkiye'de hep insan haklar ından söz edi-lirken, biz cezaevinde hükümlü bir insan ımızın bile normalkoşullarda yaşamını sürdürebildiğini, yani cezalandırılma-sını bile devletin gerektirdiği bir biçimde beceremediğiniAntalya'daki somut bir olayda yaşad ık. Bize gelen başvuruüzerine arkadaşlarımızla beraber Antalya Cezaevi'nde hü-kümlüyü ziyaret etme gereği duyduk. Gittiğimizde, revirdekalan hükümlü, tekerlekli bir sandalyeyle getirildi. 0 halk ı-mızın genel anlamda kullandığı - "burç gibi babayiğit" derler-yapılı genç bir insanla kar şı karşıyaydık. Ama o insan teker-lekli sandalyeyi kullanıyordu ve revirden dışarıya bile, bizimgörüşme alanımızda bile inanılmaz tiksindirici bir koku vard ı .

9

Page 17: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MEHMET ZEK İ İlk geldiği andan başlayarak hem onu dinlemek ve anlatım-DURMAZİN larını kavramak istiyorduk, hem de bir an önce oradan kaç-

KONU ŞMASI mak istiyorduk doğrusu. Yani bir insanın hem bir şeyi pay-laşmak, hem de o şeyden kurtulmak duygusunun aynı andayaşandığı bir ikilem. Bunu belki sözlerle anlatmak son derecegüç, çünkü ancak o olumsuzluk, yani zaman zaman şeyle-ri düşündüm, yani I. Dünya Savaşı sonras ı yahut da şu sonAmerika'nın sorgulama merkezlerindeki olumsuz ko şullarıdüşünüyorsunuz, kıyaslamak bile istemiyorsunuz, o kadarkötü koşullar altında cezasını çekmeye çalışan bir hükümlü.

Yine kendi anlat ın-ları sırasında bir ara ayağı sandalye-sinin ayağını koyduğu bölümden yere dü ştüğünde, hepimi-zin yapabileceği bir biçimde ben de doğal olarak ayağını alıpyeniden -çünkü kendinin koyma olana ğı yoktu- yerine koy-dum. Bunu günlerce kardeşine anlatıyor, "Baro Başkan ı geldi,benim ayağım ı tutup yerine koydu." Bu kadar insani bir davra-nışı bile son derece üstün bir davranış olarak gören ve bunutoplumdan bekleyen bir insana kar şı duyarsız kalmamak ge-rektiğini düşünüyorum.

Bir insan, doğaldır ki en ağır suçu işlemiş olabilir, amaverilen cezanın infaz edilmesi de uygar devletlerin ya da tümdevletlerin aslında yerine getirmesi gereken bir zorunlulukolarak düşünüyorum. Bu çal ışmayla ilgili karde şiyle içeriyehaber gönderdiğimde, "böyle böyle bir çal ışma yap ılacak, bu ko-nuda iletmemi istediği herhangi bir konu varsa onu bana iletsin"dedim. Bunun üzerine, gönderdi ği notları sizinle bir anlam-da paylaşmak istiyorum, çünkü demin söylediğim gibi, SayınRona Aybay hocamızın çok kapsaml ı açış konuşmasındansonra o konularda söyleyecek çok şey olmadığı için, bunlarıparça parça sizlerle paylaşarak bu toplantının ne kadar önem-li olduğunu bir anlamda yaşayan bir insanın ağzından sizlerlepaylaşmış olmak istiyorum.

"Efendim" diye başlıyor, "Efendim, ben 1972 doğum-lu Mardin-Savur-Erkuran nüfusuna kay ı tlı, 1974 y ı l ından beriAntalya'da ikamet eden biriyim" diyor. Bu bir olay s ırasındamerminin bir tanesinin omuriliğine denk gelmesiyle t ıp di-

10

Page 18: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAX İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

liyle T7-8 diye ad verilen bölgesinden, yani göğüs kafesin- MEHMET ZEK İ

den aşağısını hiçbir şekilde hissetmeyen, "bu yüzden boşaltım DURMAZ'IN

sisteminde benim iradem d ışında çalış tığı için altım ı kirletiyor ve KÖNU ŞMASI

haliyle altı m ı ıslatıyorum" diye not da devam ediyor. Yine bugeçirdiği ağır travmadan dolay ı T2 adı verilen şeker hastasıolduğunu, günde sabah 40, akşam 23, toplam 63 ünite ensülinkullandığını belirten ve sağlık durumunu ciddi bir biçimdeanlatan bir not. Ben tamam ını okumadan, sadece bir sayfadanüç satır size aktarma gereği duydum. Bir adam öldürmeye,felçli haldeyken, o haldeyken bir adam öldürmeye kar ışıyorve olayı işlediği tarih 13.05.2005 tarihi. Bundan sonra hemenher hükümlüye ya da her tutukluya yap ıldığı gibi, cezaevininçok küçük ve iğrenç bir yerine atıldığını söylüyor. Sanıyorumbugünkü çalışmalarda bu ko şulların da yeniden gözden geçi-rilmesi gerekir diye dü şünüyorum.

Zaman zaman, özellikle yönetici biriminde olan arka-daşlarımız, bu tür konular ı müstehzi olarak karşılıyorlar. Birzaman ihtilalin ba şındaki bir insanın da "asma yalı m da besle-yelim mi?" demesini hatırlatıyor bana. Şüphesiz "asrnayalımda besleyelim mi?" mantığını hiçbir hukuk devletinin, insanhaklarına saygılı hiçbir ülkenin, hiçbir bireyin kabul etme ola-nağı yoktur. Cezaevlerinin kendi ko şulları içerisinde bunlar ıdüzenlemesi, ama ilk andan ba şlayarak bunların yine insaniboyutlar içinde sürdürülmesi gerektiğini de herhalde insanhaklar ından ya da hukuk devletinden yana olan hiçbir insa-nın, özde hukuk devletinden yana olan hiçbir insanın kabuletmeyeceğini düşünemezsiniz.

Bu ilk durumdan sonra malum durumu nedeniyle Antal-ya Devlet Hastanesi revirine götürülüyor. Do ğaldır ki AntalyaDevlet Hastanesi revirinde tedavi edilecek bir şey görmedik-leri için ve orada da zorunlu olarak jandarma ve jandarmanınyanındaki sanıyorum bir başçavuşun beklemesi gerektiği için,diyorlar ki, "bunun tedaviye ihtiyac ı yok, bunu al ın götürün ceza-evine." Bu gidiş gelişler birden fazla sürüyor. Sonuçta cezae-vinde yap ılması gereken, bize göre yap ılması gereken, bununbakımını da sağlayacak ortamı devletin yapmas ı gerekirken,kardeşlerinden bir tanesi cezaevine her gün üç kez belirli ara-

il'

Page 19: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MEHMET ZEK İ larla girerek o doğal ihtiyaçlar ını yerine getirmesine yard ımcıDIJRMAZ'IN oluyor. Zaman zaman bunu cezaevleri, cezaevinde yaşama

KONUŞMASI olanakları, maddi olanaklar ı bulunmayan insanlar arac ılığıy-la yaptırmayı yeğliyor. Bu da yine sanıyorum konuşmacılarınbugün değinmesi gereken ve cezaevi ko şullarında varsıl olanhükümlülerle yoksul olan hükümlülerin ne denli bir i şbölü-mü içerisinde kullanıldığını herhalde toplumun dikkatine,sizlerin dikkatine sunacaklard ır diye düşünüyorum.

Bu arada, tabii saldığı koku nedeniyle cezaevinde de ko-ğuş şikayetleri gündeme geldiğinde, cezaevi yönetimleri ko-ğuş değiştirme gereği duyuyor, geçici; nas ıl bir önlemse, ko-ğuş değiştirerek bu sorunu çözme yoluna gidiyor.

Yeni kendinin anlat ımından, "bize mi sorsun cezaevine ge-lirken?" diyerek farklı tavırlarla karşılaştığım söylüyor. "0 ko-ğuş tan al ıp bu defa beni cezaevinin revir diye bir odas ına koydularve yemek konusunda bana yardı mcı olabilmesi için yan ıma maddidurumu, geleni gideni olmayan bir mahk ı2m verdiler" diye mek-tubun bir yerinde biraz önce sizlerle paylaştığım konuyu dagündeme getirmiş oluyor.

Hepimizin bildiği gibi, bu koşullardaki hükümlülerle il-gili genel işletilen sistem, cumhurbaşkanının af yetkisi. Do-ğaldır ki af yetkisi için gerekli raporun verilmesi gerekiyor.Oysa ki -sanıyorum bugün öğleden sonraki oturumda detayl ıbilgi verecek arkadaşlar- rapora baktığınızda, zaman zamanöyle fiili durumda olan bir hükümlünün affedilmesini ge-rektirecek bir durum olmadığı belirtiliyor. Bu da sanıyorumtıp hukuku yönünden toplumun dikkatine sunulmas ı gere-ken bir olaydır diye düşünüyorum. Bu arada, gerek AntalyaBarosu'nun, gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi insan haklar ıbirimlerinin cezaevinde ara ştırma yaptıklarını da bu notlar ın-da belirtmiş oluyor.

Biraz önce Sayın Rona Aybay hocamın söyledikleri gibi,insanlar yaşamlarında belirli konular ı yaşayınca, doğaldır kicezanın bireyselliği konusunda, notunda "bir cezayı kaç kiş içeker; anayasada, yönetmeliklerde böyle bir ceza sistemi var m ı, so-rumlu kiş iler bu durumda böyle bir sorumluluk kar şıs ında suç i5le-

12

Page 20: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

INFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

miyorlar m ı efendim?" diye notlarmı sürdürüyor arkada şımız. MEHMET ZEK İ

Notunun son bölümünde, uzun bir biçimde anlat ımdan sonra, DURMAZ'IN

"Bu haykırışa, bu ac ı çığlığa kulak verip, bizim bu ma ğdurlu- KONU ŞMASI

ğumuza sizlerin de desteğiyle bir son verilmesine, ben de buülkenin evladı olarak Say ın Cumhurbaşkanı affını, eğer bumümkün değilse, infazıma iyileşinceye kadar ara verilmesinigerekli mercilere ivedi olarak sizlerin sayesinde ve katkıları-nızla iletip ve somut bir ad ım atılmasına ben bir insan olarakve siz insan haklar ı koruyucuları olarak yukar ıda belirttiğimtaleplerimin, mağdurluğumuzun, haks ızlığın giderilmesinisaygılarımla arz ederim" diye notlar ını bitiriyor.

Sayın Rona Aybay hocamız biraz evvel söylediler; biz do-ğaldır ki kurumlar olarak birey birey insanlarla ilgilenip, birtek olayın çözümü için getirmiyoruz. Ama önümüzde somut,yaşadığımız bir olay var. Buna kar şı duyarsız kalmak ya dabunu görmezden gelmek, en az ından bireysel olarak insanabakış açımızı da sorgulamam ız gerektiğini düşünüyorum.Çünkü çok kısa bir süre önce Antalyada "köpek, it" laflarıylailgili televizyonların, ulusal televizyonlar ın, basının günde-me taşıdığı bir sorun varken, insan haklar ıyla ilgili herhaldeAntalya Barosunun, Türkiye Barolar Birliği'nin, avukatların,hukukçuların ya da insanm duyars ız kalmas ını düşünmekherhalde olası değildir diye düşünüyorum. Bu nedenle, bili-yorum ki burada yap ılacak çalışmalar, bilimsel anlamdaki ça-lışmalar, güncel, Türkiye'nin hemen her yerinde mutlaka ör-neklerinin olduğu ya da olabileceği, ama buna kar şın bizleredüşen, devlete düşen temel görevlerin de bu çalışma sonundabir bildiriyle mutlaka ilgililerle payla şılması gerektiğini düşü-nüyorum. Çünkü biz, İnsan Hakları Kurulu'nda yapt ığımızçalışmalar, oradan çıkan raporları Türkiye'deki tüm ilgililer-le paylaştık. Bu çalışmanın önünde o payla şım vardı; SayınAdalet Bakanı'yla paylaştık, Saym Ceza ve Tevkifevleri GenelMüdürü'yle bu konuyu paylaştık. Cezaevi müdürlerimizlegörüştük; onlar ın tabii olanaklar ı öbürlerine göre son dere-ce kısıtlı, yapabileceklerini doğaldır ki yapmaya çalışıyorlar.Ama temelde insan haklar ına saygılı, çağdaş bir hukuk devle-tinin yapılması gerekeni bugüne kadar yapmad ığını görerek

13

Page 21: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MEHMET İEKi Türkiye Barolar Birli ği'yle bu çal ışmaya katkı veren herkeseDURMAZ'IN teşekkür etmek istiyorum ve bu çal ışmanın bu konumda olan

KONU ŞMASi tüm hükümlülere de bir ışık olması dileğimle tümünüze eniçten sevgilerimi, sayg ılarımı sunuyorum.

Sunucu: Sayın Başkan'a biz de te şekkür ediyoruz.

"Birinci Oturum"la beraber konunun esas ına girilmedenönce 15 dakikal ık bir kahve aram ız olacak.

Teşekkür ediyoruz.

14

Page 22: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Birinci Gün

6 Haziran 2008

Birinci Oturum

"Genel Gözlemler"

Oturum BaşkanıAv. Talay Şenol

TBB İnsan Haklar ı Araştırma ve Uygulama Merkezi

Yürütme Kurulu Üyesi

Page 23: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Sunucu: Değerli meslektaşlar; "Genel Gözlemler" baş lıklı"Birinci Oturum"da oturum başkanlığını yapmak üzere Tür-kiye Barolar Birliği İnsan Hakları Araştırma ve UygulamaMerkezi Yürütme Kurulu Üyesi Say ın Av. Talay Şenol'u ma-saya davet ediyorum. Aynı zamanda konuşmalarını yapmaküzere Prof. Dr. Durmu ş Tezcan ve Prof. Dr. Timur Demirbaş ' ıda davet ediyorum.

Av. Talay ŞENOL (Oturum Başkanı): Değerli konuklar; TAY

ben de sizleri en içten sevgi ve sayg ılarımla selamlıyorum. Ş ENOL'UN

Hepinize hoş geldiniz diyorum. KONU ŞMASI

Bildiğiniz gibi, etkinliğimizin konusu, "İnfaz Hukuku veÖzel Durumdaki Hükümlüler." Bugün gerçekleştireceğimiz Bi-rinci Oturum'un başlığı ise "Genel Gözlemler."

Hepinizin bildiği üzere, bireyin hürriyetini ba ğlayıcı ce-zaya çarptırılması ve cezanın kesinleşmesiyle birlikte, artık ocezaevine girecek bir hükümlü haline dönü şmektedir. İşte buaşamada cezanın infazı dar anlamda gündeme gelmektedir.Hemen belirtelim ki, ceza infaz kavram ının sadece hürriyetibağlayıcı cezalara uygulanmas ı konusunda hakim bir görü şmevcuttur. Bu nedenle de ceza infaz hukuku, özgürlüktenyoksun bırakan ceza yaptırımlarının yerine getirilmesini ifa-de eder. İnfaz hukuku, esas olarak şekli ceza hukukuna dahilolmakla birlikte, genel olarak bağımsız bir hukuk dal ı olarakda kabul edilmektedir.

Page 24: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKUMLÜLER SEMPOZYUMU

TALAY Sayın hocamız açış konuşmasında belirtmişti; infazın anaŞENOL'UN amacı, hükümlünün gelecekte tekerrürden uzak kalabilmesi

KONU ŞMASI ve böylece toplumun diğer suçlardan korunmas ının yanı sıra,onun yeniden sosyalleşmesinin teminiyle topluma yenidenkazandırılmas ıdır. Nitekim bu husus, "İnfazda Temel Amaç"başlıklı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı HakkındakiKanun'un 3. maddesinde "Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infa-z ıyla ula şı lmak istenen temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyisağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç i ş lemesini engel-leyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça kar şı korumak ve hü-kümlünün yeniden sosyalle şmesini teşvik etmek, üretken ve kanun-lara, nizamlara ve toplumsal kurallara sayg ı l ı, sorumluluk ta şıyanbir yaşam biçimine uyumunu kolaylaş tı rmakt ı r." Bütün bunlarıngerçekleştirilebilmesi için de öncelikle hükümlünün insan ol-duğunun kabulü gerekir. Faruk hocamızın dediği gibi, "suç-luyu kaz ı rsan ız, altından insan çıkar."

Hükümlü, tüm haklar ından yoksun bir ki şi sayılamaz.Hükümlünün dokunulmazlığı ve özgürlüğü sadece kısmenkayıtlanmıştır. Bütün bunlardan çıkarılacak zorunlu sonuçise, hükümlünün cezaevinde ya şayan ve Özgür bireylerleaynı haklara sahip bir temel hak süjesi oldu ğunun kabul edil-mesidir. Nitekim hükümlülerin de temel hak sahibi kişilerolduğu artık tüm medeni ülkeler tarafından kabul edilmek-tedir. Anayasa'nın ve Cumhuriyetimizin temel niteliklerin-de belirtilen 2. maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti, insanhaklarına saygılı, demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir.Devleti hukuk devleti olarak kuran ise temel haklard ır. Dev-letin görevi de temel haklar ı somutlaştırmak ve güvence al-tına almaktır. İnsan hakları olarak da nitelendirilen bu temelhaklar, kişinin sırf insan olduğu için doğuştan sahip olduğuvazgeçilmez, devredilmez haklard ır.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde ve daha sonra ba ştaAvrupa İnsan Haklar ı Sözleşmesi olmak üzere birçok ulusla-rarası belge ve sözleşmede ifadesini bulan ve tabii hukukun birzaferi olan bu anlayış, ülkemizde ilk defa 1961 Anayasas ı'ylayürürlük kazanmıştır. 1982 Anayasas ı da bu anlayışı özündedevam ettirmiştir. Anayasa'nın 12. maddesine göre herkes,

Page 25: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez hak TALAY

ve hürriyetlere sahiptir. Bu temel haklar ın başında ise insa- Ş ENOL'UN

nın onuru gelmektedir. İnsan onuru, idarenin ve tüm devlet KONU ŞMASI

organlarının bütün eylem ve i şlenılerinde uymaları gerekenbir üstün kural, supra normdur. 1961 ve 1982 anayasalar ınaörnek teşkil eden Alman Temel Yasas ı'nın 1. maddesine göre"insan onuruna dokunulamaz, ona sayg ı göstermek ve onu korumaktüm devlet organlar ın ı n görevidir." Yine Avrupa Birliği AnayasaTaslağı'nın 1.1. maddesine göre "insan onuruna dokunulamaz,insan onuru sayg ı görmelidir." Anayasa'mızda benzer bir hü-küm olmamakla birlikte Anayasa Mahkemesi, "insan onurunuinsan ı n ne durumda, hangi ko şullar altı nda bulunursa bulunsun,s ı rf insan olu şunun kazand ı rdığı değerin sayı lmas ın ı ve tan ınma-s ın ı anlatır" diye tanımlayarak bunu bir üstün kural olarakkabul etmiştir.

Hemen gururla belirtelim ki, Türkiye Barolar Birli ği'ninhazırladığı "Anayasa Taslağı "nın 10. maddesinde de "İnsanonuruna dokunulamaz. İnsan onuruna saygı, devlet ve toplum ya-şam ın ın temel ilkesidir" hükmü yer almaktadır. Anayasa'nın17. maddesinin 3. fıkrasında kimseye i şkence ve eziyet yapı-lamayacağı, kimsenin insan haysiyetiyle ba ğdaşmayan bir ce-zaya veya muameleye tabi tutulamayaca ğı hüküm altına alın-mıştır. Bu hüküm, ancak ceza infaz ında hükümlünün insanl ıkonurunun korunmas ı, onuruna saygılı davranılması halindeanlam kazanacakt ır. Bu anlamda da insan onuru anayasal gü-vence altına alınmıştır.

Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfazı Hakkında Kanun'un 6.maddesinin (b) bendinde de "hürriyeti bağlayıcı cezan ın zorun-lu kı ldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna sayg ın ın korunma-s ı n ı sağlayan maddi ve manevi koşullar altı nda çektirilir" hükmüyer almaktadır. Bu hükümden aç ıkça hürriyeti bağlayıcı ceza-nın infazının insan onuruna saygılı olarak düzenlenmesi veyürütülmesinin yasal zorunluluk oldu ğu ortaya çıkmaktad ır.Cezalar ın infazmda hükümlünün ba şta insan onuruna olmaküzere temel haklar ına saygılı davranılması zorunluluğu ulus-lararası belgelerde de düzenlenmiş bulunmaktadır ve birçok

' belgede de buna atıf yapılmaktadır. İnsan onuruna saygılı

19

Page 26: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

TALAY davranılması, onun korunup gözetilmesi, özellikle engelli veŞENOL'UN özel bakıma muhtaç hükümlüler yönünden de ayr ı bir önem

KONU ŞMASI taşımaktadır. Bir yanda ceza infazında hükümlülerin baştainsanlık onurlar ı olmak üzere temel haklar ına uygun davra-nılması, diğer yanda toplumsal güvenlik ve devletin hukuk-sal düzenin koruyucu ve kollay ıcı işlevi. Bunlar aras ındakidengeyi korumak için önceliklerin devaml ı olarak değerlen-dirilmesini içeren bir süreç gerekmektedir. Bu dengenin sa ğ-lanmasında kişi haklarına asgari müdahaleyle hukuk ve dü-zeninin nasıl korunacağı sorusuna devaml ı olarak yanıt ara-nılmalıdır. Işte bugün burada bu oturumumuzda konunun enyetkin iki uzmanıyla birlikte bu soruya ve özellikle de nasılbir infaz sistemi ve uygulamasıyla yine özellikle özel durum-daki hükümlülerin insanl ık onurlarırun zedelenmeden infazbitiminde yeniden normal ya şamlarına geçmeleriin sağlana-cağı sorusuna yanıtlar arayacağız. inanıyorum ki, bize ayrılansüre sonunda konumuzla ilgili pek çok yeni bilgi ve de ğerlen-dirmelerle yüklü olarak toplantıdan ayr ılacağız.

Şimdi sizlere değerli konuşmacılarımızı konuşma sırala-rına göre takdim etmek istiyorum. Ilk konu şmacımız, TürkiyeBarolar Birliği Insan Haklar ı Araştırma ve Uygulama MerkeziYürütme Kurulu ve Istanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fa-kültesi Öğretim Üyesi Sayın Prof. Dr. Durmu ş Tezcan. Ken-disinin ceza hukuku ve insan haklarıyla ilgili pek çok eseribulunmaktad ır, ama bunlardan özellikle İnsan Hakları ElKitabı'nı örnek olarak size takdim etmek isterim.

Ikinci konu şmac ımız, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fa-kültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sayın Timur Demirba ş . Ken-disinin de pek çok eseri var, ama özellikle konumuzla ilgiliolarak 2. baskısını yaptığı Infaz Hukuku isimli eseri, ad ı el ki-tabı olmasa da bu konudaki hakikaten bir el kitab ı niteliğindeözel konumu olan bir eser. Bunun için aram ızda konuşmacıolarak bulunması ve özellikle bu konudaki birikimleri nede-niyle çok faydalı olacağını ummuyorum, biliyorum.

U

20

Page 27: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ IIÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

İlk sözü "Hapis Cezalarının İnfazında Pozitif Ayrımcı-lık" konu başlıklı konuşmasını yapmak üzere Sayın DurmuşTezcan'a bırakıyorum.

Prof. Dr. Durmuş TEZCAN* (Türkiye Barolar Birliği In- DURMU Şsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yürütme Kuru- TE İCAN'IN

lu Üyesi, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö ğre- TEBLİĞİtim Üyesi): Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hürriyeti bağlayıcı cezaların infaz ında eşitlik yerine pozi-tif ayrımcılıktan söz etmek ilk anda şaşırtıcı görünebilir. Ziracezalar ın infazında ayr ımcılıktan kaçmak, hükümlülere aynıkuralları uygulamak esastır.

Yasalarca suç oluşturan eylemi i şlediği sabit olan kişi-ye verilecek cezanın amacı ise, başlangıçta kefaret (ödetme)anlayışına dönük iken, zaman içerisinde bu anlay ıştan hü-kümlünün ıslahı ve topluma kazand ırılması anlayışına geçil-miş olmasına rağmen, yine de insanların belleğinden kefaretanlayışı tamamen silinmiş değildir. Durum ne olursa olsun,günümüzde cezalar ın infazı hükümlünün ıslahıru amaçlasada, hükümlünün cezas ını çekmesi ve bu infaz s ırasında herhükümlünün ayrım gözetilmeksizin e şit infaz kurallarına tabitutulması gerekir. Bilindiği üzere, günümüzün demokratikülkelerinde, ayd ınlanma çağından itibaren tedricen bedenselcezalar ın kaldırılarak hürriyeti bağlayıcı cezaların kabulü veonların inf azının amac ı, kişiyi topluma kazandırmak olması-na karşın, ceza evlerinin çoğu kez bu amaçtan uzakla şmak,suç eğitim merkezi haline dönüştüğü eleştirisi yapılmaktadır.Zira mükerrir konumdaki hükümlüler, her defasında eski-sine nazaran sayısal yönden anlam ya da nitelik yönündenağırlaşan suçlarla cezaevine geri dönmektedirler. 1 Bu neden-

"Hapis Cezalarmın İnfaz ında Pozitif Ayrmc ılık", başlıklı tebliği.Nitekim uzun süre Fransa'da adalet bakanlığı görevinde de bulunanProf. Dr. Robert Badinter, bakanl ık döneminde 1983 yılındaki mevcutşekliyle cezaevlerinin neden ıslah yeri değil de suç ocağı olduğunu, ne-den suçlunun topluma kazand ırılmasmdan çok mükerrir suçluyu art-tırdıgı sorular ını kendisine sorarak Fransa'da iki yüz y ıllık geçmişi olan

21

Page 28: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

DURMU Ş le ülkemiz son y ıllarda, pek çok batı ülkesindeki gibi, bir türTEZCAN'IN suç eğitim merkezi haline dönüşen koğuş sisteminden, doğru

TEBLİĞi bir biçimde birkaç hükümlünün kaldığı oda sistemine geç-me uygulamasına yönelmiştir. Bu uygulama ise, hükümlüle-ri izalosyona iteceği gerekçesiyle, bu tip ceza evlerine karşıtoplumda "F Tipi cezaevine hayır!" şeklinde kimi kişi ve siviltoplum örgütlerince protesto edilmektedir.2

Cezaların infazında herkese eşit bir rejimin uygulanmas ıesas olmakla birlikte, baz ı kişiler bakımından infaz rejimininsert kurallarımn daha da yumuşatılması kimi hükümlülerinkişisel durmu aç ısından bir zorunluluk haline gelebilmekte-dir. Bu konu bir yandan, hamile kad ınlar, öte yandan, çocuk-lu kad ınlar ve ayrıca bedensel engelliler ve yaşlılar açısındansözkonusu olup, bunlar için cezaların infazında pozitif ayrım-cılık doğal bir zorunluluk olarak görülmektedir. Nitekim yeniinfaz yasas ında da, anne bakımına muhtaç 0-6 yaş gurubun-daki çocukların, analarının yanında kalmalarmın sağlanmas ı(m. 65); buna karşılık 3 yaşını doldurmuş çocukların çocukyuvalarına veya yetiştirme yurtlar ına yerleştirilmeleri halin-de de, analarıyla temas kurulmalarının sağlanması, bu türpozitif ayr ımcılığa somut bir örnektir.

Hürriyeti bağlayıcı cezaların çektirildiği bir yer olan cezainfaz kurumlar ıyla ilgili olarak, Cumhurbaşkanı François Mit-

cezaevlerini iyile ştirmek için tarihi bir ara ştırmaya girerek CumhuriyetçiCezaevi (La prison rpublicaine) isimli eseri yazd ığını, bu kitabın ön-sözünde aç ıkladıktan sonra, bu çalışmada, tarihsel boyutuyla hapisha-nenin bir kurum olarak, birçok unsurdan oluştuğunu vurgulamıştır. Bukonuda bkz. Tezcan Durmuş, "Ceza Infaz Kurumunda Hükümlü Hak-kında Uygulanacak Disiplin Esaslar ı ve Hükümlünün Adil IşlemlereTabi Tutulmas ı Bakımından Haklar ı ", Prof Dr. Şeref Gözübük'e Armağan,Turhan Kitabevi, Ankara 2005, s. 327 vd.

2 Bu nedenle Bat ı ülkelerinde kabul gören oda sistemine dayal ı böyle birinfaz rejiminin Türkiye'de sürekli ele ştiri konusu yap ılışının nedenlerinibilimsel bir araştırmaya tabi tutarak sonuçlar ını kamuoyu ile payla şmakyararl ı olacaktır. Bu konuda bir köşe yazar ının gözlemi için bkz. EminÇölaşan, E tipi, http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/06/23/217216 .asp. Bu eleştirilerin bu tür cezaevlerine kar şı başından beri sürdüğü unu-tulmamalıdır. Bkz.Sendikac ıdan F tipi protestosu, Cumhuriyet Gazetesi,09/08/2000.

22

Page 29: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

terand döneminde uzun süre Fransa'da Adalet Bakanlığı göre- DURMU Ş

vinde bulunan hem avukat hemde öğretim üyesi olan Robert TEİCAN' İ N

Badinter, Cumhuriyetçi Cezaevi (La prison rpublicaine) isimli TEBli Ğ i

eserinde, tarihsel boyutuyla hapishanenin bir kurum olarak,bir çok unsurdan olu ştuğunu vurgulamı5tır.3 Badinter'e göre,hapishane, görevliler ve mahpuslardan olu şan insan unsuru-nu, yap ı ve donanımıyla belli bir mimari tarz ına dayalı maddiunsuru, hükümlünün yaşamının ayrıntılı bir şekilde düzen-lenmiş kurallar bütünüyle belli bir ceza fikrini ifade eden di-siplin unsurunu, hükümlülerin kendi aralar ında ve personel-le olan ilişkilerini içeren cezaevi yaşamının gerçek boyutunu,cezaevinin varl ık nedenini aç ıklayan bir ideolojiyi ve nihayetcezaevini topluma yeniden kazand ırmayı amaçlama aç ısın-dan da bir politikayı içerir.4

Bu anlayış, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerininİnfazı Hakkında Kanun'da dikkate alınmış olup, bu konudaönemli bir gelişimi sergilemektedir. Gerçekten, infaz hakimli-ği, ceza infaz kurumlar ı ve tutukevleri izleme kurullar ı mev-cut yasanın tasarısında yer almıştı . Ancak yasa koyucu bun-ları 4675 sayılı İnfaz Hakinıliği Kanunu ve 4681 sayılı Cezaİnfaz Kurumları ve Tutukevleri izleme Kurullar ı Kanunu şek-linde önceden yasalaştırdığından, bu düzenlemeler, 5275 sa-yılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'labirlikte Türk ceza infaz politikasının temellerini olu şturmak-tad ır. Nitekim bu doğrultuda, Ceza İnfaz Kurumlar ının Yö-netimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin tnfaz ı HakkındaTüzük'ün 101/1. maddesinde belirtildi ği üzere, "Iyileş tirme;hükümlülerin, kuruma giri şinden sal ıverilmesine kadar geçen süreiçerisinde, bedensel ve zihinsel sağl ıkları n ı sürdürıneleri veya bun-lara yeniden kavuşmaları için gerekli önlemlerin al ı nmas ı, suçlulukduygusundan ar ı nmas ı, kişisel ve toplumsal geli şiminin sağlanmas ıamac ıyla uygulanacak, eğitim-öğretim, sağl ık, psiko-sosyal hizmet-ler ile meslek edindirme, bireyselleş tirilme, toplum yaşam ıyla uyum-

Bkz. Badınter Robert, La prison ıipublicaine, Ed. Fayard, Paris 1992, s. 9vd.

" Badmter, s. 10-11.

23

Page 30: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ IIÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

DURMU Ş laşmas ı n ı ve geliş tirilmesini sağlayacak programlar ın tümüdür. BuTELCAN' İN programlar; hükümlüde, kanunlara sayg ı l ı olarak yaşama dü şünce

TEBLİĞİ ve duygusunun yerle şmesi, ailesine ve topluma kar şı sorumlulukduygusunun gelişmesi, toplum ya şam ı na uymas ı, geçimini sağ-layabilmesi konular ında uygulanacak rejim, önlem ve yöntemlerikapsar". 5 Bu nedenle, suçlulu ğu kesinleşen hükümlünün cezaevine konulmas ı, ona karşı insanlık dışı, temel insan haklar ınıihlal edici davranmay ı haklı kılmaz. Onun da diğer insanlargibi adil işlemlere tabi tutulması zorunluluğu vardır. HattaDostoievski'nin Ölüler Evinin An ıs ı (Souvenir de la maison desmorts) isimli eserinde yazdığı gibi, "Baz ı insanlar hükümlüleriniyi bir şekilde bak ım ın ı ve beslenmesini sağlamakla yasan ın gereğiniyerine getirdiklerini ve bunun yeterli oldu ğunu düşünürler. Bu dabir hatad ı r. Ne kadar alçalm ış olursa olsun, herkes, insan onuru-na saygı gösterilmesini arzu eder. Kendisinin ne kadar dışlandığı -n ı bilmesine ve diğer insanlarla aras ındaki uçurumu kavramas ı narağmen, ona, ne pranga, ne de ta şıdığı hükümlü damgas ı, bir insanolduğunu unu tturabilir. Hükümlü de bir insan olduğuna göre, onainsan gibi muamele etmek gerekir. "6 İşte son yıllarda tüm Avrupaülkeleri gibi ülkemizde de bu alanda yap ılan reformun ama-cı, bir yandan hükümlülere kar şı insan onuruna yaraşır birbiçimde davranılmasını, sağlamak, diğer yandan da onları iyi-leştirerek topluma kazand ırmak düşüncesinde yatmaktad ır.Bu görüş, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Infaz ı HakkındaKanun'un "Hapis cezalar ı n ın infaz ında gözetilecek ilkeler" başlı-

Bu amaç, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfaz ı Hakkında Kanun'un 3.maddesinde şöyle ifade edilmiştir:" [1] Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infa-z ı ile ulaşılmak istenilen temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sa ğlamak,bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlen-dirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalle şmesiniteşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara sayg ı lı,sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır."

6 Bkz. Dostolevskj F., Souvenir de la maison des morts, Ed. Folio, Paris 1990,S. 174; Meslektaşım Bordeaux Hukuk Fakültesi Kriminoloji Enstftüsüeski Müdürü Prof. Dr. Delmas Saint-Hilaire'in yönetti ği bu gün değerlibir infaz hukuku doçenti olan Jean-Paul Cörö'nin yüksek lisans tezindebu güzel cümleler yer almaktad ır. Bkz. Céré Jean-Paul, Discipline et pro-tection des droits des detenus, Université de Pau et Pays de l'Adour, 1992-93,s.1.

24

Page 31: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ğını taşıyan 3/1. maddesinin b bendinde, "Hürriyeti bağlayı- DURMU Ş

c ı cezan ın zorunlu k ı ldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna TEZCAN' İ N

saygın ın korunmas ı n ı sağlayan maddf ve manevf koşullar altında TEBLİĞİ

çektirilir" şeklinde düzenlennıiş; hükümlü sağlığı ile ilgili ola-rak da, 3/1 maddesinin f bendinde ise, "Ceza infaz kurumla-rında hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerinikorumak üzere her türlü koruyucu tedbirin al ınması zorunludur"tarzında bir yükümlülük getirilnıiştir. Bu yüzden, kesin yar-gı kararı ile hürriyeti bağlayıcı cezaya çarpt ırılan bir kimse-nin cezaevine konulup hürriyetinin k ısıtlanması, tek başınainsan haklarına aykırılık oluşturmaz. Zira suçun kefaretiniödetmek düşüncesi tamamen unutulmamakla birlikte, bugünartık cezaların infazının amacı, bu kimseye karşı keyfi dav-ranmak değil, yukarıda da vurgulandığı gibi, suçlunun iyi-leştirilip topluma kazandırılmasıdır. Nitekim 5275 say ılı Cezave Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, cezanıninf azının sorun yaratacağı sağlık, gebelik ve doğum gibi kimidurumlarda bir yandan cezanın ertelenmesini (m. 16),7 diğer

Hapis cezas ının infazının hastal ık nedeni ile ertelenmesi: MADDE 16.-(1) Akı l hastalığına tutulan hükümlünün cezasm ın infazı geriye b ırakılırve hükümlü, iyileşinceye kadar Türk Ceza Kanununun 57 nci madde-sinde belirtilen sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınır. Sağlıkkurumunda geçen süreler cezaevinde geçmi ş sayılır.

(2)Diğer hastalıklarda cezanın infazma, resmi sağlık kuruluşlarınınmahkunılara ayrılan bölümlerinde devam olunur. Ancak bu durumdabile hapis cezas ının infaz ı, mahkumun hayatı için kesin bir tehlike te şkilediyorsa mahkumun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır.

(3)Yukarıdaki fıkralarda belirtilen geri bırakma kararı, Adli Tıp Kuru-mu'nca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığı'nca belirlenen tam teşekküllühastanelerin sağlık kurullar ınca düzenlenip Adli T ıp Kurumu'nca onay-lanan rapor üzerine, infazm yap ıldığı yer Cumhuriyet Ba şsavcılığı 'ncaverilir. Geri bırakma karar ı, mahkumun tabi olacağı yükümlülükler be-lirtilmek suretiyle kendisine ve yasal temsilcisine tebli ğ edilir. Mahku-mun geri b ırakma süresi içinde bulunacağı yer, kendisi veya yasal tem-silcisi taraf ından ilgili Cumhuriyet Ba şsavc ılığı'na bildirilir. Mahkumunsağlık durumu, geri b ırakma kararını veren Cumhuriyet Ba şsavcılığı 'ncaveya onun istemi üzerine, bulundu ğu veya tedavisinin yapıldığı yerCumhuriyet Başsavcılığı'nca, sağlık raporunda belirtilen sürelere, birsüre bulunmadığı takdirde üçer aylık dönemlere göre bu fıkrada yazılıusule uygun olarak incelettirilir. inceleme sonuçlar ına göre geri bırakmakararını veren Cumhuriyet Ba şsavcılığı 'nca, geri b ırakmanın devam edip

25

Page 32: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

DURMU Ş yandan da, infaz aşamasında hükümlünün muayene ve teda-TEZCAN' İN visini (m. 78 vd.) düzenlemiştir. Muayene ve tedavi ile ilgili

TEBLİĞİ düzenlemelere göre, hükümlünün acil veya olağan muayeneve tedavisi kurumun hekimi tarafmdan yap ılır. Öte yandan,rızası olsa bile hiçbir hükümlü üzerinde t ıbbi deney yap ıla-maz. Hükümlülerin tedavileri bakım ından gerekli yard ımları,tüm kamunun ve üniversitelerin sağlık kuruluşları yapmaklagörevli kılındığından, kurum hekiminin tedavi edemiyeceğidurumlarda bu sağlık kuruluşlarından yararlanılır. Ayrıcakurum hekimi veya görevli hekim tarafından yap ılan mua-yene ve incelemeler sonucunda hükümlünün cezas ını yerinegetirmesine engel olabilecek hastalığı saptanırsa durum, ku-rum yönetimine bildirilir. 8 5275 sayılı Kanun'da ya şlı hüküm-

etmeyeceğine karar verilir. Geri b ırakma kararmı veren CumhuriyetBaşsavcılığı'nm istemi üzerine, mahkumun izlenmesine yönelik tedbir-ler, bildirimin yap ıldığı yerde bulunan kolluk makam ve memurlar ıncayerine getirilir. Bu fıkrada yazılı yükümlülüklere ayk ırı hareket edilmesihalinde geri b ırakma karar ı, kararı veren Cumhuriyet Başsavcılığı'ncakaldırılır. Bu karara karşı infaz hakimliğine başvurulabilir.

(4)Hapis cezas ının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibarenaltı ay geçmemiş bulunan kadmlar hakk ında geri bırakılır. Çocuk ölmüşveya anas ından başka birine verilmiş olursa, doğumdan itibaren iki aygeçince ceza infaz olunur. Ar ıca bkz. Çolak Haluk, Hı2kümlülerin InsaniHaklarının Penolojik Görünümü ve Yeni Infaz Rejimi, Eylül 2005, http://www.hukuki.net/hukuk/index.php?article=516

8 MADDE 78.- (1) Kurumun sağlık koşullarının düzenlenmesi, hüküm-lünün acil veya ola ğan muayene ve tedavisi kurumun hekimi taraf ındanyapılır. Genel veya hastal ık nedeniyle yap ılan tüm muayene ve tedavisonuçları, sağlık izleme kartına işlenir ve dosyasmda saklan ır.

(2)Sağlık Bakanlığı ve Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile üni-versitelerin sağlık kuruluşları, hükümlülerin tedavileri bak ımından ge-rekli yardımlar ı yapmakla görevlidirler.

(3)Rızası olsa bile hiçbir hükümlü üzerinde tıbbi deney yapılamaz.Sağlık denetimiMADDE 79.- (1) Kurum hekimi, kurumu ayda en az bir kez denetleye-

rek genel ve özel önlem al ınmas ı gereken hastalıklar ile kurumda sağlıkkoşulları yönünden alınması gereken önerileri içeren bir rapor düzenlerve kurum yönetimine verir.

Hastaneye sevkMADDE 80.- (1) Hükümitinün sağlık nedeniyle hastaneye sevkine ge-

rek duyulduğunda durum, kurum hekimi tarafından derhal bir raporlaceza infaz kurumu yönetimine bildirilir.

Infazı engelleyecek hastal ık hali

26

Page 33: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

lülerin cezas ının konutunda infazına ilişkin hükümler yakın DURMU Ş

bir zaman önce 6 Nisan 2006 tarih ve 5485 sayılı yasa ile deği- TEZCAN İ N

şiklik yap ılarak gözden geçirilerek yetmişbeş yaşını bitirmiş TEBli Ğİ

kişilerin mahkum oldukları azami üç y ıl hapis cezasınm ko-nutunda çektirilmesine olanak tanınmıştır (m.110/ 2) .

Özellikle engellilerin bütün dünyada korunmas ı için ya-pılan çalışmalar dikkate alındığında'° yakalanan, gözaltınaalınan, tutuklanan veya yarg ılama sonunda mahkum edilenengellinin cezas ının infazı aşamasında sağlığının korunma-sıyla orantılı olarak özel bir infaz rejimine tabi tutulmasını zo-runlu kılmaktadır. Bu kimselere cezalar ın infazında özel birinfaz rejimine tabi olmaları yönünde yap ılacak pozitif ayrım-c ılık ise, yaşlı hükümlülerle ilgili yasadaki yukarıda değin-diğimiz özel infaz rejimi dikkate al ındığında daha da önemkazanmaktadır.

MADDE 81.- (1) Kurum hekimi veya görevli hekim tarafmdan yap ılanmuayene ve incelemeler sonucunda hükümlünün cezasını yerine get-irmesine engel olabilecek hastalığı saptanırsa durum, kurum yönetiminebildirilir.MADDE 110- (Değişik 2. fıkra: 5485 - 6.4.2006 / mi) (2) Mahkumiyetekonu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki halegetirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukukisorumluluklar ı saklı kalmak üzere;

a) Kad ın veya altmışbeş yaşını bitirmiş kişilerin mahkum olduklar ıaltı ay,

b)Yetmiş yaşını bitirmiş kişilerin mahkum olduklar ı bir y ıl,c)Yetmişbeş yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları üç yıl, veya

daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine hükmü verenmahkemece veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulu-nan ayn ı derecedeki mahkemece karar verilebilir. Bu yasa değişikliğiile ilgili olarak ayrıca bkz. AKP, Erbakan cezaevine girmesin diyeyasa değiştirmişti... http://w9.gazetevatan.com/ haberdetay.asp?Newsid=168479tCategoryid=1

10 "Özürlü" veya "Engelli ki şi" terimi, fiziksel veya zihinsel yetenekler-inde doğuştan veya sonradan meydana gelen yoksunluklar ın sonucuolarak, kısmen veya tamamen, kendi ba şına normal bireysel ve/veyasosyal yaşam yaşayamayan kişileri ifade eder. Bkz. Engelli Ki şilerinHaklar ına Dair Bildiri, (1975). BM Genel Kurulu'nun 9 Aral ık 1975 tari-hli ve 3447 (XXX) say ılı Karar ı . Ayrıca Birleşmiş Milletler tarafındanhazırlanan "Engelli Ki şilerin Hakları Sözleşmesi" 29 Mart 2007 tarihindeülkelerin inızasına aç ılmıştır, bkz. http://www.tsd.org.tr/index.php?

27

Page 34: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

DURMU Ş Antalya'daki engelli bir hükümlü ile ilgili bir durum ko-T[İCAN'IN nusunda daha önce basmda ç ıkan "İnsan Hak/an Derneği Has-

TEBLİĞİ ta Hüküm/üye Sahip Ç ıktı " şeklindeki bir haber nedeniyle gün-deme gelen11 ve bugün TBB ile Antalya Barosu'nun toplantı-sına konu oluşturan engellilerin cezas ının infaz ı konusundaözel bir infaz rejimi uygulanmas ı yükümlülüğü AİHM içti-hatları açısından daha da önem kazanmaktad ır. Gerçekten,sakatken suç işlemiş olması nedeniyle, yeniden suç işlemeihtimali göz önüne almarak Cumhurba şkanı tarafından özelaf uygulamas ına tabi tutulmayarı bir engelli hükümlününcezasının infazmda devlet ya bu kimsenin cezaevinde insanonuruna yaraşır bir konumda cezas ının infazını sağlayacakya da bu kimsenin cezasının kendi konutunda infazına izinverecek bir düzenlemeye gidecektir. Zira A İHM, 10 Temmuz2001 tarih ve 33394/96 sayılı Price - Birleşik Krallık kararında,bu konuyu kısmen ele almış ve sakat doğumlara sebep olandoğum kontrol hapı nedeniyle sakat doğan başvuranın malbeyanında bulunmamas ı nedeniyle mahkemeye hakarettenmahkum edilmesi üzerine cezan ın infazı sırasında yaşadığısorunları AİI-IS m. 3'ü ihlal eden insanlık dışı bir muamalesaymıştır. Divan özellikle bu davada şu husular ın altını çiz-miştir: "Divan, bir hekimle bir hastabak ıcın ın düzenlediği, akülüsandalyenin aküsünün bitmesi halinde ba şvuran ın hareket etme,yatağa veya tuvalete gitme ve temizlik sorununa ilişkin cezaevi dos-

11 Bkz.http://www.siirttehurriyet.com/index.php?option=com_contenttask=view ııd=290: İnsan Hakları Derneği Siirt Şubesi tarafından dünDernek Binas ında düzenlenen basın aç ıklamas ında, Antalya Cezaevindehükümlü olan ve sa ğlık durumu elverişli olmadığı halde, hükümlülükdurumu sürdürülen Gazi Da ğ adındaki mahkuma sahip ç ıkıldı . Yatalakdurumda olduğu ve kendi zaruri ihtiyaçlar ını bile karşılamaktan âcizdurumda bulunduğu belirtilen Gazi Dağ adlı hükümlünün, Cumhur-başkanı tarafından affedilmesini isteyen Dernek Ba şkanı Vatha Aydın,kendisine destek amacıyla yazılan mektubu okudu.

IHD'nin, Türkiye genelinde bütün hasta hükümlülere sahip ç ıktığınıbelirten Vatha Aydın, sağlık koşulları elvermeyen mahkumlar ın, tutuk-luluk durumlarının sürdürülmesinin insan haklar ı ihlali olduğunu söy-ledi.

Basın mensuplarına okunan ve "Sevgili Gazi Da ğ" hitabıyla başlayanmektup Antalya'daki hükümlüye posta ile gönderildi.

28

Page 35: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLOLER SEMPOZYUMU

yas ı nda bulunan notun bulunduğunu tespit etmiştir. Endişeler o DURMU Ş

kadar fazlaki, cezaevi müdürü, cezaevi personelinin başvuranı dı- TEZCAN'IN

şarıdaki bir hastahaneye naklettirmeyi denemelerine izin vermiştir. TEBLİĞİ

Bununla birlikte bu mümkün olmam ış tı r, zira başvuran ı n herhangibir özel hastal ığı bulunmamakta yd ı . Başvuran ın cezan ın infaz ı n-dan sonra cezaevinde tuvalete gitme güçlü ğüne bağlı olarak idrar ın ıçıkaramama rahats ızlığı yüzünden kendisine bir kateter bağlanmas ıgerekmiş tir. Başvuran bu sorunların tutukluğunu izleyen on haftaboyunca devam ettiğini ileri sürmüş ve fakat bu iddias ın ı belgeleye-memiştir. (par. 29).

