T.C. VEtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02584.pdf · 2018-05-25 · gereken bir pazarlama çeşididir. ......
Transcript of T.C. VEtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02584.pdf · 2018-05-25 · gereken bir pazarlama çeşididir. ......
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMU SEÇİMİNDE AĞIZDAN AĞIZA
PAZARLAMANIN ROLÜNÜ BELİRLEMEYE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA
Nesrin ÖZCAN
1430201877
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA
ISPARTA-2018
iii
TEŞEKKÜR
Bu çalışmada bilgisini esirgemeden desteği ve yardımları ile yanımda olan
başta değerli ve saygıdeğer danışman hocam Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA’ya,
yüksek lisans jüri üyeliğini kabul ederek beni onurlandıran ve hiçbir zaman
yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Doç. Dr. Ömer Kürşat TÜFEKÇİ’ye ve yine
jüri üyeliğini kabul ederek beni onurlandıran saygıdeğer hocam Dr. Öğr. Üyesi Sezai
ÖZTOP’a teşekkürü borç bilirim.
Çalışmalarım boyunca her zaman bana inanan, ilgi, sevgi ve desteklerini hiçbir
zaman esirgemeyerek yanımda olan başta biricik annem Fatma ÖZCAN olmak üzere
çok sevgili ablam Nesli ÖZCAN’a teşekkür ederim. Ayrıca bu süreçte desteklerini
hiçbir zaman esirgemeyen değerli arkadaşlarım Ali Ekrem AKDAĞ, Ece GÜL, Tahire
ŞAHİN’e teşekkürlerimi sunarım.
Nesrin ÖZCAN
1430201877
1
(ÖZCAN, Nesrin, Okul Öncesi Eğitim Kurumu Seçiminde Ağızdan Ağıza
Pazarlamanın Rolünü Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma, Yüksek Lisans Tezi, Isparta,
2018)
ÖZET
Günümüz teknolojisi, tüketicilerin her türlü bilgiye ulaşmasını
kolaylaştırmaktadır. Bunun yanı sıra her gün binlerce bilgiye maruz kalan tüketiciler,
satın alama kararı vermekte zorlanmaktadır. Tüketicilerin, her bir ürün veya hizmet
için pek çok alternatif arasından seçim yapmaları gerekmektedir. Tüketicilerin sürekli
değişen istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek için pazarlamacılar yeni stratejiler
geliştirmektedir. Bunlardan birisi de ağızdan ağza pazarlamadır. Bu strateji, özellikle
de hizmet sektöründe yer alan okul öncesi eğitim hizmeti pazarlamasında uygulanması
gereken bir pazarlama çeşididir.
Bu çalışmada tüketicilerin okul öncesi eğitim kurumu seçimlerinde ağızdan
ağıza pazarlamanın rolünün belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaca göre bu hizmeti
satın almış olan toplam 408 Süleyman Demirel Üniversitesi çalışanı ile yüz yüze anket
uygulaması yapılmıştır. Okul öncesi eğitim kurumu seçiminde ağızdan ağıza
pazarlamanın rolünü belirlemek amacıyla; frekans, faktör, bağımsız T testi ve tek
yönlü Varyans analizi uygulanmıştır. Araştırma sonucunda; tüketicilerin çoğu okul
öncesi eğitim hizmeti satın alırken tavsiye aldıklarını ve tavsiye aldıkları kişilerin
yakın çevrelerindeki insanlar (iş arkadaşları/arkadaşlar, aile, v.b.) ve okul öncesi
eğitim hakkında uzman olan kişiler olduğu tespit edilmiştir. Ağızdan ağıza
pazarlamanın rolü açısından risk algısı, cinsiyete ve mesleğe göre farklılık gösterirken
ağızdan ağıza iletişim (tavsiye) sadece meslek gruplarında farklılık gösterdiği
sonucuna varılmıştır. Fikir arayışının sadece meslek ve gelir gruplarına göre farklılık
gösterdiği sonucuna varılmıştır. Fikir liderliği ise cinsiyete göre farklılık gösterdiği
sonucu elde edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ağızdan Ağıza Pazarlama, Ağızdan Ağıza İletişim,
Pazarlama İletişimi, Bütünleşik Pazarlama İletişimi.
2
(ÖZCAN, Nesrin, A Research on Determining the Role of Word of Mouth
Marketing in the Pre-School Education Institution Selection, Master Thesis, Isparta,
2018)
ABSTRACT
Thanks to today's technology consumers can access all manner of information
easily. In addition to that, consumers are having difficulties to make purchase decisions
who exposed to thousands of information every day. Consumers need to choose from
many alternatives for each product or service. Marketers are developing new strategies
for respond to the constantly changing demands and needs of consumers. One of them
is a mouth-to-mouth marketing. Especially this strategy is a marketing type that should
be applied in pre-school education service marketing.
In this study, it has been aimed to measure the role of word of mouth marketing
on consumers election in pre-school education instituation. According to this aim, a
face-to-face survey has been conducted on a total of 408 Süleyman Demirel University
employees who had purchased preschool education services. Frequency, factor,
independent T test and variance analysis were applied to measure the role of word of
mouth marketing on on consumers election in pre-school education instituation. As a
result of this research, it has been determined that the most of the parents (consumers)
take advice; and the individuals whom they take advice from are the persons in their
close environment (friends/colleagues, family, etc.) and who are experts on pre-school
education while they are buying preschool education service. It has been concluded
that the role of WOMM differs according to gender and proffession; and the word of
mouth communication differs only in proffessional groups. The behavior of
information seeking shows difference only according to occupation and income
groups. It has been determined that the opinion leadership differs according to gender.
Key Words: Word of Mouth Marketing, Word of Mouth Communication,
Marketing Communication, Integrated Marketing Communication
3
İÇİNDEKİLER
TEZ SAVUNMA TUTANAĞI ........................................................................................ i
YEMİN METNİ .............................................................................................................. ii
TEŞEKKÜR ................................................................................................................... iii
ÖZET ................................................................................................................................ 1
ABSTRACT ..................................................................................................................... 2
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... 3
KISALTMALAR DİZİNİ .............................................................................................. 5
TABLOLAR DİZİNİ ...................................................................................................... 6
ŞEKİLLER DİZİNİ ........................................................................................................ 8
GİRİŞ ............................................................................................................................... 9
BİRİNCİ BÖLÜM
PAZARLAMA İLETİŞİMİ KAVRAMI
1.1. İLETİŞİM KAVAMI, TANIMI VE SÜRECİ ................................................. 11
1.2. PAZARLAMA İLETİŞİMİ KAVRAMI VE TANIMI ................................... 14
1.2.1. Pazarlama İletişiminin Amaçları ................................................................... 15
1.2.2. Pazarlama İletişiminin Özellikleri ................................................................. 16
1.2.3. Pazarlama İletişim Stratejisi .......................................................................... 17
1.2.4. Pazarlama İletişim Süreci .............................................................................. 19
1.3. BÜTÜNLEŞİK PAZARLAMA İLETİŞİMİ .................................................... 20
1.3.1. Bütünleşik Pazarlama İletişimi Tanımı.......................................................... 22
1.3.2. Bütünleşik Pazarlama İletişiminin Amaçları ................................................. 24
1.3.3. Bütünleşik Pazarlama İletişimin Gelişimi ..................................................... 25
1.3.4. Bütünleşik Pazarlama İletişimi Bileşenleri .................................................... 28
1.3.4.1. Kişisel Satış ............................................................................................. 29
1.3.4.2. Reklam .................................................................................................... 31
1.3.4.3. Satış Tutundurma ( Promosyon ) ............................................................ 32
1.3.4.4. Halkla İlişkiler ......................................................................................... 35
1.3.4.5. Satınalma Noktası İletişimi ..................................................................... 36
1.3.4.6. Sponsorluk .............................................................................................. 37
İKİNCİ BÖLÜM
AĞIZDAN AĞIZA PAZARLAMA
2.1. AĞIZDAN AĞIZA İLETİŞİM KAVRAMI VE TANIMI ............................. 38
2.1.1. Ağızdan Ağıza İletişimin Kapsam ve Önemi ................................................ 41
2.1.2. Ağızdan Ağıza İletişimin Özellikleri ............................................................. 42
2.1.2.1. Güvenilirlik ............................................................................................. 44
2.1.2.2. Deneyim Aktarımı ................................................................................... 45
2.1.2.3. Müşteriye Dayalı Olması ........................................................................ 45
2.1.2.4. Zaman ve Para Tasarrufu ........................................................................ 45
2.1.3. Ağızdan Ağıza İletişim Türleri ...................................................................... 46
2.1.3.1. Olumlu Ağızdan Ağıza İletişim .............................................................. 47
2.1.3.2. Olumsuz Ağızdan Ağıza İletişim ............................................................ 48
2.1.4. Ağızdan Ağıza İletişim Süreci Üyeleri .......................................................... 49
4
2.1.4.1. Kaynak .................................................................................................... 51
2.1.4.1.1. Ağızdan Ağıza İletişimde Kaynak Unsurları ................................... 52
2.1.4.1.1.1. Fikir Liderleri ............................................................................. 52
2.1.4.1.1.2. Pazar Kurtları ............................................................................. 53
2.1.4.1.1.3. Referans Grupları ....................................................................... 54
2.1.4.1.1.4. Diğer Kaynaklar ......................................................................... 55
2.1.4.2. Kodlama .................................................................................................. 55
2.1.4.3. İletişim Kanalı ......................................................................................... 56
2.1.4.4. Alıcı/Kod Açma ...................................................................................... 56
2.1.4.4.1. Ağızdan Ağıza iletişim Sürecinde Rol Alan Alıcı Özellikleri ......... 57
2.1.4.4.1.1. Alıcının Kişisel Özellikleri ........................................................ 57
2.1.4.4.1.2. Algılanan Risk ........................................................................... 57
2.1.4.4.1.3. Alıcının Uzmanlık Düzeyi ......................................................... 59
2.1.4.4.1.4. Alıcı ve Kaynak Arasındaki Bağın Gücü .................................. 60
2.1.4.5. Geri Bildirim ........................................................................................... 60
2.1.4.6. Gürültü .................................................................................................... 61
2.1.5. Ağızdan Ağıza İletişim Gücünün Tüketici Karar Verme Sürecine Etkisi ..... 61
2.2. AĞIZDAN AĞIZA PAZARLAMA KAVRAMI VE TANIMI ...................... 62
2.2.1. Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Özellikleri ...................................................... 64
2.2.2. Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Önemi ............................................................. 65
2.2.3. İnternet Ortamında Ağızdan Ağıza Pazarlama .............................................. 68
2.2.4. Viral Pazarlama.............................................................................................. 71
2.2.5. Fısıltı Pazarlama ( Buzz Marketing ) ............................................................. 71
2.2.6.Örtülü Pazarlama ( Stealth Marketing ) .......................................................... 74
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ARAŞTIRMA
3.1. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ ............................................................................... 76
3.2. ARAŞTIRMANIN AMACI VE KAPSAMI ..................................................... 77
3.3. ARAŞTIRMANIN SINIRLAMALARI ............................................................ 77
3.4. ARAŞTIRMANIN MODELİ ............................................................................ 78
3.5. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ ................................................................. 78
3.6. ARAŞTIRMANIN EVRENİ VE ÖRNEKLEMİ ............................................. 80
3.7. VERİ TOPLAMA YÖNTEMLERİ VE ARAÇLARI ..................................... 82
3.8. VERİLERİN ANALİZİ VE YORUMLANMASI ........................................... 83
3.8.1. Araştırmanın Güvenilirliği ............................................................................. 84
3.8.2. NormalDağılım Testi ..................................................................................... 85
3.8.3.Araştırmanın Frekans Dağılımları .................................................................. 87
3.8.4. Faktör Analizi ................................................................................................ 94
3.8.5.Bağımsız T Testi veTek Yönlü Anova Testi .................................................. 96
3.8.5.1.Bağımsız T testi ....................................................................................... 97
3.8.5.2.Tek Yönlü Anova Testi (Varyans Analizi) .............................................. 98
SONUÇ ......................................................................................................................... 106
KAYNAKÇA ............................................................................................................... 112
EKLER ......................................................................................................................... 122
ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 126
5
KISALTMALAR DİZİNİ
AAP Ağızdan Ağıza Pazarlama
AAİ Ağızdan Ağıza İletişim
ABD Amerika Birleşik Devletleri
AIDA Attention, Interest, Desire, Action
BDT Bağımsız Devletler Topluluğu
BPİ Bütünleşik Pazarlama İletişimi
E-AAİ Elektronik Ağızdan Ağıza İletişim
IMC Integrated Marketing Communication (Bütünleşik Pazarlama İletişimi)
POP Point-Of Purchase (Satın Alma Noktası)
Sig. Significant (Anlamlılık)
TDK Türk Dil Kurumu
vd. ve diğerleri
WOM Word of Mouth (Ağızdan Ağıza İletişim)
WOMM Word of Mouth Marketing (Ağızdan Ağıza Pazarlama)
WOMMA Word of Mouth Marketing Association (Ağızdan Ağıza Pazarlama
Birliği)
6
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1.1. Yıllar İtibariyle Bütünleşik Pazarlama İletişiminin Tanımları ...................... 23
Tablo1.2. Pazarlama İletişiminin Gelişimi ..................................................................... 26
Tablo 1.3. Reklamın Temel ve Alt Amaçları .................................................................. 32
Tablo 1.4. Promosyon ve Satış Geliştirme Uygulamaları ............................................... 33
Tablo 2.1. Yaratıcı Mesaj ................................................................................................ 56
Tablo 2.2. Risk Türleri .................................................................................................... 59
Tablo 2.3. Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Tüketici Satın Alma Karar Sürecindeki Rolü 62
Tablo 3.1. 2016 Yılı Personel Bilgisi .............................................................................. 81
Tablo 3.2. Anket Bölümleri ............................................................................................ 83
Tablo 3.3. Güvenilirlik İstatistikleri ................................................................................ 85
Tablo 3.4. Normal Dağılım Testi Sonuçları .................................................................... 86
Tablo 3.5. Katılımcıların Cinsiyete Göre Dağılımları .................................................... 87
Tablo 3.6. Katılımcıların Yaş Gruplarına Göre Dağılımları ........................................... 88
Tablo 3.7. Katılımcıların Meslek Gruplarına Göre Dağılımları ..................................... 88
Tablo 3.8. Katılımcıların Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları ................................... 89
Tablo 3.9. Katılımcıların Gelir Durumlarına Göre Dağılımları ...................................... 89
Tablo 3.10. Katılımcıların Çocuk Sayılarına Göre Dağılımları ...................................... 90
Tablo 3.11. Katılımcıların Okul Öncesi Eğitim Hizmeti Veren Bir Kurumu Tercih
Etmeden Önce Tavsiye Almak İsteyip İstemediklerine Dair Dağılım ......... 90
Tablo 3.12. Katılımcıların Okul Öncesi Eğitim Hizmeti Veren Bir Kurumu Tercih
Ederken Tavsiye Verilip Verilmediğine Dair Dağılım ................................ 91
Tablo 3.13. Katılımcıların Okul Öncesi Eğitim Hizmeti Tercih Ederken En Çok
Yararlandıkları Kaynaklar İle İlgili Dağılım ................................................ 91
Tablo 3.14. Katılımcıların Okul Öncesi Eğitim Hizmeti Tercih Ederken Tavsiye
Alımına İlişkin Tutumlarına Dair Dağılım................................................... 92
Tablo 3.15. Katılımcıların, İnsanların Birbirlerine Tavsiye Vermeleri Konusundaki
Görüşlerine Dair Dağılım ............................................................................. 93
Tablo 3.16. Katılımcıların, Okul Öncesi Eğitim Hizmeti Veren Herhangi Bir Kurum
Hakkında Tavsiyede Bulunup Bulunmadığına İlişkin Dağılım ................... 93
Tablo 3.17. KMO and Bartlett's Testi Sonuçları ............................................................. 94
Tablo 3.18. Tavsiye (AAİ) Etkisineİlişkin Faktör Analizi Sonuçları ............................. 95
Tablo 3.19. Okul Öncesi Eğitim Tercihinde Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Etkisi
Açısından Cinsiyete Göre Farklılık Olup Olmadığına DairBağımsız
T Testi Sonuçları .......................................................................................... 97
7
Tablo 3.20. Okul Öncesi Eğitim Tercihinde Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Etkisi
Açısından Meslek Grupları Arasında Farklılık Olup Olmadığına Dair
Anova Testi .................................................................................................. 99
Tablo 3.21. Okul Öncesi Eğitim Tercihinde Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Etkisi
Açısından Eğitim Grupları Arasında Farklılık Olup Olmadığına Dair
Anova Testi ................................................................................................ 101
Tablo 3.22. Okul Öncesi Eğitim Tercihinde Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Etkisi
Açısından Gelir Grupları Arasında Farklılık Olup Olmadığına Dair
Anova Testi ................................................................................................ 103
Tablo 3.23. Test Edilen Hipotezlerin Durumu .............................................................. 103
8
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 1.1. Genel İletişim Modeli ..................................................................................... 13
Şekil 1.2. Tanıtımda İletişim Sürecinin İşleyişi .............................................................. 20
Şekil 1.3. AIDA Modeli .................................................................................................. 22
Şekil 1.4. Bütünleşik Pazarlama İletişim Planı ............................................................... 29
Şekil 2.1. Ağızdan Ağıza İletişim Modeli ....................................................................... 43
Şekil 2.2. Ağızdan Ağıza İletişim Süreci Üyeleri ........................................................... 50
Şekil 2.3. Ağızdan Ağıza İletişim Süreci ........................................................................ 51
Şekil 2.4. Ağızdan Ağıza İletişim (AAİ) ve Elektronik Ağızdan Ağıza İletişim
(E-AAİ) Süreçleri ........................................................................................... 70
Şekil 3.1. Araştırmanın Modeli ....................................................................................... 78
Şekil 3.2. Normal Dağılım Testi Sonucu ........................................................................ 87
9
GİRİŞ
Modern işletme faaliyetlerinden biri olan pazarlama, insanlık tarihi kadar
eskidir. Pazarlama faaliyetlerinin bilinçli bir şekilde yapılmasına sanayi devriminden
sonra başlamıştır. Pazarlama faaliyetlerinin gelişiminin altında birçok neden
yatmaktadır. Örneğin; üretimin artması, teknolojinin gelişimi, nüfus artışı, küreselleşme
ve türevleri gibi birçok etmenin etkisi göze çarpmaktadır (Odabaşı, 1995: 5). Pazarlama
kısaca; müşteriler, alıcılar, paydaşlar ve genel olarak toplum için değeri olan sunuları
oluşturma, iletişimini kurma, teslim etme ve değiş tokuşunu gerçekleştirme etkinlikleri,
kurum düzeni ve süreçleridir (https://www.ama.org/AboutAMA/Pages/Definition-of-
Marketing.aspx).
Varinli, (2012)’nin belirttiği gibi, insanların kontrolü dışındaki birçok faktör
büyük bir hızla gelişmeye ve değişmeye devam etmektedir. Bu gelişim ve değişimler
arasında en göze çarpan ise teknolojik gelişmelerdir. Teknolojinin hızlı gelişimi
tüketicilerin bu duruma ayak uydurmasını zorlaştırmaktadır. Teknolojik alanda
meydana gelen bu değişim ve gelişimin neticesinde bireyler birçok bilgi akışına maruz
kalmaktadır. Bunun en büyük kaynağı ise kullanmakta olduğumuz akıllı telefonlardır.
Özellikle de genç tüketici kitlesinin kullanmakta olduğu bu teknoloji, işletmelerin de
dikkatini çekmiştir. Bunun sonucunda işletmeler artık mobil iletişim araçları üzerinden
pazarlama stratejilerini yürütürken aynı zamanda da tüketicileri bilgi bombardımanına
tutmaktadırlar.
Tüketiciler bir ürün veya hizmeti satın almadan önce yakın çevrelerinden (aile,
akrabalar, iş arkadaşları/arkadaşlar vb.) tavsiye almak istemektedirler. Ağızdan ağıza
iletişim sayesinde tüketiciler risk algılarını en az seviyeye indirmeyi amaçlamaktadırlar.
Ağızdan ağıza iletişim; bir kuruluşun itibarı ve güvenilirliği, faaliyet türü, hizmetleri ve
türevleri hakkında tüketicilerin birbirlerine aktardıkları duygu, düşünce, fikir veya
bilgiler bütünüdür. Alıcı açısından ağızdan ağıza iletişim ile sağlanan bilgiler objektif
ve güvenilirdir. Bu nedenle kişiler genellikle bir ürün ya da hizmet satın almadan önce
yakın çevrelerindeki kişi ya da kişilerden tavsiye almak istemektedirler. Bu sayede
ağızdan ağıza iletişim yolu ile elde edilen bilginin daha güvenilir olduğunu düşünürler
(Karaca, 2010: 4).
Başarılı bir ağızdan ağıza iletişimin gerçekleşebilmesi için; kaynak (fikir
10
liderleri, pazar kurtları, referans grupları, vb.), iletişim kanalı, alıcı, tepki ve geri
bildirim gibi önemli unsurların olması gerekmektedir. Kaynak mesajı kodlayarak
herhangi bir iletişim kanalı zerinden alıcıya gönderir. Alıcı da kodu açarak mesajı
algılar ve bir tepki oluşturur. Bu oluşturduğu tepki geri bildirim olarak mesajı gönderen
kişiye iletilir. Bu süreç gerçekleşirken gürültü unsuru da mevcuttur (Kotler ve
Armstrong, 2004: 27-35). Gönderilen mesajın alıcı tarafından anlaşılmasında çeşitli
etmenler etkili olabilmektedir. Bunlar; alıcı ile kaynak arasındaki bağın gücü, kaynağın
uzmanlığı, alıcının uzmanlığı, alıcının fikir arayışı yapmak isteyip istemediği, kaynağın
fikir lideri olup olmadığı, alıcının algıladığı risk ve sosyo-demografik özellikler gibi
(Karaca, 2010: 12-47). Ağızdan ağıza pazarlamanın temelinde de bir mesajın tüketiciye
iletilmesi bulunmaktadır. Mesajın karşı tarafa iletilmesi ve harekete geçirilmesi ile
ağızdan ağıza pazarlama gerçekleşmiş olur.
Türkiye’de yeni benimsenmeye ve yerleşmeye başlayan ağızdan ağıza
pazarlamanın okul öncesi eğitim kurumu seçiminde rolünü belirlemek üzere hazırlanan
bu çalışmanın ilk bölümünde; pazarlama iletişimi, amaçları, özellikleri, süreci gibi
konulara değinilmiştir. Aynı zamanda bütünleşik pazarlama iletişimi kavramı, geniş
çaplı bir literatür taraması yardımıyla açıklanmıştır.
İkinci bölümde ağızdan ağıza iletişimin, kapsamı ve önemi, özellikleri, türleri,
süreci, kaynak, ağızdan ağıza iletişimde kaynak unsurları, alıcı özellikleri, ağızdan ağıza
iletişim gücünün tüketici kararına etkisi, ağızdan ağıza pazarlama, ağızdan ağıza
pazarlamanın özellikleri, önemi, ağızdan ağıza pazarlama ile ilişkili olan viral
pazarlama, fısıltı pazarlama ve örtülü pazarlama kavramları açıklanmıştır.
Son olarak üçüncü bölümde ise tüketicilerin okul öncesi eğitim kurumu
seçiminde ağızdan ağıza pazarlamanın rolünü belirlemek için yapılan araştırmaya yer
verilmiştir. Araştırma bölümünde; araştırmanın önemine, amacına ve kapsamına
değinilmiştir. Uygulanacak olan analizler için araştırmanın modeli belirlenerek bu
bölümde sunulmuştur. Yine bu bölümde araştırmanın evreni, örneklemi, sınırlamaları
ve veri toplama yöntemleri açıklanmıştır. Verilerin analizinde, araştırmanın
güvenilirliğini test etmek için “Cronbach’s Alfa Katsayısı” ndan yararlanılmıştır. Anket
verilerine: “Bağımsız T Testi” ve “Anova (Varyans)” testleri uygulanmıştır. Çıkan
bulgulara sonuç bölümünde yer verilmiştir ve bu bulgulara göre okul öncesi eğitim
hizmeti sağlayan kurumlara çeşitli öneriler sunulmuştur.
11
BİRİNCİ BÖLÜM
PAZARLAMA İLETİŞİMİ KAVRAMI
Bu bölümde iletişim, pazarlama iletişimi ve bütünleşik pazarlama iletişimi
kavramlarından bahsedilecektir.
1.1. İLETİŞİM KAVRAMI, TANIMI VE SÜRECİ
İnsan hayatı boyunca sürekli olarak iletişimin değişik boyutları ile karşı karşıya
gelmektedir. İletişim sadece yüz yüze gerçekleşen bir olgu değildir. İnsan sosyal bir
varlık olduğu için sürekli çevresi ile iletişim kurma ihtiyacı hisseder. İnsanoğlunun
biyolojik bir varlık olmasının yanında toplumsal bir varlık oluşu da unutulmamalıdır
(Vural, 2012: 3). Toplum içinde yaşayan insan bazı hedef ve amaçlar dâhilinde birbirleri
ile iletişim kurarlar. Bu amaç doğrultusunda, bireyler kişisel olarak, birbirleri ile ve dış
çevreleriyle etkin bir iletişim kurmaları önemli sayılmıştır. Bu süreç iletişim süreci
olarak tanımlanmaktadır. İletişim, gönderici ile alıcı arasında bilgi, duygu ve anlayış
değiş tokuşunu, bu süreçte kullanılan her türlü araç-gereç ve yöntemi de içinde
barındırmaktadır. Ayrıca, göndericinin mesajının alıcıya iletilmesi, benimsetilmesi ve
bu sayede onun eyleme geçirilmesini ve aynı zamanda da alıcının farklı konulardaki
yanıtlarını kapsar (Efeoğlu ve Çetin, 2012: 186).
Geçmişten günümüze iletişimin birçok tanımı mevcuttur. İletişimi, bireylerin,
grupların ve örgütlerin kendi aralarındaki mesaj (bilgi, düşünce, haber) gönderimi ve
alımı süreci şeklindedir (Odabaşı, 1995: 15; Cemalcılar, 1988: 305). İnsanlar tüm
toplumsal ve bireysel ilişkilerinde asgari düzeyde iletişime gerek duyar. İnsanın iletişim
halinde bulunduğu her durumda, her ortamda, toplumsal ilişkilerin oluşturulmasında bir
süreç yaşanır bu da iletişim sürecidir.
Karaca (2010)’ya göre iletişim; insanların duygu ve düşüncelerini herhangi bir
kanalla karşı tarafa iletme sürecidir. İnsanlar, iletişim kurarlarken öncelikle karşı tarafı
etkilemek ve anlaşılmak isterler. İnsanoğlu sosyal bir varlık olduğu için her daim bir
iletişim ihtiyacı hisseder (Karaca, 2010: 3). İletişim kavramının Türkçe güncel
sözlükteki anlamı, “Duygu, düşünce veya bilgilerin hayal edilebilen her türlü yolla
başkalarına aktarılması, bildirilmesi, haberleşme, komünikasyon” şeklindedir
(www.tdk.gov.tr).
12
Başka bir tanımlamaya göre iletişim, özellikleri ne olursa olsun gönderici ve
alıcının arasındaki his, fikir, dizayn, izlenim, bilgi, maharet ve haber alışverişidir.
İletişimin amacı, gönderici ile alıcı arasında bilgi, düşünce ve tutum ortaklığı
oluşturmaktır. İletişimde, etkileşimin iki yönlü olabilmesi en önemli noktalardan
birisidir. Bilgi aktarımı tek yönlü gerçekleştiriliyorsa bu bilgilendirme olarak
adlandırılır, eğer çift yönlü bir şeyden söz edersek bu da iletişim olarak adlandırılır
(Şimşek, 2009: 3).
Bir diğer söylemle iletişim, alıcı ile gönderici arasındaki düşünce birliğinin ya da
ortaklığının oluşturma sürecidir (Odabaşı, 1995: 15; Delozier, 1976: 1). Odabaşı
(1995)’na göre bu tanımlara bakıldığında, göze çarpan üç unsur bulunmaktadır. Bunlar:
İletişimin olması için en az iki tarafa ihtiyaç vardır. Gönderici ya da
kaynak ve alıcıdır.
Gönderici ve alıcı arasında ortak bir düşüncenin kurulması
amaçlanmalıdır.
Bu faaliyetlerin toplamı bir süreci nitelemelidir.
Bir iletişim modelinde bulunması gereken en temel öğeler; kaynak, mesaj, kanal,
alıcı, geri besleme ve gürültüdür. İletişim sürecindeki bu öğelerin her biri bir diğerini
etkilemektedir. İletişim sürecinde gönderici her zaman aktif konumdadır ve alıcı da tam
tersi olarak pasif konumda yer aldığı göz önünde bulundurulmalıdır (Odabaşı, 1995:
15).
İnsanoğlu geçmişten bu güne kadar bir şekilde çevresi ile iletişim kurarak mesaj
aktarımında bulunmuştur. Bu ihtiyaç doğrultusunda, birey çevresinden ve diğer
bireylerden sürekli mesajlar alır ve sürekli çevresine mesajlar yollar. İnsanların
kendilerini yenilemesi ve gelişmesi bu etkileşimden kaynaklanmaktadır. İnsan sürekli
olarak yenilenen bilgiye ulaşma ihtiyacı hissederse daima çevresi ile etkileşim
içersindedir. Bu yüzden değişime de her zaman açık olmuştur (Vural, 2012: 5).
İletişim olarak ele aldığımız, insanlık tarihinden beridir var olan bu süreç, daimi
bir değişim ve gelişimin yaşandığı bu çağda, mevcut kişilerin ve örgütlerin birbirlerini
anlayabilmeleri için büyük önem arz eder. Bu da iletişimin çok önemli olduğunu
anlamak için yeterli bir sebeptir. İletişim, insanların birbirleri ile bağ kurmalarını
sağladığı için önemi bir kez daha anlaşılmaktadır. İnsan toplumsal bir varlık olduğu
13
için, toplu halde yaşamak zorunluluğu içindedir. Bu yüzden diğer bireyler ile bir arada
yaşayabilmek için bu bağ kurma sürecine ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaç ta sadece
bireylerin birbirleri ile iletişim kurmaları sonucunda giderilebilir (Deveci, 2010: 28).
İnsan ilişkilerinin temelinde yatan iletişim, hayat boyu önemi hep dile
getirilecektir. İletişim, bireylerin ve kitlelerin bir araya gelerek sağlıklı bir şekilde
haberleşmelerinde, fikir ve düşünce paylaşımında, her türlü duygusal ihtiyacın
karşılanmasında önemli bir konumda olduğu yadsınamaz bir gerçek olmuştur. Bu
gerçek insanoğlu var olduğu sürece bu önemini korumaktadır. İletişimin gücü, her
geçen gün daha da artmaktadır (Deveci, 2010: 28).
Şekil 1.1‘de görüldüğü üzere iletişim modeli, iletişimin bütün unsurlarını içine
almaktadır. Modelde yer alan iletişim sürecinde tüm iletişim öğelerin birbirlerini
etkiledikleri unutulmamalıdır (Odabaşı, 1995: 15).
MESAJ MESAJ
Şekil 1.1. Genel İletişim Modeli
Kaynak: Odabaşı, 1995
Niyete dayanan ve bu yolla bir ilişkinin gerçekleşmesinde rol oynayan etkileşim
süreci olarak tanımlanan iletişim (Anık, 2009: 4), alıcı ile kaynak arasında oluşan basit
bir mesaj gönderimi ile başlar. Kaynaktan çıkan mesajın alıcı tarafından algılanması
iletişim sürecinin başladığını gösterir. Kaynak, mesajın çıktığı noktadır ve bu bir kurum
da olabilir. Mesaj, kaynağın alıcıya göndermek istediği duygu ve düşüncelerinin
sembolize edilmiş halidir. İletilmek istenen fikir ve düşünceler kodlama sırasında
KAYNAK KANAL
ALICI
GERİ BESLEME
GÜRÜLTÜ
DÜŞÜNCE KODLAMA KOD AÇMA ANLAMA
14
sembolik hale gelir. Sembol, insanların birbirleri ile olan iletişiminde kullanılan yapay
bir yapıdır. Kaynak, fikir ve düşüncelerini önceden belirleyip, anlaşılır bir şekle
büründürerek alıcıya iletmesi gerekmektedir (Odabaşı, 1995: 16).
1.2. PAZARLAMA İLETİŞİMİ KAVRAMI VE TANIMI
Literatürde birçok tanımı bulunan pazarlama iletişimi; “Reklam, halkla ilişkiler,
satış geliştirme, doğrudan pazarlama, kişisel satış, ticari fuarlar ve satış noktası iletişim
materyallerinin birbirleri ile uyumlu bir koordinasyon içinde marka ve pazarlama
karmasının diğer unsurları ile orkestra edilme süreci” dir (Bozkurt, 2000: 43; Kavoğlu,
2012:3). Başka bir tanımda pazarlama iletişimi; bir organizasyonun, mal veya
hizmetinin pazarlanmasını kolaylaştırma amacı ile uzman kişilerce denetimi
gerçekleştirilip, müşteriyi ikna etme amacı ile bilinçli, programlanmış ve eş zamanlı
faaliyetlerden oluşan bir süreç olarak ele alınmıştır (Odabaşı ve Oyman, 2005: 82).
Bir ürün veya hizmet ile alakalı düşüncelerin değiş tokuşunun yaşanması için
ilgili taraflar arasında bir iletişimin kurulması gerekir (Göktepe, 1992: 209). Durmaz
(2012)’a göre pazarlama iletişimi; hedeflenen kitlede, istenen tepkiyi ortaya çıkarma ile
bütünleşik uyarıcıları sunmak, mevcuttaki işletme mesajlarını değiştirmek ve yeni
iletişim fırsatları yaratmak amacı ile kurulu iletişim kanalları aracılığı ile pazardan
mesajları alma, açıklama ve o doğrultuda hareket etme sürecidir (Durmaz, 2012:237).
Bir başka tanıma göre pazarlama iletişimi, “Bir kuruluşun varoluşuyla, ürün ve
hizmetleriyle ilişkide bulunduğu ve bulunacağı tüm kesimlere neler vaat ettiğini, neler
sağlayabileceğini anlatmasını sağlayacak iletişim çabalarının tümüdür.” şeklinde
sunulmuştur (Ünüsan ve Sezgin, 2005: 6). Kısacası pazarlama iletişimi tüketicinin ürün,
marka veya hizmet hakkındaki düşünce ve inançları etkilemek amacıyla kullanılan
değişkenlerin bütününü kapsayan uygulama ve kavramlara pazarlama iletişimi demektir
(Akyel, 2013: 16).
Pazarlama iletişimi işletmeler ile tüketici arasında gerçekleşen ve devamlılığı
olan bütün bir yapı olarak ele alındığında bu iletişim karşılıklı gerçekleşen bir diyalog
olarak ta ele alınabilir ve bu işletmeler ve tüketiciler arasında etkileşimli bir süreç
olmuştur (Altunışık vd., 2006: 195). Odabaşı (1995)’nın belirttiği gibi; mevcut
tüketicilerin satın alma amaçlarına ulaşabilecek ve aynı zamanda ilgili
organizasyonların da amaçlarına uygun bir noktaya getirebilecek biçimde, mal ya da
15
hizmetlerin tüm önerilerinin tüketicilere aktarılması şekli pazarlama iletişimidir
(Odabaşı, 1995: 24).
Tüm bunların yanında, teknolojik gelişmeler kuruluşlarda da pazarlama
açısından birçok olanak sunmakta ve pazarlama anlayışlarını değiştirmeye, geliştirmeye
ve yenilemeye zorlamaktadır. Sürekli gelişen bilgi teknolojileri ve internet aracılığıyla
mevcut ve potansiyel tüketiciler hakkındaki bilgileri içeren veri tabanları oluşturmak
daha kolay hale gelmiştir. Bu olanakların da yardımı ile şirketler iletişim süreçlerini ve
sunularını daha fazla tüketici odaklı olarak şekillendirme fırsatı elde etmişlerdir. Veri
tabanı pazarlaması yoluyla şirketler mevcut ve potansiyel müşterilere yönelik stratejik
alternatifler geliştirebileceklerdir. Bunun yanında doğrudan pazarlamanın dağıtım ve
tutundurma faaliyetleri daha farklı şekilde uygulayabilecekler, hem de bir pazarlama
aracı olarak değer yaratabileceklerdir (Korkut, Akyol ve Atlaş, 2005: 420).
İşletmeler, varlık amaçlarının gerektirdiği şekilde mal ya da hizmet
üretmektedirler ancak potansiyel müşteriler ürün hakkında herhangi bir yorum
duymadıklarında ürün veya hizmeti satın alma aşamasına geçemeyeceklerdir.
Dolayısıyla temel hedef; mal ya da hizmeti pazarda mevcut pazarda potansiyel tüketici
için bilinmesini sağlayıp rekabetçi ürünlere göre daha tercih edilir şekilde sunulmasıdır.
Bu da pazarlama iletişimini en etkin bir biçimde kullanabilen işletmeler tarafından
gerçekleştirilebilecektir (Cohen, 2000: 66).
1.2.1. Pazarlama İletişiminin Amaçları
Yeni pazarlama çağında işletmeler pazarlama iletişiminin amaçlarını çok iyi bir
şekilde özümsemeleri gerekmektedir. Çünkü bir web sitesi ya da teknolojinin en güçlü
yönlerini şirkete sokmak yeterli olmayacaktır. Onlarca farklı trendi bir bütünü ile
değerlendirmeleri gereken işletmeler, bu eğilimlerin her biri tüketicilerin fikirlerini,
düşüncelerin algılanış biçimini ve yayılış şeklini etkilediklerinin farkında olmalıdırlar
(Godin, 2007: 27). Ünüsan ve Sezgin (2005)’nin yaptığı çalışmada pazarlama
iletişiminin amaçları konusunda iki farklı anlayışa değinmiştir. Birincisi satış, ikincisi
iletişim yönlü anlayışlardır:
Satış yönlü yaklaşım: İşletmelerin sadece satış odaklı oldukları yaklaşım
biçimidir. Bu anlayışa göre işletmeler tüm iletişim kanallarını bu yönde hazırlar,
geliştirir ve sunar. Bu anlayışa sahip olan işletmelerin temel gayesi satış yapmaktır.
16
Bunun tam tersi iletişim yönlü bir anlayış taşıyan işletmeler ise tüketicilerin bazı
aşamalardan geçtiğini ve tüm pazarlama iletişim kanalları ile satış ve satış dışı amaçlara
da ulaşılabildiğini savunur (Cılızoğlu, 1996: 88 aktaran Ünüsan ve Sezgin, 2005: 14).
İletişim yönlü yaklaşım: Bu yaklaşımda mevcut tüketiciler belirli aşamalardan
geçerek, tüm pazarlama iletişimi kanalları ile hedeflenen satışa ulaşılabildiği aynı
zamanda da planlanan satış dışı amaçlara da ulaşılabildiği savunulmaktadır. Pazarlama
iletişiminin her süreci birbiri ile ilintili olup her biten aşamanın ardından diğer aşama
planlanmış bir şekilde başladığı belirtilmektedir. Her bir aşamadan sonar tekrar iletişim
modelleri kurulur ve organik bir yapı olarak devam edilmektedir (Cılızoğlu, 1996: 88
aktaran Ünüsan ve Sezgin, 2005: 14).
Bu iki yönlü amaçlara ek olarak bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetleri belli
amaçlar taşımaktadır. Pazarlama iletişiminin amaçları ile iletişim programının amaçları
tamamen paralel ilerlemektedir. Genel olarak, bu amaçlar marka değeri oluşturmak,
marka farkındalığı sağlamak, bilgi sağlamak, pazarı eğitmek ve marka veya şirket için
daha ileri bir olumlu imaj yaratmaktır. Pazarlama iletişim stratejisinin en büyük amacı
firmanın ayakta kalmasını sağlamak için ürünün satışına destek olmaktır (Ebren, 2006:
40).
1.2.2. Pazarlama İletişiminin Özellikleri
Pazarlama iletişimi, özellikle ürün, hizmet ve markaların satışını destekleyen
reklamcılık, sponsorluk, satış promosyonu gibi iletişim biçimlerinden oluşur.
