idrar k¼lt¼rlerinde izole edilen gram negatif §omaklarda y±llara g¶re bakteri direncinin
SU ÜRÜNLERİ MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE BALIK HASTALIKLARI … · 2019. 12. 3. · Hasta...
Transcript of SU ÜRÜNLERİ MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE BALIK HASTALIKLARI … · 2019. 12. 3. · Hasta...
SU ÜRÜNLERİ MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE BALIK HASTALIKLARI KONULARINDA GELİŞMELER VE
SEKTÖRE KATKILARI
Prof. Dr. Gülşen TİMUR 26.11.2019
• Ülkemizde 1983 yılında altı ilde açılan 4 yıllık Su Ürünleri Yüksekokullarından Eğirdir-Isparta’da Eğirdir Su Ürünleri Yüksekokulu Akdeniz Üniversitesi içerisinde Isparta Mühendislik Fakültesine, İstanbul’da Su Ürünleri Yüksekokulu İstanbul Üniversitesine, İzmir’de Su Ürünleri Yüksekokulu Ege Üniversitesine, Sinop’ta Su Ürünleri Yüksekokulu 19 Mayıs Üniversitesine, Adana’da Su Ürünleri Yüksekokulu Çukurova Üniversitesine, Elazığ’da Su Ürünleri Yüksekokulu Fırat Üniversitesine bağlı olarak kurulmuşlardır.
• Bu yüksekokullarda kurucu akademik kadro veteriner, ziraat ve fen fakültelerinden gelen çok az sayıdaki su ürünleri yetiştiriciliği, balık hastalıklar, limnoloji ve deniz bilimleri konularında uzman öğretim üyelerinden oluşmuştu. Bu öğretim üyelerinin verdiği dersler dışındaki diğer müfredat dersleri ise bağlı oldukları üniversitelerin diğer birimlerinin öğretim üyelerinden temin edilmiştir.
• Yüksekokulların lisans müfredat programlarında Balık Hastalıkları dersi yanı sıra, bu dersin alt yapısını oluşturan Balık Anatomisi ve Fizyolojisi, Genel Mikrobiyoloji, Biyokimya, Patoloji gibi dersler yer almıştı.
• Yüksek Öğretim Kurulunun 02.09.1985 tarihli kararı ile Su Ürünleri Yüksekokullarında yüksek lisans ve doktora programları açma izni verildikten sonra bütün yüksekokullarda, yüksekokulun uzmanlık alanındaki öğretim üyesi sayısına göre yetiştiricilik, balık hastalıkları, iç sular ve deniz bilimleri programlarına kendi yüksekokullarında çalışan veteriner, ziraat, fen fakültesi biyoloji bölümü mezunları ile daha sonraki yıllarda ise su ürünleri mezunu alınan öğretim elemanlarının bu alanlarda yüksek lisans ve doktora yapmaları sağlanarak yüksekokulların öğretim üyeleri sayıları artırılmıştır.
• Bilindiği gibi Türkiye’de ilk kültür balıkçılığı faaliyetleri iç sularda 1970’li
yıllarda A.Ü. Veteriner Fakültesi Su Ürünleri Balıkçılık ve Av Hayvanları
Kürsüsünün Eskişehir Sakarya başında gökkuşağı alabalığı üretimi için
yaptırdıkları kuluçkahaneye Almanya’dan getirilen göz lekesi oluşmuş
gökkuşağı alabalığı yumurtalarının kuluçka edilmesi ile başlamıştır.
• Yurdumuzda deniz balıklarının ilk kültür çalışmaları Ege Denizi’nin bazı
koylarına kurulan ağ kafeslerde denizinden toplanan genç çipura ve levrek
balıklarının yetiştiriciliği ile başlamıştır. Ancak çipura ve levrek balığı
anaçlarından erkek ve dişi gametlerin elde edilerek döllenmesi, kuluçka
edilerek larva elde edilmesi, fiber tank ve ağ kafeslerde yetiştiricilik
çalışmalarının yapılması 1985 yılında Ege Üniversitesi Su Ürünleri
Yüksekokulunun İzmir Urla’da levrek ve çipura balıkları üretim için
kurdukları kuluçkahane ve yetiştirme ünitelerinde başlamıştır. Daha sonra
kültür balığı üretimi özel sektörün Ege Denizi kıyılarında ve koylarındaki çok
sayıdaki ağ kafes ve karadaki havuzlardan oluşan deniz balığı
işletmelerinde kültür çipura ve levrek balığı üretimi bugünkü ekonomik
düzeye ulaşmıştır.
