Tarih, iki kez canlandı - COnnecting REpositories · neli salon Duvarları kaplayan prljinal...

1
KEŞ Hıdiv Kasrı ’«/ ____ _ güzellikleriyle Türk kamuoyuna sunuyor Karadeniz'den Marmara'ya i Tarih, iki kez canlandı... TURGUT GÜNGÖR KANLICA tepelerini süsleyen çam ağaçlan arasında İstanbul’u kuşbakışı seyreden bir köşk var. Güneş doğarken bülbüller şakıyan, akşam se- rinliğinde gül kokuianna bürünen, ku- zeyde Karadeniz’in lâcivert suianna göz kırpan, Boğaziçi’ni dalga dalga geçerek, Marmara’da u M çizgisini yakalayan bir yapı. Burası Hıdiv Kasrı. Yıllar önce terkedilen, giderek bir ha- rabeye dönüşen “saray yavrusu” 300 milyon liraya restore edilerek, beyaz mermerleri, çikolata renkli lambrileri, kristal avizeleriyle görkemli bir sanat ese- ri oldu. Turing tarafından işletilen Hı- div Kasrı, şimdi Türkiye’ye gelecek yabancı devlet başkanlanna konukevi ol- maya, İslâm Ülkeleri Konferansı’na sa- lonlarını açmaya, New York Filarmoni Orkestrasının vereceği konserlere sah- ne olmaya hazır. Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren, tarafından hizmete açılan Hıdiv Kasn’na tepeden tırnağa ilk kez RENK girdi. Si- nemanın iki genç oyuncusu Kenan Ka- lav ve Burçin Orhon, 1920’lerin kostümleriyle tarihî yapıyı adım adım sizler için gezdiler. Köşk, 170 dönüm koruluk içinde bu- lunuyor. Kuzey ve güneyde iki büyük kapıdan dış bahçeye girildikten sonra si- yah kesme taşlı yollardan ana binaya geliniyor. Güneyde bulunan ve belgeler- den 10 bin İngiliz pounduna yapıldığı öğrenilen “ ağd” şimdi 50 milyon liraya restore edilerek lokanta kuzeydeki kü- çük “ şato” pastane olarak düzenleni- yor. Kır çiçekleriyle bezenmiş, iki yanlı ağaçlar sıralanmış bu iki giriş kapısın- da tek atlı o devrin faytonlarıyla küçük turlar yapılıyor. 19 YIL ÖNCEKİ KARAR Türkiye Turing ve Otomobil Kuru- mu Genel Müdürü Çelik Gülersoy, 1965 yılında Reşat Ekrem Koçu’nun kendisine gösterdiği “Hıdiv Kasn”nı ilk görüşte “ kafasından planladığını” ve 19 yıl sonra uluslararası standartlara uy- gun bir işletme durumuna getirdiğini be- lirterek şunları söylüyor: “ İstanbul Belediyesi ile 1982 yılı so- nunda bir protokol imzalayarak ona- nını üstlendik. 7 ay sadece kulenin tamiri sürdü. Geri kalan bölümleri 8 ayda tamamladık. Toprağını bile dışa- ndan taşıdık, çimlerini Bolu Dağı’ndan getirdik. Orijinal lambriler çok siyah- tı, asitle sildirdim ve çikolata rengi bir lambri yaptırdım. Binanın giriş katındaki kristal ka- pıh asansörü Abbas Hilmi Paşa söylen- diğine göre felçli olan annesi için yaptırmış. Buna hiç dokunmadık, o günkü haliyle bıraktık. Kuledeki asan- sör ise, hidrolikle çalışıyordu, elektrik sistemine çevirdik ve faal hale getirdik. Kaloriferlerini yeniledik. Odalardaki duvar döşemeleri ve yatakları o günle- Kanlıca tepelerindeki korulukta Karadeniz’den Marmara’ya kadar bütün Boğaziçi’ni kuşbakışı seyreden Hıdiv Kasrı yeniden hayat buldu. Mermerinden, avizesine, perdesinden lambrisine kadar her yeri "Art Nouveau’’ üslubuyla döşenen binada bir tarih o günlerdeki güzelliğiyle yaşıyor. RENK, Türkiye'de bir eşi bulunmayan görkemli eseri ve 1920 lerin yaşamını sizlere sunarak tarihi bir kez daha gözlerinizin önüne seriyor. Hıdiv Kasrı’nın “ kartal yuvası” na benzeyen ünlü kulesinden Marmara ile Karadeniz’i birbirine bağlayan Boğa- ziçi kuşbakışı seyrediliyor. Kuleye, ta- rihî yapının tavan arasında bulunan bir asansör ve dar bir merdivenle çıkılıyor. Kule inşaatı sürerken, dönemin padi- şahı Abdülhamit’e, “ jurnal” başlıyor: “ Topkapı Sarayı’nı, Yıldız Köşkü” nU gözetleyecek” . Bunun üzerine Abdül- hamit son Mısır Hıdiv’ine haber gön- deriyor: “ Minareden daha yüksek yapılardan kalb-i şahanem rahatsız olur” ve kule bugünkü yüksekliğin- de kalıyor. (Fotoğraflar: AHMET HİKMET TURAN - ALTAN TUNK) bab - i saadetg iriş » Ağaçlarla kaplı, kır çiçekleri ve güllerle bezenmiş kesme taşlı iki yoldan Hıdiv Kasrı nın giriş kapısına geliniyor. Burası o günlerdeki adıyla “ Bab-ı Saadet". Ab- bas Hilmi Paşa ve kendi ailesinin kul- landığı bu kapı iki büyük mermer sütun üzerine oturtulmuş ve St. Gobin tarzı vit- raylarla süslenmiş. Mermer merdiven- lerden, iki tarafı aynalı küçük bir hol ve daha sonra havuzlu sahanlığa geçiliyor. NEDİR? Hıdiv Kasrı’nda izlediği- miz “ Art Nouveau" kısaca “ Yeni Sanat” olarak biliniyor. 1890’larda Avrupa’da ortaya çıktı ve özellikle süsleme sa- natlarında 1. Dünya Savaşı’- na kadar etkili oldu. Bir sanat akımı olmaktan çok, bir deko- rasyon üslûbudur. 1900 Paris Fuarı’nda bu sanatın en başarılı örnekleri sergilendi. Kuyumcu Rene La- lique mücevherleriyle, mimar ve dekoratör Hector Gulmard yapı süsleme örnekleriyle Un yaptı. Her ülkede değişik adlar- la anılan “ Art Nouveau", Al- manya’da “ Jugendstil” , A- vusturya’da “ Sezussionstil” , İtalya’da “ Stile Liberty” ola- rak tanımlandı. Avrupa’da sanatın özellik- le ilkel sanat örneklerinden et- kilenmesi ve savaşın yarattığı şok bu akımın her yerde geri- lemesinde etkili oldu. Ancak, sanatla sanayi arasındaki köp- rü kurma düşüncesi, giderek gelişti ve daha sonra iki akım yarattı: Werkbund ve Bau- haus. FAYTON TURU Kuzeyde bulunan “şato” ile güneydeki “ ağıl” arasında tek atlı fayton arabaları çalışıyor. Kasra giriş kapılarındaki iki bina restore edildikten sonra pastane ve lo- kanta olacak. 170 dönüm koruluk içinde, siyah kesme taşlı yollarda nal ve çıngırak sesleri, kuş cıvıltılarına karışıyor. rin stilini koruyarak, modern biçimde döşedik. Bütün bunların karşılığı 300 milyo- nu biraz geçen harcama yaptık. Bu ra- kama Turing’in öteki tesislerinde görevli kadrolu personelinin kalkılan dahil değildir” . GÜNDE 15 SAAT SERVİS “ Hıdiv Kasn” nda sabah 9.00’da başlayan ve gece 24.00’e kadar süren, hizmetler zinciri sürüp gidiyor. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam toplan- tıları, devlet ziyafetleri, düğünler, defi- leler ve gece resepsiyonları verilebiliyor. Yemek salonu, şömineli salon, kristal salon ve mermer salon sıcak yemekleri, Kasrın birinci katında bulunan Abbas Hilmi Paşa ve ailesinin kullandığı banyolar karo döşenmiş, duvarlar da Danimarka'da yapılmış özel seramik fayanslar bulunu- yor Çinko, beyaz emayeli duşun özel bir ısıtma sistemi var. Küvet demir-dökümden ve yine emaye kaplı. soğuk içkileri ve eğitimli personeliyle 15 saat “ ağırlama” için hazır bekliyor. MERMER HAVUZLU SAHANLIK “ Hıdiv Kasn” na fıskiyelerinden su- lar yükselen mermer bir havuz ve gü- nün üslûbuna uygun işlenmiş duvar aynalarının yeraldığı sahanlıktan girili- yor. İki yan!: merdivenlerle çıkılan 1. kat Mısır Hıdivi ve ailesinin 10 odası ve 25 yatağından oluşuyor, onun üstün- deki bölümde öteki yakınlan ve hizmet- çiler için aynlan 30 yataklı odalar sıralanıyor. Çelik Gülersoy, binadaki karakte- ristik yapı üslûbu ve sanat anlayışını şöyle anlatıyor: “ O güne kadar boş olarak duran yapıyı yeniden günümüze kazandırmak kolay değildi. Filmcilerin kız kaçırma sahneleri çekmek için atlarıyla girdiği mermerlerin cilalanmasmdan daha çok ışık olsun diye kırdığı St. Gobin vitray- larının tamirine kadar üzerinde durmak gerekiyordu. Sadece dekor için Zürih’- ten 100 kitap getirdim. Koltuğundan, lambalanna, avizelerinden vazolarına kadar yeniden yaratıldı. Bu stil, kısaca “Art Nouveau” di- ye biliniyor.20. yüzyılın başında Batı’- da yaşanmış sayısız malikâne ve villa bununla döşenmiş. Osmanlı fakirleşti- ği için bunu yaşatamamış. İlk kez 1900’lerin üslûbunu bu binada tanımış oluyoruz. Bu binayı sadece bir eğlence ve hoş zaman geçirme yeri d e p , aynı zamanda eğitim yeri olarak görmek ge- rekir. Özellikle sanat okulları burayı görmeli.” TORUNLARI HÂLÂ YAŞIYOR Hitler ile yakın ilişkide olduğu riva- yet edilen, Leman Gölü’nde evi bulu- nan, Zürih ve Viyana bankalarındaki hesap cüzdanları bir kalorifer kazanı içinde ele geçen Hıdiv Abbas Hilmi Pa- şa’nın iki torunu Sinan ve Abbas Vlo- ra bugün İstanbul’da yaşıyorlar ve 3 yaşında ayrıldıkları dedelerinin tarihî evine şimdi birer konuk olarak girip çı- kıyorlar. Çelik Gülersoy’un yönlendirmesiy- le kristalcilerin, mobilyacıların, dekora- törlerin, antikacıların, dökümcülerin, ışıkçıların, kumaşçıların, cilacıların, fa- yansçıların, taş ve mermer ustalarının, aynacıların ve bahçıvanların yeniden ha- yat verdiği “ Hıdiv Kasrı” , kapılarını aç- mış sizleri bekliyor. KRİSTAL CAMİİ ASANSÖR Abbas Hilmi Paşa, felçli annesi için kasrın içinde tek kat çıkan bir asansör yaptır- mış. Kapıları sarı dökme çerçeveli asansör komple köşeli kristal bir camla süsleni- yor. Asansörün iç duvarları lambrili ve bir de koltuk yeralıyor. . ŞÖMİNELİ salon Bahçeye açılan büyük kapının bulunduğu bölümde 4 salon bulunuyor. Mermer salon, kristal salon, yemek salonu ve şömi- neli salon Duvarları kaplayan prljinal Lambriler asitle silinerek,renkleri açılmış.Şömineli salon, rengârenk avizeler avizeler ve abajurlar dönemlerin loş bir ışık demetini sunuyor. Salonda ayrıca kesme sütun mermerleri ve tavanı boydan boya kapla- yan kristaller sıralanıyor. Çelik Gülersoy bu salonun özellikle 1920'lerin dekorasyon üslûbuyla döşenmiş olduğunu ve resto- rasyon sırasında buna özen gösterdiklerini söylüyor. PAŞANIN YAT ACI Osmanlı Devleti ndeki son Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa'nın yatak odası ilk günkü gibi canlılığını koruyor. Duvarlar kumaşla kaplı, ayrıca lambri dolapları boy ay- naları süslüyor. Ceviz ağacından yapılan yatağın ustunu tavandan askılı tül kaplı- yor M'ıiMMI Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Transcript of Tarih, iki kez canlandı - COnnecting REpositories · neli salon Duvarları kaplayan prljinal...

Page 1: Tarih, iki kez canlandı - COnnecting REpositories · neli salon Duvarları kaplayan prljinal Lambriler asitle silinerek,renkleri açılmış.Şömineli salon, rengârenk avizeler

KEŞ Hıdiv Kasrı ’«/_____güzellikleriyle Türk kamuoyuna sunuyor Karadeniz'den Marmara'ya

i

Tarih, iki kezcanlandı...

TURGUT GÜNGÖR

KANLICA tepelerini süsleyen çam ağaçlan arasında İstanbul’u

kuşbakışı seyreden bir köşk var. Güneş doğarken bülbüller şakıyan, akşam se­rinliğinde gül kokuianna bürünen, ku­zeyde Karadeniz’in lâcivert suianna göz kırpan, Boğaziçi’ni dalga dalga geçerek, M armara’da u M çizgisini yakalayan bir yapı. Burası Hıdiv Kasrı.

Yıllar önce terkedilen, giderek bir ha­rabeye dönüşen “ saray yavrusu” 300 milyon liraya restore edilerek, beyaz mermerleri, çikolata renkli lambrileri, kristal avizeleriyle görkemli bir sanat ese­ri oldu. Turing tarafından işletilen Hı­div Kasrı, şimdi Türkiye’ye gelecek yabancı devlet başkanlanna konukevi ol­maya, İslâm Ülkeleri Konferansı’na sa­lonlarını açmaya, New York Filarmoni O rkestrasının vereceği konserlere sah­ne olmaya hazır.

Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren, tarafından hizmete açılan Hıdiv Kasn’na tepeden tırnağa ilk kez RENK girdi. Si­nemanın iki genç oyuncusu Kenan Ka- lav ve Burçin Orhon, 1920’lerin kostümleriyle tarihî yapıyı adım adım sizler için gezdiler.

Köşk, 170 dönüm koruluk içinde bu­lunuyor. Kuzey ve güneyde iki büyük kapıdan dış bahçeye girildikten sonra si­yah kesme taşlı yollardan ana binaya geliniyor. Güneyde bulunan ve belgeler­den 10 bin İngiliz pounduna yapıldığı öğrenilen “ ağd” şimdi 50 milyon liraya restore edilerek lokanta kuzeydeki kü­çük “ şato” pastane olarak düzenleni­yor. Kır çiçekleriyle bezenmiş, iki yanlı ağaçlar sıralanmış bu iki giriş kapısın­da tek atlı o devrin faytonlarıyla küçük tu rlar yapılıyor.

19 YIL ÖNCEKİ KARARTürkiye Turing ve Otomobil Kuru­

mu Genel Müdürü Çelik Gülersoy, 1965 yılında Reşat Ekrem Koçu’nun kendisine gösterdiği “ Hıdiv Kasn” nı ilk görüşte “ kafasından planladığını” ve 19 yıl sonra uluslararası standartlara uy­gun bir işletme durumuna getirdiğini be­lirterek şunları söylüyor:

“ İstanbul Belediyesi ile 1982 yılı so­nunda bir protokol imzalayarak ona­nını üstlendik. 7 ay sadece kulenin tamiri sürdü. Geri kalan bölümleri 8 ayda tamamladık. Toprağını bile dışa- ndan taşıdık, çimlerini Bolu Dağı’ndan getirdik. Orijinal lambriler çok siyah­tı, asitle sildirdim ve çikolata rengi bir lambri yaptırdım.

Binanın giriş katındaki kristal ka- pıh asansörü Abbas Hilmi Paşa söylen­diğine göre felçli olan annesi için yaptırmış. Buna hiç dokunmadık, o günkü haliyle bıraktık. Kuledeki asan­sör ise, hidrolikle çalışıyordu, elektrik sistemine çevirdik ve faal hale getirdik. Kaloriferlerini yeniledik. Odalardaki duvar döşemeleri ve yatakları o günle-

Kanlıca tepelerindeki korulukta Karadeniz’den Marmara’ya kadar bütün Boğaziçi’ni kuşbakışı seyreden Hıdiv Kasrı yeniden hayat buldu. Mermerinden, avizesine, perdesinden lambrisine kadar her yeri "A rt Nouveau’’ üslubuyla döşenen binada bir tarih o günlerdeki güzelliğiyle yaşıyor. RENK, Türkiye'de bir eşi bulunmayan görkemli eseri ve 1920 lerin yaşamını sizlere sunarak tarihi bir kez daha gözlerinizin önüne seriyor.

Hıdiv Kasrı’nın “ kartal yuvası” na benzeyen ünlü kulesinden Marmara ile Karadeniz’i birbirine bağlayan Boğa­ziçi kuşbakışı seyrediliyor. Kuleye, ta­rihî yapının tavan arasında bulunan bir asansör ve dar bir merdivenle çıkılıyor. Kule inşaatı sürerken, dönemin padi­şahı Abdülhamit’e, “ jurnal” başlıyor: “ Topkapı Sarayı’nı, Yıldız Köşkü” nU gözetleyecek” . Bunun üzerine Abdül- hamit son Mısır Hıdiv’ine haber gön­deriyor: “ Minareden daha yüksek yapılardan kalb-i şahanem rahatsız olur” ve kule bugünkü yüksekliğin­de kalıyor.

(Fotoğraflar: AHM ET HİKMET TURAN - ALTAN TUNK)

b a b - i s a a d e t g i r i ş »

Ağaçlarla kaplı, kır çiçekleri ve güllerle bezenmiş kesme taşlı iki yoldan Hıdiv Kasrı nın giriş kapısına geliniyor. Burası o günlerdeki adıyla “ Bab-ı Saadet". Ab- bas Hilmi Paşa ve kendi ailesinin kul­landığı bu kapı iki büyük mermer sütun üzerine oturtulmuş ve St. Gobin tarzı vit­raylarla süslenmiş. Mermer merdiven­lerden, iki tarafı aynalı küçük bir hol ve daha sonra havuzlu sahanlığa geçiliyor.

N E D İ R ?

Hıdiv Kasrı’nda izlediği­miz “ Art Nouveau" kısaca “ Yeni Sanat” olarak biliniyor. 1890’larda Avrupa’da ortaya çıktı ve özellikle süsleme sa­natlarında 1. Dünya Savaşı’- na kadar etkili oldu. Bir sanat akımı olmaktan çok, bir deko­rasyon üslûbudur.

1900 Paris Fuarı’nda bu sanatın en başarılı örnekleri sergilendi. Kuyumcu Rene La- lique mücevherleriyle, mimar ve dekoratör Hector Gulmard yapı süsleme örnekleriyle Un yaptı.

Her ülkede değişik adlar­la anılan “ Art Nouveau", Al­manya’da “ Jugendstil” , A- vusturya’da “ Sezussionstil” , İtalya’da “ Stile Liberty” ola­rak tanımlandı.

Avrupa’da sanatın özellik­le ilkel sanat örneklerinden et­kilenmesi ve savaşın yarattığı şok bu akımın her yerde geri­lemesinde etkili oldu. Ancak, sanatla sanayi arasındaki köp­rü kurma düşüncesi, giderek gelişti ve daha sonra iki akım yarattı: Werkbund ve Bau­haus.

F A Y T O N T U R UKuzeyde bulunan “şato” ile güneydeki “ ağıl” arasında tek atlı fayton arabaları çalışıyor. Kasra giriş kapılarındaki iki bina restore edildikten sonra pastane ve lo­kanta olacak. 170 dönüm koruluk içinde, siyah kesme taşlı yollarda nal ve çıngırak sesleri, kuş cıvıltılarına karışıyor.

rin stilini koruyarak, modern biçimde döşedik.

Bütün bunların karşılığı 300 milyo­nu biraz geçen harcama yaptık. Bu ra­kama Turing’in öteki tesislerinde görevli kadrolu personelinin kalkılan dahil değildir” .

GÜNDE 15 SAAT SERVİS“ Hıdiv K asn” nda sabah 9.00’da

başlayan ve gece 24.00’e kadar süren, hizmetler zinciri sürüp gidiyor. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam toplan­tıları, devlet ziyafetleri, düğünler, defi­leler ve gece resepsiyonları verilebiliyor. Yemek salonu, şömineli salon, kristal salon ve mermer salon sıcak yemekleri,

Kasrın birinci katında bulunan Abbas Hilmi Paşa ve ailesinin kullandığı banyolar karo döşenmiş, duvarlar da Danimarka'da yapılmış özel seramik fayanslar bulunu­yor Çinko, beyaz emayeli duşun özel bir ısıtma sistemi var. Küvet demir-dökümden ve yine emaye kaplı.

soğuk içkileri ve eğitimli personeliyle 15 saat “ ağırlam a” için hazır bekliyor.

MERMER HAVUZLU SAHANLIK“ Hıdiv K asn” na fıskiyelerinden su­

lar yükselen mermer bir havuz ve gü­nün üslûbuna uygun işlenmiş duvar aynalarının yeraldığı sahanlıktan girili­yor. İki yan!: merdivenlerle çıkılan 1. kat Mısır Hıdivi ve ailesinin 10 odası ve 25 yatağından oluşuyor, onun üstün­deki bölümde öteki yakınlan ve hizmet­çiler için aynlan 30 yataklı odalar sıralanıyor.

Çelik Gülersoy, binadaki karakte­ristik yapı üslûbu ve sanat anlayışını şöyle anlatıyor:

“ O güne kadar boş olarak duran yapıyı yeniden günümüze kazandırmak kolay değildi. Filmcilerin kız kaçırma sahneleri çekmek için atlarıyla girdiği mermerlerin cilalanmasmdan daha çok ışık olsun diye kırdığı St. Gobin vitray­larının tamirine kadar üzerinde durmak gerekiyordu. Sadece dekor için Zürih’- ten 100 kitap getirdim. Koltuğundan, lambalanna, avizelerinden vazolarına kadar yeniden yaratıldı.

Bu stil, kısaca “ Art Nouveau” di­ye biliniyor.20. yüzyılın başında Batı’- da yaşanmış sayısız malikâne ve villa bununla döşenmiş. Osmanlı fakirleşti­ği için bunu yaşatamamış. İlk kez 1900’lerin üslûbunu bu binada tanımış oluyoruz. Bu binayı sadece bir eğlence ve hoş zaman geçirme yeri d e p , aynı zamanda eğitim yeri olarak görmek ge­rekir. Özellikle sanat okulları burayı görmeli.”

TORUNLARI HÂLÂ YAŞIYORHitler ile yakın ilişkide olduğu riva­

yet edilen, Leman G ölü’nde evi bulu­nan, Zürih ve Viyana bankalarındaki hesap cüzdanları bir kalorifer kazanı içinde ele geçen Hıdiv Abbas Hilmi Pa- şa’nın iki torunu Sinan ve Abbas Vlo- ra bugün İstanbul’da yaşıyorlar ve 3 yaşında ayrıldıkları dedelerinin tarihî evine şimdi birer konuk olarak girip çı­kıyorlar.

Çelik Gülersoy’un yönlendirmesiy­le kristalcilerin, mobilyacıların, dekora­törlerin, antikacıların, dökümcülerin, ışıkçıların, kumaşçıların, cilacıların, fa­yansçıların, taş ve mermer ustalarının, aynacıların ve bahçıvanların yeniden ha­yat verdiği “ Hıdiv Kasrı” , kapılarını aç­mış sizleri bekliyor.

K R İ S T A L C A M İ İ A S A N S Ö RAbbas Hilmi Paşa, felçli annesi için kasrın içinde tek kat çıkan bir asansör yaptır­mış. Kapıları sarı dökme çerçeveli asansör komple köşeli kristal bir camla süsleni­yor. Asansörün iç duvarları lambrili ve bir de koltuk yeralıyor.

.

Ş Ö M İ N E L İ s a l o n

Bahçeye açılan büyük kapının bulunduğu bölümde 4 salon bulunuyor. Mermer salon, kristal salon, yemek salonu ve şömi­neli salon Duvarları kaplayan prljinal Lambriler asitle silinerek,renkleri açılmış.Şömineli salon, rengârenk avizeler avizeler ve abajurlar dönemlerin loş bir ışık demetini sunuyor. Salonda ayrıca kesme sütun mermerleri ve tavanı boydan boya kapla­yan kristaller sıralanıyor. Çelik Gülersoy bu salonun özellikle 1920'lerin dekorasyon üslûbuyla döşenmiş olduğunu ve resto­rasyon sırasında buna özen gösterdiklerini söylüyor.

P A Ş A N I N Y A T A C IOsmanlı Devleti ndeki son Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa'nın yatak odası ilk günkü gibi canlılığını koruyor. Duvarlar kumaşla kaplı, ayrıca lambri dolapları boy ay­naları süslüyor. Ceviz ağacından yapılan yatağın ustunu tavandan askılı tül kaplı­yor

M'ıiMMI

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi