MEVCUT DURUM, İHTİYAÇ ANALİZİ VE POLİTİKA ÖNERİLERİ · 1 “Design of Curriculum for...
Transcript of MEVCUT DURUM, İHTİYAÇ ANALİZİ VE POLİTİKA ÖNERİLERİ · 1 “Design of Curriculum for...
0
O1
MEVCUT DURUM, İHTİYAÇ ANALİZİ VE
POLİTİKA ÖNERİLERİ
2017 Alan Araştırması,
Değerlendirme ve Politika Önerileri
Zihinsel Engelli Bireylerle Çalışan Öğretmenler ve Diğer Profesyoneller için Müfredat Geliştirme Projesi Bu Proje T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığınca (Türkiye Ulusal Ajansı, http://www.ua.gov.tr) yürütülen Erasmus+ Programı kapsamında ve Avrupa Komisyonu’ndan sağlanan hibeyle gerçekleştirilmiştir. Burada yer alan görüşlerden Ulusal Ajans veya Avrupa Komisyonu sorumlu tutulamaz.
Erasmus+
1
“Design of Curriculum for Teachers and Other Professionals Working for individuals with Intellectual Disabilities” Projesi Alan Araştırması ve Politika Önerileri Raporu
(Sözleşme No 2015-1-TR01-KA202-022422)
ÖZET
Ankara
Nisan, 2017
O1
Lider : ZİÇEV
Katkıda Bulunan Kurumlar: Gazi Üniversitesi, ALKIM SAGLIK REHABILITASYON EGITIM VE OGRETIM HIZMETLERI LIMITED SIRKETI (İLKALKIM), Golbasi Özel Egitim Uygulama Merkezi,
UniTS - Università del Terzo Settore
2
A İÇİNDEKİLER
2
B GİRİŞ ve ARKA PLAN
4 Engelli Çocukların Eğitimi
4
Kaynaştırma Eğitimi Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar Kaynaştırma Yoluyla Eğitimde Neredeyiz Öğretmenlerinin Eğitim-Öğretimle İlgili Hizmetiçi Eğitim Gereksinimleri
16
C MEVCUT DURUM VE ALAN ARAŞTIRMASI
25 Genel Bakış 25 Proje Hakkında Özet Bilgi Yaklaşım ve Metodoloji
26
Araştırma
29 Kurumsal Vizyon – ZİÇEV Hakkında Alan Araştırması Nicel Araştırma : Anket Çalışması Bulgular Nitel Araştırma :
3
D DEĞERLENDİRMELER ve
POLİTİKA EKSENLERİ
65 Bulgu Değerlendirme 68 Demografi ve Meslek Eğitim Yeterlilikler Nitel Yaklaşım ve Öğretmen Algıları
Teknoloji Desteği
70
Sistemin Sürdürülebilirliği ve Geliştirmeye Açıklık
73
E EKLER
74
EK 1 Anket Formu : 74
F KAYNAKÇA
77
Yararlanılan Kaynaklar
77
4
B GİRİŞ VE ARKA PLAN
Engelli Çocukların Eğitimi1
Türkiye’de engelli çocukların eğitimine yönelik gerekli kanunlar yürürlüğe girmesine rağmen
haklar, eğitim ortamlarında istenen düzeyde güvence altına alınamamıştır. Engelli çocukların
eğitime tam ve etkin katılımının sağlanamadığı, hatta ayrımcılığa uğradığı da bilinmektedir.
Engelli bireylerin haklarını ulusal düzeyde garanti altına alan ve 2005 yılında yürürlüğe giren
5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun’a göre engellilerin eğitim alması hiçbir gerekçeyle
engellenemez; engelliler, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, yaşadıkları çevre ile
bütünleştirilmiş ortamlarda, eşitlik temelinde, yaşam boyu eğitim olanağından ayrımcılık
yapılmaksızın yararlanırlar.
Engelli çocukların eğitimine ilişkin olarak, 1983 yılında yürürlüğe giren 2916 sayılı Özel Eğitime
Muhtaç Çocuklar Kanunu ile ise eğitim ortamlarında düzenlemelerin sağlanması için gerekli
mevzuat yapısı oluşturulmuştur. Bu Kanun ile engelli her çocuk engel durumu ve derecesine
bakılmaksızın özel eğitim olanaklarından yararlanabilme hakkına sahip olmuştur. Hatta
kaynaştırma yoluyla eğitimden doğrudan bahsedilmemiş olsa bile, Kanun’un 4. maddesinde,
“Normal çocukların eğitimleri için açılmış olan okul ve eğitim kurumlarında normal akranları
arasında eğitilmeleri için gerekli tedbirler alınır” denerek kaynaştırma yoluyla eğitime
gönderme yapılmıştır.
1997 yılında yürürlüğe giren 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile
kaynaştırma yoluyla eğitim, “özel eğitim gerektiren bireylerin diğer bireylerle karşılıklı etkileşim
içinde bulunmalarını sağlamak ve eğitim amaçlarını en üst düzeyde gerçekleştirmek için
geliştirilmiş eğitim ortamları” olarak tanımlanmıştır. 2006 yılında kabul edilen ve güncellenen
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği ile engelli çocukların eğitiminde kaynaştırma yoluyla
eğitime öncelik verilmiştir.
1 Z. Hande Sart vd. “Türkiye Kaynaştırma Eğitiminde Nerede? Eğitimciye Öneriler”, 13. Ulusal Eğitim
Bilimleri Kurultayı, Malatya, 2004.(Yazarın onayı ile olduğu biçimde aktarılmıştır.)
5
Engelli çocukların eğitim hakları konusu uluslararası düzeyde incelendiğinde Türkiye’nin de
imzaladığı ve 2006 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler (BM) Engelli Hakları Sözleşmesi
karşımıza çıkar.
Sözleşme’nin 24.maddesinde, engelli çocukların engelli olmayan akranları ile birlikte
bütünleştirilmiş eğitim ortamlarında eşit haklara sahip olduğuna ve bu hakların garanti altına
alınabilmesi için yasal düzenlemelerin gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Kaynaştırma Eğitimi Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar
Ulusal düzeyde kanunların ve yönetmeliklerin yürürlüğe girmesine, hatta uluslararası düzeyde
imzalanmış olan deklarasyonlara (İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, BM Çocuk Hakları
Sözleşmesi, BM Engelli Hakları Sözleşmesi gibi) rağmen Türkiye’de özel eğitim alanındaki
uygulamalarda ciddi sorunlar engelli çocukların eğitim hakkı: insan hakları çerçevesinde
kaynaştırma/bütünleşme yoluyla eğitim yaşanmaktadır. Ülke genelinde farklılıklar gösteren bu
sorunlardan bazıları şunlardır:
• Engelli öğrencilerin tanılama sürecinde yaşadığı sorunlar (Rehberlik ve Araştırma
Merkezleri tarafından yapılan eğitsel değerlendirme ve tanılamalar ile Araştırma veya
Üniversite Hastaneleri tarafından yapılan tıbbi tanılamalar),
• Tanılamaya bağlı olarak gelişen etiketler,
• Eğitim ortamlarına yerleştirme kararları (en az kısıtlayıcı ortamdan - genel eğitim
ortamıyla aynı olmasa bile en benzer çevrede olan- en fazla kısıtlayıcı ortamlara;
kaynaştırma yoluyla eğitim ortamı, özel eğitim sınıfı, özel eğitim okulu -
işitme/görme/zihinsel engelliler okulları gibi-) verilirken yaşanan sorunlar;
• Eğitimde tıbbi modelin geçerli olmasının yaratmış olduğu sorunlar;
• Okul yönetimi-öğretmen-okul psikolojik danışmanlar tarafından engelli çocukların
ihtiyaçlarına göre hazırlanması gereken bireyselleşmiş eğitim programlarının
oluşturulmasında ve uygulanmasında yaşanan sorunlar;
• Okul ve sınıf ortamlarının fiziksel durumlarına ilişkin sorunlar;
• Eğitim-öğretim programları ve materyallerine dair sorunlar, mâkul uyarlamaların
yapılamaması ve öğretmenlerin rol ve yetkinliklere dair sorunlar;
• Engelli öğrencilerin farklılığının zenginlik değil eksiklik olarak algılanmasından
kaynaklanan dışlanmalarına dair sorunlar.
6
Tüm bu sorunlar düşünüldüğünde özel eğitim alanındaki uygulamalar elbette istenen düzeyde
olamamaktadır. Uygulamadaki sorunlar, kaynaştırma yoluyla eğitim özelinde ele alındığında
ise daha görünür olmuş; sadece özel eğitime dair değil, temel eğitimde yaşanan sorunlar
olarak da kendilerini göstermiştir.
Kaynaştırma yoluyla eğitim, engelli çocukların yaşadığı güçlükler/zorlukları ve ihtiyaçları ne
olursa olsun, akranları ile birlikte aynı fiziksel ortamları paylaşması anlamına gelmemektedir.
Aksine engelli çocukların okul ortamlarında eğitim ve öğrenim süreçlerine tam katılımının
sağlanması anlamına gelmektedir. Bu tam katılım, çocukların akademik, sosyal, duygusal ve
fiziksel gelişimlerinin tam olarak desteklenmesi ve eğitim ortamlarının, programlarının
uyarlanması ile gerçekleşebilecektir.
Bunların mümkün olabilmesi için kaynaştırma yoluyla eğitime hem bilimsel hem de hak temelli
bir çerçevede yaklaşmak gerekmektedir. Engelli bir çocuğun kaynaştırma yoluyla eğitim
alabilmesi en temel insan hakkıdır. Bu hak neden garanti altına alınamamıştır? Bu soru
sorulduğunda aşağıdaki gibi yanıtlar gelebilmektedir:
96 birinci kısım: temel metinler
• Okul ve sınıf ortamlarımız fiziksel olarak hazır değildi;
• Sınıf mevcutlarımız çok kalabalık;
• Hem engelli öğrenciyle hem de sınıftaki diğer öğrencilerle aynı anda ilgilenmek
mümkün değil;
• Öğretmenlik eğitimimde engellilerle ilgili hiç ders almadım;
• Kısıtlı kaynaklarla neler yapabileceğimi bilmiyorum;
• Farklı öğrenen çocuklar için en iyi ortamın nasıl oluşturulduğunu bilmiyorum;
• Bazı engel durumlarını hemen tanıyorum (görme/işitme/bedensel engellilik gibi) bazı
engel gruplarını tanımıyorum (özel öğrenme güçlüğü gibi);
• Uygun materyalimiz yok;
• Diğer çocuklar ve velileri engelli çocukları sınıfta istemiyor;
• Bireyselleşmiş eğitim programını sınıfta tek başıma uygulamakta güçlük çekiyorum,
hatta sınıf içi uygulamayı alanıma göre nasıl şekillendirebileceğimi bilmiyorum.
