Tarih Vakfı-İstanbul 4

571
Cilt 4

Transcript of Tarih Vakfı-İstanbul 4

TARH VAKFI ADINA SAHB Prof. Dr. lhan Tekeli
YAYIN KURULU Prof. Dr. Semavi Eyice (Bakan)
Prof. Doan Krban (Bakan) Nuri Akbayar, Çaatay Anadol Ekrem In, Necdet Sakaolu
Orhan Silier, Özkan Taner Prof. Dr. Zafer Toprak
YAYIN KOORDNATÖRÜ Çaatay Anadol
EDTÖRLER Nuri Akbayar, Ekrem In
Necdet Sakaolu, Oya Baydar Doç. Dr. M. Baha Tanman, M. Sabri Koz Dr. Bülent Aksoy, Prof. Dr. Afife Batur
Yalçn Yusufolu
ARATIRMA Aye Hür
YAYIN SEKRETE R Canset Aksel
YAZI LER MÜDÜRÜ Sevil Emili lemre
GRAFK TASARIM Haluk Tuncay
BLGLEM DZG UYGULAMA Gülderen Rençber, Saliha Bilginer
Filiz Bostanc, Nalan Cevizli Esma Sava
PLAN VE HARTALAR Prof. Doan Kuban
ebnem Kürat, Zeynep Öncel
Mustafa Yalçn Atalay
MUHASEBE TCARET ABONE Pervin Mutlu, Güngör Tekgümü
Belgin Uçar, Asm Uçar, Fethi Ylmaz
OFS HZMETLER Erol Uçar, Hüseyin Özcan
Satlm ener
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
http://slidepdf.com/reader/full/tarih-vakfi-istanbul-4 3/570
I S T A N B U L A N S K L O P E D S Y A Z A R L A R I
1 Mays 1994 tarihine kadar stanbul Ansiklopedisi yaz ailesine katlanlar
Panayot Abac, Aygül Ar, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Tanju Akad, ebnem Akaln, Nuri Akbayar, Dr. M. Rfat Akbulut, Gökhan Akçura, Fehmi Akgün, Doç. Dr. Günkut Akn, Doç. Dr. Nur Akn, Dr. Semiha Akpmar, Atilla Aksel, Dr. Bülent Aksoy, Hulki Aktunç, rkin Aktüze, Fatma Akyürek, Prof. Filiz Ali, Mehmet Ö. Alkan, Prof. Dr. Ali Alparslan, . Birol Alpay, Dr. Üstün Alsaç, Hamet Altnölçek, Yener Altunta, Prof. Dr. Metin And, Dr. Robert Anhegger, Çetin Anlaan, Prof. Dr. Ahmet Aran, Mümtaz Arkan, Hakan Arl, Prof. Dr. Güven Arsebük, Doç. Dr. Tülay Artan, Cem Atabeyolu, Dr. Meral Avc, Dr. Sedat Avc, Ruhi Ayangil, Pelin Aykut, Dr. Çidem Aysu, Tuna Baltacolu, Rebii Baraz, Prof. Dr. Örcün Barta, Vedat Baaran, Baar Baarr, Prof. Dr. Afife Batur, Enis Batur, Selçuk Batur, Oya Baydar, Nedret Bayraktar, Prof. Dr. Turhan Baytop, Cengiz Bekta, Doç. Dr. Murat Belge, Doç. Dr. Oktay Belli, Doç . Dr. Albrecht Berger, Ercüment Berker, Prof. Dr. Eher Berköz, Fikret Bertu, Incila Bertu, Can Binan, Çelen Birkan, Sula Bozis, Ali Esat Bozyiit, Sevim Budak, Gülay Burgaz, Cengiz Can, Eray Canberk, Prof. Dr. Gönül Cantay, Yar. Doç. Dr. Ouz Ceylan, Meltem Cingöz, Dr. Filiz Çaman, Rait Çava, Prof. Dr. Kâzm Çeçen, Bünyamin Çelebi, Rezan Çelebi, Doç. Dr. Atilla Çetin, Fahrettin Çilolu, Engin Çizgen, Tülay Çobancaolu, A. Vefa Çobanolu, Prof. Dr. Mehmet Çubuk, Saadettin Davran, Doç. Dr. Jak Deleon, Prof. Dr. Yldz Demiriz, Prof. Dr. In Demirkent, Belgin Demirsar, Celil Dinçer, Doç. Dr. Kriton Dinçmen, N. Esra Diören, Ayhan Doan, Yar. Doç. Dr. smail Doan, Atilla Dorsay, Prof. Dr. Emre Dölen, Dr. Mustafa Duman, Seza Durudoan, Melih Duygulu, Ergün Ein, Dr. Müfid Ekdal, Oktay Ekinci, Güldeniz Ekmen, Doç. Dr. Edhem Eldem, Alev Eraslan, Bülent Erdem, Orhan Erdenen, Esra Güzel Erdoan, Hülya Erdoan, Kutluay Erdoan, Nilüfer Ergin, Atay Eri, Ayten Eri, Özkan Erolu, Konur Ertop, Doç. Dr. Cengiz Eruzun, Jak Esim, Prof. Dr. Ufuk Esin, Burçak Evren, Prof. Dr. Semavi Eyice, Ferruh Gencer, Dr. Sinan Genim, Dr. M. Turgay Gökçen, Cavidan Göksoy, Uur Gökta, Nejat Gülen, Çelik Gülersoy, Nairn Güleryüz, Gülgün Gültekin, Nergis Günsenin, Mehmet Güntekin, Aykut Gürçalar,
Yar. Doç. Dr. Murat Güvenç , ilhan Hattatolu, Ahmet Hezarfen, Doan Hzlan, Aye Hür, Ekrem In, Vartuhi S. Ibiolu, Prof. Dr. Ekmeleddin Ihsanolu, Selim leri, Prof. Dr. Halil nalck, Turul Inançer, Doç. Dr. Gül repolu, Yaman repolu, Emin Nedret li, H. Necdet li, Erhan îözen, Arzu yianlar, Nuri yicil, Nihal Kadolu, Doç. Dr. Cemal Kafadar, Yegân Kahya,
Fahrünnisa (Ensari) Kara, Zafer Karaca, Enis Karakaya, Aynur Karata, Haluk~ Karg, Haluk Karlk, Hâlenur KâtipoJu, . Günda Kayaolu, Arslan Kaynarda, Prof. Dr. Haydar Kazgan, Prof. Dr. Ahmet Keskin, Füsun Klç, Zülal Klç, Havva Koç, Hülya Koç, Dr. Orhan Kologlu, Prof. Dr. Emre Kongar, M. Sabri Koz, Prof. Doan Kuban, Aye Yetikin Kubilay, Hasan Kuruyazc, Mehmet Zeki Kuolu, Turgut Kut, Onat Kutlar, Banu Kutun, Silva Kuyumcuyan, Prof. Dr. Önder Küçükerman, Kuvvet Lordolu, Dr. Banu Mahir, Ahmet Mente, Nikiforos Metaxas, Herkül Millas, Prof. Dr. Nuri Muan, Ahmet Mülayim, Prof. Dr. Selçuk Mülayim, Emine Naza, Dr. Nevra Necibolu, Dr. Eckhard Neubauer, Tarkan Okçuolu, Prof. Dr. Uber Ortayl, Slivyo Ovadya, Prof. Dr. Ayla Ödekan, Dr. Nazan Ölçer, Yusuf Ömürlü, Emine Önel, Prof. Dr. Ferhunde Özbay, Nilüfer Zeynep Özçörekçi, Doç. Dr. Mehmet Özdoan, Prof. Dr. Metin Özek, Ahmet Özel, Zeynep Tülin Özgen, Prof. Dr. Nazmiye Özgüç, Burcu Özgüven, Mevlüt Özhan, Kaya Özsezgin, Fikret Özturna, Atilla Öztürk, Gönül Paçac, Günay Paksoy, Doç. Dr. skender Pala, Kevork Pamukciyan, Ali Pasiner, Alpay Pasinli, Yar. Doç. Dr. Sacit Pekak, Ersu Pekin, Faruk Pekin, Brigitte Pitarakis, Dr. Eugenia Popescu Judetz, Dimitri Rayconovski, Prof. Dr. Günsel Renda, Mustafa Saka,
A. Selçuk Sakaolu, Necdet Sakaolu, Prof. Dr. Saim Sakaolu, Fatih Salgar, Yldz Salman, Mert Sandalc, Turgut Saner, Alparslan Santur, Prof. Dr. Nil Sar, Kenan Sayac, Giovanni Scognamillo, Burhanettin Seri, Vaarag Seropyan, Prof. Dr. Yldz Sey, Dr. Tansu Oral Seyhan, Lütfü Seymen, Ziya Nur Sezen, Prof. Dr. Haluk Sezgin, Prof. Dr. Frederick Shorter, Orhan Silier, Selim Somça, Mustafa Sönmez, Necmi Sönmez, Prof. Dr. Hande Süher, Hilmi Zafer ahin, Yüksel ahin, Mahmut akirolu, Süleyman enel, Prof. Dr. Celal engör, Ömer Faruk erifolu, lhan imek, Ayten an ölen, Alin Talasolu, Nail Tan, Doç. Dr. M. Baha Tanman, Cinuçen Tanrkorur, Dr. Gülsün Tanyeli, Dr. Uur Tanyeli, Prof. Dr. Mete Tapan, Tülay Taçolu, Figen Takn, Prof. Dr. lhan Tekeli, Doç. Dr. irin Tekeli, Selcan Teoman, Dr. Hülya Tezcan, Aksel Tibet, Prof. Dr. Taner Timur,
Yavuz Tiryaki, Hale Tokay, Fikret Toksöz, Veysel Tolun, Prof. Dr. Zafer Toprak, Semra Toska, Doç. Dr. Mete Tuncay, Eser Tutel, Prof. Dr. Erol Tümertekin, Nalan Türkmen, Reat Uca, Esin Ulu, Süha Umur, Cemal Ünlü, Rasim Ünlü, Prof. Dr. Suat Ürgenç,
Ali Suat Ürgüplü, Behzat Üsdiken, Dr. Owen Wright, Asnu Bilban Yalçn, Prof. Dr. Faik Yaltrk, Zeynep Yasa Yaman, Necdet Yaar, Doan Yava, Prof. Dr. Alaeddin Yavaça, Doç. Dr. Yldrm Yavuz, Hasan Yelmen, Prof. Dr. Filiz Yeniehirliolu, Prof. Dr. Stefanos Yerasimos, Prof. Dr. erare Yetkin, Doç. Dr. Nuran Yldrm, Prof. Dr. Ahmet Y ld z a, Hulusi Yücebyk ,
Prof. Dr. Atilla Yücel, Erdem Yücel, Dr. . Aydn Yüksel, Dr. Thierry Zarcone, Vefa Zat
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
H A S E K I
Bugün Millet ve Cerrahpaa caddeleri ara- snda Fmdkzade, Cerrahpaa, Aksaray, Muratpaa semtlerinin çevreledii semt.