Somut olayda, hiçbirşey, başvuran ı gerçekten aşağılamayı veyaküçük düşürmeyi amaçlayan bir kast ın bulunduğunu kan ı tlama-maktadı r. Bununla birlikte, Divan, ağır engelli bir kimsenin tehlike-li bir şekilde soğuktan zarar gördüğü bir ortamda hapsedilmesinin,yatağına ulaşamamas ı veya yatağın sertliği nedeniyle yaraların art-ma riski taşımas ın ın ve tuvalete gitme veya y ıkanma güçlüğününSözleşmenin 3.maddesine ayk ırı ve insanl ık dışı bir muamale oldu-ğuna karar vermiş tir." (par. 30)

Sonuç olarak, bu karar dikkate aimd ığında engelli kiş i-lerin cezalarının infaz ında, engelli hükümlünün sağlığınıkoruyacak bir ceza infaz sistemi uygulama yükümlülü ğüsözkonusu olmaktad ır. Şayet devlet bunu cezaevi ortamındasağlayamıyorsa, bu tür kişilerin inf azının hükümlünün kendikonutunda gerçekleşmesini sağlayacak ceza infaz değişikliği-ne gitmesi zorunludur. Aksi takdirde AIHM'ne aç ılacak da-valarda yukar ıda değindiğiniz Price - Birleşik Krallık kararıparalelinde mahkumiyet kararlar ı sözkonusu olabilir.

Hepinizi saygıyla selaml ıyorum.

Oturum Başkanı: Sayın konuşmacıya teşekkür ederim.

Burada iki noktay ı ben açığa kavuşturmak istiyorum. Bi-rincisi, dikkat ederseniz, süreyle ilgili herhangi bir şey söy-lemedim, çünkü konu şmacılar, bize ayrılan süre içerisindekendi konuşmalarını özgürce yapacaklar. Yalnız, bizim prog-ramımıza göre de 12.00'de bitiyor, yemek zamanını biraz aşa-biliriz. Diğer yandan aynı oturumda kar şılıklı sorular, cevap-

29

Page 36: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

DURMU Ş lar verilmesi, hem konu şmacıları zaman sınırında zora soku-TELC4N'IN yor, hem de bu tart ışma böyle yüzeyde kalıyor. Onun için, biz

TEBLİĞİ ilke olarak bu soru ve cevap olaylar ını, hatta tartışma olayla-

rını yarın yapacağımız özel oturumda gerçekle ştirelim iste-dik. Böylelikle herkes rahatl ıkla soru sorabilsin, tartışabilsin.Bunu disiplin altına almak için sorular yaz ılı verilsin diyoruz,korsan tebliğ yap ılmasın diyoruz, ama böyle bir tartışma orta-

mı da çıkmıyor. Onun için, bugün burada oturum sonras ındaböyle bir tartışma-soru işini yapmayacağız, bunun tamamınıyarınki oturumumuzda yapaca ğız.

Sözü "Mahpusların Sağl ık Sorunları ve Ceza İnfaz Kurumla-

rı nda Özürlü Olmak" başlıklı konuşmasını yapmak üzere Sa-yın Demirbaş'a bırakıyorum.

T İMUR Prof. Dr. Timur DEM İRBAŞ (Bahçeşehir ÜniversitesiDEM İ RBAŞ'IN Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi): Teşekkür ederim Sayın Baş-

KONU ŞMASI kan.

Değerli başkanlarım, değerli meslektaşlarım ve öncelikleSayın Bakamm; hepinizi sayg ıyla selamlıyorum.

Gerçekten de infaz hukuku, Türkiye'nin en önemli ko-nularından birisini oluşturmaktad ır. Hepinizin bildiği gibi,90'11 yılların sonunda cezaevlerinde ba şlayan olaylar üzeri-ne Barolar Birliği, yanılmıyorsam 2000 yılında Türkiye'de ilktoplantıyı yapmış idi. Sayın Özdemir Özok o zaman GenelSekreter'di, birlikte Ankara Adliyesi'nde o toplant ıda yinehararetli tartışmalar yapılmıştı, "F tipine geçilsin-geçilmesin"

başta olmak üzere. Daha sonralar ı bu konu bazı üniversitelertarafından düzenlenen toplant ılarda, Adalet Bakanlığı tara-fından düzenlenen toplantılarda hep gündeme geldi. Hatta o"Hayata Dönü ş " operasyonundan sonra Jandarma Genel Ko-mutanlığı da bir toplant ı yaptı, ben ona da katılmıştım.

Bu yönüyle infaz hukuku, tabii Bat ı'da XVI. yüzyılda ha-pishanelerin ortaya çıkması ve bu tartışmalar, tarihsel süreçtecezaevlerinin büyük ölçüde sorunlar ı bize göre az olmakla

30

Page 37: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

birlikte, bizde Tanzimat'la birlikte, az önce hocamın ifade et- TİMUR

tiği gibi, bedeni cezalar yerine hapis cezalar ının bizde doğuşu DEM İ RBAŞ'IN

Tanzimat ceza kanunlarıyla birlikte olduğu için, bayağı bir KONU ŞMASI

geri kalmışlık söz konusu. Hatta Cumhuriyet'in ilk yıllarmdaİmralı Açık Cezaevi'nin aç ılması, Cumhuriyet'in ilk dönem-lerinde belirli gayretlerin gösterilmesiyle birlikte uzun sürecezaevleri unutulmuş yer olarak kalmıştı .

Bir de şunu unutmamak gerekiyor: Her insan cezaevinetutuklu ya da hükümlü olarak girebilir. Dolay ısıyla oralaraduyarsız kalmamak gerekiyor. Bu yönüyle böyle bir toplant ı-nın düzenlenmesi gerçekten önem ta şımakta.

Ben yıllardır infaz hukukuna özel bir ilgi duymam sebe-biyle, ceza genel dersleri verdi ğim andan itibaren, 1987 yılın-da İzmir'de bağımsız ders vermeye ba şladığım andan itiba-ren öğrencilerimi Adalet Bakanl ığı'ndan izin almak suretiyleŞirinyer Islahevi'ne, Foça Aç ık Cezaevi'ne; kapalı cezaevineönceleri izin vermiyorlardı, daha sonra Buca Cezaevi'ne, hattaEsra'nın öğrenci olduğu dönemde ilk defa F tipine de ö ğren-cileri de götürmüştüm. Bu yıl da yine Bahçeşehir Üniversitesiöğrencilerimi Bakırköy Kadın Cezaevi'ne götürdüm, gayetmodern bir cezaevi olmuş . Hatta F tipinden daha yüksek gü-venlik statüsü biraz beni hayretler içinde b ıraktı, çünkü retinasistemine dayanıyor. Tabii ilçe cezaevleriin durumu malum,Bayrampaşa Cezaevi,-gerçi Silivri'ye aktarılacak- çok büyükpara aktarılmış, bu da ayr ı bir konu, çünkü cezaevleri mas-rafl ı .

Şunu demek istiyorum: Adalet Bakanlığı, bu olaylar üzeri-ne bu konuya eğildi, işte yeni cezaevleri yapma yönünde kay-nak oluşturdu, gerçekten yeni cezaevleri de yap ılıyor. Ama Ftipleriyle ilgili birtak ım problemler hala tart ışılıyor. Avukatmeslektaşlar söylüyorlar, yani "ortak çalışma alan ına çıkartılmas ın ı rlı oluyor, dolay ıs ıyla adeta tecrit niteliğine varan durumlaroluyor" şeklinde, ama yine olumlu gelişmelerin olduğunu dakabul etmek gerekiyor. 2000'li y ıllarda o olaylar üzerine bil-diğiniz gibi İnfaz Hakimliği Kanunu'nun yürürlüğe girmesi,

31

Page 38: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

TiMUR yine izleme Kurullar ı Kanunu'nun yürürlü ğe girmesi, ki benDEMiRBAŞ ' İN bu kurulun İzmir'deki ilk kurulu şunda 3 yıla yakın üyeliğini

KONU ŞMASI yapmıştım. Hatta Sayın Bakanın Bakanlığı döneminde konu-ya özel ilgi göstermesi sebebiyle bizleri toplamıştı Ankara'da.İyi niyetle oluşturulan kanunlar, ama büyük özveri istiyor.Cezaevinde olmak gerçekten problem; sırf tutuklu ya da hü-kümlü olarak değil, oradaki görevlilerin ciddi problemlerivar, onlar ı da biliyorum. Az önce Sayın Başkan ifade etti, osorunlu, özürlü hükümlüyle görüşme sırasında bir an evvelçıkma duygusu. Bunu gerçekten biz de izleme Kurulu üyeli ğiyaptığımız dönemde yaşıyorduk. Yani aynı cezaevlerine git-tiğimiz zaman, özellikle ilçe cezaevlerine, 5ikyet1er var fizikikoşullarla ilgili, çözüm yok, kapasite çok dolmuş . Diyor ki,"daha 3 ay önce gelmi şsiniz, hiçbir çözüm olmad ı, nefes alacak yeryok, 3 kişilik ranzada yatıyoruz" şeklinde. 0 duygularla insan,tabii bir şey yapamamanın da sıkıntısı çekiyordu.

Bu yönüyle, oradaki görevlilerin de gerçekten büyükfedakarlık içinde olduğu ve yine buralara uzman personelyetiştirmek amac ıyla yeni kanun, Eğitim Merkezleri Kanunukapsamında bir defa çok nitelikli yeni personel alınıp bunla-rın yetiştirildiğini biliyorum. Mevcut personele de meslekiçikurslar verildiğini biliyoruz. Bunlar olumlu gelişmeler, amatabii cezaevinde olmak gerçekten dünyanın her yerinde so-runlu. Ben Almanya'daki cezaevlerini de gezdim 2 y ıl kadarönce; hatta Aşağı Saksonya Eyaleti'ne Prof. Scmith, eski biradalet bakanı, davet etti, 10 cezaevini gezdim. Oralardaki ina-nın gençlik cezaevleri, bizim F tipinden daha katı, yani tekkişilik bir odada, kat ı disiplin, çalışma sistemi. Çal ışmayan neoluyor; çalışmak zorunda kalıyor, çünkü çalışmayana televiz-yon alma hakkı sağlanmıyor. Yani çalıştığı iş karşılığı aldığıparayla televizyonu sat ın alabiliyor ya da kantinden al ışverişhakkı bakımından ailenin vereceği para sinirli, onun dışındafazla alışveriş yapabilmek için yine çalışmak zorunda, yaniböyle bir sistem kurmuşlar.

Bizim bugünkü infaz kurumlar ının belki en önemli prob-lemi, maalesef çalışma yönünden, mesela Bakırköy Kadın Ce-

32

Page 39: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

zaevi, yeni bir cezaevi, "iş atölyeleri kurulacak" falan dediler. T İ MUR

Yani bunların öncelikli olmas ı lazım. Gerçekten zamanı yen- DEMiRBAŞ 'IN

me, ancak çalışmayla mümkün olabilir. KONU ŞMASI

Asıl konumuza gelecek olursak, tabii cezaevinde olmakayrıca sorun yarat ır dediğimize göre, bir defa b ırakın özürlüolmayı, bir kimsenin özgürlüğünün kısıtlanması psikolojiksorunları da birlikte getiriyor. Neden? Bir defa statü de ğişik-liği. Düşünün, saygın bir işadamısınız, tutukland ınız, cezae-vindesiniz ya da bir bankanın patronusunuz, cezaevindesiniz;bunun yaratacağı büyük psikolojik bunalım, statü değişikliğive "mahpus umutsuzluğu" olarak adlandırılan kavram. Ne za-man özgürlüğe kavuşacak, başına ne gelecek; ki ko ğuş siste-minin yürürlükte oldu ğu cezaevlerindeki en büyük problembu. Dünyanın her tarafında cinsel suç mağduru olmak, ırzı-na geçilme riski var, art ı şişlenme riski var, bizde de bununörnekleri yaşanıyor. Ama dünyanın her tarafında, Amerikanfilmlerinde de görüyoruz. Bu yönüyle statü de ğişikliği, mah-pus umutsuzluğu, kuruma uyum; tabii "insan zamanla her şeye

alışır" deniliyor, ama o alışma süresince ciddi problemler veintihar riski... Gerçekten de tutuklulu ğun ya da cezaevinegirişin ilk günlerinde yüksek intihar riski var. Bu bakımdan,bu kişilerin sorunlarına duyarlı olmak ve onlarla görü şecekpsikolog, sosyal hizmet uzmanı gibi görevlilerin ve infaz ko-ruma memurlarının özel eğitimden geçirilmeleri gerekiyor.Mesela Bakırköy Kadın Cezaevi'ndeki psikolog, gerçektenilk edindiğimiz izlenim, konusuna hakim, bu konuda duyar-lı, yani bu tip personelin de Bakanl ık'ta olduğunu söylemekistiyorum, ama küçük cezaevlerinde bunlar yok. Yani kişininbir gün özgürlüğe kavuşacağı umudu, bunların gelip geçiciolduğu, belirli meşgaleler yaratmak suretiyle intihar e ğilimiiazaltmak gerekir.

Tabii bir defa sağlık problemleri söz konusu ki, asıl konu-muza geçmeden önce infaz kurumlar ındaki sağlık problemle-ri nedir, onlar ı belirtmek gerekiyor. izleme Kurulu üyeli ğimizsırasında da edindiğim en büyük problem buydu; doktora git-mek, hastaneye gitmek. Tabii kural olarak belirli kapasitedeki

33

Page 40: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

T İMUR infaz kurumlar ında bir doktorun bulunmas ı gerekiyor ve buDEM İ RBAŞ'IN doktorun asl ında cezaevi doktorlu ğu konusunda uzman kişi

KONU ŞMASI olması gerekiyor, çünkü onların farklı problemleri var. Amamaalesef cezaevi doktorluğu, adeta bir sürgün yeri gibi kabuledildiği için, kişiler o mecburi hizmeti tamamlay ıp ayrılmayoluna, istifa etme yoluna gidebiliyorlar. Asl ında teşvik edil-meli, hatta bu konuda ayr ı bir uzmanlık söz konusu olmalı vemutlaka belirli kapasitedeki cezaevlerinin doktoru olmal ı .

Benim tespit ettiğim, ilçe cezaevlerinde doktorun olma-dığı, hastaneden hükümet tabibinin belirli aralıklarla geldiği,bunun da sıkıntı yarattığı ve en fazla tutuklu ve hükümlülerinşikayeti, hastaneye gitmek oldu. Bunlar ı sorduğumuz zaman,hastaneye gitme, bir şekilde insan içine ç ıkma, hava alma, za-mamn geçmesi şeklinde ifade ediliyordu. Kanun aç ıkça sağlıkhakkıyla ilgili ayr ıntılı düzenlemelere yer vermiş . 71. madde-de "Hükümlünün muayene ve tedavi istekleri" başlığı altında,hükümlü beden ve ruh sağlığının korunması, hastalıklarınıntanısı için muayene ve tedavi olanaklar ından, tıbbi araçlardanyararlanma hakkına sahiptir. Bunun için "hükümlü, önceliklekurum revirinde mümkün olmamas ı halinde, devlet veya üniversitehastanelerinin mahk ı2m koğuşlarrnda tedavi ettirilir" şeklinde ga-yet güzel bir düzenlemeye yer veriyor. Ancak tabii fiiliyattarevirler maalesef pek iç aç ıcı değil. Ben F tiplerinin revirleri-ni gördüm, fiziki mekan olarak güzel, ama ya doktor yok yadoğrudan doğruya belirli bir duruma gelince hastaneye gön-deriyorlar, ama eski yap ı cezaevlerinde çok kötü durumda.

Aslında Batı'da cezaevi hastanelerine yer verilmi ş . AşağıSaksonya Eyaleti'ndeki o ziyaretim s ırasında böyle bir cezae-vi hastanesini gördüm, ameliyattan tutun, her türlü müdaha-lenin yapılabildiği bu tip hastane ve diğer eyaletteki bu hastahükümlüler de bu cezaevine getiriliyor ve tedavileri buradayap ılıyor. Ben bu konuşma öncesinde Bakanl ık'taki yetkililer-le görüştüm. Dedim, "böyle böyle, yurtdışında örnekleri var, biz-de var m ı ?" Çünkü ben bilmiyordum, yani kitab ımı yazarkende araştırmıştım, yoktu. Dediler ki, "iki tane bizde yap ı l ıyor."

34

Page 41: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Bir tanesi yap ıldı Sincan Cezaevi'nde, 90 ki şilik mahküm has- T İ MUR

tanesi, bir de İstanbul için inşa edilen Silivri Cezaevi'ne yine DEM İ RBAŞ'IN

90 kişilik hastane yap ılıyormuş . Umar ız beklenen sonucu KONU ŞMASI

verir, iyi bir örnek, Bat ıdaki örneklerinde oldu ğu gibi. Hattaruh sağlığı bakımından tam akıl hastası olmayıp da birtakımsağlık problemleri, çünkü cezaevine girince insan ın bu ruh-sal problemleri art ıyor, buna yönelik de baz ı cezaevlerindeözel bölümler yap ıldığını da öğrendim. İnfaz Kanunu'nun 18.maddesi bu durumdan söz ediyor, bu tür sağlık problemleri,ruhsal problemleri olanlar ın özel infaz kurumlar ında cezala-rınm infaz ettirilmesinden söz ediyor. Adana'da, Elaz ığ'da,Samsun'da ve Manisa'da 50'5er ki şilik ve Bakırköy'de de 150kişilik bu tür ruhsal problemleri olan hükümlüler için yer ya-pıldığını öğrendik. Bu da önemli bir a şama.

Görüldüğü gibi, sağlık problemi önemli, ama tabii revir-de ya da hastaneye ya da üniversite hastanesine sevk edili-yor, tedavi edilmeye çalışılıyor, ama ciddi problemler buradada ortaya ç ıkıyor. Az önce Başkan ifade etti, Antalya DevletHastanesi'ne gidildiği zaman, tutuklu ya da hükümlüyse, ka-nun gereği elbette özel bir bölümde bunların tutulması gere-kiyor. Başında jandarma bekleyecek ayr ı bir bölümde. Bununtabii hoş olmadığı ortada, ama yapacak da bir şey yok. İşte buhapishanelerde hastane yap ıldığı zaman, belirli ölçüde bununaşılmas ı mümkün olacak.

Ancak as ıl konu, cezaevlerindeki sağlık personelinin uz-man olmas ıdır dedik. Hatta bununla ilgili olarak Atina And ı,Uluslararası Cezaevi Sağlık Hizmetleri Konseyi tarafından1979 yılında "Atina Andı " kabul edilmi ş, yani cezaevi dok-torlarının diğer doktorlara göre daha titiz olmalar ı, belirlikurallara uymalar ını sağlamak için. Mesela bu antta var ılansonuçlardan önemlilerini şu şekilde sıralamak mümkün: Her-hangi bir fiziksel cezaya izin vermemek ya da onaylamaktankaçınmakla yükümlü, işkencenin hiçbir türüne kat ılmamaklayükümlü, hapsedilmiş kişilere bilgi verip rızaları alınmadık-ça üzerlerinde insan deneyleri yapmamay ı taahhüt ediyor-

35

Page 42: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

T İMUR lar. Yine "hapsedilmiş hastalara mesleki ili şkilerimiz s ı ras ında Öğ-DEM İ RBAŞ'IN rendiğimiz her türlü bilginin gizliliğine saygı göstermeyi taahhüt

KONU ŞMASI ediyoruz" diyorlar ve yine "tıbbi hükümlerimiz, hastaları m ız ı ngereksinimlerini temel alacağına ve her türlü tıp dışı mülahazan ı nüzerinde olacağına söz veriyoruz" şeklinde görüldüğü gibi Ati-na Andı'yla cezaevi doktorlar ının özel bir yükümlülük alt ınagirdiğini görüyoruz.

Yine bildiğiniz gibi, infaz hukukunun uluslararas ı bir-takım temelleri de var. Bunlardan birincisi, 1987 y ılında Bir-leşmiş Milletler İnfaz Hukuku Esaslar ı ya da Asgari Kural-ları olarak adlandırılan uluslararas ı belge. Diğeri de AvrupaKonseyi tarafından 1987 yılında kabul edilen infaz hukukunailişkin 100 temel esas. İşte Birleşmiş Milletler Asgari StandartKuralları 25. maddesinde cezaevi doktorunda bulunmas ı ge-reken vas ıfları sayıyor. Diyor ki, "nitelikli olmal ı, yani s ıradanbirisi, mecburi hizmet için, o süreyi doldurmak için oraya gelme-yecek, nitelikli doktor olacak." İkinci olarak "cezaevi doktorununelinde bütün donan ı mlar ı n ı n, muayene odas ı n ın ve ilaçları n bulun-mas ı gerekir" ve son olarak da "doktor, diğer hastalar gibi mah-pusları da tedavi etmek için haz ı r bulunmal ı, yani icab ında tamamgeceleri bulunmas ı gerekmez, ama acil bir durumda hemen orayagelebilmeli" şeklinde bunu ifade etmi ş .

Tabii tüm bunlara rağmen öyle durumlar olabilir ki, -as ılkonuya belki girmek de gerekecek- o tür sağlık koşulları bu-lunabilir ki, bu kişinin infaz kurumunda bulunmas ı hayatıiçin tehlike oluşturabileceği gibi, bazen infaz kurumu içinbüyük külfet ve masraf da gerektirebilir. İşte bunun örnekle-ri, bildiğiniz gibi ölüm oruçlar ının yaygın olduğu dönemdeKorsakof hastalığı olarak adlandırılan beyin hücrelerinin öl-mesi ve artık geri dönü şe inıkn vermeyen noktaya ulaşılmasıüzerine eski kanun, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun399. maddesi gereğince alınan rapor üzerine savc ılar bu türhükümlüler ya da tutuklular bak ımından inf aza ara verdiler.Benim elimdeki rakam, 381 ki şiye bu yönde karar verildiği.Tabii bu 381 içerisinde sadece ölüm orucu olanlar yok, yine

36

Page 43: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

infaza devam edilmesinin hayati tehlike oluşturması haliyle TiMUR

ilgili diğer durumlar da olabilir, ama genellikle ölüm orucu DEMIRBAŞ 'IN

sebebiyle bu söz konusu olmu ştu. KONU ŞMASI

Yeni kanun, İnfaz Kanunu, artık Usul Kanunu'ndan almışbu durumu, 16. maddesinde düzenliyor. Gerçekten de "ha-pis cezas ınrn infaz ın ın hastal ık nedeniyle ertelenmesi" başlıklı 16.maddede 3 durumda infaza hastal ık nedeniyle ara verilebi-leceğinden söz ediyor. Bunlardan bir tanesi ak ıl hastalığı, bukonumuzla doğrudan bağlantılı değil. "Akıl hastalığına tutulanhükümlünün cezas ın ın infaz ı geriye b ırakı l ı r. Bu kişinin tedavi ku-rumuna, ak ıl hastanesine gönderilmesi gerekir ve burada geçen sürecezadan geçmiş sayı l ır" şeklinde 1. fıkrada belirtiyor.

Yine diğer bir durum, gebelik haliyle ilgili 4. f ıkrada, "ha-pis cezas ın ın infaz ı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 6ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkı nda da geri b ırakılır" denili-yor. Bizim için önemli olan, diğer hastalıklar dolayısıyla ha-yati tehlike gibi bir dereceye ulaşma durumunda yine heyetraporuyla kişinin infaz ına savc ı tarafından ara verilmesidir.2. fıkrayı isterseniz okuyal ım, daha iyi anlaşılması açısmdan:"Diğer hastal ıklarda cezan ı n infaz ına resmi sağlık kuruluşları n ınmahkümlara ayrı lan bölümlerinde devam olunur. Ancak bu du-rumda bile hapis cezasm ı n infaz ı, mahkümun hayatı için kesin birtehlike teşkil ediyorsa, mahk ı2mun cezas ın ın infaz ı iyileşinceye ka-dar geri b ırakı lır" diyor ve bunun nasıl uygulanacağını 3. fık-rasında belirtiyor; i şte Adli Tıp Kurumu'ndan rapor al ınmasıgerektiğinden söz ediyor. Eğer bu raporda belirli aral ıklarlakontrolden söz edilmemişse, üçer aylık sürelerle bunun kont-rol edilmesi gerektiğinden söz ediyor ve böyle bir durumdakolluğa haber verilip bu ki şinin kontrol edilmesi gerekti ği deifade ediliyor.

Demek oluyor ki, Antalya Cezaevindeki bu ki şinin du-rumu, hayati tehlike olu şturacak durumda değil. Eğer hayatitehlike oluşturacak durumda olsayd ı, zaten 16. maddenin 2.fıkrasınm uygulanmas ı gerekirdi. Ama ciddi problem oldu ğuda ortada. Kald ı ki İnfaz Kanunu'nun bir de 81. maddesi var;

37

Page 44: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

T İMUR "infaz ı engelleyecek hastal ık hali ", bu da çok önemli bir düzenle-DEMIRBAŞ'IN me: "Kurum hekimi veya görevli hekim tarafindan yap ılan muaye-

KONU ŞMASI ne ve incelemeler sonucunda hükümlünün cezas ın ı yerine getirme-sine engel olabilecek hastal ığı saptan ırsa, durum kurum yönetiminebildirilir." Demek oluyor ki tüm sorumluluk kurum hekiminebağlı, yani "bu kiş inin cezas ın ı n infaz ı mümkün olmayacak du-

rumda" şeklinde bir rapor verirse, bunu hemen kurum mü-dürüne bildirecek. o da ya 16. maddenin uygulanmas ı içinişte heyet raporu almaya çalışacak veya biraz önce de ğinildi,Anayasa'nın 104. maddesi gere ğince Adli Tıp Kurumu'ndansakatlık, hastal ık, yaşlılıkla ilgili Cumhurbaşkanının özel afyetkisi kapsamında uygulama yap ılması için o mekanizmayıişletecek.

Ben bu toplant ıya gelmeden önce Bakanlık'taki yetkililer-le görüştüğümü ifade etmiştim. Aslında bir rakam almak is-tedim, belki Hakan Bey bu konuyla ilgili bilgi verecektim. De-diler ki, "Elimizde buna ili şkin bir rapor yok, yani say ı yok. LJYAPgereğince daha henüz hastal ık şekline göre bir giriş yapm ıyoruz."Ama cezaevlerimizde bu durumlu hükümlüler oldu ğunu ifa-de ettiler. "Bu tür felçli olan kişinin bakım ı, cezaevinin koşullarıda malum, çünkü bu kişilerin bak ım ı özel bir bak ım ı gerektiriyor,yani uzman kiş inin olmas ı gerekiyor. Cezaevlerinde de bu nitelik-te personel olmadığı malum. Ne yap ıyorsunuz?" dedim. AntalyaCezaevi'nde de o örne ğin uygulandığını söylediler, az önceBaşkan söyledi. Dedi ki, "aile yakınları na özel bir kart veriyo-ruz; geliyor, alt ın ı temizliyor, çıkıyor gidiyor." Demek ki gündeüç defa bu işi yap ıyormuş . Tabii bu ciddi problem. Yoksulmahkümu görevlendiremez tabii. Evet, onu söyledi, ama oangarya kapsamına girer. Ücret kar şılığı tabii cezaevlerinde,özellikle koğuş sisteminin geçerli oldu ğu yerlerde yaygındır,yani paralı olan mahkümlar, kendi işlerini yaptırırlar ve onunhesabına para yatırtır, ayda 200 YTL kantin al ışverişi için.Herhalde böyle bir yöntem, ba şka da yapacak bir şey yok. 0200 lira da haftal ık o kişi için büyük bir para, olabilir.

Çözüm nedir? Tabii, şunu da söyledi Bakanl ıktaki yetkili:Haklı olarak dedi ki, "Bu adam felçli oldu ğuna göre, birisini öl-dürmüş, başka örnekler var. Bu affedilse, toplum bak ım ından adalet

38

Page 45: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

duygusu rencide edilir, yani ba şka birisini öldürebilir." Yani onun T İ MUR

eline silahı tutuşturmuşlar, nas ıl yaptılarsa, kimi öldürdüyse, DEM İ RBAŞ ' İ N

o da ayr ı bir konu. Zaten o tart ışmanın, bu toplantının ama- KONU ŞMAS İ

cı da bu, kanunda bunu düzenleyen özel bir hüküm de yok,başka ülke kanunlar ında da yok ve uluslararas ı normiardada yok. Yani Birle şmiş Milletler Asgari Standart Kurallar ı dader ki, "Cezaevlerinde bulunmak, özgürlü ğün kıs ı tlanmas ı, zatenbir yapt ı rımdı r. Cezaevi koşulların ın kötüleşmesi, ek bir yaptırı molarak uygulanamaz." Dolay ısıyla burada yap ılması gereken,belki bu tür hükümlüler için özel bir cezaevi yap ılması .

Az önce ifade ettiğiniz gibi, bunlar ın belki tekerlekli san-dalyeyle işlerini görebileceği, yataklar ına, tuvalete rahatlıklagidebileceği, özürlülere mahsus bir cezaevi yapmak ve tabiiaz önce ifade edildi ği gibi, 81. maddedeki durumun gerçek-leşmesi halinde, yani hükümlünün bu durumu, cezanın yeri-ne getirilmesini engelleyecek bir noktaya ula şmış ise, bu ör-nek bence o noktada, belden aşağısı tutmuyor ise, göğüstenaşağısı tutmuyor ise, doğrudan doğruya ya 16. maddenin 2.fıkrası işletilmeli... Düzelmesi mümkün değil. Bence doğru-dan doğruya Cumhurbaşkanının 104. maddedeki af yetkisinikullandırmak gerekebilir. Tabii o da rapora ba ğlı, yani Cum-hurbaşkanmın doğrudan doğruya böyle bir yetkisi yok, önü-ne gelen rapor üzerine Cumhurbaşkanı bu yetkiyi kullanıyor.Geçtiğimiz dönemde bu ölüm orucuna girenleri, Korsakofhastalığına yakalananları önceki Cumhurbaşkanımız Sezeraffetti diye "teröristleri affediyor" diye afişler asmışlardı .

Hatta ben Üsküdar'da buna tanık olmuştum. Hemen po-lisi aradım, bir parti asmış bir şey. Henüz Cumhurbaşkanlı-ğı dönemi, geçen may ıs ayında Cumhurbaşkanına hakaretniteliğinde, Cumhurbaşkanı Anayasa' dan doğan yetkisiniönüne gelen dosyada kullanıyor, sırf karalamak amacıylaasılmış. Sonra da o afişi indirttim, başkaları da şikayet etmiş .Yani bu tip karalama durumlar ı da olabiliyor. Dolay ısıylaCumhurbaşkanının bu af yetkisini felçli olan ki şiler bakımın-dan doğrudan doğruya zaten kullanabilmesi mümkün de ğil.Yani Adalet Bakanlığı'nın 81. madde gereğince infazı yapı-lamayacak bir hastal ık şeklinde raporu hazırlayıp, Adli Tıp

39

Page 46: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ KÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

T İMUR Kurumu'na onaylat ıp -ki Bakanlığın bir genelgesi var bunun-DEM İ RBAŞ'IN la ilgili- Cumhurbaşkanı böyle bir durumda af yetkisini kul-

KONU ŞMASI lanınalı .

Tabii cezaevlerinde ciddi problemlerin olduğu ortadave en önemli problem, maalesef dolulu ğun korkunç düzeyeulaşması . Geçtiğimiz aylarda İstanbul'da bir toplantıda benBakanlığın eski bilgisine dayanarak, 77.000'den bahsediyor;fakat gazetede bir haber çıktı, "90.000'i aş tı " diye. Say ın GenelMüdür de vardı, o da orada itiraf etti. Şimdi tekrar Internet'egirdim, baktım, artık doğru bilgiler, yani yeni bilgileri koyu-yorlar. 95.000 benim bakt ığım, Hakan bey "97.000" dedi. Ben-deki bir ay önceki bilgiydi. Bunun en önemli sebebi, elbetteşartlı salıverme süresinin artmas ı . Yeni cezaevleri yap ılıyor,ama tutuklama sebepleri k ısıtlanmasına rağmen, halkta dabüyük bir tepki var, "neden sal ıveriliyor?" diye. Bu nedenle,serbest bıraktığı zaman aksine tepki olu ştuğu için tutuklamakararı da verilebiliyor. Zaten büyük kısmı tutuklular. Bu yö-nüyle cezaevleri problemli yerler. Bu bak ımdan, bu tür sorun-lu insanlar ın sorunlarına çözüm bulabilmek, onlara ilgi göste-rebilmek için bir defa cezaevinin a şırı dolu olmamas ı da ayrıbir konu. Ama bu toplant ının amacı da bu olduğuna göre,herhalde ileride haz ırlanacak sonuç bildirgesinde belki bu türhükümlü ve tutuklular için özel bir cezaevi ya da cezaevininözel bir bölümünün özürlülere mahsus şekilde yapılması birölçüde çözüm olabilir.

Benim şimdilik söyleyeceklerim bunlar. Te şekkür ediyo-rum.

Oturum Başkanı: Teşekkür ederiz.

Tekrar edeyim: Bu toplantı sonrası tartışmalar yapmak,yemekten, yemek zamanından çalmak oluyor, hem de çokayaküstü oluyor. Bunu biz yarına erteledik. Bugün ö ğledenönceki ve öğleden sonraki oturumlarla ilgili tartışmayı yarınrahatlıkla yapacağız. Yine hepinizi orada bekliyoruz tabii.

Efendim, toplantıyı açış konuşmamda toplantı sonras ıkonumuza ilişkin olarak yeni ve değerli bilgilere sahip olaca-

40

Page 47: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ğımız inancını dile getirmiştim. Bu beklentinin gerçekle şmişolduğunu söylersem, sanırım siz de bana katılırsınız. Bizleriaydınlatan say ın konuşmacılarımıza kendim ve izin verirse-niz sizlerin adına, bizleri sab ır ve dikkatle izleyen siz değerliizleyicilere ve bizleri büyük bir konukseverlikle a ğırlayan An-talya Barosu Başkanı Sayın Mehmet Zeki Durmaz'a ve onunşahsında Yönetim Kurulu üyelerine kendim ve yine izinleriy-le konuşmacılar adına teşekkür ediyor, hepinize esenlik, mut-luluk ve başarılar dileyerek oturumu kapatıyorum.

4

Page 48: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Birinci Gün

6 Haziran 2008

İkinci Oturum

"Uygulamada Karşı laşı lan Sorunlar"

Oturum BaşkanıAv. Mehmet Zeki Durmaz

Antalya Barosu Başkanı

Page 49: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Av. Mehmet Zeki DURMAZ (Oturum Başkanı): Say- MEHMET ZEK İ

gıdeğer konuklar, saygıdeğer katılımcılar; İkinci Oturum'a DURMAİ'IN

başlıyoruz. Birinci Oturum'da açış konuşmalarının dışında, KONU ŞMASI

genellikle konuyla ilgili teorik bilgiler sunuldu. Gerçi o teorikbilgiler sunulurken, yaşam pratiklerini de konuşmacılar biz-lerle paylaşmaya çalıştılar.

Bu bölümde Sayın Münip Ermiş, Antalya Barosu İnsanHakları Merkezi Başkanı, "Özürlülerin İnfaz Hukukunda Ya-şanan Sorunlar" başlığıyla sunumunu yapacaklar. Saym Av.Zeki Ekmen, aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği İHAUMYürütme Kurulu Üyesi, kendileri cezaevleri konusunda ulus-lararas ı ve ulusal düzenlemelerle ilgili cezaevlerimizdekimevcut durumu irdeleyen bir sunum yapacaklar. Say ın Dr.Hakan Kızılarslan, Ankara Cumhuriyet Savc ısı kendileri,"Çocuklara ve Özürlülere İlişkin İnfaz Sistemi ve Yap ılması Gere-kenler" başlıklı sunumlarını yapacaklar.

Arada arkadaşlarımızla konuşmalarımızda, genellikle ce-zaevlerinin yükünü omzunda ta şıyan cezaevi müdürlerimiz,cezaevlerindeki bizim infaz memurlar ımız, sağlık boyutunda-ki doktor arkadaşlarımız, gerçekten bizim onlar ı, Türkiye'degenelde olduğu gibi,bizim o kurumlar ı ve o bireyleri ve o bi-reylerin sorunlar ını bilmeden, onların da bizi ve bizim sorun-larımızı bilmeden zaman zaman platformlar ortak payla şılı-yor. Ama sanıyorum bu yüz yüze gelişlerde bir nebze de olsabu sorun çözülmüş oluyor. Hatta bir ara bugün espri olarak,

45

Page 50: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MEHMET İ EK İ ben hep öğrenciliğimde "bir hdkim oturuyor, ceza veriyor, 'benDORMAI'IN 30 yı l verdim, 24 y ıl hapis cezas ı verdim' diyor. Gönül ister ki, o

KONU ŞMASI cezayı isteyen ya da hüküm alt ı na alan yarg ıç ve savcı lar, hatta avu-

katlar, o koşulları bilmeleri bak ı m ından -belki benim dü şündüğüm

süre o zaman 6 ayd ı, şimdi çok mudur, az m ıdı r, bilemiyorum- 6 ay

cezaevinde kalmaları koşulunun getirilmesi gerekir" diye belki çokabsürt sayılabilecek bir düşüncem de vard ı . Çünkü insanlar, oyaşam koşullarını bilmeden karar oluşturuyorlar. Bugün bu-rada Birinci Oturum'da yap ılan çalışmalar, gerçekten ufku-muzu açan çalışmalardı . Bunları birlikte paylaşmak, sorununbir anlamda çözümüne de katkı verilmesi demektir.

Sanıyorum bu çalışmamız, İkinci Oturum'daki çal ışma-mız, biraz daha pratiğe dönük çalışmalar olacak. Ama as ıl te-mel sorun, o karşılıklı, Sayın Rona Aybay' ın belirttikleri gibi,"açık kürsü" dediniz, değil mi; orada sorunlarımızı daha rahat,daha açık bir biçimde tartışma olanağı bulacağız. Ben sözüfazla uzatmadan Say ın Av. Zeki Ekmen'e sözü vermek isti-yorum.

Buyurun Sayın Ekmen.

ZEKi Av. Zeki EKMEN* (Türkiye Barolar Birli ği İHAUM Yü-EKMENN rütme Kurulu Üyesi):

TEBLIGISayın katılımcılar, saygıdeğer izleyiciler, sevgili meslek-

taşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cezaevleri geçmişten gelen uygulamalar ve yaşanmış bu-lunan ac ı deneyimler nedeni ile ülkemizde her zaman toplu-mun ilgi odağı olmuştur. Cezaevleri ve cezaevlerindeki uy-gulamalar, yaşanan ac ı deneyimler toplum taraf ından sürekliizlenmiştir. 27 May ıs 1960 İhtilali,12 Mart 1971 askeri müda-halesi ve özellikle 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonunda, ceza-evlerinde yaşanan insanl ık dışı uygulamalar, vicdanlarda biryara olarak iz bırakmıştır.

* "Cezaevleri Konusunda Uluslararas ı ve Ulusal Düzenlemeler İle Ceza-evleriniizde Mevcut Durum" ba şlıklı tebliğ .

46

Page 51: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Demokratik ülkelerde benzerleri ya şanmayan olaylar, ZEKİ

bizim cezaevlerinıizde yaşanmıştır. Insan onuru ile bağdaş- EKMEN' İ N

mayan bu uygulamalar, ülke s ınırlarını aşarak Türkiye'yi TEBLİĞİ

uluslararas ı kuruluşların da gündemine taşımıştır. 12 Eylül1980 askeri müdahalesi ile toplumun hemen hemen her ke-siminden insan, bir yönü ile cezaevleriyle ve cezaevlerindeyaşanan işkencelerle tanışmıştır. Aramızda bulunan bazı ki-şiler de bu uygulamaların mağduru olmuştur. Sıkıyönetim veolağanüstü hal dönemlerinde cezaevleri, akıl almaz işkence-lerin uygulandığı merkezler haline gelmiştir. Bunun yanındayasadışı örgütler de, aynı kurumları eğitim faaliyetlerinin yü-rütüldüğü bir alan haline getirmi ştir. Yönetimler uzun zamancezaevlerinde yaşanan bu olumsuz olaylar ile baş etmeye ça-lışmıştır.

Ulucanlar ve Diyarbak ır cezaevlerinde yaşanan işkenceve ölüm olaylar ı, F tipi cezaevlerinm aç ılışı sırasında yaşanan-lar halen haf ızalarda taze bulunmaktadır. Cezaevlerinde ya-şam koşulları, insan hakları ihlalleri, ölüm oruçlar ı ve ölümlerkamuoyu tarafından endişeyle izlenmiştir.

Yaşanan olumsuzluklar ve aksakl ıklar, hak ihlalleri, in-san hakları ile bağdaşmayan uygulamalar; Avrupa Birliğineaday ülke konumunda olan Türkiye açısından, yeni bir ya-pılanma ve yeni bir ceza infaz rejiminin gerekliliğini ortayakoymuştur.

Yeniden yapılanmaya uygun olarak, demokratik ülkelerde benimsenen uluslararas ı standartlarla eşdeğer yasal dü-zenlemeler yürürlüğe konulmuş, Yeniden yap ılanma çerçe-vesinde, İnfaz Hakimlikleri kurulmu ş, "Cezaevleri izleme Ku-rulları " oluşturulmuş, Infaz rejimi ile ilgili yeni bir "Ceza veGüvenlik Ted bi rlerinin İnfaz ı Kanunu" kabul edilmiştir. Yeni tipcezaevleri kurularak, cezaevlerinin adı da "Ceza İnfaz Kurum-ları " olarak değiştirilmiş, açılan yeni ceza infaz kurumlar ı vekabul edilen yeni infaz rejimi ile geçmi şte yaşanan olumsuz-lukların izleri silinmeye çalışılmıştır.

47

Page 52: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ Yapılan yasal düzenlemelerde BM Evrensel Bildirisi, BMEKMEN' İN Hükümlülerin Islah ı İçin Asgari Standartlar, Avrupa İnsan

TEBLİĞİ Hakları sözleşmesi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ninAvrupa hapishaneleri ile ilgili tavsiye kararlar ı ve uluslararas ıkurallar esas al ınnuş yasal mevzuatımız bu kurallara uyumluhale getirilmeye çal ışılmıştır.

Yeni yapılanmaya rağmen aşağıda belirtilen sorulara ce-vap bulunması gereklidir.

-Yasal düzenlemelerin uluslararas ı hukuka uygun halegetirilmesi infaz kurumlarındaki sorunlar ı çözmekte yeterli-midir?

- Uygulamada bu yasal düzenlemelere ne kadar uyul-maktadır?

- İnsan unsurunun ön planda olduğu uygulamalarda, in-faz kurumlar ı yönetimleri ve yarg ı teşkilatı yeni yap ılanmayane kadar hazırdır, bu düzenlemeleri ne kadar özümsemi ştir?

- Bu düzenlemeler cezaevinde bulunan ki şilerin yaşamkoşullarına ne derecede olumlu yansımıştır?

Bu soruların cevaplar ının ciddi anlamda düşünülmesi veuygulamaların sorgulanması gereklidir. intikal eden şikayet-lerden anlaşıldığma göre, kurumlar birçok zaman konulanyasal kural ve düzenlemelere uymamaktad ır.

Devlet bir yandan ciddi ve önemli yasal düzenlemeleryapmakta, yasal aç ıdan demokratik toplumun gerekliliklerineuygun önemli değişimlere gitmekte, öte yandan bu haklar ınuygulanmas ı noktasında atıl kalmakta, türlü bahanelerle buhakları uygulamamakta, hak kay ıplarına sebep olmaktad ır.Bu tür uygulamalar sonucunda, bir çok alanda olduğu gibisağlanan haklar göstermelik olarak kağıt üzerinde kalmakta-dır.

Yasalara karşı gelerek suç işleyen ve kamu düzenini bozankişinin yargılanarak, işlediği suçun bedelini özgürlüğündenyoksun kalarak ödemesi, bozulan kamu düzeninin bu şekilde

48

Page 53: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

sağlanması, devletin meşru cezalandırma yetkisinin sonucu- LEK İ

dur. Çağdaş devletin görevi; hukuk kurallar ı içinde kalarak, EKMEN' İ N

suç işleyen kişiyi yakalayıp adil bir şekilde yargılamak ve işle- TEBL İĞİ

diği suçun cezasını çağdaş infaz kurumlar ında insan onurunayaraşır şekilde infaz etmektir. Unutulmamal ıdı r ki, suç işleyen

kiş i de sonuçta insandır, rahmet ve sayg ıyla andığım ız büyük hu-

kukçu Prof Dr. Faruk Erem hocam ız ın özdeyiş inde belirttiği gibi,

"suçluyu kazısan ız alt ından insan çıkar." Suçlu da doğuş tan gelen

ve insan olman ın verdiği vazgeçilmez haklara sahiptir.

Devlet, infaz kurumunda tuttuğu ve cezasını infaz ettiği

kişinin yaşam hakkının güvence altında bulundurulmasındansorumlu olup, cezaevine konulan ve suç işlediği iddia edilenkişinin tekrar sağlıklı bir şekilde topluma dönmesini sa ğlama-

lıd ır. İnfaz kurumları da; cezanın infazı sırasında, suçlunun

tekrar suç işlemesini önleyecek, yeniden sosyalle şmesii teş-vik edecek, üretken, yasalara ve toplumsal kurallara sayg ılı,

sorumluluk ta şıyan bir kişi olmanın koşullar ını yaratmalıdır.Ancak üzülerek belirtmek gerekir ki, ceza infaz kurumlar ındabu amaca uygun bir yap ılanmaya ulaşıldığını söylemek güç-tür.

Konunun daha detaylı incelenebilmesi ve değerlendiril-mesi aç ısından, cezaevleri konusunda uluslararas ı ve ulusalmevzuatı, cezaevleri ile ilgili düzenlemeleri a şağıda bilginizesunuyoruz.

CEZAEVLERİ İLE İLG İLİULUSLARARASI DÜZENLEMELER

I. BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi 5. Madde

"Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayri insani, haysiyet k ı rıcıcezalara veya muamelelere tabi tutulamaz." demektedir. İnsanHakları Evrensel Bildirisi'nin bu maddesi ile insan haklar ıalanında insan onuruna ili şkin en temel ilke konulmuştur.

49

Page 54: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEKI İİ . BM Kişisel ve Siyasi Haklara ili şkin Uluslararas ı

EKMEN' İ N Sözleşe m. 10TEBLİ G İ

"Özgürlüğünden yoksun b ı rakı lan herkese insanca ve insan ınözünde bulunan onuruna sayg ı l ı surette davran ı lacaktı r." Madde-ye göre;

1. Özgürlüğünden mahrum bırakılan herkese insanca veinsanın özünde bulunan onura sayg ılı surette davranılacak-tır.

2. a. istisnai haller dışında tutuklular, hükümlülerdenayrı yerde bulundurulacaktır. Hüküm giymemiş kişiler s ıfatıile onlardan farkl ı muameleye tabi tutulacakt ır.

b. Ergin olmayan kişiler yetişkinlerden ayr ı yerde bulun-durulurlar ve durumları hakkında imkan ölçüsünde çabukkarar verilir.

3. Cezaevi rejiminin temel amac ı, hükümlülerin iyileşti-rilmesi ve topluma yeniden kazand ırılmalarına yönelik biruygulamay ı içerir şekilde düzenlenmesidir. Ergin olmayansuçlular erginlerden ayrı yere konulacak ve kendi yaşları ilehukuki durumlarına uygun bir infaz rejimine tabi tutulacak-lardır.

İİ!. BM Hükümlülerin İslah ı İçin Temel Standartlar

Birleşmiş Milletler 1. Kongresi'nce kabul edilen ve sonra-dan geliştirilen tutuklu ve hükümlülere uygulanmas ı gerekenasgari davranış standard ı kurallar ının amacı; çağdaş düşün-cenin genel olarak üzerinde uzla ştığı görüşlerle, günümüzünen gelişmiş sistemlerinin başlıca özelliklerine dayanarak,tutuklulara davranış ve ceza kurumlar ının yönetimi konu-sunda, genellikle geçerli ilke ve uygulama say ılabilecek olanstandartları öne sürmektedir. Bu kurallar bir bütün olarakBirleşmiş Milletler'ce uygun görülen ve en azından uyulmasıgereken koşulları belirlemektedir.

Bu kuralların birinci bölümü kurumlar ın genel yönetiminikapsar. Hüküm giymiş ve giymemiş tüm tutuklu guruplar ına

50

Page 55: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

uygulanır. Bu kurallara göre tutuklu ve hükümlüler arasında İ EK İ

ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da ba şka bir görüş, ulusal EKMEN' İ N

ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş ya da başka bir statü TEBLi Ğİ

gerekçesi ile hiçbir ayrım gözetilmez. Ayrıca bir tutuklunun,üyesi olduğu topluluğun dinsel inançlar ı ve ahlak kurallar ınasaygı göstermek gerekir.

Çeşitli tutuklu guruplar ı, cinsiyet, yaş suç kaydı, tutukla-malarımn yasal gerekçeleri ve kendilerine davranış gereksi-nimleri göz önüne al ınarak ayrı kurumlarda ya da kurumla-rın ayrı bölümlerinde tutulur.

Böylece;

a. Erkekler ile kad ınlar, olabildiğince ayr ı kurumlarda tu-tulur.

b. Yargılanmakta olan tutuklular, hüküm giymi ş olanlar-dan ayrı tutulmal ıdır.

c. Ergin olmayan tutuklular yeti şkinlerden ayr ı tutulma-lıdır.

Geceleme yeri tek tek hücreler ya da odalarsa, her tutuklugeceleri kendi ba şına bir hücre ya da odada kalmalıdır. Ko-ğuş kullamldığında bu koğuşlarda bir biri ile iyi geçinebilecekbiçimde özenle seçilmi ş tutuklular ın kalması sağlanmalıdır.Kurumun niteliğine uygun olarak geceleri düzenli gözetimyapılmalıdır.

"Tutuklular ı n kullandıkları tüm yatacak ve özellikle uyuduk-

ları yerler, iklim koşulları göz önüne al ınarak hava miktar ı, yeterli

bir taban alan ı, aydınlatma, ı s ı tma ve havaland ı rma ya gerekli özen

gösterilerek, tüm sağl ık gereklerini karşı lamal ıdır."

Tutuklular ın yaşamak veya çal ışmak zorunda olduğu her yer-

de;

A. pencereler tutuklulara gün ışığında okuma ya da çal ışma

olanağı sağlayacak büyüklükte olmal ı ve yapay havaland ı rman ınolup olmadığına bakılmaks ızı n temiz havan ın girmesine olanak ve-

recek durumda bulunmal ıdır.

51

Page 56: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ B. Tutukluların görme güçlerini zorlamaks ızın okuma ve çalış-EKMENIN mtıiarına yeterli yapay ışık sağlanmal ıdı r.TEBLIGI

Bir kurumun tutuklular tarafından sürekli kullanılan tümbölümleri bakımlı olmalı ve her zaman titizlikle temiz tutul-malıdır.

Kendi giysilerini giymesine izin verilmeyen her tutukluyaiklime uygun ve sağlığını korumaya yeterli bir giyim olana ğısağlanmalıdır. Uygulanan giyim hiç bir biçimde onur k ı rı cı yddaaşağı layı cı olamaz. Her tutukluya yerel ve ulusal standartlarauygun olarak ayr ı bir yatak ve temiz yatak tak ımı sağlanma-lıdır.

Yönetimce her tutukluya yemek saatlerinde, sa ğlıklı vegüçlü kalmas ı için yeterli besleyici değeri olan ve sağlığına uy-gun nitelikte yemek verilmelidir.

Açık havada çal ış tırı lmayan her tutuklu hava koşulları elverdi-ğinde her gün açıkta en az bir saat beden eğitimi yaptırı lmal ıdı r.

Her tutukluya gerekli t ıbbi ve tedavi hizmetleri sa ğlan-malıdır.

Her kurumda belli bir psikiyatri bilgisi olan en az bir ni-telikli tıp görevlisinin hizmeti sağlanır.

Uzman tedavisini gerektiren hasta tutuklular, uzmanl ıkkurumlarına ya da sivil hastanelere aktar ılır.

Disiplin ve Cezaland ırma

Disiplin ve düzen s ıkı bir şekilde korunur. Her durumdadisiplin suçu oluşturan davranış, verilebilecek ceza türü vesüresi, bu cezalar ı verebilecek yetkili makam, yasalarla ya dayetkili yönetsel makamlarm düzenlemeleri ile belirlenir.

Bedensel ceza, karanl ık bir hücreye kapama ve tüm zalimce,insanl ık dışı ve onur k ı rıcı cezalar, disiplin cezas ı olarak tümü ileyasaktı r.

52

Page 57: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Sağl ık görevlisi tutukluyu muayene edip yaz ı l ı olarak katlana- ZEK İ

bileceğini onaylamad ıkça hiçbir koşulda hücreye kapama ve yemek EKMEN İ N

kısma cezas ı verilemez. TEBLİĞİ

Kelepçe, zincir, pranga ya da deli gömleği gibi kıs ı tlama araçlarıhiçbir durumda cezalandı rma gerekçesi ile uygulanamaz. K ıs ı tlamaaraçların ın kullan ı lma biçimleri, merkezi cezaevi yönetimi tarafin-dan kararla ş tırı l ı r. Böyle araçlar kesinlikle gerekli olduğundan dahauzun süre kullan ılamaz.

Tutukluların gerekli gözetim altında, aileleri ve yak ınları ile ha-berleşme ve görüşme yolu ile ilişki kurmalarma izin verilir.

Bir tutuklunun ölümü, ciddi hastal ığı yakınlarına bildi-nur.

Bir tutukluya yakın akrabasının ölümü ya da ciddi hasta-lığı hemen bildinilir. Ko şullar elverdiğinde yanına bir görevlikatılarak ziyaretine izin verilir.

Her tutuklun, tutukland ığı ya da bir başka kuruma akta-rıldığında durumunun zaman geçinilmeden ailesine bildiril-mesine hakkı vardır.

Çalışma

Cezaevinde çalışma acı verici bir nitelikte olamaz.

Tutuklulardan bedensel ve zihinsel uygunluklanna göreçalışmaları istenir. Sağlanan iş olabildiği ölçüde tutuklununsalıverilmesinden sonra geçimi temin edebilecek nitelikte ol-malıdır.

Eğitim ve Eğlence

Yararlanma niteliğinde olan tüm tutukluların dinsel eği-timi de dahil ileri düzeyde eğitimleri hükme bağlanır. Okur-yazar olmayanlar ın ve genç tutukluların eğitilmeleri zorunlu olup,yönetimce bu konuya özel bir önem verilir.

53

Page 58: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ IV. Avrupa Konseyi Belgelerinde Cezaevi Kurallar ı

EKMEN' İ N ve StandartlarıTEBL İ G İ Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin, Avrupa hapis-

hane kuralları ile ilgili 12 Şubat 1987 tarihli R (87) 3 tavsiyekararlarında, temel ilkeler belirlenmi ş, bu ilkelere göre " İnfazkurumlarında bulunan kişilere yap ı lacak tredman ın amaçları, bu ki-şilerin s ıhhatlerini korumalar ı, öz-sa ygı ları n ı sürdürmeleri ve cezasüresinin ele verdiği ölçüde, sorumluluk duyguları n ı geliş tirmelerive topluma sal ıverilmeleri sonras ı nda, yasalara uyarak kendi ken-dilerine yeterli biçimde ya şam sürdürmelerine olanak tan ıyan, eniyi donan ımla geri dönmelerine katk ıda bulunacak davran ışları veyetileri kazanmalar ı n ın teşvik edilmesi gibi hususlard ır." denmek-tedir. Keza bu kurallarda, mahpuslar ın dağıtım ve sınıflan-dırmaları, ikamet yerleri, hijyen ko şulları, giyim ve yatak, yi-yecek, tıbbi hizmetler, disiplin ve ceza işlemleri zor kullanmaaraçları, mahpuslara durumları ile ilgili bilgi verilmesi ve şi-kayetçi olmalar ı halinde haklar ı, dış dünya ile temasları, ala-cakları dinsel ve moral destek, eşyalarının muhafazas ı, ölüm,hastalık ve nakil ile ilgili hususlar, personelin tabi olacağı ku-rallar, tredmanın amac ı ve koşulları, çalışma, eğitim, boş za-manların değerlendirilmesi gibi ortak kuralar belirlenmiştir.

Çağdaş ve demokratik bir hukuk devletinin cezaevlerin-de uyulması ve uygulanmas ı gereken uluslararas ı asgari stan-dartlar yukar ıda aç ıklandığı şekilde düzenlenmiş ve ülkelerinulusal mevzuatlar ını bu kurallara uygun hale getirmeleri is-tenmiştir.

Uluslararası standartlara uygun olarak ülkemizde de,cezaevleri ile ilgili yeni bir yap ılanmaya gidildiğini yukar ıdabelirtmiştik. 1930'lu y ıllarda başlayan modern bir cezaevi re-jimi yap ılanmasına gitme amacı, halen yap ılan yasal düzen-lemeler ile devam etmektir. Dileğimiz devletin yaptığı yasaldüzenlemelere uygun, insan haklar ına saygılı, suç işlemiş bu-lunan kişiyi topluma sağlıklı bir kişilikle geri verecek uygula-maların ceza infaz kurumlarında sağlanmas ıdır.

54

Page 59: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iNFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ULUSAL HUKUKUMUZDA ZEKI

CEZA İNAFAZ KURUMLARI İLE İLGİLİ EKMEN' İ N

DÜZENLEMELER TEBLİĞİ

1. 14.6.1930 tarih ve 1721 Say ılı Hapishane veTevkifhanelerin idaresi Hakk ında Kanun

Bu kanun ile hükümlü ve tutuklular ile ceza infaz kurumuve tutuk evlerinde görevli personelin giyimi, hükümlü ve tu-tukluların yatırılması, temizliğin sağlanması, eğitilmesi mes-lek veya sanat sahibi yap ılması, çalıştırılması, haberleşmele-rin yap ılması ve şekli, kontrolü, cezaevi görevlilerin görev veyetkileri, cezaevi görevlilerinin silah kullanma yetkileri, gibihususlar düzenlenmiş ve bunların koşulların yönetmeliklebelirleneceği hükme bağlanmıştır.

2. 9.7.1934 tarih ve 2548 say ılı Cezaevleri ileMahkeme Binaları inşası Karşılığı Olarak Al ınacakHarçiar ve Mahkumlara Ödettirilecek YiyecekBedelleri Hakkında Kanun

Söz konusu kanun ile cezaevleri için icra dairelerince tah-sil edilen harç gelirleri düzenlenmi ş, ayrıca cezaevinde bu-lunan tutuklu ve hükümlülerin yiyecek bedellerini ödemeyemecbur oldukları hüküm altına alınmış, yiyecek bedellerininödeyemeyecek durumda bulunan ki şilerden yiyecek bedeli-nin tahsil olunamayaca ğı belirtilmiştir.

3. 9.8.1997 tarih ve 4301 sayılı Ceza ve infaz Kurumlarıile Tutukevleri İş yurtları Kurumunun Kurulu ş veidaresine Dair Kanun

Yasa ile tutuklu ve hükümlülerin meslek ve sanatlarınmkorunup geli ştirilmesi veya bir meslek ve sanat ö ğrenmeleriamac ına yönelik olarak çal ışmalarını sağlamak üzere; iş yurt-ları açmak ve bunlar ın mali ve idari işlerini bir merkezden dü-zenlemek ve yönetmek amac ına yönelik Adalet Bakanlığı'nabağlı ceza ve infaz kurumlar ı ile tutukevleri iş yurtları kurumu

55

Page 60: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ kurulmuştur. Aynı yasa ile iş yurtlar ı, hükümlü ve tutuklula-EKMEN' İN rırun meslek ve sanatlar ını koruyup geliştirmek veya bunlara

TEBLİĞİ bir meslek ve sanat öğretmek, bu suretle üretilen ekonomikdeğerleri pazarlamak için ceza infaz kurumlar ı ile tutukev-leri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerolarak tanımlanmıştır. İş yurtlarında çalıştırılan hükümlü vetutukluların gündelikleri, yiyecek karşılığı tutar çıkarıldıktansonra her ayın sonunda verilir.

4. 16 Mayıs 2001 tarih ev 4675 Sayılıİnfaz Hakimliği Kanunu

Yasa ile ceza ve infaz kurumlar ında bulunan tutuklu vehükümlüler hakkında yap ılan işlemler veya bunlarla ilgili fa-aliyetlere yönelik şikayetleri incelemek, karara bağlamak veyasalarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kuru-lan infaz hakimliliklerine ilişkin hükümler düzenlenmiştir.

Yasa ile infaz hakimliklerine verilen görevler şunlardır:- Hükümlü ve tutukluların ceza ve infaz kurumlar ı ve tu-

tuk evlerine kabul edilmeleri, yerle ştirilmeleri, bar ındırılma-ları, ısıtılmaları, giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerininsağlanmas ı, bedensel ve ruhsal sağlıklarınm korunması ama-cıyla muayene ve tedavilerinin yapt ırılması, dışarı ile ilişkile-ri, çalıştırılmaları gibi işlem ve faaliyetlere ili şkin şikayetleriincelemek ve karara bağlamak.

- Hükümlülerin cezalar ının infazı, müşahedeye tabi tu-tulmalar ı, açık ceza evlerine ayr ılmaları, izin, sevk, nakil vetahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ili şkin şikayetleri ince-lemek ve karar bağlamak.

- Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin ted-birleri ve verilen disiplin cezalar ının; kanun, tüzük veya yö-netmelik hükümleri ile genelgelere ayk ırı olduğu iddiası ileyap ılan şikayetleri incelemek ve karara ba ğlamak.

- Ceza infaz kurumlar ı ve tutukevleri izleme kurullarının,kendi yetki alanlarma giren ceza infaz kurumlar ı ve tutukev-

56

Page 61: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU YE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

lerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdik- LEKi

leri raporlar ı inceleyerek varsa şikayet niteliğindeki konular EKMEN' İ N

hakkında karar vermek TEBLi Ğ i

İnfaz Hakimliği'ne Şikayet Usulü

Ceza ve infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü vetutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faa-liyetlerin kanun, tüzük yönetmelik hükümleri ile genelgelereaykırı olduğu gerekçesi ile bu i şlem ve faaliyetlerin öğrenildi-ği tarihten itibaren on beş gün, herhalde yap ıldığı tarihten iti-baren 30 gün içinde şikayet yolu ile infaz hakimli ğine başvu-rulabilir. Şikayet yoluna kendisi ile ilgili olmak kaydıyla hü-kümlü veya tutuklu ya da e şi, anası, babası ayırt etme gücünesahip çocuğu veya kardeşi, müdafii, kanuni temsilcisi veyaceza infaz kurumu ve cezaevi izleme kurulu başvurabilir. Şi-kayet, dilekçe ile infaz hakimliğine veya Cumhuriyet Savcılığıile cezaevi yönetimine de yap ılabilir. Şikayet yoluna başvurul-mas ı yap ılan işlemin uygulamas ın ı durdurmaz. Ancak infaz hakimi,giderilmesi güç ve imkans ız sonuçlar ı n doğmas ı, işlemin açıkça hu-kuka aykı rı olmas ı koşulları n ın birlikte gerçekleşmesi halinde işlemveya faaliyetin ertelenmesine veya durdurulmas ına karar verebilir.itiraz üzerine infaz hakimi karar ım bir hafta içinde verir.

5. 14 Haziran 2001 tarih ve 4681 Say ılıCeza ve İnfaz Kurumları ve Tutukevleriizleme Kurulları Kanunu

Yasa ile yürürlükteki mevzuat ve ülkemizin taraf oldu-ğu uluslararas ı sözleşmelerle belirlenen ilkeler çerçevesinde,ceza infaz eveleri ve tutukevlerinin yönetim i şleyiş ve uygula-malarını yerinde görmek, incelemek, bilgi almak ve tespitlerirapor haline getirmek, bu değerlendirmeleri yetkili ve ilgilimercilere sunmak amacıyla, bir üyesi baroya kayıtlı avukatolan ve beş kişiden oluşan ceza infaz kurumlar ı ve tutukevleriizleme kurallarının kurulmas ına karar verilmi ştir.

57

Page 62: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEKi

EKMEN' İ N

TEBLI Ğ I

- Görev ve Yükümlükleri

- Ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki infaz ve ıslahuygulamalarına ilişkin işlem ve faaliyetleri yerinde görmek,incelemek, yönetici ve görevlilerden bilgi almak, hükümlü vetutukluları dinlemek.

- Ceza infaz kurumlar ı ve tutukevleri ile ilgili tespitlerinive aldıkları bilgileri değerlendirmek.

- infaz ve ıslah, hükümlü ve tutuklular ın sağlık ve yaşamkoşulları, iç güvenlik, sevk ve nakil i şlemleri ile ilgili olarakgördükleri aksakl ık ve eksiklikler konusunda en az dört aydabir rapor düzenlemek.

- Düzenledikleri raporlar ı, Adalet Bakanlığına, TBMM İn-san Haklar ı İnceleme Komisyonu Başkanlığı'na, yargı çevresiiçindeki Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirmek.

- Düzenledikleri raporlar ı yetkili kurumların izni olma-dan kamuoyuna aç ıklamamak,

olarak düzenlenmiştir.

6. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerininİnfazı Hakkında Kanun

Bu kanun ile Ceza evlerinde yeni bir yapılanmanın temel-leri atılmıştır. Yasa ile BM hükümlerin ıslahı için asgari stan-dartlara uygun düzenlemeler yap ılmıştır. Yasa ve buna bağlıolarak yürürlüğe konulan tüzük, yönetmelik ve genelgeler ilecezaevleri konusunda önemli düzenlemelere gidilmi ştir.

Yasa ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı konusundayapılan düzenlemeler aşağıda belirtilen şekilde sıralanabilir:

- Yasaya Göre İnfazda Temel İlke

Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infaz ına ilişkin kurallar,hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet,

58

Page 63: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iNFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

doğum, felsefi inanç, milli veya sosyal köken ve siyasi veya ZEKI

diğer fikir veya dü şünceleri ile ekonomik güçleri ve di ğer EKMEN' İ N

toplumsal konumlar ı yönünden ayrım yapılmaksızın ve hiç TEBLİĞ i

kimseye ayr ıcalık tanınmaksızın uygulanmas ı benimsenmiş,Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infaz ında zalimane, insanl ıkdışı, aşağılayıc ı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamayaca-ğı hüküm altına alınmıştır.

- Yasaya Göre İnfazda Temel Amaç

Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infaz ı ile ulaşılmak isteni-len temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak,bu maksatla hükümlünün yeniden suç i şlemesini engelleyi-ci etkenleri güçlendirmek, toplumu suça kar şı korumak, hü-kümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken vekanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorum-luluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmakolarak belirlenmi ştir.

- Yasa ile daha önce on beş ayrı tür olan ceza evi say ısıyediye dü şürülmüş ve ceza evleri sınıflara ayrılmıştır.

Bu yasal düzenlemeye göre ceza evleri;

- Yüksek güvenlikli ceza infaz kurumları,

- Kadın kapalı ceza infaz kurumlar ı,

- Çocuk kapal ı ceza infaz kurumlar ı,

- Gençlik kapalı ceza infaz kurumlar ı,

- Gözlem ve s ınıflandırma merkezleri,

- Açık ceza infaz kurumlar ı,

- Çocuk eğitim evleri,

olarak s ınıflara ayrılmış ve hangi tür cezanın hangi tür infazkurumunda çekileceği hüküm altına alınmıştır.

- Hükümlülerin yükümlülükleri, hükümlülerin i ş yurtla-rı ve kurum dışında çalıştırılmaları, ücret ve sosyal haklar ınailişkin düzenlemeler yap ılmıştır.

59

Page 64: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ - Cezalarm infaz usulleri belirlenmiştir.

EKMEN' İ N ..

TEBLİĞİ - Ceza ve ınfaz kurumlar ınm guvenlıgı ve esaslar ı hükmebağlanmıştır.

- Disiplin cezalar ı;

- Kınama,

-Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma,

- Ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma,

- Haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakmaveya kısıtlama,

- Ziyaretçi kabulünden yoksun b ırakma,

- Hücreye koyma olarak hükme ba ğlanmış ve çocuk hü-kümlüler hakkında farklı disiplin tedbirleri öngörülmü ştür.

- Ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin haklar ıdüzenlenmiştir. Bu haklar aras ında avukat ve noter ile görüş-me, kültür ve sanat etkinliklerine kat ılma, süreli ve süresizyayınlardan ve kütüphaneden yararlanma haklar ı hükmebağlanmıştır.

- Hükümlülerin bar ındırılması, giydirilmesi, telefon ilehaberleşme hakları, televizyon, radyo yay ınları ile internetolanaklar ından faydalanma, yazışma hakları, din ve vicdanözgürlükleri, hükümlüler ile hasta hükümlülerin beslenmele-ri, iyileştirme ve eğitim ile ilgili düzenlemeler yap ılmıştır.

- Hükümlünün muayene ve tedavisi, hastaneye sevk, aç-lık grevleri ve ölüm oruçları ile ilgili düzenlemeler yap ılmış-tır.

- Dışarı ile ilişkiler, ziyaret ve görüşlerde uyulacak esas-lar, izinler, mazeret izni ve özel izinler, i ş arama izni ile ilgilidüzenlemeler yap ılmıştır.

60

Page 65: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

7. 6.4.2006 tarih ve 2006(10218 Sayılı Ceza İnfaz ZEKI

Kurumlarının Yönetimi ile Güvenlik Tedbirleriniz ı EKMEN' İ N

İnfazı Hakkında Tüzük TEBLİĞİ

Tüzük ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin infaz ı ve infazda-ki temel ilkeler belirlenmiş ve detaylı düzenlemeler yapılmış-tır. Daha önce çeşitli yönetmeliklerle düzenlenen baz ı konu-lar tüzükte aç ıklayıcı şekilde hüküm altına alınmıştır.Tüzükteyer alan baz ı düzenlemeleri k ısa başlıklar halinde bilginizesunuyoruz.

- Tüzük, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazmda temel il-keleri düzenlerken 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinininfazı Hakkında Kanunun 2. maddesinde yer alan temel ilkeburada da tekrarlanrmş ve Uluslararas ı düzenlemelere uygunilkeler benimsenmi ş, cezaların infaz edilme usulleri belirlen-miştir.

- iyileştirme ve eğitim (tretman) çalışmalarında, hapis ce-zasırun zararl ı etkisinin mümkün oldu ğu ölçüde azaltılması-nı, hükümlünün sağlığını ve kişiliğine olan saygısını koruya-cak anlayış doğrultusunda çalışma ve programlar yapilmasıgerektiğini hükme bağlamıştır.

- Hükümlülere verilecek iznin süreleri ve usul ve yön-ter-deri belirlenmiştir.

- Ceza infaz kurumlar ında bulunan hükümlerden, Cezainfaz kurumlarında hükümlülük süresinin en az 1/5'ini iyihal ile geçirenlere, anasm ın, babasının, eşinin, kardeşinin, ço-cuğunun, ölümü halinde, hükümlünün isteği, kurum müdü-rünün teklifi ve Cumhuriyet savcısmın onayıyla, bu kişiler-den birinin ciddi ve ağır hastalıkları veya zarara uğradıklarıyangın, deprem, su baskını gibi afetler sebebi ile mazeretinresmen belgelendirilmesi halinde de hükümlünün iste ği,Cumhuriyet Savc ısının teklifi ve Adalet Bakanl ığının onayıy-la, yol dışında on güne kadar mazeret izni verilir.

Ceza infaz kurumları personelinin yetki ve sorumluluk-ları düzenlenmiştir.

61

Page 66: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ IIÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ Tüzük ile "Pisiko-sosyal Yard ım Servisi" kurulmuştur.EKMEN' İN Pisiko-soyal yard ım servisi, personel ve hükümlülerin ruh

TEBLİĞİ ve beden sağlığı ve bütünlüğüne ilişkin koruyucu, geliştiri-ci programları araştıran, uygulayan ve gerektiğinde tedavisürecine kat ılarak psikolojik destek ve müdahalede bulunan,ayrıca hükümlülerin bireysel özelliklerini, yaşam koşullarınıve suç işleme nedenlerini belirleyerek bireysel geli şmelerineyardımcı olan, kurum yaşamına uyumlarını ve toplumsal ya-şam ile uyumlaşmalarıru sağlayan ve bireyin yeniden suç i şle-mesini engelleyecek önlemleri alan ve bu amaçla gerekti ğindekurum en üst amirinin bilgisi dahilinde, aileler ve sosyal çev-re ile görüşme yapan bir servistir. Bu düzenleme ceza infazkurumları açısından önemli bir düzenlemedir.

Ceza infaz kurumlar ında; tutuklu, hükümlü ve kurumpersonelinin sağlık sorunlarını çözecek sağlık servisi kurul-muştur. Sağlık servisinde doktor, sağlık memuru, diş tabibive eczac ının bulundurulacağı hükme bağlanmıştır.

Ceza infaz kurumlar ında eğitim ve öğretim servisi kurul-muş ve bu serviste bir öğretmen ile bir kütüphane memuru-nun görev yapmas ı hükme bağlanmıştır. Bu serviste görevliöğretmen, okuma yazma bilmeyen ki şilere okuma yazma ö ğ-retir.

- İş yurdu servisi ile ilgili yeni düzenlemeler yap ılmıştır.Bu düzenlemelerde, hükümlülerin birer meslek edinmelerini,piyasa koşullarına uygun üretim yap ılmas ını, meslek ve sa-natlarını geliştirmelerinin sağlanacağı belirtilmiştir.

- Arama ve güvenlik tatbikat ı, sayım ile ilgili düzenle-meler yapılmıştır. Kurum oda ve eklentilerinde her zamanarama yapılabileceği, aramalar ın en az ayda bir olacağı, ara-manın şekil ve usulleri hükme bağlanmıştir. Bir hükümlününüzerinde kuruma sokulmas ı bulundurulması yasak maddeveya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığıve kurum en üst amirinin gerek görmesi halinde çıplak olarak be-

den çukurlar ı nda arama yap ılabilir. Böyle bir arama, hükümlününutanma duygusunu ihlal etmeyecek ve kimsenin görmemesini sağ-

62

Page 67: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

layacak şekilde yap ı l ır. Arama s ı ras ı nda önce bedenin üst tarafinda- ZEK İ

ki giysiler ç ıkartı lı r, bedenin alt tarafindaki giysiler üst taraJindaki EKMEN İ N

giysiler giyildikten sonra ç ıkartı l ı r. Bu giysiler de aran ır. Aranan TEBLİĞİ

kişinin beden çukurlarında bir şeyin bulunduğuna dair makul veciddi emarenin bulunmas ı halinde, öncelikle madde veya e şyan ınkendisi tarafindan ç ıkarılmas ı istenir. Aksi halde zor kullan ı lacağıbildirilir. Beden çukurlar ındaki arama DOKTOR taraJindan yap ı-l ı r. Beden ve üst aramalar ı ayn ı cinsiyetten güvenlik ve gözetim gö-revlileri tarafindan yap ı l ı r.

- Tüzükte, Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Yasas ı ile belirlenen ha-pis cezaların ın infaz ı usulleri daha detayl ı olarak düzenlenmi ş tir.Ağırlaş tı rılmış Müebbet hapis cezas ı n ın infaz ı çok ağır koşullarabağlanmış tı r. Düzenlemelere göre Ağırlaş tı rılmış Müebbet hapiscezas ı n ı n infaz ı s ı ras ı nda;

- Hükümlü tek kişilik odada bar ındı rı l ır,

- Hükümlü ye günde bir saat aç ık havaya çıkma ve spor yapmaolanağı tan ın ı r.

- Kendisi ile ayn ı ünitede kalan hükümlülerle temasta bulun-mas ına s ı n ı rl ı olarak izin verilebilir.

- Hükümlü, kurum idare ve gözlem kurulunun uygungördüğü hallerde ve on beş günde bir kez olmak üzere e şi, alt soyve üstsoyu kardeşleri ve vasisi ile belirlenen gün saat ve ko şulda birsaati geçmemek üzere ziyaret edilebilir. Hükümlünün cezas ıruninfazına hiçbir surette ara verilmez.

- Hükümlüler kuruma alındıktan sonra yap ılacak iyileş-tirme çalışmaları, disiplin suç ve cezaları, bilgi edinme ve şi-kayet yollar ı, hak ve sorumlulukları gibi konular ile kurum-daki yaşam biçimine uyum sa ğlamaları için gereken bilgiler,kurum yöneticileri taraJlndan sözlü olarak anlat ı l ır ve yaz ı l ı olaraktebliğ olunur. İnfaz sonrası koruma ve yardım konusunda ay-rıca bilgi verilir.

Türkçe bilmeyen yabancı uyruklu hükümlülere kendidilinde mümkün olmadığı takdirde İngilizce, Frans ızca veyaAlmanca olarak bildirilir. Duyma ve konu şma engellilere i5a-

63

Page 68: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ ret dili ile anlatılır. Görme engellilere ise kendi dilleri ile ya-EKMEN' İ N zılmış kitapç ık verilir.

TEBLİĞİ

- Avukat ile Görüşme Hakkının Kısıtlanmas ı

TCK'nın 220. maddesinde, devlet güvenliğine karşı suç-lar m. 302 vd. anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşısuçlar m. 309 vd.'den mahkum olan hükümlülerin avukatlar ıile ilişkisinde avukatın savunmaya ilişkin olduğunu beyanettiği belge ve dosyalar fiziki olarak aranabilir. Konusu suçteşkil eden filleri işlediğine, infaz kurumunun güvenliğinitehlikeye düşürdüğüne, terör örgütü veya diğer suç örgütlerimensuplarının örgütsel amaçl ı haberleşmelerine arac ılık etti-ğine ilişkin bulgu veya belge elde edilmesi halinde, Cumhu-riyet Başsavcılığı'nın istemi ve İnfaz Hakiminin karar ı ile birgörevli görüşmede hazır bulundurulabileceği gibi bu kişile-rin avukatlar ına verdiği veya avukatlar ınca bu kişilere verilenbelgeler İnfaz Hakimince incelenebilir. İnfaz Hakimi belgeninkısmen veya tamamen verilmesine veya verilmemesine kararverir. Bu karara karşı ilgililer 4675 sayılı İnfaz Hakimliği ka-nuna göre itiraz edebilirler. Avukatlar ın hükümlü ile kurum-da yapmış olduğu görüşme sırasında konuşmaları yansıtanve bizzat avukat tarafından elle tutulan kayıtlar hakkında dabu hükümler uygulanır.

- Telefon ile Görü şme Hakkı ve KoşullarıHükümlüler, idarenin kontrolünde bulunan ve kurumun

uygun yerlerine yerleştirilen telef onlardan yararlanabilir. Di-siplin cezası olsa bile, anne, baba, eş ve çocuk ve kardeşlerinölüm veya ağır hastalıkları veya doğal afetlerinde hüküm-lülerin telefon görüşme hakları hiçbir şekilde engellenemez.Hükümlüler telefon görüşmesi hakkına sahip oldukları ko-nusunda bilgilendirilir. Hükümlülerin telefon görüşme günve saatleri, kurumda bulunan telefon adedi, başvuru sırası,kurumun asayiş ve güvenliği dikkate alınarak idare tarafın-dan belirlenir. Görü şme süresi haftada bir defa olmak üzere

64

Page 69: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

on dakikay ı geçemez. Tehlikeli hükümlüler için bu süre on ZEK İ

beş günde bir olmak üzere on dakikadan fazla olamaz. Bu EKMEN' İ N

hükümlüler sadece e şi, çocuklar ı, annesi ve babas ı ile görü- TEBLİĞİ

şebilir. Suç i şlemek amac ı ile kurulan silahlı örgüt yöneticiliğiyapmaya devam eden hükümlüler, idare ve gözlem kurulukararı ile hiçbir şekilde telefon görüşmesi yapamazlar. Bunungibi ağırlaştırılmış Müebbet cezas ına hükümlü olanlar ın gö-rüşme şekilleri, telefon görü şme haklarının ne şekilde kullanı-lacağı tüzükte belirlenmiştir. Telefon görü şmeleri Türkçe yap ı l ır.Ancak hükümlünün Türkçe bilmemesi veya görü şeceğini bildirdiği

yakın ın ın mahallinde yap ılacak araş tı rma ile Türkçe bilmediğinin

tespiti halinde, konu şman ın yapılmas ına izin verilir ve konu şma

kayda al ı n ı r.

Radyo ve Televizyon Yay ınından Yararlanma Hakkı

Hükümlüler, kurumda merkezi yay ın bulunduğu tak-dirde radyo ve televizyon yay ınlarını izleyebilirler. Merkeziyayın sistemi bulunmayan kurumlarda, yararl ı olmayan ya-y ınların izlenmesini ve dinlenmesini engelleyecek önlemleralınmak sureti ile bağımsız anten kullanılarak televizyon veradyo izlenmesine ve dinlenmesine izin verilir. Bu cihazlarbedeli kendisi taraf ından ödenmek ko şuluyla hükümlü ad ınakurumca sat ın alınır. Her ne biçimde olursa olsun d ışarıdangelenler tarafından getirilen radyo, televizyon ve bilgisayar-lar kuruma alınmaz. Eğitim ve iyileştirme programlar ı gereklikıldığı takdirde denetim alt ında internetten yararlanılabilir.Hükümlü odas ı nda bilgisayar bulunduramaz. ANCAK Bakanl ığın

uygun görmesi halinde eğitim ve kültürel amaçl ı olarak bilgisayar ınkuruma al ınmas ına izin verilir.

- Hükümlülerin mektup alma ve gönderme haklar ı var-dır. Bu mektuplar, mektup okuma komisyonu taraf ındanokunduktan sonra, sakıncalı görülmez ise hükümlüye verilir.Sakıncalı görülen mektuplar en geç yirmi dört saat içinde di-siplin kuruluna verilir. Mektubun disiplin kurulu tarafındankısmen veya tamamen sak ıncalı görülmesi halinde, mektupaslı çizilmeden veya yok edilmeden şikayet ve itiraz süresi-

65

Page 70: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

İ EK İ nin sonuna kadar muhafaza edilir. Mektubun k ısmen sakın-EKMEN' İN calı görülmesi halinde, asl ı idarece tutularak, fotokopisinde

TEBLİĞİ sakıncalı görülen kısımlar okunmayacak şekilde çizilerek di-siplin kurulu karar ı ile birlikte ilgilisine tebliğ edilir. Mektu-bun tamamının sakıncalı görülmesi halinde, sadece disiplinkurulu kararı tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren infaz ha-kimliğine başvuru için gereken süre beklenir. Bu süre içindeinfaz hakimliğine başvurulmamış ise, disiplin kurulu kararıyerine getirilir. İnfaz hakimliğine başvurulmuş ise, infaz ha-kimliği kararının tebliğinden itibaren itiraz süresi beklenir.İnfaz hakimliği kararına itiraz edilmemi ş ise bu karara göre,itiraz edilmiş ise mahkemenin karar ına göre işlem yapılır.Hükümlüye yap ılacak tebligatta hangi kuruma hangi süredeitiraz hakkı olduğu gösterilir.

- Hükümlü ve Tutuklular ı Ziyaret

Hükümlü ve tutuklular belgelendirilmesi ko şuluyla eşi,üçüncü dereceye kadar kan ve kay ın hısımları ile vasisi veyakayyımı tarafından haftada bir kez ve ayr ıca kuruma ka-bullerinde, zorunlu haller dışında bir daha değiştirilmemekkayd ıyla ad ve adresleri bildirilen en fazla üç ki şi tarafındanyarım saatten az ve bir saatten fazla olmamak üzere, çal ışmasaatleri içinde ziyaret edilebilir. Bu ki şiler dışındaki ziyaret-çilerin ziyaretine Cumhuriyet Ba şsavcılığı tarafından izin ve-rilebilir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükümlüyü;eşi, alt soy ve üst soyu, kardeşleri, belirlenen gün, saat ve ko-şullar içerisinde on be ş günlük aral ıklarla ve günde bir saatigeçmemek üzere ziyaret edebilir.

Ziyaret ve görü şlerde uygulanacak esaslar tüzükte dü-zenlenmiştir. Buna göre; Kurum görevlileri ve d ış güvenlikgörevlileri dahil olmak üzere s ıfat ve görevi ne olursa olsun,kurumlara girenler duyarl ı kap ıdan geçmek zorundad ır. Bukişilerin üstleri metal detektör ile aranır. Eşyaları X-Ray ciha-zindan veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirilir. Ayr ıcaşüphe halinde elle aran ır. Bu cihazın bulunmadığı yerlerdearama ve kontrol elle yap ılır. Ancak milletvekilleri, mülki

66

Page 71: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

amirler, hakim, Cumhuriyet savc ıları ve bu sıfattan sayılan- ZEKI

lar, avukatlar, noterler ceza infaz kurumlar ı ve tutukevleri EKJEN' İ N

kontrolörleri, izleme kurulu başkan ve üyeleri, uluslararas ı TEBLi Ğİ

sözleşmelerle yetkileri tanınmış kişi ve kuruluşların temsilci-leri, ceza infaz kurumu ve tutukevi koruma birlik komutan ıile kurum müdürünün üstleri a ğır cezay ı gerektiren suçüstühalleri dışında elle aranamaz. Duyarl ı kap cihazının ikazınınsürmesi halinde bu kişiler ancak elle aramay ı kabul ettikleritakdirde kuruma girebilirler. Ziyaret yerleri de ziyaret önce-si ye ziyaret bitiminde aran ır. Kurumlara giren avukatlarca sa-vunmaya ilişkin olduğu yaz ı l ı olarak beyan edilen belge ve dosyalarincelemeye tabi tutulmaz. Hükümlüler, odalarından çıkış ve dö-nüşlerinde ayrı yerlerde ve farkl ı memurlarca üst ve eşya ara-masına tabi tutulurlar. Aramalarda insan onuruna sayg ı esastı r.

Ziyaret ve görüşlerde kurallara uymayan heyet ve kişile-rin ziyaret ve görüşmeleri sürdürmelerine derhal son verilir.Suç oluşturan davranışlar, ilgili idari ve adli makamlara bil-dirilir. Görüşme hakkına sahip kişilerin kurum güvenliğininkorunması amacı ile alınan tedbirlere ve ayk ırı davranışları veistekleri nedeni ile görü şme haklar ı kurumun en üst amirincebir aydan bir yıla kadar kısıtlanabilir. Mevzuat ın avukatlarbakımından getirdiği haklar saklıdır.

- Hükümlülerin Nakilleri

-Hükümlü; izin, hastaneye, Cumhuriyet Ba şsavcılığı'naveya duruşmaya sevk, eğitim, öğretim, iş yurdu, cezanın er-telenmesi, sal ıverilme, nakil, deprem, sel gibi doğal afet veyangın halleri dışında ve yetkili makamca verilmiş yazılı biremir olmadıkça kapal ı kurumun dışına ç ıkarılamaz.

- CMK'n ı n m. 250. 1.fıkras ı nda yer alan suçlarla ilgili olarakalınan bilgilerin doğruluğunun araş tı rılmas ı bak ı m ından zorunlugörülen hallerde, hükümlü veya tutuklular r ızalar ı al ınmak koşu-luyla ilgili makam ın ve Cumhuriyet Başsavcı lığı 'n ın talebi üzerinehakim kararı ile geçici süreler ile kurümdan al ınabilirler. Bu süreler,hükümlü veya tutuklu dinlendikten sonra i ş in niteliğine göre, herdefas ı nda dört günü ve hiçbir surette on beş günü geçmemek üze-

67

Page 72: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ re hakim taraJlndan tayin olunur ve hükümlülük ve tutukluluktaEKMEN' İN geçmiş sayılı r. Kurumdan ayrı lış ve dönüşlerinde hükümlü veya

TEBLİĞİ tutuklunun sağl ık durumu hekim raporu ile tespit edilir. Yer göster-me s ı ras ında yap ı lan işlemlere ilişkin belgelerin bir örneği ilgilinindosyas ında muhafaza edilmek üzere Cumhuriyet Ba şsavcı lığı 'nagönderilir.

- Hükümlü nakilden önce aranır ve caza evi tabibince,yoksa diğer bir resmi hekime muayene ettirilir. Muayenesonucu yola ç ıkarılamayacağı anlaşılanlar, kurumun en üstamirince derhal resmi bir kurulu şa sevk edilir. Mazeretinin,biri hastalığın uzmanı olmak üzere en az iki uzman hekiminimzaladığı ve hastane ba şhekiminin onayladığı resmi raporile belgelenmesi halinde nakil, mazeret ortadan kalk ıncayakadar geri bırakılır ve durum Bakanlığa bildirilir.

- Hükümlü kendi isteği veya disiplin nedenleri ile de na-kil edilebilir. Nakiller s ırasında hükümlünün halkla bir ara-ya gelmemesine ve başkaları tarafından görülmelerine engelolacak tedbirler alınır. Hükümlü, havaland ırma ve ışık du-rumu yetersiz araçlarla veya eziyet verici onur k ırıcı şekildenakledilemez. Nakil s ırasında alınacak tedbirler, hükümlü-nün firarini önleyici engelleri gerçekleştirici sımiları aşamaz.Açık kurumlar ile çocuk eğitim evleri aras ındaki nakiller veyakapalı kurumlardan aç ık kurumlara ve çocuk eğitim evlerinenakiller, infaz ve koruma memuru nezaretinde yap ılır. Kapal ıkurumlara nakiller d ış güvenlik görevlilerince yerine getirilir.

Yukarıda sıralanan kurallar tutukevlerinde de uygulan ır.Tutuklular hükümlülerden ayr ı binalarda barındırılır.

Tutuklular bağımsız bir bina ayr ılması mümkün olmadığıtakdirde kurumlarda, hükümlü lerle bağlantıs ı olmayacak ş e-kilde kendilerine ayrılan bölümlerde kal ır. Açık kurumlar ileçocuk eğitim evlerinde tutuklu bar ındırılamaz.

8. 45/1 Sayılı Adalet Bakanl ığı Genelgesi

22.1.2007 tarihinde yürürlüğe giren genelge; 13.12.2004tarihli ve 5275 say ılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infaz ı

68

Page 73: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAKI KÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Hakkında Kanun gereğince, ceza infaz kurumlar ının türle- ZEKI

rine göre tahsisi ile hükümlü ve tutuklular ın nakil işlemleri, EKMENIN

ortak etkinlikler, güvenlik, diğer işlemler ve dışarıdan sağla- TEBLi Ğİ

nan hizmetlerle ilgili usul ve esaslar ı göstermek, mevzuat ınuygulanmas ını kolaylaştırmak ve uygulamada ortaya ç ıkansorunları gidermek amac ıyla bu genelgenin haz ırlandığı ifa-de edilmiştir. Genelge ekleri ile beraber 36 sayfadan ibarettir.Genelgedeki düzenlemeler a şağıda belirtilen şekilde sıralana-bilir.

- Genelgenin ek listesinde yer alan ceza infaz kurumlar ın-da hangi hükümlülerin bar ındırılacağı hüküm altına alınmış-tır. Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumlarında, hangitür hükümlü ve tutukluların barındırılacağı belirlenmiştir.Kadın kapal ı ceza infaz kurumlar ı, çocuk kapalı ceza infazkurumları, gençlik ceza infaz kurumları, aç ık ceza ve infazkurumları ve çocuk eğitim evlerinin ne tür tutuklu ve hüküm-lülere tahsis edileceği belirlenmi ştir. Gözlem ve Sınıflandırmamerkezleri kuruluncaya kadar, aç ık ceza ve infaz kurumlarıve çocuk eğitim evleri dışında kalan tüm ceza ve infaz ku-rumlarının bir bölümünün gözlem ve s ınıflandırma merkeziolarak tahsis edilece ği kabul edilmiştir.

- Genelge ile hükümlü ve tutuklular ın nakil işlemleri, uy-gulanacak usul ve esaslar, hükümlülerin kalan ceza süresinegöre nakledilebilecekleri infaz kurumlar ına nakil koşullarıdetayl ı bir şekilde düzenlenmi ştir. Keza 5275 say ılı Kanun'un9. maddesinde belirtilen ceza infaz kurumlar ında tutulacaktutuklu ve hükümlüler ile Terörle Mücadele Kanunu'na mu-halefet suçlarından dolayı tutuklu ve hükümlülerin nakilleriayrıntılı bir şekilde düzenlenmi ş ve nakillerin Bakanl ık emriile olacağı kabul edilmiştir. Çocuk hükümlülerin nakilleri,disiplin nedeni ile nakiller, hükümlünün kendi iste ği ile na-kil, zorunlu nedenlerle nakil, hastalık nedeni ile nakil, suç veyargılama yeri nedeni ile nakil, e ğitim ve öğretim nedeni ilenakil, ceza infaz kurumlar ının iç hizmetlerinde çal ıştırılacakhükümlülerin nakilleri; bu nakiller s ırasında Infaz kurumlar ıyönetimi ile Cumhuriyet Savcılarının takip edecekleri usul ve

69

Page 74: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEKI esaslar, nakillerde al ınacak önlemler ayrıntılı bir şekilde dü-

EKMEN' İ N zenlenrniştir.

TEBLİĞİ . . . .. .- Genelge ıle ortak etkinlikler duzenlenmış; hükümlü ve

tutuklular işledikleri suçlara, kurumdaki davran ışlarına, ilgive yeteneklerine göre grupland ırılarak, güvenlik bak ımın-dan tehlike yaratmadığı ölçüde, kendileri için haz ırlanmışiyileştirme programları çerçevesinde eğitim, spor meslek ka-zandırma ve çalışma ile diğer sosyal ve kültürel faaliyetlerekatılırlar denmektedir. Bu faaliyetler yüksek güvenlikli kurumlarile diğer kurumların yüksek güvenlikli bölümlerinde on ki şiyi aşma-yacak guruplar halinde yürütülür. Programları n süresi ve kat ı lacakbükümlü, tutuklu say ıs ı her program ı n özelliği, güvenlik koşullarıve kurumun olanakları dikkate al ınarak idare ve gözlem kuruluncabelirlenir.

iyileştirme programlar ının amaca aykırı sonuçlar verdi-ği tespit edilen hükümlü ve tutuklular yönünden bu uygu-lamaya son verilebilir veya gerekli değişiklikler yap ılabilir.Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un102/1 maddesi ile Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin üyedevletlere Avrupa Cezaevi Kurallar ı Hakk ı ndaki R (87) 3 say ı l ıTavsiye Kararlarına ek 7011 maddesi ve Avrupa Konseyi BakanlarKomitesi'nin üye devletlere Avrupa Cezaevleri Kurallar ı Hakkı ndaRec (2006) 2 say ıl ı Tavsiye Karar ına ek 7. maddesinde ifade edildiğiüzere hükümlü ve tutuklular ı n topluma uyum sağlama çabaları n ı ndesteklenmesi için özellikle aileleri, ki ş iler ve sosyal kuruluşlarlaolan ilişkilerinin korunmas ı ve geliş tirilmesi ile eğitim ve iyileş tirmefaaliyetlerinde kuruma yard ı mcı olmak üzere mümkün olduğuncatoplumsal kuruluşlardan ve sosyal hizmet servislerinden yar-dım alınır denmektedir.

- Yüksek güvenlikli infaz kurumlar ında bulunan ağırlaştı-rılmış müebbet hapis cezas ına hükümlülerin sadece kendisiy-le aynı ünite de kalan hükümlülerle birlikte, s ınırlı olarak buprogramlara katılmasına izin verilebilir. Tehlikeli halde olduğusaptanan hükümlü ve tutuklular, bu programlara on kiş iyi aşacakguruplar halinde katılamaz. Güvenlik bakımından tehlike yarat-madığı ölçüde, idare ve gözlem kurulu taraf ından belirlenen

70

Page 75: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

istekli hükümlü ve tutuklular on ki şiyi aşmayacak guruplar ZEK İ

halinde ve idarenin gözetiminde aç ık görüş alanlarında veya EKMEN' İ N

diğer ortak yerlerdeki sosyal faaliyetler çerçevesinde haftada toplam TEBL İĞİ

on saati aşmamak üzere sohbet amac ı ile bir araya e:etirilebilir. Bufaaliyet hafta içerisinde aç ık görüş, avukat ve ziyaretçi görü şleriniaks atmayacak şekilde yaptı rı l ı r. (Genelge 3. k ıs ım 13. m.)

- Ceza infaz kurumlarının güvenliği konusunda düzenle-meler yap ılmıştır. Kurum idaresi; isyan, firar, yang ın, doğalafet ve benzeri kurum güvenli ğini tehlikeye dü şürecek olay-lara ilişkin, kurumun fiziki yap ısı, mevcudu ve kapasitesi gibiunsurları değerlendirerek dış güvenlik ve kolluk kuvvetleritemsilcileri ile birlikte "olağanüstü hal planları " hazırlayarakCumhuriyet Ba şsavc ılığı'na onaylatacağı kabul edilmiştir.

Cezaevleri ile ilgili ulusal belgeler de yukarda aç ıklan-dığı gibidir. Yasal düzenlemeler ile ceza infaz kurumlar ınınyapılanması uluslararas ı normiara uygun hale getirilmiş gö-rünmektedir. Ceza infaz kurumlar ı fiziki konumlar ı itibarı ilegeçmişten daha iyi bir durumdad ır. Olumlu sayılabilecek birfiziki yap ılanmaya gidilmiştir. Ceza infaz kurumlarmın fizi-ki yapılanmasındaki değişim ve yasal değişiklikler cezaeviyaşamını nas ıl etkilemiştir? Ceza infaz kurumuna giren ki şi,uluslararas ı standartlar ve insan haklarına uygun infaz koşul-ları altında mı cezasını çekmektedir? Kişi gerçekten toplumasağlıklı bir şekilde geri dönebilecek midir? Bu düzenlemeleruygulanmaya ne kadar yans ımaktadır? Uygulamada aksayanyönler nelerdir? Yap ılan yasal düzenlemelerin tümü ulusalüstü normiara uygunluk arz etmekte midir? Bu sorular ın ce-vapları Ülkemizdeki ceza infaz kurumları uygulamasına daışık tutacaktır.

Adalet Bakanlığı, ceza infaz sistemi ile ilgili olarak ç ıka-rılan yasalar ve yap ılan idari düzenlemelerle, ceza infaz ku-rumlarında uluslararas ı normiara uygun düzenlemeler yap-tığını, cezaevleri sorununun da böylece çözüldüğünü veyaçözüleceğini düşünmektedir. Ancak Avrupa Birli ği ile ilgiliyasal düzenlemelerde oldu ğu gibi, ceza infaz sistemi ile ilgili

71

Page 76: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iNFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEKi düzenlemeler de amac ına uygun şekilde tam olarak uygula-EKMENN maya yans ımamış görünmektedir.

TEB İİGI Yeni infaz rejimine uygun yasal düzenlemeler yap ılmış

olmasına rağmen, yasalar ın uygulanmas ı konusunda gereklialt yapı hazırlanamamıştır. Sağlıklı bir alt yap ının oluşturul-mamış olması uygulamayı olumsuz yönde etkilemektedir.

Değişikliklerin sağlıklı bir şekilde hayata geçmesi için,konusunda uzman, e ğitimli insan unsuru son derece önemlibulunmaktad ır. Zira ülkemizde, yasalarla ki şilere sağlananhakların kullanımında her zaman ciddi engeller olmuştur.Birçok zaman yönetimler, haklar ın kullanımının sağlanma-sında direnç göstermi ştir. Sağlanan haklar da kağıt üzerindekalan, uygulamaya yans ımayan göstermelik haklardan ibaretkalmıştır.

Yasal değişiklerden sonra da cezaevleri ile ilgili yakın-malar devam etmiştir. Özellikle F tipi tabir edilen cezaevleriile ilgili yakınmalar dikkat çekicidir. Şikayetlerin çoğu infazkurumları personeli ile d ış güvenliği sağlayan güvenlik per-sonellerinin uygulamalar ından kaynaklanmaktadır. Değişikkuruluşlar ile TBB'ye ve bizlere ulaşan şikayetleri a şağıda be-lirtilen şekilde sıralayabiliriz.

Cezaevi yönetimlerinin yasa ve genelgeler ile tutuklu vehükümlülere sağlanan haklara saygı göstermedikleri, genel-geleri uygulamadıkları; Örneğin; 4511 say ı l ı genelgenin 3. bö-lümünün 13. maddesinde yer alan "güvenlik bak ı m ı ndan tehlikeyaratmadığı ölçüde, idare ve gözlem kurulu tarafindan belirlenenistekli hükümlü ve tutuklular, on ki şiyi aşmayacak guruplar halin-de ve idarenin gözetiminde, aç ık görüş alanları nda ve diğer ortakyerlerdeki sosyal faaliyetler çerçevesinde haftada toplam 10 saatiaşmamak üzere sohbet amac ıyla bir araya gelebilir. Bu faaliyet haf-ta içinde aç ık görüş, avukat ve ziyaretçi görü şlerini aksatmayacakşekilde yapt ı rılır." hükmüne rağmen cezaevi yönetimleri türlübahanelerle, personel azlığı, imkanlar ın elvermediği gibi ge-rekçelerle bu hakkı büyük ölçüde kulland ırmamaktad ırlar.Bu durum sağlanan hakların kağıt üzerinde kaldığını göste-ren önemli örneklerden biridir.

72

Page 77: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

- Nakiller ve hastanelere gidi ş-gelişler sırasında, tutuklu ZEK İ

ve hükümlülere, dış güvenliği sağlayan güvenlik personeli EKMEN' İ N

tarafından işkence yap ıldığı, ağır küfürler edilerek aşağılan- TEBli Ğİ

dıkları,

- Nakiller sonras ında, cezaevi giri şleri sırasında hüküm-lülerin çıplak soyularak a şağılayıcı şekilde aramalar yap ıldı-gı,

- Fiziki koşulları aç ısından, gidilen hastanelerin tutukluve hükümlü koğuşlarının sağlıksız ve sağlık koşullarınaaykırı bir yapılanmada olduğu,

- Tedavi ve muayeneleri yapan hekimlerin, tutuklu vehükümlülerin hastalıkları konusunda gerekli ilgiyi gösterme-dikleri,

- Bayan hükümlü ve tutuklular ın muayeneleri sırasın-da, askerlerin dışarı çıkmad ıkları ve dışarı çıkmayı reddet-tikleri, bu nedenle bayanlar ın muayeneden vazgeçtikleri vemuayene olmadan cezaevine döndükleri,

- Tutuklu ve hükümlülere mektuplar ının geç verildiği,

- Günlük gazete ve yasak olmayan yay ınların verilmesin-de sıkıntılar yaşandığı,

- İnfaz hakimliklerinin şikayetler konusunda gerekli du-yarlıkları göstermediği ve şikayetleri yeterli bir şekilde ince-lemedikleri, ceza infaz kurumu yönetiminden gelen görü şlerdoğrultusunda kararlar verdikleri, tarafs ız davranmadıklarıve bu nedenle hak ihlalleri yaşandığı,

- Temizlik maddelerinin verilmesinde s ıkıntılar yaşandı-ğı, koğuşlara sıcak su verme gün ve saatlerinin yetersiz oldu-ğu,

- Yatma yerleri, yatak ve çarşaf vs. malzemelerin yetersizolduğu,

- infaz kurumlarında kapasitenin çok üzerinde hükümlüve tutuklu olduğu, yerlere yataklar yapıldığı,

73

Page 78: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ - Ziyaretlerde Kürtçe konu şma sırasında, Kürtçe konu-EKMENIN şanların hakarete uğradığı,TEBLIGI -

Terör suçları nedeni ile hüküm giymiş olan birçok ki-şinin cezalarının, ailelerinden çok uzak cezaevlerinde infazedildiği, Böylece zaten yak ınları ile görüşme haklarında sınır-lamalar olan hükümlülerin yakınları ile görüşme olanakları-nın ortadan kalktığı,

gibi şikayetler devam etmektedir.

Bunun yanında infaz kurumlar ı izleme kurullar ına inti-kal eden şikayetler de vard ır. Bu şikayetler aras ında;

- Yemeklerde sıkıntılar yaşandığı, Bakanl ık tarafından birtutuklu veya hükümlü için sabah kahvaltısı, öğlen ve akşamyemeği dahil olmak üzere 3 YTL ödenek verildi ği, bu para ilesağlıklı bir beslenmenin mümkün olmad ığı, hasta tutuklu vehükümlüler ile ilgili olarak hastal ıklarına uygun yemek veril-mediği,

- infaz kurumlar ının kapasitelerinin çok üzerinde tutukluve hükümlü barmd ırdıkları,

Yerlere yataklar serildiği, yataklar ın kullanılmayacak de-recede kötü olduğu, çarşaf ihtiyaçlarının tam sağlanamadığı,

- Dış güvenliği sağlayan güvenlik birimleri ile sorunlaryaşandığına, dair şikayetler say ılabilir.

Sorunların Genel Olarak Değerlendirilmesi

Yasal düzenlemelerle ceza infaz kurumları konusundamevzuatın uluslararası kurallara uygun hale getirilmeye ça-lışıldığını belirtmiştik.

Yasal düzenlemeler ve gelen şikayetler çerçevesinde Cezainfaz kurumları izleme kurulundan başlayarak sorun değer-lendirildiğinde;

Ceza infaz kurumlar ı ile ilgili olarak yapılan yasal düzen-lemelerle ulusal hukukumuzla, uluslararas ı hukuk arasında

74

Page 79: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

paralellik sağlandığı, ceza infaz kurumlar ı ile ilgili olarak yeni ZEK İ

bir yap ılanmaya gidildiği, infaz kurumları ile ilgili denetim EKMEN'IN

mekanizmalar ının oluşturulduğu görülecektir. Ancak yeni- TEBL İĞİ

den yapılanma çalışmalarının tam olarak oturmadığı, ciddianlamda eksiklikler bulundu ğu kabul edilmelidir.

Yapılan yasal değişiklikler ve yeni infaz rejiminin Türktoplumu ile ne derecede uyumlu olduğu, Türk toplum ve ge-lenekleri ile ne derece bağdaştığı konusunda soru işaretlerivardır. Dileğimiz bu endişelerin olumlu bir şekilde gideri!-mesidir. 2001 yılında kabul edilen İnfaz Hakimlikleri Kanu-nu ve ceza infaz kurumlar ı izleme kurullarından başlayarakyaşanan sorunlar değerlendirildiğinde aşağıdaki sonuçlaravarılır.

Ceza İnfaz kurumları izleme kurullar ın; etkin, verimli vebeklenen düzeyde çalıştığı söylenemez. Biri Baro temsilcisiolmak üzere beş temsilcilerinden oluşan bu kurullar bağım-siz değildir. Görüşlerini aç ık bir şekilde kamuoyu ile payla ş-maları yasaktır. Sunduklr ı görüş ve raporlar ın her hangi biryaptırım gücü yoktur.

Bu kurulların etkinliğinin sağlanması için asgari koşullar-da yönetimlerden bağımsız olarak çalışmaları, infaz kurumla-rı ile ilgili düşünce ve izlenimlerini kamuoyu ile payla şmalarıönemlidir. Bu hali ile kurullar etkisiz, yapt ırım gücü olma-yan, edindikleri izlenimleri ve bilgileri ilgili kurumlara akta-ran aracı kurullar durumundad ır.

Tutuklu ve hükümlüler infaz kurumlar ı içinde sorun ya-şadıkları gibi, cezaevlerinin dış güvenliğini sağlayan güvenlikkuvvetleri ile de farkl ı sorunlar yaşamaktadır. Özellikle nakil-ler sırasmda tutuklu ve hükümlülerin jandarma ile olumsuzolaylar yaşadıkları, aşağılandıkları, hakaret ve işkenceleremaruz kald ıkları, kamuoyuna da yans ıyan şikayetler aras ın-dadır.

İnfaz yasaları ve infaz rejimi büyük ölçüde değiştirilmişolmasına rağmen, bu yasal değişiklikler tutuklu ve hüküm-lülerin infaz koşullarının değişiminde şikayetleri tam olarak

75

Page 80: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

İ EK İ ortadan kaldıramamıştır. Uygulamalardaki aksakl ık ve eksik-EKJVtEN' İN liklerin zaman içinde giderilece ğini ümit ediyoruz.TEBLIGI Yeni yasal düzenlemelerle beraber bazı suçlar ile ilgili

infaz usulleri çok ağır koşullara bağlannuştır. Özellikle ağır-laştırılmış müebbet hapis cezas ının yasa ve tüzükte belirleneninfaz koşulları yukarıda açık:[annuştı, bu cezanın infaz koşul-ları bir insanın kaldırabileceği ölçülerde değildir. Ağırlaştırıl-mış müebbet hapis cezasına hükümlü bulunan kişilerin çoğu,bu cezalarını ailelerinin kolayca gidip gelemeyeceği uzaklıktabir ceza infaz kurumunda çekmektedir. 15 gün süre ile 1 saatigeçmeyecek surette aile bireyleri ile görü şme, cezanın tek ki-şilik odada infaz edilmesi, günde 1 saati a şmayacak havalan-dırma, 15 günde bir ailesi ile 10 dakikayı aşmayacak telefongörüşmesi yapılabilmesi; üstelik bu hakların sağlanma koşu-larının da disiplin cezas ı alınmamış olması şartına bağlanma-sı çok ağır koşullardır.

Bu koşullarda cezası infaz edilecek bir ağırlaştırılmış mü-ebbet hapis cezas ı hükümlüsünün, ceza infaz kurumundansağlıklı bir şekilde ve topluma kazand ırılmış olarak ç ıkmasıhayal olur. Henüz yasalar yeni uygulamaya girdi ği için, bucezalara hükümlü ki şilerin cezalar ının infazı konusunda top-lumda bir tartışma başlamamıştır. Kanımca bu cezayı alan birkişinin bir daha topluma dönmesi mümkün değildir. Büyükbir ihtimal ile cezasını tamamlama olanağı da bulamayacaktır.Cezaevinden çıkma şansı bulan kişi de, bu ağır tecrit koşullarıaltında bir daha toplum ile iç içe olamayacaktır. Nitekim 5351sayılı Kanun ile bu konuda koşullu salıverilme ile ilgili yenibir düzenleme yap ılmıştır.

Yargı kararlarında hata ihtimali her zaman vard ır. Bucezaya mahkum olan bir ki şinin, adli hata sonucu böyle bircezaya mahkum olduğu düşünüldüğünde, ağır infaz koşulla-rının sonuçları daha iyi değerlendirilecektir.

İnfaz kurumlar ı personellerinin infaz rejimine uygun bireğitim düzeyinde olup olmad ıkları tartışma götürür. Bazıhakların uygulanmamas ı, bazı hakların sağlanmas ında yeter-

76

Page 81: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

siz kalınması ve bu konuda ciddi s ıkıntılar yaşanması, dış gü- ZEK İ

verdik birimlerinin davranış ve uygulamalar ı buna örnektir. EKMEN' İ N

Yeni yasal düzenlemeler do ğrultusunda infaz kurumları TEBLIGI

yönetiminde görev alan personelin e ğitim düzeylerinin ya-sal düzenlemelere ve uluslararas ı standartlara uygun olarakyükseltilmesi zorunludur. Cezaevlerinin alt yap ısını oluştu-ran cezaevi personelinin insan haklar ına saygılı, insan haklarıalanında eğitimli ve donanımlı kişilerden oluşmasının önemigöz ard ı edilemez. Bu eksikliğin zaman geçirilmeden gideril-mesi gerekir.

Bunun yanında infaz kurumlar ı personelinin ağır çalışmakoşullarından kaynaklanan çok ciddi sorunları vardır. İnfazkurumları personellerinin kişisel güvenlikleri, sosyal yaşamkoşulları, sosyal güvenlikleri ve ücret durumlar ında zamangeçirilmeden iyile ştirmeler yapılmalıdır.

Ülkemizde ceza evleri yönetimi iki başlı bir görünüm arzetmektedir.

Cezaevlerinin dış yönetimi ve güvenliği İçişleri Bakan-lığı'na ve buna bağlı olarak Jandarmaya, iç yönetimi ise Ada-let Bakanlığı'na ait bulunmaktadır. Bu uygulama cezaevleriile ilgili ciddi sorunlar yaratmaktad ır. Cezaevlerinde mevcutbu ikili yönetim şekli, bütün çabalara ve Adalet Bakanlığı ileİçişleri Bakanl ığı arasındaki görüşmelere rağmen halen sonaerdirilememiştir. Bu uygulama sorunların temel kaynaklar ın-dan biridir.

Kişinin işlediği suç için aldığı hürriyeti bağlayıcı ceza, suçu-nun bedelidir. Ceza evinde uygulanan cezaevi rejimi, özgürlüktenyoksunluk için ikinci bir ceza olmamal ıdır.

Her hangi bir şekilde özgürlüğü kısıtlanan ve bu neden-le cezaevine giren kişinin öncellikle hak ve sorumluluklar ınıbilmesi gerekmektedir. Ancak mevcut cezaevi yönetimi siste-minde, cezaevine giren ki şiye sözlü olarak bir k ısım kurallarve haklar bildirilmekte, tebliğ yerine geçmek üzere bir belgeimzalatılmakta ve imzalatılan belge dosyas ında saklanmakta-

77

Page 82: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAKi HÜKÜMLULER SEMPOZYUMU

ZEKi dır. Ancak yasal düzenlemelere ra ğmen tutuklu ve hükümlü-EKMFN'N lere hak ve yükümlülüklerini belirleyen bir kitapç ık verilme-

TEBU Ğİ mektedir. Cezaevine konulan ki şiye hak ve yükümlülüklerinibelirleyen bir kitapçık verilmesi sağlanmalıdır.

- Birçok cezaevinde hükümlü olarak bulunan terör suçlu-ları, ailelerinden çok uzak cezaevlerinde bar ındır ılmaktadır.Bu kişilerin aileleri ile iletişimleri maddi olanaks ızlar nedeniile büyük ölçüde ortadan kalkmaktad ır. Uluslararas ı cezaevistandartları kurallarında, hükümlülerin aileleri ile iletişim kurabi-lecekleri, imkanlar ölçüsünde ailelerine yak ı n ceza evlerinde bulun-maları kabul edilmiş tir. Ancak bu durum ülkemizde hala bir sorunolarak devam etmektedir.

- Yakın geçmişte, terör suçlarından dolayı bazı cezaevle-rinde tutuklu veya hükümlü olarak bulunan yakınları ile gö-rüşmeye giden ziyaretçilere karşı, cezaevinin dış güvenliğinisağlayan jandarma taraf ından farklı uygulamalara gidilmiş-tir.

Zaman zaman bas ına da yans ıyan bu uygulamalarda, baz ı ce-zaevlerinde görü şmeye giden ziyaretçilerin bileklerine "terör" ibare-si yaz ı l ı dam galar bas ı lmış tı r. Bir başka cezaevinde görü şmeyegiden ziyaretçilerin parmakiar ına çıkmayan mürekkep ben-zeri bir madde sürülmü ştür.

Bu uygulamalar ile bir ölçüde ziyaretçi aileler, maneviyönden baskı altına alınarak, sanki bu suçlar ın bir parçasıy-mış gibi görülmüştür. Olaym bas ına yans ıması sonrasındabu uygulamalara son verilmi ştir. Cezaevleri d ış güvenlik bi-rimlerinin uygulanmas ından kaynaklanan bu tür olaylara birdaha meydan verilmemesi için gereken önlemlerin al ındığınıümit ediyoruz.

Sürekli sağlık sorunları olan hasta tutuklu ve hüküm-lülere, sağlıklarına uygun yemek verilmemektedir. Örne ğindiyabetik ve tansiyon hastalar ı için özel yemek verilmediği,kantinlerde ihtiyaca yetecek derecede sebze ve meyveninbulunmadığı, tutuklu ve hükümlülerin bu nedenle yeterliderecede beslenemedikleri, gerekli besini alamadıkları iddia

78

Page 83: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

edilmektedir. Tutuklu ve hükümlüler için günlük iaşe bedeli, yani ZEK İ

sabah, öğlen ve akşam yemeği bedeli olarak 3 YTL gibi bir paran ın EKMEN' İ N

ödendiği varsay ıldığında sorunun kolayca çözülmesinin zor olduğu TEBIİ r İ

görülmektedir.

Tutuklu ve hükümlülerin sağlık kontrolü, muayene vetedavi amacıyla gittikleri sa ğlık kurumlarında karşılaştıklarıuygulama ve koşullar çok olumsuzdur, sa ğlık kurumlarınıntutuklu ve hükümlüler için ayr ılan bölümleri, insan sa ğlığmave onuruna uygun değildir. Sağlık personeli ve hekimlerinintutuklu ve hükümlü kişilere karşı tavır ve davranışları ise ayrıbir sorundur. Sağlık kurumlarının tutuklu ve hükümlü kabuleden bölümlerinin insan onuruna ve amac ına uygun hale ge-tirilmesi gereklidir.

Tutuklu ve hükümlülere verilen battaniye ve çar şaflarınhijyen olmadığı, hijyenik ko şullara yeterince riayet edilmedi-ği, yataklar ın çok yıpranmış olduğu, infaz kurumlar ında ka-pasitenin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunmas ı nedeni ileyer yataklarının yapıldığı konusunda yakınmalar vard ır. Busorunun da kısa sürede çözülmesi zor görünmektedir..

Ücreti hükümlü tarafmdan kar şılanan nakillerde, nakilücretlerinin yüksekliğinden şikayet edilmektedir.

Bu uygulamalar ın yanında cezaevlerinde avukatlar ınmuhatap olduklar ı uygulamaları göz ardı etmemek gerekir.Cezaevlerinde, savunma avukatlar ının cezaevine girişte kar-şılaştıkları uygulamalar maksadı aşmaktadır.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesi a ğır cezalıksuçüstü halleri dışında avukatlar ın üstünün aranamayaca ğınıhükme bağlamıştır. Ancak cezaevlerinin girişlerinde avukat-ların muhatap olduğu arama koşulları birçok zaman avukat-ları cezaevi kap ısından döndürmektedir. Avukatlar ın duyarlıkapıdan ayakkabını bile çıkararak geçme zorunda kalmalar ı,duyarlı kapıların bu şekilde ayarlanmasını anlamak mümkündeğildir. Özellikle cezaevlerinde müvekkillerini ziyaret edipgörüşme zorunda kalan bayan avukatlar aç ısından daha dasıkıntılı anlar yaşanmaktadır. Yakın geçmişte bayan avukatla-

79

Page 84: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ KÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ rın iç çamaşırlarına kadar aranmaya varacak derecede çirkinEKMEN' İN uygulamalarda bulunmas ı, kötü niyetli ve savunma hakk ını

TEBLİĞİ kısıtlamaya yönelik bir uygulama olarak değerlendirilmi ştir.Avukatların müvekkilleri ile görü şmesine cezaevine giri ştegetirilen önlemler, cezaevlerinin özel statüsü ve özelliklerinegöre bir ölçüde ho ş karşılansa da, aşırı ve abartılı uygulama-lar savunma hakkını sınırlayan, savunma hakkına doğrudanbir müdahale olarak nitelenmelidir. Bu uygulamalar ın mes-lek onuruna sald ırı boyutuna varmas ı kabul edilemez.

Bunun yanında Avukatlar ın İnfaz kurumlar ında, bir andabirden ziyade tutuklu ve hükümlü müvekkilleri ile görü şmesimümkün değildir. Hükümlü bir kişi açısından bu sınırlamayıkabul etmek mümkün olabilir. Ancak birden fazla tutuklusubulunan dava dosyalar ında, savunmalar ı arasında bağlan-tı bulunan aynı konumdaki tutuklu müvekkiller ile birliktegörüşmeye sınırlama getirilmesi, savunma hakk ı açısındansorun yaratmakta, uygulamada zaman kaybına sebep olun-maktad ır. Bu sorunun giderilmesi konusunda yeni düzenle-melerin yapılması gereklidir.

Yukarıda yaptığımız açıklamalarla, Türkiye' de infaz ku-rumlarında mevcut yasal düzenlemeler ve uygulamada kar şı-laşılan olumsuzluklar dikkatinize sunulmuştur.

Gözlemlerimiz sonucunda; Türkiye'de mevcut infaz reji-mi infaz kurumlar ındaki eksiklik ve şikayetlere rağmen, bir-çok batı ülkesi infaz kurumundan daha iyi bir durumdad ır.

Ülkemizdeki cezaevleri ile Avrupa ülkeleri cezaevleri ara-sında bir kıyaslamanın yapılabilmesi için, Fransa'nın Strasbo-urg Cezaevi ile Brüksel İttre Cezaevi'nde mevcut yap ılanmave uygulamalar ı dikkatinize sunmak istiyoruz.

Strasbourg Cezaevi

1988 yılında açılmış ve otoyol kenar ında kurulu bir ceza-evi, Fransa'nın iyi cezaevleri arasında anılmaktadır. Cezaevigirişinde kimlik bırakıldıktan sonra içeriye duyarl ı bir kapı-

80

Page 85: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

dan geçilerek giriliyor. Duyarl ı kapının ötmesi halinde ötme- ZEK İ

ye neden olan madde çıkarılıyor. Ancak kapı, kemer, gözlük EKMEN' İ N

gibi nesnelere ötmüyor. Ayar ı ona göre yap ılmış . Avukatlar TEHLİĞİ

müvekkilleri ile mesai saatleri içinde her gün görü şme yapa-biliyor. Cezaevi oda sistemi ile yap ılmış, odalar yeterli ışık alı-yor, her oda bir veya iki ki şilik 9 m2 den ibaret, Ancak odalarve yataklar son derece bakımsız. Odada küçük bir TV Küçükbir masa, kitapl ık, ranza, ayrı bir bölümde lavabo ve klozetvar. Odaların kapısında dıştan açılan küçük bir gözetlemepenceresi bulunuyor.

15-20 kişilik gruplar halinde haftada 3 gün banyo yap ıla-biliyor.

Spor yapanlar her gün du ş yapabiliyor. Sabah 2 saat, öğ-leden sonra 2 saat olmak üzere her bölüm topluca havaland ır-maya ç ıkabiliyor. Cezaevinde bulunan suçlular aras ında birayrım yapılmıyor havalandırma sırasında içerden bir görevliherkesi devaml ı olarak izliyor. Cezaevinin koridorlar ına açı-lan tüm kap ılar otomatik olarak aç ılıp kapanıyor. Bir kap ı ka-panmadan öbür kap ı açılmıyor. Cezaevinin tümü bilgisayarsistemi ve kameralar ile denetleniyor. Cezaevinde dondurul-muş vaziyette 3 günlük yemek stoku bulunuyor. Diyabetli vehasta kişilerin hastal ıklar ına uygun yemekler veriliyor. Ceza-evinin web sitesinden cezaevi ile ilgili bilgiler al ınabiliyor.

Bürüksel İttre Cezaevi

Avrupa cezaevlerine bir di ğer örnek Brüksel Ittre cezaevi.Bu cezaevi Belçika'nın belki de Avrupa'nın en modern cezae-vi. Kendi ifadeleri ile kendi ülkelerinin de standartlar ının üze-rinde bir cezaevi. Haziran 2002 tarihinde aç ılmış ve Brüksel'e elli km. mesafede. Binanın her tarafı elektronik kameralarile denetleniyor. Kapıların biri kapamadan diğeri açılmıyor.Cezaevine giren herkes duyarl ı kapıdan geçerek cezaevinegiriyor. Avukatlar kimlik ibraz ı ile 06-22.00 saatleri aras ındamüvekkilleri ile görü şebiliyor. Görüşler s ırasında avukat ilemüvekkili aras ında bir engel yok. Hükümlü ve tutuklular ge-

81

Page 86: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ nellikle tek ki şilik odalarda kal ıyor. Sabah ve öğleden sonraEKMEN' İN ayrı ayrı havalandırmaya ç ıkılıyor. Sabah üç öğleden sonra

TEBLİĞİ iki buçuk saat havaland ırma için çıkılıyor. Ayrıca yaz-kış 08-22.00 saatleri aras ında cezaevi koridorlar ında dolaşmak ser-best. Her katta 3 tane tecrit odas ı var ve en fazla 9 gün süre iletecritte kalınıyor. Her odada bir yatak, buzdolab ı, kiralık TVDolap, tuvalet avluya aç ılan bir pencere bulunuyor. Kap ıdayemek almak için ayrıca bir küçük pencere mevcut. Cezae-vinde mevcut uygulaman ın en ilginç yanı, cezaevinde kalankişilerin ayda 2 saat gözlem dışı buluşma yerinin olmas ı, bugözlem odalarında, açabilen divan, banyo, havlular var. Buodalarda hükümlü veya tutuklu kendi e şi veya son 6 ay bir-likte olduğunu kanıtladığı arkadaşı ile kalabiliyor. Bu cezaeviülkenin yüksek güvenlikli cezaevleri arasında yer almakta-dır.

Yukarıda kendi ülkemizdeki ceza evlerinin türlerinin vecezaevlerimizde uygulanmakta olan rejimi dikkatlerinize sun-dum. Sonuç olarak da Avrupa'nın iki ayrı ülkesinde bulunaniki cezaevinden kendi gözlemlerimizi aktarmaya çal ıştım.

Cezaevlerinde yeni bir yap ılanmaya gidilmesine ve ceza-evlerinin adının ceza infaz kurumlar ı olarak değiştirilmesinerağmen, cezaevleri ile ilgili yakınmalar sona ermemiştir. Hat-ta intikal eden şikayetlerden Yüksek güvenlikli cezaevlerindeişkence iddialar ı vard ır. Bu iddiaların bir an önce araştırılaraksonlandırılmasını ve cezaevlerinin çağın gelişimine ayak uy-durarak; tutuklu ve hükümlülerin topluma sağlıklı bir şekildegeri dönmesinin sağlandığı kurumlar olmasını, cezaevleri dışgüvenlik birimleri ile cezaevi personellerinin de insan haklar ıbilgileri ile donatılmış, insan ve insan haklar ına saygılı eğitimdüzeyinde olmalar ını diliyor ve hepinizi saygıyla selamlıyo-rum.

Oturum Başkanı : Sayın Ekmen'e teşekkür ediyoruz. Sab-rımız zorlanmadı da zamanımız zorlandı . Çok teşekkür edi-yorum.

82

Page 87: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Sayın Kızılarslan'a hemen sözü vermek istiyorum, zama-nı iyi kullanmak adına.

Buyrun Sayın Kızılarslan.

Dr. Hakan KIZILARSLAN* (Ankara Cumhuriyet Savcı- HAKAN

sı): K İ 7ILARSLAN'IN

1. GİRİŞ TEBL İ GI

"Özürlü/erin infaz ı " infaz hukukunda neredeyse üzerin-de hiç durulmayan ve pek çok bo şluklarla dolu bir konudur.Tek başına ele al ınıyor olması nedeniyle -bilindiği kadarıyla-bir ilk olacak bu konuya ilişkin çalışmanın başlatılmasını çokolumlu saymak ve bu konuya öncülük eden Türkiye BarolarBirliği'ni, Antalya Barosu'nu ve hocamız Sayın Prof. Dr. RonaAybay beyefendi ile gayretli yard ımcılarını özellikle kutla-mak gerekir. Bu çalışmaların başlangıcında yer alıyor olmakbizce -ve diğer katılanlarca da- övünç vesilesi olmal ıdır veolmaktad ır.

İnfaz hukuku, hukuki yap ısının yanında, özellikle kişiselhürriyetlerin kısıtlanmas ı şeklindeki hükümlerin infaz ınınyapısı gereği, daha çok idari nitelik ta şımaktad ır. Hapis ce-zalarının inf azının, bir tür "otelcilik hizmeti" özelliği taşıdığınıda söylemek gerçeğe aykırılık oluşturmayacaktır. Bu nedenle,devletin yatılı misafirleri durumundaki hükümlüler ve tutuk-lulara, insan hak ve hürriyetleri güvence alt ına alınmış, asgaristandartta yaşam kalitesini sağlaması gerekmektedir. Vücutve ruh sağlığı yerinde olan hükümlü ve tutuklular aç ısından,asgari yaşam standard ının sağlanması yeterli görülmesinekarşın, bir özürlünün infaz ının söz konusu oldu ğu hallerdedevletin ve yöneticilerin infaz ı yapılmakta olan özürlünün buözelliği nedeniyle ek sorumluluklar alt ına girmesi söz konusuolmaktad ır. Bu aşamada özürlünün "pozitif statü haklar ı " nite-likli bir takım hakları devreye girmektedir.

* "Özürlülerin İnfazı" başlıkl ı tebliğ .

83

Page 88: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

HAKAN 2. ÖZÜR/ÖZÜRLÜKIZII.ARSLAN'B "Özürlü" kelimesi dilimizde yeni türetilmi ş kelimeler-

den biridir. Özür; "bir kusurun, bir suçun elde olmadan yap ı l-dığın ı ileri sürme veya bir kusurun hoş görülmesini gerektiren se-bep, mazeret veya sakatl ık, bozukluk, eksiklik veya elveri5sizlik",1"özürlü" ise; "özrü olan, engelli, kusuru olan, defolu2 (Gebrechen-Gebrechlichkeit)" olarak tanımlanmaktad ır.

Sakatlık durumunun tanımlayabilmek amacıyla özürlü,engelli, sakat kelimelerinin her biri farkl ı şekillerde kullanı l-makta, bazı kuruluşlar sakat, baz ıları engelli kelimelerini be-nimsemekte, ancak yasalar ımızda "özürlü" kelimesi genel ka-bul görmüş bulunmaktad ır. Kullanılacak tabirin, özellikle budurumda olan kişileri bir kez daha üzüp ma ğdur etmeyecek,ancak hali de anlatmaya yetecek şekilde seçilmesi özel önemtaşımaktadır.

BM Özürlü Kişilerin Haklarına Dair Bildiri'nin (1975) 1.maddesi; "Özürlü kişi olarak; "fiziksel ve zihinsel yeteneklerindedoğuş tan veya sonradan meydana gelen yoksunluklar ı n sonucuolarak, kısmen veya tamamen kendi ba şına normal bireysel ve/veyasosyal ya şam yaşayamayan kiş ileri" ifade etmektedir.3

5378 sayılı Özürlüler Kanunu'nun4 3. maddesinin "a"bendinde ise özürlü; "doğuş tan veya sonradan herhangi bir ne-denle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yetenekleriniçeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle, toplumsal ya şama uyumsağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan vekorunma, bak ı m, rehabilitasyon (iyileş tirme), dan ışmanl ık ve des-tek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi" olarak tanımlanmakta ve bumaddede özürlülük; "görme, konu şma, işitme, ortopedik, süreklihas talı l ık, zihinsel sürekli klinik bak ıma ihtiyaç, duygusal, sosyal,ruhsal sorunlular" olarak sınıflandırılmaktadır. Avustralya

1 TDK Türkçe Sözlük, Ankara, 2005, s. 1559.2 Türkçe Sözlük, s. 1559.

BM Özürlü Kişilerin Haklar ına Dair Bildiri, 09.12.1975, Giri ş m. 1." 5278 S. "Özürlüler ve Baz ı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde

Değişiklik Yap ılması Hakk ında Kanun", Kabul tarihi; 01.05.2005.

84

Page 89: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iNFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAKi HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

1992 Özürlü Ayrımcılığı Yasası'na göre; "bedensel ve ruhsal HAKAN

özürlü lük yan ında vücutta bir hastal ığa neden olan organizmalar ın K İ Z İ LARSLAN' İ N

varlığı da özürlülüğe diihildir." TEBL İĞİ

Günümüzde, özürlü kelimesi bedenen veya aklen yok-sunluğu bulunan kişilerin bu eksikliklerinin dildeki en yu-muşak karşılığını kullanabilmek gayretiyle kullanılmaktadır.Oysaki kullanılan kavramı bir başka gözle inceledi ğimizde"özürlü olan ın kişiler mi yoksa toplum ve toplumun bakış açıs ı m ıolduğu" üzerinde ayrıca konuşulması gereken sosyal bir olguve sorunu oluşturmaktadır.

Bedenen veya aklen standart durumda olmayan/olama-yan bir kişinin eksik veya kusurlu sıfatlarıyla tanımlanması,belli bir yoksunluğa mensup olarak gösterilmesinin ne derecedoğru olduğu ayrı bir tartışma konusudur.

Aynı şekilde pek çok özürlü bireyin -gelişmiş bir takımyanları nedeniyle- sağlam ve tam denilebilecek bireylerdenne kadar fazla olabildikleri de başka bir tartışmanın ilk kanıtıolacak niteliktedir.

Eksik bir sayımla; dünyada 500 Milyon, ülkemizde8.431.937 özürlü olduğu,-' yani toplumun %12 sinden fazla-sını özürlülerin oluşturduğu bilinmektedir.6 Özellikle kırsalkesimlerde, ailelerin özürlü mensuplar ını saklama gayretle-ri nedeniyle, gerçekte bu say ıların daha fazla olmas ı olasılığıyüksektir. Bu da meselenin sadece Türkiye ölçe ğinde ailele-riyle beraber 20 milyon vatandaşımızı ilgilendiren "milli bir

mesele" olduğunu göstermektedir. Milli meseleler ise ancakherkesçe desteklenen milli bir duru ş ve gayretle çözülebilir.

Devlet Bakanı Gürdal Akşit'in soru önergesi üzerine vermi ş olduğu ya-nıttan. Hakan Ataman; "Kapal ı Kapıları Açmak", http://www.rightsa-genda.org/main.php?id=24, (çevrimiçi), 30.05.2008

6 "Bu sayıya psikiyatrik tedavi görenler veya görerneyenler dahil değildir. Ata-man, a.g.e.

85

Page 90: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

HAKAN

KI?ILARSL4N'IN

TEBLİĞ i

3. ÖZÜRLÜ HAKLARI

Özürlüler meselesi temelinde bir insan haklar ı mesele-sidir. 7 Yerinde bir bakış açısına göre; "her canl ı bir özürlü ada yı -dı r". Yaşayan herkes gibi şuan sağlıklı olan bireylerin ve kezabizlerin de bugün göz ard ı ettiğimiz bu kesimin üyesi olma-mız olasılığı her zaman bulunmaktad ır.

Konuyu infaz hukuku aç ısından irdelemeye ba şlamadanönce, özürlü kimliği ve hakları konusundaki fikri tart ışmayıiyi yapmamız gereklidir. Özürlü bir bireyi, özrü nedeniyleyargılamadan ve sınıflandırmadan önce, özürlü bireye top-lumsal ve kişisel bakış ve özürlünün bu niteli ği nedeniyle sa-hip olduğu ve artık pozitif statü hakları kapsamında sayılanhaklarının neler olduğu ve bu hakların tesisi için toplum veonu yönetenlerinin yükümlülüklerinin neler oldu ğunun iyibelirlenmesi gereklidir. Halen yap ılan sosyolojik ara ştırmalartoplumun ve yönetenlerin "özürlüleri ihmal ve göz ard ı ettiğini"göstermektedir. Bizzat özürlülerin aileleri ve yakınları özür-lüleri evlerine hapsetme8 yolunu seçmektedirler. 9 Toplum

• Aileleri gardiyan,

• Özürlüleri mahkum,

Evleri hapishane haline getirmektedir.

Oysa ki; Dünya Sağlık Örgütü (WHO) "sakat kişinin itiba-rı ve güvenlik hakk ı normal kişiden farkl ı değildir" demektedir.1°Yapılan istatistikler "özürlülerde okuma-yazma oran ın ı n %53 ol-duğunu" göstermektedir. BM Genel Kurulu'nda kabul edilenBM Özürlü Haklar ı Beyannamesi'nin 3. maddesinde; "Özür-

Şuayip Üşenmez; http://www.byegm.com.tr/yayinlarimiz/ANADO-LUNUN SESI/ 170/ T'.htm, (çevrinıiçi), 30.05.2008

8 "Toplumumuz delileri hala dişliyor" Michel Foucault," Büyük Kapatılma-Deliliğin Tarihine Önsöz", Çev. I şık Ergüden-Ferda Keskin, Ayr ıntı ya-yınları, Istanbul-2000, (Ataman; a.g.e.)Http://www.merhabagazetesi. Com.tr/eski/arsiv/2006/12/14g 1.htm,(Çevrimiçi), 30.05.2008

10 http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/03/27/192458.asp (Çevrimiçi),30.05.2008

86

Page 91: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

lünün insan haysiyetine saygı gösterilmeli", 4. maddesi; "Özür- HAKAN

lülerde diğer insanlar ı n haklarına sahiptir", 5. maddesi; "Özür- KIZILARSL4N'IN

lülerin kendine güvenmelerini sağlayacak tedbirler al ınmal ı ", 10. TEBLİĞİ

maddesi ise; "İstismara ve kötü davran ış lara karşı korunmal ı dı r-lar" demektedir.

Aynı bildirinin 11. maddesinde; "Özürlü kişilerin şahsiyet-lerinin ve mallar ı n ı n korunmas ı için, nitelikli hukuki yardı ma duy-dukları ihtiyaç kaç ın ı lmaz ise, kendilerine bu tür bir hukuki yard ımverilir. Özürlü kişiler hakkı nda bir dava aç ılm ış olmas ı halinde uy-gulanacak olan usul kendilerinin fiziksel ve zihinsel şartlar ı n ı tamolarak dikkate alır" hükmü yer almaktad ır.

Bu hüküm normatif hukukumuzda Anayasa'n ın 61. mad-desinde kar şılığını bulmakta, Anayasa'nın 61. maddesi; "Dev-let sakatlar ı n korunmaların ı toplum hayatları na intibakların ı sağla-yan tedbirleri al ı r" hükmünü içermektedir.

Görüldüğü gibi özürlülükten doğan haklar uluslararasıve ulusal hukuklarda "Pozitif Statü Hakkı " kapsamında say ı!-maktadır. Bu haklar ın kapsamına göre devlet ve yönetenlerözürlülerin mevcut haklar ını varlığını kabul etmenin yanın-da, bu durumda olanlar için ek görev ve sorumluklar da yük-lenmektedirler. Yani Özürlü için HAK olan devlet için aynızamanda GÖREV'dir.

BM Özürlü Haklar ı Sözleşmesi ve Ek Protokol henüz ül-kemiz tarafından imzalanmamış ve dolayısıyla TBMM tara-fından onaylanmamış durumdadır. Bu bildirinin biran evvelülkemizce imzalanmas ı gereklidir. Halen, yasal mevzuat ımız-da yer alan normatif yap ı bu bildiri ve ek protokol içeri ğiyletemelinde uyumludur. Özürlü haklarını düzenlemekte olan"Avrupa Sosyal Şartı " 27.06.2006 tarihinde ülkemizce imzalan-mış ve daha önceden özürlülerin haklarıyla ilgili konulmu şolan çekincelerimiz kaldırılmış bulunmaktad ır.

Ülkemizde, özürlülerle ilgili temel normatif kaynak 5378Sayılı "Özürlüler ve Baz ı Kanunlarda Değiş iklik yap ılmas ınailişkin Kanun"dur. Bu yasa içerisinde özürlülerle ilgili temelhaklar ve sorumluluklar belirlenmi ş, ayrıca farklı konularda-

87

Page 92: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

HAKAN ki yasalarda özürlülerle ilgili iyileştirici yasal düzenlemelerK İ ZILARSL4N' İN yapılmıştır. "Özürlü istihdam ı İle ilgili Başbakanl ık Genelgesi","

TEBLİĞİ "Özürlülerin istihdam ı Yı l ı Genelgesi"12 gibi doğrudan düzenle-meler yanında çeşitli yasalarda özürlülere ilişkin düzenleme-ler bulunmaktadır.

4. ÖZÜRLÜ VE İNFAZ

"Doğru ve dürüst söz söylüyor ak ıll ı bilginlerAsla günahs ız bir çocuk bir anneden doğamaz"

Sümer Yazıtlarından13

Özürlülük ve özürlü hakları ile infaz ve i ııfaz hukuku ku-ral ve normları en hassas ve insan onuru ekseninde birle şeniki konuyu olu şturmaktadırlar. Bir yandan özürlülüğün getir-miş olduğu fiziki veya akli maluliyet ve fiili alanda ya şananzorluk, diğer yanda ise infaz ı gerektiren ve toplumun sosyalyapısı ve bireyler üzerinde oluşturulmuş travmanın gideril-mesi ve ayr ıca infaz hukukuna ilişkin bir takım amaçlara ula-şılabilmesi çabası kesişmekte, bu gri multi-disipliner alandaher iki alanda da olmayan yeni değerler ve kavramlar, ihti-yaçlar ortaya çıkmaktadır.

İnfazda olmazsa olmaz temel anlay ış; "hümanizma-insancıllıktır". İnfaz hukuku da diğer hukuk dallarında olmasıgerektiği gibi öncelikle hümanizmadan-insanc ıllıktan hareketetmelidir. Tarihsel süreç içerisinde, ceza ve ceza muhakemesihukukunda özellikle XIX. yy. da yo ğunlaşmaya başlayarakağırlığını artıran hümaniter anlayış, infaz hukukunda da ken-dini göstermeye başlamıştır. Erem hocamızın; "Suçluyu kaz ı -yin alt ından insan ç ıkar" şeklinde özetlediği bu anlayış, sorunve çözüm yollarını insan ve insana özgü değerlerden hare-ketle saptamak ve her değerin önüne hümaniteyi getirmek

RG 24.06.2006, 2620812 RG 03.12.2004, 2565913 Belkıs Dinçol, Eski Önasya Toplumlarında Suç Kavram ı, istanbul 2008.

88

Page 93: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

anlayışıyla hareket etmektedir. Bu anlay ış artık özellikle 5275 HAKAN

Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Kanunu'ndaki KIİ IIARSIAN' İ N

(CGİK) yasal düzenlemelerin yürürlü ğe girmesiyle, infaz hu- TEBLİĞ i

kukumuzdaki temel anlay ış haline gelmiş bulunmaktadır.Aynı şekilde, Ceza İnfaz Kurumların ın Yönetimi ile Ceza ve Gü-

venlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'de'4 benzer anlayıştemelinde hükümler içermektedir.

5. ÖZÜRLÜLERİN İNFAZI KONUSUNDAYASAL YAPI

2005 yılında yapılan yasalaştırma çalışmalarına kadarolan dönemde infaz hukukumuz normlar ında "özürlülerin

infazı " konusunda yasal bir kaynak bulunmamaktad ır. Bu ta-rihte yap ılan yasalaştırma çalışmaları sonrasında yürürlüğegiren 5275 S. CGİK ve Tüzük'te az da olsa bir iki düzenlemevardır.

5237 S. TCK madde 32. "Akıl Hastalığın ı " düzenlemekteve bu maddede;

(1) Ak ı l hastalığı nedeniyle, iş lediği fiilin hukukf anlam ve so-

nuçların ı algılayamayan veya bu fiulle ilgili olarak davran ış ların ıyönlendirme yeteneği önemli derecede azalm ış olan kişiye ceza veril-

mez. Ancak, bu kiş iler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.

(2) Birinci fikrada yazı l ı derecede olmamakla birlikte iş ledi-

ği fiulle ilgili olarak davran ış ların ı yönlendirme yeteneği azalm ışolan kişiye, ağırlaş tırı lm ış müebbet hapis cezas ı yerine yirmibeşyı l, müebbet hapis cezas ı yerine yirmi yıl hapis cezas ı verilir. Diğer

htfillerde verilecek ceza, alt ıda birden fazla olmamak üzere indirilebi-lir. Mahküm olunan ceza, süresi ayn ı olmak koşuluyla, kısmen veya

tamamen, akı l hastalar ı na özgü güvenlik tedbiri olarak da uygula-

nabilir.

hükümleri yer almaktad ır.

14 Bak. Kur. : 20/03/2006 - 2006/10218, RG: 06/04/2006 - 26131

89

Page 94: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

HAKAN

K İ ZILARSLAN' İ N

TEBLIĞ I

TCK. nın 33. maddesi ise "Sağır ve Dilsizlik" halini düzen-lemekte; madde metninde;

"Bu Kanunun, fiili işlediği s ırada oniki yaşın ı doldurmamışolan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşın ı doldurmam ış olan sa-ğır ve dilsizler hakk ında; oniki yaşı n ı doldurmuş olup da onbeş yaşı-n ı doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbe ş yaşın ı doldurmuşolup da onsekiz yaşın ı doldurmam ış olan sağır ve dilsizler hakk ı nda;onbeş yaşın ı doldurmuş olup da onsekiz ya şın ı doldurmam ış olan-lara ilişkin hükümleri, onsekiz ya şın ı doldurmuş olup da yirmi biryaşın ı doldurmam ış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulan ı r."

denmek suretiyle önceki 765 Say ılı TCK'daki düzenle-meye benzer şekilde sağır ve dilsizler için normal ki şilerdenfarklı şekilde yaş küçüklüğüne benzer indirim yap ılmas ı yoluseçilmiştir. Muhakkak ki burada kanun koyucu sa ğır ve dil-sizlerin gelişimlerinin sağlıklı bireylere göre daha geç olacağıdüşüncesinden hareketle bu tür bir düzenlemeye gitmi ştir.Bu iki madde hükmü de ceza hukuku sistemati ğiyle ilgili hü-kümler olup infaz hukukuyla doğrudan bağlantılı hükümlerdeğildir.

İnfaz hukukunda, özürlülerin infaz ıyla ilgili doğrudanilgili hükümlere CGİK ve Ceza Infaz Kurumlar ının Yönetimiile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'terastlanılmaktadır. Bu metinlerde de özürlülerin infaz ı ile ilgiliayrı alt başlıklar halinde düzenlemeler bulunmamakta, ancakbirkaç madde de özürlülere ili şkin düzenlemeler yer almak-tadır.

CGİK, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infaz ı ile ulaşılmakistenilen temel amac ı; "öncelikle genel ve özel önlemeyi sağla-mak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç i şlemesini engelleyicietkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün;yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizam-lara ve toplumsal kurallara sayg ı l ı, sorumluluk taşıyan bir yaşambiçimine uyumunu kolaylaş tırmak" olarak belirlemiştir. Infaz iş-lemi hükümlünün vücut ve ruh sa ğlığını bozmayacak şekildeyerine getirilmelidir. Bu genel amaçt ır.

90

Page 95: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

CGİK m. 18; "hapsedilme ve diğer nedenlerden kaynaklanan HAKAN

akı l hastalığı dışında ruhsal bozuklukları bulunup da ruh ve sinir KIZILARSLAN'IN

hastal ıkları has tanelerinde tutulmalar ı gerekli görülme yerek infaz TEBlİĞİ

kurumlarına geri gönderilen/erin, cezalar ın ı belirlenen infaz ku-

rumların ın mahsus bölümlerinde infaz edeceklerini, bu infazlar içingerek duyulan uzman ve diğer görevlilerin Sağlık Bakanlığınca te-

min edileceğini" düzenlemektedir.

CGİK m. 22 de ise; "hükümlülere kuruma al ı ndıktan sonra

bilgilendirme yapı lacağın ı, bu bilgilendirmenin duyma ve konu şma

engellilere işaret diliyle, görme engellerle ise kendi alfabeleriyle ya-

zı lm ış kitapçık vermek suretiyle yap ılacağın ı " düzenlemektedir.

CGİK m24/b bendinde ise hükümlülerin sınıflandırılma-sı kıstasları arasında "akıl ve bedensel durumlar" da sayılmıştır.Tüzük'te ise "cinsel yönelimi farkl ı hükümlü/erin diğerlerinden

farkl ı yerlerde kalmalar ın ın sağlanacağı" şeklinde bir düzenlemeyer almaktad ır. Bu say ılanlar ve akıl hastaları, doğum, hasta-lıklarla ilgili olanlar dışında doğrudan özürlülere ilişkin yasalbir düzenleme CGİK ve Tüzük'te bulunmamaktad ır.

İnfazla ilgili olarak, 5378 S. Özürlüler Kanunu'nun 44.maddesinin kullanılabileceği kanısındayız. 571 sayılı KanunHükmünde Kararname'nin 8. maddesinde de ğişiklik yapanbu maddeyle Rehabilitasyon ve E ğitim Dairesi Başkanlığı'na,

"f" bendiyle; "Özürlü/erin günlük hayatlar ında karşı laş tıkları fi-ziki ve mimari engellerin kaldırılmas ı ve bu konudaki standartlarınbelirlenmesi için teklfler haz ırlamak ve haz ı r/atmak. "g" bendiyleise; "kamuya aç ık sosyal, kültürel, sportif tesis ve alanlar ile kitle

iletiş im ve ulaşım araçları ndan özürlü/erin faydalanmas ın ı sağla-

yıcı tedbirleri araş tırmak, değerlendirmek ve teklfler haz ırlamak"

görevleri verilmi ştir. Bu hükümden yaralanılarak kamu bina-sı sayılan infaz kurumlarında da özürlülere uygun koşullarınoluşturulması için "İnfaz Kurumu Yöneticileri" ile "Rehabili-

tasyon ve Eğitim Dairesi Başkanlığın ın" işbirliği yapabilmelerimümkün ve keza yasa gere ği zorunludur.