7
Bu yanıtların hemen hemen hepsi, kaynaştırma yoluyla eğitim uygulamalarında yapılan
bilimsel araştırmalarda öğretmenlerin kaynaştırma sürecindeki rollerinin, bilgilerinin,
özelliklerinin, yeterliliklerinin ve engelli çocuklara karşı tutumlarının önemini vurgulamıştır2.
Kaynaştırma yoluyla eğitimde gerekli koşulların sağlanamadığı durumlarda “kaynaştırma”,
engelli çocukların, akranları ile birlikte sadece fiziksel olarak aynı ortamda olmasının ötesine
geçememektedir. Hatta kaynaştırmada olan öğrenciler için “arada kaynayan RAM’lık3 (3)
çocuklar” diye yaygın bir söylem de Türkiye’de kullanılmaya başlanmıştır.
Kaynaştırma Yoluyla Eğitimde Neredeyiz?
Uygulanma süreci içinde karşımıza çıkan sorunlar nedeniyle “kaynaştırma yoluyla eğitim
Türkiye’de başarısız olmuştur” söylemi sık sık tekrarlanır olmuştur. Başarısız oldu denip,
engelli çocuklara tek seçenek olarak -sözde en iyi seçenek olarak- özel eğitim sınıfları (eski
adıyla özel ‘alt’ sınıflar) veya özel eğitim kurumları sunulmuştur. Bu yönlendirme ve yerleştirme
kararı ile öğrencinin, eğitimin temel amacı olan öğrenmeyi, düşünmeyi, yaratıcılığı içine alan
bilişsel yetenekleri göz ardı edilmiştir. Böylece sosyal ve duygusal gelişim ile beyin gelişimini
de destekleyen ve geliştiren ortamlardan engelli çocukların mahrum bırakılmasının önü
açılmıştır.
Kaynaştırma yoluyla eğitim, Türkiye’de tanılama, diğer bir deyişle bireyin engel durumuna dair
bir teşhis alması ile başlayan bir sürecin parçası hâline gelmiştir. Tanının, özel eğitim ve
rehabilitasyon hizmetlerinde eğitim ortamlarına yerleştirme kararı için kullanılması özel eğitim
hizmetlerine dair mevzuatlarda belirtilmiştir. Engelli çocuklar, tanıya bağlı olarak
sınıflandırılmakta; engellilik durumu, sınıflandırılmaya bağlı bir etiketlendirme yapılarak, bir
çocuğu tanımlayan tek özellik hâline dönüştürülmektedir. Tanılama, bir taraftan tanı destek
hizmetlerinin erişiminde engelli çocuklara hizmet garantisi sağlarken, bir taraftan da
damgalamaya ve ayrımcılığa neden olabilmektedir. Hatta tanı ile birlikte “Nasıl olsa engelli”
denip eğitime dair beklentiler düşürülmektedir.
2 Bülbin Sucuoğlu ve Selma Akalın. “Kaynaştırma Sınıflarına Alternatif Bir Bakış: Çevresel Davranışsal
Değerlendirme ile Öğretimsel Özelliklerin İncelenmesi”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Özel Eğitim Dergisi, 11 (1), 2010. s.19-37.
3 RAM: Rehberlik Araştırma Merkezleri engelli çocukların eğitim hakkı: insan hakları çerçevesinde
kaynaştırma/bütünleşme yoluyla eğitim 97
8
Tanı almayan bir öğrenciye tanı alana kadar herhangi bir müdahale yapılamamaktadır. Ayrıca
mevzuat gereği sınıf ortamlarında aynı engel grubundan öğrencilerin yerleştirilmemesi
gerektiği belirtilmiş olsa bile kalabalık sınıf mevcutlarına aynı engel grubundan öğrencilerde
eklenince sınıfta tek başına olan öğretmen zor durumda kalmaktadır. Böylece engelli
öğrencilerin fiziksel, bilişsel, sosyal, davranışsal hatta akademik gelişimine katkıda bulunması
tek bir öğretmenden beklenir olmuştur.
Başarısızlıktaki ikinci neden, engelliğe dair kullanılan yaklaşımdır. Her birey farklıdır. Buna
karşın, öğrencinin gereksinim durumu yaşadığı çevre gözetilmeksizin ‘medikal/tıbbi’ bir bakış
açısıyla ele alınmaktadır. Bu da beraberinde rehabilitasyon ve destek eğitim hizmetlerinden
yararlanabilmek için tıbbi tanılama gerekliliğini ortaya koymuştur. Böylece, bu yaklaşıma göre
yapılan tanılama sonrasında bireylerin ne tür rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanacağına,
engel durumunun derecesine/özür oranına göre okul türüne bile karar verilebilmektedir. Bu
tanılama, kaynaştırma yoluyla eğitim uygulamasına dair hiçbir bilgi verememektedir. Tanıya
bağlı olarak bireyselleştirilmiş eğitim programı (BEP) hazırlanması gerekirken BEP’ler, alınan
tanı çerçevesinde (örneğin; zihinsel engellilik, özel öğrenme güçlüğü, görme engellilik gibi)
bireylerin engel durumu düşünüldüğünde neyi yapabileceğinden çok neyi yapamayacağına
odaklanmış4 olup hiçbir bağlamsal öğeyi (çocuğun gelişimsel özellikleri, yakın çevre özellikleri
-ailenin ekonomik ve eğitim durumu, okul ortamı, öğretmen yeterlikleri gibi-) içine almamıştır.
Tıbbi model yaklaşımında engelli olma durumu ya da özel gereksinim durumu, bireyin içinde
yaşamış olduğu tedavi edilmesi gereken bir sorun olarak görülmeye devam etmiştir.
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP), her bir engelli çocuk için yazılı olarak, bireyin bağlı
olduğu eğitim kurumunda oluşturulan birim tarafından geliştirilmiş olan ve engelli çocukların,
öğretmenlerin, ana babaların özel ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulan özel eğitim
programlarıdır.Kaynak:http://mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/10/876303/icerikler/he
r-yonuyle-bep-Bireysellestirilmis-egitim-plani_428282.html
Üçüncü neden, engellilik/özel gereksinim ve kaynaştırma yoluyla eğitimde kullanılan
terminolojideki karmaşadır. Terminoloji karmaşası kaynaştırma yoluyla eğitim
uygulamalarında ciddi sorunlara neden olabilmektedir.
4 Mike Oliver. Understanding Disability: From Theory to Practice, New York: Palgrave Macmillan, 2009.
98 birinci kısım: temel metinler
9
Engellilik “bireyin bir niteliği değil, sosyal çevre tarafından oluşturulan karmaşık yapının
sonucunda ortaya çıkmaktadır5”. Eğer karmaşık bir yapı varsa engelliliği tanımlamak pek
mümkün olamayacaktır. Hatta Dünya Engellilik Raporu’na göre6, (6) engelliliğe dair deneyimler
çok kapsamlı olduğundan tanımlanması gittikçe zorlaşmaktadır. Aynı şekilde kaynaştırma
yoluyla eğitimin tanımlanmasında da problem oluşmaktadır. Kaynaştırma yoluyla eğitim
dendiğinde ne anlamaktayız? Süreç içinde tecritten (izole edilecek şekilde düzenleme; örneğin
özel eğitim okulları) birleştirmeye (entegrasyon) ve bütünleşmeye (kaynaştırma yoluyla
eğitime) giden bir yol bulunmaktadır. Kaynaştırma yoluyla eğitime karşılık gelen
içerleyici/kapsayıcı eğitim de Türkçe kullanımlar arasında yer almaktadır.
Kaynaştırma yoluyla eğitimin amacı; özel eğitime ihtiyacı olan bireylere destek eğitim
hizmetleri de verilerek yetersizliği olmayan akranlarıyla birlikte aynı ortamda eğitimlerini
sürdürmelerini sağlamaktır.
Kaynak: http://orgm.meb.gov.tr/alt_sayfalar/yayimlar/kaynastirma/kaynastirma.pdf
Bütünleşme ya da bütünleştirme (kaynaştırma yoluyla eğitim) sadece engelli çocukları mı
kapsamaktadır? En az kısıtlayıcı ortam demek ile mâkul uyarlamalar yapılarak engelli
çocukların engelli olmayan akranları ile aynı sınıflarda olması mümkün olabilir mi?En az
kısıtlayıcı eğitim ortamı ilkesi, engelli öğrencinin akranlarıyla birlikte aynı eğitim ortamında
bulunarak eğitim ihtiyaçlarının giderilebildiği eğitim ortamlarına yerleştirilmesini öne sürer.
Kaynak:
http://mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/24/01/145603/dosyalar/2014_09/22021708_unit
e02.pdf
Yapılan yerleştirmeler sonucunda engelli çocukların akranları ile ilişki kurmaları engellendiği
gibi temel eğitim ile ilgili öğretim programlarına erişimi de engellenmiş olmaktadır. Böylece
engelli çocuklar ile ilgili beklentiler de gittikçe düşmektedir.
5 World Health Organisation (WHO). International Classification of Functioning, Disability and Health (ICIDH-
2), Geneva: WHO, 2001. s.20. 6 6. WHO/World Bank. World Report on Disability. 2011. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2015.
http://www.who.int/disabilities/world_report/2011/report/en/index.html engelli çocukların eğitim hakkı:
insan hakları çerçevesinde kaynaştırma/bütünleşme yoluyla eğitim 99
10
Peki nedir kaynaştırma yoluyla eğitim? Neyi yansıtmaktadır? D. Mitchell’a göre; kaynaştırma
yoluyla eğitim bir ülkedeki sosyal, politik, ekonomik, kültürel ve tarihsel bağlamların birbirleriyle
olan ilişkisinin yansımasıdır7. Kaynaştırma yoluyla eğitim, engelli çocukların akranlarıyla aynı
sınıfta bulunarak eğitim alması gibi basit bir tanımlama içermelidir.
Dördüncü neden ise, Türkiye’de özel eğitime dair mevzuatta ve yönetmeliklerde yeri olduğu
hâlde kaliteli eğitime erişimdeki problemlerdir. Engelli çocukların eğitimdeki ihtiyaçlarını yerine
getirmeye çalışan paydaşlar -özellikle öğretmenler, okul idarecileri ve aileler- gerekli desteği
alamamaktadır. Bu da beraberinde öğretmenlerin rolleri ve yeterliliklerine dair sorunu ortaya
çıkarmaktadır. Öğretmenlerin; cinsiyet, etnik köken, din, dil ve engel durumuna bakmaksızın
tüm çocukların eğitim ve öğretimlerine destek vermek yükümlülükleri vardır. Bu
yükümlülüklerini yerine getirirken, sınıf ortamlarında öğrenmeyi destekleyici biçimde
şekillendirilmesi gerekmektedir8. Tüm bu koşulları sağlayabilmek için de hizmet-öncesi ve
hizmet-içi eğitimlerle öğretmenlere bu becerilerin kazandırılmış olması ve öğretmenlerin -hatta
yöneticiler ve okullardaki psikolojik danışmanların- her çocuğa hizmet verebilecek bilgi
donanımına sahip olması gerekmektedir. Ancak öğretmenler tam donanımlı olarak mezun
olamamakta ve bu eksiklikler de, yetersiz kalan hizmet-içi eğitimlerle giderilememektedir.
