Non small akc ca’nın plevral yayılımında cerrahi
-
Upload
akue-goegues-cerrahisi -
Category
Health & Medicine
-
view
51 -
download
1
Transcript of Non small akc ca’nın plevral yayılımında cerrahi
Non-small akc ca’nın plevral
yayılımında cerrahiArş. Grv. Dr. Adem GENCER
Giriş
KHDAK’de plevral yayılım
◦ Sınırlı metastatik yayılım: Lokalize plevral
nodüller
◦ Plevral karsinamatozis: Çok sayıda
dissemine nodül
◦ Malign pl. Eff: plevral sıvıda malign
hücreler
KHDAK’de metastatik pl. Yayılım %1-7
Metastatik kanserde %10
etkilenmekte.
Median survive: 5-8 ay
5 yıllık sağkalım: %2-4
◦ Bu nedenle M1a cerrahiyi engellemekte
Torakotomi sırasında lokalize pl.nodül
görüldüğünde komplet rezeksiyon
önerilmekte.
Amaç
Sınırlı lokalize ve rezektable pl.nodül
tesbit edilen KHDAK hastalarda
cerrahinin yerini sorgulamak.
Hastalar ve metod (Hastalar)
Paris ve Boisguillaume’de iki hastanede
Ocak 1983 – Aralık 2006 arası küratif
girişim için torakotomi yapılan 4668
hasta incelendi.
Preop: Akc grafisi, Bronkoskopi, CT,
Spirometri, Akc perfüzyon taraması
◦ Uzak met: PET, Med yayılım için
mediastinoskopi
Multiple non-rezektable uzak met, N3,
perikardiyal ve plevral yayılım cerrahiye
engel teşkil etti.
N2 hastalıkta tutulan istasyon sayısı,
adenopati büyüklüğü, hastane ekolü,
ilgili döneme ait özellikler
◦ Preop KT
◦ Preop kemorasyasyon
◦ First-line cerrahi ve takiben KT
◦ Definitif KT
Postop: performans statüsü uygun
olan pT3/pT4 yayılımlı, pN2, inkomplet
rezeksiyonda adjuvan tedavi verildi.
Totalde 4668 hasta üzerinde çalışıldı.
Kontrol ve çalışma grubu
Daha önce pl.met saptanmayan M1a
hastalara cerrahi uygulandı.
Beklenmeyen plevral yayılım iki gruba
ayrıldı.
◦ Diffüze non-rezektable karsinomatoz
plörit: Bu hastalara sadece pl.bx. Yapıldı
ve kontol grubuna alındı.
◦ Sınırlı az sayıda pl.nodül varlığında primer
tm, mediastinal LN, pl.metastatik nodüller
rezeke edildi ve çalışma grubu
oluşturuldu.
Evreleme
1997’de uluslar arası evreleme sistemi
KHDAK evrelemesini güncelledi. Her
iki sistemde de M1 Evre 4 olarak
belirtildi.
◦ M1a: Kontralateral lobda ayrı tm ile birlikte
pl.nodül veya malign pl-perikardiyal eff.
◦ M1b: uzak met.
Mediastinal LN sınıflaması: Mountain
– Dressler sınıflaması kullanıldı.
Metod
Etik onay alındı.
Üç grup için (overall, kontrol, çalışma)
◦ Yaş, cinsiyet, rezeksiyon türü (R0, R1,
R2).
◦ Takip: hastane kayıtları, göğüs ve
pratisyen hekim anketi, ölüm belgeleri.
◦ Postop ölüm: 90 gün içinde veya
hastanede ölüm.
◦ Sağkalım: ameliyat ile ölüm yada takipten
çıkış tarihi.
İstatistiksel analiz
Normal dağılım sürekli değişkenleri st.deviasyon olarak tanımlandı.
Üç gruba ait data toplandı ancak direkt karşılaştırma yapılmadı.
Kategorik veriler sayı ve oran olarak verildi.
Sağkalım Kaplan-Meier tahmini ile ve logrank test ile hesaplandı
Uni-multi-variate analizi Cox proportionalhazards modeli ile hesaplandı.
Güvenilirlik sabiti p<0.05 alındı.
Yazılım olarak SEM (Anticancer Centre Jean Perrin, Clenmont Ferrand, France) kullanıldı.
SONUÇLAR
Tablo 1 ve 2
Sonuç
TARTIŞMA
KHDAK’de %7.5 M1a görülür ve malignplevral effüzyonun %17-56’sı akc kanseri nedeniyledir.
Buna rağmen plevral effüzyon sitolojisi %50 negatif gelir: non-malign veya reaktif. Cerrahi kontraendike değildir ve 5 yıllık sağkalım pl.eff olmayanlarla benzerdir.
Diğer yandan malign pl.eff ve/veya noduler pl tutulum kontraendikedir ancak her zaman operasyon öncesi tespit edilemeyebilir ve eksploratiftorakotomiye gidebilir. Yada rezekeedilebilir ki 5 yıllık sağkalım %16’dır.
Reyes ve ark. Malign pl.eff gelişen 20
hastada;
◦ 10: sistemik kombinasyon KT en uzun 21
ay
◦ 6: KT + plöro-pnömonektomi: median 19
ay
◦ 4: Plöropnömonektomi: 59 ay (1 hasta)
Malign pl.eff KHD
En mantıklı: Sistemik KT sonrasında
ekstraplöral pnömonektomi.
Akaogi ve ark (1994): 23 hasta
raporladı.