Kurumların bütçelerindeki en büyük payı genellikle pazarlama iletişimi, özellikle
reklamcılık almaktadır (Uztuğ ve Şener, 2012: 158). Pazarlama iletişimi, işletme ile
hedeflenen pazar arasındaki bütün iletişim modelleri, mal ve hizmetin müşterilerin
zihninde daha canlı hale gelmesine yardımcı olur, tüketicilerin ne istedikleri konusunda
işletmelere yol gösterir ve bu istekleri izler ve bunun yanında tüketiciyi satın alma karar
aşamasında yönlendirir (Eser, 2007: 29; Lewis ve Chambers, 2000: 444).
İşletme ile hedeflenen pazar arasındaki iletişimin tek taraflı olmadığı, yani hedef
pazarın da geri bildirimleri neticesinde oluşmasının yanında işletmenin iletişimi
başlatmak için yaptığı tüm çalışmaları kapsamaktadır. Pazarlama iletişimi kavramı ile
ilgili yapılan açıklamalar, birçok özelliğin varlığını ortaya çıkarmaktadır. Bu özellikler
şu başlıklar altında toplanabilir (Odabaşı ve Oyman, 2005: 39):
17
Pazarlama iletişimi, genel iletişim modeline dayanır ve tüm iletişim öğelerini
içerisinde barındırır.
Pazarlama iletişimi aracılığıyla iletilen mesajların tüketicinin zihninde bilgi
olarak yer etmesi ve böylece ilerideki satın alma sürecindeki kararını etkilemesi
arzulanmaktadır.
Pazarlama iletişimini yönlendirenlerin, tüketicinin deneyim çerçevesini çok iyi
analiz edip, bu çerçeve içerisine girebilecek mesajları oluşturmaları
gerekmektedir. Dolayısıyla pazarlama iletişim sürecini yönetenlerin tüketicileri
çok iyi özümsemeleri gerekmektedir.
Pazarlama iletişimini iki yönlü bir iletişimdir. Her iki taraf bilgi ve deneyim
alışverişi gerçekleştirilir.
Pazarlama iletişimini oluşturan unsurlar arasında uyum ve tutarlı mesaj birliği
vardır.
Pazarlama iletişimi; kavramsal ve davranışsal değişimlerde başarı oranınızı arttırır.
Şirketinizin başarısını sürekli olarak yenileyen, yeniden formülize eden bir yapıya sahip
olduğu için bu konuda da birçok olumlu faydası bulunmaktadır. (Dahlen, Lange ve
Smith, 2010: 11) Çünkü şirket hedeflerine ilerlerken sürekli yenilenerek değişken
yapıya ayak uydurur. Yine Dahlen ve diğerlerinin (2010) pazarlama iletişiminin diğer
özelliklerini şu noktalarda öne çıkarmışlardır;
Müşteri algısını firma lehine çevirir,
Güvenilirlik oranınızı arttırır,
Verilerin önceliğinde değişiklikler meydana getirir,
Rakip firmaların mal ya da hizmet alımlarının önüne geçebilecek satış
oranlarında artışında rol oynar,
Markalaşma sürecinde önemli bir role sahiptir,
Kurumsal markalaşmayı kullanarak şirketin güvenilirlik oranında artış meydana
getirir (Dahlen, Lange ve Smith, 2010: 11).
1.2.3. Pazarlama İletişim Stratejisi
Pazarlama stratejisi, işletmelerin pazarın rekabet durumunun mevcut ve
gelecekteki analizini yaparak, işletmeyi rakiplerinden üstün tutacak planlamaların
18
yapılması işlemidir (Dinçer, 2007: 17-18). Rekabetin hâkim olduğu günümüzde,
pazarlama iletişiminin önemini kavramış olan işletmeler bu ortamın dezavantajını
avantaja dönüştürmeyi başarabilmiştir. Pazarlama iletişimini başarılı bir şekilde
kullanan işletmeler, sürekli bilgi bombardımanına tutulan hedef kitlesini kendi ürün ya
da hizmetine çekebilmektedirler (Altunbaş, 2008: 24).
Başka bir çalışmada pazarlama iletişimi stratejisi “Pazarlama iletişimi
amaçlarının ve uzun dönemli ana faaliyetlerinin belirlenmesi, hedeflere ulaşabilmek için
gerekli kaynak dağıtımlarının yapılması ve faaliyetlerin saptanması” şeklinde
tanımlanmıştır. Aynı çalışmada pazarlama iletişiminin beş temel basamağı olduğundan
bahsedilmiştir. Bunlar:
İlk olarak pazarlama iletişim fırsatlarından faydalanmak,
Pazarlama iletişiminin meydana geldiği kaynakların analizini yapmak,
Pazarlama iletişimi hedeflerini belirlemek,
Alternatif pazarlama iletişim stratejileri geliştirmek ve bunları değerlendirmek,
Özelleştirilmiş pazarlama iletişimi görevlerini ayarlamak (Kocabaş ve Diğerleri,
2000: 18).
Pazarlama iletişim stratejisini ürün, fiyatlandırma, dağıtım ve tutundurma
stratejisi olarak dört temel konu olarak karşımıza çıkmaktadır (Garda, 2016: 247-250).
Firmaların ürün stratejisinde satın alma mesajını etkin bir ürün sunumu, görselliğe hitap
eden bir ambalaj ve ürünün cinsine göre etkili bir şekilde vermelidirler. Ambalaj bir
ürün için en önemli özelliklerden bir tanesidir. Eğer ürün etkileyici bir ambalaja sahipse
tüketicilerin dikkatini hemen çekecek ve tercih edilecektir (Yalçınkaya, 2001: 5)
Firmalar ürettikleri ürün veya hizmet için fiyat belirlerken, bunların kalitesi,
hedef kitle, marka imajı ve pazarda bulunan rakiplerinin fiyat stratejileri göz önünde
bulundurarak hareket etmelidirler. Müşteriler, sunulan ürün veya hizmetin değerini
belirleme konusunda oldukça mantıklı ve tutarlı hareket etmektedirler. Bu noktada
işletmeler, daha iyi bir fiyatlandırma yapabilmek için pazar bölümlemesini ve bu
bölümdeki müşterilerin ürün veya hizmet beklentilerini harmanlamaları gerekmektedir
(Kotler, 1999: 205).
İşletmelerin pazarlama kanalı kararları, diğer tüm kanalları doğrudan ve dolaylı
19
şekilde etkilemektedir. İşletmelerin fiyatlandırma kararları hedef kitlesine göre
değişkenlik gösterirken, işletmenin mal veya hizmetinin uygun kanal gruplarının
pazarlama yeteneklerine paralel olarak gelişir (Kotler ve Armstrong, 1997: 353).
Müşteriler günümüzde pazara sunulmuş kaliteli ürün veya hizmet, uygun fiyatlar
ve benzeri durumlarda öznel yargılarını ön plana çıkarabilmektedirler. Tüketicilerin
ürün veya hizmeti satın alıp denemesini sağlayacak ve sunulan değeri hissettirecek
farklı pazarlama stratejilerini kullanmaları gerekmektedir. Dağıtım kanallarını
kullanarak farklı stratejiler geliştirebilir, fiyatlandırma politikası için de farklı
dönemlerde indirim olanakları sunabilir. Bu noktada işletmelere ciddi görevler
düşmektedir (Garda, 2016: 250). Ürün veya hizmetin pazarlanmasında sonraki sürecin
kontrolünün işletmede olması ve bu süreci lehine çevirerek sadık müşteriler elde etmesi
gerekmektedir.
1.2.4. Pazarlama İletişim Süreci
İletişim; bir bilginin ya da iletinin alıcıya gönderilmesi veya düşüncelerin
karşılıklı etkileşim içerisinde farklılaştırılma sürecidir (Serçek, 2001: 21). Tüketiciler
farklı bir iletişim metoduyla karşılaşma ihtiyacı duyarlar ve bu durumda da pazarlama
iletişiminin nasıl uyumlu hareket ettiğini gösterir; bir mesaj, multimedya planlaması ve
uygulaması, bilgi iletimi ve yorumlanması işte bu süreçte meydana gelir (Dahlen, Lange
ve Smith, 2010: 23). Aynı zamanda iletişim; bilgi, duygu ve düşünceler esasına
dayanmaktadır. Bu anlayışın da bazı temel kaynakları vardır. Bunlar; kaynak, mesaj,
hedef ve araçlar olmak üzere dört temel unsurdur. Kaynak; bilgi, duygu ve düşünceyi
aktaran kişiler, gruplar veya kurumlardır. Mesaj ise kaynağın ifade etmek istediği
fikirler, duygular veya sözlerdir. Hedef de mesajın iletildiği kişi ya da kişilerdir.
Mesajın iletilmesini sağlayan parçalar ise araç olarak tanımlanmaktadır (Serçek, 2011:
21).
Karpat (2002)’ın yaptığı çalışmada; iletişimin kalitesi ve etkinliği, mesajın
anlamlandırılması, algılanmasında etkili olan gürültü faktörü ve alıcının mesaja
gönderdiği tepki olarak bilinen geri bildirim gibi birtakım faktörlerin varlığına bağlıdır.
Çalışmada bu süreç Şekil 1.2 ile gösterilmektedir (Karpat, 2002: 5). İletişimin etkisi,
alıcının (potansiyel tüketicilerin) bilgi düzeyinde, alıcıların tutumlarında ve alıcının
satın alma davranışları üzerinde gerçekleşmektedir.
20
Şekil 1.2. Tanıtımda İletişim Sürecinin İşleyişi
Kaynak: Karpat, 2002
1.3. BÜTÜNLEŞİK PAZARLAMA İLETİŞİMİ
Günümüz rekabet ortamında işletmelerin rekabet avantajlarını sürdürebilmeleri
için, küreselleşen dünya ekonomisine ayak uydurabilmesi gerekmektedir. Pazarlama
stratejileri, işletmelerin sürekli artan rekabet ortamında farklılaşmalarını sağlayan bir
temel araç konumundadır. Bütünleşik pazarlama iletişimi marka iletişiminde önemli bir
role sahiptir. 1990'lı yıllarda başlayan rekabet ortamı, tüketici odaklı ve sosyal
sorumluluk anlayışına sahip halkla ilişkilere önem verip halkla ilişkiler içersinde
sponsorluğun önemini kavramış firmaların yaygınlaşmasına vesile olmuştur (Altunbaş,
2010: 24). Farklılaşabilen firmalar bu yoğun rekabet şartlarına uyum
sağlayabilmişlerdir.
Pazarda yer alan potansiyel müşteriler ve tüketicilerle rakiplerine oranla daha iyi
iletişim kurabilen, ürünlerini, hizmetlerini ve markalarını daha iyi anlatabilen işletmeler
rekabet avantajı elde edebilmektedir. Aynı şekilde bu avantajlar bütünleşik stratejiler
kullanılarak da etkili biçimde gerçekleştirilmektedir (Miller, 1994: 15; Ebren, 2006: 60).
KAYNAK
İşletme,
pazarlama
veya
marka
MESAJ
Tanıtılacak marka,
hizmet, ürün
Mesaj
içeriği
kararı
Mesajın
kodlan-
ması
KANAL
Tanıtım
bileşenleri
ve
uygulama
alanları
ALICI
Mevcut ve
potansiyel
tüketici
GÜRÜLTÜ
Rakiplerin mesajları, hatalı kodlama,
yanlış kanal
Mesaj
kodunun
açıklanması
GERİ BİLDİRİM
Mesaja tepki, algılama, deneme, beğenme, olumsuz
dönüşler, v.b.
21
Bütünleşik pazarlama iletişimi; tüketicinin ihtiyaçlarından türeyen uyumlu
iletişimleri kullanarak, ürünün değerini hedefleyen kitlelere fark ettirerek, rakiplerden
ayrıştırarak ilk sıraya getirmek ve yerleştirmektir. Bu da şu şartlarda gerçekleşmektedir:
Hedef tüketicilerin satın alma güdülerinin tanımlanması,
Ürünün gerçekliği,
Mal ya da hizmetin algılanışını tanımlama,
Rakipleri tanımak,
Tüketiciye sunulan ekstra fayda,
Algıda değişme,
Tüketici bağlantı noktaları (medya çeşidi, rakip firmaların mesaj içerikleri,
tüketici tarafından gönderilen mesaj içeriğinin tanınması),
Gelecekle ilgili kestirimler (Karpat, 2002: 6).
Yurdakul (2008)’a göre bütünleşmenin odağına yönelik ortaya konulan farklı bakış
açıları bulunmaktadır. Bazıları bütünleşmeyi sadece iletişim karması elemanları için
kullanırken, bazıları da bütünleşmenin tüm pazarlama karması elemanlarını da
kapsaması gerektiğini belirtmektedir (Yurdakul, 2008: 57). Bylthe (2001) etkili bir
pazarlama iletişiminin altı aşamalı bir süreci izlediğini ifade etmiştir. Bunlar:
Mesajın kim tarafından alınılması gerektiğinin belirlenmesi.
Gönderilecek olan mesajın, belirlenmiş olan hedef kitle tarafından nasıl
karşılanacağının pazarlamacılar tarafından öngörülmesi.
Mesaj seçiminin yapılması.
Hedef kitlenin hangi kanallar aracılığıyla mesajı alacağı belirlenmesi.
Ürün ya da hizmetin hangi özelliklerinin iletileceği belirlenmesi.
Pazar araştırması yapılarak mesajın hedeflenen başarıya ulaşıp ulaşmadığını test
edilmesi (Bylthe, 2001: 200-201).
Bylthe’nin bu yaklaşımından sonra işletmeler AIDA yaklaşımını da kullanmaya
başlamışlardır. AIDA yaklaşımına göre pazarlamacılar her zaman müşterinin dikkatini
22
çekebilmelidir. AIDA; İngilizce’deki Attantion (dikkat), Interest (ilgi), Desire (arzu) ve
Action (eylem) kelimelerinin baş harflerinin birleştirilmesi ile oluşmuştur. Alıcının
mesajı algılayabilmesi için mesajın açık olmasını gerektirmektedir. Mesajın ilgi çekici
olarak tasarlanması gerekmektedir aksi halde alıcı bu mesajı algılamayacaktır. Mesaj ne
kadar dikkat çekici ise müşterinin ürün ya da hizmete eğilimi o kadar artacaktır (Blythe,
2001: 201). Churchill (1998)’e ait çalışmada da AIDA olarak adlandırılan; dikkat, ilgi,
arzu, hareket kelimeleri aşağıda yer alan Şekil 1.3’teki gibi gösterilmiştir.
Şekil 1.3. AIDA Modeli
Kaynak: Churchill &Peter, 1998.
Bütünleşik pazarlama iletişiminin en önemli özelliği, pazarlama iletişimi
araçlarının ve uygulamalarının bir plan dâhilinde, pazarlama kavramının tüm unsurları
ile birleşmesidir. Bu sayede mesajların, uygun kanallar ile uygun hedef kitleye uygun
yer ve zamanda iletilmesi amaçlanmaktadır. Kanallar ve mesajlar arasındaki tutarlılık,
yaratılan sinerji ile birlikte hareket edilmektedir böylece iletişim çalışması daha etkili ve
verimli olmaktadır (Yolaç ve Demir, 2004: 123).
1.3.1. Bütünleşik Pazarlama İletişimi Tanımı
Bütünleşik pazarlama iletişimini açıklayan ve pazarlama uzmanlarının ortak bir
şekilde oluşturduğu mevcut bir tanım bulunmamaktadır. Pazarlama iletişimi,
günümüzdeki geliştirilmiş yeni adıyla Bütünleşik Pazarlama İletişimi (BPİ) temelde
hemen hemen aynı kavrama işaret etmektedir (Erzor, 2015: 7). İngilizce’de Integrated
Marketing Communications (IMC) olarak tanımlanan ülkemizde “Entegre Pazarlama
İletişimi” olarak ta bilinmektedir. Bütünleşik pazarlama iletişimi genel anlamda
değerlendirildiğinde, bir işletmenin tüm iletişim faaliyetlerinin koordine bir şekilde
gerçekleştirildiği süreç olarak belirtilebilir (Bozkurt, 2013: 72-73). Bir diğer tanıma
göre; kişisel satış, reklam, satış geliştirme, doğrudan pazarlama, satın alma noktası
iletişimi ve pazarlama halkla ilişkileri gibi iletişim olgularının stratejik rollerini
değerlendiren ve en üst seviyede iletişim etkisini gerçekleştirmek amacı ile tüm bu
Pazarlama
İletişimi Dikkat Çekme İlgi
Uyan
dırma
Arzu Etmek Harekete
Geçmek
23
disiplinleri birleştiren kapsamlı bir plana bütünleşik pazarlama iletişimi denilmektedir
(Duncan ve Everett, 1993: 58).
Kuruluşlar, kişisel satışı, reklamı ve halkla ilişkileri birer tutundurma yöntemi
olarak kullanmışlardır. Bu yöntemlerin birbiri ile olan ilişkilerinden faydalanılmış daha
sonra da satış geliştirme bu yöntemlere eklenmiştir ve uyum içerisinde götürülen bu
yöntemlere beşinci olarak doğrudan pazarlama yöntemi de katılmıştır. Bu yöntemlerin
her biri ile koordineli bir şekilde kullanılması koşul olmuştur. Bunun sonucunda da
bütünleşik pazarlama kavramı ortaya çıkmıştır (Mucuk, 2001: 171-173). Genel anlamda
bütünleşik pazarlama iletişimi bir işletmenin tüm ana ürünü, işletme mesajları, imaj ve
kimliği, halkla ilişkiler konuları ve doğrudan satış kampanyasının eş güdümlü şekilde
kullanımının amaçlanmasıdır (Lindell, 1997: 6).
Bütünleşik pazarlama iletişimi ile alakalı günümüze kadar yapılmış olan birçok tanım
bulunmaktadır. Bu tanımların 1993 ve 2004 yılları arasındaki değişimi Tablo 1.1.’te
gösterilmektedir.
Tablo 1.1. Yıllar İtibariyle Bütünleşik Pazarlama İletişiminin Tanımları
AAAA (Amerikan
Reklam
Ajansları Birliği)
Çeşitli iletişim disiplinlerinin reklam, satış geliştirme, halkla ilişkiler
gibi stratejik rollerini değerlendiren ve bunları açıklık, tutarlılık ve
maksimum iletişim etkisi sağlamak üzere bir araya getirip kapsamlı
bir planın katma değerini kabul eden bir pazarlama iletişimi
planlaması kavramıdır.
Duncan, 1994
Müşteriler, hedef tüketici grupları, hissedarlar, çalışanlar ve diğer
ilgili gruplara gönderilen mesajlar ile bu grupların ya da gruplar ile
birlikte kuruluşun, ürünün, markanın topluma gönderdiği tüm
mesajların stratejik olarak denetlenmesini ve bu mesajlara etki
edilmesini sağlayan, karşılıklı olarak yararlı, çift yönlü ve uzun erimli
bir iletişim sürecidir.
Schultz, 1997
Zaman içinde tüketiciler, müşteriler, iç ve dış hedef kitle ile plan,
geliştirme, yönetim ve değerlendirme yapan ve ölçülebilir, ikna edici
marka iletişim programlarını kullanan stratejik iş yöntemidir.
Burnett &
Moriarty, 1998
Örgüt hedeflerini hedef kitleye kararlı, ikna edici bir biçimde
tanıtmak için tüm pazarlama iletişimi araçlarını birleştirme çalışması.
Kotler, 2000 Tüm pazarlama sürecine alıcının bakış açısıyla bakma yoludur.
Kaynak: Ebren, 2006
Geleneksel tutundurma yöntemlerinin yerini alan bütünleşik pazarlama iletişimi,
pazarlama karmasını meydana getiren tüm bileşenler arasında iç içe geçmiş bir
çalışmanın gerçekleşerek bir sinerji oluşturulmasının ve ekonomik, sosyal, kültürel,
24
teknolojik değişim ve gelişimler sonucunda yeni çalışmaların yapılması gerekliliğinden
ortaya çıkmıştır. Farklı bir deyişle, mevcuttaki ve potansiyel tüketicilerle hedefler
doğrultusunda iletişim sağlamayı amaçlayan pazarlama karması bileşenlerinden
promosyon, değişim ve gelişimler sonucunda bütünleşik pazarlama iletişimi adını alarak
kapsamını genişletmiştir (Kitchen, 1999: 24). Genel bir bakış ile BPİ farklı tutundura
araçlarını bir arada tutarak canlı bir yapı yaratmakta ve sonuç olarak tutundurma
çalışmaları daha yoğun ve daha etkili olmaktadır ( Fam, 2001: 208-214; Ebren, 2006:
64).
1.3.2. Bütünleşik Pazarlama İletişiminin Amaçları
Her işletme bütünleşik pazarlama iletişimi stratejilerini oluştururken belli başlı
faydalar güder. Bütünleşik pazarlama iletişimin bu süreçteki amaçları da; sinerji
yaratmak, mesaj tutarlılığı oluşturmak ve kurumsal bütünlük sağlamak olarak ele almak
doğru olacaktır (Odabaşı ve Oyman, 2002: 71-73):
Sinerji yaratmak ile bireysel, bağımsız çabaların karşılıklı olarak birbirini
desteklemesi ile her bir işlevsel alana bu çabaların bağımsız bir şekilde
çalışmasından daha fazla etki yaratabilmesi şeklinde belirtilmektedir (Odabaşı
ve Oyman, 2011: 73). Bütünleşik pazarlama iletişimi ile performans arasında
paralel yönde bir ilişki olduğunu savunan Low (2000), bütünleşik pazarlama
iletişiminin pazar payı, satışlar ve kar üzerinde de olumlu etkisi olduğunu
saptamıştır (Low, 2000: 32).
Odabaşı ve Oyman (2011)'a göre Kurumsal Bütünlük; kurumlar tarafından
müşterilere aktarılan olumlu bir bütünlük önemli bir değer taşımaktadır.
Tüketiciler bu sayede kendilerini daha rahat ve güvende hissederler. Kurumca
yansıtılan bu olumlu imaj tüketicilerin tercihlerini de olumlu yönde
etkilemektedir (Odabaşı ve Oyman, 2011: 73).
Mesaj tutarlılığı oluşturmak ta; tüketiciler satın alma süreci içerisinde sürekli ve
karmaşık bilgi akışlarına maruz kalmaktadırlar. Bu karmaşıklıktan tüketicileri
bir nebze olsun korumak için ve etkin bir iletişim programı geliştirmek için
marka adına tutarlı bir iletişim stratejisi geliştirmek gerekmektedir ve bu strateji
ile verilmek istenen asıl mesaj tüketicinin zihninde karmaşıklığa yol açmadan
anlaşılmasıdır (Ceylan, 2010: 21).
25
Müşteri odaklı pazarlama olarak bilinen bütünleşik pazarlama iletişimi ile marka
bağlılığı, marka sadakati, müşteri tatmini, müşteri memnuniyeti, müşteri değeri, sürekli
ve sadık müşteri kazanma amaçlanmaktadır (Akyel, 2013: 24).
1.3.3. Bütünleşik Pazarlama İletişimin Gelişimi
BPİ gelişim sürecini beş ülkede yaptıkları araştırma ile sınıflandıran Schults ve
Diğerleri (2004: 1421-1422) bu aşamaları şu şekilde sınıflandırmışlardır:
Taktiksel Koordinasyon: Organizasyon yapılarının tekrar yapılandırılması
aşamasından sonra pazarlama iletişimi disiplinleri işlevsel düzeyde uyum
kazanır.
Pazarlama İletişimin Faaliyet Alanının Yeniden Tanımlanması: Firmalar
müşteriler ile olan ilişkilerinde daha özenli ve dikkatli çalışmalar içerisine
girmektedirler. Bu aşamada müşterilerle temas noktalarından biri olarak
çalışanların ve müşterilere karşı tutumlarının önemine değinilmektedir.
Bilgi Teknolojilerinden Faydalanılması: Müşteriler veya potansiyel tüketicilerle
alakalı gerekli bilgiler toplanmakta ve bu bilgiler ile bir veri tabanı
oluşturulmaktadır. Bu bilgiler de etkin bir iletişim ortamı sağlamak ve müşteri
istek ve ihtiyaçlarına daha iyi cevaplar sunabilmek için önemlidir.
Finansal ve Stratejik Bütünleşme: Firmalar hedef pazarları için sürekli yatırım
yapmaktadırlar ve bu çıktılar ile girdileri karşılaştırarak stratejilerinde
iyileştirme yoluna gitmektedirler.
Erzor (2015: 10)’un çalışmasında yer alan Ostrouşko (2007: 36) tarafından
oluşturulan geçmişten günümüze pazarlama iletişiminin gelişim süreçleri ve BPİ
kavramına dönüşümü Tablo 1.2’ de gösterilmiştir.
26
Tablo1.2.Pazarlama İletişiminin Gelişimi
Yıllar Gelişmenin Aşamaları ve Odaklanma
1920
“Yumuşak yaklaşım” dönemi; mesajların olumlu imajları yavaş yavaş
vermesi. Ticari markanın prensiplerini, orta kesimdeki insanları
etkileme yaklaşımı. Bu yaklaşım yardımıyla orta kesimdeki insanlara
zengin kesim alışkanlıklarını benimsetme. Modern Pazarlama
yaklaşımının doğuşu.
1930-1940
Büyük depresyon yılları. Reklamda sertlik prensipleri. Müşterilerin
dikkati çekmek için başlıklar, reklam araştırmaların sonuçlarının
izlenmesi. Reklamlarda kısa sözlü, cümle ve paragrafların kullanımı.
1950
Savaş sonrası. Özel yaşam standartlarının gelişimi. Üreticilerin kendi
ürünlerini tanıtırken lüks ve sosyal önemi vurgulayan reklamları
kullanmaları. Etkili reklam: Müşteriye özel ticari teklifi sunum,
müşteriye rakibinin teklif etmediği, farklı faydalar sağlama mesajları.
1960
Pazarlama iletişiminin sanat olarak görünmesidir. Reklam önsezi
üzerinde kuruludur. Bu yıllarda reklam, ikna etme sanatı olarak
algılanmaktadır.
1970
Ekonomik gelişmeler. Geleneksel kitle iletişim araçları aracılığıyla
satışı teşvik etme çabalarına geçiş dönemi. Kullanılan stratejiler, kupon
veya indirimlerle kısa dönemde satış hacmini arttırmaya yönelik
girişimler mevcuttur.
1980-1990
Ekonomik durumun kötüleşmesi ve demografik yapının değişmesi
sonucunda müşterinin isteklerinin ön plana çıkması. Müşteri üzerine
odaklanma stratejileri geliştirerek BPİ aracılığıyla ticari marka
oluşumunun amaçlanması.
1990-2000
Bütünleşik pazarlama iletişimi yaklaşımı ABD’ nin sınırlarının dışına
çıkması ve Avrupa ülkelerinde de uygulanmaya başlanması.
Teknolojinin gelişimiyle BPİ’de yeni araçların kullanımının artması.
Ulusal sınır kavramının ortadan kalkması, pazarlamacılar tarafından
satışları arttırmak için en akla gelmedik yöntemlerin kullanılması.
Avrupa ülkelerinden sonra BDT ülkelerinde de BPİ yaygınlaşması.
2000-2012
İnternetin yaygınlaşmasıyla çevrimiçi pazarlama iletişiminin
yaygınlaşması, sosyal medya ve internet pazarlamacılığı kavramlarının
ve uygulamalarının kullanılması.
Kaynak: Erzor, 2015
Bütünleşik pazarlama iletişiminin gelişiminde çeşitli sebepler bulunmaktadır.
İlgazi (2007)’ye göre bunlar:
Reklam Ajanslarında Fark edilen Yapısal Değişimler: Günümüzde reklam
ajansları iletişim çözümleri üreten yapılara dönüşmektedir. Tüketici odaklı ve
çift yönlü iletişime dayalı bir yaklaşımı benimseyen yani kısaca bütünleşik bir
iletişim karması içerisinde hareket eden ajanslar gelişmelere ve değişmelere
27
cevap verebilecektir.
Reklam Verenlerde ve Dağıtım Kanallarında Yapısal Değişimler: İşletmeler
sadece ürün ve hizmetlerini geliştirmekle kalmıyor aynı zamanda satış sonrası
desteklerin de ne kadar önemli olduğunu bildikleri için bu yönde çalışmalar
gerçekleştirmektedirler. Bu durumda pazarın ağırlık merkezinde üreticiden
tüketiciye doğru bir kayma söz konusu olmaktadır.
Geleneksel Reklam Ortamlarının Artan Maliyetleri: Artan maliyetler geleneksel
ortamda daha çok hissedilmektedir. Pazar şartlarına ayak uyduramayan
işletmelerin maddi kayıpları da yüksek olmaktadır. Bu durumdan kurtulmaya
çalışan işletmeler bütünleşik pazarlama iletişimini etkin bir biçimde kullanmaya
çalışmaktadırlar.
Küreselleşme: BPİ yaklaşımı küresel düşünme ve mikro uygulamaların zorunlu
olduğu bir yaklaşım olarak benimsenmektedir. Bilgi teknolojileri günümüzde
ülke sınırlarına bağlı kalmaksızın işletmelerin pazarlama iletişimi etkinliklerinde
koordinasyonu kolaylaştırabilmektedir ve aynı zamanda küreselleşme yolunda
önemli etkiler yaratmıştır. Global marka imajı oluşturmak isteyen işletmeler bu
yaklaşım ile hareket etmektedirler.
Reklam Verenlerin Değişen Beklentileri: Geleneksel tarzda reklam veren
işletmeler artık bu durumun kendi finansal tablolarına olumsuz yönde
yansıdığını fark etmişlerdir. Artık işletmeler reklam faaliyetlerini bütünleşik
pazarlama iletişimi stratejisi kullanarak yürütmektedirler.
Geleneksel Reklam Ortamlarının Azalan Etkisi ve Zapping Olgusu: Tüketicilerin
maruz kaldıkları o kadar çok bilgi karmaşası var ki bu karmaşanın ortadan
kalkmasında, birbiriyle tutarlı olmayan kopuk mesajlardansa, tutarlılık arz eden
mesajlar ve hedef kitleyle örtüşen reklam ortamlarından yararlanılması, kısaca
bütünleşik bir anlayıştan yola çıkılması önemli rol oynamaktadır.
Teknolojik Gelişmeler ve Veri Tabanlı Sistemler: Bütünleşik pazarlama
iletişiminin temelinde müşteri odaklılık yatmaktadır. Müşteri odaklı bir
yaklaşımı koruyabilmek ve geliştirebilmek için müşterilere ilişkin demografik
özellikleri, yaşam tarzları ve satın alma alışkanlıkları konularında bilgiye
28
gereksinim duyulacaktır. İşte bu noktada da bilgisayar teknolojilerinin
oluşumunu kolaylaştırdığı veri tabanları önemli bir unsur olarak ortaya
çıkmaktadır. Hedef kitleye ilişkin bilgilerden yola çıkarak mesajın kaynağı ve
alıcısı arasında daha etkin ve daha kolay iletişim kurulabilecektir.
Tüketici Eğilimlerindeki Değişim: Günümüz müşteri yapısına bakıldığında
oldukça bilinçlenmiş bireyler öne çıkmaktadır. Bu durumda işletmeler, ilişkisel
pazarlama kitlesellikten çok daha fazlasını gerektiren bir anlayışla tüketicide
odaklandığı için BPİ anlayışına da uygunluğundan ötürü bu yönlerini
geliştirmeye çalışmaktadırlar. Değişen tüketici algısı karşısında işletmeler
sürekli olarak kendilerini yenilemektedir
(http://www.halklailiskiler.com.tr/yazi.php?id=2912&baslik=B%C3%9CT%C3%9
CNLE%C5%9E%C4%B0K%20PAZARLAMA%20%C4%B0LET%C4%B0%C5%
9E%C4%B0M%C4%B0)
1.3.4. Bütünleşik Pazarlama İletişimi Bileşenleri
Teknolojinin, iletişimin ve ulaştırmanın gelişmesi, müşteri istek ve ihtiyaçlarının
çeşitlilik kazanması, firmaları müşteri odaklı yaklaşımın sonucu olarak müşteriler ile
daha yakın ilişkiler kurarak onların istek ve taleplerini anlamaya yöneltmiştir. Günümüz
rekabet koşullarında pazarlama ve iletişim bir araya gelerek hedef kitle tarafından firma
imajını olumlu yönde etkilemektedir. Firmaların pazarlama iletişimi çatısı altında
belirledikleri kararların müşteri odaklı olarak, ortak hedeflere yönelik planlanması ve
hayata geçirilebilmesi için etkili bir iletişim olan bütünleşik pazarlama iletişimi
stratejileri kullanılmaktadır (Akyel, 2013: 25). Şirketler, dikkat ve ilgi çekmek amacı ile
oluşturulmuş iletileri yaymak için reklamı, satış promosyonu, satışçıları ve halkla
ilişkileri kullanmaktadırlar (Kotler, 2011: 52).
Stratejik olarak büyümek isteyen işletmeler BPİ’yi doğru kullanarak amaçlarına
ulaşabilmektedirler. Başka bir çalışmada stratejik bir BPİ planı Şekil 1.4’te gösterildiği
gibi iletişim unsurlarından yararlanmaktadır (Clow ve Baack, 2012: 24).
29
Şekil 1.4. Bütünleşik Pazarlama İletişim Planı
Kaynak: Clow ve Baack, 2012
Bütünleşik pazarlama iletişiminde bir organizasyonun tüm iletişimin birimleri
birbiri ile koordineli hareket etmektedirler. Fakat işletmelerin bu tanımlamadan anladığı
reklam çalışmalarını reklam ajansına, halkla ilişkiler faaliyetlerini bir halkla ilişkiler
ajansına, tüm pazarlama faaliyetlerini de pazarlama departmanına yüklemektir. Bu
alışkanlıklar da hedeflenen pazar kitlesinin istenen davranışları sergileyememesiyle
sonuçlanmaktadır (Merrilees, B. ve Fenech, 2006: 3; Tekelioğlu, 2013: 55).
Başarılı bir işletme, pazarlama stratejileri arasındaki bütünleşik pazarlama
iletişimini kullanırken bunun baskın yönlerini ortaya koymaktadır. Pazarlama iletişim
karmalarını en etkin biçimde örgütlemektedir. Pazarlama iletişim karması; reklam,
promosyon, toplum ilişkisi ve kişisel satışın mesaj tasarımının tüm formlarını kapsar.
Tıpkı melez iletişimleri yani direk verilen reklamlar, satış sunumları, online satış
sunumları ve bu gibi şeylerdir (Dahlen, Lange ve Smith, 2010: 7). Bütünleşik pazarlama
iletişimi karması; kişisel satış, reklam, satış geliştirme, pazarlama halkla ilişkileri,
doğrudan pazarlama ve satın alma noktası iletişimi alt başlıklarını kapsamaktadır.
1.3.4.1. Kişisel Satış
Kişisel satış, firmaların ücretli satış temsilcileri ve aday müşteriler arasında
gerçekleşen bir satışı, bu satış sonrasında da hizmet ve çeşitli ilişkilere yol açan
doğrudan bir iletişimdir (Tenekecioğlu ve diğerleri, 2007: 241). Can ve diğerleri
Veri
Tabanlı
Pazarlama
Doğrudan
Pazarlama
Sponsorluk
Pazarlaması
Elektronik
Pazarlama
Sosyal
Medya
Alternatif
Pazarlama
Halkla
İlişkiler
Fiyat Promosyon Tanıtım Ürün/Hizmet
Reklam Satış Promosyon Kişisel Satış
30
(1991)’nin yaptığı çalışmada kişisel satış: “Satış yapmak amacıyla satıcının bir veya
daha çok sayıda potansiyel alıcıyla yüz yüze görüşmesi” olarak tanımlanmaktadır (Can
v.d., 1991: 242-243), burada belirgin özellik satışçı ve müşterinin yüz yüze
görüşmesidir (Diner, 2008: 10-11).
Kişisel satış, genellikle satış elemanı veya satışçı olarak adlandırılan ve belli bir
bedel karşılığında bir işletmenin mevcut veya potansiyel müşterilere tanıtılması ve satın
alınmak üzere ikna gerekliliği olan bir kişisel iletişim faaliyetidir (Tığlı, 2004: 16).
Kişisel satışın önem kazandığı; ürün değerinin yüksek olduğu, teknik bilgi gerektiren,
karmaşık bir ürün varsa veya müşteri ihtiyaçları doğrultusunda özel olarak o müşteri
için tanıtımın gerekli olduğu gibi durumlar mevcuttur (Uslu, 2000: 3). Mucuk (2001)'un
yaptığı çalışmada kişisel satışın farkını kişisel bir iletişim içermesi olduğunu
belirtmiştir. Kişisel satışta en belirgin olan avantaj; satış için sorumlu olan kişinin
tüketicinin tepkisini görüp duruma göre farklı, daha etkili ve ikna edici yöntemler
uygulamasıdır (Mucuk, 2001: 189). Kişisel satışın başlıca özellikleri:
Dostluk ilişkileri geliştirme: Satıştan sorumlu olan kişi ile tüketici arasında
dostluk ilişkilerinin gelişmesinde yardımcı olur.
Dinleme ve karşılık verme zorunluluğu: Alıcı, ürün veya hizmetin satışından
sorumlu olan kişiyi kıramaz ve nezaketen de olsa sordukları sorulara cevap verir.
Bilgiye direk olarak ulaşma: Satış elemanı ile potansiyel tüketici arasında
gerçekleşen bu iletişim ortamında bilgiler doğru ve sağlıklı bir biçimde karşıya
aktarılır.
Kişisel karşılama: Alıcı ile satıcının aynı platform üzerinde bulunup canlı bir
bilgi akışının gerçekleşmesi.
İş yerinde satış veya mağazada satış: Çoğunlukla toptan olmayan satışlarda
mevcuttur.
Müşterilere gidilerek satış: Çoğunlukla satış elemanı müşterinin ayağına gitmek
zorundadır (Mucuk, 2001: 295-297).
31
1.3.4.2. Reklam
TDK Güncel Türkçe Sözlükte reklam: “Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve
böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol” olarak tanımlanmaktadır
(http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=REKLAM). Reklam, ürün,
hizmet, düşünce, örgüt, yer ve kişilerin kimliği belirli bir kişi veya kurum tarafından,
belirli bir ücret karşılığında, yüz yüze yani birebir olmayan şekilde sunumu ve
tutundurulması için yapılan bir takım çalışmalardır (Ünüsan ve Sezgin, 2005: 42).
Başka bir tanımda reklam, fikirlerin işletmelerin, ürünlerin veya hizmetlerin
medyaya ödenen bir bedel karşılığında, bir işletmeye kimliği belli sorumlu tarafından
belirlenmiş tarifelere göre bir bedelin ödenmesidir. Bu tanım Çayıroğlu (2010)
tarafından pazarlama açısından değerlendirilerek yapılmış, iletişim açısından reklam ise;
kitle iletişim araçları ile kimliği belli bir sorumlu tarafından kamuoyunu kontrollü bir
şekilde inandırma biçimidir (Çayıroğlu, 2010: 93).
Reklam çağından önce yüzlerce şirket mevcuttu ve bunlar küçük ve yerel
şirketler olarak göze çarpmaktaydı. Genellikle elde üretim hâkimdi. Reklam çağında;
şirketlerin çoğu bugünkü şirketlere benzemekteydiler. Sıradan insanlar için sıradan ürün
veya hizmet üretimi yapmaktaydılar. Çok fazla reklam ve bol miktarda üretim
yapılmaktaydı. Reklam çağından sonra; perakendecilerin, medya reklamcılarının,
yöresel fabrikaların, ticari malların egemen olduğu günümüzde mükemmel bir uyum
içinde ilerleyecek şekilde evrim geçirmişlerdir. İşte tüm bu süreçler içersinde günümüz
reklamlarının bir kirlilik oluşturduğu ve tüketicilerin bu reklam toz bulutu içerisinde
anlık ilgi yaşadıkları görülmüştür (Godin, 2007: 25-27). Bu yüzden işletmeler reklam
faaliyetlerini amacına uygun bir şekilde gerçekleştirmelidirler.
