SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

18
Nisan - Mayıs 2015 / Sayı: 1

description

İster online oku, ister pdf olarak indir oku, istersen karekodu okut, telefonundan veya tabletinden oku... Okumak için engel tanıma. Salihli Rehberlik ve Araştırma Merkezi E-Dergi 1. Sayısı yayınlandı... #okumakİçinEngelTanıma

Transcript of SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

Page 1: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

E-DERGİ

Salih li Rehberlik veAraştı rma Merkezi

Nisan ­ Mayıs 2015 / Sayı: 1

Page 2: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 22

Nisan ­ Mayıs 2015

SALİHLİ REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

SahibiSalihli RAM AdınaTezcan ÇAM

Yayın YönetmeniGrafik Tasarım - Uygulama

Fatih ÇÖREKÇİ

Araştırma ve Yazı GrubuSadık BAZ

Ercan ÇAKMAKVildan AKGÜN

Mali YönetmenMusa ALTUK

Okur İ lişkileri - İdari H izmetlerHande İMİR

Mehmet Fatih ERDİ[email protected]

Yazışma AdresiNamık Kemal MahallesiMaarif Caddesi No:13Salihli/MANİSA

Telefon0(236) 712 51 92

[email protected]

Resmi Web Sitesisalihliram.meb.k12.tr

Salihli Rehberlik ve Araştırma Merkezi tarafındanhazırlanan ücretsiz elektronik eğitim dergisid ir.

Nisan - Mayıs 2015 Dönemi1. Sayı

İÇİNDEKİLER

Bir Bilene Sor: Salihli RAM E-Dergi 03

İlkler Güzel ve Özeldir 04

Sınav Kaygısı ve Baş Etme Yolları 05

Sınav Kaygısının Belirtileri 06

Travmaların Etkileri Nelerdir? Travma Sonrası Neler Yapılabilir? 07

Çocukla Alışverişe Çıkmanın Altın Kuralları 08

Kenar Mahalle (Hikaye) 10

Zeka Oyunlarının Çocuklara Sağladığı Faydalar 12

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 13

Mustafa Kemal Paşa Samsun'da 14

Etkili Bir Öğretmenin 11 Alışkanlığı 14

Sınır Koyma ve Alternatif Disiplin Yöntemleri 15

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi - Ortak Sınavlar 16

Bir Film Olsa da İzlesek 17

Salihli Rehberlik ve Araştırma Merkezi İ letişim Bilgileri 18

Page 3: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 33

Bir Bilene Sor: Salihli RAM E-Dergi

Salihli Rehberlik ve Araştırma Merkezi Ailesi olarak E-Dergi ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Odak noktamız olanöğrencilerin, eğitim hayatında ve yaşamında başarı lı olmaları için uğraşıyoruz. Bu konuda hem öğretmenlere hem de velilereyol gösterecek bir yayın hazırlama gayreti içindeyiz. Tabii öğrencileri de unutmadık.

Salihli RAM E-Dergimiz, eğitimden eğlenceye, pratik bilgilerden özel eğitime, okul öncesinden yükseköğretime kadar özeleğitim ve rehberlik alanındaki konuları ile geniş bir yelpazeye sahip olacak. Öğrencilerin zevkle okuyabilecekleri,öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkı sağlayacak, veliler için tavsiyelerin bulunduğu bir yayın.

Yı lda dört dönem yayınlanmayı planladığımız dergimiz bölgemizde görev yapan rehber öğretmenlerin yazı ları ile zenginlikkazanacaktır.

Durmadan değişen ve gelişen bir dünyada yaşıyoruz. Teknoloj ik ilerlemeler veinternetin yaygınlaşmasıyla artık bilgiye ulaşmak hiçte zor değil. Önemli olandoğru ve faydalı bilgiye ulaşabilmek. İşte burada “haber kaynaklarımızgüvenilir mi?” sorusunu sormak gerekiyor. Özellikle haber kaynağımızinternet ise. . .

Eskiden bu yana bilgi ed ind iğimiz kaynaklara şöyle bir bakalım.Kolay bilgi edinme yöntemi: Bir bilene sor. Peki, bilen nereden öğrenmişo bilgiyi? Geçmiş yaşantı , tecrübe ve araştırmalar olarak sıralarsak pek deyanlış olmaz.

Söz uçar yazı kalır: Öğrenilen bilgi, bir yerlere kaydedilmediği süreceunutulmaya mahkumdur. Söz kişiden kişiye aktarı ld ıkça her aşamada mutasyona(bozularak değişime) uğrayacaktır. Kulaktan kulağa oyununu bilmeyen yoktur.Kulaktan kulağa oyunu, bu konuya çok güzel bir örnektir.

Bilginin kayıt altına alınması ve mutasyona uğramaması önemlid ir. Aslında bilgi ilk defa bir kayaya kazınarak koruma altınaalınmıştır. Resmetmek ve akabinde yazının icadı ile bilgi aktarımı başlamıştır.

Yazı lar, resimler, fotoğraflar, video çekimleri, ses kayıtları gibi görsel ve işitsel kayıtlar vb. bunların her biri birer kayıttır vebelgedir. İnternet ise bir paylaşım ağıd ır. Eskiden bir kitaba ulaşmak için kitapevi, yayınevi gezerdik. Ama artık bir tıklakitaplara ulaşabiliyoruz. Hatta siteler, bloglar, forumlar, e-book (e-kitap) , PDF (pdf formatındaki belgeler) , e-dergiler ilebilgi elimizin altında.

Elimizin altına gelen bu bilgiler acaba güvenilir mi? Günümüzde bir bilene eskiye nazaran çok daha fazla iş düşüyor. Sorularıartık bir bilene değil arama motorlarına yöneltiyoruz. Ki o bir bilen internetten bihaber ise artık tabiri caizse cahil cühelatakımı , bir bilen olup çıkıyor karşımıza. Yalan yanlış, uydurma haberler; d ikkat çekmek, geyik muhabbeti yapmak için yazı lanyazı lar veya sırf gündemde kalmak için bilip bilmeden duyduğunu aktaranlardan bilgi almak ne kadar doğru? Bütün internetyalancı demiyoruz. İşin ehli olanlar da var. Bild iklerini, araştırd ıklarını , birikimlerini interneti kullanarak aktaranlar var. Amabilgi kirliliği internette o kadar çok ki; gerçek, doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmak çok zor olmuş.

Bizim, E-Dergi yolculuğumuz da bu noktada başlıyor. Bir bilenden doğru ve güvenilir bilgi almak dileği ile…

Fatih ÇÖREKÇİSalihli RAM PDRH BB

Sayı: 1

Page 4: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 44

Sadık BAZSalihli RAM ÖEH BB

Nisan ­ Mayıs 2015

İ lkler Güzel ve Özeldir

Salihli Rehberlik ve Araştırma Merkezi olarak ilk e-dergimiziçıkarmanın heyecanı içerisindeyiz.

Merkezimiz Mayıs 2002 yılında Salihli İ lçesi Eğitim ve UygulamaOkulu Bünyesinde Milli Eğitim Bakanlığının 08.02.2002 tarih ve663 sayı lı onayı ile hizmete girmiş ve çalışmalara başlamıştır.2011 yılı Haziran ayı itibariyle şu an hizmet vermekte olduğuMEM tarafından kendisine tahsis edilen binasına taşınmıştır.Salihli Rehberlik ve Araştırma Merkezi olarak Salihli ilçesi ileberaber Alaşehir, Demirci, Köprübaşı , Kula, Ahmetli, Sarıgöl veSelendi ilçelerine de hizmet sunmaktayız. Hitap ettiğimiz toplamnüfus 450.000’e ulaşmaktadır.

Kurum personeli olarak göreve başladığımız günden itibaren dinamik yapımız güvenilir ve özverili çalışmalarımızlakurumumuzu hak ettiği yere getirme gayretiyle birçok çalışma ve düzenlemelerde bulunduk. Var olan eksiklikleri veaksaklıkları minimize ederek tüm paydaşlarımıza daha iyi hizmet sunabilmek düsturuyla yola çıktık. Geld iğimiz noktaitibariyle geçen on üç yı lın çok ilerisindeyiz. Sizlerden aldığımız güçle özel eğitim ve rehberlik alanlarında kurumumuzu hergeçen gün bir adım daha ileriye taşıyacağımızın bilinciyle hizmet etmeye devam ediyoruz.

Salihli Rehberlik ve Araştırma Merkezi Özel Eğitim Bölümü olarak özel eğitim hizmetlerini ilgili yasa ve yönetmeliklerçerçevesinde kaliteli, hızlı , güvenilir ve maksimum fayda ile öğrenci ve velilerimize ulaştırma gayreti içerisindeyiz. Özeleğitime ihtiyacı olan öğrencilerin belirlenmesinde, destek eğitim sürecinde ve okul yönlendirmelerinde titizlikle çalışarakkarar vermekteyiz. Öğrencilerimizin en doğru eğitim sürecini geçirebileceği okul ve sınıflara eğitim yönlendirmeleridüzenlemekteyiz. Gerek okul öğretmenlerimize gerekse velilere yönelik yapılan saha çalışmaları ile özel eğitim bilincikazandırmak, özel eğitim gerektiren öğrenciler hakkında bilgi paylaşımı sağlamak ve yaşanan aksaklıkları gidererek üstünyanları ön plana çıkarı lmasını sağlamak için her türlü desteği sunmaktayız. Bu desteği elimizden geld iğince ulaştırmaya dadevam edeceğiz.

Özel Eğitim’in; adı üstünde, özel ilgi ve özveri isteyen bir alan olduğunu biliyoruz. Bu alanda özel çocuklarımıza ne kadardestek sağlanırsa o kadar ilerleme sağlanacağının farkındayız. Özel çocuklarla çalışmanın zorluğunun yanı sıra onların hergeçen gün bir aşama daha ilerlemesinin verdiği hazzın karşı lıksız olduğunu düşünüyoruz. Velilerin eğitimdeki rollerininönemini biliyoruz. Eğitimle aşı lmayacak hiçbir engelin olmadığını gösterebilmek, doğru zamanda doğru yerde doğru eğitimleçocuklarımızın ve ailelerinin hayat standartlarının iyileştirilmesi, engelli bireylerin kendilerine yetebilecek, bağımsız birerbirey olabilmeleri için onların üzerindeki yükü bir miktar da olsa alabilmek, onları anladığımızı ve onların yanındaolduğumuzu hissettirebilmek amacımız.

Aslında tüm gayretimizin özeti özel gereksinimli kişilerin var olduğu gerçeğini ve bilincini topluma yerleştirirken özelöğrencilerimizin önündeki engelleri kald ırabilmek. Bu düşünceyle tüm meslektaşlarımıza ve bizlerle çalışan, ulaşıpulaşamadığımız tüm paydaşlarımıza yardımları için teşekkür ediyoruz.

Desteklerinizle kuvvetleniyoruz ve desteklerinizin devamını bekliyoruz.

Page 5: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 55

Sayı: 1

SINAV KAYGISI VE BAŞ ETME YOLLARI

Okullarda çalışan psikoloj ik danışmanlar olarak birçok sorunla karşı laşıyoruz. Bunların içinde belki de en yoğun olarak ele aldığımız

problem sınav kaygısıd ır. Birçok öğrencimiz kendilerini sınav kaygısı sebebiyle üzgün, mutsuz, endişeli, korkulu hissetmekte ve bu konuda

kendilerine uzanacak olan bir yardım eli beklemektedirler. Peki nedir öğrencilerimizde anksiyeteye sebep olan bu duygu durumu, nası l

tanımlanır? Sınav kaygısını anlamak için öncelikle genel bir gerginlik hali olan kaygıyı ele almamız gerekir.

Kaygı , Türk Dil Kurumunda üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa; genellikle kötü bir şey olacakmış düşüncesi ile ortaya çıkan ve sebebi

bilinmeyen gerginlik duygusu olarak tanımlanmakta (www.tdk.org.tr) ve İngilizcede “anxiety” teriminin karşı lığı olarak

kullanı lmaktadır(Bozkurt,2012) . Hill ve Sarason(1966) ’a göre genel olarak gelecekte kötü bir olay olacakmış gibi algı lanan ve bireyin kendisini

güvensiz hissettiği durumlar karşısında gösterdiği bu tepki, geleceğe yönelik endişe, kararsızlık, karmaşa, korku, kötümserlik ve umutsuzluk

duygularını ifade etmekte, dolayısıyla da bireyin yasamda başarısız olmasına neden olmaktadır. Kaygı , bireyi normal yaşamda fazlasıyla

etkileyebilen ve çoğu kez tedirgin edebilen bir duygu olup bireyin davranışlarını büyük ölçüde etkileyerek belirli bir uyumsuzluğa neden olarak

okul ortamlarında sık sık kendini göstermektedir (Erözkan, 2004) .

Sınavlar, eğitim-öğretim sürecinde öğrencileri değerlendirme aracı olarak kullanı lmaktadırlar ve öğrencilerin başa çıkmaları gereken

performans belirleyicilerd ir. (Yavuz & Akagündüz, 2004) ’e göre çocuklarda ve ergenlerde en sık rastlanan kaygı türü olan sınav kaygısı sınav

öncesinde başlayan çeşitli fiz iksel ve psikoloj ik değişimlerle ortaya çıkan, bireyin sınav esnasında performansını olumsuz yönde etkileyebilen

yoğun bir duygudur. Aile ve toplumdaki artan başarı beklentisi, öğrenciler üzerinde baskı oluşturmakta ve sınav kaygılarını yükseltmektedir.

Başarıyı doğrudan etkileyen sınav kaygısı , akademik süreçte yaşanı lan stresli durumlardan etkilenmekte ve tükenmişlik yaşama riskini

artırabilmektedir (Çapulcuoğlu ve Gündüz, 2013) .

Page 6: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 66

Nisan ­ Mayıs 2015

SINAV KAYGISININ BELİRTİLERİ

Fiziksel BelirtilerKaygı durumunda vücudumuzda bir takım hormonel değişikliklermeydana gelir. Bu değişimle birlikte kaygının düzeyine görevücudumuzda fizyoloj ik değişimler hissederiz.Örneğin;

· Kalp atışında hızlanma· Nefes almada güçlük çekme, nefes alış verişinin hızlanması· Mide bulantısı , ishal, sık sık idrara çıkma· Ellerde ve ayakta titreme, uyuşma, karıncalanma· Soğuk ve nemli eller· Terleme, üşüme, yüz kızarması , kaslarda gerginlik· Göz kararması , baş dönmesi, baş ağrısı·Uykusuzluk, halsizlik vb

Zihinsel BelirtilerDikkati toplama da güçlük, unutkanlık, düşüncelerini organize etmedezorlanma, odaklanma problemleri, okuduğunu anlamada güçlük gibibelirtilerin yanı sıra felaket yorumları içeren düşünce ve inançlardasınav kaygısının belirtilerindendir.Sınav kaygısı olan öğrenciler sıklıkla;* “Ne yaparsam yapayım sınavdan iyi bir derece alamayacağım”* “Bu sınavda hata yapmamalıyım eğer hata yaparsam, ben değersizve başarısız biriyim demektir”.* “Eminim herkes sınavı kolay bulmuştur. Benden daha iyi sonuçalacaklar”* “Ailemi ve çevremi hayal kırıklığına uğratacağım”* “ Benim için harcanan emeklerin hepsi boşa gidecek”* “Herkese rezil olacağım”* “Sınav sırasında bild iğim her şeyi unutabilirim” şeklindeki kalıpinançlara ve düşüncelere sahip olurlar.

Duygusal BelirtilerKaygının miktarına bağlı olarak sınav öncesi, sınav günü ya da sınavanında bir takım duygusal belirtiler ortaya çıkabilir. Örneğin,huzursuzluk, sinirlilik, gerginlik, kontrolünü kaybetme, korku ( sorularzor gözüküyor ya yapamazsam, başarı lı olamazsam istemediğim biryerde eğitime devam edeceğim) , endişe, panik ( Zaman daralıyor yasoruları yetiştiremezsem, Herkes soruları çözüyor bençözemiyorum) , heyecan, güvensizlik, duyguları kaygı durumundagörülen belirtiler arasındadır.

Sınav Kaygısı İ le Baş Etmeye Yarayacak Bazı Öneriler* Son anda yeni konuya çalışmayın. Yeni öğrendiğiniz bilgiler kafanızıkarıştırabilir.* Sınavdan önce yeterince dinlenmeye özen gösterin. Uykusuzkalmamaya dikkat edin. Yorgunluk ve uykusuzluk dikkatinizitoplamanızı zorlar, kaygınızı arttırır.* Beslenmenize dikkat edin. Şekerli yiyecekler, çay ve kahve kaygıyıtetikleyicid ir. Sebze, meyve ve protein ( balık, et, tavuk, süt ve sütürünleri, kuru baklagiller) bakımından zengin besinlere öğünlerinizdedaha fazla yer verin. Bu besinler kaygıyı dengeleyici işlevlere sahiptir.* Düşünce ve inançlarınızı sorgulayın. Felaketleştirme tarzı düşünceve inançlarınızın gerçekçi olup olmadığını gözden geçirin.* Gerçekçi ve doğru olmayan düşünce ve inançlarınızı , gerçekçi veişlevsel olan düşünceleriniz ile yer değiştirin.Örneğin; “İyi değilim, yetersizim, aptalın tekiyim” yerine, “mükemmeldeğilim ama bu zamana kadar okuyup bu noktaya kadar geld iysem bu

benim çalışkanlığımı ve başarı lı olduğumu gösterir”. Ya da “Busınavda başarı lı olamayacağım” yerine, “ bu sınavda başarı lı olmak içinelimden geleni yapacağım”, “ Bu sınav hayatta başarı lı olmanın tekyoludur” yerine “ Bu sınav hayatta başarıya giden yollardan bir tanesisadece”, “ mutlaka başarmalıyım” yerine “ başarmak istiyorum” diyedüşünmek daha gerçekçid ir.* Fizyoloj ik belirtilerinizi gevşeme egzersizleri ile azaltabilirsiniz.Kaygının üstesinden gelebilmek için yapılması gereken temelegzersizlerden biri nefes egzersizlerid ir. Kaygı durumundadamarlarda daralma olur. Sonuç olarak hücrelere giden kanın veoksijenin miktarında azalma olur. Gevşeme egzersizleri gerek fizikselgerek psikoloj ik pek çok rahatsızlık için hem önlem hem de etkiliyöntemlerden birid ir. Doğru nefes alıp - vermeyi öğrenin. Diyaframnefesini öğrendiğinizde kaygınızın azaldığını gözlemleyebilirsiniz.Diyaframdan nefes alabilmek için sağ elinizi göğsünüzün üstüne solelinizi karnınızın üstüne yerleştirin. Eğer nefes alımı sırasında soleliniz yukarı doğru çıkıyorsa doğru nefes alıyorsunuz demektir.

Sonuç olarak baş etme yolları d ikkatle incelenerek sınavkaygısı azaltı labilir. Ancak yoğun şekilde yaşamaya devamediyorsanız okul psikoloj ik danışmanıyla irtibat kurularak olayınnedenleri irdelenir ve çözüm yolları araştırı labilir.

KAYNAKÇAwww.tdk.org.trBozkurt, S. (2012) . İ lköğretim ikinci kademe öğrencilerinde sınavkaygısı , matematik kaygısı , genel başarı ve matematik başarısıarasındaki ilişkilerin incelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi.İstanbul Üniversitesi.Erözkan, A. (2004) . Üniversite öğrencilerinin sınav kaygısı ve başaçıkma davranışları . SBE dergisi(12) . Muğla Üniversitesi.Çapulcuoğlu, U. ve Gündüz, B. (2013) . Öğrenci tükenmişliğiniyordamada stresle başa çıkma, sınav kaygısı , akademik yetkinlik veanne-baba tutumları . Eğitim bilimleri araştırmaları dergisi uluslararasıe dergi 3(1) .www.doktorsitesi.com

Fadime AKCADEMİRCİ ZİYA GÖKALP NURETTİN KELEM ORTAOKULU

(Psikoloj ik Danışman) Rehberlik

Page 7: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 77

Sayı: 1

TRAVMAVLARIN ETKİLERİ NELERDİR? TRAVMA SONRASI NELER YAPILABİLİR?

Son yıllarda yaşanan toplu ölümler, okullardaki intihar olayları , artan trafik kazaları sonucunda

yaşanan ebeveyn kayıpları , depremler, maden kazaları , TV ve internetten dakika dakika

yayınlanan savaş görüntüleri, videoları vb. her şey dünyanın ve toplumumuzun travmatik olaylar

ile iç içe yaşadığının bir göstergesid ir. Bu olayları durdurmak belki bizim elimizde değil fakat

bunun psikoloj ik etkilerini azaltmak ve öğrenciler için bir şeyler yapmak biz psikoloj ik

danışmanların elindedir.

Travmatik olay; ani ve beklenmedik bir şekilde günlük yaşam döngüsünü kırarak kişiler üzerinde

sarsıcı etki yaratır. Travmatik olay anına kadar kişi yaşamını belli bir rutinde devam ettirirken bir

anda hayatında bir yâda birçok şeyin alt üst olur. Bu da kişilerde ani tepkilere, güvensizliklere, öç

alma duygularına vs. neden olur. Bazense olayı birebir yaşamadan kitle iletişim araçları ile

duyaraktan toplum ruh sağlığı kötü etkilenebilir.

Travma sonrası stres tepkileri belirli başlıklar altında toplansa dahi bireysel özellikler, gelişim

dönemi özellikleri ve kişilerin içerisinde bulunduğu kültür… olaylara yaklaşımları çeşitlendirmeyi

gerektiriyor.

Özellikle okul psikoloj ik danışmanlarına travmalarla mücadelede çok iş düşüyor. Çocuğun

veya çocukların kademeli olarak normal yaşama geçişi sağlanmalıd ır. İçinde bulundukları

şaşkınlık ve korku ile mücadele edebilmeleri için öz kaynaklarının farkına varmaları

sağlanmalıd ır. Bireyin özellikle de küçük çocukların güven ve sevgi ihtiyacı giderilmelid ir. Bu

dönemde;

Çocuğu önemsemek

Onu etkili bir şekilde dinlemek

Duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine fırsat vermek

Sordukları sorulara yaş dönemlerine uygun cevaplar vermek

Bulunduğu durumla ilgili kişisel bir anlam oluşturmasını sağlamak

Güçlü yanlarını ortaya çıkarmak

Çocuğun sosyal destek mekanizmalarını güçlendirmek… yapılabileceklerin birkaçıd ır.

