TEMMUZ· AGUSTOS ·EYLÜL 1990...
Transcript of TEMMUZ· AGUSTOS ·EYLÜL 1990...
1iYANET DERGiSi DiNi-İLMi-EDEBi ÜÇ AYLlK DERGi
• TEMMUZ· AGUSTOS ·EYLÜL 1990
• --CIIt : 26-Sayı : 3 .----------· Diyanet İşleri . Başkaiılığı Adına
. lmtiyaz Sahibi Rıdvan NİZAMOGLU
Döner Sermaye İşletme Müdürü
• Yazı İşleri Müdürü
Orhan BALCI Süreli Yayınlar ŞubeMüdürü
• Yazı Tetkik Kurulu Abdullah SEVİNÇ , İbrahim URAL . Orhan BALCI \ .
• Y ayına Hazırlayanlar Alaaddin KOÇAK Biliii KOÇ
• Dr. Mediha Elôeın Sok. No.85 Tlf: 125 66 11/379 Kocatepe/~ • •
Dizgi o Düzenleme Özdemir Basın Yayın Ltd. Şti. 133 46 00-135 15 58/ANK. • Baskı A YYILDIZ MA'f.i3AASI AŞ.
·_342 17 07. 342 33 16 ANK. . -
Kapak Istanbul'da Topkapı Sarayı'nda muhafuza edilen mukaddes emaneüer; Hacet Pence
. resi ve önllndeki Gümüş Paımaklıl<.
içindekiler
KUR'AN'A GÖRE HZ. iSA (a.s.) Doç. Dr. Abdullah AYDEMIR
SAFAHAT'TAN Mehmet AKiF ERSOY
TÜRKiYE'DE ORTA ÖGRETiMDE MESLEKi DiN EGiTiMi Suat Cebeci
TERKiB-i BENT'TEN Ziya Paşa
HACCIN HiKMETLERi Doç. Dr. Musa K. YILMAZ
~ KURBANlN HÜKMÜ KONUSUNDA MUKAYESELI BIR INCELEME Ekrem KELEŞ
HZ. MUHAMMED (S.A.S) IN CIHAN PEYGAMBERiOLUŞU VE HERKESi iSLAM DININE DAVETEDiŞi M. Asım KÖKSAL
1-2
3-27
28
29-45
46
47-68
69-78
79-128
•• • TURKIYE'DE •• \..1 •
ORTAOGRETIMDE •
MESLEKI • \..1 • • •
DIN EGITIM!
SuatCEBECİ
1. MESLEKi DiN EGiTiMİNİNTARİHİ GELİŞİMİ
İsıarn dininde esas itibariyle din adamlığı diye bir meslek yoktur. Beş vakit namazın camide cemaatle kılınmasına dinde büyük önem verilmesi, cuma ve bayram namazlannın da mutlaka cemaatle kılınma zarureti imamlık görevini ortaya çı
. karmıştır. Namaz vakitlerinin başladığını duyurmak üzere ezan okunınası ve topla-nan cemaate dini ve sosyal konularda bilgi vermek lüzumu da müezzinlik ve hitabet görevlerini gerektirmiştir.
29
İslam'ın ilk asnnda bu görevler için özel maaşlı kişiler tayin edilmemiştir. Medine'de Peygamber kendisi İmamlık görevini hayatının sonuna kadar yürütmüş. O'ndan sonra da sırasıyla dört halife bu görevi yapmışlardır. Medine dışındaki bel-
.· delerde ise ilk zamanlar halkın içerisinde dini yönden en bilgili, en iyi Kur'an oku-ı· yan ve en saygın olanı her defasında öne geçer ve namazı kıldırırdı. Bu görev bir
kişiye inhisar etrtıez, cemaat toplandığında içlerinde en uygi.ın görülen birisi bu gö. revi yapardı. İmamlığı yapan aynı zamanda cuma hutbesini de okurdu. Hz. Peygamber (a.s.) tarafından, çeşitli kabilelere gönderilen mürşid ve Kuna statüsündeki görevliler i~ bu görevleri bizzat ifa ediyorlardı.
Müezzinlik görevini ise Peygamber sesinin güzel olması sebebiyle herhangi bir ücret olmaksızın Rabeşli Bilal'a vermişti. Peygamberin vefatma kadar Hz. Bilai
·; Zaman zaman İbni Ummu Mektum ile birlikte olmak üzere bu görevi yürütmüştür.1
Camilere namaz kıldırmak üzere görevli imamların tayin edilmesine ve bunlara nafakalarını karşılamak üzere maaş bağlanmasına Hz. Ömer zamanında başlanmıştır.2 Camiierin bakımı, temizliği, 'eşyalarının korunması gibi işler önem arz edince İslam bilginleri camilere görevli tayin edilmesini ve bu görevlilerin nafakalannın verilmesini. olumlu karşılamışlardır. Böylece din görevliliği imamlık ve müezzinliğin dışında nikah, cenaze, çocuk okutma gibi işlerin de yürütüldüğü bir meslek haline gelmiştir. Ünlü tarihçi Şibli Numani Asr-ı Saadet adlı eserinin Hz. Ömerle ilgili cildinde bu konuda geniş bilgi vermektedir.
Camilere din görevlisi tayin edilmesi tabii olarak bu göreve atarlacaklarda bazı niteliklerin aranması sonucunu da beraberinde getirdi. Bu nitelikler 20. yüzyılın başlarına gelinceye kadar ya medreseterin belli bölümlerinde veya özel hocaların. ders halkalarında kazanılıyordu. 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında Türk toplumunun ilerleyen Batı medeniyeri karşısında geri kalmasını önlemek için eğitimde modemleştirme gayretlerine girişildi. Medreseyi yeni ihtiyaçlara göre yenileyebilmek mümkün alınayınca Devleti Batıya yaklaştıracak eğitim ve öğretimi medresenin dışında ayn mekteplerden gerçekleştirmek yoluna gidildi 3. Bu gelişmeler olurken 1912 yılında Maarif Nezareti Darulftinun'da bir Ulumu Aliye-i Diniyye Enstitüsü kurdu4• Aı:;tık medresenin köklü bir düzenlemeye tabi tutulması zarureti iyice kendisini hissettirmeye başlamıştı.
a. İlk Mesleki Din Eğitimi Kurumları:
1 Ekim 1913 tarihindekabui edilen "Islah~ı Medaris Nizamnaınesi" ile İstanbui medreseleri "Dar-ül-Hilafet'ül - Aliye Medresesesi" adı altında birleştirilerek 1 Muhammed Fuad Abdulbaki, el-lü1üü ve 1- Mercan, Kahire, tarihsiz c: 2, s: 6 2 Rehber Ansiklopedisi "İmam" maddesi. 3 Beyza Bilgin, Türkiye'de Din Eğitimi ve Liselerde Din dersleri s: 33. 4 B. Bilgin, a.«.e., s: 35.
30
yeni bir yapıya kavuşturulurken, İstanbul dışındaki medreseler de "Taşra Medreseleri" adı altında 5 yıl süreli yeni bir proğrama bağlandı5. Diğer taraftan eğitim öğretimin gitgide bütünüyle modem okul sistemlerine kayması medreselerin dini mesleki okul hüviyetini almalarına zemin hazırlamış oldu. Böylece " ... dini mübini İslamın, müessisi medeniyet ve fazilet olduğunu cihanı insiıniyete neşeedebilecek erbabı kemali yetiştirme ... " ilıtiyacına istinaden bir "Medreset-ül - Vtı.izin" (Vaizler medresesi) açılmış; "Muktedir imam ve Hatipler yetiştirmek" üzere de bir "Medreset'ül-Eimme v'l-Hu~ba" yani İmam ve Hatipler Okulu açılniış oldu6.
İşte 1913 yılında açılmış bulunan bu okullar bu günkü İmam - Hatip Liseleri~ nin temelini teşkil etmekte ve mesleki din eğitimi amacı ile kurulmuş ilk okı~llar olma ünvanını kazanmış olmaktadırlar. Medreset'ül Eimme ve'l-Huteba'nın programında medreselerin alışılagelmiş karakterlerinin aksine tamamıyla m~leki din eğitim veren derslerin yer aldığını görmekteyiz?. Öğretim süreleri 4 yıl olan Medreset'ül-Eimme ve '1-Huteba ile Medreset'ül-Vaizin'in fazla ilgi görmemeleri üzerine bu iki okul "Medreset'ul-İrşad" adıyla birleştirilmiştir8. Bu yeni okulun itibar görmesi için meşihat-ı İslamiye tarafından imam olacak:ların Medreset'ül-İrşad mezunu olmaları şartı getirilmesi ile eğitim öğretiİlle kör topal devam eden bu okulda Tevhid-i Tedrisat kanununun kabulü ile İmam- Hatip Mektebine dönüştürüldü9.
b. Tevhidi Tedrisat ve Sonrası:
Türkiye Büyük Millet Meclisi 3 Mart 1924 tarihinde 430 Sayılı Tevhidi Tedrisat (öğretimin birleştirilmesi) Kanunu'nu kabul ettiğinde Yeni Türkiye Cumhuriyeti-
- nin ilfuu üzerinden henüZ 5 ay geçmişti. Bu kanuna göre " ... bilcümle Medrese ve
Mektepler Maarif Vekaletine devir ve rabtedilmiştir." (Madde: 2). Artık eğitim öğretim faaliyetleri tek elden, Milli Eğitim Bakanlığınca yürütülecekti. Aynı zamanda Medreselerin kapatılması anlamına gelen bu Kanun Bakanlığa "... yüksek diniyat mutehassısları yetiştirmek üzere Darulfununda bir llahiyat fakültesi" kurulmasını, "İmamet ve Hitabet gibi hidematı diniyyenin (dini hizmetlerin) ifası vazifesiyle mükellef memurların yetiştirilmesi için de ayrı mektepler" açılmasını emrediyordu (Madde: 4). Kanunun yürürlüğe grimesi ile "Dar'ül-Hilafet'il- Aliye" medresesinin yerini İlahiyat Fakültesi alırken, İstanbul'daki Medreset'ül - İrşad ile İstanbul dışındaki Taşra Medreselerinin yerini de İmam- Hatip Mektepleri almış oldu10.
Sözkonusu medreseler 4 yıl süreli yeni bir proğramla İmam - Hatip Mekteple-
5 N. Dinçer,1913'ıen Bugüneİmam-Hatip OkullanMeselesi s: 16-17 6 N. Dinçer, a.g.e., s: 18 7 Osman Ergin, Türkiye Maarif Tarihi, s: 163 , 8 İsmet Pannaksızoğlu, Türkiye'de Din Eğitimi, Ankara, 1966. s: 20. 9 Osman Ergin, a.g.e., s: 164 10 İsmet Pannaksızoğlu, Türkiye'de Din Eğitimi,-Ankara 1966, s: 25.
31
. ' . :-'
rine dönü.ştürülmü.ş olduğundan medreseterin bulunduğu yerlerde 29 adet İmam -Hatip Mektebi açılmış oldu. Medreselerin mevcut öğrencileri bu yeni okulların öğrencilerini teşkil ediyordu. Kaynaklar 3 Mart 1924 tarihili kanunla açılan tmaılı -Hatip mekteplerinin öğrenci sayısını 1923- 1924 öğretim yılı için 2258 olarak veriyor. Bu sayı aynı zamanda o öğretim yılında İmam - Hatip Mektebine dönüştürülen medreselerin öğrenci sayısıdır. Aynı öğretim yılı sonunda bu sayı 1822 ye çlüşmüştür. Takibeden öğretim yıllarında da düşüş devam ederek 1926- 1927 öğretim yılında 278'e inmiştirı ı.
Medrese öğrencilerinin bu yeni okulu benimsemedikleri açıkça görülüyor. Yeni sistem 1924 yılında 29 okuila uygulamaya konulmuşken bir sonraki yılda iki adet yeni okul daha açılmış olmasına rağmen bu sayı 5 okulun birden kapanması ile 26 ya düşmüş, bir yıl sonra da iki yeni okulun daha açılmasına rağmen 20 ye düşmüştür. Açıldığı yıl 58 öğrenci ile birinci sır_ııfı teşekkü leden Hopa İmam -Hatip Mektebinin bir yıl sonra kapanması yeni okulların nasıl karşılandığı hakkın-da bir fıkir vermektedir12. ·
Açıldıktan 3 yıl sonra yani 1926- 1927 öğretim yılında biri İstanbul'da diğeri de Kütahya'da olmak üzere sadece 2 okul kalmış, diğerleri öğrencisiziikten kapanmıştır. Bu iki okul da ancak 1930 yılına kadar öğretime devari:ı edebilmişlerdir .. Bu yıldan sonra İmam - Hatip Okulları tamamıyla kapanmıştır. Tevhidi Tedrisat Kanunu çerçevesinde açılan İl.ahiyat Fakültesi de aynı şekilde ilgisizlik yüzünden 1933 yılında kapanmıştır. Onun yerine edebiyat Fakültesi bünyesinde kurulan İslami llimler Enstitüsü ise 1936 yılında öğretim kadrosunun dağılması üzerine öğretime son vermiştir.
J!. Mesleki Din Eğitiminin Yapılmadığı Dönem:
Bundan sonra 1930 - 1950 yılları arasındaki 20 yıllık dönemde Türkiye'de mesleki din eğitimi ve öğretimi veren herhangi bir resmi kurum bulunmamıştır. Bu dönemde din görevlisi yetiştirmek için kaynak olarak sadece Kur'an Kursları kalmiştir. Cumhuriyet öncesinden başlayarak vakıf binalarında, camilerde ve özel binalarda Dar'ül-Huffaz, Dar'ul - .Kur'an, Dar-ul - Kurra adlarıyla hafızlar ve iyi !<ur' an okuyanları yetiştiren bu kursları Milli Eğitim Bakanlığı. Tevhid'i Tedrisat Kanunu'na dayanarak kendi bünyesine almak istemişse de Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Efendi bunların meslek okulları olarak kendi emrinde kalmasını sağlamıştırı3. Sadece temel dini bilgilerin verildiği, Kur' anın okutulup ezberletildiği bu kurslardan yetişenler Diyanet İşleri Başkanlığınca camilerde görevlendirilirdi, Birçok
ı ı 1 Parmaksızoğlu, a.g.e., s: 25. . 12 İlk açılan İmam - Hatip Okullan ve Sayılan için bkz. Parmaksızoğlu, Türlciye'de Din EğitiınL ss. 67
- 69. Ek: 1, 2, 3. 13 Gotthard Jaschke, Yeni Türkiye'de lslamlık, Çev: Hayrollah Örs, Ank. 1972, - s: 75.
32
camide ise halk tarafından tutulan özel hocalardan ders almış kimseler namaz kıldırma, hutbe okuma, dini nikah ve cenaze gibi dini görevleri yüriitürdü. Parmaksızoğhi bu döneme ait şu bilgiyi veriyor.
"Modem eğitimin laik bir sistem içinde geliştirilmesi prensibi Milli Eğitim · çevrelerimizde kendiıii kabul ettirince, yeni nesillerin dini bilgilerle techizi tam ve sekter bir· anlayışla çocuk velilerine bırakılmış oldu. Halkı aydınlatacak, u yaracak ve-dini hayatı tanzim edecek rehberierin yetiştirilmesine ise bir gerek görülmedi."14
Kur'an Kurslarının ı.,32 - 1950 Arasındaki Sayısal Durumu15•
1932/33 9 Kurs 9 Öğretmen 232 Öğrenci
1934/35 19 Kurs lO Erkek I kadın öğretmen 231 erkek 25 kız öğm.
1935/36. 15 Kurs 12 erkek 2 kadın öğretmen 358 erkek 35 kız öğm.
1936/37 16 Kurs 14 erkek · 372 erkek 37 kız öğrenci 257 30 dip: alan.
1940/41 56Kurs 56erkek 1380 erkek 309 kız öğrenci 159 12 dip. alan.
1941/42 65 Kurs 68 erkek 1369 erkek 394 kız öğrenci 161 25 dip. alan.
1943/44 38 Kurs 34 erkek 1081 erkek 471 kız öğrenci 140 78 dip. alan.
1944/45 46 Kurs 46 erkek 1520 erkek 433 kız öğrenci (a)? ? dip. alan.
1945/46 61 Kurs 65 erkek 2021 erkek 744 kız öğrenci 347 248 dip. al
1947/48 99 Kurs 104 erkek 4181 erkek 1570 kız öğrenci 815 475 dip. al.
1949/50 127 Kurs 130 erkek 6403 erkek 2303 kız öğrenci 18II 851 dip. al
(a) Öğrencilerin 869'u 12- 16 yaşları arasında, 614'ü Ulus okulunu (Halk dersanesi) bitirmiş, 1255'i ilkokul mezunu, 84'ü ortaokul ve başka okulları bitirmiş.
Medrese öğrencilerinin İmam - Hatip Mekteplerinden ayrılmasından sonra bu ·kurumlar yeni öğrenci bulmakta güçlük çekmiş ve sebebi henüz tam alarak açıklanamamış bir ilgisizlik yüzünden kapanmışlardır. Cumhuriyet döneminin en önemli kanunlarından biri olan 430 sayılı kanunla kurulmasına rağmen İmam - Hatip okullarına gösterilen ilgisizlik karşısında hiçbir şey yapılmamış, böylece mesleki din eğitiminin resmi alandan kendiliğinden çekilmesine adeta göz yumulmuştur. Yahya Kemal Kaya, dini terbiye ile yetişmiş olan Kemalistlerin Kur'anı aniayıp halk kitlelerine gerçekçi açıdan yorumlayacak aydın din adamları yetiştirme işini ihmal etmelerini bir eksiklik olarak görmektedir17•
Bu eksiklik ilerleyen yıllarda kendini çok acı bir şekilde hissettirmiş, din biz-
14. 1 Pannaksızoğlu a.g.e., s: 26. 15. G. Jaschke, a.g.e., s: 76. 16 Yahya Kemal Kaya, İnsan Yetiştirme Düzenimiz, Ankara 1974, s: 305. 17 · G. Jaschke a.g.e., s: 77
33
' • i 1
metleri cahil kimselerin elinde kalmış, "köylerde çoğu zaman ölüleri gömmek için bir hoca bul~namaz" olmuş18, dine karşı taassup toplumun birliğini ve düzenini tehdit eder duruma gelmiştir. Türkiye nüfusunun hızla artması yanında daha önce yetişmiş din adamlarının yaşlılık, ölüm vb. sebeplerle azalması halkın din görevli
sine olan ihtiyacım hızla artınyordu. Çok partili döneme geçiş yıllarının getirdiği demokratik ortamda politikacılar oy kaygısı ile seçmenin ayağına gitmeye ve yıllardır unutulmuş kitlelere dönrneğe başladılar. Bu dönüş sırasında halkın dini duygu. Iara olan duyarlığı ile yüzyüZe geldiler; onların din görevlisine duydukları büyük
ihtiyacı sezdiler. Bu konudaki istekleri gerçekleştirecekleri vaadlerinde bulunduIar19. Türkiye'nin tekrar gündemine giren din eğitimi meselesi Türkiye Büyük Millet
Meclisinde ve basında ciddi şekilde tartışılmağa başlandı. Aslında konunun ciddiyetini farkedenler çocuklara din terbiyesi vermenin Anayasanın temel maddelerin-
. den olan Iaikliğe ters düşmeyeceği fıkri ile daha 1943 yılında bu konuyu tartışmaya başlamışlar ve ikinci Maarif Şurasında görüşülmesine çalışmışlardır.4 Din Eğitimi ve Öğretiminin yapılmadığı yıllann bıraktığı boşluk artık kendisini milli bir mesele olarak hissettirmeye başlamıştı. Dini hay.:ıtı ve dini tefekkürü yok sayan bu
uygulama karşısında toplum dini ihtiyaçlarını karşıiayacak elemanları yetiştirmek
için yasal olmayan, düzeni ve temeli bulunmayan bir yola itilmiş oldu. Bu kontrolsuz ve gelişigüzel gayretierin sonunda "fıkri seviye itibariyle pek ilkel bir din adamı prototipi kendiliğinden yetiştiritmiş oldu."20. Bu tip din adamlarımn etki altına aldığı vatandaş kitleleri ile modem ve laik eğitim görmüş kesimler arasında, toplumu parçalayıcı nitelikte bir çatışma doğmaya başladı. Bir kesim diğerini yobazlıkla it
ham ederken diğer kesim de onlara dinsiz diyordu21 .
d. İmam - Hatip Kursları:
Bu parçalayıcı tehlike endişesi, İkinci Dünya Savaşının getirdiği felfıket dolu yılların dünya çapındaki tecrübeleri ile birleşince siyasi kadrolar çözüm aramak zorunda kaldılar. "10 Şubat 1948 tarihinde toplanan Cumhuriyet Halk Partisi Meclis
grubunda Başbakanın teklifı üzerine ilkokullarda tahsil gören çocuklara din dersleri
verilmesi ve aynca İmam ve Hatip gibi din adamları yetiştirmek için meslek okullan açılması konularını inceleyip prensip kararına bağlaması için, Meclis Grubu 17 kişiden müteşekkil bir komisyon seçmiş ve bu komisyonu görevlendirmiştir."22
Komisyon kısa zamanda bu konuda müsbet görüş taşıyan bir rapor hazırladı.
Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubu Başkan Vekilinin21 Mayıs 1948 tarih
Ii Ulus Gazetesinde çıkan tebliğinde parti grubunun komisyon raporunu görüşmeye
18 Y. K. Kaya, a.g.e., S: 306. 19 N. Dinçer, 1913'teıı Bugünelmaın-Hatip Okullan Meselesi, s: 49-50 20 1 Pannaksızoğlu, a.g.e., s: 4, Cumhuriyet Döneminde Eğitim M.E.B.lstanbuL 1983, s: 418 21 Cwnhuriyet Döneminde Eğitim, M.E.B.,lst, 1983, s: 418 22 N. Dinçer, a.g.e., s: 53.
34
devam ettiğinden söz edilerek "din hizmetlerini görecek elemanların yetiştirilmesi prensibinin tesbitini teklif eden önerge çoğunlukla kabul edildi" denilmektedir23.
Komisyon İmam Hatip Okullannın kurulmasında ittifak etmiş olmasına rağmen çeşi.tli tartışmalardan sonra Ulus gazetesinde neşredilen tebliğde İmam - Hatip Ok:ullan yerine, ortaokul mezunlanndan askerliğini yapmış olanlann kabul edileceği İmam - Hatip Kurslannın açılmasını benimsiyordu.
Böylece mevcut din adamlarını bilgilendirmeyi ve onları günün anlayışına göre yetiştirmeyi amaçlayan on ay süreli İmam - Hatip Kurslan 1948 yılında 10 il merkezinde açılmış oldu. Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğüne bağlı olarak yürütülen bu kurslarda okutulan dersler de Akaid, Ahlak, Hutbe, Kur'an, İbadet, Tarih, cOğrafya, Yurt Bilgisi ve Sağlık Bilgisi olarak belirlenmiş-. 24 .
tı.
Ne var ki; bu kısa süreli kurslar yılların birikimi olan yetişmiş din görevlisi ihtiyacını karşılamaktan çok uzaktı. Nitekim bu kursların yetersizliği kısa sürede anlaşılmış oldu.25 Metin Toker Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan makalesinde . İstanbul'un Etyemez semtinde açılan İmam - Hatip Kursunu ziyaret ettiğini, burada yaşlı ve genç 27 talebenin bulunduğunu anlattıktan sonra şöyle diyordu: "Sorarım bu kurslan açanlara, İmamlık veya vaizlik ne demektir;· manasını bilmeden birkaç arapça dua gevelemek, diinyanın bir ökiiziin boynuzlan arasında olduğunu söylemek, ölü gömmek ve namaz kıldırmak mıdır? Eğer İmam ve Hatip yetiştirmekten m~t b'u. ise Allah mübarek etsin, boyacı küpline daldım gibi insanlan beş aylık
· kurslara soksttnlar, imam yapıp çıkarsınlar.
Ama eğer imamlar ve hatipler dinimiz hakkında en doğru, en geniş ve en müsbet bilgiyi inücehhez olmalan gereken kimselerse, o vakit iş biraz değişir". ~
Yetersizliğine rağmen İmam Hatip Kurslan yaklaşık 20 yıllık aradan sonra mesleki din eğitiminin yeniden başlaması olarak kabuİ edilmektedir.27 Kurslardan 1949 yılı sonuna kadar 50 kişiye diptorna verilebildi. 1924 yılına göre nüfusumuz iki katına yakın artmış bulunuyordu. Yine o yıldaki 29 adet İmam Hatip Okulu ve bu okullarda öğrenim gören 2258 öğrenciye karşılık on adet onar aylık kurslar ve verilen toplam 50 diptornanın mesleki din eğitiminde birikmiş ihtiyaçlara bir çare olmayacağı açıktı. Yeni kursların iki yıla çıkarılması ve meslek okıılları mezunlarının da bu kurslara girmelerirıln kabul edilmesine28 rağmen mesleki din eğitim ko~ 23 N Dinçer, a.g.e.s: 60'tan Bkz. Selamet MecmuaSı, c.3, sayı. 56, 25 Haziran 1948 -24 ~- Dinçer, a.g.e., s: 61 · 25 Ömer Okııtan, Din Eğitimi Okullan Planlaması ile ilgili rapor, Ank. 1971, s: 7. 1 Paımaksızoğlu,
Tüıkiye'de Din Eğitimi, Ank:. 1966 s: 29. . 26 N. Dinçer, a.g.e., s: 62 27 Cumhuriyet Döneminde Eğitim, ME.B.lstanbul, 1983. s: 419 28 G. Jasclıke, Yeni Türkiye'de İslamlık, Ankara, 1972, s: 77
35
1 • . i
.. ~ : ı .
- . ' ' .
nusundaki talepler tatmin olmamışn. Diyanet İşleri başkanı Ahmet Harndi Akseki 18.12.1950 tarihli raporunda Milli Eğitim Bakanlığından 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanununun uygulanmasını isterken 29, 16 Şubat 1949 tarihli Selamet Mecmuasındaki bir yorumda da şöyle deniyordu:
"Şimdiki haliyle İmam ve Hatip Kursları sahte bir teselliden başka birşey değildir. Türk efkan umumiyesini bu sahte teselli ile uyuşturmak hem hükümetin vekarına hem de ciddiyetine asla uygun değildir. Onun için hükümetin bu işi yeniden tet.kik etmesini, halkın ihtiyacını göz önünde ttıtarak bu meseleyi layıkı ile halletmesini zaruri görüyoruz.
Hükümet bu işi yapmak istemiyorsa bunu doğrudan doğruya halka bırakmalıdır. O zaman halk da ruhani ihtiyaçlarını tatmin etmenin çaresini bulacak teşkilannı kurar. Yoksa hem bu işi ciddiyetle başarınamak, hem halkın ihtiyacını doğrudan. doğruya tatmin etmesine meydan vermemek gibi bir vaziyet hasıl olur. Ve bu da demokrasi gereklerine asla uymaz."30
e. Yeni İmanı- Hatip Okulları:
1950 yılında yapılan genel seçimlerde dini yönden daha müsamahakar olan ve dinin devlet kontrolünden kısmen kurtulacağını vadeden31 Demokrat Partinin iktidar olması Tevhidi Tedrisat Kanununun 4. Maddesinin işletilmesini isteyen düşünceleri hareketlendirdi. Sonuçta 21 sene aradan sonra 13.10.1951 tarih ve 601 sayılı müdürler komisyonu kararı ile 7 ilimizde İmam - Hatip Okulları tekrar açılınış ol-du.32 ·
Diyanet İşleri Başkanlığının köy, bucak, kasaba ve şehir teşkilanna kaliteli eleman yetiştirmek üzere açılan bu yeni İmam - Hatip Okulları, İlkokula dayalı birinci devresi 4 yıl, birinci devreye dayalı ikinci devresi 3 yıl olınak üzere toplam 7 yıl süreli, mesleki bilgiler yanında aynı seviyedeki okullara denk genel kültür de veren orta dereceli eğitim, öğretim kurumlarıdır.33
Halkın gittikçe artan ilgisi sonunda her yıl yenilerinin açılması ile 1958 yılında sayıları 19u buldu. Bu tarihe kadar Özel Okullar Müdürlüğüne bağlı olarak öğretimirii sürdürmüş, 1958 den 1961 yılına kadar da Orta Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından yönetilınişlerdir. 10.7.1961 tarihinde 1044 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı 'Mucibi ile Din Eğitimi Müdürlüğü kurulunca da bu müdürlüğün yönetimine
29 N. Dinçer a.g.e., s: 44. 30 N. Dinçer, a.g.e., s: 64 . 31 Y. K. Kaya, Insan Yetiştirme Düzeniıniz, Ank. 1974, s: 278. · 32 Cumhuriyet Döneminde Eğitim, M.E.B. Ank. 1983. s: 419. 1 H. Okullannın ilk açıldığı 7 il, Adana
Ank., Isparta1.İst, Kayseri, Konya ve Maraş'tır. . 33 Din Eğitimi Ozelllıtisas Komisyonu Raporu, Başbakanlık, DPT, Ankara 1971, s: 21.
36
devredilmişlerdir.
1971 yılına gelindiğinde İmam - Hatip Okullarının sayısı 72 yi bulmuş, bu okulların!. devresini bitirenlerin sayısı 22457 ye, 2. devresini bitirenlerin sayısı. da 7482 ye ulaşmıştı. Buna rağmen aym yıl BaşbakanlılC D.P.T.'nca. hazırlanan Din Eğitimi Özelthtisas Komisyonu raporunda 40031 adet İmam - Hatip Okulu mezunu din görevlisine ihtiyaç bulunduğu dile getirilmiştir.34
8 Nisan 1971 tarih ve 13803 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hükümet Programının Milli Eğitim Reformuna ilişkin bölümünde "İmam - Hatip Okullarının ortaöğretim sis~mine uyacak biçimde ıslah olunması" hususu yer aldı. Bu çerçevede sürdürülen çalışmalar sonunda 4 Ağustos 1971 tarih ve 225 sayılı Talim ve Terbiye Dairesi kararı ile İmam - Hatip Okulları. yeni bir statüye kavuştııruldu. Buna göre 7 yıllık öğretim süresine son verilerek ortaokula dayalı ve öğretim süresi 4 yıl olan okullar haline getirilmiş oldu. 1972 - 1973 yılından itibaren bu yeni okullara ortaokul mezunları alınınağa başlandı.
1973 yılında çıkarılan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunun 32. Maddesiyle İmam - Hatip Okullarının adı İmam - Hatip Lisesi olarak değiştirildi. Yine
. Kanunun bu maddesi gereğince İmam - Hatip Liselerinde hem mesleğe hem de yüksek· öğrenime hazırlayıcı programlar uygulanmasına başlandı .
. Ancak bu okulların bünyesinde bulunan ortaokullar, diğer ortaokullardaki seçmeli dersler yerine Kur'an-ı Kerim ve arapça dersleri zorunlu seçmeli dersler olarak okutularak varlıklarını devam ettirdiler.
1970 li yıllarda halkuı artan talepleri ve siyasi atmosferin de etkisi ile İmam -Hatip Liselerinin sayısı hızla artarak 1980 - 1981 öğretim yılında 374'e, 1988 -1989 öğretim yılında da 383 e ulaştı. Bunların halen 20 sinin yalnız ortaokul kısım 363 ünün ise hem ortaokul hem de lise kısmı mevcuttıır.
2. İMAM- HATİP LiSELERİNİN BUGÜNKÜ DURUMU
Halen yürürlükte bulunan i 739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 32. maddesinde İmam - Hatip Liseleri şöyle tanımlanmaktadır:
"İmam - Hatip Liseleri, İmamlık, Hatiplik ve Ktir'an Kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere Milli Eği-
34 Raporda; bu sayıya Ordu, hastahaneler, hapishaneler, belediyeler ve fabrikalada müessese camileri ihtiyaçlan ile işçilerimizin bulwıduğu yabancı ülkelere gönderileceklerle, Kıbns ve Batı Trakya'ya gönderilmesi gereken İmam - Hatip Okulu rnezwıu din görevlisi ihtiyacının dahil edilmediği kayde-diliyor. ·
37
. ':
-i
1 ' . i
', '
tim Bakanlığınca açılan ortaöğretim sistemi içerisinde hem mesleğe, hem yüksek öğrenime hazırlayıcı proğramlar uygulayan öğretim kurumlandır."
Bu tanımda İmam - Hatip Liselerinin; "hem mesleğe hem yüksek öğrenime hazırlayıcı" iki fonksiyonu olduğunu görüyoruz. İmam - Hatip Liselerinin Amaçlan'nda ise bu fonksiyon " ... dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli en az lise seviyesinde genel. ve mesleki öğrenim görmüş elemanlar yetiştirmek"35 şeklinde belirtilmiştir.
Böylece temel karakteri tayin edilen bu okullann Türkiye genelindeki sayılan 383'tür. Geçen bölümde de ifade edildiği üzere İmam - Hatip Liseleri 4 yıllık lise haline getirilmiş olmasına ve 1973 yılından beri debu şekilde öğretim yapılmasına rağmen her yeni okul açıldığında öğretim orta 1. sınıftan başlatılmaktadır. Çünkü 4 yıllık lise uygulamasına başlandıktan sonra IX. Milli Eğitim Şorası kararianna dayanılarak 2.8.1974 tarih ve 5928 sayılı Bakanlık onayı ile İmam- Hatip Liselerinin bünyesindeki ortaokullara diğer ortaokullardaki seçmeli dersler yerine Kur'an-ı Ke-
. rim ve Arapça dersleri zorunlu seçmeli dersler olarak konulmuştur. Bu sebeple 383 rakamına henüz lise kısmı teşekkül etmemiş o.lan 20 okul da dahildir. .
Bugün her ne kadar İmam - Hatip Liseleri, resmi yazışmalarda "İmam Hatip Orta Kısmı" veya "İmam Hatip Ortaokulu" diye geçen bu üç yıl süreli okul~ dayalı jse de normal ortaokul mezunlan isteklilerde Kur'an-ı Kerim ve arapça derslerinden · seviye imtihanını vermek kaydıyla İmam - Hatip Liselerine kabul edilmektedirler. Aynı.şekilde İmam -Hatip Lisesi orta kısmım bitirenler de normal ortaokul diploması almakta ve dilekdikleri h~r çeşit llseye gidebilme şansına sahip bulunmaktadırlar. 36
İmam - Hatip Lisesi öğretim proğramlan, Kanunun da öngördüğü üzere, hem mesleğe hem y~k öğrenime hazırlayıcı şekilde düzenlenmiştir. Lise sosyal bilimler ve edebiyat kolu esas alınarak hazırlanan 37 haftalık ders çizelgesinde %40 oranında mesl~k. %60 oranında da kültür dersleri yer almaktadır. Haftada 38 saat dersin yer aldığı çizelgede lise sosyal bilimler ve edebiyat kolu'nda okutulan bütün dersler ayru ağırlıklarda yer almaktadır. Bunuiı üzerine % 40 oramnda meslek dersi de okutulabilmek için liseden ·haftada 6 saat fazla ders görülmesinin yanında bir yıl da fazla öğretim yapılmaktadır.
İmam - Hatip Lisesi mezunlan diğer lise ve dengi okul mezunlan gibi giriş sı-
35 İmam -Hatip Liseleri Öğretim proğramlan, ME.B. Ank. ı985 s: ı ı 36 tiılim ve Terbiye Kurul'nun 8.5.ı974 Tarih ve 322 S. Karan. 37 2.ll.ı987 tarih ve 2246 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanan Talim ve Terbiye Kurolu'nun
ı4.ıO.ı987 tarih ve 185 sayılıKaran ile kabul edilen İmam- Hatip Liselerinin haftalık ders çizelge-~ . . .
38
navlannda başarılı olduklan takdirde üniversitelerin çeşitli bölümlerine girebilmektedir. 1987 - 1988 öğretim yılı itibarı ile mezun veren 341 İmam -Hatip Lise~inden 17758 öğrenci mepın olmuştur.
'Ru okullarda halen (1988 - 1989 öğretim yılı; beklemeliler dahil 267454 öğ-; renci, 'Tenim görmekte, 7657 kültür dersi öğretmeni, 4147 meslek dersi öğretmeni olmak üzere toplam 11804 öğretmen görev yapmaktadır. Bu duruma göre yaklaşık 23 öğrenciye bir.öğretmen düşmektedir.
3.MESLEKİDİN EGİTİMİNİN YASAL DAYANAKLARI
a. Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924, Sayı: 430)
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş yıllannda çıkarılan devrim kanunlannın en önemlilerinden biri de Tevhid-i Tedrisat yani öğretimin birleştirilmesi kanunudur. 1961 ve 1982 anayasaya aykırı olduğunun iddia ed.ilemiyeceği anayasa hükmü haline getirilmiştir.38 Bu kanunun 4. maddesi mesleki din eğitim yapacak orta ve yüksek dereceli okullann açılmasını Milli Eğitim Bakanlığına ernretmektedir.
"Madde 4: Maarif Vekaleti yüksek diniyat mütehassıslan yetiştirmek üzere Darülfunun'da bir ilahiyat Fakültesi tesis ve imarnet ve hita'Qet gibi hidematı diniyenin ifasıyla mükellef memurların yetişmesi için de ayrı me~tepler küşad edecektir."
b. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 174. maddesi, İmam ve Hatip yetiştirecek okulların açılmasını emreden Tevhidi Tedrisat Kanunu'nu koruma altına almış olması sebebiyle bu anayasa maddesi mesleki din eğitimi için anayasal dayanak oluşturmaktadır.
"Madde 174: Anayasanın hiçbir hükmU Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteliğini koruma amacını güden aşağıda gösterilen inkilapkanunlanının, anayasanın halkoyu ile kaoul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin anayasaya aykırı oludğu şeklinde aniaşılamaz ve yorumlanamaz:
3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu ... "
c. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 24. Maddesinin 3. Paragrafı
"Din ve Ahlak eğitim ve öğretimi DeYletin gözetimi ve denetimi altında yapılır. Din Kültürü ve Ahlak öğretimi ilk ve O!ita öğretim kurumlannda okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki Din Eğitim ve Öğretimi ancak kişile-
38 T.C. anayasası 1961, Madde 153; T. C. Anayasası 1982 Mad. 174.
39
. :~ '
rin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine bağlıdır."
d.1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 32. Maddesi
"İmam -.Hatip Liseleri, İmamlık, Hatiplik ve Kuran Kursu Öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere Milli Eğitim Bakanlığınca açılan Orta, Öğretim Sistemi ~ç~risinde, hem mesleğe hem yüksek öğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır. n
e. 179 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 14. Maddesi
"Din Öğretimi Genel Müdürlüğü İmam - Hatip Ortaokulu ile liselerinin eğitim ve öğretim ile ilgili bütün görev ve hizmetlerini yürütmekle görevlidir ... "
4. MESLEKi DİN EGİTİMİNE OLAN İHTiYAÇ .
İnanmak ve bir dine bağlanmak insan ruhunun en büyük ihtiyacıdır. Bu ihtiyacın giderilmesi kişiyi daha dengeli ve uyumlu bir hayata kavuşturur; sıkıntıtarım hafıfletir, huzursuzluklarını giderir. Topluma zararlı olan kin, düşmanlık, zulüm haksızlık gibi kötülüklerin önüne set çeker. Daima hoşgörü, fedakarlık, sevgi, saygı ve dayanışma duygularım geliştirir. Ribet'in de dediği gibi "Din ferdin olduğu kadar toplumun da sosyal kontrolünün en önde gelen vasıtalarından biridir."39
Ancak dinin bütün güzellikleri ile aktif olarak yaşayabilmesi için onun eğitim ve öğretimi yapılmalıdır. Bu da; toplum fertlerine asgari, İslam dininin temelleri, İnanç esasları, ibadet şekilleri ve ahlak prensiplerinin belli düzeyde öğretilmesini kapsayacı:iktır.
İsıarn dininde din adamhğı diye bir meslek yoktur, ama herkesindinin gereklerini eksiksiz olarak yerine getirebilecek derecede bilgili olması esastır. İlınihai adı verilen bu temel dini bilgilerin öğrenilmesi her müslüman için dini bir görev olmaktadır.40 Ne var ki insanların genelde bıu seviyede dini bilgi sahibi olmamaları, din görevliliği mesleğinin doğmasına yol a~(mıştır.
Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından sonra yaklaşık 25 yıllık bir süre Din eğitim ve öğretiminin ihmal edilmesi, hattta terkedilmesi bu alanda büyük bir boşluk
meydana getirmiş, dini konulardaki cehııüetin geniş boyutlarda yaygınlaşmasına sebeb olmuştur. Zamanın Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Harndi Akseki 18.12.1950 tarihli "Din Tedrisatı ve Dini Müesseseler Hakkında"ki raporunda dini alandaki durumu şöyle anlatıyor:
