Siyasal Bülteni SİYASALBÜLTENİ -...

8
S8 “KINIYORUZ! Ajanda 15 Temmuz 2016 günü akşamında silahlı güç kullanmak suretiyle gerçekleştirilen darbe girişimini kınıyoruz. Bu olaylarda hayatını kaybeden 248 şehidimize Allahtan Rahmet, yakınlarına sabırlar; bu olayda yaralanan vatandaşlarımıza şifalar diliyoruz. Siyasal Bülteni 4th International Conference on Culture, Knowledge and Society (ICCKS 2017), 5-7 Ocak 2017, Kuala Lumpur, Malezya. (http://www.iccks.org/) Fakültemiz Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğ- rencisi Yusuf Kaya, fakülte öğ- renci temsilcisi seçildi. Fakülte Öğrenci Temsilcisi Seçildi 7’de 3’de 2’de 6’da Y o l u m u z Anadoluhisarı’nın Göksu’ya bakan eski bir soka- ğına doğru… Nesillerdir bu- rada yaşayan ve hizmet veren bu küçük bakkal dükkanına girdiğimizde bizi alışılmadık bir tablo karşılıyor. Armonika ve akordeon sesleriyle birlikte sohbetimizi gerçekleştiğimiz Selçuk Bey ile biraz mesleğin- den biraz Anadoluhisarı’ndan biraz da eskilerden bahsettik. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, dünyanın farklı bölgelerinden 70 kadar Müslüman sivil toplum kuruluşu temsilcisinin de katıldığı “15 Temmuz Darbe Girişimi” baş- lıklı uluslararası bir sempozyuma ev sahipliği yaptı. “Dünyada neler oluyor, biz bu gidişe seyirci kalmak zorunda mıyız, yapabileceğimiz bir şey yok mu?” gibi sorulara cevap bulmak için bu bölümü seçtim. Düşüncelerin sınandığı, çürütülemez olup ol- madığının arandığı ve politik özgürlükten ve hocala- rın usundan yararlanabileceğim bir ortam için PSIR’a geldim. SİYASAL BÜLTENİ Güz 2016 Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın Organıdır Unuttuğumuz Mahalle Bakkalındaki Tarihimiz Fatih Rıfat Eymir Uluslararası İlişkiler Kulübü (IRC) Başkanı 4’de 5. Uluslararası Mavi Kara- deniz Kongresi 12-13 Aralık 2016 tarihlerinde Marmara Üniversitesi ev sahipliğinde, Üniversitemiz Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişki- ler Bölümü ve BİLGESAM Stratejik Araştırmalar Merke- zi işbirliğiyle gerçekleştirildi. V. Uluslararası Mavi Karadeniz Kongresi Üniversitemizde Düzenlendi Söylesi 15 Temmuz Darbe Sempozyumu Röportaj

Transcript of Siyasal Bülteni SİYASALBÜLTENİ -...

Page 1: Siyasal Bülteni SİYASALBÜLTENİ - dosya.marmara.edu.trdosya.marmara.edu.tr/syf/docs/pdf/syslbltngz2016.pdf · Güz 2016 Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın

S8“KINIYORUZ! Ajanda15 Temmuz 2016 günü akşamında silahlı güç kullanmak suretiyle gerçekleştirilen darbe girişimini kınıyoruz. Bu olaylarda hayatını kaybeden 248 şehidimize Allahtan Rahmet, yakınlarına sabırlar; bu olayda yaralanan vatandaşlarımıza şifalar diliyoruz.

Siyasal Bülteni

4th International Conference on Culture, Knowledge and Society (ICCKS 2017), 5-7 Ocak 2017, Kuala Lumpur, Malezya. (http://www.iccks.org/)

Fakültemiz Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğ-rencisi Yusuf Kaya, fakülte öğ-renci temsilcisi seçildi.

Fakülte Öğrenci Temsilcisi Seçildi

7’de

3’de

2’de

6’da

Y o l u m u z Anadoluhisar ı’nın

Göksu’ya bakan eski bir soka-ğına doğru… Nesillerdir bu-rada yaşayan ve hizmet veren bu küçük bakkal dükkanına girdiğimizde bizi alışılmadık bir tablo karşılıyor. Armonika ve akordeon sesleriyle birlikte sohbetimizi gerçekleştiğimiz Selçuk Bey ile biraz mesleğin-den biraz Anadoluhisarı’ndan biraz da eskilerden bahsettik.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, dünyanın farklı bölgelerinden 70 kadar

Müslüman sivil toplum kuruluşu temsilcisinin de katıldığı “15 Temmuz Darbe Girişimi” baş-lıklı uluslararası bir sempozyuma ev sahipliği yaptı.

“Dünyada neler oluyor, biz bu gidişe seyirci kalmak zorunda mıyız, yapabileceğimiz bir şey

yok mu?” gibi sorulara cevap bulmak için bu bölümü seçtim. Düşüncelerin sınandığı, çürütülemez olup ol-madığının arandığı ve politik özgürlükten ve hocala-rın usundan yararlanabileceğim bir ortam için PSIR’a geldim.

SİYASALBÜLTENİGüz 2016 Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın Organıdır

Unuttuğumuz MahalleBakkalındaki Tarihimiz

Fatih Rıfat Eymir Uluslararası İlişkiler Kulübü (IRC) Başkanı

4’de

5. Uluslararası Mavi Kara-deniz Kongresi 12-13 Aralık 2016 tarihlerinde Marmara Üniversitesi ev sahipliğinde, Üniversitemiz Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişki-ler Bölümü ve BİLGESAM Stratejik Araştırmalar Merke-zi işbirliğiyle gerçekleştirildi.

V. Uluslararası Mavi Karadeniz Kongresi

Üniversitemizde Düzenlendi

Söylesi

1 5 Te m m u z D a r b e S e m p o z y u m u

Röportaj

Page 2: Siyasal Bülteni SİYASALBÜLTENİ - dosya.marmara.edu.trdosya.marmara.edu.tr/syf/docs/pdf/syslbltngz2016.pdf · Güz 2016 Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın

2 Yıl: 5 - Sayı: 9ÜNIVERSITEMIZDEN

Londra merkezli yükseköğ-retim derecelendirme kurulu Times Higher Education’ın (THE) yayınladığı ve 79 farklı ülkeden 980 üniversitenin yer aldığı 2016-2017 Dünya Üni-versite Sıralamasında Marmara Üniversitesi de yer aldı.

Times Higher Education (THE) 2016-2017 Dünya Üniversite Sıralaması’nı açıkladı. Geçen yıl 601-800 bandına kadar üniver-sitelerin sıralandığı listede bu yıl 79 farklı ülkeden 980 üniversite girdi. Türkiye’den 17 üniversi-tenin bulunduğu listede bu yıl üniversitemiz de 801 bandı-nın üzerinde bulunarak ilk kez yer aldı. Birinci sırada Oxford University’nin yer aldığı listede bulunan diğer Türk üniversite-leri şöyle: Koç, Sabancı, Bilkent, Atılım, Boğaziçi, İstanbul Tek-nik, Hacettepe, İstanbul, İzmir İleri Teknoloji, Orta Doğu Tek-nik, TOBB Ekonomi ve Teknik, Anadolu, Ankara, Erciyes, Gazi ve Yıldız Teknik Üniversitesi.

Marmara Üniversitesi SMS ile bilgilendir-me hizmeti faaliyete başladı. Bu hizmet sayesinde Marmara Üniversitesi öğrenci, akademik ve idari personeli üniversi-teyle ilgili önemli gelişmeleri cep telefonlarına gelecek olan SMS ile öğre-nebilecekler. Böyle üniversitedeki geliş-melerden mensuplar çok kısa sürede ve doğrudan bilgi sahibi olabilecekler.

Marmara Üniversitesi THE’nin Dünya

Listesinde

Kısa Mesaj (SMS) ile

Bilgilendirme Hizmeti Başladı

Düzenlenen toplantıda darbe girişiminin se-bepleri, aktörleri ve muhtemel sonuçları tahlil edildi. Dünyanın farklı bölgelerinden

70 kadar Müslüman sivil toplum kuruluşu temsilcisi-nin de katıldığı toplantının açılış konuşmaları İlahi-yat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse, üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Emin Arat tarafından yapıldı.

Rektör Arat yaptığı konuşmada; “Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ifade ettiği gibi “Toprak Eğer Uğrunda Ölen Varsa Vatandır.”. Tarih boyunca nice kuşakların canını feda ettiği bu topraklar, 15 Temmuz gecesi bir kere daha şahit oldu ki, bu millet vatanı için canını seve seve feda etmeye her zamankinden daha hazırdır. Çünkü Peygamberimizin dediği gibi “Va-tan sevgisi imandandır.”. İman gücü ile çelikleşmiş bedenler, bir ülkeyi parçalamayı, bir milleti bölmeyi, bir medeniyeti yok etmeyi hedefleyen hainler şebeke-sini bir gecede ezdi geçti. Onların uçakları, tankları ve topları kahraman Türk insanının çelikleşmiş ima-nı ve kararlılığı karşısında adeta birer demir yığınına döndü.”. dedi.

Türkiye’den çok sayıda basın temsilcisinin, gazeteci ve yazarın da yer aldığı sempozyumda bu girişimin Türkiye dışında nasıl algılandığı temalı oturumda da muhtemel yanlış anlaşılmalar ve eksiklikler karşılıklı müzakere edildi.

Engelli Öğrenci Birim Koordinatörlüğü ve Kariyer Merkezi Koordinatörlüğü tarafından üniversi-temiz öğrencilerine ve idari personeline yönelik olarak işaret dili eğitimi verilmeye başlandı.Üniversitemizdeki 15 kişilik bir öğrenci grbuna 31.10.2016 tarihinde Göztepe Yerleşkesi Mühendislik Fakültesi Konferans Salonunda ilk işaret dili eğitimi verildi. Verilen eğitimle gençler arasında farkında-lık oluşturulması ve ayrıca üniversitemizin öğrenci bakımından en kalabalık olan kampüsünde küçük sınıflardan öğrenci seçerek gerektiğinde bu öğrencilerle üniversitemiz birimlerine kısmi zamanlı öğrenci olarak destek vermek üzere işitme engelliler için erişilebilir insan kaynağı oluşturulması amaçlanıyor. İlkine Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Doğruel’in de katıldığı ve birebir öğrenciler ile temasa geçen birimlerde çalışan idari personellerden seçilen 17 kişiye yönelik olarak verilen eğitimler ile de işitme engelli öğrencilerin eğitimde daha fazla yer alması hedefleniyor.

Uygulama ile üniversitemizin idari ve akademik personeli, önceden farklı ad-resler üzerinden farklı kullanıcı isimleri ve şifreleriyle giriş yaparak kullanmakta oldukları birçok uygulama ve servisi bys.marmara.edu.tr adresi üzerinden tek bir kimlikle oturum açarak erişim imkanına sahip olacak. Öğrenci Bilgi Yönetim Sistemi (ÖBYS), Personel Bil-gi Yönetim Sistemi (PBYS), Elektronik Belge Yönetim Sistemi (EBYS), Aka-

demik Bilgi Yönetim Sistemi (ABYS), Eğitim Öğretim Bilgi Yönetim Sistemi (MEOBS), Kurum İçi ve Dışarıdan Başvuru Yönetim Sistemi (Başvuru), Karar Destek Bilgi Yönetim Sistemi (KDBYS), Destek Yönetim Sistemi’ne (Sorun ve İş Süreçleri Takip Sistemi) tek kullanıcı adı ve şifresiyle giriş yapa-cak olan kullanıcılar; güvenlik ve kul-lanım kolaylığı açısından da rahatlığa kavuşmuş olacak.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, dün-yanın farklı bölgelerinden 70 kadar Müslüman sivil toplum kuruluşu temsilcisinin de katıldığı “15 Temmuz Darbe Girişimi” başlıklı uluslarara-sı bir sempozyuma ev sahipliği yaptı.

Üniversitemizin Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından kullanıma açılan Single Sign-On (Tek Oturum Açma) ile birbirinden bağımsız çalışan birçok elektronik uygulamalara, kurumsal e-posta adresi ve şifresiyle artık çoklu erişim kontrolü sağlanabilecek.

Elektronik İşlemlerde Tek Kullanıcı Adı ve Tek Şifre Dönemi Başladı.

Aslında her yaz mevsiminde olduğu gibi geçtiğimiz yaz da oldukça sıcak

bir dönem yaşadık. Ancak asıl sıcaklık 15 Temmuz akşamında oldu… Çoğumuzun daha önce gördüğü, ama orta kuşağın tam olarak yeni karşılaştığı bir girişimdi bu. Hem de 2016 yılında. Bu anlayabildik ne de anlamlandırabildik. Birçok cana ma-loldu, tabi telafisi kolay olmayan bir imaj kaybına… Bunun Türkiye’de olabileceği-ne inanamadım ilk öğrendiğimde. Ama gecenin ilerleyen saatlerinde durumun ne kadar vahim ve ciddi olduğunu kavraya-bildik.

Bu konuda yazılacak ve söylenecek çok söz var elbette. Bunların çoğu yazıldı ve söylendi bu güne kadar. Biz de “İnşallah, bundan sonraki bir zamanda böyle bir felaket yaşamayız.” duasıyla katkıda bu-lunalım.

Siyasal Bülteni olarak 9. sayısıyla huzurla-rınızdayız. Bir önceki sayımızda başladı-ğımız Anadoluhisarı’nı tanıma niyetimizi bu sayıya da taşıdık. Mahallemizin de-ğerli esnaflarından Ali Selçuk Çay ile bir röportaj yaptık. Bir bakkaldan öte, sanki canlı bir Anadoluhisarı tarihi. Mutlaka ve mutlaka okunması gereken bir röportaj ol-muş. Kendisinden esnaflığın inceliklerini, mahallenin geçmişteki kültürünü öğrene-meye çalıştık. Bir yerde uzun süre esnaflık yapıyor olmak, artık oranın mütemmim cüzlerininden biri haline getirir kişiyi. Çünkü “Mahalle” dediğimizde fırını, bak-kalı, yoğurtçusu, simitçisi, terzisi ve daha nice mesleklerin faaliyetlerini sürdürdüğü bir yapıyla birlikte ortaya çıkar. Bunların birindeki eksiklik zamanla “mahalle”yi de yok edebilir. Bunlardan biriyle konuştuğu-nuzda yıllar öncesi canlanıverir zihninizde. Sağolsun, Selçuk Bey de bize bu duyguyu yaşattı.

Bu sayımızdaki söyleşi bölümünde Ulus-lararası İlişkiler Kulübü (IRC) Başkanı Fatih Rıfat Eymir’i konuk ettik. IRC, hali hazırda 30 yıllık geçmişiyle fakültemizin en eski öğrenci kulübü. Bu söyleşide bir öğrenci kulübü için çok da mütevazi sa-yılmayacak işlere giriştikleri ve bundan da başarıyla çıktıklarını öğrendik.

Gelecek sayılarımızda farklı araştırma ve yazılarla yine karşınızda olmağa çalışaca-ğız. Umarım bu girişimlerimizle sizin de kendinizi bulabileceği işlerin üstesinden gelebiliriz.

Bülten içeriğinin hazırlanmasında özveriy-le çalışan Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünden Araştırma Görevlisi Başak Bülbül’e teşekkür ediyorum.

Görüş, öneri ve eleştirilerin, bizim daha iyiye ulaşmamıza büyük katkılar sağlaya-cağı inancındayız. Kapımız buna hep açık.

Daha iyiye ulaşmak dileğiyle.

EDİTÖRD

EN

Doç. Dr. İdris Sarısoy

EN SICAK YAZIN ARDINAN…

15 Temmuz Darbe Girişimi Sempozyumu

Üniversitemiz Öğrencileri ve İdari Personeli İşaret Dili Öğreniyor.

Page 3: Siyasal Bülteni SİYASALBÜLTENİ - dosya.marmara.edu.trdosya.marmara.edu.tr/syf/docs/pdf/syslbltngz2016.pdf · Güz 2016 Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın

3Güz 2016 FAKÜLTEMİZDEN

“Anayasa Mahkemesi’nin Denetim İşlevi ve Bireysel Başvuru” Konulu Panel Gerçekleştirildi

“V. Uluslararası Mavi Karadeniz Kongresi” Üniversitemiz Ev Sahipliğinde Düzenlendi

Türkiye’de kamu politikası disiplininin akademik ve uy-gulamadaki gücünü artırma gerekliliğinden yola çıkarak oluşturulan yüksek lisans programı öğrencilerini bekli-yor.Sosyal Bilimler Enstitüsü Siya-set Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Kamu Politikası Bilim Dalı Tezli ve Tezsiz Yük-sek Lisans Programına katılacak öğrencilere, Türkiye’nin yaşadığı değişim süreci çerçevesinde uy-gulanmış ve/ya uygulanan ya da uygulanması planlanan kamu politikalarını ve kurumları analiz edebilme kabiliyetinin kazan-dırılması öngörülmektedir. Bu program hem kamu politikala-rıyla ilgili akademik araştırma yapmak isteyenlere ve akademide devam etmeyi düşünen öğrenci-lere hem de bizzat kamu politika-sı yapımı, uygulaması ve oluşum sürecine dahil olan kurumlarda çalışanlara yöneliktir. Kamu politikaları yüksek lisans prog-ramı müfredatı, kamu politika analizinin gerektirdiği disiplinler arası bakış açısı dikkate alınarak çok farklı disiplinlerden dersleri içermektedir. Müfredat farklı konu alanlarında kamu politikası vakalarını kapsayan seçmeli ders-lerle zenginleştirilmektedir. Bu müfredatın aynı zamanda öğren-cilere geldikleri farklı disiplinler-deki kısıtlılık ve varsayımlardan kurtulmasına katkı sağlaması beklenmektedir. Farklı disiplin-lerden edindikleri araçlarla top-lumsal ve ekonomik bir proble-mi çözmek için en uygun kamu politikasını oluşturmalarını ve mevcut politikaların analizini yapmalarını sağlamak programın bir diğer önemli amacıdır.

Kamu Politikası Yüksek Lisans

Programı Açıldı

Panel’e Rektör yardımcımız ve dekanımız Prof. Dr. Recep Bozlağan ile konuşmacı ola-rak Prof. Dr. Philip Kunig (Berlin Frei (Hür) ile Türk-Alman Üniversitesi Anayasa ve İda-re Hukuku Bölüm Başkanı; Berlin Anayasa Mahkemesi Eski Hakimi) ile Prof. Dr. Engin Yıldırım (Anayasa Mahkemesi Üyesi, Başkan Vekili) katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise Prof. Dr. Haluk Alkan (İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanı) yaptı. Prof. Dr. Bozlağan açılış konuşmasında, hu-kuk devleti ve bir hukuk devletinde normlar hiyerarşinde en üst sırada yer alan Anayasa metinlerinin önemine değinip, hukuki iş-lemlerin Anayasaya aykırı olmaması ilkesinin; anayasaya uygunluğunun yargı yoluyla de-netlenmesi fikrini de doğurduğunu, Anayasa Yargısı’nın temel hakları korumada ulaştığı gelişmişlik seviyesinin en son basamağında “Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru” kurumunun yer aldığını belirti.Prof. Dr. Haluk Alkan “Erkler Ayrımının” bir hukuk devleti için olmazsa olmazı olduğunu, kamu gücünü kullananların yaptıkları işlem-lerinin denetlenmesinin önemini vurguladı. 2010 yılında yapılan referandumla halk ta-rafından kabul edilip Anayasamızda yer alan “ Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru”

konusunun önemi nedeniyle konuyu hem pratik hem de teorik olarak açıklayacak iki konuşmacının bulunmasından duyduğu mut-luluğu dile getirdi.Prof. Dr. Kunig konuşmasında, Alman Ana-yasa Mahkemesine Bireysel Başvuru konusu-nu çok güncel bir olay olan Kanada ile AB ara-sında Ekim 2016’da imzalanması planlanan Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması’na (CETA) karşı bireysel başvuru üzerinden anlatarak, Anayasa Mahkemesi’nin denetim işlevlerinin sınırını açıkladı. Bu anlaşmaya karşı 125 binden fazla kişinin dilekçesiyle Fe-deral Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldığını ve ihtiyati tedbir istemli bu davayı Anayasa Mahkemesi’nin kabul edip nasıl ka-rar verdiğini, anayasa yargısının öneminden ve sınırlarından bahsetti.Prof. Dr. Yıldırım konuşmasında Anayasa Yargısı’nın doğuşunu tarihsel ve karşılaştırmalı olarak anlatıp Anayasa Mahkemesi’nin görev-leri detaylı olarak açıkladı. Türk Hukuku’nda Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru’nun koşullarını güncel konular eşliğinde açıklayan Yıldırım, Anayasa Mahkemesi’nin iş yükünün büyük bir bölümünü bireysel başvuruların oluşturduğunu belirtti.

5. Uluslararası Mavi Karadeniz Kongresi 12-13 Aralık 2016 tarihlerinde Marmara Üniversitesi ev sahipliğinde, Üniversitemiz Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ve BİLGESAM Stratejik Araştırmalar Merkezi işbirliğiyle gerçekleştirildi.

21 Ekim 2016 tarihinde Fakültemiz Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğretim üye-lerimizden Doç. Dr. Ahmet Kemal Bayram ve Dr. iur. Nurten İnce’nin organize ettiği panel, öğretim üyelerimizin ve öğrencilerimizin yoğun katılımı ile gerçekleştirildi.

Her yıl önemli akademik/politik bulgula-ra kaynaklık eden uluslararası kongrenin, hem araştırmacı ve akademisyenleri hem de politika yapıcı ve uygulayıcıları bir araya getiren bir forum olarak, bölgenin yeni di-namiklerinin etkin bir şekilde analiz edilme-si, bölgesel sorunların tartışılması, iş birliği imkanlarının geliştirilmesi ve derinleştirilip güven artırıcı bir diyalog forumu oluşturul-ması amacıyla bu yıl ana teması “Karadeniz’in Politik Ekonomisi Ve Bölgesel Güvenlik” olarak belirlendi. Diplomatlar, akademisyenler, bölge ve alan uzmanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, araştırmacılar ve ga-

zetecilerin katılımlarıyla gerçekleştirilen kongre, Kara-deniz hinterlandı içerisinde politik ekonomi ve bölgesel güvenliğin her yönüyle derinlemesine tartışmaların ya-pıldığı bir platform sunarak başarıyla sonuçlandı.

“Çocuklarla Muhtarlar Mahalleyi Tartışıyor” Çalıştayı Gerçekleştirildi.

Yerel Yönetimler Bölümü öğ-retim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Yasemin Çakırer Özser-vet koordinatörlüğünde dü-zenlenen çalıştay, 20 Kasım 2016 Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Üs küdar Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Özservet Çalıştaydaki amacın temel olarak, farklı karakter-deki ortamlardan gelen çocuklarla, onların sorunlarını mahallesinde en iyi gözlemleyebilecek/gözlemlemesi gereken muhtarları aynı masada buluşturmak ve be-raber mahallelerde çocukların durumunu düzeltmek, kente/mahalle yaşamına ve yönetimine katılımının önünü açabilecek çözümler üretmek olduğunu be-lirtti. Etkinlikte muhtarlarla çocuklar beraber çocuk hakları fidanlığı için fidan dikimi gerçekleştirdiler.

Adı: Siyasal Bülteni

Yılı: 5 Sayı: 9

Adres: Cuma Yolu Caddesi Anadolu Hisarı Kampüsü Beykoz-İSTANBUL

Tel: (0216) 3089919 (3 Hat)Fax: (0216) 3089932

Siyasal Bilgiler Fakültesi Adına Sahibi

Prof. Dr. Recep BOZLAĞAN (Dekan)

EditörDoç. Dr. İdris Sarısoy

Editör Yardımcısı Öğr. Gör. Murat DAOUDOV

Arş. Gör. Başak BÜLBÜL

Yayın KuruluProf. Dr. Recep BOZLAĞAN

(Dekan)-

Prof. Dr. Ömer Faruk GENÇKAYA (Fransızca Kamu Yönetimi

Bölümü Başkanı)-

Prof. Dr. Ahmet DEMİREL(Siyaset Bilimi ve Uluslararası

İlişkiler Bölümü Başkanı)-

Doç. Dr. Nail YILMAZ(Dekan Yardımcısı)

-Fahrettin ÇELEN

(Fakülte Sekreteri)

SİYASALBÜLTENİ

“Küresel Siyaset, Devlet Dışı Aktörler ve Türkiye’nin Ortadoğu Politikası” Adlı Panel DüzenlendiFakültemiz Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngi-lizce) Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Sever başkanlı-ğındaki panel, 2 Aralık 2016 tarihinde gerçekleştirildi.

Yrd. Doç. Dr. Gonca Oğuz Gök, Yrd. Doç. Dr. Şükrü Yaz-ğan, Yrd. Doç. Dr. Radiye Fun-da Karadeniz, Yrd. Doç. Dr. Merve Özdemir Kıran ve Dr. Nur Çetinoğlu Harunoğlu birer sunum yaptı. Panele, öğretim üyesi ve öğrenci-lerimizin yoğun katı l ımlarıyla gerçekleşti.

Page 4: Siyasal Bülteni SİYASALBÜLTENİ - dosya.marmara.edu.trdosya.marmara.edu.tr/syf/docs/pdf/syslbltngz2016.pdf · Güz 2016 Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın

4 RÖPORTAJ

UNUTTUĞUMUZ MAHALLE BAKKALINDAKİ TARİHİMİZ…Anadoluhisarı’nın Tarihi Marketçi: Ali Selçuk Çay

Bizimle röportaj yap-mayı kabul ettiği-niz için size teşekkür

ederek başlamak istiyorum. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Anadoluhisarı’nda sadece ça-lışmıyorsunuz sanırım aynı za-manda burada oturuyorsunuz.

Adım Ali Selçuk Çay. 1954 doğumluyum. Dua ettiğim bir tek şey var benim, 1914’te Anadoluhisarı’nda Otağ kurduğu için rahmetli dedeme minnetta-rım. Çünkü dedem Malatyalı, babaannem Gaziantepli benim. Harpten geldikten sonra burada Otağ kurmuşlar. Dedeciğim ilk Küçüksu’da büfe kuruyor, harbe gidiyor. Babam ve halam küçük. Ondan sonra geliyor, vapur iske-lesinde çımacılık yapıyor. Sonra da kahve açıyor. Kahve açtığı vakit Soyadı Kanunu çıkıyor. O vakit bizim soyadımız çay. Me-sela benim hanım Rizeli. Orada soyadı çay olan yok, düşünki orası çay memleketi. Onlar da zannet-tilerki ben de o eşraftanım. Baktı-lar karakaşlı, kara gözlü, tabi biz Malatya’yı andırıyoruz. Bu sefer enişte olarak beni daha çok sevdi-ler. Biz Rizeli değiliz ama oranın eniştesi olduk, çok sevdiler. Bu da dedemin bana vermiş olduğu en güzel hatıralardan bir tanesi. Anadoluhisarı çok güzel bir yer. Yıldırım Beyazıt’ın kalesi var burada, Karlofça Antlaşması’nın yapıldığı Yalı var ileride, yani ta-rihi bir yerde de oturuyoruz, iki boğaz köprüsünün arasındayız, nehir burada, deniz burada. Ne-reye gidersen git anında, Emi-nönü burada, Bebek burada, Ta-rabya burada. Biz tam merkeziz. İstanbul’un ortasında çok güzel bir yerde oturuyoruz.Siz burada üçüncü kuşaksı-nız. Bir önceki bültenimizde Anadoluhisarı Muhtarı Güzin Merve ile röportaj yapmış-tık. Dedeniz ve babanız da Anadoluhisarı’nda muhtarlık yapmış.

Üçüncü kuşak olmuş oluyo-ruz biz burada. Mühim olan bu bayrağı dedemizin, babamızın ve kendimizin çocuklarımızla birlik-te taşıması. Biz yıllardır burada-yız. Bizim zamanımızda, işte 70’li 80’li yıllarda hayat daha farklıydı. O zaman fakirliğin olduğu za-manlardı. Babam yırtık gezmezdi şimdi yırtık moda. Ama benim babam yamalı gezerdi, yamalı gez-mek ayıp değilmiş çünkü. Ama şu vardır, rahmetli dedem çok uğraş-

mış, 51 yaşında öldü dedem, çok genç yaşta. Babama demiş, “Sana mal mülk bırakamadım ama bir şey bırakıyorum: O da kimse be-nim peşimden şöyle bir adamdı diyemez.”. Rahmetli dedem bu-ranın muhtarıydı, ondan sonra rahmetli babam buranın muhtarı oldu. Babam muhtarlığı bırakıp Beykoz Belediyesi’nde encümen azası olunca Nazmiye Hanım Teyze, şimdiki muhtarımız Gü-zin Abla’nın annesi muhtar oldu. Ondan sonra ben bir sene ba-bamdan dolayı daktilo yazmasını bildiğim için Nazmiye Hanım Teyzeye yardım ettim.Peki bu işe nasıl başladınız? İşinizde nelere önem veriyor-sunuz?

İş mesleğe geldiği vakit de, 106 yıl oldu. Dedeciğim bakkal dük-kanı açtıktan sonra rahmetli babam, ondan sonra Allah uzun ömür versin ağabeyimle ben. Anadoluhisarı’nda 13-15 bakkal vardı, hepsi gitti. Bir ağabeyimle ben kaldım. O da şöyle oldu. Biz ikimiz de, dedemin bize vermiş olduğu temel önce dürüstlük, kul hakkı, ona riayet ederiz. İnsanla-rı severiz, saygı gösteririz. Benim babamdan öğrendiğim bundan 40-50 yıl önce bir müşteri baba-ma geldiği vakit dükkana, hanı-mefendi ise ismine göre mesela Ayşe Hanım, bir baysa Ahmet Bey. Hitap şekilleri buydu. Şim-di ufacık bir çocuk geliyor bana, hiçbir şey demeden, ne amca, ne dede, ne isim, “bana şunu verse-ne”. Her şey emrivaki. İşte bizim küçüklüğümüzde babamızdan gördüğümüz için bu bizim için büyük bir anı hatıradır. Ve ne vardır, burada okul var, çok çocuğa ben efendim demesini öğ-rettim. Çocuğa bir şey diyorsunuz “ha” diyor. Çünkü burası kırsal bir kesim. Evde öğrenmiş hayı huyu, efendim yok. Biz burada hem bakkalcılık yaptık, hem de burada ilköğretim okulu olduğu için çok çocuğa da inanmazsın ahlak verdik, terbiye öğrettik. Yanlış yaptığı vakit annesine söy-ledik. 70’lerde 80’lerde böyle değildi, sonra çoklaştık. Bizim küçüklü-ğümüzde Kavacık yoktu, Göksu, Yenimahalle tepeleri yoktu. Ço-cuklar evde belirli bir eğitimle bü-yüdükleri için, yanlış eğitimden dolayı iş büyüklere kalıyor. Ama artık biz de çok kişinin ailesinin çocuğuna karışamayacak duruma geldik. Devir değişti çünkü.

Sizce müşterileriniz neden sizi tercih ediyor? Bu işin püf nok-taları neler?

Ağabeyim hep bu işi yaptı. Ben 74’te askere gidip geldikten sonra Taksim’de yedek parçacılık yap-tım. Orada belli bir dersimi, eği-timimi, terbiyemi aldım. Her şeyi öğrendim. Buraya döndüm. Bu-raya döndükten sonra, o zaman-larda Japonlar Boğaz Köprüsü’nü yapacaklardı. Çok büyük bir market arıyorlardı. Bu mekanın da en küçük marketi bendim, 35 metrekare. Buraya bir geldiler, şu karşıdaki otelin olduğu yer o za-man evdi, benim depomdu. Üst-te de depomuz vardı. Biz o zaman ağabeyimle büyük çalışıyorduk, işler güzeldi o zaman, Migros fa-lan yoktu. Ben ant içtim. Japonlar evler tuttular burada. O zaman doğudan gelmiş büyük bir Türk vardı bu işe bakan, onunla ko-nuştum. Dedim ben size hizmet verebilirim. Babam da Bakkallar Derneği başkanıydı. Olur, ben bir gün size Japonları getiririm dedi. Japon da buraya geldi. Çok enteresan. Türkiye’deki bilgisayarı olan tek müessese bendim. Bak-kalı bırak, İş Bankası’nda, hol-dinglerde aklına ne gelirse gelsin hiçbir yerde bilgisayar yoktu. Bir tek bende var bilgisayar. O da Amstrad, klavyeden disketli. Ben aldığım vakit Oğuz Ağabeyim çok kızmıştı bana niye aldın diye. O zaman 81’de 400 liraya almış-tım. 89 senesinde Türkiye’ye PC olarak girdi. Japon da buraya gel-di, gördü, şaşırdı. Bir tek onlarda vardı modemli, uyduya bağlı. Sen burada bize liste, fatura çıkartabi-lir misin dedi. Çıkartırım, yapı-yorum zaten ben dedim. Malları servis yapar mısın dedi. Yaparım dedim. Servis başladı. Her şeyi yapıyoruz. Ödeme yapacağız size dediler, ilk çekim o zaman üç bin iki yüz. Dedilerki bana, “Selçuk Bey, şu iki yüz lirayı atalım, düz üç bin lira olsun.”. Ben çok ısrar ettim, olmaz, dedim. Ben buraya servis yapıyorum, size ucuz mal veriyorum, iki yüz lira zaten be-nim karım, dedim. Zaten üç bin lira içinde karım yok dedim. Yapı Kredi Bankası Etiler Şubesi’nin çekini verdiler. Ben koşa koşa se-vinçle ağabeyime gittim, beraber parayı çektik. Ertesi gün aradılar beni, “Selçuk Bey, gelir misiniz?” dediler. Gittim ben, oturduk. Dedilerki, “Eğer siz iki yüz li-rayı atsaydınız bugün aramızda yoktunuz.”. Beni denemek için yapmışlar. “Eğer iki yüz lirayı

atıyorsa başka yerden çıkarıyor-dur, bize fazla söylemiştir.” diye düşünmüşler.Biraz önce size dedemin sözünü söyledim. Dürüstlükle biz bu işe girdik, kul hakkına önem veren insanlarız. Onun için Allah’a çok şükür nerelerden nerelere geldik. O iki yüz lira davasına çalıştık ettik. O Boğaz Köprüsü’nden ilk geçen Türk arabasından tek ge-çen benim. Ondan sonra adam-lar dediler ki, “Biz sana pasaport çıkarttık.” İnanmadım. Beni on beş gün Japonya’ya götürdüler, sırf yapmış olduğum hizmetten dolayı. Ben de hiçbir zaman of demedim. Adamlar çok büyük market ararken ben 35 metrekare şu mekanımda onlara hizmet et-tim. Mesela soya sosu diyorlardı, o zaman soya sosu yok, ben de bilmiyorum. Babamı arıyorum, babam dernek başkanı olduğu için etrafı geniş. Babam oğlum ben şu restoranla konuştum, onlarda var diyor. Piyasada soya sosunu kim alacak, kim satacak. İlk önce oralardan aldık. Pirinç mesela, değişik bir pirinç kulla-nıyorlar. Onun için de gidiyorum Galatasaray’a Taksim’e. Oradan bakıyorum, sonra çuvalına ve ismine bakıyorum, ondan sonra onu buluyorum, ben getiriyorum dükkanıma. Soya soslarını da öğ-rendim, aldım sonra. Yani bilme-diğim şeyleri de öğrendim. Ama ne vardır, bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp misali. Bir de para kazanacağım, iş yapacağım. Niye gideyim buradan Taksim’e. Buradan mesela atlıyordum vapu-ra, Bebek’e gidiyordum. Şarküte-rilerden alıyordum bazı şeyler. Onları kendimde bulundurdum. Öyle devam etti. Savaştım ama kazandım.Eskiden nasıl bir yerdi Anado-luhisarı, nasıl çalışıyordunuz?

Burası balıkçı köyüydü. Hayatını balıkçılıkla idame ettiren bir ma-halleydi. Görsen ağlar, tekneler. Şurada bir kahve vardı, o zaman balıkçı kahvesiydi. Bizi babam Eminönü’ne götürürdü. Vapurla giderdik. Eminönü’nden babam malı alırdı. Mal tekneye konurdu. Tekne malı dereye getirirdi. Ha-mal malı oraya koyardı. Burada at arabaları vardı. At arabalarıyla da bakkala gelirdi. Her şey deniz yoluyla getirilirdi. O zaman Rami yoktu, toptancı siteleri yoktu. Her şey Eminönü’ydü. O zaman her şey açık satılırdı. Bisküvi açıktı, gaz satardık açıktı, zey-

tinyağı açık. Yoğurt bir Kanlıca yoğurdu vardı, gazoz da bir Çu-buklu gazozu vardı. Kanlıca yo-ğurdunun şimdi bir ismi Kanlıca. Çengelköy’ün salatalığı nerede, Çengelköy kalmadı ki salatalığı olsun. Beykoz’un cevizi nerede, ceviz de yok. Bunlar hep mazide kaldı, hepsi yok oldu, ismi kaldı. Babamın en büyük hatıralarından bir tanesi de, nur içinde yatsın, İsmet İnönü bir gün Küçüksu’ya mısır yemeğe geliyor. Babam karşılıyor. Babama diyorki, “Bak muhtar, devlet ayağına geldi, ne istersin benden mahallene.”. Babam da, “okul isterim paşam” diyor. Yaverine, “Not al, bir ara gel muhtarla konuş.” diyor. Ara-dan bir süre geçiyor, geliyorlar. “Paşa gönderdi, okul istemiştiniz, nereye yapılacak?”, Mekanı cen-net olsun Zihni Bey Amca vardı. Bahçeleri falan vardı, zengindi ama pazarlarda kendi bahçesinin sebzelerini satardı. Babama dedi-ki, “Muhtar gel buradan bir yer beğen, nereyi istersen okul yap-tır.”. Bir yer var ticaret okulu şim-di, rahmetli babam vesile oldu, rahmetli İsmet Paşa onayladı, Hisarımıza kocaman okul yapıl-dı. Güzelcehisar İlkokulu da yine babamın vasıtasıyla oldu. Babam iki tane okul yaptırmış oldu. Dedemin de babamın da muh-tarlıklarında, o zaman başkan-lar seçimle gelmiyordu belediye başkanı atamalarla geliyordu. O başkanla oturuyorsun, konu-şuyorsun, derdini anlatıyorsun, mahallenin sıkıntılarını anlatıyor-sun, geliyor, bakıyor, yolluyor, ya-pıyor. Elektrik direkleri o zaman yok, asfalt yok, yollar parke. Me-sela bizim buradan Üsküdar-Bey-koz çalışan bir tane araba vardı. Küçüklüğümüzde burası sayfiye yeriydi. Herkes yazın gelir, kışın giderdi. O zaman telefon yok.

Yolumuz Anadoluhisarı’nın Göksu’ya bakan eski bir sokağına doğru… Nesillerdir burada yaşayan ve hizmet veren bu küçük bakkal dükkanına girdiğimizde bizi alışılmadık bir tablo karşılıyor. Armonika ve akordeon sesleriyle birlikte sohbetimizi gerçekleştiğimiz Selçuk Bey ile biraz mesleğinden biraz Anadoluhisarı’ndan

biraz da eskilerden bahsettik.

Yıl: 5 - Sayı: 9

Selçuk Bey, Ağabeyi ve Babası

Page 5: Siyasal Bülteni SİYASALBÜLTENİ - dosya.marmara.edu.trdosya.marmara.edu.tr/syf/docs/pdf/syslbltngz2016.pdf · Güz 2016 Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın

5RÖPORTAJ

Bakkal da yok, bir tek babam var. Ben elime kalem kağıt alırım. Giderim zilleri çalarım. Çıkar ha-nımefendi yazarım. Öbür yalıya giderim, yazarım. Ki mesela kar-puz isteyen de vardı. Karpuz ağır. O zaman da araba yok. At arabası dolu. Küçüğüm ben o zaman 10 yaşlarındayım. Seviyorlardı beni. Ağır da sepet. Sırtımda taşıyo-rum. Oğuz ağabeyim patrondu, kasada dururdu. Ben çırak, ser-visi de ben alırdım, malı da ben taşırdım. Ama güzellik neydi. Verdikleri bahşiş on kuruş on beş kuruş. Ama onları biriktirdiğim vakit ay sonunda güzel bir harç-lık oluyordu bana. Önce beni at arabaları arkasına alırdı sepetimle, ben derdim amca ben burada ine-yim, bu yalıdan başlayacağım. Bir süre sonra bilyeli tekerlek yaptık, ona koyduk iple çektik. Ondan sonra daha değişik bisikletli arka-dan çekme yaptık. Ondan sonra araba aldık.Kimlere hizmet veriyorsunuz, müşterileriniz arasında tanıdı-ğımız isimler var mı?

Biz kimlere gidiyorduk? Mesela Mısırlı bir teyze vardı. Hep böyle İstanbul’un nadide insanlarının olduğu yerlere. Mesela Mehmet Barlas, Akın Öngör, Hüseyin Yar-suvat, Zekai Erez, Uğur Dündar, Rahmi Koç. Nurlar içinde yatsın Vehbi Koç burada ilk yalıyı alıp da mermer yapan tek insan O’dur. Biz tabi Vehbi Koç’un kapısını ça-lıp sipariş alamıyorduk. Kendileri adamlarını yolluyorlardı. Ama Vehbi Bey benim top oynadığı-mı duymuş, bir de babamı çok severdi. Demiş, “Selçuk bizim çocuklarla top oynasın.”. Bir de burada Avusturya’da okuyan bir çocuk vardı Serdar diye, O da o yalılarda oturuyor, dört kişi olaca-ğız. Şoförünü yolluyordu, Kamil Beyi. Ben yalıya gidiyordum, top oynuyordum Ali ve Mustafa ile onların avlusunda. Sonra bi-razcık büyüdük. Telefon açıyor babama Vehbi Bey. “Muammer Bey, çocuklar artık avluya sığmı-yor, büyüdüler.”. O zaman bizim burası lebi derya çayır. Biz orada top oynardık. Sonra Kamil Bey, Mustafa ile Ali’yi alır eve götürür-dü. Beni de babama bırakırlardı. Çocukluğumuz beraber geçti. Bu da benim için çok güzel bir hatıra. Nasıl bu kadar süre ayakta ka-labildiniz?

Eskiden bakkal defteri tutu-yordu herkes. Mesela Yılmaz Kalkavan’ın burada işletmesi var-dı, tekne yapıyordu. Yılmaz Amca adamını gönderirdi. “Selçuk gel-sin, hesabı ödeyeyim.” diye. Ben de defterimi koyardım koltuğu-mun altına, koşa koşa giderdim Yılmaz Amcama. “Ne almışlar Selçuk?” derdi. Ben de bakardım. Sayardım, O da “tamam, tamam” derdi, güvenirdi bize. Çünkü yaz-dıklarımın bir kısmı okunuyor bir kısmı okunmuyor, bakkal defteri tabi çabuk yazıyorsun. Koyardık

defterin arasına, dükkana gelir o sayfaya çarpı atardık. Şimdi bak-kal defteri kalktı. Bir de bizim kalitemiz beyaz peynirimiz, bir numara. Rahmi Koç dünya turu-na çıkarken en az altı-sekiz teneke beyaz peynir, bir kelle kaşar, iki-üç teneke zeytin, ki Migros’un sahi-biyken Nazenin teknesine alırdı. Ama bizim ayakta durmamızın en büyük sebeplerinden bir tanesi de bilgisayar. Çünkü diyelimki ayba-şı oldu. Mehmet Barlas’a, Akın Öngör’e hesap göndereceğim. Bir kağıda yazmak var tek tek, evine yollayacaksın, o bakıp okuma-ya çalışacak. Her şey muntazam çıkmayacak tabi bilgisayardaki gibi. Bizim kalitemizi önceliğe koyayım ama boylu boyunca ev-lere serviste bunu bilgisayar ol-masa başaramazdık. Diyelimki Aykut Türkmen dükkana geldi, benim hesabım ne kadar diye sordu. Şimdi defter olsa al başına iş. Bekletecek halin yok ya. Bil-gisayarda tarihlerle kişiyi bir yazı-yorsun tak diye çıkıyor. Yazıcıdan çıkarıp dokümanı veriyorsun. Ben de memnun o da memnun. Dokümanı veriyorum ona, evde kontrolünü yapar. Çünkü biz de fişi verildi diye bir şey yok. Eski-den barkod okuyucu yoktu. Hiç unutmam Türkiye’de malların üzerinde barkod yoktu, bizim arkadaşımız Almaya’ya gider ge-lirdi, bize oradan iki tane barkod okuyucu getirdi. Tahtakale’ye gidiyorduk, orada bizim dükkanı-mızla alakalı olur olmaz barkodlar vardı. Onları barkod okuyucuyla okuturduk, hoşumuza giderdi. Düşün Türkiye’de biz sistemi kurduk, barkod aldık. Türkiye’de bilgisayar yoktuki zaten. O kadar zengin müşterim vardı. İnanki hepsi hayıflanıyordu nasıl olur diye. Mesela burada okul var. Herkes bilgisayarı televizyon zan-nediyordu. Çok azimliydim ben. Telefon yok, arabalara telsiz aldık. Telsiz Kanlıca’dan çekmez ama Otağtepe’den, Yeni Mahalle’den telsizle konuşabiliyoruz. Akşam-dan sipariş verilir. Biz onu gelir sabahtan dinleriz telsizli sistemle. Ertesi sabah hazırlarız, evlerine götürürüz. İşte ayakta durmamı-zın en önemli sebeplerinden biri bu. Biz bunu yapmasaydık biz de gitmiştik, yoktuk.Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durumdan etkilen-diniz mi ya da etkilenenler oldu mu? Eski esnaf kalmamış burada hiç.Bizim mahallemizde eski insanlar kalmadı. Ben geldim 63 yaşına. Eski insanlar vefat etti, çoğunun yerine kiracı geldi. Bizim kıy-metimizi anlayamazlar. Bütün Türkiye’deki bakkalları kelaynak kuşlarına benzettiler, neslimiz tükendi. Bu gerçek. Senin ma-hallenin komşusu sana sahip çık-maz. Adam gelir, “Selçuk, benim hanım sana uğrayacak, bir yirmi lira ver ben akşam sana veririm.”. Hadi gitsin Şok’a, Migros’a. Ve-

resiye sistemi bizde hala çalışıyor. Bu sistem paranı her ay munta-zam aldıktan sonra bakkalın can damarıdır. Ama gününde ödeme-yen çıkınca da zora düşüyorsun. Bugün Türkiye’nin ekonomisinde doların durumu, aldı başını gitti. Dükkanlar kapanıyor, takır takır kepenkler aşağı iniyor. Ana cad-dede bütün dükkanlar kapadı. Eczane bile yer değiştirdi. Şimdi burada esnaf olarak bir kuyumcu kaldı, iki tane biz. Yeni açılan köf-teciyi falan saymıyorum. Onlar gelip geçi, duramayacaklar, çünkü kiralar üç bin liranın üzerinde. Bu şartlarda ayakta durmak çok zor. Hatta ben de diyorum, ağabeyi-me kapatalım bir tanesini, kiraya verelim, diğeriyle hayatımızı ida-me ettirebiliriz. Kaynakçı vardı, terzi, İpregazcıyla rakibi Aygazcı, karşılıklı üç tane balıkçı, kırta-siyeci, temizleme dükkanı, üç tane meyhane, bir tane birahane, bisikletçi vardı. Bunların hepsi kayboldu. Bizim burası şen şakrak bir yerdi. Ne istersen vardı. Ama hepsi tek tek kapattı gitti. Çün-kü devirleri kapandı. AVM’lerle birlikte en basiti adam meyvesini sebzesini alırken elbisesini de ora-ya bırakıyor. Adama soruyorsun “Neden bizim dükkanımıza gel-miyorsun?” diye. “Ya Selçuk işte biz gidiyoruz Migros’a, gidince de her şeyi alıyoruz, çıkıyoruz.”. Di-yorsun “Peki fiyatı biliyor musun kardeşim? Oysa Migros benden pahalı.”. Üstelik bunu yapanlar aydın. Eskiden günde üç yüz elli ekmek satardık şimdi otuz tane satıyoruz. O da on beş tanesini ekmek arası yapıyorum. Peki Marmara Üniversitesi ile iliş-kiniz nasıl? Tanıdıklarınız, gelen-ler var mı?25-30 sene önce karşı otelin önünde caddede masalarım vardı. O zaman buradan araba geçmi-yordu. Nasıl iş yapardım o zaman, ekmek arası yapardım. O zaman mikrodalga yoktu, tost makinesi yoktu. Soğuk sandviç yapardık. Orada oturur yerlerdi. Derslerden konuşurları ederlerdi. Şimdiki nesil benim ekmek aramı yediği vakit inanki maden bulmuş gibi seviniyor. Ama bundan 25-30 sene öncekiler evlenmiş, çocu-ğuyla geliyor. “Selçuk Ağabey biz buradan geçiyorduk.”, veyahut “Nostalji yapmaya sana geldik.” derler. Ben sandviçi yaparken ona sevgimi katarım, o yüzden benim ekmeğim daha lezzetli oluyor. Hala eskiler benim ekmeğimi ye-mek için gelirler. Ben şimdi spor akademisinde okumuşum gibi, o zamanki talebeler, benim arkadaş-larım, şimdi profesör oldular.Biraz da Anadoluhisarı’ndan bah-sedelim. Sizin için Anadoluhisarlı olmak ne ifade ediyor? Eskiden nasıl bir yerdi burası?Biz buralıyız. Birçok arkadaşımın annesi babası vefat etti, evlerini sattılar gittiler. Biz burada kaldık. Neden kaldık? Biz öz be öz Ana-

doluhisarlıyız, mahallemizi çok seviyoruz. Çünkü dışarıdan her gelen bize, “Ne güzel bir yerde oturuyorsunuz, böyle bir yer yok.” diyor. Cidden böyle bir yer yok. Bu dere tertemizdi. Biz bu dere-de yüzme öğrendik. Burada okul falan yoktu o zaman, 64’te ya-pıldı. Burası balıkçıların ağlarını koyduğu yerdi. Karşısı lebi derya çayırdı. Biz buradan atlardık, kar-şıya gider top oynardık, atlardık eve gelirdik. Ama sonra ne oldu? Aradan zaman geçti. Cehalet tabi bir yerde. O zaman çöp arabaları yoktu, herkesin de sobası vardı. Bütün herkes, benim annem de dahil, “Selçuk al bu kömürü de-reye at.” derdi. Biz de küçüğüz o zaman alıyoruz, dereye atıyoruz. Bizim gibi herkes attığı için dere iflah olmadı, bitti gitti. Çöpünü de atan vardı tabi o zaman denize. İşte deniz de böyle kirlendi. Ama bilinçsizlikten oldu. Burada kendi yaramızı önce biz kendimiz açtık.Günümüzde Anadoluhisarı’nda mekansal olarak neler değişti? Burada mekan adına yapılmakta olan ya da yapılması planlanan projelerden ve süreçlerden haber-dar mısınız? Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Örneğin bura-da mega proje olarak adlandırılan bir tüp geçit projesi var.Zaten burayı bitirdiler. Köprü yapım zamanında bütün köprü-nün malzemeleri bizim Küçüksu Çayırı’ndaydı. Bizim çayırımız mesire yeriydi. Vapurlarla insan-lar gelirdi. Yemeklerini getirirler-di, bisiklete binilirdi, salıncaklar vardı, lunapark vardı, yağlı güreş olurdu, mısırcı vardı. Hepsi bitti. Şimdi o sistemin gelmesinin be-nim için artık hiçbir önemi yok. Bozup da bir şey yapmayacaklar, zaten bozuk olan yere yapacaklar. Daha kötü olacak belki. Artık herkes arabasıyla geçtiği için, bir haftasonu gel gör, adım atacak yer yok. Hisar Derneği olarak ağaçlar dikmiştik, köprü zamanında hep-sini yıktılar. Yüzüncü yılımızda kulübümüzü yıktılar. Orası bele-diyeye ait olan bir yerdi. Kenan Evren orayı komple akademiye verdi. Akademiye verince onlar da dediki, “Sen burada köfte sa-tıyorsun, satamazsın. Halı sahada top oynatıyorsun, para alıyorsun, park yaptın, yapamazsın.”. Son-ra bir baktıkki bir gecede öylece bitti. Benim 68-69-70’de Türkiye şampiyonluğum var. Anadoluhi-sarı Kulübü’nde iki sene basket-bol, iki sene de futbol oynadım. Bir de 100 metre koşucusuydum ve kürekte de Türkiye şampiyonu oldum. Dört tane branş yaptım, böyle başka bir kişi yok. Bizim bu denizde kürek atmadığımız yer yok. Bu çayırın, çimenin kokusu hala burnumda benim. Biz orta-okula giderken saklanırdık, dört yapraklı yonca bulup da Garanti Bankası’ndan para alacağız diye yonca arardık. Burası sadece ma-halle için değil, uzaktan gelenler için de mesire yeriydi. Bundan iki

sene önce buraya otobüsleri ge-tirdiler. Bizim Hisar ayağa kalktı. Yoksa orası İETT otobüslerinin yeri olacaktı.Şimdi Küçüksu Çayırı’nın mesire alanı olarak kalması ve düzenlen-mesiyle ilgili İBB tarafından bir proje hazırlanmış.Evet. Ben projeyi gördüm. Ama bu tünel sistemi yapılırsa nasıl olacak. Yine olmaz.Sahil boyunca yaya olarak ya da araçla geçerken fark ediyor insan. Denizi görmek neredeyse imkan-sız. Yalılar tarafından duvar örül-müş gibi. Hep böyle miydi?Duvarlar sonradan örüldü. Es-kiden kimsenin korkusu yoktu. Belli evlerin arasından halk için denize doğru yol gidiyordu. Hep-si yok edildi. Halk yüzmeye, balık tutmaya geliyordu. Burada otu-ranlar rahatsız oluyor diye bele-diyeler o ara yolları kapattı. Hatta İsmet İnönü orada rahatsız olu-yor diye bizim küçüklüğümüzde denize girdiğimiz bir yer vardı, orayı vakfa kattı. Bizim burada Küçüksu Plajı vardı. Orayı şimdi atık yeri yaptılar, plaj gitti. Onun için burada yüzme yeri yok, bitti. Ama karşıda görüyorsun, Rumeli Hisarı tarafında boydan boya sa-hili kullanabiliyorlar.Anadoluhisarı’nı Anadoluhisarı yapan unsurlar nelerdir? Sizce bu-rayı insanlar niye görmeli?Anadoluhisarı’nda kalemiz var mesela, insanlar merak edip gez-meye çalıştılar. İçini bir görsen, merdivenlerinden bir düşsen seni zor bulurlar. Dışı güzel ama içi çok bakımsız. Bunun dışında Anadoluhisarı’nda olan her şey yok oldu artık. “Şu var” diyemi-yorum. Bir kalemiz var Yıldırım Beyazıt’ın, bir de ileride Karlof-ça Antlaşması’nın yapıldığı Yalı vardı. O kadar güzeldi, çok güzel havuzu vardı. Tavanı bir görsen nasıl bir deseni vardı. Bozdular. Dışını kapladı Ali Ağaoğlu. Bir şey yapmadı daha kaldı öyle. Onun dışında Anadoluhisarı’nda görülecek bir şey kalmadı. İnsan-lar gezmeye geliyorlar, soruyorlar bana nereyi gezebiliriz diye. Hiç-bir yeri gezemezsiniz diyorum. Hiçbir yer yok. Dokusu yok. Şimdi zengin birisi geliyor, eski evleri hiç gözünü kırpmadan yıkı-yor, dokuyu bozuyor.Gönlünüzde yatan kent yaşamını ve Anadoluhisarı’nı nasıl anlatır-sınız?Gönlümde yatan eski hali, yani balıkçı köyü olarak kalması. Salaş bir yer olarak kalması. O da im-kansız artık. Bozulabiliyor çün-kü. Eskiden Kavacık, Ümraniye, Göksu yoktu. Aileler çoklu oldu, bozuldu.Bize zaman ayırdığınız ve keyifli sohbetiniz için çok teşekkür ede-riz.

Güz 2016

Page 6: Siyasal Bülteni SİYASALBÜLTENİ - dosya.marmara.edu.trdosya.marmara.edu.tr/syf/docs/pdf/syslbltngz2016.pdf · Güz 2016 Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın

6 SÖYLEŞİ

“Böceklerin yaptığı gibi, eleştirel olarak dokuna dokuna, bütün mütevazılığımızla nesnel gerçeği aramalıyız”

Uluslararası İlişkiler Kulübü (IRC) Başkanı

Fatih Rıfat Eymir

Bu sayımızın söyleşi bölümünde Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde otuz yılı geride bırakan en eski kulübümüz Uluslararası İlişkiler Kulübü (IRC) Başkanı Fatih Rıfat Eymir konuğumuzdu. Üniversite bünyesinde oldukça aktif olan kulübün, bu yılki

vizyonlarında uluslararası projeler gerçekleştirme hedefi bulunuyor.

Öncelikle bize bu söyleşiyi ger-çekleştirme fırsatı verdiğiniz için size çok teşekkür ediyoruz. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?Ben teşekkür ederim. İstanbul do-ğumluyum. 2000 yılında ailemle birlikte Bolu’ya yerleştik. Lise eği-timimi Sakarya Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi’nde tamamladım. Entelektüel birikimimin şartlarını hazırlayan bir okuldu. Bir “birey” olarak mezun oldum. İnşa ettim, keşfettim ve fark ettim.Neden bu üniversite ve bu bölüm?“Dünyada neler oluyor, biz bu gidi-şe seyirci kalmak zorunda mıyız, ya-pabileceğimiz bir şey yok mu?” gibi sorulara cevap bulmak için bu bö-lümü seçtim. Düşüncelerin sınan-dığı, çürütülemez olup olmadığının arandığı ve politik özgürlükten ve hocaların usundan yararlanabilece-ğim bir ortam için PSIR’a geldim.Kulübünüzün kuruluş ve sizin kulüple tanışma hikayenizi an-latır mısınız? Kaç yıldır kulüpte aktifsiniz? Kulüple 1. sınıfta tanıştım. Yaklaşık bir senedir kulüpte aktif olarak yer almaktayım. Uluslararası İlişkiler Kulübü (IRC), 1987 yılında ku-rulmuş ve üniversitenin en eski ku-lüplerinden biri olarak faaliyetlerine devam etmektedir.Başkan olma sürecini anlatır mısı-nız? Kulüp başkanlığının zorluk-ları ve artıları nelerdir?Kulüp tarihinde ilk kez “listeli” seçim sistemi uygulanarak seçime gidildi. Benimle birlikte bir başkan adayı ve kendisinin oluşturduğu bir liste vardı. Bölümdeki öğrenci-lerin yarısından çoğu oy kullandı ve şu an karşınızdayım. Öncesinde öğrencilerimize ne yapabileceğimizi projelendirerek sunduk. Sanırım bu çalışmalar sayesinde seçimde etkili olabildik. Başkan olduktan sonra kulübü komisyonlara ayırdık ve her birinin farklı çalışma alanları var. Mesela Akademi Komisyonu, Bölge Okulları projesini yürütmektedir. Bunun yanında Kültür ve Sanat Komisyonu da kültürel geziler ve aktiviteler hazırlamaktadırlar. İyi kurulmuş bir düzende her kulüp etkin olabilir. Kulüp başkanlığına gelirsek benim başkanlığım bir ayrı-calıktan çok, bir ödevdir. Kulüpteki bütün üyelere karşı sorumluyum. Bir projenin planlanması aşamasın-da bütün yönetim kurulu üyelerinin onayını almak zor olsa da yapılma-

sı gereken budur. Birlik kurmanın amacıdır. Ayrıca bölümdeki öğretim üyeleriyle hoca-talebe diyaloğunu geliştirebiliyor ve diğer üniversiteler-deki hocalarla tanışabiliyorum.Sizce bu kulüp okul hayatında size neler kazandırdı ve iş hayatın-da neler kazandıracak?Yaptığımız etkinlikler ve projeler ile yeni bir sosyal paylaşım anlayışı sunuyoruz. Organize etme yetene-ğimi geliştiriyorum ve bu, kendi kariyerime katma değer sağlarken Bölge Okulları ve “konferanslar, seminerler, vs.” gibi düşünsel faali-yetlerle de fikir üretimime yardımcı olmaktadır. Bu çalışmalar, benim CV’min değerini yükseltecek proje birlikteliği sunmaktadır.Kulübün kuruluşu ve bugüne ka-dar ilerleyen sürecinden bahsede-lim. Kulüp olarak belirlediğiniz hedefler nelerdir? Kulüp yöne-timinde görev paylaşımını nasıl yapıyorsunuz? Yönetimde kaç kişi var? Uluslararası İlişkiler Kulübü (IRC) Marmara Üniversitesi öğrencileri tarafından kurulmuş bir öğrenci kuruluşudur. Üniversite öğrencile-

ri için yeni bir sosyal hayat ve fikir üretimi anlayışı felsefesiyle yola çıkan ekibimiz, öğrencilerin fikir üretimi, kariyer gelişimi ve sosyal ortam anlayışı üzerine projeler ge-liştirmektedir. Projelerimizde ana konsept üniversitelilere, müfredatın onlara sunmadığı imkanları sağla-maktır. Beş komisyonumuz var ve bu komisyonlar yönetim kuruluna bağlıdır ve interdisipliner çalışmalar yaparak üniversite öğrencilerinin standartları yüksek bir lisans döne-mi geçirmelerine yardımcı olmakta-dır. Yönetimde 18 kişi var. Kulüp olarak bu güne kadar han-gi faaliyetleri gerçekleştirdiniz? Bugüne sizi en çok heyecanlandı-ran etkinliğiniz hangisiydi?Ferhat Kentel, Gencer Özcan, Ah-met Erozan, Kemal Kılıçdaroğlu gibi isimleri söyleşi vermeleri için davet ettik. Bunların yanında İzel Rozental hocayla birlikte Moda ge-zisi düzenledik ve Bölge Okulları kapsamında dört uluslararası böl-geyi inceleme grupları oluşturduk. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlik-te yaptığımız “15 Temmuz ve Parla-menter Sistem” konulu etkinliğimiz çok heyecanlandırdı. Bütün basın

kuruluşları canlı yayın yapmak üze-re geldi ve üst düzey bir güvenlik sağlanmaktaydı. Sürekli teorik bilgi ile donatılan ve alıcı pozisyonunda olan bizler, bu etkinlikte bunları pe-kiştirdik. Önümüzdeki günler için planla-dığınız etkinlikler var mı? Gelecek dönemde ne gibi aktiviteler düşü-nüyorsunuz?Evet. Şehir Üniversitesi’ndeki Sosyoloji Kulübü ve Diplomasi Kulübü’yle birlikte bir kongre dü-zenleyeceğiz. Evren Balta, Karel Va-lansi, Faruk Loğoğlu gibi akademis-yenlerle iletişim hâlindeyiz. Bunun yanında Haziran ayı içerisinde Al-manya’daki bir üniversiteyle birlikte bir projenin yapım aşamasındayız. Kulübünüze öğrencilerin ve okul yönetiminin ne katkıları oluyor? Öğrenciler ve okul yönetiminden ne gibi destekler bekliyorsunuz?Öğrenciler, kendi entelektüel biri-kimlerini dillendirebilecekleri, farklı kültürlerden öğrencilerin birikimle-riyle karşılaştırabilecekleri ve dünya meseleleri üzerinde düşünebilecek-leri ortak bir zeminde bulunmaları bizim için yeterlidir. Bu, kulüp için

en büyük katkıdır. IRC olarak otu-zuncu yıl vizyonumuzda bulunan “uluslararası projeler gerçekleştir-me” kilometre taşını Almanya’daki projemizle ile aşmayı hedefliyoruz. Bunun için okul yönetiminin destek olmasını bekliyoruz.Öğrenciler bu kulüpte üye olarak neler kazanabilir? Kulübünüze üye olan üniversite öğrencisine neler vaat ediyorsunuz?IRC olarak öğrencilere, üniversi-te müfredatının onlara sunmadığı fırsatları sunmaya çalışıyor ve bu konsepte projeler geliştiriyoruz. Üniversite gençliği çoğu zaman kendi okulunun ve ülkenin vizyonu dışına çıkma fırsatı yakalayamıyor. Başkalarının birikimi ile karşılaştıra-bilecek ortamları bulamamaktadır. Kulübümüze üye olanlara, bunları aşmalarında yardımcı oluyoruz.Kulübünüze en çok hangi bölüm-ler katılım gösteriyor? Bunu hangi sebeple açıklarsınız?Siyasal Bilgiler Fakültesi altında faa-liyetlerini sürdüren bir kulüp olma-sından dolayı sadece ilgili bölümler katılım göstermektedir. Ama en çok İngilizce Siyaset Bilimi ve Ulusla-rarası İlişkiler bölümü öğrencileri aktiftirler. Kulüp çalışmaları esnasında bize anlatmak istediğiniz, etkilendiği-niz bir şey oldu mu?Kulüpte çalışmalar yürütürken hem zayıf hem de iyi yönlerimi keşfede-biliyorum. Birçok şeyi iyileştirme-liyim. Bunun yanında beni en çok kulüpteki arkadaşlarım etkiliyor. Belki de hiç tanıyamayacağım ya da konuşamayacağım kişilerle, kulüp sayesinde dost olabiliyorum. Hiç olmadığım kadar özgüvenli, daha güzel ve daha iyi iletişim kurabiliyo-rum onlarla. Son olarak eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?Evet. Bütün kulüp ideolojisini bir alıntıyla özetlemek istiyorum: “Bö-ceklerin yaptığı gibi, eleştirel olarak dokuna dokuna, bütün mütevazı-lığımızla nesnel gerçeği aramalıyız. Artık daha fazla her şeyi bilen pey-gamberi oynamaya çalışmamalıyız. Bu da demektir: Değişmeliyiz.” Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Hem okul hem de kulüp çalışmalarınızda başarılar diliyo-ruz.

Yıl: 5 - Sayı: 9

Page 7: Siyasal Bülteni SİYASALBÜLTENİ - dosya.marmara.edu.trdosya.marmara.edu.tr/syf/docs/pdf/syslbltngz2016.pdf · Güz 2016 Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın

4 Ekim’de gerçekleşen “Kutuplu Siyasal Kültür” konulu konferans-ta, İstanbul Şehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Ferhat Kentel, Türk siyasetinin tarih içerisinde izlediği değişim-

leri iktidar, otorite, meşru güç ve kutuplaşma kavramları üstünden de-ğerlendirdi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim gö-revlisi Gencer Özcan’ın katılımıyla 6 Ekim’de gerçekleşen “Suriye Bu-nalımı” konulu konferansta ise, Gencer Türkiye’nin değişen Ortadoğu dış politikası üstüne farklı kaynaklardan okumalar yaparak, Suriye’ye ilişkin değişen politikayı değerlendirdi.

25 Kasım 2016’da üniversitemiz Anado-luhisarı Yerleşkesi’nde düzenlenen kon-feransa Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmacı olarak katıldı. Konferansta konuşma ya-pan ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu; 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaşananlar ve OHAL süreci üzerine gö-rüşlerini aktardı. Darbenin demokratik parlamenter sisteme yapıldığını ve de-mokratik parlamenter sistemin darbeyi engellediğini belirten Kılıçdaroğlu, bu durumun demokratik parlamenter sis-teminin geldiği olgunluğu gösterdiğini belirtti.

7FAKÜLTEMIZDEN ÖĞRENCI FAALIYETLERI

Uluslararası İlişkiler Kulübü’nden Ekim Ayında İki Etkinlik

Öğrenci Kulüpleri

Artıyor

Kasım 2016 itibariyle Fakültemiz Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü bölüm başkanlığı görevine Doç. Dr. Ahmet Ke-mal Bayram Hocamız atanmıştır. Siyasal Bülteni olarak Ahmet Hocamıza görevin-de başarılar diliyoruz.

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde

Nöbet Değişimi

Üniversitemiz Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Kulübü’nün ev sahipliğin-de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı “15 Temmuz ve Parlamenter Sistem” başlıklı konferans düzenlendi.

Üniversitemiz Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Kulübü Ekim ayında “Kutuplu Siyasal Kültür” ve “Suriye Bunalımı” başlıklı iki etkinlik düzenledi.

“15 Temmuz ve Parlamenter Sistem” Konferansı

Fakülte Öğrenci Temsilcisi Seçildi

Fakültemiz Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisi Yusuf Kaya, fakülte

öğrenci temsilcisi seçildi. Fakültemiz bünyesinde bulu-nan bölümlerin öğreWWnci temsilcilerinin oylarını alarak

fakülte temsilcisi seçilme başarısı gösteren öğrencimizi başarısından dolayı Siyasal Bülteni olarak tebrik ediyor ve yeni görevinde başarılar

diliyoruz.

2016-2017 öğretim döneminde Fakül-

temiz Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi

Bölümü bünyesinde “Stratejik ve Yenilikçi

Bakış Kulübü” ve “Kelebek Etkisi Kulü-bü”, Fransızca Siyaset Bilimi ve Kamu Yö-netimi Bölümü’nde

ise “Stratejik Düşünce Topluluğu Kulübü” adında yeni öğrenci kulüpleri kuruldu.,

Belgesel Gösterimi ve Yuvarlak Masa Top-

lantıları ile Türk Siyasi Tarihi Okuma Grubu ile Stratejik Düşünce

Topluluğu aktif olarak faaliyetlerine başladı. Yakın bir zamanda

diğer öğrenci kulüp-lerinin de faaliyete

başlamasını bekliyo-ruz. Siyasal Bülteni olarak yeni kurulan öğrenci kulüplerine

çalışmalarında başarı-lar diliyoruz.

Güz 2016

Page 8: Siyasal Bülteni SİYASALBÜLTENİ - dosya.marmara.edu.trdosya.marmara.edu.tr/syf/docs/pdf/syslbltngz2016.pdf · Güz 2016 Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın

Planlama Dergisi, 1986 yılında yayın hayatına başlayan ve yılda üç kez yayınlanan TMMOB Şehir Plancıları Odası’nın yayın organı olup; planlama, tasarım, kent sosyolojisi, kentsel ve böl-gesel çalışma alanından orijinal makaleleri, araştırma özetlerini, kitap incelemelerini ve meslek alanına ilişkin güncel tartışma ve görüşleri yayınlamak üzere kurulmuştur. Şehir ve bölge plan-lama alanındaki uygulama örneklerinin yanısıra politika uy-gulamalarını, uygulama araçlarını ve sosyolojik çalışmalara yer vermektedir. 2013 yılı itibariyle TÜBİTAK tarafından ULAK-BİM Sosyal Bilimler Veri Tabanı listelerinde “Ulusal Hakemli

Dergi” statüsüne alınmış olup Ulrich’s ve Avery veri tabanlarında dizinlenmektedir. Planlama Dergisi’ne makale başvuruları çevrimiçi olarak kabul edilmekte, www.planlamadergisi.org, www.journalofplanning.org ve www.jplanning.org adresleri ile makale başvurusu yapılmak-tadır.

YAYINLANAN KİTAPLAR

• Al, A. (2016). Uluslararası Politik Eko nomi Ekonomik Krizler ve Türkiye. İstanbul: Babıali Kültür• Yalçınkaya, A. (2016). Ermeni Soykı rım İddiaları ve Uluslararası Hukuk. Ankara: Astana.

YAYINLANAN MAKALELER (SSCI MAKALELERİ)

• Durgun, S. (2016). İzmir Fair in the Cold War: Remembering and Forgetting. Pizzi ve Hietala (Ed.), Cold War Cities: History, Culture and Me-mory (ss. 169-190). England: Peter Lang.

• Gürboğa, N. (2016). The Şirket-i Hayriye Pension Fund, Right to Retirement and Labor Control (1893-1932). Karahasanoğlu ve Demir (Ed.), His-tory from Below-a Tribute in Memory of Donald Quataert (ss. 403-433). İstanbul: Bilgi Üniversitesi.

• Erşen, E. (2016). Geopolitics Versus Ideology: Azerbaijan in Turkish Views on Eurasia. Ismayilov ve Graham (Ed.), Turkish - Azerbaijani Relations (ss. 54-71). New York: Routledge.

• Sever, A., Oğuz Gök, G. (2016). The UN factor in the “regional power role” and the Turkish case in the 2000s. Cambridge Review of International Affairs. doi: 10.1080/09557571.2016.1230731.

Dergi

Ajanda

Sosyal Medya

Tanıtım

Kitap/Makale/Medya

4th International Conference on Culture, Knowledge and Society (ICCKS 2017), 5-7 Ocak 2017, Kuala Lumpur, Malezya. (http://www.iccks.org/)

INTCESS-2017- 4th International Conference On Education And Social Sciences, 6-8 Şubat 2017, İstanbul, Türkiye. (http://www.ocerint.org/intcess17/)

International Conference On Social Movements, 17-18 Mart 2017, İstanbul, Türkiye. (http://www.dakamconferences.org/soci-al-movements)

SOCIOCRI '17 / 4th International Sociology and Critical Pers-pectives Conference, 17-18 Mart 2017, İstanbul, Türkiye. (http://www.dakamconferences.org/sociocri)

War Studies 17 International Conference On Wars And Military Conflicts, 7-8 Nisan 2017, İstanbul, Türkiye. (http://www.dakam-conferences.org/wars)

International Conference On International Relations, 7-8 Nisan 2017, İstanbul, Türkiye. (http://www.dakamconferences.org/inter-national-relations)

PSA 67th Annual International Conference, 10-12 Nisan 2017, Glasgow, İskoçya. (https://www.psa.ac.uk/conference/2017-conference)

3. Uluslararası Farklı Şiddet Boyutları ve Toplumsal Algı Kongresi, 14-15 Nisan 2017, Kocaeli, Türkiye. (http://www.toplumsalsidde-talgikongresi.org/)

2. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Konferansı İnsan ve Toplum Bilimleri, 20-23 Nisan 2017, İstanbul, Türkiye. (http://ibadergisi.org/)

Iastem-169th International Conference On Social Science And Humanities (ICSSH), 22-23 Nisan 2017, İstanbul, Türkiye. (http://iastem.org/Conference2017/Turkey/2/ICSSH/)

6. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi (TLÇK), 10-13 Mayıs 2017, Muş, Türkiye. (http://www.tlck.org.tr/)

International Research Conference On Arts, Social Sciences And Humanities (RCASSH-17), 15-16 Mayıs 2017, İstanbul, Türkiye. (http://drhss.org/conference/143)

25. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi, 25-27 Mayıs 2017, Ankara, Türkiye. (http://yonorg2017.org/)

4th International Conference on Eurasian Politics & Society, 1-2 Temmuz 2017, İstanbul, Türkiye. (http://eurasianpoliticsandsoci-ety.org/)

25th IPSA World Congress of Political Science, 21-26 Temmuz 2018, Brisbane, Avustralya. (http://www.ipsa.org/world-congress-brisbane-2018)

PLANLAMA DERGİSİ

SİYASALBÜLTENİGüz 2016 Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın Organıdır

https://twitter.com/MarmaraKonsey https://twitter.com/TC_istanbul https://twitter.com/LSEpoliticsblog https://twitter.com/CitiesOxford https://twitter.com/webtuik