Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji...

19
311 “DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve Biçim Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik *östergeleri Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik Göstergeleri Olgu ÇALIŞKAN 1 , Bardia MASHHOODİ 2 , M. Anıl ŞENYEL 3 1, 3 ODTU Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, 2 TU Delſt, Faculty of Architecture, Department of Urbanism [email protected], b.mashhoodi@tudelſt.nl, [email protected] Özet: 18. yüzyıl sonunda J. W. von Goethe’nin öncüllediği botanik sınıflama çalışmaları ile bir araşrma disiplini olarak ortaya çıkan morfoloji, şehircilik alanındaki köklerini 19. yüzyılda Avrupa mimarlık okullarındaki yapı po- lojisi çalışmalarında bulur. Yerleşim morfolojisinin yapı ölçeğinden kentsel doku bağlamına yönelmesi için ise modern şehirciliğin geleneksel dokuyu yoğun biçimde dönüştürdüğü ya da ayrı seçeneğini üreği geçğimiz yüz- yıl ikinci yarısında kendini gösterir. Özellikle İtalyan okulunun 1950’lerde otaya koyduğu tarihsel kent dokularına yönelik dizgesel araşrmalarından bu yana kentsel dokuların polojik nitelenmesi, kent morfolojisisin temel araşrma alanı haline geldiğini söylemek olanaklı. Bugün geldiği noktada kentsel morfoloji çalışmaları coğrafi bilgi sistemleri (GIS) temelli dijital ve hesaplamalı (computaonal) haritalama ve çözüm- leme teknikleri ile yeni yöntemsel çerçevelerle poloji odaklı benzer bir yaklaşımı yeniden üretme eğilimindedir. Bu konuda son dönemlerde ortaya konan araşrma çıkları çok sayıda kentsel bağlamı farklı unsurları ile ir- deleme yönünde ilginç çalışma örnekleri sunarken bu noktada ortaya çıkan öncelikli sorun alanı, söz konusu araşrmaların karşılaşrılabilir ve yeniden ürelebilir bir kavramsal çerçeve ve terimler dizgesine sahip olamayışıdır. Kentsel dokunun bileşenleri niteliğindeki temel katmanlarının (yapı, yol, parsel, ada) morfolojik göstergelerini açık parametrik ilişkilerle tanımla- yacak nitelikteki kapsamlı dizin araşrması kentsel morfoloji çalışmalarını kavramsal olarak ortakçalaşrabilecek ve çözümsel dil bütünlüğü yarata- cak gizilgüce sahipr. Bu bağlamda söz konusu çalışma, kentsel dokunun polojik çözümlenme- sinde kavramsal altlık olabilecek bir çerçeveyi yapı kompozisyonu üzerine üretmektedir. Söz konusu dizin, kentsel yapı kompozisyona ait on iki temel morfolojik göstergeyi (yoğunluk, süreklilik, derişiklik, gözeneklilik vb.) öl- çümlenebilir parametreler ile formüle etmektedir. Kentsel dokunun yapı morfolojisine yönelik matemaksel tanımların ise dokunun polojik nite- lenmesine GIS ortamında yapılan hesaplama ve haritalama çalışmaları ile morfolojik niteleme çalışmalarına altlık oluşturacağı savlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: yapı örüntüsü, form göstergeleri, parametre, parametrik morfoloji 13

Transcript of Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji...

Page 1: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

311

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik Göstergeleri

Olgu ÇALIŞKAN1, Bardia MASHHOODİ2, M. Anıl ŞENYEL3

1, 3ODTU Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, 2TU Delft, Faculty of Architecture, Department of Urbanism

[email protected], [email protected], [email protected]

Özet: 18. yüzyıl sonunda J. W. von Goethe’nin öncüllediği botanik sınıflama çalışmaları ile bir araştırma disiplini olarak ortaya çıkan morfoloji, şehircilik alanındaki köklerini 19. yüzyılda Avrupa mimarlık okullarındaki yapı tipo-lojisi çalışmalarında bulur. Yerleşim morfolojisinin yapı ölçeğinden kentsel doku bağlamına yönelmesi için ise modern şehirciliğin geleneksel dokuyu yoğun biçimde dönüştürdüğü ya da ayrı seçeneğini ürettiği geçtiğimiz yüz-yıl ikinci yarısında kendini gösterir. Özellikle İtalyan okulunun 1950’lerde otaya koyduğu tarihsel kent dokularına yönelik dizgesel araştırmalarından bu yana kentsel dokuların tipolojik nitelenmesi, kent morfolojisisin temel araştırma alanı haline geldiğini söylemek olanaklı.

Bugün geldiği noktada kentsel morfoloji çalışmaları coğrafi bilgi sistemleri (GIS) temelli dijital ve hesaplamalı (computational) haritalama ve çözüm-leme teknikleri ile yeni yöntemsel çerçevelerle tipoloji odaklı benzer bir yaklaşımı yeniden üretme eğilimindedir. Bu konuda son dönemlerde ortaya konan araştırma çıktıları çok sayıda kentsel bağlamı farklı unsurları ile ir-deleme yönünde ilginç çalışma örnekleri sunarken bu noktada ortaya çıkan öncelikli sorun alanı, söz konusu araştırmaların karşılaştırılabilir ve yeniden üretilebilir bir kavramsal çerçeve ve terimler dizgesine sahip olamayışıdır. Kentsel dokunun bileşenleri niteliğindeki temel katmanlarının (yapı, yol, parsel, ada) morfolojik göstergelerini açık parametrik ilişkilerle tanımla-yacak nitelikteki kapsamlı dizin araştırması kentsel morfoloji çalışmalarını kavramsal olarak ortakçalaştırabilecek ve çözümsel dil bütünlüğü yarata-cak gizilgüce sahiptir.

Bu bağlamda söz konusu çalışma, kentsel dokunun tipolojik çözümlenme-sinde kavramsal altlık olabilecek bir çerçeveyi yapı kompozisyonu üzerine üretmektedir. Söz konusu dizin, kentsel yapı kompozisyona ait on iki temel morfolojik göstergeyi (yoğunluk, süreklilik, derişiklik, gözeneklilik vb.) öl-çümlenebilir parametreler ile formüle etmektedir. Kentsel dokunun yapı morfolojisine yönelik matematiksel tanımların ise dokunun tipolojik nite-lenmesine GIS ortamında yapılan hesaplama ve haritalama çalışmaları ile morfolojik niteleme çalışmalarına altlık oluşturacağı savlanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: yapı örüntüsü, form göstergeleri, parametre, parametrik morfoloji

13

Page 2: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

312

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Giriş Kentsel morfoloji alanına yönelik artan ilgi, mekânsal araştırma yapan birçok araştırmacıyı kendi özgün kavramsallaştırma biçimleri ile çözümleme yöntemleri geliştirmeye yöneltmektedir. Bu durum bir yandan karmaşık bir yapıda çok boyutlu bir ilişkiselliğe sahip kentsel formuna yönelik bilgi alanımızı geliştirirken; diğer yandan bütünleşik bir kavramsal ve terimsel bir altlığa yönelik pratik gereksinimi de beraberinde getirmektedir. Nitekim birbirine referansla ama farklı kavramsal çerçevelerde yeniden üretilen araştırmalar arasındaki dil birliği, her şeyden önce kentsel morfolojinin bilimsel bir disiplin olabilmesinin önünü açacaktır. Nitekim bilimsel disiplinlerin tümü, temel kavram tanımlarında oydaşmış bir araştırma topluluğunun var olan araştırma birikimini aynı kavrayışla ama (yanlışlama yöntemi ile) farklı bulgularla (zamanla yeni paradigmalara evriltecek biçimde) geliştirmesi temelinde çalışmaktadır. Kentsel morfolojide ortakçalaştırılabilir nitelikte bir terimsel altlık, kent formunun farklı bileşenlerine yönelik yeni çalışmaların yararlanacağı kavramsal çerçeve olarak işlevlendirilebilir (Batty, 2004: 32).

Mekânsal çözümlemede kentsel dokunun yapı örüntüsünü tanımlayan unsurların zenginliği, form göstergelerini içeren bir kapsayıcı çerçevenin zorluğunu ortaya çıkarmaktadır. Söz konusu çalışma ile önerilen göstergeler dizini, nihai bir çerçeve olmayıp yeni eklemelerle sürekli geliştirilebilecek esneklikte bir açık sistem olarak ele alınmalıdır.

Tanımı yapılan on iki morfolojik göstergenin yedi tanesi araştırmanın önerdiği özgün kavramlar olup; geri kalanı yazın taraması sonucunda derlenerek bir araya getirilmiştir. Göstergelerin ortak özelliği, matematiksel olarak tanımlanmış olmalarıdır. Bu bağlamda, sözel tanımların neden olduğu (yazında geçerli olan) kavramsal muğlaklığın önüne geçilerek ölçümlenebilir hassaslığın olanaklı kılınması amaçlanmaktadır. Kentsel morfolojinin form göstergeleri, Marshall’ın (2005: 167) önerdiği üç aşamalı soyutlama düzeyine uygun olarak kategorik olarak düzenlenebilir: kompozisyon (composition), kurulum (configuration) ve oluşum (constitution). Her kategorik düzey, kendi içerisinde farklı görsel temsil biçimine sahip farklı çözümleme kurgularına dayanmaktadır.

Bu çerçevede kent formunun ‘kompozisyonu’, mekânsal örüntünün temel geometrik karakterinin biçimlendirilmesi anlamına gelir. Büyüklük, şekil, oturum ve yönelim temel kompozisyon unsurlarıdır. Bu nedenle alan, hacim, uzunluk, en ve boy, yükseklik ve açı ilişkileri kent formunun kompozisyonuna yönelik temel parametrelerdir. Ölçekli, gerçek yapı oturumunu gösteren altlık haritalarla (iki ya da üç boyutlu olarak) temsil edilen yapı kompozisyonu, gerçek sayılarla geometrik olarak tanımlanır (Marshall, 2005: 167).

İkinci derece soyutlama düzeyi olarak kentsel örüntü ‘kurulumu’, süreklilik (continuity), bağlantısallık (connectivity) ve derinlik (depth) gibi topolojik karaktere yönelik yapısal niteliklerle tanımlanmaktadır. Tam sayı ya da oranla ifade edilen sokak örüntüsü üzerindeki boğum noktası (node) sayısı, bağlantı (link ) derinliği gibi topolojik değerler ile tanımlı, geometrik bağlamda ‘boyutsuz’ temsil biçimleri, bir kentsel formun konfigürasyon karakterini ortaya koyar (age.).

Son olarak, bir kent formunun ‘oluşumu’ ise onu ortaya çıkaran temel yapı elemanları (sokak, yapı, ada ve parsel) arasındaki ilişkileri denetleyen kurallar bütünü ile gerçekleştirilir. Oluşuma yönelik temel unsular elemanları tanımlayan tipoloji ve tipolojik bileşenler aralarındaki denetimli kademe ilişkisidir. Tip, kademe derecesi, izin verilen (ya da gerekli) bağlantısallık durumu oluşumu belirleyen temel unsurlardır (age.).

Bildiri bağlamında sunulan mevcut araştırma, kentsel morfolojideki üç temel sistem

Page 3: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

313

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

katmanından (sokak örüntüsü, ada/parsel düzeni ve yapı örüntüsü) yapı örüntüsünü ele almakta olup; söz konusu katmanı kompozisyon ve kurulum düzeyinde temel form ve yapı göstergelerini tanımlayarak irdelemektedir. Bu bağlamda bildirini ilk bölümü, yapı örüntüsünün kompozisyon ve kurulum göstergelerinin parametrik tanımını yapmaktadır. Ortaya konan parametrik altlık üzerinden faklı tipolojideki konut dokularının haritalandırılarak nitelenmesine yönelik altlık çerçeve okuyucuya sunulmaktadır.

Yapı Örüntüsü İngilizce yazında ‘building layout’ olarak geçen ve morfolojik araştırma alanı bağlamında ‘yapı örüntüsü’ olarak ifade edebileceğimiz kavram, diğer morfolojik bileşenlerle de ilişkili olarak (ada, parsel, sokak) yapıların verili kentsel düzlemde ne şekilde bir araya geldiklerini niteler. Bu bağlamda yalnızca çoklu örüntü içerisinde yapıların birbiri ile olan ilişkisi ile değil; yapının mekânsal olarak ilişki içerisine olduğu dar bağlamın morfolojik karakterine bağlı olarak da biçimlenir.

Yapı örüntüsünü kompozisyon ve yapılanma bağlamında inceleyebileceğimiz en dar kentsel bağlam yapı adasıdır. Tek bir tasarımın ürünü olarak ortaya çıkan bileşik (kompozit) karakterde olabileceği gibi birden fazla mülk sahibi ve geliştiricini belirli bir düzen içerisinde ayrışık olarak geliştirdiği grup formda kendini gösterir. Aynı kentsel altyapıyı paylaşma anlamında en küçük kolektif form birimi olan kentsel yapı adası, temel olarak üç tip bileşene sahiptir: yapı birimi, yapı kabuğu ve mesken/oturma birimi (Şekil 1.).

Şekil 1. Yapı örüntüsünün kentsel ada bağlamındaki temel bileşenleri.

‘Mesken/oturma birimi’, yapı örüntüsünün en küçük, bölümlenemez birimidir. ‘Yapı birimi’, bünyesindeki farklı oturma birimlerine servis veren erişim ve dolaşım sistemine sahip bağımsız modüldür. Yapı örüntüsünün temel üretim elemanıdır. Son olarak ‘yapı kabuğu’, her bir yapının kendi içinde farklı tasarım seçenekleri ile (belirli bir yapılaşma hakkı bağlı olarak) biçimlendiği soyut yapılaşma çerçevesidir. Yapı kabuğu her bir yapı için ayrı tanımlanabileceği gibi tüm yapı adası için bütünsel olarak tanımlanabilir. Yapı kabuğu hipotetik olarak en fazla yapılaşılabilir alanını, yapı bileşenleri arasındaki ilişkiyi düzenleyen yapılaşma kuralları ile birlikte tanılayan birimdir (Lehnerer, 2009: 20).1

Page 4: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

314

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Yapı Örüntüsünün Kompozisyonuna Yönelik Morfolojik Göstergeler Yapı örüntüsünün temel kompozisyon unsurları kütle, hacim ve yapı oturumudur (footprint). Kent formunu derin sistemli bir çözümlemeye gerek kalmaksızın doğrudan gözlemle algılanabilir geometrik nitelikleri, yapı örüntüsünün kompozisyon karakterini belirler. Yapı kompozisyonu, insanın gözlemleyemeyeceği bir ölçek çerçevesinde (kent alt-parçası ve kent bütününde) bütünsel olarak kentsel dokunun mekânsal performansını koşullar. Kentsel mekana doğrudan ve en algılanabilir tanımında bulunan yapı kompozisyonu kentsel tasarım ve morfoloji bağlamında en kapsamlı gösterge tanımına sahip katman temsiline sahiptir. Bu çerçevede on ayrı morfolojik gösterge tanımı yapılmaktadır.

Yoğunluk Coğrafya ve planlama yazınında ‘kentse yoğunluk’, birim alana düşen nüfus, yapı birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır. Kentsel morfoloji bağlamına en anlamlı olabilecek birim miktarı, farklı bağlamlarda ortalama birim büyüklüğünün farklılaşabilir olması nedeniyle yoğunluk tanımında yanıltıcı bir veri olabilmektedir. Bu nedenle yapı örüntüsünde yoğunluk göstergesi yapı zemin kaplamı (ground coverage) ve yapı kat alanı katsayısı (floor area ratio) ile tanımlanmaktadır. Söz konusu göstergeler tasarım denetiminde en temel yapılaşma koşulunu belirler.

Yapı zemin kaplamıZemin kaplamı, yapının zemin katının verili parsele oturumu ile toplam parsel alanı arasındaki orandır. Birikimsel olarak kentsel dokunun ayak izini (footprint) tanımlar.

Şekil 2. Bir yapı adasında taban alanı oturumu.

Yapı adası bağlamında zemin kaplam göstergesi şu şekilde formüle edilebilir:

Burada Acvi i adası içerisindeki yapıların zemin kaplamı iken; Ablki ada içerisindeki imar parsellerinin alanıdır.

Page 5: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

315

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

Yapı çekme mesafeleri ile de bağıntılı olarak yapı zemin kaplamı, dokunun aşık-kapalı alan farkı temelinde figür-zemin yapısını belirleyen temel göstergedir. Yüksek olduğu oranda zengin kamusal/ortak mekan yaratma ve ‘kentsel’ doku oluşturma potansiyelini açığa çıkarmaktadır.

Kat alanı katsayısıÖzellikle işlevsel ve morfolojik bölgelemenin tasarım denetimi bağlamında yaygın olduğu ülkelerde (Amarika, Hindistan, Türkiye vb.) oldukça yaygın bir planlama kodudur. Mekânsal planlamada her bir parseldeki yapılı kapalı alanı belirleyen kat alanı katsayısı, aynı parametrik tanımla taban alanı dizini (floor space index) adıyla tipomorfoloji çalışmalarında temel göstergelerden biri olarak dahil olmuştur. (Martin et. al., 1972: 33; Radberg, 1996; Pont et. al., 2007).

Şekil 3. Bir yapı adasında kat alanı katsayısı: Yalnızca yaşanabilir/yerleşilebilir katlar çözümsel haritaya dahil edilmektedir.

Yapı adası ötesindeki ölçek çerçevesinde kentsel dokuya yönelik kat alanı katsayısı, yalnızca yapı adalarının tanımladığı net alan üzerinden hesaplanır. Çoklu parsellerden oluşan bir kentsel doku bağlamında yapılaşabilir parseller haricinde da içerisindeki ortak mekanlar, göstergenin hesaplanması sırasında ölçüme dahil edilmez. Bu çerçevede gösterge, kentsel doku bağlamında şu şekilde tanımlanır:

Burada Afli i yapı adası içerisindeki toplam kat alanı iken, Ablki adanın toplam alanıdır.

Eğer yükseklik ve yapı çekmesine yönelik ek bir kural yoksa, kat alanı katsayısı ile zemin kaplamı arasındaki oran, yapının üzerinde oturduğu parsele referansla yapı kütlesinin yüksekliğini verir.

BitişiklilikAynı yoğunluğa sahip kent formu farklı biçimlerde kompoze edilebilir (Urban Task Force, 1999: 62). Bu nedenle kentsel formu tipleştirebilmek için destekleyici göstergelere gereksinim duyulur. Bunlardan biri olarak, bitişiklilik kentsel form-kompozisyonunun ne derece kesintisiz bir yüzey ilişkisine sahip olduğunu niteler. Morfolojik olarak bir yapının diğer yapılarla olan doğrudan cephe ilişkisinin düzeyini betimler.

Page 6: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

316

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Şekil 4. Bitişiklik göstergesinin hesaplanmamasına temel oluşturan yapılar arasındaki müşterek duvarlar.

Bitişiklik faktörü, kentsel ada bağlamında yapının diğer yapılarla paylaştığı yanal müşterek duvarın alanı ile dışa açık cephe alanı arasındaki oranla hesaplanır ve parametrik olarak aşağıdaki biçimde ifade edilir:

burada Aadji bitişik düzendeki bir yapının diğer yapılarla paylaştığı müşterek duvar alanı iken, Afli yapının kat alanı katsayısı2 ve Averti dışa açık dikey duvarların alanıdır. (Adolphe, 2001: 191).

Bitişiklik faktörü, özellikle yapı kompleksi içerisindeki ısı geçişlerinin sağlanması açısından başarımsal (performatif) öneme sahiptir (age.) Bitişiklik faktörünün yüksek olması durumunda daha verimli bir pasif ısınma koşulunun morfolojik olarak sağlanacağı öngörülür. Bununla birlikte iyi tasarlanmadığı taktirde yüksek bitişiklik faktörü, yapı iç mekanlarının gün yeterince ışığı alması bağlamında olumsuz bir etkiyi öncülleme riski taşımaktadır.

DerişiklikGeniş kentsel bağlamda kentsel derişiklik, yoğunluk, çeşitlilik, yeğinlik (intensity) ve taneciklilik (fine grain) gibi çok sayıda alt-faktörü bünyesinde barındıran bir kapsamlı çerçeve içerisinde tanılanmakta ve tartışılmaktadır (Çalışkan, 2009). Kavramı daraltarak morfoloji alanında bir form-kompozisyonu göstergesi olarak işlevlendirmek olanaklı. Üç boyutlu bir kompozit formun derişikliği, formun dış yüzeyinin hacmine oranı ile tanımlanır. Kolektif kent formu bağlamında derişiklik, bir yapı kompleksi ya da grubunun toplam dış cephe alanının yapı kabuğunun toplam hacmine olan oranı ile tanımlanır.

Page 7: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

317

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

Şekil 5. Derişiklik ölçümüne temel olan dış toplam dış cephe alanı (kırmızı) ve toplam yapılaşa hacmi. -Yerleşime konu olmayan çatı katları cepheleri ölçüm dışında tutulmaktadır.

Parametrik olarak derişiklik formülü ile tanımlanır. Bu noktada, Aenvi i yapı kabuğunun toplam dış yüzey alanı ve Vi yapının toplam kapalı alan hacmidir3 (Adolphe, 2001: 191).

Genel anlamda öncelikli kentsel sürdürülebilirlik koşullarından biri olarak gösterilen derişiklik (Frey, 1999; Masnavi, 2000), ada ve ada-grup düzeyindeki ara-ölçek bağlamında hem olumlu hem de olumsuz dışsallıkları üretme riski taşımaktadır. Tıpkı bitişiklik göstergesinde olduğu üzere, derişik yerleşim formu pasif ısıtma sistemleri için gereken altlığı ortaya koyarken; bir yandan gün ışığına erişimde verimliliği düşürücü kompozisyon oluşumlarına neden olabilmektedir.

YakınlıkBir morfolojik gösterge olarak yakınlık, bir ulaşım ağındaki odakların birbirine olan mesafeleri dizini anlamına gelmektedir. Ağ üzerindeki bir noktanın diğer noktalara aralarındaki en kısa yol üzerinden ortalama mesafelerini ölçümlemekte kullanılır (Porta et. al., 2009: 453). Kentsel dokuda yer alan yapıların birbiri ile olan ilişkisini nitelemekte kullanmak üzere Sevtsuk ve arkadaşları (2011) ‘yakınlık’ göstergesini kentsel tipo-morfoloji çalışmalarına taşımıştır (sf. 8-9). Bu sayede örüntü içerisindeki yapıların birbiri ile ağ bütünleşmesi ölçümlenebilmektedir. Bu ölçüm, doku bütünü için yapılabileceği gibi doku içerisindeki örüntüsel farklılaşması da haritalanabilir.

Page 8: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

318

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Şekil 6. Kentsel doku içerisindeki yapıların en kısa yol üzerinden birbirine olan uzaklıkları. Tüm yapıların birbirine olan uzaklığına yönelik ortalama değer ölçümü, doku bütününe ait gösterge-

nin dizin değerini verir.

Göstergeye yönelik bütüncül bir dizin değeri için doku içerisindeki her bir yapının diğer tüm yapılara olan görece uzaklığı dikkate alınır. Bu basitçe tüm yapılar arasındaki en kısa mesafelerin ortalama değeri anlamına gelir. Bu bağlamda, yakınlık bir kentsel dokunun erişilebilirlik başarımını koşullar. Doku içerisindeki yapılar arasındaki yüksek yakınlık ilişkisi, doku içindeki farklı programlara yüksek erişilebilirlik koşulunu sağlar.

Yakınlık faktörü aşağıdaki gibi tanımlanır:

1 ∑i,j,i≠j,d(i,j)<rd(i,j)

bu noktada D(i,j) i ve j noktaları arasındaki en kısa mesafe iken; r örneklem alanın yarıçapıdır (Sabidussi 1966’dan aktaran Sevtsuk, 2010: 10).

Faktörü yapılı çevre çözümlemesine uyarlamak amacı ile Sevtsuk (2010) brüt kat alanı ağırlıklı bir ölçümlemeyi önerir:

1 ∑i,j,i≠j,d(i,j)<rd(i,j)Aʄ(i,j)

Bu noktada, Af(i,j) yapı ile tanımlı i ve j noktaları arasındaki en kısa yol üzerinde yer alan yapıların brüt kat alanı iken, d(i,j) iki nokta arasında ağ üzerindeki en kısa mesafeyi temsil eder.

Bir kentsel örüntünün yakınlık göstergesi, geometrik merkezilik ve bu bağlamda farklı arazi kullanım biçimlerinin bir araya gelmesini sağlayan morfolojik koşul olarak işlev görebilmektedir (Sevtsuk, 2010).

Gözeneklilik Yerbilimindeki özgün tanımına referansla ‘katı kayaç içerisindeki küçük bölüntü ve parçalanmalar’ (OED, 2012) anlamına ‘gözeneklilik’, bir kütle içerisindeki içsel boşluklu yapıyı nitelemektedir (Adolphe, 2001: 188). Kavramı bir kentsel morfoloji göstergesi olarak işlevlendiren Adolphe (2001) bu bağlamda boşluğu, doku içerisinde kullanışlı açık alan

Page 9: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

319

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

olarak tanımlar. Özellikle kentsel sokak dokusu içerisinde hava akımını ölçümlemek amacı ile yapı kompleksi içerisindeki ve yanal yüzeydeki boşlukları morfolojik tanım dışında tutar. Göstergenin genel bir kullanım alanı yakalaması amacıyla gözeneklilik göstergesini doku içerisindeki her türlü açık alanı hesaplamaya katacak şekilde formüle etmek olanaklı.

Şekil 7. Kırmızı bölgeler yapı örüntüsü içerisindeki açık alanların hacmini ifade eder. –Her bir sokak kesiti ve ada içerisindeki ‘boşluk’, grup içerisinde karşılıklı cephe veren yapıların ortalama

yüksekliğine göre hesaplanır ve haritalanır.-

Bu çerçevede gözeneklilik faktörü aşağıdaki parametrik çerçevede tanımlanmaktadır:

Bu noktada Vnon-blti verili i sokak bölütü üzerinde (ya da ada içerisinde) yapılaşmanın olmadığı açık alan hacmi iken, Vbltmassi verili bölüt üzerindeki (ya da ada içerisindeki) yapı hacmi anlamına gelir. Göstergenin ölçümü sokak örüntüsünün her bölütü ve dokudaki tüm yapı adalarının içini kapsayacak şekilde Vnon-blti = MinHi . Aoi formülasyonu ile yapılmaktadır. Buna göre ilgili yüzey alanlarındaki boşlukluluk (yapılaşmamış alan) düzeyi, birbirine cephe veren yapılardan en az katlısının yüksekliği ile ilgili alanın çarşımı ile elde edilen hacim değeridir.

Her ne kadar figür-zemin ilişkisi bir kentsel formun nitelenmesinde temel nitelik göstergelerinden biri olsa da (Trancik, 1985: 98-101), dokunun üçüncü boyutu ile kendini gösteren algılanabilir niteliği konusunda yeterince ipucu vermez. Bu bağlamda gözeneklilik, yerleşik figür-zemin analizlerini destekleyici bir morfolojik gösterge olarak işlevlendirilebilir.

DikeysellikAlternatif kent fomlarını farklılaştıran öncelikli unsurlardan biri dokuyu oluşturan yapıların dikeyselliği, dokunun oluşturduğu yatay düzlemsel bağlama dik yükselme eğilimidir. Mimarlık alanında ‘çokkatlı yüksek’ bina tanımı gelişen yapı teknolojileri ile birlikte belirsiz

Page 10: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

320

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

bir tanıma sahip iken kentsel tasarımdaki kullanımı ise yapının içinde bulunduğu bağlam içerisinde anlam bulur.4 Bu anlamda dikeysellik göstergesi ‘yüksek yapılaşma’ kavramına doku nitelemesi bağlamında nicel bir tanım zemini sunar.

Şekil 8. Hektara 70 konutluk aynı net yoğunluğa sahip farklı kentsel kompzisyonlar, farklı dikey-sellik seçenekleri önermekte. Dikey sapma oranının nokta blokta ciddi oranda yüksek olduğu

gözlenmekte. (Kaynak: Urban Task Force, 1999: 62’den uyarlama)

Kent formunun dikeyselliği, dokunun toplam kat alanının verili kentsel bağlamda toplam zemin kaplamı (coverage) ile olan oransal ilişki ile tanımlanır. Kolektif kent formunda dikeyselliği her bir yapının çevre değeri ile ağırlıklı olarak hesaplanır. Bu sayede görece yüksek hacme sahip binaların yükseklik farkındaki ağırlık dikkate alınır. Bu bağlamda dikeysellik faktörü parametrik olarak aşağıdaki gibi ifade edilebilir:

Bu noktada Pri i bina oturumunun çevresi iken, Hi yüksekliği, Acvi ise bina oturum alanıdır.

Şekil 8’de görüldüğü üzere, 2 katlı konutlardan oluşan homojen bir yerleşim dokusunun dikeyselliği, kat adedi 1 ile 4 arasında değişen karma tipli bir yerleşim dokusununki ile benzer ya da daha yüksek olabilmektedir. Bu bağlamda yapı tipolojisinde çeşitlilik içeren derişik kent formunun ortalama dikeyselliği azaltıcı etkiye sahip olduğu savlanabilir. Bu durum özellikle ufuk çizgisine yönelik tasarım denetimi bağlamında önemli bir unsurdur.

Pürüzlülük (Rugosity) Pürüzlülük bir yüzeyin dalgalı, kıvrımlı ve kırışıklı olma durumunu ifade eder (OED, 2012). Bir dokunun yüzeyini oluşturan bileşenler arasındaki yükseklik farkının derecesi o dokunun pürüzlü bir yapıda olup olmadığını belirler. Organik dokular kadar kentsel bir dokunun yüzey yapısının nitelemesinde de pürüzlülük kavramı kullanılabilir. Kentsel bağlamda pürüzlülük, çık alanları da içine alan toplam birim alanda hava akışı için engel oluşturan ortalama kat yüksekliği olarak tanımlanmaktadır (Adolphe, 2001: 187).

Page 11: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

321

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

Şekil 9. Kurgusal bir kentsel dokunun verili kesitinde görece pürüzlülük faktörü.

Yukarıdaki tanım çerçevesinde kentsel morfolojide pürüzlülük tanımı parametrik olarak aşağıdaki gibi yapılabilir:

Burada Ai i binasının oturumunun alanı iken, hi yapının yüksekliği; Aj ise alandaki yapılı olmayan çevrenin toplam alanıdır.

Bir alanın ortalama pürüzlülük değeri kadar verili bir eksen üzerinde dokudaki pürüzlülük durumu da ölçümlenebilir. Bu bağlamda belirli bir yönde yapı yüksekliğindeki kareli ortalama sapma, göreli pürüzlülük faktörünü verir (age):

Bu noktada hi i yapısının yüksekliği, hα α ekseninde ortalama kat yüksekliği, wi ise verili eksende alınan kesitin şerit genişliğidir (age).

Verili eksendeki yapı yüksekliklerinde dramatik kat farklılaşması ne kadar fazla ise söz konusu şerit üzerinde doku pürüzlülüğü o kadar yüksektir. Göreli doku pürüzü kutup şeması ile doku bütününü niteler şekilde temsil edildiğinde alanın rüzgar rejimi ile ilişkilendirilerek dokunun ekolojik başarımı bağlamında işlevlendirilebilir.

Cepheleme (frontality) Şehircilik bakış açısı ile sokak yapı cepheleri ile tanımlı üç boyutlu doğrusal hacimli mekan olarak tanımlanabilir (County Council of Essex, 1973: 67). Bu tanım morfolojik olarak sokağı her iki yanında yer alan yapıların ön cepheleri ile nitelemeye yöneltir.

Page 12: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

322

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Şekil 10. Üzerindeki binalarca tanımlı bir sokak bölütü. Sokağa bakan bina cepheleri (kırmızı) faktör değerini hesaplamada dikkate alınır. Algı sınırını oluşturan tampon bölgenin dışında

kalan cepheler hesaplamaya katılmazken içinde kalan yapıların ön cephe yüzeyinin sokak kenar çizgisine izdüşümü alınır.

Dikey cephe yüzeyleri ile tanımlanan ‘cepheleme’ faktörü aşağıdaki gibi parametrik olarak ifade edilebilir:

Burada, Lprji tampon içinde yer alan i yapısının kenar çizgisine izdüşümün uzunluğu, N verili yerleşim dokusundaki toplam bina sayısı, K ise dokudaki toplam bölüt sayısıdır.

Formülde ve gösterge şemasında görüleceği üzere cephenin esas uzunluk değeri yerine etkin uzunluğu hesaplamaya katılmaktadır. Bu bağlamda, sokağa belirli bir açı ile konumlanmış olan yapı için sokağa izdüşümünü aldığı uzunluk değeri hesaplamada veri alınmaktadır. Sokağın her iki yanında belli mesafedeki yapılar ise (sokağa cephe veriyor olsalar da) faktör değerini hesaplamaya katılmaz. Tampon bölgeyi oluşturan bu mesafe değeri etkin görüş alanını belirleyen 10 metre aralığı olarak önerilmektedir. Gehl (2010) tarafından ortaya konduğu üzere 20-25 metre aralığında insan gözü karşısındakini yüz ifadesini algılayabilirken; iki inşa arasındaki etkin iletişime el veren aralık 7.5 ile 10 metre arasında kabul edilmektedir (sf. 34-35). Kabul edilen mesafe aralığında cephe elemanları ve malzeme ayrıntısı, cepheden dışarı bakan insanların yüz ifadeleri vb. Bilgisi görsel olarak sokaktaki insanın algısına açıktır (age.: 40).

Belirli bir doku içerisindeki sokak örüntüsünü belirli kesitlerinde oluşan farklı cepheleme kompozisyonları, ‘mekan duyusu’nun (sense of space) morfolojik olarak koşullanmasında önemli bir faktör olarak kabul edilebilir.

Karşılıklılık (reciprocity)Kentsel morfolojide çok fazla yer bulamamakla birlikte ‘sokak duvarı’ (street wall) kavramı özellikle tasarım kılavuzlarında yer alan bir yaygın kullanıma sahiptir. Sokağı tanımlayan yapıların dış cephe duvarları olarak tanımlanan (Nothingam City Council, 2009: 71)

Page 13: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

323

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

‘sokak duvarı’, sağladığı görsel süreklilik ve algılanabilir kapalılık düzeyi nedeniyle sokağı deneyimleyen yaya açısından temel konfor ve güvenlik etmenlerinden biridir. Kentsel tasarım bağlamında kavram, ideal olarak sokağa eşit mesafede konumlandırılmış yapı oturumu anlamına geldiği gibi yapılaşma çizgisi boyunca birbirini kat yüksekliği açısından da bütünler nitelikte bir sokak yapılanmasını işaret eder (Department of City Planning City of Los Angeles, 2009: 26-28; Wellington City Council, 2009: 44). Yapı üzerinde en az geri çekme ile verili en yüksek katlı yapılaşma, o sokak üzerinde tanımlı bir görsel çerçeveyi ortaya koyar.

Kuşkusuz sokağın algılanabilirliğine yönelik söz konusu olumlu etki, sokak üzerindeki binaların karşılıklı konumlanışı ile artar. Bu çerçevede ‘sokak duvarı’ kavramı, yapıların karşılıklı yüzey ilişkileri anlamındaki ‘karşılıklılık’ göstergesi ile yeniden değerlendirilmektedir.

Şekil 11. Yapı ön cephe yüzeyleri, aralarındaki mesafe ile birlikte sokak üzerindeki karşılıklılık faktörünü belirler.

Kavramı ölçümlenebilir bir morfolojik gösterge durumuna getiren parametrik tanım aşağıdaki gibidir:

Burada, H(i) verili i sokak bölütü üzerindeki ortalama yapı yüksekliği iken, Lrec(i) karşılıklı gelen sokak duvarlarının uzunluğu, As (i) ise i sokak bölütünün yüzey alanıdır.

Bu bağlamda ‘karşılıklılık’, sokak ön-yüzünün ne derecede birbirine karşı konumlanmış yapı cepheleri ile tanımlanmış olduğunu ölçümlemeye yarayan morfolojik gösterge olarak işlevlendirilir. Sokak düzeyinin üstünde yapı cephesi üzerindeki çekmelerin algılanması güç olduğu için beş metreyi aşan geri çekilmeler karşılıklılık ölçümüne katılmaz.

Yapı örüntüsünün kurulumsal göstergeleri Kent formunun kurulumsal göstergeleri ‘süreklilik’ (continuity), ‘arasındalık’ (betweenness)

Page 14: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

324

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

ve ‘karşı-konum’ (counter-position) olarak belirlenmiştir. Bunlardan ilk ikisi yazında var olan göstergeler olup; sonuncusu ‘oluşturulmuşluk’ (constitutedness) kavramının yeniden ele alınması ile parametrik olarak tanımlanmaktadır.

Süreklilik (continuity) Ağ kurulumunun temel göstergelerinden biri olan süreklilik, yapılaşma dokusu bağlamında aynı ele alış biçimi ile doku çözümlemelerinde kullanılabilir nitelikte bir yapısal (strüktürel) morfoloji kavramdır. Sokak örüntüsündeki en küçük kompozit birim sokak güzergahı iken, bir kentsel dokusunun en küçük kompozit birimi ise kentsel yapı adasıdır. Bir sokak güzergahının bir dizi bölüt ile tanımlı olması gibi bir yapı ada kabuğu tekil binalarla tanımlanır. Bir yol güzergahı tek bir bölütle tanımlanabileceği gibi bir yapı adası da tek bir yapı ile biçimlenebilir. Nasıl yol ağındaki süreklilik birden fazla sayıdaki bölütün kesintisiz bileşimi ile sağlanıyorsa, yapı adasının içindeki süreklilik ise verili kabukta, birlikte bitişik düzende konumlanan binaların sayısı ile doğru orantılıdır.

Şekil 12. İki ayrı yapı kabuğu ile tanımlı bir örneklem yapı adası: Kabukların barındırdığı binaların her biri kütle büyüklüklerinden bağımsız eşit noktalar olarak ‘süreklilik’ ölçü-

müne dahil olur.

Verili doku içerisindeki toplam bina sayısının toplam yapı kabuğuna oranının birikimsel değeri, o dokunun kurulumuna yönelik süreklilik bilgisini göstergeler:

Bu noktada, Nbld dokudaki toplam bina sayısı iken Nbe aynı doku içerisindeki toplam yapı kabuğu sayısıdır.

Bu bağlamda, süreklilik aynı zamanda dokunun tanecikli yapısına yönelik de tamamlayıcı ölçümlenebilir bilgi verir. Özel bir tasarım morfolojisine sahip olmadığı koşulda (örn. M. Safdie tarafından tasarlanmış Habitat 67 binası) her yapının yerle doğrudan zeminle ilişki kurduğu ön kabulü ile –‘her yapının bina ile bitişiklik ilişkisi olduğu yasası’ (Steadman ve Marshall, 2005)- bir yapılaşma dokusunun sürekliliği sokak düzeyinde algılanabilir bir morfolojik niteliktir.

Page 15: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

325

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

Arasındalık (betweenness) Sosyal ağların çözümlenmesi amacıyla özgün olarak Freeman (1977) tarafından ortaya atılan ‘arasındalık’ (betweenness) kavramı, yol ağlarının çözümlenmesinde ilk olarak Porta ve arkadaşları (2009) tarafından kentsel morfoloji alanına taşınmıştır. Bu yeni bağlamda, ağdaki düğüm noktalarının (odakları) en kısa bağlantı güzergahlarına referansla ne derece merkezi olduğunu ölçümlemek için kullanılmıştır. Kavram Sevtsuk ve arkadaşları (2011) tarafından kentsel yapının (strüktürünün) yapı örüntüsüne referansla çözümlenmesi amacıyla yeniden işlevlendirilir. Buna göre ‘arasındalık’ı dokudaki diğer yapı çiftleri arasında yer alan binaların bulunduğu noktadan geçen en kısa yol sayısı olarak tanımlamaktadırlar (sf. 8).

Şekil 13. Hem 1.1 ve 1.2 hem 2.1 ve 2.2 binaları arasındaki en kısa yol güzergahı üzerinde yer alan yapılar (kırmızı) kurulumsal merkezilik anlamında aynı ‘aradasındalık’ değerine sahiptir.

Bir dokudaki tüm yapıların ne düzeyde o dokuya ait yol ağı üzerindeki en kısa yol bağlantıları üzerinde konumlandığını anlamak için ‘aradasındalık’ faktörünü doku bütününü nitelemeye yönelik bir gösterge olarak tanımlayabiliriz:

Buna göre Njk(i) i binasının üzerinde bulunduğu sokak bölütü üzerinden geçen en kısa yol güzergahı sayısı iken, Njk sokak dokusu üzerindeki toplam en kısa yol güzergahı sayısıdır.

Bu bağlamda, dokudaki yağıların en kısa yol güzergahı üzerinden birbirine olan mesafeleri referansla tanımlı yakınlık/sıklık (closeness) faktöründen farklı olarak ‘arasındalık’ göstergesi farklı binaların arasındaki en kısa güzergah sayısına referansla her bir binanın ve doku bütününün erişilebilirlik düzeyini ölçümlemeyi amaçlar. Bir bina önünden gelip geçen kullanıcı potansiyelini belirlemeye çalışan gösterge, aynı zamanda örüntü farklılaşması ile koşullanan örüntü içerisindeki farklı kullanımların yer seçme olasılığını da açığa çıkarır (Sevtsuk, 2010) 5.

Page 16: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

326

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Karşı-konum (counter-position): Kentsel tasarım açısından sokak, üzerinde konumlanan yapılarla birlikte tanımlanır (Larkham ve Jones., 1994). Bu anlamda sokak, yalnızca üzerinde yaya ve taşıt trafik akışının sağlandığı bağlantı ile değil; üzerindeki binalarla kavramsallaştırılır. Sokak bağlamında yapı örüntüsünü doğrusal olarak kurgulandığı durumda kuruluma yönelik bir başka unsur gündeme gelmektedir: yapıların birbirlerine yönelik bağıl konumu.

Bu noktada ‘karşı-konum’ (counter-position) olarak adlandırdığımız gösterge, yapı oturumunda binaların sokak boyunca ya da bir açık kamusal alan üzerinde birbirlerini görecek biçimde konumlanma durumunu ölçümlemektedir. Kavram, özgün olarak Hillier ve Hanson (1984: 92) tarafından kullanılmış olan ve bir kamusal mekanın çevresindeki binalardan doğrudan erişimle tanımlanıyor olma durumunu niteleyen ‘bileşenlik’ (constituentness) kavramından yeniden üretilmektedir. Sonrasında Nes vd. (2007) tarafından ‘karşılıklı görüş’ (intervisibility) kavramıyla inceltilen gösterge, binaların birbiri ile olan görece konumlanışına vurgu yapar. Bu bağlamda ‘karşılıklı görüş’ faktörü, sokak üzerindeki diğer yapılardan görülen yapıların sayısının toplam bina sayısına oranı ile ölçümlenir.

Kavram yapı örüntüsü kurulumu bağlamında anlamlı olmakla birlikte binaların göreli konumlanışı özel bağlamında yeterince açıklayıcı bir morfolojik çerçeve sunmamaktadır6. Bu nedenledir ki ‘karşı-konum’ olarak adlandırdığımız göstergede ölçüm değeri, sokağın her iki yanında yer alan bina girişlerinin çarpımı ile elde edilir. (Şekil 14) Bu sayede sokağa tanımını veren yapı kurulumu daha kesin bir biçimde temsil edilerek ölçümlenmiş olur.

Şekil 14. Aynı sokak bölütü üzerinde aynı sayıdaki yapı sayısı ve bina girişlerinin karşılıklı konum-lanışlarına göre ortaya çıkan farklı ‘karşı-konum’ faktör değerleri.

Görüleceği üzere aynı sayıdaki binalar girişlerinin görece konumlanışına göre farklı gösterge değerleri ortaya koymaktadır. Bu bağlamda ‘karşı-konum’ göstergesi parametrik olarak şu şekilde tanımlanabilir:

Burada Ns1i i bölütünün ilk yanı üzerinde yola doğrudan giriş veren bina sayısı, Ns2i i

Page 17: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

327

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

bölütünün ilk yanı üzerinde yola doğrudan giriş veren bina sayısı ve Li i bölütünün toplam uzunluğudur7.

Sokağın farklı cephelerine eşit derecede dağıtılmış olan binalar ve ön girişleri, ‘karşı-konum’ değerini artırıcı bir etkiye sahiptir. Bu durumun kılgısal sonucu, doğrudan görünürlükle sağlanmış olan edilgen gözlem olanağı sayesinde ortaya çıkan yaya güvenliği ile sokak üzerinde artan canlılık olacağı öngörülmektedir8 (Nes et. al., 2007: 23).

SonuçKent formunun temel morfolojik niteliklerini sayısal olarak ölçümlenerek değerlendirilmesi, kentsel morfoloji yazınının bir süredir geliştirmeye çalıştığı araştırma alanlarından biri olagelmiştir. Bu anlamda, çevresel, işlevsel ve mekan-psikolojik bir takım başarım koşullarına karşılık gelen morfolojik gösterge tanımlarının ölçümlenebilir (parametrik) bir çerçevede yapımı yeni ve özgün bir çaba değildir. Kentsel dokunun sistem katmanlarını yol örüntüsü, ada-parsel düzeni ve yapı örüntüsü şeklinde sınıflandırdığımızda, bu üç temel bağlamda da morfolojik göstergelerin matematiksel tanımlarının yazında yer aldığını görmekteyiz. Buna göre, Hillier ve Hanson (1984), Hillier (1996), Marshall (2005) ve Porta v.d (2006, 2008) sokak örüntüsü ve mekânsal ağın kurulum (konfigürasyon) niteliklerini açığa çıkartan öncü araştırmaları ortaya koyarken; Siksna (1997) ve Porta v.d. (2006) ada ve parsel düzeyinde morfolojik ölçümleme parametrelerini tanımlamıştır. Yapı örüntüsünün parametrik çözümlenmesinde ise Radberg (1996), Adolphe (2001), Pont ve Haupt (2010), Uytenhaak’ın (2008) çalışmalarını saymak olanaklı. Bu çerçeve içerisinde, iki ya da üç farklı sistem katmanını bir arada ya da ilişkisel olarak ele alan Sevtsuk v.d. (2012) [yapı+sokak], Oliveira (2013) ve Oliveira ve Medeiros. (2016), Marshall (2015) [yapı+parsel+sokak], Ewing ve Clemente (2013) [yapı+sokak] ve Rahid (2017) [ada+sokak] birleşik/bütünleşik bir çerçevenin olanaklılığına üzerine ilk öncül çalışmaları üretmiştir.

Yukarıda anılan çalışmalar incelendiğinde yapı örüntüsüne dair kompozisyon ve kurulum parametrelerinin tanımının yetersiz kalmış olduğunu saptamak olanaklı. Özellikle örüntünün üç boyutlu kompozisyon niteliklerini irdeleyen yapı odaklı çalışmalıların büyük oranda yoğunluk göstergesi ile sınırlı olması, kentsel morfolojinin kentsel tasarım alanını desteklemekteki kısıtının en önemli nedenlerinden biri olduğu savlanabilir. Nitekim bilindiği üzere kentsel tasarım, mimarlık ve planlamanın arasındaki arayüzü olarak en çok yapı örüntüsü kompozisyon ve kurulumu konusunda fikir üreten bir alandır.

Bu bağlamda, ortaya konan morfolojik göstergelerin oluşturduğu çerçevenin, farklı bağlamlarda yeniden üretilebilecek karşılaştırılmalı kentsel morfoloji çalışmaları için altlık oluşturması kadar, kentsel tasarım pratiği açısından da işlerliğe sahip olacağı savlanmaktadır. Farklı tasarım seçeneklerinin nesnel bir çerçevede değerlendirilmesi bağlamında önerilen dizinin tasarımla ortaya konan yapı örüntülerinin kompozisyonuna yönelik sayısal çözümleme tekniklerini olanaklı kılacağı düşünülmektedir. Buna ek olarak ortaklaştırılmış ‘evrensel’ bir dil ve terimsel çerçeve ile farklı morfoloji okulları arasında yaratıcı sentezlerin yapımının da olanaklı olacağına da inanılmaktadır.

Page 18: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

328

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Kaynaklar Adolphe, L. (2001). A simplified model of urban morphology: application to an analysis of the environmental performance of cities. Environment and Planning B: Planning and Design 28(2), 183 – 200.

City of Ottawa Planning and Growth Management (2009). Urban Design Guidelines for High-Ri-se Housing, http://ottawa.ca/calendar/ottawa/citycouncil/ec/2009/10-13/10-ACS2009-ICS-PGM-0143%20-%20high-rise%20housing%20-%20Doc.%201.pdf, Erişim: Mayıs 2018.

County Council of Essex (1973). A Design Guide for Residential Areas, Essex: Essex County Council.

Craighead, C. (2009). High-Rise Security and Fire Life Safety, Butterworth-Heinemann: Oxford.

Çalışkan, O. (2009). Urban Compactness: A Study of Ankara Urban Form, Saarbrücken: VDM Ver-lag Dr. Muller Aktiengesellschaft & Co. KGV.

Ewing, R. and Clemente, O. (2013). Measuring Urban Design: Metrics for Liveable Places, Was-hington, DC: Island Press.

Freeman, L. (1977). A set of measures of centrality based on betweenness. Sociometry 40, 35-41.

Frey, H. (1999). Designing the City: Towards a More Sustainable Urban Form, London: E&FN Spon.

Ghel, J. (2010). Cities for People, Washington, London: Island Press.

Hillier, B. (1996). Space is the Machine: A Congurational Theory of Architecture, Cambridge: Cambridge University Press.

Hillier, B. and Hanson, J. (1984). The Social Logic of Space, Cambridge: Cambridge University Press.

Larkham, P., Jones, A. (1994). Glossary, http://www.urbanform.org/glossary.html, erişim Mart 2012.

Lehnerer, A. (2009). Grand Urban Rules, Rotterdam: 010 Publishers.

Marshall, S (2015). An area structure approach to morphological representation and analysis. Urban Morphology 19(2), 117-34.

Marshall, S. (2005). Streets and Patterns, London: Spon Press.

Masnavi, M. R. (2000). The new millenium and the new urban paradigm: the compact city in pra-ctice, (der.) K. Williams, E. Burton, M. Jenks, London: E&FN Spon, 64-73.

Nothingham City Council (2009). Nottingham City Centre Urban Design Guide, www.nottingham-city.gov.uk/CHttpHandler.ashx?id=7138&p=0, erşiğim in Temmuz 2011.

Oliveira, V. (2013). Morpho: a methodology for assessing urban form. Urban Morphology 17(1), 21-33.

Oliveira, V., Medeiros, V. (2016). Morpho: combining morphological measures. Environment and Planning B: Planning and Design 43(5), 805–825.

Pont, M. B., Haupt, P. (2010). Spacematrix: Space, Density and Urban Form, Rotterdam NAI Pub-lishers.

Porta, S., Crucitti, P., Latora., V. (2006). The network analysis of urban streets: a primal approach. Environment and Planning B: Planning and Design, 33, 705-725.

Porta, S., Crucitti, P., Latora., V. (2008). Multiple centrality assessment in parma: a network analysis of paths and open spaces. Urban Design International (13), 41-50.

Porta, S., Romice, O., Strano, E., Venerandi, A., Morello, E., Viana, M., Luciano, F. C. da. (2011). Plot-based urbanism and urban morphometrics: measuring the evolution of blocks, street fronts and plots in cities. Working paper, University of Strathclyde, http://strathprints.strath.ac.uk/35639/, erişim Mart 2012.

Page 19: Morfolojik Göstergeleri · Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu ISBN: 978-605-80820-1-4 ... birimi ya da yaşanabilir oda olarak tanımlanır.

329

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve BiçimTürkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu

ISBN: 978-605-80820-1-4

Kentsel Dokunun Nitelemesinde Yapı Örüntüsünün Morfolojik östergeleri

Radberg, J, (1996). Towards a theory of sustainability and urban quality: a new method of urban classification. (der.) M. Gray, Evolving Environmental Ideals: Changing Ways of Life, Values and Design Practices, 14th Conference of the International Association for People-Environment Stu-dies, Stockholm, July 30-August 3 1996.

Rahid, M. (2017). The Geometry of Urban Layouts: A Global Comparative Study, Switzerland: Springer.

Sevtsuk A., Mekonnen M. (2012). Urban network analysis a toolbox for ArcGIS 10, Singapore: Singapore University of Technology & Design in collaboration with MIT.

Siksna, A. (1997). The effects of block size and form in North American and Australian city cent-res. Urban Morphology (1), 19-33.

Steadman, P., Marshall, S. (2005). Archetypal Layout: Extending the Concept of the Archetypal Building to Streets and Block Layout, http://www.suburbansolutions.ac.uk/documentmanager/secure0/11a_archetypal%20layout%20(paper).pdf, erişim Haziran 2011.

Trancik, R. (1985). Finding Lost Space: Theories of Urban Design, New York: Van Nostrand Rein-hold.

Urban Task Force (1999). Towards an Urban Renaissance London: DETR/E & FN Spon.

Uytenhaak, R. (2008). Cities Full of Space: Qualities of Densities, Rotterdam: 010 Publishers.

Wellington City Council (2009). Residential Design Guide, http://www.wellington.govt.nz/plans/district/volume2/vol2.html, erişim Haziran 2011

__________________________1 Bu çerçevede, mevcut araştırma morfolojik haritalama aşamasında yalnızca yerleşilebilir ha-cimleri yapı kabuğu içine dahil etmektedir.

2 Büyük yapıların ölçümlemedeki görece etkisini azaltmak için faktör, kat alanı kat sayısının ağır-lıklı ortalaması ile hesaplanmaktadır.

3 Formülde hacim değerinin düşük üssel değeri, ölçümde hacmin görece ağırlığını azaltmak için-dir.

4 Genel olarak ‘yüksek yapı’ ifadesi, mimarlık yazınında itfaiyenin yerden doğrudan erişimine ola-nak veren en fazla kat yüksekliği olan 23 m - 30 m aralığında olan 7-10 kattan büyük binalar için kullanılır. (Craighead, 2009: 1-2) Kentsel tasarımda ise bir yapının yüksek olup olmadığı onu çev-releyen bağlamla olan göreli yükseklik farkı ile tanımlanır (City of Ottawa Planning and Growth Management, 2009).

5 Hesaplama, sokak bölütü-bina ilişkisi bağlamında yapıldığı için ‘arasındalık’ göstergesinin doku içerisindeki bölüt düzeyinde görece dağılımını sokak örüntüsü bütününde haritalandırmak ola-naklı.da ntü √llanımların yer seçme olasılığını açığa çıkarmayo şullanan farklı kullanımların yoğn,

ştır. t noktalar olarak süreklil

6 Bir sokak bölütü üzerinde on adet bina olduğunu ve bunların yarı yarıya sokağın iki karşı yaka-sında ya da bir binanın bir tarafta diğer dokuz binanın sokağın diğer tarafında konumlandırılmış olduğunu düşünün. Nes v.d.’nin (2007) kavramsallaştırması ile her iki durumda da sokağın ‘karşı-lıklı görüş’ değeri (binaların örüntü kurulumundaki göreli dağılımı dikkate alınmaksızın) aynıdır.

7 Üzerinde ‘karşılıklı görüş’ün kısıtlı olduğu kıvrımlı sokak dokuları için kıvrılan her bir sokak bölü-tü, onu oluşturan düz alt bölütler yardımı ile hesaplanır.

8 Bu morfolojik durum, Amerikalı yazar J. Jacobs (1961) tarafından açık kamusal mekan güvenliği için gerekli görülen ve ‘sokaktaki göz’ (eyes on the street) kavramı ile sıkça vurgulanmış olan ko-şuluna karşılık gelir.