◦ Plöropnömonektomi (n=16), limited
rezeksiyon(n=7)
◦ Tümünde plevral kaviteye mitomisin C
◦ 3’ünde mediastinal irradyasyon
◦ 4’ünde postop Cisplatin tabanlı KT
En uzun sağkalım: 42 ay
N2’siz plöropnömonektomi
yapılanlarda ortalama sağkalım 24 ay.
Yokoi plöropnömonektomi ve postop cisplatintabanlı KT alan T2N0 adenokarsinomluhastanın 5 yıllık sağkalımını yayınladı.
Shimizu 40 hastayı inceledi. ◦ 2: eksploratif torakotomi
◦ 10: plöropnömonektomi
◦ 28: sınırlı rezeksiyon
En iyi sonuç bir hastada 65 aylık sağkalım ile sınırlı rezeksiyonda görüldü.
Plevral disseminasyonlu KHDAK hastalarında lokal eksizyon ile plörektominin uygun olduğunu desteklemektedir.
Bu yazarlar kendi sonuçlarını 2000
yılında konfirme ettiler.
2000-2002 yılları arasındaki literatür
incelendiğinde:
◦ Rezeksiyon olmaksızın eksploratif
torakotomide 5 yıllık sağkalım
gözlenmedi.
◦ En iyi sonuçlar N0 adenokarsinomlu
hastalarda gözlendi.
Sawabata rezeksiyon sonrası 5 yıllık sağkalımı %9-10 olarak belirtti. Ancak bu sonuçlar hastaların sağkalımınafaydalı değildi ve multimodalitetedaviler uygulanmalı idi.
Bizde bu görüşü destekliyor ve sadece plevral malignensi için değil torakotomiesnasında karşılaşılan diğer beklenmeyen malignensiler içinde bu tedavilerin uygulanması gerektiğini düşünüyoruz.
Malign plevral effüzyon özel bir durum
ve 1985-97 arasında T4(evre IIIB)
olarak kabul edilmekteydi ancak pek
çok kişi buna evre IV olarak
yaklaşmaktaydı. Green ve
ark.sınıflamanın değiştirilmesini
önerdiler.
Mott ve Sharma plevral eff özel bir
antite olması sebebiyle evre IVA
olarak tanımlanmasını savundurlar.
Böylece TNM sınıflaması değişti.
M1a plevral tutulumda cerrahininde
içinde bulunduğu tedavi seçenekleri
sadece literatür ve kişisel tecrübe ile
değil plevral yayılımın yapısal
özelliğiyle de desteklenmektedir.
KHDAK’de plevral tutulum olmasa
dahi plevral aralıkta tümör hücreleri
olabilir. (plevral sitolojide + olması
dışında)
Plevral lavaj sitoloji +’liği değişken olmakla birlikte 8763 hastayı içeren ulusal meta analizde %5.8 bulunmuştur.
Bunun sağkalım üzerine etkili bağımsız bir değişken olduğu ve rezektablehastalarda T’yi yükselten bir parametre olduğu düşünülmektedir.
Bizim hipotezimize göre pozitif plevrallavaj sitolojisi Evre M1a’nin ilk basamağıdır.
Adenokarsinomda sıklığı yüksektir ve mediastinal LN yayımını arttırır.
Plevra periferik KHDAK’nin yayılımında intrapulmoner nodların oynadığına benzer şekilde, önemli rol oynar.
Pozitif plevral sitoloji N2 ile birlikte skipmetastaz kanıtıdır ve Mıa plevralnodüller N1 ile eşdeğerdir.
Parietal ve diyafragmatik plevradaki subplevral lenfatikler plevral boşluğu ve tümör hücrelerini drene ederek mediastinal LN ve kan dolaşımına yayılmayı sağlar.
KHDAK’nin plevral yayılımının kan yoluyla mı yoksa lokal olarak mı olduğu net değildir.
Bizim çalışmamızda M1a’lı direkt plevralinvazyonu olan küçük bir grupta (%37) yayılımın kan yoluyla olduğu plevral tabanlı olmadığı tesbitedildi.
Diğer yandan rezektable M1a hastalarda mortalite non-rezektable M1a hastalardan ziyade rezektable M0 hastalara benzerdir, ve sınıflamada M1a’nın metastatik hastalık yerine lokal ileri evre olduğu tartışmaya açıktır.
Bu tartışma sınırlı ve rezektable plevral yayılım ile disemine non-rezektable yayılım arasındaki farkın subjektif olmasından dolayı eleştirilmiştir. Çalışmamızın major limitasyonu da buradadır.
Tüm bu bilgiler ışığında intraplöral tümör
yayılımının düşük prognozuna rağmen,
plevral tutulum N0M0 hastalarda lokalize
hastalık olarak değerlendirilmeli ve M1a
KHDAK’de multi-modalite tedavilerinde
cerrahi de bir seçenek olarak
düşünülmelidir.
Dolayısıyla onkolojist yada physician
neo-adj/adj tedavi ile cerrahiyide bir
seçenek olarak düşünmeli ve plevral eff
drenajı ile sklerazan plöredezden
kaçınmalıdır.
Sonuç
Bu çalışmada sınırlı metastatik plevral
yayılımı olan hastalarda komplet
cerrahi ile uzun dönem sağkalım
%16’dır.
Bizim çalışmamız KHDAK’li bu tür
hastalarda cerrahinin avantajını
konfirme edecek diğer çalışmalara ışık
tutacaktır ve metastatik plevral
effüzyonlu hastalarda multimodalite
tedavilerin içerisine cerrahininde
eklenmesini sağlayacaktır.