r MESiH 907 /1501) 11. · 2018-05-25 · MESiH PASA da Akkirman ve KiJi uç beyi olarak göste rir....
Transcript of r MESiH 907 /1501) 11. · 2018-05-25 · MESiH PASA da Akkirman ve KiJi uç beyi olarak göste rir....
tarafından tesis edilmiştir. imparatorluk devlet otoritesi tarafından 325'te toplanan İznik Konsili ve kilise nihayet inananIarın beden. zihin ve ruhlarında otorite iddia etmiş ve kiliseye mutlak itaati emretmiştir. Dolayısıyla Hıristiyanlığın müesseseleşmesinden sonra, dini otoriteyi temsil eden kilise yönetimi ve konsiller, inanç ve uygulama esaslarını belirlemiş, farklı ve aykırı yorum ve davranışları din dışı ilan etmiştir. Bugün hıristiyan mezheplerinin Hz. İsa ve Mesih'le ilgili tarihi süreç içinde çeşitli tartışmalar sonunda ortaya konmuş inançları vardır (bk. HI
RİSTİYANLIK; iSA; MEHDi).
Kur'an'da mesih, Hıristiyanlık'ta olduğu gibi Hz. İsa'nın ölümünden sonra dirilişi üzerine kendisine verilmiş bir sıfat olmayıp doğumundan itibaren onun için kullanılmıştır. Kavram Kur'an-ı Kerim'de Hıristiyanlık'taki anlamıyla yer almamakta, İsa'nın kendisinden önce gelenler gibi bir peygamber olduğu vurgulanmaktadır. Bazı hadislerden hareketle Hz. İsa'nın kıyamet alametleri kapsamında tekrar yer yüzüne döneceğini ifade eden anlayış. alimler arasında tartışmalı bir husustur (bk. ISA [Kelam]) . Müslüman milletierin edebiyatlarında Hz. İsa Mesih, Mesih İbn Meryem. Mesih-i isa adlarıyla yer aldığı gibi Türk- İslam edebiyatında bunların yanında diğer isim ve Iakaplarıyla pek çok manzum-mensur eserde işlenmiştir (bk. ISA [Türk Edebiyatı]).
BİBLİYOGRAFYA :
Ragıb el-isfahan1. el-Müfredat, "msl:ı" md.; Lisanü'l-'Arab, "msl:ı" md.; Taberl. Cami'u'l-beyan (Şakir). VI, 410-414; Zemahşerl, el-Keşşaf, Beyrut 1397/1977, 1, 430; Fahreddin er-Razi, MefaW:ıu '1-gayb, VIII, 49; H. Lesetre. "Messie", DB, IV/1, s. 1032-1040; a.mlf., "Onction", a.e., IV /ll, s. 1805-1811; J. Delorme, "Fils de l'homme", Vocabulaire de theologie biblique (ed. Xavier Leon- Dufour). Paris 1962, s. 386-387; A. Grillmeier, Christ in Christian Tradition (tre.!. S. Bowden). London 1965; C. K. Barrett, Jesus and the Gospel Tradition, London ı967; E. Harvey, Jesus and the Constraints of History, London 1982; E. P. San ders. Jesus and Judaism, London 1985; a.mlf., The Histarical Figure of Jesus, London 1993; M. de Jonge, Christology in Context : The Earliest Christian Response to Jesus, Philadelphia ı 988; R. Schnackenburg, Jesus in the Gospels : A Biblical Christology, Louisville 1995; W. Gesenius, A Hebrew and English Lexicon of the Old Testament (tre. E. Robinson, ed. F. R. Brown v.dğr.). Oxford, ts. ( Ciarendon Press). s. 602; L. Koehler- W. Baumgartner, The Hebrew and Aramaic Lexicon of the Old Testament, Leiden 1995-2000,11, 643-645; V, 1922-1923; J. Coppens. "Messianisme". Catholicisme, IX, 9- ı 9.