39 N. Taylan,lliın -Din ilişkileri, Sahalan, SııurLm, s: 70. 40 Nasuhi Bilmen, Büyük İsl3m llmihali, s: 3.
40
"Memleketin birçok yerinde hakiki ve münevver bir din adamı bulunmak şöyle dur~un, camilerde mihraba geçerek halka namaz kıldıracak, minbere çıkıp hutbe okuyacak bir imam ve hatip bile bulunamamaktadır. Hatta bazı köylerimizde, ölenlerin techiz ve teldini (yıkayıp kefenlenmesi) ile ebedi istirahatli.\.Ilna tevdii gibi en basit dini bir vazifeyi ifa edecek kimseler dahi bulunmamakta ve cenazeterin kaldınlmadan günlerce ortada kalmakta oludğu senelerden beri bilinmekte ve görülmektedir."41
Resmi-alanda en yetkili kişinin bu ifadelerini Y. Kemal Kaya da teyid ediyor:
"Tek parti döneminde, laikliğin dar bir açıdan yorumlanması nedeniyle ülkemizde yeterli din adamı kalmamıştı. Örneğin; 25 yıl önceki bir arabaemın ünlü Süleymaniye Camiinde imamlik ettiği söyleniyordu. Köylerde din adamı denebilecek nitelikte imam yoktu. İkinci Dünya Savaşının sıkıntılı günlerinde ihtiyaç o kadar belirgin hale gelmişki, CHP yöneticileri kurslarla İmanı yetiştirme zorunluluğunil duymuştu. "42
Türkiye'nin nüfusu hızla artmaya devam ederken din eğitimi aJanındaki bu çeyrek asırlık boşluğu c.Ioldurmak kolay olmayacaktı. Üstelik sadece dini eğitim alanmda uzun süren bir boşluk bırakılınakla kalmamış lise tarih kitaplannda tabiat güçlerini Allah inancı yerine koyan, müslümaniann peygamber inancını kökünden sarsan açıklamalara yer vermek gibi dine karşı olumsuz ve yanlış tutumlar halka dinin elden gitmekte olduğu kanaatini vermiştir. Böylece halk din adına elde kalana gerçek ve hurafe ayırtetmeksizin sanlmıştır.43 Bunun sonucu olarak dini yeniden canlandırma adına çeşitli dini tarikat ve cereyanlar doğup yayılınağa başlamıştır. Artık Hz . Muhammed'in getirip uyguladığı, Kur'an ın anlattığı müslümanlık hangisidir, net ve berrak olarak bilinemiyordu. "Gerçi vicdan özgürlüğü anayasanın güvencesi altındadır. Herkes inanmakta ve ibadet etmekte hürdür. Fakat hangi inanca ve hangiibadeti?"44
Bu olumsuz tablo, 1949 yılında bir ilahiyat Fakültesi, 1951 yılında da 7 İmam - Hatip Okulunun tekrar açılması ile 5 - 10 yıl içerisinde değişecek değildi elbette. Çünkü ihtiyaç sadece nüfusun ikiye katlanmasıyla ortaya çıkmamış, yeterli veya yetersiz eskilerin yerlerinin doldurulmamasıyla da iyice büyümüştü. Üstelik toplumun duygu, düşünce ve kültür yapısında açılan gedikler de kolay kapatılacak gibi değildi. Dinçer 25 yıl sonra 1974 yılında şunlan yazıyordu: "Şu kadannı ilave edelim ki, 12 Mart 1971 öncesi anarşik olaylara katılan, eylemde bulunan gençlerin
41 N. Dinçer,lmam -Hatip Okullan Meselesi, s: 45. 42 Y. Kemal Kaya, İnsan Yetiştirme Düzenimiz, s: 287 43 B. Bilgin, Türkiye'de Din Eğitimi, s: 49. 44 B. Bilgin, Türkiye'de Din Eğitimi, s: 46.
41
. '
yaşlan tetkik edilirse, bunların 1924 - 1950 yılları arasında eğitim görenlerin çocuklan olduğu ortaya çıkar. Bu hale göre o boşluk yıllarının çöküntülerini ve neticelerini daha uzun zaman, fakat olaylar çıktıkça görebileceğimizi son olayla ıspatlamaktadır. Terbiye, neticeleri hemen değil 40 - 50 sene sonra görülen hassas bir müessesedir."45 ·
Türkiye bundan sonra Dinçer'i haklı çıkamcasına 12 Eylül 1980 öncesi olaylarını yaşayacaktır. Sonuçta 12 eylül askeri yönetimi Din Dersini ilk ve orta öğre
tim kurumlarına zorunlu ders olarak koyma ihtiyacını duyacaktır.
Bugün İmam - Hatip Liselerinin önemli bir boşluğu dotdurduğunu şöylernek yanlış olmayacaktır. Okul sayısı ve bu okullarda okumakta olan öğrenci sayısına dair rakamlar bu alandaki istihdam imkanlarına göre fazla zannediliyorsa da gerçekte İmam - Hatip Lisesinden mezun olanların mesleğe yönelme durumları göz önüne alındığında gerçeğin zannedildiği gibi olmadığı anlaşılacaktır46• .
Bu okullardan şimdiye kadar mezun olmuş öğrenci sayılarının tahliline gir-. meden sadece Diyanet İşleri Başkanlığının Din Görevlisi açığının yıllardır kapatılamamış olduğunu ifade etmekle yetinelim. Halen Diyanet İşleri Başkanlığının Dini Hizmetler sınıfından 14578 kadro boş bulunmaktadır. İmam - Hatip Lisesi mezunu bulunmadığı için görev verilen 17208 adet ilkokul mezunu din görevlisini de eklersek bu sayı 31786 ya ulaşır.47
S. İMAM-HA TİP LiSELERİNİN FONKSiYONEL DURUMU
Günümüz Türkiye'sinde her yıl 600 bin civarında genç Üniversite kapılanın zorlamaktadır. Devlet bunların hepsine yüksek öğrenim yapma i.mkfuıı verememektedir. Her şeye rağmen Devlet bu imkfuıı sağlamış olsa bile o takdirde Üniversite me~unu işsizler ordusu problemi ile karşı karşıya kalacaktır.
İşte bu yüzden gençleri ortaöğretim sonrasında bir meslek sahibi yapmak üzere son yıllarda mesleki ve tekriik öğretime öncelik ve ağırlık veren politikalar hızlandırıldı. 5. Beş Yıllık Plan döneminde mesleki ve teknik öğretimin genel ortaöğretim içerisindeki oranının %50 nin üzerine çıkarılması hedeflenmiş48 ve genel ortaöğretime olan talebi azaltacak tedbirlerin alınması ilke olarak benimsenmiştir.49
45 N. Dinçer, İmam -I!atip Okullan Meselesi, s: 49 46 D.P.T. Din Eğitimi Ozelllıtisas Kqrııisyonu Raporu, 1971, s: 34 47 Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Din Oğrel4ni Genel Müdürlüğüne hitaben yazdığı 15.121988 tarih ve
A2/013!208 sayılı yazısı eki, Tablo: 3 (R.akanılar Şubat 1988 tarihi itibariyledir.) 48 D.P.T.V. Beş Yıllık Kalkıruna .Planı Döneruiude Sektörel Gelişmeler, s: 221, Tablo: 187. 49 D.P. T. a.g.e., s: 228
42
' Gerek işsizliğin çözümü gerekse Üniversite kapılanndaki yığılmalann önlenmesi için mesleki ve teknik eğitimde bu gelişmelerin sağlanmasına çalışılırken çeşitli mesleki ve teknik okullardan mezun olanlara'üniversiteye girişte herhangi bir .sınırlama getirilmesi düşünülmemiştir. Çünkü böyle bir uygulama hem eğitimde fırsat eşitliği ilkesine ters düşerdi, hem de yüksek öğretime öğrenci alımında daha zeki ve daha yetenekli öğrencilerin seçilip alınmasını olumsuz yönde etkilerdi. Sonuçta üstün zeka ve yetenek sahibi gençlerin yüksek öğrenim göqneleri ve toplum için daha çok verimli olmalan önlenmiş olabilirdi.
İmam- Hatip Lisesi mezunlan da ayhı çerçevede düşünülmüştür. Bu düşünceyledir ki İmam - Hatip Liselerinde hem meselğe hem de yüksek öğreriİme hazırlayıcı proğramlar uygulanmaktadır. Diğer taraftan sayılan 383 ü bulan İmam- Hatip liselerinin yalnız meslek elemanı yetiştirdiği zannı ile veya öyle olması gerektiği kanaatİ ile sayılannın istihdam açısından ihtiyacın çok üstünde olduğu çeşitli çevrelercezaman zaman dile getirilmekte ve azalulmalan istenmektedir.
