TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki...

16

Transcript of TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki...

Page 1: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı
Page 2: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı
Page 3: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

TÜM YÖNLERİYLE ABD KAYNAKLI KONUT FİNANSMAN KRİZİ

Yrd.Doç.Dr. Aydoğan Durmuş Sakarya Üniversitesi, İİBF, Finansal Ekonometri

Arş.Gör. Fatih Gümüş Sakarya Üniversitesi İİBF, İşletme

Özet:

Konut piyasası ekonomilerin gelişmesinde önemli paya sahip piyasalardır. Ekonomik açıdan ileri ve geri

beslemesi çok güçlü bir sektördür. Yani bu sektör pek çok sektör ile direkt olarak ilişkili olup bunların sayısının

600’ü bulduğu tahmin edilmekte olup, konut talebi direkt ya da endirekt olarak diğer sektörler üzerinde

canlandırıcı etkiye sahiptir [ Klein ve Bestani, 2004,77].

En gelişmiş ve canlı konut sektörü ABD’dir. Konut sektörü ABD’de ekonominin amiral gemisi olup,

milyonlarca işin oluşturulması, maaş ve vergilerle ekonomiye katkıda bulunulması, milyonlarca Amerikalının

finansal olarak kendini güvende hissetmesi bu sektör ile gerçekleşmiştir[ Berson ve diğ, 2002,61]. 1959 yılında

çok düşük seviyelerde olan konut üretim değeri 2003 yılına gelindiğinde geliştirilen mortgage sisteminin

kurumları ve döngüsü ile 16 trilyon dolar seviyelerine yaklaşmıştır. Bu ülkede konut sektörünün sağlam bir

inmeyle büyümesi mprtgage konut finansman sistemi ile gerçekleşmiştir. Fakat son yıllarda bu sistemin

işleyişinde meydana gelen aksaklılar ve etik olmayan uygulamalar nedeniyle hem bu ülke hemde dünya

ekonomisi finansal bir krizin içine düşmüştür. Bu çalışmada bu krizin görünen görünmeyen tüm yönleriyle

nedenleri üzerinde literatür taranarak durulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Mortgage, ABD, Kriz, Konut

ABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ

ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük

olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı geçirmiştir. Bunlardan günümüze en yakın olanı ve

halen devam edip, etmesi de beklenen 5. bir kriz olarak sıralamaya koyabileceğimiz ABD

mortgage krizidir. Şimdiye değin ABD dışında Güney Asya ülkeleri, Rusya ve Güney

Amerika da ortaya çıkan krizler 2000’li yılların başında ABD ve Avrupa Ülkeleri gibi merkez

ülkelerde ortaya çıkmıştır.

Bu krizden önce çıkan krizlerinde oldukça fazla etkisi hissedilmiştir. Örneğin 90’lı yılların

başında Japonya’da da benzeri bir konut finansmanı krizi çıkmış konut fiyatları yaklaşık

olarak % 80 civarında düşmüş hatta başkent Tokyo’da krizin çok daha fazla hissedilmesi

nedeniyle o tarihlerde başkentin başka şehre taşınması bile tartışılır olmuştur.

Bu kriz temelde birçok alt nedene dayanmakla beraber krize ana neden olarak kredi veren

kuruluşların, gerek hükümetin destekleyici politikalarından destek alarak, gerekse 2002 -

Page 4: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

2004 yılları arasında düşük seyreden faiz oranları gibi uygun ekonomik şartları da hesaba

katarak, kredi değerleme sürecinde oldukça hassas davranması gereken yerlerde kredibilitesi

ve buna göre belirlenen puanı oldukça düşük bireylere hesapsız kredi plase etmesini

gösterilebilir. İnşaat sektörü vasıtasıyla ekonomiyi canlandırma yolunu seçen ekonomi

kurmayları kredi hacmini arttırmış bu durum emlak fiyatlarını yüksek değerlere yükseltmiştir

[ TOBB,2008,2-3].

Buna ek olarak hesapsızca verilen kredilere istinaden çıkarılan menkul kıymetlere, bağımsız

yatırım bankalarının sermayelerine istinaden son derece fazla miktarlarda yatırım

yapmışlardır [ Arıkan, 2008 ,50 ]. Bu da krizin etkisini hem ülke hem de dünya çapına

yaymıştır. Çünkü söz konusu yatırım bankaları kendi sermayelerinden çok daha fazlasını

yabancı ülkelerden sağladıkları krediler ile mortgage kredilerine aktardıkları için krizden pek

çok dünya ülkesi etkilenmiştir. Örneğin Lehman Brothers yatırım şirketi 3 milyar dolar

sermayeye sahipken, 57 milyar dolar yabancı kaynaklı borç bularak son derece riskli kâğıtlara

yatırımda bulunmuştur.

ABD’ de mortgage kredisi için başvuruda bulunan şahısların kredibilitesini ölçen “Fico

Score” adlı bir puanlama sistemi vardır. Bu puanlama sistemine göre müşterilerin kredibilitesi

ortaya çıkar ve 3 çeşit mortgage türü içinde müşteriler gruplanır. Bunlar;

Prime Mortgage Kredileri ( Risk Düzeyi Düşük),

Alt A Mortgage Kredileri ( Orta Riskli),

Subprime Mortgage Kredileri ( Risk Düzeyi Yüksek ).

İlk başlarda sadece prime mortgage kredileri açan sektör Federal Konut finansman

Kurumunun (Federal Housing Finance Board) kredi ölçütlerine uymayan kişilere de kredi

kullandırmaya başlamış, zamanla birlikte Subprime mortgage piyasası ortaya çıkmıştır [Raiter

ve Parisi; 2004,4].

Aşağıdaki tablo 2006 yılına ait Sub-prime ve Prime mortgage gruplarına ilişkin göstergeler

verilmiştir.

Page 5: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

Tablo: Sub-Prime Ve Prime Mortgage Çeşitlerine Dair Veriler

Prime Subprime

Kredinin Tipi Genellikle 15-30 yıl Vadeli

ve sabit faiz kredili

İlk 2-3 yılı sabit ve daha sonraki

dönemlerde değişken faizli

Borç/Değer Rasyosu %79

Değişken %85

Sabit Faizde %79

Belgelendirme Tam belgelendirme Çoğunlukla düşük belgelendirme

ya da hiç belgelendirmeme

Ortalama Kredi Tutarı 190,000-200,000 USD 160,000 USD

Kaynak : www.bankofamerika.com/figures/morgtage

1993-2001 periyodunda sistemden düşük gelirli gruplara olan kredi kullandırma oranı % 80,4

oranında artmıştır[ Feisbein ve Abgar; 2004,6 ]. Yukarıda görüldüğü üzere bu artış devam

etmiş ve 2006 yılı içerisinde verilen mortgage kredilerinin % 15’lik kısmını subprime

mortgage kredileri oluşturmaktadır. Bu krediler diğer prime olarak adlandırılan iyi özelliklere

sahip kredilere nazaran daha fazla faiz oranı ve daha az avantajlı özellikler içermektedir [Age;

2004,6 ].

Bu tabloda dikkat çekici en önemli husus bu krediyi alanların sahip oldukları mal varlıkları ve

gelirleri ile alakalı belgelendirmeyi hiç yapmadıkları ya da kısmı olarak yaptıklarıdır. Bu da

bu krediyi kullanan tüketicilerin riskli tüketici grubuna dâhil olduklarını bize göstermektedir.

Bu konuda yapılan bir araştırmaya göre, Subprime mortgage kredisi kullanan müşterilerin

3’te 1’inin şişirilmiş gelire sahip olduğu ve kredi müşterilerin % 60’lık kısmının eksik

bilgilendirmeye sahip olduğu ortaya çıkmıştır [Stephens ve Quilgards;2008,211].

Amerikalı araştırmacılar Hemert ve Demyankt (2007) 2007 yılından önceki 6 yılı takip eden

sub-prime mortgage kredilerini incelemiş ve bu krediyi kullananların çok büyük bir

çoğunluğunun yeterli belgelendirmede bulunmadıklarını tespit etmiştir.

Subprime adı verilen bu kredi türünün toplam krediler içerisindeki payının yükselmesi 2000’li

yıllar ile birlikte başlamıştır. ABD hükümeti 2000 yılının sonunda başlayan ekonomik

Page 6: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

durgunluğu aşmak amacıyla faiz indirimi politikası (2002-2004 yıllarında yıllık %1,8 değerini

aşmamıştır) ve kredilerin daha cömertçe kullandırılması yoluna gitmiştir. Bu amaçla daha

önceleri pek çok alanda kredi kullanmak isteyip de yeterli standartları sağlamayıp kredi

alamayan pek çok kişiye kredi kullanma imkânı tanınmıştır.

Aynı durum Birleşik Krallıkta da eş zamanlı ortaya çıkmış ve borçlanma oranlarındaki artış

gelirlerden daha yüksek gerçekleşmiştir [Brown And Taylor; 2007,615]. Bu borçlanma

oranları içerisinde de teminatı zayıf borçların yoğunluğu göze çarpmaktadır [Rio ve Young ,

2008,1209].

ABD’de 2000 yılında açılan mortgage kredileri tutarı 1,2 trilyon dolar iken bu tutar 2005

yılında 4 trilyon $ düzeyine çıkmıştır. Yani 3 yıl içerisinde kullandırılan mortgage kredisi 3

kattan daha fazla artış göstermiştir. Açılan subprime mortgage kredisine gelince, 2000 yılında

açılan subprime kredisi toplam tutarı 140 milyar $ iken 2003 yılında bu rakam 650 milyar $

düzeyine çıkmıştır. 2000 yılında verilen krediler içerisinde sub-prime kredilerinin oranı % 1,6

iken 2006 yılında bu oran % 28,6’ya kadar yükselmiştir [Golding ve diğ; 2006,7]. Söz konusu

subprime mortgage kredileri içerisinde sabit faizli olanların payı 2001 yılında % 40 iken 2006

yılında bu oran %25’lere gerilemiştir [Yüksel; 2008;3-4]. Bu da, bu kredi türünün riskini

artıran diğer bir sebep olarak ta gösterilebilir. Çünkü değişken faizli kredilerin üzerindeki faiz

oranları daha sonraki yıllarda gerçekleşen olumsuz ekonomik şartlar ve yükselen enflasyon

oranlarına göre tekrardan daha yüksek değerlerde belirlenmiş ve kredi alanlar daha zor bir

finansal duruma sokulmuştur.

