MiHAiLDaha sonra Bosna'ya akınlar düzenleyen Gazi Ali ~ey, bir ara Fatih Sultan Mehmed tarafından...

2
MiHAiL es-SABBAG eserl eri de Ta- ril].u }faba,ili ehli'l-bddiye, Taril].u ve Taril].u ve Ki tab ve fi'l- 'an1z ve ke'z-ze- cel ve'l-mevaliyya, el- Mi }fbds ii a]J.vali'l-mi}fyas. : MlhilTI Orammatik der arabisc- hen Umgangssprache in Syrien und Aegypten (ed. H. Thorbecke). Strassburg 1886, s. III - X; A. 1. S. de Sacy, Chrestomathie arabe, Paris 1806, lll , 349, 362-364 vd., 519 ; C. F. von Schnurrer, Biblioth eca arabica, Halle 1811, s. 491-493; H. G. L. Kosegarten, Carminum Ori- entalium triga, 1813, s. 28, 34 vd. , 41 ; J. Humbert, Anthologi e arabe, Paris 1819, s. 174-178, 291-293; Brockelmann. OAL, II , 630; Suppl ., ll , 728;a .mlf., "Mikha'il El V, 493; L. Cheikho, "Mihil'il ve üsretüh", VIII, Beyrut 1905, s. 24-34; Thomas Philipp, "Class , Community andArab Historiography in the Early Nineteenth Century- The Dawn of a New Era'', IJMES, XVI ( 1984). s. 165-166, 168-175;C. Nüland, "Mikha'ilal- EJ2 VII , 33-34. li] P HILIP CHARLES SADGROVE r L Mi HALOGULLARI Devleti'nin devrinde ve Rumeli 'nin feth inde gösteren ailesi. _j tarih göre ailenin olan Köse Mihal. Osman Bey zama- Harmankaya tekfuru iken zamanla beyin silah ara- muhtemelen 713'te ( 1313 tabi olarak islamiyet'i kabul Müslüman olduktan sonra Ab- dullah Mihal Osman Bey'in bütün ve Sakarya da ordusuna rehberlikte belirti- lir. yine onun fethinde yer fetih öncesinde Bizans tektu- ru ile Orhan Bey müzakereleri ifade edilir. Ona atfedilen me- zar Bilecik'te e Gazimihal na- hiyesindeki Harman köyündedir. Gölpa- bir zaviye ile hamam Köse Mihal'in türbesi 1885'te ll. Abdülhamid yeniden et- Köse Mihal'in soyundan gelenler, daha sonra Rumeli'nin fethiyle birlikte Avrupa geçerek beyi olarak görev Köse Mihal'in Aziz Balta Bey ve Gazi Ali Bey üç ve Rumeli'de faaliyet gösterdikleri kabul 24 edilmektedir. Ancak hem hem de olarak gösterilenlerin faaliyetleri kaynaklardaki bilgiler oldukça Köse Mihal'in Aziz Vize Kalesi'nin fethinde ve 806'da ( 1403 vefat onun ise Gazi Mihal Bey belirtilir. Ailenin ilk ta- Gazi Mihal Bey, I. Mehmed ve ll. Murad dö- nemlerinde Rumeli'deki askeri faaliyet- lerde özellikle Bulgaris- fethinde büyük göster- Mihal Bey 839'da Edirne'- de vefat olup türbesi Gazi Mihal Bey Camii haiiresindedir. Mihal Bey, kah- tarihçiler tara- olarak ka- bul Har- mankaya tekfuru Köse Mihal efsanesinin metnine özellikle eklendi- ve uydurma tezini benimseye- rek Rumeli kökenine ederler. Ali Bey onunla olan de'nin de bu için ailenin men- Harmankaya'ya ve daha sonraki Mi- hal Bey'in hareketle Köse Mihal'e ileri sürerler (lm- ber, s. 29 1-293). Öteyandan ailenin ilk Bey'in dair Enverl'nin da (Düs- tarname, s. bu konudaki bilgileri iyice Bu ailenin ilk hususunda kaynak sebebiyle kesin bir hük- rrie varmak zor görünmektedir. Mevcut bilgilerden hareketle Mihal Bey'in Mehmed, Aziz. ve Yusuf belir- tilir. Bunlardan Mehmed ve Bey. Bayezid devrinde ordu- sunda hizmet Bey 816'da ( 1413) Mehmed Bey ise Musa Çelebi ona tabi ve Rumeli Bu se- beple Mehmed Bey, Musa Çelebi'nin öl- dürülmesinin bir süre To- kat Kalesi'nde da sonra serbest Ancak 819 ( 1416) meydana gelen Bedreddin Simavi tekrar Tokat'ta hap- se Mehmed Bey, ll. Mu- rad Düzmece Mustafa hareketinde Rumeli beylerini Murad çekmesi için serbest ve Rumeli beylerbeyi- Ulubat Köprüsü önün- de Mehmed Bey'in telkinleri sonunda beyleri ll. böylece ll . Murad 825'te ( 1422) meydana gelen Küçük Mustafa da Mehmed Bey'in rolü tur. Ancak istanbul'a iltica eden oradan iznik'e gelerek tek- rar faaliyete geçmesi üzerine Mehmed Bey fakat h ücum esna- 826'da (1423) Taceddi- Mehmed tür. Cenazesi yurt olarak Plev- ne'ye götürülerek orada bulunan türbe- sine Gazi Bey'in Bey de Mi büyük Mehmed Bey gibi Plevne'de olan Bey bura- da Abdullah, Bali, Ali, ve Flruz isimlerindeki ve bir- likte uzun süre Mus- Gazi Flruz Bey'le birlikte Eflak ve Silistre Kalesi'ni muhafaza Flruz Bey daha sonra ve burada Mihalo- yeni bir kolunu 856'da ( ölen Bey'in öteki Bali ve Gazi Ali beyler de Il. Mehmed (Fatih) devrinde larda ön plana Bu beyler ara- bilhassa Gazi Ali Bey , en ünlü beyi idi. 866 (1462) Eflak seferinde, tara- Voyvoda olarak bilinen III. yenilgiye sonra onu Er- del'e kadar takip Bu sefere olan Suzl Çelebi, Mi- Ali Bey'in kahraman- manzum olarak Gazavatname eserinde Mi hal Bey Camii - 1 Bilecik