Reklamın başarısız olmasının temelinde birçok neden yatmaktadır. Reklam
ajansları genellikle başarısızlıklarını güvenli sularda yüzmek isteyen ve bu yüzden cesur
reklamı emniyetli bir hale getiren marka müdürünün yönlendirmesi yüzünden olduğunu
düşünürken, şirketin marka müdürü de reklam ajanslarının büyük bir fikir
geliştirmemesini bir sebep olarak ileri sürmektedir (Kotler, 2005: 85).
32
Tablo 1.3. Reklamın Temel ve Alt Amaçları
Temel Amaç Alt Amaçlar
Bilgilendirme
• Yeni bir ürünü pazara tanıtma
• Ürünün faydaları hakkında bilgiler sunma
• Ürünün yeni kullanım özelliklerini gösterme
• Fiyat değişikliği hakkında bilgi verme
• Ürünün kullanımı hakkında bilgi verme
• Ürünle ilgili hizmetleri açıklama
• Ürünle ilgili yanlış kanaatleri düzeltme
• Tüketicilerin ürünle ilgili endişe ve korkularını giderme
• Firma imajı oluşturma
İkna etme
• Marka tercihi oluşturma
• İşletmenin markasının tercih edilmesini teşvik etme
• Ürün özellikleriyle ilgili tüketici kanaatlerini değiştirme
• Tüketicileri hemen satın almaya yöneltme
• Ürünü denemesi için tüketiciyi ikna etme
• Satış tekliflerine tüketicilerin olumlu cevap vermesini sağlama
Hatırlatma
• Ürünün yakın zamanda gerekli olacağını hatırlatma
• Tüketicilere ürünün nerelerden satın alınabileceğini hatırlatma
• Ölü mevsimlerde tüketicinin zihninde ürünü canlı tutmaya çalışma
• Ürün ya da markanın farkında olunmasının en üst düzeyde
tutulmasını sağlama
Kaynak: Altunışık, 2002
Reklam daha geniş bir bilgi çeşitliliği sunarken iletişim, memnuniyet ve ilişkinin
seviyesi hakkında bizlere bilgi sunar (Pennington, 2002: 90). Reklamlar, hedef pazar
tarafından okunabilecek bir ortamda bulunduklarında daha çok işe yaramaktadır.
Reklamların finansal etkilerini ölçmeyi başarabilmek, belirli bir maliyeti olan özel bir
kampanya sonucunda elde edecekleri siparişlerin sayısını daha kolay takip edebilirler
(Kotler, 2005: 86).
1.3.4.3. Satış Tutundurma ( Promosyon )
Çoğu satış promosyonunun karlı olmadığı ve bu konu ile yapılan kapsamlı
araştırmalara göre de yalnızca yüzde 17’ sinin karlı olduğu sonucu elde edilmiştir. En
iyi satış promosyonu kampanyası, markayı, ürünü veya hizmeti üstün nitelikli bulan çok
sayıda kişiyi çektiğinde meydana gelir (Kotler, 2005: 86).
Promosyon pazarlama alanındaki en önemli beceriler arasında yer alır.
Promosyon, bir iletişimin şirket iletilerinden oluşan bölümdür; bu iletiler, şirketin çeşitli
33
ürün veya hizmetleri ile alakalı farkındalığı, ilgiyi ve satın almayı teşvik etmek için
oluşturulmuştur (Kotler, 2011: 52). Tutundurmanın genel amaçları; satış gücüne destek
olmak, ürün satışında aracı firmaların desteğinin sağlanması ve tüketicilere yönelik
satışların arttırılması şeklindedir. Bu amaçların gerektirdiği gibi, satış tutundurma
tekniklerinden hangisinin seçileceğine karar verirken, ürünün özelliklerine, finansal
duruma, piyasadaki darboğazlara ve işletme dışı mevcut koşullara bakılmalıdır
(Peterson ve Balasubrahmanian, 2002: 9-16).
Promosyon stratejileri genellikle satışların durgun olduğu zamanlarda
başvurulan yöntemdir. Kuponlar, hediye çekleri, indirimler ve türevleri gibi faaliyetler
promosyon stratejilerini hayata geçirmek için işletmelerin başvurdukları faaliyetlerin
başlıcalarıdır (Bozkurt, 2014: 258-259). Promosyonlar veya satış geliştirme amacına
yönelik olarak bazı uygulamalar da yapılmaktadır. Bu uygulamalar Tablo 1.4’te
gösterilmektedir (Karpat, 2002: 8).
Tablo 1.4. Promosyon ve Satış Geliştirme Uygulamaları
Perakendecilere
Yönelik
Uygulamalar
Yeni Ürüne
Yönelik
Uygulamalar
Tutunmuş Ürüne
Yönelik
Uygulamalar
Aracılara Yönelik
Uygulamalar
• Perakendeci
kuponları
veya fiyat
kesinti
kuponları
• Örnek
uygulama
gösterileri
• Ticaret pulları
• Satış noktası
teşhirleri
(vitrin
düzenleme )
• Bedava
örnek
ürünler
• Kuponlar
• Para
iadeleri
• Armağanlar
• Fiyat kesinti
Önerileri
• Yarışmalar
• Çekilişler
• Oyunlar
• Özel
Ambalajlar
• Bayi ikramları
• Sonradan satın
alma ikramları
• Başından ve
sonunda say
yöntemi
• Bedava emtia
• Emtia ikramı
• Reklamda
işbirliği
• Bayi listeleme
Kaynak: Karpat, 2002
Satış tutundurmanın veya geliştirmenin tüketici ve örgütsel alıcılar açısından çeşitli
34
amaçları vardır. Bunlar (Ünüsan ve Sezgin 2007: 285; Azizova, 2009:138):
Markanın, ürünün ve hizmetin farkında olunmasını sağlamak,
Ek pazar geliştirmek,
Marka bağlılığını oluşturmak,
Tekrar satın almayı sağlamak,
Rakip marka bağlılığını ve mevcut satın alma alışkanlıklarını kırmak,
Rakiplerden farklılaştırma,
Tüketici ve müşteri değeri sağlamak,
Mevsimlik ve benzeri satış dengesizliklerini gidermek,
Dağıtım kanallarını cesaretlendirip stok düzeyini geliştirmek,
Halkla ilişkilere destek sağlamak,
Pazarlama karmasının diğer unsurlarının taktiksel etkinliğini arttırmak,
Atıl kapasite varsa, birim maliyeti düşüşü sağlamak,
Mağaza raflarında ek yer kazanmak,
Yeni veya geliştirilmiş ürünü tüketicilere denettirmek,
Yeni müşteriler bulmak,
Rakiplerin promosyon faaliyetleri ile mücadele etmek,
Perakendecilerin işbirliğini sağlamak.
Promosyon, insanların dikkatini çekemediği sürece başarısız olur. Günümüzde
yazılı basın, radyo/televizyon yayını ve elektronik bilgiye maruz kalan tüketiciler
kendilerini bu bilgi yoğunluğundan kurtarmak için birtakım adetler geliştirmişlerdir.
Çoğu katalog ve reklam yazıları tüketiciler tarafından görmezden geliniyor. Bunun
önüne geçmeye çalışan şirketler birçok farkındalık yaratma stratejisi uygulamaktadırlar
ve bunları promosyon hareketleri ile bütünlük sağlayacak şekilde sunmaktadırlar
(Kotler, 2011: 52-53).
35
1.3.4.4. Halkla İlişkiler
Halkla ilişkiler, halkın tutumlarını değerlendiren, halkı ilgilendiren bir
organizasyon veya örgütün politika ve prosedürlerini ayarlayan ve halkın anlayış ve
kabulünü sağlamak amacı ile belirlenmiş bir hareket programı uygulayan bir iletişim
aracıdır. Ürün veya hizmet için onu piyasaya sunan işletme lehine pozitif bir imaj
iletimi sağlayan bir tutundurma faaliyetidir (Ünüsan ve Sezgin, 2005: 48). Pazarlama
hakla ilişkileri, ürünlerini tüketici istek ve gereksinimlerine göre meydana getiren
işletmelerin, iletişim mesajlarını, markayı satın almaya yöneltme, müşteri tatminini
sağlama ve imaj yaratma ya da firmaya itibar sağlama gibi esaslar üzerine kurarak
planladığı ve geliştirdiği faaliyetleri içermektedir ( Tığlı, 2004: 18 ).
Firmaların örgütsel amaçlarını gerçekleştirmede özellikle halkla ilişkilerin
katkıları inkâr edilememektedir. Markalaşma sürecinde de önemli yeri olan halkla
ilişkiler faaliyetlerinin, firmanın örgütsel amaçlarıyla örtüşen en önemli hedefi şöyle
ifade edilebilir; hedef kitlenin belirli bir kuruluş hakkındaki görüş, fikir ve tutumlarının
olumlu yönde etkilenmesi ve onların kısa ve uzun vadede istenen yönde davranacak
şekilde ikna edilmesidir (Seyhan, 2007: 91). Başka bir ifade ile halkla ilişkiler, bireysel
veya kurumsal yapıların belirtilmiş kitlelerle dürüst ve sağlam bağlar kurup geliştirerek
onları olumlu bir tutum ve eylemlere yönlendirmeleri, tepkileri değerlendirerek
tutumları yönlendirmesi, böylece karşılıklı yarar sağlayan ilişkiler oluşturma amacı ile
planlı çabaları kapsayan bir yöneticilik şeklidir (Asna, 1998: 13).
Pazarlama halkla ilişkileri, özellikle teknolojik ve toplumsal gelişmelerin
yaşandığı, finansal imkânların arttığı ve bunların sonucunda üretmenin sorun olmaktan
çıktığı günümüz rekabet koşullarında, benzer mal üreten işletmeler için rakipler
arasından tercih edilmede kullanılan önemli bir iletişim unsuru olmaktadır. Tüketicilerin
kendilerine çeşitli kanallarla iletilmeye çalışılan mesajlara ilgilerinin azalması, bu
mesajların doğruluğuna daha şüpheli bakmaları; işletmeler açısından reklam
maliyetlerinin artması gibi gelişmeler bütünleşik pazarlama iletişimi programları
içerisinde halkla ilişkiler unsurunun önemini artırmıştır. Kaldı ki işletmelerin mamule
ve markaya yönelik, başka bir deyişle pazarlama odaklı halkla ilişkiler çalışmalarını
ifade eden pazarlama halkla ilişkiler, bu anlamda üzerinde önemle durulması gereken
bir unsur olmaktadır. Nitekim işletmeler de pazarlama halkla ilişkilerin bu derece
36
önemli olduğunun farkına varmış ve bu unsura bütünleşik pazarlama iletişimi
programları içerisinde daha fazla yer verir duruma gelmişlerdir (Yılmaz, 2005: 84).
Tüm BPİ bileşenleri gibi halkla ilişkiler de bazı amaçlara sahiptir. Bu amaçlar (Tek,
1999: 796):
Tüketicilere mal veya hizmet hakkında bilgi sağlamak, kullanımları hakkında
yönlendirmek,
Müşteri dilek ve şikâyetlerini özümsemek,
Müşteri ve personelleri eğitmek,
Aracılarla iyi ilişkiler oluşturmak,
Etkin olduğu pazarda süreklilik göstermek, varlığını devam ettirmek, toplum
için faydalı bir organizasyon olduğu imajını vermek,
Aleyhlerine gerçekleşen bir haber var ise bunu lehlerine çevirebilmektir.
Örnek olarak; Volvo, SUV’ si XC90’ı büyük bütçeli ve şaşalı bir reklam
kampanyası yerine PR kampanyası ile sundular. Volvo pazarlamacıları özel gazeteciler
seçerek, ürün geliştirme sürecinde onlara da yer verdiler. Daha sonra bu gazeteciler,
mühendisler, tasarımcılar ve güvenlik uzmanları ile birlikte araç hakkındaki
öngörülerini sundular. Daha sonra farklı mecralarda haberlerini yaptılar ve Volvo 7.500
aracın satılması ile büyük bir kazanç elde etti. Bu örnekte de görüldüğü gibi; halkla
ilişkiler, özellikle alıcıların bir markayı, ürünü veya hizmeti seçmeden önce, bağımsız
bir profesyonel görüş almak istedikleri yüksek teknoloji ürünlerinin bulunduğu alanda
daha etkili olduğu görülmüştür (Kotler, 2005: 87).
1.3.4.5. Satın Alma Noktası İletişimi
Satın Alma Noktası İletişimi İngilizce literatürde Point of Purchase (P.O.P.)
şeklinde adlandırılmaktadır. Tinik (2014) tarafından işletmelerin tüketiciler ile bir araya
gelebilmeleri için satış noktası sergileri, ambalaj tasarımları, stant sorumlusu, satış
promosyonları, satış sorumluları, vitrin dizaynları, mağaza içerisinde bulunan posterler,
ürün ve kampanyalarla alakalı yapılan anonslar, reklam spotları ve diğer çeşitli iletişim
araçlarından yararlanıldığı mekân olarak tanımlamıştır. Satın alma noktası iletişimi
adına kullanılan iletişim araçlarının tümüne satın alma reklamı olarak ta
37
adlandırılabilmektedir. Mağaza içi yayınlar, video ekran gösterileri, etkileşimi
hızlandıracak stantlar satın alma noktası reklamları arasındadır. Fakat POP iletişimi
POP reklamı ile sınırlandırılmış değildir. Bu tür reklamların yanında mağaza imajı,
tasarımı ve atmosferi ve türevleri konular kurumsal halkla ilişkiler görev tanımına
girdiği için, bu noktada POP iletişimin başarının etkisi oldukça fazladır (Tinik, 2014:
119). Bu durumda satın alma noktası herhangi bir tanıtım aracı, tüketicinin mağaza ve
mağazadaki ürün ve hizmetler ile etkileşimi, bilgi edinebileceği çeşitli kanallar, mağaza
imajı, atmosferi, organizasyonu ve yapılan sunumlar bütününün satın alma noktasında
kullanılabilecek temel iletişim materyalleri olduğu söylenmektedir (Tosun, 2003: 91).
Satın alma noktası iletişimi, potansiyel tüketicilere satın alma noktalarında
çeşitli yol ve yöntemlerle erişerek onların ürün, hizmet ve markalara yönelik satın alma
kararlarını yönlendirmeyi hedefleyen önemli ve etkili bir araçtır. Açıkça belirtilmek
gerekirse satın alma noktası iletişimi, işletmeler tarafından ürün çeşitleri, özellikleri,
fiyatları ve ürün veya hizmet ile ilgili diğer konularda satın alma noktasında bulunan
tüketicilere mesajlar ileten ve mağazayı her yönüyle kapsayan bir alandır (Rosenberg,
1995: 216-220).
1.3.4.6. Sponsorluk
Sponsorluk, ticari bir kurumun veya işletmenin belirlediği hedeflere ulaşmak
amacıyla bir faaliyeti veya özel bir olayı finansal olarak veya ürün/hizmet şeklinde
desteklemeleri anlamına gelmektedir (Azizova, 2009: 149). Blythe (2001) yaptığı
çalışmada sponsorluğu; tüketicilerin bir faaliyetle aralarında oluşan duygusal bir bağ
aracılığıyla, bir marka, hizmet veya ürün ile alakalı oluşturdukları reklam faaliyetleridir
şeklinde ele almıştır. Bu faaliyetin amacına ulaşabilmesi için işletmeler normal reklam
giderlerinden daha fazla harcama yapabilmektedirler (Blythe, 2001: 232).
İşletmeler için her ne kadar maliyetli bir tutundurma faaliyeti olsa da sponsorluk
birçok çalışmada halkla ilişkilerin kullanabileceği bir araç olarak da ele alınmaktadır.
Fakat sponsorluk zamanla yeni yaklaşımlar doğrultusunda yeni bir pazarlama iletişim
yöntemi olarak ele alınmaktadır (Tek, 1999: 801).
38
İKİNCİ BÖLÜM
AĞIZDAN AĞIZA PAZARLAMA
Çağdaş pazarlama iletişimi açısından etkinliği geniş kitlelerce kabul görmüş,
“Ağızdan Ağıza Pazarlama” kavramının açıklanmasına, ağızdan ağıza iletişim terimi
olarak başlamak uygun olacaktır (Anghelcev, 2008: 21; Taşkın, 2001: 151). 1960’dan
bu yana ağızdan ağıza iletişimin tüketici davranışları üzerindeki etkisi araştırılmıştır.
Ağızdan ağıza iletişim aslında bir bilgi paylaşımı sürecidir (Hawkings ve diğerleri,
1998: 238). Bu bölümde ağızdan ağıza iletişim ve ağızdan ağıza pazarlama kavramları
ele alınmıştır.
2.1. AĞIZDAN AĞIZA İLETİŞİM KAVRAMI VE TANIMI
Ağızdan ağıza iletişimin (AAİ) tüketiciler üzerindeki etkisini araştıran en eski
araştırmacı olan Arndt (1967); ağızdan ağıza iletişimin sözel olarak karakterize etmiştir.
Yani gönderici ve alıcı arasında geçen ve göndericinin herhangi bir markayla, ürün ile
veya hizmetle alakalı ticari herhangi bir amaç gütmeden kurdukları iletişim olduğunu
vurgulamıştır (Arndt, 1967: 291-295). Geleneksel ağızdan ağıza iletişim, oral yolla
gerçekleştirilen, insanların geçmişten günümüze bilgi aktarımı yapmak, deneyimlerini
paylaşmak, tavsiye sirkülâsyonu yaratmak gibi ihtiyaçlarını giderebildiği bir iletişim
süreci olarak tanımlanabilir. İnsanlar genellikle bu iletişim türünü farkında olmadan
doğaçlama yaparlar ve sonucunda ihtiyaçları olduğu bilgiyi çevrelerinden toplamış olur.
Deneyim aktarılan bu iletişim platformunda olumlu ya da olumsuz ağızdan ağıza
iletişim meydana gelebilir. Bu tamamen potansiyel bilgi aktarıcıların deneyimledikleri
ürün ya da hizmete olan pozitif veya negatif yaklaşımlarını paylaşmaları ile ortaya
çıkar. İnsanlar ağızdan ağıza iletişim yaparken özgürdürler ve bilgi aktarımlarını rahat
bir şekilde sonuçlandırırlar. Bu bilgi paylaşımı kişinin arkadaşlarıyla, işyerinde birlikte
çalıştığı kişilerle, ailesiyle, komşusuyla ya da herhangi bir bilgi arayışı içerisinde olan
bir kişi ile olabilir (Cheung ve Lee, 2012: 2).
Daha önceki araştırmalara da konu olan AAİ Arndt (1967)’de yaptığı çalışmada
herhangi bir ticari ilişki içerisinde olmayan, bir markayla, ürünle veya hizmet ile alakalı
bilgi ihtiyacı duyan alıcı ile ticari bir bağlantısı olmayan iletişimcinin aralarında
meydana gelen günlük bir iletişim şekli olduğu belirtilmiştir (Arndt, 1967: 13). Farklı
39
bir tanıma göre de ağızdan ağıza iletişim; müşterilerin markalardan, işletmelerden,
organizasyonlardan, ürünlerden veya hizmetlerden edindikleri deneyim toplamıdır
şeklindedir (Buttle, 1998: 241-242). Solomon (2004)’a göre ağızdan ağıza iletişim bir
ürün hakkında tüm bilgilerin bireyden bireye aktarılmasıdır (Bayraktaroğlu ve Aykol,
2008: 73; Solomon, 2014: 230). Başka bir taraftan, Karaca (2010)’ya göre ağızdan ağıza
iletişim sadece insanların karşılıklı olarak iletişim kurarken ağızlarından çıkan cümleleri
değil, söyledikleri bu cümlelerle birlikte söyleme şeklini, jest ve mimiklerini de
kapsamaktadır (Karaca, 2010: 3). Ağızdan ağıza iletişim “mal veya hizmetler hakkında
toplumu meydana getiren bireylerin günlük hayatta birbirleri ile kurdukları iletişimin
bütünüdür” şeklinde de tanımlanabilir (Anderson, 1998: 5-17).
Taşkın (2011)’a göre ağızdan ağıza iletişim en basit şekli ile tüketiciler arasında
herhangi bir marka, ürün, hizmet ya da organizasyon hakkında deneyim paylaşımının
yaşandığı bir süreçtir. Böylece ağızdan ağıza iletişim tutumların ve davranışların
beslediği doğal bir süreç olarak karşımıza çıkar. Bu süreçte kişiler bilgilerini,
deneyimlerini, beğenilerini ya da ürün ya da hizmet ile alakalı diğer tüm duygu ve
davranışlarını doğal bir şekilde karşı tarafa aktarabilirler (Taşkın, 2011: 151). Brown
(2007)’a göre de ağızdan ağıza iletişim, tüketicinin sınırlarını belirlediği ve bu süreçte
bağımsız olduğu, hâkimiyetin kendisinde olduğu ve bilgi paylaşımını da bu zemin
üzerinde gerçekleştirdiği bir süreç olarak nitelendirilmiştir (Brown vd., 2007: 4).
Bir başka tanımda ise AAİ; "herhangi bir ticari gaye yürütmeyen bir iletişimci
ile belirli bir marka, mal, hizmet veya organizasyon ile ilgisi olmayan bir alıcı arasında
gerçekleşen resmi olmayan, kişilerarası iletişim türüdür" şeklinde tanımlanmıştır
(Walker, 2011: 70). Ağızdan ağıza iletişimi, gönderici ile arıcı arasında yani kişiler arası
bir iletişim biçimi olup, alıcının satın alma davranışını etkileye ve tutumunu
değiştirebilen kişisel etkileme sürecidir şeklinde tanımlayan Sweeney ve diğerleri
aslında ağızdan ağıza iletişimin herhangi bir ticari faaliyet içermediğini de
vurgulamaktadır (Sweeney, Soutar ve Mazzarol, 2008: 346). Aslında ağızdan ağıza
reklamı en genel haliyle, insanların kişisel olarak tanıdıkları insanlarla bir ürün, hizmet
ya da markaya dair kurdukları bir iletişim olarak tanımlayabiliriz (Romaniuk, 2007:
462).
Geçmişten günümüze bireylerin sürekli olarak bilgi toplayabileceği çeşitli
40
kaynaklar varlıklarını korumuştur fakat bunlardan hiçbirisi bireyler arası gerçekleşen
ağızdan ağıza iletişim kadar güçlü değildirler. Bu da ağızdan ağıza iletişimin nasıl etkili
olabileceğinin bir kıstası olarak gözükmektedir. Bu noktada ağızdan ağıza iletişim bir
ürün ya da hizmetin kişiler arasında yüz yüze yapılan ürün ya da hizmet hakkındaki
bilgi aktarımıdır (Godes ve Mayzlin, 2003: 1). Bir diğer tanıma göre ağızdan ağıza
iletişim, bir bireyin gönderdiği mesajlarla diğer bireylerin davranış ve tutumlarını
etkileme sürecidir. Bu süreç formal olmayan niteliktedir ve birden çok birey arasında
gerçekleşebilir. Ağızdan ağıza iletişim sadece yüz yüze değil çeşitli kanallar ile de
yapılabilmektedir (Schiffman ve Kanuk, 2004: 500; Karaca, 2010: 4-5).
50'li ve 60'lı yıllarda ağızdan ağıza iletişim hakkındaki ilk çalışmalara
bakıldığında öncelikle yeni bir ürünün satışında bu konunun etkilerini inceleyen
çalışmalar olduğu bilinmektedir. Örneğin Jonah Arndt, yeni bir ürünün duyurusunda
tüketici konuşmalarının etkisini incelediği bir çalışmasında ağızdan ağıza reklam
yeniliğin kabulünde veya reddinde tüketicinin toplumsal onay arayışı ve riski azaltma
isteği sebebi ile gerçekleştiğini belirtmektedir (Arndt, 1967: 3-4; Öztürk, 2012: 128).
Ağızdan ağıza iletişim hakkındaki çoğu yaklaşımın ana noktalarını Karaca (2010)’da şu
şekilde açıklamıştır: Ağızdan ağıza iletişim; bir kuruluş, kuruluşun itibarı ve
güvenilirliği, faaliyet türü, hizmetleri ve türevleri hakkında bir bireyden, müşteriden ya
da herhangi bir tüketiciden diğerine iletilen mesajdır. Bir başka deyişle tüketim
hakkındaki bilgilerin iletişim kanalları ile ya da satış bölümündeki herhangi bir
çalışandan değil de direkt olarak tüketiciden elde edilmesidir. Alıcının bakış açısıyla,
kuruluşla kişisel deneyimi olup bu kuruluştan bağımsız olan bilgi kaynağı tamamen
objektif bir kaynaktır. Bu nedenle kişiler genellikle bir ürün ya da hizmet satın almadan
önce genellikle aile bireylerine ya da yakın çevresinde bulunan arkadaşlarına danışırlar.
Bu sayede ağızdan ağıza iletişim yolu ile elde edilen bilginin daha güvenilir olduğunu
düşünürler (Karaca, 2010: 4).
Ağızdan ağıza iletişim kişilerin kolay karar verebilme ve bu süreci
hızlandırmadaki en güçlü yoldur. Günlük hayatta önemli bir yere sahip olan ağızdan
ağıza iletişim insanların satın alma deneyimlerini birbirlerine aktardıkları, bu bilgilerin
de bireyler için daha güvenilir oldukları görülmüştür. Çünkü bireyler birçok bilgi
bombardımanına maruz kalmaktadırlar ve doğru bilgiyi süzgeçlerinden geçirmek uzun
zaman almaktadır (Silverman, 2001: 21). Benzer bir durum, günümüzde tüketicilerin
41
sürekli karşılaştıkları, maruz kaldıkları bilgi yoğunluğu, var olan pazarda yüz binlerce
ürünün mevcudiyeti, potansiyel müşterilerin bu ürün ya da hizmetler hakkında geniş
çaplı düşünmelerini engellemektedir. Bu da, tüketicilerin etrafındaki kişilerden yardım
alarak doğru ürün ya da hizmete gitmeye yöneltmiştir. Bu durumda kişiler arası iletişim
(word of mouth communication) müşterilerin satın alma süreci içersinde sıklıkla
başvurdukları bilgi kaynaklarından birine dönüşmektedir (Kılıçer ve Öztürk, 2012: 26;
Özaslan ve Uygur, 2014: 21).
İnsanlar değişken durumlarda, ihtiyaç duydukları bilgileri birebir toplamak
isterler. Çünkü ihtiyaç duyulan bu bilgilerin edinimi sonucu mal veya hizmet ihtiyacı
çok kısa sürede ve kaliteli bir şekilde karşılanmış olur (Bansal ve Voyer, 2000:167).
Ağızdan ağıza iletişimin günlük yaşamda sıkça kullanılmakta olduğu bilinmektedir.
Örneğin üniversite eğitimine başlayacak olan bir öğrencinin tercih ettiği üniversitenin
bulunduğu şehri öncesinden tanımak için birkaç araştırma yapmak zorundadır. Başka
bir örnek olarak; en iyi spor salonu, en güzel hizmeti sunan kafe ya da restoran, en yakın
sağlık kuruluşu nerededir. Bu tür bilgilerin önceden elde edilmesi yaşamı daha kolay ve
kaliteli kılacaktır.
2.1.1. Ağızdan Ağıza İletişimin Kapsam ve Önemi
1960’dan bu yana ağızdan ağıza iletişimin tüketici davranışları üzerindeki etkisi
araştırılmıştır. Ağızdan ağıza iletişim arsında bir bilgi paylaşımı sürecidir. (Hawkings
ve diğerleri, 1998: 238). Günümüz pazarlamacıları, uzun süredir ağızdan ağıza
iletişimin işletmelerin pazarlama performanslarında nasıl bir etkiye sahip olduğuna dair
araştırmalarda bulunmuşlardır. Ancak, değişkenlik gösteren tüketici faktörleri nedeni ile
ağızdan ağıza iletişimin etkisi net bir şekilde ortaya konulamamaktadır. Tüm bu ağızdan
ağıza pazarlama süreçlerini bir arada toplamak pazarlamacılar için hiç de kolay bir süreç
değildir. Literatürde, marka performansına etki edecek olan birçok ağızdan ağıza
pazarlama formları ele alınmıştır (Baker, 2011: 4).
Özellikle hizmet satın almaya karar verecek bir birey için ağızdan ağıza
iletişimin önemi oldukça büyüktür (Kau ve Loh, 2006: 101-109). Bu iletişim, bir mal
veya hizmet hakkında aile üyeleri, akrabalar, komşular, iş arkadaşlar, mevcut
arkadaşlar, hedef kitleler, potansiyel müşteriler arasında gerçekleşen bir süreçtir. Bu tür
bir iletişimde kaynak ile alıcı arasındaki dönüt hızından ötürü etkili bir tür olarak kabul
42
görmüştür (Kotler ve Armstrong, 2004: 27). Başka bir araştırmada ağızdan ağıza
iletişim, aile ve yakın çevrenin tavsiyeleri, yaygın düşünce ve söylentilerin tüketici
tercihlerini etkilediği sonucuna ulaşılmıştır (Tayfun, Yıldırım ve Kaş, 2013: 28-30).
Ağızdan ağıza iletişimin önemi ilgili bir diğer araştırmada Amerikalı
tüketicilerin %40'ının hukuk, otomotiv ve özellikle sağlık hizmetleri tercihlerinde
öncelikli olarak yakın arkadaşlarından ve ailelerinden öneriler aldıkları, bu tavsiyeler
doğrultusunda hareket ettikleri belirlenmiştir (Hogan v.d., 2004: 274). Bonsel ve Voyer
(2000)’a göre de ağızdan ağıza iletişim satın alma karar sürecinde önemli bir etkiye
sahiptir (Bonsel ve Voyer, 2000: 166-177).
2.1.2. Ağızdan Ağıza İletişimin Özellikleri
Günümüz medya ortamında, şirketler organizasyonların sürdürülebilir rekabetçi
avantajlar ve anlamlı diyaloglar yaratabileceği interaktif iletişimde işletmeler pazarlama
iletişiminde nasıl başarılı olabileceklerini ve planlanmış ağızdan ağıza iletişimleri
başarılı bir şekilde gösterebileceklerini düşünmektedirler (Dahlen, Lange ve Smith,
2010: 23).
Ağızdan ağıza iletişim kendiliğinden oluşabildiği gibi, pazarlamacılar kendi
lehlerine bu iletişimin meydana gelmesini sağlayabilirler. Bu süreçte pazarlama
uzmanları işletmelerin pazara sunduğu ürün veya hizmet için doğru kişilerle doğru
şekilde bu süreci yönetebilirler (Karaca, 2010: 7). Başka bir deyişle ağızdan ağıza
iletişim tesadüfen veya bilinç dâhilinde yapılabilir. Her iki durumda da çeşitli uyarıcılar
ağızdan ağıza iletişimin başlatılmasında bir sebep olmuştur (Mangold, 1999: 73-85).
Tüketicilerden, ürün veya hizmetler hakkında önceden oluşturulmuş olan konuşmaları
tekrardan yaratmaları, değiştirmeleri ve kaydetmeleri beklenmemektedir. Sonuç olarak,
ağızdan ağıza iletişim aniden ortaya çıkar ve daha sonra yok olur (Stern, 1994: 7;
Buttle, 1998: 243).
Ağızdan ağıza iletişimin özelliklerini daha iyi kavrayabilmek için Şekil 2.1’de
gösterilen modelin etkili bir şekilde anlamak gerekmektedir. Buttle (1998)’ın
çalışmasında yer alan WOM modeli iki değişken kümesi içermektedir.
İçsel Değişimler: Ağızdan ağıza iletişim WOM girdisi arayışı ve WOM
çıktısının hızlandırılması ile alakalı durumlar veya süreçlerdir.
43
Dışsal Değişkenler: Bunlar WOM girdi arayışına veya WOM çıktısı ürünü
üzerinde etkisi olan bağlamsal koşullardır (Buttle, 1998: 246).
Arayış Veriş
Veriş Arayış
Şekil 2.1. Ağızdan Ağıza İletişim Modeli
Kaynak: Buttle, 1998
Günümüz medya ortamında, şirketler organizasyonların sürdürülebilir rekabetçi
avantajlar ve anlamlı diyaloglar yaratabileceği interaktif iletişimde işletmeler pazarlama
iletişiminde nasıl başarılı olabileceklerini ve planlanmış ağızdan ağıza iletişimleri
başarılı bir şekilde gösterebileceklerini düşünmektedirler (Dahlen, Lange ve Smith,
2010: 23). Ağızdan ağıza iletişimi en iyi şekilde anlayabilmek için aşağıda vurgulanan
beş nokta iyi bir şekilde özümsenmelidir. Bu beş nokta:
Değer: Ağızdan ağıza iletişim iki şekilde gerçekleşir. Birincisi olumlu ağızdan
ağıza iletişim olup diğeri ise olumsuz ağızdan ağıza iletişimdir. Olumsuz ağızdan ağıza
iletişim bir işletmenin yaşamak istemedikleri bir sonuçtur ve bu yüzden çeşitli stratejiler
geliştirirler. Olumlu ağızdan ağıza iletişim ise bunun tam tersidir ve işletme tarafından
arzu edilen bir sonuçtur.
Odak: Ağızdan ağıza iletişim sadece müşteriler arasında gerçekleşmeyip
tedarikçiler, çalışanlar, rakipler, iş gören kaynakları ve yatırımcılar da bu noktada
oldukça etkindirler. Bu etki alanlarının ağızdan ağıza iletişimde oldukça etkilidirler.
Kültür Sosyal
Ağlar Güdüler
Ticaret
Ortamı
Ağızdan
Ağıza
İletişim
Girdisi
İÇSEL ÇEVRE
Haz
Onaylanmama
Süreci
Beklenti: Algı
Tatmin
Olma
Tatmin
Olmama
Ağızdan
Ağıza
İletişim
Çıktısı
Beklenti
Üzerindeki
Diğer Etkiler
Diğer
Davranışlar
44
Zamanlama: Ağızdan ağıza iletişim hem satın alma öncesi hem de sonrasında
meydana gelebilir. Satın alma öncesinde müşteriler ürün veya hizmet ile alakalı
edindikleri bilgiler girdi niteliğindeyken, satın alma sonrası müşterinin deneyim
paylaşımı da çıktı niteliğindedir.
İstek & Talep: Kişi bir ürün veya hizmeti satın alma aşamasında bir fikir
liderinin ya da bir uzmanın bilgisine başvurabilir. Bu durum isteğe bağlı olarak gelişir.
Bazı durumlarda kişi herhangi bir bilgi arayışı içerisinde olmasa da etrafında bir ürün
veya hizmet ile alakalı deneyimlerini paylaşmaktan hoşlanan birileri olabilir. Bu da
isteğe bağlı olmadan gelişen bir ağızdan ağıza iletişimdir.
Katılım: Ağızdan ağıza iletişim doğal bir şekilde meydana gelirken günümüz
işletmeleri bu iletişim türünün oldukça güçlü bir yöntem olduğunu anlamışlar ve bunun
için de kendi fikir liderlerini oluşturmuşlardır (Buttle, 1998: 241-247).
Ağızdan ağıza iletişimin ikna edici ve oldukça güçlü bir iletişim yöntemidir. Bu
yöntemi etkili kılan bazı nitelikler vardır. Bu nitelikleri daha açık bir şekilde ifade
etmek meydana gelen etkinin nedenlerini anlamak için gereklidir. Bu nitelikler:
Güvenilirlilik
Deneyim aktarımı
Müşteriye dayalı olması
Zaman ve para tasarrufu
Şeklindedir (Karaca, 2010: 9-12).
2.1.2.1. Güvenilirlik
Ağızdan ağıza iletişim, satış elemanından da daha güvenilirdir. Bir kişi kendisi
için önemli bir ürün veya hizmet satın alacağı zaman satıcıyla görüşmeden önce bir
tanıdığın tavsiyesi ile hareket etmeyi veya bir tanıdığın tavsiyesi ile güvenilir bir satış
elemanına gitmeyi tercih edebilir. Tavsiye edilen satıcının vereceği bilgiler ve kurulan
iletişim daha güvenilir olarak değerlendirilecektir. Müşterilerin tatmin edilmesi oldukça
önemlidir. Çünkü Karaca (2010)’nın da vurguladığı gibi “tatmin edilmiş müşteri en iyi
satış elemanıdır” deyişi ağızdan ağıza iletişimin pazarlamadaki önemini göstermektedir
(Karaca, 2010: 12).
45
2.1.2.2. Deneyim Aktarımı
Guldin (2001)’e göre deneyim sahibi olmanın doğrudan ve dolaylı olmak üzere
iki şekli vardır. Dolaylı şekilde tüketiciler, diğer insanlarla deneyimledikleri ürün veya
hizmet hakkında konuşmaktadırlar, diğer insanların deneyimleri dinlenerek diğer
tüketicilere yardımcı olmaktadırlar. Yani deneyimleme öncesi gerçekleşen bilgi akışının
dolaylı olması bu noktada dikkat çekmektedir. Doğrudan deneyim sahibi olmak ise,
zaman, para, başarısızlık veya hayal kırıklığı, memnun kalmama riski açısından direk
olarak ürün veya hizmetin deneyimlenmesi dolaylı deneyime göre daha maliyetli ve risk
içeriklidir (Guldin, 2001: 100). Karaca, Silverman (2001)’ın yaptığı çalışmaya
dayanarak ağızdan ağıza iletişimin ürünün benimsenmesinde hızlandırıcı bir etkisinin
olduğunu savunmuştur (Karaca,2010: 10).
2.1.2.3. Müşteriye Dayalı Olması
Ağızdan ağıza iletişim türlerine göre en fazla müşteri odaklı olan iletişim
türüdür. Bu iletişim süreci müşteriler tarafından yürütülür ve dışarının müdahalesi çoğu
zaman etkisiz kalır (Karaca, 2010: 11). Örneğin kahve hizmeti veren bir markadan ürün
satın aldınız ve bu satın aldığınız üründen memnun kaldınız. Çevrenizdeki kişilere bu
deneyiminizi aktarırken aslında ağızdan ağıza iletişim sürecini siz başlatmış
olmaktasınız bu sürecin yönetimi de sizin elinizde olmaktadır.
Ağızdan ağıza konuşulanları kontrol etmenin hiçbir yolu ve yöntemi yoktur.
Kontrolü elden bırakan işletmelerin kampanyalarını müşterileri devralmaktadır. Fakat
farklılaşmayı başarabilmiş işletmeler müşterilerinin kendileri hakkında olumlu
konuşmalarını da sağlamış olacaktır. Bu sayede ağızdan ağıza pazarlama müşteriler
sayesinde işletmelerin olumlu bir strateji aracı olmayı başarmış olacaktır (Trout ve
Rivkin, 2011: 263-270).
2.1.2.4. Zaman ve Para Tasarrufu
Literatürde yer alan çalışmalar incelendiğinde, ağızdan ağıza iletişimin
tüketicilerin günlük hayatlarında önemli bir yer tuttuğu, tüketicilerin satın alma
deneyimlerini birbirleri ile paylaştıklarını ve bu yolla elde edilen bilgilerin daha güvenli
olduğu anlayışına sahiptirler. Bir diğer taraftan günümüz tüketicileri sürekli olarak bilgi
bombardımanına maruz bırakılıyor ve bu bilgilerin özümsenmesi, ayırt edilmesi,
46
kullanılması gibi birçok zahmetli süreçten geçiyorlar (Silverman, 2001: 9). Bu durum
sıradan bir tüketicinin hakkında fazla bilgi sahibi olmadığı bir ürün veya hizmet ile
alakalı bilgi sahibi olmak için bu ürün veya hizmeti daha önce deneyimlemiş birisinden
bilgi edinmesi gerektiğine yöneltiyor. Bu şekilde gerekli bilgileri edinme süresi daha da
kısalacak ve tüketici istediği ürüne optimum süreçte ulaşmış olacak (Karaca, 2010: 11).
Bu duruma ek olarak tüketici bilgisi ve deneyimine ihtiyaç duyduğu kişilerin
memnuniyet seviyelerini de görmüş olacak ve bu sayede risklerini azaltmış olarak ürün
veya hizmeti satın alacaktır. Firmalar reklam faaliyetleri için oldukça geniş bütçeler
ayırmaktadırlar ve bu bütçeler aslında kişilerin kendi aralarında başlattığı ağızdan ağıza
iletişim sonucu etkisiz hale gelebilmektedir. Bu durum da işletmeler için maddi
kayıplara sebebiyet vermektedir. Aslında ağızdan ağıza iletişim hem müşteriler hem de
işletmeler için hem zaman hem de para tasarrufu sağlamaktadır (Karaca, 2010: 11-12)
2.1.3. Ağızdan Ağıza İletişim Türleri
Zamanla ağızdan ağıza iletişimin satın alma karar süreci üzerindeki etkisi
hakkında birtakım çalışmalar yapılmıştır. Pazarlamadaki AAİ'in etkisi hakkındaki etkili
ilk çalışmalardan bir tanesi Arndt (1967a) tarafından gerçekleştirilmiştir. Arndt, yeni
yiyecek ürünleri üzerindeki pazar hareketleri ve ağızdan ağıza iletişimin kısa süreli satın
alma kararı üzerindeki etkisini açıkça ortaya koymuştur. Arndt olumlu ağızdan ağıza
iletişimin satın alma seviyesini yükselttiğini bunun tam tersi olumsuz ağızdan ağıza
iletişimin de bu seviyeyi düşürdüğünü bulgulamıştır (Arndt, 1967: 291-295; Charlett,
Garland ve Marr, 1995: 42-50). Buttle (1998)’ın yaptığı çalışmasında ağızdan ağıza
iletişim tüketicilerin satın alma kararlarını pozitif ya da negatif olarak etkilediğini
vurgulamıştır (Buttle, 1998: 242).
İnsanlar çevresindeki iletişim halinde olduğu bireylerden etkilenir Kişiler
iletişim sürecinde etkilendikleri olumlu veya olumsuz noktaları başkalarına aktarır.
Araştırmalara göre tüketiciler ürün veya hizmet ile alakalı olumlu ya da olumsuz
durumları çevreleri ile daha çok paylaşmaktadırlar. Paylaşım kanallarında teknolojinin
gelişimi etkili olmuştur (Karaca, 2010: 3). AAİ’in pozitif yönü markalar veya şirketler
için olumlu sonuç verirken negatif yönü ise tüketicilerde oluşan hayal kırıklığının
paylaşımı şirketler için ve bunun daha ilerisi ülkeler için olumsuz sonuçlar
doğurabilmektedir (Santos ve Basso, 2012: 349). İşletmeler ağızdan ağıza iletişimin
47
etkisinin farkında olup, iletişim türlerine kulak vermeleri gerekmektedir ve
söylenenlerin neleri işaret etiğine de odaklanmalıdırlar (Beckwith ve Beckwith, 2009:
63). Markalar bazında bakıldığında, pozitif ağızdan ağıza pazarlama genellikle o anda
kullanılan markalar hakkında başlatılmışken, olumsuz ağızdan ağıza pazarlama ise daha
önceden deneyimlenmiş olan bir markanın ürün veya hizmeti ile ilgili veya hiç
denenmemiş bir marka ile ilgili olduğu ortaya çıkmıştır (Bozkurt, 2013: 124).
2.1.3.1. Olumlu Ağızdan Ağıza İletişim
Ağızdan ağıza iletişim, insanların reklamlardan daha önce yaptıkları, şuan
yapıyor oldukları ve gelecekte de yapacakları temel bir eylemdir. Fakat bunu pazarlama
anlayışı ile bütünleştirmek daha çok çağdaş pazarlamanın işidir. Aslında yapılan
çalışmalar marka sadakati ve marka sevgisi yüksek olan kişilerin marka hakkında daha
olumlu yorumlar yaptığını kanıtlıyor. Burada kritik olan, markaların yaşattıkları
deneyimlerin kişilerin marka sadakati ve olumlu ağızdan ağıza iletişimi noktasıdır
(http://www.pazarlamasyon.com/pazarlama/agizdan-agiza-pazarlamanin-onemini
ceolardan-dinleyin/).
Şirketler, kalitelerinin kavranabilmesi, ölçülmesi ve yönetebilmeleri için yoğun
çaba sarf etmektedirler. Bu durumda olumlu ağızdan ağıza iletişim sayesinde
tüketicilerin bu şirket ve markaları tercih etme olasılığı yükselecektir (Mangold, Miller,
& Brockway, 1999: 73-89). Divanoğlu (2016), "Pazarlama iletişimin bir parçası olan
ağızdan ağıza iletişim ile tüketicilerin hem mağaza hakkında olumlu kişisel deneyim
kazanmalarına hem de tercih aşamasında pozitif değer oluşturulmasında ve
geliştirdikleri stratejilerle bu durumu göz önünde bulundurarak faaliyetlerini
yürütmeleri oldukça önemlidir." diyerek olumlu ağızdan ağıza iletişim konusunda
işletmelere önemli bir mesaj vermiştir (Divanoğlu, 2016: 104).
İşletmelerin öncelikle potansiyel müşterileri kazanacak çalışmalar yapmalı,
müşterilere sunulan hizmetler ve ürünler konusunda olumlu düşünceler ve fikirler
yaymalarını sağlayacak politikalar izlemeleri gerekmektedir. Bu da kaliteli mal veya
hizmetle, uzun süreli ve sıcak ilişkiyle ve müşteri memnuniyeti ile sağlanabilir (Arlı,
2012: 168). Olumlu WOM Markanın mevcut kullanıcıları tarafından yayılması daha
kolaydır. Müşteriler marka hakkında güvenli bir fikir oluşturmuşlar ise, markanın
reklamlarını kanıksamışlarsa ve paylaşacak olağan üstü marka deyimine sahiplerse
48
genellikle olumlu ağızdan ağıza iletişim gerçekleştirirler (Romaniuk ve Sharp, 2016:
145).
2.1.3.2. Olumsuz Ağızdan Ağıza İletişim
Pazarlama literatüründe ortaya atılan bazı iddialara göre ağızdan ağıza iletişimin
tüketici satın alma kararı üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahiptir. AAİ, bir
organizasyonun ürünleri, hizmetleri veya kendisi hakkında sunulan bir mesajdır.
Genellikle ağızdan ağıza iletişim, ürün veya hizmet performansı, hizmet kalitesi,
güvenilirliği gibi konular hakkındaki yorumların bir kişiden başka bir kişiye
aktarılmasıdır. Belli bir organizasyonun ürün veya hizmetleri konusunda deneyim sahibi
olmuş kişiler gönderici konumundayken, bu kişilerin objektif bilgi kaynakları
olduklarını düşünen ve satın alma karar verme sürecinde bilgi ihtiyaçlarını bu
kaynaklardan karşılayan potansiyel tüketiciler de alıcı konumundadırlar. İletişime konu
olan bu bilgiler gönderici tarafından olumlu ya da olumsuz olarak gönderilebilir.
İşletmeler ürün veya hizmetlerini tüketicilere buluşturabilmeleri için pazarlama
stratejilerini iyi bir şekilde uygulamaları gerekmektedir. Bu işletmeler iletişime oldukça
değer verip müşteri ilişkilerini en üst seviyede tutmayı amaçlarlar (Fındık, 2015: 176).
Birçok organizasyon, çoğunluğu da hizmet sektöründe faaliyet gösterenler
zaman zaman müşteriler ve tüketicilerin tatmin olmadıklarını öngörmektedirler.
Tüketicilerin mal veya hizmetten memnun kalmadıklarında yaptıkları bazı davranış
şekilleri:
Doğrudan satıcıya ürün veya hizmet hakkındaki memnuniyetsizliklerini dile
getirirler.
Gizli bir şekilde marka ile iletişimini kesme ve negatif ağızdan ağıza iletişim
başlatırlar.
Üçüncü olarak ta yasal yollara başvurup bunun yanında tüketici hakları ile
alakalı hizmet veren gruplarda şikâyetlerini dile getirirler.
Bu muhtemel davranışlarla, gizlice meydana gelen negatif ağızdan ağıza iletişim
özellikle üreticileri ve perakendecileri yakından ilgilendirmektedir. Şikâyet
bildirimlerine oranla negatif ağızdan ağıza iletişim kendisini en kısa sürede belli
edecektir (Charlett, Garland ve Marr, 1995: 42-50). Markayı satın almaktan vazgeçmiş
49
kullanıcılar ya da başka bir markaya geçiş yapmış kullanıcılar daha fazla olumsuz
WOM aktarırlar (Romanıuk ve Shap, 2016: 145). Olumsuz ağızdan ağıza pazarlamayı
kuruluşun lehine çevirebilmek yine ağızdan ağıza iletişim yoluyla gerçekleşmesi
herhangi bir reklam çalışmasından daha etkilidir (Day, 1971: 31-40).
İşletmeler marka gücü oluşturmak için uzun yıllardır çalışmaktadırlar. Negatif
WOM müşteri tercihlerini ciddi boyutlarda etkileyebilir. Marka için negatif WOM daha
geniş olumsuz etkilere sahiptir, fakat bir marka için pozitif WOM negatif WOM’dan
daha geniş etkilere sahiptir (Baker, 2011: 4). Eğer ürün veya hizmetiniz doğru değilse
ağızdan ağıza iletişim firmanızın hayat çizgisini sona erdirebilir (Kotler, 2008: 265)
2.1.4. Ağızdan Ağıza İletişim Süreci Üyeleri
Ağızdan ağıza iletişim süreci bir bilgi kaynağının alıcıya iletmek istediği mesaj
kodlamasıyla başlar. Kodlanan mesaj daha sonar çeşitli iletişim kanalları aracılığıyla
alıcıya gönderilir. Kullanılan iletişim kanalları mesajın yorumlanma biçimini etkiler. Bu
yolla karşı tarafa ulaştırılan mesaj alıcı tarafından kodu çözülerek yorumlanır (Mowen
ve Minor, 2001: 148). Alıcının yorumu kaynağa geri bildirim yoluyla iletilir. Bu süreç
esnasında bir takım çevresel faktörler mesajın karşı tarafa iletilmesini olumsuz yönde
etkileyebilir.
Şekil 2.2’de görüldüğü üzere ağızdan ağıza iletişim süreci fikir liderleri, pazar
kurtları, referans grupları veya diğer kaynakların göndermek istedikleri mesajı kodlayıp
herhangi bir iletişim kanalı yolu ile ailelerine, arkadaşlarına, iş arkadaşlarına ya da
komşularına kısacası çevresindeki kişilere göndermesi ile başlayan, alıcı konumundaki
bu kişilerin de mesaja tepki vererek geri bildirimde bulunması ile devam eden süreçtir.
Bu süreç gerçekleşirken gürültü unsuru da varlığını hissettirmektedir.
50
Şekil 2.2. Ağızdan Ağıza İletişim Süreci Üyeleri
Kaynak: Kotler& Armstrong, 2004.
Diğer iletişim türlerinde olduğu gibi ağızdan ağıza iletişimde de fikirlerin
alıcıdan kaynağa aktarılması için çeşitli unsurlar gerekmektedir. Dolayısıyla genel
iletişim sürecindeki unsurlar ağızdan ağıza iletişim süreci için de gereklidir. Bu unsurlar
aşağıda yer alan Şekil 2.3’te de gösterildiği gibi; kaynak (gönderici), mesaj, iletişim
kanalı, alıcı (hedef), geri bildirim (tepki) ve gürültü şeklindedir. İletişimin etkili bir
biçimde devam edebilmesi için kaynağın mesajı alıcının anlayabileceği bir biçimde
kodlayıp alıcıya iletmesi gerekmektedir. Alıcının da mesajı düşünceye veya fikre
dönüştürmek için kod açma eylemini gerçekleştirmesi gerekmektedir (Karaoğlu, 2010:
14).
Kaynak (fikir
liderleri,
pazar
kurtları,
referans
grupları,
diğer
kaynaklar)
Kodlama İletişim
Kanalı
(Yüzyüze,
internet
üzerinden,
telefon
görüşmesi,
vb.)
Kod
Açma
Alıcı
(aile
üyeleri,
yakın
arkadaşlar,
iş
arkadaşları,
komşular,
v.b.) Mesaj
Gürültü
Geri Bildirim Tepki
51
Şekil 2.3. Ağızdan Ağıza İletişim Süreci
Kaynak: Mangoldve Brockway, 1999
2.1.4.1. Kaynak
Ağızdan ağıza iletişim sürecinde kaynak konumundaki kişi; mal ya da hizmeti
satın alıp deneyimlemiş ya da tam tersi mal ya da hizmeti satın almayıp reklam, satış
elemanı ya da çevresindeki kişiler yoluyla ürün hakkında bilgi sahibi olan bir tüketici,
bir fikir lideri ya da bir pazar kurdu olabilir. Bütün bu farklı kişiler arkadaşlarına ve
tanıdıklarına farklı amaçlarla bilgi sağlarlar. Bir ürün veya hizmet grubuyla alakalı ilgi
sahibi olan kişiler, bu ürün veya hizmet hakkında diğer insanlarla konuşmaktan
hoşlanabilirler. Ağızdan ağıza iletişim bu kişilere ürünle ilgili haberleri, kendi fikirlerini
ve deneyimlerini başkalarıyla paylaşma fırsatı verir (Karaca, 2011: 12). Örneğin,
teknolojik ürünlere meraklı olan bir kişi bu grupta yer alan ürünleri denemekten ve
deneyimlerini paylaşmaktan haz duyarlar.
Farklı türdeki kararlar farklı türdeki iletişimlerden kaynaklanır. Bazen tüketici,
ürün veya hizmet ile ilgili birçok bilgi ihtiyacı hissedebilir. Karar verme sürecinin
karmaşık yapısından kaynaklanan bilgi ihtiyacı tüketicilerin bilgi gereksinimlerinin
oranını belirler. Tüketici ürün ya da hizmet ile alakalı az ya da çok fazla bilgiye ihtiyaç
duyar. Tabi ki karar verme sürecinde tek başına iletişim etkili olamaz. Bu yüzden
tüketiciler ihtiyaç duydukları bilgileri toplayabilecekleri kanallar ararlar (Dahlen, M.,
Lange, F. ve Smith, T., 2010: 11). Bir iletişim sürecinde mesajın kaynağı oldukça
önemli bir yere sahiptir. Çünkü mesajın alıcı tarafından kabul edilip edilmemesi büyük
Güçlü Seviyelerdeki
Memnuniyet veya
Memnuniyetsizlik
Rastgele Meydana
Gelen İletişim
Etkisi Büyük Olan
İhtiyaçlar
Ağızdan Ağıza
İletişim Konuları
Tüketici Satın
Alma Davranışı
Diğer İletişimler
52
oranla kaynağa bağlıdır (Solomon, 2002: 229).
2.1.4.1.1. Ağızdan Ağıza İletişimde Kaynak Unsurları
Ağızdan ağıza iletişim sürecinin; kaynak, kodlama, mesaj, iletişim kanalı,
alıcı/kodlama geri bildirim, gürültü unsurları mevcuttur. Bu iletişim sürecinde bilgi ve
mesajın kaynak tarafından alıcıya kodlanarak gönderilmesi ile başlar. Kodlanan mesaj
daha sonra çeşitli kanallar ile alıcıya ulaştırılır. Bu kanal gönderilmek istenen mesajın
yorumlanmasında etkisi oldukça yüksektir. Kanalı (iletişim) aracıyla alıcıya gönderilen
mesaj kodu çözülerek alıcı tarafından yorumlanır ve geri bildirim ile bu döngü
saptanmış olur (Mowen ve Minar, 2001, 148-149).
İnsanlar sürekli olarak iletişim halinde olan varlıklardır. Aynı zamanda bu
iletişim doğasında satın aldıkları ürün veya hizmet ile alakalı sürekli olarak bilgi ve
deneyim aktarımı ihtiyacı hissederler. Bu aktarımda kimi kişilerin etkisi yoğun olurken
kimilerinin de daha az yoğun olduğu görülmüştür. Bu durumda kişiler istedikleri rollere
göre fikir liderleri, menfaat bekleyenler, minnet ödeyenler ve kapalı ağızları (Dabele ve
Word, 2002: 3-5) bunlara ek olarak da pazar uzmanı (Walsh vd, 2004:109) olarak ele
alınmıştır.
2.1.4.1.1.1. Fikir Liderleri
Fikir liderleri diğer lider özelliği taşımayanlara oranla daha çok seri şekilde
iletişim kurmaya eğilimlidirler. Bakıldığında fikir liderleri bir grup içerisinde diğer grup
üyelerini yani bir ürün ya da hizmet alma süreci içersindeki kişileri daha çok etkisi
altına alırlar (Reynolds ve Darden, 1971: 452). Fikir liderliği, ağızdan ağıza pazarlama
içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Kişiler olarak fikir liderleri, bilgi ve tavsiye
verecekleri ürün veya hizmet hakkında uzman hale gelirler. Özel ilgi alanları konusunda
kendilerini daha çok geliştirmek için ilgili yayınlar okurlar. Bu kişiler uzman
olmadıkları diğer ürün veya hizmetler ile alakalı bilgi edinmek için fikir alıcısı haline
gelirler. Fikir liderleri, oldukça güçlü ve geçerli bir bilgi kaynağıdır. Bundan dolayı
müşterilerin ürün veya hizmet ile alakalı kararlarını etkilerler. Fikir liderleri tüketicilere
bilgi sağlarken finansal herhangi bir kazanç gözetmezler bu yüzden de kararlar üzerinde
oldukça büyük etkilere sahiptirler (Mohr, 2007: 397).
53
Özgüven, sosyal içeriklerde görülebilen bir davranış olduğu açıklanmış ve bunu
fikir liderleri ile ilişkilendirmişlerdir. Bu sosyal içeriklerde yer alan kişiler, fikir liderleri
tarafından dışarıdan gelen bilgilerle ilk etkilenmelerini yaşarlar. Bu kısıtlar, faydalı bir
şekilde fikir liderlerini tanımlamak ve onları bir market segmenti gibi değerlendirmek
için kullanılır. Tahmin edilir ki birçok strateji bu kategorilerdeki bireyleri medya
başlıklarını seçmek ve promosyonlara devam etmek bunun ardından da medya
promosyonları ilgi çekici bulunup bulunmadığını tespit etmek için kullanır (Reynolds
ve Darden, 1971: 452-453).
Reynolds ve Darden (1971)'de kişiler arası kategoriler hakkında çalışmalar
yapmışlardır. Bu çalışmalarda eşitli olası kombinasyonları şahısların temsil ettiği
etkileşim noktalarının her birini dört kategoride değerlendirmenin faydalı olacağı
belirtilmiştir. Kendilerine özgü şartların tekniğinin sınırlamasıdır, ancak, gerçek
etkileşimleri önlemek ve böylece ne tür bilgilerin cevaplanmadığının paylaşılmasına
yatkın kişinin kim olduğu sorusunun altı çizilmiştir. Ayrıca, ağızdan ağıza iletişimin
zaman bağlantıları kendinden tayin edilen verilerden değerlendirilememektedir. Yapılan
bu çalışmadaki bulgularda, kişilerarası iletişim daha geniş bir bağlamda ve karşılıklı
etkileşimleri aynı anda bilgi sahibi olan kişiler yani bilgi sağlayıcılar ve bilgi arayanlar
kavramsallaştırılabilir oldukları belirtilmiştir (Reynolds ve Darden, 1971: 453).
2.1.4.1.1.2. Pazar Kurtları
Çoğunlukla ağızdan ağıza pazarlamanın önemini kavramış olan firmalar pazarı
kimlerin ne derecede etkilediğini görmek adına belli araştırmalar yapmışlardır. Ürüne
ilişkin mesajın en etkili bir şekilde bilgi arayışı içerisinde olan potansiyel tüketiciye
dağıtılabilmesi için pazar etkileyicilerinin konseptlerini incelemek amacı ile çeşitli
incelemeler yapılmıştır. Çünkü pazar kurtları tüketiciler için çok değerli birer bilgi
kaynağıdır. Özellikle tüketiciler karar verme sürecinde bilgi edinme aynı zamanda
mevcut alternatifleri değerlendirme sırasında kolay ulaşılabilen güvenli bilgilere ihtiyaç
duyarlar. İşte tam bu noktada pazar kurtları devreye girer ve kolay, ulaşılabilir bunun
yanında güvenli bilgiyi alıcıya iletir (Karaca, 2010: 16).
Pazar kurtları işletmeler için oldukça önemli bir noktadadır. Bu kişiler birden
fazla çeşitteki ürün sınıfı hakkında bilgiler sahibidirler. Alışverişten ve deneyimledikleri
şeyleri başkaları ile paylaşmaktan zevk alırlar. Pazar kurtları bilgi seviyeleri yüksek
54
olduğu için özgüven sahibidirler. Sürekli olarak ürün ya da hizmet deneme istekleri
vardır. Yeni gelişmeleri ve akımları yakından takip ederler. Eğer mevcut durumda
herhangi bir değişme ya da gelişme var ise bunu çok kolay benimserler (Odabaşı ve
Barış, 2003: 283).
2.1.4.1.1.3. Referans Grupları
Ağızdan ağıza iletişime dayanan satın alma kararı üzerinde olan faktörlerden
birisi de referans gruplarıdır (Kau ve Loh, 2006: 101). Referans grupları, bireylerin
davranışları, düşünceleri, tutumları gibi birçok konuyu direkt veya dolaylı olarak
etkilemektedirler (Mucuk, 2006: 74). İnsanın doğal yapısından dolayı birçok kişi birden
fazla grubun üyeleridir. Bu durumda kaynak konumunda olan referans grupları ağızdan
ağıza iletişim sürecinde önemli bir noktada yer alırlar (Karaca, 2010: 62). Arlı (2012)'ya
göre AAİ hizmet satın alan müşterilerin satın alma kararı üzerinde anlamlı ve önemli bir
etkiye sahip bir iletişim aracı olduğu kesindir. Bu iletişime bağlı satın alma kararı
üzerinde en fazla etkiye sahip referans grubu ise potansiyel ve mevcut müşteriler
olmuştur (Arlı, 2012: 168).
Lewis, Chambers ve Chacko (1995) yaptıkları çalışmada ağızdan ağıza iletişim
kavramını önemli bir performans ölçütü olduğunu vurgulamış ve bir referans grubunun
üyeleri, bir müşteri veya bir satış elemanı gibi iki ya da daha fazla kişi/kişiler arası
iletişimdir şeklinde tanımlamıştır (Lewis, Chambers ve Chacko, 1995: 16-25; Kim vd.,
2001: 276).
Bireylerin çoğu birden fazla grubun üyesi olduğu için ağızdan ağıza iletişim
sürecinde kaynak olarak referans (danışma) grupları gibi özel gruplarda yer alabilir.
Bireylerin çevresinde bulunan kişiler, iş arkadaşları, ailesi, akrabaları, herhangi bir ürün
veya hizmeti deneyimlemiş kişilerin tümü alıcının satın alma karar verme sürecinde
önemli bir role sahiptirler (Kau ve Loh, 2006: 101). Referans grupları, bir bireyin
davranışlarını şekillendirirken değerler ve bakış açıları ile ilerleyen gruplardır. Bir başka
ifade ile kişinin belirli bir durumda davranışını belirlerken referans olarak kabul ettiği,
gözlemlediği ve değer verdiği gruplardır. Bu grupların bazıları, kişilerin değer yargıları
ve davranışları üzerinde diğerlerinden daha fazla etkilidir. Bazı gruplara üyelik
doğuştan olmasının yanında, bazı grupların üyesi olmak için çaba göstermek gerekir
(Odabaşı ve Barış, 2003: 229-230).
55
2.1.4.1.1.4. Diğer Kaynaklar
Fikir liderleri, pazar kurtları ve referans grupları dışında ağızdan ağıza iletişim
sürecinde tüketicilere bilgi sağlayan başka bireyler de bulunmaktadır. Kaynak olarak
adlandırılan bu kişiler, bir ürün veya hizmeti deneyimlemiş olanlar, internet üzerinde
edindiği bilgileri diğer kişilere aktarmaktan haz duyan kişiler, alışveriş esnasında bizlere
eşlik eden arkadaşlarımız, herhangi bir komşumuz da olabilir. Yapılan bir araştırmada,
çocukların da ağızdan ağıza iletişimde başvurulan bilgi kaynaklarından biri olduğu
vurgulanmaktadır. Fakat sağlık sigortası için çocukların kaynak konumunda olma
ihtimali yetişkinlerden daha düşüktür yani çocuklar her koşulda kaynak konumunda
olamazlar (Hawkins ve diğerleri, 1998:239).
Günümüz teknolojisinin hızla gelişimi ve yoğun bir şekilde kullanımı, bilgi
kaynaklarının medya kanallarını kullanım alışkanlıklarını da etkilemektedir. İnternet
üzerinden bir marka, ürün veya hizmet ile alakalı deneyim veya bilgi aktarımları çok
hızlı bir şekilde çeşitli kişilerce gerçekleştirilir. Bu kişiler de bir kaynak konumunda
olduğu kabul edilmelidir (Fletcher, 2004: 114). Son zamanlarda, internet forumlarında
ürün kategorileri ve markalar ile ilgili tartışma başlatan bir başka bilgi kaynağı olarak
pazar kuzgunlarının (market raven) varlığından söz edilmeye başlanmıştır. İnatçı ve
hırslı tavırları ile karşımıza çıkan bu kişiler bir üretici, perakendeci ya da marka ile ilgili
hayal kırıklıklarını, kızgınlıklarını veya memnuniyetlerini, heyecanlarını çok hızlı bir
şekilde başkalarına aktarmaktadırlar.(Mohr ve Chiagouris, 2005: 53).
2.1.4.2. Kodlama
Kodlama, fikirlerin ve düşüncelerin sembolik olarak gösterilmesidir
(Tenekecioğlu vd., 2004: 216). Gönderilmek istenen mesajın alıcı tarafından net bir
şekilde anlaşılması ve etkili olabilmesi için bazı özellikleri içinde barındırması
gerekmektedir. Bu özellikler ancak yaratıcı bir mesajla aktarılabilir. Yaratıcı bir mesajın
özellikleri Tablo 2.1’de gösterilmiştir. Yaratıcı bir şekilde oluşturulmuş bir mesaj hedef
kitleye, ürüne, hizmete doğrudan etkisi vardır (Bozkurt, 2000: 89).
56
Tablo 2.1. Yaratıcı Mesaj
Ya
ratı
cı M
esa
j
Uygulanabilirlik (Adaptability)
Devamlılık (Durability)
Yenilik (Newness)
Gerçekçilik (Revelance)
Hatırlanabilirlilik (Memorability)
Basitlik (Simplicity)
Kaynak: Bozkurt, 2000
Genellikle insanlar yüz yüze konuştuklarında sözsel olarak duygu ve
düşüncelerini aktarmayı başarırlar fakat bunun yanında bu sürecin içersinde paralel
ilerleyen bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta da vücut dili, jestler, mimikler,
kullanılan materyaller de bu iletişim sürecinde etkin rol oynar. İşte bu unsurlar sözsüz
iletişim çerçevesinde yer almaktadır (Burnett ve Moriatry, 1998: 256). Bunun yanında
internet üzerinden gerçekleştirilen iletişimlerde imojiler, görüntü efektleri de birer
sözsüz iletişimdir.
2.1.4.3. İletişim Kanalı
Mesajın kaynaktan alıcıya doğru hareketi yönünde kullanılan iletişim kanalı,
kişisel ya da kişisel olmayan şeklinde iki türü bulunmaktadır (Tenekecioğlu vd., 2004:
216). Kişisel kanallar, yüz yüze iletişimi gerçekleştiğinde vardır fakat kişisel olmayan
iletişim kanalları kitlesel iletişim kanalları olarak karşımıza çıkar. Mesaj, kitle iletişim
araçları yoluyla geniş kitlelere ulaştırılır. Ağızdan ağıza iletişimde kullanılan kanallar
kişisel iletişim kanallarıdır. İki ya da daha fazla kişi ya yüz yüze ya da telefonla formal
olmayan biçimde iletişim kurar. Bu kanalların yanı sıra ağızdan ağıza iletişim; e-posta,
sohbet odaları, forumlar, bloglar, şikâyet siteleri, alışveriş siteleri, haber siteleri vb.
yoluyla da gerçekleşebilir (Karaca, 2010: 27).
2.1.4.4. Alıcı/Kod Açma
Kod açma süreci, alıcının mesajı tekrar düşünceye dönüştürme sürecidir
(Tenekecioğlu ve diğerleri, 2004: 216). Alıcının kaynağı anlama düzeyi ve kod açma
sayısı arttıkça mesajın yorumlanması daha başarılı hale gelir (Fill, 1999: 26). Etkili bir
iletişim için kaynağın kodlaması ve alıcının kod açması çakışmalıdır. İletişimin yalnız
57
anlamların aktarımı olarak değil, iletişime konu olan alıcı ve kaynağın yarattıkları ortak
anlamların paylaşımı olarak söylenmesi gereklidir (Yüksel, 1994: 21).
2.1.4.4.1. Ağızdan Ağıza iletişim Sürecinde Rol Alan Alıcı Özellikleri
Kaynak gibi alıcının bazı özellikleri de ağızdan ağıza iletişim sürecini olumlu ya
da olumsuz etkileyebilir. Alıcının kişisel özellikleri, algıladığı risk düzeyi ve kaynak ile
arasındaki sosyal bağ, alıcının uzmanlık düzeyi, iletişim anındaki psikolojik durumu
iletişim sürecini etkiler (Karaca, 2011: 28).
2.1.4.4.1.1. Alıcının Kişisel Özellikleri
Alıcının tüm kişisel özellikleri, kod açma aşamasında mesajın doğruluğunu
etkiler. Alıcının demografik özellikleri (yaş, cinsiyet, medeni durum), sosyo-kültürel
aitlikleri (sosyal sınıf, ırk, din) ve yaşam tarzı mesajın yorumlanmasını etkileyen ana
belirleyicilerdir (Schiffman ve Kanuk, 2004: 300 aktaran Karaca, 2011: 28). Örneğin,
bir araştırmada daha düşük eğitim seviyesinde, geliri az olan kişilerin dışsal
faktörlerden etkilenme oranının yüksek olduğu bu nedenle aile ya da yakın arkadaş
çevresinden gelen mesajlara daha açık oldukları belirtilmektedir.
Eğitim gelir düzeyi yüksek kişilerin ise dışsal faktörlerden etkilenme oranının
düşük olduğu ve uzak olduğu aynı zamanda uzak çevreden gelen mesajlara açık
oldukları ifade edilmektedir (Lam ve Mizerski, 2005: 224). Bunun yanı sıra alıcı ile
kaynağın aynı yaş grubunda olması mesajın yorumlanmasını etkileyebilir (Karaca,
2011: 28). Örneğin, 15 yaşındaki bir gencin bilgisayar tercihinde ailesinin önerilerinden
ziyade, aynı yaş grubundaki arkadaşının önerileri daha etkili olabilir. Evli ve çocuklu bir
kişinin, çocuğunun eğitimi için okul tercihinde bekâr arkadaşlarından ziyade evli ve
çocuklu arkadaşları baskın olabilir.
2.1.4.4.1.2. Algılanan Risk
İnsan davranışlarını açıklamaya çalışan sosyal bilimlerden yararlanan
profesyoneller, tüketicilerin davranışlarını açıklama konusunda titizlikle çalışmalar
yapmaktadırlar. Algılanan risk kavramı da tüketicilerin satın alma kararları üzerinde
geniş etkilere sahip bir kavramdır. Tüketiciler, satın aldıkları ürün veya hizmetin
kendileri ile uyum sağlamaması enerjilerini temsil edip etmediği, zamanı kısıtlayıcılığı
58
konusunda tereddüte düşerler. Bunun yanında çevresindeki kişilerin özellikle de aile
bireylerini hayal kırıklığına uğratmaktan çekinmektedirler. Bu yüzden tüketiciler tüm
riskleri ayrıntılı şekilde değerlendirme eğilimindedirler (Kaplan, 2009: 66-67).
Tüketici davranışları, satın alma faaliyetlerinin sonucunun taşıdığı belirsizlikten
dolayı risk içermektedir. Bu yapılan satın alma faaliyetleri, tüketicinin finansal
kaynaklarını diğer olasılıklar için kullanmasına engel olmaktadır. Yapılan ve yapılacak
olan yanlış tercihler yakınlarının kendilerine olan güvenlerini olumsuz bir şekilde
etkileyebilmektedir (Bauer, 1960: 139; Yener, 2011: 55). Hissedilen risk, kaybetmenin
nesnel beklentisi olarak yorumlanabilir. Kaybedilme ile ilgili emin olma durumu
arttıkça, algılanan riskte o ölçüde artacaktır. Tüketicilerin algıladıkları risk düzeyi
arttıkça, yakınlarından aldıkları tavsiyeye fazla önem verdikleri görülmüştür.
Algılanan risk kavramının tanımlanması ile birlikte tüketicilerin satın alma
davranışlarının yorumlanması daha anlaşılır ve daha kolay bir hale gelmiştir. Eğer bir
tüketicinin algıladığı risk seviyesi yüksek ise, satın alma aşamasında ürün veya hizmet
alternatifleri ile kıyaslama ya da başka insanlardan tavsiye alma eğilimi göstermektedir
(Laroche, Nepomuceno ve diğerleri, 2010: 197-210).
Ağızdan ağıza iletişim yolu ile sağlanan bilgiler özellikle belirsizlik ve risk
düzeyinin yüksek olduğu durumları azaltmak için faydası tartışılmazdır (Murray, 1991:
10-25). Bu durumda, ağızdan ağıza iletişimin risk seviyesini pozitif yönde
etkilemektedir (Arndt, 1967: 26). Alıcıya gönderilmiş olan mesajda, alıcının yorumu ile
ilintili olarak algılanan risk satın alma sürecine doğrudan etki eder. Satın alma
davranışının temel amacı ihtiyaçları gidermek olup, bunun sonucunda bir memnuniyet
beklentisi oluşur.
Çelikkan (2009) ağızdan ağıza pazarlamanın pazarlamacılar için önemli
olmasının belli sebepleri olduğunu dört boyutta incelemiştir ve bu dört boyuttan birisi
de algılanan risk kavramıdır. Bu durumu; örneğin bir tüketicinin satın alacağı hizmetin
sonucunda neye ulaşmak istediği konusunda değişik karışıklıklar yaşamaktadır ya da
beklentilerinin aksi söz konusu olabilecek bir ürün veya hizmeti seçme durumunda
tüketici için bir risk oluşacaktır. Tüketici her zaman bu riski ortadan kaldırmanın
çözümlerini aramaktadır. Bu çözümlerin bir tanesi olumsuzluğun derecesini azaltmak ya
da olumsuzluğun boyutunu küçültmek için uğraşmak, ikinci olarak da olumlu olabilecek
59
sonuçları netleştirmek için uğraşmaktır (Çelikkan, 2009: 9). Odabaşı (2003)’te yaptığı
bir çalışmada risk türlerini incelemiştir. Bu risk türleri Tablo 2.2.’deki gibi örneklerle
zenginleştirilmiştir.
Tablo 2.2. Risk Türleri
Risk Türü Nedeni Olumsuz Sonuçlara Yönelik
Sorulabilecek Sorular
İşlevsel
Ürün veya hizmetin beklentiyi
karşılayamaması.
Bu spor salonundan alacağım
hizmet sonucu sağlıklı bir vücuda
kavuşur muyum?
Fiziksel
Ürün veya hizmetin herhangi bir fiziksel
zarara uğratma olasılığı.
Bu spor salonunda kullanacağım
aletler iskelet sistemime zarar
verir mi?
Finansal
Verilmiş olan satın alma kararının
finansal kayıplara yol açması.
Bu spor salonuna aylık ödediğim
ücret aynı hizmeti sunan diğer
merkezlere göre daha yüksek olur
mu?
Sosyolojik
Satın alınacak olan ürün veya hizmetin
içinde bulunulan sosyal gruplar tarafından
onaylanmaması.
Bu spor salonundan hizmet almam
arkadaşlarım tarafından hoş
karşılanır mı?
Psikolojik Ürün veya hizmetin kişinin ruhsal
yapısına aykırı olması.
Bu spor salonda spor yaparken
komik duruma düşer miyim?
Zaman
Satın alımına karar verilecek olan ürün
veya hizmetin işlevinden ya da
konumundan dolayı uğratabileceği zaman
kayıplarının var olması.
Spor salonunun uzak mesafede
oluşu bana zaman kaybı yaşatır
mı?
Kaynak: Odabaşı ve Barış,2003
2.1.4.4.1.3. Alıcının Uzmanlık Düzeyi
Alıcının uzmanlık düzeyi, iletişim kurduğu konu ile ilgili olarak alıcının bilgi
derecesini ifade eder. Birçok çalışmada alıcının bilgi/deneyim düzeyi ile bilgi için dış
bir kaynaktan faydalanma düzeyi arasında negatif bir ilişki olduğu belirtilmektedir
(Gilly vd., 1998: 85). Çalışmalarında yüksek düzeyde ürün uzmanlığına sahip olunması
durumunda, alıcının bilgi arayışı için harekete geçme olasılığının daha düşük olduğunu
ifade etmektedirler. Alıcının yüksek düzeyde ürün bilgisine sahip olması ve ürün
seçiminden önce başkalarına danışma yönünde çok az ihtiyaç hissetmesi sebebiyle bu
tür bulguların elde edildiği ifade edilmektedir. Bunun aksine düşük düzeyde ürün bilgisi
60
ve deneyimine sahip olan kişiler ise ürün seçimlerinde şüphe yaşadıkları için, büyük bir
ihtimalle başkalarının fikrine başvurmaya kendilerine zorunlu hissedeceklerdir.
Araştırmalarda belirli bir markadan daha önce etkilenmiş olan tüketicilerin, markayı hiç
bilinmeyen ya da çok az bilgisi olan tüketicilere göre ağızdan ağıza iletişimden daha az
etkilendikleri belirtilmektedir (Voyer ve Bansal, 2000: 170).
Hizmet satın alma kararlarında alıcının uzmanlığını üç açıdan ele almışlardır.
Buna göre, alıcının uzmanlık düzeyi arttıkça ağızdan ağıza iletişime aktif olarak daha
düşük düzeyde başvurmaktadır. Alıcının uzmanlık düzeyi arttıkça, hizmet ile ilgili
algıladığı risk derecesi azalmaktadır. Ayrıca böyle bir durumda, alıcının satın alma
kararında kaynağın ağızdan ağıza iletişim etkisi daha düşük düzeydedir.
2.1.4.4.1.4. Alıcı ve Kaynak Arasındaki Bağın Gücü
Alıcı ve kaynak arasında kurulan ilişkiler yüzeysel veya kısa süreli ya da eskiye
dayanan, sağlam bir ilişki olabilir. Her iki durumda da akılsal olarak bütün ağızdan
ağıza iletişim hareketlerinin bu sosyal ilişkiler dâhilinde meydana geldiği bilinmektedir.
Bir ağızdan ağıza iletişim koordinasyonu ağızdan ağıza iletişim amacı ve aralarındaki
bağlarla birbirine bağlanmış bir takım insandan meydana gelmektedir. Bu bağ gücü
alıcının kaynağı birebir tanıması ile daha güçlü ve etkili hale gelir (Karaca, 2010: 31).
Bu mevcut bağ gücünün kuvvetli olduğu iletişimlerde alıcının fikirleri kaynağın
gönderdiği mesajdan oldukça etkilenmektedir. Bağ gücü azaldıkça bu bilgi akışı ile
sınırlı kalabilmektedir (Brown ve Reingen, 1987: 358). Bir ürün veya hizmeti satın
almadan önce yakın çevredeki kişilerin fikirlerine ihtiyaç duyulmasının sebebi bu bağ
gücü olabilmektedir.
2.1.4.5. Geri Bildirim
Gönderilen mesajın alıcı tarafından okunduktan, görüldükten ve duyulduktan
sonra alıcının tepkisi ya da geri bildirimi olarak adlandırılmaktadır (Tenekecioğlu vd.,
2004: 216). Geri bildirim aracılığı ile kaynak alıcının mesajı alıp almadığı, doğru
algılayıp algılamadığını veya etki düzeyini tahmin edebilir. Bu sebeple geri bildirim
olabildiğince hızlı ve anlaşılır olmalıdır. Ağızdan ağıza iletişim de bu noktada karşımıza
etkili bir iletişim aracı olarak çıkar çünkü ağızdan ağıza iletişimde bu süreç çok hızlı bir
şekilde sağlanır (Schiffman ve Kanuk, 2004: 203).
61
Ağızdan ağıza iletişim geri bildirim noktası sözlü ve sözsüz bir şekilde
gerçekleşebilir. yüz yüze iletişim sırasında kişiler jest ve mimiklerinden yardım alabilir
ya da internet üzerinde gerçekleşen bir iletişimde de imojiler veya diğer görseller
kullanılabilir (Karaca, 2010: 31-32).