~ JACQUES WAARDENBURG
r
L
MESiH PAŞA (ö . 907 /1501)
Osmanlı sadrazamı. _j
Rum asıllı olup Paleologos hanedanına mensuptur. Angiolello'ya göre son Bizans imparatoru IX. Konstantinos'un kardeşinin oğludur. Ayrıca annesi tarafından Venedikli soylu Cantarini ailesiyle bir akrabalığı vardır. Ağabeyi Has Murad Paşa ile istanbul'un fethi sırasında esir düşmüş ve her ikisi de Fatih Sultan Mehmed'in hizmetine alınıp sarayda yetiştirilmiştir.
Üçüncü bir kardeşinin ise 1491 tarihli bir belgeye göre hıristiyan olarak kaldığı ve Siroz (Serres) taraflarında zalm olduğu anlaşılmaktadır.
Mesih Paşa'nın ilk görevleri hakkında kaynaklarda bilgi yoktur. Kemalpaşazade'ye göre Fatih'in saltanatının sonlarında vezaret rütbesine erişti. Bu da büyük ihtimalle 1476 yılı sonbaharı veya 1477 yılı başıdır. 19 Şaban 882 (26 Kasım 1477) ve 883 ( 1478) tarihli iki belgede Mesih Paşa ikinci ve zir olarak geçer. 885'te ( 1480)
Angiolello'ya göre yeni tayin edilmiş dördüncü vezir olarak Saint Jean şövalyelerinin elinde bulunan Rodos adasına karşı bir seferle görevlendirildi. Kuşatması başarılı olmadığı için vezaretten aziedilip bazı kaynaklara göre Gelibolu sancak beyliğine gönderildi. Ancak aynı dönemde GedikAhmed Paşa'nın da Gelibolu sancak beyi olarak gösterilmesi bu tayini şüpheli kılar. Bununla birlikte Mesih Paşa'nın 888'de ( 1483) Gelibolu'da bir cami, bir kervansaray, bir başhane, bir bozahane ve tamamlanmamış bir medrese yaptır
mış olması o yıllarda orada bulunduğunun bir delili olarak görülebilir. Franz Babinger'in, 1470'te Gelibolu sancak beyi iken Osmanlı donanması ile sancağını Venedikliler'e 40.000 altınla Mora'nın hakimiyetine karşılık vaad ettiğini belirttiği şahsı Mesih Paşa diye göstermesi belgenin yanlış okunmuş olmasından kaynaklan mıştır. Belgede Mesih değil "Maut" (Mahmud) yazılıdır.
1482 yılının Mayıs veya Haziranında muhtemelen o zamanki vezlriazam -ve Gedik Ahmed Paşa'nın kayınpederi- İnegöllü İshak Paşa'nın baskısıyla Cezerl Kasım Paşa'nın yerine kubbe veziri oldu. ishak Paşa ve su ıtanın güvenini birkaç defa sarstığı anlaşılan Gedik Ahmed Paşa'nın iktidar grubuyla böylece belli bir yakınlık kurdu. Ancak ll. Bayezid'e olan sadakati konusunda şüpheye yer bırakmadı. Belki
MESiH PAŞA
de bu sebeple Cem Sultan'ın Rodos adasına kaçışından sonra Şaban 887'de (Eylül 1482) diplomatik sahnede görev alıp Gedik Ahmed Paşa ile birlikte Rodos şövalyelerinin elçileriyle bu hassas mesele hakkında müzakerelerde bulundu. Görüşmeler bir ara Gedik Ahmed Paşa'nın sert tavrından dolayı tehlikeye düştüyse de Mesih Paşa bu meseleyi başarılı sayılabilecek bir sonuca ulaştırdı. Bu durum 11. Bayezid'in kendisine duyduğu güveni arttırdı. Nitekim Gedik Ahmed Paşa'nın Şewal 887'de (Kasım 1482) katiedilişi
üzerine onun yerine ikinci vezir oldu. İshak Paşa, kısa bir müddet sonra bir tür emeklilik makamı konumundaki Selanik sancak beyliğine gönderilince Kemalpaşazade'ye göre vezlriazam oldu ve bu makam da 890 ( 1485) yılına kadar kaldı. Oruç b. Adil'in Tarih-i Al-i Osmdn'ının genişletilmiş nüshasında bu dönem için Davud Paşa birinci vezir olarak gösterilirse de bu bilginin doğruluğu şüphelidir. Nitekim Kemalpaşazade'ye göre "vezlriazam" 889'da ( 1484) ll. Bayezid'in Kili ve Akkirman seferlerine katılmıştı.
