SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAúMA - Konda€¦ · siyaset iklimi üretiyor. Bu çatımacı ve...
Transcript of SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAúMA - Konda€¦ · siyaset iklimi üretiyor. Bu çatımacı ve...
SİYASETTE VE TOPLUMDA
KUTUPLAŞMA
KONDA verileriyle “Kutuplaşmanın Fotoğrafı”
BEKİR AĞIRDIR
13-17 Haziran 2010 RADİKAL gazetesinde yayınlanmıştır
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
AKP
CHP
MHP
BDP
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 1 / 39
KONDA VERİLERİYLE
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA
İÇİNDEKİLER
1. SİYASET ve KUTUPLAŞMA ................................................................................................. 2 1.1. Siyasal Kutuplaşma Tartışmaları...................................................................................... 2 1.2. Partiler ve Siyaset .............................................................................................................. 2
2. GÜNCEL SİYASİ TARTIŞMALARA BAKIŞ ............................................................................ 5 2.1. Bazı siyasi tartışmalarla ilgili kanaatler ........................................................................... 5 2.2. Güncel siyaset ve siyasileşme .......................................................................................... 6 2.3. Siyasileşme Değerlendirme ........................................................................................... 11 2.4. Yaşamdan beklenti ve algılar ........................................................................................ 12 2.5. Farklı Profillere Göre Farklılaşan Memnuniyet ............................................................. 13
3. SİYASİ KUTUPLAŞMA ...................................................................................................... 16
4. TOPLUMDA FARKLILIKLAR VE KUTUPLAŞMA ............................................................... 19 4.1. Modernler........................................................................................................................ 19 4.2. Gelenekselci Muhafazakârlar ........................................................................................ 19 4.3. Dini Muhafazakârlar ....................................................................................................... 20 4.4. Kümeler ve Güncel Siyaset ............................................................................................ 20 4.5. Toplumsal kümeler, siyasi gündem ve kutuplaşma ..................................................... 24
5. TOPLUMSAL KUTUPLAŞMANIN KÖKENLERİ ................................................................. 26 5.1. Farklı Kimliklere Bakış ................................................................................................... 26 5.2. Ülke Yönetimi .................................................................................................................. 29 5.3. Din ve Laiklik .................................................................................................................. 31 5.4. Gündelik Yaşam Alışkanlıkları ....................................................................................... 32 5.5. Kutuplaşma Eksenleri .................................................................................................... 34 5.6. Kutuplaşmanın Derinliği ................................................................................................ 35 5.7. Toplumsal Kutuplaşma Değerlendirme ........................................................................ 38
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 2 / 39
1. SİYASET ve KUTUPLAŞMA
1.1. Siyasal Kutuplaşma Tartışmaları
Ülkemizde son birkaç yıldır çok yoğun bir biçimde kutuplaşma yaşanıyor. Bazı meselelere
bakışta, öngörülebilir pozisyon alışlar var. Neredeyse herkes ülkede olan bitenleri
konuşmaya başladığında, bir diğerinin nasıl bir tutum ve pozisyon alacağını biliyor,
en azından öngörebiliyor. Çünkü konuşulan o meseleye bakışta karşıdakinin
tarafsızlığını ve serinkanlılığını yitirdiği, durduğu pozisyona göre o meseleye bakışta
önyargılı olduğu ve yorumunun da bu önyargı ve pozisyondan kaynaklandığı
varsayılıyor.
Kimse yaşanan bu gerilimin bir kutuplaşma olduğunu inkâr etmiyor. Yalnızca tartışılan
veya hararetle savunulan durum, herkes kendinin aklıselim ve tarafsızlıkla
meselelere baktığını ve yorum yaptığını savunurken, ötekini kutuplaşmanın aktörü
en azından tuzağındaki olarak tanımlıyor. Bu tartışma üslubu bile kendi başına
ülkede yaşanan kutuplaşmanın bir örneği, nedeni ve de sonucu.
Doğal olarak da bu tartışmanın en yaygın görüldüğü alan siyaset ve medya. Ülkedeki
geçerli siyaset yapma tarzının alışılmış kavgacı bir üsluba dayandığı, müzakere ve
ikna çabasının neredeyse hiç görülmediği bir siyaset alanımız var. Siyasetin geldiği
bu problemli tarzın karakteri ve nedenleri, bu yazı dizisinin amacı dışında. Fakat
ilginç olan medyanın bu kadar derinden ve bizatihi öznesi olarak kutuplaşmanın
içinde olması.
Bu yazı dizisinin amacı, 2010 Nisan ayında gerçekleştirilen bir araştırmanın veri ve
bulgularına dayanılarak yaşanılan kutuplaşmanın fotoğrafını çekmek ve bu fotoğrafı
anlamaya çalışmaktır.
1.2. Partiler ve Siyaset
Sonuç olarak siyaset, belli bir toplumda birbirinden farklı, çoğunlukla birbirine rakip,
çatışma halinde olan çıkar ve taleplerin müzakere edilmesi ve uzlaştırılması
alanıdır. Siyasal partiler de bu alanın asli unsurları ve özneleridir.
Siyasi partilerin, devletle vatandaş ve toplum, siyasetle gündelik hayat arasında bir köprü
oluşturması gerektiği söylenebilir. Siyasal partiler toplumun taleplerini ve gündelik
ihtiyaçlarını siyasi karar mekanizmalarına taşıyan, diğer farklı talep ve partilerle
müzakere, ikna ve uzlaşma süreci sonrası bu talep ve ihtiyaçlara çözüm arayan
yapılardır.
Ülkemizde siyaset ve siyasetin birinci unsuru olan partiler batılılaşma çabalarıyla beraber
yukarıdan aşağıya doğru örgütlenmiştir. Sistem, toplumun farklı çıkar ve
taleplerinden üremek yerine, yukarıdan aşağıya doğru kurgulanınca doğası gereği
bizdeki partiler toplumun talep ve ihtiyaçlarından beslenmiyor. Tersine, bir siyasi
partinin hayata gelişi bir grup insanın bir fikir etrafında örgütlenme çabasından
başlıyor. Bir yeni parti, sosyal ve kültürel farklılıklardan, talep ve ihtiyaçlardaki
çeşitlenmelerden değil, geleneksel olarak lider ve etrafındaki dar kadronun kontrolü
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 3 / 39
altında vücut buluyor ve var oluyor. Sonra o
kadro ve siyasi fikirler ile toplumun talep ve
ihtiyaçları arasında ilişki kurulmaya çalışılıyor.
Beslenme tersine olunca süreç içinde bir
partinin fikri yenilenmesi ve bunun sonucu
olarak da kadrolarını geliştirmesi doğal
yoldan olamıyor.
Bu tersine çalışmaya, devlet iradesiyle sürekli olarak
yasalar aracılığıyla müdahale edilmesi,
kısıtlanması ve hatta yasaklanması gibi
garabetler de eklenince bizdeki partiler kurumsallaşamıyor, kendini yenileme ve
sürdürülebilirlik mekanizmaları üretemiyor.
Tüm bunların sonucunda sokaklarda, gündelik hayatın içinde, vatandaşla yüz yüze, dert,
talep ve ihtiyaçlara dokunan parti yapıları ortaya çıkamıyor.
Partiler gündelik hayattan değil, devlet gücünden, kaynaklarından besleniyor ve var
olabiliyor. Böyle olunca da tüm siyaset alanı devlet olanaklarını ele geçirme üzerinde
odaklanıyor. Siyaset zemini vatandaş ve toplum taleplerinden değil, devlet
mekanizmalarını nasıl kullanılacağı, devlet çıkarlarının nasıl paylaşılacağı üzerinde
gelişiyor.
Bu yapı doğal olarak da hastalıklı bir siyaset tarzı üretiyor. Siyaset tarzına hâkim olan
temel anlayış, farklı talep ve ihtiyaçları anlamak, müzakere etmek, ikna
etmek/olmak ve uzlaşma temelinde gelişmiyor. Doğrudan çıkar ve güç dağıtımı
mekanizmalarına sahip olma rekabeti, daha çok çatışmacı, kavgacı, hoşgörüsüz bir
siyaset iklimi üretiyor. Bu çatışmacı ve kavgacı yapı 60 yıldır gelen tüm siyasi
liderlerin tesadüfen kavgacı karakterlerinden doğmuyor. Tüm siyasi kurum, yasa ve
mekanizmalarıyla genel siyaset yapısı, bu siyaset tarzını ve buna uygun lider ve
kadroları da zorunlu kılıyor.
Fakat bu durum bir başka problemi üretiyor. Aynen yukarıdan aşağıya doğru varoluşları
gibi, bu çatışmacı tarz ve tutum önce örgütlerine, sonra yandaşlarına, topluma ve
gündelik hayata yayılıyor. Bir süre sonra da uzlaşmanın öznesi olması gereken
partiler çatışmanın ve toplumsal kutuplaşmanın öznesi, nedeni ve taşıyıcısı haline
dönüşüyor.
Sade vatandaş ise kendisine yer bulamadığı bu siyasete ve partilere karşı bir güvensizlik
üretiyor. Yapılan tüm araştırmalar, vatandaşın
var olan siyasi partiler sisteminin genel
işleyişini beğenmediğini ortaya koyuyor.
Vatandaş partilerin işlevini yerine
getirmediğine, yalnızca partiye yakın kişilerin
çıkarlarını savunarak iş takibi yaptığına ve
halkı temsil etmediğine inanıyor. Bu durum,
siyasetten umudunu kesmeyi, sorunları
kanıksamayı, ortak çıkarlar ve talepler için
Toplumun farklı çıkar ve taleplerinden üremesi yerine sistem yukarıdan aşağıya doğru kurgulanınca doğası gereği bizdeki partiler toplumun talep ve ihtiyaçlarından beslenmiyor.
Bir süre sonra da uzlaşmanın öznesi
olması gereken partiler çatışmanın
ve toplumsal kutuplaşmanın öznesi,
nedeni ve taşıyıcısı haline
dönüşüyor.
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 4 / 39
mücadele azminin azalmasını ve giderek bireysel hayatının sorunlarını kurallar
dışında çözmeye çalışma çabalarının yaygınlaşması sonucunu doğuruyor. Bunun en
dikkat çeken belirtisi ise “Türkiye’nin en büyük ve acil sorunlarını hangi parti
çözebilir?” sorusuna toplumun beşte biri “yeni parti lazım”, dörtte biri “bu sorunlar
sürer gider” şeklinde cevaplar vererek, yarıya yakını siyasetten umudunu kestiğini
söylüyor.
Sade vatandaşa “Türkiye’de en çok hangi kuruma veya kimlere gönülden güvenirsiniz?”
sorusunu yönelttiğinizde Meclis veya bir lider, parti adı dâhil herhangi bir siyasi
aktör adı söyleyenler yalnızca onda bir oranında kalıyor. Ama toplumun dörtte birinin
gönülden güveneceği bir kurum olmadığına da dikkat çekmek gerekiyor.
Hem siyasetten umudunu kesmiş hem de güveneceği kurum olmayan dörtte birlik toplum
kesiminin, yani yetişkin 12-13 milyonluk kitlenin büyüklüğünün bir başka alarm
ifadesi olduğuna da dikkat çekmek gerekir.
Bir parti adı
söylüyor53%Hiçbiri
çözemez, yeni parti
lazım 21%
Bu sorunlar
hep sürer, gider 26%
Türkiye’nin en büyük ve en acil sorunlarını hangi parti çözebilir?
Kamu Kurumu
55%
Siyasi Kurumlar
10%
Hukuk5%
Diğer6%
Guvendigi Kurum Yok
24%
Türkiye’de En çok Hangi Kuruma Veya Kimlere Gönülden
Güvenirsiniz?
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 5 / 39
2. GÜNCEL SİYASİ TARTIŞMALARA BAKIŞ
2.1. Bazı siyasi tartışmalarla ilgili kanaatler
Anayasa değişiklik paketiyle ilgili genel kanaatleri sorulduğunda deneklerin yüzde 55,8’i
değişiklikleri demokratikleşme için doğru ve gerekli olarak görmekteler. Görüşülen
kişilerin yüzde 44,2’si içinse değişiklikler, iktidarın sivil diktatörlüğe gidişi yönünde
bir adımdır.
Ergenekon Davası etrafında dönen tartışmalarla ilgili kanaatleri sorulduğunda, hükümetin
çetelerle mücadele ettiği kanaatini taşıyanlar yüzde 56,5, hükümetin muhaliflerini
cezalandırdığı kanaatinde olanlar yüzde ise 43,5 oranındadır.
Son aylarda hükümetle yüksek yargı kurumları arasındaki gerilimle ilgili görüşleri
sorulduğunda, deneklerin yüzde 53’ü hükümetin savcı ve hâkimlere baskı
uyguladığı, yüzde 47’si de hükümetin yargının işlerine karışmadığı kanaatindedir.
Ergenekon davası ve yargı tartışmaları çerçevesinde son günlerde bazı siyasi liderler ve
partilerce gündeme getirilen erken seçim hakkında görüşülen kişilerin beşte ikisi
“erken seçim olmalı”, beşte üçü “olmamalı” kanaatindedir.
Son aylarda kamuoyunu oldukça meşgul eden ve ilgi odağı olan Tekel işçilerinin eylemi
konusundaki kanaatlere bakıldığında, yüzde 45,5’i Tekel işçilerini haklı bulurken,
yüzde 32,3’ü haksız bulmakta, yüzde 22,2 oranındaki kişi de bu konuda kararsız
olduğunu söylemektedir.
Ülkede darbe tehdidinin daha büyük olduğunu düşünenler yüzde 29,3 iken, irtica tehdidi
daha büyük diyenler yüzde 17,1 oranındadır. Toplumun yüzde 44,5’ine göre ise her
ikisi de tehdit iken, yüzde 9,1’i için ise her ikisi de tehdit değildir.
Şeriatın gelmesinden korkanlar yüzde 40,6, korkmayanlar ise yüzde 46,2 oranındadır.
Asker gerektiğinde yönetime el koyabilir fikri yüzde 38,5 oranında destek bulurken, yüzde
47,1 oranında karşı çıkılmaktadır.
Gerektiğinde siyasi partiler kapatılmalı fikri yüzde 57,1 oranında destek bulurken, yüzde
30,3 oranında da karşı çıkılmaktadır.
Toplumun yüzde 55,2’si Ak Parti iktidarı döneminde bazı alanlarda çok önemli reformlar
yapıldığını düşünmektedir. Toplumun yüzde 23,2’si için ise bu kanaat yanlıştır.
Bir önceki sorunun tam tersi olarak Ak Parti iktidarı döneminde irtica/gericilik arttı
kanaatinde olanlar yüzde 38,1, tersi kanaatte olanlar yüzde 42,5 oranındadır.
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 6 / 39
2.2. Güncel siyaset ve siyasileşme
Güncel siyasi tartışmalara dair kanaatlere bakıldığında, hemen hemen tüm konularda
toplumun ikiye ayrıldığını söylemek mümkün görünüyor. Fakat bu ayrışmanın
sebepleri ne olabilir veya hangi demografik özellikler bu ayrışmayı açıklayabilir diye
bakılması gerekmektedir.
Buraya kadar cevap dağılımlarını okurla paylaştığımız soruların hemen hepsinde yaş,
cinsiyet, yaşanılan yer gibi temel demografik verilerle beraber bulgular analiz
edilmeye çalışıldığında, ilginç bir cevap örgüsü ortaya çıkmaktadır. Temel
demografik farklılıklar doğası gereği kimi sorularda farklı cevap kümelenmeleri için
açıklayıcı olurken, beklenenin aksine bazılarında yeter güçlülükte açıklayıcı
olmamaktadır. Kırda veya kentte yaşıyor olmak, genç veya yaşlı olmak ya da kadın
veya erkek olmak gibi farklılıklar, toplumda görülen bu ayrışmayı açıklamaya
yetmemektedir. Kürt veya Alevi olmak, başı açık veya türbanlı olmak gibi farklılıklar
bazı meselelerdeki değişimler konusunda ipucu vermektedir. Örneğin Kürtler parti
kapatmaya en yüksek oranda karşı çıkan
gruptur. Veya Aleviler şeriatın gelmesinden
en çok korkan gruptur. Ama bu tür
açıklamalar tüm sorulardaki ayrışmayı
açıklamakta ortak bir ağırlığa sahip değildir.
Buna karşılık iki temel veri ise neredeyse tüm
cevap kümelenmelerinde açıklayıcıdır. Bu
veriler, demografik bilgi olarak eğitim
seviyesi ve siyasi tercih olarak da oy vereceğini söylediği partidir. Yani eğitim
seviyesi ve tuttuğu parti, kişilerin birçok konudaki tercih ve fikirlerini doğrudan
etkilemektedir.
Anayasa değişiklik paketi hakkındaki kanaatler
Tartışılmakta olan Anayasa değişiklik paketini değerlendirmeye parti yandaşlığı ile beraber
bakıldığında değişikliler, Ak Parti yandaşlarının yüzde 89’u tarafından
demokratikleşmenin gereği, CHP yandaşlarının yüzde 86’sı ve MHP yandaşlarının
yüzde 76’sı tarafından ise sivil diktatörlüğe gidişin adımları olarak algılanmaktadır.
Kararsızlar ve oy kullanmayacağını söyleyenler biraz daha ortada ve temkinliyken, SP
seçmeni Ak Partiye yakın, diğer parti seçmenleri ise CHP ve MHP bloğuna yakın
durmaktadırlar.
Güncel siyasi tartışmalara dair kanaatlere bakıldığında, ilk bakışta, hemen tüm konularda toplumun ikiye ayrıldığını söylemek mümkündür.
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 7 / 39
Ergenekon davası etrafındaki tartışmalar
Ergenekon davası etrafındaki tartışmaların nasıl değerlendirildiğine bakıldığında Ak Parti
seçmeninin yüzde 87’sine göre hükümet çetelerle mücadele ederken, CHP
seçmeninin yüzde 83’üne göre ise hükümet muhaliflerini cezalandırmaktadır.
Kararsızlar, SP seçmeni ve BDP seçmeni de hükümetin çetelerle mücadele ettiği fikrine
yakın görünmektedir.
14
21
24
24
41
53
66
83
89
54
86
79
76
76
59
47
34
17
11
46
CHP
Diğer Partiler
TDH
MHP
Oy Kullanmaz
Kararsız
BDP
SP
AKP
Türkiye
Tartışılmakta olan anayasa değişiklikleriDemokratikleşmemiz için bu değişiklikler doğru ve gereklidir.İktidar sivil diktatörlüğe gitmek için bunları yapıyor.
17
24
30
35
42
52
56
76
87
55
83
76
70
65
58
48
44
24
13
45
CHP
Diğer partiler
MHP
TDH
Oy Kullanmaz
BDP
Kararsız
SP
AKP
Türkiye
Ergenekon Davası etrafında dönen tartışmalara dair fikriHükümet çetelerle mücadele ediyor. Hükümet muhaliflerini cezalandırıyor.
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 8 / 39
Hükümet ile Yüksek Yargı Kurumları arasındaki tartışmalar
Parti yandaşlığıyla beraber son aylardaki Hükümet ile Yüksek Yargı Kurumları arasındaki
tartışmalarla ilgili cevaplara bakıldığında, Ak Parti seçmeninin yüzde 80’i hükümetin
yargının işlerine karışmadığını düşünürken, CHP seçmeninin yüzde 88’i ve MHP
seçmeninin yüzde 77’si aksi kanaattedir.
Erken seçim
Ak Parti seçmeni arasında her on kişinin dokuzu erken seçim olmamalı derken, CHP ve
MHP seçmenleri arasında her on kişinin yaklaşık yedisi erken seçimden yana
görünmektedir. Diğer parti yandaşları arasında da SP seçmeni Ak Parti’ye yakın
dururken, diğer parti seçmenleri CHP ve MHP bloğuna yakınlaşmaktadır.
20
42
61
64
71
77
80
84
88
55
80
58
39
36
29
23
20
16
12
45
AKP
SP
Kararsız
BDP
Oy Kullanmaz
MHP
TDH
Diğer partiler
CHP
Türkiye
Son aylarda hükümetle yargı arasındaki ilişki Hükümet savcı ve hâkimlere baskı uyguluyor.
Hükümet yargının işlerine karışmıyor.
13
21
38
41
41
57
64
66
71
40
87
79
62
59
59
43
36
34
29
60
AKP
SP
BDP
Kararsız
Oy kullanmaz
Diğer partiler
TDH
MHP
CHP
Türkiye
Erken seçim Olmalı Olmamalı
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 9 / 39
Tekel işçileri eylemleri
Ak Parti seçmenlerinin yarısından fazlası Tekel işçilerinin eylemini haksız, CHP, MHP ve DP
seçmenlerinin beşte dördü ise haklı bulmaktadır. Kararsız ve oy kullanmayacak olan
seçmenler ise genel ülke ortalamalarına paralel bir tutuma sahiptirler.
Türkiye için en büyük tehdit
Darbe tehdidi Ak Parti yandaşlarının yüzde 71’i, CHP yandaşının yüzde 12’si için daha
yüksektir. Buna karşılık irtica tehdidi CHP’lilerin yüzde 41’i, Ak Parti yandaşlarının
yüzde 6’sı için daha büyüktür.
24
39
44
49
52
52
62
80
81
46
22
28
30
27
14
23
14
11
9
22
54
33
26
24
34
25
24
9
10
32
AKP
SP
Kararsız
MHP
Diğer partiler
Oy kullanmaz
TDH
BDP
CHP
Türkiye
Tekel işçilerinin eylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?Haklı buluyorum Kararsızım Haksız buluyorum
12
15
16
17
20
20
24
30
46
71
29
41
21
24
23
21
16
26
4
6
3
17
40
52
50
51
49
53
46
62
38
16
44
6
12
11
9
10
11
4
5
9
11
9
CHP
DP
Diğer
MHP
Oy Kullanmaz
Kararsız
TDH
BDP
AKP
SP
Türkiye
Darbe tehdidi daha büyüktür. İrtica tehdidi daha büyüktür.Her ikisi de tehdit Her ikisi de tehdit değil
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 10 / 39
Şeriatın gelmesinden korkuyorum
Şeriatın gelmesinden en yüksek oranda korkanlar CHP seçmenleri, buna karşılık en düşük
oranda korkanlar ise SP ve Ak Parti seçmenleridir.
Gerektiğinde siyasi partiler kapatılmalıdır Gerektiğinde siyasi partiler kapatılmalıdır fikrine destek verenler en yüksek oranda MHP ve
CHP seçmenleri arasında, en düşük oranda bu fikre karşı çıkanlar ise BDP ve Ak
Parti seçmenleri olarak görülmektedir.
89
62
57
50
45
46
38
46
24
17
46
13
15
10
14
10
17
3
21
9
13
11
25
28
40
40
44
44
51
55
73
41
SP
AKP
BDP
Diğer
MHP
Oy Kullanmaz
Kararsız
TDH
DP
CHP
Türkiye
Şeriatın gelmesinden korkuyorum
Yanlış Ne doğru ne yanlış Doğru
1
15
5
7
7
6
12
5
12
16
9
33
42
46
49
54
48
59
59
63
BDP
Diğer
AKP
Oy Kullanmaz
TDH
Kararsız
DP
SP
CHP
MHP
Gerektiğinde siyasi partiler kapatılmalıdırKesinlikle doğru Doğru
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 11 / 39
Asker gerektiğinde yönetime el koyabilir Asker gerektiğinde yönetime el koyabilir fikrine katılanlar en yüksek oranda MHP ve CHP
seçmenleri arasında iken, en düşük oranda bu fikre destek verenler BDP, DP ve Ak
Parti seçmenleridir.
2.3. Siyasileşme Değerlendirme
Güncel siyaset ile ilgili tüm sorularda görüldüğü gibi parti tercihine bağlı olarak bir ayrışma
ve parti seçmenleri arasında bir ortak duruş ortaya çıkmaktadır.
Bu durum doğal kabul edilebilir belki de. Sonuç olarak insanların bir siyasi tercihi var, bu
tercih belirli bir dünya görüşünden kaynaklanıyor, bu nedenle de benzer
meselelerde benzer tutum alınması doğal denilebilir. Eğer yukarıda cevaplarını
analiz ettiğimiz sorular yalnızca güncel meseleler olsaydı, bu doğru olabilirdi de.
Seçmen davranışı üzerinden bakıldığında, sağ-sol, laik-antilaik, otoriter-demokrat vb.
eksenler üzerinde toplumun ayrıştığı ve seçmen tercihinin oluştuğu yaygın bir
kabuldür. Bu konuda yine yaygın olarak kabul edilen modellerden birisi seçmenin
ekonomik algısı ve beklentisinin siyasi tercihlerinde rol oynadığıdır.
Genel olarak bireyin tavırlarını, hareket biçimlerini ve siyasi tercihlerini yaş, cinsiyet, eğitim,
gelir türü temel demografik özellikleri ve değerlerinin belirlediği kabul edilir. Yine bu
kabulde, davranış ve tercihlerin bir düşünme ve muhakeme süreci sonunda
oluştuğu vardır. Genellikle sanılır ki, insanlar beyinlerini kompartımanlara ayırmış,
her kompartıman kendi doğru ve gerekli bilgilerini biriktirip, tasnif ediyor, her kutu
10
7
4
9
5
13
3
2
9
5
49
44
36
46
36
33
26
25
21
9
34
MHP
CHP
Kararsız
TDH
Oy Kullanmaz
Diğer
SP
AKP
DP
BDP
Türkiye
Asker gerektiğinde yönetime el koyabilir Kesinlikle doğru Doğru
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 12 / 39
birbirinden bağımsız çalışabiliyor, sonra da makul ve mantıklı bir değerlendirme
süreci sonunda siyasi kararlar oluşuyor.
Bu modellerin hemen hepsi bazı seçimlerdeki tercihlerin oluşmasını bir yere kadar
açıklıyor. Tüm bu yaklaşımlar seçmenin rasyonel davrandığı ön kabulünden başlıyor.
Fakat artık günümüzde, değişen gündelik hayatın ritmi içinde rasyonel akıl ve
değerlendirmeler kadar duyguların, korkuların, algı ve beklentilerin de seçmen
davranışını belirlediğini biliyoruz.
Hâlbuki ne hayat ne de beynimizdeki
düşüncelerin şekilleniş ritmi ve
sistematiğinin artık böyle çalışmadığı
biliniyor. Beyin, beden, gönül ve dış
dünya (toplumsal koşullar) yaşamın her
alanında ve her anında birbiriyle
etkileşerek düşüncelerimiz ve
seçimlerimiz oluşuyor. Dolayısıyla bu
parçaların her birinin kendi başına ne
olduğu değil, ilişkilerinin nasıl çalıştığı ve
etkileştiği daha önemli.
Bir diğer önemli nokta bellek ve deneyimlerimiz ve bu deneyimlerden edindiğimiz izlenimler
ve çıkardığımız dersler. O günkü toplumsal koşullar veya duygu hali aynı deneyimi
farklı anımsamaya ve farklı anlamlandırmaya yol açabiliyor. İnsanların zihinleri boş
defter veya makine gibi sizin vereceğiniz mesajı not etmeye hazır değil. İnsanlar
yaygın olarak iddia edildiği gibi kolayca manipüle de edilemiyorlar. İnsanların
gündelik hayattaki tavır ve tutumları beyin-gönül-beden-toplum dörtlüsünün karşılıklı
etkileşimi içinden ve insanların etrafına korkuyla mı umutla mı baktıklarına bağlı
olarak oluşuyor.
Tüm bunlara karşın, analiz etmeye çalıştığımız güncel siyasi meselelere dair tutumların
hemen hepsinde aynı değerlendirmeler blok olarak toplumun bir kesiminde
gözleniyorsa, artık doğal seçmen davranışından ve siyasallaşmadan daha farklı bir
sorunu konuştuğumuz açıktır.
O zaman, analizi ilerletmek için:
Algı ve beklentilerinde de bu siyasi tutumlara göre farklılaşma olup olmadığına
Güncel siyasette analiz etmeye çalıştığımız bu sorularda aynı seçmen kümesinin
aynı yönde blok halinde davranış ve tutum gösterip göstermediğine
bakmamız gerekir.
2.4. Yaşamdan beklenti ve algılar
Yaşamdan memnuniyet algısı ve beklentisiyle ilgili bir grup sorunun cevap dağılımlarına
bakıldığında, genel olarak bir memnuniyetsizlik hali gözlenmektedir.
Fakat artık günümüzde, değişen gündelik hayatın ritmi içinde rasyonel akıl ve değerlendirmeler kadar duyguların, korkuların, algı ve beklentilerin de seçmen davranışını belirlediğini biliyoruz.
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 13 / 39
Toplumun beşte üçü Türkiye’nin genel hayat şartlarının kötüye gittiği, üçte biri de ülkenin
geleceğinin kötü olacağı kanaatindedir. Türkiye’nin genel olarak iyiye gitmediği
düşüncesinde olanlar toplumun yarısıdır.
2.5. Farklı Profillere Göre Farklılaşan Memnuniyet
Yukarıda “doğru” bulunma oranlarını gördüğünüz önermeler, bireysel hayat ve ülke
hayatına dair olarak göre ikiye ayrılabilir. Bu ayırma ve verilen cevaplar üzerinden
her bir görüşülen kişinin bireysel hayattan ve ülke hayatından memnuniyetleri ayrı
ayrı hesaplanabilir. Bu hesaplama sonucunda genel değerlendirme olarak bazı
demografik farklılıklara göre memnuniyet algılarında değişiklikler oluştuğu
görülmektedir.
Gençlerin bireysel hayattan memnuniyetleri en yüksek seviyedeyken, ülke hayatı
konusunda en olumsuz olanlar da onlardır. Ülke hayatı konusunda ortalamanın
üzerinde memnuniyetsizlik üniversite mezunlarında gözlenmektedir. Eğitim seviyesi
yükseldikçe ülke hayatından memnuniyet düşerken, bireysel hayattan memnuniyet
yükselmektedir.
Öğrenciler ve üst düzey çalışanlar arasında bireysel hayattan memnuniyet en yüksek
puana ulaşırken, ülke hayatından memnuniyetleri de en düşük puana inmektedir.
Hem bireysel hayatı hem de ülke hayatına dair en gayri memnun kesim işçiler
olarak ortaya çıkmaktadır.
Doğru 58
Doğru 38
Doğru 27
Doğru 23
Doğru 43
Doğru 22
Doğru 26
Doğru 26
Doğru 25
5
3
Kesinlikle
doğru 25
0 50 100
Genel olarak sağlık durumumdan memnunum.
Şu anda sahip olduğum imkânlardan ve
geçimimden memnunum.
Benim hayat şartlarım 5 yıl sonra daha iyi olacak.
Benim hayat şartlarım son 5 yılda iyiye gitti.
Başka ülkeye gitme imkânım olsa bile yine de
Türkiye'de yaşamayı seçerdim.
Genel olarak baktığımda, Türkiye'nin sorunları
azalıyor.
Türkiye'de politik açıdan olumlu gelişmeler oluyor,
Türkiye iyi yolda.
Türkiye'de genel hayat şartları 5 yıl sonra daha iyi
olacak.
Türkiye'de genel hayat şartları son 5 yılda iyiye gitti.
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 14 / 39
Alevi inancına sahip olanlar da memnuniyet konusunda en düşük puanlılar arasındadır.
Kendilerini dindar olarak tanımlayanlar ise diğer kesimlere göre daha yüksek
memnuniyet puanına sahiptir. Varoşlarda yaşayanlar ülkenin en memnuniyetsiz
kesimidir. Buna karşılık lüks konut ve sitelerde oturanlar görece daha memnun
görünmektedirler.
Yaşamdan beklenti ve algılarda parti tercihine göre farklılıklar oluştuğu gözlenmektedir. En
gayri memnunlar BDP yandaşları iken en memnun görünenler Ak Parti yandaşlarıdır.
Bireysel hayat konusunda en düşük memnuniyet puanı olanlar CHP’liler, ülke hayatı
konusunda en düşük memnuniyet puanı olanlar ise BDP’lilerdir. Ak Parti yandaşları
hem bireysel hem de ülke hayatı konusunda en yüksek memnuniyet puanına sahip
olan kesim olarak ortaya çıkmaktadır.
Her türlü demografik gruplamaları memnuniyet puanlarına göre hep beraber bir sıralama
yaptığımızda en alttakiler ve en üsttekilerin sıralaması ilginç bir durumu
göstermektedir. Bu grafikte en memnun ve en memnuniyetsiz beşer grup içinde de
siyasi tercihe göre oluşan 3 kümenin olması siyasileşmekten öte bir meseleye
dikkatimizi çekmektedir.
38
44
40
48
33
41
36
62
35
43
40
49
34
37
32
63
42
46
42
46
33
45
42
61
Oy kullanmaz
Kararsız
Diğer
SP
BDP
MHP
CHP
AKP
Bireysel Hayat Memnuniyet Endeksi Ülke Hayatı Memnuniyet Endeksi Genel Memnuniyet Endeksi
Türkiye ortalaması
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 15 / 39
Siyasi tercihlerdeki farklılıkların hayattan memnuniyet algılarını da etkilediği, yalnızca
güncel meselelerde değil, algılarda da siyasi tercihe bağlı farklılıkların oluştuğu bir
başka dikkate değer bulgu olarak ortaya çıkmaktadır.
48
33
35
43
36
62
56
59
66
69
46
34
33
45
45
32
63
51
57
69
70
50
33
38
40
40
42
61
62
62
63
69
Türkiye
BDP seçmenleri
Alevi Müslüman
300 TL'den az geliri olanlar
Gecekondu’da yaşayanlar
CHP seçmenleri
AKP seçmenleri
3001 TL’den fazla gelirliler
Tüccar/sanayici/işadamı
Çarşaf kullananlar
Lüks konutlarda yaşayanlar
En Memnuniyetsiz ve En Memnunlar
Bireysel Hayat Memnuniyet Endeksi Ülke Hayatı Memnuniyet Endeksi Genel Memnuniyet Endeksi
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 16 / 39
3. SİYASİ KUTUPLAŞMA
Aynı araştırma kapsamında sorulmuş dokuz soruyu ele alarak deneklerin her bir soruda
aynı yönde tercihte bulunup bulunmadıklarını analiz ederek nasıl bir kutuplaşma
hali olduğunu anlamaya çalışalım.
AKP İktidarı döneminde irtica/gericilik arttı.
AKP İktidarı döneminde bazı alanlarda çok önemli ve yararlı reformlar/yenilikler/yasal
değişiklikler yapılmıştır.
Şeriatın gelmesinden korkuyorum.
Ülkemiz için darbe mi irtica mı daha büyük tehdittir?
Asker gerektiğinde yönetime el koyabilir.
Gerektiğinde siyasi partiler kapatılmalıdır.
Ergenekon Davası etrafında dönen tartışmalarla ilgili fikrinizi aşağıdaki cümlelerden en iyi
hangisi açıklıyor?
Son aylarda hükümetle yargı arasındaki ilişkiyi sizce şimdi okuyacağım cümlelerden
hangisi açıklıyor?
Tartışılmakta olan anayasa değişikliği konusuyla ilgili sizce aşağıdaki hangi cümle
doğrudur?
Bu dokuz sorunun cevaplarının beraberce değerlendirilmesiyle bir siyasi endeks
yaratılmıştır. Bu endekste puan artışı, siyasi gündem maddelerinde AKP yönünde
görüşlerin arttığına işaret etmektedir. Diğer bir deyişle, bu endekste 9 puan alan bir
kişinin, Ak Parti döneminde irticanın artmadığı, Ak Parti’nin önemli reformlar yaptığı,
askeri yönetime ve parti kapatmaya karşı olduğunu, hükümetin Ergenekon
davasıyla çetelerle mücadele ettiğini, yargı konusuna hükümetin karışmadığını ve
Anayasa değişikliklerin demokratikleşme için gerekli olduğunu düşündüğü anlamına
gelmektedir.
Sıfır puan alan bir kişinin tüm bunlarda aksi görüşte olup, Ak Parti döneminde irticanın
arttığı, önemli reformların yapılmadığı, vb. kanaatinde olduğu anlamına gelmektedir.
Yani sıfır veya dokuz puana yakın hangi büyüklükte kümelenmeler olması kutuplaşma olup
olmadığını, ne ölçüde yoğun olduğunu gösterecektir. Eğer siyasi bir kutuplaşma
meselesiyle karşı karşıya değilsek deneklerin serinkanlılıkla, muhakemeleriyle ve bu
dokuz soruyu birbirinden bağımsız değerlendirerek cevap verecekleri varsayılır.
Aşağıdaki grafikte yatay eksen 0 ile 9 arasında açıklamaya çalıştığımız siyasi puanlamayı
göstermektedir. Dikey eksen ise o puandaki seçmen yüzdesi göstermektedir. Eğer
kutuplaşma yok ise dağılım eğrisi düz bir çizgi olacak, eğer tüm toplum dokuz
soruda da Ak Parti görüşlerine yakın olur ise 9 puan da yüzde 100 veya tersi
durumda ise sıfır puanda yüzde yüz olacak anlamına gelmektedir.
Aşağıdaki grafikte tüm deneklerin bu dokuz soruya göre puanlanmalarının dağılımı
görülmektedir. Bu grafiğe bakıldığında toplumun normal bir dağılım gösterdiği
söylenebilir. Grafikteki eğri, bu haliyle de özel bir probleme işaret etmemektedir.
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 17 / 39
Temel demografik karakterlere göre bakıldığında bazı farklılıklar gözlenmekle birlikte genel
olarak ülke dağılım eğrisine çok benzer eğriler oluşmakta, bu nedenle de özel bir
farklılık gözlenmemektedir.
Kültürel kimlikler üzerinden bakıldığında ise bir değişiklik görülmektedir. Aleviler ülke
ortalamasından oldukça farklı olarak Ak Parti karşıtı bir noktada
konumlanmaktadırlar. Aynı şekilde Kürtler de ülke ortalamasından oldukça farklı
olarak Ak Parti tarafında yer almaktadırlar.
Burada önemli olan her iki kültürel kimliğin Ak Parti karşısındaki tutumlarını
tanımlamaktan çok, aynı zamanda bir siyasi duruş olarak da ülke ortalamalarından
farklı bir duruş göstermeleridir. Ki bu da kültürel kimliklerin artık hayatımızda ve
kararlarımızda ne kadar etkili olduğunun göstergesidir.
0,0
5,0
10,0
15,0
20,0
25,0
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
0,0
5,0
10,0
15,0
20,0
25,0
30,0
35,0
40,0
45,0
1 2 3 4 5 6 7 8 9
Sünni
Alevi
Türkiye
0,0
5,0
10,0
15,0
20,0
25,0
30,0
35,0
1 2 3 4 5 6 7 8 9
Türk
Kürt - Zaza
Türkiye
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 18 / 39
Fakat yine siyasi parti tercihlerine göre denekleri ayrıştırdığımızda çıkan durum aşağıdaki
grafikte görülmektedir.
CHP ve MHP seçmeni ile Ak Parti ve BDP seçmenleri iki ayrı blok oluşturmaktadır.
İki blok birbirinden oldukça farklı ve hatta birbirinin zıttı bir cevap örgüsü
göstermektedir.
Ülke ortalaması üzerinden bakıldığında zirve noktası yüzde 20’lerde iken siyasi
tercihe göre bakıldığında eğriler sivrilmekte, eğrilerin zirve noktası yüzde 35-40
aralığına çıkmaktadır.
İşte bu bulgular ve bu grafik siyasi kutuplaşmanın fotoğrafıdır.
Bu durumda önümüzdeki soru biraz daha farklılaşmaktadır:
Siyasi kutuplaşma siyasi parti tercihlerinin ürettiği bir şey midir, yoksa başka şeyler
örneğin değerler ve hayat tarzımız mı kutuplaşmayı üretmektedir?
Yaşanılan kutuplaşma yalnızca iktidar partisi ve etrafındaki tartışmalardan mı
doğmaktadır? Ya da muhalefetin tavrı kutuplaşmayı açıklamaya yeter mi? Örneğin
iktidarın değişmesi ile kutuplaşma hayatımızdan çıkacak mıdır?
Gündelik hayattaki gerilim alışılmış kavgacı, uzlaşma hüneri eksik siyaset tarzından
mı beslenmekte ve kutuplaşmayı doğurmaktadır, yoksa kutuplaşma mı bu
kavgacılığı ve gerilimi beslemektedir?
Eğer yalnızca siyasi parti tercihinden üremiş bir kutuplaşmadan söz ediyorsak
çözüm de siyasi aktörlerin tavır ve tarz değiştirmeleriyle çözülebilir, çünkü sonuçta
siyasi tercih farklılığı ve güncel tartışmalara bu pencereden bakıyor olmak doğal
kabul edilmelidir.
Eğer hayat tarzları, değerler, kültürel kimlikler gibi daha zor değişen, değişmesi için
kuşaklar gereken faktörlerden üreyen bir kutuplaşmadan söz ediyorsak, bu durumu
çatışmaya varmadan aşmak için neler yapmamız gerekir?
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
AKP
CHP
MHP
BDP
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 19 / 39
4. TOPLUMDA FARKLILIKLAR VE KUTUPLAŞMA
Aynı araştırmada sorulan değerler ve ülke hayatına dair soruların cevapları dikkate alınarak
bir “kümeleme analizi” yapılmıştır. Bu analiz yöntemi, bir veri setinde belli
değişkenlerde birbirlerine benzeyen vakaları gruplayıp, farklı kümeler yaratmaya
yaramaktadır. Görüşülen kişileri bazı değerlerine göre gruplamak, birbirlerinden
oldukça ayrışan ancak kendi içinde birçok ortak değere sahip üç küme ortaya
çıkarmıştır.
Bu analiz sonucunda ortaya çıkan kümeler incelendiğinde, Türkiye toplumundaki farklı
görüş ve değerlere sahip gruplara denk geldiğini görmek mümkündür. Bu kümeler,
Modernler, Gelenekselci Muhafazakârlar ve Dini Muhafazakârlar olarak
adlandırılabilir. Bu kümeleri daha iyi tanıyabilmek amacıyla, profilleri daha ayrıntılı
olarak aşağıda verilmektedir.
4.1. Modernler
Bu küme toplumun yüzde 30,8’ini temsil etmektedir. Türkiye’de ortalama eğitim süresi 7,8
yılken, bu kümedekiler 8,8 yılla daha eğitimli bir kesimden oluşmaktadır. Ayrıca
ağırlıklı olarak batı bölgelerinde doğmuşlardır. Bu kümede emeklilerin, özel sektör
çalışanlarının ve öğrencilerin Türkiye ortalamasına göre biraz daha fazla oranda
oldukları da görülmektedir. Ortalama geliri en yüksek olan bu kümenin dikkat çekici
diğer bir özelliği, kentsel alanda ve lüks alanda oturanların oran olarak daha çok,
geleneksel evlerde oturanların ise daha az olmasıdır.
Türkiye genelinde örtünmeyen oranı yüzde 27, Gelenekselci Muhafazakârlarda yüzde 21
ve Dini Muhafazakârlarda ise yüzde 14’ken, bu kümedekilerin yüzde 52’sinin
örtünmüyor olması dikkat çekicidir. Örtünenleri arasında türban ve çarşaflıların
toplamı sadece yüzde 2 mertebesindedir.
Etnik kimlik açısından Türkiye dağılımına oldukça benzer profil çizen Modernler kümesinde,
mezhep profili fark göstermektedir. Kümenin yüzde 12’si Alevi olduğunu beyan
etmiştir. Nitekim araştırmada Alevi olduğunu beyan edenlerin yüzde 84’ü bu
kümede yer almıştır. Aynı zamanda bu kümedekiler, kendi dindarlıklarını
tanımlarken dinin gereklerini en az oranda yerine getirdiğini belirtenler olmuştur.
4.2. Gelenekselci Muhafazakârlar
Toplumun yüzde 32,8’i bu kümede yer almaktadır. Ortalama 7,5 yıl ile Türkiye’nin 7,8 yıl
olan ortalama eğitim süresine en yakın küme olan Gelenekselci Muhafazakârlar
kümesinde, çiftçi ve esnafın Türkiye ortalamasına göre daha çok, devlet memuru ve
üst düzey çalışanların ise daha az oluşu dikkat çekmektedir.
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 20 / 39
Örtünme, dindarlık ve aylık hane geliri açısından ise bu küme Türkiye geneline çok
benzemektedir. Etnik olarak oldukça homojen olması önemli bulgulardan biridir
(Türkiye’de yüzde 87’yken, bu küme yüzde 95 oranında Türk’ten oluşmaktadır).
Bu kümenin yüzde 57’si geleneksel, müstakil evlerde, yüzde 30’u apartman ağırlıklı olan
kentsel alanlarda oturmaktadır; yüzde 23 oranıyla en fazla kırsal alanda oturan
kümedir ve bu açıdan diğer kümelerden ve Türkiye ortalamasından biraz farklı bir
profil çizmekte, coğrafi açıdan da geleneksel bir yapıya sahip olduğunu
göstermektedir.
4.3. Dini Muhafazakârlar
Bu kümede toplumun yüzde 36,5’i yer almaktadır. Eğitimi 7,2 yıl ile en düşük olan bu
kümenin üçte biri üç doğu bölgesinde doğmuştur ki bu kümeler arasında en yüksek
orandır. Neredeyse dörtte biri İstanbul’da yaşayan bu kümenin, Güneydoğu
Anadolu’da oturan oranı (yüzde 14) diğerlerine göre daha yüksektir.
Esnaf ve çiftçi biraz daha fazlayken, öğrencilerin biraz daha az olduğu görülmektedir. Aylık
ortalama hane geliri, Türkiye ortalamasıyla neredeyse aynıdır. Ayrıca sadece yüzde
14’ünün örtünmediği bu kümede yüzde 62 başörtülü, yüzde 12 türbanlı ve yüzde 3
oranında çarşaflı ile kümeler arasında en yüksek oranlardadır.
Türkiye’de 15 yaş üstü yetişkin nüfusta yüzde 12 olan Kürt oranı, bu kümede yüzde 18
mertebesindedir. Kendini Kürt veya Zaza olarak tanımlayanların yüzde 65’i, yani üç
Kürt’ten biri Dini Muhafazakârlar kümesinde yer almaktadır. Buna karşılık Türkler
kümelere eşit olarak dağılmaktadır.
Kendini en yüksek oranda dindar olarak tanımlayan bu kümedekilerin beşte dördü kendini
“dinin tüm gereklerini yerine getirmeye çalışan dindar biri” yani dindar veya “dinin
tüm gereklerini yerine getiren” yani sofu olarak tanımlamıştır.
4.4. Kümeler ve Güncel Siyaset
Demografik profillerin ötesinde, bu kümelerin profilleri elbette gündemdeki siyasi
gelişmeleri nasıl gördükleri üzerinden çok daha net anlaşılabilecektir. Sahip
oldukları değerlerin, bu gelişmeleri ölçerken devreye girmesi beklenir. Ancak bu
değerlendirmelerde ne kadar katı oldukları ve birbirlerinden ne derece farklı
tutumlara sahip oldukları, kutuplaşmanın ne kadar sertleşmiş veya sertleşmekte
olduğu konusunda da ipucu sağlayacaktır.
Aşağıda, güncel siyasete dair sorulan dört soruda, kümelerde yer alan kişilerin verdikleri
cevapların oranları yer almaktadır.
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 21 / 39
çetelerle mücadele
ediyor; 84
çetelerle mücadele
ediyor; 51
çetelerle mücadele
ediyor; 29
çetelerle mücadele
ediyor; 56
16
muhaliflerini
cezalandırıyor; 49
muhaliflerini
cezalandırıyor; 71
muhaliflerini
cezalandırıyor; 44
0 50 100
Dini Muhafazakarlar
Gelenekselci Muhafazakarlar
Modernler
Türkiye
Ergenekon Davası'nda sizce hükümet...
baskı uyguluyor; 23
baskı uyguluyor;
60
baskı uyguluyor;
80
baskı uyguluyor;
53
yargının işlerine
karışmıyor; 77
yargının işlerine
karışmıyor; 40
20
yargının işlerine
karışmıyor; 47
0 50 100
Dini Muhafazakarlar
Gelenekselci Muhafazakarlar
Modernler
Türkiye
Hükümetle yargı ilişkisinde sizce hükümet...
demokratikleşme
için gerekli; 88
demokratikleşme
için gerekli; 46
demokratikleşme
için gerekli; 27
demokratikleşme
için gerekli; 55
12
iktidar sivil
diktatörlük için
yapıyor ; 54
iktidar sivil
diktatörlük için
yapıyor ; 73
iktidar sivil
diktatörlük için
yapıyor ; 45
0 50 100
Dini Muhafazakarlar
Gelenekselci Muhafazakarlar
Modernler
Türkiye
Anayasa değişiklikleri sizce...
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 22 / 39
Dört soruda da, Modernlerin ve Dini Muhafazakârların neredeyse zıt cevaplar verdikleri,
Gelenekselci Muhafazakârların ise daha ortada, daha ılıman bir tutum izledikleri
görülmektedir.
Ergenekon davasında Modernlerin yüzde 71’i hükümetin bu dava aracılığıyla muhaliflerini
cezalandırdığına inanırken, Dini Muhafazakârların yüzde 84’ü hükümetin amacının
çetelerle mücadele etmek olduğunu savunmaktadır. Benzer şekilde, hükümetin
yargı ile ilişkisi değerlendirildiğinde, Modernler yüzde 80 oranında hükümetin savcı
ve hâkimlere baskı uyguladığını, buna karşılık Dini Muhafazakârların yüzde 77’si
tam aksine hükümetin yargının işlerine karışmadığını söylemektedir. Dini
Muhafazakârların yüzde 88’i anayasa değişikliklerini desteklerken, Modernlerin
yüzde 73’ü karşı çıkmaktadır. Dini Muhafazakârlar darbeyi, Modernler irticayı tehdit
olarak görmekte, ancak Dini Muhafazakârların darbe tehdidini daha yüksek oranda
(yüzde 48) söylemiş olmaları da dikkat çekmektedir.
Daha uzun vadeli değerlendirmeleri içeren Ak Parti’ye ve demokratik değerlere dair
sorulara üç farklı toplumsal küme açısından bakılınca biraz daha değişik bir tablo
gözlenmektedir.
darbe; 48
darbe; 24
12
darbe; 29
5
irtica; 18
irtica; 31
irtica; 17
ikisi de tehdit;
39
ikisi de tehdit;
46
ikisi de tehdit;
50
ikisi de tehdit;
45
9
11
7
9
Dini Muhafazakarlar
Gelenekselci Muhafazakarlar
Modernler
Türkiye
Darbe mi irtica mı daha büyük tehdit?
79%
29%
12%
42%
13%
31%
16%
19%
8%
40%
72%
38%
Dindar Muhafazakar
Gelenekselci Muhafazakar
Modernler
Türkiye
AKP döneminde irtica arttı. Yanlış Ne doğru ne yanlış Doğru
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 23 / 39
4%
24%
45%
23%
12%
27%
27%
22%
83%
49%
28%
55%
Dindar Muhafazakar
Gelenekselci Muhafazakar
Modernler
Türkiye
AKP iktidarında bazı alanlarda çok önemli reformlar yapıldı.Yanlış Ne doğru ne yanlış Doğru
17%
53%
48%
12%
20%
11%
Dindar Muhafazakar
Gelenekselci Muhafazakar
Modernler
Asker gerektiğinde yönetime el koyabilir. Doğru Ne doğru ne yanlış
35%
75%
64%
14%
15%
10%
Dindar Muhafazakar
Gelenekselci Muhafazakar
Modernler
Gerektiğinde siyasal partiler kapatılabilir. Doğru Ne doğru ne yanlış
11%
46%
70%
11%
20%
9%
Dindar Muhafazakar
Gelenekselci Muhafazakar
Modernler
Şeriatın gelmesinden korkuyorum. Doğru Ne doğru ne yanlış
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 24 / 39
Bu beş soruda da, Modernlerin ve Dini Muhafazakârların neredeyse zıt cevaplar verdikleri,
Gelenekselci Muhafazakârların ise daha ortada, daha ılıman bir tutum izlerlerken,
askerin yönetime el koyabilmesi ve siyasi partilerin gerektiğinde kapatılabilmesi
meselelerinde ise en sert grup oldukları görülmektedir.
Modernlerin yüzde 72’si Ak Parti döneminde irticanın arttığı fikrindeyken, Gelenekselci
Muhafazakârların yüzde 40’ı, Dini Muhafazakârların ise yalnızca yüzde 8’i bu
kanaattedir. Ak Parti döneminde önemli reformlar yapıldığı kanaatinde olanlar
Modernlerde yüzde 28, Gelenekselci Muhafazakârlarda yüzde 49, Dini
Muhafazakârlarda yüzde 83 oranındadır. Şeriatın gelmesinden korkanlar
Modernlerde yüzde 70, Gelenekselci Muhafazakârlarda yüzde 46, Dini
Muhafazakârlarda yüzde 11 oranındadır.
Asker gerektiğinde yönetime el koyabilir fikrinde olanlar Gelenekselci Muhafazakârlar
arasında yüzde 53, Modernlerde yüzde 48, Dini Muhafazakârlarda yüzde 18
oranındadır. Gelenekselci Muhafazakârların yüzde 75’i, Modernlerin yüzde 64’ü,
Dini Muhafazakârların yüzde 35’i gerektiğinde siyasi partilerin kapatılabileceği
fikrindedir.
Görüldüğü gibi üç toplumsal küme arasında güncel siyasete dair kanaat ve fikirlerde ciddi
farklılıklar gözlenmektedir. Bu durumda sorgulanması gereken bu toplumsal
kümelerin kanaat ve fikirlerinde blok davranış olup olmadığıdır.
4.5. Toplumsal kümeler, siyasi gündem ve kutuplaşma
Bu dokuz sorunun cevaplarının beraberce değerlendirilmesiyle nasıl bir siyasi endeks
yaratıldığını daha önce açıklamaya çalışmıştık. Bu endekste puan artışı, siyasi
gündem maddelerinde Ak Parti yönünde görüşlerin arttığına işaret etmektedir. Diğer
bir deyişle, bu endekste 9 puan alan bir kişinin, Ak Parti döneminde irticanın
artmadığı, Ak Parti’nin önemli reformlar yaptığı, askeri yönetime ve parti kapatmaya
karşı olduğunu, hükümetin Ergenekon davasıyla çetelerle mücadele ettiğini, yargı
konusuna hükümetin karışmadığını ve Anayasa değişikliklerin demokratikleşme için
gerekli olduğunu düşündüğü anlamına gelmektedir.
Sıfır puan alan bir kişinin tüm bunlarda aksi görüşte olup, Ak Parti döneminde irticanın
arttığı, önemli reformların yapılmadığı, vb. kanaatinde olduğu anlamına gelmektedir.
Yani sıfır veya dokuz puana yakın hangi büyüklükte kümelenmeler olması kutuplaşma olup
olmadığını, ne ölçüde yoğun olduğunu gösterecektir. Eğer siyasi bir kutuplaşma
meselesiyle karşı karşıya değilsek deneklerin serinkanlılıkla, muhakemeleriyle ve bu
dokuz soruyu birbirinden bağımsız değerlendirerek cevap verecekleri varsayılır.
Aşağıdaki grafikte yatay eksen 0 ile 9 arasında açıklamaya çalıştığımız siyasi puanlamayı,
dikey eksen ise o puandaki seçmen yüzdesi göstermektedir. Eğer kutuplaşma yok
ise dağılım eğrisi düz bir çizgi olacak, eğer tüm toplum dokuz soruda da Ak Parti
görüşlerine yakın olur ise 9 puan da yüzde 100 veya tersi durumda ise sıfır puanda
yüzde yüz olacak anlamına gelmektedir.
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 25 / 39
Grafikte görüldüğü gibi üç toplumsal küme arasında güncel siyasete dair bir kutuplaşma
eğilimi vardır. Modernler, Gelenekselci Muhafazakârlar ve Dini Muhafazakârlar
arasında güncel siyasete dair dokuz soruda oldukça birbirinden farklı bir cevap
örgüsü mevcuttur.
Bu grafiğin gösterdiği yaşanan siyasi kutuplaşmanın toplumsal kökenlerinin de olduğudur.
Bu durumda temel soru toplumsal hayat tarzlarındaki farklılık mı kutuplaşmayı
doğurmaktadır? Bir başka soru da toplumsal hayat tarzlarındaki ne tür değerler
kutuplaşma potansiyeli barındırmaktadır?
Bu sorulara cevap bulabilmek amacıyla, bundan sonraki bölümde, aynı araştırmada
sorulan değerler ve gündelik hayattaki bazı alışkanlık ve tercihlerde ne tür bir
farklılaşma olduğu incelenmeye çalışılmıştır.
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Dini Muhafazakarlar
Gelenekselci Muhafazakarlar
Modernler
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 26 / 39
5. TOPLUMSAL KUTUPLAŞMANIN KÖKENLERİ
Buraya dek yaptığımız analizler, güncel siyasete dair meselelere ait kanaat ve fikirlerdeki
farklılaşmanın siyasal ve toplumsal kutuplaşma fotoğrafı verdiğini göstermektedir.
Bu siyasi ve toplumsal kutuplaşmanın ne derinlikte olduğunu ve kümelerde yer
alanların ne kadarının artık deyim yerindeyse geri dönülemez biçimde
radikalleştiğini kavramak, siyaset ortamını anlamak açısından gereklidir.
Bir toplumda farklı düşünen, farklı değerlere ve farklı yaşam tarzlarına sahip olan
toplumsal kümeler olması doğaldır. Ancak bu kümelerin fikir ayrılıklarının birbirine
tamamen zıt düşmesi, karşılıklı tahammülsüzlük ve beraber yaşama isteğinin
ortadan kalkması tehlikeli bir yöne, toplumsal kutuplaşmaya işaret etmektedir.
Ancak ülkenin siyasi gündemi ve kamuoyu tartışmaları takip edildiğinde, kutuplaşmanın
tek bir siyasi konu veya tek bir siyasi alan üzerinden olmadığı, birkaç boyutlu bir
kutuplaşmadan bahsedilebileceği de görülmektedir.
5.1. Farklı Kimliklere Bakış
“Devletin farklı dini inanışlara destek olması” önermesine “doğru” cevabı verenler dörtte üç
oranındadır (“Kesinlikle doğru” yüzde 11,1, “doğru” yüzde 64,1). Benzer bir soru
doğrudan Aleviler üzerine sorulduğunda da yüzde 67,8 oranında kişi “devletin
Alevilerin dini inanışlarını diledikleri gibi yaşayabilmeleri için destek vermelidir”
kanaatindedir.
“Devletin farklı etnik grupların kendi gelenek ve göreneklerini korumaları için destek
vermesi” gerektiğine deneklerin yüzde 67,1’i “doğru” cevabı vermektedir
(“kesinlikle doğru” yüzde 9,2, “doğru” yüzde 57,9). Aynı soru “devlet Kürt
yurttaşların anadillerinde eğitim almalarını serbest bırakmalıdır” şeklinde
sorulduğunda “doğru” cevabı oranı yüzde 40,3’e düşmektedir. “Kürt yurttaşların
kendi anadillerinde eğitim almaları” fikrine “yanlış” diyenler yüzde 43,4 oranına
ulaşmaktadır.
“Kürt meselesinin yabancı devletlerin kışkırtması olduğu” fikrine destek verenler görüşülen
kişilerin dörtte üçüne ulaşırken, “Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak istedikleri” fikrine
destek verenler yüzde 54,7 oranındadır.
Gelinin/damadın farklı etnik kimlik veya mezhepten olmasına dair hoşgörüye bakıldığında
farklılığa genel olarak olumlu bir yaklaşım gözlenmekle beraber, farklı mezhepten
olma hali en düşük, gelinin başının açık/kapalı olma hali en yüksek oranda hoş
görülen durumdur. Görüşülen kişilerin yüzde 32,7’si farklı mezhebe “hayır” derken,
farklı etnik kökene yüzde 22,1, gelinin başının açık/kapalı olma haline yüzde 19,4
oranında “hayır” denmektedir.
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 27 / 39
Bu sorulara farklı tutumları anlamak amacıyla değişik demografik özelliklere göre
bakıldığında cinsiyet ve yaş herhangi bir farklılık göstermemektedir. Yani kadınlar ve
erkekler, gençler ve yaşlılar çok küçük farklılıklarla bu sorulara aynı yönde cevap
vermektedirler.
Alevi ve Kürt yurttaşlar farklı duruşlar göstermekte, daha hoşgörülü ve daha özgürlükçü bir
tutum almaktadırlar. Farklılık üreten ve dikkati çeken iki unsur eğitim seviyesi ve
siyasi parti tercihidir. Eğitim seviyesi yükseldikçe beklenebileceği gibi hoşgörü
seviyesi yükselmektedir.
Aşağıdaki grafikte, farklı eğitim seviyelerine sahip kişilerin bu sorulara cevaplarının, ülke
ortalamalarına göre farklılığı görülmektedir. “Sıfır” ekseni ülke ortalamasını temsil
etmekte, “eksi” taraf, bu önermelere ortalamadan daha yüksek oranda “yanlış”
cevabı verenleri; “artı” taraf daha yüksek oranda “doğru” cevabı verenleri
göstermektedir. Grafiğin temel olarak gösterdiği, eğitim seviyesi yükseldikçe
hoşgörü seviyesinin yükseldiğidir.
11
10
9
8
19
10
13
10
9
64
58
58
33
56
45
56
56
47
Devlet, yurttaşların inanışlarını ve ibadet biçimlerini diledikleri gibi yaşayabilmeleri …
Devlet, Alevilerin dini inanışlarını diledikleri gibi yaşayabilmeleri için destek vermelidir.
Devlet etnik grupların kendi gelenek ve göreneklerini korumaları için destek …
Devlet Kürt yurttaşların anadillerinde eğitim almalarını serbest bırakmalıdır.
Güneydoğu ve Kürt sorunu yabancı devletlerin kışkırtmasından kaynaklanıyor.
Güneydoğu ve Kürt sorunu Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak istemesinden kaynaklanıyor.
Gelinimin başının açık ya da kapalı olması benim için fark etmez.
Damadım/gelinim farklı etnik kökenden olabilir.
Damadım/gelinim farklı mezhepten olabilir.
Farklı kimliklere bakış
Kes.doğru
Doğru
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 28 / 39
Aşağıdaki grafik, aynı şekilde parti yandaşlığına göre farklılıkları göstermektedir. Siyasi
tercihlerde CHP seçmeni göreceli olarak daha hoşgörülüyken, MHP seçmeni ve
daha da olumsuz tarafta olmak üzere SP seçmeni daha tutucu bir profil
göstermektedir.
-1 0 1
Lise altı
Lise
Üniversite +
Gelinimin başının açık ya da kapalı olması benim için fark etmez.
Damadım/gelinim farklı mezhepten olabilir.
Damadım/gelinim farklı etnik kökenden olabilir.
Devlet, Alevilerin dini inanışlarını diledikleri gibi yaşayabilmeleri için destek vermelidir.
Devlet Kürt yurttaşların anadillerinde eğitim almalarını serbest bırakmalıdır.
Devlet, yurttaşların dini inanışlarını ve ibadet biçimlerini yaşayabilmeleri için destek vermeli.
Ortalamanın altı
-1 0 1
AKP
CHP
MHPGelinimin başının açık ya da kapalı
olması benim için fark etmez.
Damadım/gelinim farklı mezhepten
olabilir.
Damadım/gelinim farklı etnik
kökenden olabilir.
Devlet, Alevilerin dini inanışlarını
diledikleri gibi yaşayabilmeleri için
destek vermelidir.
Devlet Kürt yurttaşların anadillerinde
eğitim almalarını serbest
bırakmalıdır.
Devlet, yurttaşların dini inanışlarını ve
ibadet biçimlerini yaşayabilmeleri için
destek vermeli.
Devlet etnik grupların gelenek ve
göreneklerini korumaları için destek
vermelidir.
Ortalamanın altı Ortalamanın üstü
Ortalamanın üstü
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 29 / 39
5.2. Ülke Yönetimi
Ülke yönetimi hakkındaki sorularda ilginç bulgular ortaya çıkmaktadır. Görüşülen kişilerin
yalnızca yüzde 2’si demokrasiye karşıdır. “Her durum ve şartta ülke demokrasiyle
yönetilmelidir” fikrine yüzde 25,7 oranında kişi “kesinlikle doğru”, yüzde 66,6 da
“doğru” diyerek destek vermektedir.
Fakat aynı zamanda “asker gerektiğinde yönetime el koyabilir” fikrine yüzde 38,5,
“gerektiğinde siyasi partiler kapatılabilir” fikrine yüzde 57,1 denek onay
vermektedir.
Bu üç bulgu bir arada düşünüldüğünde, demokratlık değerleri olarak adlandırılabilecek
bazı saptamaların ülkemiz koşullarında giderek siyasileştiği ve değerden çok fikir ve
tercih haline geldiği gözlenmektedir.
Nitekim bu sorulardaki farklılıklar “siyasi tercih” cevaplarıyla doğrudan bağlantılıdır. CHP ve
MHP seçmenleri “askerin yönetime el koymasına” ve “siyasi partilerin
kapatılmasına” ülke ortalamasından oldukça yüksek oranda onay vermektedir.
Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesi fikrine kesinlikle karşı olanlar dörtte bir oranında iken
“AB’ye girmeliyiz” diyenler yüzde 56,6 oranındadır.
26
5
8
12
8
8
9
16
67
34
49
45
47
31
32
49
Her durum ve şartta ülke demokrasiyle yönetilmelidir.
Asker gerektiğinde yönetime el koyabilir.
Gerektiğinde siyasi partiler kapatılmalıdır.
Türkiye Avrupa Birliği’ne girmeli.
AKP iktidarı döneminde bazı alanlarda çok önemli ve yararlı reformlar, değişiklikler …
AKP iktidarı döneminde irtica/gericilik arttı.
Şeriatın gelmesinden korkuyorum.
Çocuğumun istediği eğitimi alamamasından korkuyorum.
Ülke Yönetimi Kes.doğru
Doğru
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 30 / 39
Ak Parti iktidarı dönemini değerlendirme amaçlı sorulara bakıldığında “önemli reformlar
yapılmıştır” fikrinde olanlar yüzde 55,2 oranındayken, aynı dönemde irticanın arttığı
fikrinde olanlar ise yüzde 38,1 oranındadır.
Bu iki soruda farklılıklara bakıldığında eğitim seviyesi yükseldikçe, lüks alanlarda
oturanlarda ve geliri en yüksek kesimde bu dönemde irticanın arttığı fikri daha
yüksektir. Siyasi tercihler üzerinden bakıldığında da doğal olarak Ak Parti ve karşı
blok taban tabana zıt kanaattedir.
Görüşülen kişiler arasında şeriatın gelmesinden korkanların oranı yüzde 40,6, çocuğunun
istediği eğitimi alamamasından korkanların oranı ise yüzde 65,8’dir. Cevaplarda
farklı duruşları en belirgin biçimde açıklayan unsur da siyasi parti tercihleridir.
Aşağıdaki grafikte parti yandaşlığına göre bu sorulara cevapların ülke ortalamalarından
farklılığı görülmektedir. “Sıfır” ekseni ülke ortalamasını temsil etmekte, “eksi” taraf
bu önermelere ortalamadan daha yüksek oranda “yanlış” cevabı verenleri, “artı”
taraf daha yüksek oranda “doğru” cevabı verenleri göstermektedir. Grafiğin temel
olarak gösterdiği Ak Parti seçmeniyle CHP ve MHP seçmenlerinin blok halinde nasıl
farklılaştıklarıdır.
-1 0 1
AKP
CHP
MHP
Çocuğumun istediği eğitimi
alamamasından korkuyorum.
Şeriatın gelmesinden
korkuyorum.
AKP İktidarı döneminde
irtica/gericilik arttı.
Gerektiğinde siyasi partiler
kapatılmalıdır.
Asker gerektiğinde yönetime el
koyabilir.
Her durum ve şartta ülke
demokrasiyle yönetilmelidir.
AKP İktidarı döneminde bazı
alanlarda çok önemli ve yararlı
reformlar yapılmıştır.
Türkiye Avrupa Birliğine girmeli.
Ortalamanın altı Ortalamanın üstü
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 31 / 39
5.3. Din ve Laiklik
Din ve laiklik konusunda sorulmuş üç soruda toplumda neredeyse ikiye bölünmüşlük
gözlenmektedir. Din dersinin herkese mecburi olması meselesinde yüzde 53,4’ü
“doğru” ve “kesinlikle doğru” cevabı verirken, yüzde 30,1’i de “yanlış” ve “kesinlikle
yanlış” demektedir.
İlk ve orta öğretimde kızların başlarını örtmeleri meselesinde ise “yanlış” ve “kesinlikle
yanlış” diyen kişilerin oranı yüzde 49,6 olarak görülmektedir. Hâkim, savcı,
öğretmen gibi kamu çalışanlarının da başlarını örtebilmeleri meselesinde ise
görüşülen kişilerin yüzde 49,1’i “doğru” derken, yüzde 39,3’ü “yanlış” cevabı
vermektedir.
Bu sorulardaki farklı duruşları açıklayacak demografik kümelere bakıldığında, eğitim
seviyesi yükseldikçe daha laik nitelikteki cevapların ağırlığı artmaktadır.
Fakat bu sorularda da önemli açıklayıcı “siyasi tercih” olmaktadır. Bu kez önermelerde Ak
Parti ve MHP bir blok oluşturmakta, CHP karşı yönde yalnız kalmaktadır.
Aşağıdaki iki grafikte ülke ortalamalarına göre artı veya eksi yönde farklılıklar
görülmektedir. Birinci grafikte CHP seçmeni diğer iki parti seçmenine göre laikliğe
7
4
9
42
30
46
Hâkim, savcı, öğretmen, polis vs. olarak çalışan kadınlar başlarını örtebilir.
İlk ve orta öğretimde okuyan kızlar başlarını örtebilirler.
Din dersi ayrım yapmaksızın herkese mecburi olmalı.
Laiklik
Kes.doğru
Doğru
-1 0 1
Lise altı
Lise
Üniversite +
Din dersi ayrım yapmaksızın herkese
mecburi olmalı.
İlk ve orta öğretimde okuyan kızlar
başlarını örtebilirler.
Hâkim, savcı, öğretmen, polis vs.
olarak çalışan kadınlar başlarını
örtebilir.
Ortalamanın altı Ortalamanın üstü
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 32 / 39
dair sorulan üç önermeye “yanlış” cevabı yönünde, diğerleri “doğru” cevabı yönünde
olmak üzere ülke ortalamasından farklılaşmaktadır.
5.4. Gündelik Yaşam Alışkanlıkları
Gündelik yaşam pratiklerine dair soruların cevaplarına bakıldığında, ilk önemli bulgu
sanayi toplumu sosyolojisine göre “modern” olarak adlandırılacak eylem ve
tercihlerin toplumda sanılandan düşük olduğudur. İkinci önemli genel bulgu
da hemen hemen tüm demografik ayrılıklar bu alanlarda farklı davranışa yol
açtığıdır.
Dışarıda yemek yediğini söyleyen kişiler yüzde 19,1, hiç dışarıda yemek yememiş
olanlar yüzde 21,1 oranındadır. Sinemaya, tiyatroya hiç gitmemiş olanların
yüzde 37,6, nadiren gidenler ise yüzde 24,1 oranında olduğu görülmektedir.
-1 0 1
AKP
CHP
MHP
Din dersi ayrım yapmaksızın herkese
mecburi olmalı.
İlk ve orta öğretimde okuyan kızlar
başlarını örtebilirler.
Hâkim, savcı, öğretmen, polis vs.
olarak çalışan kadınlar başlarını
örtebilir.
Ortalamanın altı Ortalamanın üstü
21
38
50
23
37
26
24
14
19
19
Arkadaşlarımla, tanıdıklarımla lokanta, kafe gibi yerlerde yemek yerim.
Kültürel etkinliğe giderim.
Yılbaşında kutlama yaparız.
Haberleri gazeteden takip ederim.
Bu evde yaşayan kadınlar makyaj yapar.
Hiçbir zaman Nadiren
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 33 / 39
Yılbaşında hiç kutlama yapmayanlar yüzde 49,5, nadiren kutlama yapanlar yüzde
14,3 oranında; hayatında hiç makyaj yapmamış olanlar yüzde 36,6, nadiren
yapanlar yüzde 19 oranındadır.
Bu gündelik hayat aktivitelerine “yapma/yapabilme” haline demografik farklılıklara
göre bakıldığında, ilk olarak görülen, 28 yaş altı grubun tüm aktivitelerde
diğerlerine göre oldukça etkin olduğudur.
Eğitim ve gelir seviyesi yükseldikçe bu aktivitelerde bulunma oranı yükselmektedir.
Kırdan kente ve metropole doğru geçerken eylemlilik yükselmekte fakat
metropoller içindeki varoşlarda yaşayanlarda kır oranları seviyesine
düşmektedir.
Aşağıdaki grafikte ülke ortalamalarına göre artı veya eksi yönde farklılıklar
görülmektedir. Yaş ve eğitim seviyesine, kır/kent/metropol ayrımına ve evin
tipine göre farklılar grafikte de daha net olarak gözlenmektedir.
-1 0 1
18 - 28 yaş
29 - 43 yaş
44 + yaş
Lise altı
Lise
Üniversite +
Kır
Kent
Metropol-Varoş
Metropol-Kentsel alan
Metropol-Lüks alan
Haberleri gazeteden takip
ederim.
Bu evde yaşayan kadınlar
makyaj yapar.
Yılbaşında kutlama yaparız.
Kültürel etkinliğe giderim.
Arkadaşlarımla lokanta, kafe
gibi yerlerde yemek yerim.
Ortalamanın altı Ortalamanın üstü
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 34 / 39
5.5. Kutuplaşma Eksenleri
Yukarıda analiz etmeye çalıştığımız soruları gruplayarak, toplumsal kümelerin bu grup
sorulara verdikleri cevaplar incelendiğinde toplumdaki farklılaşma ve kutuplaşma
meselesiyle ilgili önemli ipuçları ortaya çıkmaktadır.
Görüşülen her kişiye bu üç eksen üzerinde, verdikleri cevapların ortalamalarına dayanarak,
0 ila 100 arası değişen eksen puanları verilmiştir. Buradan da benzer şekilde, üç
toplumsal kümenin de her üç eksende ortalama puanları hesaplanabilmektedir.
Aşağıdaki grafik, tüm görüşülen kişilerin (Türkiye) puan ortalamalarını ve üç küme
her birinin puan ortalamalarını göstermektedir.
Grafikten de anlaşılacağı gibi, Modernler’in hem Laiklik hem de Hoşgörü puanları oldukça
yüksekken, buna karşılık Statükoculuk Ekseni’nde puanlarının hem 50’nin hem de
Türkiye ortalamasının üstünde olduğu görülmektedir. Bu küme, günlük hayatlarında
oldukça açık fikirli ve modern olan, laik bir yaşam tarzını benimsemiş, ancak
algıladıkları bazı tehditlere karşı darbe veya siyasi parti kapatma gibi statükoyu
korumaya yönelik bir tutuma sahip olan toplumsal kümeyi temsil etmektedir.
İkinci küme olan Gelenekselci Muhafazakârlar, Hoşgörü ekseninde en geride, Laiklik
ekseninde ortada, Statükoculuk ekseninde ise en ileride yer almaktadır. Diğer bir
deyişle, bu kümedekilerin laiklikle ilgili özel bir sorunu olmadıkları, temelde
geleneklerine bağlı olmalarından dolayı statükonun değişmesine ve farklı kimliklere
özgürlükler sağlanmasına karşı oldukları söylenebilir.
Dini Muhafazakârlar olarak adlandırdığımız üçüncü küme ise statükocu olmayan, siyasette
değişim getirecek hareketlere karşı durmayan ve farklı kimliklere özgürlüğü
savunan, ancak buna karşılık laik yaşam tarzına karşı bir duruş sergilemektedir.
Laiklik Ekseni; 29,7
Laiklik Ekseni; 50,5
Laiklik Ekseni; 68,0
Laiklik Ekseni; 48,3
Hoşgörü Ekseni; 63,6
Hoşgörü Ekseni; 41,3
Hoşgörü Ekseni; 69,4
Hoşgörü Ekseni; 58,1
Statükoculuk Ekseni;
41,2
Statükoculuk Ekseni;
64,3
Statükoculuk Ekseni;
55,8
Statükoculuk Ekseni;
53,3
Dini Muhafazakarlar
Gelenekselci Muhafazakarlar
Modernler
Türkiye
Kümelerde Kutuplaşma Eksenleri
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 35 / 39
5.6. Kutuplaşmanın Derinliği
Yukarıdaki bölümlerde, toplumsal kümeler ve kutuplaşmanın konuları olan eksenler ele
alınmıştır. Ancak esas can alıcı olan soru, bu kümelerde yer alanların ne derece
radikalleştiği, eksenlerin uç noktalarına ne yoğunlukla yığıldıklarıdır.
İlk olarak, Laiklik, Hoşgörü ve Statükoculuk eksenlerinde, görüşülen kişilerin puanlarının
dağılımlarına bakıldığında, her üç eksende de istatistik kurallarına oldukça uygun
birer çan eğrisi, yani normal dağılım görülmektedir. Grafiklerde dikey eksenler,
görüşülen kişilerin yüzde dağılımlarını temsil etmekte ve her puandaki nüfus
yoğunluğuna denk gelmektedir.
Grafik sözü edilen üç eksende toplumu tek tip kabul ederek ortalamaların dağılımını
göstermektedir. Laiklik ekseninde normal bir çan eğrisi dağılım görülmektedir.
Hoşgörü ekseninde toplumda farklılık olsa da, biraz daha hoşgörülük tarafında
ağırlık gözlenmektedir. Statükoculuk konusunda çan eğrisi sivrilmektedir.
Ancak bu çan eğrileri, her bir küme için yapıldığında, beklenebileceği gibi bazı kümeler
eksenin bir tarafına görece daha fazla eğilmektedir. Aynı eksenlerde çan eğrilerine,
üç kümedeki dağılımları da gösterecek şekilde aşağıdaki grafikler aracılığıyla tekrar
bakıldığında, kümeler arasındaki farklar ve kümelerdeki kutuplaşma çok net olarak
görülebilmektedir.
0,0
5,0
10,0
15,0
20,0
25,0
30,0
35,0
40,0
45,0
50,0
1 2 3 4 5
Laiklik
Hoşgörü
Siyasi Değişimcilik
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 36 / 39
Laiklik ekseninde çok düzgün bir Türkiye dağılımı görülürken, üç kümeye ayrıştırıldığında,
her bir kümenin yine kendi içinde çan eğrisine benzer dağılım gösterdikleri ancak
Türkiye ortalamasından farklı öbeklerde toplandıkları görülmektedir. Dini
Muhafazakârların neredeyse tümü eksenin anti-laik tarafına yığılırken, Gelenekselci
Muhafazakârlar ortada toplanmış, Modernler ise eksenin laik tarafında yığılmıştır.
Üç kümenin laiklik konusunda farklı tutumlara sahip olduklarını söylemek
mümkündür.
Hoşgörü eksenindeki çan eğrisi, eksenin hoşgörülü tarafına meyletmektedir. Diğer bir
ifadeyle, toplumun genel olarak farklı kimliklere ve bu kimliklerin özgürlüklerini
yaşamalarına açıktır. Ancak kümelere ayrıştırarak bakıldığında Modernlerin ve Dini
Muhafazakârların ülke ortalamasına benzer karakter gösterdikleri, buna karşılık
Gelenekselci Muhafazakârların çoğunluğunun baskıcı ve farklı kimliklere kapalı
oldukları görülmektedir. Bununla birlikte, yoğunlukların eksenin iki ucuna da
yığılmamış olması, nispeten eksenin orta yakınındaki noktada zirve yapması, bu
eksende farlılık kutuplaşma potansiyeli taşımakla beraber henüz radikalleşmenin
diğer eksenler kadar derin olmadığını göstermektedir.
0,0
5,0
10,0
15,0
20,0
25,0
30,0
35,0
40,0
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Dini Muhafazakarlar
Gelenekselci Muhafazakarlar
Modernler
<-- anti laiklik laiklik -->
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 37 / 39
Son olarak Statükoculuk eksenine baktığımızda, Modernlerin ve Gelenekselci
Muhafazakarların biraz daha statükocu tarafta durdukları, buna karşılık Dini
Muhafazakarların çoğunluğunun Türkiye ortalamasının üstünde durdukları, bu halle
diğer iki kümeye oldukça zıt bir profil çizdikleri, diğer bir ifadeyle bazı siyasi
değişimlere daha açık oldukları görülmektedir.
0,0
10,0
20,0
30,0
40,0
50,0
60,0
70,0
80,0
1 2 3 4 5
Dini Muhafazakarlar
Gelenekselci Muhafazakarlar
Modernler
<---- Baskıcı Özgürlükçü --->
0,0
5,0
10,0
15,0
20,0
25,0
30,0
35,0
40,0
45,0
50,0
1 2 3 4 5
Dini Muhafazakarlar
Gelenekselci Muhafazakarlar
Modernler
<---- Statükocu Siyasi Değişimci--->
SİYASETTE VE TOPLUMDA KUTUPLAŞMA 38 / 39
5.7. Toplumsal Kutuplaşma Değerlendirme
Bu üç grafik toplumdaki hayat tarzı kümelerinde laiklik, hoşgörü ve siyasi değişim
konularındaki değerlerde farklılaşmalar olduğunu göstermektedir.
TDK sözlüğüne göre kutuplaşma “birbirine karşıt gruplara ayrılmak” demektir. Bu raporda
konu ettiğimiz kutuplaşma hali ise bu tanım kadar sade olmayabilir. Çünkü ülkenin
gündelik siyaseti üzerinde müthiş bir ötekileştirme ve gerginlik olduğunu hepimiz,
her gün hissediyoruz.
Toplumsal kümelerle ilgili yaptığımız analizler gösteriyor ki, toplumun hayat tarzları ve
değerleri üzerinde bir farklılık var ve bu farklılık sertleşme potansiyeli barındırıyor.
Fakat yine bu analizler gösteriyor ki, şu andaki kutuplaşma meselesi daha net
biçimde siyasi tercihlerde ve Ak Parti ile beraber gündeme gelen tartışmalarda ve Ak
Parti’ye bakış etrafında ürüyor.
O zaman mesele Ak Parti iktidarının neleri temsil ettiği, karşısındakilere karşı nasıl bir
müzakere/ikna ve uzlaşma siyaseti izlediği, aynı şekilde Ak Parti iktidarı karşısındaki
partilerin tutumlarıyla da ilgili. Yani yine mesele siyasete, siyasi aktörlere ve siyaset
tarzlarına dayanıyor. Bu ise başka bir araştırma ve analizler gerektiriyor.
Kaldı ki, bu siyaset zemini ve gündemleri, tarzlarıyla değişen bir toplum ve gündelik hayatın
ürünü. O nedenle daha sakin ve serinkanlı olarak önce değişen hayatı konuşmalı,
son otuz yılda değişmiş toplumu, bu yeni toplumun kısaca yeni Türkiye’nin
umutlarını, taleplerini, korkularını ve öfkelerini anlamaya çalışmalıyız. Ancak ondan
sonra o hayatın ve toplumun içindeki siyasi aktörleri ve tarzlarını konuşabiliriz.
Yine toplumdaki bazı değerlerde farklı kümelerin olması yanı sıra kültürel kimliklerin de
aynı değerler konusunda genel ülke ortalamalarından farklı duruşları yeni bir toplum
modeli için veri oluşturmaktadır. Bu durum gösteriyor ki, toplum monolitik değil ve
vatandaşlar da tek tip değil. Bu tespitin ima ettiği, son yüzyılın modernleşme
anlayışını, tek tip vatandaş anlayışını sorgulamamızın gerektiğidir.
Son söz olarak şunu söylemeliyiz ki, kutup dediklerimiz de sonuçta aynı bütünün, aynı
toplumun parçaları, kesimleri, kümeleri ve yurttaşlarıdır. Ortak kadere olan
inancımızın ve ortak geleceğe olan umudumuzun diriliği ve heyecanı bu sorunu
aşmamız yolunda başlangıç noktamızdır. Yani ötekileştirdiklerimiz ve karşı kutupta
olduğunu varsaydıklarımız aynı zamanda kader ortaklarımızdır.