TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular,...

150
KADASTRO KONGRESİ 2006 22-24 Mayıs 2006 TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI 103 TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLER Güniz ÇELEN Değerleme Uzmanları Derneği Başkanı Çok teşekkür ediyorum. Bütün değerleme uzmanlarının sevgi ve saygılarını getirdim size. Bu kadar sarmal olduğumuz bir meslekle böyle bir buluşma temin ettiği için, özellikle Sayın hocam Hüseyin beye çok teşekkür ediyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Konuşmamı mümkün olduğu kadar toplu yapmaya çalışacağım. Aslında bu konu çok geniş. Değerleme uzmanı kim? Biz, kendimizden çok bahsederiz. Değerleme uzmanlığı konusu gündeme gelirken, birçok meslek grubundan, bu süreç içinde bir hayli talep geldi, itiraz geldi. Mesela, emlak müşavirleri, “Zaten bu işi ezelden beri biz yapıyoruz. Bu da nereden çıktı?” dedi. İnşaat mühendisleri, “İnşaat mühendisi olmazsan, bu işi yapamazsın; çünkü yapıyı tanımak lazım” dedi. Mimarlarsa, sorunun getirdiği değer ve artı değerleri ancak kendilerinin tanımlayabileceğini söylerken; şehir plancıları, planlama yetkileri ve bilgileri dolayısıyla, özellikle kentsel alanda planlamanın değer katan özelliklerine onların hâkim olduğunu; harita kadastro mühendisleri, arza-arazi düzenleme ve mülkiyet hakları konusundaki bilgilerinin çok üst düzeyde olması dolayısıyla; gayrimenkulün gelir getirici özelliği ve ekonomik değeri itibarıyla finansın ağırlık kazandığını fark eden finansçılar ve ekonomistler dereye girip, “Bu bizim konumuz” dediler. Son günlerde, muhasebeciler sımsıkı bastırıyorlar; uluslararası değerleme standartları tercüme edildikten sonra, “Bu, tamamıyla bizim işimiz; bunun dışında kimse yoktur” derken; avukatlar birimler kurmaya başladılar ve hızla değerleme yapmaya çalışıyorlar. Bunun ardından çevre mühendisleri geliyor; çünkü Avrupa Birliğinin bugün çevre konularına çok önem verdiğini biliyoruz. Bunların hepsi, değerlemenin kendi profesyonel uygulama alanları içinde kaldığını söylüyor. Bu, aslında bize çok önemli bir şey söylüyor. Değerleme, aslında multidisipliner bir altyapı üzerine kurgulanmış bir üst disiplin. Değerleme uzmanı kim; mülkiyet haklarıyla ilgili ekonomik değer konusunda kanaat bildirme yetkisine sahip kişi. Üstelik, değerlemeden araştırmaya, danışmanlığa kadar varan çok kapsamlı bir alan. Yetkinliği ve bilgeliğini de temsil eden bir imza söz konusu. İmza yetkisi olmayan kişi değerleme uzmanı olamaz. Değerleme uzmanlığının kurumsallaşması için ne gerekiyordu? 1994 itibarıyla ciddi bir kurumsallaşma çabası başladı. Bunun için, ehliyetlendirme, standartlar ve meslek örgütü gerekiyordu. Şu anda, meslek örgütü aşamasındayız. Değerleme uzmanlığını kurumsallaştırma sorumluluğunu Sermaye Piyasası Kurulu üstlendi. Ağustos 2001’de

Transcript of TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular,...

Page 1: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

103

TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLER

Güniz ÇELENDeğerleme Uzmanları Derneği Başkanı

Çok teşekkür ediyorum.

Bütün değerleme uzmanlarının sevgi ve saygılarını getirdim size. Bu kadar sarmal olduğumuz bir meslekle böyle bir buluşma temin ettiği için, özellikle Sayın hocam Hüseyin beye çok teşekkür ediyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamı mümkün olduğu kadar toplu yapmaya çalışacağım. Aslında bu konu çok geniş.

Değerleme uzmanı kim? Biz, kendimizden çok bahsederiz. Değerleme uzmanlığı konusu gündeme gelirken, birçok meslek grubundan, bu süreç içinde bir hayli talep geldi, itiraz geldi. Mesela, emlak müşavirleri, “Zaten bu işi ezelden beri biz yapıyoruz. Bu da nereden çıktı?” dedi. İnşaat mühendisleri, “İnşaat mühendisi olmazsan, bu işi yapamazsın; çünkü yapıyı tanımak lazım” dedi. Mimarlarsa, sorunun getirdiği değer ve artı değerleri ancak kendilerinin tanımlayabileceğini söylerken; şehir plancıları, planlama yetkileri ve bilgileri dolayısıyla, özellikle kentsel alanda planlamanın değer katan özelliklerine onların hâkim olduğunu; harita kadastro mühendisleri, arza-arazi düzenleme ve mülkiyet hakları konusundaki bilgilerinin çok üst düzeyde olması dolayısıyla; gayrimenkulün gelir getirici özelliği ve ekonomik değeri itibarıyla finansın ağırlık kazandığını fark eden finansçılar ve ekonomistler dereye girip, “Bu bizim konumuz” dediler. Son günlerde, muhasebeciler sımsıkı bastırıyorlar; uluslararası değerleme standartları tercüme edildikten sonra, “Bu, tamamıyla bizim işimiz; bunun dışında kimse yoktur” derken; avukatlar birimler kurmaya başladılar ve hızla değerleme yapmaya çalışıyorlar. Bunun ardından çevre mühendisleri geliyor; çünkü Avrupa Birliğinin bugün çevre konularına çok önem verdiğini biliyoruz. Bunların hepsi, değerlemenin kendi profesyonel uygulama alanları içinde kaldığını söylüyor.

Bu, aslında bize çok önemli bir şey söylüyor. Değerleme, aslında multidisipliner bir altyapı üzerine kurgulanmış bir üst disiplin.

Değerleme uzmanı kim; mülkiyet haklarıyla ilgili ekonomik değer konusunda kanaat bildirme yetkisine sahip kişi. Üstelik, değerlemeden araştırmaya, danışmanlığa kadar varan çok kapsamlı bir alan. Yetkinliği ve bilgeliğini de temsil eden bir imza söz konusu. İmza yetkisi olmayan kişi değerleme uzmanı olamaz.

Değerleme uzmanlığının kurumsallaşması için ne gerekiyordu? 1994 itibarıyla ciddi bir kurumsallaşma çabası başladı. Bunun için, ehliyetlendirme, standartlar ve meslek örgütü gerekiyordu. Şu anda, meslek örgütü aşamasındayız. Değerleme uzmanlığını kurumsallaştırma sorumluluğunu Sermaye Piyasası Kurulu üstlendi. Ağustos 2001’de

Page 2: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

104

başlayan tebliğlerle ilk düzenlemeler yapıldı. Hem mesleki tanımlamalar, hem kurumsal faaliyetlerin tanımlanması ve sınavlara başladılar. Bu sınav, yılda 3 kez yapılıyor. Türkiye’de halen 343 kişi bu lisansa sahip. 9 firmaydı, şimdi 10 firma oldu. Sermaye Piyasası tarafından listeye alındı. Türkiye’nin, 01.01.2005 tarihi itibarıyla uluslararası finansal raporlama standartlarına uymak zorunluluğunu kapsayan düzenlemeler yapıldı. Uluslararası Değerleme Standartları Komitesi tarafından hazırlanmış olan uluslararası değerleme standartlarının Türkçe çevrisiyle, Değerleme Uzmanları Derneğini tanımladı ve görüşe açtı. Bu, çok uzun süre görüşte kaldı. Bu standartların tercümesi esnasında, bir sivil toplum kuruluşu olarak, geniş çaplı bildirimde bulunduk. Koşa koşa gelenler oldu; gerek öğretim üyeleri, gerek uygulama alanından. Gelmeyenlerin bilahare katkı yapacaklarını düşünüyorum. Çok uzun süre görüşte kaldı, askıdaydı. Maalesef, herhangi bir görüş bildiren de olmadı.

Konut Finansmanı Kanunu içeriğinde, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğinin kurulması, Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından uygun görüldü, Genel Kurulda görüşülecek. Dediğim gibi, meslek örgütü aşamasına geldi.

Değerleme Uzmanları Derneği, 4 Nisan 2001’de kuruldu. Bakanlar Kurulu kararıyla, uluslararası tescil yetkisiyle kuruldu. Bu doğrultuda, Uluslararası Değerleme Standartları Komitesi -ki, Birleşmiş Milletlerin sivil toplum örgütüdür- ve Avrupa Birliğinin organı olan TEGOVA’ya da asil üye olarak kabul edildi. Dünyada da mesleğin geliştirilmesi konusunda, Değerleme Uzmanları Derneği ön saflarda ve uluslararası tüm kuruluşlarla da işbirliği halinde. Geçen sene, FIC’den de bir davet aldık. Ne yazık ki, henüz oraya kadar gelemedik. FIC’ye de katılacağız.

Halen 340 kayıtlı üyemiz var. Derneğimizin üyeliği herkese açıktır. Öğrenciden itibaren, fiilen mesleki faaliyette bulunmuyorsanız dahi ilgili üye olabilirsiniz. Tavsiye ederim. 2005’in tamamı ve 2006’da da 350 saat yoğun mesleki eğitimler verdik.

İpotekli Finansman Kanunundan bizim beklentilerimiz şöyle: Tabii ki, ağırlıklı olarak meslek örgütlülüğünün kurulması; bağımsızlık, yetkinlik ve tarafsızlık ilkelerinin mesleğimizde kurumsallaşmasını ve kamu kurumları nezdinde bilgi alma yetkisinin tanınmasını istiyoruz. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, bu konuda bize çok sıcak yaklaşımlarda bulundu, taleplerimizi hiç karşılıksız bırakmadı. İleride çok daha sıkı bir işbirliği içinde olmayı da öngörüyoruz.

İpotekli konut finansmanı konusunda, konut değerleme uzmanlığı diye ayrı bir ihtisas alanı olması gerekiyor ve mevcut uzmanlığımızı da genel değerleme uzmanlığı olarak ayrıştıracağız.

Uluslararası değerleme standartları 1 Mayıs 2006 itibarıyla sermaye piyasaları kapsamı içinde mecburi değerleme standardı olarak tebliğle yayınlandı. Bu, uluslararası dil ve anlayış birliğine katılımımızı temin ediyor. Bu, genel değerleme kavram ve ilkeleri, davranış kuralları, mülkiyet tanımları gibi konulardaki dil beraberliğimizi temin edecek.

Uluslararası değerleme standartları iki standarttan oluşuyor;

Page 3: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

105

1. Pazar değeri esaslı değerleme

2. Pazar değeri dışındaki değerleme esasları ki, Türkiye’deki uygulama da bunu çok fazla da tanımlıyor aslında.

Değerleme uygulamaları olarak, finansal raporlama için değerleme ve borç verme amacına yönelik iki tane temel amaç var; ama kılavuz notlara baktığımız zaman, çevre soruları -bu, çok önemli bir konu- tehlikeli ve zehirli maddelerin değerlemede dikkate alınması, tarımsal mülklerin değerlemesi, yeraltı ürünleri endüstrilerinde değerleme, Türkiye için çok önemli. Bu, stratejik önemde bir şey. Değerlemelerin gözden geçirilmesi kontrol mekanizmasıdır. Mülklerin vergilendirilmesi için toplu değerleme; bu da bir yöntem.

“Global ekonomiye entegrasyon” dediğiniz zaman, özellikle hizmet ve ürün kalitesinde benzerlik ve sınır ötesi hizmet verme imkânı. Bizim alanımız sadece Türkiye değil; tüm bölge, tüm dünya. Dünyanın her yerinde iş yapabilirsiniz.

Değerleme ücretlerinin piyasa gerçeklerine uygun hale gelmesini bekliyoruz. Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemelerinin değerleme konusunda düzenleme yapan tüm diğer kurumlar tarafından kabul edilmesi için de bir altyapı hazırlanmış oldu. Gerek adli, gerek mali, gerek diğer alanların tamamında ve vergi özellikle vergi hukukunda, yeni iş alanlarında uygulanması gerektiğini düşünüyoruz.

Uluslararası değerleme standartlarına göre değerleme uzmanı kim? Değerleme uzmanı, değerlemeyi yapabilmek için gerekli kalite, ehliyet ve deneyime sahip kişidir. Kabul görmüş bir öğretim kurumundan veya eşdeğer akademik niteliği olan bir kurumdan uygun bir öğrenim derecesi almış olmak gerekiyor. Türkiye’de bu, “4 yıllık üniversite mezun olmak” olarak kabul edildi. Belki bazı ihtisas alanlarında tanımlama olabilir. Avrupa Birliği böyle söylüyor.

Pazarda ve varlık kategorisinde değerleme yapabilecek düzeyde deneyim ve beceri kazanmış olmak; güvenilir bir değerleme yapmak için kabul edilmiş metot ve teknikleri bilen, anlayan ve doğru şekilde kullanabilen; tanınmış bir ulusal profesyonel değerleme kurumunun üyesi olan, kariyeri süresince profesyonel bir eğitim programı takip eden –sürekli eğitimi mecbur kılıyor zaten- uluslararası değerleme standartları ve davranış kurallarını yerine getiren itibarlı kişi olmak gerekiyor. Bu, çok mühim bir laf, aslında bütün meslekler için çok önemli.

Birçok başka uygulama alanlarıyla ilgili neler yapılacağı, vergilere dair sorunlar, finansman raporlama sistemi, kişisel mülkiyet, şirket değerlemesi, finansal haklara ilişin değerleme, ipotek, bunların uzun uzun çalışma koşullarını tanımlamış; ama şunu söylüyor: “Değerlemeler, ancak değerlemede kalite, ehliyet, deneyim, ahlaka uygun ve aleniyet kurallarını uygulatan, genel kabul görmüş ulusal meslek örgütlerinin eğitimli ve uzman üyeleri tarafından hazırlandıkları takdirde nihai kullanıcı nezdinde kabul görür.” Bu, bir meslek örgütünün çok gerekli olduğunu söylüyor bize. Batı dünyasında, dernekler, sivil toplum kuruluşları eğer mesleki örgüt kimliğini kabullendiyse ve üstlendiyse, gönüllü alan olduğu için, esasında en makbul yapı bu.

Page 4: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

106

Davranış kurallarımız şöyle: Dürüstlük, gizlilik, tarafsızlık, talimatların kabulü -bu, çok mühim- yeterlilik. Eğer yeterliliğiniz yoksa, bir işi kabul edemezsiniz; eğer işi kabul ederseniz, çok ciddi cezai sorumluluğu var. “Ben böyle düşündüm, bence böyledir” filan gibi cevaplar söz konusu değil. Ayrıca, değerlerin rapor edilmesinde de genel bir düstur var.

Uluslararası değerleme standartları, uluslararası muhasebe standartlarıyla çok eşgüdümlü. Raporlamayla ilgili standart ve muhasebe standartlarıyla ilgili, özellikle duran varlık, finansal varlıklar ve yatırım amaçlı gayrimenkuller dediğimiz farklı kategorilerde de çok ihtiyaç duyulan bir hizmet.

Dernek faaliyetlerimize baktığımız zaman, bizim de uluslararası değerleme standartlarıyla tam olarak örtüşen, mülkiyet türlerinin tamamını kapsayan değerleme sorumluluğunu aldığımızı görüyoruz.

Bizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları geliştirme, mesleki yayınları arttırma, denetim ve disiplin sağlama –ki, şu anda yok- gibi, mesleki örgütlenmenin tüm gereklerini yerine getirecek kurum olmak istiyorum. Mesleki faaliyette bulunmak için, Birlik üyesi olmak mecburiyetindesiniz. Birlik üyesi olmak için, kurallara riayet eden lisanslı değerleme uzmanı olmak koşulu var. Bunun dışında herhangi bir uygulama yapılması söz konusu değil. Böylece, tüm bilirkişilik ve değerleme kapsamındaki uzmanlıkların mesleki gelişimi, ehliyetlendirmesi ve takibi tek merkezden mümkün olacak.

İş planımız oldukça kalabalık. Lisanslarımızı geliştirmek istiyoruz. Kişisel mülkiyet hakları, finansal haklar konusunda değerleme lisansı verilmesini istiyoruz. Biz, Uluslararası Değerleme Standartları Komitesine, zaten bununla ilgili düzenlemelerde de destek veriyoruz. Kamulaştırma, vergi amaçlı değerleme, bilirkişilik ve/veya Takdir Komisyonu gibi mekanizmaların tümünde ehliyetli değerleme uzmanlarının yer almasını temin edeceğiz. Sermaye piyasası dışında kalan tüm değerleme uygulamalarının uluslararası değerleme standartlarına uygun olarak ifa edilmesi konusunda da her türlü girişimde bulunacağız.

Eğitim kurumlarıyla ilgili olarak, zaten şu anda ilişkide bulunduğumuz kurumlar var. Burada, ihtisas konularında eğitim verilmesi için daha fazla çaba göstereceğiz. Kurumlarda değerleme hizmetini teslim alan kişilerin ehliyetlendirilmesi çok önemli ve bunların belirli bir kalitede olması lazım. Gözden geçirme fonksiyonunu yerleştiriyoruz. Uluslararası uzmanlık ehliyetleriyle mütekabiliyet sağlamak istiyoruz. Buna başladık, çok uzun zamandır devam ediyor. Mesleki sorumluluk sigortasının çerçevesini belirleyeceğiz. Kurumlardan bilgi alma konusunda özel bir tedbir alınmasını temin etmek istiyoruz. Özellikle ipotekli finansman, bankalardan yapılan işlemlerde söz konusu.

Bizim kadastrodan beklediklerimiz neler?

Ben, çok teşekkür ediyorum. Bugün çok aydınlandım. Keşke yarın ve öbür gün de kalabilseydim.

Page 5: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

107

Bilgi paylaşımı ortamızı mutlaka güçlendirmemiz lazım; bunun için yöntem bulmamız gerekiyor. Dijital ortamda bilgiye erişim, zaten bugünün çok önemli konusuydu. Herkes için mümkün olacağına göre, bizim için belki bir özel statüye dahi gerek kalmayacak. Coğrafi bilgi sistemlerinin tamamlanması çok önemli bir amaç. Emlak vergisi amaçlı çalışmalarda da ortaklık yapmak isteriz.

Bu bilgi sistemlerinin üstünde nasıl bir sistem yaratacağız? Özellikle, “Land information systems” dediğimiz arazi bilgi sistemleri konusunda da işbirliği yapmak istiyoruz. Arsa kadastral bilgisi, emlak vergisine esas değer tespiti, kentsel planlama, kentsel dönüşüm, yapı iyileştirme, çevre planlama ve kirlilik kontrolü, yapılanma izinleri yönetimi, geliştirilebilir arazi arzı, altyapı ve kamu alanlarının yönetimi, son derece girift konular. Temin edilebilirse, sürdürülebilir bir gelişim temin etme imkânımız olacak. Sürdürülebilir gelişim ve arazi yönetimi birlikte ele alındığında, arazinin ekonomiye katkısı büyük olacaktır.

Burada bir parantez açmak istiyorum. Ülkelerin bundan sonraki rekabetleri kendi varlık değerleriyle de olacak. Yeni bir arena açıldı. Bugün ekonomik faaliyete katılan, iktisadi bütünlüğün içinde oyuncu olan varlıklarınız, yatırım amaçlı varlıklarınız, çok yakın gelecekte devreye sokmayı planladıklarınız ve gelecek nesiller için saptadıklarınız; Türkiye’nin yerüstü olduğu gibi, yeraltı da çok önemli. Bu anlamda, Türkiye, dünyanın en zengin ülkesi. Ama bence, bizim bunu yazıp çizip, hesaplayıp ortaya koymamız, önemli bir rekabet unsuru. Amerika’da bugün, gelecek nesillere, hem de yüzyıllarla planlanan orman alanlarıyla ilgili her yıl değerleme yapılıyor. Bunların hedefleri var.

Arazinin etkin kullanımı ve yönetimi, başarılı ekonomik gelişimin odağı ve gayrimenkul piyasasının sağlıklı gelişimi için anahtar olacaktır. Gayrimenkul piyasasını, bilgi olmadan kurmak mümkün değil. Bir tarihi endeks sistemi kurma, bununla ilgili bütün kriterleri ve alt sistemleri belirleme çalışmaları yapılmadığı takdirde, bir gayrimenkul piyasasından filan bahsedemeyiz, İstanbul’un belirli bölgelerinden ibaret kalır.

Türkiye’de, bir tapu riskinden bahsedemiyoruz. Çok konuşuluyor da, ben, özellikle üstünde durmak istiyorum. Ben, 1989’dan beri hâlâ sahaya giderim, her yere giderim. Konuşulur, güncellenir, bir-iki gün beklersiniz filan; ama Türkiye’de tapu riski yok. Ama planlama riski büyük, burada çok sıkıntılarımız var. Uygulamada, gerçek yaşamda, her gün bir şey yaşıyoruz. Bu, kabus. İmar planlarıyla mülkiyet hakları konusunda çok ciddi düzenlemeler yapılıyor. Bu bağlamdaki yetkiler de genişletilmeye çalışılıyor. Çok çok kötü örnekler verebilirim. Başlarından gelenden dolayı, ülkeyi terk edip, yatırımlarını başka ülkelere kaydıranlar var.

İmar Kanunu Taslağında yer alan -örnek olarak veriyorum- 17, 18, 23, 27, 29. Maddelerin, özellikle Türk Mühendis Mimar Odaları Birliğinde çok iyi tartışılması gerekiyor. Biz, elimizden geldiği kadar yapmaya çalışıyoruz; müşterek de davranabiliriz. Kadastro’da görevli, harita kadastro mühendisleri, bu konuda hem bilirkişi, hem ombudsman olmalı. Ben, bu konuda bir görev üstlendiğinize tanık olamadım. Ama mesela, kamu mülkiyetine geçmiş taşınmaza tekrar özel mülkiyet kazandırılması çabaları görüyoruz ve şu anda,

Page 6: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

108

benim elimde, gelmiş olan birkaç tane var. Yeşil alan olmuş, okul olmuş vesaire, nasıl olduysa, bu, tekrar özel mülkiyete satılmış. “Efendim, idare mahkemesine gidin” vesaire. Aslında insanlar, mahkemelerde uğraşmak için yatırım yapmıyorlar.

Örnek vermek istiyorum. 20. Madde, kentsel ve kırsal dönüşüm bölgelerindeki uygulama. Bu, bana çok çarpıcı geliyor. “İdare -belediye- plan kararlarını gerçekleştirmek amacıyla, arsa ve arazi düzenleme işleri yapmaya, kamulaştırmaya, satın almaya, öncelikli alıma, mülkiyetindeki gayrimenkullerle takasa, gayrimenkul mülkiyetini ve imar haklarını başka bir alana aktarmaya, kamu tüzelkişiliği olarak veya özel sektörle birlikte gayrimenkul yatırım ve geliştirme ortaklıkları kurmaya, kurulmuş olanlara katılmaya, kat karşılığı inşaat yapmaya veya yaptırmaya, Kat Mülkiyeti Kanunu esaslarına göre paylaştırmaya yetkilidir.”

Bu, kısa bir örnek; bunun gibi daha çok var. Burada değerlemeyle ilgili laflar geçiyor. Düzenleme öncesi değer belirleniyor, katkı payları düşüldükten sonra bir daha belirleniyor. Eşdeğerlik esasından bahsediyor, eşdeğerlik esası; “Menkul değere dönüştürülebilir.” Sizin arsanızı alıyor, size bir menkul kıymet verebiliyor. Bütün buralardaki değerlemeleri kim, nasıl yapacak, bununla ilgili kimsenin henüz bir fikri yok. Bu Maddenin uygulanmasında, idarece kullanılan yetki ve görevler, idareyle anlaşma sağlanarak, Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca da yürütülebilir.

Biz, denetleme konusunu çok önemli görüyoruz. Zannediyorum, Tapu Kadastro mühendisleri de aynı şekilde düşünüyor. Çünkü neticede burada mülkiyet hakları söz konusu olduğuna göre, bir denetleme mekanizması olması lazım. Planlama yetkilerinin kullanılmasında keyfilik, menfaat çatışması ve teknik hatalardan kaynaklanan kayıplar konusunda, idare mahkemeleri dışında, güçlü ve işlerliği olan bir yaptırım mekanizmasının oluşturulması gerekmektedir. Bu konuda, harita kadastro mühendislerinin de desteğini bekliyoruz.

Biz, mesleğimizi yüceltmeye, korumaya ve onurla taşımaya devam edeceğiz.

Teşekkür ediyorum.

Page 7: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

109

KADASTRONUN MALİ BOYUTU (BİLEŞENİ)

Hülya DEMİR1

Doç., Dr., Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul, [email protected]

ÖZET Bildiride, kadastroya bakış açısındaki gelişmeler doğrultusunda, kadastronun iki temel amacından biri olarak gösterilen kadastronun mali boyutu (bileşeni) ele alınmıştır. Bu çerçevede, “Topraktan elde edilecek ekonomik yararının temelini oluşturan taşınmaz değerleme ve vergilendirme için nasıl bir kadastro gereklidir?” sorusuna yanıt aranmaya çalışılmış ve Türkiye’de, kadastronun mali boyutunun oluşturulması için gerekli temel koşullar sunulmuştur.

Anahtar Sözcükler: Sürdürülebilir gelişme, kadastro, kadastronun mali boyutu (bileşeni), taşınmaz vergilendirme, taşınmaz değerleme.

ABSTRACTIn this paper, fiscal component that is shown as one of the two main aims in cadastre has been examined according to the improvements in cadastre. In this context, it has been explained that “How cadastre is necessary for land valuation and taxation that forming the economical benefit from the land”. Then, the basic conditions have been presented for forming of cadastre’s fiscal component in Turkey.

Keywords: Sustainable development, cadastre, fiscal cadastre, property tax, property valuation.

1. KADASTRONUN MALİ BOYUTU (BİLEŞENİ)Ülkemizde kadastro, taşınmaz iyelik haklarının saptanması, sınırlandırılması, güvencelenmesi ve dolaşımı süreçlerinden oluşan tüzel bir içeriğe sahiptir. Dünyada ise, Türkiye’deki uygulamanın aksine, kadastroya bakış önemli ölçüde değişmiştir. Kadastro; sürdürülebilir gelişme çerçevesinde çevre, ekonomi ve sosyal adalet kavramlarına hizmet eden bir yapıya kavuşmuştur (Beşiktepe ve Demir, 2005; Enemark ve Sevental, 1999; Grant, 1999) Çizem 1:

Bu yapılanma; iyelik, değer ve kullanıma ilişkin verileri güncel ve kapsamlı tutarak, ulaşımlarını kolaylaştırarak; sosyal ve ekonomik politikalar oluşturulması, planlama ve planların uygulanması, altyapı hizmetlerinin geliştirilmesi ve doğal kaynakların korunması amacıyla çevresel denetime, özetle toprağın yönetimine olanak tanımaktadır. Bu yapıdaki bir kadastro dört temel bileşene sahiptir: (1) tüzel, (2) düzenleyici, (3) mali ve (4) bilgi yönetimi. Bildirinin konusunu oluşturan, iyeliğin kayıt altına alınmasıyla birlikte kadastronun iki temel amacından biri olarak da gösterilen (Hopfer, 2003) kadastronun mali boyutu (bileşeni); toprağın ekonomik yararları üzerine odaklanmıştır (Çağdaş ve Gür, 2003); taşınmaz değerleme ve vergilendirme için gerekli girdi, süreç ve çıktıların

Page 8: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

110

tüm elemanlarını içerir (Whittal ve Barry, 2004). Vergilendirme, planlama ve yatırımların düzenlenmesinde etkin bir araç olarak kullanılan kadastronun mali boyutu sağlanacak ekonomik ve toplumsal yararı güçlendirir.

Kadastronun mali boyutu, taşınmazların değerleme ve vergilendirme süreciyle çok yakın ilişki içinde olmasına karşın, bu işlevleri üstlenmez. Buna karşın, vergi örgütleri ve değerleme kurumlarına gerekli verileri sunar ve bu verileri güncel tutar. İlgili verilerin eksiksiz tanımlandığı, taşınmazların cins değişikliklerinin güncel tutulduğu ve değişikliklerin vergi yönetimlerine doğrudan aktarıldığı kadastronun mali boyutu en az aşağıdaki nitelikleri gerçekleştirebilir olmalıdır (Whittal ve Barry, 2004; Çağdaş vd, 2003; Dale ve McLaughin, 1999):

1. Vergiye konu olan taşınmazların tanımlanması, sınıflandırılması ve haritalanması,2. Taşınmazın vergi içeriğinin belirlenmesi,3. Her bir taşınmaz için vergi yükümlüsünün tanımlanması,4. Değerin tanımlanması (Pazar değeri, uyarlanmış satış fiyatı, en yüksek ve en iyi

kullanım vb), 5. Değerleme için gereksinilen, taşınmazın tüm özelliklerinin belirlenmesi,6. Taşınmazların vergiye esas olacak zemin ve yapı değerlerinin kestirimi,7. Değer biçmede kullanılan süreçlerin belirlenmesi (temel taşınmaz değerleme, küme

değerleme), 8. Taşınmazların satış fiyatları ve satış tarihleri, kiraları, bakım-onarım giderleri, net

gelirleri vb. gibi piyasa verilerinin derlenmesi ve analizi,

SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME

EKONOMİK SOSYAL ÇEVRE

TAŞINMAZ HAKKI GÜVENCE ALTINA ALINMIŞ YASAL HAKLAR

TAŞINMAZ DEĞERİ TAŞINMAZ DEĞERİ VE VERGİSİNİN BELİRLENMESİ

TAŞINMAZ KULLANIMI TAŞINMAZ KULLANIMININ KONTROLÜ İLKELER VE MEKANSAL PLANLAMA

TAŞINMAZ GELİŞTİRME

DÜZENLEME VE UYGULAMA İMAR VE İZİNLER

KADASTRO

PARSELLERİN TANIMLANMASI

SİCİL VE HARİTALAR

Çizem 1: Sürdürülebilir Gelişme ve Kadastro (Enemark ve Sevental, 1999)

Page 9: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

111

9. Taşınmaz vergi oranının tanımlanması, 10. Vergi yükümlülerince ödenmesi zorunlu olan vergi miktarının belirlenmesi,11. Vergi bağışıklık ve indirimlerin tanımlanması,12. Faturalama, toplama ve uygulama şeklinin belirlenmesi,13. Yerel ya da bölgesel düzeyde taşınmaz fiyatlarının izlenmesi, istatistiksel

bilgilerin üretimi.

Bu niteliklere sahip bir kadastro, Çizem 2’de yer alan sosyo ekonomik sonuçlara hizmet eder.

İşlevleri Sosyo-Ekonomik Sonuçları

Taşınmaz vergilendirmesinde,

Taşınmaz piyasalarını düzenleyici bir araç olan merkezi ve yerel yönetimlerin en önemli gelir kaynağı taşınmaz vergilerinden en uygun yararı sağlama,

Vergilendirme sisteminin hakça ve sosyal hedeflere hizmet eden bir yapıda tasarlanması,

Kamu hizmetlerinin kalitesinin artması.

Sermayenin yaygın hale getirilmesinde, Yatırımlar için daha az riskle, ucuz sermaye sağlanmasını kolaylaştırır.

Taşınmaz piyasalarının denetimi ve desteklenmesinde,

Saydam ve etkin taşınmaz piyasasının oluşumu,

Vurgunculuğun önlenmesi,

Kredi sağlayan mali kurumlara güvence sağlanması,

Yatırımların artması,

Taşınmaz piyasasının kamu yararı doğrultusunda gelişmesi.

Yönetim ve arazi kullanım planlamasında

Planlama ve uygulama süreçlerine hız kazandırır,

Toprak kullanımı istenilen yön ve biçimde denetimli gelişir,

Daha ekonomik, sosyal, fiziksel bir çevrenin oluşumu sağlanır.

bilgi kaynağıdır.

Çizem 2: Kadastronun Mali Boyutunun İşlevleri ve Sosyo-Ekonomik Sonuçları

Kadastronun mali boyutunun da yer aldığı bir kadastro sistemi; sürdürülebilir gelişmenin temelini oluşturan taşınmaz pazarının veri altyapısıdır (Çizem 3).

Page 10: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

112

KADASTRONUN ÇOKLU BİLEŞENLERİ

Tüzel Boyutu

Mali Boyutu

- Kentsel planlama,

- Kentsel yenileme,

- Konutların iyileştirilmesi,

- Çevre planlama ve nüfus kontrolü,

- Yapı denetimi, - Geliştirme için

arazi elde etme, - Teknik

altyapıların yönetimi

- vb. fonksiyonlarla ayrı ya da birleşik

Düzenleyici Boyutu

Taşınmaz

iyeliğinin

güvencesi

İpotek sistemi

Arazi kullanım planlaması, yapı izinleri

Çevre koruma

Geliştirme için finans

Değerleme

TAŞINMAZ PAZARI

SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME

Çizem 3. Kadastro-Taşınmaz Pazarı-Sürdürülebilir Gelişme İlişkisi (Hopfer, 2003’den geliştirilmiş)

Kadastronun mali boyutunu da içeren bir kadastro anlayışında; (1)kadastro müdürlükleri, (2)tapu sicil müdürlükleri ve (3)taşınmaz pazarı gözlemevlerinden oluşan üçlü bir yapı söz konusudur. Kadastro müdürlükleri, taşınmazların sınırlarını arazi üzerinde belirleyip haritalar üzerine işleyerek teknik özelliklerini gösteren; tapu sicil müdürlükleri, taşınmazlara ait akit ve her türlü tescil, değişiklik, terkin işlemlerini yapan; taşınmaz pazarı gözlemevleri ise taşınmaz pazarına ait yerel ya da bölgesel verileri izleme, biriktirme, güncelleştirme ve sunma görevlerini yerine getiren birimlerdir.

2. TÜRKİYE’DE KADASTRONUN MALİ BOYUTUNA YAKLAŞIMTürkiye’de, taşınmaz sınırlarının, iyeliğinin, hak ve yükümlülüklerinin korunmasının tek güvencesi olarak görülen ve içeriği de bu doğrultuda şekillendirilen tüzel bir kadastro anlayışı mevcuttur. 11.12.1934 tarih ve 2613 sayılı “Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu” ile birlikte benimsenmeye başlayan böyle bir kadastro anlayışı, kadastronun mali boyutunu oluşturan taşınmaz değerleme ve vergilendirme için gerekli girdi, süreç ve çıktıların çoğu

Page 11: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

113

elemanını içermez. Fakat 1934 yılından önce yürürlükte olan 22.4.1925 tarih ve 658 sayılı Kadastro Kanunu, kadastronun çoklu bileşenlerine sahiptir. 658 sayılı Kanun uyarınca gerçekleştirilen kadastro anlayışı tüzel ve düzenleyici boyutu yanı sıra, vergi miktarının belirlenmesi ve taşınmaz değerlemeye altlık olmasıyla mali boyuta da sahiptir. Ancak, Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile birlikte kadastro ekiplerinin değer belirlemesi işinin hem emek hem de para kaybına neden olacağı belirtilerek kadastro ekiplerine değer belirlemeye ilişkin bir görev verilmemesi; kadastronun hızlı ve ekonomik üretiminin amaç olarak görülmesi kadastronun mali boyutunu ortadan kaldırmış, günümüzde de devam eden tüzel anlayışı gelişmiştir. Bununla birlikte, ne kadastro yapısı içinde ne de dışında taşınmaz değerlemesi ve vergilendirilmesinde bütüncül bir sistem ve kurumsal yapılanma henüz oluşturulamamıştır. Bu da, beraberinde bir takım sorunları getirmektedir.

Taşınmaz değerlemesi, temel ilkeleri ve değerleme yöntemleri birçok yasanın içinde doğrudan ya da dolaylı olarak geçmektedir (Çizem 4). Ülkemizde taşınmaz değerlemesi alanında denetleyici ve düzenleyici bir işleve sahip, değerlemenin teknik, etik ve uygulama standartlarını belirleyen, uzmanların sorumluluklarını düzenleyen, seçimi, eğitimi ve yetkilendirilmesini sağlayan bütüncül bir sistem ve kurumsal yapılanma henüz oluşturulamamıştır (Çizem 5). Değerlemeler salt deneyimlere dayalı olarak yapılmaktadır. SPK tarafından 2001 yılında başlatılan çalışmalar ise bu alanda bir ilk olmasına karşın, ülke koşullarına göre bütüncüllükten uzak, sınırlı ve yetersizdir (Açlar vd., 2003). Taşınmaz değerlemesinin; harita-kadastro, inşaat ve ziraat mühendislerinin çoğunluğunda Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı mühendis, şehir planlama ve mimar odaları üyelerinin bir uğraş alanı iken, günümüzde tüm dört yıllık üniversite mezunlarının sahiplendiği disiplinler üstü bir meslek kimliğine dönüşmesinde Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK) yasal düzenlemelerinin katkısı olmuştur. ‘Konut Finansman Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı’nda konut finansmanı sisteminin sermaye piyasaları içinde planlanması ise bu alana ilişkin değerlemelerde SPK ve tasarıda kurulması öngörülen Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği’nin (TDUB) etkinliğini artırmaktadır. Yasa tasarısında TDUB’nin görev ve yetkileri şöyle belirlenmiştir: “Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği, gayrimenkul piyasasının ve gayrimenkul değerleme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere araştırmalar yapmak, eğitim ve sertifika vermek, birlik üyelerinin dayanışma ve meslek kurallarını ve değerleme standartlarını oluşturmak, haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak, kendisine mevzuatla verilen veya Kurulca öngörülen disiplin cezalarını vermek, ilgili konularda üyeleri temsilen ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, mesleki gelişmeleri, idari ve yasal düzenlemeleri izleyerek bu konuda üyeleri aydınlatmakla görevli ve yetkilidir. Birlik, bölgesel ve ülke genelinde gayrimenkul değerleri konusunda istatistikler oluşturur ve yayınlar. Konut finansmanı kapsamında yapılacak değerlemelere ilişkin bilgilerin, Birlik tarafından belirlenecek usul ve esaslara göre Birliğe iletilmesi zorunludur.” Konut Finansman Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı, değerleme işlerinin denetimini ve yürütülmesini sağlamak üzere TDUB’nin kurulmasını ve gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanların TDUB’ye üye olmasını zorunlu tutmaktadır. Getirilen bu hüküm, değerlemeye ilişkin veri üretimi ve

Page 12: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

114

sunumu konusunda, kadastronun mali boyutu (bileşeni) olarak tanımlanan ve başta Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü olmak üzere çoğu kamu kurumunun yürütmesi beklenilen görevleri de TDUB’ye vermektedir (HKMO Taşınmaz Değerleme Komisyonu, 2006).

TAŞINMAZ DEĞERLEMESİ

Ana

yasa

Med

eni Y

asa

K

amul

aştır

ma

Yas

ası

Emla

k V

ergi

si Y

asas

ı

Ver

gi U

sul Y

asas

ı

Ars

a O

fisi Y

asas

ı

Bel

ediy

e G

elirl

eri

Yas

ası

K

adas

tro Y

asas

ı

İmar

Yas

ası

H

arçl

ar Y

asas

ı

Serm

aye

Piya

sası

Y

asas

ı

Kira

Yas

ası

D

evle

t İha

le Y

asas

ı vd.

Çizem 4. Türkiye’de Taşınmaz Değerlemesi Tüzel Altyapısı

Nesnel ve tutarlı bir değerleme, temelde veri çeşitliliği ve kalitesi ile ilişkilidir. Ülkemizdeki değerleme uygulamalarında temel olarak; tapu ve kadastro, normal alım satım fiyat cetvelleri, imar planları, inşaat birim fiyatları ve yıpranma oranlarına ait veriler kullanılmaktadır. Çizem 4’de verilen yasalar uyarınca yapılacak değerleme işlemlerinde değerleme birimlerine veri sunumunun gerçekleştirilmesi kadastronun en temel görevidir. Ancak Türkiye Kadastrosu; tüzel kadastro anlayışında kaldığından, özellikle taşınmaz değerlemesinin gereksindiği; güncel ve doğru satış fiyatları, bölgesel değer endeksleri, değer oluşumunda etkisi olan nitelikler ve ağırlıkları gibi pek çok verinin üretimi ve sunumu konusunda sorumlu değildir.

KURUMSAL YAPI

Kıy

met

Tak

dir K

omis

yonl

arı

Bili

rkiş

i Kur

ulla

rı (K

amul

aştır

ma

Yas

ası)

Kıy

met

Tak

dir K

omis

yonu

M

erke

z K

omis

yonl

arı

(Ver

gi U

sul Y

asas

ı) D

eğer

Tak

dir K

omis

yonl

arı

(Tap

u Si

cil T

üzüğ

ü)

Değ

er T

espi

t Kom

isyo

nlar

ı (Ö

zelle

ştirm

e Y

asas

ı)

Türk

iye

Değ

erle

me

Uzm

anla

rı B

irliğ

i (S

PK)

Değ

er T

espi

t K

omis

yonu

(H

azin

eye

Ait

Taşı

nmaz

M

alla

rın D

eğer

lend

irilm

esi v

e K

atm

a D

eğer

Ver

gisi

Yas

asın

da

Değ

işik

lik Y

apılm

ası

Hak

kınd

a Y

asa

)

İlgili

Diğ

er Y

asal

ar

Uya

rınca

Gör

evli

Kur

umla

r

Çizem 5. Türkiye’de Taşınmaz Değerlemesinde Kurumsal Yapı

Kurumsal yapılanma ve değerleme işlemlerindeki belirsizlikler beraberinde olumsuz sonuçları da getirmektedir. Ülkemizde, bayındırma projeleri gerçekleştirilirken toprak ediniminde çoğu kez ilk yöntem olarak kullanılan kamulaştırma, bunun en çarpıcı örneğidir. 4650 sayılı Yasa değişikliği ile Kamulaştırma Yasası, değer belirleme görevini;

Page 13: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

115

satın alma ve trampa yoluyla yapılacak kamulaştırmalarda idarenin kıymet takdir komisyonlarına, tarafların anlaşamaması durumunda ise Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevlendireceği bilirkişiler ile hakimlere vermiştir. Ancak, ülkemizde değerlemenin teknik, etik ve uygulama standartlarının belirlenmemiş olması ve uzmanların seçimi, eğitimi ve yetkilendirilmesindeki belirsizlikler kıymet takdir komisyonları ile mahkeme tarafından belirlenen fiyatlarda önemli farklılıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Karadeniz Otoyolu inşaatı nedeniyle yapılan kamulaştırmalarda ortaya çıkan farklar buna örnek olarak verilebilir. Bu proje ile ilgili olarak T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na yöneltilen T.B.M.M. 7/8537 Esas Sayılı, yazılı soru önergesine verilen yanıtta, Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılan değer tespitleri ile mahkemelerce belirlenen değerler karşılaştırmalı olarak sunulmuştur http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/yazili_soru_sd.onerge_bilgileri?kanunlar_sira_no=34404. Bu değerler incelendiğinde proje kapsamında yer alan illerdeki en yüksek ve en düşük değer artış yüzdeleri aşağıdaki biçimde çıkmıştır (Çizem 6):

Artvin Rize Trabzon Giresun Ordu Samsun

En Yüksek

Artış

En DüşükArtış

En Yüksek

Artış

En DüşükArtış

En Yüksek

Artış

En DüşükArtış

En Yüksek

Artış

En DüşükArtış

En Yüksek

Artış

En DüşükArtış

En Yüksek

Artış

En DüşükArtış

Karayolları Komisyonu

Fiyatı (YTL/m2)

19,02 13,50 9,82 13,00 292,79 49,47 19,83 8,30 9,45 55 80 17

Mahkeme Fiyatı

(YTL/m2)244,66 42,73 61,42 19,11 1630,00 90,00 495,50 11,00 109,95 55 300 20

Fark % % 1186 %216,5 %525 %47 %457 %82 %2399 %32,5 %1063 %0 %275 %17,6Çizem 6. Karadeniz Otoyolu’nda Karayolları Genel Müdürlüğü ve Mahkemelerce Belirlenen

Karşılaştırmalı DeğerlerKurumsal yapılanma ve değerleme işlemlerindeki belirsizliklerden kaynaklanan olumsuz sonuçlara verilebilecek diğer bir örnek de özelleştirme uygulamalarıdır. Manisa’daki Sümerbank Mensucat Fabrikası’nı 3 milyon 751 bin dolara Özelleştirme Yüksek Kurulu’ndan satın alan grup, yaklaşık beş ay sonra, sadece fabrikanın arazisinin bir bölümünü 13 milyon 750 bin dolara satmış ve yalnız arazinin bir bölümünde tüm taşınmaz değerine karşılık % 266,57 getiri elde etmiştir http://www.milliyet.com.tr/2005/12/28/ekonomi/aeko.html.

Kadastronun mali boyutunun en önemli verilerinden biri olan, vergi değerlerinin bulunmasında temel veri olarak kullanılan ve taşınmaz pazarının gerçek durumunu yansıtması gereken normal alım-satım fiyat cetvelleri ülkemizde, yerel yönetimler tarafından tapuda kayıtlı satış fiyatlarının analizi ile düzenlenmektedir. Ancak, taşınmaz alım satımlarında iyeler tarafından devir bedellerinin olduğundan düşük gösterilmesi taşınmaz pazarının gerçek durumu yansıtmaması, önemli ölçüde vergi kayıp ve kaçağının meydana gelmesine neden olmaktadır.

Taşınmazlar üzerinden alınan vergilerin iki ana hedefi vardır: (1)Yerel hizmetlerin yerine getirilmesinde gereksinim duyulan kaynakların bir bölümünün karşılanması ve toplumsal

Page 14: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

116

dengenin oluşturulması, (2) kaynak kullanımının denetlenmesidir. Ülkemizde yalnız gelir getirici bir kaynak olarak görülen taşınmazların vergilendirilmesinin, taşınmaz piyasasını düzenlemedeki işlevi göz ardı edilmektedir. Emlâk vergi sisteminde yaşanan sorunların ve verim düşüklüğünün önemli bölümü ülkemiz kadastrosunun vergilendirmeye yönelik yapılanmaması ve tüzel kadastro anlayışından kurtulamamasından kaynaklanmaktadır.

Emlak Vergisi Yasası uyarınca, bina ve arazi vergisinin ölçütü ‘vergi değeri’dir. Arsa vergi değeri; ‘kıymet takdir komisyonları’ tarafından her mahallede cadde, sokak ya da değer bakımından farklı bölgeler baz alınarak belirlenecek birim değerlere göre, arazilerin vergi değerleri ise her il ya da ilçe için arazinin cinsi (kıraç, taban, sulak) gözetilerek kestirilen birim değerlere göre hesaplanır. Bina vergi değerlerinin hesaplanmasında; Maliye ile Bayındırlık ve İskan Bakanlıkları’nın ortaklaşa belirledikleri ‘bina metrekare normal inşaat maliyetleri’ ile kıymet takdir komisyonları tarafından belirlenen arsa ya da arsa payı değeri ölçüt alınır ve ‘Emlak Vergisine Matrah Olacak Vergi Değerlerinin Takdirine İlişkin Tüzük’ hükümlerinden yararlanılır. Bina ve arsa vergi değerleri, yükümlülüğün başlangıç yılını takip eden yıldan başlayarak her yıl, bir önceki yıl vergi değerinin ‘yeniden değerleme oranı’nın yarısı oranında artırılmasıyla güncellenir. Yeniden değerleme oranı; ‘Toptan Eşya Fiyat Endeksleri’ndeki (TEFE) yıllık artış yüzdesini ifade etmektedir. Taşınmaz değerlerinin sürekli artış göstermesi, buna karşılık değer belirleme dönemlerinin dört yılda bir yapılması nedeniyle, vergi değerlerinin enflasyona karşı duyarlılığı TEFE ile sağlanmaya çalışılmıştır (Açlar vd., 2003).