Uygulamada ciddi başarısızlıklara neden olan son etmen ise engelli öğrencilerin mikro
düzeyde yaşadıkları dışlanmalardır. Daha önce belirtildiği gibi, engelli bir öğrencinin engelli
olmayan akranları ile aynı sınıfta olması kaynaştırma olarak algılanmamalıdır. Çünkü fiziksel
olarak aynı sınıfta bulunması, eğitim programlarına tam ve etkin katılım sağladığı anlamına
gelmemektedir. Sınıf ortamında en arkada oturtularak ders saatleri boyunca aynı ödevin
yapılıyor olması veya okuma yazma bilmediği hâlde sınıf geçiliyor olması kaynaştırma yoluyla
eğitim değildir. Ya da işitme problemi olduğu için öğrenciyi en ön sırada tek başına oturtmak
kaynaştırma için iyi bir örnek teşkil etmez. Ayrıca aynı engel grubundan çocukların aynı
sınıflarda bulunması da kaynaştırma yoluyla eğitim uygulamalarına engel teşkil etmektedir.
7 David Mitchell. “Sixteen Propositions on the Contexts of Inclusive Education”. Contextualizing Inclusive
Education içinde, der. David Mitchell. Londra: Routledge, 2005. s.22-36.
8 8. Michael F. Giangreco vd. “Teacher Engagement with Students with Disabilities: Differences Between
Paraprofessional Service Delivery Models”, Research and Practice for Persons with Severe Disabilities,
26(2), 2001. s.75-86. 100 birinci kısım: temel metinler
11
Okul ortamlarında özellikle engelli ve üstün yetenekli öğrencilere yönelik destek eğitim odaları
büyük önem teşkil etmektedir. Ama bazı durumlarda bu odalar, öğrencinin sürekli sınıfından
alınıp yine ayrıştırılmış ortamda eğitim almasının önünü açarak kaynaştırma yoluyla eğitimden
uzaklaşmasına neden olabilmektedir. Buna karşın velilerin bir kısmının, ilkokul sonrasında
kaynaştırmada zorlanacağı ve kalabalık sınıflarda ilginin az olacağı düşüncesiyle çocuklarını
az mevcutlu özel eğitim sınıfı veya özel eğitim okullarına göndermek istediği bilinmektedir9.(10)
Yukarıda yer alan konulara tek tek değinilmediği zaman kaynaştırma yoluyla eğitim elbette
mümkün olamayacaktır. Bu bağlamda neler yapabiliriz? Öncelikle hem uluslararası hem de
ulusal düzenlemelere bakıldığında, kaynaştırma yoluyla eğitim Türkiye’de istenen bir
durumdur. Bir çocuğun eğitim hakkından yararlanmaması ciddi bir insan hakkı ihlali olduğu gibi
uluslararası hukuk düzeyinde de kanuna karşı olmaktır. Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri
Genel Müdürlüğü’nden alınan veriler doğrultusunda10 2014-2015 öğretim yılı itibariyle
kaynaştırma yoluyla eğitim uygulamalarında her tür engel durumu ve kademede toplam
172.392 öğrenci eğitim görmektedir. Bu sayı oldukça fazladır. Bu noktada şu soruların
yanıtlarını düşünmemiz gerekmektedir: Eğitimde ne kadar içerleyiciyiz ya da ne kadar
bütünleştiriciyiz? 172.392 öğrenciyi düşündüğümüzde, eşit ve kaliteli eğitime erişimi
sağlayabiliyor muyuz? Öncelikle sınıflarımız farklılıklara karşı -ki farklılık derken özel
gereksinim durumu kadar kültürel, dil ve etnik farklılıkları da düşünmek lazım- ne kadar kabul
edici?
Toplum ne kadar kabul edici? Akranları ile beraber aynı sınıflarda olan engelli öğrencilerden
beklentilerimiz nedir? Farklı öğrencileri sınıflarımızda istiyor muyuz? Tüm bu yanıtlarla aslında
engelli öğrencilerimizin özelliklerini, içinde bulundukları çevre ile uyumunu geliştirebilir ve
kaynaştırma yoluyla eğitimin başarılı olmasını sağlayabiliriz.
Kaynaştırma Yoluyla Eğitim Uygulamalarındaki Sorunlara Yönelik Öneriler
Yukarıda belirtildiği gibi engelli olma durumu, tıbbi model temelinde çoğu zaman bir hastalık,
kusur, üretken olmama ve bağımlı olma hâli olarak da tanımlanmaktadır.
9 Z. Hande Sart. Kişisel paylaşım, saha deneyimi. 2015.
10 Veriler, 12-14 Ocak 2015 tarihlerinde İstanbul’da yapılan İşaret Dili Ders Programı Çalıştayı’nda Özel
Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılmıştır. engelli çocukların eğitim hakkı:
insan hakları çerçevesinde kaynaştırma/bütünleşme yoluyla eğitim 101
12
Ancak bu yaklaşımda, sosyal algılar ve tavırların bireyin önüne çıkardığı engeller göz ardı
edilmektedir. Bu eleştiriler temelinde gelişen sosyal modelde ise engellilik, kişiye dair bir sorun
olarak görülmek yerine sosyal ortamın/toplumun neden olduğu bir sorun olarak
algılanmaktadır. Sosyal model, kaynaştırma yoluyla eğitimin sorunlarını çözmek için elbette
yeterli olamamaktadır. Kaynaştırma modelinin gerektiği gibi uygulanmamasından kaynaklanan
olumsuzlukları azaltmak ve bu modeli uygulanabilir hâle getirmek için sosyal ve kültürel
bağlamları da içine alacak bir yaklaşım gerekmektedir. Bu noktada sadece engel
durumları/yetersizlikler değil; kültürel, etnik, sosyal farklılıklar ve dil farklılıklarını da kapsayan
biyo-psiko-sosyal model önerilebilir. Bu model ile birlikte, engelliğe bakış açımızda tıbbi model
ve sosyal modeli de kısmen içine alan, daha geniş kapsamlı bir yaklaşım benimsenmiş olur.