• Ege Denizi’ndeki kültür levrek ve çipura üretimi yanı sıra Doğu Karadeniz
kıyılarında (Ordu, Trabzon, Rize) 2000’li yıllarda deniz suyunda ağ
kafeslerde gökkuşağı alabalığı ve levrek balığı yetiştiriciliği ile Akdeniz’de
ise kuruma karidesi kültürü özel sektör tarafından gerçekleştirilmiştir.
Akdeniz ve Ege Denizi’nde özel sektör tarafından 2000 yıllarında ton
balığının ağ kafeslerde yetiştirme çalışmaları yanı sıra özel sektörün balık
işletmelerinde ARGE faaliyeti olarak sinarit, fangri mercan, karagöz,
minekop, granyöz ve sarıkuyruk gibi çeşitli deniz balığı türlerinin üretim
çalışmaları başlamıştır. Bunlardan sinarit ve granyöz balıklarının ekonomik
düzeyde kültürü yapılmaktadır.
• TUİK verilerine göre 2017 yılında deniz kültür balıklarının üretimi 172.492
tona ulaşırken, iç sularda kültür balığı üretimi 104.010 tona ulaşarak
toplam kültür balığı üretimi 276.502 tona ulaşmıştır. Bu başarıya
ulaşmada Su Ürünleri Fakültelerimizin Balık Hastalıkları Anabilim
Dallarındaki araştırma ve proje çalışmaları yanı sıra işletmelerdeki
balıklarda görülen hastalıkları teşhis ve tedavi konularındaki hizmetleri ve
diğer işletmelere yayılmasını önlemek için yapılan önerilerin büyük payı
olmuş ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlamıştır.
• Su Ürünleri Yüksekokulu Balık Hastalıkları Laboratuarlarında balık ve
kabuklu su ürünleri hastalıklarının teşhisinde başlangıçta 1980’li yılarda
insan ve veteriner hekimlikte kullanılan konvansiyonel bakteriyolojik,
mikolojik, parazitolojik, histopatolojik ve serolojik metotlar ve elektron
mikroskopi kullanılmıştır. 1990’lı yılarda insan ve veteriner hekimlikte hızlı
serolojik teşhis yöntemi olarak kullanılan IFAT ve ELISA gibi serolojik
testlerde balık patojenlerinin tespitinde kullanılmaya başlanmıştır.
ELISA testine ait en iyi pozitif reaksiyon oluştuğu antijen protein
değeri, anti serum (1/400) ve konjugat dilüsyonlarının (1/1000)
tespit edildiği Mikrowell Plate (Yeşil renk: Pozitif Reaksiyon.
FİTC ile işaretli anti-tavşan immünoglobülin, Salmon antikoruna
karşı oluşturulmmuş ticari poliklonal tavşan anti serumu ve Yersinia
ruckerii antijen- antikor kompleksinin Floresan Mikroskopta
görünümü .
• Daha sonraki yıllarda PCR ve SDS-PAGE adı verilen moleküler metotlar
kullanılmaya başlamıştır. DNA izolasyonu gerçekleştirilen bakterilerin PCR ile
teşhisinde türe özgü spesifik primerler kullanılarak bu bakterilerin tür bazında
identifikasyonu yapılır ve agaroz jel elektroforez yöntemi ile jelde yürüyen DNA
bantlarının UV lambası altında transilluminatörde görüntüleme işlemi ile teşhis
gerçekleştirilir. SDS-PAGE analizi ile bakteri protein profil analizi
gerçekleştirilmesi için jel elektroforezde protein bantları görünür hale getirilir ve
incelenen bantlar ağırlığı bilinen karışım olan marker ile karşılaştırılarak teşhis
yapılır.
Hasta Kültür Deniz Balıklarından izole edilen Staphylococcus
epidermidis izolatlarının (4) protein izolasyonu ve SDS-
PAGE analizi
Hasta Granyöz Balıklarından izole edilen 9 izolata ait DNA bantlarının agaroz jelde
oluşturduğu görüntü. M:Marker; K: Negatif Kontrol E: Pozitif Kontrol.
Balık Hastalıkları Anabilim Dalı balık
hastalıkları teşhis çalışmaları sadece sektörde
yetiştirilen kültür balıklarının hastalıklarının
teşhisi ile sınırlı kalmamıştır. 1984 yılında
Isparta Valiliğinin isteği üzerine Eğirdir
gölünden avlanan ticari değeri yüksek olan ve
yurt dışına ihraç edilen tatlı su levrek (sudak)
balıklarındaki yoğun ölümlerin nedenini
araştırılarak balık ölümlerinin yoğun Argulus
enfestasyonu sonucunda oluşan Pseudomonad
septisemisiniden kaynaklandığı ortaya
çıkarılarak Valiliğe bildirilmiştir.
Argulus sp.
Türkiye’de tatlı sulardaki kerevitlerde 1985 yılına kadar kerevit vebası ile ilgili
herhangi bir bulgu yok iken önce Çivril, altı ay sonra Eğirdir ve Karataş göllerinde
kerevitlerde yüksek mortalite nedeni ile bütün kerevit popülasyonu bu göllerde çok
çabuk yok olmuştu. TUİK verilerine göre Eğirdir gölündeki hastalıktan önce 2010
ton olan kerevit üretimi daha sonra dramatik olarak çok önemsiz bir miktara
düşmüştür. Hastalığın teşhisi Eğirdir Su Ürünleri Yüksekokulu Öğretim üyelerince
yapılmış ve hastalık teşhisi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bildirilerek
hastalığın diğer göllere yayılmaması için gerekli önlemlerin alınması istendi.
Bacak ve abdomen segmenti melanize olmuş,
ekstremiteleri kopmuş kerevitler
Bakanlığın davet ettiği İsveçli FAO uzmanı
Magnum Frederich Furst, Bakanlık mensupları
ile 20.11.1986 tarihinde Yüksekokulumuza
gelerek okulun balık hastalıkları laboratuvarında
kerevit avcıları tarafından kasalarla getirilen
ölmek üzere olan ekstremiteleri kopmuş, felçli
hasta kerevitleri inceledikten sonra bizim daha
önce hasta kerevitlerden izole ettiğimiz
Aphanomyches astaci mantarını mikroskopta
incelemiş ve teyit etmiştir. İsveçli uzman ve
Bakanlığın Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü
mensupları ile Ankara’da yapılan toplantıda
hastalığın kerevit vebası olduğu kararına
varılarak Bakanlık tarafından hastalığın çıktığı
göllerde acilen av yasağı konularak balıkçıların
av araç ve gereçlerini satmaları yasaklanarak
yurdumuzun diğer bölgelerinde bulunan
göllerdeki kerevit popülasyonlarına sıçraması
önlenmiştir.
Septasız hifalarda Aphanomyches
astaci sporlarının achlyoid tip
boşalması ve inci dizisi şeklinde
Aphanomyches astaci sporları.
Yurdumuzda 1970’li yıllarda iç sularda üretimi başlayan kültür gökkuşağı
alabalıklarının üretiminin birçok işletmede intensif üretime ulaşmasından sonra
bu işletmelerde bakteriyel, viral, paraziter epizootikler görülmeye başlamıştır.
Pamukkale-Denizli’deki bir gökkuşağı alabalık işletmesindeki balıklarda 1988
yılında yüksek oranda ölümlere neden olan Enterik Kırmızı Ağız Hastalığı (ERM)
ilk kez tespit edilmiştir. Daha sonra bu hastalığın yurdumuzun diğer
bölgelerindeki alabalık işletmelerinde de epizootikler oluşturdukları bildirilmiştir.
Ağız bölgesinde alt ve üst çenede kızarıklıklar Waltman Shotts vasatta Y. ruckeri
Bu dönemde önce Isparta’da daha sonra Antalya’da aynalı sazan balığı
üretimi yapılan işletmelerden gelen çeşitli ağırlıktaki hasta balıklarda deri
üzerinde, yüzgeçlerde görülen küçük, büyük beyaz renkli veya hafif pembemsi
lezyonların histopatolojik muayene ile bir virusun deride epidermisin çok katlı
üremesine neden olarak sazan çiçeği hastalığına neden olduğu anlaşılmıştır.
Yavru aynalı sazan balıklarında içi su
dolu kesecik şeklindeki sazan çiçeği
lezyonları (Timur, G. 1991)
Aynalı sazan balığında pens yardımı ile
yukarıya kaldırılmış geniş bir sazan çiçeği
lezyonu (Timur,G.1991)
Hyperplastik epidermis hücrelerinde
inkulüzyon cisimcikleri (G.Timur, 1991)
Sazan çiçeği lezyonlarında çok tabakalı hyperplastik
epidermis (G.Timur, 1991)
IPN virusu ile enfekte pankreasın
asinar hücrelerinde inkulüzyon
cisimciği (G.Timur; M.Timur;
A.Kubilay; A.Sarmaşık, 1993)
IPN virusu ile enfekte pankreasın
parankim hücrelerinde nekroz
İlk olarak 1990 yılında Muğla’da bir alabalık işletmesinde,
daha sonra 1991 yılında Antalya ve Muğla’daki iki ayrı
alabalık işletmesindeki besin kesesi çekilmiş ve henüz
besin partiküllerini almaya başlamış frylarda yüksek
mortalite ile seyreden viral İnfeksiyoz Pankreatik
Nekrosiz (IPN) hastalığı tespit edilmiştir. Hasta frylardan
yapılan bakteriyolojik ekimlerde hiçbir patojen bakteri
üremediği tespit edilmiştir. Histopatolojik doku
kesitlerinde nekrotik pankreasın asinar hücrelerinde
inkulüzyon cisimcikler gözlenirken, pankreasın elektron
mikroskop kesitlerinde küçük simetrik (hekzagonal-
icosahedral) virus partikülleri görülmüştür.
Parazitle enfekte alabalık gözleri
D. Spathaceum metaserkeri
(G,Timur ve ark.1993.)
Denizli ve Antalya illerindeki iki işletmede beton
havuzlarda su akışının hatalı projelendirilmesinden
kaynaklanan beyaz benek hastalığının etkeni olan
Icthyophtrius multifilis ile enfeste alabalıklarda
yoğun ölümler görülmüştür. Bu havuzlarda
parazitlerle mücadele çok zor olmuştu. Antalya Su
Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün Kepez Su Ürünleri
İşletmesinde yetiştirilen alabalıkların gözlerinde
körlüğe neden olan Diplostomum spathaceum
paraziti tespit edilmiştir.
Ichtyophtrius multifilis ile enfekte alabalıkta deri ve kuyruk
yüzgecinde beyaz benekler (G.Timur ve ark.1994)
Vibriosis ilk olarak 1993 yılında Ege Denizi’ndeki
kültür çipura balıklarında yürütülen doktora tezi
çalışmalarıyla iki araştırıcı tarafından tespit
edilmiştir. Daha sonra hastalık 2001 yılından
itibaren Ege Denizi’ndeki işletmelerde çipura
balıklarında hemorajik septisemi ile seyreden
epizootikler oluşturarak 2013 yılına kadar
yüksek mortaliteye neden olduğunu bildiren
ulaştığım 11 araştırıcıya ait yayın bulunmaktadır.
Yurdumuzdaki kültür çipura balığı
epizootiklerinde Listonella (Vibrio) anguillarum
yanı sıra V. alginoliticus, V. damsela türlerinin
izole edildiği bildirilmiştir. Bu hastalık çipura
balığı işletmelerinde büyük ekonomik zararlara
neden olmuştur. Genç balıklara vibriosise karşı
lisanslı, çok etkili karma aşılar yapılarak, hasta
balıklara da antibiyotik tedavisi uygulanarak
hastalık işletmelerden eradike edilmiştir.
Vibriosisin Akdeniz bölgesinde kültürü yapılan
fangri mercan balıklarında ve 2005 yılında Doğu
Karadeniz kıyılarında deniz kültürü yapılan
gökkuşağı alabalığında görüldüğü bildirilmiştir.
Yurdumuzda pasteurellosis ilk defa Marmara Denizi Yalova kıyısındaki
kamuya ait bir işletmedeki genç levrek balıklarında 1996 yılında tespit
edilmiştir. Akut olarak seyreden ve ölümlere neden olan bu epizootikte
dalak, karaciğer gibi internal organlarda görüldüğü bildirilen nodül benzeri
beyaz renkli depositler görülmemiştir. 2006 yılında Ege Denizi’ndeki
işletmelerde yetiştirilen kültür levrek balıklarında çıkan epizootiklerde ise
hastalığın kronik olarak seyrettiği ve viseral organlarda tüberküloz benzeri
beyaz depositlerin görüldüğü bildirilmiştir. Hastalık Ege Denizi’ndeki
işletmelerde 2008 yılına kadar epizooktiler oluşturmuştur.
2003-2005 yılları arasında Doğu
Karadeniz’de yürüttüğümüz bir proje
çalışmasında Ordu-Giresun-Trabzon ve
Rize kıyılarında ağ kafeslerde oluşan altı
işletmede yetiştirilen kültür levrek
balıklarının bazılarında kan frotilerinde
monositler içinde ve kanda riketsiya
benzeri organizmalar gözlenirken diğer
bazı balıklarda VEI virusunun eritrositlerin
sitoplazmalarında oluşturduğu inkulüzyon
cisimcikleri gözlenmiştir. Bu balıkların
viseral organlarından izole edilen Vibrio
anguillarum, P.damsela subsp. piscicida,
Vibrio sp, Flexibacter maritimus gibi
patojen bakteriler riketsiya benzeri
organizmalar veya VEI virusu ile karma
enfeksiyonlar oluşturduğu tespit edilmiştir.
Eritrosit sitoplazmasında bulunan çoklu
inkulüzyon cisimcikleri
Eritrositler içinde büyük sitoplazmik
vakuoller ve inkulüzyon cisimcikleri
Tekli veya çiftli intrasitoplazmik inkulüzyon
cisimcikleri (G.Timur, M.Timur, T.Akaylı,
J.Korun, M.Erkan; 2008)
Membran ile çevrili polyhedral çoklu viriyonlar (110-122nm) (okla
gösterilmiştir) (G.Timur, M.Timur, T.Akaylı, J.Korun, M.Erkan; 2008)
İnkulüzyon cisimciği içinde bazı
polyhedral virionlar (105-120 nm)
Polyhedral viriyonlar içeren
intrasitoplazamik inkulüzyon cisimciği
(okla gösterilmiştir)
Aynı işletmelerdeki hasta gökkuşağı alabalıklarında EIBS’nin Vibrio sp., F.
maritimus, A. salmonicida, S. epiderdermis gibi patojen bakterilerden bazıları ile
karma enfeksiyonlar oluşturduğu tespit edilmiştir. Klinik olarak EIBS ve patojen
bakteriler ile karma enfeksiyon gösteren enfekte gökkuşağı alabalıklarında anemi
görülmüş ve yüksek oranda ölüme neden olmuş, ağız ve dilde hemorajiler,
gözlerde eksoftalmi ve hemorajiler gözlenmiştir. Hasta balıkların May-Graünwalt
Giemsa ile boyanmış frotilerinde eritrositlerin içinde inkulüzyon cisimcikleri
görüldüğü gibi nukleusların eridiği ve hayalet nukleusların görüldüğü tespit
edilmiştir. Elektron mikroskopta hasta balıkların eritrositlerinde ovoid şekilli viral
inkulüzyonlar gözlenmiştir.
EIBS ile enfekte gökkuşağı alabalığında renkte koyulaşma ve viseral organları
Sitoplazmik inkulüzyon cisimcikleri
ve vakuoller içeren eritrosit hücreleri
(orijinal)
Erimiş nukleuslu hayalet eritrositler (orijinal)
Çift segmentli nukleusa (okla
gösterilmiş) ve tek inkulüzyon
cisimciliğine sahip eritrositler (* ile
gösterilmiş) (orijinal)
*
Yuvarlak şekilli bir membranla sarılı
inkulüzyon cisimcikleri
Vakuoler içinde membranla sarılı
inkulüzyon cisimcikleri
EIBS ile enfekte gökkuşağı alabalığında
böbrekte nekroz
Riketsiya benzeri organizmalar ilk olarak 2005 yılında Karadeniz’deki işletmelerde
yetiştirilen levrek balıklarında gözlendikten sonra 2010 yılında Ege Denizi’nde
yetiştirilen levrek balıklarında yüksek mortalite ile seyreden epizootkler
oluşturmuştur. Hasta levrek balıklarında deride küçük hemorajik ülseratif
lezyonlar, eksoftalmi, dalak ve böbrekte beyaz–sarı renkli nodüller görülmüştür.
Giemsa boyalı kan frotilerinde monositlerin içinde basofilik riketsiya benzeri
organizmalar görülmüştür. Elektron mikroskopta RLO fagositik kan hücelerinin
içindeki vakuoller içinde gözlenmiştir. Bu pleomorfik coccoid bakteri 0.1-0.5
mikron büyüklüğünde sitoplazmada serbet veya fagollizozomla içinde
gözlenmiştir .
Monosit içinde yer alan intrasitoplazmik
riketsiya hücreleri (G.Timur, M.Timur,
T.Akaylı, J.Korun, 2006)
Kanda serbest halde bulunan
riketsiyalar
Fagositik kan hücresi içersinde pleomorfik RLO Vakuol içersinde cocoid riketsiya
Ege Denizi’nde 2003 yılında ilk kez rapor edilen Tenacibaculum maritimum kültür
levrek balıklarında Vibrio, hareketli ve hareketsiz aeromonad türleri ile birlikte karma
enfeksiyonlar yaparak yüksek mortalite ile seyreden epizotiklere neden olmuştur.
Levrek frylarında ise tek başına sistemik septisemi ile seyreden yüksek mortalitelere
neden olmuştur. Hastalık etkeni gram boyama preparatlarında filamantöz uzun
basillerden daha kısa çomaklara kadar değişen bir pleomorfizim göstermektedir.
Tenacibaculum maritimum
Baş üstünde craniumu ortaya çıkaran ülseratif lezyon
Alt ve üst çenede hiperemi ve yoğun hemorajiler
Bu patojen bakteri hasta levrek balıklarında
operkulum kapağında, alt ve üst çenede
hemorajiler, deride ve baş bölgesinde
yüzeysel ülseratif deri lezyonları yanı sıra
solungaçlarda hiperplazi, sekonder
lamelllalarda kopmalar ve internal
organlarda liquefactive nekrozlara sebep
olduğu gözlenmiştir.
Ülkemizde ilk kez 2005 yılında levrek
balıklarında Mycobacterium sp. doku
kesitlerindeki granulomalar içinde asit fast
boyanan çomak şekilli bakteriler olarak
tespit edilmiştir. 2014 ve 2015 yıllarında
kültür granyöz balıklarından M. marinum
izole edilerek identifiye edilmiş ve viseral
organların doku kesitlerinde granulomatoz
nodüllerin içinde ZN boyası ile asit fast
pozitif boyanan ince çomak şekilli pembe
M. marinum basilleri gözlenmiştir. 2015
yılındaki çalışmada ayrıca hsp65 gen dizi
analizine göre granyöz balıklarında M.
marinum moleküler olarak da konfirme
edilmiştir. 2018 yılında ise kültür çipura
balıklarında bir başka Mycobacterium türü
olan M. frederiksbergense PCR ile teşhis
edilmiş ancak hasta balıklarda nodül
oluşumu gözlenmemiştir. Lowenstein-Jensen besiyerinde M. marinum kolonileri,
Asit fast positif boyanan çomaklar
Eksoftalmi, kaudal yüzgeçte hemorajik deri
lezyonları, dalak ve böbreklerde nodüller
Asit fast pozitif basil içeren granulomalar (a) dalak, (b)karaciğer, (c) kalp, (d)böbrek
Sonuç olarak 1983 yılında kurulan 6 su ürünleri yüksekokulu Su Ürünleri
fakültelerine dönüşmüş ve sayıları artarak gelişmelerine devam etmişlerdir. Bu
fakültelerde açılan balık hastalıkları laboratuvarlarında çok sayıda yukarda
özetlenen gerek yurt içinde gerekse yurt dışındaki dergilerde yayınlanan araştırma,
proje çalışmaları, yüksek lisans ve doktora tezleri yaptırılmış, hem ulusal hem
uluslararası kongrelerde sözel ve poster tebliğler şeklinde sunulmuş, çok sayıda
uzman yetiştirilerek hem sektörde hem de uluslararası camiada balık hastalıkları
konusunda ülkemiz başarı ile temsil edilmiştir.