Oğuz Bulut Yakupoğlu - img.antoloji.com file - kültür ve sanat 14 Şubat 2011 'Meral'ime' 24...

Oğuz Bulut Yakupoğlu

- şiirler -

Yayın Tarihi:

14.2.2011

Yayınlayan:

Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.

http://www.Antoloji.Com

www.Antoloji.Com - kültür ve sanat

14 Şubat 2011

'Meral'ime'24 Mayıs 1963 ten buyanaYaşlanmış bir aşk sunuyorum sanaNeşeli hüzünlü günleri görmüşBunca yılı geçmişe gömmüşSaçları dökülmüşBeli biraz bükülmüşYaşlanmış bir aşk işte...Ama bu geçmişleYıllarca birikerek üs üsteİhtiyar aşkım da büyümüş2011 yılının 14 Şubatındaİlk günlerden daha büyük bir aşkıAyaklarına seriyorum seninBasıp üstüne geleceğe doğruDaha da büyüyecek aşkımaYürümen için...




Aktan Karadan Sesleniş

Yakamozlarında ulanır köklerAnadolu’dan Yunanistan’aSöylencelerle dizilirBirer ikişerSayısız nilüfer...

Söylencelerde barış “zeytin dalı”Türkiye kıyıları Yunanistan dağlarıBaştan sona barış ormanlarıYeşilli karalıBir dalı Türkiye zeytininYunanistan bir dalı!

İnsanlığın özlemiSavaşlardan arda kalanZeytin dallarını kanatlandıran...

(Sular bulansınYakamozlar yok olsunİlahlar uyansınBir dev yaratsınlarBir dev!Dağılsın nilüfer adalarıYansın zeytin ağaçlarıAlev alevDenizler kızılGök ateş rengi boyansınAynı rüzgarlar esmesin dağlarındaAynı balık sularındaYüzmesinKartallar uçsunBarışa kanat ak güvercinlerVurulsun!)

Denizlerimizde sularTarlalarda başaklarAynı rüzgarlarla dalgalanırlar

Ege’dirGiysileri sesleri karıştıranOmuz tutan kuzeydenHoran- hora oynatanArtıkSavaşsız söylenmeli söylenceler, türkülerŞimdiPolitakis’in uçurduğu güvercinlerİpekçi’nin kanatlarıyla süzülmekteler...

(SanatçılarKılıçlı yontularSavaşa soyunmuş resimler yapsın



Ekmek yerineSilah üretsin emekçilerŞiirler yazacak ellerle kesilsinBarışa adak zeytinliklerAnnelerKocaları, oğulları, kızlarıYaksınlar yüreklerindeGözyaşlarının söndüremediğiUtkunun mutlamadığıDerinlikte! ..)

Denizler barışa yelkenGökyüzü sevgi katlı bulutlarYurtlar renk renkSonsuza dekAynı kalmalı yörelerin adıYeryüzünde uçan güvercinlerinBir kanadı Biz olmalı Siz bir kanadıVeSizden Bize, Bizden Size konmalıGagalarında yeşilli karalıZeytin dallarıKiBir dalı Biz zeytinin Siz bir dalıAk güvercinlerin taşıdıkları...

17 Nisan 1986




Analara Sunu

Kırmızı kefenli karalarKurşun kurşun dağlarAnnelerin yürekleriniKocalardan, oğullardan, kızlardanKara haberler salar...

Ağlar anneler, ağlar...

Yüzyıllar boyuTürlü aldatmalarda yiterKızlar, oğlanlar, kocalar

Umarsız anneler ağlar...

Yitirir, yüreklerine gömerlerYitecekler için eylemsiz annelerTanrı’ya ısmarlayıp dilekleriniYenidenYeni canlarYeni oğullar, yeni kızlar yetiştirirlerYeni ölümlerdeÇığlıklarından önce!

Yazgı mı bu dönence?Doğumla mı mutlu olmalı anneler sadece?

Sonsuzda döndükçe yeryüzüGecesi gündüzüKurşun kurşun yağacakAnalığın yükünü çekenGücüne erişemeyenTüm annelerin yüreklerineSürekli döngülerle...

Ağlayacak, anneler... Ağlayacak!

İçeriğinde ölürlerParça parça çarpan yüreklerinKara, beyaz, sarı tenlerinKader sayılır çektikleriAnnelerin..!

3.04.1986




Anılar

Yaşanmasaydı anılar seni hatırlamazdımNe ettiyse bana anılar ettiUnuturum diye umarken seniÖldürmedi anılar gömmüşken hayaliniNe ettiyse bana anılar etti...

Gülüşün çınlıyor kulaklarımdaYağmurla yağıyorsun çiçeklerle açıyorsunHer şeyde yaşıyorsun gecemde yatıyorsunAdın anı anı dudaklarımdaNe ettiyse bana anılar etti...

Kara sevda diyorlar bendeki aşkaAkla gelmese anılar tekrar yaşanmasalarAşk mı kalırdı bende sen mi kalırdınNe ettiyse bana anılar etti...





Anladım

ANLADIM

Suya hasret topraklaraşksız kalmış dudaklarçatlarmış...

Mehtapsız gecelersevgisiz yüreklerkaraymış...

Küllenmiş yaralar kanarmışseven yürekleryanarmış...

İlk aşk kalbe gömülürmüşson uğrunaölünürmüş...

Aşkta vuslat bilgiymişanahtarısevgiymiş...

Sonbaharda ağaçlar yapraklarınıson yaşta canlar canlarınıdökermiş...

Ömür yeryüzünde bir oyunmuşzamanzamanın kurduymuş! ..

6.6.1999 Oğuz Bulut Yakupoğlu




Aşık Olunmadan Dönülmez İstanbul'dan

Hele bir gör Tanrı’ya uzanan elleriGöğe yükselen sedalarıyla minareleriAşktır bu kaynağı imandanAşık olunmadanDönülmez İstanbul’dan...

Yedi tepede incilerYedi tepeden dökülürlerGök yere inmiş sanırsın ışıklardanAşktır buAşık olunmadanDönülmez İstanbul’dan...

Huzur içinde dalarsınHuşu içinde hışırdarken servileriYüreklere ilham dolar mezarlıklardanAşktır buAşık olunmadanDönülmez İstanbul’dan...

Tarihe tos vurmuş bir Altın BoynuzYaşamı doyumsuzBu görkeme Piyer Loti kahvesinden bakarsanAşktır buAşık olunmadanDönülmez İstanbul’dan...

Beyoğlu tarihi bir sihirÇiçek Pasajı yankısı gibidirBin bir duygu dökülür dudaklardanAşktır buAşık olunmadanDönülmez İstanbul’dan

Bir kolye gibi dizilmişNice gönüller burada birleşmişMutluluk taşar adalarındanAşktır buAşık olunmadanDönülmez İstanbul’dan

İki kıtanın kilidiMasmavi ulu bir nehir gibiŞarkılar yükselirken boğazdanAşktır buAşık olunmadanDönülmez İstanbul’dan

Görülmedi dünyada bir eşiSöylendi hakkında nice söyleşiBöyle yaratmış yaradanAşktır bu



Aşık olunmadanDönülmez İstanbul’dan

Saçlarında boğaz rüzgarıBoy servilerdenNuru İstanbul’danİstanbul kızlarınınYorulursun peşlerinde koşmaktanAşktır buAşık olunmadanDönülmez İstanbul’dan

Aşık olmuş aşk toplamış İstanbul’daTüm aşıklar İstanbul’da toplanmış daEn yüce aşk görülmüş ki Oğuz’danAşktır buAşık olmadanDönmedi İstanbul’dan

(13.10.2009)




Aşıklar Gününde Meral'e

Bütün aşıklar savulun!benim aşkım esiyor şimdi yeryüzündeMeral’im içinkelebek kelebekçiçek çiçekrenk renkdağ başlarını döndürüpkoyakları inleterek!

Bütün aşıklar yol verin!benim aşkım esiyor şimdi evrendemeral patlamasıylasonsuzlukta ışıklarıuçan atlarıyıldızlarıyla!

Bütün aşıklar toplanınbenim aşkım esiyor şimdiaşıklar alemindekarım içinçiçek taçlarındaarı kanatlarındaörümcek ağlarında dokunanbenim aşkım esiyor şimdiher aşığı kıskandıran!

Bütün aşıklar diz çökünaşkımabaş eğin! ...

14.2.1991“evlilik 24 yıl”




Aşk Ocağı

Ey doyumsuz Ulvi Aşk kapına gelen benimMahviyatla sürünüp katına gelen benimTutuşmuş yüreğini önüne seren benimCanı aşkın uğruna geriye veren benim.

Sürekli aşk üretir değirmen taşı bellekCan değil tin tüketir sabır taşıdır yürekÖzüne kavuşmayı umutla bekleyerekCanı aşkın yolunda bütüne katan benim.

Adını tesbih eden binbir kez yineleyenDili gönlünü kesip Senin için inleyenEy doyumsuz Ulvi Aşk kapına gelen benimCanı aşk ocağına yanmaya atan benim.

24.1.1991




Aşkın Sonu

Çiçek, arıya aşıkmışArı çiçeğin polenini çalmış

Ateş, suya aşıkmışSu ateşi söndürülmüş

Ağaç, baltaya aşıkmışBalta onu kesmiş

Ot, ceylana aşıkmışCeylan onu yemiş

Balık, havaya aşıkmışHava onu boğmuş

İnsan, insana aşıkmışAşkını çalmışAşkını söndürmüşAşkını kesmişAşkını yemişAşkını boğmuş

İnsan, insana aşıkmışDoğa kahkahalarla gülmüş

Gene de insanDoğasıylaAşkı yüceltmiş...

23.06.2005




Bahar ve Bahar

Vefalı, sevdalı, başarılıİlkbahar gibi değilSonbahar!

İlkbaharTüm düşler gelinlikler içindeVuslata açHepsi gerdek peşinde...

Bir gönül yelidir esenYüreğinin heyecanıAğaç dallarında çelenkYüce dağ başları başımdaGönül bulutların üstündeAşkYakarışın huşu dolu tinindeUmutlarPembe servilerin serinliklerindeBaşarıİlkbahara ince çizgili bir gülümsemeVeMeyhanede sızmış mutluluk...

İlkbaharİhanet!İlk rüzgarda dökülen çiçeklerDağ başlarında sadece sisGözü yaşlı bulutlarSelvi diplerinde gömülü umutlarBaşarı; korku ve umutsuz bir maskVe gözler körMeyhane elde birMeyde kırmızı bir karamsarlık...

Vefalı, sevdalı, başarılıİlkbahar gibi değilSonbaharCoşkuyla, gururla, aşkla yaşamalı...

1.07.2005




Balerin

Gökkuşağından bir tül bürünmüş ölümsüz bir musikiKayıyor buzun üstünde sanki...

Tüm yazılmış ve yazılacak sesleri besteleyerekYürekleri durdurup nefesleri keserekGüzellikler orkestrasını yönetiyor...

Yazılıyor bir bir bir şiirin en güzel dizeleriRuhlara dantel gibi işleyerek güzellikleriBinlerce şaire binlerce şiir söyletiyor...

Günahsız bir ortamda kutsanmış bir bedenTanrı’ya ulanıyor bir an bile izleyenGüzelliğin aşkı Tanrı’ya tapınıyor!

Öylesine görkemli kiSöylenmiş söylenecek şiirler ve ilahi bir musikiTin olmuş kayıyor buzun üstünde sanki...




Bel Üstne Saçları

Bir tel saçı bin denk ipeklere denkBir telin pırıltısı güneşlere denkDağıtsam, tarasam, sarsam, dağıtsamBel üstüne saçları döşeklere denk.

Kadife gibi öpüş saçlarına el sürüşGölde raks eden mehtap, gurupta renk renk cümbüşVuslattan bir sesleniş bu afette bin ahenkBel üstüne saçları döşeklere denk..




Ben Demet

Hey dost!bu sarı yaprağın geri gelişi“bilinmeze giden geminin” kalkışı mıçağrımın yanıtsız kalışı

Hey dost!bir yanıt verTanrı aşkına bir yanıt verobu denli yakın mı?

Dostum benim...ne sunayım ki sanabir gün nasıl olsa solacaksabırakalım dallarında kalsın baharlarbakson dökülen canlardanben iki elim yanımdabir yaşlı yürek bırakacağım kendimdentoprağınadostça...




Ben ve Hayalim

Beni gözlüyordumEsiyorYüzüyordum.Mesine olmuşYansımı mıKendimi miNeYakalıyordum.Beni izliyordumIşıl ışıldımKaranlıktımRenk renktimSaydamdımGerçektim deniz gibiGörünmüyordum buhar gibiGerçektim gurup gibiYoktum batış gibiGerçektim duyu gibiYoktum koma gibiGördüklerimce, duyduklarımca gerçekYol gibiTeras gibiYaşamım gibiBen ve düşüncelerim gibi..

Gerçek? ..

16 Ağs. 1996




Ben ve Sen (Meral'e)

Bir yağmur düşlüyorumsenin üstüne yağanbeni ıslatanbir yağmur kiyağdıkça içimdekileri arıtansen gibidamlaları aşkımı anlatacak birer tilcikbiricik sen içintümü sana vermek istediğim yaşam...

Şu deniz var ya şu denizyağmurun üstüne üstüne vurduğufırtınanın savurduğukabaran kopüren ve çaresiz

sensizo benim iştebir de an an seni düşlemesemsalıverirdim damlalarımıkurtarsın bakalım sensiz dünyamkendinielimden!

Dinlebir yağmur düşlüyorumıslanmak istiyorumo damlalarda sırılsıklamzamansız ve ölümsüz seninle...

Tarih: Yaşam sürem...




Beş Kala

Batmakta sanılırken ufkumuzda günDostlarla buluştuk gene sonbaharda dünSözlerimizde yar, ellerimizde kadehlerleGezdik eski aşk bahçelerinde sevgililerleBir güzelle eskitmişken yılları lezzetle mezelerdeŞimdi her güzel taptaze bir başka tat şişelerdeGenç ve dinç yüreklerimiz kıpkızıl korduCoşkular sarmıştı yitiğimiz yoktu gönüllerdeAşıklar için cennet olan bu evrendeSevgilerle sarhoş aşk dolu gönüllerleBurada cananlar ecelde hurilerle gezeceğiz bizAşk bahçelerimizde sevgililerle!

27.6. 2006




Bizim Şarkımız

Ayak sesin, nefesin, varlığın yeter banaGenç değilsek ne çıkar ilk günlerden buyanaYakarırım Tanrı'ma ikimizi ayırma Ayak sesin, nefesin, varlığın yeter bana

Deilmi ki gözlerin ilk gördüğümce derinAynı sevgiyle tutar ellerini ellerimBak sonunda biz varız şu geçen senelerinAyak sesin, nefesin, varlığın yeter bana

Altın yıllar yolunda yürüyorken yan yanaİlk günlerdeki gibi hayranım hala sanaAyak sesin, nefesin, varlığın yeter banaİlk günlerden daha çok aşıkım bi ki sana! ..




Boyutsuz

Bir çocuklarYeryüzüne geldiklerindeDoğayı hiçe sayarakGüldülerKahkahalardan kırılarak..

Daha bir renklendi YeryüzüGüler yüzlüKahkahalarla katılanDoğumlardan.

Tanrı da alınmadı kırılmadıAğrımadılar diyeAnalardanVe deOzamandan sonrasınaSavaşmadı insan! ..

3 Nisan 2? ? ?




Cehennem Ve Cennet

Aşkın yolunu izledim Cehennemin kapısına ulaştımVeİçeride İlahi aşkı gördüm; kavuşamadan...

Aşkın yolunu izledim; Cennetin kapısına ulaştımVeİçeride ilahi aşkı buldum; kaynaşarak! ..

2002




Çırılçıplak

Kime aşıksam söyledim.Arı vızıltılarında seslerimKelebeklerin kulağında.Saçlarında çözdüğüm aşk falıBir ağlamaklıBir havalara uçmalı.Uçarıya çıkmış adımÇırılçıplak sevgilerimKime aşıksamKurda, kuşa, rüzgarlara açıkladımSaklamadımÇırılçıplak sevgilerim...

Çırılçıplak duygularımHilal ay ucunda asılıDuysun diye dünyaIşığından yansılıAlındım açık seçikAldandım kırıldımYüreğimi elime alıpAşkımı haykırdımHiçbir şey saklamadımÇırılçıplak duygularım...

Ne yapsam yaranamadımÇırılçıplakken her şeyimBu adam bir şey saklıyor dedilerNe gördüler, ne dinledilerBaşlarını salladılarBu adam bir şey saklıyor dediler.Madem öyle işte böyleÇırılçıplakken önlerindeGözlerini bağladımKendimi sakladım

Öylesine mutluyum ki...

7.09.2006




Çiçekler Arasında Sırtüstü

Bulutları doldurdum cebimeyüreklerimiz binsin diyeikimizeaşk gemisi yaptım onlardancebimdeki bulutlardan...

Kelebekleri uladım birbirinegönlüme doldurdumgemimize yelken kurdum renga renkipeklerdengönlümdeki kelebeklerden...

Rüzgarı topladım sap sapciğerime doldurdumkelebeklerimi uçurdumgemimizi yürüttüm...

Seni yüreğime kazıdımcoşkuyu, güzelliği, sevgiyi yakaladımgemimizi aya bağladımsensizlik vardı maviliklerdeağladım...




Çocukça Bir Dilek

Büyümese çocuklarİnsanlarSavaşmazlarÖldürmezlerdi birbirlerini.Büyümese çocuklarYeryüzündeBirTek bir gözyaşı kalırdıDoğumu muştulayanÇocukca yükselirdi kahkahalarÇocuklarTürkçe, Çince, Latince, Aztekçe, arapçaKonuşup oynaşırlardıVuramazdı beyazlar KızılderilileriHiroşima'lı, viyat'namlı, Irak'lı çocuklarVaşington’daMacarlarMoskova’daOynaşırdılar.Ölümle sardıklarıBoşnak çocuklarıTek tek avlayamazdıSırplarVeKırk kurşunla kurşunlayamazlardıKırk günlük Türk çocuklarıKıbrıslı Rumlar..

Umut umutİnsanlık yağardı YeryüzüneBüyümese çocuklar!

18.12.1983/1997 / 2007




Değil

İnsanlar doğuyorinsanlar ölüyoryanı başımdan uzaklarabilmezdenhiçtençığlıklı soluklardan anlıyorum...

Kendilerince yaratılaninanılmaz olayların kanatlarındaalabora insanlartüyler saçılıyortelekler düşüyor durmadandiplerinde kanbakakalıyorum...

Gidiyor gelmiyorgidiyor dönmüyorbir şeyler bırakıyor zaman insanlaradoğumlardan ölümlerdentüylerden teleklerdençıldırmış solukları dinliyorum!

Ve sonraböylesine sevmekgünahımdır biliyorum...

Vazgeçemiyorum Vazgeçemiyorum

Vazgeçmiyorum! ..




Derthoş

Dert kadehe düşünceNey gibi ince inceÇağlar söyleşir önceDert kadehe düşünce

Duman duman anılarŞarkılar ıslaktırlarTek tek doğan dostluklarGizleri anlatırlar

Dert kadehe düşünceHaklıdır hep kendinceDertli kadehte dostumÜst üstedir bilmece

Söz yalan söz gerçektirYaşamlar bitecektirTek dost yalnız kadehtirTek dost yalnız kadehtir

Dert kadehe düşünceNeşe dertleşecektirDertli kadehte dostumHem dost hem dert kadehtir




Dilek

Bir ölümsüz aşk bir bitmeyecek vuslat dileğimizGüzelliğe sevgiye sevgiliye adanmışız bizTanrı’ya yakarıdadır gönlümüz dilimiz ellerimizBir bitmeyecek vuslat, bir ölümsüz aşk dileğimiz

Biz, dileklerimiz verdiklerimiz eşi olmayan sevgilerimizleCennetten bir köşe sunarız sevgililerimizeMelekler sunsun, huriler doldursun gündüz ve gecemizeBir ölümsüz aşk bir de bitmeyecek vuslat ömrümüze...




Düşlemek

Gel düşlerimizi yeşile boyayalımkırlardan ufku kaldıralımçiçeklerden solmayıacılardan bal yapalım...

Gel düşlerimizi maviye boyayalımzeytin kanatlar takalım Dünyamızadevletsiz toplumlar yaratalım...

Gel düşlerimizi pembeye boyayalımsevgiden bedenleraşktan yüreklermutluluktan insanlar üretelim...

Gel düşlerimizi renksize boyayalımaşkla dolalımölümü yaşama katıpTanrı’ya ulanıpVuslat olalım...




Eğer

EĞER

Topraktan bulutlara düşüyorsa damlalarKanatsız süzülüyorsa güvercinler, martılarBatan güneş gündüze dönüşüyorsaBir ırmak akıyorsa iki kıtadanAçılmış güller goncalaşıyorsaAy yakamozlarla denizdeVe yıldızlar sulara inmişseVe deYaşlılıktan gençliğe yürüyorsa insanBiliyorum kiSenYücelerden bir tepedenİstanbul’daBoğaza bakıyorsun! ..

18.11.2007 Oğuz Bulut (Yakupoğlu)




Estepeta

Bir oyundurEstepeta.Zor durumda yakalardın, estepetalardınKıpırdayamazdı artık arkadaşınZamanı durdururduk adeta...Estepeta denmişken kıpırdayanOyunu kaybederdiCezası vardı oyunu bozanınHer şeyi dondurmak gücü vardı bu oyundaEstepeta! Estepeta! Estepeta!Kal böylece artıkKıpırdama!***Bir flamingonun kanatları gibiydi yaşamTüm çiçekler tarla, tarla açardıBenim için tarardı oGüzel saçlarınıRüzgarlar bana göre eserdiYürüdüğüm yollar altındandıPırıldardıAvucumun içindeydi yıldızlarGözlerim hep gökyüzünden bakardıKüçücüktü DünyaBenimdiBitmeyecek yıllardı adetaOn sekizinci yaşımınBir üç nisanındaYaşamı getirip oyunaEstepeta demiştim yıllaraEstepeta!***Bir sabah uyandımRüya sandım inanamadımBiri duruyordu karşımdaAynada.Hafif kırlaşmış şakaklarYüzünde incecik kırışıklarSeyrelmeye başlamış saçlar...AnladımOyunu öğrenememişti yıllarYa daMızıdılarUymadılar oyunun koşullarınaUymadılar...Sıkılsam daÇok kızmadım yıllaraPek de umursamadımBağışladım yıllarıİlk kezdi yanlışları.YılmadımKırklı yıllarımın yine bir üç nisanındaHadi dedim



Oyuna yeniden başlayalımAnladınız yaEstepeta kırkıncı yaşımEstepeta!***Sağlık benimdiGüç benimdiAşk, para, başarı benimdiMutluluk benimdiKırkımda kalıyordum artıkHiç düşünmüyordum zamanıDondurmuştumO anı! ..***O gün“Üzülme gençler bile unutuyor” dedi hanımİnanamadımBilmiyor muydu ki oEstepetalıydı yıllarımAman Tanrı’mEstepetalıydı yıllarımAma neden dökülmüş saçlarım?Estepetalıydı yıllarımNeden ağarmış kaşlarımNeden dinmiyor ağrılarım? ..BenOZamanıOHep mızıyanıOyun bozanıKalleşiSözünde durmayanıUnutmuş muydumUmursamamış mıydım?Ah! ..AnladımYine mızımıştı yıllarBir tek şey donmuş duruyor yerinde kıpırdamadanEstepeta ileAnılar...***Ama nedenNeden böyle davrandı yıllarOyunun koşuluna uymadılarSessiz kaldılar hepBeni oyunun sürdüğüne inandırdılarKolum kanadım kırıldı...Anlıyorum...Oyunun sonunu artık, onlar oynayacaklar ***Acı da olsa



Şimdi anlıyorum yıllar siziMızıkçılık nedeninizi“Ebelik artık bizim sıramız” diyorsunuz yaşamdaÖyle mi?Pek ala, pek alaHadi artık sıra sizdeÖdünsüz bir oyun oynayacaksınız hem deTutumunuz katıAnlıyorum tüm sabrınızı tükettinizBelki gülerken, belki ağlarkenBulduğunuz zaman bende bir hataSiz de diyeceksiniz bana eğlenerek“Yakaladık seniEstepeta! ”

5 mayıs 2002




Eşime Yazdıklarım 1

-1-Sen, yüzyıllarca yıl söylenmesini isteyerekYazmak istediğim koşuksunSen, yüzyıllarca yıl çığrılmasını dileyerekSöylemek istediğim türkümsünBenim üzerimden...

-2-...........................................................

-3- *Sıcak bir tek ışın idiyseBıraktığın sevgimBana döndüğündeBulutsuz bir yaz gecesininGökyüzünü göreceksin

-4-Senin yokluğundurAşkımın tanıtı...

-5-Yakarı aşka dönükseSenBana Tanrı’nın emrisin...

-6-Sanaİlk gördüğümde asma çiçeğiBeraberliğimizde bir salkımYaşamımdaÇeşitleriyle bir bağdır sunduğumAşk fidanlı...

-7- *Ulu bir ağaç idiyse bıraktığında aşkımDöndüğünde ulu bir orman bulacaksın...

-8- *ÖzlemDayanamamazlıksaSonrasını yitirmişim...

-10-Renkler aşkın görüntüsü iseBen sanaRengim...




Eşime yazdıklarım 2

-11-Bir çiçek aşk için bir anlatımsaSana sunduğumDoğanın buketidir...

-12-Bir yaşam sonu erişiliyorsaEn değerli erinceSeninleHer an yaşamın sonundayım...

-13-En yüce aşkBir yapıtla ölçülseydiSana sunduğumYapıtlar tarihi olabilirdi...

-14-AşkSana olan beniAnlatan şeydir...

-15-SenGüneşi söndürenBir demet çiçek önüne yerleştirilenMum ışığısın...

-16-Zaman aşkta tükeniyorsaBen, zamansızım...

-17-Hızlı bir kalkış ise başımı döndürenSenYetmişlik rakımsın...

-18-Sana verebileceğim en değerli şeyCanım değilSana aşkımdır...

-19-Sen,Gönülleri aydınlatanKutsal ışıktan oluşan Aşksın! ..





-20-Sen,Seni düşündükçe başımı döndürenSeni görünce sarhoşlatan şarabımsın...

-21-Seni getiren günüSenin var olduğun yeryüzünüAma en çokSeni seviyorum...

-22-Yaşam seni sevmekseBiliyorsunÖlümsüzlüğüAhrete taşıyacağım...

-23-Sana aşkımAnlatımını bilemediğimdir...

-24-Bir çiçek vereceksem sanaSana seni sunmam gerekirdi...

-25-Sen,Sanatçıların düşleyemediği yapıtsın...

-26-Sen,Tanrı’nın yapıtısın...

-27-AnAşkta değer iseEvrenin batışıdırSunduğum...

-28-Aşk şiirle anlatılıyorsaSana dizelerim içinSonsuz zaman gereklidir...

-29-Sen, bende banaDoğanın güneş ışığı, suyusun...





-30-Sen, bende banaBitkinin kökü, yaprağısın...

-31-Sen, bende banaYeryüzünün havayuvarısın...

-32-Sen bende banaCanlının duyularıEvrenin güç kaynağıSevinin göz yaşısın...

-33-Görebilmemin güzelliğiSenin varlığındandır...

-34-Yaşam seni yaratmak için yaratılmıştırYaşamım sensin...

-35-AşkYeryüzüneSenin için bana indirilen şeydir...

-36-Bir tohumDoğaya açılan şaşmaz bir olgu iseSana dönük aşk tohumu benim...

-37-Gizin umarsız kaldığı durumdurSana duyduğum aşk...-38-Her an bir fazlasıyla aşığım sana...

-39-Sen,Aşık olunmaması olanaksız olan kadınsın...

-40-YaşamYağmuru gerektiriyorsa yeryüzüneSen,Yağmurumsun...





-41-Bir damla su içinde sunulsaydı aşkDenizleri damlalıkla boşaltmam gerekirdiSenin için...

-42-YaradılışımYaşamımSeni sevmeyi öğrenmem içindir...

-43-Papatya tarlasındaki ay ışığıdırSana sunduğum...

-44-İnsan yaşamını sevgi kurtardıysaVar oluştan buyanaSana benden sonraİnsanlık yok olmağa mahkumdur...

-45-Çocuk aşkın bir tansığı iseSenleşmemTansığı yaratan tansıklığındaki bendendir...

-46-Karınca Mecnundaki aşkın bir anlatımı iseOnun üstünden geçip gidenBir fildir sözünü ettiğim...

-47-Aşk gülmekseSanaEmeklediğim günlerin gülüşünü sunuyorum...

-48-Geçmiş, gelecekEn güçlü buyurganlarınKendilerini tanıtlayışıdır sana aşkım...

-49-Sana aşkımÇoraklığın yaşama izin vermeyen özüdür...

-50-Bir tek batışı aşk ise dantele tığınYeryuvarını giydiren örgününYüreğimdeki örtüsüdür seni sardığım...




Eşime yazdıklarım 6

-51-Beni bana bıraksanSana evreni vereceğim...

-52-Kesinkes bir sıcaklığı içerseydi aşkSana seslendiğim yer Tamu olurdu...

-53-Aşkın ölçüsü para olsaydıSana benden sonraİnsanlık parayı bilemezdi...

-54-Bana aşkınDenizlerin dibinde dursaydıOnun içinÖlmeğe dalardım...

-55-Seni yazmak istediğim şiirYeryüzü dillerininAşk sözcükleriyle yaratılan söylencelerininBirliğindeki özdür...

-56-İnsanoğlu seni anlatabilmek için konuştu...

-57-DillerDorukta seni anlatabilmek için gelişiyor...

-58-Acı çekmek seni sevmek demek olsaydıSenin ölüm anındır sözünü ettiğim...

-59-Ayrımsanfamak aşkın anlatımıysaBenHer an aldığın nefesim...

-60-SenGözlerimdeki sinlerde gömülüsün...

-61-Sen bende banaOtomobilinMotoru, farı, tekeri, rotusun...





-62- *Solucanın güneş altında kalmışlığıdırSensizliğim...

-63-Sana aşkımTopraktır...

-64-Sana aşkımSüresizTeknoloji ve bilim düzeyinde olacaktır...

-65-Akrebe uzananAteşi tutanBir çocuğun alidir sana aşkım...

-66-Sen, bende banaKıyamet günüsün...

-67-İki gezegenin çarpışması aşksaEvrenin içine çökmesidir sözünü ettiğim...

-68-Evrensel bir matematik gizindeki çözümdürSana bende sakladığım aşk...

-69-BedenleşmemAşkın içindi...

-70-SenDoğanın yeryüzüne yerleştirdiği ay ışığısın...

-71-Sen en güzel resim ve yontularınSergilendiği galeriSaklandığı müzesin...

-72-Evrende tek bir şey isenSenDevinimsin...





-73-SenProgram olduğundaTümü ile benimsenensin...

-74-SenAşkımda örnek verilensin...

-75-Sana aşkımKıyamete değin örneği bulunamayacak olandır...

-76-Kerem, mecnun, RomeoAslı, Leyla, JulyetA B C sini kazıyorlardıSana bendeki aşkın...

-77-SenİnsanınAşkta oluşusun...

-78-SenBende banaİnsanlıksın...

-79-SenGüzelin, iyinin, aşkın tarlasısın...

-80-SenDoğuda ve batıdaŞiir yazdıran beste yaptıran şeysin...

-81-Yaradılıştan buyanaHer şey bir metreküplük bir bilgisayara sığacaksaBeni sana anlatan bilgisayarınEvren boyutlarında olması gerekirdi...

-83-Bir tek tomurcuğun açması aşk diye anlatılıyorsaYaradılıştan kıyamete açanlardır söylediğim...





-84-Sana aşkımDoğanın kendini dinlediği andır...

-85-Bulutların doğaya kattığı şeydirSenden aldığım...

-86-Aşkım masallaşıyorsaMasalcı ilhamımsın...

-87-Karşı konulmaz bir odaktaBaşka aşıkları kıskandırırsanBil kiRuhumu kullanmak zorunda kalacaksın...

-88-Bir tek kar taneciğiAşk için yeterli bir anlatım olsaydıYeryüzünü Everest gömülene değinKarla kapatmam gerekirdiSana bendeki için...

-89-Bir tek günahsa aşkın karşılığıSenin içinOmuzlarımda taşıyacağımTamu’dur...

-90-Sana aşkımTanrı’nın cennet örneğidir...




Evrenin Ötesi

Aşka gebe yüreğim aşk doğuruyorSevi dolu gönlüm aşk yoğuruyor

Tenimle tinim sonsuzda birleşiyor...

Özlemimin sesi SensinSeli Sensin, aşkı Sen!Ne nimettir kul Oğuz'aAşkta vuslat lütfetsen.

Varlığımda yakarıyla aradığıom bu sestirBilgelerden, erenlerden, Peygamberden nefestir

Bu evrende aşk dediğinSonsuz aşkın gölgesidirGerçek vuslat gerçek aşkEvrenin ötesidir! ..




Evrensel

Gönüllerdedir bu ulvi sevi, bu hazasla dinmezYaradılışın büyüsüdür bu aşklarasla bitmez

Sonsuzluğu bezeyen güzelliğingörkemidir buEvrenlerin sakisinden içiyoruz bizbu şurubu

Bir doyumsuz tat ki dudağınkadehteki iziDokunurken sarhoş ediyorbedenlerimizi

Bir huri gibi sokulurkencananlarÖlümsüz aşklarıcanlarda yaşayanlar

Bu şurupla gönüllerihep sarhoşBu büyüyle aşklarıdizginsiz ve başıboş

En ulvi sevgilerigönle yükleyeceklerAşka aşık gönüllerarşa yükselecekler...




Evrensel Aşk

O’dur yaratırken aşkı üretenGönüllere ulvi seviler eken.

Sonsuzluğu bezeyen güzelliğin görkemidir buEvrenleri sunucusundan içiyoruz biz bu şurubu...

Bir doyumsuz tat ki dudağın gönüldeki iziDokunurken sarhoş ediyor bedenlerimizi...

İlahi bir nur ile ruhumu yıkarken SenBu aşkı yalnız Sen’de yaşarım ben

Gönüller kalplerdeki meyle sarhoşturSadece aşk vardır sonsuzda, gerisi boştur! ..




Ey İnsan

Ey insanKorkuyorumYanımdan ayrılma!

Annesiz nasıl çaresizVe korkarsa yavruBen de öyle korkuyorumYanımdan ayrılmaBeni avutElimi bırakma, elimi tut.

Rüzgarsız bir kırBulutu olmayan bir güneşÇağlamayan bir dereİşte bundan korkuyorumBeni avutElimi bırakma, elimi tut.

Önünden bulut geçmeyen bir ayHer gece yıldızları solduran bir mehtapHiç harap olmamış yep yeni yapılarİşte bundan korkuyorumYanımdan ayrılmaBeni avutElimi bırakma, elimi tut.

Hep bal yapan arılarAkrepsiz çalılıklarYaban gülsüz dağlarEkşisiz limonİşte bundan korkuyorumYanımda kalBani avutElimi bırakma, elimi tut.

Ağlamayan çocuklarSevişmeyen insanlarVeKartopu gibi büyüyenTeknoloji, teknoloji, teknolojiMedeniyet, medeniyet, medeniyetKızılderili Reisin unutulan sözü“Emanet alınan” ama yok edilen “Doğa! ”AşksızTanrı’nın boş verdiği bir Dünyaİşte, İşte bundan korkuyorumBenden bir an bile ayrılmaBana sarılBeni avutYüreğimi serinletElimi tut! ..



04.08.2003/17.00




Eylül(ler)

Yılların yapraklarındaki eylülkoyu turuncu bir bakır tepsideruhumda sarıgöz eriminde gökkuşağıdoğada kızıl kahvebirergörkemliyangın görünümünde...

Darmadağın yaşamın yapraklarıüst üste yığılmış bulutlarda gazellerbakır tepsi örtündükçecan alıyor renkler...

Baharlardan tek tek düşen takvim yapraklarıeylülde sararıp kızarıyor birer birerdiplerini bezeyen gazelleresuskun gölgeler sunuyor selviler...

Anılardan buyanamuhteşem bir tabloyaşanmış günlergök yüzünde yeşermiş dallardasarı, turuncu, kızıl kahve renkler...

Eylülşu andagölgelenen sularda yüzenbir ayna gibidirbulutlardaki bakirenin eteklerindeorman perilerinin pelerinlerindebir de yaşamımdasonsuzluğun sihrisessizliğin sesidir...

Eylüldünya döndüğünden buyanabulutlarda yüzen kıpkızıl bir tepside

eylülyaşanan mevsimlerin doğasındafilizlenen gazellerin tonunda

eylülgöbek bağımdaeylülyaşamımdaeylültüm renkleri ileyitirdiğim yıllarda...



16-22/ 10/2007Sa: 18.55-18.Marmaris




Fakir

Aşk fakiriyimbir kucak bir dudakaşk dileniyorumkoy kalbinesun gönlünle ver elinleşu fakireyalvarıyorum...gönül yaymışımyürek açmışım sevgilereanlık olsunömrümce sürsünadım düşsün dillere! ..

Aşk sarhoşuyumher gün her gecesun şu garibeçıplak bir şişegünlerce, aylarca, senelerceher an yaşanacakaşk diliyorum...

aşk fakiriyimaşk sarhoşuyumaşk topluyorumözlem dolsun, yangın olsunnasıl olursa olsunbir aşk atmadangeçme gönlümdenher aşka bir ömürödüyorum ben!




Fal

KalbimPapatya falı elindeHer seferindeVuruşuSeni seviyor çıkıyor...

Bil istedim...

Kuru bir sap değil elindekiBensizlik artık bendekiSensin bu gönüldekiBoşuna fal baktığın...

Bil istedim...




Gelde İçme

Bülbül ayrılık şakıyorak saçlar bağ bozumunda Gel de içme

Aşıklar kavuşmasızsevgililer mutsuz umutsuz

Gel de içme

Geceler mehtapsızgüneş doğmuyoryeryüzü bir hoş

Gel de içme

Gel de içmebağrı yanık garibinher sözü sarhoş

Gel de içme...

***

Gel de kendinden geçmeböyle aşk kokarken yeryüzü

Gel de içme

Vuslata doymuş gecedeaşk karşılarken gündüzü

Gel de içme

Aşkla sarhoş aşıklaraşklarına kavuşmuşlar

Gel de içme

Gel de kendinden geçmeGönlüm aşkla dolup taşarken

Gel de içme!




Gözlerin

Sengülerkenhüzünlenirdinve ben o anher şeyi anlatan vebatmakta olan o harelenmeyilacivert bir denizi andıran gözlerinde izlerdim.

Sonra gözlerin yeniden doğradıveyanaklarındaki iki gamzedeiki çiçek açardıvegözlerinvegözlerinaşkı yaşayarak bakardı...

Gözlerinin ufkundakızararak erirken benyineo harelenmelacivert bir denizi andıran gözlerinde hüzünle batardı...

Senin gözlerin aşktıdildiduyguydusenin ruhun gözlerinde yaşardısöyleyeceklerinin tümügözlerinde vardı...

Ve benve benkorkardımseni kırmaktan çekinirdimsadece gözlerine bakardımben korkardımseni incitmekten korkardımgözlerin hep bana baksın isterdimsenin gözlerin bakardıbazen hüzün vardı gözlerindebazen evrenin ışığı taşardı...

Anımsıyorumyüreksiz ama sonsuz aşk doluykenson gördüğümde gözleriniikişer damla yaş vardı...

BenHep seni incitmekten çekindimgözlerini hiç görememekten korkuponlara razı oldum



konuşan gözlerini dinleyemedimaşk yazan gözlerini okuyamadımgözlerin gözlerimdegözlerini akıtan gözlerimdegözsüz kaldım...

17 Haziran 2010Oğuz Bulut (Yakupoğlu)




Güzelliğin Şarap Değise

Güzelliğin şarap değilse nedir?Sen mey değilsen sarhoşluğum nedendir?Vallahi çarpılmışım, ömrümce ayılamamAymak için ihtimal; vuslatına ermemdir.

***

Yaradan’ın lütfudur, tüm günahlar seçilirKerahet vaktidir güzelim, şimdi rakı içilirYaradan’ın lütfudur, aşkta vuslat derilirKerahet vaktidir güzelim, bu anda sevişilir...




İç İçe

Sen “deyu deyu”Ben –sen, sen, sen-Sen yağdıran bulutBen yağan olmağa çalışan

De kiAyrıcalık varDerim kibir yüzde iki gözünizlediği kadar...




İçeriğinde

Değmez deyilHimalayalarda denize yüzmekDeğmez deyilSonsuz aşkı düşlemekUzayda başlıksız yürümekHayranlıklaSonsuzluğu düzenlemekVe sonraTanrı’yı anlamak..

28 Haz. 1982




İlle

Ben ölümüne seven insanımKavuşan her sevgili ağlatır beniBen ölümüne sevmeye hazırım hepKelebeyi. Kargayı, yağmuru, kışı, ve ille de Seni!

Her mutlu sevgili ağlatır beniVe kucaklatır bana SeniBen gene ağlarımBen delicesine sevmeye hep hazırım.

Ben hep delicesine aşıkımŞiire, doğaya, aşık olmayaBil artıkİlle de bir Sana.

ÖlümüneDelicesineVe ben böyleyim işteÖlümüne, delicesineGörülmemişcesineAşıkken aşık olmayaBinlercesine

Ve gene

İlle de Sana!

21. mayıs. 2002




İrem'ime

Sen Tanrı’nın bana en büyük lütfü sevgilimsinVarlığım, mutluluğum, yaşamım, her şeyimsinSevabım, günahım, neşem, hüznüm, ölümümsünSen Tanrı’nın bana en büyük lütfü sevgilimsin...

Tüm 21mayıslar




İstanbul'da Ben

İSTANBUL’DA BEN

İstanbul’da ben,MinarelerindenArd arda aksedenEzan seslerininMarmara’nın dalgalarındaÇağlayan çağrısınınYankısıyla uyanırım...

İstanbul’da benİnsanlıkla birlikteMitolojilerdeSinagoglarda, kiliselerde, camilerdeTanrı’ya yakaranO’na ulananBir şehre gömülürüm

İstanbul’da benBağlarım gemileri birbirineKarada yelken açarYedi tepeyi aşarHaliç’e demir atarım.

İstanbul’da benTarihe tanıklık edenGalata KulesindenMartılar arasında kanat açarımHazerfen Ustam gibiÜsküdar’a konarım...

İstanbul’da benİnce inceÜsküdar’da yağan yağmurdaTürkülerin türküsünüGittikçe azalanCumbalardan dinlerim...

İstanbul’da benÇocukluğuma düşerimAdalardan gelenGözlerini süzenBir yari düşlerim.

İstanbul’da benBir ses duyarımMelodi gibi yazılı dizelerde“Gün kızarmışken pencerelerde”“Perde perde inen”“Görmüş ve geçirmiş denize sinen”.

İstanbul’da ben



Galata köprüsündenKoşuşturan insanlarıVe ellerinde oltalarıDenizden bin bir düş çıkaranBalıkçıların düşlerini düşlerim...

İstanbul’da benEminönü’nde, Üsküdar’da, Kadıköy’deEkmek arası balık yerimKaç para olsa veririm...

İstanbul’da benGarip gönlüneKapalı gözlerineİstanbul’u sığdırmışDili şiirOzanı dinlerim...

İstanbul’da benYalılarda şıpırdayan dalgalaraSevdalı, coşkulu, suskunTarihe sarkmış anılaraÖyküler yazarım...

İstanbul’da benLacivert bir nehir gibi akanBoğazdaGazellerle salınan kayıklarınIşıklarında süzülen vapurlarınYakamozlu sularınGizlerine dalarım.

İstanbul’da benVe çiçek pasajıVe yedi tepedenYedi yüzyılın ardındanSeslenen ozanlarVe şiirler ve şiirlerVeİstanbul anlatanDost ser-hoşlar.

İstanbul’da kızlarBoyalı, boyasızAyakkabılı, yalın ayakSülün gibi, aksakZengin, fakirİstanbul gibi başımı döndürürİstanbul’da kızlarYedimde güzeldilerYetmişimde deÇok güzeller!



İstanbul’da benDenizKavunPeynir ve rakıDem, dem...

Bunca konuştuğuma bakmaAslındaHem gurbette hem sıladaİstanbul denmeden benimİstanbul gelir aklıma...

24.12.2004 / 14.09.2005




İz

Dudak izim Adın anarParmak izim Adın basarGönül izim Seni anarHer bir şeyim Tanrı izi

Usumdaki senin Adınİçim dışım Senin izinBir çözülse ikimizinİzi nasıl gizi nasıl?

İzin izimde izim izindeTözümüz bir ikimizin deSen Yaratan ben yaratılanSır bu tözün ol (!) çözümünde

17.5.1996




Kendinsizleşmek

Denizden olmayı düşledin mi hiçEren girişi?“Sendenim” demeyi denedinDenize soyundun muÇırçıplak?Ürpere ürpere ona değmekİçine yüzmekBaştan başaOnaBaş eğmek..İçindekilere dönüşmedenToprağa sızmadanKöpük olmadanBuhar olmadanOnca erimek!Deniz kalabildin miDenizi anlayarakOndanO olarakVe ona boğularak? ..

18 Ağs. 1980




Kısa Uzak

Elimi uzatsam tutacağım istiridyeİçindeki eşsiz inciDenizin içe çeken berraklığıOnlarca kulaç uzaklık

Yaşamda siyah izlerGönlümde yıldızlı düşlerGözyaşımda vuslatsız aşklarHayaller aşrı uzaklık

Dün ağlayan sesimBir yaşam boyu resimGörülemeyen düşlerimUzayan yıllarda uzaklık

Sevgilerde yaşayanGönüllerde büyüyenKavuşmayan aşklarınHasretinde uzaklık

Bir var bir yok bir yaşamBir ladesle son bulanSonda Tanrı’ya ulananSinlere anlık uzaklık...




Kızaran Karlarda

Kızaran karlardakarardıyaşamlargencecik insanlaryıldızlara doğru uçtularveyüce dağlarçöktüdevrilince zirvelerineşehit çınarlarve çöktüyüreklerinin üstüneyürekleri dağlarda takılıanalar...

Kızaran karlardakarardınoktalandı umutlarkalplerdeki resimlerbirer kurşunla silindiler...

Bir kurşuna yazıldı isimlerkızaran karlarınkaranlığındataaa sıladaanayı bağrındanbabayı yüreğindeneşi ersizliktenkızı kızanıöksüzlüktenvurdular...

Kızaran karlardakarardıkan damlayan kalemlerleyazılanlaryanıtlanmadısevdalarıyolları gözlerkenyavuklular...

Kızaran karlardakaranlık savruluyorkararan gecedenur gibi pırıldayangencecik yıldızlar kayıyorbatıyor...

Kızaran karlardakırçıl nefeslerbilinemez yönlerden gelen kara sesler



koyaklarda zirvelerdeçınlıyorgenç nefesler buz tutuyordonuyor...

Onlarkızaran karlardankara topraklara girdileronlarölürken de güldülerve onlarölümsüz şehitlerolaraköldüler! ..




Kim, Kim?

Bende Sen isem bana tapılsınKudret kapıların bana açılsınAyinler dilekler bana yapılsınBak ki bende Sen olmak olası değil.

Tek gerçek “Töz” iken nasıl yarattın?Sadece Sen varken kendinden kattınÖzünden üfleyip öyle yaşattınBak ki bende Sen olmak olası değil.

Bende Sen varsın aşkım içindeBende Sen varsın şu bilincimdeOğuz Senin kulun ta yüreğindeBende Sen olmamak olası değil!

27.9.1990/96




Kulca

Yakarıya sarıldıkİnançsızlığı aştıkSevin ile kaynaştıkSözü yuduk arıttık

Yunus’tan salık aldıkIşığında iz buldukSevinle görür oldukGözü yuduk arıttık

Ustan gövdeyi attıkYerin tine bıraktıkSevin ile sarmaştıkÖzü yuduk arıttık

Bir tende otururdukArtık doğruyu buldukSevin İle yoğruldukGönlü yuduk arıttık

Oğuz Bulut kul oldukŞaşmaz yolumuz buldukSenin sevinle doldukYaşam yuduk arıttık.




Marmaris

Akdeniz’de bir gözdeAnadolu’da bir inci beldeYelken, yelken esen bir besteAşk, yeşil ve deniz Marmaris’te.

Masallarda söylenememişÖykülerde dinlenememişBir eşi daha görülmemişDoğanın bestelediği güzellikteAşk, yeşil ve deniz Marmaris’te.

Yeşilde esenMavide beyaz yelkenDoğanın işlediği incelikteAşk, yeşil ve deniz Marmaris’te.

22 Ekim 2007




Mekan

Kimsenin tavuğuna kış demedimGıybet yapmadım, haram yemedimOlasıdır ki Cennet tir benim yerim.Dünyada namazsızmışım, içmişim hey..hey!Cennet mekanımdır benim; huriler, meşk ve mey! ..




Meral'e 1980

Ömrü benle sürecekbahtımı güldürecekdeli gibi seveceksen değilsen neyleyim...

Benim için ölecekbenimle eyleyecekbana kendin vereceksen değilsen neyleyim...

Dilde sözüm seğilsenalın yazım değilsenbenim yarim değilsenyaşamışım neyleyim...

Altından değer olsaecele dermen olsaTanrı'dan ferman olsa sen değilsen neyleyim...




Meral'e 1989

Anıları yaprak yaprak döküyorum yıllaraÜstlerinde sana ait dizelerSeni sevmek bir çiçekse eğerSana sunduğum aşk tüm doğaya değer

Bir damla su ise aşkların en coşkulusuSana duyduğum aşk okyanuslara bedel.Yeryüzü ise aşkların en öykülüsüSana sunduğum aşk sonsuzluğun büyüsü

Anıları yaprak yaprak döküyorum yıllaraiçlerinde sana yazılmış dizeler...




Meral'e 1998

Senin için beste yaptım bu geceEbediyet ülkesindeGökyüzüne bak göreceksin onuTüm notalar yıldızların üstünde...

Senin için şiir yazdım bugünAşkın ve güzelliğin ötesindeKırlara bak göreceksinTüm dizeler çiçeklerin üstünde...

Senin için yuva yaptım ömrümceBütün aşkların üstündeGözlerime bak göreceksin onuYüreğimin içinde!

21.5.1998




Merhaba Ecel

Yaşamın son büyük acısıdırBu yük yaşlandıkça ağırlaşırBir zaman gelir ki görünürCanın sevgilerden göçmeye başlar.

Davranışlar bakışlar tavsar, anlarsınFısıldanan bıkkınlığın “aman! ” ıdırDüşünceler durmaksızın tekrarlar“Artık gitmek zamanıdır”İçine içine ağlarsın...

Umarsızdırlar bu yolculukta gecikenlerYüreklerde değişmekte diye dileklerBuğulu gönüllerle Tanrı’ya yönelirlerBuruk “amaaan...” larla dilenenİçtenlikle istenmeyen sonlara noktalanırÖylesine uzaktır ki özlenenİlk aşklarda puslanır...

Artık gitmek zamanıdırGizleri değişik duygularlaAğlamaya hazırdırlarArkada kalacaklar!

Sevabımla günahımlaAyaklara dolanmadanKimselere yük olmadanBelki de kovulmadanArtık gitmek zamanıdırBiliyorum dostlar...

Tarih. Değişik




Mey sarhoşluğuna razı ol

Mey sarhoşluğuna razı olGünahına aldırma Tanrı bağışlarSen o siyasinin afyonundan uzak durZehirler, bağışlamaz, kanını kurutur. ***Kanaatkar olmazsam rızkım kesilirmişBöyle buyuruyor şimdi o siyasilerYutmasın onlar tüm nimetleriTanrı’nın verdiği bizlere yeter.




Oğuz Der Ki

Karşısındaysanbir yangını sadece izleyebilirsinama ortasındaysan yangınındurumun nedir?

Gözünün önündedenizdebatıp çıkıyorsa biribakıp, sadece izleyebilirsinama batıp çıkan sensenduyguların nedir?

Açınsayrının umarsızınsesini duymayabilirsinamaaç, sayrı, umarsız sensenduyduğun nedir?

Düşünüyor diyeeziliyorsa birileriezen bile olabilirsinama ezilen sensenvekurtuluşu başkasından beklersen“Sen” nesin? !

22.5. 2007




Orkestra

Sen bir piyanonun tuşları gibi uçarıBir kemanın nağmelerince duyarlıKanunun çılgın temposundaKanyonda bir sel kadar hırçınFlütün sesinde kuşlar gibi cıvıltılıNeyin inleyişinde Tanrı’ya vurgunDavul sesinde büyüyen bir korkusun.Hep böyleBir orkestra gibi kalSana aşığım kadın!




Ömrümün Şarkısı (Meral'e)

Her yeni gün misli ile aşık olduğum sevgilim sensinYıllar yılı bağrımda ateş kalbimde ağrı sensinSenle geçen yıllar güzel, sen en güzelsinHer yeni gün misli ile aşık olduğum sevgili sensin.

(14 şubat 2002)




Öykücük

Bir YeryüzüGeceli gündüzlü güler yüzlüYeryüzünde evlerindeErinç içinde çocuklar...Üzülseler acıksalar sayrısalarTanıdık tanımadık insanlarAyrımsız tüm çocuklarınYardımına koşarlar Mış. Mış...mış...mış... Varmış...Bir YeryüzüGeceli gündüzlü güler yüzlü...Her çocuğaEkmek barınak öğreniminDoğal olarak verildiğiGeceli gündüzlü güler yüzlüBir Yeryüzü Varmış Mış...mış...mış...ÇocuklarKorkarlar diye savaşılmayanAnasız babasız kalınmayanRenkte dilde dindeAyrım yapılamayanÖykücükleşenGeceli gündüzlü güler yüzlüBir YeryüzüVarmış... Mış...mış...mış... Olsaymış Olsaymış Olsaymış! ..




Özlem

Sılada bir ocak tüter“Gelsen artık” der savrulurGurbetteki gözü yakarÖzlemlerde yitmesine.

Sılada bir kuzu melerGurbet elde neler neler vururDuran yüreklerdeSıcacık bir döşeğin anılarında..

Sılada bir horoz öterGurbetteAkşamsız..Sabahsız..

23 Haz.1982




Perde

Akrabalar gelirlerDostlar gelirlerVe biter!Güzü getirmiş yıllardan sonraEvdaşınıKaybeden içinGündüzler gecelerBenzerdirler.Yalnız acılar yüreği dağlarGönül eksik, boş bakar“Ateş düştüğü yeri yakar.”Uzun geçer, geçmez zamanTa..ki geride kalanGidenin yanına göçene değinAnılarda yaşanır sevgiler.İçinde mutlulukla yaşanıp yaşlanılan bu sahnelerTek tek mi terk edilmelilerNeden beraber kapatılmaz ki perdeler? !

3.4.1996




Sana

Kış yağıyor yatağımasen olmayıncataa içime işlemişlapa lapa terlemiş yalnızlıkbuzlar

buzlarbuzlar

gevşemek çözülmek yazlamak içiniçten içe titreyerek kasılarakdamarlarıma dolacaksevini bekliyorlar...

1987




Sen ve Ben

YineSeninleDolu bir geceVeBir elimleKara birer göz gibi parlayanYıldızları tuttuğumYosun kokan söğüt altındaÖbür elimleGökteki ayı titreştirdiğimAkan bir ayna..Evrenin kokusunuÖnüne katmış üfleyenSöğüdün saçlarını dalgalandıranNefes..Doğa sus pusHepsi bu!Bu beni bir tohumdan büyütenVe selvi diplerinde tekrarYeşertecek olanın hepsi..Bu düzen bu an kadar güzel..Ve işteHer şey olan Sen!Olay budur! ..

26.09.2004




Sen Vicdan Sahibisin

Sen vicdan sahibisin karıncayı ezmezsinTanrı, kulunu katran kaynayan kazana atar!Küfrün bundan büyüğü olur mu?Kulu Tanrıyı vicdansız sayar.

***

Mey, seks her türlü güzelliklerYaratanın en üst düzey ihsanlarıVerip, yasaklayacak bütün bunlarıKüfürdür insanlaştırmaktan kork, Tanrıyı.




Sevgim (Meral'e)

Telsiz sazlarda müzik yapıyorum benYitik yollarda yürüyorumÇıkınım ekmeksiz, zeytinsiz.............................................Çıkınımda anılar

Olmayan kırlardaSapsız çiçeklerde uçuyorum benTorbam polensiz, balsız..........................................

Toebamda sevgiler

Bir ömür sürüklüyorum benBirlikteki yıllardanKalbim......................................

Boş mu sandın

Kalbimde sürekli aşkKaolbimde SEN!

21 mayıs 1999




Sılada Özlem

İşte ibrik, leğen, yağlıkYüzün yuğsan diye beklerÇorbanın yanında kaşıkSeni, çalsan diye bekler

Kırık pulluk kırık tekerOnu çaksan diye beklerSabah ayaz öğlen güneşSeni yaksam diye bekler

Yal yapıldak aç bebelerSensiz geçen bitmez günlerYatağında genç gelinlerSeni gelsen diye bekler




Son

Gelmeyecek geri o gençlik günleriBir bir ineceksin bu merdivenleriYolun iniş önün kış yıllardan beriKıyıya vardık artık, çıkar şu kürekleri

Gönüller fırtınasız başta yeller esmiyorYakarıyla dilekler şimdi gerçekleşmiyorSadece anılarla uzun günler geçmiyorKaraya vurdu tekne, sahip ol küreklere

Akıp giderken yaşam dönülemezliklereDallarda nice güller dönüştü çelenklereKapanacak bir sin var vardık selviliklereToprağa girdik artık davranın küreklere! ..




Son Ölüm- Ya da- Tekillik

Kavuşmadır o kayboluş anıYiten zamanO sonsuzluğun odağıO erimeErişmeO yaşamın aşkla harmanı...

O an gündüzü geceye katma anıdırBir oluyorken siyahla beyazBaşlayanVuslatın yaşamıdır...

Salt arınmışlıkSalt bilinçSalt aşkın sesiVeSalt yaratanın kendisi! ..

24.9.1997




Sonsuz Kavuşma

Beklenen sona doğru akarken yaşamımızDört mevsim ard arda gelip geçiyorBuruk umutlar hala alın yazımızGençlik gibi olgunluk gitti gidiyor...

Mevsimsiz bir yaşam yok mu Dünyadaİçinde yılların hiç olmadığıAşk gibi insanın da rol oynadığıZamansız bir yaşam yok mu sonsuzda?

Süresiz bir aşkla Sana tutuldumSenden öğrenip aşkı Sana çevirdimSonsuz güzelliğin gizine erdimVuslatla mest olmak çok mu Oğuz’a?




Sonsuzlaşmak

Hiç olmamış bir süreçteen küçükte başlayanve sonsuz boyutlaşan“Töz” denbölecik olup olmamak! ?

Devinince “Deniz”umarsız, köpük olmakumarsız, buhar!hiç olmayacak bir süreçtesona erişe kadar...




Sonsuzun Sonu

Aşkla vuslattır sonsuzun sonuHücrede gör, duada duy, sonsuzda bul O’nu

Sevgiyle görür sevgiyle anlarBu duyguyla mest olur gönülden gören canlar

Ölümsüz tüm aşkları canlarda yaşayanlarGünahlardan arınıp Tanrı’yla kaynaşanlar

Bu seviyle gönülleri yaradılıştan sarhoşBu büyüyle aşkları dizginsiz ve başıboş

En ulvi sevileri ruha yükleyeceklerAşka aşık gönüller göğe yükselecekler...

3.4. 2006




Susmak

Şu an size bir şiir sunmuyorum. Bağışlayın. Sitede bana da gönderilen bir şiir okudum. Kürt olduğunu haykıran,ki bu çok doğal,dizelerden sonra gelen; doğal olmamasını bırakın 'Kürtlüğün dağlardaki eşkiyanınelinde büyüyeceğini ve Türk kanının dökülmesinin bir hak olduğunu vurgulayan, kihainliğe eşit sapkın dizeler... Bu kör sapıklığa acırım... Bu gerçekten kör bir sapıklık ki kendi mensubu olduğu halkın, tüm doğu illerindeözellikle Şırnak'larda, Gabor dağı sakinlerinde PKK nın nasıl tel'in edildiğini göremez,duyamaz, halkın gerçek isteğinden uzaktır. Kendilerinin bu halk arasında bir avuç şaki olduğunun idrakinden uzaktır. Vurgulamalıyım: En eski dostlarım arasında kürt olanlar baş köşede yeralanlardandırlar. Üvey annem, eşi bulumaz kürt asıllı bir ablamdı. Neyse, bu bana konunun VIZ gelen bölümüydü Benim ciddi olarak ilgilendiğim; böyle düşmanlığı, hainliği kusan bir şiirin buantolojide nasıl yer alabildiğidir? Antoloji yöneticileri suç teşkil eden böyle bir eylemenasıl izin verebilmişlerdir? Bu bir gözden kaçma mıdır? Bazı savların koşutunda gözyumma mıdır? Antoloji yönetiminin bu konuya acil olarak bir açıklık getirmesi zorunludur.Hata herkes içindir. Önemli olan hatanın düzeltilmesidir. Yönetimden yanıt bekliyorum. saygılarımla. açık adımla yayımlıyorum. Oğuz Bulut (Yakupoğlu) -Senseç-




Susuzluk

Boş ver sakiSen benim susuzluğumu gideremezsinBilemezsinAyların neden battığınısuların ağladığınıkadehlerin boşalıp dolduğunubilemezsindolmamış kadehi neylersinhadidoldur kadehi saki

boş ver sakisen benim susuzluğumu gideremezsinkadehe düşmüş kirpikte suçun yoksöylenmemiş sözler şişede değilyüreğim anason tarlasıhadiboş kalmasın umutlardoldur kadehi saki

boş ver sakisen benim susuzluğumu gideremezsinne ki şişendekiaşk mıanılar mıözlem miunutmak mısihir mipek alahadi doldurboşalan kadehleredoldur sihrini sakisilme olsunyer kalmasınyürekte

sen dostumsun sakisen benim susuzluğuma derman olansınyazılamayan dizelerdeeskimiş bir ömürdeboşalmış şişeler veelde hep boşalan bir kadehveve gene ikimizsen ve benboş ver be sakidolu doludoldur kadehidoldurdoldurdoldur



saki(19.12.2009)




Şair-2

Bülbül kendini kendine ağlarKendine sanan gül bu aşkla solar.Şair şiirle doğar şiirle ağlarŞairin çektiği şairliğindendir..




Şair

Bülbül bülbül için şakırGül için değilGül arı için açarBülbül için değilŞairin şiiri kendini söylerAşk ile yazdığı yar için değil..

30 Eylül 2004




Şarapçı Kız

Güzel mi güzelyürürken yer gök yol veriyoröylesine maşallah!İnsan imreniyorNerelerdeyse şimdi kendiO günden beriYüreğimde şarap yapıyor




Şaraplar Akarken

78)Şaraplar akarken Aden ırmaklarındanGiysisiz bedenlerle huriler gezinecekHuriyle şarapla usdan olunca kulunLütfünden sonrada mı hesap verecek?




Şiir Kime Yazılır

Ben bana şiir yazarım‘Vuslat’ der bütünleşirimHer şeyi, her şeyi severim‘Aşk’ ta doruğa çıkarımBende o sahte ‘sevgi’ bulunmazBenBana şiir yazarım.

4.8.2003




Şiir ve Şair

Şiir duygu demektirDuygu şaire denktirŞair “Nur”un sesidir“Nur”sa aşk nefesidir..

7.11.04Sa:03.55




Tanrıyı kızdırma diyorlar bana

Tanrıyı kızdırma diyorlar banaBakar mısın şu gafil insanaEspri anlayışı kendinde var amaBunu yakıştırmıyor kendini yaratana! ***Tanrının dileği merhametli insanMerhameti kulundan beklerken o, kullarını yakacak!Bak nasıl saçmalıyor insanoğluYaratan yarattığı kadar olamayacak!




Tansık (Mucize)

Topraktan bulutlara yükseliyorsa damlalarKaf dağına uçuyorsa güvercinler, martılarBatan güneş gündüze dönüyorsaBir nehir büyülüyorsa iki kıtayıAçılmış güller goncalaşıyorsaAy denizdeVe yıldızlar sulara inmişseVe deYaşlılıktan gençliğe yürüyorsa insanBiliyorum kiSenYücelerden bir tepedenİstanbul’daBoğaza bakıyorsun! ..

(18.11.2007)




Uykum Kaçar

Sözlerin fısıldaşır kulağımdabir sözcüğünü bile kaçırmak istememdemem o kisabaha değin konuşurum seninleuykum kaçar

Gözlerin gözlerime geliröylesine derindirbaşım dönersabaha değin içine düşerimuykum kaçar

Bir güz yaprağı kanatlanırhışırtılarında ayak seslerinkapımı vurmasını beklersabaha değin beklerimuykum kaçar

Uykularım peşindeyorgunuykusuzluğum seninlekapanmaz gözlerimseni arar gecelerimdeuykum kaçar

Sen şairlerin sözündeki aşksınbeni ben eyleyentinimdekibir ömür boyu içtiğimsarhoşluğumher gecemin sonundasabahlara değinbirlikte olduğumuykumu kaçıran...

(22.06.2008)




Yalnızlık

MerhabaSen miydin gelenHemenAn kaybetmeden gönlüme yerleşenBu muydu derdin...

Gece yanımda uzananSoğukUykusuzKaranlık...

İki bardaktan biriİki fincandan biriİki sözden hiçbiri

İkinci valiz senEn ağırındanTek biletle benlen

Birinci lokma benİkinci lokma senBoğazımda düğümlenen

Çaldığım parçadaHemen senDertlenen

Gülmek benAğlamak sen

En sıcak anılarıÜrperten sen

ŞimdiYaşamda örtündüğümNeylersin kiUmarsızBoynu bükük sığındığımUmarsız...Boş geldin yalnızlık

(26.02. 20? ?)




Yaş/amak/lanmak

Yıldızlarla bilye oynadımBunca zamanHiç Kazanmadım...

Aydaki kızı kaldırdımYerine uzandımDünyama baktımElimi uzattım tutamadımOndan çok uzaktım...

İki elim iki cebimdeDudaklarımdaki ıslıkta aşkDünyamda dolaşıp durdumKimseye duyuramadım...

Doğum günüme baktımÇoook uzaklara gitmiştiÇok yakından görüyordumSon günün koluna girmişti...

Bekliyormuşlar gibi beniAğır aksak yürüyorlardıDoğum günümü gördümSon günün koluna girmişti...

3.4.2008 Oğuz BULUT3.4.20? ?



Oğuz Bulut Yakupoğlu - img.antoloji.com file - kültür ve sanat 14 Şubat 2011 'Meral'ime' 24...

Documents

Transcript of Oğuz Bulut Yakupoğlu - img.antoloji.com file - kültür ve sanat 14 Şubat 2011 'Meral'ime' 24...