MÂTURÎDÎLİK -...

94
MÂTURÎDÎLİK İslam’ı, Vahiy ve Aklın Işığında Anlama, Anlatma Gayreti Gürbüz MIZRAK

Transcript of MÂTURÎDÎLİK -...

Page 1: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK İslam’ı, Vahiy ve Aklın Işığında Anlama,

Anlatma Gayreti

Gürbüz MIZRAK

Page 2: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

İslam’ı, Vahiy ve Aklın Işığında Anlama, Anlatma Gayreti

Derleyen:

Gürbüz MIZRAK

Ağustos 2017 Ankara

Page 3: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK İslam’ı, Vahiy ve Aklın Işığında Anlama, Anlatma

Gayreti

Derleyen

Gürbüz Mızrak

İletişim

Gürbüz Mızrak Cep: 0532 774 54 50

E-posta: [email protected]

Milli Düşünce Merkezi Adres: GMK Bulvarı Özveren Sokak Nu:2/2 Kızılay/ANKARA

Tel: 0 (312) 231 31 94 Belgeç: 0 (312) 231 31 22

Web: www.millidusunce.org - www.millikanal.com E-posta: [email protected]

ISBN: 978-605-83121-3-5

Bu kitabın tüm hakları yazarına aittir.

Page 4: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

1

İÇİNDEKİLER

TEŞEKKÜR ................................................................................. 3

TAKDİM ..................................................................................... 4

MÂTURÎDÎLİK ............................................................................ 7

İMAM MÂTURÎDÎ’nin HAYATI ................................................. 12

Yetiştiği Çevre ..................................................................... 15

Eserleri ................................................................................ 18

Te'vîlâtü'l-Kur’an ............................................................. 18

Kitâbü't-Tevhîd ............................................................... 20

Dönemindeki Önemli Dinî Akımlar ..................................... 21

BİLGİ KURAMI ......................................................................... 24

Bilgi Kaynağı Olarak AKIL YÜRÜTME ................................... 30

Aklın Fiilleri Değerlendirmesi .......................................... 33

Nesnelerin Değerlendirilmesi .......................................... 35

Akıl – Ahlak İlişkisi ........................................................... 36

Aklın Bilme Gücü ............................................................. 38

Akıl, İlim ve Âlim İlişkisi ................................................... 40

Bilgi Kaynağı Olarak HABER ................................................ 42

Vahiy ............................................................................... 42

Peygamberimize Atıf Yapılan Haberler ........................... 46

Bilgi Kaynağı Olarak DUYULAR ............................................ 47

Page 5: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

2

Bilgi Kaynağı Olarak İLHAM ve SEZGİ .................................. 48

ALLAH’ın VARLIĞI .................................................................... 49

PEYGAMBER ........................................................................... 53

DİN ve ŞERİAT ......................................................................... 56

MÜMİN, GÜNAHKÂR MÜMİN ve KÂFİR ................................. 61

MÜMİNİN SORUMLULUĞU .................................................... 64

MÂTURÎDÎLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ ........................................... 68

KAYNAKLAR ............................................................................ 84

DİZİN ....................................................................................... 87

Page 6: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

3

TEŞEKKÜR

Bu derlemenin hazırlanmasında önemli ölçüde Prof Dr. Sönmez KUTLU’nun “KAYNAKLAR” kısmında verilen eserlerinden yararlandım. Yaptığım istişarelerde de Sönmez hocamın değerli görüşleri bana yol gösterici olmuştur.

Kıymetli dostum Salahatin Baysal Bey, derlememin ilk kopyasını Prof. Dr. Hayrani Altıntaş’a ulaştırdı. Değerli Altıntaş Hocamın süzgecinden geçen ilk baskı, Salahatin Baysal Bey’in maddi ve manevi katkılarıyla “MÂTÜRÎDÎLİK İslam’ı, Kur’an’a ve Sünnet’e Uygun An-lama, Anlatma Gayreti” adıyla basıldı.

İlk baskıya yapılan bazı ilavelerle, elinizde olan bu nüsha hazırlandı.

Eserlerinden ve tavsiyelerinden çokça yararlandığım Prof Dr. Sönmez KUTLU’ya, takdiri ile beni cesaretlendiren Prof. Dr. Hayrani Altıntaş’a, manevi desteklerinden do-layı Salahatin Baysal’a, ikinci baskıyı finanse eden ve yayınlatan kızım Tuğba’ya teşekkür ederim.

Gürbüz Mızrak

Page 7: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

4

TAKDİM [1]

İmam Mâturîdî, İslam düşüncesinde, “akılcı din anlayışı-nın” temsilcisi çok büyük bir Türk düşünürüdür. O, hiçbir şeyin hikmet ve gayesiz yaratılmadığını söyleyerek Al-lah’ın yarattığı her şeyde bir hikmetin bulunduğunu ifade etmiştir. Allah’ın güzel olanı emrettiği ve çirkin olanı da yasakladığını bu sebeple, iyi ve kötünün insan aklıyla bilindiğini söyleyerek ahlaki bir görüş getirmiştir.

Böyle bir Türk düşünürünü anlaşılır bir dille kaleme alan yazara teşekkür etmek bir görevdir.

Yazar, “Ayetleri yorumlarken, Kur’an’ın bütünlüğünden hareketle neyin kastedildiğini ortaya çıkarılmalı yani yo-rum yapılmalıdır. Bu yorum, ayetin söylediğini bir kenara atmadan farklı bir yorum geliştirmemelidir,” tarzında Kur’an-ı Kerim’in ruhuna uygun bir fikir serdeden İmamı Mâturîdî’nin bu konudaki düşüncelerini sade ve anlaşılır bir dille serdederek Türk Düşüncesine bir hizmette bu-lunmuştur.

Kitabın yazarı, “Kur’an’daki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak lazımdır. Bunu temin etmenin en sağlıklı yolu, düşünmenin ayetleri yorumlarken ayetlerin her birisini Kur’an’ın genel bütünlüğü içerisinde ve Al-lah’ın kastettiği doğru yöntemlerini kullanmaktır. Bu usul, akılla elde edilir. Eğer akıl, doğru yöntemleri kul-lanmazsa üretilen bilgi doğru olmaz.” şeklindeki İmam [

1] Prof. Dr. Hayrani Altıntaş hocamın ilk baskı için yazdığı “TAKTİM”.

Page 8: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

5

Mâturîdî fikrini halkın anlayacağı şekilde kaleme almıştır.

İmam Mâturîdî’nin, ”Kur’an’ın yorumunda, tefsirle tevil yolunu ayırarak tevil yolunun açık tutulması halinde, sorunların çözümünün kolaylaşacağını belirttiğini ve kendinden sonraki çağlara ışık tuttuğunu, tevil yasak-landığı zaman, meseleleri çözüme kavuşturmanın imkân-sızlaştığı” şeklindeki düşüncesini açıklıkla ortaya koymuş-tur. Bu tespiti takdire şayandır.

Yazar, bir önemli görev daha yapmıştır ki, bu da, belirti-len anlayışı ile İmam Mâturîdî’nin bugünkü anlamda bir selefi zihniyetin karşısında olduğunu tespit etmesi-dir.

İslam’ın ve dinin genel maksatlarını metinlere hapset-meye çalışan selefi anlayışa karşı, dinin asıl amacının, İslam hukukçuları tarafından belirlenmiş olan, canı, aklı, nefsi, nesli ve dini korumak olduğunu söyleyen İmam Mâturîdî’nin insan haklarının ilk müdafii olduğuna atıf yapılması calibi dikkattir.

İnsan aklı doğru çalıştırılırsa günlük meseleleri çözebilme mümkün olur. Bu sebeple, diyanet ve siyaset ayrımı yapmak gerektiğini, dinin bütün peygamberlere hiç de-ğişmeden vahiy yoluyla tekrarlanan kuralların adı oldu-ğunu, Şeriatın ise peygamberden peygambere değişen uygulamalar olduğunu söyleyen İmam Mâturîdî’nin bu fikrini açıkça söylemek önemli bir görevdir.

Diğer yönden, “Din olarak peygamberlere gelen değiş-meyen ve akılla bilinen mutlak bilgidir. Bunlar, Allah’ın

Page 9: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

6

varlığı, birliği, Allah’a şükretmenin gerekliliği ve ahlak ilkeleri olup hem akılla, hem de vahiy ile bilinebi-lir.” şeklindeki Mâturîdî bilgisini Türk insanına sunmak yazarın önemli bir hizmetidir.

Yazarın yaptığı çok önemli bir husus da, İmam Mâturîdî’nin, bilgi kaynağı olarak, akıl, haber(vahiy) ve duyularla elde edilen bilgiler şeklinde belirttiği “gerçek görüşünü” ana çizgileriyle okuyucuya sunmasıdır.

Değerli okuyuculara bir hususu daha hatırlatmamın önemli vecibe olduğunu söylemem gerekir. Türk-İslam kültürünü yayma, okutma ve sağlamlaştırma yolunda hiçbir fedakârlıktan çekinmeyen Aziz Kardeşim Salahattin Baysal beyefendiye hususen teşekkür ederim. Türk ve İslam kültürü ile ilgili eserleri basarak, pek çok adet satın alıp dağıtarak veyahut ta konferans ve benzeri toplantı-lar yaparak Milletimize, Ülkemize ve Türk dünyasına bü-yük hizmetlerde bulunmaktadır. Elinizdeki bu eser ile de, böyle bir fedakârlığın numunesini veren bu Kardeşimize ve Ailesine yüce Allah sağlık ve afiyet versin, çalışmalarını şükürle yâd edilen faaliyetlerden eylesin. Âmin.

Başta değerli Yazar Gürbüz Mızrak Bey’e ve emeği geçen herkese tebrik ve takdirlerimi sunarım.

Prof. Dr. Hayrani Altıntaş

Page 10: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

7

MÂTURÎDÎLİK

Mâturîdîlik; İslam’ı anlama ve anlatmada, dini konularda

ortaya çıkan problemlere çözüm getirmede vahiy ve akıl

yürütmeden birlikte yararlanan, kurucusu İmam

Mâturîdî’ye atfedilen kelam ekolüdür.

Bilindiği üzere vahiy; Allah(C.C.)’ın buyruk ve talimatları-

nın peygamberlere bildirilmesi eylemine veya bu bildi-

rimin kendisine denir. İslamî inanışta vahiy peygamber-

lere gelir ve sadece Cebrail aracılığıyla iner. Vahiy ile

gelen her türlü söz Allah’ın sözüdür. Dolayısıyla vahiy

sonucu yazılan Kur’anı Kerim mutlak doğruları ihtiva

eder. Kur’an dışındaki diğer kutsal kitaplar tahrif olmuş-

tur.

Bir ilim dalı olarak kelâm ise; vahyin bildirdikleri çerçeve-

sinde Allah’a, peygamberlere ve ahirete iman gibi İslam

dininin temel inanç konularında aklî açıklamalar yapar.

Bu anlamda imanla ilgili sorulara aklî deliller kullanarak

izah ve ispat getirir. Kesin delillerden hareket ederek dinî

inançları açıklamayı, bunlarla ilgili zihinlerde var olan

şüpheleri ortadan kaldırmayı hedefler.

Kelâm öncelikle Allah’ın varlığının delillerini, Allah’ın bir-

liğini, sıfatlarını ve fiillerini konu edinir. Allah’ın birliği,

onun hiçbir varlığa benzememesi, zaman ve mekândan

Page 11: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

8

münezzeh olması, yaratan, bilen, gören, duyan ve işiten

olması gibi özelliklerini ele alır. Kelâm ilmi, Allah’ın varlı-

ğını bazen Kur’an ayetlerinden hareketle, bazen insanın

özelliklerinden hareketle, bazen de Allah’ın ayeti olarak

kabul edilen tabiattan hareketle ispat eder. Bunun için

Kelâmın alt konuları, Allah’ın varlığını ispata götüren ta-

biattaki ayetlerinin açıklamaları ile doludur. Evrenin dü-

zeni, evrendeki varlıkların çeşitliliği ve mükemmelliği

Allah’ın varlığının ve birliğinin en büyük işaretleri olarak

kabul edilmektedir.

İslam dünyasında hicrî 2. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan

yeni akımlara karşı, inanç konularını dönemin geleneksel

usulleriyle savunmada yetersiz kalınıyordu. Ayet ve ha-

dislerin yanında akla da yer verecek, aklî açıklamalar

yaparak konuların daha iyi anlaşılmasını sağlayacak yeni

yöntemlere ihtiyaç duyulmaktaydı. O dönem Ebû Hanîfe,

Kur'an'a ve âlim sahabelerin görüşlerine dayanarak İs-

lam'ın ana ilkelerini belirlemeye çalışmış, itikadî konuları

aklî bilgilerle desteklemiştir. Bu şekilde kelam ilminin

temelleri de atılmaya başlanmıştır.

Aşağı Türkistan (Maveraünnehir) bölgesinde İslâmiyet

çoğunlukla Ebû Hanîfe’nin öğrencileri tarafından yayıl-

mış, onun takipçilerinden Bağdat Başkadılığı’na getirilen

Ebû Yusuf, bu bölgeye Hanefî kadıları görevlendirmiştir.

Page 12: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

9

Bu sayede, -Mâturîdî'nin ortaya çıkışına kadar- Aşağı

Türkistan’da Ebû Hanîfe ekolünde çeşitli âlimler yetişmiş,

kelamî konularda eserler yazılmış, itikadî ve fıkhî görüşler

yayılmıştır. Semerkant'ta Ebû Hanîfe’nin takipçilerinden

Ebû Süleyman el-Cûzcânî, Dârü'I-Cûzcâniyye diye anılan

önemli bir medrese kurmuştur. Neticede tüm bunlar

“Mâturîdîlik Kelâm Ekolü”nün kurucusu İmam

Mâturîdî'nin yetişmesini sağlayan ortamı hazırlamıştır.

İmam Mâturîdî, dinin anlaşılması için naslar [2] ile birlik-

te, akıl yürütmeyi de gerekli bir temel kabul etmiş;

nasları ihmal etmeden İslam'ın itikadî esaslarını ve ana

ilkelerini aklî bilgilerle yoğun bir şekilde temellendirmeye

çalışmıştır. İnanç konularında meselelere çok iyi nüfuz

ederek, tutarlı ve köklü çözümler getirmiştir.

Mâturîdî'nin görüşleri büyük yankı uyandırmış, ölümün-

den sonra öğrencileri tarafından yayılmış ve bir asrı aşkın

bir zaman içinde ekolleştirilmiştir. Bu şekilde Türkistan

kültür çevresinde ortaya çıkan “Mâturîdîlik Kelâm Eko-

lü”, takip eden dönemlerde de geliştirilmiştir.

Zamanla, akait [3] konusunda Mâturîdîlik görüşlerinin

benimsendiği ve Mâturîdî’nin takipçileri tarafından geliş-

[

2] Nas: İslam fıkıhında Kur'an’da yer alan âyetler ve peygamberin

söylediği sözler olan hadislere verilen genel ad.

[3] Akait: İtikada (imana-itikada) dair öneri ve hükümler, esaslar.

Page 13: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

10

tirilen “Mâturîdîyye” (itikadî mezhep [4]) ortaya çıkmış-

tır. Mâturîdîyye’nin öne çıkan bazı görüşleri aşağıda ve-

rilmiştir:

Dinî tebliğ olmasa da kişi akılla Allah'ı bulabilir.

İyi ve kötü, güzel ve çirkin akılla bilinebilir. Allah Teâlâ

bir şeyi güzel ve iyi olduğu için emretmiş, kötü ve çir-

kin olduğu için yasaklamıştır.

Kulda başlı başına bir cüzî irade vardır. Kul iradesiyle

seçimini yapar, Allah da kulun seçimine göre fiili ya-

ratır.

Yüce Allah'ın diğer sıfatları gibi tekvin (yaratma) sıfatı

da ezelîdir.

Allah kulun gücünün yetmeyeceği şeyleri kula yükle-

mez.

[4] Mezhep, itikadî ve amelî (fıkhî) mezhepler: Mezhep, mezhep

sahibi âlim (müçtehit) ve takipçilerinin hüküm bakımından kapalı

veya kesin olmayan ayet ve hadisleri, İslam’ın temel esaslarına

aykırı olmayacak şekilde yorumlayarak getirdikleri çözümler top-

luluğu olarak tarif edilebilir. İtikadî mezhep bu çözümler toplu-

luğundan imanla-inançla ilgili konulardaki, amelî mezhep ise

ibadet ve muamelelerle ilgili konulardaki görüşlerdir. Kelam eko-

lü için Mâturîdîlik ve İtikadî mezhep için Mâturîdîyye, İmam

Mâturîdî’nin verdiği isimler olmayıp vefatından çok sonra onun

takipçileri tarafından verilmişlerdir.

Page 14: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

11

Allah'ın fiillerinin muhakkak bir sebep ve hikmeti

vardır. Fakat kul her zaman bu sebep ve hikmetleri

bilemeyebilir.

Bugün dünyadaki Sünnî Müslümanların en azından yarı-

sını oluşturan Hanefîlerin büyük bir çoğunluğu “inançta

Mâturîdîyye mezhebinden olduklarını” ifade ederler [5].

Mâturîdîyye’nin Türkiye, Balkanlar, Orta Asya, Çin, Hin-

distan, Pakistan ve Eritre'de yayıldığı; genellikle “Türkle-

rin fıkıhta Hanefî, inançta (itikatta) ise Mâturîdîyye ol-

dukları” kabul edilir.

“Mâturîdîlik Kelâm Ekolü” ve “Mâturîdîyye İtikadî Mez-

hep”i önemli ölçüde İmam Mâturîdî’nin görüşlerini ihtiva

etmesine rağmen, zaman içinde bu ekol ve mezhep kap-

samında ele alınan bazı konularda Mâturîdî’nin fikirle-

rinden sapmalar olduğu gözlemlenmiştir [6]. Dolayısıyla,

İmam Mâturîdî’nin görüşlerini kendi yazdığı orijinal

eserlerinden öğrenmek gerekmektedir.

[5] Böyle ifade etmelerine rağmen ne kadarının Mâturîdîlik hakkında

bilgi sahibi olduğu soru işaretidir.

[6] Bazı Osmanlı devri Mâturîdiyye âlimleri ekollerine sadece sözde

bağlı kalmışlardır. Zira medreselerde Eş'ariyye âlimlerine ait ke-lam kitapları okutulmuş, teliflerde de Eş'ariyye kelamcılarının gö-rüşlerine ağırlık verilmiştir. Ancak Beyâzîzâde Ahmed Efendi'nin İşârâtü'l-Merâm'ı gibi bazı önemli eserler Mâturîdîyye açısından özellik ve büyük önem taşır.

Page 15: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

12

İMAM MÂTURÎDÎ’nin HAYATI

Mâturîdîlik isimli kelâm ekolü ve Mâturîdîyye olarak

anılan itikadî mezhebin kurucusu sayılan İmam Mâturîdî,

İslam’a çok değerli hizmetler vermiş öncü İslam âlimleri-

nin başında gelir. Semerkant'ın (zamanımızda mahallesi

olan) Mâturîd köyünde 852 (rumî 230) yılında doğduğu

tahmin edilmekte olup, 944’te (rumî 322’de)

Semerkant'ta vefat etmiş, bir ulema mezarlığı olan

Câkerdîze’ye defnedilmiştir.

Semerkant’ta döneminin en önde gelen ve bağları İmam

A’zam Ebû Hanîfe’ye [d. 699 (rumî 77) – ö. 767 (rumî

145)] kadar ulaşan âlimlerinden dersler almıştır. Döne-

minin dinî ve felsefî eserlerini incelemiş, bunlar hakkında

değerlendirme ve eleştiriler yapmış; sınır karakollarında

cihada hazırlanan askerlerin ve gazilerin dinî konulardaki

eğitimlerine katılmıştır.

Mâturîdî, Ebû Hanîfe’nin hem fıkıh hem de itikat alanla-

rındaki görüşleri hakkında derin bilgi sahibiydi. Fıkıh ala-

nında anlaşılması zor olanları açıklamış, döneminin ihti-

yaçlarına cevap verecek bir fıkıh usulü oluşturmaya ça-

lışmıştır.

Page 16: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

13

Semerkand’da İmam Mâturîdî’nin türbesi (Özbekistan

Hükümeti tarafından inşa edildi) [7].

Ebû Hanîfe öğrencileri ile birlikte tartışarak ortaya koy-

duğu içtihatlar için; “Bizim söylediğimiz en güzel söz bu-

dur. Kim bizim sözümüzden daha doğru bir söz getirirse,

o hakikate şüphesiz bizimkinden daha yakındır” der. Bu

gelenekten gelen Mâturîdî, Ebu Hanife’nin kısa ve öz

olarak açıkladığı itikadî konuları yeni usuller ve deliller ile

sistemli bir şekilde yorumlayarak daha güçlü hale getir-

miştir. Kimi konularda Ebû Hanîfe’den farklı görüşler ileri

sürebilmiş, yeni tanımlar ve kavramlar ortaya atabilmiş-

tir. Ancak kendinden sonra gelenler bu açılımı sürdür-

[7] Semerkant'ın Siyab merkez ilçesinin İkinci Şark Mahallesi

Gucdüvân sokağında.

Page 17: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

14

mekte, onun kadar başarılı olamamışlardır.

İmam Mâturîdî’nin kabri

Mâturîdî, İslam’ı Allah’ın emrine, Hz. Peygamberin Sün-

neti’ne uygun şekilde anlama ve anlatma, aklî delillerle

açıklama, onu aykırı görüşlere karşı savunma yolundaki

hizmetleri sebebiyle övülmüş ve güzel sıfatlarla anılmış

büyük bir Türk düşünürüdür.

Hanîfilik ile birlikte Mâturîdîyye Türk toplumları arasında

yayılmış, bunların yaşandığı coğrafyalarda Türk-İslam

kültürü zirvesine ulaşmıştır (Maveraünnehir Medeni-

yeti). Zamanla Mâturîdîyye’nin ihmali; hurafe ve taassu-

bun dinî, aklî ve ahlakî değerlerin önüne geçmesi; din

Page 18: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

15

istismarcılığının alıp başını gitmesi, zamanımızda toplu-

muzda yozlaşmalara ve İslam coğrafyasında her açıdan

geri kalmışlıklara sebep olmuştur.

Yetiştiği Çevre

İmam Mâturîdî, Seyhun ve Ceyhun ırmakları arasında

kalan Aşağı Türkistan’daki (Maveraünnehir'deki) Türk

kültür muhitinde yetişmiştir. Halkı Müslüman Türk olan

bölgeyi dönemin coğrafyacıları “mamur, toprakları ve-

rimli, tarım ürünleri bol, yol ve geçitleri mükemmel, hayır

müesseseleri çok; insanları cömert, misafirperver, cesur

ve ilme meyilli” olarak tasvir etmişlerdir.

Abbasi hilafeti iktidarının zayıfladığı dönemde İslam coğ-

rafyasında yarı müstakil devletler ortaya çıkmıştı. Bun-

lardan biri de Aşağı Türkistan’da hüküm süren

Samanoğulları Devleti (844-999) idi. Samanoğulları ilme,

edebiyata ve eğitime önem vermiş, ilim adamlarını ko-

rumuş ve onlara destek olmuştur.

Abbasi iktidarı eski gücünü kaybetmeye başlayınca, Bağ-

dat eskiden olduğu gibi tek ilim merkezi olmaktan çıkmış,

Aşağı Türkistan ve civarı önem arz etmeye başlamış;

Semerkant, Buhara, Merv gibi şehirler eğitim, ilim ve

kültür merkezleri olmuştu. Bu çevre daha çok aklî ve fel-

sefî ilimler sahasında kendini göstermiş, bu alanlardaki

Page 19: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

16

âlimler yönünden zirveye ulaşmıştı. Bölge kültür ve ilim

adamlarıyla önemini tarih boyunca hissettirecekti.

İmam Mâturîdî‘nin yaşadığı şehir Semerkant, 10. yüzyılın

başlarına kadar uzun süre huzur ve sükûnun hâkim oldu-

ğu bir ilim merkezi olarak gösterilmektedir. O dönemden

zamanımıza ulaşan kaynaklara göre Semerkant’ta, istik-

rarlı ve güvenli bir yönetim bulunmaktaydı. İlmî ve ticari

girişimler devlet tarafından teşvik edilip desteklendiğin-

den ekonomik ve ilmî alanlarda önemli gelişmeler kay-

dedildi. Semerkant ilim, kültür ve sanatta hilafet merkezi

olan Bağdat’ı gölgede bırakmıştı. Zamanın ve şartların

elverişli olduğu rekabet ortamında iyi bir öğrenim gören

Mâturîdî, araştırmacı ve sorgulayıcı kimliğiyle öğrencili-

ğinden itibaren Semerkant âlimleri arasında öne çıkmış

ve kendisini kabul ettirmişti. Kaynaklar, Hocası Ebu Nasr

el-İyâzî'nin, Mâturîdî'nin üstün muhakeme kabiliyetine

olan hayranlığını övgüyle dile getirdiğini aktarmaktadır.

Mâturîdî’nin ve takipçilerinden Nesefî'nin eserleri, Tür-

kistan’da bir bilimsel tartışma ortamının olduğunu gös-

termektedir. Bu ortam felsefî ve kelâmî konuların tartı-

şılmasına imkân vermiştir. İmam Mâturîdî böyle bir or-

tamda yetişmiştir. Mâturîdî'nin problemlere, Bağdat’ta

yetişen çağdaşı Ebu'l-Hasen el-Eş’ârî'den daha aklî bir

açıdan yaklaşması, içinde bulunulan bu değişik kültürel

Page 20: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

17

ortamların etkisinden olsa gerektir [8].

İmam Mâturîdî, karakteri gereği ikbal endişesiyle zama-

nının sultanına yakınlık göstermemekte, bu şekilde dav-

ranmayan âlimleri açıkça tenkit etmekte, sade bir hayat

sürdürmeyi ve ömrünü ilmî faaliyetler içinde geçirmeyi

tercih etmekteydi.

Bazı kaynaklara göre; 10. yüzyılın başlarına kadar tama-

men Ebu Hanife’nin savunduğu Sünnî akideyi destekle-

yen Samanoğulları daha sonra siyasi otoritenin zaafa

uğramaması amacıyla değişik düşünce ve akımlara karşı

çıkarak fikir özgürlüğünü kısıtlamışlardı. Akıl yürütmeyi

ve düşünmeyi esas alan akımlardan uzaklaşmaya, hadis

taraftarlarının zihniyetine yakın duran anlayışları destek-

lemeye ve onların dışındaki görüşleri engellemeye baş-

lamışlardı. Bu kısıtlamalardan İmam Mâturîdî ve takipçi-

leri de etkilenmişti. Mâturîdî’nin vefatıyla birlikte

Semerkant’ta öğretisi resmi olarak desteklenmedi, önce

marjinalleştirildi, ardından terk edildi. Mâturîdî’nin öğre-

tisi ancak taşrada, Nesef’te takipçileri tarafından devam

ettirildi Karahanlılar zamanında (11. yüzyılda) ise

Semerkant’ta tekrar canlandı.

[

8] M. Sait Yazıcıoğlu. Mâturîdî Kelam Ekolünün İki Büyük Siması: Ebu

Mansur Mâturîdî ve Ebu'l-Mu'in Nesefî. Mâturîdî Kelam Ekolü.

Page 21: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

18

Eserleri

Mâturîdî; kelâm, tefsir, mezhepler tarihi, fıkıh [9] ve fıkıh

usulünde derin bilgi sahibiydi. Bu konularda tamamı

Arapça olan 15 civarında eser yazmıştır. Bize ulaşanlar

arasında Te'vîlâtü'l-Kur’an adlı Kur’an yorumu ile

Kitâbü't-Tevhîd adlı kelâmî eseri en önemlilerindendir.

Uzmanlara göre, eserleri geçmişte olduğu gibi bugün,

hatta gelecekte bile insanımızın inanç, kimlik ve benliğini

muhafaza etme ve sağlamlaştırmada rehber olacak kıy-

mettedir.

Te'vîlâtü'l-Kur’an

Mâturîdî, 17 ciltten oluşan Te'vîlâtü'l-Kur’an adlı eseriyle

tefsir çalışmalarına yeni bir boyut kazandırdı. Kur’an’ı

Kur’an’la, Sünnet’e uygun bir şekilde, sahih hadis ve ha-

[

9] Fıkıh: İslam hukukunda din ve dünya işleriyle ilgili ana kaynaklar-

dan yararlanarak konulmuş olan kuralların tümüdür. Fıkıh bir bütün olarak dinin doğru biçimde anlaşılmasıdır. Şeriatin, ulema tarafından verilen fetvaların da katkılarıyla genişletilmesi ve Müslümanların hayatını düzenlemek amacıyla açıklanmasıdır İs-lam hukuku (fıkıh) 4 ana kaynağa dayanır: Kur'an, Hadis, İcma, Kıyas. Bunların dışında istihsan, ıstıhlah, örf, maslahat uygulama-ları vardır. Fıkıh ilmi ile uğraşan, Kur’an ve sünnet gibi delillerden dinî hüküm ortaya koyabilme yeteneğine sahip kimseye fakih denir. Buna göre, fıkıh ile içtihat, fakih ile müçtehit aynı anlamda kullanılmıştır.

Page 22: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

19

berle, dil bilgisi kuralları ve aklî delillerle açıklayan ilk

müfessirlerdendir.

Mâturîdî, aklın ve naklin ışığında sistemli bir şekilde yo-

rumladığı Kur’an’ın insanlığın problemlerine çözüm geti-

ren ilahî bir kitap olduğunu göstermiş ve bu yolda bir

çığır açmıştır.

Te'vîlâtü'l-Kur’an’da insan psikolojisine hitap eden ve

duyular ötesine ait olan Kur’an beyanlarının lâfzî olarak

anlaşılanı yanında, Kur’an bütünlüğüne göre yorumlar

yapar. Yaptığı yorumla ayetlerin hem aklı hem gönlü

tatmin edecek manalarını bulmaya çalışır. Ancak bu tür

yorumlarda kesin ifadeler kullanmayıp başka anlam alan-

larının yolunu da açık bırakır.

Mâturîdî, bu eserinde ayetlerin yorumuyla yetinmemiş,

konuyla ilgili itikadî ve fıkıhî mezheplerin farklı yorumla-

rına da yer vererek tartışmıştır. Bu çerçevede Te'vîlâtü'l-

Kur’an fıkıhî ve itikadî görüşlerinin tespitinde önemli

bilgiler ihtiva eder. İslamî fırkalar ve İslam dışı akımlarla

dinlere ait inanç ve görüşlerin tenkidi bakımından da

ihmal edilemeyecek bir kaynaktır.

Te'vîlâtü'l-Kur’an, 2008 yılında İran’da İslam inancı ala-

nında "Yılın Kitabı" ödülüne layık görüldü. Ülkemizde

Prof. Dr. Bekir Topaloğlu öncülüğündeki bir uzman gru-

Page 23: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

20

bu, 2014 Kasım’ında Türkçeye çevirme çalışmasını baş-

lattı. Kitabın Türkçe çevirisi tamamlanan ciltleri yayın-

lanmaya başlandı. Kitap, çeviri işlemi tamamlandığında

indeksi ile birlikte 18 cilt olarak planlanmıştır.

Kitâbü't-Tevhîd

Kitâbü't-Tevhîd Mâturîdî’nin kelâmî görüşlerini geniş

olarak anlattığı önemli bir eseridir. Bekir Topaloğlu ve

Muhammed Aruçi’nin yayına hazırladığı eser Bekir

Topaloğlu tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Altmış yedi

bölümden oluşmaktadır. Bölümler genel olarak ayetle

başlar, ardından hadis rivayetleri nakledilir, bazen de

sahabe ve tabiin âlimlerine atıflarda bulunulur. Her bö-

lümün hacminin çoğunu, o bölümde zikredilen ayet ve

hadislerden çıkarılabilecek hükümlerin dökümü oluştu-

rur.

Mâturîdî, yaşadığı dönemde ortaya çıkan dini akımlara

karşı mücadeleler vermişti. Kitâbü't-Tevhîd’de bu cere-

yanları irdelemiş ve bunlar hakkında tenkitler yapmıştır.

M. S. Yazıcıoğlu’na göre, İmam Mâturîdî’nin takipçile-

rinden Ebu’l-Mu’în Nesefî tarafından yazılan ve Mâturîdî

Kelâmının temel kaynaklarından olan Tabsıretü'l-Edille,

Kitâbü't-Tevhîd’de kapalı kalan hususları anlamada yar-

dımcı olmuştur.

Page 24: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

21

Dönemindeki Önemli Dinî Akımlar

İmam Mâturîdî’nin yaşadığı Semerkant şehri, kültür ve

dinlerin kavşak noktasıydı. Bölgede İslam’ı anlama, açık-

lama ve yaşamaya yönelik kendilerine özgü bilgi kuram-

ları ve fikri yapıları olan, etkileri günümüze kadar ulaşan

mezhep, tarikat ve dinî cemaatler oluşmuştu. Bunlar,

dini anlama ve anlamlandırmada aşağıda özetlenen çe-

şitli prensip ve yöntemleri izlemekteydiler:

Bir kısmı; olgunun tahliline[10] büyük önem vererek

aklın ve akıl yürütmenin etki alanını genişletmekte;

“felsefî [11] kültürün tahakkümü altına girmiş bir ak-

lın önderliğinde dinî bilgi üretmeye” yönelmekteydi.

Bunlar akla güvende aşırılığa kaçmakta, kendilerince

akıl ile nakil (Kur’an ve sünnet) arasında bir çelişme

gördüklerinde ya akla güvenmekte ya da nakli akla

yaklaştırma gayreti içine girmekteydiler.

Kimisi aklı ayet, hadis ve dinî metinlerin lâfzî anlamı-

na hapsederek metnin hâkimiyetini kurmaya çalış-

makta, ayetlerin ve hadis olarak kabul ettikleri metin-

lerin düz anlamları ile yetinmekte, yorumdan (tevil-

den) titizlilikle kaçınmakta, çelişkileri çözememek-

[

10] Olgunun tahlili: Olayların dayandığı sebeplerin veya bu sebeple-

rin yol açtığı sonuçların tahlili, çözümlemesi.

[11

] Felsefe: Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılmasıdır.

Page 25: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

22

teydiler. Bunların anlayışı ile dinin savunulması ve

yayılması, insanların iknası, din düşmanları ile müca-

dele, samimi olarak akla takılan hususların halli

mümkün olmamaktaydı. Bunlar katı ve hoşgörüsüz-

düler.

Bir kısmı ise sorunların çözümünü belli şahıslara, yani

siyasî-karizmatik liderlere veya gizemli güçlerle dona-

tılmış önderlere havale etmekte; “doğru bir inanca

ve bilgiye ulaşmada, imamın gizli bilgisi ve aklına

bağlanmayı” şart koşmaktaydılar.

Bazıları dini anlamada; ilk nesillerin dini anlama ve

yaşama biçimlerini ideal bir dönem (Asr-ı Saadet [12])

olarak sunmaktadır. O dönemde “dini yaşama biçimi

olarak varsaydıkları yol ve yöntemlerle, hadis olarak

kabul ettikleri metinleri” ölçü olarak almaktadır.

[Kutlu, 2011(a)].

Mâturîdî imanı güçlendirme ve dini, temel görüşler çer-

çevesinde müdafaa etme konusunda gerek yukarıda

verdiğimiz gerekse İslam dışı akımlara karşı ciddi bir mü-

cadele vermiş, çağdaşı olan Ebu'l-Hasen el-Eş’ârî 'den

daha önce bu alanda etkin bir varlık göstermeye başla-

mıştır.

[

12] Asr-ı Saadet: Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (A.S.M.) pey-

gamber olarak dünyada bulunduğu devir.

Page 26: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

23

Eleştirdiği rakiplerine karşı genellikle saygılı bir üslup

kullanmıştır. Onların karşı görüşlerini suçlamak ve kü-

çümsemek yerine, ilgili delil ve kanıtları aklî yorum ve

muhakemelerle sıralayıp çürütmüş; hasımlarını, aşağı-

lamadan hoşgörüsünü gösteren bir ilmî üslupla ikna

yolunu seçmiştir. Mâturîdî’nin bu tavrı, günümüzde

mezhep çatışmalarının önlenmesinde de uygun bir for-

mül olabilir.

Kaynaklardan, Müslüman olmayanlara İslam’ın üstün

özelliklerini ve yüceliğini anlatmak için Mâturîdî’nin hoş-

görüye dayalı sosyal ve beşerî ilişkiler kurmakta bir beis

görmediği anlaşılmaktadır. Ancak, onun açısından bu

ilişkilerin -bugün bazı çevrelerin yaptığı gibi- inançların

bir kısmını yok sayarak, başka bir deyişle Müslüman ol-

mayanlara imandan taviz verme anlamına gelecek yakla-

şımlarla gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir. Bu

konuda Mâturîdî’nin ihtiyatlı ve temkinli davranılması

yönündeki tavsiyeleri günümüzde daha da anlamlı hale

gelmiştir.

Gerek ikna edici bilgi ve kanıtlarla fikirlerini savunması,

gerekse izlediği insani yaklaşım sayesinde; öğrencileriyle

ile beraber

Aşağı Türkistan’da İslam düşüncesinin belli bir istikra-

ra kavuşmasında,

Page 27: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

24

İslam'ın Türkler arasında yayılmasında

önemli görev yapmış ve bu etkileri zaman içinde artarak

devam etmiştir.

BİLGİ KURAMI

İmam Mâturîdî, yaşadığı bölgedeki dinî anlayışlar ve fel-

sefî akımların temsilcileri ile tartışabilecek bir zemin ve

tutarlı bir bilgi kuramı [13] oluşturmakla işe başlamış;

kendi din anlayışını, genel kabul gören vahiy ve akıl esas-

larına bağlı kalarak savunmuştur. Onun doğru dinî bilgiye

ulaşma ve dinî-toplumsal sorunları çözümlemedeki yön-

tem ve yaklaşımının oluşmasında;

öncelikle tefekküre (düşünmeye), akla, akıl erdirme-

ye ve delil göstermeye vurgu yapan Kur’an ayetleri

ve Hz. Muhammed’in uygulamaları;

ikinci derecede, değişen şartlar dolayısıyla ortaya

çıkan yeni hukûkî-siyasî sorunları, toplum yararını göz

önünde bulundurarak çözümleyen Hz. Ömer’in yak-

laşımı;

üçüncü olarak da şer’i hükümleri toplumun yararına

dayandıran ve dinî sorunların çözümlenmesinde akla

[

13] Kuram: Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan

ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori.

Page 28: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

25

büyük bir nüfuz alanı tanıyan Ebû Hanife’nin akılcı

yöntemi

etkili olmuştur [Kutlu, 2011(b)].

Bilindiği üzere ayet ve hadisler sınırlı, hayatın akışı içinde

ortaya çıkan olay ve olgular ise sınırsızdır. İmam

Mâturîdî, ortaya çıkan yeni olay ve olgulara çözüm üret-

me için mevcut dinî bilgilerin ışığında aklın kullanılmasını

önermiştir. Onun bu yaklaşımı, sosyal yapıların ve ku-

rumların sürekli değiştiği, insanlar ve toplumlar arası

ilişkilerin çeşitlendiği Dünyamızda,

İslam âleminde ortaya çıkan yeni dinî ve hukûkî so-

runların çözümü için imkân sağlamış;

İslam dininin irşadı ve savunulmasında insanların

iknası, samimi olarak akla takılan hususların halli, din

düşmanları ile mücadele gibi alanlarda yardımcı ol-

muş ve

İslam’ın yayılmasını hızlandırmıştır.

Eserleri incelendiğinde, Mâturîdî’nin bilgi kuramını

Kur’an’dan hareketle oluşturduğu ve “Siz, hiç bir şey

bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı;

şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler (iç du-

yu) verdi” (Nahl suresi,78) ayetine dayandırdığı anlaşılır.

Mâturîdî, bu ayette geçen

Page 29: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

26

“kulaklar” kelimesini sesleri işitip ve ne olduğunu

belirleme (işiten);

”gözler”i şekil ve renkleri birbirinden ayırma (gören);

“kalpler”i ise, Kur’an’da akla, akıl erdirmeye vurgu

yapan ayetlerle güçlendirerek; gözle görülmeyen ve

kulakla tespit edilemeyen, kişinin lehine ve aleyhine

olacak şeyleri belirlemeye yarayan (akıl yürüten)

nesneleri olarak açıklamaktadır [Kutlu, 2011(b)].

Verilen bu bilgilerden ve Kitâbü't-Tevhîd‘deki açıklama-

larından Mâturîdî’nin, kalpler ile akıl yürütmeyi işaret

etmekte; işitmeyi haberlere, görmeyi duyulara karşılık

kullandığı anlaşılmaktadır. Buradan hareketle geliştirdiği

bilgi kuramında bilgi edinme yollarını (esbab-ı marifet)

duyular (ıyan), haber (nakil) ve akıl yürütme (nazar) şek-

linde açıklar. Duyuyla ve haberle edinilen bilginin doğru-

lamasını akıl yapar. Ortaya çıkan sorunları çözümlemede

mevcut dini bilgilerin ışığında aklın kullanılmasını önerir.

Ona göre:

1) Akıl yürütme: Akıl yürütme ve derinlemesine analiz-

ler (tefekkür) ile bilgiye ulaşmayı, alternatifli tahmin-

lerde bulunmayı ve ortaya atılan fikirlerde değerlen-

dirmeler yapmayı kapsar.

Bu suretle tevhidi (Allah’ın birliğini ve benzerinin ol-

Page 30: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

27

mamasını), risaleti (peygamberlik makamını) ve ben-

zerlerini bilmeye götürecek türden tecrübelere ve te-

fekkürle ortaya konan kanıtlara ulaşılır.

2) Haberler: Dini bilgiye ulaşmada haberler (1) İlahî

hitap yolu [Vahiy (Kur’an)] ile duyurulanlar ve (2)

Peygamberimize atıf yapılarak ulaştırılanlar (hadis-

ler)dir. Semî olarak isimlendirilen bu iki haber kayna-

ğı, genel olarak şeriatın ve bilemediğimiz ahiret gibi

gaip âleminin bilgilerini kapsar.

Bunlar; Allah elçilerinin getirdiği ve ancak haber ve-

rilme yolu ile öğrenilebilen veya hakikatleri sadece

Allah tarafından bilinebilen haberleri içerirler. İnsan-

lar, Allah’ın emir ve yasaklarını, şeriatın ve bilemedi-

ğimiz ahiret gibi gaip âleminin bilgilerini bu haberler-

le öğrenirler ve kendileri için bunu bir delil olarak ka-

bul ederler.

3) Dış ve İç Duyular (Beş duyular, kanaat ve tepkiler):

Sağlıklı duyu organlarıyla (beş duyuyla) ve iç duyuyla

yapılan gözlemler, idrak ile eşyanın ve varlıkların bil-

gisine ulaşmayı (duyuyla gelen algıyı) ihtiva eder.

Mâturîdî, duyuların kendine has bilgi alanları arasın-

da dünya ve içindeki varlıkları, gök cisimleri; gözle

görülen yaratılmış diğer fiziksel varlıkları; lezzet, zevk

ve şehvet; acı ve hayret; açlık ve susuzluk, sesler ve

renkler; cisimlerin hareketi, sükunu, birleşmesi, da-

Page 31: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

28

ğılması, şekli ve görüntüsü gibi şeyleri saymaktadır.

Dış ve iç duyularla ulaşılan bilgiler;

Çevremizde gözlemlediğimiz ve şahit olduğumuz

Allah’ın birliğine ve benzerinin olmamasına dela-

let eden varlıkları ve olayları,

İnsan gücünü aşan yaratılış örneklerini ve

Resullerin, peygamberlik iddialarını doğrulamaları

ve risaletlerini açıklamaları için Allah’ın kendileri-

ne verdiği mucizeleri, bunlara tanıklık eden diğer

kanıtları içerirler.

Her bilgi kaynağının yukarıda verilen kendilerine has

alanlarının olması, diğer alanlar hakkında bilgi sağlama-

yacakları anlamına gelmez. Bir bilginin doğruluğuna in-

sanları iknada bazen birden fazla kaynaktan yararlanıla-

bilir. Bir konuda bazen bir, bazen iki, bazen da üç bilgi

kaynağından da yararlanılabilir. Mâturîdî, bu üç yolla

elde edilen dinî bilgileri, Allah’ın ayetleri (işaretleri) ve

kanıtları (delilleri) kapsamında değerlendirir. Mâturîdî’ye

göre, gerekli şartları taşıdıkları sürece, bu üç grup kanıt-

tan birisi, ikisi veya üçü ile doğrulanan bilgi kesindir. Yu-

karıda verilen işaret ve delillerden oluşan Allah’ın kanıt-

larını inkâr edenler “Allah’ın ayetlerini inkâr eden” kim-

selerdir. Allah, üç bilgi kaynağıyla ulaşılan delillerin ta-

mamını Peygamberlere kanıtlar (mucizeler/ayetler) ola-

Page 32: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

29

rak vermiştir.

Bu bilgi kaynakları ile sunulan deliller insanları inanma-

ya zorlamak için değil, ikna içindirler. İmana zorlayan

deliller, kişinin irade ve isteğini devre dışı bıraktığı için,

kişi inanmış gibi gözükse de, gerçekte ikna olmadıkça

(kalben tasdik etmedikçe) inanmış olmaz. Mâturîdî’ye

göre “her inananın, tefekkürle ulaştığı ve/veya akıl süz-

gecinden geçirdiği sağlam bilgi ve delillerle inancını des-

teklemesi şarttır”. Bunu başaramayan kimsenin taklit

yoluyla inanması, mazur görülmez. Çünkü taklit, taklit

edenin vicdanında dinlerin ve mezheplerin doğruluğu-

nun ölçüsü olamaz.

Günümüz bilimsel araştırmalarında İmam Mâturîdî’nin

geliştirdiği bilgi kuramının benzeri uygulanmaktadır.

Planlanan bir bilimsel araştırmada konu hakkında litera-

tür taraması yapılarak geçmişte yapılan çalışmalar ortaya

konmakta. Uygun materyal ve yöntem kullanılarak de-

ney/deneme yapılmakta. Deneyden/denemeden elde

edilen gözlemler ve veriler literatürde verilenlerle karşı-

laştırılıp akılla yorumlandıktan sonra bir sonuca varıl-

maktadır. Mâturîdî’nin “Bilgi Kuramı”ndaki “haberler”,

literatür taramasına; “beş duyuyla ve iç duyuyla yapılan

gözlemler ve idrak”, deneylerden/ denemelerden elde

edilen gözlemler ve verilere; “akıl yürütme” de de-

Page 33: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

30

ney/denemelerden elde edilen bulguların literatürde

verilen bilgiler ile karşılaştırılarak yorumlanmasına karşı-

lık gelmektedir.

Bilgi Kaynağı Olarak AKIL YÜRÜTME

Mâturîdî’ye göre akıl, Allah’ın insanoğluna verdiği en

yüce nimetlerdendir. Duyular aracılığıyla görünen âlemi,

kavramlar ve deliller vasıtasıyla da görünmeyen alanı

algılayan ruhi bir güçtür. Duyuyla gelen algının, haberle

gelen bilginin sağlamasını yapan nihai mercidir. Genel

anlamda haber ve duyuların sağladığı bilgilerin doğrulu-

ğunu ve güvenilirliğini belirlemede ölçüdür. Gerek duyu

yoluyla, gerekse haber yoluyla bilgi edinirken akıl yürüt-

mek gereklidir. Duyulardan uzak olan şeylerin, yahut çok

küçük hacimli olup gözle görülemeyen (duyularla algıla-

namayan) nesnelerin belirlenmesinde duyular yetersiz

kaldığı için akıl yürütmeye ihtiyaç vardır. Ancak, insanın

diğer organları gibi aklın da fonksiyoner olması, dumura

uğramamsı için mutlaka çalıştırılması gerekir.

İslamiyet şüphe yok ki, vahye dayanan bir dindir. Ancak,

vahyi anlayacak ve kalbin eşliğinde benimseyip iman

Page 34: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

31

haline getirecek olan akıldır [14].

Yukarıdaki gerekçelerle Mâturîdî diğer bilgi kaynaklarını

da kontrol etme niteliği dolayısıyla aklı, bilgi nazariyesi-

nin merkezine yerleştirir. Akla; “olay ve olguları incele-

me, onların iyi ve kötülüğünü belirleyebilme, olaylar ara-

sında ilişki kurma ve onları karşılaştırıp sınıflandırma,

bunun sonucunda genel hükümler elde etme” işlevini

yüklemiştir.

Ona göre akıl yürütmeyle üretilen bilgilerin doğru olma-

dığı iddiası aynı zamanda akıl yürütmeye dayandığından

çelişik ve geçersizdir. Bir konuda akıl yürütenlerin farklı

sonuçlara ulaşması hatalı muhakemeden kaynaklanabi-

leceği gibi aklî bilgiyi kabul etmeme isteğinden de kay-

naklanabilir. Bu durum akıl yürüten insanın duygusal bir

yapıda olmasıyla irtibatlıdır. Çünkü insan doğru bilgiye

tabi olabileceği gibi arzularına tabi olmayı da tercih ede-

bilir. Bu da insandaki psikolojik muhtevanın akli bilgi ye-

rine konulabileceğini gösterir.

Mâturîdî, din konusunda aklı yetkili olarak görmektedir.

Ona göre, Allah'ı bilmek aklen vaciptir. Eğer Allah hiç bir

Elçi göndermeseydi, yine de insanların akıllarıyla Allah'ın

[

14] Bekir Topaloğlu. EBÛ MANSÛR EL MÂTÜRÎDÎ (KUTLU, Prof. Dr.

Sönmez. 2016. İmam Mâturîdî ve Mâturîdîlik. OTTO Yayınları, Anka-ra).

Page 35: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

32

varlığını, birliğini ve evrenin yaratıcısı olduğunu bilmesi

gerekirdi. İnsan, bireysel gayret göstererek, tefekkür

ederek bunları akıl yoluyla bilir. Hatta akıl, “Allah’ın layık

olduğu bazı sıfatlarla nitelendiğine de kesinlikle hükme-

der”. Bu sebeple vahiy ulaşmayan kimse, Allah’ı bilme

konusunda mazur görülmez ve bundan sorumludur.

Allah’ın varlığı ve birliğini bilmede, yalnızca Allah’a iba-

det edilmesinin gerekliliği konusunda hiç bir insanın Al-

lah'a karşı bir mazeret uydurması mazur görülemez.

Mâturîdî'ye göre Allah, emir ve yasakları bildirmeden

önce; akılları, şeylerin doğasını keşfedebilecek ve özle-

rinde bulunan değerleri algılayabilecek şekilde yaratmış-

tır. Dolayısıyla güzel-çirkin konusunda vahiyle bildirilen

emir ve nehiyler, aklî emir ve nehiylerin dini formlarıdır.

Vahiy ulaşmayan birey güzel ve çirkini aklıyla bilebilir.

Dinin bunları bildirmesi bir teyit ve tekittir. İnsandaki

ahlaki duygunun vahiy ile başlamadığı, ancak vahyin za-

ten mevcut olan bu duyguyu pekiştirdiği söylenebilir.

Allah; pek çok ayette “gerçeğe ulaştıran ve doğru yolu

gösteren aklı kullanmayı emretmiş; Kur’an’ın kendi ka-

tından olduğunu” akıl yürütme yöntemiyle ortaya koy-

muştur. Kur’an Hz. Peygamber tarafından insanlara teb-

liğ edildiğinde, dönemin belagatçilerine, hâkimlerine,

şairlerine ve dilcilerine meydan okumuştur; hiç kimse

Page 36: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

33

onun bir benzerini getirmeye muvaffak olamamıştır.

“Resulün haberi” olarak bilinen vahiy, akıl tarafından

tasdik edilmiştir. Bu anlamda Kur’an, aklî bir mucize

olup, mutlak ve doğru bilgiyi içermektedir.

Peygamberlerin mucizeleri ile sihirbazların mucize olma-

yan davranışlarını ayırt edebilmek için akıl yürütmeye

ihtiyaç vardır. Mâturîdî’ye göre, “Kur’an’ın dışındaki ha-

berlerden Kur’an’a ve aklî delillere aykırı olanlar redde-

dilmelidir”. Bunlara, Peygamberimize atıf yapılarak ulaş-

tırılan haberler de dâhildir.

Aklın Fiilleri Değerlendirmesi

Mâturîdî'ye göre, akıl yalnız dini bilginin değil, aynı za-

manda genel ve ahlaki bilgilerin de kaynağıdır. Bu kap-

samda akıl iyiyi kötüden, yararlıyı zararlıdan, doğruyu

yanlıştan ayıran bir araçtır. Nasıl ki göz güzel renkleri,

kulak güzel sesleri diğerlerinden ayırıyorsa, bunun gibi

akıl yürütme ile iyilikler ve kötülükler tefrik edilir, bilinir.

Bazı durumlarda insanın değer algısı; içinde bulunduğu

ruh haline bağlı olarak, yaşadığı elemin veya tattığı zev-

kin etkisiyle değişkenlik gösterebilir. Böyle durumlarda

aklının güzel bulduğunu doğası çirkin, çirkin bulduğunu

da doğası güzel bulabilir. Bu gibi durumlarda esas alın-

ması gereken aklın yaptığı değerlendirmedir.

Page 37: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

34

İnsan aklının idraki açısından fiiller (işler) üç grupta de-

ğerlendirilir. Bunlar;

1) vacip (insan aklının doğruluğunu/güzelliğini/ yararlı-

lığını anlayabildiği),

2) mümteni (insan aklının yanlışlığını/çirkinliğini/ zarar-

lılığını idrak edebildiği) ve

3) mümkin (sürekli değişebilir olduğu için insan aklının

tek başına karar veremediği ancak bazı alternatifler

ortaya koyduğu)

olarak tasnif edilirler. Bazı fiillerin vacip veya mümteni

olması akıl tarafından idrak edilir. Mâturîdî’ye göre aklın

her zaman güzel (vacip) veya çirkin (mümteni) olarak

değerlendirdiği fiiller, özleri Yaratıcı tarafından o şekilde

belirlenmiş olanlardır. Bunlar sadece akıllar nazarında

değil kalplerde (ahlaken) de öyle kılınmıştır.

Örnek vermek gerekirse

nimet veren Allah’ı tanıma ve O’na şükretme ile doğ-

ruluk ve adaletin vacip;

nimet veren Allah’ı inkâr ve O’na nankörlük etme ile

yalan ve zulmün mümteni olmaları gibi.

Bu örneklerden de anlaşıldığı gibi, güzel ahlakın deneti-

mindeki akıl nimeti, vacip ve mümteni konusunda karar

verecek şekilde yaratılmıştır.

Page 38: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

35

Mümkin ise farklı konumların bulunduğu ve değişken

olabilen alandır. Akıl, bu kısımda, derinlemesine araştır-

dıktan ve üzerinde düşündükten sonra mümkün olabile-

cek seçenekleri sunabilir. Ancak bu alan değişken olabil-

diği için, akıl her hangi bir seçeneğin vacip kılınması veya

mümteni olmasında karar veremez. Burada aklın vacip

ve mümteni olanı belirlemesinde yetersiz kalması du-

rumlarında insanlara hakikatleri öğretecek bir Peygam-

ber’e ihtiyaç duyulur. Peygamber’in semîne ihtiyaç var-

dır. Peygamberler aklen mümkün olanı açıklamakla gö-

revlendirilmiştir ve her peygambere ait şeriat, bu müm-

kün olabilecek alanla ilgilidir. Peygamberin vahiyle bir

konuyu bildirmesi kesin doğru bilgidir. Şeriat da bir şeyi

iyi olduğu için emretmiş, kötü ve zararlı olduğu için ya-

saklamıştır. Din bu hususlarda akılla birleşmiştir. Ancak

aklın, mükâfat ve cezayı, ahrette olan haram ve helali

belirleme yetkisi yoktur; bu yetkiler Allah’a aittir.

Nesnelerin Değerlendirilmesi

Mâturîdî -fiillerin aksine- nesneleri mutlak anlamda iyi ya

da kötü olarak nitelendirmenin yanlış olduğunu ifade

eder. Bir nesnenin mutlak iyi veya kötü olduğuna hük-

metmek büyük bir yanlıştır. Çünkü farklı durumlara göre

bir nesnenin yarar-zarar durumu da değişebilmektedir.

Allah’ın yarattıklarında “mutlak şer” yoktur; ancak “izafi

Page 39: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

36

şer” vardır. Kötülükler varlıkların bizatihi kendilerinden

kaynaklanmayıp, birbirleriyle olan ilişkilerinden ortaya

çıkmaktadır.

Allah hiçbir nesneyi bütün yönleri ile zararlı, çirkin ve

kötü yaratmamıştır. Hepsinde mutlaka bir fayda, güzellik

ve iyilik bulunmaktadır. Bu sebeple bir şey için her du-

rumda faydalıdır veya zararlıdır şeklinde bir hüküm ver-

mek doğru değildir. Her şey bir açıdan yararlı, bir başka

açıdan zararlı olabilir. Bir kişi için yararlı olan, bir başkası

için zararlı olabilir.

Örnek vermek gerekirse belli bir hastalığın tedavisinde

kullanılan ilaç ilgili hasta için faydalı, sağlıklı kişiler için

zararlı olabilir. Ateş, besinlerin kullanılır hale getirilme-

sinde yararlı iken, bir ormanın yakılmasında zararlıdır. Bir

şeyin yasak ve haram kılınması, zararlı ve kötü yönlerinin

fazlalığından, kulun fiili üzerinde olumsuz etki bırakma-

sındandır.

Akıl – Ahlak İlişkisi

Mâturîdî'ye göre; Allah, emir ve yasakları bildirmeden

önce; akılları, -istisnai durumlar bir kenara bırakıldığında-

fiilleri değerlendirecek şekilde yaratmış; her güzel fiilin

güzelliği, çirkinin de çirkinliği aklın kavrayacağı şekilde

Page 40: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

37

kendi özlerine yerleştirilmiştir. Hikmetin [15] gereği ola-

rak, akıl tarafından güzel olan “emir”, çirkin olan da “ne-

hiy” olarak getirilmiş; güzelin yapılması, çirkinden de

kaçınılması bildirilmiştir.

Gerçekte güzel-çirkin konusunda vahiyle bildirilen emir

ve nehiyler, akılla varılan kanaatların (akıl aracılığıyla

bilinebilen ahlakî değerlerin) dini formlarıdır. Dolayısıyla

vahiy ulaşmayan birey güzeli ve çirkini aklıyla bilebilir.

Dinin bunları bildirmesi bir teyit ve tekittir. Ancak bireyin

bunları ayrıntılarıyla bilmesi ya vahiyle (bir peygamberin

haber vermesiyle) ya da ciddi bir tefekkürle mümkün

olabilir.

Dolayısıyla insandaki ahlakî duygunun (yatkınlığının) va-

hiy ile başlamadığı, ancak vahyin zaten mevcut olan bu

duyguyu pekiştirdiği söylenebilir. Bu sayede bireyin ahla-

kî yetkinlik elde etmesine zemin hazırlanır. Bu ahlakî yet-

kinlik, öncesinde hazır bulunan ahlakî yatkınlıkla daha

kolay oluşur.

Ahlakî yetkinliğe sahip olmayan (ahlaksız) dindar bilinçli

kimse kendince itikat ve ibadete uygun düşmeyen fiilleri

günah olarak görürken, yaptığı ahlaksızlıklara da dinen

kılıf arar. Dini yanlış yorumlayanların görüşlerinden işine

[

15] Kâinattaki ve yaradılıştaki İlâhî gaye.

Page 41: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

38

gelenlere sahip çıkar [16]. Bu tip ahlakî boyuttan yoksun

dindar bilinç kendince dinen günah olan bir şeyle, ahla-

ken kötü olan arasında bir ilişki görmez.

Buna karşılık ahlakî yetkinliğe sahip bir dindar için “iyi”

bir fiil “sevap” bir fiilken, “kötü” bir fiil de “günah” bir

fiildir. Yalan söylemek bu anlamda onun için sadece kötü

değil aynı zamanda günahtır; çünkü o yalan söylemiş

olmakla Tanrı katında da bir suç işlemiş olduğuna inanır.

Böyle bir dindar için ahlak kurallarını çiğnemenin ahlak

düzeyindeki karşılığı “ahlaksızlık”, inanç düzeyindeki kar-

şılığı ise hem “ahlaksızlık” hem de‚ ”Tanrı’ya isyan”dır.

Allah katında makbul olanı bu tür dindarlıktır (İbiş, 2015).

Aklın Bilme Gücü

Mâturîdî, akla önemli bir fonksiyon yüklemekle birlikte,

haber ve duyular gibi onun da bilgi elde edebilme gücü

ve alanının sınırlılığını kabul eder. Nasıl ki göz uzaklık,

küçüklük ve saydamlık arttıkça nesnesini görmekte zor-

lanır; aynı şekilde tüm yaratılmışlar gibi aklın da bilgi

edinme gücü sınırlıdır.

Bazı durumlarda akıl çok karmaşık olmasından dolayı

incelediği konuyu ayrıntıları ile bilemez. Ayrıca, insanın [

16] Günümüzde Ülkemizi “Darül Harp” (Kâfirlerin ve onların gayr-i

İslâmî hükümlerinin hâkim olduğu) yeri kabul ederek her türlü ahlaksızlığı, yolsuzluğu yapan zihniyetteki insanlar gibi.

Page 42: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

39

akıl sağlığı bozulmuş olabilir veya dünyevi meşguliyetle-

rinden, nefsanî arzularından ve ahlakî zaaflarından kay-

naklanan “akıl tutulması” zuhur edebilir. Bu durumlarda

aklın sağlıklı bir şekilde çalışması engellenir. Neticede

sağlıklı olmayan bir akıl bilmesi gereken hakikati bilemez

ve gerçek bilgiye ulaşamaz. Buna nefsin arzuları, hazları

da eklenince, arzu edilen eylem de oluşmaz. Neticede

aklın işlevini yerine getirmesi hayli zorlaşır.

Aklı hata ve yanlış algılamalardan korumak ve bu konuda

ihtiyatlı davranmak gerekir. Bu hususta şu sözleri mani-

dardır: "Kim aklı kullanmada dikkatli ve ihtiyatlı olmaz,

akıl erdiremeyeceği şeylerin mahiyet ve tamamını anla-

mak ister, Hz. Peygamber'den bir işaret olmaksızın yeter-

siz ve sınırlı aklıyla Allah'ın hikmetlerinin tamamını kav-

ramaya çalışırsa, aklına zulmeder ve ona kaldıramaya-

cağı şeyleri yüklemiş olur".

Akılların tek başına kavrayamadıkları iyiliklerle kötülükle-

rin

haber (vahiy) ve duyu yoluyla,

"algılayanların" (anlama becerisi olan, ibretle bakıp

tefekkür eden veya akıllarından ve ilimlerinden isti-

fade etmeyi bilen insanların) konuşmaları ve diğerle-

rinin de kulak verip dinlemeleriyle

öğrenilmeleri mümkün olur [Kutlu, 2011(b)].

Page 43: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

40

Akıl, İlim ve Âlim İlişkisi

Mâturîdî, akıl-ilim-âlim ve ilim-amel ilişkileri ile ilim ve

âlimin önemini şu anlama gelen ifadelerle açıklamaya

çalışmıştır:

“Akıl, eşyanın sebebini ve delillerini bilir fakat derin-

lemesine bilgilerini bilemez. Bu bilgilere ulaşmak

ilimle mümkündür.

Kur’an’da bazı yerlerde yalnız (1) ‘Âlimler[17]

aklederler’, (2) ‘Kur’an ayetlerine tefekkür ve ibretle

bakılınca ayet olurlar, yoksa bir şey ifade etmezler’.

denmesinin nedenleri:

1. Kur’an’da misaller, anlaşılması zor şeylerin üze-

rindeki örtüyü açmak yani anlaşılmalarını kolay-

laştırmak için verilir. Âlim Allah’ın verdiği göz, ku-

lak gibi duyu organlarından hakkıyla istifade etti-

ğinden bu misallerin niçin verildiğini akledebilir.

2. Ayetlerin mesajlarından akleden, anlama becerisi

olan, ibretle bakıp tefekkür eden veya akılların-

dan ve ilimlerinden istifade etmeyi bilen insanlar

bir şeyler elde eder. İnat ve kibir içinde olanlar

(şartlanmış olarak muhalefet edenler) hiç bir şey

elde edemezler.

İlimden, görmeden ve duymadan maksat bunlardan

[

17] Akıl sağlığı yerinde, Kur’an’ın bütününe vakıf, ilim sahipleri.

Page 44: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

41

faydalanarak salih amel işlemektir. Bunlardan fay-

dalanmayan kişi ilim sahibi olduğu halde ilmi olma-

yan, gözü bulunmasına rağmen gözü olmayan, kulak

organı var olmasına halde kulağı olmayan birisi gibi

değerlendirilir. Çünkü bunlardan gereğince fayda-

lanmamış ve onlarla amel etmemiştir” (Ecer,2015).

Tüm yukarıdaki açıklamalar normal bir insan için aklı,

güvenilir ve doğru bilgiye ulaştıran bir kaynak olmaktan

çıkarmaz. Aksine akıl yürütmeyi reddeden kimse, kısır

döngüye yol açar ve çelişkiye düşer. İnsana aklını kul-

lanmaktan vazgeçmeyi telkin eden şeytanî vesveseden

başka bir şey değildir. Şeytanın vesvesesi;

kişiyi aklın ona doğru yolu göstermesinden alıkoyma-

ya,

kişinin kafasını karıştırmaya ve kendine güvenini

sarsmaya

zemin hazırlar.

Kur’an’da yüzlerce ayette “insanlığın; aklını kullanmaya,

idrake ve düşünmeye davet edilmesi”; bu bağlamda

Mâturîdî’nin aklı dinin bilgi kaynakları arasında sayan

anlayışı, İslam dünyasının ilim ve fende yükselmesine;

özellikle de matematik, fizik, astronomi, kimya ve tıp gibi

ilimlerde öncülük yapmasına zemin hazırlamıştır.

Page 45: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

42

Bilgi Kaynağı Olarak HABER

Vahiy

Mâturîdî’ye göre, kesin bilgiye kaynaklık eden haberlerin

başında vahiy (Kur’an) gelir. Kur’an; Resul’e Allah katın-

dan inen, aklî mucize olan ve doğru bilgiyi içeren kutsal

kitabımızdır. “Kur’an’ın dışında Kur’an’a ve aklî delillerle

aykırı olan her haber reddedilmelidir”.

İmam Mâturîdî, Kur’an ayetlerini;

ayetin konusuyla ilgili

diğer ayetlerden ve

Peygamber, sahabe ve tabiinden aktarılan riva-

yetlerden;

ayette kullanılan dil özelliklerinden (dil filolojik izah-

lar, özellikle semantik ve belagat) ve

ayetin nüzul sebebinden yararlanarak açıklar.

Diğer bir ifadeyle bu, Kur’an’ın Kur’an’la, hadisle ve sa-

habe haberleriyle; ilgili ayetinin iniş sebebi ile yapılan

açıklamasıdır. Bu izlediği yol klasik tefsir geleneğiyle ben-

zeşir.

Yoruma ihtiyaç duyulan ayetlerde ise yukarıdakilere ila-

veten -Kur’an’ın bütünlüğü ve muhkem ayetlere ters

düşmeyecek şekilde- bizzat kendi bilgisi, tecrübesi, aklî

Page 46: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

43

yeteneği ve tefekkürüne dayalı olarak açıklamalar yapar.

Yaptığı yorumla ayetlerin hem aklı hem de kalbi tatmin

edecek manalarını bulmaya çalışır.

Ebû Hanîfe’ye göre, ayetlerden bazılarının anlamı açık ve

seçiktir, ne kadar yorumlanırsa yorumlansın aynı anlam

elde edilir. Bazılarında ise lafzından anlaşılanı (düz anla-

mı) dışında başka bir anlamı vardır, bu anlama yorum

yoluyla ulaşılır. Bu hususta Mâturîdî, Kur’an’ı anlamlan-

dırmada tefsir ve te’vîl [18] ayırımı yapmıştır:

Tefsiri, ilgili ayette Allah’ın muradının ne olduğu ko-

nusunda kesin bir fikir beyan etme olup, peygambe-

rin ve ashabının o ayeti açıklaması;

Te’vîl’i ise, Allah’ın muradının ne olduğu konusunda

[18

] Tefsir ve Te’vîl: Peygamber efendimiz ve Sahabenin Kur’an-ı Kerimi açıklamasına tefsir denir. Sahabe olaylara ve âyetlerin gelişine şahit olduğundan, murad edilen hakiki manaya vakıf ol-muştur. Bir âyet-i kerimenin manasını Peygamber efendimiz ve Sahabe açıkça bildirmemiş ise İslam âlimleri, bu âyet-i kerimenin manalarından dinimize uygun olanı seçerler, buna tevil etmek ve bu seçilen manaya da, meal denir.

Tefsîr ile te'vîl arasında farklar: Tefsîr'de kesinlik, te'vîlde ise ih-timal vardır. Tefsîr, te'vîlden daha geneldir. Tefsîr, lafızlarda, te'vîl ise manalarda olur. Tefsîr rivâyetle, te'vîl ise dirâyetle ilgili-dir. Tefsîr, lafzın konulduğu manayı hakîkî veya mecâzî olarak beyan etmektir. Te'vîl ise iç anlamını, lafızdan murat edileni açık-lamaktır.

Page 47: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

44

kesin hüküm vermeksizin muhtemel olanlardan, aye-

tin bağlamını ve Kur’an bütünlüğünü dikkate alarak,

birisini tercih etme; İslam âlimlerinin yorumu olarak

beyan etmektedir.

Te’vîl, ancak ayeti manalandırmada çeşitli ihtimalle-

rin bulunduğu hallerde söz konusudur. Muhtemel

manalardan birinin tercihi için ortada bir sebep ve

delil bulunması lazımdır. Bu tercih, her ne kadar bir

delile dayandırılıyorsa da, işin içinde zan ve ihtimal

bulunduğundan katiyet ifade etmez, neticede te’vîli

yapanın yorumudur.

Netice olarak İmam Mâturîdî, tefsiri, peygamberin ve

ashabının izahı; te'vîli ise İslam âlimlerinin yorumu ola-

rak açıklamıştır. Yalnızca akıl ve kişisel görüşlerle tefsir

yazılamayacağını, ancak tutarlı bir yöntem izlenerek akıl-

la te’vîl yapılabileceğini savunmuştur. Te’vîle imkân tanı-

yabilmek için de,’’Her kim Kur’an hakkında kendi reyiyle

bir şey söylerse ateşteki yerini hazırlasın’’ hadisini, ‘’Her

kim kendi reyiyle Kur’an’ı tefsir ederse, ateşteki yerine

hazırlansın’’şeklinde alarak, reyle tefsir yapılamayacağı-

nı, ancak te’vîl yapılabileceğini vurgulamıştır. Yapılan

te’vîllerin, sadece sahibini bağlayacağını, bunları kutsal-

laştırma yoluna gidilmemesini önermiştir. Bir aye-

tin te’vîlini inkâr etmenin ayeti inkâr anlamına gelmeye-

ceğini ifade etmiştir.

Page 48: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

45

İmam Mâturîdî’nin getirdiği anlayış ve yaklaşıma göre,

te’vîlde ihtimaller olduğundan, geçmişte yapılan yorum-

ların zamanla değerini yitirmesi, ortaya çıkan yeni du-

rumlara göre ayetlerin yeniden yorumlanması, imana

zarar vermez ve Kur’an’ın değerini düşürmez.

Onun; inkâra gitmedikçe veya helali haram, haramı helal

saymadıkça, hiçbir mezhebi tekfir etmemesi, günümüz

tefsir faaliyetinde de önemli bir ilke olarak alınmalıdır.

Getirmiş olduğu kıstas ile Mâturîdî, kendisinden sonra

gelen Kur’an yorumcularına daha rahat te’vîl yapabilme,

ortaya çıkan yeni problemlere çözüm geliştirme imkânını

sağlamış, bu yolda büyük bir kapı açmıştır.

Ona göre; “…Siz bildiğiniz bir konuda tartışın…” mealin-

deki ayet, dini konularda tartışmanın ehil olan kişilerce

yürütülmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu doğrultuda

te’vîlin ehliyetsiz kişiler tarafından, büyük yanlışlıklara

neden olacak şekilde denetimsiz ve rastgele yapılmasını

engellemek, yapılan işin zapt u rapt altına alınmasını

sağlamak gerekmektedir. Ayrıca yorum yapan müfessir-

lerin olumlu yanları ve doğruları yanında hatalarını orta-

ya koyacak bir denetim sistemine ihtiyaç vardır.

Mâturîdî, yukarıda bildirdiği gerekçelerle 17 ciltlik kitabı-

na, Kur’an’ın tefsiri yerine tevili anlamına gelen

Te'vîlâtü'l-Kur’an ismini vermiştir.

Page 49: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

46

Peygamberimize Atıf Yapılan Haberler

Mâturîdî, Peygamberimize atıf yapılarak bize ulaştırılan

haberleri mütevâtir[19] ve âhâd haberler olarak gruplar.

İmam Mâturîdî’ye göre, bu tür haberlerin bilgi kaynağı

olması için doğrulanması gerekir.

Mütevâtir haberler çok kimse tarafından nakledilen ha-

berlerdir. Bunlar, yanılmaları ve yalan söylemeleri muh-

temel bulunan kişiler tarafından aktarılmaktadır. Çünkü

onlar (peygamberlerde olduğu gibi) doğruluk ve masu-

miyetlerini kanıtlayacak herhangi bir delil veya belgeye

sahip değillerdir. Dolayısıyla incelemeye tabi tutulmalı-

dırlar. Böyle bir haberin inceleme sonunda yalan oldu-

ğuna ihtimal verilmiyorsa bu durumda yapılacak şey,

onun masumiyetine açık belge bulunan birinden bizzat

duyduğu bir söz gibi algılanıp artık onun mütevâtir hadis

vasfını kazandığının kabul edilmesidir.

Âhâd haberler; ameli konularda bağlayıcılıkta mütevâtir

hadisler derecesinde olmayan, kesin tanıklık edilemeyen

ve doğruluğu şüpheli haberlerdir. Onunla amel etmek

[

19] Mütevâtir: Çok kimselerin naklettikleri haber. Yaygın haber. Herkesin veya alâkadarların işitip doğruluğunu kabul ettikleri kat'i, şüphesiz, sağlam haber. Yalan üzerine birleşmeleri aklen mümkün olmayan bir cemaatin bir hâdise hakkında verdikleri haber.

Page 50: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

47

veya hiç dikkate almamak gibi iki farklı tavırdan bahset-

mek mümkündür. Bu da aktaranların durumlarının iyiden

iyiye incelenmeye, haberin muhtevasından çıkacak so-

nucu değerlendirip kesinlikle sabit olan nas [20] çerçeve-

sinde olabilirliğini belirlemeye bağlıdır. Bu işlemlerden

sonra ağır basan tarafla yani almak veya terk etmek şık-

larından biriyle –yanılma ihtimali bulunmakla birlikte-

amel edilir.

Yani hem haber hem de rivayet zinciri irdelendikten son-

ra karar verilebilir. Bunlara ancak “(1) nakledenlerin gü-

venilir olması, (2) içeriklerinin Kur’an’a ve aklî delillere

aykırı olmaması ve (3) kesin bir nas ile karşılaştırılması

şartıyla” amel edilmesi gerekir.

Bilgi Kaynağı Olarak DUYULAR

Mâturîdî’nin tanımında duyular dış (beş duyu) ve iç du-

yular olarak verilmektedir. Muşahadat (gözlemler), du-

yuların doğrudan doğruya idrak ettikleri hükümlerdir. Bu

idrak beş duyu yoluyla elde edilirse buna hissiyat ve iç

duyu yoluyla elde edilirse buna vicdaniyyat denir. Beş

duyu organları ile dış dünyadan elde edilen bilgilerin

yanında iç duyularımızın bu bilgileri süzerek elde ettiği

[

20] Nas: İslam fıkıhında Kur'an’da yer alan âyetler ve peygamberin

söylediği sözler olan hadislere verilen genel ad.

Page 51: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

48

kanaatler ve vicdani tepkiler de duyu yoluyla ulaşılabile-

cek bilgi sınıfında sayılmıştır.

Duyularla ulaşılan bilgi, duyu organları sağlam oldukça

doğrudur. Semi’ ve akıl yürütmeyle ulaşılan bilgiler hak-

kında oluşan şüphe ve vesveselerin, duyu organları yo-

luyla ulaşılan kanıtlar suretiyle giderildiği malumumuz-

dur. Buna “Peygamberlerin, topluma mesajlarını verirken

tebliğ sırasında yalnızca aklî mucizelerle yetinmeyip, du-

yulara hitap eden mucizelerin ikna ediciliğinden de yarar-

lanmaları” örnek olarak gösterilebilir.

Bilgi Kaynağı Olarak İLHAM ve SEZGİ

Mâturîdî; ilhama ve sezgiye (kalbe doğmaya) mutlak bilgi

kaynağı olarak yer vermez. İlham ve sezgiye dayalı olarak

bilgi elde ettiklerini iddia edenlerin birbirlerinden farklı

sonuçlara ulaşmalarını sebep göstererek, böyle bir iddia-

yı mantıksız bulur. Ona göre, bu bilgilerin kaynağı tek bir

varlık, yani Allah olsaydı, ortaya konulan inançların farklı

olmamaları ve kişilerin birbiriyle çelişmemeleri gerekirdi.

Diğer taraftan bu tür bilginin doğruluğunu veya yanlışlı-

ğını akıl veya Kur’an yoluyla tayin etmek de mümkün

değildir. Bu sebeple ilham ve sezgi, genel olarak herkesin

kabul edebileceği bir bilgiyi veremez ve gerçeğe ulaştı-

ramaz.

Page 52: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

49

ALLAH’ın VARLIĞI

Mâturîdî’ye göre Evren ve içindeki tüm varlıklar (Âlem)

ortaya çıkar (yaratılır), değişim gösterir (gelişir, yaşlanır)

ve yok olur (ölür). Bu sürece etrafımızdaki varlıkları izle-

yerek şahit olmaktayız. Bütün bunlar, Evren’in ve içindeki

tüm varlıkların başlangıçta yokken, dışarıdan bir güç (ya-

ratıcı) tarafından varlık alanına çıkarıldığını göstermekte-

dir. Bu güç ise, sonradan yaratılmayan, değişim göster-

meyen, yok olmayan, varlığı başka bir varlığa ihtiyaç

duymayan, diğer bir ifadeyle varlığı kendi başına kaim,

ezelî ve ebedî, yani zat ve sıfatlarında kadim [21] olan tek

bir yaratıcıdır.

Âlem bir yaratıcısı olmadan, kendi kendine vücut bulsay-

dı, onda şu an izlenen zenginlikler oluşmaz, aksine tek

düze bir şekil arz ederdi. Aksine, tabiatta gözlenebilen

her şeyde mutlaka akıllara hayret verici bir hikmet ve

yaratıcısına sanatkârane bir işaret bulunmaktadır. Ev-

rende görülen mükemmel yapı ve işleyiş, onun yaratıcı-

sının ilim, kudret ve irade sahibi olduğunu gösterir.

İmam Mâturîdî’ye göre, yerde ve gökte birbirlerinden

uzak mesafelerde bulunan varlıklar, menfaatleri gereği

karşılıklı ilişki içerisinde yaratılıp düzenlenmiştir. Mesela

[

21] Kadim: Her zaman var olan, (başlangıcı ve sonu olmayan).

Page 53: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

50

yeryüzünde yetişen her türlü bitki, uzaklarda olan güneş

ve bulutlardaki su damlaları gibi varlıkların sayesinde

meydana gelir. Bunun gibi durumlar/kanunlar diğer bü-

tün varlıklar için de geçerlidir. Eğer bütün bu kanunlar

birden fazla yaratıcının eseri olsaydı, varlıklar arasında

böylesine muazzam bir düzenin tesisi imkânsızlaşırdı.

Yaratıcı birden fazla olsaydı, birisi olan bir şeyin varlığını

sürdürmek isterken, diğerleri aynı şeyin yok olmasına

neden olabilirdi. Bu durumda ise, aralarında çekişme ve

uyuşmazlık kaçınılmaz olarak vuku bulacağından,

Âlem’de düzensizlik başlardı. Böyle bir kargaşanın vuku

bulmayışı, aksine Âlemin muhteşem bir nizam ve intizam

içerisinde oluşu, kâinatın yöneticisinin ve yaratıcısının

tek olduğuna işaret etmektedir. Tüm bunlar göstermek-

tedir ki, kâinattaki bütün varlıkların ve olayların düzenli

bir sistem içerisinde meydana gelmesi ve ahenkle devam

etmesi, açıkça O yaratıcı ve yöneticinin birliğine delalet

etmektedir. O yaratıcı ve yönetici Allah’tır. Allah’tan baş-

ka hiçbir varlık bu sanatkârane kâinat’ı yarattığını iddia

etmemiştir. Evreni ve her şeyi yarattığını elçiler göndere-

rek insanlara haber vermiştir.

Kur’an’da Allah’ın birliği, eşi ve benzerinin olmadığı ko-

nusunda birçok ayet vardır. Bu ayetlerden bazıları şun-

lardır:

“Sizin ilahınız, tek bir ilahtır, O’ndan başka ilah yok-

Page 54: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

51

tur.

“Allah’tan başka ilah yoktur.

“Yerde ve gökte birden fazla ilah olsaydı, yer ve gök

fesada uğrardı.

“Eğer Allah’ın insanların bir kısmının kötülüğünü,

diğerleriyle savması olmasaydı, elbette yeryüzü al-

tüst olurdu”

Allah her şeyi bir hikmete göre yaratır. Her şeyin bir ya-

ratılış sebebi, amacı ve hikmeti vardır. Bu çerçevede Al-

lah’ın yarattıkları ve koyduğu yasalar aklın ilkeleri dışına

çıkmaz.

Mâturîdî’ye göre İnsan; âlem’deki nizam ve intizama,

varlıkların aralarındaki eşsiz ahenge bakıp akıl yürütürse,

Yüce Yaratıcının varlığını ve birliğine (Tevhit inancı)

keşfeder.

Allah’a ibadetin gerekliliğini bireysel gayret göstere-

rek, akıl yürütmeyle ve tefekkürle bilebilir.

Hatta akıl, “Allah’ın bazı sıfatlarla nitelendiğine de

hükmedebilir”.

İnkârcılar Allah'ın varlığını akli bilgilere göre değil de ta-

mamen psikolojik nedenlerle ret etmekte, problemi akli

değil duyu bilgileriyle çözmek istemektedirler. Bu ise

bütün varlık alanını duyusal alana indirgemektedir. Du-

Page 55: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

52

yularla algılanmamak yokluğu gerektirmez. Aksi takdirde

duyuları özürlü olan insanın algılayamadığı varlıkları in-

kâr etmesi tutarlı olurdu.

Tüm yukarıdaki nedenlerden dolayı Allah’ı bilmek aklen

vaciptir. Bunun için akıl yeterlidir. Vahiy ulaşmayan kim-

senin de Yüce bir Yaratıcıya inanması gerekir, kişi bu hu-

susta mazur görülemez.

Ancak, insan aklıyla şerî hükümleri ve ibadetlerin nasıl

olacağını bilemez. Bu nedenle Allah, şeriat (şerî hüküm-

ler ile ibadetlerin nasıl olacağı) konularındakileri bilgileri

Elçileri vasıtasıyla tebliğ etmiş; insanın şeriat konusunda-

ki mazeretini ortadan kaldırmak için Peygamberler gön-

dermiştir.

Page 56: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

53

PEYGAMBER

Mâturîdî’ye göre, peygamberin haber verdiği vahiy, akıl

yürütmeyle bilinebilen Allah’ın varlığına-biriliğine imanın

ve ahlakî değerlerin pekiştirilmesine zemin hazırlar. Ayrı-

ca insan, -aşağıda açıklanan gerekçelerle- bir peygambe-

re hem din hem de dünya açısından ihtiyaç duyar.

Akıl; Allah'ın varlığını ve bunun vacip oluşunu bilebilirse

de, peygamber gönderilmeden

ibadetlerin nasıl olacağını,

Allah’ın emir ve yasakları ile

diğer dinî hükümleri

tek başına bilemez.

Bu konudaki mazereti ortadan kaldırmak için de Pey-

gamberler gönderilmiştir. Mâturîdî, bu görüşünü "Müj-

deleyici ve sakındırıcı olarak peygamberler gönderdik ki

insanların peygamberlerden sonra Allah'a karşı bir ba-

haneleri olmasın! Allah izzet ve hikmet sahibidir." ayeti

ile ilgili yaptığı yorumda ortaya koymaktadır. Mâturîdî'ye

göre, ayette dile getirilen bahaneleri gidermek için pey-

gamberler deliller göstermiş, ibadetleri anlatılmış ve dinî

hükümleri açıklamıştır. Çünkü bu hususlardaki bilgilere

ulaşabilmenin tek aracı akıl değil vahiy(semî)dir. İnsanlar

bu konuda Peygamberlerin gönderilmesinden sonra Al-

Page 57: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

54

lah'a her hangi bir mazerette bulunamazlar.

Aklın bir sınırı vardır, her şeyi kavrayamaz. Tıpkı duyu

organlarına arıza geldiği gibi akla da gelebilir. Nefsanî

arzular, dünya telaşı, ruhsal durumlar, hastalık gibi hu-

suslar aklı meşgul etmekte ve onu gerçeği kavramaktan

alıkoyabilmektedir. Bu durumda yapılacak eylemlerin

doğruluğuna veya yanlışlığına karar vermede akıl zorla-

nabilir, karar verecek bir otoriteye gereksinim duyulur.

Bu sebeple insanlara yol gösterecek ve belirsizliğin baş

gösterdiği durumlarda gerçeğe kılavuzluk edecek bir Al-

lah elçisinin (Peygamberin) bulunması gerekmektedir.

İman, yaratıcının insana yönelik mesajlarının bulunduğu-

nu kabul etmekle başlar. İlahî mesajları getirip tebliğ

eden, onu hayata geçiren ve insanlara öğreten peygam-

berlerdir.

Allah çok değerli bir varlık olan insanı ve onun uğruna

yarattığı evreni yok olmak üzere boşuna yaratmaz. İnsan-

lar yaratıcının kılavuzluğu bulunmadan dirlik düzen için-

de bulunamaz. Aralarında anlaşmazlık durumunda ha-

kemlik görecek, anlaşmazlığa düşenlerin gönüllerini bir-

leştirecek birine ihtiyaç vardır. Bu peygamberdir. Dolayı-

sıyla Allah’ın peygamber göndermesi, O’nun insanlığa bir

lütfüdür.

Page 58: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

55

Peygamberlik sorumlulukları kaldırmaz artırır, küçük ha-

talar yapmayı ve Allah’ın azabından korkmayı engelle-

mez. Peygamberimiz Hz. Muhammed kendi inisiyatifi ile

yaptığı bazı davranışlarından dolayı nadiren de olsa Allah

(C.C.) tarafından uyarılmış, Kur’an’da çeşitli ayetlerle ikaz

edilmiştir.

Resûlullah’ın aklî ve hissi mucizeleri vardır. Aklî mucizesi

ona indirilen Kur’an’dır.

Page 59: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

56

DİN ve ŞERİAT

Mâturîdî dini, şeriattan ayırır. Ona göre,

Din, inanç ve itikat olarak tanımlanırken;

Şeriat; ibadetler, emir ve yasaklar ile diğer dinî hü-

kümleri içerir.

Mâturîdî’ye göre (Allah’ın bütün peygamberlere tebliğ

ettiği şekilde) din;

Allah’ı birlemeye (tevhit inancı),

O’na kulluk etmeye,

ibadeti sadece Allah için yapmaya ve

Allah'a şükretmeye

inanma ve iman etme ile

ahlakî ilkelerden

oluşur.

Dinin bu unsurları, organlarla gerçekleştirilen davranışlar

(ameller) olmayıp, zihinde ve kalpte yer tutan inançlar-

dan (imandan) ibarettir. İnançlar, düşünce ve duygu ala-

nına özgü davranışlar olup, baskı ve hâkimiyetin kurula-

mayacağı değerlerdir. Hiçbir yaratık başkasının inancına

buyruk olma veya ona engel teşkil etme gücüne sahip

değildir.

Page 60: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

57

Dinin unsurlarına taklit ve bilgi edinme yoluyla ulaşılmaz.

Onları bilmenin ve onlara inanmanın (kalben tasdikinin)

yolu, kişinin kendisinin akıl yürütmesi, gayret etmesi,

kanıt bulması ve araştırması yoluyla elde ettiği kesin bil-

giden geçer. O halde din, hiçbir dış etkinin baskı ve zor-

laması altında kalmaksızın özgür irade ve kalbî tasdikle

gerçekleşen bir inançtır.

Mâturîdî’ye göre din, Allah’ın bütün peygamberlere

tebliğ ettiği, Allah katında mutlak olan ve değişmeyen

İslam dinidir. Risalet görevini üstlenen bütün peygam-

berler ve nebiler;

tevhit,

Allah’a kulluk ve

ahlakî ilkeleri ortak olan

tek bir dini bildirmek üzere gönderilmişlerdir. Bu din;

Allah katında mutlak olan,

ortadan kaldırılamayan ve değişmeyen,

nefsi, bütün samimiyet ve içtenlikle Allah’a teslim

eden ve

Allah’a başka birisini ortak koşmayan

İslam dinidir.

İslam, bütün akılların gerekli kıldığı ve bütün yaratıkların

yaratılışının şahadette bulunduğu tek dindir. Bu itibarla

Page 61: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

58

mutlak yol, Allah’ın yolu; mutlak din, Allah’ın dinidir.

Mâturîdî, İslam’ı tevhid dini, hak din, hanif dini, fıtrat

dini, gerçek ve kesin delil ve kanıtlarla ayakta duran akıl

dini olarak tanımlar.

Peygamberler tevhit, Allah’a kulluk ve ahlaki ilkelerden

oluşan ortak ve tek bir din tebliğ etmiş olmalarına karşı-

lık; onların şeriatları ve hukuki hükümleri birbirinden

farklıdır.

Şeriat; ibadetlerin türü, şekli ve sayısı ile şer’i hükümler

hakkındaki bilgileri içerir. Farzlar, hadler[22], emir ve ya-

saklardan oluşan şeriat, dinin peygamberinin geldiği dö-

nemin şartlarına ve toplumsal ihtiyaçlara göre oluşturu-

lan ve değişen boyutunu ifade etmektedir. Din kalbin fiili

iken, şeriat daha çok diğer azaların fiilidir. Şeriat daha

çok duyulara hitap eden haram helal gibi hususları ilgi-

lendirir. Sabit unsurlardan oluşan din hiçbir zaman de-

ğişmezken, şeriat peygamberden peygambere değişir.

Hz. Muhammed’e gönderilen şeriat, daha önceki pey-

gamberlerin dinini değil şeriatını değiştirmiştir. Kıyamete

kadar başka bir peygamber gelmeyeceğinden Hz. Mu-

[

22] Hadler: Bir hukuk terimi olarak hadler; İslamî ölçüler, İslam Di-ninin ortaya koyduğu helâl-haram sınırları, miktarı ve niteliği nasslarda belirlenmiş olan şer'î cezalar demektir.

Page 62: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

59

hammed’in şeriatı devam edecektir.

Mâturîdî;

imanı (dini) kalbin, yani aklın fiili;

şeriatı (amelleri/ibadetleri), bedenin veya diğer aza-

ların fiili

kabul eder. Ona göre akılla din ve şeriatla vahiy arasında

zorunlu bir ilişki vardır.

Mâturîdî, din (iman) ve şeriat (amel) ayrımını çağrıştıran

bazı ayetleri delil göstererek, bir kısım farzları terk eden

müminlere, Allah’ın “Ey inananlar!” şeklinde hitap etme-

ye devam ettiğini söylemekte. Şayet din (iman), şeriatı

da kapsamış olsaydı, bir kısım farzları terk eden kimsele-

re Allah’ın “Ey imanın bir kısmını istisna eden inananlar!”

diye hitap etmesi gerekirdi demektedir. Ona göre “dini

(imanı) bütün farzların ismi olarak kabul edenlerin bu

anlayışı” geçersiz ve tutarsızdır.

Mâturîdî’ye göre, belli dönemin şartları içerisinde şekil-

lenen şeriatın ilahi ve beşeri olmak üzere iki yönü vardır:

Allah, her hangi bir hükmün süresi bittiğinde süresi

belirli yeni hükümler ve şeriatlar koyar. Bunu bazen

kendisi kitabıyla bazen de Resulünün diliyle açıklar.

Mâturîdî’ye göre, şer’i hükümlerde nesh (uygulama-

dan kaldırma işlemi) geçici hükümlerde söz konusu-

Page 63: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

60

dur, ayetin ayetle neshedebileceği söylenebilir.

Şeriattaki her hangi bir hükmün varlık sebebinin or-

tadan kalkması halinde veya süresinin sona ermesi

durumunda beşer aklıyla, yani içtihatla bu hüküm

uygulamadan kaldırılabilir (içtihatla nesih). Mâturîdî

bu konuda “Kalpleri İslam’a ısındırılacak olanlara ze-

kâttan pay verilmesi” hükmünün Hz. Ömer tarafın-

dan uygulamadan kaldırılmasını örnek verir. Şer’i hü-

kümlerde neshin ne zaman ve nasıl olacağını aklın

yetkisine bırakmış ve şöyle demiştir: “Nesihten ka-

çınmanın aklen imkânsız hale geldiği durumlarda ne-

sih caizdir; nesihten kaçınmanın mümkün olduğu du-

rumlarda ise caiz değildir”.

Bir hükmün uygulamadan kaldırma işlemi, ayetin

hükmünün ebediyen ortadan kaldırılması şeklinde

anlaşılmamalıdır. Varlık sebebinin devam ettiği or-

tam ve toplumlarda veya ihtiyaç doğduğunda, o hü-

küm tekrar uygulamaya konulur.

Page 64: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

61

MÜMİN, GÜNAHKÂR MÜMİN ve KÂFİR

Mâturîdî’ye göre kişi;

Allah’ın varlığına ve birliğine,

Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve Resul’ü olduğunu

ve Resul’ünün Allah’tan getirdiği her şeye

inanıp, kalbiyle tasdik etmek;

imanını ve mümin olduğunu açıkça, şek ve şüpheye

yer vermeden ifade etmek

suretiyle mümin ve müslüman sıfatı kazanmış olur. Bu

şartlarda günah işlediğinde dinden çıkmış olmaz ancak

günahkâr, fâsık yani ahlaksız mümin olur; Allah’ın ceza-

landırma veya cehennemine koyma tehdidinin muhata-

bıdır. Allah, isterse ahrette böyle birinin günahını bağış-

lar veya o kişiyi cezalandırır. Ebedi cehennemine koy-

makla tehdit ettiği kulunu, rahmeti sebebiyle affedebilir.

Mümin, ne günahından dolayı korkup ümitsizliğe kapıl-

malı, ne de affedileceği ümidiyle güven içerisinde yaşa-

malı; kaygı (korku) ve ümit arasında bir tavır takınmalı-

dır.

Mümin kişi, iyi amelleri (1) hafife alamaz ve (2) inkâr

edemez. Kişi iyi amelleri hafife alarak ve/veya inkâr ede-

rek günah işlediğinde imanını kaybeder, dinden çıkmış

(kâfir) olur.

Page 65: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

62

İman ya taklidî iman [23] veyahut sağlam aklî temellen-

dirmelere, bilgi ve delillere dayandırılan imandır.

Mâturîdî’ye göre “iman”ın sözlük anlamı “tasdik”tir. Tas-

dik ise, “kabul etme”, “onaylama” ve “doğrulama” an-

lamlarına gelmektedir. Tasdik etme yani kabul etme,

onaylama ve doğrulama kalpte gerçekleşir. Bundan do-

layı da iman, kalbin tasdiki adı verilen bir fiildir. Kısacası

ona göre iman, kalp ile tasdiktir. Kimin imanı taklidî

imansa, onun imanı hakikî bir iman değildir ve o zor du-

rumda Allah’ın hususi bir lütfü olmazsa imanından vaz-

geçirilebilir. Kimin imanı da akılla elde edilen bir imansa,

onu kimse imanından geri çeviremez, zira o bu imanın

güzelliğini ve hakikatini akılla anlamıştır.

Mümin, “Allah’ın birliğini ve Hz. Muhammed’in resul

olduğunu” özgür iradesi ve ihtiyarıyla[24] tasdik eden, bu

tasdikini sağlam aklî temellendirmelere, bilgi ve delillere

dayandıran kişidir. Bunu başaramayan kişinin taklit yolu

ile inanması mazur görülemez, böyle biri hakikaten iman

etmiş olamaz. Asıl iman, kişinin kendi aklı ve düşüncesiy-

le güzelliğini ve hakikatini bildiği imandır. Böyle bir imana

sahip kişi, hiç kimse tarafından saptırılamaz.

[23

] Az şüphelere mağlup olabilen, başkalarını takliden olan iman. Tahkik ehline ait olmayan, câhillere mahsus iman.

[24

] İhtiyar: İstemek, arzu etmek. Razı olmak. Katlanmak. Seçmek. Tensib etmek. Seçilmek.

Page 66: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

63

İmam Mâturîdî’nin açıklamalarına göre imanın gerçek-

leşmesi için iman esaslarının tamamına inanmak gerekir.

Bu esasların bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamakla

iman edilmiş olmaz. O halde bir kişide iman ya vardır ya

da yoktur. Diğer bir ifadeyle yarım imanlı olunmaz. Bu

nedenle, imanın kendisinde kesinlikle artma ve eksilme

söz konusu olamaz. Artma ve eksilme ancak imanın kali-

tesinde olabilir. İmanın gerçekleşmesi de iman esasları-

nın tamamına inanmakla olur. Yoksa olmaz.

Mâturîdî’nin tarif ettiği müminler (Müslümanlar, inanan-

lar) imanlarında eşittirler, birinin imanı diğerinden daha

üstün veya daha az değildir. Farklılık sadece amellerde

söz konusudur. İyi ameller, iman olmayıp imanın dışın-

daki farzlardır. Namaz, oruç, zekât ve hac gibi iyi ameller

imanın unsurları değil, imanın dışında birer farz veya

iman ve İslam’ın ilkeleridir. İyi amellere inanmak ayrı,

farz olduklarını bilme halinde yerine getirmek ayrıdır. İyi

amelin farz olduğuna inanmayan kâfir, inandığı halde

yerine getirmeyen günahkâr mümindir.

Page 67: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

64

MÜMİNİN SORUMLULUĞU

Mâturîdî’ye göre Allah Teâlâ insanı (1) hem mükellef

(mükemmel ve sorumluluk sahibi) (2) hem de içinde bu-

lunduğu şartların etkisiyle dünya lezzetlerine meyledebi-

len (nefsanî olabilen) bir karakterde yaratmıştır:

Ona iyiyi kötüden ayırmasını bilen; kötü davranışları

çirkin, iyi davranışları güzel gösteren; güzeli çirkine

tercih etme, övülmeye değer bulunanı yergiye müs-

tahak olandan üstün tutma yetileri olan akıl nimetini

bahşetmiştir.

Aynı zamanda insan, içinde bulunduğu şartlara ve

psikolojik duruma bağlı olarak -yaşadığı elemin veya

tattığı zevkin etkisiyle- doğası gereği değer algısı de-

ğişebilen (nefsanî davranabilen) bir varlık olarak ya-

ratılmıştır.

Mâturîdî insanın fiillerini (eylemlerini) (1) özü itibariyle

(lizatihi) güzel ve çirkin olanlarla, (2) kendisi dışındaki

sebeplerden ötürü (ligayrihi) güzel ve çirkin olanlar diye

ikiye ayırır:

Birinci gruptakilerde aklın güzel gördüğü şey hiçbir

şekilde çirkin olmaz, aklın çirkin gördüğü de güzel

olmaz. Bunlarla ilgili yargıların değişmemesi, onların

özlerinin Yaratıcı tarafından o şekilde belirlenmiş ol-

masındandır. Bunlar için bir misal vermek gerekirse,

Page 68: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

65

Allah “doğruluğu ve adaleti” akıllarda ve kalpte güzel

(tahsin), buna karşılık “yalanı ve zulmü” çirkin (tak-

bih) kılmıştır.

İkinci gruptakiler de dâhil bazı fiiller vardır ki -içinde

bulunulan şartlara göre- iyi veya kötü olarak algılan-

maları hususunda tereddütte kalınabilir. Bu durumda

öyle biri olmalı ki, bunların hangi hallerde iyi/doğru

hangi hallerde kötü/yanlış olacağını bilsin ve hakla-

rındaki hüküm buna göre belirlensin. O kişi Peygam-

ber, hüküm de O’nun Allah (C.C.) katından getirdiği

Vahiydir.

Bu suretle Allah (C.C.) akıl nimetini yeterince kullanan ve

vahye kulak veren insanı;

kendine zevk verse de aklının ve vahyin çirkin buldu-

ğu davranışlardan sakınan, nefsinin istediği (fıtrî te-

mayüllerinin empoze ettiği) kötü şeyleri yapmama

için sabır gösteren bir konuma getirmiş;

güzel davranışları ve iyi ahlakı teşvik etmiş; ona, nef-

sine zor gelse de aklen ve naklen (vahiyle emredilen)

güzel bulunan (meşru) amelleri işlemeyi, nefsi istese

de aklen ve naklen (vahiyle yasaklanan) çirkin olan-

lardan (meşru olmayanlardan) sakınmayı emretmiş-

tir.

Mâturîdî’ye göre Allah insanı; güç yetirebileceği şeyler-

Page 69: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

66

den sorumlu tutar, güç yetiremeyeceği ibadet ve takat-

lerle yükümlü kılmaz, yapamayacağı şeylere karşı daha

ağırıyla cezalandırmaz. Allah akla dayalı olarak veya va-

hiy yoluyla ne emretmişse, onun anlaşılması için bir yol

göstermiştir. O’nun emir ve yasaklarının ekserisi akıl ve

aklî deliller yoluyla bilinebilir. Bunları anlayamayacak

düzeydeki (akıl baliğ olmayan/akıl hastası olan) kimse

ilahi emrin muhatabı olamaz.

Neticede Allah, insana yol gösterici olarak akıl ve duyular

vermiş, Kur’an ayetleri göndermiş; herhangi bir fiile ka-

rar vermek için cüzi irade ve eylemde bulunabilmek için

de güç ve kuvvet vermiştir. Bunlarla teçhiz edilen insana

bazı görev ve sorumluluklar yüklemiş, karşılığında mükâ-

fat ve ceza koymuştur. İnsan herhangi bir fiili özgün ira-

desi ile seçer ve gücüyle işler. Ancak, insanın bir fiili iş-

lemeye karar vermesinde ölçüsü; taklit değil aklı, duyu-

ları ve nakil (vahiy) ile vakıf olduğu sağlam bilgiler ol-

malıdır. Kişinin yapacağı eylem; onun fikri, inancı ve

doğru olan bilgisi tarafından yönlendirilmelidir.

Mâturîdî, döneminde kulların fiillerinin yaratılması konu-

sunda görüş belirten iki aşırı uca karşı çıkmıştır. Bunlar-

dan birisi insanın fiillerinde, Allah’ın insanlara hakikatte

hiçbir irade ve tasarruf hakkı tanımadığını ileri sürmek-

le; ötekisi ise insanın fiillerinde Allah’ın irade ve tasar-

Page 70: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

67

rufuna yer vermemekle aşırılığa gitmişlerdir. Bu hususta

Mâturîdî orta bir yol benimsemiştir. Ona göre, kulun

bütün fiillerinin yaratılması, her şeyin yaratıcı olan Al-

lah’ın kudretiyle olur. Kulun herhangi bir eyleme yönel-

mesini engellememek Allah’ın iradesi dâhilindedir. Al-

lah, ezelî ilmiyle insanin neyi yapmayı tercih edeceğini

bilir. Bir insanın fiilini takdir edip yaratırken, o kişinin

kendi iradesiyle yapacağı tercihi esas alır. Dolayısıyla

kul o fiilden sorumludur. Sorumluluktan kurtulmak için

kaderi bahane edip onu ileri sürmek, bir değer taşımaz.

Page 71: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

68

MÂTURÎDÎLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ

İmam Mâturîdî, vahiy ve akıl taraftarlığının Ebû

Hanîfe’den sonraki en mühim temsilcilerindendir. Köklü

bir Kelâm ekolünün gelişmesinde önemli bir rol oynadı.

İmam Mâturîdî ve onu izleyen bilginler tarafından Türkis-

tan kültür çevresinde yeni bir Kelâmî gelenek kuruldu.

Pek çok Kelâmcı onun görüşlerini takip etti.

Mâturîdî Kelâmına ait eserlerin çoğu Sâmânîler,

Karahanlılar ve Selçukluların sağladığı ilmi ve kültürel

ortamda yazıldı. Yazılan eserler, Osmanlının kuruluş yılla-

rına kadar Anadolu, Kafkasya ve Balkanlara taşındı. Bu

dönemlerde Mâturîdîlik bütün Türkistan’a ve İslam dün-

yasının kuzeyinde yayıldı. Bu coğrafyalarda bilimsel ça-

lışmalar yapan ve dünyanın varoluşu hususunda felse-

fî/bilimsel görüşler ileri süren birçok bilim adamı kendi

çalışmalarına cevaz verecek dini görüşe kavuşmuş ol-

du. İslam tarihinin o kesiti incelendiğinde bilimsel araş-

tırma ve buluşların en yoğun yapıldığı, en çok eserin ve-

rildiği dönem olduğu görülecektir. İslam dünyası her

yönden altın çağını yaşamaktaydı. Daha sonraki dönem-

de ne yazık ki bu süreç Moğol istilasıyla kesintiye uğra-

tılmıştır. Moğol istilası sonlandığında ise neredeyse İslam

dünyasında bu tür çalışmaların yapıldığı Türkistan’dan

başka coğrafya kalmamıştır.

Page 72: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

69

Bazı kaynaklara göre, İmam Mâturîdî’nin yaşadığı dö-

nemde İslam dünyasının güneyinde yaşayan bir kısım din

âlimleri ve bunların takipçileri, “yöneticilerin, dini liderleri

yanlarına çekme ve politikaları doğrultusunda kullanma”

yaklaşımına ayak uydurmuşlar, genellikle

devlet reisi seçimi meselesinde Dört Halife dönemin-

deki seçim sistemini önermek yerine babadan oğula

geçen saltanatın uygulanmasına sessiz kalmışlar;

kargaşaya neden olacağı ve toplumu felakete götüre-

ceği saikını bahane ederek

“en kötü lider (Emir) lidersizlikten iyidir” prensibi-

ne karşı çıkmamışlar ve

iktidarın yanlışlarını düzeltme amacıyla yapılacak

hareketleri desteklememişler, bilakis telkinleriyle

engellemişler;

teslimiyetçi kader anlayışlarından kaynaklanan, “yö-

neticilerinin almış olduğu kararların arkasında Al-

lah’ın bulunduğu” düşüncesinin yerleşmesine sebep

olmuşlardır.

Bu âlimler ve takipçileri, Peygamberimizin ilmin önemi

hakkındaki hadislerinde geçen ilimden kastın “amelî ilim”

olduğunu ileri sürmüşler, aklî ilimlere karşı tavır almış-

lardır.

Page 73: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

70

Neticede İslam dünyasının güney kanadı; nakle dayanan,

İslam’ı temel kaynaklarından araştırmayan, aklı yeterince

kullanmayan, teslimiyetçi bir yaklaşımla yapılan yanlışları

düzeltme basiretini gösteremeyen ve aklî ilimlere gere-

ken önemi vermeyen bir anlayış sonucu hızla gerilemiş-

tir. Mısır dışında bu topraklar üzerinde köklü büyük bir

medeniyet bir daha kurulamamıştır. Mısır’da hüküm

süren, yönetici ve askerî kesimi Türk ve Mâturîdî görüşte

olan Memluk Devleti; basiretsiz sultanların yerine daha

faziletli ve ehil sultanların getirilmesi, bunların emirler ve

bürokrasi tarafından denetlenmesi sayesinde, yüzlerce

yıl iyi yönetim örneği sergilemiş, huzur ve asayiş kaynağı

olmuştur.

Türkler İslam dindarlığının fıkhî-amelî cephesini Hanefi-

lik, itikadî-inanç cephesini Mâturîdîlik ve ahlak boyutunu

Yesevilik olarak kurumsallaştırmıştır. Türklerin yaşadığı

coğrafyada ise Mâturîdîlik, Hanefîlikle birlikte yayılmaya

başlamıştır. İmam Mâturîdî’nin Kitâbü't-Tevhîd ve

Te'vîlâtü'l-Kur’an’ı, Türk’lerin dini düşünce tarihi açısın-

dan çok önem arz etmiştir. Onun bu eserleriyle akılcılık

ve hoş görü, din anlayışımızın temel taşları olmuştur.

Mâturîdî ve çevresinin kelâma dair görüşleri Aşağı Tür-

kistan mutasavvıfları üzerinde etkili olmuş. Mâturîdîliğin

hâkim olduğu kültür havzasında Ahmed Yesevî, Hacı

Bektâş-ı Velî ve Yûnus Emre gibi büyük Türk mutasavvıf-

Page 74: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

71

ları yetişmiştir. Bu büyüklerimiz ana dilde ve hitap ettik-

leri insanımızın anlayacağı sadelikte İslam’ı irşada devam

etmişlerdir. Bu sayede Kur’an ile Türk kültürü arasında

kadına saygı, hoşgörü, farklı anlayıştakilerle bir ara-

da yaşama, doğruluk, alçak gönüllülük, misafirper-

verlik, nefsine hâkim olma, kanaatkârlık, kazançta

helal olana yönelme, ahde vefa, merhamet, fedakâr-

lık, töreye göre hareket etme, selamlaşma, gönül

alma, atalara saygı ile millet, vatan ve ilim sevgisi…

gibi

ortak noktalar gösterilmiştir. Türk mutasavvıflar; Arap

örfünün -İslâm’la alakası olmayan ancak- İslâm görünü-

mü altında sunulan kuralcı, baskıcı, kavmiyetçi ve tutucu

uygulamalarına karşı alternatif olarak Türk'ün insancıl,

ahlakî ve medenî sufizmini yaymışlardır.

Tüm bu gayretler, Milletimizin İslam Dini’ni kavramasına

ve bütün benliğiyle özümsemesine yardımcı olmuş. Ge-

leneksel Türk Kültürü İslam Dini’yle yoğrulmuş, hem iyi

bir Müslüman olma hem de millî benliği koruma başa-

rılmıştır.

Türk boylarının Hanefî-Mâturîdî çizgide bir din anlayışı

etrafında sıkı sıkıya kenetlenmesi, kökü geçmişe dayanan

ve İslamiyet’le beslenen Türk Dünya Nizâmı’nın[25] can-

[25

] Türk Dünya Nizâmının Millî, İslamî ve İnsanî Esasları: Türk

Page 75: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

72

lanıp gelişmesine zemin hazırlamıştır. Türk Dünya

Nizâmı; milliyet, din ve insanlık ideallerini ahenkli şekilde

kaynaştırmış, bu çerçevede

millî hudutlar genişleyip yabancı kavim ve dinler üze-

rinde kurulu büyük devletlerimiz meydana çıktıkça,

milliyet duygularını insanlık ideali ile birleştirmiş;

sosyal adalete ve nizâma bağlı millî devlet ve demok-

ratik cemiyet anlayışını yerleştirmiş,

yabancı dinlere saygı göstermiş,

Türk devletlerinin yöneticileri, geçmişte olduğu gibi

İslam çağında da dindar ve Allaha samimi kalp ile

inanan, mazlumun yanında ve zalimim karşısında

olan, adalet dağıtan “Cihan ailesinin babaları” mevki-

Dünya Nizâmında milliyet, din ve insanlık idealleri ahenkli şekilde kaynaşmış ve dünya nizâmı hâlinde yükselmiştir. Türklerde milli hudutlar genişleyip yabancı kavim ve dinler üzerinde kurulu bü-yük devletler meydana çıktıkça, milliyet duygularının insanlık ideali ile birleşmesi ve yükselmesi kolay olmuştur. Sosyal adalet ve nizâma bağlı milli devlet ve demokratik cemiyet anlayışının gelişmesi sayesinde milletin babası sayılmakta olan Türk hüküm-darları büyük devlet halinde ve özellikle İslam çağında derhal “Cihan ailesinin babası” mevkiine yükseliyor ve bunu bizzat ifade ediyorlardı. Türkler Şamanî devrinde de ne kadar dindar ve Alla-ha inanmış idiyse yabancı dinlere saygı göstermeyi o derece kendi hâkimiyet, adâlet ve insanlık duygularına uygun buluyor-lardı. İşte Türk Cihân hâkimiyeti ve dünya nizâmı mefkûreleri de bu temeller üzerinde ve bu sayede gelişmiştir (Turan, 1997).

Page 76: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

73

ine yükseltilmiştir.

Bu temeller üzerinde geliştirilen “Türk Cihan Hâkimiyeti

ve Dünya Nizâmı Mefkûreleri”, Selçuklu ve Osmanlı adıy-

la bilinen büyük Türk devletlerinin kurulmasına zemin

hazırlamış ve uzun süreler yaşatılmalarına vesile olmuş-

tur.

Anadolu; Mâturîdîliğin kültür havzasında doğan Yesevî

Tarikatının öğretilerine (Allaha iman, “Ehl-i beyt” sevgisi,

bilime saygı, kadına saygı, riyasız ibadet, emeğe değer

verme ve yaratılmışa sevgiye) sıkı sıkıya bağlı olan Türk-

men aşiretlerinin sürekli yerleşimiyle, Türk sosyokültürel

ve dini algılarının yaşandığı bir iklim olmuş. Bu ortam

ileriki dönemde Cihan Devletine dönüşecek bir yapının

daha sağlam bir temele oturmasını sağlamıştır.

Takip eden dönemde Türk Milleti, İslam Dini’nde kendi

kültürüyle uyumlu unsurlar bularak kimliğini kaybetme-

miş, dilini ve diğer kültür unsurlarını, İslam’ı yaşayarak

korumasını bilmiştir. Bunda etkili olan hususlar:

Mâturîdî gibi büyük din bilginleri sayesinde İslam,

(hurafeden ve Arap ırkçılığından kaynaklanan taas-

suplardan arındırılarak) Kur’an’a ve Sünnet’e uygun

anlaşılıp yaşanmış, aklı ön planda tutan inanışa (akıl-

cı, hoş görülü anlayışa) bağlanılmış.

Page 77: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

74

Hoca Ahmet Yesevî öğretisi tasavvufi yaşayışta ku-

caklayıcı, sevdirici bir anlayışı benimsenmiş.

Türk tarihi, edebiyatı, destanları, efsaneleri… İslami

ruh ve motiflerle yeniden düzenlenmiş.

İslam Dini, Türk kimliği kaybedilmeden yaşanarak,

İslam düşünce hayatına önemli katkılarda bulunul-

muştur.

Bu sayede Türk millî kimliği ile bütünleştirilen İslam Dini,

Türk kültürüne, hayatına ve medeniyetine damgasını

vurup onu yeniden yoğururken, aynı zamanda Türklerin

İslam Dini ile olan bağları da çok güçlenmiş ve derinleş-

miştir.

Selçuklular döneminde, her ne kadar Eş’arilik resmî bir

mezhep olarak benimsenmiş ve Nizamiye Medreseleri

kurulmuş ise de, Türkler arasında bu medreselerin etki-

sinin sanıldığı kadar güçlü olmadığı anlaşılmaktadır. Ni-

zamiye medreselerinin yanı sıra Hanefî-Mâturîdîlerin

medreselerinde Hanefî-Mâturîdî kültür okutulmaya de-

vam etmiştir. Diğer taraftan Türk Kelâmcıları arasında

Eş’arîliği benimseyen ve bu Kelâmî sistemi desteklemek

için eser yazan âlim yok denecek kadar azdır. Muhteme-

len Nizamiye medreselerinde yetişen ve Eş’arîliği benim-

seyen önemli âlimlerin çoğunluğu Fars asıllılardan oluşu-

yordu.

Page 78: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

75

Bu dönem Mâturîdî’nin görüşlerini savunan âlimlerin

yetişmesi bakımından verimli olmuş; Hanefî-Mâturîdî

çizgide hem fıkıh hem de Kelâm sahasında çok sayıda

önemli eserler yazılmıştır. Nizamiye medreselerinde oku-

tulan felsefî Eş’arîliğin tesirinde Mâturîdîlik ve Eş’arîliğin

sentezi olan metinler de üretilmiştir. Bu medreselerde

yetişen Râzi ve Eş’arî âlimler zaman zaman Hanefîlik ve

Mâturîdîliğin karşısında yer almışlar ve iki grup arasında

tartışmalar da başlatılmıştır.

Osmanlıların ilk zamanlarında Anadolu'da medreseler-

den yetişen âlimler, sahalarında derinleşmek veya ihtisas

yapmak gayesiyle genelde Suriye, Irak ve Mısır'a gider-

lerdi. Buralarda tefsir, hadis, fıkıh ve edebiyat gibi ilimler

daha çok gelişme göstermişti. Buna karşılık Kelâm ve

felsefe gibi aklî ilimlerde, Semerkant ve Buhara çevresi

tercih ediliyordu [26].

Timur döneminde Aşağı Türkistan’ın (Mâverâünnehir’in)

çeşitli şehirlerinde kurulan medreselerde Mâturîdîlik

hâkim görüştü. Buralarda İslami ilimler yanında fen, ma-

tematik ve astronomi sahasında önemli ilerlemeler kay-

dedildi. Timur’un Anadolu’ya gelişinden sonra, Osmanlı

[

26] M. Sait Yazıcıoğlu. Maturidî Kelam Ekolünün İki Büyük Siması:

Ebu Mansur Maturidî ve Ebu'l-Mu'in Nesefi. Maturidî Kelam Eko-lü.

Page 79: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

76

Semerkant’taki ilmî ve dinî gelişmeleri takibe başladı.

Mâturîdîlik, İstanbul’un fethine kadarki Osmanlının ilk

döneminde büyük ilgi gördü.

İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet devletinin alt-

yapısının bilimsel temellere dayandırılması gereğini bili-

yordu. Anadolu’daki ve Timur İmparatorluğu’ndaki ilim

adamlarını ülkesine davet etti. Davete icap edip gelenle-

re çok itibar gösterdi, taltif etti. Gelen âlimlere, kurdur-

duğu Fatih medreselerinde eğitim verme imkânı tanıdı.

Bu medreselerde değişik görüşler üzerine tartışmalar

yapılıyor, ideal yöntemlerin tespitine çalışılıyordu. Kendi-

si de çok iyi bir eğitim almış olan Fatih, ülkesinin başken-

tindeki bu ilmi hayattan ziyadesi ile memnun olmakta ve

bu tür cemiyetlere katılmakta, görüşlerini belirtmektey-

di.

Kelâm konularında yapılan tartışmaların;

akılcılığı öneren Mâturîdîlik mezhebinin yaygın olarak

yaşandığı Türkistan kökenli ve o coğrafyada iktidar

olan Timur İmparatorluğu yöneticileri tarafından

takdir gören âlimler,

Kelâm eğitimini Eş’ari ekolü üzerine almış Anadolulu

Hanefi mezhebinden Türk âlimler ve

yine İmam Eş’ari’nin takipçilerinden olan yakın Arap

coğrafyasından gelmiş olan Arap kökenli âlimlerin

Page 80: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

77

arasında yapıldığı, dönemin kaynaklarında görülmek-

tedir.

Mâturîdîlik görüşlerini savunan Türkistanlı âlimlerin en

tanınmışı Ali Kuşçu, Eş’arilik ve onu destekleyen İmam

Gazali ile Fahreddin Razi’nin görüşlerini savunan taraftan

ileri çıkan ise Hocezade Muslihiddin Mustafa’dır.

Bazı araştırıcılara göre; bu iki ekolun hararetli Kelâm tar-

tışmalarında Hocezade Muslihiddin Mustafa’nın etkisiy-

le, Eş’ari okuluna bağlı olanların görüşleri ağırlık kazan-

mış; Osmanlı ulemasının tercihi de amelde İmamı

Azam’ın görüşleri, itikâdi mezhep seçiminde ise Eş’ari

görüşler doğrultusunda olmuştur. Bu tercihte

Mâturîdîliğin;

devlet başkanının saltanat sistemindeki gibi babadan

oğula geçmesi şeklinde değil de, İslam tarihinde Dört

Halife döneminde olduğu gibi liyakat esasına göre ve

istişare ile belirlenmesini savunması [27],

Emevi ve Abbasi iktidarlarının almış olduğu yanlış

kararlara sağlam dini referanslarla karşı çıkmış İmamı

[

27] Mâturîdî’ye göre “dini açıdan, imâm olacak kişinin öncelikle

Allah’tan en çok sakınan, insanların problemlerini çözmede en basiretli ve onların yararına olan şeyleri en iyi bilen birisi olması gözetilmeli ve bu şartları taşıyan kim olursa olsun imâmet ona verilmelidir”.

Page 81: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

78

Azam Ebu Hanife geleneğinden gelmesi [28]

gibi özellikleri rol oynamıştır. Mâturîdîliğin yukarıdaki

hassasiyetlerine karşılık; Eş’ari âlimler genel olarak, sal-

tanatın babadan oğla geçmesinde fazla sakınca görme-

miş, devlet başkanında reşitlik ve fazilet aramamıştır.

Devlet başkanı büyük günah işlese bile, hallinin karışıklı-

ğa sebep olacağını ileri sürerek ona müdahil olunmama-

sını, en kötü yönetimin yönetimsizlikten iyi olduğu görüş-

lerini savunmuştur. Eş’arilik, bu kabulleriyle saltanat yö-

netimine daha uygun bulunarak tercih edilmiş olabilir.

Fatih Sultan Mehmet’in talebi ile İstanbul’a gelmiş olan

Timur İmparatorluğu âlimleri, itikadî mezhep tercihinin

yanlışlığı konusunda uyarılarını sürekli olarak yapmışlar,

fakat her hangi gelişme olmamıştır. Bunların bir kısmı

yine Türkistan’a dönmüşler, Ali Kuşçu gibi bir kısım

âlim ise geldikleri coğrafya kadar Türk olan bu toprak-

larda kalmaya karar vermişlerdir.

Gazalî ve Fahreddîn Râzî’nin görüşleri doğrultusundaki

Eş’arîlik, devlet yönetiminde etkili olmaya devam etmiş, [

28]Mâturîdî’ye göre “bazı filleri zulüm olan bir sultana âdil diyen

kâfir olur. Dolayısıyla “âdil” sıfat sultana, ancak bütün davranışla-rında mutlak olarak âdil olduğu ve hiç bir şekilde zulmetmediği zaman kullanılabilir. Fakat bazı fiilerinde zulüm ve haksızlık yap-mışsa, buna rağmen o kişiyi mutlak âdil olarak isimlendirmek zu-lüm ve adaletsizliğe adalet adını vermek ve ona razı olmak anla-mına gelir. Bu fikri benimseyen küfre girmiş olur”.

Page 82: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

79

zamanla Hanefi-Mâturîdî kimliğinin zayıflamasına neden

olmuştur. Yine bazı araştırıcılara göre; Yavuz Sultan Se-

lim’in Hicaz ve Mısır seferi dönüşü, yanında getirdiği din

âlimleri, Osmanlı medreseleri yönetimi ve coğrafyasında

dinin algılanışının gittikçe daraltılmasında etkili olmuş-

tur. Devlete ait medreselerde Mâturîdîlik görüşüne ait

kuşak Kanuni zamanına kadar gelmiş, fakat ilmi sahada

fazla bir etkinlik gösterememiştir.

Çoğu Mâturîdîyye âlimleri, ekollerine sadece sözde bağlı

kalmışlar, bunların medreselerinde Eş’ari âlimlerine ait

kelam kitapları okutulmuş, teliflerde de Eş’ari kelamcıla-

rının görüşlerine ağırlık verilmiştir. Seyrek de olsa İbn

Kemal Paşa (1534) ve Akkirmani (1760) gibi âlimler,

İmam Mâturîdî ve onun din anlayışını destekleyen eser-

ler vermeye devam etmişler.

Böylelikle Fatih dönemine kadar gelen ilmi çalışmalar ve

yükseliş, Fatih Sultan Mehmet’ten sonra yavaşlamaya

başlamış, Kanuni döneminden sonra ise duraklamıştır.

Takip eden süreçte zaman zaman istisnaları olsa da, ge-

nelde Emeviler ve Abbasilerdeki gibi yönetimin kanatları

altında ve onun kararları ile uzlaşmış din adamları sınıfı

oluşmuştur.

Müslümanlıkta ilmin önemi, Peygamberimizin

Page 83: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

80

“İlim öğrenmek her Müslüman’a farzdır”,

“İlim Müslüman’ın kayıp malıdır onu nerede bulsa

almalıdır” ve

“İlim Çin’de bile olsa gidip onu alınız”

hadisleriyle ortaya konmuştu. Mâturîdî bu hadislerde

geçen “ilim” sözcüğünü maddi ve manevi ilimler olarak

algılarken, Osmanlı medreselerinde etkili olan gruplar bu

sözcüğü manevi ilimler olarak empoze etmişler ve bu

anlayış, Mâturîdîlik’ten gelen aklî ilimlerin medreselerde

okutulmasına zaman içinde son vermiştir. Bazı araştır-

macılara göre; Osmanlı tarihi incelendiğinde Fatih’ten

sonra dinî konularda verilen eserlerin dışında tıp, kimya,

fizik, astronomi ve bunun gibi dallarda eser veren ilim

adamı çok azdır. 12. ve 13. yüzyıllarda olduğu kadar İs-

lam dünyasında bir ilim ortamı olmamış, sadece dini ve

sosyal alanlarda eserler verilmiştir.

Bazı araştırmacılara göre:

Mâturîdîliğin ihmali Türk dinî düşüncesine pahalıya

mal olmuştur. Türk toplumu Mâturîdîlik ve Yesevî

sûfîliğinden uzaklaşmaya, Bağdat ve Horasan mer-

kezli Eş’arîlikle eklemlenen teslimiyetçi sûfîliğe yak-

laşmaya başlamıştır. Hanefîlik, teslimiyetçi sûfîliğe

yaklaştırılarak korunmuş, fakat Mâturîdîlik kimliği si-

likleşmiştir. Osmanlıda sözde benimsenen fıkıhta

Hanefî düşünce de etkin bir şekilde eyleme dönüş-

Page 84: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

81

memiş, özellikle medrese eğitimi bundan nasibini

almamıştır.

Oluşan süreç Osmanlı’yı kendisinin içinden çıktığı

Türkmenlere yabancılaştırmış, hatta zaman zaman

düşmanlaştırmıştır. Devletin zayıflaması ve zayıfla-

yan kurumların içinde sistem gereği yer almış olan

devşirmeler, devletin kurucusu olan asli unsura

düşman ve kindar kesilmiştir. Bu dönmeler bozulan

dinî atmosferi, kendilerini savunmak ve menfaatle-

rini korumak için kullanmışlardır.

Osmanlı’nın Mâturîdî Kelâmına yer vermemesi, asır-

lar içerisinde yeniliklere açılmadan çöküşe geçmesi-

ne, dinî ve fikrî yapısında büyük kayıplara sebep ol-

muştur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin de bu akılcı din anlayışını

eyleme geçirememesi, bu kayıpların menfi etkileri-

nin günümüzde de yaşanmasına neden olmaktadır.

M. S. Yazıcıoğlu’na göre; zamanımızda din felsefesi olan

ve Mâturîdî ekolüne ait Ebu’l-Mu’în Nesefî tarafından

geliştirilen ‘’Semantik Metot’’ bırakılmayıp devam ettiril-

seydi, Kelâm ilminin boyutları bugün çok daha değişik

olacak, İslam inanç ve felsefesi çok daha akılcı, felsefî ve

etkili bir şekilde izah edilebilecekti.

İslam’ı, Vahiy ve aklın ışığında anlama ve anlatma gay-

Page 85: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

82

reti göstermiş olan İmam Mâturîdî, yeterince anlaşılsa

ve anlatılsaydı, büyük ihtimalle Dünyada bilim çevrele-

rinde önemli bir kesim Müslüman olur, İslam âlemi in-

sanlığa güzel hizmetler sunmaya devam ederdi. Gere-

ken önem verilseydi, pek çok düşünürümüzün paylaştığı

gibi “gerek din anlayışımız, gerekse İslam Kültür ve Me-

deniyeti her halde bugünkünden çok farklı olurdu”.

Her şeye rağmen:

Sahip olduğumuz köklü kültür mirasımız yanında Ebu

Hanife, Mâturîdî ve öğrencileri, Ahmet Yesevî, Hacı

Bektaş Velî, Mevlana, Yûnus Emre… gibi Türk toplu-

munun takip ettiği önderlerinin İslam Dini’ni doğru

yorumlamaları sayesinde

İslamiyet aslına sadık kalınarak Türk kültürü ile

kaynaştırılmış,

milletimiz, Kur’an ve Sünnet’e karıştırılmak iste-

nen Arap kültürü ile asimile edilememiş, varlığını

devam ettirmiş.

18. ve 19. yüzyıllarda yazılan Bektaşi erkânnâmele-

rinde Mâturîdîliğe yönelik atıflar yer almış.

Hacı Bektâş-ı Velî’nin Makâlâtı’nda Mâturîdî’nin sa-

vunduğu akılcı din anlayışı ve iman tasavvuru izleri

devam etmiş.

Aydınlanma döneminde önemli bazı Mâturîdî kelam

kitapları Türkçe'ye çevrilmeye ve kelam ilminin yeni-

Page 86: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

83

den inşası başlatılmış, Türkiye'de ve diğer İslam ülke-

lerinde bu ekol canlanma sürecine girmiştir.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuyla Mâturîdîlik daha

fazla ilgi görmeye ve öğretilmeye başlanmış, bu alan-

da araştırmalar yoğunlaşmış, son yıllarda İmam

Mâturîdî’nin görüşleri hakkında yayınlar artmaya

başlamıştır.

Tüm bunlar teselli duymamıza ve geleceğe ümitle bak-

mamıza vesile olmaktadır.

Page 87: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

84

KAYNAKLAR

AK, Doç. Dr. Ahmet. 2014. “İmâm Mâturîdî’nin Hayatı Eserleri ve Görüşleri”, ULUĞ BİR ÇINAR İmam Mâturîdî. Uluslararası Sempozyum Tebliğler Kitabı (ed. A.Kartal), 28-30 Nisan 2014. Eskişehir.

ECER, Yrd. Doç. Dr. A. Vehbi. 2009. Mâturîdî’nin Türk Kültüründeki Yeri. Hikmet Yurdu, İmam Mâturîdî ve Mâturîdîlik Özel Sayısı, Yıl: 2, S.4 (Temmuz-Aralık 2009), ss. 91 – 107.

ECER, Yrd. Doç. Dr.A. Vehbi. 2015. 115 Soruda Türk Âli-mi İman Mâturîdî. Oğuz Çetinoğlu’nun röportajı. Yesevi Yayıncılık, İstanbul.

İBİŞ, Fatih. 2015. MÂTURÎDÎ’DE İMAN-AHLAK İLİŞKİSİ. KELÂM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ. Cilt: 13, Sayı: 2, 2015 Sayfa: 717-734.

KALAYCI, Yrd. Doç. Dr. Mehmet. 2014. ”Eş‘arî’nin İkmali Mâturîdî’nin İhmali: İki İmamın Gelenekleri İçerisindeki Konumlarına Dair Bağlamsal Bir Analiz”, ULUĞ BİR ÇI-NAR İmam Mâturîdî. Uluslararası Sempozyum Tebliğler Kitabı (ed. A.Kartal), 28-30 Nisan 2014. Eskişehir.

KAPLAN, Yrd. Doç. Dr. İbrahim. 2014.”Mâturîdî’de Din ve Vicdan Hürriyeti”, ULUĞ BİR ÇINAR İmam Mâturîdî. Uluslararası Sempozyum Tebliğler Kitabı (ed. A.Kartal), 28-30 Nisan 2014. Eskişehir.

KARTAL, Prof.Dr. Ahmet. 2014. ULUĞ BİR ÇINAR İmam Mâturîdî. Uluslararası Sempozyum Tebliğler Kitabı. 28-30 Nisan 2014. Eskişehir.

Page 88: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

85

KORKMAZ, S. 2014. İMÂM MÂTURÎDÎ’NİN KADER AN-LAYIŞI. Uluslarası İmam Mâturîdî Sempozyumu, Eskişe-hir.

KUTLU, Prof. Dr. Sönmez. 2003. “Bilinen ve Bilinmeyen Yönleri ile İmam Mâturîdî”, İmam Mâturîdî ve Maturidilik (ed. Sönmez Kutlu), Ankara: Kitâbiyât, s. 17-55.

KUTLU, Prof. Dr. Sönmez. 2011(a). TÜRKLER VE İSLAM TASAVVURU. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) Yayınları.

KUTLU, Prof. Dr. Sönmez. 2011(b). MÂTURÎDÎ AKILCILIĞI VE GÜNÜMÜZ SORUNLARINI ÇÖZMEYE KATKISI. e-makâlât Mezhep Araştırmaları, II/1 (Bahar 2009), ss. 7-41

KUTLU, Prof. Dr. Sönmez. 2014. Mâturîdî Kimdir? Mâturîdîlik Nedir?: http://Mâturîdîyeseviotagi.com/ Mâturîdî-kimdir.html

KUTLU, Prof. Dr. Sönmez. 2014. Mâturîdî ve İman-Amel İlişkisi: http://Mâturîdîyeseviotagi.com/Mâturîdî-ve-iman-amel-iliskisi.html

KUTLU, Prof. Dr. Sönmez. 2015. Türk Din Anlayışı Mâturîdî ve Mâturîdîlik: http://Mâturîdîyeseviotagi.com/ turk-din-anlayisi-Mâturîdî-ve-Mâturîdîlik.html

KUTLU, Prof. Dr. Sönmez. 2016. İmam Mâturîdî ve Mâturîdîlik. OTTO Yayınları, Ankara.

MUMİNOV, Prof. Dr. Ashirbek. 2014. “Ebû Mansur El-Mâturîdî’nin Semerkand’daki Muasırları”, ULUĞ BİR ÇI-

Page 89: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

86

NAR İmam Mâturîdî. Uluslararası Sempozyum Tebliğler Kitabı (ed. A.Kartal), 28-30 Nisan 2014. Eskişehir.

ŞEN, Yrd. Doç. Dr. Adil. 2014. “İmâm Mâturîdî ve Çevre-si”, ULUĞ BİR ÇINAR İmam Mâturîdî. Uluslararası Sem-pozyum Tebliğler Kitabı (ed. A.Kartal), 28-30 Nisan 2014. Eskişehir.

ŞIK, Doç. Dr. İsmail. 2014.”Mâturîdî’den Farklılaşan Mâturîdîlik”, ULUĞ BİR ÇINAR İmam Mâturîdî. Uluslara-rası Sempozyum Tebliğler Kitabı (ed. A.Kartal), 28-30 Nisan 2014. Eskişehir.

TUNÇPINAR, Ahmed Said. 2010. EBÛ MANSÛR EL-MÂTURÎDÎ’NİN TE’VÎLÂTU’L-KUR’AN ADLI TEFSİRİNİN EĞİTİM VE DİN EĞİTİMİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ. Yüksek Lisans Tezi. Ank. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Fel-sefe ve Din Bilimleri Anabilimi.

TURAN, Prof. Dr. Osman. 1997. TÜRK CİHÂN HÂKİMİYETİ MEFKÛRESİ TARİHİ. 10. Baskı. Boğaziçi Yayınları. İstan-bul.

YAZICIOĞLU, Doç. Dr. Mustafa Sait. Mâturîdî Kelâm Eko-lü'nün İki Büyük Siması: Ebû Mansûr Mâturîdî ve Ebu’l-Mu’în Nesefî

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1776

http://www.osmanlicaturkce.com/?k=Kadim&t=%40

http://www.yeniumit.com.tr/konular/detay/imam-Mâturîdî-nin-tevilatul-kur-an-tefsiri

Page 90: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

87

DİZİN Abbasi ................................ 15, 77 âhâd.........................................46 ahlaksızlık .......................... 37, 38 Ahmed Yesevî ..........................70 akıl 4, 6, 7, 21, 24, 26, 29, 30, 32,

33, 34, 35, 37, 38, 39, 40, 41, 44, 48, 51, 52, 53, 54, 57, 58, 64, 65, 66, 68

Akıl ....... 17, 26, 33, 35, 36, 40, 53 akıl tutulması ...........................39 akıl yürütme 7, 21, 26, 29, 30, 32,

33, 41, 48, 51, 53, 57 akılla tevil ................................44 Akkirmani ................................79 aklî .... 7, 8, 14, 15, 16, 19, 23, 33,

42, 47, 48, 55, 62, 66, 69, 70, 75, 80

Aklî ...........................................55 akli deliller ................... 42, 47, 66 aklî deliller ... 7, 19, 33, 42, 47, 66 aklî ilim .................. 69, 70, 75, 80 akli ilimler .......................... 75, 80 aklî ilimler .............. 69, 70, 75, 80 aklî mucizeler...........................48 âlem .........................................51 Âlem .................................. 49, 50 Ali Kuşçu ............................ 77, 78 âlim .............................. 40, 74, 78 amelî ilim .................................69 Anadolu ................. 68, 73, 75, 76 Arap ırkçılığı .............................73 Asr-ı Saadet .............................22 astronomi .................... 41, 75, 80 Aşağı Türkistan ...... 15, 23, 70, 75 Bağdat ......................... 15, 16, 80 Balkanlar ..................................11 Bektaşi erkânnâmeleri .............82 beş duyu ...................... 27, 29, 47 bilgi kaynakları ................... 29, 41

bilgi kuramı ............ 24, 25, 26, 29 Buhara .............................. 15, 75 Câkerdîze ................................ 12 Ceyhun .................................... 15 Çin ..................................... 11, 80 devlet reisi seçimi ................... 69 din ... 4, 14, 18, 22, 24, 25, 31, 53,

56, 57, 58, 59, 69, 70, 71, 73, 78, 79, 81, 82, 85

din felsefesi ............................. 81 Dört Halife ........................ 69, 77 duyular ....... 19, 26, 27, 38, 47, 66 Dünyada bilim çevreleri .......... 81 Ebû Hanîfe ............. 12, 13, 43, 68 ECER ........................................ 84 Emevi ...................................... 77 Emeviler .................................. 79 Evren ....................................... 49 Fahreddin Razi ........................ 77 Fatih medreseleri .................... 76 Fatih Sultan Mehmet .. 76, 78, 79 felsefe ..................................... 75 felsefî .. 12, 15, 16, 21, 24, 68, 75,

81 fen........................................... 75 fıkıh ........................ 12, 18, 74, 75 Fıkıh .................................. 12, 18 fıkıh usulü ......................... 12, 18 gözler ................................ 25, 26 günahkâr mümin..................... 63 Günahkâr Mümin .................... 61 haberler ................. 27, 29, 33, 46 hac .......................................... 63 Hacı Bektâş-ı Velî .............. 70, 82 Hacı Bektâş-ı Velî’nin Makâlâtı 82 hadler...................................... 58 Hanîfilik ................................... 14 Hissî ........................................ 28

Page 91: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Gürbüz MIZRAK

88

Hocezade Muslihiddin Mustafa ............................................77

Horasan ...................................80 Hz. Muhammed .... 22, 24, 55, 58,

61, 62 Hz. Ömer ........................... 24, 60 Hz. Peygamber ............ 14, 32, 39 ibadetler ............................ 53, 56 İBİŞ, Fatih .................................84 İbn Kemal Paşa ........................79 iç duyu ............. 25, 27, 28, 29, 47 içtihatla nesih ..........................60 ikna .............................. 23, 29, 48 ilham........................................48 ilim .. 7, 15, 16, 40, 41, 49, 69, 71,

76, 80 İmam Gazali .............................77 İmam Mâturîdî . 4, 5, 6, 9, 12, 13,

14, 15, 16, 17, 20, 21, 24, 25, 29, 42, 44, 45, 46, 49, 63, 68, 69, 79, 84, 85, 86

İran ..........................................19 İslam âlimlerinin yorumu .........44 İslâm âlimlerinin yorumu .........44 İslam dünyası8, 41, 68, 69, 70, 80 İslami ilimler ............................75 itikadî ............... 10, 11, 12, 13, 19 itikadi mezhep .........................77 kadim .......................................49 kâfir ............................. 61, 63, 77 Kâfir .........................................61 Kafkasya ..................................68 kalben tasdik ..................... 29, 57 kalpler ................................ 25, 26 Kalpleri İslam’a ısındırılacak ....60 Kanuni .....................................79 Karahanlılar ....................... 17, 68 KARTAL, Prof.Dr. Ahmet ..........84 kelâm ............................. 7, 12, 18 Kelâm 7, 9, 11, 68, 74, 75, 76, 77,

81, 86

KORKMAZ, S. ........................... 85 kulaklar ............................. 25, 26 Kuran .. 18, 21, 33, 40, 42, 44, 47,

55, 66, 73 literatür ................................... 29 matematik ........................ 41, 75 materyal ................................. 29 Mâturîd köyü .......................... 12 Maturidîlik .... 7, 9, 11, 12, 68, 70,

75, 76, 79, 80, 82, 85 Mâturîdîlik .... 7, 9, 11, 12, 68, 70,

75, 76, 79, 80, 82, 84, 85 Mâturîdîyye ........... 10, 11, 12, 14 Mâtürîd köyü .......................... 12 Mâtürîdîliğin Tarihi Gelişimi .... 68 Mâtürîdîlik .. 9, 14, 68, 70, 75, 76,

79, 80, 82 Maveraünnehir ................. 14, 15 Memluk Devleti ...................... 70 Merv ....................................... 15 Mezhep ................................... 85 Mısır ............................ 70, 75, 78 Mısır seferi .............................. 78 Moğol istilası ........................... 68 mucize .............................. 33, 42 Muhammed Aruçi ................... 20 mümin .................................... 61 Mümin .............................. 61, 62 Mümin kişi .............................. 61 Müminin Sorumluluğu ............ 64 mümkin ................................... 34 mümteni ........................... 34, 35 mütevâtir ................................ 46 Nahl suresi,78 ......................... 25 Namaz ..................................... 63 nas .......................................... 47 Nesef ....................................... 17 Nesefî ............... 16, 17, 20, 81, 86 Nizamiye Medreseleri ............. 74 olgunun tahlili ......................... 21 Olgunun tahlili ........................ 21

Page 92: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK

89

oruç .........................................63 Osmanlı ..... 73, 75, 77, 79, 80, 81 Osmanlı medreseleri ......... 79, 80 peygamber ............ 22, 53, 54, 58 Peygamber 32, 35, 39, 42, 43, 65 Prof Dr. Sönmez KUTLU .............3 Prof. Dr. Bekir Topaloğlu .........19 Râzi ve Eş’arî âlimler ................75 Resul ...................... 28, 31, 42, 61 Resulün haberi.........................33 Sait Yazıcıoğlu .................... 17, 75 Sâmânîler ................................68 Samanoğulları .................... 15, 17 Samanoğulları Devleti .............15 Selçuklular ...............................74 Semantik Metot .......................81 Semerkant 12, 13, 15, 16, 17, 21,

75 Seyhun .....................................15 sezgi .........................................48 Sünnet ................... 18, 42, 73, 82 şeriat ..................... 35, 52, 58, 59 tarikat ......................................21 tefekkür ................. 26, 32, 39, 40 tefsir ................ 18, 43, 44, 45, 75 teslimiyetçi kader anlayışları ...69 tevhit inancı .............................56 Tevhit inancı ............................51 Timur ........................... 75, 76, 78 Timur imparatorluğu ...............76 Timur İmparatorluğu ......... 76, 78 TUNÇPINAR .............................86

TUNÇPINAR XE "TUNÇPINAR" , Ahmed Said ........................ 86

TURAN .................................... 86 TURAN XE "TURAN" , Prof. Dr.

Osman ................................ 86 Türk boyları ............................. 71 Türk Cihan Hâkimiyeti ve Dünya

Nizâmı Mefkûreleri ............ 73 Türk Dünya Nizâmı .................. 71 Türk Dünya Nizâmının Millî,

İslamî ve İnsanî Esasları ...... 71 Türk kimliği ............................. 74 Türk kültürü ................ 71, 74, 82 Türk-İslam ........................... 6, 14 Türkistan ..... 9, 15, 16, 23, 68, 70,

75, 76, 78 Türkler ................... 11, 24, 72, 74 vacip ........................... 34, 35, 53 vahiy ... 5, 6, 7, 24, 32, 33, 37, 39,

42, 52, 53, 59, 66, 68 Vahiy ........................ 7, 27, 32, 42 Yavuz Sultan Selim .................. 78 Yazıcıoğlu ............... 17, 20, 75, 81 YAZICIOĞLU, Doç. Dr. Mustafa

Sait ..................................... 86 Yesevî sûfîliği........................... 80 Yesevî Tarikatı ......................... 73 Yılın Kitabı ............................... 19 yöntem ....................... 24, 29, 44 Yûnus Emre ....................... 70, 82 zekât ....................................... 63 zekâttan pay verilmesi ............ 60

Page 93: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

Mâturîdî’yi anlama, anlatma gayretleri sürüyor

1. Mâturîdî Yesevi Kurultayı dinleyicileri (Safranbolu, 2014)

Avrasya Araştırma Enstitüsü Semineri (Almatı/Kazakistan, 2016)

Page 94: MÂTURÎDÎLİK - xn--grbzmzrak-q9ac25d.comgürbüzmızrak.com/Yayinlarim/Maturidilik_Kitap_21_05_2018.pdf · Kitabın yazarı, ^Kurandaki manaya en yakın olabilecek şekilde yorumlamak

MÂTURÎDÎLİK İslam’ı, Vahiy ve Aklın Işığında Anlama,

Anlatma Gayreti

Akıl taraftarlığının Ebu Hanife’den sonraki önemli temsilcile-rinden olan İmam Mâturîdî, Ebu Hanife’nin fikirlerini gelişti-rerek köklü bir kelam ekolünün oluşmasını sağlamıştır. Tür-kistan’da kurulan bu kelami gelenek, onun adına nispetle Mâturîdîlik olarak adlandırıldı. “İslam inancının esaslarının tespiti ve ona yöneltilen eleştirilerin çürütülmesi için akıl ve vahyi birlikte kullanan” bu ekol, Türkistan coğrafyasında yetişmiş mütekellimlerce kurumsallaştırıldı. Mâturîdîlik Ha-nefilik ile birlikte Türk toplumları arasında yayıldı ve günü-müze kadar korunmaya çalışıldı.

Prof. Dr. Sönmez KUTLU (Türkler ve İslâm Tasavvuru)

İmam Mâturîdî, İslam düşüncesinde, “akılcı din anlayışının” temsilcisi büyük bir Türk düşünürüdür. O, “hiçbir şeyin hik-met ve gayesiz yaratılmadığını” söyleyerek “Allahın yarattı-ğı her şeyde bir hikmet bulunduğunu” ifade etmiştir. “Al-lah’ın güzel olanı emrettiği ve çirkin olanı da yasakladığını bu sebeple, iyi ve kötünün insan aklıyla bilindiğini” söyleye-rek ahlaki bir görüş getirmiştir.

Bu eserde, İmam Mâturîdî’nin, “Kur’an’ın yorumunda tefsir-le tevil yolunu ayırarak tevil yolunun açık tutulması halinde, sorunların çözümünün kolaylaşacağını belirttiğini ve ken-dinden sonraki çağlara ışık tuttuğunu, tevil yasaklandığı zaman, meseleleri çözüme kavuşturmanın imkânsızlaştığı” şeklindeki düşüncesi açıklıkla ortaya konmuştur.

Prof. Dr. Hayrani ALTINTAŞ (Takdim)