T.C. SÜLEYMAN DEM REL ÜN VERS TES FEN BİLİMLERİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TF01091.pdf · Şekil...

106
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BAZI SCUTELLARIA ORIENTALIS TÜRLERİNİN İÇERİSİNDEKİ EKSTRAKTİF BİLEŞİKLERİN ARAŞTIRILMASI ÇİĞDEM KARABACAK Danışman: Prof. Dr. Mustafa CENGİZ YÜKSEK LİSANS TEZİ KİMYA ANABİLİMDALI ISPARTA – 2007

Transcript of T.C. SÜLEYMAN DEM REL ÜN VERS TES FEN BİLİMLERİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TF01091.pdf · Şekil...

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BAZI SCUTELLARIA ORIENTALIS TÜRLERİNİN İÇERİSİNDEKİ EKSTRAKTİF BİLEŞİKLERİN

ARAŞTIRILMASI

ÇİĞDEM KARABACAK

Danışman: Prof. Dr. Mustafa CENGİZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ KİMYA ANABİLİMDALI

ISPARTA – 2007

i

İÇİNDEKİLER Sayfa

İÇİNDEKİLER……………………………………………………………….. i

ÖZET…………………………………………………………………………. iii

ABSTRACT....................................................................................................... iv

TEŞEKKÜR ...................................................................................................... v

ŞEKİLLER DİZİNİ............................................................................................ vi

ÇİZELGELER DİZİNİ...................................................................................... ix

1.GİRİŞ.............................................................................................................. 1

2. KAYNAK ÖZETLERİ…………………………………………………….. 3

2.1 Labiatae ( Lamiaceae ) Familyası…………………...……………………. 3

2.2 Scutellaria Türleri Üzerinde Yapılan Çalışmalar. ……………………….. 4

2.3 Terpenoit Bileşikler………………………………………………………. 8

2.3.1 Terpenoitlerin sınıflandırılması………………………………………… 8

2.3.2 Terpenoitlerin biyosentezi……………………………………………… 9

2.3.3 Terpenoitlerin izolasyonları……………………………………………. 14

2.4 Diterpenler………………………………………………………………... 14

2.4.1 Diterpenlerin sınıflandırılması………………………………………….. 15

2.4.1.1 Düz zincirli diterpenler…………………….…………………………. 15

2.4.1.2 Monohalkalı diterpenler…..…………………………………………... 16

2.4.1.3 İki halkalı diterpenler…………………………………………………. 17

2.4.1.3.1 Labdan yapısındaki diterpenler……………………………………... 17

2.4.1.3.2 Klerodan yapısındaki bisiklik diterpenler…………………………... 18

2.4.1.4 Üç halkalı diterpenler………………………………………………… 19

2.4.1.4.1 Pimaran yapısındaki üç halkalı diterpenler………………………… 20

2.4.1.4.2 Abietan yapısındaki üç halkalı diterpenler…………………………. 20

2.4.1.4.3 Kassan yapısındaki üç halkalı diterpenler………………………….. 22

2.4.1.5 Dört halkalı diterpenler……………………………………..………… 23

2.4.1.5.1 Kauren yapısındaki dört halkalı diterpenler……………………..….. 26

2.4.1.5.2 Beyeren yapısındaki dört halkalı diterpenler…………….…………. 29

2.4.1.5.3 Gibberellin yapısındaki dört halkalı diterpenler……….…………… 30

2.4.1.5.4 Atisane yapısındaki dört halkalı diterpenler…….………………….. 31

2.4.1.5.5 Grayanotoxin yapısındaki dört halkalı diterpenler…………..……… 31

ii

2.4.1.6 Makrosiklik diterpenler……………………………………………….. 32

2.4.2 Diterpenlerin numaralandırılması………………………………………. 35

2.5 Scutellaria Türleriyle Yapılan Çalışmalar………………………………... 36

3. MATERYAL VE YÖNTEM…………………………………..…………... 68

3.1 Materyal…………………………………………………………………... 68

3.1.1 Bitkisel materyal………………………………………………………... 68

3.1.2 Kimyasal materyal……………………………………………………… 68

3.2 Yöntem……………………………………………………………………. 69

3.2.1 Ekstraksiyon…………………………………………………………….. 69

3.2.2 Kromatografik yöntemler……………………………………………….. 70

3.2.2.1 Kolon kromatografisi…………………………………………………. 70

3.2.2.2 İnce tabaka kromatografisi ( İTK )……………………………………. 70

3.2.3 Spektroskopik yöntemler……………………………………………….. 71

3.2.3.1 FT-IR (Fourier-Transform Infrared Spectroscopy)…………………… 71

3.2.3.2 NMR (1H-NMR ve 13C-NMR) Spektrofotometrisi…………………… 72

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA............................................ 73

4.1 Bileşik – 1 : 7β,19-diasetoksi-6α,8β-dihidroksi-4α,18-epoksi-neo-klerod-

13-en-15,16-olide…………………………………………………….....

73

4.2 Bileşik – 2 : Ajugarin V ( 4α,18-epoksi-6α-asetoksi-neoklerod-13-en-

15,16 -olide) …………………………….……………………………..

75

4.3 Bileşik – 3 : Scutenisin ((13R*)-6α,7β-diizobütiriloksi-4α,18;8β,13-

diepoksi-19-hidroksi-neoklerodan-15,16-olide)……………………….

77

5. SONUÇ ......................................................................................................... 79

6. KAYNAKLAR.............................................................................................. 82

EKLER............................................................................................................... 85

ÖZGEÇMİŞ....................................................................................................... 95

iii

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

BAZI SCUTELLARIA ORIENTALIS TÜRLERİNİN İÇERİSİNDEKİ

EKSTRAKTİF BİLEŞİKLERİN ARAŞTIRILMASI

Çiğdem KARABACAK

Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Anabilim Dalı

Juri Prof.Dr.Mustafa CENGİZ (Danışman)

Doç.Dr.Ahmet GÜLCE Yrd.Doç.Dr.Mustafa YAVUZ Bu çalışmada Siirt’in Botan Vadisi’nden toplanan Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia Edmondson bitkisinin diterpen bileşiklerini elde etmek ve bunların kimyasal yapılarını tayin etmek amaçlanmıştır. Bu amaçla Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia Edmondson bitkisinin aseton ekstresi hazırlanmıştır. Bu ekstreden kromatografik yöntemler kullanılarak elde edilen bileşikler saflaştırılmış ve yapıları tayin edilmiştir. Elde edilen bileşikler ilk defa izole edilen 7β,19-diasetoksi-6α,8β-dihidroksi-4α,18-epoksi-neo-klerod-13-en-15,16-olide bileşiği ile önceden izole edilmiş diterpenler olan Ajugarin V (4α,18-epoksi-6α-asetoksi-neoklerod-13-en-15,16-olide) ve Scutenisin ((13R*)-6α,7β-diizobütiriloksi-4α,18;8β,13-diepoksi-19-hidroksi-neoklerodan-15,16-olide) bileşiği olarak bulunmuştur.

Anahtar Kelimeler: Scutellaria, Labiatae, diterpen, doğal ürün ekstraksiyonu

2007, 95 sayfa

iv

ABSTRACT

M.Sc. Thesis

STUDY OF EXTRACTIVE COMPOUNDS INTO SOME SCUTELLARIA

ORIENTALIS SPECIES

Çiğdem KARABACAK

Süleyman Demirel University Graduate School of Applied and Natural Sciences

Chemistry Department

Thesis Committee: Prof.Dr.Mustafa CENGİZ (Supervisor) Assoc.Prof.Ahmet GÜLCE

Asst.Prof. Mustafa YAVUZ In this study, a new diterpenoid and two known diterpenoids were isolated from the acetone extract of Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia Edmondson which grown in Siirt and structures of the diterpenoids were elucidated based on spectroscopic analysis. The compounds were 7β,19-diacetoxy-6α,8β-dihydroxy-4α,18-epoxy-neo-clerod-13-en-15,16-olide, Ajugarin V (4α,18-epoxy-6α-acetoxy-neoclerod-13-en-15,16-olide) and Scutenisin ((13R*)-6α,7β-diisobutryloxy-4α,18;8β,13-diepoxy-19-hydroxy-neoclerod-15,16-olide) .

Key Words: Scutellaria, Labiatae, diterpene, extraction of natural product 2007, 95 pages

v

TEŞEKKÜR

Bu araştırma için beni yönlendiren, karşılaştığım zorlukları bilgi ve tecrübesi ile

aşmamda yardımcı olan değerli Danışman Hocam Prof. Dr. Mustafa CENGİZ’e

teşekkürlerimi sunarım. Literatür araştırmalarımda ve deneysel çalışmalarımda

yardımını benden esirgemeyen değerli hocam Dr. Tahir TİLKİ’ye ve çalışma

materyalim olan Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia Edmondson

bitkisinin temininde bana yardımcı olan Arş.Gör.Mehmet ÇİÇEK’e teşekkür ederim.

1269-YL-06 No`lu Proje ile tezimi maddi olarak destekleyen Süleyman Demirel

Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi Başkanlığı’na teşekkür

ederim.

Tezimin her aşamasında beni yalnız bırakmayan aileme sonsuz sevgi ve saygılarımı

sunarım.

Çiğdem KARABACAK

ISPARTA, 2007

vi

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 2.1 Terpenlerin izopren birimlerinin gösterilmesi………………………. 9

Şekil 2.2 Mevalonik asidin oluşumu…………………………………………... 10

Şekil 2.3 İzopentil pirofosfatın oluşumu………………………………………. 10

Şekil 2.4 Geranil pirofosfatın oluşumu……………………………................... 11

Şekil 2.5 Farnesil pirofosfatın oluşması……………………………………….. 11

Şekil 2.6 Geranil-geranil pirofosfatın oluşumu……………………………….. 12

Şekil 2.7 Terpen bileşiklerinin oluşumu………………………………………. 13

Şekil 2.8 Fitol ve Vitamin E ve K1’in yan zincirleri…………………………... 16

Şekil 2.9 Tetradekatetraenal yapısı…………………………………..………... 16

Şekil 2.10 A1 vitamini ve β-karoten yapısı…………………….……………… 17

Şekil 2.11 Sclareol, Manool ve Manoil oksit bileşiklerinin yapısı………….... 18

Şekil 2.12 Backbone veya Friedo düzenlemesi……………………………….. 18

Şekil 2.13 Geranil-geraniol’ün bisiklik ve üç halkalı halkalaşma ürünleri…… 19

Şekil 2.14 İzopimarik asit, Sandarakopimarik asit ve Dekstropimarik asit

yapısı…………………………………………………………………....

20

Şekil 2.15 Pimaradienlerden abietadienlerin oluşumu………...……................. 20

Şekil 2.16 Abietik asit, Levopimarik asit, Neoabietik asit yapısı……………... 21

Şekil 2.17 Taksodion ve Taksodon yapısı…………………………………….. 22

Şekil 2.18 Kassaik asit, α-Kaesalpin, (±)-metil vinhatikoat ve Kleistantol

yapısı…………………………………………………………………....

22

Şekil 2.19 Üç halkalı diterpenoitlerden dört halkalı diterpenoitlerin oluşumu... 24

Şekil 2.20 Kauren iskeletinin yeniden düzenlenmesiyle oluşan farklı yapıdaki

diterpenler………………………………………………………………

25

Şekil 2.21 Karbokatyon ara basamağı üzerinden dört halkalı diterpenlerin

oluşumu………………………………………………………………....

26

Şekil 2.22 ent-Kauren ve kauren yapısı………...……………………………... 28

Şekil 2.23 Linearol ve Fillokladen yapısı ...…………………………………... 28

Şekil 2.24 Episiderol ve Athonolon yapısı …………………………………… 29

Şekil 2.25 Beyerol, (-)Hibaen ve 4β-hidroksi-18-norhibaen yapısı …………... 30

Şekil 2.26 Kauren iskeletinden giberellin oluşumu ..……….………………… 30

vii

Şekil 2.27 Hidroksitraksilobanik asit ve Traksiloban-18-oik asit yapısı .…….. 31

Şekil 2.28 Grayanotoksin yapıları………...…………………………………… 32

Şekil 2.29 Cembren, İnkensol ve Eunikin bileşiklerinin yapıları……...……… 33

Şekil 2.30 Makrosiklik diterpenler ve halkalaşma ürünleri…………………… 33

Şekil 2.31 Taksol bileşiğinin yapısı…..……………………………………….. 34

Şekil 2.32 Labdan, Kassan, Giberellin, Pimaran ve Abietan diterpenlerinin

numaralandırılması……………………………………………………..

35

Şekil 2.33 Totaran, Klerodan, Kauren ve Taksan diterpenlerinin

numaralandırılması…………………………………………………….

36

Şekil 2.34 Skutorientalin E.…………………….……………………………... 37

Şekil 2.35 Skutorientalin D…………………….……………………………… 38

Şekil 2.36 Ajugapitin (1), Skutesiprol A (2), Skutelaterin A (3), Skutelaterin

B (4), Skutelaterin C (5), Lakton (6)…………………..……………….

38

Şekil 2.37 Skutalpin L (1), Skutesiprol A (2), Skutalpin N (3), Skutalpin O

(4), Skutalpin O türevi (5), Skutesiprol A türevi (6)…………………..

39

Şekil 2.38 (11-episkutekolumnin C (1), Skutekolumnin C (2), 11-

episkutesiprin (3)………………………...…………………………….

40

Şekil 2.39 11-episkutesiprin (1), Skutegalin D (2), Skutesiprin (3)………….. 41

Şekil 2.40 Oroksilin A…………...……………………………………………. 41

Şekil 2.41 Ajugarin V (1), Skuteparvin (2)……………………………………. 42

Şekil 2.42 Skutenisin (1), Skutalpin J (2)……………………...……………… 43

Şekil 2.43 Skalbidosit (1), Albidosit (2), Katalpol (3), Globularin

(=scutellarioside I) (4), Skutellariosit II (5), Mussaenosidik asit (6)......

44

Şekil 2.44 Betulalbusit A (1), 8-hidroksilinaoil-3-O-β-D-glukopiranozit (2),

Ipolamit (3)...…………………………………………………………..

45

Şekil 2.45 Akteosit (4), Lökoskeptosit A (5), Martynosit (6), Forsithosit B

(7), Flinosit B (8), Flinosit C (9), Teukriosit (10)……………………..

46

Şekil 2.46 Jodrellin B (1), 14,15-dihidrojodrellin T (2,3), Jodrellin T (4),

Galerikulin (5), Klerodin (6), Ajugapitin (7), Klerodendrin B (8),

Ajugarin I (9)……………………...…………………………………...

47

Şekil 2.47 Klerodin (1), Jodrellin A (2), Jodrellin B (3)…….…………………

48

viii

Şekil 2.48 Darendosit A (1), Darendosit B (2), Siringin (3), Martinosit (4),

Verbaskosit (5), Lökoskeptosit A (6)……………..…………………….

49

Şekil 2.49 5,7,2ı,6ı-tetrahidroksiflavon 2ı-O-β-D-glukopiranozit …………….. 51

Şekil 2.50 Skutalpins B-D (1-3), Skutalpins G (4), Skutalpins I (5),

Skutekolumnin C (6), 11-deasetilskutalpin D (7) ………...……………

52

Şekil 2.51 Skutesiprol B (1), Skutalbin C (2), 15-okso türevi (3) …….……… 53

Şekil 2.52 Dört önemli flavonoit yapısı…….…………………………………. 53

Şekil 2.53 Jodrellin B (1), Jodrellin A (2), Skutegrossin A (3), Skutalsin (4),

Skutalbin A (5), Skutesiprol B (6), Skutesiprol A (7)………………….

54

Şekil 2.54 S.baicalensis bitkisinden izole edilen 6 bileşiğin kimyasal yapısı.... 55

Şekil 2.55 Baisalein, Vogonin ve Oroksilin A bileşiklerinin kimyasal yapısı.... 56

Şekil 2.56 Ajugarin V…………………………………………………………. 56

Şekil 2.57 Barbatins A-C (1-3), Skutebarbatin B (4)….………………………. 57

Şekil 2.58 Scutellaria discolor Colebr. bitkisinden izole edilen flavon

yapıları..………………………………………………………………..

58

Şekil 2.59 Scutellaria discolor Colebr. bitkisinden izole edilen kalkon yapısı.. 58

Şekil 2.60 Scutellaria scandens Buch.-Ham. ex D.Don bitkisinden izole

edilen flavanon yapıları ……………………………………………….

59

Şekil 2.61 İkonnikosit I (1), Norvogonin-8-O-glukuronit (2), Skutellarin (3),

5,2ı-dihidroksi-7-O-glukuronilflavon (4), Baisalin (5), Norvogonin-7-

O-glukuronit (6) ve Krisin-7-O-glukuronit (7)…………………….…..

60

Şekil 2.62 Scutellaria baicalensis bitkisinden izole edilen bileşiklerin

kimyasal yapıları…………………………………………………….....

61

Şekil 2.63 Scutellaria indica L. bitkisinden izole edilen flavanon yapıları.…... 62

Şekil 2.64 Scutellaria indica L. bitkisinden izole edilen flavon yapısı….……. 62

Şekil 2.65 2(S)-5,7-dihidroksi-8,2ı-dimetoksiflavanon (1), 2(S)-5,7,2ı-

trihidroksi-8-metoksiflavanon (4), 2(S)-5,2ı,5ı-trihidroksi-7,8-

dimetoksiflavanon (5)………………………………………………….

63

Şekil 2.66 Vogonin(5,7-dihidroksi-8-metoksiflavon) (2), 5,7-dihidroksi-8,2ı-

dimetoksiflavon (3) ………..………………………………………….

64

Şekil 2.67 Scutellaria rivularis Wall bitkisinden izole edilen flavon

glukuronit yapıları……………………………………………………..

65

ix

Şekil 2.68 Scutellaria luzonica Rolfe bitkisinden izole edilen flavon,

flavanon, kalkon ve flavon glikozit bileşiklerinin kimyasal yapıları….

67

Şekil 3.1 Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia Edmondson bitkisi.. 68

Şekil 3.2 Döner buharlaştırıcı……….……………………………………........ 69

Şekil 3.3 Kolon kromatografisi.……………………………………………….. 70

Şekil 3.4 İnce tabaka kromatografisi…….……………………………………. 71

Şekil 3.5 FT-IR Spektrometresi……………….………………………………. 71

Şekil 3.6 Nükleer Manyetik Rezonans Spektrometresi………….……………. 72

x

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 2.1 Terpenoidlerin sınıflandırılması…………………………………………8

1

1. GİRİŞ

Scutellaria ismi Latince scutella sözcüğünden gelir. Bu sözcük “kalkan” demektir ve

kalkan biçiminde bir pul veya organ taşıyan bitkiler için kullanılır.

Scutellaria ismi ilk defa Cortuso (1591) tarafından ortaya atılmış ve Lamium

peregrinum bitkisi için alternatif bir isim olarak önerilmiştir. Daha sonra Marison

(1669) tarafından Scutellaria’nın ayrı bir cins olarak değerlendirilmesi gerektiği

vurgulanmıştır. İngilizce’de Skullcap, Fransızca’da la Toque olarak geçen bu cinsin

adı Scutellaria olarak ilk kez Linnaeus (1753) tarafından “Species Plantarum” adlı

eserde kullanılmıştır.

Labiatae familyasına ait bir cins olan Scutellaria cinsi 360 kadar tür ile Amazon

bölgesi, tropikal Afrika’nın alçak kesimleri, Güney Afrika, Pasifik adaları ve Orta

Asya’nın çöl bölgeleri ile kutuplar dışında kalan yeryüzü bölgelerinde yayılmıştır.

Türkiye bitki örtüsünde ise Scutellaria cinsi 4 bölümde kayıtlı 15 tür ve bu türlere ait

toplam 21 alt tür ile yer almaktadır.

Scutellaria türleri uzun yıllardan beri halk ilacı olarak kullanılan bitkilerdir.

Scutellaria baicalensis bitkisinin kökleri Çin ve Japonya’da çok tanınmış bir halk

ilacını oluşturur. Bu drog bronşit tedavisinde, inflamasyonların giderilmesinde,

cerahatli dermatitte, alerjik reaksiyonlarda, hiperlipidemi tedavisinde,

arteriosklerosiste ve diyare tedavisinde kullanılmaktadır (Kubo vd., 1985; Zhang vd.,

1994).

Bu bitkinin yanı sıra çeşitli Scutellaria türleri de değişik amaçlar için halk ilacı

olarak kullanılırlar. Epigastrik ağrıların giderilmesinde (Yung-Qui vd., 1988)

hipoglisemi vakalarının tedavisinde (Yung-Qui vd., 1988); sarılık (Lin vd., 1991;

Tomimori vd., 1990) ve karaciğer sirozu (Tomimori vd., 1990) ile bazı kanser

hastalıklarının iyileştirilmesinde (Tomimori vd., 1990; Bae vd., 1994); kesiklerin

tedavisi ve böcek sokmalarında (Tomimori vd., 1985; Miyaichi vd., 1988) bazı

Scutellaria türlerinden yararlanılmakta; ayrıca, antiflojistik, hipotansif ve diüretik

etkileri bulunan Scutellaria türlerinin varlığından söz edilmektedir (Yung-Qui vd.,

2

1988). Bazı türler ise antidot, analjezik ve kan dindirici olarak kullanılmaktadır

(Miyaichi vd., 1987).

Türkiye bitki örtüsünde yer alan türler arasında sadece Scutellaria orientalis’in

antidiyareik, kan dindirici ve tonik olarak kullanıldığı kayıtlıdır.

Bugüne kadar yapılan çalışmalar ile Scutellaria türlerinden flavonoit, fenilpropanoit,

iridoit ve neoklerodan tip diterpen yapısında çok sayıda bileşik elde edilmiştir.

Ayrıca, bazı türler ile bu türlerden elde edilen bileşiklerin farmakolojik etkileri

üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda da önemli sonuçlara ulaşılmıştır.

Bu çalışma kapsamında, Siirt’in Botan Vadisi’nde yaygın olarak yetişen Scutellaria

orientalis bitkisinin diterpenik bileşiklerini elde etmek ve bunların kimyasal

yapılarını tayin etmek amaçlanmıştır. Böylece, Türkiye bitki örtüsünde yer alan

Scutellaria türleri üzerinde sürdürülmekte olan çalışmalara da bir katkıda

bulunulmuş olacaktır.

3

2. KAYNAK ÖZETLERİ

Ülkemiz farklı coğrafi özellikleri bir arada bulundurmasından dolayı 9000’e yakın

doğal bitki türü ile dünyanın en önemli floristik merkezlerindendir. Bitki uçucu yağları uzun yıllardan beri değişik amaçlara yönelik, özellikle bilimsel

ve ticari olarak birçok alanda kullanılmaktadır. Bu kullanım alanlarının başında

kozmetik, ilaç, gıda sanayi, aromaterapi ve fitoterapi gelmektedir. Uçucu yağlar

geniş bir kullanım alanına sahip olduğu için son zamanlarda birçok bilim adamının

ilgisini çekmiş ve bu uçucu yağların kimyasal yapıları incelenmiş biyolojik

aktiviteleri merak konusu olmuştur. Bu araştırmalar sonucunda da doğal ürünlerin

özellikleri uygulamaya konulmuştur.

Günümüzde tıbbi bitkilerin ve bu bitkilere ait uçucu yağların saf ve özellikle ana

etken maddelerinin elde edilip değerlendirilmesi hem bilimsel hem de ekonomik

yönden oldukça önemlidir. Elde edilen sonuçlar, bu bitkilerin uçucu yağlarının

antimikrobiyal aktivitelerinin olduğunu göstermektedir. Uçucu yağ ve bileşenlerinin

farmakolojik özellikleri de incelenerek tıp, kozmetik ve endüstriyel alanlarda

kullanılabilme imkânlarının yararlı olabileceği belirtilmektedir.

Uçucu yağlar ya bitkinin belirli organlarında örneğin taç yaprak, meyve, kabuk,

meyve sapı, odunsu doku gibi ya da bitkinin tüm organlarında ayrıca bazen bir

organın belirli dokularında da bulunabilirler. Bu yağlar bitkilerin bağlı bulunduğu

familyalara göre salgı tüyünde, salgı ceplerinde, salgı kanallarında veya salgı

hücrelerinde bulunmaktadır.

Bugüne kadar uçucu yağlarda 2000’den fazla kimyasal bileşenlerin bulunduğu

gösterilmiştir. Bunların en önemlileri terpenler ve fenilpropanlardır. Ayrıca çok

sayıda su buharında uçucu olan azot ve kükürt içeren bileşiklerin varlığı da

görülmüştür.

2.1 Labiatae ( Lamiaceae ) Familyası

Bir veya çok yıllık, genellikle otsu, bazen çalımsı, nadiren ağaç şeklinde (Hyptis

spec.) veya tırmanıcı (Scutellaria spec.), çoğunlukla salgı tüylü ve aromatik bitkiler.

4

Gövde dört köşeli veya değil. Yapraklar basit, bazen parçalı, stipulasız, karşılıklı ve

dekusat dizilişte. Damarlanma genellikle pennat.

Çiçek durumu çoğunlukla vertisillastrum, bazen spika kapitulum, rasem ve simoz

durumunda. Çiçekler; ginodioik bitkilerde hermafrodit veya erkek çiçek körelmiş ve

fonksiyon olarak dişi. Brakteler yapraklardan farklı veya benzer, brakteoller

genellikle küçük, bazen yok. Kaliks kalıcı, gamosepal, genellikle 4-5 loblu, değişik

sayıda damarlı, bazen kampanulat veya tubulat, çogunlukla üst dudak 3, alt dudak 2

loblu. Korolla gamopetal, zigomorf ve bilabiat, üst dudak 2 loblu, falkat, dik veya

çok az kambur, alt dudak 3 loblu, bazen üst dudak körelmiş, ya da üstte 1, altta 4

loblu, çoğunlukla pembe, beyaz, mavi-leylak, mor veya sarı renkli. Stamenler

korollaya bağlı ve birlikte gelişmiş, genellikle 4 didinam, bazen 2 nadiren 5 tane, biri

körelmiş; genellikle üsttekiler alttakilerden daha kısa. Anter tekaları 2 ya da tek

hücreli, paralel veya birbirinden ayrı. Ovaryum üst durumlu, 2 karpelli, 4 loblu, 4

ovüllü. Stilus genellikle korolladan daha uzun, ginobazik; nadiren ginobazik değil,

kısa ve uçta bifit.

Meyva olgunlukta 4 nuksa ayrılan bir şizokarp. Her nuksta bir tohumlu (Özcan,

1996).

2.2 Scutellaria Türleri Üzerinde Yapılan Çalışmalar

Scutellaria türleri, özellikle Asya kıtasında yoğun bir biçimde olmak üzere, çok uzun

zamandan beri halk ilacı olarak kullanılan bitkilerdir. Bu nedenle de çeşitli

Scutellaria türleri üzerinde, gerek kimyasal yapılarını ve gerekse farmakolojik

etkilerini konu alan çok sayıda araştırma yapılmıştır.

Scutellaria türleri üzerinde yapılmış olan araştırmalar incelendiğinde bu bitkilerin

özellikle flavonoit bileşikleri yönünden zengin olduğu görülür. Bunun yanı sıra,

fenilpropanoit, iridoit ve neo-klerodan diterpen yapısında bileşikler de taşırlar.

Ayrıca, bu sınıfların dışında kalan bazı bileşiklerin de varlığı bilinmektedir.

5

Aktivite çalışmaları sonucunda da, gerek bitkilerden hazırlanan drogların ve gerekse

bu bitkilerden elde edilen aktif bileşiklerin yalın olarak çeşitli farmakolojik

aktiviteler gösterdikleri anlaşılmıştır.

Bu bölümde, Scutellaria türleri üzerinde yapılmış olan çalışmalar, öncelikle kimyasal

çalışmaların sonuçlarını aktarmak üzere;

* Flavonoitler,

* Fenilpropanoitler,

* İridoitler,

* Neo-klerodan diterpenler ve

* Diğerleri başlıkları altında derlenerek sunulmuştur.

* Flavonoitler

Scutellaria türleri üzerinde yapılan kimyasal çalışmaların sonucunda bu türlerden

çok sayıda flavonoit bileşiği elde edilmiştir. Söz konusu çalışmaların çoğunluğu

bitkilerin kökleri üzerinde gerçekleştirilmiş; bir kısım çalışmada ise bitkilerin toprak

üstü kısımları kullanılmıştır.

Elde edilen flavonoitlerin büyük bir kısmı flavon ve flavanon yapısındadır. Bir kısım

bileşik de bu yapıların O-glikozitleri şeklinde elde edilmişlerdir. Glikozit yapısı

gösteren bileşiklerde oz ünitesi olarak çoğunlukla glukuronik asit bulunmaktadır.

Bazı bileşiklerde ise yalnızca glukoz veya ramnoza rastlanır.

B halkasında sübstitüent taşımayan flavonoit bileşiklerine Labiatae familyası

bitkilerinde nadir olarak rastlanmaktadır. Ancak bu bileşiklerin büyük çoğunluğu

Scutellaria türlerinden ana bileşikler olarak elde edilmişlerdir. Ayrıca, benzer şekilde

2ı-sübstitüe flavon bileşikleri de Labiatae familyasında az rastlanan bileşikler

olmakla birlikte, Scutellaria cinsi içinde sık rastlanan bileşikler olarak kabul edilirler.

Scutellaria türleri, flavon ve flavanon yapısındaki bileşiklerin yanı sıra, yine

flavonoit grubundan flavonolignan, flavon-di-C-glikoziti, biflavonoit ve kalkon

yapısında bileşikler de taşırlar.

6

* Fenilpropanoitler

Fenilpropanoitler C6-C3 ana iskeletini taşıyan bileşiklerdir. Özellikle son yıllarda

yapılan araştırmalar sonucunda doğadan çok sayıda fenilpropanoit bileşiği elde

edilmiştir.

Scutellaria türleri üzerinde yapılan çalışmaların bir bölümünde, bu türlerden

fenilpropanoit yapısında bileşikler de elde edilmiştir. Elde edilen bileşiklerin bir

bölümü doğrudan feniletilalkol veya fenilpropan glikoziti yapısı gösterirken, bir

bölümü de sinnamik asit veya türevleri ile esterleşmiş fenilpropanoit glikozitleri

halinde bulunur.

Scutellaria prostrata üzerinde yapılan bir çalışmada, bitkinin köklerinden, biri

feniletilalkol glikoziti yapısında, diğerleri de ester glikozitler halinde olmak üzere

beş fenilpropanoit bileşiği elde edilmiştir. Bu çalışmada elde edilen fenilpropanoit

bileşiklerinden üçü olan martynoside, verbascoside(=acteoside) ve leucosceptoside A

daha sonra Scutellaria albida subsp. colchica, Scutellaria orientalis subsp.

pinnatifida ve Scutellaria salviifolia bitkilerinin toprak üstü kısımlarında yapılan

çalışmalarda da elde edilmişlerdir. Söz konusu çalışmalarda, bu bileşiklerin yanı sıra,

yine fenilpropanoit glikoziti yapısında olmak üzere, Scutellaria orientalis subsp.

pinnatifida üzerinde yapılan çalışmada üç, Scutellaria salviifolia üzerinde yapılan

çalışmada ise iki fenilpropanoit bileşiği daha elde edilmiştir.

Bugüne kadar yapılmış olan çalışmalarda, Scutellaria türlerinden lignan yapısı

gösteren sadece bir bileşik elde edilmiştir. Bu bileşik Scutellaria albida subsp.

colchica’nın toprak üstü kısımlarından elde edilen (+)- syringaresinol-O-β-D-

glukopiranozit’tir.

* İridoitler

Scutellaria türleri iridoit bileşikleri yönünden çok zengin bir topluluk oluşturmazlar.

Bu nedenle de bu konudaki çalışma sayısı ve elde edilen iridoit bileşiği oldukça

sınırlıdır.

7

Bugüne kadar sadece üç çalışmada, üç ayrı Scutellaria türünden (S.albida subsp.

colchica, S.altissima, S.grossa) iridoit bileşikleri elde edilmiş; bir çalışmada da bazı

Scutellaria türlerinin taşıdığı iridoit bileşiklerinin varlıkları kağıt kromatografisi ile

belirlenmiştir.

Scutellaria türlerinden elde edilmiş olan iridoit bileşikleri Catalpol ve benzeri yapı

gösteren bileşikler yönünde bir ağırlık gösterirler. Catalpol, iridoit bileşikleri

yönünden çok zengin olmayan Scutellaria cinsi için kemotaksonomik önemi olan bir

bileşik olarak vurgulanmaktadır.

Bu noktadan hareketle yapılan bir çalışmada, bazı Scutellaria türleri Catalpol

varlığına göre incelenmiş ve Catalpol’ün, bu türlerin alt gruplara sınıflandırılmasında

önemli bir belirleyici olabileceği vurgulanmıştır.

* Neo-Klerodan Diterpenler

Scutellaria türleri ile yapılan çalışmalarda, bu türlerden diterpen yapısında bileşikler

de elde edilmiştir. Özellikle son yıllarda yapılan etki belirleyici çalışmalar ile

Scutellaria türlerinden elde edilen diterpen bileşiklerin böcek gelişimini önleyici ve

bitki mantarlarının gelişimini durdurucu etkilerinin ortaya konması, bu konuya

duyulan ilgiyi arttırmış ve bunun sonucu olarak da Scutellaria türleri üzerinde

yapılan, diterpen yapılı bileşiklere yönelik çalışmaların sayısı gittikçe artmıştır.

Bu çalışmaların sonucunda Scutellaria türlerinden 40 kadar diterpen bileşiği elde

edilmiştir. Bu bileşiklerin tümü neo-klerodan diterpen yapısındadır.

* Diğerleri

Scutellaria türleri üzerinde yapılmış olan çalışmalar sonucunda bu türlerden, önceki

başlıklar altında sunulan bileşiklerin yanı sıra, başka bileşikler de elde edilmiştir.

S.rivularis kökleri üzerinde yürütülen çalışmalar ile, bu bitkinin kolesterol,

stigmasterol, β-sitosterol ve compesterol glukoziti taşıdığı gösterilmiştir. Yine

S.rivularis üzerinde yapılan çalışmalarda, bitkinin köklerinden ursolik asit,

scutellaric asit (Lin vd., 1989), p-hidroksi benzaldehit, p-hidroksi benzilaseton,

8

phytosterol ve phytosterol-β-D-glukozit elde edilmiştir. S.altissima üzerinde yapılan

çalışmalarda ise, phytol ve β-sitosterol bileşiklerinin varlığı belirlenmiştir. β-

sitosterol daha sonraki çalışmalarda S.amonea ve S.barbata bitkilerinde de

belirlenmiştir.

2.3. Terpenoit Bileşikler

2.3.1. Terpenoitlerin Sınıflandırılması

Terpenoitler, bitkiler ve hayvanlarda bulunan doğal bileşiklerin en önemli ve en

geniş sınıflarından birisidir. Bu bileşikler yapısal olarak birbirlerinden çok farklı

olmalarına rağmen bunların hepsi için kullanılabilen basit bir özelliğe sahiptirler.

Terpenoit bileşikler izopren birimlerine bölünebilen yapılardır ve izopren

birimlerinin sayısına bağlı olarak kendi aralarında sınıflandırılırlar.

Çizelge 2.1. Terpenoitlerin Sınıflandırılması

Monoterpenler C10

Seskiterpenler C15

Diterpenler C20

Sesterterpenler C25

Triterpenler C30

Karotenoitler C40

Politerpenler (C5)n

Monoterpenler, seskiterpenler, diterpenler ve sesterterpenler izopren birimlerinin

baş-son birleşmesiyle oluşmuşlardır. Triterpenler ve karotenoitler ise sırasıyla C15 ve

C20 birimlerinin baş-baş birleşmesiyle oluşmuştur. Şekil 2.1’de bazı terpenlerin

izopren birimleri gösterilmiştir.

9

Şekil 2.1. Terpenlerin izopren birimlerinin gösterilmesi

Bitkilerde serbest halde bulunabildikleri gibi glikozitleri, organik asit esterleri ve bir

kısmı da proteinlerle birlikte bulunurlar.

2.3.2. Terpenoitlerin Biyosentezi

Terpenoitlerin biyosentezinde önemli yeri bulunan mevalonik asit (3-metil-3,5-

dihidroksi pentanoik asit) 3 mol asetil koenzim A’nın kondenzasyonu ile oluşur.

Mevalonik asidin su ve karbondioksit kaybetmesi ile terpenleri oluşturan izopren (2-

metil-1,3-butadien) birimleri meydana gelir.

Şekerlerin oksidasyonu sonucu oluşan asetil CoA, pek çok doğal bileşiğin sentezinde

olduğu gibi mevalonik asit sentezinde de başlangıç maddesi olarak kullanılır.

İki mol asetil CoA nın kondenzasyonundan elde edilen asetoasetil CoA’nın başka bir

mol asetil CoA ile birleşmesiyle 3-hidroksi-3-metilglutaril CoA elde edilir. Bunun

ardından enzimatik heterolitik bölünme ve tiyol ester grubunun NADPH (nikotinamit

adenin dinükleotit fosfat) ile indirgenmesi sonucunda mevalonik asit elde edilir. Bu

reaksiyon geri dönüşümsüzdür. Şekil 2.2’de mevalonik asidin oluşumu

gösterilmektedir.

CH2OH

CH2OHHO

10

Şekil 2.2. Mevalonik asidin oluşumu

Mevalonik asidin 2 molekül ATP (Adenosin trifosfat) ile fosfatlanması sonucu

mevalonik asit-5-pirofosfat bileşiği oluşur. Bu bileşikteki tersiyer hidroksil grubu da

bir mol ATP ile fosfatlanarak daha kolay ayrılabilen bir grup haline gelir. Sonra su

ve karbondioksit çıkmasıyla izopentil pirofosfat molekülü oluşur. Şekil 2.3’de

izopentil pirofosfatın oluşumu gösterilmektedir.

C

O

HO C

O

HO CH2O-PP C

PPO CH3

CH2O-PP

O

OPP

izopentil pirofosfat

Mevalonik asit

HO HO

ATP ATP

CH3CH3

CH2OH H-O

Şekil 2.3. İzopentil pirofosfatın oluşumu

2 CH3CO-SCoA CH3COCH2CO-SCoA + CH3CO-SCoA CH3 C

CH2CO-SCoA

OH

CH2COOH

CH3 C OH

CH2CO-SEnz

CH2COOH

CH3C OH

CH2COOH

CH2CH-SEnz

OH

CH3

CH2CH2OH

C

CH2COOH

OH NADPH NADPH

Asetil CoA Asetoasetil CoA

Enzim

Mevalonik Asit

11

Oluşan izopentil pirofosfatın enzim izomerizasyonu sonucu dimetil allil ester oluşur.

Bu iki izomerin birbiriyle olan kondenzasyonu ile geranil pirofosfat oluşur. Bu

bileşik de monoterpenleri meydana getirir. Şekil 2.4’de geranil pirofosfatın oluşumu

gösterilmektedir.

CH3

CH3OPP

CH2H

OPPCH3

CH3 CH3

OPP

Geranil pirofosfat

OPP

Şekil 2.4. Geranil pirofosfatın oluşumu

Geranil pirofosfatın izopentil pirofosfat ile kondenzasyonu farnesil pirofosfatı

oluşturur. Oluşan bu bileşik seskiterpenlerin geçiş bileşiğidir. Şekil 2.5’de farnesil

pirofosfatın oluşması gösterilmektedir.

OPP

CH2OPP

CH2OPP

Farnesil pirofosfat

Şekil 2.5. Farnesil pirofosfatın oluşması

Fernasil pirofosfatın tekrar izopentil pirofosfat ile kondenzasyonu sonucu

diterpenlerin ve karotenoitlerin yapı taşı olan geranil-geranil pirofosfat bileşiği

oluşur. Şekil 2.6’da geranil-geranil pirofosfatın oluşumu gösterilmektedir.

12

OPPCH2OPP

CH2OPP

Geranil-Geranil pirofosfat

Şekil 2.6. Geranil-geranil pirofosfatın oluşumu

İki geranil-geranil pirofosfatın kondenzasyonu ile karotenoitler, iki farnesil

pirofosfatın kondenzasyonu ile de triterpenler oluşur. Şekil 2.7’de terpen

bileşiklerinin oluşumu gösterilmektedir.

13

ASETİL CoA

MEVALONAT

İZOPENTİL-PP

GERANİL-PP (C10) MONOTERPENLER

İzopentil-PP

SESKİTERPENLER

FARNESİL-PP (C15)

STEROİTLER

SKUALEN

TRİTERPENLER

İzopentil-PP

DİTERPENLER

GERANİL-GERANİL-PP (C20)

KAROTENOİTLER

Şekil 2.7. Terpen bileşiklerinin oluşumu

14

2.3.3. Terpenoitlerin İzolasyonları

Monoterpenler ve seskiterpenler gibi küçük moleküllü terpenoitler su buharı

destilasyonu ile, daha büyük moleküllü terpenoitler ise ekstraksiyon yöntemleri ile

ayrılabilirler.

Terpenlerin elde edilecekleri materyal kurutularak toz haline getirildikten sonra

değişik polaritedeki çözücülerle ekstrakte edilir. Daha sonra uygun kromatografik

yöntemlerle saflaştırılır.

Saflaştırmada genellikle kolon ve preparatif ince tabaka kromatografisi yöntemleri

kullanılabildiği gibi MPLC ve HPLC, VLC (vakum sıvı kromatografisi) ve pek çok

kromatografik yöntem kullanılabilir.

2.3 Diterpenler

Geranil-geranil pirofosfattan türeyen ve 20 karbon içeren diterpenler doğal ürünler

içerisinde yaygın olarak bulunmaktadır. Bunlar çoğunlukla mantar ve bitkisel

kaynaklıdırlar. Diterpen kelimesi yalnızca bileşimi C20H32 olan uçucu yağların

hidrokarbon bileşenleri için geçerli olmaktadır. Diterpen hidrokarbonları doğal

ürünlerde nadiren meydana gelmektedir. Bunun yerine türevleri şeklinde bulunurlar

ve bunlar diterpenoitler olarak isimlendirilirler. En önemli ve en bol bulunan diterpen

türevleri abietik asit, d-pimarik asit ve levopimarik asit gibi karboksilik asit

türevleridir. Diterpenlerin alkol, eter, lakton ve diğer oksijenli türevleri de doğada

bulunmaktadır.

Diterpenler yaklaşık 150 yıldır organik kimyacıların ilgisini çekmiştir fakat çalışmak

için seçilen örnekler çam reçinelerinden elde edilmiştir. Bu reçineler diterpen

asitlerinin bir karışımıdır ve saflaştırılması oldukça zordur. Bu nedenle bu konuyla

ilgili çalışmalar çok yavaş ilerlemiştir. Fakat son 80 yıl içerisinde kromatografik

tekniklerin, fiziksel metotların ve özellikle nükleer magnetik rezonans

spektroskopisinin gelişmesiyle diterpenlerin ayrılması, saflaştırılması ve yapılarının

aydınlatılması daha kolay ve hızlı olmuştur.

15

Doğal ürünler içerisinde en geniş farmakolojik etkiye sahip olmasına rağmen

diterpenoitler ile ilgili çalışmalar steroitlerden daha yavaş ilerlemiştir. Benzer yapılı

diterpenler 1939 yılında bulunduğu halde ilk total sentez 1954 yılına kadar

yapılmamıştır.

2.4.1. Diterpenlerin Sınıflandırılması

Terpenoit bileşiklerin sınıflandırılması biyogenetik temeller üzerine kurulmuştur.

Buna göre diterpenler aşağıdaki gibi sınıflandırılır.

2.4.1.1. Düz zincirli Diterpenler

Düz zincirli yapıya sahip olan bu diterpenler bağlı sübstitüentlere göre yirmi veya

daha fazla karbona sahiptirler. Doğada az bulunmalarına rağmen deniz ürünlerinde

ve yeşil alglerde asiklik diterpenlere sıkça rastlanmaktadır.

Diterpen bileşiklerinin büyük bir çoğunluğunun pirofosfat yapısından yola çıkarak

oluşan geranilgeraniol’ün halkalaşmasıyla oluştuğu kabul edilmektedir.

Geranilgeraniol ve onun izomeri olan geranil linaol köklerini içeren çok az açık

zincirli diterpen vardır. Bunlara örnek olarak klorofil molekülünün bir bölümü olan

fitol (phytol) ve vitamin E ve Kı’in yan zincirleri verilebilir.

O

C H 2O H

Fito l

* *

H O

H

V itam in E

16

Şekil 2.8. Fitol ve Vitamin E ve K1’in yan zincirleri

Geranilgeraniol halkasal diterpenlerin biyogenetik çıkış maddesidir ve bazı ağaçların

hoş kokulu aromaları içinde bulunur. Buna örnek olarak tütünden elde edilen

tetradekatetraenal yapısı örnek olarak gösterilebilir.

CHO

10-izopropil-13-metiltetradeka-2,6,11,13-tetraenal

Şekil 2.9. Tetradekatetraenal yapısı

2.4.1.2. Monohalkalı Diterpenler Bu grup diterpenler 2 molekül izoprenin halka şeklinde birleşmesi ile oluşurlar.

Retinol (vitamin Aı) doğada en çok bilinen ve en önemli monosiklik diterpendir.

Bundan 80 yıl önce yapılan araştırmalar doğal katı ve sıvı yağların canlıların normal

olarak büyüyüp gelişmeleri için gerekli bir takım bileşenler içerdiği fark edilmiştir.

Daha sonraki çalışmalar bunların eksikliğinde gece körlüğü gibi göz hastalıklarının

meydana geldiğini göstermiştir.

O

OVitamin K1

17

Hem normal gelişim hem de görme yetisi doğal katı ve sıvı yağlar veya içeriğinde

karoten bulunan bitkilerin ekstraktları sayesinde korunabilmektedir. Aı vitamini

karotenin aktif halidir.

Şekil 2.10. A1 vitamini ve β-karoten yapısı

2.4.1.3. İki halkalı Diterpenler

2.4.1.3.1. Labdan Yapısındaki Diterpenler

Sclareol, Salvia sclarea’dan izole edilen formülü C20H36O2 olan labdan yapısındaki

bir iki halkalı diterpendir. Sclareol ditersiyer glikol türevidir ve 13,14-secopimaran

yapısını içerir.

Manool, sarı çam ağacından elde edilen uçucu yağdan izole edilen, formülü C20H34O

olan, tersiyer alkol grubu bulunan iki halkalı diterpendir. Genellikle gümüş çamdan

elde edilen manoil oksit bileşiğiyle bir arada izomer şeklinde bulunur. Manool ve

sclareol yapıları parfüm yapımında kullanılmaktadır. Manool’ün yapısı Hosking ve

Brandt tarafından açıklanmıştır.

OH

A1 Vitamini

- karoten B

18

Şekil 2.11. Sclareol, Manool ve Manoil oksit bileşiklerinin yapısı

2.4.1.3.2. Klerodan Yapısındaki İki Halkalı Diterpenler

Teucrium, Ajuga ve Scutellaria türlerinden izole edilen klerodanlar ve

neoklerodanlar insekt antifeedant olarak etki göstermektedir.

Klerodanlar ve neoklerodanlar Backbone veya Friedo düzenlemeleri sonucu

labdanlardan elde edilebilir. Bu düzenlemeler C8 çift bağının protonlanmasıyla

C9’dan C8’e hidrür göçmesiyle başlar. Daha sonra C10’dan C9’a bir metil grubu

göçer. C5’ten C10’a ileri bir hidrür göçü ve C4’ten C5’e bir metil grubunun

göçmesiyle düzenlenme tamamlanmış olur. Bu düzenlemeler sonucu C4

karbonundaki metil gruplarının göçüne göre hem cis hem de trans klerodan

bileşikleri oluşmaktadır. ent-labdan yapısından da yine trans ve cis bileşikler oluşur

fakat C8 ve C9 karbonlarına bağlı metil sübstitüentleri α, C10 karbonundaki hidrojen β

konumundadır. Şekil 2.12’de Backbone veya Friedo düzenlemesi gösterilmektedir.

+

H

H

labdan

H

H

+

H

cis-klerodan

H

trans-klerodan

Şekil 2.12. Backbone veya Friedo düzenlemesi

O

H

OH

H OH

Sclareol

OH

Manool Manoil Oksit

19

2.4.1.4. Üç Halkalı Diterpenler

İki halkalı sistemlerin halkalaşması üç halkalı yapıları oluşturmaktadır. Bunlar,

karboksilik asit türevleri reçine asitleri olarak da geçen abietadien, pimaradien,

rosadien ve kassan yapılarıdır. Şekil 2.13’de geranil-geraniol’ün iki halkalı ve üç

halkalı halkalaşma ürünleri gösterilmektedir.

CH2OH

H

Geranilgeraniol

CH2OH

H

H

Labdan

H

H

OH

Manool

H

Pimaradien

H

H

Abietan

H

Rosadien

H

CH2OH

Kassan

Şekil 2.13. Geranil-geraniol’ün iki halkalı ve üç halkalı halkalaşma ürünleri

20

2.4.1.4.1. Pimaran Yapısındaki Üç halkalı Diterpenler

Reçine asitleri özellikle kozalaklı ağaçlardan elde edilen birçok doğal reçinenin

içerisinde bulunurlar. Pimaran iskeletine sahip diterpenler doğada yaygın olarak

bulunurlar. En çok bilinenleri izopimarik asit ve sandarakopimarik asittir.

Sandarakopimarik asit, Callitris quadrivalvis’den izole edilmiştir.

HOOCH

H

izopimarik asit

HOOC HOOCH

H

Sandarakopimarik asit Dekstropimarik asit

H

H

Şekil 2.14. İzopimarik asit, Sandarakopimarik asit ve Dekstropimarik asit yapısı

2.4.1.4.2. Abietan Yapısındaki Üç halkalı Diterpenler

Üç halkalı pimaradienlerden metil grubunun göçmesiyle abietadienler oluşur. Şekil

2.15’de pimaradienlerden abietadienlerin oluşumu gösterilmektedir.

Şekil 2.15. Pimaradienlerden abietadienlerin oluşumu

H+

H

21

Salvia, Coleus ve Plechtranthus türlerinin yapraklarından izole edildikleri gibi fosil

reçinelerinde yapılan incelemelerde de abietan yapısındaki dehidroabietik asit

bileşiklerine rastlanmıştır.

Levopimarik asit, ilk defa Fransa’da yetişen Pinus palistris ve Pinus maritima’nın

galipotlarından elde edilmiştir. Isıyla veya asitle abietik aside izomerleşebilir.

Levopimarik asit ve dekstropimarik asit enantiyomer değildir.

Neoabietik asit, 300oC’da abietik asit ile termal dengededir. Asit ile muamele

edildiğinde abietik asite çevrilir.

HOOCH

H

HOOCH

H

HOOCH

H

Abietik asit Levopimarik asit Neoabietik asit

Şekil 2.16. Abietik asit, Levopimarik asit, Neoabietik asit yapısı

Büyüme inhibitörü özellikleri gösteren bir grup biyolojik olarak aktif diterpen

kozalaklı ağaçlardan izole edilmiştir. Bunlar tümör inhibitörü olarak etki eden

bileşikler içermektedir. Örnek olarak Taxodium distichum (Cupressales)’den elde

edilen Taksodion ve Taksodon verilebilir.

22

R

HOO

R : O

R : OH

Taksodion

Taksodon

Şekil 2.17. Taksodion ve Taksodon yapısı

2.4.1.4.3. Kassan Yapısındaki Üç halkalı Diterpenler

Kassaik asit ilk defa Erythrophleum alkoloidi Kassain’in hidroliziyle elde edilmiştir.

(±)metil vinhatikoat, Planthymania reticulata’nın gövdesinden izole edilmiştir.

Kleistantol, Cleistanthus schlechteri’den izole edilmiştir.

O

O

HO H

H

H

H

COOH

Kassaik asit

O

OHOAc

OAc

OHH

a-Kaesalpin

MeOOCH

H

H

metil vinhatikoat

HO

HO

OH

Kleistantol

Şekil 2.18. Kassaik asit, α-Kaesalpin, (±)metil vinhatikoat ve Kleistantol yapısı

23

2.4.1.5. Dört Halkalı Diterpenler

Pimaran serisinin halkalaşmasıyla dört halkalı diterpenler oluşmaktadır. İki epimerik

yapı olan (-)pimaradien ve (-)sandarakopimaradien bileşiklerinin halkalaşması ile C10

karbonundaki metil grubu ile D halkaları farklı olan dört halkalı yapılar elde edilir.

(-)pimaradien’in halkalaşmasıyla (-)kauren, (+)hibaen ve (-)atisiren bileşikleri, (-

)sandarakopimaradien’in halkalaşmasıyla fillokladene, 8,13-izohibaen ve 8,12-

izoatisiren yapıları meydana gelmiştir. Uygun yapılardaki pimaradienlerin

halkalaşmasıyla dört halkalı diterpenlerin oluşumunu ilk defa 1955 yılında Wenkert

önermiştir. Şekil 2.19’da üç halkalı diterpenoitlerden dört halkalı diterpenoitlerin

oluşumu gösterilmektedir.

Dört halkalı diterpenler doğada geniş bir alana yayılmış olmasına rağmen benzer

yapılar şeklindedirler. (-)pimaradien’den türeyen seriler doğada daha yaygındır. Dört

halkalı diterpenlerde olefinik doymamışlık genellikle D halkasında

sınırlandırılmıştır.

24

Şekil 2.19. Üç halkalı diterpenoitlerden dört halkalı diterpenoitlerin oluşumu

H

H

H

H

H

H H

H

(-)Sandarakopimaradien

Fillokladen 8,13-izohibaen 8,12-izoatisiren

H

H

(-)Pimaradien

H

H

(-)Kauren

H

H

(+)Beyeren

H

H

(-)Atisiren

25

Kauren iskeletinin yeniden yapılanmasıyla farklı diterpen yapıları oluşmaktadır.

Gibberellin yapısı dört halkalı diterpen grubunda yer almaktadır ve bunların yapıları

C7 ve C8 arasındaki bağın koparak C6’ya kayması şeklinde meydana gelir. Diğer

taraftan C5 ile C10 arasındaki bağın C1’e kaymasıyla bir grup bitki zehiri olan

Grayanotoksin yapısı meydana gelir. (-)-Kauren’in C6 ve C7 arasındaki bağının

kopmasıyla ve C9 ile C10 arasındaki bağın dönmesiyle Enmein yapısı oluşmaktadır.

Şekil 2.20’de kauren iskeletinin yeniden düzenlenmesiyle oluşan farklı yapıdaki

diterpenler gösterilmektedir.

H

H

(-)- kauren

gibberellin grayanotoksin enmein

Şekil 2.20. Kauren iskeletinin yeniden düzenlenmesiyle oluşan farklı yapıdaki

diterpenler

Dört halkalı diterpenleri altı alt gruba ayırabiliriz. Bunlar, Kauren, Beyeren, Atiseren,

Trakiloban, Gibberellin ve Grayanotoksinler olarak sıralanabilir.

26

Beyeren, atiseren, kauren ve trikolabanlar, pimaradienlerin farklı bir karbokatyon ara

ürününün halkalaşması sırasında uygun düzenlemeler ile elde edilebilirler. Şekil

2.21’de karbokatyon ara basamağı üzerinden dört halkalı diterpenlerin oluşumu

gösterilmektedir.

+

H

H

H

H

ent- Kauren

ent- Atiserenent- Beyeren

ent- Trikolaban

Şekil 2.21. Karbokatyon ara basamağı üzerinden dört halkalı diterpenlerin oluşumu

Lamiceae familyasındaki bitkilerden kauren yapısına sahip dört halkalı diterpenler

izole edilebilir. Beyeren, atiseren ve trakiloban yapısındaki diterpenler Helianthus

türlerinden izole edilebilirler. Helianthus türlerinden izole edilen trakilobanların

antifeedant etkileri saptanmıştır. Gibberellinler bitkilerde büyümeyi stimüle eden ve

bitkiye koruyucu özellik veren maddelerdir. Kalmia angustifolia bitkisinden izole

edilen grayanotoksin yapısındaki bileşikler kardioaktif özelliği ile dikkat çeker.

2.4.1.5.1. Kauren Yapısındaki Dört halkalı Diterpenler

Kauren dört halkalı yapıda olan bir diterpendir. Hidrokarbon yapısındadır ve 20

karbondan oluşmaktadır. Üzerinde bulundurduğu sübstitüentlere göre karbon sayısı

27

biraz artabilir. Diterpenlerin normalde yapılarında bulundurdukları metil grupları

yükseltgenerek alkol, aldehit ve asit gruplarına veya olefinik metilene dönüşebilir.

Kauren ilk defa yeni Zelanda’daki Kauri (Agathis australis) ağacının yaprak

yağından izole edilmiştir. Bu bileşiğe, enantiyomerinden ayırmak için (-)kauren

denilmiştir. (+)Kauren ise ilk defa 1939 yılında Podocarpus spicatus’dan izole

edilmiştir. Elde edilen bu (+) ve (-)kauren bileşikleri sırasıyla kauren ve ent-kauren

olarak tanımlanmıştır.

Kauren diterpenlerin bitki içerisinde nasıl meydana geldiği konusunda ortaya atılan

düşünceler şöyledir. Daha önce de belirtildiği gibi geranil-geranil pirofosfat kendi

içinde düzenlemeye uğrayarak diterpenleri oluşturmaktadır. Geranil-geranil

pirofosfatın oluşturabileceği bir diterpen türü de dört halkalı yapıdaki kauren

iskeletidir. Bu olay hücre içerisinde asidik ortamda gerçekleşir. Ayrıca kauren

iskeleti karbokatyon ara ürünü üzerinden de meydana gelmektedir.

Kauren iskeleti üzerindeki numaralandırmayı ve sübstitüentleri ayrıntılı olarak ele

aldığımızda dört halkalı bir diterpen olan kauren iskeletinde numaralandırmaya A

halkasından başlanır, sonra B halkası bitirilir, C ve D ile devam edilir. En son olarak

metil grupları C16’dan başlayarak numaralandırılır.

Burada en önemli nokta 20 nolu karbonun sterokimyasını belirleyen A ve B

halkalarının cis veya trans kaynaşmasıdır. Kauren iskeletinde eğer 20 nolu karbon α

ise, yani A ve B halkası trans kaynaşmışsa bu bileşik ent-kauren, cis kaynaşmışsa

kauren olarak isimlendirilir.

28

Şekil 2.22. ent-Kauren ve kauren yapısı

Kaurenlerin adlandırılmalarına bakılırsa;

Linearol, ent-3β,7α-dihidroksi-18-asetoksikaur-16-en; fillokladen ise kauren olarak

adlandırılır. Bu iki yapı arasındaki farkı incelersek linearolde 20 nolu karbon arkada

yani α pozisyonunda, fillokladen’de ise bu karbon β konumundadır. Linearolde 3

nolu karbondaki hidroksil grubu β, 7 nolu karbondaki hidroksil grubu ise α olarak

okunmuştur. Halbuki formüle bakıldığında bunun böyle olmadığı, 3 nolu karbondaki

hidroksilin gerçekte α, 7 nolu karbondaki hidroksilin β olduğu kolaylıkla görülebilir.

CH2OAcOH

Linearolent - kauren

Fillokladen kauren

Şekil 2.23. Linearol ve Fillokladen yapısı

A B

C D

18 19

2016 17

15

14

12

11

910

67

12

34

5

13

8

ent- kauren kauren

29

O halde şöyle diyebiliriz; eğer bir kauren iskeletinde 20 nolu karbon α konumunda

ise o kauren yapısına ent-kauren adı verilir. β konumunda ise yapı kauren olarak

adlandırılır. ent-Kauren yapısında halka üzerindeki sübstitüentler her zaman

bulunduğu konumun tersi olarak yazılır.

Episiderol, ent-7β,18-dihidroksikaur-15-en olarak adlandırılır. Görüldüğü gibi

linearol veya fillokladen yapısından farklı olarak çift bağ bu kez 15 nolu karbon ile

16 nolu karbon arasındadır. Athonolon, ent-7α,17,18-trihidroksikaur-9(11)-en-12-on

olarak adlandırılır. Bu bileşik öncekilerden farklı olarak 9 ile 11 nolu karbonlar

arasında çift bağ taşımaktadır.

Şekil 2.24. Episiderol ve Athonolon yapısı

2.4.1.5.2. Beyeren Yapısındaki Dört halkalı Diterpenler

Beyerol, Batı Avustralya’da bulunan Beyeria leschenaulyii var. drummondi’nin

gövdesinden elde edilmiştir. (-)Hibaen, Thujopsis dolabrata’nın uçucu yağından elde

edilmiştir. 4β-hidroksi-18-norhibaen ise Erythroxylon monogynum’un gövdesinden

izole edilmiştir.

CH2OHOH OH

CH2OH

O

Episiderol Athonolon

CH2OH

30

HO CH2OH

H

CH2OH

H

H

OH

Beyerol (-)Hibaen 4B-hidroksi-18-norhibaen

Şekil 2.25. Beyerol, (-)Hibaen ve 4β-hidroksi-18-norhibaen yapısı

2.4.1.5.3. Giberellin Yapısındaki Dört halkalı Diterpenler

Giberellin grubu bileşikler bitkilerde büyüme ve gelişimi destekleme maddesi olarak

kullanılmaktadır ve fermantasyonla büyük oranda elde edilmektedir. Bu konuyla

ilgili bilimsel olarak yapılan ilk çalışma 1898 yılında pirinç tanelerinin anormal

büyümesinin araştırılmasıdır.

Giberellin yapısı kauren iskeletinin yeniden yapılanmasıyla oluşmaktadır. Şekil

2.26’da kauren iskeletinden giberellin oluşumu gösterilmektedir.

*

*H

H

*

*

Kauren

*

* H*

*

H

Giberellin

Şekil 2.26. Kauren iskeletinden giberellin oluşumu

31

Giberellin yapılarında 7 pozisyonunda oksijen içeren bir grup bulunması özellikle

karboksil grubunun bulunması yapının biyolojik olarak aktivite kazanmasını sağlar.

2.4.1.5.4. Atisane Yapısındaki Dört halkalı Diterpenler

Hidroksitraksilobanik asit ve Traksiloban-8-oik asit Madagaskan ağacı olan

Trachylobium verrucosum ‘un reçinelerinden elde edilmiştir.

HO

HOOCH

H H

HHOOC

Hidroksitraksilobanik asit Traksiloban-18-oik asit

Şekil 2.27. Hidroksitraksilobanik asit ve Traksiloban-18-oik asit yapısı

2.4.1.5.5. Grayanotoksin Yapısındaki Dört halkalı Diterpenler

Grayanotoksinler hipotansif etkisi olan bileşiklerdir. Leucothoe grayana

(Ericaceae)’nin yan dallarından elde edilmiştir. L. grayana’dan ve Ericaeae

familyasından olan bitkilerden toplam 30 çeşit grayanotoksin izole edilmiştir.

32

Şekil 2.28. Grayanotoksin yapıları

2.4.1.6. Makrosiklik Diterpenler

Sembran, jatrofan, dafnan, ingenan, taksan, fuzikokan ve latiran olmak üzere yedi

grupta incelenir.

Diterpenlerde geranilgeranil pirofosfatın oluşturduğu karbokatyonun en uçta bulunan

izopropil grubuna bağlanmasıyla oluşan bileşiklere örnek çok azdır. Örnek olarak

cembren verilebilir. Cembren, çam ağacının reçinesinden elde edilir ve ondört

karbon atomu içeren tek bir halka sistemine sahip bir hidrokarbondur.

Ayrıca bu gruptaki çoğu bileşik makrosiklik halka boyunca inkensol’da olduğu gibi

eter köprüsü veya eunikin’de olduğu gibi lakton yapısı içerebilir.

OHO

HOH

H

OAc

OHOH

OH

HOH

H

OH

OH

R1

R2

Grayanotoksin I R1 = R2 = OAc Rhodojaponin IR1 = OAc R2 = OH Rhodojaponin IIR1 = R2 = OH Rhodojaponin IIIR1 = OH R2 = OCH(OH)Me Asebotoksin III

33

O

O

OHOH

H H

OHH

O

Cembren inkensol Eunikin

Şekil 2.29. Cembren, İnkensol ve Eunikin bileşiklerinin yapıları

Makrosiklik halkanın yeniden yapılanmasıyla Vertikilol ve Taksikin yapıları elde

edilebilir. Şekil 2.30’da makrosiklik diterpenler ve halkalaşma ürünleri

gösterilmektedir.

CH2

OPP

+

O

OH

HO OH

OHH

HO

Geranil-Geranil pirofosfat

Sembren

Taksikin Vertikilol

Şekil 2.30. Makrosiklik diterpenler ve halkalaşma ürünleri

34

Taksanlar, Taxus türlerinden izole edilmiş olup bir kısmının alkoloit yapısında

olduğu ve kuvvetli antitümör etki gösterdikleri bulunmuştur. Taxus türleriyle ilgili

incelemeler sonucu Taksol bileşiğinin kansere karşı etkili olduğu saptanmıştır. Bu

bileşik sentez yolu ile elde edilerek kanser tedavisinde kullanılmaktadır. Taksol,

Taxus brevifolia’dan izole edilen kan kanserine ve tümöre karşı etkili olan bir

diterpendir. Taksan grubunda bu etkiyi gösteren ilk bileşiktir.

Şekil 2.31. Taksol bileşiğinin yapısı

Ayrıca Taksan grubu bileşikler bitkilerin zehirleyici özelliklerinden sorumludur.