Kötüleşen konut piyasası ve ekonomik şartlarla birlikte kredi kullananlar kendi gelirleri ile

ödeme güçlüğüne düşünce, kredi geri ödemelerinin arkası kesilmiş ve konutların bankalar

tarafından geri alınması sürecini başlatmıştır. Ancak sorunlu kredi sayısındaki artış nedeniyle

konut piyasasında oluşan arz fazlalığı konut fiyatlarını düşürmüş ve konut satışları da

yapılamaz hale gelince likidite sorunu ortaya çıkmıştır [Demir ve Diğ; 20085 ] . Piyasada ani

konut arzı olunca konutların değeri düşmüş bankaların kriz öncesi oldukça yüksek değerlerle

kaydettikleri konutlar çok düşük fiyatlara dahi alıcı bulamamıştır. Söz konusu durum

bankaların aktif yapısını alt üst etmiştir.

Kredi kullananlar için gider olarak kaydedilen geri ödemeler, bu kredilerden doğan alacaklar

üzerinden çıkarılan menkul kıymetlerin sahipleri için gelir olmaktadır. Dolayısıyla kredi geri

ödemeleri yapılamayınca menkul kıymet gelirleri de ödenememiştir. Bu durumdan hem

menkul kıymet sahipleri olumsuz etkilenmiş, hem de menkul kıymetlerinin değerleri

Page 7: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

düşmüştür. Menkul kıymetlere yatırım yapan sigorta ve emeklilik şirketleri aktif değer

kaybına uğramıştır.

Menkul kıymetlerin riskini dağıtmaya çalışan ve garanti eden kuruluşlarda hızla artan ve

olağan üstü boyutlara ulaşan garantörlük görevlerinden doğan yükümlüklerini yerine getirme

konusunda olağanüstü zorluğa düşmüşlerdir. Sisteme pek çok noktada müdahil olan sigorta

şirketleri de, ödenmeyen krediler konusunda yükümlülüklerini yerine getiremez duruma

düşmüşlerdir.

Bankacılık Düzenleme Ve Denetleme Kurulunun (BDDK) 2008 yılı içerisinde hazırlattığı

“ABD Mortgage Krizi” adlı çalışmada bütün bunların yanında krizi hazırlayan nedenler

olarak aşağıdaki faktörler de sayılmıştır. Bunlar;

Mortgage kredisi kullandıranların sunduğu seçenekler tüketici açısından değil,

kullandıran açısından menfaatler içerdiği için, tüketiciler hangi seçeneğin uygun

olduğu konusunda iyi düşünemediler. Müşterilerin mortgage kredilerinin fiyatları

hakkında bilgi eksikliği vardı ve alternatif mortgage ürünlerinin fayda ve zararlarının

değerlendirilmesi hakkında zorluklar ile karşılaşmaktaydılar [Apgar ve diğ; 2007,21],

Kredi masrafları ve şartları hakkında geniş yazılı bildirim yokluğu,

Düşük kredi verme standartları ve bankadan bankaya değişen kredi verme standartları,

Gerçeği yansıtmayan değerlendirme ve skorlama,

Bilanço dışı kayıtta aşırıya gitme ve bu kayıtları bilanço içine alınca şişirilmiş kayıtları

geç fark etme,

Oldukça fazla sayıda kuruluş ve gittikçe anlaşılması zorlaşan karmaşık yapı,

Gittikçe karmaşık hale dönüşen bu yapı hakkında yeterli bilgiye sahip uzman kişi

azlığı,

Yanlış ve eksik risk hesaplamaları,

Denetim eksikliği,

Sistemin hızlı ve dengesiz büyümesi,

Menfaat ilişkileri,

Page 8: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

Ekonomik canlanmanın inşaat üzerine kurulması,

Bundan yaklaşık 20 yıl önce konut piyasasının borç verme ayağına perakende şirketler

hâkimdi. [Fishbein ve Abgar; 2004, ]. 2003 yılında ABD’de ülke çapında 44.000 mortgage

broker şirketi faaliyet göstermekte ve bu şirketler toplam mortgage anlaşmalarının % 65’ine

imza atmaktaydılar. Devletin teşvik edici açıklamaları bu kuruluşları aşırı risk almaya teşvik

etti ve bir sürü psikolojisi mantığıyla tüm şirketler aşırı riskli ve çok sayıda mortgage

sözleşmesine imza attılar [Yavaş,2005,3]. Bu da krizin patlamasına neden olan diğer bir olgu

olarak görülebilmektedir.

