SELÇUKLU MEDRESELERİLE MEMLÛK MEDRESELERİNE GENEL...

13
Türk Dünyası Araştırmaları Sayı: 190 Şubat 2011 SELÇUKLU MEDRESELERİ İLE MEMLÛK MEDRESELERİNE GENEL BİR BAKIŞ Yrd. Doç. Dr. Bahattin KELEŞ * Öz Memlûk Devleti, Ortadoğu’nun stratejik bölgelerinde kurulmuş bir Türk devletidir. Konumu itibariyle Türk tarihinde önemli bir yere sahiptir. Memlûk Devleti üzerinde yapılan çalışmalar yok denecek kadar azdır. Olanlar ise daha çok siyasi tarih ağırlıklı çalışmalardır. Biz burada dini, sosyal ve kültürel çalışmalar üzerinde durduk. Memlûk devleti Türk kül- türünün çeşitli öğe ve izlerini taşımıştır. Bilimsel ve kültürel çalışmalarla Ortaçağ’a damgasını vurmuştur. Memlûklar, eğitim faaliyetleri üzerine medreseler açmış, öğrencilere burs vermiş ve hocalara maaş bağlamıştır. Bütün bunların finansmanını vakıflar aracılığı ile yapmıştır. Medreselerde dini ve müspet ilimler alanında dersler okutulmuştur. Bilimsel faaliyetlerde sultanlar ve devletin ileri gelen üst düzey yöneticileri çeşitli vakıflar kurarak bu faaliyeti desteklemişlerdir. Bu dönemdeki bilim adamları yaptıkları bilimsel faaliyet ve yazdıkları eser- lerle diğer toplumları ve ülkeleri etkilemişlerdir. Sanat ve mimari alanlarda da eserler yaparak gelecek kuşaklara miras bırakmışlardır. Memlûklar, Türk kültür ve medeniyetine büyük katkılarda bulunmuş- lardır. Hilafeti kurumunu Abbasilerden alarak bu kurumu ellerinde uzun süre tutmuşlardır ve daha sonra Osmanlılara bırakmışlardır. Sosyal ha- yatın en yoğun şekilde yaşandığı mekânlar cami ve medreseler olmuştur. Memlûk sultanları cami, medrese yapımına önem vermişlerdir. Buralarda halk dini alanda bilgi sahibi olmuştur. Bayramlarla sosyal hayat hep canlı kalmıştır. Anahtar kelimeler: Memlûklar, Cami, Vakıf, Medrese, Halifelik. * İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi Sosyal Bilimler ve Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Bölü- mü Öğretim Üyesi. 195

Transcript of SELÇUKLU MEDRESELERİLE MEMLÛK MEDRESELERİNE GENEL...

Türk Dünyası Araştırmaları

Sayı: 190 Şubat 2011

SELÇUKLU MEDRESELERİ İLE MEMLÛK MEDRESELERİNE GENEL BİR BAKIŞ

Yrd. Doç. Dr. Bahattin KELEŞ*

Öz

Memlûk Devleti, Ortadoğu’nun stratejik bölgelerinde kurulmuş bir

Türk devletidir. Konumu itibariyle Türk tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Memlûk Devleti üzerinde yapılan çalışmalar yok denecek kadar azdır.

Olanlar ise daha çok siyasi tarih ağırlıklı çalışmalardır. Biz burada dini,

sosyal ve kültürel çalışmalar üzerinde durduk. Memlûk devleti Türk kül-

türünün çeşitli öğe ve izlerini taşımıştır. Bilimsel ve kültürel çalışmalarla

Ortaçağ’a damgasını vurmuştur.

Memlûklar, eğitim faaliyetleri üzerine medreseler açmış, öğrencilere

burs vermiş ve hocalara maaş bağlamıştır. Bütün bunların finansmanını

vakıflar aracılığı ile yapmıştır. Medreselerde dini ve müspet ilimler alanında

dersler okutulmuştur. Bilimsel faaliyetlerde sultanlar ve devletin ileri gelen

üst düzey yöneticileri çeşitli vakıflar kurarak bu faaliyeti desteklemişlerdir.

Bu dönemdeki bilim adamları yaptıkları bilimsel faaliyet ve yazdıkları eser-

lerle diğer toplumları ve ülkeleri etkilemişlerdir. Sanat ve mimari alanlarda

da eserler yaparak gelecek kuşaklara miras bırakmışlardır.

Memlûklar, Türk kültür ve medeniyetine büyük katkılarda bulunmuş-

lardır. Hilafeti kurumunu Abbasilerden alarak bu kurumu ellerinde uzun

süre tutmuşlardır ve daha sonra Osmanlılara bırakmışlardır. Sosyal ha-

yatın en yoğun şekilde yaşandığı mekânlar cami ve medreseler olmuştur.

Memlûk sultanları cami, medrese yapımına önem vermişlerdir. Buralarda

halk dini alanda bilgi sahibi olmuştur. Bayramlarla sosyal hayat hep

canlı kalmıştır.

Anahtar kelimeler: Memlûklar, Cami, Vakıf, Medrese, Halifelik. * İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi Sosyal Bilimler ve Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Bölü-mü Öğretim Üyesi.

195

TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI 2

Abstract

General View of Selcuks and Mamluks Madrasah

The Mamluks is a Turkish state which was founded in the strategi-

cally vital regions of the Middle East. It has possessed a very signifi-

cant role to play for its position in the Turkish history. The previous stu-

dies on the Mamluks are almost inadequate. These studies are based

mostly on the history and politics of the state. In this study, we mentio-

ned about the religious, social and cultural studies. The State of Mam-

luks has inherited the various characteristics and footprints of the Tur-

kish culture. It has made its mark on the Middle Age with its scientific

and cultural studies.

In terms of educational activities, the Mamluks built the madrasahs,

supplied scholarship to the students, and provide salaries to the instruc-

tors. All of their funding supports were made by means of the charitable

foundations. In the madrasahs, the classes on the theological and positi-

ve sciences were taught. The sultans and the leading rulers of the state

had always supported this activity financially by founding a variety of

charitable foundations. The scientists in this period influenced the other

nations and civilizations via their scientific activities and literary works.