(Cattle poison) (Öztürk, 2005)

O

OCPh

NH OH

Bz

H HHO

AcOO OH

AcOH

BzO

Taxol

O

Taksol

35

2.4.2 Diterpenlerin Numaralandırılması

Şekil 2.32. Labdan, Kassan, Giberellin, Pimaran ve Abietan diterpenlerinin numaralandırılması

1

2

3 45

67

89

10

11

12

13

14

15

1617

1819

20

Labdan

1

2

3 45

67

89

10

11

12

13

14

15

16

17

1819

20

Abietan

1

2

3 45

67

89

10

11

12

13

14

15

16

17

1819

20

Kassan

1

2

3 45

6

7

8

91011

12

1314

15 16 171819

20

Gibberellin

1

2

3 45

67

89

10

11

12

13

1415

16

17

1819

20

Pimaran

Labdan Kassan

Giberellin Pimaran

Abietan

36

Şekil 2.33. Totaran, Klerodan, Kauren ve Taksan diterpenlerinin numaralandırılması

2.5. Scutellaria Türleriyle Yapılan Çalışmalar

Çalışma konumuzun temelini bir Scutellaria türü olan Scutellaria orientalis L. subsp.

porphyrostegia Edmondson bitkisinden diterpenlerin izole edilmesi ve yapılarının

aydınlatılması oluşturmaktadır. Bundan dolayı bazı araştırma sonuçları aşağıda

özetlenmiştir.

Malakov vd. (1997), yaptıkları bir araştırmada Scutellaria orientalis subsp.

pinnatifida bitkisinin aseton ekstraktından bir diterpen izole etmişlerdir. Bu bileşiğin

yapısını kimyasal ve spektroskopik yöntemlerle açıklamışlardır. Bu diterpen

bileşiğini skutorientalin E ( 7β,19-diasetoksi-6α(E)–sinamoloksi-4α,18-epoksi-8β-

hidroksi-neo-klerod-13-en-15,16-olide) olarak isimlendirmişlerdir. Bileşiğin yapısı

aşağıdaki gibidir.

1

2

3 45

67

89

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

Klerodan

1

2

3 45

67

89

10

11

12

13

14

15

16

17

1819

20

Kauren

12

34 5

6

7

8

910

11

1213

14

15

16

17

1819

20

Taksan

1

2

3 45

67

89

10

11

12

13

14 15

16

17

1819

20

TotaranTotaran Klerodan

Kauren Taksan

37

Şekil 2.34. Skutorientalin E (Malakov vd., 1997)

Scutellaria orientalis subsp. pinnatifida bitkisi ile yapılan bir çalışmada ise

skutorientalin D ((13S)-11β,19-diasetoksi-4α,18;8β,13-diepoksi-6α-izobutiroksi-neo-

klerodan-15,16-olide) olarak isimlendirdikleri diterpen izole edilmiştir. (Papanov vd.,

1996)

Şekil 2.35. Skutorientalin D (Papanov vd., 1996)

38

Bruno vd. (1997), yaptıkları bir çalışmada Scutellaria lateriflora bitkisinden 3 yeni

diterpen bileşiği izole etmişlerdir ve bunları skutelaterin A ((11S,13S,16S)-2β,6α,19-

triasetoksi-4α,18;11,16;15,16-triepoksi-neo-klerod-14-en), skutelaterin B ((11S,13S,16S)-

6α,19-diasetoksi-2β-(2ı-metil)butiroloksi-4α,18;11,16;15,16-triepoksi-neo-klerod-14-en) ve

skutelaterin C ((11S,13S,15R ve S)-6α,19-diasetoksi-2β-(2ı-metil)butiroloksi-

4α,18;11,16;15,16-triepoksi-neo-klerodan-15-ol) olarak adlandırmışlardır.

Şekil 2.36. Ajugapitin (1), Skutesiprol A (2), Skutelaterin A (3), Skutelaterin B (4), Skutelaterin C (5), Lakton (6) (Bruno vd., 1997) Malakov ve Papanov (1998), Scutellaria alpina bitkisinde bulunan diterpenleri

incelemişlerdir. Sonuçta; skutalpin N (19-asetoksi-6α-benzoiloksi,4α,18-epoksi-8β-

hidroksi-neoklerod-13-en-15,16-olide) ve skutalpin O (11S,13S,15R ve S,16R)-6α-asetoksi-

19-izobutiroloksi-neo-kleroda-15,16-hemiasetal) isimlerini verdikleri iki yeni diterpen ve

daha önceden bilinen skutalpins A, skutalpins E, skutalpins F, skutalpin L, skutesiprol A ve

skutorientalin E diterpenlerini izole etmişlerdir.

39

Şekil 2.37. Skutalpin L (1), Skutesiprol A (2), Skutalpin N (3), Skutalpin O (4), Skutalpin O türevi (5), Skutesiprol A türevi (6) (Malakov ve Papanov, 1998) Malakov vd. (1997), yaptıkları çalışmada Scutellaria columnae bitkisinden 11-

episkutesiprin, skutegalin D, skutekolumnin C, skutesiprol B, skutaltisin ve iridoid

glikozit globularin (scutellarioside) gibi daha önceden yapıları aydınlatılmış

diterpenlerin yanında 11-episkutekolumnin C bileşiğini ilk defa izole etmişlerdir.

40

Şekil 2.38. 11-episkutekolumnin C (1), Skutekolumnin C (2), 11-episkutesiprin (3) (Malakov vd., 1997) Malakov ve Papanov (1997), yaptıkları bir çalışmada Scutellaria columnae bitkisinin

aseton ekstraktından daha önce bilinen skutegalin D diterpeni ile birlikte ilk kez 11-

episkutesiprin A diterpenini izole etmişlerdir. Bu bileşik, bitkilerden izole edilen

11R- konfigürasyonundaki bileşikler arasında hekzahidrofurofuran yapısına sahip ilk

neo-klerodan diterpendir.

41

Şekil 2.39. 11-episkutesiprin (1), Skutegalin D (2), Skutesiprin (3) (Malakov ve Papanov, 1997)

Esquıvel vd. (1997), çalışmalarında Scutellaria seleriana bitkisinden skuteselerin

((13R)-1β-11β-diasetoksi-6α-hidroksi-7β-senesioiloksi-8β,13-epoksi-4(18)-

neokleroden-15,16-olide) bileşiğini ilk defa izole etmişlerdir. Bu yeni diterpenin

yapısı kimyasal ve spektroskopik yöntemlerle aydınlatılmıştır. Ayrıca bilinen bileşik

olan oroksilin A bileşiğini elde etmişlerdir.

Şekil 2.40. Oroksilin A (Esquıvel vd., 1997)

42

Bruno vd. (2004), çalışmalarında Scutellaria parvula bitkisinden skuteparvin adında

4α,18-epoksi-6α-trans-sinamoloksi-neoklerod-13-en-15,16-olide yapısında yeni bir

diterpen izole etmişlerdir. Elde edilen bu bileşik, Ajuga remota bitkisinden izole

edilen ajugarin V bileşiği ile benzerlik göstermektedir. Tek fark, 6α-OH grubundaki

asetat yerine trans-sinamat esteri yapısını bulundurmasıdır. Bu sonuçta bize,

Scutellaria ile Ajuga türlerinin taksonları bakımından birbirine benzer olduklarını

göstermektedir.

Şekil 2.41. Ajugarin V (1), Skuteparvin (2) (Bruno vd., 2004)

Ezer vd. (1998), yaptıkları bir çalışmada Scutellaria orientalis subsp. sintenisii

bitkisinden, önceden bilinen bir diterpen olup Scutellaria alpina bitkisinden izole

edilmiş olan skutalpin J bileşiği ile birlikte, ilk kez skutenisin ((13R*)-6α,7β-

diizobutiroloksi-4α,18;8β,13-diepoksi-19-hidroksi-neo-klerodan-15,16-olide)

diterpenini izole etmişlerdir. Yeni diterpene ait spektrumlar incelendiğinde ise,

bunların Scutellaria alpina bitkisinden izole edilmiş bir diterpen olan skutalpin E

bileşiği ile benzerlik gösterdiği gözlenmiştir.

43

Şekil 2.42. Skutenisin (1), Skutalpin J (2) (Ezer vd., 1998)

Çalış vd. (1993), Scutellaria albida subsp. colchica bitkisi üzerinde yaptıkları

çalışmada, bitkinin metanol ekstraktından 2 tane yeni iridoit glikozit olan skalbidosit

(1) ve albidosit (2) bileşiklerini izole etmişlerdir. Ayrıca önceden bilinen 4 tane

iridoit glikozit, katalpol (3), gulobularin (=scutellarioside I) (4), skutellariosit II (5)

ve mussaenosidik asit (6) elde etmişlerdir ve çeşitli spektroskopik yöntemlerle

yapılarını aydınlatmışlardır.

44

Şekil 2.43. Skalbidosit (1), Albidosit (2), Katalpol (3), Gulobularin (=scutellarioside I) (4), Skutellariosit II (5), Mussaenosidik asit (6) (Çalış vd., 1993)

Saraçoğlu vd. (1995), Scutellaria salviifolia ve Phlomis armeniaca bitkileri üzerinde

yaptıkları çalışmada, her iki bitkininde metanol ekstraktlarından, 10 tane önceden

bilinen glikozidik bileşikler izole etmişlerdir. Bunlar, betulalbusit A (1), monoterpen

glikozit olan 8-hidroksilinaloil-3-O-β-D-glukopiranozit (2), iridoit glikozit olan

ipolamit (3), akteosit (verbaskosit) (4), lökoskeptosit A (5), martynosit (6), forsithosit

R1 R2 R3 1 (E)-sinamoil α-D-glukoz H 1a (E)-sinamoil α-D-glukoz (Ac)4 Ac 1b H α-D-glukoz H 3 H H H 4 (E)-sinamoil H H 5 (E)-kumaroil H H

R1 2 (E)-kumaroil 6 H

45

B (7), flinosit B (8), flinosit C (9) ve fenilpropanoit glikozit olan teukriosit (10)

bileşikleridir.

Şekil 2.44. Betulalbusit A (1), 8-hidroksilinaoil-3-O-β-D-glukopiranozit (2), Ipolamit (3) (Saraçoğlu vd., 1995)

Betulalbusit A 8-hidroksilinaoil-3-O-β-D-glukopiranozit

İpolamit

46

Şekil 2.45. Akteosit (4), Lökoskeptosit A (5), Martynosit (6), Forsithosit B (7), Flinosit B (8), Flinosit C (9), Teukriosit (10) (Saraçoğlu vd., 1995)

Cole vd. (1990), Scutellaria galericulata bitkisi üzerinde yaptıkları çalışmada,

önceki çalışmalarda Scutellaria woronowii bitkisinden izole edilmiş olan Jodrellin B

(1) bileşiği ile birlikte 3 tane yeni diterpenoit olan Jodrellin T (4), 14,15-

dihidrojodrellin T (3) ve galerikulin (5) bileşiklerini elde etmişlerdir. Bileşiklerin

kimyasal yapıları çeşitli spektroskopik yöntemler kullanılarak aydınlatılmıştır.

R1 R2 R3 R4 Bileşik (4) H H H H Akteosit (5) H CH3 H H Lökoskeptosit A (6) CH3 CH3 H H Martynosit (7) H H β-Apioz H Forsithosit B (8) H H H β-Ksiloz Flinosit B (9) H H H α-Ramnoz Flinosit C (10) H H H α-Liksoz Teukriosit

47

Şekil 2.46. Jodrellin B (1), 14,15-dihidrojodrellin T (2,3), Jodrellin T (4), Galerikulin (5), Klerodin (6), Ajugapitin (7), Klerodendrin B (8), Ajugarin I (9) (Cole vd., 1990)

48

Cole vd. (1991), Scutellaria spp. bitkisi üzerinde yaptıkları çalışmada, klerodin (1),

jodrellin A (2) ve jodrellin B (3) olmak üzere 3 tane diterpen izole etmişlerdir ve

yapılarını spektroskopik yöntemlerle aydınlatmışlardır.

Şekil 2.47. Klerodin (1), Jodrellin A (2), Jodrellin B (3) (Cole vd., 1991)

Çalış vd. (1993), Scutellaria orientalis subsp. pinnatifida bitkisi üzerinde yaptıkları

çalışmada, darendosit A (1) ve darendosit B (2) olmak üzere 2 yeni feniletil alkol

49

glikozit ile birlikte, önceden bilinen 4 glikozit, siringin (3), martinosit (4),

verbaskosit (6) ve lökoskeptosit A (5), izole edilmiştir.

Şekil 2.48. Darendosit A (1), Darendosit B (2), Siringin (3), Martinosit (4), Verbaskosit (5), Lökoskeptosit A (6) (Çalış vd., 1993)

R1 R2 2 H CH3 4 feruloil CH3 5 feruloil H 6 kafeoil H

50

Zhou vd. (1997), Scutellaria baicalensis bitkisinin kuru kökleri üzerinde yaptıkları

çalışmada, 1 tane yeni flavon glikozit olan 5,7,2ı,6ı-tetrahidroksiflavon 2ı-O-β-D-

glukopiranozit, 15 tane önceden izole edilmiş olan flavonoit ve 5 tane önceden izole

edilmiş olan feniletanoit izole etmişlerdir ve çeşitli spektroskopik yöntemlerle

yapılarını aydınlatmışlardır.

n-bütanol ekstraktından elde edilen 6 flavon glikozit :

5,7,2ı,6ı-tetrahidroksiflavon 2ı-O-β-D-glukopiranozit (1)

Viskidulin III 2ı-O-β-D-glukozit (2)

5,2ı,6ı-trihidroksi-7,8-dimetoksiflavon 2ı-O-β-D-glukopiranozit (3)

5,2ı,6ı-trihidroksi-6,7-dimetoksiflavon 2ı-O-β-D-glukopiranozit (4)

6-C-α-L-arabinopiranozil-8-C-β-D-glukopiranozil krisin (5)

6-C-β-D-glukopiranozil-8-C- α-L-arabinopiranozil krisin (6)

Eter ekstraktından elde edilen flavonlar :

Krisin (7)

Baisalein (8)

Wogonin (9)

Skullkapflavon I (10)

Rivularin (11)

5,2ı-dihidroksi-6,7,8-trimetoksiflavon (12)

Skullkapflavon II (13)

Flavon glukuronidler :

baisalin (14)

5,2ı-dihidroksi-7,8,6ı-trimetoksiflavon 2ı-O-β-D-glukoronopiranozit (15)

Wogonosit (16)

n-bütanol ekstraktından elde edilen feniletanoit bileşikler :

Martinosit (17)

Lökoskeptosit A (18)

2-(3-hidroksi-4-metoksi-feniletil)1-O-α-L-ramnopiranozil-(1 3)-β-D-(4-O-

feruloil)glukopiranozit (19)

Akteosit (20)

4-hidroksi-β-feniletil-β-D-glukopiranozit (21)

51

Şekil 2.49. 5,7,2ı,6ı-tetrahidroksiflavon 2ı-O-β-D-glukopiranozit (Zhou vd., 1997)

Munoz vd. (1997), Scutellaria alpina subsp. javalambrensis bitkisinin aseton

ekstraktından, 7 tane önceden izole edilmiş olan neo-klerodan (skutalpins B-D (1-3),

skutalpins G (4), skutalpins I (5), skutekolumnin C (6)) ile birlikte 1 tane yeni

diterpenoit, 11-deasetilskutalpin D (7), elde etmişler ve yapılarını spektroskopik

yöntemler kullanarak aydınlatmışlardır.

Flavonoit Feniletanoit R1 R2 R3 R4 R1 R2 R3 R4 1* H H H CH2OH 18 OH OH ramnozil feruloil 15 Me OMe Me CO2H 19 OH OMe ramnozil kafeoil 20 OH OH ramnozil kafeoil 21 H OH H H * yeni bileşik

52

Şekil 2.50. Skutalpins B-D (1-3), Skutalpins G (4), Skutalpins I (5), Skutekolumnin C (6), 11-deasetilskutalpin D (7) (Munoz vd., 1997)

Bruno vd. (1999), Scutellaria rubicunda bitkisi üzerinde yaptıkları çalışmada 2 tane

diterpenoit izole etmişlerdir ve bu maddelerin böcek gelişimini önleyici aktivitelerini

incelemişlerdir.

Skutesiprol B (1) 7:3 EtOAc – petrol çözücü karışımı ile,

Skutesiprol C (2) 9:1 EtOAc – petrol çözücü ksarışımı ile ekstrakte edilmiştir.