Bu şirketler için pazara girme diye bir sorun yoktur, yani pazara giriş için hiçbir engelleyici

durum söz konusu değildir. Ayrıca bu kuruluşlar kredi kuruluşlarınınki gibi sermaye

gerekliliklerini yerine getirmek zorunda da değildirler [Golding ve diğ; 2008,7]. Ayrıca

bankaların perakende mortgage kredisi satıcıları sattıkları mortgage kredisinin batması

durumunda bunun maliyetine katlanmak zorunda kaldıkları halde, bunun tam tersine

mortgage broker’ları için bunun bir maliyeti bulunmamaktadır [Age; 2008,11].

İşin en esrarengiz ve garip tarafı ise piyasaya sürülen bunca riskli mortgage kredilerinin geri

ödenememe riskinin oldukça büyük olmasına rağmen, bu kredilere büyük çaptaki fonlarını

cesaretle aktaran dünya çapındaki pek çok yatırımcıların bu işi nasıl yaptıklarıdır [Age;

2008,11].

Etkin bir Pazar oluşumu için pazarın yarışmacı, amacına uygun kurulmuş ve hem tüketiciler

hem de üreticiler için bilgiye tam şekilde ulaşılabilir olması gerekmektedir. Bu şirketlerin

oldukça kabarık bilgilendirme notları da tüketicilerin bilgi edinmeleri önünde önemli engel

oluşturmuştur. Sayfalarca tutan bilgi notları tüketicilerin imzasına sunulduğu için tüketiciler

tam bilgilenmeden bu kâğıtlara imza atmak zorunda kalmışlardır[Age; 2008,7].

Aynı şekilde 1990 yılında en yüksek hacimli mortgage yatırımcısı ilk 25 şirket pazarın 500

milyar dolar eden % 28,4’lük kısmına hâkimken; 2005 yılına geldiğimizde içerisinde JP

Morgan, Bank Of Amerika ve Citigroup’un da bulunduğu en yüksek hacimli mortgage kredisi

veren ilk 25 şirket pazarın 3,1 trilyon $ eden % 85’lik kısmına hâkim bulunmaktaydı [ Apkar

ve diğ, 2007;17]. Sektör’ün bu kadar yoğun bir şekilde güçlü, uluslararası bağlantıları olan

yatırımcı şirketlerin eline geçmesi de elbette ki krizin ortaya çıkmasında etkili olmuştur.

Page 9: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

Aynı durum kredi değerleme kurumları içinde geçerlidir. Rating alanındaki iş hacminin yüzde

40'ı Standard and Poor's, diğer yüzde 40'ı Moody's ve yüzde 15'i de Fitch'in elinde

bulunmaktadır [Özgün,2008,2].

Bu şirketlerin ve hedge fonlarının yöneticileri 2/20 kuralına göre maaşlarını almaktadırlar. Bu

şu anlama gelmektedir. Şirket Ceo’ları yönettikleri fonların % 2’si kadar ve endeksin üstünde

elde ettikleri karın % 20’si kadar maaş almaktadırlar. Endeksten aldıkları gelir ve zararları

asitmetrik bir durum sergilemektedir. Eğer indeksin üstünde gelir elde ettikleri takdirde bu

yöneticiler iyi kazanırlar. Diğer yandan eğer yöneticilerin yönettikleri fon, indeksin altında

kalırsa kısa dönemde fonun değeri endekse yaklaşana değin zararları az olmaktadır. Bu da bu

yöneticileri hırslandırmakta ve çok daha fazla hırs alma konusunda cesaretlendirmektedir [

Golding ve diğ; 2008,18].

Kredi değerleme kuruluşlarının da krizin patlak vermesinde etkileri söz konusudur. Özellikle

sub-prime kredilerinin gerçek düşük değerin bulunmasındaki yanlış kurulmuş modelleri hem

krizin oluşmasında hem de ABD’de 1990-2004 yılları arasında konut fiyatlarının yüksek

değerlenmesinde açıklayıcı bir etken olarak görülmektedir [Age; 2006,14].

Mortgage kredi risklerinin yanlış hesaplanması, evin peşin alınan değerinin yüzde 1’lere

kadar düşmesi, önceden devletin yaklaşık % 80 oranında gözetiminde olan kredilerin

şimdilerde ise % 3’lere kadar düşmesi de tespit edilebilen kriz sebepleri arasında sayılabilir.

Ortaya çıkan krizde evlerin maliyetinin neredeyse tamamına yakınının fonlanmasının da payı

vardır. Kriz öncesinde Sub-prime mortgage kullananların büyük çoğunluğunun satın almayı

planladıkları konutların değerinin neredeyse tamamının fonlandığı yapılan bir araştırmayla

ortaya çıkmıştır ve Standart And Poors’un yaptığı bir çalışmada Home To Value oranının %

95 olduğu kredilerin riskinin, % 80 olanlara nazaran 3 kat, Home To Value oranının % 100

olduğu kredilerin riskinin, % 80 olanlara nazaran 4 kat daha fazla riskli olduğu açık bir

şekilde vurgulanmıştır [Goldstein,2004,4 ].

Amerika’daki bu olumsuz durum bir mali balon oluşumudur. Yakın dönemde 1980’lerin

sonunda Japonya’da gayrimenkul ve hisse senedi piyasasında oluşan balon ve akabinde 1990

yılında baş gösteren çöküş; Norveç, Finlandiya ve İsveç’te 1980 ve 1990’lı yılların başında

yaşanan benzer deneyimler bu konudaki en tipik örneklerdir [Ataman,2005,59].

Oluşan mali krizden 2 milyonu aşkın aile direkt olarak etkilenmiş ve evlerini kaybetme

durumuna düşmüşlerdir. Bu ailelerden azımsanmayacak önemli bir kısmı etkin kökene sahip

Page 10: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

ailelerdir [Peterson,2008,2]. Ayrıca zenci vatandaşlara yoğunlukla düşük düzeyde

düzenlemelere sahip kuruluşlardan kredi sağlandığı, beyazlara ise Yatırım Ortaklıkları

Kanunu (Community Reinvestment Act) çerçevesinde yönetilen bankalarca kredi

sağlandığına dair kesin verilerde bulunmaktadır [ Apgar ve diğ; 2007,3]. Ayrıca düşük gelirli

vatandaşlar kötü özelliklere sahip mortgage kredilerini satın almaları konusunda sistemsel

olarak yönlendirilmişlerdir. [Age;2007,15].

Sonuçta daha önceden mevduata toplama yetkisi ve kredi kullandırma izni olmayan yatırım

bankaları ile yatırım bankacılığı ve mortgage menkul kıymet işine girme yetkisi olmayan

bankalar bu yetki ve izne kavuşunca, bilanço dışı varlıklara bağlı olarak almış oldukları riskli

ürünler, kriz ile birlikte pazarsız kaldı. Bu ürünler, fiyat oluşumu ve pazarı kalmadığından

deyim yerinde ise tam bir “finansal atık” konumuna düştüler [Arıkan; 2008,50 ].

2008 yılının ikinci çeyreği sonunda, Citibank, JP Morgan, Bank Of Amerika, Goldman Sachs,

Merrill Linch ve Lehman Brothers’ın bu tür ürünlerden yatırımları toplamı 500 milyar doları

geçmektedir [ Gürses ;2008, ].

2000 yılında piyasada 500 milyar dolar yöneten hedge fonların, 2007 yılında 2 trilyon doları

yönetmesi de piyasadaki risk alıcı hareketleri anlatan önemli bir veridir [TOBB; 2008,5].

Bu şirketler ellerinde kalan piyasası ve pazarı oluşmayan finansal atık hükmünde olan bu

ürünlerden dolayı olağanüstü bir finansal dar boğaz ile karşılaşmaları 2007 yılının ikinci

yarısı ve 2008 yılı boyunca gündeme oturmuştur. Federal hükümet zor durumda olan şirketleri

kurtarmak amacıyla piyasaya müdahale etmiştir.

Son olarak ise Fredie Ve Fannie ile alakalı girişimlerde bulunmuştur. Devlet destekli

kuruluşlar ( Freddie Mac ve Fannie) hakkında devletin bu kuruluşların batmasına kesinlikle

izin vermeyeceği hakkında bir teori vardır [ Petersen,2008,4]. Bu teoriden ya da genel

kanaatten dolayı şimdiye kadar piyasada işler iyi gitmiş ve Amerikan modeli iyi işlemiştir.

Ayrıca bu ülkede sistemin diğer ülkelerden farkı ve pazarın büyüklüğü menkul

kıymetleştirmeye olan güvenden kaynaklanmaktadır [ Green ve Watcher; 2005,93]. Subprime

mortgage krizinin çıkması ile beraber borçlarını çeviremeyen bu yarı özerk kuruluşlar, bu

genel kanaati doğrular şekilde devletleştirilmiş ve borçları devlet tarafından üstlenilmiştir.

Federal hükümet bu yolla 5 trilyon doları (5,2 Trilyon Dolar) aşan kredi hacmine sahip bu iki

kurum üzerinden 11 trilyon dolarlık mortgage sistemini kurtarmayı amaçlamaktadır [ Arıkan;

2008,51].

