SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları...

116

Transcript of SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları...

Page 1: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların
Page 2: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

i

SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN

ALMANYA’DAKİ TÜRKLER

T.C. BAŞBAKANLIK

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı

Uzmanlık Tezi

Kadir BULUT

Tez Yöneticisi:

Doç. Dr. Savaş GENÇ

Aralık 2012

ANKARA

Page 3: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

ii

Kadir BULUT tarafından hazırlanan SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK

AÇISINDAN ALMANYA’DAKİ TÜRKLER adlı bu tezin uzmanlık tezi olarak

uygun olduğunu onaylarım.

Doç. Dr. Savaş GENÇ

Tez Yöneticisi

Page 4: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

iii

Tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde

elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu

çalışmada her türlü kaynağa eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

________________________________________

Kadir BULUT

Page 5: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

iv

ÖZET

SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN

ALMANYA’DAKİ TÜRKLER

Bulut, Kadir

T.C. BAŞBAKANLIK

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı

Uzmanlık Tezi

Tez Yöneticisi: Doç. Dr. Savaş Genç

Bu tez çalışmasının amacı, Almanya’da yaşayan Türklerin savunuculuk ve

siyasal katılımlarının araştırılması ve konuyla ilgili çeşitli önerilere yer verilmesidir.

Bu kapsamda, ilk olarak ülkenin bu alanlardaki genel durumu ve imkânları

incelenmiş, daha sonra Almanya Türk toplumu daha yakından analiz edilmiştir. Bu

doğrultuda, Almanya’nın Türklere yaklaşımı, Türklerin Alman siyasi gündemine ilgi

düzeyleri ve Türk sivil toplum kuruluşlarının savunuculuk açısından genel durumları

ele alınmıştır. Aynı zamanda bazı vaka çalışmaları örnekleri incelendikten sonra

çeşitli önerilere değinilmiştir. Çalışmada güncel bir konu işlendiğinden, tez, rapor,

çevrimiçi gibi kaynaklardan istifade edilmiş ve sivil toplum gönüllülerinin

görüşlerine başvurulmuştur.

Çalışmada ulaşılan ilk sonuç, Almanya’daki Türklerin katılım ve

savunuculuk alanlarında istenen seviyede görünmedikleri, hatta ülkede yaşadıkları

olumsuz deneyimlerin etkisiyle bu konulara ilgisiz kaldıkları şeklindedir. Bununla

birlikte, bizzat bu deneyimler ve diğer bazı olumsuz koşullar hesaba katıldığında,

aslında Türk toplumunun bu alanda önemli mesafe kat ettiği ortaya çıkmaktadır.

Dahası, katılım ve savunuculuğun hızlanarak arttığı açık bir şekilde görülmektedir;

doğru yönlendirildiği takdirde bu alanda çok daha etkili hale gelinmesi mümkündür.

Anahtar Kelimeler: Almanya, Türk, toplum, siyasal katılım, savunuculuk, seçimler,

dernek, STK.

Page 6: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

v

ABSTRACT

THE TURKS IN GERMANY IN TERMS OF

POLITICAL PARTICIPATION AND ADVOCACY

Bulut, Kadir

Supervisor: Assist. Prof. Savaş Genç

The aim of this thesis is to research the advocacy and political participation of

Turks living in Germany and make some suggestions about the issue. In this context,

first the general situation and opportunities for these areas in Germany are examined,

then Turkish society has been analyzed more closely. In this respect, Germany’s

approach to Turks, Turks’ level of interest in German political agenda and the

general situation of Turkish nongovernmental organizations in terms of advocacy are

studied. Furthermore, after examination of certain case studies, some suggestions

have been made. Since an up to date topic is researched, mostly benefited from

theses, reports, online resources and views of nongovernmental volunteers are

included in this study.

The first outcome of the study is that the level of Turkish participation and

advocacy in Germany is below desired level, in so much that as result of negative

experiences they encountered in the Germany, Turks are disinterested in these issues.

However, when these experiences and some other unfavorable conditions are put in

to account, indeed, it is realized that Turkish society has made significant progress

towards this area. Moreover it is observed clearly that the participation and advocacy

is increasing at an increasing rate and once led accurately it is possible that it will be

very influential in this area.

Keywords: Germany, Turk, society, political participation, advocacy, elections,

association, NGO.

Page 7: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

vi

TEŞEKKÜR

Tezimin oluşmasında değerli bilgi ve fikirleriyle katkıda bulunan Mehmet

Kılıç, Settar Başyıldız, Erdinç Altuntaş ve Yakup Tufan’a, başından sonuna kadar

yapıcı yaklaşım gösteren tez danışmanım Doç. Dr. Savaş Genç’e, tashih sürecinde

katkı sağlayan Şuayıp Turhan, Olgun Gündüz ve M. Zeki Çelik’e, çalışma boyunca

fedakârlıkta bulunan mesai arkadaşlarıma, üzerimdeki emeklerini ve desteklerini her

daim hatırlamam gereken anneme, babama, anneanneme ve eşime teşekkür ederim.

Page 8: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

vii

Eşim Kevser Hanım’a…

Page 9: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

viii

İÇİNDEKİLER

ÖZET........................................................................................................................... iv

ABSTRACT ................................................................................................................. v

TEŞEKKÜR ................................................................................................................ vi

İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... viii

TABLOLAR ............................................................................................................... xi

ŞEKİLLER ................................................................................................................. xii

Giriş .............................................................................................................................. 1

1. Kavramlar ................................................................................................................. 4

1.1. Sivil Toplum .................................................................................................. 4

1.2. Siyasal Katılım .............................................................................................. 6

1.3. Sivil Toplum Kuruluşu .................................................................................. 7

1.3.1. Faaliyet Alanlarına Göre Sınıflandırma ................................................. 8

1.3.2. Yönetsel ve Örgütsel Açıdan Analiz ...................................................... 9

1.3.3. Sivil Toplum Kuruluşlarından Beklentiler ........................................... 13

1.4. Savunuculuk, Kampanya ve Lobicilik ........................................................ 14

1.4.1. Kampanya ............................................................................................ 14

1.4.2. Lobicilik ............................................................................................... 16

2. Federal Almanya ve Sivil Toplum ......................................................................... 19

2.1. Devletin Yönetim Yapısı ............................................................................. 19

2.1.1. Federal Yapı ve Eyaletler ..................................................................... 19

2.1.2. Yerel Yönetimler .................................................................................. 20

2.1.3. Yargı ..................................................................................................... 21

2.2. Sivil Toplum Kuruluşları ............................................................................. 21

2.2.1. Dernekler .............................................................................................. 22

2.2.2. Birlikler ................................................................................................ 22

2.2.3. Vakıflar ................................................................................................ 23

2.2.4. Siyasi Vakıflar ...................................................................................... 24

2.2.5. Kiliseler ................................................................................................ 25

2.3. Almanya’da Siyasal Katılım........................................................................ 25

Page 10: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

ix

2.3.1. Seçimler................................................................................................ 26

2.3.2. Doğrudan Demokrasi Yolları ............................................................... 27

2.3.3. Bir Katılım Aracı Olarak İnternet ........................................................ 28

2.3.4. Diğer Katılım Yolları ........................................................................... 28

2.3.5. Göçmen Arka Planına Sahip Olanlar için Katılım Yolları................... 29

3. Almanya’daki Türkler ............................................................................................ 32

3.1. Genel Bilgiler .............................................................................................. 32

3.2. 1960 Sonrasında Almanya’daki Türk Toplumunun Tarihi Seyri ................ 33

3.3. Almanya’da Türklere Yaklaşım .................................................................. 35

3.3.1. Alman Siyasetinin Türklere Yaklaşımının Tarihi Seyri....................... 35

3.3.2. Karar Alıcıların ve Siyasetin Türklere Yaklaşımında Bugün .............. 36

3.3.3. Medyada Türklere Yaklaşım ................................................................ 39

3.3.4. Alman Toplumu ve Türkler ................................................................. 40

3.4. Türklerin Alman Siyasi Gündemine İlgileri ve Siyasal Katılımı ................ 41

3.4.1. Siyasi Gündeme ve Seçimlere İlgi ....................................................... 41

3.4.2. Türklerin Seçimler Dışındaki Siyasal Katılım Yollarına İlgisi ............ 45

3.4.3. Siyasete İlgi Konusunda Diğer Göçmen Gruplarla Kıyaslama ........... 46

3.4.4. Alman Karar Alıcılarla İletişim Kurma ............................................... 46

3.4.5. Alman STK, Sendika, Parti vb. Kuruluşlarda Türkler ......................... 47

3.5. Türk Toplumunun Başlıca Sorunları ve Lobi Alanları................................ 50

3.5.1. Başlıca Sorunlar ve Toplum ile Temsilcileri Arasındaki Algı Farkı ... 50

3.5.2. Tarihi Süreçte Lobi Algısı Değişimi .................................................... 51

4. Almanya’daki Türk Sivil Toplum Kuruluşları ve Savunuculuk ............................ 53

4.1. Türk Sivil Toplum Kuruluşlarına Genel Bakış ........................................... 53

4.1.1. Faaliyet Alanları ................................................................................... 53

4.1.2. Federal Düzeydeki Kuruluşlar ............................................................. 54

4.1.3. Sivil Toplum Kuruluşları ve Birbirini İkame Etme ............................. 56

4.2. Yönetsel ve Örgütsel Açıdan Türk Sivil Toplum Kuruluşları .................... 57

4.2.1. Hiyerarşik Durum................................................................................. 57

4.2.2. Finansal Yapı ....................................................................................... 58

4.2.3. Üye ve Gönüllü Yapısı ......................................................................... 59

Page 11: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

x

4.2.4. Profesyonelleşme ................................................................................. 60

4.2.5. Paydaş İlişkileri .................................................................................... 62

4.3. Türk Sivil Toplum Kuruluşları Açısından Katılım ve Savunuculuk ........... 63

4.3.1. Çatı Kuruluşlar ve Türkiye Siyasi Gündemine İlgi.............................. 64

4.3.2. Türk Sivil Toplum Kuruluşları ve Almanya Siyasi Gündemine İlgi ... 65

4.4. Etki Alanları ile Üye Sayısı ve Entelektüel Kapasite Arasındaki İlişki ...... 67

4.5. Türk Sivil Toplum Kuruluşlarınca Uygulanan Başlıca Lobi Teknikleri ..... 68

4.5.1. Yüz Yüze İletişim Kurma .................................................................... 69

4.5.2. Yemekli Toplantılar ve Sosyal Aktiviteler Düzenleme ....................... 69

4.5.3. Karar Alıcılar ve Etkili Kişilerle Dostluk Kurma ................................ 70

4.5.4. İmza Kampanyaları ve Kampanya Desteği Sağlama ........................... 70

4.5.5. Toplantılar Düzenleme ve Uzman Konuşmacı Çağırma ..................... 71

4.5.6. Yürüyüş, Boykot, Forum Gibi Eylemler Düzenleme .......................... 71

4.5.7. Meclis, Komite vs. Toplantılarına ve Mahkemelere Katılma .............. 72

4.5.8. Diğer Sivil Toplum Kuruluşlarıyla İşbirliği ......................................... 72

4.5.9. Tanınmış Kişilerden Faydalanma ........................................................ 73

4.5.10. Eyalet ve Bölge Bazında Örgütlenme .................................................. 73

4.6. Bazı Kampanya ve Olay Örnekleri.............................................................. 74

4.6.1. Rastatt’ta Türkçe Anadil Derslerinin Tekrar Müfredata Alınması ...... 74

4.6.2. Berlin Türk Cemaati ve Çifte Vatandaşlık Kampanyası ...................... 75

4.6.3. Alman Foodwatch Derneğinin Gıda İçerikleriyle İlgili Kampanyası .. 76

4.6.4. Aşağı Saksonya’da Yaşanan Cami Kontrolleri .................................... 78

5. Siyasal Katılım ve Savunuculuğun Gelişmesi için Öneriler .................................. 79

6. Sonuç ...................................................................................................................... 82

KAYNAKÇA ............................................................................................................. 86

Page 12: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

xi

TABLOLAR

Tablo 1. Faaliyet Alanlarına Göre STK Sınıflandırması ............................................. 9

Tablo 2. Almanya’daki Türkler ve Çalışma Hayatı ................................................... 33

Tablo 3. KRV’de Türklerin Alman ve Türk Politikalarına İlgileri ............................ 43

Tablo 4. KRV’deki Türklerde Alman ve Türk Organizasyonlarına Üyelik .............. 48

Tablo 5. Bazı Türk Çatı Kuruluşlarının Dernek ve Üye Sayıları ............................... 56

Page 13: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

xii

ŞEKİLLER

Şekil 1. Yetişkin Genç Türklerde Dernek Üyeliği ve Siyasal Katılım ...................... 49

Şekil 2. KRV'de Türklerin Siyasal Sorun Algıları ..................................................... 50

Şekil 3. Türklerin STK Faaliyetlerine Katılımı ......................................................... 59

Page 14: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

1

Giriş

Almanya’da yaklaşık 3 milyon Türk asıllı yaşamaktadır. Türkiye’den bu

ülkeye 1960’larda başlayan işgücü göçü, beklendiği gibi geçici olmamış, aileler bu

ülkeye gelmeye, çocuklar burada doğmaya ve büyümeye başlamıştır. Bugünün

Almanya’sındaki Türk varlığı, artık farklı nesilleriyle, çeşitli sebeplerle sonradan

gelenleriyle, misafirlik ölçülerini çoktan aşmış, ülkenin bir parçası haline gelmiştir.

Türkler, geride kalan 50 yılda Alman toplum hayatının birçok alanında

kendine az çok yer bulabilmiştir. Bununla birlikte, buradaki siyasal kararları kendi

çıkarları yönünde etkileme konusunda olması gerektiği yerin gerisinde oldukları

iddiası sıklıkla dile getirilmektedir. Bu çalışmanın amacı bu iddianın araştırılması ve

konuyla ilgili çeşitli fikir ve önerilere yer verilmesidir. Bu amaç doğrultusunda,

öncelikle teorik altyapı ile ülkenin kararlara katılım süreçleri incelenmiş, peşinden,

Almanya’daki Türkler, siyasal katılımları, sivil toplum faaliyetleri ve Alman karar

alıcılarıyla ilişkileri değerlendirilerek bazı öneriler dile getirilmiştir.

Çalışmada kaynak olarak kitap, dergi, rapor ve akademik tezlerden

faydalanılmıştır. Bununla birlikte, nispeten hızlı bir değişim gösteren bir alan olması

sebebiyle, bu konuda daha çok güncel kaynaklara başvurulma gereği hissedilmiştir.

Bu minvalde, çoğunluğu Almanya’da yayınlanan gazetelerin, yine bu ülkede bulunan

sivil toplum kuruluşlarının, araştırma merkezlerinin, çeşitli kurum ve kuruluşların

internet siteleri ile diğer dokümanlardan yararlanılmıştır. Çalışma kapsamında,

ülkede sivil toplum alanında faal kişilerin görüşlerine de sıkça başvurulmuştur.

Çalışmanın birinci bölümünde çeşitli kavramlar ele alınmış, konuyla ilgili

teorik altyapı oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda, sivil toplum, siyasal katılım,

sivil toplum kuruluşu, savunuculuk, kampanya ve lobicilik kavramlarına yer

verilmiştir. Sivil toplumun çeşitli tanımları, mahiyeti ve gelişmesi için gerekli

önkoşullar ortaya konmuş, siyasal katılımın başlıca nedenleri, şekilleri ve katılımı

etkileyen faktörlere değinilmiştir.

Bu bölümün devamında, sivil toplumun örgütlenmiş hali olan sivil toplum

kuruluşu kavramıyla ilgili açıklamalara yer verilmiştir. Bu kısımda, Birleşmiş

Page 15: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

2

Milletler Teşkilatı’nın sivil toplum kuruluşları (STK) sınıflandırması çalışmaya

uyarlanarak sadeleştirilmiş, ardından, STK’ların yönetsel ve örgütsel analizi ve

toplumun bu yapılardan başlıca beklentileri yer almıştır. Bu kısımda, savunuculuk,

kampanya ve lobicilik, çalışmada gerekli olacağı düşünülen detaylarıyla ele

alınmıştır.

Araştırmanın reel zeminini teşkil eden Almanya, ikinci bölümde, çalışmaya

bakan yönleriyle ele alınmıştır. Bu kapsamda, öncelikle devlet yapısına, mevcut

federal sistemde yetkilerin nasıl düzenlendiğine ve yerel yönetimlerin durumuna

değinilmiştir. Devamında, öne çıkan türleriyle birlikte, ülkedeki sivil toplum

örgütlenmelerine ve siyasal iradeye etki yollarına yer verildikten sonra, başlıca

siyasal katılım yöntemleri üzerinde durulmuştur. Çalışmada, bu yönüyle,

Almanya’daki siyasal katılım ve savunuculuk konularına da ışık tutulmak istenmiştir.

Çalışmanın ana nesnesi olan Almanya’daki Türk toplumu üçüncü bölümde

yer almıştır. Evvela Türklerle ilgili genel bilgilere ve Türk sivil toplumunun tarihi

süreçteki gelişimine yer verilmiş, burada toplumun zamanla heterojen hale gelmiş

olan yapısına değinilmiştir. Ardından, siyasal katılımı belirleyen bir unsur olması

sebebiyle, Alman toplumuyla ilişkiler incelenmiştir. Ayrıca, bu bölümde, Türklerin

siyasete ilgileri değişik yönleriyle ele alınmıştır. Ülkedeki Türk asıllı siyasetçilerle

ilgili genel bilgilere yer verilmiş, Türklerin, siyasal konulara ilgi seviyeleri, çeşitli

araştırmalar sonucunda elde edilen verilerin yardımıyla ortaya konmak istenmiştir.

Peşinden, Türklerin Alman sivil toplum faaliyetlerine ve örgütlenmelere katılımları

hakkında çeşitli araştırma sonuçları ve örnekler yer almış, katılımı etkileyen unsurlar

incelenmiştir.

Yine bu bölüm içinde yer bulan bir konu da, katılımı etkileyen önemli bir

unsur olan Alman karar alıcıların Türklere yaklaşımıdır. Burada, Alman siyasi

partileri, yerel yönetimler ve sivil toplum yapılanmaları çeşitli yönleriyle

değerlendirilmiş, Türklerin karşılaştıkları engellere, seçmen olarak yeni yeni ilgi

alanı haline gelmelerine, uyum meclislerine ve medyanın tutumuna değinilmiştir.

Bu ana bölümde yer alan başlıklardan biri de, Türk toplumunun başlıca sorun

algıları ve lobi alanları olmuştur. Toplum ile STK temsilcileri arasındaki yaklaşım

Page 16: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

3

farkları üzerinden sorun alanları tespit edilmiş, Türklerin, ilgi alanlarını zamanla

Türkiye’den Almanya içi konulara çevirmeleri de bu bölümde yer almıştır.

Çalışmanın ana bölümlerinden birini de, Almanya’daki Türklerin örgütlü

çıkar savunma araçları olması yönüyle, Türk STK’ları oluşturmaktadır. Bunların

tarihi gelişimine ve faaliyet alanlarına kısaca değinildikten sonra, ülke çapında geniş

kitlelere ulaşmaları sebebiyle önemli bir yere sahip olan çatı kuruluşlara yer

verilmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde bulunan yönetsel ve örgütsel açıdan STK

analiz kıstaslarına atıfla, Türk sivil örgütlenmelerinin bu alandaki durumları

incelenmiş, bunlar arasında üye ve gönüllü yapısı ile profesyonelleşme üzerinde

özellikle durulmuştur. Paydaş ilişkilerinin savunuculuğu yakından etkilemesi

bakımından, Türk STK’larının birbirleriyle ve Alman devlet makamlarıyla olan

ilişkileri de yerel, eyalet ve federal boyutlarıyla ele alınmıştır.

Türk STK’larıyla ilgili bu bölümün konularından birini de, bunların siyasal

katılım ve savunuculuk açısından değerlendirilmesi oluşturmuştur. Türk ya da Alman

siyasetine ilginin savunuculuk kapasitesine etkilerinin ele alındığı bu kısımda, bazı

çatı kuruluşların özel durumlarına da değinilmiştir. Ayrıca, STK’ların Alman karar

alıcılar üzerindeki etki alanlarının üye sayısından çok entelektüel kapasitesiyle ilişkili

olduğu tezi de bu bölümde incelenmiştir. Daha sonra, Türk STK’larınca uygulanan

belli başlı lobicilik tekniklerine örnekleriyle yer verilmiş, son olarak, bazı kampanya

ve olay örnekleri yakından incelenerek Türk sivil yapılanmalarının ve Türk

toplumunun çıkarlarını savunmasıyla ilgili çeşitli sonuçlara ulaşılmaya çalışılmıştır.

Bu bölümlerinden ardından, bu alanda yıllardır faaliyet gösteren bazı sivil

toplum gönüllülerinin, siyasal katılımın artması ve savunuculuğun etkin hale

gelmesiyle ilgili çeşitli tespit ve önerileri önemli bulunmuş, dolayısıyla bu görüşler

çalışmanın ayrı bir bölümü olarak sunulmuştur.

Page 17: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

4

1. Kavramlar

1.1. Sivil Toplum

Sivil toplum, devlet yapısının ve devlet kurumlarının dışında kalan bir

faaliyet alanını tanımlar. Devletten küçük, birey ve aileden büyük olan bu yapı, kamu

kurumlarının, devlet dairelerinin, askeri bürokrasinin dışında bir yapılanmayı ifade

eder (Özden, 2012). Kendi ilke ve kurallarına göre işleyen ve otorite alanı dışında

kendi kendini düzenleyen bu özerk alandaki yapılanmalar, gönüllü çabalar sonucu

oluşur ve devlet ile kâr amacı güden özel şirketlerden farklılık taşırlar (Pazarcık,

2012).

Sivil toplumla ilgili yapılan çeşitli tanımlarda belli özellikler ön plana

çıkarılmaktadır. Bir tanıma göre, “Ortak çıkarlar, amaçlar ve değerler etrafında

örgütlenmiş gönüllü kolektif eylemler arenası” olan sivil toplum, diğer bir tanıma

göre de “devlet karşısında gönüllü yurttaş girişimlerini ve toplumsal örgütlerin

toplamını ifade etmektedir” (Güngör, 2012). Bir başka tanımda ise, sivil toplum

bireylerin herhangi bir zorlamaya maruz kalmaksızın, kendi aralarında anlaşarak

oluşturdukları ortak yaşam alanını ifade eder (Çaha, 2005: 15).

Sivil toplumu daha iyi anlamak için, zıddı olan ideolojik topluma bakmak

gerekir. Devletin öncülüğü altında aynı ideoloji tarafından güdülen, toplumsal

farklılığa müsaade etmeyen bir yapı arz eden ideolojik topluma, Komünizm, Faşizm,

Üçüncü Dünya Milliyetçiliği gibi totaliter rejimler yönetimindeki toplumlar örnek

gösterilebilir (Çaha, 2005: 15). Sivil toplum ne kadar gelişirse, ideolojik toplumun

alanı o kadar daralır (Özden, 2012). Bu anlamda, sivil toplumun en gelişmiş olduğu

ABD’de, devletin alanının sınırlı olması dikkat çekicidir (Çaha, 2005: 13).

İslam medeniyetinde cemaat, cemiyet, tarikat, lonca ve vakıf vb. şeklinde

kendini gösteren sivil toplum, Batı’da daha farklı bir gelişme yolu izlemiştir

(Güngör, 2012). Geçmişi Aristo’ya kadar dayanan sivil toplum kavramı, asıl gelişimi

ulus-devletleşme sürecinde göstermiştir. Dünyada 1960’lardan itibaren insan-kadın-

çocuk hakları, demokratik katılım, çevre, dini-kültürel haklar gibi postmateryal

değerler öne çıkmaya başlamış ve toplumsal bir dinamizm oluşmuştur. Böylece,

devlet merkezli yapılardan grup merkezli inisiyatiflere geçiş yaşanmıştır (Çaha,

Page 18: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

5

2012). Sosyal refah devletinin çözülmeye başladığı 1980’lerde ve siyasete ilginin

azaldığı ve kitle iletişim araçlarının arttığı 1990’lı ve 2000’li yıllarda, sivil toplum

karar alma süreçlerinde etkili hale gelmiştir (Yurttagüler, 2010: 9).

21. yüzyılda sivil toplum, giderek bir yandan küreselleşirken, diğer yandan

devlete karşı “hükm-ü şahsiyet” (bağımsız bir varlık olma özelliği) kazanmaktadır.

Bugün gelinen noktada, sivil toplum birçok alanda gelişme göstermiş, işçi-işveren

birlikleri, düşünce toplulukları, kültür-sanat dernekleri, dinî cemaatler-hareketler,

siyasal kuruluşlar gibi şekillerde ortaya çıkmıştır (Özden, 2012).

Bu noktada, Batı ile Doğu Medeniyetleri arasındaki anlayış farklılığına da

değinmekte fayda vardır. Batı’daki sivil toplum anlayışının merkezinde sosyal

sınıflara dayalı bir ayrışma temeli bulunmaktadır. Mevcut sınıflar çıkarlarını

müzakere yoluyla korumaya çalışır ve gerekli durumlarda birlikte hareket eder.

Türkiye’de ise, uzun süre, kültürel değerler ve ideolojik ayrışma sivil toplum

aktörlerini oluşturan temel unsurlar olmuştur; bu da ideolojik toplumun alanını

genişletici etki göstermiştir. Dolayısıyla, günümüzdeki sivil toplum anlayışı, uygun

ortam bulması sebebiyle, büyük oranda Batı’da ve Batı ölçülerinde gelişmiştir. Bu

anlayış çerçevesinde, “bireylerden kamuoyunun iyiliğine aktif katkı beklenmekte;

sivil toplum kuruluşlarına, özel sektöre ve kamu sektörüne mensup aktörlerin

hepsinden toplumsal sorumluluk anlayışı içinde hareket etmeleri istenmektedir”

(Güngör, 2012).

Bir toplumda sivil toplumun gelişmesi için devletin ve toplumun sahip olması

gereken çeşitli önkoşullar vardır (Çaha, 2005: 15,16):

Devletle toplum arasındaki ilişkiler hukuksal normlara göre düzenlenir.

Devlet, hukukun gölgesinde sivil yönetim tarafından yönetilir.

İnsan tabiatından doğan tabii hukuk bütün yasal düzenlemelerin temel referansını

oluşturur.

Toplum, amaçları farklı gruplardan oluşan farklılaşmış bir yapıdadır.

Toplumsal grupların her tür amaç için örgütlenmesi serbest olup örgütlenme

nedeni gruba mensup olan bireylerin çıkarını savunmaktır.

Toplumsal gruplar otonom yapıda olup devletten bağımsızlaşmışlardır.

Bu şartların gerçekleşme düzeyleri ideal sivil toplum düzeyleri üzerinde etkili olur.

Page 19: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

6

1.2. Siyasal Katılım

Sivil toplum ve demokrasiyle paralel bir gelişme sürecine sahip olan siyasal

katılım, toplum üyelerinin siyasal yapı ve politikalar üzerinde belirleyici olmaya

yönelik faaliyette bulunmaları olarak tanımlanabilir (Aslan, 2004).

Siyasal katılımın başlıca nedenleri; çıkar savunma ya da temin etme, siyasal

sistemin fonksiyonlarının bireyleri katılıma zorlayacak kadar artması ile siyasete

katılımın ilginç gelmesi ve sosyalleşme sağlamasıdır. Bunların yanında, kişiler,

çeşitli ülke içi ve ülke dışı faktörlerin de etkisinde kalarak siyasal katılımda

bulunabilmektedir (Hasırcı, 2008: 15-16).

Siyasal katılım şekilleri arasında, oy verme, siyasi konularda siyasal

sistemdeki görevli kişilerle temas kurma, seçim kampanyalarına katılma ve siyasal

sistemi etkilemek üzere örgütlenme gibi olağan sayılan şekillerin yanında, toplu

dilekçe verme, bildiri, boykot, miting düzenleme gibi yollar da sayılmaktadır

(genelbilge, 2009). Ayrıca, teknolojik ilerlemeye ve yeni metotlara dayalı olarak

toplumun daha modern ve daha hareketli hale gelmesi nedeniyle, katılım şekilleri

çeşitlenebilmektedir (Hasırcı, 2008: 9).

Siyasal katılım şekillerinin hangilerinin ne oranda kullanılacağı ülkelere göre

değişebileceği gibi, aynı toplum içerisindeki bireyler arasında da değişik etkenler

nedeniyle şekil ve seviye farklılıkları görülmektedir. Başlıca etkenler şöyledir

(Hasırcı, 2008: 9):

Cinsiyet: Dünya genelinde erkeklerin kadınlara göre daha katılımcı oldukları,

sivil toplum geliştikçe kadınların katılım oranlarının erkeklere yaklaştığı

görülmektedir.

Yaş: Gençler, genelde daha az katılım göstermekte, yaş ve sosyal sorumluluk

arttıkça katılım artarak çeşitlenmektedir.

Sosyo-Ekonomik Durum: Yüksek sosyo-ekonomik durum, bazen tersine

rastlanılsa da, siyasal katılımı olumlu etkileyen bir olgudur.

Eğitim: Siyasal katılım ile eğitim arasında dikkat çekecek kadar sıkı bir ilişki

bulunmaktadır. Eğitim seviyesi arttıkça siyasal bilincin ve dolayısıyla katılımın

arttığı görülmektedir.

Kitle İletişim Araçlarını İzleme: Gazete, internet, televizyon vb. araçların

Page 20: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

7

yayınları ne kadar fazla takip edilirse ve iletişim teknolojisi ne kadar yoğun

kullanırsa siyasal katılım da o oranda artmaktadır. Bununla birlikte, medyanın

takibinde içerik önemli bir unsurdur; siyasi konuların takip edilmesi, katılımı

artırıcı etki yapmaktadır.

Kentleşme: Yaşanılan şehirler kalabalıklaştıkça, siyasal katılım düzeyi

yükselmektedir. Bunda, büyük kentlerde toplumsal baskının küçük yerleşim

birimlerine göre daha az olmasının yanında, bilgi-görgü seviyesinin de nispeten

daha ileride olması etkilidir.

Meslek Statüsü: Siyasal katılım ile öğretmenlik, medya mensupluğu, avukatlığı

gibi birçok meslek dalı arasında yakın ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca,

fabrika işçiliği, memurluk belirli iş alanlarında benzer sorunlar birlikte

yaşanması da siyasal katılımı artırıcı bir etki yapmaktadır.

Hukuki ve Siyasi Yapı: Siyasal katılımın niteliğini ve çerçevesini, hukuki ve

siyasal yapı düzenlenmektedir. Bu yapılar, siyasal katılım özgürlüğü temeline

dayanıyorsa siyasal katılımın yüksek olması beklenir.

Örgüt Üyeliği: Sendikalar, dernekler ve siyasal partiler gibi siyasal nitelikli

örgütlere üye olmakla siyasal katılım arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Bu

konuda dikkat çekici bir nokta, siyasi niteliği olmayan sivil örgütlere üyeliğin de

atılımı artırıcı etkide bulunmasıdır. Örgütlenmek, bireylerin, grup içi davranışı

öğrenmek suretiyle, demokratik terbiyeyi ve kararlara katılım yollarını öğrenmesini

sağlar.

Sivil toplum kuruluşları ile siyasal katılımın yakın ilişkisini destekleyen bir

araştırma Almanya’da 1953 yılında yapılmıştır. Buna göre, spor ve sosyal amaçlı

kulüplere üye olanların dernek üyesi olmayanlara göre politikayla daha çok

ilgilendikleri, daha çok gazete okudukları ve daha büyük oranda oy verme niyeti

taşıdıkları tespit edilmiştir. (Aslan, 2004)

1.3. Sivil Toplum Kuruluşu

Geniş bir bakış açısıyla ele alındığında, sivil toplumun alanı içinde faaliyet

gösteren tüm örgütler (meslek örgütleri, siyasi parti ve gruplar, sendikalar, dini

örgütlenmeler vb.) sivil toplum kuruluşu (STK) olarak nitelenirler.

Page 21: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

8

Dar açıdan ele alındığında ise, STK kavramı, sosyo-ekonomik kalkınmaya

doğrudan veya dolaylı katkı sağlamak amacıyla; gönüllülük, devletten bağımsızlık,

kâr amacı gütmemek ve kişisel çıkar doğrultusunda çalışmamak ilkelerini

benimsemiş örgütleri ifade etmektedir. (Pazarcık, 2012) Anılan unsurlardan hükümet

dışı olmak ve bir örgüt yapısına sahip olmak STK’ların olmazsa olmaz özellikleridir

(Çaha, 2005: 13).

Öte yandan, sivil toplum kuruluşu kavramı, pratikte, çıkar grubu kavramıyla

karıştırılabilmektedir. “Sivil toplum kuruluşu kavramı, daha çok modern toplumlarda

özgür bireylerin eşit şartlarda bir araya gelerek duygu, düşünce ve eylem

birlikteliğiyle oluşturdukları örgütlenmeler için kullanılır” (Güngör, 2012). Çıkar

grupları ise ortak maddi veya manevi çıkarlar etrafında bütünleşmiş ve bu çıkarlar

doğrultusunda uzmanlığa dayalı örgütlenerek karar alıcılardan talepte bulunan

toplumsal gruplardır. Bu gruplar teşkilatlı ya da teşkilatsız olabilir, siyasi olan ya da

olmayan amaçlar takip edebilir (Aktan, 2007: 4). İşveren birlikleri, sendikalar, sosyal

kuruluşlar ile dini grupların örnek olarak gösterilebileceği çıkar grupları, her konuda

bilgi sahibi olması mümkün olmayan karar alıcılara –kendi çıkarları doğrultusunda–

yol göstererek karar aldırmaya çalışırlar. Çıkar gruplarının faaliyetleri genelde

lobicilik olarak adlandırılır (BpB, 2009a). Bu durumda, bir sivil toplum kuruluşu, bu

tanım çerçevesinde hareket ettiği durumlarda çıkar grubu tanımı içine

girebilmektedir.

STK’lar için Türkçe literatürde gönüllü teşekküller (GT), sivil toplum

örgütleri (STÖ’ler), İngilizce’de hükümet dışı organizasyonlar anlamına gelen “Non-

Governmental Organizations” kavramının baş harflerinden türetilen “NGO” gibi

farklı isimler kullanılır (Güngör, 2006: 51).

Sivil örgütlenme hakkına uluslararası anlaşmalarda yer verilmiştir. Birleşmiş

Milletler İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi’nde, Avrupa Konseyi İnsan Haklarını

ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi’nde ve Avrupa İnsan Hakları

Sözleşmesi'nde toplanma, dernek kurma veya sendika kurma hakları tanınmıştır

(Güngör, 2012).

1.3.1. Faaliyet Alanlarına Göre Sınıflandırma

Birleşmiş Milletler Teşkilatı, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için uluslararası

Page 22: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

9

bir STK sınıflandırması yapmıştır. Buradan hareketle daha basit bir sınıflandırma ve

başlıca STK türleri şöyle yapılabilir: (Statistics Canada, 2009)

Tablo 1. Faaliyet Alanlarına Göre STK Sınıflandırması

Sınıflandırma Başlıca STK Türleri

Kültürel ve sosyal

faaliyetler

Kültür ve sanat alanında faal STK’lar, spor kulüpleri,

hemşeri, göçmen, öğrenci, akademisyen, mezun ve

taraftar dernekleri

Din Cami dernekleri, Kur’an kursları, dini hizmet merkezli

cemaat kuruluşları (dernek, federasyon vb.)

Çalışma hayatı İşadamları dernekleri, meslek grubu dernekleri, meslek

kuruluşları (barolar, tabip odaları, noterler), sendikalar

Eğitim ve araştırma: Sivil eğitim kuruluşları, ders takviyesi kursları, veli

dernekleri, araştırma yürüten kuruluşlar

Sosyal hizmetler Sosyal yardım sağlayan sivil oluşumlar, doğal afet

önleme ve kontrol STK’ları

Uluslararası faaliyet Dostluk dernekleri, kültürlerarası diyalog kuruluşları,

uluslararası yardım, insan hakları ve barış örgütleri

Hukuk, savunuculuk

ve siyaset:

Hukuk hizmeti sunan STK’lar, belli grupların haklarını

savunan dernekler, siyasi dernekler,

Diğer Sağlık, çevre, hayırseverliğin teşviki amaçlı kuruluşlar

Kaynak: Kanada İstatistik Kurumu’nun internet sitesinde http://www.statcan.gc.ca/pub/13-

015-x/2009000/sect13-eng.htm sayfasından sadeleştirilerek uyarlanmıştır.

1.3.2. Yönetsel ve Örgütsel Açıdan Analiz

STK’lar varlıklarını devam ettirmek için çeşitli unsurlara ihtiyaç duyarlar.

Bunların başlıcaları, halkın sempatisi, beğenisi ve desteği, üyelerin katkıları, mali

Page 23: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

10

yapıları ve kurumsal kapasiteleri, yönetimi etkileme becerileri ve diğer (partiler,

işveren ve işçi dernekleri, meslek odaları vb.) kuruluşlarla bağlantıları şeklindedir.

(Özden, 2012)

Dünyada somut bir güç odağı haline gelen ve yasama, yürütme, yargı ve

medyadan sonra beşinci güç olarak toplum yapısındaki yerini alan STK’lar; devlet ve

ekonomi sektörlerinin yanında üçüncü bir sektör olarak meşruiyetini kazanmıştır

(Güngör, 2006: 50). Dolayısıyla, STK’ları ele almak ve incelemek geçmişe göre çok

daha anlamlı bir hale gelmiştir; çünkü günümüzün STK’ları, ortaya çıkardıkları

istihdam, bütçe büyüklükleri, geliştirdikleri projeler, kamu politikaları üzerine

etkileri vb. göz önüne alındığında geçmişe göre çok daha güçlü ve karmaşık

konumdadırlar. Bu yapıların bilimsellikten uzak, amatör yöntemlerle yönetilmesi,

etkinlik ve verimlilikten ödün verilmesi anlamına gelmekte ve bu örgütlerin yaşam

şansını da tehdit etmektedir (Pazarcık, 2012).

Dolayısıyla STK’ların yönetsel ve örgütsel açıdan analizini yapmak gerekir.

Bunun için bu örgütler;

Yönetim yapılarına,

Örgütlenme biçimlerine,

Finansal yapılarına,

İnsan kaynakları yönetimi ve eğitim faaliyetlerine,

Teknik performanslarına,

Paydaşlarıyla olan ilişkilerine

göre ele alınır (Pazarcık, 2012) Aşağıda, bu unsurlara ilişkin açıklamalar yer

almaktadır.

Yönetim Yapıları: STK’ların yönetim yapılarının analizi, “profesyonelleşme”

kavramı özelinde değerlendirilebilir. Profesyonellikle; belirli alana odaklanma,

verimlilik ve etkinlik merkezli hareket etme, faaliyetlerle ilgili topluma periyodik

olarak hesap verebilir olma, uzun dönemli stratejik planlara sahip olma, çalışanların

gelişimine katkıda bulunma, yetkin, tam zamanlı, maaşlı yöneticiler tarafından idare

edilme, yazılı prosedürlere sahip olma, sahip olunan prosedürlere uygun olarak

faaliyet gösterme anlaşılır.

Örgütlenme Biçimi: Bu analiz; STK’nın yapısının hiyerarşik olup olmaması,

Page 24: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

11

(şube, temsilcilik gibi) örgütün coğrafi yaygınlığı, (federasyon, platform STK ağı

gibi) kendi aralarında ne kadar örgütlü oldukları ve (dernek, vakıf gibi) tercih edilen

formlar açılarından yapılabilir.

Finansal Yapı: Kendi kendilerine yetmeyen ve ihtiyaç duyulan kaynakları

örgüt dışından temin etme zorunluluğu bulunan sosyal sistemler olarak STK’lar,

finansal yapılarına (kaynaklarına) göre de analiz edilir. Bir örgütü finansal açıdan

incelemek için, yıllık bütçe rakamlarına, gelir kalemlerine ve sahip olunan

taşınmazlara bakmak gerekir. Gelir kalemleri arasında kira ve işletme gelirleri,

faaliyetlerin sürdürebilirliği açısından, bağış aidat, yardım vb. gelirlere göre önemli

avantaja sahiptir. Şunu da belirtmek gerekir ki, bir STK’nın kira ve özellikle işletme

gelirlerine sahip olması, sivil toplumun ruhuna aykırı bulunabilmektedir; çünkü bu

durumda, örgütlerin, kârı araç yerine amaç edinmeleri ve bu anlamda şirketlere

benzemeleri ihtimali doğar.

STK’ların finansal açıdan analizinin bir başka boyutu da, özel sektör

desteğinin yüksek olup olmasıyla ilgilidir. Büyük oranda bu tip bir destek alan

örgütlerin çoğunun, özel sektörün gayretiyle kurulduğu ya da sonradan özel sektör

temsilcilerini yönetimlerine dâhil ettikleri anlaşılmaktadır. Ayrıca, bu STK’ların ve

hayata geçirdikleri projelerin adlarının medyada sıklıkla geçtiği de gözlemlenmiştir.

İnsan Kaynakları Yönetimi ve Eğitim Faaliyetleri: İnsan kaynakları yönetimi,

bir örgütün amaçlarına ulaşabilmesi için eldeki insan gücünün en etkin ve verimli

şekilde kullanılmasına ve çalışanların motivasyonunun arttırılmasına odaklanır. Bu

sebeple, asıl gücünü üye ve gönüllülerin faaliyetlerinden alan STK’larda insan

kaynakları analizi büyük önem taşır. Bu analizde gözlenen unsurlar; gönüllüler,

üyeler ve profesyonel (ücretli) çalışanlarla ilgili bilgiler ile görev alan kişilerin

motivasyonu ve STK’larda eğitim faaliyetleri olarak sıralanabilir.

Üye ve gönüllü sayıları, bir STK’nın toplumdaki konumu, gücü ve yaygınlığı

açısından önemli göstergeler olarak kabul edilirler. Türk Dil Kurumu sözlüğünde

“bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen” olarak tanımlanan

gönüllü kelimesi, sivil toplum faaliyetlerinde herhangi bir çıkar gözetmeksizin yer

alan kişilere verilen addır.1 STK faaliyetlerinin taşıyıcısı rolünü üstlenen

gönüllülerin, ilgili STK’ya kayıtlı üye olmaları da gerekmez.

Aynı paralelde, STK’nın ücret karşılığı çalışan yönetici ve personelinin

1 Türk Dil Kurumu’na ait http://tdkterim.gov.tr/bts/ adresinden 15.06.2012 tarihinde alınmıştır.

Page 25: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

12

olması da örgütün performansını etkiler. Tüm bu kişilerin motivasyonunun en

azından makul düzeyde olması da önemli bir unsurdur ki, STK’nın amaçları

doğrultusunda eğitim verilmesi hem etkinliğe hem de motivasyona katkı sağlayan

önemli bir unsurdur (Pazarcık, 2012).

Burada üzerinde önemle durulması gereken bir nokta ücretli yönetici ve

çalışanlar konusudur. Örgütlerin, yeterli niteliğe sahip tam veya yarı zamanlı

çalışanlarının olması bu kuruluşların kapasiteleri açısından belirleyicidir. Mesaisini

alanda harcayacak uzman çalışanları sayesinde, STK’lar, alışılagelmiş hizmet ve

faaliyetlerini daha başarılı ifa etmenin dışında, toplumdaki – ve gerekli durumlarda

siyasetteki – etkinliklerini de artırarak üyelerinin ve temsil ettikleri kitlenin

çıkarlarını daha çok savunabilirler. (Özdemir, 2012)

Teknik Performans: STK’ların teknik performanslarını incelemek için;

örgütün yaşı, finansal yapının güçlülüğü ve üretilmiş proje sayılarının ele alınması

gerekir. Örgütlerin, yaşları ile birlikte, bir yandan deneyimleri, kurumsallıkları,

kamuoyunda bilinirlikleri ve meşruiyetleri artabilirken, diğer yandan yenilik

kapasiteleri düşebilmekte ve örgütsel atalet sorunu ile karşılaşılabilmektedir. Ayrıca,

örgütlerdeki finansal yapının güçlülüğü ile üretilmiş proje sayılarının da birbiriyle

doğru orantılı olduğu yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur.

Paydaşlarla ilişkiler: STK’lar için paydaş kavramı, bir örgütün faaliyetlerini

yürütürken ilişkide olduğu, örgütün faaliyetlerinden etkilenen ve faaliyetleriyle

örgütü etkileme potansiyeli olan tüm tarafları ifade etmektedir. Bu bağlamda

STK’ların, paydaşları olarak devlet kurumları, yerel yönetimler, özel sektör ve

vatandaşlarla ile olan ilişkileri, incelenmesi gereken bir diğer önemli konuyu

oluşturmaktadır. Ancak, paydaş analizi için öncelikle örgütlerin yaşadıkları

sorunların araştırılmasında fayda vardır. Genelde, yasal düzenlemelerdeki

yetersizlikler, gönüllü katılımındaki yetersizlikler, mali yetersizlikler ve profesyonel

STK uzmanı bulamamak gibi başlıklar altında toplanan bu sorunlar paydaş ilişkileri

bağlamında değerlendirilebilir. Böylece STK’ların faaliyet alanlarına göre,

paydaşlardan kaynaklanan sorunlara ilişkin detaylı bilgilere sahip olmak ve çok

çeşitli çıkarımlarda bulunabilmek mümkün olabilir.

Paydaş analizi çerçevesinde, STK’ların paydaşlardan olan beklentileri de

incelenebilir. Böylece, yine faaliyet alanlarına göre detaylı bilgiler türetilmesi ve

sivil toplum alanına ilişkin genellemelere ulaşılması mümkün olabilecektir (Pazarcık,

Page 26: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

13

2012).

Tüm bu analiz kriterlerine benzer olarak, STK’lar şu genel hatlarla da

kategorize edilebilmektedir (Güngör, 2006: 56):

Ücretli personel çalıştırıp çalıştırmaması açısından: Amatör-bürokratik

Genel kurul yapıp yapmaması açısından: Ortaklığa dayalı-kuruculara dayalı

Finans sağlama ve etkinliklere katılım açısından: Dışa açık-dışa kapalı

Hizmet götürdüğü kitle açısından: Kendine hizmet eden-başkalarına hizmet eden

İletişim kurduğu çevreler açısından: Kapalı-aktivist

Hizmet alanı ve yöntemi açısından: Projeli-projesiz

1.3.3. Sivil Toplum Kuruluşlarından Beklentiler

Sivil toplum anlayışının gelişmesiyle birlikte, STK’lardan beklentiler de

artmıştır. Bu kuruluşların başlıca temel işlevleri şöyle sıralanabilir (Özden, 2012).

(İşleyiş sistemi sayesinde) Demokrasi kültürünü ve araçsal bir devlet anlayışını

geliştirmek,

Bir yandan toplumsal farklılaşmaya katkıda bulunurken, diğer yandan çıkarların

bir araya gelişini sağlamak,

Bireylere aidiyet duygusu ve özgüven kazandırmak,

Kısaca siyasi veya idari karar alma süreçlerini etkilemek anlamına gelen siyasal

katılımı sağlamak, sosyalleşme bilincini geliştirmek, faaliyetleriyle sosyal ve

siyasal bir okul görevi görmek,

Finansal sermayenin yükselmesinde önemli bir unsur olan bireyler arası güveni

artırarak ekonomik kalkınmayı sağlamak

Bu işlevler arasında devlet yönetimine katılımla ilgili olanlar farklı bir yere

sahiptir. Özellikle sanayileşmiş toplumlarda siyasi partiler vasıtasıyla devleti ve

yönetimi etkileme çabalarının gittikçe azaldığı göz önüne alındığında, STK’ların

işlevleri önemli hale gelmiştir. Oy verme yoluyla siyasi fikirlerini ancak 4-5 yılda bir

sergileyen vatandaşların seçimlere katılımı da son yıllarda giderek düşmektedir.

Buna karşın, STK’lar, sürekli ve etkin bir şekilde siyaset yapmak ve devlet

politikasını belirlemek için vatandaşların elinde güçlü bir araç olma potansiyeline

Page 27: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

14

sahiptir. Üstelik siyasi partiler tarafından ihmal veya göz ardı edilen konular STK’lar

tarafından seslendirilmekte, ayrıca halkı bilgilendirme faaliyetleri de buralarda

yapılmaktadır (Özden, 2012).

1.4. Savunuculuk, Kampanya ve Lobicilik

Savunuculuk, kişi ya da grupların siyasi, ekonomik ve sosyal konularda kamu

politikalarını etkilemeye çalışmasıdır. STK’lar açısından bakıldığında, kurumsal

elitleri etkilemek üzere yapılan tüm girişimlere verilen addır. Bu kavram, politikaları

dezavantajlı kimseler lehine değiştirmek için, bilgiyi stratejik olarak kullanma süreci

olarak da tanımlanabilir (Alnıaçık, 2012). Bu kapsamda, kamuoyunu bilinçlendirme

çalışmaları da savunuculuk faaliyetleri arasında değerlendirilmektedir (Aksakoğlu,

2010: 20,21).

Savunuculuk, politika veya yasa değişiklikleri talep etmeyi veya yapılan

değişikliklere katkıda bulunmayı amaçlar. Bu değişikliklerde önemli bir konumda

olan karar vericiler, yerel, bölgesel, ulusal veya uluslararası düzeyde, atanmış veya

seçilmiş kişilerdir. STK’lar, savunuculuk faaliyeti yaparken bu karar vericilerle karşı

karşıya gelebileceği gibi, onlarla birlikte de çalışabilir.

Savunucu örgütler, tespit edilen sorunlarla ilgili siyaseti sürekli izleyebilir,

çözüm önerileri geliştirerek bu önerilerin hayata geçirilmesi faaliyetlerinde

bulunabilir ya da bazı durumlarda küçük modeller halinde uygulamaya geçirerek

daha büyük çapta uygulamaların resmi makamlarca uygulanmasına zemin

hazırlayabilirler (Aksakoğlu, 2010: 20,21).

1.4.1. Kampanya

“Savunuculuk denince en sık tekrar edilen iki temel faaliyet kampanya ve

lobiciliktir. STK’ların daha alışkın oldukları yöntem olan kampanyalar, ele alınan

sorunla ilgili çözüm önerisinin veya yaklaşımın geniş bir kitle tarafından

desteklenmesi için yürütülen faaliyetlerdir. Kampanyalar, karar vericileri geniş

kamuoyu desteği ve katılım ile etkilemek için kullanılır. Yürüyüşler düzenleme, imza

toplama, mektup, faks ve e-posta gibi yöntemler en sık kullanılan yöntemlerdir”

(Aksakoğlu, 2010: 22)

Page 28: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

15

Kampanyanın amaçları; belli bir toplumsal soruna dikkat çekmek, bir konuda

toplumu bilinçlendirip kamuoyu oluşturmak, topluma danışılmadan alınan kararlara

karşı tepki göstermek, bir yasal yanlışlığa dikkat çekmek, yanlış olduğuna inanılan

bir uygulamayı durdurmak veya STK’nın bir çalışmasının yürütülmesi için gerek

duyulan insan ve para kaynağını oluşturmak olabilir. Bu yoğun iletişim etkinliğinin

süresi belirlenmiştir ve genellikle bütün topluma yönelik yürütülür. Başlıca

kampanya türleri şöyledir: (Alnıaçık, 2012)

Farkındalık: İnsanların bir konuya ilgisini çekmeye ve onları harekete geçirmeye

yönelik kampanyalar (örnek: Kan bağışı kampanyaları),

Baskı: Karar vericilere baskı yapmaya yönelik kampanyalar (örnek: çeşitli yasa

ve yönetmelikler ile ilgili kampanyalar),

Bilgilendirme: Halkı bilgilendirmeye yönelik kampanyalar (örnek: salgın

hastalıklar, kene vb. zararlılardan korunma),

Değişim: Tutum ve davranış değişikliğine yönelik kampanyalar (örnek: sigarayı

bırakma kampanyaları, organ bağışı kampanyaları),

İmaj: Bir kurum, örgüt ya da marka için olumlu bir imaj geliştirmeye yönelik

kampanyalar (örnek: siyasal kampanyalar, reklam kampanyaları).

Bir kampanyanın başarılı olması için bazı hususlara dikkat etmek gerekir.

Öncelikle bunun stratejik yönetim işi olduğu ve sistematik bir şekilde çalışmak

gerektiği göz önünde bulundurularak planlama, uygulama ve denetleme aşamalarına

özen gösterilmelidir. Kampanya sürecinin tüm adımlarına mümkün olduğunca çok

insanın dâhil edilmesi, kararların birlikte alınıp uygulanması ve böylece onların

temsil edildiği algısının oluşturulması diğer bir başarı faktörüdür. Öte yandan,

kampanyanın hedeflediği insanların ve temsil edilen tüm grupların güvenini

kazanarak meşruiyet sağlamak, hesap verebilir olmak, barışçıl hareket etmek de

başarı için gerekli unsurlardır. Bir kampanyanın yönetim süreci çeşitli aşamalardan

oluşur (Alnıaçık, 2012):

Çözülmeye çalışılacak problemin açık ve net bir şekilde tanımlanması ilk

aşamadır.

Devamında, bir ön araştırma (durum analizi) yapmak gerekir. Bu araştırmada,

problemin nedenleri ve sonuçları, problemden etkilenen ve bu konuda etkili

Page 29: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

16

olabilecek taraflar, olası fırsatlar ve tehditler, sahip olunan güçlü ve zayıf yönler

ile politik, ekonomik, sosyal, teknolojik ve çevresel etkenler irdelenir.

Bu analizin sonrasında planlama aşamasına geçilir. Bu aşamada, kampanyanın

hedeflerinin net olarak oluşturulması gerekir. Bu hedeflere ulaşmak için

kullanılacak strateji, yöntem ve teknikler, eylem planları, kampanya takvimi,

örgütlenme şekli ve kampanya bütçesi belirlenir.

Daha sonra uygulama aşamasına geçilerek planlar gerçekleştirilmeye çalışılır.

Değerlendirme aşaması olarak adlandırılan bölümde, kampanya sırasında ve

sonunda, sonuçların izlenmesi ve değerlendirilmesi, gerekiyorsa düzeltici

tedbirlerin ya da alternatif planların uygulamaya konması işlemleri yapılır.

Bir kampanyanın başarıyla sonuçlanması için, uygulama aşamasındaki iki

unsur çok önemlidir. Bunlardan birincisi; açık, basit, kısa ve ana hedefle ilgili –

dolayısıyla etkili – bir mesajın oluşturulmasıdır. Diğer unsur ise medyanın ilgisini

yeteri ölçüde çekebilmektir. Medyada yer alarak geniş kesimlere ulaşılabilir, büyük

katılım sağlanabilir ve gündem oluşturup konunun karar vericilerin gündemine

girmesi sağlanabilir (Alnıaçık, 2012).

1.4.2. Lobicilik

STK ve savunuculuk kavramlarıyla birlikte kullanılan bir diğer önemli

kavram olan lobicilik, özel kuruluşların ya da örgütlerin, siyasi ya da idari kararları

kendi çıkarları doğrultusunda etkilemek amacıyla yaptıkları çalışmalar bütünü olarak

tanımlanabilir (Ünlüsoy, 2006: 74). Bu çalışmalarla, kararların ya da yasaların

istenildiği şekilde çıkarılmasını sağlamak veya istenmeyenlerin de çıkarılmasını

engellemek amaçlanır. Demokratik sistemin meşru bir parçası olarak görülen

lobicilik, siyasi ve idari karar alıcılara yönelik olarak yapılabileceği gibi, kamuoyunu

ve medyayı etkilemeye yönelik de olabilir. (BpB, 2011) Böylece, lobi yapanlar,

temsil ettikleri kitle hakkında olumlu bir imaj oluşturmayı ve kuruluşun ya da

kitlenin davasını kamuoyuna anlatarak halk desteği sağlamayı ve karar alıcılar

üzerinde baskı oluşturmayı amaçlar (Ünlüsoy, 2006: 90).

Tarihi gelişim sürecinde önemli yere sahip Amerika Birleşik Devletleri’nde

profesyonel olarak yaptırılabilen lobicilik, tüm dünyada bizzat STK mensupları ya da

gruplarca da yapılmaktadır (Tutkun, 2010). STK ya da grupların bu faaliyetlerinde

Page 30: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

17

başarılı olmaları, bunların kendi kapasiteleri kadar, etkilemek istedikleri hedef-

kitlenin iyi analiz edilmesine, diğer bir ifadeyle, ülkenin ya da bölgenin yasal ve

kurumsal yapısının, parti sisteminin ve siyasal kültürünün, hatta hedef-kişilerin şahsi

özelliklerinin iyi bilinmesine bağlıdır. Örneğin, Türkiye ve Almanya gibi ülkeler

parlamenter sistemlere sahip olduklarından, milletvekilleri değil, hükümet ve

belediye başkanları, bakanlar ve bürokratlar lobicilerin birincil hedef-kitlesini

oluşturmaktadır. Bu hedef-kitle veya kişilerin özellikleri de uygulanacak lobicilik

çeşitleri ve tekniklerini etkilemektedir. Dolayısıyla, lobicilik nitelikli çalışma

gerektiren bir faaliyettir.

Lobiciliğin iki ana çeşidi bulunmaktadır:

Doğrudan lobicilik: Örgütün temsilcisi ile karar alma sürecindeki yetkili kişi

arasında doğrudan iletişim kurularak gerçekleşmektedir (Tutkun, 2010).

Ayaküstü görüşmeler, büro ziyaretleri, yemekler, brifing başlıca doğrudan

lobicilik yollarıdır.

Dolaylı Lobicilik: Halka dayalı lobicilik olarak da adlandırılan bu çeşitte,

kamuoyu desteği alınarak karar alıcılar üzerinde etki oluşturulmaya çalışılır

(Ünlüsoy, 2006: 83). Mektup, e-posta, telefon, gösteriler dolaylı lobiciliğin

araçlarıdır.

Bunların dışında, normalde farklı hedefler gözeten grupların aynı amaçlar

etrafında bir araya gelerek işbirliği yapmaları anlamına gelen kolektif lobiciliğe de

rastlanmaktadır (Ünlüsoy, 2006: 83). Bu tür lobicilikte, görüş ve amaç bakımından

birbirine uzak grupların bir araya gelmeleri özellikle dikkat çekici ve etkili

olabilmektedir. Değinilmesi gereken özel bir lobicilik çeşidi de, aynı etnik kökene

sahip kişilerin bir araya gelerek oluşturdukları, tüm dünyada değişik şekillerde

yapılan ve belli ölçülerde etkili de olan etnik lobiciliktir (Tutkun, 2010).

Lobi faaliyetlerinde amaçlara ulaşmak için kullanılan başlıca lobicilik

teknikleri ise şöyledir (Ünlüsoy, 2006: 84-90):

Yüz yüze iletişim kurmak,

Yönetimin çeşitli kademelerindeki görevlilere yazmak,

Yemekli toplantı vb. sosyal aktiviteler etkinlikler düzenlemek (sosyal lobicilik),

Devlet görevlileri ya da bunların yakın çevreleri ile dostluk kurmak,

Page 31: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

18

Medya ile olumlu ilişkiler kurmak,

Kampanya desteği veya parasal destek sağlamak,

Lobi şirketleri kiralamak,

Toplantılar düzenlemek ve uzman konuşmacı çağırmak,

Bilgi-brifing sunmak,

Seçmenlerle tanışmak,

Yürüyüş, boykot, forum gibi eylemler düzenlemek,

Meclis, komite vs. toplantılarına ve mahkemelere katılmak,

Halkla ilişkiler kampanyaları düzenlemek.

Bu listeye, diğer lobilerle işbirliği ve koalisyonlar yapmak (kolektif lobicilik),

ünlü kişilerden faydalanmak, hemşerilik bağı kurmak, dava etmek gibi farklı

teknikler eklenebilir. Değinilmesi gereken bir husus da, teknikler arasında yer alan

lobi şirketi kiralamanın sık başvurulan bir yol olmadığıdır. STK’lar, savunuculuk

faaliyetleri için genelde bünyesindeki gönüllülerden faydalanır. “Yeterli deneyim ve

kitlesel desteği olan aktivistlerin, profesyonel uzmanlardan daha iyi lobiciler olduğu

da söylenebilir” (Aksakoğlu, 2010: 22).

Sonuç olarak, kullanılacak olan lobicilik veya kampanya yöntem ve

teknikleri, STK’nın ve hedef-kitlenin özelliklerine göre değişir. Böylece, STK, karar

verme mekanizmalarına uygun yollarla katılmak suretiyle, temsil ettiği kitlenin

çıkarlarını savunabilir.

Page 32: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

19

2. Federal Almanya ve Sivil Toplum

2.1. Devletin Yönetim Yapısı

Cumhuriyetle yönetilen ve sosyal, demokratik ve federal bir hukuk devleti

özelliklerine sahip olan “Federal Alman devleti kompleks bir yapıdadır ve temelde

federal düzeydeki merkezi devlet yapısı ve altındaki 16 eyaletten oluşur. Hangi

konuların federal devletin, hangi konuların eyaletlerin yetki alanına girdiği

anayasada belirtilmiştir. (…) Kamusal yaşam büyük ölçüde federal yasalar

çerçevesinde işler. Buna karşılık yurttaşlar, yerinden yönetim ilkesi gereğince,

neredeyse tümüyle eyalet makamları ya da eyaletler adına hareket eden yerel

yönetimlerle doğrudan muhatap olurlar. Bu sistem, anayasanın üniter devlet yapısıyla

federal devlet yapısının artılarını bir araya getirme çabasının bir getirisidir”

(Hintereder, 2011).

Almanya’daki genel yönetim yapılanmasını, diğer bir deyişle karar alıcıları

üç ana bölümde incelemek gerekir: Federal yönetim, eyalet yönetimleri, yerel

yönetimler.

2.1.1. Federal Yapı ve Eyaletler

Ülkede devlet yetkilerinin federal hükümet ile eyalet yönetimleri arasında

paylaşımı söz konusudur. Savunma, dış politika, vatandaşlık, ikamet ve kimlik gibi

bazı konularda sadece federal devlet yasama yetkisine sahiptir (Uzun, 2003: 8). Buna

karşılık, “devletin temel görevlerinden üçünü, eyaletler tamamen kendi

yönetimlerine almışlardır: Yükseköğretim kurumları da dâhil olmak üzere eğitim,

polisin de görevleri dâhil olmak üzere iç güvenlik ve yerel yönetimler” (Hintereder,

2011). Bunların yanında kültür ve sağlık hizmetleri de eyaletlerin uhdesindedir.

Evlilik hizmetleri, dernek işlemleri, toplantı ve gösteri özgürlükleri, yabancıların

oturma hakkı gibi konularda ise iki erk tarafından da yasama yetkisi kullanılabilir

(Uzun, 2003: 8).

Devlet yetkilerinin paylaşımına genel olarak bakıldığında, yasama dengesinin

federal devlet lehine, yürütme dengesinin ise eyaletler lehine tesis edildiği

Page 33: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

20

görülmektedir (Uzun, 2003: 7, 8). Öyle ki, eyaletler, federal yasaların dahi

yürütücüsü konumundadır. “Dolayısıyla Alman yönetim sisteminde eyaletlerin ön

planda olduğu rahatlıkla söylenebilir.” (Hintereder, 2011) Bunlara ek olarak,

eyaletler, temsil edildikleri Federal Senato aracılığıyla federal düzeydeki yasama

faaliyetlerini de etkileyebilmektedir (Uzun, 2003: 8).

Federal yönetimin tepesinde cumhurbaşkanı ile hükümet bulunur. Bu,

görünürde bir iki-başlılıktır; zira cumhurbaşkanının siyasal sorumluluğu olmazken,

şansölye adı verilen başbakan tarafından yönetilen hükümet siyasal iktidarı kontrol

eder ve parlamentoya karşı sorumludur. “Hükümetin işleyişi, yetki ve sorumluluğu

açısından Federal Almanya’da yürütme gücünün en belirgin niteliği başbakanın etkin

ve anahtar konumudur. Ancak, bu durumun tek adam yönetimine yol açmasını

önleyecek mekanizmalar da sisteme yerleştirilmiştir. Federal yapı, Federal Anayasa

Mahkemesi ve baskı grupları, bu mekanizmanın örnekleridir” (Uzun, 2003: 12,13).

Seçim sistemi, tek parti iktidarının gerçekleşmesini zorlaştıran bir yapı arz eder ki,

son 50 yıldır neredeyse tüm hükümetler koalisyonla kurulmuştur (Hintereder, 2011).

Federal anayasaya göre birer devlet olarak algılanan eyaletlerin yönetimleri,

ayrıntılı bürokratik yapılanmalara sahiptir. Bu yönetim birimleri, eyalet hukukuyla

birlikte federal hukuku da uygulamaktadır ve federal hukukun uygulama önceliği

vardır. Eyaletlerin hepsinde genel idare birimleri olmakla birlikte, genelde tarihi

süreçlerden kaynaklanan nedenlerle yönetsel yapıları da birbirinden farklıdır.

Örneğin, Berlin, Hamburg ve Bremen şehir olarak ayrı bir yönetim yapısına

sahipken, diğerleri kademeli yönetim yapılarına sahiptir (Uzun, 2003: 8,9 ve 14).

2.1.2. Yerel Yönetimler

Ülkede sosyal devlet anlayışının uygulanması amacıyla yerinden yönetim

ilkesinin benimsenmiştir. Bunun sonucu olarak, Alman yerel yönetimleri, güçlü bir

anayasal konuma, geniş hizmet kapasitelerine ve mali kaynaklara sahiptir. İl özel

idaresi gibi kuruluşların bulunmadığı ülkede, yerel yönetimler, hem temel yerel

örgütlenme durumundadır hem de merkezi yönetimin taşra kuruluşu özelliğini

taşımaktadırlar. “Bu ikili işlev onlara yerleşim merkezlerindeki tek yetkili örgüt

kimliğini kazandırmakta, böylece (…) yerel yönetim ilke olarak belde yaşayanlarına

açılmaktadır” (Uzun, 2003: 15,16).

Page 34: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

21

Almanya’daki yerel yönetimler başlıca iki gruba ayrılabilir. Birinci grupta

kırsal yörelerdeki belediyeler ve bunların oluşturduğu ilçeler bulunur. Bu ilçelerin

kaymakamları, eyaletin mevzuatına göre seçilebilir ya da atanabilir. İkinci grupta ise

ilçeden bağımsız kent belediyeleri vardır. Bu birimler genelde yüksek nüfus, tarih ya

da toplumsal-ekonomik önem gibi nedenlerle ilçelerden ayrı tutulmuştur (Uzun,

2003: 16,17).

2.1.3. Yargı

Federal Almanya’nın yönetim yapısıyla ilgili olarak yargı erkine de

değinmekte fayda vardır. Tüm yasaların federal anayasaya uygunluğunu denetleyen

Federal Anayasa Mahkemesi, aynı zamanda federal devletle eyaletler ya da federal

organlar arasındaki anlaşmazlıkların çözümüyle de görevlidir. Ayrıca, genel yargıdan

ayrılmış olan idari yargı eyaletler düzeyinde örgütlenmiştir ve buradan çıkan

kararlara itiraz başvuruları, önce eyalet sonra federal düzeydeki yüksek mahkemelere

yapılabilir (Uzun, 2003: 11).

2.2. Sivil Toplum Kuruluşları

Federal Almanya’da sivil toplumun gelişmesi için gerekli önkoşulların

olduğu rahatlıkla söylenebilir. Devletin karar alma mekanizmalarında sivil

yönetimlerin olduğu ülkede, devlet-toplum ilişkisinde hukuk belirleyicidir. Bu

önkoşulların bir sonucu olarak, ülkede sivil toplum oldukça gelişmiş ve bu durum

rakamlara da yansımıştır. Federal İstatistik Dairesi’ne göre, 2011 yılı itibariyle

Almanya’da 580 binden fazla dernek kayıtlıdır (npo, 2011). 2009’da yapılan bir

araştırmaya göre, nüfusun %71’i derneklere, organizasyonlara, gruplara ya da sivil

toplum faaliyeti olarak değerlendirilebilecek kamusal girişimlere aktif olarak

katılmıştır; üstelik bu oran 10 yılda %7,6 artış göstermiştir. Gönüllülük ise %36

düzeyinde olmuş, başka bir ifadeyle halkın üçte birinden fazlası sivil toplum

faaliyetlerine gönüllü olarak katılmıştır (Gensicke & Geiss, 2010).

Page 35: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

22

2.2.1. Dernekler

Ülkede geçmişi 18. yüzyıla dayanan dernekler, uzun bir süre boş zaman

değerlendirme, muhit sakinlerinin bir araya gelmesi, avcılık, spor gibi temalar

etrafındaki faaliyetlerin merkezi olmuştur. 1960’lar ile başlayan süreçte ise çevre,

insan ve kadın hakları, bireysel özgürlükler, hayvan hakları, üçüncü dünyaya yardım

veya popüler kültürün diğer alanlarındaki sosyal hareketler ortaya çıkmış, bunlardan

devamlılık gösterenler 1970 ve 80’lerde dernek olarak örgütlenmeye başlamıştır

(Rios, 2012).

Ülkedeki sivil toplum örgütlenmelerinin çok büyük kısmı hukuki yapı olarak

dernek statüsündedir (npo, 2011). 16 milyon üyeli Alman Otomobil Kulübü ADAC

ya da 500 bin tam zamanlı çalışanı olan Alman yardım kuruluşu Caritas birer

dernektir. İstatistiki olarak ortalama her bireyin en az bir derneğe üye olduğu ülkede,

gönüllü çalışmaların %90’ından fazlası dernek ilişkileri çerçevesinde yapılmaktadır

(Rios, 2012).

Ülkede dernek kurmak oldukça kolaydır. Bir araya gelen 7 kişinin,

oluşturdukları bir tüzükle yerel sulh hukuk mahkemesine müracaat etmeleri yeterlidir

(Rios, 2012). Böylece dernek kütüğüne kaydolan dernek, artık federal düzeydeki

Dernekler Kanunu ile Medeni Kanun’a tabi bir tüzel kişilik olarak tüzükte belirtilen

amaç doğrultusunda faaliyet gösterebilecektir.2

Dernekler Kanunu’yla ilgili önemli bir konu “yabancı dernekleri” (Almanca:

Ausländervereine) statüsüdür. Kurucularının çoğunu AB vatandaşı olmayan

yerleşiklerin oluşturduğu derneklere bu statü verilir. Bu türdeki dernekler, genel

kısıtlamalara ek olarak, “Federal Almanya’nın siyasal irade oluşumunu ve kamu

düzenini zarara uğratacak veya tehdit edecek fiil işlemiş ya da hedef edinmiş olması”

halinde yasaklanabilir.3

2.2.2. Birlikler

Derneklerle ilgili bahsedilmesi gereken kavramlardan biri de “birlik"tir

(Almanca: Verband). Dernek hukuki bir formun adı iken, siyasi anlamıyla birlik,

2 Almanya Federal Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’na ait http://www.gesetze-im-

internet.de/bundesrecht/vereinsg/gesamt.pdf adresinden 04.08.2012 tarihinde alınmıştır. 3 a.g.e.

Page 36: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

23

üyelerinin ortak çıkarlarının savunuculuğunu yapan oluşumlara denir. Hemen hepsi

dernek olarak örgütlenmiş olan birlikler, karar alma süreçlerini üyeleri lehinde

etkilemeye çalışan; sendika, meslek-iş birlikleri, savunucu grupları/birlikleri gibi

teşkilatlardır. Almanya’da başlıca lobi örgütleri olarak görülürler ve tüm toplumsal

alanlarda faaldirler. Birliklerin başlıca faaliyet alanları; iş ve ekonomi, toplum ve

siyaset, boş zaman etkinlikleri ve kültür, eğitim ve bilim ile sağlık ve sosyal işler

olarak kategorize edilmiştir (Das Deutsche Verbände Forum, 2012).

Siyasi partilere üye olan vatandaşların görece az olduğu ülkede, dernek ya da

birliklere üyelik gayet yaygındır. Bu derneklerin beş bin kadarı gerçek anlamda

“çıkar grupları” (Almanca: Interessenverbaende) olarak siyasi hedefler gözetir ve

karar alıcılar üzerinde; doğrudan temas, medya, kamuoyu oluşturma gibi yollarla

baskı oluşturmaya çalışır (Pötzsch, 2009).