Travma sonrasında ise bireyle güvenli yer egzersizleri, iyileştirici hikâyeler, psikodrama tekniği, mektup tekniği, psikoloj ik debriefing vb. gibi

teknikler kullanı labilir. Gerekli görüldüğü durumlarda da hastanenin psikiyatri servisi ile işbirliği yapı labilir.

Tüm bunlar gösteriyor ki; travmalar ile çalışmak zor ve uzun bir süreçtir.

Karaırmak, Ö. (2014) . Felaketten sonra çocuk. Okul psikoloj ik danışmanı e- bülteni. Sayı 3 .

Ed: Erdur, Ö. (2014) . Psikoloj ik ilk yardım: saha çalışmaları için rehber.

Duygusal tepkiler Fiziksel/ davranışsal tepkiler Bilişsel tepkiler

Şok, hissizlik, suçluluk, korku,umutsuzluk, çaresizlik, öfke,kaygı , içe çekilme, terkedilmişlik…. .

İştah kaybı , uyku sorunları ,regresif hareketler, baş ve karınağrı ları , halsizlik, aşırı hayaller,başarının düşmesi…

İnkar, d ikkati toplamazorlanma, unutkanlık, d ikkatsüresinin kısalması , öğrenmegüçlükleri….

Vildan AKGÜNSalihli RAM

(Psikoloj ik Danışman) Rehberlik

Page 8: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 88

Nisan ­ Mayıs 2015

ÇOCUKLA ALIŞVERİŞE ÇIKMANIN ALTIN

KURALLARI

Alışveriş gereksinimlerimizi gidermek amacıyla yaptığımız bir

etkinlik mid ir, duygu durumumuzu değiştirmek amacıyla

yapılan ‘hunharca’ zaman harcama ve tüm dertleri unutma

etkinliği mid ir yoksa ailece yapabild iğimiz yegâne sosyal

aktivitemiz mid ir?

Belki alışveriş merkezlerinde yaşadığımız veya tanık

olduğumuz ebeveyn-çocuk çatışmalarını önlemenin, hiç

olmazsa aza ind irgemenin ilk adımı oraya neden gittiğimize

karar vermekle başlar.

‘ALIŞ-VERİŞ’ e amacı doğrultusunda gittiğimizi varsayarak

başlayalım.

Alışverişe gitmeden önce almayı planladığımız şeyleri liste

halinde hazırlarsak hem zamandan tasarruf etmiş oluruz hem

de saatlerce dolaşıp ası l alacaklarımızı unutarak eve

dönmemiş oluruz. Liste yapmadan gitme alışveriş süresinin

uzamasına bu da çocuğun yorulup, sıkı lıp huzursuzlaşmasına

sebep olacaktır.

Alışverişe gitmeden önce alışveriş esnasına dair

beklentilerimizi belirleyip çocuğumuza söylemeliyiz. Nereye,

ne amaçla gideceğimiz ve orada nası l davranması gerektiği

mutlaka anlatı lmalıd ır.

Alışverişte uyulması gereken kuralları ve gerekçelerini

çocuğumuzun yaşına uygun dil ve yöntemlerle anlatmalıyız.

Yanımızdan ayrı lmamasını aksi takdirde kaybolabileceğini,

etrafta koşturmamasını yoksa düşüp zarar görebileceğini

söylemeliyiz Bunu anlatma şeklimizi formülize edersek

‘YAPILMAMASI GEREKEN OLUMSUZ DAVRANIŞ- NEDEN

YAPILMAMASI GEREKTİĞİ- BİZE OLAN ETKİSİ (Özellikle

hissettiğimiz şey) ’ şeklinde anlatabiliriz. Örneğin: ‘Alışverişe

gittiğimizde raflarda gördüğün her şeye dokunmanı

istemiyorum, çünkü düşürüp kırabilirsin bu durumda hem sen

zarar görebilirsin hem de alışveriş için ayırd ığımız parayı

onlara harcamak zorunda kalabiliriz; bu da beni çok

İBRAHİM YAĞANDurası llı Mimar Sinan lkokulu

(Psikoloj ik Danışman) Rehberlik

öfkelendirir’ şeklinde ifade edebiliriz. Bu kurallara uymaması halinde

kendisine alınacak şeyden mahrum olacağı söylenebilir.

Alışverişte her gördüğünü ve istediğini alamayacağımızı , ailenin ihtiyaçları

için sınırlı bir bütçemiz olduğunu ve onun isteği için ayırabileceğimiz miktarı

yaşına uygun bir d ille anlatmalıyız. Parayı anlamak için yaşı küçükse

‘yalnızca bir oyuncak alabiliriz’ d iye de anlatabiliriz. Burada dikkat etmemiz

gereken bir husus da; çocuğun o anki ısrarından kurtulmak için ‘paramız yok’

deyip biraz sonra başka bir şey alırsak ‘hani paramız yoktu?’ sorusuyla

karşı laşmamız kaçını lmaz. Bununla birlikte çocuğun bize olan güveninin

sarsı lması da kaçını lmaz.

Page 9: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 99

Sayı: 1

Alışverişe çıkacağımız zamanı iyi seçmek de önemlid ir. Bu zamanı

belirlerken çocuğumuzun yemek ve uyku saatini d ikkate almalıyız. Uykusuz

veya aç bir çocukla alışveriş yapmak bizim için işkenceye dönüşebilir. Ayrıca

çocuğumuzun anlık ihtiyaçlarını gidermek için gerekli olabilecek bez, mama,

su; yaşı büyük olanlar için yiyecek, kitap, oyuncak gibi şeyleri yanımızda

götürmeliyiz.

Gittiğimiz alışveriş mekanının çok kalabalık olmadığı saatleri seçmek

önemlid ir. Ayrıca çocuklar fazla ışık, ses, ve objelerin olduğu yerlerde daha

fazla hareketlenip huzursuzlaşabilirler. Bunu nedenle stres düzeyini

azaltmak için fazla uyaranların olduğu yerlerden uzaklaşmak gerekir.

Alışverişi aynı zamanda eğlenceli bir eğitime dönüştürmek hem çocuğumuza

hem de bize iyi gelecektir. Bunun için çocuk da alışveriş etkinliğine katı lmalı .

Özellikle 3 yaşından büyük çocuklar ile listedeki alınacakların

raflardan bulunması , alışveriş arabasına konulması , meyve

sebzelerin seçilmesi ve bilmediklerinin tanıtı lması gibi işbirliği

aktiviteleri yapı larak hem çocuk işe katı ld ığı için bizi

zorlamayacaktır hem de yeni şeyler öğrenecektir. Hele bir de

yaptığı şeyler için onu takdir edersek çocuk özgüven kazanacak,

sorumluluk almaya daha istekli olacaktır ve muhtemelen bir

sonraki alışverişi özlemle bekleyecektir.

Unutmayalım ki tüm bunlara yapmamıza rağmen çocuklar

sınırlarımızı zorlayacaklardır. Çünkü hayatı ve insan ilişkilerini

öğrenmek için aile üzerinde denemeler yapıp, gelen tepkilere

göre kendini konumlandırmaya çalışacaktır. Onun için alışveriş

esnasında çocuğun tutturmalarına karşı sakin olmalıyız. ‘HAYIR’

dememiz gereken durumlarda; tüm bedenimiz, bakışımız, ses ve

mimiklerimizin katı lımıyla kararlı bir şekilde ‘HAYIR’ demeli ve

yukarıda verdiğimiz formül ve örnekteki gibi gerekçesi, bize olan

etkisi, ne hissettiğimiz anlatı lmalıd ır. Çocuğumuza

söyleyeceğimiz ‘HAYIR’ kelimesi mantıklı , geçerli, gerçekçi ve

arkasında durabileceğimiz bir ‘HAYIR’ olmalı ki ağzımızdan

çıktıktan sonra tüm bağırmalara, ağlamalara, kendini yere

atmalara karşı sabırla ve kendimizden emin bir şekilde göğüs

gerebilelim. Eğer bu ağlamalara bir kez yenilirsek çocuğumuz

bunu her zaman kullanacaktır çünkü bu öğrenilmiş ve hatta bizim

tarafımızdan öğretilmiş bir davranış olacaktır ve her seferinde

attığımız geri adımla bu ağlamaların dozu gittikçe artacaktır.

Ama çocuk bizim kararlı tutumumuzu gördüğünde bu yola

başvurmaktan vazgeçecek; ‘HAYIR’ ın gerçekten ‘HAYIR’

olduğunu ve bunun değişmeyeceğini öğrenecektir.

Alışverişte yaşayacağımız çatışmalarda sabırla çatışmayı aşıp,

çocuğumuz o davranışından vazgeçtiğinde hemen onu sevgi

sözcükleri ile ödüllendirip takdir edersek davranış değişikliği

daha kolay oturacaktır.

Eğer bunları bilip uygulamak için geç kaldığınızı düşünüyorsanız

üzülmeyin. Bunun için kullanabileceğimiz Olumsuz Davranışları

Değiştirme yöntemlerine de ileriki dergilerimizde değineceğiz.

Page 10: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 1010

Nisan ­ Mayıs 2015

KENAR MAHALLE (HİKAYE)

 

Bir profesör, sosyoloj i sınıfındaki öğrencilerini Baltimore şehrinin

kenar mahallelerine göndermiş ve o bölgede yaşayan 200 erkek

çocuğunun durumlarını araştırmalarını ve her bir çocuğun geleceği

hakkında bir değerlendirme yapmalarını istemişti.

 

Öğrenciler hemen hepsi bu çocukların gelecekte hiçbir şanslarının

olmadığını d ile getirmişlerd i.

 

Bundan tam yirmi beş yı l sonra bir başka sosyoloj i profesörü

tesadüfen bu çalışmayı buldu ve öğrencilerinden bu projeyi

sürdürmelerini ve ayni çocuklara ne olduğunu araştırmalarını istedi.

 

Öğrenciler, o bölgeden taşınan ya da ölen 20 çocuk dışındaki 180

çocuktan 176'sinin olağanüstü bir başarı gösterip, avukat, doktor

ya da işadamı olduklarını ortaya çıkardı lar.

 

Profesör çok etkilenmişti ve bu konuyu izlemeye karar verdi. Birer yetişkin olan o çocukların hepsi o bölgede yaşadıkları için, her biriyle  buluşma

şansı oldu.

 

"O koşullarda nası l bu kadar başarı lı oldunuz?" sorusuna verdikleri cevap hep ayniydi:

 

"Mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı . Onun sayesinde."

 

Profesör, bu öğretmeni çok merak etmişti. Hala hayatta olduğunu öğrendiği yaşlı öğretmenin izini bulması zor olmadı . Kendisini ziyaret etmek

için evine kadar gitti. Karşısında yı lların yüzüne eklediği kırışıklıklara rağmen hala dinç duran bir yaşlı kadın buldu. Merakla yaşlı kadına bu

çocukları kenar mahallelerden kurtarıp, başarı lı birer yetişkin olmalarını sağlamak için kullandığı sihirli formülün ne olduğunu sordu.

 

Yaşlı öğretmenin gözleri parladı ve dudaklarının kenarında bir gülümseme belird i:

 

"Çok basit" dedi,

 

"Ben o çocukları çok sevdim."

Page 11: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 1111

Sayı: 1

Page 12: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 1212

ZEKA OYUNLARININ ÇOCUKLARA SAĞLAYACAĞI

FAYDALAR

Harfler, sayılar renkler gibi kavramları daha kolay öğrenmelerini

sağlar,

Planlı hareket etmeyi öğretir, planlı hareker etmenin önemini kavratır,

Doğru ve çabuk düşünebilmeyi ve karar verebilmeyi geliştirir,

Kendini ve yeteneklerini daha iyi tanımasını sağlar,

Belirli bir konuya odaklanma alışkanlığı kazandırır,

Merak duygusunu geliştirerek araştırmalar yapmaya yönlendirir,

Olaylara şüpheci yaklaşımı öğreterek ezberci zihniyetten uzaklaşmayı

sağlar,

Düşünen, sorgulayan ve çözümleyen bireylerin yetişmesini sağlayarak

yaratıcı düşüncelerin daha özgürce sunulabildiği bir ortam hazırlar,

Başarısızlıklar karşısında yılmamayı, başarı için sistemli ve disiplinli bir

çalışmanın gerektiğini gösterir,

Kuralları anlamayı, kurallara uymayı öğretir,

Sosyalleşmeye yardımcı olur,

Kazanmayı i kaybetmeyi, kazananı kutlamayı öğretir.

Nisan ­ Mayıs 2015

Page 13: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 1313

23 Nisan 1920,

Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı

ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği tarihtir.

Atatürk, 23 Nisan 1924'te '23 Nisan' gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5

yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929

yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır. 1979'da, yine ilk olarak altı ülkenin katılmasıyla

uluslararası boyuta taşıdığımız bu millî bayramımıza, ortalama olarak her yıl kırkın üzerinde ülkeden gelen

ve Türk çocuklarının misafiri olan yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünya’da çocuklarına bayram

hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir.

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak en önemli yeri işgâl eden 23 Nisan

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl yurdumuzda ve yurtdışındaki temsilciliklerimizde, bütün

kurumlarımızda, okullarımızda ve her evde çeşitli etkinliklerle kutlanarak millî birliğimizin kenetlenmiş

ifadesini temsil etmektedir.

Büyük önder Atatürk’ün düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir. Onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve

büyük sevginin ifadesi olarak, millî bayramımız olan 23 Nisanlar’ı çocuklara armağan etmiştir. Tarihimizin

gurur dolu sayfalarının yeni nesillerce öğrenilmesi ve Türk Devleti’nin devamını emanet edeceğimiz yeni

Cumhuriyet bekçilerinin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisanlar, önemli birer vesiledir.

Milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun.

Atatürk diyor ki:

“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin

başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir

kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır.

O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Sayı: 1

Page 14: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 1414

Nisan ­ Mayıs 2015

MUSTAFA KEMAL PAŞA SAMSUN'DA

Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919'da Samsun'a geld i. Bir süre

çalıştıktan sonra kentin postanesine gitti. Görevli bulunan PTT

memuru o günü söyle anlatıyor :

Hava yağmurlu ve elektrikliyd i. O zamanlar paratoner sistemi

olmadığı için telleri toprağa vermiştim. Saat gece yarısına

yaklaştığı bir anda kapıdaki nöbetçi koşa koşa geld i, bir haber

verdi. Mustafa Kemal Paşa geliyor. O sırada, Mustafa Kemal Paşa

tek odadan ibaret telgrafhaneye gird i. Ayağa kalktım.

— Buyurun Paşam.

— Derhal Havza ve Amasya ile görüşmem gerekiyor dedi.

— Hava elektrikli, telleri toprağa verdik, sizi görüştüremem!

— Bu, vatanın kurtuluşu ile ilgilid ir. Muhakkak görüşeceğim, ya ölürüz, ya vatan kurtulur, dedi.

Ceketin cebinden ipek mendilini çıkarıp maniplenin üzerine koydu. Benim için telleri devreye sokmaktan başka yapacak bir şey kalmamıştı .

— «Sen ölürsen ben de ölürüm» dedi.

Elimi bırakması için söylediğim ısrarlı sözlere aldırmadı , elimi uzun süre bırakmadı . Önce Havza'yı aradım. Derhal cevap geld i. Nöbetçi memur,

Kemal Paşa'nın adamlarının emir beklediklerini söyledi. Paşa şifreli bir not verdi, yazdım. Gelen şifreli cevaba elimi bırakmadan baktı . Bir kağıda

çabucak şifreli bir şeyler yazdı . Havza'ya iletmemi söyledi. Amasya ile de istediği konuşmayı yaptı , sonra;

«Oh çok şükür, şimdi vatan kurtuldu.» Dedi ve maiyetiyle gitti. Birden aptallaşmıştım. Oturduğum yerden kalkamadım. Mustafa Kemal Paşa

hayatını ortaya koyan bir kişiyd i. Fes kapmaya, mevki elde etmeye gelmiş biri olamazdı . O bir gerçek vatanseverdi, Atatürk'e hayranlığım

yağmurlu bir gecede böyle başladı işte. . .

Ahmet Remzi COŞKUNER

ETKİLİ BİR ÖĞRETMENİN 11 ALIŞKANLIĞI

1 . Öğretmekten zevk alır.

2 . Bir fark yaratır.

3 . Pozitif enerji yayar.

4 . Kişisel ilişki kurar.

5 . Kendisi ve işi üzerine düşünür.

6 . Her zaman iyi organize olur.

7 . Kendini yüzde yüz verir.

8 . Standartları vardır.

9 . İ lham alır.

10 . Değişime açıktır.

11 . Açık fikirlidir.

Page 15: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 1515

Sayı: 1

SINIR KOYMA VE ALTERNATİF DİSİPLİN YÖNTEMLERİ - 1

Anne babaların çocuk yetiştirme ile ilgili çocuklarına “sınır koymak” ve “otorite sağlamak” konusunda sorunlar yaşadığı gözlemlenmektedir. Her

anne baba çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmek ister. Çocuğunun mutlu, başarı lı , iyi bir kişiliğe sahip bir birey olarak toplumda yer almasını arzu

eder. Her zaman bilinen bir söz vardır: “Eğitim ailede başlar.” İşte burada ailenin vereceği iyi eğitim, çocuğuyla kurduğu sağlıklı iletişim

becerilerini kullanmasına bağlıd ır.

Sınır koymak nedir?

Sınır koymak, çocuğun kendisini emniyette hissederek hareket edebileceği alanı belirleyen yardımcı ve yol gösterici işaretleri çocuğa sunmaktır.

Disiplin, Ceza Değildir!

Disiplin ve ceza aynı şey değild ir. Araştırmalar vurmak, tokat atmak veya sözel saldırı larla d isiplinin sağlanamadığını gösteriyor. Bu tip cezalar

kısa dönemde hızlı sonuç veriyor gibi gözükse de uzun dönemde kalıcı zararlar doğurmaktadır. Fiziksel cezalar, utanç ve umutsuzluk duyguları

yükleyerek çocuğun kendisine saygısını yitirmesine neden olabilir. Ayrıca çocuğa şiddetin geçerli ve uygun bir davranış olduğu, güç kullanarak

istediklerini elde edebileceği kavramı öğretilmiş olacaktır.

Çocuklara doğru davranışı öğretirken ceza yerine, nası l davranıp nası l davranmayacaklarını ve bunların nedenlerini açıklamak gerekir. Büyükler

yasaklar yerine geçerli olan davranışların altını çizmelid irler.

Örneğin, "Giyeceklerini yere atma! " yerine "Lütfen giyeceklerini yerden kaldır; çünkü yeri süpürmem gerekiyor." demelisiniz.

Anne- baba ve okul disiplini

Evde uygulanacak disiplin okuldaki davranışların temelini oluşturur. Okul d isiplini de ev disiplin kurallarının bir uzantısı olmalıd ır. Okuldaki bir

d isiplin problemi, aile-çocuk ve öğretmenle birlikte çözülmelid ir. Birlikte bulunan bu çözümler çocuğun kendini istenilen şekilde disipline ederek

kurallara uymaya teşvik edecek ve okulda düzgün çalışma alışkanlıkları oluşturmasını sağlayacaktır. Aileler okul kurallarını bilmeli ve

desteklemelid irler.

Araştırmalar, aile-öğrenci-öğretmen ve idarecilerin beraberce kuralları oluşturmasının en iyi sonuçları verdiğini göstermiştir. Bu şekilde çocuklar

d isiplin kurallarını kendi kendine uygulamaya teşvik edilmektedir. Çocukların bu kuralları açık bir şekilde anlamalarını sağlamak için "anlaşı lır"

yazı lı bir form oluşturmak da önerilebilir. Çocukların davranışlarını olumlu yönlendirmek için açık kurallara ve istikrarlı bir tutuma ihtiyaç vardır.

Okulda ve evde en etkin kurallar, öğrenci-aile-öğretmen ve okul tarafından alınmış ve tatbik edilenler olacaktır.

Esra UYSAL KARPAT - Remzi İNCEYOL50. Yıl Ortaokulu Rehberlik Servisi

Page 16: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 1616

Nisan ­ Mayıs 2015

ORTAK SIN

AVLAR HAN

DERSLERİ

KAPSIYOR?

TEMEL EĞİTMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ SİSTEMİ

Page 17: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 1717

Sayı: 1

HER ÇOCUK ÖZELDİR

YERYÜZÜNDEKİ YILDIZLAR

Tür: Dram, Aile, Eğitim

Yönetmen: Aamir KHAN

Menşei: Hindistan (Bollywood)

Yıl: 2007

Harfleri sayıları algılama problemi yaşayan Ishaan

çevresi ve ailesi tarafından tembel, zeka geriliği olan bir çocuk

muamelesi görür. Çalışmayı öğrenebilmesi için yatılı okula

verildikten sonra tanıştığı resim öğretmeni ile değişen hayatı ve

başarısını anlatan bir film. Ishaan derslerinde başarısız, yaptığı

işlerin çoğunda tutarsız bir çocuktur, yazı yazmayı ve okumayı

3.sınıfta olmasına rağmen öğrenememiştir, kitabı her açtığında

kelimeler sanki dans ediyor gibi gelir ona. Bu başarısızlığın

sonucunda içine kapanık ve karamsar bir ruh haline bürünür,

mutluluğu ve özgürlüğü insanlardan uzaklaşmakta bulur.

Annesinin ilgisine karşın babasının katı tutumu Ishaan'ın zihinsel

dünyasında gidiş gelişler yaşamasına sebep olur. Tam her

şeyden ümidini kesmişken resim öğretmeni Ishaan'ın hayatını

tam anlamıyla değiştirir.

Öğrenme güçlüğü (Disleksi) olan Ishaan için dönüm noktasıdır.

Okuldaki öğretmenlerinden anne babasına kadar Ishaan'daki

değişimi herkes hayretle izler...

Resmi Sitesi: http://www.taarezameenpar.com/

BİR FİLM OLSA DA İZLESEK

En iyi Eleştiri:

Özellikle öğretmenlerin olmak üzere herkesin izlemesi

gereken bir film.

En kötü Eleştiri:

Filmin Türkçe dublajı yok. Ya filmi izlerken anlayabilecek

kadar iyi bir yabancı dile sahip olmalısınız veya alt yazıya talim.

Film için değer mi? Kesinlikle evet.

IMDb Puanı : 8,5

Page 18: SalihliRAM E-Dergi Sayı1 {Nisan - Mayıs 2015}

SSaayyffaa 1818

Nisan ­ Mayıs 2015

Adres : Namık Kemal Mah. Maarif Cad. No13Salihli/Manisa

İnternet Sitesi : http://salihliram.meb.k12.trYerleşim Yeri Bilgisi : Salihli İ lçe Merkezinde Bulunmaktadır.