Pendik Gündemi Gazetesi - Gençlik Eki - Sayı:3

4
Yıl: 6 Sayı: 120 15 ŞUBAT 2013 35 mm’lik filmlerin katili: 3D filmler Pendik Belediyesi, ilçe- deki kamu kurum ve ku- ruluşları işbirliğiyle gençlere verilen eğitimin kalitesinin artması için büyük bir gayret sarf ediyor. Bu kapsamda özellikle gençlerin rahat ve randımanlı okullarda eği- tim görmesi için imkânlar dâhilinde kaynaklarını sonuna kadar kullanıyor. Bu durumun meyveleri, günden güne toplanmaya başladı. 2013 yılının ikinci ayı itibarı ile ilçedeki okul sayısı 87’yi bulmuş durumda. Yapımı de- vam eden okul sayısı ise 13. Teknolojinin son nimetlerinden olan 3D filmlere ilgi giderek artıyor. Animasyonlardan maceraya, gerilimden ko- mediye artık her türde film 3D olarak sinema salonlarında seyircinin beğenisini kazanıyor. Görüntüler o kadar gerçekçi oluyor ki izle- yenler kendilerine doğru gelen bir taşa karşı elleriyle kendilerini koruyabiliyor. Pendik’te de “Reald 3D” ve “Expand” gibi popüler 3D teknolojiye sahip sinema salonları bulunuyor. Pendorya, Atlantis, Viaport gibi alışveriş merkezlerinde 3D sinema salonları mevcut. Amerikalı Rapçi Dr. Dre, ismiyle lanse edilerek piyasa sürülen Beats Kulak- lıklar gençlerden büyük ilgi görüyor. Ancak uzmanlar sahte Beats Kulaklıklar konusunda gençleri uyarıyor. Piyasa fiyatı 500 ila 1300 TL olan kulakların sahtesi 150 TL gibi bir fiyata satılabiliyor. Son derece kalitesiz olan sahte kulaklıkların hem ömrü az oluyor hem de düşük frekanslı bas seslerini veremiyor. Bu kulaklıklar neden popüler? Tüm dünyada büyük ilgi gören kulaklıkların aslında çok da bir üstünlüğü yok. İlginin se- bebi pazarlama stratejisi. Özellikle Amerikalı gençlerin büyük ilgi gösterdiği Dr. Dre isimli rapçinin adıyla piyasaya sürülmesi, Beats Kulaklıklara olan talebi patlattı. Piyasaya “ünlülerin kullandığı kulaklık” olarak lanse edilişinin de büyük etkisi var. Kaliteli eğitim kaliteli gençlik Avatar filmi vizyona girdiğinde Türkiye’de ilk 4 haftada1 milyon 310 bin 871 kişi tarafından izlenmişti. Dünyada çoğu kişinin bilmediği oldukça ilginç kütüphaneler bulunuyor. Bu kütüphaneler, kitap sayıları ya da hizmet kaliteleri ile değil tasarımları ile dikkat çekiyor. Bunlardan biri de Hollanda’da bulunan Parlamento Kütüpha- nesi. 19’uncu yüzyıl mimarisi ile yapılan kütüphanede yük- sek raflara çıkmak için döner merdivenler kullanılıyor. Biraz kasvetli bir havası bulunsa da kütüphane özellikle gençler tarafından büyük ilgi görüyor. Gençler, Beats Kulaklıkları sevdi Bu kütüphanede kitap okumak ayrıcalık

description

Pendik Gündemi Gazetesi Gençlik Eki Sayı:3 01 Mart 2013

Transcript of Pendik Gündemi Gazetesi - Gençlik Eki - Sayı:3

Page 1: Pendik Gündemi Gazetesi - Gençlik Eki - Sayı:3

Yıl: 6 Sayı: 120 15 ŞUBAT 2013

35 mm’lik filmlerin katili: 3D filmler

Pendik Belediyesi, ilçe-

deki kamu kurum ve ku-

ruluşları işbirliğiyle gençlere

verilen eğitimin kalitesinin

artması için büyük bir gayret

sarf ediyor. Bu kapsamda

özellikle gençlerin rahat ve

randımanlı okullarda eği-

tim görmesi için imkânlar

dâhilinde kaynaklarını

sonuna kadar kullanıyor. Bu

durumun meyveleri, günden

güne toplanmaya başladı.

2013 yılının ikinci ayı itibarı

ile ilçedeki okul sayısı 87’yi

bulmuş durumda. Yapımı de-

vam eden okul sayısı ise 13.

Teknolojinin son nimetlerinden olan 3D filmlere ilgi giderek artıyor.

Animasyonlardan maceraya, gerilimden ko-mediye artık her türde film 3D olarak sinema salonlarında seyircinin beğenisini kazanıyor. Görüntüler o kadar gerçekçi oluyor ki izle-

yenler kendilerine doğru gelen bir taşa karşı elleriyle kendilerini koruyabiliyor. Pendik’te de “Reald 3D” ve “Expand” gibi popüler 3D teknolojiye sahip sinema salonları bulunuyor. Pendorya, Atlantis, Viaport gibi alışveriş merkezlerinde 3D sinema salonları mevcut.

Amerikalı Rapçi Dr. Dre, ismiyle lanse edilerek piyasa sürülen Beats Kulak-

lıklar gençlerden büyük ilgi görüyor. Ancak uzmanlar sahte Beats Kulaklıklar konusunda gençleri uyarıyor. Piyasa fiyatı 500 ila 1300 TL olan kulakların sahtesi 150 TL gibi bir fiyata satılabiliyor. Son derece kalitesiz olan sahte kulaklıkların hem ömrü az oluyor hem de düşük frekanslı bas seslerini veremiyor.

Bu kulaklıklar neden popüler?Tüm dünyada büyük ilgi gören kulaklıkların aslında çok da bir üstünlüğü yok. İlginin se-bebi pazarlama stratejisi. Özellikle Amerikalı gençlerin büyük ilgi gösterdiği Dr. Dre isimli rapçinin adıyla piyasaya sürülmesi, Beats Kulaklıklara olan talebi patlattı. Piyasaya “ünlülerin kullandığı kulaklık” olarak lanse edilişinin de büyük etkisi var.

Kaliteli eğitim kaliteli gençlik

Avatar filmi vizyona girdiğinde Türkiye’de ilk 4 haftada1 milyon 310 bin 871 kişi tarafından izlenmişti.

Dünyada çoğu kişinin bilmediği oldukça ilginç

kütüphaneler bulunuyor. Bu kütüphaneler, kitap sayıları ya da hizmet kaliteleri ile değil tasarımları ile dikkat çekiyor. Bunlardan biri de Hollanda’da bulunan Parlamento Kütüpha-nesi. 19’uncu yüzyıl mimarisi ile yapılan kütüphanede yük-sek raflara çıkmak için döner merdivenler kullanılıyor. Biraz kasvetli bir havası bulunsa da kütüphane özellikle gençler tarafından büyük ilgi görüyor.

Gençler, Beats Kulaklıkları sevdi

Bu kütüphanede kitap okumak ayrıcalık

Page 2: Pendik Gündemi Gazetesi - Gençlik Eki - Sayı:3

10 01 MART 2013

Meslek Seçimi ve İdealler III

4 yıllık serüveninizin sonunda Everest Dağında değil, zirvede olun…

Dört yıllık bir serüvene çıkıyorsunuz, bu serüven sizi 18 yaşındaki bir gençten 22 yaşındaki iş sahibi bir bireye dönüştü-recek.

Matematikte dünyanın sayılı isimlerin-den birisi olan Posamentier’e hayatı-nın en etkileyici olayı sorulduğunda: “Üniversiteye gittiğim ilk gün, profesör elindeki tebeşiri göstererek ‘Bu sizsiniz.’ dedi ve dersi anlatmaya koyuldu… Ders boyunca tahtaya formüller yazıyor, ma-tematiğin kesin sonuçlar vermediğinden bahsediyordu. Hatta şöyle demekten de kaçınmıyordu: ‘Matematik insan beyni-nin oluşturduğu en iyi sistemli kurallar bütünüdür.’ Ders bittiğinde tebeşirin de bitmesine az kalmıştı. Hoca tekrar aynı tebeşiri göstererek ‘Gördüğünüz gibi çocuklar işte bu tahtadakileri yazdığım için tebeşir bitti. Tebeşir, dünyaya bir farkındalık katarak bitti…’ dedi. Cebin-den yeni bir tebeşir çıkartıp ‘Bu da bir tebeşir…’ deyip yere attı ve ayağıyla ezdi. ‘İşte bu tebeşirde artık bitik bir te-beşir; ancak o herhangi bir işe yarama-dı. Hayatta böyle, ne olduğunuzdan çok ne yaptığınızla alakalı bir konu. Elinde kalan küçük parçayla da tahtaya ‘Siz kendinize değer katın.’ yazmıştı.” diye anlatıyor ve ekliyor:

“O yıl ve sonraki yıllarda matematiğe dair her işimde, hayata değer katmak için çabaladım. Ben de bir profesör olduğumda elindeki tebeşiri gösterdim öğrencilerime: ‘Bu tam bir tebeşir…’ de-dim. Tahtanın önünde durdum ve koca-man bir yuvarlak çizdim. ‘Bu da tam bir daire…’ dedim. O zaman kendi öğrencili-ğimi düşündüm ve gülümsedim. Düşün-senize bir tebeşirle bir profesör ne ya-pabilir? ‘Şimdi size seksen yıllık eğitim hayatımdan kalan özeti anlatacağım.’ dediğimde öğrencilerimin hayreti biraz daha artmıştı. ‘Bu daire; hayat çem-beri, bu tebeşir ise size verilen yaşam süresi…’ diyerek dairenin üzerine başka bir tebeşirle birçok yol çizdim. Öğren-ciler ne yaptığımı anlamakta zorlanıyor gibi görünseler de bu soruyu sormam gerektiğini biliyordum: ‘Siz hangi yoldan gidersiniz?’ diye sordum…

Sanırım 80 yıllık hayatım boyunca o ilk üniversite dersimdeki kadar etkileyici bir ders görmemiştim.

Ben de öğrencilerime o dersi aktarmak için matematiğin peşinden gidiyorum.”

Posamenteir’in da dediği gibi bir tebe-şirsek eğer, ben kendimi tüketeceğim konuyu seçmek için daha fazla inceleme yapmalıyım. Hayat ihtimallere bırakıla-mayacak kadar önemli.

Herkes Everest’e gidebiliyor genç dos-tum, önemli olan Everest’e gidip, zirveye ulaşabilmek…

Hayatımızda hangi alanda iyi olduğu-muzu az çok biliyoruz. Neyin bize güç verdiğini ve değer kattığının farkında-yız. 119. sayıdaki ideallerimiz ve 120. sayıdaki kişiliğimizle birlikte, bizim için kıymetli bir yol belirledik. Tıpkı profesör gibi daire çizip içine bir sürü yol çizdik… Genç dostum, sen hangi yoldan gider-din?

Hayatın boyunca etrafındaki insanların istediği, ama kendin için bir öneme sa-hip olmayan bir işin peşinden mi? Yoksa senin kişiliğini ve benliğini gerçekleşti-rebileceğin, ruhunla hayata değer kata-bileceğin bir işin peşinden mi? Elimiz-deki bir elma ağacıysa ondan portakal beklemek hem elmaya hakarettir hem de portakala gereğinden fazla hürmet… Ancak Albert Einstein’ın da dediği gibi bizim yaptığımız genel hata: “Balığı, ağaca tırmanma yeteneğiyle ölçmektir.”

Sizi güçlü kılan yanınızı yok etmemek için çabalayın. Çünkü o güç size 18 yıllık serüveninizden arta kalan kişilik ayrıcalığıdır. Başkalarının fikirleri, kişili-ğinizin bu ayrıcalığını törpüleyerek yok etmekten başka hiçbir şey yapmaz. Siz ise kendi kişiliğinizi oluşturacak düşün-celerinizi belirleyin ve yanlışta olsa sizin fikriniz olsun…

Bir birey olarak 18 yıllık serüveninizden geriye kalan edinimlerinizi önünüze ko-yup 4 yıllık serüven için gerekli olanları belirlemelisiniz.

Genç dostum, unutma; herkesin ser-mayesi aynı; hayat, aynı sermayeyle ne kadar değer kattığına bakıyor artık…

Meslek seçimi noktasında ideallerimizi ve

kişiliğimizi analiz ettikten sonra yapmamız

gereken en önemli şey, mesleği yerinde

incelemektir. Artık herkes üniversite mezunu

ve çoğu insan işi orta seviyede biliyor. Peki,

biz; herkes gibi üniversiteyi okumuş ve herkes

kadar biliyorsak bunun bir önemi kalır mı?

“Bir insanın

hayattaki en önemli faaliyeti

ruhuna gereken özeni

göstermesidir…”

Kendi Everest’inize Tırmanın

Kitabı Önsöz – Doğan

Cüceloğlu

Page 3: Pendik Gündemi Gazetesi - Gençlik Eki - Sayı:3

1101 MART 2013

“Kitaplaaarrr!” Çaycı Hüseyin’den

Osmanoğlu: “Vatan haininin torunusun.” dediler

Pendik Belediyesi Kütüphane Gönüllüleri’nin gerçekleştirdiği kitap okuma seferberliği programı ilginç karelere sahne oldu. Bir televizyon dizisinde “Çaycı Hüseyin” karakterini canlandıran Oyuncu Alparslan Öz-mol, elinde bulunan çay tepsisiyle vatandaşlara kitap dağıttı. Özmol’un, “Kitaplaaarrr!” diye bağırmasına vatandaşa tebessüm ettirdi.

Sultan 2. Abdulhamit Han’ın dördüncü kuşaktan torunu Abdulhamit Kayıhan Osmanoğlu, Pendik Genç Aka-demi Derneğinin düzenlediği “Dedem Abdulhamit Han” adlı panele katıldı.

Pendik Kaynarca’da bulunan Erzurumlular Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinde

gerçekleştirilen okuma programında, derneğin yaşlı ve genç üyeleri de yer aldı. Okuma seferberli-ğine destek olmak amacıyla belediyece hazırlanan dünya klasiklerinden seçme eserlerin yer aldığı kitap setleri, gerçekleştirilen örnek programla Oyuncu Alpaslan Özmol tarafından katılımcılara dağıtıldı.

“Gençleri teşvik etmeliyiz.”Oyuncu Alpaslan Özmol: “Kitap emektir, tutkudur, yöndür. Yönümüzü gençlere verip onları kitap okumaya teşvik etmeliyiz.” dedi. Konuşmaların ardından Oyuncu Alpaslan Özmol, eline aldığı çay tepsisinde bulunan kitapları, “Kitaplaaarrr!” diye bağırarak okumaları için Başkan Dr. Kenan Şahin ve vatandaşlara dağıttı.

“Okuma seferberliğine destek veriyoruz.”Programa katılan Belediye Başkanı Dr. Kenan Şahin, “Pendik Okuyor Kampanyası”nın bu yıl 4.sünün yapıldığını belirterek: “Şuanda rakamlar ümit verici olsa da yeterli değil. Bunu daha da ar-tırmamız lazım. Bu yıl 4.sü yapılan “Pendik Okuyor Kampanyası” devam ediyor. Bu işin lokomotifi olan gençlerimize elimizden geldiğince destek vereceğiz. Çok kitap okuyorsanız, konuşurken cümleyi aramıyorsunuz. Kendinizi daha kolay ifade edebiliyorsunuz.” dedi.

15 dakika kitap okudularDernek üyeleri, 15 dakika boyunca ellerinde bulunan kitaplardan piyesler okudu. Program, çay ikramının ardından son buldu. 4 yıldır devam eden “Pendik Okuyor Kampanyası” çerçevesinde der-nekler, lokaller ve okullarda düzenlenen program-larda, vatandaşların kitap okumaları amaçlanıyor.

Yoğun bir katılımın olduğu panelde ko-nuşan Osmanoğlu, 2. Abdulhamit Han’ın

Osmanlı Devleti’nin ömrünü uzatmak için gereken her türlü önlemi aldığını, devrinin siyasi ve stratejik lideri olduğunu, uyguladığı politikaların doğruluğunu muhaliflerinin dahi kabul ettiğini kaydetti. Osmanlı Hanedanı üyelerinin dünyanın birçok yerinde bulunduğunu belirten Osmanoğ-lu: “Hanedan üyeleri yıllarca çok zor şartlarda yaşamlarını sürdürdüler. Bazı hanedan üyeleri

aç-susuz parklarda yaşadı, geçimini sağlayacak bir lokma ekmek dahi bulamadı. Bazıları da psikolojik baskılara maruz kaldı. Hiç unutmuyorum, bana ilkokulda öğretmenim, sen vatan haininin torunu-sun demişti. Ben bu cümleyi hiç unutamıyorum ve her hatırladığımda çok üzülüyorum.”Filistin’e yaptığı ziyarete de değinen Abdulhamit Kayıhan Osmanoğlu, orada insanların kendilerini büyük bir sevgi ve teveccühle karşıladığını, hala eski Osmanlı coğrafyasında insanların Osmanlı

Devleti’ne sevgisinin ve saygısının devam ettiğini, bunun da istikbâl için güzel şeylerin habercisi olduğunu söyledi.Program sonunda bir konuşma yapan Pendik Genç Akademi Derneği Başkanı Hikmet Dumanoğ-lu, Abdulhamit Kayıhan Osmanoğlu’nu Pendik’te ağırlamaktan çok mutlu olduklarını, asırlarca insanlığa hizmet etmiş bir ailenin bir ferdinin Pendik’e gelmelerinden büyük bir onur duydukla-rını kaydetti.

Adım 1: Elimize 5 renk keçemizi alıyoruz. Önce-likle yarıçapı 15 cm olacak şekilde farklı iki renge iki yuvarlak çiziyoruz. Bu yuvarlağı çizerken evdeki tepsiden, tencere kapağından yararla-nabilirsiniz. (İllaki 15 cm olmasına da gerek yok; ama bizim yaptığımız kesenin boyutları üzerin-den anlatıyoruz.) Çizdiğimiz iki büyük yuvarlağı

kesiyoruz.

Adım 2: Geriye kalan 3 renkten kalp, bulut, yıl-dız, çiçek, kedi gibi desenler kesiyoruz. Çizdiğimiz bu desenleri özenle kesip büyük yuvarlaklardan birisinin üzerine dikiyoruz. Kedileri yaparken bir büyük yuvarlak, üzerine biraz daha ufak bir yuvarlak ve kulakları için de minicik iki yuvarlak kesmemiz yeterli olacaktır. Sonra bunları birleştirerek yuvarlaklardan, tom-bul bir kedi oluşturabiliriz. Kuyruğu içinde ince düz ve ince bir parçadan yararlanabilirsiniz. Kestiğimiz kalpleri de sadece kalp olarak koymak yerine onlardan bir yonca elde edebilirsiniz…

Ayrıca çiçekleri üst üste dikerek daha renkli ve boyutlu bir görüntü elde edebilirsiniz.Kendi eklemek istediğiniz başka şekiller varsa onları da ilave ettikten sonra dikişe geçebiliriz.Dikeceğimiz parçaları, elimize tek tek alıp ilk önce arka taraftan düğümü atıp ardından minik parçaları büyük yuvarlağımıza monte etmeye başlayalım. Zikzak dikişlerle, hem güzel bir görünüm elde edip hem de dikişi daha hızlı bitirmek mümkün.Bulutları dikerken tek bir noktadan bulutun çeşitli noktalarına uzanan dikişle, buluttan ışık sızıyormuş gibi bir hava verebiliriz. Üst üste diktiğimiz çiçekler içinde, bir düğmeyle hepsini toplayabiliriz. Çiçekler için en fazla üç kat keçe kullanalım. Dördüncü kattan sonra diktiğimiz keçe kabara-bilir. Keçe fazla kabarık durursa, diğerleri gölge-de kalabilir. Kediler içinde, bıyık vb. eklentilerde yapabilirsiniz. Dikişi tıpkı bulutlardaki gibi uzun uzun yaparsanız, kedimizin bıyıkları da olur.

Büyük parçalardan öne gelecek olanın süsleme-si tamam. Şimdi sıra kesemizi tamamlamakta… Büyük iki yuvarlağımızı üst üste koyup ister zikzak dikişle isterseniz düz dikişle birleştirelim. Dikişe başladığımız noktaya bir karış mesafemiz kaldığında dikişimizi sonlandıralım. Son olarak duvara asacağımız yere bir delik delip etrafına ikinci bir kat keseyi dikmekte…Keseyi duvara asacağımız yerin hızlı yıpranma-ması için, kesenin asılacağı yere ek bir parçayı dikerek sağlamlaştırabilirsiniz.Kesenizi, dış kapıya asarak postaların koyulabi-leceği, gelecek olan misafirlere sevimli bir kar-şılama; mutfakta ekmek kesesi olarak, salonda kumandanızı ya da çiçeklerinizi koyabileceğiniz; kendi odanızda, ufak tefek eşyalarınızı veya dergilerinizi koyabileceğiniz şekilde kullanabi-lirsiniz.

Ellerinize sağlık…

Keçeden Keseye…

Page 4: Pendik Gündemi Gazetesi - Gençlik Eki - Sayı:3

12 01 MART 2013

Kürk Mantolu MadonnaSabahattin AliYKY

Kitap:Yazar:Yayınevi:

“Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridordaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum “Kürk Mantolu Madonna”yı seyre dalıyor, ta ki kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum.”

Sizi hayatta en çok etkileyen nedir? Raif Bey’in etkilendiği şey “Madonna delle Arpie” adındaki tablodur. Halen Floransa’da Dalleria Degli Uffizi müzesinde sergilenmekte olan tablo Raif Bey’in hayatında yeni bir sayfa açar…

Kimi tutkular vardır rehberimiz olur, yaşam boyunca. Kolla-rıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Raif Bey’in Almanya’daki eğitim serüveni artık yerini tutkulu bir aşka bırakmıştır…

Kitapta, Sabahattin Ali’nin vurgulu cümleleri sizleri duygu dünyasında güzel bir seyahate çıkaracak. Acının ve aşkın en güzel ifadelerle dillendirildiği bu kitaptan alıntılarla kitabı, kendi dilinden tanıştırayım:

“İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetlerinden haberdar olmayı tercih ediyor-lar.”

“Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuv-vetli yaşadığını, bir âna bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak… Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insa-nın mevcut olduğunu düşünerek onu bekleyerek yaşamak…”

“Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, bizim hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden meydana çıkıyordu. Biz ancak

o zaman sahiden ruhumuzla yaşamaya başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbir-leriyle kucaklaşmak için her şeyi çiğneyerek birbirlerine koşuyor-du…”

“Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saade-tinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıl-dan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor.”

Tekrarı yok hayatın, yaşamak ve keşfetmek için neyi bekliyoruz? Sabahattin Ali’nin de söyledi-ği gibi bir ruh, eşini bulduğu zaman, zaten hiç sormadan aşkı yaşamaya başlıyor. Peki ya biz ruhumuzu neden ört bas edip aşktan uzaklaşıyoruz? Aşk da bir fırsat değil midir? Gönlün kendini keşfetmesi için…

Umarım, hayatınızda hiçbir fırsatı ıskalamaz; yaşamanız gereken vakitte yaşamanız gereken şeyi yaşarsınız… Hayat bizim hissettiklerimizin toplamı gibi… Kalbimiz, en güzel duygu-lara layıkken edebiyatımızda bile ayrılık aşktan çok yer kaplıyor…

Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sı da okumanız için güzel bir fırsat. Belediyemizin tüm kütüphanelerinden Kürk Mantolu Madonna’ya ulaşabilir-siniz…

Keyifli Okumalar…

Yıllardır merakla beklenen 3 boyutlu yazıcılar piyasaya çıktı. Şimdilik Amerika’daki birkaç şirketin

ürettiği bu yazıcılarla hayal ettiğiniz her şeyi üretebilirsi-niz. Örneğin bir maket araba, bir yüzük ya da sevdiğiniz film kahramanın yüzünü 3D yazıcılar ile üretebilirsiniz. 3D yazıcılar, kartuş yerine plastik bir hammadde kullanıyor. Bilgisayarda çizimini yaptığınız tasarımı yazıcıya gönderdi-ğiniz cihaz, plastik hammaddeyi istenilen ölçü ve formda işleyerek hazır hale getiriyor. Türkiye’de de satışı bulunan 3D yazıcıların fiyatları 1.200 Avro’dan başlıyor.

Baş döndürücü hızla gelişen teknolojiden klavyeler de nasibini alıyor. Bu klavye

“Klavyeme su döküldü.” ve “Klavyemi temizle-meye üşeniyorum.” diyenlere ilaç gibi gelecek. Çünkü istediğiniz kadar su dökün ya da vurun onu asla bozamazsınız. Celluon Magic Cube Lazer Klavye, masanızda sanal bir klavye oluştu-ruyor. İçinde bulunan optik bir sensör sayesinde parmak hareketlerinizi tanıyor. Yazı yazmak için bir tuşa bastığınızda kızıl ötesi kesilir, üç boyutlu özel sensör tarafından algılanır. Bu şekilde hangi tuşa bastığınızı anlayarak bu klavye bilgilerini telefonunuza ya da tablet bilgisayarınıza aktarır. Bluetooth ve USB ile kolay bağlantı yapabilen bu lazer klavyeyi piyasada 350-400 TL civarına bulmak mümkün.

Michigan Üniversitesi’nde görevli bilim adamları ke-

mik iliğini laboratuarda üretmeyi başardılar. Bu gelişme daha kolay ilaç testlerinin, daha detaylı bağışıklık sistemi araştırmalarının ve yapay kan nakillerinin önünü açıyor. Araştır-macılar, yapay maddenin, vücuttaki kemik iliği hücrelerinin büyüdüğü dokulara benzetilerek yapılmış üç boyutlu bir destek yapı üzerinde bü-yütüldüğünü söylüyor. Yapay madde vücut içerisine yerleştirilmek üzere hazırlanmamış, deney tüplerinde çalışacak şekilde tasarlanmış. Yapay iliğin, gerçek kemik iliğinin fonksiyon-larından temel olan ikisini yapabil-diğini belirtiliyor. Bilim insanları kanser tedavisi için geliştirilen ilaçları yapay kemik iliği üzerinde önceden deneyerek etkilerini görebileceklerini ifade ediyorlar.

3D yazıcılarla 3 boyutlu üretim

Su dökülse de bozulmuyor!

Yapay kemik iliği üretildi

Bu gördüğünüz parçaları 3D yazıcı ile üretebilirsiniz.