TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of...

12
TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİK ACCESSIBILITY AND USABILITY OF HISTORIC BUILDINGS Gülşen AKIN GÜLER 1 ve Osman TUTAL 2 ÖZET Tarihi yapılar, kültürel mirasın önemli bir parçası olarak geçmiş toplumların sosyal, kültürel, ekonomik özelliklerini yansıtan yerel, bölgesel ve ulusal kültürel kimliğin parçasıdır. Günümüzde orijinal işlevleriyle, bazı değişikliklere uğrayarak ya da yeniden işlevlendirilerek kullanılabilmektedirler. Kaldı ki korumanın en iyi ve en uygun yolu da onları gündelik yaşama dahil ederek, yaşatarak kullanmaktır. Bu durum erişilebilir ve kullanılabilirliğin sağlanmasıyla gerçekleşecektir. Tarihi yapıların erişilebilirliğini sağlamak mevcut yapı stokunda yer alan diğer yapıların erişilebilirliğini sağlamaktan şüphesiz çok daha zordur. Bir yandan tarihi yapının erişilebilirliği sağlanırken öte yandan özellikle işlev değişikliği yaşanan durumlarda insanların farklı gereksinimlerinin nasıl karşılanacağı da önemlidir. Bu nedenle yapılacak her türlü müdahalenin yapının özgünlüğüne zarar vermeyecek şekilde ve potansiyel kullanıcı gereksinimlerini de dikkate alarak pratik ve akılcı çözümlerle gerçekleştirilmesi esastır. Tarihi yapıların kullanılabilirliğine yönelik düzenlemeleri erişilebilirlik üzerinden ele alan bu çalışma özellikle yeniden kullanım sürecinde farklı işlevlere sahip tarihi yapıları herkes için erişilebilirlik üzerinden tartışmaya açmayı amaçlamaktadır. Bir durum çalışması olan bu araştırmada veriler literatür inceleme, gözlem, belgeleme ve mekânsal analizler yoluyla elde edilmiştir. Çalışmada, tarihi yapıların tasarımsal değerlerini ortadan kaldırmadan, gerektiğinde teknolojik, pratik ve akılcı müdahalelerle erişilebilirlik ve kullanılabilirlik düzeyinin artırılabileceği göstermektedir / ortayakonmaktadır. Anahtar Kelimeler: Tarihi Yapı, Erişilebilirlik, Kullanılabilirlik, Restorasyon ABSTRACT Historical buildings, as an important part of cultural heritage, which reflect the social, cultural and economic characteristics of the past societies are an integral part of local, regional and national cultural identity. Nowadays they can be used by their original functions, by some changes or by re- functioning. Moreover, the best and most appropriate way of preserving is to use them by living in the daily life. This will happen if accessibility and usability are ensured. It is more difficult to ensure accessibility of historic buildings than the others in the building stock. In addition to ensure accessibility of historic buildings, it is important how the different needs of the people can be met, especially in situations of change in function. For this reason, it is essential not to damage the authenticity of building and to take into consideration the potential user needs, in any kind of intervention to the historic buildings with practical and rational solutions. This study, which deals with arrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings with different functions on accessibility for all, especially in the reuse process. In this case study, the data were obtained through literature review, observation, documentation and spatial analysis. The paper asserts that levels of accessibility and usability of historic buildings can be improved, when needed, through technological, practical and rational interventions without destroying the design characteristics of historical buildings. Keywords: Historic Building, Accessibility, Usability, Restoration 1 Araştırma Görevlisi, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, [email protected] 2 Doçent Doktor, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, [email protected] Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017 351

Transcript of TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of...

Page 1: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings

TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİK

ACCESSIBILITY AND USABILITY OF HISTORIC BUILDINGS

Gülşen AKIN GÜLER1 ve Osman TUTAL2

ÖZET

Tarihi yapılar, kültürel mirasın önemli bir parçası olarak geçmiş toplumların sosyal, kültürel, ekonomik özelliklerini yansıtan yerel, bölgesel ve ulusal kültürel kimliğin parçasıdır. Günümüzde orijinal işlevleriyle, bazı değişikliklere uğrayarak ya da yeniden işlevlendirilerek kullanılabilmektedirler. Kaldı ki korumanın en iyi ve en uygun yolu da onları gündelik yaşama dahil ederek, yaşatarak kullanmaktır. Bu durum erişilebilir ve kullanılabilirliğin sağlanmasıyla gerçekleşecektir. Tarihi yapıların erişilebilirliğini sağlamak mevcut yapı stokunda yer alan diğer yapıların erişilebilirliğini sağlamaktan şüphesiz çok daha zordur. Bir yandan tarihi yapının erişilebilirliği sağlanırken öte yandan özellikle işlev değişikliği yaşanan durumlarda insanların farklı gereksinimlerinin nasıl karşılanacağı da önemlidir. Bu nedenle yapılacak her türlü müdahalenin yapının özgünlüğüne zarar vermeyecek şekilde ve potansiyel kullanıcı gereksinimlerini de dikkate alarak pratik ve akılcı çözümlerle gerçekleştirilmesi esastır. Tarihi yapıların kullanılabilirliğine yönelik düzenlemeleri erişilebilirlik üzerinden ele alan bu çalışma özellikle yeniden kullanım sürecinde farklı işlevlere sahip tarihi yapıları herkes için erişilebilirlik üzerinden tartışmaya açmayı amaçlamaktadır. Bir durum çalışması olan bu araştırmada veriler literatür inceleme, gözlem, belgeleme ve mekânsal analizler yoluyla elde edilmiştir.

Çalışmada, tarihi yapıların tasarımsal değerlerini ortadan kaldırmadan, gerektiğinde teknolojik, pratik ve akılcı müdahalelerle erişilebilirlik ve kullanılabilirlik düzeyinin artırılabileceği göstermektedir / ortayakonmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Tarihi Yapı, Erişilebilirlik, Kullanılabilirlik, Restorasyon

ABSTRACT

Historical buildings, as an important part of cultural heritage, which reflect the social, cultural and economic characteristics of the past societies are an integral part of local, regional and national cultural identity. Nowadays they can be used by their original functions, by some changes or by re-functioning. Moreover, the best and most appropriate way of preserving is to use them by living in the daily life. This will happen if accessibility and usability are ensured. It is more difficult to ensure accessibility of historic buildings than the others in the building stock. In addition to ensure accessibility of historic buildings, it is important how the different needs of the people can be met, especially in situations of change in function. For this reason, it is essential not to damage the authenticity of building and to take into consideration the potential user needs, in any kind of intervention to the historic buildings with practical and rational solutions. This study, which deals with arrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings with different functions on accessibility for all, especially in the reuse process. In this case study, the data were obtained through literature review, observation, documentation and spatial analysis.

The paper asserts that levels of accessibility and usability of historic buildings can be improved, when needed, through technological, practical and rational interventions without destroying the design characteristics of historical buildings.

Keywords: Historic Building, Accessibility, Usability, Restoration

1 Araştırma Görevlisi, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, [email protected] 2Doçent Doktor, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, [email protected]

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

351

Page 2: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings

GİRİŞ Kentsel miras, geçmiş toplumların zengin yaşam kültürlerini yansıtan, bu bağlamda kültürel kimliğin ayrılmaz bir parçasını oluşturan yeri doldurulamayan bir kaynaktır. Dünya mirası olarak kabul edilen doğal alanlar, anıtlar ve sitler ya da yerel ölçekte korunan her türlü değer toplumların zenginlik ve özgünlüklerini yansıtırlar. Özellikle tarihi yapılar, insan eliyle yapılmış olmaları ve döneminin günlük yaşam aktivitelerine ev sahipliği yapmaları açısından büyük önem taşır. Bu yüzden bu yapıların korunması ve gündelik yaşamla bütünleşmesi sürdürülebilirlik açısından önemlidir. Kaldı ki, bir toplum için geçmişten beri şekillendirdiği sosyal ve kültürel varlıkları gündelik yaşamla buluşturması sürdürülebilir bir gelecek için bir kaynağa dönüşmektedir.

TARİHİ YAPILAR VEERİŞİLEBİLİRLİK Sanatsal değeri olan bir yapının, bir kültür ve tarih belgesi olarak bütün özgün nitelikleriyle ömrünün uzatılmasını sağlayan teknik ve mimari müdahalelerin tümü restorasyon etkinliğini oluşturmaktadır (Kuban, 2000). Restorasyon sonucu tarihi yapılar mevcut fiziki durumlarını koruyarak, kimi zaman mevcut yapıya yeni eklemelerle ya da bazı değişikliklere uğrayarak orijinal işlevleriyle, yeniden işlevlendirilerek veya karma işlevlerlegündelik yaşama dahil olurlar. Herhangi bir müdahale ile şekillenen bu yapılar, değerleri zaman içinde oluşan toplumların kendi varlıklarını ifade ettikleri araçlara dönüşürler. Birikimseldirler ve şüphesiz estetik değer yargılarıyla ilişkilenirler. Böylece, kullanıcılarını fiziksel ve psikolojik doyum içinde yaşatacak bir ortamın ortaya çıkmasına da katkı sağlarlar.

Ülkemizdeki yaygın tasarım anlayışının ortalama kullanıcı grubunun gereksinimlerine göre şekillendiği dikkate alındığında tarihi çevrede ya da tarihi bir yapıda potansiyel kullanıcı gereksinimlerini göz önünde bulunduran yaklaşımlardan bahsetmek pek de mümkün değildir. Hatta tarihi yapıya müdahale sınırlarının tanımlandığı ve koruma-kullanma dengesinin birincil lehine olduğu bir ortamda bunu gerçekleştirmek neredeyse olanaksızdır. Tarihi çevrede ya da tarihi yapılarda herkes için tasarım ya da herkes için erişilebilirlik gibi kavramlara temellenen uygulamalar ise yalnızca örnek gösterilecek kadar sınırlıdır. Halbuki koruma kullanma dengesi gözetilerek tarihi yapıların ziyaret edilebilirliği ya da kullanılabilirliği öncelikle erişilebilir olmasına bağlıdır. Kaldı ki erişilebilirlik, her insanın gündelik yaşama, bu yaşamın geçtiği iç mekanlardan kentsel dış mekanlara kadar uzanan yapılaşmış çevreye, ürün ve hizmetler ile bilgiye zorluk çekmeden, mümkün olduğunca bağımsız bir şekilde ve herkesle birlikte eşit şekilde erişebilmeyi ifade etmektedir. Dolayısıyla yalnızca insan olmanın yeterli olduğu bir dünyada herkesin tarihi yapıları da kapsayan yapılaşmış çevreye, ürün ve hizmetler ile bilgiye ayırımcılığa uğramadan, bağımsız olarak, herkesle birlikte eşit koşullarda erişmesi beklenir. İşte bu yüzden, yapılaşmış çevreye özellikle de müdahale kısıtlılığı bulunan tarihi yapılara erişebilirlik, gündelik yaşam alanı ve sınırlarını ancak erişebilirlikle genişleten ve etkileşimde oldukları sosyal, kültürel ve yapısal çevre erişilebilir olduğu sürece gündelik yaşama katılabilen insanlar için temel haklardan biridir. İnsanların diğer haklarını kullanabilmesinin bir aracı da olan erişilebilirlik, bağımsız yaşamanın ve tarihsel yapılar gibi yaşamın tüm alanlarına tam olarak katılabilmenin de temel koşuludur. Bu koşulun gerçekleşebilmesi için planlama esasları, tasarım ölçütleri, kullanıcı gereksinimleri, koruma kullanma dengesini sağlayan koruma kurulu kararları, uygulama esasları vb. yanında erişilebilirlik çalışmalarına dayanak olacak yasal düzenlemelerin de yapılması ve hayata geçirilmesine gereksinim duyulmaktadır.

ERİŞİLEBİLİRLİK VE YASAL SÜREÇ Erişilebilirlikle ilgili yasal düzenlemeler başta İmar Kanunu olmak üzere yönetmelik ve standart gibi birçok resmi dokümanda yer almaktadır. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun da yer alan Ek Madde 1’e göre,“Fiziksel çevrenin engelliler için ulaşılabilir ve yaşanılabilir kılınması için, imar planları ile kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarında ve yapılarda, Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standartlarına uyulması zorunludur.” hükmü yer almaktadır. İlgili standartlar TS 9111, TS 12576, TS 12460, TS ISO 23599, TS 13536, TS 23600 ve diğer standartlardan oluşmaktadır. Bu

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

352

Page 3: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings

standartlar arasında yer alan TS 9111 nolu Engelliler ve Hareket Kısıtlılığı Bulunan Kişiler için Yapılarda Ulaşılabilirlik Gerekleri isimli standart “engelliler ve hareket kısıtlılığı bulunan kişiler için ulaşılabilirlikle ilgili yapıların ve yakın çevresinin düzenlenmesi kurallarına dairdir ve tüm yapılar ve yakın çevresinde engelliler ve hareket kısıtlılığı bulunan kişiler için ulaşılabilirliği sağlayacak fiziki düzenlemelere ait kural ve esasları kapsar”. (TS9111). Diğer standartlar ise, şehir içi yollar, kaldırımlar, raylı taşıma sistemlerinin erişilebilirliğine yönelik tasarım kuralları ile hissedilebilir yürüme yüzeylerine yöneliktir. Yeni yapılacak çevrede uyulması zorunlu olan bu standartlar dikkate alınması durumunda inşa edilecek çevrenin erişilebilirliğini ve kullanılabilirliğini herkes için sağlayacaktır. Standartlara uymamak ise, en hafif ifadeyle insan haklarına aykırıdır ve bu durum tasarımcılar tarafından dikkate alınmayan meslek etiğine rağmen gündelik yaşamımızda pek de yabancı olduğumuz bir uygulama değildir. Böyle bir durumun tasarımcının kararlarıyla, meslek odaları ve yerel yönetimlerin denetimine rağmen ortaya çıkması ise konuyu şüphesiz tartışılır hale getirmektedir.

İnşa edilecek çevreye yönelik olan bu standartların yanında yapılaşmış çevrenin erişilebilirliğine yönelik de bazı düzenlemeler getirilmiştir. Mevcut yapı ve açık alanların erişilebilirliğine yönelik 20 Temmuz 2013 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği çıkarılmıştır. Yönetmelik, 2005 tarihli 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun’un geçici 2. ve 3. Maddelerinde yer alan umuma açık hizmet veren her türlü yapılar ve açık alanlar ile toplu taşıma araçlarını kapsamaktadır. Umuma açık hizmet veren her türlü yapılar ve açık alanlar ile toplu taşıma araçlarının standartlara uygunluk durumunun belirlenmesi ve erişilebilirlik düzeyinin tespiti bu yönetmelik ve eklerinde yer alan kontrol listeleri ile belirlenmektedir. (EK1: Yapılar için, EK 2: A Yaya kaldırımları B Yaya geçitleri C Duraklar D1-2 Otoparklar E Halka açık telefon kulübeleri F Halka açık tuvaletler ve G Kent parkları, EK 3: Toplu taşıma araçları- Otobüs, Minibüs, Raylı sistem, Vapurlar)

Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği Ekleri içinde yer alan ve EK 1 Yapılar için Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Formu içinde Yapının Özellikleri başlığı altında A12 “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmeliğe göre yapı tescilli midir?” sorusu yer almaktadır. Eğer yapı tescilli ise, yapının erişilebilirliğiyle ilgili bir işlem yapılmamaktadır. Hâlbuki sorun bir yapının tarihi olması nedeniyle tescil durumuna bağlı olarak erişilebilirliğinin nasıl sağlanacağıdır. Bu çalışma tam da bu noktada tarihi yapılar (tescilli yapılar) açısından yönetmeliğin yetersizliğini ortaya koymak, Koruma Bölge Kurulları tarafından verilen tarihi çevrenin (yapı ya da açık alanların) erişilebilirliğine yönelik koruma öncelikli kararları öncü uygulamalarla tartışmaya açmayı hedeflemektedir. Erişilebilirliğin, haklar ve özgürlükler konusunda belki de son yılların uluslararası en önemli dokümanı olan B.M. Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’de Genel İlkeler arasında yer alması konuyu daha da önemli hale getirmektedir. Erişilebilirlik, bu çalışmada tarihi yapılara kadar olan dışsal erişilebilirlik ve tarihi yapıların kendi içindeki içsel erişilebilirliği olarak ele almaktadır.

TARİHİ YAPILARA ERİŞİLEBİLİRLİK Tarihi yapılara erişilebilirlik, tarihi yapılara kadar olan seyahatinin erişilebilirliğidir. Kapsayıcıdır, bu yüzden potansiyel maksimum kullanıcıya hizmet etmektedir. Yollar, kaldırımlar, duraklar, ulaşım yapı ve araçları ile mola yerleri ve her türlü şehir içi ya da şehirlerarası transferler bu seyahatin temel bileşenleridir. Tarihi yapıya olan seyahatin uzunluğuna ya da yakınlığına bağlı olarak ulaşım türü (karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu) değişse de tarihi yapının coğrafi konumu, hizmet tür ve yenilikleri, seyahat şekli (bireysel, grup, toplu), mevsim ve hava koşulları, uzaklık, kişisel özellikler seyahat şeklinin seçimini etkilemektedir. Ulaşım sistemine hizmet sunan ulaşım yapıları alt ve üst geçitler, taksi, dolmuş ve otobüs durakları, yer altında ya da üstünde hafif raylı sistem durakları, metro durakları ve istasyonları, şehirlerarası tren istasyonları, şehirlerarası terminaller, mola ve dinlenme mekanları, iskeleler, limanlar ve havaalanlarını da içine alacak şekilde geniş bir çeşitlilik göstermektedir. Bu çeşitlilik ulaşım sistemi içinde yer alan araçlar için de geçerlidir. Karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu araçları bağımsız olarak erişim sağlayabileceği gibi bunlardan biriyle yapılacak seyahatin diğeriyle sürdürülmesi ve bir başkasıyla

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

353

Page 4: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings

sonlandırılması da mümkündür. Bazen bu sisteme coğrafyaya ve bölgeye özgü ulaşım araçları da dahil olabilir. Bu araçların ve ulaşım yapılarının hizmet verdiği ulaşım türü ne olursa olsun araç ve mekanın kullanımını herkes için olanaklı kılacak özelliklere sahip olması beklenir.

Buna karşın ulaşım yapısının kendisi bir tarihi yapı ise, bu yapıya hizmet sağlayan ulaşım araçları ve bu araçların durak noktaları, otopark ve girişten başlayarak danışma, bilet alma, bekleme ve dinlenme alanlarına, yeme içme, alışveriş ve transfer alan ya da mekanlarına, tuvalet, merdiven, asansör, yürüyen merdivenler ya da bantlar ile yazılı, görsel ve sesli yönlendiricilerin, kullanıcılarına güvenli bir şekilde hizmet vermesi gerekir. Bu özelliklerin yanı sıra erişilebilir acil kaçışlar tarihi yapıların sınırlılıklarını kullanıcı ya da ziyaretçi lehine olumlu kılacaktır.

Tarihi çevrede kolay ulaşım ve dolaşım için yön bulma ve okunabilirlik, erişilebilirlik açısından tartışılan konular arasında yer almaktadır. Lynch’in (1960) kentte yön bulma için önerdiği haritalar, sokak işaretleri ve rota işaretlerinin yanı sıra Braille yönlendiriciler, haritalar, sesli bilgilendirme sistemleri ve rehberlik hizmetleri tarihi yapılarda yön bulmaya yardımcı araçlardır. Son yıllarda işitsel bilgilendirme ile desteklenen hologram sistemler uyarma, bilgilendirme, yol bulma ve yönlendirmede GPS ve akıllı telefonlarla birlikte teknolojik çözümler olarak sunulmaktadır.

Tarihi yapılar özellikle bir tarihi doku ya da tarihi çevre içinde yer alıyorsa özellikle yazılı ve görsel yönlendirme okunabilirlik açısından önem kazanmaktadır. Kullanılan yönlendirme işaretlerinin yeterli büyüklükte ve dikkat çeken renk ve dokularda olması algılamayı güçlendirmektedir. Buna karşın, tarihi bir çevrede yer alıyor olmaları tarihi dokunun korunması hassasiyetiyle bu işaretlerin tasarımında ve yerinde kısıtlamalar getirilmesine de sebep olmaktadır. Bu yüzden, bir yandan bu kısıtlamalara uyarak tarihi çevreye duyarlı yaklaşım, diğer yandan bütün kısıtlamalara rağmen tasarım değeri olan ürün, hizmet ve mekanların üretimi tarihi yapıların erişimi ve kullanımı açısından büyük önem taşımaktadır.Erişilebilir çok boyutlu haritalar, herkesin bir yerleşim dokusunu bütün olarak görmelerini sağlarken, modeller ya da maketler özellikle görme engellilerin tarihi çevreyi ya da tarihi yapıları algılayabilmeleri ve yönlerini bulabilmelerini kolaylaştırmaktadır.

Tarihi yapıya ulaşımın ve/veya tarihi alan içerisinde dolaşımın sağlanmasında erişilebilir rotalar düzenlenmesi uzun mesafelerin bulunduğu, fiziksel şartların elverişsiz olduğu, çok geniş alana yayılan tarihi çevrelerde erişimi kolaylaştırmak adına yapılabilecek düzenlemeler arasında yer almaktadır. Erişilebilir rotalar düzenlenirken tekerlekli sandalye kullanan, hareket güçlüğü çeken, görme sorunları yaşayan bireylerle birlikte yaşlılar, çocuklar, bebek arabası taşıyanlar ile dikkat dağınıklığı yaşayan kişiler gibi engellenenler yanında özel gereksinimi olan kişiler de dikkate alınmaktadır. Rota üzerindeki kent mobilyaları, tuvaletler ve diğer hizmet birimleri de yine bu kişilerin kullanımına uygun olarak düzenlenmektedir (Şekil 1). Erişilebilir rotalarda görme engelliler için Braille Trail olarak adlandırılan, Braille Alfabesiyle yazılmış bilgilendirmeler ve genellikle engellileringüzergah boyunca tutunarak takip edebilecekleri halatlarile zeminde veya duvarda düzenlenen hissedilebilir yüzeyler erişilebilirliği kolaylaştıracaktır (Şekil 1).

Şekil 1. Dış mekanda erişilebilirliği sağlamaya yönelik mekânsal düzenlemeler(url1).

Dış mekandaki yaya güzergahlarının/yürüme yüzeylerinin güvenli bir yürüyüşe olanak tanıması esastır. Bu anlamda tasarımda güzergahın genişliği, düz ya da eğimli olması, kullanılan kaplama malzemelerinin iklim ve atmosferik etkiler açısından uygun olması gibi çeşitli özellikler yürüyüşün sağlıklı yapılmasını mümkün kılmaktadır. Yaya güzergahları, ilişkilendiği işlevler arasında her zaman düz olmayabilir. Kimi zaman topografya kimi zaman da arazi yapısına bağlı olarak işlevler arasındaki

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

354

Page 5: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings

güzergahlar kot farklarının oluşmasına neden olur. Bu tür güzergahların erişilebilir hale getirilmesinde merdivenlere alternatif olacak rampalar uygun çözümler sunmaktadır. Erişilebilirlik açısından bir rampa yapmanın fiziki olarak mümkün olmadığı veya koşulların zorlandığı durumlarda özel tasarımlara gereksinim duyulmaktadır. Güzergahlar özel tasarımlar içinde lift, platform asansörü ya da merdiven asansörü gibi çözümlerle erişilebilir kılınmaktadır. Güzergahların tarihi yapıyla bütünleştiği durumlarda yapılacak her tasarımın tarihi yapıyla ilişkisi, uyumu ya da aykırılığı, işlevselliği tartışma konusu olmaktadır. Bu yüzden, bazı erişilebilirlik düzenlemelerinin tarihi yapılara çağdaş ek olarak eklemlenmesine ilgili imar koşulları veya standartlar ile koruma kurul kararları/onayı gibi koruma öncelikli yaklaşımlar da eklenince erişilebilirliğin sağlanmasındaki zorluklar koruma-kullanma dengesi açısından tarihi yapıları genellikle erişilemez hale getirmektedir. Tarihi yapıyla bütünleşen ve yapılması durumunda tarihi yapının işlevselliğini artıracak her çağdaş ek de şüphesiz iyi bir tasarımla gerçekleşecektir.

Bu yüzden, tarihi yapıya eklemlenecek herhangi bir erişilebilirlik düzenlemesinin daha başından korumacı bir tavırla reddedilmesi yerine düzenlemenin gerekliliği ve neden yapılması gerektiği üzerine odaklanması tarihi çevrede bile olsa minimum müdahale yapılarak erişilebilirliğin sağlanmasını olanaklı kılar.Böylece tarihi yapıların fiziki konumundan dolayı ya da başka sebeplerle engellenen ziyaretçilerin hareket kabiliyetini arttırmak ve tarihi yapıların ziyaret edilebilirliğini sağlamak mümkün olabilir(Şekil 2).

4 Şekil 2. Vallette'de Büyük Liman ile Şehir Surlarının Üst Kısmını Bağlayan Merdiven ve Asansör Yapısı(url 2) Yukarıdaki örnekte Malta'nın başkenti Vallette'de Büyük Liman ile 16. yüzyıl şehir surlarının üst kısmında bulanan Barakka Bahçeleri ve Şehir Kapısı arasındaki 50 metreyi aşan kot farkı, surların dışında inşa edilen yirmi katlı merdiven ve asansörün özel olarak tasarımı sayesinde erişilebilir hale gelmiştir. Böylece limanın bulunduğu sahil ile şehrin tarihi ve turistik yapıları erişilebilirliği sağlanamadığı için engellenen çok sayıda ziyaretçinin hareketini kolaylaştıracak şekilde bağlanmıştır. Benzer şekilde, Atina’da yüksek bir kayalık üzerinde bulunan mimari ve tarihi önemi olan birçok antik yapı kalıntılarını içeren Akropolis’e erişim engellenenler için düzenlenen rampa, güvenli yürüme yüzeyleri, lift ve merdiven asansörü kullanılarak sağlanmıştır. Böylece ziyaretçiler için antik Yunan yapılarına ev sahipliği yapan ve Partenon Tapınağının da yer aldığı Akropolis’in zirvesine kolaylıkla erişim olanağı sağlanmıştır(Şekil 3).

Şekil 3. Atina’da Akropolis Erişilebilirliği İçin Tasarlanan Merdiven Asansörü ve Güvenli Yürüme

Yüzeyi. Tarihi yapılara erişilebilirlik yalnızca fiziki olarak gerçekleşmez. Erişilebilirlik, tarihi yapı hakkındaki bilgiye ve sunulan hizmetlere erişimi de kapsamaktadır. Bu yüzden, tarihi yapılar hakkında bilgilendirme, tanıtım ve reklam,tarihi yapının kullanımına yönelik yapılacak her tür bilgilendirme

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

355

Page 6: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings

veya tanıtım faaliyetinin erişilebilir olmasını gerektirir. Bir başka ifadeyle bilgi ve iletişim erişilebilir olmalıdır. Tarihi yapı turizm açısından bir destinasyon haline gelmişse turizm faaliyetine yönelik her türlü erişilebilirliğin her kategoride, her mekanda, her hizmette herkes tarafından algılanabilecek ve anlaşılır bir dille (yazılı, sözlü, görseller ve işaretlerle vb.) sağlanmasına yönelik çalışmaları kapsamalıdır. Bilgilendirme, tanıtım ve reklama yönelik her türlü yazılı doküman (broşür, afiş, rehber kitap, katalog vb.) ile sosyal mecrada iletişime yönelik (web, facebook vb.) her türlü iletişim aracı bu kategoride değerlendirilmelidir. Tarihi yapının ziyaret edilebilirliği söz konusu ise, ziyaret öncesi aşağıdaki bilgilerin erişilebilirliğinin sağlanması ziyaret edilebilirlik düzeyini ortaya koyması açısından önemlidir:Tarihi yapı ya da alanına yönelik erişilebilir ulaşım olanakları ya da seçenekleri, otopark olanakları, girişin erişilebilirliği, tehlikeler, engeller ve riskler, alan, yer ya da mekanda konaklama ve dolaşımın erişilebilirliği, alan, yer ya da mekanda erişilebilir faaliyetler ve sunulan hizmetler vb.

Bununla birlikte tarihi yapıların ziyaret edilebilirliğine yönelik ön bilgiler engellenenler ya da farklı engel grupları açısından aşağıdaki gibi bazı açıklamaları kapsayabilir. Ziyaret ya da kullanım faaliyetlerine rehber köpeklerle katılım sağlanma durumu, ses, işitme ve işaretle iletişimin sağlanma durumu, konuşma, yazı ya da ses formatında iletişim dillerinin bulunma durumu, tekerlekli sandalye vb. yardımcı araç sağlanma durumu, alternatif yeme-içme (glütensiz, vejeteryan, diyabet, organik vb.) olanağı sunma durumu vb.

TARİHİ YAPININ ERİŞİLEBİLİRLİĞİ

Herhangi bir yapının erişilebilir olma durumu şüphesiz dönemin imar mevzuatıyla ilişkilidir. Bir tarihi yapının erişilebilirliği yapının inşa edildiği dönemin mevzuatında genellikle yer almasa da yapının tasarımından kaynaklanan erişilebilirlik çözümleriyle karşılaşılabilir. Erişilebilirlik konusunda yaygın durum tarihi yapılarda erişilebilirliğin sağlanmadığıdır. Günümüzde tarihi olsun olmasın yapılaşmış çevrenin ve ulaşım araçlarının erişilebilirlik düzeyi Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği çerçevesinde belirlenmektedir. Yönetmelik ekleri arasında yer alan EK 1: Binalar İçin Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Formu bir yapının tekil olarak erişilebilirlik düzeyini ortaya koymaktadır. Formda; binanın özellikleri, yakın çevresi, (varsa) bahçe girişi, bahçe yolu, otopark, bina girişi, iç kapılar, tuvaletler, bina içi yatay dolaşım, bina içi dikey dolaşım, acil durum ve bina tesisatı, yönlendirme ve işaretlemeler, hissedilebilir yürüme yüzeyi işaretleri ile ilgili toplam 671 soru bulunmaktadır. Herhangi bir yapı için hazırlanan bu formda tarihi çevre ya da tarihi yapılarla ilgili herhangi bir soru ya da düzenleme yoktur. Bu nedenle bu çalışmada tarihi bir yapının erişilebilirliği Yapıya Yaklaşma ve Giriş, Yatay ve Düşey Erişilebilirlik, Hizmetler ve Bilgiye Erişilebilirlik başlıkları altında ele alınmaktadır. Yapıya Yaklaşma ve Giriş Tarihi bir yapıya veya çevreye kentin farklı yerlerinden gelen engellilerin kullanımına uygun toplu taşıma araçlarının hizmet vermesi beklenmektedir. Araçlarda tekerlekli sandalye kullananların binişini sağlayan rampa düzeneği sistemi ve bindikten sonra yolculuk ve hareket etmelerini sağlayan yeterli alanın bulunması, diğer ortopedik engellilerin rahat binişini sağlayan tutamaçlar, görme engellilerin doğru aracı bulmaları ve doğru yerde inmelerini sağlayacak sesli uyarı imkanlarının bulunması, işitme engellilere yönelik olarak yeterli yazılı bilgilendirme yapılmış olması beklenir. Araçla varılmak istenen noktaya en yakın mesafeye kadar gelinmesi beklenmektedir ancak varılan alan tarihi özellik taşıyan çevrenin içinde kalıyorsa engellilere yönelik olarak yapılacak düzenlemelerin koruma hassasiyetiyle birlikte yapılması gerekecektir.

Tarihi bir yapıya giriş genellikleerişilebilirlik açısından büyük tasarım zorluğunu teşkil eder. Çünkü genellikle yapı girişi dış mekandaki zeminden daha yüksek kotta bulunmaktadır. Tarihi bir yapının ana girişine kadar olan basamaklar genellikle yapının karakterine özgü önemli bir mimari özelliktir. Yapının bu özelliğine zarar vermeden girişin erişilebilir hale getirilmesi çoğu zaman erişilebilirlik ve koruma uzmanlarının ortak çalışmasını gerektirir.

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

356

Page 7: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings

Dış mekan ile yapı girişi arasındaki kot farkının erişebilir hale getirilmesinde izlenebilecek yöntemlerden bazıları;

• Yapı girişine rampa veya asansör eklenmesi, • Yapının dış mekanındaki zeminin çeşitli malzemelerle doldurularak tesviye edilmesiyle kot

farkının ortadan kaldırılması, • Mevcut girişlerdeki kot farklarının erişilebilir hale getirilmesi için yapılacak işlemler, yapının

tarihi dokusuna zarar verecek kabul edilemez değişiklikler gerektiriyorsa yapının uygun bir yerinden yeni bir girişin kullanıma açılması şeklinde sıralanabilir.

Mevcutta bulunan ya da yeni tasarlanan basamaklar ve rampalar için korkuluk ve/veya küpeştelerin düzenlenmesi gerekli olmaktadır. Mümkün olan durumlarda bu korkuluk ve küpeştelerin merdiven veya rampaların her iki tarafında da olması tercih edilir. Aynı zamanda korkuluk ve küpeştelerin yapıların tarihi dokusunun korunması açısından tarihi yapıdan ziyade yeni yapılan strüktüre sabitlenmesi tercih edilir. Bununla birlikte, yeterli genişlikte olan merdivenler için merdivenin ortasında çift yönlü hizmet eden korkuluk ve küpeşte tercih edilebilir. Küpeşte üzerine görme engellileri yönlendirmek amacıyla Braille Alfabesiyle işlenmiş bir takım yazı ve işaretler kullanılabilir(Şekil 4).

Şekil 4. Merdiven Küpeştelerinde Braille Alfabesiyle Yönlendirme Yazıları İşlenmesi(url3)

Rampalar daimi, yarı-kalıcı (veya sökülebilir) veya geçici (veya taşınabilir) olabilir. Kalıcı bir rampanın, yapının ayrılmaz ve geri döndürülemez bir özelliği haline geleceği göz önünde bulundurularak mevcut yapının bir parçası olarak ele alınmalıdır. Yarı sabit veya sökülebilir rampalar, alternatif bir çözüm bulunması durumunda kolayca kaldırılabilir özelliği açısından avantajlıdır. Yarı sabit bir rampa uzun süre kullanılabilir ve bu nedenle dayanıklı malzemeler kullanılarak yüksek kalitede tasarlanmalı ve üretilmelidir. Geçici veya taşınabilir rampaların taşıma kolaylığı için hafif, depolama kolaylığı için ise katlanabilir olması avantaj sağlamaktadır. Rampaların herkes için uygun olmadığı, hareket zorluğu çeken bazı kullanıcılar için merdiven basamaklarının daha uygun olduğu göz önünde bulundurularak, rampa ile birlikte mümkünse merdivenin de tasarlanması olumlu olacaktır. Kot seviyesindeki değişikliklerde görsel algılamayı kolaylaştıracak kontrast renk kullanımları ile merdiven ve rampalarda sahanlık düzenlenmesi erişim kolaylığı sağlayacaktır. Tarihi yapının girişine rampanın veya asansörün ekleneceği bir alan bulunmadığı durumlarda giriş merdivenlerinin içine gizlenebilen platform asansörün tasarlanması tercih edilebilir pratik bir çözümdür. Özellikle yapının istisnai nitelikte olması durumunda en az değişiklikle yapıyı erişilebilir hale getirilmek istenir. Bu nedenle platform asansör giriş merdiveni ve sahanlığının içine ustalıkla gizlenerek görsel etkinin en aza indirilmesi sağlanabilmektedir (Şekil 5).

Şekil 5. Yapı Girişindeki Merdivenlerde Gizli Platform Asansör Tasarımı, Edinburgh(url4)

Yapıya yaklaşırken ön kapı veya ana girişin fark edilebilirliğin kolay olması gerekmektedir. Giriş kapısıyla üzerinde bulunduğu duvarda güçlü renk kontrastının kullanılması, bir kapının arka planından

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

357

Page 8: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings

öne çıkarak daha iyi algılanmasını sağlayabilir. Akşam üzeri ve gece karanlığında girişin ve girişe ulaştıran merdiven, asansör ve rampanın yeterli ve doğru aydınlatılması erişilebilirlik açısından beklenen bir durumdur. Rampa ve merdivenlerde rotayı tanımlayan sürekli aydınlatmanın kullanılması erişimi destekleyici bir öğe olarak kullanılabilir.

Tarihi yapılarda erişilebilirlik açısından hem ortopedik hem de görme engelliler için sorun teşkil eden diğer önemli konu yapıların girişindeki kapıların boyutları, açılışı ve kapının önündeki eşiklerdir. Tarihi yapıların ana giriş kapıları genellikle büyük, ağır ve açılması güçtür. Bu güçlüğün aşılması için kapıya iç kısımdan ve görüntüyü bozmayacak şekilde motorlu açma dişlisi takılabilir. Bazı durumlarda ise yapı kullanımda iken dış kapı sürekli açık kalacak şekilde yapı içerisindeki holde uygun bir yere otomatik kapı eklenebilir. Dış kapının engellilerin kullanması için uygun hale getirilemediği durumlarda kapının yanına zil eklenmesi veya ayrı bir giriş açılması alternatifleri de değerlendirilebilir. Bununla birlikte kapıların önünde bulunan eşikler ya da giriş sahanlığı ile yapı iç mekanı arasında bulunan en fazla bir basamaklık kot farkı engelli ve dikkat dağınıklığı yaşayan bireyler için erişim zorluğu yaratmaktadır. Bu gibi durumlarda mevcut eşiğin malzemesinden veya başka bir malzeme ile eğimli bir geçiş oluşturulabileceği gibi mevcut giriş sahanlığı doldurularak giriş düz ayak hale getirilebilir.

Yatay ve Düşey Erişilebilirlik Özellikle yeni işlev verilen yapıda iç mekan planlaması yapılırken erişilebilirliğin kolaylaştırılması dikkate alınması gereken bir konu olmaktadır. Yapıya girdikten sonra diğer mekanlara gerekli yönlendirmenin yapılması da önemlidir. Sık kullanılan hizmet alanlarının yeri kolay erişilen, ana girişe yakın yerlerde tercih edilebilir. Yapı içerisindeki yatay dolaşımda sirkülasyon alanlarının gerekli genişlikte ve fiziksel engellerden arınmış olması, görme engellilerin baston kullanımına elverişli olması, yeterli görsel, kabartmalı ve sesli bilgilendirme ve yönlendirme işaretleriyle donatılmış olması beklenmektedir. Bununla birlikte zemin yüzeyleri sağlam, düz, kaygan olmayan ve yolculuk tehlikesi yaratmayacak şekilde olmalıdır. Zemin üzerindeki gevşek halılar, paspaslar ve düz olmayan döşeme tahtaları veya parlak ve kırılgan seramiklerin erişim zorluklarına ve kazalara neden olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Yapı girişinde olduğu gibi iç mekan kapılarının önünde bulunan eşikler de takılma tehlikesi oluşturabilir. Bu gibi durumlarda ön kenarları kesik veya küçük rampalı taşınabilir elemanlar ile seviye farkı aşılabilir. Görme engellilerin doğrudan yön bulmakta güçlük çekeceği geniş mekanlarda zemin üzerine kaplanan farklı renk ve dokuda hissedilebilir yüzeyler ve kılavuz yollar tasarlanabilir. Yine görme bozukluğu olan kişiler için zemin yüzeyi ile dikey duvarlar arasındaki görsel kontrast oluşturacak renk seçimleri yapılabilir. Yapı içerisinde aynı katta kot farklılıkları olabileceği gibi yapı çok katlı da olabilir. Yapı içerisinde aynı seviyede olmayan, farklı kotlarda bulunan mekanlarda yapılan dolaşım düşey dolaşım olarak tanımlanabilir. Yatay dolaşımdan düşey dolaşıma geçilen yerlerde her türlü engelli grubu için uyarıcı düzenlemelerin yapılması olumlu olacaktır. Aynı kattaki küçük kot farklılıkları rampalar veya platform asansörlerle çözülürken, katlar arası erişim genellikle kat asansörleriyle ya da merdivene eklenen merdiven asansörleriyle sağlanabilir. İç mekanda eklenen rampalar kalıcı, yarı sürekli veya geçici olarak tercih edilebilir. Ancak iç mekanda görsel olarak olumsuz etki yaratması ve yer kaplaması nedeniyle rampa tercih edilmeyebilir. Böyle durumlarda gizli platform asansörleri iyi bir çözüm sunabilir (Şekil 6).

Şekil 6. Notre Dame Katedrali’nin İç Mekanında Merdivenler İçine Gizlenen Platform Asansörü(url 5) Tarihi yapının iç mekanına kat asansörü eklemek döşemede açılacak boşluklar ile hem görsel olarak hem de strüktürel açıdan yapıya vereceği büyük zararlar nedeniyle tercih

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

358

Page 9: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings

edilmemektedir. Yapıya dışarıdan eklenen asansör kovaları ya da merdivene eklenen asansörler tarihi yapılarda strüktürel açıdan daha uygun olabilmektedir. Tarihi merdivenlerin korkulukları ve küpeşteleri yükseklik veya şekil bakımından standartlara her zaman uygun olmayabilir. Böyle durumlarda mevcut korkuluk ve küpeşteleri koruyarak, erişilebilirlik açısından uygun olan yeni korkuluk ve küpeşte eklemek gerekli olabilir. Merdiven basamaklarının başlangıç ve bitiş noktalarında görme engelliler için uyarıcı zeminlerin oluşturulması ve gerekli aydınlık düzenlemeleriyle birlikte uyarıcı ışıkların kullanılması olumlu olacaktır. Hizmetler ve Bilgiye Erişilebilirlik Yapıda sağlanan hizmetlerle ilgili danışma ile birlikte her türlü yazılı, sözlü, görsel, işitsel bilgilendirmenin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca yapının erişilebilirlik ve acil durum haritası yapı kullanıcılarının rahatlıkla anlayacağı şekilde sunulmalıdır.

Ortopedik, işitme ve görme engelli kişilerin tarihi yapı içerisinde verilen çeşitli hizmetlere erişiminin sağlanması için gereken düzenlemeler yapıların işlevine ve verilen hizmetin niteliğine göre farklılık göstermektedir. Tarihi yapının orijinal işleviyle ya da yeniden işlevlendirilerek kullanımına devam edilebilir. Bu etken de hizmetlere erişim konusunda farklı yaklaşımları beraberinde getirmektedir. Yapı girişinde hizmet veren danışma, bilet satış noktaları, sabit telefon, sesli ve görsel bilgilendirme noktaları her türlü engellinin erişimine uygun şekilde tasarlanmalıdır.

Müze olarak kullanılan bir yapıda her mekana fiziksel erişimin sağlanmasıyla birlikte sergilenen objelerin görme engellilere sesli bilgilendirmeyle tanıtılması, dokunarak algılayacakları ölçekli replikalarının yapılması; işitme engelliler için yazılı bilgilendirmenin var olması önemli hale gelmektedir. Dini bir mekan olarak kullanılan yapılarda fiziksel erişimle birlikte görsel ve işitsel algılama gereksinimiyle birlikte orada gerçekleştirilen işleve bizzat katılma durumu söz konusu olmaktadır. Her ibadetin kendi içinde ayrı kurallarının bulunması durumu daha karmaşık hale getirmektedir. Örneğin, bir camide kadın ve erkeklerin ibadet edeceği bölümlerin ayrı olması, ibadet edilecek yerin temiz olması şartı nedeniyle ayakkabıyla ve tekerlekli sandalye ile temiz alana girilememesi, birlikte namaz kılınması sırasında imamın komutlarının duyulması gereği hizmetlere erişimin sağlanmasında özel şartları oluşturmaktadır. Eskişehir, Odunpazarı’nda bulunan Hacı Hasan Cami’sinde restorasyon sırasında yapılan düzenlemeler sayesinde ortopedik, işitme ve görme engelli bireylerin kurallara uygun şekilde ibadet etmeleri sağlanmıştır(Şekil 7).

Şekil 7.Hacı Hasan Cami’sinde Engellilerin Kullanımına Yönelik Düzenlemeler (Kılıçarslan, 2013)

Tuvaletler, tarihi yapılarda herkesin erişiminin zorunlu olduğu hizmet sunarlar. Bu nedenle yeterli genişlikte, fiziksel olarak erişilebilir, görme engellilerin için gerekli yazı ve işaretlerle bilgilendirmenin yapıldığı, ortopedik engellilerin kullanımına uygun olarak tasarlanmış şekilde olmalıdır. Bazı tarihi yapılarda tuvaletler, tarihi yapı dışında tasarlanmak durumunda kalınabilir. Bu durumda tuvaletlere gerekli yönlendirmeler yapılmalıdır. Tarihi yapı içerisinde yeme içme hizmeti veriliyorsa yemek masalarına ulaşma ve masalarda oturmanın engelli erişimine uygun şekilde olmasına dikkat edilmelidir. Engellilerle birlikte çocuklu annelere de yapı kullanımı sırasında gerekli olan imkanların sağlanması önem taşımaktadır. Çocuklarının altının değiştirilmesi ve emzirilmesi için uygun alanların düşünülmesi gereklidir.

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

359

Page 10: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings

SONUÇ Kamusal kullanımı olan tüm yapılar gibi kendi koşulları içinde tarihi yapıların da kullanılması ve ziyaret edilebilmesi için erişilebilirliğinin sağlanması zorunludur. Yapıların tarihi olmalarından dolayı koruma politikaları ve koruma mevzuatı şüphesiz yapılacak müdahaleleri sınırlandırmaktadır. Yapının özelliğine göre genellikle herhangi bir müdahale yapılması bile söz konusu olmamaktadır. Buna karşın, orijinal işlevini sürdüren ya da orijinal işlevi ortadan kalktığı için yeniden işlevlendirilen özellikle genel kullanımı olan tarihi yapıların herhangi bir işlevle kullanılabilirliğinin ve ziyaret edilebilirliğin sağlanması kaçınılmazdır.