890'da ( 1485) birdenbire aziedilip Filibe su başılığına tayin edildi. ancak bunun sebebi kaynaklarda belirtilmez. Böyle mütevazi bir yere ceza olarak gönderilişi. Cem meselesiyle veya o sırada patlak veren Osmanlı -Memlük savaşları ile bağlantılı olabilir. Thpkapı Sarayı Müzesi Arşivi'nde yer alan, muhtemelen o yıllara ait bir arzında Mesih Paşa. ll. Bayezid'e hitaben kendisinin padişahın inayetinden mahrum kalışının sırf düşmanlarının entrikasından kaynaklandığını yazar ve padişahın tekrar yanına gelmesine izin vermesini rica eder (TSMA, nr. E 10157). Biraz da bunun etkisiyle 892'de ( 1487) Kefe sancak beyliğine getirildi. Burada birtakım siyasi faaliyetlerin yanında kendi ekonomik çıkarlarını takip ettiği ve kethüdası vasıtasıyla Azak'tan köle ticaretiyle uğraştığı 893 ( 1488) tarihli bir Kefe gümrük defterinden anlaşılmaktadır.
11. Bayezid'in küçük oğlu Mehmed 894'te ( 1489) Kefe'ye vali olarak tayin edilince Mesih Paşa büyük bir ihtimalle oradan ayrıldı. 896 ( 1491) tarihli Arapça vakfiyesine göre (BA, Vakfiyeler, dosya ı 9, gömlek I 5, kutu 2) o sıralarda Eğridir'in Kapalı Mescid mahallesinde bulunan. ancak bugün izi dahi kalmayan bir zaviyeli cami (buk'a) vakfetmiş olması bu tarihlerde Hamld sancağında görevli olduğunu düşündürür.
902'de (ı 497) Kemalpaşazade, Mesih Paşa'yı Silistre sancak beyi. aynı zaman-
309
MESiH PASA
da Akkirman ve KiJi uç beyi olarak gösterir. Oruç b. Adil'in Tarih-i Al-i Osman'ında ise sadece Akkirman sancak beyi diye kaydedilir. 906 (1501) tarihli bir kayıtta Silistre'de sancak beyi olarak bulunduğu
na dair bir atfa rastlanır. Buna göre sancak beyliği sırasında Bağdan Voyvodası Stefan ile bir alacak davası sebebiyle mektuplaşmıştır (If. Bayezid Dönemine Ait 906/1501 Tarihli Ahkam Defteri, hk. nr. 442). 1497 yazında Polanya Kralı Jan Olbracht'ın Boğdan'a hücumu sırasında Mesih Paşa savaşa iştirak etmedi ve vayvadası Yahya Ağa'yı gönderdi. Belki bu yüzden Leh ordusu geri çekildikten sonra Mesih Paşa aziedildL 904'te ( 1499) V en edik' e karşı Mora seferi başlayınca da hacca gitti.
On dört yıl boyunca padişahın güvenini yeniden kazanamayan Mesih Paşa. hac dönüşünde gerek Sanuto'ya gerekse Kemalpaşazade'ye göre Çandarlızade İbra~ him Paşa'nın ölümü üzerine (ı ı Cemaziyelevvel 9051 I 4 Aralık I 499) onun yerine tekrar vezlriazam oldu. Ancak iki ay sonra muhtemelen Venedik dostu sayıldığı için vezlriazamlığı Hadım Yakub Paşa'ya bırakmak zorunda kaldı . Kendisi ikinci ve dostu Hersekzade Ahmed Paşa üçüncü vezir olarak 1 SOO yılında da süren Mora seferine katıldılar.