91

Page 96: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

HAKAN 6. UYGULAMA-SORUNLAR-ÇÖZÜMLER

KILIIARSLAN'IN ..

TEBLİĞİ Ozurlulere bakış her toplumda farkl ılık gostermektedır.

- Bazı ülkelerde özürlülük durumu bir tür ceza veya infazaindirim nedeni gibi görülmekteyken, baz ı ülkelerde cezanıninfazında bu yön fazla önemli say ılmamaktad ır. ÖrneğinABD'de Ocak/2006 tarihinde, işitme ve görme özürlü olup 76yaşında olan Clarance Ray Allen isimli hükümlü iğneyle idamedilmek suretiyle cezası infaz edilmi5tir.15

Özürlülerin infazı ile ilgili olarak, bu durumdaki hükümlüve tutukluların sayısının çok az olmas ı nedeniyle istatistikselveriler bulunmamaktad ır. Uygulamada bugüne kadar çok azsayıda olan özürlü hükümlü ve tutukluların sorunlar ı pratikhayatta yerel çözümlerle giderilmeye çal ışılmıştır. Özellikleküçük yerlerde, feodal yap ıların güçlü olmasının da etkisiyle,gerek ailelerin dışarıdan gayretleri ve gerekse infaz persone-linin fedakrca çal ışmalarıyla sorunlar a şılmaktadır. Sayısalazlık nedeniyle sistemli bir çal ışma yapılamamış, daha doğrubir değişle, bilim adamlar ı, kanunkoyucular ve uygulay ıcıla-rın dikkatleri bu konuda yoğunlaşmamıştır.

Ancak özellikle Av. Eşber Yağmurdereli örneğinde oldu-ğu gibi uzun y ılları (bilindiği kadarıyla 13-14 yıl) cezaevlerin-de geçmiş ve geçmekte olan özürlüler bulunmaktad ır. Doğuş-tan veya infaz öncesi sonradan oluşan özürlülüklerin yanı sıraçeşitli ceza ve tutuk evlerinde yaşanan ölüm oruçlar ı sonrasıbirçok hükümlü ve tutukluda olu şan Wernicke-Korsakof Send-romuna bağlı özürlülük halleri bulunmaktadır.

Savaş Kör" isimli hükümlünün durumu buna en iyi ör-neklerdendir.

Sayıların azlığına bakılmaksızın özürlülerin infazı ile ilgi-li daha ayr ıntılı yasal düzenlemeler ile infaz kurumlarındakifiili düzenlemelerin biran evvel yap ılması gerekmektedir. Bu

15 http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2006/01/060117_us_kil-ler, (çevrimiçi, 04.062008

16 Http://arsiv.sabah.com.tr/2004/09/13/siy.110.html,(çevrimiçi),03.06.2008

92

Page 97: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

konuda bu tür hükümlü ve tutukluların ayrı ve bu yapıları- HAKAN

na uygun şekilde düzenlenmiş, içinde sağlık görevlileri ve KIZIIARSIANİ N

her türlü uzman personeli bulunan daha küçük ölçekli infaz TEBLİĞİ

kurumlar ında bulundurulmaları bir çözüm önerisi olabilir.Ancak bu tür bir durumda bu infaz kurumuna alınan özürlü-lerin kendilerini d ışlanmış hissetme, toplumun dışına itilmepsikozuna girmeleri sonucu do ğabilir. Ortaçağdaki "CüzzamKolonileri" benzeri bir yap ının oluşması tehlikesi ortaya ç ıka-bilir. Bu konularda en do ğru yolu özürlüler, psikologlar veinfaz kurumu temsilcilerinin bir araya gelerek bulmas ı ve netür bir yapı kurulması gerektiğini birlikte tartışarak kararlaş-tırmaları gereklidir.

Özürlülerin infazı ile ilgili sorunlar infaz hukukunun ge-nel sorunlarından çok da farkl ı değildir. Halen, ülkemizdeartan hükümlü ve tutuklu say ısı nedeniyle, mevcut kapasitebu kişileri barındıramamaktad ır. Bilinçsiz şekilde çıkarılan afyasalar ı nedeniyle, cezanın caydırıcılığmı kalmaması ve top-lumda oluşan sürekli af beklentisi suç oranlar ını artırmakta-dır. İnfaz kurumlarının sürekli eksikliklerinin giderilmesi vekapasitelerinin art ırılmasına gayret edilmesine karşm, infazkurumlarmın mevcut alt yapı eksiklikleri ve mali s ıkıntılarısorunların diğer ayağını oluşturmaktadır. Aynı şekilde küçükyerlerdeki inıknların darlığı ve sağlık sorunları olan ve özür-lü olanların rehabilitasyonuna yönelik infaz kurumlar ınm vebu konularda uzman personelin mevcut olmamas ı da maddiyetersizlikten kaynakl ı sorunlardan bir diğeridir.

Burada alt başlık açılarak üzerinde ayr ıntıyla durulmasıgereken ana sorun; "infaz kurumlar ındaki mevcut hükümlü vetutuklu oranlarıdır". Halen 75.000-85.000 kapasiteli olan infazkurumlarımızda Haziran-2008 tarihi itibar ıyla 93.000 den faz-la hükümlü ve tutuklu bulunmaktadır. Burada as ıl önemlisorun; "bu mevcudun 2/3'nün tutuklu, 113'nün ise hükümlü ol-mas ından" kaynaklanmaktad ır. Tutukluların hükümlü sayısı-nın neredeyse iki kat ı olmasınm nedenleri aras ında yargıla-ma ve yasa yollar ındaki gecikme, sürekli yasalarda yap ılanve hak kazand ırıcı sonuç doğuran işlemler, tutuklama sebep-leri olarak CMK m. 100/(2) de 9 bent halinde sayılan suçların

93

Page 98: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAKi HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

HAKAN

KIZftARSIAN' İ N

TEBLI Ğ I

Mkimlerce katalog suçlar olup do ğrudan tutuklama karar ıverilecek suçlar olarak alg ılanması vb. nedenler say ılabilir.

Bu nedenlerin tutuklu ve dolay ısıyla toplam mevcuduartırmasının yanında, daha önemlisi tutuklulara CG İK veTüzük'te ayrıntılı olarak belirtilen eğitim çalışmalarının ya-pılamamasına neden olmaktad ır. İnfaz kurumlarında eğitimve sosyalleştirmeye yönelik çalışmaların başlayabilmesi içinhükümlülük statüsünün bulunmas ı gerekmesine karşın, çoğuhükümlünün infaz kurumundaki kal ış süresinin neredeyseyarısından fazlas ı tutuklu olarak geçmekte, bu da yasada be-lirtilen eğitim çalışmalarının istendiği şekilde yap ılamama-sına neden olmaktad ır. Özürlülerin infazında da sorun aynışekilde özürlülere yans ımaktadır.

Burada bir başka alt başlık; "özürlükten doğan haklarıninfazla kesintiye uğrayıp uğramayacağıdır". Bu konuyla ilgiliolarak pozitif hukukumuzda özürlülük maaşının hükümlü-lük nedeniyle kesilemeyeceği kabul edilmiştir. Gerçekten deözürlülük nedeniyle olu şan haklar, "kişiye bağl ı pozitif statühakları " olup, her hangi bir nedenle kısıtlanması veya kaybısöz konusu olmamas ı gerekir.

SONUÇ

Özürlülerin infaz ı gibi -uygulama ve öğretide ihmal edil-miş- bir konuda ilk sözleri söyleyebilmek bizde sevinç yarat-makta ise de söze doğru başlayabilmek tela şı sevincimizinönüne geçmektedir. Her yıl, özürlülerin özürlüler haftas ında,sadece günlük yaşamlarını sürdürebilmek adına, bir takım-çoğu haklı ve masumane- istemlerini elde edebilmek içingösteri yürüyü şleri yapmak zorunda kald ıkları bir ülkede, birde tüm hürriyeti k ısıtlanmış, eli kolu bağlı hükümlü ve tutuk-lu özürlüler seslerini ne kadar kuvvetli duyurabilirler.

İnfaz kurumları yöneticileri ve personelinin özürlü hü-kümlü ve tutuklularla ilgili yeterli ve do ğru çalışmaları tamolarak yapabilmeleri konunun uzmanı olmamalar ı nedeniylemümkün değildir. Bu konuda özellikle ba şta "Rehabilitasyon

94

Page 99: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ve Eğitim Dairesi Başkanlığı " olmak üzere diğer konuyla ilgili HAKAN

tüm genel ve mahalli kuruluşların İnfaz kurumlar ı yöneticile- K İ ?IL4RSL4N'IN

rine maddi ve teknik destek vermeleri zorunludur. İnfaz ku- TEBliĞİ

rumları ile özürlüler konusunda görevli ve uzman kurum vepersonelin işbirliğiyle sorunlar aşılabilir.

Daha duyarl ı ve yaşanılası bir toplum yolunda görev, in-san olan ve insanlığa inanan herkese, en ba şta da entelektüel-lere düşmektedir. Herhangi bir siyasi düşünceye, var ılmak is-tenen amaca, gösterişe, bir ç ıkar beklentisine alet etmeksizin,sadece ve sadece özürlülerin haklar ı kapsamında düşünerek,özünde; "insana ve insan onuruna saygın ın ve entelektüel-ayd ınduyarl ı lığın ı artı rmak", devamında ise infaz kurumlar ının mi-mari yap ılarından başlayarak, uzman personel ve yöneticile-rin temini ve bunlar için gerekli ayr ıntılı ve çağdaş norma-tif düzenlemeleri yapmak gereklidir. Özürlülerin her türlüistismarının önlenmesi ve iç dünyalar ında ki hapsin günlükhayatlarında da sürmesinin önüne geçilmesi, toplumsal vebireysel zorunluluklar ımızdandır. Bir toplum, ancak çocuk-larına ve yoksun durumdaki bireylerine sahip ç ıktığı orandavarlığını sürdürebilir.

Oturum Başkanı : Sayın Kızılarslan'a bu aç ıklayıcı, detay-lı konuşmaları için teşekkür ediyoruz.

Kahve molas ından önce sayın konuşmacı, "açıklay ıcı birbeyanda bulunmam için k ısa bir söz istiyorum" dediler. Tartışmayaratmamak koşuluyla buyurun.

Av. Zeki EKMEN: Arkadaşlar; elimde benim konuşma-mu metni de var. Metinde tabii hepsini okuma ve f ırsatı yok.Bu kitabın 80., bildirinin ise 28. sayfas ında Türkiye'deki mev-cut infaz kurumlar ının bu haliyle bile Batı ülkelerindeki infazkurumlarından daha iyi durumda oldu ğu yazılı . Bu kitap ha-linde basılacak ve bas ıldığı zaman tahmin ediyorum arkada-şımız da, Say ın Savcımız da okuyacak.

İkincisi, toplantımız her ne kadar bu özürlülerin özel du-rumunun tartışılmasıyla ilgiliyse de, infaz hukukunu da içer-

95

Page 100: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

HAKAN

KIZI L4RSLAN'IN

TEBLI Ğ I

MÜN İ P

E RM İŞ' İ N

TEBLİĞİ

mektedir ve bu toplant ıyı düzenlerken de bu yasal mevzuat!,mevcut durumu anlatma gereğinin olacağmı belirttik.

Teşekkür ederim.

Oturum Başkanı: Ben teşekkür ediyorum.

15 dakikal ık kahve arası veriyoruz.

Oturum Başkanı: Saygıdeğer konuklar, saygıdeğer katı-lımcılar; bugünün son konu şmacısı Sayın Münip Ermiş . Bizkonukseverliğimizi göstererek 15 ve 7 dakikal ık eklentileryapmıştık, ama Münip arkadaş onu kullanmayacak, 30 daki-kada konuşmasını bitirecek. Ben teşekkür ediyorum ve sözükendisine veriyorum.

Buyurun.

Av. Münip ERMİŞ* (Antalya Barosu İnsan Haklar ı Mer-kezi Başkanı):

Aydınlanma çağı ile birlikte gelen özgürlü ğü bağlayıcıcezalar, günümüzde de temel ceza say ılır. Genel anlamda öz-gürlüğü bağlayıcı ceza denince, mahkumun rızası dışında biryere kapatılarak, hürriyetinin k ısıtlanmas ını anlamak gerekir.Hürriyeti bağlayıcı cezanın infazında en dar anlamıyla mah-kumun hareket hürriyeti/serbestisi s ınırlanmaktadır.1

Türk hukukunda özgürlüğün kısıtlanmas ı bir yargıç tara-fmdan verilen ya tutuklama karar ıyla veya mahkumiyet kara-rının sonucu olmaktad ır.

Avrupa Insan Hakları Sözleşmesi'nin 5/1 f ıkrası veAnayasa'nın 19. maddesinde belirtildiği gibi kişi özgürlüğü-

"Ulusüstti Belgeler Işığında Mahpusun Sağlık Hakkı, Özürlülerin infazSorunları" başlıklı tebliğ .Dr. Mustafa Avcı, 1997 Türk Ceza Kanunu Tasar ısında Yer Alan Hür-riyeti Bağlayıcı Cezalar. (www.dicle.edu.fr/dictur/suryayin/khuka-avci6.htm)

96

Page 101: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

nün kısıtlanması ancak yetkili bir mahkemenin karar ı ile ola- MÜN İ F>

bilecektir. ERM İŞ ' İ N

Kişi özgürlüğünün kısıtlanması ile kişinin diğer haklarmı TEBL İ G İ

kullanmasında da doğal sınırlama gelecektir. Ancak bu s ınır-lama sınırsız değildir. Bazı haklar açısmdan ise asla s ınırlamakabul edilemez.

Örneğin Sözleşme'nin 2. maddesi ile güvence alt ına alı-nan "yaşama hakk ı ", 3. maddesi ile güvence altına alman "iş-kence ve fena muamele yasağı " yine Sözleşme'nin 6. maddesi ilegüvence altına alınan "adil yargılanma hakkı " gibi temel haklar,mahpuslar içinde istisna kabul edilmez şekilde geçerli oldu ğugibi vücut bütünlüğü devletin gözetiminde ve denetimde olanmahpuslar için bu haklar birinci derece öneme de sahiptir.

Örneğin, "sağl ık hakkı " gibi bir temel haktan yararlan-ması için mahkum aç ısından, devletin pozitif yükümlülü ğü,dışarıdaki yurttaşa göre iki kat daha artar. Çünkü bu hakkaulaşması için mahpusun kendi iradesi yeterli olmamaktadır.Mahpus bir anlam ıyla devlete emanet edilmi ştir. Onun vü-cut sağlığı ve beden bütünlüğünden birinci derecede devletsorumludur. Devlet mahpusun sa ğlığı konusunda hiçbir ba-hanenin veya gerekçenin arkas ına sığınamaz. Bu hakkı herkoşulda sağlamak zorundadır. Bu koşulları sağlayamıyorsa,kişinin özgürlüğünü kısıtlamaya da hakkı bulunnıamalıdır.

Uluslararası standartlarda getirilen temel ölçüt, kendidoğasından kaynaklanan s ınırlamalar dışında alıkonulmaherhangi bir sınırlamaya tabi olmamalı, ulusal merciiler mah-puslar ın haklarının korunması ve yerine getirilmesi için ge-rekli düzenlemeleri yapmal ı ve önlemleri almakla yükümlüolmalıdır.

Uluslararas ı insan haklar ı hukukunda mahpuslar ın hak-ları ile ilgili oldukça gelişmiş standartlar olmas ına karşınmahpuslar ilgili haklar ı ve düzenlemeleri do ğrudan kullana-mamakta, tutulduklar ı yerlerde bulunan yetkililer arac ılığı ilekullanabilmektedir. Hakların kullanımının bir başka kişinin

97

Page 102: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iNFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜNIP inisiyatifinde olması bunların aynı zamanda keyfi biçimde ki-ERM İŞİN sıtlanmasını da olas ı kılmaktadır.TEBLIGI

Bu durum, özgürlüğü kısıtlayan otorite ile mahpus (öz-gürlüğünden yoksun bırakılan kişi) ilişkisinde ciddi bir güçdengesizliği doğurmaktadır.

Bu dengesizlik;

• Kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasının, insanhakları ihlali riskini barındırmas ı ve Devlet tarafından ger-çekleştirilen ciddi bir zorlay ıcı fil olmasından,

• Özgürlüğün kısıtlanması veya kaybedilmesiyle, al ıko-nulan kişinin korunmas ı, hakları ve varoluşunun tamamıylayetkililere veya kamu görevlilerine bağlı hale gelmesinden,

• Özgürlüğünden yoksun b ırakılan kişilerin kendi kader-lerini belirleme olanaklarının kısıtlanmasından,

• Alıkonulma yerlerinin, tanımı gereği kapal ı yerler olmas ıve özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin toplumun görüşalanının dışında tutulmasından kaynaklanmaktad ır.

Uluslararası hukuk, mahpuslar da dahil olmak üzere öz-gürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin korunması, hakları-nın kullanımınm sağlanması ve tutulma yerlerinin koşulla-rının iyileştirilmesi için yeni formüller geli ştirme çabası için-dedir. Bu çaba son olarak 2006 yılında yürürlüğe giren Bir-leşmiş Milletler işkenceye Karşı Sözleşme'ye Ek Protokol'deüç yansımasını bulmuştur. Protokol, tutukevleri ve cezaevleride dhil olmak üzere her türlü al ıkonulma yerinin bağımsızizleme kurulları tarafından sistemli ziyaretini ve denetiminiöngörmektedir.

Türkiye Protokol'ü 16 Eylül 2005 tarihinde imzalam ış isede henüz onaylamamıştır.

98

Page 103: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Hükümetin Protokol'ün onaylanmas ı ve Protokol'de ön- MÜN İ P

görülen bağımsız bir ziyaret ve denetim mekanizmasının oluş- [RM İŞ' İ N

turulmasına yönelik herhangi bir çabas ı bulunmamaktad ır.2 TEBU

Ancak Türkiye Avrupa Konseyi'nin üyesidir. Bu üyeliğindoğal sonucu olarak hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi' ninhem de Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur KırıcıCeza ve Muamelenin Önlenmesi Sözle şmesi'nin tarafıdır. Busözleşme uyarınca kurulan komitenin (CPT) temel görevi dehürriyetinden yoksun b ırakılan kişilerin cezaevlerinde uygunkoşullarda tutulup tutulmad ığını izlemektir. 3 Türkiye'nin buanlamıyla ulu süstü hukuk açısından temel yükümlülükleriher iki sözleşmeden do ğmaktadır.

Özgürlüklerinden mahrum bırakılmış kişilere sunulansağlık bakım hizmetleri doğrudan CPT'nin görev alanı ileilgilidir.4 Yetersiz sağlık hizmetleri, "insanl ık dışı ve aşağılayı c ımuamele" teriminin kapsamına giren koşulların hızla ortayaçıkmasına neden olabilir. Ayr ıca belli bir cezaevinde sunulansağlık hizmetleri, hem o cezaevinde hem de di ğer yerlerde(özellikle emniyet birimlerinde) kötü muamelenin önlenme-sinde önemli rol oynayabilir. Bunun da ötesinde, söz konusuhizmetler, sunuldukları tesisteki genel yaşama koşulları üze-rinde olumlu etkide bulunabilir.

CPT cezaevlerinde sağlık hizmetlerini incelerken, temelaldığı ilke, tutukluların toplumda yaşayan insanlarla aynıdüzeyde tıbbi bakım hakkına sahip olup olmadığıdır. Bu ilkebireyin temel haklar ı arasında yer aldığına işaret eder.

2 İzmir ceza ve tutukevleri bağıms ız izleme kurulu Ekim 2006 Kas ım 2007raporu.Madde 1- Işkencenin ve Gayriinsani ya da Küçültücü Ceza veya Mua-melenin Onlenmesi için bir Avrupa komitesi te şkil olunacaktır. (Bundansonra Komite olarak an ılacaktır). Komite ziyaretler yapmak suretiyle,hürriyetinden yoksun b ırakılan kişilere yap ılan muameleyi, gerekli isebu gibi kişilerin işkence ve gayriinsani ya da küçültücü ceza veya mua-meleden korunmalar ının kuvvetlendirilmesi amac ıyla inceleyecektir.

" Ayn ı zamanda bkz. 8 Nisan 1998'de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesitarafından kabul edilen cezaevinde sağlık hizmetlerinin etik ve organi-zasyonel yönlerine ilişkin R (98) 7 No.lu Tavsiye.

99

Page 104: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜN İ P Cezaevi sağlık bakım hizmetlerine yaptığı ziyaretlerdeERM İŞ ' İN CPT'yi yönlendiren konular ı, aşağıdaki başlıklarla ele alın-

TEBLİĞİ maktadır.

a. Doktora erişimb. Bakımda eşitlikc. Hastanın onayı ve gizlilikd. Önleyici sağlık hizmetlerie. İnsani yardımf. Mesleki bağımsızlıkg. Mesleki yetkinlik

Doktora Erişim

Cezaevine girerken, cezaevine ilk girişte mahkumun ge-cikmesizin bir doktor tarafından fiziksel muayenesini yap ıl-malı ve 5 cezaevine gelişlerinde hükümlülere, sa ğlık bakımhizmetinin varlığı ve işleyişi hakkında bilgi veren ve hijyenleilgili temel önlemleri hat ırlatan bir kitapçık veya broşür veril-melidir. Tutuklu bulunduklar ı süre boyunca da, her zamanbir doktora erişimlerinin bulunması gereklidir (özellikle tekbaşına hücre hapsinde tutulan tutuklular için doktora erişimkonusunda bkz. CPT 2. Genel Raporu CPT/Inf (92) 3'ün 56.paragrafı). Sağlık hizmetleri, doktora danışma talepleri gerek-siz gecikme olmadan karşılanacak şekilde düzenlenmelidir.Tutuklular sağlık bakım hizmetine gizlilik ilkesi dahilinde,örneğin kapal ı bir zarfta bir not yoluyla ulaşabilmelidir. Ay-rıca cezaevi yetkilileri doktorla görü şme taleplerini kendinegöre eleme yoluna gitmemelidir.

Bir cezaevinin sağlık hizmetleri en az ından düzenli ayak-ta konsültasyon ve acil durumlarda tedavi sunabilmelidir (ta-bii ki, bunların dışında genellikle yatakl ı hastane tipi bir birim

Bu gereklilik daha sonra şu şekilde yeniden yaz ı lm ıştır: her yeni gelenhükümlü girişmden sonra mümkün olan en k ısa zamanda bir tıp dokto-ru tarafmdan görüşmeye almacak ve fiziki muayenesi yapılacaktır; özel-likle tutukevleri söz konusu oldu ğunda istisnai durumlar dışmda, bugörüşme/muayene giriş gününde yap ılmalıdır. Girişteki bu tıbbi taramabir doktora bağlı tam yetkin bir hem şire tarafmdan da yap ılabilir.

100

Page 105: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

de olabilir). Her tutukluya yetkin bir di ş hekimi de hizmet MÜN İ r

sunmalıdır. Bunun d ışında, cezaevi doktorlar ı uzmanların ERM İŞIN

hizmetlerinden yararlanabilmeli, acil durum tedavisi içinde, TEBLİĞİ

her zaman bir doktor nöbette olmal ıdır. Ayrıca ilk yardımsunabilecek yetkinliğine, tercihan da hemşirelik niteliklerinesahip bir kişinin her zaman cezaevi s ınırları içinde bulunmas ıgereklidir.

Ayakta tedavi, uygun olan hallerde sa ğlık bakım perso-neli gözetiminde yapılmalıdır. Birçok durumda, devam edenbakımın tutuklunun inisiyatifine b ırakılması yeterli değildir.

Sivil hastane ya da cezaevi hastanesinde, tam teçhizatl ıbir hastane hizmetinin de doğrudan desteği sağlanmalıd ır.

Sivil hastanenin kullanılması halinde, güvenlik düzenle-meleri konusu ortaya çıkacaktır. CPT bu bağlamda, tedavi almaküzere hastaneye gönderilen tutuklular ın gözetim nedenleri yle has-tane yataklarına ya da diğer eşyalara fiziksel olarak bağlanmamalar ıgerektiğini vurgular... Güvenlik ihtiyaçlar ını yeterli bir şekildekarşılayacak başka yollar bulunabilir ve bulunmalıdır; bu türhastanelerde bir gözetim biriminin olu şturulması bu çözüm-lerden bir tanesi olabilir.

Tutukluların hastaneye yatırılmas ı ya da bir uzman tara-fından hastanede muayene edilmesi gerekti ğinde, hasta sağ-lık durumunun gerektirdiği aciliyette sevk edilmelidir

b. Bakımda Eşitlik

i. Genel Tıp

Bir cezaevi sağlık bakım hizmetinin, tıbbi tedavi ve hem-şirelik hizmetlerinin yanı sıra uygun perhiz, fizyoterapi, reha-bilitasyon ve diğer gerekli özel imkanlar ı toplumdaki hasta-lara sunulan ko şullarda sunabilmesi gerekmektedir. Doktor,hemşire ve teknik personelin yanı sıra, mekanlar ın, donanım-ların ve ekipmanın da buna göre ayarlanmış olmaları gerek-lidir.

101

Page 106: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜN İP Eczane ve ilaç dağıtımının uygun bir şekilde gözetim al-ERM İŞ ' İN tında tutulması gereklidir. Ayr ıca ilaçların hazırlanmas ı da

TEBli Ğİ her zaman yetkin personele (eczac ı/hemşire, vs.) bırakılma-lıdrn

Her hasta için, içinde tanıya ilişkin bilgilerin, hastanıngelişimi kaydının ve geçirdiği özel muayenelerin bulunduğutıbbi bir dosya haz ırlanmal ıdır. Herhangi bir nakil durumun-da, bu dosya da tutuklunun gönderildi ği merkezin doktorla-rına iletilmelidir.

Ayrıca sağlık ekipleri taraf ından özellikle de söz konusuhastalara ilişkin olaylarla ilgili günlük kay ıtlar tutulmal ıdır.Bu kay ıtlar, cezaevindeki sağlık hizmetlerinin genel durumuhakkında fikir verdiği gibi, ortaya ç ıkabilecek baz ı sorunlarıbelirlemekte de faydal ıdır.

Sağl ık hizmetlerinin sorunsuz yürütülebilmesi, doktor vehemşirelerin düzenli olarak toplanmas ı ve bu hizmetin başın-daki kıdemli hekime bağlı bir çalışma ekibi oluşturulması ha-linde mümkün olabilir.

ii. Psikiyatrik BakımGenel nüfusla kıyaslandığında, tutuklular aras ında psiki-

yatrik semptomların görülme sıklığı daha fazlad ır. Bu sebeple,psikiyatride uzman bir hekimin her cezaevinin sağlık hizme-tinde yer alması gereklidir: Burada görev yapan hemşirelerinbazılarının da bu alanda eğitim almış olması gereklidir.

Tıbbi personel ve hemşirelerle birlikte cezaevlerinin yap ı-sı da düzenli farmakolojik, psikoterapötik ve mesleki tedaviprogramlar ının yürütülmesine izin verecek şekilde düzenlen-melidir.

CPT, psikiyatrik hastal ığı (ör. depresyon, reaktif durum,vs.) olan tutukluların erken aşamada tespit edilmesinde vebunların ortamında gerekli düzenlemelerin yap ılmasında ce-zaevi müdürlüğünün rolünün önemini vurgulamak ister. Bu

102

Page 107: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

faaliyet, gözetim personelinin belli üyelerine uygun sa ğlık M)NiP

eğitiminin verilmesiyle teşvik edilebilir. ERMi Ş' İ N

Ruhsal hastalığı olan tutuklular, yeterli donanıma veEBL İ G İ

uygun eğitimli personele sahip bir cezaevinde tutulmal ı veburada bakılmalıdır. Bu tesis, sivil bir akıl hastanesi veya ce-zaevi sistemi içerisindeki özel donanımlı bir psikiyatrik birimolabilir.

Bir taraftan etik aç ıdan, akıl hastası olan tutuklular ın ce-zaevi sistemi dışında, kamu sağlık hizmetinin sorumluluğualtındaki merkezlere yat ırılması uygundur. Diğer taraftan, ce-zaevi sitemi içinde psikiyatrik hizmetlerin sunulmas ı bakın-unazami güvenlik şartları altında sağlanmasına olanak verir vetıbbi ve sosyal hizmetler bu sistem içinde güçlendirilebilir.

Hangi yol seçilirse seçilsin, söz konusu psikiyatrik biri-mm kalış kapasitesi yeterli olmalıdır. Çoğu yerde, gerekli birnakilin yap ılabilmesi için uzun bir bekleme süresi gerekmek-tedir. Söz konusu kişinin, bir psikiyatrik birime nakli en üstdüzeyde öncelik olarak kabul edilmelidir.

Ruhsal rahatsızlığı olan ve saldırgan bir hasta yak ın göze-tim ve hemşirelik desteği ile, uygun görülürse, sedatifler veri-lerek tedavi edilmelidir. Ki şinin fiziksel olarak zapt edilmesiiçin nadiren gerekçe bulunur ve her zaman ya t ıp doktoru ta-rafından aç ık bir şekilde bu yönde talimat verilmi ş olmalıdırveya onayını almak üzere hemen böyle bir doktora danışıl-malıdır. Fiziksel olarak kısıtlayıcı gereçler ilk uygun f ırsattaçıkarılmalıdır.

Bunlar hiç bir zaman ceza olarak uygulanmamal ı veyauygulanmalar ı bu amaçla uzatılmamalıdır.

Fiziksel olarak kısıtlayıcı gereçlere ihtiyaç duyulduysa,bu önlemin ne zaman ba şlayıp ne zaman bitti ğine, konu ileilgili unsurlara ve bu tür yollara başvurulmas ının nedenleri-ne ait bilginin hem hasta dosyas ına, hem de uygun bir kay ıtdefterine kaydedilmesi gereklidir.

103

Page 108: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜNP c. Hastanın Onayı ve Gizlilik

ERM İŞIN . .

TE Ğ Onay ozgurluğu ve gizlilıge saygı bireyin temel hakları-

dır. Bunlar aynı zamanda, özellikle tutuklunun kendi dokto-runu özgürce seçemediği cezaevlerinde doktor/hasta ilişki-sinin gerekli bir parças ı olan güven atmosferi açısından çokönemlidir.

i. Hastanın Onayı

Hastalara durumlar ı, tedavileri ve kendilerine reçete edi-len ilaçlarla ilgili bütün gerekli bilgiler (gerekirse bir t ıp rapo-ru halinde) verilmelidir. Tercihan, tedavi aç ısından herhangibir sorun teşkil etmediği takdirde, hastalar cezaevi t ıp dosya-larının içeriğini görebilme hakk ına sahip olmal ıdır.

Hastalar, bu bilginin ailelerine ve avukatlar ına veya dışa-rıdaki bir doktora iletilmesini isteyebilmelidir.

Muhakeme sahibi her hasta tedaviyi veya herhangi birtibbi müdahaleyi reddetme özgürlü ğüne sahiptir. Bu temelilkeden herhangi bir sapma hukuka dayal ı olmalıdır ve geneltoplum için geçerli, kesin olarak ortaya konmu ş istisnai du-rumlarla ilgili olmal ıdrn

Hastanın kararı doktorun bakım sorumluluğu ile çelişti-ğinde her zaman zor bir durum ortaya ç ıkar. Bu durum, hastakişisel inançlar ının etkisinde olduğunda (ör. kan naklini red-detmesi) veya taleplerini kabul ettirmek, bir otoriteye kar şıprotesto yapmak ya da belli bir amaca destek verdi ğini ortayakoymak için bedenini kullanmaya, hatta kendine zarar ver-meye kararl ı olduğunda ortaya çıkabilir.

Açlık grevi durumunda, baz ı ülkelerdeki kamu yetkilileriveya profesyonel kurumlar, hastanın şuuru ciddi bir biçimdebozulduğunda ölümü engellemek için doktorun müdahaleetmesini zorunlu kılar. Diğer ülkelerde ise kural, klinik karar-ların gerekli yerlere danışan ve bütün verileri değerlendirensorumlu doktora b ırakılması yönündedir.

104

Page 109: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Tutuklular üzerinde t ıbbi araştırma yapma konusunda, MÜN İ P

tutuklular ın araştırmaya katılmayı cezaevinde olmalar ından ERM İŞ' İ N

dolayı kabul edecekleri riski düşünülürse, son derece dikkat- TEBLİĞİ

ii bir yaklaşımın izlenmesi gerektiği açıktır. Her tutuklununÖzgür ve bilgilendirilmiş onayım vermesi için gerekli önlem-lerin alınması gereklidir.

Uygulanan kurallar toplumda da geçerli olmal ıdır, ge-rekli hallerde bir etik kurul devreye girmelidir. CPT, gözetimaltında patoloji ve epidemiyoloji veya tutuklularm durumla-rıyla ilgili diğer konuların araştırılmasını tercih ettiğini vur-gulamaktadır.

Tutukluların, öğrencilerin eğitim programlarına katılma-sı için de tutuklular ın onayı alınmalıdır.

ii. Gizlilik

Cezaevinde de toplumda kabul gören t ıbbi gizlilik gö-zetilmelidir. Hastalar ın dosyalarının tutulması doktorun so-rumluluğu altında olmal ıdır.

Tutukluların tıbbi muayeneleri (gelişte veya daha sonra)cezaevi yetkililerinin duyamayaca ğı ve söz konusu doktoraksini talep etmedikçe, göremeyece ği şekilde yapılmalıdır.Ayrıca tutuklular gruplar halinde de ğil, ayrı ayrı muayeneedilmelidir.

d. Önleyici sağlık hizmetleri

Cezaevi sağlık hizmetleri personelinin görevi, hastalarmtedavileriyle sınırlı olmamalıdır. Aynı zamanda sosyal ve ön-leyici tıp uygulamalarından da sorumlu olmal ıdırlar.

i. Hijyen

Yiyecek düzenlemeleri (yiyeceğin miktarı, kalitesi, hazır-lanması ve dağıtımı) ve hijyen koşulları (giysi ve çarşaflarıntemizliği; akan suya erişim; tuvalet ve lavabolar) ile hücre-

105

Page 110: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜNiP lerin ısıtılması, aydmlatılması ve havaland ırılması, gerekliERM İŞ ' İN hallerde diğer yetkililerle birlikte olmak üzere, cezaevi sa ğlık

TEBliĞi hizmetlerinin sorumluluğu altındadır. Çalışma ve açık hava-da egzersiz düzenlemeleri de dikkate al ınmalıdır.

Sağlığa zararlı bir ortam, aşırı kalabalık, uzun süreli izo-lasyon ve aktivite eksikliği söz konusu olduğunda, bireyselolarak tutukluya tıbbi yardım verilmesi veya sorumlu yetkilitarafından genel bir tıbbi düzenleme yap ılması gerekli olabi-lir.

ii. Bulaşıcı Hastal ıklar6

Cezaevi sağlık hizmeti tarafından, bulaşıcı hastalıklar(özellikle hepatit, A İDS, verem, dermatolojik enfeksiyonlar)ile ilgili bilgilerin düzenli olarak hem tutuklulara, hem de ce-zaevi personeline cezaevi sa ğlık hizmetleri tarafından iletil-mesi ve gerekli hallerde, belirli bir tutuklu ile sürekli temashalinde olan kişilerin (diğer tutuklular, cezaevi personeli, dü-zenli ziyaretçiler) t ıbbi kontrolünün yap ılması gereklidir.

Özellikle AİDS konusunda, herhangi bir tarama testininhem öncesinde hem de, sonras ında uygun danışmanlık veril-melidir. Cezaevi personeli önleyici önlemler ve HIV pozitifolma durumunda benimsenecek tutum konusunda düzenlieğitim almalı ve ayırımcılık yapmama ve gizlilik konusundagerekli talimatlar kendilerine verilmelidir.

CPT, iyi durumda olan bir HIV pozitif tutuklunun di-ğerlerinden ayrılmas ı için tıbbi bir gerekçe olmadığını vurgu-lamak ister.7

Ayn ı zamanda bkz. "Tutukluluk ", "bulaşıcı hastal ıklar" bölümü.Daha sonra şu şekilde değiştirilmiştir: Tutukluların sadece HIV pozitifolmaları nedeniyle diğerlerinden ayr ılmaları gerektiğine dair tıbbi birgerekçe bulunmamaktad ır.

106

Page 111: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ili. İntihann Önlenmesi

MÜN İ P

İntiharın önlenmesi cezaevi sa ğlık hizmetinin sorumlulu-ğu kapsamına giren bir başka konudur. Bu konuda sağlık hiz-metleri tarafından cezaevi genelinde yeterli bilinç yaratılmasıve uygun prosedürlerin yerle ştirilmesi gereklidir.

Bu bağlamda girişte yap ılan tıbbi taramanın ve genel ola-rak kabul sürecinin önemli bir yeri vard ır. Bu doğru yapıldığıtaktirde, en azmdan risk altında bulunan bir kısım hükümlübelirlenebilir ve bütün yeni gelen tutuklular ın hissettiği hu-zursuzluk bir ölçüde azaltılabilir.

Ayrıca cezaevi personeli de, görevleri ne olursa olsun, in-tihar riskinin göstergeleri hakkında bilinçlendirilmeli ve bun-ları tanımak üzere eğitilmelidir. Bu bağlamda duruşmadanhemen önceki ve sonraki dönemler, baz ı hallerde de tahliyeöncesindeki dönem artan intihar riski ta şır.

intihar riski bulunduğu düşünülen kişi gereken süreyleözel gözetim altında tutulmalıdır. Ayrıca bu kişiler kendile-rini öldürme yollarına (hücre penceresindeki dçmirler, k ırıkcam, kuşak veya ipler, vs.) kolayca eri şememelidir.

Bunun yanı sıra, belli bir cezaevi içinde ve gerekli haller-de cezaevleri arasında (özellikle de sağlık hizmetleri bölümle-ri arasında) potansiyel intihar riski taşıdığı düşünülen kişilerhakkında doğru bilgi akışımn sağlanması için gerekli ad ımlaratılmalıdır.

iv. Şiddetin Önlenmesi

Cezaevi sağlık hizmetleri, yaralanmalarla ilgili kay ıtlarısistematik olarak tutarak ve gerekli hallerde ilgili birimleregenel bilgi vererek tutuklu bulunan ki şilere yönelik şiddetinönlenmesine katkıda bulunabilirler. Belirli vakalar hakkındada bilgi verilebilir, ancak bu sadece söz konusu tutuklununonayı alınarak yap ılmalıdır.

107

Page 112: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜN İP Bir tutuklu cezaevine girerken yap ılan tıbbi taramadaERMİŞ ' İN herhangi bir şiddet izine rastlanırsa bu konuda tutuklunun

TEBLİĞİ ilgili ifadesi ve doktorun yorumlarını da içeren bilgiler kayde-dilmelidir. Bu bilgiler tutukluya da iletilmelidir.

Bir tutuklunun cezaevinde şiddet olayıyla karşılaşma-sından sonra (bkz. CPT'nin 2. Genel Raporu: CPT/Inf (92)3)veya bir soruşturma nedeniyle geçici olarak polis nezaretinegirdikten sonra cezaevine dönüşünde yap ılan tıbbi muayene-de de aynı yöntem izlenmelidir.

Sağlık hizmeti bölümü, gözlemlenen yararlanmalarla il-gili periyodik istatistikleri cezaevi yönetimi, Adalet Bakanl ığıvs. dikkatine sunulmak üzere derlemelidir.

v. Sosyal ilişkiler ve aile bağlarıSağlık hizmetleri genellikle tutuklulu ğa paralel olarak or-

taya çıkan sosyal ilişkilerde ve aile bağlarındaki bozulmalarıazaltmakta da faydalı olabilir. Sağlık hizmetleri, ilgili sosyalhizmetlerle birlikte, tutuklular ın dış dünya ile temaslarınıkoruyacak, iyi düzenlenmi ş ziyaret alanlar ı, uygun koşul-lar altında aile veya eş ziyaretleri ve aile, meslek, eğitim vesosyo-kültürel bağlatulardaki izinler gibi önlemleri destekle-melidir.

Cezaevi doktoru, koşullara bağlı olarak, tutuklulara veailelerine yap ılan sosyal sigorta ödemelerinin devam etmesiiçin harekete geçebilir.

e. Insani yardım

Bazı özel hassasiyet taşıyan tutuklu gruplar ı belirlenebi-1k. Cezaevi sağlık hizmetleri bunların ihtiyaçlar ına özel önemvermelidir.

108

Page 113: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

i. Anne ve Çocuk MÜN İ P

Çocukların cezaevinde do ğmaması gerektiği genel kabulgören bir ilkedir, CPT'nin deneyimlerine göre bu ilkeye sayg ıgösterilmektedir.

Anne ve çocuğun en azından belli bir süre birlikte olma-larına izin verilmelidir. E ğer anne ve çocuk cezaevinde birlik-teyse, kreş eşdeğeri koşullar, doğum sonrası bakım ve emzir-me konusunda uzman personelin desteği sağlanmalıdır.

Uzun dönemli düzenlemelerle özellikle de çocu ğun an-nesinden ayr ılarak topluma nakledilmesi ile ilgili kararlar,pedo-psikiyatrik ve medikososyal unsurlar ışığında her birolgu için ayr ı ayrı değerlendirilerek alınmalıdır.

ii. Ergenlik Çağındaki Gençler

Ergenlik, kişiliğin bir anlamda yeniden düzenlendi ği veuzun dönemli sosyal uyumsuzluk risklerinin azalt ılması içinözel çaba harcanmas ı gereken bir dönemdir.

Gençlerin tutukluluklar ı süresince sabit bir yerde, kişiseleşyaları ve sosyal olarak uygun gruplar aras ında bulundu-rulmaları gerekmektedir. Onlara uygulanan program yoğunaktiviteye, sosyo-eğitsel toplantılara, spora, eğitime, meslekieğitime, dışarıya yapılacak eşlikli gezilere ve uygun faaliyetseçeneklerinin sunulmas ına dayalı olmalıdır.

iii. Kişilik Bozukluğu Olan Tutuklular

Cezaevi sağlık hizmeti hastalar ı arasında her zaman bellibir oranda aile travmas ı, uzun süreli uyu şturucu bağımlılığı,otorite ile sorunlar ı ve diğer sosyal şanssızlık öyküleri olandengesiz, marjinal bireyler olur. Bunlar sald ırgan, intiharaeğilimli veya kabul edilemeyecek cinsel davran ışlar içindeolabilirler, çoğunlukla kendilerini kontrol edemez ve kendile-rine bakamazlar.

109

Page 114: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜN İP Bu tutuklularm ihtiyaçları tam olarak tıbbi değildir, an-ERM İŞ' İN cak cezaevi doktoru, ortak yaşam esaslarına göre düzenlen-

TEBLİĞİ miş ve dikkatli gözetim altındaki cezaevi ünitelerinde sosyo-terapötik programların geliştirilmesini sağlayabilir.

Bu üniteler, tutuklular ın utancmı, kendilerini hor görme-lerini ve nefretini azaltabilir, onlara sorumluluk duygusu ka-zandırabilir ve onları yeniden topluma katılmaya hazırlaya-bilir. Bu tür programlar ın bir başka doğrudan avantaj ı da ce-zaevi personelinin aktif kat ılımını ve katkısmı sağlamasıdır.

iv. Sürekli Tutukluluğa Uygun Olmayan Hükümlüler

Bu tür tutuklulara örnek olarak, k ısa süreli ölümcül prog-nozu olanlar, cezaevi koşullarında iyi bir şekilde tedavi edi-lemeyecek ciddi bir hastal ığı bulunanlar, ağır bir sakatlığıolanlar veya ileri yaşta bulunanlar verilebilir. Böyle ki şilerincezaevi ortamında tutulmaya devam etmesi dayanılamaya-cak bir durum yaratabilir. Bu durumlarda, uygun alternatifdüzenlemelerin yap ılabilmesi için ilgili yetkililere rapor yaz ıl-ması cezaevi doktorunun sorumlulu ğu altındadır.

f. Mesleki BağımsızlıkHerhangi bir cezaevindeki sağlık personeli muhtemel

risk altındadır. Hastalarına (hasta tutuklulara) bakma sorum-lulukları çoğu kez cezaevi yönetimi ve güvenlik mülahaza-larıyla çelişebilir. Bu da zorlu etik sorunlar ın ve seçeneklerindoğmasına yol açabilir. CPT bu tür personelin sa ğlık konula-rında bağımsızlıklarını teminat altına almak için, toplumdasunulan sağlık hizmetlerine mümkün oldu ğu kadar uyumlaş-tırılmasına önem vermektedir.

Cezaevi doktoru görevini ne kadar resmi bir konumdagerçekleştiriyor olursa olsun, klinik kararlarm ı sadece tıbbikıstaslara göre vermelidir.

110

Page 115: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

INFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Tıbbi çalışmaların kalitesi ve etkisi nitelikli bir tıbbi yet- MÜN İ P

kili tarafından değerlendirilmelidir. Aynı şekilde, mevcut ERM İŞ ' İ N

kaynaklar da güvenlik ve idareden sorumlu ki şiler tarafından TEBLİĞİ

değil, böyle bir yetkili tarafından yönetilmelidir.

Cezaevi doktoru bir hastanın kişisel doktoru olarak görevyapar. Bu nedenle, doktor/hasta ili şkisinin zedelenmemesiiçin tutuklunun cezay ı kaldırıp kaldırmayacağı doktora sorul-mamalıd ır. Ayrıca başka bir doktorun çağrılamayacağı kadaracil bir durum olmadıkça, herhangi bir yetkili tarafından sözkonusu doktordan vücut aramas ı veya muayenesi yapmas ıistenmemelidir.

Cezaevi doktorunun mesleki özgürlü ğünün cezaevi ko-şulları ile sınırlı olduğunu vurgulamak önemlidir: hastalarınıözgürce seçemez çünkü tutukluların başka bir tıbbi seçeneğiyoktur. Hasta tıbbi kuralları çiğnese ve tehdit ve şiddete baş-vursa dahi doktorun profesyonel sorumluluğu devam eder.

g. Mesleki Yetkinlik

Cezaevi doktorlar ı ve hemşireleri, cezaevi patolojisininözel türleri ile başa çıkabilecek ve tedavi yöntemlerini tutuk-luluk koşullarına uydurabilecek uzman bilgiye sahip olmal ı-dır.

Özellikle de şiddetin önlenmesi ve gerekti ğinde kontroledilmesine yönelik mesleki tutumlar ın geliştirilmesi gerekli-dir.

Her zaman yeterli sayıda personel bulundurulması için,genellikle hemşirelere, kimisi cezaevi yetkilileri aras ındanseçilen tıbbi hizmetliler yard ımcı olur. Nitelikli personel ta-rafından farkl ı seviyelere gerekli deneyimler aktar ılmalı veperiyodik olarak güncellenmelidir.

Bazen tutuklular ın da tıbbi hizmetli olarak görev yapma-sına izin verilir. Hiç ku şkusuz, bu yaklaşım belli tutuklularafaydalı iş bir sağlama açıs ından yararlı olabilir. Ancak yine

ili

Page 116: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜN İP de bu durum son çare olarak görülmelidir. Ayr ıca tutuklularERM İŞIN hiçbir zaman ilaç dağıtımı işinde yer almamal ıdır.

TEB İİGI Son olarak CPT, cezaevi ortamında sağlık hizmetlerinin

sunulmasmdaki özel hususlar dikkate almarak, lisansüstüeğitim ve düzenli hizmet içi e ğitim kapsamında bir meslekiuzmanlık programının başlatılmasını önermektedir

CEZA İNFAZ KANUNUVE UYGULAMADAKİ SORUNLAR

Ülkemizde ceza evlerinde mahpuslar ın sağlık sorunlarıile ilgili olarak bu güne kadar istatistiksel bir veri yay ınlan-mamıştır. Bilindiği gibi ceza infaz sistemimiz ve cezaevi iç ya-şamına içi yaşamına ilişkin kurallar 2005 yılına kadar tüzük,genelge gibi idari tasarruflara dayanm ıştır. 2005 yılında iseinfaz rejimi bir yasa metnine kavu şmuştur. Ancak 5275 say ılıKanun üzerinde kamuoyunda ciddi bir tartışma açılmadan,sadece Meclis Adalet Komisyonu'nda görüşülmüş ve bu gö-rüşmelerin dışarıya yans ımaması için özel bir çaba sarf edil-miştir. Oysa Ceza infaz kanunu gibi 125 maddelik kapsaml ıbir yasanın üzerinde ciddi bir tartışma açılmadan yasallaşma-sı, günümüze yans ıyan birçok sıkıntının da kaynağını oluş-turmaktadır.

Türkiye'de her geçen gün artan bir "suçluluk" olgusu ilekarşılaşılmaktadır. Bu gün cezaevleri mevcudunun doksanbini aştığı söylenmektedir. F tipi cezaevlerinin ard ından Ltipi cezaevleri aç ılmış, şimdide kampus cezaevleri aç ılmayabaşlarimıştır.

Yinede cezaevleri kapasite aç ısmdan ciddi sorunlar yaşa-maktadır. Örneğin Antalya E Tipi Kapalı Cezaevi 2000 yılın-dan sonra mekanda herhangi bir geni şleme olmadığı haldeoda düzenine geçilmiş, 500 mahkumluk mevcut kapasite 2007yılı içerisinde zaman zaman 2000'li sayılara dahi ulaşmıştır.

20 kişilik odaların mevcudu ranza artırmak suretiyle 40-50 kişiye artırılmış, ancak buda yetmemi ş bu koğuşlara 70-80

112

Page 117: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

mahpus konulmu ştur. Mahkumlar bu koğuşlarda bırakalım MÜN İ F>

ranzayı, mahkumları yerde yatabilecekleri bir boşluk dahi ERM İŞ ' İ N

kalmamış, gece havaland ırmalar açık tutulmuş mahkumlar TEBLİĞİ

orada tutulmu ştur. Açıkça vardiyal ı uyku düzenine geçilmi ş-tir. L tipi cezaevinin açılması ne yazık ki kapasite sorununuçözmemiştir. Hem L tipi hem de E tipi cezaevi bu gün kapa-sitesinin çok üzerinde mahpus bar ındırmaya devam etmek-tedir.

Bu durum mahpuslara karşı başlı başına fena muameleve onur kırıcı davranış teşkil eden uygulama olarak görülme-lidir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesi ile dü-zenlenen işkence ve fena muamele yasağının her hangi bir is-tisnai durumu yoktur. Yani i şkence ve fena muamele mutlaksurette yasaktır ve bu konuda taraf devletlerin herhangi birmazeret ileri sürmesi mümkün değildir. Cezaevlerinde ka-pasitesinin üzerinde mahpus bulundurmak ba şlı başına fenamuamele kapsamında değerlendirilebilecek bir uygulama-dır.

Tabi ki mahpus sa ğlığı aç ısından bu durumun ayr ı biryönü vard ır. Böyle bir ceza infaz kurumunda temizlik vehijyenin sağlanması mümkün değildir. Üstelik 2007 y ılındauzun bir süre bu cezaevinde su sistemindeki ar ıza nedeniylesıcak su verilmesinde bile ciddi sorunlar yaşanmıştır.

Sonuç olarak Antalya cezaevleri kapasite aç ısından cid-di sorunlar yaşamaktadır. Diğer cezaevlerinin de durumlar ıbundan farkl ı değildir. Hem E tipi hem de F tipi cezaevlerin-de hem kapasiteden kaynaklanan hem de uygulamadan kay-naklanan ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

Örneğin; Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi'ninson cezaevleri raporundan yans ıyanlar, mahpusun sağlık hak-kıyla ilgili F tipi cezaevlerinde yaşanan sorunlar ı yansıtmasıaç ısından somut bir örnek olarak önümüzde durmaktad ır.

113

Page 118: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜN İ F a.YakınmalarERMN

Görüştüğümüz kişilerin büyük bir çoğunluğu, cezaevinegirdikten kısa bir süre sonra görmede sorun yaşadıklarını be-lirtmişlerdir.

Revire dilekçeyle ç ıktıkları, doktorun haftada bir geldi ği,muayenenin infaz koruma memurunun önünde yap ıldığı,hastane sevkinin çok zor oldu ğu yönünde ortaklaşan yakın-malar olmuştur. Görüşülen ki şilerden biri, ameliyat gerekti-ren hastalığının tedavisinin ancak 3 y ıl sonra yap ıldığındanyakınmıştır.

Yakınmaların çoğu, doktorların davranışlarına ilişkindir.Görüştüğümüz kişiler, doktor ve hasta aras ında olması gere-ken asgari ileti şimin kurulamadığı ve doktorların da tıpkı ida-re ve personel gibi kendilerine suçlu gözüyle bakt ıklarındanyakınmışlardır. Bu yaklaşım nedeni ile de doktorların ilgisiz,uzaktan soru sorarak, kimi zaman yüzüne dahi bakmayarak,infaz koruma memuru eşliğinde muayene ettiklerini belirt-mişlerdir.

Bunun yanında; Ülkedeki politik atmosferden etkilene-rek, intikamc ı bir şekilde mesleğinin gereklerini yerine getir-meyen doktorlar bulundu ğundan yakınnıışlardır.

Bir kişi, göz rahats ızlığı nedeni ile revire çıktığında dok-torun kendisine, "gözün ç ıksm öyle gel" diye muayene etme-diğini ifade etmiştir. Görü şme yap ılan tüm cezaevlerinde di şhekiminin, tedavi etmek yerine di ş çektiğini ve kimi zaman dasağlam dişlerin çekildiğinden yakınn-ıalar olmuştur. Hemenhemen görüştüğümüz kişilerin tümü, doktorların tavırları verevire gidiş gelişlerde infaz koruma memurlar ının davranış-ları nedeni ile hasta olsalar dahi doktora gitmek istemedikle-rini beyan etmişlerdir. Acil durumlarda revire ç ıkmak isteyenkişiler, kapıyı döverek sesini duyurmaya çal ıştıklarından di-siplin cezalarına maruz kalmışlardır.

114

Page 119: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

b. Sağlık Hizmetleri Aç ısından Değerlendirme

Gerek kanun ve gerekse tüzükte cezaevlerinde düzenlisağlık görevlisi, tabip ve diş tabibi olacağı yönünde düzen-leme mevcut ise de görüşme yapılan cezaevlerinin çoğundadoktorun düzenli olarak cezaevinde olmadığı tespit edilmiş-tir. Bırakalım düzenli cezaevinde olmayı, acil durumlardadahi ulaşılamayacağı önünde ciddi veriler mevcuttur.

Yapılan şikayetler dikkate al ındığında, cezaevinde bulu-nan doktorların görevlerinin gerektirdiği özen ve dikkati gös-termediği ortaya çıkmıştır. Sadece haftada bir gün doktoruncezaevinde bulunmas ı çok aç ık ki ihtiyacı karşılamadığı gibihasta bu süre içinde ya kendi imkanlar ı ile düzelmekte ya dadaha kötü bir duruma gelmektedirler. Bu uygulama, ki şilerinsağlık problemlerini gidermeye yetmedi ği gibi tedavi olma vesağlık hizmetlerinden faydalanma hakk ının önünde de engeloluşturmaktadır.

CİDDİ SAĞLIK SORUNLARI OLANMAHKUMLAR AÇISINDAN İNFAZ REJİMİ

Ciddi sağlık sorunları olan mahpuslarla ilgili hukuk siste-mimizde iki temel düzenleme bulunmaktad ır.

Birincisi Cumhurba şkanına özel af yetkisi verenAnayasa'nm 104. maddesidir. Bu düzenlemede sürekli has-

tal ık, sakatl ık ve kocama sebebi ile belirli ki şilerin cezalar ın ı hafif-

letmek veya kald ı rmak üzere Cumhurbaşkanına özel af yetkisitanımaktadır.

Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan af bir Cumhur-başkanlığı kararıdır. Bu karar yalnızca kendisi tarafından im-zalanır ve yayınlanır. Tek başına yapacağı işlemlerden oldu-ğu için yargı denetiminin de dışındadır. (Ay. m. 125/a)8

8 Anayasa hukuku açısından af yetkisinin de ğerlendirilmesi, Prof. Dr. Ser-vet Armağan (anayasagov.tr.sitesindan al ınmış hr.

MÜN İ P

ERM İŞ' İ N

TEBLİĞİ

Page 120: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜN İ P Bu düzenlemenin eksikliği sadece hükümlüler açısındanERM İŞ' İN geçerli olmasıdır. Makul süre içerisinde yarg ılanma, adil yar-

TEBLİĞİ gılanma hakk ının temel bir unsuru olduğu halde, ülkemizdeceza yargılamaları yıllarca sürmektedir. Türkiye'nin aleyhineverilmiş onlarca mahkumiyet kararına rağmen bu sorun halensürmektedir. Özellikle tutukluluk ko şullarında yargılamanınyıllarca sürmesi ciddi bir insan haklar ı ihlalidir. Yeni CMKBu sorunu çözememiştir. Özellikle ağır cezanın görev alanı-na giren suçlarda 102/2 maddede tutuklu aleyhine getirilenbir yorumla tutukluluk süresi 5 y ıla kadar uzatılabilmektedir.Hele suç 250.md kapsamında ise bu süreler 2 kat ına kadaruygulanmakta, yani 10 yıla kadar çıkabilmektedir.

Ayrıca bu hükmün uygulanmas ı bildiğiniz gibi 2009 y ılı-na ertelenmiştir. Bırakalım 10 y ılı, bu gün Türkiye'de 13 y ıldırtutuklu bulunan mahpus vard ır.

Tutuklular ın bu haktan yararlanmamas ının, hiçbir man-tıki ve hukuki nedeni yoktur. Bu hüküm mutlaka tutuklular ıda kapsayacak şekilde değiştirilmelidir.

Çünkü özürlü ve sürekli sakatlık hali olan tutuklular, sa-dece bu hükümden hemen yararlanabilmek için yargılamayıhızlandırmak adına suçlamalar ı kabul etmek dahil her türlühukuki yolu denemekte, hatta aleyhlerindeki mahkumiyetkararlarını temyiz dahi etmemektedir.

Ciddi hastalıkla ilgili İkinci hukuki düzenleme 5275 sayılıKanun'un 16. maddesidir.

Bu düzenlemeye göre ciddi sağlık sorunları hayati tehlikedoğuracak nitelikte ise hükümlü veya tutuklu iyileşinceye ka-dar salıverilmektedir. Yasada infaz ın ertelenmesinde son sözAdli Tıp Kurumuna b ırakılmıştır. Ancak hastalıklar konusun-da ortak bir standart oluşturabildiğini söylemek zordur. Ör-neğin; Antalya'daki Gazi Dağ vakasından Adli Tıp KurumuGenel Kurulu ortak bir görüşe varamamıştır.

Adli Tıp Kurumu raporlarmdaki as ıl sorun ise raporlar-da "Anayasa m. 104 uygulanmas ı uygundur veya uygun değildir"şeklinde görüş oluşturmasıdır.

116

Page 121: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Anayasa m. 104 Cumhurbaşkanırıa özel bir yetki vermek- MÜN İ P

tedir. Bu özel yetki aynı zamanda bir takdir hakkını içermek- FRM İŞ'N

tedir. Sürekli sakatl ık veya kocama halinde Cumhurba şkanlı- TERLi Ğİ

ğı takdir hakkını kullanarak mahkumun cezas ını düşürmekteya da salıverilmesine karar vermektedir.

Takdir hakkının söz konusu bir durumda, Adli T ıpKurumu'nun m. 104 uygulan ır, ya da uygulanmaz şeklindegörüş bildirmesinin hiçbir hukuki dayana ğı yoktur. AslındaAnayasa m. 104'de Cunıhurbaşkanı bu takdir hakkını kulla-nırken, her hangi bir koşul getirilmemiştir. Her hangi bir ra-porla, hatta rapor olmasa bile Cumhurba şkanın bu yetkisinikullanması mümkün kılınmıştır. Durum bu kadar açıkken,adeta Cumhurbaşkanına talimat verir şeklinde, kurumun m.104'ün uygulanıp uygulanamayacağı konusunda görüş bil-dirmesi, bilimsel olmadığı gibi kurumun görev ve sorumlulu-ğunu aşar bir durum olarak da de ğerlendirilmelidir.

VAKALAR

Mahpusun sağlığı ve özürlünün infaz sorunlar ı ile ilgiliolarak üç yaka örneği aşağıda sunulmu ştur.

Birinci yaka özürlü Gazi Da ğ' ın Antalya Cezaevi'ndekiinfaz süreci ile ilgilidir. Bu hükümlü belden a şağı felçlidir.Ve değişik sağlık sorunları bulunmaktad ır. İkinci basma dayans ıyan kanser hastas ı hükümlü Erol Zavar' ın hastalığı ileilgili tedavi sürecidir. Son yaka ise Antalya Cezaevi'nde Martayında ölen hükümlü tsmail Hakkı Kaya ile ilgilidir.

1. Vaka Gazi Dağ

Başvurucu, 2004 y ılı içerisinde girdiği bir silahl ı olay son-rasmda adam öldürmek suçundan yargılanmış ve 10 yıl hapiscezası almış ve hakkındaki mahkumiyet karar ı kesinlemiştir.

Halen Antalya Cezaevi'nde yatmaktad ır. Başvurucununbelden aşağısı feiçlidir ve tekerlekli sandalyeye mahkumdurumdadır. Cezaevinde çok kötü şartlarda yaşamaktadır.

117

Page 122: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

M(JNP Çünkü doğal ihtiyaçlarını dahi karşılamakta büyük güçlerleERM İŞ N karşılaşmaktadır.

TEBLIGIHer altı saatte bir ailesinden birisi cezaevine gelip

ihtiyaçlar ını(altımn temizlenmesi gibi) karşılamaktadır.Aile ve kendisi bu süreçte büyük güçlükler yaşamaktadır.

Cezaevi reviri bu konuda tümden yetersizdir. Hükümlününbakımını sağlayacak personel yoktur. Bu konuda, hem Cum-hurbaşkanlığı affından, hem de infaz ertelemesinde yararlan-mak için çeşitli başvurularda bulunmu ştur. Ancak Adli TıpKurumu'ndan ilk 9 Kas ım 2007 tarihli raporda "hayati tehli-kesinin olmadığı " gerekçesi ile "reviri ve doktoru bulunan bir ce-zaevinde; revir şartları nda kişinin tüm günlük ihtiyaçların ı n, tıbbibakı m ı n ın, diyetinin, ilaç ve inüsülin tedavisinin, poliklinik takip-lerinin sağlanarak ceza infaz ın ın devam edebileceği ve TC. Anaya-sa m. 104 kapsam ında olmadığı " bildirilmiştir. Bu rapora itirazüzerine en son Adli Tıp Genel Kurulu 10 üyenin muhal ıfgörüşüile ilk rapordaki görüşleri tekrarlamıştır.

Başvurucu açısından bu iki raporla durumu tıkanmış gö-zükmektedir. 104 madde uygulanmas ı açısından, Cumhur-başkanının bu rapora rağmen, özel af yetkisini kullanmas ıtabi ki mümkündür. Ancak yukar ıda da belirtildiği gibi GenelKurulunda 104'ün uygulanmamas ı yönünde görü ş bildirme-si, Genel Kurulun görev ve sorumluluğunu aşan bir değerlen-dirme olduğu açıktır.

Başvurucunun İnfaz Kanunu DışındakiHukuksal Durumu

5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun HükmündeKararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un,Tanımlar başlıklı 3. maddesinde özürlünün tanımı, doğuştanveya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal,duyusal ve sosyal yeteneklerini çe şitli derecelerde kaybet-mesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlükgereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bak ım, re-

118

Page 123: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iNFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

habilitasyon, dan ışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan ki şi, MÜNiP

şeklinde yapılnuştır. FRM İŞ' İ N

Başvurucunun fiziksel durumu gere ği söz konusu özür- TEB İİ GI

lü tanımına girdiği açıktır. Dolaysıyla başvurucu, 5378 say ılıKanun'un koruma alt ına aldığı kişilerdendir.

5378 sayılı Kanun'un 4. maddesinin a bendine göre, dev-let, insan onur ve haysiyetinin dokunulmazlığı temelinde,özürlülerin ve özürlülü ğün her tür istismarına karşı sosyalpolitikalar geliştirir. Özürlüler aleyhine ayr ımcılık yapıla-maz; ayrımcılıkla mücadele özürlülere yönelik politikalar ıntemel esas ıdır. Buradaki ayrımc ılık yasağı hem Anayasa'nıneşitliği düzenleyen 10. maddesi hem de Türkiye'nin taraf ol-duğu uluslar aras ı sözleşmelerin gereğidir. Başvurucununcezaevindeki mevcut durumu ayr ımcılık yasağına aykırılıkteşkil etmektedir. Söz konusu ayr ımcılık doğrudan olmasada dolaylı bir ayrımcılıktır ve bu da bir ayrımc ılık çeşididir.Buna göre dolayl ı ayrımcılık; görünüşte ayrımcı bir nitelik-te olmayan hüküm, ölçüt veya uygulamalar ın belli bir enge-le (özre) sahip ki şileri benzer bir ortamda di ğer kişilere göredaha olumsuz bir duruma maruz b ırakmasıdır.

Cezaevi ölçüt ve uygulamalar ı cezaevinde bulunan herhükümlüye aynı şekilde uygulandığmda ayr ımcılık yasağınauyulduğu söylenemez. Başvurucu özürlüdür. Bu özür duru-mundan dolay ı cezaevi hüküm, ölçüt ve uygulamalar ının, di-ğer mahkumlarla aynı şekilde kendisine uygulanması dolaylıayrımcılığa neden olmaktad ır. Öte yandan Birle şmiş MilletlerMedeni ve Siyasi Haklar Sözle şmesi, Avrupa insan Haklar ıSözleşmesi gibi birçok uluslar aras ı sözleşme gereği de ayrım-cılık yasaktır ve taraf devletler, gerek doğrudan gerekse do-laylı ayrımcılığa karşı gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.Türkiye de söz konusu sözle şmelere taraftır ve ayrımcılığakarşı gerekli tedbirleri almak konusunda yükümlülük sahi-bidir.

Anayasa'nın 61. maddesine göre, devlet sakatlar ın korun-malarını ve toplum hayat ına intibaklarını sağlayıcı tedbirler

119

Page 124: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜNP alır. Ayrıca 5378 sayılı Kanun'un "başlıklı 6. madde-ERM15' İN sine göre, özürlü kişilerin yaşamların ı öncelikle bulunduklar ı or-

TEB1 Ğİ tamda sağl ık, huzur ve güven içinde sürdürmesi, toplum içindekendi kendilerini idare edebilecek ve üretken hale gelebilecekşekilde bakım ve rehabilitasyonlar ının yapılması, bunlardanihtiyacı olanları n geçici veya sürekli bak ım altına al ınmas ı veyabunlara evde bakım hizmeti sunulmas ı esastır. Aynı yasanın8. maddesinde, bakım hizmetlerinin sunumunda ki şinin bi-yolojik, fiziksel, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının da dikkatealınacağı da belirtilrni ştir. Burada devlete esas olarak özür-lüler bakımından makul uyumlaştırmanın gerçekleşmesi içingerekli tedbirleri almas ı yükümlülüğü yüklenmiştir.

Başvurucunun cezaevindeki koşullarının iyileştirilmesiyani başvurucu bakımından makul uyumlaştırmanın yapıl-ması devletin ve dolays ıyla ilgili kurum ve kurulu şların yü-kümlülüğüdür.

Yukarıda belirtilen nedenlerle ba şvurucu Gazi Dağ'ın du-rumunun ve ko şullarının araştırılarak makul uyumlaştırmaçalışmalarının yapılması ve gerekli tedbirlerin ivedilikle al ın-ması gerekir.

Gerek 5275 sayılı İnfaz Kanunu'nun hükümleri gerek,5378 sayılı Kanun hükümleri, gerekse Türkiye'nin taraf ol-duğu ulus üstü sözle şmeler göz önüne alındığında, "hüküm-lünün bak ım ı için ailesinden yardım istenmesi" hukuka uygundeğildir.

İnsan haklar ına uygun olarak, infaz ko şulları düzeltile-miyorsa Merkezimiz 16/2 maddesi gereği infazın ertelenmesigerektiği görüşünü taşımaktadır.

Bu konuyla ilgili merkezimizin yukar ıdaki görüşleri Ada-let Bakanl ığı'na da iletilmiş, ancak bu güne kadar bir sonuçal ınmamıştır.

Diğer taraftan özürlülerin ceza infaz rejimi ile ilgili yeterlihukuki düzenlemenin olmadığını somut olay ortaya çıkarmış-tır. 16.Madde de getirilen hayati tehlike ölçütünün özürlülerikapsamadığı açıktır. Bu nedenle ciddi bakıma muhtaç özür-

120

Page 125: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

lüler açısından iı fazın ara verilmesinin hukuki yolu öncelikle MÜN İ P

açılmalı, infazın ara verilmediği durumlarda ise ya özel infaz ERM İŞ' İ N

kurumları kurulmalı, ya da infaz kurumlar ının belli bölümle- TEBLİĞİ

ri özürlüler için ayr ılmalı, fiziki olarak özürlüye göre düzen-lenmeli ve bakımlarını sağlayacak sağlık personeli mutlakaistihdam edilmelidir.

2. Vaka Erol Zavar

1967 Yılı'nda Zonguldak do ğan Erol Zavar evli ve 2 çocukbabasıdır.

Erol Zavar; Ankara 2 No.lu Devlet Güvenlik Mahke-mesi'nce, TCK 146/1 maddesine muhalefetten verilen müeb-bet hapis cezasına hükümlüdür. Hükümlü 2001 y ılından beriF Tipi cezaevinde yatmaktad ır. Zavar ilk kez 1999 Yılı'ndaAnkara Etlik SSK Hastanesi'nde Mesane Kanseri tanısı ileTUR-T ameliyatı geçirmiş, bu tedavi sonras ı, stresli ortamlar-dan kaçınması ve üç aylık periyotlar halinde sistoskopi yap-tırmasının önemi vurgulanmıştır.

Gerek gözaltı süreci gerekse de izleyen tutukluluk sure-cinde karşısına çıkan tüm yetkililere durumu ve al ınması ge-reken önlemleri anlatmaya çalışan Erol Zavar ve ayr ıca ailesiile avukatlar ı bu konuda y ıllarca sonuç alamamışlardır.

Ancak hükümlü, 3yıl boyunca ya sistoskopi cihazı olma-dığı ya da zaten kendisi için bu tetkike gerek bulunmadığıileri sürülerek ciddi bir tedavi görmemiş, baştan savma fizikimuayenelerle adeta hastal ığının geri dönüşsüz bir noktayadoğru evrilmesi beklenmiştir. F tipi cezaevi koşullarında ErolZavar'in bu hastalığı dışında, migren krizleri, astım nöbetleri,ileri mide ve safra kesesi yakınmaları menisküs ağrıları gibiciddi sağlık sorunlarını da ayrıca yaşamıştır. Nihayet 2004 YılıŞubat Ayı'nda kendisi, eş, arkadaş ve avukatlarının gayretleriile Erol Zavar' ın sistoskopi tetkikinin yaptırılabileceği bir üni-versite hastanesine sevki sağlanabilmiştir. 09.02.04 - 25.02.04tarihleri aras ında yatırıldığı Trakya Üniversitesi T ıp Fakülte-si Hastanesi'nde mesanesinde çok sayıda kötü huylu tümör

121

Page 126: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜN İP saptanmas ı üzerine, 17 Şubat 2004 tarihinde ameliyat edilmiş-ERMI Ş' İN tir. Alınan biyopsi materyalinin patolojik incelemesi sonucuIELII konan tam ise "Submukozal invazyonun da izlendigi Transisyonel

Hücreli Karsinom, Who Grade II, mesane, TUR-T" olmuştur.

0 tarihten bu yana geçen dört y ıllık süre içerisinde ger-çekleştirilen hemen tüm sistoskopi tetkikleri ameliyat ile so-nuçlanmış ve Erol Zavar, 14'ünde çok say ıda kanserli tümörünçıkarıldığı toplam 16 ameliyat geçirmek durumunda kalm ış tı r.Tüm bu ameliyatlarm yanı sıra, Mart 2007'de de safra kesesialınmıştır.

Vücut direnci ve bağışıklık sistemi açısından en uygunbakım koşullarında bulunması ve asla strese maruz kalma-ması gereken Erol Zavar, bu 46 ay süresince yaşadığı birçoksevk sürecinde fena muameleye maruz kalmış, yeni ameliyat-ii haliyle yatağına zincirlenmiş ve en doğal gereksinimlerinedahi sınırlamalar getirilebilmiş, hatta bazen bizzat imza vere-rek taburculuğunu çekip izolasyon koşullarına, yani hücresi-ne dönmeyi tercih eder durumda kalabilmiştir.

Esi Elif Zavar' ın başvurusu üzerine Ankara Tabip Odas ıtarafından (Ek 4) bilirkişi görüşü alınarak 31/05/05 tarihin-de hazırlanan raporda "( ... ) mevcut tümör ileri evre tümörhaline gelmiş olduğundan hastan ı n ya Sağlık Bakanlığı EğitimAraş tı rma Hastanelerinden birine sevkinin yap ılarak orada yenidendeğerlendirilmesi ya da, üniversite t ıp fakültelerinden birine sev-

kinin (...)" denilmek sureti ile hastalığın giderek ilerlemekteolduğuna vurgu yap ılmıştır.

0 günden beri geçen dört y ıl zarfında hastalığın ilerlemesisürmüş ve mesane duvarlar ında ameliyatlar nedeni ile olu şanyıpranma sonucu tfimörün bir kez daha yinelemesi halindeartık mesanenin tümüyle al ı nmas ı gerekeceği doktoru tarafındanbizzat Erol Zavar'a iletilmiştir.

Türkiye Insan Hakları Vakfı (TIHV) ve Uluslararas ı İnsanHakları Dernekleri Federasyonu'nun (FIDH) Erol Zavar' ınkonumu ile ilgili Haziran 2006 tarihli değerlendirme ve gö-rüşleri şöyledir: "TIHV olarak cezaevi ko şullarında iyile5emeye-

122

Page 127: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ceği açığa çıkm ış olan Erol Zavar' ı n sağl ık durumunun; acil önlem MÜN İ P

al ı nmas ın ı gerektiren son derece riskli bir evrede oldu ğunu düşün- ERM' İ N

mekteyiz. TEBLİĞİ

Kurum olarak görü şümüz: hastal ığın, terminal (geri dönü şsüz)

Evre'ye ulaşmas ın ı beklemeksizin Erol Zavar' ın ilgili yasa hükümle-

rinden yararlandı rı larak daha uygun koşullarda tedavisinin gerçek-

leş tirilebilmesi için tahliye edilmesinin uygun olaca ğı yönündedir"

Ulusal ve Uluslararas ı Hukuk Aç ıs ından Durum

Hükümlünün durumu eski Ceza Muhakemeleri UsulüKanunu'nun 399. maddesi yeni Ceza İnfaz Kanunu'nun 16/2.maddesine tam olarak uygunluk gösterdiği halde, bu günekadar yapılan tüm başvurular sonuçsuz kalmıştır.

Aslında yukarıda da belirtildiği gibi devletin sorumluluğu sadece kendi ulusal yasalar ından da kaynaklanmamakta-dır.

Avrupa İnsan Haklar ı Sözleşmesi'nin 2. maddesi: "Herke-

sin yaşam hakkı yasan ın korumas ı altı ndadır." Birleşmiş MilletlerMedeni ve Siyasal Haklar Sözle şmesi'nin 6/1. maddesi "Her

insan doğuş tan yaşama hakk ına sahiptir. Bu hak hukuk tarafindankorunur. Hiç kimse yaşama hakkı ndan keyfi olarak yoksun b ı rakıla-

maz" demektedir.

Erol Zavar' ın cezaevinde kalması yaşamını büyük oran-da riske atmakta, uluslararas ı belgelerce de koruma altınaal ınan yaşam hakkının bu süreçte ciddi tehdit altındadır. Onaltı büyük ameliyat geçiren ve kanser hastas ı olan birinin yericezaevi olamayacağı gibi, bu kişi hakkında sürdürülecek bircezanın infazı hapis cezas ından fayda uman kişi,doktrin veanlayışlarca da savunulamayacak bir durumdur. Cezanın in-fazından bir yarar umuluyorsa Erol Zavar örne ğinde böylebir yarar yoktur. Zira hapis cezas ı onun için gerçekten hapiscezası değil bir nevi ölüm cezas ı anlamına gelmektedir.9

Erol Zavar avukatlarınm 24 Mart 2007 tarihli ba şvurusu.

123

Page 128: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜNP Son dönemdeki en önemli geli şmelerden biri de TürkERM İŞ' İN Tabipleri Birliği'nin Erol Zavar'la ilgili Alternatif Adli Rapor

TEBLi Ğİ düzenlemeyi kararlaştırmış olmasıdır. Daha önceki resmi ra-porlarda ısrarla "ameliyat olmu ş bir kanser hastas ı sağlığına ka-vuşmuş say ı l ır ve kimse hastalığın yineleyeceğini iddia edemez!"görüşü savunulmakta idi. Bu yakla şımla kanserin son dört y ıliçinde 1. aşamadan 2.'ye ilerlemi ş ve belirgin biçimde daha'saldı rgan' bir doğa kazanmış olduğu gerçeği görmezden geli-niyordu. Belli ki yetkililer, daha önceki birçok örnekte yapt ık-ları gibi, hastalığın terminal dönemine ula şılmaksızın gerçek-leşebilecek bir salıvermeden yine kaç ınmaya çalışıyordu.

Genel uygulama, bürokratik i şlemleri yetişen hasta tu-tukluların son günlerini aileleri ile birlikte geçirmesine izinvermektir. Bu güne dek 'Şartl ı Tahliye'nin bu türüne konuolan insanlardan hiçbiri cezaevi duvarlar ı dışında bir aydanuzun yaşayamamıştır.

Erol Zavar yakas ı 16. madde uygulamas ın ın kötü bir örneği ola-rak önümüzde durmakta ve Anla şı ldığı kadarıyla klinik tablolar ın ıniyice kötüleşmesi beklenmeden, sal ıverilmeyeceği görülmektedir.

3. Vaka Ismail Hakk ı Kaya

Ölen İsmail Hakkı Kaya 1980 doğumludur. Geceleyin si-lahlı gasp suçunda dolay ı 8 yıl dört ay hapis cezas ı ile hüküm-lüdür. Antalya L tipi Cezaevi'nde yatmaktad ır. Sorunlu birmahkum olduğu söylenmiştir.

Ölen kendi isteği ile 20.3.2008 tarihinde Manisa Ruh Si-nir Hastal ıkları Hastanesi'ne sevk edilir. İsmail Hakkı Kayaaynı gün Manisa'ya var ız. Orada ayakta bir iğne yapılarakAntalya'ya geri gönderilir. Manisa'da bir veya iki saat ancakkalırlar. 10 saatlik yolu tekrar geri gelir. (Rink arabas ıyla) Ce-zaevinde girdiğinde hükümlü kendini fena hissetti ğini söy-ler, daha sonra kusarak yatar. Ancak durumu ertesi gün dahakötüleşir ve revire götürülür. (21.3.2008) Revirde doktor mu-ayene eder. ilaç verir. Ancak ko ğuşa tekrar geri gönderir. Hü-kümle zaten kalkacak halde değildir. Hemen yatar, yemekte

124

Page 129: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

yemez. Aynı gün saat 24.00.'de durumu daha da kötüle şmesi MÜN İ r

üzerine koğuşta bulunan diğer hükümlüler gardiyanı çağı- ERM İŞ 'IN

rırlar. Gardiyan gelir. "Ertesi gün revire çıkartı rız" der. Ertesi TEBL İĞİ

gün, saat 10'da hükümlü revire ç ıkartıhr. Revirde ilaç veri-lir ve koğuşa geri gelir. Koğuş arkadaşları hastane için ısraredince hastay ı yeniden revire götürürler. Hasta 18.30-19.00sıralarında geri gelir. Bu sefer hastan ın durumu iyice kötüleş-miştir. Gece yarısında daha da kötüleşir. Koğuştakiler yeni-den gardiyan çağırırlar. Hasta yeniden revire kaldırılır. Ve birserum takılarak koğuşa geri gönderilir. Hasta hep yataktad ır.Bu şekilde ertesi güne gelinir. Yani hastalanmas ından itibarenüç gün geçmiştir. Saat 9,30'da koğuşa doktor ve revir görev-lisi gelir. Tansiyonu ölçerler ancak tansiyonu dü şük bulurlar.Yeniden hastaneye sevk etmeye karar verirler.

Bu gidiş gelişlerden sonra hasta 27.3.2008 tarihinde yata-ğında ölü bulunur.

Otopside apandisitin patlak oldu ğu söylenir. Ancak, ya-kınları defin sırasında darp izlerinin olduğunu da tespit eder-ler. Ve suç duyurusunda bulunurlar. Otopsi sonras ında birkısım organlar Adli T ıp Kurumu'nda gönderilir. Halen buraporun Ankara'dan gelişi beklenmektedir.

Olay tam anlamıyla şüphe ile doludur.

Fena muamele aç ısmdan şu an kesin bir şey söylenmesebile (çünkü sonuçta giden parçalar ın tahlil sonuçları beklene-cektir) bu ölümün mahpus sağlığı açıs ı ndan akı l almaz bir ihlallerzincirinin sonucu olduğunu da tespit etmek gerekir.

Hasta bir hükümlü rahats ız Olduğunu söylemekte ve bu-nun sonucu olarak, 20 Martta Manisa'ya gönderilmektedir.Manisa'da ayakta ilaç verilerek ayn ı gün geri gönderilmi ştir.Mahkum 6 gün boyunca durumu sürekli kötüle şmiş, ancak,ciddi bir tedavi ve teşhis yapılmamıştır... Ve 27 Martta öl-müştür.

Artık burada, ölüme neden olabilecek şekilde ağır bir ih-mali gördükten sonra, bu hükümlünün i şkence veya fena mu-ameleye uğrayıp uğramadığının da önemi kalmamıştır.

125

Page 130: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜN İ P Ciddi bir hastalık geçirmesine ve klinik tabloları her ge-ERM İŞIN çen gün kötüleşmesme rağmen, mahkuma tanı ve teşhis ya-

TEBLİĞİ pılmamış ve baştan savma bir tedaviyle koğuş ortamına gerigönderilmiştir. Sonucunda hastanın yaşamını yitirmesine ne-den olunmuştur.

Devletin mahkumun sağlık hakkı konusundaki pozitifyükümlülüğünü yerine getirmemesinin kötü bir örne ği ola-rak Ismail Hakkı Kaya yakası önümüzde durmaktad ır.

SONUÇ

Ülkemizde İnfaz rejiminde cezaevi iç yaşamındaki hu-kuki sistem yıllarca idarenin tasarruf alanına terk edilmiş vekoruyucu denetim araçlar ı yaratılmamıştır. Bu durumda, in-san haklarına aykırı uygulamalar ın yaygınlaşmasının temelnedenlerinden biri olmuştur.

"F" tipi cezaevlerine sevk amacıyla yap ılan Aralık/2000operasyonunda sonra, infaz rejiminin denetimi amac ıyla geti-rilen "infaz hakimliği" ve "Cezaevleri izleme Kurullar ı " gibi ku-rumlar ise uygulamada bir iyile ştirme getirmemiştir.

Özellikle cezaevleri izleme kurullar ının bu süreçte işlevison derece s ınırlı kalmış, kurullar ın işlevi Adalet Bakanlığı'nagörüş sunmaktan öteye taşınmamıştır. Üstelik bu görü şlerinikamuoyu ile paylaşmaları yasa ile de yasaklanmıştır.

Cezaevlerinde yaşanan sorunların aşamasında bu tür ku-rullar gereklidir.

• Ancak bu kurullar ba ğımsız olmalı, Baro, Tabip Odasıgibi konunun tarafları bu kurullarda mutlaka yer almal ıdır.Bu kurullar uzman deste ği de almalıdır...

• Tüm çalışmaları şeffaflık içerisinde gerçekle şmelidir.

• Hak ihlalleri ile ilgili bağımsız olarak başvuruları ala-bilmeli ve kendisi inceleme yapabilmelidir. Yaptığı incele-

126

Page 131: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

meler sonucu düzenlendi ği raporları kamuoyu ile serbestçe MÜNiP

paylaşabilmelidir. ERMi Ş' İ N

Cezaevleri sorunu yalnızca "bina yapma" sorunu olarak TEB İJGI

görülmemeli, içerisinde insanlar ın yaşadığı asla unutulma-mal ı d ır.

Oturum Başkanı: Sayın katılımc ılara teşekkür ediyorum,bizi aydınlattılar gerçekten. İyi bir çalışma olduğu kanısında-y ım.

Buyurun.

Dr. Hakan KIZILARSLAN: Ben az önce çözüm önerileriolarak bir şey söylemiştim, özel özürlülere ilişkin bir bina ya-pılabilir diye. Daha sonra beyefendi hakikaten doğru bir şe-kilde dedi ki, "bu özürlülerin toplum d ışına çıkmasına nedenolmaz mı?" Doğru, onu düzeltiyorum. Ancak yine şu şekildedüzeltiyorum: Çok istisnai özürlüler için yine bu tür bir birimolmasında fayda var, az önceki bu Gazi Dağ olayındaki gibi,belki çok istisnai şeyler için. Ancak kendi başına olabilecek,kendini idare edebilecek özürlüler için bu d ışlanma oluştururdiye ben düzeltiyorum. Sa ğ olsun, uyardığı için de teşekkürediyorum.

Oturum Başkanı: Biz de teşekkür ediyoruz.

Yarın saat 10.00'da toplan ıyoruz, 10-12 arasında bir çalış-ma yapacağız.

Tekrar teşekkür ediyorum.

127

Page 132: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İkinci Gün

7 Haziran 2008

Birinci Oturum

"Yabancı Ülkelerdeki Uygulamalar

ve Türkiye Gerçekleri"

Oturum BaşkanıAv. Mehmet Zeki Durmaz

Antalya Barosu Başkanı

Page 133: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Prof. Dr. Rona AYBAY (Türkiye Barolar Birli ği IHAUM RONA

Başkanı): Değerli konuklar, say ın meslektaşlar; "İnfaz Huku- AYBAY'IN

ku ve Özel Durumdaki Hükümlüler" sempozyumumuzun ikinci KONU ŞMASI

gününde son oturumunun aç ılışındayız.

Bugün önce ben bir sunu ş yapacağım. Bu sunu şta dünkükonuşmalardan öne ç ıkan bazı hususlarla ilgili kısa özet bil-giler sunup bir tartışma zemini hazırlamaya gayret edeceğim.Onun arkas ından, çözüm önerileri konusunda saptad ığımbazı noktalar ı sizlerle paylaşacağım. Bildiğiniz gibi, bir ama-c ımız, zaten bu toplantının -deyim yerindeyse- lafta kalma-ması, birtakım somut önerilerle sonuçlanmas ıııı sağlamaktı .Bunu umar ım yerine getirmiş olacağız. Benim size bugün ya-pacağım, şu anda başlayacağım sunuşun sadece bir taslak ni-teliğinde olduğunu, sizlerin katkılarınızla son halini alacağımen baştan bir kere daha belirtmeyi yerinde görüyorum.

Bu sunuşun hazırlanmasında, dünkü notların alınmasın-da, toparlanmas ında bana çok yardımı olan, yanımda oturangenç değerli meslektaşım, Araştırma Görevlisi Esra Alan'a dateşekkür ediyorum.

Bu toplantımızın ana konusu malum, infaz hukuku veözel durumdaki özürlüler. Bu toplant ını yapılması fikri, dahaönce de belirttiğimiz gibi, Antalya Cezaevinde özel durum-da bulunan bir hükümlüyle ilgili sorunlar nedeniyle ortayaçıkmıştır. Dün açış konuşmasında belirttiğimiz gibi, bu konu-yu Antalya Barosu İnsan Haklar ı Merkezi Başkanı Sayın Av.

131

Page 134: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

RONA Münip Ermiş bizim dikkatimi.ze getirmiştir. Konu, bilenleri-AYBAYİN niz var, göğsünden aşağısı felçli durumda olan bir hükümlü-

KONU ŞMASI nün Antalya Cezaevinde kapal ı tutulmas ının yarattığı çeşitlisorunlardan kaynaklanmıştır. Bu hükümlünün bakımı içinaile bireylerinden biri belli aral ıklarla cezaevine alınmaktave hükümlünün kendi ba şına yapamayacağı temizlik, vücutbakımı vesaire işlerini yapmaktad ır. Antalya Barosu Ba şka-nımız Sayın Av. Mehmet Zeki Durmaz, dün bu konuyla baroolarak nas ıl ilgilendiklerini, kişiyi ziyarete gittiklerini ve gör-dükleri manzarayı ayrıntılarıyla tasvir etti. Ayrıca bu konuylailgili olarak hukuki bakımdan yapılan başvuruların ne sonuçverdiğini, daha doğrusu sonuç vermediğini de ayrıntılarıylaanlatmış oldu. Say ın Durmaz, bu gibi konularda hepimizinduyarlılık göstermemiz gerektiğini haklı olarak vurguladı vetoplantımızın sonunda da somut çözüm önerileri geli ştirme-mizin uygun olacağını söyledi. Ben de tamamıyla aynı fikir-deyim.

Bu olaydan yola çıkarak, engelli hükümlülerle ilgili ola-rak cezaevinde yaşanan sorunlar ın hem akademik boyutuyla,hem de uygulamaya yönelik boyutuyla incelenip tartışılma-sını sağlamak için bu toplant ıy ı düzenledik. Ancak konu ba ş-lıklarının saptanmas ında şöyle bir metodolojik sorun ortayaçıktı: Özürlülerin sorunlarıyla ilgili konularla cezaevleriningenel sorunları kaçınılmaz şekilde zaman zaman iç içe girdi.Örneğin Av. Zeki Ekmen'in sunu şunda belirttiği bir sorun,günde 3 lira yiyecek bedeliyle hükümlülerin beslenmesi. Bugenel bir sorun, ama tabii ki özel olarak engelli durumdakihükümlüleri de ilgilendiriyor. Yani bazı öyle noktalar var ki,bunlar iç içe girmiş olduğu için ay ırmak kolay değil. Neyse,bu iç içe girmeden kaynaklanan yanlış anlaşılmalar, sonradantartışmanın taraflarının karşılıklı anlayışıyla açıklığa kavuş-tu, durum aydınlandı. Gerçekten bir yönüyle spesifik olarakengellilerin sorunları, ama bir yönüyle de kaçınılmaz olarakgenel cezaevi sorunlar ı iç içe girmiş oluyor.

Benim dün dikkatinizi çekmeye çalıştığım bir deyim so-runu vardı, hatırlayacaksınız, bu engelli mi, sakat m ı, özür-lü mü demek gerektiği konusunda. Bu konu hâlâ bir sorun

132

Page 135: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

olarak karşımızda. Örneğin Anayasa'nın 104. maddesi Cum- RONA

hurbaşkanının af yetkisinden bahsederken "sakat" deyimini AYBAY'IN

kullanıyor. Bu konuyla doğrudan doğruya ilgili 5378 sayılı KONU ŞMASI

Kanun'un ad ı Özürlüler Kanunu. Bizim anlad ığıma göre siz-lerin de tercih ettiğiniz deyim ise genellikle engelli. Ama busorun, zannetmeyin ki yaln ız Türkçede var, yabanc ı dillerdede ve bu konuyla ilgili olarak yap ılmış uluslararası metinler-de de aynı sorunlar yaşanıyor. Tabii konunun bu ki şileri in-citmeyecek bir şekilde çözüme bağlanmasında fayda var.

Arkadaşlar; uluslararası insan hakları belgelerinde ve ulu-sal yasalarda engellilerle ilgili çeşitli yükümler ve düzenleme-ler var. Bunlar bildiri şeklinde, sözleşme şeklinde veya ulusaldüzeyde kanun, tüzük vesaire şeklinde ortaya ç ıkmaktadır.Bu düzenlemelerde genel yaklaşım, engelli yahut özürlü de-nilen kişilerin korunmas ına yöneliktir. Yani bunlara kar şı ay-rımcılık yap ılmaması, bunların sosyal yaşama katılmaları, işve meslek sahibi olmaları, zihinsel ve bedensel geli şmelerininsağlanması, örneğin spor yapabilmeleri. Biliyorsunuz, sporalanında engelli tak ımları, yarışmaları var. Ancak bütün budüzenlemelerde engelli hükümlülerle ve özellikle de hapis ce-zasına mahküm olmuş engellilerle ilgili özel bir düzenlemeyeben rastlayamıyorum. Dolayısıyla bu konuda uluslararas ı hu-kukta bir boşluk olduğunu söyleyebiliriz. Bizim Türk huku-kunda da engellilerle ilgili hükümler yok değil, işte sakatlığınsürekli af nedeni olmas ı gibi yahut özel cezanın ertelenmesineneden olmas ı gibi, ama bunlar da dikkat ederseniz do ğrudandoğruya engellilerle yönelik olmaktan ziyade genel niteliktehükümler. Bunlar biraz daha bugün umar ım aydınlığa kavu-şacak.

Az önce belirttiğim gibi, değerli konuşmacılarımız dünküoturumda doğrudan doğruya engelli hükümlerin sorunlar ı-nın yanı sıra, cezanın amacı, yani ceza verilmesindeki amaç,genel olarak cezanın uygulanmasında göz önünde tutulmas ıgereken esaslar ve genel olarak da cezaevi ko şulları üzerindegözlemlerde bulundular, aç ıklamalar yaptılar. Sayın Prof. Ti-mur Demirba ş' ın hatırlattığı gibi, cezaeviyle ilgili konular gö-rüşülürken hiçbirimiz "beni ilgilendirmez" diyemeyiz. Herke-

133

Page 136: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

RONA sin cezaevine dü şebileceği gerçeğini kabul etmek, dolay ısıylaAYBAY'IN bunu hepimizin ortak bir konusu olarak kabul etmek zorun-

KONU ŞMASI dayız. Dolayısıyla kimin başına ne geleceği belli olmaz.

Prof. Durmuş Tezcan, hapis cezalar ının infazında pozitifayrımc ılık konusuyla ilgili bildirisinde bizleri ayd ınlatan bil-giler verdi. Gerçekten de pozitif ayr ımcılık malum, özel olarakkorunma ihtiyacı gösteren belli kişilere, gruplara ayrımcılıkyap ılması, ama pozitif, onlar ı destekleyecek yönde ayrımcılıkyap ılmasını ifade ediyor.

Değerli meslektaşım Av. Talay Şenol, açış konuşmasın-da "hukuk devletinin amac ı, temel haklar ın korunmas ı ve gerçek-leş tirilmesidir" dedi. Say ın Şenol, bu vesileyle Türkiye Baro-lar Birliği'nin girişimiyle haz ırlanan ve yayımlanan anayasaönerisine de at ıfta bulundu. 0 çal ışmaya katılmış bir kişi ola-rak bizim çal ışmamızı değerlendirmesinden ötürü kendisineteşekkür ediyorum. Bu metni hani benim de çorbada tuzumolduğu için fazla övmek istemiyorum, ama tavsiye ederim,okuyun. Türkiye'nin anayasa sorunları hakkında çözümlerve ayd ınlatıcı bilgiler bulacağımzı ümit ediyorum. Buna Tür-kiye Barolar Birliğinin web sitesinden de ula şılabiliyor; kitapolarak da yay ınlandı, bütün barolara gönderildi.

Değerli arkadaşlar; bir kimsenin hükümlü olması, onuninsan olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Türkiye BarolarBirliği'nin kurucu başkanı, değerli hocamız rahmetli FarukErem'in önlü sözünü, "suçluyu kaz ırsan ız, altından insan çıkar"özdeyişini bu vesileyle gerek Say ın Talay, gerek Say ın Ekmenhatırlattılar. Gerçekten bu eski deyimle vecize de ğerinde birsaptamad ır.

Cezaların ve Güvenlik Tedbirleriin İnfazı Hakkında Ka-nun'a göre, ceza art ık bir zindancılık anlayışıyla uygulanmasıgereken bir yaptırım değil, tersine, hükümlünün yeniden suçişlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suçakarşı korumak, ama hükümlüyü yeniden sosyalleştirmek,yani topluma kazand ırmak, topluma dönü şünü sağlamakamacına yöneliktir. Bu konu tabii ceza hukuku uygulamas ı

134

Page 137: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iNFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAKi HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

bakımından Faruk Erem hocanın deyimiyle hümanist bir an- RONA

layışı yansıtmaktadır, çağdaş anlayış da budur. AYBAYİ N

Engellilere kanunlarla ve uluslararas ı insan haklar ı bel- KONU ŞMASI

geleriyle tanınmış birtakım haklar ve ayr ıcalıklar olduğu bi-liniyor. Konu şmac ılardan Ankara Savc ısı Sayın Dr. HakanKızılarslan da belirtti, engellilere tanınmış olan birtak ım özelhaklar, hükümlü ya da tutuklu olmas ıyla ortadan kalkmaz.Yani bir kimsenin engelli olarak sahip oldu ğu birtakım haklarvarsa, ki vard ır, hükümlü olmakla bu hakların bir kalemdesilinmesi elbette kabul edilemez. Say ın Kızılarslan bu noktayadikkatimizi çekti.

Şimdi geliyoruz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar-ları açısından engellilerin durumuna, daha do ğrusu tutuklu-lardan ve hükümlülerden engelli olanların durumuyla ilgilikonuya: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin tutuklular ınhakları, hükümlülerin haklar ı, cezaevi koşulları, sağlık, yaş-lılık gibi konulara ili şkin çok sayıda kararı var. Örneğin ha-pishanedeki kötü ko şullar nedeniyle hastalanmak veya mev-cut hastalığı hapishanedeki ko şullar nedeniyle daha ağır halegelmek gibi durumlarla ilgili olarak Avrupa İnsan Haklar ıMahkemesi'nin çeşitli kararları var. Bunlar ın pek çoğundada ihlal olduğu sonucuna varıyor mahkeme. Ancak benimyaptığım araştırmalar sonucunda, doğrudan doğruya engellihükümlülerle ilgili binlerce karar aras ından sadece bir tanekarar bulabildim, yani münhas ıran engelli hükümlüyle ilgili.Diğerlerinin hepsi dolaylı ilgili sayılabilir, ama şimdi söyleye-ceğim karar, 2001 yılında verilmiş olan Birleşik Krallık'a karşıPrice kararı. Birleşik Krallık, bizim İngiltere dediğimiz ülke-nin resmi adı .