Haseki, günümüzde Millet ve Haseki caddelerinin kesitii noktadan balaya- rak Kzl Elma Caddesi'ne dayanan üçgen eklindeki bir alana yaylr. Haseki Mol- la Gürani (imdiki Fmdkzade), Davut Pa- a, Esekap, Cerrahpaa, Yusuf Paa gibi semt ve mahalleler ile iç içe girmi, bir ks- mn kendi snrlan içine almtr. Eski ma- halle sistemine göre semti Yusuf Paa, Sü- lüktü, Ta Kasap, Molla Gürani, Davut Pa- a, Hobyar, Kürkçüba mahalleleri çev- relemektedir. Bu snrlarn kuzeyini olu- turan Sülüktü, Takasap, Molla Gürani ile Haseki arasndan geçen Millet Caddesi bu semtleri kesin ve kaim bir çizgiyle birbi- rinden ayrmtr. Haseki'nin gerçek snr- larm oluturan mahalleler Keyci Hatun (bugün Keçi Hatun), Nevbahar, Baç Ha- c Mahmud mahalleleridir. Bunlar stanbul' un fethinden sonra oluturulan Müslüman mahalleleridir. Yaptran kiilerin isimleri ile anlan küçük mescitler etrafnda oluan bu mahallelerden Keyci Hatun ve Nevba- har isimlerini devam ettirmektedir. Sem- tin bugün kullanlan ismini almas 1538'de I. Süleyman'n (Kanuni) hasekisi Hürrem Sultan tarafndan Mimar Sinan'a bir kül- liye yaptrmasyla balar. Külliyenin in- asyla Baç Hac Mahmud ismi semt ol- maktan çkm sadece bu ismi yaatan bir tekke Cumhuriyet'in ilk yllarna kadar ge- lebilmitir (bak. Baç Mescidi, Tekkesi ve Çemesi). Bizans döneminden beri bu böl- gedeki yer adlar kadnlarla ilgilidir. Arka dios Forumu'nun( >) bu bölgede oluu,
Avrat Pazar'nn yine burada bulunuu ve nihayet II. Mehmed (Fatih) döneminde (1451 1481) Keyci Hatun isimli bir hanmn mescit yaptrmas ve Haseki Külliyesi'nin inas bu semte hep kadn isimlerinin ve- rilmesine neden olmutur. Semt yangn, imar faaliyetleri ve Haseki Hastanesi'nin genilemesi sebebiyle orijinal dokusunu kaybetmitir. 1918 Cibali Fatih Altmer mer yangn semtin büyük bir ksmn yok etmi, eski eserleri arsa haline dönütür- mütür. Millet Caddesi'nin geniletilmesi srasnda da baz eski eserler yok olmu ve
Arap Manav ve Hafz Galip sokaklar ge- ni bir cadde haline getirilerek Dr. Adnan
Advar Caddesi adn almtr. Bugün bu caddenin ikiye ayrd Aksaray'a doru olan ksma da Haseki denilmektedir. Bu
bölge eski mahalle sistemine göre Aksa- ray semtinin mahallelerinden saylan Yu- suf Paa'dr. Halen çocuk kütüphanesi olarak kullanlan sbyan mektebinin bah- çesinde gömülü bulunan Yusuf Paa'nn
bu binasnn hemen altndaki otobüs du- ra 1980'li yllara kadar Yusuf Paa ad- n tayordu. Durak isminin Aksaray'a çev- rilmesi, mahallenin adnn unutulup bura- snn da Haseki olarak anlmasna neden olmutur. 1882'ye kadar külliyenin darü
ifas hastane olarak hizmet vermi, fa-kat artan hasta says yüzünden Morali Ali Bey'in ta kona satn alnarak yeni has-
tane binas haline getirilmitir. Haseki Hastanesi'nin çekirdeini meydana geti- ren bu binadan sonra yeni yeni pavyonla- rn ilavesiyle hastane geni bir alana yayl- m ve semtin baz sokaklarm içine alm- tr. 1918 yangnndan sonra semtin büyük bir ksm uzunca bir zaman yangn yeri olarak kalmtr. 1955 1960 arasndaki i mar faaliyetleri srasnda Haseki semti s- nrnda bulunan Zbn erif Tekkesi, Sel- çuk Hatun Camii, irmerd Çavu Camii ve Tevekkül Hamam yklarak Millet Cad- desi'ne dahil edilmilerdir. Bu eserlerden sadece Selçuk Hatun Camii caddenin yan tarafna yeniden yaptrlmtr.
Haseki semtinde eski eserlerin youn olduu yer Haseki Caddesi'dir. Cerrahpa-
a ile Millet caddeleri arasnda, bunlara pa-ralel olarak uzanan Haseki Caddesi, Dr. Adnan Advar Caddesi ile kesitii nokta- dan balayarak Hekimolu Ali Paa Cad- desi ile birleerek Kzl Elma Caddesi'ne u lar. Bu anayol, semtin en büyük cadde- si olup pek çok eski eser bu yol üzerin- de karlkl sralanmtr. Haseki Caddesi' nin bandan Kzl Elma Caddesi'ne do- ru ilerlendii zaman Haseki Hastanesi'nin eski kaps karsnda Keyci Hatun Camii
bulunur. Bu caminin kar köesinde Nak i Soka'nm bamda brahim Paa ve Ka- sm Aa sbyan mektepleri yer alr. Bu e serlerden sonra Haseki Kadn Soka'nm Haseki Caddesi ile kesitii köelerde Bay-
ram Paa Külliyesi'nin( >) yaplan sralan-mtr. Bu eserleri geçince cadde biraz ge- niler ve ufak bir meydan oluur. Burada meydan çemesi gibi duran bir çeme var- dr. Bu eser Baç Mescidi ve Tekkesinden kalan tek eserdir. Yine bu meydana aç- lan Güzel Sebzeci Soka'nda semt halk tarafndan Haseki Bostan Hamam'nda Fa- tih'i ykadna inanlan ve halen adaklar adanan Dellâk Baba Türbesi vardr. Küçük meydan geçilince semte bir baka isim ve- rilmesine neden olan Avrat Pazan'mn dük- kânlar yer alr. Bu adm dükkânlarda ka- dn esirlerin satldndan m, yoksa sat- clarnn kadn olduundan m geldii tar- tmaldr. Kemerli olarak agora tarznda- ki bu dükkânlarn günümüze ulaabilen- leri bir iki tanedir. Haseki hakknda bir e ser yazan Dr. Nimet Takran bu dükkân-
larn 4'ü önceden yklm 17 tane oldu- unu söyler (bak. avrat pazarlar). Dük- kânlarn bitiminde kar srada bugün y- klm olan Bykl Hüsrev Camii ve Çe- mesi ve onun karsnda da Seyyid ya da eydi Baba Tekkesi vardr. Bu iki eserin arsalar üzerinde gecekondu mahiyetinde
yaplar vardr. Biraz ileride ise Fatih Sultan Mehmed Vakf'na dahil Bizans dönemin- den kalma olduu sanlan Haseki Bostan Hamam, onun karsnda Hekimolu Ali Paa lkokulu ve hemen yannda Uçuruk Tekkesi arsas ve mezarl bulunur. Hase- ki semtinin Molla Gürani'ye (imdiki Fm- dkzade) doru olan kesiminde Fatih yan- gn sebebiyle eski eser tespiti güçleir. Bu sahada eyh Taha Efendi Tekkesi ve Nev- bahar Camii arsalar yine gecekondu ben- zeri binalarla doludur.
Haseki semti, 1294/1878 mebusan se- çimi için hazrlanan MahallatEsamisi'nde Keyci Hatun 48 hane, Baç Hac Mahmud 34 hane, Nevbahar 43 hane, Hac Bayram Haftani 78 tane olmak üzere 203 evdir. 1301/1885'te 3. Daire i Belediye'ye bal olan Haseki'de Nevbahar Mahallesi'nde 80 erkek, 92 kadn olmak üzere toplam 172 kii oturmaktadr. Mahallede 43 hane, 2 dükkân, birer mektep, mescit, hamam, oda ve 2 bahçe vardr. Baç Hac Mahmud Mahallesi'nde de 174 erkek, 150 kadn ol- mak üzere 324 kii ikamet etmektedir. Bu mahallede 38 hane, 10 dükkân, 4 oda, 1 mescit, 1 bahçe bulunmaktadr. Keyci Ha-tun Mahallesi'nde ise 185 erkek, 192 kadm, toplam 377 kii yaamakta ve bu mahalle- de de 62 hane, 5 dükkân, 1 mescit bulun- maktadr. 1960 nüfus saymnda ise Nev- bahar Mahallesi'nde 2.86i kadm, 2.981 er- kek olmak üzere 5.842 kii, Keyci Hatun Mahallesi'nde ise 1.186 kadm, 1.077 erkek, toplam 2 .263 kii yaamaktadr.
Haseki 19. yy'rn sonu ve 20. yy'n ban- da pek çok tannm insann yetitii ya da oturduu bir semt olmutur. Ünlü tuluat ustas Abdürrezzak Efendi( <) Güzel Seb- zeci Soka'nda, astronomi bilgini ve Per tevniyal Lisesi matematik öretmeni tak
vimci Yusuf Ziya Gökçe Eski Araplar Soka-'nda, Yldz Saray Kütüphanesi hafz kütübüKalkandelenli Sabri Bey Küçük Mü- hendis Soka'nda, Mustafa Nihad Özön
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
HASEK DARÜFASI 2
Haseki Caddesinde yaamlardr. Hattat Ömer Faik Efendi ve olu Muhiddin Hat tatolu'nun evi. Hattat evki Efendi'nin ko- na yine Hasekidedir. Haseki Caddesi' nin bandaki Kazasker Ali Rza Efendi' nin kona 1925'te Türkiye Hilal i Ahmer
Cemiyeti (Kzlay) tarafndan satn alnm ve "Hastabakclk Mektebi" olarak kulla- nlmaya balanmtr. Sonraki yllar Kz- lay Ebe Hemire Okulu adyla eitim fa- aliyetini sürdüren bu kurum, Kazasker Ali Rza Efendi Kona'n günümüze kadar ulatrmtr.
Haseki semti tekkelerinde baz eyhler musiki ve tasavvuf kültürüne büyük katk- da bulunmulardr. Bayram Paa ya da Pamak erif Tekkesi'nin son eyhi ve Cerrah Paa Camii imam eyh Metmed
Arif Efendi son devrin tannm din bilgini ve musiki üstatlarndandr. Ord. Prof. ere feddin Yaltkaya'nn babas olan bu eyh, kendine özgü üslubu ile ünlenmitir. Yi-
ne eyh Mehmed Arif Efendi'nin olu Tatekneler Dergâh eyhi Hafz Kemal Efen- di de uzun yllar imamlklarda bulunmu ünlü bir musiki üstaddr. Haseki Hamam
yannda Uçuruk Tekkesi eyhi Agâh Efen- di ise sark sarmada, tarikat gülleri ve
vefk ilemedeki maharet ve güzellii ile son devir stanbul tekkelerinin en önem- li ahsiyetlerinden biridir. Haseki semtin- den yetien büyük kiiler içerisinde apay- r bir yeri olan kültür adam Ord. Prof.
Ahmet Süheyl Ünver( >) doup büyüdüü bu semtten kazandklarn yine bu semte vererek Haseki'ye has özelliklerin günü- müze ulamasn salamtr. Bugün Cer- rahpaa Hastanesi ile Haseki Hastanesi
arasnda skan bu semtin yap dokusu ta-mamen deimi, 1918 yangnndan kur- tulan baz ahap yaplar da beton yang- nndan nasiplerini almlardr. Semtin Fn dkzade'ye doru olan ksm uzun zaman
yangn yeri olarak kaldndan Cumhuriyet dönemindeki imar faaliyetleri srasnda cadde ve sokaklara birbirine paralel ve dik olarak düzgün bir ekil verilmeye çall- mtr.
Bibi. S. Ünver, 400'üncü Yldönümü Dola- ysyla Haseki Hastanesi Tarihçesi, st, 1939; Osman Nuri Ergin, Müessesat Hayriye i Sh- hiye Müdüriyeti, st, 1327, s. 20 25; 1960 Se- nesi Yaplan Genel Nüfus Saym Neticeleri, st., 1961, s. 6 7; N. Takran, Hasekinin Ki-
tab, st., 1972; Ayverdi, Mahalleler, 31; Müller Wiener, Bildlexikon, 419 422; Eyice, stan- bul, 86; Türkiye Hilal i Ahmer Mecmuas, S. 68 (1927), s. 315 317; ae, S. 41 (1925), s. 179; lh saiyat, IV, 16; Ihsaiyat, III, 22; Mahallât Esâ- misi, 25 26; Ayvansarayî, Hadîka, I, 209, 101, 186, 88, 59, 55; Barkan Ayverdi, Tahrir Def- teri, 344, 342, 339, 332; . Akbatu, "stanbul Hamamlar" stanbul l Yll 1967, s. 224; Is tanbulll Yll 1973, s. 489; Kut, SbyanMek tebleri, 61; Aksoy, Sbyan Mektepleri, 101 103; STA, I, 19; Gündüz Nadir "Dörtyüz Senelik e- refli Bir Maziye Sahib Olan Mübarek Bir Sa- lk Yurdu: Haseki Kadm Hastahanesi", stan- bul Belediye Mecmuas, no. 180 181 (1940); M. Kayar, "stanbul Halknn 424 Yldr ifa ve Salk Hizmetinde Bulunan Müessese: Hase- ki", ae, no. 32 (1966), s. 9; KSA, IV, 1897 1900; Ülgen, stanbul, 110; Mahallât Esâmisi {1294 Mebusan seçimi için hazrlanan), st., 1293,s. 6; Evliya, Seyahatname, I, 164 165; Konya- l, Mimar Sinan, 109 116; G. Mesara, "A. Sü-
heyl Cnver'in Medresetü'l Hattatn Yllar ve Ötesi" Antik&Dekor, no. 17 (1992), s. 60 64; A. S. Ünver, "stanbul Yedinci Tepe Hamamla r'na Dair Baz Notlar," VD, S. 2, s. 245 251; 1301 statistik Cedveli, 84; Ergun, Antoloji, 657, 717; Zâkir, Mecmua i Tekâyâ, 36; Özel Okullar Rehberi, st., 1964 s. 78; nal, Son Hat- tatlar, 397.
E. NEDRET L
HASEK DARÜFASI VE HASTANES Haseki Külliyesi içinde yer alan Haseki Darüifas'nn inaat 1550'de tamamlan- mtr. Zaman içinde deien fonksiyonu- na göre; Haseki Sultan Darüifas, Hase- ki Zindan, Haseki Sultan Kadn Darüifa- s, Haseki Bimarhanesi ve Haseki Nisa Has- tanesi, Haseki Sultan Nisa Hastanesi, Ha midiye Nisa Hastanesi, Haseki Kadnlar Hastanesi, Haseki ifahanesi, Acezehane, Haseki Mecanin Müahedehanesi, Haseki Mahpesi, Darülcünûn Bimarhanesi ve Ha- seki Hastanesi gibi isimler almtr.
Darüifaya ait en eski bilgileri, 958/ 1551 tarihli vakfiyeden örenmekteyiz. Bu- rada darüifann genel bir tedavi kurumu olduu açkça belirtilmekte ve salk per- soneli olarak 2 hekim, 2 kehhal (göz he- kimi), 2 cerrah, 2 eczac, 4 hastabakc ile idrar ielerine bakan 2 kii öngörülmek- tedir. Vakf koullarna göre, idari ve yar- dmc görevliler ile birlikte darüifada ça- lanlarn says 28'dir. Bu say zamanla art- mtr. 965/1558'de görevlilerin ücretleriy- le birlikte darüifann masraf, 114.550 akçeydi. Haseki Külliyesi ll6l/1748'de e sasl bir onarm görmütür. Vakf amirleri babüssaade aalar olduundan darüifa bu amirler tarafndan atanan mütevell i- ler eliyle yönetilmekteydi.
Darüifa 1843'te, kadnlara tahsis edil- miti. Bu nedenle memurlar ksm ayry- d. Asl darüifa bölümü ise fahielere ay- rlm bir zindand. 1848'de, bir süreden
beri bo olan darüifann, eczane ve mut- fak ilavesiyle geniletilip onarlarak kadn hastalara tahsis edilmesi için irade çkm
ve buras kimsesiz, bakma muhtaç, evsiz barksz hasta ve çaresiz kadnlarn teda- vi edildii bir kadm hastanesi olmutur.
1869'da Zaptiye Müiriyeti'ne geçmi ve ad da Nisa Tevkifhanesi olmutur. Halk a rasmda ise Haseki Zindan adyla bilin- mekteydi. Bir ara tevkifhanenin iki kou- u boaltlarak 30 yatakl bir hastane ha- line getirilmi ve tutuklu olan hasta kadn-
lara ayrlmt. 1873'te yatak saysnn 80'eçkarlmas önerilmi ve resmi yazmalar- da, Haseki Tevkifhanesi'nde Bulunan Nisa Hastanesi ad kullanlmtr. Zaptiye Mü- iriyeti'ne bal olduu 11 yl içinde, ya- tan hastalar, zaptiye hekimleri tarafndan tedavi edilmi, zaman zaman da dardan bavuran kadn hastalara poliklinik hiz- meti verilmitir. Bir odada aceze kadn- lar barnmakta, dier bir oda ise kadm tu- tukevi olarak kullanlmaktayd. Bu dö- nemde, hekimler baka görevleri nedeniy- le hastaneye 10 15 günde bir gelebiliyor- lar, bu da tedavinin düzenli yaplamama- sna sebep oluyordu. 1871'de ilk olarak bir eczac, ksa bir süre sonra Dr. Kiryako,
1872'de ise ikinci bir hekim, daimi statü-de görevlendirilmitir. Mart 1880'de, hastanenin yönetimi eh
remanetine geçince hasta ve mahkûm ka- dnlar, Sultanahmet'te yeni yaplm olan Nisa Tevkifhanesi'ne nakledilmitir. Bun- dan sonra harap bir halde olan darüifa-
ya dükünler kabul edilmeye balanmtr. Dr. Kiryako'nun binann yetersiz ve ha- rap durumunu ileri sürerek çevredeki ba- z binalarn istimlakini teklif etmesi üze- rine, ehremaneti 1884'te Morali Ali efik Bey'in konan satn alp onararak 1885' te hizmete sokmutur. Bu ekilde yatak kapasitesi 100'e yükselmitir. Ancak bir sü- re sonra eski bir bina olan bu konak da ih- tiyac karlayamadndan 1889'da ykt- rlm ve yanndaki Salih Paa Kona'nm bahçesinden de bir bölüm istimlak edil- mitir. Bu arsa üzerinde, Mimar Patrocle Kompanaki'nin planna göre, o yllarda Av- rupa'da çok revaçta olan pavyon sistemin- de modern bir hastanenin inaatna ba- lanmtr. Bu plana göre hastanede 12 ah- ap kou, ameliyathane, sterilizasyon o das, iki katl bir memurlar dairesi ile bir aceze pavyonu yer alacakt. Ocak 1891'de, dahiliye ve hariciye pavyonlaryla, ame
Haseki Darüifas ve Hastanesinde ameliyathane ve hamileler kouunun bulunduu binalar. TETTVArivi
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
3 HASEK HAFSA SULTAN TÜRBES
liyathane, memurlar dairesi ve baz mü- temilat hizmete girmitir. Son derece mo- dern ameliyathanesi sterilizasyona çok uy- gun bir ekilde, tavan kubbeli olarak in- a edilmi ve yalboya ile boyanm, du-
varlar da camla kaplanmt. Türkiye'de a sepsi ve antisepsi ilk kez burada uygulan- mtr. Pavyonlara, 1893'te hasta kabulü- ne balanmasyla yatak says 200'e çk- mtr. Ancak 10 Temmuz 1894'te meyda- na gelen depremde darüifa binas kul- lanlamaz hale gelerek boaltlmtr.
Darüifa, 1908'de, II. Merutiyet'in ila- nndan sonra kurulan Müessesat Hay- riye Shhiye Müdüriyeti'ne balanmtr. Hastalardan dükün ve sakat olanlar Da rülaceze'ye nakledilmi, böylece yatak sa-
ys 250'ye yükseltilmitir. Sulu Konak ar- sas hastaneye dahil edilerek cadde üze- rindeki mutfak poliklinik haline getirilmi, arka tarafta da büyük bir mutfak ve müs-
tahdem lojmam yaplmtr.1910'da ahap pavyonlar onarlm, bo olan darüifanm onarmna 19H'de ba- lanm ve 1913'te bitirilmitir. Bu tarihten sonra, Haseki Mecanin Müahedehanesi adyla, akl hastalarnn gözlem ve tecri ti için kullanlmtr.
191 Tde temeli atlan Nurettin Bey Pav- yonu araya giren Balkan ve I. Dünya sa- valar nedeniyle ancak 1924'te hizmete girmitir. 50 yatakl bu pavyon ile yatak says 300'e yükselmitir. 1918 yangn da- rüifa binasn yeniden harabeye çevirmi,
Vali ve Belediye Bakan Lütfi Krdar'm gayretiyle 1946'da onarma almarak 1948' de yeniden faaliyete geçirilmitir. Halen poliklinik binas olarak kullanlmaktadr.
Cumhuriyet'in ilk yllarnda hastanenin ad ehremaneti Haseki Nisa Hastanesi, 1930'larda ise Haseki Kadnlar Hastane si'ydi. 1925'te Haydarpaa'daki tp fakül- tesi stanbul'a tannca, fakültenin dahi- liye, nisaiye (kadn doum) ile tedavi ve farmakoloji klinikleri Haseki Hastanesi'ne
yerletirilmi, ancak 6 ay sonra klinikler tekrar Haydarpaa'ya dönmütür.
1933 üniversite reformunda tp fakülte- si yeniden stanbul yakasna nakledilin- ce bu kez de kadn doum, tedavi ve far- makoloji ile II. hariciye klinikleri Haseki Hastanesi'ne yerletirilmitir. Bu srada müstahdem lojman yklarak yerine 200kiilik bir amfi yaplm, ksa süre sonra üstte bir kat eklenerek 1935'te 35 yatakl bir septik doum servisi açlmtr. Kadm doum kliniinin 1967'de Cerrahpaa'ya tanncaya kadar yapt çalmalar hasta- neye bir doum hastanesi görünümü ka- zandrmtr.
30 Ekim 1939'da tedavi ve farmakolo- ji kliniinin yeni yaplan binasnda hizme- te girmesiyle hastanenin yatak says 340'a
yükselmitir. Zamanla eski ahap pavyon- lar kullanlamaz hale gelince boaltlm, 1942'de de II. hariciye kliniinin Yukar Gureba'da yeni binasna tanmasyla Nu- rettin Bey Pavyonu da boalmtr. Bu pav-
yonun üst kat tp fakültesinin ortopedi ve travmatoloji kliniine verilmi, ancak 1955' te bu klinik de Çapa'ya tanmtr. 1948'
de ahap pavyonlar yktrlm ve ayn yl 20 Mays'ta çocuk hastalklar klinii hiz- mete girmitir. 1950'de buraya ili Çocuk Hastanesi'nde bulunan fakültenin çocuk hastalklar klinii yerletirilmi ve 1965'te Cerrahpaa'ya tanncaya kadar faaliyeti- ni sürdürmütür.
stanbul'da 1951'de uygulamaya konu- lan klakson yasann anlalmas için, 1952'de, hastane bahçesinde yapmna
balanan bir binaya, sembolik olarak Klak- son Yasa Pavyonu ad verilmitir. Bele- diyeden salanan ödenee eklenen ba- larla inaat ksa sürede tamamlanm ve 23 Kasm 1953'te törenle hizmete girmitir. 1962'de bu pavyonun üzerine 60 yatakl ikinci bir kat çklm ve burada tp fakül-
tesi kadm doum kliniinin 19ö7'de Cer-rahpaa'ya tanmasndan sonra çevre hal- kna hizmet veren yeni bir kadn doum klinii açlmtr. Hastane bünyesinde, 1965' te fizik tedavi ve rehabilitasyon, elektro ansefelografi ve miyelografi merkezleri, 1968'de psikoloji laboratuvar kurulmu- tur. 1972'de yeni Nurettin Bey Pavyonu fa- aliyete geçmitir. Hastane, 1963'te Ha- seki Tp Bülteni adnda bir yaym organ çkarmaya balamtr.
Darüifa 1946 ' da onarlarak poliklinik olarak kullanlmaya balanm, 1963 1974 arasnda bütün külliyeyi içine alan resto- rasyon çalmasndan sonra hastane bün-
yesinden çkarak Vakflar daresi'nce Diya- net leri Bakanlma kiralanmtr. Hase- ki Hastanesi, bugün Salk Bakanl'na
bal tam teekküllü bir hastanedir. 645 yatakla hizmetini sürdürmektedir. Bibi. Petemalcyan: "l'Hopital des Femmes de Haseki", Reuue Medico Pharmaceutiaue, 1891; Besim Ömer, Nevsâl i Afiyet, ist., 1315, s. 90 92; Müessesât Hayriye i Shhiye Müdüriyeti, st., 1327/1911, s. 35 36, 51 52, 110; (Ergin) Mecelle, II, 361 362; S. Ünver, 1539 1939 400'üncü Yl Dönümü Dolaysyla Haseki Hastanesi, st., 1939; O. Bolak, Hastaneleri- miz, st., 1950, s. 44 46; N. Takran, Haseki- nin Kitab, st., 1972; B. N. ehsuvarolu A. E. Demirhan G. C. Güresever, Türk Tp Tarihi, Bursa, 1984, s. 71 78; G. Cantay, Anadolu Sel- çuklu ve Osmanl Darüifalan, Ankara, 1992,
s. 92 95; Z. Özaydn, "Haseki Darüifas veBugünkü Durumu", /. Türk Tp Tarihi Kongre- si. Bildiriler, Ankara, 1992, s. 183 187.
NURAN YILDIRIM
Fatih ilçesinde Yavuzselim semtinde, Sul-tan Selim Camii haziresindedir. Haseki Hafsa Sultan, I. Selim'in (Yavuz)
(hd 1512 1520) bakadm, I. Süleyman'n (Kanuni) (hd 1520 1566) annesidir. 940/ 1534'te öldüü bilinen Hafsa Sultanin tür-
besi, olu Kanuni tarafndan mezarnn ü zerine üç ylda yaptrlmtr. 1537'de ta- mamland bilinen türbenin mimar ko- nusunda farkl görüler vardr. Baz ara- trmaclar türbeyi dorudan Mimar Sinan'a mal etmekte, bazlar ise Sultan Selim Ca mii'nin (1522) mimar Acem Ali tarafndan
yapldn, Mimar Sinan tarafndan onarl- dn öne sürmektedirler. Tezkiretü'l Bünyan'dz yer almayan Sultan Selim Kül
liyesi'nden ve dolaysyla da Hafsa Sul-tan Türbesi'nden, Tezkiretü'l Ebniye ile Tuhfetü 'l Mimarin'&e çelikili ifadelerle söz edilmektedir.
Türbenin, 10 Temmuz 1894 tarihli bü- yük stanbul depreminde temellerine dek ykld, II. Merutiyetten (1908) önce du- varlarnn bu temel üzerine 1 m'ye kadar örüldüü, daha sonra ödeneksizlikten böy
0 1 2 3m.
Haseki Hafsa Sultan Türbesinin rölöve plan. Tanju Cantay, "Hafsa Sultan Türbesi", Semavi Eyice Armaan . stanbu l Yaz lar, st., 1992
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
lece brakld bilinmektedir. Günümüze de bu durumuyla, alt kat pencerelerinin hizasna kadar duvarlan ve pencereleri be- lirlenmi ekliyle ulamtr.
Yapnn sekizgen gövdeli olduu ve ö nünde bir giri çkmasnn bulunduu gü- nümüze gelen kalntlarndan anlalmak-
tadr. Bu giri bölümünün dört sütuna o turan geni kenarl bir saçakla örtülü ol- duu eski fotoraflarndan örenilmekte- dir. Yapnn kesme tatan ina edildii, giri cephesi hariç olmak üzere, dier ye- di cephenin ortasnda, mermer söveli dik- dörtgen birer pencere bulunduu, bütün cepheler ile pencerelerin etrafnn kaval ve kademeli silmelerle çevrelendii görül mektedir.Hafsa Sultan Türbesi'nin bulun- duu, Sultan Selim Camii mihrabnn önün- deki hazirede, I. Selim'in (Yavuz) Türbesi, ehzadeler Türbesi ve Abdülmecid Türbe si'yle( >), 19 yy'dan itibaren Osmanl sü- lalesine ait mezarlarn bulunduu görül- mektedir. Bibi. Uluçay, Padiahlarn Kadnlar, 29 30; Kuran, Mimar Sinan, 323; Z. Sönmez, Mimar Sinan ile lgili Tarihi Yazmalar Belgeler, ist., 1988, s. 79 82; Fatih Camileri, 355; T. Cantay, "Hafsa Sultan Türbesi", Semavi Eyice Arma-
an. stanbul Yazlar , st., 1992, s. 153 163. BELGN DEMRSAR
HASEK HAMAMI Eminönü lçesi'nde, Sultanahmet'te, Aya sofya'nn güney yönünde yer almaktadr.
stanbul'daki Osmanl hamamlarnn en büyüklerinden ve görkemlilerinden ci-
lan bu yap 964/1556 57'de I. Süleyman'n
(Kanuni) bahasekisi Hürrem Sultan (ö. 1558) tarafndan ina ettirilmitir. "Ayasof
ya Hamam" olarak da anlan binann ta- sarm Mimar Koca Sinan'a aittir. Cumhuri-
yet döneminin balarnda özgün kullan- mn yitiren yap bir ara belediyenin ben- zin deposu, bir süre de Devlet Matbaas' mn deposu olarak kullanlm, bu arada ihmal edildii için harap dümü; ayrca,
birbirine bitiik olan, kadnlara ve erkek- lere ait scaklk bölümleri arasna bir ka- p açlmtr. lki 1957 1958'de olmak üze- re birkaç onarm geçiren hamamda, 1980' lerin sonlarnda, Uluslararas stanbul Sa- nat Bianali kapsamnda baz çada sa- nat sergileri düzenlenmitir.
Çifte hamam olarak tasarlanan yap ku zey güney dorultusunda uzanr. Birkaç ayrnt dnda, birbirinin ei olan bölüm- lerden erkeklere ait olan kuzeye (Aya sofya tarafna), kadnlara ait olan da gü- neye (Sultan Ahmed Camii tarafna) yer-
letirilmi, söz konusu bölümler, scaklk-lar ayran duvara göre simetrik biçimde tasarlanmtr. Yapnn duvarlarmda, yer
yer tula hatllarn görüldüü moloz ta örgü kullanlm, ancak erkekler ksm- nn, bir revakla donatlm bulunan giri (kuzey) cephesinde iki sra tula ve bir sra kesme küfeki tandan meydana ge- len almak örgü tercih edilmitir. Üst ya- py oluturan kubbeler ve tonozlar kur- unla kapldr.
Dier hamamlarda hemen hiç görül- meyen ve yapnn giriine bir cami görü- nümü kazandran erkekler ksmnn ku- zey cephesindeki zarif revak be birim- lidir. Kare planl olan ortadaki birim pan
dantifli bir kubbeyle, dikdörtgen planlolan dier birimler ise aynal tonozlarla ör- tülüdür. Revan, almak örgülü sivri ke- merleri, baklaval balklarla donatlm olan sütunlara oturmaktadr. Bask kemer- li giriin üzerinde, bir besmelenin altnda, metni "Hüdaî" mahlasl bir aire ait, 964/ 1556 57 tarihli, Osmanlca manzum ina kitabesi yer alr.
Hamamn dier birimlerinden daha yük- sek tutularak yapnn d görünümüne e gemen klnm olan, kare planl soyun malk (soukluk) birimleri, tromplara otu- ran kubbelerle taçlandrlmtr. Bu kub-
belerin tepesinde, sekizgen prizma biçi- mindeki aydnlk fenerleri yükselir. Erkek- ler ksmnn soyunmalk bölümü, üç sra halinde düzlenmi pencerelerle aydnlan- maktadr. Üçü douya, ikisi kuzeye (gi- ri revana) açlan alttaki pencerelerin dikdörtgen açklklar mermer sövelerle çerçevelenmi ve sivri hafifletme kemerle- ri ile taçlandrlmtr. Kuzey, dou ve ba- t cephelerinin üst kesimlerine, üçü altta,
biri üstte olmak üzere yerletirilen dörder tepe penceresi ise sivri kemerlidir.
Enine dikdörtgen planl lklk bölüm- leri, aralarnda iki sivri kemerin bulundu- u üçer kubbe ile örtülmütür. Kare plan- l ve kubbeli birer temizlik birimi ile he- lalar bu kesime açlr. Kadnlara ve erkek- lere ait ksmlann, srt srta vermi olan s- caklk bölümlerinde, Türk hamam mima- risinin, merkezi sofal ve dört eyvanl gele- neksel emas ile Roma hamam mimarisi- ne balanan, sekiz kollu yldz biçiminde-
ki emann ilginç bir sentezinin uygulan-d gözlenir. Merkezinde sekizgen göbek talarmn bulunduu, sekizgen planl ve kubbeli orta mekânn, dört ana yöne te- kabül eden kenarlarna birer tonozlu ey-
van yerletirilmi, verev konumdaki dier kenarlara da köe halvetlerine geçit veren kaplar açlmtr. Kare planl ve kubbeli köe halvetlerinin, üç yönde, birer nile geniletildii görülmektedir. Scaklk bö- lümlerinin dousunda, her iki kesimin or- taklaa kulland su haznesi uzanr.
Kadnlara ait kesimin dierinden en ö nemli fark giriin bat cephesine alnm olmas ve revaksz olarak tasarlanmasdr.
Ayrca helalarn adedi de bu kesimde da-
ha az tutulmutur. Göbektalarnda görü-len renkli ta mozaikler, tromplar destek- leyen mukarnasl konsollar ve klasik üs- lubun çizgilerini yanstan kurnalar Haseki Hamam'nn, günümüze ulaabilmi özgün ayrntlarn oluturur. Bu çifte hamamda denenmi olan deiik yerleim düzeni- nin, yapnn d görünümüne estetik aç- sndan üstünlük katt kesindir. Özellik- le batdan bakldnda, iki uçta yükselen soyunmalk bölümleri ile, farkl yükseklik- lere sahip dier bölümlerin kubbeleri ve kitlelerin ahenkli oranlar dikkati çeker.
Ancak söz konusu yerleimin, hamamlar- da çok önemli olan s kayb hususunda o lumsuz sonuçlar verdii tespit edilmi, muhtemelen bu yüzden daha sonra ina e dilen çifte hamamlarda bu düzenlemeye rabet edilmemitir. Bibi. Glück, Bäder, 83 90; STA, III, 1477 1480; Eyice, stanbul, 18; Müller Wiener, Bild- lexikon, 329; O. Aslanapa, Osmanl Devri Mi- marîsi, st., 1986, 532; Y. Onge, "Anadolu Türk Hamamlar Hakknda Genel Bilgiler ve Mimar Koca Sinan'n na Ettii Hamamlar", Mimarba Koca Sinan, Yaad Ça ve Eser- leri, ist., 1988,1, 403 428; Kuran, MimarSinan, 90 92, 390.
M. BAHA TANMAN
HASEK KÜLLYES Haseki semtinde cami, medrese, imaret, darüifa ve sbyan mektebinden oluan
ve 1538 1551 arasnda ina edilmi bu kla- sik dönem külliyesi, Haseki Hürrem Sul
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
5 HASEK KÜLLYES
tan için, Mimar Sinan'n bamimar seçildi- i yl yapt ilk camiyi içermektedir.
Önce tek kubbeli bir küçük cami ile balayan bu yap grubu, bir yl sonra ek- lenen klasik bir medrese ve sbyan mek- tebi ile büyütülmü, ehzade Külliyesi'
nin bitiminden ve Süleymaniye Külliyesi'nin yapmndan hemen önce bir aevi ve darüifa ile büyük bir sosyal merkez ha- line dönütürülmütür. Sinan yaplar liste- lerinde olmad için ona ait olduu üp- heli görünen imaretin, onun kalfalarndan
biri tarafndan ve kanmca, onun direktif- lerine göre yaplm olduu söylenebi- lir. . Süleyman'n (Kanuni) en sevdii e inin yapsnn bakas tarafndan yapl- mas söz konusu olamaz. maretin giriin- deki kitabede yapnn Kanuni tarafndan 1550'de yaptrld yazldna göre, bü- tün külliyenin, caminin inasndan son- ra, padiah tarafmdan kars için ina etti- rildii de düünülebilir. Evliya Çelebi, ca-
minin Avratpazan'nda (Haseki üe Cerrah-paa arasnda, eski Arkadios Forumu çev- resi) yaplm olmasnn, Kanuni'nin kan sma gösterdii bir incelik olduunu ya- zar. Bu yap kompleksinin, batan tasar- lanm olmayp, Sinan'n ehzade ve Sü- leymaniye külliyeleri ile ilgili çalmalar olanak verdikçe, etaplar halinde yaplm olduu söylenebilir. 16. yy'n banda bu mahallenin oldukça youn bir yerleme alan olduu, bütün bu yaplarn konut a lam içinde çok skk ve düzensiz yerle- mesinden anlalmaktadr. Hadîka'da bü- tün bu semte adm veren caminin mahal- lesi olmad yazldr.
Özgün cami 11,30 m açklkl, tek kub- beli bir yap olarak Çinili Kök Müzesi'n de saklanan çini kitabesine göre 945/1538 39'da yaplmt. . Ahmed döneminde
(1603 1Ö17) vakfn mütevellisi olan Hasan Bey tarafndan 1021 /l6l2 'de ayn büyük- lükte ikinci bir kubbeli hacimle büyütül- mü ve iki hacim arasna iki sütun tarafn- dan taman, ortadaki geni, üç kemerli bir revak yaplmtr. Bu inaat srasnda ilk
mihrap kapatlarak iki kubbeli hacim ara-snda yeni bir mihrap yaplmtr. Ayvansa rayî içeride mahfel i hümayun olduunu
yazar. çerideki üç kemerli geçiin revak sütunlar derleme olduu için, çaplar farkldr. Her iki kubbeli hacimde, kubbe-
ye geçi alanlar yivli tromplardr. Kubbe çevresindeki payandalarn özgün olup ol- mad büinmiyor. Fakat iki kubbede bun- larn farkl düzenleri (Sinan'n yaptnda payanda kemerleri diyagonaller üzerinde, ikinci kubbede ise giri aksna dik olarak
yerletirilmilerdir) ilk kubbenin payanda- larnn yapld dönemden olduu kan- sn uyandrmaktadr. Büyük bir olaslk- la, arsann elverisizlii nedeniyle, son ce-
maat mahalli sadece özgün kubbenin önünde vardr. Yap 1894 depreminde ha- sar görmü ve tamir edilmitir. 1969 1970 arasnda yaplan restorasyonda ise beze- mesi yenilenmitir.
Caminin karsna gelen medrese üç taraf odalarla çevrili revakl bir avludan oluan klasik bir yapdr. 1551 tarihli vak- fiyesi, külliye tamamlandktan sonra ya- zlmtr. Giri tarafnda hücreler yoktur. Sbyan mektebi ise kare ve düz tavanl bir oda ile, ayn büyüklükte kemerli bir revak la çevrili bir sofadan (ya da hayat) olu- maktadr. Hayata 5 basamak merdivenle i ki yönden çklr. Bu mektebin iki kubbe- li ve biri açk, dieri kapal iki hacimden oluan bir 15. yy tipolojisine dayand ile- ri sürülebilirse de (A. Kuran), antsal re
va ve düz tavanl örtüsü ile tek odal
hayatl bir evin Sinan tarafndan özgün bir yorumu olarak da görülebilir. stanbul' un basit olduu derecede güzel sbyan mekteplerinden biridir.
Külliyenin en özgün ve Osmanl mima- ri tarihinde ei olmayan yaps darüifa
dr. Kapsndaki kitabenin son msra, Hadîka'ya göre, "Darü' ifa vafi i nas cihan" dr ve 957/1550'ye tekabül etmektedir. Külliyenin dier yaplarnn aksine kuzey- den ilginç bir girile geçilen sekizgen planl bir açk avlu etrafnda düzenlenen
bu yap, kubbe ile örtülü mekânlardan o luan bir kompozisyonun ulaabilecei es- nekliin ve Sinan'n mekân düzenleme de- hasnn en güçlü örneidir. Avluya açlan iki kubbeyle örtülü eyvandan on birer ka re kubbe ünitesine geçilmektedir. Buras hem ilaç verilen, hem de tmarhane öde- vi gören ana bölümdür. Arkadaki yapya bir kol olarak eklenen ve imaretle darü- ifa arasnda kalan yoldan girilen bölüm-
deki iki bamsz odanm ise ilaç hazrla-mak için kullanld düünülebilir. Darü- ifa avlusundan geçilen kuzeydeki küçük avluda helalar düzenlenmitir (bak. Hase- ki Darüifas ve Hastanesi).
Sinan yaplar arasnda yazlmam o lan imaretin, onun tarafndan kontrol edil- memi olmas olanakszdr. Bu imaretin si- metrik ve ilginç bir plan vardr. Önce re-
vakl bir avluya girilmekte ve bunun ak- sn büyük mutfak igal etmektedir. Mut- fak, ocaklarn bulunduu dört kubbeli ve bacal ocak bölümü ile, iki büyük kubbe- li aevinden olumaktadr. Avludan giri- len ikier kubbeli dört edeerli bölümün mutfakla ilikileri ancak avlu yoluyla ol- maktadr.
Birçok yangn ve deprem geçirmi o lan bu yap 1967 1969 arasnda Vakflar
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
HASEK SULTAN* MEYDAN 6
Haseki Tarlas Saray harem binasnn üst kat plan. Eldem, Türk Evi
Genel Müdürlüü ile Club Méditerranéen arasnda yaplan bir anlama ile turistik
bir tesis yaplmak üzere restore edilmi, fakat mahalle sakinlerinin itirazlar üze- rine bu kullanmdan vazgeçilerek, Diya- net leri Bakanl'na devredilmitir. Bu srada Sinan'n mekân düzenleme açsn-
dan en güzel yaplarndan biri olan darüifann eyvanlar, demir doramal came kânlarla kapatld için, yap mekânsal özelliini yitirmitir. Bibi. Hadtka, I, 101; Kuran, Mimar Sinan, 38 43; Fatih Camileri, 117 119.
DOAN KUBAN
HASEK SULTAN MEYDAN ÇEMES Topkap dnda Davutpaa Klas'mn( >) alt tarafnda, Genç Osman Köprüsü yak- nnda, yol kenarnda bulunmaktadr. Çe- me üzerinde yer alan 11 beyitlik manzu- me Selanikli müderris ve kad air Yüm
nî Mehmed Efendi'nindir. Manzumenin ta-rih msra "Çemede âb revân olmak me- er, 1054/1644" eklindedir.
Klasik üslupta yaplm bu meydan çe- mesi bugün aynata hizasna kadar önün- den geçen yol seviyesinin altnda kalm- tr. Çeme kesme tatan, dikey oturtulmu
bir dikdörtgenden meydana gelmitir, iki renk tatan yaplm sivri kemerin üstün- de kitabesi yer alr. Kemer aynas rumî ve kvrk dallarla oluan bir kompozisyonla dolgulanmtr. Kilit ta bir rozetle belir- lenmitir.
Cephenin yanlarnda iki tane burmal süs sütuncuu bulunmaktadr. Çemenin üstü kesme tatan harputa eklinde bir te- pelikle nihayetlenmektedir. I. H. Tank, çemenin arkasndaki sofann namazgah olarak tanzim edilip etrafnn serviler ve dier aaçlarla gölgelendirilmi olduunu
Haseki Sultan Meydan ÇemesiYavuz Çelenk, 1994
belirtmektedir. Ancak bugün çevre bütü- nüyle bakmsz durumdadr. Bibi. Tank, stanbul Çemeleri, I, 78; A. Ege- men, stanbul'un Çeme ve Sebilleri, st., 1993, s. 358.
ALN TALASOLU
HASEK TARLASI SARAYI Beikta lçesi'nde, Vinezade Mahalle si'nde yer almaktayd.
"Tarlaba Saray" olarak da anlan ve günümüzde tamamen ortadan kalkm bu- lunan Haseki Tarlas Saray'nn mimari ö zellikleri hakknda bildiklerimiz baz eski fotoraflarla S. H. Eldem'in hazrlam ol- duu plan restitüsyonlanna dayanmakta- dr. Söz konusu saray, bünyesinde barn- drd, sedir ve yüklük gibi, geleneksel Osmanl sivil mimarisine has birtakm ö elerin varlndan hareketle 19 yy'n ilk
yarsna tarihlenebilir. Saray, aralarnda havuzlu bir iç bahçe-
nin bulunduu, her ikisi de ahap olan, ba- msz harem ve selamlk binalarndan o lumaktadr. Selamla göre çok daha bü-
yük boyutlu ve iki katl olan harem bina- snda orta sofal plan tipi uygulanm, ge- rek zemin katta gerekse de üst katta yer alan mekânlar, dikdörtgen planl büyük
sofalarn çevresine datlmtr. Sedirler-le donatlm ve girileri iki yandan yük- lük birimleri ile kuatlm olan bu mekân- larn arasna, sofaya açlan birer eyvan yer- letirilmitir. Zemini bir seki ile yükseltil- mi olan bu sedirli eyvanlarn snrnda iki tane ahap dikme bulunur. Katlar arasnda
balanty salayan ve bu eyvanlara gö- re simetrik konumda olan çift kollu iki merdivenin arasmda hamam bölümü yer almaktadr. Hamamn, üst kat sofasna a çlan giriini ufak bir hol izler. Bu holde- ki iki kapdan biri ahap soyunmalk (so- ukluk) mekâmna, dieri de kagir olan lklk, halvet ve hela birimlerine geçit ver- mektedir. 4 adet pencereyle, bir ocakla ve
sedirlerle donatlm olan soukluk mekâ-n yap kitlesinden dar taar. Kare plan-
l lklk yuvarlak bir kubbeyle, dikdört- gen planl halvet ise beyzi bir kubbe ile ör- tülmütür. Harem binasnn cepheleri, ey-
vanlarn ve odalardan çounun oluturdu- u çkntlar sayesinde hareketli bir gö- rünüme sahiptir. Özellikle sofalarn iç bah- çe tarafnda yer alan odalarn kavisli ç- knts dikkati çeker.
Tek katl selamlk binasnn girii ya- muk planl bir tala açlr. Tala açlan mekân, aalara mahsus bir oda olmaldr. Tal izleyen ve iç bahçeye açlan, kare planl sofa ile buna balanan koridora, çe- itli boyutlarda birçok oda açlmaktadr.
Bibi. Eldem, Plan Tipleri, 134 135; Eldem, Türk Evi, II, 100 101.
STANBUL
HASIRÎZADE TEKKES Beyolu lçesi'nde, Sütlüce Mahallesin- de, Elifi Efendi Soka'nda bulunmakta- dr.
Tekkenin banisi Sa'dî tarikatndan Ha srîzade eyh Mustafa zzî Efendi'dir (ö. 1824). Msr'n Delta bölgesindeki Daman hur ehrinden, "Hasrc Hoca" lakapl eyh Halil Efendi'nin (ö. 1793) olu olan M. z- zî Efendi ayn zamanda Eyüp'teki Talbu run Tekkesi( ») Postniini eyh Süleyman
Sdk Efendi'nin (ö. 1777 veya 1782) da-mad ve halifesidir. Müridinin ölümünden sonra Talburun Tekkesi'nden ayrlarak Sütlüce'ye tanm, burada kiralad bir evde ikamet etmitir. Bir müddet sonra
bu ev ile çevresinde bir miktar arazi satn alarak 1199/1784'te kendi tekkesini kur- mu, 1201/1786'da da vakfiyesini düzen- lemitir. Bu ilk tesisin mütevaz ölçülere sahip bir zaviye olduu tahmin edilebilir. Nitekim kuruluundan ksa bir süre son- ra, muhtemelen 19. yy'n balarmda, ba- ninin kardei olan Saray hasrcbas el Hac Emin Aa'nn delaletiyle III. Selim (hd 1789 1807) tarafndan geniletilerek tamir ettirilmitir. Hasrîzade Tekkesi II.
Mahmud (hd 1808 1839) tarafndan 1231/1815 ve 1252/1836'da iki kere yeniden in
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
7 HASIRÎZADE TEKKES
a ettirilmi, bu arada yapya bir hünkâr mahfili eklenmi, sonuçta söz konusu tek- ke tam teekküllü bir tarikat kuruluu ni- teliine kavumutur.
Zamanla harap olan tekke binalarn son olarak II. Abdülhamid (hd 1876 1909), 1306/1888'de, bir önceki ina döneminden
yalnzca cümle kaps geriye kalmak kay-dyla, yeni batan yaptrmtr. Bu arada dikkati çeken bir husus da bu son yapla- rn, tekkenin postniini eyh Mehmed Elif Efendi (ö. 1927) tarafndan tasarlan- m olmasdr.
Tekkelerin kapatlmasndan (1925) sonra kullanlmayan ve Vakflar daresi' nin mülkiyetinde bulunan tevhidhane tür be binas giderek harap dümü, türbe ks- m çökerek tarihe karmtr. eyh M. Elif Efendi'nin olu eyh Yusuf Zahir Efendi' nin damad olan tarihçi, yazar Mithat Ser tolu'nun delaletiyle, 1960'larn banda tevhidhane Vakflar daresi tarafmdan ta- mir ettirilmi, ancak onarmdan sonra yine kendi haline terk edildiinden hzla ha- rap olmaya balamtr. 1979'da baz ha-
yr sahipleri tarafndan çats elden geçi- rilen yap halen çok harap durumda olup son günlerini yaamaktadr. Son yllarda Osmanl eserlerine ve özellikle metruk tek- kelere musallat olan hrszlar tarafndan tevhidhanenin baz kitabeleri ve süsleme ayrntlar çalnarak antikaclara ve kolek- siyonculara satlmtr. Harem ve selam- lk bölümlerinden oluan ve Hasrîzade ailesinin mülkiyetinde bulunan ahap ko- nak 1970'lere kadar mesken olarak kulla- nlm, 1983 yaznda, bir elektrik kazas sonucunda yanarak bütünüyle tarihe ka- rmtr.
Sonuna kadar Sa'dî tarikatna bal ka- lan tekkenin meihat, eyh M. Izzî Efen- di'nin neslinden gelen ve "Hasrîzadeler" olarak tannan ailenin tasarrufunda kalm- tr. Tekkenin kurucusu ve ilk eyhi M. z zî Efendi'dir. M. zzî Efendi'nin olu ikin- ci postniin eyh Süleyman Sdk Efendi (ö. 1837) "eyh Sülün" lakab ile tanmr. Fatih Çaramba'daki Murad Molla Tekke- si eyhi ve ayn semtteki Mesnevîhane Tekkesi'nin( 0 banisi mesnevihan eyh Mehmed Murad Efendi'den (ö. 1848) mes- nevi okuyarak icazet alm, ayrca Mevle-
vi ve Nakibendî tarikatlarna da intisap et- mitir. Hasrîzade Tekkesi'nin tarihinde
Mevlevî tarikat ile olan yaknlk ve Mes-nevi eitimi S. Sdk Efendi ile balam ve sonuna kadar devam etmitir.
Tekkenin üçüncü postniini eyh Ah med Muhtar Efendi (ö. 1901), S. Sdk Efen- di'nin en küçük oludur. Geçen yüzyln en ünlü mesnevihanlarndan Hatuniye Tekkesi( >) eyhi Hasan Hüsameddin Efen- di'den (ö. 1864) mesnevi okumu, azelî tarikatndan hilafet almtr. air olan A. Muhtar Efendi 1879'da olu Mehmed Elif Efendi'ye yerini brakarak hacca gitmi, dönüte de olunu bu görevde brakmtr.
S. Sdk Efendi'nin en büyük olu s- mail Neca Paa askerlik mesleini seçmi, ortanca olu eyh Hasan Rza Efendi (ö. 1884) ise küçük kardei A. Muhtar Efen-di ile birlikte tekkenin postuna oturmu,
Hasrîzade Tekkesinde
plan. M. Baha Tanman
ancak çok cezbeli bir yaratla sahip ol- duundan 1864'te eyhlii brakarak Üs- küdar'da bir evde inzivaya çekilmitir.
Tekkenin son postniini eyh Mehmed Elif Efendi (ö. 1927) A. Muhtar Efendi'nin oludur. 1907'de Meclis i Meâyih reisli- ine getirilen M. Elif Efendi, stanbul tek- kelerinin son döneminde derin bilgisi, soh-
betinin güzellii, örnek ahlak ve sanatse- ver kiilii ile ün yapmtr. Döneminin i
leri gelen âlimlerinden dini ilimleri tahsiletmi, Yenikap Mevlevîhanesi( >) postni- ini Osman Salahaddin Dede Efendi'den (ö. 1887) Mevlevî tarikat hilafeti ve mes nevihanlk icazeti alm, Zeki Dede ile Ra- km Efendi'den ta'lik hat mek etmitir. Tasavvufa ilikin birçok risale kaleme a lan M. Elif Efendi'nin Osmanlca ve Fars- ça kasideleri ile gazellerini içeren bir de di-
van bulunmaktadr. Babas gibi azelî ta- rikatndan da hilafet alm olan M. Elif Efendi'nin eyhlii süresince Hasrîzade Tekkesi parlak bir kültür hayatna sahne olmu, dönemin tannm âlimleri, musiki üstatlar, tarikat eyhleri, devlet adamlar
ve saray mensuplar tekkedeki ayinlere,
mesnevi derslerine ve sohbetlere devametmilerdir. M. Elif Efendi'nin tekkenin â
yin günü olan çaramba günleri, öle na- mazndan sonra tevhidhanede bir saat ka- dar mesnevi okuttuu, bundan sonra Sa'dî ayininin icra edildii, çou zaman Mevlevî semamn da yapld bilinmektedir. Tek- kelerin kapanmasndan az önce büyük o- lu Y. Zahir Efendi'ye hilafet vererek stan-
bul'da Sa'dî tarikatnn âsitanesi olan Ab düsselâm Tekkesi'nin( >) meihatna tayin etmi, aynca kendi tekkesinde de, mesne-
vi derslerinden sonra hareme çekilerek a yinlerin idaresini oluna terk etmitir. Halic'e (batya) doru alçalan tekke ar-
sasnn güneybat köesinde yer alan cüm- le kaps kesme küfeki ta ile örülmütür.
Ampir üslubunu yanstan kap yanlardan pilastrlar ile kuatlm, sepet kulpu biçi- mindeki kemerin üzerine, beyzi bir madal-
yon içindeki II. Mahmud turasnn iki eit parçaya ayrd 1252/1836 tarihli man- zum kitabe yerletirilmitir. Söz konusu kitabenin metni eyh S. Sdk Efendi'ye, ta'lik hatt ise Arabzade Mehmed'e aittir.
stinat duvarlar ile setlere ayrlm o lan arsann, bat yönünde yer alan ve en alçakta kalan setine, kuzey güney dorul- tusunda gelien ve harem, selamlk, mut- fak bölümlerim barndran ahap bina yer
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
Hasrîzade Tekkesi'nde tevhidhanedeki kadnlar mahfilinin görünüü. Hulusi Tanman, 1976
'estirilmitir. Kagir bir bodrum üzerinde yükselen ve harem kanadnda bir çat ka- t ile donatlm bulunan yapnn güney kesimi selamla, kuzey kesimi hareme tahsis edilmi birbirine, köprü eklinde tasarlanm bir mabeyin odas ile bala-
nan bu iki kanadn arasna, küçük bir av-lunun gerisine, tekkenin mutfa yerleti- rilmitir. Bu yapnn önündeki ve arkasn- daki bahçeler de, harem selamlk taksi- matna bal olarak, tula örgülü duvar- larla ikiye ayrlm, öndeki duvarn selam- lk bahçesi tarafnda, dönemin modas o lan yapay kayalklar ile bir havuz tasarlan- mtr. 19. yy ahap sivil mimarisinin özel- liklerini yanstan bu binada, gerek harem gerekse de selamlk bölümlerinde orta so fal plan tipi uygulanm, çeitli boyutlar- daki odalar ve helalar, bölümlerin ekse- ninde yer alan sofalara açlm, zemin kat- taki ve üst kattaki sofalar birbirine ba- layan merdivenler çift kollu olarak tasar-
lanmtr. Kuzeye açlan selamlk girii ile batya bakan harem giriinin üzerinde, dö- kümden mamul, sütunlara oturan çkmalar
yer alr. Selamlk giriinin üzerindeki çk- ma eyh odasna aittir. Bu odann yannda da eyh M. Elif Efendi'nin özel kütüpha- nesini barndran "kitap odas" bulunmak- tadr.
Selamlk giriinin karsnda (güneyin- de), yekpare beyaz mermerden yontul- mu, dikdörtgen prizma biçiminde bir ab dest teknesi bulunmaktadr. Teknenin ge- ni ve dar yüzüne, iki parça halinde, bey zi madalyonlarn içine yerletirilmi olan manzum kitabe 1287/1870 tarihini ta- makta ve Nazif Aa'mn vasiyeti üzerine kardei smail Paa tarafndan yaptrlm olduu belirtilmektedir. Söz konusu kita-
be ta'lik hatl olup Aziz Bey'in (ö. 1913) imzasn tar. Abdest teknesinin arkasn- da, bahçe duvarna bitiik olarak, tula duvarl, ahap çatl ahrn ykntlar dik- kati çekmektedir. Dier taraftan, kuzey
yönünde küçük bir hamam bölümünün bulunduu harem kanadnn arkasndaki bahçede yer alan su haznesine ait kitabe- de "öhret iâr" Hacbekirzade Ali Bey'in,
babas Muhyiddin Efendi'nin ruhu için tekkenin suyollarn onartt ifade edil- mektedir. Tevhidhanenin erbethane oda- snda korumaya alnmken çalnan bu ki- tabenin metni ve ta'lik hatt eyh M. Elif Efendi'ye aittir.
kinci sette yer alan ve tevhidhane ile buna baml birtakm birimleri (erbet- hane, zâkirba odas, hünkâr mahfili ve kasr) içeren, ayrca türbeye bitien ana bi- na, d görünümü itibariyle bir meskeni andrr. Kagir duvarl bir havalandrma bodrumu üzerine oturan iki katl ahap yapnn bat cephesinde 3 adet giri srala- nr. Cephenin ortasnda yer alan, eyh e fendinin, dervilerin ve erkek misafirlerin kulland ana giri iki yandan ahap dik- melerle kuatlm, caml kaplarla dona- tlm ve bir kitabe levhas ile taçland rlmtr. Metni eyh A. Muhtar Efendi'ye,
ta'lik hatt ise olu eyh M. Elif Efendi'yeait olan bu manzum kitabe 1305/1887 88 tarihini tamakta, II. Abdülhamid ile
Tophane Müiri Seyyid Mehmed Paa'nn adlarm vermektedir. Bunun üzerine, son
yllarda yerinden sökülerek satlm ve bir özel koleksiyona intikal etmi bulunan, M. Elif Efendi'nin ta'lik hatt ile yazlm, 1318/ 1900 tarihli mermer ayet levhas yer al- maktayd.
Kitabeli ana giriin açld talk, cam- l ahap bölmelerden k almakta, bir da- lm merkezi niteliinde olan bu mekân- dan tevhidhaneye, erbethaneye, zâkir- ba odasna ve hünkâr mahfili merdiveni- nin altndaki ardiyeye geçilmektedir. Ze- mini mermer kapl, duvarlar da raflarla donatlm olan erbethaneden tevhidha- neye bir servis penceresi açlmakta, ayr- ca kadnlar mahfiline geçit veren harem kapsn izleyen küçük hol ile erbethane arasmda bir dönme dolap bulunmaktadr. Musiki aletlerinin ve ayin giysilerinin mu- hafaza edildii, "zâkirba odas" olarak a mlan küçük oda hünkâr girii ile de ba- lantldr.
Bat cephesinin kuzey kesiminde, ha- rem bahçesi tarafmda yer alan kap ufak boyutlu bir hole açlmakta, bu holden ha-
reket eden merdivenle kadnlara mahsusfevkani mahfillere çklmaktadr. Ayn cep- henin güney kesiminde bulunan hünkâr giriinin gerisinde de küçük bir hol ile hünkâr mahfiline ve bununla balantl hünkâr kasrna geçit veren merdiven yer alr.
Kareye yakn dikdörtgen planl (12 ,35x 10,70 m) tevhidhanenin güney ve bat duvarlar deiken kalnlklara sahiptir. Bu durumun, mihrap duvarnda, d hat- tn kble yönü ile tam bir dik aç yapma- masndan kaynakland anlalmaktadr. Tevhidhanenin ortasnda, ayinlere tahsis edilmi olan bölüm, köeleri pahl kare bir plan arz etmekte ve iki kat boyunca yük-
selmektedir. Bu bölümün çevresinde, heriki katta da, kare kesitli 16 adet ahap sü- tun sralanr. Zemin katta, mihrabn önün-
deki sütun açkl dnda, sütunlarn ara- s ahap korkuluklarla kapatlarak bunla- rn gerisinde kalan ve zemini bir seki ile
yükseltilmi olan alan erkek seyirci mahfil- leri olarak deerlendirilmitir. Mihrap du-
varnn önünde, üç sütun açklna teka- bül eden ve zâkirler maksuresi olarak kul- lanlan kesimin, mihrap duvarna sapla- nan ahap korkuluklarla mahfillerden ay- rld görülür. Zemin katta ve üst katta
bulunan sütunlarn arasndaki korkuluk duvarnn yüzeyi, çtalarn çerçeveledii yatay dikdörtgen panolara ayrlm, sütun açklklarna isabet eden bu panolann içi- ne, eyh A. Muhtar Efendi'nin Sa'dî tari- katnn piri Sadeddin Cibavî'ye ithaf et- tii methiye, olu eyh M. Elif Efendi'nin ta'lik hatt ile siyah zemine yaldzla (zeren dûd teknii ile) yazlmtr. Branda üzeri- ne yazlm olan bu nefis yaz panolar da yerinden sökülmü ve kayplara kar- mtr.
Güney cephesinde çknt yapan mih- rap nii, ortadaki büyük, yanlardaki küçük
boyutlu 3 adet silindirden olumaktadr. Silindirlerin kesime çizgilerine burmal ahap sütunçeler yerletirilmitir. Mihra- bn sanda (bat) bahçeye açlan 2 pen- cere, solunda da (dou) ykk türbeye aç- lan bir kap ile dierlerinden daha geni bir pencere vardr. Tevhidhanenin bat du- varnda, tala açlan kap ile bir pencere, ayrca erbethanenin servis penceresi, ku- zey duvarmda ise, harem bahçesine bak- t için yüksekten balayan 3 adet pence- re bulunmaktadr. Dou duvar ile bu yön- deki sokan istinat duvar arasna, içeri-
ye szabilecek nemi önlemek amacyla, in- ce uzun dikdörtgen bir ardiye yerletiril- mitir. Mihrabn yannda duran ahaptan mamul, ajurlu mesnevi kürsüsü ile sade görünümlü sakal erif muhafazas da pa-
ramparça durumdadr.Üst katta, mihrabn önünde yer alan ve üzeri bo braklm olan sütun açkl d
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
nda, ayin mekânn snrlayan sunanlar ile duvarlarn arasndaki alann güneybat kesimi hünkâr mahfiline, geriye kalam da kadnlar mahfiline ayrlmtr. Aralarnda
bir kap ile balant kurulmu olan bu fev- kani mahfiller, korkuluk duvarlarna otu-
ran ahap kafeslerle donatlmtr. Hün-kâr mahfiline ait olan kafes birimleri di- erlerine oranla daha seyrek olup icabn- da pencere gibi açlp kapanabilecek e- kilde imal edilmi ve oymal ahap hotoz- larla taçlandrlmtr. Üst katn bat ke- simini igal eden, hünkâr kasr niteliin- deki bölüm bir sofa ile buna açlan iki oday ve bir hela abdestlik bmmini barn- drr. Büyük boyutlu ve hünkârn dinlen- mesine, icabnda eyh efendi ile görüme- sine tahsis edilmi bulunan oda, yapnn giri cephesinde, hünkâr giriinin üzerin- de, dökümden mamul süslü konsollara oturan bir çkma yapmaktadr. Daha kü- çük boyutlu olan dier oda ise hünkârn maiyetine ayrlmtr.
Kuzey yönünde tevhidhaneye bitien, dou ve güney yönlerinde istinat duvar- lar ile kuatlm olan türbenin batya (bahçeye) açlan bir dizi dikdörtgen pen- cere ile aydnland ve bu yöne doru meyilli bir çat ile örtülü olduu bilinmek- tedir. Çat çöktükten sonra ahap sandu- kalarn yerine betondan basit kabirler ve Latin harfli küçük mermer kitabeler kon- mutur. Tekke arsasnn batsndaki hazi rede M. Elif Efendi dmda tekkenin bü- tün postniinleri, ayrca tekkenin bina e minliini yapan Tophane Müiri Seyyid Mehmed Paa gömülüdür.