2.1.4.6. Gürültü
İletişim sürecinde meydana gelen bazı olumsuzluklar olabilir. Bunlar, fiziksel ya
da ruhsal olumsuzluklardır. Ağızdan ağıza iletişim sırasında ortamdaki ses, ışık düzeyi,
dışarıdan gelen gürültüler, yanınızda oturan kişinin çıkardığı ufak tıkırtılar veya cep
telefonu ile konuşuyorsanız da hatta meydana gelebilecek her türlü arızalar, sesin
kaliteli iletilmemesi ve bu gibi durumlardır (Karaca, 2010: 30-32). İnternet üzerinden
sağlanan ağızdan ağıza iletişim de birçok gürültüye sebep olabilecek durumlar
oluşabilir. Bunlardan birisi de spam mesajların çıkardığı seslerdir.
2.1.5. Ağızdan Ağıza İletişim Gücünün Tüketici Karar Verme Sürecine Etkisi
Müşteriler satın alacakları ürün ya da hizmet hakkında nasıl bir beklenti içine
girmeleri gerektiğini düşünürler, özellikle hizmet satın alımında bu yorumlamalar
görülür çünkü hizmet görünmezdir, test edilmesi zordur ve satın almadan önce de
bunların tahmini hiç de kolay değildir. Ancak mesajlar, diğer müşteriler tarafından ya da
bağımsız uzmanlar tarafından etkili hale getirilebilir ve müşterilerin satın alma
kararlarında kurumsal bilgilerden daha çok güvenilir şekilde öncülük ederler ve onların
karar verme süreci kısaltarak mevcut risklerden ve karmaşıklıklardan kurtarırlar. Mesaj
diğer kişisel kaynaklardan daha kaliteli, bir şekilde alıcıya ulaştırılmış olur (İncirkuş,
2014: 1).
İnan (2012)’nın yaptığı çalışmada yer alan tüketicinin satın alma karar
sürecindeki tutumlarının incelendiği çalışmalar Tablo 2.3’de gösterilmektedir. Tüketici
bir ürün veya hizmeti satın almadan önce ve satın aldıktan sonra da ağızdan ağıza
iletişimden faydalanabilmektedir ve ağızdan ağıza iletişimin tüketici davranışlarına olan
etkisi geçmişten günümüze önemli bir konu olarak literatürde yer almaktadır (İnan,
2012: 195).
62
Tablo 2.3. Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Tüketici Satın Alma Karar Sürecindeki
Rolü
Tüketici Satın Alma
Karar Süreci Alt Kavramlar Kaynak
Problemin Farkına Varma Marka
farkındalığı
Godes ve Mayzlin (2004)
Bilgi Arama
Risk azaltma
Tüketici bilgi düzeyi
Bilgi/ürün yayılımı
Murray (1991)
Murray (1991), Iacobucci ve
Hopkins (1992)
Goldenber vd. (2001), Kumar ve
Krishan (2002)
Alternatifleri
Değerlendirme
Ürün deneme
Firma imajı
Hahn vd. (1994)
Stephens ve Gwinner (1998)
Satın Alma Kararı
Marka tercihi
Firma satış hacmi
Ürün benimseme
Hahn vd. (1994), Godes ve Mayzlin
(2004)
Goldenber vd. (2001)
Foster ve Rosenzweig (1995),
Bowman ve Narayandas (2001),
Goldenber vd. (2001)
Satın Alma Sonrası
Davranış Memnuniyet Sadakat
Anderson (1998), Stephens ve
Gwinner (1998), Price ve Arnould
(1999), Bowman ve Narayandas
(2001) Sadakat Stephens ve
Gwinner (1998), Price ve Arnould
(1999), Bowman ve Narayandas
(2001) ve Kumar vd. (2003)
Kaynak: İnan, 2012
2.2. AĞIZDAN AĞIZA PAZARLAMA KAVRAMI VE TANIMI
Ağızdan ağıza pazarlama (WOMM) kısaca şu şekilde tanımlanabilir;
"Müşterilerin birbirlerini bir ürün, hizmet ya da marka hakkında etkilemeleridir.
"Müşteriler ürün, hizmet ya da markalar hakkındaki deneyimlerini iletişim yoluyla diğer
potansiyel müşterilere aktarabilirler. Bu iletişim müşteriler ve şirketler için oldukça
değerlidir. Müşteriler için karar verme süreçlerinde; şirketler için ise hangi WOMM
çeşidinin etkili olduğunu anlama aşamasında önemlidir (İncirkuş, 2014: 1). Başka bir
tanıma göre ağızdan ağıza pazarlama, tüketiciler arasında ürün veya hizmet satın
alımından sonra elde edilen deneyimlerin ve bilgilerin resmi olmayan biçimde
paylaşılmasını ifade eder. Önemli bir pazarlama stratejisi olan WOMM tüketicilere göre
daha güvenilir bilgiler sunduğu düşünülmektedir (Chung ve Darbe, 2006: 270).
63
Ülkemizde geniş yankı uyandıran bu kavram ufak tefek çeviri karmaşası
yaşatmıştır; “ağızdan ağıza pazarlama”, “dedikodu pazarlaması”, fısıltı pazarlaması” ve
“kulaktan kulağa pazarlama” gibi ifadeler yaygınlaşmaya başlamıştır. İletilen mesajlar,
kulaktan kulağa yayılırken birçok risk taşımaktadır; değişim geçirmesi ya da
inanılırlığını kaybetmesi gibi. Bu nedenle ağızdan ağıza pazarlama kavramı, WOMM
için daha sıklıkla kullanılır (Bozkurt, 2013: 121).
Ağızdan ağıza pazarlama kavramının temellerini ağızdan ağıza iletişim
oluşturmaktadır. Yani, ağızdan ağıza iletişim, gönderici ve alıcı arasındaki mesaj
aktarımının, alıcının davranışlarını veya tutumlarını değiştirmesine yol açabilen kişisel
etkileşim sürecidir (Merton, 1968: 335-337). Tüketiciler tüketim deneyimlerini ağızdan
ağıza iletişim yoluyla diğer kişilere bildirme eğilimi taşımaktadır (Uygun vd.,
2011:333). En geniş tanımı ile ağızdan ağıza iletişim bir hedef firma veya marka
hakkındaki bilginin, bir kişiden diğerine kişi ya da farklı iletişim kanalları vasıtasıyla
transferi olarak açıklanmaktadır (Brown vd., 2005: 123-138).
Ağızdan ağıza pazarlama ise, profesyonel pazarlama çerçevesinde tüketiciden
tüketiciye iletişimi, bilinçli bir şekilde yapılan çalışmalarla etkileme sürecidir (Kozinets
vd., 2010: 71–85). Bu yüzden, firmalar, markaları, ürünleri veya hizmetleri hakkında
konuşmaları sürdürmek için tüketicilere belli başlı sebepleri sundukları bir WOMM
süreci şekillendirmelidirler (İncirkuş, 2014: 4; Kelly, 2007: 149).
Silverman (2001)'a göre "WOMM şirketlerin sağladığı hizmet veya üründen
bağımsız şekilde faydalanan kişilerin bu ürün veya hizmet hakkındaki sunmuş olduğu
iletişimdir (Silverman, 2001: 25). Memnuniyete veya memnuniyetsizliğe ilintili olarak
bir ürünü veya hizmeti başkalarına tavsiye etme geleneği, bir pazarlama stratejisi olarak
literatüre WOMM (Word of Mouth Marketing) olarak geçmiş; hız, etkileşimlilik ve
güvenilirlilik gibi özellikleri ile tüketicilerin karar verme süreçlerinde önemli bir etkiye
sahiptir (Bozkurt, 2013: 120).
Ağızdan Ağıza Pazarlama Birliği’nin (WOMMA) ağızdan ağıza iletişim
kavramına ilişkin tanımı, “tüketicilerin diğer tüketicilere bilgi sağlama süreci” olmuştur.
Ağızdan ağıza pazarlama tanımını da; “insanlara ürün veya hizmetlerden bahsetmeleri
için bir neden sağlamak ve bu konuşmaların ortaya çıkmasını kolaylaştırmak; karşılıklı
faydaya dayanan, aktif olarak tüketiciden tüketiciye ve tüketiciden pazarlama elemanına
64
dönük iletişim süreci tasarlama ve bilimidir” şeklindedir (Uzunoğlu ve Onat, 2009: 5).
Özet olarak, ağızdan ağıza iletişim, ürün veya hizmetin kullanımı veya bunlar ile
işletmelerin özellikleri hakkında her türlü bilginin taşınması ya da aktarılması şeklinde
başlayan bilgi alışveriş sürecidir. Ağızdan ağıza pazarlamada bunların bilinçli yapılması
sürecidir (Taşkın, 2011: 152).
Tüketicilerin, bir ürün veya hizmet satın alma sürecindeki, ağızdan ağıza
pazarlamanın temel amacı, insanların ürün veya hizmet hakkında başkalarıyla
konuşmalarını sağlamaktır, böylece bu ürün veya hizmetler daha çok kullanılacaktır.
İşletmeler müşterilerinin maruz kaldığı bilgi karmaşıklığını gidermek zorunda
değillerdir; nelere dikkat edilmesi gerektiğini bilmek ve ürün veya hizmet ile alakalı
deneyimlerini, faydalarını ağızdan ağıza pazarlama yoluyla aktarmak, müşterilere
zaman kazandıracaktır. Bunu başarabilen işletmeler bu süreci kendi lehlerine çevirmiş
olacaklardır (Alire, 2016: 546).
2.2.1. Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Özellikleri
Son zamanlarda ağızdan ağıza pazarlama uygulayıcıları tarafından oldukça ilgi
görmeye başladı. Bunun üzerine birçok etkili araştırmalar yapılmış ve bunlardan birisi
ağızdan ağıza pazarlamanın dünyadaki en etkili pazarlama yöntemlerinden biri
olduğunu savunmaktadır (Misner, 1999: 126). Bir tüketicinin ilk defa deneyimlediği
ürün veya hizmet hakkında ağızdan ağıza iletişim kanalına çoktan dâhil olduğu
bilinmektedir (Engel vd., 1969: 15). Bu yüzden işletmelerin, tüketicilerin satın alma
kararlarını etkileyecek yapıda mesajlar oluşturmaları gerekmektedir (Bozkurt, 2014:
140).
Ağızdan ağıza pazarlama, uzun yıllardır profesyonel pazarlama dünyasının aşina
olduğu bir uygulama türü olmakla birlikte, çeşitli pazarlama iletişimlerinin kesişim
noktası olarak ta karşımıza çıkmaktadır. Bu durumdan ötürü içerisinde bir takım
bilinmezlikler de barındırır. Bunun temel sebebi reklamın zaman zaman pazarlama
iletişim çalışanlarının ve pazarlamanın kendisinin dolaylı sonucundan ötürü ortaya
çıkan bir reklam türü olmasıdır (Öztürk, 2012: 127). WOMM’un bir diğer özelliği de
marka için olumlu veya olumsuz olabilecek değeri olmasıdır (Romaniuk ve Sharp,
2016: 159). Bozkurt (2013)’un yaptığı çalışmada literatürde var olan birçok tanımdan
ortaya çıkan belirgin WOMM özelliklerini şu şekilde sıralamıştır:
65
WOMM marka, ürün ve hizmet ya da bir firma hakkında konuşmaları içerebilir.
Fikir, düşünce veya önyargı paylaşımları ve yayılmalar yüz yüze olabildiği gibi,
cep telefonu, sohbet odaları, e-posta, web siteleri, arkadaşına gönder linkleri gibi
elektronik ortamlarda da olabilir.
Kendiliğinden oluşabilmesinin yanında firmaların yönlendirmeleri ile de
meydana gelebilir (Bozkurt, 2013: 122).
2.2.2. Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Önemi
Şirketler tüketici tercihlerini değerlendirmek için çeşitli teknikler kullanabilirler.
Tüketicilerin çeşitli uyaranlara karşı verdikleri tepkiler değişkenlik gösterebilmektedir.
Bu noktada ağızdan ağıza pazarlama yöntemi oldukça uygulanabilir bir yöntemdir
(Kotler, 2005: 41). Tüketiciler satın alma kararlarını etkileyen faktörlerden birisi de
ağızdan ağıza pazarlamadır (Korkmaz ve Işın, 2003: 290; Yazgan Kethüda ve Çatı,
2014: 238). Ağızdan ağıza pazarlama (WOMM) pazarlama kavramlarının içerisinde
müşteri kararlarını en çok etkileme gücüne sahip olan pazarlama şeklidir. Şirketler geniş
satış yöntemleri, reklamlar ve pazarlama stratejileri geliştirmektedirler. Fakat ağızdan
ağıza pazarlama tüm bu çabaların yanında daha baskın bir konumda olduğu
bilinmektedir. Birçok pazarlamacı WOMM’un kendilerinin dışında kontrolsüzce
geliştiğini vurgulamaktadır. Buna istinaden reklamlar ve diğer pazarlama stratejilerinin
direk olmasa da dolaylı olarak potansiyel müşterilerin satın alma kararlarını
etkileyebileceklerini savunmaktadırlar (Silverman, 2001: 23). Kotler (2008) hiçbir
reklam veya satıcının, tüketiciyi, bir ürünün faydalarına bir dost, bir yakın, eski bir
müşteri veya bağımsız bir uzman kadar ikna edici olamayacağını savunmuştur (Kotler,
2008: 1). Geleneksel pazarlama ve ağızdan ağıza pazarlama kıyaslandığında, ağızdan
ağıza pazarlamanın daha çok ve uzun süreli bir etkiye sahip olmasıdır (Trusov ve
diğerleri, 2009: 129). Godes ve Mayzlin (2004) çalışmalarında ağızdan ağıza
pazarlamanın diğer iletişim kaynaklarına oranla daha fazla güvenilir etkiye sahip
olduğunu vurgulamışlardır. Öncelikli olarak ürünün benimsenmesi, seçimi ve
tüketicinin satın alma kararı aşamalarında ağızdan ağıza pazarlamanın önemli bir güce
sahip olduğu belirtilmektedir (Godes ve Mayzlin, 2004: 545).
Yapılan çalışmalarda algılanan hizmet kalitesinin (Webb ve Toygun, 1997: 145;
66
Yazgan vd, 2014: 241) ağızdan ağıza pazarlamayı pozitif yönde etkilediğine dair
bulgular literatürde mevcuttur (Yazgan vd., 2014: 241). Ağızdan ağıza pazarlamanın
önemi işletmeler tarafından her geçen gün daha da arttığı görülmektedir. Bunun yanında
bilim dünyası da bu konunun öneminin farkındadır. Akademik çevrede yer alan bazı
akademisyenler, ağızdan ağıza kavramının tüketici karar verme sürecine etkisini
aşağıdaki şu sözlerle vurgulamışlardır (Mohr, 2007: 396; Taşkın, 2011: 153):
“Pazar araştırmalarını ve analist raporlarını bir kenara bırakın. “Ağızdan ağıza”
iş dünyasında belki de en güçlü iletişim biçimidir. Bir işletmenin itibarını sarsabilir ya
da pazarda önemli bir destek sağlayabilir. Ağızdan ağıza mesajlar kişinin belleğinde
durur. Diğer insanlardan (özellikle de tanıdığımız ve saygı duyduğumuz kişiler)
tarafından doğrudan gönderilen mesajları duyduğumuzda daha inandırıcı ve zorlayıcı
buluruz.” Regis Mc Kenna.
“Ağızdan ağıza iletişim sıklıkla kullanılan bir risk azaltma aracı olmaya
başlamıştır. Bu bilgi kaynağı özellikle yüksek derecede belirsizlik söz konusu
olduğunda kullanılmaya uygundur.” Johan Arndt.
“Ağızdan ağıza iletişim oldukça ikna edici hale gelme eğilimindedir. Çünkü
mesajı gönderenin mesaj alıcısının ileriki hareketlerinden elde edeceği herhangi bir şey
yoktur.”Leon G. Schiffman ve Leslie L. Kanuk.
Ağızdan ağıza pazarlamanın, pazarlama aracı olarak bu derece önemli bir yer
tutması, uygulamacıların ve akademisyenlerin dikkatini çekmiştir. Ağızdan ağıza
iletişim planlanabilir, ölçülebilir ve uygulanabilir olması bu durumun stratejik boyutlara
ulaşmasını sağlamıştır. İşletmeler ürünleri veya hizmetleri konusunda insanların
konuşmasını sağlamaya çalışırken ve bu süreci yönetirlerken ağızdan ağıza pazarlama
olarak adlandırabileceğimiz bu sürecin neden bu kadar öne çıktığı konusunun cevabı
elbette içinde bulunduğumuz dijital çağın getirdiği teknolojik alt yapıdaki olanaklar
olduğu söylenebilir. Ağızdan ağıza pazarlama amacı ile internet üzerindeki mevcut
kanalların kullanılması, bu pazarlama aracını daha da geliştirmiştir (Uzunoğlu ve Onat,
2009: 5). Bir hizmeti satın almaya karar verme aşamasında tüketicinin bilgi arayışından
ötürü işletme stratejilerinde ağızdan ağıza pazarlama önemli bir yer tutmaktadır (İnan,
2012: 192). Hizmet pazarlaması akademik çalışmalarında, hizmet soyutluk özelliğinden
dolayı satın alma öncesi deneme kısıtı, ağızdan ağıza pazarlamayı önemli hale
67
getirmektedir (Zeithaml vd., 1985: 33-46; İnan, 2012: 192).
Ağızdan ağıza iletişim hızlıdır ve içerdiği bilgiler herhangi bir sınıra sahip
değildir. Kaynak sahip olduğu bilgileri istediği şekilde genişletebilir veya daraltabilir
(Taşkın, 2011: 154). Bu yüzden şirketler, yeni ürün tanıtımlarını kuşatan ağızdan ağıza
pazarlama kampanyalarıyla başlatmaktadırlar. Şirketler ağızdan ağıza yoluyla yaptıkları
reklamları normal reklam kampanyalarından daha üstün kabul ederler. Şirketler ağızdan
ağıza reklam çalışmalarını hayata geçirebilmek için ürün veya hizmeti çabuk
benimseyen, çevresi geniş olan, konuşkan ve meraklı kişileri bulmaya çalışırlar.
Şirketler bu kişilere ürün veya hizmetlerini benimsettiklerinde artık onlar birer ücretsiz
satıcı haline geleceklerdir (Kotler, 2008: 2).
Kılıçer (2006)’e göre ağızdan ağıza iletişimin geleneksel iletişim çeşitlerine göre
daha güçlü olmasının sebepleri arasında öne çıkanlar şu şekilde sıralanabilir;
Ağızdan ağıza iletişim bulunduğu pazarda güçlü, etki sahibi ve ilgi çekicidir.
Tarafsız ve bağımsız olması da güvenilirliğini arttırmaktadır. Bir ürün veya
hizmet satın alıcısı işletmeden menfaat sağlayan bir kişiden bilgi almaktansa
üçüncü kişilerden bilgi almayı tercih etmektedir.
Ağızdan ağıza iletişim sayesinde müşteriler deneyimlerini rahatlıkla başkalarına
aktarabilirler. Tüketiciler satın alacakları ürün veya hizmet ile alakalı riskleri en
aza indirmek isterler. Ağızdan ağıza iletişim bu konuda çok iyi bir strateji olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Ağızdan ağıza iletişim herhangi bir kişiye, bir kuruma ya da örgüte bağlı
değildir. Bu yönü ile AAİ güvenilirdir.
Ağızdan ağıza iletişim özelden genele giden bir yapıya sahiptir. Kişiye özel olan
bu iletişim bütünü kapsar. Bütünü kapsaması alıcıdan gelen tüm dönütlere cevap
verir. Özel olması da tamamen göndericinin alıcı ile samimiyetinden
kaynaklanan bir iletişim başlamasından dolayıdır.
Ağızdan ağıza iletişim tüketici yönlüdür. Çünkü tüketici ağızdan ağıza iletişim
sürecini başlatacak olan kişidir.
Ağızdan ağıza iletişim tüketicilerin zaman kaybına uğramasını önler.
68
Ağızdan ağıza yoluyla elde edilen bilgilerin karşılığında bir maliyet oluşmaz
(Kılıçer, 2006: 12-14).
2.2.3. İnternet Ortamında Ağızdan Ağıza Pazarlama
Teknolojinin toplumsal yapıyı etkilemesi nedeni ile ticari faaliyetler bu
toplumsal yapıya ayak uydurmaya başlamıştır. İnternet üzerinde pazarlama
faaliyetlerinde artış meydana gelmiş ve internet üzerinde pazarlama olarak adlandırılan
yeni bir işletmecilik işlevi doğmuştur (Kırcova, 2002: 31). İnternetin gelişimi ve buna
bağlı teknolojilerdeki ilerleyişi yirmi yılı aşkın bir süredir, tüketiciler, müşteriler,
işletmeler, markalar ve pazarlar üzerindeki etkisi pazarlama alanında yeni araştırma
alanları oluşumuna ortam hazırlamıştır (Yadav ve Pavlou, 2014: 20). 1990’ların sonu
2000’lerin başında internet ve online alışverişin dünya genelinde yaygınlaşması ile
pazarlama literatüründe yer edinmeye başlayan "elektronik ağızdan ağıza iletişim” (E-
AAİ) olarak literatürde yerini almıştır. E-AAİ, bir ürün, hizmet ya da marka hakkında
potansiyel, gerçek ya da önceki müşteriler tarafından gerçekleştirilen ve internet
aracılığı ile çok sayıda kişiye ve kurumlara ulaşabilen herhangi pozitif ya da negatif
aktarımlardır (Hennig-Thurau vd., 2004: 39; Özbük ve Aksoy, 2007: 81-100).
İnternet ortamında ağızdan ağıza pazarlama, potansiyel tüketiciler satın almak
istedikleri ürün veya hizmetin web sitelerini ziyaret ederler ve bunları deneyimlemiş
olan diğer müşterilerin yorumlarını okurlar böylece bu ürün veya hizmet hakkında daha
geniş bir bilgiye sahip olurlar. Burada internet ortamında ağızdan ağıza pazarlamanın
etkililiğinin ölçümü için ana husus mesajların yönüdür. Yani mesajların olumlu veya
olumsuz olması potansiyel müşterilerin satın alma kararlarını etkileyecektir. Eğer
mesajların çoğunluğu aynı doğrultuda ise elektronik ağızdan ağıza pazarlamanın gücü
artacaktır (Doh ve Hwag, 2009: 194).
Yerel olarak tüketicilerin bulunduğu şehrin belli bölgelerinde hâkim olan
WOMM, internetin ve internet ortamında sosyal ağların kullanımının artması ile
paylaşılan bilgiler ülke genelini de aşmış olup uluslar arası düzeye erişmiştir
(https://www.emeraldinsight.com/doi/full/10.1108/01409171211256587). Geleneksel
medyadan çok daha farklı olan internet ortamındaki değişkenler her zaman hızlı ve
etkili bir şekilde ilerlemektedir (Sevinç, 2015: 23).
İnternetin hâkim olmadığı dönemlerde tüketiciler ürün, hizmet, marka ya da
69
kurumla ilişkili deneyimlerini dostları, arkadaşları veya aileleri ile birlikte bulundukları
sohbet ortamlarında birbirleri ile paylaşmaktaydılar, böylece geleneksel ağızdan ağıza
pazarlama gerçekleşmekteydi. Teknolojinin son derece hızla gelişmesi, internet
kullanımının artması tüketicilerin markalar ve ürünler hakkındaki deneyimlerini
çevrimiçi (online) ortamlarda yapmasına neden olmaktadır. Tüketiciler internet
sayesinde sanal dünyada eskisinden çok daha fazla kişi ve kurumlar deneyimlerini
paylaşma imkânı bulduğundan ağızdan ağıza iletişim önem verilmesi gereken bir
kavram olmuştur (Özaslan ve Uygur, 2014: 71-72). Elektronik ağızdan ağıza iletişimin
hızı, kalıcılığı, ulaşılabilir olması ve en önemlisi de ölçülebilir olması geleneksel
ağızdan ağıza iletişime göre daha etkili olduğunu göstermektedir (Cheung ve Lee, 2012:
218-225)
İnternet, günlük yaşantımızın bir parçası olmakla birlikte en hızlı ve en kolay
iletişim aracı haline gelmiştir. İnsanlar internet sayesinde mesajlarını iletebilmekte ve
haberleşebilmektedirler. Günlük hayatta karşılaştığı sosyal, kültürel, ekonomik sorunları
başkalarıyla paylaşabilmektedirler. Pek çok internet kullanıcısı bazı sitelerden aldıkları
ürün ya da hizmetler hakkındaki bilgiyi de sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla üçüncü
kişilere duyurmaktadır (Sernovitz, 2006: 40).
Her ne kadar hem geleneksel AAİ’de hem de E-AAİ’de iletilen mesaj
tüketicilerin ürün ya da hizmetlere yönelik değerlendirmeleri olsa da bu iki iletişim türü
arasında farklılıklar vardır. AAİ ve E-AAİ arasındaki farklılıklar Lopez ve Sicilia (2014:
30)’nın çalışmasında yer alan Şekil 2.4’deki karşılaştırmanın bileşenlerine göre
açıklanmıştır. Bu karşılaştırmada yer alan en önemli fark E-AAİ’in internete dayalı bir
aracı ile gerçekleşmesi ve E-AAİ’de mesaj alıcının mesaj göndericiye doğrudan geri
bildiriminin olmamasıdır. Aşağıdaki alt başlıklarda, Şekil 2.4’de yer alan modelin
bileşenlerine göre AAİ ve E-AAİ arasındaki farklar açıklanmış ve bu bileşenlerin, E-
AAİ’deki öneminden bahsedilmiştir.
70
Şekil 2.4. Ağızdan Ağıza İletişim (AAİ) ve Elektronik Ağızdan Ağıza İletişim (E-
AAİ) Süreçleri
Kaynak: López, Sicilia, 2014
İnsanların eskiden yüz yüze konuşabildiği kişi sayısının az, şimdi ise internet ve
internetin sunduğu hızlı ve ucuz iletişim kaynakları sayesinde çok kolay olmasıdır.
İnsanlar internet ile sınırsız kişiye ve sınırsız bilgiye kolayca ulaşıp, tecrübelerini
aktarabilmektedir. Geleneksel ağızdan ağıza pazarlama ile karşılaştırıldığında internette
ağızdan ağıza pazarlama, hız, rahatlık, birden çoğa ulaşma ve yüz-yüze insan baskısı
olmamasından dolayı daha etkilidir (Sun vd., 2006: 106).
İnternetin ve akıllı telefonların hayatlarımızda önemli bir yer kazanması ile
geleneksel AAİ yerini E-AAİ’e bırakmıştır. Aracı olarak internet tabanlı platformların
kullanılması ile E-AAİ’de, geleneksel AAİ’deki gibi mesaj göndericiler ile alıcılar
arasında samimi bir ilişkiye gerek kalmamakta ve kişiler, artık internet başından
kimliklerini açıklamadan takma isimler ile hiç tanımadıkları sayısız kişiye düşüncelerini
aktarabilmektedirler. (Özbük ve Aksoy, 2017: 93).
Tüketiciler internet ortamında mal ve hizmet ile alakalı deneyimlerini
paylaşırken daha özgür ve daha hızlıdırlar. Bu sebepten dolayı bu deneyimler ile alakalı
bilgiler anında birçok okuyucu ile buluşabilmektedir. Örneğin, teknoloji ürünü satın
almak isteyen bir tüketici anında internet üzerinden araştırma yaparak, bloklardan,
forumlardan veya deneyimlerin paylaşıldığı diğer internet sitelerinden faydalanarak
daha önce ürünü kullanan kişilerden gerekli bilgiler edinebilmektedirler (Gülmez, 2011:
31).
Mesaj Gönderici Mesaj Alıcı
Mesaj Gönderici Mesaj Alıcı İnternet
Web
AAİ
E-AAİ
71
2.2.4. Viral Pazarlama
Son zamanlarda ağırlık verilen konulardan birisi de viral pazarlama kavramıdır
(Argan ve Argan, 2006: 222). Viral pazarlama yeni bir pazarlama iletişimi biçimidir. Bu
pazarlama türü genellikle, pazarlamacıların elektronik içerikler oluşturması ile başlar.
Bu elektronik içerikler; bir video, küçük bir web sitesi şeklinde olabilmektedir. Viral
pazarlama, internet üzerinde vakit geçiren potansiyel tüketicileri etkileme ve
yönlendirme stratejileri arasında en dikkat çeken araç olmuştur. Viral pazarlamanın
amacı da tüketiciden tüketiciye aktarılan ürün veya hizmet ile ilgili mesajları yaymak
içindir (Taşkın, 2011: 179).
Wilson (2000)'ın çalışmasında viral pazarlamanın prensiplerinden bahsetmiştir.
Eğer bu prensipleri şirketler stratejileri ile bütünleştirdiklerinde gerekli olan viral
pazarlama stratejilerini uygulayabileceklerdir. Bu prensipler:
Ürün veya hizmetin dağıtılması,
En kolay şekilde diğer kişilere gönderiminin sağlanması,
Küçükten büyüğe kolayca boyutlandırılması,
Mevcuttaki iletişim ağlarının kurulumu,
Diğer kaynakların avantajlarından faydalanma.
Bir üniversite öğrencisi olan Mark Zuzkerberg tarafından 2004 yılında kurulmuş
olan Facebook başlangıçta sadece Harward öğrencileri için tasarlanmış bir sosyal
paylaşım ağıydı. Daha sonra bu ağ tüm e-posta adreslerine açılmıştır. Böylece viral
pazarlama stratejileri başarılı olmuştur. Birçok araştırma sonuçlarına göre Facebook en
çok ziyaret edilen 100 web sitesi arasında yer almaktadır. 2010 yılında 500 milyon üye
sayısına ulaşan Facebook viral pazarlamanın en çok yapıldığı bir sosyal ağ olarak
karşımıza çıkmaktadır (Bozkurt, 2013: 136-137).
2.2.5. Fısıltı Pazarlama ( Buzz Marketing )
Fısıltı pazarlama zaman zaman ağızdan ağza pazarlama ile karıştırılmaktadır.
Fakat ağızdan ağıza pazarlama bir ürün veya hizmetin tüketiciler tarafından
konuşulmasını sağlamayı hedeflerken, fısıltı pazarlama, özel bir kanal kullanarak
tüketicilerin ve iletişim araçlarının bir kampanya ya da promosyon hakkında
72
konuşulmasını hedefler (Allard, 2006: 198; Taşkın, 2011: 158).
İngilizce terminolojide “buzz marketing” olarak adlandırılan fısıltı pazarlaması
genellikle dedikodu ya da söylenti pazarlaması olarak anılmaktadır. Fısıltı
pazarlamasında bir markanın ürün veya hizmetini deneyen kişilerin, günlük hayatta
etrafındaki kişilere deneyimlerini aktarma eğiliminde bulunur (Kirby, 2005: 85; Şahin,
2013: 118). WOMM fısıltı pazarlaması taktiğine bürünerek çok daha farklı bir
pazarlama stratejisi açığa çıkmış olur (Fader, 2005: 3; Ahuja, 2007: 151).
Başka bir tanıma göre fısıltı pazarlama, ikna edici mesajların, fısıltı taşıyıcıları
(gönderenler) yoluyla fısıltı hedef kitlelerine (alıcılar) günlük iletişim yolu ile
iletilmesini ve piyasadaki ürün, marka veya hizmet ile alakalı bilgilerin ilgili taraftaki
fısıltı taşıyıcılarından alınmasını içeren çok yönlü bir iletişim sürecidir. Bu süreç ister
çevrimiçi ister çevrimdışı olsun, tüketiciler arasındaki iletişim sürecinde bir marka ya da
hizmet hakkındaki söylemleri yaymaya dayanan bir WOM biçimidir (Ahuja, 2007:
151). Başka bir söylemle fısıltı pazarlaması, değişik faaliyetler aracılığıyla ürün veya
hizmetin sohbetlere, tartışmalara ya da dedikodulara konu olması için alıcıları teşvik
etme girişimleridir (Rosenbloom, 2000: 1083-1103). Örneğin, bir içecek markası, bir
heyecana neden olan bir etkinlik hazırlıkları yapıp, müşteriler için bir coşku ortamı
oluşturarak onların tanıtım yapmasına veya bilgi vermesini tetikleyebilirler. Bu tür
eylemleri gerçekleştiren firmalar alıcının internet, elektronik posta veya cep telefonu
şebekelerini kullanarak ta bir ürün, marka veya hizmet etrafında bir uğultu oluşturarak
gerçek reklamların müşteriler tarafından yapılmasını sağlayabilirler. Böylece yeni ürün,
marka ya da hizmetin benimsetilmesinde ve geliştirilmesinde etkin rol oynanmış olur
(Kraus vd., 2008: 381-396; Kıygı ve Çallı, 2017: 155-194).
Söylenti toplumun tutum ve davranışlarını etkileyen bir kitle olayıdır. En büyük
özelliği ise kaynağının bilinmemesidir. Söylenti, resmi olmayan iletişim kanalı boyunca
dolaşan ve resmi sözlere dayanmayan mesajlara denir (Dubrin 2000: 292; Solmaz.,
2004). Söylentiler herhangi bir güvenilir bilgiye değil muhtemel bir inanca dayanarak
ortaya atılmış, insanların ilgisini çeken bilgilerdir. Söylentinin temel özelliği,
gerçekliğine/doğruluğuna duyulan şüphedir (Difonzo ve Bordia 2002: 2-3; Solmaz,
2004: 120-127). Fısıltı pazarlama stratejisinin diğer pazarlama yöntemlerinden farkı;
pazarlamacıdan tüketiciye ürün ve hizmet alımına yönlendirme yönteminin
73
farklılaştırılması ve tanıtım tekniğinde tüketiciden tüketiciye seyretmesini sağlamaktır.
Çok fazla reklam akışına maruz kalan günümüz tüketicisi için de bu pazarlama
stratejisi daha doğal bir yol olduğu için çabuk benimsenmektedir. Ürün veya hizmet ile
alakalı yapılan reklamlarda tüketici beklenti seviyesi çok yüksek olması çoğu zaman
müşterilerin hayal kırıklığı yaşamasına yol açmaktadır. Bu yüzden reklamların çoğu
tüketici tarafından dikkate alınmamaktadır. Yakın dostların, aile bireylerinin,
arkadaşların bir ürün hizmet veya işletme hakkındaki yaklaşımları, düşünceleri ve
fikirleri daha etkili olmaktadır. Tüketiciler bu kişilerle bir grup mantığı ile hareket
ederler. Söylenti bu gruplarda yer alan bireylerin ortak noktalarından yola çıkılarak
yayılır ve söylenti olarak gelişen bilgi bu gruplarda tutulur. İnsanlar bu bilgiler hakkında
konuşarak birbirlerine aktarırlar. Bu sayede “fısıltı” pazarlama stratejilerinde önemli bir
noktaya sahip olmuştur (Carl, 2006: 610-621; Şahin, 2013: 115). Söylenti pazarlamasını
etkileyen unsurlar aşağıdaki gibi sıralandırılabilir:
Sosyalleşme isteği
Birey
Küme
Kitle
Ortak merkez
Şebeke
Bağlantı
Doğru nokta ve merkezlerden yayılım
Ağızdan ağıza iletişim (word of mouth) sözlü iletişimin geçici bir hali ve
kamuoyu tarafından bir fikrin, düşüncenin meydana getirilmesinde kayda değer bir
etkiye sahiptir. Fısıltı günümüz tutundurma faaliyetleri içerisinde yer alan reklam
maliyelerinin yüksek olduğu durumlarda, işletmelerin satışlarına ivme kazandıracak
önemli bir unsurdur. Bu türden bir pazarlama stratejisinde neredeyse hiç masraf
oluşmamaktadır. Bu süreç çoğu zaman kişilerin doğal birer marka savunucusu gibi
davranmasıyla başlar ve sürdürülür. Kesinlik gerektirmeyecek şekilde tartışılır,
düşünceler aktarılır, görüşe sunulur, çatıştırılır ve içinde bulunulan koşullarda
değerlendirilir. Bu sebeple başarısı doğallık ile örtüşürtürülür
(https://pazarlama.stratejileri.com/soylenti-pazarlamasi-buzz-marketing/).
74
Fısıltı pazarlamasının hedef kitleleri, çoğunlukla, sosyal medya ağlarındaki fikir
liderleridir. Eğer fikir liderleri sunulan marka, hizmet veya ürün hakkında olumlu
sonuçlara ulaşmışsa fısıltı çok hızlı bir şekilde diğer tüketicilere yayılmış olur. Fısıltı
pazarlama yönteminin en göze çarpan yönü güvenilirliğidir. Bu pazarlama yöntemi
genellikle yeni ürünler veya hizmetler için uygun görülmektedir. Bu nedenle, bu
pazarlama yöntemi heyecan verici ve yenilikçi olarak algılanan ürünlerde çok etkili
olmaktadır (Kraus ve diğerleri, 2008: 381-396; Kıygı ve Çallık, 2017: 55-194).
2.2.6.Örtülü Pazarlama ( Stealth Marketing )
Örtülü pazarlama içinde bulunduğumuz dönemde firmaların karşısında alternatif
çözüm olarak duran bir stratejidir. Bu strateji pazarlama iletişiminin pazarlama iletişimi
gibi görünmediği uygulamalardan oluşmaktadır ve bu iletişimde ticari kaynak, ticari
mesaj ayrı ayrı maskelenebileceği gibi her ikisi birden de maskelenebilmektedir (Petty
ve Andrews, 2008: 7).
Örtülü pazarlama stratejisi birçok araştırmacı tarafından farklı şekillerde
tanımlanmıştır. Bütün tanımlamaların özünde, tüketici ile iletişime geçme esnasında
firmanın ve mesajın ya da her ikisinin ayrı ayrı üzerinin örtülerek, mesajın alıcıya
ulaştırılmasından bahsedilmektedir. Böylece alıcının mesajdan kaçınmasının önüne
geçilmekte ve mesaj kendisine ulaştırılabilmektedir. Mesaja maruz kaldığını fark
etmeyen tüketicinin gelecekteki satın almaları için alt yapı oluşturulmakta ve ürünle
ilgili olumlu ağızdan ağıza yayılımın bağlama olasılığı ortaya çıkmaktadır. O halde
örtülü pazarlama stratejisini, pazarlama iletişim sürecinde gerçek kaynağın ve/veya
iletilecek olan mesajın üzerinde belirli seviyelerde örtü kullanılarak, alıcı ile etkileşime
geçilebilecek her türlü ortamda mesajın aktaran kaynak tarafından alıcıya iletilmesi
süreci olarak tanımlayabiliriz. Marka ile ilişkisi olan bireylerin marka adına çalışması ve
ağızdan ağıza pazarlama mesajını yaymasına örtülü pazarlama (stealthmarketing) adı
verilmekte ve çoğu zaman etik açıdan eleştirilebilmektedir. Bu pazarlama anlayışında
gönüllü gibi görünenler aslında markayla çalışmakta, bu sebeple tüketicinin markaya
güveni azalmaktadır (Kaya, 2015: 329). Bu sebeple ABD’de Ağızdan Ağıza Pazarlama
Birliği (WOMMA) 2004 yılında faaliyete geçmiş ve 2005 yılında ağızdan ağıza
pazarlama çabalarını kontrol altına alan kurallar yayınlamıştır (Vranica, 2005: 56).
75
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ARAŞTIRMA
Literatürde ağızdan ağıza pazarlamanın etkisi hakkında çeşitli araştırmalar
mevcuttur. Algılanan hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti, tavsiye (AAİ) davranışı
üzerinde etkilidir. Sağlık hizmetleri üzerine ağızdan ağıza pazarlamanın etkisini ölçmeyi
amaçlayan bir çalışmada, sağlık hizmetlerinden memnun ayrılan müşterilerin, aynı
hizmeti tekrar satın almak istedikleri vurgulanmıştır. Müşterilerin beklentilerini
karşılamaya yönelik gerekli yatırım ve çalışmaların yapılmasının, özellikle olumlu
ağızdan ağıza iletişim davranışını teşvik ederek, sağlık kuruluşlarına önemli getiriler
sağlayacağı düşünülmektedir (Öz ve Uyar, 2014: 123-132). Arlı (2012)'nın yaptığı
araştırmada ağızdan ağıza iletişimin etkisi üzerine bazı sonuçlar elde edilmiştir. Bu
sonuçlardan en belirgin olanı; yat limanı müşterilerinin ağızdan ağıza iletişime bağlı
olarak satın alma kararları üzerinde, diğer müşterilerin söylediklerinin anlamlı bir
etkisinin olmasıdır (Arlı, 2012: 168). Ağızdan ağıza pazarlama yöntemini uygulamak
isteyen işletmelerin tatmin olmuş ve sadık müşteriler tarafından yaratılan ağızdan ağıza
olumlu iletişimin aynı zamanda işletmeler için ücretsiz reklam kaynağı olduğunun
farkına varmaları gerektiğini belirten Avcılar (2005), yaptığı çalışmada ağızdan ağıza
iletişimin önemini ortaya çıkarmayı amaçlamıştır.
Başka bir çalışmada otel müşterileri üzerinde ağızdan ağıza iletişimin etkisi
incelenmiş ve otel müşterilerinin %80’inin kendilerine verilen tavsiyelerden
etkilendikleri belirtilmiştir. Aynı zamanda ağızdan ağıza pazarlama stratejileri iyi bir
şekilde kullanan otel işletmelerinin daha çok pozitif WOM geri dönüşü aldıkları tespit
edilmiştir (Kim, Han ve Lee, 2001: 283-285).
Çepni ve Keskin (2012)'nin ağızdan ağıza pazarlama üzerine yaptıkları
çalışmada; bu pazarlama stratejisinin, öğrencilerin sinema filmi tercihleri üzerinde
etkisini incelemek için tavsiye alıp almamanın etkisine bakılmış ve tavsiye alamanın
sinema filmi tercihini etkilediği tespit edilmiştir. Öğrenciler genellikle yakın
çevrelerinde bulunan kişilerin tavsiyelerini güvenilir buldukları için yakın çevreden
alınan tavsiyelerin daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Demografik özelliklerden
cinsiyetin ve gelir durumunun sinema tercihleri üzerinde etkisi olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, öğrencilerin sinema filmi tercihlerinde ağızdan ağıza pazarlama
76
kapsamında demografik ve sosyal faktörlere göre değişkenlik gösterdiği vurgulanmıştır
(Çepni ve Keskin, 2012: 115).
Literatürde yer alan benzer çalışmalarda ağızdan ağıza pazarlama, farklı yönleri
ile ele alınmış olup genellikle sağlık hizmetleri veya teknolojik ürünler üzerinde ağızdan
ağıza pazarlamanın etkisi üzerinde araştırmalar gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada
literatürde yer alan diğer çalışmalardan farklı olarak okul öncesi eğitim hizmeti üzerine
bir araştırma yapılmış olup, ağızdan ağıza pazarlamanın rolünü belirlemede önemli
boyutlar olan uzmanlık, fikir arayışı, fikir liderliği, algılanan risk ve tavsiye (AAİ)
konuları incelenmiştir.
3.1. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ
Günümüz pazarlama dünyasında diğer birçok pazarlama stratejisi gibi ağızdan
ağıza pazarlama da şirketler için önemli bir yöntem haline gelmiştir. Ağızdan ağıza
iletişimin (tavsiye) önemi gün geçtikçe artmakta olup pazarlama iletişiminde önemli bir
konu olduğunun farkına varılmıştır. Ağızdan ağıza pazarlama, batı literatüründe birçok
açıdan ele alınan, pazarlamacılar tarafından ilgi çeken konular arasındadır. Bunun
yanında, bu kavram son zamanlarda uygulamacıların da dikkatini çektiği ve işletmelerin
pazarlama iletişim faaliyetlerinin bir parçası olarak ağızdan iletişimden faydalandıkları
bilinmektedir. Yapılan literatür taraması sonucunda ülkemizde bu konu ile alakalı çok
geniş bir çalışma yapılmamış olup, bu kavramla alakalı yazılan kitap sayısının azlığı da
dikkat çekmektedir. Bu eksikliğin giderilmesi için ağızdan ağıza pazarlamanın farklı
açılardan incelenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda çalışmanın; okul öncesi
eğitim kurumu seçiminde ağızdan ağıza pazarlamanın rolünü inceleme amacına
literatüre katkı sağlaması beklenmektedir.
Ağızdan ağıza pazarlama her ürün veya hizmet çeşidine göre farklılık
göstermektedir. Bu duruma ek olarak ağızdan ağıza pazarlama satın alma kararlarındaki
rolü bir takım faktörlere bağlı olarak farklılık göstermektedir. Özellikle hizmet
işletmelerinin geliştirecekleri pazarlama stratejileri açısından bu kavramın öneminin
kavranması faydalı olacaktır. Uygulamacılar için ağızdan ağıza pazarlamanın etkili
olduğu faktörlerin sunulmasıyla önemli bir katkı sağlanması amaçlanmıştır.
77
3.2. ARAŞTIRMANIN AMACI VE KAPSAMI
Çeşitli araştırmalar, ağızdan ağıza pazarlama stratejilerini tüketicilerin satın alma
kararları üzerinde etkili olduğunu vurgulamaktadır. Bu araştırmalarda ağızdan ağıza
pazarlama faaliyetlerinin rolü bir takım faktörlere bağlı olarak değişebildiği
belirtilmektedir. Araştırmanın genel amacı; çocuk sahibi olan Süleyman Demirel
Üniversitesi çalışanlarının okul öncesi eğitim kurumu seçimlerinde ağızdan ağıza
pazarlamanın rolünün belirlenmesidir. Araştırma kapsamında, okul öncesi eğitim
hizmeti satın almış ya da almayı planlamakta olan kişilerin genel profili, başvurulan
bilgi kaynakları, tavsiye verme ve tavsiye alma alışkanlıkları, kaynak ile alıcı arasındaki
bağın gücü, yakınlık dereceleri, alıcı ve kaynağın uzmanlık düzeyleri, alıcının algıladığı
risk düzeyi, kaynağın fikir liderliği, aktif fikir arayışının yapılıp yapılmadığı hakkında
bilgi toplanılması amaçlanmıştır.
Okul öncesi eğitim hizmeti satın almış ya da satın alacak olan kişiler ile yapılan
araştırma sonuçları ile çalışan ebeveynlerin okul öncesi eğitim kurumu seçiminde
ağızdan ağıza pazarlamanın rolünü belirlemeye çalışılmıştır. Okul öncesi eğitim kurumu
seçiminde ağızdan ağıza pazarlamanın rolünün sosyo-demografik özelliklere göre
farklılık gösterebileceği ön görülmüştür.
3.3. ARAŞTIRMANIN SINIRLAMALARI
Araştırmada, Süleyman Demirel Üniversitesi bünyesine kayıtlı 408 çalışana
erişilmiş olup, bu kişiler Isparta ili ve ilçelerinde bulunan birimlerde çalışan kişiler
olmuştur. Araştırma kapsamında anket çalışması yapılmıştır. Ana kütleye ulaşmak
zaman ve maliyet açısından oldukça zor olacağı için araştırma örnek kütle ile
sınırlandırılmıştır. Tüm okul öncesi eğitim hizmetinden faydalanan kişilere ulaşmak ve
bu araştırmayı geniş bir kitle üzerinde uygulamak zor olduğundan araştırma
sonuçlarının tümünü ana kütle ile bağdaştırmak çok sağlıklı olmayacaktır. Bütün bu
kısıtlara rağmen araştırma bulgularının, ileride bu konu ile alakalı araştırma yapacak
olan kişilere yol gösterecek bilgiler sunması amaçlanmıştır. Bunlara ek olarak okul
öncesi eğitim hizmeti veren kurumlara önemli bilgiler vererek potansiyel müşterilerin
davranışlarını anlayarak pazarlama stratejilerini yönlendirmeleri amaçlanmıştır.
78
3.4. ARAŞTIRMANIN MODELİ
Ağızdan ağıza pazarlamanın etkisi açısından ağızdan ağıza iletişim (tavsiye),
uzmanlık, fikir liderliği, fikir arayışı, algılanan risk ile anket katılımcılarının demografik
özellikleri açısından bir farklılık olup olmadığı incelenmiştir. Modelin ilk kısmında;
sosyo-demografik özellikler (cinsiyet, meslek, eğitim, gelir) bağımsız değişken olarak
ele alınmıştır. İkinci kısımda ağızdan ağıza pazarlama kapsamında; uzmanlık, tavsiye
arayışı, fikir liderliği, algılanan risk ve tavsiye (AAİ) yer almaktadır. Bu doğrultuda
araştırmanın modeli Şekil 3.1'deki gibi oluşturulmuştur.
Şekil 3.1. Araştırmanın Modeli
3.5. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ
Araştırmada, öncesi eğitim kurumu seçiminde ağızdan ağıza pazarlamanın
rolünü inceleme amacına bağlı olarak cinsiyet değişkeni özelliğine göre aşağıdaki
hipotezler önerilmiştir:
H1a: Araştırmaya katılanların uzmanlık ile ilgili görüşleri cinsiyete göre farklılık
göstermektedir.
H1b: Araştırmaya katılanların fikir arayışı ile ilgili görüşleri cinsiyete göre farklılık
Ağızdan Ağıza Pazarlama
Sosyo-Demografik
Özellikler
1.Cinsiyet
2. Meslek
3. Eğitim
4. Gelir
e. Tavsiye
c. Fikir Liderliği
d. Algılanan
Risk
b. Fikir Arayışı
a. Uzmanlık
79
göstermektedir.
H1c: Araştırmaya katılanların fikir liderliği ile ilgili görüşleri cinsiyete göre farklılık
göstermektedir.
H1d: Araştırmaya katılanların algılanan risk ile ilgili görüşleri cinsiyete göre farklılık
göstermektedir.
H1e: Araştırmaya katılanların tavsiye ile ilgili görüşleri cinsiyete göre farklılık
göstermektedir.
Araştırmada, öncesi eğitim kurumu seçiminde ağızdan ağıza pazarlamanın
rolünü inceleme amacına bağlı olarak meslek değişkeni özelliğine göre aşağıdaki
hipotezler önerilmiştir:
H2a: Araştırmaya katılanların uzmanlık ile ilgili görüşleri mesleğe göre farklılık
göstermektedir.
H2b: Araştırmaya katılanların fikir arayışı ile ilgili görüşleri mesleğe göre farklılık
göstermektedir.
H2c: Araştırmaya katılanların fikir liderliği ile ilgili görüşleri mesleğe göre farklılık
göstermektedir.
H2d: Araştırmaya katılanların algılanan risk ile ilgili görüşleri mesleğe göre farklılık
göstermektedir.
H2e: Araştırmaya katılanların tavsiye ile ilgili görüşleri mesleğe göre farklılık
göstermektedir.
Araştırmada, öncesi eğitim kurumu seçiminde ağızdan ağıza pazarlamanın
rolünü inceleme amacına bağlı olarak eğitim değişkeni özelliğine göre aşağıdaki
hipotezler önerilmiştir:
H3a: Araştırmaya katılanların uzmanlık ile ilgili görüşleri eğitime göre farklılık
göstermektedir.
H3b: Araştırmaya katılanların fikir arayışı ile ilgili görüşleri eğitime göre farklılık
göstermektedir.
H3c: Araştırmaya katılanların fikir liderliği ile ilgili görüşleri eğitime göre farklılık
göstermektedir.
80
H3d: Araştırmaya katılanların algılanan risk ile ilgili görüşleri eğitime göre farklılık
göstermektedir.
H3e: Araştırmaya katılanların tavsiye ile ilgili görüşleri eğitime göre farklılık
göstermektedir.
Araştırmada, öncesi eğitim kurumu seçiminde ağızdan ağıza pazarlamanın
rolünü inceleme amacına bağlı olarak gelir değişkeni özelliğine göre aşağıdaki
hipotezler önerilmiştir:
H4a: Araştırmaya katılanların uzmanlık ile ilgili görüşleri gelire göre farklılık
göstermektedir.
H4b: Araştırmaya katılanların fikir arayışı ile ilgili görüşleri gelire göre farklılık
göstermektedir.
H4c: Araştırmaya katılanların fikir liderliği ile ilgili görüşleri gelire göre farklılık
göstermektedir.
H4d: Araştırmaya katılanların algılanan risk ile ilgili görüşleri gelire göre farklılık
göstermektedir.
H4e: Araştırmaya katılanların tavsiye ile ilgili görüşleri gelire göre farklılık
göstermektedir.
3.6. ARAŞTIRMANIN EVRENİ VE ÖRNEKLEMİ
Süleyman Demirel Üniversitesi bünyesinde çalışmanın gerçekleştirildiği 2016 yılı
itibariyle çalışan sayısı Tablo 3.1.’te gösterilmiştir.
81
Tablo 3.1. 2016 Yılı Personel Bilgisi
Yıllara Göre Personel Bilgisi
Yıllar Akademik İdari Hizmet Alımı Toplam
2012 1.784 1.491 1.712 4.987
2013 1.988 1.479 1.733 5.200
2014 1.092 1.583 1.770 5.445
2015 2.151 1.711 1.861 5.723
2016 2.162 1.704 1.870 5.736
Kaynak:http://kalite.sdu.edu.tr/uploads/dosyalar/2016-yili-idare-faaliyet-raporu-
1504620376.pdf
Bu durumda ana kütleye ulaşmak zaman ve maliyet açısından oldukça zor
olacağı için araştırmanın örnek kütle ile sınırlandırılmasına karar verilmiştir. Örneklem
büyüklüğünün hesaplanmasında aşağıdaki formül kullanılmıştır (Baş, 2008: 41):
n = N x p x q x t2 / [(N-1) x d2 +p x q x t2]
Formülünden faydalanılarak hesaplanmıştır.
n=Örnekleme alınacak birey sayısı
N= Hedef kitledeki birey sayısı
p= İncelenen olayın görülüş sıklığı (gerçekleşme olasılığı)
q= İncelenen olayın görülmeyiş sıklığı (gerçekleşmeme olasılığı)
t= Belirli bir anlamlılık düzeyinde, t tablosuna göre bulunan teorik değer
d= Olayın görülüş sıklığına göre kabul edilen ± örnekleme hatasıdır
Bu formül kullanılarak evren için % 95 güven aralığında, ± % 5 hata seviyesi ile
gerekli örneklem büyüklüğü aşağıdaki gibi hesaplanmıştır.
n= 5736 x 0,5 x 0,5 x (1,96)2/ [(5736 -1) x (0,05)2 + 0,5 x 0,5 x (1,96)2]= 360,105
Yapılan hesaplamaya göre 5736 anakütle büyüklüğü için en az 360 adet örnek
alınması ve anket yapılması gerektiği görülmüştür. Fakat kullanılan yöntemde hata
paylarının olabileceği göz önünde bulundurularak toplamda 430 çalışan üzerine anket
uygulaması yapılması planlanmıştır.
82
Çalışmanın amacı, okul öncesi eğitim kurumu seçiminde ağızdan ağıza
pazarlamanın rolünü belirlemek olduğu için genellikle çalışan anne ve baba sayısının
üniversite bünyesinde yoğunlaşmasından dolayı Süleyman Demirel Üniversitesi
çalışanları örnek kütle olarak seçilmiştir. Ancak üniversite bünyesindeki çalışanlara
uygulanan anket çalışmasına 430 kişi katılmıştır ve veri seti oluşturmak için anketler
SPSS.17 Programına aktarılırken elde edilen anketlerden 22’ sinin hatalı ve/veya
rastgele doldurulduğu tespit edilmiştir. Bu anketler için herhangi bir veri girişi
gerçekleştirilmemiştir. Araştırma için toplamda 408 anketin veri girişi yapılmıştır.
Veriler “kolayda örnekleme yöntemi” ile elde edilmiştir.
3.7. VERİ TOPLAMA YÖNTEMLERİ VE ARAÇLARI
Araştırmada veri toplama amacıyla bir soru formu hazırlanmıştır. Bu şekilde
çalışma, okul öncesi eğitim hizmeti satın almış olan veya alma sürecine girmiş olan
kişilere yönelik anket yoluyla yapılmış, yüz yüze anket yöntemi kullanılmıştır.
Anketlerin büyük çoğunluğu daha sağlıklı bir sonuç alabilmek adına katılımcılarla yüz
yüze gerçekleştirilmiştir. Anket çalışmasında 5’li likert (1=Kesinlikle Katılmıyorum,
2=Katılmıyorum, 3=Kararsızım, 4=Katılıyorum, 5=Kesinlikle Katılıyorum) ölçeği
kullanılmıştır. Anket formunda demografik bilgilerle beraber toplam 51 soru
bulunmaktadır. Demografik özellikler dışında 45 adet sorunun yer aldığı toplam 6
bölümden oluşmaktadır. İlk olarak demografik sorular ile başlayan birinci bölümde,
katılımcıların tavsiye alıp verme davranışlarına ilişkin sorulara yer verilmiştir. İkinci
bölümde uzmanlıkla ilgili ifadelere yer verilmiştir. Üçüncü bölümde yer alan sorular
fikir arayışı (aktif fikir arayışının yapılıp yapılmadığı) başlığı adı altındadır, 4. Bölüm
başlığı, fikir liderliğine ilişkin ifadeler olarak düzenlenmiştir. Diğer başlıklar sırasıyla;
algılanan risk, tavsiye (Ağızdan Ağıza İletişim) ile ilgili ifadeler kullanılarak
hazırlanmıştır. Anketin ön uygulaması olarak pilot çalışma, 50 anket katılımcısına
yapılmıştır. Güvenilirlilik Analizi 43 anket için gerçekleştirilmiş olup Cronbach’s Alfa
Katsayısı 0,833 olarak bulunmuştur. Anket çalışması 20 Şubat 2016 ve 25 Nisan 2016
tarihleri arasında tamamlanmıştır.
Anketi oluşturan bölümler Tablo 3.2’de yer almaktadır.
83
Tablo 3.2. Anket Bölümleri
DEMOGRAFİK
ÖZELLİKLER
Cinsiyet, Yaş, Meslek, Eğitim, Gelir, Çocuk
Sayısı
1. BÖLÜM Katılımcıların Tavsiye Alma-Tavsiye Verme
Davranışları (İfade 1, 2, 3, 4, 5, 6)
BO
YU
T
Uzmanlık 2. BÖLÜM Uzmanlık (İfade 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11)
Fikir Arayışı 3. BÖLÜM Aktif Fikir Arayışı (İfade 12, 13, 14, 15, 16, 17,
18, 19)
Fikir Liderliği 4. BÖLÜM Fikir Liderliği (İfade 20, 21, 22, 23, 24)
Algılanan Risk 5. BÖLÜM Algılanan Risk Faktörü (İfade 25, 26, 27, 28, 29,
30, 31, 32)
Tavsiye 6. BÖLÜM Tavsiye (AAİ) Etkisi (İfade 33, 34, 35, 36, 37,
38, 39)
Anketin Birinci Bölümünü oluşturan sorular, Yılmaz (2011)’ın çalışmasından
faydalanılarak oluşturulmuştur. 2. Bölümde yer alan ifadeler Bansal ve Voyer (2000)’in
çalışmasında bulunan ölçeğin Psikometrik Özellikleri bölümünden faydalanılarak
hazırlanmıştır. 3.Bölüm oluşturulurken Flynn ve Goldsmith (1996) ile Podoshen
(2008)’in yaptığı çalışmalardan faydalanılmıştır. 4. Bölümde yer alan ifadeler
oluşturulurken Lindan ve Lawrence (1987)’ın “Fikir Liderliği Ölçeği” bölümü
kullanılmıştır. 5. Bölümde yer alan ifadeler hazırlanırken Jacoby (1974)’nin
çalışmasından, 6. Bölümde yer alan ifadeler oluşturulurken O’cass ve Grace (2004)’in
yaptığı çalışmadan faydalanılmıştır.
Daha sonra SPSS 17.0 programı kullanılarak araştırma bulguları yorumlanmıştır.
Anket, okul öncesi eğitim hizmeti satın almış veya almayı düşünen kişilerin temel
sosyo-demografik özellikleri ile ilgili bilgileri ve bunların okul öncesi eğitim hizmeti ile
ilgili kararlarını içermektedir. Anket sorularının hazırlanma sürecinde, çalışmanın teorik
kısmında oluşturulan çatı temel olarak alınmıştır.
3.8. VERİLERİN ANALİZİ VE YORUMLANMASI
Kolayda örneklem yöntemi ile elde edilen veriler SPSS 17.0 programı
kullanılarak analizleri yapılmıştır. Bu bölümde literatür kısmında yer alan kavramlar
referans alınarak, katılımcılarla yapılan anket uygulaması sonucunda elde edilen bilgiler
analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Verilerin analizinde, araştırmanın güvenilirliğini test
etmek için “Cronbach’s Alfa Katsayısı” ndan yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarından
84
elde edilen Sosyo-demografik verilere ve 1.Bölüme (katılımcıların tavsiye alma ve
verme davranışları) frekans analizi gerçekleştirilmiştir. 6.Bölüm (Tavsiye) ifadeleri için
“Açımlayıcı Faktör Analizi” gerçekleştirilmiştir.
Tüm 5’li Likert sorularının ortalamaları alınıp çıkan ortalamalar üzerinde
Normallik Testi uygulanmıştır. Literatürde yer alan çalışmaları referans alarak verilere
parametrik testlerin uygulanabilirliğini ölçmek için Skewness ve Kurties (basıklık &
çarpıklık) test verilerine bakılmıştır. Daha sonra tüm boyutlara “Bağımsız T Testi” ve
“Anova (Varyans)” testleri uygulanmıştır. Bağımsız T-Testi “Cinsiyet” değişkeni ile
tüm boyutlar (uzmanlık, fikir arayışı, fikir liderliği, algılanan risk, tavsiye) için
uygulanmıştır. Varyans analizi çoklu değişkenler (yaş, meslek, eğitim, gelir) ile tüm
boyutlar arasında uygulanmıştır.
3.8.1. Araştırmanın Güvenilirliği
Araştırmada yer alan ölçeklere ilişkin güvenilirlik analizi yapılmıştır.
Güvenilirlik testinde, anketin her bir bölümü için Cronbach’s Alfa hesaplanmış, anket
sorularının bütün güvenilirliğine bakıldığında Cronbach’s Alfa 0,833 olarak
bulunmuştur. Anket çalışmasının bölüm bölüm güvenilirlik istatistikleri Tablo 3.3‘te
verilmiştir. Literatürde Cronbach’s Alfa değerlerine ilişkin aşağıdaki değerler referans
olarak kabul edilmektedir (Özdamar, 1999: 512);
0.00< a <0.40 ise ölçek güvenilir değildir.
0.40< a <0.60 ise ölçek düşük güvenirliktedir.
0.60< a < 0.80 ise ölçek oldukça güvenilirdir.
0.80< a <1.00 ise ölçek yüksek derecede güvenilirdir.
Güvenilirliğin düşük olması, yapılan çalışmanın değersiz, elde edilen sonuçların
anlamsız olduğunu gösterir (Güriş, Astar, 2015: 283).
85
Tablo 3.3. Güvenilirlik İstatistikleri
Bölümler Cronbach’s Alpha N (Soru sayısı)
2. Bölüm ,713 11
3. Bölüm ,666 8
4. Bölüm ,750 5
5. Bölüm ,717 8
6. Bölüm ,881 7
Toplam ,833 39
Tablo 3.3’te yer alan Cronbach’s Alfa değerleri, anket katılımcılarının sorulara doğru ve
tutarlı cevaplar verdiğini göstermektedir.
3.8.2. Normal Dağılım Testi
Normal dağılım özellikleri SPSS programında, grafiklerden, eğiklik basıklık
ölçülerinden faydalanılarak anlaşılabilir. Genellikle normallik dağılımını test etek için
Kolmogorov- Smirnov ve Shapiro-Wilk testleri kullanılmaktadır (Güriş ve Astar, 2015:
181).
Field (2013)’in çalışmasında, çarpıklık ve basıklık sonuçlarının P<0,05 iken
1.96'dan büyük veya -1.96'dan daha düşük bir mutlak değer içerisinde anlamlı olduğu
belirtilmiştir. Ayrıca çarpıklık ve basıklık sonuçlarının, 2.58'den büyük veya -2.58'den
daha düşük iken P <0.01'de anlamlı ve 3.29'dan büyük veya -3.29'dan daha düşük ise
P<0.001'de anlamlı olduğunu vurgulanmıştır. Küçük örneklerde, verilerin normalliğine
karar vermek için basıklık ve çarpıklık değerlerinin ±1,96 aralığında olması gerektiği
belirtilmiştir. Bununla birlikte, küçük standart hatalara sahip büyük örneklerde (200
veya daha fazlası için), bu kriter ± 2.58 olarak ele alınması gerektiği belirtilmiştir (Field,
2013: 184). Tablo 3.4’te normallik testimizin sonuçları yer almaktadır.
86
Tablo 3.4. Normal Dağılım Testi Sonuçları
Statistic St
5’ li Likert
Sorularının
Normallik Testi
Ortalama 3,6933 ,01647
95% Güven
Aralık Ortalaması
Alçak Sınır 3,6610
Yüksek Sınır 3,7257
5% Ayıklanmış Ortalama 3,6948
Medyan 3,6667
Varyans ,111
Standart Sapma 0,33249
Minimum 2,59
Maksimum 4,64
Oran 2,04
Çeyrekler Arası Oran 0,40
Çarpıklık -,112 ,121
Basıklık ,685 ,241
Normallik test sonuçlarının gösterildiği yukarıdaki Tablo 3.4.’te çarpıklık ve
basıklık değerlerimizin ±1,96 aralığında olduğu görülmektedir. Ayrıca Şekil 3.2’de de
veri ortalamalarının normallik dağılımına yer verilmiştir. Elde edilen bu veriler referans
alınarak araştırmada kullanılacak olan analizlerin Parametrik Analizler olmasına karar
verilmiştir.
87
Şekil 3.2. Normal Dağılım Testi Sonucu
3.8.3.Araştırmanın Frekans Dağılımları
SPSS 17.0 paket programı kullanılarak oluşturulan frekans dağılımları tablolar
halinde düzenlenmiştir. Aşağıda ilk olarak demografik kriterler olarak incelenen
“cinsiyet, yaş grupları, eğitim durumu, meslek, gelir durumu ve çocuk sayısı” , ardından
anket çalışmasının 1., 2., 3., 4., 5. ve 6. sorularının yer aldığı 1. Bölüm sorularına ilişkin
dağılımlar yer almaktadır.
Tablo 3.5. Katılımcıların Cinsiyete Göre Dağılımları
Tablo 3.5.’te gösterildiği üzere, Süleyman Demirel Üniversitesi bünyesinde
çalışan kişiler arasından okul öncesi eğitim hizmeti satın alan veya almayı
planlayanların %49’i erkek, %51’u kadınlardan oluşmaktadır. Dağılım sonuçlarına göre,
katılımcılar birbirine yakın oranlarda olduğu gözükmektedir.
Cinsiyet Frekans % Kümülatif %
Kadın
Erkek
Toplam
200
208
408
49,0
51,0
100,0
49,0
100,0
88
Tablo 3.6. Katılımcıların Yaş Gruplarına Göre Dağılımları
Yaş Grupları Frekans % Kümülatif %
18-30 70 17,2 17,2
31-40 196 48,0 65,2
41-50 109 26,7 91,9
51-60 32 7,8 99,8
61 ve üzeri 1 ,2 100,0
Toplam 408 100,0
Tablo 3.6’ da yer alan katılımcıların yaş dağılımına bakıldığında, %17,2’sinin
18-30 yaş aralığında, %48,0’nın 31-40 yaş aralığında, %26,7’sinin 41-50, %7,8’nin 51-
60 yaş aralığında ve %0,2’sinin ise 61 ve üzeri yaş aralığında olduğu görülmektedir.
Araştırmaya katılanların büyük bir kısmı 31-50 yaş aralığında olduğu anlaşılmaktadır.
Tablo 3.7. Katılımcıların Meslek Gruplarına Göre Dağılımları
Meslek Grupları Frekans % Kümülatif %
Öğretim Üyesi 92 22,5 22,5
Diğer Öğretim Üyeleri 85 20,8 43,4
Sözleşmeli Personel 100 24,5 67,9
Memur 131 32,1 100,0
Toplam 408 100,0
Tablo 3.7’de yer alan, katılımcıların meslek gruplarına göre dağılımları; %22,5
oranında Öğretim Üyesi, %20,8 oranıyla Diğer Öğretim Üyeleri, %24,5 oranla
Sözleşmeli Personel ve %32,1 oranında Memur olmuştur. Analiz sonuçlarına göre
katılımcıların meslek dağılımları birbirine yakınlık göstermiştir fakat memurların
katılım oranları diğer meslek gruplarına göre daha fazladır.
89
Tablo 3.8. Katılımcıların Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları
Eğitim Durumu Frekans % Kümülatif %
Lise 79 19,4 19,4
Ön Lisans 58 14,2 33,6
Lisans 83 20,3 53,9
Yüksek Lisans/Doktora 188 46,1 100,0
Toplam 408 100,0
Tablo 3.8.’ de görüldüğü üzere ankete katılanların eğitim durumlarının, %19,4’ü
lise, %14,2’si ön lisans, %20,3’ü lisans ve %46,1’i yüksek lisans veya doktora eğitim
seviyesinde olduğu anlaşılmaktadır. Dağılım sonuçlarına bakıldığında, katılımcıların
yaklaşık olarak yarısının yüksek lisans veya doktora mezunum olduğu görülmektedir.
Tablo 3.9. Katılımcıların Gelir Durumlarına Göre Dağılımları
Gelir Durumu Frekans % Kümülatif %
1300
1301-2000
2001-3000
3001-5000
5001-8000
8001 ve Üzeri
Toplam
53
52
95
126
69
13
408
13
12,7
23,3
30,9
16,9
3,2
100
13,0
25,7
49,0
79,9
96,8
100
Tablo 3.9’da ankete katılan çalışanların gelir durumlarına göre dağılımları
görülmektedir. Aylık olarak katılımcıların %30,9’u 3001-5000, %23,3’ü 2001-
3000,%13’ü 1300, %12,7’si 1301-2000, %3,2’si 8001TL ve üzeri gelire sahiptir. Anket
çalışmasına en çok 3001-5000 TL gelir aralığındaki kişilerin katıldığı görülmektedir.
90
Tablo 3.10. Katılımcıların Çocuk Sayılarına Göre Dağılımları
Çocuk Sayısı Frekans % Kümülatif %
1
2
3
4
5
Toplam
171
175
53
5
4
408
41,9
42,9
13,0
1,2
1,0
100,0
41,9
84,8
97,8
99,0
100,0
Tablo 3.10’ da ankete katılan çalışanların çocuk sayıları yer almaktadır. Katılımcıların
%42,9’u 2 çocuğa, %41,9’u 1 çocuğa, %13’ü 3 adet çocuğa, %1,2’si 4 çocuğa ve %1’i
5 çocuğa sahiptir. Katılım gösterenlerin çoğu 2 çocuğa sahip çalışanlardır.
Tablo 3.11. Katılımcıların Okul Öncesi Eğitim Hizmeti Veren Bir Kurumu Tercih
Etmeden Önce Tavsiye Almak İsteyip İstemediklerine Dair Dağılım
Tavsiye almaya yönelik tutumlar Frekans % Kümülatif %
Mutlaka tavsiye alırım.
Çocuğum için önemli bir eğitim
hizmetiyse tavsiye alırım.
Daha fazla bilgiye ihtiyaç duyduğumda
tavsiye alırım.
Tavsiye almam.
Kararsız kaldığımda tavsiye alırım.
212
116
52
6
22
52,0
28,4
12,7
1,5
5,4
52,0
80,4
93,1
94,6
100,0
Tablo 3.11’de görüldüğü üzere anket katılımcılarının %52’si okul öncesi eğitim
hizmeti satın almadan önce mutlaka tavsiye almaktadır. Velilerin %28,4’ü çocukları için
önemli bir eğitim hizmeti olduğu için tavsiye almaktadır. Bunun ardından katılımcıların
%12,7’si daha fazla bilgiye ihtiyaç duydukları için tavsiye almak istemektedirler,
katılımcıların %5,42’ü ise mevcut okul öncesi hizmetler arasında kararsız kaldıklarında
tavsiye almak istemektedirler. Tavsiye almak istemeyenlerin oranı ise sadece %1,5
91
olarak görülmektedir. Bu sonuçlara bakıldığında katılımcıların çoğu tavsiye alma
konusunda yüksek eğilim gösterdiği anlaşılmaktadır.
Tablo 3.12. Katılımcıların Okul Öncesi Eğitim Hizmeti Veren Bir Kurumu Tercih
Ederken Tavsiye Verilip Verilmediğine Dair Dağılım
Tavsiye Verilip
Verilmediği Frekans % Kümülatif %
Evet, tavsiye verdiler
Hatırlamıyorum
Hayır, tavsiye
vermediler.
Toplam
302
68 38
408
74,0
16,7
9,3
100,0
74,0
90,7
100,0
Tablo 3.12’ de anket katılımcılarının %74’ü okul öncesi eğitim hizmeti veren bir
kurumu tercih ederken tavsiye verildiğini belirtmiştir. Bunun aksine toplam katılımcının
%9,3’ü tavsiye almadıklarını belirtilmiştir. Tavsiye alıp almadıklarını hatırlayamayan
katılımcı oranı ise %16,7’dir.
Tablo 3.13. Katılımcıların Okul Öncesi Eğitim Hizmeti Tercih Ederken En Çok
Yararlandıkları Kaynaklar İle İlgili Dağılım
Okul öncesi eğitim hizmeti tercih ederken en
çok yararlanılan bilgi kaynakları f %
Aile ve akrabalar 190 46,6
İnternet 100 24,5
Okul Öncesi Eğitim Kurumu çalışanları 237 58,1
Arkadaş/İş arkadaşı 242 59,3
Komşu 48 11,8
Ünlü kişiler 15 3,7
Eğitimciler 165 40,4
Toplam 408 100,0
Tablo 3.13 incelendiğinde, 242 katılımcının tavsiyelerinden en çok
yararlandıkları kişi/kişiler olarak arkadaş veya iş arkadaşı yanıtını verdiği
görülmektedir. İkinci sırada 237 kişi %58,1 oran ile okul öncesi eğitim kurumu
çalışanları gelmektedir. Katılımcıların %46,6’ sı aile ve akrabalarının tavsiyesini etkili
bulmaktadır. Bunun yanında 165 kişi ise eğitimcilerin tavsiyelerini daha etkili
92
bulmaktadırlar. İnternetin daha etkili olduğunu söyleyen 100 kişi bulunmaktadır.
Katılımcıların %11,8’i komşularından aldıkları tavsiyelerin okul öncesi eğitim hizmeti
tercih ederken etkili olduklarını belirtmişlerdir. Son olarak toplam 408 katılımcıdan
sadece 15 kişi bu tercihi yaparken yararlandığı kaynak ünlü kişiler olmuştur. Ağızdan
ağıza iletişim konusunda kaynak konumundaki arkadaşlar veya iş arkadaşları kişilerin
satın almaya karar verme evresinde etkili bir bilgi kaynağı olduğu görülmektedir.
Tablo 3.14. Katılımcıların Okul Öncesi Eğitim Hizmeti Tercih Ederken Tavsiye
Alımına İlişkin Tutumlarına Dair Dağılım
Okul öncesi eğitim hizmeti tercih ederken tavsiye
alımına ilişkin tutumlar f %
Bilinçli 234 57,4
Kararsız 55 13,5
Kolaycı 41 10,0
Araştırmacı 189 46,3
Diğer 35 8,6
Toplam 408 100
Tablo 3.14’te görüldüğü üzere katılımcıların %57,4’ü okul öncesi eğitim hizmeti
tercih ederken tavsiye aldıklarında kendilerini bilinçli bir birey olarak görmektedir.
Katılımcıların %46,3 oranında bir kısım ise araştırmacı olduklarını düşünmektedirler.
Kararsız olduğunu düşünen kişi sayısı 55’tir. Katılımcıların sadece %10’ u kendini
kolaycı olarak görmektedir.
93
Tablo 3.15. Katılımcıların, İnsanların Birbirlerine Tavsiye Vermeleri
Konusundaki Görüşlerine Dair Dağılım
Katılımcıların, insanların birbirlerine tavsiye vermeleri
konusundaki görüşleri f %
Yardımcı olma isteği 268 65,7
Karşılaşılabilecek risklerden kaçınma isteği 146 35,8
Ön araştırma için harcanabilecek zamanın kurtarılması 115 28,2
İyi/Kötü deneyimlerin paylaşılıp, yol gösterilmesi 248 60,8
Sosyal sorumluluk 99 24,3
Toplam 408 100
Tablo 3.15.’te görüldüğü gibi katılımcılarımızın insanların birbirlerine tavsiye
vermelerine ilişkin görüşlerine bakıldığına toplam 408 katılımcının 268’i yardımcı olma
isteğinden insanların birbirlerine tavsiye verdiklerini düşünmektedirler. 248 kişi iyi
veya kötü deneyimlerin paylaşılıp, yol gösterilmesi şeklinde bir yanıt vermiştir. Toplam
146 kişi karşılaşılabilecek risklerin azaltma isteği olduğunu belirtmiştir. Katılımcıların
%28,2’si ön araştırma yaparken harcanabilecek zamanın kurtarılmasının onları tavsiye
alımına yönelttiğini belirtmiştir. Sosyal sorumluluk olarak gören katılımcılar ise 99
kişidir.
Tablo 3.16. Katılımcıların, Okul Öncesi Eğitim Hizmeti Veren Herhangi Bir
Kurum Hakkında Tavsiyede Bulunup Bulunmadığına İlişkin
Dağılım
Katılımcıların, tavsiyede
bulunup bulunmadıklarına
ilişkin tutumları
Frekans % Kümülatif %
Evet, tavsiyede bulundum.
Hatırlamıyorum.
Hayır, tavsiyede bulunmadım.
Toplam
262 99
47
408
64,2
24,3
11,5
100,0
64,2
88,5
100,0
Katılımcılarımızın okul öncesi eğitim hizmeti hakkında tavsiyede bulunu
bulunmadıklarına ilişkin Tablo 3.16’da yer alan %64,2’lik orana bakılığı zaman
çoğunluğun tavsiye verme eğiliminde olduğunu görülmektedir. Tüm katılımcıların
94
%24,3’ü tavsiye verip vermediklerini hatırlamadıklarını belirtirken %11,5’i tavsiyede
bulunmadıklarını belirtmiştir. Bu oranlara bakıldığında kişilerin tavsiyede bulunma
davranışları oldukça yüksek bir orana sahiptir bu da kişilerin ağızdan ağıza iletişim
kurarak tavsiye verme alışkanlıklarının olduklarını göstermektedir.
3.8.4.Faktör Analizi
Faktör analizi; çok sayıda değişkenin aralarındaki ilişkiyi inceleyerek, ilişkileri
veya değişken sayısını azaltmak için kullanılır. Böylece değişkenler arasındaki ilişkiler
daha iyi anlaşılabilir ve yorumlanabilir (Güriş ve Astar, 2015: 284). Isparta İlinde
bulunan Süleyman Demirel Üniversitesi çalışanlarının okul öncesi eğitim hizmeti
tercihlerinde tavsiye (ağızdan ağıza iletişim) etkisinin ölçüldüğü bölüm değişkenlerine
(33, 34., 35., 36., 37., 38. ve 39. ifadeler) faktör analizi uygulanmıştır. Yapılan faktör
analizinde örneklemin yeterli olup olmadığını belirlemek amacıyla Kaiser – Meyer -
Olkin (KMO) değerine bakılmaktadır. KMO’ nun 0,60’ın üzerinde olması örneklemin
yeterli olduğunu göstermektedir (Karaca, 2012:145). Diğer bir ifadeyle KMO değeri
0,60’tan küçük ise, faktör analizi uygulaması tavsiye edilmemektedir. Yapılan faktör
analizinde KMO değeri birinci analizde Tablo 3.17.’de gösterildiği gibi 0,891 olarak
elde edilmiştir. Barlett Test’te de anlamlılığın her bir faktör analizi için 0,000 olması
araştırma verilerinde anlamlı faktörlere ulaşıldığının göstergesidir (Karaca, 2012: 145).