Page 11: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

Son açıklanana rapora göre 7,36 trilyon dolarlık bir kayıp söz konusu olup, bu rakam

ABD’nin İkinci Dünya Savaşında harcadığı rakamın (enflasyon düzeltmesi ile

birlikte)neredeyse iki katıdır [http://www.cnbc.com/id/27719011]. Diğer bir veriye göre ise

krizin mali faturası II. Dünya savaşının maliyetinin dört katını geçmiştir

[www.zaman.com.tr]. Bu ülkede 2009’un başı itibariyle işsizlik ve eksik istihdam (iş aramayı

bırakanlar ve part-time çalışanlar) toplam olarak yüzde 20’lere ulaşmıştır. Bu rakam 1945’ten

bu yana gerçekleşen en büyük rakamdır. Geçen yıl (2008) 160 bin mağaza kapanmış ve 200

bin mağazanın daha 2009 yılı içinde kapanması beklenmektedir [Miranda;2009]

Subprime mortgage kredilerinde büyük bir problemin ortaya çıkacağı krizin ortaya

çıkmasından önce pek çok kişi tarafından dile getirilmekteydi ama 2003-2005 yılları arasında

yüksek değerlenen konut fiyatları bu krizin bir süre maskelenmesine neden olmuştur [Hemert

ve Demyankt;2007;2]. Hemert ve Demyankt ayrıca internet üzerinden yazdıkları başka bir

yazıda ise krizin Amerikan ekonomisi üzerinde olumsuz etkisini devam ettireceği kanaatinde

olduklarından da bahsetmektedirler [http://w4.stern.nyu.edu/sternbusiness/spring_2008/

subprime.html] .

Bunun sebebinin kriz ortaya çıkmadan önceki birkaç yılda verilen sub-prime mortgage

kredilerinin geri ödemesinde yaşanacak muhtemel aksamaların daha ortaya çıkmadığı ve

bunun önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacağı olarak görülebilir. Zaten hali hazırda yaşanan

krize 2000-2004 yılları arasında dağıtılan sub-prime mortgage kredilerinin neden olduğu

ortada olup, son yıllarda dağıtılan bu tür kredilerin olumsuz etkisinin daha sonraki yıllarda

ortaya çıkacağı kuvvetli şekilde tahmin edilmektedir.

Şu an için Birleşik Devletler ekonomisi çok büyük bir risk altındadır. Eğer kriz derinleşir ve

mortgage ile kredi alanlar ellerindeki konutları bankalara geri iade ederse, zaten mevcut

yapıları itibariyle aktiflerinin yarısı konut değerlerinden oluşan ülke çapındaki 8.500 bankanın

çok zor duruma düşeceği öngörülebilir.

ABD hükümeti bu krizin ekonomide sebep olduğu hasarı giderebilmek için çeşitli diğer

tedbirleri de almaktadır. Bunların başında faiz oranlarını düşürmek suretiyle piyasaya giren

parayı kontrol etmek gelmektedir.

Diğer bir tedbir ise 850 milyar $’lık kurtarma paketinin uygulamaya konmasıdır. Bu paket ile

birlikte bankaların zararları kapatılmaya çalışılacaktır. Bu paketin kısa dönemde yararları

olacağını söylenmekle birlikte, beraberinde piyasa için muhtemel dezavantajlara sahip

Page 12: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

olabileceği de söylenebilir. Örneğin piyasadaki dolar fazlalığı enflasyonu tetikleyebilir.

Ayrıca ABD merkez bankası tarafından basılan doların piyasada bol bulunması değerini

düşürebilir bununda elbette ki tüm dünyadaki dolar üzerinden değerlenen finansal varlıkların

değerini düşürebileceği ihtimal dâhilindedir.

Devletleştirilen şirketlerin bilançolarındaki varlıkların iyi varlık- kötü varlık ayırımını yapmak

oldukça zor gözükmektedir. Çünkü bilançolardaki mortgage menkul kıymetlerinin çeşitliliği

çok fazladır ve bunların cari pazar değerinin tespit edilebilmesi oldukça güçtür. İlk 5 ay içinde

incelenebilen şirketlerin bilançolarındaki varlıkların %80’inin değersiz nitelikte olduğu

görülmüştür. Şirketlerin bilançolarında varlıktan çok daha fazla senet bulunmaktadır.

Bunlardan dolayı gayrimenkullerin satılması ve pazara nakit aktarılması ile piyasaların eski

haline dönmesi oldukça uzun zaman alabilecektir.

Bu konuda diğer bir gelişme ise ülkeye gelecek olan varlıklı göçmenlerin sayısının artmasını

teşvik etmek amacıyla bu kişilere konut alımında pek çok kolaylığın sağlanacağının

açıklanmasıdır. Ayrıca bir ev alana bir ev ya da bir arabanın promosyon olarak verileceği de

bazı şirketler tarafından duyurulmuştur. Bu tedbirler aslında ülkenin konut sektöründeki krizin

büyüklüğünü ve ülke içinde alınan tedbirlerin yetersizliğini göstermede önemli bir veridir.

ABD’deki finansal kriz elbette ki tüm dünyayı etkisi altına alacak ve etkileyecektir. Dünyada

özellikle de Avrupa da pek çok yatırımcı kuruluşun şuan değersiz duruma düşen mortgage

ürünlerine yatırım da bulunup zarar etmesi tüm piyasaları tedirgin etmektedir. Örneğin Fannie

Mac ve Freddie Mac’ın garantisi altında paketlenip çıkarılan menkul kıymetlerin en önemli

alıcılarını arasında Japon Endüstri bankası ve büyük bir banka olan Nomura Securities

bulunmaktadır [Rose ve Haney; 1990,98]. Bu durum bize ABD’nin finansal krizinin yükünün

önemli bir kısmını dünyanın önde gelen ekonomilerine fatura edildiğini açık bir şekilde

göstermektedir.

