Peygamber Efendimizin çOcuklara Merhameti

5
Peygamber Efendimizin çocuklara merhameti. Peygamber Efendimiz çocuklara ilgisiz kalmamis, onlar ağladığında susturmaya çalışmış, onlarla oyunlar oynamış, bazen devesine bindirmiş, bazen omzuna almış, içlerinde mahzun ve yetimleri sevindirmiş, onların başını oksamış, rastladıklarında onlara selam vermiş, hal ve hatırlarını sormuş, onlarla sakalaşmış, onlara isim takmış, hastalandiklarında ziyaretlerine gitmiş ve onlara en güzel numune ve şefkatli bir baba olmuştur. Rasulullah'ın çocuklarla münasebetlerinin temelinde, belki de onların geleceğin mimarı oluşlarının mühim bir rolü vardır. Bu yakınlık ve bir hayat boyu birlikte taşınacak hatıralar onların gönül dünyalarına aksetmiş güzeller güzeli bir insanı canlandıracaktır. Bu konuyla ilgili hadis mecmualarında pek çok misal vardır.

description

 

Transcript of Peygamber Efendimizin çOcuklara Merhameti

Peygamber Efendimizin çocuklara merhameti.

Peygamber Efendimiz çocuklara ilgisiz kalmamis, onlar

ağladığında susturmaya çalışmış, onlarla oyunlar

oynamış, bazen devesine bindirmiş, bazen omzuna

almış, içlerinde mahzun ve yetimleri sevindirmiş, onların

başını oksamış, rastladıklarında onlara selam vermiş,

hal ve hatırlarını sormuş, onlarla sakalaşmış, onlara isim

takmış, hastalandiklarında ziyaretlerine gitmiş ve onlara

en güzel numune ve şefkatli bir baba olmuştur.

Rasulullah'ın çocuklarla münasebetlerinin temelinde,

belki de onların geleceğin mimarı oluşlarının mühim bir

rolü vardır.

Bu yakınlık ve bir hayat boyu birlikte taşınacak hatıralar

onların gönül dünyalarına aksetmiş güzeller güzeli bir

insanı canlandıracaktır.

Bu konuyla ilgili hadis mecmualarında pek çok misal

vardır.

Biz burada onun bu müşfik dünyasından bir kaç misalle

iktifa etmek istiyoruz:

Çocuklugundan itibaren Peygamber Efendimizin

yanında 10 yıl kalan Enes -radiyallahu anh-,

Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizi şöyle tarif eder:

"-Ailesine karşi Hazret-i Peygamber'den daha müşfik

olan hiç kimseyi görmedim.

Oglu İbrahim'in, Medine'nin biraz kenarında oturan süt

annesi vardı.

Süt annenin kocası demirciydi. Bizimle birlikte oraya

gider, demircinin dumanıyla dolmuş eve girer,

çocuğunu kucaklar, öper, koklar, bir müddet yanında

kaldıktan sonra tekrar Medine'ye dönerdi."

(Buhari, Müslim)

Hazret-i Peygamber, herkesi çocukları öpmeye teşvik

eder:

"Çocuklarınızı çok öpün. Zira her öpücük için Cennet'te

size bir derece verilir.

Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar."

buyurmuşlardır.

(Müsned-i Zeyd b. Ali)

Torunları Hazret-i Hasan ve Hüseyin'i kucağına almış

öperken, Akra b. Habis bunu yadırgamış ve

"Benim on çocuğum var, hiçbirini öpmedim." demiştir.

Bunun üzerine iki cihan güneşi Efendimiz:

"-Şefkatli olmayana merhamet edilmez." (Buhari,

Tirmizi, Ebu Davud)

Başka bir rivayette de

"Allah kalplerinizden merhameti çıkardı ise ben ne

yapabilirim?"

(İbn-i Mace) buyurmuşlardır.

Enes -radiyallahu anh- anlatiyor: Hazret-i Peygamber

hizmet eden bir Yahudi çocuğu hastalanmıştı.

Rasulullah ona geçmiş olsun ziyaretine gitti.

Başucuna oturup, "Müslüman ol!" dedi.

Çocuk babasına bakınca, babası "Ebu'l-Kasim'a itaat et."

dedi.

Bunun üzerine çocuk Müslüman oldu."

(Ebu Davud)

Bir rivayete göre Hazret-i Ömer, Hasan ve Hüseyin'i

Hazret-i Peygamberin iki omzu üstünde görür ve

"Altınızdaki at ne kıymetli attır!" der.

Allah Rasulü -sallallahu aleyhi ve sellem- de "Onlar da

ne değerli atlıdır!" buyururlar.

(K. Ummal, Tirmizi)

Hazret-i Enes, Peygamberimize hazerde ve seferde on

yıl hizmet ettiğini, işlerinin her defasında Rasulullah'ın

istediği şekilde olmamasına rağmen kendisine bir

defacık olsun ne vurduğunu, ne sebbettiğini, ne

azarladığını, ne surat astığını, ne ayıpladığını, hatta bir

kere olsun

"of be"

demediğini, yaptıkları arasında hoşuna gitmeyen bir şey

için

"ne fena yaptın"

demediğini, veya yapılan bir şey için

"bunu niye böyle yaptın",

yapılmayan bir şey için

"bunu niye yapmadın"

diye hesaba çekmediğini, yanlışlıkla hanımlarından birisi

"keşke şöyle yapsaydın"

diye müdahale edecek olsa,

"Bırakın bu çocuğu, o Allah'ın murad ettiğinden başka

bir şey yapmamıştır"

buyurduklarını anlatmaktadır.

(Peygamberimizin Sünnetinde Terbiye, Prof. Dr. İbrahim

Canan, 163)

: