Osman Tez -...
Transcript of Osman Tez -...
ISBN 978-975-19-4488-7
Bu yayın 500 adet basılmıştır.
Bu çalışma Devlet Planlama Teşkilatının görüşlerini yansıtmaz. Sorumluluğu yazarına aittir. Yayın ve referans olarak kullanılması Devlet Planlama Teşkilatının iznini gerektirmez.
TEŞEKKÜR
Tez danışmanı olarak bu çalışmanın konusunun belirlenmesinden son şeklinin verilmesine kadar her türlü desteği sağlayan Tarım Dairesi Başkanı Sn. Mehmet TARAKCIOĞLU’na, tezin şekil ve içerik anlamında düzenlenmesine önemli katkılar sağlayan İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürü Sn. Cüneyd DÜZYOL’a, Sanayi Dairesi Başkanı Sn. Latif TUNA’ya, Sn. Ömrüye AYGÜN’e, Sn. Murat KUTLUKSAMAN’a ve Sn. Ebru ÇETİNKURŞUN’a, çalışmalarımda karşılaştığım sorunlu alanlara ilişkin sağladığı açıklayıcı bilgiler için Avrupa Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğünden Sn. Freek JANMAAT’a ve tezin hazırlanmasında manevi desteklerini esirgemeyen aileme ve çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim.
ÖZET
Planlama Uzmanlığı Tezi
AB’YE ÜYELİK YOLUNDA TARIMDA DEVLET YARDIMLARININ DÜZENLENMESİ
Osman ZEMHERİ
Devlet tarafından ekonominin belirli bir bölümüne sağlanmakta olan destekler,
ayrıcalıklar ve avantajlar şeklinde açıklanabilecek devlet yardımlarının, başta AB ve DTÖ olmak üzere değişik platformlarda düzenlenmesi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.
AB, Birlik olmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan “ortak çıkarların korunması” ilkesi temelinde, sağlıklı bir piyasa düzeni ve rekabet ortamının oluşturulabilmesini teminen, rekabet politikalarının bir parçası olarak, üye ülkelerin ekonomi aktörlerine sağladıkları devlet yardımlarında belirli sınırlar dâhilinde kalmaları amacıyla düzenlemeler yapmıştır. Kendine özgü özellikleri nedeniyle görece fazla kamu müdahalesi altında olan tarım sektöründeki yardımlar da bu düzenlemelere konu olmaktadır.
Ancak, tarım için bu düzenlemelerde sektörün farklı dinamikleri ve ihtiyaçları gözetilerek genel kurallardan belirli ölçülerde farklılaşmalara gidilmekte, temel kurallar ve ilkeler değişmemekle birlikte, özel mevzuat oluşturulabilmektedir. Ayrıca, Avrupa Komisyonu’nun izleme ve değerlendirme görevlerini yerine getirebilmesi için üye ülkelerin gerekli bilgileri sağlamasına dair usul ve esaslar da belirlenmiş durumdadır.
Bu doğrultuda, çalışmanın amacı, aday ülke konumunda bulunan Türkiye’deki ilgili kesimlere AB’de tarımda devlet yardımları sistemini genel hatlarıyla tanıtmak ve AB ile beraber ülkemizdeki mevcut sistemi inceleyerek bu alanda sağlanması gerekecek uyum çalışmalarına dair tespitlerde bulunmaktır.
Sonuç itibarıyla, sektör açısından yeni olan bu alanda, kısa vadede ilgili taraflarda gerekli farkındalığın ve bilincin oluşturulması, yapılması gerekenlerin başında gelmektedir. Orta ve uzun vadede ise sırasıyla, ülkemizde uygulanan tarımda devlet yardımlarının detaylı bir dökümünün çıkarılarak AB müktesebatı çerçevesinde yerinin değerlendirilmesi ve kurumsal yapılanma gereklerinin yerine getirilerek yardım tedbirlerinde ihtiyaç duyulabilecek değişikliklerin yapılması gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: tarım, devlet yardımları, rekabet politikası, AB’ye uyum
ABSTRACT
Thesis for Planning Expertise
REGULATING STATE AIDS IN AGRICULTURE ON THE WAY TO EU ACCESSION
Osman ZEMHERİ
There exists the need to regulate the state aids, that can be explained as the supports, privileges and advantages granted by state to certain agents of the economy, especially within the platforms of EU and WTO.
Taking the principle of protection of common interest into account, as part of the competition policy, EU imposes some constraints for the state aids granted to economic actors by the member states due to certain reasons, in order to have undistorted market conditions and a level competition environment. Agriculture sector, which is under relatively high public intervention because of its unique features, is also regulated within this context.
However, the regulatory basis for agricultural state aids vary from the general rules to some extent, without prejudice of the main principles of the state aid concept, taking the sector’s dynamics and needs into account. In addition, so as to enable the EU Commission to carry out its monitoring and evaluation duties; there are some procedural requirements set for the member states such as transferring all relevant data to the Commission regarding their state aid implementations.
In this framework, the aims of this study are to introduce the agricultural state aid system of the EU to the related stakeholders in Turkey and to come up with comments on Turkey’s cohesion efforts to EU by examining the both sides’ current state on the subject.
Consequently, increasing the awareness and consciousness of the related parties in Turkey on this new subject, seems as the first step to be taken in the short term. A detailed inventory study for Turkey’s agricultural state aids should be made in the medium term, taking the EU’s related acquis into account. Finally, necessary institutional building works should be carried on in the long term, together with the necessary modifications needed for the implemented aid measures.
Key Words: agriculture, state aids, competition policy, EU cohesion
İÇİNDEKİLER
TEŞEKKÜR....................................................................................................................... i ÖZET ...............................................................................................................................iii ABSTRACT..................................................................................................................... iv İÇİNDEKİLER ................................................................................................................. v ŞEKİLLER LİSTESİ .....................................................................................................viii TABLOLAR LİSTESİ ....................................................................................................vii KUTULAR LİSTESİ ......................................................................................................vii KISALTMALAR ............................................................................................................vii GİRİŞ ................................................................................................................................ 1 1. DEVLET YARDIMLARI KAVRAMI..................................................................... 3
1.1. Devlet Yardımları Kavramının Gelişimi........................................................... 3 1.2. DTÖ’de Devlet Yardımları ............................................................................... 6
1.2.1. Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması ............................... 7 1.2.2. Tarım Anlaşması ....................................................................................... 8
1.3. Devlet Yardımı Türleri...................................................................................... 8 1.3.1. Veriliş şekline göre devlet yardımı türleri ................................................ 9 1.3.2. Veriliş amacına göre devlet yardımı türleri ............................................ 12
1.4. Devlet Yardımları Uygulamalarının Nedenleri............................................... 12 1.5. Tarımsal Devlet Yardımları ............................................................................ 14
1.5.1. Tarımsal piyasaların temel ayırıcı özellikleri.......................................... 15 1.5.2. Tarım, tarımsal yardımlar ve sınıflandırma ............................................ 16
2. AB’DE TARIMSAL DEVLET YARDIMLARI ÇERÇEVESİ ............................. 19 2.1. AB’de Devlet Yardımlarının Genel Mevzuatı ve Yapısı ................................ 19
2.1.1. AT Antlaşması’nın rekabet politikası kapsamındaki devlet yardımları hükümleri............................................................................... 19
2.1.1.1. Madde 87–1 devlet yardımlarının yasaklanması ve özelliklerinin belirtilmesi .................................................................... 19 2.1.1.2. Madde 87–2 ve 87–3; muafiyetler ...................................................... 21 2.1.1.3. Madde 88 ve 89; usule dair hususlar................................................... 22
2.1.2. AT Antlaşması’nda tarım sektörü-devlet yardımları ilişkisi................... 24 2.1.3. Diğer hususlar ve değerlendirmeler ........................................................ 25 2.1.4. Müktesebatın tamamlanmasında ATAD’ın rolü..................................... 27
2.2. Tarımda Devlet Yardımlarının Yasal Çerçevesi ............................................. 29 2.2.1. İşletme dönemi yardımları ...................................................................... 35 2.2.2. Kırsal kalkınma tedbirleri ....................................................................... 36
2.2.2.1. Tarımsal işletmelere yönelik yatırım yardımları (birincil üreticiler) .. 36 2.2.2.2. Tarımsal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik yatırım yardımları ............................................................................... 39 2.2.2.3. Geleneksel peyzajın ve yapıların korunması....................................... 41 2.2.2.4. Kamu yararı yönünde çiftlik binalarının yerinin değiştirilmesi.......... 41 2.2.2.5. Sektöre genç çiftçilerin girişinin sağlanması ...................................... 42 2.2.2.6. Tarımsal faaliyetin sonlandırılması veya erken emeklilik için yardım42 2.2.2.7. Çevresel yardımlar ve hayvan refahı yardımları ................................. 43
2.2.2.7.1. Tarım-çevre ve hayvan refahı taahhütlerine yardım sağlanması.. 44 2.2.2.7.2. Natura 2000 ödemeleri ve 2000/60/EC Direktifi’ne bağlı ödemeler.. 45
2.2.2.8. Belirli alanlardaki dezavantajların tazminine yönelik yardımlar ........ 46
2.2.2.9. Standartların karşılanmasına yönelik yardımlar.................................. 47 2.2.2.10. Üretici gruplarına yönelik yardımlar (kuruluş yardımları) ................. 47 2.2.2.11. Arazileri yeniden parselleme yardımı ................................................. 49 2.2.2.12. Kaliteli ürün üretimi ve pazarlanmasına yönelik yardımlar................ 49 2.2.2.13. Tarım sektöründe teknik destek sağlanması ....................................... 51 2.2.2.14. Hayvancılık sektörüne yönelik yardımlar ........................................... 52
2.2.3. Risk ve kriz yönetimi .............................................................................. 53 2.2.3.1. Tarımsal üretim veya üretim araçlarının uğradığı zararların tazminine yönelik yardımlar ............................................................... 55
2.2.3.1.1. Doğal afet ve olağanüstü durumlarda oluşan hasarların giderilmesine yönelik yardımlar................................................... 55
2.2.3.1.2. Kötü hava şartları nedeniyle çiftçilerin oluşan kayıplarının tazminine yönelik yardımlar......................................................... 56
2.2.3.1.3. Hayvan ve bitki hastalıkları ile mücadele yardımları................... 57 2.2.3.1.4. Sigorta primlerinin ödenmesine yönelik yardımlar...................... 59
2.2.3.2. Üretim, işleme veya pazarlama kapasitesinin kapatılması yardımı .... 59 2.2.3.3. Kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımları ................................... 61
2.2.4. Diğer yardımlar ....................................................................................... 63 2.2.4.1. Reklam yardımları............................................................................... 63 2.2.4.2. Sübvansiyonlu kısa dönem kredileri şeklinde yardımlar .................... 64 2.2.4.3. 2003/96/EC Direktifi çerçevesinde sağlanan vergi muafiyetleri
şeklindeki yardımlar............................................................................ 64 2.2.4.4. Ormancılık sektörü için yardımlar ...................................................... 65
2.2.5. Blok muafiyetler...................................................................................... 67 2.2.5.1. Tarımsal KOBİ’lere yönelik yardımlar............................................... 69 2.2.5.2. Tarımsal De minimis yardımı.............................................................. 70
2.3. AB’de Devlet Yardımlarına İlişkin Kontrol Süreci - Usule Dair Hususlar .... 72 2.3.1. Yeni yardıma ilişkin usul ........................................................................ 73 2.3.2. Kanuna aykırı yardıma ilişkin usul ......................................................... 74 2.3.3. Mevcut yardıma ilişkin usul.................................................................... 75
2.3.3.1. 10 yeni üye ülke için mevcut yardım .................................................. 75 2.3.4. Komisyonun 794/2004 sayılı uygulama tüzüğü...................................... 78
2.4. Kurumsal Yapılanma Gerekleri ve Üye Ülkelerde Durum............................. 79 2.4.1. Üye ülkelerde devlet yardımlarının idaresine yönelik bir örnek: İngiltere.. 81
3. TÜRKİYE’DE TARIMSAL DEVLET YARDIMLARI ÇERÇEVESİ ................. 83 3.1. Genel ............................................................................................................... 83 3.2. AB Katılım Süreci ve Getirdikleri- Son Dönem Gelişmeleri ......................... 84 3.3. Tarım Sektöründe Durum ............................................................................... 85
3.3.1. İşletme dönemi yardımları ...................................................................... 87 3.3.2. Kırsal kalkınma tedbirleri ....................................................................... 89 3.3.3. Diğer yardımlar ....................................................................................... 92
3.4. Kurumsal Yapılanma ...................................................................................... 93 3.5. Tarama Süreci Tecrübeleri.............................................................................. 97
SONUÇ VE ÖNERİLER .............................................................................................. 100 TERİMLER SÖZLÜĞÜ ............................................................................................... 107 EKLER.......................................................................................................................... 111 KAYNAKÇA................................................................................................................ 138
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1-1 : Veriliş Şekline Göre Devlet Yardımı Türleri ........................................... 10 Şekil 2-1 : AB’de Devlet Yardımlarının Kontrolüne İlişkin Usul ............................. 77
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 2-1 : AB’de Devlet Yardımlarının Üye Ülke Bazında Yüzde Olarak Sektörlere Göre Dağılımı, 2007 Yılı ....................................................... 26 Tablo 2-2 : AB’de Tarım Sektöründe Uygulanan Devlet Yardımlarını Düzenleyen Mevzuat............................................................................... 30 Tablo 2-3 : Yardım Grubu Bazında Tarımda Devlet Yardımı Türleri....................... 34 Tablo 2-4 : Birincil Üreticilere Sağlanabilecek Yatırım Yardım Yoğunlukları ........ 37 Tablo 2-5 : Üye Ülkelerde Devlet Yardımlarından Sorumlu Kurumlar .................... 80 Tablo 3-1 : Tarımsal Destekleme Bütçesinin Dağılımı.............................................. 88
KUTULAR LİSTESİ
Kutu 1-1 : Sübvansiyon ile Devlet Yardımları Kavramları ......................................... 4 Kutu 2-1 : AB’de Mikro, Küçük ve Orta Ölçekli İşletme Ayrımı ............................. 23 Kutu 2-2 : ATAD ve Ulusal Mahkemeler.................................................................. 29 Kutu 3-1 : AB’de Tarımsal Devlet Yardımlarının Sınıflandırılması ......................... 92
KISALTMALAR
AB Avrupa Birliği
AET Avrupa Ekonomik Topluluğu
ATAD Avrupa Toplulukları Adalet Divanı
bkz Bakınız
BSE Bovine Spongiform Encephalopathy – Sığırların Süngerimsi Beyin Hastalığı
ÇATAK Çevre Amaçlı Tarımsal Arazilerin Korunması Programı
DEFRA Department for Environment, Food and Rural Affairs - Birleşik Krallık Çevre, Gıda ve Kırsal İşler Departmanı
DGD Doğrudan Gelir Desteği
DPT Devlet Planlama Teşkilatı
DTI Department of Trade and Industry – Birleşik Krallık Ticaret ve Sanayi Departmanı
DTÖ Dünya Ticaret Örgütü
GATT General Agreement on Tariffs and Trade - Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması
IPA Instrument for Pre-accession Assistance - Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı
KOBİ Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
OECD Organization for Economic Co-operation and Development - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
OPD Ortak Piyasa Düzeni
OTP Ortak Tarım Politikası
TKB Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
TKKB Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği
TSE Transmissible Spongiform Encephalopathy - Bulaşıcı Süngerimsi Ensefalopatiler
1
GİRİŞ
Devlet yardımları, İkinci Dünya Savaşı sonrası GATT kapsamında
düzenlenen uluslararası ticarette, rekabet üzerindeki olumsuz etkilerinin
engellenmesi amacıyla dış ticaret bağlamında bir dizi düzenlemeye tabi tutulmuş;
benzer bir yaklaşım, AB’nin oluşturulduğu süreçte de Birlik içi ticareti düzenleme
bağlamında kendini göstermiştir.
Tarım sektörü, sektörün farklı işleyiş yapısı ve gıda güvencesi göz önüne
alındığında, ekonomik ve sosyal politikaların başlıca uygulama alanlarından birini
oluşturmaktadır. Buna rağmen, tarım politikalarının temel araçlarından birisi olan
devlet yardımları, görece derecesi değişmekle beraber, AB’de genel devlet
yardımları düzenlemelerine paralel şekilde ele alınmaktadır.
Devlet yardımlarının rekabet politikası kapsamında ele alınması, Türkiye için
1995 yılında AB ile Gümrük Birliğinin oluşturulması sürecini tamamlayan 1/95
Sayılı Türkiye-AT Ortaklık Konseyi Kararı’yla ortaya çıkmış bir olgu olup, tarım bu
kapsam içerisinde değerlendirilmemiştir. Ancak tarımda devlet yardımları konusu,
AB ile 3 Ekim 2005 tarihinde başlatılan Tam Üyelik Müzakereleri kapsamında,
sektörle ilgili ayrı bir başlık olarak gündeme girmiştir.
Bu kapsamda, adaylık sürecinde uyum sağlanması gereken yeni bir konu
olarak karşımıza çıkan tarımda devlet yardımlarının düzenlenmesi açısından, AB
müktesebatının irdelenmesi ve ülkemize yansımalarının değerlendirilmesi ihtiyacı
ortaya çıkmıştır.
Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde, çalışmanın ilk bölümünde devlet
yardımlarının genel değerlendirilmesi yapılarak, türleri, uluslararası platformlarda
nasıl ele alındığı ve tarımsal devlet yardımlarının ayırt edici özellikleri genel
hatlarıyla anlatılmaya çalışılmıştır.
İkinci bölümde ise, AB’de devlet yardımları kuralları, öncelikle rekabet
politikası anlamında bir giriş bölümüyle anlatılmakta olup, tarım sektörüyle ilişkisi
belirtilmiş ve sonrasında tarım sektörüne ilişkin daha ayrıntılı düzenlemeler, üye
ülkelerden beklenen usule dair gereklerle birlikte tanıtılmıştır. Sonrasında, bu
2
sistemin işleyişi dâhilinde oluşturulan ve sorumluluklar üstlenen kurumsal
yapılanmalara değinilmektedir.
Çalışmanın üçüncü bölümünde, Türkiye’de devlet yardımları konusu yine AB
ile ilgili bölümde olduğu gibi kavramın genel çerçevesinden başlanarak anlatılmakta
olup, tarım sektöründeki yardımlar tedbir grubu bazında tartışılmaktadır. Bunun yanı
sıra, Türkiye’de adaylık ve üyelik sürecinde bu alana ilişkin yükümlülüklerin yerine
getirilmesi amacıyla kurumsal ve idari yapılanma alanında yürütülmesi gerekecek
çalışmalara katkı sağlayacak tartışmalara da bu bölümde yer verilmektedir.
Son olarak bu alanda; katılım öncesi dönemde ve üyelikten sonra, ülkemizi
nelerin beklediğini ve sürecin etkin bir şekilde geçirilmesi için neler yapılması
gerektiğini irdeleyen değerlendirmelere sonuç ve öneriler bölümünde yer
verilmektedir.
Çalışmanın hazırlanmasında, konunun niteliği nedeniyle, ilgili mevzuat
taraması ve literatürün mümkün olduğunca karşılaştırmalı olarak gözden geçirilmesi
başlıca hazırlık faaliyetlerini oluşturmuştur. Ayrıca, halen AB’de gelişimi hızla
devam eden bu konuda, Avrupa Komisyonu’nda konudan sorumlu çalışanlarla hem
tarama sürecinde hem de tarama sonrasında sürdürülen kişisel temaslar ise söz
konusu müktesebatın kritik noktalarının anlaşılmasında büyük fayda sağlamıştır. Ek
olarak, hem üye ülke kurumlarından hem de Türkiye’den konuyla ilgili kişilerle
yapılan diğer mülakat ve elektronik ortamda kurulan temaslar, çalışma için oluşan
birikimin diğer bir kaynağını oluşturmaktadır. Bunların dışında, DPT
Müsteşarlığı’ndaki çalışma döneminde elde edilmiş olan bilgi ve deneyimlerin de
çalışmanın tamamlanmasında önemli katkısı olmuştur.
3
1. DEVLET YARDIMLARI KAVRAMI
1.1. Devlet Yardımları Kavramının Gelişimi
Sözlük anlamı “kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için
kullanma, muavenet”1 olan “yardım” kelimesi “devlet” kelimesi ile bir araya
geldiğinde “bir devletin sahip olduğu güç ve imkânların, ekonomik hayatta bir ya da
bir grup gerçek veya tüzel kişilerin faydasına sunulması” şeklinde bir tanıma
ulaşabiliriz. Bunun yanı sıra, “devlet yardımı” kavramı için “belirli ekonomik
faaliyetlerin diğerlerine oranla daha fazla ve hızlı gelişmesini sağlamak amacıyla,
kamu tarafından çeşitli yöntemlerle verilen maddi veya gayri maddi destek, yardım
ve özendirmeler”2 şeklinde daha teknik bir tanım da kullanılabilir. Ancak, AB ile
Müzakereler kapsamında yapılmış olan Tarım ve Kırsal Kalkınma Faslı Tarama
toplantılarında çok sık kullanıldığı üzere “kamu kaynaklarıyla bir sektöre, bir veya
birkaç firmaya sağlanan her türlü ekonomik avantaj” gibi işlevsel bir tanım da
yapmak mümkündür.
Bununla birlikte, çalışmanın adından da anlaşılacağı üzere, araştırma konusu
olan devlet yardımları olgusunun kendisi değil, yardımların düzenlenmesi gereğidir.
Her ne kadar İngiltere’nin Fransa ile 1860 tarihinde yaptığı Cobden-Chevalier
Anlaşması ve akabinde Avrupa’da yapılan bir dizi ticaret anlaşmasında,
sübvansiyonların düzenlenmesine ilişkin hükümler yer aldığı ifade edilse de3,
günümüzdeki anlayışı yansıtan uygulamalar İkinci Dünya Savaşı sonrasında,
uluslararası ticaretin düzenlenmesi amacıyla 1947 tarihinde imzalanan Tarifeler ve
Ticaret Genel Anlaşması (GATT) ile başlamıştır.
1 Türk Dil Kurumu resmi internet sitesiden edinilmiştir. http://www.tdk.gov.tr, 31 Mart 2006. 2 Erdem, Şükrü, AB Müktesebatında Devlet Yardımları ve Türkiye’nin Uyumu, Akdeniz Üniversitesi, Antalya, 2004:15. 3 Erdem, 2004:25
4
Sübvansiyon mu Devlet Yardımı mı? Konuya ilişkin literatürde “sübvansiyon” ve “devlet yardımı” kavramları sıkça birbirinin yerine kullanılmaktadır. “Sübvansiyon”(1), fransızca “parasal yardım” anlamındaki “subvention” kelimesi kökenli olup, sözlük anlamı “destekleme” iken, “yardım” ise “kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet” anlamına gelmektedir. İngilizcede ise sübvansiyon kelimesinin karşılığı olan “subsidy”(2) kelimesi “bir kişi veya yönetim tarafından bir diğerine verilen finansal yardım” şeklinde tanımlanırken Fransızcadaki “subvention”dan türetilmiştir. “Aid” ise “bir katkıda veya yardımda bulunma hareketi veya sonucu” olarak tanımlanmaktadır. Bu açıklamalar temelinde, Oswell ve Vahida (2004) tarafından da belirtildiği üzere, sübvansiyon, parasal yardım anlamında olumlu ek faydaya işaret ederken; devlet yardımı ise daha geniş kapsamda tanımlanmakta olup sadece sübvansiyonları değil aynı zamanda sonuçta olumlu ek fayda üretecek etkiye sahip davranış/eylemleri ve müdahaleleri de içermektedir. AB bütünleşmesi ilerlerken, 1951 tarihli AKÇT Antlaşması’nda ilgili bölümlerde “sübvansiyonlar veya yardım- subsidies or aid” şeklinde adlandırılırken; 1957 tarihli AET Antlaşmasında ise daha geniş tanımlı olan “yardım” kelimesi “devlet yardımı - state aid” şeklinde kullanılmıştır. (3) Bu çalışmada, tarihsel veya hukuki metinlere yapılan atıf/göndermelerde kullanılan şekline sadık kalınmış olmakla beraber, diğer kısımlarda “devlet yardımı” kavramı kullanılmıştır. (1) http://www.tdk.gov.tr 8 Mart 2007 (2)http://www.yourdictionary.com/ahd/s/s0851600.html 8 Mart 2007 (3) OECD, 2001:167 Oswell, D. and E. Vahida (2004) “E.U. State Aid Developments in 2003: More Complexity, Less Certainty” Northwestern Journal of International Law& Business, 24:754
Kutu 1-1 : Sübvansiyon ile Devlet Yardımları Kavramları
Söz konusu Anlaşma ile uluslararası ticaretin serbestleşmesini teminen,
özellikle ticareti etkileyen ulusal uygulamalar düzenlenmeye çalışılmıştır. Bu
kapsamda, Anlaşma’nın damping ve telafi edici uygulamalara ilişkin VI. Maddesi,
sübvansiyonlara ilişkin XVI. Maddesi ile Anlaşma hükümlerinin ihlali ve doğan
zararlar ile izlenecek yönteme ilişkin XXIII. Maddesi, sübvansiyonlara dair
uluslararası kuralları düzenlemektedir. İlgili maddeler kapsamında ele alınan
sübvansiyonların uluslararası ticarete etkisini en aza indirmek ve anlaşmazlıkların
hallinde daha etkili bir çerçeve sağlamak amacıyla, 1979 Tokyo Ticaret Müzakereleri
Turu sonrasında, 1980 yılında 35 ülkenin katılımı ile yürürlüğe giren (ülkemiz 1985
yılında taraf olmuştur) Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler Kodu kabul
5
edilmiştir.4 Ek olarak, Uruguay Turu Çok Taraflı Ticaret Müzakerelerini takiben
1994 yılında imzalanan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Anlaşması ekinde yer alan
GATT Anlaşması (GATT 1994), Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler
Anlaşması ve Tarım Anlaşması ile konu son şeklini almıştır.
Bunların yanı sıra, GATT/DTÖ çerçevesinde oluşturulmaya çalışılan serbest
uluslararası ticaretten daha ileri ekonomik ve siyasi bütünleşme içeren AB
bütünleşmesinde ise konu, “devlet yardımları” kavramı kapsamında düzenlenmiştir.
Zira bazı devlet yardımlarının üye devletler arasındaki rekabeti bozucu ve dolayısıyla
serbestleştirilen ticareti etkileyici potansiyeli nedeniyle, bu uygulamaların kontrol
edilmesi ihtiyacı doğmuştur. Bu itibarla, “devlet yardımlarının kontrolü” konusunun,
rekabetin korunmasına ilişkin hükümlerle birlikte AKÇT ve devamında AET
Antlaşmaları’nda yer alması sağlanmıştır.
II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da barışın kalıcı tesisi, Almanya’nın
istikrara kavuşturulması ve Batı Avrupa’nın geri kalanı ile bütünleşmesini sağlamak
amacıyla 1951 Paris Antlaşması ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT)
kurulmuştur. Söz konusu Antlaşma’nın, kendi diliyle, “rekabet koşullarına
müdahale”ye ilişkin hükümleri, “hükümet sübvansiyonlarını ve yardımlarını” da
düzenler şekilde ele alınmıştır.5 1957 tarihli Roma Antlaşması ile ortak pazarın
rekabet hukuku oluşturulurken, aynı zamanda üye devletlerin Antlaşma’nın rekabet
hukukuna ilişkin hükümlerini dolaylı yoldan ihlal etmelerini önlemek amacıyla
“devletçe sağlanan yardımlara” ilişkin de düzenlemeler yapılmıştır.
Hatta AB’deki söz konusu düzenlemelerin, Sübvansiyonlar ve Telafi Edici
Tedbirler Anlaşması için esin kaynağı olduğu da belirtilmektedir.6 Bu bağlamda,
“devlet yardımları” kavramının kullanımının münhasıran AB kaynaklı olduğu da
iddia edilebilmektedir.7 Konu, DTÖ bağlamında, sübvansiyonlar kavramı ile ele
alınırken; AB’nin hem kendi tek pazarına ilişkin düzenlemelerinde hem de ülkemiz
4 Us, Melek, “Uruguay Round’un Teşvik Sistemimiz ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetler Üzerine Etkileri”, GATT “Uruguay Round” Müzakerelerinin Sonuçları ve Etkileri, Tuğrul Çubukçu (ed.), TUİSAV Uluslararası Ekonomik Araştırmalar Merkezi, Ankara, 1994: 86-87 5 OECD, Competition Law and Policy in the European Union, Paris, 2005:9-10 6 Erdem, 2004:25 7 Kobia, R. `Introduction to the Law, Practice and Policy of State Aids in the European Community`, 1996:1, http://ec.europa.eu/comm/competition/speeches/text/sp1996_007.htm, 2 Mart 2007.
6
de dâhil diğer üçüncü ülkelerle girdiği tercihli ticaret ilişkilerinde “devlet yardımları”
başlığı altında ele alınmaktadır.
Devlet yardımları ile ilgili AB müktesebatı, yaşayan ve sürekli gelişen bir
sistemdir. ABD başta olmak üzere rekabet hukuku gelişmiş ülkelerin aksine, AB,
rekabet hukukunu ve dolayısıyla devlet yardımlarının kontrolünü, AB çapında “Tek
Pazar” başlığı altında piyasaların bütünleşmesi üst amacına yönelik olarak
geliştirmekte olup8 bu yanı ile benzersiz bir örnek oluşturmaktadır. Topluluk, üye
ülkelerdeki her devlet yardımı programını değerlendirir, uygun görülen destekler
artık müktesebatın bir parçası olarak kabul edilir. Dolayısı ile devlet yardımlarına
yönelik AB müktesebatının kesin sınırları olan bir anayasa olarak algılanması
yanıltıcı olacaktır. Toplulukta yeni ihtiyaçlara göre yeni düzenlemelerin getirilmesi
ve farklı konularda yeni programların kabul görmesi olağan bir durumdur.9
1.2. DTÖ’de Devlet Yardımları
DTÖ, ülkeler arası ticaretin kuralları ile ilgilenen ve üye ülkelerce bu
kuralların geliştirilmesi zeminini oluşturan uluslararası bir organizasyondur. Hem
ticaret önündeki engellerin mümkün olduğunca kaldırılması yoluyla ticaretin daha
serbest bir ortamda yapılabilmesi, hem de bu ortamın ticareti gerçekleştirenlerden,
tüketicilere ve ülke yöneticilerine kadar tüm aktörler için daha öngörülebilir, açık ve
şeffaf olmasının sağlanması bu organizasyonun temel amaçlarıdır.10
Bu kapsamda, söz konusu amaçlara yönelik olarak ele alınmakta olan birincil
husus ülkelerin tarife sistemleri olmakla beraber, bunun dışında kalan ve ekonomik
sistemin uluslararası ticareti etkileyen diğer önemli hususların da bu çerçevede
değerlendirilmeleri söz konusudur. Ülkelerin kendi yerli üreticilerini ve piyasalarını
çeşitli yollarla desteklemesi ve bunun sonucunda uluslararası ticarette diğer ülkeler
aleyhine sapmalara sebebiyet vermeleri de bu hususlardan biridir.
DTÖ nezdinde sübvansiyonlar konusunda belirleyici olan iki temel anlaşma
vardır. Bunlar; DTÖ Anlaşması ekinde yer alan “Sübvansiyonlar ve Telafi Edici 8 Collins, Alexander R., “Is the Regulation of State Aid a Necessary Component of an Effective Competition Law Framework?” European Business Law Review p, 379:420, 2005:379. 9 Devlet Planlama Teşkilatı, Dokuzuncu Kalkınma Planı Devlet Yardımları Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT Yayını, Ankara, 2006:76. 10 Dünya Ticaret Örgütü resmi internet sitesi, http://www.wto .org, 25 Ocak 2007.
7
Tedbirler Anlaşması” ve “Tarım Anlaşması”dır. Sübvansiyonlar ve Telafi Edici
Tedbirler Anlaşması ilgili konuda adı geçen birincil kaynak olmasına rağmen, bu
anlaşmanın 3. ve 5. maddeleri ile Tarım Anlaşması’nın 13. maddeleri ışığında, tarım
sektörüne yönelik yardımların Tarım Anlaşması çerçevesinde değerlendirilmesi
gerektiği anlaşılmaktadır.
1.2.1. Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması
Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması genel anlamda
sübvansiyonları tanımlayan ve bu konuda çerçeve çizen bir anlaşmadır. Anlaşma’ya
göre sübvansiyonlar üç sınıfa ayrılmaktadır. Bunlar sırasıyla, yasak yardımlar, dava
edilebilir yardımlar ve dava edilemeyen yardımlar olarak sıralanabilir.
Yasak yardımlar, doğrudan ihracat performansı ile ilişkili yardımları
kapsamaktadır. Benzer şekilde başka ülke ürünlerinin ithalinin azaltılması amacıyla,
yerli ürünlere destek sağlanması da bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Bu Anlaşma kapsamında, bir sübvansiyonun dava edilebilir olan yardımlar
sınıfına girmesi için, bu sübvansiyonla başka bir ülkenin üreticilerinin ciddi kayba
uğratılmış olması ve ekonominin geneline uygulanan değil de bir işletme veya bir
sanayiye özgü uygulanıyor olması gerekmektedir (özgüllük ilkesi).
Bu Anlaşma’yla, devletlerin değişik politika hedeflerine yönelik olarak
desteklemede bulunabilecekleri kabul edilmekle birlikte, bu desteklerden
kaynaklanan muhtemel ticareti bozucu etkilerin azaltılması amacıyla da kısıtlamalar
getirilmektedir. Bu kapsamda, Anlaşma’nın 8. maddesi; bölgesel gelişmişlik
farklarının giderilmesine yönelik, çevre-koruma veya araştırma-geliştirme gibi
amaçlar güden bazı yardım türlerinin dava edilemeyecek veya karşı tedbir
alınamayacak başlıklar olarak belirlemektedir.11
Anlaşma’ya göre, diğer bir ülkenin verdiği destekle etkilenen ve bunun
Anlaşma hükümlerine göre yasak olduğunu düşünen DTÖ üyesi bir ülke; ilk olarak
bu konuda diğer ülkeyle karşılıklı irtibat sonrasında uzlaşma yolunu aramak
durumundadır. Sonuç alınamaması durumunda Anlaşmazlıkların Halli Organına
11 Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet Yardımlarını Değerlendirme Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT Yayını, Ankara, 2004:321.
8
aktarılan konuda hazırlanan rapor sonucunda, destekleme yasaklanmış bir
sübvansiyon olarak kabul edilirse, uygulamacı ülkeye uygulamayı sonlandırması
tavsiye edilir. En nihayetinde sonuç alınamaz ise, etkilenen ülkeye belirli ölçülerde
karşı tedbir alma hakkı verilmektedir.
1.2.2. Tarım Anlaşması
Tarım Anlaşması’nın temel olarak üç ayağı bulunmakta olup, bunlar; tarife
konularının ele alındığı pazara giriş, ulusal tarımsal destekleri konu eden iç
desteklemeler ve ihracat sübvansiyonlarıdır.
Anlaşma’nın ulusal tarımsal desteklere ilişkin hükümleri, destekleri piyasa
mekanizması üzerindeki etkileri oranında düzenlemeye tabi tutmuştur. Bu kapsamda
üye ülkeler, Anlaşmanın öngördüğü dönem boyunca ticareti bozucu etkisi olduğuna
kanaat getirilen iç desteklemeler için, gelişmişlik seviyeleri ile orantılı olarak
belirlenen indirim ve kısıtlama taahhütlerine girmiştir. Bu yaklaşımda hedeflenen
amaç; ülkeleri tarımsal transfer desteklemelerinde daha ziyade fiyat ve üretimi en az
etkileyen desteklere yönlendirerek, oluşabilecek ticaret sapmasını en aza indirmektir.
İhracat sübvansiyonları alanında ise ülkelerin bu uygulamalarını, temel alınan
1986–1993 dönemleri itibarıyla olan seviyelerinden, yine gelişmişlik seviyeleri
ölçüsünde, Anlaşma sürecinde azaltmaları yükümlülüğü getirilmiştir. Dolayısıyla
bahsedilen temel dönemde ihracat destekleme deseninde olmayan ürünlere yeni
desteklerin getirilmesi veya olan ürünlere belirlenen seviyeler üstünde destek
sağlanması tamamen yasaklanmıştır. Yine son olarak 2006 yılında gerçekleştirilen
Hong Kong Bakanlar Konferansında alınan kararla da bu desteklerin 2013 yılı
itibarıyla tamamen sonlandırılması hususunda mutabakata varılmıştır.12
1.3. Devlet Yardımı Türleri
Kamu açısından yardım, harcama artırıcı veya gelir azaltıcı bir önlemdir.
Yardım güncel bir kaynak kullanımı veya kaybını gerektirmemektedir. Teminat veya
garantilerle muhtemel bir kaybın üstlenilmiş olması da bir yardımdır.13
12 WTO, 13-18 December 2005 Hong Kong Ministreal Conference, Ministreal Declaration, December 2005:2. 13 Erdem, 2004:37
9
Yardım kelimesi ilk anda verme gibi bir anlam çağrıştırsa da, alacaklardan
feragat veya kolaylaştırmaya gitme, usule dair gereklerde kolaylıklar sağlama yani
faaliyetin önündeki engelleri veya maliyetleri azaltma gibi şekillerde de ortaya
çıkabilmektedir. Bu değerlendirme, devlet yardımı niteliğine sahip politika
araçlarının toplandığı kapsamlı listeyi oluşturmada önemli bir referans noktasıdır.
Bu kapsamda devlet yardımı türleri, aşağıda veriliş şekline ve amacına göre
iki ayrı başlıkta sınıflandırılmaktadır.
1.3.1. Veriliş şekline göre devlet yardımı türleri
Veriliş şekli açısından devlet yardımı türleri Şekil 1-1’de olduğu gibi
sınıflandırılabilir:
10
Şekil 1-1 : Veriliş Şekline Göre Devlet Yardımı Türleri Devlet
Yardımı
Para ve Sermaye
Yardımları
Vergi Yardımları
Hibe Kredi
Diğer
Özelleştirme Kamu Varlıklarının
Satışı
Devlet Garantileri
Nakdi
Ayni
Vergi İndirimi veya Muafiyeti
Vergi Tatili
Avantajlı Kredi
Faiz Sübvansiyonu
Kredi Garantisi
Sermaye Katılımı
Vergi Ertelemesi
11
Hibe: Karşılıksız bir şekilde, geri ödeme beklenilmeksizin yapılan para veya
mal şeklindeki yardımlardır (örn. Hazine arazisi tahsisi).
Kredi: Geri ödeme unsuru içeren yardım türüdür. Devletin piyasa oranlarının
altında bir oranla kredi fonunu bizzat sağlaması uygun koşullu kredi, başka bir piyasa
aktörü vasıtasıyla böyle bir kredi imkânının sağlanmasını amaçlayan ve aradaki faiz
farkını ilgili aracı kuruma veren şekli faiz sübvansiyonu, devletin kredilendirme
aşamasında garantör olarak yer alıp, kredi sağlanan kişi veya kurumun kredibilitesini
artırarak avantaj sağlaması da kredi garantisi olarak adlandırılır.
Sermaye katılımı: Devletin bir şirket oluşumunda hissedar olarak yer
almasıdır. Devlet yardımı unsurunun oluşması için şirketin işleyişinde özel şirket gibi
hareket edilmemesi ve devletin diğer olanaklarından diğer piyasa aktörlerine göre
farklı bir şekilde faydalanılması söz konusu olmalıdır.
Vergi indirimi veya muafiyeti: Devletin kendisi için gelir kaynağı olan
vergilerden bir endüstriyi, bir bölgeyi veya bir grubu hedef alır şekilde feragat etmesi
veya azaltma yoluna gitmesidir.
Vergi tatili: Belirli bir dönem içerisinde vergi alınmaması veya daha az
alınmasıdır. Ülkelerde genellikle yatırımlar için uygulanan bu tür yardımı bir önceki
başlıktan ayıran en belirgin özelliği bir dönemin temel alınmasıdır.
Vergi ertelemesi: Vergi gelirlerinin miktarındaki bir değişiklikten ziyade,
sektörlere veya firmalara kolaylık sağlanması amacıyla, vergilerin ödeme vadesine
ilişkin düzenlemeye gidilmesidir.
Özelleştirme: Devletin yürüttüğü özelleştirme çalışmaları sırasında piyasa
şartlarında edinilebilecek en yüksek fiyata, herkese açık ve şeffaf biçimde
gerçekleştirilen bir ihale usulü ile satış sonrasında ulaşılmış ise, bu durumda devlet
yardımının varlığından söz edilemez. Ancak, yukarıda belirtilen hususlarda sapma
olması durumunda, sapmanın büyüklüğüne bağlı olarak bu uygulamada devlet
yardımı unsurunun varlığından bahsedilebilir.
Kamu varlıklarının satışı: Yukarıdaki madde ile benzer bir şekilde ancak
özelleştirme niteliği taşımayan kamu varlıkları satış ve ihalelerinde ortaya devlet
yardımı unsuru çıkabilmektedir.
12
Devlet garantileri: Kredi garantisinin genişletilmiş bir versiyonu olarak da
düşünülebilecek bu kalemde doğrudan bir yardım iletimi söz konusu değildir.
Devletin, bir şirketin ekonomik faaliyetlerinde garantör konumunda yer alması, söz
konusu şirketin kredibilitesini yükseltmekte ve dolayısı ile şirketin normal şartlarda
maruz kalacağı risk primi oranında düşüş sağlamaktadır.
1.3.2. Veriliş amacına göre devlet yardımı türleri
Özellikle AB bağlamında da kullanıldığı üzere, devlet yardımının veriliş
amacı göz önüne alınarak aşağıdaki şekilde bir sınıflandırma yapılabilir:
Genel (yatay) devlet yardımları: Birden çok sektöre veya ekonominin
tamamına yönelik olarak belirli konularda sağlanan devlet yardımlarıdır. Eğitim,
istihdam, AR-GE gibi konularda sağlanan yardımlar bu tip yardımlara örnek olarak
gösterilebilir.
Bölgesel devlet yardımları: Birden çok sektörü hedef alan ve uygulamada
coğrafi olarak belirli bir alanla kısıtlamaya gidilen devlet yardımı türleridir.
Sektörel devlet yardımları: Belirli bir sektöre özgü sağlanan yardımlardır.
1.4. Devlet Yardımları Uygulamalarının Nedenleri
“Bir grup kör adam daha önce hiç tanımadıkları bir hayvan olan file rastlar ve onun ne tarz bir yaratık olduğunu anlamaya çalışırlar. Biri dişine dokunur ve onu bir mızrağa benzetir, biri filin yan tarafına dokunur ve duvara benzetir, biri hortumuna dokunur ve büyük bir yılana benzetir, biri ayağına dokunur ve bir sütuna benzetirken sonuncusu da kuyruğuna dokunur ve bir ipe benzetir. Yollarına devam ederlerken onun ne olduğuna dair tartışma da hararetli bir şekilde devam etmektedir. Sonuçta hiçbiri onun tam anlamıyla neyi ifade ettiğini anlayamamıştır...” (bir Hint kıssası)
Hikâyede anlatılmak istenenle paralel olarak, devlet yardımları uygulamaları
için, bakış açılarına göre değişen birçok gerekçelendirme görebiliriz. DTÖ’de
uluslararası ticaret açısından sübvansiyonlar adı altında ele alınışından, AB gibi
ekonomik birliklerde ve ülkeler üstü oluşumlarda rekabet hukuku bakımından ortaya
çıkışına, sektörlerin ihtiyaçlarının farklılaşmasından, coğrafi bölgeler açısından
değerlendirmelere ve kamu bütçesi açısından etkilerine kadar birçok başlık altında
13
görünüşü farklı olabilmektedir. Bu da konuya ilişkin tartışma ve belirsizliklerin
devamı anlamına gelmektedir.
Ek olarak, “devlet yardımlarının etkinliği” de doğuşunun nedeni kadar
tartışma konusudur. Genel itibarıyla devlet yardımlarının refah kaybına neden olduğu
hâkim olan görüştür. Örneğin, uluslararası ticarette iki ülkenin rekabette üstünlük
sağlama amacıyla kendi ülke işletmelerini sürekli desteklemelerinin, ticaret
sapmasına ve refah kaybına neden olacağı teorik bir olgudur. Ancak ekonomilerde
piyasa şartlarının halledemediği, eksik bıraktığı hususların da ortaya çıkabileceği
durumlar olabilmekte ve bu durumlarda devlet yardımları, toplam refah açısından,
ulusal ve uluslararası organizasyonlarca makul olarak nitelendirilebilmektedir.
Aşağıda, devlet yardımı oluşumunu gerekçelendiren temeller bir liste halinde
sunulmaktadır. Listede genel olarak, devlet yardımı müdahalesini haklı çıkarabilecek
veya nedeni olabilecek durumlar ele alınmıştır: 14
• Bir bölgedeki ekonomik faaliyetleri teşvik etmek veya firmaların bir bölgeye
yerleştirilmesini sağlamak,
• Devlet yardımı olmaksızın piyasanın sunamayacağı hizmetleri sağlamak,
(yayım, ulaşım ve iletişim hizmetlerinde olduğu gibi)
• Bir sanayideki geriye gidişin yavaşlatılmasını/durdurulmasını sağlamak,
• Doğal özellikleri sebebiyle, ilgili piyasalarda yaşanan dalgalanmaların
engellenmesini sağlamak, (tarım sektöründe olduğu gibi)
• Üretici gelir seviyesini muhafaza etmek,
• Diğer piyasa eksikliklerini gidermek, (AR-GE’nin desteklenmesi, çevresel
konularda iyileştirmeler sağlanması gibi)
• İstihdamı geliştirmek, (özellikle gençler, kadınlar ve özürlülere yönelik)
• Diğer bölgelerdeki firmalara kıyasla desteklenen firmaların piyasa payını
geliştirmek.
14 OECD, Competition Policy in Subsidies and State Aid, Paris, 2001: 7.
14
Yukarıdaki maddelere bakıldığında, devlet yardımlarının toplam refahı hem
artırabileceği hem de azaltabileceği durumlar olabileceği görülmektedir. İhracat
destekleri gibi rekabeti bozucu yardımlar ile piyasada düşük kalitede ürün üreten ve
etkin bir şekilde üretim yapamayan firmaları kurtarmaya yönelik yardımların toplam
refahı azaltıcı etkide bulunacağını söyleyebiliriz.15
Devlet yardımı uygulamalarının söz konusu ekonomik kaynaklı nedenlerinin
yanı sıra, politik tercihlere bağlı nedenleri de olabilmektedir. Birincisi daha çok
piyasa eksikliklerini gidermek veya piyasanın götüremediği ancak ideal olduğu
düşünülen noktalara ulaşmayı başarmayı amaçlarken, ikincisi daha ziyade yönetim
otoritesini elinde bulunduran kişilerin politik tercihleri doğrultusunda kamu
kaynaklarının yönlendirilmesi şeklinde açıklanabilir. Doğal olarak, ikincisinin
rasyonel olma ve toplam refaha katkı sağlama noktasında başarı getirme ihtimali
daha düşük olacaktır.
Sonuç olarak; gelir dağılımında önemli etkilerde bulunması ve rekabet
açısından olumsuz etki doğurma riski taşımasından dolayı, AB örneğinde olduğu
gibi, devlet yardımlarının sürekli denetim altında tutulması gereken çok kritik bir
başlık olduğunun altı çizilmelidir.
1.5. Tarımsal Devlet Yardımları
Tarımsal devlet yardımlarını tanımlamada, çalışmanın başlangıç bölümünde
verilmekte olan devlet yardımları tariflerinin tarım sektörüne uygulanmasını
düşünebiliriz.
Bu aşamada bahsedilmesi gereken en önemli hususlardan birincisi tarım
sektörüne neden bu kadar fazla müdahalede bulunulduğu ve sağlanan kamu
desteğinin açıklanması, ikincisi ise tarım sektöründe uygulanan devlet yardımları
türleri arasında bir ayrıma gidilerek, genel devlet yardımları ile tarımsal devlet
yardımları arasındaki ilişkinin ortaya konulmasıdır.
15 OECD, 2001: 7.
15
1.5.1. Tarımsal piyasaların temel ayırıcı özellikleri
Tarım sektörüne kamu müdahalesinin gerekçelerini tarım sektörü piyasa
yapısını diğerlerinden ayıran özelliklerde bulabilmek mümkündür. Bu özelliklerden
başlıcaları aşağıdaki gibi sıralanabilir:16
Üretim şartları açısından;
• En önemli girdisi olan toprağın sabit olması,
• Doğal şartlardan etkilenmesi,
Piyasa fiyat etkileşimi açısından;
• Tam rekabet şartlarında üreticilerin fiyat alıcı durumunda olması,
• Fiyat esnekliği düşük arz ve talep yapısı,
• Fiyatlarda oluşan aşırı mevsimsel dalgalanmalar,
Tüketim ve pazarlama bakımından;
• Talebin gelir esnekliğinin düşük olması,
• Ürünlerinin miktar açısından çok ve bozulabilir olması sonucu yüksek
stoklama maliyetleri.
Bu sayılan maddelere bağlı olarak tarım piyasalarında iki belirgin sorunsal
ortaya çıkmaktadır. Birincisi, arz ve talep esnekliklerinin düşüklüğü ile üretimin
doğal koşullara aşırı duyarlılığı sonucunda piyasalarda aşırı fiyat istikrarsızlıklarının
meydana gelmesidir. İkincisi ise, sabit faktör yapısının üretimi teknolojik gelişmelere
hassas kılması, fakat talebin gelir esnekliğinin düşük olması nedeniyle fiyatlar ve
gelirin aşağıya doğru baskılı olmasına dayalı bir uyum problemidir. Zira teknolojik
gelişme sonucu ilerleyen arz yapısına ve stok oluşumlarına talep tarafının aynı
oranda yanıt verememesi nedeniyle bu sorun ortaya çıkmaktadır.
Netice itibarıyla, yukarıda özetle verilmekte olan tarımsal piyasalara özgü
belirgin unsurlar sonucunda aşırı fiyat ve gelir istikrarsızlıkları yaşanmakta olup;
kamu, bu istikrarsızlıkların bir oranda azaltılması, piyasaların düzenlenmesi ve tarım
16 Kyeong-Soo 2001:2 ve Knutson 1995:227-235 ; Aktaran Tarakcıoğlu: 2001:5
16
faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde devamı amacıyla, ülkeden ülkeye değişen oranlarda
bu sektöre müdahalede bulunmakta ve bu piyasalarda rol almaktadır. Tarımsal
piyasaların görece başarısızlığına müdahale etmenin sosyal gerekçesinin ise, kısaca
düzenli ve yeterli gıdaya erişim olarak tanımlanabilecek “gıda güvencesinin”
sağlanması olduğu düşünülmektedir. Daha ziyade desteklemeler ve kimi
yükümlülüklerden muafiyetler şeklinde ortaya çıkabilen bu müdahale araçlarından en
önemlisi de tarımsal devlet yardımlarıdır.
1.5.2. Tarım, tarımsal yardımlar ve sınıflandırma
“Devlet yardımı kavramının gelişimi” bölümünde verilmekte olan tanımların
ifade ettiği geniş alan düşünüldüğünde, devlet yardımları için tarım sektörü özelinde
bir kapsam belirlenirken sadece tarımsal transfer ödemeleri değil, bir tarımsal
işletmenin veya ürünün faydalanıcı olduğu her türlü kamusal yardım algılanmalıdır.
Bir önceki bölümde anlatılan nedenlerden dolayı tarımsal piyasalara
müdahale ve destekler “olağan” karşılanınca, tarım sektöründe devlet yardımlarının
sınıflandırılması görece önemli hale gelmektedir. Zira ilgili bölümde anlatıldığı gibi,
tarımsal yardımların, uluslararası ticarete etkisi ile AB gibi nevi şahsına münhasır bir
yapıda Birlik seviyesinde Ortak Tarım Politikası oluşturma sürecinde, bir tanımlama
ve buna bağlı olarak da sınıflandırma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda,
AB’de ortak bir tarım politikasının ilk önşartını söz konusu ortak politikaya tabi
olacak olan sektörün/ürün grubunun tanımlanması oluşturmaktadır (Roma
Antlaşması EK-I ürünleri). Böylelikle, hem Ortak Tarım Politikası hem de devlet
yardımları uygulamaları söz konusu tarımsal ürün tanımını temel almaktadır.
Kısacası bu listedeki ürünlerin üretimi tarımsal faaliyeti göstermektedir. Yine
tarım sektörü dâhilinde kabul edilecek işleme faaliyetleri ise, elde edilen nihai
ürünün bu listede yer alması şartına bağlanmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde
Topluluk nezdinde yapılmış olan bu tanımlama ve sınır belirlenmesi işlemi
bağlamında tarımsal devlet yardımlarının çerçevesi irdelenmektedir.
Ancak Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) gibi, üye ülkelerin
politika analizlerine dayalı bir şekilde, ortak hedeflere ulaşmada bir forum ve
araştırma işlevi üstlenen bir yapıda ise, üye ülkelerin tarımsal politikaları ele
17
alınırken daha çok bütçeyle olan ilişkisi temel alınmaktadır. Bu doğrultuda, belirli bir
çerçeve tanım yapılmaksızın, uygulamaların bütçeye ve kamuya getirdiği mali yük
değerlendirilmektedir (Üretici ve Tüketici Destek Tahminleri).
Ülkemizde ise, son dönem bütçe uygulamalarındaki gelişmeye paralel olarak,
bütçe açısından transfer veya sermaye gideri niteliği taşıyıp taşımamasına (DGD ve
diğer transfer destekleri ile yatırım yardımları gibi) veya yardımın/desteğin amacına
dayalı olarak yardımlar adlandırılıp, sınıflandırılmaktadır (DGD, prim ödemeleri,
hayvancılık destekleri, tarımsal Ar-Ge yardımları, örgütlenme yardımları v.b.).
Son dönemde yasalaşan ve sektörün en temel mevzuatı olan Tarım
Kanunu’nda tarımın tanımı; “doğal kaynakları uygun girdilerle birlikte kullanarak
yapılan her türlü üretim, yetiştirme, işleme ve pazarlama faaliyetleri” şeklinde
yapılmaktadır. Ayrıca, bitkisel ürünler için sağlanmakta olan DGD ödemelerinde
esas alınan Çiftçi Kayıt Sistemine ilişkin uygulama tebliğlerinde ise “gerçek tarımsal
üretim kaynakları kullanılarak tarım alanlarında yapılan bitkisel üretim faaliyeti”
şeklinde kendi içinde yeni tanımlar gerektiren bir tanıma da rastlanabilmektedir.
Ancak, bu şekilde yapılan niteliksel tanımlarla tarımsal faaliyet çizgisini net bir
şekilde görmek olanaksızdır. Örneğin, işleme faaliyetlerinin hangi sınıra kadar tarım
içinde kaldığı açıkça görülememektedir. Belirli bir aşamadan sonra, defalarca
endüstriyel alanlarda müdahaleye tabi tutulmuş fakat ana maddesi tarım ürünü olan
bir faaliyet dalının da tarım dâhilinde olduğunu savunmak güç olabilecektir. Örneğin
ilaç yapımında kullanılan birçok tarım ürünü olmasına rağmen, bu ürünlerin
işlenerek ilaç haline getirilmesi faaliyetlerinin tarımsal faaliyet olarak
adlandırılamayacağı açıktır.
Dolayısıyla, yukarıda bahsedilen tanımların ötesinde, tarımsal faaliyet ve
tarımsal işletme terimlerinin sınırları kesin ve işlevsel bir şekilde belirlenmelidir.
Tarım sektörü denilince ne anlaşıldığının ve buna bağlı olarak birincil üretim, işleme,
paketleme, pazarlama aşamalarının ne ölçüde bu tanım içerisine dâhil edildiği bu
tartışmalı konu bağlamında büyük önem taşımaktadır.
18
Tanımlama ve sınır çizme konusunda atılacak adımlarda AB’nin mevcut
uygulaması dikkate alınmalıdır. Zira değişik devlet yardımı uygulamalarının
etkileneceği devlet yardımları mevzuatı, bu sınırlar çerçevesinde belirlenmektedir.
19
2. AB’DE TARIMSAL DEVLET YARDIMLARI ÇERÇEVESİ
2.1. AB’de Devlet Yardımlarının Genel Mevzuatı ve Yapısı
Devlet yardımları, AB’de özellikle rekabet politikası kapsamında büyük
önem taşımaktadır. Topluluk içindeki rekabet ortamında aşırı orandaki sapmaların
bir şekilde kontrol altında tutulması amacıyla, yardımlar bir çerçeveye oturtulmaya
çalışılmakta ve üye ülke uygulamaları yakından takip edilmektedir. Bu konuda temel
dayanağı Avrupa Ekonomik Topluluğunu Kuran Antlaşma’nın (AT Antlaşması -
Roma Antlaşması) 87, 88 ve 89. maddeleri17 oluşturmaktadır. Ancak tarım sektörü
düşünüldüğünde bu maddelere ek olarak, sektöre özel diğer antlaşma maddelerinin
de incelenmesi gerekmektedir.
Ek olarak, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı (ATAD) tarafından incelenmiş
ve karara bağlanmış olan dava sonuçları da bu mevzuatın gelişmesine önemli katkıda
bulunmaktadır.
2.1.1. AT Antlaşması’nın rekabet politikası kapsamındaki devlet yardımları
hükümleri
2.1.1.1.1. Madde 87–1 devlet yardımlarının yasaklanması ve özelliklerinin
belirtilmesi
Söz konusu 87. maddenin 1. paragrafında şöyle denilmektedir:
“İşbu Antlaşmada aksine hüküm bulunmadıkça, bir üye ülke tarafından veya
devlet kaynakları vasıtasıyla herhangi bir şekilde yapılan ve belirli
teşebbüsleri veya belirli malların üretimini kayırarak rekabeti bozan veya
bozma tehdidinde bulunan her türlü yardım, üye ülkeler arasındaki ticareti
etkilediği ölçüde ortak pazarla bağdaşmaz.”
Buradaki temel amaç, ekonomik bir birliğin içerisinde oluşturulmaya çalışılan
adil ve rekabetçi piyasa şartlarının münferit üyelerce verilen destekler nedeniyle, bir
17 Mayıs 1999’da yürürlüğe giren Amsterdam Antlaşması ile AT Kurucu Antlaşmasının madde numaraları değişmiştir. Bu kapsamda önceden 92, 93 ve 94 numaralı rekabet politikası altındaki devlet yardımlarına ilişkin maddeler yeni düzenlemede sırasıyla 87, 88 ve 89 numaralarını almıştır. Yine ileride anlatılan ve tarım sektörü ile devlet yardımlarının ilişkisini belirten 36 sayılı Antlaşma maddesinin daha önceki numarası ise 42’dir. Fakat Amsterdam Antlaşması öncesinde yayımlanmış olan tüzüklerin başlıklarına bu uygulama aktarılmamıştır. (Aygün, 2004:138)
20
ürün, ürün grubu, firma, firma grubu, sektör, bölge veya ülke lehine bozulmasının
önlenmesini sağlamaktır.
AT Antlaşması’nın 87. maddesindeki bu tanımla bir tedbirin devlet yardımı
vasfını alması için 4 temel unsuru barındırması gerekmektedir:18
i) Devlet tarafından veya devlet kaynaklarından sağlanmış olması: Devlet
kaynakları, üye ülkelerin merkezi, bölgesel veya yerel yönetimleri ile devlet
tarafından kontrol edilen kamu veya özel şirketlerce idare edilmekte olan
kamu kaynaklarını içermektedir. Kamu bütçesini etkileyebilen, vergi
muafiyetleri gibi dolaylı faydaları da içerir.
ii) Belirli işletme veya bazı ürün üretimlerinin kayırılması (seçicilik): Üye
ülkede ekonomik faaliyette bulunan belirli işletmeler, iş alanları, sektörler
veya coğrafi bölgelerin seçilmesi yoluyla faydalanıcılar belirlenir.
Ekonominin geneline sağlanan faydalar devlet yardımı olarak
nitelendirilemez.
iii) Ekonomik avantaj sağlanması: Hedef alınan işletmelere bir ekonomik
avantaj sağlanması söz konusu olmalıdır. Söz konusu avantaj, hibe gibi
doğrudan bir araçla iletilebileceği gibi; piyasa şartlarından daha uygun
şartlarda kredi sağlanmasıyla dolaylı bir şekilde de faydalanıcıya sağlanabilir.
iv) Rekabetin ve üye ülkeler arasındaki ticaretin etkilenmesi: Sağlanan
yardımların faydalanıcıyı rakiplerine göre piyasada daha güçlü bir konuma
getirmesi muhtemeldir. Bu da söz konusu piyasalarda rekabetin bozulması
anlamına gelmektedir. Çoğu ürünün uluslararası ticarete konu olduğu
düşünüldüğünde, rekabeti etkileyen veya bozan bir yardımın ticareti de
olumsuz yönde etkileyeceği söylenebilir. Kuaförlük, kuru temizlemecilik gibi
yerel olarak sunulabilen hizmet sektörleri bu konuya istisna olarak
belirtilebilir.
18 Department of Trade and Industry of UK (DTI), The State Aid Guide; Guidance for State Aid Practitioners, September 2005:5.
21
2.1.1.2. Madde 87–2 ve 87–3; muafiyetler
Devlet yardımları konusunda her ne kadar ortak pazarı bozar düşüncesiyle
genel bir kısıtlama eğilimi gösterilse de, bazı istisnalarla birlikte tarımda olduğu gibi
sektörel mevzuat ile belirtilen şartlarda devlet yardımlarının devamı söz konusu
olabilmektedir.
Antlaşma’nın 87–2. maddesi doğrudan ortak pazarla uyumlu olarak kabul edilen,
ayrıca Komisyonun takdirine de bırakılmayan yardımları sıralamaktadır, bunlar:
• Bireysel tüketicilere sağlanan sosyal nitelikli yardımlar,
• Doğal afet ve olağanüstü durumlarda iyileştirmeye yönelik yardımlar,
• Federal Almanya Cumhuriyeti’nde bölünmeden dolayı belirli alanlara yönelik
yardımlardır.
Antlaşma’nın 87–3. maddesi ise ortak pazarla uyumlu olabileceği düşünülen
ancak üzerinde takdir ve yorum yetkisi hususu açık bırakılan yardımları belirtmektedir:
• Yaşam standardının anormal derecede düşük ve ciddi seviyede eksik işsizlik
sorunlarının yaşandığı alanlarda ekonomik kalkınmanın desteklenmesine
yönelik yardımlar,
• Ortak Avrupa menfaatine hizmet edecek projelerin yürütülmesine veya üye
ülkelerden birinin ekonomisinde yaşanan sıkıntıya çözüm üretmeye yönelik
yardımlar,
• Ortak menfaate aykırı olabilecek bir seviyede ticaret koşullarını olumsuz
etkilememesi şartıyla, bazı ekonomik aktivitelerin ve ekonomik alanların
geliştirilmesine yönelik yardımlar,
• Ortak menfaate aykırı olabilecek bir seviyede rekabeti ve ticaret koşullarını
olumsuz etkilememesi halinde, kültür ve miras korumasını teşvik edici
yardımlar,
• Komisyonun önerisi ve Konseyin nitelikli çoğunluk yoluyla karar alması
sonucunda belirlenen diğer yardımlar.
22
Bu muafiyet maddeleri; bölgesel yardımlar, işsizlikle mücadele amacı taşıyan
yardımlar, önemli AB hedeflerine yönelik yardımlar, spesifik ekonomik faaliyetlere
yönelik yardımlar ve ciddi ekonomik sıkıntılarda verilebilecek yardımlar gibi
alanlarda Komisyonun yardım konusunda izin vermesine olanak sağlamıştır.19
2.1.1.3. Madde 88 ve 89; usule dair hususlar
Antlaşma’nın 88. maddesinin ilk paragrafında, Komisyonun uygulanmakta
olan devlet yardımlarını üye ülkelerle beraber düzenli bir şekilde takip etmesi
gerektiği belirtilmektedir. Bu çerçevede Komisyonun üye ülkeye ortak pazarın
işlemesi ve sürekli ilerlemesi amacıyla gerekli tedbirleri alması yönünde önerilerde
bulunabileceğinin altı çizilmektedir.
Bu paragraf çerçevesinde usule dair konular başlığı altında daha da
detaylandırılacak olan yıllık bildirim ve raporlama sistemi ortaya çıkmaktadır.
Aynı maddenin ikinci paragrafına göre ise, bildirimi yapılmış olan yardımla
ilgili Komisyonun değerlendirmesi, bu yardımın 87. madde ile uyumlu olmadığı
yönünde ise Komisyon üye ülkeden bu yardımın ya tamamen kaldırılmasını veya
belirli bir süre içinde uygun hale getirilmesi yönünde değiştirilmesini talep etmelidir.
Üye ülkenin bu talepleri yerine getirmemesi durumunda Komisyonun, ATAD’a
başvurabileceği belirtilmiştir.
İkinci paragrafın getirdiği diğer ilave hüküm ise, Konseyin bazı yardımları kendi
tercihi ile ortak pazarla uyumlu kabul edebileceğini ve Komisyonun bu yardımlar ile
ilgili değerlendirme sürecinde olması halinde, üye ülkenin Konseye başvurusunun bu
değerlendirme sürecini askıya alma etkisi yapacağını ifade etmektedir.
Antlaşma’nın 88. maddesinin 3. ve son paragrafında ise yardım programları
ve münferit yardımlara ilişkin üye ülkelerin bildirimde bulunma yükümlülüğünü
doğuran “Komisyon, uygun bir süreç zarfında görüşlerini oluşturup iletmesi
amacıyla, her yardım sağlama ve değişiklik yapma planı ile ilgili bilgilendirilmelidir.
Eğer Komisyon anılan planın 87. maddeye dayanarak ortak pazarla uyumlu
olmadığını düşünürse, gecikmeksizin 2. paragraftaki yöntemi başlatmalıdır.”
ifadelerini içermektedir. Bu kapsamda, Komisyonun, yardımların sürekli gözetilmesi 19 Martin, Stephen, State Aid in Context, University of Copenhagen, September 1999:4.
23
AB’de KOBİ tanımı Birlik, politikalarının uygulanmasında esas olarak kullanılması amacıyla mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerin tanımını yapmış olup 6 Mayıs 2003 tarihli Komisyon Tavsiyesi metni ile duyurmuştur. Bu kapsamda KOBİ’lere sağlanacak devlet yardımlarının ele alındığı 70/2001 sayılı Komisyon Tüzüğünün ekinde de yine bu tanım kullanılmıştır. Tanımda, işletmede çalışan insan sayısı ve bazı finansal tavanlar kriter olarak kullanılmış olup, kategoriler şu şekilde oluşturulmuştur:
- Öncelikle mikro ve KOBİ statüsünde kabul edilecek işletmelerin, 250 kişiden az işçi sayısına ve 50 milyon Euro’dan az ciro ve/veya 43 milyon Euro’dan az bilançoya sahip olmaları gerekmektedir.
- 50 kişiden az işçi sayısına ve 10 milyon Euro’dan az ciro ve/veya bilançoya sahip işletmeler küçük,
- 10 kişiden az işçi sayısına ve 2 milyon Euro’dan az ciro ve/veya bilançoya sahip işletmeler mikro işletmeler olarak tanımlanmaktadır.
ve üzerinde hüküm belirtilmesi görevlerini yerine getirebilmesi için, üye ülkelerin
verdikleri veya verecekleri yardımlar hakkında ilgili mevzuatlarda bildirilen
formatlara uygun bir şekilde Komisyona bildirimlerde bulunması gerekmektedir.
Bununla beraber, Antlaşma’nın aynı bölümünde, Komisyonun konuyla ilgili
olumlu görüşü alınmaksızın hiçbir yeni yardım planının uygulamaya konulmaması
gerektiğinin de altı çizilmektedir.20 Yine usule dair konuların anlatıldığı bölümde
detaylandırılacak olan bu hükme aykırı bir uygulama olması durumunda, ilgili
yardım kanuna aykırı yardım olarak değerlendirilmekte, bu aşamadan sonra yardımın
ortak pazarla uyumsuz olduğu kararı çıkması halinde, üye ülke için önceden
sağlanmış olan yardımları geri tahsil etme yükümlülüğü doğmaktadır.
Devlet yardımlarına ilişkin AT Antlaşması’nın son maddesi olan 89.
maddede, Komisyonun önerisi ile ve Avrupa Parlamentosuna da danışarak, Konseyin
87. ve 88. maddelerin uygulanmasına yönelik ve özellikle de hangi kategorilerin 88.
maddenin 3. paragrafında yer alan usulden muaf tutulabileceğine dair şartların
belirlenmesi yönünde düzenlemeler yapabileceği belirtilmektedir. Bu maddeyi temel
alarak; KOBİ, istihdam, AR-GE ve de minimis21 gibi yardım kategorilerine ilişkin
çıkarılan mevzuatla blok muafiyetler grubu oluşturulmuştur.
Kutu 2-1 : AB’de Mikro, Küçük ve Orta Ölçekli İşletme Ayrımı
20 Bu durum “stand-still clause” olarak adlandırılmaktadır. 21 Bkz bölüm 2.2.5.2.
24
2.1.2. AT Antlaşması’nda tarım sektörü-devlet yardımları ilişkisi
AT Antlaşması’nın 32 ile 38. maddeleri arasında ele alınan tarım bölümünde,
Antlaşma’nın Ek-1’inde listesi22 verilmekte olan tarım ürünlerinin de ortak pazar
anlayışı dâhiline alınması ve dile getirilen temel amaçların gerçekleştirilmesi için
Ortak Piyasa Düzenlerinin oluşturulması öngörülmüştür.
33. maddenin ilk paragrafında Ortak Tarım Politikasının temel amaçları şu
şekilde sıralanmaktadır:
a) Teknik ilerlemenin teşvik edilmesi, tarımsal üretimin geliştirilmesi ve
işgücü başta olmak üzere kaynakların optimum kullanımı yolu ile
tarımsal verimliliğin artırılması,
b) Özellikle tarımla iştigal edenlerin bireysel kazançlarını artırarak,
tarımsal nüfusa adil bir yaşam standardının sağlanması,
c) Piyasaların istikrarı,
d) Mal tedarikinin temin edilmesi,
e) Malın tüketiciye uygun fiyatla ulaştırılması.
Aynı maddede, Ortak Tarım Politikası amaçlarına ilaveten, politikanın
uygulanmasında; tarımsal faaliyetlerin kendine has doğasının da dikkate alınması
gerektiğinin altı çizilmektedir.
36. maddede ise, devlet yardımı kurallarını içine alan rekabet bölümünde
belirtilmekte olan hükümlerin, Konseyin Antlaşma ile verilen Ortak Tarım Politikası
ve Ortak Piyasa Düzenlerinin oluşturulması safhasında belirlediği ölçüler dâhilinde,
tarım ürünleri üretimi ve ticaretine de uygulanabilir olduğu belirtilmektedir. Bu
kapsamda, Konseyin;
• Yapısal ve doğal şartlarından ötürü zor durumda olan işletmelere,
• Ekonomik kalkınma programları kapsamında sağlanan devlet yardımlarına
onay verebileceği ifade edilmektedir.
22 Bkz. Ek I
25
36. maddeden anlaşıldığı üzere; diğer sektörlerden farklı bir şekilde,
Komisyonun tarımsal devlet yardımlarını kontrol etmesi yetkisi doğrudan
Antlaşma’dan değil, Antlaşma kapsamında Konseyin oluşturduğu mevzuattan
gelmektedir ve bu oluşturulan mevzuatta belirtilen her türlü kısıtlamaya da tabidir.23
Sonuç olarak, Antlaşma’nın bu maddesi devlet yardımlarının kontrolü
kurallarının tarıma ancak Konsey tarafından belirlenen ölçülerde uygulanabilir
olacağını ifade etmektedir.24
2.1.3. Diğer hususlar ve değerlendirmeler
Antlaşma’da ulusal yardım politikalarını uyumlaştırma amacı güdülmemiş,
üye devletler yardım politikalarını ve araçlarını belirlemede genellikle serbest
bırakılmış, bununla birlikte Komisyon denetimi negatif bir müdahale biçiminde üye
ülkelerin manevra alanını kısıtlamıştır.25 Bu bakımdan, devlet yardımları konusu
AB’nin bir ekonomik birlik olma özelliğinden dolayı, üye ülkeler için Avrupa
Komisyonu tarafından sınırları çizilen bir oyun alanı şeklinde algılanabilir. Genel
hatlarını Rekabet Genel Müdürlüğünün yönettiği ve mevzuatını oluşturduğu bu
konuda, Tarım, Balıkçılık, Enerji ve Ulaştırma sektörlerine özel devlet yardımları
düzenlemeleri bulunmakta ve ilgili Genel Müdürlükler de kendi sektörlerinde devlet
yardımları konusunda görev almaktadır.
Aşağıda Rekabet Genel Müdürlüğünce yayımlanmış olan 2007 yılına ait üye
ülkeler bazında devlet yardımları toplamı ve bu toplamın sektörler arası dağılım
paylarını gösterir tablo bulunmaktadır.
23 European Commission, Community Guidelines for State Aid in the Agriculture and Forestry Sector 2007 to 2013 (Tarım Kılavuzu), Official Journal C 319, 27.12.2006:3. 24 Erhart, Michael, “State Aid in the Field of Agriculture”, The EC State Aid Regime, Michael Sanchez Rydelski (ed.), Cameron May, 2006. 25 Erdem, 2004: 36-37
26
Tablo 2-1 : AB’de Devlet Yardımlarının Üye Ülke Bazında Yüzde Olarak Sektörlere Göre Dağılımı, 2007 Yılı
Toplamın Yüzdesi Olarak Milyon Euro
İmalat Finansal
Hizmetler Diğer
Hizmetler Tarım26 Balıkçılık KömürDiğer
İmalat Dışı Sektörler
Demiryolu Hariç
Ulaşım TOPLAM
AB-12 48 0 1 40 0 4 1 6 7.123AB-15 58 8 5 17 1 5 2 3 57.694AB-27 57 7 5 20 1 5 1 4 64.816Almanya 67 4 2 12 0 14 0 1 16.229Avusturya 44 0 12 18 0 0 25 1 1.006Belçika 77 0 4 12 0 0 0 6 1.077Bulgaristan 6 0 0 93 0 0 1 0 391Çek Cumhuriyeti
79 0 3 17 0 0 0 0 938
Danimarka 77 0 6 8 2 0 0 6 1.405Estonya 19 0 9 65 7 0 0 0 37Finlandiya 28 0 2 66 0 0 0 4 2.079Fransa 59 0 11 25 0 0 0 5 9.798G. Kıbrıs R.Y. 22 0 36 23 0 0 0 18 107
Hollanda 54 0 4 34 0 0 0 7 2.316
İngiltere 42 32 3 11 0 0 5 7 6.185İrlanda 35 0 20 41 3 0 0 0 1.093İspanya 58 0 8 13 3 15 0 3 5.371İsveç 88 0 5 5 0 0 1 0 3.100İtalya 64 1 5 15 2 0 5 7 5.096Letonya 21 0 0 30 1 0 0 48 204Litvanya 24 0 4 69 0 0 1 2 177Lüksemburg 48 0 16 36 0 0 0 0 72Macaristan 58 0 0 20 0 3 0 18 1.434Malta 73 0 2 18 0 0 0 7 99Polonya 62 0 0 31 0 6 0 0 1.849Portekiz 9 89 1 1 0 0 0 0 2.138Romanya 12 0 0 77 0 8 1 2 1.426Slovakya 79 0 2 11 0 1 0 8 273Slovenya 36 0 6 39 0 9 11 0 188Yunanistan 73 1 1 20 4 0 0 0 729Kaynak: Avrupa Komisyonu Rekabet Genel Müdürlüğü web sitesi, 17 Şubat 2009 http://ec.europa.eu/competition/state_aid/studies_reports/expenditure.html
26 Tabloda verilen oran ve meblağlar, Komisyona bildirimi yapılan devlet yardımları baz alınarak hesaplanmaktadır. Dolayısıyla, AB’de OTP finansmanı yoluyla tarıma sağlanan doğrudan ödemeler gibi tarımsal transferler bu grubun içinde yer almamaktadır.
27
AT Antlaşması’nın ana dayanak maddelerinden hareketle doğmuş olan devlet
yardımları mevzuatı; ilgili Konsey ve Komisyon tüzükleri, direktifleri, kılavuz
belgeleri ve Adalet Divanı kararları gibi unsurlarla tamamlanmaktadır.
AB’de devlet yardımları mevzuatı özellikle son yıllarda çok daha fazla öne
çıkmaya başlamış ve üye ülke ve Topluluk gündemlerinde daha belirgin yer edinme
eğilimi göstermiştir. Bunun en somut göstergesi ise Topluluk mahkemelerince ele
alınan devlet yardımı konulu davaların sayısının rekabet konulu davalara nazaran
daha çok ağırlık kazanmış olmasıdır.
1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006
Devlet Yardımları Konulu Adalet Divanı Kararları Sayısı
1 8 6 9 9 15 14 17 23 21
Kaynak: curia.europa.eu, 4 Aralık 2007
2.1.4 Müktesebatın tamamlanmasında ATAD’ın rolü
Devlet yardımları açısından ATAD; Topluluk mevzuatına uymak ve
bildirimlerde bulunmakla mükellef üye ülke ile bu bildirimleri kabul ederek
değerlendiren ve tedbirlerin durumu ile ilgili kararları veren Komisyon ve rekabet
politikası kapsamında ilgili ülkenin uyguladığı destekler neticesinde etkilenen diğer
üye ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların halledildiği mercidir.
Uygulanmakta olan devlet yardımları ile ilgili her ne kadar büyük miktarda
Konsey ve Komisyon tüzükleri, direktifleri ve kılavuzları bulunsa da, bahse konu bir
yardımın gerçekten Antlaşma’nın bahsettiği niteliklerde, ortak pazarla bağdaşır veya
bağdaşmaz olduğu kanısına varmak her zaman çok kolay olmamaktadır. Her ne
kadar Komisyon, belirtilen süre içerisinde başvurusu yapılmış olan destek kalemine
ilişkin bir karara varsa da, bu karara ilişkin şüphesi olabilecek ilgili ülke veya başka
bir üye ülke konuyu ATAD’a taşıyabilmektedir. Aynı şekilde verdiği karara karşı
uygulamalarda ısrar eden bir üye ülke de Komisyon tarafından ATAD’a
götürülebilir.
Bu anlaşmazlıkların kaynağı Antlaşma’nın 87. maddesindeki tanımlamadan
elde edilen ve yukarıda (bölüm 2.1.1.1) bahsedilmiş olan dört adet devlet yardımı
niteliğinden birinde veya birkaçı üzerinde uzlaşmazlıktan dolayı olabilir. Mesela, bir
28
üye ülkede hem belli bir grubu veya sektörü kayıran, hem rekabeti etkileyen, hem de
Topluluk içi ticareti bozan bir yardımın finansmanında; gerçekten devlet
kaynaklarının payı olup olmadığı konusunda bir görüş ayrılığı meydana gelebilir.
Zira finansman kaynağında devlet imkânlarının bulunmadığının belirlenmesi halinde,
konu devlet yardımı tanımı dışına çıkacaktır.
Bu duruma, Fransa’da uygulanmış ve “Ulusal Tarım Kredisi Sandığı –
CNCA” isimli bir oluşum ile sağlanmış olan dayanışma yardımı isimli bir desteğe
ilişkin 290/83 numaralı dava örnek olarak gösterilebilir. Bu davada Fransız
Hükümeti bahse konu desteğin devlet kaynaklı olmadığı, özel bir banka tasarruf
hesabının işletilmesi ile elde edilen gelir ile finanse edildiği, dolayısı ile ortak pazara
aykırı olmadığı görüşünü savunmuştur. Buna karşın Komisyon ise CNCA’nın,
yönetiminde büyük oranda devletin etkin olduğu bir kredi kurumu olduğu savından
hareketle bu uygulamanın devlet yardımına eş etkili tedbir kavramı dâhilinde
olduğunu öne sürmüştür. ATAD’ın nihai kararı Komisyonun savunduğu görüşler
lehinde oluşmuştur.27
ATAD’ın yukarıda verilmiş örnekteki gibi, sorunlu uygulamalara ilişkin
vermiş olduğu kararlar, mevcut mevzuatla birlikte ilerisi için yol gösterir nitelikte
olmaktadır. Emsal teşkil etmekte olan bu kararlar ile daha sonraları çıkarılan
kılavuzlar gibi belgelerde de kullanılır bir şekilde içtihat hukuku oluşmaktadır.
27 Köksal, Tunay, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin Devlet Yardımları Sistemlerinin Uyumlaştırılması, Etki Yayıncılık, Şubat 2002:11-15.
29
ATAD ve Ulusal Mahkemeler Topluluğun rekabet politikası kurallarının uygulanması ve yardımların uygunluğunun karara bağlanması görevleri Komisyona verilmiştir. Bu konulardaki anlaşmazlıklar ise ATAD nezdinde çözümlenmektedir. Ulusal mahkemeler ise, özel tarafların çıkarlarını koruma ve üye ülkelerin topluluk kurallarında bahsedilen usule dair hükümleri yerine getirdiğinden emin olma noktasında görevler üstlenmektedir.1 Özellikle, Komisyonun devlet yardımlarına ilişkin karar alma sürecinde gecikmeler yaşandığında, üçüncü tarafların bu süreçte yardımın olumsuz etkilerine maruz kalabildiğine dair şikayetler oluşmaktadır. Komisyon, üçüncü tarafların çıkarlarını koruma amaçlı olarak anında hareket etme ve müdahalede bulunma gibi bir işlevi yerine getiremeyeceğini kabul etmekte ve bu aşamada ulusal mahkemelerin önemli rol üstlenebileceğini vurgulamaktadır. Özellikle Antlaşmanın 88/3. maddesinin son cümlesinde sözü edilen hükmün yerine getirilmesinin üye ülke mahkemelerince sağlanabileceği düşünülmektedir.2 Anılan cümle, yardımlara ilişkin gerekli prosedür tamamlanmadan uygulanmaya başlanılmaması gereğinin üye ülkelerce yerine getirilmesi hükmünü içermektedir. Usule dair görevlerin üye ülkece yerine getirilip getirilmediğinin kontrolü noktasında, ulusal mahkemelerin bir yardımın 87/1. madde anlamında devlet yardımı olup olmadığına da karar vermesi gerekmektedir. Bu kapsamda, ulusal mahkemeler bir faydalanıcının başvurusu üzerine bir yardımın bildirimi gerekli bir devlet yardımı olmadığına dair bir ilana varabileceği gibi, yine bir müdahalenin devlet yardımı olduğunu savunan rakip bir firmanın başvurusuyla da bu yönde bir bildirge çıkartabilir. Öte yandan Komisyon tarafından geri alınmasına karar verilmiş bir yardıma ilişkin, geri alınma konusunda yaşanan zorlukların giderilmesi ve gerekli her tedbirin alınması noktasında da ulusal mahkemeler kritik görev alabilmektedirler. 3 Ulusal mahkemeler bir anlamda Komisyonun ve ATAD’ın görev alanlarına girmeden ilgili mevzuatın, gereğince uygulanmasına katkıda bulunabilmektedir. Bu görevlerin yerine getirilmesi sürecinde yine tek başına hareket etmeyip gerekli hallerde Komisyondan ve ATAD’dan yardım alması beklenmektedir. 1 European Commission, Notice on cooperation between national courts and the Commission in the State aid field, 1995:2 2 European Commission, Notice on cooperation between national courts and the Commission in the State aid field, 1995:2 3 Quigley C. and Collins A. M., EC State Aid Law and Policy, Oxford: Hart Publishing, 2003:367.
Kutu 2-2 : ATAD ve Ulusal Mahkemeler
2.2. Tarımda Devlet Yardımlarının Yasal Çerçevesi
Tarımsal devlet yardımları için genel mevzuat ile beraber sektöre özgü
mevzuatın da oluşturulmuş olmasının gerekçesi, çalışmanın ilk bölümünde de
açıklanmış olan sektörün kendine has sosyo-ekonomik özellikleri ve üretim yapısıdır.
Nitekim AT Antlaşması’nın 33. maddesinde bahsedilen tarım politikalarının ve
sektörün nasıl ele alınacağını belirten direktifler ve buradan doğan Ortak Tarım
Politikası (OTP) oluşumu böyle bir yapılanmayı zaruri hale getirmektedir.
30
Dolayısıyla, tarımsal devlet yardımları, hem rekabet politikası temelinde
çıkarılan genel devlet yardımları mevzuatının tarımı da kapsamı içine alan bölümü,
hem de Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğünce yürütülen sektör spesifik
mevzuatın devlet yardımlarına etki eden bölümü dahilinde değerlendirilmektedir.
İkinci bahsedilen grupta hem doğrudan sektördeki devlet yardımlarına ilişkin
mevzuatı, hem de Kırsal Kalkınma ve Ortak Piyasa Düzenlerine (OPD) ilişkin
mevzuatı sayabiliriz. Bahsedilen bu gruplandırma temelinde, AB’de tarımsal devlet
yardımlarını etkileyen mevzuat, örnekleri ile birlikte aşağıdaki tabloda
listelenmektedir.
Tablo 2-2 : AB’de Tarım Sektöründe Uygulanan Devlet Yardımlarını Düzenleyen Mevzuat28
Mevzuat Grubu Mevzuat İsimleri
Tarım Sektörüne Özel Devlet Yardımları Mevzuatı
• AT Antlaşması (ilgili maddeler)
• Tarım ve Ormancılık Sektörlerinde Devlet Yardımlarına İlişkin Topluluk Kılavuzu
• Antlaşma’nın 87. ve 88. Maddelerinin Tarımsal Ürünler Üretiminde Aktif Olan KOBİ’lere Sağlanan Devlet Yardımlarına Uygulanması Hakkında Komisyon Tüzüğü
• 1535/2007 sayılı Tarımsal Üretim Sektöründe De minimis Yardımına İlişkin Komisyon Tüzüğü
Tarım Sektöründe Devlet Yardımlarını Yakından İlgilendiren Diğer Mevzuat
• Kırsal Kalkınma Tüzüğü
• 1782/2003 sayılı OTP Kapsamında Doğrudan Ödemelere Dair Ortak Kuralların Oluşturulması ve Çiftçiler İçin Belirli Destek Sistemleri Oluşturulmasına Yönelik Konsey Tüzüğü
• Ürün bazında OPD Tüzükleri
Rekabet Politikası Temelinde, Genel Devlet Yardımları Mevzuatının Bir Kısmı
• AT Antlaşması (ilgili maddeler)
• Zor Durumdaki Firmalara Kurtarma ve Yeniden Yapılandırma Yardımlarının Sağlanmasına Dair Topluluk Kılavuzu
• İstihdam Yardımlarına İlişkin Kılavuz
• 68/2001 sayılı Antlaşma’nın 87 ve 88. Maddelerinin Eğitim Yardımlarına Uygulanmasına Dair Komisyon Tüzüğü
28 Bu liste tam kapsayıcı değildir. Özellikle genel devlet yardımları kapsamında bulunabilecek birçok başka tüzük, bildiri, tavsiye metni gibi kaynaklar olabilir.
31
• Devlet Yardımı ve Risk Sermayesi Konulu Komisyon Tebliği
• Antlaşma’nın 87 ve 88. Maddelerinin Garanti Şeklindeki Devlet Yardımlarına Uygulanmasına Dair Komisyon Bildirisi
• Kamu Hizmeti Tazminatları Şeklindeki Devlet Yardımlarına İlişkin Topluluk Çerçevesi
• 86/2 Sayılı Antlaşma Maddesinin, Genel Ekonomik Çıkar Hizmetleri ile Görevli İşletmelere Kamu Hizmeti Tazminatı Şeklinde Sağlanan Devlet Yardımlarına Uygulanmasına Dair 2005/842/EC sayılı Komisyon Kararı
• Üye Ülkeler ile Kamu İşletmeleri Arasındaki Finansal İlişkilerde Şeffaflık Konusunda Komisyon Direktifi
• Kamu Otoritelerince Arazi Satışlarına İlişkin Komisyon Bildirisi
• Devlet Yardımları Kurallarının Doğrudan Ticaret Vergilemesine İlişkin Tedbirlerde Uygulanmasına Dair Komisyon Bildirisi
Tarımda devlet yardımlarına etki eden ve birbiriyle paralel, bağlantılı ve
uyumlu bir şekilde yayımlanan 3 önemli AB mevzuatı;
• “Tarım ve Ormancılık Sektörlerinde Devlet Yardımlarına İlişkin
Topluluk Kılavuzu” (Tarım Kılavuzu),
• “Antlaşma’nın 87. ve 88. Maddelerinin Tarımsal Ürünler Üretiminde
Aktif Olan KOBİ’lere Sağlanan Devlet Yardımlarına Uygulanması
Hakkında Komisyon Tüzüğü” (Tarımsal KOBİ’lerde Devlet
Yardımları Tüzüğü),
• “Avrupa Kırsal Kalkınma İçin Tarımsal Fonundan Kırsal
Kalkınmanın Desteklenmesine İlişkin Konsey Tüzüğü”dür (Kırsal
Kalkınma Tüzüğü).
2000–2006 dönemini kapsayan Tarım Kılavuzu yerine, basitleştirme ve daha
iyi düzenleme temel amaçları çerçevesinde, Aralık 2006 tarihinde 2007–2013 yılları
arasında etkin olacak yeni kılavuz yürürlüğe girmiştir.29 Aynı şekilde 1/2004 sayılı
29 http://ec.europa.eu/agriculture/stateaid/leg/index_en.htm 25 Ocak 2007.
32
Tarımsal KOBİ’lerde Devlet Yardımları Tüzüğü, bu yeni kılavuzla uyumlu bir
tüzükle değiştirilmiştir. Yeni kılavuz ve Tarımsal KOBİ’lerde Devlet Yardımları
Tüzüğü ile getirilen temel değişiklikler aşağıda sıralanmaktadır.
• Yeni dönemin en radikal değişikliği daha önceleri birincil tarımsal üretimle
birlikte tarımsal devlet yardımları kapsamında ele alınan işleme ve pazarlama
aşamalarına sağlanan yardımların artık diğer sanayi kollarındaki devlet
yardımları kapsamında ele alınması yönündeki politika değişikliğidir. Son
dönemde değişen mevzuatlarla bu politika değişikliği hayata geçirilmeye
başlanmıştır.
Örneğin yeni Tarımsal KOBİ’lerde Devlet Yardımları Tüzüğü’nde tarımsal
ürünlerin işlenmesinde ve pazarlanmasında faaliyet gösteren firmaları büyük
oranda KOBİ niteliği gösteren firmalar oluşturuyor olsa da, bunların birincil
tarımla uğraşanlardan farklı olarak diğer sanayi dallarında çalışan firmalarla
benzerlikler gösterdiğinden hareketle bu yeni yapılanmada tarım dışında
bırakmıştır. Yeni Tarımsal KOBİ Tüzüğü, 1–2004 sayılı Genel KOBİ’lerde
Devlet Yardımları Tüzüğü’nde de değişikliğe giderek, tarımsal işleme ve
pazarlama faaliyetlerini bu tüzüğün kapsamına sokmuştur.
• Diğer belirgin değişikliklerden biri ise daha önceki kılavuzda yer almayan
ormancılık desteklerinin kapsam dâhiline alınmış olmasıdır.
• Yine daha önce ayrı tüzükleri olan; tarımsal ürünlerin tanıtımı ve reklamı,
Bulaşıcı Süngerimsi Ensefalopati (TSE) testleri, ölü hayvan ve kesimhane
atıklarına yönelik destekler ile kısa dönemli sübvansiyonlu kredilere ilişkin
yeni Komisyon yaklaşımı ve hükümleri yeni kılavuz dâhiline alınmış ve
anılan ayrı tüzükler yürürlükten kaldırılmıştır.
Başta kılavuz olmak üzere mevzuatların giriş bölümünde, genel anlamda
AB’nin devlet yardımları sistemi yaklaşımının ne olduğu ve tarım sektörünün
Topluluk çapında ele alınış biçimiyle ilişkilendirilmesi noktalarında bazı ipuçları
elde edilebilmektedir. Ayrıca bu genel bilgileri takiben spesifik yardım türlerine göre
yardımların ne şekilde verilebileceğinin çerçevesi de belirtilmektedir.
33
Topluluk politikasına göre, sağlanacak devlet yardımlarının:30
1) Topluluk rekabet politikası prensiplerine,
2) Ortak tarım ve kırsal kalkınma politikalarına,
3) Uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklere,
uygun olması gerekmektedir.
Bu genel hususların ardından Tarım Kılavuzu’nda belirtilen diğer önemli
prensipleri şöyle sıralamak mümkündür:
• Yeni gelişen mevzuat çerçevesinde, tarımda devlet yardımları konusu
değerlendirilmeye tabi tutularak, hem yardımların daha çabuk, daha şeffaf ve
etkin bir şekilde sağlanmasını, hem de yetkili otoritenin Komisyona
sunulacak bildirimlerin hazırlanması işinin kolaylaştırılmasını sağlayacak
basitleştirme yolları aranacaktır.
• Bu mevzuatta birçok yardım türüne ilişkin çerçeve çizilmiş olmasına rağmen,
ilgili maddeler arasında olmayan bir yardım türü söz konusu olduğunda
Komisyon; 87, 88 ve 89 sayılı AT Antlaşması hükümleri ile tarım ve kırsal
kalkınma politikaları çerçevesinde vakıa bazında değerlendirmeye gidecektir.
• Fiyata, miktara, üretim birimine veya üretimde kullanılan araçların birimine
bağlı olarak verilen ve işletme dönemi yardımı adı altında yapılan
yardımların münferit olarak üye ülkelerce sektöre sağlanması tamamen ortak
pazarla bağdaşmaz kabul edilir. Bu tür yardımların OPD’lerin etki alanına
müdahalede bulunacağı tehlikesinin de ayrıca altı çizilmektedir.
• İşletme dönemi yardımı olmayan, fakat faydalanıcı tarafından daha önceden
zaten yapılmış olan bir işlem için geriye dönük olarak yardımda bulunulması
da yine işletme dönemi yardımı gibi kabul edilir. Böyle bir yardımın
faydalanıcıya sektörü ileri taşıyacak bir teşvik güdüsü vermekten ziyade, onu
finansal bir yükten kurtarma amacı taşıdığı kabul edilmektedir. İstisna olarak
30 AB Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü web sitesi, 7 Nisan 2007, http://ec.europa.eu/agriculture/stateaid/index_en.htm
34
tazminat türünden olan yardımlar doğası gereği bu maddeden
etkilenmeyeceklerdir.
• Tarım sektörünün özel yapısından dolayı bölgesel yardımlara ilişkin kılavuz
tarım sektörü için geçerli olmayacaktır.
• Çevre konusunun Topluluk politikalarındaki önemli yeri ve AT
Antlaşması’nın 6. maddesinden gelen “çevresel koruma gerekliliklerinin
Topluluğun her politika ve aktivitesinde entegre edilmesi” şartı çerçevesinde
değerlendirilmektedir. Bu çerçevede, tarım ve rekabet politikalarının bu
kapsam dışında kalmadığı, özellikle ileride bu konuya özel önem verilerek,
bildirimlerde yardım sağlanan faaliyetin çevresel sürdürülebilirlik ile
ilişkisinin ve Topluluk çevre politikaları ve mevzuatına aykırı bir işlemde
bulunulmayacağını temin eden bilgilerin iletilmesinin gerekliliği
anlatılmaktadır.
Ana hatları bu şekilde çizilmiş olan Tarım sektörüne sağlanacak devlet
yardımlarının, yardım türlerine ilişkin Toplulukta takip edilmesi gereken detay
kurallar ilgili mevzuatta ele alınmıştır. Bu yardım türleri ve belirtilen kurallara ilişkin
bilgiler, temelde kılavuzdaki bilgiler değerlendirilmek kaydıyla ve diğer ilgili
mevzuatı da göz önüne alır bir şekilde aşağıda özetlenmektedir.
Tablo 2-3 : Yardım Grubu Bazında Tarımda Devlet Yardımı Türleri31
Yardım Grubu Adı Yardım Türü
2.2.1. İşletme
dönemi yardımları
İşletmelerin kendi finansman olanakları ile karşılaması gereken maliyetlere yönelik yardımları ifade eder. OTP kapsamında Birlik seviyesinde sağlanan Tek Ödeme Sistemi benzeri destekleri kapsamakta olup, bu tür yardımların üye ülkelerce münferit uygulamaları tamamen yasaklanmaktadır.
2.2.2. Kırsal
kalkınma tedbirleri
1. Tarımsal işletmelere yönelik yatırım yardımları (birincil üreticiler) 2. Tarımsal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik yatırım
yardımları 3. Geleneksel peyzajın ve yapıların korunması 4. Kamu yararı yönünde çiftlik binalarının yerinin değiştirilmesi 5. Sektöre genç çiftçilerin girişinin sağlanması 6. Tarımsal faaliyetin sonlandırılması veya erken emeklilik için yardım 7. Çevresel ve hayvan refahı yardımları
31 Tablo, Tarım Kılavuzunda yer alan türler ve sınıflandırmalar temelinde hazırlanmış olup devamla açıklanmakta olan başlıkların listelenmesi mahiyetindedir.
35
a) Tarım-çevre ve hayvan refahı taahhütlerine yardım sağlanması
b) Natura 2000 ödemeleri ve 2000/60/EC Direktifi’ne bağlı ödemeler
8. Belirli alanlardaki handikapların tazminine yönelik yardımlar 9. Standartların karşılanmasına yönelik yardımlar 10. Üretici gruplarına yönelik yardımlar (kuruluş yardımları) 11. Arazileri yeniden parselleme yardımı 12. Kaliteli ürün üretimi ve pazarlanmasına yönelik yardımlar 13. Tarım sektöründe teknik destek sağlanması 14. Hayvancılık sektörüne yönelik yardımlar
2.2.3. Risk ve kriz
yönetimi
1. Tarımsal üretim veya üretim araçlarının uğradığı zararların tazminine yönelik yardımlar
a) Doğal afet ve olağanüstü durumlarda oluşan hasarların giderilmesine yönelik yardımlar
b) Kötü hava şartları nedeniyle çiftçilerin oluşan kayıplarının tazminine yönelik yardımlar
c) Hayvan ve bitki hastalıkları ile mücadele yardımları d) Sigorta primlerinin ödenmesine yönelik yardımlar
2. Üretim, işleme veya pazarlama kapasitesinin kapatılması yardımı 3. Kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımları
2.2.4 Diğer
yardımlar
1. Reklam yardımları 2. Sübvansiyonlu kısa dönem kredileri şeklinde yardımlar 3. 2003/96/EC Direktifi çerçevesinde sağlanan vergi muafiyetleri
şeklindeki yardımlar 4. Orman sektörü için yardımlar
2.2.5. Blok
Muafiyetler
Konseyin 994/98 sayılı Tüzüğü, AT Antlaşması’nın 87 ve 88. maddelerinin bazı yatay devlet yardımlarına uygulanması konusunu işlemektedir. Bu Tüzüğün temel amacı, etkin kontrol yapısını bozmadan, sistemi daha kolaylaştırıcı hale getirerek AT Antlaşması’nın 88–3. maddesinde belirtilmekte olan yeni bir yardım planında veya değişikliğinde Komisyona bildirimde bulunulması yükümlülüğünün istisnalarını belirlemektir. Bu istisna gruplarına blok muafiyetler adı verilmektedir.
2.2.1. İşletme dönemi yardımları
Devlet yardımları kurallarının başlıcalarından biri; “firmaların kendi
finansman olanakları ile karşılaması gereken maliyetlere yönelik yardımları” ifade
eden işletme dönemi yardımlarının tamamen yasak olması ve bu kapsamda üye
ülkelerin münferit uygulamalarına izin verilmemesidir. Konunun tarımsal devlet
yardımlarına uyarlanmasında, bir ürünün veya girdinin fiyatına ve miktarına bağlı
olarak verilebilecek yardımlar olarak da tanımlanabilmektedir. Üye ülkelerce
sağlanabilecek bu tür destekler için Antlaşma’nın muafiyet maddelerinde haklı bir
36
gerekçelendirme bulunmamakta ve bunların tamamen ortak pazarı bozucu yapıda
destekler olduğu kabul edilmektedir.32
İşletme dönemi yardımlarının sektörün gelişmesi yönünde kritik bir katkı
sağlamak veya ortak çıkara hizmet eder şekilde yapısal bir soruna yönelik olmaktan
ziyade, firmaların finansal açıdan diğerlerine kıyasla üstün bir hale gelmesini
sağladığı ve rekabeti doğrudan bozma etkisi yarattığı görüşü benimsenmektedir.
Hali hazırda Topluluk çapında uygulanmakta olan ve Topluluğun OTP’si
kapsamında sağlanması karara bağlanmış olan desteklemeler bu konunun istisnası
durumundadır. Devlet yardımlarına ilişkin mevzuat, bu tür yardımların düzenlendiği
OPD’ne ait mevzuatı öncelikli mevzuat olarak kabul etmekte ve devlet yardımları
hükümlerinin bunlara aykırı olamayacağını hükme bağlamaktadır.33
Mevzuatta, nitelik olarak aslen muaf tutulabilecek ve ortak pazarla uyumlu
olarak kabul edilebilecek kimi yardımların bazı hallerde işletme dönemi yardımı
sınıfına kaydığı ve bu bağlamda uygulamasının yasaklanması gerektiği ifadeleri yer
almaktadır. Örneğin, zaman kısıtlamalarıyla ne şekilde verilebileceği belirlenmiş bir
yardımda, bu kısıtın aşılması sonucunda; yardımın geriye dönük olamama prensibi
ihlal edilmiş olmakta ve yardımın işletme dönemi yardımı niteliği kazandığı kabul
edilmektedir. Buradaki temel varsayım, bahse konu yardımın yapılma amacının o
süre zarfında artık geçersiz kalacağı veya işletmenin ilgili gideri zaten kendi
kaynaklarından yapmış olabileceğidir.34
2.2.2. Kırsal kalkınma tedbirleri
2.2.2.1. Tarımsal işletmelere yönelik yatırım yardımları (birincil üreticiler)
Yukarıda özellikle yeni dönem politika perspektifinde tarımsal ürünlerin
işlenmesinde ve pazarlanmasında faaliyet gösteren firmaların tarıma özel olan
çerçevenin dışında kalmaya başladığından bahsedilmişti. Ancak mevzuatta tarımsal
ürünlerin işlenmesi tanımlanırken, tarımsal ürünün bir operasyona tabi tutulması ve
bunun sonucunda ortaya çıkan ürünün de yine bir tarımsal ürün olması gerektiğinden
bahsedilmesine rağmen, çiftçilerin çiftliklerinde ürünlerini ilk satış için hazır hale 32 Tarım Kılavuzu, 2006:3 33 Tarım Kılavuzu, 2006:3 34 Tarım Kılavuzu, 2006:3
37
getirmek amacıyla gerçekleştirdikleri faaliyetlerin bu kapsam dışında kaldığı ayrıca
belirtilmektedir. Bu ayırım ile, gerçekte birincil tarım ürünleri üretimi ile ilgilenen
işletmelerin, küçük işleme ve pazarlama amaçlı faaliyetlerinin diğer işleme ve
pazarlama faaliyetlerinden ayrıştırıldığı gözlenmektedir.
Tarımsal işletmelere sağlanacak yatırım yardımları belirtilen şartları sağladığı
sürece AT Antlaşması’nın 87. maddesinin 3. paragrafı kapsamında ortak pazarla
uyumlu kabul edilmektedir. Daha sonraki bölümlerde daha detaylı açıklandığı üzere,
bahsedilen yardım bir KOBİ’ye sağlandığında ise önceden bildirim yükümlülüğü
ortadan kalkmaktadır.35
Birincil üreticilere yönelik yatırım yardımlarında kamu kaynaklarından
sağlanabilecek brüt yardım yoğunluğu aşağıdaki tabloda verilen oranlar içinde
kalmalıdır.
Tablo 2-4 : Birincil Üreticilere Sağlanabilecek Yatırım Yardım Yoğunlukları
Dezavantajlı Bölgeler
(%)
Diğer Bölgeler
(%)
Genç Çiftçiler 60 50
Diğer Çiftçiler 50 40
Bunlara ilaveten merkezden uzakta olan bölgeler ve küçük Ege adalarında bu
oran yüzde 75’e çıkabilmektedir.
Yine işletmenin ilave çevre koruması veya geliştirmesine, hayvancılık
işletmelerinde hijyen koşullarının ve hayvan refahının artırılmasına yönelik olarak
yükleneceği ekstra yatırım maliyetlerinde, dezavantajlı bölge olursa yüzde 75, bunun
dışında ise yüzde 60 oranında yardım yoğunluğu öngörülmektedir. Ancak bu
standartların minimum Topluluk standartlarının üzerinde bir seviyeyi yakalamaya
veya yeni eklenen Topluluk standartlarını sağlamaya yönelik olması ve ekstra üretim
kapasite artırımı amaçlamaması gerekmektedir. Yeni bir standart getirilmiş olması
durumunda buna yönelik verilmesi düşünülen muhtemel yardımın, standardın
getirildiği tarihten sonraki 36 ay içerisinde gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.
35 Bahsedilen detaylı anlatım 2.2.5. Blok Muafiyetler bölümünde yer almaktadır.
38
Standartların sağlanmasında yıllar itibarıyla azalan oranlarda destek verilebilmesinin
uygun olacağı prensibi benimsenmektedir. Bu şekilde daha önceden standartlara
uyum sağlamış olan işletmelere karşı bir rekabet dezavantajı oluşturulmaması
amaçlanmaktadır.
Yukarıda bahsedilen mevcut standartlara uyum yönünde destek verilememesi
hükmünün tek istisnası genç çiftçilerdir. Tarımla iştigal etmekte olan nüfusun yaş
ortalamasının düşürülmesi yönünde bir politikası olan Topluluğun, bu noktada genç
çiftçiler lehine bir istisna getirerek ekstra yardıma imkân tanıdığı görülmektedir.
Temelde AT Antlaşması’nın 87. maddesinin 3. bölümünde geçen “bazı
ekonomik aktivitelerin ve ekonomik alanların geliştirilmesine yönelik olma”
muafiyet şartıyla ortak pazarla uyumlu kabul edilecek olan bu yardımlarda özelde şu
amaçların hedefleniyor olması gerekmektedir:
a) Üretim maliyetlerinin düşürülmesi,
b) Üretimin geliştirilmesi ve yeniden şekillendirilmesi,
c) Kalitenin artırılması,
d) Doğal çevrenin korunması, hijyen koşullarının ve hayvan refahının
geliştirilmesi.
Yardım kapsamında desteklenebilecek harcama türleri de kısıtlanmaktadır.
Bu çerçevede;
a) Taşınmaz mal inşası, elde edinimi ve geliştirilmesi,
b) Bilgisayar yazılımı da dahil olmak üzere her türlü makine ve ekipman alımı,
c) a ve b’deki maddeler kapsamında ortaya çıkan mimar, mühendis, danışman
ücretleri, fizibilite çalışmaları, lisans ve patent edinimleri gibi giderler
desteklenebilmektedir.
Standart her yardımda olması gereken bu kısıtlama maddelerinin ardından,
tarımsal işletmelerde yatırım yardımlarına ilişkin diğer önemli hususlar şu şekilde
sıralanabilir:
39
• Yardım programlarının, OPD oluşumuna yönelik Konsey tüzükleriyle
belirtilen kısıtlamalara aykırı olmaması gerekmektedir.
• Yatırımlar belirli ürünlerle sınırlandırılmamalı ve tüm tarım sektörüne açık
olmalıdır.36
• İnşaat amacıyla arazi alımı kalemine, uygun maliyet giderleri arasında yüzde
10’a kadar destek sağlanabilmektedir.
• Bir işletmeye takip eden 3 mali yıl süresince sağlanabilecek toplam yardım
limiti 400 bin Euro’dur. Bu limit dezavantajlı bölgeler söz konusu olduğunda
500 bin Euro’ya çıkmaktadır.
• İkinci el ekipman alımında büyük firmalara yardım sağlanmasına izin
verilmemekte, yalnızca ekonomik gelişmenin lokomotifi olarak görülen
KOBİ’ler söz konusu olduğunda onay verilebilmektedir.
2.2.2.2. Tarımsal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik yatırım
yardımları
Bu tür işletmelere yapılacak yardımlar Kırsal Kalkınma Tüzüğü bünyesinde
belirtilen şartlar çerçevesinde sağlanabilmektedir. Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün 28.
maddesinin ilk paragrafında; tarım ve orman ürünlerine katma değer kazandırma
yönünde sağlanacak yardımların:
• İşletmenin genel performansını geliştirmesi,
• Antlaşma’nın EK–1 bölümündeki ürünler ile ormancılık ürünlerinin işleme
ve pazarlanması ile yine aynı alanlarda yeni ürünler, prosesler ve
teknolojilerin üretilmesine yönelik olması,
• Bu yatırımlarda uygulanabilecek Topluluk standartlarına uyumlu olması
gerekmektedir.
Tüzük’te yardım yoğunlukları, eğer yatırım, AT Antlaşması’nın 87-(3a)
maddesinde bahsedilen “yaşam standardının anormal derecede düşük ve ciddi
36 Spesifik bir ürüne ilişkin aşırı kapasite gibi problemler olması durumunda üye ülkelere kısıtlama hakkı tanınabilmektedir.
40
seviyede işsizlik sorunlarının yaşandığı alanlarda” yapılıyorsa yüzde 50, diğer
bölgeler için ise yüzde 40 olarak belirlenmiştir.
Aslında bu yardımlar KOBİ’lerle sınırlı olmasına rağmen, Tüzüğün 28–3.
maddesinde; 750 işçiden az sayıda işçi çalıştıran ve 200 milyon Euro’luk bir ciroyu
aşmayan işletmelere de yukarıda belirtilen oranların yüzde 50’si oranında yatırım
yardımı sağlanabileceği öngörülmektedir. Dolayısıyla, bu işletmelere 87-(3a)
maddesine uygun alanlarda ise yüzde 25, diğer alanlarda yüzde 20 oranında yatırım
yardımı sağlanabilmektedir.
Topluluk standartlarına uyum amacıyla yapılan yatırımlarda, sadece mikro
işletmeler yardımdan yararlanabilmekte ve 36 ayı geçmeyecek bir süreç zarfında
işletmenin standardı sağlaması zorunluluğu getirilmektedir. Bu yardımın mikro
işletmelerle kısıtlanmış olmasının nedeni, bunun dışında kalan işletmelerin bu
standartlara kendi imkânları dâhilinde uyum sağlayabilecekleri veya zaten sağlamış
olmaları kabulünden kaynaklanmaktadır.
Yardım bir çiftliğe veya çiftçiye işleme ve pazarlama aşamalarına geçmesi
yönünde sağlanmış olsa dahi, birincil üreticiye sağlanan yatırım yardımları dâhilinde
değil, işleme ve pazarlama faaliyetlerine sağlanan yardımları kısıtlayan bu kurallar
çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Her ne kadar Kırsal Kalkınma Tüzüğü içerisinde olsalar da; agro-turizm, el
sanatlarının geliştirilmesi gibi alanlarda sağlanan desteklemeler bu sınıflandırmanın
dışında kalmakta ve ilgili de minimis ve KOBİ mevzuatı gibi genel devlet yardımları
kurallarına tabi olmaktadırlar.
Bir önceki bölümde olduğu gibi yine ikinci el ekipman alımında sadece
KOBİ statüsündeki işletmelere onay verilebilmektedir. Yine bir OPD kapsamındaki
kurallar çerçevesinde, özellikle fiyat istikrarı açısından aşırı üretimin engellenmesi
yönünde kısıtlayıcı hükümler bulunması halinde, bu kısıtlamaları aşacak şekilde
destek sağlanamamaktadır.
Yardımda bulunulan yatırımın uygun maliyet toplamı 25 milyon Euro’yu
veya sağlanan yardım miktarının 12 milyon Euro’yu aşması durumunda
41
Antlaşma’nın 88–3. maddesi uyarınca, üye ülkenin yardıma ilişkin bildirimde
bulunması zaruri hale gelmektedir.37
2.2.2.3. Geleneksel peyzajın ve yapıların korunması
Tarımsal KOBİ’lerde Devlet Yardımları Tüzüğü; bir tarımsal işletmeye,
işletme arazisi dâhilindeki geleneksel peyzajın ve yapıların korunması yönünde
yapmış oldukları üretimle ilişkili olmayan harcamaları için yüzde 100’e varan bir
oranda yardım sağlanabileceğini hükme bağlamaktadır. Bu tür yardımlarda bildirim
yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Ayrıca çiftçinin kendisinin veya çalışanlarının,
bu amaçla yapmış oldukları çalışmaları karşılığında senelik 10.000 Euro’yu
geçmeyecek şekilde tazminat ödemesi yapılabilmekte ve bu bedelin usulünce
gerekçelendirilebildiği durumlarda artırılabileceği de Tarım Kılavuzu’nda
belirtilmektedir.
Eğer yardım yine geleneksel peyzaj ve yapıların korunması amacıyla, ancak
üretimle ilişkili varlıklar üzerinde bulunulan bir tasarrufa yönelik olarak veriliyor ise;
bu durumda yardım yoğunluğu oranları üretim kapasitesinin artırılmaması şartıyla
dezavantajlı yöreler için yüzde 75, diğer bölgeler için ise yüzde 60 olarak
belirlenmiştir.
Hem üretimle ilişkili hem de üretim kapasitesinin artırılması söz konusu ise,
tarımsal işletmelerde yatırım yardımları kuralları geçerli olmaktadır.
2.2.2.4. Kamu yararı yönünde çiftlik binalarının yerinin değiştirilmesi
Geleneksel peyzajın ve yapıların korunması konusunda olduğu gibi, bir
çiftliğin kamu yararı nedeniyle yerinin değiştirilmesi amacıyla yardım verilmesi
durumu da, Antlaşma’nın 87–3. maddesi kapsamında ortak pazarla uyumlu kabul
edilmekte ve bildirim gerekmemektedir. Bu gibi durumlarda yardım yoğunluğu
yüzde 100 olabilmektedir.
Ancak bu yatırım neticesinde çiftçiye, daha modern üretim tesislerine
kavuşma veya üretim kapasitesinin artması gibi faydalar sağlanıyor ise, dezavantajlı
37 İleride blok muafiyetler bölümünde de açıklandığı üzere: her ne kadar bir KOBİ’ye uygun şartlarda sağlanan bir yardımın bildirim zorunluluğu olmasa da, yardım çeşidine göre belirlenecek tavanların aşılması durumunda bildirim yükümlülüğü ortaya çıkmaktadır.
42
bölgelerde yüzde 50, diğer bölgelerde ise yüzde 60’dan az olmayacak oranlarda çiftçi
katkısı alınmalıdır. Faydalanıcının bir genç çiftçi olması durumunda talep edilen
katkı payları 5’er puan düşürülmektedir.
2.2.2.5. Sektöre genç çiftçilerin girişinin sağlanması
Genç çiftçilerin tarım sektöründe yer alması ve tesis kurma amaçlarını
gerçekleştirebilmeleri amacıyla, Tarımsal KOBİ’lerde Devlet Yardımları Tüzüğü bu
tür yardımların Antlaşma’nın 87-(3c) maddesi kapsamında ortak pazarla uyumlu
kabul edileceği ve bildirim yükümlülüğünün de bulunmadığını belirtmektedir.
Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün 22. maddesinde dile getirilen yardımın şartları
ise şu şekildedir;
a) Faydalanıcı kişinin 40 yaşından küçük, ilk defa tarım sektörüne giriş
yapıyor olması ve işletmenin başındaki kişi olacak olması,
b) Gerekli beceri ve yeteneklere sahip olması,
c) Çiftlik faaliyetlerinin gelişimine yönelik bir iş planı sunuyor olması.
Destek miktarı genç çiftçi başına 55.000 Euro ile sınırlandırılmıştır. Destek
40.000 Euro’yu geçmeyecek doğrudan tek bir prim şeklinde veya sermayeleştirilmiş
değeri 40.000 Euro’yu geçmeyecek faiz sübvansiyonu şeklinde verilebilmektedir. Bir
çiftçi için her ikisinin de uygulanıyor olması durumunda toplamın 55.000 Euro’yu
aşmaması gerekmektedir.
2.2.2.6. Tarımsal faaliyetin sonlandırılması veya erken emeklilik için yardım
Tarımsal KOBİ’lerde Devlet Yardımları Tüzüğü ve Tarım Kılavuzu, bu
konuda ek bir düzenleme getirmemekle birlikte söz konusu başlığa ilişkin
düzenlemede bulunan Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün 23. maddesine atıf yapmakla
yetinmektedir. Bu yardım başlığı da yine genç çiftçilerin desteklenmesi konusuyla
paralel olarak, Topluluk içinde tarımsal faaliyetlerde bulunan nüfusun yaş
ortalamasının düşürülmesi yoluyla, sektörün daha aktif ve dinamik kişilere
bırakılması amacını gütmektedir. Komisyon, bu tür yardımların sektörün gelişmesine
önemli katkıda bulunduğunu kabul etmektedir.
43
Tarımsal alanda faaliyette bulunan işletme sahibinin, bu işletmeyi başka bir
kişiye transfer etmek amacıyla tarımsal faaliyetten çekilmesi durumunda; tarımsal
faaliyeti bırakan kişiye ve bu işletmede çalışırken bu transfer sonucu yine tarımsal
faaliyetle iştigal etmeyi bırakan çalışanlara yardım verilebileceği öngörülmektedir.
Ancak kişilerin tarımsal faaliyetlerden çekilme kararı sürekli ve mutlak olmalıdır.
Maddenin devamında bu kişiler için yaş sınırları başta olmak üzere, sosyal
güvenlikle ilgili durumlarına bağlı olarak sahip olmaları gereken kritik nitelikler
sıralanmakta ve yardımın 15 yıldan daha fazla sağlanamayacağı hükmü
getirilmektedir.
Ödenebilecek maksimum yardım miktarları, işletmeyi devreden kişi için
senelik 18 bin toplamda ise 180 bin, çalışan işçi için ise senelik 4 bin toplamda 40
bin Euro olarak belirlenmiştir.
2.2.2.7. Çevresel yardımlar ve hayvan refahı yardımları
Çevre başlığı, Topluluk politikasının en fazla önem verilen alanlarından
biridir. Bu itibarla AT Antlaşması’nın 174. maddesinde Topluluk çevre politikasının;
çevre kalitesinin korunması ve geliştirilmesi, insan sağlığının korunması, doğal
kaynakların ihtiyatlı ve rasyonel kullanımı, bölgesel ve dünya çapındaki çevre
sorunlarına karşı uluslararası tedbirlerin desteklenmesi şeklinde sıralanan dört ana
amacı destekler mahiyette oluşturulması esas kabul edilmektedir.
Yine Topluluk politikası, değişik bölgelerdeki farklı sorun tiplerini dikkate
alır bir şekilde çevre korumasını amaçlamaktadır. Bu bağlamda politikanın temel
prensipleri; ihtiyati tedbir alma, sorunun kaynağından tespit ve tadil edilmesi ve
kirleten öder prensipleridir.
Bu doğrultuda tarım sektöründe sağlanan tüm çevresel devlet yardımlarının
Topluluğun çevre politikası ile uyumlu olması gerekmektedir. Temel olarak yukarıda
bahsedilen prensiplere uygun bir şekilde yapılandırılmamış bir yardım sisteminin,
ortak çıkarlara uygunluğu kabul edilmemekte ve Komisyon tarafından
onaylanmamaktadır.
Bu başlık altındaki Komisyon yaklaşımı diğer başlıklarda da olabildiği gibi
zaman içerisinde sürekli bir gelişim göstermektedir. Bu itibarla Komisyonun daha
44
önceki yaklaşımından farklı olarak tarım-çevre yardımları gibi doğrudan tarıma özgü
çevre ile ilişkili yardımlar haricinde kalan çevre yardımlarını diğer sektörlere
uygulanan mevzuat kapsamında değerlendirme eğilimi vardır.
OTP kapsamında doğrudan ödemeleri düzenleyen 1782/2003 sayılı Konsey
Tüzüğü, tarımsal işletmelerin arazilerini tarımsal ve çevresel açıdan iyi durumda
korumalarını gerektiren hükümler içermektedir. Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nde yer
alan Natura 2000 gibi bu kapsamda değerlendirilebilecek bir yardım sisteminin
dışında, bu koşullara uyma karşılığında işletmelere yardım sağlanması
yasaklanmaktadır.
2.2.2.7.1. Tarım-çevre ve hayvan refahı taahhütlerine yardım sağlanması
Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün 39. ve 40. maddelerinde, sırası ile tarım-çevre
ve hayvan refahı alanlarında çiftçiler tarafından gönüllü olarak yüklenilen taahhütlere
karşılık sağlanabilecek yardımlar ele alınmaktadır.
Bu yardımlardan yararlanmak isteyen başvuru sahipleri, çevresel etkilerin
gereğince açıklanmasını da içeren başvurunun kabul edilmesi sonrasında her iki çeşit
taahhüt için de destek alabilmektedir. Ancak bu üstlenilen taahhütlerin 1782/2003
sayılı Konsey Tüzüğü’nde belirtilen zorunlu standartların ötesinde olması
gerekmektedir. Zira bu zorunlu standartlara uyumun işletmelerin kendilerince yerine
getirilmesi beklenmekte olup, kamu desteği sağlanamamaktadır.
Komisyon, taahhütlerin beş ile yedi yıl arasında bir süre için üstlenilmesinin
uygun olacağı yaklaşımını benimsemiş ve bu sürenin altında veya üstünde olan
uygulamalar için gerekli açıklamaların yapılması halinde bunlara da esneklik
sağlayabileceğini belirtmiştir.
Taahhüdün üstlenilmesi sonucunda ödemelerin, çiftçinin karşılaşacağı ekstra
maliyetler ile kaybedilen geliri içeren bir miktarda ve senelik olarak yapılması
gerekmektedir. Bu kapsamda Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün Ek’inde belirtilen
maksimum destek miktarları;
Tarım-çevre taahhütlerinde,
• Yıllık bitkilerde, hektar başına 600 Euro,
45
• Uzmanlaşılmış çok yıllık bitkilerde, hektar başına 900 Euro,
• Diğer arazi kullanım türlerinde, hektar başına 450 Euro,
• Yok olma tehlikesi olan yerli türler için, hayvan başına 200 Euro,
Hayvan refahı alanındaki taahhütlerde ise,
• Hayvan başına 500 Euro seviyelerindedir.
Bu miktarların üstünde destek sağlanması, süre konusunda olduğu gibi ancak
üye ülke tarafından uygun sebeplerle gerekçelendirilmesi durumunda olabilmektedir.
Tarım-çevre taahhütlerinin yerine getirilebilmesi için gerekli olan ve üretime
yönelik olmayan yatırımlarda yardım yoğunluğu yüzde 100 oranında olabilmektedir.
Dolayısıyla bu tarz bir yatırımın işletmenin karlılığında veya ticari faaliyetlerinde bir
artışa yol açmaması gerekmektedir.
2.2.2.7.2. Natura 2000 ödemeleri ve 2000/60/EC Direktifi’ne bağlı ödemeler
Üye ülkelerin, 79/409/EEC sayılı Yabani Kuşların Korunması Hakkındaki
Konsey Direktifi, 92/403/EEC sayılı Doğal Habitat ile Yabani Fauna ve Floranın
Korunması Hakkındaki Konsey Direktifi ve 2000/60/EC sayılı Su Politikası
Alanında Topluluk Hareketinin Çerçevesini Belirleyen Avrupa Parlamentosu ve
Konseyi Direktifleri’ne uyum sonucunda çiftçilerin karşılaşmış oldukları maliyet ve
gelir kayıplarına destek sağlayabilecekleri hususu hem Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün
38. maddesinde hem de Tarım Kılavuzu’nun ilgili bölümlerinde belirtilmektedir.
Bir önceki bölümle benzer bir şekilde, 1782/2003 sayılı Konsey Tüzüğü’nün,
insan, bitki ve hayvan sağlığı ile çevre gibi konularda dikkate alınması gereken
direktifleri sıralayan ve tarımsal arazilerin iyi tarımsal ve çevresel koşullarda
tutulması gibi konuları içeren Çapraz Uygunluk kriterlerinin ilerisinde olan gereklere
uyum sağlanması durumunda destek sağlanabileceği hususu yine geçerlidir.
Yıllık olarak verilebileceği öngörülen bu ödemelerin senelik limitleri ise; 5
yılı geçmeyecek birincil Natura 2000 ödemeleri için hektar başına 500 Euro, sonrası
için ise 200 Euro’dur.
46
2.2.2.8. Belirli alanlardaki dezavantajların tazminine yönelik yardımlar
Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün 37. maddesi, ülkelerin ilgili maddelerdeki
şartlara uygun olarak belirleyecekleri dağlık ve doğal şartlar itibarıyla dezavantajlı
alanlarda çiftçilik yapan kişilere yardım yapılabileceğini öngörmektedir. Maksimum
yardım limitleri; dağlık alanlar için işlenmekte olan tarımsal arazilerde hektar başına
250 Euro, diğer dezavantajlı alanlarda ise 150 Euro olarak belirlenmiştir.
Söz konusu bölgelerde faaliyet gösteren tarımsal işletmelerin maruz
kaldıkları şartlar dolayısı ile uğradıkları zararın tazminine yönelik destek
sağlanabileceğini belirten bu madde farklı bir Konsey tüzüğüne bağlı olarak 1 Ocak
2010 tarihinde yürürlüğe girecektir. O zamana kadar ise bir önceki Kırsal Kalkınma
Tüzüğü’nün (1257/1999) ilgili maddeleri esas alınacaktır.
Geçerli olan Tüzük hangisi olursa olsun bu tür bir yardımın Antlaşma’nın
87-(3c) maddesi ile uyumlu kabul edilebilmesi aşağıdaki şartlara bağlıdır:38
• Üye ülkenin bahse konu dezavantajı iyi bir şekilde anlatması ve verilen
destek ile aşırı tazmine yol açılmadığını ispatlaması gerekmektedir.
• Verilen tazminat ödemesinin, maruz kalınan dezavantajın ekonomik etkisi ile
orantısal olması gerekmektedir.
• Bahse konu dezavantaj sürekli olmalı ve insan kontrolü dışındaki kaynaklara
bağlı olmalıdır. Gerekli tedbirlerin alınması ile iyileştirme sağlanabilecek
yapısal problemler bu kapsamda değerlendirilebilecek sebepler sınıfına
girmemektedir.
• Komisyon, Topluluk çapında uyumlu hale getirilmiş istatistiki yöntemlerle
yardımda aşırı tazminin söz konusu olmadığını ve dezavantajın ekonomik
etkisi ile yardım miktarının orantılı olduğunu doğrulayacaktır.
• Tazminat bedeli, dezavantajın alan başına ortalama ekonomik etkisini gösterir
nitelikte olacaktır.
38 Tarım Kılavuzu, 2006:11-12
47
• Sağlanabilecek yardım miktarının hesaplanmasında, bahse konu dezavantaja
sahip işletme ile aynı ölçekte fakat normal bir bölgede faaliyet gösteren bir
işletmenin ortalama gelirleri dikkate alınmalıdır.
2.2.2.9. Standartların karşılanmasına yönelik yardımlar
Topluluk yasalarında; çevresel koruma, kamu sağlığı, bitki ve hayvan sağlığı,
hayvan refahı ve iş güvenliği gibi alanlarda ortaya çıkan gereklerin ülke dâhilinde
uygulanmasına yönelik olarak çıkarılan ulusal mevzuattaki standartlar dolayısı ile
çiftliklerin maruz kalacakları ekstra maliyet ve gelir kayıplarının karşılanmasına
yönelik yardımlar sağlanabilmektedir.
Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nde bu standardın yeni getirilmiş olması, çiftliklerin
işletme giderlerinde belirgin bir artışa sebebiyet vermesi ve belirgin sayıda firmayı
etkiliyor olması gerektiği belirtilmektedir. Bu kapsamda işletme başına verilebilecek
maksimum 10 bin Euro’nun, süreli bir şekilde sağlanması, en fazla beş yıllık bir
süreyi kapsaması ve yardım yoğunluğunun zaman içinde azaltılması gerekmektedir.
Yukarıdaki paragrafta işletme maliyetleri artışı ve gelir kaybı ile standartlar
sonucu bu sorunlarla karşı karşıya gelen çiftlik sayısını nitelerken kullanılan
“belirgin” kelimesi Tarım Kılavuzu’nda açıklığa kavuşturulmaktadır. Buna göre
işletme maliyetlerinde belirgin bir artıştan veya gelirlerinde belirgin bir azalıştan
bahsedebilmek için; ortalama bir çiftliğin işletme maliyetlerinin yüzde 5 oranında bir
artış veya gelirinde yüzde 10 düzeyinde bir azalış olması gerektiği belirtilmektedir.
Getirilen yeni standart sonucunda bahsedilen şekilde bir etki ile karşı karşıya kalan
çiftlik sayısı ise, standarttan etkilenen çiftçilerin toplam sayısının en az dörtte biri
kadar olması gerekmektedir.
2.2.2.10. Üretici gruplarına yönelik yardımlar (kuruluş yardımları)
Topluluk, bu yardım türünde, üreticilerin gerçekleştirmekte oldukları üretim
ve arz faaliyetlerini piyasa koşullarına uygun hale getirme yolunda bir arada hareket
etmelerini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Bu yardım türünde büyük firmalar
tamamen kapsam dışında bırakılmakta olup, sadece KOBİ statüsündeki işletmeler
hedeflenmektedir. Bu nedenle, bildirimde bulunma yükümlülüğü de
bulunmamaktadır.
48
Belirtilen amaç doğrultusunda;39
a) Tarımsal ürün üretiminde rol alan üretici grupları veya birliklerinin,
b) Topluluk mevzuatı ile uyumlu bir şekilde; coğrafi işaretler, menşe
belirleme veya kalite işaretleri hususlarında yönetim görevi yürüten
üretici birliklerinin kuruluş maliyetlerini kapsayıcı yardımlardan
faydalanabilecekleri öngörülmektedir.
Yukarıda belirtilen kapsam dışında; karşılıklı destek, çiftlik yardımı, çiftlik
yönetim hizmetleri gibi konularla ilgilenme amacıyla kurulan birlikler
desteklenememektedir.
Yine büyük bir firmanın veya birkaç ayrı işletmenin tek elden yönetimini
amaçlayan şirket veya kooperatifler de bu destek kapsamının dışında kalmaktadır.
Bu bilgilerden, AB’nin küçük çiftçilerin bir araya gelerek piyasa odaklı
çalışmalarının teşvikini ön plana çıkarmaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Kurulan birliğin
bu amaçları yerine getirmek için gerekli düzenlemeleri ve yönetimi yapması
beklenmektedir.
Bir birlik veya üretici grubu için belirlenmiş olan yardım tavanı 400 bin Euro
olup, desteklenebilecek maliyet türleri şu şekilde sıralanabilir:
- Uygun yerleşkenin kira bedeli
- Ofis ekipmanı
- Bilgisayar donanım ve yazılımı
- İdari personel giderleri
- Genel masraflar, yasal ve idari ödemeler
Eğer birlik için seçilen yer satın alınmakta ise; yine o yerin piyasa
şartlarındaki kira bedeli kadar yardım sağlanır. Birliğin oluşturulmasının beşinci
yılından sonraki dönemlere ait maliyetler için artık destek sağlanamaz.
39 Tarımsal KOBİ’lerde Devlet Yardımları Tüzüğü, 2006:8
49
2.2.2.11. Arazileri yeniden parselleme yardımı
Komisyon, arazilerin yeniden parsellenmesi için sağlanacak yardımları,
sektörün bir bütün olarak kalkınmasını ve altyapısının gelişimini destekleyici bir
unsur olarak kabul etmektedir. Rekabet ortamı üzerinde de sınırlı bir etkisinin
olmasından dolayı bu yardımın sürdürüleceği yönünde belirgin bir eğilimi vardır.
Tarımsal parsellerde yeniden düzenlemeye gidilerek ekonomik açıdan daha
etkin ve sürdürülebilir bir tarımsal arazi yapısının oluşturulmaya çalışıldığı bu
programlarda; yasal, idari ve ölçüm analizleri gibi ortaya çıkmakta olan maliyetler
yüzde 100 oranında kamu kaynaklarından karşılanabilmektedir. Yine bu yardımın da
bildirim yükümlülüğü bulunmamaktadır.
2.2.2.12. Kaliteli ürün üretimi ve pazarlanmasına yönelik yardımlar
Kaliteli ürünlere yönelik teşvikler Komisyon tarafından; katma değer artırıcı
ve sektörü tüketici talebine yönlendirici etkileriyle olumlu değerlendirilen bir alandır.
Ancak, özellikle:
1) Yüksek meblağlarda destek sağlandığı durumlarda,
2) Desteğin üretici üzerindeki teşvik edici etkisinin bitmesi sonucu işletme
dönemi yardımı niteliğine bürünmesi ile,
rekabet şartlarını bozarak ortak çıkara aykırı etki göstermesi tehlikesinin oluşabildiği
gözlenmiştir.
Bu kapsamda, büyük firmaların bu alanda oluşabilecek maliyetlerinin
kendileri tarafından karşılanabileceği ve yardımın sadece KOBİ’lerle kısıtlanması
gerektiği Tarım Kılavuzu’nda vurgulanmaktadır. Ayrıca tarımsal ürünlerin işlenmesi
ve pazarlanmasında faaliyet gösteren firmaların diğer sanayi dallarındaki firmalarla
olan benzerliklerinden dolayı 70/2001 Genel KOBİ Tüzüğü, 5. Maddesi uyarınca
değerlendirilmeleri hususu kabul edilmektedir. Nitekim bu madde sayesinde, işleme
ve pazarlama firmaları, rutin işletme faaliyetleri dışında kalan işler için dışarıdan
alacakları danışmanlık hizmetleri ve fuar maliyetleri gibi konularda yüzde 50 yardım
yoğunluğunu aşmayacak şekilde destek alabilmektedirler.
50
Tarımsal KOBİ Tüzüğü’nün 14. maddesinde ise, kaliteli tarımsal ürünler
üretimini amaçlar nitelikte, aşağıda sayılan hizmet faaliyetlerinde tarımsal üretimle
iştigal eden işletmelere yardım sağlanabileceği belirtilmektedir:
a) Piyasa araştırma faaliyetleri, ürün tasarımı, coğrafi işaret ve menşe belgesi
gibi hususlarda yüzde 100’e kadar,
b) ISO 9000 veya 14000 gibi kalite belirleme, Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol
Noktaları, izlenebilirlik, piyasa normları ve çevre denetim gibi sistemlere
giriş maliyetlerinde yüzde 100’e kadar,
c) Bir önceki maddede anılan sistemlerin uygulanabilmesini teminen personel
eğitim maliyetlerinde yüzde 100’e kadar,
d) Kalite teminatı ve benzeri sistemlerde kabul edilen sertifikalandırma
kuruluşlarının talep ettiği harçlarda yüzde 100’e kadar,
e) Topluluk mevzuatının veya ulusal mevzuatın gerektirdiği zorunlu kontrol
tedbirleri sebebiyle oluşan maliyetlerde, eğer ilgili mevzuat bu yükün
doğrudan firma tarafından karşılanacağına dair bir ibare içermiyorsa, yüzde
100’e kadar,
f) Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün 32. maddesinde belirtilen şekilde ve meblağda.
Sonuncu maddede belirtilen Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün ilgili bölümünde;
Topluluk veya üye ülke tarafından oluşturulan ürün kalitesi programlarına dâhil olan
işletmelere, bu programlara katılmaları sonucunda oluşan ekstra maliyetlerinin
karşılanması amacıyla senelik 3.000 Euro ve toplamda 5 yıllık bir uygulama süresini
geçmeyecek bir yardımın sağlanabileceği belirtilmektedir. Bu tür bir yardım dışında
kalan yardımların tamamı, üçüncü bir taraf olan hizmet sağlayıcının hizmet bedeli
karşılanarak, yani faydalanıcıya sübvansiyonlu hizmet sunulması yoluyla ayni olarak
sağlanması gerekmektedir.
Kontrol işlemlerinde faydalanıcının kendisi tarafından yürütülmüş olan işlere
yönelik maliyetlerde veya ilgili mevzuatta kontrolün faydalanıcı tarafından
yapılacağına dair bir ifade olması halinde bu maliyetlere destek sağlanamamaktadır.
Ek olarak, kaliteli ürün üretimini sağlama yönünde işletmenin modernizasyonu gibi
51
yatırım içerikli bir işlem yapılacak ise bu konu yine yatırım yardımları bölümü
kapsamında değerlendirilebilmektedir.
2.2.2.13. Tarım sektöründe teknik destek sağlanması
Teknik destek sağlanması her sektörde olduğu gibi tarım sektöründe de
etkinliği ve profesyonelliği artırması gerekçesiyle olumlu mütalaa edilen bir faaliyet
alanıdır. Bu itibarla, Komisyon teknik destek alanlarında yardım sağlanmasına karşı
olumlu bir tavır benimsemektedir.
Kaliteli ürün üretimi yönünde sağlanabilecek desteklerde olduğu gibi büyük
firmalar kapsam dışında kalmakta, işleme ve pazarlama alanında faaliyet gösteren
firmalar ise Genel KOBİ Tüzüğü kapsamında bulunan 5. madde nezdinde
değerlendirilmektedirler. Yukarıda açıklandığı gibi bu maddede, söz konusu
firmaların rutin işletme faaliyetleri dışında kalan alanlarda alacakları danışmanlık
hizmetlerinde yardım sağlanabileceği belirtilmektedir.
Bu genel bilgiler ışığında, teknik destek sağlanması açısından Tarımsal KOBİ
Tüzüğü’nün 15. maddesinde kabul edilen uygun maliyetler şu şekilde
sıralanmaktadır:
a) Çiftçi ve çiftlik çalışanlarının eğitimi,
b) Hastalık veya tatil durumlarında, çiftçinin, çiftlik çalışanının ikamesini
kapsayan çiftlik ikame hizmetleri,
c) Rutin işler haricinde üçüncü taraflarca sağlanan danışmanlık hizmetleri,
d) Bilgi paylaşım amaçlı forum organizasyonu ve katılımları (katılım
ücretleri, seyahat maliyetleri, yayım maliyetleri, sergi alanlarının kirası),
e) Bireysel şirket, marka veya menşe adına olmamak kaydıyla; bilimsel
bilginin ve kalite sistemleri hakkında olan bilgilerin kamuoyuna
sunulması,
f) Sunumu tarafsız olan ve tüm üreticilerin dâhil olabileceği şekilde
tasarlanan, bir bölge veya ürün bazında üreticiler hakkında bilgiler veren
katalog, web sitesi gibi yayınlar,
52
Bu tür yardımlarda yardım yoğunluğu yüzde 100 oranında olabilmektedir.
Genel itibarıyla olumlu yaklaşılan bu yardım çeşidinde tek kritik nokta, yardım
olanağının tüm üreticilere eşit bir şekilde sağlanıp sağlanılmadığı hususudur.
2.2.2.14. Hayvancılık sektörüne yönelik yardımlar
Hayvancılık sektörüne sağlanacak yardımlarda temel amaç Topluluk
hayvancılığında genetik kalitenin korunması ve artırılmasıdır. Tarım Kılavuzu’na
göre, bu amaca gerçekten hizmet ettiği düşünülen tedbirler, bu anlamda ortak pazarla
uyumlu kabul edilebilmektedir.
Ancak bir işletmenin üretim amaçlı bir erkek hayvanı bulundurmasına ilişkin
maliyetlerin kamu kaynaklarından karşılanması kabul görmemektedir. Zira bu tür bir
maliyetin, normal faaliyet sürecinde işletme tarafından karşılanması gereken olağan
bir maliyet olduğu düşünülmektedir.
Yine işletme seviyesinde yenilikçi hayvan üretim tekniklerinin geliştirilmesi
ve uygulamaya konulması, normal faaliyet sürecinde işletme tarafından karşılanması
gereken olağan bir maliyet olarak görülmekle birlikte, bir süre daha destek
sağlanabilecek bir alan olarak değerlendirilmektedir. Suni tohumlamanın ise bu grup
faaliyetler içine girmediği düşüncesi ile yardımdan faydalanamayacağı görüşü kabul
görmektedir.
Hayvanların çoğaltılması faaliyeti normal birincil üretim faaliyeti olarak
kabul edilmemektedir. Bu nedenle, bu faaliyete yönelik olarak çalışan işletmelere
sağlanacak yardımların işleme ve pazarlama alanlarında faaliyet gösteren firmalara
uygulanacak kurallara tabi tutulması esas olarak kabul edilmektedir.
Bunların dışında kalan ve aşağıda sıralanmakta olan hayvancılık sektörüne
yönelik yardımlar, Tarımsal KOBİ Tüzüğü ile belirlenen şartlarda önceden bildirim
yükümlülüğü olmaksızın sağlanabilmekte ve KOBİ tanımı dışında kalan büyük
firmalar kapsam dışında bırakılmaktadır.
Tarımsal KOBİ Tüzüğü’nde belirlenen yardım alanları ve şartları şu
şekildedir:
53
a) Soy kütüklerinin oluşturulmasına ve geliştirilmesine yönelik idari
maliyetlerde yüzde 100’e kadar,
b) Hayvanın genetik kalitesinin ve veriminin tespitine yönelik üçüncü
kişilere yaptırılan testlerde yüzde 70’e kadar,
c) 31 Aralık 2011’e kadar, işletme seviyesinde yenilikçi hayvan üretim
tekniklerinin geliştirilmesi ve uygulamaya konulması türündeki
maliyetlerde yüzde 40’a kadar,
d) Ölü hayvanların nakil masraflarında yüzde 100’e, bu tür karkasların
imhasında ise yüzde 75’e kadar,
e) Karkas nakli veya imhasında yüzde 100’e kadar (eğer yardım bu amaç
doğrultusunda toplanmış harç ve zorunlu katkılardan yapılıyor ise),
f) Ölü hayvanlar üzerinde TSE testi yapılması zorunluluğu olması
durumunda, nakil ve imhasının yüzde 100’üne kadar,
g) TSE testi maliyetlerinde yüzde 100’e kadar destek verilebilmektedir.
İnsan tüketimi için kesilmiş olan büyükbaş hayvanlarda yapılması zorunlu
BSE testlerinde yardım oranı testin her türlü gideri dâhil olmak üzere test başına 40
Euro’dan fazla olamaz. Bu başlık altındaki yardımların hiçbiri faydalanıcıya
doğrudan nakdi bir şekilde sağlanamaz.
2.2.3. Risk ve kriz yönetimi
Sürdürülebilir ve rekabetçi bir tarım sektörü için, Toplulukta iyi bir risk ve
kriz yönetiminin oluşturulması anahtar bir olgu olarak kabul edilmektedir.
Dolayısıyla bu başlıkta da Konsey ve Komisyon nezdinde uzun süren tartışmalar ve
olgunlaştırma çabaları sürdürülmüştür. Bu tartışma ve geliştirme süreci sonrasında
Toplulukta konuya ilişkin ulaşılmış olan genel kanılar şu şekilde sıralanabilir:40
• Üye ülkeler arasında geniş çaplı uzlaşmanın sağlandığı başlıca konu: her ne
kadar bu alanda kamu finansmanının gerekli olduğu düşünülse de, özellikle
yeni araçların oluşumu ve uygulamaya sokulması açısından ortak sorumluluk
40 Tarım Kılavuzu, 2006:17
54
ilkesinin benimsenmesi, yani üreticilerin bu finansmana katkı sağlamasının
gerekli olduğudur.
• Yine genel olarak uygulanmasına olumlu bakılan yardım türleri grubu
olmasına rağmen; risk ve kriz yönetimi yardımları kapsamında, bir risk için
Topluluğun bir ülkesinde veya bölgesindeki üreticiler yardım alabilir iken,
farklı bir yerdeki üreticilerin benzer bir risk karşısında kamu yardımından
faydalanamıyor olmaları muhtemeldir. Böyle bir durumun da rekabet
ortamını bozucu etkisi olabileceği düşünülmelidir. Oluşabilecek bu tarz
rekabet bozucu etkiler, üreticilerden alınacak belirli bir minimum katkı ile
önemli oranda azalacaktır.
• Tarımsal anlamda oluşan riskler genel olarak birincil üreticileri
ilgilendirmekte olup, işleme ve pazarlama firmalarının diğerlerine nazaran
karşı karşıya kalabilecekleri daha az miktardaki risk için kendi tedbirlerini
alabilme imkânları olabilmektedir. Sonuç olarak belirli risk ve kriz
yardımlarının sadece birincil üretimle ilişkilendirilmesi uygun olacaktır.
• Bu alandaki devlet yardımlarının, riske karşı gerekli tedbirleri aldığı halde
mağdur duruma düşen çiftçiyi hedef alması gerekmektedir. Yani sağlanan
veya sağlanacak yardımlar, üreticiyi kendini rahat hissederek gereksiz riskler
almaya yönlendirmemelidir.
• De minimis olanağı, beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan sorunlar için,
Komisyon yetkilendirmesi gerekmeksizin ivedilikle sağlanabilecek yardım
imkânını sağlamaktadır.41
• Sadece yardım sağlanması etkin bir kriz yönetimi anlamına gelmemektedir.
Ülkelerin, oluşabilecek problemlere göre önceden tedbir almaları ve
zamanında müdahale edebilecek gerekli sistemleri oluşturmaları
beklenmektedir. Aksi halde, problemin ortaya çıktığı anda, çözüm için bir
telafi mekanizmasının oluşturulması, bu yeni yardım için bildirimde
41 İşleme ve pazarlama firmalarının tarımsal olmayan işletmelerle beraber değerlendirilmesiyle, faydalanabilecekleri de minimis tavanı da üç yıl için 200 bin Euro olmuştur. Ancak yine de çok büyük ekonomik problemlerin bu yardımla çözülemeyeceği açıktır.
55
bulunulması ve yardımın Komisyon tarafından onaylanmasının beklenilmesi
süreci çok değerli zaman kaybına mal olabilecektir.
2.2.3.1. Tarımsal üretim veya üretim araçlarının uğradığı zararların
tazminine yönelik yardımlar
Bu tür yardımların sorunun oluşmasıyla birlikte en kısa sürede sağlanması,
hem yardımın etkinliği hem de uygunluğu açısından önemlidir. Olayın oluşmasından
yıllar sonra sağlanan bir yardımın, bir işletme dönemi yardımı haline dönüşmesi riski
yüksektir. Komisyon, geriye dönük destek sağlanması benzeri bu tip durumlarda,
eğer haklı gerekçeler sunulmaz ise, yardımı onaylamayacağını belirtmektedir.
2.2.3.1.1. Doğal afet ve olağanüstü durumlarda oluşan hasarların
giderilmesine yönelik yardımlar
İşleme ve pazarlama firmaları dâhil tüm tarım sektörü bu yardımın
kapsamında değerlendirilmektedir.
Komisyon; deprem, çığ, sel ve toprak kaymasını doğal afet olarak kabul
etmektedir. Savaş, iç kargaşa veya grevler ise olağanüstü haller grubunda yer
almaktadır. Yorum hakkını saklı tutmak kaydıyla, Komisyon, derecelerine göre
nükleer ve endüstriyel kazalar ile büyük çaplı kayıplara yol açan yangınları da
olağanüstü haller grubunda değerlendirebileceğini belirtmektedir. Yine Komisyonun,
normal şartlarda kabul etmemesine rağmen hayvan hastalıkları neticesinde oluşan
büyük çaplı kırımları da olağanüstü hal kapsamına dâhil ettiği görülmüştür.42
Bu şekilde tanımsal çerçevesi belirlenen bu iki tür olayın gerçekleşmesi
halinde üye ülkeler maddi zararın yüzde 100’üne kadar kamu yardımı
sağlayabilmektedirler. Ancak aşırı tazmini önlemek için, sigortadan gelebilecek
tazminat ödemeleri gibi imkânlar var ise bu kamu desteği hesaplanırken
düşülmelidir.
ATAD’ın içtihat hukukuna göre, ilgili olayda üye ülkenin oluşan zararla
verilen destek arasındaki denklik ilişkisini iyi bir şekilde ortaya koyması
beklenmektedir.
42 Tarım Kılavuzu, 2006:18
56
2.2.3.1.2. Kötü hava şartları nedeniyle çiftçilerin oluşan kayıplarının
tazminine yönelik yardımlar
Bir önceki yardım türünden farklı olarak olumsuz hava şartlarından dolayı
oluşacak zararların tazmini şeklindeki bu yardımdan, sadece birincil üreticiler
faydalanmakta ve bu yardımlar bildirim yükümlülüğünden muaf bırakılmaktadır.
Komisyon, işleme ve pazarlama firmalarının bu sorunlardan daha az etkilenecekleri,
etkilenme ihtimalleri olan ölçüde de kendilerince tedbir alabilecekleri, daha ciddi
durumlarda ise kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımları gibi bir başlık altında
değerlendirilebilecekleri düşüncesi ile kapsam dışı bırakmıştır.
Don, dolu, yağmur ve kuraklık gibi kötü hava koşulları, Toplulukta doğrudan
doğal afet statüsünde değerlendirilmemektedir. Belirli bir eşik değerin aşılması
sonrasında ancak doğal afet olarak değerlendirilmektedirler. Uğranılan zararın,
üretim değerine oranı şeklinde belirlenmiş olan bu eşik değeri de yüzde 30’dur.43
Bu kapsamda kötü hava şartları neticesinde ürünlerinde veya hayvanlarında
belirlenen eşiğin üstünde bir zarara uğrayarak gelir kaybı yaşayan çiftçilere, yardım
yoğunluğu yüzde 80’i (dezavantajlı bölgelerde yüzde 90’ı) aşmayacak şekilde destek
sağlanabilir. Kaybedilmiş olan gelirin hesaplanması; ilgili yıldaki üretim miktarının
ortalama ürün fiyatıyla çarpılmasıyla ulaşılan sonucun, son üç yılın ortalama
üretiminin ortalama ürün fiyatıyla çarpımı sonucundan çıkarılması şeklinde yapılır.
Hesaplamada, önceden var olan sigorta poliçeleri sonucu çiftçinin başka
makamlardan alacağı tazminat miktarları ile zararın kötü hava şartları dışındaki
nedenlere bağlı olan kısımları da dikkate alınarak düşülür.
Eğer çiftçinin çiftlik binasında veya ekipmanında bir zarar oluşmuş ise
yardım yoğunlukları yine yukarıda belirtilen oranlarda olur. Ancak bu halde, kötü
hava şartlarının bir doğal afete dönüştüğü kamu yetkililerince kabul edilmiş
olmalıdır.
İdeal amaç olan daha etkin risk yönetimini gerçekleştirmek için, çiftçilerin
sigorta yaptırmaları yönünde teşvik edilmesinin gerekliliği Toplulukta hâkim olan bir
düşünce tarzıdır. Bu kapsamda Tarımsal KOBİ Tüzüğü’nün 11. maddesinin 8. 43 Tarım Kılavuzu, 2006:18
57
paragrafında, 1 Ocak 2010 tarihinden sonra yıllık ortalama üretiminin veya üretime
bağlı gelirinin en az yüzde 50’sini sigortalatmayan işletmelerde sağlanacak tazminat
bedelleri yüzde 50 oranında azaltılacağı belirtilmektedir. Ancak bir ülke, eğer her
türlü iyi niyetli çabaya rağmen çiftçinin belirli ürünleri sigortalatma imkânının
bulunmadığını gerekçeli bir şekilde açıklayabilir ise bu yaptırımdan
vazgeçilebilecektir.
Benzer şekilde, 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren Topluluğun su politikası ve
kullanımı alanındaki kuralları ile uyumlu bir çerçevede kullanım ve ücretlendirme
gerçekleştiremeyen üyelerde kuraklığa ilişkin yardımlarda kısıtlayıcı bir yönelime
gidilmesi amaçlanmaktadır. Zira su kaynaklarını etkin kullanmayan ve kuraklığa bir
anlamda suni olarak davetiye çıkaran ülkelerin ve bu ülke çiftçilerinin uygulamadaki
hatalarına rağmen ödüllendirilmelerinin önüne geçilmesi fikri benimsenmektedir.
2.2.3.1.3. Hayvan ve bitki hastalıkları ile mücadele yardımları
Bu grup yardımlar yine sadece birincil üretici ve KOBİ statüsündeki
işletmelere sağlanabilmektedir. İşleme ve pazarlama firmaları açısından bu riskler
normal iş riski olarak kabul edilmekte ve çok zorunlu hallerde kurtarma ve yeniden
yapılandırma ile de minimis yardımları çözüm adresi olarak gösterilmektedir.
Yardımların bir program dâhilinde, düzenli ve sistemli bir şekilde kontrol
altında tutulmaya çalışılan bir ortamda oluşan zararları hedef alır bir şekilde
sağlanması önemlidir. Sorunun daha önceden kaynağından çözülmeye çalışılmadığı
ve sistemli bir yaklaşımın bulunmadığı durumlarda ise yardımın işletme dönemi
yardımı niteliğine bürünmesi çok muhtemel görünmektedir.
Hayvan ve bitki hastalıkları ile mücadele alanında 3 tür yardım amacından
söz edilebilir:
a) Önleyici: Tedbirler sorunu veya hastalığı izleme, analiz etme ve daha
öncesinden önlem almaya yöneliktir.
b) Tazmin edici: Sorundan etkilenen hayvan veya bitkisel üründen dolayı
çiftçiye tazminat yardımı sağlanmasıdır.
58
c) Birleşik: İlk iki maddenin bileşiminden oluşan durumu ifade eder. Yani
konuya ilişkin önlemler alınmasına rağmen zararın gerçekleşmesi ve
tazminat gereği doğmasıdır.
Bu kapsamda, hastalıkların veya zararlı maddelerin çoğalması sorunlarının
önlenmesi ve eradikasyonu yolunda çiftçilerin yapmış oldukları maliyetler, sağlık
kontrolü, ilaçlar ve diğer bitki koruma ürünleri, hayvanların kesim ve imha
maliyetleri ile bitkilerin imha maliyetlerine yardım sağlanması ortak pazarla uyumlu
kabul edilmekte ve bildirim yükümlülüğünden muaf tutulmaktadır. Yardım
yoğunluğunun limiti yüzde 100 olup, çiftçiye doğrudan ödeme yapılması yerine
sübvansiyonlu hizmet şeklinde ayni olarak yapılmalıdır.
Yine bu hastalıklar ve zararlılar sonucunda çiftçilerin uğramış oldukları
zararların tazmini yönünde yardım sağlanması ortak pazarla uyumlu kabul edilmekte
ve bildirim yükümlülüğünden muaf tutulmaktadır. Tazmin edilecek bedel, hastalık
veya hastalığa bağlı olarak kamu emri nedeniyle gerçekleştirilen kesim ve imhalar
sonucu kaybedilen tarımsal ürün ve varlığın piyasa değeri ile karantina
zorunlulukları ile yeniden yetiştirme ve dikme gibi durumlar sonucu oluşan gelir
kayıplarını içermelidir. Yardım yoğunluğu yüzde 100 ile sınırlanmakta ve kaybın
kamu yetkililerince varlığı tespit edilmiş olan hastalığa bağlı olarak gerçekleşmiş
olması gerekmektedir.
Hesaplamalarda, çiftçinin mevcut olan sigorta poliçeleri sonucu başka
yerlerden alacağı tazminat miktarları ile zararın hastalıklar dışındaki nedenlere bağlı
olan kısımları da dikkate alınarak düşülür.
Hayvancılık sektörüne yönelik yardımlar başlığı altında, TSE testleri ve
ölmüş hayvanlarla ilişkili düzenlemeler belirtilmişti. Bu yardımların sağlanmasındaki
temel gerekçeler ise üreticilerin bu maliyetlerden kaçmak amacıyla insan sağlığını
tehdit edebilecek tutumlara ve davranışlara yönelebilme ihtimallerinin bulunması,
bunun sonucunda istatistiksel ve kontrol anlamında da eksiklikler ile karşı karşıya
kalma riskinin oluşmasıdır. Aynı düşünce tarzıyla değerlendirilen kesimhanelere
ilişkin atıklar konusunda ise, bu risklerin oluşmadığı, kontrollerinin daha rahat
59
yapılabileceği düşünülen kesimhanelerin bu maliyetleri kendilerinin karşılaması
gerektiği kabulüyle destek sağlanmaması uygun görülmektedir.44
2.2.3.1.4. Sigorta primlerinin ödenmesine yönelik yardımlar
İyi bir risk ve kriz yönetimi açısından en önemli araç olarak görülen sigorta
sisteminin desteklenmesi yönünde Komisyonun belirgin bir olumlu yaklaşımı vardır.
Bu bağlamda KOBİ ve birincil üretici statüsündeki işletmeler ile sınırlı olmak
şartıyla;
• Doğal afet statüsüne dönebilecek kötü hava şartlarına ilişkin sigorta
poliçelerinde primlerin yüzde 80’ine kadar olan kısmı,
• Hava şartları sebebiyle oluşan kayıplar ile bitki ve hayvan hastalıkları ile
zararlıları etkisiyle ortaya çıkan kayıpları tazmin etmeyi amaçlayan sigorta
poliçelerinde primlerin yüzde 50’sine kadar olan kısmı kamu tarafından
karşılanabilmekte ve yardımlar bildirim yükümlülüğünden muaf
tutulmaktadır.
2.2.3.2. Üretim, işleme veya pazarlama kapasitesinin kapatılması yardımı
Üretim kapasitesinin düşürülmesi yönünde bir Topluluk tercihi olması
halinde Komisyon bu tür yardımlara olumlu bakmakta olup temelde şu şartların
gerçekleşmesini beklemektedir:45
• Yardımın sektörün genel çıkarına olması,
• Faydalanıcı tarafından karşılığı (taahhütname) olması,
• Yardımın kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı niteliğini taşımaması,
• Sermaye ve gelecekteki gelir kaybı nedeniyle verilen yardım ile aşırı tazmin
gerçekleşmemesi.
Özetle bu şekilde bahsedilebilecek kapasite kapatılması yardımları:
1) Aşırı kapasite olması halinde,
44 Tarım Kılavuzu, 2006:20 45 Tarım Kılavuzu, 2006:22
60
2) Aşırı kapasitenin olmadığı ve mevcut kapasitenin uygulanmakta olan
standartlara uygun olması durumunda; insan, hayvan, bitki sağlığı ve
çevre gibi nedenlerle,
kapasite kapatılması ve bunun sonucunda da yardım sağlanması uygun
görülmektedir.
Bu tür yardımların ürünle ilgili Ortak Piyasa Düzeni kurallarını, üretim
limitleri ve kotalara ilişkin düzenlemelerini dikkate alarak bunlara uygun bir şekilde
yapılandırılması gerekmektedir.
Kapatılma usulü herkese açık, şeffaf ve eşit yararlanma hakkı sağlanacak
şekilde duyurulmalı ve düzenlenmelidir. Kapatılmadan önceki en az beş yıllık sürede
bu işle iştigal ettiği belirlenen kişiler ve Topluluğun işletmeye ilişkin bulunan
minimum standartlarına uyan işletmeler faydalanıcı olabilmekte ve bu faydalanıcının
kapatılma işleminin kati ve geri dönülmez şekilde yaptığını belirten bir taahhütname
sunması gerekmektedir.
Kapatılma işlemi zaten önceden kati olarak yapılmışsa, kaçınılmaz ve
faydalanıcı tarafında bir karşılığı yok ise destek sağlanmamaktadır. Yine desteğin zor
durumda olan ve zaten kapanma riski ile karşı karşıya kalmış bir firmaya
sağlanmaması gerekmekte, bu tür firmalara sağlanabilecek yardımların kurtarma ve
yeniden yapılandırma yardımları kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Toplam yardım miktarı, kaybedilen varlıkların bugünkü satış değeri ve bu
değerin yüzde 20’sinden fazla olmamak şartıyla bir teşvik bedeli toplamı olarak
belirlenmelidir. Üretim kapasitesinin yok edilmesi veya tarım dışına çıkarılan
alanlarda ağaçlandırma yapılması gibi maliyetler de yardım kapsamında
karşılanabilmektedir.
Komisyon, sonuç itibarıyla kapasite kapatılması sonucunda sektördeki diğer
üreticilerin bundan fayda sağlayacakları ve bu yüzden rekabet şartlarının bozulması
gibi potansiyel bir riskin oluşmaması için, bu yardım nezdinde yapılacak
harcamaların en az yüzde 50’sinin sektörde faaliyette bulunan diğer işletmelerden
sağlanmasını uygun görmektedir. Eğer kapasite kapatılması programı, çevresel ve
61
sağlık nedenleri ile gerçekleştirilmekte ise bu tür bir ortak finansman talebine
gereksinim duyulmamaktadır.
Kapasite kapatılması programı uygulamakta olan bir ülkenin, programın
tamamlanmasını takip eden 5 yıl içerisinde söz konusu sektörde yeni üretim
kapasitelerinin oluşturulması yolunda bir destek sağlamamayı da kabul etmesi
gerekmektedir.
2.2.3.3. Kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımları
Tarım Kılavuzu, tarım sektöründeki işletmelere yönelik olarak kurtarma ve
yeniden yapılandırma yardımlarının, diğer sektörlere de uygulanmakta olan “Zor
Durumdaki Firmalara Kurtarma ve Yeniden Yapılandırma Yardımlarının
Sağlanmasına Dair Topluluk Kılavuzu”na tabi olacağını belirtmektedir.
Etkin olmayan firmaların piyasalarda zor durumlara düşmelerinin piyasa
işleyişinin normal bir parçası olduğu, bu konuyla ilgili birincil ve en önemli tespittir.
Dolayısı ile bu durumdaki bir firmaya kamusal yardım sağlanarak varlığının devam
ettirilmesi Topluluk çapında da tartışılan önemli devlet yardımları başlıklarından
birisidir. Bu kapsamda bu tarz yardımların sağlanabilmesi için gerekli çerçevenin
belirlenmesinde azami ihtiyat gösterildiği söylenebilir. Ayrıca kılavuza, diğer
Topluluk müktesebatı hükümlerine aykırı olabilecek şekilde bu yardımlardan
faydalanmanın yasaklandığına dair bir madde de eklenmiştir. Yani sorunlu ve
tartışmalı bir yardım çeşidi olması sebebiyle, ilgili kılavuz kendisini diğer mevzuata
göre tali bırakmaktadır.
Bu kapsamda, muhtemel bir yardım inisiyatifinin çok geçerli bir
gerekçelendirmesi olmalıdır. Bu gerekçelendirme sosyal veya bölgesel nitelikli
olabileceği gibi, KOBİ’lerin ekonomik hayattaki önemli rolünün dikkate alınması
veya ilgili piyasada rekabet ortamının bozulmaması gibi şekillerde de açıklanabilir.46
Genel anlamda bu yardıma konu olabilecek “zor durumda olan firma”
nitelendirmesi ile; kendisini piyasa dışı bırakabilecek zarar ve kayıpları kendi
46 Firmanın piyasa dışına çıkmasıyla o piyasada monopol veya ciddi bir oligopol durumu oluşacak ise firmanın kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı alması mazur görülebilir.
62
imkanları ile engelleyemeyen bir işletmeden söz edilmektedir. İlgili Kılavuz’da
finansal bazı limitlerle içinde bulunulan bu zorluk derecesi netleştirilmektedir.
Kılavuz, kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımlarını şu şekilde
tanımlamakta ve ayırmaktadır:
a) Kurtarma yardımı: Temel amacı, sağlıksız bir firmayı yeniden yapılandırma
veya likidite planı dönemine kadar ayakta tutmak olan geçici bir yardımdır.
Kurtarma yardımı dönemi, firmanın içinde bulunduğu sorunlu konuların
tespit edilerek, bu sorunların tadil edilmesi amacıyla yapılması gerekenlerin
içerileceği bir planın hazırlanması için yeteri kadar zaman tanımalıdır.
Yardım, kredi garantisi veya kredi gibi geri döndürülebilir bir likidite desteği
tarzında olmalıdır.
b) Yeniden yapılandırma yardımı: Yeniden yapılandırma veya likidite planının
oluşturulması ve uygulamaya başlanması sonrasında sağlanan yardımları
içermektedir. İşletmenin zarar ettiren bir alt sektörden veya faaliyet dalından
çekilmesi gibi bir yapısal tedbir bu planın içeriği olabilecek konulardan
biridir. Yeniden yapılandırma işleminde, işletmeye sadece zararların
hafifletilmesi için finansal açıdan yardım sağlanmamalı, bu zararların doğuş
nedenleri de dikkate alınmalıdır.
Bu yardım çeşidinin ortak pazarla uyumluluğuna dayanak teşkil edebilecek
tek Antlaşma maddesi “ekonomik faaliyetlerin geliştirilmesi yönündeki
yardımlardan” bahseden 87-(3c) maddesidir. Bu maddeyle ilişkisi de piyasa
eksiklikleri sonucunda oluşan farklılıkları düzeltmek, ekonomik ve sosyal uyumu
sağlamak tezleri ile birlikte yapılmaktadır.
Yardımın ticaret ve rekabet üzerindeki olumsuz etkileri düşünülerek, yardım
karşılığında faydalanıcı firmanın varlıklarında, kapasitesinde veya piyasa payında
azaltılmaya gidilmesi şeklinde bir telafi edici yaptırıma gidilmelidir. Faydalanıcının
küçük çaplı bir işletme olması durumunda bu tazmin mekanizması işletilmeyebilir.47
47 Ancak Kılavuz’un tarım sektörüne ilişkin spesifik düzenlemelerinin bulunduğu bölümünde, bu derogasyonun tarımda uygulanmayacağı, yani işletme ölçeği ne olursa olsun işletmeye telafi edici bir yaptırım uygulanması gerektiği belirtilmektedir.
63
Yine sektörde aşırı kapasite varlığı gibi bir yapısal sorunun mevcudiyeti durumunda
bu tazmin oranı yüzde 100’e kadar çıkabilmektedir.
Kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımlarına ilişkin önemli bir prensip ise
“bir kez, son kez” prensibidir. Bu prensibe göre; bu tür bir yardımdan bir kez
faydalanmış olan bir işletmenin ileride tekrar aciz duruma düşmesi halinde benzer bir
yardımdan faydalanamaması gerekmektedir.
2.2.4. Diğer yardımlar
2.2.4.1. Reklam yardımları
Tüketicileri bir ürünü satın almaya yönlendirici veya ikna edici yönde
kullanılan her türlü operasyon, reklam tanımı içerisinde kabul edilmektedir. Bu
operasyonlar, tüketiciye sunulan materyalleri ve satış noktasında tüketicinin ilgisini
çekmek üzere düzenlenen diğer faaliyetleri içermektedir.
Ancak, “tarım sektörüne teknik destek sağlama” başlığı altına girdiği kabul
edilen ve burada işlenmiş olan; genel kamuoyuna bilimsel bilgi anlamında yayım
yapma, ticaret fuarları ve sergiler gibi promosyon faaliyetleri, anket ve piyasa
araştırmaları benzeri faaliyetler reklam faaliyeti kapsamında kabul edilmemektedir.
Yine bir gıda ürününün genel faydalarını anlatan genel bir bilgi sağlanması da bu
anlamda bir reklam sayılmamaktadır.
Temel olarak, reklam faaliyetlerinin işletmelerce üstlenilmesi gereken bir
maliyet alanı olduğu düşünülmekte ve bu anlamda reklamı yapılabilecek ürünler
noktasında kısıtlamaya gidilmektedir. Tarım Kılavuzu’nun ilgili bölümünde,
Topluluk içerisinde reklam kampanyalarına devlet yardımı sağlanabilecek ürünler ve
reklam kampanyası açısından şu şartların sağlanması beklenmektedir:
a) Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün 32. maddesindeki anlamıyla kaliteli ürünler,
korunan menşeli ve coğrafi işaretli ürünler dâhilinde olması,
b) Reklam kampanyasının bir veya iki belirgin firma tarafından üretilmekte olan
ürünlere yönelik olmaması,
64
c) Kampanyanın 2000/13/EC sayılı Direktif’in 2. maddesi ile uyumlu olması.48
Kampanyada, Toplulukça kabul edilmiş isimlendirmelerin vurgulanmasının
amaçlandığı durumlarda, yine Toplulukça kayıt altına alınan bilgiler dâhilinde
ürünün menşei ile ilgili özelliklerine yer verilebilir. Ulusal veya bölgesel kalite
etiketleri söz konusu olduğunda ise, bunlara ait bilgilere reklam kampanyasında tali
bilgi olarak değinilmesi uygun görülmektedir.
Reklam kampanyası faydalanıcıları bu maliyetlere en az yüzde 50 oranında
katkı sağlamak durumundadırlar. Ancak kampanyanın bütün tarım sektörünün
faydasına olacak şekilde genel bir kapsamı olması durumunda, yardım oranı yüzde
100 oranına çıkabilmektedir.
Tarım Kılavuzu’nda yer alan veriler dâhilinde ele alınmış olan reklam
kampanyalarının desteklenmesiyle ilgili buraya kadar olan bilgiler, Topluluk
ürünlerinin Topluluk içindeki reklamlarına ilişkindir. Komisyon, üçüncü ülkelerde
Topluluk ürünlerinin reklamına ilişkin fazla bir tecrübesinin bulunmadığını
belirterek, 2702/1999 sayılı Konsey Tüzüğü’nün bu hususta uygun bir referans
belgesi olduğunu belirtmekle yetinmektedir.
2.2.4.2. Sübvansiyonlu kısa dönem kredileri şeklinde yardımlar
Komisyon bir önceki kılavuz döneminde kısa dönemli avantajlı kredi
sağlanmasına müsaade etmekte iken yeni dönemle birlikte bu tür yardımın
kaldırılmasını öngörmektedir. Yardımın kati bir işletme dönemi yardımı niteliği
taşıdığı ve bu tür maliyetlerin de sektörün kendisi tarafından karşılanması gerektiği
gerekçesiyle bu karar alınmıştır.49
2.2.4.3. 2003/96/EC Direktifi çerçevesinde sağlanan vergi muafiyetleri
şeklindeki yardımlar
Tarım sektöründe vergilendirme konusunda; Topluluğun ilgili mevzuatında,
düşük vergi oranları veya muafiyetleri şeklinde avantajlar sağlanması hususu 1993
48 Gıda maddelerinin etiketlenmesi, sunumu ve reklamı ile ilgili kanunların birbirine yakınlaştırılması amacıyla çıkarılmış olan Direktifin ilgili bölümünde, üreticilerin etiketleme ve diğer metodlarında, tüketicileri ürünlerin özellikleri ile ilgili sorunlu bilgilerle yanlış yönlendirilmemesi gereği vurgulanmaktadır. 49 Tarım Kılavuzu, 2006:27
65
yılından beri yer almaktadır. Fakat bu tür avantajların devlet yardımları politikası ile
uyumu noktasında açık bir politika oluşturulamamıştır.
Bu çerçevede, Tarım Kılavuzu’nda sadece Direktif 2003/96/EC kapsamında
ele alınan enerji ürünleri ve elektrik vergilemesi konularında iki ayrı maddeye atıfla
düzenlemeye gidilmektedir.
1) İlgili direktifin Ek-1’inde yer alan tablodaki, minimum vergileme
seviyeleri tarım ve ormancılık faaliyetlerine de uygulanabilmektedir.
2) 31 Aralık 2007 tarihine veya Konsey tarafından belirlenebilecek başka bir
tarihe kadar enerji ürünleri ve elektrikte “0”a kadar vergilemede indirime
gidilebileceği ve bunun ortak pazarla uyumlu kabul edileceği
belirtilmektedir.
Vergilendirme hususunda sağlanan avantajlar, işletmelerin genel olarak
küçük ölçekli bir yapıda olması ve bu bağlamda sağlanan avantajın sektörün
gelişimine katkısının yüksek olacağı şeklinde gerekçelendirilmektedir. Ancak,
sağlanan muafiyetlerde temel prensip, muafiyetin sektörün tamamına eşit bir şekilde
uygulanması, sektör içi farklılaşmaya gidilmemesidir.
2.2.4.4. Ormancılık sektörü için yardımlar
Vergilendirmede olduğu gibi, orman sektörüne yönelik yardımları da
çerçeveleyen bir kurallar bütünü bulunmamaktadır. Tarım Kılavuzu’nda;
• Tüm sektörlere uygulanan Topluluk kurallarını içeren; AR-GE, Kurtarma ve
Yeniden Yapılandırma Yardımlarına ilişkin çerçeve mevzuatın,
• Ulusal Bölgesel Yardım ve Çevresel Koruma İçin Devlet Yardımları
kılavuzları gibi ticaret ve endüstriyel üretim sahalarına uygulanmakta olan
yardımlara ilişkin Topluluk mevzuatının,
• Endüstriyel aktiviteler için De minimis Tüzüğü ve 70/2001 sayılı Genel
KOBİ Tüzüğü’nün orman sektörüne de uygulanabilir olduğu belirtilmektedir.
Bunların dışında kalan ve ormanların ekolojik, koruyucu ve rekreasyonel
fonksiyonlarını gözeterek; ormanların korunması, geliştirilmesi ve devamlılığının
sağlanmasını amaçlayan yardımlara ilişkin bazı düzenlemeler Tarım Kılavuzu
66
kapsamında ele alınmıştır. Bu amaçlara katkı sağlamak üzere, üye ülkelerin aşağıda
sıralanmakta olan yardım konularında sağlayacakları desteklerin hem ortak pazarla
uyumlu kabul edileceği hem de yardım oranının yüzde 100 seviyesine kadar
çıkarılabileceği hükme bağlanmaktadır.
Belirlenen yardım konuları:
a) Ağaçların dikimi, sökümü, budanması, yıkılmış ağaçların nakli ile hava
kirliliği, hayvanlar, fırtınalar, yangınlar ve seller gibi olaylar sonucu
tahrip olan ormanların yeniden eski haline getirilmesi gibi faaliyetler,50
b) Ormanlardaki toprak kalitesinin korunması ve geliştirilmesine yönelik
faaliyetler,
c) Zararlıların ve hastalıkların önlenmesi ile eradikasyonuna yönelik
faaliyetler,
d) Doğa yolları ve peyzaj unsurları ile hayvan habitatının restorasyonu ve
korunması maliyetleri,
e) Orman yollarının düzenlenmesi, ziyaretçiler için gerekli işaret ve
işaretçilerin sağlanması, gözlem evleri gibi altyapının yapılması ve
geliştirilmesi faaliyetleri,51
f) Ormanla ilgili genel bilgilerin içerildiği, seminer, kamu ilişkileri
faaliyetleri ile yazılı ve elektronik medyada yapılan bilgi yayımına dair
maliyetler,
g) Kanuni zorunlulukla doğal koruma alanı ilan edilmiş arazinin satın
alınması ile ilgili maliyetler.
Ayrıca, Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün 43 ile 49. maddeleri arasında da;
tarımsal veya tarımsal olmayan alanların ağaçlandırılması, tarımsal alanlarda agro-
ormancılık sistemlerinin oluşturulması, Natura 2000 ödemeleri, orman-çevre
ödemeleri, ormancılık potansiyelinin yenilenmesi ve önleyici tedbirlerin
50 Faaliyetlerin birincil amacının, orman ekosisteminin ve biyoçeşitliliğinin korunması ve iyileştirilmesi olmalıdır. Ticari bir amacın ön plana çıkması durumunda destek sağlanmaz. 51 Bu maliyetlerin karşılanması için ilgili bölgenin halka açık ve bedelsiz ziyaret ediliyor olması gerekmektedir.
67
uygulanması ile üretimle ilişkili olmayan yatırımlar başlıkları altında, ilgili tüzüğün
ekinde belirtilen limitler dâhilinde ormancılıkla ilgili yardım sağlanabileceği
öngörülmüştür.
Yine üretici gruplarına sağlanan yardımlar gibi tarım sektörüne uygulanmakta
olan bazı yardım kuralları ormancılıkta da uygulanabilecektir.
2.2.5. Blok muafiyetler
Konseyin 994/98 sayılı Tüzüğü, AT Antlaşması’nın 87 ve 88. maddelerinin
bazı yatay devlet yardımlarına uygulanması konusunu işlemektedir.
Bu Tüzüğün temel amacı, etkin kontrol yapısını bozmadan, sistemi daha
kolaylaştırıcı hale getirerek AT Antlaşması’nın 88–3. maddesinde belirtilmekte olan
yeni bir yardım planında veya değişikliğinde Komisyona bildirimde bulunulması
yükümlülüğünün istisnalarını belirlemektir.
Komisyon tarafından ilgili usule uygun olarak çıkarılacak tüzükler ile ortak
pazarla uyumlu kabul edilebilecek ve bildirim yükümlülüğünden muaf tutulabilecek
yardım grupları şunlardır:52
1) KOBİ’lere yönelik yardımlar,
2) AR-GE yardımları,
3) Çevre korumaya yönelik yardımlar,
4) İstihdam ve eğitim yardımları,
5) Komisyon tarafından onaylanmış olan haritaya uygun olarak üye
ülkelerin bölgesel yardımları.
Tüzük’te, muafiyet kazandırılan bu yardım çeşitleri için Komisyon tarafından
çıkarılacak mevzuatta; yardımın amacının, faydalanıcılarının, yardım limit
miktarlarının ve kümülasyon ile izlemeye ilişkin koşullarının belirlenmesi
gerekmektedir.
Yukarıdaki beş başlık dışında, Komisyona, işletmelere belirli bir dönem için
belirlenen bir üst limiti aşmayacak şekilde, Antlaşma’nın 87–1. maddesinin bütün
52 994/98 sayılı Konsey Tüzüğü, 1998:2
68
kriterlerini karşılamadığı varsayılan yardımlara ilişkin bir düzenlemeye gitme yetkisi
verilmiştir. De minimis olarak adlandırılan bu muafiyet alanında tarım sektörü için
diğer sektörlere uygulanmakta olan Komisyon Tüzüğü’nden ayrı özel bir Tüzük
çıkarılmıştır.53 Antlaşma’nın 87–1. maddesinin bütün kriterlerini yerine
getirmediğinin kabul edilmesi ifadesinden, bu yardımlar için sadece bildirim değil,
senelik raporlama gibi bir işlemin dahi yapılmayacağı sonucu çıkmaktadır. Ancak
aşağıda daha detaylı şekilde açıklanan bölümden de görüleceği üzere, üye ülkelerin
bu kapsamda yerine getirmesi gereken küçük çaplı yükümlülükleri bulunmaktadır.
Yine bu beş başlığa ilişkin bildirim yükümlülüğünden muafiyet şeklinde bir
kolaylık sağlanmasına rağmen, şeffaflık ve izleme ilkelerinin yerine getirilebilmesine
yönelik olarak üye ülkelerin bazı gerekleri yerine getirmeleri beklenmektedir:54
1) Muafiyet alanına girdiği düşünülen bu tür yardım sistemine veya tekil
yardıma ilişkin olarak, Avrupa Toplulukları Resmi Gazetesi’nde
yayımlanmak üzere bilgi özetleri gönderilmelidir.
2) Üye ülkeler yardıma ilişkin her türlü bilgiyi düzgün bir şekilde edinmek
ve saklamak zorundadır. Zira herhangi bir şüphe durumunda Komisyonun
üye ülkeden söz konusu yardıma ilişkin ek bilgi talep etmesi muhtemel
olup, üye ülke bunun gereğini yerine getirmek durumundadır.
3) En azından yılda bir kere, üye ülkelerin grup muafiyetler kapsamında
sağladıkları yardımlara ilişkin raporlama yapmaları gerekmektedir.
Komisyon tarafından bu muafiyet alanlarına yönelik olarak çıkarılacak
mevzuatın bir zaman dilimi ile kısıtlı olması da şart olarak konulmuştur. Burada
güdülen amaç, değişen ve gelişen şartlara ve ihtiyaçlara göre oyun kurallarının da
revizyona tabi tutulması gereğidir.
Bu açıklamalar ışığında tarım sektörüne de etki eden ve Komisyon tarafından
çıkarılan tüzüklerle kuralları belirlenmiş olan blok muafiyet alanlarından; tarımsal
KOBİ’lere yönelik yardımları içeren Tarımsal KOBİ’lerde Devlet Yardımları
53 Tarım için en son çıkarılan de minimis tüzüğü 1535/2007 sayılı Tüzüktür. 54 994/98 sayılı Konsey Tüzüğü, 1998:3
69
Tüzüğü ile tarım işletmeleri için de minimis kurallarını belirleyen 1535/2007 sayılı
Komisyon Tüzüğü için detay bilgiler aşağıda verilmektedir.
2.2.5.1. Tarımsal KOBİ’lere yönelik yardımlar
Tarım sektörüne uygulanacak devlet yardımı kurallarının önemli bir kısmını
içeren Tarımsal KOBİ’lerde Devlet Yardımları Tüzüğü’nün yardım konularına göre
içerdiği hükümler ilgili yardım başlıkları altında işlenmiş idi.
Bu bölümde ise, sadece içerik anlamında yardım başlıkları ile ilgili olan
konular dışında kalan genel koşullar ve usullerden bahsedilecektir.
Topluluk, KOBİ’lere, istihdam kaynağı olması, sosyal istikrar ve ekonomik
ilerlemede belirleyici olması nedeniyle özel önem vermektedir. Ancak piyasalardaki
eksiklikler nedeniyle, KOBİ’lerin gelişmesinin önünde, yeterli sermayeye veya kredi
olanaklarına ulaşma gibi engellerin de oluşabildiği bilinmektedir. Dolayısıyla ortak
çıkarın dışına bir oranda çıkılabildiği, ancak ticari koşulları bozmayacak şekilde
küçük ve orta ölçekli işletmelerin teşviki desteklenmektedir. Böyle bir sistem
oluşturulurken var olan kuralların KOBİ’ler için kolaylaştırılması yolu da
benimsenmektedir.
Daha önceki bölümlerde de değinildiği üzere; diğer endüstri kollarındaki
işletme yapılarına daha da yakınsamış olan tarım ürünlerinin işleme ve
pazarlamasıyla uğraşan işletmelerin, Genel KOBİ Tüzüğü kapsamına alınması
güncel ve önemli bir gelişmedir.
Tarım sektörüne sağlanan herhangi bir devlet yardımı yatay bir konu değil ise
(yatay konuları işleyen kılavuz veya tüzüklerle ele alınmıyor ise), öncelikle Tarımsal
KOBİ’lerde Devlet Yardımları Tüzüğü kapsamında değerlendirilir. Eğer işletme
KOBİ tanımına girmiyor veya bu tüzükte içerilen yardımların dışında bir yardım
uygulanmakta ise bu kez referans alınması gereken belge Tarım Kılavuzu
olmaktadır. Yine bir yardım kapsamında işletmeye sağlanmakta olan yardım
miktarının net olarak hesaplanamaması gibi şeffaflığı engelleyen bir husus var ise, bu
70
yardım da Tarım Kılavuzu kapsamına girmekte ve bildirim yükümlülüğü
doğmaktadır.55
Bir yardım, ulusal, bölgesel veya yerel otoriteler tarafından verilen başka
yardımlarla (benzer maliyetlerin finansmanını içeren) kümüle edilmiş ve kılavuzda
anılan eşik değerler (yardım türüne göre değişmekte idi) bu kümülasyonla aşılmakta
ise, kılavuzun muafiyet imkanı bu yardıma uygulanamamaktadır. Yani KOBİ’lere
sağlanan ve Tüzük dâhilinde tanımlanan yardım çeşitleri kapsamında bildirimden
muaf bir yardımın uygulanabilmesi, benzer bir yardımla kümülasyona gidilmemesine
veya kümülasyona gidilmesi durumunda belirlenmiş yardım limitlerinin
aşılmamasına bağlıdır. Bu Tüzük kapsamında muafiyet kazanan bir yardım, de
minimis koşulları altında benzer maliyetlerin karşılandığı bir yardımla da yardım
yoğunlukları aşılacak şekilde kümüle edilemez.
Tarımsal KOBİ’lerde Devlet Yardımları Tüzüğü’nün yürürlük dönemi 2007–
2013 yılları arasıdır. Blok Muafiyetler başlığının giriş bölümünde ele alınan 994/98
sayılı Konsey Tüzüğü’nün gerektirdiği şekilde bu yardımların izlenmesi için Resmi
Gazete’ye yönelik kısa bilgi özeti ve senelik raporlama gerekleri bulunmaktadır.
Resmi Gazete’de yayımlanmak üzere gönderilecek olan bilgi özeti en geç
uygulamanın 10 gün öncesine kadar iletilmelidir. Üye ülke yardımla ilgili bilgileri,
Komisyonun herhangi bir şüphe durumunda başvurma ihtimaline karşı 10 yıl süre ile
saklamalıdır.
2.2.5.2. Tarımsal De minimis yardımı
Konseyin 994/98 sayılı Tüzüğü, Komisyona, işletmelere belirli bir dönemde
belirlenen bir üst limiti aşmayacak şekilde sağlanabilecek ve bildirimden muaf
tutulacak yardımları düzenleme yetkisi vermektedir.
Bu bağlamda Komisyon 2001 yılında 69/2001 sayılı Tüzük ile de minimis ile
ilgili kurallarını açıklamıştır.56 Ancak tarım ve balıkçılık sektörlerinin kendilerine
has özellikleri ve az miktarda bir yardımın dahi Antlaşma’nın 87–1. maddesinin
içerdiği anlamda rekabeti etkileme riskinin bulunması nedenleri ile bu genel tüzüğün
55 AB Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğünden Freek Janmaat ile yapılan mülakat, 29 Kasım 2006. 56 1988/2006 sayılı Tüzükle yenilenmiştir.
71
bu sektörlere uygulanmaması, onun yerine özel bir De minimis Tüzüğü’nün
çıkarılması yaklaşımı benimsenmiştir.
Komisyonun 1535/2007 sayılı “Tarımsal Üretim Sektöründe De minimis
Tüzüğü”, hem işletme hem de ülke bazında verilebilecek de minimis yardım
limitlerini belirlemiştir. İşletme başına üç yıllık bir periyotta verilebilecek toplam
yardım limiti 7.500 Euro’dur. Yardım limitinin, sağlanan yardımın amacı veya türü
ile hiçbir ilişkisi yoktur.
Yine üç yıllık dilimler için belirlenen ülke limitleri ise, ülkenin tarımsal
üretim değeri üzerinden hesaplanmaktadır.57 Bahsedilen üç yıllık periyot
hareketlidir. Yani herhangi bir yılda de minimis limitiyle ilgili hesaplama yapmak
için geçmiş iki yılın verileri de ayrı hesaplanmış olmalıdır.
DTÖ-Tarım Anlaşması hükümlerinin uygulanmasına yönelik olarak bu
Tüzük ihracat desteklerini de minimis kapsamı dışında bırakmıştır. Aynı şekilde,
işletme dönemi yardımları da, ülkelerin OPD’de yer alan düzenlemelere aykırı
bireysel tutumlarda bulunamayacağına dair Adalet Divanı kararı uyarınca kapsam
dışıdır.
Bu yargılardan anlaşıldığı üzere, de minimis muafiyetiyle üye ülkeler, belirli
kısıtlamalara bağlı kalmak şartıyla, Komisyondan bağımsız istedikleri gibi
kullanabilecekleri bir yardım limitine kavuşmuş olmaktadırlar.
Uygulamada sorunlarla karşılaşılmaması amacıyla, üye ülke bu tür bir
yardımın sağlanmasını izleme ve yönetme amacıyla gerekli makine ve ekipmanı
oluşturmak ve uygun bir şekilde limitlerin takibini yapmak durumundadır. Bu
kapsamda, yeni bir de minimis yardımı sağlanması halinde, işletmeyi yardımın bu
karakteri hakkında bilgilendirmesi ve işletmenin benzeri bir yardım alıp almadığının
takip edilmesi gerekmektedir. Düzenli bir merkezi yönetim sistemi kurulmasıyla
ilgili işletmeden faydalandığı diğer de minimis yardımları ile ilgili malumat
alınmasına gerek duyulmayacağı açıktır.
57 Tarımsal üretim değerinin yüzde 0,75’i düzeyinde verilen bir de minimis yardımı ticareti ortak çıkara aykırı bir derecede bozmaz kabul edilmektedir.
72
Bu şekilde toplanan ve düzenlenen de minimis yardımlarına ilişkin bilgilerin
10 yıl süre ile saklanması gerekmektedir. Komisyonun herhangi bir durumda, üye
ülkeden bu sisteme ilişkin bilgileri incelemek amacıyla talep etmesi durumunda,
gerekli görülen bilgilerin 20 iş günü içerisinde Komisyona iletilmesi beklenmektedir.
2.3. AB’de Devlet Yardımlarına İlişkin Kontrol Süreci – Usule Dair Hususlar
AT Antlaşması’nın 88. maddesine ilişkin giriş mahiyetinde bilgilere 2.1.1.3
sayılı bölümde yer verilmişti. Bu madde Komisyonun yardımlara ilişkin kontrol,
izleme ve değerlendirme sisteminin temelini oluşturmakta ve bu kapsamda çıkarılmış
olan EC 659/1999 sayılı Konsey Tüzüğü ile bu Tüzüğün uygulamasına yönelik EC
794/2004 sayılı Komisyon Tüzüğü’nün de dayanak noktasını oluşturmaktadır.
Özetle Antlaşma’nın 88. maddesinde, üye ülkelerin yeni veya değişen
yardımlarıyla ilgili bildirimde bulunma yükümlülükleri, mevcut yardımlarla ilgili
düzenli bilgi aktarım yükümlülükleri,58 Komisyonun kararı belli olmaksızın yardım
uygulamaya başlamama yükümlülüğü, eğer Komisyon onayı olmaksızın
uygulanmaya başlanmış olan kanuna aykırı yardım söz konusu ise ve Komisyon
tarafından uygun bulunmamışsa daha önceden verilen yardımların geri alınması
yükümlülükleri bulunmaktadır. Üzerinden 10 yıllık bir süre geçmiş olan kanuna
aykırı yardım için, Komisyonun geri tahsil talep hakkı zaman aşımı nedeniyle
kalkmış olmaktadır.
EC 659/1999 sayılı Konsey Tüzüğü tanımıyla mevcut yardım;
a) Yeni üye ülkelerin üyelik öncesinde uygulamakta oldukları yardım
programları veya bireysel yardım uygulamaları,59
b) Komisyon veya Konsey tarafından izin verilmiş yardımlar,
c) 10 yıllık zaman aşımı süresi dolmuş olan kanuna aykırı yardımlar,
d) Uygulanmasına başlandığı tarihte yardım olarak değerlendirilmeyen ancak
ortak pazarın değişimiyle birlikte yardım niteliği kazanmış yardımlardır.
58 Genel uygulama yıllık raporlar şeklindedir. 59 EC 659/1999 sayılı Konsey Tüzüğünde 2003 yılında yapılan değişiklik ile eklenmiştir.
73
Yeni yardım ise, mevcut yardım dışında kalan her türlü yardım programları
ve bireysel yardımlar ile mevcut yardımın değiştirilmesiyle oluşturulan yardımdır.
2.3.1. Yeni yardıma ilişkin usul
Yeni yardımın sağlanmasına ilişkin bir tasarı hazırlığı durumunda, üye ülke,
Komisyona gerekli bildirimi, uygun zamanlama ve nitelikler çerçevesinde
yapmalıdır. Komisyon iki aylık bir süreyi geçmeyecek ön değerlendirme sonucunda
bildirimi yapılan yardıma ilişkin kararını belirlemek durumundadır. Eğer bildirim
yeterli görülmemiş ve üye ülkeden ek bilgi talep edilmiş ise iki aylık süre bu ek
bilgilerin ulaşmasıyla başlamaktadır. Ön değerlendirme sonucunda verilecek karar;
yardımın ortak pazarla uyumu noktasında şüphe oluşmaması nedeniyle olumlu
olabilir iken, şüphe oluşması halinde ise resmi inceleme sürecinin başlatılması
şeklinde de olabilir. Süresi dâhilinde Komisyonun ön değerlendirmeyi
sonuçlandırmaması üzerine ilgili ülke Komisyona bu durumu belirten bir bildiri
verebilir, ardından 15 gün içinde bir değerlendirme gelmemesi halinde yardım
otomatik olarak kabul edilmiş sayılarak uygulanabilmektedir.
Ön değerlendirme sonucunda çıkan olumlu sonuç bildirisi, bu sonucun
Antlaşma’nın hangi maddesi kapsamında ortaya çıktığını belirtmek ve diğer
gerekçelendirmeleri de içermek durumundadır.
Şüpheli bir durumda çıkan resmi inceleme kararı da, yine yardımın
niteliklerine ve mevcut hukuki kurallara atıf yaparak durumu özetler ve Komisyonun
birincil tutumunu belirtir. Sonrasında ilgilenen üye ülkeler ile ilgili diğer taraflara
konuya ilişkin görüşlerini belirtmeleri için bir ayı geçmeyecek bir süre tanınır. Bu
süreç sonucunda gelen görüşler konu üye ülkeye gönderilir. Üye ülke isterse, bir ayı
geçmeyecek bir süre içinde bu görüşlere ilişkin değerlendirmelerini Komisyona
iletebilmektedir.
Komisyonun resmi inceleme sonucundaki tutumu ön değerlendirme
sonucunda ulaşılan sonuçlara benzer nitelik taşımaktadır. Şüphelerin kalkması ile
Komisyon;
74
• bahse konu desteğin Antlaşma’daki tanıma göre bir yardım olmadığı,
yardımın uygulanabilir ve ortak pazarla uyumlu bir yardım olduğu
(olumlu karar),
• yardımın belirli şartları sağlaması durumunda uygulanabilir olacağı
(koşullu karar),
• veya yardımın uygulanmaması gereken ve ortak pazarla uyumlu
olmayan bir yardım şekli olduğu (olumsuz karar) kararlarından birini
verir.
Resmi inceleme sürecinin, başlangıcı ile birlikte 18 aylık bir süreyi
geçmemesi beklenmektedir.
2.3.2. Kanuna aykırı yardıma ilişkin usul
Komisyonun, herhangi bir yardım programı veya bireysel yardımın kendi
yetkilendirmesi alınmaksızın uygulandığını bir şekilde öğrenmesi halinde, bu
yardıma dair inceleme başlatılmalıdır. Bu durumda Komisyon ilgili ülkeden yardıma
ilişkin bilgileri talep edebilir.
Komisyon, gerekli gördüğü durumlarda yardımın uygulanması hakkındaki
kararın kesinleşmesine kadar yardımı askıya alabilir. Yine; eğer yardımın niteliği ile
ilgili fazla bir şüphe yoksa, acele müdahale etme gereği varsa ve rakip firmaların
bundan ciddi etkilenme durumu söz konusu ise, Komisyon kesin karar belli olmadan
önce verilmiş olan yardımın da geri alınmasını talep edebilir. Bu kararlara
uyulmadığı takdirde Komisyon konuyu Adalet Divanına taşıyabilir.
Gerekli bilgilerin edinilmesini müteakip, Komisyon kanuna aykırı yardıma
ilişkin kararını yukarıda normal bildirimlere ilişkin usulle belirler. Olumsuz bir karar
çıkması halinde, üye ülke verilmiş olan yardımların faiziyle birlikte geri alınması için
gerekli bütün tedbirleri almakla yükümlü tutulur.
Ayrıca, “yardımın kötüye kullanılması” olarak adlandırılan ve onaylanmış bir
yardımın aslından uzaklaşması veya yanlış bilgilerle onayının sağlanmış olması gibi
durumlarda ortaya çıkabilen yardımlar da; yine fark edilmeleriyle birlikte resmi
inceleme sürecine tabi tutulabilir ve kanuna aykırı yardım kuralları uygulanır.
75
2.3.3. Mevcut yardıma ilişkin usul
EC 659/1999 sayılı Konsey Tüzüğü’nde mevcut yardıma dair bahsedilen ilk
ve en belirgin hüküm Antlaşma’nın 88–1. maddesi gereğince Komisyonun gözden
geçirme amaçlı olarak üye ülkelerden sürekli bilgi edinmesidir.
Bu gözden geçirme sürecinin herhangi bir yerinde Komisyon mevcut
yardımın artık ortak pazarla bağdaşır olmadığını düşünürse, bu birincil görüşünü
ilgili üye ülkeye ileterek üye ülkenin bu durum hakkında görüş belirtmesi için fırsat
verir. Üye ülkenin göndereceği ek görüş ve bilgilere rağmen Komisyonun kesin tavrı
yardımın ortak pazarla bağdaşmaz olduğu yönünde ise; Komisyon üye ülke için bir
tavsiye metni hazırlar ve iletir. Bu metinde:
a) Yardım düzeninin esaslı bir şekilde yeniden yapılandırılması veya,
b) Usule dair gereklerin devreye sokulması veya,
c) Yardımın tamamen kaldırılması seçeneklerinden biri tercih edilmiş
olabilir.
Üye ülke bu tavsiye metni gereklerini kabul eder ve uyacağını bildirirse,
Komisyon bu durumu kayda geçirir. Aksi takdirde, üye ülkeyle Komisyon arasında
konu üzerinde anlaşma sağlanamaz ise, Komisyon resmi inceleme usulünden
başlayarak yardımı tekrar değerlendirmeye alarak hakkındaki kararı sonuçlandırır.
2.3.3.1. 10 yeni üye ülke için mevcut yardım
Mevcut yardım tanımının yapıldığı bölümdeki ilk maddede, yeni üye
ülkelerce üyelik öncesinde uygulanmakta olan yardımların da mevcut yardım çatısı
altında kabul edilmesi hususu; EC 659/1999 sayılı Konsey Tüzüğü’nün ilgili
bölümüne sonradan eklenmiş olup bu konu ülkemiz açısından da önem taşımaktadır.
Bu tanımlamayla birlikte yeni üye olan ülkelerin üyelik öncesinde
uygulamakta oldukları yardımlar Komisyondan önceden onay almış yardımlar
sınıfına dahil edilmiş yani mevcut yardım olarak kabul edilmiş ve üyelikten sonraki
üç yıllık süre içerisinde uygulamalarının devam edebileceği hükmüne varılmıştır.
Bu kapsamda, son on üye ülkenin katılım anlaşmalarında uygulamakta
oldukları yardımlara ilişkin bilgileri, üyelikle birlikte başlayan dört ay içerisinde
76
Komisyona iletmeleri hususu kabul edilmiştir.60 Yeni üyelere tanınmış olan üç yıllık
süre içerisinde bu ülkelerin yardımlarını ilgili AB Müktesebatı gereklerine uygun bir
şekilde yeniden yapılandırmaları veya tamamen kaldırmaları beklenmektedir. Zira bu
üç yıllık süre sonrasında bu yardımlar da yeni yardım gibi muameleye tabi tutulacak
ve Komisyon tarafından uygun görülmemesi halinde yardımların geri tahsili riski ile
karşı karşıya kalacaklardır.61
60 Bu süreçte 10 ülkeden toplamda 451 yardım türüne ilişkin bilgi iletilmiştir. 61 Erhart, 2006
77
Şekil 2-1 : AB’de Devlet Yardımlarının Kontrolüne İlişkin Usul
DEVLET YARDIMI
Yeni Yardım Kanuna Aykırı Yardım Mevcut Yardım
üye ülkenin bildirimde bulunması
Komisyon ön değerlendirmesi
şüphe oluşmamış ise; uyumlu kabul edilir
mevcut yardım statüsüne gelir, uygulanmaya başlanır
şüphe oluşmuş ise; resmi inceleme süreci başlatılır
87/1 anlamında devlet yardımı değil
87/1 anlamında devlet yardımı niteliği kabul edilir
ilgili taraflardan görüşler toplanır
olumlu görüş: mevcut yardım statüsüne gelir, uygulanmaya başlanır
şarta bağlı görüş: şartlar sağlanırsa olumlu görüş sonuçları uygulanır
olumsuz görüş: yardım uygulanmaz, ancak ATAD’a başvurabilir
üye ülkeden bilgi temini
Komisyon değerlendirmesi
olumsuz; sona erdirilmesi ve geri tahsil
olumlu; mevcut yardım statüsüne gelir, uygulamaya devam edilir
düzenli raporlama
herhangi bir aşamada ortak pazarla bağdaşmaz hale geldiği düşünülürse
Komisyon görüşünü üye ülkeye iletir
üye ülke değerlendirmesini yapar
Komisyon hala uyumsuz olduğunu düşünür ise yardımın tadilini veya kaldırılmasını tavsiye eder
üye ülke kabul eder ve gereği yapılır
üye ülke kabul etmez, Komisyon yeni yardım bölümündeki resmi inceleme sürecini başlatır
78
2.3.4. Komisyonun 794/2004 sayılı uygulama tüzüğü
EC 659/1999 sayılı Konsey Tüzüğü’nün 27. maddesine dayanarak, bu
Tüzüğün uygulamasına yönelik çıkarılmış olan EC 794/2004 sayılı Komisyon
Tüzüğü, yukarıda açıklanan usule dair gereklerin yerine getirilmesi için bildirim ve
yıllık raporlarda kullanılacak form, içerik ve diğer detayları belirleme amacını
taşımaktadır. Yine bu Tüzük ile, usullerde uygulanacak olan zaman limitleri ve
kanuna aykırı yardımın geri alınması durumunda kullanılacak faiz oranlarıyla ilgili
detay hükümler belirlenmektedir.
Tarım dâhil bütün sektörlere uygulanacak olan bu Tüzüğün ek bölümünde:
a) Yeni yardım (ve kanuna aykırı yardım) için bildirim formu,
b) Tüzük’te belirlenen şartlarda değişikliğe uğramış yardım düzenleri için
basitleştirilmiş bildirim formu,
c) Yardımların düzenli takibi için gerekli olan yıllık rapor formları yer
almaktadır.
Yeni yardımlar için kullanılacak bildirim formu üç ana bölümden
oluşmaktadır:
1) Genel bilgi bölümü,
2) Resmi Gazete’de yayımlanması amacıyla özet bilgi bölümü,
3) Yardımın türüne göre değişen tamamlayıcı bilgi bölümü.
Yeni yardıma ilişkin doldurulan bildirim formunun üye ülkenin daimi
temsilciliği aracılığı ile Komisyona iletilmesi gerekmektedir.
Bir alandaki yardımlarla alakalı Topluluk kurallarının değişikliğe tabi
tutulması halinde bildirim formlarının da bu kapsamda değiştirilmesi
beklenmektedir. Nitekim 2006 yılı sonu itibarıyla değişen tarım sektörüne yönelik
devlet yardımları kuralları çerçevesinde bu Tüzüğün ilgili bölümlerinin de yeniden
düzenlenmesine yönelik bir mevzuat çalışması taslak halindedir.
79
Basitleştirilmiş bildirim formu yardımın esasını etkilemeyen, dolayısıyla da
yardımın ortak pazarla uyumu noktasında farklılaşma getirmeyen aşağıdaki türdeki
değişiklikleri kapsamaktadır:
• Onaylanmış bir yardım düzeni için bütçenin yüzde 20’nin üzerinde
artırılması,62
• Bütçede değişiklik olsun veya olmasın; mevcut onaylanmış yardımın
süresinin 6 aya kadar uzatılması,
• İlgili yardıma başvuruda bulunulması için konulan kriterlerde azaltmaya
gidilmesi (yardım yoğunluğunda veya uygun giderlerin sayısında azaltmaya
gitme gibi).
2.4. Kurumsal Yapılanma Gerekleri ve Üye Ülkelerde Durum
Topluluğun birçok politika alanında olduğu gibi, devlet yardımları alanında
veya daha dar anlamda tarımda devlet yardımlarında, karşısında muhatap olarak
görmek istediği kuruma ilişkin kısıtlayıcı bir tutumu bulunmamaktadır.
Üye ülke, çerçeve mevzuatın gereklerini zamanında ve en doğru olarak ne
şekilde yapabileceğini tasarlıyorsa, ona göre bir yapılanmaya veya görevlendirmeye
gitmesi şifahi olarak önerilen yaklaşımdır. Bu kapsamda, Türkiye’de üyelikle
birlikte, hangi mevcut veya müstakbel kurumun bu alandaki; yardımlar hakkında
verileri toplama, uygulayıcılara tavsiyelerde bulunma ve Komisyona bildirim ve
raporlama görevlerini yapma şeklinde sıralanabilecek bir dizi görevi yerine
getirmekle sorumlu olacağı da yine ülke yöneticilerine ait bir karardır.
62 Söz konusu yardım düzeni için, bütçede yüzde 20’nin altında bir artırıma gidilmesi durumunda, basitleştirilmiş bildirim dahi gerekmemektedir.
80
Tablo 2-5 : Üye Ülkelerde Devlet Yardımlarından Sorumlu Kurumlar
Almanya Federal Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı Avusturya Avusturya Federal Ekonomi ve Çalışma Bakanlığı Belçika Ekonomi, KOBİ’ler, Serbest Çalışanlar ve Enerji Federal Kamu
Hizmetleri Bulgaristan Maliye Bakanlığı Çek Cumhuriyeti Rekabetin Korunması Ofisi Danimarka Danimarka Rekabet Otoritesi Estonya Maliye Bakanlığı Finlandiya Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Fransa Fransa Rekabet Otoritesi G. Kıbrıs R. Y. Devlet Yardımlarının Kontrolü Komisyoner Ofisi Hollanda Ekonomik İşler Bakanlığı İngiltere Ticaret ve Sanayi Departmanı İrlanda İşletme, Ticaret ve İstihdam Departmanı İspanya Dışişleri ve İşbirliği Bakanlığı İsveç Sanayi, İstihdam ve İletişim Bakanlığı İtalya Altyapı ve Ulaşım Bakanlığı Letonya Maliye Bakanlığı Litvanya Rekabet Konseyi Lüksemburg Ekonomi ve Dış Ticaret Bakanlığı Macaristan Maliye Bakanlığı – Devlet Yardımlarını İzleme Ofisi Malta Devlet Yardımları İzleme Kurulu Polonya Rekabet ve Tüketicinin Korunması Ofisi Portekiz Ekonomi ve Yenilik Bakanlığı Romanya Rekabet Konseyi Slovakya Maliye Bakanlığı Slovenya Maliye Bakanlığı Yunanistan Yunan Rekabet Komisyonu Kaynak: AB Komisyonu Rekabet Genel Müdürlüğü web sitesi, 24 Şubat 2007, http://ec.europa.eu/comm/competition/state_aid/overview/contacts.html
Üye ülke örnekleri incelendiğinde, yukarıdaki tabloda sıralanmakta olan ve
AB Komisyonu Rekabet Genel Müdürlüğüne muhatap kurum olarak genel anlamda
devlet yardımları ile ilgilenen Rekabet Kurumu veya Ekonomi Bakanlığı tarzındaki
kurumların, tarım sektörünü çoğunlukla kapsam dışında bıraktığı görülmektedir.
Komisyondan ve bazı üye ülkelerden ilgililerle yapılan görüşmelerde, tarım
sektörüne ilişkin olarak ortaya çıkan devlet yardımları yükümlülüklerinin ilgili üye
81
ülkenin tarım bakanlıkları tarafından yürütülmesinin genel uygulama olduğu
belirtilmektedir.
Ancak, Litvanya’da olduğu gibi istisnai örneklere de rastlanabilmektedir. Söz
konusu ülkede rekabet ve devlet yardımı konularından sorumlu kurum olan Rekabet
Konseyi, aynı zamanda tarım dâhil tüm sektörlerdeki devlet yardımı uygulamalarını
da koordine etmekte ve Komisyonla uygulamacı kuruluşlar arasında bir aracı kurum
görevini yerine getirmektedir. Sektörle ilgili bakanlık ise yardımların uygulanması,
izlenmesi ve bildirim formlarının doldurulması aşamalarında faaliyet göstermektedir.
2.4.1. Üye ülkelerde devlet yardımlarının idaresine yönelik bir örnek: İngiltere
Her ülkede olduğu gibi İngiltere’de de merkezi yönetimdeki kurum ve
kuruluşlardan, bölgesel bazda kalkınmaya yönelik işlev gören ajanslara ve yerel
yönetimlere kadar birçok kamu birimi piyasalara devlet yardımı sağlamaktadır.
Bunlardan Bölgesel Kalkınma Ajansları özellikle yatırım amacıyla sağladığı yüksek
orandaki yardımlarla İngiltere’deki sistemin idaresinde önemli rol üstlenmektedir.
Bir kamu kuruluşu veya ajansı yeni bir yardım programı oluşturma sürecinde,
öncelikle ulusal düzeyde uygulanmakta olan kılavuzları dikkate alarak, gerekli
düzenleyici etki analizi çalışmasını yapmakta ve yardıma dair diğer hazırlıkları
tamamlamaktadır. Sonrasında taslağı oluşturulmuş yardım sistemine dair bildirim,
Ticaret ve Sanayi Departmanına (DTI) bağlı Devlet Yardımları Politikası Birimi
vasıtasıyla AB Komisyonuna iletmekte, nihai olarak da Komisyonun onayı ile
yardım programı uygulamaya alınmaktadır. Yardımın tarımsal nitelikte olması
durumunda, Komisyon ile uygulayıcı kuruluş arasındaki bağlantıyı kurma görevi
İngiltere’nin tarım bakanlığı olarak da ifade edilebilecek olan Çevre, Gıda ve Kırsal
İşler Departmanı’na (DEFRA) aittir.63
Bu kapsamda DTI’nın devlet yardımları alanında yerine getirmekte olduğu
görevler şu şekilde ifade edilmektedir:64
• Ulusal, bölgesel ve yerel yönetim birimleri ile hükümet ajanslarına; devlet
yardımları kuralları hakkında tavsiyelerde bulunmak ve rehberlik etmek,
63 OFT, Public Subsidies A Report by the Office of Fair Trading, 2004: 47-58. 64 http://www.dti.gov.uk/bbf/state-aid, 13 Şubat 2007
82
• Şikâyet ve yargıya intikal etmiş olan durumlar ile resmi inceleme sürecinde
koordinasyonu yürütmek ve tavsiyelerde bulunmak,
• Komisyon onayı için iletilmesi gereken bildirimlerde gerekli bilgi transferini
sağlamak,
• Kamu birimlerinde devlet yardımları bilincini artırmaya yönelik eğitimler
düzenlemek,
• İngiltere’nin devlet yardımları uygulamalarına ilişkin raporları Komisyona ve
DTÖ’ye iletmek.
Görüldüğü gibi aracı kuruluşlar, Komisyona iletilen bildirimler ve raporlar
dışında, yardımlarla alakalı Topluluk kurallarını uygulayıcı kuruluşlara tanıtmakta ve
bir anlamda danışmanlık görevi yerine getirmektedirler. Bu görevi, internet
sitesinden yapılan yayın ve bilgilendirmelerden, broşür ve raporlar hazırlayarak
ilgililerin dikkatine sunmaya kadar birçok yöntem ile gerçekleştirebilmektedirler.65
Ancak uygulanması düşünülen yardımın AB kurallarına uyumu, bu aracı kuruluşların
sorumluluğunda olan bir konu değildir. Bu hususu bizzat uygulayıcı kuruluşların
dikkate alması gerekmektedir. Yine yardımın Topluluk sistemine uygun olup
olmadığına karar verme sorumluluğu da aracı kuruluşlara ait olmayıp, Avrupa
Komisyonunun gerçekleştirdiği bir görevdir.66
65 Nitekim İngiltere’de devlet yardımlarından sorumlu bu iki kuruluşun, diğer üye ülkelerle kıyaslandığında, internet sitesi üzerinden bu bilgilendirme çalışmalarını iyi bir şekilde yerine getirdiği gözlenmiştir. Diğer ülkelerdeki sorumlu birimlere ait web siteleri incelendiğinde, bu konuya çok az değinildiği görülmüş, bir anlamda üye ülkelerce konunun yeterince özümsenemediği izlenimi edinilmiştir. Özellikle de tarımsal devlet yardımları ile ilgili tarım bakanlıklarının web sitelerinin hiçbirinde devlet yardımlarına ilişkin bir ifadeye rastlanmamıştır (DEFRA hariç). Bu da, yine üye ülkelerdeki bir özümseme problemi ile birlikte, Birliğin bu alanda getirdiği zorunlu işlemlerin yapılmasıyla yetinildiğini (bildirimler gibi), ülke içinde farkındalığın artırılmasından, politika etkilerinin incelenmesine kadar pek çok önemli konuda bir mesafe katedilemediğini düşündürmektedir. 66 OFT, 2004: 59
83
3. TÜRKİYE’DE TARIMSAL DEVLET YARDIMLARI ÇERÇEVESİ
3.1. Genel
Türkiye’de devlet yardımları konusunda ilk akla gelen terimler çok başlılık
ve/veya karmaşık yapıdır. Bu sorunlar, hem uygulanmakta olan devlet yardımı
türlerinin çokluğu ve düzensizliği hem de bu uygulamalardan sorumlu kurumların
çok sayıda olması ve birbirleriyle koordinasyon içinde çalışamaması şeklinde ortaya
çıkmaktadır.
Ülkemizde devlet yardımları, günümüze kadar münferit uygulamacı
kuruluşların, münferit inisiyatifleri dâhilinde şekil almıştır. Kamu kaynaklarının ne
şekilde harcanması veya harcanmaması kararlarına yol gösterebilecek, gelir
dağılımında çok önemli etkiler doğurabilen böylesine önemli bir başlık genelde
merkezi bir kontrol dâhiline alınamamıştır.
Geçmişte, gerek Sanayi ve Ticaret Bakanlığı gerekse DPT Müsteşarlığı
bünyesinde faaliyet göstermiş olan Teşvik Uygulama Başkanlığı benzeri birimlerle
bir şekilde tek elden yürütülüyor görüntüsü oluşmuşsa da, gerçek anlamda devlet
yardımları tarifi ve kaynakları ele alındığında bu birimlerin tüm devlet yardımı
uygulamalarını uhdesinde barındırmış olduğu söylenemez. Yine günümüzde teşvik
kavramı denince akla gelen ilk birim olan Hazine Müsteşarlığı bünyesindeki Teşvik
ve Uygulama Genel Müdürlüğü, temel olarak Yatırımlarda Devlet Yardımları
Hakkında Karar gibi genel mevzuat kapsamında sağlanmakta olan desteklemeler ve
yatırım teşvik belgelerinden sorumlu durumdadır. Bunların dışında kalan onlarca
farklı uygulama, farklı bakanlık ve birimler nezdinde, bağımsız olarak yürütülmeye
devam edilmektedir.67
İlgili uygulamacı kuruluşlar arasındaki iletişim eksikliği hem uygulamaların
etkinliğini azaltmakta, hem veri temini noktasında eksiklikler oluşturmakta, hem de
yardım sonuçlarının ve etkilerinin izlenmesini olanaksız kılmaktadır. Bu bağlamda
bir faydalanıcının, belirli mevzuat çerçevesinde edindiği yardımı başka bir yardım
düzeni ile kümüle etmesinin önünde mevzuat açısından engeller konulmuş olsa da,
67 Erdem, 2004:158
84
bahsedilen izleme eksiklikleri neticesinde gereğinin yerine getirilmesi mümkün
olamamaktadır.
Devlet yardımları konusunda etkinlik incelemesi, mevcut durumun bizi
nereye götürdüğü ve rekabet gücü ile diğer ekonomik göstergeler bağlamında ülkeye
ne kattığı konularında yeterli çalışma olmaması, özellikle bu sistemin düzgün bir
biçimde izlenememiş ve verileri derlenememiş olmasından kaynaklanmaktadır.
3.2. AB Katılım Süreci ve Getirdikleri- Son Dönem Gelişmeleri
Türkiye ile AB arasındaki rekabet ve devlet yardımlarına ilişkin hükümler
içeren önemli politika belgeleri sırasıyla Ankara Anlaşması (1963), Katma Protokol
(1973) ve 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’dır (Gümrük Birliği Kararı).68
Ticaret alanında ileri düzeyde bir serbestleşmenin amaçlandığı Gümrük
Birliği Kararı’nın 34. maddesi, AB’nin ticareti etkileme potansiyeli olan devlet
yardımları kurallarını ve müktesebatını uygulama yolunda iki tarafın taahhütlerini
belirleyen kuralları ele almaktadır. Tarafların, kamu kaynaklarından belirli ülke
işletmelerini veya ürünlerini kayırma suretiyle desteklemesini (istisnai haller dışında)
Gümrük Birliği ile bağdaşmaz kabul eden bu madde, AT Antlaşması’nın 87.
maddesinin bir adaptasyonu şeklinde değerlendirilebilir.
Süreç içerisinde, Topluluk tarafından çıkarılan Katılım Ortaklığı Belgesi ile
bu alanda yapılması gerekenler belirtilirken, ilerleme raporları ile de gelişmeler takip
edilmiştir. Türkiye ise, Katılım Ortaklığı Belgesi’ne karşılık olarak, konunun öncelik
durumu, uyum takvimi ve nelerin yapılacağına dair bilgilerin ele alındığı Ulusal
Program belgesini sunmuştur.
Bu çerçevede, uygulanmakta olan devlet yardımlarının Topluluk kuralları ile
uyumlu hale getirilmesi ve gerekli idari organizasyona gidilmesi şeklinde
özetlenebilecek ödevlerde sınırlı ilerleme sağlanabilmiştir. İlerleme Raporları’nda
özellikle işlevsel olarak bağımsız bir devlet yardımları izleme otoritesinin henüz
oluşturulamamış olmasının, rekabet konusundaki uygulama kurallarının
uyumlaştırılması noktasında geri kalınmasının önemli bir sebebi olduğunun altı
68 Özkarabüber, Mustafa M., “Avrupa Birliği ve Türkiye’de Devlet Yardımlarının Kontrolü” Rekabet Kurumu, Uzmanlık Tezi, Ankara, 2003
85
çizilmektedir. Söz konusu kurumsal yapıya ilişkin kanun taslağı çalışmaları ilerlemiş
olmasına rağmen henüz yasalaşamamıştır.
Ancak buraya kadar bahsedilen gelişmeler tarımsal devlet yardımları dışında
genel devlet yardımlarına ilişkin gelişmelerdir. İleriki bölümlerde daha detaylı
anlatılacağı üzere tarımsal devlet yardımları alanında AB ile Türkiye arasındaki
ilişkilerde ilk belirgin iletişim tarama sürecinde gerçekleşmiştir.69
3.3. Tarım Sektöründe Durum
Konunun özünden uzaklaşılmaması amacıyla çok kısa olarak değinilmiş olan
Türkiye’de devlet yardımları konusundaki genel yapının geçmişle beraber bugünkü
durumu içerisinde tarım sektörü, çalışmanın muhtelif yerlerinde değinildiği üzere
hep bu sistemin dışında özerk bir yapıda değerlendirilmiştir. Bu kapsamda,
yasalaşması beklenen Devlet Yardımları Çerçeve Kanun Tasarısı tarım sektörüne
sağlanan yardımları kapsam dışında bırakmaktadır.70
Bununla birlikte tarım sektörü ile ilgili kişi ve kurumların, devlet yardımları
literatürüne rekabet politikası yaklaşımı çerçevesinde yeterince aşina olmadıkları bir
gerçektir. Nitekim ülkemiz için bu konuya yönelik tartışmaların ilk olarak Tarım ve
Kırsal Kalkınma faslının tarama toplantıları ile gerçekleştiği söylenebilir.
Devlet yardımının kavramsal tartışmasının yapıldığı birinci bölümde, tarım
sektörüne sağlanan yardımlar söz konusu olduğunda kişilerin çoğunlukla salt
tarımsal transferleri (DGD gibi) algıladığı belirtilmiştir. Ancak bunun dışında kalan71
ve diğer sektörlerdeki yardım türleri ile benzeşen yardımların da (tarımsal
işletmelerde yatırım gibi) var olduğu ve bunların özellikle AB süreci dikkate
69 Aslında Gümrük Birliği OKK’nın devlet yardımları hükümlerini içeren “Mevzuatın Yaklaştırılması” bölümünde tarımın dışarıda bırakıldığını belirten açık bir husus olmamasına rağmen; sürecin devamında böyle bir hariç bırakma varmış gibi hareket edildiği ve tarımsal devlet yardımlarında uyum gibi bir hususun hiç gündeme taşınmadığı görülmektedir. İki taraf için de zımni niyet tarımı dışarıda bırakma yönünde olsa dahi, hukuki açıdan bunu sağlayacak bir hükmün konulmadığı görülmektedir. Bahse konu OKK’nın sadece “Malların Serbest Dolaşımı ve Ticaret Politikası” bölümünde tarım ürünlerinin kapsam dışı olduğu vurgulanmaktadır. Nitekim tarım ürünlerinde iki taraf arasında tercihli ticaret sisteminin oluşturulması (1/98 sayılı OKK ile) yaklaşımı benimsenmiştir. 70 Mevcut üye ülkelerde genel yaklaşım bu yönde olmasına rağmen, Litvanya’da olduğu gibi istisnaları da vardır. 71 Yardım türü bazında AB mevzuatının açıklandığı ikinci bölümdeki başlıklar bu konuda fikir vermektedir.
86
alındığında akıbeti noktasında bir netlik görünmediği ifade edilmiştir. Bu sorunun
temelinde, bahsedilen kanun çalışması dâhil hiçbir platformda; tarım sektörü ve
tarımda devlet yardımları ibarelerinin açıklığa kavuşturulmamış olması yatmaktadır.
Topluluk nezdinde kabul görmüş tarımsal devlet yardımları tanımının, ülkemiz
sisteminde de aynen geçerli olarak ele alınması durumunda, Topluluğun tarımsal ürün
olarak kabul ettiği ürün isimlerinin bulunduğu Antlaşma’nın Ek-1’inde yer alan listenin
ülkemize uygunluğu noktasında sorunlar ortaya çıkabilecektir. Zira anılan listenin ülkemiz
tarımsal üretim yapısını tam anlamıyla yansıtıp yansıtmadığı hususu açıklığa
kavuşturulmalıdır. Yine Hazine Müsteşarlığı gibi kurumlarca uygulanan ve ülkede genel
anlamda yatırımların teşvikini amaçlayan düzenlemeler dâhilinde tarım sektöründe faaliyet
gösteren işletmelerin de faydalanıcı konumunda yer alabildiği durumlar olabildiği gözden
kaçırılmamalı ve bu tür bir yardımın izlenmesi değerlendirilmesi ve bildirimi gibi
hususların nasıl sonuca bağlanacağı konularının da dikkate alınması gerekmektedir.
Tarım ve Kırsal Kalkınma Faslı’nın tarama toplantıları sürecinde Komisyon
tarafından iletilen bir sualname kapsamında, ülkemizden devlet yardımlarına ilişkin
doldurulması talep edilen formların hazırlanması ile ülkemizde uygulanmakta olan
tarımda devlet yardımı türlerine ilişkin bilgi ve değerlendirmeleri içeren bir ön stok
tespiti çalışması yapılmış durumdadır.
Türkçeye çevrilerek ekte yer verilmiş olan bu formların başlangıç bölümünde
de değinildiği üzere; zaman ve imkân kısıtları da düşünüldüğünde verilen bilgilerin
ve destek türlerinin tam kapsayıcı olduğu söylenemez. Bu çalışmanın amacı
kapsamında, ön stok tespiti niteliğinde olduğu değerlendirilen bu formların
Türkiye’de uygulanan tarımsal devlet yardımları hakkında fikir vermede yeterli
olacağı düşünülmüş ve destek türü bazında daha fazla detaya girilmemiştir.
Bu çerçevede, aşağıda ülkemizde tarıma sağlanan devlet yardımlarına ilişkin
destek türleri grupları halinde görüş ve değerlendirmelere yer verilmektedir. Grup
başlıkları şunlardır:
3.3.1. İşletme Dönemi Yardımları
3.3.2. Kırsal Kalkınma Tedbirleri
3.3.3. Diğer Yardımlar
87
3.3.1. İşletme dönemi yardımları
Konumuz bağlamında işletme dönemi yardımları tabiri ile; özellikle tarımsal
ürünün veya girdisinin miktarına veya fiyatına bağlı olarak sağlanan ve işletmelerin
düzenli finansal giderlerini karşılamaya yönelik yardımlar işaret edilmektedir.
Bu tür destekler, Toplulukta OTP ve OPD’ler kapsamında, ülkemizde ise
ilgili politika metin ve stratejileri ile kurumsal yapılar72 bağlamında değerlendirilen
tarımsal destekleme politikaları kapsamında mevcudiyet bulmaktadır.
Kavramsal tartışması yapılmış olan “tarımsal transfer ödemeleri” ile bu gruba
giren yardımlar nitelendirilmektedir. Türkiye’de uygulanmakta olan bu tür
yardımların başlıcaları aşağıda sıralanmaktadır; 73
• Doğrudan gelir desteği (DGD) ödemeleri
• Prim ödemeleri (yağlı tohumlar için)
• Süt primi
• Alternatif ürün ödemeleri
• Çay desteği
• Hububat primi
• Tiftik desteği
• İpekböceği desteği
• İhracat iadesi
DGD ödemelerinin de içinde bulunduğu alan bazlı desteklerin destekleme
bütçesi içerisindeki payı 2004 yılında yüzde 80 iken, bu oran 2008 yılında yüzde 35
olarak gerçekleşmiştir.74
72 Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu ile Tarım Stratejisi 2006-2010 Belgesini kabul eden YPK bu kurumsal yapılar arasında örnek olarak sayılabilir. 73 Tarım ve Kırsal Kalkınma Faslı Sualname Cevapları, Ocak 2006 74 Devlet Planlama Teşkilatı, 2009 Yılı Programı, Ankara
88
Tablo 3-1 : Tarımsal Destekleme Bütçesinin Dağılımı (Cari Fiyatlarla, Milyon TL)
2004 2005 2006 2007 2008(1) 2009(2)Alan Bazlı Tarımsal Destekleme Ödemeleri 2.480 2.353 2.653 2.525 2.063 1.533
Doğrudan Gelir Desteği 2.125 1.673 2.653 1.640 1.140 0
Mazot 355 410 0 480 492 583
Gübre 0 270 0 345 352 737
Diğer 0 0 0 60 79 213
Fark Ödemesi Destekleme Hizmetleri 334 897 1.292 1.797 1.848 2.078
Arz Açığı Olan Ürünlere Ödemeler (3) 294 622 1.085 1.273 1.135 1.081
Hububat 0 205 120 435 610 795
Çay 40 70 87 89 103 136 Bakliyat ( Kuru Fasulye, Nohut, Mercimek) 0 0 0 0 0 66
Hayvancılık Destek Ödemeleri 209 345 661 741 1.158 1.314
Kırsal Kalkınma Amaçlı Tarımsal Dest. 0 0 0 80 128 297
Tarım Sigortası Destekleme Hizmetleri 0 0 2 40 55 90
Telafi Edici Ödemeler 0 56 67 79 80 94
Patates Siğili Desteği 0 13 14 23 24 24
Çay Budama Tazminatı ve Masrafları 0 43 53 56 56 70
Kuraklık Desteği 0 0 0 266 535 0
Diğer Tarımsal Amaçlı Destekler 61 57 72 26 44 94
TOPLAM 3.084 3.708 4.747 5.555 5.911 5.500Kaynak: DPT, 2009 Yılı Programı * 2004-2005-2006-2007 yılları Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bütçesi kesin hesap verileridir. (1) Gerçekleşme Tahmini (2) Program (3) Kütlü pamuk, zeytinyağı, ayçiçeği, soya fasulyesi, kanola, aspir ve dane mısıra verilmektedir
Yukarıdaki tabloda son beş yıl için Türkiye’nin tarımsal destekleme
bütçesinin dağılımı ve 2009 yılı için programlanan değerler görülmektedir. Dikkat
edilmesi gereken husus tablonun TKB bütçesinden yapılan ödemeleri gösterdiğidir.
Bir önceki listede yer verilen ancak bu tabloda yer almayan kalemler, ya başka bir
finansman kaynağından karşılanıyor (ihracat iadesi gibi) ya da burada adı geçen
desteklemelerden birinin altında yer alıyor (süt primi hayvancılık desteklemeleri
grubunda yer almaktadır) durumdadır. Tabloda yer alıp bir önceki listede yer
almayan kalemler ise nitelik itibarıyla işletme dönemi yardımı statüsünde
değerlendirilmemiştir.
AB tarım-rekabet kuralları çerçevesinde üye ülkelerin uygulayacağı münferit
işletme dönemi yardımlarının yasak olduğu bilinmektedir. Ayrıca bu tür yardımların
89
Toplulukta ortak bir politika çerçevesinde ve ortak bir fondan (EAGF-European
Agricultural Guarantee Fund) karşılanması esastır.75 Bu itibarla ülkemizin
hedeflediği üyelik sıfatını kazandığı durumda; kendine özgü, Topluluğun
benimsemediği ve işletme dönemi yardımı niteliğinde tarımsal desteklemesi
kalmamış olmalıdır.
Tarım ve Kırsal Kalkınma faslının müzakere sürecinde, devlet yardımları
başlığı dışında kalan ve bu faslın omurgasını oluşturan; “doğrudan destek düzenleri”
ve ilgili OPD’lere ilişkin konu başlıklarında alınacak tedbir ve düzenlemeler ile
işletme dönemi yardımları açısından gerekli olan uyum sağlanacaktır. Bu süreç
sonucunda Türkiye’de uygulanmakta olan işletme dönemi yardımı niteliğindeki
destekleme araçları, Topluluk çapında uygulanan benzer nitelikteki destekleme
araçlarına dönüştürülmüş olacaktır.
Bu nedenle Topluluğun tarım-devlet yardımlarına ilişkin hukuki
düzenlemelerinde bu tür yardımlara ilişkin çerçeve belirleyici/düzenleyici bir madde
bulunmamakta, sadece ülkelerin münferit işletme dönemi yardımı sağlamalarının
kesinlikle yasak olduğu ifadesi ile yetinilmektedir. Dolayısı ile tarımda devlet
yardımları başlığı altında gerçekte ele alınması gereken yardım türlerinin işletme
dönemi yardımı dışında kalan yardımlar olduğu anlaşılmaktadır.
3.3.2. Kırsal kalkınma tedbirleri
Kırsal kalkınma politikalarının gerçekleştirilmesi yönünde sağlanabilecek
Topluluk yardım türleri Kırsal Kalkınma Tüzüğü dâhilinde belirlenmiş ve tarımda
devlet yardımı kurallarına da temel teşkil etmiştir. Üye ülkeler, hazırladıkları ve
Komisyon tarafından da onaylanmış programlar dâhilinde bu yardım türlerinden
kendileri için uygun gördükleri destekleri belirli dönemler için uygulamaya almakta,
gerek Topluluk ortak finansmanı yoluyla gerekse ulusal katkılarla bu desteklerin
finansmanını sağlamaktadırlar.
OTP’nin ikinci ve giderek önem kazanan ayağı olan kırsal kalkınma
politikası gereklerine ülkemizin de uyum sağlama çalışmaları devam etmektedir.
75 Yeni üye ülkelerin bir geçiş süreci için bu yardımları ulusal katkı (top-up) sağlayarak tamamlamaları ve yardımların tamamının ortak fondan karşılanmasına bu süreç sonucunda başlanacağı hususu bir istisna olarak hatırlanmalıdır.
90
2007–2013 döneminde aday ülkelere sağlanacak olan IPA fonlarından kırsal
kalkınma bileşeninin aktif hale gelmesi için; operasyonel bir program ve
akreditasyonu tamamlanmış bir ödeme kurumu şartları bulunmaktadır.
Bu çerçevede kırsal kalkınmanın hızlandırılması ve AB ile uyumun
sağlanması yönünde kırsal kalkınma politika çerçevesi oluşturulması amacıyla
Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi hazırlanmış ve 2006 yılında yayımlanmıştır. Bu
belge doğrultusunda, öncelikli tedbir ve faaliyetler ile bunların uygulanmasına ilişkin
hususları düzenleyen Kırsal Kalkınma Planının hazırlık çalışmaları sürdürülmektedir.
Kırsal kalkınmaya yönelik IPA fonlarından yararlanmak amacıyla hazırlanan AB
Kırsal Kalkınma Programı, Komisyon tarafından 2008 yılının Şubat ayında kabul
edilmiştir.76
Kırsal kalkınma programlarının uygulamasından sorumlu olacak Tarım ve
Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun Kuruluş ve Görevleri Hakkında 5648
sayılı Kanun 2007 yılının Mayıs ayında yürürlüğe girmiştir. Kurumun faaliyete
geçebilmesi için gerekli olan ikincil mevzuat çalışmaları devam etmektedir.77
Üyelik öncesi AB ile uyum kapsamında durumu özetlenen kırsal kalkınma
alanında, AB’deki sınıflandırmalar da baz alınarak uygulanmakta olan devlet yardımı
türlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
• Kırsal kalkınma yatırım tedbirleri (Köy Bazlı Katılımcı Yatırım Programı
gibi)
• Çevre Amaçlı Tarımsal Arazilerin Korunması (ÇATAK) programı
• Hayvancılık destekleri78
• Kooperatifler için kuruluş desteği sağlanması
• Arazi toplulaştırma ve parselleme faaliyetleri
76 2009 Yılı Programı 77 2008 Yılı Programı 78 Ülkemizde, Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı ile sağlanmakta olan yardım olanaklarının bir kısmı işletme dönemi yardımı niteliğine sahip desteklemeler iken, bir kısmı ise bu sınıflandırmanın dışında kalan devlet yardımları niteliğine sahiptir.
91
Özellikle kırsal kalkınma yatırım yardımları gibi yardım programlarının
temel faydası, Topluluğun kırsal kalkınma tedbirlerine benzer uygulama
deneyimlerinin kazanılması olacaktır.
Ancak her ne kadar bu başlıkların Topluluk yardım türleri arasında yerleri
olsa da, bunların içerik ve şekil anlamında AB müktesebatıyla tam uyumlu olduğunu
söylemek mümkün değildir. Gerek yardıma uygun maliyet çeşitleri, gerek yardım
yoğunlukları veya tavanları manasında sıralanabilecek bir dizi Topluluk
mevzuatından kaynaklanan kriterler açısından üyelik durumunda uyumun sağlanmış
olması gerekecektir.79 Bu uyum için hem adaylık sıfatı taşınan müzakere dönemi
hem de yeni üye ülkelere tanınmış olan mevcut yardım istisnası için belirlenen üç
yıllık dönem80 iyi bir şekilde kullanılmalıdır.
Tarama toplantılarında Ek’te de bilgileri sunulmakta olan yardım türlerine
ilişkin Komisyonca yapılan değerlendirmeler, genel itibarıyla; “yardımlarla ilgili ek
bilgiler gerektiği” şeklinde olmuş veya belirli şartlara bağlı değerlendirmeler
yapılabilmiştir.81
Topluluğun Kırsal Kalkınma Tüzüğü’nün 88. maddesinde, bu Tüzük
kapsamında tanımlanan yardım türlerinin de devlet yardımları kurallarına tabi olduğu
hükmüne rağmen, kırsal kalkınma alanındaki Topluluk politikalarının uygulanması
için hem üyelik hem de adaylık süreçlerinde hazırlanan planların Komisyonca
onaylanması, bir anlamda bu yardımların devlet yardımları mevzuatı açısından da
sorunsuz hale gelmesi anlamını taşıdığı söylenebilir. Zira tarımda devlet yardımları
kurallarının çerçevesi çizilirken ilgili yardım türlerinde doğrudan Kırsal Kalkınma
Tüzüğü başta olmak üzere belirlenen kurallara atıf yapılmakta ve bu kurallar esas
alınmaktadır.
79 Örneğin ülkemizde uygulanmakta olan kırsal kalkınma yatırım desteklerinde yardım yoğunluğu yüzde 50 iken, ilgili AB mevzuatı kapsamında bu oranın normal alanlarda yüzde 40 olması gerekmektedir. Dezavantajlı bir bölge söz konusu olması halinde bu oran yüzde 50 olabilmektedir. (Bkz Bölüm 2.3.2.1) 80 Türkiye’nin de aynı istisnayı alabileceği varsayımıyla. 81 Ör: “Eğer konu yardım şu niteliklerde ise işletme dönemi yardımı olarak değerlendirilir ve üyelik sonrasında uygulanmaması gerekir.”
92
Tarımsal Devlet Yardımları Grupları Tarımsal devlet yardımlarına ait AB sistemi baz alınarak yapılan sınıflandırmanın kaynağı OTP ve OTP’nin iki ayağı olan “OPD’ler ve doğrudan ödemeler” bölümü ile “Kırsal Kalkınma” bölümleridir. Birincisi, daha çok tarımsal transfer ödemelerinin düzenlendiği bölüm olup, daha önce de belirtildiği üzere bu yardımlar nitelik itibarıyla işletme dönemi yardımlarıdır. İkincisi ise AB’de ve dünyada son dönemlerde süregelen; piyasa şartlarını daha az etkileyen destekleme mekanizmalarını tercih etme akımının bir sonucu olarak ortaya çıkmış olan kırsal kalkınma yardımlarını içermektedir. Her ikisinin de ilgili mevzuatı (Kırsal Kalkınma Tüzüğü gibi) tarımsal devlet yardımları uygulamalarına etki etmektedir. Bunların dışında kalmakta olan yardım türleri ise doğrudan, oluşturulmuş devlet yardımları mevzuatı çerçevesinde ele alınmaktadır.
3.3.3. Diğer yardımlar
Sınıflandırma olarak Topluluğun sınıflandırması esas alınmış olan bu
çalışmada yine Topluluğun benimsediği şekilde yukarıdaki iki sınıfın dışında kalan
yardımlar bu başlık altında toplanmıştır.
Kutu 3-1 : AB’de Tarımsal Devlet Yardımlarının Sınıflandırılması
Bu kapsamda Risk ve Kriz Yönetimi grubuna dâhil olan Tarım Sigortalarında
Prim Desteği, Doğal Afetlerden Zarar Gören Çiftçiler İçin Yardım, Bitki ve Hayvan
Sağlığının Desteklenmesi şeklindeki yardımlar ile AR-GE Projeleri İçin Destek ve
Çiftçiler İçin Sübvansiyonlu Kredi Yardımları; ilk iki yardım grubunda
değerlendirilmemiştir.
Risk ve Kriz Yönetimi dâhilinde verilmekte olan yardımlar AB mevzuatı
kapsamında ilke edinilmiş olan açık ve şeffaf olma, izlenebilir olma, işletmeyi
gereksiz risk almaya yöneltmeme ve bazı limitlere uygunluk82 gibi şartları sağladığı
sürece amacı açısından sorunsuz görülmektedir. Yine AR-GE yardımları da blok
muafiyetler dahiline alınması sebebiyle amaç açısından sorunsuz görünen ancak
spesifik şartların sağlanması gerekecek bir yardım türüdür.
Fakat bölüm 2.3.4.2’de açıklandığı üzere, sübvansiyonlu kısa dönem
kredilerin sağlanması yeni dönemle birlikte ortak pazarla uyumlu kabul
82 Örneğin olumsuz hava şartlarından zarar gören çiftçilere yardım sağlanabilmesi için konulmuş zarar eşiği yüzde 30’dur.
93
edilmemektedir. Bu da, Ziraat Bankası aracılığı ile kullandırılmakta olan kredilerin
belirtilen açıdan değerlendirilmesi ve düzenlenmesi gereğini beraberinde
getirmektedir.
Tarama sürecindeki zaman kısıtı ve imkânlar dâhilinde yapılan çalışmalar ile
ortaya konmuş olan Türkiye’de tarım sektörüne sağlanmakta olan devlet yardımları
envanteri dâhilinde bu değerlendirmeler yapılabilirken, bundan sonraki süreçte bu
envanterin daha da belirginleştirilerek, tedbir bazında AB mevzuatı açısından
durumlarının ve sorunlarının tespit edilmesi ve uyum yönünde yapılması
gerekenlerin belirlenmesi gereği açıktır.
3.4. Kurumsal Yapılanma
Çalışmanın giriş bölümünde devlet yardımı kavramının ülkemiz tarihinde
yerinin çok geriye gitmediği belirtilmişti. Tarım sektörü yardımları açısından ise bu
terimin ilk belirgin telaffuzunun 2005 yılı sonu ve 2006 yılı başı itibarıyla
düzenlenen tarama toplantıları olduğu söylenebilir. Buradan da açıkça anlaşıldığı
üzere bu konuda sektörle ilgili birimlerde bir bilgi ve tecrübe birikimi
bulunmamaktadır.
Dolayısı ile Komisyona karşı bu başlıkta sorumlu olacak, üyelik sonrasında
gerekli bildirim ve raporlamaları yapacak ve bu alanda uygulanan devlet
yardımlarının uygunluğunun sağlanması için gerekli çalışmaları yürütecek sorumlu
bir birim oluşturma yönünde de bir çalışma yapılmamış olup, böyle bir kurumsal
yapının geleceği henüz belirsiz durumdadır.
Diğer bütün benzeri idari yapılanma konularında olduğu gibi; AB tarafının,
Tarımsal Devlet Yardımlarının izlenmesi ve bildirimlerde bulunulması açısından
gerekli idari yapılanmaya ilişkin bir tercihi veya mevzuatta dikte edici bir ibaresi
bulunmamaktadır. Bu noktada sergiledikleri tutum, AB müktesebatı gerekleri yerine
getirildikten sonra, bu yapılanmanın aday/üye ülkede, nerede, ne şekilde, hangi isim
altında olduğu gibi hususların hiç bir önem taşımadığıdır.
Bu görüş neticesinde, benzeri kurumsal yapılanma konularına ilişkin beyan
veya metinlerinde muhatap kurum veya yetkili kurum gibi genel isimlendirmeler
kullanılmaktadır. Dolayısı ile bu konudaki tasarruf tamamen Türkiye Cumhuriyeti
94
Hükümetine aittir. Yani ilgili Bakanlık altında bir birim oluşturulmasından, Devlet
Yardımlarına İlişkin Otoriteye bu sorumluluğun verilmesine veya herhangi başka bir
çözüm önerisine kadar alternatiflerin artı ve eksileri ile değerlendirilmesi
gerekmektedir.
Böyle bir birimde istihdam edilecek insan kaynağının AB’nin devlet
yardımları mevzuat ve uygulamaları konusunda, hem genel hem de tarım özelinde,
yeterli bir kapasiteye sahip olmaları gerekmektedir. Bunun dışında çok detaylı bir
şekilde hazırlanması gereken bildirim formları ve düzenli raporlamaların da önemli
bir kapasite gerektireceği açıktır.
Yeni üye ülkelerde bu sorumluluğun çoğunlukla Tarım Bakanlıklarında ilgili
bir birime verildiği görülmektedir. Bahse konu ülkelerde ilgili kurumlarla yapılan
temaslarda uzmanlar; Tarım Bakanlığı ile ilgili ülke Devlet Yardımları Otoritelerinin
bu konuda sıkı bir işbirliği içinde oldukları/olmaları gerektiğini vurgulamışlardır.
Usule dair konularda ve devlet yardımları çerçevesinin gereklerine ilişkin noktalarda
Otoritenin, sektöre ilişkin devlet yardımlarının izlenmesi, verilerinin aktarılması
noktalarında ise Bakanlık biriminin diğer paydaşa yardımcı olduğu belirtilmiştir.
Değerlendirilmesi gereken bir diğer veri ise AB Komisyonunda, üye
ülkelerdeki devlet yardımları otoritelerinin ve genel devlet yardımı mevzuatının
muhatabı Rekabet Genel Müdürlüğü iken, tarımsal devlet yardımları söz konusu
olduğunda Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğüdür.
Yukarıda açıklandığı gibi, Devlet Yardımları Otoritesinin, tarımsal devlet
yardımlarına ilişkin başta AB’ye yönelik yükümlülükler olmak üzere yerine
getirilmesi gereken izleme, değerlendirme, raporlama görevlerinde pasif bir tutum
izleyerek, konuyu daha çok sorumlu ve uygulayıcı bakanlığa devretmesi bir seçenek
iken; bunun tersinin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Yani, uygulayıcı bakanlığın
yine uygulamada kalarak, yardımlara ilişkin verileri Devlet Yardımları Otoritesine
iletmesi, bunun ötesindeki çalışmaların (örneğin bildirim formlarının hazırlanarak
Komisyona iletilmesi gibi) ise Devlet Yardımları Otoritesi tarafından yerine
getirilmesi de ayrı bir alternatif olarak ele alınabilir.
95
Bu tercihin faydası, zaten hâlihazırda tamamen devlet yardımları konusuna
odaklı kurulmuş bir kurumdaki kapasitenin, yine tarım sektöründeki yapılanmaya da
hizmet etmesi olacaktır. Yalnızca bu kurumun altındaki ilgili birimde tarım sektörüne
ilişkin özel hususların daha iyi anlaşıldığı bir ekip oluşturulması gerekecektir.
Kısacası buradaki etkinlik sorununun cevaplanabilmesini sağlayacak temel
tercih; aslen tarım konusunda çalışan uzmanların mı devlet yardımları ve rekabet
sistemini daha rahat kavrayabileceği, yoksa aslen devlet yardımları ve rekabet
alanında ihtisaslaşmış uzmanların mı tarıma ilişkin ayrıştırılması gereken bilgileri ve
dolayısı ile bazı noktalarda farklılık gösteren devlet yardımları mevzuatını daha
kolay içselleştirebileceği noktasında olacaktır.
Bu çerçevede, gelecekte tarımsal devlet yardımları bağlamında Komisyona
karşı muhatap olarak belirlenecek birim için görünen iki farklı alternatifin de kendine
göre avantajları ve dezavantajları olabileceği görülmektedir. Aşağıdaki tabloda bu iki
seçenek için muhtemel avantajlar veya haklı gösterebilecek gerekçeler
sıralanmaktadır. Birisi için olumlu bir madde olarak bahsedilen bir husus diğeri
açısından dezavantaj olarak algılanabilir.
96
Tarım Bakanlığı Devlet Yardımları Otoritesi
• Kendine has dinamikleri olan tarım
sektörüne ait her türlü politikanın tek
çatı altında ele alınabilmesi imkânı
sağlaması.
• Nitelik itibarıyla farklılaşabilen
tarımsal destekleme araçlarının
sektörel perspektif ile ele
alınabilmesi.
• Genel devlet yardımlarına ait
ivedilikle gerçekleştirilmesi gereken
çalışmaların tarım sektörüne özel
problemlerle uğraşılmadan
sonuçlandırılabilmesi.
• Ülke örneklerinin yoğunlukla bu
seçeneği işaret etmesi.
• Komisyondaki sorumlu birimin
Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel
Müdürlüğü olması.
• Devlet yardımlarına ilişkin bütünleşik bir
çatı olması.83
• Oluşturulmuş hazır kapasitenin tarımsal
devlet yardımları için de kullanılabilecek
olması.84
• Tek bir bilgi ve teknoloji altyapısı ile
merkezi bir izlemenin sağlanması ve
maliyetlerin düşürülmesi.
• Genel olarak dünyadaki tarımsal
müdahalelere ilişkin küresel trendler ve
Topluluğun devlet yardımları
müktesebatının yönelimine bakıldığında;
artık sektörler arası farklılaşmanın giderek
azaldığının ve yatay konuların daha da
ağırlık kazandığının izlerinin bulunması.85
• Bildirimlerin ve diğer yükümlülüklerin
zamanında ve eksiksiz yapılabilmesi
açısından daha az risk taşıması.
83 Tarımsal devlet yardımlarının tek uygulayıcısının Tarım Bakanlığı olmadığı düşünüldüğünde, zaten merkezi bir kuruluş niteliği ile ortaya çıkacak olan Devlet Yardımları Otoritesi’nin bu anlamda daha avantajlı olacağı görülmektedir. 84 Devlet Yardımları Otoritesi henüz kurulmamış olsa da, konunun aciliyeti, yasasının gündemde olması gibi hususlar değerlendirildiğinde tarımsal devlet yardımları için görevlendirilebilecek farklı bir birimden daha önce oluşturulacağı ve kapasite birikiminin tamamlanacağı söylenebilir. 85 Çalışmamız içinde değinilen tarımsal devlet yardımlarına dair yeni Topluluk yaklaşımına baktığımızda: işleme ve pazarlama firmalarının yavaş yavaş tarım kapsamından çıkarılarak diğer endüstri kollarındaki firmalarla benzer mevzuata tabi tutulması, kısa dönemli kredilerin kaldırılması, yatay konulara ait kılavuzların tarıma uygulanabilirliğinin artırılması (çevre gibi), OTP açısından bakılınca OPD’lerin sayısının bire indirilmesi yönelimi, destek türlerinin azaltılarak piyasa şartlarına daha az etkide bulunan destekleme türlerine ağırlık verilmesi ve kırsal kalkınma tedbirlerinin ağırlık kazanması gelişmelerinden bahsedilebilir. Bütün bunlar artık tarımın aşırı müdahale edilen ve yapılan her türlü müdahalenin kolayca mazur görüldüğü bir alan olmaktan düzenli bir şekilde çıktığının göstergeleridir. Bu yönelim neticesinde, daha sonraki yıllarda tarımın diğer alanlardan farklı ele alınır tarafları daha da azalacaktır.
97
Her iki şekilde de yapılanma örnekleri olmasına rağmen, bildirimlere ve yıllık
raporlamalara dair sıkı ve zahmetli süreç, altyapı yeknesaklığının sağlanması ve
maliyet etkin bir şekilde görevlerin yerine getirilmesi gibi hususlar
değerlendirildiğinde ve artık tarımın zamanla diğer sektörlerden veya başlıklardan
farklı bir çerçevede ele alınması yaklaşımının daha az rağbet göreceği kabul
edildiğinde; ülkemiz şartlarında, tarımsal devlet yardımlarına ilişkin izleme,
değerlendirme, uygulamacı kuruluşlara danışmanlık yapma, verilerin merkezi bir
şekilde toplanması ve saklanması, Komisyona gerekli bilgilerin aktarılması gibi bir
dizi görevlerin Devlet Yardımları Otoritesi altında ele alınmasının daha doğru bir
tercih olduğu düşünülmektedir.86
3.5. Tarama Süreci Tecrübeleri
Müzakere döneminin 3 Ekim 2005 tarihinde başlamasıyla birlikte öncelikle
AB ile Türkiye arasında mevzuat ve uygulama süreçlerinde mevcut durumların
karşılaştırılmasının amaçlandığı tarama süreci başlatılmıştır. Belirlenmiş olan 35 ayrı
fasıldan birisi de Tarım ve Kırsal Kalkınma faslıdır. Tarımsal devlet yardımları
başlığını da içeren bu fasıla ilişkin tanıtıcı tarama toplantısı 5–8 Aralık 2005, ayrıntılı
tarama toplantısı ise 23–26 Ocak 2006 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir.
Tanıtıcı tarama toplantısında AB tarafı Topluluğun müktesebatı ile uygulama
süreçlerini Türk heyeti ile birlikte hazır bulunan Hırvat heyetlerine anlatmış ve aday
ülke heyetlerince yöneltilen soruları da cevaplamak suretiyle gerekli bilgilendirmeyi
yapmıştır. Sadece Türk heyetiyle Komisyon yetkililerinin bulunduğu ayrıntılı tarama
toplantısında ise Türk tarafı bir önceki toplantıda anlatılanlara karşılık ülkemizdeki
durumu Komisyona aktarmıştır.
İki toplantı arasındaki süreçte ise Komisyonun her bir başlık için öğrenmek
istedikleri hususları içeren bir sualname ülkemiz yetkili mercilerine iletilmiş,
yaklaşık beş haftalık kısa bir sürede bu sualnameye karşılık cevaplar ayrıntılı tarama
toplantısı öncesinde Komisyona iletilmiştir.
86 Ancak, ilgili Bakanlık ile Devlet Yardımları Otoritesi arasında sıkı bir işbirliği ve koordinasyonun sağlanması, idari gereklerin sağlıklı bir şekilde yerine getirilebilmesinde yine bir önkoşuldur.
98
Süreçte konu başlıkları altında ayrılan her bir gündem maddesine ait
sorumluluk paylaşımı kurumlar arasında yapılmış ve tarımda devlet yardımları
başlığına ait sorumluluk ve koordinasyon görevi DPT Müsteşarlığına verilmiştir. Bu
kapsamda hem ayrıntılı tarama toplantısında yapılacak sunum çalışması hem de
sualnamede tarımsal devlet yardımları için istenilen fişlerin doldurulması çalışmaları
koordine edilerek tamamlanmıştır.87
Ülkemizde öne çıkan tarımsal devlet yardımlarının AB’deki sınıflandırmalar
baz alınarak bilgileri derlenmiş ve anılan fişler doldurularak çalışmaya nihai hali
verilmiştir. Bu çalışmada yardımlarla alakalı bir uyumluluk veya uyumsuzluk
değerlendirmesi yapılmamış, bu konunun hem kısıtlı bilgi ve süre göz önünde
tutularak hem de niteliği itibarıyla müzakerelerin daha ileriki dönemlerine
bırakılması gerektiği fikri benimsenmiştir. Bir anlamda üye ülkelerden bildirimlerle
malumat toplayan Komisyonun, benzeri bir çalışmayı tarama sürecinde ülkemize
yaptırdığı düşünülmüş ve bu şekilde çalışmalar yürütülmüştür.
Ayrıntılı tarama toplantısında yapılan sunuda da sualname cevaplarında yer
verilen yardım türlerine ilişkin kısa bilgiler içerilmiş, ardından Komisyon yetkilisi
sualname cevapları ve sunu çerçevesinde yorumlarını Türk heyetine sunmuştur.
Yukarıda yardım gruplarına ilişkin genel değerlendirmeler yapılırken de
bahsedildiği üzere, Komisyon yetkilisinin değerlendirmelerinde öne çıkan
hususlardan birincisi; özet denebilecek yardım türlerine ait sunulan bu bilgilerle
yardımların AB müktesebatıyla uyumu veya uyumsuzluğu noktasında yorum
yapmanın çok zor olacağı olmuştur. Dolayısı ile net cümleler yerine yardım türleri
için şarta bağlı yorumlar getirilmiş ve o alanlardaki kritik Topluluk prensipleri
aktarılmıştır.
Komisyon yetkilisinin ikinci ve en öne çıkan yorumlarından biri de müzakere
sürecinde bu başlık için ne zaman ne yapılacağına dair kendilerinin de net bir
fikirlerinin olmadığıdır. Buradan ülkemiz için yeni ve bilinmedik bir terim olan
tarımda devlet yardımları konusunda, Komisyonun da aday ülkelerle bu süreci
87 Bkz. Ek II
99
yönetmede yapılması gerekenler noktasında pek hazırlıklı olmadığı izlenimi
edinilmiştir.
Tarama sürecine dair öne çıkan hususlardan bir diğeri de çay gibi; ülkemize
özgü olan, kırsal kalkınma ve geçim güvencesi açısından büyük önem taşıyan bir
ürüne dair bilgilerin Komisyona kısa bir şekilde aktarılması olmuştur. Zira bu ürün
Roma Antlaşması’nın Ek-1’inde yer alan AB tarımsal ürünler listesinde bulunmasına
rağmen, OPD’si olmayan bir üründür. Bu itibarla, özellikle İngiltere’nin eski
sömürgesi Hindistan ve diğer ülkelerden ithalatı gümrüksüz, serbest ticarete konu bir
şekilde yapılmaktadır. Bu anlamda Türkiye’nin üyeliği ile birlikte, çay ve benzeri
ürünlere Topluluk politikasının verdiği önem ve iltimasın artırılması gereğine vurgu
yapılarak müzakere döneminde ele alınması muhtemel bir konu başlığına ilişkin ilk
izlenimler iletilmiştir.
100
SONUÇ VE ÖNERİLER
İlgili bölümde, “kamu kaynaklarıyla bir sektöre, bir veya birkaç firmaya
sağlanan her türlü ekonomik avantaj” şeklinde tanımlanan devlet yardımları ile
piyasanın işleyişi değiştirilip, aktörlerin tercihleri ile piyasadaki gelir ve refah
dağılımına müdahalede bulunulmaktadır. Bu kapsamda, ulusal ve uluslararası ve
hatta AB bağlamında uluslar üstü seviyede devlet yardımlarının rekabet
politikalarıyla birlikte düzenlenme ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Nitekim doğası ve
işleyişi itibarıyla, kamusal destekleme ve müdahaleye yoğun bir şekilde konu olan
tarım sektörü ve sektördeki devlet yardımları da giderek artan bir oranda bu süreç
dâhilinde değerlendirilmektedir.
Bu çerçevede, tarım sektöründe uygulanan devlet yardımları Toplulukta bazı
genel kurallara tabi olmakla beraber, sektörün kendine has özellikleri nedeniyle özel
kuralları da oluşturulan bir alan olmuştur. Ancak, tarımsal devlet yardımları
kurallarında iki yönlü olarak bir serbestleşme yöneliminin bulunduğu görülmektedir.
Bu yönelim, ilk olarak işleme ve pazarlama firmalarının zamanla tarım kapsamından
çıkarılarak diğer endüstri kollarındaki firmalarla benzer mevzuata tabi tutulması gibi
örnekleriyle ortaya çıkan tarıma özel kurallar yerine genel devlet yardımları
kurallarının daha hâkim olması şeklinde gerçekleşmektedir. Diğer yandan ise; OTP
kapsamında OPD’lerin sayısının bire indirilmesinin hedeflenmesi ve destek türlerinin
azaltılarak piyasa şartlarına daha az etkide bulunan destekleme türlerine ağırlık
verilmesi gibi daha piyasa ağırlıklı bir tarım politikasına geçiş şeklinde
gerçekleşmektedir. Bu yönelim neticesinde, konumuz bağlamında, AB’de tarımsal
devlet yardımlarının genel devlet yardımlarından farklılaşmasının zaman içerisinde
azalacağı düşünülmektedir.
Bu bağlamda, AB’ye üye olma yolunda olan ve müzakere döneminde
bulunan Türkiye’nin de Topluluk müktesebatının tarımsal devlet yardımları
alanındaki kendi uygulamaları açısından ne getireceğini, ne tür kısıtlamalarla karşı
karşıya kalabileceğini önceden bilmesi ve bu uyum sürecinde gerekli tedbirleri
alması gerekmektedir. Ancak, ilgili AB müktesebatının, özellikle ATAD kararlarıyla
sürekli gelişen ve yenilenen bir yapı arz ettiği de unutulmamalıdır.
101
Türkiye’nin tarımda uyguladığı devlet yardımları gruplarının AB
müktesebatına uyumuyla ilgili şu aşamada bahsedilebilecek en temel bulgular şu
şekilde ifade edilebilir:
• İşletme dönemi yardımları: Tarımsal transfer ödemeleri, AB’nin işletme
dönemi yardımları grubuna girmektedir. Bu tür yardımlar, münferit ülke
uygulamalarının tamamen yasak olması sebebiyle üyelik sonrasında tamamen
ortadan kalkmış olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında, Tarım ve Kırsal Kalkınma
Faslında OTP kapsamında sağlanan işletme dönemi yardımı niteliğindeki
Topluluk desteklerine sağlanacak uyumla bu başlıktaki uyum sorunu
halledilebilecektir. Kısacası, tarım sektörü için işletme dönemi yardımları
aslında devlet yardımları başlığı altında değil, “OTP ve doğrudan ödemeler”
başlığı altında ele alınması gereken bir uyum alanıdır.
• Kırsal kalkınma tedbirleri: Tarımsal devlet yardımları bütününü oluşturan
en önemli gruplardan biri ise OTP’nin ikinci ayağı olan kırsal kalkınma
başlığından ve ilgili mevzuatından kaynaklanan kırsal kalkınma tedbirleridir.
Ülkemizde şu anda uygulanmakta olan bu tür yardımlara bakıldığında, amaç
ve konu anlamında bu yardımlar için ilgili AB mevzuatında uygulama alanı
bulunabilse de; yardım yoğunluğu, karşılanabilir giderler, zamanlama gibi bir
takım kriterler açısından uyum için değişiklikler gerekebileceği
görülmektedir. Ancak bu başlıkta bahsedilmesi gereken ve devlet yardımları
kuralları açısından uyumu kolaylaştırıcı etkisi olacağı düşünülen en önemli
konu ise; kırsal kalkınma alanında OTP kapsamında Birlik çapında
sağlanmakta olan desteklere uyum için hali hazırda yürütülmekte olan bir
takım çalışmalar ve idari yapılanma hazırlıkları olduğudur. Ayrıca, AB
fonlarının da kullanılacağı bu tür yardımlarda AB Komisyonu Tarım ve
Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğünce de onaylanacak operasyonel planların
esas alınacak olması, bu yardımların bir anlamda devlet yardımları
kurallarına da uyumlu hale gelmesi anlamını taşıyacaktır. Zira ilgili bölümde
değinildiği üzere bu tür yardımlar için esas alınan devlet yardımları kuralları,
doğrudan kırsal kalkınmaya ilişkin mevzuattan alıntıdır veya bu mevzuata
atıfta bulunmaktadır.
102
• Diğer yardımlar: İlk iki yardım grubu dışında kalan Risk ve Kriz Yönetimi
yardımları açık ve şeffaf olma, izlenebilir olma, işletmeyi gereksiz risk
almaya yöneltmeme gibi ilkeler dâhilinde yönetilmelidir. Bu anlamda
ülkemiz tarımına ise; tarım sigortası prim desteği ve doğal afetlerde zarar
gören çiftçilere yardım sağlanması gibi destekler sağlanmaktadır. Bir önceki
grupta olduğu gibi, bu yardımlar amaç ve konu açısından AB mevzuatında
kendine yer bulabilmesine rağmen alt detaylarda da verilen kriterlere uyum
sağlanması gerekecektir. Yine AR-GE yardımları da blok muafiyetler
dahiline alınması sebebiyle amaç açısından sorunsuz görünen ancak spesifik
şartların sağlanması gerekecek bir yardım türüdür. Bu bölümde anılabilecek
bir diğer yardım türü olan sübvansiyonlu kısa dönem kredilerin sağlanması
yeni dönemle birlikte ortak pazarla uyumlu kabul edilmemektedir. Bu açıdan
ülkemizde Ziraat Bankası aracılığı ile sağlanmakta olan avantajlı kredi
imkânları, kısa dönemli işletme yardımı şeklinde verilemeyecektir.
Yukarıda belirtilen, hem AB’deki genel ve tarım alanındaki piyasaya yöneliş
hem de AB müktesebatına uyumu açısından ülkemizdeki tarımsal devlet
yardımlarının durumuna ilişkin bulgular dikkate alınarak, Türkiye’nin konu ve
zaman açısından atacağı adımları belirlemesi ihtiyacı bulunmaktadır.
Bu çerçevede, konuya ilişkin farkındalığın oluşturulması, ayrıntılı bir
envanter çalışması ve etki analizinin yapılması ile mevzuat ve kurumsal açıdan
uyumun tamamlanması şeklinde üst başlıklar halinde sıralanabilecek olan ve
önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi uygun görülen çalışmaların ayrıntıları
aşağıda verilmektedir.
1) Kısa vadede; bakir olan ve yeterli kapasite ve farkındalık oluşmamış
bu konuda gerekli bilinçlenme ve bilgilenme çalışmalarının
gerçekleştirilmesi gerekmektedir.88
Ülkemizde diğer devlet yardımları alanlarında olduğu gibi tarım alanında
da devlet yardımları konusunda bir dağınıklık mevcuttur. Bu dağınık
yapıda her kurum, hatta kurumlar altında her birim, kendi uygulamakta
88 Nitekim bu çalışmanın da bahsedilen amaca yönelik bir kaynak olması amaçlanmaktadır.
103
olduğu yardımları yönetmektedir. Bu birimlerde ne devlet yardımı ve AB
süreci açısından yeterli bir malumat vardır ne de bu münferit dağıtılmakta
olan yardımların tek elden izlenebilmesi ve etkilerinin
değerlendirilebildiği bir sistem bulunmaktadır.
Bu bağlamda, ilk olarak bu terimin ve AB düzlemindeki rekabet
başlığından başlayarak ortaya çıkan sistemin, tarımsal devlet yardımlarını
uygulayan ve yöneten kuruluşlar ile bu konunun düzenlenmesinde ileride
görev alması muhtemel kurum ve kuruluşlara tanıtılması gerekmektedir.
Bu tarz girişimler olmaksızın, ileride uygulamakta oldukları yardımlarla
ilgili bir takım çalışmalar ve bu çalışmalar sonucunda değişiklikler
yapması gerekecek kurumlar hazırlıksız yakalanmış olacaklardır.
Bu tür bir eğitim ve bilinçlendirme sürecinde yöntem olarak bu çalışma
benzeri kaynaklardan yararlanılabileceği gibi, AB-Mali İşbirliği imkânları
kullanılarak davet edilebilecek uzmanlar ile yapılabilecek seminer ve
konferans benzeri organizasyonlardan da yararlanılabilecektir. Daha
sonraki dönemler için (özellikle sorumlu birim veya kurumun
belirlenmesi sonrasında) yine mali işbirliği kapsamında bir eşleştirme
projesi etkili bir kapasite oluşturma aracı olabilecektir.
Bu bilinçlendirme ve tanıtma faaliyetlerinde birincil olarak kamu
kuruluşlarının hedeflenmesi gerekmesine rağmen, yardımların
faydalanıcısı olan sektör temsilcileri ve sektörde faaliyet gösteren tüm
aktörlerin de bu konudaki gelişmeler ile bu gelişmelerin muhtemel
etkilerinden haberdar edilmesi önemlidir.
Sonraki çalışmalar için de kapasite oluşturulması anlamına gelen bu
faaliyetlerin zamanlaması açısından vakit kaybetmeden harekete
geçilmesinin, tarımsal devlet yardımları alanında AB’ye uyumun daha
kolay ve sıkıntısız geçmesi açısından önemli olduğunun altı çizilmelidir.
2) Orta vadede ise; Türkiye’de tarım sektörüne sağlanmakta olan her
türlü devlet yardımının tedbir bazında kapsamlı olarak incelenerek,
bu yardım türlerinin AB müktesebatındaki kurallara uyumu için
104
yapılması gerekenlerin belirleneceği çalışma/çalışmaların yapılması
gerekmektedir. Ayrıca bu çalışmalarla birlikte yardım uygulamaları
bazında sürdürülecek bu uyum sürecinin etki analizi de yapılmalıdır.
Tarım ve Kırsal Kalkınma Faslı tarama sürecinde yapılmış ve Ekte
verilmekte olan stok tespit çalışmasının bahsedilen çalışma için bir ön
değerlendirme niteliği taşıdığı söylenebilir. Ancak ekteki çalışmanın
gerekli uyum adımlarının tespiti için yeterli olduğunu söylemek mümkün
değildir.
İhtiyaç duyulacak böyle bir kapsamlı çalışma için de AB-Türkiye mali
işbirliği teknik destek imkânları önemli bir açılım sunabilecektir.
Hazırlanacak bir proje kapsamında alınacak teknik destekle, Topluluğun
ilgili mevzuatına hâkim uzmanlar her tedbiri uygulayan veya paydaş olan
diğer kurumlarla görüşmek suretiyle amaçlanan nitelikte bir yol
haritasının çıktısını ortaya koyabileceklerdir. Böyle bir proje dâhilinde,
uzun dönemde sonuçlandırılması beklenen “idari anlamda sorumlu
birimin belirlenmesine” ilişkin öneri ve değerlendirmeler de beklenebilir.
Bu çalışmanın zamanlaması açısından 2. bölümde de ele alınmakta olan
AB müktesebatının değişim süreci ve o günkü şartlarının dikkate alınması
uygun olacaktır. Zira hareketli bir hedef niteliğinde olan bu mevzuatın
çalışma sonrasında yaşayabileceği değişiklikler neticesinde çalışma
sonuçları da etkilenebilecektir. Dolayısıyla bu aşama için önerilen orta
vade ile amaçlanması gereken süreç başlangıcının 2010 yılından sonra
olması gerekmektedir. Hatta müzakereler döneminin uzaması ihtimalinde
bu aşama için daha ileri bir tarihin başlangıç olarak alınması daha faydalı
olabilecektir. Bu noktada 2013 yılı kritik bir tarihtir. Zira başta Tarım
Kılavuzu olmak üzere konuya ilişkin önemli mevzuatın bitiş/değişim
tarihi, AB mali takviminin de bitiş tarihi olan 2013 yılı ile örtüşmektedir.
Tedbirlerin, uyum sağlanması gerekecek müktesebat kapsamındaki
yerinin belirlenmesi çalışmasına paralel bir şekilde; tarım sektörüne
yönelik bu yardımlarda sağlanacak uyuma ilişkin bir düzenleyici etki
105
analizi yapılması uygun olacaktır. Çalışmanın; bu uyumun sektörü ne
şekilde etkileyeceğinin belirlendiği, kamuya/özel sektöre/faydalanıcılara
maliyeti ile getirileri arasında karşılaştırmaların yapıldığı ve bu çerçeve
dâhilinde sürecin nasıl daha etkin bir hale getirilebileceği sorusunun
cevaplandığı bir nitelikte olması gerekmektedir.
3) Uzun vadede; yapılmış olan çalışmalar ve değişen AB müktesebatı da
göz önüne alınarak tedbir bazında gerekli değişikliklerin yapılması,
idari yapılanmanın netleştirilmesi ve bu yapılanmanın işlemesi için
gerekli altyapıların oluşturulması gerekmektedir.
Uzun vade ile kastedilen dönem, üyeliğe yakın yıllar ile üyelikle birlikte
başlayan yeni üye ülkeler için tanınması muhtemel olan 3 yıllık “mevcut
yardım dönemidir”.
Tedbir bazında yapılabilecek değişikliklerin uygulanması üyelik
sonrasına dahi bırakılabilecek hususlardır. Üyelikle başlayacak mevcut
yardım döneminde Komisyonla etkileşim içerisinde, uygulanmakta olan
yardımların durumları, varsa sorunları tespit edilebilir ve gerekli
düzenlemelere gidilebilir.
Ancak kurumsal yapılanmaya ilişkin çalışmaların üyelik gerçekleşmeden
önce yapılması ve gerekli bilgi, teknoloji ve insan kaynakları altyapısı ile
işler hale getirilmesi, tedbirler üzerinde yapılması gerekebilecek
değişiklikler gibi hususların sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi
açısından gerekli görülmektedir.
İdari yapılanmaya ilişkin tercihler açısından; kısa dönemde özellikle Gümrük
Birliğinden doğan yükümlülüklerimizin yerine getirilmesini teminen, Devlet
Yardımları Otoritesi, mevcut yasa taslağında olduğu gibi tarımsal devlet yardımlarını
kapsam dışında bırakır bir şekilde kurulsa dahi, ileride yasada yapılacak bir
değişiklikle tarımsal devlet yardımlarının da bu çatı altına dâhil edilmesi tercih
edilebilecek bir yol olarak değerlendirilmektedir.
Tarımsal devlet yardımları konusunda AB’ye uyum yolunda, tüm bu
adımlarla beraber halledilmesi gereken en önemli eksikliklerden biri de, işlevsel bir
106
tarım - tarımsal faaliyet tanımlamasının yapılmasıdır. Zira tedbirler bazında AB
müktesebatına uyum çalışmalarının yapılabilmesi söz konusu tanımlamalara bağlıdır.
Sonuç olarak, Topluluğun genel ve tarımsal devlet yardımları müktesebatına
yönelik yapılacak uyum çalışmaları, Türkiye’nin bu alandaki dağınık yapısını bir
düzen altına sokabilmesi açısından önemli bir fırsat olarak görülmelidir. Böylelikle
yardımlar daha bütüncül bir perspektifle, maliyetleri ve etkileri ile birlikte daha açık
bir şekilde takip edilebilecek, daha rasyonel kaynak tahsisi kararlarına ulaşılabilecek,
faydalanıcılar için ise daha öngörülebilir ve şeffaf bir sistem sunulmuş olacaktır.
107
TERİMLER SÖZLÜĞÜ
ayrıntılı tarama toplantısı (bilateral screening meeting): Müzakerelerin ilk
aşaması olan tarama toplantılarından ikincisidir. Bu toplantıda aday ülke
konumundaki ülkemiz yetkililerince, ilgili başlıktaki mevzuat, uygulama usul ve
esasları Avrupa Komisyonuna aktarılmıştır.
bildirim (notification): Üye ülkelerin uyguladıkları devlet yardımları programları
hakkında, Avrupa Komisyonunu mevzuattaki usüllere uygun bir şekilde
bilgilendirmesi işlemidir.
birincil üreticiler (primary producers): Doğal kaynakların kullanılması yoluyla
işlenmemiş tarımsal ürünler elde eden üreticilerdir.
bir kez, son kez prensibi (one time, last time principle): AB’de Kurtarma ve
Yeniden Yapılandırma Yardımları başlığında yer alan bu prensibe göre; bu tür
yardımdan bir kere faydalanmış olan bir işletmenin ileride tekrar acziyete düşmesi
halinde, bu işletmeye benzer bir yardımın sağlanmaması gerekmektedir.
blok muafiyetler (block exemptions): AT Antlaşması’nın 87 ve 88. maddelerinin
bazı yatay devlet yardımlarına uygulanmasına yönelik Konseyin 994/98 sayılı
Tüzüğü, etkin kontrol yapısını bozmadan, sistemi daha kolaylaştırıcı hale getirerek
AT Antlaşması’nın 88–3. maddesinde belirtilmekte olan yeni bir yardım planında
veya değişikliğinde Komisyona bildirimde bulunulması yükümlülüğünün
istisnalarını belirlemektir. KOBİ’lere yönelik yardımlar, AR-GE yardımları, çevre
korumaya yönelik yardımlar, istihdam ve eğitim yardımları şeklinde sıralanabilecek
bu yardım türleri grubu blok muafiyetler şeklinde isimlendirilmektedir.
çapraz uygunluk (cross compliance): OTP kapsamında sağlanmakta olan doğrudan
yardımları düzenleyen 1782/2003 sayılı Konsey Tüzüğü’nde, bir işletmenin bu
ödemelerden faydalanabilmesi için; insan, bitki ve hayvan sağlığı, çevre, hayvan
refahı, tarımsal arazilerin iyi tarımsal ve çevresel koşullarda tutulması gibi konularda
yerine getirmesi gereken yükümlülükler ve sağlaması gereken standartlar
sunulmaktadır. Bu uygulamaya çapraz uygunluk adı verilmektedir.
gıda güvencesi (food security): İnsanların yeterli düzeyde gıdaya, düzenli bir
şekilde erişebilmesini ifade eder.
108
işletme dönemi yardımları (operating aids): AB devlet yardımları
düzenlemelerinde, işletmelerin kendi finansman olanakları ile karşılaması gereken
maliyetlere yönelik yardımları ifade eder. Bu bağlamda, Toplulukta münferit işletme
dönemi yardımlarının uygulanması tamamen yasaklanmaktadır. Tarım özelinde, bir
tarımsal ürünün veya girdisinin miktarına veya fiyatına bağlı olarak sağlanabilecek
yardımlar şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanımdan hareketle, AB’de özellikle Ortak
Tarım Politikası kapsamında Birlik seviyesinde sağlanan destekleri, ülkemizde ise
DGD ve prim ödemeleri gibi örneklendirilebilecek tarımsal transfer ödemelerini
kapsamaktadır.
kanuna aykırı yardım (unlawful aid): AT Antlaşması’nın 87. maddesi kapsamında
devlet yardımı niteliği bulunan, ancak üye ülkece Komisyona bildirimi yapılarak
onay alınmadığı halde uygulamasına başlanılmış yardımlar kanuna aykırı yardım
olarak isimlendirilmektedir.
karşı tedbir vergisi (countervailing duty): DTÖ nezdindeki anlaşmalardan
Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması kapsamında, bir üye ülkenin
uygulamış olduğu (ve anlaşma hükümlerince karşı tedbir alınabilir yardımlar
kategorisinde bulunan) sübvansiyonlar nedeniyle, başka bir üye ülkedeki iç piyasa
aktörleri ithal edilen sübvansiyonlu üründen zarar görmekte ise zarar görmekte olan
bu ülke söz konusu ürün ithalatına “karşı tedbir vergisi” adı altında ekstra gümrük
vergisi uygulayabilmektedir.
koşullu karar (conditional decision): Komisyonun, AT Antlaşması’nın 87. maddesi
kapsamındaki bir devlet yardımına ilişkin bildirimi inceleyerek, yardımın belirli
şartları sağlaması durumunda uygulanabilir olacağına dair karar alması “koşullu
karar” olarak adlandırılmaktadır.
mevcut yardım (existing aid): Genel itibarıyla Avrupa Komisyonu tarafından
onaylanarak uygulanmasına başlanılmış yardımlar mevcut yardım olarak kabul
edilmektedir. Ancak yeni üye ülkeler için Katılım Anlaşmaları dâhilinde tanınan
ayrıcalıkla, yeni üye ülkelerin katılım öncesinde uygulamakta oldukları devlet
yardımları da mevcut yardım olarak kabul edilmektedir. Ancak katılım sonrası 3
109
yıllık bir süreç içerisinde bu yardımların AB müktesebatı ile tam uyumlu hale
getirilmiş olması gerekmektedir.
olumlu karar (positive decision): Komisyonun, AT Antlaşması’nın 87. maddesi
kapsamındaki bir devlet yardımına ilişkin bildirimi inceleyerek, yardımın
uygulanabilir ve ortak pazarla uyumlu bir yardım olduğuna dair karar alması “olumlu
karar” olarak adlandırılmaktadır.
olumsuz karar (negative decision): Komisyonun, AT Antlaşması’nın 87. maddesi
kapsamındaki bir devlet yardımına ilişkin bildirimi inceleyerek, yardımın
uygulanmaması gereken ve ortak pazarla uyumlu olmayan bir yardım şekli olduğuna
dair karar alması “olumsuz karar” olarak adlandırılmaktadır.
Ortak Tarım Politikası (Common Agricultural Policy): AB’de, tarım için
birleştirilmiş ortak bir politika çerçevesi kurulmasına yönelik olarak oluşturulmuş
mevzuat ve uygulamaların tamamına verilen addır. AT Antlaşması’nda bu politika
çerçevesinin amaçları; tarımsal üretimin geliştirilmesi ve verimliliğin artırılması,
tarımsal nüfusa adil bir yaşam standardının sağlanması, tarımsal piyasalarda
istikrarını sağlanması ve tüketicinin tarımsal ürünlere makul fiyatlardan ulaşabilmesi
şeklinde sıralanmaktadır.
özgüllük ilkesi (specificity principle): DTÖ Sübvansiyonlar ve Telafi Edici
Tedbirler Anlaşması kapsamında, bir uygulamanın sübvansiyon sıfatını
kazanabilmesi için gerekli şartlardan biri, bu sübvansiyonla sağlanmakta olan
faydanın ekonominin geneline değil, bir işletme veya bir sanayiye özgü olması
gerekmektedir. Bu kritere özgüllük ilkesi adı verilmektedir.
tanıtıcı tarama toplantısı (explanatory screening meeting): Müzakerelerin ilk
aşaması olan tarama toplantılarından birincisidir. Toplantıda, Avrupa Komisyonu
yetkilileri AB’nin ilgili konudaki mevzuat, uygulama usul ve esaslarını, aday ülke
konumundaki ülkemize (ve beraberinde Hırvatistan heyetine) aktarmıştır.
uygun koşullu kredi (soft loan): Devletin piyasa oranlarının altında bir oranla kredi
olanağı sağlaması uygun koşullu kredi olarak adlandırılmaktadır.
yardımda aşırı tazmin (overcompensation): Yardımların türlerine göre kamu
yardım limitleri belirlenmiş iken, bu limitlerin aşılması durumunu ifade eder.
110
yardım yoğunluğu (aid intensity): AB mevzuatında, yardıma esas maliyetler
toplamı içerisinde kamu yardımı payını ifade eder.
yardımda seçicilik (selectivity) : Bir uygulamanın devlet yardımı niteliğini
kazanması için gerekli olan; ekonominin geneline değil, bir sektöre, işletmeye veya
sanayiye özgü olması şartının AB müktesebatındaki ismi “yardımda seçicilik”
kriteridir.
yardımın geri alınması (recovery of aid): Kanuna aykırı yardım hakkında
yürütülen bilgi toplama ve değerlendirme çalışmaları sonucunda olumsuz karar
alınması durumunda, daha önceden sağlanmış olan yardımların faydalanıcılardan
geri alınması durumudur.
zorunlu muafiyetler (mandatory exemptions): Bireysel tüketicilere sağlanan
sosyal nitelikli yardımlar ile doğal afet ve olağanüstü durumlarda iyileştirmeye
yönelik yardımlar gibi AT Antlaşması’nın 87–2. maddesi kapsamında, doğrudan
ortak pazarla uyumlu olarak kabul edilen ve Komisyonun takdirine de bırakılmayan
yardımları ifade etmektedir.
111
EKLER
EK I : AT Antlaşması Ek-I Ürünleri Brüksel sınıflandırmasına göre
Ürün açıklaması
1. fasıl Canlı hayvanlar 2. fasıl Etler ve yenilebilir sakatat 3. fasıl Balıklar, kabuklu hayvanlar ve naimler 4. fasıl Süt ürünleri, kuş yumurtaları ve doğal bal 5. fasıl 05.04 05.15
Bağırsak, mesane ve mideler (balık dışında), tüm ve parça olarak İnsan tüketimine uygun olmayan, diğer bölümlerde içerilmemiş hayvan ürünleri, 1. ve 3. faslın ölü hayvanları
6. fasıl Canlı ağaçlar ve diğer bitkiler, çiçek soğanı, kökleri ve benzeri; kesme çiçek ve çiçekçilik ürünleri
7. fasıl Yenilen sebzeler ve belirli kökler ve yumrular 8. fasıl Yenilen meyveler ve kabuklu yemişler; kavun veya turunçgiller
kabuğu 9. fasıl Kahve, çay ve baharatlar; 09.03 hariç 10. fasıl Hububat 11. fasıl Değirmencilik ürünleri, malt, nişasta, inülin, buğday glüteni; 12. fasıl Yağlı tohum ve meyveler, sanayide ve tıpta kullanılan bitkiler,
saman ve hayvan yemleri 13. fasıl 13.03 pektin hariç 15. fasıl 15.01 15.02 15.03 15.04 15.07 15.12 15.13 15.17
Domuz yağı ve tavuk yağı Büyük baş hayvanlardan, koyun ve keçilerden elde edilen yağ Domuz yağı stearini, sıvı domuz yağı, oleostearin, oleo-yağı ve donyağ, emulsiyon haline getirilmemiş, karıştırılmamış ya da herhangi bir şekilde işlem görmemiş Balık ya da deniz memelilerinden elde edilen rafine edilmiş ya da edilmemiş katı ve sıvı yağlar Bitkisel yağlar ve fraksiyonları Hayvansal veya bitkisel katı ve sıvı yağlar, hidrojene, rafine edilmiş veya edilmemiş Margarin, imitasyon domuz yağı ve diğer hazırlanmış yenilen katı yağlar Yağ maddelerinin muamelesinden çıkan kalıntılar
16. fasıl Et, balık, kabuklu hayvanlar, yumuşakçalar ya da diğer su omurgasızlarının müstahzarları
17. fasıl 17.01 17.02 17.03
Kamış ya da pancar şekeri ve kimyaca saf sakkaroz (katı halde) Diğer şekerler, şeker şurupları; suni bal (tabii bal ile karıştırılmış olsun ya da olmasın); karamel Şeker ekstraksiyonundan ya da rafinajından elde edilen
112
17.05
melaslar Aromalandırılmış veya renklendirilmiş şekerler, şuruplar ve melaslar, ekli şeker içeren meyve suları hariç
18. fasıl 18.01 18.02
Kakao taneleri (ham ya da kavrulmuş, bütün ya da kırık) Kakao kabukları, iç kabukları, zarları ve diğer kakao döküntüleri
20. fasıl Sebzeler, meyveler, sert kabuklu meyveler ve yenilen diğer bitki parçaları
22. fasıl 22.04 22.05 22.07 22.08 hariç 22.09 hariç 22.10 hariç
Üzüm şırası, Taze üzüm şarabı Diğer fermante içecekler Antlaşma’nın I. Ekinde yer alan tarım ürünlerinden elde edilen denatüre edilmiş veya edilmemiş etil alkol veya alkollü içkiler; likörler ve diğer alkollü içkiler; içki imalatında kullanılan alkollü bileşik müstahzarları hariç Sirke ve sirke yerine geçen maddeler
23. fasıl Gıda sanayinin kalıntı ve döküntüleri, hayvanlar için hazırlanmış kaba yemler
24. fasıl 24.01
Yaprak tütün; tütün döküntüleri
45. fasıl 45.01
Doğal mantar, işlenmemiş ya da basit bir şekilde hazırlanmış, döküntü mantar; kırılmış, granül ya da toz haline getirilmiş mantar
54. fasıl 54.01
Keten, ham veya işlenmiş fakat iplik haline getirilmemiş; kıtık ve döküntüleri
57. fasıl 57.01
Kendir, ham veya işlenmiş fakat iplik haline getirilmemiş; kıtık ve döküntüleri
113
EK II : Tarama Sürecinde AB Komisyonuna İletilen Sualname Cevapları Tarımda Devlet Yardımları Bölümü
Tarımda Devlet Yardımları
Tam kapsayıcı olmayan konular listesi, ayrıntılı tarama toplantılarına destek amacıyla sualname cevapları
TÜRKİYE Tarımda Devlet Yardımları sualname cevapları, sadece sektöre özgü hükümleri içermiş olup, Rekabet Politikası Faslında anlatılmış olan genel devlet yardımları hükümlerini içermemektedir. Rekabet Politikası tarama faslına ilişkin sunumlara şu web sitesinden ulaşılabilir: http://www.abgs.gov.tr/tarama/tarama_files/08/08AT_Annotated.htm. Ancak rekabet politikası faslına ilişkin bir kısım programların tarımsal işletmeleri de kesmesi münasabetiyle, aşağıda bu tür programların bir özetinin yapılması tercih edilmiştir. Rekabet politikasındaki sunuda, yatay amaçlı devlet yardımlarının değerlendirilmesindeki kurallar: de minimis yardımı, eğitim yardımı, KOBİ yardımları, istihdam yardımı, AR-GE yardımı, çevre koruma için devlet yardımı ve risk sermayesi için devlet yardımı başlıkları altında açıklanmıştır. Aşağıdaki bazı teşvik türleri ve uygunluk kriterleri örnek olarak verilmekte olup, bunlar; 2002/4367 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar, 2000/1822 sayılı KOBİ’lerin Yatırımlarında Devlet Yardımları Hakkında Karar, 2004/5084 sayılı Yatırımları ve İstihdam Teşviki Kanunu kapsamında yer almaktadırlar. Teşvik türleri:
- Gümrük vergisi muafiyeti, - İthal edilen veya içerden alınan makina ve ekipman için KDV muafiyeti, - Bütçeden kredi tahsisi, - Gelir vergisi yardımı, - Sosyal güvenliğe sağlanan işveren katkısının tazmini, - Bedelsiz arsa tahsisi, - Enerji desteği.
Uygunluk kriterleri: - Tesisin kurulacağı bölgenin kalkınmışlık seviyesi, - Yatırım ile yaratılan istihdam olanakları, - Yatırım miktarı için belirlenmiş limitler, - KOBİ’nin büyüklüğü (KOBİ desteği için).
Yukarıda bahsi geçen programların vergi muafiyeti, uygun koşullu kredi ve hibeler gibi bir kısım tedbirlerin kombinasyonlarından oluşmasından ötürü, sektöre veya kullanılan araca göre toplam destek meblağına ulaşmak zordur.
114
Tarıma sağlanan devlet yardımlarının büyük bir kısım işletme faaliyet yardımları başlığına girmektedir. Bu başlık altındaki tedbirler “Finansal destekleme: doğrudan ödemeler ve diğer yardım düzenleri” bölümünde detaylıca ele alındığı için, bu doküman işletme faaliyet yardımlarına ilişkin bir brifing sunmakla yetinecek, ayrıca fişler olmayacaktır. Aşağıda listelenen devlet yardımları türleri sadece Türkiye’deki mevcut durumu yansıtmaya yönelik olup, bunların üyelik sonrasında korunup korunmayacağına dair bir değerlendirme bulunmamaktadır. Tarımda devlet yardımlarına ilişkin tam kapsayıcı olmayan bir liste aşağıda verilmektedir: (1) İşletme yardımları
Doğrudan Gelir Desteği + Mazot ve Gübre Desteği (alan bazlı) Prim Ödemeleri (Ayçiçeği, Pamuk, Kanola, Soya, Zeytinyağı ve Mısır için) Süt Primi Çay Desteği Alternatif Ürün Ödemeleri (Fındık ve Tütün için) Hububat Primi Tiftik Desteği İpekböceği Desteği İhracat İadesi
(2) Birincil üretici için yardımlar a. Yatırım yardımları
Çiftçiler İçin Sübvansiyonlu Kredi (Ziraat Bankası ve TKKB aracılığı ile) b. Ormancılık destekleri
Orman Köylüleri İçin Kişi ve Kooperatif Bazlı Krediler c. Tarım-çevre yardımları
Çevre Amaçlı Tarımsal Arazilerin Korunması Programı (ÇATAK) (3) Tarımsal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik yardımlar
Hayvancılık Destekleri Köy Bazlı Katılımcı Yatırım Programı Tarımsal KİT’ler İçin Görev Zararı Ödemeleri (bu araç, rekabet politikasındaki
sunuda, “Genel Ekonomik Yarara Yönelik Hizmetlerin Değerlendirilmesindeki Kurallar” başlığında açıklanmıştır. Ancak konuya olan ilgisi nedeniyle bu başlık altında da ele alınması düşünülmüştür)
Tarımsal KİT’ler İçin Sermaye Transferi (bu araç, rekabet politikasındaki sunuda, “Kamu İşletmelerine Finansal Transferler” başlığında açıklanmıştır. Ancak konuya olan ilgisi nedeniyle bu başlık altında da ele alınması düşünülmüştür)
TSKB’leri İçin Sübvansiyonlu Kredi Uygulaması
115
(4) Kırsal kalkınma ve tarım için diğer yardımlar a. Doğal afet ve olağanüstü durumlarda sağlanan yardımlar
Doğal Afetlerden Zarar Gören Çiftçiler İçin Yardım b. Hayvan ve bitki hastalıkları ile mücadele için yardımlar
Bitki ve Hayvan Sağlığının Desteklenmesi c. Doğal afet ve diğer durumlar için sigorta politikalarında yardımlar
Tarım Sigortalarında Prim Desteği d. Üretici örgütlenmesi başlangıç yardımları
Kırsal Alanda Sosyal Yardım Desteği Hayvancılık ve Seracılık Kooperatifleri İçin Destek
e. AR-GE yardımları AR-GE Projeleri İçin Destek
f. Diğer yardımlar Arazi Toplulaştırma Faaliyetleri
116
(1) İşletme dönemi yardımları Tablo: Türkiye’de işletme dönemi yardımları, yaklaşık değerler milyon Euro
Yardımın Adı Yardımda Baz Alınan Gösterge
Yasal Dayanak 2005 Harcaması
2006 Tahmini Harcama
DGD Alan (ürün tip veya miktarından bağımsız) Yıllık Yayımlanan Tebliğler 999,7 1.077,8
Mazot Desteği Alan 2005/38 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 243,2 -
Gübre Desteği Alan 2005/42 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 162,3 -
Prim Ödemeleri (Ayçiçeği, Pamuk, Kanola, Soya, Zeytinyağı ve Mısır için)
Miktar Yıllık Yayımlanan Tebliğler 376,2 439,5
Hububat Primi Miktar 2005/8872 Sayılı Hububat Üreticilerini Destekleme Kararı 125,0 -
Süt Primi Miktar 2005/8503 Sayılı Hayvancılığı Destekleme Kararı 50,9 53,2
Çay Desteği Gelir Desteği: Miktar
Yapısal Destek: Verim
2004/8302 Sayılı Çay Üreticilerini Destekleme Kararı 2004/7758 Sayılı Çay Budama Hakkında Karar
67,7 83,9
Alternatif Ürün Ödemeleri (Fındık ve Tütün için)
Alan Fındık: 2003/5495 sayılı Karar Tütün: 2001/2705 sayılı Karar 0,36 0,36
İhracat İadesi(*) Miktar İlgili P-KKK Kararları 24,8 25,0 Tiftik Desteği
Miktar 2005/8534 sayılı Karar 0,76 1,06
İpekböceği Desteği
Miktar 2005/8534 sayılı Karar 0,86 0,84
Toplam 2.051,78 1.681,66 (*) Kullanılan Euro/USD kuru; 2005: Euro=1,25 USD, 2006: Euro=1,26 USD
Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Sanayi Bakanlığı verileri kullanılarak kendi
hesaplamalarımız yapılmıştır.
117
(2) Birincil üretici için yardımlar a. Yatırım Yardımları Çiftçiler İçin Sübvansiyonlu Kredi (Ziraat Bankası ve TKKB aracılığı ile)
(1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim: Hazine Müsteşarlığı (Ziraat Bankasının normal ve sübvansiyonlu faiz oranları arasındaki farkı karşılamak) Ziraat Bankası ve TKKB (uygulama)
(2) Yasal dayanak: 2005/8378 sayılı Karar (sonuncusu) 2004/6840 sayılı Karar
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare
(4) Yardımın amacı: Tarımsal ürünlerin verimliliğini ve kalitesini artırmak
(5) Faydalanıcılar: Çiftçiler
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri: Her çiftçi hayvancılık için maksimum 500.000 YTL (299.490 Euro), diğer konular için ise 250.000 YTL (149.745 Euro) kredi kullanabilmektedir. Kredilerin vade süresi yatırım kredilerinde 5 yılı, işletme kredilerinde 18 ayı geçemez.
(7) Yardımın şekli veya enstrümanı: Sübvansiyonlu Kredi
(8) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: Kredi almaya uygun çiftçilere, Ziraat Bankası’nın güncel faiz oranlarından yüzde 25 ile 60 arasında değişen oranlarda indirimli kredi kullandırılır. Hazine Müsteşarlığı Bankanın arada kalan gelir kaybını telafi eder. Banka bütçesel tavanlar içinde kalmak şartıyla, gerekli dokümanlarla başvuran çiftçilerin iyi bir kredi geçmişi olduğunu tespit etmesiyle otomatik olarak yardımı sağlar.
(10) Bir faydalanıcı, birden fazla yardım enstrümanı olması halinde, konu olan yardımla diğer yardımları ne dereceye kadar kümülatif olarak alabilir? Bazı yardımlardaki spesifik durumlar hariç (ki bu ilgili fişlerde açıklanmıştır), Türkiye’de uygulanmakta olan yardımlar için belirlenmiş bir üst sınır yoktur.
(11) Yardımın devam süresi: Yardımın kapsamı senelik olarak revize edilmektedir.
(12) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması: 2005 yılı harcaması: 40 Milyon Euro 2006 yılı tahmini harcaması: 67,2 Milyon Euro
118
b. Ormancılık Yardımları Orman Köylüleri İçin Kişi ve Kooperatif Bazlı Krediler
(1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim: Çevre ve Orman Bakanlığı
(2) Yasal dayanak: Orman Köylüleri Kalkınma Hizmetlerine İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Tebliğ (Resmi Gazete no: 25454 tarih 6.5.2004)
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare
(4) Yardımın amacı: Orman köylülerinin refahını artırmak, ormanları korumak ve geliştirmek.
(5) Faydalanıcılar: - Orman köylerinde yaşayan fakir ve ihtiyaçlı aileler - Orman köylülerince kurulmuş kooperatifler
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri: Kişiler için kredi şartları: - Köy ilgili yıl çalışma programında yer almalı, - TC vatandaşı olunmalı, - Kişi söz konusu orman köyünün sürekli sakini olmalı, - Kişi düşük gelirli olmalı, Kooperatifler için kredi şartları: - Kooperatif bir orman köyünde kurulmuş olmalı, - Köyün nüfusu 2000’den az olmalı, - Yerleşke belediye idaresine sahip bir yer olmamalı, - Kooperatifin belli miktar özkaynağı olmalı (proje türüne göre yüzde 10-30 veya
50) (7) Yardımın şekli veya enstrümanı:
Hibe (eğitim, yayım ve demonstarasyon faaliyetleri için hibe verilebilmektedir) Uygun koşullu kredi
Kredi Türü Geri Ödeme Süresi
Geri Ödemesiz Süre Faiz Oranı
Sosyal * Kredi konusuna bağlıdır - 0
KİŞİ BAZLI
Ekonomik * 3-9 Yıl 1 Yıl
KOOPERATİF 3-10 Yıl
Geri ödeme tesisin
işletmeye alınmasıyla
başlar
Ziraat Bankasınca tarımsal kredilere uygulanan oranın
1/7’si
* Kişisel Sosyal Krediler çiftçilerin aşırı odun kullanımının engellenmesiyle ormanların korunmasına yöneliktir. Kişisel Ekonomik Krediler ise aile işletmelerinin ölçeklerinin karlı seviyelere ulaşabilmesi amacıyla sağlanan kredilerdir.
119
(8) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: Kredilerin karar alma süreci, orman mühendisleri, ziraat mühendisleri, ekonomistler ve sosyologlardan müteşekkil profesyonel bir komite tarafından hazırlanan Bölge Kalkınma Planlarına bağlıdır. Planlar, söz konusu köylerin gelirlerine, refahlarını artırma yönündeki istek ve eğilimlerine ilişkin çalışmaları içermektedir. İlgili idare, bu plan ve bütçe kısıtlarını göz önünde tutarak, faydalanıcıları çalışma programına alarak süreci başlatır.
(9) Bir faydalanıcı, birden fazla yardım enstrümanı olması halinde, konu olan yardımla diğer yardımları ne dereceye kadar kümülatif olarak alabilir? Bazı yardımlardaki spesifik durumlar hariç (ki bu ilgili fişlerde açıklanmıştır), Türkiye’de uygulanmakta olan yardımlar için belirlenmiş bir üst sınır yoktur.
(10) Yardımın devam süresi: (mevzuatında) Açıkça belirtilmiş değildir.
(11) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması:
2005 2006
Kredi Türü Faydalanıcı
Sayısı
Bütçe
(000 Euro)
Tahmini Bütçe
(000 Euro)
Sosyal 725 KİŞİ BAZLI
Ekonomik 4.613 24.584
KOOPERATİF 14 910
25.604
Kaynak: Çevre ve Orman Bakanlığı
120
c. Tarım – Çevre Yardımları Çevre Amaçlı Tarımsal Arazilerin Korunması Programı (ÇATAK)
(1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim: TKB (TÜGEM)
(2) Yasal dayanak: 2005/9230 sayılı ÇATAK Programını Tercih Eden Üreticilerin Desteklenmesine Dair Karar ÇATAK Programını Tercih Eden Üreticilerin Desteklenmesi ve Teknik Destek Sağlanmasına Dair Yönetmelik (Resmi Gazete no: 25994 tarih 15.11.2005)
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi ve Yerel İdare
(4) Yardımın amacı:: Tarımsal faaliyetlerin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması, erozyonun önlenmesi, yenilenebilir doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı, hassas alanlarda doğal örtü ile toprak ve su kalitesinin korunması
(5) Faydalanıcılar: Hassas alanlardaki üreticiler
(6) Yardımın şekli veya enstrümanı: Hibe
(7) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: Ödemeler 3 kategoride yapılacaktır; Kategori 1)
a) Erozyonla mücadele (setleme, canlı veya cansız perdeleme, ideal sürüm tekniğinin uygulanması ve/veya koruma amaçlı boş bırakma).
b) Arazinin ıslah edilmesi. c) Drenaj. d) Taş toplama.
Mevcut üretimden vazgeçerek yukarıda belirtilen uygulamalardan iki veya daha fazlasını tekniğine uygun bir şekilde tatbik eden üreticilere, dekar başına yılda bir defa olmak üzere üç yıl süre ile ödeme yapılır. Kategori 2)
a) Uygun sulama tekniklerinin kullanımı. b) Kontrollü ilaç ve gübre kullanımı. c) Hayvan gübresi gibi organik kökenli gübre kullanımı. d) Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları.
Mevcut üretime devam eden veya değiştiren ve aynı zamanda yukarıda belirtilen uygulamalardan iki veya daha fazlasını tekniğine uygun bir şekilde tatbik eden üreticilere, dekar başına yılda bir defa olmak üzere üç yıl süre ile ödeme yapılır. Kategori 3)
a) Daimi bitki örtüsü oluşturulması. b) Yeni çayır-mera tesisi ve/veya iyileştirilmesi. c) Aşırı otlatmanın engellenmesi. d) Yem bitkileri yetiştirilmesi.
Mevcut üretime devam eden veya değiştiren ve aynı zamanda yukarıda belirtilen uygulamalardan iki veya daha fazlasını tekniğine uygun bir şekilde tatbik eden üreticilere, dekar başına yılda bir defa olmak üzere üç yıl süre ile ödeme yapılır.
(8) Bir faydalanıcı, birden fazla yardım enstrümanı olması halinde, konu olan yardımla diğer yardımları ne dereceye kadar kümülatif olarak alabilir?
Bazı yardımlardaki spesifik durumlar hariç, Türkiye’de uygulanmakta olan yardımlar için belirlenmiş bir üst sınır yoktur. ÇATAK programı için tek kısıtlama
121
DGD ödemeleridir. ÇATAK’tan yararlanan bir kişi ayrıca DGD ödemesinden faydalanamaz.
(9) Yardımın devam süresi: 2006 – 2007
(10) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması: 2005 yılı harcaması: olmamıştır 2006 yılı için tahmini harcama: Her ne kadar harcaması başvuruların yoğunluğuna bağlı olacak olsa da, bu yıl için programa ayrılan kaynak 7,14 milyon Euro’dur.
122
(3) Tarımsal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik yardımlar Hayvancılık Destekleri
(1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
(2) Yasal dayanak: 2005/8503 sayılı Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Karar
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare
(4) Yardımın amacı: − Hayvancılığın gelişiminin desteklenmesi − Hayvancılık üretiminde kalite ve miktarın artırılması − Genetik varlığın geliştirilmesi − Yem üretiminin artırılması − Süt üretiminde hijyenin sağlanması − Suni tohumlamanın artırılması
(5) Faydalanıcılar: Hayvan yetiştiricileri, hayvancılıkla uğraşan tarımsal işletmeler
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri: Süt primi (Genel Konular: Tek Ödeme Sistemi, Bağlı Yardım Türleri ve Entegre İdare ve Kontrol Sistemi (IACS) bölümünde açıklanmıştır). Sığır ve dana eti primi (Genel Konular: Tek Ödeme Sistemi, Bağlı Yardım Türleri ve Entegre İdare ve Kontrol Sistemi (IACS) bölümünde açıklanmıştır). Genetik varlığın geliştirilmesine yönelik destek; − Damızlık belgeli sığır desteği
− Soykütüğü sistemine kayıtlı sığır için: 500 YTL/baş (299 Euro/baş) − Ön-Soykütüğü sistemine kayıtlı sığır için (düve): 250 YTL/baş (149
Euro/baş) − Suni tohumlama sonucu doğan buzağıların desteklenmesi
− Soykütüğü sistemine kayıtlı sığır için: 80 YTL/baş (48 Euro/baş) − Ön-Soykütüğü sistemine kayıtlı sığır için (düve): 40 YTL/baş (24 Euro/baş)
Yem üretiminin artırılması için destek − Yonca gibi çok yıllık yem bitkileri için: yönetim ve yatırım giderlerinin
(tarımsal makina dahil, ulaşım ve ilaç masrafları hariç) yüzde 40’ı hibe olarak verilmektedir.
− Silaj gibi tek yıllık yemler için: yönetim ve yatırım giderlerinin (tarımsal makina dahil, ulaşım ve ilaç masrafları hariç) yüzde 30’u hibe olarak verilmektedir.
− Sertifikalı yem tohumu üretimine yönelik projelerin yüzde 25’i hibe olarak desteklenmektedir.
Arıcılığın Desteklenmesi − Arıcılık Birliğine üye, ana arı besleyen arıcılar için: 15 YTL/ana arı (9
Euro/ana arı) − Diğer, ana arı besleyen arıcılar için: 7,5 YTL/ana arı(4,5 Euro/ ana arı) − Süzme bal için: 40 YKr/kg (24 Eurocents/kg) (Arı Yetişricileri Birliği
üyeleri için) − Süzme bal için: 30 YKr/kg (18 Eurocents/kg) (diğer arı yetiştiricileri için)
Hayvan hastalıklarından ari işletmelerin desteklenmesi − Hayvan ve bitki sağlığı fişinde açıklanmıştır.
123
Hayvan Hastalıkları ile Mücadelenin Desteklenmesi − Hayvan ve bitki sağlığı fişinde açıklanmıştır.
Hayvan Kayıt Sistemi − Her kayıtlı hayvan için: 2 YTL/baş (1,2 Euro/baş).
Hayvan Gen Kaynağının Korunması − Sığır için (Yerli Kara vb): 250 YTL/baş (149 Euro/baş) − Koyun ve keçi için (Ankara keçisi vb): 30 YTL/baş (18 Euro/baş)
Süt üretim hijyeni − Süt sağım makinası ve soğutma tankı için yapılan yatırımın yüzde 40’ı
desteklenmektedir.(80.000 YTL- 48.000 Euro’ya kadar) (7) Yardımın şekli veya enstrümanı:
Hibe (8) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir
açıklaması: Üretici TKB’nin il müdürlüğüne gerekli belgelerle başvurur ve müdürlük bir hakediş belgesi düzenler. Bu belge en yakın Ziraat Bankası şubesine iletilir, daha sonra destekleme meblağı bilgisi Ziraat Bankasının Genel Müdürlüğüne bildirilir. Ardından ilgili meblağ üreticinin bankadaki hesabına aktarılır.
(9) Bir faydalanıcı, birden fazla yardım enstrümanı olması halinde, konu olan yardımla diğer yardımları ne dereceye kadar kümülatif olarak alabilir? Bazı yardımlardaki spesifik durumlar hariç (ki bu ilgili fişlerde açıklanmıştır), Türkiye’de uygulanmakta olan yardımlar için belirlenmiş bir üst sınır yoktur.
(10) Yardımın devam süresi: 2005-2010
(11) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması:
Kaynak: TKB
2005 2006
Harcamanın Türü Bütçe (Milyon Euro) Tahmini Bütçe (Milyon Euro)
Hayvancılık Destekleri 165 308
124
Köy Bazlı Katılımcı Yatırım Programı (1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim:
TKB (2) Yasal dayanak:
Köy Bazlı Katılımcı Yatırım Programlarının Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik (Resmi Gazete no:25915 tarih 23.8.2005)
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare
(4) Yardımın amacı:; Kırsal alanda gelirin artırılması ve doğal kaynakların korunması yoluyla sosyal standartların yükseltilmesi.
(5) Faydalanıcılar: Özel kesim ve kamu kesimi; Birinci grup faydalanıcılar Özel Sektör Yatırım Projeleridir; Fiilen tarımsal üretim kaynaklarını kullanmak suretiyle tarımsal üretimle iştigal eden veya küçük ölçekli kırsal iş alanlarında faaliyet gösteren kişiler, - Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu’nda tanımlanan âdi ortaklık, iş
ortaklığı, kolektif şirket, limited şirket ve anonim şirket şeklinde kurulmuş olan şirketler,
- Vakıflar Kanunu çerçevesinde kurmuş oldukları vakıflar - İlgili kanunlara göre kurmuş oldukları tarımsal amaçlı kooperatif ve birlikler ile
bunların üst örgütleridir. Faydalanıcılar ÇKS’ye ve/veya diğer TKB kayıt sistemlerine kayıtlı olmalıdırlar. Faydalanıcıların program kapsamındaki 16 ilden birinde ikamet ediyor olması veya firma yönetim merkezinin bu iller dahilinde olması gerekmektedir. İkinci grup faydalanıcılar Kamuya Ait Yatırım Projeleridir; - Kaymakamlıklar ve Köylere Hizmet Götürme Birlikleri
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri: Yardımlar proje önerileri il değerlendirme komitelerince değerlendirilip, TKB tarafından onaylandıktan sonra verilmektedir.
(7) Yardımın şekli veya enstrümanı: Hibe
(8) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: Program 16 ilde uygulanacaktır (Çanakkale, Denizli, Bolu, Konya, Karaman, Burdur, Hatay, Niğde, Tokat, Artvin, Gümüşhane, Rize, Ardahan, Malatya, Adıyaman, Batman). Kamu kesimi için proje konuları köy bazlı altyapı rehabilitasyon faaliyetleri ile sınırlandırılmıştır (kanalizasyon, içme suyu, yol ve sulama sistemleri). Özel sektör yatırım destek konuları şu başlıklarla sınırlandırılmıştır; • Mısır kurutma ve depolama, • Süt toplama, soğutma ve işleme, • Meyve sebze depolama, işleme ve paketleme, • Alternatif enerji kullanımı(jeotermal, güneş, rüzgar gibi) ile sera kurulması, • Hatay, Malatya, Bolu illerinde et işleme, Denizli ilinde bakliyat işleme
ve paketleme ve diğer proje illerinde ise arı ürünleri işleme ve ambalajlama. Kişisel projelerin yüzde 50’si, 17.500 USD’a kadar (14.000 Euro), Özel sektör projelerinin yüzde 50’si, 125.000 USD ‘a kadar (100.000 Euro) (KDV hariç) ve kamu projelerinin yüzde 75’i, 225.000 USD’a kadar (180.000 Euro) (KDV dahil).
125
(9) Her yardım enstrümanı için uygun giderler: Destekelenebilir giderlerin 15 ay içerisinde yapılmış olması gerekmektedir ve bu giderler şunlardır; • Yapı İşleri • Makina ve Ekipman Giderleri • Danışmanlık Hizmetleri • Proje Yürütme Giderleri
Proje sahiplerince, proje kapsamında satın alınacak mal, makine, ekipman ve inşaat işleri yüklenicilerle yapılacak sözleşmeler kapsamında sağlanır. Proje sahibi, projenin tamamını veya projeyi mal alımı, inşaat ve danışmanlık gibi bölümler halinde ayrı ayrı ihale edebilir. Proje sahipleri ve ortakları tarafından sürekli çalıştırılan veya düzenli ya da dönüşümlü olarak işe alınmış kişiler, kamu çalışanları, kamu kurumları ile kamu tüzel kişiliğine haiz kuruluşlar yüklenici olarak iş göremezler.
(10) Bir faydalanıcı, birden fazla yardım enstrümanı olması halinde, konu olan yardımla diğer yardımları ne dereceye kadar kümülatif olarak alabilir? Bazı yardımlardaki spesifik durumlar hariç (ki bu ilgili fişlerde açıklanmıştır), Türkiye’de uygulanmakta olan yardımlar için belirlenmiş bir üst sınır yoktur.
(11) Yardımın devam süresi: 2005-2007
(12) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması:
2005- 2007 2005 2006
Harcamanın Türü Toplam Bütçe
(Milyon Euro)
Euro Tahmini Bütçe
(Milyon Euro)
Faydalanıcılara Hibe 24 0 17 Kaynak: TKB
126
Tarımsal KİT’ler İçin Görev Zararı Ödemeleri (1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim:
Hazine Müsteşarlığı (2) Yasal dayanak:
1984/233 sayılı KHK (3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği:
Merkezi İdare (4) Yardımın amacı::
KİT’lerin, Bakanlar Kurulu Kararınca yerine getirdikleri görevlerinden ötürü doğan görev zararlarının karşılanması.
(5) Faydalanıcılar:: Tarımsal KİT’ler: Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. (TŞFAŞ), Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM), ÇAYKUR, Et ve Balık Kurumu A.Ş. (EBK)
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri: Ödemeler görev zararının resmi denetimler sonucu belirlenmesiyle yapılır. Tek kısıt yıllık bütçedir; dolayısı ile tahahkkuku yapılmış görev zararı bir sonraki yıl da ödenebilir.
(7) Yardımın şekli veya enstrümanı: Görev zararı ödemesi
(8) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: Ödemeler görev zararının resmi denetimler sonucu belirlenmesiyle yapılır. İşletme ile devlet arasında karşılıklı bir borç ilişkisi olduğunda mahsuplaştırmaya gidilebilir. (Mahsuplaşma KİT’in Hazineye borcu ile Hazine’den alacağı (görev zararı veya ödenmemiş sermaye) arasında yapılır, bunlar da aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.)
(9) Her yardım enstrümanı için uygun giderler: Görev zararı kaybedilen kara göre hesaplanır, mal ve hizmetin satış maliyeti üzerinden % 10 kar payı tahakkuk ettirilerek belirlenir.
(10) Yardımın devam süresi: Düzensizdir
(11) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması: Milyon EuroYardımın Adı 2005 2006 Görev Zararı 49.691 110.302 TMO 29.949 92.945 TŞFAŞ 0 11.198 ÇAYKUR 19.742 6.159 TEKEL 0 0 TİGEM 0 0 Mahsuplaşma 959.137 0 TMO 552.089 0 TŞFAŞ 407.048 0 ÇAYKUR 0 0 TEKEL 0 0 TİGEM 0 0 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı
127
Tarımsal KİT’ler İçin Sermaye Transferi (1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim:
Hazine Müsteşarlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB)
(2) Yasal dayanak:: 1984/233 sayılı KHK (Hazine portföyünde olan KİT’ler için) 1994/4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun (ÖİB portföyünde olan KİT’ler için )
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare
(4) Yardımın amacı:: KİT’lerin faaliyetlerini sürdürebilmesini teminen sermaye yapılarını desteklemek.
(5) Faydalanıcılar:: Hazine portföyünde olan Tarımsal KİT’ler: Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ (TŞFAŞ), Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM), ÇAYKUR, Et ve Balık Kurumu A.Ş. (EBK) ÖİB portföyünde olan Tarımsal KİT’ler: TEKEL, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin 3 Fabrikası (TŞFAŞ)
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri:: Sermaye transferi veya artırımı ödemelerinin ileriki yıllara kalmasına sebep olabilecek bütçe/özelleştirme fonundan kaynaklanabilecek kısıt dışında yoktur.
(7) Yardımın şekli veya enstrümanı: Sermaye transferi
(8) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: KİT’lerin faaliyetleri sonucunda sermaye artırımı gerekliliği doğarsa, Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile bu transfer sağlanır. Yukarıdaki Görev Zararı fişinde açıklandığı üzere, gerektiğinde mahsuplaşmada kullanılabilir.
(9) Yardımın devam süresi: Düzensizdir
(10) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması: Milyon EuroYardımın adı 2005 2006 Sermaye Transferi 26.857 42.966 TMO 0 0 TŞFAŞ 0 0 ÇAYKUR 0 0 TEKEL 0 0 TİGEM 26.857 25.609 EBUAS 0 17.357 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı
128
Tarım Satış Kooperatif Birllikleri (TSKB) İçin Sübvansiyonlu Kredi Uygulaması (1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim:
Hazine Müsteşarlığı (2) Yasal dayanak::
2005/8839 Sayılı Karar (3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare (4) Yardımın amacı::
4572 sayılı TSKB’lerin Yeniden Yapılandırılması Hakkındaki Kanun, TSKB’lere sağlanabilecek: borç tasfiyesi, kıdem tazminatı ödemeleri, denetim, danışmanlık ve diğer hizmetler ile kredi desteklemeleri gibi yardım unsurlarını içermektedir. 2005/8839 sayılı Karar, Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan (DFİF) TSKB’lere yeniden yapılanma süreçlerinde yapılabilecek sübvansiyonlu kredilerin kural ve koşullarını belirler. Yukarıda bahsedilen diğer destekler tamamen Tarım Reformu Uygulama Projesi (TRUP) Kapsamında sağlanmaktadır.
(5) Faydalanıcılar:: Nihai faydalanıcılar TSKB’lerin üyeleri olan çiftçilerdir. TSKB’ler üyelerinden sağladıkları tedariklerin finansmanı için Döner Sermayeden borçlanırlar. TSKB’ler aynı zamanda kısa dönem (6 aylık) işletme sermayesi kredisi de kullanabilirler.
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri:: Krediler TSKB’lere İş Planlarına göre sağlanır. Döner Sermayede bulunan meblağ uygulamanın diğer kısıtıdır. (2005 yılı Aralık ayı itibarıyla 275.8 milyon Euro’dur).
(7) Yardımın şekli veya enstrümanı: Sübvansiyonlu kredi
(8) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: TSKB’ler Ziraat Bankası’nın güncel faiz oranının yüzde 25’i oranında sübvanse edilmiş kredi kullanırlar.
(9) Yardımın devam süresi: Uygulama TSKB’lerin yeniden yapılanma süreçlerine bağlıdır. Kanunda yeniden yapılandırmanın sürecine ilişkin bir ibare olmadığından, çalışmalar TRUP’un kapanış tarihi olan 31.12.2007’ye göre yürütülmektedir.
(10) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması: 2005/2006 iş yılı için, toplam 144 milyon Euro kredi aşağıdaki TSKB’ler için sağlanmıştır. 2006/2007 dönemi kredileri iş planlarının hazırlanmasını müteakiben değerlendirilecektir. (2006 Temmuz-Ağustos dönemlerinde) TSKB Ürün Kredi (000 Euro) ANTBİRLİK Pamuk 2.995 ÇUKOBİRLİK Pamuk 17.969 GÜNEYDOĞUBİRLİK Fıstık 2.995 KARADENİZBİRLİK Ayçiçeği tohumu 8.985 MARMARABİRLİK Zeytin 29.949 TARİŞ İNCİRBİRLİK İncir 6.289 TARİŞ ÜZÜMBİRLİK Kuru üzüm 8.985 TARİŞ Z.YAĞIBİRLİK Zeytinyağı 29.949 TRAKYABİRLİK Ayçiçeği tohumu 35.939 TOPLAM 144.055
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı
129
(4) Kırsal kalkınma ve tarım için diğer yardımlar a. Doğal afet ve olağanüstü durumlarda sağlanan yardımlar Doğal Afetlerden Zarar Gören Çiftçiler İçin Yardım
(1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim: TKB
(2) Yasal dayanak: 1977/2090 Sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanun
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare
(4) Yardımın amacı: Tabii afetlerden zarar gören çiftçilerin gelirlerinin korunması ve telafi edilmesi
(5) Faydalanıcılar: Tabii afetlerden dolayı tarımsal varlıklarının en az yüzde 40’ını kaybeden çiftçiler
(6) Yardımın şekli veya enstrümanı: Hibe Uygun koşullu kredi
(7) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: Hasarın oranı illerde kurulan Hasar Tespit Komisyonlarınca belirlenir. Komisyonca tespit edilen hasar sonucu belirlenen meblağ çiftçiye ödenir.
(8) Her yardım enstrümanı için uygun giderler: Hasara uğramış, ekipman, ürün ve çiftlik hayvanları.
(9) Bir faydalanıcı, birden fazla yardım enstrümanı olması halinde, konu olan yardımla diğer yardımları ne dereceye kadar kümülatif olarak alabilir? Bazı yardımlardaki spesifik durumlar hariç, Türkiye’de uygulanmakta olan yardımlar için belirlenmiş bir üst sınır yoktur. 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanun uyarınca sigortasını yaptırmayanlar, 2090 sayılı Kanun kapsamındaki devlet yardımından faydalanamazlar.
(10) Yardımın devam süresi: Zaman kısıtı yoktur.
(11) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması:
2005 2006
Harcamanın türü Bütçe (000 Euro) Tahmini Bütçe (000 Euro)
Çiftçilere Hibe 314 294
Kaynak: TKB
130
b. Hayvan ve bitki hastalıkları ile mücadele için yardımlar Bitki ve Hayvan Sağlığının Desteklenmesi
(1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim: TKB
(2) Yasal dayanak: - 2005/20 sayılı Sertifikalı Tohumluk ve Fidan Desteği ile Patates Siğili Görülen
Alanlarda Alternatif Ürün Desteği Hakkında Tebliğ - 2005/8503 sayılı Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Karar
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare
(4) Yardımın amacı: - Bitki ve hayvan sağlığının iyileştirilmesi - Hastalıkların bulaşmasının önlenmesi - Sağlıklı besin tüketiminin temini
(5) Faydalanıcılar: Bitkisel üretim ve hayvancılıkla uğraşan üreticiler
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri: Bitki sağlığına ilişkin aktiviteler:
1- Bitki Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele TKB bitki hastalık ve zararlılarının yayılmasını engellemek amacıyla bazı dezenfeksiyon tedbirleri alır. Çiftçiler bu hizmet için bir bedel ödemezler. Maliyetler TKB’nin bütçesinden karşılanır. 2- Süne ile Mücadele TKB süne zararlısını engellemek amacıyla (özellikle buğday alanlarında) bazı dezenfeksiyon tedbirleri alır. Çiftçiler bu hizmet için bir bedel ödemezler. Maliyetler TKB’nin bütçesinden karşılanır. 3- Patates Siğili Görülen Alanlarda Alternatif Ürün Desteği Bu destek 2005 yılında başlamış olup, Giresun, Ordu, Niğde ve Nevsehir illerinde uygulanmaktadır. Bu illerde hastalığın görülmesiyle, üreticiler; yağlı tohumlar, hububat, protein ürünleri, yem bitkisi, bağ ve bostan gibi alternatiflere geçişte desteklenmektedir. (Çiftçinin destekten faydalanabilmesi için ÇKS’ye kayıtlı olması gerekmektedir.)
Yıllık ürünler için: - Yağlı tohumlar: 75 YTL/da (45 Euro/da) - Yem bitkileri: 60 YTL/da (36 Euro/da) - Hububat + Baklagiller : 40 YTL/da (24 Euro/da) Çok yıllık ürünler için: - Yem bitkileri : 200 YTL/da (120 Euro/da) - Bağ ve bostan : 340 YTL/da (204 Euro/da) Hastalıktan ari bölgelerde işletmeleri destekleme − Sağlıklı sığır için prim: 50 YTL/baş (30 Euro/baş) (şu anda sadece Trakya
Bölgesinde uygulanmaktadır) Hayvan Hastalıkları ile Mücadeleyi Destekleme − Eğer bir köydeki sığır mevcudunun en az yüzde 80’ine Şap aşısı yapıldıysa;
hayvan başına 75 Ykr/baş (45 Eurocent/baş) destek verilir. − Eğer bir köydeki koyun/keçi mevcudunun en az yüzde 80’ine Şap aşısı
yapıldıysa; hayvan başına 50 Ykr/baş (30 Eurocent/baş) destek verilir.
131
− Eğer bir köydeki sığır mevcudunun yüzde 80’inden azı Şap aşısı yapıldıysa; hayvan başına 50 Ykr/baş (30 Eurocent/baş) destek verilir.
− Eğer bir köydeki koyun/keçi mevcudunun yüzde 80’inden azı Şap aşısı
yapıldıysa; hayvan başına 25 Ykr/baş (15 Eurocent/baş) destek verilir. − Sığır Brusellozu için (S-19 Genç Aşısı): 1 YTL/baş (60 Eurocent/baş) − Koyun Brusellozu için (Rev-1 Genç Aşısı) : 50 Ykr/baş (30 Eurocent/baş) − Koyun-keçi çiçeği, Antraks, koyun-keçi vebası: 25 Ykr/baş (15 Eurocent/baş)
(7) Yardımın şekli veya enstrümanı: Hibe
(8) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: Patates siğili için: Başvuru Formu ve Alternatif Ürün Destek Formu gerekmektedir. Diğerleri için: uygulama ve diğer ilgili formlar gerekmektedir.
(9) Bir faydalanıcı, birden fazla yardım enstrümanı olması halinde, konu olan yardımla diğer yardımları ne dereceye kadar kümülatif olarak alabilir? Bazı yardımlardaki spesifik durumlar hariç (ki bu ilgili fişlerde açıklanmıştır), Türkiye’de uygulanmakta olan yardımlar için belirlenmiş bir üst sınır yoktur.
(10) Yardımın devam süresi: (mevzuatında) Açıkça belirtilmiş değildir.
(11) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması:
2005 2006
Harcamanın Türü Bütçe
(000 Euro)
Tahmini Bütçe
(000 Euro)
Bitki Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele 1.168 1.624
Süne ile Mücadele 5.990 5.207
Patates Siğili Görülen Alanlarda Alternatif Ürün Desteği 8.985 11.198
Hastalıktan Ari Bölgelerde İşletmeleri Destekleme 42 39
Hayvan Hastalıkları ile Mücadeleyi Destekleme 48 45
TOPLAM 16.233 18.113
Kaynak: TKB
132
c. Doğal afet ve diğer durumlar için sigorta politikalarında yardımlar Tarım Sigortalarında Prim Desteği
(1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim: TKB Sorumluluklar:
– uygulama – sigorta kısmı hariç diğer işlemlerin kontrolü
Hazine Müsteşarlığı Sorumluluklar:
– sigorta kontratlarını bağlayan kuralları belirlemek – sigorta işlemlerinin kontrolü
(2) Yasal dayanak: 2005/5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare (düzenleme ve kontrol)
(4) Yardımın amacı: Tarımsal, hayvansal, çiftlik balıkçılığı ürünleri, tarımsal bina ve ekipmanların içerildiği bir sigorta sistemi sağlamak
(5) Faydalanıcılar: Tarımsal, hayvansal, çiftlik balıkçılığı üretimleri ile ilgilenen üreticiler
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri: Faydalanmak isteyenler katılımcı şirketler nezdinde poliçe imzalamak suretiyle sisteme dahil olmalıdırlar.
(7) Yardımın şekli veya enstrümanı: Hibe: Sigortalanan kişinin ödemesi gereken prim tutarının Bakanlar Kurulunca belirlenecek oranda bir kısmının devlet tarafından karşılanması.
(8) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: Temel olarak sistem, tarım alanında lisans sahibi şirketlerin gönüllü katılımıyla oluşturacakları bir sigorta havuzu şeklinde işlemektedir. Sigorta şirketleri primleri ve dolayısı ile riski bu şirketlerce kurulacak özel bir şirket tarafından işletilen bu havuza aktarmak durumundadır. Kanun içerilen temel riskleri (doğal zararlar, kuraklık, don, dolu, fırtına, hayvan hastalıkları gibi) sayıyor olsa da, Bakanlar Kurulunun bu tehdit ve riskleri genişletme ve tarımsal, hayvansal, çiftlik balıkçılığı ürünleri, tarımsal bina ve ekipmanlarının hangilerinin sigorta kapsamına girip girmeyeceğine karar verme yetkisine sahiptir. Bakanlar Kurulu aynı zamanda sigorta primi için de devlet tarafından karşılanacak kısmın oranını da belirlemede yetkilidir.
(9) Her yardım enstrümanı için uygun giderler: Sigorta kontratında belirtilen net prim miktarı
(10) Bir faydalanıcı, birden fazla yardım enstrümanı olması halinde, konu olan yardımla diğer yardımları ne dereceye kadar kümülatif olarak alabilir? Bazı yardımlardaki spesifik durumlar hariç (ki bu ilgili fişlerde açıklanmıştır), Türkiye’de uygulanmakta olan yardımlar için belirlenmiş bir üst sınır yoktur.
(11) Yardımın devam süresi: (mevzuatında) Açıkça belirtilmiş dönem kısıtlaması yoktur.
(12) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması: 2005 yılında uygulaması yoktur. 2006 yılı tahmini harcaması: Yılı harcamasının miktarı başvuru yoğunluğuna bağlı olsa da, tahsis edilen fon miktarı 112 Milyon Euro’dur.
133
d. Üretici örgütlenmesi başlangıç yardımları Kırsal Alanda Sosyal Yardım Desteği
(1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim: TKB Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu (SYDTF)
(2) Yasal dayanak: - Tarımsal Amaçlı Kooperatiflere Kullandırılacak Kredilere İlişkin Yönetmelik
(Resmi Gazete no: 24474 tarih 26.7.2001) - TKB ve SYDTF arasında imzalanmış olan ilgili protokol
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare
(4) Yardımın amacı: - Kırsal alandaki üreticilere alternatif gelir ve istihdam olanakları sağlamak - Fakir üreticiye sosyal yardım sağlamak
(5) Faydalanıcılar: Kırsal alandaki fakir üreticiler (sosyal güvenlik koruması ve maaşı olmayan)
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri: Üreticiler tarafından aşağıdaki konularda faaliyet gösterecek kooperatifler kurulmalı: - Süt İneği Yetiştiriciliği (100 aile X 2 baş süt ineği) - Koyun Yetiştiriciliği (50 aile X 25 baş koyun) - Seracılık (100 aile X 500 m2 sera) Kooperatif TKB’nin il müdürlüğüne yukarıdaki konu başlıklarından birini seçerek başvurur. Eğer başvuru, TKB kontrolörünün incelemesi sonucunda onaylanırsa, kooperatif, başvuru sırasına ve Fonun bütçesel durumuna göre SYDTF tarafından desteklenir.
(7) Yardımın şekli veya enstrümanı: Uygun koşullu kredi (harcamanın yüzde 100’ü uygun koşullu kredi olarak SYDTF tarafından kullandırılır.) - Toplam 5 yıl vade - Kooperatifin her üyesinin eşit sorumluluğu vardır - 2 yıl geri ödemesiz süre - Faizsiz
(8) Her yardım enstrümanı için uygun giderler: Arazi, ahır, ağıl, tarımsal ekipman, hayvan ve sera
(9) Bir faydalanıcı, birden fazla yardım enstrümanı olması halinde, konu olan yardımla diğer yardımları ne dereceye kadar kümülatif olarak alabilir? Bazı yardımlardaki spesifik durumlar hariç, Türkiye’de uygulanmakta olan yardımlar için belirlenmiş bir üst sınır yoktur. Protokol, bir sonraki fişte açıklanan Hayvancılık ve Seracılık Kooperatifleri İçin Destek Programından faydalananların, bu programdan da faydalanmasını yasaklamaktadır.
(10) Yardımın devam süresi: 2004-2009
134
(11) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması:
Kaynak: TKB (12) Diğer gerekli bilgi:
2005 yılı sonu itibarıyla, bu program kapsamında 398 kooperatif ve bu kooperatiflerin üyeleri (yaklaşık 35.000 aile) desteklenmiştir.
2005 2006
Harcamanın Türü Bütçe (000 Euro) Tahmini Bütçe (000 Euro)
Kooperatif Destekleri 74.873 69.989
135
Hayvancılık ve Seracılık Kooperatifleri İçin Destek (1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim:
TKB (2) Yasal dayanak:
Tarımsal Amaçlı Kooperatiflere Kullandırılacak Kredilere İlişkin Yönetmelik (Resmi Gazete no: 24474 tarih 26.7.2001)
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare
(4) Yardımın amacı: Üretici örgütlenmesini desteklemek ve üretici gelirini artırmak
(5) Faydalanıcılar: Kooperatif kurmak isteyen üreticiler
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri: Üreticiler tarafından aşağıdaki konularda faaliyet gösterecek kooperatifler kurulmalı; - Damızlık Sığır Yetiştiriciliği - Süt İneği Yetiştiriciliği - Sığır ve Dana Besiciliği - Koyun Yetiştiriciliği - Arıcılık - Seracılık Kooperatif TKB’nin il müdürlüğüne yukarıdaki konu başlıklarından birini seçerek başvurur. Eğer başvuru, TKB tarafından incelemesi sonucunda onaylanırsa, kooperatif, başvuru sırasına ve Bakanlığın bütçe durumuna gore TKB tarafından desteklenir.
(7) Yardımın şekli veya enstrümanı: Uygun koşullu kredi (harcamanın yüzde 80’i uygun koşullu kredi olarak TKB tarafından kullandırılır, geri kalanı faydalanıcılar tarafından karşılanır.) - Toplam 7 yıl vade - Kooperatifin her üyesinin eşit sorumluluğu vardır - Birinci yıl sonunda sadece faiz geri ödemesi vardır - Ziraat Bankasınca tarımsal kredilere uygulanan oranın yüzde 50’si oranında
faiz uygulanır. (8) Her yardım enstrümanı için uygun giderler:
Arazi, ahır, ağıl, tarımsal ekipman, hayvan ve sera (9) Bir faydalanıcı, birden fazla yardım enstrümanı olması halinde, konu olan
yardımla diğer yardımları ne dereceye kadar kümülatif olarak alabilir? Bazı yardımlardaki spesifik durumlar hariç, Türkiye’de uygulanmakta olan yardımlar için belirlenmiş bir üst sınır yoktur. Bir önceki fişte açıklanan Kırsal Alanda Sosyal Yardım Desteği Programından faydalananlar bu programdan faydalanamazlar.
(10) Yardımın devam süresi: (mevzuatında) Açıkça belirtilmiş dönem kısıtlaması yoktur
(11) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması:
2005 2006
Harcamanın Türü Bütçe (000 Euro) Tahmini Bütçe (000 Euro)
Kooperatif destekleri 53.908 50.392
Kaynak: TKB
136
e. AR-GE yardımları AR-GE Projeleri İçin Destek
(1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim: TKB (Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü)
(2) Yasal dayanak: AR-GE Projelerini Destekleme Tebliği (No: 2005/27)
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi İdare
(4) Yardımın amacı: Tarımsal AR-GE çalışmalarının desteklenmesi
(5) Faydalanıcılar: Özel veya tüzel kişi araştırmacılar
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri: Proje tarımsal AR-GE niteliğinde olmalı. Projenin, özel sektör veya STK’larla işbirliğini içermesi tercih nedenidir. Araç, bina, yapım gibi maliyet giderleri karşılanmaz.
(7) Yardımın şekli veya enstrümanı: Hibe
(8) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: Araştırmacı, proje önerisini TKB’ye iletir. TKB tarafından oluşturulan Değerlendirme Komitesi projeler hakkında gerekli incelemeyi yapar. Komitenin projeyi onaylaması halinde, bu TKB’ye bildirilir ve proje bütçe imkanları ölçüsünde Bakanlık tarafından desteklenir.
(9) Her yardım enstrümanı için uygun giderler: Laboratuvar ekipmanı, kimyasallar, yazılım, donanım, hayvan ve tohum vb..
(10) Bir faydalanıcı, birden fazla yardım enstrümanı olması halinde, konu olan yardımla diğer yardımları ne dereceye kadar kümülatif olarak alabilir? Bazı yardımlardaki spesifik durumlar hariç (ki bu ilgili fişlerde açıklanmıştır), Türkiye’de uygulanmakta olan yardımlar için belirlenmiş bir üst sınır yoktur.
(11) Yardımın devam süresi: 2005-2010
(12) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması:
2005 2006
Harcamanın Türü Bütçe (000 Euro) Tahmini Bütçe (000 Euro)
Hibe 898 1.680
Kaynak: TKB
137
f. Diğer yardımlar Arazi Toplulaştırma Faaliyetleri
(1) Yardımdan ve uygulamasında yasal olarak sorumlu bakanlık veya idari birim: TKB (Tarım Reformu Genel Müdürlüğü-TRGM)
(2) Yasal dayanak: Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu (No: 1984/3083)
(3) Yardımın hangi seviyede yönetildiği: Merkezi ve Yerel İdare
(4) Yardımın amacı: − Arazi toplulaştırması yolu ile ortalama işletme büyüklüğünün artırılması − Tarım arazilerinin parçalanmasının önlenmesi
(5) Faydalanıcılar: Bu program kapsamına dahil olmayı isteyen çiftçiler
(6) Diğer yardım kısıtlamaları veya kriterleri: Çiftçilerin TRGM’ye başvurusu üzerine, TRGM konuyu araştırarak Bakanlığa rapor eder. Eğer talep arazi toplulaştırması için uygun bulunursa (TRGM ve TKB tarafından) TKB bir Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) hazırlar. Çıkarılan BKK ile bu alanlar Tarım Reformu Alanı olarak ilan edilir. Araziler: - arazi kaydı - sulama durumu - hazine arazisi bulunup bulunmadığı - otlak miktarı - parçalılık oranı gibi kriterler çerçevesinde değerlendirilir.
(7) Yardımın şekli veya enstrümanı: Uygun koşullu kredi: Çiftçilere önceden hazineye ait bir arazinin verilmesi durumunda; arazi bedeli 10 yıllık bir vade dahilinde eşit ödemeler halinde faizsiz olarak ödenir.
(8) Yardımın her enstrümanı için başvuru koşul ve kurallarının kısa bir açıklaması: - Programın işletilmesi için üreticilerin gönüllü katılımı gerekmektedir. - Araştırma, toplulaştırma ve parselleme faaliyetlerine ilişkin tüm giderler kamu
tarafından karşılanır. - Çiftçilere önceden hazineye ait bir arazinin verilmesi durumunda; arazi bedeli
10 yıllık bir vade dahilinde eşit ödemeler halinde faizsiz olarak ödenir. (9) Her yardım enstrümanı için uygun giderler:
Arazi (10) Yardımın devam süresi:
Zaman kısıtı yoktur (her proje yaklaşık 3 yıl sürmektedir) (11) 2005 yılı harcaması; 2006 yılı tahmini harcaması:
Hazine arazisi alınması sonucu oluşan çiftçi borçları proje sonunda oluşmaktadır. Bu nedenle, bu konu kapsamındaki hazine arazilerinin toplam değerini gösteren, düzenli ve toplu olarak tutulan bir istatistik yoktur.
138
KAYNAKÇA
Kitaplar – Makaleler
AYGÜN, Ömrüye, “Avrupa Birliğinde Devlet Yardımları Sistemi ve Türkiye’ye Yansımaları” DPT Müsteşarlığı, Uzmanlık Tezi, Ankara, 2004.
COLLINS, Alexander R., “Is the Regulation of State Aid a Necessary Component of an Effective Competition Law Framework?” European Business Law Review p, 379:420, 2005.
Department of Trade and Industry of UK, The State Aid Guide; Guidance for State Aid Practitioners, September 2005.
Devlet Planlama Teşkilatı, Türkiye-AT Mevzuat Uyumu Sürekli Özel İhtisas Komisyonu Raporları, Devlet Yardımları Alt Komisyonu, DPT Yayını, Ankara, 1995.
Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet Yardımlarını Değerlendirme Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT Yayını, Ankara, 2004.
Devlet Planlama Teşkilatı, Dokuzuncu Kalkınma Planı Devlet Yardımları Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT Yayını, Ankara, 2006.
Devlet Planlama Teşkilatı, 2008 Yılı Programı, Ankara.
Devlet Planlama Teşkilatı, 2009 Yılı Programı, Ankara.
ERDEM, Şükrü, AB Müktesebatında Devlet Yardımları ve Türkiye’nin Uyumu, Akdeniz Üniversitesi, Antalya, 2004.
ERHART, Michael, “State Aid in the Field of Agriculture”, The EC State Aid Regime, Michael Sanchez Rydelski (ed.), Cameron May, 2006
European Commission, Commission Staff Working Document, Turkey 2006 Progress Report, Brussels, 2006.
KOBIA, R. “Introduction to the Law, Practice and Policy of State Aids in the European Community”, 1996. <http://ec.europa.eu/comm/competition/speeches/text/sp1996_007.htm>, 2 Mart 2007
KÖKSAL, Tunay, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin Devlet Yardımları Sistemlerinin Uyumlaştırılması, Etki Yayıncılık, Şubat 2002.
LEBLEBİCİ, Fatih, Devlet Yardımları Uygulamasının Maliyeti ve Ekonomik Göstergelerle Mukayesesi, Devlet Planlama Teşkilatı, İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü, Sanayi Dairesi, Ankara, Aralık 2002.
MARTIN, Stephen, State Aid in Context, University of Copenhagen, September 1999.
OECD, Competition Law and Policy in the European Union, Paris, 2005.
OECD, Competition Policy in Subsidies and State Aid, Paris, 2001.
OFT, Public Subsidies A Report by the Office of Fair Trading, 2004.
139
OSWELL, D. and VAHIDA E., “E.U. State Aid Developments in 2003: More Complexity, Less Certainty” Northwestern Journal of International Law & Business, 24:754, 2004.
ÖZKARABÜBER, Mustafa M., “Avrupa Birliği ve Türkiye’de Devlet Yardımlarının Kontrolü” Rekabet Kurumu, Uzmanlık Tezi, Ankara, 2003.
QUIGLEY C. and COLLINS A. M., EC State Aid Law and Policy, Oxford: Hart Publishing, 2003.
TARAKCIOĞLU, Mehmet, “Uruguay Turu Sonrası Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması ile Ulusal Tarım Destekleme Politikalarına Getirilen Kısıtların İncelenerek Türkiye İçin Değerlendirilmesi” DPT Müsteşarlığı, Basılmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, 2001.
US, Melek, “Uruguay Round’un Teşvik Sistemimiz ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetler Üzerine Etkileri”, GATT “Uruguay Round” Müzakerelerinin Sonuçları ve Etkileri, Tuğrul Çubukçu (ed.), TUİSAV Uluslararası Ekonomik Araştırmalar Merkezi, Ankara, 1994.
WTO, General Agreement on Tariffs and Trade, 1994.
WTO, 13-18 December 2005 Hong Kong Ministreal Conference, Ministreal Declaration, December 2005.
Mevzuat
5488 Sayılı Tarım Kanunu (25.04.2006 tarih, 26149 sayılı T.C. Resmi Gazete)
AB-Türkiye Gümrük Birliği Kararı (1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı), Aralık 1995.
Devlet Yardımlarının Çerçevesi, İzlenmesi ve Denetlenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı.
European Union, Consolidated Versions of the Treaty on European Union and of The Treaty Establishing the European Community, Official Journal C 321E, 29.12.2006.
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2006/ce321/ce32120061229en00010331.pdf>
European Council, Council Regulation (EC) No 1698/2005 of 20 September 2005 on support for rural development by the European Agricultural Fund for Rural Development (EAFRD), Official Journal L 277, 21.10.2005. (Kırsal Kalkınma Tüzüğü)
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2005/l_277/l_27720051021en00010040.pdf>
European Council, Council Regulation (EC) No 994/98 of 7 May 1998 on the Application of Articles 92 and 93 of the Treaty Establishing the European Community to Certain Categories of Horizontal State Aid, Official Journal L 142, 14.5.1998.
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:1998:142:0001:0004:EN:PDF>
140
European Council, Council Regulation (EC) No 659/1999 of 22 March 1999 laying down detailed rules for the application of Article 93 of the EC Treaty, Official Journal L 83, 27.3.1999.
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/1999/l_083/l_08319990327en00010009.pdf>
European Council, Council Regulation (EC) No 1782/2003 of 29 September 2003 establishing common rules for direct support schemes under the common agricultural policy and establishing certain support schemes for farmers and amending Regulations (EEC) No 2019/93, (EC) No 1452/2001, (EC) No 1453/2001, (EC) No 1454/2001, (EC) 1868/94, (EC) No 1251/1999, (EC) No 1254/1999, (EC) No 1673/2000, (EEC) No 2358/71 and (EC) No 2529/2001, Official Journal L 270, 21.10.2003.
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2003/l_270/l_27020031021en00010069.pdf>
European Council, Council Directive 2003/96/EC of 27 October 2003 restructuring the Community framework for the taxation of energy products and electricity, Official Journal L 283, 31.10.2003.
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2003/l_283/l_28320031031en00510070.pdf>
European Commission, Communication from the Commission; Community Guidelines on State aid for Rescuing and Restructuring Firms in Difficulty, Official Journal C 244, 1.10.2004.
< http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:52004XC1001(01):EN:HTML >
European Commission, Commission Regulation (EC) No 794/2004 of 21 April 2004 implementing Council Regulation (EC)No 659/1999 laying down detailed rules for the application of Article 93 of the EC Treaty, Official Journal L 140, 30.4.2004.
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2004/l_140/l_14020040430en00010134.pdf>
European Commission, Community Guidelines for State Aid in the Agriculture and Forestry Sector 2007 to 2013, Official Journal C 319, 27.12.2006. (Tarım Kılavuzu)
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2006/c_319/c_31920061227en00010033.pdf>
European Commission, Community Guidelines for State aid in the Agriculture Sector, Official Journal C 28, 1.2.2000.
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2000/c_028/c_02820000201en00020024.pdf>
European Commission, Commission Regulation (EC) No 1857/2006 on the application of Articles 87 and 88 of the Treaty to State aid to small and medium-sized enterprises active in the production of agricultural products and amending Regulation (EC) No 70/2001. (Tarımsal KOBİ’lerde Devlet Yardımları Tüzüğü)
<http://ec.europa.eu/agriculture/stateaid/exemption/reg_en.pdf>
European Commission, Commission Regulation (EC) No 1/2004 of 23 December 2003 on the Application of Articles 87 and 88 of the EC Treaty to State aid to Small and Medium-sized Enterprises Active in the Production, Processing and Marketing of Agricultural Products, Official Journal L 1, 3.1.2004.
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2004/l_001/l_00120040103en00010016.pdf>
141
European Commission, Commission Regulation (EC) No 1535/2007 of 20 December 2007 on the Application of Articles 87 and 88 of the EC Treaty to De minimis Aid in the Sector of Agricultural Production, Official Journal L 337, 21.12.2007.
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2004/l_325/l_32520041028en00040009.pdf>
European Commission, Commission Recommendation of 6 May 2003 Concerning the Definition of Micro, Small and Medium-sized Enterprises, Official Journal L 124, 20.5.2003.
<http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2003/l_124/l_12420030520en00360041.pdf> European Commission, Notice on Cooperation Between National Courts and the
Commission in the State Aid Field, Official Journal C 312, 23.11.1995. <http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:51995XC1123(01):EN:HTML>
Web Siteleri
Avrupa Komisyonu Rekabet Genel Müdürlüğü <http://ec.europa.eu/comm/competition/index_en.html> Avrupa Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü <http://ec.europa.eu/agriculture/index_en.htm> Avrupa Toplulukları Adalet Divanı <http://curia.europa.eu/> Birleşik Krallık Ticaret ve Sanayi Departmanı <http://www.dti.gov.uk/bbf/state-aid/>
Birleşik Krallık Çevre, Gıda ve Kırsal İşler Departmanı <http://www.defra.gov.uk/farm/policy/state-aid/index.htm> Dünya Ticaret Örgütü <http://www.wto.org> OECD <http://www.oecd.org>
Diğer
JANMAAT, Freek, elektronik ortamda muhtelif kereler yapılmış mülakat ve danışmalar, 2006–2007
JANMAAT, Freek, State Aid in Agriculture, Presentation for Explanatory Screening Meeting of the Chapter Agriculture and Rural Development, 8 December 2005.
RATKEVICIUTE, Jurgita, Litvanya Rekabet Konseyi üzerine elektronik görüşme, 19.01.2007.
Tarım ve Kırsal Kalkınma Faslı Ayrıntılı Tarama Toplantısı Notları, 23-26 Ocak 2006.
Tarım ve Kırsal Kalkınma Faslı Sualname Cevapları, Ocak 2006