Bir varmýþ, bir yokmuþ... Engin denizleri, yüce daðlarý, yemyeþil kýrlarý olan bir ülke varmýþ. Kralý, ülkesini mutluluk içinde yaþatýrmýþ. Ancak kral, artýk yaþlanmýþ. Yerine oðullarýndan birinin geçmesini istiyormuþ. Hangi oðlunun kral ola-caðýna karar veremiyormuþ.

Kralýn iki oðlu, doðduklarý günden bu yana sarayýn dýþýna hiç çýkmamýþlar. Bu yüzden ülke-lerini hiç tanýmamýþlar. Kral, ne zaman oðullarýna ülkeyi gezmeyi teklif etse, büyük oðlu:

– Sevgili babacýðým, sarayýmýz öyle büyük, öyle güzel ki dýþarý çýkmak istemiyoruz. Üstelik

çamurlu yollarda giysilerimiz kirlenir. Hayvan sürülerinin içinden geçer-

ken üzerimize pis kokular siner.

ÜLKENÝN RENKLERÝ

7

Köylülerin bize sunduðu ayran mikroplu ola-bilir. Bu yüzden biz gelmeyelim, diyormuþ.

Aslýnda Küçük Prens, aðabeyi gibi düþün-müyormuþ. O, babasýyla gezmek, insanlarý

tanýmak, daðlarda, ovalarda dolaþmak isti-yormuþ. Ama Büyük Prens yüzünden bu

isteði olmuyormuþ. Kral, uzun uzun düþünmüþ. Sonun-

da bir çözüm bulmuþ. Oðullarýný karþýsýna alýp þöyle demiþ:

– Oðullarým, ben artýk çok yaþlan-dým. Biriniz benim yerime geçeceksi-

niz. Bir yarýþma yapacaðým. Kim ka- zanýrsa tacým onundur. O, kral olacaktýr.

Prensler heyecan içinde babalarýný dinlemiþler. Kral yarýþmayý anlatmýþ:

– Sizlere dört küp vereceðim. Bu küplerin içine ülkemizin en güzel beyazýný, en güzel siyahýný, en güzel mavisini ve en güzel kýrmýzýsýný dol-durup getireceksiniz.

8

En güzel renkleri hanginiz bulmuþsa yarýþmayý o kazanacak. Size tam on gün süre...

Ýki prens yarýþmaya baþlamýþ...

Büyük prens hemen sarayýn ahýrýna koþmuþ. Elindeki küpü çobana uzatýp sütle doldurmasýný emretmiþ. Çoban küpü ineklerin sütüyle doldurmuþ.

– Ýþte, en güzel beyaz, diyerek küpün kapaðýný kapatmýþ.

9

Ýkinci küpü almýþ.

Sarayda çalýþan

bütün siyah saçlý

kadýnlarý toplamýþ.

Makasý alýp hepsinin

saçlarýný kesmiþ.

Küpün içine doldurup

kapaðýný kapatmýþ.

– Ýþte, en güzel siyah,

demiþ.

Üçüncü küpü almýþ, saray kâtibinin yanýna koþmuþ. Kalemlere doldurmak için alýnan bütün mavi mürekkepleri istemiþ. Küpün içine boþaltmýþ.

– Ýþte, en güzel mavi, demiþ.

Dördüncü küple de sarayýn mahzenine inmiþ. Mahzen, yýllanmýþ þarap þiþeleriyle doluymuþ. Bütün kýrmýzý þaraplarý küpe boþaltmýþ. Kapaðýný kapatmýþ.

– Ýþte en güzel kýrmýzý, demiþ sevinçle.

Büyük Prens renklerin hepsini bir günde bulmuþ. Keyifle sarayýn bahçesindeki hamaða uzanmýþ.

12

Küçük Prens ise renkleri bulmak için sarayýn dýþýna çýkmýþ. Fakat ülkesini tanýmýyor, nerede arayacaðýný bilemiyormuþ. Çaresizlik içinde gezerken bir pazar yeri görmüþ. Yaþlý bir adama yanaþýp sormuþ:

– Dedeciðim, ben ülkenin en güzel beyazýný arýyorum. Nerede bulabilirim acaba?

Yaþlý adam, pazar yerindeki tezgâhlardan biri-ni göstermiþ:

– Bak, þu tezgâhýn baþýnda duranlara “dað köylüleri” derler. Onlar, en yüksek daðlarda yaþar. Sadece pazar kurulduðunda inerler bura-ya. Avladýklarý hayvanlarý satar, ihtiyaçlarýný alýp geri dönerler. Eðer onlarla gidersen, sana dað-larýn doruklarýnda bulunan karlardan verirler. Ülkemizin en güzel beyazý, o daðlardadýr ve yolu-nu sadece dað köylüleri bilir.

Küçük Prens duyduklarýna çok sevinmiþ. Hemen dað köylülerinin yanýna gitmiþ.

– Bana daðlarýn yolunu gösterir misi-niz, diye sormuþ.

Dað köylüleri:

– Elbette gösteririz, ama önce iþlerimizin bit-mesi için bize yardým etmelisin, diye yanýt ver-miþler.

Küçük Prens sevinerek kabul etmiþ. Sýra, dað-lara çýkmaya geldiðinde herkes sýrtýna bir çuval almýþ. Tabii ki Küçük Prens de bir çuvalý sýrtlamýþ. Daðýn yamacý çok dikmiþ. Küçük Prens çok yorulmuþ. En güzel beyaza ulaþmak için dayan-mýþ. Sonunda daðýn tepesine varmýþlar. Dað köylüleri küpün içine bembeyaz karlar doldur-muþlar. Küçük Prens küpün kapaðýný kapatmýþ:

– Ýþte ülkemin en güzel beyazý, demiþ.

Herkese teþekkür etmiþ.

Küçük Prens, en güzel siyahý bulmak için gez-meye baþlamýþ. Yemyeþil ovalarda dolaþýrken bir kulübe görmüþ. Önünde, bir sürü tuhaf aletle uðraþan bir adam varmýþ. Adamýn yanýna yak-laþýp sormuþ:

– Bu aletlerle ne yapýyorsun?

13

– Ben bir kâþifim. Bu da benim balonum. Onu tamir edebilirsem gökyüzünde dolaþacaðým. Yeni yerler keþfedeceðim, demiþ.