Transcript of MiHAiLDaha sonra Bosna'ya akınlar düzenleyen Gazi Ali ~ey, bir ara Fatih Sultan Mehmed tarafından...

Page 1: MiHAiLDaha sonra Bosna'ya akınlar düzenleyen Gazi Ali ~ey, bir ara Fatih Sultan Mehmed tarafından Anadolu'da devletin doğu sı nırını korumakla görevlendirilmiş, kendi sine

MiHAiL es-SABBAG

Basılmamış eserleri de şunlardır : Ta­ril].u }faba,ili ehli'l-bddiye, Taril].u 'ş­Şam ve Mışr, Taril].u Beyti'ş-Şabbd(J ve J:ıQiü 't-ta,iteti'I-katıllikiyye, Ki tab ti'ş­şi'r ve fi'l- 'an1z ve miiJJ.ıa]fatih ke'z-ze­cel ve 'l-müveşşa]J. ve'l-mevaliyya, el­Mi}fbds ii a]J.vali'l-mi}fyas.

BİBLİYOGRAFYA :

MlhilTI es-Sabbilğ. Orammatik der arabisc­hen Umgangssprache in Syrien und Aegypten (ed . H. Thorbecke). Strassburg 1886, s . III -X; A. 1. S. de Sacy, Chrestomathie arabe, Paris 1806, lll , 349, 362-364 vd., 519; C. F. von Schnurrer, Bibliotheca arabica, Halle 1811, s. 491-493; H. G. L. Kosegarten, Carminum Ori­entalium triga, Sıralsund 1813, s. 28, 34 vd. , 41 ; J. Humbert, Anthologie arabe, Paris 1819, s. 174-178, 291-293; Brockelmann. OAL, II , 630; Suppl., ll , 728;a.mlf., "Mikha'il al-Şabbagh" , El (İng. ). V, 493; L. Cheikho, "Mihil'il es-Şabbilg ve üsretüh" , el-Meşrıl!;, VIII, Beyrut 1905, s. 24-34; Thomas Philipp, "Class , Community andArab Historiography in the Early Nineteenth Century­The Dawn of a New Era'' , IJMES, XVI ( 1984).

s. 165-166, 168-175;C. Nüland, "Mikha'ilal­Şabbagh", EJ2 (İn g. ). VII , 33-34.

li] P HILIP CHARLES SADGROVE

r

L

MiHALOGULLARI

Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinde ve Rumeli'nin fethinde

yararlılık gösteren akıncı ailesi. _j

Osmanlı tarih geleneğine göre ailenin atası olan Köse Mihal. Osman Bey zama­nında Bizans'abağlı Harmankaya tekfuru iken zamanla beyin silah arkadaşları ara­sına girmiş . muhtemelen 713'te ( 1313 ı Osmanlılar'a tabi olarak islamiyet'i kabul etmiştir. Müslüman olduktan sonra Ab­dullah Mihal adını aldığı, Osman Bey'in bütün savaşiarına katıldığı ve Sakarya havzasında yapılan akınlarda da Osmanlı ordusuna rehberlikte bulunduğu belirti­lir. Ayrıca yine onun Bursa'nın fethinde yer aldığı, fetih öncesinde Bizans tektu­ru ile Orhan Bey arasındaki müzakereleri yürüttüğü ifade edilir. Ona atfedilen me­zar Bilecik'te Söğüt' e bağlı Gazimihal na­hiyesindeki Harman köyündedir. Gölpa­zarı'nda bir zaviye ile hamam yaptırdığı anlaşılan Köse Mihal'in türbesi 1885'te ll. Abdülhamid tarafından yeniden inşa et­tirilmiştir.

Köse Mihal'in soyundan gelenler, daha sonra Rumeli'nin fethiyle birlikte Avrupa kıtasına geçerek akın cı beyi olarak görev yaptılar. Köse Mihal'in Aziz Paşa, Balta Bey ve Gazi Ali Bey adlarında üç oğlunun bulunduğu ve bunların Rumeli'de sınır boylarında faaliyet gösterdikleri kabul

24

edilmektedir. Ancak hem onların hem de oğulları olarak gösterilenlerin faaliyetleri hakkında kaynaklardaki bilgiler oldukça karışıktır.

Köse Mihal'in oğlu Aziz Paşa'nın Vize Kalesi'nin fethinde bulunduğu ve 806'da ( 1403 ı vefat ettiği , onun oğlunun ise Gazi Mihal Bey olduğu belirtilir. Ailenin ilk ta­nınmış şahsiyeti olduğu anlaşılan Gazi Mihal Bey, I. Mehmed ve ll. Murad dö­nemlerinde Rumeli'deki askeri faaliyet­lerde başarılı olmuş. özellikle Bulgaris­tan ' ın fethinde büyük yararlılık göster­miştir. Mihal Bey 839'da (l435ı Edirne'­de vefat etmiş olup türbesi Gazi Mihal Bey Camii haiiresindedir. Mihal Bey, kah­ramanlığı dolayısıyla bazı tarihçiler tara­fından Mihaloğulları'nın atası olarak ka­bul edilmiştir. Bazı araştırmacılar. Har­mankaya tekfuru Köse Mihal efsanesinin Aşıkpaşazade metnine özellikle eklendi­ği ve uydurma olduğu tezini benimseye­rek Mihaloğulları'nın Rumeli kökenine işaret ederler. Harmankaya'nın aslında Mihaloğlu Ali Bey tarafından satın alındı­ğını , onunla tanışıklığı olan Aşıkpaşaza­de'nin de bu olayı bildiği için ailenin men­şeini Harmankaya'ya ve daha sonraki Mi­hal Bey'in adından hareketle uydurduğu Köse Mihal'e bağladığını ileri sürerler (lm­ber, s. 291-293). Öteyandan ailenin ilk tanınmış şahsiyetiMihal Bey'in Şam'dan geldiğine dair Enverl'nin kaydı da (Düs­tarname, s. 9oı bu konudaki bilgileri iyice karışıklığa düşÜrmektedir. Bu bakımdan ailenin ilk şahsiyetinin kimliği hususunda kaynak eksikliği sebebiyle kesin bir hük­rrie varmak zor görünmektedir.

Mevcut bilgilerden hareketle Mihal Bey'in Mehmed, Vahşi (Bahşı). Aziz. Hızır ve Yusuf adlarında beş oğlu olduğu belir­tilir. Bunlardan Mehmed ve Vahşi Bey. Yıldırım Bayezid devrinde Osmanlı ordu­sunda hizmet etmişlerdir. Vahşi Bey 816'da ( 1413) ölmüş. Mehmed Bey ise Musa Çelebi zamanında ona tabi olmuş ve Rumeli beylerbeyiliği yapmıştır. Bu se­beple Mehmed Bey, Musa Çelebi'nin öl­dürülmesinin ardından kısa bir süre To­kat Kalesi'nde tutuklanmışsa da sonra serbest bırakıl mıştır. Ancak 819 ( 1416) yılında meydana gelen Şeyh Bedreddin Simavi isyanı sırasında şeyhin tarafını tutması dolayısıyla tekrar Tokat'ta hap­se atılan Mihaloğlu Mehmed Bey, ll. Mu­rad zamanında padişaha karşı yapılan Düzmece Mustafa hareketinde Rumeli beylerini Murad tarafına çekmesi için serbest bırakılmış ve Rumeli beylerbeyi-

liğine getirilmiştir. Ulubat Köprüsü önün­de Mehmed Bey'in telkinleri sonunda aklncı beyleri ll. Murad'ın safına geçmiş,

böylece ll. Murad tahtını koruyabilmiştir. 825'te ( 1422) meydana gelen Şehzade Küçük Mustafa isyanının bastırılmasında da Mihaloğlu Mehmed Bey'in rolü olmuş­tur. Ancak istanbul'a iltica eden Şehzade Mustafa'nın oradan iznik'e gelerek tek­rar faaliyete geçmesi üzerine Mehmed Bey şehri kuşatmış. fakat h ücum esna­sında yaralanıp 826'da (1423) Taceddi­noğlu Mehmed tarafından öldürülmüş­tür. Cenazesi yurt olarak yerleştiği Plev­ne'ye götürülerek orada bulunan türbe­sine gömülmüştür.

Gazi fvııhal Bey'in diğer oğlu Hızır Bey de Mi haloğulları arasında büyük şöhrete kavuşmuştu. Kardeşi Mehmed Bey gibi Plevne'de yerleşmiş olan Hızır Bey bura­da Abdullah, Bali, Ali, İskender ve Flruz isimlerindeki oğulları ve torunlarıyla bir­likte uzun süre yaşamıştır. Şehzade Mus­tafa'nın isyanında oğlu Gazi Flruz Bey'le birlikte Eflak sınırını ve Silistre Kalesi'ni muhafaza etmiştir. Flruz Bey daha sonra Tırnova'ya yerleşmiş ve burada Mihalo­ğulları'nın yeni bir kolunu kurmuştur. 856'da ( 1452ı ölen Hızır Bey'in öteki oğul­ları İskender, Bali ve Gazi Ali beyler de Il. Mehmed (Fatih) devrinde yapılan savaş­larda ön plana çıkmışlardır. Bu beyler ara­sında bilhassa Gazi Ali Bey, Mihaloğulla­rı'nın en ünlü beyi idi. 866 (1462) yılında yapılan Eflak seferinde, Osmanlılar tara­fından Kazıkit Voyvoda olarak bilinen III. Vlad'ı yenilgiye uğrattıktan sonra onu Er­del'e (Transilvanyaı kadar takip etmiştir. Bu sefere katılmış olan Suzl Çelebi, Mi­haloğlu Ali Bey'in akınlarını , kahraman­Iıklarını manzum olarak yazmış olduğu Gazavatname adlı eserinde anlatmıştır.

Mi hal Bey Camii - Gölpazarı 1 Bilecik

Page 2: MiHAiLDaha sonra Bosna'ya akınlar düzenleyen Gazi Ali ~ey, bir ara Fatih Sultan Mehmed tarafından Anadolu'da devletin doğu sı nırını korumakla görevlendirilmiş, kendi sine

Daha sonra Bosna'ya akınlar düzenleyen Gazi Ali ~ey, bir ara Fatih Sultan Mehmed tarafından Anadolu'da devletin doğu sı­nırını korumakla görevlendirilmiş, kendi­sine Sivas eyaleti, kardeşi İskender Bey' e Kayseri sancağı ve diğer kardeşi Bali Bey' e de Niksar subaşılığı verilmiştir. Otlukbeli Savaşı'ndan sonra 878'de ( 14 7 4) tekrar Rumeli'ye dönen Gazi Ali Bey, kardeşleri İskender ve Bali beylerle birlikte Macaris­tan ve Arnavutluk üzerine akınlar düzen­lemiş. onun zamanında Osmanlı akıncı­ları en uç noktalara kadar ulaşmıştır. Gazi Ali Bey, ll. Bayezid döneminde de akınla­rını sürdürmüştür. 906'da (ı 500) Plevne'­de vefat etmiş ve burada yaptırdığı mes­cidin yanında bulunan türbeye gömül­müştür.

Gazi Ali Bey'in kardeşi İskender Bey de Rumeli'de akın cı olmuş, 868'de (ı 464) İzvornik muhafızlığı yapmıştır. İskender Bey, ll. Bayezid devrinde yapılan Osman­lı- Mısır savaşları sırasında Kayseri san­cak beyliğine getirilmiş, bu sırada Mem­lükler'le mücadele eden Dulkadıroğlu Şahbudak Bey' e yardıma gitmiş, ancak 895 (1490) yılında meydana gelen bir sa­vaşta oğlunu kaybetmiş. kendisi de esir edilerek Mısır'a gönderilmiştir. Yapılan antlaşmalar sonucunda ertesi yıl serbest bırakılan İskender Bey'in ülkesine dön-

Mihal Bey Hanı ve inşa kitabesi

dükten sonraki faaliyetleri hakkında bilgi bulunmamaktadır. Onun Vahşi ve Mah­mud Bey isimlerindeki oğulları ile Vahşi Bey'in üç oğlu da ataları gibi aklncılık yap­mışlardır.

Gazi Ali Bey'in Gazi Hasan, Ahmed, Mehmed, Hızır ve Mustafa adlarında beş oğlu vardı, bunlar da XVI. yüzyılın ilk ya­rısında aklncı beyleri olarak ün yapmışlar­dı. Hepsi savaşlarda şehid olan bu bey­lerden Mehmed Bey, Çaldıran Savaşı'na öncü birliklerinin kumandanı olarak ka­tılmış, 923'te (ı 5 ı 7) Bosna, 926'da (ı 520) Hersek sancak beyi olmuştur. Gazi Ali Bey'in oğlu Hızır Bey ise 949'da (ı 542) Se­gedin sancak beyi idi.

Rumeli'deki Mihaloğulları'nın bir kolu da İhtiman'da yerleşen Köse Mihaloğlu Balta Bey soyundan gelenler tarafından kurulmuştur. İhtiman'da Gazi Mihaloğlu Mahmud Bey Camii mevcuttur. Bu kol un daha sonraki faaliyetleri hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte XIX. yüzyılda Mehmed Safiyyüddin Bey, XX. yüzyılda Halid Şazi Bey, Nureddin Şazi Kösemihal. Mustafa Ragıp Bey ve Mah­mut Ragıp Gazimihal gibi şahsiyetlerin bu koldan geldiği tesbit edilebilmektedir.

Mihaloğulları, Rumeli'de olduğu gibi Anadolu'da da önemli hizmetler yapmış­lardır. Köse Mihal'in oğlu Gazi Ali Bey'in soyundan gelenler Bursa ve Amasya'da yerleşmişler, idari görevlerde bulunmuş­lardır. ll . Murad devri başında Amasya valisi bulunan Vörgüç Paşa'nın Mihaloğul­ları'ndan Gazi Ali Bey'in soyundan geldiği vakfiye kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu koldan gelen Mihaloğulları günümüze ka­dar sürmüştür.

Aklncılık geleneğinin XVII. yüzyıldan iti­baren önemini kaybetmesiyle birlikte etki ve nüfuzları azalan Mihaloğulları ailesine mensup olanlar bilim ve kültüre de önem vermişlerdir. Bunun yanında ailenin fert­leri özellikle Harmankaya, Gölpazarı . Bur­sa, Amasya, Vize, Edirne, İhtiman, Plevne ve Tırnova'da birçok cami, zaviye, med­rese, çeşme ve köprü gibi mimari eser­ler yaptırmışlar, vakıflar kurmuşlardır.

Gazi Mihal Bey 82S'te (ı 422) Edirne'de bir cami , daha sonra iki köprü (bk GAZi

MİHAL BEY CAMİİ; GAZi MİHAL KÖPRÜ­

SÜ). Eskişehir Seyitgazi'de de hayır eser­leri yaptırmıştır. Tırnova'da bulunan Mi­haloğlu Flruz Bey burada bir cami inşa ettirmiş, Gazi Ali Bey ise Plevne'de cami, türbe, medrese,mektep, tekke, çeşme ve saray; Niğbolu'da cami , Vidin'de ha­mam yaptırmıştır. Bugün Balkanlar'da ayakta kalmayı başarmış olan Osmanlı

MiHMANDAR

eserlerinden bir kısmı Mihaloğulları'na aittir.

BİBLİYOGRAFYA : Aşıkpaşazade, Tarih, s. 12-13, 15-16, 23-24,

29-31, 178; Oruç b. Adil, Teva.rfh-i Al-i Osman, s. 9-10,12, 128 vd .; Enveri, Düstürname,s. 90 vd.; Neşri, Cihannüma(Unat).l, 90-92,97-105, 118-120; İbn Kemal, Tevarfh-i Al-i Osman, ı. Defter, s. 159- 160; Hadidi, Tevarfh-i Al-i Osman (nşr. Necdet Öztürk). İstanbul 1991, s. 33-35; Hoca Sadeddin, Tacü't-tevarfh, İstanbul 1279-80, I, 86, 267 , 297, 311, 488-495, 529, 561; ll, 72-73; Evliya Çelebi, Seyahatname, lll, 305; Mehmed Nüzhet Paşa. Ahval-i Mihal Gazi, İs­tanbul 1315; Mehmed Safiyyüddin Bey, Gazi Mihal Bey ve Evlad ve Ahfadının Devlet-i Aliy­ye'ye Hıdemfıt-ı Mesbukaları, İÜ Ktp., TV, nr. 4610; Uzunçarşılı , Osmanlı Tarihi, I, 518; ll, 571, 573; a.mlf., "Köse-Mihal", İA, VI, 914-915; Yaşar Gökçek, Kösemihal-oğulları (mezu­niyet tezi 1950). İÜ Ed. Fak., Tarih Seminer Ki­taplığı, nr. 508; Levend. Gazavatnameler; s. 181-361; C. lmber, "İlk Dönem Osmanlı Thri­hinde Dustür ve Düzmece", Söğüt'ten İstan­bu/'a (der. Oktay Özel - Mehmet Öz). İstanbul 2000, s. 291-293; H. Lowry. The Nature of the Early Ottoman State, New- York 2003, s. 59-70; Mehmed Zeki, "Köse Mihal ve Mihalgazi Aynı Adam mıdır" , TOEM, sy. ll (88). 15. sene ( ı341). s. 327 -335; Mahmut R. Gazimihal, "İs­tanbul Muhasaralarında Mihaloğulları ve Fa­tih Devrine Ait Bir Vakıf Defterine Göre Har­mankaya Malikan esi", VD, IV ( 1958). s. 125-138; Faruk Sümer, "Osman Gazi'nin Silah Ar­kadaşlarından Mihal Gazi", Türk Dünyası Ta­rih Dergisi, sy. 50, İstanbull991, s. 3-8; Faha­mettin Başar. "Osmanlı Devleti'nin Kuruluş Döneminde Hizmeti Görülen Akıncı Aileleri I: Mihaloğulları", a.e., sy. 63 ( ı992). s. 20-26; O. Sabev. "The Legend of Köse Mihal Additional Notes" , Turcica, XXXIV, Paris 2002, s. 241-252; M. Thyyib Gökbilgin, "Mihal-oğlullan", İA, VIII, 285-292; Fr. Babinger. "Mlkhal-oghlu", EP (ing.). VII , 34-35. fAl

l!l!l FAHAMETIİN BAŞAR

L

MİHMANDAR ()!~~)

Bazı İslam devletlerinde resmi misafirleri

ağırlamakla görevli memur. _j

Farsça mihman (misafir) ve dar (sahip olan) kelimelerinden meydana gelen mih­mandar "misafir ağırlayan kimse" demek­tir. Osmanlı kültüründe bu tabir, Medi­ne'ye hicretinde ResGl-i Ekrem'i yedi ay kadar evinde misafir eden EbG EyyGb ei­Ensari için "mihmandar-ı nebi" (mihman­dar-ı Peygamberi) şeklinde bir unvan olarak da kullanılmıştır. Kelime bugün daha çok dışarıdan yurda gelen ziyaretçileri karşı­lamak ve burada kalacakları süre içinde kendilerine yardımcı olmakla görevli kişi­leri ifade etmektedir.

Mihmandarlık eski bir gelenektir. Asr-ı saadet'te elçi heyetlerini karşılayıp ağır-

25