Türbenin batsnda, tevhidhanenin gü- neyinde yer alan sarncn üzeri, zamann- da sohbet mahalli olarak kullanlan bir so- fa eklinde düzenlenmi, tam ortasna, mermerden yontulmu bir bilezik otur- tulmutur. erit kabartmalan ile bezeli olan sarnç bilezii de çalnmtr. Türbenin ü zerinde yer ald setle bu sofa arasnda eyh H. Rza Efendi'nin ei Zeliha Samiye Hanm (ö. 1855) ile eyh A. Muhtar Efen- di'nin ei Fatma Baise Hanm'a (ö. 1895) ait iki mezar bulunur.
Cephelerine yaln bir ifadenin egemen olduu tevhidhane binasnn barndrd mekânlarda, II. Abdülhamid döneminin, giderek Türk kökenli unsurlar bünyesin-
de barndran eklektik zevkine uygun süs-lemeler bulunmaktadr. Zemin kattaki mah- fillerin duvarlar panolara taksim edilerek
bunlarn içi, yeil ve sar renkte ta kap- lamalar taklit eden boyamalarla doldurul- mu, ahap sütunlar da yeil porfiri hatr- latacak ekilde boyanmtr. Mihrapta, ye- il ve krmz zeminler üzerinde, kufi ya- zdan bozma örgülü motiflerin arasnda
besmele ile "yâ Mâbud" ibareleri, ayrca rumî ve palmet motifleri görülmektedir. Üst kattaki sütunlarn üzerinde uzanan ya- tay kuak, alternatif olarak kare ve dik- dörtgen kartulara bölünmü, karelerin içine 8 kollu yldzlar, köeleri rumîlerle dolgulanm dikdörtgenlerin içine de ku-
fi besmeleler yerletirilmitir. Ayin bölü-münün tavannda, ortada 8 kollu büyük bir yldz, kenarlarnda da buna paralel "L"
biçiminde, üçgenlerle sonuçlanan dört a det kartu bulunmakta, bunlarn içinde de
beyaz, siyah, yeil ve krmzyla resmedil- mi örgü motifleri, yldzlar, emseler yer almaktadr. Yapdaki dier bütün tavanlar- da çtalarla meydana getirilmi taksimattan
baka herhangi bir bezemeye rastlanmaz.Hünkâr mahfili ile buna baml birimle- rin duvarlarnda, dikdörtgen panolar için- de, rumîlerle dolgulanm emseler ve kö- ebentler görülmektedir.
Hasrîzade Tekkesi'nde tehis edilen bezemelerin en ilginci kadnlar mahfiline ait kafeslerin üzerine resmedilmi olan hurma aaçlandr. Osmanl süsleme sana- tnda, dier birtakm bitki motiflerine oran- la pek az kullanlm olan bu motifin var- l, hurmann Sa'dî tarikatnn erkânn- da önemli bir sembolik yerinin olmasyla açklanabilir. Özellikle bu balamda "hur- ma tekbirlemek" olarak adlandrlan tarika- ta giri (biat/intisap) töreninde dervilere eyhleri tarafndan tekbirle hurma yuttu- rulmas, söz konusu bezemeyi anlaml klmaktadr. Aynca az rastlanan, kafes ü zerine boyama tekniini sergilemesi bak- mndan da önemli olan bu kafesler son
yllarda eski eser yamaclarnn hmna uramtr. Bibi. Ayvansarayî, Hadîka, I, 305; Aynur, Sa liha Sultan, 35, no. 80; Âsitâne, 13; Osman Bey, Mecmua i Cevâmi, II, 14 15, no. 31; Mü- nih, Mecmua i Tekâyâ, 12; Raif, Mir'at, 241, 562 568; IhsaiyatlI, 21; Vassaf, Sefine, V, 270; Zâkir, Mecmua i Tekâyâ, 58; Ziya, stanbul ve Boaziçi, II, 226 228; nal, Son Hattatlar, 810 812; nal, Türk airleri, I, 291 293, II, 983 985, III, 1671 1672; M. Sertolu, "Sütlüce ve Üç Hattat Mezan", Hayat Tarih Mecmuas, 3 (Mart 1977), 13 17; ay, "Halcolu'ndan Kasmpa- a'ya", ae, 4 (Nisan 1977), 15 21; ay, "Kasm- paa", ae, 5 (Mays 1977), 48 53; M. B. Tan- nan, "Hasrîzade Tekkesi", STY, VII (1977), 107 142; B. Turnal E. Yücel, "stanbul'daki Baz Tekkelerin Yerlerine Dair Bir Aratrma". VD, XVIII (1984), 145 147; M. B. Tanmân, "Re lations entre les semahane et les türbe dal les tekke d'Istanbul", Ars Turcica/Akten des VI. In ternationalen Kongresses für Türkische Kunst, Münih, 1987, s. 316 317; R. Lifchez, "Lodges of istanbul". The Dervish Lodge. Berkelev. 1992. s. 88 94.
M. BAHA TANMAN
HASB PAA YALISI Boaziçi'nde Beylerbeyi vapur iskelesi- nin 200 m kadar kuzey yönünde bir za- manlar yer almakta olan Hasib Paa Yal- s, Anadolu yakasnn bu türden en büyük
binas iken 1974'te bir yangn sonucu ta- mamen yok olmutur.
Hasib Paa Yals, Beylerbeyi ile Çen- gelköy arasndaki Sadullah Paa Yals'n dan sonra en eski yal olarak kabul edi- lir. ki katl olan bina zeminde 900 m 2 otur- ma alanna sahipti.
Yalnn içinde bulunduu dört dönüm- lük bahçede ayrca üç mütemilat, bugün sadece çukuru kalm sanat eseri mermer
bir havuz ve Boaz suyu ile irtibatl kapa- l bir deniz hamam da bulunmakta idi.
Yalnn plan, elips bir sofann çevre- sinde yer alan mekânsal birimlerle olu- turulmutu. Buna göre elipsin denize pa- ralel olan küçük aks üzerinde merdiven- ler, denize dik olan büyük aks üzerinde de eyvanlar yer almaktayd. Köelerde ise kendi iç sofalarna sahip bamsz dene-
bilecek durumda üçer, dörder odal da- ireler bulunmaktayd.
Bina plan merkezi orta sofal tipe aittir. Elips eklindeki sofann uzunluu 18 m' dir. Bu durum ile Sadullah Paa ve Prenses Rukiye yallarna göre daha büyük ve or- ganize bir plana sahip olmaktadr. Üst kat- ta sofa bir ahap asma kubbe ile örtülmü- tür. Bir baka açdan incelendiinde yal- nn plan selamlk, mabeyin ve harem bö- lümlerinden olumaktadr. Ancak tüm bö- lümler birbirleri ile irtibatlandrlmtr.
Birçok benzeri gibi yalnn kesin yapm
tarihi belli deildir. Ancak gerek mimarigerekse süsleme özelliklerinden binann 19 yy'n ortalarnda yaplm olduu an- lalmaktadr. Yalnn rölövesi son defa, daha sonra Mimar Sinan Üniversitesi'ne
balanan Beikta'taki Mimarlk Yüksek Okulu öretim üye ve örencileri tarafn- dan yaplmtr.
Bir defa el deitiren yal arsas son o larak Sabanc ailesinin mülkiyetinde olup, kendilerince hazrlattrlan restitüsyon pro-
jesi, ilgili koruma kuruluna tevdi edilmitir. HALUK SEZGN
Bir 19. yy binas olan Hasib Paa Yalsnn 1974'te yanmadan önce deniz cephesindengörünümü. Erkin Emirolu, 19701er
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
HASKÖY Halic'in kuzey kysnda, Kasmpaa ile Sütlüce arasndaki semt. Semtin snrlarn kuzey ve kuzeybatdan çevre yolu, Sütlü- ce semti. Halcköy; batdan Haliç; güney ; i Camialt Tersanesi bölgesi; do- udan Kulaksz Mahallesi ve Kasmpaa Zindanarkas Mezarl çizer. dari olarak,semtin çekirdei saylabilecek Piri Paa Mahallesi gibi, semtin üzerine yayld Fe tihtepe, Keçeci Piri, Cami i Kebir mahalle- leri de Beyolu lçesi'ne baldr.
Bizans döneminde "Arabant Kasabas" dendii rivayet edilen semtin Hasköy ad- n, II. Mehmed'in (Fatih) stanbul kuat- mas srasnda otan bu bölgede kurmu olmasndan veya buradaki hasbahçeler den ald söylenir.
En eski adnn "Pikridion" olduu san- lan Hasköy, bu ad oannes Pikridios'un burada kurmu olduu manastrdan alm- t. Piri Paa Mahallesi'nin bulunduu yer- de ise Karemidie adnda bir köy vard. Hasköy adnn bir dier görüe göre, bu bölgenin en büyük kilisesi olan "Paraske vi"den geldii, Türk döneminde "Paras köy" diye anlan semtin adnn zamanla Hasköy'e dönütüü ileri sürülür.
Hasköy, kentin en eski Musevi yerle- im bölgelerinden biridir. Bizans döne- minde burada Karai Musevileri çounluk- tayd. Karaimler veya Karaylar olarak da bilinen ve Orta Asya kökenli bir Türk bo- yu olan Karaimler 6. yy'da Kafkasya'ya, oradan Ukrayna'ya göçmüler, Hazarlar- la kaynamlar ve onlarn Musevilii res- mi din olarak kabul etmelerinden sonra, Museviliin Talmud'u reddeden bir mez- hebini oluturmulard. 1172'de Konstan tinopolis'e gelen Benjamin de Tudela bü- tün kentte 500 kadar Karainin yaad- n yazar.
Fetih srasnda ve II. Mehmed (Fatih) döneminde (1451 1481) semtin bulundu- u yöre, efsanelerle de iç içe gelien bir tarihe sahiptir. Fatih'in hocas Akemsed din'in Hasköy'de Çemirlik Havuzu deni- len yere bir servi fidan diktii, dierlerin- den çok daha çabuk büyüyen ve çok da- ha uzun olan fidann, yeil deil de ak ol- duu Evliya Çelebi tarafndan nakledilir. Fatih de buraya kendi eliyle 7 servi dikmi
ve 12.000 servi aac dikilmesini ferman etmitir. Evliya Çelebi'de Çemirlik Havu-
zu diye adlandrlan mekâna daha somaÇamarlk Havuzu denmitir. Hasköy fetihten sonra da esas olarak
bir Yahudi ve Musevi mahallesi olarak gelimitir.
Evliya Çelebi, II. Mehmed'in Arabistan' n Safed ehrinden Yahudileri buraya yer- letirdiini söylerken, Hasköy'de 7 kilise
ve 12 sinagog olduunu kaydetmektedir. Evliya Çelebi, Hasköy'ün Selanik ve Sa- fed ehirlerine benzerliine de dikkati çe- ker.
Hasköy'ün bellibal Yahudi mahallele- ri Abao la Kaye (Alt Sokak), Maalem ve-
ya Keçeci Piri, Arabaclar, eyh Salih (Çk sali). Kordova. Yeni Mahalle, Parmakkap,
Kalayc Bahçe, Sarayiko ve Piri Paa idi.Semtin eski haritalar, bugün hemen hiç izi
kalmayan bu geçmie k tutar. Basmac Avram ve Terzi Hayim sokaklar, bugün Basmac Ruen ve Terzi Kasm isimlerini a lrken, sinagog çkmazlar, sinagog sokak lan ve adlarn aldklar sinagoglar yok ol- mutur. Ayrca burada yer ald bilinen Musevi okullar da kapanmtr. stanbul' un en eski ve en büyük Musevi mezarlk- larndan biri Hasköy'dedir.
Hasköy'de Yahudilerden baka Rum- lar da yayordu. Buradaki en ünlü kilise, iskelenin biraz ötesindeki Ayia Paraskevi' dir. Bu kiliseyle ilgili birçok efsane vardr. Hasköy'ün içinde Rum, Yahudi ve Müs- lüman mezarlklarnn arasnda Ayia Pa- raskevi adl bir de ayazma bulunuyordu. Bu ayazmann dier ad olan "Çksali" ya da "ÇksalnTn, "eyh Salih'in bozulmu ekli olduu düünülmektedir.
A. Paspatis, 1597'de Eminönü'nde Yeni Cami inaat balad zaman, bu caminin
yerine sahip olan Karai Musevilerine Has- köy'de evler verildiini ve bu cemaatin Hasköy'e nakledilen 40 kadar üyesinin ha-
yat boyu vergiden muaf tutulduklarm kay-
deder. Ayrca Eminönü'ndeki sinagogun bulunduu arsa kanunen satlamad için bu cemaate hazineden yllk 32 kuru ki- ra ödendiini ekler. 1715 ve 1756 yangn- larndan sonra da birçok Yahudi aile, Ay nalkavak Saray'mn yer ald hasbahçeyi takiben Okmeydam'na doru genilemi olan bu semte göç etmiti.