Hem tarihi yapılarla ilgili koruma mevzuatı hem de erişilebilirlikle ilgili mevzuat ve standartlar yetersizdir. Koruma ve restorasyona yönelik uygulamalar kanunlar, yönetmelikler, ilke kararlarının dikkate alındığı koruma kurul üyeleri kararlarına göre yapılmaktadır. İlgili mevzuat genel hatlarıyla uyulacak kuralları ortaya koyarken her biri özgün nitelikleriyle farklılaşan her tarihi yapı için müdahale olup olmayacağı veya müdahalenin sınırını kurul üyelerinin kararı belirlemektedir. Bu durum, kurul üyelerinin mevzuat, restorasyon, tasarım ve erişilebilirlik konusunda yetkin olmasını zorunlu kılmaktadır. Bunlardan birinin eksik olması tarihi yapılar için alınacak kararın, yapılacak müdahalenin, tasarım değerinin veya erişilebilirliğin yetersiz olmasına neden olur ki bu da koruma kullanma dengesinde birincil lehine olan eğilimi artırmaktadır. Dolayısıyla bu yaklaşım yapılar tarihi bile olsa mevzuat çerçevesinde iyi uygulamaların yapılmasını engellemektedir. Korumaya yönelik mevzuat gibi erişilebilirlikle ilgili mevzuat da sorunludur. Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği ekleri olan İzleme ve Denetleme Formlarıyla yapıların erişilebilirlik düzeyi belirleniyor olsa da yüzlerce sorudan oluşan bu formlar tarihi yapılara yönelik ilke kararları gibi yapı türüne göre özelleşmeyen, herhangi bir yapı için geçerli olan standartları içermektedir. Erişilebilirliğin tarihi çevrede ya da tarihi yapıda nasıl sağlanacağı ilgili yönetmelikte bulunmamaktadır. Hatta yapı, Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmeliğe göre tescilli ise, ilgili komisyon tarafından yapının erişilebilirliğine yönelik izleme ve denetleme yapılmaması söz konusudur.

Hâlbuki seçkin örnekler, koruma kullanma dengesini dikkate alarak, koruma konusunda ödün vermeden ve hatta mevcut tarihi yapıya ve çevreye değer katacak tasarımlarla erişilebilirliğin sağlanabileceğini göstermektedir. Bunun için hem koruma hem de erişilebilirlik konusunda politikaların üretilmesi ve mevzuatın bütüncül bir şekilde ele alınması zorunludur. Tarihi yapıya fiziki erişimden yapıda sunulan hizmet ve bilgiye erişimin müdahale sınırları içinde nasıl yapılacağı, müdahalenin şekli, mevzuata uygun iyi bir uygulamanın nasıl yapılacağı, hizmetlerin ve yapıyla ilgili bilginin erişilebilirliğinin nasıl sağlanacağı uygulama rehberleri ve iyi uygulama örnekleriyle sunulmalıdır. Bunun için tasarım okullarındaki eğitimden Ar-Ge çalışmalarına, geliştirilecek teknolojilerden hayata geçirilecek iyi uygulamalara değin tarihi çevrede ve tarihi yapılarda erişilebilirlik çalışmalarının teşvik edilmesi uygulamanın başarısını etkileyecek, iyi örneklerin sayısını artıracaktır.

KAYNAKLAR

B.M. Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme (2009) http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2009/07/20090714-1.htm Caglar, S. (2012) Right of Accessibility of the Individuals with Disabilities and and Their Accessibility in Turkey, AUHFD, 61 (2), Ankara, Turkey Donnelly, J. (2011) Access, Building and Improving the Accessibility of Historic Places, Ireland, http://www.ahg.gov.ie/en/Publications/HeritagePublications Easy Access to Historic Buildings (2015) This edition published by Historic England Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği (2000) http://eyh.aile.gov.tr/uygulamalar/erisilebilirlik/erisilebilirlik-izleme-ve-denetleme/erisilebilirlik-izleme-ve-denetleme-yonetmeligi-ve-genelgeler Kılıçarslan, N. (2013) Engellilerde Sosyalleşme ve İletişim Bağlamında İbadet Alanlarının Ulaşılabilirliği: Hacı Hasan Cami Modeli Örneği, Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

360

Page 11: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings

Heitzman, F. E. (2005). Universal Access in Historic Buildings, AIA, ASID http://academics.triton.edu/faculty/fheitzman/ihpabrochure.html Kuban, D.(2000). Tarihi Çevre Korumanın Mimarlık Boyutu, YEM Yayın, İstanbul) Lynch, K. (1960) “Kent İmgesi”, Çeviren: İrem Başaran, Kültür Yayınları, İstanbul. NDA (2011) Access Improving The Accessibility Of Historic Buildings and Places, s.63-68 TS 9111 (2016) Engelliler ve Hareket Kısıtlılığı Bulunan Kişiler için Yapılarda Ulaşılabilirlik

Gerekleri, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/09/20160921.pdf Tutal, O., I. Ulusal Cami Mimarisi Sempozyumu: "Gelenekten Geleceğe Cami Mimarisinde Çağdaş

Tasarım ve Teknolojiler", Dini Yapıların Ulaşılabilirliği ve Ulaşılabilir Bir Cami Olarak Eskişehir Hacı Hasan Ağa Cami, 2-5 Ekim 2012, İstanbul

Tutal, O., Kılıçarslan, N., 2015, “Koruma Uygulamaları ve Erişilebilirlik: Orta Işık Cami”, TMMOB Mimarlar Odası, III. Ulusal Mimari Koruma Proje ve Uygulamaları Sempozyumu, 02-03 Ekim 2015, Eskişehir 2

Tutal, O., 2016, Eğitimden Tasarıma, Uygulamadan Kullanıma Erişilebilirlik, II. Ulusal Engellileştirilenler Sempozyumu, 07-09 Nisan 2016, Konya

Tutal, O., 2013, Improving the Universal Access in Historic Environment, IGU URBAN CHALLENGES IN A COMPLEX WORLD, Life in a changing urban landscape, 21-26 July 13, South Africa

3194 sayılı İmar Kanunu (2005) http://www.yds.gov.tr/dosyalar/1326977938-3194.pdf url1 http://www.naturefortheblind.com/what-is-a-braille-trail url2http://www.archdaily.com/522610/barrakka-lift-project-architecture-

project/53b33885c07a80eb1c000251- barrakka-lift-project-architecture-project-image url3 http://www.tuvie.com/braille-staircase-handrail-to-navigate-visually-impaired-people-while-on-

walking-up-or-down-stairs/ url4 http://www.sesameaccess.com/news/building-dream-homes-sesame-access url5 https://www.youtube.com/watch?v=sOg-wTf9bT4

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

361

Page 12: TARİHİ YAPILARDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE KULLANILABİLİRLİKarrangement for usability of historical buildings through accessibility, aims to open up the discussion historical buildings