53

Şekil 2.51. Skutesiprol B (1), Skutalbin C (2), 15-okso türevi (3) (Bruno vd., 1999)

Gao vd. (1999), Scutellara baicalensis Georgi bitkisinden izole edilmiş olan 4

önemli flavonoit olan baisalein, baisalin, vogonin ve vogonisit bileşiklerinin

yapılarını ve bunların antioksidant aktivitelerini incelemişlerdir.

Şekil 2.52. Dört önemli flavonoit yapısı

Bruno vd. (2002), Scutellaria rubicunda subsp. rubicunda ve Scutellaria columnae

subsp. gussonei bitkileri üzerinde çalışmalar yapmışlardır.

baisalein : R1=OH, R2=H, R3=H baisalin : R1=OH, R2=Glu, R3=H vogonin : R1=H, R2=H, R3=OCH3 vogonisit : R1=H, R2=Glu, R3=OCH3

54

Scutellaria rubicunda subsp. rubicunda bitkisi aseton ile ekstrakte edilmiştir ve

kolon kromatografisinde 49:1 oranında CHCl3-MeOH çözücü karışımı kullanılarak

1. fraksiyondan jodrellin B (1) ve skutegrossin A (3) bileşikleri, 49:1 oranında

CHCl3-MeOH çözücü karışımı kullanılarak 2. fraksiyondan skutalsin (4) ve

skutesiprol B (6) bileşikleri, 24:1 oranında CHCl3-MeOH çözücü karışımı

kullanılarak 3. fraksiyondan jodrellin A (2) ve skutalbin A (5) bileşikleri olmak üzere

6 tane bilinen neo-klerodan diterpenoit izole etmişlerdir.

Scutellaria columnae subsp. gussonei bitkisi aseton ile ekstrakte edilmiş ve daha

önce Scutellaria cypria subsp. cypria bitkisinden izole edilmiş olan skutesiprol A (7)

bileşiğini elde etmişlerdir.

Daha sonra tüm bu bileşiklerin böcek gelişimini önleyici aktiviteleri incelenmiştir.

Şekil 2.53. Jodrellin B (1), Jodrellin A (2), Skutegrossin A (3), Skutalsin (4), Skutalbin A (5), Skutesiprol B (6), Skutesiprol A (7) (Bruno vd., 2002)

55

Li vd. (2004), ince tabaka kromatografisi, yüksek performans sıvı kromatografisi,

HSCCC (high-speed counter-current chromatography), kapiler elektroforez ve

elektrokinetik kapiler kromatografisi yöntemlerini kullanarak, Scutellaria baicalensis

bitkisinden izole edilmiş olan, baisalin, vogonin-7-O-glucuronit, oroksilin A 7-O-

glucuronit, baisalein, vogonin ve oroksilin A bileşiklerini ayırmışlardır.

Şekil 2.54. S.baicalensis bitkisinden izole edilen 6 bileşiğin kimyasal yapısı (Li vd., 2004)

Li vd. (2005), HSCCC (high-speed counter-current chromatography) yöntemiyle

Scutellaria baicalensis bitkisindeki 3 biyoaktif flavonoit olan baisalein, vogonin ve

oroksilin A bileşiklerini izole etmişler ve saflaştırmışlardır. Sonuç olarak, %95,7

saflıkta baisalein, %98,5 saflıkta vogonin ve %93,2 saflıkta oroksilin A bileşiği elde

etmişlerdir.

Baisalin (R1=OH, R2=H) Vogonin 7-O-glukuronit (R1=H, R2=OMe) Oroksilin A 7-O-glukuronit (R1=OMe, R2=H)

Baisalein (R1=OH, R2=H) Vogonin (R1=H, R2=OMe) Oroksilin A (R1=OMe, R2=H)

56

Şekil 2.55. Baisalein, Vogonin ve Oroksilin A bileşiklerinin kimyasal yapısı (Li vd., 2005)

Kubo vd. (1983), yaptıkları çalışmada Ajuga remota bitkisinden ajugarin V bileşiği

izole etmişlerdir. Bileşik, spektroskopik yöntemlerle incelenmiş ve bileşiğin

yapısının, daha önce aynı bitkiden izole edilmiş olan ajugarin I bileşiğinin yapısı ile

örtüştüğü, sadece metil ve asetoksil gruplarının sayısının farklı olduğu gözlenmiştir.

O

O

O

O Ac

H

Şekil 2.56. Ajugarin V (Kubo vd., 1983)

Baisalein (R1=OH, R2=H) Vogonin (R1=H, R2=OMe) Oroksilin A (R1=OMe, R2=H)

57

Dai vd. (2006), Scutellaria barbata bitkisinden 3 yeni neo-klerodan diterpenoit,

barbatins A-C (1-3) ve neo-klerodan dierpenoit nikotinil ester skutebarbatin B (4)

bileşiklerini izole etmişlerdir. Bunların yapıları UV, IR, HRFAB-MS, 1D NMR ve

2D NMR spektroskopik analiz yöntemleriyle aydınlatılmıştır ve aktiviteleri

incelenmiştir.

Şekil 2.57. Barbatins A-C (1-3), Skutebarbatin B (4) (Dai vd., 2006)

Tomimori vd. (1985), yaptıkları çalışmada, Scutellaria discolor Colebr. bitkisinin

etanol ekstraktından 5 tane önceden izole edilmiş flavonoitler olan vogonin,

norvogonin, 5,7,2ı-trihidroksi-8-metoksiflavon, 5,7-dihidroksi-8,2ı-dimetoksiflavon

ve vogonin 7-O-glucuronit ile birlikte 5 tane yeni flavon ve 1 tane yeni kalkon izole

etmişlerdir. Bu yeni bileşiklerin yapılarının sırasıyla 2(S)-5,7-dihidroksi-8,2ı-

dimetoksiflavon, 2(S)-7-hidroksi-5,8,2ı-trimetoksiflavon, (±)-5,2ı-dihidroksi-7,8,6ı-

trimetoksiflavon, (±)-5,2ı-dihidroksi-6,7,6ı-trimetoksiflavon ve 2ı,4ı-dihidroksi-

2,3ı,6ı-trimetoksikalkon olduğu belirlenmiştir.

58

OR8

R7O

R6OR5

O

OR2l

R6l

R5 R6 R7 R8 R2ı R6

ı

I 2(S) H H H OMe Me H

II 2(S) Me H H OMe Me H

III (±) H H Me OMe H OMe

IV (±) H OMe Me H H OMe

Şekil 2.58. Scutellaria discolor Colebr. bitkisinden izole edilen flavon yapıları

(Tomimori vd., 1985)

O

R4lO

MeOR2

lO

OMe

OMe

R2

ı R4ı

V H H

Şekil 2.59. Scutellaria discolor Colebr. bitkisinden izole edilen kalkon yapısı (Tomimori vd., 1985)

59

Miyaichi vd. (1988), yaptıkları çalışmada Scutellaria scandens Buch.-Ham. ex

D.Don bitkisinin etanol ekstraktından 11 tane bilinen flavonoitler olan oroxylin A,

dihidrooroksilin A, vogonin, krisin, baisalein, dihidrobaisalein, norvogonin, vogonin

7-O-glukuronit, krisin 7-O-glukuronit, baisalin ve dihidrobaisalin ile birlikte 5 tane

yeni flavonon izole etmişlerdir. Bu bileşiklerin yapıları, sırasıyla, (2S)-5,7,2ı,5ı-

tetrahidroksi-6-metoksiflavanon, (2S)-5,7,2ı,5ı-tetrahidroksi-6-metoksiflavanon 2ı-O-

β-D-glukopiranozit, (2S)-5,7,2ı,5ı-tetrahidroksi-6-metoksiflavanon 2ı-O-β-D-(2-O-

feruloil)-glukopiranozit, (2S)-5,7,2ı,5ı-tetrahidroksi-6-metoksiflavanon 2ı-O-β-D-(2-

O-sinapoil)-glukopiranozit, (2S)-5,7,2ı,5ı-tetrahidroksi-6-metoksiflavanon 2ı-O-β-D-

(2-O-vanilloil)-glukopiranozit olarak tayin edilmiştir.

OHO

MeOOH O

RO

OH

I. R=H

II. R= glc

III. R= glc2-feruloil

IV. R= glc2-sinapoil

V. R= glc2-vaniloil

glc: β-D-glukopiranozil

Şekil 2.60. Scutellaria scandens Buch.-Ham. ex D.Don bitkisinden izole edilen flavanon yapıları (Miyaichi vd., 1988)

Lin vd. (1989), Scutellaria rivularis bitkisinden skutellones B, G, H ve I isimlerinde

4 tane yeni neo-klerodan tipinde olan diterpenoit bileşiklerini izole etmişlerdir ve

çeşitli spektroskopik yöntemler kullanarak bileşiklerin yapılarını aydınlatmışlardır.

60

Yung-Qi vd. (1988), yaptıkları çalışmada Scutellaria ikonnikovii Juz. bitkisi etanol

ile ekstrakte edilmiş ve bu ekstrakt silikajel kolonunda çalışılarak 7 tane flavonoit

glukuronit izole edilmiştir. Bu bileşiklerin yapıları ikonnikosit I (1), norvogonin-8-O-

glukuronit (2), skutellarin (3), 5,2ı-dihidroksi-7-O-glukuronilflavon (4), baisalin (5),

norvogonin-7-O-glukuronit (6) ve krisin-7-O-glukuronit (7) olarak tayin edilmiştir.

O

OH O

R5

R1

R2

R3 R4

R1 R2 R3 R4 R5

1 OH H OH H OGlcA

2 H OGlcA H H OH

3 OH H H OH OGlcA

4 H H OH H OGlcA

5 OH H H H OGlcA

6 H OH H H OGlcA

7 H H H H OGlcA

Şekil 2.61. İkonnikosit I (1), Norvogonin-8-O-glukuronit (2), Skutellarin (3), 5,2ı-dihidroksi-7-O-glukuronilflavon (4), Baisalin (5), Norvogonin-7-O-glukuronit (6) ve Krisin-7-O-glukuronit (7) (Yung-Qi vd., 1988)

Zhang vd. (1993), yaptıkları çalışmada Scutellaria baicalensis bitkisinin etanol

ekstraktından 3 tane bilinen flavon 5,7,2ı,5ı-tetrahidroksiflavon, (-)eriodiktol ve

rivularin ile birlikte 1 tane yeni flavonoit glikozit olan viskidulin III-2ı-O-β-D-

glikozit izole edilmiştir.

61

OR2

R1O

OHO

R3OR4

R5R6

R1= H, R2=OMe, R3=Me, R4=OH, R5=H, R6=O-Glc

Şekil 2.62. Scutellaria baicalensis bitkisinden izole edilen bileşiklerin kimyasal yapıları (Zhang vd., 1993)

Miyaichi vd. (1987), yaptıkları çalışmada, Scutellaria indica L. bitkisinin etanol

ekstraktından 11 tane bilinen flavanoit, 1 tane yeni flavon, 4 tane yeni flavanon izole

edilmiştir.

(1) 2(S)- 5,7,2ı-trihidroksi-8-metoksiflavanon

(2) 2(S)- 5,7,2ı-trihidroksiflavanon

(3) 2(S)- 5,2ı,5ı-trihidroksi-7,8-dimetoksiflavanon

(4) 2(S)- 5,2ı-dihidroksi-7,8,6ı-trimetoksiflavanon 2ı-O-β-glukuronopiranozit

(5) 5,7-dihidroksi-8,2ı-dimetoksiflavon 7-O-β-glukuronopiranozit

62

O

R2

R1O

OH O

OR5

R3 R4

R1 R2 R3 R4 R5

(1) H OMe H H H

(2) H H H H H

(3) Me OMe H OH H

(4) Me OMe OMe H β-glc.UA

Şekil 2.63. Scutellaria indica L. bitkisinden izole edilen flavanon yapıları (Miyaichi vd., 1987)

O

OH O

RO

OMeOMe

(5) R= β-glc.UA

Şekil 2.64. Scutellaria indica L. bitkisinden izole edilen flavon yapısı (Miyaichi vd., 1987)

63

Bae vd. (1994), yaptıkları çalışmada Scutellaria indica bitkisinden 5 tane flavanoit

izole etmişlerdir ve bileşiklerin yapılarını çeşitli spektroskopik yöntemlerle

aydınlatmışlardır.

(1) 2(S)-5,7-dihidroksi-8,2ı-dimetoksiflavanon

(2) Vogonin (5,7-dihidroksi-8-metoksiflavon)

(3) 5,7-dihidroksi-8,2ı-dimetoksiflavon

(4) 2(S)-5,7,2ı-trihidroksi-8-metoksiflavanon

(5) 2(S)-5,2ı,5ı-trihidroksi-7,8-dimetoksiflavanon

O

O

R2

R3

R1

R4

H

R5

R1 R2 R3 R4 R5

(1) OH OH OCH3 OCH3 H

(4) OH OH OCH3 OH H

(5) OH OCH3 OCH3 OH OH

Şekil 2.65. 2(S)-5,7-dihidroksi-8,2ı-dimetoksiflavanon (1), 2(S)-5,7,2ı-trihidroksi-8-metoksiflavanon (4), 2(S)-5,2ı,5ı-trihidroksi-7,8-dimetoksiflavanon (5) (Bae vd., 1994)

64

O

O

R2

R3

R1

R4

R1 R2 R3 R4

(2) OH OH OCH3 H

(3) OH OH OCH3 OCH3

Şekil 2.66. Vogonin(5,7-dihidroksi-8-metoksiflavon) (2), 5,7-dihidroksi-8,2ı-dimetoksiflavon (3) (Bae vd., 1994)

Tomimori vd. (1990), yaptıkları çalışmada Scutellaria rivularis WALL bitkisinin

etanol ekstraktından önceden bilinen baisalin, vogonin 7-O-glukuronit, kartamidin 7-

O-glukuronit ve izokartamidin 7-O-glukuronit bileşiklerinin yanı sıra 4 tane yeni

flavon glukuronit izole edilmiştir. Yeni bileşiklerin yapıları sırasıyla 7-hidroksi-5,8-

dimetoksiflavon 7-O-β-D-glukuronopiranozit, 5,7,8,2ı-tetrahidroksiflavon 7-O-β-D-

glukuronopiranozit, 5,2ı-dihidroksi-7,8,6ı-trimetoksiflavon 2ı-O-β-D-

glukuronopiranozit, 5,2ı,6ı-trihidroksi-7,8-dimetoksiflavon 2ı-O-β-D-

glukuronopiranozit olarak tayin edilmiştir.

65

O

O

R7OOR8

OR5

R6l

R2l

R5 R7 R8 R2ı R6ı

(1) Me gluA Me H H

(2) H gluA H OH H

(3) H Me Me O-gluA OMe

(4) H Me Me O-gluA OH

gluA : β-D-glukuronopiranozil

Şekil 2.67. Scutellaria rivularis Wall bitkisinden izole edilen flavon glukuronit yapıları (Tomimori vd., 1990)

Lin vd. (1991), yaptıkları çalışmada Scutellaria luzonica Rolfe bitkisinin etanol

ekstraktından 13 tane flavon, 2 tane flavanon, 1 tane kalkon ve 1 tane flavon glikozit

izole edilmiştir. Bileşiklerin yapıları çeşitli spektroskopik metotlarla tayin edilmiştir.

66

O

O

R4

R3

R2

R1 (1) R1=OH R2=H R3=R4=OCH3 (vogonin-7-metil eter)

(2) R1=R2=OH R3=OCH3 R4=H (negletein)

(3) R1=R3=OH R2=H R4=OCH3 (vogonin)

(4) R1=R3=OH R2=R4=H (krisin)

(5) R1=R4=OCH3 R2=H R3=OH

(10) R1=R3=OH R2=OCH3 R4=H (oroksilin)

(11) R1=R3=R4=OH R2=H (norvogonin)

(17) R1=R4=OH R2=H R3=O-glukozit

O

O

R4R3

R2

R1

R5

R6

(6) R1=R2=R6=OH R3=OCH3 R4=R5=H (4ı-hidroksivogonin)

(7) R1=R2=R6=OH R3=R4=H R5=OCH3 (krisoeriol)

(8) R1=R2=R5=R6=OH R3=OCH3 R4=H

(9) R1=R2=R5=R6=OH R3=R4=H (luteolin)

(12) R1=R2=R4=OH R3=R5=R6=H

(13) R1=R2=R3=R6=OH R4=R5=H (izoskutellarein)

67

O

O

R4R3

R2

R1 (14) R2=OH R1=R3=R4=OCH3

(15) R1=R2=OH R3=R4=OCH3

O

R4

R3

R2

R1

R5

(16) R1=R3=R5=OCH3 R2=R4=OH

Şekil 2.68. Scutellaria luzonica Rolfe bitkisinden izole edilen flavon, flavanon, kalkon ve flavon glikozit bileşiklerinin kimyasal yapıları (Lin vd., 1991)

68

3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1 Materyal

3.1.1 Bitkisel Materyal

Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia Edmondson bitkisi Siirt'in Botan

Vadisi'nden toplandı ve araştırma için Süleyman Demirel Üniversitesi'ne getirildi.