Venedik savaşının ardından yeniden vezlriazam olan Mesih Paşa. S Ramazan 906'da (25 Mart I 50 I) Taş-ili'nde Varsaklı lar'ın destek verdiği Karamanoğlu Mustafa'nın bir isyanını bastırmak üzere İstanbul'dan hareket etti. Ayaklanmayı bastırdı ve Taş-ili bölgesinde askeri istihkamlar kurarak denetimi sağladı. Ayrıca isyana katılan boy beylerinin itaatini sağladı (a.g.e., hk. nr. 332). Görevini başarıyla tamamladığı için 906 Zilhiccesi ortalarında (Temmuz ı 50 I) İstanbul'a dönmesi istendi (a.g.e., hk. nr. 338). İstanbul'a dönüşünün ardından Midilli'nin Fransız ve Venedik müttefik donanmaları tarafından alındığını padişaha bildirmediğinden ll. Bayezid'in gazabına uğradı. Hatta sultan elindeki yayı birkaç defa başına vurarak kendisine ağır sözler söyledi. Bu olaydan birkaç gün sonra 6 Cemaziyelewel 907'de (ı 7 Kasım ı 50 ı) Galata'da yangın söndürme çalışmalarını gözetlerken dü
şen bir taşla bacağından ağır yaralandı ve ardından vefat etti. Öldüğü yıl İstanbul'da bir cami ( kiliseden çevrilen Badrum Camii) yaptırmasınarağmen ağabeyi Has Murad Paşa'nın İstanbul Aksaray'daki ca
misinin yanına defnedildi. Mezar taşı orada hala mevcuttur.
310
Mesih Paşa'nın açık türbesi
Tarihçi- şair Bihiştl'nin Mesih Paşa'yı İran şairi Cami'ye benzetmesi methiyecilik de olsa paşanın şiir yazdığına işaret eder. Aynı yazara göre sanat ve ilim adamlarının dostuydu. Mesih Paşa'nın üç oğlunun adları bilinmektedir: Ali Bey, Mahmud Çelebi ve 909'da (ı 503) Vulçıtrın sancak beyi olan Bali Bey. Ayrıca torunu Ahmed Bey'in 92S'te (ı 519) Gelibolu'daki vakfının mütevellisi olduğu belir-~r. .
BİBLİYOGRAFYA :
TSMA, nr. E 6226, 9274, 10157; BA, Vakfiyeler, dosya 19, gömlek 15, kutu 2;Aşıkpaşazade, Tarih, s. 191; ll. Bayezid Dönemine Ait 906/ 1501 Tarihli Ahkam Defteri (haz. İlhan ŞahinFeridun Emecen), İstanbul1994, hk. nr. 79, 99, 100, 109, 114, 212, 240, 332, 338, 442, 451-452; Oruç b. Adil, Tarih-i Al-i Osman, Paris Bibliotheque Nationale, Suppl. turc, nr. 1047, vr. 90b-91', 118b, 134', 141'-142', 144b-145'; a.e., Paris Bibliotheque Nationale, Ane. fonds turc, nr. 99, vr. 129b-130', 158b, 169b, 176'-177', 180b- 181'; Neşri. Cihannüma (Taeschner), I, 217; ll, 308;Tursun Bey, Tarlh-iEbü'l-Feth(nşr. Mertol Tulum). İstanbul 1977, s. 179-180; a.e.: The History ofMehmed the Conqueror(nşr. H. İnalcık- R. Murphey), Minneapolis- Chicago 1978, vr. 156•-b; Rühl Çelebi, Tarih-i Al-i Osman, Berlin Staatsbibliothek, Preussischer Kulturbesitz, ms.or. 4°, nr. 821, vr. 90b-91', 172', 180•-b; İbn Kemal. Tevarlh-i Al-i Osman, VII. Defter, s. 500-507, 521; Vlll. Defter, s. 68, 86, 159, 192, 194-195, 210-211, 220-221; istanbul Vakıflan Tahrir Defteri 953 (1546) , s. 142, nr. 799; M. Sanuto, 1 Diarii, Venezia 1880, lll, 131, 179, 181, 182, 901-903; IV, 105, 242; A. D. da Lezze, Histarla Turchesca (nşr. ı. Ursu). Sucuresti 1909, s. 105-106; Gökbilgin. Edirne ve Paşa Livası, s. 148; Fr. Babinger, Aufsatze und Abhandlungen zur Geschichte Südosteuropas und der Levante, München 1962, I, 344-354; a.mlf .. Mehmed the Conqueror and his Time (nş[ W. C. Hickman). Princeton 1978, s. 290; R. F. Kreutel. Der Fromme Sultan Bayez id, Wien- Köln 1978, s. 213, 216; Die Chronik des Ahmed Sinan Celebi Genannt Bihisti: eine Quelle zur Geschichte des Osmanisehen Reiches unter Sultan Bayezid ll (nş[ B. Moser), München 1980, s. 80, 188-191, 196-197; M. A.
Epstein. The Ottoman Jewish Communities and The ir Role in the Fifteenth and Sixteenth Centuries, Freiburg 1980, s. 294; H. Reindl [Kiel]. Manner um Bayezid, Berlin 1983, s. 279-291; N. Vatin, Sultan Dj em, Ankara 1997, s. 100, 310-312; F. İsmail Ayanoğlu, "Fatih Devri Ridl.li Mezar Taşları ve Kitabeleri", VD, IV (1958). s. 201-202, rs. 46; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, "Hızır Bey Oğlu Sinan Paşa'nın Vezir-i Azamlığına Dair Çok Kıymetli Bir Vesika", TTK Beliete n, XXVII (ı 963). s. 37 -44; N. Beldieean uı. Beldiceanu-Steinherr, "Un paleologue inconnue de la region de Serres", Byzantion, XLI, Bruxelles 1971, s. 5-17; Ömer Lütfi Barkan, "İstanbul Sarayiarına Ait Muhasebe Defterleri", TTK Belgeler; IX/13 (ı 979). s. 303, 314; Halil İnalcık, "Mesii:ı Pa~a", EJ2 (İng . ). VI, 1025-1026.
L
L
Iii HEDDA REINDL KIEL
MESiH PAŞA CAMii
(bk. BODRUM CAMii).
MESiH PAŞA KÜLLİYESi
İstanbul'da XVI. yüzyılın sonlarında inşa edilen bir külliye.
_j
_j
Fatih'te Hırka-i Şerif Camii'ne yakın bir konumda yer alır. III. Murad'ın vezlriazamlarından Hadım Mesih Mehmed Paşa tarafından 994 (1586) yılında inşa edilmiştir. Cami, türbe, çeşmeler. dükkanlar ve küçük bir hazlreçlen oluşan yapı. zamanında çevresinde yer alan bazı vakıf binaların Ali Paşa'ya ait olmasından dolayı halk arasında Mesih Ali Paşa Camii olarak da anılır. Cam inin, Hadım Mesih Mehmed Paşa'nın isteği üzerine Hasan Paşa adlı bir vezirin m escidinin yıktınlarak yerine yaptınldığı Hadikatü '1-cevami'den öğrenilmektedir. Mimar Sinan'ın mimarbaşılığı zamanında ele alınmış olmakla birlikte onun çırağı Davud Ağa'nın da bu yapıda çalışmış olabileceği düşünülmek
tedir. 1894 depreminde zarar gören cami 1936-1939 ve 19SS-19S7 yıllarında onarılmıştır.
Kesme taş malzemeyle inşa edilen sekiz dayanaklı cami revaklı bir avluya sahiptir. Doğu-batı istikametinde eğimli bir arsa üzerinde yükselen yapı batı yöne yerleştirilen dükkanlarla elde edilen düz bir platforma oturur. Camiye giriş batı ve güney yönlerinde açılan birer kapı ile sağlanır. Batıda yer alan görevliler odasının altına denk gelen basık kemerli kapı cephenin iki yanındaki sivri kemerli birer nişle zenginleştirilmiştiL Bu kapıdan öncelikle çapraz tonazi u bir mekana, ardın
dan birkaç basamakla avluya ulaşılır. Gü-