Kriz için pek çok ülke tarafından açıklanan irili ufaklı ekonomik paketlerin işe yaramaması

durumunda ekonomistler tarafından ikinci dalga daha derin bir krizin Dünyayı sarsabileceği

tartışılmaktadır.

Bu kriz konut finansmanı konusunda bizleri aşağıdaki konularda bir kez daha düşünmeye

sevk etmektedir [ Janna Ve Diğ; 2008,5].

Ev halkı tüketim-tasarruf fonksiyonu

Varlık enflasyonu konusunda Merkez Bankalarının rolü

Page 13: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

Konut finansmanında kullanılan finansal varlıklar

Kısa ve orta vadede piyasalarda nakit sıkışıklığı doğuracağı kesin gözüken krizden dolayı

doğrudan yatırımların kısılacağı ve piyasaların resesyon yani durgunluk dönemine gireceği

beklenmektedir. Ayrıca Ülkemiz gibi cari açığı yüksek seviyelerde seyreden ülkelerin cari

açığın finansmanında zorluk yaşayacağı, cari açığın finansmanının maliyetinin artacağı

öngörülmektedir.

Sonuç

Bu finansal krizin çalışmamızda izah edildiği üzere pek çok nedeni olup, sadece finans yönü

üzerinde durulan krizin ekonomik bir krize dönüşme ihtimali son zamanlarda pek çok iktisatçı

akademisyen ve yazarlar tarafından öngörülmektedir. Bu krizin pek çok sebebini 2 ana sebebe

indirgeyebiliriz. Bunların birincisi çok para kazanma hırsıdır. Özellikle ABD’de ekonomi ve

finans; daha çok kar elde etme, daha fazla risk alma, rekabetin bir gereği gibi düşünülen diğeri

yok etme üzerine kurulmuştur. Buda hırsı netice vermektedir ki uzun yıllar devan eden bu

zihniyet en sonunda çok büyük bir finansal ve ekonomik bir problemi dünyanın gözleriönüne

sermiştir.

Diğeri ise dünya çapında toplanan fonların ABD ve diğer büyük çaplı ekonomilere

aktarılmasını sağlayan “ Sen çalış ben yiyeyim” şeklinde özetleyebileceğimiz finansal

döngüdür. Çok uzun yıllardan beri ülkelerin bir bölümünün Japonya ve Çin gibi bazıları

gönüllü olarak, bazıları ise ekonomik sebeplerden dolayı ABD’nin merkezinde olduğu pek

çok ekonomiyi fonları ile desteklemişlerdir. Üretilerek elde edilen fonlar değerli kağıtların

finansmanı ya da ABD gibi ülkelerin güdümünde olan çeşitli kuruluşlarda fon kullanma

nedeniyle bu ülkelere akmıştır. Çok büyük çaplara ulaşan bu fonlar yerinde ve etik olarak

kullanılmayınca batmış ve tüm dünyanın problemi haline gelmiştir.

Şimdiye değin dünya çapında etkisi olan her büyük olay yeni bir ekonomik, sosyal ve siyasi

düzeni ortaya çıkarmıştır. Endüstri devriminin doğurduğu ve II dünya savaşının güçlendirdiği

kapitalist sistem ve yine buna muhalif ortaya çıkan komünist sistem bunlara örnektir. Bu

finansal krizinde arkasından siyasi, ekonomik ve sosyal değişimlerin gerçekleşebileceği

ihtimali gözden uzak tutulmamalıdır. Etik değerlerin daha fazla dikkate alınacağı, hırs ve

bencilliğin yerine ortak faydanın göz önünde tutulacağı bir ekonomi tüm ülkelerde yoğun bir

şekilde tartışılmaya başlanmıştır.

Page 14: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

Kaynakça:

TOBB; “ ABD Mortgage Krizi” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Meclis Toplantısı”

İstanbul ; 22 Eylül 2008

ARIKAN, Naci ; ” ABD Finans Piyasalarında Yaşanan Son Kriz Ve ABD Yönetiminin

Krizden Çıkma Planları “ ; Vergi Dünyası Dergisi ; yıl:28 ; Sayı:326 ; ISSN 1300 851X Ekim

2008

RAITER Frank, PARICI, Francis ; “ Mortgage Credit And Evaluation Of Risk Based

Pricing ” ; Harward University Working Paper Series ; BABC 04-23 ; February; 2004

FEISBEIN Allain; APGAR William ; “ The changing Industrial Organisations Of House