Hasköy'ün en önemli iki sinagogu, Bi- zans döneminde spanya'nn Cordoba eh- rinden göç eden Endülüslü Sefarad Ya- hudilerinin kurduu Kordova Sinagogu ile Mayorka Adalar'ndan göç eden Yahudile- re atfedilen Mayor Sinagogu idi. 1912'de Annuaire Orientale'de kaydedilen dier Hasköy sinagoglar unlard: eritçisi, Esg
her, Kalayc Bahçe, Maalem, Mizrahi, Par-makkap, Sarayiko, Sinyora, Yeni Mahal-
le ve Çksali. Deiik belgelerde baka si- nagog adlarna da rastland gibi Amon ailesinin evinin de ibadethane olarak kul- lanld bilinmektedir. Bu evin S. H. El dem tarafndan Hasköy'de Hahamba Ko- na olarak tespit edilen, 18. yy yaps ko- nak olduu akla gelmektedir. 1899 tarih- li Hasköy sinagoglar listesi incelendiin- de, bu listede ad geçen Alamanes (Alma- n) ve Arabaclar sinagoglarnn 1912'de kaydedilmedii, buna karlk Mizrahi Si nagou'nun eklendii dikkati çekmek- tedir. 1960'lara kadar bu yaplar yava ya-
va ortadan kalkmtr; bugün Hasköy'de ayakta kalan Rabanit Musevilerine ait tek ibadetgâh Maalem Sinagou'dur. Ayrca htiyarlar Yurdu içinde bir özel ibadet- hane vardr.
Ayr bir cemaat oluturan Karailerin de, Hasköy'de "Kal ha Kado be Kuta Bene Mikra" adl, Bizans döneminde, inançla- rna uygun olarak yeraltnda ina edilmi bir sinagoglar bulunmaktadr.
Evliya Çelebi semtin 17. yy'daki görü- nümünü anlatrken 3 000 kadar balk,
bahçelik, çok katl evin varlndan, bah-çelerde limon ve turunç yetitirildiinden, zengin Yahudilerin ev ve bahçelerinin gü- zelliinden söz eder. 11 Yahudi mahallesi- nin yanmda 2 Rum, 1 Müslüman ve 1 de Ermeni mahallesinin bulunduunu, 20'den fazla Yahudi cemaatinin ve toplam 17.000 civar nüfusunun, içlerinde kymetli mal- lar bulunan 600 dükkânnn, çok sayda meyhanesinin olduunu; misket üzümle- ri ve arabyla ünlendiini söyler. Osman- l döneminde Hasköy, bir zamanlar Ha- liç sahilinin en büyük ve görkemli sahil saray olan Tersane Saray ve sarayn ara- zisi içindeki Aynalkavak Kasr( >) ile ün- lüdür. Daha I. Selim'den (Yavuz) balaya-
rak kurulan Tersane'den Okmeydam'nadoru Kasmpaa srtlarn kaplayan koru,
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
Günümüzde Hasköy. Aras Nef tçi, 1993
padiahlarn ilgisini çeken bir hasbahçe olarak "Tersane Bahçesi" diye adlandrl- m ve içine dönem dönem çeitli kasrlar yaplmtr. Evliya Çelebi, Tersane Bahçe- sini methederken, binlerce servinin göl- geledii bahçede kularn ötüünün güzel- liini, kays ve eftalisinin lezzetini, Sultan brahim'in (hd 1640 1648) burada deniz kenarnda bir kök yaptrdn ve burada denizden, adna istiridye denilen ve içki i çenlerin pek sevdii bir deniz hayvan çktn anlatr.
Hasköy çeitli dönemlerde yangnlar görmü; 1804'te çkan büyük yangnda 500 ev, 150 dükkân yanmtr. Hasköy'ü, 1865
yaznda çkan kolera salgn kasp kavur- mu, 1871'de salgn tekrarlam, halk evle- rini terk edip Okmeydaninda kumlan ça- drlara yerlemi ve semt abluka ve ka- rantina altna alnmtr.
Tersane Bahçesi ve Aynalkavak Kasn' mn 18. yy'n sonunda önemini kaybettii, 19 yy'm ikinci yarsndan sonra Tersane'
ye yaplan eklemeler srasnda kasrn de- nizden koparak içeride kald anlal- maktadr. Semt ise Yahudilerin çounluk- ta olduu yapsn 20. yy'm balarnda da korumutur. 20. yy'm banda Hasköy'de 25.000 Yahudi ve 148 hahamm bulundu- u yazldr. 1950'lerde, yöredeki Musevi
yerleim ve kültürünün izleri, hâlâ orada oturmakta olan birkaç aile dmda hemen hemen silinmi, en uzun yaayabilen si- nagog Maalem Sinagogu olmutur.
Günümüzde Hasköy, sahildeki Deniz- cilik Bankasina ait ehir Hatlar letme- si vapurlarnn bakmn yapan küçük ter- sanesi, Haliç sahiline paralel uzanan Has- köy Caddesi ve Kumbarahane Caddesi'nin dousunda kalan küçük dükkân, iyeri ve imalathaneleri, içerilerdeki dükkânlarn konutlarla yan yana ve üst üste yer ald sokaklar ve istanbul'a Anadolu'nun çeit-
li yörelerinden göçle gelmi nüfusuyla, Ha-li c ' i n dier benzeri yerlemelerinden fark-
l deildir. Yeni köprünün yaplmasndan sonra yerinden sökülen Galata Köprüsü Hasköy vapur iskelesi ile kar sahilde Ba lat Musevi Hastanesi'nin bulunduu yer arasna yeniden kurulmutur. Bibi. Jak Deleon, "Geçmiten Günümüze Al- tn Boynuz, Unutulmu Bir Semt: Hasköy", Milliyet, 2 3 Nisan 1991; Evliya, Seyahatname, I; Kömürciyan, stanbul Tarihi; M. Belge, s- tanbul Gezi Rehberi, 1st., 1994, s. 213 215; Mil lingen, Walls, 221 : N. Güleryüz. stanbul Sina- goglar. st.. 1992! s. 95 99.'
STANBUL
H A S K Ö Y AYA Z M A S
Hasköy'de, Piri Paa Mahallesi, Ayazma yan Soka'ndadr. Musevi mezarl ö nünden, Çksalm Meydanindan Hasköy Mezarl'na inen yokuun sa ksmnda- ki arsada yer almaktadr.
nciciyan 18. yy'da bu bölgede pek çok ifal suyun bulunduunu kaydetmektedir. Sütlüce bunlardan biridir. Keza, Bizans dö- neminde Armamentareas diye anlan Ha lcolu ve çevresinde, sade bir vatanda olan Teodora adnda bir kadnn yaptr- m olduu Aziz Pantaleymon'a ithaf edil- mi olan manastr, kutsal bir suyun bulun-
duu yere yaplmt. Bugün Aynalkavak'ta Aziz Pantaleymon'un adn tayan kü- çük bir ayazma vardr. Aziz Zotikos'un bu
bölgede, iki katr tarafndan yerde sürük- lendii ve burada mucizevi bir su kayna- nn fkrd öyküsünün geçtii yerin ta- nm, Hasköy srtlarna uymaktadr.
Evliya Çelebi 17. yy içinde Yahudi me- zarlnn yaknnda "ine Ayazma" deni- len bir tatl su kaynanm bulunduunu; bir gün tutup, sonraki iki gün içinde brak- tktan sonra dördüncü gün yine tutan bir cins stmaya ifal bir suyunun olduunu,
yedi kez suyundan içip, ykanan hastalarn iyi olduklarn ve bu ayazmann Rumlar ta- rafndan sk sk ziyaret edildiini kaydeder.
Aziz Zotikos öyküsünde, bahsi geçensu kaynann bu olduu kesin olmasa da,
Evliya Çelebi'nin sözünü ettii su kayna- , Hasköy Ayazmas denilen Ayia Paras kevi Ayazmas ile ayn olmaldr.
Hasköy Ayazmas, düzgün dikdörtgen planl bir giri bölümü, antre ve buna ba- l durumdaki, su kaynana ulaan dar bir koridordan meydana gelmektedir. Üzerin-
de mermer bir haç bulunan kapnn kana-d madenidir. Giriin bulunduu cephede bir de kü-
çük pencere vardr. Bu giri bölümü 5x 2,50 m boyutlannda olup, kaba arazi tala- rnn harç ile balanmasyla meydana ge- len bir duvar içilii gösterir. Ahap kiri üzerine sac olan örtüsü bugün mevcut ol- mayp, üzerinin tamam açktr. Bu bölü- mün kuzeybat köesinde, üzerine Yunan- ca yaz ve bezemeler oyulmu olan mer- mer ikona çerçevesinin orta ksmnda dur- duu bilinen gümü kaplamal Ayia Pa raskavi ikonas bugün yerinde deildir. Su kayna ile balantl dehliz eklindeki koridorun balangc bu giri bölümünün
güneybat köesine, yani kapnn tam kar-sna rastlamaktadr. Genilii sadece 0,55 m ve yükseklii 1,75 m olan, 25 m uzun- luundaki bu dar koridor, gittikçe dara larak sznt sularnn topland bölümle nihayetlenmektedir. Bu bölme madeni parmaklkl bir kap ile koridordan ayrl- mtr. Koridorun ortalarna rastlayan bir
yerde, bat duvarna, amdan koymaya mahsus küçük bir ni açlmtr. Bu niin içine yerletirilmi olan, üzeri bitkisel be- zemeli mermer plaka Bizans iidir. Ayn ekilde koridorun duvarlar ve biraz siv- riltilmi uzun beik tonoz da, kesme ta ve tuladan olup Bizans duvar içiliinin özelliklerini göstermektedir. Giri bölümü-
nün duvarlar ve ikona çerçevesi korido-ra nazaran çok daha yenidir.
Hasköy Ayazmas'nn su kaynana uzanan dehlizin balangc. Enis Karakaya, 1994
8/20/2019 Tarih Vakf-stanbul 4
http://slidepdf.com/reader/full/tarih-vakfi-istanbul-4 15/570
H A S K Ö Y T E R S A N E S 12
Hasköy Ayazmasimn mermer ikona çerçevesi. Enis Karakaya, 1994
Bugün harap bir halde, terk edilmi c i - lan Hasköy Ayazmas, içinde bulunan de- rin bir kuyunun tehlike arz etmesinden do- lay be yldr kapal vaziyettedir. Sznt sulan haznesinde halen damla damla top- lanmaktadr. Ayazmann bugün için ziya- retçileri olsa da, bunlar ayazmaya gireme-
mektedirler. Oysa yakn bir zamana kadarziyaretçiler, giri ksmna sonradan yapl- m olan küçük bir su haznesine içeriden taman sular içerek ve azizenin ikonas önünde dua ederek, mum ada yapyor- lard.
Bibi. Evliya, Seyahatname, I, 1969, 113 114; Janin, Constantinople byzantine, 416; STA, III, 1574, 1586; înciciyan, istanbul, 95 96; Kömür ciyan, stanbul Tarihi, 202.
ENS KARAKAYA
HASKÖY TERSANES Türkiye Gemi Sanayisi A'ye bal, Haliç' te, Hasköy'le Halcolu arasnda yer alan tersane.
irket i Hayriye tarafndan 186l'de, ken- di vapurlarnn bakm ve onarm amacy- la kurulmutu, atölye düzeyindeydi ve an- cak birkaç küçük binadan oluuyordu.
Önceleri fabrika denen bu kurulu, za- manla eldeki olanaklar orannda genile- tildi, 1884'te, 45 m boyunda aaç bir kzak yapld, çekme gücü olarak da istimle ça- lan bir rgat yerletirildi. 1910'da yeni bir kzak daha ilave edildi, istimli rgat elekt- rikle çalr duruma getirildi. Torna tezgâh- lan, inaiye atölyesi ve marangozhane ku- ruldu.
Onarm ve bakmdan baka küçük hiz- met teknelerinin de yaplp denize indiril- dii tersanede, irket i Hayriye'nin önem- li yöneticilerinden Necmettin Kocata'm döneminde, 1938'de birbirinin ei iki ehir hatt vapuru yapld. Bunlardan 75 baca numaral olanna Kocata, 76 numaral o lanna da Saryer ad verildi. Bu iki vapur- da, Hdiv Abbas Hilmi Paa'nm Nimetul lah adl özel yatmdan çkartlan iki buhar makinesi ve kazanlar kullanld. Tersane- de daha soma eski bir Haliç vapuru tadil edilerek motorlu, küçük bir araba vapuru haline getirildiyse de baarl olunamad.
irket i Hayriye'nin 1945'te Münakalât
Vekâleti tarafndan satn alnmas üzerine,Hasköy Tersanesi de Devlet Denizyollar ve Limanlar Umum Müdürlüü'ne devre- dildi. Mart 1952'de Denizcilik Bankasina devredilen kurulu önceleri Haliç Tersa- nesine bal bir bamühendislik olarak
çaltysa da, 1954 'ten itibaren Gemi na ve Tamir letme Müdürlüü adm alarak bamsz bir ünite olarak çalmalarn sür- dürdü. 1984'te Ulatrma Bakanlinm
b&u