nisan 2010 Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın...

8
deu nisan 2010 Toplu ignE Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın organıdır. e Tınaztepe Yerleşkesine Komşu Çöplük Yerleşke Geliyor…!!! İzmir Büyük Büyükşehir Belediyesi, Kaynaklar’ da orman arazisi içinde olan bir alanı “İzmir’in Çöp Döküm Sahası” olması için çalışmalar yapmaktadır. Düşünülen alan Buca Belediye- sinin sınırları içinde kalmaktadır. Buca Belediyesi bu alanları rekreasyon alanları olarak kullanmak istediği için karşı çıkmaktadır. Ancak, karar Büyükşehir belediyesindedir. Çünkü Buca Belediyesi İzmir Büyük Şehir Belediyesinin altındadır... haberin devamı 3. sayfada ÇÖP KÖY? TINAZTEPE ENGELSİZ DOKUZ EYLÜL 6.sayfada 22 Mart 2010 Pazartesi günü Sinema dünyasının yaşayan en büyük yönetmenlerinden Theo ANGELO- POULOS ‘a “ONURSAL DOKTORA” ünvanı verilmesi töreni Güzel Sanatlar Fakültesi,Özdemir Nutku Sahnesi’nde yapıldı. Rektörümüz Prof.Dr. Mehmet FÜZÜN’ün konuşması ile başlayan tören daha sonra Theo ANGELOPOULOS ile “Barış Kül- türü ve Sinema” konulu söyleşi ile devam etti. ANGELOPOULOS‘a ONURSAL DOKTORA MİLLİ AĞAÇLANDIRMA SEFERBERLİĞİ’NE DESTEK KAMPANYASI sayfa 3’de CAMEKANLAR ARDINDA sayfa 6’da beftt istanbul’DA 3.sayfada “ÖĞRENCİ KONSEYLERİ İSTİŞARE TOPLANTISI”NDA BULUŞTU Öğrenci Konseyleri İstişare Toplantısı; ODTÜ (Orta Doğu Teknik Üniversi- tesi), Galatasaray, Ege, İzmir Ekonomi, İzmir, İstanbul Arel, Yıldız Teknik, Mimar Sinan Güzel Sanatlar, İstanbul Kültür, Ağrı İbrahim Çeçen, Iğdır, Tunceli, Batman, Sabancı, Koç, Gediz, Yeditepe Üniversitelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Üniver- site öğrenci konseyleri arasında iletişim ve işbirliğini arttırmak amacıyla düzenlenen ve üç gün boyunca devam eden organizasyon kapsamındaki toplantılar, kapalı otu- rum şeklinde gerçekleştirildi. Öğrenci Konseyleri İstişare Toplantısı’nın, 15 Mart, Pazartesi günü Do- kuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü Senato Salonu’nda yapılan ve Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İsmail Hakkı Bahar ve Prof. Dr. Alp Timur’un da katılımıyla gerçekleştirilen final toplantısına, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu katıldı. Çok sayıda bürokratla birlikte katıldığı toplantıda, üniversite konsey başkanlarının sorularını yanıtlayan Kocaoğlu, başta ulaşım olmak üzere tüm soruları detaylı bilgiler vererek yanıtlarken, çözüm önerilerini de anlattı. İzmir’de “Gençlik Meclisi” ihtiyacı… Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Alp Özdemir, toplantıda, İzmir’in “Gençlik Meclisi”ne ihtiyacı olduğunu dile getirdi ve Aziz Kocaoğlu’na, öğrenci konseyine ve bu toplantıya katkılarından dolayı teşekkür plaketi sundu. ACI KAYBIMIZ Üniversitemizin İstatistik 2. Sınıf öğrencisi olan değerli arkadaşımız Nesrin İvak 17 Mart 2010 sabahı hayata gözlerini kapadı. Sevgili Nesrin son bir haftadır yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyordu. Ne yazık ki, bu mücadelesine daha fazla dayanamadı ve 17 Mart sabahı solunum yetmezliği nedeniyle kalbi, tüm yaşam sevincine inat, durdu. Ailesine, tüm sevdiklerine başsağlığı ve sabır diliyoruz. İstatistik 2. Sınıf 2. Öğretim Öğrencileri adına Umut Süleyman Yurtsever. Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrenci Konseyi’nin öncülüğünde düzenlenen Öğrenci Kon- seyleri İstişare Toplantısı, Türkiye genelinde 19 üniversitenin öğrenci konseyi başkanlarının katılımıyla, İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. 13 Mart, Cumartesi günü başlayan Öğrenci Konseyleri İstişare Toplantısı’nın Fina- li, 15 Mart, Pazartesi günü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun katılımı ile yapıldı. Kocaoğlu, çok sayıda bürokratı ile birlikte katıldığı toplantıda gençlerin tüm sorularını yanıtladı ve onların isteği üzerine öğüt verdi.Toplantıda, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Alp Özdemir, İzmir’de “Gençlik Konseyi”ne ihtiyaç duyulduğunu iletti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan, üç gün süren toplantının finalinde öğrencilere öğüt : “Liderlik bir dürtüdür, engellenemez.. Başarı Donanımlarınızı Geliştirmekle Mümkün Olur…” iibf

Transcript of nisan 2010 Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın...

Page 1: nisan 2010 Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın ...kisi.deu.edu.tr/topluigne/arsiv/nisan.pdf · Güneş Aktaş’ın yaptığı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü/Dario

deu

nisan 2010Toplu ignE

Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın organıdır.

e

Tınaztepe Yerleşkesine Komşu Çöplük Yerleşke Geliyor…!!!

İzmir Büyük Büyükşehir Belediyesi, Kaynaklar’ da orman arazisi içinde olan bir alanı “İzmir’in Çöp Döküm Sahası” olması için çalışmalar yapmaktadır. Düşünülen alan Buca Belediye-sinin sınırları içinde kalmaktadır. Buca Belediyesi bu alanları rekreasyon alanları olarak kullanmak istediği için karşı çıkmaktadır. Ancak, karar Büyükşehir belediyesindedir. Çünkü Buca Belediyesi İzmir Büyük Şehir Belediyesinin altındadır...

haberin devamı 3. sayfada

ÇÖP KÖYmü ?TINAZTEPE

ENGELSİZ DOKUZ EYLÜL 6.sayfada

22 Mart 2010 Pazartesi günü Sinema dünyasının yaşayan en büyük yönetmenlerinden Theo ANGELO-POULOS ‘a “ONURSAL DOKTORA” ünvanı verilmesi töreni Güzel Sanatlar Fakültesi,Özdemir Nutku Sahnesi’nde yapıldı. Rektörümüz Prof.Dr. Mehmet FÜZÜN’ün konuşması ile başlayan tören daha sonra Theo ANGELOPOULOS ile “Barış Kül-türü ve Sinema” konulu söyleşi ile devam etti.

ANGELOPOULOS‘a ONURSAL DOKTORA

MİLLİ AĞAÇLANDIRMA S E F E R B E R L İ Ğ İ ’ N E DESTEK KAMPANYASI

sayfa 3’de

CAMEKANLARARDINDA

sayfa 6’da

beftt istanbul’DA 3.sayfada

“ÖĞRENCİ KONSEYLERİ İSTİŞARE TOPLANTISI”NDA BULUŞTU

Öğrenci Konseyleri İstişare Toplantısı; ODTÜ (Orta Doğu Teknik Üniversi-tesi), Galatasaray, Ege, İzmir Ekonomi, İzmir, İstanbul Arel, Yıldız Teknik, Mimar Sinan Güzel Sanatlar, İstanbul Kültür, Ağrı İbrahim Çeçen, Iğdır, Tunceli, Batman, Sabancı, Koç, Gediz, Yeditepe Üniversitelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Üniver-site öğrenci konseyleri arasında iletişim ve işbirliğini arttırmak amacıyla düzenlenen ve üç gün boyunca devam eden organizasyon kapsamındaki toplantılar, kapalı otu-rum şeklinde gerçekleştirildi. Öğrenci Konseyleri İstişare Toplantısı’nın, 15 Mart, Pazartesi günü Do-kuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü Senato Salonu’nda yapılan ve Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İsmail Hakkı Bahar ve Prof. Dr. Alp Timur’un da katılımıyla gerçekleştirilen final toplantısına, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu katıldı. Çok sayıda bürokratla birlikte katıldığı toplantıda, üniversite konsey başkanlarının sorularını yanıtlayan Kocaoğlu, başta ulaşım olmak üzere tüm soruları detaylı bilgiler vererek yanıtlarken, çözüm önerilerini de anlattı. İzmir’de “Gençlik Meclisi” ihtiyacı… Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Alp Özdemir, toplantıda, İzmir’in “Gençlik Meclisi”ne ihtiyacı olduğunu dile getirdi ve Aziz Kocaoğlu’na, öğrenci konseyine ve bu toplantıya katkılarından dolayı teşekkür plaketi sundu.

ACI KAYBIMIZ Üniversitemizin İstatistik 2. Sınıf öğrencisi olan değerli arkadaşımız Nesrin İvak 17 Mart 2010 sabahı hayata gözlerini kapadı. Sevgili Nesrin son bir haftadır yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyordu. Ne yazık ki, bu mücadelesine daha fazla dayanamadı ve 17 Mart sabahı solunum yetmezliği nedeniyle kalbi, tüm yaşam sevincine inat, durdu. Ailesine, tüm sevdiklerine başsağlığı ve sabır diliyoruz. İstatistik 2. Sınıf 2. Öğretim Öğrencileri adına Umut Süleyman Yurtsever.

Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrenci Konseyi’nin öncülüğünde düzenlenen Öğrenci Kon-seyleri İstişare Toplantısı, Türkiye genelinde 19 üniversitenin öğrenci konseyi başkanlarının katılımıyla, İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. 13 Mart, Cumartesi günü başlayan Öğrenci Konseyleri İstişare Toplantısı’nın Fina-li, 15 Mart, Pazartesi günü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun katılımı ile yapıldı. Kocaoğlu, çok sayıda bürokratı ile birlikte katıldığı toplantıda gençlerin tüm sorularını yanıtladı ve onların isteği üzerine öğüt verdi.Toplantıda, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Alp Özdemir, İzmir’de “Gençlik Konseyi”ne ihtiyaç duyulduğunu iletti.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan, üç gün süren toplantının finalinde öğrencilere öğüt :“Liderlik bir dürtüdür, engellenemez.. Başarı Donanımlarınızı Geliştirmekle Mümkün Olur…”

iibf

Page 2: nisan 2010 Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın ...kisi.deu.edu.tr/topluigne/arsiv/nisan.pdf · Güneş Aktaş’ın yaptığı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü/Dario

toplu igne2

SAHANIN KULLANIMI İÇİN ALTERNATİFLER

*Kaynaklar, Gökdere Vadisi ve çevresi gerek İzmir gerekse Buca için çok önemli rekreasyon alanlarını içinde bulundurmaktadır. İzmir bugüne kadar yeşil kalabilmiş ender yerlerindendir. *Malum bugün gelinen noktada İzmir veya diğer şehirlerde insanların çalışma ortamlarından ve de şehrin bunaltıcı havasından dolayı insanların boş vakitlerinde enerji depolamaya, beyin olarak yenilenmeye ihtiyaçları vardır. Bu dünyada yapılan bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. İzmir çevresine baktığımızda ise bu tür alanlardan insanların en rahat şekilde ulaşımını sağlayabileceği rekreasyon alanları Kaynaklar ve çevresindedir. Flora, fauna, mor-folojik ve kültürel zenginlikleriyle buralar gerçekten çok önemli yerlerdir. *Gökdere vadisi boyunca yılın hangi ayında giderseniz gidin ayrı bir güzelliği vardır. Dere boyunca uzanan çınar ağaçları sonbaharda ayrı bir haz, ilk-baharda ise bambaşka bir haz bırakır insan bedeninde… *Kaynaklar ise tarihi çınar ağacıyla, Gürlek deresinin yamaçlarındaki dikliklerde yapıla Kaya tırmanışı sporuyla sadece İzmir’de değil Türkiye’de zaten marka haline gelmiştir. *Gölet ve diğer piknik ve eğlence yerleriyle buralar adını İzmirliye adını zaten yeterince duyurmuştur.Böyle bir tablo varken karşımızda buraları çöp döküm alanı haline getirmek, 3,5 milyon nüfusu aşan İzmir’de şehrin bunaltıcı havasından kurtulması için insanlara buraları çekici hale getirmek yerine, gelen insanları da buralardan uzaklaştırmaya çalışmak sanırım bu şehrin insanlarına yapılan bir ihanettir. *Bu karar öncesinde buranın gerek zemin özellikleri gerekse yerleşmeler üzerindeki olumsuz etkiler ne kadar araştırıldı bilmiyorum ancak buraların potansiyelini, alternatif kullanımlarını çok iyi biliyorum. Bu nedenle burası yok pahasına bu kadar basit çıkarılmamalıdır. *Büyükşehir belediyesi bu kararını değiştirmeli, alternatif yerler araştırmalı, bu araştırmayı da üniversitelerin ilgili bölümlerinden yardım alarak yapmalıdır. *Üniversite öğrencileri olarak herkesin bu sosyal sorumluluğa sahip çıkması gerektiğini ayrıca, Büyükşehir Belediyesine bu karardan vazgeçmesi için baskı yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

-Çöp döküm sahası ile Gökdere köyü ve Kaynaklar Beldesi de çok yakın mesafede-dir. Bu alana çöp dökülmeye başlandıktan sonra gerek üniversite, gerekse Gökdere Köyü ve Kaynaklar Beldesi’ndeki insanların sağlığı tehlikeye girecektir.

-Çöp dökümü için seçilen saha aynı zamanda Gökdere ırmağının su ka-bul havzası içinde yer almaktadır. Bu neden buraya dökülen çöpler suyla çok kolay taşınabilecektir. Taşınan bu atıklar önce Gökdere köyüne, daha sonrada Bornova’dan İzmir körfezine dökülecektir.

-Sahanın zemin özellikleri de çöp dökmeye müsait değildir. Şöyle ki, söz konusu saha kireç taşı ve yer yer flişlerden oluşmaktadır. Bu kayaların su tutma kapasitesi çok düşüktür. Atıklardan yerin içine sızan su yer altında çok kolay bir şekilde diğer yer altı sularına karışacak ve çevreye yayılacaktır. Bu durum ise gelecekte çevredeki bitkiler ve tarım ara-zileri için problemler yaratacaktır.

Tınaztepe Yerleşkesine Komşu Çöplük Yerleşke Geliyor…!!!

İzmir Büyük Büyükşehir Belediyesi, Kaynaklar’ da orman arazisi içinde olan bir alanı “İzmir’in Çöp Döküm Sahası” olması için çalışmalar yapmaktadır. Düşünülen alan Buca Belediyesinin sınırları içinde kalmaktadır. Buca Belediyesi bu alanları rekreasyon alanları olarak kullanmak istediği için karşı çıkmaktadır. Ancak, karar Büyükşehir belediyesindedir. Çünkü Buca Belediyesi İzmir Büyük Şehir Belediyesinin altındadır... Proje sunulduğunda İBB’ den direk onay çıkmıştı. Ancak Buca Belediyesinin itirazları nedeniyle tekrar in-celemeye alındı. Fakat karar buranın çöp döküm sahası olması yönünde olacak gibi gözükmektedir. Söz konusu saha haritada da görüldüğü gibi Üniversitemizin Tınaztepe yerleşkesine çok yakındır. Bu projeyi kim gündeme getirdi, ön çalışmasını kim yaptı bilmiyorum. Ancak bu saha bu proje için uygun bir yer değildir. Bunun birçok nedeni var. Bunlarda en önem-lileri ise; -Bugün Buca 30 binden fazla öğrencinin üniver-site eğitimini gördüğü bir yerdir. Üniversitenin en önemli kampüslerinden birisi de Tınaztepe yerleşkesidir. Çöp dökümü için seçilen alan ile Tınaztepe yerleşkesi çok yakındır.

ÇÖP KÖYmü ?TINAZTEPE

adem [email protected]

TINAZTEPE YERLEŞKESİ

Page 3: nisan 2010 Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın ...kisi.deu.edu.tr/topluigne/arsiv/nisan.pdf · Güneş Aktaş’ın yaptığı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü/Dario

toplu igne 3

Yurt genelinde 02.12.2007 tarihi itibariyle başlatılan Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliğine Üniversitemiz destek oluyor. Üniversitemizde, Coğrafya Öğrenci Topluluğunun başlattığı "Ulusal Ağaçlandırma Seferberliğine Destek Kampanyası”na, D.E.Ü. Öğrenci Konseyi, D.E.U.Fotografçılık Klübü (DEFOT) ve B.E.F. Tiyatro Topluluğu (BEFTT)’nun da katılımıyla Üniversite genelinde çalışmalar aralıksız sürdürülmektedir. Çevre Orman Bakanlığına bağlı, İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ile koordineli yürütülen çalışmaları kapsamında Mart ayında etkinlikler gerçekleştirildi. Üniversiteli’lerimizin de kampanyaya dahil olması için çalışan topluluklar ve öğrenci konseyi fakültelerde seminerler düzen-leyecek, dikilecek fidanlar için kampanya kapsamında bağış toplayacak, Mart ayının son haftası da kampanyaya bağış yapan tüm üniversitelil-erle birlikte fidan dikimi yapılacaktır. SEFERIHISAR YANIK ORMAN SAHASI Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Seferberliği Kampanyası Hakkında Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Seferberliğinin amacı; atmosferdeki sera gazlarını dengede tutabilmek için, önemli karasal karbon yutakları olan orman alanlarının artırılmasıdır. En kısa sürede orman varlığının artırılması, bozuk ormanların rehabilite ed-ilmesi, erozyonla mücadele edilerek topraklarımızın göllere, barajlara ve denizlere taşınmasının önlenmesi gerekmektedir. Bu amaca kısa sürede ulaşmak için ülkemizin kaynaklarını seferber ederek çalışmalara hız verilmesi mecburiyeti bulunmaktadır. İnsanların aşırı tüketim hırsı sonucu, çevre temel göstergeleri giderek daha da bozulmaktadır. Ormanlar azalmakta, su seviyeleri düşmekte, toprak erozyonla kaybolmakta, sulak alanlar ortadan kalk-makta, meralar bozulmakta, nehirler kurumakta, ortalama ısı yükselme-kte, mercan adaları ölmekte, bitki ve hayvan türlerinin nesli tükenme-ktedir. Sürekli gelişen ve genişleyen küresel ekonomi, önlem alınmaz ise kendi yaşam-destek sistemi olan yerkürenin ekosistemini yok ede-cektir. Dünyanın çözmesi gereken problem kendi kendini yok etmeden tüm insanların temel ihtiyaçlarını sağlayacak bir sistem tasarlamaktır.

Türkiye; topoğrafik yapısı, iklimi, uygulanan yanlış tarım yöntemleri, aşırı mera ve orman tahribatı ve toprakların çoğunlukla erozyona duyarlı olması nede-ni ile dünya yüzünde yüksek düzeyde erozyona maruz kalan ülkeler arasında yer almaktadır. ‘Ulusal Ağaçlandırma Seferberliği Eylem Planı’nda, kamu kurum ve kuruluşları ile toplumun bütün kesimlerinin koordineli bir şekilde çalışmaları öngörülmüştür. Bu eylem planı, 2008-2012 yılları arasını kapsamaktadır. Plan kapsamında beş yıllık süre içersinde 2.300.000 hektar alanda ağaçlandırma, rehabilitasyon, erozyon kontrolu ve mera ıslahı çalışması planlanmıştır. Bu miktarın 2.164.000 hektarında Çevre ve Orman Bakanlığı, 136.000 hektarında ise diğer kurum ve kuruluşlar çalışma yapacaklardır. Çalışmaların toplam maliy-eti 2.702.100,00 TL. olarak öngörülmektedir. 1946 - 2008 Yılları Arasında Yapılan Çalışmalar 1839 Tanzimat Fermanı ile bugünkü ormancılık teşkilatının çekirdeğini oluşturan ilk orman müdürlüğü kurulmuştur. 1987 yılına kadar yeterince agaçlandırma çalışmaları yapılamamıştır. 1937 tılında yürülüğe giren 3116 Sayılı Kanunun sağladığı imkanlarla ve büyük heyacanlarla ağaçlandırma çalışmalrına girilmiştir. 1963 yılında ülkenin planlı kalkınma dönemine girmesi-yle ağaçlandırma çalışmaları hız kazanmıştır.

MİLLİ AĞAÇLANDIRMA SEFERBERLİĞİ’NE DESTEK KAMPANYASI

Dokuz Eylül Üniversitesi, İstanbul 2010 Kültür Başkenti Avrupa Üniversiteleri Arası Tiyatro Festivaline kabul edildi. Üniversitemiz festivale bünyesinde bulunan birkaç toplulukla başvurmuş, yalnız bunlardan sadece Buca Eğitim Fakültesi Tiyatro Topluluğu’nun hazırladığı ve yönetmenliğini Güneş Aktaş’ın yaptığı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü/Dario Fo” adlı oyun kabul edilmiştir. Oyunu kabul edilen topluluğumuzu tebrik ediyor, bizleri festivalde en iyi şekilde temsil edeceklerine inanıyoruz.

BEFTT İSTANBUL 2010’da

DEÜ İİBF MÜZİK KULUBÜ

2003 yılında “Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi”nde kurulan "Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Kulübü"; misyonunu "sosyal faaliyet merkezli üniversite" modeli çerçevesinde, Dokuz Eylül Üniver-sitesi öğrencilerini bir araya getirmek, kampüse müzik ve sanat bulaştırmak, gri üniversite yaşamını renklendirmek olarak belirlemiş, bu amaçla, kampüs içinde ve dışında partiler, konserler, dinletiler, enstrüman, şan ve solfej kursları, dvd gösterimleri düzenlemiş; kulüp odasında kurulu enstrümanlarıyla ve sıcak ortamıyla öğrencilere samimi bir sanatsal atmosfer sunmuştur ve bundan sonra yeni yönetimiyle de sunmaya devam edecektir.

Page 4: nisan 2010 Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın ...kisi.deu.edu.tr/topluigne/arsiv/nisan.pdf · Güneş Aktaş’ın yaptığı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü/Dario

toplu igne4

d e u s a t

İİBF BİLGİ ÇAĞI TOPLULUĞU

Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bilgi Çağı Topluluğu gelişen dünyada ihtiyaç duyulan bilgi dolanımının ve özellikle üniversite öğrencilerinin bilgi çağına adaptasyonunu kendisine misyon edinerek 2007 yılında yapılanmasını tamamlamıştır.Gelişen dünya ile birlikte toplumlarda bilişim gelişmiş ,bilişimle beraber bilgi üreti-mi önem kazanmıştır.Bilginin kazandığı bu önem toplumlara bilgi çağını getirmiştir. Topluluğumuz bilgi çağına geçen dünya içinde önemli bir yer almak ,bu süreçte teknolo-jik , ekonomik ,sosyal ,politik ve kültürel alanda bilgi toplumunun temelini oluşturan üni-versite öğrencilerinin kişisel gelişimini sağlamak amacı gelmektedir. Özellikle bu amacı gerçekleştirmek için topluluğumuz bünyesinde pek çok iç gelişim eğitimi ve aynı şekilde tüm öğrenci ve öğretim görevlilerimize açık olarak gerçekleştirilen konferans ve eğitim seminerleri gerçekleştirilmektedir. Özellikle Avrupa Birliği’ne entegre olmakta ve tam üyelik adayı olan ülkemizde halen öğrenci olan ve geleceğimizin önemli bir bölümünü oluşturacak fakültemiz öğrencileri ne yazık kı Avrupa Birliği ve Avrupa politikaları konusunda da bilgi gereksinimi duymaktadır. Bu amaçla topluluğumuz kendisini kuruluş amacına ek olarak yeni bir amaca da adapte etmiş ve özellikle Avrupa Birliği Gençlik Programı kapsamında gerçekleştirdiği proje ve eğitimler ile gençlerin kişisel gelişimlerini amaçlamaktadır.

Topluğumuz eğitim ve öğretimin aktif olduğu dönemlerde her haftanın(resmi ta-tiller dışında) Çarşamba-Perşembe günleri saat 15:30’da topluluk odasında genel üye toplantılarını gerçekleştirmektedir.

İLETİŞİMTopluluğumuz ile iletişime geçmek için [email protected] adresine mail

atmanız yeterlidir.www.bilgicagitoplulugu.org

Dokuz Eylül Üniversitesi Su Sporları Topluluğu okulumuz bünyesinde 2005 yılından bu yana faaliyet göstermektedir. Öncelikli amacımız, okulumuz öğrencilerine su sporlarını ve sualtı dünyasını tanıtmaktır. Özellikle SCUBA dalışları ve eğitimleri önce-likli amacımızdır. Topluluğumuz bünyesinde CMAS 1 yıldıza sahip, eğitimli 40’a yakın dalgıcımız bulunmaktadır.

İzmir sualtı dünyası bakımından zengin illerimizden biridir. Çeşme, Seferi-hisar, Karaburun gibi bölgeler seçkin dalış noktalarına sahiptir. DEÜSAT olarak bröve-li dalgıçlarımızla bu bölgelerde dalışlar yapılmakta ve turlar düzenlenmektedir. SCUBA eğitimi almak isteyenlereyse oku-lumuzun verdiği destek kadar! yardımcı olunmaktadır. Sualtını görmek için bröve sahibi olmak zorunluluğu yok. Deneme dalışlarıyla da sualtını görmek imkanına sa-hipsiniz. Planlarımız çerçevesinde 20 Mart 2010 tarihinde dalış deneyimini öğrenmek isteyenler, sualtında nefes almanın duygu-sunu tatmak isteyenler için discovery (den-eme) dalış yapılacaktır. Eğitimli dalgıçlarımız gözetiminde, daha öncesinden hiç eğitim almamış dalış sever arkadaşlarımız sualtını görme olanağı bu sayede bulmuş olacakladır. 27-28 Mart 2010 tarihindeyse eğitim almak isteyen arkadaşlarımızaysa eğitim ver-ilecektir. Hafta içinde teorik olarak alacakları eğitimin yanında, hafta sonu aldıkları eğitimi uygulama fırsatı verilecek, kıyı ve bot eğitim dalışları yapılacaktır. Bu eğitim sonucunda Türkiye Sualtı Sporları Federasyonunun (TSSF) eğitimli dalgıç olduğunu gösteren CMAS 1 yıldız dalıcı brövesi verilecek ve istedikleri an Türkiye’nin herhangi bir yerin

deki dalış merkezinden dalış yapabileceklerdir. Ayrıca erkekler TSSF’den aldıkları bu bröveyi askerlikte kul-lanma olanağına sahiptirler. Yine DEÜSAT olarak sualtı dünyasıyla ilgili okulumuz içerisinde konferanslar düzenlenmektedir. Geçen sene okulumuza ünlü sualtı fotoğrafçısı Levent KONUK davetlimiz olarak gelmişti. Ve sualtı dünyası meraklılarına, çeşitli ülkelerde çektiği fotoğrafları göstermiş, bu fotoğraflar hakkında bilgiler vermişti.

Nisan ayının 16’sındaysa TRT’de yayınlanan Mavi Tutku adlı programın sualtı görüntü yönetmeni olan Türkiye’nin sayılı dalış eğitmenlerinden Tahsin CEYLAN’ı okulumuzda ağırlayacağız. Sualtı ve fotoğraf meraklılarının bu konferansla buluşacaktır. Dünyanın çeşitli yerlerinde çektiği en güzel fotoğrafları okulu-muzda bizlerle paylaşacaktır.

Topluluğumuz ve faaliyetlerimizi yazılı olarak ancak bu kadar anlatabiliriz. Çünkü sualtı yazılamayacak kadar değişik ve sözcüklerle anlatılamayacak kadar güzel bir dünyadır. Ve diğer sporların aksine SCUBA, hiçbir fiziki özelliğe ve kondisyona gerek duyulmadan yapılabilecek sayılı sporlardandır.

Page 5: nisan 2010 Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın ...kisi.deu.edu.tr/topluigne/arsiv/nisan.pdf · Güneş Aktaş’ın yaptığı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü/Dario

toplu igne 5

Coğrafya Öğrenci Topluluğu; dağ, deniz, ova, plato… Yani doğanın topluluğu… 2003 yılında Yrd. Doç. Dr. Hasan Çukur danışmanlığında Coğrafya Bölü-mü öğrencileri tarafından kurulan topluluğumuz, 7 yıl süresince Türkiye’nin bir-çok yerine araştırma gezileri düzenlemiştir. Kuruluş amaçlarımız arasında, üniversitedeki arkadaşlarımızla doğanın güzelliklerini paylaşmak, özellikle derslerde gördüğümüz doğa – insan ilişkilerini topluluk faaliyetlerine katılan arkadaşlarımızla da paylaşmak, doğa eğitimi faa-liyetleri düzenlemek, yeşil çevre bilincini aşılamak, doğaya karşı önyargıları yıkmak vardır. Ayrıca bozulan beşeri ve fiziki çevreyi de inceleyerek, sorunları anlatmaktır. Zira bu sorunlarının fark edilmesi özellikler ileride her ayrı bir ilde görev yapacak olan arkadaşlarımız için çok önemlidir. Bölüm içinde araştırma amaçlı Coğrafya gezilerinin yanında, tüm üniver-site öğrencilerinin de katılabileceği geziler düzenlemekte, bu gezilerde doğal gü-zellikleri fark ettirerek doğa bilincinin gelişmesini desteklemektedir. Topluluğumuz bu bilinçle hareket ederek üniversite genelinde çeşitli çalışmalarda yürütmektedir. Şu an devam eden projelerimiz arasında Çevre ve Or-man Bakanlığına bağlı İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’yle birlikte yürüttüğümüz “Milli Ağaçlandırma Seferberliğine Destek Kampanyası” vardır. Proje daha son-ra Öğrenci Konseyi, Fotoğrafçılık Topluluğu (DEFOT), BEFT’de destek vermeye başlamıştır. Bu çalışma ile Üniversite öğrencilerinin ağaçlandırma çalışmalarına katılmaları hedeflenmektedir. Çevreye olan sorumluluğunu bilen topluluğumuz, çevrenin korunmasında ve bozulmaların onarılmasında elinden gelen katkıları yapmaya çalışmakta, et-kili çalışma için de üniversitemizin diğer öğrenci topluluklarıyla da ortaklaşa çalışmalar yapmaya gayret etmektedir. Sizde eğer doğanın gizemini bizimle keşfetmek isterseniz etkinliklerimize katılabilir, bölümümüze ve Topluluğumuza ait gelişmeleri www.deucografya.org sitesinden takip edebilirsiniz.

Eski Dostumuz Mustafa ŞENAY ile DOKUZ EYLÜL AİLESİ üzerine söyleşi... DokuzEylülÜniversitesiBilgiİşlemDairesi’ndeyıllarıgeçiren,engüzelyıllarınıkazananinsanlardan,içimizdenbirisidirMustafaŞENAY.Okulumuzöğrencilerinindahayetkinbireğitimeveolanaklarasahipolabilmesiiçingerekmediğindebilesabahlayarakçalışansayısızgizlikahramanlar-danbiridirbizöğrencileriçin. AnkaralıŞenay1996’daDokuzEylülÜniversitesiEndüstriMühendisliğiBölümü’negirmişve ikinci sınıfın ikinci döneminde (1998)Bilgi İşlemDairesi’nin kısmi zamanlı öğrenci personelolaraküniversitemizadınaçalışmayabaşlamıştır.BaşlangıçtakısmizamanlıolanbuçalışmalaruzunyıllarsürecekbirserüvenedönüşecekveŞenayikincibiraile,ikincibirevbulacaktır.2001’debölüm-denmezunolmuş,2003yılındabaşkaüniversitelerideğilyinekendiailesinitercihetmesiyleDokuzEylülÜniversitesiBilgisayarMühendisliğiBölümü’ndeYüksekLisansProgramınagirmiştir.2006sonundaaskeregitmedenönceyerineçalışacakarkadaşlarınıyetiştirmiş,askerliksonrasında(2007)kısasüreliolarakaileyegeridönüşyapmışveBornovaMühendislikKoridorlarına,Bilgiİşlem’evedaetmiştir... 10-12Marttarihleriarasındaişiçinİzmir’imizeuğrayanŞenayarkadaşlarıylaveikinciailesi-ylebuluştu: -DokuzEylülÜniversitesisiziniçinneydi? -DokuzEylülÜniversitesibenimiçingerçektenyuvadır.Amaöylesıradanbirtavırlaeğitimyuvasıdırfalandeğil,tamanlamıylabirailedir.Sonuçtabenimşuankimeslekiatılımımıyaptığımyerdir.Başkabiryerdebenböylebirşeyyapamazdım.Obakımdanönemlidir.Amatabikiburadadaherkurumdaolduğugibibirtakımsorunlarvardıramagenelolarakherzamanpozitifbirhavasıvardırüzerimdekalan...DokuzEylülÜniversitesi’nihalaseverim.Şundandolayıseviyorum:Çünkübirkereanadoluüniversitelerininkendilerinehasbirşeyivardır,böylebirmütevaziliğivardır,çünküonlarınhiçbirisiböylebirBoğaziçi,birODTÜgibideğildir.Kendiaralarındainsanlarınbirdayanışmasıvardır.ÖzellikleODTÜ’lülerin,Boğaziçi’lilerin,İTÜ’lerinv.s.Yanimesalakendisindensonragelcekbirisiişealıncaksakendiüniversitesindenseçilmesiiçinbirçabasıvardır.DokuzEylül’dedebuvardıramaburadaçokdahaenteresanbirşekilde,çoksamimibirşekilde,bazenacımayavaracakbirşekildeyapılıyorbudurum.Yaniböylekardeşhavasında,herkesaynıyoldangeçtizaten,herkesMustafaSABUNCU’dandersaldıfalan,hepimizaslındaağlıyorduk,hepimizkardeştikgibisinden...Öylebirhavadayürüyenbirşeyvaryanibenbaşkahiçbirüniversiteninkendiöğrencileriarasındaböylebirşeygörmedim.BelkibirtekKocaeliÜniversitesi’ndeolabilir.Amaorasıdaİstanbul’açokyakınolmasıdolayısıylaböylebiryakınlıkolabilir.Ayrıcaburanınİzmir’deolmasınınayrıbiredasıvar.İzmir’ininsanlarısayesindebuşehregelipdeyumuşamayankimsegörmedimşimdiyekadar.Birdefaburasıfarklıbirşehir;havası,suyuherşeyi...Özellikleburada,bizimokuldafarklıolanbirbirinetutkunlukbağlamındaolandır.Böylebirşeyibaşkabiryerdegöremezsinizyanibenzannetmiyorum...Buranınsadeceböyleköktenikiüniversitesiolduğuiçin-özellerisaymıyorum-veetraftadaçokfazlakişisonuçtabuüniversitelerdenmezunolduğuiçin,durumböyle.Dışarıdanbaşkabirüniversitedendeğil...Burada,mesalabukrizöncesindeçokfazlakobivardı.Bunlarınçoğuşimdiyokmuş,çoğuiflasetmiş,ihracatyapamıyorlargibibirtakımproblemleridevar.Amaonunöncesindekendiçapındakavrulanbirşehirdiburası.Oaçıdandabirtutkunlukvarimişeskiden.Amatabidengelerdeğişiyorgelecektenasılolurbilemiyorum. -SonuçtaMustafaaileyegeridönmeyecekhiçbirşekilde? -Dönemeyecektir.Bukoşullarmaddideğil.Şundandolayıdiyebilirimki :Mesalasizebir imkansunuyorlar.ÖrneğinönünüzeAutocadkoyuyorlar.Buprogramıkullanıyorsunuz.Sonrasizediyorlarkidahaiyibiruygulamavarbunukullanın.Ondansonrasizyeniuygulamayaalışmayaçalışıyorsunuz.Alışıyorsunuz.Buseferdahakarmaşık,sizbuuygulamayıdahafazlaözümsemişsiniz,bunukullanmakzorundasınız,bunukullandığınızzamandahafazlaproblemçözüyorsunuz,dahafazlaprojeürete-biliyorsunuz,bunukullandığınızzamankendinizidahayetkinhissediyorsunuzgibisüreçlerdengeçiyorsunuz.SonrabiriştençıkıpbaşkabirişegiriyorsunuzveönünüzeAutocadkoyuyorlar.Kullanmanızgerekiyorfakatkullanırmısınız?Buöylebirşey...Şuankiortamımteknikolarakeskisinegörekıyaslanamazbüyüklükte,kamudeğilbirçoközelfirmayagörebileoldukçabüyük.Kolaybirşeydeğil.Onuyaparsankendiniköreltmeyebaşlarsın. -Kendinitekraretmekgibimi? -Yokşuandadatekraryapıyorumfarklıdeğil,amaolayıfarklıbiraz...Yılmazağabey’inbirlafıvardır“Üniversiteningöreviaslındabuşekildeinsanyetiştirmektir,oyüzdenseninburadangitmenkadardoğalbirşeyyoktur.Ufkunaçılacaksa,çalışacaksanvedahaiyisiniyapacaksanbuüniversitedegörevinitamamlamıştır,başarıylatamamlamıştır.”demiştir.Bendebusavakatılıyorumaçıkçası.Sonuçtaherkesinbiryerdegerçekleştirmesigerekenbirşeylervar.AmaDokuzEylülÜniversitesigibibirçalışmaortamıhiçbiryerdeyok.Olmaz.Olamazyani.Bilgiİşleminkendiortamı,çalışmaarkadaşlarının,herkesinbirbirinisevmesi,saymasıgibi...Çokuzunbirsürebenbunakarşıçıkarakdahaprofesyonelceçalışmayaçalıştımsafçaamahiçgerekyokmuş.

BEF COĞRAFYA ÖĞRENCİ TOPLULUĞUwww.deucografya.org

Page 6: nisan 2010 Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın ...kisi.deu.edu.tr/topluigne/arsiv/nisan.pdf · Güneş Aktaş’ın yaptığı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü/Dario

toplu igne6

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı 20 Haziran 2006 tarih ve 26204 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yükseköğretim Kurumları Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği”ni çıkarmıştır. Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince her üniversitede “Yükseköğretim kurumları özürlü öğrenci birimi”ni kuracaktır. Dokuz Eylül Üniversitesi 18.03.2009 tarihi itibari ile Dokuz Eylül Üniversitesi Özürlü Öğrenciler Birimini oluşturmuştur. Dokuz Eylül Üniversitesi Özürlü Öğrenciler Birimini’nin amacı; üniversit-emizdeki engelli öğrencilerimizin öğrenimleri, kampus ve yurt yaşamları sırasında engelleri nedeniyle karşılaşacakları zorlukları en aza indirmek ve engellerin ortadan kaldırılmasında ilgili taraflar arasında işbirliği sağlamaktır. Birim; engelli öğrenciler, öğretim elemanları ve personele de eşit erişim hakkı ve destek verebilmek için imkanlar yaratmayı kendine amaç olarak belirlemiştir ve üniversitede engellilik konusunda farkındalığı artırabilmek için uğraş vermektedir. Herhangi bir sağlık sorunu (gözle görülen veya görünmeyen) bir öğrencinin Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki akademik veya sosyal yaşantısını engelliyor ise o öğrenci “engelli”dir. Karşılaşabileceğimiz engel grupları şunlardır.

• Görme Engelliler • Fiziksel Engelliler • Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) • Öğrenme Güçlükleri • Psikiyatrik/Psikolojik Sorunlar • Konuşma ve Dil Sorunları • İşitme Engelliler ve Sağırlık • Travmatik Beyin Hasarları • Diğer Engel Grupları (kronik hastalıklar gibi)

Engelini (özürünü) Özürlü Öğrenciler Birimi’ne bildirip tespit et-tirmek veya ettirmemek öğrencinin kararıdır. Özürlü Öğrenciler Birimi tarafından ancak tespit edilen öğrencilere istekleri doğrultusunda destek verilecektir. Engelli bireyleri ve herkesi içine alacak şekilde kısıtlamasız bir üniversite yaratmak çevremizdeki her bireyin katılımını gerektirmekte-dir. Özürlü Öğrenciler Birimi çalışmalarında engeli olsun ya da olmasın siz öğrencilerimizi de aramızda görmekten mutluluk duyarız.

ENGELSİZ DOKUZ EYLÜL KOORDİNATÖRLÜĞÜ ÖZÜRLÜ ÖĞRENCİLER BİRİMİ

4.ENGELSİZÜNİVERSİTELERÇALIŞTAYI 11-12 Mart 2010 tarihlerinde Ege Üniversitesi MÖTBE Kültür Merkez-inde gerçekleşti. Çalıştay programına www.engelsizege.ege.edu.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

KISMİZAMANLIÇALIŞACAKÖĞRENCİARIYORUZ!!

Engelsiz DEÜ Koordinatörlüğü Özürlü Öğrenciler Birimimizde ve So-syal Bilimler Enstitüsünde ihtiyacımız dolayısıyla, kısmi zamanlı çalışacak öğrenci arkadaşlarımız www.deu.edu.tr adresinden SKS sayfasında bulunan kısmi zamanlı çalışma formu doldurmak suretiyle veya şahsen birimimize gelerek başvurularını gerçekleştirebilirler.

Engelsiz DEÜ KoordinatörlüğüÖzürlü Öğrenciler Birimi

412 16 61

[email protected]

BİRLİKTETİYATRO

SAHNESİNDEOLMAYANE

DERSİNİZ “AYDINLIĞIN ADI ATATÜRK” adlı Drama-tik Kolaj çalışmasını 10-16 Mayıs 2010 tarihler-inde gerçekleşecek Bahar Şenliklerimizde sahnelemek üzere gönüllü arkadaşlarımızı seçmelere katılmak üzere Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Özürlü Öğrenciler Birimimize bekliyoruz. Gelişmeler için irtibata geçe-bilirler. Sanatın ve sanatçının engel tanımadığını göster-meye hazırsanız bize 412 16 61 numaralı telefonumuzdan ya da [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.(Okuma tiyatrosu / radyo ti-yatrosu olarak adlandırılan bir çalışmadır.)

Engelsiz DEÜ KoordinatörlüğüÖzürlü Öğrenciler Birimi

412 16 [email protected]

İktisadi İdari Bilimler Fakültesinde bu yıl ikinci dönem açılan yeni bir kütüphane var. İçinde okuma salonu da bulundu-ran büyük, güzel bir kütüphane. İnsanı çalışmaya teşvik ediyor… Bu kütüphane sayesinde İktisadi İdari Bilimler Fakültesinde-ki öğrenciler merkez kütüphaneye taşınmak gibi büyük bir dertten de kurtarıldılar. Fakat bu kurtarma işi sırasında bazı öğrencilerin üniver-sitede ki varlığı unutulmuş gibi görünüyor. Çünkü bu insanı çalışmaya teşvik eden yeni, konforlu, güzel kütüphanemizin kapanış saati 17.30. Sanki bu saatten sonra okulda kimse yok. Bu durumda dersi 17.00 de biten örgün öğretim öğrencileri için yeni kütüphanemiz pekte kullanışlı gözükmüyor. Ders esnasında gidip kütüphaneyi kullanamayan öğrenciler 17.00 den sonra yarım saatlik boşlukta araştırma yapmak du-rumunda kalıyorlar. İkinci öğretim öğrencileri için de aynı şey söz ko-nusu. Onlar da eğer 17.30 dan önce işleri varsa kütüphaneyi kullanamaz durumda oluyorlar. 17.30 dan sonra saat 21.30 a kadar sadece okuma salonları kullanılabiliyor. Kütüphanenin neden daha erken kapatıldığı sorulduğunda da “mesai saati” gibi bir açıklama getiriliyor. “Peki neden kütüphanede bu saatler arasında da birisi görevlendirilmiyor?” diye sorduğumuzda da... a pardon, sanırım bu soru pek alışık olduğumuz türden değil. Görülen bu en azından… İnternet ve fotokopi nesli, kütü-phanelerin ne olduğunu unutmuşa benziyor. Ama konumuz bu değil… Çoğu ikinci öğretimde okuyan öğrencilerimizin yaptığı staj-lar, gittiği kurslar ya da nedeni her ne olursa olsun bir şekilde 17.30 dan önce işi olan öğrenciler kütüphaneden faydalanamıyor. Yani eğer belirlenen saat öncesinde işin varsa kitaplarla aranda büyük camekanlar var demektir. Günümüzde internetiyle, dvd arşiviyle, dergi arşivleriyle sabahlara kadar açık olan kütüphaneler varken; üniversite gibi akademik bir mekanda, zaten yeterli kaynağın bulunmadığı bir kütüphanenin, sadece “mesai saatleri” içerisinde açık olması, ümit vadeden gençliğin önünde yeni engeller oluşturuyor.

CAMEKANLAR ARDINDA RADYO

GERÇEKTE

NEREDE?Önümüzdeki Sayıda

DOKUZ EYLÜL

Page 7: nisan 2010 Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın ...kisi.deu.edu.tr/topluigne/arsiv/nisan.pdf · Güneş Aktaş’ın yaptığı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü/Dario

toplu igne 7

Hangisini seçerseniz seçin,sonuç aynı kapıya ‘ okumaya ‘ çıkar. Fakat okumama halinde olunacak olan “eşek”, herhangi bir meslek ya da iş sahibi olamamaktan öte insan olamama anlamındadır. Birey, üniversite ile birlikte yaklaşık 15-20 yıllık bir eğitim-öğretim hayatı geçirir. Tabii bu hayat genelde yorucu, sıkıcı geçer. Bu sıkıcılığın altında genelde ülkenin eğitim politikası, eğitim sistemi ve bireylerin ekonomik durumları gibi etkenler yatar. Okumak, tek başına herhangi bir diploma almak, yüksek okul ya da fakülte bitirmek değildir. Hiçbir zaman da öyle düşünülemez ya da ben böyle düşünmüyorum.. Bu düzlemde düşünüldüğünde karşımıza biraz çelişkili – belki de absürd- bir durum çıkıyor. Eğitim; ‘ Yeni kuşakların, toplum yaşayışında yerlerini almak için hazırlanırken, gerekli bilgi, beceri ve anlayışlar elde etmelerine ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme etkinliği’ , öğretim: ‘ Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi,talim’ olarak geçiyor sözlüğümüzde. Mektep ya da okul ise -her ne derseniz deyin- ‘Her türlü eğitim ve öğretimin toplu olarak yapıldığı yer’dir. Herkes bilir, hiç bilmeyen bile bilir.. En kötü ihitmalle bir yerlerde duymuştur. Okul açılırken bile, ‘yeni eğitim-öğretim yılı hayırlı olsun’ gibi cümleler sarf edilir. Daha fazla terimlere gir-meden durumu toparlayalım. Okumak kavramı artık bir gelenek haline gelmişçesine; sadece okul, ders vb. ile eş anlamda kullanılır olmuştur. Halbuki okul sadece öğretim, ders, mesleğe yöneliş değil, bunların aksine, hatta ve hatta daha fazla bir oranda eğitim, kişisel gelişim, bireyin toplumda kendini bulması yönünde bulunması gereken bir kurumdur. Eğitimciler bunu her zaman bilir ve söylerler. Ama asıl sorun uygulamadadır. Tabii sorun dediğimde de olay tamamen öğretmenler ile alakalı değildir. Bu sorun ülkenin genel eğitim politikasından kaynaklanır, bu politikanın sonucunda doğan neticelerdir. Örnekte verelim tam olsun, hem de en basitinden, her yerde duyduklarınızdan farklı bir şey değil: Meşhur ÖSS şeysi. Ergen şahıs en sorunlu zamanında okulun tam da yapması gereken şeyi bireye uygulayacağı sırada, yani eğitim vereceği sırada; tamamen eğitimden hatta tamamen hayattan kopartılarak, sadece öğretime kanalize olma zorunluluğunu yaşar, bu ÖSS şeysinden dolayı. Fakat ne yazık ki yıllardır, çoğu kesimimizin kafasına girmiş olan fakülte ya da yüksekokul diploması alma zorunluluğu fikri yüzünden bu ÖSS şeysi daha da ağır bir sorumluluk halini alıyor. Tabii ÖSS gibi, başka bir çarpıcı örnek olan, son zamanların hiti olan KPSS yi de es geçemem. Üniversite diploması almak için verimli yıllarını har-cayan ergen şahıs, o zamanlarda ÖSS geçsin huzura ericem, nirvanaya ulaşıcam diye düşünüyordu fakat gel gelelim ki olay sadece diploma almakla kalmıyor. Bu sefer de -tabii memurluk için geçerli- KPSS çıkıyor karşısına yirmi küsurlu yaşlarındaki bireyin. Bu yirmi küsur yaşlarına kadar süren tabiri caizse at yarışı modundaki okul ve ders olayı, bireyi genel olarak kendinden kopuk, asosyal hale sokuyor ve çoğu zamanda kişilik bozuklukları ile sonuçlanıyor. Çalışmak, para kazanmak falan gayet tabii çok mühim ve zorunlu bir hal,ona diyeceğimiz bir şey yok fakat bunu yapmak için ne diplomaya, ne de oturup ezberleyip bol ‘S’ li sınavlardan bolca puanlar almak zorunluluğu var. Kendini geliştiren, üreten, sosyal bireyler ellerinde bir diploma olmasa da çoğu diplomalıdan daha mutludur ve istediği hayatı yaşıyordur. Düşünün; artık bu ‘S’ ler arttıkça, gerçekten de birey zor duruma düşüyor. İstemese bile bu asosyalleşme içine düşüyor zaten. Farklılaşmak için sağlam bir çaba göstermesi gerekiyor. Her birey doğarken gelişime açık, meraklı bir birey olarak doğar. Onun bu yönünü körelten, yine kendisi, çevresi, okulu ve bunların doğrultusunda verdiği kararlar olur. Ama ne yazık ki kişi gelişimini tamamen yitirirse, artık hayatı da tamamen yitirmiştir. Sadece işine kanalize olmuş, iş ve mevkiden başka bir şey düşünemez, yapamaz duruma gelir. Kendi fikirlerini de yaratamaz artık. Bu durumda olan bir bireyde hayattan keyif alamaz; sıkıntı, bunalım ve yine bir çok kişilik bozuklukları ile karşı karşıya kalır. İşte bu yüzdendir ki ‘eğitim şart’tır.. Belki okul şart olmayabilir ama eğitim olmazsa olmaz. Hayat ne sadece diplomadan, ne sadece derslerden ibarettir. Sağlıklı düşünmek, hayatın içindeki herşeye dokunmaya çalışmak lazım. Konsere gidin, fotoğraf çekin, kitap okuyun, hatta kitap yazın, spor yapın. Birşeyler yapın, birşeyler yapalım.. Oku baban gibi eşek olma. (virgülü siz uygun yere yerleştirin!)

Oku,baban gibi eşek olma.. Oku baban gibi, eşek olma.. Kıvanç DİZMAN

?

Page 8: nisan 2010 Bu gazete dokuz eylül üniversitesi yayın ...kisi.deu.edu.tr/topluigne/arsiv/nisan.pdf · Güneş Aktaş’ın yaptığı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü/Dario

toplu igne8

iletişim [email protected]

[email protected] 602 36 57

BÖYLE REZALET GÖRÜLMEDi 8-0

Öğrenci Konseyimiz yine bir ilke imza attı. Forum Bornova’da düzenlenen üniversiteler arası halısaha futbol turnuvasına katılan konsey karması fena çarpıldı. 4 Mart Perşembe günü saat 14:00’da İzmir Yüksek Teknoloji Ensititüsünden Bulls Team ile karşılan konsey karması apar topar kurulmuş bir kadro ile sahaya çıktı. Geçmiş dönem Öğrenci Konsey Başkanı Serdar SİMSAR’ın sakatlandığı maçda ilk dakikalarda kontrollü oynayan konsey kısa zamanda bu kontrolü kaybederek kalesinde 8 gol gördü.

Değerli öğrenci arkadaşlarım, Öğrenci örgütlenmesinin tek resmi birimi olan öğrenci konseyimiz etkinliklerine tüm hızıyla devam etmektedir. Ulaşım zamları konusundaki rahatsızlığımız zam oranlarıyla ilgilidir.Beledi-yeler gereksinimleri gereği zam yaparlar bunu anlayışla karşılayabiliriz. Ancak zammın bu denli yüksek olması çeşitli rahatsızlıkları doğurur, doğurmuştur. İzmir Büyükşehir Belediyesi öğrenci dostu belediye tavrını bir süre öncesine kadar sergiliyordu. Diğer metropollerde ulaşım ücretlerine zam yapılırken İzmir’ de bu ücretlerde indirime gidiliyordu. Tabii o zamanlar biz Sayın Başkan Aziz Kocaoğlu’ nu üniversitemizde ağırlarken başkanın yanında ESHOT ge-nel müdürü de geliyordu. Böylece Başkan sayesinde Ersu Hızır ile de diyalog kurma şansımız oluyordu. Sorunlarımızı ve önerilerimizi kendilerine ilete-biliyorduk. Dolayısıyla Başkanımız sayesinde sağlıklı bir ilişki kurabilmiştik. Ancak şimdi bırakın sağlıklı bir ilişki kurmayı ESHOT genel müdürüne ulaşamıyoruz bile. Ulaşım zamları, Tınaztepe yerleşkemize Buca Heykel’’den öğrenci taşıyan 412 hat numaralı otobüsün kaldırılması ESHOT’ un sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla yönetilmediğini kanıtlıyor. En vahim olay da bunun sonrasında gerçekleşiyor: Öğrencilerin 412’’nin kaldırılmasına ciddi tepkiler vermesinin üzerine ESHOT Genel Müdürlüğü bir gaflete düşerek üniversitelileri kandırabileceğini sanmış ve yerleşke içi taşıma yapan otobüse 412 numarasını vermiştir. Böylece “412’’ yi geri verdik” demiştir. Onca eylem ve protestoya rağmen ESHOT Genel Müdürünün üzerine hiç alınmadan hayatına devam etmeside gerçekten üzücüdür. Üniversiteliler Aziz Kocaoğlu’’na her zaman en büyük ve takdir edici desteği vermiştir. Bu karar ve uygulamalar kendilerini yıpratmaktadır.Öğrenci Konseyi olarak 412 konusunda elimizden geleni yapacağız. Ayrıca nisan ayı içersinde BEF, Dokuzçeşmeler, Tınaztepe, Sağlık ve Sanat yerleşkelerinde öğrenci kurultayları düzenleyeceğiz. Yine üni-versitemizteki tüm öğrenci topluluklarıyla nisan ayının ilk haftasında bir toplantı yapacağız. Kurulması düşünülen Topluluklar birliği çalışmalarından bilgi vereceğiz. 19 Mayıs gençlik ve spor bayramında düzenleyeceğimiz üç etkinliklede gençlik bayramımızı doyasıya kutlayacağız. Tüm öğrenci arkadaşlarımızın desteğini beklemekteyiz.

D.E.Ü ÖĞRENCİ KONSEYİ BAŞKANI: ALP ÖZDEMİR’İN YAZISI

Oyuna Türk Tiyatrosunun iki önemli isminin geleceğini, birisinin Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin kurucularından Prof. Dr. Özdemir Nutku olduğunu, diğer misafirin de Türk Tiytrosu-nun önemli isimlerinden Rıza Pekkutsal olduğunu, ayrıca oyun daveti-yelerinin tamamına yakının tükendiğini belirtmiş. Buna rağmen Dekan sekreteri Nurcan Hanım, ücret ödenmezse salonun kilitleneceğini yinelemiş. Ardından araya tekrar Rektörlük Genel Sekreteri’nin girm-esiyle etkinlik izleyiciyle buluşabilmiştir. Peki, Rektörlük Genel Sekreterimiz araya girmeseydi ya da son anda Rektörlük Genel Sekreter-ine ulaşılamasaydı, eğitim fakültesindeki bu mağduriyeti kim tem-izleyecekti? Aynı sorun geçen yıl Mayıs ayında da geçekleşmiş ve güven-lik bahane edilerek, bütün izinleri alınmış ve ücreti ödeneceğine dair tutanak imzalanmış olmasına rağmen, salon saat 17.00’da kilitlenmişti. Dokuz Eylül Üniversitesi’ne bağlı konferans salonlarından sadece eğitim fakültesindeki salon’a kira ödeniyor. Hem de etkinlik ücretsiz olduğu halde. Bütün fakülteler içinde sadece Eğitim Fakültesi dekanlığı konferans salonu kirası alıyor. Eğitim dekanlığı bu ücretin görevli-ler ve salon temizliği için alındığını söyledi. (fakat etkinlik öncesi kon-ferans salonu, topluluk üyeleri tarafından temizlenmiştir. Ancak saat 17.00’dan sonra kullanılan dersliklerin temizliği, güvenliği ve görev-lileri için ek ücret vermiyorsak, neden konferans salonu için veriyoruz? Dokuz Eylül Üniversitesi konferans salonları, derslikleri, an-fileri DEÜ öğrencileri için, onların parasıyla yapılmadı mı? Hadi ücreti anladık diyelim, hangi hakla öğrenciyi, salonu kilitlemekle tehdit ede-bilirler? Üstelik salon temizliği oyun bittikten sonra yine öğrenciler tarafından gerçekleştirilmişken... Hatta sadece oyun sonrasında değil oyun öncesinde de temizlik yapmak durumunda kalmışken.. Bu arada Eğitim Fakültesine ilk kez gelen Prof. Dr. Özdemir Nutku’nun yanına söyleşi boyunca Eğitim Fakültesi dekanlığından kimsenin gelmemiş olduğunu da belirtmek gerekir.

22 Mart Pazartesi günü saat 19.00’da Buca Eğitim Fakültesi Tiyatro Topluluğu, Türk Tiyatrosunun iki önemli ismiyle Buca Eğitim Fakül-tesi Konferans salonunda söyleşi düzenledi. Söyleşinin ardından “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü” adlı oyunlarını sergilediler. Bütün bu etkin-lik tamamen ücretsiz gerçekleşti. Buca Eğitim Fakültesi Dekanlığı ise etkinlik ücretsiz olsa dahi saat 17.00’den sonra olacak bütün etkinliklerden 2 güvenlik, 1 temizlik görevlisi ve 1 sorumlu kişi ücreti kestiklerini belirtti ve Buca Belediyesi’nden talep ettikleri ücretin (200TL) aynı tutarını ken-di öğrencilerinden de talep etti. Buca Eğitim Fakültesi Tiyatro Topluluğunun 12 Mart günü gerçekleştirdiği etkinlik içinde aynı parayı talep eden dekanlığa, Rektörlük Genel Sekreteri, bu parayı kendilerinin karşılayacağını söylemiş ve öğrenciler bir önceki etkinliklerinde ücret ödememişti.

Yalnız, bir önceki etkinliğin ücreti 22 Mart gününe kadar daha ödenmediği için, etkinlik günü, dekanlık halkla ilişkiler sorumlusu, toplu-luk yöneticilerine saat 17.00’ye kadar para ödenmezse salonu kilitleyeceklerini belirtmiş. Bunun üzerine topluluk başkanı Dekan sekreteri Nur-can hanımla görüşerek, bugün saat 17.00’ye kadar 200TL bulmalarının mümkün olmadığını ama tutanak imzalayıp parayı birkaç gün içinde iste-nen tutarı getirebileceklerini belirtmiş. Nurcan Hanım yine de, bugün saat 17.00’ye kadar para gelmezse salonu kapatacaklarını söyleymiştir.

“BİR ANARŞİSTİN KAZA SONUCU ÖLÜMÜ”...