Finance And The Cahanging Role Of Community-BAsed Organisation” Joint Center for

Housing Studies Harvard University; BABC 04-09 May 2004

STEPHENS Mark ; QUILGARS Deborah; “Sub-prime Mortgage Lending in the United

Kingdom” European Journal of Housing Policy Vol. 8, No. 2, pg: 197–215, June 2008

HEMERT, Y; DEMYANKT, O; “Understanding the Subprime Mortgage Crisis” Working

Paper Series; http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=1020396 October 2007

BROWN Sarah; TAYLOR Karl “ Household Debt And Financial Assets: Evidence From

Germany, Great Britain And The USA” Journal of Statistical Society” Part:3 Pages:615-643;

2008

YOUNG Garry; RİO Ana ; “ The Impact Of Unsecured Debt On Financial Pressure Among

British Households” ; Applied Financial Economics Journal, 2008, v:18, Pages = 1209–

1220

GOLDİNG Edward, GREEN Richard K; MCMANUS; “Douglas A. Imperfect Information

and the Housing Finance Crisis” Joint Center for Housing Studies Harvard University;

UCC08-6; February 2008

YÜKSEL, Volkan ; “ Subprime Mortgage Kredileri “ Yaklaşım Dergisi; Şubat 2008, Sayı:

182

DEMİR Faruk; ERMİŞOĞLU Emine; KARABIYIK Ayşegül; KÜÇÜK Ayhan; “ ABD

Mortgage Krizi” Bankacılık Düzenleme Ve Denetleme Kurulu Çalışma Tebliği ; Ağustos

2008 www.bddk.gov.tr

Page 15: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

APGAR William; BENDİMERAD Amal and ESSENE Ren S. ; “Mortgage Market

Channels And Faır Lendıng: An Analysıs Of Hmda Data” ; Joint Center for Harward Studies

; April 25 2007

YAVAŞ, Abdullah; A’dan Z’ye Mortgage” Türkiye Bankalar Birliği; Konferans Sunumu,

Haziran 2005

ÖZGÜN, Mahmut; “Dünya Ekonomisinin Yeniden Yapılanması Gündemde” MÜSİAD

Sektor Kurulları Toplantıları; 2008

GOLDSTEIN, Ira ; “ Bringing Sub-Prime Mortgages To Market And The Effect ON Lower

Income Borrowers” ; Harward University Working Paper Series; BABC 40-7 February 2004

ATAMAN; Pekin ; “Seçilmiş Ülkelerde Gayri Menkul Fiyatları Ve Bankacılık Sektöründe

Gelişmeler” Bankacılar Dergisi Sayı:54 2005

PETERSON, Christopher L. ; “Over-Indebtedness, Predatory Lending, And The

Internationalpolitical Economy Of Residential Home Mortgage Securitization: Comparing

The U.S. Subprime Home Mortgage Lending Crisis To Home Finance İn The United

Kingdom, Germany, And Japan” January 2008; Working Paper Series

http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=1083184

ARIKAN, Naci ; ” ABD Finans Piyasalarında Yaşanan Son Kriz Ve ABD Yönetiminin

Krizden Çıkma Planları “ ; Vergi Dünyası Dergisi ; yıl:28 ; Sayı:326 ; ISSN 1300 851X Ekim

2008

GÜRSES, Uğur ; “ Krizin Finansal Atıkları“ http://www.radikal.com.tr/Default.

aspx?aType=YazarYazisi&ArticleID=899858

GREEN; Richard ; WATCHER, Suzan ; “ The Housing Finance Revolutıon” , 31.

Economic Policy Symposıum: Housıng, Housıng Fınance & Monetary Policy; August 31 ,

2007

MIRANDA, David; “Greed Fueled American Economic Crisis II”

http://www.yeniasya.com.tr/2009/02/18/yazarlar/rmiranda.htm

ROSE, Peter; HANEY, Richard ;“The Players In The Primary Mortgage Market” ; Journal

Of Housing Researh; Volume:1 Issue:1 Pages:91-116 1990

Page 16: TÜM YÖNLERİYLE ABDABD KONUT FİNANSMAN KRİZİ ABD 1929’dan sonra mortgage sitemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere toplam 4 ekonomik sarsıntı

JANNA Michel; CLAVİJO Sergio; MUNOZ Santiago “The Housing Market in Colombia:

Socioeconomic and Financial Determinants” ; Inter-American Development Bank Banco

Interamericano de Desarrollo Research Department Departamento de Investigación Working

Paper #522 ; 2005; http://idbdocs.iadb.org/wsdocs/getdocument

KLEIN, Johanna; BESTANI, Robert ; ” Housing Finance In Asia” ; Asian Development

Bank Workig Paper , 2004

BERSON, David; LEREAH, David; MERSKİ Paul; NOTHAFT, Frank; SEİDERS, David

; “ Americas Home Forecast: The Next Decade For Housing And Mortgage Finance”

Homeownership Alliance Report 2002

www.bankofamerika.com/figures/morgtage

http://w4.stern.nyu.edu/sternbusiness/spring_2008/subprime.html

http://www.cnbc.com/id/27719011