Ancak bu okullan yalnız mesleki eğitim veren proğramlara bağlayıp mezunlann üniversiteye girişleri önlenmeden sayılan azalUlırsa bugünkü durumda bile bir türlü kapaulamayan din görevlisi açığı gitgide daha da büyüyecektir. Proğramından kültür dersleı;i.ni çıkararak mezunlannın üniversiteye geçişleri önlenirse o takdirde geçmişte olduğu gibi itibar kaybederek kapanma durumuna düşebilirler .
. İmam - Hatip Liselerinin proğramından kültür derslerinin çıkarılmasının başka sakıncalan da vardır: Kur'an'ın birçok hükümlerini ve birçok dini meseleleri anlayabilmek belli düzeyde kültürlü olmayı gerektirirken bunları halka anlaunak ve halkı doğru bilgilerle aydınlaunak durumundaki din görevlilerinin daha çok kültürlü olmalan gerekir. Müsbet bilgilerden yoksun kültür seviyesi düşük din görevlileri topluma faydalı olamıyacakUr.
Tevhidi Tedrisat Kanunu'nun takrir metni (meclise sunuş gerekçesi)nde Osmanlı Devleti'nin son yıllannda eğitim müeSseselerinde meydana gelen iki türlü (mektepli - medreseli) Öğretimin ~larına dikkat çekildikten sonra şöyle deniyor:
"iki türlü terbiye bir memlekette iki türlü insan yetiştirir. Bu ise vahdeti his ve fıkir ve tesanüd gayelerini külliyen muhildir" duygu ve düşünce birliği ile dayanışınayı sağlama hedeflerini tamamıyle yok eder".50
Genel ortaöğretİrnde okutulan kültür derslerinden yoksun bir mesleki din eğitimi Tevhidi Tedrisat Kanunu'nun kaldırdığı bu iki türlü öğretime dönüş olur.
50 K. Okan, Tevhidi Tedrisat Kanımu ve Meclis Müzakereleri, s: 5
43
İşte bu sakıncalada İmam -Hatip Liselerinin proğraınlanndan kültür.derslerinin kaldınlmaşı mümkün görülmemektedir.51 Diğer taraftan genel orta öğretimde okutulan ortak kültür dersleri alan mesleki ve teknik lise mezunlarının yukarıda zikrettiğimiz gerekçelerle üniversiteye geçişleri engellenememektedir.
Bu durumda İmam -Hatip Liselerinin bugünkü statü ile eğitim öğretime devam etmeleri gerekli görülüyor. Bir taraftan aydın ve kültürlü din görevlileri yetiştirilirken diğer taqıftan din adamı olmayı düşünmeyen fakat dini bilgilerini dalıa iyi öğrenmek isteyen vatandaşlam bıi iınkfuı verilmiş oluyor.
Türk Eğitim Tarihi yazarı Aleyüz şöyle diyor:
"Yeteneğini kanıtlayarak, çaba ve başarı göstererek yükselme esasına dayanan Türk Devlet ve toplum yapısı içinde okullar, toplumun en alt düzeyinden en üst düzeylerine kadar halk çocuklarının yükselmelerine imkan vermiş, bu şekilde, sosyal hareketliliği sağlamışlardır. Fakat devlet yönetiminde, fıkir ve sanat hayatında, daha çok, okulların bulunduğu kent ve kasaba çocukları yer almış, köy çocukları ise bu alanlarda yeterince görev alamamışlardır ki bu da sosyal gelişmemiz için bir kayıp olmuştur."52
İmam - Hatip Liselerine dalıa çok köy çocukları devam ettiğinden sosyal gelişmemiz için bir kayıp olarak değerlendirilen olumsuzluğun giderilmesine bu okulların önemli katkısı olmaktadır.
Mesleki din eğitiminin meslek elemanı yetiştirme temel görevi yanında mesleğin dışındaki alanlara yönelecek öğrencilere dini bilgilerin köklü bir şekilde öğretilmesi; manevi değerlerimizin korunması, milli ve manevi benliğimizin gelişip
güçlenmesi açısından ayrı bir değer taşımaktadır. Dini hayat sayesinde kanılmış insani ve sosyal değeri büyük tecrübelerin geliştirilerek yeni kuşaklani intikaline bu yolla önemli katkı sağlanmış olur. Kültürün temeli olan ·sosyal tecrübelerin korunması yanında onların yozlaştırılmasını ve çeşitli batıl inanç ve yanlış saplanulann türeyerek toplum için zararlı ve yıkıcı hale gelmesini önlemek mesleki din eğitiminin görevidir.
Dini tecrübelerin korunması yanında onların yozlaştınlmasını ve çeşitli batıl inanç ve yanlış saplannların türeyerek toplum için zararlı ve yıkıcı hale gelınesini önlemek mesleki din eğitiminin görevidir.
Dini bilgi yetersizliğinin temellendirdiği kabul edilen çeşitli dini cereyanların önlenmesi ve milli bütünlüğümüzün bu yönde zarar görmemesi için, İmam - Hatip
51 D.P.T. Din Eğitimi Özellhtisas Komisyonu Raporu, s: 23. 52 N., Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s: 479.
44
Liselerini; kabul edilmiş dini doğrulann ve tartışılmayan İslami esasiann serbest ve yaygın okul ortamında okututup dini bütünlüğün sağlandığı öğretim kurumlan olarak görmek gerekir.
KAYNAKÇA:
AKYÜZ Yahya Türk Eğitim Tarihi Ankara 1989.
BİLHAN Saffet, "Din Eğitim'nin Amacı", Türkiye'de Din Eğitimi Semineri, İlahiyat Fak. Yayını: ı Ankara 1981
CİCİOÖLU Hasan Türkiye Cumhuriyetinde İlk ve ortaöğretim A. Ü. Eğtiim Bilimleri Fak. Yayım: 140 Ankara 1985.
Cumhuriyet Döneminde Eğitim M.E.B.İstanbul1983 (Komisyon)
Din Eğitimi Çalışma Grubu Raporu M. E. B. Ankara 1981.
Din Eğitim Özel ihtisas Komisyonu Raporu DPT. ankara 197i.
Dinçer Nahit, 1913'ten günümüze İmam- Hatip Okullan, Meselesi İstanbul 1974
Ergin Osman, Türkiye Maarif Tarihi I -V İstanbul 1977
Güran Kemal "İmam - Hatip Lisesi mezunlannın İstihdamı ile ilgili Problemler" Türkiye I. Din Eğitimi Semineri, Ankara 1981.
Güzel, ILısaıi Celal, "Türkiye'de Oralöğretim ve Mesleki Teknik Eğitim" Milli Eği-tim ve Din Eğitimi S: 71 - 86 Ankara 1981.
Jaschke, Gotthard, Yeni Türkiye'de İslamlık, Terc. Hayrollah Örs, Ankara 1972.
Kaya Yahya Kemal, İnsan Yetiştirme Düzenimiz ankara 1974.
Okan Kenan, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Meclis Müzakereleri M. E. B. Ankara 1971.
Okutan Ömer, Din Eğitimi Okullan Planlaması ile ilgili Rapor, 1971.
Parmaksızoğlu İsmet, Türkiye'de Din Eğitimi M.E.B. Ankara 1966.
Topçu Nurettin, Türkiye'nin MaarifDavası İstanbul1970
Tug. Salih "Türkiye'de Din Eğitiminin Sosyal ve Hukuki Dayanaklan" Türkiye ı. Din Eğitirrii Semineri S: 175- 191 Ankara 1981.
45