They also inherited some artistic and architectural works for the next ge-

nerations.

The Mamluks contributed much to the Turkish culture and civilization.

Taking over the Caliphate from the Abbasids, the Mamluks held this title

for a long time, and handed it over to the Ottomans. The social life was

densely populated in the mosques and madrasahs. The Sultans of the

Mamluks gave importance to the constructions of mosques and madra-

sahs. The people around these public places were informed about the reli-

gion. The socio-cultural life always remained vividly lasting by the help of

religious festivals.

Key words: The Memluks, Mosque, Charitable Foundation, Madrasah,

The Caliphat.

Giriş

Medreseler, İslam dünyasında bir eğitim kurumu olarak ortaya çıkı-şından itibaren ehl-i sünnet kültürünü güçlendirmek amacıyla kurul-muş ve önemli bir misyon üstlenmiştir. 1055 yılında Bağdat’a gelerek Abbasi hilafetini Şii Büveyhilerin hâkimiyetinden kurtaran Büyük Sel-çuklu Sultanları bir asırdan fazla Bağdat’a hâkim olmuşlardır. Bu sul-tanlar ehl-i sünnet prensiplerini hâkim kılmak için ilmi hareketi canlan-dırmaya büyük önem vermişlerdir. Bu maksatla İslâm dininin doğru bir şekilde öğretilmesini sağlayacak müesseseler olarak medreseler inşa et-mişlerdir. Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan (1064-1072) ve veziri Niza-mülmülk zamanında Nizamiye adıyla Nizamiye medreseleri inşa edilmiş-

196

BAHATTİN KELEŞ / SELÇUKLU MEDRESELERİ İLE MEMLÛK MEDRESELERİNE GENEL BAKIŞ 3

tir. Başta Fıkıh ilmi olmak üzere dini ilimler ve Arap dili öğretimine da-yanan medrese eğitim sistemi Selçuklulardan sonra Zengiler ve Eyyubi-ler tarafından da devam ettirilerek Memluklara ve oradan da Osmanlı’ya geçmiştir.

Suriye’de ilk medreseler Bâtınilere karşı ehl-i sünnet düşüncesini yaymak ve ülkede siyasi birliği sağlamak amacıyla başlatılmış ve bu ko-nuda medreselere büyük önem veren Nurettin Zengi tarafından medre-seler inşa edilmiştir. Mısır’da ise Eyyubilerin kurucusu Selahaddin Ey-yubi tarafından dört Sünni mezhep üzerine eğitim yapan medreseler açılmıştır. Selahaddin Eyyubi’nin amacı bir asırdan daha fazla Şii Fatimi Devletinin merkezi olarak kalan Kahire’de Şii düşencisinin izlerini silmek ve Sünni mezhepleri güçlendirmek amacıyla medreseler yaptırmıştır. Ey-yubi devlet adamlarını örnek alan Memlûk sultanları ve büyük emirler medrese, cami, hankah ve zaviye gibi önemli kültür merkezi ve müesse-seler inşa etmişlerdir. Medreselerin müderrislerini bizzat sultanlar tayin ediyordu. Medresede çalışan müderris ve öğrencilerin ihtiyaçlarını karşı-lamak hususunda sultanlar çok cömert davranıyorlardı. İçlerinden bazı-ları bu medreselere giderek zamanın meşhur âlimlerinin vermiş olduğu dersleri dahi takip ederlerdi.1

Selçuklularda Medreseler:

Selçuklular döneminde açılan Nizamiye medreselerindeki derslere ta-lebelerin yanı sıra bilgi ve görgüsünü artırmak isteyen vezirler, emirler, din bilginleri gibi şahsiyetlerde katılarak meşhur müderrislerden ders alırlardı.2

Selçuklular zamanında Nizamiye medreselerinin maddi imkânları çok iyiydi. Bu medreselerin ilmi faaliyetlerini rahatça yürütebilmeleri için zengin gelirli vakıflar tahsis edilmiş ve onları bu şekilde sürekli ve daimi bir gelire kavuşturmuşlardır. Bu medreseler mali muhtariyete sahip ol-dukları için burada çalışan müderrisler maaş ve geçim kaygısı çekmez-lerdi. Bu yüzden kendilerini ilme vererek bilimsel faaliyetlere büyük kat-kı sağlarlardı.3

Nizamiye medreseleri sistemli bir şekilde ücretli müderrislere sahip olan ilk kurulmuş medreselerden biriydi. Vakıf gelirinin zengin olması ve devletin bu müesseseye önem vermesi sebebiyle maaşlar oldukça yüksek tutulmuştur. Bağdat Nizamiye medresesinin müderrislerinden olan Ebu İshak Şirazi büyük miktara ulaşan bir ücretle bu göreve atanmıştı.4 1 İsmail Yiğit, “Memlûklar Dönemi İlmî Hareketine Genel Bir Bakış”, Türkler Ansiklopedisi, c. V, 2002, s. 749-750. 2 Ahmet Ocak, “Nizamiye Medreseleri ve Büyük Selçuklularda Eğitim”, Türkler Ansiklopedi-si, c. V, 2002, s. 724. 3 Mehmet Altay Köymen, Alp Arslan ve Zamanı, c. II, Ankara 1983, s. 372. 4 Ahmet Ocak, “a.g.m.”, s. 723.

197

TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI 4

Nizamiye Medreseleri açılırken uygun coğrafi bölgeler seçilmesine dikkat edilmiştir. Bağdat gibi hilafet merkezi, İsfahan ve Nişabur gibi imparatorlu-ğun önemli kültür merkezleri yanında Basra, Taberistan ve Huzistan gibi Şiilerin yoğun olduğu bölgelerde bu medreselerin seçiminde dikkate alın-mıştır. Nizamiye Medreselerinin inşa edildiği şehirleri şöyle sıralayabiliriz: 1- Bağdat, 2- Belh, 3- Nişabur, 4- Herat, 5- İsfahan, 6-Basra, 7- Merv, 8- Amul (Taberistan), 9- Musul, 10- Fusenc (Büsenc), 11- Harcird (Hargird), 12- Rey, 13- Ceziretü İbn-i Ömer, 14- Zebid, 15-Huzistan, 16- Zahir.5

Selçuklu medreselerinde okuyanlar dil, din, ırk ve sınıf farkı gözetil-meksizin ücretsiz olarak eğitim ve öğretimlerini sürdürüyorlar ve bu masrafları devlet ileri gelenleri veya zengin kimselerin kurmuş oldukları vakıflar aracılığıyla karşılanıyordu.6

Nizamiye medreselerinin maddi imkânları ve burada çalışan hocaların ilmi şöhretlerinin yaygın olması sebebiyle Mısır, Azerbaycan, Tiflis, Ye-men, Mağrib ve Endülüs gibi İslam âleminin değişik memleketlerinden bu medreseye insanlar gelerek ilim tahsil etmişlerdir. Böylece Selçuklu ülkesinde Pamir’den Mısır’a kadar olan bölgede insanlar gelerek ilim tah-sil etmişler ve bu ülkelerde manevi bir birlik havası oluşmuştur.7

Nizamiye Medreselerinde Kur’an ve Kur’an ilimleri Hadis, Şafii Fıkıh, Usul, Eşari Kelamı, Hilaf, Cedel, Feraiz, Arapça, Edebiyat, Sarf, Nahiv, Lü-gat, Şiir, Hitabet, Tarih, Coğrafya, Musiki, Felsefe, Mantık, Riyaziyye, Hen-dese, Hesap, Hat, Nücum vb. gibi dersler okutulmuştur. Nizamiye medre-seleri örgün eğitime önem verdiği gibi geniş halk kitlelerini ilgilendiren ve onların eğitimini sağlayacak yaygın eğitime de önem vermiştir.8 Yetişkinle-rin eğitim için değişik şehirlerde eğitim verilirdi. Bunların başında Mısır, Filistin, Suriye, İran ve Sicistan gibi yerler akla gelen bölgelerdi.9

Tablo 1: Selçuklu Medreselerinde Okutulan Dersler

Din ve Hukuk Dil, Edebiyat Felsefe Dersleri Müsbet Bilim Dersleri Kur’an Okuma Arap Edebiyatı Felsefe Tıp

Tefsir Fars Edebiyatı Mantık Cerrahi Hadis Nahiv Riyaziye Fıkıh Sarf Hesap Kelam Hitabet Hendese

Şiir Müsellat Cerh ve Tadih Nücum Tarih Heyet Edeb Tabiiyet

Kaynak: Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, İstanbul 1994, s. 40. 5 M. Şerafeddin, “Selçuklular Devrinde Mezahib”, Türkiyat Mecmuası I, İstanbul 1925, s. 108; A. Ocak, “a.g.m.”, s. 724. 6 Yaşar Bedirhan, “Selçuklular Devrinde Kafkaslarda Yetişen İlim Adamları ve İlme Hizmet-leri”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Sayı: 126, İstanbul 2000, s. 157. 7 H.G. Yurdaydın, İslam Tarihi Dersleri, Ankara 1982, s. 75; Ahmet Ocak, “a.g.m.”, s. 724. 8 A. Ocak, “a.g.m.”, s. 724. 9 Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, c. II, İstanbul 1980, s. 634.

198

BAHATTİN KELEŞ / SELÇUKLU MEDRESELERİ İLE MEMLÛK MEDRESELERİNE GENEL BAKIŞ 5

Selçuklu Medreselerinde Eğitim ve Öğretimde Uygulanan Metotlar:

Selçuklu medreselerine tayin edilen müderrisler genellikle bir seccade veya post üzerine oturarak ders verirlerdi. Öğrenciler ise müderrisin kar-şısında halka oluşturarak ders dinlerlerdi. Bu post o müderrisin ders verme yetkisinin bir işareti sayılırdı. Kalabalık derslerde ise müderris bir kürsü üzerine oturarak ders verirdi. Ayakta ders vermek ise genel tea-müle ve usule aykırı sayılırdı. Müderrisler ders verirken özel kıyafet gi-yerlerdi. Abbasilerin ilk dönemlerinden itibaren başlayan ulemanın ve bürokrat kesimin siyah cübbe giyme geleneği Selçuklular döneminde de devam etmiştir.

Nizamiye medreselerinde derslerin işlenişinde çeşitli metotlar uygula-nırdı. Derslere namazdan hemen sonra Kur’an okunarak başlanırdı. Ders esnasında karşılıklı sorular sorularak hem dersin anlaşılması ko-laylaştırılır hem de bir tartışma ortamı oluşturulurdu. Bazen hocalar an-latır talebeler dinler, bazen de hoca talebelere yazdırmak suretiyle not tuttururdu. Ders esnasında okunan metin üzerinde uzun müzakereler yapılarak kapalı görülen noktalar açıklanırdı. Bu iş yapılırken hoca ile öğrenciler arasında karşılıklı fikir alışverişi olurdu. Nizamiye müderrisle-ri sadece medrese talebelerine ders vermez, bilgi birikimlerini halkı da aydınlatarak faydalı olmaya çalışırlardı.10 Nizamiye medreselerindeki müderrisler devrin sultanlarına kendilerine danışıldığında onlara bilgi vererek sultanların yanlış yapamamalarına ve meşveret kültürünün ya-yılmasına katkıda bulunurlardı.11

Memlûk Medreselerinde Okutulan Dersler ve Derslerin İşleniş Metodu:

Memlûklu medreselerinde okutulan derslerde daha ziyade Selçuklu ve Eyyubi medreselerinde okutulan dersler esas alınmıştır. Bilindiği üze-re eğitim-öğretim faaliyetleri camilerin dışında teşkilatlı olarak ilk defa devlet desteği ve vakıflar aracılığıyla Selçuklular döneminde inşa edilen Nizamiye Medreselerinde yapılıyordu.