Lobicilik faaliyetlerini legalleştirmenin bir yolu olarak, Federal Meclis

Başkanı 1972 yılından bu yana bir “Lobi Listesi” yönetmektedir. Düzenli olarak

güncellenerek kamuoyuyla paylaşılan bu listeye kaydolan bölge-üstü birlikler,

prensip olarak, çıkarlarını Federal Meclis veya hükümet nezdinde savunma imkânına

sahiptir; ancak bu listede olmak bir hak ya da sorumluluk doğurmamaktadır

(Deutscher Bundestag, 2012a). Kuşkusuz bu liste tüm lobicileri kapsamamaktadır;

iki binden fazla çıkar grubu bu listede yer alırken, sadece Berlin’de 4.500 civarında

lobici dernek/birlik olduğu tahmin edilmektedir (Hoppe, 2008).

2.2.3. Vakıflar

Ülkede sivil toplum alanında görülen oluşumlardan diğer birini de vakıflar

teşkil eder. Ülkenin siyasetinde ve toplumsal yapısında önemli yere sahip olan

vakıfların kuruluş ve yönetim ve denetimleri nispeten daha sıkı ve karmaşık kurallara

bağlıdır. Başlıca Medeni Kanun’a ve eyaletlerin vakıf kanunlarına tabi olan vakıflar;

özel ya da tüzel kişiler, topluluklar ya da devlet birimleri tarafından çeşitli formlarda

kurulabilmektedir; hatta adlarında “vakıf” ibaresi geçen bazı kuruluşlar dernek

statüsündedir (Bundesverband Deutscher Stiftungen, 2012).

Vakıflar, hukuki durum açısından özel hukuka ya da kamu hukukuna tabi

olabilirler. Ülkede, tüzel kişiliğe sahip 18 bini aşkın özel hukuka tabi vakıf vardır.

Devlet tarafından kurulan vakıflar ise kamu hukukuna tabidir. Tüm vakıflar, üçüncü

Page 37: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

24

kişileri faaliyetlerinde desteklemek suretiyle “teşvik edici” olabilecekleri gibi,

doğrudan “operasyonel” de olabilirler (Lenk, 2011).

Bazı vakıflar sivil toplumun gelişimine katkı sağlamaya yönelik faaliyetlerde

bulunmaktadır. Örneğin Körber Vakfı, yaşlılar ve göçmen kökenliler üzerine

çalışmalar yaparken, Bertelsmann Vakfı toplumsal değişimi hedef edinmiştir. Robert

Bosch Vakfı ise vatandaşların demokratik katılımını teşvik edici çalışmalar yapmakta

(Lenk, 2011), bu amaçla STK’ları teşvik edici projeler gerçekleştirmektedir (BBE,

2011a).

Bu kuruluşların faaliyetlerine örnek gösterilebilecek bir girişim, Heinz

Nixdorf ve Bertelsmann Vakıflarınca gerçekleştirilen Avrupa Vatandaş Forumu’dur.

Vatandaş forumu şeklinde organize edilen proje kapsamında, Almanya’nın değişik

bölgelerinden farklı eğitim, iş, gelir durumlarında olan 361 kişi seçilmiş, bir hazırlık

sürecinden sonra AB’nin geleceğiyle ilgili çeşitli başlıklar altında gruplar halinde

toplantılar yapılmıştır. Federal Hükümetin desteklediği girişimin sonuçları

değerlendirilmek üzere AB makamlarına sunulmuştur. Projenin başlıca hedefi,

giderek kaybolan Avrupalılık fikrinin vatandaşların katkısıyla yeniden

canlandırılmasıdır. Bu proje, vatandaşların yönetime katılması amacıyla STK’ların

üstlendikleri rol bakımından örnek niteliğindedir (Bertelsmann Stiftung, 2009).

2.2.4. Siyasi Vakıflar

Almanya’da, “siyasi vakıflar” da önemli bir yere sahiptir. Hukuken bağımsız

olmakla birlikte, siyasi partilerin federal ya da eyalet düzeyindeki teşkilatlarına yakın

duran çok sayıda vakıf, bu partilere temel politik değerlerini ve argümanlarını

geliştirmede yardımcı olmaktadır. Federal Parlamento’da temsil edilen siyasi

partilere yakın vakıflar şunlardır (Andersen, 2003):

Sosyal Demokrat Parti (SPD): Friedrich Ebert Vakfı

Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU): Konrad Adenauer Vakfı

Bavyera Hıristiyan Sosyal Birliği (CSU): Hanns Seidel Vakfı

Liberal çizgideki Hür Demokrat Parti (FDP): Friedrich Naumann Vakfı

Birlik-Yeşiller (Almanca: Bündnisgrünen): Heinrich Böll Vakfı

Sol Parti (Almanca: Die Linke): Rosa-Luxemburg Vakfı

Bu vakıflardan sadece Friedrich Naumann Vakfı gerçekte vakıf statüsündedir,

Page 38: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

25

diğerleri ise kayıtlı derneklerdir. Çoğunun üye sayıları tüzükle sınırlandırılmış olup

40 ile 100 arasındadır, ancak ulusal ve uluslararası alanda faaliyet gösteren bu

kuruluşların her birinin 50 ile 600 arası çalışanı vardır. Başlıca faaliyetleri; politika

eğitimi vermek, siyasi ve sosyal alanlarda araştırmalar yayımlamak, bunun için

burslar vermek ve danışmanlık yapmak olarak özetlenebilecek olan bu vakıfların

uluslararası faaliyetleri için de birimleri mevcuttur. Neredeyse tamamen devlet

bütçesi tarafından finanse edilen bu kuruluşlar mali açıdan Parlamento ve Sayıştay

tarafından denetlenir (Andersen, 2003).

2.2.5. Kiliseler

Almanya’da ülke siyaseti üzerinde etkili kuruluşlardan bahsederken, ülkenin

sosyo-politik yapısında özel bir yere sahip olan kiliselere de değinmek gerekir. Başta

yönetim yapısı olmak üzere birçok açıdan sivil toplum kriterlerine uymayan

kiliselere, Almanya’daki herhangi bir STK’dan daha fazla kişi üyedir. Yıllar

içerisinde gerilemiş olmakla birlikte, halkın yaklaşık %60’ı Katolik ya da Protestan

Kilise’ye bağlıdır (Pötzsch, 2012).

Ülkede varlığı anayasal güvence altına alınmış olan kiliseler, sahip olduğu

kamu tüzel kişilik statüsü sayesinde devlet tarafından özel haklarla donatılmıştır.

Hali hazırda sıkı bir ilişki içerisinde olduğu devletin; hastane, anaokulu, okul, huzur

ve bakım evleri gibi sosyal görevlerinin bir kısmını üstlenen kilise cemaatleri için,

maliye idaresi eliyle “kilise vergisi” (Alm: Kirchensteuer) toplanmakta, bu

faaliyetlerin bazılarına doğrudan finansal destek sağlanmaktadır. Ayrıca okullarda

Hıristiyanlık din dersleri verme yetkisi de bu kuruluşlardadır (Pötzsch, 2012). Çok

sayıda üst düzey siyasetçi aynı zamanda kilise yönetimlerinde görev almaktadır ve

kiliselerin siyasette söz sahibi olması yönünde görüş bildirmektedir (Pro Christliches

Medienmagazin, 2012). Aynı şekilde, hükümetler de bu kuruluşların tarihten gelen

ağırlığını göz ardı etmemekte ve birçok siyasi konuda görüşlerine değer vermektedir

(BMI, 2012).

2.3. Almanya’da Siyasal Katılım

Federal Almanya, yerinden yönetim ilkesi gereği, vatandaşlarının yönetimde söz

Page 39: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

26

sahibi olmasını mümkün kılan özelliklere sahiptir. Federal seviyeden yerel seviyeye

artan yoğunlukta olmak üzere, vatandaşların siyasal karar alma süreçlerine

katılımını teşvik eden yasal düzenlemeler, bu alanda faaliyet gösteren çok sayıda

STK ve birçok uygulama örneği mevcuttur (Stiftung Mitarbeit, 2011a). Yurttaşların

siyasal katılımı başlıca; seçmenlik, partilere üyelik ve birlikte çalışma, seçimlerde

adaylık, dilekçe, münazara, toplantı ve gösteriler, şikâyet, vatandaş forumu,

vatandaş oylaması ve vatandaş katılımı başlıkları altında toplanabilir (BpB, 2009b).

2.3.1. Seçimler

Temsili demokrasiyi yönetim biçimi olarak belirleyen Federal Almanya’da,

vatandaşların Federal Meclisi dört yılda bir yenileme şansı bulunmakta, eyalet ve

belediyelerde de seçimler dört ya da beş yılda bir yapılmaktadır. Siyasal kararlara

etki açısından bakıldığında, siyasi partilere üye olarak partinin politikasını istediği

yönde etkilemeye çalışmak, seçimlere bağımsız aday olarak ya da parti kurarak

girmek olanakları mevcuttur. Bu, bireylerin ve grupların siyasal kararlara etki

etmesinin en doğrudan yoludur (BpB, 2009b).

Bununla birlikte, diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Almanya’da da siyasi

konulara ve seçimlere karşı ilgisizlik artmaktadır. 2009 yılında yapılan Federal

Parlamento seçimlerine katılım, %72 ile II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en düşük

düzeyde kalmıştır (Welt Online, 09.07.2009). Eyalet parlamentoları seçimlerinde bu

oranlar %50-60 seviyelerinde iken (Statistisches Bundesamt, 2012), 2012 yılında

gerçekleştirilen Stuttgart Belediye Başkanlığı seçimlerine katılım %46 civarında

olmuştur (Stuttgarter Zeitung, 21.10.2012). Diğer yandan, giderek farklılaşan

toplumda gruplaşmaların sayısında önemli artış yaşanmıştır. Üstelik bu grupların bir

kısmında, politik kararlara etki etme umudu olmadığından, toplumsal konulara

duyarsızlık ya da yıkıcı tepkiler görülmektedir. Toplumdaki bu değişim kendini

vatandaşların kararlara katılımı konusunda da göstermiştir. Katılım uzmanlaşarak

çeşitlenmiş; parti, kilise, sendika gibi klasik yöntemlere ek olarak, farklı şekillerde

gruplaşmalar, girişimler ve örgütlenmeler kendilerine yer bulmuştur (Stiftung

Mitarbeit, 2011a).

Page 40: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

27

2.3.2. Doğrudan Demokrasi Yolları

Federal düzeyde açık bir üstünlüğe sahip olan temsili demokrasiye karşılık,

eyaletlerde doğrudan demokrasiyle ilgili bazı araçlar anayasal düzeyde belirlenmiştir.

Örneğin, sivil toplumun bir hareketi olarak, belirli sayıya ulaşan bir “halk inisiyatifi”

(Almanca: Volksinitiative), bir yasanın eyalet parlamentosu tarafından

değerlendirmeye alınması talebinde bulunabilir. Daha geniş bir kitleyi temsil eden

“halk talebi” (Almanca: Volksbegehren) ise aynı yöntemle bir yasanın karara

bağlanmasını talep edebilir. Parlamento halkın bu talebini gerçekleştirmediği

takdirde son olarak çoğunluk oyuyla yasanın karara bağlanacağı “halk oylaması”

(Almanca: Volksentscheid) gerçekleştirilir (Hintereder, 2011).

Bu girişimlere örnek olarak, Bavyera Eyaleti’nde Serbest Seçmenler

(Almanca: Freie Waehler) adlı siyasi oluşumun üniversite harçlarının kaldırılması

konusunda başlattığı halk talebi kampanyası gösterilebilir. Kampanyada, eyalette

başvuru için alt sınır olan 25 bin imza aşılmış ve halk talebi eyalet parlamentosuna

sunulmuştur (Süddeutsche, 04.04.2012). Bu noktadan sonra, söz konusu talebi

gündemine almak durumunda olan Parlamento, talep hakkında kabul ya da ret kararı

verebilecektir; ancak ret durumunda vatandaşlar bu defa halk oylaması için girişim

başlatabilecektir.

Benzeri süreçler yerel yönetimler düzeyinde de yaşanmaktadır; yalnız, yerel

düzeyde halk talebi yerine “vatandaş talebi” (Almanca: Bürgerbegehren), halk

oylaması yerine de “vatandaş oylaması” (Almanca: Bürgerentscheid) kavramları

kullanılır. Vatandaşların yönetime katılımı en yoğun bu düzeyde gerçekleşmektedir:

Ülkenin tüm ilçe ve belediyelerinde yılda yaklaşık 300 vatandaş talebi

gerçekleşmektedir (Mehr Demokratie e.V., 2012).

Esasında, ülkede vatandaşların karar alma mekanizmalarına en yakın olduğu

karar alıcı seviyesi de – yönetim kademelerine yakınlık sebebiyle – yerel

yönetimlerdir. Nitekim Almanya’daki her eyaletin yerel yönetim mevzuatında bunun

için çeşitli yollar öngörülmüştür. Bunlar arasında, vatandaş toplantıları, muhit sakini

toplantıları, yöneticilerin halkla görüşmeleri için periyodik randevu sistemi ve

uzmanlık gerektiren bazı alanlarda konuya hâkim vatandaşların komisyonlarda

uzman olarak değerlendirilmesi gibi uygulamalar vardır (Wegweiser

Bürgergesellschaft, 2011a).

Page 41: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

28

Ülkede dernekler, birlikler, çatı birlikleri, vakıflar, çeşitli sosyal hareket ve

inisiyatifler demokrasiye sivillerin katılımı için uygun ve geniş bir alan meydana

getirir (BBE, 2011b). Kendi üyelerinin veya temsil ettikleri kitlelerin hakları için

mücadele veren bu oluşumlardan başka, sadece halkın yönetime katılmasını teşvik

etmek amacıyla faaliyet gösteren çok sayıda sivil toplum örgütü de vardır. Bu

kuruluşlar, vatandaşları bilinçlendirme ve teşvik çalışmalarında bulunmakta, bu tür

doğrudan katılım girişimlerine tüm yönetim düzeylerinde destek vermekte, bazı

girişimlere öncülük etmekte ve tüm bu konularla ilgili istatistik tutmaktadır. (Mehr

Demokratie e.V., 2012).

2.3.3. Bir Katılım Aracı Olarak İnternet

Son yıllarda, iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve özellikle internetin

toplumsal bir etkileşim ve iletişim aracı haline gelmesiyle, siyasal katılım hem

sayısal olarak artmış, hem de yöntemlerde çeşitlilik sağlanmıştır (Stiftung Mitarbeit,

2011b). Bunlar arasında, oluşan gündeme göre sosyal paylaşım sitelerinde

örgütlenmek, yetkili birimlere toplu e-posta göndermek gibi sivil toplum tarafından

gelişen hareketler önemli bir yere sahiptir. Bu hareketlere örnek olarak, Foodwatch

isimli sivil bir derneğin 2012 yılında başlattığı bir kampanya gösterilebilir. Dernek,

bazı bitkisel gıda ürünlerinde hayvansal katkı maddelerinin tüketicilere bildirilmeden

kullanıldığının ortaya çıkması üzerine, özellikle vejetaryen tüketicilerin aldatıldığını

iddia etmiş, yetkili Bakana gönderilmek üzere bir e-posta kampanyası başlatmıştır

(Foodwatch, 2012a).

Diğer yandan, karar alıcılar da interneti giderek artan sıklıkla kullanmaktadır;

başta yerel seviyede olmak üzere hemen hemen tüm yönetim birimleri, internet

üzerinden anket vb. enstrümanları periyodik olarak kullanmakta, örneğin bütçenin

hazırlanması gibi önemli konularda seçmenlerinin görüşlerine başvurarak yönetim

sorumluluğunu onlarla paylaşmaktadır (Thomas Hoebel, 2008). “E-katılım”

(Almanca: e-Partizipation) olarak da adlandırılan bu yöntemler Almanya’nın küçük

belediyelerinde dahi başarıyla uygulanmaktadır (StadtRödermark, 2012).

2.3.4. Diğer Katılım Yolları

Siyasal katılımın en klasik yollarından biri toplantı veya yürüyüş

Page 42: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

29

düzenlemektir. Toplumun taleplerini barışçıl yolla duyurmak amacıyla toplanması

Federal Almanya’da anayasal güvence altına alınmışken, gösteri yapılması ise,

emniyet makamlarından önceden izin alınması gibi bazı koşullara bağlanmıştır (BpB,

2009b).

Yine anayasal güvence verilen dilekçe hakkı ile herkes yetkili makamlara

taleplerini iletebilmektedir. Bunun için Federal Parlamento’da kurulan Dilekçe

Komisyonu (Almanca: Petitionsausschuss), yapılan başvuruları çeşitli kurallar

dâhilinde değerlendirmekte ve meclisin gündemine taşımaktadır (BpB, 2009b).

Bireysel ya da imza toplamak suretiyle toplu halde verilebilen dilekçe, yazılı olduğu

gibi internet üzerinden de komisyona iletilebilmektedir ve bir dilekçe için toplanan

imza sayısı 50.000’i aşmışsa, o dilekçe sahiplerinden bir temsilci talep ya da

şikâyetini dile getirmek üzere komisyona davet edilir (Deutscher Bundestag, 2012b).

Halkın taleplerini dile getirmesinin ya da daha doğru bir ifadeyle belirli bir

konuda ortak görüşe ulaşılmasının yollarından biri de “vatandaş forumu”dur

(Almanca: Bürgerforum). Bu yöntem, kısaca, tesadüfen seçilen 20-25 kişinin,

gündeme alınan konuyla ilgili bilgilendirilmesi ve görüşlerinin alınması üzerine

kuruludur. Katılımcıların tesadüfen seçilmesindeki amaç, politikaya fazlasıyla ilgi

gösteren kesimlerin siyasal karar vericiler üzerindeki ağırlıklarının kırılmasıdır.

Genellikle yerel yönetimler ve eyaletler bazında ilgili konularda başvurulan bu

yöntem, federal düzeyde ise ilk kez 1980’lerin başında hükümetin enerji politikasının

belirlenmesinde kullanılmıştır (Stiftung Mitarbeit, 2011a).

Tüm bu katılım yollarının dışında, zaman zaman siyasi iktidarların inisiyatif

alarak başlattıkları girişimler de toplumun karar mekanizmalarına seslerini

duyurmalarını sağlar. Bunlar arasında, Federal Başbakanlığın kampanyası olan

“Almanya'nın Geleceği Üzerine Diyalog” projesi yerinde bir örnektir. Proje

kapsamında bir internet sitesi oluşturulmuş, vatandaşlardan, ülkenin geleceğiyle ilgili

önerilerini bu siteye bildirmeleri istenmiş, bunlar arasında halk tarafından en çok oy

verilen ilk on önerinin sahipleri bu önerilerini Başbakanla tartışma imkânına

kavuşmuştur (Die Bundeskanzlerin, 2012).

2.3.5. Göçmen Arka Planına Sahip Olanlar için Katılım Yolları

Federal Almanya, vatandaşlarının yanı sıra, ülkede yaşayan göçmenlerin ve

Page 43: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

30

dini grupların siyasi süreçlere katılımına olanak sağlamak amacıyla çeşitli

mekanizmalar kurmuştur. Bunlar arasında en kurumsallaşmış olanı, neredeyse tüm

ilçelerde bulunan “yabancılar ya da uyum komisyonları”dır (Almanca:

Auslaenderbeirat ya da Migrationsbeirat). Başlangıçta, ilçelerdeki yabancıların

isteklerini duyurması amacıyla yabancılar komisyonu olarak kurulan bu

yapılanmaların kapsamı, ilerleyen yıllarda, tüm göçmenlerin çıkarlarını dikkate

almak amacıyla, vatandaşlığa kabul edilen kişileri de alacak şekilde genişletilmiştir.

Üyelerin seçimi de, temsil edilen gruba göre yabancılar ya da tüm göçmenler

tarafından yapılır (Federal Göç ve Mülteciler Dairesi, 2011). Ancak, seçim yöntemi

eyaletlere göre farklılık da gösterebilmektedir: Bir şehir eyaleti olan Berlin’de seçme

hakkı, belli şartları yerine getiren derneklere tanınmıştır (Berlin.de, 2012).

Federal Göçmen ve Mülteci Dairesi, yabancılar ya da uyum komisyonlarının

görevlerini şu şekilde özetlemektedir: “Bu komisyonlar ilçe ya da belediye

meclislerine göçmenler ve uyum konusuyla ilgili tüm konularda danışmanlık yapar.

Birçok ilçede başvuru ve söz hakları vardır. Uyum çalışmaları için fikirleri ve

atılımları ele alabilir ve eylem ihtiyacına dikkat çekebilir. Bunun ötesinde

göçmenlere örneğin sosyal, kültürel ve iltica hukuku meseleleri gibi tüm önemli

konularda yardım ederler” (Berlin.de, 2012). Bununla birlikte, bu oluşumların sadece

tavsiye organı niteliğinde oldukları için ciddi hiçbir meselenin hallinde yaptırım

güçleri olmadığı yönünde eleştiriler de kamuoyunda sıklıkla dile getirilmektedir.

Ayrıca, komisyon seçimlerine göçmenlerin ilgisi de düşük düzeydedir (ATİB, 2010).

Uyum ve yabancılar komisyonları birçok eyalette çalışma grupları halinde

birleşmiştir. Bu oluşumlar eyalet düzeyinde bazı haklar elde etmiştir: Örneğin,

Kuzey Ren-Vestfalya yönetimi, “uyum görevlerinin yerine getirilmesi”nde Eyalet

Uyum Konseyi’nin görüşlerine başvurmak durumundadır (LAGA-NRW, 2012).

Berlin’deki Uyum Konseyi ise, örneğin, Berlin-Brandenburg Yayın Kurulu’na bir

üye göndermektedir (Rundfunk Berlin-Brandenburg, 2011).

Bu tür yapılanmaların federal düzeydeki benzeri ise Federal Uyum Danışma

Kurulu’dur. Göçmenlerle Alman devleti arasındaki diyaloğun geliştirilmesi amacıyla

Federal hükümet tarafından 2011 yılında oluşturulan bu kurul, göçmen örgütleri,

sendika, kilise, spor kulübü gibi kuruluşların temsilcileri ile uzmanlardan oluşur ve

Federal Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı’na danışmanlık yapmakla

görevlendirilmiştir. Bu oluşumla ilgili, sembolik anlamdan öteye gidemeyeceği

Page 44: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

31

yönünde eleştiriler vardır (Deutsche Welle Türkçe, 24.05.2011).

Yine federal hükümetin inisiyatifi sonucunda, Almanya'da yaşayan

Müslümanlar ile devlet arasında bir iletişim platformu oluşturmak amacıyla Alman

İslam Konferansı oluşturulmuştur. 2006 yılında kurulan bu platforma, uzmanların

yanı sıra, ülkedeki birçok Müslüman çatı örgütünün temsilcileri katılmaktadır

(Federal Göç ve Mülteciler Dairesi, 2012). Bazı eyaletlerde de dini grupların

temsilcileriyle toplantılar gerçekleştirilmektedir (Sabah Avrupa, 25.11.2011).

Page 45: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

32

3. Almanya’daki Türkler

3.1. Genel Bilgiler

Federal Almanya İstatistik Dairesi’nin verilerine göre, 2011 yılında ülkedeki

81,75 milyonluk nüfusun 15,7 milyonu, başka bir ifadeyle %19,3’ü ailesinde göçmen

arka planına sahiptir. Bunlar arasında en büyük grubu oluşturan Türklerin nüfusu ise

2,96 milyondur (DESTATIS, 2012a: 140-141). Bunlardan 1,6 milyonu halen Türk

pasaportu taşımaktadır DESTATIS, 2012b). Öte yandan, Türkler arasında Alman

vatandaşlığına geçiş yıllardır devam etmektedir; 2011 yılında da 28 bin Türk Alman

pasaportu almıştır (DESTATIS, 2012c. Vatandaşlığa geçen Türklerin sayısı artmaya

devam edecektir, çünkü çifte vatandaşlığın Türklere yasak olduğu ülkede 2000

yılından beri uygulanmakta olan “Opsiyon Modeli” sonucunda, Türk gençlerinin

%98’i, 23 yaşına geldiklerinde herhangi bir başvuru yapmaya gerek kalmadan Alman

vatandaşı olmaktadır (Sabah Avrupa, 23.06.2012).

2009 yılı rakamlarıyla, Almanya’daki Türklerin %40’ı bu ülkede doğmuştur.

(Hanrath) Ülkenin yaş ortalamasının hayli altında bir ortalamaya sahip olan Türk

nüfus arasında okul öncesi ya da okul çağında olanların sayısı 900 bin civarındadır.

Eğitimle ilgili diğer rakamlara bakıldığında, 600 binden fazla Türk’ün Realschule

denilen ikinci kademe ya da daha üst okullardan mezun olduğu görülmektedir

(DESTATIS, 2012a: 140-141).

Almanya’daki Türkler arasındaki işsizlik oranı, %13 civarındadır. 580 bin

işçi ve 420 bin büro çalışanına karşılık, devlet dairelerinde memur olarak çalışanların

sayısı 6 bindir. Türkler arasında kendi işini yapanların sayısı 90 bini aşmıştır

(DESTATIS, 2012a: 280, 281), ancak bunların çoğunluğu bireysel ya da aile

çapındaki küçük işletmelerdir ve ekonomik açıdan kendi kendilerine ancak

yetmektedir (Şen, 2012).

Page 46: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

33

Tablo 2. Almanya’daki Türkler ve Çalışma Hayatı (Bin)

Çalışma

Çağında İşsiz

Toplam

Çalışan

Kendi

Hesabına

Çalışan

Memur Büro

Çalışanı İşçi

1273 169 1.104 92 6 420 581

Kaynak: DESTATIS, Bevölkerung und Erwerbstätigkeit, Bevölkerung mit

Migrationshintergrund, Statistisches Bundesamt, Wiesbaden, 2012, S. 280-281.

Bununla birlikte, son dönemde eğitimli kesimdeki sayısal artış gözden

kaçırılmamalıdır. Ülkede medya, edebiyat, müzik, sinema, spor ve siyaset

alanlarında önemli yer edinmiş Türk asıllı şahsiyetlere rastlanmaktadır ve bu kişilerin

sayısının yeni nesillerle birlikte ivme kazanması beklenmektedir.

3.2. 1960 Sonrasında Almanya’daki Türk Toplumunun Tarihi Seyri

Almanya’daki Türklerin ve Türk sivil toplumunun bugününü anlamak için

Türklerin bu ülkedeki geçmişine bakmakta fayda vardır. 1961 ile 1973 yılları

arasındaki dönemde Türkiye’den Almanya’ya işgücü oluşturmak amacıyla göç

edenlerin sayısı yaklaşık 865.000 olmuştur. O dönemde ülkedeki Türk varlığı,

çoğunlukla erkek işçilerden oluşmaktaydı (Başkurt, 2009). Genelde fabrika

lojmanlarında kalmakta, yabancılık çektikleri bu ülkede, kültür adacıkları oluşturarak

günlük hayatlarını sürdürmekte, ortak barınma mekânlarında çay sohbetleri

yapmakta veya mesailerinin ardından tren istasyonları civarında toplanmaktaydılar

(Adıgüzel, 2011: 51-54). Aslında, her ne kadar dışa kapalı da olsa, sivil toplum

tanımlarına bir kez daha bakıldığında, kendi aralarında anlaşarak bir ortak yaşam

alanı kurulmuş olması nedeniyle (Çaha, 2005: 15), Türklerin daha o günlerde bir

sivil toplum oluşturduğu söylenebilir.

Bu dönemdeki Türklerin eğitim düzeyinin orta eğitim seviyesinde ve nitelikli

işçi kategorisinde olduğu bazı kaynaklarda ifade edilmekle birlikte (Başkurt, 2009),

DPT tarafından 1963 yılında yapılan bir araştırmada, ülkedeki Türk işçilerin

Page 47: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

34

%71’inin okur-yazar olmadığı, %80’inin de kırsal kesimden geldiğin ortaya

konmuştur (Adıgüzel, 2011: 50). Buna karşılık, o dönemdeki ilk sivil toplum

kuruluşu örgütlenmesi, dönemin sosyal hareketlerine de uygun olarak, bir işçi

dayanışma derneğidir. Bunu takip eden on yıl boyunca spor, eğlence ya da ibadet

amaçlı yerel girişimler gerçekleşmiştir (Adıgüzel, 2011: 60,61). Daha sonra oluşacak

büyük sivil teşkilatlanmaların çoğunun temelleri de bu dönemde atılmıştır.

Türk toplumundaki ilk büyük dönüşüm, 1973 yılında Alman hükümetinin işçi

alımını durdurması ve 1975 yılında çocuk bakım parasında değişikliğe gitmesiyle

başlamıştır. Bu karar sonucunda Türk işçiler eşlerini ve çocuklarını da getirmeye

başlamış, bir yandan ülkedeki Türklerin sayısı artarken diğer yandan nüfus profili

kadınlar ve çocuklar lehine değişmiştir. Bu yeni durum yeni ihtiyaçları beraberinde

getirmiş; özellikle çocukların bu yabancı ülkede kendi kültürlerini unutmamaları

amacıyla gerçekleştirilen -çoğu dini nitelikteki- faaliyetler öncelik kazanmıştır. Aynı

dönemde Türkiye’de siyasi alanda artan kutuplaşmalar Almanya’daki Türkler

arasında da toplumsal ayrışmalara yol açmış, 1980 yılında Türkiye’de

gerçekleştirilen askeri darbe ise, Almanya’ya siyasi sebeplerle göçlerin ve

dolayısıyla kutuplaşmaların artmasına sebep olmuştur (Adıgüzel, 2011: 63-66). Aile

birleşimi ve siyasi konular başlıca nedenler olmak üzere, 1974-83 arasındaki on

yıllık süreçte Almanya’ya göç edenlerin sayısı 1.150.000’i bulmuştur (Başkurt,

2009). Tüm bu önemli gelişmeler sonucunda, 1970’ler, bugün varlıklarını federasyon

olarak sürdüren büyük STK’ların çoğunun kurulduğu dönem olmuştur (Adıgüzel,

2011: 63-66).

Türk sivil toplum hareketlerinin çerçevesini belirleyen bir başka unsur,

Almanya’da kalıcı olunduğunun geç farkına varılmasıyla ilgilidir. Alman

hükümetlerinin Türkleri uzun süre geçici olarak addetmesi, bu toplumda gelecek

perspektifi oluşmasını engellemiş, bu tutum sivil yapılanmalara yansımıştır.

Dolayısıyla, başlangıç dönemlerinde, Türkiye eksenli anlayış hâkim olmuş, vatana

geri dönüleceği beklentisiyle, Türkiye gündemi daha çok takip edilmiş, derneklerde

genelde günlük ihtiyaçlar giderilmeye çalışılmıştır (Üçüncü, 2012). Ülkede kalıcı

olunduğu Alman devleti ile Türk toplumunun büyük kesimi tarafından ancak

1990’larda fark edilmiş, 70’li ve 80’li yıllarda başlamış olan ihtiyaç algısı değişimi

de bu dönemde giderek hızlanmıştır. Bunlara ilaveten, özellikle 1990 sonrası

Page 48: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

35

dönemde, Almanya’da yetişen gençlerin bir bölümünün eşlerini Türkiye’den

getirmesi, aslında yeni bir göç süreci olarak değerlendirilmektedir (Kolat, 2002). Bu

süreçle gelen grup, uzun süre, hali hazırda ülkede bulunan Türklerden farklı

algılamalara ve beklentilere sahip olmuştur. Öyle ki, bu durum akademik

araştırmalar da yansımıştır ve bugün Türk toplumu üzerine yapılan araştırmalarda,

mevcut üç kuşağa ek olarak “evlilik göçmenleri” (Almanca: Heiratsmigranten) grubu

incelenmektedir (Sauer, 2012: 17).

Tüm bu etkenlerin sonucunda, ilk dönemlerde genel olarak homojen bir

yapıda bulunan Türk işçi göçmenlerinin yerini bugün içinde çok farklı özellikleri

bulunduran bir Türk toplumu almıştır. Türkler, bir yandan, Alman sosyal hayatının

her alanına girmiş, diğer yandan “Türkiye kaynaklı basın-yayından camilere,

marketlerden sarrafa, diskoteklerden kültür derneklerine kadar hemen her alanda

kendilerine özgü bir dünya” da oluşturmuştur (Başkurt, 2009).

3.3. Almanya’da Türklere Yaklaşım

Almanya’daki Türk toplumunun ülke toplumuyla ilişkileri ve siyasal katılım

faaliyetleri gibi konularda daha isabetli değerlendirmeler yapabilmek için, bu ülkede

Türklere yaklaşımın nasıl olduğunun daha iyi anlaşılmasında fayda vardır. Zira

Türklerin Almanya’yla ilgili algıları ve katılımla ilgili davranışları bundan fazlasıyla

etkilenmiştir.

3.3.1. Alman Siyasetinin Türklere Yaklaşımının Tarihi Seyri

Alman siyaseti, 1950’lilerden itibaren ülkeye 30 milyon insanın geldiğini ve

bunların 22 milyonunun geri döndüğünü on yıllarca göz ardı etmiştir (Detsch, 2009).

Bu anlayış, ülkeye 1960’lardan itibaren gelmeye başlayan Türkleri de etkilemiş,

uzun süre “misafir işçi” tanımlamasıyla geçici olarak addedilmelerine yol açmıştır.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra ülkeye işçi olarak gelenlerin hukuki durumları,

1965 yılında çıkarılan Yabancılar Kanunu’yla yeniden düzenlenmiştir. Ancak,

kanun, işçi olarak Almanya’da bulunanlar ile diğer yabancılar arasında bir ayrım

yapmamıştır. Bu kanunda, çalışma ve oturma izinleri konusunda idareye çok geniş

Page 49: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

36

takdir yetkisi tanınmış, başta süre kısıtlamaları olmak üzere, önemli sınırlamalar söz

konusu olmuştur. Oturma sürelerindeki bu takdiri sınırlama imkânı, bu ülkedeki

“yabancıların huzur içinde yaşamalarına da set çekmiştir” (Ansay, 1974).

Vatandaşlıkla ilgi düzenlemeler de konunun diğer önemli bir boyutunu teşkil

etmektedir. Kan bağı ilkesine dayanan eski vatandaşlık yasası 2000 yılıyla birlikte

değiştirilmiştir. Vatandaşlığa geçişleri kolaylaştırma iddiası taşıyan bu yeni yasayla

Türklerin çifte vatandaş olma imkânının önü kapatılmıştır (Zaman Gazetesi,

22.05.1999). Bu yeni yasa, Türklerde Alman vatandaşlığına geçme isteğinin

azalmasına yol açmış, bu durum rakamlara da yansımıştır.

Öte yandan, ülkedeki göçmenliği bir bütün olarak kapsayan ilk göç yasası da,

zorlu bir sürecin ardından, çeşitli önemli sorunlarıyla birlikte, ancak 2005 yılında

çıkabilmiştir. Göçmenlerin uyumuyla ilgili hükümler de içeren bu yasa, daha sonra

değişikliğe uğrayarak –o dönemki muhalefet partilerine ve göçmen örgütlerine göre–

sertleştirilmiştir (Detsch, 2009).

Bu süreç genel olarak değerlendirildiğinde, Alman siyasetindeki hâkim

kültürün göçmenleri uzun süre görmezden geldiği ve kısıtlamalara tabi tuttuğu

görülmektedir. Bu yaklaşımın ve sonucunda oluşturulan kanunların da etkisiyle

Türkler, ülkedeki 50 yıllık geçmişlerini, önce uzun süre misafir işçi, sonra göçmen

olarak yaşamış, vatandaş algısına ise, halen devam eden sorunlarıyla birlikte, çok

sonraları kavuşmuştur. Almanya’da kalıcı olma duygusunu uzun süre edinemeyen bu

toplum, ülkede bir gelecek perspektifi oluşturmakta zorlanmıştır. Bu da, siyasal

katılım faaliyetlerinin başlamasını ve gelişmesini olumsuz etkilemiştir.

3.3.2. Karar Alıcıların ve Siyasetin Türklere Yaklaşımında Bugün

Almanya’da karar alıcılar ile siyaset ve sivil toplum alanlarında etkili kişilerin

Türklere ve Türk sivil toplum temsilcilerine bugünkü yaklaşımları birkaç boyutta

incelenebilir.

Esasen, ülkede göçmenlerin siyasal katılımının istenen seviyede olmadığı,

büyük şehirlerin belediye meclislerinde göçmen arka planına sahip üyelerin mevcut

nüfuslarına göre hayli düşük olan oranıyla kendini göstermektedir (Sinanoğlu, 2011:

Page 50: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

37

5-7). Alman siyasetinde yükselmenin neredeyse ön şartlarından biri olan yerel

alandaki bu eksikliğin kaynağında, siyasi partilerin Türk politikacılara bakışı önemi

bir yere sahiptir.

Konuya bu açıdan bakıldığında, siyasi yelpazenin solundaki partilerin sağda

bulunan partilere göre Türk politikacılara nispeten sıcak davrandığı, bu partilerde

milletvekillik, parti eşbaşkanlığı ya da eyalet bakanlığı gibi üst düzey görevlerde yer

alan Türk siyasilerin olduğu görülmektedir. 2009 seçimlerinde Federal Meclis’e

giren 5 Türk milletvekilinin dördünün sol eğilimli partilerden olması, muhafazakâr

eğilime sahip CDU’dan ise bugüne hiçbir Türk’ün seçilememiş olması bunun bir

göstergesidir (Sahilyol, 2011). Uzun süredir bu partide yer alan fakat KRV Eyaleti

Başbakanının desteğine rağmen eyalet meclisine iki kez seçilemeyen Bülent Arslan,

Türklerin muhafazakâr partilerde yükselişine parti tabanlarının engel olduğu

düşünmektedir (Orde, 2009). Aynı şekilde, aynı parti bünyesindeki Aşağı Saksonya

Eyalet Hükümeti’nde bakanlık görevi üstlenen ve Almanya tarihinin ilk Türk asıllı

eyalet bakanı olan Aygül Özkan da, partisinin tabanı tarafından sıkça olumsuz

tepkilere maruz kalmaktadır (Sahilyol, 2011).

Öte yandan, Türk siyasetçilere karşı bu sert tutumun sadece parti tabanlarıyla

sınırlı kalmadığı ve bizzat siyasetçiler tarafından da gösterildiği şeklinde

yorumlanabilecek vakalar da gerçekleşmektedir. Baden-Württemberg Eyaleti’nde

Uyum Bakanlığı görevine sosyal demokrat çizgideki SPD saflarından atanan Bilkay

Öney’in, çoğunluğu sağ partilerin vekillerince verilen çok sayıda soru önergesiyle

karşı karşıya bırakılması bu husus hakkında yerinde bir örnektir (Hürriyet Avrupa,

04.03.2012).

Alman karar alıcıların ve etkili kişilerin Türklere karşı olumsuz tutumlarının

sivil toplum faaliyetlerinde de sık görüldüğü yönünde görüşler yaygındır. TAM’ın

verilerine göre, Almanya’da çok sayıda göçmen, Alman örgütlerinin kendilerine açık

olmadığını düşünmektedir (TAM, 2011). Bu minvalde, STK’ların ortak çalışma

yapmaları konusunda da benzer görüş dile getirilmekte, çok kültürlü etkinliklere

katılım konusunda göçmen dernekleri teşvik edilirken, diğer bazı etkinliklerin ise,

görünürde bir engel olmamasına rağmen “Almanların kendi aralarında” yapılmasının

tercih edildiği ve göçmen derneklerinin bunlara davet edilmedikleri belirtilmektedir

Page 51: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

38

(Başyıldız, 2012).

Alman siyaseti için, Türkler aynı zamanda potansiyel birer seçmendir. Ülkede

62 milyon seçmen olduğu göz önüne alındığında (BpB, 2010), Türk asıllı seçmenler

600 bini aşkın sayısıyla, bunun yaklaşık %1’ini oluşturmaktadır ve bu sayının ve

oranın giderek artması beklenmektedir. Üstelik bazı şehir ve eyaletlerde nüfus

içindeki oranları nispeten yüksek olan Türk asıllı Alman vatandaşları, bu

düzeylerdeki seçimlerde belirleyici olma potansiyeline sahip olabilmektedir. Bunu

fark etmeye başlayan Alman siyasetçiler, seçim dönemlerinde Türk esnafları oy

kazanma amacıyla ziyaret etmekte (Deutsche Welle Türkçe, 04.05.2012), Türk

derneklerinde aday tanıtım programları düzenlemektedir (Avrupa Sabah,

12.06.2012). Ayrıca, bazı eyaletlerde göçmen arka planına sahip olanlar için Alman

vatandaşlığına geçiş kampanyaları organize edilmekte, böylece, bu kişilerin

vatandaşlığa geçmek suretiyle, oy kullanma ve diğer birçok siyasal katılım

yollarından faydalanması hedeflenmektedir (Ministerium für Integration Baden-

Württemberg, 2012).

Aslında Alman siyaset çevreleri de göçmen arka planına sahip olanların

oyları konusunu uzun süre ihmal etmiştir. Mannheim Üniversitesi’nden seçim

araştırmaları konusunda uzman Dr. Andreas Wüst, tüm seçmenler içerisinde %9’luk

orana sahip göçmen asıllıların, 2009 yılı itibariyle halen seçim araştırmalarının

standart konusu olmamasının anlaşılamaz olduğunu ifade etmektedir. Wüst, bu

yüzden, –Türk ya da diğer grupların– seçimlere katılım seviyeleri hakkında güvenilir

bir beyanda bulunulamayacağını belirtmektedir (Wüst, 2009).

Almanya’da karar alıcıların göçmenlere yaklaşımlarında önemli bir husus da,

göçmen kökenlilerle iletişim sağlamak amacıyla kurulan uyum meclisi, yuvarlak

masa toplantıları gibi oluşumlarda bu karar alıcıların yaklaşımıdır. Çoğunlukla

danışma işlevinden öteye gidemeyen bu oluşumlardan federal düzeyde olanlar,

federal hükümetin yaklaşımında sorunlar olduğu gerekçesiyle; Federal Uyum

Konseyi’nde olduğu gibi ciddi eleştirilerle karşılaşmakta (Zaman Avrupa,

14.11.2011) ya da İçişleri Bakanlığı’nca oluşturulan Güvenlik İçin İşbirliği

İnisiyatifi’nde olduğu gibi, tamamen akim kalmaktadır (Dere, 2012b). Eyalet

düzeyindeki oluşumlar ise yine genelde karar alıcıların tutumları sonucunda

Page 52: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

39

şekillenmektedir ve genel olarak bakıldığında, siyasi yelpazenin solundaki partilerin

göçmenlere nispeten olumlu yaklaştıkları görülmektedir (Altuntaş, 2012).

Göçmen arka planına sahip olanların en fazla siyasal katılım sağladığı düzey

olan yerel yönetimlerde ise, kendileriyle ilgili alınacak kararlar öncesi bilgi ve görüş

paylaşımı sıklığı da nispeten fazladır. Uyum meclisleri, bilgilendirme programları ve

benzeri uygulamalar sayesinde, ortaya çıkacak sonuçlardan doğacak sorumlulukların

yükünün yerel yönetimlerden göçmenlere doğru kısmen kaydırılması

hedeflenmektedir. Bu amaçla, belediyelerde göçmen grupları içinden “uyum

sorumluları” (Almanca: Integrationsbeauftragte) atanmakta, izleyecekleri yollarla

ilgili tavsiyeler içeren çalışmalar yayınlanmaktadır (Behrendt, 2010).

Alman siyasetinin Türkleri muhatap alması hususunda gözden kaçırılmaması

gereken nokta, Türklerin, siyasal katılımın adeta ön şartı olan vatandaşlığa geçme

konusundaki isteksizliklerini bir kenara bırakmalarıdır. Aksi takdirde, seçme-seçilme

hakkı olmadığında, Alman siyasi çevrelerinin yaklaşımı da ister istemez dar bir

çerçevede ve yüzeysel kalacaktır (Başyıldız, 2012).

3.3.3. Medyada Türklere Yaklaşım

Konuyla ilgili bir başka boyut da, kamuoyunu ve karar alıcıları etkileme gücü

sebebiyle önemli bir konuma sahip olan medyanın Türklere yaklaşımıyla ilgilidir.

Gazeteci Ahmet Külahçı’ya göre, Alman medyasında kolaycılık tercih edilerek

Türklerle ilgili olumsuz genellemeler yaygındır. 1969, 1985 ve 1995’te değişik

akademisyenlerce yapılan araştırmalar, Türklerle ilgili haberlerin önemli kısmının bu

yönde olduğunu göstermiştir. Üstelik 11 Eylül saldırılarının ardından Türklerin

Müslüman kimlikleri de bu olumsuzluğu artırıcı yönde kullanılmış, hatta

Müslümanlarla ilgili bazı müspet bilgilerin medyada aksi yönde çarpıtılarak yer

aldığı görülmüştür (Külahçı, 2011). Medyadaki bu genel tavır, Almanya

kamuoyunun Türkler hakkında olumsuz intiba edinmelerine ve karar alıcıların

Türklere olumsuz yaklaşmalarına yol açabilmektedir. Bu durumdan kurtulmak için,

farklı yönlerdeki başarıların ve topluma katkı sağlayan girişimlerin artarak medyada

gündeme gelmesi ve böylece “ezber bozulması” gerekmektedir (IGMG, 2012a).

Page 53: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

40

3.3.4. Alman Toplumu ve Türkler

Alman toplumunun Türklere yaklaşımına bakıldığında, genel olarak, karar

alıcılar, siyasiler ve medyanın tutumuyla paralel bir seyir izlediği görülmektedir.

Berlin Humboldt Üniversitesi’nden Nevim Çil’e göre, 1990’da iki Almanya’nın

birleşmesiyle oluşan anlayış, toplum algısını, Türkleri olumsuz etkileyecek şekilde

değiştirmiştir. 1991 Mölln, 1993 Solingen ve benzeri ırkçı saldırılarla en acı şekilde

somutlaşan ve bugün de etkilerini sürdüren bu değişim, Türklerin kendilerini rahat ve

özgüven içinde hissetmelerinin önünde engel olmuştur (Akyol, 2011).

Die Zeit Gazetesi adına 2008 yılında yapılan bir saha çalışmasına göre4,

Türklerin üçte ikisi, ailesinin bu ülkeye gelmesinden memnun olduklarını

belirtmekte, ancak, yarısı bu ülkede istenmediğini halen hissetmektedir. Araştırmada,

Türklerin büyük çoğunluğunun, özelliklerinin daha fazla dikkate alınmasını arzu

ettikleri de ortaya çıkmıştır (Akyol, 2011). Benzer bir yorum, TAM’da uzun süre

direktör yardımcılığı yapmış olan Çiğdem Akkaya tarafından da dile getirilmektedir.

15 yıl boyunca Türkler hakkındaki araştırmalarda olumsuz bağlamda çalışmak

durumunda kaldığını ifade eden Akkaya’ya göre, çalıştığı dönemdeki kamuoyu

tartışmalarında Türkler devamlı olarak sorgulanmıştır (Peters, 2010).

Bu olumsuz yaklaşımların bir sonucu olarak, ülkede doğup büyüyen ve iyi

eğitim alan Türkler arasında, Almanya’dan gitme eğilimi görülmeye başlamıştır. Bir

araştırmaya göre, üniversite öğrencisi ve mezun Türklerin %36’sı Türkiye’ye göç

etmeyi düşünmektedir. Bunlar arasındaki mezunların %41’i kendilerini Almanya’da

evde hissetmemektedir. Nitekim son yıllarda Almanya’dan Türkiye’ye göç eden

Türklerin sayısı 40 bine yükselmiştir ve bunların çoğu iyi eğitimlidir (Peters, 2010).

Yukarıda bahsedilen bu olumsuz yaklaşıma ve olaylara rağmen, Türk

toplumunun Alman toplumuyla ilişkileriyle ilgili genel tabloya bakıldığında, bu

alanda önemli ilerleme yaşandığı görülmektedir. Özellikle ülkede doğup büyüyen

yeni nesillerin önemli bölümü, birlikte yaşadıkları toplumla iletişim kurmaktan

kaçınmamakta, toplumun birçok alanına katılım da hız kazanmaktadır. Bir

araştırmaya göre, 1981 yılında Türk işçilerinin yaklaşık %4’ü Almanlarla arkadaşlık

4 TNS Emnid adlı Kamuoyu Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan araştırmanın detaylarına

http://zelos.zeit.de/2008/12/Bevoelkerung-Migration-2008.pdf adresinden ulaşılabilir.

Page 54: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

41

kurmakta iken (Adıgüzel, 2011: 42), 2004 yılında yayınlanan bir araştırma, Türk

gençlerinin önemli kısmının Türk olmayan arkadaşları olduğu sonucunu ortaya

koymuştur (Glatzer, 2014: 77). Burada dikkat çeken bir husus, Türk olmayan

arkadaşa sahip olma oranının, eğitim seviyesiyle doğru orantılı olmasıdır. 2010

rakamlarıyla, herhangi bir diploması olmayan Türk gençlerinin sadece %21,5’i Türk-

Alman arkadaş grubuna sahipken, üniversite mezunu Türkler arasında bu oran %45’e

çıkmaktadır (BUNDzeit, 2010). Ancak, bu bilgiye diğer tarafından bakıldığında,

üniversite mezunu Türklerin dahi yarısından fazlasının Alman arkadaşı olmadığı

sonucuna ulaşılabilmektedir. Burada göz önünde bulundurulması gereken nokta

şudur: Alman toplumunda Türklere karşı yabancılık psikolojisi ve dışlama

mevcuttur, bu da Türklerde kültürel kimliklerini savunma refleksini tetiklemekte ve

yakınlaşmayı engellemektedir (Başkurt, 2009).

3.4. Türklerin Alman Siyasi Gündemine İlgileri ve Siyasal Katılımı

3.4.1. Siyasi Gündeme ve Seçimlere İlgi

Türklerin Almanya siyasetine olan ilgileri hakkındaki veriler, yaklaşık 3

milyonluk nüfus ve 50 yıllık geçmiş göz önüne alındığında, siyasal katılım

anlamında güçlü bir konumda olmadıkları izlenimini oluşturmaktadır. Ancak, ülkede

kalıcı olma duygusunun göçün başlangıcından çok sonra oluştuğu dikkate alınırsa, bu

alanda kaydedilen ilerlemelerin, aslında gayet önemli olduğu görülecektir.5

Konuya siyasete girme açısından bakıldığında, Türklerin Almanya

siyasetinde önceki dönemlere göre daha fazla yer bulmaya başladığı gözlenmektedir.

Bunda, yükseköğretimini bu ülkede almış olanların payı büyüktür. 2009 yılı Federal

Meclis seçimlerinde beş Türk milletvekili parlamentoya girmeye hak kazanmıştır,

eyalet meclislerinde ise 2011 sonu itibariyle toplam 36 parlamenter bulunmaktadır

(Sabah Avrupa, 06.12.2011). Alman siyasetinde önemli yerlere sahip partilerde

eşbaşkanlık, başkan yardımcılığı, üst düzey yöneticilik, eyalet hükümetlerinde

5 Almanya’daki Türklerin seçmen davranışlarıyla ilgili daha fazla bilgi için bakınız: Acar, M. (2011).

Das Wahlverhalten der türkischstämmigen Wahlberechtigten in der Bundesrepublik Deutschland :

eine Untersuchung zur Erklärung des politischen Verhaltens von Deutsch-Türken bei den

Bundestagswahlen 2002 und 2005. Hamburg : Kovač Verlag.

Page 55: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

42

bakanlık veya müsteşarlık, belediye başkanı, yardımcısı ya da belediye meclisi

üyeliği görevleri yürüten Türk asıllı siyasetçiler bulunmaktadır. Bu rakamların

artması ve diğer eyaletlere yayılması önünde işaretler mevcuttur. Örneğin, daha önce

Türk asıllı kimsenin giremediği Bavyera Parlamentosu için 2013 yılında yapılacak

seçimlerde, ilk kez Türk bir aday seçilebilecek yerden yarışacaktır (Süddeutsche,

15.11.2012).

Siyasete girme konusundaki bu olumlu seyre karşın, Türklerin Almanya’daki

siyasi konulara ilgi göstermede zayıf kaldıkları ve oy verme oranlarının düşük

olduğu yönünde eleştiriler medyada sıklıkla yer bulmaktadır (Ermiş, 2012). Türkiye

Araştırmalar Merkezi’nin (TAM), en fazla Türk’ün yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya

Eyaleti’nde 2011 yılında yaptığı bir araştırma da, bu ilgi eksikliğini doğrulayıcı

sonuçlar vermektedir: Eyaletteki Türkler Almanya yerine Türkiye’deki siyasi

gündemi daha yakından takip etmektedir. Bununla beraber, Alman siyasetine ilginin

eğitim seviyesi yükseldikçe arttığı da tespit edilmiştir.

Page 56: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

43

Tablo 3. KRV’de Türklerin Alman ve Türk Politikalarına İlgileri

Alman Politikasına

İlgi

Türk Politikasına

İlgi

Nesiller

Birinci Kuşak 11,4 35,0

İkinci Kuşak 15,5 27,2

Üçüncü Kuşak 14,6 25,8

Evlilik Göçmenleri 7,0 32,8

Mezuniyet Durumu

Mezuniyet yok / İlkokul 5,8 27,2

Ortaokul 5,6 38,9

Lise 15,5 41,7

Hauptschule (alt düzey orta eğitim) 9,0 25,3

Realschule (orta düzey orta eğitim) 12,0 31,7

Fachoberschule/Fachabitur (Teknik

Okul/Teknik lise) 15,1 23,3

Abitur (üst düzey orta eğitim

diploması) 36,1 28,9

Kaynak: Martina Sauer, Integrationsprozesse türkeistämmiger Migrantinnen und Migranten

in Nordrhein-Westfalen, Stiftung Zentrum für Türkeistudien, Essen, 2012, s. 128.

Araştırmada ortaya konan bir başka bulgu da, üçüncü kuşak Türklerin Alman

siyasi gündemine ilgisinin bir önceki kuşağa göre biraz düşük olmasıdır. Bu veri,

gençlikten olgunluğa geçtikçe siyasal katılımın arttığı tezini desteklemektedir.

Dolayısıyla, ülkedeki yeni nesil Türklerin, zaman ilerledikçe siyasal katılım

konusunda etkin hale gelmeleri beklenen bir gelişmedir. Üstelik Alman vatandaşı

Türkler arasında oy verme hakkı olanların 2011 yılı itibariyle 600 binden fazla

olduğu tahmin edilmektedir (Wirminghaus, 2011) ve bu sayı opsiyon modeli

Page 57: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

44

nedeniyle giderek artmaktadır.

Aynı araştırmada, Türklerin büyük çoğunluğunun evlerinde hem Türk hem de

Alman televizyonlarını seyretmeyi tercih ettiklerini ortaya koymaktadır (Sauer, 2012:

138,139). Ne var ki, Almanya çapında yapılan başka bir araştırmada, Türk

televizyonlarının ilk sıralarda tercih edildiği, sıralamaya giren Alman kanallarının

çoğunun eğlence temalı oldukları ortaya çıkarılmıştır. Bu konudaki çarpıcı

örneklerden biri de, ülkedeki Müslüman göçmenler aleyhine görüşlerini yazdığı

kitabıyla Almanya kamuoyunda uzun süre tartışılan Thilo Sarrazin ile ilgilidir.

Konunun medyada en sık yer aldığı 2010 sonbaharında yapılan bir araştırmada,

ülkedeki Türklerin sadece %38’inin bu tartışmalardan haberdar olduğu sonucu ortaya

çıkmıştır (Maisch, 2011).

Almanya’daki Türklerin sandığa gitme konusunda özellikle yerel seviyede

farklı örnekler mevcuttur. Bunlardan biri ülkenin güneybatısında küçük bir şehir olan

Rheinfelden’deki seçimlerdir. Yaklaşık 40 bin civarındaki nüfusun bin kadarının

Türk olduğu bu şehirde belediye seçimleri öncesinde, şehirdeki önde gelen Türk

derneklerinin temsilcileri, belli bir partinin başkan adayının desteklenmesi için Türk

asıllı seçmenlere destek çağrısında bulunmuştur. Bu partinin adayı göçmenlere

yakınlığıyla bilinmektedir ve ikinci başkanı kentteki Türklerle yakın ilişkileri olan

bir Türk’tür. Çağrı, şifahi olarak destek görmekle birlikte, sandığa yeteri kadar

yansımamıştır. Seçimlere genel katılım oranı %55 olurken Türk asıllı seçmenler

arasında bu oran daha aşağılarda kalmıştır (Kılıç, 2012). Farklı yöndeki bir örnek ise,

2007 yılında Rastatt kentinde yaşanmıştır. Belediye başkanının Türklerin aleyhine

bir uygulaması sonucunda, Türk veliler bir araya gelerek açtıkları davayı

kazandıkları gibi (goodnews4Baden-Baden, 2007), Türk seçmenlerin çoğu belediye

seçimlerinde sandığa giderek diğer adayın az bir farkla kazanmasına sebep

olmuşlardır. Bu örnek, Türklerin seçimlere ilgi göstermesi konusunda tetikleyici

unsurların etkisine bir örnektir (Zaman Avrupa, 20.10.2007).

Türk asıllı seçmenlerin daha bilinçli davranmaları konusunda son dönemlerde

olumlu gelişmeler yaşanmaktadır. Dernekler, üyelerine ya da ulaşabildikleri kişilere

seçimlere katılmaları konusunda eskiye göre daha sık çağrıda bulunmaktadır (Zaman

Avrupa, 11.05.2012). Nitekim göçmen arka planına sahip seçmenlerin eskiye oranla

Page 58: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

45

daha yoğunlukla oy kullandıkları, hatta göçmenlere nispeten yakın olduğu bilinen

bazı partilerin beklenenden yüksek oranda oy almalarında etkili oldukları yönünde

yorumlar yapılmaya başlanmıştır (Zaman Avrupa, 15.05.2012). Örneğin, 2012

sonbaharında Stuttgart’ta yapılan belediye başkanlığı seçimlerinde oy kullananların

%43’ü göçmen arka planına sahiptir ve seçimlerde başarılı olan partinin Türk

siyasetçisi, adaylarını destekleyen Türk asıllı seçmenlere teşekkür etmiştir (Aktüel

Dergi, 2012).

Türklerin siyasal katılımı hakkında bir gelişme de, Almanya tarihinde ilk kez

çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu bir siyasi partinin kurulmuş olmasıdır. Mevcut

partilerdeki Türk asıllı temsilcilerin ihtiyaçlara cevap veremez durumda oldukları

iddiasıyla (Zaman Avrupa, 19.04.2012), 2010 yılında Köln’de kurulan “BIG Partisi”,

henüz herhangi bir seçimde başarılı olamasa da, örgütlenmeye gittiği 9 eyalette

seçimlere girmeye başlamıştır (BIG Partei, 2012).

3.4.2. Türklerin Seçimler Dışındaki Siyasal Katılım Yollarına İlgisi

Ülkede son yarım yüzyılda gelişen seçim-dışı siyasal katılım yollarının

Türkler tarafından ne kadar kullanıldığıyla ilgili veriler nispeten eskidir. Federal Göç

ve Mülteciler Dairesi’nin 2012’de sunduğu bir raporda, konuyla ilgili 2005 yılında

yayınlanmış bir ankete yer verilmiştir. Bu ankette, seçilen kişilere, hayatlarının

herhangi bir döneminde; politikacılara mektup yazma, siyasi bir göreve gelme,

vatandaş girişiminde rol alma, bir gösteriye katılma ve bir partiye üye olma

eylemlerinden en az birinde bulunup bulunmadığı sorulmuştur. Bu soruya aile

geçmişinde göçmenlik bulunmayanların hemen hemen yarısı evet cevabını verirken,

Türklerde bu oran %36,7 olmuştur (Müssig, 2012:36,37). Anket tarihinin eski olması

ve eylemle ilgili zaman sınırlaması olmaması bu bilginin geçerliliğini şüpheye

düşürmektedir.

Almanya’daki Türklerin seçim-dışı siyasal katılım yollarından biri de internet

olmuştur. 2009 yılında yapılan bir ankete katılan Türkler’in yarısı, “politik olarak bir

şeyleri hareket ettirme ve kendisine kulak verilmesi” imkânlarının internette daha

fazla olduğunu düşünmektedir (Kissau, 2011). Nitekim Almanya ve Türkiye

gündemindeki siyasi konuların tartışıldığı internet siteleri azımsanmayacak sayıda

Page 59: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

46

kayıtlı üyeye sahiptir (Kissau, 2009: 28).

3.4.3. Siyasete İlgi Konusunda Diğer Göçmen Gruplarla Kıyaslama

Siyasal katılım konusunda, göçmen arka planına sahip diğer gruplarla

kıyaslama yapıldığında, Türk toplumunun daha istekli ve organize olduğu

görülmektedir. Bu durum, öncelikle uyum meclislerinde görülmektedir. Bu

meclislerde Türklerin oranı nispeten yüksektir. Bunda, Türk derneklerinin

seçmenlerini hareketlendirme kapasitesi daha fazla olması etkilidir. (Bausch, s. 12)

Örneğin, KRV Eyalet Uyum Meclisi’nin yönetim kurulundaki 12 kişiden 10’u

Türkiye asıllıdır (LAGA-NRW, 2010). Berlin’de kayıtlı göçmen derneklerinin

seçtiği Berlin Uyum ve Göç Konseyi seçimlerinde de, Türk lobi derneği olan Berlin

Türk Cemaati (TGB)’nin desteklediği adaylar seçilmiştir (TGB, 2012a).

Bu durumu destekleyen farklı örnekler de mevcuttur. Ülkedeki 77

büyükşehirde yapılan bir araştırmaya göre, 198 göçmen arka planına sahip belediye

meclis üyesinin 75’i (%38’i) Türkiye’dendir. Hâlbuki Türklerin ülkedeki nüfusunun,

göçmen arka planına sahip toplam nüfusa oranı %20’nin altındadır. Bu farkın başlıca

sebepleri olarak, Türklerin politize olma ve örgütlenmede diğer gruplara göre daha

iyi durumda olmaları ve partilerin bu kişileri içlerine almada daha hazır olmaları

gösterilmektedir (Sinanoğlu, s. 5-7).

Bu araştırmada dikkat çeken önemli bir nokta bulunmaktadır. Göçmen arka

planına sahip belediye meclis üyelerinin tüm üyelere oranı %4’ün altındadır, hâlbuki

Almanya’nın büyük şehirlerinde göçmen arka planına sahip olanların toplam nüfusa

oranı bunun kat be kat üstündedir; hatta bazı şehirlerde %40 civarındadır (Sinanoğlu,

2011: 5-7). Dolayısıyla, en az, bu gruplarda siyasete karşı genel bir ilgi eksikliğinin

sorgulandığı kadar, bugünkü Alman siyasetine hâkim kültürün ve yapının bu

kesimleri engelleyici özellikte olup olmadığının da sorgulanması gerekmektedir.

3.4.4. Alman Karar Alıcılarla İletişim Kurma

Almanya’da Türklerin geneline bakıldığında, ülkedeki karar alıcılarla iletişim

kurma konusunda istenen durumda olunmadığı yönünde yorumlar, Türk sivil toplum

gönüllülerince dile getirilmektedir.

Page 60: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

47

Nitekim bahsi geçen Rheinfelden şehrinde yaşayan bin kadar Türk asıllı

arasında, şehirdeki karar alıcı pozisyonunda bulunan veya önde gelen etkili kişilerle

diyalog halinde olanların sayısı 15’i geçmemektedir (Kılıç, 2012). Daha büyük

kentlerde ise katılım sayıları oransal açıdan çok farklı değildir. Birbirine bitişik olan

ve 180 bin civarındaki nüfusunun 20 bin kadarını Türklerin oluşturduğu Ulm ve Neu

Ulm şehirlerinde, Alman karar alıcılarla diyalog halinde olan Türklerin sayısının

250-300 kadar olduğu tahmin edilmektedir. (Başyıldız, 2012). Yaklaşık nüfusu 300

bin olan Karlsruhe’de yaşayan 10 bin kadar Türk arasında ise 200 kadarının bu

faaliyetlere katıldığı sanılmaktadır; bu kişiler ekseriyetle yükseköğretim mezunu ya

da işadamıdır. Bu şehirde fikirleri ciddi anlamda dinlenen Türkler ise 40-50 kişi

kadardır, bunların çoğu Alman toplumunun içinde uzun zamandır yer alan iş

adamları ve sivil toplum gönüllüleridir. Tüm bu kişilerin ortak özelliği ise Almanca

dil bilgilerinin çok iyi olmasıdır (Ülker, 2012).

3.4.5. Alman STK, Sendika, Parti vb. Kuruluşlarda Türkler

TAM’ın 2011 KRV araştırması kapsamında yapılan ankete göre, en az bir

derneğe üye olanlar arasında, Alman derneğine üye olanların yaklaşık %30’unun

spor derneklerine, %21’nin sendikalara, %9’unun meslek birliklerine üye oldukları

sonucuna ulaşılmıştır. Kültür, eğitim, boş zaman gibi alanlardaki dernekler ise arka

sıralarda gelmektedir. Bu veriler ışığında, spor dernekleri istisna olmak üzere,

Türklerin, Alman derneklerine üyeliğe, Türk dernekleri arasında alternatifi

olmadığında ilgi gösterdiği değerlendirmesi yapılmaktadır (Sauer, S. 87).

Page 61: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

48

Tablo 4. KRV’deki Türklerde Alman ve Türk Organizasyonlarına Üyelik

(Üyelik oranları, yüzde değerler, birden fazla üyelik mümkün)

Alman Dernekleri Türk Dernekleri

Spor Dernekleri 29,7 Dini Organizasyonlar 53,2

Sendikalar 20,9 Kültür Dernekleri 21,7

Meslek Birlikleri 9,2 Spor Dernekleri 12,0

Kültür Dernekleri 7,4 Eğitim Dernekleri 7,0

Eğitim Dernekleri 6,0 Hemşeri Grupları 5,5

Boş Zaman Dernekleri 5,6 Boş Zaman Dernekleri 3,6

Siyasi Birlikler 5,1 Kadın Birlikleri/Grupları 3,4

Kadın Birlikleri/Grupları 1,5 Meslek Birlikleri 2,1

Dini Organizasyonlar 1,2 Siyasi Birlikler 1,0

Diğer 1,5 Diğer 1,0

Kaynak: Martina Sauer, Integrationsprozesse türkeistämmiger Migrantinnen und Migranten

in Nordrhein-Westfalen, Stiftung Zentrum für Türkeistudien, Essen, 2012, s. 87.

Çalışmada ilgi çekici bir başka nokta ise, ankete katılanlar arasında bir

kuruluşa üye olanların %5,1’inin bir Alman siyasal derneğe veya gruba üye

olmasıdır. Aynı araştırma 2005 yılında yapıldığında ulaşılan oran 2,6’dır

(Goldberg&Sauer, 2006). Dolayısıyla eyaletteki Türkler arasında Alman siyasetine

olan ilginin son yıllarda gözle görülür şekilde arttığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Alman ve Türk derneklerine üyelikle ilgili bir başka araştırma, Türk ve

İtalyan genç yetişkinler arasında 2004 yılında yapılmıştır. Bu araştırmada, bu

grupların etnik derneklere ya da Alman derneklerine üyeliği ile siyasal katılım

faaliyeti sayıları arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma kapsamında yapılan

ankette, herhangi bir derneğe üye olmayan Türk gençlerinin Almanya konularıyla

ilgili siyasal katılım oranı üye olanlara göre düşük düzeyde iken, bunu, sadece Türk

derneklerine üye olan gençler izlemektedir. Sadece Alman derneklerine üye olan

Türklerde bu oranın belirgin şekilde daha yüksek olduğu gözlenmiştir (Glatzer, 2004:

85,86).

Page 62: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

49

Şekil 1. Yetişkin Genç Türklerde Dernek Üyeliği ve Siyasal Katılım

Kaynak: Wolfgang Glatzer, Integration und Partizipation junger Ausländer vor dem

Hintergrund ethnischer und kultureller Identifikation, Bundesinstitut für

Bevölkerungsforschung, Wiesbaden, 2004, S. 86.

Siyasal katılım seviyeleri en yüksek olanlar ise, hem Alman hem Türk

derneklerine üye olanlarda görülmektedir. Bu gruptakiler, aynı zamanda, hem kendi

dillerini hem de Almancayı çok iyi bilmektedir, sadece etnik derneklere üye

olanlardan Almancayı çok iyi bilenlerin oranı ise nispeten düşüktür. Dolayısıyla dil

bilmek ile siyasal katılım arasında kuvvetli bir ilişki vardır (Glatzer, 2004: 85,86).

Alman örgütlerine katılım ile vatandaşlığa geçiş arasında da olumlu bir bağ

bulunmaktadır. TAM’ın Almanya geneliyle ilgili verilerine göre; Alman

vatandaşlığına geçen Türklerde Alman STK ve siyasi partilerine katılım daha fazla

görülmektedir. Ayrıca, sendika, mahalle dayanışması ve spor gibi ortak çıkarlar söz

konusu olduğunda, Türklerin çok kültürlü sivil toplum faaliyetlerine ve örgütlerine

katılımının arttığı tespit edilmiştir (TAM, 2011). Özellikle son yıllarda bu yöndeki

örneklerde ciddi artış yaşanmıştır. Genellikle yükseköğretim görmüş Türkler, çevre

koruma örgütlerinden siyasi hareketlere, dergi editörlüğünden çok kültürlü dernek

yöneticiliğine kadar birçok alanda aktif olabilmektedir (Zahnraeder, 2012a) ve

bunların sayısı azımsanmayacak durumdadır. Bunun yanında Türkler arasında yerel

0% 20% 40% 60% 80% 100%

Alman ve Türk Derneklerine Üyelik

Sadece Alman Derneklerine Üyelik

Sadece Türk Derneklerine Üyelik

Dernek Üyesi Değil

katılım yok

1 ile 3 defa arası

4 ve daha fazla

Page 63: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

50

sendika ve parti yöneticisi olanlara da daha sık rastlanmaktadır (IG Metall

Tauberbischofsheim, 2010). Ancak, yine TAM’ın verilerine göre, Türk toplumun

yaygın kanaati, bu tür organizasyonlarda idari pozisyondaki Türk sayısının olması

gerektiğinden az olduğu biçimindedir (TAM, 2011).

3.5. Türk Toplumunun Başlıca Sorunları ve Lobi Alanları

3.5.1. Başlıca Sorunlar ve Toplum ile Temsilcileri Arasındaki Algı Farkı

Başkanlığın 2011 yılında Avrupa’da yaşayan Türkler üzerine yaptığı bir

ankette, katılımcıların yaşadıkları ülkelerdeki başlıca sorunları belirtmeleri istenmiş,

Almanya’dan katılan Türkler sırasıyla, yabancı düşmanlığı, işsizlik, dil sorunu, fırsat

eşitliğini sorun olarak gördüklerini belirtmiştir (Yurtdışı Türkler ve Akraba

Topluluklar Başkanlığı, 2011: 33). TAM’ın 2011 KRV araştırmasına göre ise,

eyaletteki Türklerin siyasal sorun olarak gördükleri başlıca alanlar, işsizlik, meslek

eğitim yeri eksikliği, gençlikteki şiddet, eğitim fırsatlarının iyileştirilmesi, suç

oranları ve yabancı düşmanlığı olarak belirlenmiştir.

Şekil 2. KRV'de Türklerin Siyasal Sorun Algıları

Kaynak: Martina Sauer, Integrationsprozesse türkeistämmiger Migrantinnen und Migranten

in Nordrhein-Westfalen, Stiftung Zentrum für Türkeistudien, Essen, 2012, s. 132.

97,4 95,4 95,1 94,9 93 91,9 87,5 85,4 85,1

75,7

50

60

70

80

90

100

%

Page 64: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

51

Bu veriler değerlendirildiğinde, Türk toplumunun, ülkede artık yerleşik hale

gelmenin bir işareti olarak, en az yabancı düşmanlığı ve ayrımcılık kadar, tüm

toplumu ilgilendiren konuları da sorun olarak görmesi dikkat çekicidir.

Öte yandan Türk STK’larının temsilcilerinin, daha çok göçmenlikle ilgili

konuları öncelikli sorun olarak gördükleri anlaşılmaktadır. Bir cemaat çatı kuruluşu

olan Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB)’in Genel Başkan Yardımcısı Yakup Tufan’a

göre Türk toplumu; başta eğitim olmak üzere, aile, gençlik, çocuk, sosyal yapı, kültür

ve kimliğin korunması ve anadil Türkçe konularında önemli sorunlar içindedir.

(Tufan, 2012). Dini cemaat özelliği taşımayan ve savunuculuk alanında federal bir

örgütlenme olan Almanya Türk Toplumu (TGD)’nin faaliyetleri de katılım, göç ve

vatandaşlık, ayrımcılık, eğitim gibi benzer alanlarda yoğunlaşmaktadır (Almanya

Türk Toplumu, 2012: 3).

İlk bakışta, sorun algısıyla ilgili olarak Türk toplumu ile Türk STK

temsilcileri arasındaki görüş farklılığı var gibi görünmektedir; hatta bu farklılık, Türk

toplumun duyarsızlığının bir işareti, sivil toplum gönüllülüğünün de – doğası gereği–

hassasiyeti olarak açıklanabilir. Ancak, konuya yakından bakıldığında, toplumun

üzerinde fikir birliğine vardığı işsizlik, meslek yeri azlığı, gençlerin şiddeti gibi

konuların, aslında göçmen arka planına sahip bireyleri daha fazla etkilediği (Sauer,

2012: 132), STK’ların ise bunların kaynakları olarak görülebilecek katılım,

ayrımcılık, eğitim ve aile gibi konuları önemli gördüğü fark edilmektedir. Bu

durumda, aslında, Türk toplumunun sonuçlarla, STK’ların ise bu sonuçların

nedenleriyle ilgilendiği ve aralarında bir uyumsuzluk olmadığı kanaatine varılması

mümkündür.

3.5.2. Tarihi Süreçte Lobi Algısı Değişimi

Almanya’daki Türklerin sorunlar ve lobi konularıyla ilgili algıları tarihi

süreçte değişime uğramıştır. Misafir anlayışının henüz tam olarak kaybolmadığı

dönemlerde, lobi alanı olarak Türk-Alman ilişkilerinin ön planda olduğu

görülmektedir. Bu yöndeki büyük lobi faaliyetlerinden biri 1992 yılında

gerçekleşmiş, dönemin Alman Dışişleri Bakanı’nın Türkiye hakkındaki olumsuz

karşılanan ifadeleri üzerine, Almanya’da yaşayan binlerce Türk organize olarak

Page 65: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

52

büyük şehirlerde toplanmış ve protesto gösterileri düzenleyerek Bakanın istifasını

istemiştir (Bulut, 2012).

Bununla birlikte, yine aynı dönemlerde, artık yerleşik olunduğu duygusu

giderek ağırlık kazanmaya başlamış ve sorun algısında Almanya içi konulara doğru

değişim hızlanmıştır. Örneğin o tarihlerde zaten mevcut olan bazı Türk veli

dernekleri 1995 yılında birleşerek FÖTED’i kurmuştur (FÖTED, 2010). Bu konudaki

değişimler arasında en çarpıcılarından birisi ise, daha önce zikredildiği üzere,

IGMG’nin yeni binyıla girmeden, Türkiye merkezli siyaset bırakarak artık

Almanya’daki konulara yönelmesidir (Deutsche Welle Türkçe, 20.09.2012).

Lobi alanlarıyla ilgili unutulmaması gereken bir başka husus, Türk toplumunu

genel olarak ilgilendiren alanların yanında, her STK için farklı konuların

olabileceğidir. Belli alanlar için kurulan tematik derneklerin giderek kurumsallaştığı

düşünüldüğünde, bu gayet normaldir. Münih’teki bir veli derneği için başlıca lobi

konusu “Alman makamlarıyla da yakın ilişkiler geliştirerek” Türk öğrencilerin

sorunların çözülmesine çalışmak iken6 (TEM), aynı şehirde DİTİB’e bağlı faaliyet

gösteren bir cami derneği için yeni cami inşaatı konusunda gerekli izinleri almaktır

(IGMG, 2007). Bunun ötesinde, IGMG’nin federal makamlar tarafından muhatap

alınma talebi konusunda olduğu gibi (Zaman Avrupa, 25.06.2009), hitap ettikleri

kitlelerin büyüklüğü sebebiyle hemen her konuyla ilgilenme durumunda olan çatı

kuruluşlarda da kendilerine özgü sorunlar ve lobi alanları olmaktadır.

6 Münih Türk Okul Aile Birliği Derneği’ne ait http://www.merhabatem.de/gaye_ziel.html adresinden

19.11.2012 tarihinde alınmıştır.

Page 66: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

53

4. Almanya’daki Türk Sivil Toplum Kuruluşları ve Savunuculuk

4.1. Türk Sivil Toplum Kuruluşlarına Genel Bakış

Türklerin yurtdışında kurduğu sivil toplum kuruluşlarının en fazla olduğu

ülke Almanya’dır. Bu ülkede, ağırlıklı olarak Türklerin başında olduğu STK sayısı

binlerle ifade edilmekte, ancak mevcut rakamlar bilinmemektedir. Bunda, basit bir

prosedüre sahip olan dernek kurup feshetmede yaşanan hareketliliğin yanında,

Alman vatandaşı Türklerin kurduğu yeni derneklerin “yabancı dernekleri” statüsünde

olmaması da sayının bilinmesini zorlaştırıcı bir etkendir.

Almanya’daki Türklerin 1960’lardan sonraki sivil örgütlenme tarihi çeşitli

dönemlere ayrılabilir (Kolat, 2002):

Göçün yoğun olduğu ilk evre olan 1961-1973 döneminde daha çok dayanışma

dernekleri kurulmuştur.

1973-1980 arasındaki birinci aile birleşimi olarak adlandırılabilecek dönemde

Türkiye'deki siyasal yapılar bu ülkeye yansıtılmış ve değişik siyasal örgütler

kurulmuştur.

Yerleşme dönemi olarak tanımlanabilecek 1980-1990 döneminde, veli

dernekleri gibi, Almanya'daki sorunlara yönelik derneklerin kurulduğu

görülmektedir.

1990’dan günümüze kadar uzanan dönemde ise, Alman toplumu ve karar

alıcılar ile örgütsel düzeyde diyaloğun belirgin seviyede yoğunlaştığı

örgütlenmelerin sayısının giderek arttığı görülmektedir.

4.1.1. Faaliyet Alanları

Birleşmiş Milletler tarafından faaliyet alanlarına göre yapılan sınıflandırma

çerçevesinde, Türklerce en fazla kurulan ve faal olan dernekler din başlığı atındaki

cemaat dernekleridir. “Cami derneği” olarak da adlandırılan bu yapıların neredeyse

tamamı, 1970 ve 80’li yıllarda Köln’de kurulmuş olan çatı kuruluşlarına bağlıdır.

Page 67: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

54

Federal Aile Bakanlığı’na göre ülkedeki tüm Müslüman topluluklara ait 2.200

civarında cami derneği vardır (BMFSFJ, 2004). Türkler bu derneklere fazlasıyla

rağbet etmektedir; TAM’ın KRV ile ilgili yayınladığı 2011 raporunda yer alan anket

sonuçlarına göre, en az bir derneğe üye olan Türklerin %53’ü dini organizasyonlara

üye iken, ikinci sırada gelen kültürel amaçlı derneklere üye olanların oranı %22

civarındadır (Sauer, 2012: 87). Dini organizasyonlar ile kastedilen cami dernekleri,

verdikleri dini hizmetin yanında, bünyelerinde lokal vb. tesis bulundurmakta ve birer

sosyal-kültürel merkez işlevini görmektedir. Dolayısıyla bu dernekler, aslında,

kültürel ve sosyal faaliyetler sınıfına rahatlıkla girebilecek düzeyde işlev

kazanmışlardır. Öyle ki, bu derneklerin lokallerine bu dine inanmayanlar dahi

müdavim olabilmektedir (Altuntaş, 2012).

Bunların dışında, -çoğunluğu futbol ve dövüş sporları olmak üzere- spor

dernekleri, çeşitli siyasi ve mezhepsel görüşlerin ön planda olduğu teşkilatlanmalar,

kültür-sanat dernekleri, lobi-savunu dernekleri, esnaf-işadamı dernekleri, okul-aile

birlikleri ve okul derslerine yardımcı olunan dernekler de önemli sayıdadır. Son

yıllarda kültürel dernek kategorisinde anılan hemşeri derneklerinin sayısında da

önemli artış görülmüştür. Öte yandan, yeni nesiller arasında üniversite öğrencileri ve

mezunlarının artması dolayısıyla, öğrenci ve mezun dernekleri ile çeşitli fikir

derneklerinin sayısında ciddi artış yaşanmıştır.

4.1.2. Federal Düzeydeki Kuruluşlar

Almanya’daki Türk STK’ları hakkında önemli bir konu da federal düzeydeki

çatı kuruluşlardır. Genelde birlik ya da federasyon olarak adlandırılan bu kuruluşların

en büyükleri, yukarıda bahsedilen cami derneklerini bünyesinde barındıran

oluşumlardır. Bunun yanında, çeşitli siyasi ve mezhepsel görüşlerin öne çıktığı

dernekler arasında Almanya çapında yaygın teşkilatlanmaya sahip olanlar vardır.

Ayrıca, ülke çapında örgütlenmiş işadamları dernekleri de bu düzeydeki Türk

STK’ları arasında sayılabilir.

Türk toplumunun federal düzeydeki örgütlenme türleriyle ilgili yapılmış bir

sınıflandırma (Kolat, 2002) bazı örnekleriyle birlikte şöyledir:

Türkiye çıkışlı İslami örgütler: Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), İslam

Page 68: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

55

Toplumu Milli Görüş (IGMG), İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) gibi,

Belirli bir mezhep etrafında oluşan örgütler: Avrupa Alevi Birlikleri

Konfederasyonu (AABF) gibi,

Siyasi veya ideolojik eğilime sahip örgütler: Avrupa Türk Federasyon

(TürkFed), Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF), Almanya

Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği (AADDB) gibi,

Partiler üstü çatı kuruluşları: Almanya Müslümanları Koordinasyon Kurulu

(KRM) gibi,

Belirli alanlarda partiler üstü çalışma yapan üst kuruluşlar: Almanya Müstakil

Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD-Almanya), Almanya Türk Veli

Dernekleri Federasyonu (FÖTED), Avrupa Malatyalılar Dernekleri Federasyonu

(AMDF) gibi,

Alman siyasi partileriyle ortak çalışan dernekler: Türk Alman Forumu - CDU

(DTF-CDU) gibi.

Ülkenin hemen hemen tüm kentlerinde örgütlenmesi olan ve geniş kitlelere

ulaşabilen başlıca çatı STK’ları, dernek ve yaklaşık üye sayılarıyla birlikte şöyledir:

Page 69: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

56

Tablo 5. Bazı Türk Çatı Kuruluşlarının Dernek ve Üye Sayıları

Çatı Kuruluşun Adı Almanya’daki

Dernek sayısı

Yaklaşık Üye

Sayısı

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) 904* 150 bin

İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatı (IGMG) 323** 87 bin

İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) 300 20 bin

Avrupa Türk Federasyon (TürkFed) 200 26 bin

Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) 130*** 100 bin***

Avrupa Türk-İslam Birliği (ATİB) 127 10 bin

Kaynak: Yusuf Adıgüzel, Almanya'daki Türk Kuruluşları, Şehir Yayınları, İstanbul, 2011, s.

56

*DİTİB’in internet sitesinde http://www.ditib.de/default.php?id=12&lang=de sayfasından

alınmıştır.

**IGMG’nin internet sitesinde http://www.igmg.de/gemeinschaft/wir-ueber-

uns/organisationsstruktur.html?L=qztwEjYZ.html.html.html sayfasından alınmıştır.

***AABF’nin internet sitesinde http://alevi.com/TR/hakkimizda/genel-tanitim/ sayfasından

alınmıştır.

4.1.3. Sivil Toplum Kuruluşları ve Birbirini İkame Etme

Türk toplumundaki çatı örgütlenmelerinin genelde siyasi, dini ve etnik bazda

ayrışarak gerçekleştiği görülmektedir. Benzer tutum, bağımsız yerel STK’lar

arasında da görülebilmektedir. Bunun bir sonucu olarak, ülkede aynı şehirlerde olup

benzer faaliyetlerde bulunulan çok sayıda dernek vardır. Bu durum, aslında Türk

toplumu içerisindeki farklılığın da bir göstergesidir. Bu farklılığın başlıca nedenleri;

göçün niteliği, etnik-dinsel unsurlar, Almanya’ya uyum seviyesi ve niteliği ile grup

içi çekişmelerdir (Hanrath, 2011).

Birbirini ikame edecek çok sayıda derneğin ve çatı kuruluşunun varlığının

Page 70: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

57

temelinde, Türkiye kaynaklı siyasi ayrılıklar önemli rol oynamıştır. Bu dönemde

Türkiye’de yaşanan ideolojik ayrışma etkisindeki sivil toplum anlayışı, Türklerin

gittikleri Batı ülkelerindeki sivil yapılanmalarına da yansımış, Türkiye uzantılı

kültürel ve ideolojik temelli STK’lar, uzun süre, Türkler arasında birleştirmekten

ziyade bölünmeye yol açmıştır. Özellikle, Batı Avrupa’nın, sınıflara dayanan ve

gerektiğinde birlikte hareket etme prensibine sahip olan sivil toplum anlayışıyla

çelişen bu durum, Türk STK’larının hayatlarını aksak bir şekilde devam ettirmelerine

neden olmuştur. Türkiye’den kaynaklanan bu ayrışmanın devam etmesi, Türklerin,

içinde yaşadıkları Batı Avrupa ülkelerinde ortak alanlarda birlikte hareket ederek

etkili lobi yapmalarının önünde büyük engel olmuştur.

4.2. Yönetsel ve Örgütsel Açıdan Türk Sivil Toplum Kuruluşları

Başkanlığın 2011 yılında Avrupa’da yaşayan Türkler üzerine yaptığı bir

ankete Almanya’dan katılan Türklerin sadece %5,6’sı yaşadığı ülkede örgütlenme

sorunu olduğunu düşünmektedir (Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı,

2011: 33). Türklerin ülkede kurduğu STK’ların sayısı ve coğrafi dağılımı bu görüşü

doğrulamaktadır. Cami, spor ve hemşeri derneklerinin, STK’ların çoğunluğunu

oluşturduğu göz önüne alındığında, nicelik açısından sorun olmadığı ve neredeyse

her küçük şehirde dahi en az bir Türk derneğinin olduğu görülecektir.

STK’ların genel durumlarına nitelik açısından bakıldığında ise, yönetsel ve

örgütsel bazı temel sorunların öteden beri var olduğu, ancak son yıllarda bu sorunları

aşma konusunda önemli aşama kaydedildiği görülecektir. Kuşkusuz, bu alanda

derinlemesine bir araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır, yine de bazı genel bilgiler ve

örnekler mevcuttur.

4.2.1. Hiyerarşik Durum

Ülkede Türklere ait çatı kuruluşların çokluğu dikkate alındığında, Türk

derneklerinin genel itibarla hiyerarşik bir yapılanmaya sahip oldukları ifade

edilebilir. Çatı kuruluşların en büyüğü durumundaki DİTİB’in bünyesinde en az 800

ayrı yerleşim yerinde dernek bulunmaktadır (DİTİB, 2012a). Bir üst yapıya bağlı

Page 71: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

58

olan derneklerin hareket serbestliği, çatı kuruluşa göre değişiklik gösterebilmektedir.

Örneğin, DİTİB bünyesindeki yerel derneklerin, diğer birçok çatı kuruluştaki

benzerlerine göre, konferans düzenleme, yerel etkinliklere katılma gibi konularda

daha geniş hareket alanına sahip oldukları söylenebilir (Merhaba, 2011).

Ortak hareket platformları, derneklerin, milli bayram, kermes, lobi faaliyetleri

gibi alanlara mahsus olarak birlikte hareket ettikleri ortamlardır ve çatı kuruluşlar

gibi bağlayıcılıkları bulunmamaktadır. Berlin’de bulunan derneklerin 76’sının üyesi

olduğu ve kısaca TGB olarak adlandırılan Berlin Türk Cemaati bu alanda önemli bir

örnektir (TGB, 2012b).

Bu genel yapıların yanında, çok sayıda dernek de faaliyetlerini bir üst yapıya

ya da platformla bağlı olmadan yürütmektedir (BMFSFJ, 2004).

4.2.2. Finansal Yapı

Almanya’da bulunan bir derneğin faaliyetlerine devam etmesi için finansal

açıdan sorun yaşamaması gerekmektedir; aksi takdirde, Berlin’de bulunan

Türkiyemspor örneğinde olduğu gibi, yetkili kuruluşlar dernek faaliyetlerine

müdahale edebilmektedir (Türkiyemspor, 2012). Dolayısıyla varlığını uzun süredir

devam ettiren derneklerin mali açıdan en azından kendilerine yeterli oldukları

söylenebilir. Örneğin, sıradan bir cami derneği, faaliyetlerini çoğunlukla kira, aidat

ve bağışlarla veya kermes gibi organizasyonlarla finanse etmektedir. (Bulut) Bunun

yanında yürüttükleri sosyal projeler sebebiyle çeşitli kurum ve kuruluşlardan maddi

yardım alan dernekler de mevcuttur (TGSH, 2009).

Finansal yapıyla ilgili değinilmesi gereken bir husus da, ülkede yerleşik hale

gelindiğinin kabullenilmesinin ardından, STK’ların daha kalıcı tesislere sahip olma

istekleridir. Özellikle cami derneklerinde görülen bu durum sonucunda, tüm ülkede

300’den fazla minareli cami inşa edilmeye başlanmış, bunların 200’den fazlası

tamamlanarak hizmete açılmıştır (Zaman Online, 01.12.2009). Kuşkusuz bu

girişimler derneklerin finansal yapılarını etkilemiştir. Üye aidatı ve bağışların

yetmediği birçok dernek, borçlanarak eğitim, sosyal faaliyetler gibi diğer alanlardaki

faaliyetlerini kısıtlamak durumunda kalabilmektedir (Bulut, 2012).

Page 72: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

59

4.2.3. Üye ve Gönüllü Yapısı

Almanya’daki Türk STK’larına üye ve gönüllü sayıları açısından

bakıldığında, Türkiye’ye göre farklı bir durum ortaya çıkmaktadır. Ülkedeki

Türklerin önemli kısmı sosyalleşme ihtiyaçlarını genellikle kendi kurdukları ve çoğu

dernek statüsünde olan cami, spor kulübü, kahvehane gibi oluşumlar aracılığıyla

gidermektedir. Örneğin, Türkiye’de Müslümanlar din hizmeti almak için “camiye”

giderken, Almanya’daki camiler dernek statüsünde olduğundan bu hizmetin alınması

bir sivil toplum faaliyeti olarak algılanabilmektedir. Dolayısıyla, ülkedeki Türkler

arasındaki sivil toplum faaliyetlerine katılım oranının Türkiye’dekinden yüksek

olduğu rahatlıkla söylenebilir.

TAM’ın 2004 yılında 1.500 Türk asıllı üzerinde yaptığı bir ankete göre, tüm

Almanya’daki Türklerin %64’ü dernekler, gruplar, birlikler veya inisiyatiflerin

faaliyetlerine katılmaktadır ve bu oran ülke ortalamasına yakındır. Bunlar arasında

katılım sağlanan en önemli alanlar; din (%29), spor (%23), boş zaman aktiviteleri

(%20), kültür (%17) ve okuldur (%14) (TAM, 2011).

Şekil 3. Türklerin STK Faaliyetlerine Katılımı

Kaynak: Türkiye Araştırmalar Merkezi İnternet Sitesinde bulunan

http://www.deutsch.zfti.de/projekte/abgeschlossen/freiwilliges-engagement-von-tuerkinnen-

und-tuerken/index.html sayfasındaki bilgilerden oluşturulmuştur.

29

23

20

17

14

0

5

10

15

20

25

30

35

Din Spor Boş Zaman Kültür Okul

%

Faaliyet Alanları

Page 73: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

60

Faaliyetlere katılımla ilgili bu yüksek oranlar, katılımın en yoğun olduğu din

alanı başta olmak üzere, üye sayılarını yeterince yansıtmamaktadır. Almanya’daki

Türklerde görülen genel bir uygulama, bir aileden bir kişinin bir derneğe üye olması,

bununla beraber, ailenin tüm fertlerinin bu derneğin hizmetlerinden faydalanması

şeklindedir. Bunun sonucu olarak, başta cami dernekleri olmak üzere STK’lardaki

üye sayıları, bu STK’ların faaliyetlerine katılanların sayısına göre oldukça azdır.

Dolayısıyla, STK büyüklüğünde kayıtlı üye sayısından çok, bu STK’ların ulaştığı

kişi sayısının esas alınması daha doğrudur.

Türkler arasında hizmet alma yönüyle STK faaliyetlerine katılım yüksek

olmakla birlikte, gönüllük seviyeleri bir hayli düşüktür. Nitekim aynı araştırmada,

Türklerin sadece %10’unun derneklerin faaliyetlerine gönüllü destek verdiklerini

göstermektedir ki; bu oran Almanya ortalamasının üçte birinden azdır. Araştırmada,

ayrıca, Almanya’daki Türklerin eğitim seviyeleri ile ülkede bulunma süreleri

yükseldikçe STK’lara üyelik oranının da arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Aynı şekilde,

gönüllüğün de eğitim, meslek ve finansal seviyelerle doğru orantılı olduğu tespit

edilmiştir (TAM, 2011).

Yukarıdaki bilgiler, bir anlamıyla, Türklerin üçte ikisinin sosyalleşmelerini

dernekler üzerinden gerçekleştirdiği anlamına gelmektedir. Bu veriler bir başka

açıdan değerlendirildiğinde, Türk STK’larının Türklerin üçte ikisine ulaşabildiği

sonucuna varılmaktadır. Öte yandan, gönüllük konusunda ciddi eksiklik olduğu da

bu araştırmada ortaya konmaktadır.

4.2.4. Profesyonelleşme

Ülkedeki Türk STK’larının en önemli sorunlarından biri, yönetim yapılarında

görülen profesyonelleşme eksikliğidir. Yerel seviyedeki derneklerin çoğunluğunu

oluşturan cami dernekleri, eskiden gelen alışkanlıklarıyla, Türklerin toplandığı ve

çeşitli sosyal ve bireysel ihtiyaçlarının karşılandığı kültür merkezleri işlevi görmekte,

belirli alana odaklanma, uzun dönemli stratejik planlara sahip olma gibi konularında

Alman benzerlerinin gerisinde kalmaktadır. Uzun süredir sivil toplum gönüllüsü

olarak çeşitli faaliyetlerde bulunan Yakup Tufan’a (2012) göre, on yıllar önce

Page 74: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

61

hasbelkader kurulan cemaat dernekleri, bugün de her şeyle uğraşmaya ve her

meseleye çözüm üretmeye çalışmaktadır, ancak bunlar için gerekli olan proje, uzman

kadro ve finansman eksikliği çok belirgindir. Yine sayıları az olmayan hemşeri

dernekleri de benzer eleştirilerle karşılaşmaktadır (Hürriyet Avrupa, 12.07.2012).

Çatı kuruluşlar, daha profesyonel yapılara sahip olmakla birlikte, Almanya

gibi sivil toplumun gelişmiş olduğu bir ülkeye göre, istenen seviyenin henüz

uzağındadır. Uzun yıllardır federal düzeyde üst düzey STK yöneticiliği yapan Oğuz

Üçüncü’ye (2012) göre, Türk çatı kuruluşlarında ücretli çalışanların toplam sayısı

500’ü bulmamaktadır, bu kişiler profesyonelleşmiş olsa bile üç milyonluk Türk

toplumuna yeterli hizmet vermeleri mümkün değildir. Bu STK’lar altyapı itibariyle

geleceğe ilişkin doğru tespitler yapma konusunda eksiklik yaşamaktadır ve birçok

kuruluşta ülkede yetişen nesil henüz yönetime gelememiştir.

Bununla birlikte, STK’ların bir kısmı bu sorunları aşmış görünmektedir, çoğu

da aşılmasına yönelik çalışmalar yürütmektedir. Belirli alanlara odaklanarak

enerjisini verimli kullanan ve sonuç alan STK’lar olduğu gibi (Almanya Türk

Toplumu, 2012: 39), ülkede yetişen nesillerin sivil toplum faaliyetleri konusunda

bilinçlendirilerek bünyelerinde görev almalarına yardımcı olunduğu eğitim

programları düzenleyen çatı STK’lar bulunmaktadır. Bunlardan IGMG, Yıldız

Eğitim Projesiyle tüm teşkilat çapında gençleri eğitmekte (IGMG, 2010), bu kuruluş

ve başka birçok büyük STK gençlik kolları kurarak, başka amaçların yanında, ileriye

yönelik yönetici hazırlama gayreti göstermektedir (DİTİB LJVBW, 2012).

Federal düzeyde profesyonel yönetici açığını kapatmanın yollarından biri de,

İslam Kültür Merkezleri Birliği’nde olduğu gibi, bu kuruluşlara bağlı yerel

derneklerdeki yetenekli kişilerin merkez yönetimlerinde görevlendirilmeleridir

(Heidenheimer Zeitung, 2008). Bu kişiler, bu STK’ların merkez teşkilatlarında

oluşturulan profesyonel yönetim yapılarında genellikle ücretli olarak çalışmakta,

eğitim seviyeleri ve Almanca bilgilerinin yüksekliği sayesinde, teşkilatın hem

yönetiminde hem de temsilinde önemli roller üstlenmektedir. Böylece, bu

kuruluşların Alman makamları nezdindeki faaliyetleri daha vasıflı yöneticiler

tarafından yürütülmektedir.

Page 75: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

62

4.2.5. Paydaş İlişkileri

Yönetsel ve örgütsel açıdan analizin önemli bir unsuru olan paydaş analizi,

Türk STK’larının birbirleriyle, Alman devlet makamlarıyla, yerel yönetimlerle,

toplumun önde gelenleriyle ve ülkedeki Türklerle ilişkilerine ışık tutmaktadır.

Aslında STK’ların savunuculuk kapasitesinin ölçülmesindeki önemli araçlardan biri

olan bu analiz, çok geniş kapsamlı bir araştırmanın konusu olmalıdır. Almanya’daki

Türk STK’larının paydaşları olarak birbirleriyle ve Alman makamlarıyla olan

ilişkilerine dair genel bilgiler şöyledir.

Türk STK’larının birbirleriyle ilişkilerine bakıldığında, yerel seviyeden

federal seviyeye doğru gittikçe ilişkilerin de şahsilikten kurumsallığa doğru

dönüştüğü görülmektedir. Aynı şehirdeki belli başlı yerel STK’ların temsilcilerinin

birbirlerine bayram ziyaretleri gerçekleştirmeleri, periyodik olarak toplanmaları,

hatta belli olaylar karşısında ortak tavır almaları yer yer görülebilen bir durumdur

(Bulut, 2012). Bazı şehir veya eyaletlerde kurulan dayanışma ve lobi platformları

çeşitli etkinlikler düzenlemekte (Almanya Bülteni, 07.05.2012), eyalet düzeyindeki

teşkilatlar kendi aralarında önemli konularla ilgili görüşebilmekte ve Alman

makamlarıyla temas kurmaktadır (Altuntaş, 2012). Öte yandan, bu düzeylerde,

yöneticiler arasındaki şahsi sorunlar ya da Türkiye kaynaklı siyasi görüş ayrılıkları

sebebiyle ortak çalışma yapılamaması da karşılaşılan bir durumdur (Ülker, 2012).

Federal düzeyde ise, Almanya’da Türklere ait tüm büyük İslami çatı

kuruluşlarının içinde olduğu, kısa adıyla KRM olarak bilinen Almanya Müslümanları

Koordinasyon Konseyi dikkat çekmektedir. Konsey, tüzel kişiliği bulunmamasına

rağmen, Almanya’da yaşayan Müslümanların çoğunun siyasî ve toplumsal

temsilciliğini yapmaktadır (KRM, 2012).

Türk STK’larının Alman devlet makamları ve yerel yönetimlerle ilişkileri

çeşitli özelliklere sahiptir. Daha kurumsal düzeyde olan Federal Uyum Konseyi,

Güvenlik İçin İşbirliği İnisiyatifi gibi oluşumlar devlet tarafından oluşturulmuş ve

üyeleri belirlenmiştir. Örneğin Federal Uyum Konseyi’ne, diğer millet ve

topluluklardan başka, federal düzeyde faaliyet gösteren bazı Türk STK’larının

temsilcileri ile bazı Türk asıllı kişiler üye olarak davet edilmiştir (Beauftragte für

Migration, Flüchtlinge und Integration , 2012).

Page 76: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

63

Müslümanları federal düzeyde temsil eden KRM, bu görevi KRV Eyaleti’nde

de yürütebilmektedir; Eyalet Hükümeti, İslam din dersleri verilmesi hususunda KRM

temsilcilerini muhatap almıştır (Keller, 2011). Birçok eyalette ise, Tübingen İslam

Kürsüsü’nün oluşturulmasında olduğu gibi, eyalet çapındaki Türk STK’larının

temsilcileri doğrudan muhatap alınmaktadır. Yine eyalet düzeylerinde Türk

toplumuyla daha çok çalışma durumunda olan iş bulma kurumu ve emniyet teşkilatı

gibi belirli devlet kurumları da, Türk kitle STK’larının eyalet teşkilatlanmalarıyla

anlaşarak çeşitli ortak çalışmalar yapmaktadır (Altuntaş, 2012). Bu kurumlar, meslek

tanıtım programları düzenlemekte (öztürk.de, 2012) veya bazı olaylar karşısında

koordineli hareket etme konusunda işbirliğine gidebilmektedir (Yeni Posta, 2012).

Bunların yanında, genelde yerel veya eyalet düzeyindeki yönetimler, uyum

sorumluları aracılığıyla Türk STK’larıyla düzenli görüşmeler yapabilmekte, çeşitli

proje destekleri verebilmektedir (Die Beauftragte für Integration und Migration,

2012). Ayrıca, bazı Türk STK’ları, ürettikleri sosyal projeler sayesinde devlet

kademesindeki paydaşlarla ilişkilerini derinleştirebilmektedir (BAREX e.V., 2012).

Ayrıca, başta DİTİB olmak üzere, dini hizmet veren STK’ların, dinler ve kültürler

arası ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgili Alman STK, kilise ve devlet temsilcileriyle

yaptıkları görüşme, açık kapı günü gibi faaliyetler de paydaşlarla ilişkiler

kapsamında değerlendirilebilir (DİTİB, 2012b).

4.3. Türk Sivil Toplum Kuruluşları Açısından Katılım ve Savunuculuk

Almanya’da 70’li ve 80’li yıllarda çok çabuk örgütlenen Türkler, STK’ları

aracılığıyla birçok konuda faaliyetler gerçekleştirmiş, ancak ülkenin siyasi konuları

ilgilerini uzun süre çekmemiştir (Arslan, 2011: 165). Bunda, o dönemki misafir

algısının ve ülke vatandaşı olmamanın etkisi büyüktür (Özoğuz, 2011: 163). Zaman

içerisinde bu alanda yaşanan köklü değişim, STK’ların ilgi ve faaliyet alanlarını da

ülkede yaşanan sorunlar yönünde değiştirmelerine yol açmıştır.

Siyasal katılım ve savunuculuğun bugününe bakıldığında, kuşkusuz, tüm

Türk sivil toplum örgütlenmelerinin aynı seviyede olmadığı görülecektir. Ülkedeki

Türk insanının çok çeşitli görüş ve özelliklere sahip olması, kurdukları STK’lara da

yansımış, bunların bu alanlardaki algı ve seviyelerinin değişik olmasına yol açmıştır.

Page 77: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

64

Bugün, hemşeri dernekleri gibi daha çok Türkiye’deki kültürlerine yönelik çalışma

yürüten yapıların yanında, çatı kuruluşlarla bağlantısı olmayan ve çeşitli Alman

kurum ve kuruluşlarla proje bazlı çalışmalarda bulunan dernekler de son yıllarda

artmıştır (Zahnraeder, 2012b). Bunların ötesinde, hitap ettikleri kitlelerin

büyüklükleri ve geniş örgütlenme ağları gibi sebeplerle, Türk sivil toplum

örgütlenmesinin merkezinde yer alan Müslüman örgütler, dini hizmetlerinin yanında,

sosyal hayata ilişkin çalışmalar yapmakta, göçmenlerin uyumuyla ilgili projelerde

yer alabilmektedir (Deutsche Welle Türkçe, 20.09.2012).

Bununla beraber, özellikle yerel STK’ların lobicilik açısından istenen

düzeyde olmadıkları yönünde görüşler yoğundur (Ülker, 2012). Bu konuyla ilgili

çarpıcı örneklerden biri, Baden-Württemberg Eyaleti’ndeki liselerde Hırvatça ve

Japonca gibi diller ikinci yabancı dil olarak okutulmasına karşın Türkçe’nin

müfredatta yer almaması, hatta buna yönelik olarak şimdiye kadar hiçbir kesimden

herhangi bir başvuru yapılmamış olması gösterilebilir (Zaman, 25.10.2012).

4.3.1. Çatı Kuruluşlar ve Türkiye Siyasi Gündemine İlgi

Türk çatı kuruluşların çoğu için, Alman siyasal katılım ve savunuculuk

konularındaki başarı seviyesi, yönetsel ve örgütsel özelliklerine bağlı olmanın yanı

sıra, Türkiye’deki siyasi gündeme ilgileriyle ters orantılı olarak değişebilmektedir.

Bazı kuruluşlar, bir tercih olarak, ilgi alanlarını Türkiye gündemine yoğunlaştırmakta

ve Alman paydaşlarıyla asgari düzeyde ilişki kurmaktadır. Bu da, bu örgütlerin

Almanya’daki lobi etkinliğinin azalmasına yol açmaktadır. Buna karşın, pek çok

STK da, ilgisini Almanya’daki konulara yönelterek çalışmalarda bulunmaktadır.

İlgisini Almanya’ya kaydırma konusunda belki de en çarpıcı örnek, büyük

kitle STK’larından olan IGMG’de yaşanan değişimdir. Diğer birçokları gibi

Türkiye’deki siyasi oluşumlardan birinin uzantısı olarak 1970’lerde kurulan bu örgüt,

Prof. Dr. Werner Schiffauer’e göre, yönetim kademelerindeki kuşak değişimi

sonucunda 1999 yılından itibaren Türkiye merkezli siyasetten bağımsızlaşarak kendi

çizgisini izlemeye ve Almanya’daki konulara ağırlık vermeye başlamıştır (Deutsche

Welle Türkçe, 20.09.2012). Öyle ki, bugün IGMG, Prof. Dr. Faruk Şen’e göre,

Almanya’daki Türk sivil yapılanmaları arasında en etkili Türk toplum

Page 78: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

65

hareketlerinden biri durumundadır (Şen, 2012). Ne var ki, federal makamların bu çatı

STK karşısındaki tutumu, bu gücü azaltıcı etkide bulunmaktadır. Burada IGMG’nin

bu özel durumuna değinmekte fayda vardır. Kuruluş, Alman Anayasayı Koruma

Teşkilatı tarafından ideolojik duruşu gerekçe gösterilerek takip edilmekte ve bu

kurumun yıllık raporlarında hakkında çeşitli bilgi ve değerlendirmeler yer almaktadır

(Bundesministerium des Innern, 2012). Bu sebeple federal düzeyde muhatap

alınmayan IGMG, bazı eyaletlerde de aynı sorunu yaşamaktadır (Deutsche Welle

Türkçe, 20.09.2012). Bununla birlikte, Hannover gibi birçok şehirde ise yerel

yetkililer IGMG temsilcileriyle görüşmekte bir sakınca görmemektedir (IGMG,

2012b).

Gündemini Türkiye ve Almanya’ya göre belirlemek konusunda değişik bir

örnek, ülkedeki en büyük Alevi teşkilatlanması olan Almanya Alevi Birlikleri

Federasyonu’dur. Bu örgüt, Almanya’da “kitle gücü olma ve talepleri kabul

ettirmede” önemli bir rolü olduğu gerekçesiyle, 2000’li yıllara girerken üyelerini

Alman vatandaşlığına geçme konusunda Alman İçişleri Bakanlığı desteğinde bir

proje gerçekleştirmiştir (Adıgüzel, 2011: 122,123). Ayrıca, Alevilik öğretisinin

okullarda din dersi olarak okutulma hakkının elde edilmesi konusunda Alman

makamları nezdinde başarılı çalışmalar yapmıştır.7 Ancak aynı kuruluş Türkiye’nin

siyasi gündemine de aşırı ilgi göstermektedir ve bu tutumu nedeniyle diğer sivil

toplum temsilcilerince eleştirilere maruz kalmakta (Zaman Almanya, 31.10.2012),

enerjisini boşa harcayarak üyelerinin gelişimine katkıda bulunmamakla tenkit

edilmektedir (Çebi, 2012).

4.3.2. Türk Sivil Toplum Kuruluşları ve Almanya Siyasi Gündemine İlgi

Siyasal katılım konusunda en doğrudan yöntem olan seçimler konusunda,

Türk STK’larının girişimleri, coğrafi düzeylerine göre farklılık gösterebilmektedir.

Çatı kuruluşları ile bunların eyalet teşkilatlanmaları, genelde, sadece seçimlere

katılım çağrısı yapmakta (Zaman Avrupa, 11.05.2012), belirli bir parti ya da adayı

destekleme konusunda eskiye göre daha çekimser davranmaktadır. Bunda, Türklerin

Alman siyasetine karşı son yıllarda yaşamış olduğu güven kaybı etkilidir (Zaman

7 Berlin Alevi Toplumu’na ait http://www.alevi.org/alevilik-dersi/nicin-alevilik-dersi-.html#

adresinden 13.11.2012 tarihinde alınmıştır.

Page 79: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

66

Avrupa, 19.06.2007). Bunun yanında, çatı kuruluş yetkilileri parti temsilcileriyle

siyasal konularla ilgili görüşmeler yapabilmektedir (RTV-MediaNet, 2011). Yerel

düzeyde ise belirli adaylara oy verilmesi yönünde telkinde bulunulduğu yer yer

görülen bir durumdur (Kılıç, 2012).

Yine, daha önce bahsedildiği üzere, parti temsilcilerinin yerel dernekleri

ziyaretleri özellikle seçim öncesinde görülebilen olaylardır. Bu konuda önemli bir

unsur, görüşme taleplerinin genelde siyasilerden gelmesidir. Dolayısıyla, Alman

siyasetçilerin veya karar alıcıların Türk STK’larına olan ilgilerine bakılacak olursa,

oy hakkına sahip üye sayısı çok olan STK’ların özellikle seçim dönemlerinde rağbet

gördükleri açıktır (Avrupa Sabah, 12.06.2012). Ancak, bu unsur tek etken değildir.

Üyelerini mobilize etme ya da Alman sosyal hayatının içine girerek katkı sağlama

özelliklerine sahip küçük ya da büyük STK’lar, karar alıcılar tarafından ziyaret

edilmeyi ve lobi yapabilmeyi başarabilmekte (TÜDESB, 2012) veya devlet destekli

projeler gerçekleştirmektedir.8

Türk bölge-üstü birlik ve federasyonlarıyla ilgili bir başka husus, Federal

Meclis tarafından yönetilen “Lobi Listesi”dir. Düzenli olarak güncellenen bu listeye,

Ekim 2012 itibariyle TGD, HDF, Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu ve Berlin

Brandenburg Türkiye Toplumu kayıtlıdır. Ayrıca, yönetim kademesinde Almanların

ağırlıkta olduğu Liberal Türk-Alman Cemiyeti ile Türkiye ve Uyum Araştırmaları

Merkezi Vakfı de bu listede yer almaktadır (Deutscher Bundestag, 2012). Görüldüğü

üzere, bu listeye ilgi gösteren ya da kayıtlı olan STK’lar arasında örgütlü Türklerin

önemli kısmını temsil eden büyük STK’lar bulunmamaktadır. Bunda, bu listenin bir

hak doğurmamasının ve sembolik anlamının işlevine göre daha fazla olmasının yan

sıra, bu STK’ların hükümet yetkilileriyle hali hazırda başka platformlarda görüşüyor

olmalarının etkisi vardır. Burada hatırlanması gereken önemli bir nokta da,

Almanya’nın yönetim yapısı gereği, lobi faaliyetlerinde parlamentonun ve

milletvekillerinin değil, hükümetin hedef-kitle olarak değerlendirilmesinin daha

doğru olduğudur.

8 Baden-Württemberg Türk Toplumu’na ait www.tgbw.de/projekte.htm adresinden 13.11.2012

tarihinde alınmıştır.

Page 80: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

67

4.4. Etki Alanları ile Üye Sayısı ve Entelektüel Kapasite Arasındaki İlişki

Almanya’daki Türk STK’larının Alman karar alıcılar, etkili kişiler ve

siyasiler tarafından dikkate alınmaları, diğer bir deyişle Türk STK’larının etki

alanları, başlıca iki unsura göre şekillenmektedir: Üye sayısı ve entelektüel kapasite.

Türk STK’larının üye ya da ulaşabildikleri kişi sayısı, karar alıcılar tarafından

dikkate alınma konusunda önemli bir faktördür. Örneğin, Müslümanların %85’ini

temsil kabiliyetine sahip olan ve bünyesinde 2.600 cami derneği bulunduran KRM

(RTV-MediaNet, 2011), bu özelliği dolayısıyla Federal Hükümet tarafından muhatap

alınmakta, Müslümanları ilgilendiren olaylarla ilgili olarak medya tarafından takip

edilebilmektedir (Süddeutsche, 05.11.2012). Yerel yetkililerin ise, geniş tabanlı yerel

derneklerle, genelde emniyet, meslek edindirme gibi sosyal faaliyetler kapsamında

diyalog kurdukları bilinen bir durumdur. Ayrıca, bu derneklerin, son yıllarda

özellikle seçim dönemlerinde ilgi çekmeye başladıkları da görülmektedir.

Bununla birlikte, ulaşılan kitlenin büyüklüğü, Türk STK’larının etki alanları

hususunda yeterli bir unsur değildir. Alman karar alıcılar ve etkili kişilerin bir

STK’yı dikkate almasında asıl belirleyici olan, bunların entelektüel kapasiteleridir.

Entelektüel kapasite, Türk sivil toplum örgütlenmeleri için, bu yapılarda önemli

konumlarda bulunan kişilerin, temsil ettikleri kitlenin sorunları ve bunların çözüm

yolları hakkında yeterli bilgiye sahip olmaları ve bunları yetkili muhataplarına uygun

şekilde aktaracak donanıma sahip olmaları anlamına gelmektedir. Bu nitelik,

göçmenlerle ilgili sorunlar hakkında çalışma yapmayı hedefleyen karar alıcıları bu

donanıma sahip temsilcilere yöneltir; zira aksi durumdaki STK temsilcileriyle

diyalog yolları yeterince açık olamamaktadır. Siyasal katılım konusunda da

görüldüğü üzere, bahsedilen türden donanıma ve diyaloğa sahip olmanın önkoşulları

gibi görünen unsurlar, iyi eğitim seviyesi ve Almanca bilgisidir.

Yerel seviyedeki kitle STK’larına bu açıdan bakıldığında, pek çoğunun

yönetim kademelerinde bu özelliklere sahip yöneticilerin az sayıda olduğu öteden

beri bilinmektedir (Üçüncü, 2012). Birçok dernek ve grup kendi sorunlarına çözüm

bulmakta zorlanmakta, bundan dolayı Alman toplumuyla ilişkilere ve lobi

çalışmalarına zaman ayıramamaktadır. Hatta bazılarının bu lobi eksikliğinin farkında

Page 81: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

68

olmadıklarına dair eleştiriler de yapılmaktadır (Ülker, 2012). Bu alanda yeterli

donanıma sahip genç Türklerin ise sivil toplum faaliyetlerine genelde ilgisiz

oldukları ya da bu derneklerin yönetim kademelerine giremedikleri görülmektedir

(Altuntaş, 2012). Bu sebeple, geniş tabanlarına rağmen bu STK’lar, Alman

toplumuyla ve karar alıcılarla diyalog konusunda yetersiz kalabilmekte, bu da, karar

alıcıların Türklerin düşüncelerini ve sorunlarını bu kuruluşlar üzerinden

görememelerine sebep olmaktadır (Ülker, 2012).

Bunların yerine, Türk STK’ları arasında nispeten küçük olan bazıları,

entelektüel donanımları ve Alman sivil toplum faaliyetlerine ilgileri nedeniyle, karar

alıcılarla daha yoğun diyalog imkânına kavuşmakta, faaliyetlerine ve projelerine

destek bulabilmekte, kısaca lobi yapabilmektedir. Hatta bu STK’lar, Stuttgart Türk

Alman Forumu adlı dernek gibi, bu faaliyetlerindeki başarıları sayesinde, Türk

toplumunda ulaşabildikleri kitleyi de büyütmekte (DTF-Stuttgart, 2012) ve üye

sayısının azlığıyla ilgili dezavantajı bertaraf edebilmektedir.

Benzer durum, federal düzeydeki Türk STK’larında daha sınırlı oranda

yaşanmaktadır. Çatı kuruluşlarının çoğu, profesyonelleşme bahsinde geçtiği üzere,

genellikle üyelerinden iyi eğitimli ve yetenekli kişileri merkez yönetimlerinde

görevlendirmekte ve entelektüel kapasiteyi artırmaya çalışmaktadır.

Bu hususlara eklenebilecek bir unsur da, Almanya’daki Türk toplumunda

muhafazakâr ya da gelenekçi olarak adlandırılan kesimlerin, Alman toplumu ve karar

alıcılarıyla etkileşim içine girme konusunda, nispeten liberal veya seküler anlayışa

sahip kesimlere nazaran daha geç başladığıdır. Bunda, Alman toplumuyla diyalog

kurmada ilk gruptakilerin diğerlerine göre on yıllar boyunca çekingen davranmaları

etkili olmuştur. Etki alanları konusunda liberal veya seküler anlayışa sahip kesimlere

uzun süre önemli avantaj sağlayan bu durum, son yıllarda önemli ölçüde değişiklik

göstermiştir (Başyıldız, 2012).

4.5. Türk Sivil Toplum Kuruluşlarınca Uygulanan Başlıca Lobi

Teknikleri

Almanya’da Türk STK’larının savunuculuk faaliyetleri yapmaları, üst düzey

Page 82: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

69

görüşmeler ya da seçimlere katılım çağrıları ile sınırlı değildir. Başka birçok girişim

lobi teknikleri arasında sayılmaktadır. Bu STK’larca uygulanan başlıca teknikler ve

bazı örnekler aşağıda yer almaktadır.

4.5.1. Yüz Yüze İletişim Kurma

Yüz yüze iletişim kurmak, bir doğrudan lobicilik çeşidi olarak, en etkili lobi

tekniklerinden biridir. Bu teknik, gündemle ilgili konuların görüşülmesi amacıyla

gerçekleştirilen ziyaretlerde olabilir. Federal İçişleri Bakanlığı’nın 2012 yılında

uygulamaya koymak istediği “Kayıp” adlı Müslümanları rencide eden kampanyayla

ilgili, bazı STK temsilcilerinin Federal Adalet Bakanı’na ziyarette bulunarak

rahatsızlıklarını yüz yüze iletmeleri, bu lobi tekniğine yerinde bir örnektir (Hürriyet

Avrupa, 30.08.2012).

Alman STK, kurum ve kuruluşlarla ortak platformlar oluşturarak düzenli

toplantılar şeklinde yüz yüze iletişim kurmak da etkili bir lobi tekniğidir. Genelde,

merkezinde belirli temaların olduğu bu tür oluşumlarda, Türk-Alman diyaloğu

pekiştirilmeye çalışılır. Heidenheim şehrinde bulunan DİTİB Cami Derneği ile Alevi

Kültür Merkezi’nin, şehirdeki kilise, sendika ve parti temsilcileriyle Türk-Alman

Kulübü oluşturması bu konuda ilginç bir örnektir (Merhaba, 2012). Öte yandan, dini

hizmet veren Türk STK’ları, ülkedeki din temsilcileriyle başta diyalog faaliyetleri

olmak üzere çeşitli etkinlikleri uzun süredir düzenlemektedir (DİTİB, 2012b).

Bunların dışında, karar alıcılar ve etkili kişilerle çeşitli organizasyonlar

vesilesiyle program dışı olarak yüz yüze iletişim kurmak da mümkündür; bununla

beraber, bu yolun kullanılması, karar alıcıların da katıldığı Alman sivil toplum

faaliyetlerine katılımla doğru orantılıdır.

4.5.2. Yemekli Toplantılar ve Sosyal Aktiviteler Düzenleme

Almanya’da çok sayıda örneği olan bu yöntemlerde çeşitli programlar

vesilesiyle karar alıcılarla yakınlaşma ve önyargıların kırılması hedeflenir. Karlsruhe

Türk Okul Aile Birliği’nin her yıl organize ettiği ve şehrin eğitim müdürünün birçok

okul müdürüyle katıldığı rektörler yemeği buna güzel bir örnektir (Mannheim Haber,

10.04.2012). Bu konuda etkili bir yol da iftar programlarıdır. Özellikle, aynı

Page 83: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

70

şehrindeki derneklerin ortak program düzenlemeleri durumunda, belediye başkanı

veya diğer üst düzey kişilerin katılım sağlaması daha kolay olmaktadır (Avrupa

Sabah, 25.07.2012).

Bu lobi tekniklerine, kermes ve festival gibi etkinlikler de dâhildir. Alman

toplumuyla yakınlaşma işlevi görmeleri sebebiyle, birer halkla ilişkiler kampanyası

veya sosyal lobicilik uygulaması olarak da adlandırılabilen bu etkinliklerde, Alman

toplumuna sosyal aktiviteler yoluyla yaklaşılmakta ve bu yakınlaşma sayesinde

önyargıların kırılması hedeflenmektedir. Bu tür organizasyonlarda, misafirlerce pek

bilinmeyen farklı gösteriler ilgi çekme konusunda olumlu etkide bulunur. Bu konuda,

Kültürlerarası Diyalog Forumu (FID) tarafından Berlin’de düzenlenen ve 200 bin

kişi tarafından ziyaret edilen Berlin-İstanbul Festivali olumlu bir örnektir (Zaman

Avrupa, 30.05.2012). Türk derneklerinde kan bağışı kampanyaları düzenlenmesi

(Mannheim Haber, 11.07.2012) ve Alman komşulara iftar verilmesi (Zaman Avrupa,

14.08.2012) de bu kapsamda sayılabilecek başka halkla ilişkiler kampanyası

örnekleridir.

4.5.3. Karar Alıcılar ve Etkili Kişilerle Dostluk Kurma

Önemli bir lobi yöntemi olan; karar alıcılar, etkili kişiler ve bunların yakın

çevreleriyle dostluk kurmak konusundaki örneklere Almanya’daki Türk STK

temsilcilerinde de rastlanmaktadır. Bu dostluklar, resmi toplantılar yerine daha hafif

içerikli organizasyonlarda nispeten kolay kurulmaktadır ve resmi temaslara göre çok

daha iyi sonuçlar vermektedir. Böylece etkili kişiler, Türklerle ilgili bir konu

gündeme geldiğinde, önceden yakınlaşma sağlamış oldukları kişilere

danışabilmektedir (Kılıç, 2012).

4.5.4. İmza Kampanyaları ve Kampanya Desteği Sağlama

İmza kampanyası düzenlemek Türk STK’larınca sık başvurulan yollardan

biridir. Bunlar, federal, bölgesel ya da yerel düzeyde olabilir. TGB’nin organize

ettiği çifte vatandaşlık hakkının geri verilmesi kampanyası, Almanya çapında bir

girişim olmuştur (Zaman Avrupa, 05.03.2012). Türkiye aleyhine ifadelerin yer aldığı

bir kitabın Baden-Württemberg Eyaleti okullarında okunmasını engellemek için

Page 84: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

71

düzenlenen imza kampanyası da bu tekniğe bir örnektir.9 (BTOABF). Bunun

yanında, Alman STK’larınca düzenlenen kampanyalara destek vermek de Türk

STK’larının başvurduğu yollardan biridir. Bu konudaki örneklerden biri, bir Alman

derneğinin gıda maddelerinin içeriklerinin tam olarak belirtilmesiyle ilgili yürüttüğü

kampanyaya IGMG’nin verdiği destektir (IGMG, 2012c).

4.5.5. Toplantılar Düzenleme ve Uzman Konuşmacı Çağırma

Diğer bir lobi faaliyeti olarak değerlendirilen girişimlerden biri de, çeşitli

konularda toplantılar düzenlemektir. Bunlar, sorunların veya lobi alanlarının

değerlendirilmesine ve kamuoyunun bilinçlendirilmesine, dolayısıyla bir lobi

faaliyetine halk desteği sağlanmasına katkıda bulunur. Avrupa Türk Demokratlar

Birliği’nin öncülüğünde ve büyük STK’ların desteğiyle gerçekleştirilen anadil

Türkçe ile ilgili çalıştay, bu konuda yerinde bir örnektir (anadilim.eu, 2012).

Bu tür toplantılara uzman konuşmacı çağırmak, diğer taraftan, toplantının

medyada yer alması suretiyle, STK hakkında kamuoyunda olumlu bir imaj

çizilmesine vesile olabilir. Ayrıca, alanlarında söz sahibi olmaları nedeniyle, karar

alıcıları etkileme potansiyeline sahip olan bu konuşmacılarla yakınlaşmak da böylece

mümkün hale gelmektedir. Bu konuda, diyalog faaliyetleri yürüten FID’in 2007’den

bu yana düzenli olarak yaptığı toplantılar olumlu bir örnektir (F.I.D, 2012).

4.5.6. Yürüyüş, Boykot, Forum Gibi Eylemler Düzenleme

Almanya’da siyasal katılımın meşru yollarından biri olan izinli gösteri ve

yürüyüşler son yıllarda Türkler arasında ilgi kaybına maruz kalmıştır. Bunu

doğrulayan son olay, Türklerin hedef olduğu Neonazi cinayetlerinin ortaya

çıkmasının birinci yıldönümünde çeşitli şehirlerde düzenlenen ırkçılığı protesto

gösterilerinde yaşanmıştır. Bunlar arasında en kalabalığı olan Berlin’deki gösteriye

katılanların sayısı 2 bini geçmemiştir (Sabah Avrupa, 05.11.2012).

9 Baden Türk Okul Birlikleri Dernekleri Federasyonu’na ait www.baden-

toabf.org/petition/petition.php adresinden 15.11.2012 tarihinde alındı.

Page 85: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

72

4.5.7. Meclis, Komite vs. Toplantılarına ve Mahkemelere Katılma

Lobi faaliyetleri arasında karar alıcıları etkileme gücü yüksek bir yöntem olan

meclis, komite vs. toplantılarına ve mahkemelere katılmak konusunda Türk

STK’larının güçlü olduğu söylenememektedir. Bu konudaki en somut örneklerden

biri, bir Neonazi terör örgütünce Türklere karşı işlenmiş olan cinayet ve saldırılarda

kendini göstermiştir. Gazeteci Süleyman Bağ, Federal Meclis tarafından olaylarla

ilgili kurulan soruşturma komisyonunun oturumlarına yeterli ilgi gösterilmediğini

belirterek Türk toplumunu ve STK’larını duyarsızlıklarından ötürü eleştirmektedir.

Hâlbuki oturum salonlarının Türk izleyicilerle dolması durumunda, olayın dünya

kamuoyuna mal olması söz konusudur (Bağ, 2012).

4.5.8. Diğer Sivil Toplum Kuruluşlarıyla İşbirliği

Diğer STK’larla işbirliği yapmak, Almanya’daki Türk STK’ları arasında

yıllardır görülen bir uygulamadır. Aynı şehir ya da bölgedeki dernekler bazı olaylar

karşısında ortak hareket edebilecekleri gibi, bu dayanışma, 2012 yılında bir

mahkemenin aldığı sünnetin yasaklanması kararına karşı 13 STK’nın otak bildiri

yayınlaması olayında görüldüğü gibi, bazı durumlarda federal düzeyde de

yaşanmaktadır (Avrupa Sabah, 04.07.2012). Esasen, bu girişimde başı çeken KRM

başlı başına bir STK’lar arası işbirliği örneğidir ve dini hizmet merkezli büyük Türk

STK’larının federal düzeydeki platformu olarak en fazla Türk’ün temsil edildiği

oluşumdur.

İşbirliği konusunda eyalet düzeyinde başarılı bir örnek ise, 2012 yılında

Hamburg’da yaşanmıştır. Eyalet Hükümeti’nin Müslümanları resmen tanınmasıyla

ilgili müzakere sürecinde cemaat derneklerinin eyalet teşkilatları ortak hareket etmiş

ve ilgili sözleşmeyi beraber imzalamıştır (Post, 2012).

Yerel düzeydeki belli başlı dernekler de ortak faaliyetler için bir araya

gelebilmekte, hatta Düsseldorf’ta olduğu gibi başlı başına bir dernek de

kurabilmektedir (Almanya Bülteni, 2012). Bu hareket ve oluşumların kurumsallaşma

düzeyleri ile faaliyet yoğunlukları da normal derneklere göre daha zayıf kalmaktadır.

Bu düzeydeki ortak hareketlere başarılı bir örnek, 2006-2007 yıllarında Rastatt

kentinde yaşanan, Türkçe anadil derslerini kaldırma kararı karşısında, Türk

Page 86: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

73

derneklerinin işbirliği yaparak dava açmasıdır (Zaman Avrupa, 20.10.2007).

Almanya’daki Türk STK’larında, diğer lobi ve gruplarla işbirliği örnekleri de

görülebilmektedir. Örneğin, TGD, Müslümanlar kadar Musevilerin de olumsuz

etkilenmesine sebep olan sünnetin yasaklanması kararına karşı Berlin Yahudi

Cemaati’nin düzenlediği bir gösteriye destek vermiştir (Hürriyet Planet, 2012).

Kolektif lobiciliğin de başarılı bir örneği olan bu girişim, Alman ulusal medyasında

da yer bulmuştur (Die Welt, 09.09.2012). Aynı konuda DİTİB, Avrupa

Parlamentosu’nun bulunduğu Brüksel’de Yahudi cemaatiyle ortak bildirge

yayınlamış ve Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin katıldığı bu inisiyatifle sorunu

uluslararası boyuta taşımıştır (Hurriyet Daily News, 2012).

4.5.9. Tanınmış Kişilerden Faydalanma

Düzenlenen etkinlik ve kampanyalarda tanınmış kişilerden faydalanmak da

bir lobi tekniğidir. Burada, bu kişilerin etkileme potansiyeline sahip olduğu kişi ya da

grupların ilgileri çekilmeye veya genel olarak kamuoyunda olumlu bir imaj

çizilmeye çalışılır. Bu konuda, TGB’nin, çifte vatandaşlık imza kampanyasının

tanıtım toplantısını federal parlamenter ve Meclis Dilekçe Komisyonu üyesi Memet

Kılıç ile gerçekleştirmesi yerinde bir uygulamadır (Zaman Avrupa, 05.03.2012).

4.5.10. Eyalet ve Bölge Bazında Örgütlenme

Uygulanan lobi teknikleri ve teşkilatlanma şekilleri; ülkenin, STK’ların ve

hedef-kitlelerin özelliklerine göre değişebilmektedir. Söz gelimi, ülke çapındaki Türk

STK’larının hemen hepsinin eyalet ve daha küçük bölgeler düzeyinde teşkilatlanmış

olmalarının altında yatan tek sebep coğrafi açıdan yönetim kolaylığı sağlanması

değildir. Almanya’nın mevcut federal yönetim sisteminde eğitim, iç güvenlik ve

yerel yönetimler gibi önemli konular eyaletlerin uhdesine verilmiştir ve bu

seviyelerdeki resmi makamlarla olan ilişkiler, STK’ların aynı düzeylerdeki alt

teşkilatları aracılığıyla daha kolay sağlanmaktadır (Altuntaş, 2012).

Almanya’daki Türk STK’larının lobi faaliyetlerine genel olarak bakıldığında,

yeterince iyi durumda olunmadığı anlaşılmakla birlikte, son yıllarda bu alanda

ilerleme yaşandığı görülmektedir. Bu konudaki araştırmalar da bu fikri destekleyici

Page 87: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

74

sonuçlar vermektedir. KRV Eyaleti’nde yıllık olarak yapılan bir ankete göre, 2011

yılında Türklerin neredeyse yarısı çıkarlarının savunulması konusunda Türk

STK’larına kısmen ya da tamamen güvenmektedir. Bir önceki yıla göre güven

seviyesini artıran STK’lar, böylece belediye başkanı, uyumdan sorumlu bakanlık,

siyasal partiler ve sendika gibi kurum ve kişilerin önünde birinci sıraya yerleşmiştir.

Öte yandan, ankete katılanların yaklaşık dörtte biri Türk STK’larına bu konuda asla

güvenmemektedir, ancak, diğer kişi ve kurumlara güvenmeme oranları daha

yüksektir. Bu da, en güvenilir çıkar savunma aracı olarak Türk STK’larının

görüldüğü tezini desteklemektedir (Sauer, 2012: 129-131). Türk nüfusunun en fazla

olduğu bu eyaletteki bu sonuçlar, Türk STK’larının savunuculuk konusunda tüm

eksiklerine rağmen ilerleme kaydettiğinin bir göstergesidir.

4.6. Bazı Kampanya ve Olay Örnekleri

Bu bölümde Almanya’da çeşitli vesilelerle gerçekleşen iki kampanya ile bir

olaya yakından bakılacak, kampanyaların başarı ya da başarısızlık nedenleri ile

olayın sonuçları değerlendirilecektir.

4.6.1. Rastatt’ta Türkçe Anadil Derslerinin Tekrar Müfredata Alınması

Almanya’daki Türklerin başarılı savunuculuk çalışmaları arasında mühim bir

örnek, 2006-2007 yıllarında Baden-Württemberg’de bulunan Rastatt kentinde

yaşanmıştır. Dönemin belediye yönetimi, orta dereceli okullarda Türkçe anadil

derslerine sınıf tahsis etmeme kararı alarak bu dersleri engellemiştir. Yaklaşık 200

Türk öğrencinin etkilendiği bu karar üzerine, kentteki Türk dernekleri ve bölgenin

okul aile birlikleri federasyonu işbirliği yaparak Mannheim Eyalet İdari Mahkemesi

nezdinde dava açmış, mahkeme Türk tarafını haklı bulmuştur. Dernekler, arada

geçen süre zarfında yasağın kaldırılması kararını beklememiş, Türkçe dersleri, dava

sonuçlanana kadar kentteki DİTİB camiinin lokalinde verilmiştir.

Bu olayın önemli bir yansıması da belediye seçimlerinde görülmüştür.

Derslerin kaldırılması kararını veren belediye başkanı, Alman vatandaşı Türklerin

diğer adaya destek vermeleri sonucunda, başkanlığı 300 oy farkla kaybetmiştir.

Page 88: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

75

Seçilen yeni belediye başkanı da yaptığı ilk açıklamada, Türkçe sınıflarını yeniden

açacağını ifade etmiştir (Zaman Avrupa, 20.10.2007).

Bu olay, Türk STK’larının başarılı lobi çalışması örneğidir. Aynı bölgede

farklı alanlarda faaliyet gösteren dernekler ortak bir sorun karşısında birlikte hareket

etmiş ve temsil ettikleri kitlenin çıkarlarını meşru yollarla savunmuştur. Türk

toplumunu da yönlendirmeyi başararak mevcut oy potansiyelini gerçeğe

dönüştürmüştür.

4.6.2. Berlin Türk Cemaati ve Çifte Vatandaşlık Kampanyası

Türk STK’larının sık başvurdukları bir yöntem olan imza kampanyaları

arasında, TGB’nin 2012 yılı içinde düzenlediği “Herkese Çifte Vatandaşlık” adlı

kampanya Türklerin sivil toplum hareketlerine ilgisi hakkında önemli tespitlere

imkân vermektedir.

Berlin’de 1983 yılında kurulan TGB, bu şehir eyaletindeki 76 derneğin üye

olduğu bir üst yapılanmadır. Türklerin siyasi, kültürel ve ekonomik çıkarlarının

savunmak üzere oluşturulan bu lobi derneği, bu amaçla, emniyet teşkilatı, yerel iş

ajansları, sosyal hizmet kurumları gibi resmi kurumlarla işbirliğinde projeler

yürütmekte, kampanya, bildiri gibi araçlarla bazı konularda hak arama mücadelesi

vermektedir (TGB, 2012b). Kuruluş, Berlin Uyum Konseyi ile ilgili başarılı

çalışmalar da yapmaktadır (ha-ber.com, 06.05.2012).

Bu dernek, Almanya’da yaşayan Türklere çifte vatandaşlık hakkının verilmesi

amacıyla, 1 Mart 2012’de “Herkese Çifte Vatandaşlık” adlı ülke çapında bir imza

kampanyası başlatmış, iki ay içerisinde toplanacak 50 bin imza ile Almanya Federal

Meclisi Dilekçe Komisyonu’na başvurarak bu konunun parlamento gündemine

alınmasını hedeflemiştir (Zaman Online, 02.03.2012). Kampanya gönüllüleri

Berlin’deki derneklerde imza stantları açmış (Berlin Gündem, 11.03.2012), Almanya

çapındaki STK’lardan ise çeşitli yollarla destek istenmiştir. Ne var ki, Haziran

ortasına gelindiğinde imza sayısı 30 bin civarında kalmıştır (Zaman Avrupa,

26.06.2012).

Kampanya yakından incelendiğinde şu bilgi ve görüşlere ulaşılmaktadır.

Page 89: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

76

Kampanya başarıları için temel şartlardan biri olan kısa ve etkili mesaj hususunda

“Herkese Çifte Vatandaşlık” gibi basit bir slogan kullanılması (TGB, 2012c), doğru

bir hareket olarak görünmektedir. Başarının diğer bir şartı olan medya ilgisini çekme

konusunda da yeterli olunduğu söylenebilmektedir; zira Federal Meclis’te Dilekçe

Komisyonu üyesi olan Memet Kılıç gibi tanınan siyasi bir kişinin eşliğinde

düzenlenen tanıtım toplantısı Almanya’daki Türk medyasının çoğu tarafından takip

edilmiş, internet sitelerine yansımıştır (Hürriyet Avrupa, 02.03.2012).

Kampanyada, Berlin çapındaki yoğun çalışma sayesinde bu şehirde yeterli

ilgi ve başarıya ulaşıldığı söylenebilir. Ne var ki, geniş kitlelere hitap eden çatı

kuruluşların ülke çapındaki desteklerini alma konusunda yeterli başarı sağlanamadığı

anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, STK’larla yakın temas kurulsa bile, mevcut

ilgisizliğin de ötesinde, kampanyalar konusunda Türk toplumunun ve STK’larının

isteksiz davrandıkları ortadadır. Bunun başlıca nedenleri bezginlik ve kabullenmedir:

Bir yandan daha önce defalarca kampanya düzenlenmesi bir yorgunluğa yol açmıştır,

diğer yandan, bu konuya has olarak, Türk toplumu yeterli imza toplansa bile çifte

vatandaşlığın verilmeyeceği fikrindedir.

Burada, önceden çok sayıda kampanya yapılması nedeniyle, toplumun ve

STK’ların yenilerine duyarsızlaşması dikkat çekici bir husustur. Buradan,

kampanyaların profesyonel yaklaşım gerektiren faaliyetler oldukları ve sonraki

dönemlerin sorumluluğunun da hesaba katılması gerektiği sonucu çıkmaktadır. Bir

diğer husus, bu tür kampanyaların, aynı zamanda, sivil toplumun gücünü test etme

potansiyeline sahip olmalarıdır. Dolayısıyla, bir kampanya profesyonelce

yürütüldüğünde, Türk sivil toplumunun mevcut gücü ya da zayıflığı ortaya konabilir.

Ancak, öte yandan, süreçteki hatalar sonucunda gelen başarısızlıklar da, toplumu

olduğundan daha zayıf göstererek özgüven kaybına yol açabilmektedir. Bu da göz

önünde bulundurulması gereken önemli bir sorumluluktur.

4.6.3. Alman Foodwatch Derneğinin Gıda İçerikleriyle İlgili Kampanyası

Almanya’da bağımsız bir tüketici haklarını koruma derneği olan Foodwatch

isimli kuruluş, araştırmaları neticesinde, başta ekmek ve meyve suyu olmak üzere,

birçok gıda ürününde hayvansal katkı maddeleri kullanıldığını ortaya çıkarmıştır.

Page 90: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

77

Dernek, vejetaryenlerin aldatıldığı iddiasıyla Federal Tüketicileri Koruma Bakanı’na

gönderilmek üzere internet üzerinden bir mektup kampanyası başlatmıştır. Mektupta,

Bakan’dan, gıda ürünlerinde kullanılan her türlü hayvansal katkı maddesinin

etiketlerde açıkça belirtilmesini sağlayacak bir yasal düzenleme talep edilmektedir. 1

Ağustos 2012’de başlayan kampanyaya bir haftada 20 bin kişi destek vermiştir.

(Foodwatch, 2012a).

Söz konusu katkı maddelerinin tüketilmesi, ülkedeki Türklerin çok büyük

kısmının mensubu olduğu İslam inancına uygun olmaması nedeniyle, bir kısım Türk

sivil toplum temsilcilerinin de dikkatini çekmiştir. Kampanya başladığı günlerde,

ülkedeki Müslümanların temsilcisi durumundaki KRM’nin o dönemki sözcüsü Ali

Kızılkaya Türk basınına bir açıklama yaparak Müslümanlardan tepkilerini ortaya

koymalarını istemiştir (Zaman Avrupa, 04.08.2012). Bununla beraber, KRM’nin

internet sitesinde konuyla ilgili görüş belirtilmemiştir. Büyük STK’lar arasında ise

sadece IGMG internet sitesinden bir basın açıklaması yayınlanmış ve bu

kampanyaya destek verdiklerini bildirmiştir (IGMG). Bu gelişmelerden sonra, aynı

yılın Kasım ayı ortalarına gelindiğinde, kampanyaya destek verenlerin sayısı ancak

43 bine yaklaşabilmiştir (Foodwatch, 2012b).

Tüm bu bilgilere ve ulaşılan imza sayısına bakıldığında, Türklerin kendilerini

yakından ilgilendirmesi gereken bu konuya yeterli desteği göstermediği

anlaşılmaktadır. Türk STK’larında da konuyla ilgili ciddi bir ilgi ve koordinasyon

eksikliği yaşandığı görülmektedir; az sayıdaki açıklamanın dışında bir toplantı ya da

organize bir destek çağrısı yapılmamıştır.

Konunun bir başka boyutu, Müslüman bir STK’nın bu alanda bulunacağı bir

girişimin politize edilerek farklı yönlere saptırılması ihtimalinin kuvvetli olmasıdır.

Bu açıdan bakıldığında, bir Alman derneğince din dışı bir saikle başlatılan bu

kampanya, aslında Müslümanların haklarını korumaları için önemli bir fırsat

olmuştur, ancak, başta Türk-İslam örgütlenmeleri olmak üzere, tüm Türk

toplumunun buna gerekli özeni göstermeyerek önemli bir fırsatı kaçırdığı

söylenebilir.

Page 91: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

78

4.6.4. Aşağı Saksonya’da Yaşanan Cami Kontrolleri

Ülkenin Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanlığı tarafından 2003 yılında

başlatılan bir uygulama ile cami önlerinde polis marifetiyle kimlik kontrolü

yapılmaya başlanmıştır. Teröre karşı önlem gerekçesiyle her Cuma namazı öncesi

gerçekleştirilen bu uygulama, Türk toplumunu zor duruma sokmuş ve Alman

kamuoyunda Türkler hakkında olumsuz bir resim çizilmesine sebep olmuştur. IGMG

Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü’ye göre, kendi teşkilatları dışında örgütlü bir tepki

uzun süre gelmemiş, tam tersine olay uzun süre kabullenilmiştir. Oysa STK’ların

ortak tepkisiyle daha en başında engellenebilecek olan bu girişim altı yıl sürmüştür

(Üçüncü, 2012).

Bu olay, Türk dini STK’larının, –en azından yakın zamana kadar– ortak

sorunlar karşısında beraber hareket etme bilinci eksikliği yaşadığının bir göstergesi

olarak kabul edilebilir. Nitekim bu uygulamanın son bulmasında, tek bir çatı

kuruluşun mücadelesinin yanında, bazı siyasilerin çeşitli girişimlerle hükümet

üzerinde baskı kurması etkili olmuştur (Üçüncü, 2012).

Bununla birlikte, son yıllarda bu bilinç eksikliğinin azaldığı kanaatini

uyandıracak gelişmeler gözlenmektedir. İslamofobinin Federal Hükümetin

gündemine alınmasının sağlanması, KRV, Aşağı Saksonya ve Hamburg

Eyaletlerinde okullarda din dersleri verilmesi veya İslam dinin tanınması gibi

kazanımlar, müslüman kuruluşlarla ortaklaşa atılan adımlar sayesinde sağlanmıştır

(Dere, 2012a). Bu, Türk STK’larının kendi aralarında diyaloğu artırdıkları ve ortak

çalıştıkları takdirde, savunuculuk konusunda başarılı olunacağının bir delilidir.

Page 92: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

79

5. Siyasal Katılım ve Savunuculuğun Gelişmesi için Öneriler

Almanya’daki Türklerin bu ülkenin sivil toplumuna ve dolayısıyla karar alma

mekanizmalarına katılımının ve savunuculuk kapasitesinin artması gerektiği

muhakkaktır. Bu konuda dile getirilen bazı tespit ve öneriler şöyledir.

Herşeyden önce, Alman vatandaşlığına geçmek siyasal katılımın şeklî ön şartı

gibi görünmektedir. Vatandaşlık almayan Türklere yerel seçimlerde dahi oy hakkı

verilmemektedir. Bu konuda önemli bir örnek KRV Eyaletinde 2007 yılında

yaşanmış, yabancılara yerel seçimlerde oy hakkı tanınması için toplanan on binlerce

imzaya rağmen eyalet hükümeti bu talebi reddetmiştir (Keltek, 2012). Kaldı ki, bu

hak verilse dahi, vatandaşlığın getirdiği hakların yerini tutmayacağı açıktır. Ayrıca,

başlangıçta ülkedeki yabancılar için kurulmuş olan uyum komisyonlarının

statülerinin danışmanlıktan öteye geçememiş olması da, vatandaşlığın siyasal katılım

konusundaki rakipsizliğini ortaya koymaktadır.

Siyasal katılımla ilgili diğer bir tespit ve öneri, Alman toplumu üyelerine

karşı “biz ve onlar” ayrımının Türkler arasında yaygın olduğu ve bunun terk edilerek

Alman halkıyla yakınlaşmanın artırılması gerektiğidir. Bu düşünce, Alman karar

alıcıların ve etkili kişilerin Türkler aleyhine karar alma eğiliminde oldukları yönünde

bir peşin hükme yol açmakta, bu da, toplumsal ve siyasal katılım isteğini kırıcı etki

göstermektedir. Gerçi, Alman toplumunda Türklere karşı çeşitli önyargıların ve

mesafeli duruşun sıkça görüldüğü doğrudur, ancak, bu durum tüm kesimler için

geçerli değildir. Bu sebeple, içinde bulunulan toplumla yakınlaşmanın yolları

gerçekten denenmeli ve önyargıların kırılması sağlanmalıdır. Burada dikkat edilecek

bir nokta, bu yönde çaba gösterirken samimi olunmasıdır. Samimiyetin

anlaşılmasıyla Alman toplumu ve karar alıcıları tarafından kabullenilme mümkün

hale gelecek ve dolayısıyla etkin siyasal katılım kolaylaşacaktır (Kılıç, 2012).

Karar alma süreçlerini etkileme konusunda Türk STK’larına da önemli

görevler düşmektedir. Bunlardan biri, Türklerin sorun alanlarında faaliyet gösteren

tematik/uzman derneklerin sayılarının ve imkânlarının artırılmasıdır. ATİB Başkan

Yardımcısı Yakup Tufan’a göre, her şeyin bir kişiden ya da kuruluştan beklendiği

mevcut dernek anlayışında ciddi değişikliğe gitmek gerekmektedir. Tufan, nispeten

Page 93: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

80

geniş maddi imkânlara sahip cami dernekleri bünyesinde, kadın, gençlik, veli, spor,

müzik ve tiyatro dernekleri ve çocuk kulüpleri gibi yeni dernekler oluşturulmasını

önermektedir. Böylece, cami derneklerinin âtıl kalan maddi imkânları daha verimli

kullanılmış olacak, bunun yanında, bu tür tematik derneklerin, Almanya’da devlet ve

çeşitli kuruluşlarca yaygın olarak verilen proje desteği ve yardımlara ulaşmaları da

daha kolay olacaktır (Tufan, 2012). Bu küçük oluşumların, ilgi çekme ve insan

desteği bulma konusunda cami derneklerindeki üye potansiyelinden yararlanacakları

da açıktır. Cami dernekleri de birer sosyal-kültürel merkez olma görevlerini bu

sayede sağlamlaştırmış olacaktır. Benzer bir öneriyi DİTİB Baden-Württemberg

Bölgesi Başkanı Erdinç Altuntaş da yapmaktadır: Sivil toplum faaliyetlerinin önemli

taşıyıcıları rolünde olmaları sebebiyle, mevcut gençlik ve kadın kollarının daha güçlü

olmaları sağlanmalıdır. Ayrıca, eğitimli gençlerin dernek yönetimlerine gelmeleri ve

desteklenmeleri de mutlaka gerekmektedir (Altuntaş, 2012). Bu sayede, entelektüel

kapasite artırılarak STK’ların etki alanları genişletilebilecektir.

Türk STK’larına düşen görevlerinden biri de, IGMG Genel Sekreteri Oğuz

Üçüncü’ye göre (2012), bunların, Türk toplumunda “başarı öykülerinin önünü

açacak altyapılar olmaları” gerektiğidir. Bunun yollarından biri de, çocuk ve gençler

için, başarılı kişileri yakından tanıyarak örnek almalarının sağlanacağı uygun

ortamları oluşturmaktır. Bu yönüyle bakıldığında, Türk STK’ları himayesinde lise ve

üniversite öğrencilerince verilen ders takviyesi kursları bu işlevi yerine getirmekte,

çocukların bu başarılı gençlerle etkileşimi sağlanmaktadır. Uzun dönemli

düşünüldüğünde, bu girişimler, içinde yer alan tüm aktörlerin sosyal gelişimlerine

katkı sağlayacaktır ve dolayısıyla toplumsal bilincin ve siyasal katılımın artmasına

vesile olacaktır.

Savunuculuk kapasitesinin artmasıyla ilgili olarak çatı STK’lara da önemli

görevler düşmektedir. Üçüncü’ye göre, birlikte hareket etme ve Alman devletince

muhatap alınma hususunda son yıllarda önemli adımlar atan KRM platformu, hukuki

altyapısını geliştirmeli ve eyaletlerdeki Müslüman temsil kuruluşlarını mevzuata

uygun şekilde kurulmasına önayak olmalıdır (IGMG). Böylece, federal düzeyde ve

eyaletlerde kurumsallaşan bu mekanizmalar savunuculuk alanında daha işlevsel ve

faydalı hale gelebilecektir. Öte yandan, bu dayanışma yerel seviyede de

yaygınlaştırılmalıdır. Altuntaş’a göre, çatı kuruluşların bir görevi de, bünyelerindeki

Page 94: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

81

derneklere olumlu örnek olmak ve eksikliği hissedilen dernekler arası dayanışma

konusunda onları teşvik etmek olmalıdır (Altuntaş, 2012).

Tüm bu önerilerin ötesinde, belki de daha önemli olarak, Almanya’daki Türk

insanında vatandaşlık bilincinin yükselmesi şarttır. Türkler, hem kendileri hem de

tüm toplum hakkındaki konularla ilgilenme bilincine sahip olduklarında, sivil toplum

faaliyetlerine aktif destek ve siyasal katılım önünde sonunda artacak, bu da karar

alıcılar üzerinde etki kapasitesine –bireysel ve örgütsel anlamda– olumlu

yansıyacaktır. Bu amaçla, Türk STK’ları, medya kuruluşları ve diğer unsurların, bu

bilincin artırılmasına yönelik çalışmalarda bulunmaları gerekmektedir.

Page 95: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

82

6. Sonuç

Devletin dışında kalan bir alanı ifade eden sivil toplum kavramı hakkında

yapılan tanımların çoğu, siyasal katılımın gerekliliğini vaaz etmektedir. Siyasal yapı

ve politikalar üzerinde belirleyici olmaya yönelik faaliyette bulunmak anlamına

gelen siyasal katılım ve savunuculuk, birey ya da grup bazında olabilir. Bu girişimler

sivil toplum kuruluşları eliyle yapıldığında, bireysel girişimlerden daha etkili

sonuçlar doğurması kuvvetle muhtemeldir.

Federal Almanya, gelişmiş demokrasisi ve sivil toplum yapısıyla, vatandaşları

için katılım ve savunuculuk imkânlarının fazlasıyla mevcut olduğu bir sisteme

sahiptir; hatta bunu kolaylaştırıcı mekanizmalar ve yol gösterici kurumsal girişimler

tesis edilmiştir. Devlet yönetimi, bir yandan merkezdeki hükümet ve eyaletler

arasında paylaştırılırken, diğer yandan yerel yönetimlere geniş yetkiler verilmiştir.

Halk, siyasal katılımın doğası gereği, en fazla etkiyi yerel seviyede göstermektedir.

Yöneticiler, çok çeşitli yollarla vatandaşın kararlara katılımını talep etmekte, böylece

kendi üzerindeki sorumlulukları hafifletmek istemektedir. Bununla birlikte, toplumda

son yıllarda siyasal katılım alanında görülen ilgi azalması dikkat çekici boyutlara

ulaşmıştır.

Bu ülkede 1960’lardaki işgücü göçleriyle başlayan Türk varlığı, bugün üç

milyonluk nüfusuyla en büyük göçmen arka planına sahip yerleşik toplum haline

gelmiştir. İlk yıllarla karşılaştırıldığında, artık homojen ve içine kapalı bir yapı arz

etmeyen bu toplum, Alman toplumuyla çok daha sıkı ilişkilere sahip durumdadır. Bu

ilişkilerin ilk yıllarda asgari seviyede kalmasında Türkiye’ye geri dönme beklentisi

şüphesiz etkilidir, ancak, ülkede yabancılara karşı hâkim olan mesafeli duruş da

belirleyici konumda olmuştur. Kanunlara da yansıyan bu tutum, Türk toplumu

üzerinde, bu ülkede kalıcı olmadıkları hissine yol açarak, sosyal ve siyasal

katılımlarını engelleyici rol oynamıştır. Sonraki dönemlerde kalıcılık algısı artmakla

birlikte, özellikle 90’larda Almanya’da yaşanan toplumsal değişim ve artan ırkçı

saldırılar Türklerin kendilerini güven içinde hissetmelerine engel olmuştur. Bugün de

görülen bu yaklaşımla ilişkili olarak, ülkede doğup büyüyen Türkler arasında Türk-

Alman arkadaş grubuna sahip olanların oranı düşüktür, birçok iyi eğitimli Türk

Page 96: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

83

kendini Almanya’da evinde hissedememektedir ve Türkiye’ye göç etme isteği son

dönemde rağbet kazanmıştır. Üstelik medyanın özellikle Türklerle ilgili öteden beri

sürdürdüğü genelleyici ve olumsuz tutumuna son yıllarda İslamofobinin de

eklenmesi Türk toplumunu derinden etkilemiştir.

Aslında Alman karar alıcıları göçmenlerle iletişim kurmak amacıyla çok

sayıda mekanizma geliştirmiştir; ancak bu durumun siyasal katılıma gerektiği gibi

yansımadığı görülmektedir. Ülkedeki tüm seçilmişler arasında, göçmen arka planına

sahip olanların oranı nüfuslarına göre çok geridedir. Aynı şekilde, göçmenler, Alman

sivil toplum örgütlenmelerinin kendilerine kapalı olduğunu ve yönetim

kademelerinde yer bulamadıklarını düşünmektedir.

Bununla birlikte, Türkler, bu gruplar arasında katılım konusunda en öne çıkan

toplumu oluşturmaktadır. Siyasette, sendikal hareketlerde ve Alman sivil toplum

örgütlenmelerinde giderek daha fazla sayıda Türk görülmektedir. Almanca bilgisi ve

eğitim seviyesinin başat belirleyici olduğu görülen bu gelişimin daha da ilerlemesi

beklenmektedir. Diğer taraftan, anketlerden elde edilen sonuçlar ve Türk sivil toplum

kuruluşlarının temsilcilerinin görüşleri, Türk toplumunun genelinin, Almanya

gündemini ve medyasını takip etme, seçimlere ve sivil toplum hareketlerine katılma

gibi konularda istenen düzeyin uzağında olduğu yönündedir. Yerleşik toplumun

Türklere karşı tutumu kadar, ilk yıllarda oluşan dönüş eksenli anlayışın da etkili

olduğu bu durumun, katılım konusunda olduğu gibi, giderek olumlu yönde değiştiği

gözlemlenmektedir.

Buradan hareketle, ülkedeki Türk toplumunun durumunun statik ve dinamik

olarak iki farklı açıdan değerlendirilmesi faydalı görülmektedir. Türk toplumunun

katılımıyla ilgili sabit resme bakıldığında tatmin edici bir görüntü oluşmamaktadır,

ancak, bu konu dinamik açıdan ele alındığında, bu alanda normalden çok daha hızlı

bir ilerleme kaydedildiği anlaşılmaktadır.

Meselenin diğer boyutunu teşkil eden Türk sivil toplum örgütlenmeleri ele

alındığında, evvela bir hakkı teslim etmek gerekir. Bu toplumun, işçi olarak geldiği

ve tamamen yabancısı olduğu bir ülkede bu kadar çok sayıda derneği kurarak ayakta

tutmuş olması ve peşinden ülke çapında çatı kuruluşlar oluşturması, takdir edilmesi

gereken bir başarıdır. O dönemki ihtiyaçlar ölçeğinde kurularak zamanla gelişen bu

Page 97: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

84

derneklerde halen önemli hizmetler verilmektedir. Gelgelelim, toplumun zaman

içinde değişen ve büyüyen ihtiyaçlarının karşılanmasında bu kuruluşların yetersiz

kaldıkları da bir başka gerçektir. Ne bu derneklerin yeni şartlar karşısında değişime

uğramış olmaları, ne de yeni dernekler kurulması, genel itibariyle, Almanya’daki

Türklerin –özellikle savunuculuk gerektiren alanlardaki– ihtiyaçlarının

karşılanmasında yeterli görünmemektedir. Bu önemli sorunun kaynağında başlıca şu

etkenler görülmektedir: Sivil toplum faaliyetlerine yüksek katılım oranlarının

gönüllülüğe yeterince yansımaması, yönetimlerin yeni ve eğitimli kuşaklara devrinde

aksaklıklar yaşanması ve çeşitli sebeplerle oluşan anlaşmazlıkların ve ayrılıkların

STK’larda enerji kaybına yol açması.

Bunların bir yansıması olarak, Türk STK’larının Almanya’daki siyasal

katılım ve savunuculukla ilgili durumlarına bakıldığında, olumlu örneklere

rastlanmakla birlikte, genel olarak istenen seviyede olunmadığı yönünde görüşler

ağırlıktadır. Aslında, dikkatlerini Türkiye yerine Almanya gündemine yoğunlaştırmış

olan STK’lar mevcut birçok lobi tekniğini uygulamaya çalışmakta, karar alıcılarla

etkili iletişim kurma yollarını denemektedir. Ancak, çoğu az önce bahsedilen

sebeplerden dolayı, elde edilen başarılar sınırlı kalmaktadır. Bu konuda başarılı olan

derneklerin ortak özelliği entelektüel kapasitelerinin geniş olmalarıdır. Çatı

kuruluşların çoğunda iyi eğitimli yöneticilerle sağlanmaya çalışılan bu özellik, yerel

seviyede ise genellikle az üyeye sahip derneklerde görülmektedir. Çoğunluğu cami

derneği olan büyük yerel STK’larının ise bu alanda yeterli donanıma sahip

olmaması, Türk toplumunun siyasal katılım ve savunuculuk gücünün kısıtlı

kalmasına yol açmaktadır.

Bununla birlikte, Türk STK’larına güvenin son yıllarda arttığı yönündeki

araştırma sonuçları, savunuculuk alanında ilerleme sağlandığını göstermektedir.

Ülkede yetişen bireylerin sivil toplum faaliyetlerine giderek daha fazla oranda

girmesi Türk savunuculuk hareketlerini olumlu yönde etkilemektedir. Bu minvalde,

alanda yıllardır faal olan sivil toplum gönüllülerinin önerileri arasında, STK’larda

daha çok Türk gencinin görev almasının bir şekilde sağlanması başta gelmektedir.

Bir başka öneri de, mevcut kitle derneklerinin giderek artan ihtiyaçlara yetişememesi

karşısında, bu dernekler bünyesinde tematik dernekler kurulmasıdır. Savunuculuk

alanında büyük avantaj sağlayan uzmanlaşmaya işaret eden bu uygulama, aynı

Page 98: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

85

zamanda, yeni nesillerin Türk STK’larında önlerinin açılmasına vesile olabilecektir.

Savunuculuk kapasitesinin artmasıyla ilgili bir başka beklenti de, federal düzeydeki

KRM platformunun son dönemde sergilediği başarılı dayanışma örneğinin eyaletlere

ve yerel derneklere de yayılmasıdır.

Diğer taraftan, Türk toplumunu oluşturan bireylerdeki vatandaşlık bilincinin

yükselmesi gerektiği konusunda ortak bir kanaat bulunmaktadır. Bu çerçevede,

Alman vatandaşlığını edinmek, sivil toplum gönüllüsü olmaya, seçimlere ve seçim-

dışı siyasal katılım yollarına daha fazla ilgi göstermek ve toplumla yakınlaşma

gayreti göstererek önyargıların kırılmasına çalışmak öne çıkan tavsiyeler arasındadır.

Tüm bu öneriler genel olarak değerlendirildiğinde, Türk STK’ları açısından,

savunuculuk kapasitesinin geliştirilmesi yönünde çalışmalara ihtiyaç duyulduğu

görülmektedir. Bu alanda uygun özelliklere sahip STK’ların tespit edilmesi ve

gönüllü kazanma, uzmanlaşma, lobi teknikleri gibi konularda desteklenmesi

gereklidir. Öte yandan, Türk toplumunun vatandaşlık bilinci konusunda teşvik

edilmesi de olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Bununla ilgili olarak, Türklerin, katılım

konusunda bir dezavantaj gibi görülen Türk medyasını ve Türkiye gündemini takip

etme özelliğinden istifade edilmelidir. Bu kapsamda, Türk medyasında teşvik edici

yayınlar yapılması ve Almanya’daki Türklerce takip edilen siyasetçi ve kanaat

önderlerinin bu ülkedeki Türk toplumuna yönelik telkinlerde bulunmaları basit ama

etkili girişimlerdir.

Siyasal katılım göreli bir kavramdır. Almanya’daki Türk toplumunun –

sırasıyla misafir işçi, göçmen ve vatandaş olarak– yaşadığı süreç dikkate alındığında,

siyasal katılım ve savunuculuk alanında başlangıç noktasına göre önemli ilerleme

kaydettiği görülmektedir. Yeni kuşakların bilinçlenmesiyle giderek hız kazanan bu

ilerleyiş, doğru yönlendirildiği takdirde, daha etkili hale gelecektir.

Page 99: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

86

KAYNAKÇA

Adıgüzel, Y. (2011). Almanya'daki Türk Kuruluşları. İstanbul: Şehir Yayınları.

Aksakoğlu, Y. (2010). Savunuculuk Stratejisi. E. Ağduk, H. Kocaman, İ. Neziroğlu,

Y. Aksakoğlu, L. Yurttagüler, & N. Yentürk içinde, Savunuculuk ve

Politikaları Etkileme (s. 19, 48). İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi

Yayınları.

Aktan, C. (2007). Siyasal Karar Alma Süreçlerinde Çıkar Grupları. Temmuz 12,

2012 tarihinde http://www.canaktan.org/:

http://www.canaktan.org/politika/cikar-grup/cikar-grup.pdf adresinden alındı

Akyol, Ç. (21. Ekim 2011). Zuhause in Almanya: 50 Jahre Deutsch-Türkische

Einwanderung in Deutschland. Abgerufen am 20. Eylül 2012 von Heinrich

Böll Stiftung Web Sitesi:

http://www.boell.de/demokratie/multikultur/integration-zuhause-in-almanya-

50-jahre-deutschtuerkische-einwanderung-in-deutschland-13130.html

Almanya Türk Toplumu. (2012). Yönetim Kurulunun 2010-2012 Dönemi Çalışma

Raporu. Berlin: Almanya Türk Toplumu.

Alnıaçık, Ü. (2012, Nisan 11). STK Konulu Kapasite Geliştirme Programı

Kapsamında Yapılan Sunum. Savunuculuk ve Kampanya Örnekleri. Ankara.

Altuntaş, E. (2012, Ekim 15). DİTİB Baden-Württemberg Bölge Başkanı Erdinç

Altuntaş ile yapılan mülakat. Ankara.

anadilim.eu. (2012, Mart). Türkçem, Ana Dilim, Geleceğim. Kasım 24, 2012

tarihinde Türkçem, Ana Dilim, Geleceğim Çalıştayı Web Sitesi:

http://anadilim.eu/ adresinden alındı

Andersen, U. /. (2003). Politische Stiftungen - bpb. Abgerufen am 3. Ağustos 2012

von Bundeszentrale für politische Bildung Web Sitesi:

http://www.bpb.de/nachschlagen/lexika/handwoerterbuch-politisches-

system/40359/politische-stiftungen?p=0

Ansay, T. (1974). Alman Yabancılar Kanunu ve Türk İşçileri. Ankara Üniversitesi

Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 21, Sayı: 1-4, 223,243.

Arslan, B. (2011). Ortak Alanı İnşa Etmenin Anahtarı: Siyasal Katılım. Almanya ve

Göç - 50. Yılında Almanya’da Türkler Sempozyumu (s. 165-167). Berlin:

Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı.

Aslan, M. /. (2004). 1980 Sonrası Türkiye’de Siyasal Katılımda Sivil Toplum

Kuruluşları. C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 1, 213-223.

Page 100: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

87

ATİB. (2010, Şubat 10). Göçmenler ve Uyum Meclisleri. ylül 25, 2012 tarihinde

Avrupa Türk İslam Birliği Web Sitesi:

http://www.atib.org/index.php?option=com_content&view=article&id=486%

3Agoecmenler-ve-uyum-meclsler&catid=10%3Aatibyazarlar&lang=tr

adresinden alındı

Bağ, S. (2012, Kasım 5). NSU terör kurbanlarına sahip çıkacak 1000 Türk aranıyor.

Kasım 15, 2012 tarihinde Zaman Almanya Web Sitesi: http://zaman-

online.de/?p=5664 adresinden alındı

BAREX e.V. (2012). PAPI. Abgerufen am 12. Kasım 2012 von Berliner Arbeitgeber

und Existenzgründer e.V. Web Sitesi: http://barex-

ev.de/projekte/abgeschlossene-projekte/papi.html

Başkurt, İ. (2009). Almanya'da Yaşayan Türk Göçmenlerin Kimlik Problemi. Hasan

Ali Yücel Eğitim Fakültesi Dergisi, 2009-2, 81-94.

Başyıldız, S. (2012, Kasım 2). Ulm Uyum Meclis Üyesi Settar Başyıldız ile

telefonda yapılan mülakat. Ankara-Ulm.

Bausch, C. (2011). Die politische Partizipation von Personen mit

Migrationshintergrund in Ausländer- und Integrations(bei)räten. Berlin:

Heinrich-Böll-Stiftung.

BBE. (2011a). BBE: Ehrenamtliche Vorstandsarbeit in Vereinen. Abgerufen am 3.

Ağustos 2012 von Bundesnetzwerk Bürgerschaftliches Engagement Web

Sitesi: http://www.b-b-e.de/index.php?id=14787&L=%252F%253Fl%253D

BBE. (2011b). BBE : Akteure der Zivilgesellschaft. Abgerufen am 2. Ağustos 2012

von Bundesnetzwerk Bürgerschaftliches Engagement Web Sitesi:

http://www.b-b-e.de/index.php?id=akteure-

zivilgesellschaft1&L=%252F%253Fl%253D

Beauftragte für Migration, Flüchtlinge und Integration . (2012). Integrationsbeirat.

Abgerufen am 12. Kasım 2012 von Beauftragte für Migration, Flüchtlinge

und Integration Web Sitesi:

http://www.bundesregierung.de/Webs/Breg/DE/Bundesregierung/Beauftragte

fuerIntegration/integrationsbeirat/_node.html

Behrendt, G. M. (Aralık 2010). Empfehlungspapier zur politischen Partizipation von

Migranten und Migrantinnen. Stuttgart: Landeshauptstadt Stuttgart.

Berlin.de. (2012). Der Landesbeirat für Integrations- und Migrationsfragen -

Berlin.de. Abgerufen am 25. Eylül 2012 von Die Beauftragte des Berliner

Senats für Integration und Migration Web Sitesi:

http://www.berlin.de/lb/intmig/beirat/index.html#

Page 101: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

88

Bertelsmann Stiftung. (2009, Haziran 10). BürgerForum Europa. Ağustos 14, 2012

tarihinde BürgerForum Europa Web Sitesi:

http://www.buergerforum2009.de/page5.html adresinden alındı

BIG Partei. (2012). BIG Organisationsstruktur. Kasım 6, 2012 tarihinde BIG Partei

Web Sitesi: http://big-deutschland.de/ueber-big/big-organisationsstruktur

adresinden alındı

BMFSFJ. (2004). Verbände Türkeistämmiger in Deutschland. Abgerufen am 19.

Kasım 2012 von Bundesministerium für Familie, Senioren, Frauen und

Jugend Web Sitesi:

http://www.bmfsfj.de/doku/Publikationen/engagementtuerkisch/1-

Einleitung/1-4-verbaende.html

BMI. (2012). BMI - Christliche Kirchen. Abgerufen am 15. Ağustos 2012 von

Bundesministerium des Innern:

http://www.bmi.bund.de/DE/Themen/PolitikGesellschaft/KirchenReligion/Ch

ristlicheKirchen/ChristlicheKirchen_node.html;jsessionid=CE8327D9062EA

66B7F05B982DA902C77.2_cid231

BpB. (2. Şubat 2009a). Interessenvertretung - bpb. Abgerufen am 7. Ağustos 2012

von Bundeszentrale für politische Bildung Web Sitesi:

http://www.bpb.de/politik/grundfragen/24-

deutschland/40487/interessenvertretung

BpB. (2. Kasım 2009b). Bundeszentrale für politische Bildung. Abgerufen am 24.

Temmuz 2012 von Bundeszentrale für politische Bildung Web Sitesi:

http://www.bpb.de/politik/grundfragen/24-deutschland/40484/politische-

partizipation

BpB. (2011). Lobby. Abgerufen am 22. Kasım 2012 von Bundeszentrale für

Politische Bildung Web Sitesi:

http://www.bpb.de/nachschlagen/lexika/politiklexikon/17800/lobby

BpB. (2010, Aralık 31). Wahlberechtigte und Bevölkerung. Kasım 5, 2012 tarihinde

Bundeszentrale für politische Bildung Web Sitesi:

http://www.bpb.de/nachschlagen/zahlen-und-fakten/wahlen-in-

deutschland/55604/wahlberechtigte-1949-2009 adresinden alındı

Bulut, T. (2012, Ekim 28). DİTİB Ulm Derneği Başkan Yardımcısı Tufan Bulut ile

Yapılan Mülakat. Ankara.

Bundesministerium des Innern. (2012). Verfassungsschutzbericht 2011. Berlin:

Bundesministerium des Innern.

Page 102: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

89

Bundesverband Deutscher Stiftungen. (2012). Stiftungslexikon. Abgerufen am 3.

Ağustos 2012 von Bundesverband Deutscher Stiftungen Web Sitesi:

http://www.stiftungen.org/de/news-wissen/stiftungslexikon.html

BUNDzeit 3/10. (Mart 2010). Migration in Zahlen. Bund für Umwelt und

Naturschutz Deutschland (BUND) Landesverband Berlin e.V., 8.

Çaha, Ö. (2005). Sivil Toplum Üstüne. Sivil Toplum ve Demokrasi (s. 9-22). içinde

İstanbul: Kaknüs Yayınları.

Çaha, Ö. (2012, Nisan 9). STK Konulu Kapasite Geliştirme Programı Kapsamında

Yapılan Sunum. Sivil Toplum Tanımı ve Algısı. Ankara.

Çebi, M. (2012, Kasım 1). Brandenburg Kapısı’nda Dar’a çekilmek. Kasım 13, 2012

tarihinde Zaman Almanya Web Sitesi: http://zaman-online.de/?p=5372

adresinden alındı

Das Deutsche Verbände Forum. (2012). Was sind Verbände. Abgerufen am 2.

Ağustos 2012 von Das Deutsche Verbände Forum Web Sitesi:

http://www.verbaende.com/hintergruende/was_sind_verbaende.php

Dere, A. (2012a, Eylül 1). Güvenlik İşbirliği İnisiyatifi Hakkında Duruş ve

Görüşümüz. Kasım 2012, 2012 tarihinde DİTİB Web Sayfası:

http://www.ditib.de/media/File/initiative_sicherheitspartnerschaft01.pdf

adresinden alındı

Dere, A. (2012b, Eylül 22). Sayın Almanya Şansölyesi Dr. Angela Merkel’e Açık

Mektup. Kasım 6, 2012 tarihinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Web

Sitesi: http://www.ditib.de/detail2.php?id=703&lang=en adresinden alındı

DESTATIS. (2012a). Bevölkerung und Erwerbstätigkeit, Bevölkerung mit

Migrationshintergrund – Ergebnisse des Mikrozensus 2011 –. Wiesbaden:

Statistisches Bundesamt.

DESTATIS. (2012b). Ausländische Bevölkerung. Abgerufen am 20. Ekim 2012 von

Statistisches Bundesamt Web Sitesi:

https://www.destatis.de/DE/ZahlenFakten/GesellschaftStaat/Bevoelkerung/M

igrationIntegration/AuslaendischeBevolkerung/Tabellen/Geburtsort.html

DESTATIS. (2012c). Einbürgerungen. Abgerufen am 2012. Ekim 20 von

Statistisches Bundesamt Web Sitesi:

https://www.destatis.de/DE/ZahlenFakten/GesellschaftStaat/Bevoelkerung/M

igrationIntegration/EingebuergertePersonen/Tabellen/StaatsangehoerigkeitEi

nbuergerungen.html

Page 103: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

90

Detsch, R. (2009). Zor bir doğum: Alman Göç Yasası. Ekim 15, 2012 tarihinde

Goethe Institut: http://www.goethe.de/ins/tr/lp/ges/mig/pol/tr4237086.htm

adresinden alındı

Deutscher Bundestag. (2012a). Deutscher Bundestag. Abgerufen am 27. Temmuz

2012 von Deutscher Bundestag Web Sitesi:

http://www.bundestag.de/dokumente/parlamentsarchiv/sachgeb/lobbyliste/ind

ex.html

Deutscher Bundestag. (2012b). Rechtsgrundlagen für die Arbeit des

Petitionsausschusses. Temmuz 27, 2012 tarihinde Deutscher Bundestag:

http://www.bundestag.de/bundestag/ausschuesse17/a02/rechtsgrundlagen.pdf

adresinden alındı

Deutscher Bundestag. (2012c). Ständig aktualisierte Fassung der öffentlichen Liste

über die Registrierung von Verbänden und deren Vertretern. Abgerufen am

15. Kasım 2012 von Deutscher Bundestag Web Sitesi:

http://www.bundestag.de/dokumente/lobbyliste/lobbylisteaktuell.pdf

Die Beauftragte für Integration und Migration. (2012). Integrationsprojekte. Kasım

9, 2012 tarihinde Die Beauftragte des Berliner Senats für Integration und

Migration Web Sitesi:

http://www.berlin.de/lb/intmig/themen/projekte/index.html adresinden alındı

Die Bundeskanzlerin. (2012). Dialog über Deutschlands Zukunft. Abgerufen am 26.

Eylül 2012 von Presse- und Informationsamt der Bundesregierung Web

Sitesi: www.dialog-ueber-deutschland.de/DE/00-

Homepage/homepage_node.html

DİTİB LJVBW. (2012, Temmuz). Baden Eyalet Gençlik Teşkilatı kuruldu. Kasım

15, 2012 tarihinde DİTİB Württemberg Eyalet Gençlik Teşkilatı Web Sitesi:

http://www.ljvbw.ditib.de/index.php/tr/hizmet/arsiv/44-baden-eyalet-genclik-

teskilat-kuruldu adresinden alındı

DİTİB. (2012a). Derneklerimiz. Kasım 8, 2012 tarihinde Diyanet Işleri Türk İslam

Birliği Web Sitesi: http://www.ditib.de/default.php?id=12&lang=en

adresinden alındı

DİTİB. (2012b). Dinler ve Kültürlerarası İlişkiler. Kasım 12, 2012 tarihinde Diyanet

Işleri Türk İslam Birliği Web Sitesi:

http://www.ditib.de/default1.php?id=6&sid=3&lang=en adresinden alındı

DTF-Stuttgart. (27. Kasım 2012). Auszeichnungen für das "Ağabey-Abla"-

Programm. Abgerufen am 28. Kasım 2012 von Stuttgart Türk-Alman

Forumu Web Sitesi: http://www.dtf-stuttgart.de/bereiche/bildung-

soziales/agabey-abla/auszeichnungen-netzwerke.html

Page 104: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

91

Ermiş, Z. (2012, Nisan 13). Türküm, doğruyum, duyarsızım; bundan bütün ağrım-

sızım! Ekim 20, 2012 tarihinde Magazinavrupa.com Web Sitesi:

http://www.magazinavrupa.com/article.php?id=202 adresinden alındı

F.I.D. (26. Nisan 2012). Frankfurter Gespräche im Jahr 2011. Abgerufen am 15.

Kasım 2012 von F.I.D - FORUM FÜR INTERKULTURELLEN DIALOG

e.V. Web Sitesi: http://www.fidev.org/front_content.php?idcat=75

Federal Göç ve Mülteciler Dairesi. (2011). BAMF - Bundesamt für Migration und

Flüchtlinge - Uyum Komisyonları. Eylül 25, 2012 tarihinde Federal Göçmen

ve Mülteci Dairesi Web Sitesi:

http://www.bamf.de/TR/Willkommen/LebenInDeutschland/Integrationsbeira

ete/integrationsbeiraete-node.html adresinden alındı

Federal Göç ve Mülteciler Dairesi. (2012). DIK - Görevler ve Hedefler. Eylül 28,

2012 tarihinde Alman İslam Konferansı (AİK) Web Sitesi:

http://www.deutsche-islam-

konferenz.de/cln_101/nn_1728462/SubSites/DIK/TR/AufgabenZiele/Inhalte/i

nhalte-node.html?__nnn=true adresinden alındı

Foodwatch. (Ağustos 2012a). Jetzt unterschreiben: Versteckte Tiere kennzeichnen!

Abgerufen am 12. Ağustos 2012 von Foodwatch Derneği Web Sitesi:

http://foodwatch.de/kampagnen__themen/vegetarismus_veganismus/e_mail_

aktion/index_print_ger.html

Foodwatch. (Kasım 2012b). Jetzt unterschreiben: Versteckte Tiere kennzeichnen!

Abgerufen am 20. Kasım 2012 von Foodwatch Derneği Web Sitesi:

http://foodwatch.de/kampagnen__themen/vegetarismus_veganismus/e_mail_

aktion/index_print_ger.html

FÖTED. (2010). Hakkımızda. Kasım 16, 2012 tarihinde Almanya Türk Veli

Dernekleri Federasyonu: http://www.tuerkische-

elternfoederation.de/?id_menu=2 adresinden alındı

genelbilge. (2009, Ağustos 20). Siyasal Katılım Nedir. Kasım 23, 2012 tarihinde

genelbilge.com Web Sitesi: http://www.genelbilge.com/siyasal-katilim-

nedir.html/ adresinden alındı

Gensicke, T., & Geiss, S. (Ekim 2010). Hauptbericht des Freiwilligensurveys 2009.

München: TNS Infratest Sozialforschung.

Glatzer, W. (2004). Integration und Partizipation junger Ausländer vor dem

Hintergrund ethnischer und kultureller Identifikation. Wiesbaden:

Bundesinstitut für Bevölkerungsforschung.

Page 105: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

92

Goldberg, A/Sauer, M., (2006). Türkeistämmige Migranten in Nordrhein-Westfalen.

Essen: Stiftung Zentrum für Türkeistudien.

Güngör, F. (2006). Şemsiye Kuruluşlar: Üçüncü Sektörün Güç Merkezleri. Sivil

Toplum Dergisi, 50-62.

Güngör, F. (2012, Nisan 10). STK Konulu Kapasite Geliştirme Programı

Kapsamında Yapılan Sunum. STK'larla İlişkilerin Kurumsallaştırılması,

İlişki Kültürü. Ankara.

Hanrath, J. (14. Ekim 2011). Vielfalt der türkeistämmigen Bevölkerung in

Deutschland. Abgerufen am 30. Ekim 2012 von Bundeszentrale für politische

Bildung Web Sitesi: http://www.bpb.de/geschichte/deutsche-

geschichte/anwerbeabkommen/43240/vielfalt?p=all#fr-footnodeid7

Hasırcı, O. N. (2008, Mayıs). Almanya’da Türklerin Siyasal Katılımı: Köln Örneği.

Doktora tezi. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Hintereder, P. (2011). İşte Almanya. Temmuz 20, 2012 tarihinde Frankfurter

Societäts-Medien GmbH Web Sitesi: http://www.tatsachen-ueber-

deutschland.de/tr/siyasi-sistem adresinden alındı

Hoppe, T. /. (2008). Almanya Federal Meclisi. Temmuz 27, 2012 tarihinde Almanya

Federal Meclisi Web Sitesi:

http://www.bundestag.de/dokumente/analysen/2008/lobbyisten-register.pdf

adresinden alındı

IG Metall Tauberbischofsheim. (2010). Kontakt - Unser Team. Kasım 02, 2012

tarihinde IG Metall Tauberbischofsheim Web Sitesi:

http://www.tauberbischofsheim.igm.de/wir/kontakt.html adresinden alındı

IGMG. (2007, Nisan 30). “Sendling Camii”ne izin. Kasım 19, 2012 tarihinde İslam

Toplumu Milli Görüş Web Sitesi:

http://www.igmg.de/tr/haberler/yazi/2007/04/30/sendling-camiine-izin.html

adresinden alındı

IGMG. (2010, Aralık 1). IGMG Ruhr A’da “Yıldız Eğitim” devam ediyor. Kasım 9,

2012 tarihinde İslam Toplumu Milli Görüş Web Sitesi:

http://www.igmg.de/tr/haberler/yazi/2010/12/01/igmg-ruhr-ada-yildiz-egitim-

devam-ediyor.html adresinden alındı

IGMG. (2012, Ağustos 9). Gizli domuz katkıları: Gıda maddelerinin eksiksiz

belirtilmesi şarttır. Kasım 15, 2012 tarihinde İslam Toplumu Milli Görüş

Web Sitesi: http://www.igmg.de/tr/haberler/yazi/2012/08/09/gizli-domuz-

katkilari-gida-maddelerinin-eksiksiz-belirtilmesi-sarttir.html adresinden

alındı

Page 106: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

93

IGMG. (2012, Mart 19). Hannover Belediye Başkanı Weidendamm’daki camiimizi

ziyaret etti. Kasım 13, 2012 tarihinde İslam Toplumu Milli Görüş Web Sitesi:

http://www.igmg.de/tr/haberler/yazi/2012/03/19/hannover-belediye-baskani-

weidendammdaki-camiimizi-ziyaret-etti.html adresinden alındı

IGMG. (2012, Kasım 24). Oğuz Üçüncü: “Irkçılık ve ayrımcılıkla mücadele en

önemli gündemimiz olmalıdır.”. Kasım 26, 2012 tarihinde İslam Toplumu

Milli Görüş Web Sitesi:

http://www.igmg.de/tr/haberler/yazi/2012/11/24/oguz-uecuencue-irkcilik-ve-

ayrimcilikla-muecadele-en-oenemli-guendemimiz-olmalidir.html adresinden

alındı

Keller, C. (7. Temmuz 2011). Der Islam kommt in die Schule. Abgerufen am 12.

Kasım 2012 von Der Tagesspiegel Web Sitesi:

http://www.tagesspiegel.de/wissen/religionsunterricht-der-islam-kommt-in-

die-schule/4369700.html

Keltek, T. (2012). Meine Politik. Abgerufen am 26. Kasım 2012 von Tayfun Keltek

Kişisel Web Sitesi: http://www.tayfun-keltek.de/de/meine_politik/

Kılıç, M. (2012, Ekim 28). Bildungszentrum Rheinfelden Başkan Yardımcısı

Mehmet Kılıç ile Yapılan Mülakat. Ankara.

Kissau, K. U. (2009, Mayıs). Internet und Migration. Wiesbaden: VS Verlag für

Sozialwissenschaften.

Kissau, K. U. (2011, Mayıs). DOSSIER Transnationalismus & Migration - Internet

und Migration. Kasım 6, 2012 tarihinde Heinrich Böll Stiftung Web Sitesi:

http://www.migration-boell.de/web/diversity/46_2855.asp adresinden alındı

Kolat, K. (2002). Almanya'daki İnsanlarımızın Konumu, Örgütsel Çalışmalar,

Almanya Türk Toplumu'nun Çalışmaları. Ekim 31, 2012 tarihinde Türkiye

Avrupa Vakfı Web Sitesi:

http://www.turkiyeavrupavakfi.org/index.php/genel-haberler/1416-

almanyadak-nsanlarimizin-konumu-oerguetsel-calimalar-almanya-tuerk-

toplumunun-calimalari.html adresinden alındı

KRM. (2012). Startseite. Abgerufen am 9. Kasım 2012 von Koordinationsrat der

Muslime Web Sitesi: http://koordinationsrat.de/index.php

Külahçı, A. (2011). Medyada Göç ve Göçmen Algısı. Almanya ve Göç - 50. Yılında

Almanya’da Türkler Sempozyumu (s. 139-141). Berlin: Başbakanlık Yurtdışı

Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı.

Page 107: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

94

LAGA-NRW. (2012). Über Uns. Abgerufen am 25. Eylül 2012 von Der

Landesintegrationsrat Nordrhein-Westfalen Web Sayfası: http://www.laga-

nrw.de/xd/public/content/index.html?pid=29

LAGA-NRW. (2010). Vorstand. Kasım 20, 2012 tarihinde Der Landesintegrationsrat

Nordrhein-Westfalen Web Sayfası: http://www.laga-

nrw.de/xd/public/content/index.html?pid=741 adresinden alındı

Lenk, C. (10. Haziran 2011). Stiftungen als Akteure der Zivilgeselschaft:

Selbstverständnis und Förderpraxis. Abgerufen am 3. Ağustos 2012 von

Bundeszentrale für politische Bildung Web Sitesi:

www.bpb.de/system/files/pdf/50R9UP.pdf

Maisch, A. (2011, Ağustos 3). Deutsche Sender? Nein, danke. Ekim 20, 2012

tarihinde Der Tagesspiegel Web Sitesi:

http://www.tagesspiegel.de/medien/mediennutzung-von-migranten-deutsche-

sender-nein-danke/4461896.html adresinden alındı

Mehr Demokratie e.V. (2012). Mehr Demokratie. Temmuz 20, 2012 tarihinde Mehr

Demokratie Derneği Web Sitesi: http://www.mehr-

demokratie.de/buergerentscheid.html adresinden alındı

Ministerium für Integration Baden-Württemberg. (26. Ekim 2012). Ministerin für

Integration prämiert Gewinner des Ideenwettbewerbs zur

Einbürgerungskampagne - Erster Preis geht an Studierende der Dualen

Hochschule Baden-Württemberg in Ravensburg. Abgerufen am 5. Kasım

2012 von Ministerium für Integration Baden-Württemberg Web Sitesi:

http://www.integrationsministerium-

bw.de/servlet/PB/menu/1279872/index.html?ROOT=1268673

Müssig, S. S. (2012). Politische Einstellungen und politische Partizipation von

Migranten in Deutschland. Nürnberg: Bundesamt für Migration und

Flüchtlinge.

npo. (Ekim 2011). npo-info.de: Vereinsstatistik 2011. Abgerufen am 1. Ağustos 2012

von V & M Service GmbH Web Sitesi: http://www.npo-

info.de/vereinsstatistik/2011/

Orde, S. A. (18. Eylül 2009). "Kann ein Muslim CDU-Politik?". Abgerufen am 5.

Kasım 2012 von Die Tageszeitung Gazetesi Web Sitesi:

http://www.taz.de/!40893/

Özdemir, E. (2012, Mart 22). İsviçre Diyanet Vakfı Yetkililerinden Emre Özdemir’le

yapılan mülakat. Basel, İsviçre.

Page 108: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

95

Özden, K. (2012, Nisan 10). STK Konulu Kapasite Geliştirme Programı Kapsamında

Yapılan Sunum. Sivil Toplumun Tarihsel Gelişimi. Ankara.

Özoğuz, A. (2011). Ortak Alanı İnşa Etmenin Anahtarı: Siyasal Katılım. Almanya ve

Göç - 50. Yılında Almanya’da Türkler Sempozyumu (s. 163-164). Berlin:

Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı.

Pazarcık, Y. (2012, Nisan 9). STK Analiz Yöntemleri. STK Konulu Kapasite

Geliştirme Programı Kapsamında Yapılan Sunum. Ankara.

Peters, F. (30. Ekim 2010). Warum gut gebildete Türken Deutschland verlassen.

Abgerufen am 20. Eylül 2012 von Die Welt Web Sitesi:

http://www.welt.de/politik/deutschland/article10636913/Warum-gut-

gebildete-Tuerken-Deutschland-verlassen.html

Pötzsch, H. (5. Aralık 2009). Interessenverbände - bpb. Abgerufen am 2. Ağustos

2012 von Bundeszentrale für politische Bildung Web Sitesi:

http://www.bpb.de/politik/grundfragen/deutsche-

demokratie/39319/interessenverbaende

Pötzsch, H. (15. Aralık 2012). Kirchen - bpb. Abgerufen am 7. Ağustos 2012 von

Bundeszentrale für politische Bildung Web Sitesi:

http://www.bpb.de/politik/grundfragen/deutsche-demokratie/39322/kirchen

Pro Christliches Medienmagazin. (12. Mayıs 2012). Steinmeier: "Kirche soll sich

einmischen!". Abgerufen am 8. Ağustos 2012 von Christlicher

Medienverbund KEP e.V.Web Sitesi: http://www.pro-

medienmagazin.de/politik.html?&news%5Baction%5D=detail&news%5Bid

%5D=5405

Rios, A. (3. Mart 2012). Planet Wissen - Vereine in Deutschland. Abgerufen am 2.

Ağustos 2012 von Planet Wissen Web Sitesi: http://www.planet-

wissen.de/politik_geschichte/organisationen/rotes_kreuz/vereine_in_deutschl

and.jsp

Rundfunk Berlin-Brandenburg. (2011). rbb-Rundfunkrat Mitglieder. Abgerufen am

25. Eylül 2012 von Rundfunk Berlin-Brandenburg Web Sitesi:

http://www.rbb-online.de/rundfunkrat/mitglieder/2011-2014.html

Sahilyol, K. (2011, Aralık). Alman Siyasetinde Türk Kökenli Seçmen ve

Politikacılar. İktisadi Kalkınma Vakfı.

Sauer, M. (2012). Integrationsprozesse türkeistämmiger Migrantinnen und

Migranten in Nordrhein-Westfalen. Essen: Stiftung Zentrum für

Türkeistudien.

Page 109: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

96

Şen, F. (2012, Şubat 16). Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nda

Verilen Konferans. Avrupa'da Artışa Geçen Ayrımcılık Hareketleri. Ankara.

Sinanoğlu, C. /. (2011). Politische Partizipation und die Präsenz von Menschen mit

Migrationshintergrund in den Räten deutscher Großstädte: Vielfalt oder

Einfalt? Berlin: Heinrich-Böll-Stiftung.

StadtRödermark. (2012). Herzlich willkommen zur Bürgerumfrage der Stadt

Rödermark! Abgerufen am 26. Eylül 2012 von Bürgerbeteilungsportal de

Stadt Rödermark Web Sitesi: http://buergerbeteiligung.roedermark.de/

Statistics Canada. (2009, 12 21). Kanada İstatistik Kurumu. Retrieved Temmuz 11,

2012, from Kanada İstatistik Kurumu Resmi Web Sitesi:

http://www.statcan.gc.ca/pub/13-015-x/2009000/sect13-eng.htm

Statistisches Bundesamt. (2012, Şubat 6). Wahlbeteiligung der Männer und Frauen

bei den Landtagswahlen nach Altersgruppen und Ländern. Kasım 6, 2012

tarihinde www.bundeswahlleiter.de Web Sitesi:

http://www.bundeswahlleiter.de/de/landtagswahlen/ergebnisse/downloads/ltw

_repraes_wahlbeteiligung.pdf adresinden alındı

Stiftung Mitarbeit. (2011a). Modelle und Methoden der Bürger(innen)beteiligung

von A bis Z. Abgerufen am 26. Eylül 2012 von Der Wegweiser

Bürgergesellschaft Web Sitesi: http://www.buergergesellschaft.de/politische-

teilhabe/modelle-und-methoden-der-buergerbeteiligung/modelle-und-

methoden-von-a-bis-z/106120/

Stiftung Mitarbeit. (2011b). Wegweiser Bürgergesellschaft. Abgerufen am 24.

Temmuz 2012 von Wegweiser Bürgergesellschaft Web Sitesi:

http://www.buergergesellschaft.de/politische-teilhabe/103354/

TAM. (2011). Freiwilliges Engagement von Türken in Deutschland. Ekim 30, 2012

tarihinde Türkiye Araştırmalar Merkezi Web Sitesi:

http://www.deutsch.zfti.de/projekte/abgeschlossen/freiwilliges-engagement-

von-tuerkinnen-und-tuerken/index.html adresinden alındı

TGB. (2012a, Mayıs 7). Uyum Kurulu Secimleri - Berlin. TGB Başkanı Bekir Yılmaz

İmzalı Bilgilendirme Amaçlı e-Posta.

TGB. (2012b). Wer Wir sind. Kasım 8, 2012 tarihinde Berlin Türk Cemaati Web

Sitesi: http://www.tgb-

berlin.de/index.php?option=com_content&view=article&id=46&Itemid=1&l

ang=tr adresinden alındı

Page 110: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

97

TGB. (2012c). Doppelte Staatsbürgerschaft für Alle. Abgerufen am 19. Kasım 2012

von Berlin Türk Cemaati Web Sitesi: http://www.tgb-

berlin.de/downloads/UnterschriftenaktionDSB.pdf

TGSH. (2009, mart 17). Anne Çocuk Projesi. Kasım 8, 2012 tarihinde Schleswig-

Holstein Türk Toplumu Web Sitesi:

http://www.tgsh.de/index.php?page=projects&lang=tr&PHPSESSID=867f70

f371b9d57ddfd44c1bb04dfb39&id=0000000003 adresinden alındı

Thomas Hoebel, A. H.-R. (2008). Web 2.0 für Kommunen und Kommunalpolitik.

Boizenburg: Verlag Werner Hülsbusch.

TÜDESB. (Mart 2012). Regierender Bürgermeister Klaus Wowereit besucht die

Tüdesb Schulen in Spandau. Abgerufen am Kasım 2012 von TÜDESB

Bildungsinstitut Berlin - Brandenburg Web Sitesi: http://www.tuedesb.de/

Tufan, Y. (2012, Eylül 9). Avrupa Türklerinde Cemaat ve Cemiyet Anlayışı. Kasım

8, 2012 tarihinde RTV-MediaNet Web Sitesi:

http://habercininyeri.wordpress.com/2012/09/09/avrupa-turklerinde-cemaat-

ve-cemiyet-anlayisi/ adresinden alındı

Tufan, Y. (2012, Haziran 8). Kuzey Ren Vestfalya Seçimleri ve Beklentiler. Kasım 5,

2012 tarihinde RTV-MediaNet Web Sitesi:

http://habercininyeri.wordpress.com/2012/06/08/kuzey-ren-vestfalya-

secimleri-ve-beklentiler/ adresinden alındı

Türkiyemspor. (2012, Haziran 13). Türkiyemspor sahaya geri dönüyor. Kasım 8,

2012 tarihinde Förderverein Türkiyemspor e.V. Web Sitesi:

http://www.tuerkiyemspor.info/magazin/artikel.php?artikel=1761&type=&m

enuid=210&topmenu=85 adresinden alındı

Tutkun, K. (2010, 8). Çağın Polisi Dergisi (Türkiye Emekli Emniyet Müdürleri

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yayını). 6 29, 2012 tarihinde

Çağın Polisi Dergisi Web Sitesi: www.caginpolisi.com.tr/104/19-20-21-

22.htm#_ftn1 adresinden alındı

Üçüncü, O. (2012). Göçmenin Yanındaki Aktör: Sivil Toplum Kuruluşları. Almanya

ve Göç - 50. Yılında Almanya’da Türkler Sempozyumu (s. 156-158). Berlin:

Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı.

Ülker, K. (2012, Kasım 26). Baden Türk Okul Aile Birikleri Federasyonu Başkanı

Kemal Ülker ile Yapılan Mülakat.

Ünlüsoy, E. (2006). Avrupa Birliği'nde Lobicilik: Sivil Toplum Uygulamaları

Örneği. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü.

Page 111: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

98

Uzun, Ş. (2003). Federal Almanya Yönetim Sistemi. Temmuz 16, 2012 tarihinde

https://docs.google.com Web Sitesi:

https://docs.google.com/viewer?a=v&q=cache:qC9MgPTnwawJ:www.arem.

gov.tr/proje/yonetim/Dunyada_Kamu_yon/almanya.pdf+federal+almanya&hl

=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEESj-

N1FanEz_U2YhDhCYqKfZ8sa7A15nAnCEt-

aNLWvXbP9wuKjnRGBg33NLf4XT3KeQNCxa4afQQqKeZ0kccwEjBltBxj

B adresinden alındı

Wirminghaus, N. (2011, Nisan 28). "SPD könnte nach links verlieren". Ekim 20,

2012 tarihinde taz.de Web Sitesi: http://www.taz.de/!69807/ adresinden alındı

Wüst, A. (2009, Aralık 5). Wahlberechtigte und Waehler mit Migrationshintergrund

adlı sununmu. Stuttgart.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı. (2011). Avrupa'da Yaşayan

Türkler - Yaz Tatili Döneminde Türkye'ye Gelen Türkler Örneği. Ankara:

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı.

Yurttagüler, L. (2010). Savunuculuk ve Politikaları Etkileme. E. Ağduk, H.

Kocaman, İ. Neziroğlu, Y. Aksakoğlu, L. Yurttagüler, & N. Yentürk. içinde

İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Zahnraeder. (2012a). Zahnräder Team. Abgerufen am 2. Kasım 2012 von Zahnräder

Netzwerk Web Sitesi: http://www.zahnraeder-netzwerk.de/?page_id=7

Zahnraeder. (23. Ekim 2012b). Projekt “Technik braucht Vielfalt – Technik braucht

Dich!”. Abgerufen am 1. Aralık 2012 von Zahnraeder Netzwerk Web Sitesi:

http://www.zahnraeder-netzwerk.de/?p=3089

İnternet Üzerinden Ulaşılan Haberlere Ait Kaynaklar

Aktüel Dergi. (2012, Ekim 9). Stuttgart’ta belediye başkanlığı ikinci tura kaldı. Kasım

21, 2012 tarihinde Aktüel Dergi Web Sitesi:

http://aktueldergi.de/index.php?option=com_content&view=article&id=2911:stu

ttgartta-belediye-bakanl-ikinci-tura-kald&catid=18:almanya&Itemid=27

Almanya Bülteni . (2012). Düsseldorf Türk Cemaati kuruldu. Kasım 14, 2012 tarihinde

Almanya Bülteni Web Sitesi: http://almanyabulteni.de/lokal-haberler/dusseldorf-

turk-cemaati-kuruldu

Almanya Bülteni, 07.05.2012. (2012, Mayıs 7). İnançlarımızla Almanya'ya aitiz. Kasım

9, 2012 tarihinde Almanya Bülteni Web Sitesi:

http://www.almanyabulteni.de/politika/inanclarimizla-almanya-ya-aitiz

Page 112: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

99

Avrupa Sabah, 12.06.2012. (2012, Haziran 12). Başkan adayları Türk seçmenin

huzurunda. Kasım 5, 2012 tarihinde Avrupa Sabah Gazetesi Web Sitesi:

http://www.sabah.de/baskan-adaylari-turk-secmenin-huzurunda.html

Avrupa Sabah, 04.07.2012. (2012, Temmuz 4). Din Hürriyetine indirilmiş darbe. Kasım

14, 2012 tarihinde Avrupa Sabah Web Sitesi: http://www.sabah.de/din-

hurriyetine-indirilmis-darbe.html

Avrupa Sabah, 25.07.2012. (2012, Temmuz 15). Türkiye’yi AB’ye üye olmalı. Kasım 14,

2012 tarihinde Avrupa Sabah Web Sitesi: http://www.sabah.de/turkiyeyi-abye-

uye-olmali.html

Berlin Gündem. (2012, Mart 11). Berlin'de çifte vatandaşlık için imza kampanyası.

Kasım 30, 2012 tarihinde Berlin Gündem Web Sitesi:

http://berlingundem.de/index.php/haber/haberler/berlin-haberleri/2566-berlinde-

cifte-vatandalk-icin-imza-kampanyas

Deutsche Welle Türkçe, 24.05.2011. (2011, Mayıs 24). Federal Uyum Danışma Kurulu

işbaşı yaptı. Eylül 25, 2012 tarihinde Deutsche Welle Türkçe Web Sitesi:

http://www.dw.de/dw/article/0,,15100517,00.html

Deutsche Welle Türkçe, 04.05.2012. (2012, Mayıs 4). Türk usulü seçim kampanyası.

Kasım 5, 2012 tarihinde Deutsche Welle Türkçe Web Sitesi:

http://www.dw.de/t%C3%BCrk-usul%C3%BC-se%C3%A7im-

kampanyas%C4%B1/a-15927879-1

Deutsche Welle Türkçe, 20.09.2012. (2012, Eylül 9). Almanya'daki İslamî örgütler

değişim sürecinde. Kasım 12, 2012 tarihinde Deutsche Welle Türkçe Web Sitesi:

http://www.dw.de/almanyadaki-islam%C3%AE-%C3%B6rg%C3%BCtler-

de%C4%9Fi%C5%9Fim-s%C3%BCrecinde/a-16252819-1

Die Welt, 09.09.2012. (9. Eylül 2012). Juden und Muslime demonstrieren für Recht auf

Beschneidung. Abgerufen am 24. Kasım 2012 von Die Welt Web Sitesi:

http://www.welt.de/newsticker/dpa_nt/infoline_nt/brennpunkte_nt/article109108

738/Juden-und-Muslime-demonstrieren-fuer-Recht-auf-Beschneidung.html

goodnews4Baden-Baden. (2007, Ekim 19). Gericht entscheidet für türkische Eltern .

Ekim 15, 2012 tarihinde goodnews4Baden-Baden Web Sitesi:

http://www.goodnews4.de/daily_news_detail.php?sid=1220&mid=218

ha-ber.com. (2012, Mayıs 6). Berlin'de Uyum ve Göç Konseyi seçimleri. Kasım 19, 2012

tarihinde ha-ber.com: http://ha-

ber.net/index.php?option=com_content&task=view&id=17949&Itemid=0

Heidenheimer Zeitung. (1. Ekim 2008). PORTRÄT: Religionen im Dialog. Abgerufen

am 28. Kasım 2012 von Heidenheimer Zeitung Web Sitesi:

http://www.vikz.de/press/2008-10-

01%20Potrait%20Purlu%20Heidenheimer%20Zeitung.pdf

Hürriyet Avrupa, 02.03.2012. (2012, Mart 2). Berlin Türk Cemaati, çifte vatandaşlık için

imza kampanyası başlattı. Kasım 19, 2012 tarihinde Hürriyet Avrupa Web Sitesi:

http://www.hurriyet.de/haberler/gundem/1142598/cifte-vatandaslik-icin-imza-

kampanyasi

Page 113: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

100

Hürriyet Avrupa, 04.03.2012. (2012, Mart 4). “Kaçın Bilkay geliyor”. Kasım 2, 2012

tarihinde Hürriyet Avrupa Web Sitesi:

http://www.hurriyet.de/haberler/gundem/1144014/kacin-bilkay-geliyor

Hürriyet Avrupa, 12.07.2012. (2012, Temmuz 12). Türkiye’nin renkleriyiz. Kasım 8,

2012 tarihinde Hürriyet Avrupa Web Sitesi:

http://www.hurriyet.de/haberler/gundem/1243461/turkiyenin-renkleriyiz

Hürriyet Avrupa, 30.08.2012. (2012, Ağustos 30). Durdurun bu kampanyayı. Kasım 24,

2012 tarihinde Hürriyet Avrupa Web Sitesi:

http://www.hurriyet.de/haberler/gundem/1277379/durdurun-bu-kampanyayi

Hurriyet Daily News. (2012, Temmuz 14). German court’s move to ban circumcision

unites religions. Retrieved Kasım 15, 2012, from Hurriyet Daily News Web

Sitesi: http://www.hurriyetdailynews.com/german-courts-move-to-ban-

circumcision-unites-religions.aspx?pageID=238&nid=25429

Hürriyet Planet. (2012, Eylül 11). Yahudi, Müslüman birlikte eylem yaptı. Kasım 14,

2012 tarihinde Hürriyet Web Sitesi:

http://www.hurriyet.com.tr/planet/21425144.asp

Mannheim Haber, 10.04.2012. (2012, Nisan 10). Başkonsolos Serhat Akçen'den Türkçe

yardım istedi. Kasım 14, 2012 tarihinde Mannheim Haber Web Sitesi:

http://www.mannheimhaber.com/news_detail.php?id=623&uniq_id=134422885

2

Mannheim Haber, 11.07.2012. (2012, Temmuz 11). DİTİB Merkez Cami kan bağışı ile

toplumun bir parçası olduğunu gösterdi. Kasım 15, 2012 tarihinde Mannheim

Haber Web Sitesi: http://www.mannheimhaber.com/news_detail.php?id=1030

Merhaba, 2011. (2011, Mart). Ulm Camii’ni ziyaret ettiler. Kasım 8, 2012 tarihinde

Merhaba Gazetesi Web Sitesi: http://www.merhaba.info/article,17070,ulm-

camii-ni-ziyaret-ettiler.html

Merhaba, 2012. (2012, Haziran). Heidenheim Türk-Alman Kulübü kuruldu. Kasım 14,

2012 tarihinde Merhaba Gazetesi Web Sitesi:

http://www.merhaba.info/article,22597,heidenheim-t-rk-alman-kul-b-

kuruldu.html

öztürk.de. (2012, Haziran 4). Polis'ten DİTİB destekli proje. Kasım 12, 2012 tarihinde

öztürk.de Web Sitesi: http://www.ozturk.de/news.php?id=464

Post. (2012, Kasım 13). Hamburg'da Tarihi İmza. Kasım 15, 2012 tarihinde Post

Gazetesi Web Sitesi: http://postgazetesi.com/2012/11/13/hamburgda-tarihi-imza/

RTV-MediaNet. (2011, Temmuz 19). ATİB-Yeşiller Partisi Görüşmesinde Din Dersleri

Ele Alındı. Kasım 23, 2012 tarihinde RTV-MediaNet Web Sitesi:

http://habercininyeri.wordpress.com/2011/07/19/atib-yesiller-partisi-

gorusmesinde-din-dersleri-ele-alindi/

Sabah Avrupa, 25.11.2011. (2011, Kasım 25). İslam toplumunu dinledi - Sabah Avrupa.

Eylül 28, 2012 tarihinde Sabah Avrupa Web Sitesi: http://www.sabah.de/islam-

toplumunu-dinledi.html

Page 114: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

101

Sabah Avrupa, 06.12.2011. (2011, Aralık 6). Almanya siyasetinde Türk rüzgârı esiyor.

Ekim 23, 2012 tarihinde Sabah Avrupa Web Sitesi:

http://www.sabah.com.tr/Dunya/2011/12/06/almanya-siyasetinde-turk-ruzgri-

esiyor

Sabah Avrupa, 23.06.2012. (2012, Haziran 23). Tercih Alman Vatandaşlığı. Ekim 20,

2012 tarihinde Sabah Avrupa Gazetesi Web Sitesi: http://www.sabah.de/tercih-

alman-vatandasligi.html

Sabah Avrupa, 05.11.2012. (2012, Kasım 5). Sahip çıkamadık. Kasım 15, 2012 tarihinde

Sabah Avrupa Web Sitesi: http://www.sabah.de/sahip-cikamadik.html

Stuttgarter Zeitung, 21.10.2012. (21. Ekim 2012). Höhere Wahlbeteiligung als in Runde

eins. Abgerufen am 21. Kasım 2012 von Stuttgarter Zeitung Web Sitesi:

http://www.stuttgarter-zeitung.de/inhalt.ob-wahl-in-stuttgart-hoehere-

wahlbeteiligung-als-in-runde-eins.f06f5697-1a61-44ec-9abb-9baf85695a5c.html

Süddeutsche, 04.04.2012. (4. Nisan 2012). Süddeutsche. Abgerufen am 1. Ağustos 2012

von Süddeutsche Web Sitesi:

http://www.sueddeutsche.de/bayern/volksbegehren-gegen-studiengebuehren-

freie-waehler-sammeln-genuegend-unterschriften-1.1336746

Süddeutsche, 05.11.2012. (5. Kasım 2012). Überwachte Wächter. Abgerufen am 27.

Kasım 2012 von Süddeutsche Zeitung Web Sitesi:

http://www.sueddeutsche.de/bildung/studium-fuer-islam-lehrer-ueberwachte-

waechter-1.1512690

Süddeutsche, 15.11.2012. (15. Kasım 2012). SPD-Kandidat mit türkischen Wurzeln.

Abgerufen am 17. Kasım 2012 von Süddeutsche Zeitung Web Sitesi:

http://www.sueddeutsche.de/15Q389/966595/SPD-Kandidat-mit-tuerkischen-

Wurzeln.html

Welt Online. (9. Eylül 2009). Welt Online. Abgerufen am 27. Temmuz 2012 von Welt

Online Web Sitesi:

http://www.welt.de/politik/bundestagswahl/article4648093/Wahlbeteiligung-

erreicht-historischen-Tiefstand.html

Yeni Posta. (2012). Polisliğe Başkonsolosluktan destek. Kasım 12, 2012 tarihinde Yeni

Posta Web Sitesi:

http://yeniposta.de/index.php?option=com_content&view=article&id=1924:polis

lie-bakonsolosluktan-destek&catid=25:newsflash

Zaman Almanya, 31.10.2012. (2012, Ekim 31). Türkiye’deki siyaset oyunlarını

Almanya’ya taşımanın alemi yok. Kasım 13, 2012 tarihinde Zaman Almanya

Web Sitesi: http://zaman-online.de/?p=5309

Zaman Avrupa, 19.06.2007. (2007, Haziran 19 ). SPD ile Türk seçmenin arasını açıldı.

Kasım 24, 2012 tarihinde Zaman Avrupa Web Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action;jsessionid=CC90

DD101274841547A064E85DBD0229.node1?newsId=8589

Zaman Avrupa, 20.10.2007. (2007, Ekim 20). Mahkeme Türkçe yasağına son verdi.

Kasım 15, 2012 tarihinde Zaman Avrupa Web Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=17680

Page 115: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

102

Zaman Avrupa, 25.06.2009. (2009, Haziran 25 ). İGMG’den Anayasayı Koruma

Teşkilatı’na zor soru. Kasım 19, 2012 tarihinde Zaman Avrupa Web Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=49566

Zaman Avrupa, 14.11.2011. (2011, Ocak 14). Son aylarda oluşan güven kaybını Federal

Uyum Konseyi ile kapatacak. Kasım 6, 2012 tarihinde Zaman Avrupa Web

Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action;jsessionid=7CC4

63E794CFF17073CD19DA2957D3DD.node1?category=0&columnists=&firstD

ate=&lastDate=&words=fethullah+g%C3%BClen&type=&newsId=55058&colu

mnistId=0&sectionId=0

Zaman Avrupa, 05.03.2012. (2012, Mart 5). TGB’den çifte vatandaşlık için imza

kampanyası. Kasım 15, 2012 tarihinde Zaman Avrupa Web Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=57963

Zaman Avrupa, 19.04.2012. (2012, Nisan 19). “KRV’nin kaderini BİG belirledi”. Kasım

6, 2012 tarihinde Zaman Avrupa Web Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=58232

Zaman Avrupa, 11.05.2012. (2012, Mayıs 11). ‘Seçime katılımımız oranında dikkate

alınacağız’. Ekim 30, 2012 tarihinde Zaman Avrupa Web Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=58335

Zaman Avrupa, 15.05.2012. (2012, Mayıs 15). KRV’de göçmenler SPD’yi uçurdu, CDU

ağır yara aldı. Ekim 30, 2012 tarihinde Zaman Avrupa Web Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=58347

Zaman Avrupa, 30.05.2012. (2012, Mayıs 30). Berlin-İstanbul Festivali Türk-Alman

dostluğunu pekiştirdi. Kasım 14, 2012 tarihinde Zaman Avrupa Web Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=58407

Zaman Avrupa, 26.06.2012. (2012, Haziran 26). 52 ülkeye serbest ama Türklere yasak!

Kasım 19, 2012 tarihinde Zaman Avrupa Web Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=58620

Zaman Avrupa, 04.08.2012. (2012, Ağustos 4). Müslümanlar, gıdalarda gizli katkı

maddelerine tepki göstermeli. Ağustos 10, 2012 tarihinde Zaman Avrupa Web

Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action;jsessionid=A5F

BFB0BF0E40526ED8A1CD024B44316.node1?load=detay&newsId=58952&lin

k=58976

Zaman Avrupa, 14.08.2012. (2012, Ağustos 14 ). Alman komşular iftarı sevdi. Kasım 14,

2012 tarihinde Zaman Avrupa Web Sitesi:

http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=59092

Zaman Gazetesi, 22.05.1999. (1999, Mayıs 22).

http://www.zaman.com.tr/newsDetail_getNewsById.action?newsId=-39587

Zaman Online, 01.12.2009. (2009, Aralık 1). Almanya'da 120 minareli cami inşaatı var.

Kasım 22, 2012 tarihinde Zaman Online Web Sitesi:

http://www.zaman.com.tr/newsDetail_getNewsById.action?haberno=922103&tit

le=almanyada-120-minareli-cami-insaati-var

Page 116: SİYASAL KATILIM VE SAVUNUCULUK AÇISINDAN ......Milletler Tekilatı’nın sivil toplum kuruluları (STK) sınıflandırması çalımaya uyarlanarak sadeletirilmi, ardından, STK’ların

103

Zaman Online, 02.03.2012. (2012, Mart 2). Berlin Türk Cemaati, çifte vatandaşlık için

imza kampanyası başlattı. Kasım 19, 2012 tarihinde Zaman Online Web Sitesi:

http://www.zaman.com.tr/newsDetail_getNewsById.action?haberno=1253659&t

itle=berlin-turk-cemaati-cifte-vatandaslik-icin-imza-kampanyasi-baslatti

Zaman, 25.10.2012. (2012, Ekim 25). Almanya'da Türkçe dersi gerekçesi: Geleceğin

güçlü ekonomisinin diline hakimiyet. Aralık 1, 2012 tarihinde Zaman Gazetesi

Web Sitesi: http://www.zaman.com.tr/dis-haberler/almanyada-turkce-dersi-

gerekcesi-gelecegin-guclu-ekonomisinin-diline-hakimiyet/2007195.html