Ülkemizde emlak vergilerinin belirlenmesinde esas alınacak arsa ve arazi birim değerlerinin belirlenmesi, 4751 Sayılı Vergi Usul Yasası hükümleri uyarınca oluşturulacak kıymet takdir komisyonları tarafından yapılmakta; belirlenen değerler büyükşehirlerde merkez komisyonlarınca inceleme, denetleme ve gerektiğinde değişikliğe tabi tutulmaktadır. Ancak bu komisyonlarda görev alan üyelerin nitelikleri, mesleki biçimlenim ve yeterlilikleri ile arsa ve arazi birim değerlerinin nasıl hesaplandığına ilişkin hem Emlak Vergisi Yasası hem de Vergi Usul Yasası’nda hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Bu belirsizlikler olumsuz sonuçları ve eşitsizlikleri de beraberinde getirmektedir. 2006 yılından itibaren emlak vergisinde temel alınacak metrekare birim değerleri belirlendiğinde ortaya çıkan sonuçlar buna örnek olarak verilebilir (Çizem 7a, 7b).

İl/Cadde Birim m2 değeri (YTL)

İstanbul / Beylerbeyi Mahallesi Yalıboyu Caddesi 1200

İstanbul / Bostancı Mahallesi Şemsettin Günaltay Caddesi 1200

Ankara / Tunalı Hilmi Caddesi 1200

Ankara / Selanik Caddesi 1200

Hakkari / Bulvar ve Cumhuriyet Caddesi 1200

Hakkari / İstiklal Caddesi 1200

Çizem 7 a. Emlak Vergisi Birim Değerlerinde Eşitsizlik – Farklı Kentleşme Özelliklerine Göre (http://www.yapi.com.tr/turkce/Haber_Detay.asp?NewsID=38272 den geliştirilmiş)

Page 15: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

117

İl/Cadde Mahalle/Bağlı Olduğu Belediye Birim m2 değeri (YTL) Fark

Yıldız Posta Caddesi Gayrettepe / Beşiktaş 1215% 64.5

Yıldız Posta Caddesi Esentepe / Şişli 2000

Maçka Caddesi Vişnezade / Beşiktaş 1012% 147

Maçka Caddesi Teşvikiye / Şişli 2500

Behiç Bey Caddesi Rasim Paşa / Kadıköy 340% 126

Behiç Bey Caddesi Selimiye / Üsküdar 770

Çizem 7 b. Emlak Vergisi Birim Değerlerinde Eşitsizlik - Aynı “Caddenin İki Yakasına Göre (http://www.yapi.com.tr/turkce/Haber_Detay.asp?NewsID=38272 den geliştirilmiş)

15.3.1972 tarihli, 14129 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Emlak Vergisine Matrah Olacak Vergi Değerlerinin Takdirine İlişkin Tüzüğün 5. maddesi uyarınca kadastronun mali boyutunun temel altlıklarından biri olan vergi haritalarının hazırlanması öngörülmüştür: “Vergi daireleri, görev alanları içinde bulunan emlakin değerlendirilmesinde yararlanmak üzere, mahalli bayındırlık, tarım, imar ve iskan, orman, tapu ve kadastro, belediye ve özel idare gibi kuruluşlardan da bilgi almak suretiyle vergi haritaları düzenleyebilirler. Bina ve arsa ile ilgili haritaların düzenlenmesinde, beldeler ve meskun yerler, bina ve arsa değerleri esas alınarak bölgelere, bölgeler ise meydan, sahil, ana cadde, cadde ve sokak itibariyle kısımlara ayrılır. Arazi ile ilgili vergi haritaları, şehir, kasaba ve köyler itibariyle ve arazinin cinsi, sınıfı ve kullanma durumunu gösterecek şekilde düzenlenir.” Ancak, TKGM’nün de içinde olduğu farklı kuruluşlardan alınan verilerle düzenlenmesi düşünülen vergi haritaları ne yazık ki günümüze kadar uygulamaya konulamamıştır.

3. SONUÇKadastroya bakış açısındaki değişime paralel olarak ülkemiz kadastrosunda da yeniden yapılanmaya gidilmeli; kadastro, toprakla ilgili her türlü plan, proje ve işleme altlık oluşturan bir sistem haline gelmelidir. Bu bağlamda; kadastronun vergilendirme, planlama ve yatırımların düzenlenmesinde etkin bir araç olarak kullanımından sağlanacak ekonomik ve toplumsal yararı güçlendirmek amacıyla; mali boyutu da ele alınmalı, oluşturulmalıdır. Türkiye’de, kadastronun mali boyutunun oluşturulması; vergilendirme, kamulaştırma, devletleştirme, özelleştirme, imar, sigorta, kredi ve benzeri amaçlar için yapılan taşınmaz değerleme işlemlerinin nesnel ve bilimsel ölçütlere dayalı olarak gerçekleştirilmesi, gelişimi ve denetiminde temel koşuldur.

Var olan durumuyla, hem içerik olarak kadastro, hem de kurumsal yapısıyla TKGM kadastronun mali boyutundan beklenen işlevleri sağlamaktan uzaktır. Kadastronun mali boyutunu da içeren yeni bir yapılanmada (Çizem 8), mevcut tüzel yapısı yanı sıra kentsel ve kırsal alanlardaki vergiye konu olacak tüm taşınmazları tanımlayan ve haritalar üzerinde gösteren; taşınmazları boyut, tip, yapı türü vb. gibi kullanım niteliklerine göre sınıflandıran; değer etmenleri ve değerleme için gereksinilen ekonomik ve çevresel verileri kaydeden; taşınmazların satış fiyatları ve satış tarihleri, kiraları, bakım-onarım giderleri, net gelirleri, giderleri, yapı maliyet bedelleri vb. gibi piyasa verilerini izleyen, toplayan,

Page 16: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

118

analiz eden ve istatistiksel bilgiler olarak üreten; her parsel ve üzerindeki yapının değerini saptayan, değerleme sicillerinin hazırlayan; vergi yükümlülerini tanımlayan bir yapı beklenmektedir (Çağdaş vd., 2003; Dale ve McLaughin, 1999). Böylesine bir yapının oluşumunda başta TKGM olmak üzere, taşınmazla ilgili veri üreten tüm kurumlara büyük görevler düşmektedir.

Kadastronun mali boyutundan en çok yararı sağlamak; temelde veri niteliğine, verilerin güncel, duyarlı, tam, kapsamlı, anlaşılabilir ve erişilebilir olmasına bağımlıdır. Kadastronun mali boyutu için gerekli olan tüm verilerin, toprak yönetiminin işlevlerini yerine getirme amaçlı kurulan, toprak üzerindeki hak, kısıtlılık ve sorumlulukları, kullanım ve değer verilerini kaydederek saydam bir taşınmaz pazarının oluşumuna hizmet eden kadastro bilgi sisteminde tutulması ve kullanımı olanaksızdır. Bu nedenle kadastronun mali boyutuna veri üretiminden sorumlu olan kurumlar; ulusal düzeyde belirlenmiş standart veri üretim ve değişim formatında kendi bünyelerinde tasarlayacakları bilgi sistemlerinde; kadastro bilgi sistemince üretilen ‘tek bir parsel numarasını’ anahtar veri olarak kullanarak verilerin tüm kurumlar arasında paylaşımı ve kullanımını sağlayabilirler (Çizem 9). Bu doğrultuda yapılması gerekenler aşağıdaki biçimde sıralanabilir (Eylem 47, 2005):

•Farklı kurumlar arasında benzer konularda üretilen veriler arasında standart bir veri formatının sağlanması,

•Farklı kuruluşlarca üretilen ve farklı kuruluşların yetki ve sorumluluğu altında bulunan verilerin tüm kuruluşlar arasında paylaşımını ve kullanımını sağlayacak ilkelerin tespit edilerek gerekli yasal ve örgütsel düzenlemelerin yapılması,

•Farklı kurumlar tarafından üretilen veya aynı konu hakkında elde edilen verilerde kurumların sorumluluk alanlarının tespit edilmesi,

•Yüksek maliyetlerle elde edilen verilerin ülke standartlarında üretilerek güncellenmelerinin sağlanıp farklı kurumlarca tekrar üretiminden kaynaklanan zaman, personel ve kaynak israfını engelleyecek koordinasyonun ve diğer mekanizmaların geliştirilmesi,

•Veri güvenliğini sağlayarak eldeki verilere erişim haklarını sağlayacak yeni yasal ve örgütsel düzenlemelerin yapılması vb...

Page 17: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

119

KADASTRONUN MALİ BOYUTU

Kadastro Verileri

İyelik Verileri

İlgili Kadastro Müdürlüğü

İlgili Tapu Sicil Müdürlüğü

İmar Durumu Verileri

İlgili Yerel Yönetimler ve Bayındırlık İskan

Müdürlükleri Arazi ve

Çevresinin Mevcut Durum

(Halihazır) Verileri

İlgili Yerel Yönetimler, Bayındırlık İskan

Müdürlükleri ve Diğer Kamu Kurumları

Taşınmaz Piyasa Verileri

Emlakçılar, Taşınmaz Satış ve Kiralama Ofisleri, Emlak Siteleri (web) ve

Emlak Yayınları

Altyapı Verileri İlgili Altyapı Kurumları

Emlak Vergisi Verileri

İlgili Yerel Yönetimler ve Vergi Daireleri

Adres Verileri İlgili Yerel Yönetimler ve Altyapı Kurumları

Kişi Verileri İlgili Nüfus Müdürlükleri ve Muhtarlıklar

Ekonomik Veriler

Devlet İstatistik Enstitüsü, Merkez Bankası

Resmi Değerleme

Verileri

İlgili Kamu Kurumları (Kıymet Takdir Komisyonları),

Mahkemeler (Bilirkişiler), Taşınmaz Değerleme

Şirketleri

Yapı Verileri Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Maliye

Bakanlığı, İlgili Yerel Yönetimler ve Yapı Pazarı

Diğer Veriler İlgili Kurum ve Kuruluşlar

Çizem 8. Kadastronun Mali Boyutunun Veri ve Kurumsal Altyapısı

ÜRETİM

Kurum-1

Kurum-2

Kurum-2

BİLGİ SİSTEMİ

Kurumsal Bilgi Sistemi-1

Kurumsal Bilgi Sistemi-1

Kurumsal Bilgi Sistemi-n

KADASTRO BİLGİ SİSTEMİ

Tüzel Kişiler

Vatandaşlar

Çizem 9. Kadastro Bilgi Sistemi (Eylem 47, 2005’den geliştirilmiş)

Page 18: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

120

KAYNAKLAR i) Ulusal - Uluslararası Makaleler

Açlar, A., Çağdaş, V., (2002). Mühendis Mimar ve Uzmanlar İçin Taşınmaz (Gayrimenkul) Değerlemesi, Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Yayını, ISBN 975-395-551-0, Ankara.

Çağdaş, V., Gür, M., (2003). Sürdürülebilir Kalkınma ve Kadastroda Evrim, Hkm Jeodezi, Jeoinformasyon Ve Arazi Yönetimi Dergisi, sayı: 89, sayfa: 42.

Çağdaş, V., Gür, M., Demirel, Z, (2003). Emlak Vergisi ve Kadastro, Hkm Jeodezi, Jeoinformasyon Ve Arazi Yönetimi Dergisi, sayı: 89, sayfa: 67.

Dale and McLaughlin, (1999). Land Administration, Oxford University Publications, ISBN 0-19-823390-6, New York, USA.

ii) Ulusal - Uluslararası Bildiriler

Açlar, A., Demirel, Z., Demir, H., Çağdaş, V., Gür, M., Kurt, V., (2003). Taşınmaz Değerlemesi Sistem Tasarımı, 9. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı, Ankara.

Beşiktepe, C., Demir, H., (2005). Türkiye Kadastrosu ve Toprak Reformunda Kadastronun Toplumsal Boyutu, TMMOB Toprak Reformu Kongresi 2005, Urfa.

Grant, D., M., (1999). Spatial Data Infrastructures: The Vision for the Future and the Role of Government in Underpinning Future Land Administration Systems, UN-FIG Conference on Land Tenure and Cadastral Infrastructures for Sustainable Development, Melbourne, Australia.

Gür, M., Çağdaş, V., Demir H., (2002). A General Overview of Real Estate Valuation Applications in Turkey, XXII.Fédération Internationale des Géomètres FIG Congress, Washington DC, USA.

Hopfer, A., (2003). Cadastre as a Compact Tool for Proper Land Use – via Taxation and Physical Planning, TS1 Best Practices in Land Administration – Regional Perspectives, TS1.4 FIG Working Week 2003, Paris, France,.

Whittal, J., Barry, M., (2004). Fiscal Cadastral Reform and the Implementation of CAMA in Cape Town, Expert Group Meeting on Secure Land Tenure: “new legal frameworks and tools” Nairobi.

iii) Mesleki Teknik Rapor

TMMOB, HKMO Taşınmaz Değerlemesi Sürekli Bilimsel Teknik Komisyonu, (2006). “Konut Finansman Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” tasarısına ilişkin görüşleri.

iv) Web adresleri

http://www.eurocadastre.org/eng/documentseng.html, (27.04.2006)

http://www.yapi.com.tr/turkce/Haber_Detay.asp?NewsID=38272, (24.04.2006)

http://www.milliyet.com.tr/2005/12/28/ekonomi/aeko.html, (24.04.2006)

http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/yazili_soru_sd.onerge_bilgileri?kanunlar_sira_no=34404, (24.04.2006)

Page 19: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

121

TARTIŞMA OTURUM BAŞKANI- Erhan bey, biz de size çok teşekkür ediyoruz.

Gerçekten de bütün sunumlar fevkalade iyiydi; ama zaman dilimi içine sıkıştı. Hep birlikte daha geniş zamanda dinlemeyi arzu ederdik.

Saatin ilerlemiş olduğunu dikkate alarak, Sayın Erdal bey hocam gibi, bir veya iki soruyla sınırlayacağım.

Buyurun Nadir bey.

NADİR ÜNAL- Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Soru sormayacaktım, ama kendimi alamadım. Çok değerli konuşmacılardan sunumlarından çok yararlandım.

İki konuyu vurgulamak istiyorum. Birincisi, SPK Başkan Yardımcısı Sayın Özmen’in konuşması. Saba hocamın dediği gibi, sorunlar var, bunlar çözümlenecek. Bu konu üzerinde durmuyorum, çünkü burada uzmanlar var. Ama Sayın SPK Başkan Yardımcısının değindiği Mortgage Kanunuyla ilgili olarak, bence, altyapılı arsa üretimini yapacak kurumda bir noksanlık var. Biliyorsunuz, Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü kapanmış durumda. Bunun yetkileri Toplu Konut’a geçti. Toplu Konut, programına aldığı 100 bin konutluk arsayı üretmekte sıkıntı çekiyor; çünkü bu topu belediyelere atıyor. Halbuki, Sayın Başkan, 3-4 milyon civarında krediden söz ediyorlar. Bunu sağlayacak altyapılı arsayı nasıl geliştirecek, hangi kurum bunu üstlenecek? Burada bir sıkıntı doğacağı görüşündeyim.

Değerleme Uzmanları Derneği Başkanı Sayın Çelen’in konuşmasını da yine çok değerli buldum. Özellikle değerleme konusunda harita kadastro mühendislerinin katkısını ayrı bir seminerde değerlendirmek, tartışmak isterim. Odamıza da bunu duyuruyorum.

Saygılar sunarım. (Alkışlar)

OTURUM BAŞKANI- Teşekkür ederiz.

Birkaç tane yazılı soru var. Sabrınızı çok mu tükettik, bilmiyorum. Kısaca değinirseniz, memnun oluruz.

Prof. Dr. ETEM SABA ÖZMEN- Soru sahibinin adını göremiyorum, ama genelde ormanlarla ilgili bir soru yöneltmiş. “Anayasamızda belirtilen, ‘Orman sınırı daraltılamaz’ hükmü neyi ifade ediyor?” diye sormuş. 6831 sayılı Orman Kanunumuz, üzerindeki nebatı tarif ederek, bitki örtüsünün yerleriyle birlikte orman sayılacağını söylüyor. Kanun, eşya hukuku hükümlerine göre kaleme alınmadığı için, hata buradan doğuyor. Eşya hukukunda, asıl şey-bütünleyici parça ayrımı vardır; 6831 sayılı Kanun buna işaret etmek istiyor, ama meramını anlatamıyor. Üzerindeki bitki örtüsü bütünleyici parça, yerleri ise arazi, taşınmaz mülkiyetinin konusu. Bir şeyin üzerindeki bütünleyici parçası kalsa da, geride kalan yer orman sayılıyor. Her ne kadar Sultanbeyli gibi yerlerde orman üzerinde köy ve kasaba yapılarının topluca bulunduğu ormanlardan bahsediyorsak da, o da biraz önce

Page 20: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

122

bahsettiğim kaçak yapılaşma alışkanlığı olan bir yapımız var; bir şey yapılamıyor. Ama Anayasamızın hükmü, “Bir orman üzerindeki bitki örtüsü kalksa da, yerleriyle birlikte orman sayılır ve orası yeniden ağaçlandırılacak alan anlamına gelir” demek istiyor.

2B konusu başımızın belası. Bu konuda da inanılmaz bir cehalet var ki, bu, çok ayrı bir sempozyumun konusunu alır. Bu soru sahibiyle özel bir sohbet yapmayı isterim. Bu konu, akşamın bu vaktine sığmayacak kadar geniş bir konu; ama nezaketsizlik edip soruyu cevaplandırmamış olmamak için, özlüce değinmek istedim.

Teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI- Biz teşekkür ederiz hocam.

Buyurun hocam.

GÜNİZ ÇELEN- Tahsin Yomralıoğlu bey, “Değerleme işlemi, uzmanın bizzat yerine çok kapsamlı bir araştırma yapmasını gerektirir. Bu durumda, 350 kişiyle bu işlemlerin yürütülebileceğine inanıyor musunuz?” diye sormuş.

Biraz hızlı geçtiğim için, konut değerleme uzmanlığı konusunu atladık. Kanun Taslağına da koyduk zaten. Bugüne kadar, 3 yıldır muteber olarak kamulaştırma bilirkişiliğini üstlenmiş olan kişilerin geçici maddeyle, bu sınavı da almak sorumluluğunu vererek, konut değerleme uzmanı olarak faaliyet gösterebilmesini Taslakta önerdik. Şimdiye kadar da buna karşı çıkan kimse olmadı.

Coğrafya önemlidir, sayısallık önemli değildir. Sabah, Doğan Cansızlar beyin de ifade ettiği gibi, esasında gerçek uygulamalar 2006’nın ikinci yarısına doğru kayıyor. Stopaj vergisi dolayısıyla da çok yavaş olacağını tahmin ediyoruz. Konut finansmanı cazip bir olay olmaktan çıktı. İkincil piyasalar ve dış sermaye açısından söylüyorum. Dolayısıyla, 2006’nın sonuna doğru 2 bini kişiyi kazanmış olmamız gerekiyor. Şu anda sınav kapısında bekleyen 600 kişi var. Biliyorsunuz, 170 puan mecburiyet. Bunu geçememiş olup, ondan geçebilecek insan sayısı var. Bizim için en önemli konu 81 vilayet olması. 5 bin uzmanımız olsa, hepsi İstanbul’da olsa, hiçbir anlamı yok.

350 kişinin 114 kişisinin SPK’dan olma kriterini sormuşlar. İbrahim bey keşke burada olmuş olsaydı. Ama biz, çok aleniyetçiyiz, her şeyimizi çok açık konuşuruz. Tebliğ çıktığı zaman, bizim ilk işimiz, hemen SPK’ya gidip, bunun Avrupa Birliği ve uluslararası kurallara uygun olmadığını, bizim de bunu uygun karşılamadığımızı söyledik, Doğan beyin kendisine söyledim. Maliyecilerin yeminli mali müşavirlik konusunda yapmış oldukları düzenlemenin örnek olduğunu ve buna istinaden bunu yaptıklarını söyledi. Sermaye Piyasası Kurulunda çalışmış olup, bilahare Sermaye Piyasası Kurulundan ayrıldıktan sonra da aynı alanda çalışmış olan kişiler bir kıdem sonucunda 5 lisansa birden sahip oluyorlar. İMKB yerinden oynamış vaziyette. Derecelendirme de dahil, bundan sonra çıkacak tüm lisanları da Sermaye Piyasası Kurulu çalışanları otomatik olarak alıyor. Aralarında çok para eder lisanslar da var. Yalnız, kendilerinin bize hep söylediği şu: “Biz, zaten değerleme işini bilmiyoruz. Aslında niyetimiz orada çalışmak değil. Bu konuda bir endişeniz olmasın.”

Page 21: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

123

“Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasıyla nasıl bir görüş alışverişinde bulunuyorsunuz?” diye sorulmuş. Açıkçası, gördüğünüz gibi, hakikaten yoktan başladık. 2001 yılından itibaren iş programımız çok kalabalıktı. Hepimiz gönüllü çalışıyoruz, hepimiz adam/günümüzü ve adam/saatimizi de satmak mecburiyetindeyiz. İlgili kurumlarla işbirliği konusuna inşallah gelecek dönem itibarıyla daha sıkı bakmamız lazım. Uluslararası Yatırımcılar Derneği YASED, TÜSİAD, GYODER, Mimarlar Odası gibi, kendi çevremiz içinde kolaylıkla bir araya geldiğimiz gruplarla çalıştık.

Şöyle söyleyeyim: Biz, parasal gücü filan olan bir dernek değiliz, ama bundan sonra insan gücümüzle burada çok daha güçlü olabileceğiz diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.

Page 22: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

124

Page 23: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

125

ÜÇÜNCÜ OTURUMKENT VE BÖLGE PLANLAMA, KENTSEL DÖNÜŞÜM-KADASTRO İLİŞKİLERİOturum Başkanı: Dr. Hami YILDIRIM / Teknik Araş. ve Uyg. Gen. Müd.

KONUKLAR:

Planlama Kademeleri veVerilerin Toplanmasında Kadastrodan Beklentiler Doç. Dr. Betül ŞENGEZER, Yrd. Doç. Dr. Ali KILIÇ / YTÜ

Kentsel Dönüşüm Alanlarında Bilgi Toplama, Değerleme, Uygulama Teknikleri veKadastral Bilgi AkışıYrd. Doç. Dr. Ercan KOÇ, Yrd. Doç. Dr. Nilgün ERKAN,Yrd. Doç. Dr. Oya AKIN / YTÜ

Koruma Amaçlı İmar Planlarında Tapu ve Kadastrodan BeklentilerProf. Dr. Hülya KOÇ, Arş. Gör. Muhammed AYDOĞAN, Yrd. Doç. Dr. SibelECEMİŞ KILIÇ / Dokuz Eylül Üni.

AB’de Taşınmaz DeğerlemesiRichard GROVER / Oxford Brookes Üni. Dek. Yrd.

Page 24: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

126

Page 25: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

127

PLANLAMA KADEMELERİ ve VERİ TOPLANMASINDA KADASTRODAN BEKLENTİLER

Betül ŞENGEZER1, Ali KILIÇ2

1YTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İstanbul, [email protected] 2YTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İstanbul, kiliç@ yildiz.edu.tr

ÖZET Bilgi günümüzün en önemli kaynağıdır. Bilgi altyapısının oluşturulması, gelişme ve kalkınmanın beş hedefinden biri olarak tanımlanmaktadır Sağlıklı araştırma sonuçlarının elde edilmesi, sağlıklı politikalar, plan kararları üretilebilmesi ve bunların izlenebilmesi, yüksek kaliteli güvenilir veri / bilginin varlığına ve elde edilebilirliğine bağlıdır. Gelişen bu teknolojiler, mekânsal verilerin verimli yönetilmesini, erişebilir ve standart olmasını, paylaşımını ve en etkin şekilde kullanımını sağlayacak modern CBS araçlarının oluşturduğu yaklaşımlar kurumlar arası ilişkileri güçlendirmekte ve kolaylaştırmaktadır. Ülke kalkınmasını destekleyen bir bilgi ağının kurulabilmesinde teknolojik konulardan daha öncelikli ve önemli nokta kurumların, bireylerin paylaşım kültürünü benimsemeleri ve bunun kalkınmanın dinamiği olduğuna inanmalarıdır.

Bilgi altyapısının oluşmasında iki önemli bileşen tanımlanabilir. Birinci bileşen, verinin toplanmış ve bilginin üretilmiş olmasıdır. Bu veriyi toplayacak ya da üretecek sorumların yasal düzlemde tanımlanıp tanımlanmadığı bilgi altyapısının oluşturulabilmesinde irdelenmesi gereken birincil öncelikli konudur. Eğer bilgi var ise ikinci bileşen veri / bilginin bir ağ sistemi içerisinde bütünleşik olarak kullanılabilmesini sağlayacak teknolojik altyapının sistemin oluşturulmasıdır. Bir kurumun hazırladığı veri / bilgi tek başına bir anlam taşımamaktadır. Ancak, bir, iki veya daha fazla kurumun ürettiği bilgi bir araya gelip değerlendirilebildiği takdirde, yaratılan sinerji, üretilen bilgi geometrik olarak artacaktır.

Bugün Kadastro Kongresinde de, ülkemizin Kadastro Bilgi Sisteminin kurulması çalışmaları kapsamında bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bizden beklenen katkı ise planlama sistemi ve bu kapsamda gereksinim duyulan bilgi altyapısının içeriğidir. Bu bildiri kapsamında planlama sisteminin yapısı, ülkemizdeki sorunlar üzerinde durularak, farklı kademe planlarda duyulan veri gereksinimi ve bunlar arasındaki ilişkiler sırası ile sunulmaya çalışılacaktır.

Anahtar Sözcükler: Kent ve Bölge Planlama, Kadastro.. oluşturmak kalkınma elde etmek güvenilir üretmek izlemek varlık bağlı kurumlar constitution kurmak benimseme yürütmek beklemek

ABSTRACTData and knowladge are the main source at the present time. It is defined that forming the knowledge infrastructure is one of the goal of developing. Optainning the healty

Page 26: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

128

and reliable research results, producing the healty politics and planning decisions and observing the results of these decisions depend on the presense and avalibility of data. Respect to the developments of the technology and changes of expectations, advanced approaches that contains modern GIS tools are brought out which can provide effective management and manipulation of standard spatial data and able to access and share it. However, the sharing culture assimilated by the people and constitutions is more important than the technological infrastructure and development to set up knowledge infrastructure. They must believe that the sharing knowledge is the dynamic of development.

There are two components to set up knowledge infrastructure. One of them is that the data or knowledge must have been collected up or produced. It is important whether the responsible constitute was defined or not, to collect or produce the data and knowledge. As a second step, the system design and technological infrastructure can be carried out and setted up.

Today, we are togetter to give a contribution to studies of Cadastral Information Systems and to share our konwladges. Our role gives some clues about planning systems and data and knowladge necessities and problems on this area in Turkey.

Keywords: Urban and Regional Planning, Cadastral survey

1. GİRİŞ Bilgi günümüzün en önemli kaynağıdır. Bilginin en önemli özelliği, paylaşıldıkça, üreyerek büyümesidir. Bilgiye erişebilme ve bilgiyi kullanma becerisi, kalkınmanın olmazsa olmaz temel bileşenlerden birini oluşturmaktadır. Bu nedenle, bilgi altyapısının oluşturulması, gelişme ve kalkınmanın beş hedefinden biri olarak tanımlanmaktadır. Araştırma ve planlamanın girdisi veri / bilgidir. Sağlıklı araştırma sonuçlarının elde edilmesi, sağlıklı politika ve plan kararları üretilebilmesi, yüksek kaliteli güvenilir veri / bilginin varlığına ve elde edilebilirliğine bağlıdır. Plan kararları, politikaların üretilmesi kadar, verilen kararların sonuçlarının izlenebilmesi de, ancak kurumsallaşmış, sistematize edilmiş bir bilgi altyapısı ile mümkün olabilmektedir. Günümüz teknolojileri, verinin saklanması, sınıflandırılması, çeşitli şekillerde paylaşılması, mekânsal ve sayısal olarak değerlendirilebilmesi için büyük olanaklar sunmakta, araştırma ve çalışmaların verimliliğini arttırmaktadır.

Küreselleşme ile birlikte hareket artmakta, yaşam kalitesi konuları, büyümenin iç bağlantıları karmaşıklaşmaktadır. Bu gelişmeler paralelinde, sürdürülebilirlik, demokrasi, şeffaflık, paylaşım, katılım kavramları, olumsuz gelişmelerin panzehiri olarak öne çıkmaktadır. Küresel hareketler, aşırı büyüme ve tüketim, dışlanma yoksulluk ve dünyanın sürdürülebilirliği konusunda endişeler yaratmaktadır. Bu olumsuzlukların gidişatının, insanlığı tehdit derecesinin ölçümü, bu ölçümlere dayalı geleceğe yönelik kestirimler, uyarılar, veri ve bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi ile yapılabilmektedir. Günümüzde bilgi ve bilgiyi kullanma beceresi gücü temsil etmektedir. Bu güç iki yönlüdür. Bunlardan biri sürdürülebilirliği kısıtlar, başka bir deyişle sürdürülemezliğe yol açabilirken, diğer yön sürdürülemezliği, sürdürülebilirliğe dönüştürme gücüdür.

Page 27: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

129

Yeni bilgiler, üretimi, üretimler tüketimi tetiklemekte, aşırı tüketim, doğal kaynakların kirlenmesine, hızla tüketilmesine yol açılabilmektedir. Çevre kirliliği sorunu, iklim değişiklerine kadar varmakta ve insanlığı tehdit etmektedir. Bilgi gücünün ikinci yönü, birinci yöndeki olumsuz gelişmelerin kontrolü, dengelenmesi işlevidir. Veri / bilgi toplanması, saklanması ve değerlendirmesine olanak sağlayan teknolojik gelişim ile neden sonuç ilişkileri çok yönlü olarak ortaya konabilmekte, bu olanaklar ile geleceğe ilişkin tehlikeler, riskler tahmin edilebilmekte, izlenebilmekte, uyarılar yapılabilmekte, insanlık bu yönde bilinçlendirilebilmektedir. Dünyanın sürdürülebilirliği yönünde tüketicinin bilinçlenmesi ile geleceğe ilişkin tehlike yaratan üretimi denetleme gücü yaratılabilmekte, sistem pozitif bir döngü üzerine oturma yönünde ilerlemektedir. Yaratılan kamuoyu bilinçlendirme çabaları ile hassas konular üzerinde ülke yöneticilerinin de politika üretmeleri, uluslararası protokolleri imzalamaları beklenmekte ve gerekli önlemleri alma yönünde baskılar yaratılmaktadır.

Planlama, dünyanın, ulusların, kentlerin sürdürülebilirliği, sağlıklı, kaliteli yaşam koşullarının yaratılması için kullanılan araçlardan biridir. Sağlıklı politika ve plan kararlarının oluşturulabilmesinin, verilen kararların izlenebilmesinin dayanağı sağlıklı güvenilir veri / bilgidir. Bilginin daha etkin ve verimli kullanılabilmesi, ortak ve karşılaştırılabilir çalışmalar yapılabilmesi, etkin bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarının sağlanabilmesi için uluslar arası düzeyde veri standartları üzerinde çalışılmaktadır. Küreselleşmenin sunduğu olanaklardan yararlanma yanı sıra, küreselleşmenin doğurduğu hızlı ve yıkıcı değişimleri denetleme ve önleme aracı olarak karar alma mekanizmaları esnekleşmekte, planlama yaklaşımları, teknikleri değişmektedir. Küreselleşmenin olumsuzluklarının önünde güç oluşturma adına demokrasi, şeffaflık, katılım planlamanın en önemli bileşenlerini oluşturmaktadır. Diğer yandan, hızlı değişimlere ayak uydurmak, belirsizliklere hazırlıklı olmak için günümüzde stratejik planlama yaklaşımı benimsenmektedir. Stratejik planlamanın en önemli özelliklerinden bir olan katılımlı karar süreçleri, sorumlulukların paylaşımını sağlarken, denge işlevini de yerine getirmektedir. Stratejik planlama, uzun vadeli öngörüyü gerektiren, bu öngörüye erişmede kısa vadeli adımlar ile hareketi sağlayan bir planlamadır. İçeriği, bütüncüllüğü (holistik yaklaşımı) ve bütüncüllük içerisinde eylemleri barındırır. Bu içerik, değişim çerçevesinde parça ve bütün ilişkilerini, etkileşimlerini çok yönlü analizler ile değerlendirerek, kestirimler yapılarak hızlı karar almaya olanak sağlar. Sağlıklı, güvenilir, doğru ve hızlı karar için güçlü bir bilgi altyapısı stratejik planlamanın en temel bileşenini oluşturur.

Örneğin, Avrupa Birliği 6. çerçeve eylem programı, sağlıklı ve güvenilir bilgiye dayalı çevre politikalarını ve bilgilendirilmiş katılım gereksinimini vurgulamaktadır. Bu yeni yaklaşım, Avrupa Birliği çevre politika kararlarının alınma biçimini, yolunu değiştirmekte, dönüştürmektedir. Bu yaklaşım, izleme, değerlendirme, veri yönetimi ve yönetimin farklı kademeleri arasında bilginin dağıtımı ile uğraşmaktadır. Bu yaklaşım, tekrarlı veri toplanmasının azaltılması, veri standardizasyonun ve uyumun ilerletilmesi, verinin geniş bir şekilde yayılması ve kullanılması şeklinde yararlar sağlamaktadır. Politikanın sonucu olarak, verimlilik, sağlıklı ve güvenilir bilgiye erişebilirlik artmaktadır.

Page 28: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

130

Sürdürülebilirlik dışında, veri ve bilgi ekonomik olarak da önem kazanmaktadır. Küresel dünyada insan, mal sermaye, gıda akışkanlığı hızlanmaktadır. Ulusların, firmaların pazar içerisinde pozisyon alabilmeleri, bu akışkanlığın yönünün, büyüklüğünün izlenmesine ve değerlendirilmesine bağlıdır. Gıda güvenliği kavramı, yine ürünün üretilme biçimi, üretim yeri ve özellikleri gibi tüm kimlik bilgilerinin kayıt altına alınmasını gerektirmekte, ürün ancak bu koşullarda ticari bir değere dönüşebilmektedir.

Tüm bu koşullar, bilgi altyapısının neden kalkınmanın en önemli bileşenlerinden biri olduğu konusunda fikir vermektedir. Ülkemizde, bilgi altyapısını oluşturma konusunda çabalar olmakla birlikte, halen işlerliği olan bir sistemin kurulamamış olması çok önemli bir eksikliktir. Teknolojik gelişmeler hızla devam etmekte, beklentiler değişmekte, mekânsal verilerin verimli yönetilmesini, erişebilir ve standart olmasını, paylaşımını ve en etkin şekilde kullanımını sağlayacak modern CBS araçlarının oluşturduğu yaklaşımlar ortaya çıkmaktadır (Emem, 2007). Gelişen bu teknolojiler, kurumlar arası ilişkilerin sağlanmasını güçlendirmekte ve kolaylaştırmaktadır. Ancak en önemli nokta, kurumların, bireylerin paylaşım kültürünü benimsemeleri ve bunun gelişmenin dinamiği olduğuna inanmalarıdır.

1.1 Türkiyede Bilgi Altyapısı Oluşturma Çalışmaları Ülkemizde, 1990’lardan itibaren kurumlarda kendi bilgi altyapı sistemlerini oluşturmak üzere çeşitli çalışmaların başlatılmış olduğu görülmektedir. Tapu Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS), Türkiye Afet Bilgi Sistemi (TABİS), Afet Acil Yönetim Bilgi Sistemi (AFYABİS), e-Dönüşüm Türkiye Girişimi, Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi (TUCBS) çalışmaları gibi pek çok çalışma yürütülmektedir. Bugün Kadastro Kongresinde de, ülkemizin Kadastro Bilgi Sisteminin kurulması çalışmaları kapsamında bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bizden beklenen katkı ise planlama sistemi ve bu kapsamda gereksinim duyulan bilgi altyapısının içeriğidir. Bu çerçevede bu bildiri kapsamında planlama sisteminin yapısı, ülkemizdeki sorunlar üzerinde durularak, farklı kademe planlarda duyulan veri gereksinimi ve bunlar arasındaki ilişkiler sırası ile sunulmaya çalışılacaktır.

2. ÜLKEMİZDE PLANLAMA SİSTEMİ VE SORUNLAR Planlama, geleceği görme, biçimlendirme ve sorunları çözme sanatıdır. Mekânsal, ekonomik, toplumsal gelecek hepimizi ilgilendirmektedir, bu nedenle planlama bu ortak uzlaşının oluşturulduğu bir platform ve uzlaşı belgesidir. Gidilecek ortak yolun tanımlanması planlama eyleminin ta kendisidir. Uzlaşı alanının iskeletini planlamanın temel ilkeleri ve kamu yararı oluşturmaktadır. Temel ilkelere ve kamu yararına uygun kararların bilimsel çerçevede akılcı şekilde oluşturulabilmesinin birinci koşulu bilgi altyapısıdır. Planlamanın temel bileşenlerinin göz ardı edildiği, sloganlarla hareket biçiminin hâkim olduğu ülkelerde, planlama küresel veya yerel dinamikleri şekillendiren değil, bu dinamikler ile şekillenen bir araç olmaktadır. Devletin düzenleyici aracı olan kanun ve yönetmelikler planlamanın yol gösterici temel dayanağını oluşturmaktadır. Düzenleme işlemlerindeki çarpıklıklar, çelişkiler, boşluklar sağlıklı, güvenli çevrede yaşama hakkını tehdit etmektedir.

Page 29: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

131

Günümüzde devletin başlıca görevleri, toplumu iç ve dış tehlikelere karşı korumak, milli savunma, milli güvenlik, diplomasi, kolluk hizmeti ile kişiler ve toplumsal gruplar arasındaki çatışmaları çözmek, kamu düzeninin korunması olarak sıralanabilir. Kamu düzeninin korunması kişilerin düzen içinde yaşama ihtiyacına dayanır. Kamu düzeninin unsurları esenlik ve güvenliktir. Devlet kamu düzeninin sağlanması amacıyla genel objektif kurallar koyar, uygular ve uyulmasını da sağlar. Düzen sağlama araçlarından biri de planlamadır. Bu kapsamda, imar mevzuatına ve afetlere ilişkin düzenlemelerde kamu düzeninin işleyiş kurallarını belirleyen, kamu güvenliğini ve özellikle de maddi güvenliği korumaya yönelik olan izin, ruhsat, yasak ve zor kullanmaya ilişkin işlem ve eylemleri de kapsayan bir dizi düzenleme yer almaktadır. Tüm bu düzenlemelere karşı bu konuda kamu düzeni unsurlarından olan kamu güvenliği ve maddi güvenliğin yeterince sağlanamadığını yaşanan olaylar ile açıkça ortadadır. Hukuki idari araç olarak planlama devlete kural koyma ve bunları uygulama yönünde yükümlülükler getirmekte, toplumsal aktörlere de hukuki araçlar sağlamaktadır. Ne var ki gerçek olan konut hakkı ve yerleşme özgürlüğünün kullanım ve etki alanları olan şehircilik ve çevre konusu, ülkemizde hukukun zayıf halkalarını oluşturmaktadır. Bunun başlıca nedeni, Anayasanın 23 ve 57. maddelerinin öngörmüş olduğu sınırlamalara uyulmaması ve düzenleme yapma yönündeki yükümlülüklerin tam olarak yerine getirilmemesidir. Devletin ihlalleri önleyememesi, ciddi planlama yöntemini uygulamaya geçirmemesi, bu konuda gerekli önlemleri almaması, konut ve sağlıklı çevrede yaşama hakkını gerçekleştirmemesinin sonucu olarak Anayasada var olan durum ile mevcut durum arasında büyük bir boşluk ortaya çıkmaktadır (Şengezer, 1999). Çarpıklıkları, hataları düzenlemek adına, yeni düzenlemeler yapılmaktadır. Ancak bu düzenlemelerin sorunu giderici yönde değil, sorunu artırıcı yönde olması, planlama sisteminde, yasalardan uygulamalara kadar her alanda kaos ortamının yaratılması 2000’li dönemin en önemli özelliği olarak dikkat çekmektedir. Planlama alanının bildirinin konusu ile ilgili olan en önemli sorunları aşağıdaki maddelerle ifade edilebilir.

1.Planlama işlevi, çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunun yetki alanına girmekte, çok başlı bir yapı sergilemektedir. Farklı kurumlar arasında ve de kurum içi birimler arasında ciddi bir eşgüdüm mekanizmasının oluşturulmamış olması temel sorundur. Yeni yasal düzenlemeler ile planlamaya girdi sağlaması gereken pek çok kuruma, bu temel işlevlerini yerine getirme sorumluluklarını tanımlamak yerine, neredeyse her bir kuruma planlama yetkisinin verilmesi ve bu yetkilerin mevcut imar mevzuatı dışında tutulması, yaşanabilir ve sürdürülebilir gelecek önüne ipotek koymaktadır. Yasal düzlemde, planlama işlevine kurumların sorumluluk alanlarında ne tür veri sağlayacakları açık kalan noktalardır. Bu nedenle planlama işlemi, verilerin analiz edildiği, değerlendirildiği, bir süreç olmaktan çok, getirisinden yaralanılan, hiçbir teknik boyutu olmayan, bu nedenle de kurumların yetki paylaşım mücadelesinin hüküm sürdüğü bir alan haline gelmiştir (Şekil 1). Yaşanan olgular, kurumların temel görevleri olan kamu yararı ilkesi doğrultusunda hareket etmediklerini, varlık nedenlerini kaybettiklerini yansıtmaktadır. Dünya’nın hiçbir ülkesinde yasalar ile imar durumu verilmesi söz konusu değil iken, Orman Yasası ile imar durumu tanımlanarak, Çevre ve Orman Bakanlığı ve ilgili yerel yönetimler tarafından

Page 30: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

132

ormanlar yapılaşmaya açılmaktadır. 1999 deprem sonrası planlamada alınması gereken önlemler konusunda genelgeler yayınlayan, risklerin minimize edilmesi konusunda çalışmalar yaptıran Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yalova’da fay hattı üzerinde dolgu alanı yapılmasına müsaade etmiş ve üzerinde getirilen tersane fonksiyonu Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından da onaylanmış ve uygulamaya girmiştir. Deprem konusunda topluma karşı sorumluluk üstlenip Deprem Mastır Planını hazırlatan İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu tutumu ile tam ters bir uygulama içine girmiş, Meclis kararları ile korunması gereken vadilerin yapılaşmaya açılmasına ve kat artırımları getiren plan notlarına onay vermiştir. TOKİ’ tarafından planlanıp, uygulamaları yapılan ve vatandaşlara satılan alanlarda, yine TOKİ tarafından donatı gereksinmeleri düşünülmeksizin plan değişiklikleri ile yoğunluklar artırılmış, plana güvenerek TOKİ kanalı ile konut edinen vatandaşlar mağdur edilmiştir. Bu uygulamalar, yaşam kalitesini arttıran değil, aksine azaltan uygulamalardır. Parçacıl şekilde planlanıp, büyük değerlere pazarlanan konut alanları, sağlıklı ve yaşanabilir çevrelerin ön koşulu olan plan yönetmeliklerine uygun olmayacak şekilde onaylanıp uygulamaya sokulabilmektedir. Kamu düzenini sağlamakla görevli kurumların, kamu yararı düşüncesi yerine en çok nasıl rant elde edilir yaklaşımını benimsemesi hazin bir durumdur ve gelecek için endişe yaratmakta, devlete olan güveni zedelemektedir. Bu yaklaşımın benimdendiği bir ortamda ise, planlamanın gerçek varlığının istenmemesi, dolayısı ile de kurumların bilgi altyapısını oluşturma konusundaki isteksizlikleri de şaşırtıcı olmaz.

Yasalarda tanınan yetkilerle kurumların kendi başlarına buyruk rant eksenli plan, proje üretmesi yanı sıra, kurum içinde de birbiri ile bağlantılı, birbirini etkileyen pek çok yetkilerin kurumların farklı birimlerince birbirinden bağımsız şekilde kullanıldığı bilinmektedir. Bunun en çarpıcı örneğini birbirinden ayrı olması düşünülemeyen arazi kullanım kararları ve ulaşım altyapı projeleri oluşturmaktadır. Bunun sonucunda da birbiri ile çelişkili kurumsal kimliği, rasyonelliği zedeleyen kararlar ortaya çıkmakta, sağlıksız kent parçalarının gelişimine yol açılırken, kaynaklar akılcı olmayan şekilde tüketilmektedir. Şekil 2 ve 3’de Valilik ve Büyük Şehir Belediyelerinin organizasyon şemaları izlenebilmektedir. Tüm bu faaliyetler bir planlama şemsiyesi altında toplanıp, sorumluluklar organize edilemediği için de planlama işlevi yerine getirilememektedir.

2. Planlamada kademeli birliktelik ilkesi yasal düzlemde yer almasına rağmen, bu ilke, yasalardaki bazı boşluklar, esneklikler, plan tanım yetersizlikleri ve yetki alanı karmaşası nedeniyle işlememektedir. Bu bozuk yapı, her yeni yasa taslağı veya düzenlemesi ile daha da karmaşık ve kaotik hale getirilmiştir. Kademli birliktelik ilkesi, üstten alta akan bir sistem olarak değil, etkileşimli çalışan bir sistem olarak algılanmalı, sistemler arası bilgi akışı sağlanabilmelidir.

3. Yürürlükteki mevzuatta kent planlama ve imarın özdeş olarak tutulması, günümüzün kentsel dinamiklerine ve sorunlarına yanıt verememektedir. Mevzuattaki hükümlerin tümüyle kentsel gelişme alanlarını kapsayacak biçimde ve yeni yapılaşmayı düzenleyici içerikte ele alınmış olması ve mevzuatta kentlerin korunması, yenilenmesi, sağlıklaştırılması gereken alanlarına ilişkin hiç bir düzenlemeye yer verilmemesi, planlama

Page 31: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

133

kararlarının oluşturulmasından uygulama sürecine ciddi kısıtlar getirmektedir. Buna karşı bir çözüm olarak ortaya konan kentsel dönüşüm /kentsel eylem planı kavramının, siyasilerce bir rant aracı olarak algılanması ve bilimsel öngörülere uygun şekilde değil, çarpıtılarak yasa taslaklarının oluşturulması, bu çözüm aracını da geçmişteki Islah İmar Plan uygulamalarından daha kötü sonuçlara yol açabilecek çok tehlikeli bir bomba haline dönüştürmüştür. Öngörülen Kentsel Dönüşüm Yasa Tasarısı ile kentsel gelişim üzerinde yaratılacak olumsuzlukların ötesinde, anayasaya aykırı şekilde kişisel mülk edinme ve kullanma hakkı da devlet tarafından yok edilmektedir. Devlet, kendi çıkarttığı yasalar ile kendi varlık nedenini inkâr eder duruma düşmektedir.

4.Yürürlükteki planlama sistemimizde planın yapım sürecinde katılım mekanizmalarına hemen hiç yer verilmemiş olması sorun alanlarından bir diğeridir. Katılım süreçlerinin oluşturulması, sağlıklı karar üretmenin ve denetimin sağlanmasının önemli bir bacağıdır. Katılım, bilgilendirilmeye dayanır, şeffaflığı gerektirir. Sağlıklı bilgilendirme veya bilgi alma hakkı ise ancak, bilginin güvenilir şekilde toplanması, sistematize edilmesi ve açıkça herkesin kullanımına sunulması ile mümkündür. Tüm bu altyapıyı oluşturmadan, katılımdan bahsetmek yeterli değildir.

5.Katılım sürecinin önünde belirtilen en büyük engellerden biri planlamanın spekülasyona yönelik olarak kullanılabileceği endişesidir. Bu da plan kararlarında eşitlik ve dengenin sağlanamamasından kaynaklanmaktadır. Bu eşitliği ve dengeyi sağlayacak, spekülasyonu önleyecek yasal araçlar sistemimizde yeterince yer almamaktadır. Bunun sağlanabilmesinin koşulu ise, yine sürekliliği ve güvenirliliği olan bilgi altyapısıdır. Zaman içerisinde çeşitli parametrelere göre değişiminin modellenmesi, nedenselliklere bağlı olarak yorumlanması ve yasal araçlar olarak kullanıma sunulması gereklidir.

6.Planlamada güçler arasındaki denge bozukluğu; sağlıklı ve güvenlikli mekânların oluşmasını önlemektedir. Planlamanın teknik boyutu ihmal edilmekte, popülist siyasal yaklaşımlar bu boyutun önüne geçmektedir. Bu durumda, yasalara uymayanların ödüllendirildiği, yasalara uyanların ise cezalandırıldığı bir yapılaşma ve planlama sistemi, hukukun üstünlüğünü zedeleyen, güvensizliği yaratan bir ortam oluşturmaktadır.

7.İmar planlarının uygulanabilmesi için gerekli olan planlama araçları son derece yetersiz olup, yasada yer alan uygulama araçları da belediyelerin kaynak sorunlarını çözmek amacına yönelik olarak yasal olmayan doğrultuda kullanılabilmektedir. Bu uygulamalar ise halkın plana, uygulama araçlarına ve hukukun üstünlüğü ilkesine olan güvenini zedelemekte, plansız, yasal olmayan gelişmeyi teşvik etmektedir.

Tüm bu sorunlar, ülkemizde planlama uygulamalarının, “planlama” olmadığını, planlama kavramının gerçek anlamını ve amacını da zedelediğini açıkça göstermektedir.

Planın varlığı yeterli değildir; temel ilkelerin ve kamu yararının göz ardı edildiği bir planlama eylemi sürdürülebilir bir gelecek için en önemli risklerden biri olabilir. Planlama yönetimi geliştirilmeli, planlama şemsiyesi altında tüm kurum ve kuruluşların vatandaşların ortaklaşa çalışabileceği, ortak geleceği tasarlayabileceği, sorumlulukları paylaşabileceği bir sistem acilen oluşturulmalıdır. Bunun birinci adımı, tüm kurumların üstüne düşen veri sistemini oluşturma ve planlama sistemine sunma sorumluluğunu üstlenmesidir.

Page 32: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

134

Stratejik planlama ile mekânsal planlama bağlantısı kurulmalı, bu bağlamda, yatay ve düşey ilişkilerin iyi kurgulandığı kurumsal yapı yeniden düzenlenmelidir. Etkin bir stratejik planlamanın vazgeçilemez öğeleri şunlardır: Sorumluluk paylaşımı, belirsizliklere karşı hazırlıklı olma, programlama, etaplama, esneklik, katılım, finans kaynaklarının sunum biçimi ve bu kaynaklardan yararlanma koşullarının, topluma ivme verecek şekilde, belirlenmesidir. Yataydaki ve düşeydeki, kurum içi ve kurumlar arası, bireyler ile yönetimler arası ilişkiler bu anlayış içinde düzenlenmelidir. Böyle bir planlama anlayışının hayata geçirilmesi, gerçekleştirilmesi ancak güçlü bir bilgi altyapısının kurulmasıyla, bilginin içtenlikle ve pozitif bir yaklaşım içinde paylaşılmasıyla sağlanabilir.

Şekil 1: Yeni Yasalar ve Yasa Taslaklarına göre Planlama Sistemi

Şekil 2: Valilik Birimleri

Page 33: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

135

Şekil 3: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Birimleri

3. PLANLAMADA GİRDİLER VE SORUMLU KURUMLARPlanlama kararları objektif ve rasyonel olmak durumundadır. Objektiflik ve rasyonellik, neden sonuç ilişkilerinin ortaya konmasına, bu doğrultuda değerlendirme ve yorumların yapılmasına bağlıdır. Bir başka deyişle, olayların gözlemlenmesini, bir takım analizler ile çıkarımlar yapılmasını, sistemler arası etkileşimleri, bu etkileşimlerin sonuçlarının tahminini, öngörülerin konulmasını gerektirir. Bilimsel yöntem, planlamanın da yöntemini oluşturmaktadır (Şekil 4) Bu süreklilik, sürekli gözlemeyi ve verileri güncellemeyi gerektirir. Plan hedefleri göstergeler şeklinde konur ve zaman içerisinde plan kararlarının, bu hedeflere ulaşıp ulaşmadığı sürekli izlenir, değişimlerle göre kararlar revize edilir. Bu nedenle de planlamanın kurumsal sürekliliği, sahipliliği çok önemlidir ve kamu hizmetidir. Ülkemizde, plan kararlarının alınmasında siyasi kaygıların öne çıkması, planın bu süreçlerle gerçek anlamda elde edilmemesi ve göstergelere dayalı olarak izlenmemesi planlamanın işlevselliğini ortadan kaldırmaktadır. Planlamanın sağlıklı yapılamamasının birinci nedeni ise planlamaya gerekli girdilerin yeterince sağlanamamasıdır.

Planlama alanı için gerekli veriler, çok genel olarak ana başlıklar halinde Tablo 1’de izlenebilmektedir. Bu verilerin planlamada farklı ölçeklerde kullanımına ilişkin ayrıntılı göstergeler, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi için YTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü tarafından hazırlanan “İstanbul’un Eylem Planlamasına Yönelik Mekânsal Gelişme Stratejileri Araştırma ve Model Geliştirme İşi Raporları”nda tanımlanmıştır.

Yasal düzenlemelerde, hangi kurumun hangi veriyi veya bilgiyi hazırlayıp, güncelleyip planlama kurumuna sunacağı net şekilde tanımlanmamıştır. Ülkemizde planlama çalışmaları için verilerin temin edildiği kaynaklar, başta DİE olmak üzere DPT, Yatımcı kurumlar, Valilik ve Belediyelerdir (Tablo 2). Planlama kademesine göre veri sunan kurumlarla bağlantı yoğunlukları farklılaşabilmektedir.

Page 34: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

136

Karar

Veri Bankası-Güncelleme

Analiz

Sentez

Göstergeler, değişimler, nedenler, sonuçlar

Alternatif üretme

Hedefler-Gösterge İzlemeKarar

Veri Bankası-Güncelleme

Analiz

Sentez

Göstergeler, değişimler, nedenler, sonuçlar

Alternatif üretme

Hedefler-Gösterge İzleme

Şekil 4:Planlama Süreci

Tarımsal üretimTarımda istihdam

VerimÜrünVd..

Sektörel Yapıİstihdam

Katma DeğerGSYİMH

İşsizlik

Vd…

Nüfus Yapısı

Yoksulluk

Suç durumu

Topografya Arazi KullanımToprak Nitelikleri-Büyük Toprak Grup. ve özellikleriErozyon Bitki Örtüsü-Flora, Faunaİklim Jeolojik ve sismik yapıHidroloji

Tarihi çevrenin yok olması

Tüketimin çevre üzerine etkileri

Ulaşım Ulaşım YönetimiHaberleşme İletişim YönetimiSu Su YönetimiEnerji Enerji YönetimiAtık Atık YönetimiHava

Doğal Afet RiskiDoğ

al Y

apı

Ağl

ar-A

ltyap

ıÜ

st y

apı

Barınma Konut

Çalışma HizmetSanayi

Dinlenme Rekreasyon

Donatılar EğitimSağlıkKültür

Doğal değerlerin kaybolması

Sosyal Yapı Ekonomik YapıÇevre Sorunlarıve Afetler

Teknolojik Afet Riski

Toplumsal Afet Riski

Kirlilik

Afet Tehlikesi

Fiziki Yapı

Kırsal alanın bozulması

Tarımsal üretimTarımda istihdam

VerimÜrünVd..

Sektörel Yapıİstihdam

Katma DeğerGSYİMH

İşsizlik

Vd…

Nüfus Yapısı

Yoksulluk

Suç durumu

Topografya Arazi KullanımToprak Nitelikleri-Büyük Toprak Grup. ve özellikleriErozyon Bitki Örtüsü-Flora, Faunaİklim Jeolojik ve sismik yapıHidroloji

Tarihi çevrenin yok olması

Tüketimin çevre üzerine etkileri

Ulaşım Ulaşım YönetimiHaberleşme İletişim YönetimiSu Su YönetimiEnerji Enerji YönetimiAtık Atık YönetimiHava

Doğal Afet RiskiDoğ

al Y

apı

Ağl

ar-A

ltyap

ıÜ

st y

apı

Barınma Konut

Çalışma HizmetSanayi

Dinlenme Rekreasyon

Donatılar EğitimSağlıkKültür

Doğal değerlerin kaybolması

Sosyal Yapı Ekonomik YapıÇevre Sorunlarıve Afetler

Teknolojik Afet Riski

Toplumsal Afet Riski

Kirlilik

Afet Tehlikesi

Fiziki Yapı

Kırsal alanın bozulması

Tablo 1: Planlamada temel girdi alanları

Page 35: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

137

Planlar

DİEDPT

Yatırımcı kurumlarMeslek Odaları

Valilik Kaymakamlık Belediyeler Muhtarlık

ÜlkeBölgeÇevre DüzeniNazım İmar Planıİmar Uyg. PlanıEylem Planı

Tablo 2: Planlama kademeleri için veri kaynakları

3.1.Planlama Alanında Girdi SorunuPlanlama sürecinin birinci aşaması bilgi toplamadır. Planlama çok boyutludur ve Tablo 1’de görüldüğü geniş bir konu yelpazesini içermektedir. Amaç, birbirini etkileyen bu kadar çok etmenin, birbiri ile çelişmeden, çatışmadan, birbirini destekleyerek gelişmesini sağlamaktır. Bu ilişkilerin sağlıklı bir şekilde oluşturulabilmesi, veri ve bilgilerin elde edilmesi ile doğrudan bağlantılıdır. Ülkemizde hangi ölçekte olursa olsun genelde belirli standartlarda girdiye erişmek güçtür, özellikle sosyal ve ekonomik yapıya ilişkin ilçe ve mahalle, yerleşme düzeyinde ise veri ve bilgi bulunamamaktadır. Bu anlamda karşılaşılan temel sorunlar şunlarıdır.

•Verilerin yetersiz olması•Verilerin güncel olmaması•Verilerin zaman serileri şeklinde elde edilememesi•Aynı yatırımcı kurumların bölge müdürlüklerinde dahi farklı standartta veri

üretilmesi veya bazı bölgelerde elde edilebilen verinin diğer bölgelerde olmaması•Bazı kurumlarda toplanan veri ve elde edilen bilginin teknolojik altyapısını

oluşturma kısmı özelleştirildiği için bu verileri elde etmede çok yüksek maliyetlerle karşılaşılması, bu nedenle de bu verilerin benzer şekilde kullanıcılar tarafından yeniden hazırlanması, ülke kaynaklarının, emeğin boşa harcanmasına neden olmakta, yapılan kamu hizmetinden yararlanamama sonucunu doğurması

•Tabandan toplanan verilerin ilçe veya il bazında genelleştirilmesi sonucu, yerleşmelere ilişkin verilerin kaybolması ve bunlara erişilememesi, bu nedenle özellikle kırsal yerleşmelere ilişkin değerlendirmelerin yapılamaması

•Yetki kargaşası nedeniyle, benzer verilerin farklı kurumlarca tekrar tekrar elde edilmesi ve bunlar arasında farklılaşmaların, tutarsızlıkların bilginin güvenilirliği konusunda endişe yaratması

Page 36: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

138

3.1.1. Sosyo-Ekonomik ve Mekânsal Girdilerde SorunlarÜlkemizde sosyo-ekonomik yapı konusunda temel veri kaynağı Türkiye İstatistik Kurumudur. Belli standartlara göre belirli bir sistem oturtulmuştur, aynı sistem içerisinde zaman serisi olarak verileri bulmak mümkündür. Ancak, planlama açısından sıkıntı yaratan en önemli sorun, son zamanlarda ilçe düzeyini de kısmen inilmekle birlikte toplanan bu istatistiklerin, ülke bölge ve il düzeyi ile sınırlı olmasıdır. Bu kısıtlılık nedeniyle, yerleşme düzeyinde sosyal ve ekonomik değerlendirmeleri yapmak, CBS’ninde sunduğu olanaklarla, gelişmeleri mekânsal olarak ayrıntılı analiz etmek ve daha sağlıklı kararlar üretmek mümkün olamamaktadır. Oysa bu veriler, mekânda bire bir toplanmaktadır, bilgi vardır, ancak genelleştirilip yayınlandığı için bilgi kaybolmaktadır ya da erişim güçleşmektedir. Bu ayrıntılı bilgilerin, artık mekânsal kodu ile birlikte CBS’nin sunduğu olanaklardan da yararlanarak yerinde tutmak ve bunlara erişebilirliği sağlamak planlamaya girdi oluşturmak adına çok önemli bir gelişim olacaktır.

Bilgi kaybını ve tekrarları önlemek, sağlıklı ve güvenilir, sürekliliği olan, yerinde erişilebilen ve kullanılabilen veri kaydı için iki kademeli bir yapı düşünülebilir. Bu iki kademeyi merkez (tavan) ve yerel (taban) olarak tanımlar isek, bilgi altyapısının oluşturulması için tavanın (merkezin) sistem yapısını kurgulaması, standartları oluşturması, uygulamaları yönlendirecek rehperleri hazırlaması gerekir. Tabanda (yerelde) ise veri bilgiyi toplama oluşturma ve sisteme girme işlemi gereçkleştirilir. Böylece tabandan da tavana veri akışının sağlandığı bir model düşünülebilir. Bu modelin diğer bir bileşeni ise yatayda kurumlar arası işbirliği, sorumluluk paylaşımı ve eşgüdümlü çalışmadır. Sistem adrese bağlı kodlama üzerinden yürütülmelidir. Örneğin nüfus sayımları ile pek çok veri toplanmaktadır. Ancak bu veriler bir adrese bağlanamadığı için bu denli kapsamlı veri, kent planlaması açısından kullanılmamaktadır. Bu verilerin planlama çalışmalarında birinci kullanım alanı, mahalle ve kent ölçeğidir, doğrudan ilişkili kurum yerel yönetimlerdir (belediyeler). İkinci kullanım alanı ise bölge planlama veya çevre düzeni planlama çalışmalarıdır. Bu ölçekte adres koduna bağlı olarak toplanan ayrıntılı bilgilerin süzüldüğü yerleşme bazında genelleştirilmiş veri tabanlarına gereksinim duyulmaktadır. Bu aşamada, yerel düzeyde toplanan bilgilerin, yerleşme, ilçe ve il düzeylerinde genelleştirilmesi yararlıdır, bu bilgilerin merkezde ilgili kurumda yer alması yanı sıra, il -valilik -düzeyinde de, mekânsal veri tabanı olarak saklanması önemlidir. Bu sistem, tüm kurumlar için geçerli olup, bunun temel yapısını oluşturacak, yönlendirmeyi sağlayacak altyapıya ve birikime sahip kurum TÜİK’tir. Bunun yanı sıra, mekânla bağlantının kurulabilmesi için adrese bağımlı çalışmayı yapılabilecek, uygulamaya sunacak kurum ise Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüdür. İki düğüm noktası, sistem yapısının oluşturulmasında önem taşımakta ve işbirliğini gerektirmektedir. Diğer yandan, tüm kurumların bu iki düğüm noktası ile olan ilişkileri bilgi akışının sağlanması açısından kurgulanmalıdır (Tablo 3). Sistem, farklı amaçlar için kullanımlara cevap verecek esnek yapıda sistemler oluşturulmalı, zaman, emek, para kaybı önlenmelidir.

Veri gereksinimleri ve bu nu sunacak sorumlu kuruluş tanımlanarak sistem oluşturulmalı, yasal düzleme aktarılarak, birbiri ile bağlantılı bütüncül veri sistemi kurulmalıdır.

Page 37: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

139

Tablo 3: Planlama için veri kaynağı sunan Kurumlar

Page 38: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

140

3.1.2. Tarım Sektörüne İlişkin Girdi SorunuÜlkemiz, tarım potansiyeli açısından zengin bir ülkedir. Bununla birlikte, bu sektörde tarım çalışan nüfusun çokluğu yanı sıra önemli yapısal sorunların olduğu bilinmektedir. Planlama çalışmalarında da veri teminini veya güncel bilgiye ulaşma açısından sıkıntılı olan alanlardan da biridir. Arazi varlığı çalışmaları çok eski tarihlidir, kırsal yerleşmelere ilişkin sosyal, ekonomik, mekânsal bilgi ve veri yetersizliği hat safhadadır. AB kapsamında bu sektörde yapısal değişim ve dönüşümler üzerinde çalışılmaktadır. Kırsal kalkınma en önemli politika alanı olarak öne çıkmaktadır. Gıda güvenliği konusu, tarım sektörü ile doğrudan ilişkili olup, sektörün gelişebilmesi için bu bağlamda getirilen zorunluluklar bulunmaktadır. Çiftçi, tarımsal işletme kayıt, hayvan kimlik, arazi kullanım ve toprak analizleri veri tabanlarının hazırlanması AB uyum sürecinde yerine getirilmesi gereken zorunluluklardır. Avrupa Perakendecileri Ürün Çalışma Grubu (Euro Retailer Produce Working Group, EUREP) tarafından 1999 yılında hazırlanan EOREPGAP protokolünde İyi Tarım Uygulamalarının esasları yer almaktadır. Bu kapsamda üreticiler, arazinin geçmişinden ürünlerin üretim yeri ve koşullarından son tüketiciye kadar olan zinciri (tarladan sofraya) izlemeye olanak verecek şekilde kayıt tutmak zorundadır. Aynı veri tabanı, üretim planlaması, istihdam planlaması, nüfus tahminleri gibi planlama çalışmaları için de gerekli olup, kredi kullanımı, primler içinde temel bilgi altlıkları oluşturmaktadır (Şengezer, 2005). Bu nedenle sistemin veri tasarımı kullanım alanları belirlenerek birden çok amaca hizmet şekilde tasarlanmalıdır. Veri tabanlarının oluşturulması tarım işletmeleri, köy yerleşimi ve idari sınırları baz alınarak olarak düzenlenmelidir. Veriler, tarım işletmesi, köy, ilçe, il, bölge, ülke bazlı olarak farklı seviyelerde, farklı ayrıntılarda, alttan üst düzeye aktarım / süzme şeklinde tasarlanmalıdır. Veri tabanında, üretime ilişkin (ekilen ürünler, beslenen hayvan türleri ve sayıları gibi), mülkiyete ilişkin (işletme sahibi (çiftçi), büyüklükleri vs), toprak analizleri, toprağın geçmişteki kullanım biçimleri gibi toprak özelliklerini içeren bilgiler yer almalıdır (Şekil 5). Kırsal alan veri tabanını oluşturmak üzere yararlanılacak veri kaynakları, İç İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan İLEMOD tabloları, Köy Envanter Çalışmaları ve DİE yayınlarıdır. Bu tabloların, tarım işletmelerinden yola çıkılarak, köy tabanlı olarak geliştirilmesi, kırsal kalkınma çalışmaları için önemli bir girdi sağlayacaktır.

Page 39: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

141

Tarımsal Arazi Kullanım

Toprak Sınıfları

Orman Nitelikleri

Tarım İşletmeleri- Büyüklük

Çiftçi kayıt sistemi

Hayvan kayıt sistemi

Tarımsal ürün kayıt sistemi

Mülkiyet durumu

İşleme durumu-kiracı, ortakçı vb

Toprak Nitelikleri

Toprak Kirlilikleri

Tarımsal Arazi Kullanım

Toprak Sınıfları

Orman Nitelikleri

Tarım İşletmeleri- Büyüklük

Çiftçi kayıt sistemi

Hayvan kayıt sistemi

Tarımsal ürün kayıt sistemi

Mülkiyet durumu

İşleme durumu-kiracı, ortakçı vb

Toprak Nitelikleri

Toprak Kirlilikleri

Şekil 5:Arazi Kullanım ve Toprak sınıfları haritaları

3.1.3. Afetler Konusunda Girdi SorunuÜlkemizde, bilgi altyapısı olarak çok yetersiz olunan bir alanda, planlamada afet etkilerinin azaltılabilmesi için kullanılabilecek girdilerdir. Girdilerde, teknik olarak standart yoksunluğu ve kavram kargaşaları en önemli sorundur. Afet etkilerinin azaltılması konusu daha çok yapı bazlı projelere odaklı olup, ülke ölçeğindeki deprem tehlike haritası ile deprem yönetmeliği çerçevesinde kurulan ilişki ile sınırlı bir yapıda yürütülmektedir. Bu konudaki sorumluluklar kurumsal bazda net olmadığı gibi afet etkilerini önleyici tedbirleri almak için yeterli veri altyapısı ve de sistemli bir bilimsel yapı kurulamamıştır. Yaşanan büyük depremler sonrasında önemli çalışmalar yürütülmüş, ancak bu çalışmalar sistemli bir şekilde uygulamaya aktarılamamıştır. Kurumsal sorumluk alanlarındaki boşluk ve karmaşa devam etmektedir. Ülkesel / Bölgesel sismik tehlike ve risk haritaları, planlama için önemli girdilerdir. Bölgesel sismik tehlike haritaları, risk haritaları ve de yerel ölçekte yapılacak mikro bölgeleme haritaları için temel altlık teşkil eder. Merkezi yönetim tarafından verilmesi gereken bir hizmettir. Her deprem sonrası mikro-bölgeleme haritalarına duyulan gereksinim sıkça dile getirilmiş, bunun sonucunda da Bayındırlık ve İskân Bakanlığı sismik mikro-bölgeleme yapımına ilişkin çok kapsamlı ve gerekli olan el kitaplarını hazırlatmıştır. Bu haritaların yapımından sorumlu kurum belediyeler olarak tanımlanmış, bunun yüklenici firmalara ihale edilebilmektedir. Bunun da ötesinde, bu haritalara altlık oluşturan kamu hizmeti olarak merkezi yönetimlerce hazırlanması ya da hazırlatılması gereken bölgesel sismik tehlike haritalarının da mikro bölgeleme haritaları kapsamında hazırlanacağı belirtilmektedir. Bu durum, merkezi yönetimin

Page 40: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

142

afetler konusunda üzerine düşen sorumluğu yüklenmediğinin açık ifadesidir. Bölgesel sismik tehlike çalışmaları birden fazla belediyeyi kapsayacak bir çalışmadır. Her belediye ayrı ayrı sismik bölgeleme yaptırma lüksüne sahip midir? Aynı işi binlerce kere tekrarlattırılarak ülke kaynaklarının harcanmasının nasıl bir mantığı olabilir? Bu kaynak savurganlığına göz yumulsa dahi, farklı yürütülen çalışmalar eş düzeyli olabilecek midir, ortaya çıkabilecek olası çelişkiler hukuki olarak nasıl çözümlenebilecektir? Farklı kriterlere veya çalışmalara bağlı olarak hazırlanan bölgesel sismik tehlike haritaları deprem yönetmeliğinde baz alınabilir mi? Mikro-bölgelemesi olmayan yerleşmeler veya belediye sınırları dışındaki alanlarda deprem tehlikesi ve yönetmelik ilişkisi nasıl kurulabilecektir? Tüm bu sorular bölgesel düzeyde sismik tehlike haritalarının hazırlanması gereğini işaret etmektedir. Buradan bölgesel sismik tehlike haritalarını(BSTH) yapacak veya yaptıratacak ülkesel düzeyde bir kurumun tanımlanması gereği ortadadır. BSTH’lerin olması koşulunda hazırlanan mikro-bölgeleme haritaları da hem daha sağlıklı eş düzeyli bir yapıya kavuşacaktır, hem de tekrarlardan kaçınarak ülke kaynaklarının daha rasyonel kullanımı mümkün olabilecektir. Ülkemizde bu konularda çalışmalarını yürüten farklı kurumların birikimleri dikkate alındığında bu çalışmaların kısa sürelerde yapılabileceği düşünülmektedir. Bölgesel Sismik Tehlike Haritaları için iki veri tabanına gereksinim duyulmaktadır. Bunlardan biri sismik çalışmalar, diğeri bölgesel jeolojik araştırmalardır. MTA’nın web sitesinde 5547 adet 1:25000 ölçekli jeoloji haritalarının ülke genelinde büyük bir bölümü tamamlanmış olduğu, ancak yapıldığı günlerdeki bilgi birikimi ile tamamlanan bu haritalar günümüzün gereksinimlerini tümüyle karşılayamadığı, gerek jeolojik araştırmaların daha ayrıntılı çalışmalarla sürdürülmesi, gerekse jeolojik bilgi birikimindeki gelişmelerin çalışmalara yansıtılması ve özellikle maden aramalarına yönelik çalışmalarda güncel bilgileri içeren jeoloji haritalarının kullanılması olgusu, daha önceki yıllarda üretilmiş olan haritaların bir kısmının revize edilmesini zorunlu kıldığı, bu doğrultuda, Jeoloji Araştırmaları Koordinatörlüğü tarafından, seçilen bazı alanlarda 1:25.000 ölçekli jeoloji haritalarının revizyonuna yönelik jeoloji projeleri yürütüldüğü belirtilmektedir. Tüm bu çalışmaların diğer kurumlardaki bilgilerle bütünleştirecek şekilde koordinasyonun ve organizasyonunun yapılarak, bölgesel sismik tehlike haritaların hazırlanması öncelikli olarak merkezin üstlenmesi, bu doğrultuda bir kuruma bunun sorumluluğunun verilmesi gerekmektedir.

BSTH’lerin bir yararı da mikro-bölgeleme yapılmayan yerleşmelerin deprem tehlikesinin göreceli farkının ortaya konmasıdır. Kent planlamasının dışında üst ölçekte bölge ve alt bölge planlarında bölgesel sismik tehlike haritalarının bir girdi olarak değerlendirilmesi mümkün olabilecektir. Bu haritalar olmadığı takdirde bölge ve alt bölge planlarında afet etkilerinin azaltılması hedefini gerçekleştirmenin olanaksız olduğu kabul edilmelidir.

İmar ve Şehircilik yasa tasarıları tanımlarında “Afet Tehlike Haritaları” “Tüm yerbilimsel veriler ve haritalar kullanılarak deprem, heyelan, kaya düşmesi ve diğer kütle hareketleri, çığ, su baskını, tsunami, yangın, tasman gibi doğal afete uğramış ya da uğraması muhtemel alanlara ait bilgilerin onaylı güncel sayısal halihazır haritalar üzerine yürürlükteki harita yapım standartlarına uygun olarak işlenmesi ile elde edilen ve raporu ile bir bütünlük oluşturan, planlama alanında oluşabilecek tüm afet tehlikelerini ortaya koyan, afet zarar ve risklerinin azaltılmasına yönelik önlemleri ve önerileri de içeren mekansal stratejik planlara esas teşkil eden Bakanlıkça onaylı haritalardır”, şeklinde tanımlanmaktadır.

Page 41: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

143

Bu içerik ve sismik mikro bölgeleme el kitabındaki çalışmalar birlikte değerlendirildiğinde, bu haritanın hazırlanması mümkün gözükmemektedir. Şöyle ki bu haritalar sınıflandırıldığında aşağıda görülebileceği gibi farklı uzmanlık alanları ve yetki alanları gündeme gelmektedir. Öncelikle bölgesel ve kent düzeyindeki afet tehlike haritalarının ayrıştırılması gerekmektedir. İkinci olarak farklı karakterdeki afet tehlike haritalarının hazırlanmasından sorumlu kurumlar belirlenerek, yasalar ile bunların hazırlanması zorunlu hale getirilmelidir. Bunların bir arada toplanacağı merci Bayındırlık ve İskân Bakanlığı olabilir. Bu farklı nitelikteki haritaların bütünleştirilmesinden ziyade plancılara sunulması önem taşımaktadır. Her bir afet için geliştirilecek önlem farklıdır. Alınacak önlemlere ilişkin tavsiyelerin veya uyulması zorunlu ilkelerin ilgili kurumlar tarafından kullanıcılara önerilmesi sağlanmalıdır. Plancının görevi bunların sentezini yapmak ve diğer faktörlere bağlı olarak hangi önlemin alınmasının daha rasyonel olacağının kararını oluşturmak, seçenekleri yöneticilere sunmaktır. Gerekli olan bilgilerinde yine kadastro kayıtlarına parsel esas olmak üzere işlenmesi vatandaşı bilgilendirme, sınırlamalardan haberdar etme açısından gereklidir. Bu konuda Türkiye ve ABD’de bilgi altyapısı farkı Şekil 6’dan kabaca hissedilebilmektedir.

Grup 1 Grup 2 Grup 3 Grup 4 Grup 5

deprem, heyelan, kaya düşmesi ve diğer kütle hareketleritsunami

su baskını,

çığ,heyelandiğer kütle hareketleri

yangın tasman

AİGMRasathaneMTADiğer

DSİBelediyeler

AİGMOrman Genel Md.Kent içiBelediyelerİtfaiye teşkilatı

Meteoroloji

Tablo 4:Afet tipleri ve ilgili kurumlar

Şekil 6:ABD ve Türkiye’de deprem afeti ilgili haritalar

Page 42: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

144

3.1.3. Çevre, Turizm Konularında Girdi Sorunu Çevre, doğal ve kültürel değerler konusunda da yetki karmaşaları, çakışmalar söz konusudur. Bu nedenle de sorumlu kurumların sistematik veri altyapısını oluşturamadığı bir diğer alandır. Bu alanlarda, gerek Turizm ve Kültür Bakanlığı, gerekse Çevre ve Orman Bakanlığı plan yetkilerinin tanımlandığı yasalar çıkartmışlardır, ancak sorumluluk alanlarında bir veri envanteri oluşturma konusunda çok ta istekli olmadıkları görülmektedir. Aşağıda belirtilen alanlara ilişkin mekânsal ve sayısal, niteliksel bir bilgi altyapısının tüm ülkeyi kapsayacak şekilde acilen oluşturulması zorunludur.

•Sit Alanları Kentsel Sit Alanları Tarihi Sit Alanları Arkeolojik Sit Alanları Doğal Sit Alanları

•Hassas Yöreler Kapsamına Giren AlanlarTabiat Parkı, Tabiat Anıtı, Tabiat Koruma Alanı, Orman İçi Dinlenme Yeri, Sulak Alan, Biogenetik Rezerv Alanı, Biyosfer Rezerv Alanı, Özel Çevre Koruma Bölgesi, Av Hayvanları Koruma ve Üretme Sahaları vb… Su Ürünleri Üretim Sahaları, Endemik Bitki ve Hayvanların Yaşama Ortamı Alanı,Koruma Altına Alınan Yabani Flora-Faunanın Yaşama Ortamı Olan Alanı, Dünya Kültür ve tabiat Mirasının Korunması Sözleşmesinde Yer Alan “Kültürel

Miras” ve “Doğal Miras” Statüsü Verilen Kültürel ve Doğal Alanlar•Kıyı Kenar Çizgisi•Çevre kirlilik değerleri vb…

3.1.4. Değerleme Konusunda Girdi Sorunu“Adalet Mülkün Temelidir” Tapu ve Kadastronun önemini vurgulayan bir özdeyişimizdir. Tapu ve Kadastro vatandaş için mülkün garantisi, devlet için ise vergi geliri anlamını taşır. Kentsel gelişim, arazi değerlerini doğrudan etkilemektedir. Plan çalışmaları ve önemli yatırımlar ile mülkün değeri artar ya da getirilen kısıtlamalar ile mülkün değeri düşebilir. O halde adaletin sağlanması ve vergi kaybının önlenmesi açısından değerlerdeki değişimin sürekli takip edilebilmesi önemlidir. Mülkün değerinin sürekli takibi ve kayıt altına alınması, değişimlerin gözlenmesi, etkenlere bağlı olarak modellenmesi, hem alan, hem de veren taraf için sağlıklı vergi sisteminin temelini oluşturacaktır. Planlama açısından bakıldığında ise spekülatif baskılar önemli bir sorundur. Spekülasyonun önlenmesi, planlamada adaleti sağlayıcı mekanizmaların oluşturulmasına bağlıdır. Aksi takdirde planlama kararları ile kimi mülklere sonsuz değerler eklenirken, kimi mülklerin değeri ise sıfırlanmaktadır. Bu nedenle, değişen koşullar-plan kararları-ile değerdeki

Page 43: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

145

değişimin ölçülmesi, sürekli kayıt altına alınması, bu bağlamda arazi değerleme modellerinin oluşturulması bir zorunluluktur. Bu modeller yardımı ile artı değerleri kamuya aktarılmasını ve kısıtlama koşulları durumunda da zararın telafi eedilebileceği mekanizmalara geçilebilir. Ancak bu şekilde planlamada adalet sağlanabilecek ve aşırı kazanç sağlayan spekülatif yaklaşımlar önlenebilecektir. Diğer yandan, kentsel dönüşüm eylemlerinin hakça uygulanabilmesi için böyle bir bilgi altyapısının olması ön koşul olarak kabul edilmelidir.

3.1.5. Yerel Ölçekte Veri Toplanmasına İlişkin ÖneriYukarıda bahsedildiği gibi verilerin tabandan toplanarak, süzülerek üst ölçeklere veya makamlara doğru kayması yöntemi, veri kaybını önlemek, tekrarlardan kaçınmak, sağlıklı, güvenilir, tutarlı bilgi yapısı oluşturmak için kullanılabilir bir yöntemdir. Veri yapısının oluşturulmasında temel iki değişken vardır. Birisi hareket halindeki insan, diğeri ise parsel ölçeği ile coğrafi kodu tanımlanabilen parseldir. Parsel, üstte kimi zaman boş olabileceği gibi kimi zamanda bina ile temsil edilmektedir. Altta ise üzerine oturmuş olduğu doğanın özellikleri için bir referans noktasıdır. Bu referans noktası, Şekil 7’de görüldüğü gibi bina, binanın yapısal özellikleri, hukuki özellikleri, bina içinde yer alan fonksiyonel birimler ve bunlar içerisinde barınan, çalışan insanların sosyal ve ekonomik yapılarına kadar farklı özelliklerinin bağlanabileceği bir noktadır. Bina sabittir, ancak içerisinde yer alan insan hareket halindedir. Mekâna parsel kodu ile bağlanan insanın hareketinin kontrol referansı ise vatandaşlık numarası kabul edilebilir. Her ikisinin birlikte ele alınarak bir model kurulması durumunda, işyeri konut ve diğer fonksiyonlar arasındaki etkileşim, yer değiştirme ve göç hareketlerini izleyebilme olanağı da yaratılabilir. Şekil 8 ve 9’da üst yapı olarak binalara, parsele ilişkin saptanması gereken temel özellikler verilmektedir. Bu veriler kullanım amaçları belirlenerek, ilgililerce yapılacak veya mevcutta yapılan çalışmalara göre çeşitlendirilip gruplandırılabilir.

Bina Parsel

Vatandaşlık Vergi No

İkametgah Çalışma No

Bina Fiziksel

Özellikleri

Bina Fonksiyon Özellikleri

Parsel Özellikleri

İşletmeye ilişkin özellikler

İkamet edenlerin özellikleri

Sosyal Ekonomik özellikler

Fiziki özellikler Doğal özellikler Planlama Kararları

Adres kod

Yerel Yönetim-DİE

Yerel Yönetim-Tapu ve Kadastro

Konut Özellikleri

Çalışma mekan

Özellikleri

Ticaret

Sanayi

Diğer

Konut

Mülkiyet Özellikleri

Mülkiyet Özellikleri

Şekil 7a:Veri elde etme sistemi

Page 44: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

146

Binayı yaptıran Binanın sahibi veya sahiplilik oranı

Bina Fiziksel

Özellikleri

Mülkiyet Özellikleri

BİNA YAPILAŞMA ÖZELLİKLERİ Yapılış Tarihi Taşıyıcı Sistemi Bina İnş Alanı Bina Taban Alanı TAKS KAKS Kat Adedi İnşaat kalite sınıfı (DİE)

BİNANIN ALTYAPI

ÖZELLİKLERİ Borulu su tesisatı Doğalgaz tesisatı Sıcak su tesisatı Asansör tesisatı

Yangın Merdiveni Kapalı veya açık

garaj PİS SU TESİSATI

Kanalizasyon Foseptik

Deniz-Akarsu Arsa-Arazi

Diğer Yok

Bilinmeyen

BİNANIN ISINMA

SİSTEMİ Soba

Kat kaloriferi Bina içi sistem Merkezi sistem Karma sistem

Diğer Yok

ISINMA AMAÇLI KULLANILAN

YAKIT (DİE)

BİNANIN FİZİKİ

DURUMU Tadilat Yok Basit Tadilat Esaslı Tadilat

Yıkılması gerek Bilinmeyen

Bina

BİNANIN TESCİL

DURUMU

Şekil 7b: Veri elde etme sistemi

Fiziksel Özellikler

Planlama Kararları

Adres kod

Mülkiyet Özellikleri

Yüzölçümü (m²) Parsel Biçimi Parsel Cephesi (m) Parsel Derinliği (m) Altyapı Durumu

Doğal özellikler

Değer Yıllara göre m2 değeri

Pafta/Ada/Parsel Numarası

Kentsel Bölge Türü Kat adedi TAKS KAKS Yapı Düzeni Kısıtlılık hali Diğer Etmenler

Topografya-Eğim Tehlike durumu-Zemin sınıfı Toprak özellikleri, Vd….

Sahiplilik El değiştirme sıklığı

Alım-satım değeri-emlakçi anketleri Veriye esas Emlak Komisyon değerleri Kamulaştırma değerleri

Parsel

Diğer Faktörler Manzara Hizmetlere erişim Ana yola erişim Toplu taşım araçlarına erişim Kıyılara erişim

Şekil 7c: Veri elde etme sistemi

Page 45: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

147

4. SONUÇİnsan doğanın bir parçasıdır, onun üzerinde yaşamakta, doğayı kullanmaktadır. İnsanlığın varlığı, sürdürülebilirliği, doğanın kanunlarına uygun şekilde davranması koşutunda mümkündür. Bu nedenle doğa ve ilgili tüm olaylar planlamanın ilgi alanındadır. Mevcut yapılı çevre, insan ürünüdür, dolayısıyla bu çevrenin üretimi ve kullanımı sürecinde toplumsal ilişkiler önemli rol oynar. Mekânın üretimi ve kullanımı sürecinde yer alan toplumsal grupların kendi aralarında ve birbirleriyle ne tür ilişkiler içinde oldukları, bu süreçte yer alan toplumsal gruplar arasında ilişki, çelişki ve uzlaşmalar da planlamanın ilgi alanı oluşturur. Yapılı çevre, tüm diğer üretim süreçleri gibi belirli toplumsal ilişkiler içinde üretilmektedir. Sonuçta ortaya çıkan yapılı çevre, genelde toplumda egemen ilişkilerin bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Ancak yapılı çevrenin kendine özgü nitelikleri yapılı çevrenin üretim süreci ve döngüsünde farklılaşmalara yol açmaktadır. Bu nedenle yapılı çevrenin üretimi ve kullanımında toplumsal ve ekonomik ilişkiler benimsenen politikalar doğrultusunda egemen olup büyük değişiklikler gösterebilir.

Sürdürülebilirliğin sağlanması, doğal kaynakların, kültürel ve tarihi birikimlerin gelecek nesillere aktarılabilmesi akıllı ve kontrollü gelişmeye bağlıdır. Bunun aracı da planlamadır. Planlamanın akılcı ve rasyonel olabilmesi için her türlü gelişimin etkileşimin negatif etkilerinin saptanması, bu doğrultuda sürdürülebilirliği sağlayıcı kararlar alınması çok önemlidir. Planlama herkesin iyiliği için ortak yolun bulunmasıdır. Bireyden başlamak üzere her kademede sorumluluklar üstlenilmeli, ortak bilinçle hareket edilebilmelidir. Olumsuz gelişmelerin, dinamiklerin, saptanabilmesi, ancak neden sonuç ilişkilerinin ortaya konması ile mümkündür. Bilgi ve veri olmadan bu sonuçları görmek, ortak bilinci yaratmak olanaksız olduğundan, bilgi altyapısının ne denli önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.

KAYNAKLARAysu, E., Ökten, A., Şengezer, B., Özügül, D., Karakayacı, Ö.(2006) İstanbu’un Eylem Planlamasına Yönelik Mekansal Gelişme Stratejileri Araştırma Ve Model Geliştirme İşi Raporları, 1. Bölüm, İstanbul’da Yeni Kentsel Oluşumlar Çerçevesinde Değerlendirilmesi İstanbul için Mekânsal Yönlendiriciler ve Gelişme Stratejileri, http://www.mmr.yildiz.edu.tr/Yeni4/default.html (20.Mayıs 2007).

Emem, O. (2007), Mekânsal Veri ve Bilgi Altyapısının Uygulamalı Olarak Geliştirlmesi, Doktora tezi, YTÜ, FBE, İstanbul.

Şengezer, B. (2005) Erzurum - Erzincan - Bayburt Bölgesel Gelişme Planı, Ekonomik - Toplumsal - Mekânsal Örgütlenme İçin Dar Bölgeli Polarize Model, Kitap içinde bölüm, Tarım Bilgi Altyapısı, http://www.mmr.yildiz.edu.tr/Yeni4/default.html ((20.Mayıs 2007).

Şengezer, B. ve Kansu, H. (1999) Afet Zararlarını Azaltmak Amacına Yönelik Olarak İmar Mevzuatının İncelenmesi ve Kurumsal Yapının Düzeltilmesine İlişkin Bir Model Önerisi, YTÜ Basım Yayım Merkezi, İstanbul.

Page 46: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

148

Page 47: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

149

KENTSEL DÖNÜŞÜM ALANLARINDA BİLGİ TOPLAMA, DEĞERLENDİRME, UYGULAMA TEKNİKLERİ VE

KADASTRAL BİLGİ AKIŞI

Yrd. Doç. Dr. Ercan KOÇ, Yrd. Doç. Dr. Nilgün ERKAN, Yrd. Doç. Dr. Oya AKINYTÜ

Teşekkür ediyorum.

Biz şehir plancılarına böyle bir ortam hazırladığınız için ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Bizim bildirimizin ana teması, kentsel dönüşüm alanlarında ihtiyaç duyulan veri tabanı ve bunun kadastro çalışmalarıyla bağlantısını kurmak. Bunun için, genelde kentsel dönüşüm kavramıyla ilgili başlıkları, içeriği çok hızlı bir şekilde tanımlamaya çalışacağım, gerek duyduğumuz bilgi akışına değinmeye çalışacağım ve üzerinde çalıştığımız örnek proje bağlamında ne tür sorunlar yaşadığımızı sizlere aktarmaya çalışacağım.

Betül hoca o kadar uzun konuştu ki, şarjım da azaldı. Bir yandan da zamanı bu bağlamda da iyi kullanmak zorundayım.

Kent, canlı bir organizma ve sürekliliği olan, yaşayan, değişen, dönüşen bir organizma. Dolayısıyla, veri tabanı da sabit olmamalı. Sanıyorum, bu konuda hepimiz hemfikiriz. Bunun için de, bilgisayar teknolojilerini kesinlikle kullanmamız gerekiyor ve her türlü verinin güncellenmesi, bütünleştirilmesi, birleştirilmesi gerekiyor. Biraz önceki, Sayın Başkanımla ve Sayın hocamla ilgili konuda da en önemli sorunlarımızdan birisi, teknik elemanların yanı sıra, yaşayanların gereksinimlerinin yanı sıra, özellikle açmamız gereken konu, politikacıların karar verme sürecindeki etkinliği.

Hocam, farklı plan aşamalarına değindi. Bu konuda çok fazla detaya girmek istemiyorum. Ama ölçek ve içerikleri farklı olmakla birlikte, pek çok planlama çalışmasında bizim hep ortak veri tabanına ihtiyacımız var. Her çalışmada hangi veriye ihtiyaç duyuyorsak, farklı layer’larda, farklı tabakalarda o bilgiye ulaşabiliyor olmamız lazım. Bir yandan da, dün de izlediğimiz sunumlar kapsamında, heyecanlandığımız, başlayan projeler var; ama bir yandan da yaşadığımız sorunlar var. Örneğin, biz, hâlâ daha İstanbul’da ne kadar bina olduğunu bilmiyoruz, İstanbul’un nüfusunu bile doğru dürüst bilmiyoruz. Çanakkale gibi, ülkenin gelişmiş bölgelerinden bahsediyoruz. Bir kentte, bizim halihazır haritalarımızda kent yok.

Kentsel dönüşüm diye tanımladığımız olgu gerçekten çok boyutlu, sadece mekân boyutuyla bakılabilecek bir kapsamda değil; yasal boyutu var, sosyokültürel boyutu var, ekonomik boyutu var, mekânsal boyutu var ve bunlardan birbirinden kopuk, tek başına değerlendirebileceğimiz içerikte değil. Özellikle müthiş bir yasa enflasyonu yaşıyoruz; yani taslakların hepsi yasallaştığı zaman, neyi, nereden değerlendireceğimizi şaşıracağız. Doğru bir şehircilik yasası olur, kentsel dönüşümde, kentsel tasarımda, şehircilikte, planlamada bunun kapsamında değerlendirilebilir. Çünkü şu anda, yasal ölçek açısından ölçeği kaçırıyoruz ve gerçekten yasalarımız yönetmeliğe doğru bir kapsama gidiyor.

Page 48: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

150

“Neden kentsel dönüşüm?” diye baktığımız zaman, bütüncül plan kararlarını uygulamak gibi bir sorumluluğumuz var; yani genelde kente yüklediğimiz kimliğin alt ölçekteki yansımalarını izlemek durumumuz var. Kentleşme sürecini takip ettiğimiz zaman, yakın erimde, bizim planlama ve uygulama sorunlarımız ağırlıkla kentin yerleşik alanlarını kapsar içerikte olacak. Sağlıksız mekânlarda yaşadığımız ve onları dönüştürmek zorunda olduğumuz hepimiz tarafından gözleniyor. İzlediğimiz süreç içerisinde, kentlerin yeni işlevler kazanması, yeni kimlikler edinmesi gibi bir sorunumuz var. Bu kimlikler, bu işlevler kent içerisinde belli mekânlarda yeni dönüşümleri zaten yönlendiriyor. Planlama ve uygulamacılar olarak, eğer devreye girip bunları sağlıklı yönlendirmezsek, kent kendi kendine yönlendirme yöntemlerini seçiyor.

Kentsel alanlardaki risklerimiz çok üst boyutta. Özellikle yasadışı yapılaşma diye, büyük kentlerimizde yüzde 70’lere varan bir oranımız var. Bu bölgelerde, projesiz, plansız, teknik donanım desteği almadan üretilmiş konutların afet risklerini bir şekilde önceden çözüme kavuşturmaya çalışmalıyız.

Kentsel yaşam kalitesini arttırmak gibi bir sorumluluğumuz var, güvenlik sorunlarımız var. Kentsel dönüşümün, ülke boyutunda nüfus hareketlerini yönlendirmek gibi değerlendirilebilecek bir içeriği var. Mevcut doku içerisinde, mülkiyet ve kadastroyla ilgili sorunları da çözmek, kentsel dönüşüm projeleri bağlamında önem taşıyor. Tabii ki, estetik, kimlik, prestij, bizim bağlamımızda çok önemli.

Burada bazı fotoğraflarla, dönüşümün parsel ölçeğinde ve kent ölçeğindeki boyutuna değinmek istiyorum. Burada zaten planlamanın devreye girmediği, teknik elemanların devreye girmediği durumda da kentlerin kendi kendine dönüşüm eğilimlerinin olduğunu izleyebiliyoruz. Fakat belki üzerinde durmamız gereken önemli bir konu var; burada gördüğümüz dönüşüm, sağlıklı, benimsenebilir bir dönüşüm eğilimi değil. Tarihi bölgelerde korumamız gereken yapılarla ilintili ya da yine yasadışı yollardan gelişmiş, ama rant aracı olarak kullanılan kentsel mekânlarımız var; buradaki dönüşüm eğilimleri de hep yoğunlaşma, donatıların daha azaltılması, sorunların daha üst boyuta yükseltilmesi içeriğinde.

Yine planlamayı aracı olarak kullandığımız dönüşüm eğilimleri de var. Belki böyle bir doku sevimli de gözükebilir, ama şunu bilelim: Biz, bu dokuyu bu, bu kentsel mekân örüntüsünü buna ulaşmak için yapmadık. Burada sürekli olarak imar aflarının arttırılması sonucunda oluşmuş farklı dönemdeki yapıların oluşturduğu bir doku söz konusu.

Her zaman dönüşümün karşısında bir sosyal boyut sorunu karşımıza çıkabiliyor. Bir yandan dönüşüm projeleriyle donatı alanı kazanmaya çalışıyoruz, bir yandan dönüşümle korumamız gereken alanları kaybediyoruz. Belki bir şekilde şunun üzerinde durmak gerekebilir: Bizim ihtiyaç duyduğumuz veri tabanı, değerlendirme bağlamında çok önemli. Biz, orman alanı denilen yerin planlama için sabit olmasını istiyoruz, bugünden yarına değişir bir alan olmasını istemiyoruz, yasallaştırmayı istemiyoruz, su havzalarının değişmesini istemiyoruz, tescilli eserlerin değişmesini istemiyoruz, sit alanlarının değişmesini istemiyoruz. Bunlarla ilgili veri tabanı bağlamında çok sağlıklı, kabul

Page 49: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

151

edilebilir ölçütler geliştirmek durumundayız. Bu sistemi oturttuğumuz zaman, sanıyorum, toplumsal uzlaşma sorunlarımızı da aşacağız.

Biraz önce yeni işlevler kazanmayla ilgili belirlediğim uygulanmaya bir örnek.

Biraz önce hocam da değindi; bu tür olaylarda bile rantı ön planda tutarak, yine planlama kurumunun değil, ağırlıkla politika kuramının karar verdiği bir süreç yaşıyoruz ve bazı kentlerimizde 10-15’er yıllık periyotlarla, planlamadığımız, istemediğimiz müthiş dönüşümler yaşıyoruz.

Başta bahsettiğim, üzerinde çalıştığımız dönüşüm alanıyla ilgili halihazır ve mülkiyet dokusu o bölgeye ait fotoğrafları görüyorsunuz. Bu fotoğraflara baktığımız zaman, hiçbir bireyin, “Ben burada yaşıyorum” diye gurur duyacağı bir kentsel mekân değil. Belki de başka yerler tanımlayacağı, prestiji üst boyutta olmayan, donatı standartları minimumda, var olan teknik donanım olanaklarının bile bazen can ve mal güvenliği için sorun oluşturduğu, eşik alanların işgal edildiği, hatta doğal yapının planlama için girdi olmadığı, hatta çoğu bölgelerde planlamanın gelişimde hiç etmen olmadığı bir süreç söz konusu.

Yine tanımlamaya çalıştığım bölgeye ait bir siluet ve birkaç tane detay fotoğraf gözlemliyorsunuz.

Bazı şeyler söylemeye çalışacağım, daha sonra burayı nasıl ele aldığımıza çok kısaca değinmeye çalışacağım.

Göstermeye çalıştığım slaytlarla, aslında biz şunu söylemek istiyoruz: Konuyu parsel ölçeğinde ya da büyük ölçekte ele alma şansımız var, bütünlüğü olan projeler halinde ele alma şansımız var. Parsel ölçeğindeki dönüşüm kararlarımızda, yaşanabilirlik konusunda gerçekten müthiş endişelerimiz var. Donatı alanlarını yeniden elde edemiyoruz, yoğunlukları arttırıyoruz ve buradaki dönüşüm ağırlıkla rant odaklı bir dönüşüm. Oysa, bütüncül projeler şeklindeki bir yaklaşımla, yaşanabilir, güvenli, prestijli, çevre değerlerinin üst boyutta olduğu, iyi yetişmiş nesiller söz konusu olacak bir kentsel mekân dokusu elde edebilme şansımız söz konusu olabilir. Bu bağlamda, imar haklarının arttırılması önem taşıyor.

Bunları çok hızlı geçmeye çalışacağım, ama burada ihtiyaç duyduğumuz bilgi altyapısını belirlemeye çalıştık. Bir kısmına Betül hocam da değindi. Planlama bir bütün. Farklı projelerde, planlamanın bizim için veri tabanı olan her boyutuna ulaşabiliyor olmamız lazım. Normal bir imar planı da, kentsel dönüşüm planı da, sosyal mekânı, ekonomik mekânı, toplumsal ilişkileri, oradaki rant olgusunu, fizik mekânı göz ardı ederek hareket edilebilecek bir içerikte değil.

Çok bilgi olduğu yönünde bir tespitimiz var; ama koordinasyon yok. Farklı kurumlarda, parçacıl, birbiriyle bütünleşmeyen, bir veri tabanı şeklinde oluşturulmamış bir yapılanma söz konusu. Bunları alıp birleştirmek de aslında planlama kurumunun enerjisinin çok büyük bir bölümünü bu yönde kullanmasına neden oluyor. Onun için, tek tabanlı bir sayısal bilgi altyapısı önemli ve ülke ölçeğinde veri tabanına erişim çok önemli.

Page 50: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

152

Bu veri tabanı farklı kesimler tarafından değerlendirilebilecek bir içeriğe sahip. Gayrimenkul piyasasının oluşması açısından, yatırımcı açısından, biz plancılar ve uygulayıcılar açısından, yani teknik elemanlar açısından, mülk sahibi açısından ve bu olguyu vergilendirmek, kişilerin can ve mal güvenliklerini sağlamak, mekânı iyileştirmek bağlamında çalışma zorunluluğu olan kamu kesimi için de önemli.

Bizim çalıştığımız bağlamda, dün de üzerinde çok durulan değer tespiti, özellikle veri tabanının oluşması bağlamında çok önem taşıyor. Bu değerin nasıl oluştuğu, üzerinde hemfikir olduğumuz, tartışmaya açık olmayan sabit ölçütlere bağlanmak durumunda. O zaman, güvenilir bir değer tespiti söz konusu olacak. O zaman, her uygulama için, satış için ayrı bir değer, kentsel dönüşüm için ayrı bir değer… Hepimiz biliyoruz ki, değer, asıl kamu kesimiyle muhatap olduğumuz zaman ciddiyet kazanıyor; ama kişiler arasındaki satışlarda ya da başka tür uygulamalarda değer o kadar da ön plana çıkmıyor ve hepimiz biliyoruz ki, aynı meta için farklı farklı değerler söz konusu. Oysa bu, vergilendirme için de, emlak uygulamaları için de, kentsel dönüşüm için de sabit ve değişmez olmak durumunda.

Zaman kazanmak için hızlı geçmeye çalışacağım; ama değerleme veri tabanı, bizim açımızdan, kadastrodan beklediğimiz diğer bütün bilgilerle birlikte, özellikle kentsel dönüşüm projeleri bağlamında çok önemli bir veri tabanını oluşturuyor. Kentsel dönüşüm projelerinde değerlemenin niye önemli olduğuna değinmek istiyorum. Biz, dönüşüm için, parsel ölçeğini, parsel büyüklüğünü baz alabiliyoruz. Yani 100 metrekare alanınız var; onu hem proje öncesi, hem proje sonrası 100 metrekare olarak değerlendirebiliyorsunuz ya da inşaat alanı söz konusuysa, inşaat alanı büyüklüğünü değerlendirme ölçütü olarak kullanabiliyorsunuz. Konum, önemli bir değerlendirme ölçütü; ama işin özüne girdiğiniz zaman, değer tespitinin en önemli girdi olduğunu algılıyorsunuz. Çünkü ne parsel büyüklüğü, ne inşaat alanı büyüklüğü kentsel dönüşüm projeleri için baz olarak alınabilecek nitelikte değil; işin içinden çıkarmıyorsunuz. O zaman, “Kentsel dönüşüm yapıyoruz; daha sağlıklı mekânlarda yaşayacağız” derken, daha yoğun, daha az yaşanabilir kentsel mekânlara yönlenebiliyoruz.

Biraz önce, Küçükçekmece’den bazı fotoğraflar gösterdim. Orada bir dairenin satış değeri aşağı yukarı 20-30 bin YTL. Biz, bunu baz almak zorundayız ve hem girdisiyle, hem de çıktısıyla. Bu, kaç olur, bilmiyorum, çok da önemli değil; gerçekçi olması önemli. Ama çıktıda bunu mutlaka değerlendirmek zorundayız.

Tabii ki, şuna da değinmek gerekiyor: Her durumda, orada yaşayanların daha sağlıklı mekânlarda yaşayacağı, kendini kentli olarak algılayacağı ve kârlılık içerisinde hissedeceği seçenekler sunmamız gerekiyor; ama baz almamız gereken değer, bizim veri tabanıyla belirlediğimiz ve tıpkı arazi kullanış gibi, belli bir layer’da açıp değerlendirebileceğimiz içerikteki bir değer olmalı.

Bu bağlamda, uygulamada eşdeğerlik çok önem taşıyor. Eşdeğerliği de hem konum, hem de uygulamaya gelen metanın değeri bağlamında yakalamak durumundayız.

Page 51: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

153

Burada, biraz önce fotoğrafını gördüğümüz mekâna yönelik, bizim bir sürecimizi birkaç fotoğrafla göstermek istedim. O kentsel mekânı bu hale dönüştürmek istiyoruz. Burası, ulusal ve uluslararası bağlamda algılanabilir nokta. Hemen Olimpiyat Stadının yanı, prestij unsurlarının üst boyutta olduğu bir nokta. Rantı çok düşük, yaşanabilirlik ölçütleri çok düşük; ama değerlendirilebilir bir konum özelliğine sahip.

Buradaki veri tabanının oluşturulmasının önemi, çok boyutlu bilgiye ulaşmak bağlamında, uygulamanın gerçekleşebilirliği bağlamında çok önemli. Özellikle bunun altını çizmek istiyorum.

Kentsel dönüşüm alanlarını belirlemekle ilgili sorunlarımız da var; bunun da sabit ölçütleri olmalı ve orada da bir katılım sürecini gerçekleştirmemiz gerekiyor. Ama çekindiğimiz bir olgu daha var; özellikle büyük şehirlerde dönüşüm gereksinimine, tabii ki rantı ön planda tutmayan, uzlaşmayı ve uygulanabilirliği ön planda tutan, yaşanabilirliği ön planda tutan bir anlayışla yaklaşmak gerekiyor. Fakat kentsel dönüşüm gereksinimi duyan çok büyük kent dilimleri söz konusu ve biz, ekonomik kaynakları çok verimli kullanmak durumundayız. Hep yapıp hep yıkarak izlediğimiz süreci başka bir boyuta yükseltmemiz gerekiyor. Biraz önce de üzerinde durduğum gibi, bütün ekonomik değerleri, yapı ve parselle ilgili değerleri de, diğer bütün ekonomik değerlerle birlikte kayıt altına almamız ve belli ölçütlere bağlamamız gerekiyor. Toplumsal ilişkiler sisteminin sağlıklı bir tabana oturtulması gerekiyor. Gerçekten iyi nesiller yetiştirmek bizim açımızdan çok önemli. Bu, planlamanın da, uygulamanın da önemsediği bir konu.

Birkaç fotoğrafta da, kendi projemizde alt bölgeler göstermeye çalışacağım.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Page 52: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

154

Page 53: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

155

KORUMA AMAÇLI İMAR PLANLARINDATAPU VE KADASTRODAN BEKLENTİLER

Hülya KOÇ 1, Muhammed AYDOĞAN 2, Sibel ECEMİŞ KILIÇ 31 DEU, Mimarlık Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İzmir, [email protected]

2 DEU Mimarlık Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İzmir, [email protected]

3 DEU Mimarlık Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İzmir, [email protected]

ÖZETPlanlama çalışmalarının gerçek mekân ile ilişkisini sağlayan iki temel unsur mevcuttur. Birincisi, doğal ve yapılaşmış çevre ile ilişkiyi sağlayan hâlihazır haritalardır. İkincisi ise yasal mülkiyet yapısını gösteren kadastro haritalarıdır. Bu iki altlığın uyumlu ve güncel olması her ölçekteki planlama çalışması için son derece önemlidir. Ancak özellikle koruma imar planlarında çok daha hassas altlıklara ihtiyaç duyulmaktadır. Oysa ülkemizde bu haritaların gündelik planlama faaliyetlerini dahi aksatan birçok teknik soruna sahip oldukları görülmektedir. Bu çalışmayla sorunlar tasnif edilmekte ve özellikle koruma imar planı çalışmalarına etkileri bakımından değerlendirilmektedirler. Bu amaçla üç farklı koruma imar planı deneyimlerinden yararlanılmış ve bu sorunları aşmaya yönelik öneriler geliştirilmiştir.

Anahtar Sözcükler: kadastro, hâlihazır harita, koruma amaçlı imar planları, İzmir, Muğla, sayısal harita, CBS

ABSTRACTThere are two essential elements those make connection between planning studies and real space. One of them is the present maps which show natural environment’s and urban area’s details. The other one is the cadastral maps which show legal land ownerships. Keeping these two layers up to date and harmonic is really important for planning process. Especially historical cities conservation plans are required much more detailed information layers. But in Turkey, these maps have many technical problems which make planning process harder even while daily activities. With this paper, these problems have been classified and evaluated, especially related their effects on historical city conservation plans. For this purpose, three different plans experiences have been evaluated and suggestions have been improved for solving these problems.

Keywords: cadastre, maps, conservation plans, Izmir, Mugla, digital maps, GIS

1. GİRİŞPlanlamanın temelinde bugünün gerçeklerini doğru analiz ederek geleceğe yönelik projeksiyonlar yapmak ve bu projeksiyonlara uygun olarak geleceğin daha yaşanabilir kentleri / kentsel mekânları için planlar ve tasarımlar üretmek hedefi vardır. Kent gibi karmaşık bir olgunun ve sürekli değişim gösteren bu organizmanın doğru analiz

Page 54: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

156

edilebilmesi için birçok disiplinin ortak çabası gereklidir. Büyük ölçüde bu nedenle planlama çoğu kaynakta disiplinler arası bir bilim dalı olarak anılırken, plancılardan da bu farklı bilim dallarından gelen verileri planlama sürecine katabilecek kadar diğer disiplin alanlarında bilgi ve beceri sahibi olmaları beklenmektedir.

Planlamanın gerektirdiği, ekonomik, sosyal, politik ve mekânsal analizlerin boyutu, konu alınan bölgenin/kentin ve planlama yapılacak ölçeğin özelliklerine göre değişmektedir. Buna göre kimi zaman ekonomi, sosyoloji, istatistik, çevre mühendisliği, jeoloji, coğrafya, peyzaj planlama, sanat tarihi, restorasyon gibi alanlardan destek alınmaktadır. Bunlar ve diğer ilgili uzmanlık alanlarının yanısıra, yapılan her tür planın gerçek mekân ile ilişkisi kuran ve planları görsel haritalardan, mekâna referanslı yasal belgeler haline dönüştüren en temel uzmanlık alanı ise Harita ve Kadastro Mühendisliğidir. Harita bilgilerine her ölçekteki planda ihtiyaç duyulurken; kadastro bilgilerine 1/5.000 ölçeğin altındaki plan ve projelerde ihtiyaç duyulmaktadır.

Diğer tüm unsurlarda olduğu gibi, mekânsal analizlerde de mevcut durum ne kadar detaylı tespit edilir ve doğru analiz edilirse, geleceğe ilişkin projeksiyonlar o kadar tutarlı ve plan kararları o ölçüde doğru olacaktır. Üstelik mekânsal yapının analiz edilmesindeki her hata planların uygulanmasını doğrudan etkileyecek sonuçlar yaratabilmektedir. Planlama süreci öncesi tespit edilebilen hatalar veya bilgi eksiklikleri, plancılara plan öncesinde bu yanlışların düzeltilmesi yükünü yükleyerek plan yapım sürelerini uzatmaktadır. Aksi durumda zaman ve emek kayıpları ile uygulama sorunları ortaya çıkmaktadır. Planlama sürecinde fark edilmeyen hatalar ise uygulama sürecinde ortaya çıkmaktadır. Oldukça detaylı mekânsal analiz ve kararların verilmesi gerektiğinden “koruma amaçlı imar planları”nın üretilmesi süreci sorunlarla en fazla karşılaşılma olasılığı olan alanlardan biridir.

2. PLANLAMA SÜRECİNDE KADASTRO VERİLERİNİN KULLANIMINDA YAŞANAN SORUNLARFakültemizde son yıllarda gerçekleştirilen üç adet koruma amaçlı imar planı deneyiminden yararlanarak planlama sürecinde tapu ve kadastro verilerinin kullanımında yaşanan sorunlar tanımlanmaya çalışılacaktır. Hazırlanan planlar sırası ile Muğla Merkez Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı, Muğla-Karabağlar Yaylası III. Derece Doğal ve Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı ile İzmir Kemeraltı Koruma Amaçlı İmar Planıdır. Bu çalışmalarda yine sırası ile 1/1000 ve 1/500; 1/5000 ve 1/2000; 1/1000 ve 1/500 ölçeklerde planlar gerçekleştirilmiştir. Konum, arazi kullanım yapısı ve ele alış ölçekleri itibariyle farklılaşan özellikleri nedeniyle bu üç plan sürecinde konuya ilişkin değişik sorun alanları izlenebilmiştir. Elbette plan sürecinde konu kapsamında yalnız zorluklarla karşılaşılmamıştır. Ancak bu bildiri özelinde beklenen problemlerin çözümü olduğundan daha çok sorunlar gündeme getirilmektedir. Sorunları şu başlıklar altında ele almak mümkündür.

Page 55: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

157

1.1 Kadastro Haritalarının İçerikleri Planlama sürecinin en önemli aşamalarında biri mekânsal yapının analizidir. Planlama sınırları içinde kaç adet mülkiyet, bu mülkiyetler üzerinde kaç adet, kaç katlı ve kaç m2’li yapı var gibi bilgiler, bir bölgede planlama sürecinde ortaya konacak müdahale kararlarını etkileyen önemli bilgilerdir. Koruma amaçlı imar planlarında, plan yapılacak bölgede var olan fiziksel yapının, alan çalışmaları ile hâlihazır haritalar üzerinde oluşturulan analiz paftalarına işlenmesi gereklidir. Planlanacak bölge içinde kaç adet parsel, kaç adet yapı var? Yapıların strüktürel nitelikleri nelerdir? (Çelik, betonarme, ahşap karkas ya da yığma vb.), Fiziki durumları nasıldır? (iyi, vasat kötü, vb.), Mimari nitelikleri nelerdir? (tarihi dokuyu oluşturan, dokuya uyumlu, dokuya aykırı vb.), Kullanım nitelikleri nelerdir? (Konut, İmalat, Ticaret, Hizmet vb.). Tüm bu özelliklerin haritalara işlenmesi ve sağlıklı bir değerlendirmeye konu olacak bir analiz çalışmasına olanak vermesi için öncelikle mülkiyet yapısının hâlihazır haritalara işlenmesi gereklidir.

Alan çalışmalarında hâlihazırlar mekânsal referanslarının çok sayıda olması nedeniyle arazi çalışmalarında kolaylıkla ifade edilen tüm unsurlar arazide konumlandırılabilmektedir. Ancak kadastro haritalarının bu düzeyde mekânsal referansa sahip olmaması arazi çalışmalarında kullanılabilirliklerini azaltmaktadır. Bu nedenle kadastro bilgileri önceden hâlihazır haritalara işlenerek arazi çalışmasının başlatılması gereklidir. Ancak çoğu durumda koordinat sistemleri yardımıyla hâlihazır ve kadastro haritalarının çakıştırılamadığı, hatta kadastro adaları ile hâlihazır adaların uyuşmadıkları görülmektedir. Kadastro haritalarının farklı yıllarda, farklı yöntemlerle oluşturuldukları açıktır. Eski tarihli paftalarda en çok karşılaşılan sorun bu haritaların hazırlanması sonrasında gerçekleşen binaların parselde izlenememesidir. Bu durumlarda kadastro haritalarında mekânsal referansların (bina, anıtsal ağaç vb.) daha fazla yer alması sorun çözümünü kolaylaştırıcı bir unsur olacaktır.

Şekil 1: Muğla Haritaları, (solda)Kadastro Haritası-(sağda)Hâlihazır Harita ile Çakışma Durumu

1.2 Kadastro Haritalarının Hâlihazır Haritalar ile Çakışma SorunlarıHâlihazır ve kadastro haritalarının çakışma problemleri ile Kemeraltı örneğinde sıklıkla ve Muğla örneğinde zaman zaman karşılaşılmıştır. Örneğin, Kemeraltı Koruma İmar Planı çalışması için kullanılan kadastro haritası ile halihazır harita arasında da yer yer 4-5 metreye varan kaymalar olduğu görülmüştür. Kimi adaların bütün halinde %5 gibi bir oranda hâlihazır adadan büyük olduğu, bu büyüklük farkının ada cephelerinde 2-3 metreyi bulabildiği görülmüştür (Bakınız: Şekil 2). Bu sorunun bir sokağı çevreleyen iki

Page 56: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

158

adada birden görüldüğü durumlarda ise halihazırda 7-8 metre genişliği olan bir sokağın kadastro haritasında 2-3 metreye indiği örnekler mevcuttur. Kemeraltı gibi ticaretin yoğunluğu nedeniyle arazi fiyatlarının çok yüksek rakamlara ulaştığı, 2m2’lik parsellerin dahi işletildiği bir alanda bu düzeyde bir hata payının elbette ciddi sorun yaratabildiği kabul edilecektir. Kemeraltı Koruma Amaçlı İmar Planında, Konak Belediyesi Planlama ve Harita Müdürlüklerinin gayretli çabaları ile bu sorunlar büyük ölçüde aşılmış, ancak bu durum önemli bir emek ve zaman harcanmasına neden olmuştur.

Şekil 2: Kemeraltı Planı Sürecinde Görülen Hâlihazır Kadastro Çakışma Sorunu

1.3 Mülkiyet Değişimlerinin Kadastro Haritalarında GüncellenmemesiYine koruma planı hazırlanması sırasında karşılaşılan diğer bir sorun mülkiyet yapısındaki değişikliklerin hem belediye hem de Tapu Kadastro Müdürlüğünde resmen onaylandığı ve alüminyum paftalara işlendikleri halde, çoğaltılabilir nitelikteki kadastro haritalarına işlenmemiş olması problemidir. Kimi kamusal projelerle yapılan kamusal tesislerin, hatta açılan yolların kağıt kadastro paftalarında işlenmemiş olduğu görülmektedir (Bakınız Şekil 3). Bu durum da kadastro haritalarına duyulan güveni azaltarak sürekli kontroller yapılarak doğru bilgiye ulaşılmaya çalışılırken zaman ve emek kaybı oluşturmuştur.

Şekil 3: Kemeraltı Çok Katlı Otoparkının Olduğu Alandaki Parçalı Parselasyon

Page 57: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

159

1.4 Kadastro Verilerinin Sayısal Ortamda OlmamasıDiğer sayılanlar paralelinde bir başka problem, planlama yapılan çoğu alanda sayısal hâlihazır haritalara ulaşılabilirken, kadastro haritalarının ancak kâğıt kopyalarının bulunabiliyor / erişilebilir durumda olmasıdır. Sayısal hâlihazır haritalar, planların bilgisayar ortamında üretilmesi için son derece faydalı bir altlık/taban oluşturmaktadır. Ancak kadastro haritalarının çoğu zaman geleneksel yöntemlerle hazırlanmış olması nedeniyle eğer bilgisayar ortamında çalışılacaksa, sayısallaştırma sürecinde yaşanan zaman ve emek kaybı; planlama sürecini yavaşlatmaktadır.

1.5 Sayısal Kadastro Verilerinin Sayısal Hâlihazırlar ile UyuşmamasıKadastro haritalarının bilgisayar ortamında olduğu kimi örneklerde ise bu haritaların geleneksel kâğıt haritaların digitizer(sayısallaştırıcı) aracılığıyla, ya da tarayıcılar ve Bilgisayar Destekli Tasarım (BDT) yazılımları aracılığıyla bilgisayara aktarıldıkları, bu nedenle istenilen kalite düzeyinde olmadıkları görülmüştür. Bu şekilde sayısallaştırılmış haritalar koordinatsız oldukları için ve fotokopi, tarama, sayısallaştırma aşamalarında yaşanan deformasyonlar nedeniyle hâlihazırlarla sağlıklı bir şekilde birleştirilememektedirler, (Bakınız: Şekil 4).

Şekil 4: Kemeraltı’nın Kâğıt Nüshalar Üzerinden Sayısallaştırılmış Kadastro Haritaları

1.6 Farklı Ölçeklerdeki Haritaların Bütünleştirilmesinde Yaşanan Sorunlar Planlama çalışması yapılan bölgenin niteliklerine göre farklı ölçeklerde hâlihazır ve kadastro haritalarının hazırlandıkları görülmektedir. Çoğu zaman farklı ölçeklerdeki hâlihazır haritalar bilgisayar destekli yazılımlar aracılığıyla üretildiği için farklı ölçekli paftaların birleştirilmesinde herhangi bir sorun yaşanmamaktadır. Buna karşın, farklı ölçekli kadastro haritalarının büyük ölçüde geleneksel yöntemlerle yapılan çizimler sırasında oluşan kaymalar nedeni ile sağlıklı şekilde bir araya gelemedikleri görülmüştür.

Bu ölçek bütünleştirilmesi işlemi aynı zamanda hâlihazır haritalar ile kadastro paftaları arasında da yaşanabilmektedir. Örneğin Karabağlar Koruma Amaçlı İmar Planında her

Page 58: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

160

ikisi de sayısal olmayan 1/1000 ölçekli hâlihazır haritaların 1/2000 ölçekli kadastro haritaları ile çakıştırılabilmesi için önce hâlihazır haritalar küçültülerek şeffafları alınmış, ardından da kadastro haritaları ile çakıştırılarak üzerine parsel sınırları çizilmiştir.

1.7 Harita Koordinat Sistemleri ve Pafta Bölümlerinin Farklı OlmasıFarklı kurumlar tarafından farklı ölçeklerde üretilen harita ve planların gerek koordinat sistemleri, gerekse pafta bölümlerinde var olan uyuşmazlıklar, ülkemizde ancak son yıllarda haritacılık konusunda sağlanan gelişmeler ve yeni teknoloji ürünü konumlandırma aygıtlarının yaygınlaşması ile çözümlenmeye başlanan bir genel sorundur. Geçmişte farklı dönemlerde benimsenmiş, farklı harita teknikleri ile çizilen, farklı ölçekli haritaların gridleri kesişmemektedir. Bu sorunun diğer alanlarda olduğu gibi kadastro haritalarında da olduğu ve aynı kenti soyutlayan hâlihazır haritalar ile kadastro haritalarının ölçekleri aynı olsa dahi pafta bölümleri ile birbirlerini tutmadıkları görülmektedir (Bakınız: Şekil 5). Bu durumun sonucunda hâlihazır ve kadastro haritaları, koordinat sistemi ve harita gridi üzerinden değil, mekânsal referanslar üzerinden birleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu durum, üretilen bilginin doğruluğunu azaltan olumsuz bir özelliktir. Kadastral paftaların ada sınırları ile tarif edildiği durumlarda, bu paftaların kendi içinde çakıştırılmaları işi de ayrıca sürece eklenmektedir.

Şekil 5: Muğla Kenti 1/1000 Hâlihazır ve Kadastro Harita Gridlerinin Farklılaşması

Page 59: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

161

1.8 Çizili Kadastro Verileri ile İlişkilendirilmiş Sayısal Bilgilerin OlmamasıBu aşamaya kadar ele alınan kadastro haritaları ile ilgili mekânsal nitelikli bilgilerin gösteriminde yaşanan aksaklıkların ötesinde, planlama sürecini etkileyen kadastro haritalarına bağlı olarak tutulması gereken yazılı verilerin eksikliği de bazı kritik sorunlara neden olmaktadır. Planlama sisteminin verimli olarak işletilebilmesi ve zaman kayıplarının en aza indirilebilmesi için kadastro haritaları ile birlikte düzenli ve erişilebilir olarak tutulmuş veri tabanlarının da olması gereklidir. Oysa hâlihazırda kimi kentlerde veriler güncelliğini kaybetmiş ve kullanımı güç hale gelmiştir. Kimi kentlerde ise veriler tam doğru oldukları konusunda tereddütler olsa da, kullanılabilecek düzeydedir. Ancak bu veriler ya kağıt ortamında veya eski bilgisayar sistemlerinde tutulmakta oldukları için; sistemde köklü bir yenilemeye gidilmeden verilerin kolayca işlenmesi, analiz edilmesi mümkün olamamaktadır. Bu durumdaki verilerin sorgulanması ve planlama sürecinde kullanılabilecek bilginin üretilmesi klasik kayıt defterlerinden çok da farkı olamamaktadır.

1.9 Tescil vb. Nitelik Bilgilerinin Kadastro Bilgileriyle ÇakıştırılamamasıKültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve yönetmeliklerine göre, herhangi bir alanda korunması gereken bir doğal, arkeolojik, kültürel değer mevcut ise bunun korunması için ilgili kurumlar gerekli tedbirleri alırken aynı zamanda bu değerlerin ilgili unsuru barındıran parselin tapu kayıtlarına da işlenmesi gerekmektedir. Örneğin korunması gereken bir kültür varlığı olarak tespit edilen bir yapının parseli ilgili Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca tescillenirken aynı zamanda parselin tapu kütüğü kayıtlarına da bu bilgi işlenmektedir. Elbette yasal prosedüre uygun olarak bu kayıtların ilgili birimlerce tutulduğu muhakkaktır. Ancak farklı kurumlarda olan verilerin zaman zaman birbirleri ile çelişkili olması nedeniyle bir koruma planı çalışması sırasında bir kentsel sit alanı içinde hangi parsellerin tescilli olup hangilerinin tescilli olmadıklarının tespit edilmesi planlama çalışmasının neredeyse üçte birini kapsayan uzun ve sıkıntılı bir bilgi toplama süreci ile mümkün olabilmektedir. İlgili kurul arşivlerinde, ilgili belediye arşivlerinde, plan ve haritalar üzerinde ve tapu kadastro kayıtlarından edilen farklı listelerden hangi kayıtların doğru, hangilerinin yanlış olduğunun anlaşılmasına çalışılmaktadır. Sonuçta elde edilen verinin güvenilirliği ise tartışılır olmaktadır.

Tevhit ve ifraz yapılan parsellerin kayıtlarda hızla güncellenmediği durumlarda tescilli parseller ile ilgili olarak alınan birçok kararın etkilendiği görülmektedir. Örneğin içinde birden fazla yapı barındıran bu nedenle ifraz edilmiş bir parsel, bu ifraz bilgisi kadastro haritalarına işlenmeyince planlama sürecinde bütün olarak değerlendirilebilmektedir. Bu durumun sonucunda yeni bir yapı geçmişte tarihi nitelikleri olan bir yapı ile aynı parselde olduğu düşüncesiyle tescillenebilmektedir. Geçmişteki ifraz kararı fark edilse bile, tescil kararının düşürülmesi için tekrar ilgili Koruma Kurulu ile yazışmaların yapılması gerekmektedir. Kimi zaman ise tarihi nitelikleri ile tescilli olan bir yapının bulunduğu parsel, tescil bilgisi fark edilmeden ifraz edilmekte yeni numaralar alan parseller eski parsel numarası ile verilmiş olan tescil kaydı ile ilişkilendirilmediği için tescilsiz parseller muamelesi görebilmektedir.

Page 60: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

162

1.10 Tarihi Bölgelerde Vakıf Mülkiyetlerine İlişkin Problemler:Bu sorunla yine Kemeraltı Koruma Amaçlı İmar Planı çalışmalarında karşılaşılmıştır. Alanda genellikle hanlar, arastalar vb. bütün olarak bir vakıf tarafından inşa edilmiş ancak üzerindeki yapının birimleri (ya da bu birimlerin kullanım hakları) parçalı olarak satılmış olmaktadır. Cumhuriyet döneminde bu yapılardan bazılarının her bir birimine (dükkân ya da atölyelere) tapu çıkartılmıştır. Arsa mülkiyeti ve yapı mülkiyeti gibi iki ayrı mülkiyet durumunun söz konusu olduğu bu tür parsellerde yer alan bazı hanlar (ve bazı hanların bir kısmı) çeşitli dönemlerdeki imar uygulamaları ile kamulaştırılarak yıkılmış ve çoğunlukla yola dönüştürülmüştür. Ancak kamulaştırma sırasında hanların yıkılan parçalarındaki kullanıcılara kamulaştırma bedelleri ödenmiş, hanın kalan kısmı kamulaştırılmadan bırakılmıştır. Oysa tabanda arsa mülkiyeti bütün halde bir vakıf malı olarak göründüğü için hâlihazırda onlarca yıldır yol olan bazı alanların mülkiyet olarak vakıflara ait olduğu durumlar görülmektedir (Bakınız: Şekil 6).

Şekil 6: Servili, Mirkelam, Karaosmanoğlu Hanları.

3. DEĞERLENDİRMEÖnceki bölümde maddeler halinde ifade edilen sorunlar, bugüne kadar birçoğu koruma çalışmaları olan uygulama deneyimleri sırasında tespit edilmişlerdir. Kadastro verileri ile hâlihazır haritalar ve mevcut durum arasındaki çelişkilerden kaynaklanan bu sorunların “mekânsal yapının analizinde”, “sosyoekonomik yapının analizinde” ve “planlama sonrası uygulama sürecinde” yaşanan aksaklıklarda önemli paya sahip olduğu görülmektedir.

Hâlihazır harita ve kadastro bilgileri çakışmaması gibi sorunlar plan çalışmaları sırasında çoğu zaman rastlanılan sorunlardır. Ancak, göreli karşılaştırmada, metropol bir kentin tarihi bir alanını kapsaması, alanın kent merkezi niteliğine bağlı arazi kullanım yapısı, küçük parsellerin yoğun biçimde yer alması ve kadastro paftalarının güncelliğini büyük ölçüde yitirmiş olması gibi nedenlerle en ciddi sorunlarla Kemeraltı Koruma Amaçlı İmar Planı çalışmaları sırasında karşılaşılmıştır. Bu durumun sonucu olarak plan notlarına “planın uygulaması sürecinde karşılaşılan tartışmalı durumlarda, plan üzerinde işlenmiş

Page 61: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

163

olan kadastro bilgileri değil, tapu kayıtlarında var olan bilgiler esas alınır” notu eklenmiştir. Yine koruma planının nasıl uygulanacağını göstermek amacıyla hazırlanmış olan 1/500 ölçekli yerleşim planı, kadastro haritalarında karşılaşılan sorunlar nedeniyle “uygulama 1/1000 plan ile yapılır, 1/500 plan uygulamaya yol gösterici niteliktedir” ifadesi ile geri plana itilmiştir. Bu ifadeler plancının planlarını üzerine inşa ettiği verilere ilişkin sıkıntılı konumunu gösteren çarpıcı bir durum olarak yorumlanabilir.

3.1 Sorunların Çözümü İçin Atılabilecek AdımlarPlanlama sürecinde özellikle koruma amaçlı imar planlarının hazırlanması sürecinde yaşanan bu sorunların yukarıda maddeler halinde incelenmesinin nedeni her biri için ayrı ayrı çözüm önerileri geliştirilmesinin gerekli olduğu düşüncesi değildir. Amaçlanan, sistemdeki parçacı müdahalelerle bu sorunların tek tek çözülmesinin zorluğunu ortaya koymaktır. Örneğin kadastro haritaları ile ilgili ifade edilen sorunlar, ne yazık ki sadece kadastro haritalarının yenilenmesi ile çözümlenebilecek nitelikte sorunlar olarak görünmemektedir. Sistemin tüm bu sorunları ortadan kaldıracak şekilde yeniden yapılandırılması gereklidir.

Son yıllarda üretilen hâlihazır haritalarda çok yüksek bir detay kalitesi ve güvenilirlik düzeyine ulaşıldığı görülmektedir. Bunun büyük ölçüde arazide yapılan ölçümler sırasında kullanılan gelişmiş konumlandırma, tespit araçları ve bilgisayar destekli harita üretim tekniklerinden kaynaklandığı bilinmektedir. Ancak kadastro verilerinde hâlihazırda bu düzeyde bir gelişme izlenememektedir. Büyük ölçüde salt mekânsal unsurlardan oluşmayan, her bir çizginin çok hayati önem taşıdığı kadastro haritalarının sayısallaştırılması elbette hâlihazır haritalar gibi kolay olamayacaktır.

3.2 Kalıcı Bir Çözüm Üretebilmek için Yapılabilecekler Tespit edilen tüm bu sorunların kalıcı olarak çözümlenebilmesi için, tapu kayıt sisteminin yenilenerek bilgisayar ortamına aktarılması ve kadastro haritalarının bu kayıtlarının bilgisayar tarafından ölçeklendirilerek basıldığı bir bilgi sisteminin kurulması gerekli görünmektedir. Daha detaylı olarak ifade etmek gerekirse, yaşanan sorunların çözülmesi için kadastro haritalarının çiziminde Bilgisayar Destekli Tasarım araçlarından faydalanmak yeterli olamayacaktır. BDT sistemlerinin yanı sıra, Coğrafi Bilgi Sistemlerinin de sürece dâhil edilmesi, “akıllı parsel” olarak ifade edilen, veritabanları ile ilişkilendirilebilir nitelikte vektör grafik haritaların üretilmesi gereklidir.

Her bir parselin tapu kayıtları detaylı vektör haritaları olarak oluşturulmalı; bu vektör grafiklerin saklandığı obje yönelimli veritabanları (object oriented database) ile bu parsellere ait yazılı verilerin olduğu veritabanları ile ilişkilendirilerek kullanılabileceği bir bilgi sistemi oluşturulması uygun olacaktır. Kadastro veritabanında sahiplik, el değiştirme, barındırdığı mimari öğeler, ya da doğal, kültürel, tarihi, arkeolojik unsurlar, yapı ve tescil durumu hakkında bilgilerin yer alması gerekmektedir. Aynı zamanda kadastro veri tabanındaki veriler diğer veri tabanları ile de ilişkilendirilerek kullanılabilir. Böyle bir bilgi sistemi oluşturulurken, bunun gelecekte planlama amacıyla oluşturulan kent

Page 62: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

164

bilgi sistemleri ile koordine edilebilmesi için, planlara altlık olarak kullanılan paftaların gridlerinin ve koordinat sistemlerinin ülkemizde hâlihazır haritalar üretilirken kullanılan sistem ile uyumlu olmasına özen gösterilmesi gerekecektir. Yine kadastro sistemi için kurulan veritabanlarının, diğer kurumlarca oluşturulan bilgi sistemleri ile uyumlu olması (bir veri dönüştürme işlemine ihtiyaç duymadan) sağlanmalıdır. Oluşturulan kadastro veritabanı Başbakanlık Bilgi Toplumu Dairesi Başkanlığınca önerilen şekilde güvenli bir sanal özel ağlar (VPN-Virtuel Private Network) üzerinde şifreli olarak belediyelerin ve ilgili diğer resmi kurumların kullanımına da sunulabilir.

Bu şekilde kurulan bir sistemle, her ölçekte kadastro haritaları üretilirken doğrudan tapu kayıtlarında yer alan vektör grafikler kullanılacağı için, üretilen haritalar (insan hatası dışında) kusursuz olacaktır. Bu durum “plan öncesi mekânsal yapının analizi” sürecinde yaşanan sorunların büyük ölçüde çözümlenmesini sağlayacaktır. Yine bu sistem ile, grafik kayıtların yanı sıra parsel büyüklükleri, ortak mülkiyetler, sahiplilik durumu, tescil vb korunması gereken unsurların dağılımı gibi konularda, kolaylıkla analiz edilebilir ve mekânsal dağılımı haritalaştırılabilir bir veritabanı üretilmesi mümkün olacaktır.

3.3 Kısa Vadede Yapılabilecekler

Birkaç yıldır Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünce sürdürülen bir Tapu Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) projesinin büyük ölçüde bu amaçlarla oluşturulduğu bilinmektedir. Ancak Türkiye gibi büyük bir ülkenin tamamında kadastro sisteminin yenilenmesi ve böyle bir sistemin kurulmasının kısa sürede başarılabilmesi güç görünmektedir. Hedeflenen sistem kuruluncaya kadar kısa vadede mevcut sistemdeki sorunların kısmen de olsa aşılabilmesi ve planlama sürecinin ihtiyaç duyduğu kadastro haritalarının üretilmesini sağlamak için öncelikle atılabilecek adımlar şu şekilde ifade edilebilir:

İlk aşamada, ulusal düzeyde var olan her bir parselin ve bu parsel üzerindeki her bir yapının tanımlanmasını sağlayacak bir parsel kimlik numarası üretilebilir. TC kimlik numarası ile her bir bireyin tanımlanması gibi TC parsel numarası olarak da ifade edilebilecek bu numaralama sistemi ile her bir parsele ilişkin olarak farklı kurumlarca tutulan farklı nitelikteki verilerin eşlenmesi mümkün olabilecektir. Bunun ulusal ölçekte yapılmadığı durumlarda her bir kurumun buna benzer bir sistemi kendi içinde kurmaya çalıştığı ancak üretilen bilginin sadece o kurum ile sınırlı kalmakta olduğu ya da üretilen verinin diğer kurumlarca kullanılabilmesi için gereksiz bir zaman ve emek kaybının yaşandığı görülmektedir.

İkinci aşamada “Bilgisayar Destekli Tasarım” araçları ile mevcut tapu kadastro kayıtları (TC parsel no olarak ifade edilen numaralandırma yapısına da uygun olarak) sayısallaştırılabilir. Bu sayısallaştırma sırasında (paylaşılabilir poligonların üretimine olanak veren) doğru çizim formatlarının kullanılması ve çizimleri hâlihazır haritalarda kullanılan pafta gridleri ve koordinat sistemine uyumlu hale getirilmesi ile uzun vadede yapılması gereken kapsamlı sistem revizyonunun da temelleri atılmış olacaktır. Bu ikinci etabın sonunda üretilen sayısal haritalar koruma planlarının hazırlanması sürecinde mekânsal yapının analizi sırasında karşılaşılan sorunların büyük ölçüde çözülmesi için

Page 63: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

165

yeterli olacaktır. Özellikle tapu kayıtları için oluşturulan detaylı vektör grafik çizimlerinin 1/500 ölçekte kadastro haritaları haline dönüştürülmesi, planlama sürecindeki aksamaları ortadan kaldıracaktır.

Bu aşamadan sonra oluşturulan vektör grafik haritaların akıllı haritalara dönüştürülmesi ve kadastro bilgi sisteminin planlama sürecinde değerlendirilebilecek şekilde veri paylaşımını destekleyen bir yapı ile kurulması, tespit edilen diğer sorunların da (sosyo-ekonomik verilen analiz edilmesi, planlama sonrası uygulama sürecinin takip edilmesi) çözülmesini sağlayacaktır.

4. SONUÇOrtaya konan tüm bu aksaklıklara ve teknik eksikliklere rağmen, ülkemizde hem tapu kadastro sisteminin, hem de planlama sisteminin sorunların aşılamaz boyutlara gelmesini önleyecek biçimde işlemekte olduğu görülmektedir. Bunu sağlayan en önemli faktör, sistemde var olan eksiklikleri bireysel çabaları ile kapatmak için uğraşan teknik personelin ortaya koyduğu fedakârca gayretlerdir. Ancak sistemin doğru kurgulanması gerek plancıların, gerekse belediye ve tapu kadastroda görev yapan teknik personelin üzerindeki bu ek yükü kaldıracaktır.

Öte yandan hem bu amaçla hem de tespit edilen diğer sorunların çözümünü sağlayabilecek TAKBİS gibi, gelecek için bizi umutlandıran, doğru kurgulanmış projelerin olduğu da görülmektedir. Bu projelerin yukarıda belirtilen hususları da kapsayacak biçimde planlama sürecinde faydalanılabilecek bir açık sistem ile hayata geçirilmesi, tapu ve kadastro işlemleriyle ilgili diğer meslek grupları kadar şehir plancılarının da dileğidir.

KAYNAKLARAydoğan, M. (2006). Kentsel Yönetişim Bağlamında E-planlama Yaklaşımları – İzmir Örneği, Doktora Tezi, DEÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir.

Taner, T., S. Kılıç Ecemiş, M. Aydoğan (2002). Kemeraltı Koruma Amaçlı İmar Planı Revizyonu, Plan Raporu, DEÜ Mimarlık Fakültesi Yayını, İzmir.

Taner, T., H. Koç, Ö. Ünal ve diğerleri (1998). Muğla Koruma Amaçlı İmar Planı Raporu (Yayınlanmamış çalışma)

Koç, H., Y. Oral, H. Ünverdi ve diğerleri (2002). Muğla Karabağlar Analitik Etüt Raporu (Yayınlanmamış çalışma)

Page 64: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

166

Page 65: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

167

AB’DE TAŞINMAZ DEĞERLEMESI” KONULU SUNUMUNU YAPTI

Richard GROVEROxford Brookes Üni. Dek. Yrd.

PROPERTY VALUATION AND LAND POLICY IN THE

EUROPEAN UNION

Richard GroverOxford Brookes University

UK

Page 66: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

168

Process of European Entry

• Radical change in entry process since entry of Greece, Spain, and Portugal in 1980s

• Transition now occurs prior to entry rather than after as a result of the EU’s adoption of Single Internal Market 1992

• Result is a lengthy pre-entry transition process

• Asymmetrical reciprocity with EU granting access to its markets ahead of entry and before the applicant is obliged to reciprocate

EU’s approach to land policy• Land laws and land policy are the

responsibility of Member States and not the EU

• Subsidiarity principle means those matters that are appropriate at national level are dealt with at national level not EU level

• Land is immobile and not traded across national borders

• Therefore, there is no need for the EU to be involved in land issues

BUT……• Some EU Common Policies require EU involvement

in land policy and land administration eg Common Agricultural Policy

• Free mobility of capital, enterprise, and labour require companies and persons to be able to own and occupy land and real estate in other Member States than their own

• Some harmonised policies require common approaches towards land and its valuation eg the harmonised regulation of financial services companies

• Therefore increasing EU involvement in land policy

Page 67: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

169

Copenhagen Council 1993 requirements for EU entry

• Stability of institutions guaranteeing democracy, the rule of law, human rights, and respect for and protection of minorities

• The existence of a functioning market economy and the ability to cope with competitive pressures within the EU

• The ability to take on the obligations of membership, including political, economic, and monetary union.

Copenhagen Council 1993 requirements for EU entry

• Stability of institutions guaranteeing democracy, the rule of law, human rights, and respect for and protection of minorities

• The existence of a functioning market economy and the ability to cope with competitive pressures within the EU

• The ability to take on the obligations of membership, including political, economic, and monetary union.

Human Rights, Land Policy, and Valuations

• EU members must adopt the European Convention for the Protection of Human Rights and Fundamental Freedoms

• Article 1 Protocol 1 states:“Every natural or legal person is entitled to the peaceful enjoyment of his possessions. No one shall be deprived of his possessions except in the public interest and subject to the conditions provided for by law and by the general principles of international law.”

Page 68: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

170

Recent UK human rights cases on land policy

• Taxation - Cannot impose discriminatory taxes to finance community benefits that fall on a particular landowner rather than landowners in general

• Expropriation – Cannot deprive owner of rights to use or develop property without paying compensation

• Transfer of property rights – Land registration of squatters’ land claims under adverse possession law held to breach owner’s human rights

Copenhagen Council 1993 requirements for EU entry

• Stability of institutions guaranteeing democracy, the rule of law, human rights, and respect for and protection of minorities

• The existence of a functioning market economy and the ability to cope with competitive pressures within the EU

• The ability to take on the obligations of membership, including political, economic, and monetary union.

The existence of a functioning market economy

• Private ownership of the means of production • Legal system that enables property rights to

be enforced• Competitive markets with freedom of entry

and exit • Well-developed capital markets

Page 69: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

171

A functioning property market has:

• Legal framework for buying and renting real estate eg security of tenure for tenants

• Market infrastructure eg land registration to document ownership claims and transfers

• Mortgage and secured lending on property• Active market in terms of numbers of

transactions• Restitution and privatisation complete

Land Market requirements of joining of the EU

• Ending of constitutional bars to landownership by citizens from other Member States

• Ending of barriers to the renting of land by companies and EU citizens

• Ending of barriers to EU citizens and companies dealing in land or seeking to establish estate agencies

• Administrative structures capable of collecting data to check whether restrictions exist

• Banking system capable of offering mortgages

Land administration requirements• Efficient systems for checking and

transferring ownership rights eg Torrens-style land registry or deeds registry and title insurance

• Efficient system for checking charges on properties eg mortgages

• BUT no requirement for countries to have cadastres except for agricultural land

• Some EU countries do not have a cadastre as state does not guarantee boundaries and state permission is not required to alter them eg UK, which has a general boundary system

Page 70: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

172

Functions of property valuation in functioning market economy

Valuations at open market value of property Such valuations required for:• Purchase and sales of properties• Renting of property, including rent reviews• Mortgages and secured lending• Company accounts• Accounts of collective investment vehicles eg

insurance companies, pension funds, unit trusts

• Mergers and takeovers

Valuation issues

• Efficient functioning of economy depends upon them • Businesses raise funds through loans secured

against property assets• New businesses use equity raised by re-

mortgaging owners’ houses• Reliance of investors on valuations of assets

of companies and collective investment vehicles

• Stability of banking system depends upon accurate mortgage valuations

Development of property valuations• Most European countries have a valuers’ association

that has adopted valuation standards of The European Group of Valuers’ Associations (TEGoVA) and The International Valuation Standards Committee

• Most therefore have valuers committed to the use of open market valuations

• PHARE project in 1990s helped prospective EU members establish valuers’ associations

• EU supports use of open market valuations through directives eg Insurance Undertakings Directive

Page 71: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

173

Valuation issues• Valuers’ associations in some countries have legal

problems over disciplining members for breaches of standards

• Importance of ethical standards• Difficulties of pursuing professional negligence claims

by clients in some countries• Variable levels of valuer education between countries• Major international investors only accept valuations

by members of particular valuers’ associations • Quality of market price data varies between countries• Governments may have own (non-market) rules for

valuations in areas like taxation and compulsory purchase

Challenges of transition economies from EU entry

• Restitution and privatisation incomplete• Need to create infrastructure of land markets eg land

registration and titling• Uncertainty over ownership rights• Lack of security for tenants and limited investment in

real estate by tenants• Poorly developed mortgage markets• Low level of market transactions• Rural depopulation• Land fragmentation• Subsistence agriculture

EU responses to problems of transitional economies

• Financial aid to applicant countries to help create conditions for fully functioning property market eg PHARE, Leonardo da Vinci, SAPARD. Also loans from The World Bank and aid from national agencies.

• Technical assistance eg links with EU countries. Also technical assistance from bodies like FAO

• Checking progress towards fully functioning market economy in annual monitoring

Page 72: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

174

Copenhagen Council 1993 requirements for EU entry

• Stability of institutions guaranteeing democracy, the rule of law, human rights, and respect for and protection of minorities

• The existence of a functioning market economy and the ability to cope with competitive pressures within the EU

• The ability to take on the obligations of membership, including political, economic, and monetary union.

Acquis Communitaire : The legal basis for EU membership

29 substantive chapters

Ones that principally affect land market are:• Chapter 4 Free mobility of capital • Chapter 7 Agriculture• Chapter 12 Statistics

Chapter 4 Free movement of capital

• Freedom of payments for imports• Ability to repatriate profits • Free movement of capital for fixed investment• Free movement of capital for portfolio

investment• Freedom to buy assets

Page 73: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

175

Challenges from EU Accession

• Free movement of persons, enterprises, and capital

• Cannot be achieved if restrictions on where persons can live or companies establish themselves or if restrictions on where a citizen or company can invest or where investment comes from

• Therefore, there can be no restrictions on the ownership of assets, including land

Capital movement issuesRestrictions in new EU states on foreigners buying

agricultural and forestry land and residential propertyTransitional arrangements for real estate for all 2004

entrants:• Secondary residences – restrictions on EU ownership

in Czech Rep, Hungary, Poland, Bulgaria, Romania, and Cyprus for 5 years, and indefinitely in Malta

• Agricultural land & forests – restrictions on EU ownership in all Eastern European applicants except Slovenia for 7 year (12 years for Poland)

• General economic safeguard clause – Slovenia permitted to use this in real estate market

What happens when the transitional periods end?

• Major differences between incomes and wealth between east and west in EU

• Major differences in land and house prices• Growth of budget airlines increases

accessibility to Eastern Europe from West• Farmland in Eastern Europe has had lower

levels of pesticides, herbicides, and artificial fertilizers so attractive to organic farmers

• Likely that westerners will buy land in the east

Page 74: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

176

Differences in land prices between UK and Poland

0 2000 4000 6000 8000 10000 12000 14000

North East

North West

Yorkshire

East Midlands

West Midlands

Eastern

South East

South West

Wales

ScotlandUn

ited

King

dom

Euros per hectare Mixed farming 20050 500 1000 1500 2000 2500 3000 3500

Poland

Dolno l skie

Kujaw sko-pomorskie

Lubelskie

Lubuskie

ódzkie

Ma opolskie

Mazow ieckie

Opolskie

Podlaskie

Pomorskie

l skie

w i tokrzyskie

Warmi sko-mazurskie

Wielkopolskie

Zachodniopomorskie

Euros per hectare

Impact on secondary residences market• Larger farms = surplus farmhouses and farm

buildings• Potential supply for secondary residences and

holiday homes from farm restructuring and rural depopulation

• Attractiveness depends upon access – motorways and airports

• Attractiveness depends upon facilities – sea, mountains, skiing, hunting, fishing, culture

• Balance between inward investment and pricing out local population from housing market

Common Agricultural PolicyParticipation in Farm Accountancy Data Network• Collects data at farm level about revenue, costs,

inputs, outputs, employment• Collects data at farm level about Utilised Agricultural

Area and proportion owned, rented, and share-cropped

Participation in Agricultural Census• Collect data on structure and typology of agricultural

holdings• Surveys include proportion of utilised agricultural

area that is owner occupied, tenanted or share-cropped

Page 75: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

177

Integrated Administration and Control System (IACS)

• Adopted by EU in 1992 to improve subsidy payments to farmers and revised 2003-2005 to meet requirements of single area payments

• Shift in farm subsidies from production to area basis• Requires database of agricultural land parcels,

claimants, land splits, and transfers• Error tolerance 5% of parcel or 1.5 metres to

perimeter up to 1 hectare• UK had to create a rural cadastre (Rural Land

Register) and has had problems in completing payments to farmers on time!

Conclusions• Land laws and land policy has traditionally

been responsibility of EU Member States and no the EU

• Enlargement process has resulted in greater EU intervention in land policy

• Restrictions on foreign ownership and occupancy of land undermine EU policies on free mobility of capital, labour, and enterprise

• EU has examined property markets and their infrastructures as one of criteria as to whether applicants have fully functioning market economies

Page 76: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

178

Page 77: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

179

DÖRDÜNCÜ OTURUMFİZİKİ VE KENTSEL PLANLAMA-TAPU KADASTRO İLİŞKİLERİOturum Başkanı: Doç. Dr. Hülya DEMİR / YTÜ

KONUKLAR:

Arazi Kullanımı PlanlamasındaTemel Veriler Olarak KadastroProf. Dr. Daniel STEUDLER / İsviçre Kadastro Federal Yönetimi

Türkiye’de Fiziki Planlama – Kadastrodan Beklenenler M. Feridun DUYGULUER / Bayındırlık İskan Bak. YFK Üyesi

Kentsel Toprak Mülkiyeti – Planlama ve Kadastro İlişkileri Doç. Dr. Baykan GÜNAY / ODTÜ Kültür ve Tabiat Varlıkları – Kadastronun Gösterimi, Tescili ve Planlama Sorunları Cemil CANDAŞ / HKMO

Afet Kadastrosu ve Afet Bilgi Sisteminin Kadastrodan BeklentileriDr. Murat NURLU / Afet İşleri Gen. Müd.

Page 78: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

180

Page 79: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

181

ARAZİ KULLANIMI PLANLAMASINDA TEMEL VERİLER OLARAK KADASTRO

Prof. Dr. Daniel STEUDLERİsviçre Kadastro Federal Yönetimi

Bundesamt fŸr LandestopographieOffice f↑d↑ral de topographieUfficio federale di topografiaUffizi federal da topografia

Cadastral Data as Basis for Cadastral Data as Basis for LandLand--Use PlanningUse Planning

Dr. Daniel SteudlerSwiss Federal Directorate of Cadastral Surveying

Page 80: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

182

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

2

Table of ContentTable of Content

Switzerland and its Cadastral SystemSwitzerland and its Cadastral System

LandLand--Use Planning AspectsUse Planning Aspects

National and Cantonal Geodata National and Cantonal Geodata InfrastructureInfrastructure

Examples of Information AvailabilityExamples of Information Availability

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

3

SWITZERLAND7.5 million people

41'290 km24.0 million parcels

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

4

Cantons maintain political and

administrative bodies on their own

Switzerland: Federated Country with 26 Cantons Switzerland: Federated Country with 26 Cantons ……

Page 81: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

183

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

5

…… and some 2900 Municipalitiesand some 2900 Municipalities

Cantons are further divided into

municipalities

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

6

Swiss civil codeSwiss civil code (in force since 1.1.1912)(in force since 1.1.1912)

Art. 9421 All rights on real estates have to be registered in the land registry.2 The land registry consists of the main book with its associated maps,

the auxiliary registers (in particular the list of property owners), the deeds (records and evidences), the description of properties, and the day book.

Art. 9501 Registration and description of the properties in the land register have to

be done on the basis of a map, which as a rule, has to be the result of an official cadastral survey.

2 The Federal Council decides on which principles these maps have to be based upon.

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

7

Basic PrinciplesBasic Principles

¥ No ownership without registration¥ No registration without surveying¥ No surveying without boundary definition

Title registration system Title guaranteed by the government

Page 82: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

184

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

8

Swiss Cadastral SystemSwiss Cadastral System

Land RegisterCadastral Surveying

¥main book (1 page per parcel

¥auxiliary registers (list of property owners)

¥deeds (records and evidences)

¥description of properties

¥day book

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

9

Organizations Involved in Cadastral SystemOrganizations Involved in Cadastral System

Government Federal Parliament

Federal Office of Topography(swisstopo) Federal Office for Justice

Directorate ofCad. Surveying

Federal Level

Commission for Licensing ofCadastral Land Surveyors

Cantonal Level

21 CantonalSurveying

Offices

~350 Cantonal and Regional Land

Registry Offices

26 Cantonal Governments

26 CantonalParliaments

Dept. for Defence,Civil Protection and

Sports

Department ofJustice- and Police7 Federal Departments

COSIG

Municipal Level

~15 City & MunicipalSurveying Offices

~270 Private LicensedLand Surveying Offices

PrivateNotary Offices

Office for Land Registry and Real

Estate Law

Cadastral Surveying Land Registration

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

10

Organisation of Cadastral SurveyingOrganisation of Cadastral Surveying

Organisation

Confederation

Canton

Level

MunicipalityPrivate Land Surveying OfficesCity Surveying Offices

~3000 employees

Execution

Cantonal Surveying Offices

~300 employees

Operational management

VerificationQuality control

Tasks

Federal Directorateof Cadastral Surveying

~15 employees

SupervisionStrategic management

Contracts

Office heads at all levels: have to hold the federal license for cadastral land surveyor

Agreements

Page 83: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

185

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

11

Role of Public and Private SectorsRole of Public and Private Sectors

Private SectorPublic Sector

Two Partners

¥legislation (Federal and cantonal level)

¥financing structure¥setting standards¥supervision¥co-ordination¥verification

¥production¥maintenance¥service to clients¥innovation

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

12

Basic Principles of Cadastral SurveyingBasic Principles of Cadastral Surveying

¥ Partnership Confederation - Canton (- Communities)

¥ Public Private Partnership (PPP)

¥ Decentralized structure

¥ Free market, tendering

¥ Costs are borne mainly by Confederation

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

13

Conceptual Elements of Cadastral SurveyingConceptual Elements of Cadastral Surveying

- Clear definition of the product (not the method)

- Independent information layers (link between layers only through geographic location)

- Freedom of methods and systems (as basis for tendering)

- Standardized way of description and transfer of data (INTERLIS) ili itf

Page 84: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

186

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

14

OwnershipMaintenance

Identifier Description Perimeter Validity Date1 Date2 Date3

PROJOwnership

OSKey -> Number Geometry Origin

PROJOwnershipPosition

Object -> NumberPosition NumberOrientation NumberHorizontalAlignment NumberVerticalAlignment

Parcel

Object -> Geometry Surface

OwnershipPosition

Object -> NumberPosition NumberOrientation NumberHorizontalAlignment NumberVerticalAlignment

1

mc

1

1

m

LimitPoint

OSKey -> Identifier Geometry PositionPrecision PositionReliability PointSymbol Origin SymbolOrientation

DistinctRight

Object -> Geometry Surface

1 mc

1

c c m

mc

Ownership

OSKey -> Number Validity Origin Class

1 1

Identifier

Origin ->

Attribute that is unique within the table of one topic (exceptionally together with another attribute)

Attribute that relates with another table (relational attribute)

NumPos OPTIONAL attribute name

NameOPTIONAL Table with table name

Data Model per layer(Entity-Relationship-Diagram)

Data Description Language XML / INTERLIS(system independent)

TRANSFER Data_Catalogue;MODEL Basic_Data_SetDOMAIN LKoord = COORD2 480000.000 70000.000

840000.000 300000.000; HKoord = COORD3 480000.000 70000.000 0.000

840000.000 300000.000 5000.000; Height = DIM1 0.000 5000.000; Precision = [0 .. 300]; Reliability = (yes, no); LetterOrientation = GRADS 0.0 400.0; Status = (planned, valid);

TOPIC Control_Points = .........END Control_Points;

TOPIC Land_Cover = .........END Land_Cover;

TOPIC Ownership = DOMAINMonumentation = (border_stone, plastic_peg, cross,

not_monumented);OwnershipType = (parcel, distinct_right,

construction_right, water_source_ right);

TABLE LimitPoint = OSKey: OPTIONAL -> OwnershipMaintenance; Identifier: OPTIONAL TEXT*12; Geometry: LKoord; PositionPrecision: Precision; PositionReliability: Reliability; Origin: OPTIONAL TEXT*30; SymbolOrientation: OPTIONAL LetterOrientation; !! Default: 0.0 IDENT Geometry;

END LimitPoint; END Ownership.END Basic_Data_Set.

Standardized Data ModellingStandardized Data Modelling

Information Layers(Possibility to realise the

layers separately)

Control points

Land cover

Single objects

Heights

Local names

Ownership

Pipelines >5bar

Administrative subdivisions

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

15

Cadastral Data as Basis for any LISCadastral Data as Basis for any LIS

Land ownership,cadastre

Land use planning

Water protection

Collective land rights

National governmentState governmentLocal government

Planning department

Local government

Corporations

Local government

Indigenous land rights Tribe, clan

Environmentalprotection Environmental department

Stakeholders(data owners)

Legal topic

Noise protection

spatial data textual data

Two requirements: common data modelling conceptcommon data modelling conceptcommon geodetic reference frameworkcommon geodetic reference framework

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

16

Drilling the Topics from Different StakeholdersDrilling the Topics from Different Stakeholders

Property parcel #: 1234

Building #: A445 Building permit: lease

Easement: parcel 1235

Land-use zone: residential 2-floors

Property parcel #: 1234Building #: A445

Building permit: leaseEasement: parcel 1235

Land-use zone: residential 2-floors

Page 85: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

187

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

17

Constitutional Article on LandConstitutional Article on Land--Use PlanningUse Planning

Art. 75 Zoning for Land-Use Planning1 The Confederation shall establish principles on zoning. Zoning falls in the

responsibility of the Cantons and shall achieve an appropriate and moderate use of the land and its orderly settlement.

2 The Confederation shall encourage and coordinate the efforts of the Cantons and shall collaborate with them.

3 In fulfilling their tasks, the Confederation and the Cantons shall take the needs of zoning into account.

Federal Law on Land-Use Planning

Cantonal Laws regulating land-use planning and responsibilities

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

18

Exemple Exemple ofof Zoning PlanZoning Plan

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

19

Exemple Exemple ofof Plan Plan ofof Protection ZonesProtection Zones

Page 86: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

188

20

National Geodata Infrastructure (NGDI)

simple digital data sets land information systems national geodata infrastructures (NGDI)

Goals of NGDI:

to add value to geoinformation; to assure for the administration, the politics, the economics and

citizens at all times and from anywhere an easy and reliable access to geoinformation;

to set-up a Federal strategy with a set of measures in political, organizational, financial, legal and technical terms.

21

The Nine Topics of NGDI

National Geodata Infrastructure (NGDI)

Basic Geodata

TechnicalInfrastructure

Guidelines andStandards

Metadata

Networke-geo.ch

Legal Basis

Basic GeodataServices

Education, Train-ing, Research

Pricing and Distri-bution Strategy

22

National Geodata Infrastructure (NGDI)

Basic Geodata

TechnicalInfrastructure

Guidelines andStandards

Metadata

Networke-geo.ch

Legal Basis

Basic GeodataServices

Education, Train-ing, Research

Pricing and Distri-bution StrategyMetadata

"geocat.ch" is the Swiss portal when searching for geodata online since January 2005 searches are carried out on decentralized servers of the

different geodata providers (17 providers so far)

Discovery Servicegeocat.ch

established as a framework of distributed metadata and applications in a federated and heterogeneous infrastructure

Page 87: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

189

23

National Geodata Infrastructure (NGDI)

Basic Geodata

TechnicalInfrastructure

Guidelines andStandards

Metadata

Networke-geo.ch

Legal Basis

Basic GeodataServices

Education, Train-ing, Research

Pricing and Distri-bution StrategyBasic Geodata Services

The geoportal of swisstopo/COSIG has been initiated in mid-2005.

The portal consists of basic geodata and metadata of the Federal administration.

Similar developments are under way on the cantonal level.

24

25

National Geodata Infrastructure (NGDI)

Basic Geodata

TechnicalInfrastructure

Guidelines andStandards

Metadata

Networke-geo.ch

Legal Basis

Basic GeodataServices

Education, Train-ing, Research

Pricing and Distri-bution Strategy

Guidelines and Standards

A working group is establishing application profiles for geodataservices based on existing standards.

These profiles will be adopted as Swiss standards.

object oriented adapted to GIS: all essential geodata

types, etc. can generate UML class diagrams and

can be generated by UML can generate XML schema (others like

GML are possible)

One key component was the creation of INTERLIS, a system-independent data-modeling and data exchange mechanism. It already is implemented throughout Switzerland (coming from cadastral surveying).

INTERLIS Ðan understandable, textual notation for data structures:

Page 88: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

190

26

National Geodata Infrastructure (NGDI)

Basic Geodata

TechnicalInfrastructure

Guidelines andStandards

Metadata

Networke-geo.ch

Legal Basis

Basic GeodataServices

Education, Train-ing, Research

Pricing and Distri-bution StrategyLegal Basis

New Law on Geoinformation Background:

Ð new article in constitution on geoinformationÐ one law for all aspects of geoinformation (geodetic,

topographic, cadastral)Ð introduction of cadastre for public rights & restrictions

Time schedule: implementation planned for January 2007

Main problem: collaboration between federal and cantonal levels (competences, financing, pricing)

27

National Geodata Infrastructure (NGDI)

Basic Geodata

TechnicalInfrastructure

Guidelines andStandards

Metadata

Networke-geo.ch

Legal Basis

Basic GeodataServices

Education, Train-ing, Research

Pricing and Distri-bution Strategy

Cadastre of public restrictions of private property rights

Definition: systematic and public inventory of geographic objects that carry public restrictions.

swisstopo commissioned a study to look into the costs and benefits of such an inventory (Jan. 2006).

Estimated costs: 0.6-2.7 million Euro to establish the data model and the legal basis on cantonal level / 54-215 million Euro for acquiring data for 10 most important restrictions.

Estimated benefits: 63 million Euro per year.

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

28

Models of Cooperation on Local Gov. LevelModels of Cooperation on Local Gov. Level

K4

GIS GIS

GIS GIS

Model ACooperation between canton,

municipalities and private sector: equal share organization with

outsourced office

Model B Model C Model D

Canton1

CH

M1.1 M1.2 M1.3 M2.1 M2.2 M2.3

Canton2 Canton3 Canton4

M3.1 M3.2 M3.3 M4.1 M4.2 M4.3

GIS

Authorities

GIS installation with scope of responsibility

(after Graeff and Schneeberger, 2005)

Cooperation between canton and municipalities

Cooperation between munici-palities (association with common GIS installation)

Own GIS installation (mainly for larger cities)

Page 89: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

191

Kadastro Kongresi 2006Ankara, Turkey, 23 May 2006

Cadastral Data as Basis for Land-Use Planning

29

Geoinformation in der Raumplanung, 21. April 2005

Markus Gammeter

Kantonsplaner NW, Verwaltungsrat LIS-NW AG

Aktuelle Raumplanungsarbeiten mit GIS, 3D-Visualisierung,

Organisation und Daten im Geoportal LIS-NW AG

Grundbuchplan

GEMEINDE

Geoinformation in der Raumplanung, 21. April 2005

Markus Gammeter

Kantonsplaner NW, Verwaltungsrat LIS-NW AG

Aktuelle Raumplanungsarbeiten mit GIS, 3D-Visualisierung,

Organisation und Daten im Geoportal LIS-NW AG

Richtplan

KANTONAL

Legende

Page 90: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

192

Geoinformation in der Raumplanung, 21. April 2005

Markus Gammeter

Kantonsplaner NW, Verwaltungsrat LIS-NW AG

Aktuelle Raumplanungsarbeiten mit GIS, 3D-Visualisierung,

Organisation und Daten im Geoportal LIS-NW AG

GrundnutzungGEMEINDE

Geoinformation in der Raumplanung, 21. April 2005

Markus Gammeter

Kantonsplaner NW, Verwaltungsrat LIS-NW AG

Aktuelle Raumplanungsarbeiten mit GIS, 3D-Visualisierung,

Organisation und Daten im Geoportal LIS-NW AG

Leitungskataster

GEMEINDE

Geoinformation in der Raumplanung, 21. April 2005

Markus Gammeter

Kantonsplaner NW, Verwaltungsrat LIS-NW AG

Aktuelle Raumplanungsarbeiten mit GIS, 3D-Visualisierung,

Organisation und Daten im Geoportal LIS-NW AG

Naturgefahren

GEMEINDE

Page 91: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

193

Geoinformation in der Raumplanung, 21. April 2005

Markus Gammeter

Kantonsplaner NW, Verwaltungsrat LIS-NW AG

Aktuelle Raumplanungsarbeiten mit GIS, 3D-Visualisierung,

Organisation und Daten im Geoportal LIS-NW AG

Mikrozonierung

GEMEINDE

Geoinformation in der Raumplanung, 21. April 2005

Markus Gammeter

Kantonsplaner NW, Verwaltungsrat LIS-NW AG

Aktuelle Raumplanungsarbeiten mit GIS, 3D-Visualisierung,

Organisation und Daten im Geoportal LIS-NW AG

OPP 50cm

OPP 10cm

MFH Parzelle 1441, Beckenried

GEMEINDEGrundlagedaten

¥Orthophotos (OPP)¥Digitales Hš henmodell (DHM)

Geoinformation in der Raumplanung, 21. April 2005

Markus Gammeter

Kantonsplaner NW, Verwaltungsrat LIS-NW AG

Aktuelle Raumplanungsarbeiten mit GIS, 3D-Visualisierung,

Organisation und Daten im Geoportal LIS-NW AG

3D-Visualisierung

KANTONAL

MFH Parzelle 1441, Beckenried

Page 92: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

194

Geoinformation in der Raumplanung, 21. April 2005

Markus Gammeter

Kantonsplaner NW, Verwaltungsrat LIS-NW AG

Aktuelle Raumplanungsarbeiten mit GIS, 3D-Visualisierung,

Organisation und Daten im Geoportal LIS-NW AG

WildbachPermanente Rutschung

Spontane Rutschung

Mikrozonierung

3D-VisualisierungKANTONAL

Page 93: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

195

TÜRKİYE’DE FİZİKİ PLANLAMA VE KADASTRO İLİŞKİLERİ

Feridun DUYGULUERŞehir Plancısı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Yüksek Fen Kurulu Üyesi, Ankara, [email protected]

ÖZET Türkiye’deki planlama ve kadastro ilişkilerinin, yeni değiştirilen Kadastro Kanununa göre, “mekansal bilgi altyapısı” esasına göre yeniden ele alınması gerekmektedir. Uluslararası ortamda kadastronun içeriği değişmiştir. Çok amaçlı kadastro gündeme gelmiştir. Bu çerçevede, yeni bilgi sisteminin kurgulanmasında , “parsel birimi”nin terkedilerek, “arazi nesneleri” nin yer alması sağlanmalıdır. Planlama bilgisi ve plan-sonrası bilgi de kadastro sistemine dahil edilmelidir. Planlama sürecine paralel olarak, “ kademelendirilmiş kadastro” sistemin oluşturulması ve “plan ve kadastro beraberliğinin” zorunlu hale getirilmesi de gerekmektedir.

Anahtar sözcükler : Mekansal bilgi sistemi, çok-amaçlı kadastro, kadastro parseli, parsel morfolojisi, plan bilgisi, arazi nesnesi, kademeli kadastro, İmar Kanunu, Kadastro Kanunu.

ABSTRACT The relation between physical planning and the cadastre in Turkey is to be revitalized according to the new revized Cadastre Law , on the basis of “spatial data infrastructure”. Internationally, the context of the cadastre has changed. The multi-purpose cadastre has been introduced. Within this framework , for the construction of the new data system, the “parcel unit”is to be abondened while the “land object” should take the ground. Planning data and the post-plan data should be incorporated into the cadastre sysytem.. Parellel to the planning process, there is to be a hierarchical cadastral system and the “plan and cadastre togetherness” must be obligatory instead of being optional.

Keywords : Spatial data system, multi-purpose cadastre, cadastral parcel, parcel morphology, plan data, land object, cadastral hierarchy, Urban Development Law, Cadastre Law .

Tüm dinleyicileri, buraya katılanları saygıyla selamlıyorum.

Tabii ki, farklı bildirilerde aynı konular tekrarlanabiliyor. Ben tekrarlama yapmamaya çalışıp, sunumumu kısa bir sürede bitireceğim.

İlk önce, kongre afişi nedeniyle, hem Odayı, hem Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünü kutluyorum. İki boyutlu bir nesne, ama derinliği çok fazla. Çok güzel bir tasarım; hemen hemen konuşacağımız tüm konuları anlatıyor. Düşünenleri ve yapanları kutluyorum.

Page 94: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

196

Bildiri başlığım altında fiziki planlamayla ilgili söylenebilecek birçok konu var; fakat benim ağırlığım, kadastro bağlantılı olmak üzere, yazılı kurallara göre bir akıl yürütme olacak. Yani oluşmuş hukuki kurallarla ne türlü bir akıl yürütme yapabiliriz?

Akıl yürütme kurgusuna gelmeden önce, “plan” konusuna değindiğimizde, fiziki planlama zaten bir karmaşa içine girmiş durumda. Fiziki planlama, imarcılık kavramıyla özdeşleşmekle birlikte, aslında son 30 yıldan beri pratikte fazla bir değişim göstermedi; kalite olarak fazla bir değişim göstermedi. Fiziki planlamanın değişen bazı konuları var muhakkak. Sektörel konularda plan çeşitleri türedi. Plan notlarına daha fazla ağırlık verilmeye başlandı; yani grafik ortamın yanında yazılı (tekst) ortama da ağırlık verildi. Kentsel tasarım önemsenmeye başlandı. İhtisaslaşmalar oluştu; ulaşım, turizm, koruma, sanayi, köy ve kentsel yönetim konularında ihtisaslaşmalar oluştu. Çevresel faktörler çalışıldı. Ancak değişen önemli husus, planlamanın çeşitlenmesi idi; daha popüler deyimi ile plan kargaşası.

2003 yılında yaptığım tabloyu (Fiziki Mekanda Kurumların Yetkileri) Mersin’de Şehircilik Kongresinde sunmuştum. 6.11.2003 tarihli “Yasalar Değişirken Şehir Planlama ve Kurumlar” isimli bildirimde sözkonusu tablo 8 puntoyla 4 sayfaydı. Bugünkü tarihle, yine 8 puntoyla 8 sayfaya çıktı. İlgililerin ve yetkililerin nicelik olarak artışı dikkat çekici. 18 kurum -bu söylediklerim net bilgiler- planla ilgileniyor; yani fiziki planlamayla ilgileniyor. “Üst plan sınıflaması” dediğimiz 14 adet plan ismi geçiyor. Alta indiğimizde indiğinizde 52 adet plan sınıflaması var. Bölge türü dersek, 40’tan fazla bölge türü ve bu bölgelere göre plan isimlendirmeleri var. Bir tarafta plan çok, ama bir tarafta da plansızlık. Türkiye’de böylesine bir çıkmaz yaşanıyor.

Tabii bu plan çokluğu, plan çeşitliliği, yetki çeşitliliği ne getiriyor; mekânın parçalanmasını ortaya koyuyor. Mekânın parçalanmasıyla birlikte, planlamayla ilgili araçlar parçalanıyor ve esas itibarıyla bugünkü konumuzla çok ilgili olan bilgi parçalanıyor; yani bilginin bütünlüğü şu anda kontrol edilemez durumda, bilgi de parçalanmış durumda.

Mekânsal parçalanmayı (veya planlamanın parçalanmasını) ve bilgi parçalanmasını nasıl kontrol altına alabiliriz. Nerede fırsatlar var? Tabii ki, bilginin yönetimi gibi bir ihtiyaç ortaya çıkıyor. Postmodern ortamda, kurumlar ve kişiler “bütünlüğ”e farklı mekânlarda ulaşmaya çalışıyorlar. “Fizik mekân”da bütünlüğü oluşturamıyorsak, farklı bir mekânda bütünlüğü yakalamaya çalışıyoruz. Bu yeni mekan, “bilgi mekanı” oluyor; ve bilginin yönetimi gündeme oturuyor.

Bilgi yönetimini düzenleyen kural koymak için artık Türkiye’de fazla vakit kaybetmeye gerek yok. Niye; çünkü Kadastro Kanununa bir hüküm eklendi. Ülkemizde bu bir başarıdır. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün başarısıdır, meslek mensuplarının bir başarısıdır; siyasilerin başarısıdır;

Akıl yürütmesi için yazılı kuralımızı hatırlayalım.

Kadastro Kanunundaki 1. madde değişikliği ile, “mekânsal bilgi sistemi altyapısı” kavramı hükümlendirildi. Sözkonusu kavram yasallaşmadan önce terminoloji tartışmaları,

Page 95: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

197

önermeleri ve kargaşası yaşıyorduk; “coğrafi bilgi sistemleri”, “konumsal veri sistemleri”, “arazi yönetimi”.. gibi. Yine bunlar var; ama şu anda hukuki olarak, “mekânsal bilgi sistemi altyapısı” kavramı Kadastro Kanununa girmiş oldu.

Kanunda ayrıntılı tanımı olmamsına karşın “mekânsal bilgi sistemi” kavramı ne anlama geliyor?

Kadastro kavramı uluslararası ortamda artık değişti. Avrupa Birliği dokümanlarından ve Uluslararası Haritacılar Federasyonu çalışmalarından gelen dokümanlar ile, “çok amaçlı kadastro”, “üç boyutlu kadastro” kavramları oluştu. Üçüncü boyut, Medeni Kanunumuzun 718. Maddesinde de var ; hava katmanıyla, mülkiyetin arz katmanı dediğimiz şey. Yani “mülkiyet” de aslında Medeni Kanunda alansal bir kavram değil, hacimsel bir bilgi.

Değişen kadastroda, söz konusu hacimsel bilgi sistemine “plan bilgisi” de giriyor. Mademki mekânsal bilgi sistemi diyoruz, o zaman, arazinin örtüsü, arazinin kullanımıyla birlikte, plan bilgisinin de bu mekân bilgi sistemine dahil edilmek zorunluluğu ortaya çıkıyor. Kadastroyla plan arasındaki “kuvvetli” bağlantıyı çok rahatlıkla kurabiliyoruz.

“O zaman, planlama bağlamında özetle ne söylenebilir?” denildiğinde, kadastro sistemine artık imar planı bilgisinin de dahil edilmesi; yani sadece plan öncesi bilginin değil, plan sonrası bilginin de kadastro altyapısına dahil edilmesi gerekiyor. Böylesine bir gereklilik oluşturduğum zaman -yine akıl yürütmeden geliyorum- ne oluyor?; “Parsel” denilen birimde de bir yapılanma gereği doğuyor. Bu nedir; “imar parseli” ve “kadastro parseli” kavramları artık anlamlı olmuyor. İmar Kanununda söylenen ve bu camiada çok konuşulan “kadastro parseli”, sadece bir-iki nesneyi tanımlayan, sadece geometriyi tanımlayan bir kavram olmaktan çıkıyor. Mademki biz, plan bilgisini yüklüyoruz; “kadastro parseli gibi bir kavram da yok olmak durumunda ve bilgi zenginliği ile üç boyutlu ve çok amaçlı bir birim ortaya çıkıyor. Dolayısıyla “imar parseli” ve “ kadastro parseli” gibi tanımları bırakmak zorunluluğu çok anlamlı.

Planlama, arazi yönetimi açısından, arazinin bölünmesini sağlayan bir araç; bölünme kavramından morfolojiye gelelim. Başlıklarımız altında konuşulması gereken bir konu. “Parsel morfolojisi”, “kentsel morfoloji” dediğimiz konular kentsel maliyetler yönünden önemli. Niye? Akademik çalışmalarda ve bazı hocalarımızın kitaplarında da var. Dış ülkelerde de açıklaması var..... Diğer değişkenler sabit kalmak koşuluyla, “dikdörtgen parsel mi daha ekonomik, kare parsel mi daha ekonomik?” gibi bir sorgunun neticesinde, dikdörtgen cevabı ortaya çıkıyor. Dikdörtgen parsellerin kentsel maliyetler açısından her zaman daha ekonomik olduğu veya tersten gelirsek, altyapı temin etme konusunda, altyapıcılar, parsel şekline, morfolojiye, parselin yoğunluğundan çok daha fazla önem veriyorlar. Böylesine ilişkiler sözkonusu.

Planlama bağlantısında söyleyeceğim diğer bir başlık şu: Biz, mademki planlama bağlantılı bir kadastro konuşuyoruz, o zaman, planlamadaki kademelenme benzerini de kadastro sisteminde oluşturmamız lazım. Bu çok önemli. Yani mekânsal bilgi sistemi içinde “kademeli kadastro” oluşturma işi çok önemli. Niye; çünkü artık kullandığımız tanımlarla, “pafta-ada-parsel üçlemi” yeterli değil. Arazi birimini, arazi alanını veya

Page 96: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

198

hacmini, sadece “parsel” ifadesiyle anlatmak veya onu referans alarak bilgi temeli üretmek söz konusu değil. Bunların üzerinde, ülke düzeyinde, bölge düzeyinde, alt bölge düzeyinde, parsel-ada-pafta üçleminin üstünde daha farklı tanımlar var. Avrupa Birliği veyahut FIG (Uluslararası Haritacılar Federasyonu) raporlarında “nesne” deniyor. Yani, artık, yeni kadastro sistemine parselle yaklaşılmıyor, “arazi nesnesi”yle yaklaşılıyor veyahut bilgi sistemcilerinin “nesne tabanlı” sistemler dedikleri konu. Biz bunu ülkemizde, belki farklı bir tanımlamayla yapacağız. Şu anda yetersizliği ortaya çıkan üçlünün yerine farklı bir kavram üreteceğiz. Veya, parsel biriminde nesnel olarak anlam genişliği yapabiliriz. “Arazi nesnesi”ni oluştururken kademeli kadastro “veya kademelendirilmiş kadastro” da ayrıca fazla önem kazanıyor.

Mekansal bilgi sistemi için, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğündeki arkadaşlarımızı, bu yeni ifadenin Kadastro Kanununda yer almasını sağlamaları nedeniyle kutluyorum. Ama şu anda, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüz, kuruluş kanunundaki misyonuyla böyle bir görevi yapma yeterliliğine sahip değil. O zaman, ne yapacağız; ya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bu yetersizliği gideren mekânsal bilgi sistemi altyapısını kurmaya yetecek yeni görevler vereceğiz veyahut da başka kurumları görevlendireceğiz. Yani şu anda Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bu işle görevli gözükmekle birlikte, bu bütüncül sistemi, bu bütüncül 1. Madde gereğini yapacak misyon kurallarına sahip değil.

Hepinizin bildiği gibi, böylesine yeni dağıtımlı bilgi sistemlerinde, “merkez - tek sorumlu” diye bir kurgu yok. Bir seçenek olarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünü tek merkez olarak görmek zorunda da değiliz; ama bu işin yaratıcısı, götürücüsü, bir anlamda başı çeken kurum olarak TKGM gözükmekle birlikte, sözkonusu kurumun yetersizliğini de belirtmekten kaçamayız. Ya yeterli hale gelecekler veyahut da başka bir organizasyonla bunu yeterli kılacağız. Çünkü “mekânsal bilgi sistemi altyapısı” kavramı yeni bir kurumsallaşma girişimimizi zorunlu kılıyor.

Bu bildirinin Harita Mühendisleri Odasınca yapılan çağrısında, benden “Kadastrodan Planlamaya Gelen Beklentiler” üzerine hazırlık yapmam istenmişti. Diğer taraftan, çok doğaldır ki, kadastronun da planlamadan bekledikleri var; yani bunlar karşılıklı. “Biz plancıyız. Kadastrocular hazırlasın da bize versinler, biz tasarlayalım” gibi tek yönlü bir ilişki asla olamaz. Kadastrocuların da plancılardan beklemek zorunda oldukları bir durum var. Onlar da diyecek ki, “Kardeşim, siz de şu planlama karmaşasını ortadan kaldırın, yetkililer arasındaki koordinasyonu sağlayın. Niye; çünkü mekânsal bilgi sistemi girdilerini sadece kadastroculardan beklemiyoruz, plancıların da görevi ve sorumluluğu var. Ayrıca, bürokrat, siyasi, serbest çalışanlar da bu görevleri üstlenmeye mecburlar.

Bu arada, imar planıyla ilgili bir parselleme denetimi kavramı var; Türkiye’de pek yapılmıyor. En önemlisi, plan sonrası bilginin veya planın ürettiği bilginin sistematize edilmesi diye bir olay var. Burada da söylemek istediğim husus, sadece plancıların kadastrodan beklediği değil; kadastrocuların da plancılardan beklediği bir ikinci yön var. Plan bilgisini sistem alt yapısına dahil etmenin çalışmasını yapacaklar. Zaten bütünlüğü bu sağlıyor.

Page 97: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

199

Bu arada, iki-üç konuyu özellikle söylemeden geçemeyeceğim. Birincisi, mevcut kadastro sistemindeki “cins değişikliği” de, mekânsal bilgi altyapısı kavramıyla zaten değişmek mecburiyetinde. Cins değişikliğinin basit tanımı, “Yapı varsa yapı; yoksa, bağ, tarla, bahçe, arsa” gibi yaklaşım ve kavramlar zaten yeterli değil. Cins değişikliği, kadastro bilgi sisteminde, toplumsal düzen yönüyle önemli bir konu.

Bahsedildi mi, bilmiyorum; ama yazılı ortamda var. “Tescil dışı bırakma” usulü (veya kuralı), Türkiye’de herhalde terk etmemiz gereken bir konu. Her arazi parçasının tescilli olması gerekiyor.

Bahsetmek istediğim diğer bir konu ; uluslararası toplantılarla ilgili raporları okudum. Birleşmiş Milletler toplantılarının raporları bana yıllardan beri geliyor. Birleşmiş Milletlerin Avrupa Ekonomi Komisyonu, “İnsan Yerleşmeleri”yle ilgili grubunun, kamu arazi yönetimiyle ilgili raporları var. Haritacılarla ilgili birçok uluslararası toplantının raporlarını okudum. Fakat üzüntüm şu ki: Birleşmiş Milletlerin bu raporlarında ve Uluslararası Haritacılar Federasyonunun raporlarında Azerbeycan var, Türkiye yok. Bu Kongre nedeniyle bunu özellikle belirtmek istiyorum. Kurumsal olarak uluslararası platformlarda yer almamız sağlanmalıdır.

Söyleyeceğim en son husus kadastro ve planlama beraberliği ile ilgili.

Mademki kadastroyla planlama arasında bir bağlantı kuruyoruz, bu bağlantının niteliğini de konuşmak gerekliliği ortaya çıkıyor. Bugünkü mevzuatta zayıf bir bağlantı var. Zorunlu bir durum yok. Niye? İmar Kanununun 5. Maddesi, nazım imar planı ve uygulama imar planlarını tanımlarken, “varsa, kadastro durumu işlenmiş olarak çizilen” şekliyle bir hükümlendirme yapmış. Yani imar planı yapmak için kadastro zorunluluğu yok. Bizim imarcı camiamız böyle bir cümle yazmış. İmar Kanunu, kadastro ve plan için bir beraberlik zorunluluğunu öngörmemiş.

Diğer taraftan, kadastrocuların tarafına bakıyorum, “Acaba Kadastro Kanununda böyle bir beraberlik var mı?” diye soruyorum. Kadastro Kanununda da beraberlik var; ama 39. Maddesi, öncelikli kadastro yapımı için diyor ki, “Öncelikli kadastro, onanmış imar planlarında yapılabilir.” Demek ki, bir kadastro altyapısı olmadan da imar planının yapılmasını kabul eden bir Kadastro Kanunumuz var. Kanunda açıkça, “Eğer imar planı yapılmışsa, bu yerlerde öncelikli kadastro yapılır.” şeklinde günümüz gereklerine uymayan bir durum var.

Bu durumda mevzuatımızı hemen özetleyebiliriz. Hem imar hukukunun temeli olan İmar Kanununda, hem de kadastronun temel kanunu olan Kadastro Kanununda, “kadastro ve planlama beraberliği” zorunlu değildir.

Bu beraberlik zayıflılığını, “mekânsal bilgi sistemi” isimli yeni hukuki ifade altında, mevcut niteliği ile bırakamayız. Duruma göre ortaya konulan beraberlik değil; zorunluluk haline getirilmesi gereken bir beraberlik önermek gerekiyor. Onun için, İmar Kanununda ve Kadastro Kanununda sözkonusu cümlelerin değişmesi… kaçınılmaz. Keşke, Kadastro Kanunu 2005 yılında değişme şansına ulaşmışken, bu cümleye de değinilseydi diye

Page 98: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

200

düşünüyorum; ama 1.maddenin, mekânsal bilgi sisteminin büyük kazanım olduğunu düşünerek, hepinize teşekkür etmeden önce, “Acaba unuttuğum bir-iki cümle var mı?” diye bakıyorum. Yok.Hepinize teşekkür ederim.

Page 99: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

201

KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI - KADASTRONUN GÖSTERİMİ, TESCİLİ VE PLANLAMA SORUNLARI

Cemil CANDAŞHKMO

Öncelikle, Kongremizin başarılı geçmesini diliyorum.

Ben, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunda çalışıyorum; ama bildirimi o kurum adına değil, orada yaşadığım deneyimlerden yararlanarak, kendi adıma sunmak istiyorum.

Kısa bir bildiri sunacağım, ama özellikle bu tanımları vermek istiyorum; çünkü bizim çalışma alanımızla ilgili bir kavram kargaşası olduğunu biliyorum.

Sit, tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin, sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu, sosyal yaşama konu olmuş veya önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği ve tespiti yapılmış tabiat özellikleriyle korunması gerekli alanlardır.

Kültür varlıkları, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaşama konu olmuş, bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan, yerüstünde, yeraltında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklardır.

Tabiat varlıkları, jeolojik devirlerle tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yerüstünde, yeraltında veya su altında bulunan değerlerdir.

Ören yeri, tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli uygarlıkların ürünü olup, topografik olarak tanımlanabilecek derecede yeterince belirgin ve mütenaciz özelliklere sahip; aynı zamanda, tarihsel, arkeolojik, sanatsal, bilimsel, sosyal veya teknik bakımlardan dikkate değer, kısmen inşa edilmiş, insan emeği kültür varlıklarıyla tabiat varlıklarının birleştiği alanlardır.

Kentsel sit, mimari, mahalli, tarihsel, estetik ve sanat özelliği bulunan ve bir arada bulunmaları sebebiyle teker teker taşıdıkları kıymetten daha fazla kıymeti olan kültürel ve tabii çevre elemanlarının birlikte bulundukları alanlardır.

Sit alanlarının sınırlarının belirlenmesi:

Koruma kurulu uzmanlarınca ya da ilgili kurumların hazırladıkları rapora göre sit alanı olarak tespit edilen alanların sınırlandırma haritaları hazırlanmakta ve koruma kurulu kararı ekinde imzalanmaktadır. Kurul kararıyla birlikte hazırlanan sınırlandırma haritası, kadastro müdürlüğüne ve tapu sicil müdürlüğüne gönderilmektedir. Tapu sicil müdürlüğü, sit alanında kalan taşınmazların beyanlar hanesine sit niteliğini belirterek, gerekli

Page 100: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

202

şerhi düşmektedir. Kadastro müdürlüğü de, sit ilanından sonra yapacağı çalışmalarda sınırlandırma haritasını dikkate alarak çalışmalarını sürdürecektir.

Uygulamada, özellikle gayri meskun alanlarda yeterli ölçekte ve mülkiyet işli haritalar elde edilemediğinden, sınırlandırma haritaları 1/25000 ölçekti haritalar ya da kroki şeklinde düzenlenmektedir. Bu haritalar tescil için tapu sicil müdürlüğüne gönderildiğinde, çoğu kez tescil ve tapu kayıtlarına şerh verilmesi işlemi gerçekleştirilememektedir. Aynı şekilde, sınırların araziye aplikasyonunun zor ya da olanaksız olduğu bu durumlarda, kadastro çalışmaları henüz yapılmamışsa, kadastro sırasında zilliyetlik konusu değerlendirilirken, yanlış uygulamalar olmaktadır. 5226 sayılı Kanunla değişik 2860 sayılı Yasanın 11. Maddesi, “Korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarıyla, bunların koruma alanları, sit alanları zilliyetlikle iktisap edilemez” hükmünü içermektedir. Bu nedenle, sit alanı sınırlandırma haritaları çok önemli belge niteliğindedir.

Bu bağlamda ortaya çıkan sorunlara örnek olması açısından, bir sit kararını şimdi bilgilerinize sunuyorum.

Kurul, “İli, ilçesi, gölü ve ormanını kapsayan, ekli haritada işaretlenen alanın, ilke kararı gereği birinci derece doğal sit alanı olarak belirlenmesinin uygun olduğuna karar verildi” demiş.

Sit sınırı paftası, 1/25000’lik üzerine, bazı yerlerde eş yükseklik eğrileri takip edilerek, bazı yerlerde topografik ayrıntılar takip edilerek çizilmiş bir sit sınırı ve karar eki pafta örneği görüyorsunuz.

Bu sit sınırına ilişkin, daha sonra ortaya çıkan sorunlarla ilgili bir yazışma örneği sunmak istiyorum.

“Bu alana ilişkin, ili, ilçesi, mevkii birinci derece doğal sit alanında bulunan pafta parselin ikiye ifraz edilerek, ifraz sonucu oluşan parsellere gerekli şerhin verildiği ilgi B yazıda belirtilmiş, ilki D yazımız da parselin 1/25000 ölçekli haritadaki yeri işaretlenerek, müdürlüğümüze gönderilmesi istenmiştir. İlgi A yazı ekindeki 1/25000 ölçekli haritada işaretlenen parselin birinci derece doğal sit alanı sınırlarında yer almadığı anlaşılmıştır. İlgi C yazımızda da belirtildiği gibi, özel teşebbüs ile kamu yatırımlarında gecikmelere sebep olunmaması ve sit sınırları dışında yer alan, ancak sit alanındaymış gibi işlem görerek şerh verilen parseller bulunduğu tespit edildiğinden, ilgi C yazımız ekinde gönderilen listedeki taşınmazların 1/25000 ve 5000 ölçekli haritada işaretlenerek müdürlüğümüze gönderilmesi hususunda…”

Bu, bizim orada çok sıkça yaşadığımız sorunlardan sadece bir örnek. Sit alanı dışındaki bir parsele sit alanındaymış gibi şerh verilmiş. Bunun tersi de var; bu dosyayı incelediğinizde, sit alanı içinde olup şerh verilmeyen parseller de var. Bu, yaşadığımız sorunlardan sadece bir dosyaya ait bilgiler.

Parsel ölçeğinde korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının tespiti ve tesciline ilişkin biraz bilgi vermek istiyorum.

Page 101: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

203

Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının tespit ve tesciline ilişkin hususlar 2863 sayılı Yasaya dayanılarak çıkarılmış olan, 10.12.87 gün ve 19666 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkındaki Yönetmelikte düzenlenmiştir. Anılan Yönetmeliğin, tespit sonucu düzenlenecek belgelere ilişkin 5. Maddesinin 1. Bendi, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının tescili için gerekli bilgilere havi tespit şeklinde düzenlenmiştir. Bizim mesleğimizin devreye girdiği önemli bölümlerden birisi burası. Nedir bu tescil için gerekli belgeler? Burada öncelikle bu konu üzerinde durmakta yarar var.

Uygulamada bu bilgiler genellikle tek yapı tespitleri için, il, ilçe, mahalle, pafta, ada parsel numaraları ve kadastro haritası ya da halihazır harita olmaktadır. Ancak, bu bilgilere ulaşmada, ulaşılabilen bilgilerin doğruluğunun test edilebilmesinde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Genellikle güncel ve yeterli ölçekte halihazır haritaya ulaşmak zor olabildiği gibi, halihazır harita üzerine kadastro bilgileri işlenmemiş olmakta ya da kadastro haritasından yer tespiti yapılmaya çalışılmakta. Bu durumda da kadastro haritasını araziye uygulamak çoğu kez zor, hatta olanaksız olduğundan, tescile önerilecek yapının haritada tespiti ve dolayısıyla pafta, ada parsel numaralarının tespiti ya yapılamamakta ya da yanlış olmaktadır.

Tespit aşamasında bir diğer sorun, güncel kadastro bilgilerine ulaşmakta yaşanmaktadır. Koruma amaçlı imar planlarıyla ilgili sunuş yapan hocamız da bu sorundan bahsettiler. Parsel numaraları ifraz sonucunda değiştiğinden ve parsellerde bölünme-birleşme olduğundan, yanlış parsellere şerh düşülmekte ve daha sonra karar düzeltmeleri çok sıklıkla kurul gündemine gelmektedir.

Sunuma yazmayı unuttuğum önemli bir konu da, yine çok sık karşımıza gelen tescil dışı alanlardaki korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının tespiti. Bunları tespit edebiliyorsunuz; ancak, tescil dışı olduğu için, ada parsel numarası olmadığından ya da ada parsel numarası olduğu halde, parsel numarası aldığı halde tescil edilmeyen alanlar da olduğundan, onların tapu kayıtlarına gerekli şerhi düşülemiyor, daha sonra da onlar ilgili kurumlar tarafından yok niteliğinde sayılıp yok edilebiliyor.

Tespit ve tescil aşamasında karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerilerini maddeler halinde özetlemek istiyorum.

Sit alanlarıyla, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının tescili aşamasında, yukarıda özetlenen bilgiler ışığında sorunları sıralamak gerekirse;

- Tek yapı tescilinde, güncel ve mülkiyet bilgileri üzerine doğru işlenmiş halihazır haritalar elde edilememektedir

- Sit alanı sınırlandırma haritaları tescil niteliği taşımayacak şekilde ve ölçekte hazırlanmaktadır

- Tespit ve sınırlandırma aşamasında harita mühendisi bulunmadığı zamanlarda, mülkiyet bilgilerine ulaşmada ve altlık haritaların hazırlanmasında ciddi yanlışlıklar yapılabilmektedir

Page 102: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

204

Kadastro bilgilerine ulaşmakta çok büyük zorluklar yaşanmaktadır. 3386 ve 5226 sayılı Yasalarla değişik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 11. Maddesi, daha önce sadece “Korunması gerekli kültür varlığı parsellerinde zilliyetlikten iktisap edilemez” derken, buraya sit alanları da ilave edilmiştir. Biraz önce bahsettiğim şekilde, sit sınırlandırma haritaları çoğu zaman tescil edilemediğinden ya da sınırlar net olmadığından, kadastro müdürlüklerinin bir kısmı yeni kadastro çalışmalarına başlarken, kurullara oradaki sit alanlarını sorup, haritalarını isteseler bile, onların araziye uygulanması çoğu zaman olanaklı olmamakta, birçok kez de kadastro müdürlükleri hiçbir şekilde koruma kurulu müdürlüğünden ya da ilgili birimden sit sınırlarını sormadan kadastro çalışmalarına başlamakta. Bu, son zamanlarda çok karşılaşılan bir şey. Bu şekilde yapılan kadastro çalışmasında sit dikkate alınmadığından, zilliyetlikle parseller tescil edilebilmekte ve iptal davalarıyla vatandaşla devlet karşı karşıya gelmektedir.

Yukarıda özetlenen soruların çözümüne ilişkin, öncelikle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü arasında yapılacak bir çalışmayla, bilgi değişimi konusundaki zorlukların ortadan kaldırılması gerekmektedir. Halihazır haritalar üzerine işlenen mülkiyet sınırlarının ilgili kadastro müdürlüğünce denetimi yapılarak, ileride oluşacak yanlışlıkların önüne geçilmelidir.

07.01.2006 gün ve 26046 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5444 sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1. Maddesiyle yeniden düzenlenen 2644 sayılı Tapu Kanunun 35. Maddesinde, “Yabancı uyruklu gerçek kişilerle yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzelkişiliğe sahip ticaret şirketlerinin, sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç ve kültürel özellikleri nedeniyle koruması gereken alanlar, özel koruma alanlarıyla flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken hassas alanlarda ve stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından, taşınmak ve sınırlı ayni hak edinemeyecekleri alanları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının tescile esas koordinatlı harita ve planları içeren tekliflerinin üzerine belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir” diyor.

Bu, benim Kültür ve Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğüne geçtikten bu tarafa çok hayal ettiğim bir şeydi. Bu hayalim gerçekleşti. Biz, Oda olarak ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü olarak, artık bu Kanunun uygulanması yönünde çalışmalar yaparız diye umuyorum.

Tespit ve tescile ilişkin konuları böyle özetledikten sonra, zaman darlığı nedeniyle böyle spesifik örneklerle yetinmek durumunda kaldık.

Bizim mesleğimiz açısından, Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunda önemli bir çalışma alanı da koruma amaçlı imar planı hazırlık süreci ve uygulama sürecinde yaşanan zorluklar. Bunlara da çok kısaca, mesleğimiz ve kadastro ilişkisi açısından vurgu yapmak istiyorum.

Koruma amaçlı imar planı nedir? Biliyorsunuz, bu, 2004 yılında 5226 sayılı Yasayla değişen 2860 sayılı Yasada tanımlanmıştır. Koruma amaçlı imar planı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca belirlenen sit alanlarında, alanın etkileşim geçiş

Page 103: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

205

sahasını da göz önünde bulundurarak, kültür ve tabiat varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunması amacıyla, arkeolojik, tarihi, doğal, mimari, demografik, kültürel, sosyoekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı olarak, halihazır haritalar üzerine, koruma alanı içinde yaşayan hane halkları ve faaliyet gösteren işyerlerinin sosyal ve ekonomik yapılarını iyileştiren; istihdam ve katma değer yaratan stratejileri koruma esasları ve kullanma şartlarıyla yapılaşma sınırlarını sağlıklaştırma, yenileme alan ve projelerini, uygulama etap ve programlarını, açık alan sistemini, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımını, altyapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunlukları ve parsel tasarımlarını; yerel sahiplilik, uygulamanın finansmanı ilkeleri uyarınca, katılımcı alan yönetimi modellerini de içerecek şekilde hazırlanan hedefler, araçlar, stratejilerle, planlama kararları, plan noktaları ve açıklamalı raporuyla bir bütün olan nazım ve uygulama imar planlarının gerektirdiği ölçekteki planları ifade eder. Bu tanımı gördüğümüz zaman, Yasa çıktığı zaman, şahsen ben, mesleğimizi bu tanımın içinde birçok yerde görebildim.

Yine konumuzla ilgili olarak, kadastroyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum.

2860 sayılı Yasanın 17. Maddesi, “Bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanı, bu alanda her ölçekteki plan uygulamasını durdurur. Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından, 3 ay içinde, geçiş dönemi, koruma esasları ve kullanma şartları belirlenir. Belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar, söz konusu alanda ilgili meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve plandan etkilenen hemşehrilerin katılımıyla toplantılar düzenleyerek, korum amaçlı imar planını hazırlayıp incelemek ve sonuçlandırmak üzere, koruma belge kuruluna vermek zorundadır. 2 yıl içinde koruma amaçlı imar planı yapılmadığı takdirde, geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının uygulanması, koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar durdurulur. Bu 2 yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plan yapılmadığı takdirde, koruma bölge kurulunca bu süre 1 yıl uzatılabilir” demektedir.

Şimdi, bunları niye anlattığımı açıklamak istiyorum. Burada, koruma amaçlı imar planı yapım sürecine biraz ara vererek, geçiş dönemi yapılanma şartları üzerinde durmak istiyorum. Bu da bizim çok karşılaştığımız bir sorun. Yalnızca, koruma mevzuatında yer aldığını bildiğimiz, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararlarını irdelemek istiyorum.

İlke kararı, adı üstünde, koruma esaslarına ilişkin ilkeleri belirleyen kararlardır. 5226 sayılı Yasayla değişik 2860 sayılı Yasanın 57. Maddesinde, “Koruma bölge kurulları, Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde olmak kaydıyla, aşağıdaki işleri yapmakla görevlidir” demektedir.

Geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarıyla neler yapılabilmektedir? Buraya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. 419 sayılı ilke kararı, bu alanlarda yeni imar parseli oluşturmak üzere ifraz yapılamayacağını; ancak, sınır düzenlemeleri, yol terkleri ve benzeri için gerekli ifrazın ve her türlü tevhidin yapılabileceğini ifade etmektedir.

Yasa, “Bir yer sit ilan edildiği anda, Yasanın 17. Maddesi gereğince, oradaki bütün imar planı uygulamaları durur. Ama o durduğu sürece, yeni plan yapılıncaya değin,

Page 104: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

206

geçiş dönemi yapılanma koşullarıyla yeniden ifraz, tevhit, yola terk yapılabilir” diyor. Bakanlıkta olan bütün meslektaşlarımız, “İmar planı olmayan bir yerde, yola terk, ifraz, tevhit yapılamaz” hükmünü anlatmak çok zorlanıyoruz. Maalesef, Kadastro’da ve tapu sicil müdürlüklerinde de, bu şekilde yapılan ifraz ve tevhitler tescil edilmektedir. Bu, çok ciddi bir sıkıntıdır.

Tekrar koruma amaçlı imar planı hazırlama sürecine dönecek olursak, en büyük sıkıntı, kadastral durum işlenmiş, güncel, onaylı haritaların elde edilmemesidir. 2860 sayılı Yasaya göre çıkan yönetmelikte, “Koruma amaçlı imar planları, kadastral durum işlenmiş, güncel, onaylı haritalar üzerine çizilir” denilmektedir. Demek ki, biz, bu anlamda, İmar Kanunundan birazcık ileri geçebilmişiz.

Bu noktada da çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bunu tekrar etmeyeceğim. Dokuz Eylül’den sunuş yapan hocalarımız bu konuya ayrıntılı şekilde yer verdiler. Ama bununla ilgili de bir örnek kurul kararını okuyup, sunumumu sonlandırmak istiyorum.

“Parselin, kurulumuzun 2005 tarihli kararı gereği, kurul üyelerimizce yerinde yapılan incelemesinde, söz konusu parselin tümü birinci derece doğal sit alanı karakteri göstermekle birlikte, alanın kesin sınırlarının henüz tespit edilememiş olması nedeniyle tümünü değerlendiren ve … bölgesinde doğal sit alanlarını tespit eden bir çalışmanın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığınca ivedilikle gerçekleştirilmesine; ayrıca, bütününde sit derecelendirme paftalarının sadece 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı üzerine işli olması ve söz konusu plan paftalarının yeterince hassas olmaması nedeniyle 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planı aşamasında, Belediye Başkanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının sit derecelendirme çalışmalarının hassasiyetle, gerekli teknolojinin kullanılarak hazırlanıp, kurulumuza getirilmesinin zorunlu olduğuna…” diyor.

Bu karar da aslında benim vurgulamaya çalıştığım sorunları özetleyen, doğrulayan bir karar olarak önümüzde duruyor.

Koruma amaçlı imar planı uygulamasında yaşanan sorunlara ilişkin de bir cümleyle özetlemek istiyorum. Hepsini okumayacağım.

Yine koruma amaçlı imar planlarının normal imar planlarından en önemli farkı, parsel ölçeğinde çözüm üretmesi zorunluluğudur. Böyle olmadığı zamanlarda, koruma amaçlı imar planlarında mülkiyet ve çözümler yeterince işlenmediği zamanlarda, maalesef, daha sonra koruma amaçlı imar planlarında da çok yoğun bir şekilde plan tadilatları gündeme gelmekte ve kurul gündemini meşgul etmektedir. Bu da koruma amaçlı imar planından asla beklenmeyecek bir şey.

Teşekkür ediyorum.

Page 105: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

207

AFET KADASTROSU VE AFET BİLGİ SİSTEMİNİN KADASTRODAN BEKLENTİLERİ

Dr. Murat NURLUAfet İşleri Genel Müdürlüğü

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Öncelikle, şahsım ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü adına, Kadastro Kongrenizi kutlar, başarılarınızın devamını dilerim.

Bugün, belki biraz farklı bir konuda sunum yapacağım. Ancak, doğal afetlerle ilgili yapılan çalışmalarda çok disiplinli mesleklerin bir araya gelmesi gerektiği inancıyla, bu bilgilerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Öncelikle sizlere afet kadastrosu hakkında bilgi vermek istiyorum.

7269 sayılı Kanun 18. Maddesine göre, meydana gelen bir afet neticesinde, kadastrosu olmayan yerler için, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün talebi ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün talimatı üzerine kadastro çalışmalarına başlanır. 3402 sayılı Kanunda öngörülen ilanlar yapılmaz. Kadastro çalışması, sadece Afet İşleri Genel Müdürlüğünün gösterdiği yerle sınırlandırılır. Kadastro komisyonu kurulmadığında, itirazlar komisyona intikal ettirilmez. Kadastro müdürünün onayına müteakip kesinleşir. Afet, çok hızlı gelişen bir olay olduğu için, bu işlemin de hızlı yapılması gerekiyor.

Bir örnek vermek istiyorum. Bakanlığımız tarafından, 2004 yılında 21 bin 593 dönüm afet kadastrosu yapılmıştır.

Görmüş olduğunuz kötü görüntüler, ülkemizde yaşanan doğal afetler sonucu çekilmiştir. Birinci sunumda, Sayın Daniel bir harita gösterdi. Planlama yapılmış, mikro-zonlama haritaları yapılmış, kurallar konulmuş, yasak bölgeler ilan edilmiş vesaire. Ancak, ülkemizde özellikle siyasi rant olayından dolayı, bu planlar, Bakanlık tarafından yapılan planlar, kurallar, kanunlar hiçe sayılıyor. Ortadaki fotoğrafta gördüğünüz gibi, dere yataklarında yerleşmeler yapılıyor, sağlıksız konutlar yapılıyor. Ülke olarak, bunu bir türlü aşamıyoruz.

Bir örnek olması açısından, bölgesel planlamada kadastro verileri ve diğer verileri kullanarak, bir bölgesel planlama örneğinden bahsetmek istiyorum.

Ekibimiz, şu anda Karabük İli’ni de çalışmış, bitirmiş. Önümüzdeki sene Bartın İli’yle ilgili çalışmalar bitiyor. Ondan sonra da Zonguldak İli’yle ilgili çalışmalar bitmiş olacak. 81 ilde bunu bir şekliyle çözmemiz gerekiyor artık.

Bu çalışmayı neden başlattık? Bakanlığımızın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamede var, 7269 sayılı Afetler Kanununda var, İmar Kanununda var; afete maruz bölge, yerleşme alanlarındaki afet risklerinin belirlenmesi ve bütünleşik afet tehlike haritalarının yapılması görevlerinden dolayı böyle bir pilot çalışmayı başlattık.

Page 106: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

208

Çalışmanın ana amaçları arasında, Türkiye’nin genel afet durumunu ortaya koymak; Kastamonu bölgesinde -Kastamonu bölgesini seçtik- meydana gelen, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğu deprem, heyelan, kaya düşmesi, çığ konularını araştırarak, afet tehlike haritalarını ortaya koymak; illerimizde düzenlenecek olan il acil yardım planlarına temel olacak verileri ortaya koymak ve güncellemek gibi konular var. Coğrafi bilgi sistemi ve uzaktan algılama gibi ileri teknoloji ürünlerinin bu tür çalışmalarda kullanılabilirliğini ispatlamak için bu çalışmayı başlattık.

Demin de bahsettiğim gibi, çalışmanın kapsamı, deprem, heyelan, çığ, kaya düşmesi ve afet yönetimi konularında olmuştur. İleriki bölümlerde anlatılacağı gibi, tehlike haritaları bir altlık bilgi olarak hazırlanmış. Bu, özellikle çevre düzeni planlarında kullanılan haritalardır, bu yapmış olduğumuz çalışmalar detay haritalar olarak kullanılmaz. Çünkü bunu il geneli itibarıyla yapıyoruz. Parsel bazındaki çalışmalar için daha detaylı çalışmalar yapmak gerekiyor.

Tahmin edebileceğiniz gibi, büro ve arazide kullanılan yöntemler, coğrafi bilgi sistemi ve uzaktan algılama teknikleri kullanılarak yapılmıştır.

İş akış şemasına bakacak olursak, belediyeden imar planı ve kadastroyla ilgili bilgileri, MTA Genel Müdürlüğünden jeoloji haritası, Orman Genel Müdürlüğünden hava fotoğrafları, Kastamonu Valiliğinden ilgili veriler, Harita Genel Komutanlığından yine hava fotoğrafı ve topografik haritalar, ilgili kuruluşlarımızın üretmiş olduğu veriler kullanılmıştır. Bu verilerden, coğrafi bilgi sistemiyle veri düzenlemesi ve analizleri yapılmış, her afet tehlikesi için bir tehlike haritası üretilmiş, sonra bunlar bir araya getirilerek, risk analizi ve planlama sürecine katkı sağlayacak haritalar üretilmiştir.

Kastamonu’yla ilgili çok kısa bir bilgi vermek istiyorum. Kastamonu, yüzölçümü itibarıyla Kıbrıs’tan büyük bir ilimiz, yaklaşık olarak İsviçre’yle eşdeğer gibi. 72 tane köyü var; köy sayısı itibarıyla Türkiye’nin yaklaşık yüzde 3’ü. Devlet yolu olarak 731, il yolu olarak 665 kilometrelik bir yola sahip büyük bir alan.

Burada, kullandığımız çeşitli verileri görüyorsunuz; uydu görüntüleri, jeolojiyle ilgili bilgiler.

Öncelikle deprem konusunu ele aldık. Sağ taraftaki slaytta da göreceğiniz gibi, Kastamonu, 1, 2, 3 ve 4. derece deprem kuşaklarını kapsayan bir alanda bulunuyor. Biz, Kastamonu İli’nin güney tarafından geçen Kuzey Anadolu fay zonunda olabilecek 7.5 büyüklüğünde bir deprem senaryosu oluşturduk.

Bu, o bölgeye ait olan, şimdiye kadar hasar yaratan depremler.

Kuzey Anadolu fayı bu. Güney tarafta, Tosya’nın hemen kuzeyinden geçen o alan. Onun üzerinde olacak bir depremde hangi ivmeler gözlenebilir?

Bu da şiddet haritamız. Yine 7.5 büyüklüğünde olacak bir depremin Kastamonu kent merkezinde şiddeti yaklaşık 7 olacak; ama Tosya’nın hemen kuzeyine, kırmızıyla gözlenen yerde 10 şiddetinde bir deprem bekliyoruz.

Page 107: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

209

Tabii bu, bölgesel bazda bir planlamaya yönelik olduğu için, biraz da kent bazına inelim dedik. Kentin, belediyeden bulduğumuz imar planları, kadastro bilgileri, önemli yapılar, bunlar sayısal ortamda, bizim zorlamamızla oluşturuldu. Oluşturulan bu verilerden, daha detay çalışmalarla, jeofizik araştırmalarla biraz daha detaya indik. Yapılan detay çalışmalar sonucunda, Kastamonu kent merkezi için ölü sayısının yaklaşık 82, yaralı sayısının da 206 olacağını ve diğer verileri de elde etmiş bulunmaktayız.

Kastamonu, sadece deprem konusunda değil, heyelan konusunda da oldukça problemli bir ilimiz. Afet İşleri Genel Müdürlüğünün şu ana kadar Kastamonu’yla ilgili yapmış olduğu nakiller harita üzerine aktarıldı. Coğrafi bilgi sistemi ve diğer teknikler kullanılarak yapılan çalışmalarda, Kastamonu İli’ne ait potansiyel heyelan haritaları üretildi. Aynı şekilde, kaya düşmesinden etkilenen alanlar harita üzerine aktarıldı.

Yine kent merkezi için, potansiyel kaya düşmesine duyarlı bölgeler buralar.

Kastamonu’ya gitmiş olanınız varsa, Kastamonu Kalesi’nin hemen altındaki alanlar, Bakanlığımız tarafından zamanında nakline karar verilen konutlar. Ancak, 2003 yılında bu çalışmayı orada yaptık. Hâlâ yaşayan insanlar var, hâlâ aynı mantık devam ediyor.

Bunlar CIS’le ilgili çalışmalar.

Kastamonu il geneli itibarıyla çığla ilgili çalışma yaptık. Burada çığ olaylarından etkilenebilecek alanlar belirlendi.

Bu haritaların yanı sıra, idari bilgiler de lazım. Valilikten, belediyeden veya Türkiye İstatistik Kurumundan elde edilen bilgiler mekânsal veri tabanı olarak hazırlandı.

Kadastro açısından, biraz ileride anlatacağım konu önemli olabilir. Belediyenin elinde sadece mahalle bazında bina sayıları var; bunun daha ötesine gidemiyorsunuz.

Yine proje sahasındaki önemli barajlar harita üzerine aktarıldı. Yine bizim afet senaryolarında kullandığımız liman ve balıkçı barınakları Kastamonu İli için harita üzerine aktarıldı.

Sonuç olarak, bölgesel planlamaya, çevre düzeni planlarına altlık teşkil edecek bütünleşik afet tehlike haritası elde edildi. Kaya düşmesi gözlenen alanlar, çığ tehlikesinde olan alanlar, heyelan zonları bu haritanın üzerine aktarıldı. Buradan geçen Kuzey Anadolu fay zonunda depremin oluşturacağı şiddet dağılımları, hepsi bir bütün halinde tek bir haritaya aktarılmış vaziyette. Tabii bu ürünler Kastamonu İli’nde yapılan sunumlarla idari mekanizmaya aktarıldı, uygulayıcılara aktarıldı. Aynı zamanda, Genel Müdürlüğümüzün web sayfasında da bu çalışma rapor olarak bulunmaktadır. Yine burada, Kastamonu İli’yle ilgili olarak, interaktif olarak, harita tabanlı sorgulamalar yapabilirsiniz. Aynı şekilde, mevcut rapor Internet ortamına aktarıldı.

Sonuç olarak, afet kadastrosu ivedi olarak yapılması gerektiğinden, Afet İşleri Genel Müdürlüğü ile Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile Kadastro İl Müdürlüğü arasındaki koordinasyonun çok iyi olması gerekmektedir. Afet kadastrosu, süregelen işlere göre öne alınmalıdır. Büyük çaplı afetlerde, afetin meydana

Page 108: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

210

geldiği il dışındaki kadastro müdürlüklerinden görevlendirmeler için bir mekanizma oluşturulmalıdır. Gerektiğinde ihaleyle özel sektöre yaptırılması işlemi hızlandırabilir.

Bütünleşik afet tehlike haritaları açısından yaklaşırsak olaya, tehlike hesaplamalarında kullanılacak olan kadastral bilgiler yeteri derecede güvenilir ve eksiksiz olmalıdır. Bütünleşik afet tehlike haritaları için kullanılacak verilerde çok disiplinli araştırmalarla kadastro bilgileri beslenmeli, bu verilerin kullanımı için başka çalışmalara gerek duyulmamalı, kaynak ve zaman tasarrufu sağlanmalıdır.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Page 109: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

211

TARTIŞMA

OTURUM BAŞKANI- Biz de, “Afet Kadastrosu ve Afet Bilgi Sisteminin Kadastrodan Beklentileri” konulu bildirisi için, Sayın Murat Nurlu’ya teşekkür ederiz.

Şu ana kadar iki soru geldi. Başka sorular varsa, yazılı olarak alalım.

CEMİL CANDAŞ- Osman Selçuk arkadaşımız, “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, kadastro ve tapu müdürlüklerinde herhangi bir işlem yapılmayacağını bile bile hâlâ neden 1/25000 ölçekli haritalarla müracaat etmektedir? Neden bu konuyla ilgili bir protokol yapılmamaktadır?” diye sormuş.

Bir defa, bu “bile bile” sözcüğü üzerinde durmak istiyorum. Bile bile gönderilmemektedir. Maalesef, kurumumuzda bu konu yeni ele alınmaya başlanmış. Çok da isabetli olduğunu düşündüğüm böyle bir bildirinin gündeme alınması sebebiyle, bildirimi bitiremediğim için teşekkür edememiştim. Kongre yürütücülerine teşekkür ederim.

Yine burada benim bir önerim vardı; izninizle, onu da okuyayım. Böylece, bildirimi de tamamlamış olurum.

“Yasanın bu bağlayıcı hükmü gereğince -5444 sayılı Yasayla değişen Tapu Kanunundan bahsediyoruz- sit alanlarına ilişkin sınırlandırma haritalarının 06.08.1973 tarihli Tescile Konu Harita ve Planlar Yönetmeliği ile Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliğine göre hazırlanması gerekmektedir” diye bir önerim olmuştu.”

Yine aynı Yasada, “Bakanlık bünyesinde, ilgili idare temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından” diye bir komisyondan söz edilmektedir. Burada da Bayındırlık Bakanlığı yetkililerinden özel isteğimiz, Kültür ve Tabiat Varlıkları ya da Kültür ve Turizm Bakanlığından temsilci istenirken, mutlaka meslek belirtilerek istenmesinin çok yararlı olacağını düşünüyorum. Bu konu, gerçekten bizim Bakanlığımızda çok yeni.

Bu vesileyle ikinci soruyu da okuyayım. “Kültür ve Tabiat Varlıkları Korumu Kuruluna kadastro çalışmaları bildirildiği halde, bildirilmediği hakkında beyanda bulundunuz. Kadastro biriminde çalışmaya başlamadan evvel mutlaka Kurula yazılı olarak bildirilmektedir. Ancak, Kurul, kendi görevi olan sınırların belirlenmesiyle ilgili olarak, 1/25000’lik haritaların üzerini düz çizgiyle çizerek, zemini dikkate almadan harita göndermektedir ki, bu haritaların uygulanması mümkün değildir. Kurul, kadastro müdürlüğünce sayısal koordinat vermesi halinde sorunun çözümü mümkündür.”

Bu da zaten benim bildirimin kısa bir özeti oldu. Dileriz, böyle olacaktır.

Son bir bilgi vermek istiyorum. Türkiye’de, 22.05.2006 tarihi itibarıyla 6 bin 192 adet arkeolojik sit alanı, 947 adet doğal sit alanı, 194 adet kentsel sit alanı, 132 adet tarihi sit alanı, 383 adet karma sit, toplam 7 bin 850 adet sit alanı vardır. Bunlar Kültür Bakanlığının dünkü kayıtları, dün aldım Bakanlıktan. Rahatlıkla, “7 bin 850 adet sınırlandırma harita yapılması gerekir” diyebilirim.

Page 110: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

212

Parsel ölçeğindeki tespiti yapılmış kültür ve tabiat varlıklarının sayısı 49 087 olarak görünüyor; ama bu rakam benim için çok ilginç. Ben, 1997 yılında Kültür Bakanlığına geçtiğim zaman da bu rakam 49 bindi. Bu rakamın güncel olmadığını söylemek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

Dr. MURAT NURLU- Sayın Betül Şengezer hanımefendi, “Afet İşleri Genel Müdürlüğünün elinde, geçmişe yönelik önemli bir bilgi deposu bulunmaktadır. Bunların coğrafi bilgi sistemi ortamına aktarılması konusunda çalışmalar var mıdır, düşünülmekte midir?” diye sormuş.

Haklısınız, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün elinde, şu ana kadar olan afetlerle ilgili çok önemli bilgiler mevcut. Deprem konusunda, deprem.gov.tr. adresinden sürekli bu bilgiler aktarılmakta. Diğer bilgiler, heyelan olsun, kaya düşmesi olsun, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün 2006 yılı programına alınmıştır. “Afet bilgi sistemi” adında bir projemiz var; bu proje bu sene gerçekleştirilecek. Hatta burada, afet bilgi sistemi içinde afet arşivi de söz konusu olacak. Sadece veri değil; eskiye dönük fotoğrafların, raporların toplanıp, sayısal ortamda sunulması söz konusu. 2006 yılında, afet bilgi sistemiyle bu çalışmalar başlamıştır.

Teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI- Başka soru var mı?

Sorular gelmediğine göre, Fiziki ve Kentsel Planlama - Tapu Kadastro İlişkileri” başlıklı Dördüncü Oturumu kapatıyoruz.

Oturuma bildirileriyle katılan tüm bildiri sahiplerine teşekkür ederim. Cemil Candaş beyden özellikle özür dilerim. Sizlere de sabrınız için teşekkür ederim. İyi günler.

Page 111: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

213

BEŞİNCİ OTURUMARAZİ YÖNETİMİ - TAPU KADASTRO İLİŞKİLERİOturum Başkanı: Prof. Dr. Cevat GERAY

KONUKLAR:

Etkili ve SürdürülebilirArazi Yönetimi - Kadastro İlişkileriProf. Dr. Joachim THOMAS – Bochum Üni.

Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası ile Çölleşmeyle Mücadele Ulusal Eylem Programı Doğrultusunda, Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi Politikalarındaki HedeflerProf. Dr. Cemil CANGIR / Trakya Üni.,Yrd. Doç. Dr. Erhan AKÇA / Çukurova Üni.,Yrd. Doç. Dr. Duygu BOYRAZ / Trakya Üni., Prof. Dr. Selim KAPUR / Çukurova Üni.

Kırsal Mekan Düzenleme (Arazi Toplulaştırma)- Kadastro İlişkileri Yrd. Doç. Dr. Ali ERDİ / Selçuk Üni., Prof. Hüseyin ERKAN / HKMO

Tarımsal Desteklemede Doğrudan Gelir Desteği ve Kadastrodan BeklentilerDr. Orhan ERCAN - Nihat ŞAHİN Gen. Müd. Yrd. / TKGM

Page 112: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

214

Page 113: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

215

ETKİLİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ YÖNETİMİ - KADASTRO İLİŞKİLERİ

Prof. Dr. Joachim THOMASBochum Üni. Deutschland

1.IntroductionLand Management is in Europe since about 200 years – more or less publicly observed – in the Agenda of legislation and policy – makers, and of state and communal authorities. Typical catch-phrases are „land reform“, „land use planning“, „land consolidation“, „land readjustment“ and so on. These activities were and are expression of an obvious public demand on state and communal influence in the private and individual land use.

That became always necessary after the introduction of the individually free disposal and availability of land. This development of privatisation of land started in West Europe after the French Revolution, in Central and East Europe with the break down of the socialism in 1990 and 1991.

2. International Activities on „Land Management“ IssuesThus, it is to observe a renaissance of land management issues and topics in the national and international scenes; the activities are caused through different impulses and focussed on different approaches:

• Food and Agricultural Organization (FAO) with its „Land Tenure Office“ in Rome and its „Sub-regional Office“ in Budapest is dealing with land management and land consolidation activities since mid of the nineties; important congresses and workshops have been implemented and substantial publications as support for the upcoming administrative structures in Central and East Europe were edited.

• Since the end of the nineties the United Nations Economic Commission for Europe – Working Party on Land Administration (UNECE-WPLA) is permanently treating land management issues in its half-yearly workshops, beside the general “land administration” topics. And in May 2007 in Munich the UNECE-WPLA Workshop will be exclusively focussed on land management matters.

• The Federation International de Geomètre (FIG) with its national and international sub-organizations dealt last time with specific land management questions; an the actual Cadastre Congress in Ankara with land use and land management reports is also a confirmation of the observation that „land management“ is actually en vogue.

• In 2003 the Central-European Centre for Communication and Consultation in Land Issues (4 CLI) was launched in Budapest (the former CELK Centre), founded by WORLD BANK and Hungarian Ministry of Agriculture. Its main task is the support of the development in Central and East European Countries in land

Page 114: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

216

administration issues, particularly in land management issues. A comprehensive database in kind of a scientific thesaurus was created with a broad collection of relevant information about land related issues, so called IKON (Interactive Knowledge Networking) with access through the LANDnet portal of 4 CLI.

Beside a lot of supporting activities in specific national questions of requesting countries, last December an important „Land Consolidation Conference“ was held in Budapest.

But also in West Europe Land Management questions are on the Agenda:• Land management and land consolidation are expressively named in the EU

Regulation for the Development of Rural Areas concerning period 2007 until 2013 as specific measures that can be funded by the EU.

• In context with a EU funded trans-national INTERREG III C project „FARLAND“ (Future Approaches in Land Development) seven European Countries are comparing and analyzing their national approaches in rural development, specifically focussed on land management activities concerned.

• Since 1st of May 2006 there is an application at the COST Office of the European Science Foundation in Brussels for funding of a trans-national research project „Rearrangement of Property Rights in Rural and Urban Areas“. More than 40 scientists from 25 European countries expressed their urgent interest to participate in this research project. The scientific goal is a survey, comparison and analysis of the existing land management approaches in Europe and to create an „ontologically-based“ model of contemporary land readjustment tools, what is needed in land management for.

So far the actual relevance of Land Management in Europe.

But what do we talk about exactly by „Land Management“?

3. DefinitionAt present we have to state a very diffuse situation concerning “land management” and sometimes a real Babylonian language confusion in terms of „land management“, particularly in terms of „land consolidation“ (Thomas 2006). Therefore I refer to the definition of the UNECE (UNECE 2005) concerning „land management“:

„Land Management is the process whereby the resources of land are put to good effect regardless of the fact that the land may be owned by the State, a legal entity or a private individual. It covers all activities concerned with the management of these physical resources including farming, mineral extraction, property and estate management, and the physical planning of towns and the countryside.

It embraces such matters as- property conveyance, including decisions on mortgages and investments;- property assessment and valuation;

Page 115: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

217

- the development and management of utilities and services;- the management of land resources such as forestry, agriculture, soils;- formation and implementation of land use policies;- environmental impact assessment and- the monitoring of all activities on land that affect good land use“.

“Land readjustment” – as „land management“ strictly speaking – contains all activities which „are likely to bring current land use, land ownership issues and other land tenure (individual subjective property) rights in accordance with private and public requests on land use (manifested in planning goals) and/or to eliminate disturbing effects according to plan” (Seele 1992). Measures of land management in this sense stretch from unpretentious land use agreement by contract and free-hand acquisition on to legally enforced expropriation. In between these extremes, sovereign or compulsory land readjustment tools like land consolidation are located in the German tool box (Thomas 1995):

Land Management in this sense is of dynamic essence, and characteristic, and demands targeted and sophisticated activities and measures.

In contrary, “Land Administration” is of more static character:

“Land Administration refers to the processes of recording and disseminating information about the ownership, value and use of land and its associated resources. Such processes include the determination (sometimes known as the “adjudication” or “formalization”) of rights and other attributes of land that relate to its value and use, the survey and graphical description of these, their detailed documentation and the provision of relevant information in support of land markets” (UNECE 2005).

Figure 1: Land Readjustment in Germany

Page 116: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

218

“Land Registry/Book” and the “Real Property Cadastre” fulfil these descripting and recording, documenting and legally confirming tasks , sometimes established as “Unified Real Property Cadastre” on a digital database and in one institutional hand.

Thus, we have to do in land issues with “twins“ being of different characters:− Land Administration, the static component, has more conserving and disseminating

tasks;− Land Management, the dynamic component, has more changing and adjusting

tasks.

But both have to cooperate and to collaborate closely.

Between Land Management and Land Administration there is no subordinating relationship what ever for; they mutually necessitate themselves.

They are “brothers” or ”sisters” without any preference of one, which have cooperatively functioning their optimal effects and the best outcome:

Figure 2: Relationship between Land Management and Land Administration

4. On “Effectiveness” in Land ManagementThe effectiveness in Land Management shall be demonstrated by the aspect of interacting between Land Administration and Land Management. This aspect will be analysed by an example, occasionally of a land consolidation procedure in Germany in the status of the present collaboration and afterwards in the potential ideal-typical design.

Page 117: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

219

Occasionally of a land consolidation procedure the Land Consolidation Authority needs a comprehensive dataset with land related issues from

− Land Register/Land Book (Grundbuch),− Real Property Cadastre (Liegenschaftskataster) and− some other public registers, as shown in fig. 3.

Bezirksregierung Münster INTERACTIONS between

Land Administration and Land Management

ownership rights easements and

servitutes hypothecs and

mortgages actual addresses geodetic network cadastre maps valuation

- agricultural soilvaluation

- guiding marketvalues

water rights public land use

restrictions

Land Readjust-

mentProcedure

Land

Boo

kR

eal P

rope

rty

Cad

astr

e

Com-munity

other

regi-

sters

public

Real PropertyC

adastreLand Book

Other public

registers

analog data transfer

digital data transfer

Figure 3: Interactions between Land Administration and Land Management occasionally a Land Consolidation Procedure

This dataset is partly available in analogue , partly in digital form and this is partly formatted/vectorized and partly scanned. Reasons for that finding are different responsibilities, different openness for new technical developments and missing money for needed changes in the involved institution/authority concerned.

All analogue and digital data have to be fully transferred into formatted/vectorized form by the Land Consolidation Authority, for the land consolidation procedure is completely implemented on the base of conclusive IT equipment. Thus, the Land Consolidation Authority is able to update Land Register, Real Property Cadastre and the other public registers afterwards by a pure digital data transfer; that occurs even partly because of the missing compatibility between the registers mentioned before. At time, Land Register and the other public registers are strongly working in order to make possibly a full digital data transfer. The ideal-typical and recommendable “interaction scheme” shows fig. 4.

Page 118: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

220

Figure 4: Ideal-typical Interaction Scheme between Land Administration and Land Management

5. On “Sustainability” in Land ManagementA seasonable Land Management has an economic, ecological/environmental and social component.

5.1. Economic component of Land ManagementThe most famous Land Management means in order to achieve economic impacts (in rural areas) is “the old Land Consolidation”. Until today land consolidation serves for an improvement of production and working conditions in agriculture and forestry, and that in West-, Central- and East-European countries. By merging of parcels to larger plots, by reshaping to obtain units of more favourable location and shape, by providing for ways, rural roads, water bodies and other common facilities, by soil-conserving, soil-improving and landscape measures the economic basic conditions of the farming enterprises will be improved, the amount of work reduced and a rational farm management facilitated. All that leads to considerable immediate and mediate income effects in agriculture as pointed out in a couple of scientific publications. In urban areas, a rearrangement or readjustment by voluntary or compulsory land management instruments creates the prerequisites for private and public investments which – on their – indirectly create and conserve employment.

Page 119: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

221

Figure 5: Economic Impacts occasionally a “Classic” Land Consolidation Procedure (Flurbereinigung “Kuchenheim”)

In the example of Flurbereinigung “Kuchenheim”, both goals are containing: occasionally of a land consolidation procedure agricultural land nearby the border of a city was redesigned. With view to the foreseeable development and enlargement of the city to a commercial area the rearrangement of the parcel structure was designed as well for a rational farming as a later commercial land use, both with a huge economic impact!

5.2. Environmental component of Land ManagementThe environmental dimension of Land Management shall be demonstrated with view to flood prevention:

During the last hundred years human land use drew near the waters; alignments and embankment of rivers took away the natural meadow ground of the rivers – in consequence we have to state huge flood incidents with big damages to animals, things and nature. Today, the government tries to undo

Page 120: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

222

Figure 6: The Environmental Dimension of Land Management

this wrong development: dikes have to be translocated away from the river in order to give more space for the waters, and retention spaces will be established again. That produces conflicts with the actual land users, mostly with the farmers, and needs a sophisticated land management with use of all instruments mentioned before (figure 1). Thus, Land Consolidation Agencies in Northrhine-Westphalia pursue these flood prevention activities at Rhine river, starting nearby Cologne and going up to the Netherlands border – a distance of more than 150 km – by about two dozen land management procedures that looses investments of more than 1 billion Euro (€).

5.3. Social component of Land ManagementThe social dimension of Land Management becomes obviously in big public investment/infrastructure projects. Such projects like road/highway construction, railway/high speed track construction, airport enlargement need hundreds of hectares of land that is mostly in private ownership and that is regularly the economic base for farms and families.

In case of a compulsory purchase of land, the decision, which owners are involved and have to leave their land, depends only on the concrete planning. In Germany in case of expropriation it is to state a so called “special victim” (German: “Sonderopfer”) of the involved individuals. Further disadvantages are remaining rest plots, interrupted road connections, round

Page 121: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

223

Figure 7: The Social Dimension of land Management

about ways and so on. That immediate afflicting by lost of property and/or by strong disadvantages concerning real property can be avoided by an intelligent land management, based on the implementation of a land consolidation procedure: the needed land will be bought – free-hand – in the surrounding area concerned; state or communal land, located wherever in the region, can be brought in.

Occasionally the land consolidation scheme, the needed and available land is transferred to the trace of the road/railway/airport. Needed environmental compensation measures, caused by the project, can also be realized in the same way. In this example of the High Speed Track Cologne/Frankfurt more than 500 ha of agricultural land was brought up in this way occasionally of 5 land consolidation projects across a distance of 26 km.

A second social aspect, but not at all of secondary relevance, is the “pacification” by that approach: Whilst in case of compulsory expropriation of the needed land lengthy judicial proceedings regularly follow with a duration up to 10 years and more over all available judicial institutions, a land purchase occasionally a land consolidation procedure does avoid such expensive procedures. Thus, a mediation of land use conflicts in Germany has as well social as economic impacts, what was impressively demonstrated in a fundamental research project on “Impact Oriented Controlling” (BMS Consulting 2005).

So far the examples on „effective and sustainable land management” in Germany:effectiveness in the technical design and operational implementation and sustainability in the substantial approach in economic, environmental and social terms.

Page 122: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

224

6. Conclusion

1. Land Management activities are the timely answer on increasing (public and private) demand on land and existing or upcoming land use conflicts.

2. Each democratic state and each liberal society needs a modern – that is an effective and sustainable - Land Management System and adequate legal land readjustment tools.

3. Land readjustment procedures should have preference to compulsory land purchase by administrative expropriation.

4. Legally designed land readjustment tools fulfil a (constitutional) guarantee task (German: “Gewährleistungsaufgabe”) concerning the fundamental rights to property; additionally they fulfil a public / state disposition task (German: “Ordnungsaufgabe”), that is, to adjust the land use and parcel structure concerned to the intended public planning and public demand (Thomas 2006).

5. Land readjustment tools have to be established as sovereign instruments, strictly legally regulated and officially/authorized led; only that approach guarantees transparency in land interactions, equal treatment of land owners and citizens, environmental friendly results and optimal economic impacts; all that is “good governance”. “Negotiation planning”, “bottom up”-approaches, “voluntary land readjustment” may be the entrance in a land rearrangement task and allow sometimes reasonable results. But in a comprehensive planning and complicated implementation project with a lot of target conflicts and normally in an emotional, conflict burdened situation, voluntary approaches are totally unlikely to reach sufficient and economically accountable results. That is the German experience through the last 50 years.

6. Land Management approaches in Europe have different and temporized designs. That is expression and consequence of the concerned national circumstances and prerequisites, mostly traditionally, socially and economically influenced.

7. Each democratic state and each liberal society needs a modern - that is an effective and sustainable - Land Administration System, preferably as Multipurpose Unified Real Property Cadastre.

8. The cooperation between Land Administration and Land Management has to be oriented to the actual “state of the technic” and the actual “state of the art”. That is

- setting up on an updated database,

- exchanging data with an appropriate and technically adjusted hard- and software

- and cooperating in an open and unpretentious relationship.

Page 123: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

225

7. References

BMS Consulting (2005):

Wirkungsorientiertes Controlling: Gesamtwirtschaftliche Wertschöpfungsanalyse von Bodenordnungsverfahren der Verwaltung für Agrarordnung am Beispiel der Bodenordnung nach § 87 FlurbG (Unternehmensflurbereinigung). Bezirksregierung Münster 2005.

SEELE, Walter (1992):Bodenordnerische Probleme in den neuen Bundesländern. Vermessungswesen und Raumordnung, 54, S. 73.

THOMAS, Joachim (1995):

Zur Sinnhaftigkeit von Bodenordnungsmaßnahmen in den ländlichen Bereichen – Versuch einer Systematisierung. Zeitschrift für Kulturtechnik und Landentwicklung, 36, S. 293-299.

THOMAS, Joachim (2006):Attempt on Systematization of Land Consolidation Approaches in Europe. Zeitschrift für Geodäsie und Geoinformation, 131, S. 115.

THOMAS, Joachim (2004):

Modern Land Consolidation – recent trends on land consolidation in Germany. In: FIG Commission 7 Proceedings, International Federation of Surveyors, Frederiksberg. ISBN 87-90907-38-8.

UNECE (2005):Land Administration in the UNECE Region. United Nations Economic Commission for Europe, ECE/HBP/140, Geneva.

Author’s address:Prof. Dr.-Ing. Joachim ThomasUpper Land Consolidation Authorityof North Rhine – Westphaliac/o Bezirksregierung MünsterCastroper Straße 30D 45665 Recklinghausen, GermanyPhone: ++49(0)2 51 411 1948Fax: ++49(0)2 51 411 1950E-mail: [email protected]

Page 124: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

226

TARTIŞMAOTURUM BAŞKANI- Sayın Thomas’a teşekkür ediyoruz.

Burada, çok güzel bir Türkçe’yle çeviriyi de izledim. Çevirmen arkadaşlarımızı kutlarım. Yalnız, burada bir nokta var; Türkçe’mizde, yönetimle idare aynı şeydir. Yönetim olunca, yani işin işletmecilik boyutu önemlidir. Halbuki, idare dediğimizde, kamu yönetimi boyutu ağır basar. Nitekim, Sayın Thomas da her iki boyutuyla ele aldı; ama biri management, öbürü administration. Ama Türkçe’de de ikisi aynı anlama gelen sözcükle ifade ettiğimiz için, belki bir karışıklık olmuş olabilir.

Almanya, kadastro konusunda bir hayli ileri gitmiştir. İkincisi, bizim bildiğimiz kadarıyla, yaklaşık 150 yıldır toprak toplulaştırması deneyimi vardır, özellikle kentlerdeki toplulaştırma; ama kırsal alanda da bunun yeni gelişmeler açısından örneğini verdi. Ayrıntılara girmek istemiyorum; ama bildiğiniz gibi, Türkiye’mizde de kentsel alanda, eski İmar Kanununun, 6785 sayılı Yasanın 42. Maddesinin, bugün yürürlükte olan İmar Yasasının 18. Maddesi uygulamalarının bu bağlamda hatırlanması gereken bir deneyim birisimi olduğunu da söylemem yerinde olur. Yalnız, kırsal alanla ilgili toprak toplulaştırmasında da Türkiye’nin 1960’lı yıllardan bu yana deneyimi vardır. Hatta zorunluluk olmadan, gönüllü toplulaştırma da olmuştur. Fakat doğrusu, Toprak Su örgütü kaldırıldıktan sonra, kırsal alanda toprak toplulaştırması gerilemiştir. Gerçi, Tarım ve Toprak Reformu örgütü bazı toprakları toplulaştırmak için çaba göstermektedir; ama doğrusu, duble yollar, üç şeritli yollar gibi yeni gereksinmeler ortaya çıkıyor. Havaalanları ve yine hızlı tren yapımı dolayısıyla, Almanya’daki deneyim bizim açımızdan önemli olmaktadır.

Başkana şöyle bir soru yöneltilebilir gibi geldi bana: Kamulaştırma yerine, daha yumuşak bir yaklaşımı savundu; onu biraz açabilir mi?

Tartışma için 10 dakikalık bir süremiz var; sizler de sorularınızı sorabileceksiniz.

Prof. Dr. JOACHIM THOMAS- (Soruyu yanıtladı)

OTURUM BAŞKANI- Teşekkür ediyorum.

Bizim de yasalarımızda, yönetimlerle ilgili yasalarda buna benzer değişiklikler yapıldı ve pazarlık yoluyla, ikna yoluyla vatandaşlardan topraklarını alma, kamu yararına kullanma yoluna gidildi.

Soru sormak isteyen var mı?

Buyurun.

NECATİ EVREN (İller Bankası Genel Müdürlüğü)- Sayın Thomas’ın söyledikleri yöntemle davalar ne seviyede? Bu kamulaştırma yöntemiyle, karşılaşan davalar ne düzeyde acaba?

OTURUM BAŞKANI- Teşekkür ederiz.

Prof. Dr. JOACHIM THOMAS- (Soruyu yanıtladı)

Page 125: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

227

ULUSAL KIRSAL KALKINMA STATEJİSİ POLİTİKALARINDAKİ HEDEFLER

1Yrd. Doç. Dr. Duygu BOYRAZ, 2Prof. Dr. Selim KAPUR,

1Prof. Dr. Cemil CANGIR, 2Yrd. Doç. Dr. Erhan AKÇA,1Trakya Üni., 2Çukurova Üni.,

Sayın Başkanım, değerli hanımefendiler ve beyefendiler; günün son saati olduğu için, elimden geldiğince hızlı olacağım.

Biz, Ulusal Çölleşme Eylem Planını hazırlarken, birçok kriteri bir arada bulundurduk. “Hazırlarken” derken, bunun içerisinde bütün disiplinlerden olabildiğince insanları almaya çalıştık. Sonuçta, elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştık. Çünkü Türkiye, 160 ülke içerisinde, eksik olan son iki-üç ülkeden bir tanesiydi. Bunu geçen yıl itibarıyla tamamladık. Resmi Gazete’de, 9 Mart 2005 tarihinde yayınlanarak, bu, yürürlüğe girmiş durumdadır.

Bu Ulusal Eylem Programında kimler yer aldı; TEMA, Dışişleri, Çevre ve Orman Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı.

Bu planın hazırlanmasındaki en temel yapıyı oluşturan Avrupa Topluluğunun DPSIR olarak tanımlanan, Türkçe’de, “sürücü, tepki, baskı, değişim ve etki” olarak birbiriyle tamamıyla ilişkili olan bir akış şemasıydı. Bizim Ulusal Eylem Planımız bu temele oturmuştu. Sürücüler, kentleşme ve ulaşım, tarımsal yoğunlaşma, turizm ve rekreasyon talebi, balıkçılık ve su ürünleri üretimi, sanayileşme, enerji yatırımları, arazi değişimi ve iyileştirme çalışmaları, petrol ve doğalgaz çıkarma, kıyı sularında atık atımı, su çıkarma, drenaj ağı, kıyı çalışmaları, barajlar, göletler ve madencilik, bunların hepsi baskı olarak tanımlanabilir. Sonuçta, değişimler oluyor, kıyı alanına gelen sulardaki besin maddesi değişiyor, kirlilik yaratıyor, habitat ve biyolojik çeşitlilik kaybı meydana geliyor, sularımız kirleniyor ve kıyı erozyonu da ortaya çıkmış oluyor.

Bunun sonucunda etkiler nelerdir; ekosistem süreç ve işlevlerinde değişimler meydana geliyor, ekosistem taşıyamaz oluyor, taşıma kapasitesini yitiriyor ve sonuçta çölleşme ya da arazi bozunumu dediğimiz sonuç ortaya çıkıyor.

Biz, neye dayandık; biz, havza ölçeğine dayandık. Havza ölçeğine dayanmamızın nedeni şuydu: İklim, topografya, coğrafya, insan kültürünü doğrudan etkileyen kriterlerdir. Türkiye’de, DSİ’nin belirlemiş olduğu 26 havzayı göz önüne alarak, bu Eylem Planını hazırlamaya çalıştık.

Niçin havza; çünkü noktasal çalışma yaparsanız, noktasal çözüm getiriyorsunuz. Kuzey Afrika ülkelerine gidiyorsunuz, çok güzel bir proje gösteriyorlar. 5 bin dekarda, keçilerin otlaması için teller tekmişler. Ama kenarında ne var; hiçbir şey yok, yani çölleşme ve baskılar hâlâ devam ediyor. Bir yerde erozyon kontrol çalışması yapıyorsunuz, altı-üstü ne olacak, belli değil. Arsa yaratıyorsunuz; ama arsa yaratırken nereyi kirletiyorsunuz, nasıl kirletiyorsunuz, bunlar tamamen soru işaretiydi. Bu nedenle, havza üstlerinde çalışmanın, hem çevre koruma, hem de insanların mutluluğu için asıl temel olduğu şartını uyguladık.

Page 126: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

228

1/10 milyondan başlayarak, 1/1 000’lere kadar inen çeşitli ölçeklerimiz var. Bunlar Avrupa Topluluğunun standartlarıdır ve Eylem Planı sona erdiğinde, Avrupa Topluluğunun istekleriyle örtüşmüş olacağı için bu ölçekleri kullandık.

Türkiye’de çölleşmenin doğal nedenleri var, teknik nedenler var, sosyoekonomik nedenler var; bunlar özetlendi.

Çölleşme sorunlarından bir tanesi erozyon, doğal erozyon. Bunu düzeltemezsiniz; yani Toroslar’dan, 3 bin metreden gelen erozyonu düzeltmek söz konusu bile değil. Aşırı doğal kaynak tüketimi, bunları da düzeltmek söz konusu değil; mecbursunuz, insanların talebini karşılayacaksınız. Ancak, düzeltilebilir sorunlar var; tuzlanma, topraklarda organik maddelerin azalması, ormansızlaştırma, kimyasal kullanımı, yanlış arazi kullanımı. Bunlar ne kadar kötüye gitmiş olsa da, düzeltilebilir olarak tanımlandı.

Çölleşmenin önlenmesi ya da azaltılması için, 63 tane eylem hazırlandı ve bunun temeli sürdürülebilir arazi yönetimi olarak tanımlanmıştır. Dünyada insan peyzajları önemli; çünkü sürdürülebilir arazi yönetiminde insanı dışlamayacaksınız. Bir tarafı tellerle güzelce çevirebilirsiniz, kimse girmez, yeşillik olur; ama insan ondan faydalanamayınca, hiçbir anlam taşımıyor.

Dünyada gördüğünüz gibi, kırmızılarla işaretlenen bölgelere insanlar tarafından şekillendirilmiş araziler olarak tanımladık.

Biz, bu insan peyzajlarını nerede tanımladık? Anadolu, 3-5 bin yıllık bir ülke değil, 10-15 bin yıl öncesine giden bir ülke. Anadolu’yu dikkatle incelediğiniz zaman, çok güzel arazi yönetimleri var. Tabii ki, 60’lardaki göçler nedeniyle son 50 yılı söz etmiyoruz.

Bizim temelimizi oluşturan bir çalışma da Kızkalesi’ydi. Biz, burada uydu kentler saptadık. Merkezi yönetimin bir görevi vardı, uydu kentlerin bir yönetimi vardı. Birbirine 3-4 kilometre uzaklıkta olan köylerin bir tanesi zeytincilikle uğraşırken, bir tanesi buğday üretiyordu, bir tanesi harnup üretiyordu. Bunlar arkeologlarla çalıştığımız verilerle sağlanmıştır. Daha sonra bunu harita üzerine işlediğimizde, günümüzdeki uydu kentler sisteminin Anadolu’da 5-6 bin yıldır var olduğunu ortaya koyduk.

Kızkalesi’ni bir de yandan kesit aldığımızda, insanların arazileri çevreyle, topografyayla, doğal kaynaklarla uygun yönettiğini gördük. Daha doğrusu, sürdürülebilir arazi yönetimi olduğunu ortaya koyduk.

Tabii çeşitli ölçeklerimiz var, tarım ekoloji bölgeleri var; bunlar 1/10 milyonlarla ifade ediliyor. Daha sonra aşağı doğru iniyoruz, ana kaynak arazi alanları aşağı iniyor. Bunların amaç ve kullanımları belirlendi. Nasıl ayırt edilebiliyor? Örneğin, burada ayırt etme şeyimiz benzer tarımsal üretim alanlarıydı. Bir Konya Ovası’nı nasıl tanımlarsınız; buğday deposu olarak tanımlarsınız. Bir Çukurova’yı nasıl tanımlarsınız; bir pamuk bölgesi olarak tanımlarsınız. Bir Ege nedir; bir üzüm bölgesidir, bağ bölgesidir. Bu şekilde çeşitli ölçeklerimiz vardı.

Page 127: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

229

Konya Ovası’nı bir buğday bölgesi olarak tanımlıyoruz, ama arazi kullanımları tabii ki değişecek, düz alanla eğimli alanlar mutlaka fark edecekti.

Buradaki kriterler, arazi kalitesi, arazi bozunumu, arazinin yiten özelliklerinin geri kazanılması, arazi yeteneği ve insan etkisiyle oluşmuş topraklar. Bizim temel yaklaşımımız bunlardı, bunlar bizim için çok önemliydi. Bilgi toplama ve aşamaları oluşturduk ve insan peyzajları dediğimiz şeyi kaynak aldık; yani biz, insanı hiçbir zaman dışlamadık.

Doğal kaynaklar, toprak, su, kaya ve biyoçeşitlilik. Tabii ki, kültürel kaynakları yok edemiyorsunuz. Mesela, Afrika’da bir Şaman geliyor, yanlış bir bitki külünü bir ağacın dibine döküyor. Siz, “Bu büyü yapıyor” diyorsunuz. Hayır. Oradan gelen potasyum, oradaki tuzu yıkıyor. Yani yerel teknolojik bilginin de çok önemli olduğu üzerinde duruldu.

Bundan sonraki aşamalar, ana bilgilerin toplanması, veri tabanı oluşturma. Siz, bunu bizlerden çok daha iyi biliyorsunuz. Kaynak tahsisi için ana planlar yapılacak. Nedir ana plan? Mesela, Konya Ovası’nda tuzlanma riski var, Çukurova bölgesinde suyun iyi kullanılması gerekiyor. Uzun dönemli araştırma ve izleme alanlarının belirlenmesi lazım. Bir politika uyguluyorsunuz, ama 5 yılda bir değiştiriyorsunuz. Niçin değiştiriyoruz, hangi temele dayalı değiştiriyoruz? Mesela, 60’larda, sulama çok güzel bir olaydı. 1980’lerde, Kuzey Afrika’da yeşillendirme çok önemli olaylardı. Ama sonuçta, suyun tehlikeli olduğu, her yeşillendirmenin halka iyi gelmediği sonucu geldi ve siz, 5 yılda bir çok büyük yatırımları geri döndürmek zorunda kalıyorsunuz. Bu nedenle, yerel bitki ve hayvanların izlenmesi gerekliliği ortaya çıktı.

İkinci aşama da, sosyoekonomik değerleri göz önüne alarak optimal yönetim planlarının hazırlanması ve yayım. Çok güzel çalışmalar yapıyorsunuz; ama halkı sahiplendirmiyorsunuz, kimseyi bilgilendirmiyorsunuz ve sonuçta, yaptığınız çalışmalar size kalıyor. Daha sonra arazi baskısını azaltmak için sosyoekonomik analizlerin yapılıp finans kaynaklarının yaratılması gerekiyordu.

Üçüncü aşamada sistem modellenmesi yapmanız lazım. Bizim Kızkalesi’nde yaptığımız gibi bir fiziksel model yaptık ve bu senaryoları denedik. Kızkalesi’nde harnup ne kadar gelir getirebilirdi, bağcılık ne kadar gelir getirebilirdi ya da narenciye ne kadar gelir getirebilirdi? Tabii bunları yaparken, hiçbir zaman tek başımıza değiliz; sosyoekonomistler var, haritacılar var, tapu kadastrocular var, arkeologlar var. Hatta tıptan bile destek aldık; çünkü bazı bölgelerde sıtma söz konusu olduğundan, bataklık suyunu giderecek, okaliptus gibi, çok su tüketen ağaçlar da göz önüne alındı.

En son, sürdürülebilir üretim ve ekosistemin bütünleştirilmesi için etkin politikaların geliştirilmesinde, herkesin, ama herkesin yer alması gerektiği sonucuna varıldı ve bu amaçla böyle bir akış planı oluşturduk. Burada, çoklu disiplinden çok interdisipliner, disiplinlerarası… “Çevre etki planı” diye bir rapor hazırlıyorsunuz, herkes kendi raporunu hazırlıyor, bakıyorsunuz, bir kitap hazırlanmış; ama herkes kendine özel. Şu girintiyi sağlayamıyorsunuz. Bunun gibi, kullanılmayan yüzlerce rapor var. Bu, interdisipliner, herkesin birbirinden faydalandığı, herkesin ortak bir sonuca vardığı bir çalışma akış

Page 128: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

230

diyagramıydı. Bizim istediğimiz, sivil toplum örgütlerinin ve üretici birliklerinin ya da birliklerin bu konuya sahip çıkması. Siz, devletten baskı yaptığınız zaman, çoğu zaman çözüm olamıyorsunuz; ama halktan gelen istekleri bilimsel potada erittiğiniz zaman, çok daha başarılı sonuçlar alıyorsunuz.

Yine eski bir uydu kent çalışması. Bakın, seramik üretim uydu kendi var, buna hammadde sağlayan bölge var. Merkez bölge, üretimden çok eğitim, ticaret, sağlık ve tapu kayıtları, harita kayıtları, diğer kayıtlara adını verdiğimiz işlevi sürdürüyor; ama diğer bütün üretimler ve şeyler uydu kentlere dağıtılmış durumda. Bu uydu kentler birbirine asla rakip olmayacak şekilde yerleştirilmeli.

Çölleşme eylem planlarından sadece bir tanesi var burada. Bunu, kırsal kalkınma politikalarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması olarak tanımladık. Tabii yapılan çalışmalar var, yapılacak çalışmalar var. Şu an, kırsal kalkınma projeleri ve planları yürütülüyor. Burada sorumlu kuruluşlar, DPT, Çevre ve Orman Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, sivil toplum örgütleri görev alıyor ve bunlar sürekli. Bunun gibi 63 tane plan var.

Toprak Koruma Kanunu çıktı. Sizler tarafından da yakından takip edilen bir konu. Buradaki amaç, arazi kullanım planlarının yapılması. Yalnız, bunu yaparken, ilgili herkesin disiplinlerarası çalışmayla yaklaşması gerekiyor. Tarımsal amaçlı arazi kullanım ve projelerin hazırlanması, toprak koruma projelerinin hazırlanmasını ve arazi toplulaştırması ve dağıtımı gerekiyor; çünkü kaynakların uygun kullanılması amacı güdülüyor.

Biz, 7-8 Mayısta, “Kalkınma ajansları” başlığı altında Adana’da bir toplantı düzenledik. Kırsal kalkınma ajansları yeni yeni geliyor. Birincisi Diyarbakır’da yapıldı, ikincisi Adana’da. Kırsal kalkınma ajansları, bir bölgede yapılacak bütün faaliyetleri, gelişmeye dayalı yatırımları ve faaliyetleri destekleyecek. Burada, bizim Çölleşme Eylem Planında en çok istediğimiz olay var; sivil toplum örgütleri daima bu olayın içerisinde. Bu, herkes için bir başarı olarak kabul edilmeli. Yalnız, bizim kırsal kalkınma ajanslarıyla anlaşamadığımız tek konu, kırsal kalkınma ajanslarını iller bazında birleştirmişler; Adana’yla Mersin örneğinde olduğu gibi ya da Antalya’yla Burdur örneğinde olduğu gibi. Biraz havzasal özellikte de olsa, havzanın tam özelliklerini taşımadığı için, burada buna biraz karşı duruyoruz.

Tabii bu çalışmalardan, Avrupa Topluluğunun desteklediği birtakım yayınlar çıktı; çünkü temelde Avrupa Topluluğunun istediği yaklaşımlar ve ölçütler göz önüne alındığı için.

Bütün bu çalışmalar, kırsal kalkınma programları, toprak yapısı sonrasında ne sonuca vardık? İnsan peyzajlarının kalite ve yeterliliklerine karar vermeden önce, sistemin ana işlevi amaçlanıldı. Mesela, zeytin bölgesi. Siz, binlerce yıldır zeytin işiyle uğraşan adama gidip, “Favlonya ekin” derseniz, bir kere, onun yüreği reddediyor bunu. Bu bölgeler kullanıma açılmadan önce, tarihsel kullanım özellikle göz önünde tutulmalıdır. Kıbrıs’ta harnup bölgesine Konya’dan insan taşıdık. Şimdi ne yapıyorlar o harnupları; yakıyorlar. Bir harnup ağacı 1 ton ürün veriyor, bugünün parasıyla 1 milyar gelir getiriyor. Ama biz, ne yaptık; Konya’dan insanları bu bölgeye yerleştirdik.

Page 129: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

231

Bakın, Harran 89 ve 2000 yılı karşılaştırmasını yapıyoruz. Sulama öncesi ve sonrası neler olmuş? Şu an Harran’da bir tatlı hayat yaşanıyor. Çift kabinli arabalar, evler yükseliyor; ama 5 yıl sonra bunların hepsi yine yok olacak, Mezopotamya’nın başına gelen olacak; çünkü topraklar tuzlanıyor. Şu an korkunç bir gelir gözüküyor, ama aşırı bir de tuzlanma var.

Başka bir sonuç, birkaç yer dışında, toplumun kültürel yapısını göz önüne almak zorundasınız. Arazi kayıplarının gelir ve kültüre zarar vereceğini bu halk biliyor; ama bunu ne kadar yayacaksınız, o çok önemli. 1960’ların politikaları var. Bakın, Muş Ovası şu an bir bataklık. Burada da çalıştık. Siz, bataklığı sulamaya çalışırsanız, halkı buradan uzaklaştıracaksınız. Böyle yanlış çalışmalar var.

Bizim isteğimiz, geleneksel arazi kullanımlarının çok önemli olduğu; çünkü halk, bunu sahiplenecek ve arazi bozunumunu azaltacak.

Sabırlarınız için çok teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

Bir de, buraya gelmemizi sağlayan Hüseyin Erkan hocamla Levent Özmüş hocamın sabırları için de çok teşekkür ederim.

Page 130: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

232

Page 131: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

233

KIRSAL MEKAN DÜZENLEMESİNDE KADASTRO İLİŞKİSİ

1Yrd. Doç. Dr. Ali ERDİ, 2Prof. Hüseyin ERKAN1Selçuk Üniversitesi, 2HKMO

Sunumuz, “Kırsal Mekân Düzenlemesinde Kadastro İlişkisi” başlığı altında.

Her konuda olduğu gibi, burada da yine bir kavram çakışmasıyla ya da net olmayan bir yapıyla karşı karşıyayız.

Ana hatlarıyla işlemeye çalışacağımız konunun başlıkları bunlar.

Ülkemizde yıllardır “arazi toplulaştırma” kelimesi kullanıldı, devamında “arazi düzenlemeleri” kullanıldı. Aslında ülkemizde kullanılmadı, çok az sayıda dile getirildi. Kırsal mekânın yeniden düzenlenmesi, belki bizim ülkemizde daha geldiğimiz bir tanım değil, varmak istediğimiz bir hedef olabilir. “Arazi toplulaştırması” kelimesini çok fazla duyuyoruz. Biz de bu sunumuzda, “arazi toplulaştırması” kavramı yerine “kırsal mekânın yeniden düzenlenmesi” kavramını ısrarla vurgulamaya çalışacağız.

Kırsal mekân arazi düzenlemesinde, gelişme sürecine ilişkin neler olmuş?” diye bir bakmak istediğimizde, Batılı ülkelerde 1300’lü yıllardan başlayan bu çalışmalarda kuşaklardan bahsediliyor. İlk başta Tuna Nehri yatağının değişimi şeklinde başlayıp, devamında bir sürü hedef değişimleri var.

Üçüncü kuşak anlayış değişimlerini görüyoruz.

Aslında bu üçüncü kuşakta, sorunları ihtiyaçlara göre çözen bir politika dönemi diye de, özellikle Avrupa Birliği dönemindeki çalışmaları görüyoruz.

Arazi düzenlemesinde temel amaç, kırsal alanda üretim ve çalışma şartlarını iyileştirmek, bu yolla beslenmeyi güvence altına almak, üretim ve çalışma şartlarını iyileştirmek. Birinci temel hedefimiz bu.

İkinci temel hedefimiz ise, genel tarımsal kültürü geliştirmek. Bir üçüncü temel hedefimiz, kültür alanlarını korumak ve bir sonraki temel hedefimiz de köy yenileme ve altyapı hizmetleri yardımıyla kırsal gelişime başlamak, sürdürmek ve güçlendirmek.

“Biz, bu hedeflere uygun çalışma yapıyor muyuz?” diyeceksiniz. Buradaki bildirimizin konusu arazi düzenlemesini tartışmak olmadığı için, kadastroyla ilişkiler noktasına geldiğimizde, ara ara bu cümleleri burada tekrarlamak durumunda kalacağız. Bu, Batı ülkelerindeki genel anlayış.

Arazi düzenlemesi -biraz önceki sunuda, sabahki sunularda da üst üste örtüşen bilgiler çıktı- bir araç olarak da kullanılabilir; tıpkı Almanya’da bir yumuşak kamulaştırma olarak kullanıldığı gibi. Yol sulama, kurutma amaçlı çalışmalarda tek başına götüreceğimize, toplulaştırmayla birlikte bu iş çok daha ekonomik, çok daha az zarar verici şekilde.

Page 132: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

234

Yine benzer şekilde, kırsal alanda üretim ve çalışma şartlarında, sadece iyileştirme amaçlı çalışmalarda düzenlemeyi yine bir araç olarak kullanabiliriz, bir hedef değil. Genel kültürü geliştirme ve koruma amaçlı çalışmalarda, köy yenileme amaçlı çalışmalarda, doğayı ve kırsal görünümü koruma amaçlı çalışmalarda, bu, aslında kırsal mekânın yeniden düzenlenmesine yönelik bir anlayış.

Değerli katılımcılar; buradan kasıt, arazi düzenlemeyi sadece bir yolun, suyun götürüldüğü bir mekân olmaktan kurtarıp, aslında kentle aynı ekonomik getiriyi ve yaşam standardını sağlayan bir hedefe ulaştırmaya çalışmamız gerektiğini sıralamaya çalışıyoruz.

“Arazi düzenlemesi uygulama seçenekleri olarak, “Dar kapsamlı, kamulaştırılma amaçlı, hızlandırılmış” vesaire diye, “Gönüllü toprak değişimi” diye isimleri çoğaltılabilir. Çeşitli uygulama seçenekleri var; bunlardan herhangi biri kullanılabilir.

“Arazi düzenlemesi, günümüzde ve gelecekte hangi hedeflere yönelik?” baktığımızda, tarımsal işletmeciliği destekleme, köy yenileme, kültür alanlarını koruma ve altyapıyı güçlendirme; gelecekte ise arazi düzenlemesi, kırsal ve kentsel alanlarda eşdeğer yaşam şartlarının sağlanması -bu kelime çok hoş bir kelime, hedef seçilmesi gereken bir kelime- mülkiyet ve toprağın kullanım şartlarının değiştirilmesi ve doğal yaşam altlıklarının korunması. Biz, maalesef, bu hedefe uygun çalışmalar yürütmüyoruz; parça parça, kopuk kopuk hedeflere yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bu da bütünü kaçırmamıza sebep oluyor.

Arazi düzenlemesinde, özellikle Batılı ülkelerde, toprakların verimli işletilmesi, arazi birleştirme, arazi toplulaştırma, ekolojik dengenin korunması hayaline yönelik bir değişim var. Batı’da aslında bir de geriye dönüşüm var; Avrupa Birliği ülkeleri, kaybedilmiş, doğal dengesi bozulmuş arazileri tekrar haline getirmeye destek veriyor ki, “Ne olur, bana yıllar öncesi hayatımı yeniden sun” diye. Bizim de kesinlikle arazi toplulaştırması kelimesini kullanmaktan kopup, bu hayallerin peşinde koşmaya başlamamız gerekir diye düşünüyorum.

Cumhuriyet döneminde, 1926 yılında çıkarılan Medeni Kanununun Yurttaşlar Yasasında toprak düzeni kaldırılıp özel mülkiyet geldi ve çeşitli yasalar çıkarıldı. Yine şunu görüyoruz: 1945 yılındaki Çiftçiyi Topraklandırma Yasasıyla, orada dikkatimiz çeken bir rakam var; dağıtılan toprağın miktarı, bir de 27 milyon dekar mera arazisi var. Bunlar, araziyi birleştirme, toplulaştırmanın ötesinde, sanki devlet eliyle parçalamaya yönelmiş bir durum var gibi gözüküyor. Zaten bugün de herhalde Avrupa Birliğiyle asıl kavgalardan biri bu olacak gibi geliyor.

61 yılında çalışmalar var, 66 yılında Antalya ve DTP-FAO işbirliğiyle yapılan çalışmalar var.

Biliyorsunuz, Toprak Tarım Reformu Yasası çıktı, iptal edildi ve Arazi Toplulaştırma Tüzüğüyle yola devam etmeye çalışıyoruz. Şu anda, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından, Sulama Alanlarına ve Arazi Düzenlemesine Dair Kanunla bir başka çalışma yürütülmeye çalışılıyor. Bu çalışmalar, özellikle ATT’yle yapılan çalışmalar sadece tarla iyileştirmeye yönelik kaldı. Sulama Alanlarında Reform Yasasına dayalı olanlarda ise, arazilerin parçalanmasına yönelik bir çaba sarf edildi.

Page 133: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

235

Bu da yine o yasaların bir özeti.

Bu, bizim ülkemizdeki yasaların ya da yürürlükteki uygulamaların bir özeti aslında. Bu özetten neleri görüyoruz? 3883 sayılı Yasaya göre, ülke topraklarını verimli kullanmak her ikisinde de hedef; ama ATT’de, arazi iyileştirme ve arazi toplulaştırma temel hedef seçilmiş, onun etrafında yoğunlaşılmış. Burada ise, arazi iyileştirme, arazi toplulaştırma, kamulaştırma, arazi tahsisini düzenleme, köyün dışında gelişme alanı bırakma ve topraklandırma diye bir yasal hedef konulmasına rağmen, topraklandırma üzerine yoğunlaşılmış. Bu ikisini birleştirirsek, bizim ülkemizde ise hedef, topraklandırma ve arazileri bir araya getirmeye odaklanmış bir çalışma olarak görüyoruz.

Biliyorsunuz, bir davranışa girebilmemiz için, planlı davranmamız gerekiyor. Bu planlı davranışın da işlem adımları var; karar, bilgi toplama vesaire. Bizim asıl fonksiyonlarından bir tanesi bilgi altlığını oluşturmak. Bu bilgi altlığında, bir konuya karar vermemiz gerekecek. Türkiye’deki tercihlerde olduğu gibi, dar kapsamlı, bir yere odaklanmış bir kırsal mekân düzenlemesi mi olacak; yoksa, Batılı ülkelerde olduğu gibi, geniş kapsamlı bir kırsal mekânın yeniden düzenlenmesi mi hedef olarak seçilecek? Bu ayrıma karar verdiğimiz anda, ihtiyaç duyulan veri altlığımız da değişecek. Onun için, bu iki tane soruyu soruyorum.

Burada, birincisi bizim hedeflerimiz, ikincisi ise Batılı ülkelerdeki süreç. Ama burada ilginç bir şey var; Avrupa Birliği sürecinde, artık 60’lı yıllardaki hedefe uygun, dar kapsamlı, sadece tarlaları birleştirip bölmek, sınır düzeltmesi yapmak hedefiyle yola gidemeyiz. Avrupa Birliği sürecinde, Avrupa Birliği mantığına, kırsal mekânı bir bütün olarak içine alan bir hedefe yönlenmemiz gerekecek. Dolayısıyla, temel hedefimizin bu olması gerekiyor.

Arazi iyileştirme ve topraklandırma, bizim temel hedefimiz. Sağda, yansıda görülen veriler lazım bize. Bu verilerin her biri biraz sonra detaylanacak. Mülkiyet verileri, standart harita verileri, bitki örtüsü, sanat yapıları, arazi kullanım haritası, toprak endeksi, verimlilik, taşınmaz rayiç bedelleri, arazi üzerinde yapılan tesisler, bunlar bize lazım olan veriler. Bu verilere, bu dar kapsamlı çalışmalardaki verilere, “Acaba kadastronun sağladığı veriler hangileri?” diye baktığımızda, kadastro, mülkiyet bilgileri ve harita bilgilerini veriyor; ama lazım olan diğer veriler var. “Bunlar nedir?” diye baktığımız zaman, bitki örtüsü, sanat yapıları, arazi kullanım haritası, toprak endeksi, verimlilik, arazi üzerindeki tesisler, sosyoekonomik yapı vesaire. Acaba bu bilgileri nasıl ediniyoruz? Toplulaştırmada bunlar kullanılıyor. Biz, buradaki harita ve mülkiyet bilgileriyle bunları ilişkilendirmekte güçlük çekiyoruz. Planlamacılar da biraz önce aynı şikayette bulundular. Biz, burada iyiyi aramaya çalışıyoruz; aslında hedef bu. Bu toprak endeks, arazi kullanımı, üzerindeki sabit tesisler vesaireler neden benim altlığımla düzgün bir şekilde, standardına uygun ilişkilendirilmiş olarak veri tabanımda olmasın? Tabii ki, sol taraftaki çalışmalar çok çok önemli, ama bunlar da ihtiyaç. Bu ihtiyaçlar nasıl karşılanıyor; o ihtiyaçlar, bir başka meslek elemanının kendi standardına göre karşılanıyor? Bizi bu doğru hedeflere götürüyor mu, onu tartışmak gerekiyor.

Page 134: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

236

Burada, kadastronun sadece bu çalışmadaki bize verdiği ürünlerde güncellik sorunumuz var; bu, giderilmeye çalışılıyor. Bir yerde toplulaştırma yapılacağı zaman, oradaki detay, eşyükselti, topografik detaylar, sabit tesisler, özel ürün ekilmişse onlar, bu bütünleme yapılma ihtiyacı doğuyor. Biliyorsunuz, vasıf tayininde bazı sıkıntılar var. Bir genç arkadaşı araziye gönderiyoruz ve bu arkadaş kendi başına veya bilirkişilerle beraber kararı veriyor, “Burası mera arazisidir, buranın vasfı budur” diye tarifi yapıveriyor. Acaba öyle mi olmalı? Çünkü örneklere baktığımız zaman, 300 metrekarelik meralar çıkıyor ya da ortadaki tarla özel mülkiyet, etrafı mera dolu oluyor; ya orası mera, ya orası. Bu vasıf tayini çok önemli bir konu. Bunun en güzel örneklerinden biri doğrudan gelir desteğindeki durumlar. Burada da yaşanan çok ilginç şeyler var. Ürün planlamasında, kadastral verilerimizle bu arazi verilerimizin entegrasyonunda sıkıntılarımız var ve arazi sınıf özellilerinin belgelere yansıtılmaması sorunu var.

Sizin haritalarınızda, arazinin vasfına ilişkin, özelliğine ilişkin hassas veriler olmadığı için, sonradan tayin edilen bir ekip, rahatlıkla diyor ki, “Burası tarım arazisi değildir.” Halbuki, orası tarım arazisi. “Bunları bir ülke anayasası gibi belgelere aktarabilsek, sonradan birileri tarafından, ‘Burası mera değildir, burası tarım arazisi değildir; burası yapılaşmaya müsait, hemen yapılaştıralım’ gibi, bu kadar kolay kararlar alınabilir mi?” diye aklımıza geliyor. Kadastromuzu bu bilgilerle donatmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Bunu tek başımıza da yapacak durumda değiliz; o elemanlarla birlikte bu bütünleme işini yaptığımızda, bu, aslında bir bilgi sistemine yönelik hayaller, tarifler oluyor diyebiliriz.

“Sağ tarafta elde edilen diğer veriler” dediğimiz başlıkla kadastronun sağladığı bu veriler arasında aşılması güç bazı noktalar var. Çakıştırma, güncellik, standartlık, paylaşım, yeterlilik gibi, uygulamacıları epey zora sokacak, uygulamacıları ara çözümlerle sonuca götürecek açmazları yaşıyoruz. Burada bizim ne yapıp edip, bu sağ tarafta gördüğümüz, o dar kapsamlı toplulaştırmada ihtiyaç duyduğumuz ve kullandığımız bu bilgilerle kadastral verileri düzgün bir şekilde, uygun veri tabanı mantığıyla tartışmasız bir ilişki yumağı içerisine getirmemiz gerekecek.

Avrupa Birliği devreye girdiği zaman, Avrupa Birliği anlayışına uygun kırsal mekân düzenlemesi devreye girdiği zaman; kırsal mekânla birlikte, oradaki bütün verilerle beraber, köy yerleşim yerini de içine alan bir düzenlemeyi hayal ettiğimizde, bu mekânın tamamını dikkate alan bir bilgi yumağına ihtiyacımız var. O zaman, tarihi ve doğal yapılar, sosyal ve kültürel yapılar vesaireyle o mekânın bir modelinin ortaya konulması gerekiyor. O zaman, sadece iki hedefli toplulaştırmayı hedefleyen bir bilgi altlığı hazırlamak yerine, uygulayıcılardan, daha geniş, o bölgenin tamamıyla entegre edilebilir bir bilgi altyapısına yönlendirilmesi bekleniyor diyebiliriz.

Batılı anlamda, bugünkü çağa uygun bir arazi düzenlemesinde, tarımsal işletme ve kültürün iyileştirilmesi, doğa ve çevre koruma, köy yenileme, elde edilen kazanımların sürdürülmesine ilişkin çalışma grupları oluşturulması gerekecek. Bu yapıdan kurtulmamız gerekiyor; bu kesin. Bunun bir boyutu daha var ki, biz, bu düzenlemeyi sürdürülebilir kılmak, devam ettirilebilir tutmak, bunu da kadastral kayıtlarla izlemek durumundayız. Bu da belki arazinin kullanımı, arazinin yönetimi, izlenmesine ilişkin bazı alt bilgilerin

Page 135: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

237

bize tartışmasız biçimde sunulmasını zorunlu kılıyor. Yani buradaki mantıkla, “Tüm fonksiyonlarıyla, bizim bir an önce bir bilgi sistemini oluşturmamız gerek sonucu çıkıyor.

Bilgi sistemi, doğru karar kapasitesini -Tahsin hocamın kitabında çok hoşuma giden bir kelime- arttırmak gerekiyor. Kimin; uygulayıcıların, kullanıcıların, yararlanıcıların. O zaman, nasıl bir bilgi sistemi akla geliyor; kırsal mekânın yeniden düzenlenmesine izin veren bir bilgi sistemi ve aynı zamanda, bu düzenlemeyi mümkün kılacak, izletecek ve yaşatacak bir bilgi sistemi. Yani bir bilgi sistemini oluşturduktan sonra, bunu günü gününe, dakikası dakikasına izleten bir yapı kurmamız gerekiyor.

Bunlar bilinen şeyler. Doğru ve güncel bilgiler olmalı, bilgiler mükerrer olmamalı, istenilen formda olabilmeli, ihtiyaçlara yetebilmeli ve paylaşılabilmeli.

Maalesef, ülkemizde şu soruların cevabı bulunmadı: Hangi bilgi, kimlere, ne kadar gerekli? Hangi kişi ya da kurum tarafından, o bilgi nasıl toplanacak? O bilgi nasıl güncellenecek, o bilgi nasıl paylaşılacak? Dolayısıyla, bir ulusal bilgi politikamız ortaya çıkmadı. Ne oluyor; kentsel alanda vesairede herkes kendi bilgisini toplama çabasında olduğu gibi, kırsal mekânda da aynı şey var.

Ülkemizde mevcut bilgi sistemi çalışmaları, TAKBİS, MERNİS, kent bilgi sistemi, Türkiye’de kaç tane kent bilgi sistemi çalışması yapan varsa, o kadar farklı standartta bilgi sistemi çıkıyor ortaya. Biz, bu bilgileri ne zaman, nasıl bütünleyeceğiz, birbirleriyle nasıl ilişkilendireceğiz? Tekrar kalkacağız, ülkede bir seferberlik ilan edip, bir de onları birleştirmek için emek harcayacağız. Halbuki, bir masanın etrafına toplanıp da, ortak bir bilgi otoyolunun üzerine sıralandığımız bir bilgi sistemini oluşturmak için neyi bekliyoruz? Ben, bu sorulara cevap vermekte güçlük çekiyorum.

Bir kere, birinci aşamada, ülke veri formatı ve standardını kesinlikle belirlememiz gerekiyor. İkinci aşamada, ulusal standartlara uygun çalışmaların yapılmasını sağlamamız gerekiyor. Kim bilgi topluyorsa, kim veri topluyorsa, “Arkadaş, bu, bu, bu standartlara göre çalışırsın. Sen, parayı havadan bulabilirsin, bir başka kaynaktan bulabilirsin, önemli değil; paranın var olması, senin toplum adına harcadığın parayı dilediğin gibi harcayabileceğin anlamına gelmiyor” deyip, standart davranışa kesinlikle koymamız gerekiyor. Duygusallık yerine mantığa karar verirsek, ulusal bilgi sistemine geçiş yapabiliriz. Bu duygusallıktan kasıt da, kurumsal kimliklerimizi ön planda tutmayıp, “Bu, benim kurumum. Ben, şu kadar yıllığım; ben olmazsam olmaz” mantığından, o birlikte yaşam mantığına yaklaşmaya karar verirsek eğer…

Standarda uygun olarak, her kurum çalışmasını yaptı ve x bilgisi her kurumda farklı, tekrarlandı, mükerrerlikler var; mevcut faaliyetlerine devam ediyor. Mantıklı olmaya, ülke bilgi ağını kurmaya karar verdiğimiz anda bilgi otoyolunu döşeriz, “Buradaki x bilgisi A kurumunda toplanacak” deriz ve A standart olduğu için, aynı dili konuştuğu için, soldaki kurumu lağvedip bir başka kurumun içerisine katıp, sağ tarafta da yeniden bir kurum oluşturma şansına, bu dönüşüme çok rahat gidebiliriz. Aksi takdirde, ülkede hayatı durdurup, “Bir dakika, ben bilgi sistemi oluşturuyorum, 3 sene kimse bir şey yapamaz” diyemezsin.

Page 136: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

238

Bu, ne anlama geliyor? Bu, şu anlama geliyor: Bu, kurumsal anlamda, metotlar, meslek elemanı mantığı anlamında yeniden bir yapılanma demektir. “Bu yeniden yapılanma mümkün mü?” diye bir soru soruyoruz yine. Bunun 3 tane temel ayağı var; meslek elemanı, kurum ve siyasetçi. Bunun üçünün kabul etmesi lazım. Yasa çıkaracak, özümseyecek. “Bunlar kim?” diye baktığımızda, bu sorulara cevabımız “Biz” oluyoruz. “Neden yapamıyoruz?” sorusunun cevabını bilmiyorum.

Burada, ulaşımdan turizme kadar, peyzaj koruma, köy yenileme, toprak düzenleme, bir hedef. Dolayısıyla, buna uygun altlıklar, buna uygun doğru ilişkilendirilmiş altlıklar durumundayız. Bunu plancıların hayallerine bırakmamız lazım bunu. Bilgi olmadığı için, ilişkilendirilebilir olmadığı için, plancı, kendi hayaline uygun çizimler yapıyor. Bu, böyle olmamalı. Somut, tartışmasız, izleyenleri ya da muhatap olanları ikna edici verilerle sonuca gitmek gerekiyor.

Burada gördüğünüz gibi, bir düzenlemede, balıkçılıktan, ormancılıktan, avcılıktan tutun, köy ve kent ayrımını ortadan kaldıracak düzenlemeler hedeflememiz gerekiyor, ona uygun bilgi altlıkları oluşturmamız gerekiyor.

Yine bir köy içerisinde, ki, bunların hiçbirinin ülkemizde çok sayıda yapılmış olduğunu söyleyemeyiz; tarihi doku, köy ve çevre, oradaki doğal yaşam vesaire.

“Toplulaştırma kimlere?” diye bakıyoruz. Bu, aslında hayata ilişkin herkese, taşınmaz sahiplerinden yönetimlere, sağlık turizminden ticarete, çiftçilere kadar hepsini çevreleyen bir şey. Dolayısıyla, hayata ilişkin her şey bizim bu bilgi altyapımızın içerisinde birbirleriyle ilişkili olmak zorunda.

Burada bir şey var; elde edilen kazanımları nasıl koruyacağız ve bunu nasıl sürdüreceğiz? Aslında bunların da cevabını vermemiz gerekiyor.

“Göç yolda dizilir” diye bir atasözümüz var. Burada, göç yolda dizilmemeli. “Hele bir yola çıkalım, hele bir bilgi sistemimizi kuralım, hele şu bilgiyi bir toplayalım” şeklinde olmaması gerekiyor. Ne olmalı; bütüncül bir yaklaşımla sistem tasarımına, anlayışına ve oluşturma iradesi göstermeye ihtiyacımız var diye söylüyoruz.

Burada bir tane ilginç örnek var; “Dinamiğin Toplum Hayatına, Aile Hayatına Etkileri” diye bir konferanstan edindiğim bir bilgi. Buzdağını 5 tane 100 beygirlik römorkla bir yere taşımak istediğimizde, aynı hedefe gidebilirsek, 500 beygirlik güçle, onu alıp istediğimiz yere taşırız. Ama şurada olduğu gibi, her bir kurum kendi öncelikleri, kendi tercihleri, kendi hayalleri, kendi bilgileri, kendi geçmişiyle, “Ben bir yere taşıyacağım” dedi anda hiçbir yere kımıldayamayız. Şu anda belki bizim en çok ihtiyacımız olan şey ortak bir doğru hedefe ulaşabilmek.

Dikkatiniz ve sabrınız için teşekkür ediyorum.

Page 137: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

239

TARIMSAL DESTEKLEMEDE DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİ VE KADASTRODAN BEKLENTİLER

1Dr. Orhan ERCAN, 2Nihat ŞAHİN1TKGM Şb. Müd., 2TKGM Gen. Müd. Yrd.

Sayın Başkan, sayın meslektaşlarım; “Tarımsal Desteklemede Kadastrodan Beklentiler” konulu bildiriyi, Tapu Kadastro Genel Müdür Yardımcımız Sayın Nihat Şahin’le beraber hazırladık ve bunu ben sunuyorum.

Sayı Ali Erdi’nin bu kadar canlı sunuşundan sonra sunum yapmak, insana biraz zor geliyor; ama biz de buna birtakım şeyler ekleyeceğiz.

“Tarımsal destekleme” derken, şu sıralar kapısında olduğumuz Avrupa Birliği ve çok sıkı çalışma ortamı bulduğumuz Dünya Bankasının getirmiş olduğu ortak konu, ortak tarım politikası, Avrupa Birliği mevzuatının ortak tarım politikası yönüyle birazcık tanıtılması, entegre yönetim ve kontrol sistemleriyle tarım parseli tanımlama sistemi tanımı, Avrupa Birliğinde yapılan çalışmalar ve sonuç olarak da bizler ne yapıyoruz, ne düşünüyoruz; temel bakış açılarımız neler. Önce kısaca ortak tarım politikasını tanıtmaya çalışacağım.

Avrupa Birliğine aday bir ülkenin tam üye olabilmesi için, 29 başlık altında tasnif edilen AB müktesebatını üstlenmesi, her bir müktesebat başlığı altında müzakereleri sonuçlandırması gerekmektedir. Bu başlıklardan birisi de ortak tarım politikasıdır. 1 Ocak 1998’de yürürlüğe giren Roma Anlaşması, tarım ürünlerinin serbest dolaşımının ortak tarım politikası yoluyla gerçekleştirilmesini öngörmüştür. Uygulaması 1967’de başlayan ve birçok kez değişikliğe uğrayan ortak tarım politikasında, üye ülkelerin tarım piyasalarının düzenlenmesi, tarımın gelişmesi için izlenecek politikaları kapsar. Bu politikalar, piyasalar ve fiyatlar, dış ticaret, yapı ve finansman politikaları gibi temel öğelerden oluşur.

Ortak tarım politikası, Avrupa Birliğinin ilk ortak politikasıdır. Avrupa Birliği ülkelerinin tarım politikalarını politik ve ekonomik anlamda bütünleştirir, tekleştirir; başka bir deyişle, üye ülkelerin tarım politikalarının ortak bir çerçevede yürütülmesini sağlar. Bu tür bir mekanizma olarak da düşünülebilir. Bu mekanizma, belirli ortak fiyatların korunmasına yönelik kurallar çerçevesinde işler.

Roma Anlaşmasının 39., Amsterdam Anlaşmasının ise 33. Maddesine göre, ortak tarım politikasının 5 tane amacı bulunmaktadır. Bunlar;

- Avrupa’da besin güvenliğinin sağlanması; başka bir deyişle, düzenli bir ürün arzının garanti altına alınması

- Tarımsal verimlilik düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal pazarlarda istikrar sağlanması- Tarımsal nüfusun yaşam düzeyinin gelirlerinin arttırılması yoluyla yükseltilmesi- Tarımda çalışanlara adil bir yaşam standardının garanti edilmesi - Tüketicilere uygun fiyattan tarımsal ürün sağlanması

Page 138: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

240

Avrupa tarım politikası 2003 yılında değişiyor, 2003 yılında birtakım reformlar geliyor. Ortak tarım politikasının 2003 yılı reformlarında müktesebat yönüyle bizi ilgilendirecek konu, Haziran 2003 tarihinde, 1782/2003 tarihli Konsey yönetmeliyle kabul edilen reformlar 4 ana başlık altında toplanmaktadır. Bunlar, AB çiftçileri için, üretimden bağımsız tek ödeme sisteminin uygulanmaya başlanması; tek ödeme sisteminin, çevre, gıda güvenliği, hayvan ve bitki sağlığıyla hayvan refahı standartlarının yanı sıra, bütün çiftlik arazilerinin iyi durumda muhafaza edilmesi koşuluna bağlanması; güçlendirilmiş bir kırsal kalkınma politikası oluşturulması ve bu yeni politikayı finanse etmek için, doğrudan ödemelerde indirim yapılması; 2013 yılına kadar AB’ye üye 25 ülke için belirlenen tarım bütçesinin aşılmamasını sağlamak için, mali bir disiplin mekanizmasının kurulmasıdır.

AB’nin konuyla ilgili 4 tane mevzuatı bulunmakta; ana mevzuat, doğrudan destek planlarına ilişkin ortak kuralları içeren Konsey tüzüğü. Bu mevzuatı detaylandıran 3 tane de Komisyon tüzüğü bulunmaktadır. Bunlar, 796-2004 sayılı Çapraz Uyum, Modülasyon ve IACS’ın Uygulanmasına İlişkin Komisyon Yönetmeliği, 795-2004 sayılı Tek Ödeme Planının Uygulanması Komisyon Yönetmeliği ve 2237/2003 sayılı 1782/2000 sayılı Konsey Yönetmeliğinin 4. Başlığında Temin Edilen Bazı Destek Planlarının Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliktir.

1782/2003 sayılı Konsey Tüzüğü, 5 başlık, 23 bölüm ve 11 ekten oluşmaktadır. Bunun kapsamı, ortak tarım politikası çerçevesinde yapılan doğrudan ödemelerle ilgili ortak kuralları, çiftçiler için gelir desteği, diğer destek planlarını kapsamaktadır. Bunların başlıkları da, kapsam ve tanımlar, genel hükümler, tek ödeme planı, diğer yardım planları ve geçiş kurallarıyla nihai kuralları kapsamaktadır.

Genel hükümler, çapraz uyum, modülasyon ve mali disiplin, çiftlik tasfiye sistemi, entegre yönetim ve kontrol sistemi, diğer genel hükümler. Tek ödeme planında da yine bu başlıkları görüyoruz.

Diğer yardım planları da, bizim kendi sektörel alanımızın çok dışında, proteinli ürün primi, özel ürün ödemesi ve benzeri gibi.

Harita, tapu kadastro sektörü olarak, konuya şimdi biraz yanaştık. Burada, entegre idare ve kontrol sistemi, “IACS” denilen bir sistemden bahsedeceğiz. IACS, bunun İngilizce baş harflerinin kısaltılması olarak veriliyor. Bu entegre sistem, IACS iki şeyden oluşuyor; entegre sistem, hayvan tanımlaması ve tescil sistemi. Entegre sistemi nedir; bilgisayarlı bir veri tabanı, tarım parselleri için tanımlama sistemi -buna da LPIS diyorlar- ödeme yetkilisinin tanımlaması ve tescili için bir sistem, yardım müracaatlarını alan bir sistem, entegre kontrol sistemi, yardım başvurusu yapan çiftçilerin kaydedildiği bir sistem olarak sıralanmaktadır.

IACS’ın bir alt başlığı, tarım parselleri tanımlama sistemi; yani LPIS, üye ülkelerin tarım parselleri, çiftçi blokları, fiziki bloklar, kadastral parseller veya bunların kombinasyonundan kendi şartlarına uygun olanı seçeceğini belirtmektedir.

Page 139: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

241

IACS kapsamında birtakım kontroller yapılıyor. Mevzuat, “Beyanların veri tabanındaki bilgilerle karşılaştırılması, idari kontroller, nokta bazında kontroller, uydu görüntüleri, hava fotoğrafları veya diğer kartografik verilerden yararlanarak, referans parselleri üzerinde rasgele seçilen beyanların doğruluğu kontrol edilecektir” diyor.

Bu mevzuattan sonra konuya biraz teknik olarak girelim. Ortak tarım politikasının tarihsel sürecine bakalım. Burada konular ve arayışlar ne? Başladığı ilk yıllarda konu, üretim tabanlı desteklemeler, ithalat-ihracat, sabit fiyat ve stoklarla ilgiliydi; yani burada temel konu, ürünler, kazanç ve stok bilgilerinden oluşmaktaydı. 92’den sonra çeşitli kotalar gündeme geldi, çiftçilere alan bazlı doğrudan ödemeler başlatıldı.

Burada temel yapı, bu maviyle gösterdiğimiz parsel, bu parselin alanı ve bu parselin uygunluğu kriter olarak alındı. 2000’lerde de yavaş yavaş kırsal kalkınmaya doğru yönelindi; yani kırsaldaki diğer varlıklar, bunların sınırları ve benzeri üzerinde çalışıldı. 2003’le beraber, çiftlik düzeyi, beyanların çapraz kontrolü ve giderek çevreye doğru bir yönelme başladı. Bunların ortak tabanı da coğrafi bilgiler. Coğrafi bilgiler de 1992 yılından beri ortak tarım politikasının anahtar elemanı olmuştur.

Bütünleşik yönetim ve kontrol sistemi:

Buradaki konu, ekilebilir arazi, otlaklar, zeytin ağaçları, fındık ağaçları ve benzerlerini ele alıyor. Burada tek ödeme sistemi söz konusu. “Çifte destek” dediğim de, son günlerde, tek ödemenin yanında organik tarıma da bir desteğin verilmesi gündemde. O nedenle buna “çifte destek” diyorum.

25 ülke bazında bu IACS’ı değerlendirdiğimizde, IACS’a 5 milyon çiftçi dahil olmuştur. IACS çerçevesinde yapılan yardımlar yılda 35 milyar Euro’dur ve bütün Avrupa çapında 80 milyon parsel IACS’a bildirilmiştir. IACS çerçevesinde, her yıl 300 bin çiftlik kontrol edilmiş, 4 milyon da parsel kontrol edilmiştir.

1782/03 2003 sayılı Konsey Tüzüğünde, çok sayıda veri tabanı ve fonksiyonlarıyla ilgili bilgi ve iletişim teknolojilerinin altyapısını görmekteyiz. Bu kapsamda IACS’ın temel verileri şöyle:

- Çiftçi kaydı- Tarım parseli tanımlama sistemi- Veri tabanları ve hayvan tanımlama sistemi

IACS’ın ana fonksiyonları nedir? Çiftçi beyanları, beyanların idari ve çapraz kontrolleri, beyanların arazide kontrolü, çapraz uyum kontrolleri ve ödemeler, IACS’ın temel konularıdır.

Arazi parsel tanımlama sistemi veya diğer bir söyleşiyle tarım parseli tanımlama sistemi LPIS’e baktığımızda, amacı, IACS altındaki her bir tarımsal parselin tanımlanması. Kazanım ne; referans parsellerini elde edeceğiz. Bu referans parsellerine baktığımızda, bunlarda tek anlamlı bir tanımlama olacaktır; coğrafi konumu belli olacaktır -boyutu, sınırları, alanı vesairesi- ve ödemeye ilişkin, uygunluğa ilişkin diğer bilgiler de bunun

Page 140: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

242

içinde yar alacaktır. IACS ve coğrafi bilgi sistemi işlemlerinde LPIS uygulamaları mutlaka bilgi ve iletişim teknolojileri tabanında kullanılacaktır.

Görüntümüze baktığımızda, bir orto görüntü var. Bir sonrakine geldiğimizde, bilgisayar ortamında bir görüntünün çakıştırılmasını görüyorsunuz.

LPIS’teki parseller, yani tarım parseli tanımlama sistemindeki referans parselleri, IACS kapsamında tarımsal parseller sözel veri tabanı içinde net bir şekilde tanımlanırlar, grafik veriler ise sözel verilerle ilişkilendirilir. Her parseli veya parsel grubunu tanımlamak için farklı sistemler kullanılır. Var olan parsellere dayalı sistemler kadastral verilere dayalı sistemlerdir. Sonradan tanımlanmış parsellere dayalı sistemler, yani çiftçi bloklarına dayalı sistemler ve fiziksel bloklara dayalı sistemler de referans parseli olarak değerlendirilmektedir.

Burada bir referans parsel ile beyan edilen parsel arasındaki fark görülüyor. Bu, tarım parseli tanımlama sisteminde, IACS’ın içerisinde tanımlanan bu parsel, bizim kadastro yönünden baktığımızda, yıllardır sabit bir parsel. Uygun kullanımı resmi olarak kayıtlı, yani tapuda kayıtlı, parsel numarası var. Tek tanımlı, tek anlamlı bir parsel ve parsel noktası olduğu için, bunu ikinci kişi bildiremez ve ikinci ödeme olamaz. Alan, resmi olarak bilinmektedir; çünkü tapu kütüğünde kayıtlıdır. Koordinatları vardır; araziyi konumlandırır. Sınırları coğrafi bilgi sistemine girilmiş olmalıdır.

Beyan edilen parsele baktığımızda, bu gördüğünüz bir fiziksel yeryüzü. Bu, yardım beyanındaki konumunu gösteriyor. Bu parselin konumu kesin olmayabilir, çünkü burada beyan esas. Çiftçinin beyan ettiği alan 1.02 hektar olarak gözüküyor. Bu, ödeme hesaplamasına esas bir parseldir. Uygulamada, ödemeye esas olan konu alandır. Bunların ikisinin arasında birtakım farklar görülmesi son derece doğaldır.

Kadastro parsellerine dayalı sistemlerde, tarım parselleri arasında uyumlu bir ilişki bulunmamaktadır. Çiftçi blokları, aynı çiftçi tarafından ekilen komşu parsellerin tek bir numarayla gruplandırılmasından oluşur. Çiftçi, her tarımsal parselin sınırını harita üzerinde göstermek durumundadır. Bu haritalar büyük ölçekli haritalar veya orto görüntülerdir. Fiziksel bloklar ise, bir ya da birkaç çiftçinin ektiği, devamlı sınırlarla gösterilen komşu tarımsal parsellerin tek numarayla gösterilmesidir. Tarımsal parsel yönetimine kadastro yoluyla baktığımızda, önümüzde bir kadastro paftası var; burada bir görüntü, hava fotoğrafı. Bunları üst üste çakıştırdık ve ortaya birtakım farklılıklar çıktı. Nedir bunlar? Küçük geometrik farklar görünüyor, altyapıda değişiklik var, yollar veya patikalar değişmiş durumda. Haritalanmamış, yani harita üretim esnasında değerlendirmeye alınmamış nitelikler, yeşille gösterilen kısımlar var ve arazi kullanımları güncellenmemiş. Bazen de neyle karşılaşıyoruz; tamamen veya yanlış çakışma da olmuş olabiliyor.

LPIS, IACS, her ne dersek diyelim, bu konunun temelinde bir parsel var, coğrafi bir varlık. Biz haritacıların da üzerinde en önemle durduğumuz şey, bunların bir tek anlamlı referans sisteminde tanımlanması.

Page 141: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

243

Altta bir görüntü, üstte kadastro parseli var. Referans sistemleri yanlış olmasından dolayı, alttakiyle üstteki birbirine hiç oturmuyor. Halbuki, referans sistemi doğru olsaydı, bu şekilde bir yapı çıkacaktı karşımıza.

Bu tarım parseli tanımlama sistemine teknik boyutuyla baktığımızda, coğrafi veri olarak, 1/1000 ölçekten beklenen duyarlılıktan daha iyi bir duyarlılık bekleniyor burada; yani karesel ortalama hatası 2.5 metreden küçük olacak ve mutlaka bu veriler ulusal jeodezik ağ üzerinde olacaktır. Parsel alan ölçmeleri ise, hektarda 2 decimal olarak ifade edilmektedir, doğruluk 1.5 metreden küçüktür, ± yüzde 5 güven aralığı içindedir.

Orto görüntü kullanımı LPIS ve IACS’ta bir zorunluluk değildir; ancak, büyük oranda tavsiye edilmektedir. Minimum özellikler ise, 1 metre bir resim elemanı boyutu olacaktır ve siyah-beyaz olabilir. Bunun için, sayısal arazi modeli de mevcut olmalıdır. Niçin; orto görüntüler için.

Diğer ihtiyaçlara baktığımızda, ağaçların tanımlanması ve sayılması, ağaçlıklı sınırların ölçülmesi, tarımsal uygun alanlar; eğim, erozyon ve benzeri alanların da ölçülmesi bu kapsamda değerlendirilmektedir.

LPIS tarım parsel tanımlama sistemi düzenli olarak güncellenmelidir. Amaç, bilfiil arazideki gerçek durumun yansıtılmasıdır. Hataların azaltılması ve insan kaynaklı hatalarında giderilmesi esastır. Buna ilişkin, parsel bazında, çiftçi bazında yıllık güncellemeler yapılmaktadır. Bu çerçevede, arazinin yeniden yapılandırılması, altyapılar ve benzeri gibi konular için 5 yılda bir alınacak görüntüyle periyodik birleştirmeler ve güncelleştirmeler de sağlanmalıdır.

Bu entegre yönetim ve kontrol sisteminde, coğrafi bilgi sistemlerine doğru bir yöneliş olduğunu söylemiştik. Bu da 1593/2000 sayılı Konsey Tüzüğünde yer alıyor. “1 Ocak 2005 tarihi itibarıyla sayısal, grafik tarım parseli tanımlama uygulamasını zorunlu hale getirmiştir” diyor. Yani artık veriler sayısal olacaktır, onların bilgi ve iletişim araçlarıyla etkin kullanımı sağlanacaktır; yani sayısal olacak, coğrafi bilgi sistemine atılacak, bunlarla yönlendirilecektir. Yani bu konu artık kağıt haritaları modernizasyonu anlamında değil, doğru bir coğrafi bilgi sisteminin oluşturulması anlamındadır.

Tarım parseli tanımlama sistemi ve bütünleşik yönetim ve kontrol sistemi Avrupa Birliği müktesebatının bir parçasıdır ve üyelik öncesi tamamlanmak durumundadır. Avrupalılar, “Uygulamada, orto görüntü, bu sistemin üretim güncelleme işlemleri harita özel sektörüne verilerek yaptırılmalıdır. Coğrafi bilgi sistemleri IACS’ın vazgeçilmez bir parçasıdır. CBS, ödeme yapan kurum tarafından yönetilmeli. Çiftçiler, yerel ofisler, kontrol elemanları tarafından da bu verilere erişilebilmelidir” diyor.

Bu kapsamda kadastro verilerine baktığımızda, kadastro sistemleri, çiftçilerin alışık olduğu ve aynı zamanda ellerinde mevcut olan ve hassas verilerdir. Tek bir referans numarasıyla, referans parsellerini sağlarlar, resmi bir arazi kullanım şekli ve hazır bir toplam alan gösterirler. Bu bilgiler idari çapraz kontrollere olanak sağlarlar ve malik bilgisiyle birlikte, çapraz kontrollere izin verirler. Bazı üye ülkeler IACS’ın uygulama

Page 142: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

244

aşamasında sistemleri ve verileri bu amaçla kullanmaktadırlar. Kadastral parseller, IACS’ın düzenlemelerinde istenen tarımsal parsellere doğrudan karşılık gelmeyebilir. Bu çerçevede, kadastro parsel bilgilerine tarımsal bilgiler de eklenmelidir.

Avrupa Birliğine üye ülkelerde IACS, CIS uygulamalarından sorumludur. Bu 25 üye ve kuyrukta bekleyen 4 aday ülke bunları yapacaktır. Bu görüntü Avrupa Birliğinden alınmış, bizim ülkemiz de buraya yerleştirilmiş.

Arazi bilgi sistemi, entegre tarım bilgi sistemini Avrupa Birliği bazında özetlersek, bunlar altlık olarak büyük ölçekli haritaları kullanıyorlar; mesela İngiltere. Kadastro ve orto fotoyu da, İtalya, Polonya, Slovanya, Güney Kıbrıs, kısmi olarak Danimarka kullanıyor. Orto foto üzerinden kendi sistemlerini oturtanlar da var, yani kendine göre sistemi değiştirenler. Tarım parseli ve orto fotoyu, Belçika, kısmen Danimarka kullanabiliyor. Çiftçi blokları ve orto fotoyu, Fransa, Danimarka, Çekoslovakya, Slovakya kullanıyor. Yani bunlar ülkeden ülkeye değişiyor.

Avrupa Birliğinin bakışı açısından sonuç ve değerlendirme:

Birçok Avrupa Birliği ülkesi mevcut coğrafi verileri ve haritaları kullanımda sorunlarla karşılaşıyorlar; yani bu sorunları yaşayan sadece Türkiye değil. Farklı ölçekler, teknik özellikler, grafik veriler Avrupa Birliğinin bütün ülkelerinde mevcut. Geometrik kalite veya güncel olmama bütün sektörün sorunu. FIG Başkanının bir sözü var; onu da söylemeden geçeceğim. “Biz, sektör olarak, veri zengini, bilgi fakiriyiz” diyo. Türkiye’ye özgü değil, global anlamında söylüyorum bunu. Her türlü bilgi veri var, ama bunu henüz bilgiye dönüştürememişiz.

Bu, tarım parseli tanımlama sisteminde orto fotolarla çakıştırıldı. Artık Pandora’nın kutusu açıldı, yeni ufuklar gözüküyor. IACS yönetimleri için özel bir tarım parseli tanımlama sistemi oluşturulmalı. Sayısal kadastro, bu tür yönetim sistemlerinin olmazsa olmaz en önemli verisidir. Eğer mevcut değilse, bu yapılar için yeni metodolojiler de önerilebilir.

Yeni tarım parseli tanımlama sistemi anlayışında, tarımsal yönetim amaçlarına yönelmiş bir çeşit kadastrodur; yani bizim LPIS dediğimiz, aslına bir çeşit kadastrodur. Bizim gibi ülkelerde hukuksal, geçerli bir kadastro varsa, LPIS’in zaten altyapısı var demektir.

Modern çok amaçlı kadastroyla LPIS arasında bindirmelerin olduğu apaçık görülmektedir. Bunu altını çizerek söylüyorum, çünkü bu bir sektörel sorun değil ve diğer sektörlerin konuya yanaşması da farklı. O yüzden, kendi görüşlerimizi altını çizerek söylüyorum. Aynı iş için iki kez masraf yapılmaması ve ulusal kaynakların boş yere harcanmaması için, her iki sistem; yani mevcut kadastro sistemi ve LPIS arasında bir koordinasyon yolu bulunması son derece önemlidir. LPIS çalışması yapan ve kadastroları olan aday ülkeler LPIS gereksinimlerini de karşılayacak çok amaçlı kadastro yaklaşım şansına da sahipler.

Bu çerçevede baktığımda, biraz evvel yansıda gösterdiğimiz olmazsa olmaz ulusal jeodezik ağ, Tapu Kadastro’nun girişimleri ve Harita Genel Komutanlığı ortaklığıyla Türkiye’de bir TUTKA oluşturuldu ve jeodezik altyapı böylece çözüldü. Fakat jeodezideki devrim niteliğindeki gelişmeler statik GPS ağlarının yerine real time kinematik GPS

Page 143: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

245

ağlarını getirdiğinden, 18 Nisan 2006 tarihinde imzalanan Sürekli Gözlem Yapan Sabit GPS İstasyonları Projesine başlandı. Bu sistemlerle, önümüzdeki sene bugünler herkes 1 dakikalık oturumlarla, ± 5 santimetre duyarlılığında veriler toplayacaklar diye düşünüyoruz. Proje başladı.

Yine bu çerçevede, Avrupa Birliği ve bu sefer Dünya Bankasının da konuya aynı şekilde yaklaşmasından dolayı, önce Dünya Bankası Türkiye’yi kredilendirdi, “Size bir tarım reformu uygulama projesi yapıyoruz” dedi. Bunu kim teklif etti; Türk Hükümeti teklif etti, Dünya Bankası onayladı. “Kadastronun en az yapıldığı 20 ilde tesis kadastrosunun yapılması, tapu ve kadastro bilgilerinin bilgisayar ortamına aktarılması ve Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına verilmesidir” dediler ve bu projeye başladık. Bu projenin adı ARIP. Bu projenin de 2006 yılı itibarıyla kaynağı 103 milyon dolara çıkarılmıştır.

ARIP projesi kapsamında, kadastronun en az yapıldığı yerler. Eğer kadastro yoksa, LPIS uygulaması yapılacak. Bu sefer, mükerrer harcama, ulusal kaynakların boşa harcanması, kamu kaynaklarının ve kamu önceliklerinin geriye itilmesi çerçevesinde, bu öncelikli 20 ilde kadastro yapım çalışmalarına başlandı. Kurumumuz da bu çerçevede kadastro yapımına başladı.

2005 ve 2006 yılları toplamı olarak, yaklaşık 2 500 birimin sayısal kadastro yapım faaliyetleri Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce ihale edilmiştir. Bu projenin sonucunda, yaklaşık 2.5 milyon adet yeni parsel üretilmesi hedeflenmektedir. Sadece Dünya Bankası kaynakları değil; aynı bölgede, döner sermaye kaynaklarımızla da devam ediyoruz. 2 yıl içerisinde üreteceğimiz parsel sayısı yaklaşık 4 milyon olacaktır. Sabahki konuşmacı İsviçre’yi anlattı. Toplam 4 milyon parseli vardı. Biz, 4 milyon parseli bu 2 yıl içerisinde üretmiş olacağız.

Kadastro çalışmalarında teknik nivelman ve GPS nivelman tekniğiyle de Türkiye jeoidi 2003’ün sıklaştırması da yapılmaktadır. Bu, bizim projelerimiz kapsamında. Bu veriler daha sonra Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının ortorektifikasyon işlerine de altlık teşkil edecektir.

Bununla beraber, madem altlık orto fotoydu, bunu da Bakanlık denemesi amacıyla, onlara pilot bir çalışma da yaptık. Kendi amaçlarımız, kadastroya hazırlık amacıyla, yaklaşık 17 bin 500 kilometrekare alanda sayısal vektör fotogrametrik harita üretiminin yanında, renkli orto foto üretimi de 5 parça olarak ihale edilmiştir ve bu yıl içerisinde sonuçlanması beklenmektedir. Bu da ARIP’e, yani tarıma yönelik bir çalışmaydı. Bildiğiniz gibi, tapu kadastro bilgi sistemi çalışmaları var; temel felsefesi bu yansıda görülüyor. Fiziksel yeryüzü, fiziksel yeryüzüne ilişkin sözel ve grafik bilgiler ve bunların bir veri tabanı yönetim sistemi içerisinde ilişkilendirilmesi. Baktığımızda da, bu tapu kadastro bilgi sistemi altlık olarak bütün bilgi sistemlerinin temel altlığını oluşturacak. “Ne, nerede?” sorularının cevabı, tapu kadastro bilgi sistemi ve MERNİS uyum içerisinde çalışıyor. Bunların altında ulusal jeodezik ağ var. Diğer bilgi sistemlerinde tarım da bunların içerisinde. Daha fazla bilgi için, bizlerle kontak kurabilirsiniz.

Sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Page 144: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

246

TARTIŞMA

OTURUM BAŞKANI- Ben de teşekkür ediyorum.

Gerçi, bir sosyal bilimci olarak benim anlamadığım birçok şey var; ama yaklaşım olarak gerçekten yararlandığımız bir konuşma oldu.

Tartışma için çok kısa bir süremiz kaldı; çünkü 40 dakika kadar gecikmeyle başladık. Şimdi, kısaca sorularınızı alacağız. Sorular Zaten Thomas’a soruldu.

Buyurun.

SÜLEYMAN KOÇ- Sorum Ali beye olacak. Arazi sınıflaması olmayan bir yerin -durum mahkemelik olduğu için, detaylarına girmiyorum- kadastro uygulaması yapılmış, şahıslara tapu verilmiş. Aradan 12 yıl geçmiş. 12 yıl sonra, hiçbir sınıflama çalışması yapmaksızın, “Şu, şu yerler mera olsun” deniliyor. Bunun altından nasıl kalkacağız? Neler önerirsiniz?

OTURUM BAŞKANI- Buyurun hanımefendi.

Prof. Dr. BETÜL ŞENGEZER- Benim sorum çok kısa. Orhan Ercan beye bir sorum olacak. Çok güzel projeler sunuldu. Bunun için bir hedef yıl var mı? En azından 20 yıl içinde bir proje teklifi var. Bu işler ne kadar sürede tamamlanacak, bunu merak ettim.

Teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI- Ben de teşekkür ediyorum.

Doç. Dr. YÜCEL ÇAĞLAR- Sorumu Sayın Erdi’ye yöneltmek istiyorum. Çünkü konuşmasının başında, kavramlarla ilgili çok temel bir soruna değindi. Ben de ondan cesaret alarak söylüyorum. İfadelerinizin içinde terim olarak geçen kırsal arazi düzenlemesi önermesi, yer yer de kırsal toprak ya da toprak düzenlemesi olarak geçiyor. Her ne kadar gündelik dilimizde ikisini birbirinin yerine kullanıyorsak da, en son çıkan Yasayla birlikte düşündüğümüzde, Toprak ve Arazi Koruma Kanunuyla birlikte düşündüğümüzde, bu iki kavramı ayırmak gerekiyor. Bunu acizane olarak önermek istiyorum. Çünkü takdir edersiniz ki, ikisinin de çok farklı açılımları var.

İkinci takıldığım nokta, bu kırsal mekân. Bana çağrıştırdığı -Sayın Geray hocam bunu belki daha da açabilir- mekân dediğim zaman, bana hep yerleşme çağrıştırıyor. Ama siz, öyle açılımlarda bulundunuz ki, neredeyse bütün arazi kullanım biçimlerine bu kapsamda değinildi. Eğer bütün arazi kullanım biçimlerini amaçlıyorsanız, öne sürdüğünüz önermelerin daha ayrıntılandırılması gerekmiyor mu, özgüleştirilmesi gerekmiyor mu?

Teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI- Ben de teşekkür ediyorum.

Buyurun.

Page 145: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

247

HALİL İBRAHİM İNAN- Benim sorum Orhan beye olacak. Arazi parseli tanımlama sistemi çerçevesinde, kadastro parselleri dışında, çiftçi üretim blokları veyahut da fiziksel blokların kullanılabileceği söylendi; ancak, kadastronun olmadığı yerlerde kullanıldığını, bunlardan önce kadastronun yapılması halinde bunlara ihtiyaç olmadığı söyledi. O fikrine katılıyorum. Yalnız, kadastro verilerinin arazi kullanımını ne derecede yansıttığını, bazı parsellerde parselin bir kısmının yerleşim amacıyla kullanıldığını gördük. Bu problemi nasıl çözmeyi düşünürler veya böyle bir araştırmaları var mı? Parseller arazi kullanımını ne kadar temsil ediyor?

OTURUM BAŞKANI- Teşekkür ediyorum.

Buyurun, kısaca cevapları alalım.

Yrd. Doç. Dr. ALİ ERDİ- Tasnifle ilgili ciddi sıkıntılar yaşanıyor aslında. yasal düzenleme yapılması gerekiyorsa, bir an önce yapılması gerekiyor. Bunlar bilinen şeyler. Atatürk Barajı yapılırken, su altında kalmış alan için, vatandaş, devletin kapısını çalıyor, “Benim arazim su altında kaldı” diyor. Devlet, “Tamam, kamulaştırdık, parasını da verdik ya” diyor. Vatandaş, “Verdiniz de, tarım dışı alandır diye verdiniz. Orası birinci sınıf araziydi” diyor. Atatürk Barajı’nın tabanına kayıp iş karışıyor ve bir daha para ödeniyor. Para değil, korkunç bir çılgınlık. Eğer kadastroda ciddi anlamda bir tasnif edilse, bu, sorun olmayacak. 10 sene sonra, su altında kalmış alan için yeniden bilirkişi oluşturuluyor ve o arazi birinci sınıf tarım arazisi oluyor. Devlet, yıllar itibarıyla ekstradan para veriyor. Biraz önce yumuşak bir kamulaştırmadan bahsedildi. Burada devleti de koruyacak bir yapının oluşması gerekiyor. Birinci sıkıntı bu.

Bir başka sıkıntı, kadastro sadece mülkiyete esas kısımları yaptığı için, vatandaş yıllar sonra devletin kapısını çalıyor, “Atatürk Barajı altında benim arazim kaldı” diyor. Dolayısıyla, bunu bir eleştiri olarak almayın; ama bunu düzeltmemiz gerekiyor. Bu yasal şeyi elbirliğiyle nasıl düzelteceksek, bu açılımı yapmamız gerekiyor. O konuda da benim bir bilgim, kendi memleketimde, Maraş’ta, Devlet Su İşleri baraj yapıp götürdüğü alana “Tarım arazisi değildir” diye imza aldı ve orayı tarım dışı bir hale getiriverdi. Bu ülke bu kadar basit değil.

Konya’da, kırsal mekânda illegal bina yapıp yasallaştırarak bunu satan müteahhitler var. Biz, ülkenin topraklarına hâkim olamadık ki. Okyanusun kenarına, Alpler’e kadar hangi malzemeyle neler yapılacağı, hepsi tarifli. Bizim bir standarda gitmemiz gerekiyor.

Arazi, toprak, arazi toplulaştırma, her konudaki kavram kargaşamız çok fazla var. Ama bu, kullanılarak geliyor, Avrupalı 1300’lü yıllardan taşıyarak gelmiş buraya. Kesinlikle kırsal mekânı bir bütün olarak ele almamız gerekiyor. Artık biz, Köy Hizmetlerinin yaptığı uğraşı alanı, bir başka birimin hizmet götürmesi olarak algılamayıp, kırsal mekânı bir bütün olarak, hatta tek bir köyü değil, havzayı bir bütün olarak, her şeyiyle, hayvanından doğa dengesine, insanından tarımına kadar geniş kapsamlı düşünmek gerekiyor. Bunu düşünmek zorundayız. Aksi takdirde, yama, yama, yama, yıllar geçecek ve bizim ülkemiz hâlâ Avrupa Birliğine uzaktan bakan bir ülke konumunda kalacak diye düşünüyorum. Dilerim, bir an önce ipi elimize alırız.

Page 146: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

248

OTURUM BAŞKANI- Teşekkürler, sağ olun.

Orhan bey, buyurun.

Dr. ORHAN ERCAN- Öncelikle Sayın Şengezer’in sorusunu cevaplayayım.

Olaya iki açıdan bakalım; birincisi tarım politikaları, ikincisi tapu kadastro faaliyetleri yönüyle. Tarım politikaları bazında konuyu değerlendirdiğimizde, tarım parseli tanımlama sistemi Avrupa Birliği uyum süreci içinde sonuçlandırılmış olacaktır. Avrupa Birliğine üye olan 25 ülkede bunlar net olarak ortaya konulmuş. Kuyrukta bekleyen 4 ülkede, bunlardan birisi olan Türkiye’de de bu süreçler tamamlandıktan sonra, tarım bazında düşündüğümüzde, Avrupa Birliğine hazır olacağız demektir. Demek ki, üyelik sürecimizi şimdiden aşağı yukarı kestirebiliyoruz. Teknik açıdan baktığımızda, 2014-2015’lere doğru giden bir yol var gibi gözüküyor.

Avrupa Birliği, bu çalışmalarla ilk ihalesini 10 Nisanda yaptı. Bu işlere başladı, daha yeni başladı. Ona göre, Tekirdağ ve Ağrı illerinde kadastro paftalarına altlık kullanacak, bunların da altına orto görüntüleri getirecek, çakıştıracak, çiftçi ve çiftlik bilgilerini de toplayıp bir coğrafi bilgi sistemi içerisinde bunu değerlendirecek, sonuçta da kurumsal gelişme anlamında bir rapor hazırlanıp verilecek.

Tarım da, hem Avrupa Birliğinden, hem Dünya Bankasından destekleniyor. Her iki taraftan da gidildiğinde, önümüzdeki yıllar araziye yatırım yapan araziyle ilgili mühendislik dallarına bu anlamda çok fazla iş düşeceği, multidisipliner bir çalışma olacağı ve bunun da sürecinin ilgili sektörlerin çalışmasıyla ve siyasi iradenin de bu işin üzerinde olmasıyla belirlenecek. Ama çok yakın gözüken hedefler bu 10 yıl gibi gözüküyor.

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü faaliyetleri açısından baktığımızda, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, sistem mühendisliği altında baktığımızda, tarım, çevre ve benzeri gibi bütün sistemlerin bir alt sistemidir. Geometri olmazsa olmazdır; ama bu geometri hukuksal bir geometri olmalı, herhangi bir geometri değil. Kadastro, bu yönüyle son derece önemli.

Bir de, bu parsele ilişkin, parselin üstündeki ve altındaki hakların belirlenmesi ve kütüğe kaydedilmesi gerekiyor. Avrupa Birliği politikaları, ortak tarım politikasında görüldüğü gibi, alan en önemli parametre. Alanların hesaplanması, tapu kütüğüne kaydedilmesi ve bunların üstünden ödemeler yapılması gerekiyor. Olayı bu çerçevede değerlendirdiğimizde, temel projelere başladık. Örneğin, bizim inisiyatifimizle başlayan Türkiye ulusal Temel GPS ağı 2000’de bitti. Biz, bunu kullanıyoruz. Dedik ki, “Teknoloji çerçevesinde bu yetersiz.” Bu sefer, TÜBİTAK’a bir AR-GE projesi sunduk. “Real time kinematik GPS amaçlı uygulamalar yapacağız” dedik. Yani ülkenin herhangi bir yerinde, herhangi bir saatte, yaklaşık 1 dakikalık, maksimum 2 dakikalık oturumlarla, post prosese ihtiyaç olarak veya olmadan, ihtiyaca göre, ± 3-5 santimetre bazında konum belirleyeceğiz. Bu belirlediğimiz konum, kadastronun olduğu kadar, her türlü mühendislik projesinin de teknik altyapısını oluşturacak. Burada yenilemeye işaret ediyorum, önemini söylüyorum. Yani jeodezi anlamında sorun çözüldü, çözülüyor.

Page 147: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

249

İkincisi, biz, kadastroyu bitirelim diye bir proje başlattık. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, kadastronun 3 yılda bitirilmesi projesini ortaya koydu. Dün öğleden sonra, Sayın Genel Müdürüm uzun uzun anlatılar. Ülkemize baktığımızda, kadastro en az nerede vardı; Doğu’da vardı, bir de Doğu Karadeniz’de vardı. Neden? Birinde fiziksel koşullar, öbüründe de yeşil orman dediğimiz şeyler vardı. O nedenle, kadastro yapılması son derece güçtü. Buralarda, gerek Dünya Bankası kaynakları, gerekse kendi kaynaklarımızla hızla kadastroya başladık.

ARIP’e, Dünya Bankası kaynaklı Doğu Anadolu Kadastro Tamamlama Projesine baktığımızda, biz, 2005 yılı itibarıyla 1 milyon 469 bin parselin ihalesini yaptık, sonuçlarını şimdi topluyoruz. 2006 yılında ise 1 300 köy planladık, fakat ekonomik şartlar bunu 1 001 köye kadar indirecek gibi. Sonuç itibarıyla, bu sene de 1 milyon 69 bin parselin yeni kadastrosunun ihalesini yapıyoruz. Yani ortalama bir rakam verirsem, 2 sene içerisinde yaklaşık 2.5 milyon parseli; ARIP kaynaklarıyla, aynı bölgede döner sermaye kaynaklarıyla 1.5 milyon parseli düşündüğünüzde, bir İsviçre’nin kadastrosunu 2 yılda yapmış olacağız. Bunu niye yapıyoruz; ortak tarım politikası, Dünya Bankası Tarım Reformu Uygulama Projesi, bunların altlığını oluşturmak için. Bunlar ileride neyi kullanacaklar; uydu görüntüleri ve hava fotoğraflarını. Bunları ne yapacağız; rektifiye edeceğiz. Rektifiye ederken ne lazım; sayısal arazi modeli lazım. Bunlar için de TG 2003 dediğimiz Türkiye ulusal jeoditi sıklaştırmasını da bu proje kapsamında yapıyoruz. Ayrıca, tarıma 17 bin 500 kilometrekare bazında verileri de veriyoruz.

2008 ortası itibarıyla, ülkede, zorunlu haller dışında tamamlanamayacak yerler var. Ülkenin özgün koşulları nedeniyle kadastro tamamlanmış olacak, tesis bazında kadastro tamamlanmış olacak. Birinci sorunuzun cevabı buydu.

İkincisine baktığımızda, jeodeziyle ilgili real time pnömatik GPS, seneye bugünler operasyonel olacaktır, isteyen herkes veri elde edebilecektir. 2008’in bugünlerinde ise, ulusal bazda dönüşüm parametreleri de belirlenmiş olacak. ED-50’ymiş, ITRF’miş, GRS-80’miş, kimsenin kafası karışmayacak şekilde bu parametreler de belirlenmiş olacak.

Halil İbrahim İnan’ın sorusuna gelince, tesis kadastrosu çalışmalarında arazilerin vasfı da belirleniyor; fakat “Bu vasfının ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış veya bu vasıf ne oldu, değişti mi, şimdiki durumu ne?” gibi bilgiler bizde değil. Örneğin, benim oturdum ev bağ diye gözüküyor. Bunlar ayrı sorunlar, bunlar güncellemeyle ilgili sorunlar ve ileriye yönelik açılımlar. Bunlar arazi kullanım politikalarını getirecektir, arazi örtüsü ve daha başka politikaları da getirecektir. Rakam veremiyorum.

Teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI- Ben de teşekkür ediyorum konuşmacılarımıza. Gerçekten, Türkiye’nin temel sorunlarına en gerçekçi yaklaşımları koymuş oldular. Ben, çok yararlandım. Zamanı da iyi değerlendirdi arkadaşlarımız. Sorular kısmında da çok ilginç sorular sorulmuş oldu ve onlar da yanıtlandı.

Oturumu kapatmadan önce bir-iki noktaya değinmek istiyorum.

Ben, daha çok toprak sözcüğünü kullanıyorum; çünkü ülke toprakları bir bütündür. Ülke,

Page 148: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

250

zaten toprakları ifade eder. Ama son zamanlarda, özellikle toprak açısından bir ayrım ortaya çıkmıştır. Tarım toprakları genellikle arazi olarak tanımlanıyor, kent topraklarında da arsa önem kazanıyor, böyle bir ayrım oluyor; ama bence de çok önemli olan bir nokta, Türkiye’nin doğal kaynaklarının en belli başlıcası topraktır, ülke bütünlüğüdür. Arkadaşlarımız bütüncül bir yaklaşımla konuyu ele aldılar.

İkincisi, bu konunun bir kırsal gelişme ve topluca da ülkenin gelişmesiyle ilgili bir konu olduğunu da unutmamak gerekir. Çünkü kırsal alanda tarım politikaları diye politikalar da var. Ben, çok iyi anımsıyorum, bu tarlaları toplulaştırmayla ilgili çalışmaları Köy İşleri Bakanlığı başlatmıştı ve ziraat mühendisleri bu işi ele almıştı, harita ve kadastro mühendisleri tamamın şeyin dışındaydı. Yıldız Teknik Üniversitesinde değerli bir hocamız vardı; Nazmi Yıldız. Çok duyarlı bir insandı. Orada bunun derslerini veriyordu. O da çok yakınıyordu. Gerçekten, tarımcılar bu işe al attığı için, kadastral boyutunu ele almadan yürüttükleri çalışmalar oldu. Kırsal gelişme, benim de yakından izlemeye çalıştığım bir konu olduğu için, doğrusu, o yaklaşım çok şey geldi bana. Böyle bir durum vardı. Şimdi, buradan sıyrılmış oluyoruz.

Ben katılamadım, ama Ziraat Mühendisleri Odasıyla Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasının yürüttüğü bir çalışma vardı; toprak reformu konularında bir toplantı yapılmıştı. Onun sonuçlarını daha kitap halinde görmedik. Ama bu işbirliği çok önemli. Çünkü “Toprağın verimliliğini kim saptayacak?” konusu sadece bir tek mesleğin el atacağı bir konu değil. Memnuniyetle duyduğum ki, arkadaşlarımız, “Bir ekip çalışmasıyla bunu yapalım” dediler. Gerçekten buna katılıyorum; çünkü yerbilimcilerin de, ziraat mühendislerinin de katılacağı bir ekip çalışması çok daha yararlı olacaktır. Toprak mülkiyeti olunca, hukuki sorunlar da giriyor. Böyle bir bütünleşik yaklaşımın gerekliliği bu oturumda vurgulandığı için, ayrı bir memnuniyet duyuyorum. Bir sosyal bilimci olarak bir hayli yararlandım ve bunlar benim için de memnuniyet verici konuşmalar dizisi oldu. Arkadaşlarımızı kutluyorum.

Sizler de çok sabırla dinlediniz. Giren çıkanlar oldu; ama -tabii biz öğretmen olarak, sınıflara bakarız, bir göz yoklaması yaparız- ona karşın, yine de dikkatle katıldınız, izlediniz. Sizleri de kutluyor ve teşekkür ediyorum.

Odamıza, bana bir daha böyle bir fırsatı verdiği için ayrıca teşekkürler sunuyorum. Sağ olun, var olun.

Page 149: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

251

ALTINCI OTURUMTAPU KADASTRO - İMAR UYGULAMALARIOturum Başkanı: Ferruh ATBAŞOĞLU / Yargıtay 20. Daire Onursal Başkanı

KONUKLAR:

Kadastro Çalışmalarında Stratejik Planlama Gerekli ve Olanaklı mı? Doç. Dr. Yücel ÇAĞLAR / Milli Prodüktivite Merkezi

Çağdaş Gelişmeler Doğrultusundaİkinci Kadastro GereksinimiProf. Dr. Cemal BIYIK / KTÜ

İmar Planı Uygulamalarında Kadastral ProblemlerProf. Dr. Ferruh YILDIZ, Yrd. Doç. Dr. M. Çağlar MEŞHUR / Selçuk Üni.Müh. Mehmet GÜRLER

Uygulamaları – İdari Yargı ve Kadastro İlişkileriCemal İŞLEYİCİ, Namık GAZİOĞLU / HKMO

Page 150: TAŞINMAZ DEĞERLEME VE KADASTRODAN BEKLENENLERBizim yeni adım olarak baktığımız konular, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği. Burada, sürekli eğitim, lisanslama, standartları

KADASTRO KONGRESİ 200622-24 Mayıs 2006

TMMOBHARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

252