Bu kararın verilmesine yol açan olay şöyle gelişmiştir:Adele Price isimli bir başvurucu bayan, İngiliz uyrukluğundabir kişi. Kendisi bir zamanlar çok sözü edilen annesinin ald ığıTalidomit ilac ı nedeniyle kolsuz ve bacaks ız olarak dünyayagelmiş . Bu Talidomit ilac ı, bir zamanlar gebeliği önleyici birilaç olarak kullanılıyordu ve bunun sonucu olarak pek çok ço-cuk sakat, böyle eksik organlarla doğmuştu. Bu Bayan Price

135

Page 138: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

RONA da böyle birisiymiş, kolsuz bacaksız olarak dünyaya gelmi ş .AYBAY'IN Ayrıca böbrek hastalığı nedeniyle de ciddi sorular ı varmış .

KONU ŞMASI Bu Bayan Price, bizim icra iflas Kanunu'ndaki mal beyan ındabulunma hükmüne benzer bir İngiliz hukuku kural ı uyarıncayapmas ı gereken beyanı yapmadığı için mahkemeye saygı-sızlık etmek, mahkeme emrine uymamak sebebiyle 7 gün sü-reyle hapis yaptırımına tabi tutulmuş . Bu karar ı veren yargıç,kendisinin gönderileceği yerdeki hapis koşulları konusundaherhangi bir ara ştırma yapmış değil, yani karardan bu anla-şılıyor. Herhangi bir sağlam kişi gibi, özrü, sakatlığı olmayankişi gibi davranarak yargıç bu kararı vermiş ve akşamüzerivermiş kararı. Bu kadının cezaevine götürülmesi için vakitgeciktiği için, kadın geceyi polis karakolunda geçirmek duru-munda kalmış, polis karakolunun içindeki bir hücreye konul-muş . Hücrede tahta bir yatak varm ış, ama engellilere asla uy-gun olmayacak bir yatakmış. Yatak yüksekmiş, ayrıca da çoksertmiş . Acil durumlarda kullanılacak düğmeler ve ışıklar,açıp kapayacak düğmeler yetişemeyeceği kadar da uzakta biryerdeymiş . Sonunda kadıncağız tekerlekli iskemlede geceyigeçirmek zorunda kalmış . Tuvalet de tekerli iskemleye oranlaçok daha yüksekmiş, tuvalet bakımından da büyük sıkıntılaryaşamış .

Polis karakolundaki hücrede geçirdi ği geceyle ilgili kay ıt-lar, kendisinin s ık sık çok soğuktan şikayet ettiğini, üşüdüğü-nü gösteriyor. Bu ciddi böbrek sorunlar ı da olan bir hasta içintabii ki daha önemli bir problem. Ayr ıca hareket olanağmdanyoksun olduğu için, soğuktan da aşırı etkilenmiş, daha ko-rumas ız, daha duyarlı bir durumda soğuğa karşı . Şikayetleriüzerine nihayet gece vakti bir doktor karakola geliyor vehastanın yatağı kullanamayacağını, o nedenle elektrikli is-kemlede uyumak zorunda olduğunu, karakoldaki koşullarınengelli kişilerle ilgili olarak hiçbir şekilde elverişli olmadığınısaptıyor. Yalnız, karakoldaki polis memurlar ı, kendisini baş-ka bir yere nakletmek veya serbest bırakmak gibi herhangibir eylemde bulunmuyorlar ve sonuç olarak ki şi, bütün gece-yi hücrede geçirmek zorunda kal ıyor. Bu arada gelen doktor,

136

Page 139: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ağrı giderici bir iki ilaç veriyor, bir battaniye bulup kad ıncağı- RONA

zı battaniyeyle sarıyor; yapabildiği ondan ibaret. AYBAYİ N

Ertesi gün götürüldüğü bayanlar cezaevinde de sorunlar KONU ŞMASI

devam ediyor. Orada da her ne kadar konuldu ğu hücredehidrolik bir hastane yata ğı bulunmakta ise de, yatak çok yük-sek olduğu için, uyku sorunlar ı ve hijyen problemleri devamediyor. Cezaevinde geçirdiği ilk gecede görevli hemşire, baş-vurucuyu tek başına kaldırmasının, yani tuvalet vesaire içinkaldırmasımn olanaksızlığı nedeniyle erkeklerin yardımınıistiyor. Yani erkek yard ımcılar da kad ına en mahrem işlerin-de yardımcı oluyorlar. Bayan Price, bütün bu durumlar so-nucunda aşırı aşağılayıcı bir muameleye maruz kaldığını ilerisürerek, uzun hikaye sonunda davay ı Avrupa İnsan HaklarıMahkemesi önüne kadar getiriyor.

Tabii dayalı Birleşik Krallık, başvurucunun iddialarınıreddediyor, ama kendisinin tuvalete götürülüp getirilmesiiçin kaldırıldığı sırada erkek görevlilerin yardımına ihtiyaçduyulduğunu da reddedemiyor. Ba şvurucu, Avrupa InsanHakları Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyu Avrupa İnsanHakları Mahkemesi'nin 3. maddesine dayand ırıyor. 3. maddemalum, insanl ık dışı muamele, eziyet, işkenceyi yasaklayanmadde. Avrupa Insan Haklar ı Mahkemesi, gerek polis kara-kolundaki, gerek cezaevindeki yetkililerin ba şvurucunun özelihtiyaçlarını karşılayacak olanaklardan yoksun olduklar ınısaptamıştır. Mahkemenin saptamalar ına göre kendisinin ce-zaevine konulmas ı aşamasında bir doktor ve yetkili hemşiretarafından kendisinin özel durumu nedeniyle baz ı kaygılarıbelirttikleri de sabittir, kayda geçmi ştir. Yatağa ulaşma, tuva-lete ulaşma, hijyen sorunlar ı vesaire...

Özellikle de mahkeme şunu saptıyor arkadaşlar: Cezaevigörevlileri, kişiyi cezaevi dışında bir hastaneye nakletmeyeyetkileri varken bu yetkiyi kullanmamışlar. Çünkü spesifikbir tıbbi şikayeti yok, bir hastalıktan şikayet etmiyor ve birtıbbi şikayeti olmadığı için bu yetkiyi kullanarak kendisini birhastaneye de sevk etme yoluna gitmemi şler.

137

Page 140: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

RONA Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'nin vardığı sonuç şu:AYBAY'IN Olayda doğrudan doğruya kişiye yönelik aşağılayıcı muame-

KONU ŞMASI le söz konusu olmamakla beraber, yani sübjektif olarak ki şiyeyönelik bir aşağılayıcı muamele mevcut olmamakla birlikte,sonuç olarak 3. maddeye bir ayk ırılık vardır. Çünkü aşırı de-recede engelli bir ki şinin tehlikeli ölçüde so ğuk bir hücredetutulması, kendisine verilen yatağın erişilmez veya vücu-dunda yaralar açacak kadar sert olmas ı, tuvalete gidememesiveya büyük zorluklarla gidebilmesi gibi nedenlerle 3. madde-ye aykırılık tespit etmiştir Avrupa Insan Hakları Mahkemesi.Dediğim gibi, benim tespit edebildiğim, doğrudan doğruyaengellilerle ilgili tek karar bu. Dolayl ı ilgili başka kararlar ta-bii ki bulunabilir.

Değerli arkadaşlar; dünkü konu şmaların sonucunda sap-tadığım bazı somut noktaları özetlemeye çalışacağım ve on-dan sonraki aşamada katkınızla, bütün konuşmacıların da vebütün dün panelde görev alm ış bütün arkadaşların katılımıy-la ortak birtakım noktalara ulaşmaya çalışacağız.

Hapis cezası, tabii bu hapis cezaya çarptırılan insanlarüzerinde genellikle ağır psikolojik s ıkıntılara yol açmaktadır.Bu işi meslek haline getirmiş olanları görevliler bilirler, onlariçin fazla bir sıkıntı değildir belki hapse düşmek. Ama genel-likle normal bir insan için hapse dü şmek, bizatihi bir psiko-lojik travmadır. Her hükümlüde az çok görülebilen bir kırıl-ganlik, bir aşırı duyarlılık, korumasızlık, çaresizlik duygusudoğal olarak mevcuttur.

Türkiye koşullarında bu konuyla ilgili özel sorunlar ola-rak şunları saptıyoruz: Bir kere cezaevlerinin a şırı doluluğu.Saym Demirbaş ve Kızılarslan' ın sunuşlarında belirttikleri ra-kamlara Türkiye ceza ve tutukevlerinin kapasitesinin 75.000kişi civarında olduğunu saptadım, yanılıyorsam düzeltin.Ancak buralarda bulunan insan say ısının da yine dün verilenrakamlara göre 95 bin civarmda oldu ğu, yani aşırı bir dolu-luk olduğu anlaşılmaktadır. Bazı durumlarda bir ranzada 2kişinin yatmas ı yahut vardiyal ı, münavebeli uyuma, yerler-de yatma filan gibi durumlar, cezaevi ko şullarma benden çok

138

Page 141: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

daha aşina olan meslekta şlarımızca yakmdan bilinmektedir. RONA

Bu birinci nokta, demek ki aşırı doluluk var. AYBAY'IN

İkinci nokta, cezaevi personelinin sorunlar ı . Sayın Zeki KONU ŞMASI

Ekmen belirtti, cezaevi personelinde tabii e ğitim eksikliği, üc-ret yetersizliği gibi sorunlar ın olduğu bir gerçek. Ama bununyanı sıra, özellikle Zeki bey bir noktaya daha dikkatin-izi çek-ti; bazı nüfuzlu kişilerin yattığı cezaevlerinde görevliler, ki-şisel güvenlikleri aç ısından da sorunlarla kar şılaşabiliyorlar.Terör örgütü mensupları veya mafya mensuplar ının "hizme-tinde" kusur edenler, dışarıda o örgüt mensupları veya maf-ya mensuplar ı tarafından kendi açılarından "cezalandırılmas ı "durumu söz konusu olabiliyor anlad ığıma göre. Tabii bütünbu zor koşullarda bile özveriyle çal ışan görevlileri elbette tak-dir ediyoruz, takdir edilmesi de gerekir. Ancak bu sorunlar,kişisel çabalarla ve kişisel özverilerle a şılamayacak bir boyutavarmış mıdır diye de sormak yerinde olur.

Üçüncü bir nokta, konumuzla do ğrudan doğruya ilgiliolmamakla birlikte, cezaevlerindeki çift başlı yönetim soru-nudur. Biliyorsunuz, Adalet Bakanl ığı'yla jandarma, İçişleriBakanlığının ortak sorumluluğu var, iç ve dış olarak ayr ılmaksuretiyle. Sayın Kızılarslan, bu konuyla ilgili k ısa bir bilgi ver-di, bu çift başlılığın ortadan kald ırılması yolunda bazı giri-şimler olduğunu söyledi. Umarım bugün bizleri bu konudadaha da fazla aydınlataçakt ır.

Dördüncü bir nokta, engelli hükümlülerle ilgili çözümleraçısından varolan 5275 say ılı Kanun'un 16. maddesindeki hü-kümlerin yeterli olmad ığı yahut uygulamadan beklenen so-nuçları vermediği anlaşılmaktadır. Aynı şekilde Anayasa'nın104. maddesindeki sakatl ık halinde Cumhurbaşkanına özel afyetkisi veren hüküm de pratikte pek kolay i şlemediği anlaşıl-maktad ır. Bu olayı da en yakından Antalyal ı meslektaşları-mız, Gazi'nin durumuyla ilgili girişimlerde bulunan meslek-taşlarımız biliyor.

Engelli hükümlülerle ilgili olarak düşünülebilecek çö-zümleri şimdi birkaç nokta halinde bilginize sunmak istiyo-

139

Page 142: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

RONA rum, daha doğrusu takdirinize ve tartışmanıza sunmak isti-AYBAY'IN yorum.

KONU ŞMAS! Birincisi, her şeyden önce nitelikli personel yeti ştirilmesi

ve uygun, tatmin edici ücretler verilerek ve güvenliklerininde sağlanarak çalıştırılması gerekir.

ikinci nokta, cezaevi hekimli ği bir sürgün yeri olmak-tan, sürgün yeri gibi algılanır bir görev olmaktan ç ıkarılmalı,önemli bir uzmanlık yeri olarak kabul edilmelidir. Cezaevihastanesi kavramı uygulamaya konulmalı . Saym Demirbaş,halen biri Sincan'da faaliyette olmak üzere, biri de Silivri'deçok yakında faaliyete geçmek üzere 2 özel cezaevi hastanesininkurulduğunu belirtti yanl ış anlamadımsa. Öte yandan, yineDemirbaş, Adana, Bakırköy, Elazığ, Manisa ve Samsun'daruhsal sorunlu hükümlüler için özel hastaneler bulunduğunubelirtti. Bunlar tabii çok olumlu geli şmeler, takdir edilmesi,desteklenmesi gereken geli şmeler. Bu konuda belki Say ın De-mirbaş, biraz daha bizi aydınlatır.

Yalnız, "burada bir ayr ımcı l ık sorunu ortaya ç ıkabilir mi?"diye bir soru ortaya at ıldı, hatırlayın. "Acaba engelli hükümlü-/eri böyle belli bir yere kapatmak, yani diğer hükümlü/erden ayrı biryere kapatmak, ayr ımcı lık anlam ına gelebilir mi?" diye bir soruortaya atıldı. Bunun da tartışılması yararlı olur zannediyo-rum.

Üçüncü bir nokta, teknik anlamda engelli say ılmasa da,engelliler gibi mütalaa edilebilecek baz ı kategoriler var. Bun-lardan bir tanesi, örne ğin cinsel tercihleri itibariyle çoğunluk-tan farklı konumda olan insanlar, yani k ısaca homoseksüeldediğimiz insanlar. Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi IleCeza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'te birmadde var bunlarla ilgili olarak, 69/1. Say ın Kızılarslan dündikkatimizi çekti bu maddeye. "Cinsel yönelimi farkl ı hükümlü-lerin diğerlerinden ayr ı odalarda kalmas ı sağlan ır" diyor. Uygu-lamada tabii bu doluluk oranı karşısında bu hüküm ne kadaruygulanabiliyor, cezaevi yöneticileri ne kadar bu hükmün ge-reğini yerine getirebiliyor, bilmem, ama belki özürlüler içinde kıyasen bir uygulama, bir işaret olabilir.

140

Page 143: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Dördüncü bir nokta, yine teknik anlam ıyla özürlü kate- RONA

gorisine girmemekle birlikte, özellikle Türkiye ko şulları baki- AYBAY'IN

mından çok önemli bir grup da cezaevindeki kad ın hüküm- KONU ŞMASI

lüler ve onlar ın çocukları. Dün bahsettik, "Uçurtmayı Vur-mas ınlar" filmi ve benzeri edebiyat ve film konusu da olmuşdurumlara yol açıyor. Türkiye cezaevlerinde hükümlü anne-leriyle birlikte yaşayan oldukça çok say ıda çocuk olduğu, bi-linen bir gerçek. Cezalar ın ve Güvenlik Tedbirlerinin InfazıHakkında Kanun'a göre, 65. maddeye göre 0-6 yaş grubunda-ki çocuklar analarının yanında cezaevinde kalabiliyorlar. Buçocuklar, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu veyadiğer kurum ve kurulu şlara ait kreş ve gündüz bakımevlerin-de de barındırılıyorlar. Ayr ıca 3 yaşını doldurmuş çocuklar,hakim kararıyla çocuk yuvalarma korunma karar ıyla yetiştir-me yurtlar ına yerleştirilebiliyorlar.

Tabii bu çocukların durumu çeşitli boyutlardan sorunlaryaratıyor arkadaşlar. Bir kere kaç yaşına kadar çocuk, anne-siyle birlikte cezaevinde kalmal ıdır? Bu konuda biz 6 yıl ka-bul etmişiz. Meksika hariç, benim tespit edebildiğim, ki orada12 yıl, nedense, bunu ara ştırmak gerekir. En yüksek rakam 6.Birçok ülkede bu 12-18 ay, 9 ay, 1 yıl gibi veya meme emmesüresince gibi sürelere ba ğlanrmş . Bunu dikkatinize sunuyo-rum. Yani en doğrusu hangisidir, 3 ya ş mı, 5 yaş mı, bilemem,ama bu yaş konusunu incelemekte yarar var. Tabii bu konudaçözüm aranırken, birkaç kaygı, birkaç düşünce iç içe giriyor.Bir tanesi, anneyle çocuğun bir arada bulunmas ı hakkı. Hemanne aç ısından çocuğuyla birlikte bulunma bir hak, hem deçocuk için anneyle birlikte olmak bir hak ve bir ihtiyaç. Amaöte yandan, çocuğun cezaevi koşullarında bulunmasındandoğan birtakım risklerin olduğu, maddi-manevi risklerin ol-duğu da bir gerçek. İşte bunu dengeleyecek bir çözüm olarakbizim kanunun da benimsediği cezaevlerinin yanı sıra, kreş-lerin bulunması . Yani çocuğun hem anneyle birlikte, hem dekreşte bölünmüş bir şekilde yaşatılması öngörülüyor. Bu ko-nularda da bizim uygulamalar ın ne olduğunun aç ıklığa ka-vuşmasmda zannederim yarar var.

141

Page 144: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

RONA Ben saptayabildi ğim noktaları sizlerle paylaştım. ŞimdiAYBAY'IN bir kısa kahve arasmdan sonra dünkü konu şmacıların katı-

KONU ŞMASI lımıyla genel bir tartışma periyodu başlatacağız. 0 aşamadalütfen katilin. Sorunuz, yorumunuz, eleştiriniz ne varsa orta-ya koyalım ve bir ortak çözüme varmaya çalışalım.

Dikkatiniz için çok te şekkür ederim.

142

Page 145: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İkinci Gün

7 Haziran 2008

İkinci Oturum

"Tartışma ve Değerlendirme"

Oturum BaşkanıAv. Rona Aybay

TBB insan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Başkanı

Page 146: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Prof. Dr. Rona AYBAY (Oturum Başkanı): Şimdi genel RONA

tartışmaya geçeceğiz. Yalnız, bu konuda ilk sözü, eminim AYBAY'IN

siz de bu kararımda beni destekleyeceksiniz, Say ın Aysel KONU ŞMASI

Çelikel'e vermek istiyorum. Prof. Aysel Çelikel, Adalet Ba-kanı ve belki belirtilmesi gereken bir başka özelliği, bir anneolarak kendi Bakanl ık döneminde bu ölüm oruçlar ıyla ilgilikonularda çok gayret sarf etmiş bir insan, mutlaka çok önemlişeyler söyleyecek bize. Hem hoca olarak, hem anne olarak,hem de Bakan olarak deneyimlerini bizimle payla şmayı ka-bul ettiği için kendisine teşekkür ediyoruz.

Buyurun Sayın Çelikel.

Prof. Dr. Aysel ÇEL İKEL: Teşekkür ederim Sayın Baş- AYSEI.

kan. Çok değerli meslektaşlarım; sevgi ve saygıyla selamlı- ÇEIIKEI.IN

yorum sizleri ve bana söz verdiğiniz için, bu konudaki duygu KONU ŞMASI

ve düşüncelerimi anlatmama f ırsat verdiğiniz için teşekkürediyorum.

Bildiğim kadarıyla engelli hükümlülerin infaz ı sorunla-rı, ilk defa Antalya'da tart ışılıyor. Bundan evvel böyle bir so-run yok muydu; tabii ki vardı, ama dile getirilmemi şti. BelkiMünip Ermiş arkadaşımız kadar heyecanl ı değildi, o kişilerinavukatları ve gerek Türkiye Barolar Birli ği'ni, ve bir baroyubu şekilde harekete geçirmemi şti. Bu bakımdan, bu toplantıyıçok önemsiyorum. Şu küçücük grubun katkılarıyla oluşacakbir düşünce, belki de hukuk sistemimize, insan haklar ı siste-mimize, insan onuruna verdi ğimiz öneme karşılık çok önemlibir sonuç ortaya çıkaracaktır. 0 nedenle, ben olaya heyecanlabaktığın ı söyleyeyim.

145

Page 147: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

AYSEL 2002 yılının sonunda 3,5 ay kadar yaptığım Adalet Ba-ÇEL İ KEL' İN kanlığı görevi sırasında gördüğüm en önemli konulardan

KONU ŞMASI bir tanesi cezaevi konusuydu, çünkü o s ırada günceldi konu.Niye günceldi? Cezaevi operasyonu yap ılmıştı, F tiplerine ge-çilmişti, ölüm oruçları vardı, ölenler vardı, acılar vardı, ya-nanlar vardı, fevkalade kötü bir ortamdı . Görevimdi bununlailgilenmek, ama iyi bir şey yapabilir miyim diye dü şündüm.

İki mesele önemliydi. Bir tanesi, "F tipleri kald ı rı ls ı n" slo-gam vardı, gerçekten çok kötü müydüler? İkincisi, diğer ceza-evleri acaba ne durumdaydı, onlar F tiplerinden daha da m ıiyiydi? Çünkü hep F tipleri için konu şuluyordu, hep belirlimerkezler "F tipleri kapatıls ın" diyordu.

Olaya şöyle baktım: Açlık grevi sebebiyle Korsakof has-talığına tutulmuş, hiçbir yeri tutmayan tutuklu ve hükümlü-ler vardı . Bunu özellikle basın mensuplar ı ve mektuplardanöğreniyorduk. Bunların tahliyesi veya cezalar ının ertelenme-si söz konusuydu. Daha sonra Ceza Kanunu, İnfaz Kanunu,Yargılama Kanunu değişti. Ama o dönemki mevzuata göreyine hükümlülerin affedilmesinde Cumhurba şkamn bir yet-kisi vardı, ama tutuklular için, henüz hakk ında karar verilme-miş, yargılanmakta olanlar için mahkemelerin yetkisi olacak-tı . Sanıyorum yine aynı şey söz konusu, savc ıların girişimiyle.Böyle büyük bir grup vard ı. Davalar daha ziyade İstanbul'dagörülüyordu. İstanbul DGM savc ıları ile konuştum. Dedimki, "Biz bu kiş ileri tahliye edip yarg ı lanmaların ı erteleyebilir mi-yiz? Çok kötü durumdalar", "katiyen yapamay ız" dediler. "Çünküdaha evvel yapt ık, geçici olarak tahliye ettiğimiz kişiler tekrar suçişlediler. 0 sebeple bunu bizden lütfen istemeyin." Mutfakta onlarvardı, olayları onlar biliyordu. Benim de "illa ki bunlar ı bıra-kın" demek diye bir yetkim de zaten olmamal ıydı .

F tiplerini gezdik, gördük. 0 dönem yeni yap ılmış olduk-ları için gerçekten iyi cezaevleriydi. "Çok kötü" deniliyordu,ama ben iyi bulmuştum. 2 katta 3 kişi kalıyordu. Kendisinemahsus bir bahçesi vard ı, havaland ırma yeri, mutfağı, banyo-su vardı. Ben herhangi bir kötülük görmedim. Ancak içeride-kiler nakilleri sırasında çok ac ı çektikleri için, dram ya5adık-

146

Page 148: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ları için, orada yaşamak istemiyorlardı . Bir kısmı da hastaydı AYSEL

zaten, kesinlikle hücrelerinden dışarıya çıkmıyorlardı. Ha- ÇEL İ KELIN

tırlarsanız, tecrit iddialar ı vardı. Şu anda konuşulmuyor bu, KONU ŞMASI

çünkü artık konuşacak ortam bulamadılar. Yani aynı sorunla-rın kısmen devam ettiğini düşünüyorum. insanlar aç ısından,cezaevleri açısından değil, oradaki insanlar açısından belkiaynı sorunlar var, fakat dinleyen olmad ığı için artık konuş-muyor kimse. Odalar ından dışarı çıkmıyorlard ı, yani adetaçıkmamakta direniyorlard ı . Neden çıkmıyorlard ı? Şöyle birşart koşmuştu daha önceki Say ın Bakan Hikmet Sami Türk veCezaevleri Genel Müdürü. "Treatment" denilen birtak ım kül-türel faaliyetler konulmuştu. Kültürel faaliyetler, mesleki faa-liyetler, onlar ın birini almak zorundas ınız deniliyordu. Ancako zaman size beraber konu şma fırsatı verilir, yoksa odanızdabulunacaks ınız. Neydi onlar; kütüphanede gazete okumak,kitap okumak, spor yapmak, resim yapmak, tahta oymac ılı-

ğı vesaire... Fakat bunlar ın hiçbirini yapmıyorlardı . Ben dededim ki, "Her gün dört tane gazete alal ım, bu cezaevlerine koya-

l ım, belki kütüphaneye gazete okumak için gelirler ve bu şekilde de

bu şartı yerine getirmiş olurlar. Yani bir ön şart durumundaydı ve

bundan sonra da sohbet imkdn ın ı tan ıyabiliriz." Gazeteleri aldık,bir ay falan geçti, okumuyorlard ı yine, hiç dışarı çıkılmıyor,spor da yapm ıyorlardı .

Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi çok ilgiliydi.Bizim cezaevi olay ımız, büyük bir olay oldu bildiğiniz gibi,ölümlerle başlayan, açlık grevleriyle, hastal ıklarla, ölümlerlebiten bir durumdayd ı . Onun için de Başkan Silvia Casale heray geliyordu, "bir şey yapalım bu cezaevlerine" diye. Onun birönerisi vardı, fakat Bakanlığın genel müdürü yararlı olma-yacağını düşünüyordu. Öneri şuydu: Bugün kararnameylegetirilmiş olan haftada 10 saatlik sohbet toplant ısı imkanı, osırada 5 saat olarak hiçbir ön *arta tabi olmadan uygulanacak-tı. Ben bunu öneriyi iyi buldum. Niye insanları spor yap diyezorlayalım, adam istemiyor spor yapmak, ama sohbet edecek."Bunlar bulu şunca şunu konuşur, bunu konu şur." "Konu şsun,

ama bir hareket yapal ım." Güçlükle bu kararı ç ıkarttık. SilviaCasele bu karar için bana teşekkür mektubu gönderdi, fakat

147

Page 149: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

AYSEL karara uymad ılar, karar uygulanamad ı . Uygulanan bir tekÇELKEL' İN yer vard ı, şimdi Sevgili Demirta ş hatırlayacak, o da tzmir'di.

KONU ŞMASI Çünkü uygularup uygulanamayacağını izlenmediğini izlemekurullar ına soruyordum, Kurullar son derece kat ıydı . Duyarl ıkişilerden olu şmamıştı . Ama İzmir'dekinin başında bir profe-sör arkadaşımız olduğu için, onlara nas ıl yaklaşılacağını bili-yordu herhalde. Nasıl bir politika izlediyse, yaln ız İzmir'deuygulandı; istisnalar hariç, ama büyük ölçüde uyguland ı. Di-ğerlerinde uygulanmadı .

Ben cezaevleri için hakikaten emek verdim, Aradan za-man geçti, geçen sene, 2007'de toplu sohbet toplant ılarını 10saate çıkardılar. Şimdi uygulanıyor mu bilmiyorum. Dünburada cezaevlerinin, Antalya Cezaevi'nin yetkilileri vard ı,E tipinin müdürleri vard ı, onlarla konuştum. Onlar dedilerki, "bizim 16 tane seçmeli ve kültürel çal ışmam ız var, hangisiniistiyorlarsa seçebilirler." Kültürel çalışmalardan 2 tane, 3 taneseçseler, bir de sohbet olay ını yapsalar, neticede odalarındahiç kalmalarına gerek kalmayacak, yani her gün 2-3 saat d ı-şarıda, spor yaparak, bir meslek edindirme kursuna giderek,sohbet ederek dışarıda geçirme imkan ı bulacaklar ve tecrit deortadan kalkacakt ı . Ama galiba kaldırmak istemiyordu birile-ri, tecrit kelimesiyle hep devam ettiler.

Tabii benim amacım, hem Türkiyede insan haklarına say-gılı bir düzenin olmas ını getirmeye çal ışmak, hem de tutuk-lulara yardımcı olmaktı . Onun için duyarl ıydım, Gencecikçocuklara gerçekten üzülmek gerekiyordu. Çünkü onlar ınbir kısmı terör eylemlerine dahi kar ışmış değillerdi, adam öl-dürmüş falan değillerdi. Afiş asmıştır, eylem sırasında yaka-lanmıştır, yargılanacak, bekliyor, tutuklu bir kısmı, bir kısmıda hükümlüydü. Ama açlık grevlerinin içinde k ırılıp gittiler.Çok yaz ık oldu.

Ben konuyu fazla uzatmak istemiyorum. Engelli tutklu,hükümlü olay ına gelince; bizim konumuz, asl ında doğrudandoğruya engelliler için ne yapılabilir? Arkadaşımızın anlattı-ğı olay düşündürdü beni. Herkes dü şünüyor tabii. Bu arada,ben şöyle bir çözüm dü şündüm: Acaba bu yeni İnfaz Kanu-

148

Page 150: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

nun, yani Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında AYSEL

Kanun'un 16. maddesinde bize uyabilecek 2. f ıkradaki hük- ÇF1KEiN

mü biraz geniş yorumlayabilir miyiz ya da bu yorumu elde KONU ŞMASI

edemiyorsak, bir yasa de ğişikliği yapılabilir mi? Başkasınınyard ımı olmadan yaşayamayan tutuklu ve hükümlüler içinuluslararası alanda da bir aç ıklık var, bir boşluk var; bu boş-luğu bir yasa değişikliği teklifiyle, yasa ek teklifiyle doldura-biliriz diye düşünüyorum?

Maddemizi bilenler için okumayabilirim, ama yine de birhatırlayalım: "Ak ıl hastalığın ın dışındaki hastal ıklarda cezan ı ninfaz ına resmi sağl ık kuruluşların ı n mahkümlara ayrılan bölümle-rinde devam olunur." Diğer hastalıklarda, engelli demiyor, amao da bunun içine giriyor. "Ancak bu durumda bile hapis ce-zasının infazı, mahkümun hayat ı için kesin bir tehlike teşkilediyorsa, mahkümun cezas ının infazı iyileşinceye kadar geribırakılır." Demek ki cezanın infazı iyileşinceye kadar. Bizimvakamızda iyileşme var mı, yok mu, belli değil. Bu cümleniniçine engelliler de giriyor mu, girmiyor mu, o da belli de ğil,çünkü "hastal ık" diyor. Işte benim düşüncem şöyle: Ya bunabir 5. fıkra ekleyerek engelliler için bir madde koymak yahutda hayati tehlike kavramı üzerinde, hayatı için kesin tehliketeşkil ediyorsa.

Elimizdeki örneğe bakarsak, kardeşi gidiyor, özel temiz-lik işlerini yap ıyor. Ama kız kardeşi olmayabilir, hiç kimse-si olmayabilir. 0 zaman normal olarak devletin görevi zatenbu kişiye bakmaktır orada. Ama bakamıyor, çünkü personeliyok, yeterli kimsesi yok. Bunu yapamayınca, orada ne olacak;pislik, yeni hastal ıklar, mikrop, sarılık, her şey orada. Çezae-vindeki personel, o işi ne kadar yapacak; yapamayacak. Ken-di kendine temizlik işlerini kesinlikle yapamayan birisi. Böyleolunca, bu insana bir başka yol düşünmek gerekiyor. Engellikişi, orada bulunduğu sürece, kısa sürede kendi hayatı için birtehlike yaratmaktad ır. 0 şekilde birkaç ay, 6 ay dursa, ölüm-cül bir hastalığa tutulur ve içinde bulundu ğu yere de mikropsaçmaya devam eder. 0 halde, hayati tehlike kavramını birazgeniş görürsek, -illa ki cüzam hastal ığı olacak, etrafa bulaş-tıracak veya hemen ölmek üzere olan birisi olacak diye anla-

49

Page 151: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

AYSEL mamak- bu da bir hayati tehlikedir. Bak ılmadığı takdirde, buÇELIKEL'IN bir hayati tehlikedir. Bunu böyle geniş yorumlamak ve bu da

KONU ŞMASI bugün hayati tehlike de ğil, ama yarın hayati tehlike olacak vegeriye dönüş olmayacak. Böyle bir yorum getirmek... Bunugetiririz, ama bağlayıcı olmaz. Sağlık kurumlarının hayatitehlike kavramının geniş yorumlamalar ı gerekiyor.

Dün arkadaşımızla da konuşuyorduk. Dediler ki, "Belir-li bir yaş ta olan kişiler, cezalar ı n ı evlerinde çekiyorlar, benzer birhüküm getirilebili mi?" Ceza hukukçuları bunu daha iyi bile-cek. Engelli olması, kolaylıklardan yararlanmasma bir nedenolmalıdır diye düşünüyorum, çünkü içinden çıkılmayacakbir tablo ortada. Ceza indirimi, ya da engellilerin cezalar ınıevlerinde çekebilmeleri -eğer istiyorlarsa- gibi bir olanak ta-nıyacak bir esnek bir madde haz ırlamak mümkün olur mu?Ne diyor bizim arkada şımız, Sayın Savcı Hakan Kızılarslan,bilmiyorum. Böyle bir şey düşünüp bir taslak bir şey hazır-lansa, 5. fıkra olarak bu 16. maddeye, bunun yasala şması içinçaba sarfetsek...

Oturum Başkanı : Tartışacağız efendim.

Prof. Dr. Aysel ÇEL İKEL: Tartışacağız, tamam.Benim düşüncem buydu. Vaktinizi daha fazla almak iste-

miyorum. Aslında şunu söyleyeyim: Adalet bakanlar ının enzor görevlerinden bir tanesi -ki belki de en zoru- bu cezaev-leri sorunudur. Kamuoyunu çok fazla heyecaıılandırmıyordubu konu? 2000'li y ıllara kadar. Her konu kendisini ilgilendi -ren kişiler bakımından önemlidir. Eğer sizin mahküm kim-seniz varsa veya engelli bir yak ınınız varsa, o zaman o konusizin için çok önemlidir. Ama genel kamuoyuna bakt ığımızzaman, cezaevlerj çok da önem taşıyan bir konu değil. Bubakanlar için de önem ta şımamıştır, çünkü oy getirmez. Sonyıllara kadar cezaevlerine hiç önem verilmemi şti. Bakanl ık-ça cezaevi projeleri çizdirmiştik, haz ırlamıştık, onlar hayatageçti ve zannediyorum şu anda modern cezaevleri bir ölçüdevar. AB standartlarında çalışan yeni cezaevleri inşaa etmemizgerekiyor.

Hepinize teşekkür ediyorum. Ho şça kalın diyorum.

150

Page 152: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Oturum Ba şkanı: Sayın Çelikel hocamıza çok teşekkür AYSEL

ediyoruz, gerçekten Adalet Bakanı olarak konularla ilgili ola- ÇELİ KEL'N

rak çektiği sıkıntılar ı bizimle payla ştı . KONU ŞMASI

Değerli konuklar, sevgili meslektaşlar; aç ık tartışmayabaşlıyoruz. Yalnız, öncelikle bizim konuşmacılarımız ve baş-kanlarımız arasında dünkü aç ıklamalarına ek aç ıklamalaryapmak isteyen veya demin benim ortaya att ığım sorularlailgili yeni bilgiler belirtmek isteyen arkada şlarımız var, izni-nizle önce onlara kısa birer söz verelim, sonra sizlere söz ver-me sırası gelecek.

Buyurun.

Dr. Hakan KIZILARSLAN: Efendim, öncelikle dün ko-, HAKAN

nuşmamızda bahsi geçen jandarma korumas ının tekleştiril- KILIL4RSLAN'IN

mesi, yani cezaevi iç ve d ış korumasının tek merkezli olarak KONU ŞMASI

Adalet Bakanlığı bünyesinde yapılmasıyla ilgili ben bir netbilgi arz etmek istiyorum. Şu an uzunca süredir konuşulanve Avrupa Birliği kriterlerine uyum anlamında da üzerindedurulan bu çalışmayla ilgili olarak Bakanl ık tarafından hazır-lanan taslak TBMM'ye arz edilmiş durumda; şu anda alt ko-misyonda bu taslakla ilgili görü şmeler yap ılıyor.

İsterseniz taslak hakkında genel bir bilgi arz edeyim: Dahaönceden Adalet Bakanlığı'yla Jandarma Genel Komutanl ığıarasında yap ılan anlaşma sonrasmda, jandarma tamamen buyasayla cezaevi dış korumasından çekiliyor. Onun yerine, şuanki istenen rakamlarla 7.000 kişilik, Adalet Bakanlığı bün-yesinde infaz koruma memurlar ından oluşacak bir korumagrubu oluşturuluyor ve bu koruma grubu, tek başlı olarak ce-zaevi idaresiyle birlikte d ış korumayı sağlamak üzere görev-lendirilecek. Meclis tatile girmeden önce bu yasanın çıkmasıöngörülüyor ve 5 y ıllık bir uyum süreci şu an belirlenmiş du-rumda. Zannediyorum 5 yıl içerisinde hem personel takviyesive personelin yetiştirilmesi, hem jandarmanın cezaevinin dışyönetiminden al ınması konularmda tam bir geçiş sağlanmışolacak.

Arz ederim.

51

Page 153: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

INFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Oturum Başkanı: Çok teşekkür ediyoruz.

Sayın Zeki Ekmen, siz bir şey eklemek istiyorsunuz.

Buyurun.

ZEKI Av. Zeki EKMEN: Saygıdeğer katılımcılar; toplantımızınEKMEN' İN dünkü oturumunda infaz hukuku ile ilgili uluslararas ı ve ulu-

KONU ŞMASI sal düzenlemeleri bilginize sunmu ştum. Biliyorsunuz infazhukuku, ceza infaz kurumlarında bulunan ki şileri kapsadığıgibi, cezaevi dışında bulunan herkesi de ilgilendirmektedir.

Ülkemizde tartışma dışı kalan, koşulları tartışılmayan biralan daha var. Askeri cezaevleri; tart ışmalarda hep sivil alantartışma konusu yap ılmaktadır. Ancak askeri ceza ve tutukev-lerinde yaşam koşullar ı, yasal düzenlemelere uyum tartışmadışı kalmaktad ır. Konu askeri alan olunca herkes bu alandayaşananları geçiştirmeye, sorunlar ı tartışma dışı bırakmayaçalışmaktadır. intikal eden şikayetlerden, askeri ceza ve tu-tukevlerinde yönetim ve infaz koruma memuru görevi yapanaskerlerden ciddi yak ınmalar mevcuttur. Bu ceza ve tutukev-lerinde tutuklu ve hükümlülere sağlanan haklar tam olarakuygulanmamaktad ır. Kısa süreli disiplin cezalarının infazısırasında bile ciddi s ıkmtılar yaşanmaktad ır.

Mevcut yasal düzenlemeler itibarı ile askeri ceza ve tutu-kevleri, tutukevi statüsünde görünmektedir. Ancak bu cezave tutukevlerinde hem kesinleşen disiplin cezaları, hem dekesinleşen kısa süreli hapis cezalar ı infaz edilmektedir. Herşeyden önce askeri cezaevlerinin statüsü ceza ve tutukevlerininyönetim şekillerinin belirlenmesi gereklidir. Şayet bu ceza ve tutu-kevleri, sivil cezaevleri statüsünde iseler; sivil infaz kurumlar ındabulunan tutuklu ve hükümlülere sağlanan tün haklar, bu ceza vetutukevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülere de sa ğlanmal ıdı r.Ayrı bir infaz rejimi uygulanacaksa, insan hakları ve uluslararasıkurallar çerçevesinde bu ceza ve tutukevleri yeniden yap ılandırıl-malıdır.

Cezaevi izleme kurullarının bugüne kadar askeri ceza vetutukevlerinde bir araştırma ve inceleme yaparak, ilgili birim-lere raporlar sunduklarını duymad ık. Askeri cezaevlerinde

152

Page 154: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ZEK İ

EKMEN' İ N

KONU ŞMASI

yaşanan sıkıntıların ve yaşanan olumsuzluklar ın önemli birşekilde araştırılması ve bu sorunların da giderilmesini diliyo-rum.

Cezaevlerinde hükümlü veya tutuklu olarak bulunanların tu-tuklu ve hükümlü bulundukları süre içinde ciddi sağl ık sorunlarıile karşı laş tıkları bilinmektedir. Zaman zaman bas ından da bunlarizlenmektedir. Sağlık sorunları nedeni ile gidilen sağlık kurumla-rında; tutuklu ve hükümlüler birçok zaman çok kötü fiziki ko şullaraltında tutulmaktadı r. Hastanelerdeki bu olumsuz fiziki koşullarınzaman geçirilmeden giderilmesi gereklidir.

Sonuç olarak infaz kurumlarındaki infaz ko şullarmın iyi-leştirilmesi ve tüm yönleri ile insan onuruna uygun yaşamkoşullarının sağlanması toplumu da rahatlatacak, infaz ku-rumlarını ülkenin bir sorunu olmaktan ç ıkaracaktır.

Teşekkür ederim.

Oturum Başkanı: Timur Demirbaş, buyurun efendim.

Prof. Dr. Timur DEM İRBAŞ: Teşekkür ederim Say ınBaşkan.

Önce Zeki beyin askeri cezaeviyle ilgili aç ıklamasındanbaşlamak istiyorum. Askeri cezaevleri, tutukevi niteli ğindehizmet görüyor. Ben İzmir Şirinyer Askeri Tutukevi'ni ziyaretettim. Dolayısıyla askeri mahkemelerde yargılama sonucun-da mahkümiyet kararı verilen kişiler, cezalar ını genel cezaev-lerinde çekiyorlar. Ama o ele ştiriye katılıyorum, yani buranında belirli bir şekilde izlenebilmesi, izleme kurullar ının dene-tim alanına sokulması haklı bir nokta. Özel başvurum üzerinebir askeri yargıç, cezaevlerine merak ım dolayısıyla bana buizni sağladı ve gezdirdi. Tabii orada görev yapanlar, cezaevipersoneli olarak adland ırılan kişiler askerler, bir s ıkı disiplinvar. Bu yönüyle sadece tutukevi olarak kullanıldığını belirt-mek istiyorum.

Asıl konumuza gelecek olursak, Say ın Bakan haklı olarakifade etti; gerçekten kendi Bakanlığı döneminde ölüm oruçla-rının, F tipi cezaevlerinin yaratt ığı sıkıntı, Türkiye'nin ciddiproblemlerinden birisiydi. Dün gerçi Münip bey, Zeki bey de

T İ MUR

DEM İ RRAŞİ N

KONU ŞMASI

53

Page 155: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

T İMUR bu kanunları eleştirdi, ama gerek İnfaz Hakimliği Kanunu,D£M İ RBAŞ' İN gerek izleme Kurullar ı Kurulması Hakkında Kanun, gerekse

KONU ŞMASI Eğitim Merkezleri Kurulması Hakkında Kanun olumlu adım-lardır. Sayın Bakan' ın eleştirisine katılıyorum, izleme kurulla-rının oluşturulmasmda ciddi problemler yaşandı . Tabii ada-let komisyonlar ı, belirli vas ıfları taşıyan kişileri bu kurullaraseçiyorlardı. Bazı yerlerde titiz davranılmadı. Bizim kurulunbaşkanı da çok değerli bir Yargıtay üyesiydi, Hulusi Ögütçübey, ben yardımcısıydım, onu da düzelteyim ve çok titiz birinsandı. Hiçbir ziyareti aksatmak, günü gününe, emekli biryargıç da olduğu için, titizlikle bu ziyaretleri yapard ık. Tabiibirtakım problemler oluyordu, bu meslekten gelenlerle aka-demisyen bir kişi arasında belirli çatışmalar oluyordu. Meselailçe cezaevlerinde tutuldularla hükümlüler ayn ı koğuştaydı .Ben "bu kanuna ayk ırıdır" diyordum, "hocam, yer yok, hasm ıvardır, öldürürler, onun için buraya konulmuş " gibi. Ben dedim,"kesinlikle kabul etmiyorum, bu Bakanl ığın sorunu, kanuna ayk ı-rı ." Çünkü sanık sıfatını taşıyan bir kişinin hükümlülerle biraraya konulmas ı ciddi problem taşır. Bunları düzeittik. Yaniizleme kurullar ının gerçekten olumlu etkisi olmu ştur.

Yine Sayın Bakanın ifade ettiği gibi, tecrit olayı F tiple-rinde genellikle belirli örgütler tarafından kendi kendine ya-ratıldı . Çünkü Sayın Bakan ifade etti, olumlu ad ımlar atılma-sına rağmen, mesela örgüt mensuplar ı ortak faaliyet alanınaçıkıyordu, ortak görü şmeye çıkıyordu, PKK'lılar çıkıyordu vesadece bir örgüt, DHKP-C, bunlar merkezden kesinlikle katıbir şekilde çıkmıyorlardı ve bazı insanlar maalesef ölüm oru-cunda kurban olarak seçilmişlerdi.

Yine olumlu bir adım, o süreçte ölüm orucuna başlayankişilerin ölüm orucuna son verme bakımından o dönemki ka-nun, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 399. maddesiyaygın bir şekilde uyguland ı . 381 kişi bundan yararland ı veyine Cumhurbaşkanı, 104. maddesindeki o yetkiyi, Bakanl ık-tan, adli tıptan gelen rapora göre 192 kişiyi bu şekilde affet-ti. Hatta bir toplantıda, İzmir Barosu tarafından düzenlenen,yine infaz hukukuyla ilgili bir toplant ıda ben oturum başkan-lığı yapıyordum. Bu ölüm orucuna ba şvurup 399 gereğince

154

Page 156: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

cezası geriye b ırakılan bir gençle birlikte yan yana oturduk, TiMUR

yemekte sohbet ettim. Dedim ki, "sen burada konu şuyorsun, DEMiRBAŞ'IN

uzatmazlar, dikkat." Televizyonlar falan da a ğzından birtakım KONU ŞMASI

haberler al ıyor ve üzüldüm, o kişi, sizin de ifade ettiğiniz gibi,hiçbir eyleme katılmamış, sırf örgüt mensubu oldu diye a ğırbir cezaya mahküm edilmiş, daha sonra da bu süreç kapsa-mında ölüm orucuna başlamış . Bu bakımdan, o ac ılı süreçleryaşandı, ama cezaevleri halen sorunlu yerler. Mesela SilivriCezaevi'ne "İstanbul Bayrampaşa taşınacak bugünlerde" denili-yor. Geçenlerde gazetelerde haber vard ı, üçlü ranzalar, yer-de yatanlar ve yemekhaneyi bile yatakhane haline getirmiş-ler. Yani az önce Hakan bey dedi, 75.000 kapasite, 95.000. Bu75.000 kapasite, şişirilmiş bir kapasite. Düşünün, tek ko ğuşta40 kişi, 50 kişi Bakanlık kapasite diye gösteriyor. 3'lü ranza.Öyle kapasite olur mu? Avrupa standartlar ına göre, ulusla-raras ı belgelere göre bir kişi için 8 ya da 10 metrekarelik yergerekiyor, bunun çok çok üstünde yerler.

Dolayısıyla Türkiye, bugün tabii nüfusu artan, suç i şle-me oranı da son yıllarda artan bir ülke olduğuna göre, yenicezaevleri inşa etmek durumunda. Ben hep onu söylüyorum;hayırsever vatandaşlar okul yaptırmak yanında cezaevleride yaptırsınlar. Çünkü bu ihtiyaç, bu sosyal problem, yanioradaki insanlar ı o ağır koşullar altında tuttuğunuz zaman,Türkiye'nin 3. madde gere ğince mahküm edilmesi kaç ınıl-maz bir son. Dünkü arada bir cezaevi görevlisi söyledi, "yanyana yatıyorlar, tecavüz olayları oluyor" dedi. Bu bir gerçek. Bubakımdan, mutlaka bu konu üzerine eğilinmeli. Birtakım yer-lere giden paralar ortada, dolay ısıyla yeni, modern cezaev-leri yapmak ve belki o cezaevine girip ç ıkan kişilerin admıda vermek mümkün olabilir. Dolay ısıyla "bir okul açarsan bircezaevi kapan ır", bu artık geride kalmış bir şey. Tüm dünyadabu problem, pahal ı bir iş . Amerika'da, İngiltere'de, baz ı ülke-lerde cezaevlerinin özelleştirilmesi söz konusu, özel firmala-ra veriliyor, devlete maliyetine daha karl ı. Ama tabii Türkiyeaçısından bu söz konusu olamaz, çünkü para devreye girdi-ği zaman çok büyük suiistimaller olabilir. Adam cezaevindediye otelde mankenlerle gün geçirebilir. Dolayısıyla bizim

155

Page 157: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

T İMUR için bugün bu s ıcak değil, ama birtakım şeylere de çözümDEM İ RBAŞ'IN bulmak laz ım. Yani cezaevine giri şi önlemek laz ım. Ben kita-

KONU ŞMASI bımda yaptırımlar sistemi içerisinde hapis cezalar ının oranıBatıyla karşılaştırmalı, nedir diye bir araştırma yaptım. Bizdebununla ilgili bir ara ştırma yoktu. Bakanlıkta bir yetkiliye ricaettim, istatistik Daire Ba şkanlığı'nda. Bizimle ilgili bir kıyas-lama yok. Almanya'da hapis cezalarının yaptırımlar sistemiiçerisindeki payı yüzde 10'lar civar ında, yüzde 80 para ceza-sı, yüzde 10 da diğer yaptırım şekilleri. Bizdeki araştırmayagöre, 2000'li y ıllarda halen hapis cezas ı yüzde 50'lerin üzerin-de. Tutuklamanın payı ortada, tutuklama sebeplerinin s ınır-lanmasına rağmen tutuklama halen etkin bir koruma tedbiriolarak uygulanıyor. Dolayısıyla cezaevine giren nüfusu azalt-mak gerekiyor.

Konumuza dönecek olursak, tabii Say ın Bakan' ın çözü-mü gerçekten yerinde, ama bana göre 16. maddenin 2. fık-rasına "diğer hastalıklar bakım ı ndan mahk ı2mun hayatı için kesinbir tehlike teşkil ediyorsa, mahk ı2mun cezas ı iyi/e şinceye kadar geribı rakılır." Buraya değil de, 81. maddeye, çünkü 81. maddede"infazı engelleyecek hastal ık hali" diyor. Belki bu madde başlı-ğıyla birlikte "infaz ı engelleyecek hastal ık hali veya engellilik hali"dedikten sonra, "kurum hekimi veya görevli hekim tarafIndan ya-p ılan muayene ve incelemeler sonunda, hükümlünün cezas ı n ı yeri-ne getirmesini engelleyecek hastalığı veya bak ı ma muhtaç engelliliğisaptan ı rsa, durum infaz kurumu yönetimine bildiri/ir" denildiktensonra, ya Anayasa'nın 104. maddesindeki durum i şletilir -kibu da dün tartışıldı- Adli Tıp Kurumu bakımından verilecekrapor önem taşıyor, ağır engellilik halinde gerçekten bu ki şi-nin cezaevinde tutulmas ının anlamı yok, evinde ailesi baks ın,bu olabilir. Yanı Engellilik Kanunu'nda, az önce Say ın Başkanifade etti, aç ıkça buna ilişkin bir düzenleme getirilebilir diyedüşünüyorum.

Teşekkür ederim.

DUU Ş Oturum Başkanı: Sayın Durmuş Tezcan; buyurun.

TEZCAN'IN Prof. Dr. Durmuş TEZCAN: Değerli arkadaşlar; benimKONU ŞMASI değerli dostum Zeki bey, uzun uzun konuşma fırsatı buldu.

156

Page 158: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Üstelik sabahleyin konuşamadığını söyledi. Sabahleyin ko- DURMU Ş

nuşsayd ı, herhalde bizim gibi k ısa kesmek zorunda kalacakt ı. TEZCAN'IN

Dolayısıyla biz konuyu çok k ısa tutmak durumunda kald ık. KONU ŞMASI

Bugün madem atış serbest, biz de birtakım şeyler izninizlesöylemek istiyoruz.

Bir kere şunu söyleyeyim: Say ın Başkan' ın da belirtmişolduğu, Antalya Barosu'nun gündeme getirdi ği bireysel olay,kendi içerisinde özellikler ta şır. Benim aç ımdan bunu iki yön-lü belirtmem gerekir. Birincisi, olay ın kendisine bakarsak,yani felçli birisinin bir insanı öldürmesi olayı. İkincisi, onuncezaevindeki almış olduğu cezanın infazıyla ilgili olay. Beniki yönlü bu olay ı birbirinden ay ırt etmek istiyorum. Böylebir kimsenin serbest b ırakılması, yani cezas ının tamamen kal-dırılması pekala şunu da sağlayabilir: Nasıl olsa beni serbestbırakabiliyorlar, ben daha önce de felçli vaziyette birisini öl-dürdüm, bir başkasını da öldürebilirim. Ondan o da beklene-bilir ya da ki şiler kendi yaşamlarını tehlikede görebilir, o ayrıbir konu. Demek ki adaletin vermi ş olduğu karar ın içeriğiniben değerlendirmiyorum, çünkü elimde tüm bilgi ve belgeleryok, nasıl o mahkümiyet kararı verildi. Ama eğer felçli bir in-san birisini öldürüyorsa, bir ceza alma durumu makul olabi-len bir durumdur, onu hiç değerlendirmem. Ancak ceza almışolmak demek, i şte benim konuma buradan itibaren geliyor,infazın insan onuruna uygun bir şekilde yap ılmas ını sağla-mayı gerektiriyor. Eğer infaz açısından diğer kişilere nazaranonun kendi sağlık durumu gibi konular sorun yaratıyorsa,ona bir pozitif ayrımcılık yapmak gereği ortaya çıkıyor.

Nitekim hocamın bahsettiği Price/ Birleşik Krall ık ola-yında görüş bildiren, yani farklı, ayrık görüş bildiren ikihkimden birisi olan bugünkü mahkemenin başkanı da şunudiyor: "Adalete saygıs ızlık nedeniyle böyle bir kimseye mahk ı2miyetkarar ı verilmesi olay ı düşünüldüğünde, sonuç olarak mahkemeninsöz konusu kiş iyle ilgili bu verilen mahkümiyet kararı na katı l ıyo-rum. Ancak bunun ötesinde şunu da araş tı rmam ız gerekir: Acabaadalet, böyle eli ayağı olmayan ve onun yaşadığı s ıkıntı ları içindebulunan bir kimseye mahkemeye hakaretten dolay ı böyle bir cezavermesi yerinde miydi?" Yargının da sorgulanması gerektiğini

157

Page 159: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

DURMU Ş düşündüğü yönünde düşünceler ileri sürülüyor, onlar ı da birTEZCAN'IN ayrı konu olarak belirteyim.

KONU ŞMASI Ancak burada bu ayr ımc ılık, pozitif ayrımcılık konusunu

Yunanistan'la ilgili bir karar ında İnsan Hakları Mahkemesi,çok açık dile getiriyor. Tilenmos/Yunanistan karar ı, bu ka-rar 2000 tarihli. Burada söz konusu olan ki şi, bizim bu sivilitaatsiziik dediğimiz, yani askerlik yapmak isteyen bir kimse-nin inançları nedeniyle mahkfım edilmesi sonucu, daha sonramali müşavirliğe müracaat ettiğinde, şu kadar cezas ı oldu-ğundan bahisle kendisine o statünün verilmemesi sebebiylekonuyu İnsan Haklar ı Mahkemesi'ne götürmesi olayında İn-san Hakları Mahkemesi diyor ki, "Burada mücerret kanundaki'şu kadar hapis cezas ı alm ış olmak, böyle bir statüye girmeyi engel-ler' diye kesip atmak mümkün değildir, bunun dayandığı olaya bak-mak gerekir. Olay nedir; inançla ilgili bir olayd ı r. Askerlik yapmaya

s ıcak bakmayan bu kimsenin alm ış olduğu o cezayı normal bir ceza

gibi değerlendiremezsiniz, bu bir ayr ımcı l ık yasağına girer" diyor.

Buradan şunu söylemek istiyorum: Ayrıcılık yapılmama-sı gerekir, ayrımc ılık olumsuz yönde olmamas ı gerekir. Butür insanların infazı açısından olumlu ayrımcılık yap ılmasızorunludur. Bunun gerçekleşmesinde çeşitli arkadaşlarımızında belirttiği gibi, bugün Türkiye'nin içinde bulundu ğu sorun-lar açısından ben bunu yanında -ki yine Zeki bey dostumuz-eski Türkiye Barolar Birli ği Başkan Vekili olarak o tarihte bu-lunduğu ilk bu Ceza Kanunu Tasar ısı'nın görüşülmesi s ıra-sında bir söz söylemiştim: "Herhalde siz bu kanunla Türkiye'yicezaevine çevireceksiniz, mevcut cezaevleri almaz bu getirdi ğinizsistemi" demiştim ve "unutmayın, insan haklar ı cezaevi kap ıs ı ndason ermez." Bunu ben söylemiyorum, İnsan Hakları Mahke-mesi söylüyor, kapının önünde sona ermedi ğini. GerçektenGolder kararında Avrupa İnsan Haklar ı Mahkemesi bu sözükendisi kullanıyor ve inanın şu "nöbetleşe yatıyor" deniliyorya, onların her biri gitse İnsan Hakları Mahkemesi'ne, eğerTürkiye'de sonuç alamazsa, hepsi 3. maddeden ihlal karar ıalır. Türkiye, bir an önce bu konuda ciddi bir düzenlemeyegitmesi gerekir. Nedir; işte çeşitli sorunlar var. Hkimiizhala her konuda toplum istiyor diye tutuklamay ı bir peşin

158

Page 160: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

ceza gibi kullamyorsa, bunun önüne geçemiyorsan ız, en azın- DURMU Ş

dan elektronik kelepçe sistemini kullanacaks ınız. İşte öyle bir TEİC4N' İ N

durumda, sözgelimi bu tür hükümlülerin de en az ından ce- KONU ŞMASI

zaevinde yarataca ğı sıkıntılar da belli oranda a şılabilir. Öbürtaraftan da ceza ve tutukevlerindeki yo ğunluk da nispetenazaltılabilir. Eğer böyle yapmazsa, bir yatakta 3 kişi yatarsaya da başka şeyler olursa, bu insanlık dişi bir muamele içeri-sinde sözleşmenin 3. maddesinin ihlali sayılır.

Pek çok örnek vard ır. Eğer izin verilirse, bilmiyorumzamanı çok mu aşırı kullandım, o kadar çok karar var ki,mesela avukatla, dinleme konusuyla ilgili İnsan Hakla-rı Mahkemesi'nin kararlar ı var. Mektupların denetime tabitutulması, bazı yerlerin çizilmesiyle ilgili kararlar var. Yaniaslında hükümlülerle ilgili, ben tabii sadece konu özürlü yada engelli kişiler dediğimiz, tam üzerinde de birlik sağlana-madığını belirttiğimiz kişilerle ilgili infaz konusu sınırı içincfekaldığım için öbür konulara girmemi ştim, ama o konulardada bir hayli kararlar olduğunu özellikle vurgulamak isterim.Sorularınız olursa memnuniyetle cevap veririm.

Teşekkür ederim.

Oturum Başkanı: Çok teşekkür ediyoruz Sevgili Dur-muş Tezcan. Şimdi çok kısa olmak kaydıyla Sayın Av. MtiipErmiş'e söz vereceğim, sayın dinleyicilere zaman kalsın. Saat12.00'de bitirmek zorunda değiliz, biraz uzatabiliriz, endi şeetmeyin.

Buyurun Sayın Ermiş .

Av. Münip ERMİŞ: Özellikle izleme kurullar ıyla ilgili MÜN İ P

birkaç şey söylemek istiyorum. izleme kurullar ının mutlaka ERM İŞIN

bağımsız bir yapıda olması gerekir, çünkü insan haklar ı de- KONU ŞMASI

netimi yapacak kuruluşların bağımsız olması çok önemli. Birde en önemli husus, raporlar ını serbestçe kamuoyu önündeaçıklayabilmelidir, sadece Adalet Bakanl ığı'na iletmemelidir.Kamuoyu da cezaevleri sorunları konusunda bilgi sahibi ol-malıd ır. Eğer cezaevlerinde insan haklar ı ihlallerii önlemekgibi bir irade varsa, bu raporlarm gizli kalmas ının hiçbir ma-nası yoktur, toplumun cezaevlerinden haberi olmal ıdır. Eğer

159

Page 161: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAKI HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

MÜNP bu raporların gizli kalmas ı isteniyorsa, burada kötü niyet var-ERM İŞ'IN dır, başka hiçbir şey yoktur.

KONU ŞMASI •. . . . .Ozellıkle yeni yap ılacak bır duzenlemede baro gibi, tabip

odası gibi kurumlar ın izleme kurullar ında mutlaka yer alma-sı sağlanmalıdır diye düşünüyorum.

Benim şimdilik söyleyeceğim bu kadar Hocam.

Oturum Başkan ı: Teşekkür ederiz Sayın Münip Ermiş .

Efendim, dinleyicilerin, katılımcıların sorularına, yorum-larına ve eleştirilerine yer vereceğimiz periyoda geldik. Dedi-ğim gibi, saat 12.00'de bitirmek zorunda de ğiliz, biraz dahauzatabiliriz. Bu konuda izninizle ilk sözü bu bütün sempoz-yumun ilk fikrini bize veren Antalya Cezaevindeki hükümlü-nün avukatı Sayın Av. Rıdvan Yıldız'a vermek istiyorum.

Buyurun.

RIDVAN Av. Rıdvan YILDIZ (Antalya Barosu): Öğrencisi olmak-YILDIZ'IN tan onur duyduğum Sayın hocam, Say ın Bakan' ım, bu paneli

KONU ŞMASI düzenleyen Say ın Baro Başkan' ım ve büyük katkıları olan İn-san Haklar ı Merkezi Başkanı sayın meslektaşım Münip Ermişve sunumda bulunan çok muhterem hocalar ım ve sayın katı-lımcılar; hepinizi saygıyla selaml ıyorum.

Efendim, Gazi Dağ 1972 doğumlu. 2004 yılı Aralık ayındauğradığı bir silahlı saldırı sonucu aldığı yaralar neticesi gö-ğüs kafesinin altından itibaren omurilik felçiisi kalmakla bir-likte, aldığı diğer kurşun yaraları sebebiyle geçirdiği bir diziameliyatlar sonucu dalağı alınmış, bu sebeple yoğun ensülinebağımlı şeker hastası haline gelmi ş . Ayrıca akciğerleri harabi-yet gördüğü için, halihaz ırda enfeksiyona aç ık akciğer hastasıtanısı konulmuş ve yine böbrekleri yeterli fonksiyon göreme-diği için sondaya ba ğımlı olan, felç olması sebebiyle dışkıla-masını hissedemeyen, şeker hastalığının ve uzun süre yatalakolmasının yarattığı yatak yaralar ı sebebiyle vücudunun çokçeşitli yerlerinde yaralar ı mevcut olan, bu sebeple çok özel or-topedik yatakta yatması gereken bir hasta.

160

Page 162: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

Gazi, evli, 5 çocuklu bir insan. U ğradığı saldırı neticesi 4 RIDVAN

ay süreyle Akdeniz T ıp Fakültesi'nde bir dizi ameliyatlar ve YkDI İ'IN

tedavi görmüş . Bu sürecin sonunda arkadaşlarının "sen güçlü KONU ŞMASI

bir adamsın, gel, toplumdan kopma, aram ızda ol" telkiniyleortağı olduğu tavernada gece yarısı saat 04.00'te, artık taver-nada eğlence bitmiş, hesaplar alınıyor. Bu esnada ortağınınkardeşi alkollü bir vaziyette bir ba şkasıyla tartışıyor, silahçekiyor. Gazi'nin kardeşi de o yerin sahibi olmas ı hasebiyle"ay ıptır" misali olaya katılıyor. Gazi, ikaz ediyor ortağı ölenkişinin ağabeyini, "kardeşinde silah var, al ın şu silahı elinden"diyor. 0 kişi, kardeşinin elinden silahı almaya yeltendiği za-man, bu kişinin ayağı sakat, itiyor onu, a ğabeyi düşüyor, sila-hı Gazi'ye yönlendiriyor, o anda ateş de ediyor. Bu durumda,daha 4-5 ay evvel geçirdiği o psikolojik travman ın etkisiyle vehasmı da olduğu kanaatiyle koynunda bir tabanca olan Gazi,o loş ışıkta bir el ateş ediyor, şaı öründe daha 7 mermi var. Birel ateş ediyor ve tesadüf eseri o mermi ilgili kişinin kalbinegeliyor ve ki şi ölüyor. Bu sebeple, olay ın hemen akabinde biz,ailesinin önermesi üzerinde, benim nezaretimde Gazi'yi ilgilimakamlara teslim ettik. Daha sonraki süreçte tabii ki tutuk-landı .

Ancak mevcut haliyle, fiziki şartları itibariyle cezaevindeyatamayacağı kanaatii taşıdığım için, cezaevi kurum müdü-rü, özellikle kurumun ikinci müdürü Mesut Beye huzurunuz-da teşekkür ediyorum, onun büyük katkıları, kurum dokto-runun büyük katk ısıyla devlet hastanesinin özel koğuşuna,tutuklu koğuşuna Gazi'yi ald ık. Devlet hastanesinde de yinekendi girişimlerimizle bir beyin cerrahi uzmanı samimi arka-daşımızın katkılarıyla uzun süre Gazi, devlet hastanesindekaldı . Ancak anlayamad ığımız bir nedenle hastane başheki-minin yine anlamland ıramadığımız tavırları nedeniyle aniolarak hastaneden cezaevine gönderildi. Bu arada yarg ılamasüreci devam etti ve sonuçta kasten adam öldürmekten 20sene, ruhsatsız silah kullanmaktan da 10 ay, toplam 20 sene10 ay hapis cezası aldı ve kararla birlikte tutuklulu ğunun de-yarına karar verildi. Temyiz süreci sonras ı karar kesinleştive Gazi de cezaevinde bulunmakta.

161

Page 163: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

RIDVAN Biz cezaevi koşullarında o dönemin görevli infaz savc ısı-YILDIZ'IN nın katkılarıyla yasalarda, mevzuatımızda olmayan bir özel

KONU ŞMASI izinle kardeşlerine cezaevine günde 3 kez girip, dışkılamayeteneğini bilemediği için altı temizleniyor ve bezleniyor.Kardeşlerine bu izin verildi ve halen de kardeşleri girip bubakımını yapmaktad ırlar. Bu süreç içerisinde hükümlülükhali olduktan sonra, yani cezas ı kesinleştikten sonra, Gazi'nindurumu itibariyle Cumhurba şkanlığı yüksek makamınca affıiçin ve ayrıca Ceza İnfaz Kanunu'nun 16. maddesi gere ğincede cezas ının ertelenmesi veya aral ıklı çekilmesi taleplerindebulunduk. Gazi hakkmda müştekisi olduğu, yani ateşli si-lahla yaralandığı davayla ilgili olarak mahkemenin ald ırdığıbir rapor var. Antalya Akdeniz Üniversitesi Adli T ıp GrupBaşkanlığı'ndan alınan rapor gereği Gazi'nin kal ıcı sakatlığıve iyileşemez hastalığı olduğu -bu hastalıklar da biri omurilikfelci, diğeri de diyabet, yani şeker hastalığı- tespiti yap ıldı .

Ancak bu tespite rağmen biz, say ın infaz savcımızdaninfazın durdurulması talebinde bulunduk. Sayın savcımız,bunu kabul etmediler ve yine bizim talebimizle konu Adli T ıpKurum Başkanlığı'na, ihtisas Dairesi'ne aktar ıldı . Oradan ve-rilen rapor şöyle efendim özet olarak: "Sakat ve kal ıcı hasta de-ğildir, Anayasa'n ı n 1041B maddesindeki şartları taşımamaktadı r."Bu çok tartışılır bir tespittir. Gazi sakat de ğilse, sakat kimdir?Bu adam hem omurilik feiçlisi, hem diyabet hastas ı, hem devücudunda birtakım fonksiyon yitimi var.

Adalet Bakanlığı'na yazı yazılması talebinde bulundukve sayın savcımız kabul etti. Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne"durum hakk ında bize bilgi verin, biz bir şey yapam ıyoruz, yanine yapabiliriz?" mealinde bir yazı yazıldı . Bakanlık da "bizinıyapacağım ız hiçbir şey yoktur" dedi ve üstüne üstlük Gazi'yiburadan Ermenek Cezaevi'ne bir kış günü apar topar naklet-tiler. Halbuki Gazi hakkmda her türlü naklinin ambulanslayapılması gerektiği yönünde de rapor var. Ermenek çok kü-çük bir cezaevi, binbir zahmetle Ermenek'e gitti, binbir zah-metle de oradan tekrar buraya geri döndü. Cezan ın infazınıngeri bırakılmasını başaramadık, yaptığımız talepler sonuçsuzkaldı. Hiç olmazsa Sayın Cunıhurbaşkanınca affı yönü cihe-

162

Page 164: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

tine gidelim girişiminde bulunduk. Ancak Adli Tıp Kurumu RIDVAN

Genel Kurulu da 10 üyenin muhalif kal ımı ile durumunun YIIDIZ1N

Anayasa'mn 104/B maddesine uyar nitelikte olmad ığı rapo- KONU ŞMASI

ru verdi.

Ben bir hukukçu olarak tabii çoğunluğun görüşüne bü-yük saygı duyuyorum. Ama tababette ço ğunluğun görüşümü, ilgilisinin tespiti mi önemlidir? Bu konu da tart ışılır. Nö-roloji, nöroşiruıji, yani beyin cerrahi ve psikiyatri bilim uz-manı, profesör unvanındaki muhterem zevat, "Her ne kadar

bu kişi, şu anda hayati tehlike ta şım ıyor ise de, bu onun gelecekte iyi

bakı m görmediği takdirde enfeksiyona aç ık vücudu sebebiyle hayati

tehlikesi olmadığı anlam ına gelmez. Bu haliyle bu kişi infaz çeke-

mez, derhal serbest b ırakı lmalıdır" gibi bir görüş bildiriyor, amaçoğunluğun görüşü üstün geldiği için bu tespite yer verilmi-yor. Kanaatimce ilgilisi doktorlar ın bu tespitinin de araştırıl-ması, konunun o yönüyle de detayl ı olarak iyice araştırılmasıgerekir. Dün Münip Ermiş arkadaşımın dediği gibi, çocukdoktoru, kadın doğum uzmanı, "bu hasta değildir" diyor, amabeyin cerrahi, nöroloji uzmanı, psikiyatri uzmanı "bu hasta-

dır" diyor. Yani tababette çoğunluğun görüşünün olmamas ı,ilgilisinin görü şüne değer verilmesi gerekti ği kanaatindeyim.

"Adli Tıp Genel Kurulu'nun verdiği karar, bize verilen, yet-kililerden aldığım ız bilgiye göre elimizi ayağım ızı bağl ıyor. Artıktamam, bitti, her şey bitti, bütün başvuru yollar ı tüketildi, yapacak

hiçbir şey yok" deniliyor. Sosyal hukuk devleti kavram ı içeri-sinde olaya baktığınızda, devlet Gazi'nin bakımını yapamıyor,kardeşi giriyor içeriye. Kardeşi buna mecbur değil, aile mec-bur değil, velev ki karde şi de olmayabilirdi, bu çok özel birdurum veya belki gelecekte bir yetkili karde şine izin verme-yecek. Yani bu durum, dün doktor Say ın Hakan Kızılarslan' ınvurguladığı gibi, Özürlüler Kanunu'ndaki haklarla Gazi'ninhükümlü olması çelişir bir durum taşıyor sonucunu veriyor.

Ben avukatı olarak yaptığım tüm başvurular olumsuzsonuçlandı. Bunun üzerine Baro Yönetim Kurulu'na yaz ıyazdım. "Ben avukat olarak bunlar ı bunları yaptım, ama tüm so-nuçlar olumsuz çıktı, ama bunun bir çaresi olmalı . Baromuz ola-

163

Page 165: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

RIDVAN rak katkıların ızı koyman ızı bekliyorum" tarzında bir talebimYILDIZ'IN oldu. Sayın Baro Başkanım ve Sayın insan Haklar ı Merkezi

KONU ŞMASI Başkanı'mız, saym meslektaşım Münip Ermiş, kendilerinehuzurunuzda te şekkür ediyorum, gerçekten çok duyarl ı veilgili davrandılar. Cezaevinde müvekkilimi ziyaret ettiler,Adalet Bakanlığı'yla bir dizi yazışmalar yapt ılar. Fakat so-nuç itibariyle geldiğimiz nokta, henüz çözüm noktas ı değil.Ben Sayın Baro Başkarıı'mdan ve Sayın İnsan Hakları Mer-kezi Başkanı'mızdan bir talepte bulunuyorum huzurunuzda:Halen 16. maddenin 2. fıkrasındaki infazm iyileşene kadargeri bırakılması hakkımızın saklı olduğu kanaatindeyim. Buda yerel savc ının yetkisinde, yani Cumhuriyet ba şsavcımızınyetkisinde. Cumhuriyet başsavcımıza bu konuda gidip böylebir talepte birlikte bulunmayı talep ediyorum.

Ayrıca bi1ebildiğimiz her yolu denedik, bir sonuç alama-dık. Acaba bilmediğimiz bir şey var mıdır sayın hocalarım,bu konuda bize lütfen yardımcı olmanızı talep ediyorum. Birde müsaade buyurursan ız, bu olayı birebir yaşayan, her günağabeyinin bakımına giden kardeşi Savaş' ı da çok kısa birsüre verip dinlemenizi istirham ediyorum.

Saygılarımla.

Oturum Başkanı: Aslında saat 12.00'de bitirmemiz gere-kiyordu, saat 12.00'yi geçti. Daha söz almak isteyenler de var.Gazi Dağ'ın durumuyla ilgili olarak dünden bu yana gerçek-ten bütün ayrıntılarıyla aç ıklamalar yap ıldı . Zannediyorumdurum yeterince ayd ınlandı .

Buyurun efendim.

MEHMET Av. Mehmet Nuri DEMİR (Antalya Barosu): Birkaç şey-NUR İ den bahsetmek istiyorum, çok k ısa. Cezaevlerinin genel so-

DEM İ R' İN runlar ıyla cezaevine dü şmüş bir engellinin sorunlarını birbi-KONU ŞMASI rinden ayırmak mümkün değil tabii ki. Oraya dü şmüş bir en-

gellinin sorunları, birincisi cezaevinin genel sorunları, onunüzerine kendi engel durumundan kaynaklanan özel sorunla-rı, tabii birleştiğinde daha büyük bir şey ortaya ç ıkıyor. Bunoktada bir pozitif ayrımc ılığın yapılması zorunlu, yani bu

164

Page 166: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

yapılması gerekir gibi bir ifadeye dü şmek yanlış olur bence, MEHMET

zorunlu, cezaevi görevlilerinin de görevi bunu. Bunu yapmı- NUR İ

yorlarsa, o zaman görevlerini ihmal ediyorlar demektir. Ora- DEM İ R' İ N

ya bir özel engel durumu olan bir ki şi gelmişse, onunla ilgili KONU ŞMASI

özel bir hassasiyet gösterilmesi zorunludur.

Engelli kavram ıyla ilgili işin açıkçası biraz daha geniş biralgılama yapmak lazım. Engelli, sadece fiziksel anlamda birengel durumu veya gözle görülür bir engel durumu olan kişideğil, daha farklı, işte sosyal, psikolojik engel durumlar ı daolabilir. Bu noktada mesela F tipi cezaevleriyle ilgili şöyle biraçıklama yapmak gerekiyor herhalde: F tipi cezaevleriyle ilgilisorun, orada kalan insanların toplumsallıktan uzaklaşmaları,yani insan toplumsal bir yarat ık olduğuna göre, onu toplum-sallıktan uzaklaştırdığınız andan itibaren bir engel durumuoluşturmuş oluyorsunuz, o da bir engellilik durumu. Temelkarşı çıkılan şey bu. Hani engellilik durumunu biraz dahageniş algılamak lazım. Bu noktada engelli mahkümlarla ilgilietkili bir denetimin, başvuru yollarmın, az önce avukat beyinbahsettiği sorunlar üzerinden daha ayr ıntılı başvuru yolları-nın, denetim mekanizmalar ının getirilmesi gerekiyor tabii ki.Bunun için engelli kurulu şlarının falan o konuda çalışmalaryapması gerekiyor.

Bir de tabii ki genel anlamda bu bahsettiğimiz sorunlarşundan kaynaklanıyor: Siz bir ülkede önünüze gelen her şeyiözelleştirip de sosyal devleti tamamen ortadan kald ırırsanız,kimse cezaevindeki bir engelliyle ilgilenmez.

Oturum Başkanı: Çok teşekkür ediyoruz. Buyurun.

Savaş DAĞ : Hocam, çok teşekkür ediyorum. Bizimle ilgi- 5A

lendiğiniz için size minnettar ız. DAG'IN

Efendim, ben saat sabah 10.00'da a ğabeyımm yanına git- KONU ŞMASI

mek zorundayd ım, bu toplantı dolayısıyla gidemedim. Şu anne durumda, ne halde, onu hiç bilmiyorum zaten. Yani gi-diyorum, orada birtakım sıkıntılar yaşıyoruz, girerken, ç ıkar-ken. Tabii cezaevi idaresiyle de ğil, sürekli ağabeyimle sıkıntı-lar yaşıyoruz. Adam psikolojik olarak çökmü ş durumda. Sa-

165

Page 167: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

yin savcılarımızın yanına gidiyorum, diyorum ki, "Artık bizebir yol gösterin efendim, yani bütün kap ılar kapandı suratım ıza. Birçıkış yolu bulam ıyoruz, siz bir yol gösterin."

Efendim, ağabeyimin bak ımı çok zor, yani benim de ken-di çocuklar ım var, onun çocuklar ı var. Artık bakamıyorum,ben de artık çok çıkmazdayım.

Oturum Başkanı: Durumunuz anlaşıldı, dünden beri de-falarca bu konu konuşuldu. Zaten bütün bu toplantının daamacı yalnız bir tek kişiyle ilgili değil, benzer durumda olan-lara genel bir çözüm bulmaktır. Siz de katkınızı yaptınız, te-şekkür ederiz.

Efendim, bir avukat arkada şımız, meslektaşımız, TeomanKurter, "cezaevinde şüpheli biçimde ölmüş bulunan hükümlü İs-mail Hakkı Kaya ile ilgili k ısa bir söz verilmesini diliyorum" diyor.Kendisi burada herhalde. Bu konumuzla ilgili mi? Bu öldü-rüldüğü iddia edilen ki şi, yani engellilikle falan, konumuzlailgili mi, yoksa genel bir sorun mu? Dün Münip Bey olay ıayrıntısıyla anlattı, ısrar ediyorsanız çok kısa söyleyin lütfen.

TEOMAN Av. Teoman KURTER: Yani ısrarın bir önemi yok, bu-

KuRTER' İN rada bir sorun var cezaevlerinde, bir kere bu psi şik sorunlarıKONU ŞMASI olan bir insan, ayr ıca uyuşturucu bağımlısıydı, bu anlamda

da bir engelliydi. 3 y ıl E tipi cezaevinde kald ıktan sonra, yenikurulan L tipi cezaevine gitti bu çocuk. Ailesi 2 defa Cumhu-riyet başsavc ılığına suç duyurusunda bulundu, "çocuğumuzöldürülecek" diye. Cezaevinden sorumlu infaz savcısı, soruş-turmayı yürütüp her ikisinde de kovuşturmaya yer olmadığı-na dair karar vermiştir ve bu çocuk, ikinci suç duyurusundansonra öldü, cezaevinde şüpheli bir biçimde öldü. Üzerindeekimozlar bulundu, darptan kaynaklanan, "darp" diye mu-ayene tespit tutanağında var. Yani ben bir foto ğraf önünüzekoymak istemiştim. Kısmen özürlü sayılabilecek bir durum-du ve böyle bir ölüm olay ı yaşandı .

Hukuk, devlet dedi ğimiz sistemin en temel üstyap ı ku-rumu. Hemen onun altmda, onun biçim vermeye çal ıştığı birtoplumsal doku var. Bu toplumsal dokunun içinden bir fo-

166

Page 168: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

toğraf ben sunmak istemiştim. Özellikle mesleki camla içinde TEOMAN

arkadaşlarımızın dikkatini çekip, yeni kurulmas ına rağmen KURTER' İ N

çok sık ölüm olaylar ının meydana geldiği gerçeği karşısında KONU ŞMASI

duyarlı olmaya çağırmak için söz istemi ştim.

Teşekkür ediyorum.

Oturum Başkanı : Teşekkür ederiz katkınız için. Bu konuzaten dün Münip Bey taraf ından da ayrıntısıyla anlatılmıştı .Çok teşekkür ediyoruz. Başka söz isteyen var mı efendim?

Buyurun.

......: İsmail Hakkı Kaya'nın yakınıyım. Son biryılını doldurmamış olmakla beraber, 4., 5. ölüm bu cezaevin-de, kamuoyunun dikkatini çekmek istiyorum.

Teşekkür ederim.

Oturum Başkanı: Teşekkürler.

Görünüşüne göre başka söz isteyen yok. Bizim konu şma-cı arkadaşlarımızın eklemek istediği bir şey de yoksa izninizleburada toplantıyı bitirmek istiyorum. Buyurun.

......: Cezaevleriyle ilgili sorunlar dünden beritartışılırken hep şöyle bir mazeret diyebilece ğimiz bir şeyöne sürüldü: "Kapasiteden çok fazla ki şi kal ıyor, bundan dolay ıproblemlere yaklaşılam ıyor" diye bir mazeret gibi bir şey öne sü-rüldü. Biz cezaevinde engelli olan birisinin sorunuyla ilgile-nirken, bize karşı böyle bir mazeret öne sürüldü ğü zaman neyapacağız, yani b ırakıp gidecek miyiz onu? Tamam, cezaevisorumluları ve oradaki görevlilerin bu mazeretten sonra bı-rakıp gitmeleri doğal, ama biz avukat olarak veya avukat ör-gütü olan barolar olarak, insan haklar ı koruma görevi verilenbir kuruluşun mensubu insanlar olarak bizim bunu b ırakıpgitme diye bir olana ğımız yok, onu orada çözmek zorunda-yız. Onun için yaptığımız çabalar, ısrarlar, cezaevi görevlileritarafından kişisel veya bir kin veya k ızgınlık olarak algılan-mamalı . Yani o sorunu orada çözmek zorunday ız. Özelliklehazır cezaevi görevlileri de burada varken bunu da söylemekistiyorum, yani kişisel bir olay de ğil bu.

167

Page 169: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

Teşekkür ediyorum.

Oturum Başkanı: Efendim, çok teşekkür ediyoruz.

Konumuz, cezaevinde hükümlü olarak bulunan engellikategorisine giren insanlard ı, ama tabii bunu bütün diğer so-runlardan soyutlayarak tartışmak mümkün değil, cezaevle-rinin genel sorunlar ının da bir parças ı olarak bunu ele almakdurumunday ız. Bu toplant ıda bizim tabii burada karar verme,kanun çıkarma gibi bir yetkimiz olmadığı aşikr. Bizim yapa-bileceğimiz, gerek Türkiye Barolar Birliği'nin İnsan HaklarıAraştırma ve Uygulama Merkezi olarak, gerek Antalya Baro-su olarak yap ılabilecek şeyin azamisi budur, biz bir toplant ıdüzenledik. Yetkili uzmanlar ı, bu konuyla ilgili bilgisi, tecrü-besi olan insanları bir araya getirip sorunlar ı tartıştık enineboyuna ve birtakım çözüm önerileri geliştirdik. Bunlar ı birkitap haline getirip yayınlayacağız. Bizden bundan fazlasınıbeklemek mantıki olmaz, bizim yapabilece ğimiz şey bu. Amatabii görevimiz burada bitmiyor, bunu kitap olarak ortaya ç ı-karmak, rapor haline getirip ilgili mercilere ula ştırmak gibikonuları gerek Türkiye Barolar Birliği, gerek Antalya Barosuyapacaktır. Ben bu bak ımdan Say ın Aysel Çelikel'in de belirt-tiği gibi, zannediyorum ki bu, Türkiye'de engelli ve özürlüdenilen insanlarla ilgili olarak yap ılmış ilk toplantı değil, amaengelli ve özürlü olup da hükümlü durumda olanlarla ilgiliolarak yap ılmış ilk toplantıdır. 0 bakımdan da zannediyorumçok yararlı olmuştur. Bundan sonra benzeri çalışmalarda hepbirlikte bir arada olaca ğız. Bu konuda bize ilk ışığı yakan An-talya Barosu'na ve onun İnsan Hakları Merkezi'ne teşekkür-lerimle sözlerime son veriyorum.

Kapatırken de Türkiye Barolar Birli ği'nin bir küçük anı-sıru Antalya Barosu Başkanı'na takdim etmek benim için çokzevkli bir görev olacak.

Teşekkür ederim.

168

Page 170: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

"Sonuç Bildirisi"

Page 171: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİile

ANTALYA BAROSU'nca Ortaklaşa Düzenlenen

İNFAZ HUKUKUVE

ÖZEL DURUMDAKI HÜKÜMLÜLERSEMPOZYUMU

SONUÇ BILDIRISI

Uluslararası insan hakları belgelerinde ve ulusal yasalar-

da engelliler ile ilgili çeşitli hükümler ve düzenlemeler vard ır.Bunlar bildiri, uluslararası sözleşme ya da yasa (kanun) ni-

teliğinde ortaya çıkmaktadır. Bu düzenlemelerde genel yak-

laşım; engelli (özürlü) insanlara kar şı ayrımc ılık yap ılmasınıönlemek, onlar ın sosyal yaşama kat ılmalarını, iş ve meslek sa-

hibi olmalar ını sağlamak, zihinsel ve bedensel geli şmelerine

yardımcı olmak gibi amaçlara yöneliktir.

Ancak, engelli hükümlülerle ve özellikle de özgürlü ğü

(hürriyeti) bağlayıcı cezalara çarpt ırılmış engellilerle ilgili

özel bir düzenlemeye rastlanmamaktadır. Dolayısıyla, bu ko-

nuda uluslararası hukukta da bir boşluk olduğu söylenebilir.

Türk infaz hukukunda sakatlığın, sürekli hastalığın ve

kocamanın, özel af nedeni olmas ı ya da cezanın ertelenmesini

sağlaması gibi düzenlemeler varsa da -görme ve i şitme engel-

lilere cezaevi kurallarının anlatılmasına ilişkin olanlar dışın-

da- bunlar, doğrudan doğruya engelli kategorisine girenler

için öngörülmü ş hükümler değildir.

Hapis cezas ı, bu cezaya çarptırılan insanlar üzerinde

genellikle ağır psikolojik s ıkıntılara yol açmaktadır. Her hü-

kümlüde az ya da çok görülebilen bu kırılganhik ve dıştan ge-

lebilecek olumsuz etkilere karşı korumas ızlık, engelli hüküm-

lülerde daha da ağır bir biçimde ortaya ç ıkmaktadır.

71

Page 172: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

SONUÇ Türkiye koşullarında, hapis cezasına hükümlü engellile-BiLD İ R İ S İ rin ve özel durumdaki ba şka hükümlülerin sorunlar ını, ceza-

evlerinin genel sorunlar ından bütünüyle ayırarak değerlen-dirmek olanakl ı görünmemektedir. Bu nedenle, saptamalar ı-mızda ve çözüm önerilerimizde, genel ve özel durumlar, ka-çınılmaz olarak belli ölçüde iç içe girmektedir. Konuyla ilgiliözel sorunlar olarak şunları saptayabiliriz:

1. Cezaevlerinin aşırı doluluğu zaten bir sorun olarakortadadır. Var olan verilere bak ılarak, Türkiye ceza ve tutu-kevlerinin kapasitesinin yaklaşık olarak 75.000 ki şi için yeter-li olduğu, ancak buralarda bulunan insan say ısının 95.000'iaştığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, bazı yörelerimizdeki cezaevle-rinde tutuklu ve hükümlü sayılarında, başka yörelere oranlabelirgin yığılmalar da görülmektedir.

Bazı durumlarda bir ranzada iki ki şinin yatması veya var-diyalı uyumaya yol açan bu aşırı doluluk, doğal olarak bütünhükümlüleri etkilemekte ise de hükümlü durumdaki engelli-ler üzerinde çok daha olumsuz durumlar yaratmaktad ır.

Ülkemizde tutuklu say ısının hükümlü say ısının iki katınayakın olduğu da bu konu ile ilgili çok önemli bir gerçektir. Bugerçek karşısında, özellikle tutukluluk sürelerinin uzamas ıdurumu da dikkate al ınarak tutuklularla ilgili yeni bir tak ımönlemler alınması gerektiği de söylenebilir.

2. Cezaevleri personelinin sorunlar ı önemli bir konudur.Bu görevlilerin eğitim eksikliği, ücret yetersizliği gibi sorun-larının yanı sıra, özellikle "nüfuzlu" kişilerin ya da terör ör-gütü mensuplar ının konuldukları cezaevlerindeki görevlile-rin kişisel güvenliklerinin sağlanması gibi ciddi sorunlar dasözkonusudur.

Bütün bu zor koşullarda bile özveriyle çalışan görevliler,elbette takdir edilmelidir. Ancak, bu sorunlar kişisel çabalarlave özverilerle ortadan kald ırılmayacak kadar önemli noktala-ra gelmiştir. Bu sorunların çözüme bağlanmas ı için, yürütül-mekte olan olumlu girişimler ve eğitim programları destek-lenmeli ve bu yöndeki çalışmalar hızlandırılmalıdır.

172

Page 173: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

3. Cezaevlerindeki, dış güvenlikten jandarmanın, iç yö- SONUÇnetimden Adalet Bakanl ığı'nın sorumlu olması uygulamas ı- BkDjR İ SI

nın yarattığı sakıncaların ortadan kaldırılması için yeni yasaldüzenleme giri şimleri yap ıldığı anlaşılmaktadır. Konununçok duyarlı niteliği dikkate alınarak bu düzenlemelerin ilgilikurum ve kurulu şların görüşleri alınarak sonuçlandırılmasıyerinde olacakt ır.

4. Engelli hükümlülerle ilgili çözümler açısından, varolan 5275 sayılı Kanun'un 16. maddesindeki hükümlerin,uygulamada yeterli olmad ığı anlaşılmaktadır. Aynı şekildeAnayasa'nın 104. maddesindeki Cumhurba şkanı'na tanınmışolan özel af yetkisi de pratikte çok büyük zorluklarla işleye-bilmektedir.

5. Engellilerle ilgili olarak deyim sorunu özel bir önemtaşımaktadır. Türkçede, bu durumdaki kişiler için "sakat"(Anayasa m. 104/b) "özürlü" (5378 sayılı Özürlüler Kanunu)ve "malul" gibi deyimler kullanılmaktadır. Bu kavramı karşı-lanması için yabanc ı dillerde de yerleşmiş olan çeşitli deyim-lerin varlığı bir gerçektir.

Kişileri incitecek deyimlerden kaç ınılması gerektiğindekuşku yoktur. Biz, "engelli" deyimini kullanıyoruz. Ancak, budurumda olanlar ın örgütleriyle danışılarak uygun deyiminsaptanmas ı ve hukuk metinlerinde o deyimin düzenli biçim-de küllanılması yerinde olacaktır.

6. Cezaevlerinde, Engelliler Kanunu'ndaki "bakıma muh-taç özürlü" tanımına uyan, yani hayat ını başkasının yardımıve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede dü şkündurumda olan hükümler de bulunabilmektedir. K ısaca "hü-kümlü engelli" denilebilecek bu kişilerle ve özel durumdabulunan öteki hükümlülerle ilgili olarak düşünülebilecek çö-zümler şöyle özetlenebilir:

i. Engellilerle ilgilenmenin özel uzmanl ık gerektirmesikarşısında Özürlüler idaresi Başkanlığı bünyesinde yer alanuzman görevlilerin ceza ve tutukevlerinde çal ıştırılmaları uy-gun olacaktır.

173

Page 174: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

İ NFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

SONUÇ ii. Cezaevi hekimliği, ayr ı ve önemli bir uzmanl ık yeriBiLD İ R İ S İ olarak kabul edilmeli; Cezaevi hastanesi kavramı uygulama-

ya konulmalıdır. Var olan "ak ı l hastalığı dışında ruhsal rahats ız-lığı olan hükümlülerin cezalar ın ın infaz edileceği özel yerler"e ekolarak engelli hükümlüler için özel hastane birimleri olu ştu-rulmalıdır.

iii. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı HakkındaKanun'da düzenlenen "infazın geri bı rakı lmas ı " konusu, en-gelliler açısından gözden geçirilmeli ve bu konuda bir kanundeğişikliğine gidilerek, infazı engelleyecek nedenlere "bakı mamuhtaç engellilik hali" de eklenmelidir.

iv. Kimi tutuklu ve hükünılüler için elektronik bilezik uy-gulamasına geçilmesinin ve ayrıca Ceza ve Güvenlik Tedbir-lerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 6.4.2006 tarih ve 5485 say ılıKanun'la değişik 110/2. fıkrasındaki 75 ya şını bitirmiş olanlariçin getirilen düzenlemenin engelli hükümlüleri de kapsaya-cak şekilde değiştirilmesi olumlu bir ad ım olacaktır.

v. Cinsel tercihler itibariyle farkl ılığı olan insanlar ın varlı-ğı bir gerçektir. Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza veGüvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün m. 69/1-ehükmüne göre "Cinsel yönelimi farkl ı hükümlülerin diğerlerindenayrı odalarda kalmalar ı sağlan ır." Çağdaş hukukun geli şmesineuyarak, bu insanlar ın, cinsel tercihlerini serbestçe ortaya ko-yabilmeleri, Türkiye'de de kabul edildiğine göre, Tüzüktekihüküm yerindedir. Ancak, aşırı doluluklara ulaşmış cezaev-lerinde, cezaevi yöneticilerinin bu hükmü gere ği gibi işletme-leri olanaksız derece güçtür. Cezaevleriyle ilgili sorunlar ara-sında, bu konuya da yer verilmesi uygun olacakt ır.

vi. Özellikle Türkiye ko şulları bakımından çok önemli birgrup da cezaevindeki kad ın hükümlüler ve onlar ın çocukla-rıdır. Türkiye cezaevlerinde hükümlü anneleriyle birlikte ya-şayan oldukça çok sayıda çocuk olduğu bilinen bir gerçektir.Cezaların ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunm. 65'e göre;

174

Page 175: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iNFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAK İ HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

"Anaları hükümlü olup da d ışarıda korumas ına bı rakılacak SONUÇ

kimsesi bulunmayan s ıfir-altı yaş grubundaki çocuklar, anaların ın B İ LDRS İ

yan ında kalabilirler. Bu çocuklar, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esir-geme Kurumu veya diğer kurum ve kurulu şlara ait kreş ve gündüzbakımevlerinde barındırı l ı riar."

Bu çocukların durumu çeşitli boyutlar ı olan ciddi sorun-lar yaratmaktad ır. Bizim kanunumuz alt ı yaşına kadar çocuk-ların aru-ıe ile birlikte cezaevinde kalmas ını öngörmü şttir. Bu,çeşitli ülkelere ilişkin istatistiklere göre kabul edilebilecek enyüksek yaş sınırı gibi görünmektedir.

Bu konuda çözüm aranırken bir yandan çocuğun anne-siyle, annenin çocuğuyla birlikte bulunma hakk ı ve ihtiyacı,öte yandan, çocuğun cezaevi ortamında bulunmaktan dolay ıkarşılaşacağı maddi ve manevi risklerin dengelenmesi gere-kir. Cezaevlerinde çocuklar ın türlü istismarla aç ık bir konum-da oldukları bir gerçektir. Birçok ülkede bu konuyla ilgili ce-zaevlerinin içinde veya yanında özel ana-çocuk merkezlerikurulduğu anlaşılmaktadır. Bizim kanunda da bu çocuklar ınözel kreş ve gündüz bak ımevlerinde gündüzleri bar ındırılma-sı suretiyle dengeli bir çözüm bulunmaya çalışılmıştır. Ancak,bu hükmün uygulamada nas ıl işlediğinin açıklığa kavuştu-rulmasında yarar vardır.

Yukarıda belirttiğimiz önerilerin gerçekle şebilmesi,doğal olarak, Devletin mali kaynaklar ına bağlıdır. Ancak,Anayasa'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin niteliklerini belirten 2.maddesinde say ılan niteliklerden birinin "sosyal devlet" oldu-ğu da unutulmamal ıdır. Yine Anayasa'nın konumuzla ilgili65. maddesinin "Sosyal ve Ekonomik Haklar ın S ın ırı " şeklin-deki başlığının, 2001 değişikliğinden sonra "Devletin iktisadiVe Sosyal Ödevlerinin S ın ırlar ı " biçimini aldığı ve maddeniniçeriğinin de, Devlete "öncelikleri gözetme" görevi getirdiği deanımsanmalıdır.

Cezaevlerindeki olumsuz koşullar nedeniyle, hükümlüle-ri topluma kazandırma amacının gerçekleşmesi zorlaşmakta,

75

Page 176: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

iNFAZ HUKUKU VE ÖZEL DURUMDAKi HÜKÜMLÜLER SEMPOZYUMU

SONUÇ giderek olanaks ız hale gelmektedir. Öte yandan, Türkiye'ninB İ LDiR İ S İ taraf olduğu uluslararas ı antlaşmalar uyarınca yapılan ziya-

retlerde, Türkiye'nin uluslararası imaj ının zedelenmesininyanı sıra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde tazminatödemek zorunda kalman durumların da maddi ve manevimaliyetleri dikkate alınmalı ve "cezaevleri" konusunun "önce-liği" gözetilmelidir.

176

Page 177: TÜRKiYE BAROLAR BiRÙ ô itbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/infaz_hukuku.pdf · Değerli arkadaşlar; bu vesileyle bu terim konusunda da biraz dikkatinizi çekecek bir iki

:Jr..cı

Barış Manço Caddesi 1366. Sokak No: 3 06520 Balgat / AnkaraTel: (+90.312)292 5900 (Pbx) Faks: (+90.312)286 5565

web: www.baipbirlik.org.tr e-posta: yayin(barobirlik.orgtr