Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde...

218

Transcript of Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde...

Page 1: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü
Page 2: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risale-iNurKülliyatı’ndan

Sikke-iTasdik-iGaybî

BediüzzamanSaidNursi

Copyright©ŞahdamarYayınları,2011BueserintümyayınhaklarıIşıkYayıncılıkTicaretA.Ş.’neaittir.

Eserdeyeralanmetinveresimlerin,IşıkYayıncılıkTicaretA.Ş.’ninöncedenyazılıizniolmaksızın,elektronik,mekanik,fotokopiyadaherhangibirkayıt

sistemiileçoğaltılması,yayımlanmasıvedepolanmasıyasaktır.

DİJİTALISBN978-605-4038-69-5

YayınNumarası78

ŞahdamarYayınlarıBulgurluMahallesiBağcılarCaddesiNo:1

34696Üsküdar/İSTANBULTel:(0216)5221144Faks:(0216)5221178

www.sahdamaryayinlari.com

Page 3: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

1

BuSikke-iGaybiye’yimahremtutardık;yalnızhaskardeşlerimemahsustu.Benvefatettiktensonraneşredilsindemiştim.Fakatzabıtageldi,adliyehesabınaonusakladığımızyerdençıkardılar.İkiseneellerindekaldı.Üçmahkemetetkikindensonraiadeedildi.Bizemuhalifgayetnâmahremlerdahiberaberokudular.Biziçokyabanîinsanlargördüler.BuikidefadırIspartaadliyesininelinebaşkarisalelerleberabergirmiş,hiçbiritirazedilmedengeriverilmiş.

Mademumumunnazarına istemediğimizhaldegösterilmişvemademRisale-iNur’unehemmiyetini isbat edip şâkirtlerini şevke getiriyor, kuvve-i mâneviyeleriniziyadeleştiriyor;elbetteMedresetü’z-Zehraerkânlarınınneşrinekararvermelerine iştirakederim.

Said1HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

Page 4: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risale-iNur’danParlakFıkralarveBirKısımGüzelMektuplar

Leyle-iKadir’deİhtarEdilenBirMesele-iMühimme(OnÜçüncüSöz’ünİkinciMakamı’nınZeyli)

Evvelâ: Leyle-i Kadir’de kalbe gelen pek uzun ve geniş bir hakikate pek kısaca birişaretedeceğiz.Şöyleki:

Nev-ibeşer,busonHarb-iUmumî’nineşedd-izulümveistibdadıyla..vemerhametsiztahribatıyla..vebirdüşmanınyüzündenyüzermâsumuperişanetmesiylevemağlûplarındehşetli meyusiyetleriyle.. ve galiplerin dehşetli telâş ve hâkimiyetlerini muhafaza vebüyük tahribatlarını tâmiredememelerindengelendehşetlivicdanazaplarıyla..vedünyahayatınınbütünbütünfânivemuvakkatolmasıvemedeniyetfantaziyelerininaldatıcıveuyutucu olması umuma görünmesiyle.. ve fıtrat-ı beşeriyedeki yüksek istidadatın,mahiyet-i insaniyesinin umumî bir surette dehşetli yaralanmasıyla.. ve ebed-peresthissiyat-ı bâkiye ve fıtrî aşk-ı insaniyenin heyecan içinde uyanmasıyla.. ve gaflet vedalâletin, en sert, sağır olan tabiatınKur’ân’ın elmas kılıcı altında parçalanmasıyla.. vegafletvedalâletinenboğucu,aldatıcı,engenişperdesiolansiyasetinrû-yizemindepekçirkin,pekgaddârânehakikîsuretigörünmesiyle..veelbettehiçbirşüpheyokki,şimalde,garpte,Amerika’daemarelerigöründüğünebinâen,nev-ibeşerinmâşuk-umecazîsiolanhayat-ıdünyeviyesiböyleçirkinvegeçiciolmasından, fıtratenbeşerinhakikî sevdiğivearadığıhayat-ıbâkiyeyibütünkuvvetiylearayacak…veelbette,hiçşüpheyokki,binüçyüz altmış senede her asırda üç yüz elli milyon şakirdi bulunan ve her hükmüne vedâvâsınamilyonlarehl-ihakikattasdikleimzabasanveherdakikadamilyonlarhâfızlarınkalbinde kudsiyetle bulunup lisanlarıyla beşere ders veren ve hiçbir kitapta emsalibulunmayanbirtarzdabeşeriçinhayat-ıbâkiyeyivesaadet-iebediyeyimüjdeveripbütünbeşerin yaralarını tedavi edenKur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’ın şiddetli, kuvvetli ve tekrarlıbinlerâyâtıylabelki sarihanve işaretenonbinlerdefadâvâedip,haberverip, sarsılmazkat’î delillerle, şüphe götürmez hadsiz hüccetlerle hayat-ı bâkiyeyi kat’iyetle müjde vesaadet-i ebediyeyi ders vermesi.. elbette nev-i beşer bütün bütün aklını kaybetmezse vemaddî ve mânevî bir kıyamet başlarında kopmazsa; İsveç, Norveç, Finlandiya veİngiltere’ninKur’ân’ıkabuleçalışanmeşhurhatiplerivedin-ihakkıarayanAmerika’nınçok ehemmiyetli dinî cemiyeti gibi, rû-yi zeminin kıtaları ve hükûmetleri, Kur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’ı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh u canlarıylasarılacaklar.Çünkü bu hakikat noktasında katiyenKur’ân’ınmisli yoktur ve olamaz vehiçbirşeybumu’cize-iekberinyerinitutamaz.

Sâniyen:MademRisale-iNur omu’cize-i kübrânın elinde bir elmas kılıç hükmünde

Page 5: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

hizmetini göstermiş ve en muannid düşmanları teslime mecbur etmiş. Hem kalbi, hemruhu, hatta hissiyatı tam tenvir edecek ve ilâçlarını verecek bir tarzda hazine-iKur’âniye’nindellâllığınıyapanveondanbaşkame’hazvemerciiolmayanbirmu’cize-imâneviyesibulunanRisale-iNurovazifeyiyapıyorvealeyhindedehşetlipropagandalaravegayetmuannidzındıklaratamgalebeçalmışvedalâletinenkalınveboğucuvegenişdaire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin AltıncıMeselesiveBirinciveİkinci,ÜçüncüveSekizinciHüccetleriylegayetparlakbir tarzdagafletidağıtıpnur-utevhidigöstermiş.

Elbettebizlerelâzımvemilleteelzem,şimdiresmenizinverilendintedrisatıiçinhususîdershâneleraçılmasınaveizinverilmesinebinâen,Nurşâkirtleri,mümkünolduğukadarheryerdeküçücükbirdershâne-iNuriyeaçmaklâzımdır.Gerçiherkeskendikendinebirdereceistifadeeder,fakatherkeshermeselesinitamanlamaz.

Hem imanhakikatlerinin izahıolduğu için, hem ilim,2(Hâşiye) hemmârifet, hem ibadettir.Eskimedreselerdebeş-onseneyemukabil, inşallahNurmedreseleri,beş-onhaftadaaynıneticeyi teminedecekveyirmisenedirediyor.Vehemhükûmetvemilletvevatan,hemhayat-ıdünyeviyesinevesiyasiyesineveuhreviyesinepekçokfaydasıbulunanbuKur’ânlemeâtlarınavedellâlıbulunanRisale-iNur’adeğil ilişmek, tamamıyla terviçveneşrineçalışmaları elzemdir ki, geçendehşetli günahlarakeffâret vegelecekmüthiş belâlaraveanarşistliğebirsedolabilsin.

Sâlisen:BuRamazan-ıŞerif’te,Kur’ân’ızevkveşevkileokumakçokihtiyacımvardı.Hâlbukielemlihastalık,maddîvemânevîsıkıntılar,yorgunluklavemeşgalelerintesiriyletelâşettim.BirdenHüsrev’inşirinkalemiylemu’cizâtlıyazılanmu’cizâtlıcüzlerveHâfızAli ve Tahirî’ye pek çok sevap kazandıran parlak ve kerametli “Hizbü’l-Ekber-iKur’âniye”yibirbiriarkasındanokumayabaşlarkenöylebirzevkveşevkverdiki,bütünoyorgunlukları hiçe indirdi. Hiçbir vesveseyemeydan vermeyerek pek parlak bir suretteders-iKur’âniye’yionlardandinlerkenbütünruhucanımlaarzuettimvekastuazmettimki,mümkünolduğuderecedeaynı“Hizbü’l-Ekber-iKur’âniye”gibifotoğraflamu’cizâtlıKur’ân’ımızıtab’edeceğiz,inşallah…

3

Kardeşiniz

SaidNursî

5 4

6

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Evvelâ: Nurun fevkalâde has şâkirtleri, Sikke-i Gaybiye müştemilâtıyla, o evliya-yı

Page 6: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

meşhûreden,kırkgündebirdefaekmekyiyipkırkgünyemeyenOsman-ıHâlidî’ninsarihihbarı ve evlâtlarına vasiyetiyle ve Isparta’nın meşhur ehl-i kalb âlimlerinden TopalŞükrü’nünzahirhabervermesiyleçokehemmiyetlibirhakikatidâvâedip,fakatikiiltibasiçinde, bu bîçâre, ehemmiyetsiz kardeşleri Said’e bin derece ziyade hisse vermişler.Onseneden beri kanaatlerini tâdile çalıştığım halde, o bahadır kardeşler kanaatlerinde ilerigidiyorlar.Evet,onlar,OnSekizinciMektup’takiikiehl-ikalbçobanınmacerasıgibi,hakbirhakikatigörmüşler;fakattabiremuhtaçtır.Ohakikatdeşudur:

Ümmetinbeklediği,âhirzamandagelecekzâtınüçvazifesindenenmühimiveenbüyüğüveenkıymettarıolaniman-ıtahkikîyineşirveehl-iimanıdalâlettenkurtarmakcihetiyle,oenehemmiyetlivazifeyiaynenbitemâmihâRisale-iNur’dagörmüşler.İmamAliveGavs-ı Âzam ve Osman-ı Hâlidî gibi zâtlar, bu nokta içindir ki, o gelecek zâtın makamınıRisale-iNur’unşahs-ımânevîsindekeşfengörmüşlergibiişaretetmişler.Bazendeoşahs-ı mânevîyi bir hâdimine vermişler, o hâdime mültefitane bakmışlar. Bu hakikattenanlaşılıyorki, sonragelecekomübârekzât,Risale-iNur’ubirprogramıolarakneşirvetatbikedecek.

O zâtın ikinci vazifesi, şeriatı icra ve tatbik etmektir. Birinci vazife, maddî kuvvetledeğil, belki kuvvetli itikad ve ihlâs ve sadakatle olduğu halde, bu ikinci vazife gayetbüyükmaddîbirkuvvetvehâkimiyetlâzımki,oikincivazifetatbikedilebilsin.

O zâtın üçüncü vazifesi, hilâfet-i İslâmiye’yi ittihad-ı İslâm’a bina ederek, İsevîruhanîleriyleittifakedipDin-iİslâm’ahizmetetmektir.Buvazife,pekbüyükbirsaltanatvekuvvetvemilyonlarfedakârlarlatatbikedilebilir.Birincivazife,oikivazifedenüç-dörtderecedahaziyadekıymettardır.Fakatoikinci,üçüncüvazifelerpekparlakveçokgenişbir dairede ve şaşaalı bir tarzda olduğundan, umumun ve avâmın nazarında dahaehemmiyetligörünüyorlar.İşteohasNurcularvebirkısmıevliyaolanokardeşlerimizintâbirevetevilemuhtaçfikirleriniortayaatmak,ehl-idünyayıveehl-isiyasetitelâşeverirve vermiş; hücumlarına vesile olur. Çünkü birinci vazifenin hakikatini ve kıymetinigöremiyorlar;ötekicihetlerehamlederler.

Kardeşleriminİkinciİltibası:Fâniveçürütülebilirbirşahsiyeti,bazıcihetlerlebirincivazifede pişdarlık edenNur şâkirtlerinin şahs-ımânevîsini temsil eden o âciz kardeşineveriyorlar.Hâlbukibu iki iltibasdaRisale-iNur’unhakikî ihlâsınavehiçbir şeye,hattamânevî ve uhrevî makamata dahi âlet olmamasına bir cihette zarar verdiği gibi, ehl-isiyasetideevhamadüşürüpRisale-iNur’unneşrinezarargelir.Buzaman,şahs-ımânevîzamanı olduğu için, böyle büyük ve bâkî hakikatler, fâni ve âciz ve sukut edebilirşahsiyetlerebinaedilmez.

Elhâsıl:Ogelecek zâtın isminivermek,üçvazifesi birdenhatırageliyor; yanlış olur.Hem hiçbir şeye âlet olmayan nurdaki ihlâs zedelenir, avâm-ı müminîn nazarındahakikatlerin kuvveti bir derece noksanlaşır. Yakîniyet-i burhaniye dahi, kazâyâ-yı

Page 7: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

makbûledekizann-ıgalibe inkılâpeder;dahamuanniddalâletevemütemerridzındıkayatamgalebesi,mütehayyirehl-i imandagörünmemeyebaşlar.Ehl-isiyasetevhamavebirkısımhocalaritirazabaşlar.Onuniçin,Nur’laraoismivermekmünasipgörülmüyor.Belki“Müceddiddir,onunpişdarıdır”denilebilir.

Umumkardeşlerimizebinlerselâm.

7

Kardeşiniz

SaidNursî

9 8

Aziz,sıddık,sarsılmaz,sebatkâr,fedakâr,vefadârkardeşlerim,

BilirsinizkiAnkaraehl-ivukûfu,Risale-iNur’aaitkerametleriveişaret-igaybiyeleriinkâr edememişler. Yalnız, yanlış olarak o kerametlerde beni hissedar zannedip itirazederek, “Böyle şeyler kitapta yazılmamalıydı, keramet izhar edilmez.” diye hafif birtenkidemukabilmüdâfaâtımdaonlaracevabendemiştimki:

Onlarbanaaitdeğilveokerametleresahipolmakbenimhaddimdeğil.BelkiKur’ân’ınmu’cize-i mâneviyesinin tereşşuhatı ve lem’alarıdır ki; hakikî bir tefsiri olan Risale-iNur’dakerametlerşeklinialarak,şâkirtlerininkuvve-imâneviyelerini takviyeetmek içinikrâmât-ıilâhiyenev’indendir.İkramınise,izharıbirşükürdür,caizdir,hemmakbuldür.

Şimdiehemmiyetlibirsebebebinâencevabıbirparçaizahedeceğim.Ve“Neiçinizharediyorum..veneiçinbunoktadabukadartahşidatyapıyorum..veneiçinbirkaçaydırbumevzudaçokilerigidiyorum..eksermektuplarokerametebakıyor?”diyesuâledildi.

Elcevap: Risale-i Nur’un hizmet-i imaniyesinde, bu zamanda binler tahribatçılaramukabil,yüzbinlertamiratçılâzımgelirken..hembenimlelâakalyüzerkâtibveyardımcıbulunmak ihtiyaçvarken..değilçekinmekve temasetmemek,belkimilletveehl-i idaretakdir ile ve teşvik ile yardım ve temas etmek zarurî iken.. ve o hizmet-i imaniyeyi, –hayat-ıbâkiyeyebaktığıiçin–hayat-ıfâniyeninmeşgalelerinevefaydalarınatercihetmek,ehl-iimanavâcibiken;kendimimisalalarakderimki:

Beni her şeyden ve temastan ve yardımcılardan men etmek ile beraber aleyhimizdeolanlarbütünkuvvetleriylearkadaşlarımınkuvve-imâneviyelerinikırmak..vebendenveRisale-iNur’dansoğutmak..vebenimgibiihtiyar,hasta,zayıf,garip,kimsesizbîçâreye,binleradamıngöreceğivazifeyibaşınayüklemek..vebu tecridve tazyiklerdemaddîbirhastalıknev’indeinsanlariletemasveihtilattançekilmeyemecburolmak..hemoderecetesirlibirtarzdahalklarıürkütmekki;enziyademerbutgörülenbazıdostlarıbanaselâmvermemek,hattabazı,namazıdaterketmekderecesindeürkütmeklekuvve-imâneviyeyi

Page 8: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

kırmak cihetleriyle ve sebepleriyle, ihtiyârım haricinde bütün o mânilere karşı Risale-iNur şâkirtlerinin kuvve-i mâneviyelerinin takviyesine medar ikrâmât-ı ilâhiyeyi beyanederek Risale-i Nur etrafında mânevî bir tahşidat yaptırmak.. ve Risale-i Nur kendikendine, tek başıyla, başkalarına muhtaç olmayarak, bir ordu kadar kuvvetli olduğunugöstermekhikmetiylebuçeşitşeylerbanayazdırılmış.Yoksa,hâşâkendimizisatmakvebeğendirmekvetemeddühetmekvehodfürûşluketmekise;Risale-iNur’unehemmiyetlibir esasıolan ihlâs sırrınıbozmaktır. İnşaallahRisale-iNurkendikendine,hemkendinimüdâfaa ettiği, hem kıymetini tam gösterdiği gibi, bizi de mânen müdâfaa edipkusurlarımızıaffettirmeyevesileolacaktır.

Umumkardeşleriminvehemşirelerimin,hâssatendualarımakbulvemübârekmâsumlartâifesi10vemuhteremihtiyarlarcemaatinden11herbirerlerine,binlerselâmveduaederekRamazan-ıŞerif’lerinitebrikederiz,dualarınıricaederiz.

Hastakardeşiniz

SaidNursî

Risale-iNur’unMakbuliyetineİmzaBasanveGaybîİşaretlerleOndanHaberVerenSekizParçadanBirinciParçadır.

Aynımeseleyebubirinci risaledeyirmidokuz işaret var.Sâir parçalarlaberaberbineyakınişaretler,remizler,imalar,emareler;aynımeseleye,aynıdâvâyaittifaklabakmalarısarahatderecesindedir.Vahdet-imeselecihetiyleoemârelerbirbirinekuvvetverir, teyideder.OsekizdenüçtanesiİmamAli’nin(radiyallâhuanh)üçkeramet-igaybiyesiyleRisale-iNur’danhabervermesinedairdir.

BusekizparçayıAnkaraehl-ivukufu tetkiketmiş, itirazetmemişler.Yalnızdemişler:“Buyazılmamalıydı.Kerametsahibi,kerametiniyazamaz.”

Bendeonlaracevapverdimki:

“Bu,benimdeğil,Risale-iNur’unkerametidir.Risale-iNur ise,Kur’ân’ınmalıdırvetefsiridir.”dedim.Onlarsustular,demekkabulettiler.

Gerçibuçeşitikramlaryazılmasaydıdahamünasipti,fakatbukadarhadsizmuârızlarveçokkuvvetlivekesretlidüşmanlarkarşısındaazvezayıfolanbizlerekuvve-imâneviyevegaybîimdatveteşcîvesebatvemetânetvermekiçinmecburiyet-ikat’iyeoldu,bendeyazdım.Benimbenliğimebirhodfürûşlukveripsukutumasebepolsada,ehemmiyetiyok.Buhizmete,yaniehl-iimanıdalâlet-imutlakadankurtarmaya–lüzumolsa–dünyevîhayatgibi,uhrevîhayatımıdafedaetmekbirsaadetbilirim;binlerdostlarımvekardeşlerimincennetegirmeleriiçincehennemikabulederim.

SaidNursî

Page 9: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

İşârât-ıKur’âniyeveÜçKeramet-iAleviyeveKeramet-iGavsiyeHakkındakiSikke-iGaybiyeRisalesineBirTenbihveİhtardır.

Bugayetmahremrisaleler,nasılsa,muannitbirnâmahreminelineburisalelerdenbirisigeçmiş. Gayet sathî ve inat nazarıyla bir-iki yerine haksız bir itirazla ehemmiyetli birhâdiseyesebebiyetverdiğinden,bumecmua,Risale-iNur’unhastalebelerine,belkiehass-ıhavassamahsusolduğuhâldevebenimvefatımdansonra intişarınamüsaadeolmasıylaberaber, şimdi mezkûr hâdisenin sebebiyle herkese değil, belki ehl-i insaf ve Risale-iNur’la alâkadar ve talebelerinden bulunanlara ve haslardan bir kaç şakirdin tensibiylegösterilebilir fikriyle yazdık. Şimdi ise iki sene iki mahkeme tetkikten sonra bize iadeedilmesindenneşrinemecburolduk.

İkinci nokta: Bu risale Sikke-i Gaybiye baştan aşağıya kadar birtek neticeye bakar.Bine yakın emarelerle, Risale-i Nur’un makbuliyetine gaybî bir imza basıldığını ispatediyor.Böylebirtekdâvâyabuderecekesretliveayrı ayrı cihetlerdebinleremarelerveimalaronugöstermesiilmelyakîndeğil,belkiaynelyakîn,belkihakkalyakînderecesindeodâvâyıispateder.

Üçüncü nokta: Bu risaleyi mütalâa eden zâtlar, inceden inceye, hususan cifrîhesabatına meşgul olmaya lüzum yok. Hem bir kısmı anlaşılmasa da zararı yok. Hemumumunu okumak da lâzım değil. Hem keramet-i Gavsiye’nin âhirinde, iki yüz yirmidördüncü sayfada, Şamlı Hâfız Tevfik’in fıkrasından başlayıp âhire kadar mütalâadansonravebaştakimukaddimeyiokuduktansonra12(Hâşiye)istediğiparçayıokusun.

SaidNursî

ŞamlıHafızTevfik’inFıkrası

14 13

MukaddimeMalûm olsun ki “Zübdetü’r-Resâil”, “Umdetü’l-Vesâil” namında, kutbü’l-ârifîn

ZiyaeddinMevlânâ ŞeyhHâlid’in (kuddise sirruh) “Mektubat” ve “Resâil-i Şerife”lerindenmuktebes nesâyih-i kudsiyesinin tercümesine dair bir risaleyi, on üç sene mukaddem,Bursa’daHocamHasanEfendi’denalmıştım.Nasılsamütalâasınamuvaffakolamamıştım.Tâ bugünlerde, kitaplarımın arasında bir şey ararken elime geçti. Dedim: “Bu HazretiMevlânâ Hâlid, Üstadımın hemşehrisidir. Hem İmam Rabbânî’den sonra, Tarik-ıNakşî’ninenmühimkahramanıdır.HemTarik-iHâlidiye-iNakşiye’ninpîridir.”Risaleyimütalâaederken,HazretiMevlânâ’nıntercüme-ihâlindenşufıkrayıgördüm:

Ashâb-ı kütüb-ü ehâdîsten İmam Hâkim, Müstedrek’inde ve Ebû Dâvûd, Kitab-ıSünen’inde;Beyhakî,Şuabü’l-iman’datahriçbuyurdukları,

15

Page 10: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

yani, “Her yüz senede Cenâb-ı Hak bir müceddid-i din gönderiyor.” hadis-i şerifinemazharvemâsadakvemuzhir-itâmolanMevlânâeş-şehîr,kutbü’l-ârifîn,gavsü’l-vâsılîn,vâris-i Muhammedî, kâmilü’t-tarîkati’l-aliyye ve’l-müceddidiyye Hâlid-i Zülcenâheyn(kuddisesirruh),ilh…

Sonratarihçe-ihayatındagördümkitevellüdü1193tarihindedir.Sonragördümki1224tarihinde Saltanat-ı Hind’in payitahtı olan Cihanâbâd’a dâhil olmuş. Tarik-i Nakşîsilsilesinegiripmüceddidliğebaşlamış.

Sonra 1238’de ehl-i siyasetin nazar-ı dikkatini celbettiğinden, vatanını terk ederekdiyar-ıŞam’ahicretlegitmiştir.Hemiçindegördümki,HazretiMevlânâ’nınnesli,HazretiOsmanbinAffan’a(radiyallâhuanh)mensuptur.

Sonragördümkitercüme-ihâlindeistidad-ıfıtrîvekabiliyet-iharikailesinniyirmiyebâliğ olmadan âlem-i ulemâ-yı asr ve allâme-i vakit olmuş. Süleymaniye kasabasındatedris-iulûmileiştigaleylemiştir.

Sonra Üstadımın tarihçe-i hayatını düşündüm. Baktım, dört mühim noktada tevâfukediyorlar.

Birincisi:HazretiMevlânâbinyüzdoksanüçtedünyayagelmiş.Üstadımise,–Arabî–binikiyüzdoksanüçte.TamMevlânâHâlid’inyüzsenesihitambulduktansonradünyayagelmiş.

İkincisi: Hazreti Mevlânâ’nın (kuddise sirruh) tecdid-i din mücâhedesine başlangıcı vemukaddimesi,Hindistan’ınpayitahtınabinikiyüzyirmidörttegirmiş.Üstadımise,aynenyüz sene sonra, bin üç yüz yirmi dörtte Osmanlı Saltanatının payitahtına girmiş,mücâhede-imâneviyesinehazırlanmış.

Üçüncüsü:Ehl-isiyaset,HazretiMevlânâ’nınfevkalâdeşöhretindentevehhümederekdiyar-ıŞam’anakl-imekân ettirilmesi, bin iki yüzotuz sekizdevâki olmuştur.Üstadımise,aynenyüzsenesonrabinüçyüzotuzsekizdeAnkara’yagidip,onlarlauyuşamayıp,onları reddederek,küserek tekrarVan’agidip,birdağda inzivaederkenbinüçyüzotuzsekiz senesini müteakip, Şeyh Said hâdisesinin vukuu münasebetiyle ehl-i siyasetinvehminedokunmuş.ÜstadımızdankorkarakBurdurveIspartavilâyetlerindedokuzseneikametettirilmiş.

Dördüncüsü:HazretiMevlânâHâlid,yaşıyirmiyebâliğolmadanevvelallâme-izamanhükmünde, fuhûl-ü ulemânın üstünde görünmüş, ders okutmuş. Üstadım ise, tarihçe-ihayatınıgörenlerevebilenleremâlûmdurkiondörtyaşında icâzet alıp âlem-iulemâ-yızamanlamuârazaya girişmiş, on dört yaşında iken, icâzet almaya yakın talebeleri tedrisetmiştir.

Hem Hazreti Mevlânâ Hâlid, neslen Osmanlı olduğu ve sünnet-i seniyyeye bütünkuvvetiyle çalıştığı gibi, üstadım da Kur’ân-ı Hakîm’e hizmet noktasında, meşreben

Page 11: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Hazreti Osman-ı Zinnûreyn’in arkasından gidip, Hazreti Mevlânâ gibi, Risale-i Nureczâlarıyla,bütünkuvvetiylesünnet-iseniyyeninihyasınaçalıştı.

İştebudörtnoktadaki tevâfukat, tamyüz sene fâsılaylaRisale-iNur’un takviye-idinhususundaki tesirâtı, Hazreti Mevlânâ Hâlid’in Tarik-i Nakşiye vasıtasıyla hizmeti gibiazîmgörünüyor.16(Hâşiye)

Üstadımkendineaitmedhüsenâyıkabuletmiyor.FakatRisale-iNur,Kur’ân’aaitolupmedhüsenâ,Kur’ân’ınesrarınaaittir.YalnızÜstadımlaHazretiMevlânâ’nınbirkaçfarkıvar:

Birincisi:HazretiMevlânâ,zülcenâheyndir.Yani,hemKadirî,hemNakşîtarikatsahibiiken, Nakşîlik tarikatı onda daha galiptir. Üstadım, bilâkis, Kadirî meşrebi ve Şâzelîmesleği daha ziyade onda hükmediyor. Ben Üstadımdan işittim ki: Hazreti MevlânâHindistan’dan Tarik-i Nakşî’yi getirdiği vakit, Bağdat dairesi Şâh-ı Geylânî’nin (kuddisesirruh) ba’del-memat hayatta olduğu gibi, taht-ı tasarrufunda idi. Hazreti Mevlânâ’nınmânentasarrufu,bidâyetencây-ıkabulgöremedi.Şâh-ıNakşibendileİmamRabbânî’ninruhaniyetleri Bağdat’a gelip Şâh-ı Geylânî’nin ziyaretine giderek rica etmişler ki“Mevlânâ Hâlid senin evlâdındır, kabul et.” Şâh-ı Geylânî, onların iltimaslarını kabulederekMevlânâ Hâlid’i kabul etmiş. Ondan sonraMevlânâ Hâlid birden parlamış. Buvâkıa, ehl-i keşifçe vâki ve meşhud olmuştur. O hâdise-i ruhaniyeyi, o zaman ehl-ivelâyetinbirkısmımüşâhedeetmiş,bazıda rüya ilagörmüşler. (Üstadımınsözüburadatamamoldu.)

İkincifark:Şudurki:Üstadımkendişahsiyetinimerciiyyettenazlediyor.YalnızRisale-iNur’umercigösteriyor.HazretiMevlânâHâlid’inşahsiyeti,kutbü’l-irşad,merciü’l-hâsve’l-âmmolmuştur.

Üçüncüfark:HazretiMevlânâHâlid,zülcenâheyndir.Fakat,zamanınmuktezasıyla–ilm-itarikatıvesünnet-iseniyyeyiesastutmakcihetiyle–tarikatıdahaziyadetutmuşlar.Onoktadasarf-ıhimmetetmiş.Üstadımise,şudehşetlizamanınmuktezasıylailm-ihakikativehakâik-iimaniyecihetiniiltizamederek,tarikataüçüncüderecedebakmışlar.

Elhâsıl:Baştakihadis-işerifin“Heryüzsenebaşındadinitecdidedecekbirmüceddidigönderiyor.” müjdesinin ihbarına müvâzi olarak, Hazreti Mevlânâ Hâlid, ekser ehl-ihakikatintasdikiyle,binikiyüzsenesinin,yanionikinciasrınmüceddididir.Mademtamyüz sene sonra, aynen dört cihette tevâfuk ederek Risale-i Nur eczaları aynı vazifeyigörmüş.Kanaatverirki–nass-ıhadisle–Risale-iNurtecdid-idinhususundabirmüceddidhükmündedir.

BenimÜstadım daima diyor ki: “Ben bir neferim, fakatmüşir hizmetini görüyorum.Yanikıymetbendeyoktur.BelkiKur’ân-ıHakîm’infeyzindentereşşuhedenRisale-iNureczâlarıbirmüşiriyet-imâneviyehizmetinigörüyorlar.”

Page 12: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Üstadımıkızdırmamakiçinşahsınısenâetmiyorum.

ŞamlıHâfızTevfik

SaidNursî

Re’fetBeyveHüsrevveRüştügibiRisale-iNurşâkirtlerinin,Risale-iNurbereketineişaretedenbulduklarılatîfbirtevâfuktur.

Risale-iNur’unIsparta’yanederecerahmetolduğunadelâletedenbirtevâfukât-ıacîbe,Risale-iNur’unmazharolduğuinâyâtınkülliyetindenmühimbirferdideşudurki:

Isparta vilâyeti sekiz seneden beri Risale-i Nur’unmüellifini sinesinde saklamıştı veBarlagibişirinbirnahiyesinde,Cenâb-ıHakk’ınlütufvekeremiylemuhafazaetmişti.Bumüddet zarfında yavaş yavaş intişar eden Risale-i Nur’dan Isparta’da binler adamimanlarınıtakviyeettiler.Bilhassagençlerpekçokistifadeveistifazaettiler.

VaktâkiÜstadımızınBarlagibilatîfveşirinbirmahaldekisıkıntılıvepekacıklıveenkatı kalbleri ağlatan işkenceli esareti bitti. Risale-i Nur’un müellifi olan ÜstadımızınnazarıCenâb-ıHakk’ınavniyleIsparta’yamütevecciholdu.Evhamadüşenbazızâlimehl-idünyanınteşebbüskârâneharekât-ızâhiriyesibirsebeb-iâdiolarakyenibirzulmehedefoldu.ÜstadımızIsparta’yagetirildi.

Fakat Üstadımızın teşrif ettiği zaman yaz mevsiminin en hararetli zamanı idi.Yağmurlar kesilmiş, Isparta’yı iskâ eden sular azalmış, bir kısm-ı mühimmininmenbaıkesilmiş,ağaçlarsararmaya,otlarkurumaya,çiçeklerburuşmayabaşlamıştı.

Risale-iNur’unenziyadeintişarettiğimahalIspartavilâyetiolduğuiçin,Risale-iNurhakkındakiinâyât-ırabbâniyeyipekyakındanmüşâhedeedenRisale-iNurşâkirtleriolanbizler,mühimbirvâkıayadahaşahitolduk.

Buhâdiseise:MüellifininIsparta’yateşrifinimüteakip–birasıriçindebirveyaikidefavukuagelen–buyazmevsimindekiyağmurunkesretliyağmasıolmuştur.Pekharikabirsurette yağan bu yağmur Isparta’nın her tarafını tamamen iskâ etmiş; nebâtâta yenidenhayat bahşedilmiş; bağlar, bahçeler başka bir letâfet kesbetmiş; ekserisi hemen hemenziraat ile iştigal eden halkın yüzleri –Risale-i Nur’un nâil olduğu inâyâtından vebereketindenolanbuyağmurdanistifadeederek–gülmüş,ruhlarıinbisatetmişti.Cenâb-ıHak,kemâl-imerhametiyle,buyazmevsimininbuşiddetlivehararetlivaziyetini,baharınen letâfetli, en şirin ve en hoş vaziyetine tebdil etti. Güya Risale-i Nur, yüz on dokuzparçasıyla,müellifiolanÜstadımızabirtaraftanhoşâmedîetmekvemahzunolankalbineteselli vermekve gamnâk ruhunu tatyip etmek; ve diğer taraftan da, sekiz seneden beriyaşadığı Barla’yı unutturmak ve o muhteşem çınar ağacını ve dostlarını ve alâkadarolduğuşeylerdengelenfirakhüznünühatırlatmamakiçin,Cenâb-ıHak’tanyüzondokuzrisalenineliyle,yüzondokuzbinkelimeleridiliyleduaetti,yağmuristedi.Cenâb-ıHak,

Page 13: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

öyle bereketli bir yağmur ihsan etti ki bir misli doksan üç tarihinde yağdığınıihtiyarlarımızdan işitiyoruz ki bu tarih, Üstadımızın tarih-i velâdetine tesadüf etmekleberaber,buumumîhâdise-irahmetolankesretliyağmur,hususîbirsuretteRisale-iNur’abaktığınabirdelilideşudurki:

Risale-iNur’unneşrinevasıtaolanÜstadımızgeldiğigün,Isparta’yıgayethararetliveyağmursuzluktantoz-toprakiçindegörmüş.Barlagibibiryayladangelipböylebiryerdedayanamayacağım, diye telâş ediyordu. Üçüncü veya dördüncü günü bahçeleri kısmengezdiği vakit, sebze ve ot ve çiçeklerin susuzluktan buruştuklarını görerek gayetmüteessirane su istiyor, yağmur talep ediyordu. Arkadaşımız olan Bekir Bey’den,değirmenleri çeviren suyu göstererek “Isparta’nın suyu bu kadar mı?” diye sormuştu.Bekir Bey cevap verdi: “Gölcüğün suyu kesilmiş, gelmiyor. Isparta’nın dörtte birinisulayanbusudanbaşkayoktur.”dedi.

Üstadımızın Isparta’da çok talebeleri bulunduğundan, ruhen yağmurun gelmesiniistiyordu.AynıgündeöylebiryağmurgeldikiellisenedenberiIspartaböylebirhâdiseyigörmemiş. O yağmur yüzde doksan dokuz menfaat vermiştir. Bundan anlaşılıyor ki otevâfuk tesadüfî değil; bu rahmet, Isparta’ya rahmet olan Risale-i Nur’a bakıyor.Lillâhilhamd,bukerem-i ilâhîneticesiolarakÜstadımızdiyorki:“IspartabanaBarla’yıunutturdu.Unutamayacağımbirşeyvarsa,oda,heryerdeolduğugibi,Barla’dabulunanciddîdostvetalebelerimdir.”

Mustafa,Lütfi,Rüştü,Hüsrev,BekirBey,Re’fet(rahmetullâhialeyhimecmaîn)

SaidNursî

Risale-iNurbereketineaityağmurhâdisesiniteyidedenMuhacirHafızAhmed,Süleyman,MustafaÇavuşveBekirBey

veŞem’î’nin(rahmetullâhialeyhimecmaîn)birfıkrasıdır.

Isparta’dakikardeşlerininfıkrasındakidâvâyıisbatedenkuvvetliikideliligösteriyor.

Re’fet Bey ve Hüsrev gibi kardeşlerimizin harika bir surette yağan umumî yağmuriçindeRisale-iNurbereketinehususiyetlebaktığına,bizimdekanaatimizgeliyor.Çünkügözümüzle yağmur hâdisesini, hususî bir şekilde hizmet-i Kur’ân ve Risale-i Nur’abaktığınıikisuretlegördük.

Birinci suret: Risale-i Nur’un vasıta-yı neşri olan Üstadımızın camii, Barla’daseddedildi.Risale-iNur’u yazacak hariçteki talebelerinin yanına gelmelerimen edildiğihengâmda kuraklık başladı. Yağmura ihtiyac-ı şedit oldu. Sonra yağmur başladı, hertarafta yağdı. Yalnız Karaca Ahmed Sultan’dan itibaren, bir daire içinde kalan Barlamıntıkasınayağmurgelmedi.Üstadımızbundanpekmüteessirolarakduaediyordu.Sonra

Page 14: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

dediki:

“Kur’ân’ınhizmetinesedçekildi,buköydekimescidimizkapandı.Bundabireser-iitabvar ki yağmur gelmiyor. Öyleyse, madem Kur’ân’ın itabı var. Yâsin sûresi’ni şefaatçiyapıpKur’ân’ınfeyzinivebereketiniisteyeceğiz.”

ÜstadımızMuhacirHâfızAhmedEfendi’yedediki:“SenkırkbirYâsin-iŞerifoku.”

MuhacirHâfızAhmedEfendibirkamışaokudu.Okamışısuyakoydular.Dahayağmuralâmetigörünmezken,ikindinamazıvaktinde,Üstadımız,daimaitimatettiğibirhâtırasınabinâen Muhacir Hâfız Ahmed Efendi’ye söyledi ki: “Yâsin’ler tılsımı açtı; yağmurgelecek.”

Aynıgecede,evvelceyağmadığıBarladairesiiçineöyleyağdıkiÜstadımızınodasınınaltındakiÇobanAhmed’inbahçesindekiduvaryağmurdanyıkıldı.HâlbukiKaracaAhmedSultan’ınarkasındavedenizkenarındabalıkavlamaklameşgulŞem’îilearkadaşlarıbirdamlayağmurgörmediler.

İştebuhâdisekatiyendelâletediyorki,oyağmur,hizmet-iKur’ân’lamünasebettardır.O rahmet-i âmme içinde bir hususiyet var ki Sûre-i Yâsin anahtar ve şefaatçi oldu veyağmurkâfimiktardayağdı.

İkinci suret: Kuraklık zamanında, yirmi otuz gün içinde yağmur Barla’yayağmamışken, Yokuşbaşı Çeşmesi yapıldığı bir zamandamenbaına yakınÜstadımız vebiz(yani,Süleyman,MustafaÇavuş,AhmedÇavuş,AbbasMehmedvesâirkardeşlerimiz)beraber cemaatle namaz kıldık. Tesbihattan sonra dua için elimizi kaldırdık, Üstadımızyağmurduasıetti.Kur’ân’ışefaatçiyaptı.Birden,ogüneşaltında,herbirimizinellerineyedi-sekiz damla yağmur düştü. Elimizi indirdik, yağmur kesildi. Cümlemiz bu hâlehayretettik.Ovaktekadaryirmiotuzgündüryağmurgelmemişti.Yalnızoyağmurduasıânında,duaedenhereleyedi-sekizdamladüşmesigösterdikibundabirsırvar.Üstadımızdedi ki: “Bu bir işaret-i ilâhiyedir. Cenâb-ı Hak mânen diyor ki: Ben duayı kabulediyorum, fakat şimdi yağmur vermiyorum.” Demek sonra Sûre-i Yâsin şefaat edecek.Nitekimöyleolmuştur.

Elhâsıl:Isparta’dakikardeşlerimizinumumîrahmetiçindekiRisale-iNur’unbereketinedairdâvâettiklerihususiyeti,buikikuvvetlidelilletasdikediyoruz.

Şem’î,MustafaÇavuş,BekirBey,

MuhacirHâfızAhmed,Süleyman(rahmetullâhialeyhimecmaîn)

SaidNursî

SadakattemeşhurolanBarlalıSüleyman’ınvazife-isadakatinitamamıylayapanIspartaSüleyman’ıRüşdü’nünbirfıkrasıdır.

Page 15: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

AzizÜstadım,

KardeşleriminYirmiYedinciMektub’agiren fıkralarını, kendi fikrimevehissiyatımamuvâfık bulduğumdan, onlar bu nokta-yı nazardan kendi fıkralarımdır diye başka fıkrayazmayalüzumgörmedim.FakatbuâhirlerdeRisale-iNur’unkerametinetemasedenbazıhâdiselerbenimledemünasebettarolarakvücûdageldiğinden,ondanbirihtarhükmündeidiki,onlarmünasebetiyle,benimdebirhususîfıkramkardeşleriminhususîfıkralarıiçinegirsindiye,ohâdiselerdenbazılatiftevafukatıvebazırüya-yısadıkayıvebirkaçhâdiseyiyazıyorum.

Bu rüyalar, birbirine yakın ve birkaç gün zarfında görülmüş ve Hazreti Peygamber(aleyhissalâtüvesselâm) içindebulunduğucihetle, rüya-yısâdıkadır.Çünkühadisçesabittirki,Peygamber (aleyhissalâtü vesselâm) görülen rüyada, şeytan o rüyaya karışamıyor. Bu rüya-yısadıkadan her biri, gerçi rüyadır, delil ve hüccet olamaz; fakat her birinin aynımeâldeittifakları birmüjde veriyor veRisale-iNur’unmakbuliyetine veHazreti Peygamber’in(aleyhissalâtüvesselâm)daire-irızasındabulunduğunabizlerekanaatveriyor.Ezcümle:

Birincisi: Risale-i Nur şâkirtlerinden Rıza görüyor: Hazreti Peygamber (aleyhissalâtüvesselâm), câmideHazretiEbûbekri’s-Sıddık’a (radiyallâhu anh) emrediyor: “Çık, hutbe oku.”Ebûbekri’s-Sıddıkkoşarakminberinenyukarıbasamağınakadarçıkar,hutbeokur.Hutbeiçindecemaatederki:“BusöylediğimhakikatlerinizahatıYirmiDokuzuncuSözdedir.”

İkincisi:Risale-iNur’unşâkirtlerindenOsmanNuridiyorki:Rüyamda,Şemâil-iŞerifemuvâfık, gayet nuranî bir suretteHazreti Peygamber’i (aleyhissalâtü vesselâm) oturduğu yeredayanmış bir vaziyette gördüm. Bu anda bir sadâ geldi ki, Hazreti Peygamber’in(aleyhissalâtüvesselâm)biryaverigeliyor.Kapılarbirdenbirekendikendineaçıldı.Risale-iNurnaşirlerinin Üstadı olan zât içeriye girdi. Hazreti Peygamber (aleyhissalâtü vesselâm),Üstadımıza şefkatkârâne bir iltifat göstererek, dayandığı vaziyetten doğruldu. Ben deağlayarakuyandım.

Üçüncüsü:Risale-iNurşâkirtlerineköşkünütahsisedenŞükrüEfendi’dir.Rüyadaonadiyorlar ki: “Senin o köşküne Hazreti Peygamber (aleyhissalâtü vesselâm) gelmiş.” O dakoşarak gidip, Hazreti Peygamber’i (aleyhissalâtü vesselâm) çok nuranî ve sürûrlu bir haldebulupziyaretetmiş.

Dördüncüsü:Risale-iNurşâkirtlerindenNazmi’dir.Rüyasındaonadiyorlarki:“Risale-iNurşâkirtleriimansızölmezler;kabreimanlagirerler.”

Bu rüyalarHazretiPeygamber (aleyhissalâtü vesselâm) ilemünasebettar olmak cihetiyle, orüyalar zamanında “Mu’cizât-ıAhmediyeRisalesi”münasebetiyle latif ve küçük bir-ikitevafukunletâifinizikredeceğim.Şöyleki:

Risale-iNureczalarındanbirkaçvecihlekerametigörülenmu’cizât-ıAhmediye’yedairOn DokuzuncuMektub’un tashihi zamanında, yedi mu’cizât-ı Ahmediye’ye (aleyhissalâtü

Page 16: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

vesselâm) mazhar yedi çocuğun bahsine geldiği vakitte, Meliha isminde yedi yaşındakikızım, umulmadık bir vakitte hânemden çıkıp Üstadımın oturduğu köşke geldi, o yediçocukbahsinimâsumaneçocukcasınadinlemeyebaşladı.Çayiçmesiniçoksevdiğihalde,kendineverildi;çocuklarınbahsibitinceyekadariçmedi.

Osaattenondakikaevvel,hemOnDokuzuncuMektup,hemMiraçRisalesiayrıayrıtashih ediliyordu.OnDokuzuncuMektub’unyüz elli sayfası içindebirtek sayfadakurudireğin ağlamasından bahis var. Miraç Risalesinde altı yüz satırdan birtek satır ondanbahseder.Muhteliftarzlarda,muhtelifvakitte,muhtelifadamlar,muhtelifkitaplardabirdenbirteksözüsiylediklerinibenişittim.Odakurudireğinağlamasıidi.Herbiriikikişidenibaret iki kısım tashihçiler, aynı kelime üstündedirler, o kelimeyi söylüyorlardı. Benhayretlededim,“İkitarafdabirkelimeyisöylüyorsunuz.”Sonrabaktık,Mirac’ıntashihiaynıkelimeyegeldiğigibi,OnDokuzuncuMektub’untashihideaynıkelimeüzerindedir.Biz hazır olanlar şüphemiz kalmadı ki, yedi yaşında Meliha’nın yedi çocuk bahsinetevafukuvebuikikısımmusahhihlerinaynıkelimedeittifakları,omu’cizât-ıAhmediyebahsininbirkerametininbirşuâıdır.

Yine Peygamber (aleyhissalâtü vesselâm) mektubuyla münasebettar üçüncü bir tevafuk:Milas’tangelenveorayagönderilenkitaplarınlistesinibirsebebebinâensaklamaklâzımgelmişti.Üstadım, bu listeyi saklamak için bana verdiğini biliyormuş.Bir güno listeyelüzumolacağınıdüşünerekbendenisteyecekti.Fakatistememişti.Ogecekalkarolisteyiseccadesinin yanında görür, hayret eder. Bu, saklandığı yerden çıkıp, nasıl buradabulunsun?Sabahleyinbendensoruyor,“Bengetirmedim,haberimyok”dedim.Zatengeceyanınaçıkmamıştım.Bundabirmanavar.Bizdüşündük,aynıgünMilas’tanlisteyegörekitapistemeyebirhakkazanmakiçin,HazretiPeygamber’in(aleyhissalâtüvesselâm)MısıraziziMukavkıs’e yazdığı mektup, eski Mısırlılara ait kitaplar içinde bulunarak İstanbul’agönderilmiş.Bumektubunfotoğraflaalınanaynınınbirsureti,ogeceningündüzündebizegeldi, o geceki liste hâdisesine tevafuk etti. Bunda şüphemiz kalmadı ki, saklı olan olisteninkendikendineoradabulunması,bumektub-unebeviyeningelmesinebir istikbalvebirişaretidi.

İşte o günlerde Hazreti Peygamber (aleyhissalâtü vesselâm) rüyada Risale-i Nur’lamünasebettar görülmesi ve mektup da aynı vakitte gelmesi, o günlerde telif edilenhastalaraaityirmibeşdevâ-yımâneviyeyibeyaneden“YirmiBeşinciLem’a”veiktisadaait“OnDokuzuncuLem’a”veonlarınakabindeihtiyarlaraaityirmialtıricayıbeyaneden“Yirmi Altıncı Lem’a”nın telif zamanlarına tevafuk etmesi şüphe bırakmıyor ki, bu üçrisale,HazretiPeygamber’in(aleyhissalâtüvesselâm)makbuliyetinemazharolmuş.

YineRisale-iNur’lamünasebetitahakkukedenhâdiselerdenbirisideşudurki:Risale-iNur’un Isparta’ya medar-ı bereket olduğunu çok emarelerle gördük ve görüyoruz.Ezcümle:

Page 17: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Şükrü Efendi hem kendi köşkünü, hem merhum kardeşi Nuri Efendi’nin köşkünüRisale-iNur’undersvetelifineverdiğibirzamanda,onunşehirdekievinemuttasılbüyükbir haliçe binası ateş aldı. Bütün o büyük bina yandığı halde, Şükrü Efendi’nin evinesirayetetmedi.Hattayananhaliçebinasınınmüştemilâtındanolup,haliçebinasıileŞükrüEfendi’nin hânesine bitişik olan ahşapodunlukdahi yanmadı.Buvaziyeti görenherkeshayretiçindekaldı.FakatRisale-iNurilealâkalarıolanlarınşüphelerikalmadıki,ŞükrüEfendi Risale-i Nur’un telifine bu iki köşkü verdiği için, onun bereketiyle, harika birsurette,hemkendihânesi,hemmerhumkardeşininhânesiomüthişyangındankurtuldu.

HemRisale-iNuryazınnasılkibüyükbiryağmurverahmetesebepolduğudelillerlebeyanedilipGavs-ıGeylânî’nin (kuddise sirruh) kerametinedair risaledekaydedilenhâdiseRisale-i Nur’un bir kerameti olduğu gibi, bu seneki kışta Risale-i Nur’un merkez-ifaaliyeti,Barla’danIsparta’nınbağlarınanakledilmişti.Bağlardasoğukvefırtınaşehirdençok şiddetlioluyordu.Bu şiddetlikıştaRisale-iNur’undersi tatilolmamakvenaşiridedayanabilmek için, bir eser-i rahmet olarak bu senenin kışı gayet mutedil geçti. Evet,herkesbiliyorki,şimdiyekadarböylemutedilvebazıgünleriyazabenzertarzdabirkış,buyakınzamanlardagörülmemişti.İştebugün,yeniMartoniki,eskiŞubatyirmiyedidir.Sitte-iSevrdenilenfırtınalıaltımeşhurgününüçüncügünüolanbugün,nevruzgünügibiaçıktır,güzeldir.NasılkiRisale-iNur’unbereketiyüzündenrahmet-iilâhiyeyazortasındabir bahar getirdiğini kanaat verecek emareler ile görmüştük; öyle de, bu kış ortasındaRisale-iNur’unbereketiyüzündenbirgüzmevsimiolmasınabirvesileolduğunakanaatettik.

Hem Risale-i Nur eczasından İktisat Risalesi’nin telifine çok yakın bir zamanda,Üstadımınmaişetindeki iktisadı ifrat derecesine girmişti. Ben ve Hüsrev ve daha diğerarkadaşlarımız bütün biliyoruz ki, Üstadımızın hasta olmadığı halde bütünRamazan’dayediği gıdayı hesap ettik; birtek fırıncala ekmeği, yarım okka kese yoğurdu, yüz ellidirhem pirinç idi. Biz tahmin ettik ki, yirmi dört saatte üç hurma tanesi kadar gıda ilekülfetsiz idare etti. Fazlaya iştahı olmadığı için yemiyordu.Buhal,Ramazan’dan sonraonayazdırılacakolanİktisatRisalesininbereketinevemübârekiyetinevekerametinebirişaretidi.

VebirdeRisale-iNur’untakviye-idinhakkındahizmetineişaretedenbirdiğerhâdiseşudurki: Isparta’nınmühimbirâleminin, takribenotuz-kırkseneevvelyazdığı istikbaledairkasidesininfıkraları,Risale-iNur’atamtevafukediyorveRisale-iNur’ugösteriyor.Şöyleki:

Allah rahmet etsin ve kabri pürnur olsun, Topal ŞükrüEfendi namında ehl-i kalb veIsparta’nınbirmedar-ı fahriolanzâtınkerametkârâneburacameşhurbir şiirinigördüm,getiriparkadaşlarımagösterdim.Dedim:Buzâtbudalâletlizamanımızdanbahsettiğigibi,birfıkrasıdaHarb-iUmumî’denbahsediyorgibigörünüyor.Çünkübuşiirindediyor:

Page 18: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

“Aferinçarhaki,çattırdıkuduzukuduza.”

Yani,bütündünyakâfirlerinibirbirinemusallatettirdi,veikisatırsonrayinediyor:

“Sûk-uasriçrebütündâdüsitend,küfrudalâl;

Müşterikalmadı,dinindiucuzdanucuza.”

Yani, o asrın çarşısında alışveriş dinsizlik elinde olacak, dinsizlik hükmedecek, dingayetucuzadüşecekveİslâmınşeâirigizlenecek.Sonradiyor:

“Şüküryabilmezemesrar-ıgaybdanamma,

Yaileri,yageri,takribederimüçotuza.”

Kendi tefsir ediyor.Yani,otuzüçe şiddetlikafiyesinemürâat için,otuzüçyerine“üçotuz” demiştir. Hem Harb-i Umumîye işaret ettiği fıkrasıyla, “dinsizlik düsturları,kanunları,oasırçarşısındahükmettiği…”fıkrasınınortasındaşöylediyor:

Erişeyavn-ışeriat17(Hâşiye-1)erişeymuhyiddin!

Elem-irîş18(Hâşiye-2)cefasındaneriştioöze.

Şimdi benim kanaatim geliyor ki, bu zât, otuz üç senesinden sonra Risale-i Nur’uIsparta’nın imdadına çağırıyor. “Ey avn-i Şeriat! Ey muhyi’d-din yetiş!” diyor. Yanivefatından takribenotuzüç sene sonra şeriatavedinin şeâirine, Isparta’yayetişecekbirnuru çağırıyor. Cenâb-ı Hak duasını kabul etmiş ki, vefatından otuz-kırk sene sonraRisale-iNurovazifeyigörmüş.

Talebenizvehizmetkârınız

SüleymanRüşdü

SaidNursî

Risale-iNur’unmüsaderehâdisesimünasebetiyleIspartaSüleyman’ıRüşdü’nün,evvelkifıkrasınazeyilolarakyazdığıbirfıkrasıdır.

Risale-i Nur şâkirtlerinin merkezi olan Şükrü Efendi’nin köşkünün komşusu seksenyaşında muhterem Alîl Osman Çavuş namında bir zât, Risale-i Nur naşirlerine hücumzamanındanbirgünsonrarüyasındagörüyorki:Güneşilekamer,beraberolarakköşküniçinegiripparlıyorlar.

DiğerbirrüyadaKeçeciMustafaEfendi’ninhafîdiBekiryinehâdise-ielîmedenbir-ikigünsonragörüyorki,güneşkıbletarafındançıkıyor.ŞuââtıiçindegüneşyüzündeRisale-iNurnaşirininsuretitemessüledip,aynengüneşinkursundagörünüyor.

Hem mütedeyyin bir kadın, yine hâdiseden sonra görüyor ki, semâvâttan mübârekkâğıtlaryağıyor.Soruyorlar:“Bunedir?”Rüyadademişler:“Risale-iNur’unsayfalarıdır.”

Page 19: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Yani,tabirceRisale-iNur,Kur’ân’ıntefsiriolduğucihetle,vahy-isemâvîolanKur’ân’ınsemâvîveilhamîbirtefsiridir.Hemyağmurgibi,insanlarakesretlibirrahmettir.

Hâdiseninvukuundanevvel,Risale-iNurşâkirtlerininherbiribircesedinâzâlarıgibi,bir cihette o cesede gelen müessir bir arızayı bütün âzânın hissetmesi nev’inden, buhâdiseyiRisale-iNur’undört şakirdi, vukuundanbir-iki gün evvel şöylegördüler:Üçü,yaniMehmedZühdü,HalilRuhi,MehmedNiyazi,Risale-iNurnaşirlerininüstadınıvefatetmişgörüyorlarki,vefatisetabirceRisale-iNur’untatilinihaberveriyor.

Dördüncüsü:FâzılBeygörüyorki:–Hâdisedenbirgünevvel–Raftakitaplarıkarıştırır,bazı kitapları düşürür. Üstad bana hiddet ediyor, ben de diyorum: “Re’fet düşürdü.”Birdenhâneyepolislerdoluyorlar,herşeyialıyorlar.

Hem bundan yedi buçuk ay evvel Risale-i Nur naşirlerine gelen elîm polishâneyeçağırmameselesindeRisale-iNur’unşâkirtlerinindörttanesi(aynıhâdiseyibir-ikisi,yaniRüşdü ileLütfü aynengörüyorlar, ikisi de az bir tabirle) aynı hâdiseyi görmeleri ve budefaki hâdiseyi, yine dört tane şâkirtler aynen görmesi gösteriyor ki, Risale-i Nurşâkirtleri,bircesedinâzalarıgibidirlerki,Risale-iNur’agelenhâdiseyi,bircesedinâzâlarıgibihissediyorlar.

HemRisale-iNurşâkirtlerindenBekir’eomusibetgünündenbirgünevvelbiridemiş:“Üstadın seni çağırıyor.”Bir hiss-i kablelvuku ile ikinci günÜstadının başına gelen verahmet-iilâhiyeilehafifgeçenmüthişmusibeti,düşmanlarınplânlarıderecesindebüyük,ağırhissetmiştarzında,ağlayarakgayetkorkaklıkvehelecanilekoşupgeldi.Ohelecanveağlamasına hiç sebeb-i zâhirî yokken, yine heyecanını, ağlamasını teskin edemiyordu.DemekRisale-iNur’agelenmusibet,şâkirtlerinikerametkârâneikazediyordu.

HemmusibetinaynıgünündeÜstadımızgezmektendönerken–HüsrevveMehmed’inihbarıyla–birdenbiresebepsiz,ehl-idünyayakarşışiddetebaşlamış.YirmibeşseneevvelDivan-ıHarb-iÖrfî’dekendiidamkararınıbeklerken,sebepsiz,kalbsiz,rütbeliikiadam,mahpusolduğukoğuşatahkiriçingeldiklerizamangayetacîbbirsurettesöylediğiohalemahsus meşhur bir şetmi üç defa zâlim ve garazkâr ehl-i dünyaya karşı sarf ediyor,“Benden ne istiyorsunuz?” diye bağırarak tekrar ediyor, sonra susuyor. Aynı dakikadazabıta köşkü basmak için yedi-sekiz polis köşkün etrafına girdikleri zamana tevafukediyor.

Medar-ı ibret bir hâdise: Risale-i Nur naşirlerinin tazyiki yüzünden âmirlerininyanında yüz bulmak niyetiyle Risale-i Nur naşirlerine ilişenlerin aksi maksadıyla tokatyediklerininyüzhâdisedenbirhâdisesişudurki:

Sebepsiz, sırf bazı garazkârların keyfi için Risale-i Nur naşirlerine bir kulp takıpmahkemelerdesüründürmekvebelkimahvetmekiçinsuretenkendinidostgösteripgayethâinânebirriyâkârlıkladairemizesokulup,birtakımyalanlarlaâmirleriniiğfaledipRisale-i Nur naşirlerine müthiş darbe gelmesine vesile olan bir adam, teveccüh ve makam

Page 20: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

kazanmak değil, bilâkis öyle bir tokat yedi ki, dünyada kaldıkça, vicdanı varsa vicdanazabıçektirecek.Hemokolayvazifesindenmüşkülbirvazifeye tahvilettilervehemdeona yalancı nazarıyla baktılar. Ve hem nefret-i âmmeyi kazandı. Ve hem taharrîhâdisesindenikigünsonrabirihtiyaradamıhânesindençıkarıpyoldagetirirkenoihtiyarzâtfüc’etenvefatediphemmes’uliyet-imaddiyeyevemâneviyeyemâruzkalmıştır.

Evet, Risale-i Nur’a hücum edenler, vaktiyle kefenini boynuna takınmalı ve rezaletebürünmelivemânevîcehennemedünyadagirmeyigözealmalı.

Hemomusibethâdisesindenikigünevvel,Risale-iNurşâkirtlerindenolmayanvehiçbizimle zihnenmeşgul olmayan biri rüyada görüyor ki: Isparta’nın altındaki ovada çokormanlar bulunuyor. Kuvvetli bir sel geliyor, bu ormanın çok ağaçlarını deviriyor.Birdenbirebirzelzele-iarzoluyor,Risale-iNurnâşiri,elbisesiyleheybetlibirsuretteyeryarılıp çıkıyor.19(Hâşiye) O da korkusundan uyanıyor. İki gün sonra Risale-i Nur’u ta’til vemânen toprağa defnetmek niyetiyle küre-i arzı titretecek derecede bir hata ile Risale-iNur’uneczalarınıevrak-ımuzırranev’indentaharrîedip,toplayıpmerkez-ihükûmete,taDâhiliyeVekâleti’ne gönderir.Hiçbir daire kanuncamucib-imuaheze vemes’uliyet birşey Risale-i Nur’da bulamadığından, o mânevî zelzele içinde öldürdük, defnettikzannettikleriRisale-iNur,dirilip,yeryarılıpmeydanaçıktığıgibiyineorüyaişaretediyorki,birzelzele-iazîmevebirsel içindeRisale-iNurbuvatanvemilletebirhalâskâr,birmüncîsuretindemusibetzedelerinimdadınayetişecek.

Risale-iNurşâkirtlerinden

(Yıldırım)SüleymanRüşdü

SaidNursî

2 (Hâşiye)Şayetbiribiliyor,taallümetmeyemuhtaçdeğilse,ibadetemuhtaçveyamarifetemüştâkveyahuzurister.Onuniçinherkeselüzumlubirderstir.

3KendindenbaşkaherşeyinfâniolduğugerçekBâkî,Allah’tır.

4HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

5“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

6Allah’ınselâmı,rahmetivebereketi;sonsuzakadarsürekliüzerinizeolsun.

7KendindenbaşkaherşeyinfâniolduğugerçekBâkî,Allah’tır.

8HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

9“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

10Ümmet-iMuhammed’ingünahagözüaçılmayançocuklarınındualarınınmakbulolacağınadairbkz.:ed-Deylemî,el-Müsned2/213.

11Cenâb-ı Hakk’ın, dergâhına el açan yaşlı kimseleri eli boş çevirmekten haya ettiğine dair bkz.: et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat5/270;et-Taberânî,Müsnedü’ş-şâmiyyîn2/268.

12(Hâşiye)KitabınBirinciveYedinciKısımlarınıokuduktansonra.

Page 21: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

13HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

14“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

15EbûDâvûd,melâhim1;et-Taberânî,el-Mu’cemü’l-evsat6/324;el-Hâkim,el-Müstedrek4/567,568;Hatîbel-Bağdâdî,TârîhuBağdâd2/62.

16 (Hâşiye)MademHazretiMevlânâHalid,milyonlar etbâlarının ittifaklarıylamüceddiddir ve baştaki hadis-i şerifin birmâsadakıdır.Vemademtamyüzsenesonra,dörtmühimcihet-itevâfuklaberaberRisale-iNuraynıvazifeyigörüyor.Demek,nass-ıhadisileRisale-iNureczalarıtecdidvetakviye-idinvazifesinigörüyorlar.

17 (Hâşiye-1)“Şeriat”cifirledokuzyüzsekseneder.Risaletü’n-Nurdahi“en-nûr”dakilâmaslılâmolsa,cifirledokuzyüzyetmişsekizedipikifarklatevafukeder.

18(Hâşiye-2)Riş:Cerîha,yarademektir.

19 (Hâşiye)Demek bu geçen seneki zelzele, yani İzmir zelzelesi,Risale-iNur’un dirilmesine vemeydana çıkmasına biremaredir veo rüyayı tâbir ediyor.Evet, o zelzeleden evvelRisale-iNurdefnolunmuşgibi gayet gizli perde altındaintişarediyordu.Zelzelebaşladıktansonraeskielbise-ifâhiresiylemeydan-ızuhuraçıktı.

Page 22: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

YirmiYedinciMektub’unLâhikasındanAlınmışMühimParçalar

Birinci Mesele: Birinci Şuâ’da bir-iki âyetin işâretinde20, Risaletü’n-Nur’un sâdıktalebeleri imanla kabre gideceklerine ve ehl-i cennet olacaklarını kudsî bir müjde vekuvvetli bir beşaret bulunduğu gösterilmiştir. Fakat bu pek büyük meseleye ve çokkıymettar işârâta tam kuvvet verecek bir delil ister diye beklerdim, çoktan berimuntazırdım.Lillâhilhamd,ikiemârebirdenkalbimegeldi:

Birinci emare: İman-ı tahkikî, ilmelyakînden hakkalyakîne yakınlaştıkça dahaselbedilmeyeceğineehl-ikeşifvetahkikhükmetmişlervedemişlerki:“Sekeratvaktindeşeytan vesvesesiyle ancak akla şüpheler verip tereddüde düşürebilir.” Bu nevi iman-ıtahkikîiseyalnızakıldadurmuyor.Belkihemkalbe,hemruha,hemsırra,hemöyleletâifesirayetediyor,kökleşiyorkişeytanınelioyerlereyetişemiyor.Öylelerin imanızevaldenmahfuzkalıyor.

Buiman-ıtahkikîninvusulünevesileolanbiryolu,velâyet-ikâmileilekeşifveşuhûdilehakikateyetişmektir.Buyolehass-ıhavassamahsustur,iman-ışuhûdîdir.

İkinci yol, iman-ı bilgayb cihetinde, sırr-ı vahyin feyziyle, burhanî ve Kur’ânî birtarzda,akılvekalbinimtizacıyla,hakkalyakînderecesindebirkuvvetlezaruretvebedâhetderecesinegelenbirilmelyakînlehakâik-iimaniyeyitasdiketmektir.

Bu ikinci yol, Risaletü’n-Nur’un esası, mayası, temeli, ruhu, hakikati olduğunu hastalebeleri görüyorlar. Başkalar dahi insafla baksalar, Risaletü’n-Nur hakâik-i imaniyeyemuhalif olan yolları gayr-i mümkin ve muhâl ve mümteni derecesinde gösterdiğinigörecekler.

İkinciemare:Risaletü’n-Nur’un sâdık şakirtleri, hüsn-ü âkıbetlerineve iman-ı kâmilkazanmalarınaoderecekesretlivemakbulvesamimîdualaroluyorkioduaların içindehiçbirikabulolmamasınaakılimkânveremiyor.

Ezcümle:Risaletü’n-Nur’unbirhâdimivebirtekşakirdi,yirmidörtsaatte,Risaletü’n-Nur talebelerininhüsn-üâkıbetlerineve saadet-i ebediyeyemazharolmalarınayüzdefaRisaletü’n-Nur talebelerine ettiği duaları içinde hiç olmazsa yirmi otuz defa selâmet-iimanlarına ve hususî hüsn-ü âkıbetlerine ve imanla kabre girmelerine, aynı duayı, enziyadekabulemedarolanşerâitiçindeediyor.

HemRisaletü’n-Nur’untalebeleribuzamandahercihettenziyadehücumamâruzolaniman hususunda, birbirine selâmet-i iman hakkındaki samimî, mâsum lisanlarıyladualarının yekûnu öyle bir kuvvettedir ki rahmet ve hikmet onun reddine müsaadeetmezler.Faraza,mecmuuitibarıylareddedilse,tekbirtaneonlarıniçindekabulolunsa,

Page 23: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

yine her biri selâmet-i imanla kabre gireceğine kâfi geliyor.Çünkü her bir dua umumabakar.

SaidNursî

Risaletü’n-Nur’unkerametininbuhavalidezuhuredençoktereşşuhatındanbir-ikihâdisebeyanediyorum.

Birincisi: HatipMehmed (rahmetullâhi aleyh) namında ciddî bir ihtiyar talebe, İhtiyarlarRisalesi’ni yazıyordu. Tâ On Birinci Rica’nın âhirlerinde ve merhum Abdurrahman’ınvefatının tam mukabilinde kalemi, 21 yazıp ve lisanı dahi 22 diyerek hüsn-ühâtimenin hâtemiyle sayfa-yı hayatını mühürleyip, Risaletü’n-Nur talebelerinin imanlakabre gireceklerine dair olan işarî beşaret-i Kur’âniye’yi vefatıyla imza etmiş.Rahmetullahialeyhirahmetenvâsiaten,âmîn…

İkincisi:SizintelifinizolanFihriste’nintashihinde,birmüstensihinnoksanbıraktığıbirsayfayı, Tahsin’e dedim: “Yaz!” O da yazmaya başladı. Simsiyah bir mürekkepten vetemiz kalem ile birden yazdığınız ikinci cilt fihristenin makbuliyetine hüccet olarak osiyahmürekkep güzel bir kırmızı suretini aldı. Tâ yarım sayfa kadar bu garip hâdiseyetaaccüpedipbakarken,omürekkepsimsiyahadöndü.Sayfanınötekiyarısı, aynıkalem,aynı hokka tam siyah yazıldı. Bir zaman Barla’da, bağlardaki köşkte, ŞamlıMesûd veSüleyman’ınmüşâhedesiyleaynıhâdiseyibaşkaşekildegördük.Şöyleki:

Ben, sevmediğim için siyah bir mürekkebi kısmen döktüm. Birden, mütebâkisi, çokbeğendiğimgüzelbirkırmızıya tahavvületti.Risaletü’n-Nur’unkâtiplerini şevklendirdi.Gözümüzesilsile-ikerametinbirucunuvebirtereşşuhunugösterdi.

SaidNursî

Bugünlerdemânevîbirmuhâveredebirsuâlvecevabıdinledim.Sizebirkısahülâsasınıbeyanedeyim.

Biridedi:Risale-iNur’un imanve tevhid içinbüyük tahşidatları veküllî techizatlarıgittikçeçoğalıyor.Veenmuannidbirdinsizisusturmakiçinyüzdebirisikâfiiken,nedenbuderecedehararetledahayenitahşidatyapıyor?

Onacevabendediler:

Risale-iNur,yalnızbircüz’î tahribatı, bir küçükhâneyi tamir etmiyor;belki küllî birtahribatıve İslâmiyet’i içinealandağlarbüyüklüğünde taşlarıbulunanbirmuhitkaleyitamir ediyor. Ve yalnız hususî bir kalbi ve has bir vicdanı ıslaha çalışmıyor; belki binsenedenberitedarikveterakümedilenmüfsitâletlerledehşetlirahnelenenkalb-iumumîve efkâr-ı âmmeyi ve umumun, bâhusus avâm-ı müminînin istinadgâhları olan İslâmîesaslar ve cereyanlar ve şeâirler kırılmasıyla, bozulmaya yüz tutan vicdan-ı umumîyi

Page 24: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Kur’ân’ın i’câzıyla o geniş yaralarını, Kur’ân’ın ve imanın ilâçlarıyla tedavi etmeyeçalışıyor.

Elbetteböyleküllîvedehşetlirahnelereveyaralarahakkalyakînderecesindevedağlarkuvvetindehüccetler,cihazlarvebintiryakhâsiyetindemücerrepilâçlar,hadsizedviyelerbulunmak gerektir ki, bu zamanda Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın i’câz-ı mânevîsindençıkanRisale-iNur,ovazifeyigörmekleberaber, imanınhadsizmertebelerinde terakkiyatveinkişafatamedardır,diyerekuzunbirmükâlemecereyanetti.Bendetamamenişittim,hadsizşükrettim.

Buhâdisemünasebetiyleyinebugünlerdehatırımagelenbirvâkıayıbeyanediyorum:

Ben, namaz tesbihatının âhirinde otuz üç defa kelime-i tevhidi zikrederken, birdenkalbime geldi ki: Hadis-i şerifte, “Bazen bir saat tefekkür, bir sene ibadet hükmünegeçer.”23 Risale-i Nur’da o saat var; çalış, o saati bul, ihtar edildi. Adetâ ihtiyârsız birsurette, Kur’ân’ın âyetü’l-kübrâsının iki tefsiri olan iki “Âyet-i Kübrâ” risalelerindenmülâhhas tefekkürî bir tekellüm, tam bir saat devam etti. Baktım, size gönderdiğim“Âyetü’l-Kübrâ” risalesinin Birinci Makamın hülâsasından müntehap güzel bir sırrınıhülâsayla, Yirmi Dokuzuncu Lem’a-yı Arabiye’den müstahreç nurlu, tatlı fıkralardanterekküpediyor.

Ben,kemâl-ilezzetle,hergüntefekkürleokumayabaşladım.Birkaçgünsonrahatırımageldi ki:Madem Risale-i Nur bu zamanın bir mürşididir, talebelerine bir vird-i ekberolabilirdiyekalemealdım.Vebütünrisalelerinhususîmenbaları,madenleriolanbindenziyadeâyât-ıKur’âniye’yi,kendiKur’ân’ımda,evvelceişaretlerkoyupbirHizb-iÂzam-ıKur’ânî yapmakniyet etmiştim. Şimdi buHizb-iÂzamve bu vird-i ekber,Risale-iNurmensuplarına bazı eyyam-ı mübârekede okunması için bir zaman size de göndermekhakkınızvar. İnşaallah,birzamansonrasizegönderilecek.Bazıkelimelerini tercümevebirkısımkayıtlarınıtefhimiçinvakitbulsam,gayetkısahâşiyegibibirşeyiyazacağım.

Umumkardeşlerimevehizmet-iKur’âniye’debütünarkadaşlarımahasretve iştiyaklabinlerselâm…

SaidNursî

EminveTahsinveHilmi’ninBirFıkrasıdır

(YirmiYedinciMektub’unfıkralarıiçinegirmeyemünasipgörüldü.)

Bugünlerdeziyadebirhassasiyetlerisalelerebakıldığından,inâyetinhimâyetidahi,birnevihassasiyetleikramınıgösterdi.Gayetcüz’îbirnumûnesişudurki:

Risale-i Nur şakirtlerine, maişet cihetinde bir ikram-ı ilâhi ve küçük, fakat şâyân-ıhayret ve gayet latîf bir tevafuk, bir vâkıa ve Risaletü’n-Nur hizmetinin şüphesiz bir

Page 25: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

kerametidir. Evet, Risale-i Nur’un bir silsile-i kerametinin bir menbaı olan tevafuk, buvâkıada,ocinstenaltı adet tevafukatın ittifakı ise, tesadüf ihtimaliniköküylekeserdiyehükmettik.Şöyleki:

BirkaçgündenberiÜstadımızınziyaretinegitmediğimizden,kardeşimEminileberaberÜstadımızın ziyaretinegittik. İkindi vakti berabernamaz kıldıktan sonrabize emrettiki:“Size yemek yedireceğim, burada tayınınız var.”Mükerreren: “Yemezseniz bana dokuzzararolur.”dedi.“ÇünküyiyeceğinizekarşıCenâb-ıHakgönderecek.”

Yemekyemektenaffımızıricaettiksedeemrettiki:“Rızkınızıyiyin;banagelir.”Emrinikırmamakiçin,lütufbuyurduğutereyağıvekabaktatlısınıekmekleyemeyebaşladık.Dahasofradaiken,ümitedilmeyenbirvakitte,birtarzdaveaynıvakittebiradamgeldi.Elindeyediğimizkadartazeekmek,aynıyediğimizmiktar(fındıkkadar)tereyağıvediğerelindebize verilenin tam misli kabak tatlısı olarak kapıyı açtı. Artık taaccüp edilerek, hiçbircihette tesadüfe mahal kalmayarak, Risale i Nur şakirtlerinin rızkındaki bir bereket-irabbânîyigözümüzlegördük.Üstadımızemretti:“İhsanonmisliolacak.Hâlbukibuikramtamtamınamislidir.Demek,tayıncihetigalebeetti.Tayınteminiise,mizanlaolur.”

Sonra aynı akşamda, sadaka ciheti dahi hükmünü gösterdi. Biz gördük ki ekmek onmislivetereyağıtatlısıodaonmislivekabaktatlısınıçoksevmediğiiçinkabak,patlıcanturşusuonmisli,me’mulünhilâfına,Risale-iNur’danİkinciŞuâ’ınbirhaftamütalâasınamukabilbirmânevîücretolarakgeldi,gözümüzlegördük.Demek,kabaktatlısınıntatlılığı,tereyağı-unhelvasınagirdi,kendisiturşudakaldı.

Risale-iNurşakirtlerinin,hüsn-ühizmetineacelebirmükâfatgördüklerigibi,hizmettekusur edenler dahi tokat yedikleri –Isparta’da olduğu gibi– burada dahi gözümüzlegördük.Pekçokvukuatındanyalnızbeş-altısınıbeyanediyoruz.

Birincisi: Ben, yani Tahsin, bir gün, yeni açtığımız bir dükkân meşgalesiyle banaemrolunan vazife-i nuriyeyi tembellik edip yapamadım. Aynı vakitte şefkatli bir tokatyedim.Dükkânda otururken birisi bana geldi, emanet olarak 100 lira tebdil olmak içinbana verdi.Bu paranın sahibine,Allah için bir hizmet yapmak üzere tebdil içinmaliyesandığınagittim.Buparalarısayarken,aralarındabirkalplirabulundu.Buyüzdenifadeyevesuâlvecevabavemuâhazeyemâruzkaldığımgibi,evimizidetaharrîetmekicapetti.Benimahkemeyeverdiler.Fakatbuterbiyeveşefkattokatıolmakcihetiyle,yeniRisale-iNurkerametinigösterdi,zararsızkurtulduk.

İkincisi:ÜstadımızaveRisale-iNur’adört-beşsenebazenhizmetedenveokutturanveciddentaraftarbulunanbirzât,birdenbirgünelindedineaitbirgazeteylegeldi.Risale-iNur’unmesleğinemuhalifbircereyanınsahiplerinetaraftarânebirtavırgösterdiğizaman,Üstadıncanıçoksıkıldı.Bir-ikigünsonraşiddetli,fakatşefkatlibirtokatyedi.Birdoktorona dedi ki: “Eğer ameliyat yaptırmazsan yüzde yüz ölüm var.” O da bilmecburiyeameliyatyaptırdı.Fakatşefkatcihetiimdadayetişti,çabukkurtuldu.

Page 26: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Üçüncüsü:Birmemur,Risale-iNur’ukemâl-iiştiyaklaokurdu.Üstadlagörüşmeyevetamdersalmayaçokçalışıyordu.Birdenbirkomisertarafındanonaevhamverildi.Odagörüşmeyi ve okumayı bırakıp başka bir şehre giderken, birden sebepsiz bir tarzda birayağıkırıldı,birayçekti.Yineşefkatyâroldukişimditekrarokumayaşevklebaşladı.

Dördüncüsü: Ehemmiyetli bir zât Risale-i Nur’u kemâl-i takdirle hem okur, hemyazardı.Birdensebatsızlıkgösterdi,şefkatsizbirtokatyedi.Gayetmeftunolduğurefikasıvefateyledi.İkioğludabaşkayeregitmesiyleacınacakbirhâlegirdi.

Beşincisi:DörtsenedirÜstadınçarşıişindehizmetedenbirzât,birdensadakatibırakıpmesleğinideğiştirdi.Birdenşefkatsizbirtokatyedi.Birsenedirdahaçekiyor.

Altıncısı: Bir hocaya ait bir hâdisedir. Belki helâl etmez. Biz de onu görmüyoruz.Tokatışimdikaldı.

Bu vukuat nev’inden hem çok var. HemRisale-i Nur’a karşı kusura binâen, katiyentokatolduğunaşüphemizkalmadı.

Risale-iNurşakirtleri’nden

Emin,Tahsin,Hilmi

Evet,tasdikediyorum

SaidNursî

Hem Risale-i Nur’un suhulet-i intişarının bir kerametini, bu mektubu yazdığımızzamandaveyemektekikerametdakikasındagözümüzlegördük.Şöyleki:

Ehemmiyetliyedi-sekizrisaleveİşârât-ıKur’âniyeŞuâınımühimbirmektuplaberaberbir torbada, ehemmiyetli bir kardeşimize, bir şehre göndermiştik. Şoför o paketidüşürmüştü. Böyle bir zamanda böyle eserleri, münafıklar ve casuslar haber almadan,emin bir elle beş gün sonra elimize geçmesi, kat’î kanaatimiz geldi ki, bir inâyet bizihimâyeediyor.

HemRisale-iNurhakkındainâyet-iRabbaniyeninlatifbirhimâyetideşudurki:

Karanlık bir vaziyette, korkutan bir zamanda, casusların ve taharrî memurlarınınevhamlarıvetecessüsleriÜstadımızınmenzilinisarmasıdakikasında,birfare,Üstadımızınçorabınıaldı.Nekadararadık,hiçbiryerdebulamadık.Ofareninyuvasınıgördük;kabildeğilkioçorapgirsin.İkigünsonragördükki,ohayvanoçorabıgetirmiş,öyleyereki,saklanmışvemuhteviyatlarıunutulmuşolanmahremmektuplarveevraklarıntamyanındabırakmış.Hâlbukiikidefaorayabakmıştık,görememiştik.Hemoçorabıoyeregetirmek,soba borusuna çıkıp yukarıdan olur. Gayet kurnaz ve zeki bir adam ancak o işi yapar.Hiçbir cihette tesadüf ihtimali kalmadığından, Üstadımız dedi: “Bu mektupları oradan

Page 27: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

kaldıracağız.”

Bizonlarabaktık,gerçisiyasetlealâkalarıyoktur.Fakatvehhamcasuslara,aleyhimizdehabbeyi kubbe yapmaya ehemmiyetli bir vesile olurdu. Biz hem onları, hem dahabahaneyemedar olabilen başka şeyleri kaldırdık.O heyecanımızdan casuslar haber alıpanladılarki,hazırlandık.Dahahücumetmeden,yalnızikincigünEmin,elindebirtorbaylamenzilegirdi.Tamarkasındakarakolkomiseri,gizli,hissettirmedengirdi.Emin’inelinde,kitapyerineyoğurttorbasınıgördü,tavrınıdeğiştirdi.

Elhâsıl: Risale-i Nur’un intişarına karşı gelen bütün düşman ve casuslara mukabilbirtekfareçıktı,plânlarınızîruzeberetti.

Evet Evet Evet Evet Evet Evet

Tevfik Ahmed Tahsin Hilmi Feyzi SaidNursî

SaidNursî

Azizkardeşlerim,

Sizinle pek çok alâkadar ve görüşmeye çokmüştâkım ve vaziyetinizi bu soğuk kıştamerakeder,hayalensizinlegörüşürkenbir-ikinoktahâtırageldi,beyanediyorum:

Birincisi: On Dokuzuncu Söz’ün âhirinde beyan edilen, Kur’ân’daki tekrarın ekserhikmetleri,Risale-iNur’dadahicereyanediyor.Bilhassaikincihikmetitamtamınavardır.Ohikmetşudurki:

HerkeshervakitKur’ân’amuhtaçtır.Fakatherkes,hervakitbütünKur’ân’ıokumayamuktedirolamaz.Fakatbirsûreyegalibenmuktedirolur.Onuniçinenmühimmakasıd-ıKur’âniye ekser uzun sûrelerde dercedilerek, herbir sûre bir küçük Kur’ân hükmünegeçmiş. Demek, hiç kimseyi mahrum etmemek için haşir ve tevhid ve kıssa-yı Mûsâ(aleyhisselâm)gibibazımaksatlartekraredilmiş.

Aynenbuehemmiyetlihikmetiçindirki,bazıdefahaberimolmadan,ihtiyârımverızamolmadığı hâlde, bazı ince hakâik-i imaniye ve kuvvetli hüccetleri müteaddit risalelerdetekrar edilmiş. Ben çok hayret ederdim. Neden bunlar bana unutturulmuş, tekraryazdırılmış? Sonra kat’î bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nur’amuhtaçtır.Fakatumumunueldeedemez.Eldeetsedetamamokuyamaz.FakatküçükbirRisale-iNurhükmünegeçmişbirrisale-icâmiayıeldeedebilir.Veekservakitlerdemuhtaçolduğumeseleleriondanokuyabilirvegıdagibiherzamanihtiyaçtekerrürettiğigibi,odamütalâasınıtekrareder.

İkinciNokta: Âyetü’l-Kübrâ’dan çıkan “Virdü’l-Ekber” namındaki Arabî risaleciğinâhirinde, Risale-i Münâcâtın başındaki âyetin tefsiri diye Arabî kısımları ilâve edilse,

Page 28: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

beraberokunsaiyidir.Bizdenüshamızayazdık.

Üçüncüsü:Azizkardeşlerim,çokdefakalbimegeliyordu.“NedenİmamAli (radiyallâhuanh)Risale-iNur’avebilhassaÂyetü’l-Kübrâ risalesineziyadeehemmiyetvermiş?”diyesırrınıbeklerdim.Lillâhilhamd,osırihtaredildi.İnkişafedenosırraşimdilikyalnızkısabirişaretediyorum.Şöyleki:

Risale-i Nur’un mümtaz bir hâsiyeti, imanın en son ve en küllî istinad noktasınıkuvvetli ve kat’î beyan edildiğinden, bu hâsiyet Âyetü’l-Kübrâ risalesinde fevkalâdeparlakgörünüyor.Vebuacîbasırda,mübâreze-iküfürve imanen sonnokta-yı istinadasirayetederekonadayandırıyor.Meselâ,nasılkigayetbüyükbirmeydanmuharebesindeveikitarafınbütünkuvvetleritoplandığıbirsıradaikitaburçarpışıyorlar.Düşmantarafı,en büyük ordusunun cihâzât-ı muharribesini kendi taburuna imdat ve kuvve-imâneviyesini fevkalâde takviye için her vasıtayı istimâl ederek ehl-i iman taburununkuvve-imâneviyesinibozmakveefradının tesanüdünükırmak içinhervesileyikullanır.Ehemmiyetli bir istinadgâhını kendine temayül ettirerek ihtiyat kuvvetini dağıtır.Müslümantaburununherbirneferinekarşı,cemiyetvekomitecilikruhuylamütesanidbircemaatgönderir.Bütünbütünkuvve-imâneviyesinimahvetmeyeçalıştığıbirhengâmda,Hızırgibibiriçıkar,der:

“Meyus olma! Senin öyle sarsılmaz bir nokta-yı istinadın ve öyle mağlûp olmazmuhteşem orduların ve tükenmez ihtiyat kuvvetlerin var ki; dünya toplansa karşısınaçıkamaz,kâinatıdağıtamayanonudağıtamaz.Şimdilikmağlûbiyetinsebebi,bircemaatevebirşahs-ımâneviyeyekarşıbirneferigöndermenizdir.Çalışki,herbirneferin,istinadnoktaları olan dairelerdenmânen istifade ettiği kuvvetli kuvve-imâneviyeyle bir şahs-ımânevivebircemiyethükmünegeçsin.”dedivetamkanaatverdi.

Aynen öyle de, ehl-i imana hücum eden ehl-i dalâlet, bu asır cemaat zamanı olduğucihetle, cemiyet ve komitecilik mayasıyla bir şahs-ı mânevî ve bir ruh-u habîs olmuş,müslümanâlemindekivicdan-ıumumîvekalb-iküllîyibozuyor.Veavâmın taklidîolanitikadlarını himâye eden İslâmî perde-i ulviyeyi yırtıyor ve hayat-ı imaniyeyi yaşatan,an’aneyle gelen hissiyat-ı mütevâriseyi yandırıyor. Her bir müslüman tek başıyla budehşetliyangındankurtulmayameyusâneçabalarken,Risale-iNur(Risaletü’n-Nur)Hızırgibi imdadayetişti.Kâinatı ihataedensonordusunu24(Hâşiye)gösteripveondanmukavemet-sûzmaddî, mânevî imdat getirmek hizmetinde harika bir emirber nefer olarakÂyetü’l-KübrârisalesiniİmamAli(radiyallâhuanh)keşfengörmüş,ehemmiyetlegöstermiş.

Temsildekisâirnoktalarıtatbikediniz,tâosırrınbirhülâsasıgörünsün.

SaidNursî

EminveFeyzi’ninbirfıkrasıdır.

Page 29: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

(Risaletü’n-Nur’aaitdört-beşkeramettenbahseder.)

Hizmet-iKur’âniye’de bizi sebkat eden sadık, hâlis,metin, vefakâr kardeşlerimizdenmübârek Hüsrev ve Rüşdü gibi zâtlar, Risale-i Nur hâdimlerine, vazifelerininmakbuliyetine bir emare olarak ihsan olunan bereket hakkında müteaddit fıkralaryazmışlar.Bizde,bukardeşlerimizin fıkralarıgibibuyakınzamanlardaberaber tezahüreden, gördüğümüz bazı hâdisâtı kaydedeceğiz. Numûne için yalnız bir kısmını beyanederiz.

Birincisi:BuyakındaÜstadımızlaberaberkıraçıkmıştık.Çayyapılmasını,hemikişerçay,hemüçerşekerle içilmesiniemirbuyurdular.Hepimiz,üçerşekerle ikişerçay içtik.YalnızEmin kardeşimiz bir şeker kendisine noksan olarak içmiş.Akşamüzeri,Risale-iNur’un menba-ı intişarı olan Üstadımızın odasına geldik. Emin, şeker kutusuna sarfolunan şekerleri koymak istemiş, fakat kutu sekiz şekerden fazla almamış. Emin,“Fesübhânallah”der.“Onyedişekeryerinekutusekizşekerledolsun.”diyetaaccüpettik.İştebuvâkıa,bizeşuhudderecesindekanaatverdiki,busır,Risale-iNur’a,hâdimlerinebirinâyet-iilâhiyevebiriltifat-ırabbâniyedir.

İkincisi: Yine aynı günde ben, yani Mehmed Feyzi, evvelce yazıp Üstadıma teslimettiğim Hücümat-ı Sitte risalesini bana vermek için sakladığı yerden ararken,fevkalme’mulbirsurette,bulunmaz.Birdenoanda,âdetlerininhilâfınaolarak,hiçvukubulmamış bir tarzda, bir hâdise zuhuruyla gözlüklerini bırakarak merdiven tarafınamüteveccih olurlar. Aynı vakitte Risale-i Nur’un intişarına ve hizmetine zarar vermekniyetiylecasusbiradamınmerdivenedoğru,zahirenziyaretmaksadıylayürüdüğügörülür.Üstadıntelâşlıolduğunuhisseder.Üstad,onunnazarınıötekihâdise-ibedeniyeyeçevirir,onader:“Görüyorsunkibenmâzurum,ziyaretibaşkagünebırak.”Odadöner,gider.HemMehmedFeyzi,hemHücümat-ıSitte,hembaşkaişlerimizotecessüstenkurtuldu.

Evet, Hücümat-ı Sitte saklandığı muayyen yerinde fevkalâde bir surette kaybolması,ehemmiyetlibirhâdiseninönünüaldı.Üstadaârızolanbuhilâf-ıâdethâletveorisaleninmuayyenyerindebulunmamasıkatiyen tesadüfehamledilmez.Birhafta sonrao risaleyihilâf-ı me’mul bir yerde bulduk. Üstadımın emriyle Emin kardeşime ehemmiyetli birsuretteokudum.Üstadbize izahatveriyordu.Ovaktekadarböylemühimve tesirlidersalmamıştık.Demekbu ikimühimsırrabinâen risalekendinigöstermedi. İştebuhâdise,Risale-i Nur’un ihlâslı ve sadık şâkirtleri her vakit bir hıfz ve inâyet altında ve daimahimâyetaltındaolduklarınaşüphebırakmıyor.

Üçüncüsü:Yine bir vâkıa-yı bereket:Üstadımızın bir okka (yani kilo) peyniri vardı.Ekser günlerde o peynirden hoşuna gittiği için, bir-iki defa yiyordu. Hem bize deyediriyordu. Hem yemeksiz olduğu ekser vakitlerde ondan yediği halde, altı ay kadardevamettiğinivehalende,yüzdirhemkadaropeynirdenbulunduğunu,ben-yanidaimîhizmetçisiEmin-ve ben-yani talebesi ve hizmetçisiKüçükHüsrev-yakinengörüp tasdik

Page 30: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

ediyoruz. Fakat bu hâdise-i bereketin ifşâsından sonra, evvelce görülmeyen dibigörünmeye başladı, noksaniyetini gösterdi. Evet, bereket hususunda şâyân-ı hayret birhâdisedir.Hemyarımkilobirtereyağı,eksergünlerdefazlacasarfolduğuhalde,elligüneyakındevamı,şüphesizbirbereketiçinegirmiş.

Hemyine aynıRamazanBayramındaÜstadın rızası olmadığı halde,Tahsin ve ben –yani Emin– bir kilo ince şeker getirmiştik. Ekseri yoğurt ve süt ve tatlı kabağa vesâirşeylere,bazenyirmi-otuzdirhemkadarkattıklarıhalde,ikiaydanfazladıroşekerdenyüzdirhemdenfazlakalması,elbettebereketsebebiyledir.

Hembuhavalidekişâkirtler,herkescüz’î-küllîhissetmişveitirafediyorlarki:Risale-iNur’açalıştığımızzaman,hemrızkımızdabereketvesuhulet,hemkalbimizdebirinşirahveferahzâhirenhissediyoruz.

Ezcümle: Ben kendim –yani Emin– itiraf ediyorum ki, Risale-i Nur dairesinegirmezdenevvel,bütünseneçalışırdım.NevakitRisale-iNurdairesinegirdim;senedeüç-dörtaykadarancakçalışabildiğimhalde,evvelkindendahamüferrahvedahamesûdbirhalde yaşamaklığım, yüzde yüzRisale-iNur hizmetinin bereketiyle olduğuna hiç şüpheyok.25(Hâşiye)

Hemezcümle,Üstadımızdiyorki:“Benimdekanaat-ıkat’iyemçoktecrübelerlegelmişki, ben Risale-i Nur’un tashihatıyla meşgul olduğum zaman, pek zahir tarzda, hemrızkımda bereket, hem kolaylık görüyorum. Her ne vakit çalışmazsam o haligörmüyorum.”

HemÜstadımızdiyorvebizdetasdikediyoruz:“Bensonzamandaanladımki,şimdiyekadar hem ben, hem dostlarım bu hakikatin suretini başka şekilde görmüşüz. Şöyle ki:Hapishânedebirtekekmek,sekizvebazenongünbanakâfigeldiğihalde,buradaaynenotarzdayaşıyordum.Hemben,hemkardeşlerim,bunubenimazyemekve iştahsızlığımaveriyorduk.Hâlbuki, çokemârelerlekatiyenanladıkki, o acîbhalbereketneticesiymiş.Birkaçdefasekizgündebanakâfigelenbirekmeği,aynıiştahlaçalışmadığımdanbereketemazharolmadığımzamanikigünde,bazenbirbuçukgündebitiriyordum.Demek,buonaltı,onyedisenedenberibenimmükemmeltayınatım,Risale-iNur’unhizmetindengelenbirberekettenidi.

Evet, aynelyakîn derecesinde bize de kanaat gelmiş ki, bu kesretli hâdisât-ı bereket,Kur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’ıni’câz-ımânevîsininbirşuâıdır.Mânender:

“Ey Kur’ân’ın şâkirtleri! Sizleri vazife-i mukaddesenizden ekseriyetle geri bırakan,maişet telâşesidir.Bu ise,Kur’ân’ın feyziyle,bereketnev’inde sizeveriliyor.Vazifenizebakınız.”

26

Page 31: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Hem hâdisât-ı bereketin aynı zamanında, Risale-i Nur’un bir kerameti olarak, birşakirdinin binlerce lira kıymetinde hânesini, ona pek yakın dehşetli bir yangındanfevkalme’mul bir surette Risale-i Nur’un bereketiyle kurtulması ve Risale-i Nurtercümanına âhiret cihetinde çok alâkadarlık gösteren bir hanım, o dehşetli yangındayananhâneninüçüncükatındabulunanelmasvemücevheratvealtınlarınıkurtarmakiçinkoşupçıktığıvakit,ateşhertarafısarmış,mücevheratınıkurtaramadığıgibi,kendinefsinide bütün bütün tehlike-i kat’iyede gördüğü dakikada, Risale-iNur tercümanı, o ateştentalebesinin hânesini kurtarmasına şiddetli dua ederken, o bîçâre hanım hatırına gelmiş;“Acabaoyangındaoâhirethemşirembulunmasın?”diyeonadaRisale-iNur’uşefaatçiyaparakduaetmiş.“YâRabbi,onamerhameteyle”niyazetmiş.Aynızamanda,ohanımpencereyi kırmış, kendini iki kat yükseklikten avluya atmış, fevkalâde bir surette neincinmiş,nedebiryerikırılmış.

Hem,bakırıvedemiri eritenodehşetli ve şiddetli yangından,bütünkonakyandıktansonra bütün mücevheratı ve altını, hiçbiri zayi olmayarak, bozulmayarak bir un onumuhafaza etmiş, bulmuş, almış. Risale-i Nur’un bereketinden, hem canını, hemmalınıkurtarmış.

Hem mezkûr hâdisat zamanında vuku bulması münasebetiyle, Risale-i Nur’unkerametkârâne iki tokatı, aynı anda, vazifece ehemmiyetli ikimütecaviz vemuacciz ikiadamın tecavüz ve tâciz anında birinin kafasına, diğerinin ciğerine vurması,27(Hâşiye) bizdehiçbirşüphebırakmadıki,hizmet-iKur’ân’dakiinâyet-iRabbaniyeninbirhıfzvehimâyetsillesidir.“Artıkyeter,durunuz!Tokatamüstehakoldunuz.”diyemânensöylemesidir.

Risaletü’n-NurŞâkirdlerinden

EminveFeyzi

SaidNursî

MehmedFeyzi’ninYediğiŞefkatTokadıdır.

Evet,Üstadımbana“Mu’cizât-ıAhmediye’yikardeşimHüsrevtarzındayaz”diyordu.Ben, yani Feyzi, bir parça tembellik ettim. Birden yirmi sekizlilerle askere istenildim.Yine Üstadım dedi: “Git, Mu’cizât-ı Ahmediye’yi (aleyhissalâtü vesselâm) yaz. Seni şimdivermeyeceğim.”Sonrabaşladım.Oemirbirhaftagerikaldı.Tekrarbir ârıza ilenasılsaMu’cizât-ı Ahmediye’nin (aleyhissalâtü vesselâm) yazılması noksanlaştı. Tekrar askereçağrıldım.Üstadım “Git, yaz” dedi.Ben gidip kemâl-i ciddiyet ve sadakatleMu’cizât-ıAhmediye’yi (aleyhissalâtü vesselâm) yazmaya başladım. Fevkalme’mul ikinci defa emir gerikaldı.TekrarbirmazeretebinâenMu’cizât-ıAhmediye’yi(aleyhissalâtüvesselâm)yazamadım.Üstadımdedi,“MademMu’cizât-ıAhmediye’yi(aleyhissalâtüvesselâm)yazmaklatekâsülettin,şimdi senin vazifenRisaletü’n-Nur hesabına askerliktedir.”Birden emir gelip bir şefkattokadıyiyipvazifemegönderildim.Cenâb-ıHakk’aşükürlerolsun,mümkünolduğukadar

Page 32: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risaletü’n-Nur’açalıştımveçalıştırıldım.Üstadımbizesöylediğigibi,altı-yediaysonraterhisedilipsevgiliÜstadıma,Risaletü’n-Nur’unkudsîvazifesinekavuştum.İnşaallahbukabahatimaffolmuştur.HemRisaletü’n-Nur’da,hemhizmet-iKur’âniye’debizlerisebkatedenHüsrev,Rüşdü,HâfızAli,Hulusi,SabrigibihâlisKur’ân şâkirtlerinivekıymettarkardeşlerimi şefaatçi ederek o kusurumun affını bütün ruhumla Kur’ân’dan veÜstadımdan rica ediyorum. Ben itiraf ediyorum ki, tembelliğimin cezası olarakfevkalme’mulbirşefkattokadıyedim.

Risale-iNur’untembelbirşakirdi,fakatelmaskalemlikardeşleriningayretvefaaliyetiyleiftihareden

MehmedFeyzi

SaidNursî

Risale-iNurŞâkirtlerindenMehmedFeyziveEmsalineHitâbenBeyanEdilenBirHakikattir.

KardeşimFeyzi,

Madem sen Isparta vilâyetindeki kahramanlara benzemek istiyorsun, tam onlar gibiolmalısın.EskişehirHapishânesinde–Allahrahmeteylesin–mühimbirşeyhvemürşidvecazibedarbirNakşîevliyasındanbirzât,dörtaymütemadiyenRisale-iNur’unelli-altmışşakirtleriiçindecelbkârânesohbetettiğihâlde,yalnızbirtekşakirdimuvakkatenkendineçekebildi.Mütebâkisi,ocazibedarşeyhekarşımüstağnikaldılar.Risale-iNur’unyüksek,kıymettarhizmet-iimaniyesionlarakâfiolarakkanaatveriyordu.

Oşakirtleringayetkeskinkalbvebasiretişöylebirhakikatianlamışki:Risale-iNur’ahizmeteden,imanıkurtarıyor;tarîkatveşeyhlikise,velâyetmertebelerikazandırıyor.Biradamınimanınıkurtarmakise,onmüminivelâyetderecesineçıkarmaktandahamühimvedahasevaplıdır.Çünkü imansaadet-iebediyeyikazandırdığı için,birmümineküre-iarzkadar bir saltanat-ı bâkiyeyi temin eder. Velâyet ise, müminin cennetini genişlettirir,parlattırır.Biradamısultanyapmak,onneferipaşayapmaktannekadaryüksek ise,biradamınimanınıkurtarmak,onadamıvelîyapmaktandahasevaptır.

İşte bu dakik sırrı, senin Ispartalı kardeşlerin bir kısmının akılları görmese deumumunun keskin kalbleri görmüş ki benim gibi bîçâre günahkâr bir adamınarkadaşlığınıevliyalara,belkideeğerbulunsaydımüctehidleredahitercihettiler.

Buhakikatebinâen,buşehrebirkutup,birgavs-ıâzamgelse,“Seniongündevelâyetderecesine çıkaracağım.” dese, sen Risale-i Nur’u bırakıp onun yanına gitsen, Ispartakahramanlarınaarkadaşolamazsın.

Lillâhilhamd,buzamandasünnet-i seniyyedairesindekemâl-i imanıkazananRisale-iNur şâkirtleri, evliyaların, mürşidlerin nazar-ı dikkatini celbedecek vaziyeti aldığından,

Page 33: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

herzamandabulunanhakikîmürşidler,herhaldebuzamandaRisaletü’n-Nur şâkirtlerinemüşteri olurlar. Birisini elde etseler, yirmi mürid kadar kıymet verirler. Hem zevkli vecazibedar velâyet tereşşuhatı karşısında Risaletü’n-Nur’un hizmetindeki meşakkat,mücâhede,külfetbulunduğundan,Feyzi’yehitâbenbeyanedilenbuhakikatkalemealındı.

SaidNursî

Hüsrev’inBirFıkrasıdır.

AzizÜstadım,

Yüksekveciddîirşadlarınızlaadımatmayıenbüyükbirmaksatbilentalebeleriniz,sonzamanlardaşâyân-ı şükranbirvaziyetegirdiler.Hulusi-iSâni,beş-onarkadaşıyla;HâfızAli, civarındaki yirmi-yirmi beş arkadaşıyla; Mübârekler, otuz-otuz beş refikleriyle vebilhassa Hacı Hafız Köyünde Ahmed’ler ve Mehmed’lerin çok hâlis gayretleriyleumumiyet itibarıyla,hemhiçmübalâğasızbinkalemle,belkidahafazla,engeridekalanIsparta’da ise kahraman Rüşdü’nün ve risaleleri, kendine tamamen yazan MehmedZühtü’nünveKüçükAli’ninveOsmanNurigibifaaltalebeleringayretvehimmetleriyleotuz ilekırk arasında,hattabir cihettemümtaziyetkazananMehmedZühdü’nünKüçükHâfız Ali gibi hem Risaletü’n-Nur’u yazarak hem kendi evinde yüz elli kadar çocuğuserbest olarak üç aydan beri okutmasıyla ve civarında diğer köylerde bulunan on beşyirmişer arkadaşlarıyla talebeleriniz, Kur’ânî hizmetlerinde gayretli bir suretteçalışmaktadırlar. Mübâreklerin yazdıkları gibi, dört köyde dört ay zarfında, elifbaokumayankırkelliadam,Risaletü’n-Nur’umükemmelyazmayamuvaffakolmalarıharikabirkeramet-iRisaletü’n-Nurolduğunakanaatimizgeldi.

Risale-iNurşâkirtlerinden

Hüsrev

SaidNursî

HulusiBey’inBirFıkrasıdır.

AzizÜstadım,

OnDokuzuncuMektub’u birmecliste ve birCuma gecesi okumak niyetiyle üzerimealmıştım.Şiddetliyağmurlubirgeceidi.Omeclisteokumaküzereelimicebimekoydum,omübârekeseryerindeolmadığınıhayretlegördüm.Eserikoyduğumcepyırtıkvedelikolmadığıgibi,bendebaşkahiçbiryerdedurmadığımagörebuhalehayretetmemekkabilmi? O geceyi uykusuz geçirdim, müteessir oldum. Hazreti Gavs’tan bu mübârek eseriistedim.Lillâhilhamd,ertesigünü,bueseridinlemeklenamazabaşlamışolanbirmuallimvasıtasıylabulundu.Şakırşakıryağmuraltındaveçamuriçindebumübârekeserbulunsa

Page 34: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

bileartıkokunmayacakderecedeolacağınıtahminedersiniz,değilmi?Şâyân-ıhayretvecây-ı dikkat ve medar-ı ibrettir ki, en ufak bir leke bile olmamıştır. Hâfız-ı Hakikî, omübârekeseri,onamânenveciddenbağlıolanlargibimuhafazabuyurmuş.HafîzveAlîmveHakîmisimlerininzâhirbirtecellisiböylecelemeanetmişoldu.

Hulusi

SaidNursî

Mahrem sırr-ı 28’da, cifirle istihracım aynen Münâzarat Risalesi’nde, “Bir nurçıkacakvegöreceğiz?”diyegaybîmüjdelerdekigibi, ilhamîvehakbirhakikatifikrimleolan tatbikatımdabirkusurvardı.Okusurbenidüşündürüyordu.MünâzaratveSünûhâtgibi risalelerdeki müjde-i nuriyeyi, Risale-i Nur halletti. Geniş daire-i siyasiye yerine,yüksekbirdaire-inuriyeileokusuruizaleettiğigibi,mahremsırr-ı ’da,“Oniki,onüçsene sonra İslâmiyet’e darbe vuranların başlarında öyle müthiş bir patlayış olacak kikıyametekadarunutulmayacak.”meâlindeki istihrac-ı cifrî çokgenişbirdairedeolduğuhâlde,nurmüjdesi sırrının aksineolarak,darbirdairedevehususîbir hükûmette tatbiketmeksuretiyle,fikrimogenişdaireyiihataedemeyerekohakikatinsuretinideğiştirmiş.Hâlbuki o istihracın gösterdiği aynı tarihte, o rejiminmüessisi ve başı dünyadan göçtü,darbesiniyedi.Veaynısenede,perdealtındabilinmeyenveküre-iarzınekserinivenev-ibeşerinkısm-ıâzamını istibdadıaltınaalanbirmüthişcereyanındüğümüvedüğmesivemânenbaşıveenmüthişiolanogöçüpgidenadamtokatyediğiaynızamanda,dahasenetamam olmadan, o müthiş cereyanın bütün başları ve taraftarları öyle semâvî müthiştokatlarave şiddetli fırtınalımusibetlere tutulmayabaşladılarki,kıyametekadarazabınıçekecekler ve çekiyorlar. Ve edyân-ı semâviyeye ve İslâmiyet’e ettikleri cinâyetlerincezasını çok geniş bir dairede gördüler ve görüyorlar. Mimsiz medeniyetin pisliğiyledünyayımülevves ettikleri için, aynı istihracın gösterdiği tarihte, omimsizmedeniyetinbaşınadaöylebirsemâvîtokatindikienkaranlıkvahşettendahaaşağıindirdi.

Elhâsıl:Sırr-ı ’daçokgenişbirdaire,darbirdairede tatbikedilmiş.Nurmüjdesiise, dar ve mânevî, fakat yüksek bir daireyi geniş ve maddî bir daire suretinde tasviredilmişti.Cenâb-ıHakk’ayüzbinşükürediyorumkibuikikusurumukuvvetlibirihtar-ımânevîileıslahetti; 29sırrınamazhareyledi.

SaidNursî

Hüsrev’inBirFıkrasıdır.

ÇokkıymettarveçoksevgiliÜstadımefendim,

Hazreti İsa (aleyhisselâm) ile Deccal hakkındaki ehâdîs-i müteşâbiheden bir hadisin üçcihetle hakiki tevilini beyan ve izah eden Mehmed Feyzi ve Emin kardeşlerimizin

Page 35: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

mübârek fıkralarınıSabrikardeşimgöndermiş;bugünaldım,okudum.Buhadis-i şerifinmeâlinevehakikitevillerineokadarmuhtaçmışımki,kızgınkumsahralarındasenelerdenberisusamışlaraâb-ıhayatuzatırgibiruhvekalbimbirtazehayatbuldu.Derindenderinenefes aldım, bütün letâiflerim sürûrla doldu, zâhirî cesedimden mânevî kalbime kadarsirayet etti. Sevgili Üstadımız talebelerini ve Kastamonulu kardeşlerimiz de bizlerilütuflarıyla doyurduklarından, Cenâb-ı Hakk’a hadsiz şükrettim. Başta sevgili Üstadım,Risaletü’n-Nur’unkerametinevebufıkranınfeyzinebakanüçikramilekarşılaştık.

Birincisi:Mektubunubirlikte takdimettiğimSabrikardeşimiz,buâli fıkraelinevâsılolacağı anda, bir diğer kardeşine hâdisattan bahsederken bu fıkranın münderecatınıanlatması…

İkincisi: Bu hakir talebeniz Hüsrev de, bu fıkranın vusulünden birgün evvel Re’fetBey’le konuşurken demiştim: “Aziz Re’fet, biz Hazreti İsa’nın (aleyhisselâm) nüzûlüne30

intizar ediyoruz. Bu peygamber-i âlişan, din lehinde hareket eden cereyanın başlarınanüzûl etse gerektir; ve o millet de müslüman olacaktır. Sevgili Üstadımızın sonmektuplarından böyle anlıyorum. Bu hususta ümidim kuvvetlidir. İnşaallah öyle deolacaktır.”

Üçüncüsü:Atabeyli kardeşlerimin sevgiliÜstadıma yazdıklarımektup ki, onu da buakşamaldım,okudum,çokacîbgördüm.OkardeşlerimdeOsmanHâlidî’ninbahsettiğimüceddid-i din ve o şerefe Cenâb-ı Hakkın nâil ettiği zâtı da sevgili Üstadımız olanRisaletü’n-Nurolduğundanbahsediyorlar.Omektubudabirliktetakdimettim.

EvetmuhteremÜstadım,bugünlerdeRisaletü’n-Nur’un,fevkalâdefaaliyetiiçindeçokkerametlerini müşâhede ediyoruz. Hatta şöyle diyebilirim ki: Her bir talebeniz, başlıbaşına,birerbirer,belkidekerratlaböyleikramaveböylein’âmamazhardırlar.

Milâslı Mehmed Efendi, “Bir karyede, bin kalemle Nur’a sarılan kardeşlerimizinköyündeki faaliyeti biraz mübalâğalı görmüşler. Ben onun tahkiki için geldim.” dedi.Risaletü’n-Nur’un bir kerameti idi ki, bu köyün kıymetli faal bir talebesi MarangozAhmed yanımda idi. Ben dedim: Vâkıa ben bu köye gitmedim, kardeşlerimdensoruyorum, onlar da diyordu: “Kadın-erkek, çoluk-çocuk, Risaletü’n-Nur’u yazan binkalemvardır.”SonraMarangozAhmeddediki:“Bizimköyümüzüçyüzellihânedir.İkihoca,birhacı,üçadamdanbaşkabütünevlerimizeRisaletü’n-Nurgirmiştir.Kadınlara,kızçocuklarına varıncaya kadar yazıyorlar. Hatta ümmîlerden, kırk yaşından yukarı yazıyazan on kadar kardeşimiz vardır.” cevabında bulundu. Milâslı Mehmed Efendi bufaaliyetehayranoldu.

Talebeniz

Hüsrev

SaidNursî

Page 36: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risale-iNur’unBeşTalebesininBirFıkrasıdır.

Isparta’nınsafmenâbi-iilmiyesindenbirzâtki,Tarîkat-ıAliyye-iNakşiyyerüesâsındanvebinikiyüzdoksanikiveyabinikiyüzdoksanüçarasındadâr-ıbekâyateşrifbuyuranBeşkazalızade Osman Hâlidî Hazretleri, meslek-i ilmiye ve ameliyesiyle alâkadarânekeşfiyat ve hadisatını bir hüccet-i katıa gibi vârislerine vasiyet ve mahz-ı tebşiratlarınışöylecetevarüseylemiştir.HattaÜstad-ımuhteremimizintevellüdünetamisabetliolarak,tarih-i mezkûrda “İmanı kurtaran bir müceddid çıkacak; o da bu sene tevellüd etmiş”demiş. Bundan başka, dört evlâdından birisinin o zât ile müşerref ve mülâkî olacağınıilâveetmiştir.Bubeyanat-ıhakikiyeşöylececereyanetmiştir:

BinüçyüzyirmiyediRumî senesiAtabey’de sünnetvehıfz cemiyetlerindenbirindemüşarün ileyh Osman Hâlidî Hazretleri’nin evlâtlarından sonuncusu Ahmed Efendimerhumdan, “Müceddid, müceddid diyorsunuz. Nerede ve kimdir?” İrad olunan suâlecevaben,“Evet,şimdimevcutturvehemotuzbeşyaşlarındadır.”demiştir.

Sâniyen: Isparta’nın Yenice Mahallesinden ve kardeşlerimizden Nuri tarafındanmerhum mumaileyh Ahmed Efendi’den “Pederiniz, ‘Benim evlâdımdan birisi omüceddidle mükâleme ve musafahada olacaktır’ demiş. Nasıldır?” diye sorulmuş.Cevaben, Ahmed Efendi merhumun “Evet doğrudur. Ben onunla görüştüm” cevabındabulunması, işbu keşfiyat ve beyanata medar olmuştur. Müşarün ileyh Osman HâlidîHazretleri’ninmüstesnatesbihatvetahmidatınınbiri, 31âyet-ikerîmesininfazl-ı tevfikine sığınarak, Isparta’nın cenubunda, dağda Sidre nammevkide erbaîn eyyâm-ımübârekesini tes’idvehasr-ı tesbihataniyetlekırkgünlük iaşeye tahsisettiğiki,herbirgüniçinellidirhemmiktarındabirbezdirmeekmeğindenkırktaneolanbirtahsisatıbir-ikigünde yer ve kırk gün de daha yemek yemeden omevki-imahsusada imrar-ı evkat vetesbihatta bulunurlar. İkmalinde, geri avdetlerinde mübârek dudakları birbirine yapışır,bıçakla tekrar açarlar. Biraz ileride şu asr-ı hâzırın uğradığı ve uğrayacağı kaviyyenme’mul ve melhuz olan sefâhet ve atâlete rağmen düstur-u şüyuhatını tahdit ve ancakanâsır-ı mecrûha cerrahını unutmayıp ve ihmal dahi etmeyerek şehâdet-i kat’iyesinigösteripsayfa-yıhayatınıbinikiyüzdoksanikideimzalamıştır.

Van’da tesisine başlanan Medrese-i Zehranın tehiri, “Doktor hastaya elzemdir”fehvasıyla, on dokuz bin altın tahsisat ve arkasında Sultan Reşad, daha beride iki yüzmeb’ustanyüz altmışküsurun inzimam-ı reyi yüz elli binbanknotkabul ettikleri halde,maddetenmevki-i fiile isaledilememiş.HerhaldeHakîm-iMutlak,Kadîr-iMutlak,dahaahsensuretinidilemişki,oSultan-ıEzelînin lutfuyla,maddiyataminnetetmeden,“hâzâmin fazlı Rabbî”, “elhamdülillâh” Isparta’da Risale-i Nur’un telifine menba olması vemânevî Medresetü’z-Zehra hükmüne geçmesi, pâyansız kusurlarımızın belki de setrineinşallahvesileolmasınıCenâb-ıErhamü’r-râhimîn’dendileyerek,işbudestgâh-ımânevîyitahkîmenOsman-ıHâlidîninkıymettarvemânidar,sadıkvemeşhurihbaratınınhedefve

Page 37: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

masruf-ulehigündendahaâşikârbirhaldezuhuretmiştir.

Şu mütevâli vekayi-i müsbete biz âciz hizmetçilere vazife-i aslîmizde ayrıca nazar-ıdikkaticelbettiğinemuttaliolduktansonra,binhamdüsenâilehuzur-uÜstadabirerbirervücûd-umânevîmizlearz-ıendamedervemübârekelleriniöperiz.Aynıgayeyeyardımakoşan ve aynı destgâhın alâkadarları olan Küçük Hüsrev Feyzi, Nazif, Emin, Tahsin,Tevfik,Hilmigibikardeşlerimizearzederiz.

Risale-iNurşâkirtlerinden

Hasan,Osman,Tâhirî,Abdullah,Hulûsi-iSâni,Sabri

SaidNursî

Azizkardeşlerim,

Bugünlerde,tefsirinveOnuncuSöz’üntevafukatınabaktım.Kendikendimededimki:Buziyadetafsilâtisraftır.Ehemmiyetlimeselelerçoktur,vakitzayiolmasın.

Birden ihtar edildi ki: O tevafuk altında çok ehemmiyetli bir mesele vardır. Hemmademtevafuktabirinâyet-ihâssaveiltifat-ırahmânîRisale-iNur’akarşıtezahüretmiş,oiltifatakarşıhiss-işükranvememnuniyetvemüteşekkirânesevinçnekadarifratkârânedeolsaisrafolamaz.Buihtarmücmeliniikicihetleizahedeceğim.

Birincisi:Herşeyde–nekadarcüz’îdeolsa–birkastveiradenincilvesibulunmasıdır;tesadüf, hakikî olarak olmamasıdır.Evet, kesretin en çokdağınık ve en ziyade tesadüfeverilen kelimattaki hurufatın vaziyetleridir. Hususan kitabette, madem hiç münasebetiolmayan ve ihtiyâr-ı beşerî karışmayan hurufatın vaziyetlerinde bir tenâsüb, bir nizambulunuyor;elbettebirirade-igaybiyetahtındavaziyetlerveriliyor.

Hiçbirşeydaire-iilimvekudretindenhariçolmadığıgibi,daire-iiradevemeşietindendahi hariç değildir ki böyle cüz’î ve dağınık şeylerde dahi bir tenâsüb gözetiliyor vetanzim ediliyor. Ve o tanzim içinde ve irade-i âmme cilvesinde, bir inâyet-i hâssasuretinde,Risale-iNur’abirimtiyaznev’indehususîbirteveccühveiltifatgörülmüş.Ben,buderinmeseleyigörmekiçinİşârâtü’l-i’câztefsirinintevafukatınadikkatettim;kat’îbirkanaatileosırrıbildimvehissettim.

İkincicihet:Nasılkiçokmübârekvekudsî,büyükbirzât,gayet fakirvemuhtaçbiradama,ümitedilmediğibirtarzda,iltifatkârâne,birkapta,bazıkâğıtlarasarılıbirhediyeihsanetse,elbetteobîçâreadam,opekbüyükzâtakarşıhediyeninbinlermislindenfazlateşekkür etmek ister. Ve bin o hediye kadar kıymetli bulunan o hediyeyle gösterileniltifatına karşı ne kadar teşekkürde israf ve ifrat etse demakbuldür.Ve o çokmübârekzâtın o hediyesine sardığı kâğıtları da teberrük deyip şeker gibi yese, hatta o hediyeiçindeki cevizlerin sert kabuklarını da teberrük diye ekmek gibi yutsa ve o hediyenin

Page 38: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

kabınımübârek bir kitap gibi öpse ve başına koysa, israf olmadığı gibi; aynen öyle deRisale-iNuryüzündeirade-iâmme,inâyet-ihâssa,iltifatınıtevafukzarfıylaihsanedilmiş.Elbette tevafuka dair tafsilât, tasvirat, fiilî teşekküratın bir nev’idir ve sevincin veminnettarlığın heyecanlı tereşşuhatıdır. Kusura bakılmaz. Evet, böyle bir zâtın iltifatınıgösterenmaddîkırkparaihsanınakarşıkırkbinteşekküredilseisrafdeğil.

SaidNursî

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Sizin fevkalâde sadakat ve ulüvv-ü himmetinizden tereşşuh eden bir hafta evvelkimektubunuzakarşıhüsn-üzannınızıbirderececerhedenbenimcevabımınhikmetişudurki:

Buzamandaöylefevkalâdehâkimcereyanlarvarkiherşeyikendihesabınaaldığıiçin,farazahakikîbeklenilenvebirasırsonragelecekozâtdahibuzamandagelse,harekâtınıocereyanlarakaptırmamakiçinsiyasetâlemindekivaziyetten ferâgatedecekvehedefinideğiştirecekdiyetahminediyorum.

Hem üç mesele var: Biri hayat, biri şeriat, biri imandır. Hakikat noktasında enmühimmiveenâzamı,imanmeselesidir.

Fakat,şimdikiumumunnazarındavehâl-iâlemilcaatındaenmühimmeselehayatveşeriat göründüğünden, o zât şimdi olsa da üç meseleyi birden umum rû-yi zemindevaziyetlerinideğiştirmek,nev-ibeşerdekicâriolanâdetullahamuvâfıkgelmediğinden,herhâldeenâzammeseleyiesasyapıp,ötekimeseleleriesasyapmayacak;tâkiimanhizmetisafvetini umumun nazarında bozmasın ve avâmın çabuk iğfal olunabilen akıllarında, ohizmetbaşkamaksatlaraâletolmadığıtahakkuketsin.

Hem,yirmisenedenberitahripkârâneeşedd-izulümaltındaodereceahlâkbozulmuşvemetânetvesadakatkaybolmuşkiondan,belkideyirmidenbirisineitimatedilmez.Buacîbhâlâta karşı çok fevkalâde sebat vemetânet ve sadakat ve hamiyet-i İslâmiye lâzımdır;yoksaakîmkalır,zararverir.

DemekenhâlisveenselâmetliveenmühimveenmuvaffakiyetlihizmetRisale-iNurşakirtlerinindaireleri içindekikudsîhizmettir.Herneyse…Bumeseleşimdilikbukadaryeter.

SaidNursî

Hüsrev’inMektubundanBirFıkradır.

Evet,Üstadım,gözümüzlegörüyoruzki:Ehl-i tarikat,bid’alaradayanamamışlar;hemgirmişler, içinden çıkamıyorlar, hem sâlikleri ondanbir-ikiye inmiş.Hemonlar da itiraf

Page 39: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

ediyorlar ki: Zevklerinden, cezb edici güzelliklerinden ellerinde çok şeyleri kalmamış.Cenâb-ı Hakk’ın sırf bir ihsanı olarak Risaletü’n-Nur’un parlak, nuranî nâsiyesinimüşâhede ediyoruz ki, in’ikâs eden lemeât-ı Nuriyesi bütün ihtiyacımıza kâfi ve vâfigeliyor, herkesi hayrette bırakıyor. Hem, ehl-i bid’ayı serfüru ettiriyor. Öylelerinlisanlarından,nedâmetveteessüfüifadeeden“Bilmemişiz!”kelimeleridökülüyor.

Muhitimizde, Risaletü’n-Nur’a karşı cazibedar ve çok âli hakikatlerinden başka ehl-ibid’a lisanları susmuş;güyakaranlıklı girdaplara sokulmuşlar, konuşuyorlar.Konuşsalardatesirlerikalmamıştır.Cazibedarvei’câzkârlisanıylaancakRisaletü’n-Nurkonuşuyor.Bid’avedalâletzulmetlerinekarşıancakonuntalebelerikuvvet-iimanlaçeliktenbirkalegibiduruyorlar.Hemöylefevkalâdefütuhatyapıyorveöyleharikulâdebirsuretteemirvenehy-i Kur’ânî’yi temessük ettiriyor ki, pek çok müşahedatımızdan yalnız birisini binkalemlikardeşimizsöylüyorlarki…Sükût.

Hüsrev

SaidNursî

KâtipOsman’ınRüyasınaAitBirFıkrasıdır.

Şâbân-ı Şerifin on beşinci Cumartesi Leyle-i Berat gecesi rüyamda, büyük berrak,küçükbirdenizolanbirgöl sahilinde İngilizveyahutAlmanlabiz,yaniTürkhükûmetiharp ediyormuş. Harp esnasında semâdan bir karaltı zuhur etmeye başladı. “Acaba busemâdaninennedir?”diyehepimizinnazar-ıdikkatinicelbetti.Yakınlaştıkçabirinsanvesonraüzeri ihramlı yüzübir parça esmer, başı beyazvebüyük tülbentle sarılı bir kadınşeklinialarak,gölünortasında,hemenineceğizamanderhalorayabirmermerdenminberyapılarakminberinüzerine indi.Sonra,zât-ıâlinizdengelenumummektuplarıokumayabaşladı. Her iki tarafta sükûnet hâsıl oldu. Okuduğu mektupları herkes can kulağıyladinledi. Sonra nihâyetinde “Evet, Hazreti Kur’ân-ı Azîmüşşan’ın ahkâm-ı şer’iyesinceamel ederseniz yakayı kurtarırsınız. Eğer Kur’ân-ı Azîmüşşan’ın ahkâm-ı şer’iyesineriayetetmezseniz,hepinizmahvüperişanolacaksınız.”diyesöyledi.Sonraevimegeldim.BizimRe’fetBeyleRüşdüEfendibizimevegeldiler,bendenizedediler:“Busırrısenmiifşa ettin? Bu mektuplar minber üzerinde okundu.” Bendeniz de cevaben, “Hayırkardeşlerim, bu sırrı siz anlamadınızmı?Bu gelen zât, semâdan geliyor, bumektuplarıoradangetiriyor.Benkimoluyorumkiohavâdisiorayaçıkarayım?”diyeonlarasöyledim.Sonra bunlara bir hediye ikram edeyim diye baktım, evimizin deliğinde dört top helvagördüm. Birisini birine, diğerini öbürüne ve iki tanesini de kendim yedim. Ağzım tatlıolarakuyandım.

İnşaallahLeyle-iBerathürmetineveduanızbereketiylehakkımızdamübârektir.Lütfentâbirinibeklemekteyiz.

Talebeniz

Page 40: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

KâtipOsman

SaidNursî

20Bkz.:En’âmsûresi,6/122;Hûdsûresi,11/108;Bürûcsûresi,85/10.

21“Allah,ohakMâbuddurkikendisindenbaşkahiçbirilâhyoktur.”(Bakarasûresi,2/163,255;Âl-iİmransûresi,3/2,6,18;Nisâsûresi,4/87;…)

22“Allah’tanbaşkailâhyoktur.”(Sâffâtsûresi,37/35;Muhammedsûresi,47/19)

23el-Gazâlî,İhyâuulûmi’d-dîn4/423;el-Kurtubî,el-Câmi’liahkâmi’l-Kur’ân4/314;Aliyyülkârî,el-Masnû’s.82.

24(Hâşiye)Kâinatıdağıtmayanbirkuvvet,oorduyubozamaz!

25 (Hâşiye)Evet,bütünkuvvetimletasdikediyorumki,Eminkardeşimizmemleketimizegeldiğizamanmütedamiyenfaalbir surette her ay çalışıyordu. Şimdi ise, Risale-i Nur’un dairesine girdikten sonra üç–dört aydan fazla çalıştığınıgörmüyoruz.

Feyzi

26Allahım! İsm-i âzamın hakkına veResûl-i Ekrem’in hürmetineRisale-iNur’u İslâm âlemindeki insanlar arasındadevamlıyayarakKur’ân’ahizmetetmeyibizemüyessereyle.Âmîn,âmîn,âmîn.

27(Hâşiye)Evet,omütecavizlerdenbirisidehâletetti,ölümdenkurtuldu;diğeribirseneazapçekti,hemöldü.

28“Hiçşüphesiz(sanabolvekesilmezhayır)verdik.”(Kevsersûresi,108/1)

29“Allahonlarınkötülükleriniiyiliklere,günahlarınısevaplaraçevirir.”(Furkansûresi,25/70)

30Bkz.:Buhârî,enbiyâ49;Müslim,îmân155,fiten34.

31“Veinsaniçinancakemeğininkarşılığıvardır.”(Necmsûresi,53/39)

Page 41: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Karadağ’ınBirMeyvesi32

Azizkardeşlerim,

Budefamektupyerindebumeyveyigönderiyoruz.

Bir âyetin mana-yı işarîsinin külliyetinden bir ferdi, Hürriyetten bu ana kadardır…Teşrin-i Sâni otuzuncu gün, bin üç yüz elli sekizde, Karadağ başına çıkıyordum.“İnsanların,hususanmüslümanlarınbuteselsüledenhelâketlerivehasâretlerinevakittenbaşladı, ne vakte kadar…” hatıra geldi. Birden, her müşkülümü halleden Kur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan Sûre-i 33’yi karşıma çıkardı. Dedi: “Bak.” Baktım. Her asra hitapettiğigibi,buasrımızadahaziyadebakan 34

âyetindeki

(şedde ve tenvin sayılır)makam-ı cifrîsi bin üç yüz yirmi dört edip (1324),Hürriyetinkılâbıyla başlayan tebeddül-ü saltanat veBalkan ve İtalyan harpleri veBirinciHarb-iUmumî mağlûbiyetleri ve muâhedeleri ve şeâir-i İslâmiye’nin sarsılmaları ve bumemleketin zelzeleleri ve yangınları ve İkinci Harb-i Umumî’nin zemin yüzündefırtınalarıgibi,semâvîvearzîmusibetlerlehasâret-iinsaniyeyle

âyetininbuasradahibirhakikati,maddetenaynıtarihiylegösterip,birlem’a-yıi’câzınıgösteriyor.

35

isemakam-ıcifrîsiâhirdeki( )( )sayılır,şeddesayılır ise,makam-ıcifrîsibinüçyüzelli sekiz olan bu senenin ve gelecek senenin aynı tarihini göstermekle o hasâretlerden,bâhususmânevîhasâretlerdenkurtulmanınçâre-iyegânesiimanvea’mâl-isâlihaolduğugibi ve mefhum-u muhalifiyle, o hasâretin de sebeb-i yegânesi küfür ve küfran,şükürsüzlük,yaniimansızlık,fıskvesefâhetolduğunugösterdi.Sûre-i ’ninazametinive kudsiyetini ve kısalığıyla beraber gayet geniş ve uzun hakâikin hazinesi olduğunutasdikederekCenâb-ıHakk’aşükrettik.

Evet, âlem-i İslâm’ın, bu asrın en büyük hasâreti olan bu dehşetli İkinci Harb-iUmumî’denkurtulmasınınsebebi,Kur’ân’dangelen imanvea’mâl-i sâlihaolduğugibi;fakirlere gelen acı, açlık ve kahtın sebebi dahi, orucun tatlı açlığını çekmedikleri vezenginlere gelen hasâret ve zayiatın sebebi de zekât yerinde ihtikâr etmeleridir. VeAnadolu’nun bir meydan-ı harp olmamasının sebebi, 36 kelime-i kudsiyesininhakikatinifevkalâdebirsuretteyüzbininsanlarınkalblerinetahkikîbirtarzdadersverenRisale-iNurolduğunu,pekçokemarelerveşakirtlerindenbinlerehl-ihakikatvedikkatinkanaatleriispateder.

Page 42: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Ezcümle:Emarelerdenbiri,Risale-iNur’asıkıntıveren,veyahuthizmetindençekilenpekçokadamlarıntokatyemelerigibi,busene,bumemleketinetrafındaumumîbirtarzdaRisale-iNur’unintişarınasıkıntıveripşimdikibirnevitevakkufdevresivermekhatasıyla,şimdikiumumîsıkıntınınbirsebebiolduğunugöstermesidir.

SaidNursî

Sûre-i 37’ınDağMeyvesiNamındakiNüktesineBirHâşiyedir

38’deki( )âhirdeki“tâ”lar,ekseriyetçevakfarastgelmesiyle,cifirce( )sayılabilir.Bu noktada 39 beraberdir. (1358) bu zamanımızı gösterir. Ve telâffuzca ( )okunmadığından( )kalabilir.Bunoktadanşeddelersayılmazsave beraberdeğilikiyüzküsur sene zamana kadar iman ve amel-i sâlihle beraber bir tâife-i azîme, hasâret-iazîmeyekarşımücâhedeyedevamedeceğine işaret edip,Fâtiha’nınâhirinde 40

binbeşyüzkırkyediveyabinbeşyüzyetmişyedigösterdiğizamana;hem43 42 41

Birinci cümle, bin beş yüz makamıyla âhirzamanda bir tâife-i mücâhidînin sonzamanlarına;veikincicümle,binbeşyüzaltımakamıyla,galibanemücâhedenintarihine;veüçüncücümle,binbeşyüzkırkbeşmakamıyla,pekazbirfarklahemFâtiha’nın,hem

44 sûresi’nin iki cümlesinin gaybî işaretlerine işaret edip, tevafuk eder. Demek, buhadis-i şerifin üç cümlesinden her birisi, bin beş yüz tarihine vemücâhedenin ne kadardevamedeceğinedairişaretlerine,aynenbu 45–şeddesayılmazsa–binbeşyüzaltmışbirmakamıyla…

Hem 46–şeddesayılırfakat 47’dalâmdır–binbeşyüzaltmışmakamıylaiştirakedip,otâife-iazîmeninmücahedatlarınekadardevamedeceğinimana-yıişarîvecifrîilegösterirler.VeFâtihavehadisinirâeettikleritarihe,makam-ıebcedleriyletakarrüpedip, farklı bir derece tevafuk ederler vemanalarıyla da tam tetabuk ederek, parlak birlem’a-yıi’câz-ıgaybiyeyigösteriyorlar.

SaidNursî

BirdenbireKalbeGelenBirNükte-iİ’câziyedir.Kur’ân’a ait en cüz’î, en küçük bir nüktenin de kıymeti büyük olduğundan, İşârât-ı

Kur’âniye’nin bu zamanımıza temas eden küçük bir şuâı, bugün, Sûre-i nükte-ii’câziyesi münasebetiyle, Sûre-i Fîl’den, mana-yı işârî tabakasından, tevafuk düsturunaistinadenbirnüktesinibeyanetmemihtaredildi.Şöyleki:

Page 43: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Sûre-i 48meşhurve tarihîbirhâdise-icüz’iyeyibeyanlaküllîveherasırdaefradıbulunanogibiveonabenzeyenhâdiseleriihtarvetabakat-ıişariyedenhertabakayagörebirmanayıifadeetmek,umumasırlarda,umumnev-ibeşerlekonuşanKur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’ınbelâgatınınmuktezasıolmasından,bukudsî sûre,buasrımızadabakıyor,dersveriyor.Fenaları tokatlıyor.Manayı işârî tabakasındabuasrınenbüyükhâdisesinihabervermekleberaber,dünyayıhercihetledinetercihetmekvedalâlettegitmenincezasıolarak–cifir ve hesab-ı ebced ile– “üç cümle”si, aynı hâdisenin zamanına tetabuk edip işaretediyor.

Birincicümlesi:Kâbe-iMuazzama’yahücumedenEbreheaskerlerininbaşlarınaebâbiltayyareleriylesemâvîbombalaryağdırmasınıifadeeden 49cümle-ikudsiyesi,binüçyüz elli dokuz edip, dünyayı dine tercih eden ve nev-i beşeri yoldan çıkaranmedeniyetçilerin başlarına semâvî bombalar ve taşları yağdırmasına tevafukla işaretediyor.

İkinci cümle: 50 kelime-i kudsiyesi, eski zaman hâdisesindeki Kâbe’ninnurunu söndürmek için, hilelerle hücumedenlerin kendileri yokluk, zulümat dalâletindeaksülâmelle aleyhlerine dönmesiyle tokat yedikleri gibi; bu asrın aynen hilelerle,desiselerle, zulümlerle edyân-ı semâviye kâbesini, kıblegâhını dalâlet hesabına tahribeçalışan cebbâr; mağrur ehl-i dalâletin tadlil ve idlâllerine semâvî bombalar tokadıylacezalanmasına, aynı tarihî 51 kelime-ikudsiyesibinüçyüzaltmışmakam-ı cifrîsiyletevafukedipişaretediyor.

Üçüncüsü: 52 cümle-i kudsiyesi, Resûl-i Ekrem’e (aleyhissalâtü vesselâm)hitâben, “Senin mübârek vatanın ve kıblegâhın olanMekke-iMükerreme’yi ve Kâbe-iMuazzama’yıhârikulâdebirsurettedüşmanlarındankurtarmasınıveodüşmanlarınnasılbir tokat yediklerini görmüyormusun?”diyemana-yı sarîhiyle ifade ettiği gibi; bu asradahihitapedenocümle-ikudsiye,mana-yıişârîsiylederki:“Senindininveİslâmiyet’inveKur’ân’ınveehl-ihakvehakikatincebbârdüşmanlarıolandünya-perestvedünyanınmenfaati için mukaddesatı çiğneyen o ashab-ı dünyaya Senin Rabbin nasıl tokatlarlacezalarınıverdiğinigörmüyormusun?Gör,bak!”diyemana-yıişârîsiylebucümleaynenmakam-ıcifrîsiyletambinüçyüzellidokuz(1359)tarihiyle,aynenâfât-ısemâvînev’indesemâvî tokatlarla, “İslâmiyet’e ihânet cezası olarak…” diye mana-yı işârî ifade ediyor.Yalnız 53yerinde 54gelir.Filkalkar,dünyagelir.55(Hâşiye)

Tahlil: 56:İki( )sekizyüz;iki( )dörtyüz,iki( )bir( )bir( )bir( )yüz;tenvinvakıfolmadığından( )’dur,elli;bir( )bir( )bir(meddeelif)dokuz;mecmuubinüçyüzellidokuz.

57:( )sekizyüz,( )seksen,( )dörtyüz,iki( )yirmi,iki( )altmış,tenvinvakfarastgelmiş,sayılmaz;yekûnubinüçyüzaltmış.

58:İki( )bir( )sekizyüz;iki( )iki( )ikiyüz;iki( )bir( )yüz;bir( )bir

Page 44: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

( )yüzaltmış;dört( )üç()bir( )bir( )yirmidokuz; 59yerinegelen 60’dakiiki( )bir()dokuz;bir( )elli;bir( )on,bir()bir.Buyekûnbinüçyüzellidokuz,eğerokunmayan()sayılmazsabinüçyüzellisekizeder.HemArabî,hemRumîtarihiylebusemâvîtokatlarınayrıayrıçeşitlerininzamanlarınatevafukileparmakbasıyor.61(Hâşiye-2)

SaidNursî

KüçükHüsrevFeyzi’ninbiristihracıdır.OtuzüçüncüâyettenHâfızAli’ninistihracınınbirzeylivelâhikasıdır.

Sûre-i Zümer’de 62 âyet-i azîmenin mana-yı sarihinden başka, birmana-yıişârî tabakasınınkülliyetindedâhilbirferdiRisale-iNurvetercümanıolduğunakuvvetlibirdelilbuldum.Çünkü 63cümlesi,hesab-ıcifrîveebcedîveriyâzîilebinüçyüzyirmidokuzveyasekizeder.Demek 64külliyetindeve 65işaretindedâhilvemedar-ınazarbirfert,inşirah-ısadır66(Hâşiye)nuruylabaşkabirhâletegiripeskisıkıntıdankurtulup nuranî bir mesleğe giren bir şahsı, eski ve yeni Harb-i Umumî’nin gelmeyehazırlanmalarıolanodehşetlitariheveoferdinvaziyetineremzenbakar.

67’deki 68kelimesi,Risale-iNur isminevemanasınahemcifri,hemsureti,hem manası tevafuk ettiği gibi, cümlesinin de makam-ı cifrîsi gösterdiğitarihteRisale-iNur’untercümanıolanÜstadımın–tahkikatımla–aynenvaziyetinetevafukediyor.

ÇünküozamandaHarb-iUmumî’ninmebdelerindeÜstadım,eskiâdetinivesâirulûm-ufelsefeyiveulûm-uâliyeyibırakıp tambir inşirah-ısadırlaRisale-iNur’unfâtihasıvebirincimertebesiolanİşârâtü’l-i’câztefsirinebaşlayıp,bütünhimmetini,efkârınıKur’ân’asarfetmeye başladığına tevafuku kavî bir emaredir ki bu asırda o küllî mana-yı işârîdemedar-ınazarbirfert,Risale-iNur’untercümanıveşakirtlerininşahs-ımânevîsinitemsiledenmümessilidir.

Evet,mademKur’ân-ıMu’cizü’l-Beyanherasırdaherferdehitapederbirilm-imuhitvebirirade-işâmileyleherşeyebakabilir.

Ve madem ulemâ-yı İslâm’ın ittifakıyla, âyetlerin mana-yı sarîhinden başka işarî veremzîvezımnîmüteaddittabakalarındamanalarıvardır.

Ve madem 69 gibi hitaplarda, her asır gibi, bu asırdaki ehl-i iman, Asr-ıSaadet’tekimüminlergibidâhildir.

Vemadem İslâmiyet noktasında bu asır, gayet ehemmiyetli ve dehşetlidir.Kur’ân veHadis,ihbar-ıgaybîyle,ehl-iimanıonunfitnesindensakınmakiçinşiddetlehabervermiş.

Ve madem hesab-ı cifrî ve ebcedî ve riyâzî eskiden beri sağlam bir düsturdur vekuvvetlibiremareolabilir.

Page 45: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

VemademRisale-iNurvetercümanıveşakirtleriimanveKur’ânhizmetindeparlakvetesirlivazifelerigayetehemmiyetkesbetmiştir.

Vemadembubüyükâyet,hesab-ıcifirlebuasrave ikiHarb-iUmumî’yebakar;eskiharbinpatlamasınaveRisale-iNur’unzuhurunatevafukettiğigibimânendegösterir.

Elbettemezkûrhakikatlerevekuvvetli karinelerebinâen, bilâ-tereddüthükmederizkiRisale-i Nur’un şahs-ı mânevîsi ve tercümanı, bu âyet-i azîmenin mana-yı işârîtabakasınınkülliyetindedâhilvemedar-ınazarbirferdidirvebuâyetonaişaretedervemana-yıremziyleondandahaberverirveihbar-ıgaybnev’indenbir lem’a-yı i’câziyeyigösterirdenilebilirvederiz.

Tahlil:Bir ,iki yediyüz; ikiyüz; yüz; yüz;ism-iCelâlaltmışyedi; ikialtmış; 70doksanbir; 71’deikiveyaüçikiveyaüç; sekiz; 72–“Risale-iNur”..herikisinde 73var.Risalede , 74’deki ’yamukabildir.Eğer ’dekitenvinsayılsa 75’dadahi şeddeli sayılır yine ittihad ederler. ’dan başka 76 doksan yedi ederekRisale-iNur’dakalan ikidahidoksanyediederektamtefavukeder.TürkçetelaffuzdaRisale-iNurhemzeyleokunmasızararvermez.

Sûre-iMâide’ninonbeşinciveonaltıncıâyeti 77veSûre-iNisâ’nınâhirinde 78 âyeti gibi, Risale-i Nur’a –mana ve cifir cihetiyle–mana-yıişârîefradındanolduğunakuvvetlibirkarinebuldum.

İkinci âyet olan Sûre-i Nisâ âyeti79, Birinci Şuâ olan İşârât-ı Kur’âniye’de, Üstadımişaretini beyan etmiş. Birinci âyet olan Sûre-i Mâide’nin on beşinci âyeti hem bununişaretiniteyidediyor,hemde 80âyetininişaretinitasdikediyor.

Evet, bu asırdamana-yı işârî tabakasından tam bu âyetin kudsî mefhumuna bir fert,Risale-iNurolduğuna,kiminsaflabaksatasdikedecek.

MademRisale-iNurbirferdiolduğunamânevîmünasebetkavîdir.

Madem bu âyetin makam-ı cifrîsi bin üç yüz altmış altıdır; eğer meddeler veokunmayanhemzelersayılmazsaaltmışikidir.

VemademRisale-iNur,Kur’ân-ıMübîn’in nurunuve hidayetini neşredenbir kitab-ımübîndir.

Vemademzâhirenondandahaileriovazifeyiağırşerâitaltındayapanlarıgörmüyoruz.

Vemademâyetler,sâirkelamlargibicüz’îbirmanayamünhasırolamaz.

Vemademdelâlet-izımnîveişârîylekaidetenmefhum-ukelâmdadâhiloluyor.

VemademNecmeddin-iKübrâveMuhyiddin-iArabî(radiyallâhuanhumâ)gibipekçokehl-ivelâyetmana-yızâhirîdenbaşkabâtınîveişârîmanalarlaekserâyâtıtefsiretmişler;hattatefsirlerinde “Mûsâ (aleyhisselâm) ve Firavundan murad, kalb ve nefistir” dedikleri hâlde,

Page 46: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

ümmetonlarailişmemiş;büyükulemâdançoklarıonlarıtasdiketmişler.

Elbette, âyetin delâlet-i zımniyeyleRisale-iNur’a kuvvetli karinelerle işareti kat’îdir;şüpheedilmemekgerektir.

Tahlil: 81yüzaltmışdokuz, 82yüzelliyedi, 83tenvinileberaberüçyüzaltı 84

tenvinlerle beraber altı yüz otuz bir; 85 yüz üç; yekûnu bin üç yüz altmış altı, eğermeddelerveokunmayanhemzelersayılmazlarsa,busenekiMuharrem tarihine,yanibinüçyüzaltmışikiyetamamtevafukeder.Eğer 86’dekitenvindevakfedilse,binüçyüzonaltıdır ki hemRisale-iNur’unmukaddematına, hem tenvin ile tekemmülüne veBirinciŞuâ’da beyan edildiği gibi, çok âyâtın ehemmiyetle gösterdikleri aynı meşhur tarihetevafukeder.

SaidNursî

87

Ben, senin içtihadında hata var diyenlere ve isbat edenlere teşekkür edip ruh u canlaminnettarım. Fakat, şimdiye kadar o içtihadımı tamamıyla kanaatle tam tasdik edenler,binler ehl-i iman ve onlardan çokları ehl-i ilim tasdik ettikleri ve ben de dehşetli birzamanda kudsî bir teselliye muhtaç olduğum bir hengâmda, sırf ehl-i imanın imanınıRisale-i Nur ile muhafaza niyet-i hâlisesiyle ve Necmeddin-i Kübrâ,Muhiddin-i Arabîgibi binler ehl-i işârât gibi cifrî ve riyâzî hesabıyla beyan edilen bir müjde-i işariye-iKur’âniye’yikendinegelenbirkanaat-itammeile,hemmahremtutulmakşartıylabeyanettiğim ve o içtihadımda enmuannid dinsizlere de isbat etmeye hazırım dediğim haldebeni gıybet etmek, dünyada buna hangi mezheple fetva verilebilir, hangi fetvayıbuluyorlar?Ben her şeyden vazgeçerim, fakat adalet-i ilâhiyenin huzurunda bu dehşetligıybete karşı hakkımı helal etmem. Titresin! Bütün sâdâtın ceddi olan Fahr-i Âlem’in(aleyhissalâtüvesselâm)sünnet-iseniyyesinimuhafazaiçinhayatınıveherşeyinifedaedenbirmazlumunşekvâsı,elbettecevapsızkalmayacak.

İllâ bir şart ile helâl edebilirim ki: Bu Ramazan-ı Şerifte bana ve hâlis kardeşlerimeverdiği endişe ve telâşı, hakperestlik damarıyla, büyüklere lâyık ulüvv-ü cenapla,enâniyet-i taassubkârânesini hakikate ve insafa feda edip tâmire çalışmasıdır;müşfikvemunsıfbirhocatavrıyla,kusurumuzvarsabizelütufkârâneihtarveikazdır.Cenâb-ıHak,Settârü’l-uyûb’dur; hasenât seyyiâtamukabil gelse, affeder. İman hizmetinde yüz binlerinsanınimanınıtahkikîyapmakhasenesinekarşıbenimgibibirbîçâreninhüsn-üniyetle,kuvvetli emarelerle inâyet-i ilâhiyeden tasavvur ettiği bir müjde-i Kur’âniye’nintefehhümündebiryanlış,belkiyüzyanlışvarsadaohasenâtakarşıgelemez,setr-iuyûbperdesiniyırtamaz.Herneyse…

Bumeseleyalnızşahsımataalluketseydi,benciddennefs-iemmaremitamkırmakiçinona minnettar olurdum. Mesleğimiz, bu zamanda hakka hizmet, bütün bütün terk-i

Page 47: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

enâniyetleolabileceğinikat’îkanaatimizolduğugibi,yirmisenedirnefs-iemmaremisteristemezomesleğeitaatemecburolmuş.Risale-iNurvemukaddematları,bunabirhüccet-ikatıadır. Fakat garaz ve inat ve bir nevi taassub-u meslekiyeyi ihsas eden ve esrar-ımestûreyiişaasuretindegelenitirazveayıplarakarşıEskiSaidlisanıyladerim:

İştemeydan!Enmutaassıpulemâdanveenbüyükvelîdentut,tâendinsizfilozoflaravemüdakkikhükemâlara,Risale-iNur’daki dâvâları isbat etmeyehazırımvehemde isbatetmişim ki, benim mahvıma ve idamıma mütemadiyen çalışan zındık filozoflar vemülhidler,odâvâlarıcerhedemiyorlarveedememişler.

Hem bütün hayatımda delilsiz dâvâları zikretmediğim, sizin gibi eski ve yeniarkadaşlarım biliyorlar. Bâhusus, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’dan aldığım bir kuvvetleAvrupafilozoflarınaRisale-iNurmeydanokur.Risale-iNurbuzamandamedar-ınazarbirhâdise-i Kur’âniye olduğundan, bir-iki işaret değil, belki benimle beraber Risale-i Nurşâkirtleritarafındanistihraçedilenbeşrisaledeyazılanişaretler,bircihettebineyaklaşıyor.Bin incecik saçlar dahi toplansa kuvvetli bir ip olduğu gibi, sarahate yakın bir delâletoluyor. Vahdet-i mesele cihetiyle o işaretler birbirine kuvvet verir. Bazı işârâtı zayıfgörmekle onu inkâr etmek, insafa, hakperestliğe muvâfık olamaz. İnkâr eden mâzurolamaz.Hususanlüzumsuzvezararlıvemüfritanebirgıybetolsa,buzamandaehl-iilimortasındaehl-ihakikatiağlattıracakbirhâdise-ielîmedir.

SaidNursî

88

Kardeşlerim,

Kur’ân’ınbirtek âyetininbirtek işareti, ihbar-ı gaybnev’indenbir lem’a-yı i’câziyeyitevafuksuretiylegösterdiğinimânevîbirihtarlagördüm.

89buâyet-ikerîmeninmakam-ıcifrîsi,şeddevetenvinsayılmazsa,binüçyüz elli bir; 90 ’in aslı 91 olmasından bin üç yüz altmış bir ederek; bu tarihte, umûr-uazîmedenbir dehşetli gıybeti, bu âyetinmana-yı işârî külliyetindedâhil ediyor.Umûr-uazîmedenböylebiracîbgıybetaynıtarihte,aynısenedevukuageldi.Şöyleki:

On sekiz sene müddetinde sünnet-i seniyyeyi muhafaza için başına şapkakoymadığından,on sekiz senedirhaps-imünferit hükmünde ihtilâttanmenveyalnızbirodada hayatını geçirmeye mecbur edilen ve hususî ibadetgâhında ezan-ı Muhammedîokuyup 92 dediğinden ve 93 hakikatini güneş gibi gösterdiğinden, yüz arkadaşıylataht-ı tevkife alınan ve mahkûm edilen bir adamı, yüzer emare ve karinelere istinadeninâyet-i ilâhiyeden geldiğine kat’î bir kanaatle işârât-ı Kur’âniye’den bir müjdeyi hemkendine,hemmusibetzedearkadaşlarınabirteselliniyetiylebeyanettiği için,onugıybetvegaliztabiratlateşhiretmekveonundersleriyleimanlarınıkurtaran,mâsumşakirtlerini

Page 48: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

ondantenfiredipşüphelervermek;güyaortalıktamedar-ı inkârhiçbirşeyyokvehiçbirmünkeratıvecinâyetigörmüyorgibi,yalnızobîçâreninmevhumbirhatasını,sekizsenedeseksen müdakkiklerin nazarında saklanan ve sathî ve inâdî nazarına göre, bir içtihadîyanlışınıgörüyorzannıylagaliztabirlerilezemmetmek,elbettebuasırda,bumemleketteKur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın kasten işaretine medar olabilir azîm bir hâdisedir. Bence,Kur’ân’ın,nasılkihersûrevebazenbirâyetvebazenbirkelimebirmu’cizeolur;öyledebu âyetin tek bir işareti, ihbar-ı gayb nev’inden bir lem’a-yı i’câziyedir. Bu âyetin buişareti,buasırda,Risale-iNurşakirtlerininhakkındakigıybetebaktığınaüçemarevar.

Birincisi:BirinciŞuâolanİşârât-ıKur’âniyerisalesinde,Risale-iNur’avetercümanınadaişaretedenbeşinciâyetolan

94

gayet kuvvetli karinelerle 95 kelime-i kudsiyesi cifir ve ebced hesabıyla ve üç cihetmanasıylaSaidNursî’yetevafuketmesidir.

İkinciemare: 96 âyetinmakam-ı cifrîsi ve riyâzîsi binüçyüz altmış biretmesidirkiaynıtarihteoacîbhâdiseoldu.

Üçüncü emare: İhtiyarım haricinde, beş vecihle zemmi zemmeden ve mu’cizane,gıybetten altı cihetle zecreden âyeti karşımda kendini gösterip temessüleyledi.Mânen“Banabak!”dedi.Bendebaktım,birdentesbihatiçindegördümkibinüçyüzellibirden, tâbinüçyüzaltmışbir tarihinigösterdi.Hâlimizebaktım;perdealtındaelli birden, tâ altmış bire kadar Risale-i Nur medet beklediği İstanbul âfâkında, perdealtındabirnevitaarruzbulunmuşvealtmışbirdebirdenpatlamasıdır.

Tahlil: dörtyüz, altıyüz=bin;iki iki yüz;iki iki yüz;üçüncü , , yüz; , ,üçotuz;dördüncü on,beşbir ileberaberon;âhirdeki“tenvin”vakfen“elif”olduğuiçin,yekûnubinüçyüzellibir97(Hâşiye). aslı“yâ-yımüşeddede”olduğundan,binüçyüzaltmışbireder.

SaidNursî

99 98

Buâcizkardeşiniz,hemoeskidostzâta,hemehl-idikkatevesizlerebeyanediyorumki:

Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın feyziyle, Yeni Said, hakâik-i imaniyeye dair o derecemantıkçavehakikatçeburhanlarzikrediyorki;değilmüslümanulemâsı,belkienmuannidAvrupafilozoflarınıdateslimemecburediyorveetmektedir.

Amma,Risale-iNur’un kıymet ve ehemmiyetine işarî ve remzî bir tarzda,HazretiAli(radiyallâhu anh) ve Gavs-ı Âzam’ın (kuddise sirruh) ihbârâtı nev’inden, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-

Page 49: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Beyan’ın dahi bu zamanda bir mu’cize-i mânevîsi olan Risale-i Nur’a nazar-ı dikkaticelbetmesine mana-yı işârî tabakasından rumuz ve imaları, i’câzının şe’nindendir ve olisan-ıgaybın,belâgat-ımu’cizekârânesininmuktezasıdır.

Evet, Eskişehir Hapishânesinde, dehşetli bir zamanda ve kudsî bir teselliye pek çokmuhtaç olduğumuz hengâmda, mânevî bir ihtarla, “Risale-i Nur’un makbuliyetine daireski evliyalardan şahit getiriyorsun. Hâlbuki 100 sırrıyla en ziyade bumeselede söz sahibi Kur’ândır. Acaba, Risale-i Nur’u, Kur’ân kabul eder mi? Ona nenazarlabakıyor?”denildi.Oacîbsuâlkarşısındabulundum.

BendeKur’ân’danistimdateyledim.Birden,otuzüçâyetinmana-yısarîhininteferruatınev’indekitabakattan,mana-yıişârîtabakasındaveomana-yıişârîkülliyetindedâhilbirferdi Risale-i Nur olduğunu ve duhulüne, medar-ı imtiyazına bir kuvvetli karinebulunmasını, bir saat zarfında hissettim; ve bir kısmı, bir derece izah ve bir kısmınımücmelengördüm.Kanaatimdehiçbirşekveşüphevevehimvevesvesekalmadı.Bendeehl-iimanınimanını,Risale-iNur’lamuhafazaniyetiyleokat’îkanaatimiyazdımvehaskardeşlerimemahremtutulmakşartıylaverdim.

Veo risalede, biz demiyoruz ki “âyetinmana-yı sarîhi budur;” tâ hocalar 101 desin.Hemdememişizki“Mana-yıişârîninkülliyetibudur.”

Belki diyoruz ki mana-yı sarîhinin tahtında müteaddit tabakalar var; bir tabakası da,mana-yı işârî ve remzîdir.Veomana-yı işârî de bir küllîdir; her asırda cüz’iyatları var.Risale-iNurdahibuasırdaomana-yıişârîtabakasınınkülliyetindenbirferttir.Veoferdinkasten bir medar-ı nazar olduğuna ve ehemmiyetli bir vazife göreceğine, eskiden beriulemâ beyninde câri bir düstur-u cifrî ve riyâzî ile karineler, belki hüccetlergösterilmişken,Kur’ân’ınâyetineveyasarahatinedeğilincitmek,belkii’câzvebelâgatınahizmetediyor.Buneviişârât-ıgaybiyeyeitirazedilmez.Ehl-ihakikatin,nihâyetsizişârât-ıKur’âniye’den had ve hesaba gelmeyen istihracâtlarını inkâr edemeyen, bunu da inkâretmemeliveedemez…

Amma,benimgibiehemmiyetsizbiradamınelindeböyleehemmiyetlibireserinzuhuretmesini istiğrab ve istib’ad edip itiraz eden zât, eğer buğday tanesi kadar çamçekirdeğinden dağ gibi çam ağacını halk eylemek azamet ve kudret-i ilâhiyeye delilolduğunudüşünse,elbettebizimgibiacz-imutlak,fakr-ımutlaktaveböyleihtiyac-ışeditzamanındaböylebireserinzuhuru,“vüs’at-irahmet-iilâhiyeyedelildir”demeyemecburolur.

Ben, sizi ve mûterizleri Risale-i Nur’un şeref ve haysiyetiyle temin ediyorum ki buişaretler ve evliyanın imalı haberleri, remizleri beni daima şükre ve hamde vekusurlarımdanistiğfarasevketmiş.Hiçbirvakitte,hiçbirdakika,nefs-iemmarememedar-ıfahirvegururolacakbirenâniyetvebenlikvermediğini,sizebuyirmisenehayatımıngözönündetereşşuhatıylaispatediyorum.

Page 50: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Evet, bu hakikatle berebar, insan kusurlardan, nisyandan, sehivden hâli değil. Benimbilmediğim çok kusurlarım var. Belki de fikrim karışmış, risalelerde hatalar da olmuş.Fakat,Kur’ân’ınhurufât-ıkudsiyesininyerine,beşerintercümesiniikameperdesialtında,noksanhuruflarla, yeni hat altında, tahrifkârâne, ehl-i dalâletin tevilât-ı fâsideleri âyâtınsarâhatiniincitmelerinebakmıyorgibi;bîçâre,mazlumbiradamın,kardeşlerininimanınıkuvvetleştirmek için, bir nükte-i i’câziyeyi beyan ettiği için, hizmet-i imaniyesine füturverecekderecede itiraz,elbettedeğilöylezâtlar,belkizerremiktarı insafıbulunan itirazedemez.

Benimşahsımiçinmucib-ihayrettirkioitirazedenzât,benimsilsile-iilimdeenmühimüstadımolanŞeyhFehim’in (kuddisesirruh)bir tilmiziveenziyademerbutolduğumİmamRabbânî’nin (radiyallâhu anh) bir talebesi olduğu hâlde, herkesten ziyade kusurlarıma, eskikarışık hayatlarıma, taşkınlıklarıma bakmayarak bütün kuvvetiyle imdadıma koşmaklâzımiken,maatteessüf,ondantereşşuhedenbiritiraz,bazızayıfarkadaşlarımızafüturveehl-idalâletebirsenethükmünegeçtiğiniçokteessüfleişittik.Oihtiyarzâttan,çabukbusû-i tefehhümüizaleetmekiçin tamireçalışmasını,hemduasıyla,hemtesirlinasihatiyleyardımınıbekleriz.

Bunuda ilâvetenbeyanediyorum:Buzamanda,gayetkuvvetlivehakikatlimilyonlarfedakârları bulunan meşrepler, meslekler bu dehşetli dalâlet hücumuna karşı zâhirenmağlûbiyetedüştüklerihâlde,benimgibiyarımümmîvekimsesiz,mütemadiyentarassutaltında, karakol karşısında ve müthiş, müteaddit cihetlerle aleyhimde propagandalar veherkesibendentenfiretmekvaziyetindebulunanbiradam,elbettedalâletekarşıgalibanemukavemet eden ve milyonlar efradı bulunan mesleklerden daha ileri, daha kuvvetlidayanan Risale-i Nur’a sahip değildir. O eser, onun hüneri olamaz ve onunla iftiharedemez. Belki, doğrudan doğruya Kur’ân-ı Hakîm’in bu zamanda bir mu’cize-imâneviyesi, rahmet-i ilâhiye tarafından ihsan edilmiştir. O adam, binler arkadaşıylaberaberohediye-iKur’âniye’yeelatmışlar.Hernasılsabirinci tercümanlıkvazifesionadüşmüş. Onun fikri ve ilmi ve zekâsının eseri olmadığına delil, Risale-i Nur’un öyleparçaları var ki bazı altı saatte, bazı iki saatte, bazı bir saatte, bazı ondakikadayazılanrisaleler var. Ben yeminle temin ediyorum ki Eski Said’in (radiyallâhu anh)102(Hâşiye) kuvve-ihafızasıberaberolmakşartıyla,oondakikalıkişi,onsaattefikrimleyapamıyorum.Obirsaatlik risaleyi, iki gün istidadımla, zihnimle yapamıyorum. Ve o bir günde altı saatlikrisale olan Otuzuncu Söz’ü, ne ben, ne de enmüdakkik dindar filozoflar, altı günde otahkikatıyapamazlar.Vehâkeza…

Demek,bizmüflisolduğumuzhâlde,gayetzenginbirmücevheratdükkânınındellâlıvebirhizmetçisiolmuşuz.Cenâb-ıHak, fazl ve keremiyle, şuhizmette hâlisâne,muhlisânebizi ve umum Risale-i Nur Talebelerini daim ve muvaffak eylesin, âmîn, bihürmetiseyyidi’l-Mürselîn…

SaidNursî

Page 51: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

104 103

105

Çok aziz, çok sıddık ve sadık kardeşlerim ve Risale-i Nur cihetinde emin ve hâlisvârislerim,

Çokmânidarvekuvvetlibirtevafukveşâkirtlerinsadakatlerinedelil,birzahirkeramet-iNuriye’yibeyanetmemebirihtaraldım.Şöyleki:

Ben vasiyetnamemi yazdığım aynı zamanda, gizli münafıklar, benim itimad ettiğimhizmetçilerimizabıtatarafındanyanımagelmektenmenettikleriaynıvakitte,fırsatbulup,tanımadığımbirisiyle,sâbıkdokuzdefadandahatesirlibirzehirbanayutturdular.

Hemaynızamanda,Tonusluveâlimkardeşlerimizdenveburayakadargeçensenebenigörmek içingelipgörüşmedengidenHocaHaşmet,Yozgat’tanburayayazıyorki: “Saidvefat etmiş, Risale-i Nur’un yüz otuz risalesi muhafaza edilsin. Tâ ki, ileride tab’edeceğiz.”

HemaynızamandaHalil İbrahim’in,vefatımhakkındabirhazinmersiyehükmündekiparlakmektubu,şâkirtleriağlattırdı.

Hembuzamanapekyakın,Hüsrev’in,kendiâdetinemuhalif,benimvefatımadairbir-ikimektubunda,iki-üçgünömürgibitabirlerleecelimeişaretleri,birparçabenimüteessiretti.Acababengidiyorumdiyeendişeettim.

Hem bu aynı hengâmlarda, en ziyade hayat-ı dünyeviyedeki vazifemi düşünüpvefatımdansonraşâkirtlerbudehşetlizamandabenimbedelimedeovazifeyiyapacaklarmıdiyeçokmerakederken,birdenDenizli,Milâs,Isparta,İnebolu,ümidiminyüzderecefevkindeveöylebirsahabetkârâneveiltizam-perveraneovazifeyekoşupbaşkalarıdavemuallimveâlimlerikoşturdularki,benihayrethayretiçindebıraktılar.

Elhâsıl:Bubeşcihettekitevafuk,zahirbirkeramet-iNuriye’dir.– 106–

Kardeşlerim, merak etmeyiniz, Cevşen ve Evrâd-ı Bahâiye bu defa dahi o dehşetlizehirintehlikesinegalebeetti;tehlikedevresigeçti,fakathastalıkdevamediyor.

Umumkardeşlerimebirerbirerselâmveselâmetlerineduaedipşüphesizmakbulolandualarınıisterim.Veİnebolu’davecivarındahemçokhanımların,hemküçükyavrularınınRisale-iNur’uyazmayabaşlamalarınıveKur’ândersiniçokmâsumlarınalmasınıbütünruhucanımlatebrikederiz.

107

SaidNursî

32HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

33“Yeminolsunasra(hâdiselerleyüklüzamana,bilhassaonunsonparçasına)…”(Asrsûresi,103/1)

Page 52: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

34“Yeminolsunasra(hâdiselerleyüklüzamana,bilhassaonunsonparçasına):Şurasıbirgerçekki,hüsrandadırinsan.”(Asrsûresi,103/1-2)

35“Ancak iman edip, imanları istikametinde sağlam,yerinde, doğruve ıslahayönelik işler yapanlarmüstesna.” (Asrsûresi,103/3)

36“Ancakimanedip,(imanlarıistikametindesağlam,yerinde,doğruveıslahayönelikişleryapanlar)müstesna”

37“Yeminolsunasra(hâdiselerleyüklüzamana,bilhassaonunsonparçasına)…”(Asrsûresi,103/1)

38“Sağlam,yerinde,doğruveıslahayönelikişler”

39“Ancak”

40“Nimetvelütfunamazharettiklerininyolunailet.”(Fâtihasûresi,1/7)

41“Ümmetimdenbirtopluluk…”

42“…haküzerindegalipolacaktır.”

43“[Ümmetimdenbir topluluk]Allah’ın emri gelinceyekadar (yani kıyametinkopmasınakadar) [haküzerindegalipolacaktır].”Buhârî,menâkıb28,i’tisam10,tevhîd29;Müslim,imâre171;Tirmizî,fiten51.

44“Yeminolsunasra(hâdiselerleyüklüzamana,bilhassaonunsonparçasına)…”(Asrsûresi,103/1)

45“İmanedip,imanlarıistikametindesağlam,yerinde,doğruveıslahayönelikişleryapanlar.”

46“Birbirlerinehakkıvesabrıtavsiyeedenler…”(Asrsûresi,103/3)

47“Sabrı(tavsiyeedenler)”

48“(Gözünle)görmüşgibibilmezmisin,(Rabbinfillerlegelenoorduya)nasıldavrandı?”(Filsûresi,105/1)

49“Onlarıtaşlarlavuruyorlardı.”(Filsûresi,105/4)

50“Boşaçıkarmadımıonlarınhilevedüzenlerini?”(Filsûresi,105/2)

51“Boşa(çıkarmadımı)?”

52“(Gözünle)görmüşgibibilmezmisin,Rabbinfillerlegelenoorduyanasıldavrandı?”(Filsûresi,105/1)

53“Fillerlegelenoordu.”

54“Dünyaordusu”

55 (Hâşiye)Bu“Fil” lafzıkalkmasınınsırrı,eskizamanda,dehşetli fil-iMahmudîazametine,heybetinedayanmış,hücumetmişler.Şimdiise,dünyaservetinevemalınaveoservetlefilolarteşkiledip,hatta,kırkmilyonbirmillet,ofilgibifilolarla dört yüz milyonu esaret altına almış. Ve Avrupa medeniyetçileri, medeniyetin mehasiniyle, iyilikleriyle,menfaatleriyledeğil,belkimedeniyetinseyyiatıylavesefâhetiylevedinsizliğiyleüçyüzellimilyonmüslümanlarınhertaraftahâkimiyetleriniimhaedip, istibdadınaserfüruetmişvebumusibet-isemâviyeyesebebiyetvermiş.Vedünya-perest,gaddarzâlimler,zulümlerinecezaolaraktokatlargelmeye;vefakirvemâsumlarvemazlumlara,fânimallarınıvehayatlarınıâhiretlerineçevirmekvekıymettareylemekvedünyadakigünahlarınakeffaretü’z-zünûbetmeyekader-iilâhîye fetvaverdiler.Ben,birbuçuk senedirdünya-perestlerinbumusibettevaziyetlerinive sefâhetleriniveHarb-iUmumî sayfalarını kat’iyen bilmiyorum. Fakat iki sene evvelki vaziyetleri, bu sûre-i kudsiyenin mânâ-yı işarîtabakasındangelentokatlartamtamınaonlarınbaşlarınainiyorlar.Vesûreninbirmâna-yıişarîsinitamtefsirediyor.

56“Onlarıtaşlarlavuruyorlardı.”

57“Boşa(çıkarmadımı)?”

58“(Gözünle)görmüşgibibilmezmisin,Rabbinfillerlegelenoorduyanasıldavrandı?”

59“Fil.”

60“Dünya.”

61(Hâşiye-2)Evet,butokattan,pürşerbeşerşirktenşükregirmezseveKur’ân’atarziyevermezse,melâikeelleriyledeahcâr-ısemâviyebaşlarınayağacağınıbusûrebirmâna-yıişarîiletehditediyor.

Kardeşiniz

Page 53: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

SaidNursî

62“Allah’ın,göğsünüİslâm’aaçmasısebebiyle,Rabbitarafındannûrakavuşankimse…”(Zümersûresi,39/22)

63“Allah’ın,göğsünüİslâm’aaçmasısebebiyle,(Rabbitarafındannûrakavuşan)kimse…”

64“Okimse”

65“VeO…”

66 (Hâşiye)Buşerh-isadramünasebettarbirtevafukturkiÜstadımdananladım.Yirmibeşsenedirdaimaveenmühimbirduası “Allah’ım,göğsümüîmânaveİslâmaaç”münâcâtıolmuş.

67“Rabbitarafındannûrakavuşankimse…”

68“Rabbitarafındanbirnûr.”

69“Eyimanedenler!”(Bakarasûresi,2/104,153,172,178,183,208,254,264,267,278,282;Âl-iİmransûresi,3/100,102,118,130,149,156,200;Nisâsûresi,4/19,29,43,59,71,94,135,136,144;…)

70“VeO..”

71“İslâm’a..”

72“Rabbitarafındanbirnûr.”

73“Nur.”

74“OnunRabbi..”

75“Nur.”

76“Rabbitarafından.”

77“Evet,hiçşüphesizsizeAllah’tanbirNurvekendisiapaçıkolduğugibi,hergerçeğideaçıklayanbirKitap(Kur’ân)gelmişbulunuyor.Allah,oNurveKitapvasıtasıyla, (rızasını talepedenve rızası istikametindedavrananlarıhuzur,kurtuluşveemniyetyollarına)iletir.”(Mâidesûresi,5/15-16)

78“Eyinsanlar!HiçşüphesizRabbinizdensizekesinbirDelilgeldivesizeherşeyiolduğugibiapaydınlıkgösterenveyolunuzuaydınlatanparlakbirNurindirdik.”(Nisâsûresi,4/174)

79Nisâsûresi,4/162.

80“Allah’ın,göğsünüİslâm’aaçmasısebebiyle,(Rabbitarafındannûrakavuşan)kimse…”(Zümersûresi,39/22)

81“Evet,hiçşüphesizsize(Allah’tanbirNurvekendisiapaçıkolduğugibi,hergerçeğideaçıklayanbirKitap)gelmişbulunuyor.”

82“Allah’tan.”

83“Nur”

84“Kendisiapaçıkolduğugibi,hergerçeğideaçıklayanbirKitap(Kur’ân)”

85 “ONur ve Kitap vasıtasıyla, (rızasını talep eden ve rızası istikametinde davrananları huzur, kurtuluş ve emniyetyollarına)iletir.”

86“Apaçıkolduğugibi,hergerçeğideaçıklayan.”

87HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

88HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

89“Hiçsizdenbirinizölmüşkardeşinincesedinidişlemektenhoşlanırmı?”(Hucurâtsûresi,49/12)

90“Ölü.”

91“Ölü.”

92Sadece büyüklükte değil hiçbir konuda eşi ve benzeri olmayan, başka bir şeyKendisiyle kıyas bile edilemeyecekyegânebüyük,Allah’tır.

Page 54: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

93“Allah’tanbaşkailâhyoktur.”(Sâffâtsûresi,37/35;Muhammedsûresi,47/19)

94 “(Mânen) ölü iken (imanla) kendisini dirilttiğimiz ve kendisi için onunla insanlar arasında yolunu hiç şaşırmadanrahatçahareketettiğibirışıkvarettiğimizkimse…”(En’âmsûresi,6/122)

95“Ölü.”

96“Hiçsizdenbirinizölmüşkardeşinincesedinidişlemektenhoşlanırmı?”(Hucurâtsûresi,49/12)

97(Hâşiye)Buâyet,bizişiddetlegıybettenmenettiğinden,buhâdiseyiunutmalıyız,medâr-ıgıybetetmemeliyiz.İnşaallah,dahatekerrüretmeyecek.

98HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

99“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

100“Yaşvekuruhiçbirşeyyokturkiaçık,netbirkitaptabulunmasın.”(En’âmsûresi,6/59)

101Mülâhazadairesiaçık(Herkesinkabulettiğibirgörüşdeğil;tartışılır..)

102 (Hâşiye) Bazı müstensihler, bu bîçare Said hakkında “radiyallâhü anh” kelimesini bir dua niyetiyle yazmışlar. Benbozmakistedim,hatırageldiki:“Allahrazıolsun”manasındabirduadır,ilişme.Bendebozmadım.

103HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

104“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

105Allah’ınselâmı,rahmetivebereketiüzerinizeolsun.

106Allah’ahamdolsun;buRabbiminihsanıdır.

107KendindenbaşkaherşeyinfâniolduğugerçekBâkî,Allah’tır.

Page 55: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

BirinciŞuâ

108

İkiAcîbSuâleKarşıDef’atenHatıraGelenGaripCevaptır.

Birinci Suâl: Denildi ki; “Fâtiha ve Yâsin ve hatm-i Kur’ânî gibi okunan virdler,kudsîşeyler,bazenhadsizölmüşvesağinsanlarabağışlanıyor.Hâlbukiböylecüz’î,birtek hediye, ân-ı vâhidde hadsiz zâtlara yetişmek ve her birisine aynı hediyedüşmek,tavr-ıaklınharicindedir.”

Elcevap:Fâtır-ıHakîm,nasılkiunsur-uhavayıkelimelerinberkgibi intişarlarınavetekessürlerinebirmezraavebirvasıtayapmışve radyovasıtasıylabirminaredeokunanezan-ıMuhammedîyi (aleyhissalâtü vesselâm) umum yerlerde ve umum insanlara aynı andayetiştirmekgibi–öylede–okunanbirFâtiha’yıdahi,meselâumumehl-i imanemvâtınaaynıandayetiştirmekiçinhadsizkudretvenihâyetsizhikmetiylemânevîâlemde,mânevîhavadaçokmânevîelektrikleri,mânevîradyolarısermiş,serpmiş;fıtrîtelsiztelefonlardaistihdamediyor,çalıştırıyor.Hemnasılkibir lâmbayansa,mukabilindekibinleraynayaherbirinetambirlâmbagirer.AynenöyledebirYâsin-iŞerifokunsa,milyonlarruhlarahediyeedilse,herbirinetambirYâsin-iŞerifdüşer.

İkinciSuâl:Şiddetleveâmirânedenildiki;“SenRisale-iNur’unmakbuliyetinedairHazretiAli (radiyallâhu anh)veGavs-ıÂzam (radiyallâhu anh) gibi zâtlarınkasidelerindenşahitler gösteriyorsun. Hâlbuki, asıl söz sahibi Kur’ân’dır. Risale-i Nur, Kur’ân’ınhakikîbirtefsirivehakikatininbirtercümanıvemeselelerininburhanıdır.Kur’ânise,sâir kelâmlar gibi kışırlı, kemikli ve şuuru hususî ve cüz’î değildir. Belki Kur’ân,umum işârâtıyla ve eczasıyla ayn-ı şuurdur, kışırsızdır; fuzulî, lüzumsuzmaddeleriyoktur. Âlem-i gaybın tercümanıdır. Sözler hakkında söz onundur, görelim o nediyor?”

Elcevap:Risale-iNur,doğrudandoğruyaKur’ân’ınbâhirbirburhanı..vekuvvetlibirtefsiri..veparlakbirlem’a-yıi’câz-ımânevîsi..veobahrinbirreşhası..veogüneşinbirşuâı..veomaden-i ilm-ihakikattenmülhemvefeyzindengelenbirtercüme-imâneviyesiolduğundanonunkıymetiniveehemmiyetinibeyanetmek,Kur’ân’ınşerefinevehesabınave senâsına geçtiğinden; elbette Risale-i Nur’un meziyetini beyan etmekliği, hak iktizaedervehakikatister,Kur’ânizinverir.Benimgibibirtercümanınhissesiyalnızşükürdür.Hiçbir cihetle fahre, temeddühe, gurura hakkı yoktur ve olamaz. Gelecek âyetlerinişârâtına bu nokta-yı nazarla bakmak gerektir. Yoksa beni hodbinlikle itham edenlerehakkımıhelâletmem!..

Bu çok ehemmiyetli suâle karşı iki-üç saat zarfında birden Kur’ân’ın âyât-ı

Page 56: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

meşhuresinden –Sözler adedince– otuz üç âyetin hem manasıyla, hem cifirle Risale-iNur’a işaretleri, uzaktan uzağa icmâlen göründü. Ayrı ayrı tarzlarda otuz üç âyetinmüttefikanRisale-iNur’uremizleriylegösterdiğihayalmeyalgöründü.

İhtar:Enevvel,yirmidördüncüâyetinbaşındazikredilenihtaradikkatetmeklâzımdır.Oihtarınyeribaştaidi.Fakatoradahatırageldi,orayagirdi.

İkinci Bir İhtar: Tevâfukla işaretler, eğer münasebât-ı mâneviyeye istinad etmezse,ehemmiyeti azdır. Eğer münasebet-i mâneviyesi kuvvetli ise, bu onun bir ferdi, birmâsadakıhükmündeolsavemüstesnabirliyâkatibulunsa,ovakittevâfukehemmiyetlidir.Veokelâmdanbununiradesinebiremâreolur.Veondanoferdinhususîbirsurettedâhilolduğunayaremz,yaişaret,yadelâlethükmündeonugösterir.

İşte gelecek âyât-ıKur’âniye’ninRisale-iNur’a işaretleri ve tevâfukları, ekseriyet ilekuvvetli bir münasebet-i mâneviyeye istinad ederler. Evet, bu gelecek âyât-ı meşhuremüttefikanonüçüncüasrınâhirineveondördüncüasrınevvelinecifircebakıyorlar..veKur’ân ve iman hesabına bir hakikate işaret ediyorlar.. vemedar-ı teselli bir “Nur”danhaberveriyorlar..veozamanındalâletfitnesindengelenşübehâtıizaleedecek,Kur’ânîbirburhanı müjde veriyorlar… Ve o işaretlere ve remizlere tam mazhar ve o vazifeleribihakkın görecek,Risale-iNur gibi bir tefsir-iKur’ânî olacak.HâlbukiRisale-iNur bumezkûr noktada ileri olduğu, onu okuyanlarca şüphesiz olmasıyla delâlet eder ki; oâyetler,bilhassaRisale-iNur’abakıponaişaretediyorlar.

BirincisiSûre-iNur’danâyetü’n-nur’durki,Risale-iNur’unResâili’n-NurveRisalei’n-Nurve

Risaletü’n-Nurnamlarıylasebeb-itesmiyesininonaltısebebindenbirsebebolduğundan,birinciolarakonubeyanetmekgerektir.Buâyetü’n-nur:

109

Şuâyet-inûriyenin110manacaçoktabakatıvevücuh-ukesîresivardır.Veotabakalardanvevecihlerdenişârîveremzîbirvechi,manacavecifircenurlubirtefsiriolanRisalei’n-NurveRisaletü’n-Nur’adört-beşcümlesiyleoncihettenbakıyor.Veotabakalardanveovecihlerdenbirtabakavebirperdedahimu’cizâne,elektriktenhaberveriyor.

Risale-iNur’aBakanBirinciCümlesi: 111 ’tır. Yani, nur-u ilâhînin veyanur-uKur’ânî’nin veya nur-uMuhammedî’nin (aleyhissalâtü vesselâm)misali şu ’tır.Makam-ı cifrîsi dokuz yüz doksan sekiz olarak aynen Risaletü’n-Nur, –şeddeli , ikisayılmakcihetiyle–tamtamına,tevâfuklaonaişareteder.

Page 57: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

İkinciCümlesi: 112 dur.Yirmi Sekizinci Lem’a’da tafsilen beyan edildiğigibi, İmam Ali (radiyallâhu anh) Kaside-i Celcelûtiye’sinde sarahat derecesinde Risalei’n-Nur’a bakarak ve ona işaret ederek demiş: 113 Ben tahmin ediyorum ki, İmamAli’nin (radiyallâhu anh)bu işareti,bucümle-inuriyenin remzindenmülhemdir.Bucümle-iâyetinmakamı,beşyüzkırkaltıedip,Risale-iNur’unadediolanbeşyüzkırksekizegayetcüz’î ve sırlı iki fark ile tevâfuk noktasından işaret ettiği gibi remzî birmanasıyla tambakıyor.

ÜçüncüCümlesi: 114’dir.Eğer ’deki ,vakıflardagibi sayılsabeşyüzdoksansekizederektamtamınaResâili’n-NurveRisalei’n-Nuradediolanbeşyüzdoksansekizetevâfukla beraber 115 ’in adedine yine sırlı birtek farkla tevâfuk-u remzî ile hemResâili’n-Nur’uefradınadâhileder,hemyineRisalei’n-Nur’unşecere-imübârekiFurkan-ı Hakîm olduğunu gösterir. Eğer ’deki , kalsa o vakit makam-ı cifrîsi dokuz yüzdoksan üç eder, tevâfuka zarar vermeyen cüz’î ve sırlı beş farkla Risaletü’n-Nur adediolandokuzyüzdoksan sekize tevâfuklamanasının dahimuvâfakatine binâenona işareteder.

DördüncüCümlesi: 116 ’dirki,dokuzyüzdoksandokuzedereksırlıbirtekfarklaRisaletü’n-Nur adedi olan dokuz yüz doksan sekize tevâfuklamanasının kuvvetlimünasebetinebinâenişaretderecesinderemzeder.

Beşinci Cümlesi: 117 cümlesi, gayet cüz’î bir farkla Risaletü’n-Nur müellifininismiyle meşhur bir lâkabına, tevâfukla, manası baktığı gibi bakıyor. Eğer 118 ’dakimukadderzamir,izharedilirse 119olur,tamtamınatevâfukeder.

BuâyetnasılkiRisalei’n-Nur’aismiylebakıyor,öyledetarih-itelifinevetekemmülünetamtamınatevâfuklaremzenbakıyor. 120cümlesi, 121’dekitenvin,vakıfyeriolmadığından sayılmak..ve 122vakıfyeriolduğundan , olmakcihetiylebinüçyüzkırkdokuzederek,Resâili’n-Nur’unennuranîcüzlerinintelifihengâmıvetekemmülzamanıolanbinüçyüzkırkdokuztarihinetamtamınatevâfuklaişareteder.

Hem 123cümlesi,binüçyüzkırkbeşederek,Resâili’n-Nur’unintişarıveiştiharıveparlamasıtarihinetamtamınatevâfukeder.Çünküşeddeli ,iki ..şeddeli ,iki .. şeddeli aslı itibarıyla bir ve bir .. ve birinci 124 vakıf cihetiyle , ikinci vakıfolmadığından sayılır.Eğerşeddeli ,iki sayılsaovakitbinüçyüzyirmiikiederki,yineRisalei’n-Nurmüellifininmukaddemât-ınuriyeyebaşladığıaynıtarihetamtamınatevâfukeder.

Hem 125cümlesi;tâ-yıevvel ,ikinci isevakıfyeriolduğundan olmak..ve 126

’dekitenvin, sayılmakcihetiylebinüçyüzonbirederki,otarihteResâili’n-NurmüellifiRisaletü’n-Nur’un mübârek şecere-i kudsiyesi olan Kur’ân’ın basamakları olan ulûm-uArabiyeyitedrisebaşladığıaynıtarihetamtamınatevâfukederekremzenbakar.

İştebukadarmânidarvemüteaddittevâfukat-ıKur’âniye’ninittifakı,yalnızbiremâre,

Page 58: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

bir işaret değil; belki kuvvetli bir delâlettir, belki elektrik ile beraber Resâili’n-Nur’amünasebet-imâneviyesiylebirtasrihtir.

Buâyetinmünasebet-imâneviyesinin letâfetlerindenbir letâfetişudurki: İhbar-ıgaybnev’inden mu’cizâne hem elektriğe, hem Risalei’n-Nur’a işaret ettiği gibi, ikisininzuhurlarına ve zaman-ı zuhurlarından sonraki tekemmül zamanlarına ve hilâf-ı âdetvaziyetleriniçokgüzelgösteriyor.

Meselâ 127cümlesider:“Nasılkielektriğinkıymettarmetâı,neşarktannedegarptancelbedilmişbirmaldeğildir.Belkiyukarıda,cevv-ihavada,rahmethazinesinden,semâvât tarafından iniyor.Heryerinmalıdır.Başkayerdenaramaya lüzumyoktur.”der.ÖyledemânevîbirelektrikolanResâili’n-Nurdahi,neşarkınmâlûmatından,ulûmundanvenedegarbınfelsefevefünunundangelmişbirmalveonlardaniktibasedilmişbirnurdeğildir. Belki semâvî olan Kur’ân’ın, şark ve garbın fevkindeki yüksek mertebe-iarşîsindeniktibasedilmiştir.

Hemmeselâ 128 cümlesi,mana-yı remziylediyorki: “Onüçüncüveondördüncü asırda semâvî lâmbalar ateşsiz yanarlar, ateş dokunmadan parlarlar. Onunzamanı yakındır.” Yani, bin iki yüz seksen tarihine yakındır. İşte bu cümle ile nasıl kielektriğinhilâf-ıâdetkeyfiyetinivegeleceğiniremzenbeyaneder.AynenöyledemânevîbirelektrikolanResâili’n-Nurdahi,gayetyüksekvederinbirilimolduğuhalde,külfet-itahsile ve derse çalışmaya.. ve başka üstadlardan taallüm edilmeye.. ve müderrisîninağzından iktibas olmaya muhtaç olmadan herkes, derecesine göre o ulûm-u âliyeyi,meşakkatateşine lüzumkalmadananlayabilir, kendi kendine istifade eder,muhakkik birâlim olabilir. Hem işaret eder ki, Resâili’n-Nur müellifi dahi; ateşsiz yanar, tahsil içinkülfetvedersmeşakkatinemuhtaçolmadankendikendinenurlanır,âlimolur.

Evet bu cümlenin bu mu’cizâne üç işârâtı, elektrik ve Resâili’n-Nur hakkında hakolduğu gibi, müellif hakkında dahi ayn-ı hakikattir. Tarihçe-i Hayat’ını okuyanlar vehemşehrileribilirlerki;İzharkitabındansonramedreseusûlünceonbeşsenedersalmaklaokunankitapları,Resâili’n-Nurmüellifiyalnızüçaydatahsiletmiş.

Hemnasılkibucümleninmânevîmünasebetcihetindekuvvetliveletâfetliişaretivar;öyle de cifrî ve ebcedî tevâfukuyla hem elektriğin zaman-ı zuhurunun kurbiyetini, hemResâili’n-Nur’unmeydanaçıkmasını,hemdemüellifininvelâdetiniremzenhaberveriyor.Birlem’a-yıi’câzdahagösterir,şöyleki:

129’nunmakamı,binikiyüzyetmişdokuzolup, 130kısmıise–ikitenvin,iki sayılmak cihetiyle– bin iki yüz seksen dört ederek hem elektriğin taammümününkurbiyetini, hem Resâili’n-Nur’un yakınlığını, hem on dört sene sonra müellifininvelâdetini, 131kelime-ikudsiyesiylemânenişaretettiğigibicifir iledetamtamınaaynıtarihetevâfuklaişareteder.

Malûmdurki,zayıfve ince ipler içtimaettikçekuvvetleşir,kopmazbirhalatolur.Bu

Page 59: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

sırrabinâen,buâyetinbuişaretleribirbirinekuvvetverir,teyideder.Tevâfuktamolmazsadatamhükmündeolurveişareti,delâletderecesineçıkar.

Tenbih:Benbuâyet-i nûriyenin132 işaretlerini elektrik veResâili’n-Nur’un hatırı içinbeyanetmedim.Belkibuâyetini’câz-ımânevîsininbirşubesindenbirlem’asınıgöstermekistedim.

Elhâsıl: Bu âyet-i kudsiye, sarih manasıyla Nur-u ilâhî ve Nur-u Kur’ânî ve Nur-uMuhammedî’yi(aleyhissalâtüvesselâm)dersverdiğigibi,mana-yıişârîsiyledeherasrabaktığıgibi,onüçüncüasrınâhirineveondördüncüasrınevvelinedahibakarvedikkatlebaktırır.Vebu iki asrın âhirve evvellerindeenziyadenazara çarpan.. ve enziyademünasebet-imâneviyesibulunan..vebuâyetinumumcümlelerininmuvâfakatlarınıvemutabakatlarınıen ziyade kazanan, elektrik ile Resâili’n-Nur olduğundan doğrudan doğruya mana-yıremziylebakardiye,banakanaat-ikat’iyeverdiğindençekinmeyerekkanaatimiyazdım.HataetmişisemErhamü’r-râhimîn’denrahmetiyleaffetmesininiyazediyorum.Resâili’n-Nur’un bu âyetin iltifatına liyâkatini anlamak isteyen zâtlar, hangi risaleye dikkatlebaksalar anlarlar. Hiç olmazsa Eskişehir Hapishânesi’nin bir meyvesi olan OtuzuncuLem’a namındaki altı esmâ-yı ilâhiyeye dair Altı Nükte Risalesi’ne, hiç olmazsa oLem’a’dan İsm-i Hayy veKayyûm’a dair Beşinci veAltıncı Nükte’lere dikkatle baksaelbettetasdikeder.

Resâili’n-Nur’aİşaretEdenİkinciÂyet133 âyet-i meşhuresidir ki, 134 hadisinin vürûduna sebeb olmuş. ’in

işaretiSekizinciLem’a’da tafsilenbeyan edildiği gibi,Sûre-iHûd’da 135 âyetininiki kuvvetli işaret veren sayfasının mukabilindeki gayet meşhur bir âyetidir. Makam-ıcifrîsibinüçyüzüçederek,hemSûre-iŞûra’nınikincisayfasında 136ise,binüçyüzdokuzederekotarihteumummuhataplarıiçindebirisinehususanKur’ânhesabınailtifatedip istikametle emreder ki; birinci tarih ise, Resâili’n-Nur müellifinin Risale-i Nur’unetice veren ulûmun tahsiline başladığı tarihtir. Ve ikinci âyetin tarihi ise, o müellifinhârikabirsurettepekazbirzamandailimcetekemmülettiği..tahsildentedrisebaşladığı..ve üç ayda ve bir kış içinde on beş senede medresece okunan yüz kitaptan ziyadeokuduğu..veozamanınomuhitteenmeşhurulemâsınınyanındaoüçayınmahsulüonbeş seneninmahsulü kadar netice verdiği.. çokmükerrer imtihanlarla ve hangi ilimdenolursa olsun sorulanher suâle karşı cevab-ı savabvermekle isbat ettiği aynı tarihe, tamtamınatevâfuklaRisale-iNur’unistikametineremzenbirişarettir.137(Hâşiye)

ÜçüncüÂyet-iMeşhure138âyeti,kuvvetlimünasebet-imâneviyesiyleberabercifircebinüçyüzkırk

dört eder ki, o tarihte Risale-i Nur’un şâkirtleri gibi bu âyetin manasına daha ziyademazharolanlarzâhirengörülmüyor.Demekbuâyet,manasınınmüteaddittabakalarından

Page 60: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

işârîbirtabakadanveremzîbirperdedenKur’ân’ınparlakbirtefsiriolanRisale-iNur’abakıyor.VeenevvelnâzilolanSûre-iAlak’ta 139âyetigibimanasıylavemakam-ıcifriyle ifadeediyorki;binüçyüzkırkdörttenev-i insaniçindefiravunâneemsalsizbirtuğyan, bir inkâr çıkacak. 140 âyeti ise, o tuğyana karşı mücâhede edenleri senâediyor.

Evet harb-i umumî neticelerinden, hem âlem-i insaniyet, hem Âlem-i İslâmiyet çokzarar gördüler.Nev-i insanın, hususanAvrupa’nınmağrur ve cebbârları, bilhassa birisi,kuvvetvegınâyaveparayaistinadederekfiravunânebirtuğyanagirdiklerinden,ohususîinsanlarnev-ibeşerimes’ulediyordiye“insan”ism-iumumîsiyletabiredilmiş.

Eğer 141’dekişeddeli ,bir sayılsa,binikiyüzdoksandörtederki,Risaletü’n-Nurmüelifininbesmele-ihayatıdırvetarih-ivelâdetininbirincisenesidir.Eğerşeddeli ,iki ..ve ,bir sayılsaovakit,binüçyüzyirmidörttehürriyetin ilânıhengâmındamücâhede-imâneviyeiletezahüredenRisalei’n-Nurmüellifiningörünmesitarihidir.

DördüncüÂyet-iMeşhure142 âyetidir. Şu cümle Kur’ân-ı Azîmüşşan’ı ve Fâtiha sûresi’ni “müsennâ”

senâsıyla ifadeettiğigibi143,Kur’ân’ınmüsennâvasfına lâyıkbirburhanıvealtıerkân-ıimaniye ile beraber hakikat-i islâmiyet olan yedi esası, Kur’ân’ın seb’a-yı meşhuresiniparlak bir surette isbat eden ve 144 nuruna mazhar bir aynası olan Risale-i Nur’acifircedahiişareteder.Çünkü 145makam-ıebcedîsibinüçyüzotuzbeşadediyleRisalei’n-Nur’unfâtihasıolanİşârâtü’l-i’câztefsirininFâtihasûresi’yleBakarasûresi’ninbaşına ait kısmı basmakla intişar tarihi olan bin üç yüz otuz beş veya altıya tevâfuklaremzîbirperdedenonabaktığınabiremâredir.

BeşinciÂyet146’dir.Buâyetinremzi,latîftir.Çünkühemkuvvetlimünasebet-i

mâneviye ile, hem cifirle, efrad-ı kesîresi içinde, hususî bir surette Risalei’n-Nur vemüellifinebakıyor.Şöyle ki: 147 kelimesi,–tenvin sayılmak cihetiyle– beş yüz ederek“Saidü’n-Nursî” adedi olan beş yüze tevâfukla işaret ediyor ki; “Saidü’n-Nursî dahi,meyyithükmündeidi.Risaletü’n-Nurileihyaedildi,onunlahayatbuldu.”

Evet, 148 ’daki iki tenvin, ’durlar.Bin üç yüz otuz dört eder ki, o aynızamanda(Arabîtarihle)Said’inumumîharpte,maddîvedehşetlibirmevttendahiharikabirtarzdakurtulması..vefelsefevegaflettengelenmânevîveşiddetlibirölümdennecatbulması.. ve Kur’ân’ın âb-ı hayatıyla taze bir hayata girmesi tarihidir. Bu tevâfuk-umânevîvemuvâfakat-ıcifriye,delâletderecesindebirişarettir.

Hem 149’detenvin, ..veşeddeli ,iki ..ve detelaffuzedilen sayılmakcihetiylebinikiyüzdoksandörtederki,velâdetininvehayatınınbirincisenesidir.Demek

Page 61: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

bucümleilehayat-ımaddiyesine,evvelkicümleiledehayat-ımâneviyesineişareteder

Elhâsıl:Buâyet,müteadditveçoktabakalarındanbir işârî tabakadanhemRisaletü’n-Nur’a,hemmüellifine,hembuondördüncüasrıniptidâsına,hemiptidâsındakiRisaletü’n-Nur’unmebdeineremzen,belkiişareten,belkidelâletenbakar.

150ÂyetininTetimmesi151 âyetinin kuvvetli işaretini hem teyid, hem

letâfetlendirenüçmünasebetbirdenRamazandakalbimegeldi.Kat’îbirkanaatverdiki,152kelimesinetammünasipSaid’dir.BuâyetinRisale-iNurtercümanıolanSaid’imeyyitunvanıylagöstermesininbirhikmetibudurki:

MevtinmuammasınıvetılsımınıRisale-iNurileO,açmış;odehşetliyüzünaltındaehl-iimanaçokünsiyetli,sürûrlu,nurlubirhakikatkeşfedipisbatetmiş.Vemevt-âlûdhayat-ıfâniyede boğulan ehl-i ilhada karşı bâkiyâne, hayat-âlûd,muvakkat birmevt-i zâhirî ilegâlibâne mukabele eder. 153 sırrına mazhar olan ehl-i ilhad, gayr-i meşrûmüşteheyâtının ibâhesiyle süslendirmesine mukabil; Risale-i Nur, mevti o aldatıcı, fânihayatakarşıçıkarıplezzetvezînetinizîruzebereder.Vederveisbatederki;“Mevt,ehl-idalâlet için idam-ı ebedîdir.Ve o dehşetli darağacından kurtaran vemevti,mübârek birterhis tezkeresine çeviren yalnızKur’ân ve imandır.” İşte bunun içindir ki, bu hakikat-imuazzama-yımevtiye,Risale-iNur’dagayetmühimvegenişbirmevkialmış;hattaekserhücumundamevtielindetutupehl-idalâletinbaşınavurur,aklınıbaşınagetirmeyeçalışır.

İkincisi:Ehl-i tarîkatinvebilhassaNakşîlerindört esasındanbiriveenmüessiriolanrâbıta-yımevt,EskiSaid’iYeniSaid’e(radiyallâhuanh)çevirmişvedaimahareket-ifikriyedeYeniSaid’e yoldaş olmuş.Başta İhtiyarlarRisalesi olarak, risalelerde o râbıta, keşfiyatıgösteregösteretâehl-iimanhakkındamevtinnuranîvehayattarvegüzelhakikatinigörüpgösterdi.

Üçüncüsü: Bu âyet, cifir ve ebced hesabıyla her tarafta Said’e hücum eden üç çeşitmevtin temas zamanını ve tarihini aynen gösterip tevâfuk eder. Demek âyettekikelimesinin efradından medar-ı nazar bir ferdi ve cifirce onun ismi adedine tamtevâfuklahususîişaretemazharbirmâsadak“Saidü’n-Nursî”dir.

Sabri’ninSadakatininBirKerametidirBennamazdansonrabutetimmeyiyazarkenSıddıkSüleyman’ınhalefiEmin,Sabri’nin

154 âyetine dair parçayı aldığını ve Ramazan’ın feyzinden onun izahı gibi nurlaristediğini gördüm. Ne yazdığımı Emin’e gösterdim, hayretle dedi: “Bu hem Sabri’nin,hem Risale-i Nur’un bir kerametidir.” Bu âyetteki esrarlı muvâzene-i Kur’âniye’yidüşünürken,Sûre-iHûd’daki 155 fıkrasınakarşı 156 ’dekimuvâzenehatırageldi ve bildirdi ki; nasıl ki bu ikinci âyet ve birinci fıkra, Risale-i Nur’unmesleğine,şâkirtlerinetamtamınamânenvecifircebakıyor.Öylede 157âyetidahi,

Page 62: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risale-i Nur’un muârızlarına ve düşmanlarına ve onların cereyanlarının mebdeine vefaaliyetdevresinevemüntehâsınacifirile,tevâfukileişareteder,şöyleki:

158 gibi âyetlerin bahsinde Birinci Şuâ’da yedi-sekiz âyâtın ehemmiyetlegösterdikleribinüçyüzonaltıveyeditarihiki,Kur’ân’akarşıolansû-ikasdınmebdeidir.

159cifirceaynıtarihigösteriyor.Eğerşeddeli ,iki sayılsabinüçyüzelliyedi..eğerşeddeli ,iki sayılsabinüçyüzkırkyediki,buasrın tâgiyânefaaliyet tarihidir.Her ikişeddeli harf, ikişer sayılsabinüçyüz seksenyediki – 160–dehşetli bir cereyanınmüntehâsıtarihiolmakihtimalivar.

161isebinüçyüzaltmışbir..eğer 162’dekiokunmayan sayılmazsabinüçyüzellibirtarihini..eğerşeddeli ,asılitibarıylabir vebir sayılsayinebinüçyüzotuzbirtarihiniveharb-iumumîâfetininferyadufîzariçindekiyangınınıgöstererekcehennemateşinde zefîr ve şehîk eden ehl-i şekâvetin azabını haber verip, ehl-i imanı fitneleredüşürenşakîlerinhemdünyada,hemâhirettecezalarınaişareteder.Aynenöylede,buasrada zâhiren bakan, esrarlı olan Sûre-i 163’den şu âyetin

164 ifadesi gibi hem İstanbul’un iki harîk-ı kebiri, hemharb-iumumînindehşetliyangını,cehennemazabıgibiofitneninbircezasıdırdiyeişareteder.

Elhâsıl:Buâyet,herasrabaktığıgibibuasradahaziyadenazar-ıdikkaticelbetmekiçincifircebuasrınüç-dörtdevresinintarihlerinevehâdiselerineişaret..vemanasınınsuretiylevetarz-ıifadesiyleikicereyanınkeyfiyetlerinevevaziyetlerineîmaeder.

Sabri’ninmektubuyoldaikenvegelmedenevvelomektubunmânevîtesiriilebuâyeti165 âyetiyle beraber düşünürken hatırıma geldi. Risale-i Nur’un bu derece kuvvetli

işaret-i Kur’âniye’ye.. ve şâkirtlerinin bu kadar kıymetli beşaret-i Furkaniyeye veaktabların iltifatınamazhariyetinin sırrı ve hikmeti, musibetin azameti ve dehşetidir ki;hiçbir eserinmazharolmadığıkudsî bir takdir ve tahsin almış.Demekehemmiyetonunfevkalâdebüyüklüğündendeğil,belkimusibetinfevkalâdedehşetinevetahribatınakarşı,mücâhedesicüz’îveazolduğuhâlde,gayetbüyüköylebirehemmiyetkesbetmişki,buâyette işaret ve beşaret-iKur’âniye’de ifade eder ki;Risale-iNur dairesi içine girenler,tehlikede olan imanlarını kurtarıyorlar ve imanla kabre giriyorlar ve cennete gideceklerdiyemüjdeveriyorlar.Evet,bazıvakitolurki,birnefergördüğühizmetiçinbirmüşîrinfevkineçıkar,binlerderecekıymetalır.

İhtar:Geçmişvegelecekâyetlerinişaretleri,yalnıztevâfukladeğil;belkiherbirâyetinmana-yıküllîsindekicüz’iyat-ıkesîresindenbircüz’î ferdiRisale-iNurolduğunaîmaen,münasebet-imâneviyeyegöre cifrîveebcedîbir tevâfuklaomünasebeti teyidenveonabinâenhususîonabakardemektir.

AltıncıÂyet

Page 63: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Sûre-iHadid’de 166Yani,“Karanlıklariçindesizebirnurihsanedeceğimki,onur ile doğru yolu bulup onda gidesiniz.” Lillâhilhamd Risale-i Nur, bu kudsî ve küllîmananınparlakbirferdiolduğugibi; 167’dakitenvin sayılmakcihetiylebinüçyüzonsekiz adediyle Resâili’n-Nurmüellifi tedristen, telif vazifesine vemücâhidâne seyahatebaşladığızamanınbeşseneevvelkizamanınaveçokâyetlerinişaretettikleribinüçyüzonaltı tarihindekimühim bir inkılâb-ı fikrîden iki sene sonraki zamana tevâfuk eder ki; ozaman,istihzârât-ınuriyeyebaşladığıaynıtarihtir.İşteşunurluâyetinhemmanaca,hemcifirce tevâfuku ise,umumvücuhuayn-ı şuurolanKur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’daelbetteittifakîvetesadüfîolamaz.

YedinciÂyet168 Şu âyet-i meşhurenin küllî manasının bu zamanda zâhir bir mâsadakı

Risaletü’n-Nurolduğugibi,lafzullahtakişeddeli ,bir ..ve 169’dekimelfuz sayılmakşartıyla dokuz yüz doksan sekiz adediyle Risaletü’n-Nur’un dokuz yüz doksan sekizadedine tamtamına tevâfukla,münasebet-imâneviyeyebinâenremzenonabakar.Veburemzi latîfleştiren ve kuvvet veren münasebetlerin birisi şudur ki; Risaletü’n-Nur’uneczaları,Sözlernamıylaiştiharetmişler.SözleriseArapça“Kelimât”tır.VeoKelimâtileKur’ân’ın hakâikinin o derecemahz-ı hak ve ayn-ı hakikat olduğunu isbat etmiş ki, buzamanındinsizfeylesoflarınıtamsusturuyor.

SekizinciÂyet170 ’dir. Şu âyet-i meşhurenin küllî manasının bu asırda muvâfık ve

münasipbirferdi,Risaletü’n-Nurolduğugibi;cifirle 171kelimesi,– 172’takitenvin,sayılmakcihetiyle–Risaletü’n-Nuradediolandokuzyüzdoksansekizeyineikisırlıfarkile baktığı gibi,173(Hâşiye) 174 cümlesinin makam-ı ebcedîsi ile bin üç yüz on altıederek Risale-i Nur müellifinin tedrisiyle istihzârât-ı nuriyede bulunduğu en hararetlitarihiolanbinüçyüzonaltıadedinetamtamınatevâfukeder.

DokuzuncuÂyetHem Bakara sûresi’nde, hem Lokman sûresi’nde 175 cümlesidir. Yani,

“Allah’aimanedenhiçkopmayacakbirzincir-inuraniyeyapışır,temessükeder.”Risale-iNurise,iman-ıbillâhınKur’ânîburhanlarındanbuzamandaennuranisiveenkuvvetlisiolduğu tahakkuk ettiğinden, bu 176 külliyetinde hususî dâhil olduğuna teyiden,makam-ıcifrîsibinüçyüzkırkyediederekRisaletü’n-Nurintişarınınfevkalâdeparlamasıtarihine tam tamına tevâfukla bakar. Ve bu on dördüncü asırda Kur’ân’ın i’câz-ımânevîsinden neş’et eden bir urvetü’l-vüskâ ve zulümâttan nura çıkaracak bir vesile-inuraniye,Risalei’n-Nurolduğunuremzenbildirir.

OnuncuÂyet

Page 64: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

177

OnBirinciÂyet178

OnİkinciÂyet179 âyetleridir.Meâl-i icmâlîleri der ki: “Kur’ân, hikmet-i kudsiyeyi size

bildiriyor. Sizi mânevî kirlerden temizlendiriyor.” Bu üç âyetin küllî ve umumîmanalarındaRisale-iNur,kastîbirsurettedâhilolduğunaikikuvvetliemârevar.

Birisi Şudur ki: Risale-i Nur’un müstesna bir hâssası, ism-i Hakem ve Hakîm’inmazharıolupbütünsafahatında,mebâhisindenizamveintizam-ıkâinatınaynasındaism-iHakem veHakîm’in cilveleri olan hikmet-i kudsiyeyi ve hikemiyât-ıKur’âniye’yi dersveriyor.Mevzuuveneticesi,hikmet-iKur’âniye’dir.

İkinciEmâre:Birinciâyet,binüçyüzyirmi ikiederekmakam-ıebcedî ileRisalei’n-Nur müellifinin doğrudan doğruya ulûm-u âliyeden ( ) başını kaldırıp hikmet-iKur’âniye’ye müteveccih olarak hâdimü’l-Kur’ân vaziyetini aldığı tarihtir ki, bir senesonraİstanbul’agitmiş,mânevîmücâhedesinebaşlamış.

İkinciâyet ise,makam-ı cifrîsi binüçyüz iki ederekRisale-iNurmüellifininKur’ândersini aldığı tarihe tam tamına tevâfuk ile remzen Kur’ân’ın bâhir bir burhanı olanResâili’n-Nur’abakar.

Üçüncü âyet ise, bin üç yüz otuz sekiz olduğundan hikmet-i Kur’âniye’yi Avrupahükemâsına karşı parlak bir surette gösterebilen ve gösteren Risalei’n-Nur müellifi,Dârü’l-Hikmeti’l-islâmiye’de hikmet-i Kur’âniye’yi müdafaa etmekle, hatta İngiliz’inbaşpapazının suâl ettiği ve altı yüz kelime ile cevab istediği altı suâline altı kelime ilecevab vermekle beraber inzivâya girip bütün gayretiyleKur’ân’ın ilhamatındanRisale-iNur’unmeseleleriniiktibasabaşladığıaynıtarihetamtamınatevâfuklaremzenbakar.

OnÜçüncüÂyetSûre-iÂl-iİmran’da 180

OnDördüncüÂyetSûre-iNisa’da 181

Buikiâyet,buasradahususîbakarlar.

Birincisininmeâligösteriyorki;ehl-idalâlet,müteşâbihât-ıKur’âniye’yiyanlışte’vilâtile tahrifine ve şüpheleri çoğaltmasına çalıştığı bir zamanda ilimde rüsuhu bulunan birtâife, o müteşâbihât-ı Kur’âniye’nin hakikî te’villerini beyan edip ve iman ederek oşübehâtı izale eder.Bu küllîmananın her asırdamâsadakları ve cüz’iyatları var.Harb-i

Page 65: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

umumîvasıtasıylabin senedenberiKur’ânaleyhinde terâkümedenAvrupa itirazları veevhamları,Âlem-i İslâm içindeyolbulupyayıldılar.O şübehâtınbirkısmı fennî şeklinigiydi,ortayaçıktı.Buşübehâtıve itirazları,buzamandadefedenbaştaRisalei’n-Nurveşâkirtleri göründüğünden, bu âyet bu asra da baktığından, Risalei’n-Nur ve şâkirtlerineremzenbakmaklaberaber,ulemâ-yımüteahhirîninmezhebinegöre 182’tavakfedilmez;o hâldemakam-ı cifrîsi, aynen 183 ’nınmakamı gibi bin üç yüz kırk dört ederekResâili’n-Nur ve şâkirtlerinin meydan-ı mücâhede-i mâneviyeye atılmaları tarihine tamtamına tevâfukla, onları da bu âyetin harîm-i kudsîsinin içine alıyor. Hem haşrin enkuvvetliveparlakbirburhanıolanOnuncuSöz’ünetrafayayılmasıtarihine..veKur’ân’ınkırkvecihlemu’cizeolduğunubeyanedenYirmiBeşinciSöz’üniştiharıhengâmına..hem

adedinetamtamınatevâfuklabakar.

Eğermezheb-iselefgibi 184’tavakıfolsa,ohâlde 185’dekişeddeli iki sayılsa,bin üç yüz altmış küsur ederek Risaletü’n-Nur şâkirtlerinin bundan on beş-yirmi senesonraki râsihâne ve muhakkikâne olan ilimlerine ve imanlarına remzen baktığı gibi;şeddeli ,asılitibarıylabir vebir sayılsabinikiyüzonikiederekbundanbirbuçukasırevvel Mevlâna Hâlid Zülcenâheyn’in Hindistan’dan getirdiği parlak bir ilm-i hakikatrüsuhuylaozamandameydanalante’vilât-ıfasideyiveşübehâtıdağıtarakyüzsenedeellimilyondan ziyade insanları daire-i irşadına aldığı ve tenvir ettiği zamanın tarihine tamtamınatevâfuklabakar.

İkinci âyet olan 186 ’deki şeddeli , aslına nazaran bir ve bir sayılmakcihetiylemakam-ıebcedîsibinüçyüzkırkdörtetmekleherasrabaktığıgibibuasradahususîremzenbakar.Veilm-ihakikatterâsihâneçalışanvekuvvetliimanedenbirtâifeyeişaret eder. Ve çok âyetlerin ehemmiyetle gösterdikleri bu bin üç yüz kırk dörtteRisaletü’n-Nurveşâkirtlerindendahaziyadebuvazifeyimüşkülşerâitiçindesebatkârâneyapanzâhirdegörülmüyor.Demekbuâyetonlarıdahidaire-iharîminehususîdâhilediyor.

OnBeşinciÂyet187 Şu âyet, bu zamana dahi hitab eder. Çünkü tamamı – 188

hariç kalsa– bin üç yüz altmış küsur eder. Eğer 189 ’den sonraki olsa 190 ve 191

kelimelerindekitenvinler, sayılsabinüçyüzoneder.Demekbuasradahitabeder.Hem192cümlesi,yalnızdörtfarklafurkanadedinetevâfuklasarîhenbaktığıgibi,okudsî

burhan-ı ilâhînin bu zamanda parlak ve kuvvetli bir burhanı olan Resâili’n-Nur’a dahiikincicümlesiolan 193adedi,ikitenvinvakıftaikielifsayılmakcihetiylebeşyüzdoksansekizederek,aynentamtamınaResâili’n-Nur’aveRisalei’n-Nuradedinetevâfukile o semâvîburhan-ı kudsîninyerdebir burhanı,Resâili’n-Nurolduğunu remzenhaberveriyor.

İhtar: Sözler’in üç ismi olan Risalei’n-Nur veya Resâili’n-Nur veya Risaleti’n-Nur’dakişeddeli ,iki sayılmak,cifirceağlebîbirkaidedir.Şeddeliharfbazenbir,bazen

Page 66: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

ikisayılabilir.

OnAltıncıÂyet194 ’dür.Şu şifalı âyet, çok zamandır benimdertlerimin şifası ve ilâcı olduğu

gibi; eczahâne-i kübrâ-yı ilâhiye olanKur’ân-ıHakîm’in tiryakî ilâçlarından,Risalei’n-Nur eczalarının kavanozlarından alarak belki bin mânevî dertlerime bin kudsî şifayıbuldum veResâili’n-Nur şâkirtleri dahi buldular.Ve fenden ve felsefenin bataklığındançıkan ve tedavisi çok müşkül olan ve zındıka hastalığına mübtela olanlardan çokları,onunlaşifalarınıbuldular.

İşte her derde şifa olan Kur’ân’ın ilâçlarının bu zamanda bir kısım kavanozlarıhükmünde bulunan Resâili’n-Nur dahi, bu şifadar âyetin bir medar-ı nazarı olduğunakuvvetli bir emâre şudur ki; bu âyetinmakam-ı cifrîsi olan bin üç yüz kırk altı adedi,Resâili’n-Nur’unbinüçyüzkırkaltıdaşifadârâneetrafaintişarınıntarihine..veMu’cizât-ıAhmediye(aleyhissalâtüvesselâm)namındaolanrisale-iharikanınzaman-ıtelifinetamtamınatevâfukudur.Şutevâfuk,hemmünasebet-imâneviyeyiteyidveonunlateeyyüdeder,hemremizdenişaretderecesineçıkarıyor.

OnYedinciÂyet195’deki 196’nünmakam-ıcifrîsi,–şeddeli ’lar,birer ..

ve şeddeli , bir sayılmak cihetiyle– bin üç yüz yirmi dokuz ederek, harb-i umumîninbaşlangıcı zamanında Resâili’n-Nur’un başlangıcı olan İşârâtü’l-i’câz tefsirinin tarih-itelifinetamtamınatevâfuklaberaber–şeddeli ,iki sayılmakcihetiyle–binüçyüzkırkdokuz ederek, harb-i umumînin verdiği sarsıntılar zamanında Resâili’n-Nur’un 197

diyerek ehl-i dünyadan hiçbir yerde himâye görmeden, belki tehâcüme hedef olmaklaberaberçekinmeyerek,yalnızbaşlarıylamüşkülâtiçindeenvâr-ıKur’âniye’yineşrettikleriaynı tarihe tam tamına tevâfuku ise, her cihetiyle ayn-ı şuurolan âyâtta elbette tesadüfîolamaz.Belkibugibi âyetler, enmüşkülzamanolanbuasradahi,hususîbakarlarveoâyâtıkendilerine rehber ittihazedenbirkısımşâkirtlerinehususî iltifatedip iltifatlarıylateşcîederler.

Buâyet,sâbıkâyetlergibimünasebet-imâneviyesigerçizâhirengörünmüyor.FakatbircihetleResâili’n-Nurilebirnevimünasebetivardır,şöyleki:

On üç senedir198(Hâşiye) bu âyet, Risaletü’n-Nur müellifinin ve sonra has şâkirtlerininmağriptensonrabirvird-ihususîleridir.Hembuâyetinmanasınabuzamandatammazharve herkes onlardan çekinmesinden fütur getirmeyerek 199 deyip mütevekkilânemüşkülât-ıazîme içinde envâr-ı imaniyeyi ve esrar-ıKur’âniye’yi neşreden, ehl-i imanıme’yusiyettenkurtaranbaştaRisaletü’n-Nurveşâkirtleridir.

OnSekizinciÂyet

Page 67: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

200 ’dir. Bu âyet, meâliyle hizbullahın zâhirî mağlubiyetinden gelenme’yusiyetiizaleiçinkudsîbirteselliverir..vehizbullaholanhizb-iKur’ânîninhakikatteve âkıbette galebesini haber verir. Ve bu asırda hizb-i Kur’ânînin hadsiz efradındanResâili’n-Nur şâkirtleri tezahür ettiklerinden bu âyetin küllî manasında hususî dâhilolmalarınabir emâreolarakmakam-ı cifrîsi olanbinüçyüz elli adedi ileResâili’n-Nurşâkirtlerinin zâhirî mağlubiyetleri.. ve bir sene sonra mahpusiyetleri içinde mânevîgalebeleri ve metânetleri.. ve haklarında yapılan müthiş imha plânını akîm bırakanihlâslarıvekuvve-imâneviyeleritezahüretmesininrumîtarihiolanbinüçyüzelliveellibirveelli ikiadedine tamtamına tevâfuku,elbetteşefkatkârâne, tesellidârânebir remz-iKur’ânîdir.

OnDokuzuncuÂyet201

Şu âyetin umum manasındaki tabakalarından bir tabaka-yı işariyesi bu asra dahibakıyor.Çünkü 202hemmanacakuvvetlimünasebetivar,hemcifircebinüçyüzyirmialtıederekotarihtekihürriyetinkılâbındanneş’etedenfırtınalarınhengâmındaherşeyi sarsano fırtınalarınveharplerinzulümâtındankurtulmak içinnurarayanmüminleriçinde,Resâili’n-Nurşâkirtleriazbirzamansonratezahürettiklerindenbuâyetinefrad-ıkesîresindenbuasırdabirmâsadakıonlarolduğunabiremâredir. 203cümlesibinüçyüzaltmışa bakıyor. Demek bundan beş-altı sene sonra istiğfar devresidir. Resâili’n-Nurşâkirtlerininozamandaistiğfardersinivereceğineremzenbirîmadır.

YirminciÂyet204Şu âyet-i azîme, sarîhenAsr-ı Saadet’te nüzûl-üKur’ân’a baktığı

gibi, sâir asırlara dahi mana-yı işârîsiyle bakar.. ve Kur’ân’ın semâsından ilhamî birsurettegelenşifadarnurlaraişareteder.İştedoğrudandoğruyatabib-ikulûbolanKur’ân-ıHakîm’in feyzinden ve ziyasından iktibas olunan Risaletü’n-Nur, benim çoktecrübelerimle umum mânevî dertlerime şifa olduğu gibi, Resâili’n-Nur şâkirtleri dahitecrübeleriylebenitasdikediyorlar.DemekResâili’n-Nur,buâyetinbirmana-yıişârîsindedâhildir.Vebuduhûlünebir emâreolarak 205 ’ninmakam-ı cifrîsi binüçyüzotuzdokuzederekaynıtarihteKur’ân’danilhamolunanResâili’n-Nur,buasrınmânevîvemüthiş hastalıklarına şifa olmaklameydana çıkmayabaşlamasındanbu âyet, onahususîremzettiğinebanakanaatveriyor.Benkendikanaatimiyazdım,kanaateitirazedilmez.

YirmiBirinciÂyetveyaÂyetler206

207

Sekiz-dokuz âyetlerde “sırat-ı müstakîm”e nazarı çeviriyorlar.208 Ve bu doğru,

Page 68: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

istikametli yolu bulmak için daima Kur’ân’ın nurundan her asırda o asrın zulmetlerinidağıtacak ve istikamet yolunu tenvir edecek Kur’ân’dan gelen nurlar olmakla ve budehşetlivefırtınalıasırdaodoğruyoluşaşırtmayacakbirsurettegösterenbaşta,şimdilikRisaletü’n-Nurtezahürettiğinden,hembusırat-ımüstakîmkelimesininmakam-ıcifrîsi,–tenvin, sayılmak cihetiyle– bin eder.Medde olmazsa dokuz yüz doksan dokuz ederekyalnız bir veya iki farkla209(Hâşiye) Risaletü’n-Nur adedi olan dokuz yüz doksan sekizetevâfukla, sekiz-dokuz âyetlerde sırat-ı müstakîm kelimeleri bu mezkûr iki âyet gibiRisaletü’n-Nur’u sırat-ı müstakîmin efradına hususî idhal edip remzen ona baktırır veistikametineişareteder.Eğer 210 ’taki tenvinsayılmazsa,“en-nur”dakişeddelinun,birnunsayılır,yinetevâfukeder.

Hemnasılkibuâyet,Risalei’n-Nur’aismiylebakıyor;öyledeonunistihzârâtzamanınadabakar.Çünkü 211’inmakam-ıcifrîsibinüçyüzonaltıederekRisaletü’n-Nurmüellifinin ihtiyârsız olarak istihzârât-ı nuriyede bulunduğu ve umum mâlûmatınıKur’ân’ın fehminebasamaklaryaptığıenhararetli tarihiolanbinüçyüzonaltıadedinetam tamına tevâfuku elbette evvelki işârâtı teyid ve onunla teeyyüd ederek Risaletü’n-Nur’udaire-iharîmineremzen,belkiişaretendâhilediyor.

Cây-ıdikkatveehemmiyetlibirtevâfukturki;Risaletü’n-Nurmüellifibinüçyüzonaltısıralarındamühimbirinkılâb-ıfikrîgeçirdi,şöyleki:

Otarihekadarulûm-umütenevviayı,yalnızilimletenevvüriçinmerakederdi,okurdu,okuturdu.FakatbirdenotarihtemerhumvaliTahirPaşavasıtasıylaAvrupa’nınKur’ân’akarşı müthiş bir sû-i kastları var olduğunu bildi. Hatta bir gazetede İngiliz’in birmüstemlekâtnâzırıdemiş:

“BuKur’ân, İslâm elinde varken biz onlara hakikî hâkim olamayız.Bunun sukutunaçalışmalıyız.”dediğiniişitti,gayretegeldi.

Birdenmakam-ıcifrîsibinüçyüzonaltıolan 212 fermanınımânendinleyerekbirinkılâb-ı fikrî ile merakını değiştirdi. Bütün bildiği ulûm-u mütenevviayı Kur’ân’ınfehmine ve hakikatlerinin isbatına basamaklar yaparak hedefini ve gaye-i ilmiyesini venetice-ihayatını,yalnızKur’ânbildi.VeKur’ân’ıni’câz-ımânevîsi,onarehbervemürşidve üstad oldu. Fakat, maatteessüf o gençlik zamanında çok aldatıcı ârızalar yüzündenbilfiilovazifeninbaşınageçmedi.Birzamansonraharb-iumumînintarrakavegürültüsüileuyandı.Osabitfikircanlandı,bilkuvvedenbilfiileçıkmayabaşladı.İştehemona,hemRisaletü’n-Nur’açokalâkasıbulunanbubinüçyüzonaltıtarihineçokâyetlermüttefikanbakarlar.Meselâ,nasılki 213âyeti,tamtamınatevâfuklaişareteder.Aynenöyledebirâyet-imeşhureolan 214makam-ıcifrîsi,–şeddeli ,bir sayılsavetenvinsayılmazsa–binüçyüzonaltıederekaynentamtamınaotariheişareteder.Hemnasılkiyedi-sekiz sûrelerde gelen âyetler ve o âyetlerde gelen sırat-ı müstakîm cümleleri,Risaletü’n-Nurisminetevâfuklaberaber,bumezkûrikiâyetgibibirkısmıRisaletü’n-Nur

Page 69: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

telifinintarihinidegösterir.Aynenöyledeyediadetsûrelerinbaşlarındayedidefa 215 cümle-ikudsiyesininmakam-ı cifrîsiolanbinüçyüzonaltıveyayedi ederekaynentamtamınaobinüçyüzonaltıtarihinetevâfuklaişaretettiğigibi, 216âyetidahi,aynenbinüçyüzonaltıederek,obinüçyüzonaltıtarihinetevâfuklaişareteder.Güya,nasıl ki Asr-ı Saadet’te Kur’ân’daki iman hakikatlerine alâmetler, deliller ve o Kitab-ıMübin’indâvâlarınaburhanlarıvehüccetleri,gözleredegöstermekmanasında,tekrarile

218 217

fermanlarıylaKur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan ilânat yapıyor.Öyledebudehşetli asırdadahi,bir mana-yı işârîsiyle o âyât-ı furkaniyenin burhanları ve hakkaniyetinin alâmetleri vehakikatlerininhüccetlerivehakkelâmullaholduğunadelilleriolanResâili’n-Nur’amana-yıişârîsiylealâmetveburhanveemârevedelilmanasıylaâyâtınâyetleridiyetekrarile

ferman ederek nazar-ı dikkatiKur’ân hesabına bu asra ve bu asırdakiResâili’n-Nur’açeviriyoritikatediyorum.

Evetherbircihetileayn-ışuurolanâyât-ıKur’âniye’ninböyleyirmivecihleveyirmiparmakla aynı şeyemüttefikan işaretleri tasrih derecesinde bana kanaat veriyor. Benimkanaatimeiştiraketmeyen,buittifakanediyecekvenediyebilir?Hangikuvvetbuittifakıbozar? Resâili’n-Nur, bu asra gelen işârât-ı Kur’âniye’ye hususî bir medar-ı nazarolduğunakiminşüphesivarsaKur’ân’ınkırkvecihlemu’cizesini isbateden“Mu’cizât-ıKur’âniye”namındakiYirmiBeşinciSözveYirminciSöz’ünİkinciMakamı’navehaşredair Onuncu Söz ve Yirmi Dokuzuncu Söz’lere baksın, şüphesi izale olmazsa gelsinparmağınıgözümesoksun.

YirmiİkinciÂyetveÂyetlerHemYunus, hemYusuf, hemRa’d, hemHicr, hemŞuarâ, hemKasas, hemLokman

Sûreleri’ninbaşlarındabulunan 219ilân-ıkudsîsidir.Yirmibirinciâyetinhâtimesindebununmünasebet-imâneviyesibirderecebeyanedilmiş.Cifrîsiise,buâyetteüç binikiyüzederveiki ,iki yüzeder;yekûnubinüçyüz.Bir ,bir ,dörtveyabeş,mecmûubin üç yüz on altı veya on yedi ederek Resâili’n-Nur müellifinin bir inkılâb-ı fikrî ileulûm-umütenevviayıKur’ân’ınhakâikineçıkmakiçinbasamaklaryaptığıbirtarihe,tamtamınatevâfukumünasebet-imâneviyesininkuvvetineistinadenderiz:

Otevâfukremzederki;buasırdaResâili’n-NurdenilenotuzüçadetSözveotuzüçadetMektupveotuzbir adetLem’alar,buzamandaKitab-ıMübin’dekiâyetlerinâyetleridir.Yani, hakâikinin alâmetleridir.. ve hak ve hakikat olduğunun burhanlarıdır.. ve oâyetlerdekihakâik-iimaniyeningayetkuvvetlihüccetleridir.Ve 220kelime-ikudsiyesininişaret-i hissiyesiyle gözlere dahi görünecek derecede zâhir olduğunu ifade eden böyleişarete lâyık delilleridir diye, remzenResâili’n-Nur’u bir işârîmanasının küllî dairesinehususîvemedar-ınazarbirferdiolarakdâhilediyor.

Page 70: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Elhâsıl:Nasılkibuâyettebulunanişârîmana,yedisûredeyediişarethükmündeolupdelâlet, belki sarahat derecesine çıkıyor.Aynen öyle de 221 ’deki remiz dahi, yedi-sekiz sûrelerde bulunmakla yedi-sekiz remiz hükmünde olarak o remzi, işaret; belkidelâlet,belkisarahatderecesineçıkarıyor.

İhtar:Külfetsizolmaküzerebirdenhatıragelen işârâtkaydedildi.Tekellüfegirmemekiçinişaretliotuzüçâyetinçokişârâtıkaydedilmedi.

YirmiÜçüncüÂyet222Şuâyet,herasrabaktığıgibibuasradabakıyor.Vebuasırdakâbuslubir

rüyagibimusibetleredüşenveRabb-iRahîm’indenonuhayratebdiletmesiniricaedenleriçindeResâili’n-Nurşâkirtlerinehususîremzettiğinebiremâresişudurki:

Bu âyetin makam-ı cifrîsi olan bin üç yüz kırk beşte ehemmiyetli risaleler telif ileberaber,fevkalâdehâdiselervukuagelmeyehazırlandılar.VeoResâili’n-Nur’unmerkez-iintişarı olan Barla Karyesi’nde ziyade sıkıntı müellifine verildi. Ve hususan küçükmescidine ilişildiğizamanResâili’n-Nurşâkirtlerikuvvetlibir rica iledergâh-ı ilâhiyeyeiltica edip “Yâ Rab, bu müthiş rüyayı hayra tebdil eyle!” deyip yalvardılar. Herkesinme’yusiyetlerine mukabil, pek kuvvetli bir ümit ve rica ile müslümanların kuvve-imâneviyelerinitakviyeettiler.Buâyetinbirden,külfetsizhatıragelenibukadardır.Yoksaesrarıçoktur.Tekellüfolmasındiyekısakestim.

YirmiDördüncüÂyetveÂyetlerHem Sûre-i Zümer, hem Sûre-i Câsiye, hem Sûre-i Ahkaf’ın başlarında bulunan

223âyât-ıazîmeleridir.ŞuâyetlerdahiyirmiikincidekiâyetlergibiRisaletü’n-Nur’unisminevezâtına,hemtelifveintişarınabirmana-yıremziylebakıyorlar.

………..

İzahtanEvvelMühimBirİhtar(Lüzumludört-beşnoktabeyanedilecek.)

Birinci Nokta: Hadiste vârid olduğu gibi, “Herbir âyetin mana mertebelerinde birzâhiri, bir bâtını, bir haddi, birmuttalaı vardır.Budört tabakadanher birisinin (hadisçe“şucûn ve gusûn” tabir edilen) füruatı, işârâtı, dal ve budakları vardır.”224 meâlindekihadisinhükmüyleKur’ânhakkındanâzilolanbuâyet-ikudsiye,fer’îbirtabakadanvebirmana-yıişârîsiyledeKur’ânilemünasebetiçokkuvvetlibirtefsirinebakmak,şe’ninebirnakîsedeğil;belkiolisanü’l-gaybdakii’câz-ımânevîsininmuktezasıdır.

İkinci Nokta: Bir tabakanın mana-yı işârîsinin külliyetindeki efradının bu asırdatezahüredenvemünasebetipekkuvvetlibir ferdiRisaletü’n-Nurolduğunu,onuokuyanherkestasdikeder.Evetben,Risaletü’n-Nur’unhasşâkirtleriniişhadederekderim:

Page 71: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risaletü’n-Nur sâir telifat gibi ulûm ve fünundan ve başka kitaplardan alınmamış.Kur’ân’danbaşkame’hazi yok,Kur’ân’danbaşkaüstadı yok,Kur’ân’danbaşkamerciiyoktur. Telif olduğu vakit hiçbir kitap, müellifinin yanında bulunmuyordu. DoğrudandoğruyaKur’ân’ınfeyzindenmülhemdirvesemâ-yıKur’ânîdenveâyâtınınnücumundan,yıldızlarındaniniyor,nüzûlediyor.

Üçüncü Nokta: Resâili’n-Nur, baştan başa ism-i Hakîm ve Rahîm’in mazharıolduğundan bu üç âyetin âhirleri ism-i Hakîm ile..225 ve gelecek yirmi beşinci dahi,RahmânveRahîmilebağlamaları226münasebet-imâneviyeyiciddenkuvvetlendiriyor.İştebukuvvetlimünasebet-imâneviyeyebinâenderizki:

227 cümlesinin sarih birmanası,Asr-ı Saadet’te vahiy suretiyleKitab-ıMübin’innüzûlü olduğu gibi, mana-yı işârîsiyle de “her asırda o Kitab-ı Mübin’in mertebe-iarşiyesindenvemu’cize-imâneviyesindenfeyzveilhamtarîkiyleonungizlihakikatlerivehakikatlerinin burhanları iniyor, nüzûl ediyor” diyerek şu asırda bir şâkirdini ve birlem’asınıcenâh-ıhimâyetinevedaire-iharîminebirhususîiltifatilealıyor.

Dördüncü Nokta: İşte bu risalede mezkûr otuz üç âyet-i meşhurenin bilittifak,tekellüfsüz,manacavecifirceResâili’n-Nur’unbaşınaparmakbasmalarıvebaştaâyetü’n-nur’un228 on parmakla ona işaret etmesi, eskiden beri ulemâ ortasında ve ediplermâbeyninde meşhur bir düstur ve hakikatli bir medar-ı istihracat.. ve hatta hususîtarihlerdevemezartaşlarındaediplerinistimâlettiklerimarufbirkanun-uilmîiledir.Eğerokanunatasannûkarışmazsa,işaret-igaybiyeolabilir.Eğersun’îvekastîyapılsa,yalnızbirletâfet,birzarâfet,bircezâletolur.

Evet, edipler hususî ve şahsî tarihlerde onun taklidini yapmakla kelâmlarınıgüzelleştirdikleri, hem cifir ilminin en esaslı bir kaidesi ve mühim bir anahtarı olanmakam-ı ebcedî ile işaret ise; her cihetle ayn-ı şuur ve nefs-i ilim ve mahz-ı irade vetesadüfî hâlleri olmayan ve lüzumsuzmaddeleri bulunmayanKur’ân’ın bu kadar âyât-ımeşhuresinin icmâ ile ve ittifakla Risalei’n-Nur’a işaret ve tevâfukları, sarahatderecesindeonunmakbuliyetinebirşehâdettirvehakolduğunabirimzadırveşâkirtlerinebirbeşarettir.

BeşinciNokta:Buhesab-ıebcedîninmakbulveumumîbirdüstur-uilmîvebirkanun-uedebî olduğuna deliller pek çoktur. Burada yalnız dört-beş tanesini numûne için beyanedeceğiz:

Birincisi:BirzamanBenîİsrailâlimlerindenbirkısmı,huzur-uPeygamberî’desûrelerinbaşlarındaki 229 230gibimukattaât-ıhurufiyeyiişittiklerivakit,hesab-ıcifrîiledediler:“YâMuhammed!Seninümmetininmüddetiazdır.”Onlaramukabildedi:“Azdeğil.”Sâirsûrelerinbaşlarındakimukattaâtıokuduvefermanetti:“Dahavar.”Onlarsustular.231

İkincisi: Hazreti Ali’nin (radiyallâhu anh) en meşhur Kaside-i Celcelûtiye’si232, baştannihâyete kadar bir nevi hesab-ı ebcedî ve cifir ile telif edilmiş ve öyle dematbaalarda

Page 72: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

basılmış.

Üçüncüsü: Cafer Sadık (radiyallâhu anh) ve Muhyiddin Arabî (radiyallâhu anh) gibi esrar-ıgaybiyeileuğraşanzâtlarveesrar-ıhurufilmineçalışanlar,buhesab-ıebcedîyigaybîbirdüsturvebiranahtarkabuletmişler.

Dördüncüsü: Yüksek edipler bu hesabı, edebî bir kanun-u letâfet kabul edip, eskizamandan beri onu istimâl etmişler. Hatta letâfetin hatırı için, iradî ve sun’î ve taklidîolmamaklâzımgelirken,sun’îvekastîbirsuretteogaybîanahtarlarıntaklidiniyapıyorlar.

Beşincisi:Ulûm-uriyâziyeulemâsınınmünasebet-iadediyeiçindeenlatîfdüsturlarıveavâmca harika görünen kanunları, bu hesab-ı tevâfukînin cinsindendirler. Hatta fıtrat-ıeşyadaFâtır-ıHakîm,butevâfuk-uhesabîyibirdüstur-unizam..vebirkanun-uvahdetveinsicam.. ve bir medar-ı tenâsüb ve ittifak.. ve bir namus-u hüsün ve ittisak yapmış.Meselâ,nasılki iki elinve iki ayağınparmakları, âsabları,kemikleri,hattahüceyrâtları,mesâmâtları, hesapça birbirine tevâfuk ederler. Öyle de bu ağaç, bu baharda ve geçenbahardakiçiçek,yaprak,meyvecetevâfukettiğigibi,bubahardadahiazbirfarklageçenbaharatevâfuk..veistikbalbaharlarınındahi,mâzibaharlarınaihtiyârveirade-iilâhiyeyigösteren sırlı ve az farklamuvâfakatları,Sâni-iHakîm-iZülcemâl’invahdetini gösterenkuvvetlibirşahid-ivahdâniyettir.

İşte,madembutevâfuk-ucifrîveebcedî,birkanun-uilmîvebirdüstur-uriyâzîvebirnamus-u fıtrîvebirusûl-üedebîvebiranahtar-ıgaybîoluyor.Elbettemenba-ıulûmvemaden-iesrarvefıtratıntercüman-ıâyât-ıtekviniyesiveedebiyatınmu’cize-ikübrâsıvelisanü’l-gayb olan Kur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan, o kanun-u tevâfukîyi işârâtında istihdam,istimâletmesii’câzınınmuktezasıdır.

İhtarbitti,şimdisadedegeliyoruz.

………..

Sûre-iZümer,Câsiye,Ahkaf’ınbaşlarındaki 233olanâyetler,sâbıkihtarınikincinoktasında,münasebet-imâneviyesibeyanedildiğindenburadayalnızcifrîremzinibeyanedeceğiz,şöyleki:

İki ,sekizyüz..iki ,yüz..iki ,seksen..iki ,kırk..üç ,yirmibir..üç ,otuz..bir ,bir ,on..lafzullah,altmışyedi..birع,yetmiş..dört ,dört,yüzyirmidörtolupyekûnubinüçyüz kırk iki ederek bu asrın şu tarihine nazar-ı dikkati celbetmekle beraber, Kur’ân’ıntenziliyle çok alâkadar bir Nur’a parmak basıyor. Ve o tarihten az sonra Mu’cizât-ıAhmediye (aleyhissalâtü vesselâm) Risalesi ve Yirminci ve Yirmi Dördüncü Mektuplar gibiRisaletü’n-Nur’un en nurani cüzleri meydan-ı intişara çıkmaları.. ve Kur’ân’ın kırkvecihle i’câzını isbat edenMu’cizât-ı Kur’âniye Risalesi ile haşre dair Onuncu Söz’ünikisininkırkikideintişarlarıvekırkaltıdafevkalâdeiştiharlarınınaynıtarihteolması,birkuvvetliemâredirki;buâyetinonahususîbiriltifatıvar.

Page 73: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Hemnasılkibuâyetlertelifveintişarınaişaretederler;öyledeyalnız 234kelimesi,Risaletü’n-Nur’unismine–şeddeli ,bir sayılmakcihetiyle–gayetcüz’îbirfarklatevâfukedip remzenbakar,kendinekabul eder.Çünkü kelimesi,dokuzyüzelli bir ederekRisaletü’n-Nur’unmakamıolandokuzyüzkırksekizesırlıüçfarklatevâfuknoktasındanbakar.

Birden hatıra geldi ki, bu üç farkın sırrı ise Risaletü’n-Nur’un mertebesi üçüncüdeolmasıdır. Yani, vahiy değil ve olamaz. Hem umumiyetle dahi, ilham değil; belkiekseriyetle Kur’ân’ın feyziyle ve medediyle kalbe gelen sünûhât ve istihracat-ıKur’âniye’dir.

Cây-ıdikkattirki, birinci 235 olanSûre-iMümin’de 236 âyetininmakam-ıcifrîsi,bazımühimâyetlergibibinüçyüzyetmişebakıyor.Acabaonbeş-yirmisenesonrabaşkabirnur-uKur’ânzuhurmuedecek,yahutResâili’n-Nur’unbir inkişaf-ı fevkalâdeilebirfütuhatımıolacakbilmediğimdenokapıyıaçamıyorum.

YirmiBeşinciÂyet237 âyet-i kudsiyesidir. Bu âyetin mana-yı işârîsinin Resâili’n-Nur ile

münasebetiçokkuvvetlidir.

Bircihetişudurki;Risaletü’n-Nur’unveşâkirtlerininmesleği,dörtesasüzerinegidiyor.Birincisi, tefekkürdür; Hakîm ismine bakıyor. Biri de şefkattir, hadsiz olan fakrınıhissetmektirki;RahmânveRahîmisimlerinebakıyor.

Hem şu âyet, nasıl ki Resâili’n-Nur’un telif ve tekemmül tarihine tevâfukla parmakbasıyor;öylede 238kelimesiyle–vakfmahalliolmadığındantenvin, sayılmakcihetiyle–makamıbeşyüzkırkyediolarakSözler’in ikinciveüçüncü ismiolanResâili’n-NurveRisale-iNur’unadediolanbeşyüzkırksekizveyakırkdokuza–şeddeli ,bir sayılmakcihetiyle–pekcüz’îvesırlıbirveyaikifarklatevâfukederekremzenonabakar,dairesinealır.

Hem 239’inmakam-ıcifrîsi,birvecihte,yanitenvin, sayılsaveşeddeliiki’dakilâm-ıaslîhesapedilse; ,telaffuzdaolduğugibi olsa,binüçyüzellidörtveyabeşeder.Vediğerbirvecihte,yani tenvinsayılmazsabinüçyüzdörteder.Üçüncüvecihte,yanitelaffuzdabulunmayaniki ,hesabagirmezsebinikiyüzdoksandörteder.

BirincivecihtetamtamınaResâili’n-Nur’untelifçebirderecetekemmülü..vefevkalâdeehemmiyetkesbetmesi..vefırtınalaratutulması..veşâkirtlerininkudsîbirteselliyemuhtaçolduklarıArabî tarihiyle şu bin üç yüz elli beş ve elli dört tarihine.. hem otuz bir adetLem’alar’danibaretolanOtuzBirinciMektub’untelifzamanına..hemomektubunOtuzBirinciLem’a’sınınvakt-i zuhuruna..veo lem’adanBirinciŞuâ’ın telifine.. veo şuâ’ınyirmi dokuz makamında otuz üç adet âyâtın Risale-i Nur’a işaretleri istihraç edildiğihengâmına.. ve yirmi beşinci âyetin Risale-i Nur’a îmalarının yazıldığı şu zamana, şu

Page 74: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

dakikaya,şuhâletamtamınatevâfukuise,Kur’ân’ıni’câz-ımânevîsineyakışıyor.Gayetlatîfvemüjdelibirtevâfuktur.

İkincivecihte–yanibinüçyüzdörtmakamıyla–Risale-iNur’untercümanınınRisale-iNur’un basamakları olan mebâdi-i ulûma besmele-keş olduğu.. ve fütuhat-ı nuriyedebesmelesiniçektiği..vefâtiha-yıhayat-ıilmiyede okuduğuzamanınatamtamınatevâfuklaparmakbasıyor,arkasınısıvazlıyor,“Haydigit,selâmetleçalış.”remzendiyor.

Üçüncü vecihte –yani bin iki yüz doksan üç veya dört olan makam-ı cifrîsiyle– otercümanın besmele-i hayat-ı dünyeviyesinin iptidâsına tam tamına tevâfuk sırrıyla îmaederki, onunhayatı çokdehşetli dağdağalarıve fırtınalarıgörmekveçekmekleberaberdaima Rahmân ve Rahîm isimlerinin mazharı olarak rahmetle muhafaza ve şefkatleterbiye edileceğini remzen mün’îmâne haber veriyor. Bu suretle Kur’ân’ın mânevîi’câzındanihbar-ıgaybînev’ininbirşuâınıgösteriyor.

YirmiAltıncıÂyetSûre-iHud’da 240âyetindenikisatırsonragelen 241âyetidir.Şuâyette

şeddeli ve şeddeli ve şeddeli , ikişer sayılmak.. ve 242 ’deki , vakıfta olduğundanolmak cihetiyle makam-ı cifrîsi bin üç yüz elli iki olmakla, tam tamına Resâili’n-Nurşâkirtlerininenme’yusiyetlivemusibetli zamanlarıolanbinüçyüzelli iki tarihine tamtamınatevâfukla,oacınacakhallerindekudsîvesemâvîbirteselli,birbeşarettir.Veâyetinmünasebet-imâneviyesibir-ikirisalede,yaniKerâmât-ıAleviye’deveGavsiye’debeyanedilmiştir. 243’ deki 244 kelimesinin ’ deki 245 kelimesine Kur’ânsayfasındetammuvâzivemukabilgelmesi,butevâfukabirletâfetdahakatar.Buâyetinküllî ve çokgenişmana-yıkudsîsinin cüz’iyatındanRisale-iNur şâkirtleri gibi teselliyeçokmuhtaçbircüz’îsibuasırdabinüçyüzelli ikidebulunduğunatamtamınatevâfuklaişaretederekbaşınaparmakbasıyor.

Eğer 246kelimesindevakfedilmezseve 247kelimesiylerabtedilse,ovakit , olmaz.Fakatdahalatîftesellikârbirtevâfukolur.Çünkü 248kaide-inahviyecemübtedadır.

249 onun haberidir. Bu haber ise, makam-ı cifrîsi olan bin üç yüz kırk dokuzadediyle, bin üç yüz kırk dokuz tarihinden beşaretle remzen haber verir. Ve o tarihtebulunan Kur’ân hizmetkârlarından bir tâifenin ashab-ı cennet ve ehl-i saadet olduğunumana-yıişârîsiylevetevâfuk-ucifrîileihbareder.VebutarihteRisale-iNurşâkirtlerininKur’ânhesabına fevkalâdehizmetlerive tenevvürleriveçokmühimrisalelerin telifleri..ve başlarına gelen şimdiki musibetin, düşmanları tarafından ihzârâtı tezahür ettiğinden,elbettebutarihemüteveccihveişârî,tesellikârbirbeşaret-iKur’âniye’ninenevvelonlarabaktığınıgösterir.

Evet, 250’de–şeddeli ,bir sayılmakcihetiyle– dörtyüz, altıyüz,bineder..iki ,yüz..bir ,iki ,bir ,ikiyüz..diğer otuz,ikinci on,ikiiki,bir üç,bir dört,kırkdokuz

Page 75: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

ederki;yekûnubinüçyüzkırkdokuzeder.Bumüjde-iKur’âniye’ninbindenbirvechininbizeteması,binhazinedenziyadekıymettardır.Bumüjdeninbirmüjdecisi,birseneevvelgörülmüş bir rüya-yı sâdıkadır, şöyle ki; Isparta’da başımıza gelen bu hâdiseden bir ayevvel bir zâta, rüyada (ona) deniliyor ki: “Resâili’n-Nur şâkirtleri, iman ile kabregirecekler,imansızvefatetmezler.”Bizovakitorüyayaçoksevindik.Demekomüjde,bumüjde-iKur’âniye’ninbirmüjdecisiimiş.251(Hâşiye)

YirmiYedinciÂyetSûre-i Saf’ta 252 ’dur. Bu âyetteki 253 cümlesinin

makam-ıcifrîsi,binüçyüzonaltıveyayedidir.

Ve bu tarih ise, –sâbıkan yirmi birinci âyetin hâtimesinde zikredilen inkılâb-ı fikrîsadedinde–Avrupa’nınbirmüstemlekâtnâzırınınKur’ân’ınnurunusöndürmeyeçalışmasıtarihine.. ve Resâili’n-Nurmüellifinin dahi ona karşı o inkılâb-ı fikrî sayesinde o nuruparlatmayaçalışması,aynıtarihe..hemyedisûredeyedidefa 254aynıtarihe..hem

255dahiaynıtarihe..hem 256dahiaynıtarihe..hem 257dahi–şeddeli ,bir sayılmakvetenvinsayılmamakcihetiyle–aynıtarihe..hem 258fermanıdahi aynı tarihe.. hem 259 dahi aynı tarihe bil’ittifak muvâfakatları, elbetteremizden,işaretten,delâlettenziyadebirsarâhattirki;Risale-iNur’un,onur-uilâhîninbirlem’asıolacağını..vedüşmanlarıtarafındangelenşübehâtzulümâtınıdağıtacağınımana-yıişârîsiylemüjdeliyor.Hembucifrîvemüteadditvemânidartevâfuklarise,kuvvetlibirmünasebet-imâneviyeyeistinadederler.

Evet, Resâili’n-Nur’un yüz yirmi dokuz risalelerinin –yüz yirmi dokuz elektriklâmbalarınınşişelerimisillü–Kur’ânnur-uâzamındanuzanan tellerinbaşlarına takılıponuru neşrettikleri meydandadır. Risale-i Nur’un yarı ismi, iki defa bu cümle-i âyettebulunmasıylaomünasebetipekletâfetlendiriyor.

YirmiSekizinciÂyetSûre-i Tevbe’de 260 âyetindeki 261 cümlesi,

kuvvetliveletâfetlimünasebet-imâneviyesiyleberaber–şeddeli ’lar,birer ..veşeddeli ,asılkelimedenolduğundaniki sayılmakcihetiyle–binüçyüzyirmidörtederek,AvrupazalimlerininDevlet-i İslâmiye’ninnurunusöndürmekniyetiylemüthişbirsû-ikastplânıyaptıkları.. ve ona karşı Türkiye hamiyet-perverlerinin hürriyeti yirmi dörtte ilânıyla oplânı akîm bırakmaya çalıştıkları hâlde,maatteessüf altı-yedi sene sonra, harb-i umumîneticesinde,yineosû-ikastniyetiyleSevrMuâhedesi’ndeKur’ân’ınzararınagayetağırşerâitle kâfirâne fikirlerini yine icra etmek olan plânlarını akîm bırakmak için, Türkmilliyet-perverlerinin cumhuriyeti ilânla mukabeleye çalıştıkları tarih olan bin üç yüzyirmi dörde, tâ otuz dörde, tâ elli dörde tam tamına tevâfukla, o herc ü merc içindeKur’ân’ınnurunumuhafazayaçalışanlariçindeResâili’n-Nurmüellifininyirmidörtte..ve

Page 76: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Resâili’n-Nur’un mukaddemâtının otuz dörtte.. ve Resâili’n-Nur’un nuranî cüzleri vefedakârşâkirtlerininellidörttemukabeleyeçalışmalarıgözeçarpıyor.Hattahakikat-ihâlibilmeyen bir kısım ehl-i siyaseti telâşa sevkettiler ve bu itfâ sû-i kastına karşı tenvirvazifesini tam îfa ettiklerinden bu âyetin mana-yı işârîsi cihetinde bir medar-ı nazarıolduklarınakuvvetlibiremâredir.ŞimdiİslâmlariçindeNur-uKur’ân’amuhalifhâletlerinekserisi, o sû-i kastların ve Sevr Muâhedesi gibi gaddârâne muâhedelerin vahîmneticeleridir.

Eğerşeddeli dahi,şeddeli ’largibibirsayılsa,ovakitbinikiyüzseksendörteder.OtarihteAvrupakâfirleri,Devlet-i İslâmiye’ninnurunu söndürmeyeniyet ederek,on senesonraRuslar’ı tahrikedip,Rus’undoksanüçmuharebe-imeş’umesiyleÂlem-i İslâm’ınparlak nuruna muvakkat bir bulut perde ettiler. Fakat bunda Resâili’n-Nur şâkirtleriyerindeMevlâna Hâlid’in (kuddise sirruh) şâkirtleri o bulut zulümâtını dağıttıklarından buâyet, bu cihette onların başlarına remzen parmak basıyor. Şimdi hatıra geldi ki; eğerşeddeli ’larve ,ikişersayılsa,bundanbirasırsonrazulümâtıdağıtacakzâtlarise,HazretiMehdi’nin şâkirtleri olabilir, her ne ise… Bu nurlu âyetin çok nuranî nükteleri var.

262sırrıylakısakestik.

YirmiDokuzuncuÂyetSûre-i İbrahim’in başında 263 âyetidir. Şu âyetin

dört-beşcümlesindedört-beşîmavar.Mecmûubirişarethükmünegeçer.

Birincisi: 264 cümlesi ifade eder ki; “Kitab-ı Mübin vasıtasıyla, on dördüncüasırdaki zulümâttan, insanlar biiznillâhKur’ân’dangelenbir nura çıkarlar.”Bumeâl vehususan nur lafzı, Resâili’n-Nur’amutâbık olduğu gibi,makam-ı cifrîsi –şeddeli , ikiolmaküzere–binüçyüzotuz sekizveyadokuzederek,harb-iumumîzulümâtında telifedilenResâili’n-Nur’unfâtihasıolanİşârâtü’l-i’câztefsirininozulmetleriçindekizuhurutarihinetamtamınatevâfuku..veâyettekinurkelimesiRisale-iNur’dakinurlafzınaîmailebakıyor.

İkincisi: 265cümlesi,evvelkicümledekinurutarifederekder:Onur,Cenâb-ıHakk’ın izzetvemahmudiyetinigösterenyoldur.Bucümleninmakam-ıebcedîsibeşyüzkırksekizveyaelliolarakResâili’n-Nur’un–şeddeli ,bir olmaküzere–adediolanbeşyüzkırksekizetamtamınatevâfukeder.Eğerokunmayanikisayılsa,mertebesineişaretedenikifarklayinetamtamınatevâfukeder.Buîmayıteyideden,hemletâfetlendirenbirmünasebetvar,şöyleki:

Âlem-i İslâm için en dehşetli asır, altıncı asır ileHülâgu fitnesi.. ve on üçüncü asrınâhiri..veondördüncüasırileharb-iumumîfitneleriveneticeleriolduğumünasebetiylebucümle,makam-ı ebcediyle altıncı asra.. ve evvelki cümle gibi 266 kelimeleri ile buasra,SultanAbdülazizveSultanAbdülhamiddevirlerineîmaeder.

Page 77: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Hemsâbıkâyetlerdeise–Resâili’n-Nur’unikinciisminetevâfuklaişaretedenumumoâyetler–dehşetliasırolanHülâguveCengizasrınadahiîmaederler.Hattaoâyetlerinhemoasra, hembu asra îmaları içindir ki;HazretiAli (radiyallâhu anh) Ercûze’sinde veGavs-ıÂzam(radiyallâhuanh)kasidesindeResâili’n-Nur’akerametkârâneişaretettiklerivakithemoasra,hemşuasrabakıphiddetleişaretetmişler.

Üçüncüsü: 267kelimesindeki ’ın adedibinüçyüzyetmiş iki ederek,bu asrınzulümlerinin, zulmetlerinin ne vakte kadar devam edeceğine.. o zulmetlerin içinde birnurundaimatenvireçalışacağınaîmaileRisale-iNur’untenvirineremzenbakar.

Dördüncüsü: 268cümlesidiyorki;“BinüçyüzkırkbeşteKur’ân’dangelenbirnurile insanlar karanlıklardan ışıklara çıkarılacak.” Bu meâl ise, bin üç yüz kırk beştefevkalâde tenvire başlayanResâili’n-Nur’a tam tamına cifirce, hemmeâlcemuvâfık vemutâbıkolmaklaRisale-iNur’unmakbuliyetineîma,belkiremzediyor.

Beşincisi: 269’deki– 270kelimesi,Kur’ân’ahasbaktığıiçinhariçkalmaküzere–271cümlesininmakamı,Risaletü’n-Nur’unbirinciisminetamtamınatevâfuketmesi,

Risaletü’n-Nur’unKitab-ıMünzel’intambirtefsirivemanasıolduğunuveondanyabaniolmadığınıremzenifadeeder.Çünkü 272üçyüzsekseniki, 273dörtyüzyirmiüç, 274

yüzkırkdört,yekûnudokuzyüzkırkdokuz;eğertenvin sayılsadokuzyüzdoksandokuzederek,Risaletü’n-Nur’un–eğerşeddeli ,bir sayılsa–adediolandokuzyüzkırksekize,eğerşeddeli ,iki olsadokuzyüzdoksansekize,sırlı (yanivahiyolmadığını ifade için)birtekfarklatevâfukediponaîmaeder.

Elhâsıl:Bubirtekâyettemezkûrbeşcümleninmünasebet-imâneviyeyigözeterekbeşadet îmaları, bir kuvvetli işaret, belki bir delâlet hükmüne geçebilir kanaati bana bunuyazdırdı.HataetmişsemKitab-ıMübîn’işefaatçiedipErhamü’r-râhimîn’denkusurumunaffınıniyazederim.

275

SaidNursî

YirmiDokuzuncuÂyetinSehvineDairTafsilâtKüçük bir sehivden kuvvetli bir işaret-i gaybiye gördüm. Ondan bildim ki, o sehiv

bununiçinmiş,şöyleki,BirinciŞuâolanİşârât-ıKur’âniye’ninyirmidokuzuncuâyeti:

Sûre-i İbrahim’in başında, 276içinde 277 cümlesinemakam-ıcifrîsisehvenbinüçyüzotuzdörtederekRisale-iNur’unfâtihasıolanİşârâtü’l-i’câz tefsirinin zuhuru ve tab’ı tarihine tevâfukla bakar denilmiş. Hâlbuki melfuzharflerininmakamı, bin üç yüz otuz dokuz olup o tefsirin fevkalâde iştiharı veDârü’l-Hikmet tarafından eksermüftülere gönderilen nüshalar, müteaddit vemaddî vemânevî

Page 78: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

inkılâbların sarsıntılarından vikâye noktasında –çok emâreler ve müftülerin itirafıyla–birer kale ve ekser müftülerin ellerinde birer elmas kılıç hükmüne geçmeleri tarihinetevâfukla takdirkârâne bakar.Okunmayan iki sayılsa, bin üç yüz kırk bir edipRisale-iNur’unmebde-izuhurunatamtamınatevâfuklabakar.

Bu küçük sehiv, şöyle bir manayı birden, kuvvetli ihtar etti ki; o Sûre-i İbrahim’in(aleyhisselâm)başındakiâyetinRisale-iNur’aremzenbakanyalnızonundörtcümlesideğil;belkiobirincisayfaâhirinekadarmünasebat-ımâneviyecihetindebirmana-yıremziyle–efrad-ıkesîresiiçinde–Risale-iNur’agizlibirhususiyetileîmaeder,remzenbakar.Benşimdilikohakikat-iremziyeyibeyanedemem,yalnızkısabirişaretedilecek.

Evet, Risale-i Nur’un mayası ve meşrebi, tefekkür ve şefkat olduğu cihetle Hazretiİbrahim’in (aleyhisselâm) hususî meşrebi olan tefekkür ve şefkat noktasında tam tevâfuketmek sırrıyla şu sûrede daha ziyade Risale-i Nur’u kucağına alıyor. Baştaki âyet, dörtcümle ile en karanlık bir asrın kara kara içinde, zulmet zulmet içinde insanları nuraçıkaranveKur’ân’dançıkanbirnuraparmakbastığıgibi,enkaranlık içindebulunanveRisale-iNur’uncereyanınamuhalifgidenleritarifeder.

ÜçüncüÂyet:

278

Budahi,üçcümlesiylebazımünasebat-ımâneviyevemuvâfakat-ımefhumiyecihetindevehemRisale-iNur’unmesleğine,hemmülhidlerinmesleğineîmaenbakar:

Vebirincicümlesiylederki:“Obedbahtlar,bazıehl-iimanın(imanlarıberaberolduğuhâlde) ve bir kısım ehl-i ilmin (âhireti tam bildikleri hâlde) onlara iltihak delâletiyle,bilerekveseverekhayat-ıdünyeviyeyidineveâhirete,–yani,elmasıtanıdığıvebulduğuhâldebeşparalıkşişeyionatercihetmekgibi–sefâhet-ihayatı,dinîhissiyatamuannidânetercih edip dinsizlik ile iftihar ederler.” Bu cümlenin bu asra bir hususiyeti var. Çünkühiçbir asır böylebir tarzı göstermemiş.Sâir asırlardao ehl-i dalâlet, âhireti bilmiyorveinkârediyor.Elmasıelmasbilmiyor,dünyayıtercihediyor.

Ve ikinci cümlesi olan 279 ile der ki: “O bedbahtların dalâleti, muhabbet-ihayattanvetemerrüddenneş’etettiğiiçinkendihâlleriiledurmuyorlar,tecavüzediyorlar.Bildikleri ve onun ile ecdatları bağlı olan dine adâvetkârâne, menbalarını kurutmak veesasatınıbozmakvekapılarınıveyollarınıkapatmakistiyorlar.”

Veüçüncücümlesiolan 280ilederki:“Onlarındalâleti;fenden,felsefedengeldiğiiçinacîbbirgururvegaripbirfiravunlukvedehşetlibirenâniyetonlaraveripnefisleriniöyle şımartmış ki, kâinatı idare eden ilâhî kanunların şuâlarını ve insan âleminde ohakâikin düsturlarını süflî hevesâtlarına ve müşteheyâtlarına müsait görmediklerinden(Hâşâ,hâşâ!)eğri,yanlış,noksanbulmakistiyorlar.”

Page 79: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

İştebuâyet, üç cümlesiylemânenbuasırdaacîbbir tâife-i dâlleye tambir tevâfuk-umânevîilemana-yıişârîsiyleçokefradıiçindehususîbaktığıgibi,tevâfuk-ucifrîsiyledahibaşlarınaparmakbasıyor.Evet,evvelkicümleolan 281’ninmakamı,binüçyüzyirmiyedi;eğerşeddeli ve ,ikişersayılsaArabîtarihiylebinüçyüzellidokuzedip,otuğyanlıtâifenin savletli zamanını göstererek tam tevâfukla bakar. ’ninmakamı, –tenvinolmak cihetiyle– bin iki yüz dokuz ederek şeriat-ı İslâmiye’ye sû-i kast olarak ecnebikanunlarınıadliyeyesokmakfikriveteşebbüsütarihinetamtamınatevâfuklabakar.Vebuemâreler gibi çok îmalar ile baştaki âyetin kuvvetli işaret ettiği Risale-i Nur’unmuârızlarına zâhir bir surette baktığı gibi, mefhum-u muhalifi delâletiyle dahi Risale-iNur’atambakar.HattadördüncüâyetteRisale-iNur’unTürkçeolmasını tahsineder.VebeşincideArabîveTürkçeyitambilmeyenvemürşidleriveâlimleriperişanolanvilâyât-ışarkıyedeRisale-iNur’unimdatlarına..vehertâifedenziyadebaşlarınagelenhâdiseleriveâyette 282 tabiredilenelîmvakıalarıhatırlarınagetirmekle ikazve irşadetmelerinebirmana-yıişârîveremzîileemrediyor.Buâhirkiehemmiyetliişaretibeyanetmemeşimdilikizinolmadığındanyalnızherbirininbirtekremzigayetkısabeyanedilecek,şöyleki:

DördüncüÂyetin 283 cümlesi, makam-ı cifrîsiyle ve baştaki âyetinişaretlerikarînesiylerisaletvenübüvvetinherasırdaverâsetnoktasındanaibleri,vekilleribulunmakkaidesiyle, birmana-yı remzî cihetindevazife-i irsiyeti yapanRisale-iNur’u,efradı içine hususî bir iltifatla dâhil edip lisan-ı Kur’ân olan Arabî olmayarak Türkçeolmasınıtakdirediyor.Evet,bununmakamı 284’dekitenvin, sayılmakveşeddeli ikisayılsaveşeddeli birsayılsabinüçyüzellisekiz..herikisibirersayılsabinüçyüzyirmisekiz.. şeddeliler iki sayılsa, tenvin sayılmazsa, bin üç yüz on sekiz.. hem tenvin, hemşeddeliler sayılsa bin üç yüz altmış sekiz ederek Risale-i Nur’un beş devresine ve beşvaziyetineremzenveimaenbakar.

Beşinci Âyette ( 285) 286 cümlesinde makam-ı cifrîsi, –şeddeliler birer sayılmak cihetinde– bin üç yüz elli bir ederekRisale-iNur’un şimdilikbeyanınaiznimolmayanehemmiyetlivazifesininvebuevâmir-iKur’âniye’yiimtisâlinintarihinetamtamınatevâfuk-ucifrîvemuvâfakat-ımâneviyekarînesiylevekıssadanhissealmakmünasebat-ımefhumiyeremziileRisale-iNur’aîmaenbakar.Dahayazılacakçokgaybîişaretlervar,fakatizinverilmedi,şimdilikkaldı…108AncakO’ndanyardımdileriz.

109“Allahgöklerinveyerinnurudur.O’nunnurununmisali,tıpkıiçindelâmbabulunanbirkandillikgibidir.Lâmbabirsırça (cam) içinde, o sırça da sanki parlayan incimsi bir yıldız! Bu lâmba, ne yalnız doğuya, ne de yalnız batıyamensup olmayan kutlu, pek bereketli bir zeytin ağacından tutuşturulur.Bu öyle bereketli bir ağaç ki nerdeyse ateşdeğmedendeyağ ışıkverir. Işığıpırılpırıldır.Allahdilediğikimseyinuruna iletir,gerçeğianlamaları için insanlaraböyletemsillergetirir.Allahherşeyibilir.”(Nûrsûresi,24/35)

110Nûrsûresi,24/35.

111“O’nunnurununmisali,tıpkıiçindelâmbabulunanbirkandillikgibidir.”(Nûrsûresi,24/35)

112“Osırça(cam)dasankiparlayanincimsibiryıldız!”(Nûrsûresi,24/35)

Page 80: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

113“YıldızımıNurisminlenurlandır.”(el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

114“ağaçtan”(Nûrsûresi,24/35)

115Furkan-ıHakîm’den.

116“Nurüzerinenur.Allahdilediğikimseyinurunailetir.”(Nûrsûresi,24/35)

117“diler”(Nûrsûresi,24/35)

118“dilediğikimseyi”(Nûrsûresi,24/35)

119“odilediğikimseyi”

120“tıpkıiçindelâmbabulunanbirkandillikgibidir”(Nûrsûresi,24/35)

121“kandillikgibidir”(Nûrsûresi,24/35)

122“birsırça(cam)içinde”(Nûrsûresi,24/35)

123“Lâmbabirsırça(cam)içinde,osırçadasankiparlayanincimsibiryıldız!”(Nûrsûresi,24/35)

124“sırça(cam)”(Nûrsûresi,24/35)

125“bereketlibirağaçtan”(Nûrsûresi,24/35)

126“ağaç”(Nûrsûresi,24/35)

127“doğuyaveyabatıyamensupolmayankutlu,pekbereketlibirzeytinağacı”(Nûrsûresi,24/35)

128“nerdeyseateşdeğmedendeyağıışıkverir.”(Nûrsûresi,24/35)

129“nerdeyseyağıışıkverir”(Nûrsûresi,24/35)

130“ateşdeğmedendeyağıışıkverir;nurdur.”(Nûrsûresi,24/35)

131“nerdeyse”(Nûrsûresi,24/35)

132Nûrsûresi,24/35.

133“Emrolunduğungibidosdoğruol!”(Hûdsûresi,11/112)

134 “Beni Hûd sûresi ihtiyarlattı.” Bkz.: ed-Dârakutnî, el-ilel 1/209; el-Münâvî, Feyzu’l-kadîr 4/169. Ayrıca bkz.:Tirmizî,tefsîrusûre(56)6.

135“Artıkonlardankimibedbaht,kimimutludur.”(Hûdsûresi,11/105)

136“Herkonudasananasıldavranmanemredilmişse,oşekildedosdoğrudavran.”(Şûrâsûresi,42/15)

137 (Hâşiye)Bu beyanat-ımedhiyeSaid’e ait değildir.BelkiKur’ân’ın bir tilmizini, bir hâdimini Said (radiyallâhu anh)lisanıylavehâliyletarifeder;tâhizmetineitimadedilsin.

138“Biz,yolumuzdagayretgösteripmücâhedeedenleri,Bizeulaştıranyollarahidayetederiz.”(Ankebûtsûresi,29/69)

139“Rabbininbuncanimetlerinerağmenkâfirinsanazar.”(Alaksûresi,96/6)

140“Biz,yolumuzdagayretgösteripmücâhedeedenleri”(Ankebûtsûresi,29/69)

141“Bizeulaştıranyollarahidayetederiz.”(Ankebûtsûresi,29/69)

142“ŞukesinkibizsanaSeb-imesânîileşuyüceKur’ân’ıverdik.”(Hicrsûresi,15/87)

143Bkz.:Buhârî,tefsîrusûre(1)15,fezâilü’l-Kur’ân9;Tirmizî,sevâbü’l-Kur’ân1;EbûDâvûd,vitr15.

144“Seb-iMesânîileşuyüceKur’ân’ıverdik.”(Hicrsûresi,15/87)

145“BizsanaSeb-iMesânîileşuyüceKur’ân’ıverdik.”(Hicrsûresi,15/87)

146“(Mânen)ölü iken (imanla)kendisinidirilttiğimizvekendisi içinonunla insanlararasındayolunuhiç şaşırmadanrahatçahareketettiğibirışıkvarettiğimizkimse…”(En’âmsûresi,6/122)

147“ölüiken”(En’âmsûresi,6/122)

Page 81: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

148“Ölüikenkendisinidirilttiğimiz,kendisinebirışık(imannuru)verdiğimizkişimi?”(En’âmsûresi,6/122)

149“kendisinidirilttiğimizve insanlar arasındayürümesi içinkendisinebir ışık (imannuru)verdiğimizkişi” (En’âmsûresi,6/122)

150 “(Mânen ölü iken imanla kendisini dirilttiğimiz ve kendisi için onunla insanlar arasında yolunu hiç şaşırmadanrahatçahareketettiğibirışıkvarettiğimizkimse),içindebulunduğudurumitibarıylakaranlıklaragömülmüşveartıkçıkıpkurtulmasımümkünbulunmayanbirigibiolurmu?”(En’âmsûresi,6/122)

151“(Mânen)ölü iken (imanla)kendisinidirilttiğimizvekendisi içinonunla insanlararasındayolunuhiç şaşırmadanrahatçahareketettiğibirışıkvarettiğimizkimse…”(En’âmsûresi,6/122)

152“…ölüiken”(En’âmsûresi,6/122)

153“…hiçkaranlıklardakalıpçıkamayankimsegibiolurmu?”(En’âmsûresi,6/122)

154 “(Mânen ölü iken imanla kendisini dirilttiğimiz ve kendisi için onunla insanlar arasında yolunu hiç şaşırmadanrahatçahareketettiğibirışıkvarettiğimizkimse),içindebulunduğudurumitibarıylakaranlıklaragömülmüşveartıkçıkıpkurtulmasımümkünbulunmayanbirigibiolurmu?”(En’âmsûresi,6/122)

155“Bedbahtlaragelince…”(Hûdsûresi,11/106)

156“Amamesûdolanlarisecennettedirler.”(Hûdsûresi,11/108)

157 “Şimdi bedbahtlar cehenneme atılacaklar. Çektikleri azabın dehşetinden, devamlı surette anırıp canları çıkasıyaferyatedecekler.”(Hûdsûresi,11/106)

158“Onlar,Allah’ınnurunuağızlarıylaüfleyereksöndürmekisterler.”(Safsûresi,61/8)

159“Şimdibedbahtlar”(Hûdsûresi,11/106)

160Hiçkimsegaybıbilemez,gaybıyalnızAllahbilir.

161“…cehennemeatılacaklar.Çektikleriazabındehşetinden,devamlısuretteanırıpcanlarıçıkasıyaferyatedecekler.”(Hûdsûresi,11/106)

162“…cehennemeatılacaklar.”(Hûdsûresi,11/106)

163“Burçlarlasüslügöğekasemederimki!”(Bürûcsûresi,85/1)

164“Müminerkeklerevemüminkadınlara işkenceedipdesonratevbeetmeyenlervaryaişteonlaracehennemazabıvar,yangınazabıvar!”(Bürûcsûresi,85/10)

165 “(Mânen ölü iken imanla kendisini dirilttiğimiz ve kendisi için onunla insanlar arasında yolunu hiç şaşırmadanrahatçahareketettiğibirışıkvarettiğimizkimse),içindebulunduğudurumitibarıylakaranlıklaragömülmüşveartıkçıkıpkurtulmasımümkünbulunmayanbirigibiolurmu?”(En’âmsûresi,6/122)

166Hadîdsûresi,57/28.

167“…birnur…”(Hadîdsûresi,57/28)

168“(Mücrimlerhoşlanmasada)Allahsözleriylegerçeğiortayaçıkaracaktır.”(Yûnussûresi,10/82)

169“…sözleriyle…”(Yûnussûresi,10/82)

170“Deki:‘Rabbimbenidoğruyola,İbrahim’indimdikayaktaduran,bâtıldanuzak,tamamenHakk’ayönelmiştevhiddinineiletti.(O,aslamüşriklerdenolmamıştı.)”(En’âmsûresi,6/161)

171“…doğruyol…”(En’âmsûresi,6/161)

172“…yol…”(En’âmsûresi,6/161)

173(Hâşiye)Yanimertebesineişaretiçinikifarkvar.Risale-iNurvahiydeğil,ilhamveistihracdır.

174“Rabbimbenidoğruyolailetti.”(En’âmsûresi,6/161)

175“İşteo,kopmasımümkünolmayanensağlamtutamağayapışmıştır.”(Bakarasûresi,2/256;Lokmansûresi,31/22)

176“…ensağlamtutamağa(yapışmıştır)”(Bakarasûresi,2/256)

Page 82: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

177“O,hikmetidilediğineverir.”(Bakarasûresi,2/269)

178“…onlarakitabıvehikmetiöğretenveonlarıtertemizkılan…”(Bakarasûresi,2/129)

179“…Sizitertemizhâlegetiren,sizekitapvehikmetiöğreten…”(Bakarasûresi,2/151)

180“Hâlbukionlarınhakikatini,gerçekyorumunuAllah’tanbaşkasıbilemez.İlimdeilerigidenler…”(Âl-iİmransûresi,3/7)

181“Fakatonlardangenişilmiolanlar”(Nisâsûresi,4/162)

182“Allah’tanbaşkası”(Âl-iİmransûresi,3/7)

183“Rabbininbuncanimetlerinerağmenkâfirinsanazar.”(Alaksûresi,96/6)

184“Allah’tanbaşkası”(Âl-iİmransûresi,3/7)

185“Genişilmiolanlar”(Âl-iİmransûresi,3/7;Nisâsûresi,4/162)

186“…onlardangenişilmiolanlar…”(Nisâsûresi,4/162)

187“Eyinsanlar!İştesizeRabbinizdenkesinbirdelilgeldi,sizeaçıkbirnurindirdik.”(Nisâsûresi,4/174)

188“…açık…”(Nisâsûresi,4/174)

189“…iştesizegeldi…”(Nisâsûresi,4/174)

190“…kesinbirdelil…”(Nisâsûresi,4/174)

191“…birnur…”(Nisâsûresi,4/174)

192“İştesizekesinbirdelilgeldi.”(Nisâsûresi,4/174)

193“Sizeaçıkbirnurindirdik.”(Nisâsûresi,4/174)

194“O(Kur’ân),imanedenleriçinhidayetveşifadır.”(Fussiletsûresi,41/44)

195“Bunarağmenaldırmaz,yüzçevirirlerse,eyResûlümdeki:Allahbanayeter.O’ndanbaşkailâhyoktur.BenyalnızO’nadayanırım.”(Tevbesûresi,9/129)

196“EyResûlümdeki:Allahbanayeter.O’ndanbaşkailâhyoktur.BenyalnızO’nadayanırım.”(Tevbesûresi,9/129)

197“BenyalnızO’nadayanırım.”(Tevbesûresi,9/129)

198(Hâşiye)Teliftarihinegöredir.

199“BenyalnızO’nadayanırım.”(Tevbesûresi,9/129)

200“Allahtarafı,mutlakagalipgelecektir.”(Mâidesûresi,5/56)

201 “Onların nuru, önlerinden ve sağ taraflarından süratle ilerler. İman edenler şöyle derler: Ey Kerîm Rabbimiz!Nurumuzudahadaartır,tamamınaerdir,kusurlarımızıaffet!”(Tahrîmsûresi,66/8)

202“Şöylederler:EyKerîmRabbimiz!Nurumuzudahadaartır,tamamınaerdir!”(Tahrîmsûresi,66/8)

203“Kusurlarımızıaffet!”(Tahrîmsûresi,66/8)

204“BizKur’ân’ımüminlereşifaverahmetolarakindiririz.”(İsrâsûresi,17/82)

205“Müminlereşifaverahmet”(İsrâsûresi,17/82)

206“Vedoğruyolailetmişti.”(Nahlsûresi,16/121)

207“Deki:Rabbimbenidoğruyolailetti.”(En’âmsûresi,6/161)

208Bkz.:Fâtihasûresi,1/6;Bakarasûresi,2/142,213;Âl-iİmransûresi,3/51,101;Mâidesûresi,5/16;En’âmsûresi,6/39,87,161;…

209(Hâşiye)Yani,Risaletü’n-Nur’unmertebesininikinciveüçüncüdeolduğunaişarettir.Vahiydeğilveolamaz.Belkiilhamveistihracdır.

Page 83: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

210“…yol…”(En’âmsûresi,6/161)

211“Rabbimbenidoğruyolailetti.”(En’âmsûresi,6/161)

212“Senonlaraaldırma!”(Nisâsûresi,4/63,81;En’âmsûresi,6/68;Secdesûresi,32/30)

213“Rabbimbenidoğruyolailetti.”(En’âmsûresi,6/161)

214“Rabbimelbettetamistikametüzeredir.”(Hûdsûresi,11/56)

215“Bunlar,(hakkıaçıklayan,Hak’tangeldiği)âşikârolankitabınâyetleridir.”(Yûnussûresi,10/1;Yûsufsûresi,12/1;Ra’dsûresi,13/1;Hicrsûresi,15/1;Şuarâsûresi,26/2;Kasassûresi,28/2;Lokmansûresi,31/2)

216“Tâ,Sîn.ŞunlarKur’ân’ınâyetleridir.”(Nemlsûresi,27/1)

217“Bunlar,(hakkıaçıklayan,Hak’tangeldiği)âşikârolankitabınâyetleridir.”(Yûnussûresi,10/1;Yûsufsûresi,12/1;Ra’dsûresi,13/1;Hicrsûresi,15/1;Şuarâsûresi,26/2;Kasassûresi,28/2;Lokmansûresi,31/2)

218“ŞunlarKur’ân’ınâyetleridir.”(Nemlsûresi,27/1)

219“Bunlar,[hakkıaçıklayan,Hak’tangeldiği]âşikârolankitabınâyetleridir.”(Yûnussûresi,10/1;Yûsufsûresi,12/1;Ra’dsûresi,13/1;Hicrsûresi,15/1;Şuarâsûresi,26/2;Kasassûresi,28/2;Lokmansûresi,31/2)

220“…buâyetler…”(Yûnussûresi,10/1;Yûsufsûresi,12/1;Ra’dsûresi,13/1;Hicrsûresi,15/1;Şuarâsûresi,26/2;Kasassûresi,28/2;Lokmansûresi,31/2)

221Bkz.:Fâtihasûresi,1/6;Bakarasûresi,2/142,213;Âl-iİmransûresi,3/51,101;Mâidesûresi,5/16;En’âmsûresi,6/39,87,161;…

222“OlurkiRabbimizbizedahahayırlısınıverir.”(Kalemsûresi,68/32)

223“Bukitabınvahyolunupbölümbölümindirilmesi,AzizveHakîmAllahtarafındandır.”(Zümersûresi,39/1;Câsiyesûresi,45/2;Ahkafsûresi,46/2)

224Bkz.:Abdurrezzak, el-Musannef3/358; el-Bezzâr, el-Müsned 5/442; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat 1/236; EbûYa’lâ,el-Müsned9/81,278.

225Bkz.:Zümersûresi,39/1;Câsiyesûresi,45/2;Ahkafsûresi,46/2.

226Bkz.:Fussiletsûresi,41/2.

227“Bukitabınvahyolunupbölümbölümindirilmesi”(Zümersûresi,39/1;Câsiyesûresi,45/2;Ahkafsûresi,46/2)

228Bkz.:Nûrsûresi,24/35.

229Bkz.:Bakarasûresi,2/1;Âl-iİmransûresi,3/1;Ankebûtsûresi,29/1;Rûmsûresi,30/1;Lokmansûresi,31/1;Secdesûresi,32/1.

230Bkz.:Meryemsûresi,19/1.

231Bkz.:İbniHişâm,es-Sîratü’n-nebeviyye3/82;et-Taberî,Câmiu’l-beyân1/93;İbniKesîr,Tefsîru’l-Kur’ân1/39;es-Suyûtî,ed-Dürru’l-mensûr1/58-59.

232Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.499-531.

233“Bukitabınvahyolunupbölümbölümindirilmesi,AzizveHakîmAllahtarafındandır.”(Zümersûresi,39/1;Câsiyesûresi,45/2;Ahkafsûresi,46/2)

234“Bukitabınvahyolunupbölümbölümindirilmesi…”(Zümersûresi,39/1;Câsiyesûresi,45/2;Ahkafsûresi,46/2)

235“Hâ,Mîm.”(Mü’minsûresi,40/1;Fussiletsûresi,41/1;Şûrâsûresi,42/1;Zuhrufsûresi,43/1;Duhânsûresi,44/1;Câsiyesûresi,45/1;Ahkafsûresi,46/1)

236“Bukitabınvahyolunupbölümbölümindirilmesi,AzizveAlîmAllahtarafındandır.”(Mü’minsûresi,40/2)

237“Hâ,Mîm.BukitapRahmânveRahîm(Allah)tarafındanbölümbölümindirilmiştir.”(Fussiletsûresi,41/1-2)

238“…bölümbölümindirilmiştir…”(Fussiletsûresi,41/1-2)

239“Hâ,Mîm.BukitapRahmânveRahîm(Allah)tarafındanbölümbölümindirilmiştir.”(Fussiletsûresi,41/1-2)

Page 84: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

240“Artıkonlardankimibedbaht,kimimutludur.”(Hûdsûresi,11/105)

241“Mesûdolanlarisecennettedirler.”(Hûdsûresi,11/108)

242“…cennet…”(Hûdsûresi,11/108)

243“Mesûdolanlarise…”(Hûdsûresi,11/108)

244“…mesûdoldular…”(Hûdsûresi,11/108)

245“…saiddir(mesûdtur)”(Hûdsûresi,11/105)

246“…cennettedirler…”(Hûdsûresi,11/108)

247“…ebedîkalacaklar”(Hûdsûresi,11/108)

248“…mesûdolanlarise…”(Hûdsûresi,11/108)

249“…cennetteebedîkalacaklardır.”(Hûdsûresi,11/108)

250“…cennetteebedîkalacaklardır.”(Hûdsûresi,11/108)

251(Hâşiye)Cihansaltanatındandahaziyadekıymettarbirmüjde-iKur’âniye,birbeşaret-isemâviye,busayfadavardır.

252“OnlarAllah’ınnurunuağızlarıylaüfleyereksöndürmek isterler.FakatkâfirlerinhoşunagitmesedeAllahnurunutamamlayacak(dünyanınhertarafınaulaştıracaktır)”(Safsûresi,61/8)

253 “Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyerek söndürmek isterler) Allah nurunu tamamlayacak (dünyanın her tarafınaulaştıracaktır)”(Safsûresi,61/8)

254“Bunlar,(hakkıaçıklayan,Hak’tangeldiği)âşikârolankitabınâyetleridir.”(Yûnussûresi,10/1;Yûsufsûresi,12/1;Ra’dsûresi,13/1;Hicrsûresi,15/1;Şuarâsûresi,26/2;Kasassûresi,28/2;Lokmansûresi,31/2)

255“TâSîn.ŞunlarKur’ân’ınâyetleridir.”(Nemlsûresi,27/1)

256“Rabbimbenidoğruyolailetti.”(En’âmsûresi,6/161)

257“Rabbimelbettetamistikametüzeredir.”(Hûdsûresi,11/56)

258 “Şimdi sen onları kendi hâllerine bırak.” (Nisâ sûresi, 4/63, 81; En’âm sûresi, 6/68; Secde sûresi, 32/30;Necmsûresi,53/29)

259 “Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyerek söndürmek isterler) Allah nurunu tamamlayacak (dünyanın her tarafınaulaştıracaktır)”(Safsûresi,61/8)

260“Onlar,Allah’ınnurunuağızları ilesöndürmekistiyorlar.KâfirlerhoşlanmasalardaAllahnurunutamamlamaktanbaşkabirşeymuratetmemektedir.”(Tevbesûresi,9/32)

261 “Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip söndürmek isterler)Allah ise nurunu tam parlatmaktan başka bir şeye razıolmaz.”(Tevbesûresi,9/32)

262Damla,denizinvarlığınıgösterir.

263“Elif,Lâm,Râ.Bu,Rab’lerininizniyleinsanlarıkaranlıklardannura,AzizveHamîd(üstünkudretsahibiveherişiövgüyelâyıkolan)Allah’ınyolunaçıkarmaniçinsanaindirdiğimizbirkitaptır.”(İbrahimsûresi,14/1)

264“Rab’lerininizniyleinsanlarıkaranlıklardannura…”(İbrahimsûresi,14/1)

265“(AzizveHamîd)Allah’ınyoluna(çıkarmaniçin)..”(İbrahimsûresi,14/1)

266“AzizveHamîd”(İbrahimsûresi,14/1)

267“…karanlıklardan…”(İbrahimsûresi,14/1)

268“…insanlarıçıkarmaniçin…”(İbrahimsûresi,14/1)

269“Elif,Lâm,Râ.Sanaindirdiğimizbirkitaptır.”(İbrahimsûresi,14/1)

270“…Sana…”

271“Elif,Lâm,Râ.İndirdiğimizbirkitaptır.”(İbrahimsûresi,14/1)

Page 85: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

272“Elif,Lâm,Râ.”(İbrahimsûresi,14/1)

273“…birkitaptır”(İbrahimsûresi,14/1)

274“…onuindirdiğimiz…”(İbrahimsûresi,14/1)

275“Sübhansın yâRab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki?Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetleyapansensin.”(Bakarasûresi,2/32)

276“Elif,Lâm,Râ.Bu,Rab’lerininizniyleinsanlarıkaranlıklardannuraçıkarmaniçinSanaindirdiğimizbirkitaptır.”(İbrahimsûresi,14/1)

277“…Rab’lerininizniylenura…”(İbrahimsûresi,14/1)

278“Âhirete inanmalarına rağmen,bilebiledünyayıâhirete tercihederler. İnsanlarıAllahyolundançevirirdeoyolueğribüğrügöstermekisterler.İşteonlarhaktan,doğruyoldançokuzakbirsapıklıkiçindedirler.”(İbrahimsûresi,14/3)

279“İnsanlarıAllahyolundançevirirler…”(İbrahimsûresi,14/3)

280“…oyolueğribüğrügöstermekisterler…”(İbrahimsûresi,14/3)

281“…onlartercihederler…”(İbrahimsûresi,14/3)

282“…Allah’ınönemligünleri…”(İbrahimsûresi,14/5)

283“Bizherpeygamberi,kendimilletininlisanıilegönderdik,takionlarahakikatleriiyiceaçıklasın.”(İbrahimsûresi,14/4)

284“herpeygamber”(İbrahimsûresi,14/4)

285“…halkınıkaranlıklardannuraçıkarveonlaraAllah’ınönemligünlerinihatırlat!”(İbrahimsûresi,14/5)

286“…nura(çıkar)veonlaraAllah’ınönemligünlerinihatırlat!”(İbrahimsûresi,14/5)

Page 86: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

SekizinciŞuâÜçüncüBirKeramet-iAleviye

Birİfade-iMeramMalûmOlsunki:

BenRisale-iNur’unkıymetiniveehemmiyetinibeyanetmekle,Kur’ân’ınhakikatlerinive imanın rükünlerini ilân etmek.. ve zaaf-ı imana düşenleri onlara davet etmek.. veonların kuvvetlerini ve hakkaniyetlerini göstermek istiyorum. Yoksa, –hâşâ– kendimi vehiçbircihetlebeğenmediğimnefs-iemmâremibeğendirmekvemedhetmekdeğildir.

Hem Risale-i Nur, zâhiren benim eserim olmak haysiyetiyle senâ etmiyorum. BelkiyalnızKur’ân’ın bir tefsiri.. veKur’ân’danmülhem bir tercüman-ı hakikîsi.. ve imanınhüccetleri ve dellâlı olmak haysiyetiyle meziyetlerini beyan ediyorum. Hatta bir kısımrisaleleri ihtiyârım haricinde yazdığım gibi, Risale-i Nur’un ehemmiyetini zikretmekteihtiyârsızhükmündeyim.

İmam Ali’nin (radiyallâhu anh) Âyetü’l-Kübrâ287 nâmını verdiği Yedinci Şuâ risalesiniyazmakta çok zahmet çektiğime bir mükâfat-ı âcile ve bir alâmet-i makbuliyet ve birmedar-ı teşvik olarak bu keramet-i Celcelûtiye, inâyet-i ilâhiye tarafından verildiğineşüphem kalmamış. Tahdis-i nimet kabilinden bunu Sekizinci Şuâ olarak yazdım.Yoksahaşredairmühimbirâyetinmu’cizeliolanburhanlarınıyazacaktım.

SaidNursî

İmamAli’nin(radiyallâhuanh)Risale-iNur’aDairÜçüncüBirKerametidir.

Evet, On Sekizinci ve Yirmi Sekizinci Lem’alar’da izah ve isbat edilen iki zâhirkerametiniteyidvetakviyeederekKaside-iCelcelûtiye’sindeSirâcü’n-Nur’dan288sarâhatderecesinde haber verdiği gibi, yine o kasidede Sirâcü’n-Nur’un en namdar risalelerineparmak basıyor, âdeta alkışlıyor.. ve sekiz adet remiz ile meşhur bir kısım risalelerinigösteriyor.

BirincisiRisale-i Nur’u tasrih eden 289 fıkrasından sonra Süryanî lisanıyla esmâ-yı

hüsnâdan istimdat ve suver-i Kur’âniye ile bir münâcât yapıyor. Tam otuz üç sûrelerleöyle garip vemânidar bir tarzda zikrediyor ki; bir kısım sırları ve gaybî haberleri dahi

Page 87: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

bildirmekistediğianlaşılıyor.

Ben sıkıntılı bir zamanda İmam Ali’nin (radiyallâhu anh) Âyetü’l-Kübrâ nâmını verdiğiYedinci Şuâ’ı bitirdiğim aynı vakitte –itikadımca bana acele bir mükâfat ve bir ücretolarak– geceleyinCelcelûtiye’yi okudum.Birden bir ihtar-ı gaybî gibi kalbime denildi:“İmamAli(radiyallâhuanh),Risale-iNurileçokmeşguldür.Mecmûundanhaberverdiğigibikıymettar risalelerine de işaret derecesinde remzedip îma ediyor.”Eğer sarih bir surettegaybdan haber vermek, –çok zararları bulunduğundan, hikmetemünâfi olduğu cihetle–hikmet-iilâhiyetarafındanyasakolmasaiditasrihedecekti.Meselâsûreleritâdâdederken,yirmibeşinciyegeldiğivakitdiyorki:

290

İştebu fıkralardaEskişehirAğırcezaMahkemesi’ni hayrettebırakan.. veüstündegözilegörünenbirkerametiylevekıyametvehaşriisbatedenharikahüccetleriyleiştiharedenYirmiDokuzuncu Söz’eHazreti İmamAli (radiyallâhu anh), zikir ve tâdâd ettiği sûrelerinyirmidokuzuncumertebesinde 291 ileona işareteder.Çünkükıyametkopmasındangayetdehşetlihaberveren 292sûresinetammutâbıkbirsuretteoYirmiDokuzuncuSöz, kıyametin ve harab-ı âlemin ve mevt-i dünyanın ve hayat-ı âhiretin ve ihya-yıemvâtın kat’î hüccetlerini beyan ederken bu sûrenin dehşetli tasvirini zikretmesi, hemmanada,hemyirmidokuzuncumertebedetetâbuklarıoişaretiisbateder.

Hem tahavvülât-ı zerrâtta boğulan maddiyyûnları susturan ve zerrâtın tahavvülâtı veharekâtını,vazifeveintizamlarınıemsalsizbirtarzdaisbatedenOtuzuncuSöznâmındakiZerrâtRisalesi’neHazretiİmamAli(radiyallâhuanh),otuzuncumertebede 293kasemiyleona işaret eder. Evet, bu işarette lafzen ve sureten Sûre-i 294 ve Risale-i Zerrât,birbirinemüşâbehetileberabermanacihetiyledahimünasebetvar.ÇünküSûre-i ’ninbaşında tesadüfî ve intizamsız zannedilen temevvücât-ı havaiye, gayet hikmetli vevazifedar olarak rubûbiyetin tekvinî emirlerini etrafa yetiştirir diye ifade ettiği gibi,Risale-iZerrâtdahimaddiyyûnlartarafındantesadüfîveintizamsıztelâkkiedilenharekât-ızerrâtdahi,gayethikmetliveozerrelermuntazamvazifelerlevazifedarolduklarınıgayetkuvvetlivekat’îburhanlarileisbatediyor.

HemMirac-ıMuhammedî’yi(aleyhissalâtüvesselâm)delâil-iakliyeilegayetmakulvekat’îbir surette isbat eden ve Otuz Birinci Söz nâmında ve mertebesinde bulunan Risale-iMirac’a, Hazreti İmam Ali (radiyallâhu anh), otuz birinci mertebede Mirac-ı Ahmedî(aleyhissalâtü vesselâm) ve Kâb-ı Kavseyn’deki müşâhede ve mükâlemeyi sarih bir surettebaşlayanSûre-i 295’nınbaşındabulunan cümlesiilesarâhateyakınbirtarzdao

Page 88: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

risaleyeişareteder.VeSûre-i 296’yibırakarak ’densonra sûresinizikretmesibuişaretikuvvetlendirir.

HemŞakk-ıkamermu’cizesinimünkirlerekarşıkuvvetlideliller ile isbat edenMiraçRisalesi’nin zeyli bulunan Şakk-ı Kamer Risalesi nâmında otuz birinci mertebeninâhirindeorisaleye,HazretiİmamAli(radiyallâhuanh),şakk-ıkamerinass-ısarihilezikredenSûre-i 297’den iktibas ederek otuz birinci mertebenin akabinde zikredilen

298fıkrasıylasarâhateyakınişareteder.

MalûmdurkiRisale-iNur,baştaotuzüçadetSözler’dirveSözlernâmıylayâdedilir.Fakat Otuz Üçüncü Söz müstakil değil, belki otuz üç adet Mektubat’tan ibarettir veMektubatnâmıylazikredilir.SonraOtuzBirinciMektupdahimüstakildeğil,belkiotuzbiradetLem’alar’danmürekkeptirveLem’alaradıilemüştehirdir.SonraOtuzBirinciLem’adahi müstakil olmamış, o da inşallah otuz bir adet Şuâlar’dan mürekkep olacak. El-Âyetü’l-Kübrâ,yedinciveburisale,SekizinciŞuâ’larıdır.

DemekSözler’inhâtimesiOtuz İkinciSöz’dür.HemRisale-iNur’unyıldızları içindebir güneş hükmünde şâkirtlerince telâkki edilenOtuz İkinci Söz nâmındaki üçmevkıflırisale-i harika ve câmia ve Sözler’in bir cihette hâtimesi ve cemiyetli neticesi olan orisaleye Hazreti İmam Ali (radiyallâhu anh), onun fevkalâde ehemmiyetini ve câmiiyetinigöstermek için Kur’ân’ın çok sûreleriyle birden otuz ikinci mertebede 299

kasemiyleotuzikincimertebedebulunanocâmîrisaleyeişareteder.

Risale-iNur’unOtuzÜçüncüSöz’üise,bundanevvelbeyanettiğimizgibiotuzüçadetmektuplardanibaretveMektubatnâmındaotuzüçkitapveyüzdenziyaderisalelerdir.İşteHazretiİmamAli(radiyallâhuanh)otuzüçüncümertebedevekasemindeOtuzÜçüncüSöz’üneczalarıolanoyüzonkitapvemektubatabirdenişaretetmekiçinyüzonsemâvîsuhuf300

nâmındayüzonmuhtasarkitaplarveobüyükmukaddeskitaplardanistimdatmanasındaolanşu,

301

kelâmıylaişareteder.

Malûmdurki, ilm-i belâgatta ve fenn-i beyandauzakvegizlimanalara delâlet etmekiçin“karîne”tabirettikleriemârelerdenvemünasebetlerdenbirisibulunsa,uzakbirmanave gizli ve işârî olan birmefhum, karînenin kuvvetine göre sarih ve zâhirmanası gibikabul edilir. İşte bu kaideye binâen, bu işârîmanaların her birisinemüteaddit karîneler,emâreler bulunduğu gibi sâir arkadaşları da ona karîneler olur. Risale-i Nur’unmecmûundanhaberverensarihfıkralardahiherbirisinekuvvetlibirkarînedir.

İkinciRemizKur’ân’ınel-âyetü’l-kübrâsıolan 302’ninhakikat-ikübrâsını

Page 89: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

ve tefsir-i ekberini gösteren veRamazan-ı Şerif’in ilhamî bir hediyesi bulunanYedinciŞuâRisalesi’neHazreti İmamAli (radiyallâhu anh),Mektubat’a işaretten sonra Lem’alar’aişaret içinde Şuâlar’a bakarak 303 304(Hâşiye) deyip ilm-i belâgatça “müstetbeâtü’t-terâkib”305 ve “maârizü’l-kelâm”306 denilen mana-yı zâhirînin tebaiyetiyle ve perdesininarkasıylamüteadditkarînelerinkuvvetinegöreişareteder.Veoacîbveyüksekvetevhidinhüccetü’l-kübrâsı ve el-âyetü’l-kübrânın bir alâmet-i kübrâsı ve bir tefsir-i âzamı olanrisaleye“Âyetü’l-Kübrâ”nâmıveriyor.Veonâmlahemmenbaıolanel-âyetü’l-kübrânınazametini,hembuYedinciŞuâolanvahdâniyetinvetevhidinburhan-ıâzamınınfevkalâdekuvvetiniilâneder,haberverir.HazretiİmamAli’nin(radiyallâhuanh)bubüyükiltifatına,burisalenin liyâkatine her kimin bir şüphesi varsa gelsin, bir defa o risaleyi okusun. Eğer“evet,lâyıktır”demezse,bana“tuh”desin.

Evet, Kur’ân’ın aleyhinde bin seneden beri müntakimâne hazırlanan dinsizlerinitirazlarını..vekâfirfeylesoflarınterâkümedipşimdiyolbularakintişaredenşüphelerini..veKur’ân’ındehşetlidarbelerinden intikambesleyenmuannityahudilerinvemağrurbirkısımhristiyanlarınhücumlarınıdefedipmukabeleedenveherasırdaKur’ân’ınpekçokkahramanlarıvemânevîkalelerivardı.Şimdiihtiyaçbir-ikiden,yüzeçıkmış.Vemüdafileryüzden, iki-üçe inmiş. Hem hakâik-i imaniyeyi, İlm-i Kelâm’dan ve medresedenöğrenmek, çok zamanamuhtaç bulunduğundan bu zamanda o kapı dahi kapandı. Hemçabuk, hem herkes anlayacak bir tarzda en derin hakikatleri tâlim eden Risale-i Nur,elbetteİmamAli(radiyallâhuanh)’ınbuiltifatınalâyıktır.

Hem İmam Ali (radiyallâhu anh), onuncu mertebe-i tâdâdında onuncu sûre olarak vekıyametveLeyle-iBerat’abakan 307 deyipmana-yı işârîsiyleOnuncuSöznâmında ve mertebesinde olan Haşir Risalesi’ne işaretle beraber, o risalenin fevkalâdeehemmiyetinivegayetmuhkemolduğunuveozamanındumanlıkaranlıklarınıizaleedenbirLeyle-iBerat’ınbirkandilihükmündebulunmasına..vehaşirvekıyametinbiralâmetiolan duhân, hem Leyle-i Berat’ın senevî olarak hikmetli tefrik ve taksim-i umûrnoktalarıylavebaşkakarînelerileîmaenveremzenhaberveriyor.

EvetOnuncuSöz, çok ehemmiyetli bir belayı defetti.Hürriyet-i efkâr serbestiyeti veharb-i umumî sarsıntısı vaktinde haşri inkâr edenmünafıklar, fırsat bulup çok yerlerdezehirli fikirlerini izhara başladıkları bir zamanda, Onuncu Söz çıktı ve tab’edildi. Binnüshası etrafayayıldı.Onugörenherkes,kemâl-i iştiyakvemeraklaokudu.Zındıklarınkâfirâne fikirlerini tam kırdı ve onları susturdu. İmamAli (radiyallâhu anh)’ın bu takdirineliyâkatini isbat etti. Kimin şüphesi varsa gelsin, onu dikkatle okusun, haşrin ne kadarkuvvetlibirburhanıolduğunugörsün.

HemHazretiİmamAli(radiyallâhuanh)ondokuzuncusûreolarakSûretü’n-Nur’u

fıkrasıylazikrederekpekmuhtasarolanOnDokuzuncuSöz’evepekmükemmelbulunan

Page 90: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

OnDokuzuncuMektup’a işaret içinnur lafzını tekrar etmeklemektuplarınmertebesine,yani On Dördüncü Mektup noksan kalmasına îmaen Sûre-i Nur’u on beşincide yinezikretmesiylegayetlatîfvemüdakkikânehaberveriyor.VeoikirisaleleriRisale-iNur’unbüyüknurlarıolduklarınıbildiriyor.

Evetrisalet-iMuhammediye(aleyhissalâtüvesselâm)’adairolanOnDokuzuncuSöz,hemüçcihetlekerametliveharikaolanOnDokuzuncuMektup,elhakRisale-iNur’unenparlakbirernurudurlar.VeAişe-iSıddıka’nın(radiyallâhuanhâ)beraatimünasebetiyleâyet-inûrun308

309 kelimesindeki zamir, üç vecihten birisi ile Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm)’a râcîolmakhaysiyetiyleSûre-iNur,Zât-ıMuhammediye(aleyhissalâtüvesselâm)ileziyadealâkadarbulunduğundan, o sûre ile risalet-iMuhammediye (aleyhissalâtü vesselâm)’ı isbat eden o ikirisaleye iki nur lafzıyla, belki üç nur kelimeleriyle yine aynen risalet-i Ahmediye(aleyhissalâtüvesselâm)’ıisbatedenMiraçRisalesi’nedahiişaretetmiş.Benitirafediyorumki;OnDördüncüMektupnoksankaldığınıunutmuştum.HazretiİmamAli(radiyallâhuanh)aynısûreyi iki defa tekrar etmesiyle tahattur ettim ve işârâtındaki dikkatine hayran oldum.Fakat o tekrar, yalnız On Dokuzuncu Söz ve Mektup için sayılır; ondan sonrakilerenisbetensayılmaz.

ÜçüncüRemizYirmiSekizinciLem’a’daizahveisbatedilen

310

311

fıkralarıyla Risale-i Nur’un üç ehemmiyetli vaziyetini haber veriyor. Bu fıkralarınsarâhate yakın bir surette hem cifir, hem mana cihetiyle Risale-i Nur’a işaretini OnSekizinci Lem’a’da izahına binâen; burada ise, orada zikredilmeyen ve İmam Ali(radiyallâhuanh)’ınnazar-ıdikkatinicelbedenyalnızüçsırrıbeyanedilecek.

Birincisi: İslâmlar içinde, dellâllar elinde teşhir suretinde gezdirilmeye lâyık olanRisale-i Nur, maatteessüf gayet gizli perde altında intişar ve istitara mecbur olmasınaişareten İmamAli (radiyallâhu anh), iki defa 312 ve 313 kelimeleriyle – 314 yani, gizliintişaredebilir–müteaccibânehaberveriyor.

İkincisi:Risale-iNur, ism-i âzam cilvesiyle ve ism-iRahîmveHakîm’in tecellisiylezuhur ettiğinden imtiyazlı hâssası 315 ’den iktibasen celâl ve kibriyâ.. ’denistifâzatenmerhamet ve şefkat.. 316 ’den istifadeten hikmet ve intizamın esaslarıüzerine gidiyor.Onun ruhu ve hayatı, onlardır. Sâirmeşreplerdeki aşk yerinde,Risale-iNur’unmeşrebindemüştâkâneşefkattirvere’fetkârânemuhabbettir.

NasılkiHazretiİmamAli(radiyallâhuanh),sarihbirsuretteSirâcü’n-Nur’untarih-itelifinivetekemmülzamanınıvemeşhurismini 317fıkrasıylahabervermiş.Öyle

318

Page 91: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

fıkrasıyla da Sirâcü’n-Nur’un esaslarından haber veriyor. Çünkü izzet, azamet vecelâl ve kibriyâdır. Süryanîce Raûf.. ve Rahîm’dir. Demek Hazreti İmam Ali(radiyallâhuanh)Sirâcü’n-Nur’utarifediyor.Hayatınıvenurunu,kibriyâveazametvere’fetverahîmiyettenalıyordiyemümtazhâsiyetinibeyaneder.

Üçüncüsü:HazretiİmamAli(radiyallâhuanh),bufıkrada 319cümlesiylediyorki:BinüçyüzellidörtteSirâcü’n-Nur–yani,Risale-iNur’unnuru–iledalâletintecavüzedennârıinşallah sönecek. Yani fitne-i diniye ateşini, ya tahribattan vazgeçirecek veya ileritecavüzatını kıracak. Eğer hicrî tarihi olsa, bundan iki sene evvel, dini dünyadan tefrikfırsatından istifade ile dinin veKur’ân’ın zararına olarak ilerleyen dehşetli tasavvuratıntecavüzatının tevakkufetmesi,elbettekarşılarındakuvvetlibir seddinbulunmasındandır.Oseddinise,buzamandaçokintişaredenRisale-iNur’unkeskinhüccetlerivekuvvetliburhanlarıolduğuçokemâreler ilehissediliyor.Vebuikinci ihtimaldeki işaret-iAleviyedahionuteyidediyor.320(Hâşiye)

Evet,cifirce ; altıyüz, dörtyüz, ikiyüz,şeddeli yüz, kırk, veüç yedi,’deki iki, beş, yekûnu bin üç yüz elli dört eder. Lillâhilhamd Sirâcü’n-Nur’un El-Âyetü’l-Kübrâ’sı gibi çok risaleleri var. Her biri kuvvetli birer lâmba hükmünde sırat-ımüstakîmigösteripİmamAli(radiyallâhuanh)’ınhaberinitasdikediyorlar.

Buüçüncüsırrınmünasebetiyleaynen gibibinüçyüzellidörttarihinemakam-ıcifrîsiylebakanveSaid’in(radiyallâhuanh)ikimaruflâkabınaremzenveismenîmaedenve“kendinimuhafaza et” emrini veren ve o tarihte herkesten ziyademüteaddit tehlikeleremaruzbulunacağınıtelviheden“Ercûze”ninâhirlerindeki

321

fıkrasıyla diyor: “Yâ Saide’l-Kürdî! Bin üç yüz elli dört tarihine yetişirsen Mevlâ-yıAzîm’inden,ozamanınveoasrınfitneveşerlerindenmuhafazanıisteveyalvar.”EvetOnSekizinciLem’a’daBirinciKeramet-iAleviye’ninizahında,Kaside-iErcûziye’ninRisale-iNurvemüellifinedair işârât-ı gaybiyesibeyanedilmiş. “İsm-iÂzamveSekîne” tabirettiğiesmâ-yısitte-imeşhuruyla322daimameşgulolanbirşâkirdiylekonuştuğuveteselliverdiği..veçokemârelervekarînelerleoşâkirdinSaidolduğuisbatedilmiş.Veoradaoşâkirdinedemiş:

323

Yani,ecnebihuruflarıbinüçyüzkırksekizdetâmimedilecek;çoluk-çocuk,emirlervefakirler, icbar suretinde gece dersleriyle öğrenmeye çalışacaklar. Evet 324 cümlesi,tamtamınaiki sekizyüz,iki yüzyirmi,iki dörtyüz,iki onsekiz,bir on;mecmûu,binüçyüzkırksekizdir.Aynıtarihtelatinîhuruflarınagecedersleriylecebrençalıştırıldı.

SonraİmamAli(radiyallâhuanh),SekîneilemeşgulolanSaid’ebakar,konuşur.Akabinde325 der. İki-üç yerde kuvvetli işaret ile Said ismini verdiği şâkirdine hitâben

Page 92: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

“Kendini,Sekîneileduaedipmuhafazayaçalış.”Yâ-yınidaîdensonramüteadditkarînelerveemârelerileSaidvar.Demek 326olur.Bufıkranasılki 327kelimesiyle“el-Kürdî”lâkabınahemlafzen,hemcifrenbakar.Çünkümimsiz ,Kürdkalbıdır.328(Hâşiye)Mimise, ve ’ye tammuvâfıktır.Öyledediğerbir ismiolanBediüzzaman lâkabınadahikelimesiyle îma etmekle beraber bin üç yüz elli dört veya bin üç yüz elli beşmakam-ıcifrîsiyleSaid’in(radiyallâhuanh)hakikat-ihâlinivehilâf-ıâdetvaziyetini..vehıfzuvikâyeiçinkesretliduasını..vehalvetveinzivâsınıtamamıylatabirveifadeettiğindensarâhateyakınbirsuretteparmağınıonunbaşınaokasidedeteselliiçinbasıyor.Buradada 329

sırrınamazharolanRisale-iNur’ualkışlıyor.

Malûm olsun ki; Celcelûtiye’nin esası ve ruhu olan 330 İmam Ali(radiyallâhuanh)’ınenmühimveenmüdakkikÜveysîbirşâkirdi..veİslâmiyet’inenmeşhurve parlak bir hücceti olanHüccetü’l-islâm İmamGazâlî (radiyallâhu anh) diyor ki: “Onlar,vahiy ile Peygamber’e (aleyhissalâtü vesselâm) nâzil olduğu vakit İmamAli’ye (radiyallâhu anh)emretti:‘Yaz!’Odayazdı,sonranazmetti.”331İmamGazâlî(radiyallâhuanh)diyor:

332

İmam Gazâlî, İmam Nureddin’den ders alarak bu Celcelûtiye’nin hem Süryanîkelimelerini,hemkıymetinivehâsiyetinişerhetmiş.

DördüncüRemizİmam Ali (radiyallâhu anh) Sirâcü’n-Nur’dan haber verdikten sonra yine otuz üç ve bir

cihetle otuz iki adet Süryanîce esmâyı tâdâd ederken Risale-i Nur’un en kuvvetli, enkıymettarolanMu’cizât-ıKur’âniyeRisalesi’neveOtuzİkinciSöz’ekuvvetliişaretettiğigibi, sâir risalelere de remzen veya îmaen veya telvihen bakar. Evet,Hazreti İmamAli(radiyallâhuanh)Risale-iNur’abakarak,Süryanîisimleridercederekdiyor:

(Hâşiye)333

334.

diye dua ile hatmeder. Hazreti İmam Ali (radiyallâhu anh), başta sarâhat ile haber verdiği

Page 93: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risale-i Nur’u, Sirâcü’n-Nur ve Sirâcü’s-Sürc nâmıyla birinci mertebede âşikâr onugösterip tâdâd ederken335, tâ yirmi beşe geldiği vakit 336 der. Âyât-ıKur’âniye’nin i’câzlarını beyan ve Kur’ân’ın kırk vecihle mu’cize olduğunu yedi adetküllîvecihlerdeisbatedenRisale-iNur’unenmeşhurveparlakrisalesiolanYirmiBeşinciSöznâmındakiMu’cizât-ıKur’âniyeRisalesi’neişareteder.ÇünkübaştaSirâcü’n-Nur’unbirincimertebedesayılması337,hem fıkrasında kelimesininbulunması,hemyirmibeşincimertebedezikretmesi,kuvvetlibirkarînedirki;pekçokâyetlerizikredipi’câzlarıvesırlarıbeyanedenYirmibeşinciSöz’emana-yımecazîilebakar.Vesûrelerintâdâdındadahi, yine yirmi beşinci mertebede ibareyi değiştirip baştan başlar gibi 338 diyerekRisale-i Nur’un en mübârek ve bereketli olan Yirmi beşinci Söz’ün ehemmiyetinigösteriyor. Sonra yirmi altı ve yedide 339 der. Sonra otuz ve otuz birincide

340deyipyineibareyideğiştirip 341kelimesinizikreder.Gayetzâhirvekuvvetlibir karîne ile içtihada dair Yirmi Yedinci Söz’ün sahabeler hakkındaki çok mühim vekıymettar zeylini ve Miraç’a dair Otuz Birinci Söz’ün Şakk-ı kamere dair ve ona çokihtiyaçbulunanehemmiyetlizeylini kelimesiylegösterirgibi,kuvvetliişareteder.Benitirafediyorumki,benbuzeyilleriunutmuştum.İmamAli’nin (radiyallâhuanh)bu ihtarı iletahatturettim.Şakk-ıkameri sâbıkanyazdım.Şimdibuandasahabelerhakkındakizeylihatırladım.İştemademilm-ibelâgatvefenn-ibeyandabirtekkarîneilemecazîbirmanamuradolunabilirvebirtekmünasebetle,birmefhumaişaretbulunsa,omefhumbirmana-yı işârîolarakkabuledilir.Elbettezâhirveçokkarînelerdenveemârelerdenkat-ınazar,yalnız bu iki yerde tam zeyillerin bulunduğu aynımakamda ve zeylmanasında olankelimesini tekrar suretinde ifadeyi değiştirerek söylemesi, tam bir karînedir ki; HazretiİmamAli (radiyallâhu anh)mana-yı hakikîsinden başka birmana-yımecazî ve işârîyi dahiifadeetmekistiyor.

Sonrayirmidokuzuncumertebede,heybetlibir tarzda 342der.Yirmibeştegeçenvesırlarıbilmekmanasındaolan kelimesini tekrar ilesâbıkanbeyanettiğimizharikalı Yirmi Dokuzuncu Söz’e kuvvetli bir karîne ile işaret eder. Sonra otuz ikincimertebede sûrelerin tâdâdında ehemmiyetle işaret ettiği risale-i câmia olan Otuz İkinciSöz’eyinenazar-ıdikkatikuvvetlicelbetmekiçin 343vebirnüshada 344

yani ism-i Adl ve ism-i Hakem’in tecellisiyle ve adalet ve mizanıyla ve intizam vehikmetiyle dünya tamir edilir, tahripten kurtulur. İkinci nüsha ile o iki ismin râyiha-yıtayyibesiyleveçokhoşkokularıyladünya,güzelkokularalır;attardükkânıgibirâyiha-yıtayyibe verir. İşte ism-i Adl ve ism-i Hakem’in parlak bir aynaları ve bir tefsirlerihükmündeolanOtuzİkinciSöz’eparmakbasıyorvemana-yımecazîsuretindeifadeeder.

kelimesinin tekrarıyla Sözler otuz üç iken, bir mertebesinin mektuplardan ibaretolduğuna ve Otuz İkinci Söz’ün son mertebesi bulunduğuna îma eder. Ben Süryanîkelimelerininmanalarını tamamıyla bilemediğimden ve İmamGazâlî (radiyallâhu anh) dahitamamıyla izah etmediğinden Hazreti İmam Ali’nin (radiyallâhu anh) o kelimeler ile sâirrisalelereişârâtınışimdilikbırakıyorum.

Page 94: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

BeşinciRemizMadem Celcelûtiye vahiy ile Peygamber (aleyhissalâtü vesselâm)’a nâzil olmuş.345 Ve

Allâmü’l-guyûb’unilmiyleifade-imanaeder.

HemmademCelcelûtiye 346ve 347fıkralarındamana-yımecazîileokasideninhakikatini isbat eden Risale-i Nur’a sarîhen ve onun on üç ehemmiyetli risalelerineişaretenhabervermekleberaber, 348’dedahiokasideninbiresasıolan 349

ile çok iştigal ve istimdat eden Risale-i Nur müellifine ve bunun on üç ehemmiyetlivâkıât-ıhayatınaîmaen,remzen,işaretenmana-yımecazîilehaberveriyor.

Hemmademmana-yımecazîilevemefhum-uişârîninmuradolmasınabirzayıfkarînevebirgizliemârevebirtekmünasebetkâfigeliyor.

HemmademRisale-iNurverisalelerinevemüellifiveahvâlineolanişaretlerbirbirinekarîne olur. Belkimeselenin vahdeti itibarıyla umum işaretler, karîneleriyle beraber herbirisinekuvvetlibirkarînevekavîbiremârehükmündedir.

Elbettediyebilirizki;HazretiİmamAli(radiyallâhuanh)nasılkibaşta350

Yani,“Hazine-iesrarolan ilebaşladım.Ruhum,onunileohazineyikeşfetti.”diyereksâirişârâtınkarînesiylebirmana-yıişârîvebirmedlûl-ümecazîsuretindeRisale-iNur’un bismillâhı hükmünde ve fâtihası ve besmelesi ve “Bismillâh”taki büyük sırrınhakikatini beyan eden ve kısa ve gayet kuvvetli Birinci Söz nâmında olan BismillâhRisalesi’ne îma, belki remz, belki işaret ediyor. Aynen öyle de sâir işârâtın karîne vemünasebetiyle ve huruf-u Kur’âniye’nin esrarından bahseden ve Rumuzat-ı Semâniyenâmında bulunan sekiz küçük risalelerin mahiyetlerini andırır bir tarzda, ibareyideğiştirerek hurufların esrarıyla istimdat etmeye başlaması karîne-i latîfesiylemuazzamdua ve münâcât ve câmî kasem-i istimdadînin âhirlerinde ve Sözler’e ve Mektuplar’aişaretten sonra 351 fıkrasıylaYirmiDokuzuncuMektup’un bir kısım esrar-ıhuruf-uKur’âniye’yibeyanedenRumuzat-ıSemâniyenâmındasekizküçükrisalelerinenmühimlerini..ve feth-iMekkeve feth-iŞamve feth-iKudüsve feth-i İstanbulgibiçokfütuhat-ı İslâmiye’den gaybî haber veren Sûre-i 352’nun esrarını beyan ile,fütuhat-ıİslâmiyeninpehlivanıolanHazretiİmamAli’nin (radiyallâhuanh)nazar-ıdikkatinicelbedenFethveNasrRisalesi’ne..hemSûre-iFeth’inenmühimveenâhirâyetininbeşvecihilei’câzınıbeyanveisbatile,kahraman-ıİslâmHazretiİmamAli’nin(radiyallâhuanh)nazar-ıdikkatini celbedengayetkıymetliolanÂyet-iFethRisalesinâmındakiküçükbirrisaleye îma, belki işaret eder itikadındayım. Böyle itikada iştirak edilmezse de itirazedilmemeli.

AltıncıRemiz

Page 95: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Madem Hazreti İmam Ali (radiyallâhu anh), üstad-ı kudsîsinden aldığı derse binâen,Kur’ân’a taalluk eden gelecek hâdisâttan haber veriyor. Ve “benden sorunuz” diyemüteaddit ve doğru haberleri verip bir şah-ı velâyet olduğunu öyle kerametlerle isbatetmiş.

VemadembuasırdaAvrupadinsizleriveehl-idalâletmünafıkları,dehşetlibir suretteKur’ân’a hücumu hengâmında Risale-i Nur, o seyl-i dalâlete karşı mukâvemet edip,Kur’ân’ıntılsımlarınıkeşfederekhakikatinimuhafazaediyor.

Vemadem353

fıkrasıyla–YirmiSekizinciLem’a’daisbatedildiğigibi–sarâhateyakınbirsuretteRisale-iNur’a işaret etmekle beraber, Sûre-i Nur’daki âyetü’n-nur’un Risale-i Nur’a işaretineişareteder.

Vemadem 354manavecifircetamtamınaRisale-iNur’atevâfukediyor,elbettediyebilirizki;bufıkranınakabinde

355

fıkrasıyla Risale-i Nur’un bidayette On İki Söz nâmında iştihar ve intişar eden on ikiküçük risalelerine 356 karînesiyle, bu fıkradaki on iki Süryanî kelimeler onlara birerişarettir. Gerçi elimde bulunan Celcelûtiye nüshası, en sahih ve en mutemettir. İmamGazâlî (radiyallâhu anh) gibi çok imamlar Celcelûtiye’yi şerh etmişler. Fakat bu Süryanîkelimelerin manasını tam bilmediğimden ve nüshalarda ihtilâf bulunduğundan, herbirisininvech-iişaretinivemünasebetinişimdilikbilmediğimdenbırakıyorum.

Elhâsıl:Hazreti İmamAli (radiyallâhu anh), bir defa fıkrasıyla âhirzamandaRisale-iNur’u dua ile Allah’tan niyaz eder, ister. Ve bidayette on iki risaleden ibaretbulunduğundanyalnızonikirisalesineişaretediyor.İkincidefada 357fıkrasıyladahasarihbirsuretteRisale-iNur’umedhüsenâilegöstererektekemmülüneişareten,umumSözler’iveMektuplar’ıveLem’alar’ıremzenhaberverir.HemOnİkiSöznâmıileçokintişar eden o küçücük risaleler, bu fıkradaki kelimeler gibi birbirine ismen ve suretenbenzedikleri gibi bedî manasında olan Celcelûtiye kelimesine mutâbık olarak her birigayetbedîbirtarzda,güzelbirtemsilile,büyükvederinbirhakikat-iKur’âniye’yitefsirveisbateder.

Eğerbirmuannittarafındandenilse:Hazreti İmamAli (radiyallâhu anh)buumummecazîmanalarıiradeetmemiş?

Bizdederizki: FarazaHazreti İmamAli (radiyallâhu anh) irade etmezse, fakat kelâmdelâlet eder ve karînelerin kuvvetiyle işârî ve zımnî delâletlemanaları içine dâhil eder.Hemmademomecazîmanalarveişârîmefhumlarhaktır,doğrudurvevâkıamutâbıktırve

Page 96: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

builtifatalâyıktırlarvekarînelerikuvvetlidir;elbetteHazretiİmamAli’nin (radiyallâhu anh)böyle bütün işârî manaları irade edecek küllî bir teveccühü faraza bulunmazsa, –Celcelûtiye vahiy olmak cihetiyle358 hakikî sahibi– Hazreti İmam Ali’nin (radiyallâhu anh)üstadıolanPeygamber-iZîşan’ın (aleyhissalâtüvesselâm)küllî teveccühüveüstadınınÜstad-ıZülcelâl’ininihatalıilmionlarabakar,iradedairesinealır.

Buhusustabenimhususîvekat’îveyakînderecesindekikanaatiminbirsebebişudurki:Müşkülât-ı azîme içinde, el-âyetü’l-kübrânın tefsir-i ekberiolanYedinciŞuâ’ıyazmaktaçok zahmet çektiğimden, bir kudsî teselli ve teşvike cidden çokmuhtaç idim. Şimdiyekadarmükerrer tecrübeler ilebugibihâletlerimdeinâyet-i ilâhiyeimdadımayetişiyordu.Risaleyi bitirdiğim aynı vakitte, hiç hatırıma gelmediği hâlde, birden bu keramet-iAleviye’ninzuhuru,bendehiçbirşüphebırakmadıki;budahibenimimdadımagelensâirinâyet-iilâhiyegibiRabb-iRahîm’inbirinâyetidir.İnâyetisealdatmaz,hakikatsizolmaz.

YedinciRemizHazretiİmamAli(radiyallâhuanh)nasılki,

359

diye birinci fıkrasıyla Yedinci Şuâ’a işaret etmiş; öyle de aynı fıkra ile âlî birtefekkürnâme ve tevhide dair yüksek bir mârifetnâme nâmında olan Yirmi DokuzuncuArabîLem’a’yadahiişareteder.İkincifıkrasıyla“İsm-iÂzamveSekîne”denilenesmâ-yısitte-i meşhurenin360 hakikatlerini gayet âlî bir tarzda beyan ve isbat eden ve YirmiDokuzuncuLem’a’yıtakipeyleyenOtuzuncuLem’anâmındaaltınükte-iesmârisalesine

361cümlesiyleişaretettiğindensonraakabinderisale-iesmâyıtakipedenOtuzBirinci Lem’a’nın Birinci Şuâ’ı olarak, otuz üç âyet-i Kur’âniye’nin Risale-i Nur’aişârâtını kaydedip, hesap-ı cifrî münasebetiyle, baştan başa ilm-i huruf risalesi gibigörünenvebirmu’cize-iKur’âniyehükmündebulunanrisaleye 362kelimesiyleişaretedip,der-akab 363kelâmıyladahi,risale-ihurufiyeyitakipedenveEl-Âyetü’l-Kübrâ’dan ve başkaResâil-iNuriye’den terekküp eden veAsâ-yıMusa nâmınıalanveasâ-yıMusagibi,dalâletinveşirkinsihirleriniibtaledenRisale-iNur’unşimdilikensonveâhirrisalesineAsâ-yıMusanâmınıvererekişaretleberaber,mânevîkaranlıklarıdağıtacağınımüjdeediyor.

Evet 364kelimesiyleYedinciŞuâ’aişareti,kuvvetlikarînelerileisbatedildiğigibi,aynıkelime,diğerbirmanaileelhakRisale-iNur’unâyetü’l-kübrâsıhükmündeveekserrisalelerin ruhlarını cemeden ve Arabî bulunan Yirmi Dokuzuncu Lem’aya bu kelâm,“müstetbeâtü’t-terâkib” kaidesiyle ona bakıyor, efradına dâhil ediyor. Öyle ise Hazreti

Page 97: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

İmam Ali (radiyallâhu anh) dahi, bu fıkradan ona bakıp işaret eder diyebiliriz. Hem sâirişârâtın karînesiyle, hem Mektubat’tan sonra Lem’alar’a başka bir tarz-ı ibare ile îmaederek; Lem’aların en parlağının telifi, dehşetli bir zamanda ve hapis ve idamdankurtulmak ve emniyet ve selâmet bulmak için, mana-yı mecazî ve mefhum-u işârî ile,HazretiAli (radiyallâhu anh) kendi lisanını, büyük tehlikelerde bulunan müellifin hesabınaistimâlederek, 365yani,“YâRab!Benikurtar,emanveemniyetver!”diyeduaetmesiyle,tamtamınaEskişehirHapishânesi’ndeidamveuzunhapistehlikesiiçindetelifedilen Yirmi Dokuzuncu Lem’a’nın ve sahibinin vaziyetine tevâfuk karînesiyle kelâm,zımnî ve işârî delâlet ettiğinden diyebiliriz ki; Hazreti İmam Ali (radiyallâhu anh) dahibundan,onaişareteder.HemOtuzuncuLem’anâmındavealtınükteolanrisale-iesmâyabakarak 366deyip,sâir işârâtınkarînesiyle,hemYirmiDokuzuncuLem’a’ya takipkarînesiyle,hemikisininisimdeveesmâlafzındatevâfukkarînesiyle,hemteşettüt-ühâleve sıkıntılı bir gurbete ve perişaniyete düşenmüellifi, onun telifi bereketiyle teselli vetahammül bulmasına ve mana-yı mecazî cihetinde, Hazreti İmamAli’nin (radiyallâhu anh)lisanıyla kendine dua olan 367 yani, “İsm-i âzam olan o esmâ risalesininbereketiylebeniteşettütten,perişaniyettenhıfzeyle,YâRabbî!”meâli,tamtamınaorisalevesahibininvaziyetine tevâfukkarînesiylekelâm,mecazîdelâletveİmamAli (radiyallâhuanh)ise,gaybîişaretederdiyebiliriz.

HemmademCelcelûtiye’ninaslıvahiydir368veesrarlıdırvegelecekzamanabakıyorvegaybîumûr-uistikbaliyedenhaberveriyor.

VemademKur’ân itibarıyla, bu asır dehşetlidir veKur’ân hesabıyla,Risale-iNur bukaranlıkasırdaehemmiyetlibirhâdisedir.

Vemadem sarâhat derecesinde çok karîne ve emârelerleRisale-iNur,Celcelûtiye’niniçinegirmiş,enmühimyerindeyerleşmiş.

Ve madem Risale-i Nur ve eczaları, bu mevkie lâyıktırlar ve Hazreti İmam Ali’nin(radiyallâhu anh) nazar-ı takdirine ve tahsinine ve onlardan haber vermesine liyâkatleri vekıymetlerivar.

Vemadem Hazreti İmam Ali (radiyallâhu anh), Sirâcü’n-Nur’dan zâhir bir surette haberverdiktensonraikinciderecedeperdelibirtarzdaSözler’den,sonraMektuplar’dan,sonraLem’alar’dan, risalelerdekigibi aynı tertip, aynımakam,aynınumara tahtında,kuvvetlikarînelerin sevkiyle kelâm, delâlet veHazreti İmamAli’nin (radiyallâhu anh) işaret ettiğiniisbateylemiş.

Vemadembaşta369

risalelerin başı ve Birinci Söz olan Bismillâh Risalesi’ne baktığı gibi, kasem-i câmi-imuazzamınâhirinde,risalelerinkısm-ıâhirleriolansonLem’alar’aveŞuâlar’a,hususan

Page 98: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

birâyetü’l-kübrâ-yıtevhidolanYirmiDokuzuncuLem’a-yıharika-yıArabiyeveRisale-iEsmâ-yıSitteveRisale-i İşârât-ıHuruf-uKur’âniyevebilhassaşimdilikenâhirŞuâveAsâ-yı Musa gibi, dalâletlerin bütün mânevî sihirlerini ibtal edebilen bir mahiyettebulunanvebirmanadaÂyetü’l-Kübrânâmınıalanrisale-iharikayabakıyorgibibirtarz-ıifadegörünüyor.

Ve madem birtek meselede bulunan emâreler ve karîneler, meselenin vahdetihaysiyetiylebirbirinekuvvetverir;zayıfbirmünasebetlebirtereşşuhdahi,menbaınailhakedilir.

Elbettebuyediadetesaslaraistinadenderiz:Hazreti İmamAli (radiyallâhu anh)nasılki,meşhur Sözler’e tertipleri üzerine işaret etmiş ve Mektubat’tan bir kısmına veLem’alar’dan en mühimlerine tertiple bakmış; öyle de 370 cümlesiyle,Otuzuncu Lem’a’ya, yanimüstakil Lem’alar’dan en son olan Esmâ-yı Sitte Risalesi’netahsin ederek bakıyor.Ve 371 kelâmıyla dahi, Otuzuncu Lem’a’yı takip edenİşârât-ıHuruf-uKur’âniyeRisalesi’ni takdiredip, işaretle tasdikediyor. 372

kelimesiyle dahi, şimdilik en âhir risale ve tevhid ve imanın elinde Asâ-yı Musa gibiharikalı,enkuvvetliburhanolanmecmuarisalesinisenâkârâneremzengösteriyorgibibirtarz-ıifadedenbilâ-pervâhükmediyoruzki;HazretiİmamAli (radiyallâhuanh)hemRisale-iNur’dan,hemçokehemmiyetlirisalelerindenmana-yıhakikîvemecazîileişârîveremzîve îmaîve telvihîbirsurettehaberveriyor.Kiminşüphesivarsa, işaretolunanrisalelerebirkeredikkatlebaksın.İnsafıvarsa,şüphesikalmazzannediyorum.

Buradaki mana-yı işârî ve medlûl-ü mecazîlere karînelerin en güzeli ve latîfi, aynıtertibimuhafazaileverilenisimlerinmünasebetidir.MeselâYirmidokuz,otuzveotuzbirveotuzikimertebe-itâdâdda,YirmiDokuzveOtuzveOtuzBirveOtuzİkinciSözler’egayet münasip isimler ile.. ve başta Sözler’in başı olan Birinci Söz’e, aynı besmelesırrıyla..veâhirdeşimdilikrisalelerinâhirinemahiyetinigösterirlâyıkbirerisimvererekişaretetmesigerçigizliisede,fakatçokgüzeldirveletâfetlidir.

Ben itiraf ediyorum ki; böyle makbul bir eserin mazharı olmak, hiçbir vecihle omakama liyâkatimyoktur.Fakatküçük,ehemmiyetsizbirçekirdekten,kocadağgibibirağacıhalketmek;kudret-iilâhiyeninşe’nindendirveâdetidirveazametinedelildir…

Ben kasemle temin ederim ki; Risale-i Nur’u senâdan maksadım, Kur’ân’ınhakikatleriniveimanınrükünleriniteyidveisbatveneşirdir…

Hâlık-ıRahîm’imeyüzbinlerşükrolsunki;kendimikendimebeğendirmemiş..nefsiminayıplarını ve kusurlarını banagöstermiş.. veonefs-i emmâreyi, başkalara beğendirmekarzusu kalmamış. Kabir kapısında bekleyen bir adamın arkasındaki fâni dünyayariyâkârânebakması,acınacakbirhamâkattirvedehşetlibirhasârettir.

İşte bu hâlet-i ruhiye ile yalnız hakâik-i imaniyenin tercümanı olan Risale-i Nur’undoğruvehakolduğunalatîfbirmünasebetsöyleyeceğim,şöyleki:

Page 99: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Celcelûtiye,Süryanîcebedîdemektirvebedîmanasındadır.İbareleribedîolanRisale-iNur,Celcelûtiye’demühimbirmevki tutupekseryerlerinde tereşşuhâtıgöründüğünden,kasidenin ismi ona bakıyor gibi verilmiş.Hem şimdi anlıyorum ki; eskiden beri benimliyâkatimolmadığıhâldebanaverilenBediüzzaman lâkabıbenimdeğildi,belkiRisale-iNur’unmânevîbirismiidi.Zâhirbirtercümanınaâriyetenveemanetentakılmış.Şimdioemanetisim,hakikîsahibineiadeedilmiş.

Demek,Süryanîcebedîmanasında–vekasidede tekerrürünebinâenkasideyeverilen–Celcelûtiyeismi,işârîbirtarzdabid’atzamanındaçıkanbediülbeyanvebediüzzamanolanRisale-iNur’unhemibare,hemmana,hemisimnoktalarıylabedîliğinemünasebettarlığınıihsas etmesine.. ve bu ismin bir parça ona da bakmasına.. ve bu isminmüsemmâsındaRisale-iNur,çokyerişgalettiğiiçinhakkazanmışolmasına…tahminediyorum.

373

SekizinciRemizBuremzinbeyanındanevvel,enmühimikisuâlecevapyazılacak.

Birinci Suâl: Bütün kıymettar kitaplar içinde Risale-i Nur, Kur’ân’ın işaretine veiltifatına ve Hazreti İmam Ali’nin (radiyallâhu anh) takdir ve tahsinine374 ve Gavs-ıÂzam’ınteveccühvetebşirine375vech-iihtisasınedir?OikizâtınkerametleRisale-iNur’abukadarkıymetveehemmiyetvermesininhikmetinedir?

Elcevap: Mâlûmdur ki, bazı vakit olur bir dakika; bir saat ve belki bir gün, belkisenelerkadar..vebirsaat;birsene,belkibirömürkadarneticeverirveehemmiyetliolur.Meselâbirdakikadaşehidolanbiradam,birvelâyetkazanır..376vesoğuğunşiddetindenincimadetmekzamanındavedüşmanındehşet-ihücumundabirsaatnöbet,birseneibadethükmünegeçebilir.377

İşteaynenöylede;Risale-iNur’averilenehemmiyetdahi, zamanınehemmiyetinden..hem bu asrın şeriat-ı Muhammediye’ye (aleyhissalâtü vesselâm) ve şeâir-i Ahmediye’ye(aleyhissalâtü vesselâm) ettiği tahribatın dehşetinden.. hem bu âhirzamanın fitnesinden, eskizamandan beri bütün ümmetin istiâze etmesi cihetinden.. hem o fitnelerin savletinden,müminlerinimanlarınıkurtarmasınoktasındanRisale-iNur,öylebirehemmiyetkesbetmişki; Kur’ân ona kuvvetli işaretle iltifat etmiş.. ve Hazreti İmam Ali (radiyallâhu anh) üçkerametleonabeşaretvermiş..veGavs-ıÂzam(radiyallâhuanh)kerametkârâneondanhaberveriptercümanınıteşcîetmiş.

Evet, bu asrın dehşetine karşı taklidî olan itikadın istinad kaleleri sarsılmış veuzaklaşmış ve perdelenmiş olduğundan, her mümine, tek başıyla dalâletin cemaatlehücumunamukâvemetettirecekgayetkuvvetlibiriman-ıtahkikîlâzımdırkidayanabilsin.Risale-i Nur, bu vazifeyi en dehşetli bir zamanda.. ve en lüzumlu ve nazik bir vakitte..herkesin anlayacağı bir tarzda.. hakâik-i Kur’âniye ve imaniyenin en derin ve en

Page 100: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

gizlilerini, gayet kuvvetli burhanlar ile isbat ederek; o iman-ı tahkikîyi taşıyan hâlis vesadıkşâkirtleridahi,bulunduklarıkasaba,karyeveşehirlerde–hizmet-iimaniyeitibarıylaâdeta birer gizli kutub gibi– müminlerin mânevî birer nokta-yı istinadı olarak,bilinmediklerivegörünmediklerivegörüşülmediklerihâlde–kuvve-imâneviye-iitikatlarıcesurbirerzâbitgibi–kuvve-imâneviyeyiehl-iimanınkalblerineverip,müminleremânenmukâvemetvecesaretveriyorlar.

İkinciSuâl:Kerametizharedilmezsedahaevlâolduğuhâlde,nedensenilânedersin?Elcevap: Bu, bana ait bir keramet değildir. Belki Kur’ân’ın i’câz-ı mânevîsinden

tereşşuh ederek has bir tefsirinden keramet suretinde bizlere ve ehl-i imana bir ikram-ırabbânîvein’am-ıilâhîdir.Elbettemu’cize-iKur’âniyeveonunlem’alarıizharedilir.Venimeti ise şükür niyetiyle ilân etmek, bir tahdis-i nimettir. 378 âyeti, izharınıemreder.Benimiçinmedar-ıfahirvegururolacakbirliyâkatimveistihkakımolmadığınıkasemleitirafediyorum.Bençekirdekgibiçürüdümvekurudum.Bütünkıymetvehayatveşeref,oçekirdektençıkanşecere-iRisale-iNurvemu’cize-imâneviye-iKur’âniye’yegeçmişbiliyorum.Veöyleitikatettiğimdeni’câz-ıKur’ânîhesabınaizharederim.Bütünkıymet bir mu’cize-i Kur’âniye olan Risale-i Nur’dadır. Hatta eskiden beri taşıdığımBediüzzamanismionunimiş,yineonaiadeedildi.Risale-iNurise,Kur’ân’ınmalıdırvemanasıdır. Bu remizde hususî kanaatimi teyid eden ve kendime mahsus çok emâre vekarîneler var. Fakat başkalarına isbat edemediğimden yazamıyorum. Yalnız iki-üçüneişaretetmeyemünasebetgelmiş.

Birincisi:BenCelcelûtiye’yiokuduğumvakit,sâirmünâcâtlaramuhalifolarakkendimbizzat hissiyatımla münâcât ediyorum diye hissederdim. Ve başkasının lisanıylataklitkârâne olmuyordu. Benim için gayet fıtrî ve dertlerime alâkadar ve tefekkürat-ıruhiyeme hoş bir zemin oluyordu. Birkaç sene sonra kerametini ve Risale-i Nur ilemünasebetinigördümveanladımki;ohâlet,bumünasebettenilerigelmiş.

İkincisi:HazretiİmamAli(radiyallâhuanh),başta379

veortalarında380

veâhirde381

birhazine-iulûmolarakgösteriyor.Hâlbukizâhirindeyalnızbirmünâcâttır.HattaİmamAli’nin (radiyallâhu anh)hakikat-feşansâirkasidelerive ilmîbaşkamünâcâtlarıgibi, esrar-ıilmiye ile tam münasebeti görünmüyor. Benim hususî kanaatim şudur ki; Celcelûtiye,mademRisale-iNur’uiçinealmışvesînesinebasıpmânevîveledgibikabuletmiş,elbette

382 fıkrası ile kendi hazinesinin bir kısımpırlantalarınıÂhirzaman’da neşreden

Page 101: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risale-iNur’uşahitgösteripCelcelûtiye’yibirhazine-iulûmvebirdefine-iilmiyedirdiyebihakkınmedhüsenâedebilir.

Üçüncüsü: Mâlûmdur ki bazen gayet küçük bir emâre, bazı şerâit dâhilinde gayetkuvvetlibirdelilhükmünegeçer;yakînderecesindekanaatverir.Banaböylekanaatverençokmisallerindenyalnız–sâbıkbeyanettiğim–birtekmisalbanakâfigeliyor,şöyleki:

HazretiİmamAli(radiyallâhuanh) 383fıkrasıylaRisale-iNur’utarihiyleveismiylevemahiyetiyle ve esaslarıyla ve hizmetiyle ve vazifesiyle gösterdikten sonra, Süryanîceisimleri tâdâd ederekmünâcât eder. Otuz iki veya otuz üç adet isimlerde iki defa 384

kelimesini tekrar eder.Biri, yirmi yedincide 385 ; diğeri, otuz birde 386 der. İşteRisale-iNur’unSözler’iotuzüçvebircihetteotuziki..veMektubatnâmındakirisalelerindahi bir cihette otuz iki ve bir cihette otuz üç olup bu münâcâtla mutâbık olması.. veyalnız risale şeklinde iki adet zeyilleri bulunması.. ve o zeyillerin birisi Yirmi YedinciSöz’ünehemmiyetlizeylivediğeriOtuzBirinciSöz’ünkıymettarzeyliolması..veoikizeyl risalesinin müstakil mertebe ve numaralarının bulunmaması.. ve 387 kelimesinindahi aynı yerde, aynı manada tevâfuk etmesi, bana iki kere iki dört eder derecesindekanaatveriyorki;HazretiİmamAli(radiyallâhuanh),tebeîbirmanaileveişârîbirmefhumileRisale-iNur’a,hattazeyillerinebakmakiçinöyleyapmış.DahaçokkarînelervebirerSöz’eişaretedenmünasebetlervar.Fakatgizliveinceolduklarındanzikredilmedi.388(Hâşiye)

389

390

391

392

SaidNursî

287Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.516.

288Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509.

289“Nurunkandiligizlicefakataynızamandadaaçıkbirşekildeyakılır.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509-510)

290“Tebareke(Mülk),Nûn(Kalem),SeeleSâilün(Meâric),Tehmiz(Hümeze), İze’ş-şemsüküvvirat (Tekvîr)sûrelerihakkı için! Ve’z-Zâriyati zervan (Zâriyât), Ve’n-Necmi izâ hevâ (Necm) ve İkterabet (Kamer) sûreleri hürmetineişlerimbanakolaylaşsın.Hizbhizb,âyetâyet,okuyucularınokuduklarıvenâzilolanlaradedinceKur’ânsûrelerihakkıiçin ey Mevlâm! Kendilerine kitap verdiğin her peygambere ihsanda bulunan fazlından diliyorum!” (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.514-515)

291“İze’ş-Şemsüküvvirat (Tekvîr) sûresininhakkı için!” (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb (Evrâd-ı Şâzelî)s.514)

292“Güneşdürülüpışığısöndüğüzaman.”(Tekvirsûresi,81/1)

Page 102: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

293“Ve’z-Zâriyâtizervâ(Zâriyât)sûresihakkıiçin!”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.514)

294“Otozutupsavuran(rüzgârlara)”(Zâriyâtsûresi,51/1)

295“Kayanyıldızayeminolsunki.”(Necmsûresi,53/1)

296“Tur’a(odağa)yeminolsunki…”(Tûrsûresi,52/1)

297“Kıyametsaatiyaklaştı,aybölündü.”(Kamersûresi,54/1)

298 “İkterabe (Kamer) sûresinin hakkı için işlerim bana kolaylaşsın.” (Bkz.: el-Gümüşhânevî, Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.514)

299“Hizbhizb,âyetâyet,okuyucularınokuduklarıKur’ânsûrelerihakkı için!” (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.515)

300Bkz.:İbniHibbân,es-Sahîh2/277;et-Taberî,Târîhu’l-ümemve’l-mülûk1/96;EbûNuaym,Hilyetü’l-evliyâ1/167.

301 “Ey Mevlâm! Kendilerine kitap verdiğin her peygambere ihsanda bulunan fazlından diliyorum!” (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.515)

302“Yedikatgök,dünyaveonların içindeolanherkesAllah’ı takdisve tenziheder.Hattahiçbir şeyyokturkiO’nahamdiletenzihetmesin.”(İsrâsûresi,17/42-44)

303“Âyetü’l-Kübrâhürmetinebenikurtar,emniyetvehuzurver!”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)–HazretiAli’nin(kerremallâhuvecheh)Celcelûtiye’si–s.516)

304 (Hâşiye) İmamAli bu fıkra ile işaret eder ki,Âyetü’l-KübrâRisalesi yüzünden şâkirtleri birmusibete düşecekler veonunkerametivebereketiyleemniyeteveselâmeteçıkacaklar.Evetbukeramet-iAleviyetamtamınaçıktıki,orisaleiçinhapsedüşüpveonunkuvvetlihakikatleriilekurtuldular.

305Bkz.:el-Hamevî,Hızânetü’l-edeb2/294;İbniHacer,Fethu’l-bârî1/406;el-Münâvî,et-Teârîf1/32,55;el-Kazvînî,el-Îzâhfîulûmi’l-belâğa1/348.

306Bkz.:el-Kurtubî,el-Câmi’liahkâmi’l-Kur’ân10/190-191,199;İbnü’l-Esîr,en-Nihâyefîğarîbi’l-hadîs3/212;İbniManzûr,Lisânü’l-Arab7/183;el-Meydânî,Mecmeu’l-emsâl1/13.

307“Sûre-iDuhân’dadamuhkembirsırvar.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.513)

308Nûrsûresi,24/35.

309“O’nunnurununmisali”(Nûrsûresi,24/35)

310Nurunkandiligizlicefakataynızamandadaaçıkbirşekildeyakılır.Kandillerkandiligizliolaraknurlanır.(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509-510)

311“İzzet,azamet,celâlvekibriyasahibimünezzehvemukaddesolanZât-ıRahim’innuruylaküfrünateşisöndürülür.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509-510)

312“Gizliaynızamandaaçık”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

313Gizliolaraknurlanır.(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

314“Gizliolarak”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

315Sadecebüyüklüktedeğilhiçbirkonudaeşivebenzeriolmayan,başkabirşeyKendisiylekıyasbileedilemeyecekyegânebüyük,Allah’tır.

316“Oazizdir,hakîmdir (mutlakgaliptir, tamhükümvehikmetsahibidir)” (İbrahimsûresi,14/4;Nahl sûresi,16/60;Ankebûtsûresi,29/42;Rûmsûresi,30/27;…)

317“Nurunkandiliyakılır.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

318“Nurunkandiligizlicefakataynızamandadaaçıkbirşekildeyakılır.Kandillerkandiligizliolaraknurlanır.İzzet,azamet,celâlvekibriyasahibimünezzehvemukaddesolanZât-ıRahim’innuruylaküfrünateşisöndürülür.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509-510)

319“onunlaküfrünateşisöndürülür”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.510)

Page 103: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

320(Hâşiye)Hemde ’nınsırrıkısmentahakkuketmiş.Çünküsüfyaniyetindörtrüknündenenkuvvetlisivedehşetlisi,bütün bütün çekildi. Kabir altında azap çekiyor. Ve en büyüğü dahi, alâkası bilfiil çekilmiş; mason komitesininmahkûmuveâletiolupazabıylameşguldür.Yalnızonungölgesihükmediyor,ileritecavüzetmemekleberaberkısmengeriliyor.Bâkikalanikişahısise,ellerindengelsetamireçalışacaklar.

321Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.596.

322HazretiAli (kerremallâhu vecheh)Kasîde-i Ercûzesi’nde, Esmâ-yı Sitte’nin (yani Ferd,Hayy,Kayyûm,Hakem,Adl, Kuddûs) İsm-i Âzam ve Sekîne olduğunu ifade etmiştir. (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb (Evrâd-ıŞâzelî)s.594-595)

323Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.595.

324“satırsatıryazıldı”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.595)

325Binüçyüzellidört(1354)tarihineyetişirsen.(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.596)

326“YâSaidel-Kürdî!Binüçyüzellidört(1354)tarihineyetişirsen”

327“yetişirsen”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.596)

328(Hâşiye)Yani,tersindenokunuşudur.

329“onunlaküfrünateşisöndürülür”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509-510)

330“Şereflidua,kapsamlıyeminveism-iâzam”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.512)

331Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509-512.

332“Buşerefli,büyüktevafuklarihtivaedendua,kapsamlıyemin,ism-iâzamvebüyükmeknûnsırşüphesizkidünyaveâhirethazinelerindendir.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.508-509)

333(Hâşiye)HaşredairmeşhurYirmiDokuzuncuSöz’e,sonraMiraçvezeyliŞakk-ıkamerebakar.

334“Nurunkandiligizlicefakataynızamandadaaçıkbirşekildeyakılır.Kandillerkandiligizliolaraknurlanır.İzzet,azamet,celâlvekibriyasahibimünezzehvemukaddesolanZât-ıRahim’innuruylaküfrünateşisöndürülür.Mâbud-ubilhak (el-ilâh) Hû, Samed (her şey O’na muhtaç, fakat O, hiçbir şeye muhtaç değildir), Zü’l-batş, (düşmanlarınıkıskıvrakyakalayandır),Cebbar (kulların işlerinidüzeltenve iradesinegöreonlarıyöneten)veHalîm(günahkârlaracezavermekteaceleetmeyen)olanZâtınyardımıyla(onur)düşmanlarınınateşinibastıracak.GerçekMâbud,Hakolanvehakkıgerçekleştiren,Cemil(güzelolanveherşeyegüzellikveren),Vedûd(sevilen,sevenvemahlûklatarasındasevgivareden)veMucîb(duaedeninduasınıkabulbuyuran)olanZât’ınyardımıylainsanlarakendisinisevdirecektir.…Hakism-işerifinhürmetineduamıkabulbuyur.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509-511)

335Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509.

336Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.510.

337Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509.

338“Tebareke(Mülk)sûresihürmetine!”Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.514.

339Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.511.

340Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.511.

341“ondansonra”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.511)

342Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.511.

343“varlıkonunlatamiredilir”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.511)

344“varlıkondanaldığıgüzelkokularıyayar.”

345Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509-512.

346“Yıldızımınurlandır.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

347“Nurunkandiliyakılır.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

Page 104: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

348Eykadriyüceismitaşıyan!(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.527)

349“İsm-iÂzam”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.500)

350Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.499.

351Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.515.

352“Allah’ınyardımvezaferigeldiğizaman..”(Nasrsûresi,110/1)

353Eygizliliklere ilmiylenüfuzedenNur!YıldızımıasırlarboyuncaNur isminlenurlandırveparıltısınıdevamettir!(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

354 “Yıldızımı Nur isminle nurlu kıl, parlamaya devam ettir!” (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb (Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

355Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509.

356“Yıldızımınurlandır.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

357“Nurunkandiliyakılır.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

358Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509-512.

359“……Âyetü’l-Kübrâ hürmetine benimusibetten kurtar, bana emniyet ve huzur ver!…Esmâ-yı hüsnâ hakkı içinbeni dağınıklıktan koru! O harfler Merih yıldızı gibi yüksek ve yücedir. Asâ-yı Musa ismiyle küfür karanlıklarıdağılır.” (Bkz.: el-Gümüşhânevî, Mecmûatü’l-ahzâb (Evrâd-ı Şâzelî) –Hazreti Ali’nin (kerremallâhu vecheh)Celcelûtiye’si–s.516)

360HazretiAli (kerremallâhu vecheh)Kasîde-i Ercûzesi’nde, Esmâ-yı Sitte’nin (yani Ferd,Hayy,Kayyûm,Hakem,Adl, Kuddûs) İsm-i Âzam ve Sekîne olduğunu ifade etmiştir. (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb (Evrâd-ıŞâzelî)s.594-595)

361 “Esmâ-yı hüsnâ hakkı için beni dağınıklıktan koru!” (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb (Evrâd-ı Şâzelî)s.516)

362“OharflerMerihyıldızıgibiyüksekveyücedir.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.516)

363“Asâ-yıMusaismiyleküfürkaranlıklarıdağılır.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.516)

364“Âyetü’l-Kübrâhürmetine”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.516)

365“Âyetü’l-Kübrâhürmetinebenikurtar,emniyetvehuzurver!”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)–HazretiAli’nin(kerremallâhuvecheh)Celcelûtiye’si–s.516)

366“Esmâ-yıhüsnâhakkıiçin”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.516)

367 “Esmâ-yı hüsnâ hakkı için beni dağınıklıktan koru!” (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb (Evrâd-ı Şâzelî)s.516)

368Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509-512.

369 “Bismillâh ile başlarım. Öyle ki ruhum, besmelenin içindeki gizli sırları keşfe yine besmele ile yol bulmuş vekanatlanabilmiştir.(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.499)

370 “Esmâ-yı hüsnâ hakkı için beni dağınıklıktan koru!” (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb (Evrâd-ı Şâzelî)s.516)

371“OharflerMerihyıldızıgibiyüksekveyücedir.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.516)

372“Asâ-yıMusaismiyleküfürkaranlıklarıdağılır.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.516)

373“EyRabbimiz!Unuturveyahatayadüşerdebirkusurişlersekbizionunlahesabaçekme!”(Bakarasûresi,2/286)

374Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.499,509,516.

375Bkz.:el-Geylânî,el-Fethu’r-rabbânîs.265;el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.562.

376AllahyolundaşehidolanlarınCenâb-ıHaktarafındanmükâfatlandırılacaklarınadairbkz.:Bakarasûresi,2/154;Âl-iİmransûresi,3/157,169;Nisâsûresi,4/69,74;Tevbesûresi,9/111.

Page 105: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

377Bkz.:ed-Deylemî,el-Müsned2/273;el-HârisİbniEbîÜsâme,Müsnedü’l-Hâris2/652.AyrıcaAllahyolundakibirgünlüknöbetin,dünyadanveiçindekilerdendahahayırlıolduğunadairbkz.:Buhârî,cihâd5,73;Müslim,imâre112-115,163.

378“ŞimdigelRabbi’ninnimetiniyâdetvehaykır!”(Duhâsûresi,93/11)

379“Ruhum,besmeleileohazineyikeşfetti.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.499)

380 “EyCelâl Sahibi ve eyHalîm! Senin yardımınla açılacak bir ilmin esrarını bana kereminle lütfeyle!” (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.504)

381“BuCelcelûtiye,HazretiMuhammed’in (sallallâhualeyhive sellem) amcasının oğluHazretiAli’nin (radiyallâhuanh) sözleridir. Onda mahlûkatla alâkalı ilimlerin özü ve sırrı toplanmıştır.” (Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.531)

382“Ondamahlûkatlaalâkalı ilimlerinözüvesırrı toplanmıştır.” (Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb (Evrâd-ıŞâzelî)s.531)

383“Nurunkandiliyakılır.”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

384“ondansonra”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.511)

385“Veondansonrazeymûh..”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.511)

386“Veondansonrabâzûh..”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.511)

387“ondansonra”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.511)

388(Hâşiye)Meselâyirmisekizincimertebede kelimesiyleYirmiSekizinciSöz’ünâhiriolancehennemmeselesininçokkuvvetli bir burhanına işaret edip baştaki cennetmeselesinin yalnız iki-üç suâl ve cevaba dair bahsi ise, başkayerde işaret ettiğinden münasebet gizlenmiş. Hemmeselâ ikinci mertebede kelimesiyle, hem İkinci Söz’e, hemİkinciMektup’a,hemİkinciLem’aya,hemİkinciŞuâ’abaktığındanmünasebetgenişlendiğindengizlenmiş.

Hemmeselâ yani, ve ve ve ve ; yani beşinci mertebede bulunması, hem Beşinci Söz’e, hem BeşinciMektup’a,hemBeşinciLem’a’yaveDördüncüŞuâolanÂyet-iHasbiyeRisalesi’ne,hemÜçüncüŞuâolanMünâcât’abaktığıcihetlemünasebetgenişlenmiş,gizlenmiş.Bunabaşkalarıkıyasedilsin.

389Hiçkimsegaybıbilemez,gaybıyalnızAllahbilir.

390AllahTeâlâ,herşeyinendoğrusunuenmükemmelşekildebilir.

391Kasıtsızvekasıtlıgünahlarımdan,gafletveyanılmalarımdanAllah’ımSen’denmağfiret talepediyorum. İmanveKur’ân nimetini bahşeden Allah’a, Risale-i Nur’un okunan, yazılan ve havada temessül eden harflerinin dünyahayatımın, berzahhayatımın ve de âhiret hayatımın dakikalarının âşireleriyle çarpımından çıkannetice kadar hamdolsun.Allah’ım!EfendimizMuhammed’e,O’nunâlveashabınaRisale-iNur’unokunan,yazılanvehavadatemessüledenharflerinindünyahayatımın,berzahhayatımınvedeâhirethayatımındakikalarınınâşireleriyleçarpımındançıkanneticekadarsalâtveselâmeyle!Bizevenur talebelerineRisale-iNur’unokunan,yazılanvehavada temessüledenharflerinin dünya hayatımın, berzah hayatımın ve de âhiret hayatımın dakikalarının âşireleriyle çarpımından çıkanneticekadarrahmeteyle,âmîn…Bütünhamdler,övgülerâlemlerinRabbiAllah’adır.

392“Sübhansın yâRab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki?Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetleyapansensin.”(Bakarasûresi,2/32)

Page 106: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

OtuzBirinciMektubunOtuzBirinciLem’asınınOtuzBirMeselesindenBirMeseledir

Birtekcümleolankısacıkbuhadisinbeşlem’a-yıi’câziyesinedairbirnüktedir.Burayabir münasebetle girmiş. 393 hadis-i şerifin ihbar-ı gaybî nev’inden tarihçemusaddakbeşlem’a-yıi’câziyesivardır.

Birincisi:Hulefâ-yıRâşidîn’in hilâfetleri ileHazretiHasan’ın (radiyallâhu anh) altı aylıkhilâfetininmüddetiotuzseneolacağınıihbardır.Aynençıkmış.

İkincisi: Otuz senelik halifeleri olan Hazreti Ebûbekir (radiyallâhu anh), Hazreti Ömer(radiyallâhuanh),HazretiOsman(radiyallâhuanh)veHazretiAli’nin(radiyallâhuanh)ebcedîvecifrîhesaplarıbinüçyüzyirmialtıederki,otarihtensonraşerâit-ihilâfetdahatakarrüretmedi.Hilâfet-iÂliye-iOsmaniyebitti.

Üçüncüsü: kelimesi, cifir hesabı bin seksen yedi eder ki, tarihçe-i hilâfet-iAbbasiye’nin inkırazıyla hilâfet-i Osmaniyenin takarrürüne kadar olan zaman-ı fetrettayyedilsebinseksenküsurkalır.Eğernâkıshilâfetlersayılsa ’deki“sene”lafzıilâveolur.Ohaldebinikiyüzikiederki,Rumuzat-ıSemâniye-iKur’âniyeRisaleleri’ndehem

394 hemFâtiha, hemSûre-iNasr, hemSûre-iAlâk gibi çok yerlerde aynen hilâfetleberaber Devlet-i İslâmiye’nin hem terakki, hem galibiyet devresi olan bin iki yüz ikitarihinigösterir.Hemnâkıshilâfetleberaberbütünmüddet-ihilâfet-iİslâmiyebinikiyüzikidirki,tamtamınatevafuklahaberverir.

hadisinin mu’cizane ihbar-ı gaybîsini izah eder. Yani, bu hadis,kıyametten değil, belki galibane hâkimiyet-i İslâmiye’den haber veren On SekizinciLem’a’davebaşkayerdebuhadisinüçlem’a-yıi’câziyesinibeyanettiğimdenburadakısakesiyoruz.

Dördüncüsü: 395, şeddeli yüzbir, binyüzkırkbir, seksenaltı eder.Yekûnu –Arabîce– bin üç yüz yirmi sekiz olur ve Rumîce bin üç yüz yirmi altıdır kiHulefâ-yı Râşidîn’in isimleri ikinci vecihte gösterdiği aynı tarihe ve hürriyetin üçüncüsenesindeki inkıta-yı hilâfetin tarihine tam tamına tevafuku, elbette o lisanü’l-gaybolanzâtınlisanındatesadüfîolamaz;belkionudagörmüş,onadaişaretetmiş.

Beşincisi: şeddeli nun bir nun sayılsa bin yüz doksan iki eder ki, aynencümlesinin gösterdiği gibi bin iki yüz iki tarihine on farkla tam tevafuk ederek tam venâkısbütünmüddet-ihilâfetigöstermesiveyalnız“hilâfet”kelimesibinyüzonbirediptamhilâfetinmüddetinetamtevafuklaberaberomüddeteişareteder. kelimesinincifrîhesabı olan bin seksen yedi adedine, yirmi dört gibi cüz’i bir farklamuvafakat etmesi,elbetteveherhaldeoMuhbir-iGaybî’ninbir işaret-igaybiyesidirvebirnevimu’cizât-ıgaybiyesininbirlem’asıdır.

Page 107: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

İştebukısacıkhadîsincâmiiyetine,sâircevâmiü’l-kelimolanhadislerkıyasedilsin.396

SaidNursî

OnSekizinciLem,aRisale-iNur’danhaberverenBirinciKeramet-iAleviyeRisalesidir.TeksirLem’a’larve

TeksirSikke-iTasdik-iGaybîmecmualarındaneşredilmiştir.

SaidNursî

YirmiSekizinciLem,aRisale-i Nur’dan haber veren İkinci Keramet-i Aleviye Risalesi’dir. Tamamı Teksir

Lem’a’lar mecmuasında, Keramet-i Aleviye kısmı ise Teksir Sikke-i Tasdik-i Gaybîmecmuasındaneşredilmiştir.

393“Hilâfetbendensonraotuzsenedevamedecektir.”(Tirmizî,fiten48;EbûDâvûd,sünnet9;AhmedİbniHanbel,el-Müsned5/220,221.)

394“Bizsana,[(başkazaferlereaçılacakbirkapıolarak)aşikârbirzafer]ihsanettik.”(Fetihsûresi,48/1)

395“Hilâfetbendensonraotuzsenedevamedecektir.”(Tirmizî,fiten48;EbûDâvûd,sünnet9;AhmedİbniHanbel,el-Müsned5/220,221.)

396“Sübhansın yâRab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki?Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetleyapansensin.”(Bakarasûresi,2/32)

Page 108: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

SekizinciLem,aGavs-ıÂzam’ınHizbü’l-Kur’ân’aDairKeramet-iGaybiyesidir397(Hâşiye)

Şu risale içindeki imzalarla gösterildiği gibi, hizmet-i Kur’âniye’deki arkadaşlarımaiştirakimvar.Bir kısmı, benim imzam iledir.Bir kısmı onların tasvip ve istihracıyla vetasdikleriyle olduğundan, bana ait haddimden fazla hisseyi, onların hatırı için sükût ilekabul ettim. Yoksa, bu risalenin başında söylediğim gibi, bunda öyle bir hisse-i şerefehakkımyoktur.Onsenemukaddem,okaside-igaybiyeyigördükçebanamânevibirihtargibi“Dikkatet!”diyekalbimegeliyordu.Ohâtırayıikicihetledinlemiyordum:

Birincisi: Benim gibi, ehemmiyetli ömrü şan ve şeref perdesi altında hubb-u cahzehiriylezehirlenipöldüğüiçinyenidenbusuretlenefs-iemmareyediğerbirşerefkapısıaçmakistememekti.

İkinci cihet: Bu muannid zamanda, bedihî dâvâları ve zâhirî hüccetleri kabuletmeyenlere karşı, böyle işârât-ı gaybiye nev’inden hodfürûşâne bir tarzda izhar etmekhoşumagitmemekti.

En nihâyet, esaretimin sekizinci senesinde, en işkenceli ve en sıkıntılı bir zamanda,gayet kuvvetli bir teselli ve teşvike muhtaç olduğumuzdan bana ihtar edildi ki: Bunu,tahdis-i nimet ve bir şükr-ü mânevî nev’inden izhar et. Hem korkma, kanaat verecekderecede kuvvetlidir. Bu izharda en mühim maksadım, esrar-ı Kur’âniye’ye ait olanrisalelerin makbuliyetine Gavs-ı Âzam’ın imza basması nev’inden olduğudur. İkincimaksadım, o kudsî Üstadımın kerametini izhar etmekle, keramat-ı evliyayı inkâr edenmülhidleri iskât edip, hizmet-i Kur’âniye’ye fütur verecek çok esbaba mâruz ve çokavâika hedef olan arkadaşlarımın kuvve-i mâneviyesini takviye ve şevklerini tezyid vefüturlarınıizaleetmekidi.

Benim için bir nevi hodfürûşluk nev’inden olduğu için ehemmiyetli zarardır. Fakat ozararımı,okudsîÜstadımvearkadaşlarımhatırıiçinkabulettim.Şu“Keramet-iGavsiyeRisalesi”tedricenistihraçedildiğiiçin,birkaçparçavetetimmelereinkısametti.Gittikçe,birbirinitenvirveteyidettikçevuzuhpeydaediyor.İşaretinbazısındazaafvarsada,sâirarkadaşlarınınittifakındanaldığıkuvvetozaafıizaleeder.

SaidNursî

Şâyân-ıHayretBirTefe’ülveMühimBirİhbar-ıGaybî(Sabri,Süleyman,Bekir,GalipveTevfik’infıkrasıdır.HemHüsrev,HâfızAliveRe’fetve

Âsım’ınveKuleönündenMustafa’larınfıkrasıdır.)

Page 109: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Latif ve müjdeli bir tefe’ül: Üstad, Galip ve Süleyman, Ümmî Sinan DivanındamesleğimizeveSözleredairtefe’üledildi,şubeyitlerçıktı.Baktık,“Sözler”lafzı,bütündivanında yalnız bu kafiyelerde görünüyor. Demek Sözler “hak söz,” hem “nur söz”oluyor.

DerimkiyardımcımAllah,

ŞefaatçimResûlullah.

Kiburhanımkitabullah,

Budurbendekihaksöz.

Seninkapındakulçoktur,

Hesabı,haddihiçyoktur.

Velâkinbirdahiyoktur.

Sinan-ıÜmmîgibinursöz.

SaidNursî

MühimBirİhbar-ıGaybî(Şeyh-iGeylânî’ninkendinden sekiz yüz sene sonragayb-âşinâgözüylehaber verdiği

birhâdise-iKur’âniye’dir.)

Kur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’ın hizmetindeki kudsiyete, kerametkârâne sekiz yüz küsurseneevvel“Gavs-ıÂzam”unvanıylabihakkıniştiharedenKutb-uÂzamŞeyh-iGeylânî,

398

fıkrasıyla başlayan kasidesinin âhirinde,Mecmuatü’l-Ahzâb’ın birinci cildinin beş yüzaltmış ikinci sayfasında, beş satırla, şu zamanda hizmet-i Kur’âniye’deki heyete vebaşındabulunanÜstadımızabeşvecihlebakıyorvegösteriyor.İşteobeşsatırşudur:

399

Beşincisatırdansonragelenhâtime-ikaside:

400

Page 110: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

İşte evvelki beş satırda, beş vecihle ve beş tevafukla şimdi hizmet-i Kur’âniye’ninbaşındabulunanıgösteriyor.

Birinci vecih: Âhirdeki satırda ismini sarahetle haber vermekle beraber,maişethususunda izzet ve saadetle geçineceğini haber veriyor. Evet, hocamız, küçüklüğündenberifakr-ihaliyleistiğnâ-yıtamileberabermaişethususundaenmesûdbirzâttır.

İkinci vecih: Aynı satırın başında fıkrasıyla o müridine diyor ki: “VaktinAbdülkadirîsiol.”Bu kelimatı,hesab-ıebcedî ileüçyüzyirmibeşeder.Üstadımızınlâkabı“Nursî”olduğucihetle,Nursî’ninmakam-ıebcedîsiüçyüzyirmialtıediyor.Birtekfarkvar.Otekelif’tir.Binmanasındaelf’eremzeder.DemekbinüçyüzyirmibeşteŞeyh-iGeylânî’ye mensup bir zât, Şeyh-i Geylânî tarzında hakikat-i Kur’âniye’yi müdafaaetmeyeçalışacak,hakikatenÜstadımız,binüçyüzyirmialtısenesinde–Hürriyetinikincisenesi–mücâhede-imâneviyeyeatılmıştır.

Üçüncü vecih: Onun iki ismi var: Said, Bediüzzaman. Bu iki ismin mecmuununmakam-ıebcedîsi“ez-zaman”dakişeddesayılmazsaüçyüzyirmidokuzediyor.İkiدbirsayılsa, üç yüz yirmi beş, aynen ’deki muhatap o olmasına işaret ediyor, belkidelâletediyor.Eğer“ez-zaman”dakiokunmayanelif-lâmsayılsa,kaideten ’yedahibirelif-lâmdâhilolmaklâzımgelir.Çünkütarifiçin,muzafunileyhkalktıktansonraelif-lâmlâzımgelir,ohaldedahimüsâviolurlar.

Dördüncüvecih:BubeşsatırdaHazretiŞeyh,istikbaldebirmüridineteminatveriyor, “Korkma, sözlerini söyle” diyor. Sen şark ve garba gideceksin; çok fitnelere ve

şerlere girip, umumunda esbab-ı âdiyenin fevkinde bir tarzla kurtularak mahfuzkalacaksın.Evet,buhizmet-iKur’âniyeiçindekizât,hakikatenesaretleşarkagitti.VeyineacîbbiresaretleAsya’nıngarbındaondokuzsenekaldı.HazretiŞeyh’indediğigibi,çokşehirleri gezdi.Mücâhedesi Sözlerledir. hükmüyle, çekinmeyerek,Hazreti Şeyh’indediğigibiyapmış.Yirmisenezarfındayirmifitnevemehâlik-iazîmeyedüştüğühalde,bir hıfz-ı gaybî ile Hazreti Şeyh’in dediği gibimahfuz kalmış. Hem fevkalme’mûl, birgurbet diyarında fevkalâde inâyete mazhariyeti o dereceye gelmiş ki, bir risale sırf oinâyâtın tâdâdında yazılmıştır. Hazreti Gavs’ın dediği gibi, biz onun etrafındafıkrasınınmeâlinigözümüzlegörüyoruz.

Beşinci vecih: Üstadımız kendisi söylüyor ki: “Ben sekiz-dokuz yaşında iken, bütünnahiyemizdeveetrafındaahaliNakşîtarikatında,veoracameşhurGavs-ıHizannamıylabir zâttan istimdat ederken, ben akrabama ve umumahaliyemuhalif olarak “YâGavs-ıGeylânî” derdim. Çocukluk itibarıyla elimden bir ceviz gibi ehemmiyetsiz bir şeykaybolsa, “Yâ Şeyh! Sana bir Fâtiha, sen benim bu şeyimi buldur.” Acîptir ve yeminediyorumki,bindefaböyleHazretiŞeyh,himmetveduasıylaimdadımayetişmiş.OnuniçinbütünhayatımdaumumiyetleFâtihave ezkârnekadarokumuşsam, zât-ıRisaletten(aleyhissalâtü vesselâm) sonraŞeyh-iGeylânî’yehediyeediliyordu.Benüç-dörtcihetleNakşî

Page 111: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

iken,Kadirîmeşrebivemuhabbetibendeihtiyârsızhükmediyordu.Fakattarikatlaiştigale,ilminmeşguliyetimânioluyordu.

Sonra bir inâyet-i ilâhiye imdadıma yetişip gafleti dağıttığı bir zamanda, HazretiŞeyh’inFethu’r-Rabbânînamındakikitabıhüsn-ütesadüfleelimegeçmiş.YirmiSekizinciMektup’tabeyanedildiğigibi,HazretiŞeyh’inhimmetveirşadıylaeskiSaid(radiyallâhuanh)yeni Said’e inkılâp etmiş. O Fethu’r-Rabbânî’nin tefe’ülünde en evvel şu fıkra çıktı:

Yani, “Ey bîçâre! Sen Dârü’l-Hikmeti’l-islâmiye’de bir âzâ olmakcihetiylegüyabirhekimsin,ehl-iİslâmınmânevihastalıklarınıtedaviediyorsun.Hâlbuki,en ziyade hasta sensin. Sen, evvel kendine tabib ara, şifa bul; sonra başkasının şifasınaçalış.”

İşte o vakit, o tefe’ül sırrıyla, maddî hastalığım gibi mânevî hastalığımı da katiyenanladım.O şeyhimededim: “Sen tabibimol.”Elhak,o tabibimoldu.Fakatpek şiddetliameliyât-ı cerrahiye yaptı. Fethu’r-Rabbânî kitabında “Yâ gulâm!” tâbir ettiği birtalebesinepekmüthişameliyat-ıcerrahiyeyapıyor.Benkendimiogulâmyerinevazettim.Fakatpekşiddetlihitapediyordu:“Eyyühe’l-münafık,”“Eydininidünyayasatanriyâkâr”diye,diye…Yarısınıancakokuyabildim.Sonraorisaleyiterkettim.Birhaftabakamadım.Fakat ameliyat-ı cerrahiyenin arkasından bir lezzet geldi; iştiyakla o mübârek eseri acıtiryak gibi veya sulfato gibi içtim. Elhamdülillâh, kabahatlerimi anladım, yaralarımıhissettim,gururbirderecekırıldı.”(Hocamızınsözübitti.)

İşte hocamızın bu macera-yı hayatiyesi gösteriyor ki, Hazreti Şeyh’in mütevecciholduğuveehemmiyetlebahsettiğiveistikbaldegelecekmüridibuolmakiçinkuvvetlibirihtimaldir.HazretiŞeyh’invefatındansonrahayattaolduklarıgibitasarrufuehl-ivelâyetçekabuledilenüçevliya-yıazîmeninenâzamıoHazretiGavs-ıGeylânî’dir.Vedemiş:

fıkrasıyla ba’delmemat dua ve himmetiyle müridlerinin arkasında ve önündebulunmasıyla,böyleharikakeramet-iacîbeilemeşhurbirzât,elbetteböylebirzamandakıymettar bir hizmet-i Kur’âniye bir müridinin vasıtasıyla olacağını onun görmesi vegöstermesi şe’nindendir. Şeyh’in bahsettiği ehemmiyetli müridi ve talebesi ve himâye-gerdesiolanşahıs,bindensonra,ondördüncüasırdageleceğinebirimadır.

Süleyman,Sabri,Zekâi,Âsım,Re’fet,Ali,Ahmed,

Hüsrev,MustafaEfendi,Rüşdü,Lütfü,ŞamlıTevfik,

AhmedGalib,Zühtü,BekirBey,Lütfi,Mustafa,

Mustafa,Mesud,MustafaÇavuş,HâfızAhmed,

HacıHâfız,MehmedEfendi,AliRıza(rahmetullâhialeyhimecmaîn)

SaidNursî

Page 112: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Şeyh-iGeylânî’nin,FıkrasıylaKerametkârâneVerdiğiHaber-iGaybîninTetimmesidir

fıkrasında ,“MollaSaid”kelimesinetamtevafukediyor.Yalnızbireliffarkvar.Elif ise, kaide-i sarfiyece “elfün” okunur. Elfün ise, bindir. Demek bin iki yüz doksandörttedünyayagelecekmüridi,bu“ ”lafzındamuraddır.Çünkü ’delâm sayılsa ikiyüzdoksandörtederki,birtekfarkileSaid’intarih-ivelâdetinetevafukeder.EsasArabîsayılsa fark yoktur. Lâm’sız ise iki yüz altmış dört eder. “Molla Said” dahi iki yüzaltmış beş eder. “Molla”daki elif bine işaret olduğu içinmütebakisi iki yüz altmış dörtkalır.

Elhâsıl:Şuzamandadellâl-ıKur’ânvehâdim-iFurkanolanoadamın iki ismive ikilâkabıvar.“Elkürdî”lâkabıile“MollaSaid”ismi, fıkrasındazâhirgörünüyor.“Nursî”lakabıyla “Bediüzzaman Said” ismi fıkrasında âşikâr görünüyor. Hatta hizmet-iKur’âniye’deenmühimbirarkadaşıvehâlisbirtalebesiolanHulûsiBey’efıkrasındaişaretolduğugibi,diğerbirkısımtalebelerineişaretlervar.

Risale-iNurtalebelerinamına

Rüşdü,Hüsrev

SaidNursî

SaidKendiSöylüyor:“HazretiŞeyh-iGeylânî,hizmet-iKur’âniye’yenazar-ıdikkaticelbetmekveohizmet-i

Kur’âniye,âhirzamandadağgibibüyükbirhâdiseolduğunaişaretiçin,kerametkârâneşuhizmetteistidatveliyakatiminpekfevkindebulunmasıvefedakâr,çalışkankardeşlerimleçalıştığımıza fazilet noktasından değil, belki sebkatiyet noktasından ismimi bir derecegöstermesibeniepeyzamandırdüşündürüyordu.Acababununizharındamânevîbirzararbanaterettüpeder,birgurur,birhodfürûşlukgetirirdiyesekiz-onsenedirtevakkufettim.Bugünlerdeizharabirihtarhissettim.

Hem kalbime geldi ki: Hazreti Şeyh bana bir pâye vermedi. Belki Said isminde birmüridim mühim bir hizmette bulunacak, fitne ve belâlardan izn-i ilâhî ile ve Şeyh’induasıylavehimmetiylemahfuzkalacak.

Hemuzakyerdetaşlargörünmez,dağlargörünür.Demek,sekizyüzsenebirmesafedegörünen,hizmet-iKur’âniye’ninşâhikasıdır;yoksaSaidgibikarıncalardeğil.Madembukeramet-i Gavsiyeyi ilân ve izharından Kur’ân şâkirtlerinin ve hizmetkârlarının şevkiartıyor;elbettearkalarındaŞeyh-iGeylânîgibikahramanlarkahramanızâtlarhimmetvedualarıylaveizn-iilâhîilehimâyeettiklerinibilseler,şevkvegayretleridahaartar.

Page 113: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Elhâsıl: Bunu, kardeşlerimi fazla şevke ve ziyade gayrete getirmek için izhar ettim.Eğerkusuretmişsem,Cenâb-ıHakaffetsin. 401”

……

fıkrasında dahi Hazreti Şeyh’in (radiyallâhu anh) muhatabı şüphesiz BediüzzamanMollaSaid’dir(radiyallâhuanh).

Elhâsıl:Şuacîbkasidesininâhirindekişubeşbeyittebeşkelime,medar-ınazar-ıŞeyhvemahall-ihitab-ıGavsîdir.Veobeşkelimeise,

lafızlarıdır. Said’in dahi iki lâkabı olan “Nursî”, “Elkürdî”; iki ismi “Molla Said”,“Bediüzzaman”bubeşkelimedebulunur.HazretiGavs’ınmedar-ıteveccühvehitabıolanşu beş kelimesinde, âşikâr bir surette, mezkûr iki isim ve lâkab, ilm-i cifir kaidesindemakam-ı ebced ile görünmesi şüphe bırakmıyor ki, Hazreti Şeyh kasidesinin âhirindeonunlakonuşuyor,onateselliveripteşcîediyor, 402sırrıylamuvaffakiyetineteminatveriyor.

403

404

fıkrasında, kelimesi,makam-ıebcedîsibinolup, iki farkla ’un ikimedde sayılmazsa ve şedde de lâm sayılsa, makam-ı ebcedîsi yine bindir. Demek

fıkrasınınmeâl-igaybîsişudurki:

yani,“Korkma,sözlerinisöyle,neşrineçalış.”405

Amma 406 fıkrasında şâyân-ı hayret bir tevafuk var ki; ilm-i cifir kaidesiylemakam-ı ebcedîsi bin üç yüz otuz iki eder. Şu halde meâl-i gaybîsi “YâRisaletü’n-Nur ve Sözler sahibi! Bana bak. Gâfil davranma! Bin üç yüz otuz ikidemücâhedeyebaşla.Sözlerikorkmayaz,söyle.”

FilhakikaSaid(radiyallâhuanh)Hürriyettensonraazbirzamandamücâhedesindetevakkufetmişise,binüçyüzotuzikideİşârâtü’l-i’câz’ıtelifileberaberEskiSaid’densıyrılmakniyetedipyeniSaidsuretindebütünkuvvetiylemücâhede-imâneviyeyebaşlayıp, iki-üçsene sonra da Dârü’l-Hikmet-i İslâmiye’de bir-iki sene Hazreti Gavs-ı Geylânî’nin şuvasiyetiniveemriniimtisalederekenvâr-ıKur’âniye’yineşretmiş.Lillâhilhamd,şimdiyekadardevamediyor.

Buşâyân-ıhayretfıkradacây-ıdikkatşunoktavarki,HazretiGavs,doğrudandoğruyaaltıncı asırdan şu asrımıza bakıyor.O altıncı asrın âhirlerindeHülâgu felâketi gibi feci,dehşetli meşhur fitnenin çok elîm ve feci ve kuburdaki emvâtı ağlattıracak derecededehşetlibirnev’i,şuondördüncüasırdabulunuyor.Buikiasırbirbirinetevafukediyorki,

Page 114: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

HazretiŞeyhondanbunabakıyor.

Risale-iNurtalebelerinamına

Re’fet,Hüsrev,HâfızAli,Sabri

SaidNursî

ŞuKeramet-iGavsiyeMünasebetiyle“ÜçNokta”BeyanEdilecek

BirinciNokta: Hazreti Gavs’ın kasidesinin başında bu beş satırdan evvel, acîb, pekgarip,çokbeliğ,nazdârânetahdis-inimetsuretindebirdâvâ-yıiftiharkârâneifadeedenikisayfalıkkasidesindekiharikadâvâsınadelilolarakbirkeramet-ibâhireyiâdetamu’cizeyeyakınbir harikayı göstermek lâzımgeliyordu. İşte o akılları hayrette bırakanmertebeyelâyık olduğunu gösterir bir keramet izhar etti ki, sekiz yüz sene bir mesafede Cenâb-ıHakk’ın izniyle, ilâmıyla zamanımızı tasfilâtıyla görür tarzında, bizim gibi âciz, zayıftalebelerine ders verip teşvik eder. İşte Hazreti Gavs’ın dâvâsına bu ihbar-ı gaybîsi enbâhirburhanolduğugibi,Risale-iNur’uneczalarınınhakkaniyetveulviyetinebirhüccet-ikâtıahükmündedir.Evet,HazretiŞeyh,bukasidesiyleSözlerinhakkaniyetiniimzaediyor.

İkinciNokta:Ehl-itarikatvehakikatçemüttefekunaleyhbiresasvarki:Tarik-ihaktasülûkedenbirinsan,nefs-iemmaresininenâniyetiniveserkeşliğinikırmakiçinlâzımgelirki, nazarını nefsinden kaldırıp şeyhine hasr-ı nazar ede ede tâ “fenâfişşeyh” hükmünegelir. “Ben” dediği vakit, şeyhinin hissiyâtıyla konuşur ve hâkeza… tâ “fenâfirresûl”,“fenâfillâh”akadargider.Meselâ,nasılki,gayetfedakârvesadıkbirhizmetkâr,biryaver,efendisinin hissiyatıyla güya kendisi kendisinin efendisidir ve padişahıdır gibi konuşur,“Ben böyle istiyorum” der; yani “Benim seyyidim, üstadım, sultanım böyle istiyor.”Çünkükendiniunutmuş,yalnızonudüşünüyor. “Böyleemrediyor,”der.ÖyledeGavs-ıGeylânî, o harika kasidesinin tazammun ettiği ezvâk-ı fevkalâde Hazreti Şeyh’in sırr-ıazîm-iEhl-iBeyt’inirsiyetiyleÂl-iBeyt’inşahs-ımânevîsininmakamınoktasındavezât-ı Ahmediye (aleyhissalâtü vesselâm)’ın verasetiyle hakikat-i Muhammediye’sinde (aleyhissalâtüvesselâm) kendini gördüğü gibi, fenâ-yı mutlak ile Cenâb-ı Hakk’ın tecelli-i zâtîsinemazhariyetnoktasında,kasidesindeosözlerisöylemiş.Onungibiolmayanveomakamayetişmeyenonusöyleyemez;söylesemes’uldür.

Hazreti Şeyh, veraset-i mutlaka noktasında, Resûl-i Ekrem’in (aleyhissalâtü vesselâm)kadem-imübârekiniomuzundagördüğüiçin,kendikademinievliyanınomuzunaosırdanbırakıyor.Kasidesindezâhirgörünen,temeddühveiftihardeğil,belkitahdis-inimetveâlibir şükürdür. Yalnız bu kadar var ki, muhibbiyet makamı olan makam-ı niyazdan,mahbubiyetmakamıolannazdarlıkmakamınaçıkmış.Yanitarik-iaczvefakrdan,meşreb-i aşk ve istiğraka girmiş. Ve kendine olan niam-ı azîme-i ilâhiyeyi yâd edip, bihakkın

Page 115: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

müftehiraneşükretmiştir.

ÜçüncüNokta:Keramet,mu’cizegibiCenâb-ıHakk’ın fiilidir, hediyesidir, ihsanıdırve ikramıdır;beşerin fiilideğildir.Okerametemazharolanzât ise,bazenbiliyor,bazenbilmiyor –vukuundan sonra bilir–. Kerametemazhariyetini kablelvuku bilen ve ikram-ıilâhîye ihtiyârıyla tevfik-i hareket eden kısım, eğer enâniyetten bütün bütün tecerrüdetmişseveHazretiGavsgibikudsiyetkesbetmişse,Cenâb-ıHakk’ınizniyle,okerametinher tarafınıbilerekkendisisahipçıkar,bilirvebildirir.Fakatbununlaberaber,mademokerametikramdır;bütüntafsilatıylakerametsahibinedemeşhudolmaklâzımdeğildir.Busırra binâen, Hazreti Şeyh, ilâm-ı rabbanî ve izn-i ilâhî ile bu asrı görmüş ve hizmet-iKur’âniye’ninetrafındabizlerimüşâhedeedipnazar-ışefkatiylebakmış.Obeşsatır,sırfbir keramet ve intak-ı bilhak ve bir ikram-ı ilâhî ve veraset-i nebeviye itibarıyla zuhurettiğinden, mu’cizevârî, kudret-i beşer fevkinde bir şekil almış. Sun’î, irade-i şeyh ileolduğu değildir. Çünkü intaktır. Ruh-u kudsîsi hissetmiş, görmüş. İrade ve ihtiyâryetişemiyor. Akıl ise ruhun harekâtını ihata edemez. Lisan, ne kadar aklın dekâik-itasavvuratının tercümesinde âciz ise, ihtiyâr dahi ruhun dekâik-ı harekâtının derkinde odereceâcizdir.

Hazreti Gavs, o derece yüksek birmertebeyemâlik ve o derece harika bir kerametemazhardır ki, kâfirlerin bir kısmı demiş: “Biz İslâmiyet’i kabul edemiyoruz; fakatAbdülkadir-i Geylânî’yi de inkâr edemiyoruz.” Hem evliyayı inkâr eden Vahhâbîninmüfrit kısmı dahi Hazreti Şeyh’i inkâr edemiyorlar. Evliya, onun derece-i celâletineyetişmediğibütünehl-itarikatçateslimedilmiştir.

İşte böyle güneş gibi bir mu’cize-i Muhammediye (aleyhissalâtü vesselâm), yüksek vesönmez bir bârika-yı İslâmiyet olan bir zât-ı nuranînin, gayb-âşinâ nazarıyla asrımızıgörüp,böylebirkerametizharıylateselliveripteşcietmekşe’nindendir.

Acaba hiçmümkünmüdür ki, “Sultanü’l-Evliya”makamını ihraz etmiş ve hamiyet-iİslâmiyeilezamanındakipadişahları titretmişvekuvve-ikudsiyeilemâzivemüstakbelihazır gibi izn-i ilâhî ile görmüş ve mematında dahi hayatındaki gibi dâimî tasarrufubulunduğu tasdik edilmiş olan bir kahraman-ı velâyet, bu asrımıza ve bu asır içindekikemâl-i aczve zaaf ileKur’ân’ınhizmetindeçalışanve insafsızdüşmanlarınhücumunamâruz ve teselli ve teminemuhtaç bîçâre,Kur’ân’ın hâdimlerine ve talebelerine lâkaytkalabilirmi?Hiçmümkünmüdürki,bizimlemünasebettarolmasın?Sekiz,dokuz,belkion beş kuvvetli delilden kat-ı nazar, ednâ bir işaret kelâmında bulunsa, bize baktığınadelâleteder;hafîbirişaretetsekâfidir.Çünkümakamiktizaediyor,mutabık-ımukteza-yıhâldirvemünasebetkavîdir.

Ey benimle beraber Hazreti Şeyh’in teveccüh ve duasına mazhar kardeşlerim! ŞuÜstadımız, bizi istikbalde adem zulümatı içinde düşünüp bizimlemeşgul olurken, biz omâzidemevcud ve nur perdeleri içinde üstadımızı ve üstadımızın üstadı ve ceddi olan

Page 116: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Fahrü’l-âlemin Efendimiz’in (aleyhissalâtü vesselâm) teveccühlerinden gaflet etmek, onlaraistinad etmemek lâyık mıdır?Madem onlar bizi düşünüyorlar; biz de bütün kuvvet veruhumuzlaonlaraitimadedipveemirlerinebilâ-kaydüşartitâatetmeliyiz.

Ehl-idünyanıntelsiz,telgrafvetelefonlarışarktangarbagittiğigibi,işteehl-ihakikatinde mâziden, dokuz yüz sene mesafe-i azîmeden müstakbele böyle mânevi telefonlarıişleyebilir vemânevi teleskopları görebilir.Mâlûmdur ki, zayıf emareler, içtima ettikçekuvvetbulur,delilhükmünegeçer.İncecikipler,içtimaettikçekopmaz,halatolur.Küllî,umumîkayıtlar,içtimaettikçehususiyetpeydaediptaayyüneder.Busırrabinâen,HazretiŞeyh’in bu beş satırında sekiz-dokuz kuvvetli işaretin içtimaında hiç şek ve şüphebırakmadı ki, Hazreti Şeyh, şimdiki Kur’ân-ı Hakîm’in şâkirtlerine biiznillâh üstadlıkediyor,bihavlillâhşefkatialtındahimâyeediyor.

Cem-ikutbiyetveferdiyetvegavsiyet

İleüçsütunüzerinedurur.

Râyet-iulviyet-iŞeyh-ihakkanîdirhitab-ıAbdülkadir.

İlham-ıHüdâ,kitab-ıAbdülkadir.

Bâzü’l-eşhebferd-iferîd-ideveran.

Gavs-ıÂzamCenâb-ıAbdülkadir.

SaidNursî

Risale-iNurŞâkirtlerininBirFıkrasıdır.

İlm-iCifirleManası:

“EySaid!Sen,zamanınAbdülkadiriol,ihlâs-ıtâmmıkazan,fakrınlaberabermaişetinidüşünme, nâstan minnet alma; ismin ‘Said’ olduğu gibi maişette de mesûd olacaksın.Muhabbetimdesadıkolduğundanve ihlâsaçalıştığından,Hulûsigibimuhlis talebelerveyardımcılarveSüleyman,BekirgibisadıkhizmetkârlarveSabrigibitamtakdirediciveciddimüştâktalebelersizeverilmiş.”Evet,lillâhilhamd,Gavsınsarahatderecesindeihbarettiğihalvukubulmuştur.Gavs-ıÂzam,“Said”namıylatesmiyeettiğimüridinintarihçe-ihayatında en mühim noktaları beyan etmekle beraber, ilm-i cifir esrarıyla sekiz-dokuzcihette,Said’inbaşınaparmağınıbasıyor.Beyitlerinmana-yızâhirîsiilemaâni-icifriyesibirbirine çok yakın olmakla dokuz vecihteki işaretler birbirini teyid ettiğinden, sarahatderecesineçıkmış.

İlm-iCifirleManası:

Page 117: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

“Ondördüncüasırda ‘el-Kürdî’ lakabıylayâdedilenMollaSaid,benimmüridimdir.Ofitne ve belâ asrının her şer ve fitnesinden, Allah’ın izniyle ve havl-i kuvvetiyle onunmuhafızıyım.”Evet,Hürriyettenyirmi-otuzsenesonrayakadar,yirmifitne-iazîmeiçindefevkalâdebir suretteGavsınomüridimahfuzkalmıştır.Korktuğu şervemehâliktenbirhıfz-ıgaybîilekurtulmuştur.

İlm-iCifirleManası:

“OGavs’ınmüridiolanSaidel-Kürdî,Rusya’daesaretleAsya’nınşark-ışimalîsindeveehl-i bid’anın eliyle Asya’nın garbına nefyolunarak kaldığı miktarca ve Sibiryataraflarındanfiraredipfevkalâdeçokbilâdıseyruseyahatetmeyemecburolduğuzaman,Allah’ın izniyle, havl ve kuvvet-i rabbânî ile ona imdat etmişim ve istimdadınayetişmişim.” Evet, Hazreti Gavs’ınmüridi unvanıyla irade ettiği Said (radiyallâhu anh), üçsene esaretle Asya’nın şark-ı şimâlîsinde mehâlik içinde mahfuz kalıp, üç-dört aylıkmesafeyi firar suretiyle kat ederek çok şehirleri gezip Gavs’ın dediği gibi mahfuzkalmıştır.

İlm-iCifirleManası:

“Bediüzzaman Molla Said” namıyla yâd olunan ve evrâd-ı muntazamasını okuyanmüridinederki:“Benimnazmımı,yanimeslekvemeşrebimivemücahedatımıgösterenmakalâtımı söyle. Yani, nazmımdan murad, senin risalelerin ve Sözler’in veMektubat’ındır.”

“Bin üç yüz otuz ikide o Sözler ile mücâhedeye başla. Sen inâyet-i ilâhiyeninhıfzındasın.”

Evet, ilm-icifirle“MollaSaid”igösterdiğigibi, ileRisaletü’n-Nur’ugösterir.VeilehemMektubat’ı,hem gösterir.“Kelimat”Sözlerdemektir. binüçyüzotuz ikiyigösterir.O tarih,mebde-icihadıdır.O tarihte İşârâtü’l-i’câz tefsirininneşriylemücâhedeyebaşlamış.

SaidNursî

Keramet-iGaybiye-iGavsiyeninİşârâtınıTeyidEdenÜçRemiz

BirinciRemiz: ilm-icifir itibarıyla,makam-ıebcedîhesabıyla,binüçyüzotuzaltıyıgösterir.DemekHazretiGavs,“Butarihte,istikbaldegelecekmüridiniemr-iilâhîilemuhafazaedecek”diyor.Evet,bubîçâreSaiddahidiyor:

Page 118: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Nev-ibeşeregelenenbüyükbirmusibet,Harb-iUmumîhengâmında,çok tehlikeleremâruz kaldım.HazretiGavs’ın gösterdiğiArabî tarihte veya az evvel harika bir surettekurtuldum.Hattabirdefa,birdakikadaüçgülleöldürecekyeremukabilbanaisabetettiğihalde tesir etmediler. Bitlis’in sukutunda, bir miktar talebelerimle Rus askerlerinin birtaburuiçinedüştük.Bizisardılar,hertaraftaeleleateşedildi.Dörttanesimüstesna,bütünarkadaşlarımşehidolduktan sonra, taburundört sıralarınıyardık;yineonların içindebiryere girdik.Onlar, üstümüzde, etrafımızda sesimizi, öksürüğümüzü işittikleri halde bizigörmüyordular.Otuzsaat,ohaldeçamuriçinde,benyaralı ikenhıfz-ıilâhîileistirahat-ikalbiçindemuhafazaedildim.

Bunun gibi müteaddit tehlikede Hazreti Gavs’ın gösterdiği tarih-i Arabî itibarıyla,hakikatenbirhıfz-ıilâhîiçindebulunduğumuhissediyordum.DemekCenâb-ıHakokudsîüstadımı,birmelâike-isıyanetgibibanamuhafızkılmış.

İşte bu fıkrası, bu fakirin mühim sergüzeştlerine işaret ettiği gibi, bu fakirinetrafındahizmet-iKur’âniyeişindetoplananarkadaşlarımdandokuztalebesini ismiileişaretediyor.

fıkrasında iki hüküm var. Biri şerden, diğeri fitnedendir. Demek ikincisi ve bu cümle – şedde sayılmazsa– bin üç yüz kırk dört eder. Evet, bu tarihten

şimdiyekadarçokfitne-imühimmedenbirhimâyet-igaybîilemahfuzkaldığımı ilânediyorum.

İkinciRemiz:

fıkrasındabahsettiğivekonuştuğumüridiise,şarkaesaretengittiğitarihigösterdiğigibi,garbanefyolduğutarihidegösterir.Şöyleki:

Şu fıkranın hakikî tâbiri oluyor. Demek zaman-ı esaret deçıkıyor.Vebinüçyüzotuzyediediyor.İştebufakir,otarih-iArabî’deRusesaretinde,tekbaşımlaPetroğra’danbirayşimal-işarktarafındanfiraredip,çokenvâ-ımehâlikvarken,Rusçabilemediğimhalde,birmuhafaza-yıgaybiyealtındapekçokbilâdıseyruseyahatettim. Tâ Varşova, Avusturya tarikiyle İstanbul’a gelip uzun bir daire-i arzda seyahatettim.HazretiGavs’ındediğigibi,oesaret-işarkiyeveoseyr-ibilâd-ıkesîreiçindeizn-iilâhîileistiğâsememedetgörüyordum.Demekizn-iilâhîileHazretiGavs,melekgibibuvazifeyiduasıylayapmış.

Amma kaydı,tarih-iArabîolarakbinüçyüzellibir,meşhurRumîtarihiyleikisenefarkvar.İşte,–HazretiGavs’ındediğigibi–bufakir,tarih-iArabîilebinüçyüzellibirde,şeâir-iİslâmiçindemühimtahavvülâtzamanındabütünkuvvetimleşeâirinmuhafazasınahizmetlemükellefolduğumhalde,omânevîhercümerçtekifırtınalarbizisarsmadı.

Hem kelimesi, âhirdeki tenvin ile beraber bin iki yüz doksan iki eder ki, bu fakirin

Page 119: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

dünyaya gelmesinden bir sene evvel; veyahut rahm-ımaderdeki tarihe işaretle beraber,binüçyüzondörteder.Binüçyüzondörtsenelerindemevzu-ubahisolanmüridi,

mühim vartadan kurtulmasınaGavs (radiyallâhu anh) işaret ediyor, onun imdadına yetiştimdiyor.Hayattaolaneskitalebelerimbiliyorlarki,binüçyüzondört,binüçyüzonbeş-onaltısenelerinde,Vankalesi–ki,ikiminareyüksekliğindesırfdağgibibirtaştanibarettir–eskiden kalma oda gibi bir in kapısına gidiyorduk. Ayağımdan kunduralar kaydı, ikiayağım birden kaydı. Tehlike yüzde yüz… Başkaca nokta-yı istinad kalmadığı halde,büyük bir istinada basmış gibi üçmetrelik bir kavisle omağaranın kapısına atılmıştım.Hemben,hemberaberimdekioradahazırarkadaşlarım,ecelgelmediğiiçinsırfbirhıfz-ıilâhî,harikabirimdad-ıgaybîtelâkkiettik.

İşte Hazreti Gavs, madem bu kasidesinde sergüzeşt-i hayatımın mühim noktalarınaişaretediyor;elbettebuacîbveentehlikelibirsergüzeşt-ihayatımaşucümlesiyleişaretediyordenilebilir.

Elhâsıl: Hazreti Gavs’ın mezkûr kelimatları, bu fakirin tarih-i hayatımda geçen enmühim noktaları manasıyla ifade ettikleri gibi, hesab-ı ebced makamıyla mühimnoktaların tarih-i vukularına tevafukları, elbette tesadüfî ve tesadüf işi olamaz. Sâirişârâtın kuvvet-i kat’iyeti, tesadüfü muhâl derecesine getirmiştir. Madem bu beş satırkasidesi bir keramettir; keramet ise, mu’cize gibi, Cenâb-ı Hak tarafındandır, intak-ıbilhak nev’indendir, daha beyan etmediğimiz çok esrarı hâvidir; ihtiyâr-ı beşeryetişemez…

SaidNursî

LatifBirTefe’ülŞeyhSa’diŞirâzîninBostan’ındanSözlerhakkındaben,HâfızHâlid,Galib,Süleyman

niyetedipaçtık,tefe’ülbuçıktı:

Meâli: Yani, “Gel, bak, güller bağı şeklinde hakikat gülleri açılmış. Böyle hakikatbahçesinde hiçbir bülbül, böyle şirin, hoş nağme etmemiştir. Nasıl oluyor ki, böyle birbülbülöldüktensonraonunkemiklerindengülleraçılmasın.”

Bumeâl, maksadımıza o kadar yakındır ki tâbire lüzum yoktur. Yalnız gülistanımız,ebedîKur’âncennetindendir,ondangelmiştir.

Mehmed,Tevfik,Galip,Süleyman,

HâfızHâlid,Said(radiyallâhuanhum)

Page 120: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

SaidNursî

Gavs, meşhur kasidesinde –sarahat derecesinde– bizlerden, yani hizbü’l-Kur’ân’danhaber verdiği gibi, daha birkaç yerde, yine işârî bir tarzda haber veriyor. Ezcümle, okasideninarkasındaMecmuatü’l-Ahzab’ın563’üncüsayfasında,yineomâlûmmüridindenbahsediyorvebeytindediyorki:

“Garptabeniçağırdığıvakitonunimdadınayetişeceğim.”Evet,doğrudur.Arabîtarihlebin üç yüz otuz dokuzda, müthiş bir buhran-ı ruhî ve dehşetli bir heyecan-ı kalbî vedağdağalı bir teşevvüş-ü fikrî geçirdiğim sıralarda, pek şiddetli bir surette HazretiGavs’tan istimdat eyledim.Bir-iki yerdebahsettiğimgibi,Fethu’r-Rabbânî kitabı ile vedua ve himmetiyle imdadıma yetişti ve o buhranı geçirdim. İşte o müridi ise, bîçâreSaidü’l-Kürdîolduğunumeşhurkasidesindekat’îgösterdiğigibi,bukasidedede ’denmurad olur. Çünkü ebced hesabıyla bin üç yüz otuz dokuz eder. O zamanmemleketime nisbeten garp sayılan İstanbul’da idim. makam-ı ebcedîsi zaman-ıistimdadımatevafukediyor.Hesapta lafzıdâhilolmaz.Çünkü zamanıgösteriyorcümlesiomüphemzamanıtayinediyor.

Hem ezcümle, Mecmuatü’l-Ahzab’ın ikinci cildinin 379’uncu sayfasında HazretiGavs’ın“Virdü’l-işâ”namındakimünâcâtındaşufıkravar.

(Hâşiye-2) 408(Hâşiye-1)407

İşteGavs’ınşufıkrası,409

âyetininbirnevitefsiridir.Şuküllîâyetinbirkısımefradını,altıncıasırveondördüncüasırda âyetin külliyetinde dâhil bir kısım efrad-ı mahsusayı irae ettiğine müteadditemarelervar.Âyetinkülliyetinde410(Hâşiye) tevafuksırrıyla kelimesindebuzamanınınenbüyükşakîlerindenüçünecifircetevafuketmesi,oküllîâyettebunlardahikastenmuradolduklarına emaredir, belki işarettir. İşte Hazreti Gavs, bu âyetteki bu emareden, buzamana bakmış.Mezkûr fıkrasını küllî âyete bir nevi hususî tefsir yaparak, kasidesindekerametkârâne bahsettiği fitne-i âhirzaman içindeki şâkirtlerini görüp, o zamanınşakîlerininşerrindenmuhafazaedildiğiveburadamünâcâtındadahiokasideninmeâlinebakıyor.

Şufıkra-yıGavsiyedebirimavar.Buradaki“Said”lafzında,meşhurkasidesindekikelimesinehafîbirişaretolduğugibi, fıkrasıyla,kendisindensonravukubulanve ulûm-u İslâmiye’yi mahvetmek niyetiyle kütüphâneleri Dicle ve Fırat nehrine atanHülâgu felâketini haber vermekle beraber, Hülâgu gibi ulûm-u İslâmiyeye perde çeken

Page 121: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

şakîleridahimezkûrâyeteistinadenhaberveriyor.

Evet, fıkrasıylaHizbü’l-Kur’ân’aişaretettiğigibi, fıkrasıylaulûm-uİslâmiyeyiimhaniyetiyleHülâgûvevüzerasıgibidavrananbazımâlûminsanlarınisimleriilm-icifircedahimezkûrâyetinişaretineistinadentamtevafukediyor,gösteriyor.

Malûmdurkitevafuk,ilm-icifrinanahtarlarındanmühimbiranahtardır.

Eğerbirtevafukise,delâletdenilmez;fakathafîbirimaolur.

Eğer,ikicihetileaynımeseleyitevafukgelse,imâdanremizderecesineçıkar.

Eğer,iki-üçcihetleaynımeseleyegelseişaretolur.

Eğer, meâni-i elfaz işârât-ı harfiyeye münasip gelse ve işaretle bahsedilen insanlarınahvâliomanayamutâbıkvemuvafıkolsa,oişaretovakitdelâletderecesineçıkar.

Eğer altı-yedi vecihle tevafukla beraber, mana-yı kelimat, işaret-i harfiyeye muvâfıkgelsevemukteza-yıhâledemutâbıkolsaodelâletovakitsarahatderecesineçıkar.

İşte bu düstura binâen, Şeyh-i Geylânî o meşhur kasidesinde sarahat derecesindeHizbü’l-Kur’ân’danbahsettiğigibi,Virdü’l-işâmünâcâtındadahimezkûrâyete istinadenhizbü’l-Kur’ân’ın bir hâdimini tasrihen ve arkadaşlarını da işaret derecesinde haberveriyor.

Gavs-ıÂzam’ınistikbaldenhaberverdiğinev’inden,meşhurŞeyhülislâmAhmedCâmidahiİmamRabbânî(radiyallâhuanh)olanAhmed-iFarukî’denhaberverdiğigibi,Celâleddin-i Rumî, Nakşibendîlerden haber vermiş. Daha bu neviden çok evliyalar, vâkıamutâbıkhaber vermişler; fakat onların bir kısmı sarahate yakın haber vermişler.Diğer bir kısmıhaberleriçendanbirderecemüphem,mutlaktır;fakatbahsettiklerizâtlarmakamsahibivebüyük olduklarından, büyüklükleri ve taayyünleri cihetiyle o müphem ihbar-ı gaybîyi,bilistihkakkendilerinealmışlar.Meselâ,AhmedCâmi(kuddisesirruh)demişki:“HerdörtyüzsenebaşındamühimbirAhmedgelir.BintarihibaşındakiAhmedenmühimidir.”Yanioelfinmüceddididir.İşteböylemutlakbirsurettesöylediğihalde,İmamRabbânî’nin(kuddisesirruh)büyüklüğüvetaşahhusu,ohaber-igaybîyikatiyenkendinealmış.HazretiMevlânaCelâleddin-i Rumî de (kuddise sirruh) Nakşibendîdenmüphem bir surette bahsetmiş; fakatNakşîlerin büyüklüğü ve yüksekliği ve teşahhusları o haberi de bilistihkak kendilerinealmışlar.

İştebukerametkârâneihbar-ıgaybînev’indenGavs-ıÂzam(kuddisesirruh)dahi,Hizbü’l-Kur’ân’dan –işârî bir surette– haber verdiği gibi, hizbü’l-Kur’ân’ın bir hadimi olan bubîçâre Said’i (radiyallâhu anh) iki yerde sarahaten haber veriyor. Müphem ve mutlakbırakmadığının sırrı budur ki: Bu bîçâre Said, makam sahibi olmamışken ve büyükdeğilken vemutlak tâbiri teşhis edecek bir teşahhus yokken, lütf-u ilâhî ile, büyük birmakamın hizmetinde bulunmasıdır. Âdeta bir nefer iken, müşîriyet makamı hizmetinde

Page 122: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

bulunmasıdır.İşteküçüklüğüveehemmiyetsizliğiiçindirki,HazretiGavs,ötekievliyayamuhalif olarak yalnız işaretle kalmayıp, sarahat derecesinde parmağını onun başınabasıyor.

Sergüzeşt-ihayatımdageçenveçoğunugizlediğimçokharikavâkıalarvardı.Kendimihiçbir vecihle keramete lâyık görmediğim için onları bazen tesadüfe, bazen de başkaesbaba isnad ediyordum. Şimdi kanaatim geliyor ki, o harikalar, Gavs-ı Âzam’ın birsilsile-i kerametini teşkil ederler. Demek onun duasıyla, himmetiyle, ona kerameten vebizeikramnev’inden,birneviinâyet-iilâhiyeyemazharolmuşuz.

Ezcümle:Benmenfîolarakİstanbul’agetirildiğimvakitbirzamanMeşihat-ıİslâmiyedairesindebulunanDârü’l-Hikmeti’l-islâmiye’dekihizmet-iKur’âniye’yeçalıştığımiçin,o alâkadarlık cihetinde, “Meşihat dairesi ne haldedir?” diye sordum. Eyvah! Öyle bircevapaldımki, ruhum,kalbimvefikrimtitredilerveağladılar.Sorduğumadamdediki:“Yüzer sene envâr-ı şeriatınmazharı olmuş olan o daire, şimdi büyük kızların lisesi vemel’abegâhıdır.” İşte o vakit öyle bir hâlet-i ruhiyeye giriftar oldum ki, dünya başımayıkılmış gibi oldu. Kuvvetim yok, kerametim yok; kemâl-i me’yusiyetle “ah, vah!”diyerek dergâh-ı ilâhîye müteveccih oldum. Ve bizim gibi kalbleri yanan çok zâtlarınhararetli ahları, benim âhıma iltihak ettiler. Hatırıma gelmiyor ki, acaba Şeyh-iGeylânî’nin duasını ve himmetini, duamıza yardım için istedim mi, istemedim mi?Bilmiyorum.Fakatherhaldeoeskidenberinurlaryeriolmuşbiryerizulmettenkurtarmakiçin,bizimgibilerinahlarınıateşlendirenonunduasıdırvehimmetidir.İşteogeceMeşihatkısmen yandı. Herkes “Vâ esefâ” dedi; ben ve benim gibi yananlar, “Elhamdülillâh”dedik. Zannederim ki, bu fakir millete iki yüz milyon zarar veren Adliye dairesindekiyangındaböylebirmanavar. İnşaallahbudabir ikazve intibahıverecektir.Ateşbazensudanziyadetemizlikyapar.

Hakikatlibir latife: SultanSüleymanKanunî, kesretli kırk çeşme sularını İstanbul’agetirdiği vakit, Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi ona demiş: “Hilâf-ı şeriat kanunlarıAvrupa’dangetirdiğincihetle,İstanbul’aöylebirboksıçtınki,ogetirdiğinsularıncümlesiüzerindenakıpgeçseyüzsenedetemizleyemez.”

Suâl: Gavs-ı Âzam gibi büyük veliler, bazı evkatta, mâzi ve müstakbeli hazır gibimüşâhede ederler. Neden mâziye ait cihette sarahat suretinde haber veriyorlar da,istikbaldenhafîremizlerle,gizliişaretlerlebahsediyorlar?

Elcevap:411 ,âyetiyleُه412

âyeti ifade ettikleri kudsî yasağa karşı ubudiyetkârâne bir hüsn-ü edep takınmak için,tasrihten işaret mesleğine girmişler. Tâ ki işaretlerle, remizle anlaşılsın ki, ihtiyârsız,niyetsizbirsurettetâlim-iilâhîolmuştur.Çünküistikbalîolangaybiyat,niyetveihtiyârileverilmediğigibi,niyetledemüdahaleetmek,oyasağakarşıadem-iitaatiişmamediyor.

Page 123: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

SaidNursî

397(Hâşiye)ÜstadımızınşahsınasarîhenişaretedenbugibigaybîkerametveişârâtınneşriniÜstadımızBediüzzamanSaidNursîHazretleriarzuetmiyor.Fakatbizlerdüşündükki,bugibidelâletderecesindeolangaybîişaretlerinehl-iimancabilinmesinebuzamandakat’ilüzumveihtiyaçvar.Bunabinaenneşrediyoruz.

Naşirler

398Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.560-562.

399Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.562.

400Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.562.

401“Amellerniyetleregöredir.”Buhârî,bed’ü’l-vahy1;Müslim, imâre155;Tirmizî,cihâd 16;EbûDâvûd, talak11;Nesâî,tahâre60,talak24,eymân19;….

402“Güzelâkıbet,elbettemüttakilerindir.”(A’râfsûresi,7/128)

403Hiçkimsegaybıbilemez,gaybıyalnızAllahbilir.

404AllahTeâlâ,herşeyinendoğrusunuenmükemmelşekildebilir.

405GerçekbilgiAllahkatındadır.

406“Korkma,sözlerinisöyle..!”el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.562)

407(Hâşiye-2)“ ”müşedded ,birsayılsa,Üstadımızınlâkabıolan“en-Nursî”kelimesininaynıdır.Yalnızatıfiçin var.TamtevafuklamukarrebdenmuradNursluolduğunugösteriyor.“ ”deşeddeli ikisayılsa,“BediüzzamanNursî”yâ-yımuhaffefleaynıdır.Yalnız ikifarkvar.İkihemze-ivasılsayılsa tamtamınatevafukla“ ”doğrudandoğruyaonaişaretediyor.

ŞamlıTevfik,Süleyman,Ali

408(Hâşiye-1)“ ”kelimesi–müteaddiolarakcihetiyle–“Sözleriyleselâmeteîsaledici”demektir.

409“Artıkonlardankimibedbaht,kimimutludur.”(Hûdsûresi,11/105)

410 (Hâşiye) Âyetin külliyetinde, saadet noktasında mazhariyetine mâsadak olmak için, milyarlar dereceden yalnız birderece murad olduğumuzu anlasak, ebede kadar şükretsek, o nimetlerin hakkını eda edemeyiz. Hazreti Gavs’ınişaretindenanlaşılıyorki,omuhitâyetindenizindenbirkatrekadarhissemizvar. *1

*1“Allah’ahamdolsun;buRabbiminihsanıdır.”

411“Gerekgöklerdegerekyerdeolanlardanhiçkimsegaybıbilemez,gaybıyalnızAllahbilir.”(Nemlsûresi,27/65)

412“Obütüngaybıbilir.Fakatgayplarınıkimseyeaçmaz.Ancak,bildirmeyidilediğibir elçiyebildirir.” (Cin sûresi,72/26-27)

Page 124: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

HazretiGavs’ınKeramet-iGaybiyesiniTeyidEdenBirÂyetinİşârâtındakiBirNükte-iİ’câziyedir.

Kur’ân’dantereşşuhedenoSözlerverisaleler,Kur’ân-ıHakîm’inbirnevi,müstakimtefsiri vehakâik-i imaniyenin istikametli vekuvvetli delilleri olduğundan, o risaleler vesözleregelenşerefvetakdirvetahsin,Kur’ân’avehakâik-iimanaaittir.Mademöyledir;bilâ-pervaderimki: 413 sırrıyla,Kur’ân’da elbette bu istikametli tefsirininistikametine işaret var. Evet var. Kur’ân o tefsirine hususî bakıyor. Çünkü âyât-ımühimmedenSûre-iHûd’daki414(Hâşiye) 415âyetibulunansayfanınkarşısında 416

âyeti, fâ-yı atıfhariçolarak makam-ı ebcedîsi binüçyüz ikidir.Demek ’dekiemr-ihasiçindebulunanhitab-ıâmmınhadsizmüstakimefradlarıiçinde,obinüçyüzikitarihindebirferdinbircihetteistikametemrininimtisalibirhususiyetkazanacak.Demekon dördüncü asırda Kur’ân’dan iktibas edip, istikametsiz sakim yollar içinde sırat-ımüstakîmigösterecekâsârıneşredenbiradamı,ohadsizefradiçindedâhilediyor.

Hemoistikametinbirhususiyetivarki,tarihiyleişaretediyor.Hâlbuki,oasırdaşahsenistikamettemümtaz bir hususiyet kesbetmek çok uzaktır. Demek, şahsî istikamet değil.Öyleyse,oadamınteşebbüsüyleneşredilenesrar-ıKur’âniye,oasırdaistikametteimtiyazkesbedecek.O adam şahsen gayr-imüstakim olduğu halde,müstakimler içine idhali, oimtiyazaremzeder.Mademhakikatbudur,benkat’îbirsuretteitirafediyorumki,hayatımistikametsizgitmiş,kalbimsakamettenkurtulmamış,okudsîemrinimtisalindenbelkiyüzdereceuzağım.Fakat 417sırrıylaonimetebirşükürolarakderimki:Obinüçyüzikitarihiise–Arabîtarihitibarıylaolsa–Kur’ânokumayabaşladığımaynıtarihetevafukeder. Ve –Rumî tarihi hesabıyla– ilme başladığım tarihe tevafuk eder. Öyleyse, o imaedilen ferd olabiliriz.Hâlbuki şahsen bütün hayatı sakim ve istikametsiz olan bir ferdeistikametle imaedilsevegayr-imüstakim ikenmüstakimler içine idhal edilse, elbetteoferdinmazharolacağıâsârınistikametineimadır.Veoâsârınistikameti,otarihtebaşlayıpdalâlet yolları ve zulümat tarikleri içinde sırat-ı müstakîmi gösterecek, 418 emriniimtisal edecek demektir. Evet, –lillâhilhamd– Risale-i Nur eczaları Kur’ân’ın bumu’cizaneima-yıgaybîsinibilfiilgöstermiş,meydandadır.

Şu âyetin gizli imasına 419 âyeti teyid ediyor.Çünkü ’deki şeddeli nun birsayılsa, tam evvelki âyete tevafuk ile, hizbü’l-Kur’ân’ın faaliyetine vasıta olan birhâdimininKur’ânokumayabaşladığıbinüçyüzikitarihine,ikifarkiletevafuketmekleberaber, şeddeli nun iki nun sayılsa, bin üç yüz elli eder ki, bu tarihte Kur’ân’danmuktebesolanRisale-iNuretrafındatoplanan,bütünkuvvetleriyleKur’ân’ınhizmetlerineçalışan, hizbü’l-Kur’ân’ın faaliyeti ve dalâlet ve zındıkaya mânen galebe ettikleri birzamanatevafukuise,istikbaldetamgalebelerinebirima-yıgaybîdir.

SaidNursî

Page 125: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Suâl: Sen bu zamanın hâdisâtına, fitne-i âhirzaman diyorsun. Hâlbuki hadiste vâridolmuş ki, âhirzamanda Allah Allah (celle celâlüh) denilmeyecek; sonra kıyametkopacak.”

Elcevap:Evvelâ:Fitne-iâhirzamanınmüddetiuzundur;bizbirfaslındayız.

Sâniyen:YerdeAllahAllah(cellecelâlüh)denilmeyecektenmurad,Allah’aimankalkacakdemekdeğildir;420(Hâşiye-1)belkiAllah’ınnamınıdeğiştireceklerdemektir.NasılkiyerdeAllahAllah(cellecelâlüh)denilmezsekıyamet-ikübrâkopacak.BirmemlekettedeAllahAllah(cellecelâlüh)denilmezsebirnevikıyametkopmasınaişarettir.421(Hâşiye-2)

İlm-icifirlemanası:“YâSaid!Âhirzamanınfitnelerineyetişipdüştüğünzaman,benimdua ve himmetimi kendine vesile ve şefaatçi yap. İnşaallah, senin her şeyinde ve herişinde uzun bir zamanda, yani tufûliyet zamanından, tâ ihtiyarlığın vaktinde işkenceliesaretinekadar,yanibinikiyüzdoksandörtten,tâbinüçyüzkırkbeş,belkialtmışdörde,dahaziyadebirzamanakadarAllah’ınizniylevekuvvetiyleseninimdadınayetişeceğim.”

422

SaidNursî413“Yaşvekuruhiçbirşeyyokturkiaçık,netbirkitaptabulunmasın.”(En’âmsûresi,6/59)

414 (Hâşiye)HattâResûl-iEkrem(aleyhissalâtüvesselâm)fermanetmişki: *1yani,sûre-iHûd’daki *2âyetibeniihtiyarlattırdı.Çünküehemmiyetiazîmdir;istikamet-itâmmeyiemrediyor.

*1 “BeniHûdsûresi ihtiyarlattı.”Bkz.:ed-Dârakutnî,el-ilel1/209;el-Münâvî,Feyzu’l-kadîr4/169;.Ayrıcabkz.:Tirmizî,tefsîrusûre(56)6.

*2“Emrolunduğungibidosdoğruol!”(Hûdsûresi,11/112)

415“Artıkonlardankimibedbaht,kimimutludur.”(Hûdsûresi,11/105)

416“Emrolunduğungibidosdoğruol!”(Hûdsûresi,11/112)

417“VeRabbininnimetinianlatdaanlat.”(Duhâsûresi,93/11)

418“Emrolunduğungibidosdoğruol!”(Hûdsûresi,11/112)

419“(KimAllah’ı,Resûlünüveimanedenleridostedinirse)bilsinki,bunlarınteşkilettiğiAllahtarafı,mutlakagalipgelecektir.”(Mâidesûresi,5/56)

420(Hâşiye-1)Çünkühadistevardırki, *1Buhadisdiğerhadisitakyidediyor.*1“ÜmmetimdenbirtoplulukAllah’ınemrigelinceyekadar(yanikıyametinkopmasınakadar)haküzerindegalipolacaktır.”Buhârî,menâkıb28,i’tisam10,tevhîd29;Müslim,imâre171;Tirmizî,fiten51.

421(Hâşiye-2)Yediseneevvelyazılanbuişâret-igaybiyeaynenvukuageldi.Herkesgördü.Evetbugeçenzelzele,kıyametinzelzele-ikübrâsındanhaberverirgibisarstı,fakatakıllarıbaşlarınagelmedi.

422“EyRabbimiz!Unuturveyahatayadüşerdebirkusurişlersekbizionunlahesabaçekme!”(Bakarasûresi,2/286)

Page 126: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risale-iNur’danParlakFıkralarveBirKısımGüzelMektuplar

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Latîfvemânidarvebeşaretliikihâdiseyibeyanediyorum:

Birincisi:Me’yusânebirhâtıradanmüjdelibirihtar:

Bugünlerde hatırıma geldi ki hayat-ı içtimaiyeye giren hangi şeye temas etse,ekseriyetlegünahlaramâruzkalıyor.Hercihettegünahlarserbestçeinsanısarıyorlar.“Bukadar günahlara karşı insanın hususî ibadet ve takvası nasıl mukabele edebilir?” diyeme’yusânedüşündüm.

Hayat-ı içtimaiyedeki Risale-i Nur talebelerinin vaziyetlerini tahattur ettim. Risale-iNur şakirtleri hakkında necatlarına ve ehl-i saadet olduklarına dair kuvvetli işaret-iKur’âniye’yivebeşaret-iAleviye’yiveGavsiye’yidüşündüm.Kalbendedimki:“Herbiribinyerdengelengünahlarakarşıbirdillenasılmukabeleeder,galebeeder,necatbulur?”diyemütehayyirkaldım.Butahayyürümemukabilihtaredildiki:

Risale-i Nur’un hakikî ve sâdık şakirtlerinin mâbeynlerindeki düstur-u esasiye olaniştirak-ia’mâl-iuhreviyekanunuylavesamimîvesâdık tesânüdsırrıylaherbirhâlisvehakikîşakirt,birdilledeğil,belkikardeşleriadedincedilleriyleibadetedipistiğfareder.Bin taraftan hücum eden günahlara karşı, bin dillemukabele eder. İhlâs ve sadâkat vesünnet-iseniyyeyemütâbaatvehizmetderecesinegöreoküllîubûdiyetesahipolur.

Bu büyük kazancı elden kaçırmamak gerektir. Bazı melâikenin kırk bin dil ilezikrettikleri gibi,423 hâlis, hakikî, müttakî bir şakirt dahi kırk bin kardeşinin dilleriyleibadeteder,necatamüstehakolur,inşallah.

İkincisi: Eski zamanda, on dört yaşında iken icâzet almanın alâmeti olan üstadtarafındansarıksardırmak,bircübbebanagiydirmekvaziyetinemânilerbulundu.Yaşımınküçüklüğüyle,memleketimizdebüyükhocalaramahsuskisvegiymekyakışmadığını…

Sâniyen:Ozamandabüyükâlimler,banakarşıüstadlıkvaziyetideğil,yarakipveyahutteslimiyet derecesine girdikleri için bana cübbe giydirecek ve üstadlık vaziyetini alacakkendilerine güvenenler bulunmadı. Ve evliya-yı azîmeden dört-beş zâtın vefat etmelericihetiyle,ellialtısenedir icazetinzâhiralâmetiolancübbeyigiymekvebirüstadıneliniöpmek, üstadlığını kabul etmek hakkımı bugünlerde, yüz senelik bir mesafede HazretiMevlânâZülcenâheynHâlidZiyâeddin kendi cübbesini, o cübbeye sarılan bir sarık ile,pekgaripbirtarzdabanagiydirmekiçingönderdiğinibazıemarelerlebanakanaatgeldi.Bendeomübârekyüzyaşında424(Hâşiye)cübbeyigiyiyorum,Cenâb-ıHakk’aşükrediyorum.

Page 127: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

SaidNursî

EminveFeyzi’ninIsparta’dakikardeşlerineÜstadlarınınhastalığıhakkındabirmektuplarıdır.

…………

Ramazan-ı Şerif’te beş gün savm-ı visâl içinde gıda olarak, ekmeksiz muhallebi üçkaşık ve beş-altı kaşık da soğuk yoğurttan.. üçüncü gece, yarım kaşık muhallebi vedördüncü gecesinde iftarda sulu şehriyeden beş kaşık ve beş kaşık sahurda, yine oşehriyeden ve yoğurttan üç-dört kaşık su sayılmamak şartıyla şehriyeden beş dirhem,yoğurt süzülseondirhem,muhallebi susuzaltı-yedidirhem,beşincigecede, tanesizgibigayet hafif şehriye beş-altı kaşık, sahurda altı-yedi kaşık pirinç çorbası, mecmuu otuzdirhem (96 gram) gıda ile beş gün savm-ı visâli, teravih noksan olarak sâir vazifelerinyapılması, Risale-i Nur şakirtlerini ihata eden inâyetin harikalarından bir kerametinigördük.

Hem Üstadımızdan hiç görmediğimiz, ikimiz yani Emin, Feyzi, Barla ve IspartaSüleyman’ları gibi inceden inceye hastalık hiddetlerini tahrik etmemek için ihtiyatedemediğimizden,şiddetlihiddetinigördük.Buhastalıktayineeser-irahmettirkihiçhatırvehayâlegelmeyenaşr-ıâhiringayetmühimgecelerinde,Üstadımızıntamîfâedemediğivazifesi yerinde,buhavalideherbir şakirt, kendihususî çalışmasındanbaşka,birsaatiÜstadıhesabınaRisale-iNur’unşakirtlerininmücâhede-imâneviyelerineiştirakveonlarıhedefedip,onlarındefter-ia’mâlinegeçmeye,aynıüstadgibiçalışmayabaşladılar.

Demeküstadyerinde,onunbirkaçsaatçalışmasınabedel,pekçoksaatleraynıvazifeyigörmeye başladılar. Hatta Üstadımız diyordu: “Ehemmiyetsizliğimle beraber Ispartahavalisindekardeşlerimizina’mâl-iuhreviyesinebirmedar,birmüheyyiçhükmündebenimkusurlu çalışmam kâfi gelmiyordu. Cenâb-ı Hak, rahmetiyle, bu hastalık vesilesiyle birşahs-ı mânevî ve kuvvetli bir medar olacak bu tedbiri ihsan etti, cüz’iyetten külliyeteçıkardı.”

HembuhastalıkletâifindendirkiÜstadımızınhiçsesiçıkmıyordu,konuşamıyordu.Hiçbeklenilmeden, bir iftar vaktinde bir doktor geldi, elini tuttu. Üstadımız dedi ki:“Ben,hastalığımımuayene ettirmem, ben hekimleremuhtaç değilim; hekim,Cenâb-ıHak’tır.”Birden canlandı, sesi çıkmayabaşladı.Güya kendisi bir doktor şeklini aldı.Doktor ise,hasta vaziyetine girdi. Doktora ehemmiyetli bir mektup okudu. Doktorun derdine devâolacakbirilâçoldu.Sonratopatıldı.

Doktora dedi ki: “Burada iftar et.” Doktor dedi ki: “Bugün kusur etmişim, oruçtutamadım.” demesiyle, çok hayret ettiğimiz Üstadımızın vaziyeti, orucunu bozmuş birdoktoruntıpnoktasındahâkimanevaziyetinikabuletmediğiiçinovaziyetonaverildiğinibildik.

Page 128: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Evet, Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsinden gelen şifa duası, öyle yüz bin doktoramukabil gelir diye biz de tasdik ettik. Bu hastalığın Leyle-i Kadir’de Risale-i Nur’untalebeleri, hususan mâsumların ettikleri şifa duaları öyle bir derece harika bir surettetesirini gösterdi ki Üstadımıza sıhhat hâlinden daha ileri bir surette birden bir vaziyetverildi, Leyle-i Kadir’e lâyık bir tarzda çalışmaya başladı. Risale-i Nur şakirtlerindengelenbudua-yışifa,harikabirmu’cizegibi,birkerametolduğunubizgözümüzlegördük.

Oradabulunankardeşlerimizebirerbirerselâmvearz-ıhürmetederdualarınıisteriz.

Risale-iNurşakirtlerindenkardeşiniz

Emin,Feyzi

SaidNursî

Bizden bir ay uzakta bulunanRisaletü’n-Nur şâkirtleri,Üstadımızın hastalığının aynızamanında hastalığının vaziyetini rüyada aynen gördükleri gibi, Sabri ve Hâfız Ali’nintâifeleri de aynı vakitte burada, yaniKastamonu’da olduğu gibi hasta olanÜstadımızınhesabınadahamühimbirtarzdaçalışmışlar.Şöyleki:

Sabri’ninmektubununbirparçasıdır.

Üstadımefendim,

Rahatsızlığınız anında oradaki menba-ı Nur’un mücâhedeleri, bir saat mesai-imâneviyelerinihâdim-iKur’ânhesabınayaptıklarıgibi,buhavalidedebuseneyemahsusîfâedilenmesai-idiniye,tahdîs-inimetzımnındazikrevesileolduğufakirebuseneLeyle-iKadir’denbirgünevvelihtaredildiki:“BuseneLeyle-iKadr’iikigeceyap.”Bendeleridecemaate şöyle söyledimki: “Üstadım (sellemehullahveâfâhu)bazıbugibimübârekgeceleribazımaksatlarabinâenoleyle-imübârekeyiihyaiçinbirgeceevvel,hattamâhutgecedenbirgecesonradahaihyayasa’yederlerdi.Bizdeo‘isr’eittibaanonunhesabınaLeyle-iKadr’iikigeceyapacağızdiyeniyetvekararettik.BirincigecedeEvrâd-ıBahâiyeve Tesbihat ve Sekîne ve Delâil-i Hayrat ve Cevşenü’l-Kebîr gibi ders ve virdlerimizeçalıştık.İkincigecekeza;hemnasihat…Demek,ittibâcihetiyleÜstadımızınhesabınayüzcemaatle–tekabbellah–çalıştırılmışız.SonraIsparta,Atabey,İslâmköy,Kuleönü,vesâiregibi mahallelerde de sâir vezâiftenmâadâ her gün Kur’ân’ın cüzlerini taksim suretiylehatm-iKur’ân,ÜstadhesabınabütünRamazan’daveÂyetü’l-Kürsîhatimlerikeza…Şuhalde,buseneyemahsusyapılanibâdât-ımâruzalarınbirhikmetivarmışki,bilmediğimizhaldeKastamonulu kardeşlerimiz gibiÜstad hesabına çalıştırılmışız. Fîmâba’d,Rabbimuzun ömürler ihsan etsin, muammer, ebedî şifa ve devâ ve inâyetler ihsan buyursun,âmîn…

Talebeniz

Page 129: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Sabri

SaidNursî

NamaztesbihatınınfaziletineaitIsparta’yagönderilenbirmektuptur.

Bugünlerdeincebirmeselekalbimegeldi,vaktindekalemealamadım,vakitgeçtiktensonraoehemmiyetlihakikatebirişaretederiz.

Kardeşlerimizdenbirisininnamaztesbihatındatekâsülünebinâendedim:

“Namazdan sonraki tesbihatlar tarîkat-ı Muhammediye’dir (aleyhissalâtü vesselâm) veVelâyet-i Ahmediye’nin (aleyhissalâtü vesselâm) bir evrâdıdır. O nokta-i nazarda ehemmiyetibüyüktür.”Sonra,bukelimeninhakikatiböyleinkişafetti:

Nasılkirisaleteinkılâpedenvelâyet-iAhmediye (aleyhissalâtü vesselâm)bütünvelâyetlerinfevkindedir.Öyledeovelâyetintarîkatıovelâyet-ikübrânınevrâd-ımahsusasıolanfarznamazlarınakabindekitesbihat,oderecesâirtarîkatlarınveevrâdlarınfevkindedir.Vebusırdahişöyleinkişafettiki:

Nasılzikirdairesindebirmeclisteveyahuthatme-iNakşiye’debirmesciddebirbiriylealâkadarheyet-imecmuadanuranîbirvaziyethissediliyor,öylede:Kalbihüşyarbirzâtnamazdan sonra 425 deyip tesbihi çekerken, o daire-i zikrin reisi olan Zât-ıAhmediye (aleyhissalâtü vesselâm)’ın müvacehesinde tesbih elinde yüz milyon adam tesbihçektiklerinimânenhisseder.Oazametveulviyetle der.Sonraoserzâkirinemr-imânevîsiyle, ona ittibaen ِه426 dediği vakit, o halka-yı zikrin ve o geniş dairesibulunan hatme-i Ahmediye’nin (aleyhissalâtü vesselâm) dairesinde yüz milyon müridlerin

’larından tezahüredenazametlibirhamdidüşünüp içinde ile iştirakedervehâkeza 427 ve duadan sonra 428 otuz üç defa o tarîkat-ı Ahmediye’nin(aleyhissalâtü vesselâm) halka-yı zikrinde ve hatme-i kübrâsında o sâbık mana ile o ihvan-ıtarîkatı nazara alıp o halkanın serzâkiri olan Zât-ı Ahmediye’ye (aleyhissalâtü vesselâm)mütevecciholup

429

der, diye anladım ve hissettim ve hayalen gördüm. Demek tesbihat-ı salâtiyenin çokehemmiyetivar.

SaidNursî

Hâfız Ali’nin bu defaki mektubunda çok mübârek ve yüksek duası bizi en derinruhumuzdan mesrur edip şükre sevketti. Ve her musibetzedeye ve hüzün ve kederleredüşenlere, mana-yı işârîsiyle meded-res ve halaskâr ve şifadar ve medar-ı sürûr olan

430ve 431hermusibetzedeyebaktığıgibi,bugeçenhastalıkcihetiylebizede

Page 130: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

baktığınıyazıyor.

Evet,HâfızAli(rahmetullâhialeyh)onoktayıtamgörmüş.Bendetasdîkenderimki:Eğerohastalık yirmi derece tezâuf etseydi, bizlere kazandırdığı neticeye nispeten yine ucuzdüşerdi ve rahmet olurdu. Fakat Hâfız Ali’nin (rahmetullâhi aleyh) üstadı hakkında, benimhaddimdençokfazlaisnadettiğimeziyetvemâsumiyeti,onunmâsumlisanıylahakkımdamediholarakdeğil,belkibirneviduaolaraktasavvurediyoruz.

Hem Hâfız Ali’nin, Sava gibi yerler, karyeler ve Isparta birer medrese-i nuriyehükmüne geçmesi ve Risale-i Nur’un sâdık şakirtleri harikulâde olarak günden güneyükselmelerivetenevvüretmeleri,bizleri,belkiAnadolu’yu,belkiâlem-iİslâm’ımesrurvemüferrahedenbirhakikatlihabertelâkkiediyoruz.

Âhir fıkrasında“Muhbir-i Sâdık’ın haber verdiğimânevî fütuhat yapmak ve zulümatıdağıtmakzamanvezeminihemenhemengelmiş…”diyefıkrasına,bütünruhucanımızlarahmet-i ilâhiyeden niyaz ve temenni ediyoruz. Fakat biz Risale-i Nur şakirtleri ise,vazifemiz hizmettir; vazife-i ilâhiyeye karışmamak ve hizmetimizi onun vazifesine binaetmekle bir nevi tecrübe yapmamak olmakla beraber, kemiyete değil, keyfiyete bakmak,hem çoktan beri sukut-u ahlâka ve hayat-ı dünyeviyeyi her cihetle hayat-ı uhreviyeyetercihettirmeyesevkedendehşetliesbapaltındaRisale-iNur’unşimdiyekadarfütuhatıvezındıkların ve dalâletlerin savletlerini kırması ve yüz binler bîçârelerin imanlarınıkurtarması ve her biri yüze ve bine mukabil yüzer ve binler hakikî mümin talebeleriyetiştirmesi,Muhbir-i Sâdık’ın ihbarını aynen tasdik etmiş ve vukuat ile ispat etmiş veediyor, inşallah daha edecek. Ve öyle kökleşmiş ki inşallah hiçbir kuvvet Anadolu’nunsinesindenonuçıkaramaz.TâÂhirzaman’da,hayatıngenişdairesinde,asılsahipleri,yaniMehdî ve şakirtleri Cenâb-ı Hakk’ın izniyle gelir, o daireyi genişlettirir ve o tohumlarsümbüllenir.BizlerdekabrimizdeseyredipAllah’aşükrederiz.

SaidNursî

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Bu günlerde Rumuzât-ı Semâniye’ye ait iki risaleyi ehemmiyetli talebelere, bir yeregönderdim; yol kapandı, gitmedi. O iki risaleyi tekrar dikkatle mütalâa ettim. Fikrendedimki:“Buzevkli,güzel,meraklı,şirinbirmaksadagidenbutevafukluyoldaneiçinsevkedilmedenperdeindi,başkayoldasevkedildik,çalıştırıldık?”

Birden ihtar edildi ki: O gaybî esrarı açacak olan meslekten yüz derece dahaehemmiyetli ve kıymetli ve umumî ihtiyacamedar ve herkes bu zamanda ona şiddetlemuhtaçve İslâmiyet’in temel taşlarıolanhakâik-i imaniyehazinesinehizmetetmeyeveistifadeyezarargelecekti.Enbüyükveenyüksekmaksatolanhakâik-iimaniyeyi,ikinciderecedebırakacaktı.Onuniçinidi.

Page 131: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Sûre-i 432remzinde,esrar-ıgaybiyegösterildi,birdenkapandı,perdeindi.

Hembusıriçindirkioyoldafazlaistihdamedilmedik.Yalnızomeslek-itevafukiyenintereşşuhatındanRisale-iNur’unhakkaniyetinebirimzavecezâletinebirzînetvehuruf-uKur’âniye’nin intizamındanvevaziyetlerinden tezahür edenbirnevi i’câz çıktı.Dahaoyoldaçalıştırılmadık.

SaidNursî

RüyahakkındaIsparta’yagönderilenbirfıkradır.

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Bu çok kıymettar mânevî hediyeyi almazdan üç gün evvel, aynen hediyenizKastamonu’yageleceğianındarüyadagörüyorumkiterfi-imakamverütbeiçinbizlerebirferman-ı şâhâne mânevî bir cânipten geliyor, kemâl-i hürmetle ellerinden tutup bizegetiriyordular.Bizbaktıkkio ferman-ı âliKur’ân-ıAzîmüşşanolarakçıktı.Ohâldebumana kalbe geldi: Demek Kur’ân yüzünden Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsi ve bizşakirtleri,birterfiveterakkifermanınıâlem-igaybdanalacağız.

Şimdi tâbiri ise,ofermanı temsiledenmâsumlarınkalemiylemânevî tefsir-iKur’ân’ıaldığımızdır. Bu rüyanın şimdiki tâbiri çıkmadan bir-iki saat evvel Feyzi ile Emin’ingösterdikleritâbirdahihaktırveehemmiyetlidir.

Hembumedar-ısürûrveferaholanhediye-inuraniyeyibirhiss-ikablelvukuilebenimruhum tam hissetmiş, akla haber vermemiş idi ki o gelmeden iki gün evvel, Feyzi veEmin’in fıkrasında beyan edilen, rüyayı gördüğüm gecenin gününde, sabahtan akşamakadarve ikincigünüdekısmenhiçgörmediğimbir tarzdabir sevinç,bir sürûrhissedipmütemadiyenbirbahaneyleferahımıizharedip,otuz-kırkdefatebessümlegüldüm.

HembenvehemFeyzi,taaccüpvehayretettik.Otuzgünde433(Hâşiye)birdefagülmeyen,birgünde otuz defa gülmek bizleri hayrette bıraktı. Şimdi anlaşıldı ki o sürûr, o sevinçmezkûrmânevîfermanıtemsiledenmâsumlarınveümmîlerinkalemlerininyazıları,nesl-iâtînin sahâif-i hayatlarına, âlem-i İslâm’ın sayfa-yı mukadderatına ve ehl-i imanistikbalinindefterlerineneşr-ienvâredeceklerininveomâsumlarınhâlisvesâfiamellerivehizmetleriylesayfa-yıa’mâlimizdehasenâtlarınıyazıpkaydetmesininveRisale-iNurşakirtlerinin mukadderatını mesûdâne idamesinin haberini veren, o daha gelmeyenhediyeden geliyordu. Benim, o azîm yekûndan hisseme düşen binden bir cüzü ruhenhissedilmiş,benimesrurâneheyecanagetirmişidi.

Evet, böyle yüzer mâsumların makbul amelleri ve reddedilmez duaları sâirkardeşlerimin defterlerine geçmesimisillü, benim gibi bir günahkârın sayfa-yı a’mâlinedahi girmesi, binler sürûr ve sevinç verir. Böyle karanlık bir zamanda, bu ağır şerâitaltında böyle mâsumâne ve kahramanâne çalışmak için, biz, hem o mâsumları ve o

Page 132: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

ümmîlerivemuallimlerini tebrik,hempedervevalidelerini tebrik,hemköylerini tebrik,hemmemleketlerini,hemmilletlerini,hemAnadolu’yutebrikederiz.

O mübârek mâsumların ve ümmîlerin her birisine birer hususî teşekkürnâme vetebriknâmeyazmakelimdengelseydiyazacaktım.

SaidNursî

EminveFeyzi’ninIspartalıkardeşlerinegönderilmişbirfıkrasıdır.

Isparta’dakikardeşlerimize,

Latîfbirrüyanınkadereaitbirmeseleyi,şuhûdderecesindebizekanaatverdiğigibi,olatîf rüyanınciddî ikinciparçasıbizleremânevîbirmüjdevebeşaretverdiğicihetle, sizkardeşlerimizebeyanediyoruz.Şöyleki:

İki gün evvel Üstadımız rüyada görüyor ki: Ben, yani Feyzi ile beraber gezmeyeçıkıyoruz.Giderken,birdenbenÜstadımasöylüyorumki:“Buradanbenayının tesbihinitoplayacağım.”Üstadımdabakıyorkibeyaziplergibidolaşmışbirşeygörüyor.Buacîbgüldürecek sözümden ve ayıya tesbih isnad etmek vaziyetimden çok şiddetli gülerekuyanmış.Uyandıktan sonra da gülmüş.Akşama kadar hiç görülmemiş bir tarzda, yirmiotuz defa o hâdise-i nevmiyeyi gülerek benimlemülâtefe etti.Münasebet olmayan bazışeyleriletâbireçalıştıksadatâbiremünasebettutmadı.

Sonraikincigünâdet-imüstemirrede,kenditecrübesiylerüya-yısâdıkanınkısmenaynıgünde,kısmen ikinci gününaynı saatinde, banabenzeyenbir dost –ki rüyadaÜstadımabenim suretimde görünmüş– Üstadımızın yanına geldi. Dedi ki: “Ayının yağınıtoplayanlardanalıpvemüezzinvetesbihyapanbiradamıntavsiyesiylemühimbiradama,hersabahhastalıkiçinyutmasınınasılgörüyorsun?”

Üstadımız da rüyada güldüğü gibi aynen öyle gülmüş. Birden rüya hatırına gelip buacîbveaynıaynınatâbirikemâl-itaaccüpvehayretlekarşılayıponademiş:“Sakınistimâletmesin.”

YirmiSekizinciMektub’un rüyaya aitBirinciRisalesi’ninAltıncıNüktesinde rüya-yısâdıka, kader-i ilâhinin her şeyi ihata ettiğine bir hüccet-i kâtıa hükmünde Üstadımızbinlertecrübeylegördüğügibi,aynenbuvâkıadahibizlereşuhûdderecesindekat’îispatetti ki hâdisat, vücûda gelmeden evvel mukadderdir, mâlûmdur, muayyendir, kader-iilâhininmizanıyla geliyor diye, bu rükn-ü imaniye bize gayet latîf ve kat’î bir numûneoldu.

HemaynırüyanınikincitabakasındaÜstadımızgörüyorkiRisale-iNur’unheyetinebirfermangeliyor.Birdengeldi,okudsîfermanKur’ânçıktı.Bununtâbiri,aynıgününaynıtecrübe saatinde, Kur’ân’ın Hizbü’l-Ekber’i ümit edilmediği bir vakitte, mâlûm Âsiye

Page 133: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Hanım’ınhânesindeetrafıtezyinedilenHizbü’l-Ekber’iyüzsenelikbirgüzelkapiçinde,o kabın, üstünde sırmayla padişahların mühim fermanlarında tuğra-yı şâhâne işlenmişolduğunugördük.

Üstadımızdediki:FermangeldidiyeKur’ânçıktı.ŞimdideKur’ân’ınHizbü’l-Ekber’igeldi. Üstünde ferman tuğrası bulunduğundan, Risale-i Nur’un heyetine beşaretli vemedar-ı feyiz ve terakki bir ferman-ı rabbânî hükmüne geçeceğini rahmet-i ilâhiyedenbekliyoruz.Bu tâbirden sonra ikinci günü, sizin çok kıymettar hediyeniz hakikî tâbirinigüneş gibi meydana çıkardı. Orada bulunan umum kardeşlerimize selâm, arz-ı hürmeteder,dualarınızıisteriz.

Risale-iNurtalebelerindenvedaimîhizmetçilerinden

Emin,Feyzi

SaidNursî

Isparta’yaGönderilenBirMektup

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Namaztesbihatınınsırrınagöre,nasılkinamazdansonratesbihvezikirvetehlililebirhatme-imuazzama-yıMuhammediye (aleyhissalâtü vesselâm)vezikirve tesbihedenve rû-yizemin kadar geniş bir halka-yı tahmidat-ı Ahmediye (aleyhissalâtü vesselâm) dairesinetasavvuranveniyetengirmekmedar-ıfüyuzatolduğugibi,benvebizdeRisale-iNur’ungenişdaire-idersindevehalka-yıenvârındadersalanveduaedenveçalışanbinlermâsumlisanların ve mübârek ihtiyarların dualarına ve a’mâl-i sâlihalarına hissedar olmak vedualarına âmîn demek hükmünde olarak, onlarla tayy-ı mekân ederek, hayalen omuzomuza, diz dize bulunmak hayaliyle ve niyetiyle ve tasavvuruyla kendimizi fevkalhadbahtiyar biliyoruz. Hususan âhir ömrümde böyle kıymettar,mâsummânevî evlâtları veyüzer küçükAbdurrahman’ları bulmak, benim için dünyada bir cennet hayatı hükmünegeçiyor.

GeçenRamazan-ıŞerifte,hastalığımmünasebetiyle,herbirkardeşimbenimhesabımabirer saat çalışmalarının pek büyük neticesini aynelyakîn ve hakkalyakîn gördüğümden,böyle duaları reddedilmezmâsumların vemübârek ihtiyarların ve bahtiyar üstadlarının,benimhesabımaarasıralisanenvekalbendualarıveçalışmaları,kalemleriyleyardımları,benim Risale-i Nur’a hizmetimin uhrevî bir netice-i bâkiyesini dünyada dahi banagösterdi.

434

Kardeşiniz

SaidNursî

Page 134: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risale-iNur’unKüçükveMasumŞakirtleriRisale-i Nur’un küçük ve mâsum şâkirtlerinden elli-altmış talebenin yazdıkları

nüshalarıbizegöndermişler,oparçalarıüçciltiçindecemettik.

İştebumecmuadakiparçalarıyazanlarınnumûneolarakbirkısmışunlardır:

İsimleri Yaşları

Ömer 15

Mustafa 13

HâfızNebi 12

Hicret 15

Hüseyin 11

AhmedZeki 13

Ayşe 11

HâfızAhmed 12

Mustafa 14

Bekir 9

Ali 12

Ayşe 11

İştebumecmuadaki risaleler,bumâsumçocuklarınRisale-iNur’dandersaldıklarıveyazdıklarınınbirkısmıdır.Onlarınbuzamandabuciddîçalışmalarıgösteriyorki,Risale-iNur’daöylebirmânevîzevkvecazibedarbirnurvarki,mekteplerdeçocuklarıokumayaşevkle sevk etmek için icad ettikleri her nevi eğlence ve teşviklere galebe edecek birlezzet,birsürûr,birşevk,Risale-iNurveriyorki,çocuklarböylehareketediyorlar.Hembu hal gösteriyor ki, Risale-i Nur kökleşiyor. İnşaallah, daha hiçbir şey onukoparamayacak;ensâl-iâtiyededevamedecek,gidecek.

Aynenbumâsumçocukşâkirtlergibi,Risale-iNur’uncazibedardairesinegirenümmîihtiyarların dahi kırk-elli yaşından sonra Risale-i Nur’un hatırı için yazıya başlayıpyazdıkları kırk-elli parça, iki-üç mecmua içinde dercedildi. Bu ümmî ihtiyarların ve

Page 135: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

kısmen çoban ve efelerin, bu zamanda, bu acîb şerâit içinde, her şeye tercihenRisale-iNur’a bu surette çalışmaları gösteriyor ki, bu zamandaRisale-iNur’a ekmekten ziyadeihtiyaçvarki,harmancılar,çiftçiler,çobanlar,yörükefeleri,hâcât-ızaruriyedenziyadebirhâcât-ızaruriyeyi,Risale-iNur’unhakâikinigörüyorlar.

Bu ciltte az ve sâir altı cild-i âhirde mâsumların ve ihtiyar ümmîlerin yazılarınıntashihindeçokzahmetçektim.Vakitmüsaadeetmiyordu.Hatırımageldivemânendenildiki: Sıkılma! Bunların yazıları çabuk okunmadığından, acelecileri yavaş yavaş okumayamecbur ettiğinden,Risale-iNur’ungıda ve taam hükmündeki hakikatlerinden hem akıl,hem kalb, hem ruh, hem nefis, hem his, hisselerini alabilir. Yoksa, yalnız akıl cüz’î birhissealır,ötekilergıdasızkalabilirler.

Risale-i Nur, sâir ilimler ve kitaplar gibi okunmamalı. Çünkü ondaki iman-ı tahkikîilimleri,başkailimlerevemaariflerebenzemez.Akıldanbaşkaçokletâif-iinsaniyeninkutvenurlarıdır.

Elhâsıl:Mâsumlarınveümmîihtiyarlarınnoksanyazılarındaikifaydavar:

Birincisi:Teennîvedikkatleokunmayamecburetmektir.

İkincisi:Omâsumânevehâlisânevesamimîve tatlıdillerinden,derslerindenRisale-iNur’unşirinvederinmeselelerinilezzetlibirhayretledinlemekvedersalmaktır.

SaidNursî

Isparta’yaGönderilenBirFıkradır.

Risale-iNur,kendisâdıkvesebatkârşakirtlerinekazandırdığıçokbüyükkârvekazançvepekçokkıymettarneticeyemukabilfiyatolarak,oşakirtlerdentamvehâlisbirsadakatvedâimîvesarsılmazbirsebatister.Evet,Risale-iNuronbeşsenedekazanılankuvvetliiman-ı tahkikîyi on beş haftada ve bazılara on beş günde kazandırdığını, yirmi senede,yirmibinzâttecrübeleriyleşehâdetederler.

Hem,iştirak-ia’mâl-iuhreviyedüsturuyla,herbirşakirdine,herbirgündebinlerhâlislisanlarlaedilenmakbulduaları..vebinlerehl-isalâhatinişledikleria’mâl-isâlihanınmisilsevaplarını kazandırıp, her bir hakikî sâdık ve sebatkâr şakirdini amelce binler adamhükmünegetirdiğini..delil,kerametkârânevetakdirkârâneİmamAli’nin(radiyallâhuanh)üçihbarı ve keramet-i gaybiye ve Gavs-ı Âzam’daki (kuddise sirruh) tahsinkârâne veteşvikkârânebeşareti..veKur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’ınkuvvetliişaretiyleohâlisşakirtler,ehl-i saadetveashab-ı cennetolacaklarınamüjdesipekkat’î ispat ederler.Elbetteböylebirkazanç,öylebirfiyatister.

Madem hakikat budur, Risale-i Nur dairesinin yakınında bulunan ehl-i ilim ve ehl-itarîkat ve sofî meşrep zâtlar onun cereyanına girmek ve ilim ve tarîkattan gelen eski

Page 136: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

sermayeleriyleonakuvvetvermekvegenişlemesineçalışmakveşakirtlerini teşviketmekvebirbuzparçasıolanenâniyetini,tambirhavuzukazanmakiçinodairedekiâb-ıhayathavuzunaatıperitmekgerektirveelzemdir.Yoksa,Risale-iNur’akarşırakîbânebaşkabirçığır açmakla hem o zarar eder, hem bu müstakim ve metin cadde-i Kur’âniye’yebilmeyerekzararverir,zındıkayabirneviyardımolur.

SaidNursî

Latifbirtevafukaişaretedenbirfıkradır.

OtuzaltıyapraktanibaretveİmamAli’ninfevkalâdetakdirinemazharolanOtuzİkinciSöz’ün kendi kendine gelen beş bin yedi yüz on beş tevafuku, Risaletü’n-Nur’un buhavalidekigayetmühimbirtalebesiolanAhmedNazif’innüshasındaçıkmıştır.Demekorisaleninhatt-ıhakîkisinerastgelmişki,buharikakerametigöstermişler.

Hem ikiHüsrev’iRisale-iNur dairesine veBekir Sıdkı’ya kerametini gösterip, imangetirenve tılsım-ıkâinatınüçtebirisinihalleden,onbeşyapraktan ibaretolanOtuzuncuSöz’ünekahramanNazif’innüshasındatekellüfsüzüçbinsekizyüzotuzbeştevafuku…Biz,gözümüzlebukeramet-itevafukıye-iNuriyeyigördük.435(Hâşiye)

Halil,Hilmi,Salâhaddin,Emin,Feyzi

SaidNursî

HâfızMustafa’nınBirFıkrasıdır.

AzizÜstadım,

O cereyanın hücumu ânında köyümüzde nahiye müdürü ve daha zahiren mühimmemurlar bulunduğu halde, şifahen isimlerimizle ihbar edip taharri ettirmek istediklerihalde, Hazreti Esadullah Ali (kerremallâhu vecheh) ve Gavs-ı Âzam gibi çok mâneviüstadlarımızın mânevi yardımlarıyla akim kalıp, hatta o memurları aleyhimize değil,lehimizemânevîdarbeleriyleçevirdiler.

436

Mektubumütalâaettik.Acîbdirki,bizimkusurumuzdanveufacıkihtiyatsızlığımızdangelenotesirsizcereyanıhaberveriyorgördük.Çünkü“Birkısımavâm-ınâsvebid’alaratâbi bir kısım ulemâ-yı zâhir, hakikaten kendilerinin pis ve dalâlet bataklığından gidenyollarında arkadaşlık etmeyen ve bir cadde-i kübrâyı bulan Risaletü’n-Nur şâkirtlerinizemmediyor.” diye sizden gelen o mektup haber veriyordu. Hakikaten öyle oldu.Mektuptanbirgünsonra,merakımucipüzerimizdehiçbirtesirkalmadı.

Talebeniz

HâfızMustafa

Page 137: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

SaidNursî

EminveFeyzi’ninIsparta’dakiKardeşlerineYazdığıBirFıkradır.

Evet, Isparta’da bulunan kardeşlerimizin haber verdikleri bu ehemmiyetli hâdise-itaarruziyeye teşebbüs vukuu zamanındamuhaberemiz kesildiği halde,mütemadiyen hervakitÜstadımız,aynı taarruzamâruzbulunuyoruzgibibizi–yaniFeyziveEmin’i–ikazediyordu: “Dikkat ediniz, dört cihetle bize taarruz var.Demir gibi sebat ediniz; bir haltedemezler.” Biz de bakıyorduk ki, bizde bir şey yok, hissetmiyorduk. Hem o gaybîhâdiseyibertarafetmekiçinmutâbıkbirmektupbizeyazdırdı;sizegönderildi.

Risale-iNurşâkirtlerinden

Emin,Feyzi

SaidNursî

HulusiBey’inBirFıkrasıdır.

Lâhika’nın bu defa irsal buyurulan kısmını aldım. Lehülhamd kudsî vazifedeistihdamımız devam ediyor. Hakikaten insan, seyyidinin mütenevvi hizmetleri arasındaböylenurluvenuranîhizmettebulundurulmasınıhissedince,zatenücretinipeşinalanbirköle olduğunu da nazar-ı dikkate alınca, bütün zerrat-ı kâinat kadar dil ile hamdetmekistiyor. Yani kalbinde yanan “Elhamdülillâh” kandili, her şeyi müsebbih ve hâmidgösteriyor ve güzel bir niyetle, o hâmidlerin hamdini ve müsebbihlerin tesbihini ve oşâkirlerinşükrünüberaberceseyyidinetakdimebiriştiyakhissediyor.

Nurluvekudsîmektuplarınızyekdiğerinitakipettikçe,hakikatentahkikîimanınkemâledoğruseyranettiğigörülüyor.Buâcizkardeşinizşüphesizbirsuretteimanettimki:Şeriat-ıGarrâ-yıAhmediye (aleyhissalâtü vesselâm)’ın hakâikine, ruhuna nüfuz etmenin en kısa, enhatarsız,enzevklitariki,Risalei’n-Nur’aintisapladır.

Evet, bahtiyarodurveonaderlerki:Risaletü’n-Nur’a intisapetmiş,bütünmüminlerikendisinetamhakikikardeşbilipbuzulmetliasırdaiman-ıtahkikînuruylacadde-ikübrâ-yı Ahmediye’yi (aleyhissalâtü vesselâm) buluyor. Nihâyetsiz şekillere, karışıklıklara rağmen“Bismillâh”ileaçılanRisaletü’n-Nurkapısındangirince,tıfıliken“Ümmetî”diyenŞefîiniciddisevmek,yanisünnet-iseniyyesineittibaeylemeninmuaccelmükâfatıolarakbuluyor.Her emri işlerken, bu emri cânib-i Haktan bu ümmete getireni; her nehyi yapmamayacebrederken, bu nehyi taraf-ı İlâhiden bu ümmete getireni düşüne düşüne –derslerdegeçtiği gibi– bütün ömür dakikaları ibadet olabilir. Ve o Habib-i Hüda, o Şefî-i Rûz-uCezâyı her işinde numûne etmek azmindenmütevellidmuhabbet, oHabîbin bulunduğuâlemegöçmeyisevdirecekhalegetiriyorveböylece 437sırrıtezahürediyor.

Page 138: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Tezekkür-ümevtveyarabıta-yımevt438

Elhâsıl: Ne ararsak, hep Risaletü’n-Nur’da güneş gibi görünüyor. Risaletü’n-Nurşâkirtleri dikkat etseler, daha bu fâni âlemde iken livâü’l-Hamd-i Ahmedî (aleyhissalâtüvesselâm)altındabulunduklarınıinâyet-iHak’laanlarlar.

Âcizâne fehmedebildiğim, şu anda kalbime gelen hakikatlere istinaden diyeceğim ki:Budalâletvebid’alarınvedinsizliğin tâunvevebâdandahaziyadevedahaşiddetlisârîilletlerine karşı Risaletü’n-Nur’un getirdiği ve tâlim ve tefhim ettiği çok hakikatlerdenSünnet-i Ahmediye’ye (aleyhissalâtü vesselâm) temessük dersini en hakikî olarak alan,Risaletü’n-Nur şâkirtleridir. Onlar bu temessük ve intisaplarının, iki kere iki dört ederkat’iyetinde mazhar oldukları inâyet-i rabbaniye şehâdetiyle, muaccel mükâfatlarınıgörüyorlar. Yani, burada sünneti ile dalâlet ve bid’at ve dinsizlik ateşlerinden kurtaranmensup olduğumuz şeriatın mübelliği; burada halâs ve mukavemetle, âhir hayatımızdaiman ile,haşr-iekberdeşefaatiyle inşallahebedîsevindirecektirdiyorlardiyebiliyorlar.

439

Mademkiböyleolmuştur;ohaldeşüphesizRisaletü’n-Nur’unintişarındakimaksat,şuzamanın insanlarına tahkikî imanı ders vermek, mütehayyirlerini kurtarmak,müteharrîlerini takviye ve tarsin etmek, zındıka ve ehl-i ilhadı iskât ve ilzam etmektir.Amma fitne ateşleri âfet halini alan bu zamanda, cam ile elmasın beraber satıldığı birçarşıdabumübârekNur’ları,yanişanında 440buyurulanKur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’ınhakikîtefsirleriolanRisaletü’n-Nur’unhakarettensıyanetiiçin,hem 441sırr-ıtenviriniRahîmveKerîmRabbimiziradevetakdirbuyurmuş.

Risale-iNurşâkirtlerinden

Hulûsi

SaidNursî

Halilİbrahim’inRisale-iNur’aHitâbenYazdığıBirFıkradır.

Şümûs-uKur’ân’ın envârlarından in’ikâs eden ecrâm-ı ulviye, seyyarat vesevâbit-i kevkebiye ve ezhâr-ımüzeyyene-i ravza-yı safâiye ve hakâik-âşina ilememlûdürr-imeknune olanRisale-iNuriye,esrar-ıkitabullah,âlemiziyalandırdıveinşallah daimî ziyalandıracaktır. Ve öyle bir şaheserdir ki, Selef-i Sâlihîn’in eserlerininsonundagelmeklehepsindenileridedir.Öylemebzulbir feyzvarki,enzulmetlikalbleridahi nur-u iman ile nurlandırır. Ve öyle bir mârifet-i ilâhiyeyi serd ve beyan eyler ki,körlerebilegösterdi.

O, benim gözümün nuru, kalbimin sürûru, gönlümün bülbülü, ruhumun gıdası,letâifiminincilâsı,canımıncanı…Benonunherbirhakikatinebincanversem,inşallahbir

Page 139: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

canamukabil bâkide bin can alacağım.O, benim kabirde enîsim.. berzahta refîkim.. vemizandaâmâlim..Sırat’taBurak’ım..cennetteyoldaşım…Benonunhakkındanasıl tarifedebilirim?

YirmiSekizinciMektup’taserdedilen442

fehvasıncabendederim:

Hem ne haddime düşmüş ki, o menşur-u Kur’ân’dan bahsedeyim! Olsa, olabilse bufakir, ondan istişfa ( ) ve istişfa’ ( ) ve istifâza edebilir. Şöyle ki 443

kaidesincerızâ-yıBârî’ninkendisindenhoşnudverazıolmasını isteriz.Veonunnuruyladünyadabütünâlem-iİslâm’ınnurlanmasınıisteriz.Vetalebelerinindünyadabirerarslanveâhirettebirersultanolmasınıvelivâü’l-hamdsancağınınaltında,önündeÜstadımızla,bütüntalebeleriylevarmakisteriz.

Elhâsıl: İstemesini bilmediğim içinmaddî vemânevi bütün rızık ve ihtiyaçlarımızınverilmesini,Üstadımın istemesini isteriz.Oradakardeşlerimizin,baştaÜstadımızolarak,cümlesineayrıayrıselâmlarlasıhhatveafiyetteberdevamolmasınıisteriz.444(Hâşiye)

445

Talebeniz

Halilİbrahim

SaidNursî

446

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Bu yeni hâdise-i taarruziyeden müteessir olmayınız. Çünkü mükerrer tecrübelerleRisale-i Nur inâyet altındadır. Hiçbir tâife, şimdiye kadar böyle ehemmiyetli hizmettebizlerkadarazmeşakkatlekurtulanolmamış.

HemgeçenRamazan’dakihastalığımveEskişehir’dekimusibetimizgibiçokvâkıalarla,zâhirîsıkıntılı,meşakkatlihâlâtaltındaRisale-iNur’unfaydasınaolarakinkişâfâtıvedahatesirli fütuhâtı görülmüş. İnşaallah, bu sıkıntılı hâdise dahi, münafıkların aks-imaksuduyla,Risale-iNur’unfütuhatınıbaşkabirmecrâdateshilevesileolur.

Beşinci Şuâ, yirmi beş sene evvel mesâili yazılan, yalnız bir-iki sayfa tatbikat ilâveedilip Şuâlar’a giren Beşinci Şuâ ellerine geçmesi ehemmiyetlidir. Fakat bunda da birhikmetvar.Belkionlara,kendimesleklerinibildirmekvecehennemegideninmahiyetinibilmek için fevkalâde iktidar haricinde bir kazâ-yı ilâhidir, diye Cenâb-ı Hakk’ın

Page 140: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

hikmetineveinâyetinevehıfzınaitimadedipmeraketmeyiniz.

Hem siz, hem onlar bilsinler ki sadaka belâyı defettiği gibi447, Risale-i NurAnadolu’dan,hususanIsparta,Kastamonu’danâfât-ısemâviyevearziyenindefveref’inevesiledir.Evet,Sabri’nin

448

âyetindenistihraçettiğimana,haktırvemutâbıktır.

Evet,Risale-iNur, sefine-iNuhgibiAnadolu’yuCebel-iCûdîhükmünegetirip,küre-iarzınyangınındanve tufanındankurtulmasınabir sebeptir.Çünkü zaaf-ı imandan gelentuğyan, ekserimusibet-i âmmeyi celbettiği gibi, imanı fevkalâde kuvvetlendiren Risale-iNur,omusibet-iâmmeyidairesininharicinebırakmayarahmet-iilâhiyetarafındanvesileoldu.

Bu ehl-i dünya, bu Anadolu halkı Risale-i Nur’a girmeseler de ilişmesinler. Eğerilişseler, yakında bekleyen yangınlar, tufanlar, zelzeleler ve tâunların istilâsınauğrayacaklarınıdüşünsünler,akıllarınıbaşlarınaalsınlar.Madembizonlarındünyalarınakarışmıyoruz,onlarındalüzumsuzbirhâldebudereceâhiretimizekarışmalarındaonlarafelâketgetirmekihtimalikavîdir.

İştebusekizaydır,hususanveheyecanverenbuhâdisenizleberaber;şimdiyanımdakiFeyziileEminvebütünbanatemasedendostlarşahittirlerkibusekizayzarfındabirtekdefa ne Harb-i Umumîyi, ne siyaseti sormamışım. Ve odamdan işitilen radyoyu da üçsenedirdinlemedim.Hâlbukibenim,binleradamkadardünyayabakmakmünasebetvar.Demekbizeilişen,doğrudandoğruyaimanatecavüzeder.OnlarıCenâb-ıHakk’ahavaleediyoruz.

Hemehl-isiyasetehiçmünasebetimizolmadığıhâlde,kat’îbilsinlerkibumemlekette,buasırda,milleti anarşilikten, tereddîve tedennî-imutlakadankurtaracakyegâneçâresi,Risale-i Nur’un esasatıdır. Bu hâdisede sıkıntı çekenmâsumlar ve üstadları bilsinler kiağırşerâitaltındabirsaatnöbet,birseneibadetvehakikîtefekkür-üimaniyeilebirsaati,birsenetâathükmünegeçtiğigibi,inşallahonlarınsıkıntılarıdaöylesevabamedarolur.Onlar da, merak ve teessürle değil, ferah ve sürûrla karşılamalı. Fakat Hazreti Ali’nin(radiyallâhu anh) iki defa 449 450 demesine binâen, biz her vakit tam ihtiyat ve tamsakınmakvaziyetinimuhafazaetmeklemükellefiz.

Risale-i Nur’un mensupları, şuur ve ihtiyârları haricinde birbiriyle münasebettar,birbirininhâdiseleriylealâkadarolduğunabirdelildebugünlerdeoldu.Şöyleki:

Oradaki hâdisenin vukuundan bugüne kadar, buradaki muhtelif tabakalardakitalebelerin vaziyetleri ehemmiyetli bir hâdise yüzünden değişmiş gibi çekinmek vemünafıklarınnazarınıkendilerinevebizlerecelbetmemekiçinbirtevakkufdevresigeçti.

Page 141: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Bendehayretediyordum.

Hem,Nazifgibibirkaçzâtınrüyalarınıntâbirleri,sizinhâdisenizolduğunuanladık.

Umumkardeşlerimizebirer birer vebilhassamusibetzedelere selâmvedua ediyoruz.Cenâb-ıHakonlarıçabukkurtarıp451(Hâşiye)vazifelerininbaşınagöndersin,âmîn…

Kardeşiniz

SaidNursî

Risale-iNur’unMühimBirRüknüOlanHâfızAli’nin(rahmetullâhialeyh)BirFıkrasıdır.

AzizÜstadımefendim,

“Buacîbzamanınenbüyük tehlikesi, hadis-i şerifle sabitolanâhirzamandaçokehl-isefâhetvegafletdünyadanimansızçıkmakyarasınılisan-ıKur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’la,kabre, iman ilegirmek ilâcıyla tedaviedenRisaletü’n-Nur şâkirtlerinebirhüccet-ikatıabahşedenRisaletü’n-Nur’ahizmet,acabaâcizinsanlarıncüz’îvefazl-ıilâhîilehizmetlerinasılmukabele eder;belkiher iki cihetlebir fazl-ı ilâhidir”beyanbuyurulduktan sonra,nasıl gecenin zulümatında yanan bir nur ve bir ziya lisan-ı hâl-i şevkiyle bütün ruhsahiplerini, hatta en küçük pervaneleri dahi zulümattan nura çağırıp çıkardığı gibi,Risaletü’n-Nurdahilisan-ıhâlvekalileşeriatkılıcıylamânenidamolmamışvezulümattaboğulupölmemişehl-iilimveehl-itarikatıdâvetetmesi,onunRahîmisminemazhariyetişe’nindendir.

İkihâtıradanbirincisi:İhtiyarehanımlarhakkındaveherzamandanüfuzunuvekat’îtesirini gördüğümüzhadis-i şerifinbeyanbuyurulması, bizleri ve çokalakadarkadınlarısevindirdi.Cenâb-ıHak,sizdenebedenrazıolsun,âmîn…

İkincihâtıra:Gafletsâikasıylaveyagözsüz,elyardımıyla,bazılarınelmasyerinecamparçasıaldığıgibi, saadet-iebediyedükkânıolanRisaletü’n-Nur’dansaadet-idünyeviyearamayagelenleriikazveirşadfıkralarınız,gece-gündüzyolgözleyenumumRisaletü’n-Nurşâkirtlerinimesrureyledi.

Talebeniz

HâfızAli(rahmetullâhialeyh)

SaidNursî

Mustafa’lar,KüçükAli,mübârekvemünevverkardeşler!

MektubunuzBüyükAli’ninmektubugibiacîbbirhakikatiifadeeder.Ohakikat,Risale-iNurhakkındahaktır.Fakatbenimhaddimdeğilkiohududagireyim.

Page 142: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Evet, 452 fermân etmiş. Gavs-ı Âzam Şâh-ı Geylânî, İmam Gazâlî, İmamRabânî gibi hem şahsen, hem vazifeten büyük ve harika zâtlar, bu hadisi, kıymettarirşâdatlarıylaveeserleriyle fiilen tasdiketmişler.Ozamanlarbircihette ferdiyetzamanıolduğundan, hikmet-i rabbâniyeonlar gibi feridleri vekudsî dâhileri ümmetin imdadınagöndermiş.

Şimdi ise, aynı vazifeye, fakatmüşkülâtlı ve dehşetli şerâit içinde, bir şahs-ımânevîhükmündebulunanRisaletü’n-Nur’uvesırr-ı tesânüd ilebir ferd-i feridmanasındaolanşakirtlerini bu cemaat zamanında omühim vazifeye koşturmuş.Bu sırra binâen, benimgibibirneferinağırlaşmışmüşiriyetmakamındaancakbirdümdarlıkvazifesivar.

SaidNursî

Evet,buasrınehemmiyetlivemânevîveilmîbirmürşidiolanRisaletü’n-Nur’unheyet-imecmuası,sâirşahsîbüyükmürşidlergibikendinemuvâfıkvehakikat-iilmiyeyemünasipolarak, birkaç nevide ve bilhassa hakâik-i imaniyenin izharında, intişarında azîmkerametleriolduğugibi,üçkeramet-izâhiresibulunan“Mu’cizât-ıAhmediye”,“OnuncuSöz” ve “Yirmi Dokuzuncu Söz” ve “Âyetü’l-Kübrâ” gibi çok risaleleri dahi her birikendinemahsuskerametleribulunduğunuçokemârelervevâkıalarbanakat’îbirkanaatvermiş. Hatta sekeratta bulunan talebelerine imanını kurtarmak için bir mürşid gibiyetiştiğine,müteadditvâkıalarşüphebırakmıyor.

“Bir saat tefekkür, bir sene ibadet-i nâfile hükmünde…”453 Bir misali, Nurun Hizb-iEkberi’dirdiyemüşâhedeettimvekanaatgetirdim.

SaidNursî

Birsuâlecevapolarakyazdığımbirfıkrayı,sizedefaydasıolurihtimaliylebeyanediyorum

Şöyleki:

Evliya divanlarını ve ulemânın kitaplarını çok mütalâa eden bir kısım zâtlartaraflarındansoruldu:“Risaletü’n-Nur’unverdiğizevkveşevkveimanveiz’ânonlardançokkuvvetliolmasınınsebebinedir?”

Elcevap:Eskimübârekzâtlarınekseridivanlarıveulemânınbirkısımrisaleleriimanınve mârifetin neticelerinden ve meyvelerinden ve feyizlerinden bahsederler. Onlarınzamanlarındaimanınesasatınaveköklerinehücumyoktuveerkân-ıimansarsılmıyordu.Şimdiiseköklerineveerkânınaşiddetlivecemaatlibirsurettetaarruzvar.Odivanlarverisalelerin çoğuhasmüminlereve fertlerehitap ederler; bu zamanındehşetli taarruzunudefedemiyorlar.

Page 143: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risaletü’n-Nur ise,Kur’ân’ınbirmânevîmu’cizesi olarak imanın esasatını kurtarıyorvemevcutimandanistifadecihetinedeğil,belkiçokdelillerveparlakburhanlarlaimanınisbatına ve tahkikine ve muhafazasına ve şübehattan kurtarmasına hizmet ettiğinden,herkese bu zamanda ekmek gibi, ilâç gibi lüzumu var olduğunu dikkatle bakanlarhükmediyorlar.

Odivanlarderlerki:“Velîol,gör;makamataçık,bak,nurları,feyizlerial.”

Risaletü’n-Nur ise der: “Her kim olursan ol; bak, gör. Yalnız gözünü aç, hakikatimüşâhedeet,saadet-iebediyeninanahtarıolanimanınıkurtar.”

HemRisaletü’n-Nur,enevveltercümanınınnefsiniiknaaçalışır,sonrabaşkalarabakar.Elbettenefs-iemmaresinitamiknaedenvevesvesesinitamamenizaleedenbirders,gayetkuvvetli ve hâlistir ki bu zamanda cemaat şekline girmiş dehşetli bir şahs-ı mânevî-idalâletkarşısındatekbaşıylagâlibânemukabeleeder.

HemRisaletü’n-Nur, sâir ulemânın eserleri gibi, yalnız aklın ayağı ve nazarıyla dersvermez; ve evliyamisillü yalnız kalbin keşif ve zevkiyle hareket etmiyor.Belki akıl vekalbin ittihad ve imtizacı ve ruh ve sâir letâifin teâvünü ayağıyla hareket ederek evc-iâlâya uçar. Taarruz eden felsefenin değil ayağı, belki gözü yetişmediği yerlere çıkar,hakâik-iimaniyeyikörgözünedegösterir.

SaidNursî

Mânevîbirihtarilebir-ikiincemeseleyiyazıyorumBirincisi:GeçenseneRamazan-ıŞerifte,Ehl-iSünnet’inselâmetvenecatıiçinedilen

pekçokdualarınşimdilikâşikârekabullerigörünmemesinehususîikisebepihtaredildi.

Birincisebep: Bu asrın acîb hâssasındandır ki: Elması elmas bildiği hâlde, camı onatercih eder. Bu asırdaki ehl-i İman’ın fevkalâde safderunluğu ve dehşetli cânileri deâlicenâbâne affetmesi; ve birtek haseneyi, binler seyyiâtı işleyen ve binler mânevî vemaddî hukuk-u ibâdı mahveden adamdan görse, ona bir nevi taraftar çıkmasıdır. Busuretle,ekall-ikalîlolanehl-idalâletve tuğyan,safdil taraftarlaekseriyet teşkilederek,ekseriyetin hatasına terettüp eden musibet-i âmmenin devamına ve idamesine, belkiteşdidinekader-iilâhiyeyefetvaverirler;“Bizbunamüstehakız.”derler.

Evet,elmasıbildiği(âhiretveimangibi)hâlde,yalnızzaruret-ikat’iyesuretindeşişeyi(dünyavemalgibi)onatercihetmekruhsat-ışer’iyevar.Yoksa,küçükbirihtiyaçlaveyahevesileveyatamâhvehafifbirkorkuylatercihedilse,eblehânebircehaletvehasârettir,tokatamüstehakeder.

Hem âlicenâbâne affetmek ise, yalnız kendine karşı cinâyetini affedebilir. Kendihakkındanvazgeçsehakkıvar;yoksabaşkalarınınhukukunuçiğneyencânilereafüvkârâne

Page 144: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

bakmayahakkıyoktur,zulmeşerikolur.

İkincisebep:Yazmayaizinolmadığındanyazılmadı.

İkinci Mesele: Kardeşlerim, Eskişehir Hapishânesi’nde, Âhirzaman’ın hâdisatıhakkındagelenrivayetlerin454te’villerimutâbıkvedoğruçıktıklarıhâlde,ehl-iilimveehl-iimanonlarıbilmemelerininvegörmemelerininsırrınıvehikmetinibeyanetmekniyetiylebaşladım.Bir-ikisayfayazdım;perdekapandı,gerikaldı.

Bu beş senede, beş-altı defa aynımeseleyemüteveccih olupmuvaffak olamıyordum.Yalnızomeseleninteferruatındanbanaaitbirhâdiseyibeyanetmekihtaredildi.Şöyleki:

Hürriyetinbidayetinde,Risale-iNur’dançokevvel,kuvvetlibirümitveitikatileehl-iimanın me’yusiyetlerini izale için, “İstikbalde bir ışık var; bir nur görüyorum.” diyemüjdelerveriyordum.Hatta,Hürriyettenevveldetalebelerimebeşaretederdim.“Tarihçe-iHayat”ımda merhum Abdurrahman’ın yazdığı gibi, “Sünûhât” misillü risalelerde dahi“Ben bir ışık görüyorum” diye, dehşetli hâdisâta karşı o ümitle dayanıp mukabeleederdim.Bendeherkesgibioışığısiyasetâlemindevehayat-ıiçtimaiye-iİslâmiye’deveçokgenişbirdairede tasavvurederdim.Hâlbuki,hâdisât-ıâlembeniogaybî ihbardavebeşarettebirderecetekzipedipümidimikırardı.

Birdenbirihtar-ıgaybîilekat’îkanaatverecekbirsurettekalbimegeldi.Denildiki:

“Ciddîbiralâka ilesenineskidenberi tekrarettiğin ‘Bir ışıkvar,birnurgöreceğiz.’diye müjdelerin te’vili ve tefsiri ve tâbiri, sizin hakkınızda belki iman cihetiyle, âlem-iİslâmhakkındadahienehemmiyetlisiRisale-iNur’dur.Buışıktır,senişiddetlealâkadaretmişti. Ve bu nurdur ki eskide de tahayyül ve tahminin ile geniş dairede, belki siyasetâleminde gelecek mesûdâne ve dindarâne hâletlerin ve vaziyetlerin mukaddimesi vemüjdecisi iken,bumuaccel ışığıomüeccelsaadet tasavvurederekeskizamandasiyasetkapısıylaonuarıyordun.

“Evet,otuzseneevvelbirhiss-ikablelvukuylahissettin.Fakatnasılkırmızıbirperdeylesiyah bir yere bakılsa karayı kırmızı görür. Sen dahi doğru gördün, fakat yanlış tatbikettin.Siyasetcazibesisenialdattı.”

S.N.

SaidNursî

EminileFeyzi’ninÜstadlarınıngaripvaziyetineveRisale-iNur’unacîbehemmiyetinedelâletedenbirsuâlleriveÜstadlarınınonlaraveemsallerineverdiğibircevaptır.

Suâl:“Âlem-iİslâmınmukadderatıylaciddîalakadarolanbuCihanHarbinindehşetlizamanlarındaelligünkadar(şimdiyedisenedengeçti;aynıhaldevamediyor.Hemnesoruyorvenedemerakeder)hergünhizmetinizdebulunanbizlerdenbirdefacık

Page 145: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

sormadınız.Acababubüyükhâdisedendahabüyükdiğerbirhakikatmihükmediyorki, bunu ehemmiyetten ıskat ediyor? Yahut onunla meşgul olmanın bir zararı mıvar?”diyeÜstadımızdansorduk.Oda:

Elcevap:Diyorki:Evet,buCihanHarbindendahabüyükbirhakikatvedahaâzambirhâdisehükmettiğiiçin,şuCihanHarbionanisbetençokehemmiyetsizdüşüyor.ÇünkübuCihanHarbindeikihükûmetküre-iarzınhâkimiyetiiçinmürafaavemuhakemedâvâsındabulunmaları içinde ikimuazzam dininmusalâha ve sulhmahkemesine barışmak dâvâsıaçılarakvedinsizliğindehşetlicereyanıdasemâvîdinlerlemücâhede-iazîmesibaşladığıhengâmda, nev-i beşerin sosyalist tabakasıyla burjuvalar tâifesinin mahkeme-ikübrâlarındaaçılandâvâlarındançokmühimöylebirdâvâaçılmışveöylemuazzambirhakikat meydana çıkmış ki, o dâvânın tek bir adama isabet eden miktarı bu CihanHarbindendahabüyüktür.İşteodâvâdabudurki:

Şuzamandaherbirmümin için,belkiherkes içinküre-iarzkadarbirbâkî tarlaveotarla baştan başa bahçeler ve kasırlarlamüzeyyen ebedî bir mülk almak veya omülkükaybetmekdâvâsıaçılmış.Demekherbirtekadamınbaşınaöylebirdâvâaçılmışki,eğerİngiliz,Almankadarservetivekuvvetiolsaveaklıdavarsa,yalnızodâvâyıkazanmakiçinbütününüsarfedecek.Elbettebudâvâyıkazanmadanevvelbaşkaşeylereehemmiyetveren, divanedir. Hatta o dâvâ o derece tehlikeye düşmüş ki, bir ehl-i keşfinmüşâhedesiyle, bir yerde ecel elinden terhis tezkeresini alan kırk adamdan bir adamkazanabilmiş,otuzdokuzukaybetmiş.

İşte bu ehemmiyetli, azîm dâvâyı kazandıracak ve yirmi seneden beri tecrübeler ileondansekizineodâvâyıkazandıranbirdâvâvekilibulunsa,elbetteaklıbaşındaheradam,o dâvâyı kazandıran öyle bir dâvâ vekilini vazifeye sevk edecek olan bir hizmete herhâdiseninfevkindeehemmiyetvermeyemükelleftir.İşteodâvâvekilininbuasırdabirisi,belki birincisi Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın i’câz-ı mânevîsinden süzülen ve çıkan vetevellüdedenRisale-iNurolduğunu,binleronunileodâvâyıkazananlarşahittir.

Evet,buküre-iarzamemuriyetlegönderilenherinsan,buradamisafirvefâniolduğuvemahiyeti bir hayat-ı bâkiyeye müteveccih bulunduğu katiyen tahakkuk etmiştir. O herinsan,buzamandahayat-ıebediyesinikurtaracakolanistinadnoktalarısarsıldığından,budünyasını ve içinde bütün alâkadar ahbabını ebedî terk etmekle beraber, bu dünyadanbinlerderecedahamükemmelbirbâkîmülküdekaybetmekveyakazanmakdâvâsıbaşınaaçılmış.Eğerimanvesikasıolmazsaveberâtıvesenediolanitikadısağlambirsuretteeldeetmezse,odâvâyıkaybeder.Acababukaybettiğişeyinyerinihangişeydoldurabilir?

İştebuhakikatebinâen,benimvekardeşleriminherbirimizinyüzdereceaklıvefikriziyadeleşse, bu muazzam vazife-i kudsiyenin hizmetine ancak kâfi gelebilir. Sâirmeselelere bakmak, bize fuzulî ve mâlâyâni olur. Yalnız bu kadar var ki, Risale-i Nurşâkirtlerininbirkısmıötekidâvâlariçindebulunduğuvelüzumsuzvesebepsizbazenbize

Page 146: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

akılsızların tecavüzleri ve taarruzları zamanında, zaruret derecesinde, istemeyerekmuvakkaten bakmışız. Hem bu hakikî ve pek büyük dâvânın haricindeki dâvâlara veboğuşmalara alâkadarane fikren ve kalben karışmak zararlıdır. Çünkü böyle geniş vesiyasîveheyecanverendaireleredikkat edenveonlarlameşgulolanbir adam,kısabirdaire içinde vazifedar olduğu ehemmiyetli hizmetlerinden geri kalır veya şevki kırılır.Hem o geniş ve cazibedar siyaset ve boğuşma dairelerine dikkat eden, bazen kapılır;vazifesini yapamadığı gibi, selâmet-i kalbini ve hüsn-üniyetini ve istikamet-i fikrini vehizmetindeki ihlâsı kaybetmese de o itham altında kalabilir. Hattamahkemede bana bunoktadan hücum ettikleri zaman dedim: “Güneş gibi hakikat-i imaniye ve Kur’âniye,yerdekimuvakkatışıklarıncazibesinetâbiveâletolmadığıgibi,ohakikaticiddentanıyan,değilküre-iarzdakihadisata,belkikâinatadaâletedemez”dedim,onlarısusturdum.

İşteÜstadımızıncevabıbitti.Bizdebütünkuvvetimizletasdikettik.

Risale-iNurşâkirtlerinden

Emin,Feyzi

SaidNursî

Birmektubunparçasıdır.Bumakammünasebetinebinâenyazıldı.

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Sakın sakın,dünyacereyanları, hususan siyaset cereyanları ve bilhassaharicebakancereyanlar sizi tefrikaya atmasın. Karşınızda ittihad etmiş dalâlet fırkalarına karşı siziperişanetmesin, 455düstur-urahmânîyerine 456düstur-uşeytanîhükmederek, melek gibi bir hakikat kardeşine adâvet; ve el-hannâs gibi bir siyasetarkadaşına muhabbet ve taraftarlıkla zulmüne rıza gösterip cinâyetine mânen şerikeylemesin.

Evet, bu zamanda siyaset, kalbleri ifsad eder ve asabî ruhları azap içinde bırakır.Selâmet-ikalbveistirahat-iruhisteyenadam,siyasetibırakmalı.

Evet, şimdi küre-i arzda herkes ya kalben, ya ruhen, ya aklen, ya bedenen gelenmusibetten hissedardır, azap çekiyor, perişandır. Bilhassa ehl-i dalâlet ve ehl-i gaflet,rahmet-i umumiye-i ilâhiyedenvehikmet-i tamme-i sübhâniyedenhabersizolduğundan,nev-i beşere rikkat-i cinsiye, alâkadarlık cihetiyle, kendi eleminden başka nev-i beşerinşimdikielîmvedehşetlielemleriyledahimüteellimolupazapçekiyor.Çünkülüzumsuzvemâlâyâni bir surette vazife-i hakikiyelerini ve elzem işlerini bırakıp âfâkî ve siyasîboğuşmalara ve kâinatın hâdisâtına merakla dinleyerek, karışarak ruhlarını sersem veakıllarınıgevezeetmişlervebilerekkendizararınafiilenrızagöstermekcihetinde,“Zarararazıolanaşefkatedilmez.”manasındaki 457kaide-iesasiyesiyleşefkathakkınıvemerhametliyakatınıkendilerindenselbetmişler.Onlaraacınmayacakveşefkatedilmez.Ve

Page 147: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

lüzumsuzbaşlarınabelâgetirirler.

Ben tahmin ediyorum ki bütün küre-i arzın bu yangınında ve fırtınalarında selâmet-ikalbiniveistirahat-iruhunumuhafazaedenvekurtaranyalnızhakikîehl-iimanveehl-itevekkül ve rızadır. Bunların içinde de en ziyade kendini kurtaranlar, Risale-i Nur’undairesinesadakatilegirenlerdir.

Çünkübunlar,Risale-iNur’danaldıklarıiman-ıtahkikîderslerininnuruylavegözüyle,her şeyde rahmet-i ilâhiyenin izini, özünü, yüzünü görüp her şeyde kemâl-i hikmetini,cemâl-i adaletini müşâhede ettiklerinden, kemâl-i teslimiyet ve rıza ile rubûbiyet-iilâhiyenin icraatından olan musibetlere karşı teslimiyetle, gülerek karşılıyorlar, rızagösteriyorlar.Vemerhamet-iilâhiyedendahailerişefkatlerinisürmüyorlarkielemveazapçeksinler.

İştebunabinâen,değilyalnızhayat-ıuhreviyenin,belkidünyadakihayatındahisaadetve lezzetini isteyenler –hadsiz tecrübeleriyle– Risale-i Nur’un imanî ve Kur’ânîderslerindebulabilirlervebuluyorlar.

SaidNursî

EhemmiyetlibirhocanınÜstadhakkındaziyadehüsn-üzannınıtâdiletmekmünasebetiyleEminveFeyzi’ninohacayagönderdikleribirmektup

Aziz,sâdık,muhteremHocaHaşmetEfendi,

Senin,müceddid hakkındakimektubunu hayretle okuduk veÜstadımıza da söyledik.Üstadımızdiyorki:

“Evet,buzamanhemimanvediniçin,hemhayat-ıiçtimaîveşeriatiçin,hemhukuk-uâmme ve siyaset-i İslâmiye için gayet ehemmiyetli birer müceddid ister. Fakat enehemmiyetlisi,hakâik-i imaniyeyimuhafazanoktasında tecdidvazifesi,enmukaddesveenbüyüğüdür.Şeriatvehayat-ıiçtimaiyevesiyasiyedairelerionanispetenikinci,üçüncü,dördüncüderecedekalıyor.Rivâyât-ıhadisiyede,tecdid-idinhakkındaziyadeehemmiyetise458,imanîhakâiktekitecdiditibarıyladır.Fakatefkâr-ıâmmede,hayat-perestinsanlarınnazarında zâhiren geniş ve hâkimiyet noktasında cazibedar olan hayat-ı içtimaiye-iİslâmiyevesiyaset-idiniyecihetleridahaziyadeehemmiyetligöründüğüiçin,oadeseile,onokta-yınazardanbakıyorlar,manaveriyorlar.

Hem bu üç vezâifi birden bir şahısta, yahut cemaatte bu zamanda bulunması vemükemmel olması ve birbirini cerhetmemesi pek uzak, adetâ kabil görülmüyor.Âhirzamanda,Âl-iBeyt-iNebevî’nin(aleyhissalâtüvesselâm)cemaat-inuraniyesinitemsiledenHazreti Mehdî’de ve cemaatindeki şahs-ı mânevide ancak içtima edebilir. Bu asırda,Cenâb-ıHakk’a hadsiz şükür olsun kiRisale-iNur’un hakikatine ve şakirtlerinin şahs-ımânevîsine, hakâik-i imaniyemuhafazasında tecdid vazifesini yaptırmış; yirmi seneden

Page 148: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

beriovazife-ikudsiyedetesirlivefatihâneneşriylegayetdehşetlivekuvvetlizındıkavedalâlethücumunakarşıtammukabeleedip,yüzbinlerehl-iimanınimanlarınıkurtardığınıkırkbinleradamşehâdeteder.

Amma,benimgibiâcizvezayıfbirbîçârenin,böylebinlerderecehaddimdenfazlabiryüküyüklemektarzındaşahsı,medar-ınazaretmemeli.”diyor.Vesizeselâmediyor.BizdezâtınızaveoradakiRisale-iNur’laalâkadarolanlaraselâmediyoruz.

Risale-iNurşakirtlerinden

Emin,Feyzi

SaidNursî

ÜstadımızınehemmiyetlibirmektubudurGayetciddîbirihtarlabirhakikatibeyanetmeyelüzumvar.Şöyleki:

459sırrıyla, ehl-i velâyet, gaybî olan şeyleri, bildirilmezsebilmezler.En büyükbir veli dahi, hasmının hakikî hâlini bilmedikleri için, haksız olarakmübâreze etmesiniAşere-i Mübeşşere’nin mabeynindeki muharebe gösteriyor. Demek, iki veli, iki ehl-ihakikatbirbiriniinkâretmeklemakamlarındansukutetmezler.Meğer,bütünbütünzâhir-işeriatemuhalifvehatasızâhirbiriçtihadlahareketedilmişola.

Bu sırra binâen 460 ’deki ulüvv-ü cenâb düsturuna ittibaen ve avâm-ımüminînin şeyhlerine karşı hüsn-ü zanlarını kırmamakla, imanlarını sarsılmadanmuhafazaetmekveRisale-iNur’unerkânlarınınhaksızitirazlarakarşıhaklı,fakatzararlıhiddetlerinden kurtarmak lüzumuna binâen; ve ehl-i ilhadın iki tâife-i ehl-i hakkınmabeynindekihusûmetten istifadeederek,birinin silâhıyla, itirazıylaötekini cerhedip veötekinin delilleriyle berikini çürütüp ikisini de yere vurmak ve çürütmekten içtinaben,Risale-iNurşakirtleri,bumezkûrdörtesasabinâen,muârızlarahiddetvetehevvürilevemukabele-i bilmisil ile karşılamamalı. Yalnız kendilerinimüdafaa içinmusalahakârâne,medar-ıitiraznoktalarıizahetmekvecevapvermekgerektir.

Çünkübuzamandaenâniyetçokilerigitmiş.Herkes,kametimiktarındabirbuzparçasıolanenâniyetinieritmeyipbozmuyor,kendinimâzurbiliyor;ondannizâçıkıyor.Ehl-ihakzarareder;ehl-idalâletistifadeediyor.

İstanbul’da mâlûm itiraz hâdisesi îma ediyor ki ileride, meşrebini çok beğenen bazızâtlarvehodgâmbazısofi-meşreplervenefs-iemmaresinitamöldürmeyenvehubb-ucahvartasındankurtulmayanbazıehl-iirşadveehl-ihak,Risale-iNur’aveşakirtlerinekarşıkendi meşreplerini ve mesleklerinin revacını ve etbâlarının hüsn-ü teveccühlerinimuhafaza niyetiyle itiraz edecekler; belki dehşetli mukabele etmek ihtimali var. Böylehâdiselerin vukuunda, bizlere, itidâl-i dem ve sarsılmamak ve adâvete girmemek ve o

Page 149: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

muârıztâifeninderüesâlarınıçürütmemekgerektir.

Fâşetmekhatırımagelmeyenbirsırrı,fâşetmeyemecburoldum.Şöyleki:

Risale-iNur’unşahs-ımânevîsiveoşahs-ımânevîyitemsiledenhasşakirtlerininşahs-ımânevîsi“Ferid”makamınamazharoldukları için,değilhususîbirmemleketinkutbu,belki –ekseriyet-i mutlakayla– Hicaz’da bulunan kutb-u âzamın tasarrufundan hariçolduğunu..veonunhükmüaltınagirmeyemecburdeğil.Herzamandabulunaniki imamgibi, onu tanımaya mecbur olmuyor. Ben, eskide, Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsini, oimamlardan birisini zannediyordum. Şimdi anlıyorum ki Gavs-ı Âzam’da, kutbiyet vegavsiyetle beraber, “Ferdiyet” dahi bulunduğundan, âhirzamanda, şakirtlerininbağlandığıRisale-iNur,o“Ferdiyet”makamınınmazharıdır.Bugizlenmeyelâyıkolanbusırr-ı azîme binâenMekke-iMükerreme’de dahi –farz-ı muhâl olarak– Risale-i Nur’unaleyhinde bir itiraz kutb-u âzamdan dahi gelse, Risale-i Nur şakirtleri sarsılmayıp, omübârek kutb-u âzamın itirazını iltifat ve selâm suretinde telâkki edip, teveccühünü dekazanmak için, medar-ı itiraz noktaları o büyük üstadlarına karşı izah etmek, elleriniöpmektir.

Evetkardeşlerim,

Bu zamanda öyle dehşetli cereyanlar ve hayatı ve cihanı sarsacak hâdiseler içindehadsizbirmetânetveitidal-idemvenihâyetsizbirfedakârlıktaşımakgerektir.

461âyetininsırr-ıişarîsiyle,âhiretibildikleriveimanettiklerihâldedünyayıâhirete severek tercih etmek ve kırılacak şişeyi bâki bir elmasa bilerek rıza ve sevinçletercihetmekveâkıbetigörmeyenkörhissiyatınhükmüyle,hazırbirdirhemzehirlilezzeti,ileride bir batman sâfi lezzete tercih etmek, bu zamanın dehşetli bir marazı, birmusibetidir.Omusibetsırrıyla,hakikîmüminlerdahibazenehl-idalâlete taraftarolmakgibidehşetlihatadabulunuyorlar.Cenâb-ıHak,ehl-iimanıveRisale-iNurşakirtlerinibumusibetlerinşerrindenmuhafazaeylesin,âmîn…

SaidNursî

Suâl: İşârât-ı Kur’âniye risalesinde Fâtiha’nın âhirinde sırat-ı müstakim ashabı ki462 âyetiyle tarif edilen tâife içinde, hem 463 hadisinin

âhirzamanda gösterdikleri mücahidler içinde ve hem 464 sûresinin 465 ’denbaşlayanüçcümleninmana-yıişarîsindehususîbirsurettebirferdi,Risale-iNur’unhasşakirtleriolduğunasebepnedirveveçh-itahsisinedir?

Elcevap: Sebebi ise, Risale-i Nur, yüze yakın din tılsımlarını ve hakâik-iKur’âniye’ninmuammâlarınıhalvekeşfetmiştirkiherbirtılsımınbilinmemesinden,çokinsanlar şübehata ve şükûke düşüp, tereddütlerden kurtulamayıp, bazen imanınıkaybederdi. Şimdi, bütün dinsizler toplansalar, o tılsımların keşfinden sonra galebe

Page 150: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

edemezler. Yirmi Sekizinci Mektup’taki İnâyât-ı Seb’a’da bir kısmına işaret edilmiş.İnşaallah,birzamanotılsımlarmüstakilbirrisaledecemedilecek.

SaidNursî

Salâhaddin’infıkrasındanbirparçadır.

Hem bir vakit Tosya’dan Kastamonu’ya gelirken, beraberimde Risale-i Nur’unLem’alar’ı ve Şuâlar’ı vardı. Haşre ait bir mebhas okuyordum. Kamyon yokuşlarıtırmanıyordu.Havanınvemakineninhararetibanaağırlıkvefikrimede“BuRisale-iNurmuazzam bir mu’cize-i Kur’âniye’dir. Başka sahada mu’cize gösterebilir mi? Hâlbukimu’cize, enbiya (aleyhimüsselâm)’amahsustur. Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtü vesselâm)’dan sonramu’cize gösterilmeyecektir” mülâhazası esnâsında kamyon müthiş sadmelerle üç takla,yirmi beş otuzmetreden aşağıya yuvarlandık. Şehâdet getiriyordum.Yaralımıyım diyekendimiyokladım.Yüzbinşükür,hiçbiryaramyok.Korkarakdoğruldum.Şoförünkafası,gözüparçalanmış,“ah,of”çekiyor.Etrafımıtetkikettim;şoförtarafındakikapıvecamlarhurdahaş olmuş.Benim tarafımdaki ince cambile kırılmamış.O anda bunun büyük birkeramet olduğunu, mu’cize olmadığını ve bir daha böyle maceralı şeyleri tefekküretmemekiçinkerametkârânegaybîbirtokatolduğunuanladım.

Risale-iNurşâkirtlerinden

SalâhaddinÇelebi

SaidNursî

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Risale-iNur’unhakkaniyetineveehemmiyetinedairbirimza-yıgaybîhükmündeolanyazdığınızmecmua-yı işârâta, Lâhika’dan intihap ettiğinizden ikimisli daha ilâve ettik.Eğer siz de kendinize öyle bir mecmua yazmışsanız, ilâve ettiğimiz miktarı size degöndereceğiz.BumecmuanıngösterdiğikıymetRisale-iNur’dabulunduğunu,buzamanındehşetlifırtınalarıispatediyor.

Evetkardeşlerim,Hazreti İsâ (aleyhisselâm), İncil-iŞerifte demişki: “Bengidiyorum, tâsize tesellici gelsin. –Yani Ahmed (aleyhissalâtü vesselâm) gelsin.–”466 demesiyle Kur’ân’ınbeşeregayetbüyükbirneticesi,birgayesi,birhediyesi,tesellisidir.

Evet, bu dehşetli kâinatın fırtınaları ve zeval ve tahribatları içinde ve bu boşluknihâyetsizfezadaherşeylealâkadarolaninsaniçinhakikî teselliyiveistinatveistimdatnoktalarınıyalnızKur’ânveriyor.Enziyadeoteselliyemuhtaç,buzamanda,buasırdaenziyadekuvvetlibirsuretteoteselliyiispateden,gösterenRisale-iNur’dur.Çünküzulümatveevhamınmenbaıolantabiatı,odelmişgeçmiş,hakikatnurunagirmiş.

Page 151: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

OnAltıncıSözgibiekserparçalarında,hakâik-i imaniyeninyüzertılsımlarınıkeşifveizah edip, aklı inkârdan ve tereddütlerden kurtarmış. İşte bu hakikat içindir ki bu çokusandırıcı ve dehşetli zamanda, usandırmayacak bir tarzda, çok tekrar ile beraber, aklıbaşında olanları Risale-i Nur’la meşgul ediyor. Re’fet Bey’in mektubunda dediği gibi,“Risale-iNur’unenbârizhâsiyeti,usandırmamak.Yüzdefaokunsa,yüzbirincidefayinezevkle okunabilir.” Pek doğru demiş. Risale-i Nur’un tercümanı, hakikî vazifesininharicindedünyadakiistikbaliyataarasırabakması,birderecezâhirîbirmüşevveşiyetverir.Meselâ, bundan otuz-kırk sene evvel diyordu: “Bir nur gelecek, bir nuranî âlemigöreceğiz.”deyip,omanagenişbirdairedevesiyasettetasavvuredilmiş.

Hembundanondört-onbeş seneevvel, “Dinsizliği çevirenlermüthiş semâvî tokatlaryiyecekler.” diye büyük, geniş, küre-i arz dairesindeki bu dehşetli hâdiseyi, dar birmemlekettevemahdutinsanlardatasavvuretmiş.Hâlbukiistikbal,oikiihbar-ıgaybiyeyitasavvurununpekfevkindetefsirvetâbireyledi.

Evet,eskiSaid’in“Birnurâlemigöreceğiz.”demesi,Risale-iNurdairesininmanasınıhissetmiş,genişbirdaire-isiyasiyetasavvurettiğigibi;sırr-ı 467’nınremziyle,onüç-ondörtsenesonra,“Dinsizliği,zındıklığıneşredenler,pekmüthiştokatyiyecekler.”deyipohakikatidarbirdairedetasavvuretmiş.Şimdizaman,oikihakikatitamtâbirvetefsiretti.

Evet, başta Isparta vilâyeti olarak Risale-i Nur dairesi birinci hakikati pek parlak vegüzel bir surette gösterdiği gibi; ikinci hakikati de medeniyet-i sefihenin tuğyanını vemaddiyyûnluk468(Hâşiye)tâunununaşılamasınıçevirenveidareedenervah-ıhabîseninbaşlarınagelenbudehşetlisemâvîtokatlar,genişbirdairede,osırr-ı ’nınhakikatinitamtamınaispatetmiş.

Suâl: Risale-i Nur, kat’î burhanlara istinaden hükümleri, sâir hakâikte, aynı aynına,tevilsiz,tâbirsizhakikatçıkmasıveyalnızişârât-ıtevafukiyevesünûhât-ıkalbiyeyeitimaden beyanatı, böyle dünyevî olan mesâil-i istikbaliyede neden bazen tâbir vetevilemuhtaçoluyordiyehatırımageldi.

Böylebircevapihtaredildiki:Gaybîistikbal-idünyevîdevedünyaişlerinde,başagelen hâdisâtı bildirmemekte Cenâb-ı Erhamü’r-râhimîn’in çok büyük bir rahmetisaklandığını ve gaybı gizlemekte çok ehemmiyetli bir hikmeti bulunduğu cihetle, gaybîşeylerihabervermektenyasakedip,yalnızmüphemvemücmelbirsurette,yailhamveyaihtarla, bir emareyi vesile ederek, keşfiyatta ve rüya-yı sâdıkada, bir kısım gaybîhakikatleriihsaseder.Ohakikatlerinhususisuretlerivukuundansonrabilinir.

SaidNursî

Risale-iNurŞakirtlerindenEmin,Hilmi,KâmilveFeyzi’ninBirFıkrasıdır.

Page 152: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risale-iNur’unkasabalaravecemaatlerebereketemedarolmasıveonazararedenleretokatgelmesigibi, şahıslaradapekzâhirbir surette, hembereketvehüsn-ümaişetonaçalışanlara ve gaybî tokatlar, onun aleyhinde çalışanlara gelmesi, bu havalide çokhâdiselerivar.Biz,kendinefsimizde;çalıştığımızzaman,pekzâhirbirsurettebirhüsn-ümaişet, bir inâyet gördüğümüz gibi, Risale-i Nur veya şakirtleri aleyhine çalışanlara,şiddetlitokatlargeldiğinigörüyoruz.

Risale-iNur’unerkânındanbirisi,kat’îbirsurettehaberveriyorkiüç-dörtadam,dünyaservetininhatırıiçintoplanıpmünafıkânetedbirkurduklarıhengâmda,üçgünsonraoüç-dörtadamınhânelerivebirinindükkânıyanıp,herbiribinlerlirazayiatlatokatyediler.

Hembirdessascasusadam,Risale-iNurşakirtlerialeyhindeçalışıyordukionlarıhapseattırsın.Birgün,serbestolarak“Ben,biripucubulamadımkibunlarıhapsesoksam.Eğerbir ipucu bulsam onları hapse sokacağım.” diye ilân ettiği vakitten iki gün sonra bir işyapıp,Risale-iNurşakirtleriyerindeoadamikisenehapsegirdi.

Hembedbaht,muannid bir adam,Risale-iNur aleyhinde, hem şakirtlerinin bir rüknüaleyhindemütecavizanebulunduğuhengâmda,bir-ikigünsonrameyhâneyegidipiçeiçeçatlamış,oradaölmüş.Bunevidençokhâdiselervar.DemekRisale-iNur,dostlaratiryakolduğugibi,düşmanlaradasâikaoluyor.

Gavs-ıÂzam’ın,Üstadımızhakkında 469 fıkrasıyla, inâyetve teshilemazharolduğuna ve tevafuk, Risale-i Nur’un kerametinin bir madeni bulunduğuna pek çokemarelerden, bu bir-iki gün zarfında, küçük ve latîf, fakat kat’î kanaat veren cüz’îhâdiselerin tevafukunda gözümüzle gördüğümüz inâyet-i rabbâniyenin numûnelerindenbeş-altısınıbeyanediyoruzkionlar,buikigünzarfındaberabervukubulmuş.

Birincisi:Dün,Üstadımıza,Risale-iNur’aaitüçhizmetlâzımgeldi.Kimsedeyok.Bizdeuzaktayız.Merdivendeninip,birçocuğubulup,bizleregöndermekniyetiylekapıyıaçtı.Risale-iNur’unohizmetinigörecek fevkalâdebir tarzda,dakikasıyla,üç şakirdikapıyageldiler.

İkincisi:

Üçüncüsü: Üstadımız, aynı yine bugün Emin’e dedi: “Üç-dört aydır her haftakaryesinden buraya gelen hâne sahibesi gelmedi, kirasını dört aydır almadı. Her hâldecevapgönderin gelsin, alsın.” dediği aynı dakikada, dört aydan beri yanına gelmeyenohânesahibesikapıyıvurdu,geldi.Beşaylıkkirasınıaldı.Üstadımız,buhâdise-iinâyettenmemnuniyeti için, uzak bir nahiyeden gelen, yuvarlak, hiç görmediğimiz ve buradabulunmayan bir küçük ekmeği o hâne sahibesine verdi. Aynı vakitte, yirmi dakikazarfında, burada bulunmayan aynı ekmekten, iki sene Risale-i Nur’un iki kitabını alıpmütalâasının mânevî ücretinden binde bir ücret olarak geldi. Ve bir parçacık aşureçorbasını dahi yine o ev sahibesine verdi. Aynen, o aşurenin on misli kadar, latîf üçekmek, yine iki sene iki kitabın okunmasına binde bir ücreti diye geldi. Gözümüzle

Page 153: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

gördük.

HemyineÜstadımız,bugünohânesahibesine,yedisenediradınıbilmediğiiçin“İsminnedir?”diyesormuş.Odademiş:“Hayriye’dir.”Hayriyeismindeolmaktevafukuyla,ikisaatsonra,HayrinamındaRisale-iNur’unbirşakirdi,haberimizyokkenİstanbul’agitmiş.Hem ticaret münasebetiyle iki mühim şakirtler dahi gidip geç kaldılar. Maddî, mânevîfırtınalar münasebetiyle Üstadımız onları, hem oradaki mühim bir şakirdi çok merakediyordu.BugünoHayri,ikisaatHayriye’densonrageldi;oüçşakirthakkındakimerakıizaleettiktensonradörtaydanberidevameden“tefarik”namındaÜstadımızınbirkokusubugünbitmiştiHayri’ninelindebirküçükşişe…Dedi:“Sizetefarikgetirdim.”Bizdebuküçük,latîftefariktekitevafuka“Barekâllah!”dedik.

Bu ikigünzarfındabuküçücüknumûnelergibi,Üstadımız,Mu’cizât-ıAhmediye’nintashihatıyla meşgul olduğu için, bunlardan başka çok numûneleri görmüş. Madem ikigünde böyle inâyetin cilvelerini görüyoruz; Risale-i Nur dairesi içinde dikkat edilse,herkeskendinefsindehizmetiderecesindeböylenumûnelerigörebilir.

Risale-iNurşakirtlerinden

Hilmi,Emin,Kâmil,HâfızAhmed

Evet;bendetasdikediyorum.

SaidNursî

FeyziileEmindiyorlar:

Üstadımızın ve Risale-i Nur’un ciddî hakâikleri içinde en tatlı bir fâkihesi tevafukolduğuiçin,kardeşlerimize,yinebuikigünzarfındaküçükbir-ikitevafuku,sizebundanevvelkitevafukahâşiyeolarakyazıyoruz.

Evet,nasılkikelimattavekelimat-ımektubedetevafuk,birkast,birinâyet-ihususiyeyigösteriyor.Bazenharikaolupkerametderecesineçıkıyor.Bazen latîfbirzarafetveriyor.Aynen öyle de Risale-i Nur’a ait ve Üstadımıza ait hadisatta da aynen, kastî veinâyetkârânetevafuku,akvaldekioef’âldedahigörüyoruz.

Ezcümle: Size yazılan, dört ay gelmeyen hâne sahibesi için Emin kardeşimize dedi:“Habergönder.”tekellümünde,onunkapıçalmasıtevafukettiğigibi;aynıcümle,ikidefaokunduğuzaman,“Emin’edediği”kelimesiokunduğuânında,aşağıdakikapıyıEminaçtı.Gelmek zamanı gelmeden geldi. İkinci gün, yine başka bir adama okunduğu vakit,“Emin’e dediği” kelimesini okuduğu vakit, aynı anda yukarı kapıyı Emin açtı, gelmekâdetinemuhalifolarakgeldi,girdi.Buikitevafuk,hânesahibesinintevafukunatevafukugösteriyorkiencüz’îişlerimizdetesadüfdeğil,kastîtevafuktur.

Hem,dörtayevvelbizebirparça tarhanagetirenRisale-iNurşakirtlerindenFuad’ın,

Page 154: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

İstanbul’agidip,otuzgüntehirinden,geçkalmasındanendişeettiğimizaynıgünde,onuntarhanasıbittiğiaynıgündegelmesitevafuketti.

Hem aynı günde, bir parça tereyağı –biz ve Üstadımız da bunun bereketinihissediyorduk–bittiğidakikadaonunmiktarınatevafukedip,zannımızcaaynıyerde,aynımiktar,aynızamandageldiğigibi;hemburalarda,köylerde,küliçindeyapılanbirçörek,Üstadımızınhoşunagittiğiiçinsabah-akşamondanyiyipveonbeşgündevamedip,bittiğiaynıgünde,aynıçörekten,onunakrabasındanbirisigetirdi.Butevafukunhatırı içingeriçevirmedi,kabuletti.Mukabilindebirteberrükverdi.Gözümüzlebulatîftevafukdakişirininâyet-iilâhiyyenincüz’îcilvelerinigördük;veanladıkkikörtesadüfişimizekarışmıyor.

Mânidar tevafuk, Risale-i Nur’un kelimatında ve hurufatında olduğu gibi, ona temasedenharekâtveef’âldedeöylemânidartevafuklarvar.İnâyetetemasettiğiiçin,encüz’îbirşeydeolsakıymetibüyüktür.Böyleuzunyazmakveziyadeehemmiyetvermekisrafolmaz.Çünkümanasıolaninâyetveiltifat-ırahmetmuraddır.Veobahisdahimânevîbirşükürdür.

Risale-iNurşakirtlerinden

Emin,Feyzi

SaidNursî

Risale-iNureczalarınımahkemedenalıp,banagetiripteslimedenHafızMustafa’yahitaptır.

471 470

472

Aziz,sıddıkkardeşimvehizmet-iKur’âniye’demuvaffakiyetliarkadaşım,

Senbinlersafâlarlageldin,beniebedîminnettarettin.VesadıkarkadaşlarınlaRisale-iNur’un serbestiyetine hizmetiniz o derece büyük ve kıymetlidir, değil yalnız bizi veRisale-i Nur’un şâkirtlerini, belki bu memleketi, belki âlem-i İslâm’ı mânen minnettarettinizki,ehl-iimanınimdadınayetişmeyeRisale-iNur’unyolunuserbestçeaçtınız.Ben,birsenedenberiseniveseninleberaberbuserbestiyetineçalışanları,merhumHâfızAliveHüsrev gibi Risale-i Nur’un kahramanlarıyla beraber mânevî kazançlarıma, dualarımaşeriketmişim;hemdevamedecek…Burayakadarherbirdakika,yoldakibirgün,Risale-iNur’un hizmetinde bulunduğun gibi beni minnettar eyledin. Hâkim-i âdil namını alanmâlûmzatıvelehimizdeonunlaberaberçalışanları,buhakikîadaletehizmetleriiçinâhirömrümekadarunutmayacağım.Altı-yediaydıronlarıdaaynenmânevîkazançlarımaşerikediyorum.

Bana teslim ettikleri Risale-i Nur’un bir kısmını, kardeşlerime cevap vereceğim,bütününüyazsınlar,onlarahediyeedeceğim.Çünküonlar,Risale-iNur’unbundansonraki

Page 155: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

hizmetinetamhissedardırlar.BumeseledebenDenizlişehrinikendikaryemearkadaşedipbütün emvâtını ve ehl-i imanın hayatta olanlarını hem kendim, hem Risale-i Nur’untalebeleri, mânevî kazançlarımıza hissedar etmeye karar verdik. Denizli Hapishânesi’nide, bir imtihanmedresemiz telâkki ediyoruz.Ve bizimle alâkadar hemDenizli’de, hemhapisteumumunavehususantamadaletinigördüğümüzmahkemeheyetineçokselâmvedualarederiz.

SaidNursî

473

474

………………..

Beşincinokta:Risale-iNur–buAnadolumemleketine–belâlarındef’ineehemmiyetlibirvesiledir.Sadakanasılbelâyıdef’ediyor475;onunintişarıveokunmasıküllîbirsadakanev’indesemâvîvearzîbelâlarındef’ineçokemârelerveçokhâdiselerletebeyyünetmiş.Hatta Kur’ân’ın işaretiyle tahakkuk etmiş. Ve yazmasını ve intişarını men etmekzamanlarında dört defa zelzelelerin başlaması ve intişarıyla durmaları ve Anadolu’daekser okunması İkinci Harb-i Umumî’nin Anadolu’ya girmemesine bir vesile olduğuSûre-i 476 işaret ettiği, bu iki ay kuraklık zamanında mahkemenin Risale-i Nur’unberaatinevevatanamenfaatliolduğunadairkararınıMahkeme-iTemyiztasdikederektambir serbestiyetle Risale-i Nur’un intişar ve okunmasını beklerken, bütün bütün aksineolarakmenedilmesivemahkemedekirisalelerinsahiplerineiadeedilmemesivebizideocihetlekonuşmaktanmenetmelericihetiyle,belâlarındef’inevesileolanbuküllîsadaka-yımâneviyekarşıçıkamadı,günahımızneticesikuraklıkbaşladı.

BizRisale-iNur şâkirtleri dünyaya çok ehemmiyet vermediğimizden, dünyayayalnızRisale-i Nur için baktığımızdan, bu yağmursuzlukta dahi o noktadan bakıyoruz. İşte,Denizli’de mahkemeye verilen cüz’î bir kısım Risale-i Nur, sahiplerine iadesinin aynızamanında, burada dahi bir kısım zâtlar yazmaya başlamaları aynı vaktinde, buyağmursuzlukta bir derece rahmet yağdı. Fakat Risale-i Nur’un serbestiyeti cüz’îolmasından,rahmetdahicüz’îkaldı.İnşaallah,yakındabenimderisalelerimiadeedilecek,tamserbestveintişarıküllîleşecekverahmetdahitamolacak.477(Hâşiye)

SaidNursî

478

479

Azizkardeşlerim,

SizeikipusulayıLeyle-iRegâib’denaltısaatevvelyazdım.“Hizbü’n-Nuriye”kâğıtile

Page 156: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

teslimdensonra,katiyenbenimkanaatimdebirneviMu’cize-iAhmediyeolarak,ikiaydanberi mütemadiyen kuraklık ve yağmursuzluk, her tarafta daima namazlardan sonra pekçok duaların akîm kaldığı ve herkes me’yusiyetten derd-i maişet endişesiyle kalbenağlarken,birdenLeyle-iRegâib–bütünömrümdehiçmislini işitmediğimvebaşkalardaişitmediği– üç saatte yüz defa, belki fazla tekrarla melek-i ra’dın yüksek ve şiddetlitesbihatıylaöylebirrahmetyağdıki,enmuannidedahiLeyle-iRegâib’inkudsiyetiniveHazretiRisalet’inbirderece,bircihetteâlem-işehâdeteteşrifininumumkâinatçavebütünasırlarda nazar-ı ehemmiyette ve Rahmeten li’l-âlemîn olduğunu isbat etti ve kâinat ogeceyialkışlıyordiyegösterdi.

Acaba, dualarımızda Isparta bu memleketle beraberdi, bu yağmurda hissesi var mı,merak ediyorum. Şimdiye kadar çok emârelerle Risale-i Nur bir vesile-i rahmetolmasından,burahmetimaederki,herhaldeehemmiyetlibirfütuhatıperdealtındavardırvebelkiserbestiyetinebirişarettir480(Hâşiye).HemburadaLem’alar’ınverdiğiiştiyakcihetiyleyazıcılarınçoğalması,inşallahbirnevimakbulduahükmünegeçti.

Duanızamuhtaçkardeşiniz

SaidNursî

Risale-iNurtalebelerinamına

Evet Evet

Mehmet Ceylan

SaidNursî

481

482

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Leyle-i Mirac’ın, aynı Leyle-i Regâib gibi hiç inkâr edilmez bir tarzda, bir nevimu’cize-iAhmediyegibibirkerametinivekâinatçahürmetinigözümüzlegördük.Şöyleki:

Nasılevvelceyazdığımızgibiikiaykuraklıkiçindeburadahiçyağmurgelmediği,güyaLeyle-i Regâib’i bekliyor gibi o mübârek gecenin gelmesiyle emsalsiz bir gürültü ilekudsiyetiniburadagösterdiğigibi,aynenöylede,ogecedenberiburayabirkatreyağmurdüşmediğihalde,yirmigündensonraaynenMiraçgecesibirdenbireöylebirrahmetyağdıki,dinsizlerdeşüphebırakmadıki,Sahibü’l-Miraç,“rahmetenli’l-âlemîn”483olduğugibi,onunMiraçgecesidebirvesile-irahmettir.Hemehl-iimanınimanlarınıkuvvetlendirdiğigibi,meyusiyetlerinidebirdereceizaleetti.

Page 157: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Hal-i âlemi bilmiyorum, fakat hissediyorum ki: Ehl-i iman her harici birkaç taraftatazyikat, hem dâhilî endişeler ve kuraklıktan gelen derd-i maişet ve nokta-yı istinadıdünyacabulamamaktan,ehemmiyetlibirmeyusiyetintesiriyle,hattaibadetekarşıbirfüturgelmişti.BirdenMiraç gecesi, burada kerametiyleLeyle-iRegâib’in kerametini takviyeederek ehl-i imana bildirdi ki: “Siz sahipsiz değilsiniz. Kâinat, kabzasında bulunan birzâtın,âlemerahmetgönderdiğibir istinadgâhınızvardır.”diyemeyusiyetveendişelerinikısmenizaleeyledi.

Hem Risale-i Nur’un bir silsile-i kerametini teşkil eden tevafuk, bu hâdisede hiçtesadüfe havale edilmez bir tarzda üç-dört tevafukla, Leyle-i Miraç ve Leyle-i RegâibhürmetlerindeRisale-iNur’undabirhissesivarolduğunugördük.

Birinci tevafuk: İptida ve intiha-yı terakkiyat-ı hayat-ıAhmediye’nin unvanları olanLeyle-iRegâibveLeyle-iMiraçbukuraklıkzamanındakesretlirahmettetevafuklarıdır.

İkinci tevafuk: Bugünlerde Hüsrev’in tevafuklu yazdığı Miraç Risalesini buradaRisale-i Nur talebeleri şevke gelip aynen tevafukunu, hatta yedi “fakat, fakat, fakat”kelimelerinin parlak tevafukunu gösteren nüshaları yazdılar, bitirdiler. Ben de tashihediyordum, başkaları da okuyordular. Birden Miraç gecesi kesretli rahmetiyle gelmesi,Risale-iNur’unyazılmasıveHüsrev’inMiraçRisalesiveintişarıdahibirvesile-irahmetolduğunutalebelerinebirkanaatverdi.İki-üçtevafukdahavar.Bizekat’îkanaatveriyorki, tesadüf içindeyoktur.Doğrudandoğruyabumuannidzamanındaşeâir-i İslâmiye’ninehemmiyetlerinigöstermeyebirişarettir.UmumkardeşlerimeselâmveMiraçlarınıtebrikederim.

484

BuranınumumahalisiveRisale-iNurşâkirtlerinamına

SaidNursî

Evet,Üstadımızıtasdikediyoruz.

Mehmed,Mehmed,Osman,İbrahim,Ceylan,Hayriv.s.

SaidNursî

485

486

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Bir Suâl: “Tevafukla bu keramet nasıl kat’î sabit oluyor?” diye kardeşlerimizdenbirisininsuâlineküçükcevaptır.

Elcevap:Birşeydetevafukolsa,küçükbiremâreolurki,ondabirkasıtvar,birirade

Page 158: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

var; rast gele bir tesadüf değil. Ve bilhassa tevafuk birkaç cihette olsa, o emâre tamkuvvetleşir.Ve bilhassa, yüz ihtimal içinde iki şeyemahsus ve o iki şey birbiriyle tammünasebettarolsa,otevafuktangelenişaretsarihbirdelâlethükmünegeçerki,birkasıtveiradeilevebirmaksatiçinotevafukolmuş,tesadüfünihtimaliyok.

İşte,bumesele-iMiraciyedeaynenböyleoldu.DoksandokuzgüniçindeyalnızLeyle-iRegâib ve Leyle-iMirac’a yağmur rahmetinin tevafuku ve o iki gece ve günemahsusolması,dahaevvelvedahasonraolmamasıveihtiyac-ışedidintamvaktinemuvafakatıveMiraciye Risalesi’nin burada çoklar tarafından şevkle kıraat ve kitabet ve neşrine rastgelmesi ve o ikimübârek gecenin birbiriyle bir kaç cihette tevafuk etmesi vemevsimiolmadığı için acîp gürültülerle, söylenmeyecek maddî mânevî zemin gürültüleriyleferyatlarına tehditkârâneve tesellidârâne tevafuketmesiveehl-i imanınmeyusiyetindenteselli aramalarına ve dalâletin savletinden gelen vesvese ve zaafiyetine karşı kuvve-imâneviyenin takviyesini istemelerine tam tevafuku, bu geceler gibi şeâir-i İslâmiye’yekarşıhürmetsizlikedenlerinhatalarınabirtekdirolarak,“Kâinatbugecelerehürmeteder,nedensizetmiyorsunuz?”diyemanasında,kesretlirahmetleşeâir-iİslâmiye’yekarşı,hattasemâvâtvefeza-yıâlemhürmetlerinigöstermekletevafuketmesi,zerremiktarinsafıolanbilirki,buiştehususîbirkasıtveiradeveehl-iimanahususîbirinâyetvemerhamettir;hiçbircihetletesadüfihtimaliolamaz.

Demek hakikat-i Miraç, bir mu’cize-i Ahmediye (aleyhissalâtü vesselâm) ve keramet-ikübrâsıolduğuveMiraçmerdiveniylegöklereçıkmasıilezat-ıAhmediye’nin(aleyhissalâtüvesselâm) semâvât ehline ehemmiyetini ve kıymetini gösterdiği gibi, bu senekiMiraç dazemine ve bumemleket ahalisine kâinatça hürmetini ve kıymetini gösterip bir kerametgösterdi.

Duanızamuhtaçkardeşiniz

SaidNursî

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Bizim katiyen şek ve şüphemiz kalmadı ki, bu hizmetimizin neticesi olan Risale-iNur’un serbestiyetini değil yalnız biz ve bu Anadolu ve âlem-i İslâm alkışlıyor, takdirediyor; belki kâinatmemnun olup cevv-i semâ, feza-yı âlem alkışlıyor ki, üç-dört aydayağmuraşiddet-iihtiyaçvarkengelmediveDenizli’demahkemeninbilfiiltesliminekararvermesi,yineLeyle-iMiraç’taaynenRisale-iNur’unbirrahmetolduğunaişaretenLeyle-iRegâib’e tevafuk ederek kesretli melek-i ra’dın alkışlamasıyla ve rahmetin Emirdağ’dagelmesio teslimkararına tevafuketmesivebirhaftasonra,demekDenizli’devekillerineliyle alınması hengâmlarında yine aynen Leyle-iMirac’a ve Leyle-i Regâib’e tevafukederek aynen onlar gibi Cuma gecesinde kesretli rahmet ve yağmurun bu memlekettegelmesi,otevafuklarıylakat’îkanaatverdiki:

Page 159: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risale-i Nur’un müsaderesine ve hapsine dört zelzelelerin tevafuku küre-i arzca biritirazolduğugibi,buEmirdağmemleketindedörtayzarfındayalnızüçCumagecesinde–biri Leyle-i Regâib, biri Leyle-i Miraç, biri de Şâbân-ı Muazzam’ın birinci Cumagecesinde– rahmetinkesretli gelmesi veRisale-iNur’unda serbestiyetininüçdevresinetamtamınatevafuketmesi,küre-ihavâiyeninbirtebriki,birmüjdesidirveRisale-iNur’undamânevîbirrahmetveyağmurolduğunakuvvetlibirişarettir.

Veen latîfbiremâreşudurki:Dün,birdenbirebirserçekuşupencereyegeldi,vurdu.Biz,uçurmakiçinişaretettik,gitmedi.

Mecburoldum,Ceylân’adedim:“Pencereyiaç;onediyecek?”

Girdi,durdu,tâbusabahakadar…Sonraodayıonabıraktık,yatakodamageldim.Busabah çıktım, kapıyı açtım, yarımdakikada döndüm, baktım, “Kuddüs,Kuddüs” zikriniyapan bir kuş odamda gördüm.Gülerek dedim: “Bumisafir niçin geldi?” Tam bir saatbanabaktı, uçmadı, ürkmedi.Bendeokuyordum; ekmekbıraktım,yemedi.Yinekapıyıaçtım,çıktım,yarımdakikadageldim,omisafirkayboldu.

Sonrabanahizmetedençocukgeldi,dediki:“Benbugecegördümki,HâfızAli’ninkardeşiyanımızagelmiş.”

Bendededim:“HâfızAliveHüsrevgibibirkardeşimizburayagelecek.”

Aynıgünde,ikisaatsonraçocukgeldi,dedi:HâfızMustafageldi;hemRisale-iNur’unserbestiyetinin müjdesini, hem mahkemedeki kitaplarımı da kısmen getirdi; hem serçekuşununvesenin,hemkuddüskuşununtâbiriniisbatettiki,tesadüfolmadığınıisbatetti.

Acaba,emsalsizbirtarzdahemserçekuşuacîbbirsurette,hemkuddüskuşugaripbirsurettegelipbakması, sonrakaybolmasıvemâsumçocuğun rüyası tam tamınaçıkması,Risale-i Nur’un Hâfız Mustafa gibi bir zatın eliyle buraya gelmesinin aynı zamanınatevafukuhiçtesadüfolabilirmi?Hiçbirihtimalivarmıki,birbeşaret-igaybiyeolmasın?487(Hâşiye)

Evet,bumesele,küçükbirmeseledeğil;kâinatvehayvanâtilealâkadardır.BenRisale-iNur’unbirşakirdiolmakitibarıyla,kendihissemedüşenbukârveneticeyi,binleraltınlira kadar kazancım var kanaat ediyorum. Başka yüz binler Risale-i Nur şâkirtleri vetakviye-iimanamuhtaçehl-iimanınistifadeleribunakıyasedilsin.

Evet, dinin, şeriatın ve Kur’ân’ın yüzden ziyade tılsımlarını, muammâlarını hall vekeşfeden;veenmuanniddinsizlerisusturupilzameden;veMiraçvehaşr-icismânîgibisırf akıldan çok uzak zannedilen Kur’ân hakikatlerini en mütemerrid ve en muannidfilozoflaravezındıklarakarşıgüneşgibi isbatedenveonlarınbirkısmını imanagetirenRisale-iNureczaları,elbetteküre-iarzveküre-ihavâiyeyikendiilealâkadaredervebuasrıve istikbalikendiylemeşguledecekbirhakikat-iKur’âniye’dirveehl-i imanelindebirelmaskılıçtır.

Page 160: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

488

Emirdağı’ndaKardeşiniz

SaidNursî

Risale-iNur’unKahramanıHüsrevTarafındanKalemeAlınmıştır.

489

Risalei’n-Nur’unkerametlerindendirki:Üstadımız (radiyallâhu anh), çok defa risalelerde;“Eymülhidlerveeyzındıklar!Risalei’n-Nur’a ilişmeyiniz.Eğer ilişirseniz,yakındasizibekleyenbelâlar,selgibibaşınızayağacaktır.”diyeonsenedenberikerratlasöylüyorlardı.Buhusustaşahitolduğumuzfelâketlerden,

Birincisi: Dört sene evvel Erzincan’da ve İzmir civarında vukua gelen hareket-i arzolmuştur. O vakitler münafıklar, desiselerle Isparta mıntıkasında Sava ve Kuleönü vecivarı köylerdeki Risale-i Nur talebelerine iliştiler. Otuz-kırk kadar Risale-i Nurtalebelerini“Camiyegitmiyorsunuz,takkegiyiyorsunuz,tarikatdersiveriyorsunuz.”diyemahkemeyesevketmişlerdi.Cenâb-ıHak,İzmircivarınaveÂzerîlerivecivarındakihalkıdehşetler içinde bırakan zelzelelerle Risale-i Nur’un bir vesile-i def-i belâ olduğunugösterdi.Buzelzelelerdenbirhaftasonra,mahkemeyesevkedilmişolanokardeşlerimizinhepsiberaatettirilerekkurtulmuşlardı.

İkincisi:YinevakitvakitRisale-iNur talebelerininarkalarındakoşmaktadevamedenmülhidler, hatt-ı Kur’ân ile çocuk okuttuklarını bahane ederek Isparta’da müteveffaMehmed Zühtü (rahmetullâhi aleyh) ile Sava Karyesinden Hâfız Mehmed (rahmetullâhi aleyh)ismindeki ikiRisalei’n-Nur talebesinehücumetmişler.Nurdersiniokuyançocukları,buiki kardeşimizin evlerinden alınan Risale-i Nur eczalarıyla birlikte mahkemeye sevkedilmiş.MerhumMehmedZühtü, para cezasıylamahkûm edilmek istenilmiş.Neticede,merkezi Erbaa ve Tokat’ta vukua gelen ikinci bir korkunç zelzele ile Cenâb-ı Hak,Risalei’n-Nur bir vesile-i def-i belâ olmakla şâkirtlerine yardım ederek Üstadlarınınverdiğihaberin sıhhatini tasdiketmek içinokardeşimiziberaat ettirmişvealınanbütünRisale-iNureczalarınıkendilerineiadeettirmiştir.

Üçüncüsü ise: İçinde bulunduğumuz Denizli Hapishânesindeki musibetin başımızagelmesine sebep olan omünafıklar,Rumî bin üç yüz elli dokuz senesinde, tekrar baştasevgili Üstadımız olduğu halde, bize ve Risalei’n-Nur’a hücum ettiler. Bir kısmımızıIsparta’dan topladılar, bir kısmını Çivril’den Isparta’ya getirdiler, sevgili Üstadımızı dayalnız olarak Kastamonu’dan Isparta’ya sevk ettiler. Daha başka vilâyetlerden dearkadaşlarımız Isparta’ya getirilmişti. Ehl-i garazın iğfaline kapılan Isparta adliyesi,Risalei’n-Nur’un gayesi haricinde bulunan cephelerde, bizce manası olmayan ithamlaraltında bizi sıkıyordu. Bilhassa kıymettar Üstadımızı daha çok tazyik ettikleri vakit,ÜstadımızalüzumlulüzumsuzbirçoksuâlleraçanIspartaMüddeiumumîsinin“Bubelâlar

Page 161: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

dediğinnedir?”diyeolansuâlinecevaben:Evet,demiş,zındıklareğerRisalei’n-Nur’aveşâkirtlerine ilişseler, yakında bekleyen belâların hareket-i arz suretiyle geleceğinisöylemişti.

DahasonrabiziDenizli’yesevkettiler.Kastamonu,İstanbul,Ankaradâhilolmaküzereonvilâyetten adliyelere sevk edilen yüzümütecavizRisale-iNur talebelerinin bir kısmıbırakılmış,yetmişkişidenibaretolanbirdiğerkısmıdaDenizli’de“medrese-iYusufiye”namını alan hapiste bulunuyordu. Bizim bütünmüracaatlarımıza sudan cevap veriliyor,sevgili Üstadımız daha çok tazyik ve sıkıntı içerisinde yaşattırılıyor, ufûnetli, rutubetli,zulmetli,havasızbiryerdebütünbütünkonuşmaktanvetemastanmenedilmeksuretiyleHaps-imünferitteazapçektiriliyordu.

İştebusıralardaDenizlizindanınınbudehşetliızdıraplarınıgeçirmekteidik.Allah’tanbaşkahiçbiristinadgâhlarıbulunmayanbubîçârelerinbirkısmıKastamonu’dan,diğerbirkısmı İnebolu’dan,diğerbirkısmıda İstanbul’danhenüzgelmemişlerdi.ŞuvatanınherköşesindehakvehakikatiçinçırpınanvesafkalbleriylenecatlarıiçinRabb-iRahîmlerineilticaedenpekçokmâsumlarınsemâvâtıdelipgeçenveArşu’r-Râhmân’adayananâhlarıboşagitmedi.AllahüZülcelâlHazretleri,omübârekÜstadımızınIsparta’dasöylediğigibi,mâsumları cennete götüren, zâlimleri cehennemeyuvarlayan dehşetli bir diğer zelzeleyigönderdi. Karşısında Risalei’n-Nur müdafaa vaziyetinde bulunmamasından çok hânelerharap oldu, çok insanlar enkaz altında ezildi, çokları sokak ortalarında kaldı. Henüzmemleketlerinin hapishânelerinde bulunan kardeşlerimizden Kastamonu’dan MehmedFeyzi veSadık veEminveHilmi ve İnebolu’danAhmedNazif,DenizliHapishânesinesevkedildiklerindeşumâlûmatıverdiler:

“Zelzele tam gece saat sekizde başladı. Bütün arkadaşlar, “Lâ ilâhe illâllah” zikrinedevamediyorduk.Zelzelebütünşiddetiyledevametmekteidi.

Osıradahatırımızageldi:Risalei’n-Nur’uaşklavebirsâikleüç-beşdefaşefaatçiederekCenâb-ıHak’tanhalâsistedik.Elhamdülillâh,derhalsakinoldu.

“Kastamonu’daise,ogecekaledenkopançokbüyükbir taş,aşağıyayuvarlanarakbirhâneyi ezmiş; birçok hânelerde yarıklar, çıkıklıklar olmuş, birkaç ev çökmüş, hükûmetbinası yarılmış, daha bunun gibi hasârat ve zâyiat olmuş. Fakat zelzele her gün olmaksuretiyle birmüddet devam etmiş. Tosya’da bin beş yüz ev harap olmuş, ölü ve yaralımiktarıçokfazlaimiş.KargıveOsmancıktamamen,Lâdikvesâirmahallerdezayiatfazlamiktarda imiş. İnebolu’da bir minarenin alemi eğrilmiş, ufak tefek çatlaklıklar olmuş,hasâratvezayiatolmamış.”

AhmedNazif,Emin,Sadık,MehmedFeyzi

Üçüncü olan bu hareket-i arzdan sonra, yine Risalei’n-Nur’a ve talebelerine vemüellifine hücum eden ehl-i garazın sözünü dinleyen adliye, aynı tarzda bizi sıkmaktadevam ediyordu. Zındıka taraftarları, mübârek Üstadımızın ihbarları olan ve Risale-i

Page 162: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Nur’unbüyükkerametlerindenolupzelzelelereliylegelenbeliyyelereehemmiyetvermekistemiyorlardı. Risalei’n-Nur’un ilâhî ve Kur’ânî hakikatlerine karşı cephe alan buzümreninbaşınabirdördüncütokatdahageldi.

Garibi şu ki, biz Şubat’ın üçüncü günümahkemeye çağrılmıştık. Izdırap ve elemleriiçindeyüreklerimiziağlatanhastalıklıhaliylekendisindensorulansuâllerecevapvermekiçin altmış beş kadar talebesinin önünde ayağa kalkan mübârek Üstadımızın cevaplarıarasında “O zındıkların dünyaları başlarını yesin ve yiyecek!” kelimeleri, tekrar tekrarheyet-i hâkimenin yüzlerine karşı ağzından dökülüyordu.Birkaç defamahkemeye gidipgeldiktensonra,7Şubat1944tarihliİstanbul’damünteşirHemşehri ismindekibirgazeteelime geçti. Gazete okumaya ve radyo dinlemeye hevesli olmamaklığımla beraber,“Yirminci asrın medenîleriyiz” diyerek bugünkü terakkiyat-ı beşeriyeyi kendilerindenbilen, Allah’ı unutan, âhirete inanmayan insanların başlarına Cenâb-ı Hakk’ın, motorluvasıtalareliylenasılateşleryağdırdığını,omünkirlerindünkücennethayatlarınınbugünkücehennemîhâlât içindenasılgeçmekteolduğunubilmekveRisalei’n-Nur’unbereketiyleAnadolu’yubudehşetli ateşyağmurundannasılmuhafaza etmekteolduğunugörmekveşükretmekhâletindengelenbirmeraklabazıbugibihavadislerisorardımvedinlerdim.

İştebugazetenindeharpboğuşmalarınaaitresimlerinebakıyordum.Nazarımaçarpan,büyükyazı ileyazılmışbirsütunda,Anadolu’nunyirmibirvilâyetinisarsanveŞubat’ınbirinci gününün gecesinde sabaha karşı herkes uykuda iken vukua gelen ve pek çokzayiata mal olan dehşetli bir zelzeleyi haber veriyordu. Derhal, Şubat’ın üçündemahkemede sevgiliÜstadımızınheyet-i hâkimeye “Zındıkların dünyaları başlarını yesinveyiyecek!”diyetekrartekrarsöylediğisözlerihatırladım,“Eyvah!”dedim,“Risale-iNurıslah eder, ifsad etmez; imar eder, harap etmez; mesûd eder, perişan etmez” diyesöylerken, “Aksiyle bizi ve Risalei’n-Nur’u itham etmek, Hâlik’ın hoşuna gitmiyor.”dedim.

İşte,merkeziGerede,BoluveDüzceolanbukanlızelzele,Risalei’n-Nur’undördüncübir kerameti idi. Bu gazete şumâlûmatı veriyor; Ankara, Bolu, Zonguldak, Çankırı veİzmitvilâyetlerindefazlakayıplarvarmış.Gerede’deikibinevyıkılmış,yıkılmayanevlerde oturulmayacak derecede harap olmuş, binden fazla ölü varmış, enkaz altındanmütemadiyen ölü çıkartılıyormuş. Düzce’de zarar çokmuş, ölü ve yaralıların miktarımâlûm değilmiş.Ankara’da yüz üç ölü ve bir o kadar da yaralı varmış. Bine yakın evyıkılmış. Debbağhâne’de iki ev çökmüş, bazı köylerde sarsıntıyı müteakip yangınlarolmuş. İlk sarsıntı çok kuvvetli olmuş, sarsıntıyı yeraltından gelen bir takım gürültülertakipetmiş.Bolu’danvediğeryerlerinköylerindenbirhaftageçtiğihaldehenüzmâlûmatalınamıyormuş.Diğerbiryerdeikiyüzevyıkılmış,onbirölüvarmış.Boluiletelgrafvetelefonhatlarıkesilmiş,zelzelemıntıkasındaşiddetlibirkarfırtınasıhükümsürüyormuş.İzmit’te zelzele olurken şimşekler çakmış, şehir birkaç saniye aydınlık içinde kalmış.Birçok yerlerde halk çırıl çıplak sokaklara fırlamış. Dünyanın bütün rasathâneleri bu

Page 163: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

büyükAnadolu zelzelesinikaydetmiş.Bir İngiliz rasathânesi sarsıntının çokharap ediciolduğunubildirmiştir.Sinop’taaynıgündeçokkorkunçbirfırtınaolmuş,gökgürültüleriveşimşeklerlegittikçeşiddetiniarttırmıştır.

Daha sonra başka bir gazetede tamamlayıcı ve hayret verici şumâlûmatları gördüm:Zelzeledenevvelkediler,köpeklerüçer-beşerolaraktoplanmışlar,düşünceli,hüzünlügibialıkalıkbirbirinebakarakbirmüddetberaberoturmuşlar,sonradağılmışlar.Gerekzelzeleolurken ve gerekse olmadan evvel ve olduktan sonra da bu hayvanlardan hiçbirigörünmemiş,kasabalardanuzaklaşarakkırlaragitmişler.

Bir garibi de şu ki: Bu hayvanlar isyanımızdan mütevellid olarak başımıza gelecekfelâketleri lisan-ı hâlleriyle haber verdiklerini yazıyorlar da biz anlamıyoruz diyerektaaccüpediyorlar.

İşte Üstadımız Bediüzzaman, uzun senelerden beri: “Zındıklar Risalei’n-Nur’adokunmasınlar ve şâkirtlerine ilişmesinler. Eğer dokunurlar ve ilişirlerse, yakındanbekleyenfelâketleronlarıyüzdefapişmanedecek!”diyeRisalei’n-Nurilehaberverdiğiyüzler hâdisat içinde, işte zelzele eliyle doğruluğunu imza ederek gelen dört hakikatlifelâketdaha…

Cenâb-ı Hak bize ve Risalei’n-Nur’a taarruz edenlerin kalblerine iman ve başlarınahakikatigörecekakılihsanetsin,bizibuzindanlardan,onlarıdabufelâketlerdenkurtarsın,âmîn…

Mevkuf

Hüsrev

SaidNursî

490

491

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Şimdiye kadar gizli münafıklar Risale-i Nur’a kanunla, adliye ile ve âsâyiş ve idarenoktasındanhükûmetinbazıerkânını iğfaledip tecavüzediyorlardı.Biz,müsbethareketettiğimiz için, mecburiyet olduğu zaman tedâfüî vaziyetinde idik. Şimdi plânları akîmkaldı.BilâkistecavüzleriRisale-iNur’undairesinigenişlettirdi.BudefayenihuruflaAsâ-yı Musa’yı tab etmek niyetimiz, ihtiyârımız olmadığı halde, tecavüz vaziyeti Risale-iNur’averiliyorgibidir.Buhâdiseninehemmiyetlibirhikmetişuolmakgerektir:

Risale-i Nur, bu mübârek vatanın mânevî bir halâskârı olmak cihetiyle; şimdi ikidehşetlimânevî belayı defetmek içinmatbûât âlemi ile tezahürebaşlamak, ders vermekzamanıgeldiveyagelecekgibidir,zannederim.

Page 164: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Odehşetlibeladanbirisi:Hristiyandininimağlupedenveanarşiliğiyetiştiren,şimaldeçıkan dehşetli dinsizlik cereyanının bu vatanı mânevî istilâsına karşı Risale-i Nur birSedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’ânî vazifesini görebilir ve Âlem-i İslâm’ın bumübârekvatanınahalisinekarşıpekşiddetliitirazveithamlarınıizaleetmekiçinmatbûâtlisanıylakonuşmaklâzımgelmişdiyekalbimeihtaredildi.

Ben dünyanın hâlini bilmiyorum. FakatAvrupa’da istilâkârâne hükmeden ve edyân-ısemâviyeye dayanmayan dehşetli cereyanın istilâsına karşı Risale-i Nur hakikatleri, birkale olduğu gibi; Âlem-i İslâm’ın ve Asya kıtasının hâl-i hazırdaki itiraz ve ithamınıizale.. ve eskideki muhabbet ve uhuvvetini iade etmeye vesile olan bir mu’cize-iKur’âniye’dir.

Bumemleketinvatan-perversiyasîleriçabukaklınıbaşınaalıpRisale-iNur’utabederekresmenneşretmelerilâzımdırki,buikibelayakarşısiperolsun.

Acaba bu yirmi sene zarfında iman-ı tahkikîyi pek kuvvetli bir surette bu vatandaneşreden Risale-i Nur olmasaydı, bu dehşetli asırda, acîb inkılâp ve infilâklarda bumübârek vatan;Kur’ân’ını, imanını dehşetli sadmelerden tammuhafaza edebilirmiydi?Her neyse…Risale-iNur’a, daha vatana, idareye zararı dokunmak bahanesiyle tecavüzedilmez;dahakimseyiobahaneyle inandıramazlar.Fakatcepheyideğiştirip,dinperdesialtında bazı safdil hocaları veya bid’a taraftarı veya enâniyetli sofi-meşreplileri bazıkurnazlıklarlaRisale-iNur’akarşı–ikiseneevvelİstanbul’daveDenizlicivarındaolduğugibi– istimâl etmek ve Risale-i Nur’a ve şâkirtlerine ayrı bir cephede tecavüz etmeyemünafıklar çabalıyorlar. İnşaallah muvaffak olamazlar. Risale-i Nur şâkirtleri, tamihtiyatlaberaber,bir taarruzolduğuvakittemünakaşaetmesinler, aldırmasınlar.Aldananehl-iilimveimansa,dostolsunlar,“Bizsizeilişmiyoruz.Sizdebizeilişmeyiniz.Bizehl-iimanlakardeşiz”deyipyatıştırsınlar.

Sâniyen,

MübâreklerinpehlivanıhemAbdurrahman,hemLütfi,hemBüyükHafızAlimanalarınıtaşıyan büyük ruhlu Küçük Ali kardeşimiz bir suâl soruyor. Hâlbuki o suâlin cevabıRisale-i Nur’da yüz yerde var. “Risale-i Nur’un erkân-ı imaniye hakkında bu derecekesretlitahşidatıneiçindir?Birâmîmümininimanıbüyükbirvelîninimanıgibidir,diyeeskihocalarbizedersvermişler?”diyor.

Elcevap: Başta Âyetü’l-Kübrâ merâtib-i imaniye bahislerinde; ve âhire yakınmüceddid-ielf-isâniİmamRabbanîbeyanıvehükmüki,“Bütüntarikatlerinmüntehasıveenbüyükmaksatları,hakâik-iimaniyenininkişafıdır.Vebirmesele-iimaniyeninkat’iyetlevuzuhu, bin kerametlerden ve keşfiyatlardan daha iyidir”; ve Âyetü’l-Kübrâ’nın enâhirdeki ve Lâhikadan alınan omektubun parçası ve tamamının beyanatı cevap olduğugibi,MeyveRisalesi’nintekrarat-ıKur’âniyehakkındaOnuncuMeselesi, tevhidveimanrükünlerihakkındatekrarlıvekesretlitahşidat-ıKur’âniye’ninhikmeti,aynenbitamamiha

Page 165: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

onunhakikîtefsîriolanRisale-iNur’dacereyanetmesidecevaptır.

Hem, iman-ı tahkikî ve taklidî ve icmâlî ve tafsilî ve imanın bütün tehâcümâta vevesveselerveşüphelerekarşıdayanıpsarsılmamasınıbeyanedenRisale-iNurparçalarınınizahatı, büyük ruhlu Küçük Ali’ninmektubuna öyle bir cevaptır ki, bize hiçbir ihtiyaçbırakmıyor.

İkinciCihet:İman,yalnızicmâlîvetaklîdîbirtasdikemünhasırdeğil;birçekirdekten,tâ büyük hurma ağacına kadar ve eldeki aynada görünen misalî güneşten tâ denizyüzündekiaksine,tâgüneşekadarmertebeleriveinkişaflarıolduğugibi;imanınoderecekesretli hakikatleri var ki, binbir esmâ-yı ilâhiye ve sâir erkân-ı imaniyenin kâinathakikatleriylealâkadarçokhakikatlervarki,“Bütünilimlerinvemârifetlerinvekemâlât-ıinsaniyenin en büyüğü imandır ve iman-ı tahkikîden gelen tafsilli ve burhanlımârifet-ikudsiyedir.”diyeehl-ihakikatittifaketmişler.

Evet, iman-ı taklidî, çabuk şüpheleremağlûp olur. Ondan çok kuvvetli ve çok genişolan iman-ı tahkikîde pek çok merâtip var. O merâtiplerden ilmelyakîn mertebesi, çokburhanlarının kuvvetleriyle binler şüphelere karşı dayanır. Hâlbuki taklidî iman birşüpheyekarşıbazenmağlûpolur.

Hem iman-ı tahkikînin bir mertebesi de “aynelyakîn” derecesidir ki, pek çokmertebeleri var.Belki esmâ-yı ilâhiye adedince tezahürdereceleri var.Bütünkâinatı birKur’ângibiokuyabilecekderecesinegelir.

Hem bir mertebesi de “hakkalyakîn”dir. Onun da çok mertebeleri var. Böyle imanlızâtlaraşübehatordularıhücumdaetsebirhaltedemez.Veulemâ-yıilm-ikelâmınbinlercildkitapları,aklavemantığaistinadentelifedilip,yalnızomârifet-iimaniyeninburhanlıveaklîbiryolunugöstermişler.Veehl-ihakikatinyüzerkitaplarıkeşfe,zevkeistinadenomârifet-i imaniyeyi daha başka bir cihette izhar etmişler. Fakat Kur’ân’ın mu’cizekârcadde-i kübrâsı, gösterdiği hakâik-i imaniye vemârifet-i kudsiye, o ulemâ ve evliyanınpekçokfevkindebirkuvvetveyüksekliktedir.

İşte,Risale-iNurbucâmîveküllîveyüksekmârifetcaddesinitefsiredip,binsenedenberi Kur’ân aleyhine ve İslâmiyet ve insaniyet zararına ve adem âlemleri hesabınatahribatçı küllî cereyanlara karşı Kur’ân ve iman namına mukabele ediyor, müdafaaediyor.Elbettehadsiztahşidataihtiyacıvardırki,ohadsizdüşmanlarakarşıdayanıpehl-iimanınimanınımuhafazasınaKur’ânnuruylavesileolsun.

Hadis-i şerifte vardır ki: “Bir adam seninle imanagelmesi, sana sahradolusukırmızıkoyunlardandahahayırlıdır.”492 “Bazenbir saat tefekkür,bir sene ibadettendahahayırlıolur.”493HattaNakşîlerinhafîzikreverdiğibüyükehemmiyet,bunevitefekküreyetişmekiçindir.

Umumkardeşlerimebirerbirerselâmveduaediyoruz.

Page 166: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

494

Kardeşiniz

SaidNursî

423Bkz.: et-Taberî,Câmiu’l-beyân 15/156;Ebu’ş-Şeyh, el-Azame 2/547, 740, 742, 747, 3/868; İbniKesîr,Tefsîru’l-Kur’ân3/62.

424 (Hâşiye)Risale-iNur şakirtlerinden ve âhiret hemşirelerimizdenÂsiye namında bir hanım eliyle omübârek emanetialdım.

425Allah’ıbütüneksikliklerdentenzihederim.

426“Bütünhamdler,övgülerAllah’adır.”

427Sadecebüyüklüktedeğilhiçbirkonudaeşivebenzeriolmayan,başkabirşeyKendisiylekıyasbileedilemeyecekyegânebüyük,Allah’tır.

428“Allah’tanbaşkailâhyoktur.”(Sâffâtsûresi,37/35;Muhammedsûresi,47/19)

429SanamilyonlarsalâtvemilyonlarselâmolsunYâResûlallah.

430“Biz,sanabirrahmetvenimetolarakgöksünüaçıpgenişletmedikmi?”(İnşirâhsûresi,94/1)

431“Gerçekte,hergüçlükleberaberbirkolaylıkvardır.”(İnşirâhsûresi,94/6)

432“Allah’ınyardımıgeldiğizaman..”(Nasrsûresi,110/1)

433(Hâşiye)Evet,hiçbirvakitÜstadımızıbukadarneş’eligörmemiştik.Sebebinibilmediğimizdenhayretediyorduk.

Emin,Feyzi

434KendindenbaşkaherşeyinfâniolduğugerçekBâkî,Allah’tır.

435(Hâşiye)Burisaledeelif’lerinmecmuuyüzkırkdörtçıkmış;tamtamınaSaidolupmüellifininimzasınıgösteriyor.

436Allah’amilyonlarcakezhamdolsunki,buRabbiminihsanıdır.

437“Ölümgelip çatmadan evvel, şehevânî ve nefsanî hislerinizi terk etmek suretiyle ölüp, hakikî hayata eriniz.” es-Sehâvî,el-Makâsıdü’l-hasenes.436;Aliyyülkârî,el-Masnû’s.198;el-Aclûnî,Keşfü’l-hafâ2/384.

438 “Bir saat tefekkür, bir sene ibadet hükmüne geçer.” el-Gazâlî, İhyâu ulûmi’d-dîn 4/423; el-Kurtubî, el-Câmi’ liahkâmi’l-Kur’ân4/314;Aliyyülkârî,el-Masnû’s.82.

439Allah’ahamdolsun;buRabbiminihsanıdır.

440“Hiçşüpheyokkiozikri,Kur’ân’ıbizindirdik,onukoruyacakolandabiziz.”(Hicrsûresi,15/9)

441Gizliolaraknurlanır.(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

442 “Ben sözlerimle Muhammed’i (aleyhissalâtü vesselâm) övmüş olmadım; aslında sözlerimi Muhammed(aleyhissalâtüvesselâm)’laövmüşvegüzelleştirmişoldum.”HassânİbniSâbit’insözüolarak;İbnü’l-Esîr,el-Meselü’s-sâir2/357;el-Kalkaşendî,Subhu’l-a’şâ2/321;İmâmRabbânî,el-Mektûbât1/58(44.Mektup)

443Eğervermekistemeseydi,istemekvermezdi.

444(Hâşiye)Risale-iNur’unmühimerkânındanbulunanvebuaynıhakikatolanmektubunubizleregönderenHalilİbrahimkardeşimizinsözleriniâcizlisanımsöylemeyeveâtılkalemimyazmayamuktedirdeğilsede,herhusustabumübârekkardeşimizinfikrinebütünruhucanımlaiştirakediyorum.Hemkalbimebakıyorum,bumektubuyazarkenlisanımatercümanolamayankalbimdeaynenbumedhemâneniştirakedip,beraberokardeşimlesöylergibihissediptelezzüzederim.Eğersöyleyebilseydim,bendeböylesöylerdim.

Feyzi

445KendindenbaşkaherşeyinfâniolduğugerçekBâkî,Allah’tır.

Page 167: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

446HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

447Bkz.:Hatîbel-Bağdâdî,TârîhuBağdâd8/207;el-Münâvî,Feyzu’l-kadîr4/236;el-Aclûnî,Keşfü’l-hafâ2/30.

448 “(Kâfirler boğulduktan sonra yerle göğe:) ‘Ey yeryüzü! Vazifen bitti; suyunu yut. Ey semâ! İhtiyaç kalmadı;yağmurukes’diyeemirbuyuruldu.Suçekildi, işbitirildivegemiCudiüzerindeyerleştive‘Kahrolsunozâlimler!’denildi.”(Hûdsûresi,11/44)

449“Gizliaynızamandaaçık”(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

450Gizliolaraknurlanır.(Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.509)

451(Hâşiye)Buduaharikabirsurettekabuloldu,pekçabukkurtuldular.

452 “Ümmetimin alimleri, İsrailoğullarının peygamberleri gibidir.” (el-Münâvî,Feyzu’l-kadîr 4/384; Aliyyülkârî, el-Masnû’s.123;el-Aclûnî,Keşfü’l-hafâ2/83)

453el-Gazâlî,İhyâuulûmi’d-dîn4/423;el-Kurtubî,el-Câmi’liahkâmi’l-Kur’ân4/314;Aliyyülkârî,el-Masnû’s.82.

454Bkz.:Şuâlar,BeşinciŞuâ.

455“İçteduyulacaksevgivenefretAllahiçinolmalıdır.”‘Allahiçinsevmevenefretetme’bazıhadislerdeamellerinenfaziletlisisayılmış;*1bazıhadislerdedeimanınengüçlübirbağıolduğunadikkatçekilmiştir.*2

*1EbûDâvûd,sünnet2;AhmedİbniHanbel,el-Müsned5/146;el-Bezzâr,el-Müsned9/461.*2et-Tayâlisî,el-Müsneds.101;İbniEbîŞeybe,el-Musannef6/170,172,7/80.

456Siyasetiçinsevmek,siyasetiçinbuğzetmek.

457Bkz.:İmâmRabbânî,el-Mektûbât2/83(49.Mektup)

458 Bkz.: “Hayır ve fazilet kaynağı ‘Lâ ilâhe illallah’ cümlesi ile imanınızı yenileyiniz!” (el-Hakîm et-Tirmizî,Nevâdiru’l-usûl 2/204.Ayrıcabenzermanadakihadisler içinbkz.:Ahmed İbniHanbel,el-Müsned 2/359;Abd İbniHumeyd,el-Müsned1/417)

459Hiçkimsegaybıbilemez,gaybıyalnızAllahbilir.

460“Omuttakîlerkikızdıklarındaöfkeleriniyutar,insanlarınkusurlarınıaffederler.”(Âl-iİmransûresi,3/134)

461“Bilebiledünyayı(âhirete)tercihederler.”(İbrahimsûresi,14/3)

462“Nimetvelutfunamazharettiklerininyolunailet.”(Fâtihasûresi,1/7)

463 “Ümmetimden bir toplulukAllah’ın emri gelinceye kadar (yani kıyametin kopmasına kadar) hak üzerinde galipolacaktır.”Buhârî,menâkıb28,i’tisam10,tevhîd29;Müslim,imâre171;Tirmizî,fiten51.

464“Yeminolsunasra(hâdiselerleyüklüzamana,bilhassaonunsonparçasına)…”(Asrsûresi,103/1)

465“Ancakimanedip,(imanlarıistikametindesağlam,yerinde,doğruveıslahayönelikişleryapanlar)müstesna.”(Asrsûresi,103/3)

466Bkz.:İbniKayyimel-Cevziyye,Hidayetü’l-hıyârâ1/55,85,157,5/284;Kitab-ıMukaddes(Türkçeterceme),YeniAhit,Yuhanna,bâb:16,cümle:7-8.

467“Hiçşüphesiz(sanabolvekesilmezhayır)verdik.”(Kevsersûresi,108/1)

468(Hâşiye)Evet,maddiyyûnluktâunununhastalığınev-ibeşerebudehşetlisıtmayıveküre-iarzabutitremeyivermiştir.

469Muhakkak ki sen, inâyet gözüyle gözetilip korunmaktasın. Bkz.: el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb (Evrâd-ıŞâzelî)s.562.

470HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

471“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

472Risale-iNurharflerininsayısıncaAllah’ınselâmı,rahmetivebereketiüzerinizeolsun.

473HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

Page 168: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

474Allah’ınselâmı,rahmetivebereketiüzerinizeolsun.

475Bkz.:Hatîbel-Bağdâdî,TârîhuBağdâd8/207;el-Münâvî,Feyzu’l-kadîr4/236;el-Aclûnî,Keşfü’l-hafâ2/30.

476“Yeminolsunasra(hâdiselerleyüklüzamana,bilhassaonunsonparçasına)…”(Asrsûresi,103/1)

477(Hâşiye)Hemaynenöyleoldu,bizgördük.

478HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

479RegâibgecesindekiyağmurdamlalarıadedinceAllah’ınselâmıüzerinizeolsun.

480(Hâşiye)Sonratahakkukettiki;aynızamandahemfütuhatı,hemserbestiyetiperdealtındatahakkuketmiş.

481HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

482Allah’ınselâmı,rahmetivebereketiüzerinizeolsun.

483Bkz.:Enbiyâsûresi,21/107.

484KendindenbaşkaherşeyinfâniolduğugerçekBâkî,Allah’tır.

485HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

486Allah’ınselâmı,rahmetivebereketiüzerinizeolsun.

487 (Hâşiye) Hem bu kuşların Risale-i Nur’la alâkadarlıklarını teyid eden çok emareler var. Ezcümle: O kuşlarınalâkadarlığını gösteren mektup Milas’a gittiği aynı vakitte garib bir tarzda kuddüs kuşu o mektubun mealinivaziyetiyle teyid ettiği gibi; aynı mektup İnebolu’da geceleyin okunurken büyük bir gece kuşu harika bir tarzdapencereyegelipkanadıylavurupdurupdinlemesi;aynımektupSava’daokunurkenbirdefa ikiçekirgeüstünegelipdurupneticeyekadardurmaları; bir defada serçevebülbülkuşları aynımektubunokunmasındapervanegibi uçupalâkadarlık göstermeleri ve Isparta’da Hüsrev’in evinde aynı mektup okunurken bülbül kuşu hilaf-ı âdet salonagelmesi,alâkadarlığınıgöstermesigibiçokemareler,bukeramet-iNuriyeyiteyidediyor.

488KendindenbaşkaherşeyinfâniolduğugerçekBâkî,Allah’tır.

489HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

490HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

491Allah’ınselâmı,rahmetivebereketiüzerinizeolsun.

492Buhârî,cihâd102,143,fezâilüashâb9;Müslim,fezâilü’s-sahâbe34;EbûDâvûd,ilim10.

493el-Gazâlî,İhyâuulûmi’d-dîn4/423;el-Kurtubî,el-Câmi’liahkâmi’l-Kur’ân4/314;Aliyyülkârî,el-Masnû’s.82.

494KendindenbaşkaherşeyinfâniolduğugerçekBâkî,Allah’tır.

Page 169: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

(Risale-iNur’unhasşakirdlerindenveehemmiyetlieskimuallimlerdenveimanıkuvvetliolanbüyükmuallimleritemsiledenHasanFeyzi’ninSikke-iTasdik-iGaybî’denaldığıbirilhamlaRisale-iNurhakkındaveonurunmenbaıveesasıolanNur-uMuhammedî(aleyhissalâtüvesselâm)vehakikat-i

Kur’ânvesırr-ıimantarifindebukasideyiyazmış.)

495

AhmedyaratılmışobüyükNur-uEhadden,

Herzerredenurdur,oezelden,hemebedden.

Birnurkiodurhemyüce,hemlâyetenâhi,

Olfahr-icihanHazretiMahbub-uİlâhî.

Parlattıcihanıbugüzelnur-uMuhammed(aleyhissalâtüvesselâm)

Halkolmasa,olmazdıbirzerrevebirfert.

Olnuruânın,heryeri,herzerreyisarmış,

Baştanbaşaherdembukesifzulmetiyarmış.

Birnurkiodursadevehemlâyetezelzel,

Ârîveberîcümledenüstünvemükemmel.

Birnurkibütünzerredeancakonümâyân,

Birnurkiverirkalblerehemaşkileiman.

Birnurkieğerolmasaolnurhelebiran,

Baştanbaşazulmettekalırhemdebuekvan.

Birnurkideğilöylemuhat,hemdahimahsur

Birnurkiederkalbidepürnur,çeşmidepürnur.

Birlem’adırandan,şubüyükşemsvekamerler.

Hepişteonurdanbuacâibkocaâlem,

Halkolduonurdanyinecennetlecehennem.

ŞekyokkionurdurokunanHazretiKur’ân,

Olnur-uezelhemsebeb-ihilkat-iinsan.

Herşeyeodurmebde’veasılveesashem,

Ondangörünürnev-ibeşerböylemükerrem.

Birzerredeğil,bahr-imuhitobahr-imünirden,

Hemnasılbeşerhiçkalıyorhepsidebirden.

Page 170: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Şekyokkicihan,katre-inurundanonurun,

Şekyokkibucan,zerre-inurundanonurun.

Sönsündiyeüflense,oderyagibikaynar,

Söndürmeyehemkimdeacepzerremecalvar?

Söndürmeyekalkmıştıasırlardoluküffar,

KahreylediherhepsiniolHazretiKahhâr.

Hepsönmüşasırlar,yanıyorsönmedenol,

Tarihesorun,kimdironur,hemkimmişmenfur?

Alnındayanannur-uMuhammed’diHalîl’in,

Yetmezdigücübakmayaherçeşm-ialîlin.

GörseydiResûlünogüzelnurunuNemrud,

Yakmazdıodem,nârınıolkâfir-imatrud.

Birsivrisineköldürüyoroşâh-ıcihânı,(!)

AtmıştıHalil’iâteşeçünküocanî.

BirperdeaçıpsöylediHakgizlikelâmdan,

Olâteşebahseyledihemberdüselâmdan.

“DostumveResûlümyüceİbrahim’i,eynâr,

Atâdetini,yakmabugün,senonuzinhar!”

BirgizlihitapgeldideoldemyineHaktan

Birabd-imükerremdahikurtuldubıçaktan.

OlnurdaniçinYûnus’uhıfzeylediolhût,

OlnurilekahreyledihemkavminiolLût.

Olhüsn-ücemâl,eylediâlemlerihayran,

Nerdenonubulmuş,acabaYûsuf-uKen’an?

Hikmetnedir,oldertleresabreylediEyyûb,

Hemsırrınedir,YûsufiçinağladıYakub.

Öldükçedirildikçenedenduymadıbirhis?

Olnamlınebi,şanlışehidHazretiCercis.

HasretlenedenağladılarÂdemveHavvâ?

Page 171: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Kimdendibuyıllarcasürenkoskocadâvâ?

Hemâh,nedenterkedilipRavza-yıCennet?

Birdâr-ıkararoldunedenâlem-imihnet?

NurşehriolanTûr’daodemHazretiMusa

Esrar-ıkelâmhepçözülüpbuldutecellâ.

BirparçaZebur’danokusaHazretiDâvud,

Başlardıhemensankibüyükmahşer-imev’ud.

Bilmemkineden,yelvesularheponudinler,

Bilmemkineden,hepişitenâhdiyeinler.

MahlûkubütünkendinerâmettiSüleyman,

Nerdendibukuvvet,onakimdendibuferman?

Yellerleuçanşanlıbüyüktaht-ımukaddes

Esrar-ıezeldenodaduymuşyinebirses.

Olhangiacîbsırki,çıkargöklereİsâ,

Kimdirçekilençarmıha,kimdiryineYûda.

NurderdiiçintahtınıterkeylediEdhem,

Birbaşkasınıntahtıolurderdinemerhem.

Çokşahs-ıvelî,nurilehemettikanaat,

Çokşahs-ıdenî,nurilehembuldukeramet.

Herhepsidepervanesi,üftadesinurun,

Herhepsimuamma,gücüyetmezbuşuurun.

FillerlevarıpKâbe’ye,hemEbrehezâlim;

İsterdiki,yapsınnicebintürlümezâlim…

İsterdiki,obeytyıkılıpşöhretisönsün,

HalkKâbe’yiterkederek,kiliseyedönsün.

İsterdiki,çeksindoğacaknurabirsed,

Hemdoğmadanölsündiye“Mahbub-uMüebbed.”

GünlercegidipKâbe’ye,hemyaklaşanordu,

Birdenbirebirtehlikesezmişgibidurdu.

Page 172: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Süratlegelipbirsürükuş,semt-ibahirden,

Taşharbinebaşlar,pekacîbhepsibirden.

İndikçehavadan,omuammâgibitaşlar,

Cansızyıkılıpyerlereyatmışnicebaşlar.

Şahıylaberaberkocamanordu-yuMevlâ,

Olsundiyemahbubanişan,eyledimûtâ.

Hemkavm-iKureyş,söndürelimderkenonuru,

Erkekvekadın,cümlesininkaçtıhuzuru.

Müşrikvemuvahhid,ikifırkaolupurban,

Yıllarcadökülmüşyineüstünebirkan.

Şakkettikamer,Fahr-iBeşer,olYüceServer,

Heryerdeveherandaonunnurumuzaffer.

Kur’ân’dıkali,nurduyolu,ümmetimutlu,

Ümmetolanınkalbibütünnuriledoldu.

Çekmezdikeder,olsözücevher,özükevser,

OlSûre-iKevser,dedia’dâsına“ebter!”

OlŞems-iEzeldenkaçınanolkurubaşlar,

Gayyâ-yıcehennemdebütünyakmışateşler.

Bitmiştinefes,çıkmadıses,bıktıdaherkes,

Olnuravarıpbaşeğerekhemdedilerpes!

İdrâkiolankafileayrıldıKureyş’ten,

Feyzalmakiçindoğmuşolanşanlıgüneşten.

Olkevser-iAhmed’deniçipherbiritastas,

Olmuştuogünsankimücellâbirerelmas.

Olbaşlaratâç,derdeilâç,mürşid-iâlem,

Eylerdinazarbunlaranuruylademâdem.

Bunlardıoa’dâyıboğanbiralayarslan,

Hakuğruna,nuruğrunaolmuşçoğukurban.

Bunlardanogünehl-inifakcümlekaçardı,

Page 173: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Müşrikise,olaklıanınkalmaz,uçardı.

BunlardıoPeygamberinashabıveâli,

Dünyadaveukbâdadahemşanlarıâlî.

TavsifediyorbunlarıhepşöyleceKur’ân,

Sulhvaktikoyun,kavgadakükrekbirerarslan!

Hepyüzleripâk,sözlerihak,yollarıhaktı,

MerkebleriyellergibiDüldüldü,Burakdı.

Bircezbe-i“YâHayy!”ilesellergibiaktı,

A’dâyavarıpherbirişimşekgibiçaktı.

Bunlardıogünhalka-yıtevhidikuranlar,

Bunlardıogünbaltalayıpküfrükıranlar.

Bunlardımübârekyücecemiyet-işûrâ,

Bunlardıonurdandizilenhalka-yıkübrâ.

BunlardıalanSuriye,Irak,ülke-iKisrâ,

Bunlarlaziyâdarokaranlıkkocasahrâ.

Bunlardıverenhasta,alîlgözlerebirfer,

Bunlardıotarihegeçenşanlıgazanfer.

Herhepsidebirzerre-inuruoHabîbin,

Herangörünürgözlereondanniceyüzbin.

Nuraltınagirmişbulunantürlücemaat,

Hembuldubekâ,hemdebütüngördüadalet.

Ecdâd-ıizâmınobüyükruhlarıküskün,

Ziraneküfürlerokunuronlarahergün…

Yağmıştıogünâhnekederler,neelemler,

Âcizonuhepyazmaya,ellervekalemler.

Binlerceyetiminyıkılankalbinisenyap,

Affetyeterartık,oHabîbaşkına,yâRab!

Derkenyeterartık,biziaffetgüzelAllah!

Sarsıldıcihan,öldüdebirgümgümenâgâh.

Page 174: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Buzparçasıhalindebulut,biryeredüşmüş,

Erkekvekadınhepsideolsemteüşüşmüş…

DerhalaçılıpgökyüzühemparladıolnurdangelenRisâlei’n-Nur

Hallâk-ıRahîmeyledimahlûkunumesrur.

Zulmetdağılıpbaşladıbiryepyenigündüz,

Birneş’eduyupsustubirazağlayanogöz.

Birdembiledüşmezkenonunâhıdilinden,

Kurtuldu,yazıkdertlibeşerderdinelinden.

Oltazegüneş,ülkeyeserptikçeışıklar,

Hepşâdolacak,şevkbulacakkalbikırıklar.

Herkalbesürûr,hergözenurdoldubugünden,

Birmüjdeverirsankiobirşanlıdüğünden.

ArzeyleyelimolyüceAllah’aşükürler,

Kalkarbukahrucehlvedalâl,şirkveküfürler.

Olnur-uHüdâsaldıziya,kalbesafâhem,

Gösterdibekâ,göçtüfenâ,bulduvefâhem.

Çıkmıştışakî,geldinakîgördüadâvet,

Eylerdinefiy,olduhafînur-uhidayet.

FışkırdıRisale-iNur,ufuktannur-uRisalet

Olnur-uRisaletverecekemnüadalet.

Allah’aşükür,kalkmadahepcümlekaranlık,

Allah’aşükür,dolmadahepkalbeferahlık.

Allah’aşükür,iştebugünperdeaçıldı,

Âlemlereartıkyinebirneş’esaçıldı.

Artıkbusönükcanlaracanüfledicânan,

Artıkbugönülderdineoleylediderman.

Birfasl-ıbaharbaşladıillerdebugünden,

Birsohbet-igülbaşladıdillerdebugünden.

BendenbanabengitmekiçinRisale-iNurdiyekoştum,

Page 175: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Nurderdinedüştümdedenizlergibicoştum.

Birzerrecikolsunbulayımderdeararken

Düştümyinederyagibibirnurabugünben.

Verdimonabengönlümübaştanbaşaartık,

Mâşukumodur,şimdibenim,benonaâşık.

Olnur-uezelhemkararankalblerelâyık,

Olnurdanalırfeyzinihemcümlehalâyık.

KahreylediolzulmetiRisale-iNur’aakanlar,

Nurkahrınauğrar,onahasmânebakanlar.

Küfrünbütünalayıhücumetsedeeynur,

Etmezsenidûr,kendiolurbelkidemakhur.

Sensinyinehâzır,yinesensinbizenâzır

Eynur-uRahîm,eyebedîbircilve-ikudret-iFâtır!

Birneş’eduyurdunimanlasırr-ıezelden,

Birmüjdegetirdinbizeolnamlıgüzelden.

Mademkiiçirdinbizeolâb-ıhayattan

Birzerrekadarkalmadıhavfşimdimemattan.

Hasretyaşadıknurunayıllarcabütünbiz,

Mâsumvealîl,türlübelâçektisebepsiz.

Yıllarcaakan,kandolugözyaşlarıdinsin,

Zâlimyerebatsın,ozulümbiryeresinsin.

Yıllarca,asırlarcabunurunyineyansın,

Öksüzveyetim,dulvealîlhepsidekansın.

Eynurgülü,nurçehreniöpsemdudağından,

Kalbbahçesininkalbinediksembudağından.

Herdemkokarakhemogüzelrâyihasından

Çıksamyinebenâlem-ifânitasasından.

Nurgüllerinaçsın,yinemisklergibitütsün,

Sînemdebucanbülbülütevhidileötsün.

Page 176: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Sensinbizebirneş’everenolgül-ühâlis,

Sensinbizehemcümledenâlâ,dahimuhlis.

Eynur-uRisalettengelenbirburhan-ıKur’ân!

Eysırr-ıFurkan’dançıkanhüccet-iiman!

Sendinbizematlub,yinesendinbizemev’ud,

Sayendebugünherkesolurzindevemesûd.

Heransenibeklervesayıklardıbudünya,

Hakkendinigösterdi,bugünbittiorüya.

Binüçyüzsenedirtoprağadönmüşnicemilyar

Müminvemuvahhidsenigözlerdihepeyyâr!

Herhepsidesendenyanasöylerdikelâmı

Herhepsideheransanaeylerdiselâmı.

Nurçehreniaçsan,atarakperdeyiyüzden

Söylerbanaruhumyine 496

Vallah,ezeldenbunubeneyledimezber:

Risalei’n-Nur’durvallahosonmüceddid-iekber.

Yüzlercesened,hemniceyüzlerceişaret,

Eylerbumukaddeskocadâvâyaşehâdet.

Enbaştagelenşâhid-iadlHazretiKur’ân

Göstermişayânenotuzüçyerdeoburhan.497’inkalbinegömmüşEsedullah,

Çoksırki,bilenleroluyorhepsanaâgâh.498demişolpîr-imuazzam,

Binlercevelîhemyineyapmışbunabinzam.

Mu’cizdirosöz,haktıroöz,görmedihergöz,

Artıkbumuammalarıgelsenbizebirçöz.

AltıncıSözünaldıbütünfiilvesıfatı,

Verdimdearındımonahemzatvehayatı.

Müflisvefakirbekliyordumşimdikapında

Page 177: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Tevhideeriştirbeni,gelvârınısunda.

“Ben!..Ben!..”diyeyazdımsadasensinyineol‘Ben’,

Hiçtenneçıkar,hembanabenlikyinesenden.

AffetbenieyaffıbüyüklütfubüyükRisalei’n-Nur!

BirdembilehemeylemesendenbeniyâRabbenâmehcur!

Nuraşkına,Hakaşkına,dostaşkınaeynur!

Nurunlavesırrınlabugünkılbizimesrur.

Eynur-uezeldengelennur-uMuhammed(aleyhissalâtüvesselâm),

Eysırr-ıimandangelennur-umüebbed!

Binlerceyetiminduyulanâhınıbirkes,

Sarsarobüyükarşıdavallahbuçıkanses.

Vallahcemîlsin,yeterartıkbucelâlin!

Gösterbizeeynur-uMuhammed,birkerecemâlin!

Dergâhınıaç,etbizeihsan,yineeynur-uRisalet!

Bizdertlikuluz,kılbizederman,yineeynur-uhakikat!

Emmâreolannefsimizinemrineuyduk,

Verbizleresennurileîkan,yineeynur-uKur’ân!

Hırsâteşisönsündegönülgülşenedönsün,

Saçnurunu,hemfeyziniheran,yineeynur-uiman!

Sennur-uBedi’,nur-uRahîmsin,bizelutfet,

Hepisteğimizaşkileiman,yineeynur-uilâhî!

Dininçekilip,devgibisaldırmadavahşet,

Rahmetbizi,garketmeyetufan,yineeynur-uRahmânî!

Pürnuraboyansınbütünâfâk-ıcihanın,

HeryerdeokunsundabuKur’ân,yineeynur-uSübhânî!

Mahbubunauyduk,hepimizümmetiolduk,

Ağlatmayeter,etbizihandân,yineeynur-urabbânî!

OlRavza-yıPâk-iAhmedi(aleyhissalâtüvesselâm)gösterbizebirdem,

Artıkolalımheponakurban,yineeynur-uSamedânî!

Page 178: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

İslâmazaferverbizikurtar,bizigüldür,

A’dâmızıethâkileyeksan,yineeynur-uFurkanî!

Herbelde-iİslâmile,olsunbuyeşilyurd,

Tâhaşrekadarcennet-icânan,yineeynur-uimanî!

OlFahr-iCihan,Âl-iAbâhakkıiçin,yâRab.

Hıfzetbiziâfâtvebelâdan,yâNûra’l-Envâr,bihakkıismike’n-Nûr!499

500

MübârekÜstadımEfendim,

Obüyükvegüzelhasnurununbu fakirvebîçâre talebenizebuvâdidevebu şekildeolan ihsân ve ikramâtını aynen huzur-u irfanınıza sunuyor ve bu vesile ile mübârekellerinizi ve dâmen-i pâkinizi bir daha öpmek şerefiyle müşerref oluyorum, kabûlbuyurulmasınıHazretinizdenistirhamederimefendim.

Âciz,bîçâretalebeniz

HasanFeyzi501

SaidNursî

YirmiSekizinciMektup’tanYedinciMesele

502

Şumesele,“Yediİşaret”tir.

Evvelâ, tahdis-i nimet suretinde birkaç sırr-ı inâyeti izhar eden “Yedi Sebeb”i beyanederiz.

Birinci Sebep: Eski Harb-i Umumî’den evvel ve evâilinde, bir vâkıa-yı sâdıkadagörüyorumkiAraratDağıdenilenmeşhurAğrıDağı’nınaltındayım.Birdenodağ,müthişinfilâketti.Dağlargibiparçalarıdünyanınhertarafınadağıttı.Odehşetiçindebaktımkimerhum vâlidem yanımdadır. Dedim: “Ana, korkma! Cenâb-ı Hakk’ın emridir, ORahîm’dir veHakîm’dir.”Birden, o hâlette ikenbaktımkimühimbir zât bana âmirânediyorki:“İ’câz-ıKur’ân’ıbeyanet!”Uyandım,anladımki;birbüyük infilâkolacak..oinfilâkveinkılâptansonraKur’ânetrafındakisurlarkırılacak..doğrudandoğruyaKur’ânkendikendinimüdafaaedecek..veKur’ân’ahücumedilecek.. i’câzı,onunçelikbirzırhıolacak.. ve şu i’câzınbir nev’ini şu zamanda izharına, haddimin fevkinde olarak benim

Page 179: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

gibibiradamnamzetolacak..venamzetolduğumuanladım.

Madem i’câz-ıKur’ân’ı bir derece beyan, Sözler’le oldu. Elbette, o i’câzın hesabınageçen ve onun reşehâtı ve berekâtı nev’inden olan hizmetimizdeki inâyâtı izhar etmek,i’câzayardımdırveizharetmekgerektir.

İkinciSebep:MademKur’ân-ıHakîmmürşidimizdir, üstadımızdır, imamımızdır, herbirâdâptarehberimizdir.O,kendikendinimethediyor.Bizdeonundersineittibâen,onuntefsirinimethedeceğiz.

Hem madem yazılan Sözler, onun bir nevi tefsiridir.. ve o risaleler ki hakâik-iKur’âniye’nin malıdır ve hakikatleridir.. ve madem Kur’ân-ı Hakîm ekser sûrelerde,hususan 503 ’larda 504 ’lerde kendi kendini kemâl-i haşmetle gösteriyor, kemâlâtınısöylüyor, lâyık olduğu methi kendi kendine ediyor. Elbette, Sözler’de in’ikâs etmişKur’ân-ı Hakîm’in lemeât-ı i’câziyesinden ve o hizmetin makbuliyetine alâmet olaninâyât-ırabbâniyeninizharınamükellefiz.Çünküoüstadımızöyleederveöyledersverir.

ÜçüncüSebep:Sözlerhakkında,tevazusuretindedemiyorum;belkibirhakikatibeyanetmekiçinderimki:

Sözler’deki hakâik ve kemâlât benim değil, Kur’ân’ındır ve Kur’ân’dan tereşşuhetmiştir.Hatta Onuncu Söz, yüzer âyât-ı Kur’âniye’den süzülmüş bazı katarâttır. Sâirrisalelerdahiumumenöyledir.

Madembenöylebiliyorumvemadembenfâniyim,gideceğim.Elbettebâkiolacakbirşeyvebireser,benimlebağlanmamakgerektirvebağlanmamalı.Vemademehl-idalâletvetuğyan,işlerinegelmeyenbireseri,esersahibiniçürütmekleeseriçürütmekâdetleridir.Elbette, semâ-yı Kur’ân’ın yıldızlarıyla bağlanan risaleler, benim gibi çok itirazâta vetenkidâtamedarolabilenvesukutedebilençürükbirdirekilebağlanmamalı.

Hemmademörf-ünâsta,bireserdekimezâyâ,oeserinmasdarıvemenbaızannettiklerimüellifininetvârındaaranılıyor..vebuörfegöre,ohakâik-iâliyeyiveocevâhir-igâliyeyikendimgibibirmüfliseveonlarınbindebirinikendindegösteremeyen şahsiyetimemaletmek, hakikate karşı büyük bir haksızlık olduğu için; risaleler kendi malım değil,Kur’ân’ınmalı olarak,Kur’ân’ın reşehât-ımeziyâtınamazhar olduklarını izhar etmeyemecburum.Evet, lezzetliüzümsalkımlarınınhâsiyetleri,kuruçubuğundaaranılmaz. İştebendeöylebirkuruçubukhükmündeyim.

DördüncüSebep:Bazen tevazu, küfrân-ı nimeti istilzam ediyor; belki küfrân-ı nimetolur.Bazendetahdis-inimet,iftiharolur.İkisidezarardır.Bununçâre-iyegânesi–kineküfrân-ınimetçıksın,nedeiftiharolsun–meziyetvekemâlâtlarıikraredip,fakattemellüketmeyerek, Mün’im-i Hakikî’nin eser-i in’âmı olarak göstermektir. Meselâ, nasıl kimurassavemüzeyyenbir elbise-i fâhireyi biri sanagiydirse veonunla çokgüzelleşsen,halksanadese,“Mâşallah,çokgüzelsin,çokgüzelleştin.”Eğersen tevazukârânedesen,

Page 180: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

“Hâşâ,benneyim?Hiç!Bunedir,neredegüzellik?”Ovakitküfrân-ınimetolurvehulleyisanagiydirenmahirsanatkârakarşıhürmetsizlikolur.Eğermüftehirânedesen,“Evet,bençok güzelim. Benim gibi güzel nerede var? Benim gibi birini gösteriniz.” O vakit,mağrurâne bir fahirdir. İşte fahirden, küfrândan kurtulmak için demeli ki: “Evet, bengüzelleştim. Fakat güzellik libasındır ve dolayısıyla libası bana giydirenindir, benimdeğildir.”

İşte, bunun gibi ben de sesim yetişse bütün küre-i arza bağırarak derim ki: Sözlergüzeldirler, hakikattirler. Fakat benim değildirler; Kur’ân-ı Kerîm’in hakâikindentelemmûetmişşuâlardır.

505

düsturuyladerimki:

Yani,“Kur’ân’ın hakâik-i i’câzını ben güzelleştiremedim, güzel gösteremedim. BelkiKur’ân’ıngüzelhakikatleribenimtâbirâtlarımıdagüzelleştirdi,ulvîleştirdi.”

Madem böyledir; hakâik-i Kur’ân’ın güzelliği nâmına, Sözler nâmındaki aynalarınıngüzelliklerini ve o aynadarlığa terettüp eden inâyât-ı ilâhiyeyi izhar etmek, makbul birtahdis-inimettir.

BeşinciSebep:Çok zaman evvel, bir ehl-i velâyetten işittim ki:O zât, eski velileringaybî işaretlerinden istihraç etmiş ve kanaati gelmiş ki;“Şark tarafından bir nur zuhuredecek,bid’alarzulümâtınıdağıtacak.”Ben,böylebirnurunzuhurunaçok intizarettimveediyorum.Fakatçiçeklerbahardagelir.Öylekudsîçiçeklerezeminhazıretmek lâzımgelir.Veanladıkki,buhizmetimizleonurânizâtlarazeminihzârediyoruz.

Mademkendimizeaitdeğil;elbette,Sözlernâmındakinurlaraaitolaninâyât-ıilâhiyeyibeyan etmektemedar-ı fahir ve gurur olamaz, belkimedar-ı hamd ve şükür ve tahdis-inimetolur.

AltıncıSebep:Sözler’in telifivâsıtasıylaKur’ân’ahizmetimizebirmükâfât-ıâcilevebir vâsıta-yı teşvik olan inâyât-ı rabbâniye, bir muvaffakiyettir. Muvaffakiyet ise izharedilir.Muvaffakiyettengeçse,olsaolsabirikram-ıilâhîolur.İkram-ıilâhîise, izharıbirşükr-ümânevîdir.

Ondandahigeçse,olsaolsa,hiç ihtiyârımızkarışmadanbirkeramet-iKur’âniyeolur.Bizmazharolmuşuz.Buneviihtiyârsızvehabersizgelenbirkerametinizharızararsızdır.Eğerâdikerâmâtınfevkineçıksa,ovakitolsaolsaKur’ân’ıni’câz-ımânevîsininşûleleriolur.Madem i’câz izhar edilir; elbette i’câza yardım edenin dahi izharı, i’câz hesabınageçer.Hiçmedar-ıfahirvegururolamaz;belkimedar-ıhamdveşükrandır.

YedinciSebep:Nev-iinsanınyüzdesekseniehl-itahkikdeğildirki;hakikatenüfuzetsinve hakikati, hakikat tanıyıp kabul etsin. Belki, surete, hüsn-ü zanna binâen makbul ve

Page 181: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

mûtemetinsanlardanişittiklerimesâilitaklidenkabulederler.Hatta,kuvvetlibirhakikatizayıfbiradamınelindezayıfgörür..vekıymetsizbirmeseleyikıymettarbiradamınelindegörse,kıymettartelâkkieder.

İşteonabinâen,benimgibizayıfvekıymetsizbirbîçâreninelindekihakâik-i imaniyeve Kur’âniye’nin kıymetini, ekser nâsın nokta-yı nazarında düşürmemek için,bilmecburiye ilân ediyorum ki; ihtiyârımız ve haberimiz olmadan birisi, bizi istihdamediyor;bizbilmeyerek,bizimühimişlerdeçalıştırıyor.Delilimizdeşudurki,şuurumuzveihtiyârımızdanhariçbirkısıminâyâtaveteshilâtamazharoluyoruz.Öyleyse,oinâyetleribağırarakilânetmeyemecburuz.

İşte,geçmişyediesbababinâen,küllîbirkaçinâyet-irabbâniyeyeişaretedeceğiz.

Birinciİşaret:YirmiSekizinciMektub’unSekizinciMeselesi’ninBirinciNüktesi’ndebeyan edilmiştir ki, “tevâfukat”tır. Ezcümle: Mu’cizât-ı Ahmediye Mektubatı’nda,Üçüncü İşareti’nden tâOnSekizinci İşareti’nekadaraltmış sayfa;habersiz,bilmeyerek,birmüstensihinnüshasında–ikisayfamüstesnaolmaküzeremütebâkibütünsayfalarda–kemâl-i muvâzenetle, iki yüzden ziyade Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtü vesselâm) kelimeleribirbirinebakıyorlar.Kiminsaflaikisayfayadikkatetse,tesadüfolmadığınıtasdikedecek.Hâlbukitesadüf,olsaolsabirsayfadakesretliemsalkelimeleribulunsayarıyarıyatevâfukolur, ancak bir-iki sayfada tamamen tevâfuk edebilir. O hâlde böyle umum sayfalardaResûl-i Ekrem (aleyhissalâtü vesselâm) kelimesi; iki olsun, üç olsun, dört olsun veya dahaziyade olsun, kemâl-i mizanla birbirinin yüzüne baksa elbette tesadüf olması mümkündeğildir.Hemsekizayrıayrımüstensihinbozamadığıbir tevâfukun,kuvvetlibir işaret-igaybiyeiçindeolduğunugösterir.

Nasıl ki ehl-i belâgatın kitaplarında belâgatın derecâtı bulunduğu hâlde, Kur’ân-ıHakîm’dekibelâgat,derece-ii’câzaçıkmış;kimseninhaddideğilkionayetişsin.Öyledemu’cizât-ı Ahmediye’nin bir aynası olan On Dokuzuncu Mektup ve mu’cizât-ıKur’âniye’nin bir tercümanı olan Yirmi Beşinci Söz ve Kur’ân’ın bir nevi tefsiri olanRisale-i Nur eczalarında tevâfukat, umum kitapların fevkinde bir derece-i garâbetgösteriyor.Veondananlaşılıyorki;mu’cizât-ıKur’âniyevemu’cizât-ıAhmediye’ninbirnevikerametidirkioaynalardatecellîvetemessülediyor.

İkinciİşaret:Hizmet-iKur’âniye’yeaitinâyât-ırabbâniyeninikincisişudurki:Cenâb-ıHakbenimgibikalemsiz,yarımümmî,diyar-ıgurbettekimsesiz, ihtilâttanmenedilmişbir tarzda; kuvvetli, ciddî, samimî, gayûr, fedakâr.. ve kalemleri birer elmas kılıç olankardeşleri bana muâvin ihsan etti. Zayıf ve âciz omzuma çok ağır gelen vazife-iKur’âniye’yi,okuvvetli omuzlarabindirdi, kemâl-ikeremindenyükümühafifleştirdi.Omübârek cemaat ise –Hulûsi’nin tâbiriyle– telsiz telgrafın âhizeleri hükmünde –veSabri’nintâbiriyle–Nurfabrikasınınelektrikleriniyetiştirenmakinelerhükmündeayrıayrımeziyetleri ve kıymettar muhtelif hâsiyetleriyle beraber –yine Sabri’nin tâbiriyle– bir

Page 182: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

tevâfukat-ıgaybiyenev’indenolarak,şevkvesa’yugayretveciddiyettebirbirinebenzerbir surette, esrar-ı Kur’âniye’yi ve envâr-ı imaniyeyi etrafa neşretmeleri ve her yereeriştirmeleriveşuzamanda(yanihurufâtdeğişmiş,matbaayok,herkesenvâr-ıimaniyeyemuhtaçolduğubirzamanda)vefüturverecekveşevkikıracakçokesbapvarken;bunlarınfütursuz, kemâl-i şevk ve gayretle bu hizmetleri, doğrudan doğruya bir keramet-iKur’âniyevezâhirbirinâyet-iilâhiyedir.

Evet,velâyetinkerametiolduğugibi,niyet-ihâlisanındahikerametivardır.Samimiyetindahikerametivardır.Bahusus,lillâhiçinolanbiruhuvvetdairesindekikardeşleriniçindeciddî,samimîtesânüdünçokkerametleriolabilir.Hattaşöylebircemaatinşahs-ımânevîsibirveliyy-ikâmilhükmünegeçebilir,inâyâtamazharolur.

İşte, ey kardeşlerim ve ey hizmet-i Kur’ân’da arkadaşlarım! Bir kaleyi fetheden birbölüğün çavuşuna, bütün şerefi ve bütün ganimeti vermek nasıl zulümdür, bir hatadır.Öyle de şahs-ı mânevînizin kuvvetiyle ve kalemlerinizle hâsıl olan fütuhattaki inâyâtıbenim gibi bir bîçâreye veremezsiniz.Elbette, böyle mübârek bir cemaatte, tevâfukat-ıgaybiyedendahaziyadekuvvetlibirişaret-igaybiyevarvebengörüyorum,fakatherkeseveumumagösteremiyorum.

Üçüncüİşaret:Risale-iNureczaları,bütünmühimhakâik-iimaniyeveKur’âniye’yi,hattaenmuannidekarşıdahiparlakbirsuretteisbatı,çokkuvvetlibirişaret-igaybiyevebir inâyet-i ilâhiyedir. Çünkü hakâik-i imaniye ve Kur’âniye içinde öyleleri var ki enbüyük bir dâhi telâkki edilen İbni Sina, fehminde aczini itiraf etmiş; “Akıl buna yolbulamaz!”demiş.OnuncuSözRisalesi,ozâtındehâsıylayetişemediğihakâiki,avâmlaradaçocuklaradabildiriyor.

Hemmeselâ; sırr-ıkadervecüz-ü ihtiyârîninhâlli için,kocaSa’d-ıTeftazânîgibibirallâme,kırkelli sayfadameşhurMukaddemât-ı İsnâAşer nâmıylaTelvihnâmkitabındaancakhallettiği ve ancakhavassabildirdiği aynımesâili, kaderedair olanYirmiAltıncıSöz’de İkinci Mebhas’ın iki sayfasında tamamıyla, hem herkese bildirecek bir tarzdabeyanı,eser-iinâyetolmazsanedir?

Hembütünukûlühayrettebırakanvehiçbir felsefenin eliylekeşfedilemeyenve sırr-ıhilkat-i âlemve tılsım-ı kâinat denilen veKur’ân-ıAzîmüşşan’ın i’câzıyla keşfedilen otılsım-ımüşki’l-küşâ ve omuamma-yı hayret-nümâ,YirmiDördüncüMektup veYirmiDokuzuncuSöz’ünâhirindekiremizlinüktedeveOtuzuncuSöz’ün, tahavvülât-ızerrâtınaltı adet hikmetinde keşfedilmiştir. Kâinattaki faaliyet-i hayret-nümânın tılsımını vehilkat-i kâinatın ve âkıbetinin muammasını ve tahavvülât-ı zerrâttaki harekâtın sırr-ıhikmetinikeşifvebeyanetmişlerdir;meydandadır,bakılabilir.

Hemsırr-ıehadiyetileşeriksizvahdet-irubûbiyeti,hemnihâyetsizkurbiyet-iilâhiyeilenihâyetsizbu’diyetimizolanhayret-engizhakikatleri,kemâl-ivuzuhlaOnAltıncıSözveOtuzİkinciSöz,beyanettiklerigibi;kudret-iilâhiyeyenisbetenzerrâtveseyyârâtmüsâvi

Page 183: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

olduğunu..vehaşr-iâzamdaumumzîruhunihyası,birnefsinihyasıkadarokudretekolayolduğunu.. ve şirkin hilkat-i kâinatta müdahalesi imtinâ derecesinde akıldan uzakolduğunukemâl-ivuzuhlagösterenYirminciMektup’taki 506kelimesibeyanındaveüçtemsilihâvionunzeyli,şuazîmsırr-ıvahdetikeşfetmiştir.

Hemhakâik-iimaniyeveKur’âniye’deöylebirgenişlikvarkienbüyükzekâ-yıbeşerîihata edemediği hâlde; benim gibi zihni müşevveş, vaziyeti perişan, müracaat edilecekkitap yokken, sıkıntılı ve süratle yazan bir adamda, o hakâikin ekseriyet-i mutlakasıdekâikiyle zuhuru, doğrudan doğruya Kur’ân-ı Hakîm’in i’câz-ı mânevîsinin eseri veinâyet-irabbâniyeninbircilvesivekuvvetlibirişaret-igaybiyedir.

Dördüncüİşaret:Ellialtmışrisaleler507(Hâşiye)öylebirtarzdaihsanedilmişki;değilbenimgibi azdüşünenve zuhurata tebaiyet edenve tetkikevakit bulamayanbir insanın, belkibüyük zekâlardanmürekkep bir ehl-i tedkikin sa’y ve gayretiyle yapılmayan bir tarzdatelifleri, doğrudan doğruya bir eser-i inâyet olduklarını gösteriyor. Çünkü bütün burisalelerdebütünderinhakâik, temsilât vâsıtasıyla, en âmîveümmîolanlarakadardersveriliyor. Hâlbuki o hakâikin çoğunu, büyük âlimler “Tefhim edilmez!” deyip değilavâma,belkihavassadabildiremiyorlar.

İşte,enuzakhakikatlerienyakınbir tarzda,enâmîbiradamadersverecekderecede,benim gibi Türkçe’si az, sözleri muğlâk, çoğu anlaşılmaz ve “Zâhir hakikatleri dahimüşkülleştiriyor.”diyeeskidenberiiştiharbulmuşveeskieserleri–kısmen–osû-iiştiharıtasdiketmişbirşahsınelindebuharikateshilâtvesühûlet-ibeyan;elbette,bilâ-şüphe,bireser-i inâyettir ve onun hüneri olamaz ve Kur’ân-ı Kerîm’in i’câz-ı mânevîsinin bircilvesidirvetemsilât-ıKur’âniye’ninbirtemessülüdürvein’ikâsıdır.

Beşinciİşaret:Risalelerumumiyetlepekçokintişarettiğihâlde;enbüyükâlimdentut,tâ en âmî adama kadar ve ehl-i kalb büyük bir veliden tut, tâ en muannid dinsiz birfeylesofakadarolantabakât-ınâsvetâifeler,orisalelerigördükleriveokuduklarıvebirkısmı tokatlarınıyediklerihâlde tenkitedilmemesi..veher tâifederecesinegöre istifadeetmesi,doğrudandoğruyabireser-iinâyet-irabbâniyevebirkeramet-iKur’âniyeolduğugibi,çoktetkikâtvetaharriyâtınneticesiyleancakhusûlbulanoçeşitrisaleler,fevkalâdebirsüratle,hemidrakimivefikrimimüşevveşedensıkıntılıinkıbazvakitlerindeyazılmasıdahi,bireser-iinâyetvebirikram-ırabbânîdir.

Evet,ekserkardeşlerimveyanımdakiumumarkadaşlarımvemüstensihlerbiliyorlarkiOn Dokuzuncu Mektub’un beş parçası, birkaç gün zarfında; her gün iki-üç saatte vemecmuuon iki saatte, hiçbir kitabamüracaat edilmeden yazılması; hatta enmühimbirparçaveoparçadalafz-ıResûl-iEkrem(aleyhissalâtüvesselâm)kelimesindezâhirbirhâtem-inübüvvetigösterendördüncücüz;üç-dörtsaatte,dağda,yağmuraltında,ezberyazılmış.VeOtuzuncuSözgibimühimvedakikbir risale, altı saat içindebir bağdayazılmış.VeYirmi Sekizinci Söz, Süleyman’ın bahçesinde bir, nihâyet iki saat içinde yazılması gibi..

Page 184: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

ekser risalelerin böyle olması ve eskiden beri sıkıntılı ve münkabız olduğum zaman enzâhirhakikatleridahibeyanedemediğimi, belki bilemediğimi yakındostlarımbiliyorlar.Hususanosıkıntıyahastalıkdailâveedilse,dahaziyadebenidersten,teliftenmenetmekleberaber;enmühimSözlerverisalelerin,ensıkıntılıvehastalıklızamanımda,ensüratlibirtarzda yazılması, doğrudan doğruya bir inâyet-i ilâhiye ve bir ikram-ı rabbânî ve birkeramet-iKur’âniyeolmazsanedir?

Hemhangi kitap olursa olsun, böyle hakâik-i ilâhiyeden ve imaniyeden bahsetmişse,alâküllihâlbirkısımmesâili,birkısım insanlarazararverir.Vezararverdikleri için,hermesele herkese neşredilmemiş. Hâlbuki şu risaleler ise, şimdiye kadar hiç kimsede –çoklardan sorduğum hâlde– sû-i tesir ve aksülamel ve tahdîş-i ezhan gibi bir zararvermedikleri,doğrudandoğruyabirişaret-igaybiyevebirinâyet-irabbâniyeolduğubizcemuhakkaktır.

Altıncı İşaret: Şimdi bence kat’iyet peydâ etmiştir ki; ekser hayatım, ihtiyâr veiktidarımın,şuurvetedbiriminharicinde,öylebirtarzdageçmişveöylegaripbirsuretteona cereyan verilmiş, tâKur’ân-ıHakîm’e hizmet edecek olan bu nevi risaleleri neticeversin.Âdetabütünhayat-ıilmiyem,mukaddemât-ıihzâriyehükmünegeçmişveSözler’lei’câz-ı Kur’ân’ın izharı, onun neticesi olacak bir surette olmuştur. Hatta, şu yedi senenefyimde ve gurbetimde ve sebepsiz ve arzumun hilâfında tecerrüdüm ve meşrebimemuhalif,yalnızbirköydeimrâr-ıhayatetmekliğim..veeskidenberiülfetettiğimhayat-ıiçtimaiyenin çok râbıtalarından ve kaidelerinden nefret edip terk etmekliğim, doğrudandoğruya bu hizmet-i Kur’âniye’yi hâlis, sâfi bir surette yaptırmak için bu vaziyetverildiğineşüphemkalmamıştır.Hattaçokdefabanaverilensıkıntıvezulmenbanakarşıolan tazyikat perdesi altında bir dest-i inâyet tarafından merhametkârâne, Kur’ân’ınesrarınahasr-ıfikirettirmekvenazarıdağıtmamakiçinyapılmıştır,kanaatindeyim.Hattaeskidenmütâlaayaçokmüştâkolduğumhâlde,bütünbütünsâirkitaplarınmütâlaasındanbirmen,birmücânebetruhumaverilmişti.Böylegurbettemedar-ıteselliveünsiyetolanmütâlaayı bana terkettiren, anladım ki doğrudan doğruya âyât-ı Kur’âniye’nin üstad-ımutlakolmalarıiçindir.

Hemyazılaneserler,risaleler–ekseriyet-imutlakası–hariçtenhiçbirsebepgelmeyerek,ruhumdan tevellüt edenbir hâcete binâen, âni ve def’î olarak ihsan edilmiş. Sonra bazıdostlarıma gösterdiğim vakit demişler: “Şu zamanın yaralarına devâdır.” İntişar ettiktensonraekserkardeşlerimdenanladımkitamşuzamandakiihtiyacamuvâfıkvederdelâyıkbirilâçhükmünegeçiyor.

İşte, ihtiyârve şuurumundairesiharicinde,mezkûrhâletlerve sergüzeşt-i hayatımveulûmların envâlarındaki hilâf-ı âdet, ihtiyârsız tetebbuâtım, böyle bir netice-i kudsiyeyemüncer olmak için, kuvvetli bir inâyet-i ilâhiye ve bir ikram-ı rabbânî olduğuna bendeşüphebırakmamıştır.

Page 185: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Yedinci İşaret: Bu hizmetimiz zamanında, beş-altı sene zarfında, bilâ-mübalâğa yüzeser-iikram-ıilâhîveinâyet-irabbâniyevekeramet-iKur’âniye’yigözümüzlegördük.BirkısmınıOnAltıncıMektup’taişaretettik.BirkısmınıYirmiAltıncıMektub’unDördüncüMebhası’nınMesâil-iMüteferrikası’nda,birkısmınıYirmiSekizinciMektub’unÜçüncüMeselesi’nde beyan ettik. Benim yakın arkadaşlarım bunu biliyorlar. Dâimî arkadaşımSüleyman Efendi, çoklarını biliyor. Hususan Sözler’in ve risalelerin neşrinde vetashihâtında ve yerlerine yerleştirmekte ve tesvid ve tebyizinde fevka’l-me’mul,kerametkârâne bir teshilâtamazhar oluyoruz.. keramet-i Kur’âniye olduğuna şüphemizkalmıyor.Bununmisalleriyüzlerdir.

Hemmaîşethususundaokadarşefkatlebesleniyoruzkienküçükbirarzu-yukalbimizibizi istihdam eden Sahib-i İnâyet, tatmin etmek için fevka’l-me’mul bir surette ihsanediyorvehâkeza…

İştebuhâlgayetkuvvetlibir işaret-igaybiyedirkibiz istihdamolunuyoruz.Hemrızadairesinde,heminâyetaltındabizehizmet-iKur’âniyeyaptırılıyor.

508

509

510

511

495 “Ağızlarıyla (üfleyerek) Allah’ın Nûru’nu söndürmek diliyorlar. Ama Allah, kâfirler hoşlanmasalar da Nûrunutamamlamayolundadırvemutlakatamamlayacaktır.”(Safsûresi,61/8)

496Bkz.:es-Sübkî,Tabakâtü’ş-Şâfiiyyeti’l-kübrâ6/61;Aliyyülkârî,el-Masnûs.149;es-Sindî,el-Hâşiye8/96.

497Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.596.

498Bkz.:el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.562.

499Allah’ınselâmı,rahmetivebereketiüzerinizeolsun.

500“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

501YazılanveokunanRisalelerinharfleriadedinceAllah’ınrahmetiüzerinizeolsun.

502 “De ki; Allah’ın lütfuyla, rahmetiyle, evet sadece bununla ferahlanın. Çünkü bu, onların dünya malı olaraktopladıklarıbütünşeylerdendahahayırlıdır.”(Yûnussûresi,10/58)

503“Elif,Lâm,Râ.”(Yûnussûresi,10/1;Hûdsûresi,11/1;Yûsufsûresi,12/1;İbrahimsûresi,14/1;Hicrsûresi,15/1)

504“Hâ,Mîm.”(Mü’minsûresi,40/1;Fussiletsûresi,41/1;Şûrâsûresi,42/1;Zuhrufsûresi,43/1;Duhânsûresi,44/1;Câsiyesûresi,45/1;Ahkafsûresi,46/1)

505 “Ben sözlerimle Muhammed’i (aleyhissalâtü vesselâm) övmüş olmadım; aslında sözlerimi Muhammed(aleyhissalâtüvesselâm)’laövmüşvegüzelleştirmişoldum.”HassânİbniSâbit’insözüolarak;İbnü’l-Esîr,el-Meselü’s-sâir2/357;el-Kalkaşendî,Subhu’l-a’şâ2/321;İmâmRabbânî,el-Mektûbât1/58(44.Mektup)

506“Allahherşeyekâdirdir.”(Mâidesûresi,5/120;Hûdsûresi,11/4;Rûmsûresi,30/50;…)

507(Hâşiye)Şimdiyüzotuzdur.

508Allah’ahamdolsun;buRabbiminihsanıdır.

Page 186: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

509“Sübhansın yâRab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki?Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetleyapansensin.”(Bakarasûresi,2/32)

510Allah’ım! Efendimiz Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e, O’nun âl ve ashabına, senin hoşnutluğuna veO’nunhakkınınödenmesinevesileolacakşekildeçoksalâtveselâmeyle,âmîn…

511Allah’ım!Seninism-iâzamınınsırrıiçin,burisaleyineşredeniinâyetineveFurkân’ınınkerâmetlerinemazhareyle.Âmîn,âmîn,âmîn.

Page 187: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

MahremBirSuâleCevaptır[Şusırr-ıinâyet,eskidenmahremceyazılmış;OnDördüncüSöz’ünâhirine

ilhakedilmişti.Hernasılsaeksermüstensihlerunutupyazmamışlardı.Demekmünasipvelâyıkmevkiiburasıymışkigizlikalmış.]

Bendensuâlediyorsun:“Neden seninKur’ân’danyazdığınSözler’debir kuvvet,bir tesir var ki, müfessirlerin ve âriflerin sözlerinde nâdiren bulunur? Bazen birsatırdabirsayfakadarkuvvetvar,birsayfadabirkitapkadartesirbulunuyor.”

Elcevap: Güzel bir cevaptır! Şeref, i’câz-ı Kur’ân’a ait olduğundan ve bana aitolmadığından,bilâ-pervâderim:

Ekseriyetitibarıylaöyledir.Çünkü;yazılanSözlertasavvurdeğil,tasdiktir..teslimdeğil,imandır..mârifetdeğil,şehâdettir,şuhûddur..taklitdeğil,tahkiktir..iltizamdeğil,iz’andır..tasavvufdeğil,hakikattir..dâvâdeğil,dâvâiçindeburhandır.

Şusırrınhikmetibudurki:Eskizamandaesâsât-ıimaniye,mahfuzdu;teslim,kavîidi.Teferruâtta,âriflerinmârifetleridelilsizdeolsabeyanâtlarımakbul idi,kâfi idi.Fakatşuzamandadalâlet-ifenniye,eliniesâsâtaveerkânauzatmışolduğundan:

HerderdelâyıkdevâyıihsanedenHakîm-iRahîmolanZât-ıZülcelâl,Kur’ân-ıKerîm’in en parlak mazhar-ı i’câzından olan temsilâtından bir şûlesini, acz vezaafıma,fakrveihtiyacımamerhametenhizmet-iKur’ân’aaityazılarımaihsanetti..

Felillâhilhamd, sırr-ı temsil dürbünüyle en uzak hakikatler, gayet yakıngösterildi..

Hemsırr-ıtemsilcihetü’l-vahdetiyle,endağınıkmeselelertoplattırıldı..Hemsırr-ıtemsilmerdiveniyle,enyüksekhakâikekolaylıklayetiştirildi..Hemsırr-ı temsilpenceresiyle,hakâik-igaybiyeye,esâsât-ı İslâmiye’yeşuhûda

yakınbiryakîn-iimaniyehâsıloldu..Akılileberabervehimvehayal,hattanefisvehevâteslimemecburolduğugibi,

şeytandahiteslim-isilâhamecburoldu…

Elhâsıl: Yazılarımda ne kadar güzellik ve tesir bulunsa, ancak temsilât-ıKur’âniye’ninlemeâtındandır.Benimhissem;yalnızşiddet-iihtiyacımlataleptir..vegayetaczimletazarruumdur.Dertbenimdir,devâKur’ân’ındır.

SaidNursî

513 512

514

Aziz,sıddıkkardeşlerim,

Page 188: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Evvelâ: Geçen mübârek Leyle-i Berât’ınızı ve gelecek Ramazan-ı Şerif’inizitebrik ederiz.Bu sene,BeratGecesi,Nurcular hakkında çokbereketli vekerametliolduğunabiremaresinihayretlegördük.Şöyleki:

Ben,BeratGecesindenaz evvelAsâ-yıMusa tashihiylemeşgulken, bir güvercinpencereye geldi, bana baktı. Ben dedim: “Müjdemi getirdin?” İçeriye girdi, güyaeskidendostidikgibi,hiçürkmedi.Asâ-yıMusaüstüneçıktı,üçsaatoturdu.Ekmek,pirinçverdim,yemedi.Tâakşamakaldı,sonragitti,tekrargeldi.Berâtgecesinde,tâsabaha kadar yanımda kaldı. Ben yatarken başıma geldi, “Allahaısmarladık”nev’indenbaşımıokşadı,sonraçıktıgitti.İkincigün,benteessüfederken,yinegeldi,birgecedahakaldı.Demekbumübârekkuş,hemAsâ-yıMusa’yı, hemBerâtımızıtebriketmekistedi.

SaidNursî

515

516

Evvelâ: Şimdi tam tahakkuk etti ki, zelzele, Risalei’n-Nur ile alakadardır.Hüsrev’in, müdafaatımda yazılan dört zelzele meselesini tasdik eden bu gecekişiddetlidörtdefazelzele,banaveNur’laravebumemleketekat’îbirsû-ikasteseriolarakhükûmetiçersindehizmetçimebağararakbanatahkirkârâneihânetveşetmedip“Git ona söyle!” diyen ve kaymakamın emr-i cebrî ile “Hasta da olsa burayagetiriniz!”bekçilerevejandarmalaraemirverenveAfyon’unperdealtındakibüyükmemuradayananEmirdağzabıtası,hemNurşâkirtlerininşevklerine,hemNur’larınburadayazılmasına,hembanaehemmiyetlisıkıntıvermesi,aynıvakitteböyleburadagörülmeyenbuşiddetlizelzeleningelmesigösteriyorki,Risale-iNurbirvesile-idef-ibelâdır;tatileuğradıkçabelâfırsatbulupgelir.

SaidNursî

512HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

513“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

514Allah’ınselâmı,rahmetivebereketiüzerinizeolsun.

515HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

516Allah’ınselâmı,rahmetivebereketi;sonsuzakadarsürekliüzerinizeolsun.

Page 189: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Zekâi’ninBirManzumesiBuNurEser,tefsîridirosemâvîkitabın,

İlânederhakikati,emr-ihakkıbildirir.

İsyanlara,zulümleremâruzolancihanın,

Buasırdagözyaşınınursaçarakdindirir.

Bueserdirmuztaripgönülleretesellî.

Bukararsızâleminherbuhranındanursaçar.

Bueserdirherzulmetteselâmetinrehberi.

Ehl-iimanbusayede,bueserlehüryaşar…

Mâsumlarabiröğüttür,gençlerinderehberi,

Hermazluma“Ağlama”der.“Güleceksinyarınsen.”

Tesellîsiçokyücedir,ibretlidirdersleri,

Belibükükihtiyaramüjdeverirderinden.

Bueserdirinsanlarıdehşetlerdendûreden…

Kudretelihâmisidir,hayret-fezâhükmüvar…

Muannidlerteslimolurhükmüne,mağruriken.

HerserserifilozofumeftunedenNur’uvar!

Bunureserherbilginin,hermümininsertacı,

Dertlilerindermanıdır,hermünkiritokatlar…

Şirklerinhemhedimidir,hemherkayguilâcı,

Zındık,zâlimilişirsebaşındavolkanpatlar!

Eygüçyetmezdehşetverenhâletlerdenağlayan!

Fânilerealdanarakkırıldıkçabağırma…

Eyzâilden,âcizlerdenmedetumupbağlanan!

GirbuNur’unâlemine,fânileriçağırma…

Ayılartıkgafletsarhoşluğundan,durma,uyan!

Hevesatınbirejderdir,kalbinikemirecek.

YarınmesûdolacaktıryokluktaHakk’ıbulan.

Page 190: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Nur’avernakd-iömrü,yarınsanaverilecek;

Huzurunauhrâdaihtişamlarserilecek.

Risale-iNur’unkusurluhâdimi

Zekâi

SaidNursî

Page 191: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

517

âyetininveraset-iAhmediye(aleyhissalâtüvesselâm)cihetinde,mana-yıişarînoktasında,buasırdaoRahmetenli’l-âlemîninbiraynasıvehakikat-iKur’âniye’ninbirhakikîtefsiriolanRisale-iNur,oküllîrahmetinbircilvesi,birnumûnesiolmasından,hakikat-iMuhammediye’nin(aleyhissalâtüvesselâm)bir

kısımevsafını,manayımecâzîilecüz’îbirvârisineverilebilirdiye,buparlakkasideyeilişmedim.

Yalnızhakikat-iAhmediye(aleyhissalâtüvesselâm)ileaynasınınfarkınaişaretenbazıkelimelerilâveedildi.

SaidNursî

Huzurbulurbugünseninleâlem,

Eybuasırdarahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Sürûrbulurbugünseninleâdem,

Eybirrahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Buhastagönüllerçoktanperişan,

VarsasendeeğerLokman’dannişan,

Birşifasun,gel,eymahbub-uzişan,

Eycilve-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Gelmezmisonubuuzunhecenin,

Geçmezmigamıbuyaslıgecenin?

Zâriarttı,sabrıbittinicenin,

Eycilve-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Fahr-iÂlem,Arş’tanbuyereindi,

Şâh-ıVelâyetgelipDüldül’ebindi,

Zülfikar’abugün,artıknurdendi,

Eybuzamandarahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

……………………………..

Dertleredermansın,mahbub-ucansın,

Hemcâmiü’l-esmâve’l-Kur’ân’sın,

Hemdenur-uHak’tanbizeihsansın,

Eybirrahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Buâlemdemaddedeğil,birözsün,

Herzerredenbakanbütünbirgözsün,

Page 192: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Kâinatıhayranedenbütünbiryüzsün,

Eymisal-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

……………………………..

Asl-ıevvelisinbalın,şekerin,

Deryasısıncümleilmin,hünerin,

Gelmedicihanaböyleeserbenzerin

Eymir’ât-ırahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

ÇünküsensinbuasırdaRahmetenli’l-Âleminincilvesi,

ÇünküsensinşimdiŞefiü’l-müznibîninvârisi.

“AğisnâyâGıyâse’l-Müstağîsîn”birduası,

Eyşule-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Şifabulsunşimdibirazyaramız,

Revaçbulsungeçmezolsunparamız,

Saçnurunu,akadönsünkaramız,

Eyziya-yırahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

……………………………..

Meylimizyokyalancıbirdünyaya,

Sonverdikbizbid’alara,riyâya,

Kapılmayızöylekuruhülyaya,

Eybirhakikat-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Yokbizdecemiyetkurmahülyası,

Yokbaşkabiryolagitmesevdası,

Oldukancaknurundertlişeydâsı,

Eydertlilererahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

……………………………..

Geçmişizhepmedihlerden,senâdan,

Yüzçevirdikservetlerden,gınâdan,

Nuristeriz,geçmedenbufenadan,

Eybuasırdarahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Page 193: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

……………………………..

ÂşıklarınArşaçıkanferyadı

Ağlatıyoropâkruhluecdadı,

Allahiçineylebizeimdadı,

Eymuhtaçlararahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Göklersaldıbelâ,yerverdibelâ,

Sarstıâfâkıbiracıvaveylâ,

Rahmetetâleme,eynur-uMevlâ!

Eycilve-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Biryandaselvar,biryandakanakar,

Bubelâateşiâlemiyakar,

Ağlayanbubeşerhepsanabakar,

Eynumûne-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Çevrildiateşlebukocadünya,

Bircehennemgibikaynadıderya.

Yetişimdadaeyşâh-ıevliya!

Eybuzamandarahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

……………………………..

Zındıkaya,küfrekarşısaldırdın,

Gönüllerdenkederlerikaldırdın,

Bizinurunderyasınadaldırdın,

Eybîçârelererahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Kaldıramazsanaaslakimseel,

Bağlıyoruzbizlersanacandanbel,

Dünyalarasensinümitveemel,

Eyziya-yırahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Senordukurmazsınerle,uşakla,

Savaşmazsınöyle,topla,bıçakla,

Nurunlaşuasrıtutupkucakla,

Page 194: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Eyşimdirahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Bitsinde,bukorkunçtufan-ışedid,

Açılsınyepyenibirdevr-imesûd,

Onsekizbinâlemeylesinhepîd,

Eyehl-iKur’ân’arahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Geliyorşukarşıdangerçibirzulmet,

Fakatsensinbugünatâ-yırahmet,

Boğacaksınonunurunlaelbet,

Eybirrahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Kızılejderyuvamızagirmesin,

Zehirlieliyakamızaermesin,

Karşıdurupnurunfırsatvermesin,

Eyseyf-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Karadumanüstümüzdendağılsın,

Kızılalevsönüpâlemayılsın,

Buzaferinhaşrekadaranılsın,

Eyzülfikar-ırahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Osoydandırnicecanlaryakanlar,

Osoydandırevlerbarklaryıkanlar,

Osoydandırsanakinlebakanlar.

Eyhüccet-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Mâsumlarınkanlarınıiçerler,

Ebûcehl’i,Nemrutlarıgeçerler,

Ölümlerdenölümleriseçerler,

Eyşimdibirrahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Birmikropki,ciğerleridişliyor,

Kanımızlakendisinibesliyor,

Temizyurdutelvisedippisliyor,

Eybireczahâne-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Page 195: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Gazilerin,fatihlerinkonağı,

Seyyidlerin,serverlerinotağı,

Buvatandır,şehidlerinyatağı,

Eycilve-irahmet-iâlemRisaletü’nNur!

Oşehidinaladönmüşkefeni,

Misklerkokar,gülebenzerbedeni.

Öpermeleklerdenurlunâşını,

Eynumûne-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Kur’ândiyor,ölmemiştir,diridir,

HerbirisiHakk’ınarslaneridir,

Türbeleriyüreklerititretir,

Eyayna-yırahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Armağansınçünküasîlmillete,

Düşmeyelimbirgünbilezillete,

Götürbizişanlıbüyükdevlete,

Eymisal-irahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Eyleyelernurunilehepsavlet,

Zaferlerleşanlarbulurbumillet,

Şarka,garbaziyasalsınbudevlet,

Eybizlererahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!

Nurdankanadın,hemsağlamkolunvar,

Nurdanseninhakkagidenyolunvar.

Kabulet,birkemterFeyzikulunvar,

Eybuasırdarahmet-iâlemRisaletü’n-Nur!518

Üstadım,EfendimHazretleri,519âyetininnurlarından,Nurunsayesindealabildiğimbirzerreyibuşekilde

yazdım, ve huzur-u irfanınıza sundum. Kabulünü rica eder, selâmlarımızı sunar vemübârekelleriniziöperizefendimiz.

Page 196: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Bîçâretalebeniz

HasanFeyzi(rahmetullâhialeyhiebedendâimâ)

SaidNursî

ÜniversitedekiNurŞâkirtlerinin,NurHakikatininFenDairesindeFevkalâdeKıymetiniTakdirEttiklerineBirNumûnedir.

521 520

522

ŞukâinatsemâsınıngurûbuolmayanmânevîgüneşiolanKur’ân-ıKerîm;şumevcudatkitab-ı kebirinin âyât-ı tekvîniyesini okutturmak, mahiyetini göstermek için şuâlarıhükmündeolanenvârınıneşrediyor.Ukul-übeşeritenvirilesırat-ımüstakimigösteriyor.Beşeriyet âleminde her fert, hilkatindeki makasıdı ve fıtratındaki metâlibi veistikametindeki gayesini, o hidayet güneşinin nuru ile görür, anlar ve bilir. O hidayetnurunun tecellisine mazhar olanlar, kalb kabiliyeti nisbetinde ona aynadarlık ederekkurbiyet kesbeder. Eşya ve hayatın mahiyeti o nur ile tezahür ederek, ancak o nur ilegörülür, anlaşılır ve bilinir. Şems-i Ezeliye’nin mânevi hidayet nurlarını temsil edenKur’ân-ı Kerîm, kalb gözüyle hak ve hakikati görmeyi temin eder. Onun için, onunnurundan uzakta kalanlar, zulümatta kalırlar. Zira her şey nur ile görülür, anlaşılır vebilinir. İşte şu kitab-ı kebirin mânevi ve sermedî güneşi olan Kur’ân-ı Kerîm’in nur-utecellîsine bu asrımızda “Nur” ismiyle müsemmâ olan Risale-i Nur’un şahs-ı mânevisimazhar olmuştur. O Nur’lar ki, zulümattan ayrılmak istemeyen yarasa tabiatlı, gafletuykusuyla gündüzünü gece yapan sefâhet-perest, aklı gözüne inmiş, zulümatta kalarakgözü görmez olanlara ve yolunu şaşıranlara karşı projeksiyon gibi nurlarını imanhakikatlerine tevcih ederek sırat-ı müstakîmi büsbütün kör olmayanlara gösteriyor. Nurtopuzunuehl-iküfürvemünkirlerinbaşınavurup“Yaaklınıbaşındançıkarathayvanol,yahutdaaklınıbaşınaalarakinsanol!”diyor.

İlim bir nevi nur olduğuna göre, Risale-i Nur’un ilme olan en derin vukufunugösterecekbir-ikidelilinekısaişaretederiz.

Evvelâ:Şunuhatırlamalıyızki:Risale-iNur,başkakitaplarıdeğil,belkiyalnızKur’ân-ıKerîm’iüstadolaraktanımasıveonahizmetetmesiitibarıyla;makbuliyetihakkındabizimbu mevzuda söz söylememize hâcet bırakmıyor. Biz, ancak ilim erbabı mabeynindeRisale-iNur’undeğerinitebârüzettirmekiçinilâvetenderizki:

Risale-iNur, şimdiye kadar hiçbir ilim adamının tam bir vuzuhla isbat edemediği enmuğlâkmeseleleri,gayetbasitbirşekilde,enâmîavâmtabakasındantut,tâenâlihavastabakasınakadarherkesinistidadınisbetindeanlayabileceğibirtarzda,şüphesiziknaedicive yakinî bir şekilde izah ve isbat etmesidir. Bu hususiyet hemen hemen hiçbir ilimadamınıneserindeyoktur.

Page 197: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

İkincisi:BütünNureserleriKur’ân-ıKerîm’inbirkısımâyetlerininhakikitefsiriolup,onunmânevii’câzınınlem’alarıolduğunuherhusustagöstermesidir.

Üçüncüsü: İnsanların en derin ihtiyaçlarına kat’î delil ve burhanlarla ilmî mahiyettecevapvermesidir.Meselâ,Vâcibü’l-vücûd’unvarlığıveâhiretvesâirimanrükünlerini,birzerreninlisan-ıhâlvekâlsuretindetercümanlığınıyaparakisbatetmesi.EnmeşhurİslâmfilozoflarındanİbniSina,Fârâbî,İbniRüşdbumesleklerdebütünmevcudâtıdelilolarakgösterdiklerihalde,Risale-iNur,ohakikatleriaynenbirzerreveyabirçekirdeklisanıylaisbatediyor.EğerRisale-iNur’unilmîkudretinişimdionlaragöstermekmümkünolsaydı,onlarhemendizçöküpRisale-iNur’dandersalacaklardı.

Dördüncüsü: Risale-i Nur, insanın senelerce uğraşarak elde edemeyeceği bilgileri,komprimehülâsalarnev’indenkısabirzamandateminetmesidir.

Beşincisi: Risale-iNur, ilmin esas gayesi olan rıza-yı ilâhîyi tahsile sebep olması vedünyamenfaatineilmihiçbircihetleâletetmeyerektammanasıylainsaniyetehizmetgibienulvîvazifeyitemsiletmesidir.

Altıncısı: Risale-i Nur, kuvvetli ve kudsî ve imanî bir tefekkür semeresi olup bütünmevcudâtın lisan-ı hâl ve kal suretinde tercümanlığını yapar. Aynı zamanda imanhakikatleriniilmelyakînveaynelyakînvehakkalyakînderecelerindeinkişafettirir.

Yedincisi:Risale-iNur,bütünilimlericâmîoluşudur.Âdetailimiplikleriyledokunmuşmüzeyyenkumaşgibidir.Veşimdiyekadarhiçbirilimerbabıtarafındansöylenmemişveher ilme olan en derin vukufunu tebarüz ettiren vecizeler mecmuasıdır. Misal olarakbirkaçınızikrederek,heyet-imecmuasıhakkındabirfikiredinmekisteyenlereRisale-iNurbahrinemüracaatetmesinitavsiyeederiz.

“Sivrisineğingözünühalkeden,güneşidahiohalketmiştir.”

“Birkelebeğinmidesinitanzimeden,Manzume-iŞemsiyeyidahiotanzimetmiştir.”

“Bir zerreyi icad etmek için, bütün kâinatı icad edecek bir kudret-i gayr-i mütenahîlâzımdır.Ziraşukitab-ıkebîr-ikâinatınherbirharfinin,bâhususzîhayatherbirharfinin,herbircümlesinemüteveccihbireryüzüvenâzırbirergözüvardır.”

“Tabiat, misalî bir matbaadır; tâbi’ değil.. nakıştır, nakkaş değil.. mistardır, masdardeğil.. nizamdır, nâzım değil.. kanundur, kudret değil…. Şeriat-ı iradiyedir, hakikat-ihariciyedeğil.”

“Sabit, daim, fıtrî kanunlargibi, ruhdahi, âlem-i emirden, sıfat-ı iradedengelmiş vekudretonavücûd-uhissîgiydirmiştir..birseyyâle-ilatifeyiocevheresadefetmiştir…”

Vehâkeza,binlervecizelervar.

523

Page 198: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

ÜniversiteNurcularınamınaduanızaçokmuhtaç

MustafaRamazanoğlu

SaidNursî

517“EyResûlüm!Bizsenibütüninsanlariçinsırfbirrahmetvesilesiolmaniçingönderdik.”(Enbiyâsûresi,21/107)

518Allah’ınselâmı,rahmetivebereketiüzerinizeolsun.

519“EyResûlüm!Bizsenibütüninsanlariçinsırfbirrahmetvesilesiolmaniçingönderdik.”(Enbiyâsûresi,21/107)

520HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

521“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

522Allah’ınselâmı,rahmetivebereketi;sonsuzakadarsürekliüzerinizeolsun.

523KendindenbaşkaherşeyinfâniolduğugerçekBâkî,Allah’tır.

Page 199: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Halilİbrahim’inManzumesidir525 524

526

Zerremizifart-ışefkatinleşems-ienvârınadüşürdün,

Cehlimizleenâniyetimizidiyâr-ıirfanınadüşürdün.

Mâden-inühasımızıpota-yıFurkanadüşürdün,

Hayfâki,opotadazünnar-ıinkârımızıdüşürdün.

Sarây-ıKâbe-iulyâyaeriptûl-üemelimizidüşürdün,

Makam-ınur-utevhîdevarıphâb-ıhayâlimizidüşürdün.

Haremgâh-ıilâhîdesüveydahücresineyükümüzüdüşürdün,

Heyet-isuretininderunundakimanayagönlümüzüdüşürdün.

Tâezelsabahındavahdetnağmesiniişittin,

Leylâ-yızamanKaysilebirdemdegörüştün,

Dostiklimininlâlesininbağlarınaeriştin,

Vahdet-isâkimidadını 527kevserinedüşürdün.

OlmasaydıneyRisale-iNurbizesenarmağan;

Câh-ımâsiva,nefs-itâğutlabel’ederdibiziheman.

Dalâlettengeçemez,küfürbenliğindekalırdıküryan,

Hamdenlillâh,katremizibahr-ienvârınadüşürdün.

Sendekiesrar-ıHak 528’yisöylesem,

GülvechindekiLâhutbeninişerhvebeyaneylesem.

Nur-uHudâ,müminehedâ,dalâleteseyf-ihemtamıdesem,

ZülfikarveAsâ-yıMusailemünkirlerigirdabadüşürdün.

Âşina-yıbezm-iHaktırRisale-iNurtalebeleri,

Nur-uYezdan,Feyz-iKur’ân’dırcümlesininrehberi.

Buâciznâtüvanonlarınbirhakirkemteri,

Halilİbrahim’e“hâk-ider-iÂl-iAbâ”tamdüşürdün.

529

Page 200: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Duanızaçokmuhtaçgünahkârkardeşiniz

Hâk-ider-iÂl-iAbâ

SaidNursî

524HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

525“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

526Allah’ınselâmı,rahmetivebereketi;sonsuzakadarsürekliüzerinizeolsun.

527Dehrsûresi,76/21)

528A‘râfsûresi,7/143.

529KendindenbaşkaherşeyinfâniolduğugerçekBâkî,Allah’tır.

Page 201: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

HüveNüktesi531 530

Azizvesıddıkkardeşlerim,

Kardeşlerim.. 532 ve 533 ’deki lafzında, yalnız maddî cihette bir seyahat-ihayâliye-ifikriyedehavasayfasınınmütâlaasıylaanibirsûrettegörünenbirzarifnükte-itevhidde, meslek-i imaniyenin hadsiz derece kolay ve vücûb derecesinde sühûletlibulunmasını;veşirkvedalâletinmesleğindehadsizderecedemüşkülâtlı,mümtenibinlermuhâl bulunduğunu müşâhede ettim. Gayet kısa bir işaretle, o geniş ve uzun nükteyibeyanedeceğim.

Evet; nasıl ki bir avuç toprak, yüzer çiçeklere nöbetle saksılık eden kabında, eğertabiata, esbâba havale edilse, lâzım gelir ki; ya o kapta küçük mikyasta yüzer, belkiçiçekleradedincemânevîmakineler,fabrikalarbulunsunveyahutoparçacıktopraktakiherbir zerre, bütün o ayrı ayrı çiçekleri, muhtelif hâsiyetleriyle ve hayattar cihâzâtıylayapmalarınıbilsin.Âdetabirilâhgibihadsizilmivenihâyetsiziktidarıbulunsun.

Aynenöylede:Emirve iradeninbirarşıolanhavanın, rüzgârınherbirparçasıvebirnefesvetırnakkadarolan lafzındakihavada,küçücükmikyastabütündünyadamevcuttelefonların, telgrafların, radyoların ve hadsiz ve muhtelif konuşmaların merkezleri,santralleri,âhizevenâkileleribulunsunveohadsizişleriberabervebirandayapabilsin.Veyahuto ’dakihavanın,belkiunsur-uhavanınherbirparçasınınherbirzerresi,bütüntelefoncular ve ayrı ayrı umum telgrafçılar ve radyo ile konuşanlar kadar mânevîşahsiyetleri ve kabiliyetleri bulunsun ve onların umum dillerini bilsin ve aynı zamandabaşka zerrelere de bildirsin, neşretsin. Çünkü bilfiil o vaziyet kısmen görünüyor vehavanınbütüneczasındaokabiliyetvar.İşteehl-iküfrünvetabiiyyûnvemaddiyyûnlarınmesleklerinde değil bir muhâl, belki zerreler adedince muhâller ve imtinâlar vemüşkülâtlarâşikâregörünüyor.

Eğer Sâni-i Zülcelâl’e verilse, hava bütün zerrâtıyla onun emirber neferi olur. Birtekzerrenin, muntazam birtek vazifesi kadar kolayca hadsiz küllî vazifelerini Hâlık’ınınizniylevekuvvetiyleveHâlık’a intisapve istinad ileveSâni’inin cilve-ikudreti ilebiranda, şimşek süratinde ve telâffuzu ve havanın temevvücü sühûletinde yapılır. Yani,kalem-i kudretin hadsiz ve harika vemuntazamyazılarına bir sayfa olur.Ve zerreleri okalemin uçları ve zerrelerin vazifeleri dahi, kalem-i kaderin noktaları bulunur. Birtekzerreninhareketiderecesindekolayçalışır.

İşteben 534ve 535’dekihareket-ifikriyeileseyahatimde,havaâleminitemâşâve o unsurun sayfasını mütâlaa ederken, bu mücmel hakikati tam vâzıh ve mufassalaynelyakînmüşâhedeettimve lafzında,havasındaböyleparlakbirbürhânvebirlem’a-yıvâhidiyetbulunduğugibi,manasındaveişaretindegayetnurânîbircilve-iehadiyetve

Page 202: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

çok kuvvetli bir hüccet-i tevhid ve zamirinin mutlak ve müphem işareti, hangi zâtabakıyor?” işaretine bir karîne-i taayyün o hüccette bulunması içindir ki, hem Kur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan,hemehl-izikir;makam-ıtevhiddebukudsîkelimeyiçoktekrarederlerdiyeilmelyakînilebildim.

Evet, meselâ: Bir nokta beyaz kâğıtta, iki-üç nokta konulsa karıştığı ve bir adam,muhtelif çokvazifeleri beraber yapmasıyla şaşıracağı ve bir küçük zîhayata, çokyükleryüklenmesiylealtındaezildiğivebir lisanvebirkulak,aynıandamüteadditkelimelerinberaber çıkması ve girmesi intizamını bozup karışacağı hâlde, aynelyakîn gördüm ki:anahtarıilevepusulasıylafikrenseyahatettiğimhavaunsurundaherbirparçası,hattaherbirzerresiiçinemuhtelifbinlernoktalar,harfler,kelimelerkonulduğuveyakonulabileceğihâlde,karışmadığınıveintizamınıbozmadığını…

Hemayrıayrıpekçokvazifeleryaptığıhâlde,hiçşaşırmadanyapıldığınıveoparçayavezerreye,pekçokağıryükleryüklendiğihâlde,hiçzaafgöstermeyerek,gerikalmıyarakintizamiletaşıdığını..

Hem binler ayrı ayrı kelime, ayrı ayrı tarzda, manada o küçücük kulak ve lisanlarakemâl-iintizamlagelip,çıkıp,hiçkarışmayarak,bozulmayarakoküçücükkulaklaragirip,o gayet incecik lisanlardan çıktığı ve o her zerre ve her parçacık, bu acîb vazifelerigörmekle beraber kemâl-i serbestiyet ile cezbedarâne hâl dili ile ve mezkûr hakikatinşehâdetive lisanıyla 536ve 537 deyipgezerve fırtınalarınve şimşekveberkvegök gürültüsü gibi havayı çarpıştırıcı dalgalar içerisinde, intizamını ve vazifelerini hiçbozmuyorveşaşırmıyor.Vebirişdiğerbirişemâniolmuyor…Benaynelyakînmüşâhedeettim.

Demek,yaherbirzerreveherbirparçahavadanihâyetsizbirhikmetvenihâyetsizbirilmi, iradesi ve nihâyetsiz bir kuvveti, kudreti ve bütün zerrâta hâkim-i mutlak birhâssalarıbulunmaklâzımdırki,buişleremedarolabilsin.Buise,zerreleradedincemuhâlvebâtıldır.Hiçbirşeytandahibunuhatıragetiremez.

Öyle ise, bu sayfa-yı havanın hakkalyakîn, aynelyakîn, ilmelyakîn derecesindebedâhetle Zât-ı Zülcelâl’in hadsiz gayr-i mütenâhî ilmi ve hikmetle çalıştırdığı kalem-ikudret ve kaderin mütebeddil sayfası ve bir levh-i mahfuzun âlem-i tagayyürde vemütebeddilşuûnâtındabirlevh-imahv,isbatnâmındayazar-bozartahtasıhükmündedir.

İşte hava unsurunun yalnız nakl-i asvât vazifesinde mezkûr cilve-i vahdâniyet’i vemezkûr acâibi gösterdiği ve dalâletin hadsiz muhâliyetini izhar ettiği gibi; unsur-uhavâînin, sâir ehemmiyetli vazifelerinden biri de elektrik, cazibe, dâfia, ziyâ gibi sâirletâifin naklinde şaşırmadan muntazaman, asvât naklindeki vazifeyi gördüğü aynızamandabuvazifeleridahigördüğü;aynızamanındabütünnebâtâtvehayvanâtateneffüsvetelkihgibihayatalüzumubulunanlevâzımâtıkemâl-iintizamileyetiştiriyor.Emirveirade-iilâhiyeninbirarşıolduğunukat’îbirsûretteisbatediyorveserseritesadüfvekör

Page 203: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

kuvvetvesağırtabiatvekarışık,hedefsizesbâbveâciz,câmid,cahilmaddelerbusayfa-yıhavâiyenin kitâbetine ve vazifelerine karışması hiçbir cihetle ihtimâl ve imkânıbulunmadığınıaynelyakînderecesindeisbatettiğinikat’îkanaatgetirdim.Veherbirzerreveherbirparça lisan-ıhâl ile 538ve 539 dediklerini bildimvebu anahtarı ilehavanınmaddî cihetindeki bu acâibi gördüğümgibi, havaunsurudabir olarak âlem-imisalveâlem-imanayabiranahtaroldu.

(Mütebakisişimdilikyazdırılmadı.Umumabinlerselâm.)

Kardeşiniz

SaidNursî

530HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

531“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

532“Allah,ohakMâbuddurkikendisindenbaşkahiçbirilâhyoktur.”(Bakarasûresi,2/163,255;Âl-iİmransûresi,3/2,6,18;Nisâsûresi,4/87;…)

533“Deki:O,Allah’tır,gerçekİlahtırveBirdir.”(İhlâssûresi,112/1)

534“Allah,ohakMâbuddurkikendisindenbaşkahiçbirilâhyoktur.”(Bakarasûresi,2/163,255;Âl-iİmransûresi,3/2,6,18;Nisâsûresi,4/87;…)

535“Deki:O,Allah’tır,gerçekİlahtırveBirdir.”(İhlâssûresi,112/1)

536“Allah,ohakMâbuddurkikendisindenbaşkahiçbirilâhyoktur.”(Bakarasûresi,2/163,255;Âl-iİmransûresi,3/2,6,18;Nisâsûresi,4/87;…)

537“Deki:O,Allah’tır,gerçekİlahtırveBirdir.”(İhlâssûresi,112/1)

538“Allah,ohakMâbuddurkikendisindenbaşkahiçbirilâhyoktur.”(Bakarasûresi,2/163,255;Âl-iİmransûresi,3/2,6,18;Nisâsûresi,4/87;…)

539“Deki:O,Allah’tır,gerçekİlahtırveBirdir.”(İhlâssûresi,112/1)

Page 204: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

YirmiDokuzuncuMektubunBeşinciRisaleOlanBeşinciKısım

540 âyet-i pür-envârının çok envâr-ı esrarından bir nurunu, Ramazan-ıŞerif’te bir hâlet-i ruhâniyede hissettim, hayal-meyal gördüm. Şöyle ki, Üveys-iKaranî’nin;

541

münâcât-ımeşhuresinev’inden,bütünmevcudât-ızevilhayat,Cenâb-ıHakk’akarşıaynımünâcâtıettiklerini..veonsekizbinâlemin542herbirininışığı,birerism-iilâhîolduğunubanakanaatverecekbirvâkıa-yıkalbiye-ihayaliyeyigördüm,şöyleki:

Birbirine sarılı çok yapraklı bir gül goncası gibi, şu âlem binler perde perde içindesarılı,birbirialtındasaklıâlemleribuâlemiçindegördüm.Herbirperdeaçıldıkça,diğerbirâlemigörüyordum.Oâlemise,âyet-inûrun543arkasındaki

544

âyeti tasvir ettiği gibi; bir zulümât, bir vahşet, bir dehşet karanlığı içinde banagörünüyordu. Birden bir ism-i ilâhînin cilvesi, bir nur-u azîm gibi görünüpışıklandırıyordu. Hangi perde akla karşı açılmışsa, hayale karşı başka bir âlem fakatgafletle karanlıklı bir âlem görünüyorken, güneş gibi bir ism-i ilâhî tecellî eder, baştanbaşaoâlemitenviredervehâkeza…Buseyr-ikalbîveseyahat-ihayaliyeçokdevametti.

Ezcümle:Hayvanât âlemini gördüğüm vakit, hadsiz ihtiyâcât ve şiddetli açlıklarıylaberaber zaaf ve aczleri, o âlemi bana çok karanlıklı ve hazin gösterdi. BirdenRahmânismi,Rezzâkburcunda(yanimanasında)birşems-itâbângibitulûetti;oâlemibaştanbaşarahmetziyasıylayaldızladı.

Sonra o âlem-i hayvanât içinde etfâl ve yavruların zaaf ve acz ve ihtiyaç içindeçırpındıkları,hazinveherkesirikkategetirecekbirkaranlıkiçindediğerbirâlemigördüm.BirdenRahîm ismi şefkat burcunda tulû etti, o kadar güzel ve şirin bir surette o âlemiışıklandırdı ki; şekvâ ve rikkat ve hüzünden gelen yaş damlalarını, ferah ve sürûra veşükrünlezzetindengelendamlalaraçevirdi.

Sonrasinemaperdesigibibirperdedahaaçıldı,âlem-iinsanîbanagöründü.Oâlemiokadar karanlıklı, o kadar zulümâtlı, dehşetli gördüm ki; dehşetimden feryat ettim,“Eyvah!”dedim.Çünkügördümki;insanlardakiebedeuzanıpgidenarzuları,emelleri..vekâinatıihataedentasavvurâtveefkârları..veebedîbekâvesaadet-iebediyeyivecennetigayetciddîisteyenhimmetleriveistidatları..vehadsizmakâsıdavemetâlibemüteveccihfakrveihtiyâcâtları..vezaafveacziyleberaber,hücumamaruzkaldıklarıhadsizmusibet

Page 205: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

ve a’dâlarıyla beraber; gayet kısa bir ömür, gayet dağdağalı bir hayat, gayet perişanbirmaîşetiçinde,kalbeenelîmveenmüthişhâletolanmütemâdîzevalvefirakbelasıiçinde,ehl-igafletiçinzulümât-ıebedîkapısısuretindegörülenkabrevemezaristanabakıyorlar,birerbirervetâifetâifeozulümâtkuyusunaatılıyorlar.

İştebuâlemibuzulümâtiçindegördüğümanda,kalbveruhveaklımlaberaberbütünletâif-i insaniyem, belki bütün zerrât-ı vücûdum feryat ile ağlamaya hazır iken; birdenCenâb-ıHakk’ınÂdil ismiHakîm burcunda,Rahmân ismiKerîm burcunda,Rahîm ismiGafûr burcunda (yani manasında), Bâis ismi Vâris burcunda, Muhyî ismi Muhsinburcunda,Rab ismiMâlik burcunda tulû ettiler. O âlem-i insanî içindeki çok âlemleritenvirettiler,ışıklandırdılarvenurâniâhiretâlemindenpencereleraçıp,okaranlıklıinsandünyasınanurlarserptiler.

Sonra muazzam bir perde daha açıldı, âlem-i arz göründü. Felsefenin karanlıklıkavânîn-i ilmiyeleri,hayaledehşetlibirâlemgösterdi.Yetmişdefa topgüllesindendahasüratli bir hareketle, yirmi beş bin sene mesafeyi bir senede devreden ve her vakitdağılmayaveparçalanmayamüstaidveiçizelzeleli,ihtiyarveçokyaşlıküre-iarziçinde,âleminhadsizfezasındaseyahatedenbîçârenev-iinsanvaziyeti,banavahşetlibirkaranlıkiçinde göründü. Başım döndü, gözüm karardı. Birden Hâlık-ı arz ve semâvât’ınKadîr,Alîm,Rabb,AllahveRabbü’s-semâvâtive’l-arzveMüsahhirü’ş-şemsive’l-kamerisimleri;rahmet,azamet,rubûbiyetburcunda tulûettiler.Oâlemiöylenurlandırdılarki;ohâlettebana küre-i arz gayet muntazam, musahhar, mükemmel, hoş, emniyetli bir seyahatgemisi..tenezzühvekeyifveticaretiçinmüheyyâedilmişbirşekildegördüm.

Elhâsıl:Binbirism-iilâhînin,kâinatamütevecciholanoesmâdanherbiri,birâlemiveoâlemiçindekiâlemleritenviredenbirgüneşhükmündevesırr-ıehadiyetcihetiyle,herbirismincilvesiiçindesâirisimlerincilveleridahibirderecegörünüyordu.

Sonra kalb, her zulümât arkasında ayrı ayrı bir nuru gördüğü için, seyahate iştihasıaçılıyordu.Hayalebinip,semâyaçıkmakistedi.Ovakit,gayetgenişbirperdedahaaçıldı.Kalb, semâvât âlemine girdi, gördü ki; o nurâni, tebessüm eden suretinde görülenyıldızlar; küre-i arzdan daha büyük ve ondan daha süratli bir surette, birbiri içindegeziyorlar, dönüyorlar. Bir dakika birisi yolunu şaşırtsa, başkasıyla müsâdeme edecek,öylebirpatlakverecekki,kâinatınödüpatlayıpâlemidağıtacak.Nurdeğil,ateşsaçarlar;tebessümle değil, vahşetle bana baktılar. Hadsiz büyük, geniş, hâlî, boş, dehşet, hayretzulümâtıiçindesemâvâtıgördüm.Geldiğimebinpişmanoldum.

Birden, 545 546’ninesmâ-yıhüsnâsı, 547 548burcundacilveleriylezuhurettiler.Omanacihetiylekaranlıküstüneçökmüşolanyıldızlar,oenvâr-ıazîmeden birer lem’a alıp, yıldızlar adedince elektrik lâmbaları yakılmış gibi, o âlem-isemâvâtnurlandı.Oboşvehâlî tevehhümedilen semâvâtdahimelâikelerle, ruhanîlerledoldu,şenlendi.Sultan-ıEzelveEbed’inhadsizordularındanbirorduhükmündehareket

Page 206: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

edengüneşlerveyıldızlar,birmanevra-yıulvîyapıyorlar tarzında,oSultan-ıZülcelâl’inhaşmetini ve şâşaa-yı rubûbiyetini gösteriyorlar gibi gördüm. Bütün kuvvetimle vemümkün olsaydı bütün zerrâtımla ve beni dinleselerdi bütün mahlûkatın lisanlarıyladiyecektim,hemumumonlarınnâmınadedim:

549

âyetiniokudum;döndüm,indim,ayıldım; 550dedim.

SaidNursî

540“Allahgöklerinveyerinnurudur…”(Nûrsûresi,24/35)

541Allah’ım!SenbenimRabbimsin;beniseseninkulun.SenherşeyiyaratanHâlık’sın;beniseseninmahlûkun.SenrızıkverenRezzâk’sın;beniseseninrızkınlabeslenen…(el-Gümüşhânevî,Mecmûatü’l-ahzâb(Evrâd-ıŞâzelî)s.323-324)

542Fâtiha sûresi’ndeyer alan“ÂlemlerinRabbi” ifadesindeki “âlemler”in,on sekizbinâlemolduğunadairbkz.: et-Taberî,Câmiu’l-beyân1/63;EbûNuaym,Hilyetü’l-evliyâ2/219;el-Kurtubî,el-Câmi’liahkâmi’l-Kur’ân1/138.

543Nûrsûresi,24/35.

544“Yahutokâfirlerinduygu,düşüncevedavranışlarıderinbirdenizdekiyoğunkaranlıklarabenzer.Öylebirdenizkionu,dalgaüstünedalgakaplıyor…Üstündedekoyubulut.Üstüstebinmişkaranlıklar…İçindebulunaninsan,eliniuzatsanerdeysekendielinibilegöremiyor.Öyleya,Allahbirinenurvermezseartıkonunhiçbirnuruolamaz.”(Nûrsûresi,24/40)

545“GöklerinveyerinRabbi”(Ra’dsûresi,13/16;İsrâsûresi,17/102;Kehfsûresi,18/14;Meryemsûresi,19/65;…)

546“MeleklerinveruhunRabbi.”(Bkz.:Müslim,salât223;EbûDâvûd,salât147;Nesâî, tatbîk11,75;AhmedİbniHanbel,el-Müsned6/34)

547“Güneşiveayıhizmetetmeleriiçinsizinemrinizeverdi.”(Ra’dsûresi,13/2)

548“Bizyereenyakıngöğülâmbalarladonattık.”(Mülksûresi,67/5)

549“Allahgöklerinveyerinnurudur.O’nunnurununmisali,tıpkıiçindelâmbabulunanbirkandillikgibidir.Lâmbabirsırça(cam)içinde,osırçadasankiparlayanincimsibiryıldız!Bulâmba,doğuyaveyabatıyamensupolmayankutlu,pek bereketli bir zeytin ağacından tutuşturulur.Buöyle bereketli bir ağaç ki, neredeyse ateş değmedende yağ ışıkverir.Işığıpırılpırıldır.Allahdilediğikimseyinurunailetir.”(Nûrsûresi,24/35)

550BizeihsanettiğiimanveKur’ânnurusebebiyleRabbimizehamdolsun.

Page 207: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Na’büdüNüktesiBumanayı tenvir için, kendi başımdan geçmiş nurlu bir hâli ve hakikatli bir hayali

söylüyorum.Şöyleki:

Birvakit 551 ’dekinun-umütekellim-imaa’l-gayrıdüşündümvemütekellim-ivahde sîgasından “na’büdü” sîgasına intikalin sebebini kalbimaradı.Birden, namazdakicemaatinfaziletivesırrı,o“nun”daninkişafetti.

Gördüm ki; namaz kıldığım o Bayezid Câmii’ndeki cemaatle iştirakimi ve her biribenim bir nevi şefaatçim hükmüne ve kıraatımda izhar ettiğim hükümlere ve dâvâlarabirer şahit ve birermüeyyid gördüm. Nâkıs ubûdiyetimi, o cemaatin büyük ve kesretliibâdâtı içinde dergâh-ı ilâhîye takdime cesaret geldi. Birden bir perde daha inkişaf etti.Yani İstanbul’un bütünmescidleri ittisal peydâ etti.O şehir, oBayezidCâmii hükmünegeçti.Birden,onlarındualarınavetasdiklerinemânenbirnevimazhariyethissettim.Ondadahi rû-yizeminmescidinde,Kâbe-iMükerremeetrafında,dairevîsaflar içindekendimigördüm. 552dedim.Benimbukadarşefaatçilerimvar,benimnamazdasöylediğimherbirsözüaynensöylüyorlar, tasdikediyorlar.Mademhayalenbuperdeaçıldı;Kâbe-iMükerrememihrabhükmünegeçti.Benbu fırsattan istifadeedereko safları işhadedip,tahiyyâtta getirdiğim, 553 olan imanın tercümanınımübârekHaceru’l-Esved’etevdîedipemanetbırakıyorumderken,birdenbirvaziyetdahaaçıldı.Gördümki;dâhilolduğumcemaat,üçdaireyeayrıldı:

BirinciDaire:Rû-yizemindemüminlervemuvahhidîndekicemaat-iuzmâ.

İkinciDaire:Baktım,umummevcudât,birsalât-ıkübrâda,bir tesbihat-ıuzmâda,hertâifekendinemahsussalavâtvetesbihatilemeşgulbircemaatiçindeyim.“Vezâif-ieşyâ”tâbir edilen hidemât-ı meşhûde, onların ubûdiyetlerinin unvanlarıdır. O hâlde “AllahuEkber”deyiphayrettenbaşımıeğdim,nefsimebaktım:

ÜçüncüBirDaire: İçinde, hayret-engiz zâhiren ve keyfiyeten küçük.. Hakikaten vevazifeten ve kemmiyeten büyük bir küçük âlemi gördüm ki; zerrât-ı vücûdiyemden tâhavâss-ı zâhiriyeme kadar, tâife tâife vazife-i ubûdiyetle ve şükraniye ile meşgul bircemaatgördüm.Budairedekalbimdekilatîfe-irabbâniyem, 554ocemaatnâmınadiyor.Nasıl,evvelkiikicemaattedelisanım,oikicemaat-iuzmâyıniyetederekdemişti.

Elhâsıl: nun’u, şu üç cemaate işaret ediyor. İşte bu hâlette iken, birden Kur’ân-ıHakîm’in tercümanı ve mübelliği olan Resûl-i Ekrem’in (aleyhissalâtü vesselâm), Medine-iMünevvere denilen mânevî minberinde, şahsiyet-i mâneviyesi, haşmetiyle temessülederek, 555hitabını,mânenherkesgibibendeişitip;oüçcemaatteherkesbenimgibi ile mukabele ediyor tahayyül ettim. 556 kaidesince, şöyle bir hakikatfikregöründüki:

Page 208: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Madem bütün âlemlerin Rabbi, insanları muhatap ittihaz edip, umum mevcudâtlakonuşurveşuResûl-iEkrem(aleyhissalâtüvesselâm),ohitab-ıizzeti,nev-ibeşerebelkiumumzîruha ve zîşuura tebliğ ediyor. İşte bütün mâzi ve müstakbel, zaman-ı hazır hükmünegeçti;bütünnev-ibeşerbirmecliste,saflarımuhtelifbircemaatşeklindeolarak;ohitab,osuretleonlaraediliyor.Ovakitherbirâyât-ıKur’âniye;gayethaşmetlivevüs’atlibirmakamdan,gayetkesretlivemuhtelifveehemmiyetlimuhatabından,nihâyetsizazametvecelâl sahibi Mütekellim-i Ezelî’den ve makam-ı mahbubiyet-i uzmâ sahibi Tercüman-ıÂlişan’ındanaldığıbirkuvvet-iulviyet,cezâletvebelâgatiçinde;parlak,hempekparlakbirnur-u i’câzı içindegördüm.Ovakit,değilumumKur’ân;yabirsure,yahutbirâyet,belkiherbirkelimesibirermu’cizehükmünegeçti: 557dedim.Oayn-ıhakikatolan hayalden nun’una girdiğim gibi çıktım ve anladım ki: Kur’ân’ın değil âyetleri,kelimeleri, belki “nun-u na’büdü” gibi bazı harfleri dahi mühim hakikatlerin nurluanahtarlarıdır.

Kalbvehayal,onun-una’büdü’dençıktıktansonra,akılkarşılarınaçıktı,dedi:“Bendehisseisterim.Sizingibiuçamam.Ayaklarım;delildir,hüccettir.Aynı ve ’de,mâbudvemüsteânolanHâlık’agidenyolugöstermeklâzımdırki,sizinilegelebileyim.”Ovakitkalbeşöylegeldiki,deomütehayyirakla:

Bakkâinattakibütünmevcudâta!Zîhayatolsun,câmidolsun,kemâl-i itaatve intizamile vazife suretinde ubûdiyetleri var. Bir kısmı şuursuz, hissiz oldukları hâlde, gayetşuurkârâne,intizam-perverâneveubûdiyetkârânevazifegörüyorlar.DemekbirMâbud-ubilhakvebirÂmir-iMutlakvardırki,bunlarıibadetesevkedipistihdamediyor.

Hem bak, bütün mevcudâta, hususan zîhayat olanlara.. her birinin gayet kesretli vegayetmütenevvîihtiyâcâtıvarvevücûdvebekâsınalâzımpekkesretli,muhtelifmatlublarıvar; en küçüğüne elleri ulaşmaz, kudretleri yetişmez. Hâlbuki o hadsiz matlabları,ummadığıyerden,vakt-imünasipte,muntazamanonlarınellerineveriliyorvebilmüşâhedegörünüyor.

İşte şu mevcudâtın bu hadsiz fakr ve ihtiyâcâtı ve bu fevkalâde iânât-ı gaybiye veimdâdât-ı rahmâniye bilbedâhe gösterir ki:Bir Ganiyy-i Mutlak ve Kerîm-i Mutlak veKadîr-iMutlakolanbirHâmiveRâzık’larıvardırki,herşeyveherzîhayatondanistiâneeder,medetbekliyor.Mânen 558der.Ovakitakıl,“Âmennâvesaddaknâ”dedi.559

SaidNursî

551“(Haydiöyleysedeyiniz):YalnızSanaibadeteder,yalnızsendenmedetumarız.”(Fâtihasûresi,1/5)

552“Bütünhamdler,övgülerâlemlerinRabbiAllah’adır.”(Fâtihasûresi,1/2)

553“ŞehâdetederimkiAllah’tanbaşkailâhyoktur;yineşehâdetederimkiHz.Muhammed(sallallâhualeyhivesellem)Allah’ın resûlüdür.” (Müslim, salât 60;Tirmizî, salât 216; EbûDâvûd, salât 178; Ahmed İbni Hanbel, el-Müsned1/292)

Page 209: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

554“(Haydiöyleysedeyiniz):YalnızSanaibadeteder,yalnızsendenmedetumarız.”(Fâtihasûresi,1/5)

555“Eyinsanlar!(HemSizihemdesizdenöncekiinsanlarıyaratan)Rabbinizeibadetediniz.”(Bakarasûresi,2/21)

556Bir şeyin varlığı, doğruluğu tahakkuk ederse, ona bağlı bütün hususların da varlığı ve doğruluğu tahakkuk eder.Bkz.:el-Bâbertî,el-inâyefîşerhi’l-Hidâye5/495;İbnü’l-Hümâm,ŞerhuFethu’l-kadîr4/366.

557BizeihsanettiğiimanveKur’ânnurusebebiyleRabbimizehamdolsun.

558“Yalnızsendenmedetumarız.”(Fâtihasûresi,1/5)

559İmanettik,tasdikettik.

Page 210: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

“Risale-iNurNedir?”veHakikatlerMuvâcehesinde

“Risale-iNurveTercümanıNeMahiyettedirler?”Diye

BirTakriznâmedirHer asır başındahadisçegeleceği tebşir edilendininyüksekhâdimleri560; emr-i dinde

müptedîdeğil,müttebîdirler.Yani,kendilerindenveyenidenbirşeyihdasetmezler,yeniahkâmgetirmezler.Esâsât ve ahkâm-ı diniyeyeve sünen-iMuhammediye’ye (aleyhissalâtüvesselâm)harfiyenittibâyoluyladinitakvimvetahkim..vedininhakikatveasliyetiniizhar..veonakarıştırılmakistenilenebâtılırefveibtal..vedinevâkitecavüzlerireddveimha..veevâmir-i rabbâniyeyi ikâme..veahkâm-ı ilâhiyeninşerâfetveulviyetini izharve ilânederler. Ancak tavr-ı esasîyi bozmadan ve ruh-u aslîyi rencide etmeden yeni izahtarzlarıyla,zamanınfehmineuygunyeniiknausulleriyleveyenitevcihatvetafsilatileîfâ-yıvazifeederler.

Bumemurîn-i rabbâniye, fiiliyatlarıyla ve amelleriyle dememuriyetlerininmusaddıkıolurlar.Salabet-iimaniyelerininveihlâslarınınaynadarlığınıbizzatîfâederler.Mertebe-iimanlarınıfiilenizharederler.Veahlâk-ıMuhammediye’nin(aleyhissalâtüvesselâm)tamâmilivemişvâr-ı Ahmediye’nin (aleyhissalâtü vesselâm) ve hilye-i nebeviyenin (aleyhissalâtü vesselâm)hakikî lâbisi olduklarını gösterirler. Hülâsa, amel ve ahlâk bakımından ve sünnet-inebeviyeye (aleyhissalâtü vesselâm) ittibâ ve temessük cihetinden ümmet-i Muhammed’e(aleyhissalâtüvesselâm)tambirhüsn-ümisalolurlarvenumûne-iiktidâteşkilederler.Bunların,Kitabullah’ın tefsiriveahkâm-ıdiniyenin izahıvezamanınfehminevemertebe-i ilminegöre tarz-ı tevcihi sadedinde yazdıkları eserler; kendi tilkâ-yı nefislerinin ve karîha-yıulviyelerinin mahsulü değildir, kendi zekâ ve irfanlarının neticesi değildir. Bunlar,doğrudan doğruyamenba-ı vahiy olan Zât-ı Pâk-i Risalet’in (aleyhissalâtü vesselâm)mânevîilhamvetelkinatıdır.CelcelûtiyeveMesnevî-iŞerifveFütûhu’l-gaybveemsaliâsâr,hepbunevidendir.Bu âsâr-ı kudsiyeyeo zevat-ı âlişan ancak tercümanhükmündedirler.Buzevat-ımukaddesenin,oâsâr-ıbergüzîdenin tanzimindeve tarz-ıbeyanındabirhisselerivardır.Yanibuzevat-ıkudsiye;omananınmazharı,mir’atıvema’kesihükmündedirler.

Risale-i Nur ve Tercümanına Gelince: Bu eser-i âlîşanda şimdiye kadar emsalinerastlanmamış bir feyz-i ulvî ve bir kemâl-i nâmütenâhî mevcut olduğundan.. ve hiçbireserinnâilolmadığıbirşekildemeş’ale-iilâhiyeveşems-ihidayetveneyyir-isaadetolanHazretiKur’ân’ınfüyuzâtınavârisolduğumeşhudolduğundan;onunesası,nur-umahz-ıKur’ânolduğu..veevliyâullahınâsârındanziyadefeyz-ienvâr-ıMuhammedîyi(aleyhissalâtüvesselâm)hâmilbulunduğu..veZât-ıPâk-iRisalet’inondakihissevealâkasıve tasarruf-ukudsîsievliyâullahınâsârındanziyadeolduğu..veonunmazharıvetercümanıolanmânevîzâtınmazhariyetivekemâlâtı iseonisbetteâlîveemsalsizolduğu,güneşgibiâşikârbirhakikattir.

Page 211: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

EvetoZât,dahahâl-isabâvetteikenvehiçtahsilyapmadanzevâhirikurtarmaküzereüç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhirîne ve ledünniyât ve hakâik-ieşyayave esrar-ı kâinata vehikmet-i ilâhiyeyevâris kılınmıştır ki, şimdiyekadar böylemazhariyet-i ulyâya kimse nâil olmamıştır. Bu harika-yı ilmiyenin eşi aslâ mesbukdeğildir.Hiçşüpheedilemezki;Tercüman-ıNur,buhâliylebaştanbaşaiffet-imücessemeve şecaat-ı harika ve istiğna-yı mutlak teşkil eden hârikulâde metânet-i ahlâkiyesi ilebizzatbirmu’cize-ifıtrattırvetecessümetmişbirinâyettirvebirmevhibe-imutlakadır.

OZât-ızîhavârık,dahahadd-ibülûğaermedenbirallâme-ibîadîlhâlindebütüncihan-ıilmemeydan okumuş..münâzara ettiği erbab-ı ulûmu ilzam ve iskât etmiş.. her neredeolursaolsunvâkiolanbütünsuâlleremutlakbir isabetleveaslâ tereddütetmedencevapvermiş..ondörtyaşından itibaren“Üstad”lıkpâyesini taşımış..vemütemâdiyenetrafınafeyz-i ilim ve nur-u hikmet saçmış.. izahlarındaki incelik ve derinlik ve beyanlarındakiulviyet ve metânet ve tevcihlerindeki derin ferâset ve basiret ve nur-u hikmet, erbab-ıirfanışaşırtmış..vehakkıyla“Bediüzzaman”unvan-ıcelilinibahşettirmiştir.

Mezaya-yı âliye ve fezâil-i ilmiyesiyle de din-i Muhammedî’nin (aleyhissalâtü vesselâm)neşrindeve isbatındabirkemâl-i tamhâlinde rû-nümâolmuşolanböylebirZât,elbetteSeyyidü’l-enbiyâHazretleri’nin (aleyhissalâtüvesselâm)enyüksekiltifatınamazhar..veenâlîhimâyevehimmetinenâildir.VeşüphesizoNebiyy-iAkdes’in(aleyhissalâtüvesselâm)emirvefermanıylayürüyen..vetasarrufuylahareketeden..veO’nunenvârvehakâikinevârisvema’kesolanbirzât-ıkerîmü’s-sıfattır.

Envâr-ı Muhammediye’yi (aleyhissalâtü vesselâm) ve maârif-i Ahmediye’yi (aleyhissalâtüvesselâm)vefüyuzât-ışem-iilâhîyienmüşa’şabirşekildeparlatması..veKur’ânîvehadisîolan işârât-ı riyâziyenin kendisinde müntehî olması.. ve hitâbât-ı nebeviyeyi (aleyhissalâtüvesselâm) ifade eden âyât-ı celîlenin riyâzî beyanlarının kendi üzerinde toplanmasıdelâletleriyle o Zât, hizmet-i imaniye noktasında risaletin bir mir’ât-ı mücellâsı.. veşecere-i risaletin bir sonmeyve-i münevveri.. ve lisan-ı risaletin irsiyet noktasında sondehân-ı hakikati.. ve şem-i ilâhînin hizmet-i imaniye cihetinde bir son hâmil-i zîsaadetiolduğunaşüpheyoktur.

ÜçüncüMedrese-iYusufiye’ninEl-Hüccetü’z-ZehraveZühretü’n-NurolantekdersinidinleyenNurŞâkirtlerinâmına

AhmedFeyzi,AhmedNazif,Salahaddin,Zübeyir,Ceylân,Sungur,Tabancalı

Benimhissemihaddimdenyüzdereceziyadevermeleriyleberaber,bu imzasahiplerininhatırlarınıkırmayacesaretedemedim.Sükûtederek,omedhiRisale-iNurşâkirtlerininşahs-ımânevîsinâmınakabulettim.

SaidNursî

560Bkz.:EbûDâvûd,melâhim1;et-Taberânî,el-Mu’cemü’l-evsat6/234;el-Hâkim,el-Müstedrek4/567-568.

Page 212: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü
Page 213: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

MüellifinvasiyetnâmesimünasebetiyleHalilİbrahim’inRisale-iNurhakkındaNurşâkirtlerinamınayazdığıbirfıkrasınınbirparçasıdır.

561

Risale-iNurbir ibrişimdirki,kâinatvekâinattakimevcudâtın tesbihatlarıondadizilmiştir.

Risale-iNurâhizevenâkileilemücehhezbirradyo-yuKur’âniye’dirki,onuntelve lâmbaları, ayna, tel vebataryaları hükmündeki satırları, kelimeleri, harfleri öyleintizamkârâneveîcazdârânebastedilmiştirki,yarınherilimvefenadamlarıvehermeşrep ve meslek sahipleri, ilim ve iktidarları miktarında âlem-i gayb ve âlem-işehâdettenveruhaniyatâlemindenvekâinattakicereyanedenherhâdisattanhaberdarolabilir.

Risale-i Nur müminlere; Kur’ân’dan hedâyâ-yı hidayet, kevneyn-i saadet,mazhar-ışefaatvefeyz-iRahmândır.

Risale-i Nur, kâinata baharın feyzini veren bir âb-ı hayat ve ayn-ı rahmet vemahz-ıhakikatvebirgülzar-ıgülistandır.

Risale-iNurlütf-üYezdan,kemâl-iiman,tefsir-iKur’ânvebereket-iihsandır.Risale-iNur,kâfirehazân,münkiretufan;dalâletedüşmandır.Risale-iNurbirkenz-imahfîvebirsandukça-yıcevhervemenba-ıenvârdır.Risale-iNurhakâik-iKur’ânvemirâc-ıimandır.Risale-iNurKur’ânvehadistensonrasertac-ıevliya,sultanü’l-eservezübdetü’l-

meâniveatâyâ-yıilâhîvehedâyâ-yısübhânîvefeyyaz-ırahmânîdir.Risale-iNurbirbahr-ihakâikvebir sırr-ıdekâikvekenzü’l-maarifvebahrü’l-

mekârimdir.Risale-i Nur hastalara şifahâne-i hikmet ve mâ-yı zemzem, sağlara maişet-i

hakikatverih-ıreyhanvemisk-ianberdir.Risale-iNurmev’id-iAhmedî (aleyhissalâtü vesselâm) vemüjde-iHaydarî (radiyallâhu

anh) ve beşaret ve teavün-ü Gavsî (kuddise sirruh) ve tavsiye-i Gazalî (kuddise sirruh) veihbar-ıFârukî’dir(kuddisesirruh).

Risale-iNurşems-iKur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’ınelvan-ıseb’ası,Risale-iNur’unmenşur-u hakikatinde tam tecellî ettiğinden, hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ıdua,hembirkitab-ıhikmet,hembirkitab-ıubudiyet,hembirkitab-ıemirvedâvet,hembir kitab-ı zikir, hembir kitab-ı fikir, hembir kitab-ı hakikat, hembir kitab-ıtasavvuf,hembirkitab-ımantık,hembirkitab-ı ilm-ikelâm,hembirkitab-ı ilm-iilâhiyyat,hembirkitab-ıteşvik-isanat,hembirkitab-ıbelâgat,hembirkitab-ıisbat-ıvahdaniyet,muârızlarınabirkitab-ıilzamveiskâttır.

Page 214: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Risale-iNurKur’ân semâlarındanbir semâ-yımâneviyeningüneşleri, aylarıveyıldızlarıdır. Nasıl ki zâhiren, perde-i esbab olan güneşten, kamerden ve kevkeb-imünîrden bütün kâinat tenevvür ve tezeyyün ve bütün eşya neşvünema ve hayatbuluyor.

İşte Risale-i Nur da Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’dan alıp saçtığı şuâlarla bütünâleme, hayat; ve âdeme, kâmil insan; ve kulûbe, neş’e-i iman; ve ukule, yakîn biritminan; ve efkâra, inkişaf-ı iman; ve nüfusa, teslim-i rıza ve candır. O semâ-yımâneviyeyibazenvezâhiren–bihasbilhikmet–âfâkîbirbulutkütlesikaplar.Ocelâllisehabdan öyle bir bârân-ı feyz-i rahmet takattur eder ki, sümbüllenmeye müstaidtohumlar, çekirdekler, habbeler o sıkıcı ve dar âlemde gerçi muztarip olurlar, osıkılmaktan üzerlerindeki kışırları çatlar ve yırtarlar; o anda bulutlar da ufuklaraçekilipnöbetçivaziyetindebeklemesibir imtihan-ı rabbânîvebir inkişaf-ı feyezanîvebirrahmet-inuranîdirki,evvelcekibirhabbe,birçekirdekyenidentazebirhayataiştiyakla ve neş’e-i inkişafla meyvedar koca bir ağaç suretini alır ve 562

sırrınamazharolurlar.

Evet,yirmi senedirdevamedenşumevsim-i şita, inşallahu teâlânihâyetbulmuşola…Dünyayayenivefeyizlibirfasl-ınevbahargeleveâleminyüzünurilegüle…

Risale-i Nur Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın taht-ı tasarrufunda olduğundan, onauzanan,ilişmekisteyenherelkırılırveherdilkurur.

UmumNurŞakirtleriNamına

Halilİbrahim

Medresetü’z-Zehrâ’nınerkanlarınamınabizdeiştirakediyoruz.

Osman,Rüştü,Re’fet,Hüsrev,Said,Hilmi,Muhammed,Halilİbrahim,MehmedNuri.

SaidNursî

561HertürlünoksansıfatlardanuzakolanAllah’ınadıyla.

562“Allahonlarınkötülükleriniiyiliklere,günahlarınısevaplaraçevirir.”(Furkansûresi,25/70)

Page 215: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Medine-iMünevvere’deBulunanveNur’unHakikatiniTamAnlayanveİslâmiyet’eHizmetEdenBirÂlim’inMektubudur.

GönüllerfâtihipekmuhteremvemükerremÜstadımızHazretleri,

Mübârek ellerinizden öper, bütün aziz ve sadakatli talebelerinizle beraber sıhhat veselâmettedaimolmanızıbârigâh-ıkibriyâdanniyazeylerim.

Müslümanlariçinenbüyükbirbayramdiyeancakvasıflandırılabilenberaatiniz,bütünNurcular’ışâdvehandaneylediğigibi,bendenizidedünyalarkadarmemnunvemesrureylemiştir.Nasılmemnunetmesinki, sizineserlerinizlebirlikteberaatinizdemek, ruhunmaddiyata, nurun zulmete, imanın küfre, hakkın bâtıla, tevhidin şirke ve irfanın cehlegalipgelmesidemektir.

Yıllardanberiönünesıradağlargibiengeller,korkunçuçurumlargibimânilerkonulan“Nurçağlayanı”,ensonundamu’cizevîbirşekildebütünsedleriyıkmış,mânileriaşmış,nurilebütünzulmetleritârümareylemiştir.

“Mu’cizevîharikalarladoğanilâhîtecellîlerinvasfındakalemlerkırılır,fikirlergürülder,ilhamlar yanar, kül olur.” derlerdi. Hakikaten bendeniz, şimdi bu müstesna zaferinkarşısındaaynıaczibütünvarlığımlahissediyorum.Ziratefekkürveilhamımanihâyetsizbirufukaçılıyor.Cihan,muhteşembirNurmâbediniandırıyor…Civarımdakiherşey,heryerderinvecdve istiğraklarlagaşyolunmuşbirhâlde…Herzerrede, 563 sırr-ısübhânîsitecelliediyor…

Binâenaleyhbilmiyorum,bumesûdhâdiseyi şanlıbir zafer, şahânebir fetih, ilâhîbirkurtuluş cihanşümûl bir bayram diyemi vasıflandırayım? Zira kudsî dâvânın kazanmışolduğu bu ilâhî zafer, bütün İslâm ve insanlık dünyasındaki mücahitlerin azimlerinekuvvet,ruhlarınacan,imanlarınahızveheyecanvermiştir.

Evet, azim ve imanları, aşk ve emelleri henüz kemâle ermemiş olan birçokmüslümanlar,maalesefacıklıbiryeis içinde idiler.Böylebirzaferin tahakkukunu,hayalvemuhâlgörüyorlardı.Fakatbütünfeyizvenurunuinsanlığıtenvirveirşadiçinilâhîbirgüneş halinde Arş-ı Âzam’ın pürnur ufuklarından inen Kur’ân-ı Kerîm’den alan Nurneşriyâtı, durgun gölleri andıran gönülleri deryalar gibi coşturmuş, kasvet ve hicranyıllarınınümitveemellerevurduğumüthişzincirlerikırmıştır.Onurkaynağındanfışkırano serapa feyiz ve hikmetler saçan eserler, hislerin, fikirlerin ve bilhassa alevler içindeyananruhvevicdanlarınezelîveebedîihtiyaçlarınacevapverdiğigibi,onlarıdalgadalgaboğucukaranlıklarmuhitinden,tertemizvepırılpırılnurufuklarınaçıkarmıştır.

Yıllarcadevamedenuzunbirsükût,derinbirgafletveboğucubirzulmettensonrailâhîbirgüneşhalindeparlayanbukudsîzafer,nuriçinyolaramaktaolanperişanbeşeriyetinyakınbirgelecekteuyanacağınımüjdelemektedir.Çünküdin ihtiyacısırfmüslümanlarındeğil,bil’umuminsanlarınezelîveebedîihtiyacıdır.

Page 216: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Bugünbedbahtinsanlık,dinnimetindenmahrumolmanınsüreklihicranvefelâketlerinibağrıyanarakçekmektedir.Buacıklıbuhranınkorkunçneticesidirki,çeyrekasırzarfındaikibüyükharbegirmişveüçüncüsünündekapısınıçalmakçılgınlığınıgöstermektedir.

Artık bütün insanları kardeş yaparak yem yeşil cennetlerin nurlu ufuklarından esenrefah ve saadet, huzur ve âsâyiş rüzgârıyla dalgalanan âlem-şümûl bir bayrak altındatoplayacakolanyegânekuvvet, İslâm’dır.Zirabeşeriyetinbugünkühali, tıpkı İslâm’danevvelki insancemiyetlerininacıklıhalidir.Bununiçininsanlığıogünküebedîfelâkettenkurtaranİslâm,bugündekurtarabilir…

Evet, milyonların, milyarların kalbinde asırlardanberi kanamakta olan o derin yarayısaracakyegânemüşfikel,İslâm’dır.Hernekadarufuklardazamanzamanbazıuydurmaışıklargörülüyorsada,müstakbel,bütünnurvefeyzinigüneşlerdendeğil,bizzatRabbü’l-âlemîn’den alan ezelî ve ebedî yıldızındır.O yıldız, dünyalar durdukça duracak ve onusöndürmekisteyenleriyerdenyerevuracaktır.

Cihan-kıymetÜstadım,

Malûm-ufâzılâneleridirki,songünlerdemukaddesdâvâyahizmetedenbazıtenvirveirşad hareketleri doğmuş, fakat maalesef hiçbirisi Risale-i Nur Külliyatının gördüğümühim işi görememiş ve ihraz ettiği ilâhî zaferi kazanamamıştır. Zira bu yol,peygamberlerin, velilerin, âriflerin, sâlihlerin ve bilhassa canını cânana seve seve fedâedenvesayısımilyonlarasığmayankahramanşehidlerinmukaddesyoludur.Artıkbuçetinyolda yürümek isteyenler, her an karşılarına dikilecek olanmüthişmâniaları daima gözönündetutmalarılâzımdır.Evet,buyoldayürüyecekolanların,sizdekisarsılmakbilmeyenimanla,yüksekveilâhîirfanlavebilhassaharikulâdeihlâsveferâgatlemücehhezolmalarıgerektir.ÇünkübumühimvâdideNurdâvâsının takipettiği tebliğ, tenvirve irşadusulübambaşkahususiyetler taşımaktadır.Artık insanınhisve fikrine, ruhvevicdanınabambaşkaufuklaraçacakolanbuderinbahsi,duabuyurunda,müstakilvemufassalbireserdeaziz din ve gönüldaşlarımıza arzetmek şerefine nâil olayım… Çünkü bu nurlu bahis okadar derin ve o derecemühimdir ki, böyle birkaç sayfalıkmektup vemakalelerle aslaifadeedilemez.

İman ve Kur’ân nuru ile tertemiz gönlünü fethettiğiniz gençlik, ilâhî zaferinizin enparlak delilini teşkil eden enmühimvarlık ve en kıymetli cevherdir. “NurdanSesler”inhemenhermısrasında,asîlveşuurluruhunahitapettiğimtertemizgençlik,iştebuhakvehakikatinbağrıyanıkâşığıolangençliktir.

Nurludâvânınkazanmışolduğubusonzaferinverdiğivecdledolubirilhamlayazdığımşumanzumeyi564(*)takdimediyorum.Kabulünüricaveistirhameylerim.

Tekrar tekrar ellerinizdenöper, kıymetli dualarınızı beklerim, pekmuhteremÜstadımHazretleri.

Page 217: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

Mânevievlâtlarınızdan

AliUlvi563“Hiçbirşeyyokturki,O’nuhamdileberabertesbih(tenzih)ediyorbulunmasın.”(İsrâsûresi,17/44)

564(*)“GönüllerFâtihiBüyükÜstad’a”başlıklıolanbumanzûmeMektubat’ınveİhlâsRisaleleri’ninâhirindedir.

Page 218: Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Lûgatçesizdir) · daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü

565

İsm-i âzamın hakkına ve Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın hürmetine ve Resûl-i Ekrem(aleyhissalâtü vesselâm)’ın şerefine, bu mecmuayı bastıranları ve mübârek yardımcılarını veRisale-iNurtalebeleriniCennetü’l-Firdevs’tesaadet-iebediyeyemazhareyle,âmîn…

Vehizmet-iimaniyeveKur’âniye’dedaimamuvaffakeyle,âmîn…

Vedefter-ihasenâtlarınaSikke-iTasdik-iGaybî’ninherbirharfinemukabil,binhaseneyazdır,âmîn…

VeNur’larınneşrindesebatvedevamveihlâsihsaneyle,âmîn…

YâErhamerrâhimîn!..UmumRisale-iNurşâkirtleriniikicihandamesûdeyle,âmîn…

İnsîvecinnîşeytanlarınşerlerindenmuhafazaeyle,âmîn…

VebuâcizvebîçâreSaid’inkusurâtınıaffeyle,âmîn…

UmumNurŞâkirtleriNâmına

SaidNursî565YaAllah,yâRahmân:EyZât’ıitibarıylamerhametliolan!yâRahîm:Eyrahmetiylemahlûkâtınamerhameteden!yâFerd: Ey eşi ve benzeri olmayan! yâHayy: Ey her zaman var olan, diri olan, ezelî ve ebedî hayat sahibi olan! yâKayyûm:EykendiZât’ıilevarolup,zevalbulmayanvebütünvarlıklarıvarlıktatutuponlarıyöneten!yâHakem:EyhükmügeçersizkılınmayanHâkim!yâAdl:Eytamadaletsahibi!yâKuddûs:EyherşeyitertemizyapanvekendisibütüneksiklerdenuzakveyüceZât!