ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

14
ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI ÖĞRENME İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR EĞİTİM VE ÖĞRENME İLE İLİŞKİSİ Eğitim genel anlamda yaşam süresi boyunca istendik yönde davranış değişikliği gerçekleştirme sürecidir. Eğitimin okullarda, kasıtlı, planlı ve kontrollü olarak yapılan türüne formal eğitim denir. Yaşanılan çevrede plansız ve gelişigüzel olan eğitim ise informal eğitim olarak tanımlanır. Eğitimde amaç bireyin istendik davranışları yaşantı yoluyla kazanmasını sağlamaktır. Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışında meydana gelen değişme ise öğrenmedir. Dolayısıyla eğitim istendik öğrenmeleri oluşturma süreci olarak da tanımlanabilir. ÖĞRETİM Öğretim ise, okullarda amaçlı, planlı, programlı olarak yürütülen eğitim faaliyetleridir. Formal eğitimin okullarda uygulanma biçimidir. Okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kademelerinden oluşur. KALIM, UYUM VE ÖĞRENME 1

description

Formasyon Ders Notlari

Transcript of ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

Page 1: ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI

ÖĞRENME İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

EĞİTİM VE ÖĞRENME İLE İLİŞKİSİ

Eğitim genel anlamda yaşam süresi boyunca istendik yönde davranış değişikliği

gerçekleştirme sürecidir. Eğitimin okullarda, kasıtlı, planlı ve kontrollü olarak yapılan türüne

formal eğitim denir. Yaşanılan çevrede plansız ve gelişigüzel olan eğitim ise informal eğitim

olarak tanımlanır.

Eğitimde amaç bireyin istendik davranışları yaşantı yoluyla kazanmasını sağlamaktır.

Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışında meydana gelen değişme ise öğrenmedir.

Dolayısıyla eğitim istendik öğrenmeleri oluşturma süreci olarak da tanımlanabilir.

ÖĞRETİM

Öğretim ise, okullarda amaçlı, planlı, programlı olarak yürütülen eğitim faaliyetleridir.

Formal eğitimin okullarda uygulanma biçimidir. Okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve

yükseköğretim kademelerinden oluşur.

KALIM, UYUM VE ÖĞRENME

Organizmanın yaşamını sürdürmesi, büyük ölçüde çevresindeki değişmelere başarılı

olarak uyum sağlama yeteneğine bağlıdır. Organizma çevreye uyum sürecinde 3 temel yolu

kullanır. Bunlardan ilki hemostatik mekanizmadır.

Hemostatik Mekanizma; organizmanın belli gereksinimleri otomatik olarak karşılaması,

otomatik uyum süreci olarak tanımlanabilir. Hemostatik mekanizmanın işlevi, fizyolojik

dengeyi ya da hemostastis’ i sürdürmektir. Örneğin, otomatik olarak nefes alırız, vücut

sıcaklığımız yükseldiğinde terleme yoluyla vücut sıcaklığı düzenlenir ya da kan şekerimiz

düştüğünde normale dönünceye kadar kana şeker salgılanır.

1

Page 2: ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

Hemostatik mekanizmanın yanı sıra organizmanın çevreye uyumunda ve kalımda

kullandığı ikinci yol reflekslerdir.

Refleksler; doğuştan getirdiğimiz, bir uyarıcıya karşı meydana gelen istem dışı tepki

olarak tanımlanabilir. Öksürme, hapşırma, iğne batan elin çekilmesi, göz kapağının

kırpılması, çocuktaki emme davranışı doğuştan getirdiğimiz reflekslere örnek oluşturabilir.

Hemostatik mekanizma ve refleksler bir dereceye kadar organizmanın hayatta

kalımında ve uyumunda yardımcı olur, ancak yeterli değildirler. Sadece bu mekanizmaların

varlığıyla uzun süre yaşayabilmemiz mümkün değildir. Organizma yaşamını sürdürmek için,

çevreye uyum sağlamada etkin olmak ve çok değişken çevrelerde gereksinimlerini karşılamak

durumundadır. Organizma yaşamını sürdürmek için çevresindeki hangi öğelerin kalımı için

olumlu, hangi öğeler yaşamını engelleyici ve hangi öğelerin nötr olduğunu öğrenmek

durumundadır. Dolayısıyla, öğrenme organizmanın ve bireyin çevreye uyumunda temel bir

araçtır.

İnsanoğlunun davranışlarının büyük çoğunluğu öğrenme ile oluşur. Dolayısıyla

öğrenme nasıl oluşur? Neyi, nasıl öğreniriz? Sorularının cevaplanması büyük önem taşır. Bu

soruların cevaplanmasıyla elde edilecek bilgiler, sadece eğitimciler öğretmenler değil, çocuk

yetiştiren anne babalar, tüketiciye ürün satan üretici ve satıcılar, reklamcılar ve bir topluma

hitap eden politikacılar gibi bir çok grup için de önem taşır.

ÖĞRENME

Öğrenme, büyüme ve vücutta değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere atfedilmeyecek,

yaşantı ürünü olarak meydana gelen davranışta ya da potansiyel davranıştaki nispeten

kalıcı izli değişmedir.

2

Page 3: ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

ÖĞRETME

Öğretme ise, öğrenmeyi sağlama faaliyetleridir. Öğrenmenin bir bireyin ya da materyalin

yardımıyla olmasına öğretme ya da öğretim denir.

Öğrenmenin Özellikleri

• Davranışta gözlenebilir bir değişme olması

• Davranıştaki değişmenin nispeten sürekli olması

• Davranıştaki değişmenin yaşantı kazanma sonucunda olması

• Davranıştaki değişmenin yorgunluk, hastalık, ilaç alma vb. etkenlerle geçici bir

biçimde meydana gelmemesi

• Davranıştaki değişmenin sadece büyüme sonucunda oluşmaması

PERFORMANS

Öğrenmeyle performans kavramlarını karıştırmamak gerekir. Öğrendiğimiz bilgiyi hemen

kullanmayabiliriz. Öğrenme, potansiyel olarak davranıştaki değişmeye, performans ise bu

potansiyelin davranışa dönüşmesine işaret eder. Örneğin turizm meslek lisesinde bir öğrenci

derslerde kitaplardan ya da hocalarından bir servisin nasıl yapılması gerektiğini öğrenebilir

ama bir restoranda çalışıncaya kadar bunu performansa dönüştürmeyebilir. Ya da sınavda

kaygılanan bir öğrenci öğrendiklerini sınavda gösteremeyebilir, performansa

dönüştüremeyebilir.

Tüm davranışlar öğrenilmiş davranışlar değildir. Bazı davranışlarımız reflekstir. Refleks,

daha önce de belirtildiği gibi, belirli bir uyarıcıya öğrenilmemiş bir tepkide bulunma şeklinde

tanımlanabilir ve organizmanın genetik olarak getirdiği bir özelliktir.

Ayrıca, bazı karmaşık davranışlarda öğrenilmemiştir. Genetik olarak getirdiğimiz bu karmaşık

davranış biçimlerine içgüdü denilmektedir. Yuva yapma, göç etme, kış uykusuna yatma,

çiftleşme içgüdülere örnek oluşturabilir.

3

Page 4: ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

• Davranıştaki değişmeye öğrenme diyebilmek için içgüdüsel ya da refleksif olmaması,

bir yaşantı sonucu meydana gelmesi ve nispeten kalıcı izli olması gereklidir.

• Eğer organizma, karmaşık davranış biçimini yaşantıdan bağımsız üretirse, bu

davranışa öğrenilmiş davranış demek mümkün değildir.

YAŞANTI

Yaşantı, bireyin çevresiyle belirli bir düzeydeki etkileşimleri sonucunda bireyde kalan izdir.

Yaşantı olmazsa öğrenme de gerçekleşmez. Yaşantının oluşması için etkileşim gerekir.

Yaşantı, bir uyarıcının(etkinin) ve bu uyarıcıya verilen bir tepkinin, uyarıcının yol açtığı bir

davranışın olmasını gerektirir. Bireyin girdiği her etkileşim iz bırakmaz, yaşantının

oluşabilmesi için etkileşimin yaşantı eşiğini aşması gerekir. Yaşantı oluşmazsa öğrenme de

gerçekleşmez.

DAVRANIŞ

Organizmanın her tür etkinliğine davranış denir. Organizmanın gözlenebilen ya da

gözlenemeyen açık ya da örtük etkinliklerinin tümüdür. Konuşma, yazma, düşünme, kalbin

çalışması davranışa örnek gösterilebilir.

DAVRANIŞ TÜRLERİ

Davranışlar genel olarak üç grupta toplanmaktadır.

1-Doğuştan gelen davranışlar (içgüdüsel ve refleksif davranışlar)

2-Geçici davranışlar (alkol, ilaç, uyuşturucu, hastalık gibi etkenlerle ortaya çıkan, bu etki

kalktıktan sonra yok olan davranışlar)

3-Sonradan kazanılan davranışlar (doğuştan getirilmeyen, öğrenme ürünü olan davranışlar)

Eğitimin kapsamına giren sonradan kazanılan davranışlardır. Öğrenme ürünü olan istendik

4

Page 5: ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

davranışlar iki yolla kazanılır: Çevreyi temiz tutma, flüt çalma planlı eğitim ürünü davranışlar

ve el öpme, yaşlılara yer verme gibi gelişigüzel kültürleme ürünü olan davranışlar.

Sonradan kazanılan istenmedik davranışlar ise; yalan söyleme, çalma gibi kötü kültürel koşullar

altında kazanılan davranışlar ve kopya çekme gibi eğitimin hatalı yan ürünü olan davranışlardır.

ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN ETKENLER

Öğrenmeyi olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen etkenler vardır. Bunlar; öğrenenle,

öğrenme yöntemleriyle, öğrenilecek malzemenin türüyle, öğrenme ortamıyla ilgili olabilir.

5

DAVRANIŞ

Doğuştan Gelen Davranışlar

İçgüdüsel DavranışlarRefleksif Davranışlar

Geçici Davranışlar(Alkol, ilaç, hastalık vb.

etkisi ile oluşan davranışlar

Sonradan kazanılan davranışlar

(Öğrenme ürünü davranışlar)

İstendik davranışlar

İstenmedik Davranışlar

Planlı eğitim ürünü

davranışlar

Gelişigüzel kültürleme ürünü olan davranışlar

Kötü kültürel koşullar

altında kazanılan davranışlar

Eğitimin hatalı yan

ürünü olan davranışlar

Page 6: ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

ÖĞRENENLE İLGİLİ ETKENLER (KİŞİSEL ETKENLER)

a) Yaş: Yaşın öğrenme üzerinde önemli bir rolü vardır. Genellikle en iyi öğrenme yaşı

genç yetişkinlik yaşıdır, yaşlandıkça öğrenme hızı ve gücü azalır.

b) Zeka: Öğrenme hızının kişinin zeka durumuyla yakın ve doğrudan doğruya ilgili

olduğu söylenebilir.

c) Güdülenme: Güdü (motivasyon) istekleri, arzuları gereksinimleri, dürtüleri ve

ilgileri kapsayan genel bir kavramdır. Güdü, bizi harekete geçiren, davranışı bir amaca

doğru iten güçtür. Güdüler, organizmanın ihtiyacından doğar, bu ihtiyaçların

karşılanması için organizmayı harekete geçirir. Organizmanın öğrenmeye güdülenmiş

olması bireyin öğrenmesini kolaylaştırır. Güdü, davranışı oluşturan en temel koşuldur.

Güdüler davranışın tekrarlanmasını/sürdürülmesini sağlar ve güdüler davranış

değişikliğini de denetler. Güdüler öğrenilmiş ve öğrenilmemiş olmalarına göre ikiye

ayrılırlar. Öğrenilmiş güdüler öğrenme yoluyla meydana gelirler ve davranışlarımızın

önemli bir kısmını meydana getirirler. Bunlara sosyal güdüler de denir. Öğrenilmemiş

güdülere ise birincil güdüler denir.

Öğrenilmemiş Güdüler:

• Açlık / Susuzluk; Yaşamın sürdürülebilmesi için belirli maddelerin sürekli alınmasına

bağlıdır. Su, gıda, hava, belirli derecedeki ısı gibi koşullar sağlanmazsa ölürüz.

• Analık – Cinsellik; Analık güdüsü kısmen prolaktin adı verilen ve süt salgılamayla

ilgili olan bir hormonla bağlantılıdır. Prolaktin aynı zamanda analık davranışına neden

olur. Cinsel dürtülerin fizyolojik temeli vardır. Cinsel dürtülerin ortaya çıkması

erkeklerde androjen kadınlarda ise ostrogen adı verilen bir hormonla ilgilidir.

6

Page 7: ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

Araştırma Faaliyet Ve Kurcalama; Bedensel faaliyeti hedef alan benzer bir güdü

vardır. İnsanlar ve hayvanlar hiçbir neden olmadan hareket ederler. Örneğin bebeklerin

sürekli el ve ayaklarını oynattıklarını hepimiz biliriz. Deney fareleri önlerindeki tekerlekleri

her gün yüzlerce kez döndürürler.

Öğrenilmiş Güdüler ( Sosyal)

Birlikte Olma ; Birlikte olma güdüsü erken yaşta gelişir. Çocuklar yürümeye başladığı

andan itibaren birileri ile beraber olmaktan hoşlanırlar. Birlikte olma güdüsü merak ve

kurcalama güdüsüyle desteklenir.

Güçlü Olma; Güçlü olma, başkalarının davranışlarını denetleme, etkileme ve kendinin

güçlü olduğunu kanıtlama isteğidir. Güçlü olma, bireyin temel güdüsüdür.

Başarma; Başarı güdüsü başta ana baba olmak üzere insanlarla etkileşim sonucunda

öğrenilir. Başarı davranışı mükemmellik düzeyine ulaşıp, bu düzeyi aşmaya çalışır. Hemen

hemen herkeste başarılı olma isteği vardır. Ama kimilerinde çok kuvvetli, kimilerinde daha

azdır. Başarı ihtiyacı zekayla ilişkilidir. Başarı ihtiyacı duyan birey kendini göstermek için

ortamlar yaratır.

Sosyal Kabul;Diğer insanların davranışlarımızı uygun bularak kabul etmeleri ve onlar

tarafından beğenilmek sosyal kabul ile ilgilidir. Sosyal kabul, başkaları tarafından sevilmek,

beğenilmek arzusu olarak kendini gösterir. Özellikle küçük çocuklarda bu konudaki ihtiyaç

daha açık görülür.

d) Dikkat: Zihinsel bir faaliyetin odaklaşmasıdır. Dikkatin yapısında zihinsel bir

uyarılmışlık hali ve seçme işlemi vardır. Zihin dış dünyadan gelen uyarıcıları almaya

hazır haldedir, uyarıcıları fark eder ve karşı karşıya olduğu büyük miktardaki

uyarıcılar arasından amacına uygun olanları seçer.

Dikkati yönlendiren dışsal uyarıcılar

• Büyüklük• Şiddet

7

Page 8: ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

• Renk• Parlaklık• Zıtlık• Değişkenlik• Tekrar• Hareket• Yenilik

Dikkati Yönlendiren Birey ile ilgili özellikler

• Bireyin beklentileri• Bireyin geçmiş yaşantısı• Bireyin ilgisi• Bireyin ihtiyaçları

e) Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı: Herhangi bir öğrenmenin olabilmesi için

bireyin uyarılmışlık haline gelmesi gerekir.

Ancak aşırı uyarılmışlık düzeyi de öğrenmeyi engeller. Bu durumda heyecan ve “kaygı”

görülür. Genel uyarılmışlık hali gibi kaygı da öğrenmede önemli bir öğedir. Yüksek kaygı

düzeyi, öğrencilerin belirli bir konuyu öğrenirken yoğunlaşmamalarına neden olur.

f) Fizyolojik Durum: Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için öğrenenin fizyolojik durumu

önemlidir. Görme, işitme sorunları, kronik hastalıklar öğrenmeyi zorlaştırır.

g) Önceki Öğrenilenlerin Aktarılması: Daha önceden deneyimli oluş ya da konu ile

tanışıklığın bulunması yeni öğrenmeleri etkiler. Öğrenmenin aktarılması yararlı ya da

zararlı olabilir.

• Olumlu aktarma (Pozitif transfer):

Önceki öğrenilenlerin aktarılmasının yeni öğrenmeye katkı sağlaması

Ör/bir otomobili kullanmayı öğrenen kişi bir başka marka otomobili de kullanabilir

• Olumsuz aktarma (Negatif transfer)

Önceki öğrenilenlerin aktarılmasının yeni öğrenmeyi olumsuz etkilemesi/engellemesi

Ör/iki parmak daktilo/on parmak

8

Page 9: ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

ÖĞRENME KURAMLARINA GENEL BİR BAKIŞ

İstendik öğrenmeleri oluşturabilmek için öğrenmenin hangi koşullar altında

gerçekleştiğini incelemek gerekir. Öğrenmenin hangi koşullar altında oluşacağını ya da

oluşmayacağını, öğrenme kuramları betimler ve açıklar. Tüm öğrenme durumlarını

açıklayabilen tek bir öğrenme kuramı henüz yoktur. Bazı psikologlar ve eğitimciler

Öğrenme kuramlarını genel olarak aşağıdaki gibi iki ana grupta toplamaktadırlar.

• Davranışçı-Çağrışımsal Kuramlar

(Öğrenmeyi uyarıcı ve tepki arasında kurulan bağla açıklamaya çalışır)

• Bilişsel Alan Kuramları

(bireyi çevresi hakkındaki bilişleri ve bu bilişlerin onun davranışlarını etkileme

yollarıyla ilgilenir)

Öğrenmeyi açıklayan kuramlar ise aşağıdaki gibi sıralanabilir.

DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMDA ÖĞRENME• Klasik koşullanma• Edimsel koşullanma• Gözleyerek öğrenme

BİLİŞSEL YAKLAŞIMDA ÖĞRENME

• Gizli öğrenme• Ani kavrayış yoluyla öğrenme• Bilgi-İşlem Yaklaşımına göre öğrenme

AlgıDikkatHafıza vb.Öğrenme stratejileri

• Buluş Yoluyla Öğrenme• Sunuş Yoluyla Öğrenme

• Bloom ve Tam Öğrenme• Çoklu Zekâ Kuramı• Yapılandırmacı Yaklaşım

9

Page 10: ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)

• İşbirliğine Dayalı Öğrenme• Beyin Temelli Öğrenme

10