Mehmet Altay Köymen’in araştırmalarına göre Selçuklu Bağdat Niza-miye medresesinde Hanefi ve Şafii mezheplerine göre fıkıh dersleri oku-tuluyor ve Eş’ari doktrinine göre kelam dersleri veriliyordu. Ayrıca bu medresede feraiz ilmi de okutuluyordu.12

Eyyubiler döneminde Selçuklu Nizamiye medreselerinde okutulan derslerin dışında nakli ilimlerden fıkıh dersi Hanefi, Şafii ve Maliki mez-heplerine göre verilmekteydi. Ayrıca aklî ilimlerden siyaset ve harb sana-tı dersleri ile eczacılık, botanik ve zooloji gibi dersler de okutuluyordu.13 10 Ahmet Ocak, “a.g.m.”, s. 723. 11 Nizamülmülk, Siyasetname, (Hazırlayan: Mehmet Altay Köymen), Türk Tarih Kurumu, Ankara 1999, s. 66. 12 M.A. Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, c. III, Ankara 1992, s. 379-380. 13 Ramazan Şeşen, Selahaddin Eyyubi ve Devlet, İstanbul 1987, s. 349-352-390-427.

199

TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI 6

Memlûk medreselerinde ise yukarıda belirttiğimiz derslere ek olarak fıkıh derslerinin dört mezhebe göre işlendiğini görmekteyiz.14 Ayrıca bu medreselerde coğrafya dersleri ve Ma’rifet-i Amme (adab-ı muaşeret) dersleri15, tıpta ise göz hastalıkları ile ilgili (oftalmoloji) dersleri de uygu-lamalı olarak veriliyordu.16

Tablo 2: Memlûklu Medreselerinde Okutulan Dersler

Dini İlimler Dil, Edebiyat Dersleri Felsefe Dersleri Müsbet Bilim Dersleri Kıraat Arap Edebiyatı Felsefe Tıp Tefsir Nahiv Mantık Cerrahi Hadis Sarf Oftamoloji Fıkıh Hitabet Riyaziye Kelam Nesir Hesap

Şiir Hendese Tarih Nücum Coğrafya Heyet Cerh ve Tadil Tabiiyet Marifet-i amme

Kaynak: Yasemin Kaçar, Bahrî Memlûk Devletinin Eğitim Sistemi ve Medreseler (1250-1382), (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tokat 2006, s. 83.

Memlûklar, ülkenin dört bir yanında açmış oldukları medreseler sa-yesinde ilmi faaliyette bulunarak kültürün yükselmesine önemli katkıda bulundular. O dönemde ilim öğrenme ve bilimsel faaliyette bulunma devlet desteğinde oluyor ve bu suretle masrafsız olarak öğrenciler ilim tahsil ediyorlardı. Bu medreseler çeşitli dinî ve aklî ilimlerin bir arada okutulması sayesinde talebenin birkaç ilim dalında yetişmesine imkân sağlıyordu. Bu medreselerin teşkilatlanmasında ve mali kaynak teminin-de devlet yardımının olduğu gibi vakıfların da büyük katkı ve desteği vardı. Gerçekten bu medreselerde İslâmi ilimler yanında matematik, ast-ronomi, tıp ve felsefe gibi aklî ilimlerin de okutulması o yörenin kültür seviyesinin yükselmesinde önemli rol oynamıştır.17 Selçuklular dönemin-de Maveraünnehir bölgesinde bir kültür çevresi oluştuğu gibi18 Memlûk-lar döneminde de Mısır ve Suriye’de bir kültür çevresi oluşmuştur diye-biliriz. Çünkü Memlûk Sultanları medreselerin açılmasına büyük katkı sağlamakla hem saltanatlarını daha güvence altına alıyor, hem de ilmin yayılmasına yardım ediliyorlardı.

Memlûk medreselerinde dersler hem teorik hem de pratik olarak veri-liyordu. Dinî ilimlerden hadis ilmî okutulurken muhaddisler hadis kita- 14 Makrizi, Sulûk, c. I/III, s. 1045; Makrizi, Hıtat, c. II, s. 379. 15 Said Abdulfettah Aşur-Abdurrahman Rafi, Mısır fi Usûri’l-Vusta min Fethi’l-Arab Hattâ el-Gazi’l-Osmanî, Kahire, s. 547-551. 16 Hitti, Siyasi ve Kültürel İslâm Tarihi, (çev. S. Tuğ), c. VII, İstanbul 1995, s. 1109. 17 Ziya Kazıcı, İslâm Kültür ve Medeniyeti, İstanbul 1987, s. 28. 18 Kemal Göde, Türk-İslâm Kültür ve Medeniyeti, Isparta 1997, s. 257.

200

BAHATTİN KELEŞ / SELÇUKLU MEDRESELERİ İLE MEMLÛK MEDRESELERİNE GENEL BAKIŞ 7

bını yüksek bir kürsü üzerine koyar ve öğrencilerin huzurunda yüksek sesle okurlardı. Kur’an-ı Kerim ise telkin yoluyla öğretiliyordu. Şiir ve nesir ise yazılarak okutuluyordu.19

Bu medreselerde ilim dili Arapçaydı. Medreselerde görev yapan hoca-lardan dindar, ilim sahibi, güzel ahlaklı, merhametli, evli olması ve ço-cuklarla ilgilenmesi özenle onlardan istenirdi. Medreselere bir nâzır (yö-netici), müderris (profesör), her müderrise yetecek kadar öğrenci ve mü-derris yardımcısı olarak ise muid (asistan) tayin edilirdi. Muidler, öğren-cilerin derste anlayamadıkları yerleri öğrencilere daha anlaşılır bir şekil-de açıklamaya çalışırlardı. Öğrencilerin daha iyi yetişmesi için ders hari-cinde onlarla ilgilenirlerdi. Hoca ders anlatırken öğrencinin anlayamadığı yerleri sormasına asla mani olmazdı. Her öğrenci istediği dinî ilimleri tahsil edebilirdi. Müderris devamlı olarak öğrencileri ilme teşvik ederdi ve öğrencilerden birini nakib (başkan) seçerdi.20

Memlûk medreselerinde dersler genellikle sabah namazını müteaki-ben başlar ve öğle vaktine kadar devam ederdi. Kıraat dersleri ise ikindi namazından sonra güneş batımına kadar verilirdi. Kıraat derslerine dört defa Ayetel-Kürsi okunarak başlanırdı. Kıraat dersinde öğrenci okur, ho-ca dinlerdi.21

Bu dönemde dinî ilimlerin yanında tıp ilmî de teorik olarak medrese-lerde veriliyor ve tıp ilminin uygulaması ise medreselerin yanına yaptırı-lan hastanelerde veriliyordu. Bunun en güzel örneği Mansuriye medrese-sindeki tıp uygulamalarıdır.22

Memlûk sultanları müderris atamalarını bizzat kendileri yapar ve bu göreve atama esnasında müderrislere, öğrencilere çok iyi davranmaları hususunda önemli tavsiyelerde bulunurlardı.

Sultan, müderrislerin atamasını inşa divanında yazılan bir beratla ya-par, bu beratta ayrıca müderrisin hangi dersleri okutacağını da yazardı. Sultan, müderrise nasihatte bulunur ve öğrencilere ilmin bütün incelik-lerini açıklamasını önerirdi. Ayrıca öğrencilere karşı güler yüzlü olması-nı, onlara kendini sevdirebilmesi için özel hayatından örnekler vermesini ve öğrencileriyle bir babanın evladıyla ilgilendiği gibi ilgilenmesini ister-di.23 Yukarıda verilen bilgilere ilave olarak Nüveyrî, “Sultan, müderristen öğrencileriyle devamlı meşgul olmasını veya onları ilme teşvik etmesini is-terdi” demektedir.24 19 İbn Batuta, Rıhletu İbn Batuta Tuhfetu’n-Nuzzâr fî Garâibi’l-Emsâr ve Acâibi’l-Esfâr (Tah-kik: Mustafa el-Kassa, Muhammed Abdulmünim Uryan), Beyrut 1996, s. 110. 20 Makrizi, Sulûk, c. I/III, Kahire 1956, s. 1040. 21 İbn Habib, Ömer b. Hasan b. Ömer, Tezkiretu’n-Nebih fî Eyyâmi’l-Mansûr ve Benih (tah-kik, Muhammed Emin-Said Abdulfettah Aşur), c. III, Kahire 1966, s. 434. 22 Kalkaşandi, Subhul-Aşâ fi Sınâatil-İnşâ, (Tahkik: M.H. Şemseddin), c. III, Beyrut 1987, s. 415. 23 Abdul Fettah Aşur, Asru’l-Memâlik fî Mısr ve’ş-Şam, Kahire 1976, s. 344. 24 Nuveyrî, Şihâbeddin Ahmed b. Abdulvahâb, Nihâyetu’l-Ereb fî Funûni’l-Edeb (Tahkik: Mu-hammed Abdulhadi Şeria Muhammed Mustafa Ziyade), Kahire 1990, c. XXX, s. 341.

201

TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI 8

Tablo 3: Bahri Memlûklar Döneminde Yaptırılan Medreseler

Yapılış Medresenin İsmi Medreseyi Yaptıran Sultanın Miladi

650 Medresetül-Kutbiyye El Muizz Aybeg 648 1250

654 Medresetül-Sahabiyye El Mansur Ali b. Aybeg 655 1257

660 Medresetüz-Zahiriyye El Muzaffer Kazi 657 1259

663 Medresetül-Macidiyye Ez Zahir Baybars 658 1260

665 Medresetül-Muhedhibiya Ez Zahir Baybars 658 1260

672 Medresetül-Fârikâniyye Ez Zahir Baybars 658 1260

684 Medresetül-Mansuriyye El Mansur Kalavun 679 1279

698 Medresetül-Tıfciyye El Mansur Laçin 696 1296

698 Medresetül-Mencunmasiye El Mansur Laçin 696 1296

699 Medresetün-Nasıriyye En Nasır (Hükmüssani) 698 1298

700 Medresetül-Karasenkariyye En Nasır (Hükmüssani) 698 1298

703 Medresetül-Cemaliyye En Nasır (Hükmüssani) 698 1298

709 Medresetül-Taybarssiyye En Nasır (Hükmüssani) 709 1309

715 Medresetüs Saidiyye En Nasır (Hükmüssani) 709 1309

719 Medresetül-Melikiyye En Nasır (Hükmüssani) 709 1309

723 Medresetül-Caveliyye En Nasır (Hükmüssani) 709 1309

725 Medresetül-Mihmandariyye En Nasır (Hükmüssani) 709 1309

726 Medresetül-Bektemiriyye En Nasır (Hükmüssani) 709 1309

734 Medresetül-Akbağciyye En Nasır (Hükmüssani) 709 1309

750 Medresetül-Hârube En Nasır Hasan 748 1347

750 Medresetül-Hârube En Nasır Hasan 748 1347

751 Medresetül-Kayseraniyye En Nasır Hasan 748 1347

756 Medresetül-Farisiyye Hasan (Hükmüssani) 775 1354

756 Medresetü Sırgat Meşiyye Hasan (Hükmüssani) 775 1354

757 Medresetü’l-Sultan Hasan Hasan (Hükmüssani) 775 1354

758 Medresetü’l-Bedriyye

761 Medresetü’l Hicaziyye

761 Medresetü’l-Beşeriyye

764 Medresetü’l-Sabıkiyye El Mansur Muhammed 762 1361

772 Medresetü’l-Bikriye El Eşref Şaban 764 1363

775 Medresetü Cayi Yusufiye

775 Medresetü’l-Bakariyye

782 Medresetü İbr Arram El Mansur Ali b. Şaban 778 1376

Kaynak: Hasan Razzaz, Avasım-ı Mısr’ıl-İslâmiyye, Kahire, s. 384-388.

202

BAHATTİN KELEŞ / SELÇUKLU MEDRESELERİ İLE MEMLÛK MEDRESELERİNE GENEL BAKIŞ 9

Tablo 4: Burci Memlûklar Döneminde Yaptırılan Medreseler

Yapılış Medresenin İsmi Medreseyi Yaptıran Sultanın Miladi

785 Medresetü’l-Eytemsi Ez Zahir Berkuk 787 1382

795 Medresetü’l-İnal

797 Medresetü Mahmude

797 Medresetü Makbel

798 Medresetü İbn Ğarab

804 Medresetü Sevdan En Nasır Ferec 801 1399

806 Medresetü’l Mıhlı

Medresetü’l Ferec

811 Medresetü Cemaleddin Ferec (Hükmüssani) 809 1405

821 Medresetü Abdulğani El Müeyyid Şeyh 815 1412

823 Medresetü Kadı Abdulbasıt

827 Medresetü Barseba El Ezraf Barseba 825 1422

830 Medresetü’l-Firuz

844 Medresetü Terfi Berda Ez Zahir Çakmak 842 1438

855-

860

Medresetü ve Hankahu Eşref İbnal 857 1453

870 Medresetü’l-Kaim Ez Zahir Hoşkadem 865 1461

879 Medresetü ve Makberatu Eşref Kayıtbay 865 1461

880 Medresetü Kayıtbay fil

885 Medresetü Ebubekir

896 Medresetü fi’r-Ravda

900 Medresetü Ezbekil Yusufi Eşref Kayıtbay 765 1461

908 Medresetü Kanibek Emir-u En Nasır Muhammed 765 1461

909 Medresetü’l-Ğuri En Nasır Muhammed 765 1461

911 Medresetü Cayibek Kara En Nasır Muhammed 765 1461

Kaynak: Hasan Razzaz, Avasım-ı Mısr’ıl-İslâmiyye, Kahire, s. 384-388.

Tablo 5: Medreselerin Mezhepler ve Okutulan İlimlere Göre Dağılımı:

Şafiî Medreseleri 14

Mâlikî Medreseleri 4

Hanefî Medreseleri 10

Şafiî-Mâlikî Medreseleri 3

Şafiî-Hanefî Medreseleri 6

Mâlikî-Hanefî Medreseleri 1

Dört Mezheb Medreseleri 4

Dâru’l-Hadis 2

Mezheb Belirtilmeyenler 25

İnşaat Halindekiler 5

TOPLAM 74

Kaynak: Y. Kaçar, Bahrî Memlûk Devletinin Eğitim Sistemi ve Medreseler (1250-1382), (yayınlanmamış yüksek lisans tezi), Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Sosyal Bilim-ler Enstitüsü, Tokat 2006, s. 82; İ. Yiğit, “Memlûklar Dönemi İlmî Hareketine Genel Bir Bakış”, Türkler Ansiklopedisi, c. V, 2002, s. 750.

203

TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI 10

Memlûklarda Mektepler:

Memlûklar döneminde açılan medreselerin yüksek okul veya üniver-site seviyesinde olduğunu kabul edersek, mektepler ise ilkokul seviye-sinde eğitim-öğretim yapan müesseselerdi.25 Memlûklar devrinde medre-se yaptıran sultan ve emirler medrese yakınlarına yetim ve yoksul ço-cuklar için mektepler yaptırmışlardır. Çocuklar hiçbir ücret ödemeden eğitim-öğretim yaptıkları gibi isteyen öğrenciler burada yiyip içer ve ya-tarlardı. Bu mekteplerin açılışındaki esas gaye yetim Müslüman çocuk-lara Kur’an-ı Kerim öğretmek ve onları dindar yetiştirmekti.26

Bu mekteplerde okuma-yazma, Kur’an-ı Kerim okuma, hadis, adab-ı muaşeret, hesap (matematik), dil kuralları ve bazı şiirler öğretiliyordu, kısacası burada eğitim için gerekli temel bilgiler veriliyordu. Çocuklar buluğ çağına erince ondan yetim sıfatı kalkar, mektepten ayrılır ve hak ettiği yere giderdi. Bu mekteplerde öğrenim gören çocukların eğitiminde o kadar titiz davranılırdı ki, buraya atanacak müeddiblerden çocuklara çok iyi davranması, onlara karşı sert davranmaması ve çocukları dövme-mesi tavsiye edilirdi.27

Memlûk mekteplerinde okuyan ve başarılı olan öğrencilere vakıflar ta-rafından burs verilirdi. Bu vakıflar öğrencilerin gıda ve giyecek ihtiyaçla-rını da karşılardı.28

Bu mekteplerde görevli “müeddip”lere yardımcı olmak üzere birer ‘ârif’ tayin edilirdi. Ârif ve müeddibler çocuklara Kur’an-ı Kerim’i ezberle-tir ve yazı yazmayı öğretirlerdi. Çocukların eğitiminin zorluğundan ve öneminden dolayı müeddib ve ârif’e şunlar şart koşulurdu; çocuklara karşı çok ince ve hassas olmaları, akıllı ve dindar, güzel ahlaklı, sertlik ve şiddetten uzak olmaları şart koşulurdu.29 Nüveyri Sultan Mansur Ka-lavun’un fakihlere yaptırmış olduğu Mekteb-i Sebil’i nasıl tertip ettiğini şöyle anlattı: “Müslümanlardan iki küçük çocuk orada eğitim görüyor, Kur’an öğreniyordu. Bu çocuklara günlük üç rıtıl ekmek, yazlık ve kışlık gi-yecek ve her birine 30 dirhem harçlık verildiğini” belirtmiştir.30

Selçuklularda ve Memlûklularda Kütüphaneler:

Selçuklular camilerin yanında kitapların saklanıp, muhafaza edilmesi için kütüphaneler kurmuşlardır. Camiler dini eserler bakımından çok zengin iken müstakil kütüphaneler ise her türlü esere sahipti. İlim 25 Kazım Yaşar Kopraman, a.g.e., Ankara 1989, s. 43. 26 S. Eyice, “Câmi”, İslâm Ansiklopedisi, c. VII, İstanbul 1998, s. 61. 27 İbnu’l-İhve Muhammed b. Ahmed el-Karşî, Meâlimu’l-Kube fî Ahkâmi’l Hisbe (Tahkik: Mu-hammed Mahmud Şaban-Sadık Ahmed İsa el-Mûtî), Kahire 1976, s. 171-172. 28 Makrizi, Hıtat, c. III, s. 163. 29 Said Abdulfettah Aşur, el-Müctemau’l-Mısri fî Asri’l-Selâtini’l-Memâlik, Kahire 1963, s. 150-152. 30 Nuveyrî, Nihâyetu’l-Ereb fî Funûni’l-Edeb, Kahire 1990, s. 202-203.

204

BAHATTİN KELEŞ / SELÇUKLU MEDRESELERİ İLE MEMLÛK MEDRESELERİNE GENEL BAKIŞ 11

adamları ve mevki sahibi kimseler özel kütüphanelere dahi girerler, iste-diği çalışmayı rahatlıkla yapabilirlerdi. O dönemde Musul şehri içinde çalışanlara ücretsiz olarak kâğıt temin edilen ve o şehre mensup bir kim-senin kurduğu bir kütüphane vardı. Şiraz şehrinde de kütüphanenin ki-tapları tasnif edilmiş ve katalogları çıkarılmıştı. Bu kütüphanede devam-lı çalışan memurlar ve idareciler vardı. Bu asırda Basra’da da içinde çalı-şan ilim adamlarına kurucusunun burs veya maaş tahsis ettiği bir kü-tüphane bulunuyordu. Rey şehrinde ise aynı devirde bir kitapevi ortaya çıkmıştı. Burada bulunan yazma kitapların sayısı 400 deve yükü mikta-rında ve katalog ise 10 cilt tutarında idi. Kütüphaneler ilmi münakaşa ve münazaraların yapıldığı yerler olarak kullanılmıştır.31

İlmin yayılması ve gelişmesi için vazgeçilmez şartlardan biri de kitap ve kütüphanelerdir. Kitap ve kütüphane olmadan ne ilim yapılabilir ne de başkasına bir şeyler öğretilebilir.32 Bunu çok iyi kavrayan Memlûklu sultanları bizzat kendileri başta olmak üzere muhtelif ilimlere dair kitap-ları kendi kütüphanelerinde toplamaya büyük bir önem vermişlerdir. Sultanlar bu kıymetli kitapları Kal’atül-Cebel (Memlûklarda devlet sara-yı)’de muhafaza etmişler ve burada dinî ve müspet ilimlere ait çok sayıda kitap toplamışlardır. Kitapların korunmasına azami derecede önem ver-mişlerdir. Bu kütüphaneler Memlûkların sonuna kadar varlığını sürdür-müştür.33

Memlûklar döneminde her medrese ve caminin birer kütüphanesi vardı. Sultan Baybars Zahiriye Medresesini yaptırdığı zaman değerli ki-tapların bulunduğu bir de kütüphane yaptırdı. Sultan Mansur Kalavun Mansuriye Medresesinin kütüphanesine çok sayıda kitap bağışladı. Bu kitaplar arasında tefsir, hadis, fıkıh, lügat, tıp ve edebiyata ait kitaplar vardı.

Çerkes Memlûkları da kütüphane kurmaya büyük önem verdiler. Kansuh el-Gavri, Kayıtbay, Berkuk gibi sultanlar medreselerde kütüpha-ne kurdular.34 Kütüphanelerde yeni kitaplar hibe, hediye, kopyalama ve satın alma yoluyla temin ediliyordu. Bazı özel durumlar hariç kitapların kütüphaneden dışarı çıkarılması yasaktı.35 Cami ve medreselerdeki kü-tüphanelerden herkes istifade edebiliyordu. Ayrıca sultanlar ve bazı emirler hususi kütüphaneler tesis etmişlerdir.36 Örneğin Sultan Tatar 31 Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, c. II, İstanbul 1980, s. 635-636. 32 Kopraman, “Memlûkler”, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, c. VII, İstanbul 1988, s. 42. 33 Makrizi, Hıtat, c. II, s. 212; İbn Tağriberdi, Cemaleddin Ebu’l-Mehasin Yusuf b. Tağriber-di, el Atabeki, en-Nücûmu’z-Zâhire fî Mulûki Mısr ve’l-Kahire (Takdim: Muhammed Hüseyin Şemseddin), c. VIII, Beyrut 1992, s. 33. 34 Said Abdulfettah Aşur, Asru’l-Memâlik fî Mısr ve’ş-Şam, Kahire 1976, s. 345. 35 Kopraman, “Memlûklar Döneminde Mısır’da Sosyal Hayat”, D.G.B.İ.T., c. VII, İstanbul 1989, s. 42. 36 Aşur, Asru’l-Memâlik fî Mısr ve’ş-Şam, Kahire 1976, s. 345.

205

TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI 12

(1422) Türkçeye olan aşırı sevgisinden ve düşkünlüğünden dolayı sadece Türkçe kitaplardan oluşan bir kütüphane kurmuştu. Yine aynı sultanın emri ile bazı önemli kitapların Arapça ve Farsçadan Türkçeye çevirisi ya-pılmıştır.37

Sonuç:

Selçuklular döneminde açılan Nizamiye Medreseleri Ortaçağ İslam Dünyasında sistemli, düzenli ve programlı eğitim veren üniversitelerdi. Bu üniversitelerde çağın en iyi teknolojisinden faydalanılarak, en kali-teli ve tecrübeli müderrisler çalıştırılmak suretiyle ilmi faaliyetler en iyi şekilde yapılmıştır. Nizamiye Medreseleri bir taraftan Şii propagandası ve Bâtıni faaliyetlerini önlemek için uğraşırken diğer taraftan devletin ihtiyaç duyduğu üst düzey bürokrat ve ilim adamı yetiştirmesine de büyük gayret sarf etmiştir. Selçuklu medreselerine diğer ülkelerden de öğrenciler gelerek ilim tahsil ediyorlardı. Vakıflar sayesinde medresede çalışan hocaların maaşları karşılandığı gibi öğrencilere de burs verili-yordu.

Memlûklar Nizamiye Medreselerinde olduğu gibi ehl-i sünnet inancını güçlendirmek ve Şii düşünce ve inançları ortadan kaldırmak için medre-seler inşa etmişlerdir. Memluklu medreselerinde dört mezhebin görüşle-rine uygun dersler okutuluyordu. Mimari yapı olarak da bunu göster-mek için dört eyvanlı medreseler inşa edilmiştir. Bu medreselerde hem dini bilimler hem de müspet bilimler okutulmuştur. Bu medreselerin de her türlü eğitim ve öğretim masrafları, hoca maaşları ve öğrenci bursları vakıflar tarafından karşılanıyordu.

Kaynaklar

Aşur, Abdul Fettah, Asru’l-Memâlik fî Mısr ve’ş-Şam, Kahire 1976. Aşur, Said Abdulfettah, el-Müctemau’l-Mısri fî Asri’l-Selâtini’l-Memâlik,

Kahire 1963. Aşur, Said Abdulfettah-Rafi, Abdurrahman, Mısır fi Usûri’l-Vusta min

Fethi’l-Arab Hattâ el-Gazi’l-Osmanî, Kahire. Bedirhan, Yaşar, “Selçuklular Devrinde Kafkaslarda Yetişen İlim

Adamları ve İlme Hizmetleri”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Sayı: 126, İstanbul 2000.

Eyice, Semavi, “Câmi”, İslâm Ansiklopedisi, c. VII, İstanbul 1998. Göde, Kemal, Türk-İslâm Kültür ve Medeniyeti, Isparta 1997. Hitti, Philip K., Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, c. II, İstanbul 1980. İbn Batuta, Rıhletu İbn Batuta Tuhfetu’n-Nuzzâr fî Garâibi’l-Emsâr ve

Acâibi’l-Esfâr (tahkik: Mustafa el-Kassa, Muhammed Abdulmünim Ur-yan), Beyrut 1996. 37 Kopraman, a.g.e., c. VII, İstanbul 1989, s. 42-43.

206

BAHATTİN KELEŞ / SELÇUKLU MEDRESELERİ İLE MEMLÛK MEDRESELERİNE GENEL BAKIŞ 13

İbn Habib, Ömer b. Hasan b. Ömer, Tezkiretu’n-Nebih fî Eyyâmi’l-Mansûr ve Benih (tahkik: Muhammed Emin-Said Abdulfettah Aşur), c. III, Kahire 1966.

İbn Tağriberdi, Cemaleddin Ebu’l-Mehasin Yusuf b. Tağriberdi, el Atabeki, en-Nücûmu’z-Zâhire fî Mulûki Mısr ve’l-Kahire (Takdim: Muham-med Hüseyin Şemseddin), c. VIII, Beyrut 1992.

İbnu’l-İhve Muhammed b. Ahmed el-Karşî, Meâlimu’l-Kube fî Ahkâmi’l Hisbe (Tahkik: Muhammed Mahmud Şaban-Sadık Ahmed İsa el-Mûtî) Kahire 1976.

Kalkaşandi, Şehabuddin Ahmed b. Ali, Subhul-Aşâ fi Sınâatil-İnşâ, (Tahkik: M.H. Şemseddin), c. III, Beyrut 1987.

Kazıcı, Ziya, İslâm Kültür ve Medeniyeti, İstanbul 1987. Kopraman, K.Y., “Memlûklar Döneminde Mısır’da Sosyal Hayat”,

D.G.B.İ.T., c. VII, İstanbul 1989. Kopraman, K.Y., “Memlûklar”, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tari-

hi, c. VII, İstanbul 1988. Köymen, Mehmet Altay, Alp Arslan ve Zamanı, c. II, Ankara 1983. Köymen, Mehmet Altay, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, c. III,

Ankara 1992. Makrizî, el-Mevâiz ve’l-İtibar bî Zikri’l Hıtat ve’l-Asâr, (thk. M. Zeyyin,

M. Şerkavî), c. II, Kahire 1324. Makrizî, Takiyuddin Ahmed b. Ali (1956), Kitabu’s-Sulûk lî-Ma’rifet-i

Duveli’l-Mulûk, (Nşr: M. Ziyade), c. I/II, Kahire. Nizamülmülk, Siyasetname, (Hazırlayan: Mehmet Altay Köymen),

Türk Tarih Kurumu, Ankara 1999. Nuveyrî, Şihâbeddin Ahmed b. Abdulvahâb, Nihâyetu’l-Ereb fî Funû-

ni’l-Edeb (Tahkik: Muhammed Abdulhadi Şeria Muhammed Mustafa Zi-yade), c. XXX, Kahire 1990.

Ocak, Ahmet, “Nizamiye Medreseleri ve Büyük Selçuklularda Eğitim”, Türkler Ansiklopedisi, c. V, 2002.

Şerafeddin, M., “Selçuklular Devrinde Mezahib”, Türkiyat Mecmuası I, İstanbul 1925.

Şeşen, Ramazan, Selahaddin Eyyubi ve Devlet, İstanbul 1987. Yiğit, İsmail, “Memlûklar Dönemi İlmî Hareketine Genel Bir Bakış”,

Türkler Ansiklopedisi, c. V, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002. Yurdaydın, H.G., İslam Tarihi Dersleri, Ankara 1982.

207