Şekil 3.1. Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia Edmondson bitkisi

3.1.2 Kimyasal Materyal

Ekstraksiyon işlemleri için; aseton kullanılmıştır.

Kolon kromatografisi için; silikajel HF 254, İTK için; silika kaplı alüminyum

plaklar (DC Alufolien Kieselgel 60 F254 , Merck) kullanılmıştır.

Saflaştırma ve ayırma işlemlerinde; etanol, metanol, etil asetat, petrol eteri

kullanılmıştır.

69

3.2 Yöntem

Bitki kimyası çalışmalarında izlenen yöntem aşağıdaki gibi özetlenebilir.

− Bitkilerin çiçeklenme döneminde toplanması ve teşhisi.

− Bitkilerin gölgede kurutulması ve toz haline getirilmesi.

− Bitkilerin uygun çözücüler ile ekstraksiyonu.

− Hazırlanan ekstrelerden çeşitli kromatografik (kolon, ince tabaka ve preparatif

ince tabaka) yöntemlerle kimyasal organik maddelerin izolasyonu.

− Elde edilen maddelerin çeşitli spektroskopik yöntemlerle ( IR, ıH-NMR, 13C-

NMR ) yapılarının tayini.

3.2.1. Ekstraksiyon

Siirt’in Botan Vadisi’nden toplanan Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia

Edmondson bitkisinin toprak üstü kısımları, gölgede kurutulduktan sonra öğütülür.

Toz haline getirilen 80 gram bitki, her biri 10’ar gram olacak şekilde ayrılır ve aseton

ile Soxhlet düzeneği kullanılarak 1 hafta boyunca 3 kez ekstraksiyon işlemine tabii

tutulur. Bitkinin tamamı bitinceye kadar işleme devam edilir. Elde edilen ekstrelerin

çözücüleri döner buharlaştırıcıda uçurulur.

Şekil 3.2. Döner buharlaştırıcı

70

3.2.2. Kromatografik Yöntemler

3.2.2.1. Kolon Kromatografisi

Kolon kromatografisi elde edilen ekstreleri bileşenlerine ayırmak için kullanılır.

Çalışmamızda 100 cm uzunluğunda, 4 cm çapında bir kolon hazırlanmıştır. Etkin

ayırmanın yapıldığı kısım 90 cm dir. Petrol eteri-etil asetat (7:3) ile süspansiyon

haline getirilmiş silikajel ile kolon doldurulur. Elde edilen ekstre kolonun üst kısmına

ilave edilir. Yıkama işlemine petrol eteri-EtOAc (7:3) ile devam edilir. Elde edilen

fraksiyonların miktarlarına göre gerektiğinde daha küçük boyuttaki kolonlardan aynı

şekilde yararlanılır.

Şekil 3.3. Kolon kromatografisi

3.2.2.2. İnce Tabaka Kromatografisi ( İTK )

Kolon kromatografisinden elde edilen fraksiyonlar miktarlarına göre silikajel kaplı

hazır alüminyum plakalara (DC Alufolien Kieselgel 60 F254 , Merck) tatbik edilerek

uygun çözücü sistemlerinde yürütülür. Maddelere ait lekeler UV ( 254 nm ) ışık

71

altında incelenir. Kolon kromatografisinden alınan fraksiyonların tamamı

inceleninceye kadar bu işleme devam edilir ve benzer fraksiyonlar birleştirilir.

Şekil 3.4. İnce tabaka kromatografisi

3.2.3. Spektroskopik Yöntemler

3.2.3.1. FT-IR (Fourier-Transform Infrared Spectroscopy)

Bileşiklerin IR spektrumları Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi

Kimya Bölümü Araştırma Laboratuarında Schimadzu IR Prestige-21 FT-IR

spektrometresi ile alınmıştır.

Şekil 3.5. FT-IR Spektrometresi

72

3.2.3.2. NMR (1H-NMR ve 13C-NMR) Spektrofotometrisi

Bileşiklerin NMR spektrumları TÜBİTAK Ankara Test ve Analiz Laboratuarlarında

Bruker Avance DPX-400 MHz FT-NMR spektrometresi ile CDCl3 çözücüsü

kullanılarak alınmış olunup iç standart olarak tetrametilsilan kullanılmıştır.

Şekil 3.6. Nükleer Manyetik Rezonans Spektrometresi

73

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA

Siirt’in Botan Vadisi’nden toplanan Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia

Edmondson bitkisinin toprak üstü kısımları, gölgede kurutulduktan sonra öğütülür.

Toz haline getirilen 80 gram bitki, her biri 10’ar gram olacak şekilde ayrılır ve aseton

ile Soxhlet düzeneği kullanılarak 1 hafta boyunca 3 kez ekstraksiyon işlemine tabii

tutulur. Elde edilen ekstrelerin çözücüleri döner buharlaştırıcıda uçurulur. Elde edilen

ekstreleri bileşenlerine ayırmak için kolon kromatografisi kullanılır. Çalışmamızda

100 cm uzunluğunda, 4 cm çapında bir kolon hazırlanmıştır. Petrol eteri-etil asetat

(7:3) ile süspansiyon haline getirilmiş silikajel ile kolon doldurulur. Elde edilen

ekstre kolonun üst kısmına ilave edilir. Yıkama işlemine petrol eteri- EtOAc (7:3) ile

devam edilir. Elde edilen fraksiyonların miktarlarına göre gerektiğinde daha küçük

boyuttaki kolonlardan aynı şekilde yararlanılır. Kolon kromatografisinden elde edilen

fraksiyonlar miktarlarına göre silikajel kaplı hazır alüminyum plakalara (DC

Alufolien Kieselgel 60 F254 , Merck) tatbik edilerek uygun çözücü sistemlerinde

yürütülür. Maddelere ait lekeler UV ( 254 nm ) ışık altında incelenir. Kolon

kromatografisinden alınan fraksiyonların tamamı inceleninceye kadar bu işleme

devam edilir ve benzer fraksiyonlar birleştirilir. Birleştirilen fraksiyonların

çözücüleri döner buharlaştıcıda uçurulur. Sonuç olarak bitki içerisinde üç farklı

ekstraktif bileşik tespit edilmiştir. Uygun çözücü karışımları belirlenerek maddeler

kristallendirilmiştir ve çeşitli spektroskopik yöntemlerden faydalanılarak bileşiklerin

yapıları tayin edilmiştir.

İzole edilen bileşiklere ait analiz sonuçları 4.1, 4.2 ve 4.3 başlıkları altında

sunulmuştur. Ayrıca analizlere ait spektrumlar EKLER kısmında verilmiştir.

4.1. Bileşik – 1 : 7β,19-diasetoksi-6α,8β-dihidroksi-4α,18-epoksi-neo-klerod-13-

en-15,16-olide

Bu madde metanol-su karışımından beyaz kristaller halinde 70 mg olarak elde

edilmiştir. Erime noktası, 114 oC olarak belirlenmiştir.

74

O

O

H OH

OAc

OAc

O15

14

13

12

11

9

8

76

2010

5

1

4

1819

17

16

OH

Bileşiğin IR spektrumunda Vmax KBr ;

3460 cm-1’de 6 ve 8 numaralı karbona bağlı OH gruplarına ait pik gözlenmektedir.

2923 cm-1’de C-H gerilme bandı gözlenmektedir. 1739 ve 1780 cm-1’de ester

gruplarına ait C=O gerilme bantları gözlenmektedir.1636 cm-1’de α-β-doymamış δ-

lakton grubuna ait pik gözlenmektedir. 1246 cm-1’de ise epoksit grubuna ait pik

gözlenmektedir.

Bileşiğin ıH-NMR spektrumunda (CDCl3);

δ 1,95 ppm ve 2,09 ppm’deki singlet pikler yapıdaki 7 ve 19 numaralı karbona bağlı

asetoksil gruplarına aittir. δ 1,17 ppm’de gözlenen singlet pik 17 no’lu metil

grubunun protonlarına aittir. δ 4,79 ppm’de gözlenen singlet pik 16 no’lu karbona

bağlı olan iki protonu göstermektedir. δ 0,93 ppm’de gözlenen singlet pik 20 no’lu

metil grubundaki protonlara aittir. δ 4,73 ppm’deki singlet pik 19 no’lu karbona bağlı

iki protona aittir.

Bileşiğin 13C-NMR spektrumunda (CDCl3);

Bileşiğin yapısında bulunan tüm spesifik karbon atomlarının pikleri spektrumda

gözlenmektedir. δ 22,6, 24,8 ve 31,9 ppm’de gözlenen triplet pikler sırasıyla 1, 2 ve

3 numaralı karbon atomlarına aittir. δ 76,7 ppm’de gözlenen dublet pik 7 numaralı

karbon atomuna, δ 77,4 ppm’de gözlenen singlet pik 8 numaralı karbon atomuna

75

aittir. δ 34,2 ve 29,2 ppm’de gözlenen triplet pikler sırasıyla 11 ve 12 numaralı

karbon atomuna aittir. δ 18,9 ppm’de gözlenen quartet pik 20 numaralı karbona aittir.

Bütün bu spektral bulgular ışığında bu bileşiğin 7β,19-diasetoksi-6α,8β-dihidroksi-

4α,18-epoksi-neo-klerod-13-en-15,16-olide bileşiği olduğuna karar verilmiştir.

Yaptığımız literatür taramasında skutorientalin E (7β,19-diasetoksi-6α(E)-

sinamoloksi-4α,18-epoksi-8β-hidroksi-neo-klerod-13-en-15,16-olide) bileşiğinin

daha önce Scutellaria orientalis subsp. pinnatifida bitkisinden elde edildiğini fakat

7β,19-diasetoksi-6α,8β-dihidroksi-4α,18-epoksi-neo-klerod-13-en-15,16-olide

yapısındaki bir bileşiğin elde edilmediği belirlenmiştir. Karşılaştırma yaptığımız bu

literatüre göre bizim yapımızda sinamoloksi grubunun var olmadığı elimizdeki

spektral verilerle desteklenmektedir.

4.2 Bileşik – 2 : Ajugarin V (4α,18-epoksi-6α-asetoksi-neoklerod-13-en-15,16-

olide)

Bu madde etanol-su karışımından beyaz kristaller halinde 100 mg olarak elde edildi.

Erime noktası, 213 oC olarak belirlendi. ( literatür değeri 217-218 oC )

O

O

O

OAc

H

76

O

O

HO

H

H CH3

OAc H3CH

H

CH3

H

H

H

H H

H H

1

2

3

45

6

7

8

9

10

11 12

13 14

1516

17

1819

Bileşiğin IR spektrumunda; Vmax KBr cm-1 :

2960 cm-1’de alifatik C-H gerilme bandına ait pik gözlenmektedir. 1730 cm-1’de

C=O gerilmesine ait pik gözlenmektedir. 1450 cm-1’de alifatik C-H düzlem içi

eğilme(CH2 için) bantları ve 1375 cm-1’de alifatik C-H düzlem içi eğilme(CH3 için)

bantları gözlenmektedir. 1155 cm-1’de alifatik C-H düzlem içi eğilme ve 1025

cm-1’de C-O-C simetrik gerilme bantları gözlenmektedir.

Bileşiğin ıH-NMR spektrumunda (CDCl3);

δ 1,65, 1,27, 1,57 ve 1,91 ppm’de gözlenen singlet pikler sırasıyla 1, 2, 3 ve 8

numaralı karbonlara bağlı protonlara aittir. δ 5,12 ve 1,98 ppm’deki multiplet pikler

6 ve 10 numaralı karbonlara bağlı protonları temsil etmektedir. δ 1,27 ve 1,44

ppm’de gözlenen singlet pik 11 numaralı karbona bağlı protonları göstermektedir. δ

2,22 ve 5,90 ppm’de gözlenen multiplet pikler 12 ve 14 numaralı karbon atomlarına

bağlı protonlara aittir. δ 4,72 ppm’deki dublet pik ise 16 numaralı karbona bağlı

protonları temsil etmektedir. δ 3,14 ve 2,32 ppm’deki üç protonluk çoklu pik 17

numaralı karbona bağlı protona aittir. δ 1,10 ppm’deki dublet pik 18 numaradaki

metil grubunun protonlarını göstermektedir. δ 0,84 ppm’de üç protonluk tekli pik 19

numaralı metil grubuna ve δ 0,96 ppm’deki singlet pik 20 numaralı karbon atomuna

bağlı protonlara aittir.

Bileşiğin 13 C-NMR spektrumunda (CDCl3);

δ 15,54, 14,13 ve 18,80 ppm’de gözlenen quartet pikler, 18, 19 ve 20 numaralı

karbon atomlarında 3 tane metil grubunun varlığını belirtmektedir. δ 66,50, 41,73,

77

170,22 ve 175,51 ppm’de gözlenen singlet pikler, sırasıyla, 4, 5, 13 ve 15 numaralı

karbon atomlarını göstermektedir. δ 20,81, 24,79, 31,93, 20,81 ve 51,83 ppm’de

gözlenen triplet pikler, sırasıyla, 1, 2, 3, 12 ve 17 numaralı karbon atomlarına aittir. δ

73,20 ve 35,08 ppm’de gözlenen dublet pikler ise 6 ve 8 numaralı karbon atomlarını

temsil etmektedir.

Bütün bu spektral bulgular ışığında bu bileşiğin daha önceden Ajuga remota

bitkisinden ve bazı Scutellaria türlerinden elde edilen 4α,18-epoksi-6α-asetoksi-

neoklerod-13-en-15,16-olide bileşiği olduğu belirlenmiştir.

Bu sonuç bize Scutellaria ve Ajuga türlerinin taksonomik açıdan birbirine benzer

olduklarını göstermektedir.

4.3. Bileşik - 3: Scutenisin ((13R*)-6α,7β-diizobütiriloksi-4α,18;8β,13-diepoksi-

19-hidroksi-neoklerodan-15,16-olide)

Bu madde etanol-su karışımından beyaz kristaller halinde 80 mg olarak elde edildi.

Erime noktası, 250 oC olarak belirlendi. ( literatür değeri 252-254 oC )

O

O

O

H

OR1

OR2

OR3

1

4

18

11 13

16

15

14

20

19

176

R1 : H

R2 :

O

3ll

4ll

1ll 2llR3 :

3l

4l

1l 2l

OO

Bileşiğin IR spektrumunda; Vmax KBr cm-1 :

3430 cm-1’de 19 numaralı karbona bağlı OH gruplarına ait pik gözlenmektedir. 2920

ve 2850 cm-1’de C-H gerilme bandı gözlenmektedir. 1733 cm-1’de ester gruplarına

ait C=O gerilme bantları gözlenmektedir.1654 cm-1’de α-β-doymamış δ-lakton

78

grubuna ait pik gözlenmektedir. 1272 cm-1’de ise epoksit grubuna ait pik

gözlenmektedir. 1026 cm-1’de C-O-C simetrik gerilme bantları gözlenmektedir.

Bileşiğin ıH-NMR spektrumunda (CDCl3);

δ 1,61 ve 1,71 ppm’de gözlenen pikler 1β ve 1α protonlarına aittir. δ 1,99 ve 1,47

ppm’de gözlenen multiplet pikler 2α ve 2β protonlarını göstermektedir. δ 1,11

ppm’de gözlenen pik ise, 3 nolu karbona bağlı β konumundaki protona aittir. δ 2,12

ppm’de dubletin dubleti olarak gözlenen pik, 10 numaralı karbonun β hidrojenini

temsil etmektedir. δ 2,53 ve 2,25 ppm’de gözlenen dublet pikler, sırayla, 14 ve 18

numaralı karbonlara bağlı protonlara aittir. δ 1,18 ppm’de gözlenen singlet pik 17

numaralı metil grubunun protonlarını göstermektedir. δ 0,86 ppm’deki singlet pik ise

20 numaralı metil grubunun protonlarını belirtmektedir. δ 2,29 ppm’deki multiplet

pik 19 numaralı karbon atomuna bağlı hidroksil grubunun protonuna aittir. δ 1,15 ve

1,11 ppm’deki dublet pikler 3l ve 3ll numaralı metil gruplarının protonlarını, δ 1,13

ve 1,04 ppm’deki dublet pikler 4l ve 4ll numaralı metil gruplarının protonlarını

göstermektedir.

