ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)
-
Upload
aygunaslan -
Category
Documents
-
view
8.328 -
download
3
description
Transcript of ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI(temel kavramlar)
ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI
ÖĞRENME İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
EĞİTİM VE ÖĞRENME İLE İLİŞKİSİ
Eğitim genel anlamda yaşam süresi boyunca istendik yönde davranış değişikliği
gerçekleştirme sürecidir. Eğitimin okullarda, kasıtlı, planlı ve kontrollü olarak yapılan türüne
formal eğitim denir. Yaşanılan çevrede plansız ve gelişigüzel olan eğitim ise informal eğitim
olarak tanımlanır.
Eğitimde amaç bireyin istendik davranışları yaşantı yoluyla kazanmasını sağlamaktır.
Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışında meydana gelen değişme ise öğrenmedir.
Dolayısıyla eğitim istendik öğrenmeleri oluşturma süreci olarak da tanımlanabilir.
ÖĞRETİM
Öğretim ise, okullarda amaçlı, planlı, programlı olarak yürütülen eğitim faaliyetleridir.
Formal eğitimin okullarda uygulanma biçimidir. Okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve
yükseköğretim kademelerinden oluşur.
KALIM, UYUM VE ÖĞRENME
Organizmanın yaşamını sürdürmesi, büyük ölçüde çevresindeki değişmelere başarılı
olarak uyum sağlama yeteneğine bağlıdır. Organizma çevreye uyum sürecinde 3 temel yolu
kullanır. Bunlardan ilki hemostatik mekanizmadır.
Hemostatik Mekanizma; organizmanın belli gereksinimleri otomatik olarak karşılaması,
otomatik uyum süreci olarak tanımlanabilir. Hemostatik mekanizmanın işlevi, fizyolojik
dengeyi ya da hemostastis’ i sürdürmektir. Örneğin, otomatik olarak nefes alırız, vücut
sıcaklığımız yükseldiğinde terleme yoluyla vücut sıcaklığı düzenlenir ya da kan şekerimiz
düştüğünde normale dönünceye kadar kana şeker salgılanır.
1
Hemostatik mekanizmanın yanı sıra organizmanın çevreye uyumunda ve kalımda
kullandığı ikinci yol reflekslerdir.
Refleksler; doğuştan getirdiğimiz, bir uyarıcıya karşı meydana gelen istem dışı tepki
olarak tanımlanabilir. Öksürme, hapşırma, iğne batan elin çekilmesi, göz kapağının
kırpılması, çocuktaki emme davranışı doğuştan getirdiğimiz reflekslere örnek oluşturabilir.
Hemostatik mekanizma ve refleksler bir dereceye kadar organizmanın hayatta
kalımında ve uyumunda yardımcı olur, ancak yeterli değildirler. Sadece bu mekanizmaların
varlığıyla uzun süre yaşayabilmemiz mümkün değildir. Organizma yaşamını sürdürmek için,
çevreye uyum sağlamada etkin olmak ve çok değişken çevrelerde gereksinimlerini karşılamak
durumundadır. Organizma yaşamını sürdürmek için çevresindeki hangi öğelerin kalımı için
olumlu, hangi öğeler yaşamını engelleyici ve hangi öğelerin nötr olduğunu öğrenmek
durumundadır. Dolayısıyla, öğrenme organizmanın ve bireyin çevreye uyumunda temel bir
araçtır.
İnsanoğlunun davranışlarının büyük çoğunluğu öğrenme ile oluşur. Dolayısıyla
öğrenme nasıl oluşur? Neyi, nasıl öğreniriz? Sorularının cevaplanması büyük önem taşır. Bu
soruların cevaplanmasıyla elde edilecek bilgiler, sadece eğitimciler öğretmenler değil, çocuk
yetiştiren anne babalar, tüketiciye ürün satan üretici ve satıcılar, reklamcılar ve bir topluma
hitap eden politikacılar gibi bir çok grup için de önem taşır.
ÖĞRENME
Öğrenme, büyüme ve vücutta değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere atfedilmeyecek,
yaşantı ürünü olarak meydana gelen davranışta ya da potansiyel davranıştaki nispeten
kalıcı izli değişmedir.
2
ÖĞRETME
Öğretme ise, öğrenmeyi sağlama faaliyetleridir. Öğrenmenin bir bireyin ya da materyalin
yardımıyla olmasına öğretme ya da öğretim denir.
Öğrenmenin Özellikleri
• Davranışta gözlenebilir bir değişme olması
• Davranıştaki değişmenin nispeten sürekli olması
• Davranıştaki değişmenin yaşantı kazanma sonucunda olması
• Davranıştaki değişmenin yorgunluk, hastalık, ilaç alma vb. etkenlerle geçici bir
biçimde meydana gelmemesi
• Davranıştaki değişmenin sadece büyüme sonucunda oluşmaması
PERFORMANS
Öğrenmeyle performans kavramlarını karıştırmamak gerekir. Öğrendiğimiz bilgiyi hemen
kullanmayabiliriz. Öğrenme, potansiyel olarak davranıştaki değişmeye, performans ise bu
potansiyelin davranışa dönüşmesine işaret eder. Örneğin turizm meslek lisesinde bir öğrenci
derslerde kitaplardan ya da hocalarından bir servisin nasıl yapılması gerektiğini öğrenebilir
ama bir restoranda çalışıncaya kadar bunu performansa dönüştürmeyebilir. Ya da sınavda
kaygılanan bir öğrenci öğrendiklerini sınavda gösteremeyebilir, performansa
dönüştüremeyebilir.
Tüm davranışlar öğrenilmiş davranışlar değildir. Bazı davranışlarımız reflekstir. Refleks,
daha önce de belirtildiği gibi, belirli bir uyarıcıya öğrenilmemiş bir tepkide bulunma şeklinde
tanımlanabilir ve organizmanın genetik olarak getirdiği bir özelliktir.
Ayrıca, bazı karmaşık davranışlarda öğrenilmemiştir. Genetik olarak getirdiğimiz bu karmaşık
davranış biçimlerine içgüdü denilmektedir. Yuva yapma, göç etme, kış uykusuna yatma,
çiftleşme içgüdülere örnek oluşturabilir.
3
• Davranıştaki değişmeye öğrenme diyebilmek için içgüdüsel ya da refleksif olmaması,
bir yaşantı sonucu meydana gelmesi ve nispeten kalıcı izli olması gereklidir.
• Eğer organizma, karmaşık davranış biçimini yaşantıdan bağımsız üretirse, bu
davranışa öğrenilmiş davranış demek mümkün değildir.
YAŞANTI
Yaşantı, bireyin çevresiyle belirli bir düzeydeki etkileşimleri sonucunda bireyde kalan izdir.
Yaşantı olmazsa öğrenme de gerçekleşmez. Yaşantının oluşması için etkileşim gerekir.
Yaşantı, bir uyarıcının(etkinin) ve bu uyarıcıya verilen bir tepkinin, uyarıcının yol açtığı bir
davranışın olmasını gerektirir. Bireyin girdiği her etkileşim iz bırakmaz, yaşantının
oluşabilmesi için etkileşimin yaşantı eşiğini aşması gerekir. Yaşantı oluşmazsa öğrenme de
gerçekleşmez.
DAVRANIŞ
Organizmanın her tür etkinliğine davranış denir. Organizmanın gözlenebilen ya da
gözlenemeyen açık ya da örtük etkinliklerinin tümüdür. Konuşma, yazma, düşünme, kalbin
çalışması davranışa örnek gösterilebilir.
DAVRANIŞ TÜRLERİ
Davranışlar genel olarak üç grupta toplanmaktadır.
1-Doğuştan gelen davranışlar (içgüdüsel ve refleksif davranışlar)
2-Geçici davranışlar (alkol, ilaç, uyuşturucu, hastalık gibi etkenlerle ortaya çıkan, bu etki
kalktıktan sonra yok olan davranışlar)
3-Sonradan kazanılan davranışlar (doğuştan getirilmeyen, öğrenme ürünü olan davranışlar)
Eğitimin kapsamına giren sonradan kazanılan davranışlardır. Öğrenme ürünü olan istendik
4
davranışlar iki yolla kazanılır: Çevreyi temiz tutma, flüt çalma planlı eğitim ürünü davranışlar
ve el öpme, yaşlılara yer verme gibi gelişigüzel kültürleme ürünü olan davranışlar.
Sonradan kazanılan istenmedik davranışlar ise; yalan söyleme, çalma gibi kötü kültürel koşullar
altında kazanılan davranışlar ve kopya çekme gibi eğitimin hatalı yan ürünü olan davranışlardır.
ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN ETKENLER
Öğrenmeyi olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen etkenler vardır. Bunlar; öğrenenle,
öğrenme yöntemleriyle, öğrenilecek malzemenin türüyle, öğrenme ortamıyla ilgili olabilir.
5
DAVRANIŞ
Doğuştan Gelen Davranışlar
İçgüdüsel DavranışlarRefleksif Davranışlar
Geçici Davranışlar(Alkol, ilaç, hastalık vb.
etkisi ile oluşan davranışlar
Sonradan kazanılan davranışlar
(Öğrenme ürünü davranışlar)
İstendik davranışlar
İstenmedik Davranışlar
Planlı eğitim ürünü
davranışlar
Gelişigüzel kültürleme ürünü olan davranışlar
Kötü kültürel koşullar
altında kazanılan davranışlar
Eğitimin hatalı yan
ürünü olan davranışlar
ÖĞRENENLE İLGİLİ ETKENLER (KİŞİSEL ETKENLER)
a) Yaş: Yaşın öğrenme üzerinde önemli bir rolü vardır. Genellikle en iyi öğrenme yaşı
genç yetişkinlik yaşıdır, yaşlandıkça öğrenme hızı ve gücü azalır.
b) Zeka: Öğrenme hızının kişinin zeka durumuyla yakın ve doğrudan doğruya ilgili
olduğu söylenebilir.
c) Güdülenme: Güdü (motivasyon) istekleri, arzuları gereksinimleri, dürtüleri ve
ilgileri kapsayan genel bir kavramdır. Güdü, bizi harekete geçiren, davranışı bir amaca
doğru iten güçtür. Güdüler, organizmanın ihtiyacından doğar, bu ihtiyaçların
karşılanması için organizmayı harekete geçirir. Organizmanın öğrenmeye güdülenmiş
olması bireyin öğrenmesini kolaylaştırır. Güdü, davranışı oluşturan en temel koşuldur.
Güdüler davranışın tekrarlanmasını/sürdürülmesini sağlar ve güdüler davranış
değişikliğini de denetler. Güdüler öğrenilmiş ve öğrenilmemiş olmalarına göre ikiye
ayrılırlar. Öğrenilmiş güdüler öğrenme yoluyla meydana gelirler ve davranışlarımızın
önemli bir kısmını meydana getirirler. Bunlara sosyal güdüler de denir. Öğrenilmemiş
güdülere ise birincil güdüler denir.
Öğrenilmemiş Güdüler:
• Açlık / Susuzluk; Yaşamın sürdürülebilmesi için belirli maddelerin sürekli alınmasına
bağlıdır. Su, gıda, hava, belirli derecedeki ısı gibi koşullar sağlanmazsa ölürüz.
• Analık – Cinsellik; Analık güdüsü kısmen prolaktin adı verilen ve süt salgılamayla
ilgili olan bir hormonla bağlantılıdır. Prolaktin aynı zamanda analık davranışına neden
olur. Cinsel dürtülerin fizyolojik temeli vardır. Cinsel dürtülerin ortaya çıkması
erkeklerde androjen kadınlarda ise ostrogen adı verilen bir hormonla ilgilidir.
6
Araştırma Faaliyet Ve Kurcalama; Bedensel faaliyeti hedef alan benzer bir güdü
vardır. İnsanlar ve hayvanlar hiçbir neden olmadan hareket ederler. Örneğin bebeklerin
sürekli el ve ayaklarını oynattıklarını hepimiz biliriz. Deney fareleri önlerindeki tekerlekleri
her gün yüzlerce kez döndürürler.
Öğrenilmiş Güdüler ( Sosyal)
Birlikte Olma ; Birlikte olma güdüsü erken yaşta gelişir. Çocuklar yürümeye başladığı
andan itibaren birileri ile beraber olmaktan hoşlanırlar. Birlikte olma güdüsü merak ve
kurcalama güdüsüyle desteklenir.
Güçlü Olma; Güçlü olma, başkalarının davranışlarını denetleme, etkileme ve kendinin
güçlü olduğunu kanıtlama isteğidir. Güçlü olma, bireyin temel güdüsüdür.
Başarma; Başarı güdüsü başta ana baba olmak üzere insanlarla etkileşim sonucunda
öğrenilir. Başarı davranışı mükemmellik düzeyine ulaşıp, bu düzeyi aşmaya çalışır. Hemen
hemen herkeste başarılı olma isteği vardır. Ama kimilerinde çok kuvvetli, kimilerinde daha
azdır. Başarı ihtiyacı zekayla ilişkilidir. Başarı ihtiyacı duyan birey kendini göstermek için
ortamlar yaratır.
Sosyal Kabul;Diğer insanların davranışlarımızı uygun bularak kabul etmeleri ve onlar
tarafından beğenilmek sosyal kabul ile ilgilidir. Sosyal kabul, başkaları tarafından sevilmek,
beğenilmek arzusu olarak kendini gösterir. Özellikle küçük çocuklarda bu konudaki ihtiyaç
daha açık görülür.
d) Dikkat: Zihinsel bir faaliyetin odaklaşmasıdır. Dikkatin yapısında zihinsel bir
uyarılmışlık hali ve seçme işlemi vardır. Zihin dış dünyadan gelen uyarıcıları almaya
hazır haldedir, uyarıcıları fark eder ve karşı karşıya olduğu büyük miktardaki
uyarıcılar arasından amacına uygun olanları seçer.
Dikkati yönlendiren dışsal uyarıcılar
• Büyüklük• Şiddet
7
• Renk• Parlaklık• Zıtlık• Değişkenlik• Tekrar• Hareket• Yenilik
Dikkati Yönlendiren Birey ile ilgili özellikler
• Bireyin beklentileri• Bireyin geçmiş yaşantısı• Bireyin ilgisi• Bireyin ihtiyaçları
e) Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı: Herhangi bir öğrenmenin olabilmesi için
bireyin uyarılmışlık haline gelmesi gerekir.
Ancak aşırı uyarılmışlık düzeyi de öğrenmeyi engeller. Bu durumda heyecan ve “kaygı”
görülür. Genel uyarılmışlık hali gibi kaygı da öğrenmede önemli bir öğedir. Yüksek kaygı
düzeyi, öğrencilerin belirli bir konuyu öğrenirken yoğunlaşmamalarına neden olur.
f) Fizyolojik Durum: Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için öğrenenin fizyolojik durumu
önemlidir. Görme, işitme sorunları, kronik hastalıklar öğrenmeyi zorlaştırır.
g) Önceki Öğrenilenlerin Aktarılması: Daha önceden deneyimli oluş ya da konu ile
tanışıklığın bulunması yeni öğrenmeleri etkiler. Öğrenmenin aktarılması yararlı ya da
zararlı olabilir.
• Olumlu aktarma (Pozitif transfer):
Önceki öğrenilenlerin aktarılmasının yeni öğrenmeye katkı sağlaması
Ör/bir otomobili kullanmayı öğrenen kişi bir başka marka otomobili de kullanabilir
• Olumsuz aktarma (Negatif transfer)
Önceki öğrenilenlerin aktarılmasının yeni öğrenmeyi olumsuz etkilemesi/engellemesi
Ör/iki parmak daktilo/on parmak
8
ÖĞRENME KURAMLARINA GENEL BİR BAKIŞ
İstendik öğrenmeleri oluşturabilmek için öğrenmenin hangi koşullar altında
gerçekleştiğini incelemek gerekir. Öğrenmenin hangi koşullar altında oluşacağını ya da
oluşmayacağını, öğrenme kuramları betimler ve açıklar. Tüm öğrenme durumlarını
açıklayabilen tek bir öğrenme kuramı henüz yoktur. Bazı psikologlar ve eğitimciler
Öğrenme kuramlarını genel olarak aşağıdaki gibi iki ana grupta toplamaktadırlar.
• Davranışçı-Çağrışımsal Kuramlar
(Öğrenmeyi uyarıcı ve tepki arasında kurulan bağla açıklamaya çalışır)
• Bilişsel Alan Kuramları
(bireyi çevresi hakkındaki bilişleri ve bu bilişlerin onun davranışlarını etkileme
yollarıyla ilgilenir)
Öğrenmeyi açıklayan kuramlar ise aşağıdaki gibi sıralanabilir.
DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMDA ÖĞRENME• Klasik koşullanma• Edimsel koşullanma• Gözleyerek öğrenme
BİLİŞSEL YAKLAŞIMDA ÖĞRENME
• Gizli öğrenme• Ani kavrayış yoluyla öğrenme• Bilgi-İşlem Yaklaşımına göre öğrenme
AlgıDikkatHafıza vb.Öğrenme stratejileri
• Buluş Yoluyla Öğrenme• Sunuş Yoluyla Öğrenme
• Bloom ve Tam Öğrenme• Çoklu Zekâ Kuramı• Yapılandırmacı Yaklaşım
9
• İşbirliğine Dayalı Öğrenme• Beyin Temelli Öğrenme
10