Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali...

13
ATATÜRK ÜNiVERSi TESi iLAHiYAT FAKÜLTESi · TÜRK-iSLAM TARiHiNDE· ERZURUM Sempozyumu 26-28 HAZIRAN 2006 BiLDiRiLER I.CILT Erzurum 2007

Transcript of Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali...

Page 1: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

ATATÜRK ÜNiVERSiTESi

iLAHiYAT FAKÜLTESi ·

TÜRK-iSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE· ERZURUM

Sempozyumu

26-28 HAZIRAN 2006

BiLDiRiLER

I.CILT

Erzurum 2007

Page 2: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

Atatürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi TÜRK-iSLAM DÜŞÜNCE TARiHiNDE ERZURUM Sempozyumu

ERZURUMLU MÜTEVEKKILZADE HACI ALi GAliB EFENDI VE DiVANI

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin GÜLLÜCE•

GIRIŞ

Türk - islam Medeniyetini oluşturan kültür hazinelerimizin arasında bilinen şahsiyetler ve eserlerin yanı sıra bilinmeyen ama biz araştırmacı ve bilim adamlarının tanıtmak için gayret ve himmatlerini bekleyen birçok değerli insan ve eser de bulunmaktadır.

Bu insanlardan ve eserlerden biri de Allah (c.c.) dostu, Resuluilah {s.a.v.) muhibbi Erzurumlu Mütevekkilzade Hacı Ali Galib Efendi ve mütevazı bir divan

. sayılabilecek olan şiirleridir.

Erzurum'un değerli şahsiyetleri arasında bulunan ama bugüne kadar bir çalışmadan başka bir şekilde tç:ınıtılmayan ve tanınmayan bu insanımızı ve eserini

tanıtmak ve anmak onun ruhunu şad edecek, bizlerin de yeni simalar tanımamızı sağlayacaktır.

~izde bu tebliğimiıda iki bölüm halinde bu insanımızı ve eserini (Divanını) tanıtmaya çalışacağız.

ı. Mütevekkilzade Hacı Ali Galib Efendi .

1. Hayatı Ha.cı Ali Galib Efendi 1882 yılında Erzurum'da dünyaya gelmiştir. Babası

dönemin mahkeme baş katiplerinden Mütevekkilzade Abdullah Efendi'dir. Küçük

yaşlarında iken babasının vefatı üzerine abiasının beyi Kaymakam Maksüd Efendi'nin velayeti altına girmiştir. On sekiz yaşına kadar ibtida (ilkokul), Rüştiye

· (Ortaokul), l'dadi ve Sultani (lise)'yi bitirmiştir.

Bir yandan kendini yetiştirirkan diğer yandan da Erzurum'un tanınmış

simalarından olan, kadiri tarikatı.şeyhi Hacı ibrahim Haki (Ruhi) Baba Hazretlerinden manevi terbiye görmüştür. Şeyhinin teveccühlerini kazanarak şeyhi ile birlikte hac farizasını yerine getirmiştir. Şeyhinin tavsiyeleri doğiultüsunda Medine'de dört sene kalarak zahiri ve batini ilimlerde kendini yetiştirrneye devam etmiştir. Bilahare Bağdat

·Atatürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı

Page 3: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin GÜLLÜCE 580

ve istanbul'daki Ayasofya Medresesinde birer buçuk sene olmak üzere üç sene daha il~m ve irfan tahsil etmiştir. Daha sonra şeyhi ibrahim Haki'nin işar~ti ile Erzurum'a _. geri dönmüştür.

Şu anda Erzurum'da Ş~ir Nefi Ortaokulu olarak bilinen binada, o zamanki adı ile Muallim Mektebinde hüsn-ü hat (güzel y~ı) dersleri vermiştir. 1925 senesinde bu

görevinden istifa edip Erzurum eşrafından Hoca ·Hüseyin Efendi (Doğulu) ile birlikte

bir ma.nifatura dükkanı açmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarına tesadüf eden yıllarda, kırk yaşlarında evı'enerek

Ahmed Ebü'I-Vefa ile Ebu's-Sefa adlarında iki oğlu dünyaya gelmiştir. 1925 yılında

43 yaşında iken vefat ederek Yüce Yaratanma kavuşmuş Erzurum'un

güneybatısında bulunan Tutcu (Tuzcu) köyünde Yunus Emie ve Taptuk Emre'nin türbelerinin yanı başındaki kabrine defnedilmiştir.

2. ilmi Kişiliği Daha önce de belirtildiği gibi Hacı Ali Galib Efendi Medine'de dört, Bağdat ve

istanbul'da da toplam üç sene olmak üzere yekOn~n yedi sene resmi tahsiline

ilaveten dini ve tasavvufı eğitim görmüş, edebiyat ve hat sanatında kendini yetiştirmiştir. Birçok alim, arif, mutasawıf ile görüşmüş ve onlardan istifade etmiştir. Kur'an, hadis, fıkıh, tasawuf gibi temel islami ilimlerde geniş bir bilgiye sahip olmuş,

medrese ve tekkalerde yıllarca eğitim ve öğretim görüştlir. Bu ilimleri tahsil ettiğine ve bu uğurda geçirdiği yıllara·;

Ey münkir-i 'aşk satma bana 'ilm ü hikaye,

Cahil değilim IJIUktedirim men'ü cevaza1;

ve Medariste tekayada geçen 'ömrüme ah ettim, Giriıb meyhaneye küşe-nişin-i inziva oldum2; beyitleri ile işaret etmiştir. Anadili Türkçenin yanı sıra Arapça ve Farsçayı da iyi bilmekle hatta Arapça

1 Erzurumlu Mütevekkilzade Hacı Ali Gallb Efendi, Divan, Hazırlayan: Uzm. Zeki Kumcu, Atatürk Üniversitesi Basımevi, Erzurum, 1993, 33/8. {Ey aşkı inkar eden, bana boşuna Ilim ve hikaye· satma; çU,nkü ben {Allah (c.c.)'ın yasaklarını da, yapmamızı buyurduğu emirlerini de bildiğim için cahil değilim.). Not : Dipnotlardaki rakamların ilki sayfa, taksimden sonraki rakam ise beyit sayısını göstermektedir.

ı A.g.e., 47/5. (Medreselerde, tekketerde geçen ömrüme ah edip hayınandım; bu kez de meyhaneye girip blr köşede inzivaya çekildim.)

·,

Page 4: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

Erzurumlu Mütevekkilzade Hacı Ali Galib Efendi Ve Divanı 581

ve Farsça beyiller yazabilecek durumdadır.3 Önemli islami ilimlerle ilgili olarak şu tespitlerimizi gösterebiliriz :

Kur'an ve tefsir ilmi ile ilgili bilgiler ayrıca müstakil olarak ele alınacağından

burada zikretmeyeceğiz .

Hadis bilgisine işareten şu beyillerini örnek olarak verebiliriz.

Haşr olur rilz-i ktyamette kişi sevdiğiyle, Y~ çekerler Cennete, yahut olur nara sezfıl; bu beyti ile "Kişi sevdiğiyle beraberdir"s hadisine, işaret etmiş, iyi insanlarla

·dost olanın mahşerde onlarla beraber olup birlikte cennete gireceklerine; kötü

insanlarla dost olı,ıp, onları seven, onlar gibi olmaya çalışanların ise mahşerde ve

cehennemde onlarla beraber olacakianna vurgu yapmıştır. Yine Cemi'enbiya vü evliya va-nefsi derlerl<en, Çf3kilir ol zaman halka nevfılin ya Resülallah6.,

beyti ile mahşerde bütün enbiyaullah ve evliyaullahın hesap gününün dehşet ve korkusundan kendilerinden başka kimseyi düşünarneyerek va-nefsi 1 ah ben,

benim halim ne olacak diyeceklerken, sadece Hz. Muha~med (s.a.v.) başta ümmeti olmak üzere bütün insanlan düşünüp onlar için Allah'tan şefaat dileyeceğini bunu yaparken de yüce Allah'a "ümmeti, ümmeti! 1 ümmetimi affet Allah'ım, ümmetimi affet

Allah'ım" diyerek bütün yaratılmışlara iyiliklerinin dakunacağını ilgili hadis ile hatırlatmaktadı rJ

Ayrıca

Şahid-i Levlaksm ey mazhar-1 hulk-i 'azim,

3 Mesela; Salli ya Rabb 'ala hayri'!- vera nôri'l- huda Bi's-selami ve'l~mali ve'l-kemali ve'l-baha Beyti (a.g.e:, s.8) Arapçaya, Çi gam ez mihnet-i her dü cihan ra Mu'in başed eger yar-ı dilara Beyti (a.g.e., s.8) ise Farsçaya örnek olarak gösterilebilir. 4 A.g.e., 37/4. (Kişi, kıyamet günü sevdiğiyle birlikte bir araya gelir; (böylece) ya Cennete girer veya

(ç_e~ennem) narına münasip görülür.) s Bkz. Buhari, edeb, 96; Müslim, birr, 165; Tirmizi, zühd, 50; DMmi, rikak, 71. 6 Hacı Ali Galib Efendi, Divan, 8917. (Ey Allah'ın Resôlü; bütün peygamberler ve erenler (mahşer

günü) •eyvah nefsim• diye kendilerini düşünürken, senin bahşişlerin bütün yaralılmışlara dağıtılır.) 7 ilgili hadis Için bkz. Müslim, lman, 327.

Page 5: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

Yrd .. Ooç. Dr. Hüseyin GÜLLÜCE

Mecma'-ı hüsn ü b_ahasın menba'-ı cüd u sehiJB., ve

Fahr-i 'alem sebeb-i hi/kat-ı alem o/dur, Kul hüvelhak ve saddakjü ve amenfü bihfl.,

582

beyiUeri i!e de "Sen olmasaydın Ben Azimü'ş-şan kainatı yaratmazdım" hadis-i

kudsisine10 ve "Elbette sen büyük bir ahlak üzeresin" (Kalem, 68/4} ve "Biz seni

ancak alemiere rahmet olarak gönderdik" (Enbiya, 21/107} ayetl~rine telmihte bulunmaktadır. Ayrıca aynı şekildeki "Ben (Allah}, gizli bir hazine idim, bilinmek istedim, bu yüzden mahlukatı yarattım." kudsi hadisine 11

Rumüz-i Küntü-kenzen zahir olub gonca deh8nından, Kalem kfıdir değil 'arıa bu nükte bir me'al olmuşt2., beyti ile işaret etmiştir.

Fıkha ait olmak üzere bir beylinde ise Kuran'ın kendisinden önceki kutsal kitapların bazı ahkamını ortadan kaldınp yeni hükümler getirdiğini13 şu şekilc~e

belirtmektedir.

Ser-encamın cihanda kıssa-i Mecnün'u feshetti, Nasıl ki hükm-i Kur'an cümle ahb8rı unutturdu14 .. ,

Seyitlerinde tasavvufa dair bilgiler ise sıkça geçmektedir. Mesela hemen her mutasavvıfın benimsediği vahdet-i vücüd görüşüne o da katılmakta ve bu durumunu

8 Hacı Ali Galib Efendi, Divan, 9713. (Ey Yüce tabiat sahibi; 'Sen oımasaydın, sen oımasaydın, yeri _ göğü yaratmazdım' diye huyuran Hak Teala'nın kudsi hadisinin şahidi, cömertliğin kaynağı, güzellik ve emsalsiz kıymetleri kendisinde toplayan Nebi.) .

9 A.g.e., 110/7. (De ki :_ 'inandım ve tasdik ettim ki aıemlerim övünç kaynağı olan Hz. Muhammed (s.a.v.) insanoğlunun yaratılış sebebidir.')

to Hadis ilmince senedi tespit edilemeyen ancak birçok ayet ve hadisin manalan na muvafık olan bu söz için bkz. el AdOni, !smail b. Muhammed, Keşfu'I-Hafa ve Muzılu't-ltbas Amma Iştehere Mine'l-Ehadis ala Elsineti'n- Nas, Beynıt, 1985, ll, 214.

11 Bkz. AdOni, ll, 173. ıı Hacı All Galib Efendi, Divan, 2213. (Yüce Allah (c.c.) 'Ben gizli bir hazine idim' nımOzıınu. beyan

edince, bu nükteyi kalemin anlatması mümkün olmamış, sadece meal şeklinde gönüllerde yer etmiştir.) ·

tJ Geniş bilgi için bkz. ei-Cessas, EtiO Bekr Ahmed b. Ali er-Razi, Ahkamu'I-Kur'an, tah. Muhammed es-sadık Kamhavi, 2. Baskı Kahire, ts., ı, 72 vd. konu ile ilgili bir ayette şu şekilde buynılmaktadır : 'Biz herhangi bir ayetin hükmünü kısmen veya tamamen nesh eder veya onu unutturursak, oı:ıdan daha hayırlısını veya en az onun bir mislini ve dengini getiririz. (Ey Habibim) sen bilmez misin ki Allah her şeye kadirdir: (Bakara, 2/106)

' 4 Hacı All Galib Efendi, Divan, 21/5. (Nasıl ki Kur'an-ı Kerim gönderildiğinde bütün bilgi ve haberteri ortadan kaldırdı unutturduysa, benim bu dünyada başımdan geçenler de MecnOn'un hikayesini öyle unutturdu.)

Page 6: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

':

Erzurumlu Mütevekkilzade Hacı Ali Galib Efendi Ve Divanı

şu beyitlerinde açıkça belirtmektedir.

Menem Ya'küb menem Ewüb menem hüsnün ile meczüb, Nazar etmem dü-kevneyne göz üm ltakf-t dilaradtrıs.,

Bu cihan bir yüzdür, ancak seyredenler muhtelif,

Yan bakaniard tr ana, iki görenler h8stfi16.,

Her zerrede seyran ideTim vechini canan, Mecbür olurum her zaman ffa-yt sücüdatl.,

Zail oldu perde-i cismim k~mal-i şevk ile, Söylerim Talib ene'I-Hakk 'alemin Mans4ruyem1s.,

Hakttr gören Hakttr görünen hak budur el-hak, Ma'na veririm hüsnünü gördükçe bu razat9.,

583

Ancak o bu vahdet-i vücüd görüşünü tasawufı . kitapları okuyarak değil de

_bizat dinin emirlerini ve tarikatın adabını yerine getirerek ve yaşayarak elde ettiğini şu şekilde belirtm_ektedir :

FütDh ile Füsüs'a 'aştkm hiç i'tibar etmez, RumDz-t strr-t vahdet nokt8-i halind~ melhüzdurıo.

Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan Muhyiddin ibn-i Arabi'nin bu görüşle ilgili en önemli eserteri olan Futühaf-t Mekkiwe

IS A.g.e., 16/4. (Hz. Y?kub'un ızdırabını, Hz. Eyyüb'un sabnnı taşıyan ve senin güzelliğinden -dolayı kendinden geçen benim; ben her iki dünyaya da meyletmem, benim gözüm, gönüllerin bağlanması

· gereken Sendedir.) 16 A.g.e., 18/5. (Bu cihan, bir yüz gibidir, ancak onu seyredenler çeşit çeşittir; (bu cihanı) iki görenler,

ona yan bakaniard ır.) 17 A.g.e., 19/3. (Ey canan : (Ey Allah'ım} her zerreele senin mutlak güzelliğini seyrederim; (bu yüzden)

her zaman sana secde etmeye mecbur kahyorum.} 18 A.g.e., 23fl. (Ey Talib; şiddetli arzuların olgunluğuyla cismim perdesi ortadan kalktı (maddi benliği m

yo.,k oldu}; ben de alemin MansO~u olduğum için ene'I·-Hakk diyorum.) 19 A.g.e., 33/3. (Hak'tır gören, Hak'tır görünen, hak budur; doğrusu güzelliğini gördükçe bu sırra bir

ma'na vereblliyorum.) . 20 A.g.e., 4212. (Senin aşıkın, ne Futühat (-ı Mekkiyye) ne de Fusüs (-1 Hikem) adlı kilapiara itiban

yoktur, (çünkü yanağındaki) ben.noktası, Allah (c.c.)'ın birlik sırrının rumüziarını hatır1almaktadır.)

Page 7: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin GÜLLÜCE 584

·.

ve Fusüsu'I-Hikem isimli eserterini kastederek, bu eserterte işinin olmadığını vahdet-i. vücGd sımnın aşık-ı Mevla olanın ruhunda zaten mevcut bulunduğunu söylemektedir.

Ehl-i mutasavvıf arasında ilahi aşkla Allah'da yok olma manasma gelen "fena fıllah" makamı2L her mutasavvıf için önemli bir-mertebedir. Hacı Ali Galib Efendi de

Yüce Mevla'sından aşk-ı mecazi sayılan beşeri aşktan kendisini kurtarıp, fena fıllah

mertebesine t.ilaştırılmasını şu şekilde istemektedir.

Mahzen-i'aşk-1 mecaziden dilim azad idüb, Gülşen-i bağ-1 hilkikatte "fena tillah n· kil. 2ı Fena fıllah mertebesinden sonra gelen ve ondan daha ·üstün bir mertebe olan

"beka billah"23.mertebesinin önceki mertebe olan fen'lı fıTiah mertebesini geçineksizin

elde edilemeyeceğini, ayrıca hicran gamının da aşıkl,a(ın vuslata olan rağbetlerini

artıracağını ise şu şekilde ifade etmektedir;. Fena-tiliahi gönnezse beka- billah değil mümkin,

Gam-1 hicr ile 'uşşakm visale rağbeti artar24•

Arap Dili ve Edebiyatma aşina olduğunu ise,

Yevm-i vaslmdtr bugü~ ferdaya sa/ma ey nigar, Mezheb-i 'uşşakda olmaz muahhar mübtedf125.,

beyti ile ortaya koymaktadır. O, bu beytinde .Arapça gramerinde haberden (yüklemden) önce gelmesi

gereken müsnedün ilehy olan mübtedanın, bazen özel nedenlerle bile olsa sonra

gelmesinin caiz olmasına rağmen, aşıkların m~~e_!:ıjnde aniann sevgililerine kavuşma arzulannın yarına bırakılmasının caiz olmadığını belirtmektedir.

3. Tasavvufı Kişiliği Hacı Ali Galib Efendi ilk manevi terbiyesini -Hacı ibrahim Baba olarak bilinen26

~~ Bkz: Süleyman Uludağ, TasawufTerimleri Söı/OğO, Istanbul, 1991, s.175. . 22 Hacı Ali Galib Efendi, Divan, 13/3. ((Ey Rabbim} :Gönlümü, gerçek olmayan (mecazi) aşkın karanlık

mahzenjnden kurtararak, gerçekler bağının gül bahçesinde Senin kendi varlığınla yok et, yani fena tillah mertebesine ulaştır.) . ·

2J Allah'da baki olma yani nefsi arzulardan sıyrılıp Allah için yaşama mertebesi, Bkz. Uludağ, s. 91. 24 Hacı Ali Galib Efendi, Divan, 58/2. (Allah (c.c.}'ın varlığı içinde yok olamayanın Allah (c.c.)'ın

b[[liğinde ebedileşmesi mümkün değildir; ayrılık gamından dolayı da aşıkların Allah'a kavuşma arzuları artar.) _ _ ·- _ .. _ .. ·

ıs A.g.e., 3W8. (Ey ay yüzlü sevgili; bugün, kavuşmanın günüd9r. sakın yarına bırakma; (çünkü) aşıkleırın mezhebine.göre bir şeyi, Arapçada mübtedanın muahhar olduğu gibi, sonraya bırakmak caiz olmaz.)

Page 8: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

Erzurumlu Mütevekkilzade Hacı Ali Galib Efendi Ve Divan ı 585

ibrahim Haki (Ruhi) hazretlerinden almıştır. Daha 12 yaşında iken bu Şeyhe intisab ·

etmiş hatta bu nedenle mektebe dahi gitmek istememiştir. Tahsilinin yarım kalmasını . ~

istemeyen eniştesi kaymakam Maksud Efendi, ibrahim Haki Hazretıerinden yardım

istemiş o da Ali Galib'i evine göndermiştir. Ancak sabali narnazına kalkınca o'nun,

evin · dış kapısının eşiğine başını koyup o şekilde uyuduğunu göıinüştür.27 . Bu

hadiseden sonra bu küçük müridine hem şeyh hem de manevi bir baba olan ibrahim

Baba Hazretleri, onu ilk ve orta tahsilinden sonra yanında hacca götürüp Medine-i Münewere'de yetiştirilmesi için tanıdığı, ehliyetli ve e.min ellere teslim etmiştir.

Böylece Ali Galib bir yandan zahiri ilimleri öğrenirken, bir yandan da manevi ilimlerle

kendi olgunlaştırma imkanını bulmuştur. Tasawufı terbiyesini kadiri tarikatının adab

ve muaşeretini öğrenerek ilerietmiş bu yolda seyr-iı sullıkunu tamamlamıştır.

Hacı Ali Galib Efendi Medine'de ilim tahsili ile meşgul iken,_ hac farizasını yerine getirmek için Medine'ye uğrayan Erzurum lu hacılar konuk oldukları hemşerileri Hacı . Ali Galib Efendi'den çok memnun olarak ayrılıyorlardı. Döndüklerinde Hacı ibrahim Baba'ya ·o senin neyindir?" diye sormuşlar "Ruhi" mahlasıyla şiirler · söyleyen şeyhi ibrahim Baba da; .

Elbette olur nail-i tahsin-i cihan kimde kemal vw, Mahbub-i zaman oldu o kim hüsn-i hisal var2B.,

dedikten sonra onu gelecek dörtlükleriyle soranlara şu şekilde övmüştür.

Hazret-i Adem'den bize hedaya, Şeriat babmm ferdanesidir.

"E/esr bezminde vardtk secdeye, Tarikat ehlinin merdanesidir.

Her kimin var ise ilm ü irfam, Okuyanlar bilir strr-t Sübhanı,

2s Kırmacı Mahallesinde bulunan · Hacı lbrahim Baba'nın· kabrinin· bulunduğu mezartık çocukluk yıllarımda, dozerte düzlenmiş, mezarlar kaldırılmışlt. Bizzat benim de şahit olduğum üzere sadece Hacı lbrahim Baba'nın mezarı yıkılamamış, bu işe her teşebbüs edildiğinde dozer ya bozulmuş ya d~ k.ırılmışlı. Bunun üzerine onun mezarı onarılarak yanı başına da Hacı ibrahim Baba adında bir ca'mii yaptırılmıştır. Bu şekilde Hacı ibrahim Baba mezanna sahip çıkmış ve onun ortadan kaldırılmasına müsaade etmemiştir.

27 Bilindiği gibi buna benzer bir durum da Tapluk Emre ile Yunus Emre arasında careyan etmiştir. ıs Hacı Ali Galib Efendi, Divan , s.2.

Page 9: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin GÜLLÜCE

"Ahsen-i Takvim"den verir nişam,

M~'rifet şemsinin pervanesidir.

S1rr-tHuda ile gizlidir hali, ·

Leyl ünehar artsm aşk u kemali,

Hakikat beylinde zemzem misali,

· Rühi'ni~ gözünün dür-danesidir29.

586

Bu şiirlerde açıkça görüldüğü gibi Hacı Ali Galib'in Şeyhi tarafından ne denli çok sevilen, çok taktir edilen bir mürid ve iyi .bir mutasawıf olduğu anlaşılmaktadır.

T asawufta ve aşıkların geleneğinde önemli bir yeri olan bade içme

hususunda ise badesini Hz. Ali'nin elinden içtiğini

Yed-i Haydar'dan içtim bade-i mihr-i tiılay1, Makam tuttu gönülde hub-i alin ya Resüla/lah.,30

beytiyle belirtmiş, ResUlallah'ın sevgisine mazhar olduğunu ise şu şekilde

ifade etmiştir; Safa-y1 zevke daldim varta-i ie§vişten geçtim, Bihamdfllah ki ahirdestimi Fahr-i cihan tuttu.31

Tasawuftaki meşrebinin ise Mevlana'da olduğu gibi aşk yolu olduğunu ve

bundan da gurur duyduğunu şu beyitleriyle açıklamıştır : Tarik-i 'aşka girdim mezhebim feyz-i muhabbettir.

Huda meşrebliyim sevda iki 'alemde dinimdir., 32

Küfr ü iman kaydmi çekinam Huda meşrebliyim,

Salik-i meyhfmeyim pir-i muganımd1r Mu'in.33 4. Edebi Kişiliği

2!l A.g.e., s.2. 30 A.g.e., 90/5. (Ey Allah'ın ResOJü; güç ve kuvvet güneşinin badesini Hz. Ali'nin elinden içtim; böylece

gönlüme, senin ailene mensup olaniann sevgileri yerleşti.) · 31 A.g.e., 100/5. (Zevkin safasına daldım, karışıklığın uçurumundan geçtim; Allah'a şükürler olsun ki,

en sonunda cihanın övüneli olan Hz. Muhammed elimden tuttu.) 32 A.g.e., 54/3. (Aşkın yoluna girdim; muhabbetin feyzi benim mezhebimdir; ben Allah (c.c.}'a tutkunum,

sevda, her iki dünyada da benim dinimdir.) 33 A.g.e., 84/3. (Kuffir ve iman endişesi çekmem; çünkii ben Yar~tanıma 1utkunum, sürekli meyhaneye

devam ederim, yardımcım ise meyhanecidir.) Not : Buradaki meyhaneden maksadım dervişlerin bir . arada olduklan tekke; meyhanecinin ise o tekkenin şeyhi olduğu unutulmamalıdır.

Page 10: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

Erzurumlu Mütevekkilzade Hacı Ali Galib Efendi Ve Divanı .587

Hacı ~!~ Galib Efendi, Arapça, Farsça bildiği gibi edebiyat alanında da kendini yetiştirmiş, divan yazacak seviyeye geimiştir. Kendisi hüsn-i hat hocalığı yapmasına rağmen, duygulu bir insan oluşu ve ilahi aşk yolunu seçmiş olmasından dolayı 200'e yakın şiir yazmıştır. Bu şiirter edebi yönden oldukça iyidir. Şiirleri ve divanı hakkında

bilgi ikinci bölümde geleceğinden, burada onun diğer meşhur birkaç şair ve divanla

karşı_laştırrnasını yapmak işfiyoruz.

Onun, Mevlana'nın (1207-1273) Mesnevi isimli meşhur Farsça eserini okuduğunu ve etkilendigini, Mesnevl'nin daha ·Hk·beytinin bir naziresini yazdığından anlıyoruz. Mesnevlnin ilk beyti şöyledir.

Dinle neyden duy neler söyler sana, S1zlamr hep ayniikiardan yana.34

Ali Galip Efendi' de;

Ey muhibb-i sad1k1m aç sem'-i ihlasm bana, Dinle nay-1 iştiyak1mdan nas1ldlf macerfı3s diyerek Mesnevi'ye·hayranlığını ve ondan etkilendiğini açıkça göstermiştir.

Yine çağdaşı, ama yaşça ve ilin:ıce kendinden ileride olan Alvarlı Muhammed Lütfi Efe'den de (1868-1956) oldukça etkilendiğini görmekteyiz.

Mesela; Derd-i derunuma derman arard1m, Dediler ki derddir dermamn senin.

Dergah -1 dildare kurban arard1m, Dediler ki can m kurbandir senin. 36

kıtası ile Derdin sana dermandtr, özge derman istemez.

Cennet-i can imfmd1r, Kase-i cinan istemez., 37

kıtasının benzeri Hacı Ali Galib Efendi'de şöyledir;

34 Mevlana, Mesnevi, 1. Seyit 35 H~acı Ali Galib Efendi, Divan, 79/1. (Ey sadık dostum, doğruluk kulağını aç ve özlemlerimi dile getiren

neyden maceranın nasıl olduğunu dinle.) 36 Hace Muhammed Lutfi, Hulasatü'l Hakayık ve Mektübiıt-ı Hace Muhammed Lutfi, Istanbul, 1996,

47411. Not : iık sayı gazelikincisi ise kıt'a numarasıdır. · 37 A.g,e., 27811.

Page 11: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

:

Yrd. Doç. Ör. Hüseyin GÜLLÜCE

Derdimi tezyid eden derman/ardır ey hakim,

Rahm kıl dertten değil kurtar devafardan beni.38

588 .

Ayrıca Yunus Emre'den (1240-1320), ibrahim Hakkı Hazretlerinden (1703-1780) Mehmet Akiften (1873-1936) vb. ilham -aldığını ·ve etkilendiğini de

söyleyebiliriz.

11. Divanı

1. Şiirleri Resmi mekteplerin yanı sıra medreselerde de ilim ve edebiyat tahsil ed~n

aynı zamanda manevi ilimler ve tasawufı terbiye de kazanan Hacı Ali G;:ılib Efendi,

geriye iki adet şiir mecmuası (Divançe) bırakmıştır. Orijinalleri oğullarında bulunan bu

şiir mecmualarından birincisi - 135 sayfa, ikim:isi ise 36 sayfadır. 135 sayfalık

divançede 115 adet Osmanlıca yazılmış şiir var9ır. Ayrıca Arapça olarak yazılmış

bazı şiirler ve duaları da kapsamaktadır. Diğer mecmua ise. tamamen şiirterden

meydana gelmiş küçük bir divançe şeklindedir. Bu divançeleri sadeleştirerek yayına hazırtayan arkadaşımız her iki divançayi

konularına göre birteştirip bir divan nalinde bastırmış olduğundan biz de bu incelememizde yayınlanmış olan bu şekli esas aldık.

2. Mahlası Mütevekkilzade Hacı Ali Galib Efendi şiirterinin hemen hemen tamamını

tevazu ifade eden "Talib"39 manlası ile yazmıştır. Divanının dışında kalan bir şiirinde

ise "Mütevekkil" mahlasını kullandığı nı görmekteyiz.

3. Nazım Şekilleri Şiirterinin büyük bir kısmı gazel tarzında yazılmıştır. Ayrıca rubai, murabba,

muhammes, terci-i bend şeklinde şiirleri de vardır.

4. Kafiyesi Divan şiiri geleneğine uyarak genelde tam ve zengin kafiye kullanmıştır.

- . Ja Hacı Ali Galib Efendi, Divan, 56/3. (Ey tabib; benim derdiml asıl artıran şey dermanlardır; merhamet

et, beni dertten değil dermanlardan kurtar.) 39 'isteyen, Allah'ın nzasınıtalep eden, öğrenci' anlamlarına gelmektedir.

Page 12: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

Eızurumlu Mütevekkilzade Hacı Ali Galib Efendi Ve Divan ı 589

5. Vezni Şiirterini genellikle vezin ölçüleri ile yazmasına rağmen bilhassa

murabbalarında olmak üzere bazen vezin ölçüledne dikkat etmediği de olmuştur. En

sık görülen arüz kalıpları Türk şiirinde de en çok kullanılan. şu kalıplardır. . Mefülü 1 Me fa i lü 1 Me fa i lü 1 Fe ü /ün

Fe ila tün 1 Fe i la tün 1 Fe i la tün 1 Fe i /ün

Me fa i /ün 1 Me fa i /ün 1 Me fa i /ün 1 Me fa i /ün Mefü w 1 Me fa i tü 1 Mef ü lü 1 Me fa i lü

6. Şiirlerinin Konulan Şiirterinde ele aldığı konuların başında Allah'a karşi duyulan "aşk-ı ilahi"

gelmektedir. Allah sevgisinin ele alındığı bu şiirler gerek tevhid ve gerekse münacat

konularını içermektedir.

Ikinci derecede Allah ResOiü Hz. Muhammed (s.a.v.}'e ve onun ali ve

eshabına duyulan sevgi ve saygı gelmektedir. Bu şiirleri de na'tlarını oluşturmaktadır. Üçüncü sırada ise şeyhi Hacı ibrahim Baba (Haki) Hazretlerini konu

edinmektedir. Azımsanmayacak orandaki bu şiirterinden başka mensubu olduğu kadiri tarikatının piri olan Abdulkadir Geylani Hazretlerine dair methiyeleri içeren şiirleri de bulunmaktadır.

Bu saydıklarımızı rakamıarta ifade edecek olursak; 1 ile 85 arasındaki şiirleri

Allah'a karşı yapılan niyaz ve münacat; 86 ile·112 arası Hz. Peygambere ait na'tları içermekte; 113. ve 114. sayfalardaki şiirleri Hz. Ali için söylenmiş4o, 116. sayfadaki

şiiri Hz. Hasan ile Hüseyin hakkında, 117. sayfadaki Abdulkadir Geylani için, 118 -123 arası ise şeyhi Hacılbrahim Haki için söylenmiş şiirlerdir.

Ruhailerdeki ·temalar da divanındaki tarz üzere işlenmiştir. Hz. Peygamber hakkında yazmış olduğu şiirterinden biri şöyledir;

Perişan hali bu hatır-harabm ya Resulallah, Hücümu var telaş-ı 1zdırabm ya Resülallah.

Omid-var-ı 'atay/m bir bölük kavm ü kabilemle, Kapunda cümlemiz ahkar kilabm ya Rasülallah.

40 Bu sayfada şiir olmayıp 114 .. sayfadaki şiirin sadeleştiriimiş şekli bulunmaktadır.

Page 13: Sempozyumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D234988/2007/2007_GULLUCEH.pdf · 2018-08-17 · Ali Galib Efendi bu beyti ile vahdet-i vücüd görüşünün . ilk mü messili olan

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin GÜLLÜCE

Ziyay1 zerre-i nurundan allf mihr ile mah ancak, Ne denlü ş O/esi var aftabm ya ResOlali ah.

Muhassal şerh-i evsafmda nazif bunca ayetler,

Mefad-1 kamilisin dört kitabm ya Resü/aflah. ·· ·

Firak u hicr adiyle kalb-i mahzünum yanar daim, Meğer n Oş ey/eyem vas/m şarabm ya ResCI/aflah.

Civar-1 ravzada ahir bu miskin i kabül ey/e, Ki müştakw1m of 'ali me'~bm ya Resülallah.41 7. Üslübu

590

Ali Galib Efendi, Osmanlıca'nın zengin kelime dağarcığından faydalan ıp

mısralarında duygularını en güzel şekilde yansıtarak ifadeleri nakış nakış işlemiştir. Yeri geldikçe -tamamı Farsça veya Arapça beyillerde yazmıştır.

Ali Galib Efendi şiirlerini zengin bir kelime haznesi ile yazmış olmasına

rağmen ağdalı bir dil kullanmamış, tasawufi ve ~ur'ani terimleri kullanırken

. kelimelerle fazla oynamamış, aslı na uygun şekillerini korumuştur. Şiirlerini hep canlı, içten ve sade bir üslupla vücuda getirmiştir.

Şiirlerinin mısraları arasında serpiştirilen ve Kur'an-ı Kerim'de sıkça

tekrarlanarak anlatılan Hz. Musa, Hz. isa, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. ibrahim, Hz. ismail gibi peygamberlerin kıssalarına ve mucizelerine yapılan telmih ve atıflar ise

ayrı bir üslüp zenginliğini meydana getirmiştir.

~ı Hacı Ali Galib Efendi, Divan, s.87. (1- Ey Allah'ın Resülü; bu gönlü yıkık olan bendenizin hali, durumu çok perişandır; ızdıraptan dolayı duyduğum lelaşlar da üst üsle geliyor. 2- Ey Allah'ın Resülü; bir bölük ~ısım - akrabalarımla bağışlanacağımıza dair ümitler beslemekteyim; (çünkü) . cümlemiz senin kapında hakir kilabınız. 3-Ey Allah'ın ResOiü; güneşıe ay, senin oOrunun zerresinden ışığını alır; bu zerreye rağmen, güneşin pa.nltııarının ne kadar fazla olduğunu da herkes bilmektedir. 4-Ey Allah'ın Resülü; senin vasrtlarını açıklayan bu k~dar çok ayetler indirilmiştir; (bu yüzden) dört kfiapta da övünçle bahsedilen kamil sensin. 5-Ey Allah'ın Resülü; ta ki vuslat şarabından içineele kadar, rnahzün kalbirn daima senin ayrılığının ve senden uzaklığın ızdırap ateşiyle yanar. 6-Ey Allah'ın Resülü; bu zavallıyı, mübarek kabrinin yanı başına sonunda kabul eyle; çünkü o yüce sığınılacak yerin özlemini duymaklayı m.)