Bileşiğin 13 C-NMR spektrumunda (CDCl3);

Bileşiğin yapısında bulunan tüm spesifik karbon atomlarının pikleri spektrumda

gözlenmektedir. δ 22,70, 29,67, 31,93, 29,37 ve 77,33 ppm’de gözlenen triplet

pikler, sırasıyla, 1, 2, 3, 12 ve 16 numaralı karbon atomlarına aittir. δ 76,70 ppm’de

gözlenen singlet pik, 13 numaralı karbon atomunu göstermektedir. δ 14,13 ppm’de

gözlenen quartet pik ise 20 numaralı karbon atomunu temsil etmektedir.

Elde ettiğimiz spektral sonuçlar, daha önceden Scutellaria orientalis subsp. sintenisii

bitkisinden izole edilen scutenisin bileşiğinin yapısı ile örtüşmektedir. (Ezer vd.,

1998)

79

5. SONUÇ

Gerek iklimi gerekse coğrafi konumu bakımından zengin bir bitki örtüsüne sahip

olan ülkemiz, tür çokluğu ile orantılı olarak tıbbi bitkiler yönünden de oldukça

zengindir. Ülkemiz ilaç, gıda, kozmetik ve ilgili diğer kimya sanayilerinin ihtiyaç

duyduğu, ulusal ve uluslararası ticarete konu olan çok sayıda tıbbi ve aromatik

bitkilerin kaynak yeridir.

Türkiye florasında Ballıbabagiller olarak bilinen Lamiaceae (Labiatae) familyasına

ait olan Scutellaria cinsi ülkemiz sınırları içerisinde 37 takson ile temsil

edilmektedir. Bu taksonlardan 14 tanesi ülkemize özgü yetişmektedir (endemik). Bu

endemik taksonlar arasında yer alan Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia

Edmondson (kaside) sadece Güneydoğu Anadolu bölgesinde Siirt il sınırları

dahilinde Botan çayı ve civarındaki kireçli ve kayalık alanlarda doğal olarak

yetişmektedir. Bu çalışmada, Siirt ili, Botan Vadisi’nde yetişmekte olan Scutellaria

orientalis L. subsp. porphyrostegia Edmondson bitkisindeki diterpen bileşiklerin

izolasyonu ve kimyasal yapılarının tayini amaçlanmıştır.

Bitki çiçeklenme döneminde toplanmıştır ve gölgede kurutulan çiçekli herbaları toz

haline getirilerek aseton ile ekstrakte edilmiştir. Birleştirilerek kuruluğa kadar

yoğunlaştırılan ekstrelerden ham ekstraktlar elde edilmiştir.

Ham ekstraktların miktarına göre seçilen kolon yardımı ile kolon kromatografisi

uygulanmıştır ve ham ekstreler fraksiyonlarına ayrılmıştır. Fraksiyonlar miktarlarına

göre silikajel kaplı hazır aluminyum plaklara tatbik edilerek uygun çözücü

sistemlerinde yürütülmüştür. Maddelere ait lekeler incelenmiş ve benzer fraksiyonlar

birleştirilmiştir. Miktarı fazla olan fraksiyonları ayırmak için tekrar kolon

kromatografisinden yararlanılmıştır.

Saf olarak elde edilen maddelerin yapısını belirlemek için çeşitli spektroskopik

yöntemlerden yararlanılmıştır.

80

Sonuç olarak, Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia Edmondson bitkisinden

1 tane yeni diterpen yapısı, 2 tane de daha önceden Scutellaria ve Ajuga türlerinden

izole edilmiş olan diterpen yapıları izole edilmiştir. Ancak Scutellaria orientalis L.

subsp. porphyrostegia Edmondson bitkisinden şimdiye kadar her üç bileşiğinde elde

edildiğine dair herhangi bir bilgiye, literatürde rastlanmamıştır.

Bulunan bileşiklerden, 7β,19-diasetoksi-6α,8β-dihidroksi-4α,18-epoksi-neo-klerod-

13-en-15,16-olide bileşiği Scutellaria orientalis L. subsp. porphyrostegia

Edmondson bitkisinden ilk kez izole edilmiş olan diterpen yapısıdır.

O

O

H OH

OAc

OAc

O15

14

13

12

11

9

8

76

2010

5

1

4

1819

17

16

OH

Ajugarin V (4α,18-epoksi-6α-asetoksi-neoklerod-13-en-15,16-olide) bileşiği ise

Kubo vd. (1983), tarafından yapılan bir çalışmada Ajuga remota bitkisinden izole

edilmiştir.

O

O

O

OAc

H

81

Bu sonuç bize Scutellaria ve Ajuga türlerinin taksonomik açıdan birbirine benzer

olduklarını göstermektedir.

Scutenisin ((13R*)-6α,7β-diizobütiriloksi-4α,18;8β,13-diepoksi-19-hidroksi-

neoklerodan-15,16-olide) bileşiği ise Ezer vd. (1998), tarafından yapılan bir

çalışmada Scutellaria orientalis subsp. sintenisii bitkisinden izole edilmiştir.

O

O

O

H

OR1

OR2

OR3

1

4

18

11 13

16

15

14

20

19

176

R1 : H

R2 :

O

3ll

4ll

1ll 2llR3 :

3l

4l

1l 2l

OO

Bitki ekstraktı içerisinde sadece bu elde edilen terpenler gözlenmemektedir. Fakat

diğer bileşiklerin miktarlarının az olmasından dolayı yeterince saf elde edilememiş

ve yapıları açıklanamamıştır.

Bundan sonraki çalışmalarımızda, elde edilen bileşiklere türevlendirme işlemi

uygulanacak ve sonuçlar tekrar değerlendirilerek yayın aşamasına hazırlanacaktır.

82

6. KAYNAKLAR

Bae, K. H., Min, B. S., Park, K. L., Ahn, B. Z., 1994. Cytotoxic Flavonoids from

Scutellaria indica. Planta med., 60, 280-281. Bruno, M., Cruciata, M., Bondi, M. L., Pıozzi, F., Torre, M. C. De La, Rodriguez, B.,

Servettaz, O., 1998. Neo-clerodane diterpenoids from Scutellaria lateriflora. Photochemistry, 48(4), 687-691

Bruno, M., Vassallo, N., Simmonds, M. S .J., 1999. A Diterpenoid with Antifeedant

Activity from Scutellaria rubicunda. Phytochemistry, 50, 973-976 Bruno, M., Piozzi, F., Maggio, A. M., Simmonds, M. S. J., 2002. Antifeedant

Activity of Neo-clerodane diterpenoids from Two Sicilian Species of Scutellaria. Biochemical Systematics and Ecology, 30, 793-799

Bruno, M., Rosselli, S., Maggio, A., Piozzi, F., Scaglioni, L., Servettaz, O., 2004.

Scuteparvin, a new neoclerodane diterpenoid from Scutellaria parvula. Biochemical Systematics and Ecology, 32, 755-759

Cole, M. D., Anderson, J. C., Blaney, W. M., Fellows, L. E., Ley, S. V., Sheppard,

R. N., Simmonds, M. S. J., 1990. Neo-clerodane Insect Antifeedants from Scutellaria galericulata. Phytochemistry, 29(6), 1793-1796

Cole, M. D., Bridge, P. D., Dellar, J. E., Fellows, L. E., Cornish, M. C., Anderson, J.

C., 1991. Antifungal Activity of Neo-clerodane Diterpenoids from Scutellaria. Phytochemistry, 30(4), 1125-1127

Çalış, I., Ersöz, T., Saraçoğlu, İ., Sticher, O., 1993. Scalbidoside and Albidoside,

Two Iridoid Glycosides From Scutellaria albida subsp. colchica. Phytochemistry, 32(5), 1213-1217

Çalış, I., Saraçoğlu, İ., Başaran, A.A., Sticher, O., 1993. Two Phenethyl Alcohol

Glycosides From Scutellaria orientalis subsp. pinnatifida. Phytochemistry, 32(6), 1621-1623

Dai, S., Tao, J., Liu, K., Jiang, Y., Shen, L., 2006. Neo-clerodane Diterpenoids from

Scutellaria barbata with cytotoxic activities. Phytochemistry, 67, 1326-1330 Esquivel, B., Calderon, J. S., Flores, E., 1998. A neo-clerodane diterpenoid from

Scutellaria seleriana. Photochemistry, 47(1), 135-137 Ezer, N., Akcos, Y., Rodriguez, B., 1998. Neo-clerodane diterpenoids from

Scutellaria orientalis subsp. sintenisii. Phytochemistry, 49(6), 1825-1827 Gao, Z., Huang, K., Yang, X., Xu, H., 1999. Free Radical Scavenging and Antioxidant Activities of Flavonoids Extracted from the radix of Scutellaria baicalensis Georgi. Biochimica et Biophysica Acta, 1472, 643-650

83

Kubo, I., Fukuyama, Y., Chapya, A., 1983. Structure of Ajugarin – V . Chemistry Letters, 223-224

Kubo, M., Matsuda, H., Tani, T., Arichi, S., Kimura, Y., Okuda, H., 1985. Studies on

Scutellaria Radix. XII. Anti-Thrombic Actions of various Flavonoids from Scutellaria radix. Chem.Pharm.Bull., 33(6), 2411-2415 .

Li, H., Jiang, Y., Chen, F., 2004. Separation Methods Used For Scutellaria

baicalensis active components. Journal of Chromatography B, 812, 277-290 Li, H., Chen, F., 2005. Isolation and Purification of baicalein, wogonin and oroxylin

A from the medicinal plant Scutellaria baicalensis by high-speed counter-current chromatography. Journal of Chromatography A, 1074, 107-110

Lin, Y.L., Kuo, Y.H, 1989. Four new neoclerodane-type diterpenoids, Scutellones B, G, H and I from aerial parts of Scutellaria rivularis. Chem.Pharm.Bull., 37(3), 582-585. Lin, Y.L., Ou, J.C., Chen, C.F., Kuo, Y.H., 1991. Flavonoids from the roots of

Scutellaria luzonica Rolfe. Journal of the Chinese Chemical Society, 38, 619-623.

Malakov, P. Y., Bozov, P. I., Papanov, G. Y., 1997. A neo-clerodane diterpenoid

from Scutellaria orientalis subsp. pinnatifida. Phytochemistry, 46(3), 587 -589

Malakov, P. Y., Papanov, G. Y., Spassov, S. L., 1997. Scutorientalin D, a neo-

clerodane diterpenoid from Scutellaria orientalis subsp. pinnatifida. Phytochemistry, 44(1), 121-124

Malakov, P. Y., Papanov, G. Y., 1997. 11-episcutecyprin A, a neo-clerodane

diterpenoid from Scutellaria columnae. Phytochemistry, 46(5), 955-958 Malakov, P. Y., Papanov, G. Y., 1998. Neo-clerodane diterpenoids from Scutellaria

alpina. Photochemistry, 49(8), 2449-2452 Malakov, P. Y., Papanov, G. Y., Deltchev, V. B., 1998. 11-episcutecolumnin C, a

neo-clerodane diterpenoid from Scutellaria columnae. Phytochemistry, 49(3), 811-815

Miyaichi, Y., Imoto, Y., Tomimori, T., Lin, C.C, 1987. Studies on the Constitüents

of Scutellaria species. IX. On the Flavonoid Constitüents of the root of Scutellaria indica L. Chem.Pharm.Bull., 35(9), 3720-3725.

Miyaichi, Y., Imoto, Y., Tomimori, T., Namba, T., 1988. Studies on the Nepalese

Crude Drugs. IX.On the Flavonoid Constitüents of the root of Scutellaria scandens Buch.-Ham.ex D.Don. Chem.Pharm.Bull., 36(7), 2371-2376.

84

Munoz, D. M., Torre, M. C. De La, Rodriguez, B., Simmonds, M.S.J., Blaney, W. M., 1997. Neo-clerodane Insect Antifeedants from Scutellaria alpina subsp. javalambrensis. Phytochemistry, 44(4), 593-597

Nagashima, S., Hirotani, M., Yoshikawa, T., 2000. Purification and Characterization

of UDP-glucuronate: baicalein 7-O-glucuronosyltransferase from Scutellaria baicalensis Georgi. cell suspension Cultures. Phytochemistry, 53, 533-538

Özcan, A., 1996. Scutellaria tomentosa bertol. Üzerinde Farmakognozik Çalışmalar.

Gülhane Askeri Tıp Akademisi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek lisans tezi, 83s, Ankara.

Öztürk, Z., 2005. Bazı Sideritis Türlerinin Terpenoid Bileşiklerinin Araştırılması. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek lisans tezi, 61s, Ankara Saraçoğlu, I., Inoue, M., Çalış, I., Ogihara, Y., 1995. Studies on Constituents with

Cytotoxic and Cytostatic Activity of Two Turkish Medicinal Plants Phlomis armeniaca and Scutellaria salviifolia. Biol. Pharm. Bull., 18(10), 1396-1400

Tomimori, T., Miyaichi, Y., Imoto, Y., Kizu, H., Namba, T., 1985. Studies on the

Nepalese Crude Drugs. V.On the Flavonoid Constitüents of the root of Scutellaria discolor Colebr.(1) Chem.Pharm.Bull., 33(10), 4457-4463.

Tomimori, T., Imoto, Y., Miyaichi, Y., 1990. Studies of the Constitüents of

Scutellaria species. XIII.On the Flavonoid Constitüents of the root of Scutellaria rivularis Wall. Chem.Pharm.Bull., 38(12), 3488-3490.

Yung-Qui, W., Matsuzaki, K., Takahashi, K., Okuyama, T., Sahibata, S., 1988.

Studies of the Constitüents of Scutellaria species. I.The Flavonoid Glucuronides of\"Bo Ye Huang Chin\", Scutellaria ikonnikovii Juz. Chem.Pharm.Bull., 36(8), 3206-3209.

Zhang, Y., Guo, Y., Onda, M., Hashimoto, K., Ikeya, Y., Okada, M., Maruno, M.,

1994. Four Flavonoids from Scutellaria baicalensis. Phytochemistry, 35(2), 511-514.

Zhou, Y., Hırotani, M., Yoshikawa, T., Furuya, T., 1997. Flavonoids and

Phenylethanoids from Hairy Root Cultures of Scutellaria baicalensis. Phytochemistry, 44(1), 83-87

85

EKLER EK-1. 7β,19-diasetoksi-6α,8β-dihidroksi-4α,18-epoksi-neo-klerod-13-en-

15,16-olide bileşiğinin IR Spektrumu…………........................................

86

EK-2. 7β,19-diasetoksi-6α,8β-dihidroksi-4α,18-epoksi-neo-klerod-13-en-

15,16-olide bileşiğinin ıH-NMR Spektrumu…………………………….

87

EK-3. 7β,19-diasetoksi-6α,8β-dihidroksi-4α,18-epoksi-neo-klerod-13-en-

15,16-olide bileşiğinin 13C-NMR Spektrumu…………………………...

88

EK-4. Ajugarin V ( 4α,18-epoksi-6α-asetoksi-neoklerod-13-en-15,16-olide )

bileşiğinin IR Spektrumu………………………………………………...

89

EK-5. Ajugarin V ( 4α,18-epoksi-6α-asetoksi-neoklerod-13-en-15,16-olide )

bileşiğinin ıH-NMR Spektrumu …………………………………………

90

EK-6. Ajugarin V ( 4α,18-epoksi-6α-asetoksi-neoklerod-13-en-15,16-olide )

bileşiğinin 13C-NMR Spektrumu ………………………………………..

91

EK-7. Scutenisin ((13R*)-6α,7β-diizobütiriloksi-4α,18;8β,13-diepoksi-19-

hidroksi-neoklerodan-15,16-olide) bileşiğinin IR Spektrumu…………..

92

EK-8. Scutenisin ((13R*)-6α,7β-diizobütiriloksi-4α,18;8β,13-diepoksi-19-

hidroksi-neoklerodan-15,16-olide) bileşiğinin ıH-NMR Spektrumu…….

93

EK-9. Scutenisin ((13R*)-6α,7β-diizobütiriloksi-4α,18;8β,13-diepoksi-19-

hidroksi-neoklerodan-15,16-olide) bileşiğinin 13C-NMR Spektrumu …...

94

86

87

88

89

90

91

92

93

94

95

ÖZGEÇMİŞ

Adı Soyadı : Çiğdem KARABACAK Doğum Yeri ve Yılı: Burdur / 1982 Medeni Hali : Bekar Yabancı Dili : İngilizce Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl) Lise : Burdur Cumhuriyet Süper Lisesi (Y.D.A.L) Lisans : Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü