r .ftli · da şunlardır: Kisa!, Yahya b. Ziyad el-Fer ra, Ebu Amr eş-Şeybanl, E bO Zeyd el-En...

2
kelimeler (menhO tl Mesela kelimesinin "y.> .i-! " kelime- lerinden," ça mur ; demir kelimesinin ihtisar edilmesi gibi (Hilmi Halil, s. 491 ). Böylece müellif, "mekayls" sözüyle dilcilerin dedikleri, her kökle il- gili kelimelerin ortak bir ya da birden çok temel (M. Mustafa s. 87) . Faris önsözünde eserinin ama- ve Ham b. Ahmed'in Kitd- ile Düreyd'in el-Cemh e- re 'si gelir. Bu iki esere "Kitabeyn" veren m üellif temel anlamlar ve yapay ke- limeler Halll'e ait onun kelimeleri bu konu- da belirtmektedir (Mu'cega, 1, 440; seyin Nassa r, ll , 436; M. Mu s- tafa s. 96 ). Halll b. Ahmed' le ilgili son derece davra- nan müellif bu çok defa Ki- (sey in N as - sar, ll, 45 9). Düreyd'i ise biçimde tenkit etmekte. onun kelime nu, ve ça belirtmektedir. kabHelerin lehçe nadir olarak yer halde Düreyd'in Yemen lehçesiyle ilgili nakillerinin -onun temel anlam- lar teorisiyle için- rilere maruz Faris Ebu Ubeyd b. Garibü'l- ile ve Meka yisü 'l-luga ' da ad- zikredilen ve kendilerinden nakilde bulunulan dil alimlerinden da Kisa!, Yahya b. Ziyad el-Fer- ra, Ebu Amr E bO Zeyd el-En- sari, Asmai, Sa 'leb (a.g.e., ll , 500 ). Alfa be harfleri yirmi sekiz bö- lümden (kit ab) sözlükte her bö- lüm ikili kökler, üçlü kökler ve daha fazla harften kökler olarak üç (bab) ..i.. ,.>..;, " gibi ikinci harfi olan üçlü köklerle " J j!; , .ftli" gibi iki harfin meydana gelen dört- lüler ikililer dahil Muzaaf kelimeler alfabetik harf üçten fazla olan kökler her ana bölüm ün sonunda rastgele tir. lacak kökün ilk harfinden önce gelen harf- ler sona Mesela "dm" bölü- münde "c' e, cb . ct. .. . ey" ei-MU ' CEMÜ'I-MÜFEHRES li -ELFAZi ' I-HADTSi ' n-NEBEVT linde "cl). cb . cd . cr .. . ey. c'e. cb . (ct). Faris. kökleri incelerken öncelikle birden kadar artabilen temel her te- mel anlamla ilgili yan en sonda da kendilerinden türeyen keli- melerin müfredata yer kelimeler için anlam tutar- ( tebayün). anlam (tebau d). anlam (ad em-i ve münferit kelimeler gibi ter imler (1 , 64,42 7, 433, 460). Müellif. temel anlam-yan anlam teo- risini sahih Arapça olan. kendisinden bir- çok kelimenin köklerde ve Bu sebeple ke- lime türlerinde temel anlam -yan anlam ve türerne ilgisi Bitki ve yer özel isimler ve lakaplar. tabi- attaki seslerin taklidiyle kelimeler. kalem - malem gibi (itba') yapay olan ikinci kelimeleri. zarflar. harf- ler ve edatlar. Arapça'ya dillerden geçen kelimeler, sahih Arapça kelimeler. bir harfi bir harf- ten (mübdel) kelimeler. bir kö- kün iki harfinin yer olu- fer'i kökler .. mak- lO bu gibi ), bir terkipten veya bir- kaç kelimeden yapay kelimeler, türevleri olmayan tek ke- lime halindeki kökler (Hü sey in Nas sar. s. 44 7 -4 52 ; M. Must afa s. 97-O Faris. ilke için kendi- lerinden nakilde dilcilerin ad- nakilleri öz ve mefhum olarak kelimelerin mecazi ibarelere özen ve mecaz, m üste- ar, ya da mahmGI ("d'v", md.leri ), mecazi köklerin sonuna Faris . M u' cem ek ayisi'l-1uga ile M ücmel ü'l-l uga zlüklerinde ilk defa, Halil b. Ahmed (Kitabü 'l- 'Ayn) ta- ortaya konulan takllb (bir köhar fl erin di zi ml eri yle mey- dan a gelen köklerin bir arad az ikred ilm es i) sistemini ortadan bab göre dizimi daha bir zemine oturt- sözlüklere temel anlamlar fik- riyle kelime ihtisarla elde edilen yapay kelimeler geti- rerek Arap sözlük biliminde etimalajik Özellikle yüddin es-Saganl el- 'Ubôbü 'z-za]]ir ad- eserinde . M urtaza ez-Zebidl Ta '1 - onun bu fikirlerinden yararlan- Bütün Arapça kelimeleri etimoloji ele alan tek sözlük ta- M u' ceMe ka yi si 'l -1uga'dan Arap Dil Kurumu'nun el - M u' cemü'l -k ebir'de büyük ölçüde ya- ve Faris'in yer Esere yöneltilen tertibinin zor anla- maddelerin göre taksi- mindeki kelimelerin ve ihtisardan gibi hususlar gelmektedir. Mu'cemeka yfsi'l-luga Abdüsse- Iam Muhammed Harun cilthalinde (Ka h i re 366 - 137 1/ 1946- 95 389- 392/1 969 -1 972), daha sonra ofset yoluyla ve iran'da tekrarlan m BiBLiYOGRAFYA : Faris. Mu' cemü mekayisi 'l-luga Ab- sse lam M. Harun ). Kahire 1389-92/1969-72 Bey rut 14 11/199 1, I-VI; a.mif ., Seyy id Ahmed Sa kr ), Kahire, t s. {Ma t baat ü l sa ei -Bi\bl el-Halebl ), s. 57 ; Yaküt. Mu' cemü'l-üde- b a' , IV, 84-85; Hüseyin Nassar, el-Mu'ce'l- 'Arabi: ue te tauuürüh, Beyrut 1968, II , 425-465, 500; Emll Bedi' Ya 'küb, el -Me'ac i- 'l-lugauiyyetü ' l-'A rabiyye, Beyrut 1981, s. 85-90; M. Mustafa Ebü 'l-f:lü- seyn Faris er -Razi ue fi'l -luga ue Kahire 1991 , s. 87-117; Abdüivehhi\b es-Sabüni. 'Uy ünü '1-mü'e ll e{at Ma hmOd Fi\hOrl) , Haiep 14 14/1 994, I, 213-21 4; Hilmi Ha- lil, Dir asal fi'l-luga ue' l- me' acim, Beyrut 1998, s. 491 -502; Sadi Kenan Demirayak, A rap Kaynaklar; Erzurum 2000 , s. 148. Iii SEYiN E LMALI r L e l-MU' CEMÜ'I-MÜFEHRES ( 1.)" fiA-oJ I Dokuz h adis yer alan rivayetler in bu kita plardaki yerini g östermek için alfabetik kelime fihristi. _j Bir hadisin bilinen bir kelimesinden ha- reketle Buh.3rl (Leiden 1 862 -1 868 , 1907- 1908) ve Müslim'in (Kahire 1290) el-Ca- Ebu (K ahire 1292). Tirmizi (Ka hire 1292). N esai (Kahi- re 13 2). ibn Mace (Ka h i re 131 3) ve Dari- mi'nin (Delhi 1 33 7) es-Sün en'leri, Ma- lik'in (Ka h i re 1 279 ) ve Ah- med b. Hanbel'in el-Müsn ed'inde geçti- yeri (Ka h i re 31 3) tesbit etmek ama- 1916 Arent Jean Wensinck. Theodarus Willem Juynboll ve Josef Ho- rovitz'in on aka- demiyle enstitünün ilml ve mail müslüman, 347

Transcript of r .ftli · da şunlardır: Kisa!, Yahya b. Ziyad el-Fer ra, Ebu Amr eş-Şeybanl, E bO Zeyd el-En...

Page 1: r .ftli · da şunlardır: Kisa!, Yahya b. Ziyad el-Fer ra, Ebu Amr eş-Şeybanl, E bO Zeyd el-En sari, Asmai, İbnü'l -A' rabi, Sa'leb (a.g.e., ll, 500). Alfa be harfleri sayısınca

kelimeler (menhO t l olduğudur. Mesela "~" (tıknaz) kelimesinin "y.> .i-! " kelime­lerinden," ~"( ku ru ça mur; demir kırın­t ı s ı) kelimesinin "....Ali~ ~"den ihtisar edilmesi gibi (Hilmi Halil , s. 491 ). Böylece müellif, "mekayls" sözüyle bazı dilcilerin " el-iştikaku ' l-keblr" dedikleri , her kökle il­gili kelimelerin ortak bulunduğu bir ya da birden çok temel anlamı kastetmiştir (M. Mustafa Rı dvan. s. 87) .

İbn Faris kısa önsözünde eserinin ama­cını ve başlıca kaynaklarını açıklamıştır.

Bunların başında Ham b. Ahmed'in Kitd­bü 'l-~yn ' ı ile İbn Düreyd'in el-Cemhe­re 'si gelir. Bu iki esere "Kitabeyn" adını veren m üellif temel anlamlar ve yapay ke­limeler düşüncesinin Halll'e ait olduğunu, onun bazı kelimeleri açıklarken bu konu­da yaptığı açıklamalardan esinlendiğini belirtmektedir (Mu'cemü me~ayisi 'l-lu­

ga, 1, 440; Hüseyin Nassa r, ll , 436; M. Mus­tafa Rıdva n , s. 96). Halll b. Ahmed'le ilgili eleştirilerinde son derece saygılı davra­nan müellif bu eleştirilerini çok defa Ki­tabü'l-~yn 'a yöneltmiştir (Hüseyin N as­sar, ll, 459). İbn Düreyd'i ise ağır biçimde tenkit etmekte. onun kelime uydurduğu­nu, yanlışları gizlediğini ve yanıldığını sık­ça belirtmektedir. Sözlüğünde kabHelerin lehçe farkiarına nadir olarak yer verdiği halde İbn Düreyd'in Yemen lehçesiyle ilgili nakillerinin birçoğu -onun temel anlam­lar teorisiyle uyuşmadığı için- ağır eleşti­

rilere maruz kalmıştır. İbn Faris ayrıca Ebu Ubeyd Kasım b. Sellam ' ın Garibü'l­J:ıadiş' i ile el-Garibü'l-muşannef'inden ve İbnü's-Sikklt'in lşlaJ:ıu '1-mantık'ından faydalanmıştır. M ekayisü 'l-luga 'da ad­ları zikredilen ve kendilerinden nakilde bulunulan diğer dil alimlerinden bazıları da şunlardır: Kisa!, Yahya b. Ziyad el-Fer­ra, Ebu Amr eş-Şeybanl, E bO Zeyd el-En­sari, Asmai, İbnü' l -A ' rabi , Sa'leb (a.g.e., ll , 500).

Alfa be harfleri sayısınca yirmi sekiz bö­lümden (kitab) oluşan sözlükte her bö­lüm ikili kökler, üçlü kökler ve daha fazla harften oluşan kökler olarak üç kısma (bab) ayrılmıştır. " ..i.. ,.>..;, " gibi ikinci harfi şeddeli olan üçlü köklerle " Jj!; , .ftli" gibi iki harfin tekrarıyla meydana gelen dört­lüler ikililer kapsamına dahil edilmiştir. Muzaaf kelimeler alfabetik sıralanmış. harf sayısı üçten fazla olan kökler her ana bölüm ün sonunda rastgele yerleştirilmiş­

tir. Sıralama esnasında , açıklaması yapı­

lacak kökün ilk harfinden önce gelen harf­ler sona bırakılmıştır. Mesela "dm" bölü­münde sıralama "c' e, cb. ct. eş .. . ey" şek-

ei-MU'CEMÜ'I-MÜFEHRES li -ELFAZi 'I-HADTSi'n-NEBEVT

linde değil "cl) . cb . cd. c ı. cr .. . ey. c' e. cb. (ct). eş" şeklindedir.

İbn Faris. kökleri incelerken öncelikle onların birden beşe kadar artabilen temel anlamlarını zikretmiş , ardından her te­mel anlamla ilgili yan anlamları sıralamış ,

en sonda da kendilerinden türeyen keli­melerin bulunmadığı (şaz ) müfredata yer vermiştir. Şaz kelimeler için anlam tutar­sızlığı (tebayün). anlam uzaklığı (tebaud). anlam benzeşmezliği (adem-i in k ı yas) ve münferit anlamlı kelimeler gibi ter imler kullanmıştır (1 , 64,42 7, 433, 460).

Müellif. temel anlam-yan anlam teo­risini sahih Arapça olan. kendisinden bir­çok kelimenin türediği köklerde görmüş ve uygulamıştır. Bu sebeple aşağıdaki ke­lime türlerinde temel anlam -yan anlam ilişkisi ve türerne ilgisi görmemiştir: Bitki ve yer adları . özel isimler ve lakaplar. tabi­attaki seslerin taklidiyle oluşan kelimeler. kalem - malem gibi pekiştirmelerin (itba') yapay olan ikinci kelimeler i. zarflar. harf­ler ve edatlar. Arapça'ya başka dillerden geçen kelimeler, sahih Arapça olduğu şüpheli kelimeler. bir harfi başka bir harf­ten dönüşmüş (mübdel) kelimeler. bir kö­kün iki harfinin yer değiştirmesiyle olu­şan fer'i kökler (" ~"nin .. ..,.. .:..~ "nin mak­lO bu olmas ı gibi ), bir terkipten veya bir­kaç kelimeden kısaltılarak oluşturulmuş yapay kelimeler, türevleri olmayan tek ke­lime halindeki kökler (Hüseyin Nassar. s. 447-452 ; M. Mustafa Rıdvan. s. 97- ı O ı) . İbn Faris. kısaltmayı ilke edindiği için kendi­lerinden nakilde bulunduğu dilcilerin ad­larını çoğunlukla zikretmemiş . nakilleri öz ve mefhum olarak almış . bazı kelimelerin açıklamasını terketmiş. mecazi ibarelere özen göstermiş ve onların mecaz, m üste­ar, müşebbeh ya da mahmGI olduklarını belirtmiş ("d'v", "ıvl5'' md.leri ), mecazi anlamları köklerin sonuna bırakmıştır.

İbn Faris. M u'cemü m ekayi si'l-1uga ile M ücmel ü'l-luga ad lı sözlüklerinde ilk defa, Halil b . Ahmed (Kitabü 'l-'Ayn) ta­rafından ortaya konulan takllb (bir kökü o l uştu ra n harfl erin fa rklı dizimleriyle mey­dana gelen köklerin bir aradazikred ilmes i) sistemini ortadan kaldırmış. bab esasına göre dizimi daha sağlam bir zemine oturt­muş , ayrıca sözlüklere temel anlamlar fik­riyle kelime gruplarından ihtisarla elde edilen yapay kelimeler düşüncesini geti­rerek Arap sözlük biliminde etimalajik yaklaşımı başlatmıştır. Özellikle Radıy­yüddin es-Saganl el- 'Ubôbü 'z-za]]ir ad­lı eserinde . M urtaza ez-Zebidl Ta cü '1 -'arıls 'ta onun bu f ikirlerinden yararlan­mıştır. Bütün Arapça kelimeleri etimoloji

açısından ele alan tek sözlük özelliğini ta­şıyan M u'cemü Mekayisi 'l -1uga'dan Mısır Arap Dil Kurumu'nun hazırladığı el­M u'cemü'l-k ebir'de büyük ölçüde ya­rarlanılmış ve İbn Faris'in düşüncelerinin çağuna yer verilmiştir. Esere yöneltilen eleştirilerin başında tertibinin zor anla­şılması . maddelerin asıllarına göre taksi­mindeki karışıklıklar, bazı kelimelerin açıklanmaması ve ihtisardan dolayı alın­tılarda kısaltına yapılması gibi hususlar gelmektedir.

Mu'cemü m ekayfsi'l-luga Abdüsse­Iam Muhammed Harun tarafından altı cilthalinde yayımianmış (Ka h i re ı 366-1371/ 1946- ı 95 ı . ı 389- ı 392/ 1969-1 972), daha sonra ofset yoluyla Mısır ve iran'da baskıları tekrarlan m ı ştır.

BiBLiYOGRAFYA :

İbn Faris. Mu'cemü mekay isi 'l-luga (nşr. Ab­düsselam M. Harun ). Kahire 1389-92/1969-72 ~ Beyrut 14 11/1991, I-VI; a.mif., eş-ŞaJ:ıibi { n ş r.

Seyy id Ahmed Sa kr ), Kahire, ts. {Matbaatü l sa ei-Bi\bl el-Halebl), s. 57 ; Yaküt. Mu'cemü 'l-üde­ba' , IV, 84-85; Hüseyin Nassar, el-Mu'cemü 'l­'Arabi: Neş'etühü ue tetauuürüh, Beyrut 1968, II, 425-465, 500; Emll Bedi' Ya'küb, el-Me'aci­mü 'l-lugauiyyetü 'l-'A rabiyye, Beyrut 1981, s. 85-90; M. Mustafa Rıdvan. el-İmam Ebü 'l-f:lü­seyn İbn Faris er-Razi ue aşaruhü fi'l -luga ue fi 'n-naJ:ıu, Kahire 1991 , s. 87-117 ; Abdüivehhi\b es-Sabüni. 'Uy ünü '1-mü'e lle{at { n şr. MahmOd Fi\hOrl) , Haiep 1414/1 994, I, 213-21 4; Hilmi Ha­lil , Dirasal fi'l-luga ue' l- me' acim, Beyrut 1998, s. 491 -502; Sadi Çöğenli- Kenan Demirayak, Arap Edebiyatında Kaynaklar; Erzurum 2000, s. 148. Iii H ü SEYiN E LMALI

r

L

el-MU'CEMÜ'I-MÜFEHRES li-ELFAZi'l-HADİSİ'n-NEBEVİ

( ı.Ş~ I .:....,~ 1 .J:; I..iJ~ 1.)" fiA-oJ I ~1)

Dokuz hadis kitabında yer a lan rivayetlerin bu kitaplardaki

yerini göstermek için hazırlanan alfabetik kelime fihristi.

_j

Bir hadisin bilinen bir kelimesinden ha­reketle Buh.3rl (Leiden 1862 -1 868, 1907-1908) ve Müslim'in (Kahire 1290) el-Ca­mi'u 'ş-şaJ:ıfJ:ı ' leri, Ebu DavCıd (Kahire 1292). Tirmizi (Kahire 1292). N esai ( Kahi­re 13 ı 2). ibn Mace (Kah i re 1313) ve Dari­mi'nin (Delhi 133 7) es-Sünen 'leri , Ma­lik'in el-Muvatta'ı (Kah i re 1279) ve Ah­med b. Hanbel'in el-Müsned'inde geçti­ği yeri (Kah i re ı 31 3) tesbit etmek ama­cıyla 1916 yılında Arent Jean Wensinck. Theodarus Willem Juynboll ve Josef Ho­rovitz'in önderliğinde on beşi aşkın aka­demiyle enstitünün ilml ve mail desteği .

beşi müslüman, diğerleri şarkiyatçı aıt-

347

Page 2: r .ftli · da şunlardır: Kisa!, Yahya b. Ziyad el-Fer ra, Ebu Amr eş-Şeybanl, E bO Zeyd el-En sari, Asmai, İbnü'l -A' rabi, Sa'leb (a.g.e., ll, 500). Alfa be harfleri sayısınca

ei-MU'CEMÜ'I-MÜFEHRES li-ELFAZi'I-HADiSi'n-NEBEVi

mış dört kişinin katkısıyla başlayan çalış­ma 1987'de tamamlanmıştır. Muham­med Fuad Abdülbaki, el-Mu'cemü'I-mü­fehres'in ilk fasikülü kendisine gönderi­lince bulduğu hataları tashih edip öneri­lerde bulunmuş, bunun üzerine proje he­yeti diğer fasiküllerin son tashihlerini ve gerekli ilaveleri yapmasını ona teklif et­miş. böylece eseri hazırlama heyetine da­hil edilen M. Fuad Abdülbaki vefatma ka­dar (I 968) projeye katkısını sürdürmüş­tür. Eserin ilk cildi çalışmaya başlanılma­sından yirmi yıl sonra çıkmış (ı. c. ı 936; ll. C. 1 943; lll. c. 1 955; IV. C. 1 962; V. C. ] 965; VI. c. I 967; VII. c. ı 969). son cildi de (el-Fe­

ha.ris) 1988'deyayımlanmıştır(2. bs., I-VIII, Le iden 1992; 1-Vll,İstanbul 1986; VIII, is­tanbul 1988). Kitap Fransızca olarak Con­cordance et indices de la tradition mu­sulmane, Arapça olarak el-Mu'cemü'l­müfehres li-elfd?i'l-f:ıadişi'n-nebevi şeklinde anılmış, kısaca Concordance ve el-Mu'cemü'l-müfehres diye meşhur olmuştur. Çalışmanın ilk yedi cildinde ha­dislere, VIII. cildinde ise senedierin sahabi ravileri ve hadis metinleri içinde geçen şahıs, kabile. fırka. mezhep, din, melek, cin, şeytan, put, hayvan. şehir. ülke, dağ, göl, nehir ve diğer yer adlarıyla nisbelere yer verilmiş, Kur'an ayetlerinin geçtiği yerler gösterilmiştir. Farklı şekillerde anı­lan şahıs, terim ve yer adları bir defa zik­redilmiş, diğer yerlerden buralara atıf yapılmıştır (Raven, VIII, s. k-'a).

el-Mu'cemü'l-müfehres, dokuz hadis kitabındaki rivayetlerin, kelimenin içinde geçtiği cümlenin anlamlı bir kısmı ile bir­likte bu eserlerdeki yerlerini gösteren bir çalışmadır. Bir hadisin kaynağı bulunmak istendiğinde en nadir kullanılan anahtar kelimelerden hareketle hadisin dokuz eserin hangi bölümlerinde geçtiğine dair bilgilere ulaşmak mümkündür. Çalışma­da Buhar!' nin el-Cami'u 'ş-şaJ:ıiJ:ı'i "t ", Müslim'in el-Cami'u'ş-şaJ:ıiJ:ı'i "ı"", Ebu Davud'un es-Sünen 'i",:)", Tirmizi'nin es­Sünen'i "w", Nesal'nin es-Sünen'i ".:.ı", İbn Mace'nin es-Sünen'i "~ .. (ilk 23 say­fada" J "), Darimi'nin es-Sünen'i "1.5,:) ",

Malik'in el-Muvatta'ı ".ı..", Ahmed b. Hanbel'in eJ-Müsned'i "ro>" (ilk 23 say­fada" J:>") rumuzu ile gösterilmiş, ayrıca hadisin sözü edilen kitap. bab veya say­fada birden fazla geçtiğine işaret etmek üzere ilgili yerdeki tekrarın sayısına göre yıldız ( • ) işareti konulmuştur.

Eserde her kelimenin sülasl kök fiili madde başı yapılmış. bu kelimenin içinde geçtiği hadisler önce fiiller, sonra isimler zikredilmek suretiyle sıralanmıştır. İsim-

348

lerde tenvinli merffı isim, tenvinsiz ve son ekli merffı isim, izilfetle mecrur ten­vinli isim gibi bir sistem takip edilmiş. ayrıca isimler arasında müfred, tesniye, cemi şeklindeki dizilişe riayet edilmiştir. Müştak kelimelerde önce izilfetsizlere, ardından izilfetlilere yer verilmiştir. Fiil­ler de mazi, muzari, emir. ism-i fail, ism-i mef'ul olarak sıralanmıştır. Yine fiilierin son eksiz malfımları, son ekli malumları, son eksiz meçhulleri, son ekli meçhulleri kaydedilmiş, kendi içinde önce mücerred, daha sonra mezld bablar alınmıştır.

Hadislerin arkasında kaynağı göster­mek için verilen kısaltmalardan sonraki kelime ve rakamlar Buhilrl. Ebu Davud, Tirmizi. Nesal. İbn Mace ve Darimi'nin eserlerinde kitap adı ve bab numarasını, Müslim ve Malik'in eserlerinde kitap adı ve hadis numarasını (Müslim'in mukad­dirnesi nde sayfa numarasını). Ahmed b. Hanbel'in eJ-Müsned'inde cilt ve sayfa numarasını göstermektedir.

el-Mu'cemü'l-müfehres sahabi ravi­si, baş tarafı veya konusu bilinmeyen ha­dislerin kaynağını sadece bir kelimeyle tesbit etme ve özellikle Ahmed b. Han­bel'in el-Müsned'inde kolayca faydalan­ma imkanı sağlaması, akademik çalışma­larda hadislerin kaynağını gösterme ko­nusunda bir insicam getirmesi bakımın­dan önem taşımaktadır. Ancak eseri ha­zırlayanlar hadis metinlerinde kendilerin­ce önemli gördükleri kelimeleri esas al­dıkları için el-Mu'cemü'I-müfehres'te arama sırasında anahtar kelimenin kök fiilinin nadir kullanılanı ve çekimli olanı tercih edilmeli. aranan hadisin sadece bir kelimesi değil gerektiğinde çeşitli kelime­leri anahtar olarak denenmelidir. Ayrıca aramada esas alınan lafzın bazı benzer hadislerde ortak olması sebebiyle her za­man istenilen hadise işaret edemeyebi­leceği, kitap, bab ve sayfa numaraların­da hata bulunabileceği düşünülerek ha­disin gösterilen yerde olup olmadığı kont­rol edilmelidir.

Yukarıda zikredilen dokuz kitapta geç­tiği halde el-Mu'cemü'l-müfehres'te yer almamış hadisler az değildir. Ayrıca Müslim'in el-Cami'u'ş-şaJ:ıil:ı'inde sene­di verilip metni zikredilmeyen rivayetle­rin dikkate alınmaması, el-Muvatta'da Malik'in ve diğer fakihlerin görüşlerine (asar ve fetava ı değil sadece merffı riva­yetlere işaret edilmesi eserin kusurları olarak değerlendirilmiştir. Sa'd el-Mersa­fi'nin çalışmasında (bk. bibl.) bu hatala­rın bir kısmı belirtilmiştir. Fransızca mu-

kaddimeleri Ahmed et-Tayyib tarafından Arapça'ya tercüme edilen (Mecelletü Mer­kezi's-sünne ve's-sfre, sy. 1 1 Katar 1404/ 19841. s. 237-296) el-Mu'cemü'l-müfeh­res'in dayandığı eserlerin kitap ve bab numaralarını göstermek üzere Muham­med Fuad Abdülbaki Teysirü'l-menta'a bi-kitabey Miftdl:ıi küni'ızi's-sünne ve'l­Mu'cemi'l-müfehres li-elfd?i'l-l:ıadi­şi'n-nebevi adıyla bir eser kaleme almış­tır (Kahire 1353-1354, 1409/1988; Beyrut 1404).

BİBLİYOGRAFYA :

İbn M.'ke, Sünen (nş[ M. Fuad Abdülbaki). neşredenin tanıtım yazısı, İstanbul 1982, ll, 1525-1528; J. J. Witkam. "Meşrü'u te>l!fi'l-Mu'ce­mi'l-müfehres li-elf~i'l-J:ıad!şi'n-nebev!'ar:i:un tarii)iyyün" (tre. Muhammed llıhtah). Wensinck, el-Mu'cem, vııı, s. z-y; W. Raven, "İrşadat li'l-15ari"' (tre. Muhammed Tahtah). a.e., Vlll, s. k-'a; Muhammed Zubayr Sıddiqi. Hadis Edebiyatı Tarihi (tre. Yusuf Ziya Kavakcı). İstanbul 1966, neşredenin girişi, s. 19; Ma'a'l-Mektebe, s. 62-66; Ebu Muhammed Abdülmehdl b. Abdülkadir b. Abdülhadi. Turu~u tal)rici J:ıadişi Resalillah şallallahü 'aleyhi ue sellem, Kahire 1987, s. 87-1 00; Sa'd ei-Mersafi. Eçlua' ala ai)ta'i'l-müs­teşri~in fi'l-Mu'cemi'l-mü[ehres li-el[il?i'l-J:ıa­dişi'n-nebeui, Küveyt 1408/1988; İsmail L. Ça­kan. Hadis Edebiyatı, İstanbul 2003, s. 245-247.

L

Iii İBRAHiM HATİBOGLU

MU'CEMÜ'ş-ŞUARA (~ı_,..;.ıı~)

Merzübani'nin . (ö. 384/994)

Arap şairlerinin · biyografisine dair eseri.

_j

Kitapta Cahiliye devrinden başlayarak yazarın kendi zamanına kadar Arap şair­lerinin biyografileri alfabetik sıraya göre ele alınmıştır. Müellif, tesbit edebildiği kadar çok sayıda şahsiyete eserinde yer vermeyi amaçladığından meşhur olan ve olmayan yaklaşık 5000 şairden söz et­miştir. Şairleri Cahiliye devri, İslami dö­nem, Emevl ve Abbas! devirleri şeklinde gruplandırarak kaydeden müellif her şai­rin ismini, nisbe ve künyesini zikrettikten sonra biyografisiyle ilgili kısa bilgiler ak­tarmakta; bazı haber, anekdot ve hikaye­leri e şiirlerinden örneklere yer vermekte­dir. Eserde şiirlerin gerçek sahiplerinin belirlenmesinde özel bir titizlik gösteril­miştir. Eserin ayn harfinden ya harfine ka­dar olan ve ancak beşte birini teşkil eden kısmı zamanımıza ulaşabilmiştir. Bu harf­ler arasında gayn, nun ve vav mevcut ol­madığı gibi ayn ve lam harflerinde de ek­siklikler bulunmaktadır.