Ölçeğin güvenilirliğini temsil eden değer diğer bir ifadeyle içsel tutarlılık kapsamında
hesaplanan Cronbach Alfa Bölüm şeklinde yüksek değerli çıkmıştır.
Tablo 3.17. KMO ve Bartlett's Testi Sonuçları
Kaiser-Meyer-Olkin Örneklem ÖlçüsüUygunluk+. ,891
Küreselliğin Bartlett's
Testi
Yaklaşık Ki-Kare 1399,451
df 21
Sig. ,000
Faktör analizi kullanılarak benzer özellikler taşıyan değişkenler belirli gruplarda
(faktörlerde) toplanmıştır. Buna ek olarak, bu analizle ilgili değişkenleri gruplandırmak
için ‘Varimax Rotation’dan yararlanılmıştır. Analizde öz değeri (eigenvalue) 1’den
büyük değerler dikkate alınmıştır.
95
Tablo 3.18.Tavsiye (AAİ) Etkisine İlişkin Faktör Analizi Sonuçları
Boyut Madde Faktör
Yükü Varyans Cronbbach’
s Alpha
AĞIZDAN
AĞIZA
İLETİŞİMİN
ETKİSİ
Ağızdan ağıza iletişim
(tavsiye), okul öncesi eğitim
hizmeti hakkında bilmediğim
şeyleri ortaya çıkartır.
0,835 59,266 0,881
Ağızdan ağıza iletişim
(tavsiye), okul öncesi eğitim
hizmeti hakkında bana farklı
fikirler sunar.
0,832
Ağızdan ağıza iletişim
(tavsiye), okul öncesi eğitim
hizmeti hakkındaki
görüşlerimi önemli ölçüde
etkiler.
0,816
Ağızdan ağıza iletişim
(tavsiye), okul öncesi eğitim
hizmeti hakkındaki net
fikrimin oluşmasında bana
yardımcı olur.
0,799
Ağızdan ağıza iletişim
(tavsiye), okul öncesi eğitim
hizmeti hakkında sağlıklı
değerlendirme yapmamda bana
yardımcı olur.
0,754
Okul öncesi eğitim kurumu
hakkındaki tavsiyeler,
aradığım okul öncesi eğitim
hizmeti özellikleri üzerinde
etkili oldu.
0,725
Okul öncesi eğitim hakkındaki
tavsiyeler, okul öncesi hizmeti
eğitim hizmeti satın alıp
almamam konusunda beni
etkiler.
0,601
Toplam Varyans: %59,266
Tablo 3.18’de yer alan faktörün Cronbbach’s Alpha değeri 0,881’dir. Toplam
varyans yükü %59,266’dır. Toplamda yedi adet değişkenden oluşan faktör Ağızdan
Ağıza İletişimin Etkisi olarak adlandırılmıştır. Faktörde en yüksek varyans yüküne
sahip olan değişken “Ağızdan ağıza iletişim (tavsiye), okul öncesi eğitim hizmeti
hakkında bilmediğim şeyleri ortaya çıkartır” olup varyans yükü 0,835’tir. Bunun
96
ardından ikinci yüksek değere (0,832) sahip değişkenimiz “Ağızdan ağıza iletişim
(tavsiye), okul öncesi eğitim hizmeti hakkında bana farklı fikirler sunar” ifadesidir.
Üçüncü olarak 0,816 varyans değeri ile “Ağızdan ağıza iletişim (tavsiye), okul öncesi
eğitim hizmeti hakkındaki görüşlerimi önemli ölçüde etkiler” ifadesi olmuştur.“Ağızdan
ağıza iletişim (tavsiye), okul öncesi eğitim hizmeti hakkındaki net fikrimin oluşmasında
bana yardımcı olur” değişkeni dördüncü sırada olup varyans yükü 0,799’dur. Daha
sonraki değişken olan “Ağızdan ağıza iletişim (tavsiye), okul öncesi eğitim hizmeti
hakkında sağlıklı değerlendirme yapmamda bana yardımcı olur” 0,754 varyans yüküne
sahiptir. 0,725 varyans yüküne sahip olan ifade “Okul öncesi eğitim kurumu hakkındaki
tavsiyeler, aradığım okul öncesi eğitim hizmeti özellikleri üzerinde etkili oldu”
ifadesidir ve son olarak 0,601 varyans yükü ile en küçük varyans değerine sahip olan
değişken “Okul öncesi eğitim hakkındaki tavsiyeler, okul öncesi hizmeti eğitim hizmeti
satın alıp almamam bilgi konusunda beni etkiler” ifadesi olmuştur.
3.8.5.Bağımsız T Testi ve Tek Yönlü Anova Testi
Araştırmada Bağımsız T testi ve tek yönlü Anova testi kullanılmıştır. Cinsiyete
göre Bağımsız T test, çoklu gruplarda ise Varyans analizi uygulanmıştır. Testlerin
önemlilik derecelerine (Sig./Sig. 2 tailed) bakılmış ve önemlilik derecesinin (p) 0,05’ten
büyük olması durumunda H1 hipotezi desteklenmemiştir. Önemlilik derecesinin
0,05’ten küçük olması durumunda Hı hipotezi desteklenmiştir.
Tek Yönlü Anova testinde; bağımlı değişkenin bağımsız değişkenin düzeylerine
göre farklılaşıp farklılaşmadığı, farklı gruplarda hesaplanan varyans karşılaştırılması
temeline dayanan F testi incelenmektedir. Test varyanslar yardımı ile hesaplandığı için
“Varyans Analizi” olarak ta adlandırılır (Güriş ve Astar, 2015: 220).
Parametrik testler arasında yer alan Bağımsız T testinde örneklem ortalamaları
arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığına bakılır. Burada F istatistiği
ve p-değeri temel alınır. Eğer Sig. (anlamlılık) 0,05’ten az ise (p<0,05) iki anakütle
arasındaki varyansın eşit olmadığı görülür. Eğer p>0,05’ten büyük ise iki anakütlenin de
eşit varyanslara sahip olduğu görülür (Bayram, 2009: 95-97).Testlerin önemlilik
derecelerine (Sig./Sig. 2 tailed) bakılmış ve önemlilik derecesinin (p) 0,05’ten büyük
olması durumunda H1 hipotezi desteklenmemiştir. Önemlilik derecesinin 0,05’ten
küçük olması durumunda Hı hipotezi desteklenmiştir.
97
3.8.5.1.Bağımsız T testi
Değişkenler hakkında hipotezler bağımsız t testi kullanılarak test edilmiştir.
Örneklemler hakkında tanımlayıcı istatistikler Tablo 3.19.’da görüldüğü şekilde
hesaplanmıştır. İki değişken arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark olup olmadığı
incelenmiştir.
Tablo 3.19. Okul Öncesi Eğitim Kurumu Seçiminde Ağızdan Ağıza Pazarlamanın
Rolü Açısından Cinsiyete Göre Farklılık Olup Olmadığına Dair
Bağımsız T Testi Sonuçları
Boyut Cinsiyet Ortalama t p Sonuç
Uzmanlık Kadın 3,1441 ,299 ,765 Fark Yok
Erkek 3,1298
Fikir Arayışı Kadın 4,1156 ,842 ,400 Fark Yok
Erkek 4,0787
Fikir
Liderliği
Kadın 3,7030 4,131 ,000 Fark Var
Erkek 3,4279
Algılanan
Risk
Kadın 3,8081 2,083 ,038 Fark Var
Erkek 3,6947
Tavsiye
(AAİ)
Kadın 4,1714 1,174 ,241 Fark Yok
Erkek 4,0996
Tablo 3.19’da görüldüğü gibi yapılan T testi sonucunda uzmanlık boyutunun
anlamlılık değeri 0,05’ten (p>0,05) büyük olduğu için H1a hipotezi ile önerilen
“Araştırmaya katılanların uzmanlık ile ilgili görüşleri cinsiyete göre farklılık
göstermektedir.” hipotezi desteklenmemiştir. “Araştırmaya katılanların fikir arayışı ile
ilgili görüşleri cinsiyete göre farklılık göstermektedir. ” hipotezi H1b hipotezi ile
önerilmiştir ve fikir arayışı boyutu anlamlılık değeri 0,05’ten (p>0,05) büyük olduğu
için hipotez desteklenmemiştir. H1c hipotezi ile önerilen “Araştırmaya katılanların fikir
liderliği ile ilgili görüşleri cinsiyete göre farklılık göstermektedir.” hipotezi
desteklenmiştir çünkü fikir liderliği boyutunun test sonucunda anlamlılık değerinin
98
0,05’ten (p<0,05) küçük olduğu görülmüştür. Algılanan risk boyutunun anlamlılık
değeri (p) 0,05’ten küçüktür bu yüzden H1d hipotezi ile önerilen “Araştırmaya
katılanların algılanan risk ile ilgili görüşleri cinsiyete göre farklılık
göstermektedir.”hipotezi desteklenmiştir. Son olarak H1e hipotezi ile önerilen
“Araştırmaya katılanların tavsiye ile ilgili görüşleri cinsiyete göre farklılık
göstermektedir.” hipotezi desteklenmemiştir. Bu hipotezin desteklenmeme nedeni p
(anlamlılık) değerinin 0,05’ten büyük olmasıdır (p>0,05).
3.8.5.2.Tek Yönlü Anova Testi (Varyans Analizi)
Analizde bağımlı ve bağımsız değişkenler mevcuttur. Bağımsız değişkenin
sınıflayıcı ölçme düzeyinde ölçülmüş olması ve en az üç kategoriye sahip olması
gerekmektedir. Tek yönlü varyans analizi (ANalysis Of VAriance), bağımsız üç veya
daha fazla örneklem ortalaması arasındaki farkın sıfırdan anlamlı bir şekilde farklı olup
olmadığını test etmek amacı ile uygulanmaktadır (Bayram, 2009: 139).
Okul öncesi eğitim hizmeti seçiminde ağızdan ağıza pazarlamanın etkisi
açısından meslek grupları arasında fark olup olmadığını öğrenmek için Anova testine
tabi tutulmuştur. Analizler toplam 5 boyut (Uzmanlık, Fikir Arayışı, Fikir Liderliği,
Algılanan Risk, Tavsiye) çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.
99
Tablo 3.20. Okul Öncesi Eğitim Kurumu Seçiminde Ağızdan Ağıza Pazarlamanın
Rolü Açısından Meslek Grupları Arasında Farklılık Olup Olmadığına
Dair Anova Testi
Boyut Meslek Ortalama F P Sonuç
Uzmanlık Öğretim Üyesi 3,1368 ,626 ,599 Fark Yok
Diğer Öğretim Üyesi
Sözleşmeli Personel
Memur
Fikir Arayışı
Öğretim Üyesi 4,0968 6,436 ,000 Fark Var
Diğer Öğretim Üyesi
Sözleşmeli Personel
Memur
Fikir Liderliği
Öğretim Üyesi 3,5627 2,266 ,080 Fark Yok
Diğer Öğretim Üyesi
Sözleşmeli Personel
Memur
Algılanan
Risk
Öğretim Üyesi 3,7503 3,978 ,008 Fark Var
Diğer Öğretim Üyesi Sözleşmeli Personel
Memur
Tavsiye
(AAİ)
Öğretim Üyesi 4,1348 4,406 ,005 Fark Var
Diğer Öğretim Üyesi
Sözleşmeli Personel Memur
Tablo 3.20’de görüldüğü gibi yapılan Anova Testi sonucu Uzmanlık Boyutu
ortalaması 3,1368, Fikir Arayışı ortalaması 4,0968, Fikir Liderliği boyutu ortalaması
3,5627, Algılanan Risk boyutu ortalaması 3,7503 ve Tavsiye (AAİ) boyutu ortalaması
100
ise 4,1348 olarak bulunmuştur. Sonuçlar “p (anlamlılık)” değerlerine bakılarak
yorumlanmıştır. Ağızdan ağıza pazarlamanın okul öncesi eğitim tercihleri üzerindeki
etkisinin meslek gruplarında farklılık gösterip göstermediğini araştırmak adına elde
edilen Varyans analizi sonucunda “Fikir Arayışı, Algılanan Risk ve Tavsiye (AAİ)”
boyutları için anlamlı bir farkın olduğu görülmüştür. Fikir Arayışı, Algılanan Risk ve
Tavsiye (AAİ) boyutu için p (sırayla; 0,000-0,008-0,005) değerleri 0,05’ ten küçüktür.
H2b, H2d ve H2e hipotezleri ile önerilen “Araştırmaya katılanların fikir arayışı ile ilgili
görüşleri mesleğe göre farklılık göstermektedir.”, “Araştırmaya katılanların algılanan
risk ile ilgili görüşleri mesleğe göre farklılık göstermektedir.”ve “Araştırmaya
katılanların tavsiye ile ilgili görüşleri mesleğe göre farklılık göstermektedir” hipotezleri
desteklenmiştir.
Tablo 3.20’da görüldüğü gibi yapılan Varyans analizi sonucunda uzmanlık
boyutunun anlamlılık değeri 0,05’ten (p>0,05) büyük olduğu için H2a hipotezi ile
önerilen “Araştırmaya katılanların uzmanlık ile ilgili görüşleri mesleğe göre farklılık
göstermektedir.” hipotezi desteklenmemiştir. Bir diğer boyut olan Fikir Liderliğinin
anlamlılık değeri 0,05’ten (p>0,05) büyük olduğu için H2c hipotezi ile önerilen
“Araştırmaya katılanların fikir liderliği ile ilgili görüşleri mesleğe göre farklılık
göstermektedir.” Hipotezi desteklenmemiştir.
Okul öncesi eğitim kurumu seçiminde ağızdan ağıza pazarlamanın rolünün
eğitim grupları arasında farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için Uzmanlık,
Fikir Arayışı, Fikir Liderliği, Algılanan Risk ve Tavsiye (AAİ) boyutlarına Tek Yönlü
Varyans analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçları Tablo 3.21’de gösterilmiştir.
101
Tablo 3.21. Okul Öncesi Eğitim Kurumu Seçiminde Ağızdan Ağıza Pazarlamanın
Rolü Açısından Eğitim Grupları Arasında Farklılık Olup Olmadığına
Dair Anova Testi
Boyut Eğitim Ortalama F p Sonuç
Uzmanlık Lise 3,1368 1,747 ,157 Fark Yok
Ön Lisans
Lisans
Yüksek Lisans/ Doktora
Fikir
Arayışı
Lise 4,0968 3,840 ,010 Fark Yok
Ön Lisans
Lisans
Yüksek Lisans/ Doktora
Fikir
Liderliği
Lise 3,5627 ,690 ,558 Fark Yok
Ön Lisans
Lisans
Yüksek Lisans/ Doktora
Algılanan Risk Lise 3,7503 1,690 ,169 Fark Yok
Ön Lisans
Lisans
Yüksek Lisans/ Doktora
Tavsiye
(AAİ)
Lise 4,1348 2,300 ,077 Fark Yok
Ön Lisans
Lisans
Yüksek Lisans/ Doktora
Tablo 3.21’de görüldüğü gibi yapılan Anova Testi sonucu Uzmanlık, Fikir
Arayışı, Fikir Liderliği, Algılanan Risk ve Tavsiye (AAİ) boyutlarının “p” değerleri
102
0,05’ten yüksektir. Uzmanlık boyutunun p (anlamlılık) değeri 0,157’dir. Burada p>0,05
olduğu görülmektedir. Bu durumda H3a hipotezi ile önerilen “Araştırmaya katılanların
uzmanlık ile ilgili görüşleri eğitime göre farklılık göstermektedir.” hipotezi
desteklenmemiştir. Fikir Arayışı boyutunun p değeri 0,010’dur yani p>0,05 olduğu için
H3b hipotezi ile önerilen “Araştırmaya katılanların fikir arayışı ile ilgili görüşleri
eğitime göre farklılık göstermektedir.” Hipotezi desteklenmemiştir. 0,558 anlamlılık
değerine sahip olan Fikir Liderliği boyutu için eğitim grupları arasında anlamlı bir
farkın olmadığı görülmüştür ve H3c hipotezi ile önerilen “Araştırmaya katılanların fikir
liderliği ile ilgili görüşleri eğitime göre farklılık göstermektedir.” Hipotezi
desteklenmemiştir. Aynı şekilde Algılanan Risk ve Tavsiye (AAİ) boyutu için “p”
değeri 0,05’ten büyüktür. Bu durumda H3d hipotezi ile önerilen “Araştırmaya
katılanların algılanan risk ile ilgili görüşleri eğitime göre farklılık göstermektedir.”
Hipotezi ve H3e hipotezi ile önerilen “Araştırmaya katılanların tavsiye ile ilgili
görüşleri eğitime göre farklılık göstermektedir.” hipotezi desteklenmemiştir.
Okul öncesi eğitim kurumu seçiminde ağızdan ağıza pazarlamanın rolünün gelir
grupları arasında farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için Uzmanlık, Fikir
Arayışı, Fikir Liderliği, Algılanan Risk ve Tavsiye (AAİ) şeklinde adlandırılan toplam 6
boyut Anova testine tabi tutulmuştur. Analiz sonuçları Tablo 3.22’de gösterilmiştir.
103
Tablo 3.22. Okul Öncesi Eğitim Kurumu Seçiminde Ağızdan Ağıza Pazarlamanın
Rolü Açısından Gelir Grupları Arasında Farklılık Olup Olmadığına
Dair Anova Testi
Boyut Gelir Ortalama F P Sonuç
Uzmanlık 1300 3,1368 ,929 ,462 Fark Yok
1301-2000
2001-3000
3001-5000
5001-8000
8001+
Fikir Arayışı
1300 4,0968 4,325 ,001 Fark Var
1301-2000
2001-3000
3001-5000
5001-8000
8001+
Fikir Liderliği
1300 3,5627 ,848 ,517 Fark Yok
1301-2000
2001-3000
3001-5000
5001-8000
8001+
Algılanan Risk 1300 3,7503 1,367 ,236 Fark Yok
1301-2000
2001-3000
3001-5000
5001-8000
8001+
Tavsiye
(AAİ)
1300 4,1348 3,084 ,010 Fark Yok
1301-2000
2001-3000
3001-5000
5001-8000
8001+
104
Tablo 3.22’de görüldüğü üzere yapılan Anova Testi sonucu, Uzmanlık, Fikir
Liderliği, Algılanan Risk ve Tavsiye (AAİ) boyutlarının sırasıyla “p” değerleri; 0,462-
0,517-0,236-0,10 şeklinde elde edilmişlerdir. Elde edilen anlamlılık değerleri 0,05’ ten
büyüktür (p>0,05). Anlamlılık değerlerinin 0,05’ten büyük olduğu varyans analizinde
H4a hipotezi ile önerilen “Araştırmaya katılanların uzmanlık ile ilgili görüşleri gelire
göre farklılık göstermektedir.”, H4c hipotezi ile önerilen “Araştırmaya katılanların fikir
liderliği ile ilgili görüşleri gelire göre farklılık göstermektedir.”, H4d hipotezi ile
önerilen “ Araştırmaya katılanların algılanan risk ile ilgili görüşleri gelire göre farklılık
göstermektedir.” ve son olarak H4e hipotezi ile önerilen “Araştırmaya katılanların
tavsiye ile ilgili görüşleri gelire göre farklılık göstermektedir.” hipotezler
desteklenmemiştir. Ancak Tablo 3.22’de yer alan Fikir Arayışı boyutu için anlamlı bir
farkın olduğu tespit edilmiştir ve H4b hipotezi ile önerilen “Araştırmaya katılanların
fikir arayışı ile ilgili görüşleri gelire göre farklılık göstermektedir.” hipotezi
desteklenmiştir.
Araştırmada öne sürülen hipotezlerin desteklenip desteklenmediği ile ilgili
sonuçlar Tablo.3.23’te gösterilmiştir.
Tablo 3.23. Test Edilen Hipotezlerin Durumu
HİPOTEZLER
H1a
Araştırmaya katılanların uzmanlık ile ilgili görüşleri cinsiyete
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H1b Araştırmaya katılanların fikir arayışı ile ilgili görüşleri cinsiyete
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H1c Araştırmaya katılanların fikir liderliği ile ilgili görüşleri cinsiyete
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENDİ
H1d Araştırmaya katılanların algılanan risk ile ilgili görüşleri
cinsiyete göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENDİ
H1e Araştırmaya katılanların tavsiye ile ilgili görüşleri cinsiyete göre
farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H2a Araştırmaya katılanların uzmanlık ile ilgili görüşleri mesleğe
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
105
H2b Araştırmaya katılanların fikir arayışı ile ilgili görüşleri mesleğe
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENDİ
H2c Araştırmaya katılanların fikir liderliği ile ilgili görüşleri mesleğe
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H2d Araştırmaya katılanların algılanan risk ile ilgili görüşleri mesleğe
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENDİ
H2e Araştırmaya katılanların tavsiye ile ilgili görüşleri mesleğe göre
farklılık göstermektedir. DESTEKLENDİ
H3a Araştırmaya katılanların uzmanlık ile ilgili görüşleri eğitime göre
farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H3b Araştırmaya katılanların fikir arayışı ile ilgili görüşleri eğitime
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H3c
Araştırmaya katılanların fikir liderliği ile ilgili görüşleri eğitime
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H3d Araştırmaya katılanların algılanan risk ile ilgili görüşleri eğitime
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H3e Araştırmaya katılanların tavsiye ile ilgili görüşleri eğitime göre
farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H4a Araştırmaya katılanların uzmanlık ile ilgili görüşleri gelire göre
farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H4b Araştırmaya katılanların fikir arayışı ile ilgili görüşleri gelire
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENDİ
H4c Araştırmaya katılanların fikir liderliği ile ilgili görüşleri gelire
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H4d Araştırmaya katılanların algılanan risk ile ilgili görüşleri gelire
göre farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
H4e Araştırmaya katılanların tavsiye ile ilgili görüşleri gelire göre
farklılık göstermektedir. DESTEKLENMEDİ
106
SONUÇ
Silverman (2001)'in yaptığı çalışmada ağızdan ağıza pazarlamanın, kararı
kolaylaştırma ve potansiyel müşterilerin karar sürecini hızlandırmak için
kullanılabilecek en etkili yöntemlerden biri olduğunu vurgulamıştır (Silverman, 2001:
127). Pazarlama dünyasının son yıllarda dikkatini çekmeyi başarabilen ağızdan ağıza
pazarlama; şirketlerin bilinçli bir şekilde yaptıkları, ürün veya hizmetleri hakkında
tüketicilerin veya şirketten bağımsız kişilerin, şirket ortamı dışında bilgilerini,
görüşlerini, uzmanlıklarını veya deneyimlerini aktararak konuşmalarını sağlama
stratejisidir (Brown vd., 2005: 123-135). Şirketten veya markadan bağımsız kişilerin
deneyim paylaşımları, ürün veya hizmet ile alakalı bilgi aktarımları potansiyel
tüketiciler için daha güvenilir şekilde algılanmaktadır. Günümüz şirketlerinin ağızdan
ağıza pazarlama kavramının önemine varmalarının sebebi bu kavramın güçlü yönlerini
görmeleridir.
Tüketiciler içinde bulundukları bu bilgi kirliliği havuzunda işletmelerin ve
markaların gönderdikleri mesajlara, reklam, promosyon, kampanya gibi tanıtım
faaliyetlerine güvensizlik duymaktadırlar. Bunların yerine satın almayı planlıyor
oldukları ürün veya hizmeti daha önce deneyimlemiş olan, marka hakkında fikri
bulunan insanlardan bilgi alma yöntemini benimsemektedirler. Pazarlamacılar veya
şirketlerin pazarlama departmanında yer alan kişiler bu durumun farkına vardıkları
andan itibaren potansiyel tüketicilerin bu eğilimleri karşısında yeni stratejiler
geliştirmeye çalışmışlardır. Ağızdan ağıza iletişimin yani tavsiyenin ağırlıklı olarak
hissedildiği pazarlama stratejisi olan ağızdan ağıza pazarlama şirketler ve markalar için
önemli bir yöntem haline gelmiştir.
Tüketiciler genellikle hizmet işletmelerinin sundukları hizmetleri satın alma
sürecinde tavsiyeye ihtiyaç duymaktadırlar. Okul öncesi eğitim hizmeti de bu noktada
tavsiyenin gücünün hissedildiği bir sektörde yer almaktadır. Okul öncesi eğitim hizmeti
sağlayan işletmelerin rekabet koşulları göz önüne alındığında ve ekonomik kriterler
incelendiğinde müşteri kazanmak ve mevcut müşterileri kaybetmemek için yapılacak
tanıtım ve reklam kampanyaları, gider bütçelerinin belirli bir kısmın oluşturmaktadır.
Bu nedenle okul öncesi eğitim hizmeti veren işletmeleri açısından ağızdan ağıza
iletişimin önem kazanmaya başlamıştır. Ağızdan ağıza iletişim işletmelerin pazarlama
107
faaliyetlerine ivme kazandırarak çok kısa zamanda ve etkili bir şekilde işletmenin
tanıtımını gerçekleştirebilme gücüne sahiptir.
İşletmeler ağızdan ağıza pazarlama faaliyetlerini gerçekleştirirken birçok kaynak
kullanabilmektedirler. Kullanılan kaynaklar tavsiyeyi yönlendiren kişilerle (fikir
liderleri, pazar kurtları, referans grupları veya sıradan kişiler) birlikte medya araçları da
olabilmektedir. Bu araçlar etkin bir şekilde yönlendirilirse ağızdan ağıza iletişimin
etkinliği ve verimliliği artırılabilmektedir (Karaca, 2010: 15-18). Bu yüzden ağızdan
ağıza iletişim pazarlama stratejilerinde önemli bir etken olabilmektedir. Ağızdan ağıza
iletişimin öneminin anlaşılmasının sebepleri potansiyel tüketiciler tarafından diğer
pazarlama faaliyetlerine göre daha güvenilir bulunması, deneyim aktarımının daha çok
hissedilmesi, zaman ve para tasarrufu yönünden güçlü bulunması ve bağımsız
olmasıdır. İşletmeler açısından ise çok fazla maliyet oluşturmadığı için tercih sebebi
olabilmektedir.
Literatürde ağızdan ağıza pazarlamanın etkisi hakkında çeşitli çalışmalar
yapılmıştır. Bu çalışmada, Süleyman Demirel Üniversitesi çalışanlarının okul öncesi
kurumu seçimlerinde ağızdan ağıza pazarlamanın rolünü belirlemeye yönelik
incelemeler yapılmıştır. Öncelikle, literatür araştırması yapılmış daha sonra ağızdan
ağıza pazarlama ile ilintili kavramlar tezin literatür kısmında açıklanmıştır. Bunun
yanında veri toplama yöntemi yüz yüze anket olarak belirlenmiş ve anketler yüz yüze
gerçekleştirilmiştir. Tüketiciler genellikle hizmet satın alımı gerçekleştirmeden önce
fikir ihtiyacı duymaktadırlar. Tüketiciler için yakın çevrelerinden (aile, akraba,
arkadaş/iş arkadaşı ve türevleri) aldıkları tavsiyeleri daha güvenilir bulmaktadırlar.
Özellikle hizmet satın alımından önce tüketiciler algıladıkları risk faktörünü en aza
indirebilmek için tavsiye alma konusunda istekli davranmaktadırlar. Okul öncesi eğitim
de bir hizmet çeşidi olduğu için tüketiciler çocukları için satın alacakları bu hizmeti için,
deneyimli kişilerin bilgilerine, deneyimlerine veya görüşlerine ihtiyaç duyacakları
tahmin edildiği için hizmet sektörünün bu segmenti üzerinde bir araştırma
gerçekleştirilmiştir. Günümüz çalışma hayatında ebeveynlerin her ikisinin de çalışıyor
olduğu durumlarda okul öncesi eğitim hizmetinden yararlanma oranının daha yüksek
olduğu öngörülmüştür. Hem kadın hem erkek çalışan sayısının yüksek olduğu
Süleyman Demirel Üniversitesi örneklem yeri, Süleyman Demirel Üniversitesi
çalışanları da örneklem olarak belirlenmiştir.
108
Çalışmanın modeli doğrultusunda gerekli değişkenleri elde etmek adına;
öncelikle KMO ve Barlett testi yapılarak faktör analizi için bir engel olmadığı
belirtildikten sonra anketin Likert ölçekli soruları için faktör analizi uygulanmıştır.
İfadeler beş boyut (Uzmanlık, Fikir Arayışı, Fikir Liderliği, Algılanan Risk, Tavsiye)
altında toplanmıştır. Daha sonra bu boyutlar ile sosyo-demografik özellikler arasında
anlamlı bir farklılığın olup olmadığını ölçmek adına Bağımsız t Testi ve Tek Yönlü
Anova analizi uygulanmıştır.
Süleyman Demirel Üniversitesi çalışanlarına yönelik uygulanan anket verilerinin
analiz sonuçlarına göre şu bulgular elde edilmiştir:
Araştırmaya katılanların kadın ve erkek dağılımları birbirine çok yakındır.
Katılımcılar genellikle 31-50 yaş aralığında yer almaktadır. Dağılım sonuçlarına
göre, katılımcıların yaklaşık olarak yarısının yüksek lisans veya doktora mezunu
olduğu ve en çok 3001-5000 TL gelir aralığındaki kişilerin katıldığı
görülmektedir. Katılımcılar genellikle 2 çocuk sahibi kişilerden oluşmaktadır.
Katılımcıların %98,5’ i okul öncesi eğitim hizmeti tercih etmeden önce tavsiye
almak istediklerini belirtmişlerdir ve büyük çoğunluğu da tavsiye taleplerine
cevap bulduklarını belirtmişlerdir. Herhangi bir talepte bulunmadıkları zamanda
da kendilerine bu konuda tavsiye verildiği tespit edilmiştir. Katılımcılar
çoğunlukla tavsiye alma davranışını bilinçli olma ile araştırmacı olma şeklinde
algılamaktadır. Tavsiyenin bir deneyim aktarımı ve yardımcı olma isteğinden
kaynaklı olduğunu düşünen katılımcılar çoğunluk göstermektedir. Katılımcıların
çoğu okul öncesi eğitim hizmeti satın almaya karar verme evresinde arkadaşlar
veya iş arkadaşlarından tavsiye aldıklarını belirtmişlerdir. Bunun yanında
eğitimciler, okul öncesi eğitim hizmeti veren kurum çalışanları ve
aile/akrabaların da etkili birer bilgi kaynağı olduğu görülmüştür. Kaynak
özelliklerine bakıldığında eğitim konusunun öneminden dolayı bu konuda bilgili
ve deneyimli bireylerin fikirlerine önem verildiği görülmektedir. Literatürde
ağızdan ağıza pazarlama hakkında çeşitli çalışmalar mevcuttur. Bu araştırma
sonuçları ile benzerlik gösteren çalışmalara bakıldığında:
Sağlık hizmetleri üzerinde Yılmaz (2011)'ın yaptığı çalışma sonuçlarına göre;
araştırmaya katılanların çoğunluğu herhangi bir sağlık kuruluşu ya da hekim tercihi
109
yaparken tavsiye almaktadırlar. Bir sağlık kuruluşu ya da hekim hakkında en çok
tavsiye alınan bilgi kaynaklarının "aile ve akrabalar", arkadaşlar ve yakınlar", "sağlık
kuruluşu çalışanları" olduğu tespit edilmiştir (Yılmaz, 2011: 16).
Kılıçer (2006)’in yaptığı bir çalışmada katılımcıların %50’ si ağızdan ağıza
iletişimden etkilendiklerini belirtmişlerdir. Cevaplayıcıların büyük çoğunluğu bilgi
talebinde kendileri bulunmuştur. %70’ i ağızdan ağıza iletişim yolu ile arkadaşlarından
bilgi aldıklarını belirtmişlerdir ve aynı zamanda kaynağın uzmanlık düzeyinin önemli
bir etkiye sahip olduğu sonucu elde etmiştir (Kılıçer, 2006: 85-86). Tavsiyenin etkisi,
katılımcıların tavsiye davranışları, uzmanlık düzeyinin önemi ve bilgi kaynağı
yönünden araştırma sonuçları benzerlik göstermektedir. Ağızdan ağıza pazarlama
üzerine yapılan başka bir araştırma sonuçlarına göre; öğrencilerin çevrelerinden gelen
olumlu ve/veya olumsuz tavsiyeler sonrasında potansiyel satın alma kararlarında
“değişim alanı” ve “tavsiyenin gücü” etkisinin anlamlı olduğu, tavsiyenin olumlu
olması durumunda “tavsiye talebi” ve “yakınlık derecesinin”, tavsiyenin olumsuz
olması durumun ise “kullanılan marka”, “tavsiye sayısı” ve “güven” etkisinin anlamlı
olduğu belirlenmiştir (Yozgat ve Deniz, 2011: 43-63).
Araştırmada yapılan analizler sonucunda algılanan risk ve fikir liderliği boyutu
cinsiyete göre farklılık göstermektedir. Kişinin okul öncesi eğitim hizmeti ile
alakalı deneyim ve bilgi sahibi oluşu, çevresindeki kişilere okul öncesi eğitim
hizmeti hakkında genellikle bilgi sağlama eğiliminde ve kişinin bu konuda
uzman bir kaynak konumunda olması “Kadın” ve “Erkek” gruplarına göre
farklılığın yaşanmasına sebep olmuştur. Kadın ve erkeklerin; fiziksel,
performans, psikolojik ve sosyal risk algıları birbirinden farklı olması algılanan
risk boyutunun cinsiyete göre değişkenlik göstermesine sebep olmaktadır.
Yılmaz (2011)’in yaptığı çalışmada da katılımcılar üzerinde tavsiyenin etkisi
incelenirken fikir liderlerinin sosyo-demografik özelliklerinin etkili olduğu belirtilmiştir
(Yılmaz, 2011: 16).
Uygulanan varyans testi sonucunda; algılanan risk, fikir arayışı ve tavsiye
boyutları meslek gruplarına göre farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Okul
öncesi eğitim hizmeti hakkında finansal, sosyolojik, psikolojik, fiziksel ve
performans risklerinin meslek grupları tarafından farklı algılanması bu boyutun
110
meslek grupları arasında değişkenlik göstermesine sebep olmuştur. Fikir
arayışındaki farklılığın yaşanması; okul öncesi eğitim hizmetini satın almadan
önce yapılan bilgi ve tavsiye arayışı yani bu hizmeti daha önce deneyimlemiş
kişilerden ya da bu konuda bilgi sahibi olan kişilerden fikir talebinde
bulunulmamasıdır. Yani farklı meslek gruplarında yer alan bireyler okul öncesi
eğitim hizmeti satın alırlarken diğer insanların fikirlerine verdikleri önem
değişkenlik gösterebilmektedir. Ağızdan ağıza iletişimin (tavsiye) etkisi farklı
meslek gruplarında yer alan bireylerin okul öncesi eğitim hizmeti satın alırlarken
farklılık gösterebilmektedir. Çünkü bireylerin kendilerine verilen tavsiyelerden
etkilenme oranları farklıdır.
Benzer bir çalışmada; kişiler arası iletişimin karşılıklı uyarıcı etkilerini ölçmeyi
amaçlayan Reynolds ve Darden (1971)’in yaptığı çalışmada kişilerin moda tercihlerinde
sosyal ve demografik özelliklerinin fikir liderliği üzerinde etkili olduğu vurgulanmıştır.
Toplumsal olarak bütünleşmiş kişilerin moda hakkında diğerlerine sağladıkları bilgi
düzeyleri daha yüksek olup moda konusunda kendilerini yetkin görme motivasyonları
daha yüksek olduğu anlaşılmıştır (Reynolds ve Darden, 1971: 452).
Varyans analizi sonucuna göre, gelir gruplarına göre fikir arayışı boyutu farklılık
göstermektedir. Bu sonucun oluşmasında farklı gelir gruplarında yer alan
bireylerin, okul öncesi eğitim hizmeti satın alırlarken kendilerini deneyimsiz ve
yeterli bilgiye sahip olmadıklarını düşündüklerinde, bu konu hakkında bilgi veya
deneyim sahibi olan kişilerden bilgi ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamama
kararları etkili olmuştur.
Yapılan analizler ve yorumlar göz önüne alınarak işletmelere sunulacak öneriler şu
şekilde sıralanabilir:
Okul öncesi eğitim hizmeti sağlayan işletmeler mevcut müşterilerinin veya
potansiyel müşterilerinin yakın çevrelerini özellikle iş arkadaşlarını/arkadaşlarını
göz önünde bulundurarak buna göre kampanyalar düzenleyebilir.
Tüketiciler genellikle yakın çevrelerinden veya okul öncesi eğitim hizmeti ile
ilgili uzman kişilerden tavsiye almak istedikleri için bu kurumlar pazar
uzmanlarını gönüllü bilgilendirme yapmaları için teşvik edebilirler.
111
Her müşteri birer tavsiye kaynağıdır. Bu yüzden işletmeleri ve eğitimleri
hakkında toplantılar yaparak bilgilendirmelerde bulunabilir.
Potansiyel tüketicilerin bu işletmeler tarafından belirlenip dönem dönem bir
sohbet havası yaratarak bilgi sağlama faaliyetlerinde bulunabilirler. Bağımsız
ağızdan ağıza iletişim sağlayıcıları oluşturmak işletmeler için maliyetsiz bir
reklam faaliyeti olacaktır.
Özellikle fikir liderlerinin işletmeler tarafından iyi ve başarılı bir şekilde
tespitinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Böylece bir diğer bağımsız bilgi
kaynaklarının kendilerinin adına reklam yapmalarını sağlayacaklardır.
Araştırmada vurgulanan risk algısının, tavsiyenin (AAİ), fikir liderliği
konusunun ve fikir arayışlarının demografik özelliklere göre farklılıklar
göstermesi; işletmelerin belirledikleri potansiyel müşteri portföylerine
uygulayacakları ağızdan ağıza pazarla stratejileri bu noktalar üzerinde
şekillendirilmesi gerekliliğini gündeme getirir. Örneğin kadın ve erkeğin
algıladıkları risk seviyeleri farklılaşacağı için cinsiyete göre risk algısını
azaltacak çalışmalarda bulunulmalıdır. Ya da düşük ve orta gelir grubunda yer
alan bir bireyin satın alacağı okul öncesi eğitim hakkında daha fazla fikir
arayışında bulunacağı unutulmamalıdır.
Literatürde yer alan ağızdan ağıza pazarlamanın etkisine yönelik yapılan
çalışmalar genellikle teknolojik ürünler ve sağlık hizmeti veren kurumlar yer
almaktadır. Eğitim de sağlık kadar önemli bir kavramdır. Okul öncesi eğitim hizmeti
sunan işletmelerin de bu konuda kendilerini geliştirmeleri gerektiği ve tavsiyenin
gücünün farkına vararak hizmet kalitelerinde iyileştirmeler yapmaları gerektiği
öngörülmektedir. Eğitimin önemini her seviyede öneminin anlaşılması için ileride
yapılacak olan araştırmaların özel okullarda eğitim tercihleri ya da vakıf üniversiteleri
tercihlerinde ağızdan ağıza pazarlamanın etkisinin incelenebileceği düşünülmektedir.
112
KAYNAKÇA
Ahuja, R. D., Michels, T. D., Walker, M. M., Weissbuch, M., "Teen Perceptions of
Disclosure in Buzz Marketing", Journal of Consumer Marketing, 24 (3), 2007.
Akyel, C., "Sigorta Sektöründe Bütünleşik Pazarlama İletişimi Uygulamaları ve Sigorta
Satış Elemanlarının Uygulamalara Yönelik Görüşleri" Bilecik Şeyh Edebali
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi), Bilecik, 2013.
Alire, C., A., "Word of Mouth Marketing: Abandoning the Academic Library Ivory
Tower", Word of Moth Marketing, New Library World, Sayı 108, No. 11/12,
2007.
Altunbaş, H., "Pazarlama İletişimi ve Etkinlik (Event) Pazarlaması 'Müzik Eğlence
Etkinliğinin Marka İletişimine Etkisi'", İletişim Fakültesi Dergisi, Sayı (34),
2008.
Altunışık, R., Coşkun, R., Bayraktaroğlu, S., Yıldırım, E., Sosyal Bilimlerde Araştırma
Yöntemleri: SPSS Uygulamalı, 7. Baskı, Sakarya Yayıncılık, Sakarya, 2012.
Altunışık, R., Özdemir, Ş., ve Torlak, Ö., Modern Pazarlama, Geliştirilmiş 2. Baskı,
Değişim Yayınları, İstanbul, 2002.
Altunışık, R. Özdemir, Ş. Torlak, Ö., Modern Pazarlama. Değişim Yayınları, 4. Baskı,
İstanbul, 2006.
Anderson, E., W., “Customer Satisfaction and Word of Mouth”, Journal of Service
Research, 1(1), 1998.
Anık, C., “Bilginin Toplumsal İşlevlerine İlişkin Yaklaşımları Tasnif Denemesi”, Gazi
Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, Sayı:28,
2009.
Arlı, E., “Müşterilerin Kulaktan Kulağa İletişime Bağlı Satın Alma Kararları Üzerinde
Referans Gruplarının Etkisi: Deniz Turizm İşletmeciliği Üzerine Bir
Araşatırma”, Int. Journal of Management Economics and Business, Sayı 8,
No.17, 2012.
Arndt, J., “Word of Mouth Advertising: A Review of the Literature”, New York:
Advertising Research Foundation, 1967.
Arndt, J., “Role of Product-Related Conversations in the Diffusion of a New Product”,
Journal of Marketing Research, 1967.
Asna, A., Public Relations Temel Bilgiler, Der Yayınları,İstanbul, 1998.
Avcılar, "Kişisel Etki Kaynakları ve Ağızdan Ağıza İletişim Ağı", Niğde Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 19 (2), 2005.
Azizova, N., Konumlandırmada Bütünleşik Pazarlama İletişiminin Rolü veKuyumculuk
Sektörüne İlişkin Bir Araştırma, (Yayımlanmamış Doktora Tezi),
MarmaraÜniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2009.
Bansal, H., S., Voyer, P., A., “Word of Mouth Process Within a Services Decision”,
Journal of Service Research, Sayı 3 (2), 2000.
113
Bayraktaroğlu, G. Ve Aykol, B. “Comparing The Effect Of Online Word-of-Mouth
Communicatıon Versus Print Advertisements On Intentions Using Experimental
Design”, İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt 8, Sayı 1, 2008.
Bayram, N., Sosyal Bilimlerde SPSS ile Veri Analizi, 2. Baskı, Ezgi Kitapevi, Bursa,
2009.
Beckwith, H. Ve Beckwith C., C., “Ben” A.Ş. Kendini Satma Sanatı, Optimist Yayım
Dağıtım, İstanbul, 2009.
Blythe, J., Pazarlama İlkeleri. Bilim Teknik Yayınevi, İstanbul, 2001.
Bozkurt, İ., İletişim Odaklı Pazarlama, MediaCat Kitapları, 4. Baskı, İstanbul, 2014.
Bozkurt, İ., Pazarlama İletişiminde Sihirli Dokunuşlar, MediaCat Kitapları, İstanbul,
2013.
Bozkurt, İ., Bütünleşik Pazarlama İletişimi, Mediacat Kitapları, İstanbul, 2000.
Brown, J., J., ve Reingen, P., H., “Social Ties and Word of Mouth Referrel Behavior”,
Journal of Consumer Research, Sayı 14 (3), 1987.
Brown, T., J., Barry, T., E., Dacin, P., A. ve Gunst, R., F., “Spreading the Word:
Investigating Antecedents of Consumers' Positive Word-Of-Mouth Intentions
and Behaviors in a Retailing Context”, Journal of The Academy of Marketing
Science, 33(2), 2005.
Burnet, J., Moriarty, S., Introduction to Marketing Communications: An Integrated
Approach, Prentice- Hall, 1998.
Buttle, F. A., “Word of Mouth: Understanding and Managing Referral Marketing,
Journal of Strategic Marketing”, Sayı 6, 1998.
Can, H., Doğan, T., Yaşar, A., D., Genel İşletmecilik Bilgileri, 3. Baskı, Adım
Yayıncılık, Ankara, 1991.
Carl, W., J., “What's All the Buzz About? Everyday Communication and the Relational
Basis of Word-of-Mouth and Buzz Marketing Practices”, Management
Communication Quarterly (Mcq), 19 (4), 2006.
Ceylan, H. H., “Yerel Kalkınma Ve Rekabet Aracı Olarak Şehir Pazarlamasında
Yatırımcıların Yatırım Destinasyon Tercih Yapılarının Belirlenmesi Ve Uşak
Tekstil Sektöründe Bir Uygulama”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Afyonkarahisar, 2010.
Charlett, D., Garland, R. ve Marr, N., “How Damaging is Negative Word of Mouth?”,
Marketing Bullettin, Sayı 6, Research Note1, 1995.
Cheung, C. M., Lee, M. K. “What Drives Consumers to Spread Electronic Word of
Mouth in Online Consumer-Opinion Platforms”, Decision Support Systems,
53(1), 2012.
Chung, C., M., Y., Darke, P., R., “The Consumer as Advocate: Self-Relevance, Culture
and Word of Mouth” Marketing Letters, 17(4), 2006.
Churchill, G., A., Peter, P., J., Marketing Creating Value For Customers, Irwin Mc
Graw Hill, Second Baskı, 1998.
114
Clow, E., K. ve Baack, D., Integrated Advertising, Promotion and Marketing
Communications, 5. Baskı, Pearson Education Limited, İngiltere, 2012.
Cohen, W. A., The Marketing Plan, John Wiley and Sons Inc., New York, 2000.
Çalık, M. Altunışık, R., Sütütemiz, N., “Bütünleşik Pazarlama İletişimi, Marka
Performansı Ve Pazar Performansı İlişkisinin İncelenmesi”,Uluslararası
Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, Cilt 9, Sayı 19, 2013.
Çayıroğlu, A., Markalaşma ve Reklam, 1. Baskı, Etap Yayınevi, İstanbul, 2010.
Çelikkan, A., C., “Ağızdan Ağıza Pazarlama İle Satın Alma Esnasında Karşılaşılan
Sürpriz Arasındaki İlişkinin Belirlenmesine Yönelik Bir Pilot Araştırma”,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Haziran, 2009.
Dabele, A., R., Word. T., “Categories of Word-of-Mouth Referres”, Also Presented At
The 2002. Anzmac Conferance Paper, Melbourne, 2002.
Dahlen, M., Lange, F., ve Smith, T., Marketing Communications (A Barand Nerrative
Aproach), John Wiley and Sons Ltd., 2010.
Day, G. S., “AttitudeChange, Media, and Word of Mouth,” Journal of
AdvertisingResearch, 11(6), 1971.
Deveci, B., “Konaklama İşletmeleri Açısından Ağızdan Ağıza İletişimin Tüketicilerin
Satın Alma Kararlarına Etkileri, Ankara Örneği”, (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi), Sakarya, 2010.
Difonzo, N.,ve Bordia, P., “Corporate Rumor Activity, Belief and Accuracy, Public
Relations Review”, 28 (1), 2002.
Dinçer, Ö., Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Alfa Yayınları, İstanbul, 2007.
Divanoğlu, U., S., “Ağızdan Ağıza İletişim ile Tüketicilerin Alışveriş Merkezi Tercih
Etme Davranışı Arasındaki İlişki”,Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, 8(1), 2016.
Doh, S. J., Hwang, J. S., “How Consumers Evaluate WOM (electronicword-of-mouth)
Messages”, CyberPsychology&Behavior, 12(2), 2009.
Duhan, D., F., Scott, D., J., Wilcox, J., B. ve Harrell, G., D., “Influences on Consumer
Use of Word of Mouth Recommendation Sources”, Academy of Marketing
Science, Sayı 25, No. 4, 1997.
Duncan, T., R., Everett, S., E., "Client Perceptions of Integrated Marketing
Communications", Journal of Advertising Research, Mayıs, 1993.
Ebren F., “Bütünleşik Pazarlama İletişiminin Algılanışı Ve Uygulanması: Reklam
Ajansları veFirmalar Düzeyinde Araştırmalar”, (Yayımlanmamış Doktora Tezi),
Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Antalya, 2006.
Engel, J., E., Blackwell, R., D., ve Miniard, P., W., Consumer Behavior, 6. Baskı,
Dryden, Chicago, IL, 1990.
Engel, F., J., Kegerreis, J., R., and Blackwell, R., D., "Word-of-Mouth Communication
by the Innovator", Journal of Marketing, Sayı 33, 1969.
Erzor, B., “Bütünleşik Pazarlama İletişimi Reklam Paradigması ve Göstergebilimsel
115
Analizi”, T.C. İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Halkla İlişkiler
ve Tanıtım Anabilim Dalı, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 2015.
Fındık T., Başarılı Satış Teknikleri Satış Öyküleri, 3. Baskı, Omega Yayınları, İstanbul,
2015.
Field, A., Discovering Statistics Using IBM SPSS Statistics, 4. Baskı, SAGE Yayınları,
Kanada, 2013.
Fill, C., Marketing Communications: Contexts, Contents and Strategies, 2.Baskı,
Prentice Hall Europa, 1999.
Fletcher, D., “Advertising Through Word of Mouth”, Brand Strategy, Une, 2004.
Frezen, J., ve Nakamoto, K., “Structure, Cooperation and the Flow of Market
Information”, Journal of Consumer Research”, Sayı 20(3), Aralık, 1993.
Garda, B., "Bütünleşik Pazarlama İletişimi: Konya İli Örneği", Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi, Cilt:19, 41.Yıl Özel Sayısı, 2016.
Gilly, M., C., Graham, J., J., Wolfinbarger, F., M. ve Yale, J., L., “A Dyadic Study of
Interpersonal Information Search”, Journal of Academy of Marketing Science,
Sayı 26 (2), 1998.
Godin, S., Meatball Sundae; Your Marketing Out of Sync?, Penguin Group, İngiltere,
2007.
Godes, D. ve Mayzlin, D.,“Using Online Conversations to Study Word- Of-Mouth
Communication”, Marketing Science, 23(4), 2004.
Göktepe, H. “Sigorta Sektöründe Pazarlama Faaliyetleri Ve Anadolu Anonim Türk
Sigorta Şirketi’nde Yapılan Uygulama”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi),
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1992.
Guldin, S., Z., “Understanding the Power of Word of Mouth”, Revista de Adminitracao
Marckenzie, Yıl: 4, No:1, 2001.
Gülmez, M., “İnternet Üzerinde Ağızdan Ağıza Pazarlama Uygulama Örnekleri”,
İnternet Uygulamaları ve Yönetimi Dergisi, 2 (1), 2011.
Güriş, S., ve Astar, M., Bilimsel Araştırmalarda SPSS ile İstatistik, 2. Basım, DR
Yayınları, İstanbul, 2015.
Hawkings, I.,D., Roger, J., B. Ve Kenneth, A., C., Consomer Behavior: Bulding
Marketing Strategy, International, 7. Baskı, Illinois: Mc Graw Hill, 1998.
Hogan, J. E.,Lemon, K. N., &Libai, B., “Quantifyingthe Ripple: Word-of-mouth and
Advertising Effectiveness”, Journal of Advertising Research, 44(3), 2004.
Hoyer, W., D., ve Maclnnis, D., J., Consumer Behavior, 3.Baskı, Houghton Mifflin
Company, New York, 2004.
İnan, A., E., "İnternet Çağında Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Yeniden Yükselişi",
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 26, Sayı: 2, 2012.
İncirkuş, L., ”WOM Influence on Purchase Decisions in Search, Experience and
Credence Based Service Industries: A Message Oriented Approach”, Fatih
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), 2014.
116
Jenni R.., “Word of Mouth and the Viewing of Tv Programs”, Journal of Advertising
Research, Sayı 47(4), 2007.
Kaikati, A. M. and Kaikati, J. G., “Stealth Marketing: How To Reach Consumers
Surreptitiously”, California Management Review. 46(4), 2004.
Kalaycı, Ş., SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, 2. Baskı, Asil Yayın
Dağıtım, Ankara, 2006.
Kaplan, S., Fil Olun, MediaCat Kitapları, İstanbul, 2009.
Karaca, Y., Tüketici Satın Alma Karar Sürecinde Ağızdan Ağıza Pazarlama, Beta
Yayınları, İstanbul, 2010.
Kau, A., K.,& Loh, E., W., Y., “The Effects of Service Recovery on Consumer
Satisfaction: A Comparison Between Complainants and Non-complainants”,
Journal of Services Marketing, Sayı 20 (2), 2006.
Kavoğlu, Samet., “Pazarlama İletişiminde Yeni Yaklaşımlar: Oyuna Dayalı Reklam Ve
Örnek Uygulamalar”, Akademik Bakış Dergisi, Uluslararası Hakemli Sosyal
Bilimler E-Dergisi, Sayı: 29, Mart- Nisan, 2012.
Kaya, İ., Kaya, İ. Pazarlama Bi’tanedir!, Babıali Kültür Yayıncılığı”, İstanbul, 2015.
Kılıçer, T., “Tüketici Satın Alma Kararlarında Ağızdan Ağıza İletişimin Etkisi: Anadolu
Üniversitesi Öğretim Elemanları Üzerinde Bir Araştırma”, Anadolu Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lİsans Tezi), Eskişehir,
2006.
Kırcova, İ., İnternette Pazarlama, 2. Baskı, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 2002.
Kıygı, Ç., M., “Pazarlamada Yeni Bir Yaklaşım: Girişimsel Pazarlama”, Maliye Finans
Yazıları (Özel Sayı), 2017.
Kim, G., W., Han, S., J., Lee, E., "Effects of Relationship Marketing on Repeat
Purchase and Word of Mouth", Journal Hospitality & Tourism Research, Sayı
25, No. 3, 2001.
Kitchen, P. J., Schultz, D. E., Kim, l., Han, D. ve Li, T., “Will Agencies Ever “Get” (or
Understand) IMC?”, European Journal of Marketing, European Journal of
Marketing, Sayı 38, Cilt 11/12, 2004.
Kitchen, P., J., Marketing Communications: Principles and Practice, London: Thomson
Business Press, 1999.
Kocabaş, F., Elden, M., Çelebi, S., İ., Marketig P. R., Mediacat Kitaplar, 2. Baskı,
Ankara, 2000.
Korkut İ., Akyol A., Atlaş, D., “Bütünleşik Pazarlama İletişimi (BPİ): İçecek
Sektöründe Uygulamalı Bir Araştırma”, Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi,
C.20, S.1, 2005.
Kotler, P., A’ dan Z’ ye Pazarlama; Pazarlamayla İlgilenen Herkesin Bilmesi Gereken
80 Kavram, MediaCat Kitapları, 2008.
Kotler, P., On Ölümcül Pazarlama Günahı; İşaretler ve Çözümler, 2. Baskı, MediaCat
Kitapları, İstanbul, 2005.
117
Kotler, P. & Armstrong, G., Principles of Marketing, 10. Baskı., Pearson, Prentice Hall,
2004.
Kotler, P. ve Armstrong, G., Marketing: An Introduction, 4. Baskı, USA: Prentice-Hall,
Inc., 1997.
Kotler, P., Kotler On Marketing: How To Create, Win And Dominate Markets, NY:
The Free Press, 1999.
Kozinets, R., B., de Valck, K., Wojnicki, A., C. ve Wilner, S., J., S., “Networked
Narratives: UnderstandingWord-of-Mouth Marketing in Online Communities”,
Journal of Marketing, 74(3), 2010.
Lam, D., Mierzski, D.,” The Effects of Locus of Control on Word of Moth
Communication”, Journal of Marketing Communications, 11(3), September,
2005.
Laroche, M., Nepomuceno, M., Vinhal, R., M., “How Do Involvement And Product
Knowledge Affect Relationship Between Intangibility And Perceived Risk For
Brands And Product Categories?”, Journal of Consumer Marketing, Sayı 27, No.
3, 2010.
Lewis, R., & Chambers, R., Marketing Leadership in Hospitality: Foundations and
Practices, New York: John Wiley & Sons, 2000.
Lindell, G., P., “You Need Integrated Attitude To Develop Imc”, Marketing News,
Sayı: 31, No.11, 26, Mayıs, 1997.
Lopez, M. ve Sicilia, M., “Determinants of E-WOM Influence: The Role of Consumers
Internet Experience”, Journal of Theoretical and Applied Electronic Commerce
Research, 9(1), 2014.
Low, G., S., “Correlates of Integrated Marketing Communications”, Journal of
Advertising Research, Sayı 40, No. 3, Mayıs 1 , 2000.
Mangold, Glynn., W., Miller, Fred, Brockway, Gary, R., “Word of Mouth
Communication in the Service Marketplace”. The Journal Of Service Marketing,
Sayı 13 (1), 1999.
Martin, K. D. ve Smith. N. C., “Commercializing Social Interaction: The Ethics Of
Stealthmarketing”, Journal Of Public Policy & Marketing 27.1, 2008.
Milne, G., R., Bahl, S. ve Rohm, A., “Toward A Framework for Assessing
Covertmarketing Practices”, Journal Of Public Policy & Marketing, 27(1), 2008.
Mohr, I., ve Chiagouris, L., “ Get the World Out”, American Marketing Association,
Marketing Management, July-Agust, Mowen, 2005.
Money, R., B., “Word of Mouth Promotion and Switching Behaviour in Japanese and
American Business to Business Service Clients”, Journal of Business Research,
Sayı 57, No.3, 2004.
Morh, I., “Buzz Marketing for Movies”, Business Horizons, Vol: 50, Issue: 5, 2007.
Morten, K., R., Social Theory and Social Structure, Enlarged Baskı, The Three Press,
1968.
Mucuk, İ..Modern İşletmecilik. 13. Basım. Ġstanbul: Türkmen Kitapevi, 2001.
118
Mucuk, İ., Pazarlama İlkeleri, Türkmen Kitabevi, 13. Basım, İstanbul, 2001.
Murray, K. B., “A Test of Services Marketing Theory: Consumer Information
Acquisition”, Journal of Marketing, 55(1), 1991.
Nakip, M., SPSS Destekli Pazarlama Araştırmalarına Giriş, 4. Baskı, Seçkin Yayıncılık,
Ankara, 2013.
Odabaşı, Y., Pazarlama İletişimi, İşletme Fakültesi Yayınları, Eskişehir, 1.Baskı. 1995.
Odabaşı, Y., Barış, G., Tüketici Davranışı, MediaCat Yayınları, 3. Basım, İstanbul,
2003.
Odabaşı, Y. ve Oyman, M., Pazarlama İletişimi Yönetimi, İstanbul: Mediacat Kitapları,
2005.
Öz, M., Uyar, E., "Sağlık Hizmetleri Pazarlamasında Algılanan Hizmet Kalitesi ve
Müşteri Memnuniyeti Üzerinde Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Etkisini
Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma", KMÜ Sosyal ve Ekonomı̇k Araştırmalar
Dergı̇si, 16 (26), 2014.
Özaslan, Y., & Uygur, S. M. “Negatif Ağızdan Ağıza İletişim (Wom) Ve Elektronik
Ağızdan Ağıza İletişim (E-Wom): Yiyecek-İçecek İşletmelerine Yönelik Bir
Araştırma”, Ataturk University Journal Of Economics & Administrative
Sciences, 28(3), 2014.
Özbük, M., Y., ve Aksoy Ş., “Elektronik Ağızdan Ağıza İletişimin Pazarlama
Literatüründeki Önemi”, Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi, Sayı (35), 2017.
Pennington, R., “Critical Issues In Chinese Market Communication Development”, The
Social Science Journal, Sayı 39, 2002.
Peterson, R.,A. & Balasubrahmanian, S., “Retailing in the 21 st Century: Reflections
and Prologueto Research”, Journal of Retailing, 78(5), 2002.
Petty, R. D. and Andrews, J. C. “Covert Marketing Unmasked: A Legal And Regulatory
Guide For Practices That Mask Marketing Messages”, Journal Of Public Policy
& Marketing, 27(1), 2008.
Romanıuk, S. ve Sharp, B., Markalar Nasıl Büyür?, The Kitap, 2016.
Rosenberg, J., M., Dictioııary of Retailing and Merchandising, JohnWiley&Son, New
York, 1995.
Rosenbloom, R.S. “Leadership, Capabilities, and Technological Change: The
Transformation of NCR in the Electronic Era”, Strategic Management Journal,
Sayı (21), 2000.
Roy, A. and Chattopadhyay, S. P., “Stealthmarketing As A Strategy. Business
Horizons”, 53(1), 2010.
Santos, C., P., Basso, K., “Price Unfairness: The Indirect Effect on Switching and
Negative Word-of-Mouth” ,Journal of Product & Brand Management, 21(9),
2012.
Schiffman, G., L., ve Kanuk, L., L., Consumer Behavior, International Baskı, Pearson
Education International Prentice- Hall, 2004.
119
Sernovitz, A., Word Of Mouth Marketing, Kaplan Publishing, Amerika, 2006.
Sevinç, S., S., Pazarlama iletişiminde Sosyal Medya, Optimist Yayım Dağıtım San. ve
Tic. Ltd. Şti., 2012.
Sevinç, B., “Survey Araştırması Yöntemi”, Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri,
Alfa Yayınları, İstanbul, 2009.
Shalback, L., “Majority Rules”, Marketing Management, Sayı 4 (2), 2005.
Silverman, G., “The Power of Word of Mouth, Direct Marketing”, 64(5), 2001.
Silverman, G., The Secret of Word of Mouth Marketing: How to Trigger Expotential
Sales Through Runaway Word of Mouth, America Management Association,
Amerika, 2001.
Solmaz, B., “Söylentilerin Kurumsal İletişim Açısından Değerlendirilmesi Ve Bir
Uygulama Örneği”, Selçuk İletişim Dergisi, Sayı 3(3), 2004.
Swanepoel, C., Lye, A., Rugımbana, R., “Virally inspired: A Review of the Theory of
Viral Stealth Marketing”, Australasian Marketing Journal (AMJ),17(1), 2009.
Sweeney, J., C.,Soutar G., N., Mazzarol, T., “Factors İnfluencing Word Of Mouth
Effectiveness: Receiver Perspectives”, EuropeanJournal of Marketing, 42(34),
2008.
Şahin E., “İlişkisel Pazarlamanın İşletme Performansı Üzerine Etkileri: Yetkili
Otomotiv Acenteleri Üzerine Bir Araştırma”, Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, (Yayımlanmamış Doktora Tezi),
Konya, 2013.
Taşkın, Ç.,Güncel PazarlamaYaklaşımları; Yeşil Pazarlamadan Ağızdan Ağız
Pazarlama, Alfa Aktüel Yayıları, 1.Baskı, Bursa, 2011.
Tayfun, A., Yıldırım, M., & Kaş, L., “Turistlerin Turistik Ürün Tercihlerinde Ağızdan
Ağıza İletişimin Rolü: Yerli Turistler Üzerine Bir Araştırma”, Journal of
Tourism and GastronomyStudies, 1(2), 2013.
Tek, Ö. B., Pazarlama İlkeleri-Global Yönetimsel Yaklaşım TürkiyeUygulamaları, 8.
Baskı, Beta Yayıncılık, İstanbul 1999.
Tekelioğlu, T., N., A., "Bütünleşik Pazarlama İletişimi ile Kadın Girişimciliği ve
Kagider' in İncelenmesi”, Öneri.,C.10., S.39, Ocak, 2013.
Tenekecioğlu, B., Tokoz, T.,Çalıkü, N., Karalar, R.,,Öztürk, S., A., Timur, N., ve Ersoy,
F., N., Pazarlama Yönetimi, 5. Baskı, Anadolu Üniversitesi Yayını No:1478,
Açıköğretim Fakültesi Yayını, No:791, Eskişehir, 2007.
Terkan, R., "Pazarlamanın Bir Parçası Olarak Halkla İlişkiler: Tüketici Davranışlarının
Önemi",Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi, Cilt 3, Sayı 2, 2011.
Tığlı M., Pazarlama İletişiminde Şöhret Figürü, Beta Yayıları, İstanbul, 2010.
Tığlı, M., Bir Aktör Olarak Markalar, Ürün Yerleştirme. İstanbul: Türkmen Kitapevi,
2004.
Trout, J., ve Rivkin, S., Farklılaş ya da Öl; Ölümcül Rekabet Çağında Hayatta Kalma
Sırları, 2. Baskı, 2011.
120
Trusov, M., Bucklin, R.,E., Pauwels, K., "Effects of Word-of-Mouth Versus Traditional
Marketing: Findings from an Internet Social Networking Site", Journal of
Marketing, American Marketing Association, Sayı 73, 2009.
Uygun, M., Taner, Ö., Ö., ve Özbay, S., “Tüketicilerin Hizmet Deneyimleri ile Ağızdan
Ağıza İletişim Davranışları Arasındaki İlişkiler”, Organizasyon ve Yönetim
Bilimleri Dergisi, 3(2), 2011.
Uztuğ F., Şener G., Kurumsal İletişim ve Kurumsal Marka Yönetimi, Kurumsal
İletişim, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Yayınları, Eskişehir,
2012.
Uztuğ, F., Şener, G., “Reklamda Cinsel Çekiciliklerin İletişim Etkisi ile Ahlaki
Değerlendirmesine Yönelik Tutum Araştırması”, Anadolu Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, Cilt: 12, No: 3, 2009.
Uzunoğlu, E., Onat, F., “Ağızdan Ağıza Pazarlamada Çalışanların Saklı Gücü”,
Pazarlama ve İletişim Kültürü Dergisi, 30(8), 2009.
Ünüsan, Ç., Sezgin, M., Turizimde Strateji Eksenli Pazarlama İletişimi, İkia Yayıncılık
ve Dağıtım Hiz., Konya,2005.
Vural, İ., İletişim, Pegem Yayınevi, I. Baskı, Şubat, 2012.
Yener, Dursun, “Tüketicilerin Helal Sertifikalı Ürünlere Karşı Tutumlarını Etkileyen
Faktörler ve Risk Algısı”, T.C. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İşletme Anabilim Dalı, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 2011.
Yadav, M. S. and Pavlou, P. A. “Marketing in Computer-Mediated Environments:
Research Synthesis and New Directions”, Journal of Marketing, 78(1), 2014.
Yalçınkaya, T., “Sanayi ve Bilgi Toplumlarında Rekabet Ekonomisi”, Rekabet Bülteni
Dergisi, ESC Consulting Yayını, Sayı 5, 2001.
Yazgan, H., İ., Kethüda, Ö., Çatı, K. “Tüketici Temelli Marka Değerinin Ağızdan Ağıza
Pazarlamaya Etkisi”, C. Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 15, Sayı 1,
2014.
Yozgat, U., ve Deniz, B., R., "Ağızdan Ağıza Pazarlama (AAP)” Olumlu ve Olumsuz
Tavsiyelerin Tüketicilerin ÜrünSatın Alma Kararları Üzerindeki Etkisini
ÖlçmeyeYönelik Üniversite Gençleri Üzerinde Bir Araştırma", Pazarlama ve
Pazarlama Araştırmaları Dergisi, Sayı: 07, 2011.
Yüksel, A, H., Bireyler Arası İletisime Giriş. Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskisehir,
1994.
Zeithaml, V., A., Parasuraman, A. ve Berry, L., L., “Problems and Strategies in Services
Marketing”, Journal of Marketing, 49(2), 1985.
Walker L., Jean H., “The Measurement of Word of Mouth Communication and an
Investigation of Service Quality and Costumer Commitment as Potential
Antecedents”, Journal of Service Research”, 4, 1, Sage Journals Online Veri
Tabanı, 2011.
Wells, W., D. ve Prensky, D., Consumer Behavior, John Wiley&Sons Inc., 1996.
121
INTERNET KAYNAKLARI
https://www.ama.org/AboutAMA/Pages/Definition-of-Marketing.aspx
(Erişim Tarihi: 30.05.2017)
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=REKLAM
(Erişim Tarihi: 13.03.2018)
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=%C4%B0LET%C4%B0%C
5%9E%C4%B0M
(Erişim Tarihi: 13.03.2018)
https://pazarlama.stratejileri.com/soylenti-pazarlamasi-buzz-marketing/
(Erişim Tarihi: 29.03.2018)
http://wilsonweb.com/wmt5/viral-principles.htm
(Erişim Tarihi: 30.03.2018)
https://www.emeraldinsight.com/doi/full/10.1108/01409171211256587
(Erişim Tarihi: 30.03.2018)
http://kalite.sdu.edu.tr/uploads/dosyalar/2016-yili-idare-faaliyet-raporu-1504620376.pdf
(Erişim Tarihi: 30.03.2018)
https://corpwatch.org/article/us-marketing-under-radar
(Erişim Tarihi: 30.03.2018)
http://www.halklailiskiler.com.tr/yazi.php?id=2912&baslik=B%C3%9CT%C3%9CNL
E%C5%9E%C4%B0K%20PAZARLAMA%20%C4%B0LET%C4%B0%C5%9E%C4
%B0M%C4%B0
(Erişim Tarihi: 25.07.2017)
http://www.pazarlamasyon.com/pazarlama/agizdan-agiza-pazarlamanin-onemini
ceolardan-dinleyin/).
(Erişim Tarihi: 13.03.2018)
122
EKLER
ANKET FORMU
Değerli katılımcı,
Bu çalışma ağızdan ağıza pazarlamanın velilerin okul öncesi eğitim
hizmetitercihlerindeki etkisinin ölçülmesi adına Süleyman Demirel Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans Tezi
kapsamında gerçekleştirilmektedir. Yanıtlarınız sadece akademik amaçlar için
kullanılacaktır. Katılımınız için teşekkür ederiz.
Nesrin ÖZCAN
KİŞİ DEMOGRAFİK BİLGİLER
DE
MO
GR
AF
İK
1.Cinsiyetiniz? [ ]Kadın [ ]Erkek
2.Yaşınız? [ ]18-30 [ ]31-40 [ ]41-50
[ ]51-60 [ ]61 ve üzeri
3.Ünvanınız?
[ ]Profesör [ ]Doçent Doktor
[ ]Sözleşmeli Personel
[ ]Yardımcı Doçent Doktor
[ ]Araştırma Görevlisi [ ]Memur
[ ]Okutman [ ]Öğretim Görevlisi
4.Eğitim durumunuz? [ ]Lise [ ]Önlisans
[ ]Lisans [ ]Y.lisans/Doktora
5.Gelir durumunuz?(aylık
TL)
[ ]1300 [ ]1301-2000
[ ]2001-3000 [ ]5001-8000
[ ]3001-5000 [ ]8001 ve üzeri
6.Kaç çocuğunuz var? [ ]1 [ ]2 [ ]3 [ ]4 [ ]5
[ ]6 [ ]7
BÖ
LÜ
M 1
1. Okul Öncesi Eğitim hizmeti veren kurumu
tercih edeceğiniz zaman birilerinden tavsiye
almak ister misiniz?
[ ]Mutlaka tavsiye alırım.
[ ]Çocuğum için önemli bir eğitim
hizmeti olduğundan tavsiye alırım.
[ ]Daha fazla bilgiye ihtiyaç
duyduğumda tavsiye alırım.
[ ]Tavsiye almam.
[ ]Kararsız kaldığımda tavsiye alırım.
2. Okul Öncesi Eğitim Hizmeti veren
kurumu tercih ederken size tavsiye verdiler
mi?
[ ]Evet, tavsiye verdiler.
[ ]Hayır, tavsiye vermediler.
[ ]Hatırlamıyorum.
3. Okul Öncesi Eğitim Hizmeti veren
kurumu tercih ederken yararlandığınız bilgi
kaynaklarınızı işaretleyiniz.(en fazla 3 adet
işaretleyiniz.)
[ ]Aile ve akrabalar
[ ]Komşu
[ ]İnternet
[ ]Ünlü kişiler
[ ]Okul Öncesi Eğitim Kurumu
çalışanları
123
[ ]Eğitimciler
[ ]Arkadaş/İş arkadaşı
4. Okul Öncesi Eğitim Hizmeti veren
kurumu tercih ederken başkalarından tavsiye
aldığınızda kendinizi nasıl nitelendirirsiniz?
[ ]Bilinçli [ ]Kararsız
[ ]Kolaycı [ ]Araştırmacı
[ ]Diğer
5. İnsanların tavsiye alıp vermeleri hakkında
ne düşünürsünüz?(en fazla 3 adet
işaretleyiniz.)
[ ]Yardımcı olma isteği
[ ]Sosyal sorumluluk
[ ]Karşılaşılabilecek risklerden kaçınma
isteği
[ ]Ön araştırma için harcanabilecek
zamanın kurtarılması
[ ]İyi/Kötü deneyimlerin paylaşılıp, yol
göstermesi
6. Okul öncesi eğitim kurumları hakkında
başkalarına kendi isteğimle tavsiyede
bulundum.
[ ]Evet, tavsiyede bulundum.
[ ]Hayır, tavsiyede bulunmadım.
[ ]Hatırlamıyorum.
BÖ
LÜ
M 2
Değerli katılımcılarımız, bu bölümde her bir ifadeyi dikkatle
okuyarak, karar verme aşamasında sizi en çok etkileyen kişiyi
düşünerek her ifadeye katılma derecenizi(görüşlerinizi) en iyi
yansıtan seçeneğe (X) işaretleyiniz. Teşekkürler.
(5)Kesinlikle Katılıyorum, (4)Katılıyorum, (3)Kararsızım,
(2)Katılmıyorum, (1)Kesinlikle Katılmıyorum
5 4 3 2 1
1. Tavsiye aldığım kişiye, onunla bir sırrımı paylaşacak kadar
güvenirim.
2. Tavsiye aldığım kişi her durumda beni destekler.
3. Boş zamanlarımı tavsiye aldığım kişi ile geçiririm.
4. Tavsiye aldığım kişi, okul öncesi eğitim kurumları, sunulan
hizmetler ve çalışanlar hakkında bilgiliydi.
5. Tavsiye aldığım kişi, okul öncesi eğitim hizmeti hakkında
bilgi sağlamakta yeterliydi.
6. Tavsiye aldığım kişi, okul öncesi eğitim hizmeti hakkında
uzmandı.
7. Tavsiye aldığım kişi, okul öncesi eğitim hizmeti hakkında
eğitimliydi.
8. Tavsiye aldığım kişi, okul öncesi eğitim hizmeti hakkında
deneyimliydi.
9. Okul öncesi eğitim kurumları, sunulan hizmetler ve çalışanlar
hakkında yeterli bilgiye sahiptim.
10. Okul öncesi eğitim kurumları, hizmetler ve çalışanlar
hakkında deneyimliydim.
11. Okul öncesi eğitim kurumları, hizmetler ve çalışanlar
hakkında uzmandım.
124
Değerli katılımcılarımız, bu bölümde her bir ifadeyi dikkatle okuyarak,
her ifadeye katılma derecenizi(görüşlerinizi) en iyi yansıtan seçeneğe
(X) işaretleyiniz. Teşekkürler.
(5)Kesinlikle Katılıyorum, (4)Katılıyorum, (3)Kararsızım,
(2)Katılmıyorum, (1)Kesinlikle Katılmıyorum
5 4 3 2 1
12 Okul öncesi eğitim hizmeti satın alırken, diğer insanlara fikirlerini
sorarım.
13 Okul öncesi eğitim hizmeti satın almadan önce, diğer insanlarla
konuşma ihtiyacı duymam.
14 Diğer insanlar benim okul öncesi eğitim kurumu tercihimi
etkilerler.
15 Okul öncesi eğitim hizmeti konusunda çok az deneyime
sahipsem, genellikle aileme, arkadaşlarıma ve komşuma bu
hizmet hakkında fikirlerini sorarım.
16 Hangi okul öncesi eğitim hizmetini satın alacağımı, diğer
insanlara nadiren sorarım.
17 Konu okul öncesi eğitim hizmeti olduğunda medya
kaynaklarından (radyo, tv, dergi, vb.) elde ettiğim bilgiden ziyade
ailemden, arkadaşlarımdan ve komşumdan elde ettiğim bilgilere
güvenirim.
18 Diğer insanların okul öncesi eğitim hizmeti hakkındaki
düşüncelerini bildiğimde, bu hizmeti satın alırken kendimi daha
güvende hissederim.
19 Okul öncesi eğitim kurumu seçerken diğer insanların fikirleri
benim için önemli değildir.
20 Arkadaşlarıma yeni okul öncesi eğitim kurumları ve sundukları
hizmetler hakkında bilgi vermekten hoşlanırım.
21 Çeşitli okul öncesi eğitim kurumu hakkında insanlara bilgi
sağlayarak, onlara yardım etmekten hoşlanırım.
22 İnsanlar, okul öncesi eğitim kurumları, sunulan hizmetler ve
çalışanlar hakkında bana danışırlar.
23 Kişiler bana, en iyi okul öncesi eğitim hizmeti veren kurumun
nerede olduğunu sorduğunda, bu kurumun nerede olduğunu
söyleyebilirim.
24 Konu yeni okul öncesi eğitim kurumlarına veya bu kurumların
sağladığı hizmetlere geldiğinde, arkadaşlarım beni iyi bir bilgi
kaynağı olarak görürler.
25 Hakkında bilgi sahibi olmadığım bir kurumdan okul öncesi eğitim
hizmeti satın almam, finansal kayıplara yol açabilir.
26 Hakkında bilgi sahibi olmadığım bir kurumdan satın alacağım
okul öncesi eğitim hizmetinin çocuğumun ihtiyacı olan eğitimi
sağlayamamasından endişe duyarım.
27 Hakkında bilgi sahibi olmadığım okul öncesi eğitim hizmetinin,
çocuğuma fiziksel yönden zarar verebileceğinden endişe duyarım.
28 Hakkında bilgi sahibi olmadığım okul öncesi eğitim hizmetinin,
fiziksel enerjimi düşürmesinden endişe duyarım. (kuruma
ulaşımın zor olması, veli etkinliklerinin fazla olması, vb.)
29 Hakkında bilgi sahibi olmadığım okul öncesi eğitim hizmeti satın
almamım kendime ruhsal yönden zarar verebileceği endişesini
taşırım.
125
30 Okul öncesi eğitim hizmeti tercihimin, içinde bulunduğum sosyal
grupların benim hakkımdaki düşüncelerini olumsuz
etkilemesinden endişe duyarım.
31 Okul öncesi eğitim hizmeti seçim sürecimde, önemli zaman
kayıpları yaşamaktan endişe duyarım.
32 Okul öncesi eğitim kurumu tercihi benim için riskli
olabilmektedir.
33 Okul öncesi eğitim hizmeti hakkındaki tavsiyeler, okul öncesi
eğitim hizmeti satın alıp almamam konusunda beni etkiler.
34 Okul öncesi eğitim kurumu hakkındaki tavsiyeler, aradığım okul
öncesi eğitim hizmeti özellikleri üzerinde etkili oldu.
35 Ağızdan ağıza iletişim(tavsiye), okul öncesi eğitim hizmeti
hakkındaki görüşlerimi önemli ölçüde etkiler.
36 Ağızdan ağıza iletişim(tavsiye), okul öncesi eğitim hizmeti
hakkında bilmediğim şeyleri ortaya çıkartır.
37 Ağızdan ağıza iletişim(tavsiye), okul öncesi eğitim hizmeti
hakkında bana farklı fikirler sunar.
38 Ağızdan ağıza iletişim(tavsiye), okul öncesi eğitim hizmeti
hakkındaki net fikrimin oluşmasında bana yardımcı olur.
39 Ağızdan ağıza iletişim(tavsiye), okul öncesi eğitim hizmeti
hakkında sağlıklı değerlendirme yapmamda bana yardımcı olur.
126
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler:
Adı Soyadı : Nesrin ÖZCAN
Doğum Yeri ve Tarihi : GAZİPAŞA – 01.01.1992
Medeni Hali : Bekar
Eğitim Durumu:
Lisans Öğrenimi: Süleyman Demirel Üniversitesi (İşletme)
Yararlanılan Öğrenim Programları:
Lisans Öğrenimi : ERASMUS Öğrenci Değişim Programı: National Defence
University of Warsaw (1 Dönem)
Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi:
İngilizce: Okuma (İleri)-Yazma (İleris)-Konuşma (İleri)-Dinleme (İleri)
Almanca: Okuma (Orta)-Yazma (Orta)-Konuşma (Orta)-Dinleme (Orta)
İş Deneyimi:
Firmajans Reklam Tan. Ve Dağ. Ltd. Şti. – Reklam Pazarlama ve Düzenleme
Sorumlusu (01.10.2015-15.02.2016)
Masfen İnşaat Enerji ve San. A.Ş. – Satın Alma Departman Sorumlusu (09.06.2016-
01.04.2018)