Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet...

22
Osmanlı İmparatorluğu X-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı Merkez Teşkilatı Taşra Teşkilatı Osmanlı Devletinde Hukuk Osmanlı Askeri Teşkilatı Kapıkulu Askerleri Eyalet Askerleri Bağlı Beylik Ve Ülkelerin Kuvvetleri Osmanlı Ekonomisi Osmanlı iktisat Anlayışı Osmanlı Ekonomisinin Tabii Kaynakları Osmanlıda Üretim Osmanlı Medeniyeti Tarihi OSMANLI KÜLTÜR - MEDENİYETİ A. OSMANLILARDA DEVLET ANLAYIŞI Osmanlı devlet yönetiminde, Orta Asya Türk geleneğinin ve sonraki Türk - islâm devletlerinin etkileri olmuştur. Osmanlı Devleti, Türk gelenekleri ve islâm dininin kurallarına göre yönetilmiştir. Padişahlık Kurumu Osmanlı Devleti’nin başında "padişah" bulunuyordu. Padişahlar yönetim, ordu, maliye ve hukuk konularında geniş yetkilere sahiplerdi. Devletin mutlak hakimi durumundaydılar. Padişah Osmanlı hanedanına mensuptu. Osman Gazi’nin soyundan gelen ailenin erkek bireyleri, saltanat makamına geçiyorlardı. Saltanatın Osmanlı ailesine ait olduğu anlayışı, devletin yıkılışına kadar devam etmiştir. XVII. yüzyıla kadar, devletin başına kimin geçeceği konusunda bir düzenleme yoktu. Eski Türk geleneklerinden kaynaklanan 1 / 22

Transcript of Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet...

Page 1: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı Merkez Teşkilatı Taşra Teşkilatı Osmanlı Devletinde Hukuk Osmanlı Askeri Teşkilatı Kapıkulu Askerleri Eyalet Askerleri Bağlı Beylik Ve Ülkelerin Kuvvetleri Osmanlı Ekonomisi Osmanlı iktisat Anlayışı Osmanlı Ekonomisinin Tabii Kaynakları Osmanlıda Üretim

Osmanlı Medeniyeti Tarihi

OSMANLI KÜLTÜR - MEDENİYETİA. OSMANLILARDA DEVLET ANLAYIŞIOsmanlı devlet yönetiminde, Orta Asya Türk geleneğinin ve sonraki Türk - islâm devletlerininetkileri olmuştur. Osmanlı Devleti, Türk gelenekleri ve islâm dininin kurallarına göre yönetilmiştir.

Padişahlık KurumuOsmanlı Devleti’nin başında "padişah" bulunuyordu. Padişahlar yönetim, ordu, maliye ve hukukkonularında geniş yetkilere sahiplerdi. Devletin mutlak hakimi durumundaydılar. PadişahOsmanlı hanedanına mensuptu. Osman Gazi’nin soyundan gelen ailenin erkek bireyleri,saltanat makamına geçiyorlardı. Saltanatın Osmanlı ailesine ait olduğu anlayışı, devletinyıkılışına kadar devam etmiştir.

XVII. yüzyıla kadar, devletin başına kimin geçeceği konusundabir düzenleme yoktu. Eski Türk geleneklerinden kaynaklanan

1 / 22

Page 2: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

"Ailenin bütün erkek bireyleri, taht üzerinde hak sahibidir."anlayışı geçerliydi.

Osmanlı egemenlik anlayışında başlangıçta "Ülke, hanedan üyelerinin ortak malıdır." anlayışıgeçerliydi, l. Murattan itibaren "Ülke, hükümdar ve oğullarının malıdır." anlayışı geçerlilikkazandı. Osmanlılar birçok Türk devletinden ayrı ola-j rak "ülkenin ve hakimiyetin bölünmezliğiilkesi"ni bastan itibaren benimsediler.

XVII. yüzyıl başlarında I. Ahmet yaptığı düzenlemeyle, tahta Osmanlı ailesinin en yaşlı ve olgunolanının geçmesi yöntemini getirdi (Ekber ve Erşed sistemi).

Osmanlı Devleti kurulduğunda küçük bir beylik olduğundan devletin başında "bey" ya da "gazi"denilen bir hükümdar vardı. "Sultan" unvanı ilk defa l. Murat tarafından kullanıldı. Bundan başka"han", "hakan", "hünkâr" gibi unvanlar da kullanılıyordu. 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’ndada ilk defa "halife" unvanı kullanıldı. II. Murat’tan itibaren hükümdarlara "padişah" denildi.

Devlet yönetiminde padişahların çok geniş yetkileri vardı. Devlet adamlarının görüşlerinebaşvurulsa bile, son karar padişaha aitti. Padişahın emirleri kanun sayılırdı. Ordulara komutaetmek, büyük devlet adamlarını tayin etmek ve gerekli durumlarda divana başkanlık yapmakpadişahın görevleri arasında yer alıyordu.

Padişah islâm dininin koyduğu hukuk kurallarıyla çelişmeyecek şekilde, kural koyma yetkisinesahipti. Padişahın bu yetkisi ve koyduğu kurallar örfe dayanmaktaydı. Padişahın koyduğukurallar, "ferman" denilen belgelerle ilgililere gönderilirdi. Örf kavra-mı, yasama ve yürütmeyiiçine alıyordu.

2 / 22

Page 3: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

XIX. yüzyılda Tanzimat Fermanı ve Meşrutiyetle padişahların yetkileri yeniden düzenlendi.Fakat padişahlar, mutlak egemenlik hakkını kullanmayı sürdürdüler.

ŞehzadelerPadişahların erkek çocuklarına "şehzade" deniliyordu. Şehzadeler küçük yaşlarda sancaklaragönderilir, askerlik ve yönetim alanlarında yetiştirilirlerdi. Şehzadelerin yanında "Lala" adı verilentecrübeli bir devlet adamı görev yapardı. XVI. yüzyılın sonlarında şehzadelerin sancaklaragönderilmesi uygulamasına son verildi. Şehzadeler sarayda yetiştirilmeye çalışıldı. Bu yeniuygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekildetahta çıkmalarına yol açtı.

B. MERKEZ TEŞKiLATIOsmanlı merkez teşkilatı, padişahın mutlak egemenliğini gerçekleştirmeye yönelik olarakkuruldu. Hükümet, eyaletlerin yönetimi ve ordu doğrudan padişahın şahsına bağlı olarakteşkilatlandırılmıştı. Osmanlı yönetim teşkilatının merkezinde padişah ve saray teşkilatı vardı.

1. istanbul’un YönetimiBaşkent olmasından dolayı istanbul’un yönetimi ayrıca düzenlenmişti. Şehrin genel düzen vegüvenliği doğrudan sadrazamın sorumluluğundaydı. Sadrazam, sefere çıktığında istanbul’lailgilenmek üzere bir Sadaret Kaymakamı bırakırdı. Şehrin güvenliği, yeniçeri ağası, subaşı veasesbaşı tarafından sağlanırdı. Belediye hizmetlerinden şehremini, adalet işlerinden taht kadısısorumluydu. Sivil kuralları çiğneyen yeniçeriler ve diğer askerler arasında düzeni Muhzır Ağasağlardı, istanbul’daki her türlü ticaret faaliyetlerinin denetlenmesi "muhtesib" in göreviydi.

3 / 22

Page 4: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

2. Divan-ı HümayunMerkez teşkilatının temeli Divan-ı Hümayun’du. Osmanlılarda ilk Divan, Türkiye Selçuklularıörnek alınarak Orhan Bey zamanında oluşturuldu. O dönemde hükümdar, vezir ve Bursa kadısıDivan toplantılarına katılıyordu. Fatih’e kadar, Divan toplantılarına padişah başkanlık etti.Fatih’ten itibaren Vezir-/ azamlar bu görevi üstlendiler. Padişahlar, Divan toplantılarını "kasr-ıadi" denilen pencereden izlediler.

Divan’da siyasi, idari, askeri, örfi, şer’i, adli ve mali konular ile şikayet ve davalar görüşülerekkarara varılırdı. Alınan kararlar sadrazam tarafından padişahın onayına sunulurdu. Divan’da,padişahın yetkilerini kullanmak üzere görevlendirilmiş olan üç kolun temsilcileri yer alıyordu.Bunlar; seytiye, ilmiye ve ka-lemiyedir.

Divan Üyeleri ve Görevleri Vezir-i Azam (Sadrazam):Padişahtan sonra en yetkili kişidir. Padişahın mutlak vekili sayılır ve padişahın mührünü taşırdı.Orhan Bey zamanında ilk defa vezir tayin edildi. Zamanla sayıları artınca, birinci vezire "Vezir-iazam" adı verildi. Vezir-i azam, büyük devlet memurlarının tayini ve görevden azlindensorumluydu. Padişah sefere çıkmazsa "Serdar-ı ekrem" unvanıyla ordunun başında bulunurdu.Vezir-i azamlar önce Paşakapısı, daha sonra Babıali’de oturdular.

Vezirler:Çeşitli devlet işlerinde yetişmiş kişilerdi. Devlet işlerinde görüşlerine başvurulur ve vezir-iazamın verdiği işleri yaparlardı. XVI. yüzyıl sonlarında sayıları yediye çıkmıştı.

Kazaskerler:1362’de /. Murat, ilk defa kazasker tayin etti. Sayıları Fatih zamanında ikiye çıktı. Divan’dabüyük davalara bakmak, kadı ve müderrislerin tayinlerini yapmak ve görevden almakkazaskerlerin göreviydi.

Defterdarlar:

4 / 22

Page 5: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

Osmanlı Devleti’nde maliyenin başında bulunan, gider ve gelirlere bakan görevlidir. Başlangıçtabir tane iken, sınırların genişlemesiyle sayıları üçe çıktı. Bunlar başdefterdar, Anadolu defterdarıve şıkk-ı sanidir.

Nişancı:Padişah fermanlarına tuğra çekmekle ve devletin arazi kayıtlarını tutmakla görevliydi.

Reisülküttap:Nişancıya bağlı olarak bürokrasiyi düzenlerdi. Divan üyesi olma-masına rağmen, tecrübesinden dolayı önemi büyüktü. Divanda verilen kararları tamamlamak,fermana uygun emirleri yazmak, padişah ve vezir-i azama gelen mektupları tercüme ettirerekcevaplar hazırlamak görevleri arasındaydı. Bütün bu işleri, kendisine bağlı kalemlerle yapardı.Bu kalemler beylikçi kalemi, tahvil kalemi, ruus kalemi ve amedi kalemiydi. XVIII. Reisülküttapyüzyıldan itibaren dışişlerinin sorumlusuydu.

Yeniçeri Ağası:Yeniçeri Ocağı’nın en büyük komutanıydı. Vezir rütbesinde ise Divan’daki görüşmelere katılırdı.

Kaptan-ı Derya:Donanma ve denizcilikten sorumluydu. XVI. yüzyılda divan üyesi durumuna gelmiştir.

Müftü (Şeyhülislam):Divan’da alınan kararların islâmiyet’e uygunluğuyla ilgili "fetva" verirdi. Müftü, XVIII. yüzyıldan

5 / 22

Page 6: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

itibaren Şeyhülislam adını almıştır.Divan-* Hümayun’da alınan kararların yürürlüğe girmesi, padişahın onayına bağlıydı.

Merkez Teşkilatında DeğişikliklerXVI. yüzyılın sonlarına doğru Divan-ı Hümayun’un önemi azalmaya başladı. XVIII. yüzyıldadevlet işleri tamamen sadrazama bırakıldı. Sadrazamların güçlenmesiyle Divan-ı Hümayun,Babıali’de toplanmaya başladı. Babıali artık Osmanlı Hükümeti anlamına kullanılmaya başladı.

Devletlerarası ilişkilerin artmasıyla reisülküttablık, dış ilişkileri yürüten bir makam durumunageldi.

XIX. yüzyılda merkez teşkilatında önemli gelişmeler oldu. II. Mahmut, Divan-ı Hümayun’ukaldırarak yerine Heyet-i Vüke-lâ’yı oluşturdu. Bugünkü anlamda bakanlıklar oluşturuldu. Yenimeclisler ve komisyonlar kuruldu.

Tanzimat Dönemi’nde düzenlemeler devam etti. Meclis-i Vâlâ-i Ahkâm-ı Adliye yenidendüzenlendi. Yenilikler bu mecliste planlandı. 1854’te Meclis-i Âli-i Tanzimat, 1868’de Şura-iDevlet (Danıştay) kuruldu. Tanzimat döneminde kara kuvvetleri komutanlığı durumunda olan"Seraskerlik" oluşturuldu.

6 / 22

Page 7: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

l. Meşrutiyetle birlikte Meclis-i Ayan ve Meclis-i Mebusan oluşturuldu. Yürütme gücüne sahipolan padişah, sadrazam ve bakanları seçerdi. Hükümet de padişaha karşı sorumluydu. 1908’deII. Meşrutiyet’in ilanıyla, yeniden Meclis açıldı. Kanun-u Esasi’nin meclis - hükümet ilişkilerineyeni düzenlemeler getirildi. 1912’den sonra siyasi partiler faaliyete geçti ve parti hükümetlerikuruldu.

C. TAŞRA TEŞKiLAT!1. Osmanlı Kuruluş Devri’nde Taşra TeşkilatıOsmanlı Devleti kuruluşunun ilk dönemlerinde tek merkezden yönetiliyordu. Temel idare birimide "Sancak"tı. Sancakların başında sancakbeyi bulunuyordu. Sivil yönetici olarak kadılar görevyapıyordu. Sınırların genişlemesi sonucunda yönetim yönünden eyaletler oluşturuldu, l. Muratdöneminde (1362 -1389) Rumeli Beylerbeyliği, Yıldırım Bayezid döneminde (1389 -1402)Anadolu Beylerbeyliği oluşturuldu. Eyaletlerin başında "beylerbeyi" denilen yöneticiler vardı.

2. XVI. Yüzyıldan itibaren Taşra Teşkilatı

a. Askeri ve idari Teşkilat:XVI. yüzyılda Osmanlı Devletinin sınırları çok genişledi. Yeni eyaletlerin de oluşturulmasıylaeyaletler, yönetim bakımından üçe ayrıldı.

I. Merkeze Bağlı Eyaletler:"imar sisteminin uygulandığı eyaletlerdi. Bu eyaletlere salyane->iz (yıllıksız) eyaletler deniyordu.Bu eyaletlerin gelirleri dirlikle-e ayrılarak görevlilere verilirdi.

II. Özel Yönetimi Olan Eyaletler:

7 / 22

Page 8: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

Bunlar. tımar sisteminin uygulanmadığı, vergilerin iltizam yöntemiyle yıllık olarak toplandığıeyaletlerdi. Bu yıllık olarak alınan sergiye, "saliyane" denirdi.

III. imtiyazlı Eyaletler:iç işlerinde serbest, dış işlerinde Osmanlı Devleti’ne bağlı olan hükümetlerdi. Bunlar: KırımHanlığı, Eflâk Beyliği, Boğdan Beyliği. Erdel Beyliği, Hicaz Emirliği, Raguza ve SakızCumhuriyetleriydi. Bunların yöneticileri kendi soyluları arasından padişah tarafından tayinedilirdi. Bu hükümetler savaş zamanlarında kuvvetleriyle Osmanlı ordusuna katılır ve her yıldüzenli bir şekilde vergi öderlerdi (Hicaz ve Kırım hariç).

b. Kazai - idari Teşkilat:Sancaklar "kaza" denilen idari birimlere ayrılmıştı. Kazaların başında yönetici olarak kadıbulunurdu. Kadı her türlü idari işlemi yargı denetiminde tutuyordu, kadılar:

-  Merkezden gönderilen emirlerin halka ulaşmasını sağlarlardı.- Mahkemeye intikal eden davaları sonuçlandırırlar, nikah, şirket kurulması gibi işlemlerionaylarlardı ,Y Reayanın istek ve şikayetlerini Divana ulaştırırlardı,-  Her türlü belgeyi onaylarlardı (noterlik).- Vergilerin adaletli bir şekilde toplanmasını, toplanan vergilerin merkeze gönderilmesinisağlarlardı.

c. Diğer Görevliler: Taşra teşkilatında beylerbeyi, sancakbeyi ve kadılar dışında, bunlara bağlıolarak görev yapan Muhtesip. Kapan Emini. Beytülmal Emini, Gümrük ve Bac Emini gibigörevliler vardı. Bu görevliler, hazineden ücret almazlardı. Reayaya gördükleri hizmetlerkarşılığında, kanunlarda belirtilen vergi, resim ve harçları alıyorlardı.

8 / 22

Page 9: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

d. Mahalli TeşkilatMahalle Teşkilatı:Şehirleri meydana getiren mahalleler, genellikle dini kurumların veya pazarların etrafındaoluşmuştu. Mahallede mahalle imamı, hükümetin temsilcisi olarak görev yapar, padişahemirlerini halka duyururdu.

Köy Teşkilatı:Osmanlı Devleti nde en küçük yerleşim ve yönetim birimi köydü. Köy, köy ihtiyar heyeti ve buheyetin başında bulunan köy kethüdası tarafından yönetilirdi Köylerde bazen kadının temsilcisi,naip bulunurdu.

Esnaf Teşkilatı:Osmanlı toplumunda esnaf, lonca denilen bir teşkilata üyeydiler Her esnaf kendi mesleğiyle ilgilibir loncaya üye olur, loncanın denetimine girer, imkânlarından yararlanırdı. XIII. ve XIV.yüzyıl-lardakı Ahi hareketlerinin devamı olan loncalar yönetim örgütü içinde önemli bir birimolarak yer aldı. Başlangıçta bütün din mensupları aynı loncada yer alırken, daha sonra XVI.yüzyılda loncalar ayrıldı.

Loncaların Görevleri:• Üye sayısını, malların kalitesini ve fiyatını belirlemek• Esnaf ile hükümetin ilişkilerini düzenlemek• Üyelerinin zararlarını karşılamak ve kredi vermek• Çalışamayacak durumdaki üyelerini korumak• Esnaflar arasındaki haksız rekabeti önlemek

9 / 22

Page 10: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

Cemaat idareleri:Osmanlı Devleti’nde "cemaat" kavramı, Türk ve Müslümanlar dışında kalan Hristiyan veMuseviler için kullanılmış Ermeni, Rum ve Yahudi cemaati şeklinde isimler verilmiştir. Devletbunları zımmi olarak değerlendirmiş ve can. mal güvenliklerini garanti altına almıştır. Zımmilerinkendi iç düzenleri ve geleneklerini devam ettirmelerine imkân sağlanmıştır.

Cemaatlerin başkanı kendi din adamlarıydı. Rum Patriği, Ermeni Patriği ve Yahudi Hahambaşısıgibi din adamları, kendi cemaatlerinin devlete karşı temsilcisi durumundaydılar.

3. Taşra Teşkilatındaki DeğişmelerXVIII, yüzyıldan itibaren taşra teşkilatı bozulmaya başladı. Eyalet ve sancaklar arpalık olarakyüksek görevlilere verilmeye başladı. Bu yolla göreve gelen beylerbeyi ve sancakbeyleri görevyerlerine gitmeyip vekil gönderdiler. Önceleri "müsellim" sonradan "mütesellim" denilen buvekiller, başlangıçta beylerbeyi ve sancakbeylerinin maiyetindeki kişilerdi. Daha sonradan"ayan" ve "eşraf" tan kişiler bu görevlere getirildi. Ayanlar giderek güçlendiler ve yönetimleçatışmaya başladılar. Tımar sisteminin bozulmasıyla, vergiler yetersiz kaldı. Bu durum yenivergilerin konulmasında ve eski vergilerin artırılmasında etkili oldu.

Tanzimat döneminde (1839 - 1876) 1842’de idare teşkilatı değiştirildi, iltizam kaldırıldı. Kazabirimleri oluşturularak başına kaza müdürlerinin atanması kabul edildi. Kaza müdürlerininatanmasında, halkın isteğinin de dikkate alınması kararlaştırıldı. Eyaletlerde eyaletyöneticilerinin katılımıyla "Büyük Meclis" denilen meclis kuruldu. Sonradan bu meclise "EyaletMeclisi" denildi. Sancakların yönetimi kaymakamlara verildi. Güvenlik için zaptiye teşkilatlarıkuruldu.

1864 yılında Vilayet Nizamnamesi ile taşra yönetim birimleri vilayet, liva (sancak), kaza, köyşeklinde birimlere ayrıldı. 1871’de köy ile kaza arasında nahiyeler oluşturuldu. Sancaklardamutasarrıflar, kazalarda kaymakamlar yönetici oldular. Nahiyelerin başına seçimle belirlenennahiye müdürleri getirilmesi kararlaştırıldı.

10 / 22

Page 11: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

OSMANLI DEVLETİ’NDE HUKUKOsmanlı Devleti’nde hukuk; Şer’i ve Örfi hukuk olmak üzere iki temele dayanıyordu. Şer’ihukukun kaynağını: Kuran, hadisler, sünnet, icma ve kıyas oluşturuyordu. Örfi hukukunkaynağını ise. anlaşmazlıklara karşı çıkarılan padişah fermanları oluşturuyordu. Örfi hukukunŞer’i hukuk kurallarına ters düşmemesine özen gösterilmiştir.

OSMANLI ASKERi TEŞKiLAT!1. Kuruluş Devri’nde Osmanlı Asker; TeşkilatıOsmanlı askeri teşkilatında Türkiye Selçukluları, ilhanlılar ve Memlüklerin etkisi görülmektedir.Osmanlı Devleti nin ilk zamanlarında fetihler, aşiret kuvvetleri, gönüllüler, Alperenler ve akıncılartarafından yapılıyordu. Fakat bu kuvvetler kale kuşatmalarında yetersiz kalıyor ve kuşatmalarçok uzuyordu. Özellikle Bursa kuşatmasının çok uzun sürmesi üzerine, düzenli orduyageçilmesi ihtiyacı doğdu.

Orhan Bey zamanında ilk düzenli birlikler olarak "yaya" ve "müsellem" orduları kuruldu. Yayalarpiyade, müsellemler de atlı birliklerdi

Osmanlıların Rumeli’ye geçişiyle birlikte bu kuvvetler de yeterli olmadı. Bunun üzerine I. Muratdöneminde "Yeniçeri Ocağı"kuruldu.

2. Yükselme Devri’nde Osmanlı Askeri TeşkilatıOsmanlı askeri teşkilatı, kara ve deniz kuvvetleri olarak iki bölümden oluşuyordu.

Kara OrdusuOsmanlı Devleti’nin kara ordusu üç bölümden meydana geliyordu.

11 / 22

Page 12: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

I. Kapıkulu AskerleriOsmanlı Devleti’nde Rumeli’deki fetihlerle birlikte daha çok askere ihtiyaç duyulunca savaşesirlerinin alınmasıyla Yeniçeri Ocağı oluşturuldu. Savaş esirleri daha sonraki dönemlerdeihtiyacı karşılamayınca II. Murat döneminde "devşirme" yöntemi uygulanmaya başladı. KapıkuluOcakları zamanla hem ordunun, hem de yönetimin önemli bir kolu oldu. Devşirilen Hristiyançocuklar, önce Müslüman bir ailenin yanında eğitilir, daha sonra Acemi Oğlanlar Ocağı ndayetiştirilirdi. Devşirmeler, hem sarayda, hem de askeri birliklerde görev yapıyorlardı. Kapıkuluaskerleri, istanbul’da veya sınır boylarındaki kalelerde otururlar, görevleri karşılığı devletten üçayda bir ulufe denilen maaş alırlardı. Kapıkulu askerleri piyade ve süvari şeklinde iki bölümdenoluşuyordu:

a. Kapıkulu PiyadeleriAcemi Oğlanlar Ocağı: Kapıkulu Ocaklarına asker yetiştirmek amacıyla kurulmuştu. Devşirmeyoluyla toplanan Hıristiyan çocuklar. Türk ailelerinin yanında yetiştikten sonra Acemi OğlanlarOcağı’na alınırlardı

Yeniçeri Ocağı: Kapıkulu askerleri içinde en çok bilinen ve en itibarlı ocaktı. Yeniçeriler, savaşolmadığı zamanlarda Divan muhafızlığı yaparlar, istanbul’da güvenliği sağlarlar ve sınırboylarındaki kalelerde üç yıl koruyucu olarak kalırlardı Padişah, ilk defa tahta çıktığındayeniçerilere "cülus bahşişi" dağıtırdı. Yeniçeriler, emekli olmadan evlenmezler ve askerliktenbaşka bir işle uğraşmazlardı

Cebeci Ocağı: Yeniçerilerin, silahlarının yapımı ve onarımıyla görevliydi.

Topçu Ocağı: Top dökmek ve topçuluğa gerekli malzemeleri hazırlamak görevini yerinegetiriyordu

12 / 22

Page 13: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

Top Arabacıları: Top arabalarını yapar ve topları taşırlardı

Humbaracılar: Havan denilen topları ve humbara adı verilen e! bombalarını yapar vekullanırlardı

Lağımcılar: Kale kuşatmalarında fitil döşeyerek kaleyi yıkma işini yaparlardı.

b. Kapıkulu SüvarileriKapıkulu askerlerinin atlı sınıfını oluştururlardı Yeniçeriler arasından seçilirler ve ulufe alırlardıFakat derece ve ulufe yönünden yeniçerilerden üstün idiler. Altı bölükten meydana gelensüvarilerden sipahi ve silahtarlar, savaşta padişahın çadırını, sağ ve sol ulufeciler saltanatsancaklarını, sağ ve sol garipler de ordunun ağırlıklarıyla hazineyi korurlardı

II. Eyalet Askerleri (Tımarlı Sipahiler)Eyalet askerleri, tımarlı sipahilerden oluşuyordu. Dirlik sistemine göre, sipahiler topladıklarıvergilere karşılık devlete asker yetiştiriyorlardı. Tımarlı sipahiler, Osmanlı ordusunun en büyük,en güçlü ve hareketli birlikleriydi. Dirlik sahiplerinin yetiştirmek zorunda olduğu, atı ve silahıolan. savaşa hazır durumda bulunan askerlere cebelü denirdi. Tımarlı sipahiler tamamenTürklerden meydana geliyordu. Diğer zamanlarda kendi işleriyle uğraşan tımarlı sipahiler, seferemri geldiğinde savaşa giderlerdi. Kanuni döneminde 12 bin yeniçeriye karşılık, 100-150 binkadar tımarlı sipahi vardı.

13 / 22

Page 14: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

III. Bağlı Beylik Ve Ülkelerin KuvvetleriSavaş zamanlarında Kırım. Eflak ve Boğdan askerleri de Osmanlı ordusunda görev yaparlardı.Bunlar içinde en önemlisi Kırım kuvvetleriydi. Zamanla akıncı birliklerin yerini de alan Kırımkuvvetleri, vurucu güç olarak görev yapıyorlardı, Osmanlı Donanması Orhan Bey devrindeKaramürsel’de tersane kuruldu (1327). Osmanlı Devleti. Karesioğullarmın topraklarını aldıktansonra bir donanmaya sahip oldu. 1350’lerde de Edincik deniz üssü kuruldu, l, Bayeziddöneminde de Gelibolu tersanesi yapıldı Osmanlı denizciliği Fatih’in 400 parçalık bir donanmaoluşturma-sıyla daha da güçlendi.

Kanuni devrinde Barbaros Hayrettin Paşa’nın Osmanlı hizmetine girmesiyle Osmanlılar.Akdeniz’de en üstün güç oldular. Osmanlı gemileri istanbul. Süveyş, Gelibolu. Basra Rusçuk,Sinop ve izmit tersanelerinde yapılıyordu.

VAKIF SiSTEMiOsmanlı Devleti’nde. toplumun bazı ihtiyaçlarının karşılanması zenginlerin kurdukları vakıflarabırakılmıştırKişilerin sahip oldukları mallarının tamamını veya bir kısmını halkın yararınasunmasına vakıf denir.

Tarihin seyri içinde vakıflar, sosyal, ekonomik, eğitim, sağlık, sanat, mimari, ulaşım vebayındırlık alanında önemli rol oy namışlardır.

OSMANLI TOPLUMU

14 / 22

Page 15: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

Toplum YapısıOsmanlı Devleti, çok uluslu ve çok dinli bir yapıya sahipti. Ancak Türkler, devletin kurucusuolarak esas unsuru meydana getiriyordu. Fakat yine de bütün Müslümanlar hakim unsurdurumundaydılar.Osmanlı Devleti’nde toplum, yönetenler (asken) ve yönetilenler (reaya) olarak ikiye ayrılıyordu.

a. Askeriler (Yönetenler)Askeri sınıf yani yönetenler, padişahın kendilerine dini adli askeri ya da idari yetki tanıdığı devletgörevlilerinden oluşmaktaydı Bunlar, saray halkı, seyfiye. ilmiye ve kalemiye gruplarındanoluşuyordu. Askeri sınıfın en önemli özelliği vergi yükümlülüğü dışında bırakılmalarıdır.

Saray halkı: Osmanlı Devleti nde hem padişahların oturaukla-rı yer, hem de en yüksek devletgörevlilerinden bazılarının çalıştığı merkez saraydı.

Seyfiye: Osmanlı toplumunda, yönetim görevi de bulunan askeri grup ’seyfiye" olarakadlandırılmıştır.Seyfiye. ehl-ı örf veya ümera olarak da isimlendirilmiştir. Seyfıye kapıkulu vetımar sistemleri içinde yetişen ve görev yapan kişilerden meydana geliyordu. Vezirler,beylerbeyi, sancakbeyleri. kapıkulu askerleri tımarlı sipahiler seyfiye sınıfına dahildi. Seyfiyesınıfı yaptıkları görev karşılığında devletten ulufe veya dirlik alırlardı. Kapıkulları, en-derungörevlileri, kale muhafızları, subaşılar ve asesler maaşlarını hazineden nakit olarak alırlardı.Tımarlı sipahiler, sancak beyleri, beylerbeyleri ve vezirler ise hizmet karşılığında dirlik (tımar)alırlardı.

ilmiye: ilmiye, yargıçlık, noterlik ve mahalli yönetim işlerini yürüten kadılardan, tıp vemüneccimlik yani astroloji alanındaki uzmanlar ile her seviyedeki eğitim ve öğretimelemanlarından meydana geliyordu. Ayrıca imam, müezzin gibi din görevlileri, tarikat şeyhleri veHz. Peygamber’in soyundan gelen seyyid ve şerifler de ilmiyeye dahildi.ilmiye mensuplarının büyük çoğunluğu Türk asıllıdır. Eğitimle ilgili ilmiye mensupları ücretlerini,hazineden veya vakıftan nakit olarak alırlardı. Kadılar devletten maaş almazlar, gördükleri davave yaptıkları işlemlerden aldıkları harçlarla geçimlerini sağlarlardı.

15 / 22

Page 16: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

ilmiyenin bir diğer üyesi de kazaskerlerdi. Divan’da büyük davalara bakarlar, kadı vemüderrisleri tayin ederlerdi. ilmiye teşkilatının başı Şeyhülislâm’dır. Din işleri, vakıflar, eğtim vekültür müesseseleri, mahkemeler Şeyhülislâm’ın kontrol ve denetimindedir. Şeyhülislâm’ın enönemli görevi fetva vermekti. ilmiye sınıfının başlıca görevleri fetva (ifta), eğitim (tedrisat) veadaletti (kaza).

Kalemiye: Osmanlı idari ve mali bürokrasisinin mensuplarından oluşuyordu. Divan’dakitemsilcileri Nişancı ve Defterdarlardı. Nişancı, tımar sistemini uygulayan organizasyonunbaşında bulunuyordu. Ayrıca Divan yazışmaları başta olmak üzere devlet merkezindeki bütünresmi işlemleri emrindeki katiplerle yürütüyordu. Defterdarlar da maliye ile ilgili olarak aynı işleriyapıyorlardı. Küttab sınıfı bu fonksiyonlarıyla örf alanındaki kuralları uygulayan gruptu. Bunlarhem kural koyarlar, hem de uygularlardı. Bu açıdan devletin işleyişinde önemli bir rolüstlenmişlerdi.

b. Reaya (Yönetilenler)Osmanlı Devleti’nde yönetilenlere "reaya" denirdi. XIX. yüzyıldan sonra reaya, daha çokMüslüman olmayanlar için kullanılırdı. Reaya ile askeri sınıfın farkı, reayanın vergi ödemesi,askerlerin ise vergi vermemesiydi.

Yönetilenler dini yönden de üçe ayrılmıştı:

Müslümanlar: Müslümanlar yönetici olurlar, askerlik yaparlar ve öşür verirlerdi. Müslümanlargenellikle, tarım ve sanatla uğraşırlardı.Hristiyanlar ve Museviler: Hristiyan ve Museviler askerlik yapmazlar, buna karşılık "Cizye"denilen vergiyi verirlerdi. Cizye yetişkin ve sağlıklı erkeklerden alınırdı. Genellikle ticaret vetarımla uğraşıyorlardı. Islahat Fermanı ile devlet memuru olma hakkını elde ettiler.

16 / 22

Page 17: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

OSMANLI TOPLUMUNDA SOSYAL HAREKETLİLİK1. Yatay HareketlilikÜlke sınırları içinde insanların bir bölgeden başka bir bölgeye, köyden şehre göç ederekyerleşmesi olayına yatay hareketlilik denir. Bu hareketlerden bir kısmı kendiliğindengerçekleştiği gibi bir kısmı da devletin imar ve iskan politikasının uygulanması sonundagerçekleşmiştir.

2. Dikey HareketlilikDikey hareketlilik, bir kişinin, yönetenlerden yönetilenlere ya da yönetilenlerden yönetenlersınıfına geçiş yapabilmesidir. Yönetilen statüsünden yöneten statüsüne geçmenin üç şartı vardı:Müslüman olmak, üzerine aldığı vazifeleri en iyi şekilde yerine getirmek ve padişaha tam birsadakatla bağlı olmak.

• Yönetenler sınıfına geçebilmenin yollarından biri devşirmesistemiydi. Bu sistemle toplananlar• Acemi Oğlanlar Ocağı’nda ve Enderun’da eğitim görerek askeri sınıfa girebilirlerdi.• Askeri sınıfa geçmenin diğer bir yolu da medrese eğitimi görmekti, iyi bir medrese eğitimigörmüş bir kişi adalet, eğitim, din teşkilatları ile sivil bürokraside en üst makamlara gelebilirdi.• Seferlerde başarı göstererek tımar sahibi olmak ya da kale-miye sınıfına katip olarak girmekte yönetenler sınıfına geçmenin yolları arasındaydı.

OSMANLI EKONOMiSiA Osmanlı iktisat AnlayışıOsmanlı ekonomisi, büyük ölçüde tarıma dayalıydı. Bu nedenle Osmanlı iktisat anlayışı da,toprağın iyi değerlendirilmesi, boş bırakılmaması, iyi bir vergilendirme sistemine dayanıyordu.

17 / 22

Page 18: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

Sı-~ nırların genişlemesi sonucu, ticaret faaliyetleri de Osmanlı ikti-u: sat anlayışına yeni birdeğişiklik getirdi. Ticari faaliyetler Osmanlı fetihlerini de yönlendirdi. Amasra, Trabzon veKırım’ın fethiyle

• ipek Yolu, Mısır’ın fethiyle Baharat YoluOsmanlı kontrolünegeçti.Coğrafi Keşifler sonunda ticaret yollarının değişmesi, kapitülasyonnların etkisi ve dış ticaretinyabancıların eline geçmesi giderek Osmanlı ekonomisini olumsuz yönde etkiledi. Bu olumsuzgelişmeler karşısında devlet, bazı alanlarda himayeye ve müdahaleye gerek duydu. Selim’denitibaren yerli malı kullanılması, paranın dışarıya çıkmaması, güçlü bir para oluşturulması.Türk tüccarların korunması, Osmanlı iktisat anlayışına hakim olmaya başladı.

B. Osmanlı Ekonomisinin Tabii Kaynaklarıa. insan : Osmanlı Devleti’nde, üretici kitlelere genel olarak re-© aya deniyordu. Bu nedenleOsmanlı ekonomisinin temel insan kaynağı reaya idi. ilk nüfus sayımı 1831 ’de yapıldı. Ancak,daha m önceki dönemler için Osmanlı ülkesindeki nüfus durumunu be-o_ lirten önemli belgelervardır. Bu belgeler tahrir defterleridir. Osmanlı Devleti, bir bölgeyi ilk fethettiğinde, ya da belirlizaman-w larda bir sayıma tabi tutardı. Tahrir defterleri vergi yükümlüsü er-K kek nüfusu veödenmesi gereken vergileri belirlemek amacıyla tutulurdu.

b. Toprak : Osmanlı Devleti, toprağın büyük bir kısmını miri toprak olarak 2 kendi mülkiyetindetutuyordu. Devlet toprakların işlenmesini reayaya bırakmış ve ekonomik hayatı düzenlerken, herköylü ailesinin geçimini sağlayacak toprağa sahip olmasına dikkat etmiştir. Tımar sistemi içindebu topraklar çift diye isimlendirilmiştir. Osmanlı Devleti’nde ülke toprakları mülkiyet hakkıbakımından Mülk, Miri ve Vakıf olmak üzere üçe ayrılmıştır.

1. Mülk Arazi:Halkın elinde bulunan, tamamıyla halka ait olan topraklardı. Bu tür topraklar kendi aralarında iki

18 / 22

Page 19: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

kısma ayrılıyordu: Öşriyye : Müslümanlara ait olan topraklar Haraciyye : Gayri müslimlerin sahipolduğu topraklar2. Vakıf Arazi:Gelirleri cami. medrese, hastane gibi topluma hizmet veren kuruluşların masrafları için ayrılmışolan arazilerdir. Vakıf arazilerinin alınıp satılması kesinlikle yasak olup devlet tarafından davergiden muaf tutulmuştur.3. Miri Arazi:Devlet mülkiyetine geçirilen topraklardır. Mülkiyeti devlete aitolan topraklar ekilip biçilmesi ve işlenmesi amacıyla çeşitli kişilere bırakılmıştı. Miri arazi çeşitli bölümlerden meydana gelmiştir.

Osmanlı Devleti dirlik sistemini uygulamakla birçok kazanç elde etmiştir. Dirlik arazisini ekipbiçenler (reaya) devlete vermeleri gereken vergiyi devletin göstereceği askerlere, memurlaraveya sosyal kurumlara ödemekteydi. Böylece devlet memurlaıı ve askerlerin maaşları halktarafından ödenen vergilerle karşılanıyordu. Çok düzenli olarak işleyen bu sistem, sürekli kontroledilmekteydi. Dirlikleri alıp satma imkanı yoktu.

Dirlik sisteminin uygulanmasıyla;Devlet, üretimi denetimi altına almış ve sürekliliğini sağlamıştır.Eyalet askerleri bu sistem sayesinde yetiştirilmiş, devamlı savaşa hazır bir ordubulundurulmuştur.Ülkenin bayındır hale gelmesi, araziden daha iyi faydalanılması, askeri masrafların azaltılması,böylece gelirlerin artırılması sağlanmıştır.Tımar sistemiyle devlet vergi toplama külfetinden kurtulmuştur.iç ve dış güvenlik sorunu çözülmüştür. Bu sistemle ülkenin her tarafına yayılan askerlersayesinde köylerde bile güvenlik sağlanmıştır.

Has ve zeametler, ilgili kişilere görevde kaldığı süre içinde tahsis edilir, görevlerinin bitimindedirliği geri alınırdı. Tımarlar ise kanunlara aykırı bir hareketi olmadığı taktirde, sipahilere ömürboyu verilirdi. Sipahinin ölümü üzerine bazı şartlarla mirasçılarına kalırdı. Topraklar devletinmalıydı. Dirlik sahipleri ve sipahiler, bölgenin yönetiminden sorumluydu. Dirlik sahibi, dirliğin enönemli temsilcisidir ve kadı denetiminde burayı yönetir, çağrıldığında savaşa giderdi.Dirlik sistemiyle, askerin ihtiyaçlarının bir kısmının karşılanması, tarımda yüksek verimlilik,toprağın vergilendirilmesi, toprağın boş bırakılmaması sağlanıyordu. XVI. yüzyılın sonlarındanitibaren tımar sistemi belirli kişilerin elinde toplanmaya başladı. 1858 Arazi Kanunnamesi’yle,

19 / 22

Page 20: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

uzun süre toprağı elinde bulunduran ve işleyenler, onun sahibi oldular.

iltizam sistemi:Osmanlı Devleti’nde tımar sistemi içine yerleştirilemeyen faaliyetlerin gerektirdiği parayısağlayabilmek için tımar sistemi yanında birde iltizam usulü uygulanıyordu. XVI. yüzyılda bazıeyaletlerin vergilerinin açık artırma yoluyla belirli bir bedel karşılığı peşin olarak mültezim adıverilen kişilere bırakılmasına iltizam denirdi.Bu sistem ilk defa Kanuni zamanında, Sadrazam Rüstem Paşa tarafından uygulandı. Devlet,uzak bölgelerin vergi gelirlerini açık artırmayla nakit olarak satmış, eyaletlerdeki askerler veyöneticilerin maaşlarını ödemiştir.

C. Üretim

a. TarımOsmanlı ekonomisinin en önemli kolu tarımdır. Osmanlı toplumu genelde bir köylü toplumuydu.Tarım politikasını belirleyen en önemli uygulama, tımar sistemiydi. Bu sistemde toprağınmülkiyeti devlete, işleme hakkı köylüye, vergisi sipahiye aitti. Köylü, toprağı sürekli işleme, mirasbırakma hakkını devam etti rebilmek için bazı yükümlülükleri yerine getirmek zorundaydı:

1. Sebepsiz olarak toprağını terk edemezdi.

20 / 22

Page 21: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

2. Toprağını sebepsiz olarak üç yıl üst üste boş bırakamazdı. Eğer bırakırsa, toprak kendisindenalınırdı.3. Öşür ve diğer vergileri sipahiye ödemek zorundaydı.

Bu yükümlülüklere karşı devlet de halkın güvenliğini korumak ve düzeni sağlamakla görevliydi.Vergiyi toplamakla görevli olan sipahinin de reayaya karşı yükümlülükleri vardı:

1. Köylünün güvenliğini sağlamak,2. Üretim araçlarını temin etmek,3. Tohum ve gübre ihtiyaçlarının karşılanmasında köylüye yardımcı olmak,4. Köylünün vergisini en kolay şekilde ödemesini sağlamaktı.

b. HayvancılıkHayvancılık tarım ekonomisinin ve genel ekonominin önemli unsurlarından biridir. Osmanlıdöneminin teknolojik seviyesi içinde hayvan, ulaşım ve üretimin en önemli güç kaynağıdır.Hayvancılık, daha çok Doğu, Orta ve Batı Anadolu’daki göçebeler tarafından yapılmaktaydı.Adet-i Ağnam adıyla önemli bir miktar teşkil eden hayvanlar için vergi alınıyordu.

c. Sanayi1. Esnaf Teşkilâtı:Esnaf ve zanaatkarların, çalışma ve pazar sorunlarını çözmek, mesleğe yeni eleman yetiştirmek

21 / 22

Page 22: Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı ...uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesilmesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına

Osmanlı İmparatorluğuX-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

amacıyla Lonca Teşkilâtı kurulmuştur. Loncaların dışında, esnaflık ve zanaatkârlık yapmakmümkün değildi. Loncalar, devletçe belirlenen kurallara uymak zorundaydı.2. Üretim Dalları:En gelişmiş sanayi dalı dokumacılık ve deri işlemeciliğiydi. Buna paralel olarak sanayideboyacılık gelişmişti. Avrupa saraylarından bile kumaşlarını boyatmak için Osmanlı ülkesine

22 / 22