Urie Bronfenbrenner11, biyo-psiko-sosyal modeli, bireyi merkeze alacak şekilde çevreleyen, her
biri bir sonrakini içine alacak halkalar dizimi olan bir yapı olarak görmektedir. Bu yapılar
mikrosistem, mezosistem, egzosistem, makrosistem ve kronosistemi içermektedir. En içte
bireyi çevreleyen mikrosistem bulunmaktadır. Bronfenbrenner, mikrosistemi “gelişmekte olan
bireyi içeren ve çevreleyen ortam” olarak açıklamaktadır. Bu ortam kişilerin yüz yüze etkileşim
içinde bulunabileceği yerleri (ev, bakım merkezi, okul gibi) kapsamaktadır. Çevrenin ikinci
diziminde, bireyin etkin olarak katıldığı (örneğin, bir çocuğun evdeki, okuldaki, mahalledeki
yaşıtları ile ilişkileri; bir yetişkinin işteki, ailedeki, sosyal yaşamdaki ilişkileri) iki ya da daha çok
ortam arasındaki ilişkileri birleştiren mezosistem bulunmaktadır. Bronfenbrenner’ın teorisine
göre, bireyi çevreleyen üçüncü halkada egzosistem bulunmakta ve şu şekilde
tanımlanmaktadır: “Gelişmekte olan bireyin aktif olarak katılmadığı; ancak yaşanan olaylardan
etkilendiği ortamlar ya da bu ortamları etkileyen bir veya daha fazla ortam”. Bu sistemin bireye
etkisi direkt değil, dolaylı olarak görülmektedir. Bakanlıklar, toplumsal yasalar ve kanunların
etkisi bu sistemde yer almaktadır (örneğin, merkezde bulunan çocuğun bakanlıkta alınan yeni
bir düzenleme ile daha önce edinemediği hakkının garanti altına alınması).Çevrenin en dış
halkasını makrosistem oluşturmaktadır. Bu sistem, kültür, gelenek ve görenekleri, hatta
değerleri içine almaktadır. Engellilik kültürünü belirleyen inanç sistemleri ve ideolojilerde
burada bulunmaktadır.
11 Urie Bronfenbrenner. The Ecology of Human Development: Experiments by Nature and Design. Harvard
University Press, 1979.
13
Burada zaman olgusu kronosistem bağlamında devreye girmektedir. Belirli zamanlarda çıkan
yönetmeliklerin uygulamadaki yansımaları bu zaman döngüsü içinde de değerlendirilmelidir.
Kaynaştırma yoluyla eğitim, bu alt sistemleri içine alacak şekilde ve her alt sistemde yer alan
bireylerin (diğer değişle herkesin) sorumluluğu çerçevesinde düşünüldüğünde istenen şekilde
uygulanabilecektir. Çünkü biyo-psiko-sosyal yaklaşım engelli bireye, ailesine, öğretmenlerine,
politika uygulayıcılarına, hatta engellilik kültürüne gönderme yapmaktadır. En önemli ilke
bireyin biricikliği olup nicel bir sistem yerine (tanı var/yok) nitel bir sistem (bireyin engellilik
durumu ve işlevselliği, tam ve etkin katılımını kolaylaştırıcı/zorlayıcı etmenler) bakış açısını
kazandırmaktadır.
Uygulamadaki sorunların çözümü yolundaki önemli adımlardan biri de evrensel tasarım
ilkesidir. Öğrenmede evrensel tasarım ilkesinin (herkes öğrenebilir) ve her öğrenci için
öğrenme planlarının12 devreye girmesi, gelecek için atılması gereken adımların başında
olmalıdır. Bu adımlar atılırken bu alanda çalışan ve savunuculuk yapan bireylerin, ailelerin,
hatta engelli çocukların da görüşlerini dikkate almak gerekmektedir13.
Gerekliliklerden bir diğeri ise, kaynaştırmanın eğitimde olduğu gibi sosyal hayatta, hatta
istihdam boyutunda olmasıdır14.Örneğin; zorunlu eğitim sürecinde kaynaştırma yoluyla
eğitimde bulunduktan sonra yükseköğretimde ayrı üniversite isteği kaynaştırma yoluyla
eğitimin ruhuna tamamen aykırıdır. Tüm adımlar atılıp kaynaştırma benimsenerek temel
eğitimin bir parçası hâline getirildiğinde, “özel eğitim” derken “özel” kelimesine ihtiyaç
duyulmayacaktır. Bu nedenle kaynaştırma, tüm eğitim kademelerini kapsayacak biçimde
şekillendirilmeli, hatta eğitimde kaynaştırmanın olabilmesi için öncelikle sosyal kaynaştırmanın
da sağlanması gerektiği gerçeği kabul edilmelidir.
Kaynaştırma yoluyla eğitim sadece eğitsel bir sistem olarak algılandığı için uygulamada
problemler görmek kaçınılmazdır.
12 Mirella Zanobini. “Some Considerations About Inclusion, Disability and Special Educational Needs: A
Reply to Giangreco, Doyle & Suter (2012)”. Life Span and Disability, 16(1), 2013. s.83-94.
13 19. Dario Ianes vd. “Light and Shadows in the Inclusive Italian School System: A Reply to Giangreco,
Doyle & Suter (2012)”, Life Span and Disability, 16(1), 2013. s.57-81.
14 20. Salvatore Soresi vd. “Inclusion in Italy: From Numbers to Ideas... That is From “Special” Visions to the
Promotion of Inclusion for All Persons”. Life Span and Disability, 16(2), 2013. s.187-217.
14
Oysa kaynaştırma yoluyla eğitim, eğitim sistemini içerdiği gibi aynı zamanda öğrenme
sürecinde olan tüm bireylerin ihtiyaçlarını merkez alan bir yaklaşım ve tutumdur. Desteğin,
savunuculuğun, hizmet-içi ve öncesi eğitimlerin de önemli olduğu kaynaştırma yoluyla
eğitimde, ayrımcılık yapılmadan mâkul uyarlama ve okula eşit düzeyde erişim hakkı
tanınmalıdır. Yapılan araştırmalar15, kaynaştırma yoluyla eğitimin engelli öğrencinin öğrenme
ve sosyal gelişimini hızlandırdığını, hatta beyin gelişimine ciddi katkıda bulunduğunu
göstermiştir16. Çocukluk döneminde gelişmekte olduğu için, her türlü çevresel uyaran beyin
gelişimine katkıda bulunmaktadır17.
Öğrenme ile birlikte beyin hem yapısal hem de işlevsel olarak değişmektedir. Okul ortamları,
öğrenciyi merkeze alan sınıf ortamları (öğretmen, öğrenci iletişimleri ve etkileşimleri dâhil)
gelişmekte olan beyinde sinir hücreleri boyutunda (nöron düzeyinde) yeni bağlantılar
kurulmasını sağlamaktadır.
Çocuğu merkeze aldığımızda farklılığı ne olursa olsun, öğretilen şekilde öğrenmesi mümkün
değilse başka yolların denenmesi, hatta çocuğun öğrenebileceği yöntemlerin aranması
eğitimciler olarak bizlere düşen görevlerden biridir. Yeni öğretme yolları aramak, var olan
becerilerimizi tekrar gözden geçirmemize ve hizmet-içi eğitim ihtiyaçlarımızın da
belirlenmesine katkı sağlayacaktır. Tüm bu görevleri düşünmeye başladığımızda temel
eğitimin parçası olan kaynaştırma yoluyla eğitimde de iyi örnekler oluşmaya başlayacaktır –ki
bunun örneklerini de görebilmekteyiz.
Bu durum düşünüldüğünde elbette aklımıza bir dizi soru gelebilir. Örneğin; eğitim materyallerini
uyarlayabiliyor muyum? Uyarlamak ne yazık muafiyet olarak algılanmakta, hatta bazen bir
uygulamanın her çocuk için aynı olduğu algısı oluşmaktadır. Her çocuk farklıdır ve farklı
ihtiyaçları, farklı öğrenme hızları, farklı meraklarıyla okul ortamlarında karşımıza çıkmaktadır.
15 Dario Ianes vd. “Light and Shadows in the Inclusive Italian School System: A Reply to Giangreco, Doyle
& Suter (2012)”, Life Span and Disability, 16(1), 2013. s.57-81.
16 J. Leeber. “How Much Brain Does a Mind Need? Scientific, Clinical and Educational Implications of
Ecological Plasticity”, Developmental Medicine and Child Neurology, 40. 1998. s.352-357.
17 Banu Anlar. “Beyinde Plastisite ve Bozuklukları”. Türkiye Klinikleri Journal of Pediatrical Sciences, 9(4),
2013. s.129-137. 104 birinci kısım: temel metinler
15
Kullandığım materyal, eğitim ve öğretim programlarına ne kadar uygundur ve bunu teknoloji
kullanımı ile destekliyor muyum? Öğrencim materyaline erişebiliyor mu? Ya da o materyalin
erişilebilir bir kopyası mevcut mu? Öğrencim okul, sınıf, oyun alanları hatta tuvaletlere
erişebiliyor mu? Öğrencinin sisteminde yer alan paydaşlarla işbirliğine açık mıyım?
Okulumdaki psikolojik danışmanlar ve öğretmenler özel gereksinim durumu olan çocuklar için
etkileşim hâlinde mi?
İlk nereden başlayacağız? Yukarıda sorulan soruları kendimize sorarak olası ihtiyaçlarımızı
belirleyebiliriz. Eğitim alanında çalışanların yeterli kaynağa, beceriye ve yeterliliğe sahip olması
gerekmektedir. Bu, hizmet öncesi ve hizmet-içi eğitimle ancak mümkün olabilmektedir. Hatta
gerekli bilgi düzeyine sahip olunduğunda farklılıklara karşı olumlu tutumlarda gelişmeye
başlamaktadır.
Okullar sadece eğitim alanları değildir; aynı zamanda sosyal alanlar olup katılımın esas olduğu
öğrenmenin sadece uygulanan müfredat ile değil, akranların birbiriyle etkileşim ve ilişkileri
içinde de öğrendikleri yerlerdir. Kaynaştırma yoluyla eğitim sadece engelli çocukların değil,
tüm çocukların yararlanabileceği bir eğitim yaklaşımıdır. Kaynaştırma, engelli bireylerin sınıf
arkadaşları tarafından istenmediği ve sürekli azınlık grubu olarak kaldıkları, hatta ikinci sınıf
vatandaş gibi algılandıkları ortamlar yaratmamalıdır. Ama uygulamalara bakıldığında, engelli
çocukların, hem ‘normal’ gelişen çocuklar hem de aileleri, hatta öğretmenler ve yöneticiler
tarafından ikinci sınıf vatandaş olarak algılanabilecekleri ortamlar yaratılabilmektedir.
Dolayısıyla, özel eğitim alanının hizmet sağlamadaki yetersizlikleri akademik standartların ve
kaynaştırma sınıflarındaki engelli çocuklar için beklentilerin düşmesine neden olmaktadır. Bir
‘damping alanı’ olarak “özel alt sınıf” deniyor olması bile eğitimdeki hiyerarşiye işaret
etmektedir18.(26) Bir çocuğun ‘normal’ bir sınıfa mı, kaynaştırma sınıfına mı, yoksa özel eğitim
sınıfına mı yerleştirileceği ve öğrenmede yaşadığı sorunları yenmede ne kadar yardım
alabileceği dikkatli planlama ve araştırmadan ziyade şans ve okulda veya sınıfta yer olup
olmamasına bağlıdır. Eğitimde eşitlik ilkesi genel bir prensip olarak kabul edilmekte; ancak bu
prensip uygulamada göz ardı edilmektedir. Politikaların uygulanması için istekli olan yerlerde
dahi, kaynak, engellilik alanındaki müfredat ve program geliştirme uzmanlarının
yetersizliği uygulamayı zorlaştırabilmektedir.
18 Joseph Shapiro. No Pity, New York: Penguin Random House. 1993. engelli çocukların eğitim hakkı:
insan hakları çerçevesinde kaynaştırma/bütünleşme yoluyla eğitim 105
16
Sonuç olarak, bu yazıda eğitim ortamlarında engelli çocukların eğitim haklarının garanti altına
alınabilmesi için kaynaştırma yoluyla eğitimin önemine vurgu yapılmıştır. Bu vurgu için ilk önce
kaynaştırma yoluyla eğitim tanımlanmış, tıbbi modele gönderme yapılmış ve uygulamadaki
sorunlara çözüm için bir model önerisinde bulunulmuştur. Eşitlik, erişilebilirlik ve haklar
bağlamında bilimsel çerçevede kaynaştırma yoluyla eğitimin önemine de ayrıca vurgu
yapılmıştır. İsteyen her bireyin eğitim ortamına ulaşabilmesi ne kadar önemliyse, eğitim
ortamındaki her bireyin hak ettiği şekilde eğitim alması da o kadar önemlidir. Her iki durum
gerçekleşmediğinde ayrımcılık ile karşı karşıya gelmişiz demektir. Sadece biz eğitimcilerin
bireysel çabaları üzerine kurgulanacak uygulamalar sorunları gidermek için yeterli
olamayacaktır. Ama eğitimciler, her çocuğun farklı beyinsel işlevlerle ve çeşitli sosyo-kültürel
geçmişlerden geldiğine ve öğrenebileceğine inanıyorsa beklentileri de değişecektir. Daha önce
vurgulandığı gibi, kaynaştırma yoluyla eğitim sadece eğitimdeki düzenleme değil, aynı
zamanda felsefesi olan bir yaklaşım ve tutumdur.
Öğretmenlerinin Eğitim-Öğretimle İlgili Hizmetiçi Eğitim Gereksinimleri19
Öğretmenlerin niteliklerini geliştirme, hizmet öncesi ve hizmetiçi eğitim süreçlerinin
bütünleşmesi ile sağlanmaktadır (Saban, 2000). Öğretmenler, hizmet öncesinde ne kadar iyi
yetiştirilirse yetiştirilsinler, onların mesleklerinde başarılı olabilmeleri için hizmetiçinde de
sürekli eğitilmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla, hizmetiçi öğretmen eğitimi, hizmet öncesi
eğitimin tamamlayıcısı ve mesleğe ilişkin yeni bilgi ve beceriler edinmenin önemli bir yolu
olarak görülmektedir. Tüm mesleklerde olduğu gibi öğretmenlerin de değişimler karşısında
çağın gereklerine uygun, tam donanımlı olarak nitelikli hizmet vermelerini sağlamak için yeni
nitelikler ve yeterlikler kazanmaları gerekmektedir.
Geçmişte, temel öğretmenlik eğitiminin, öğretmenin öğretim kariyeri boyunca yeterli olacağı
görüşü; yerini, öğretmen eğitiminin öğretmenlerin tüm kariyerleri boyunca devam etmesi
gerektiği görüşüne bırakmıştır (Garuba, 2004).
19 Doç.Dr Sibel Dal’ın çalışması olup, adı geçenin onayı ile alanyazın bölümünde kullanılmıştır.
17
Öğretmenlere yönelik hizmetiçi eğitim; eğitimde amaçlanan niteliklerin öğrencilere
kazandırılması için gerekli bilgi, beceri, tutum ve alışkanlıklar ile bilimsel, sosyal ve ekonomik
gerçekler ışığında eksikliği kanıtlanan mesleki bilgi, beceri, tutum ve alışkanlıkların
öğretmenlere kazandırılmasını hedefleyen süreçlerin bütünü olarak tanımlanabilir (Budak,
1999).
Öğretmenlere yönelik hizmetiçi eğitim programları, çeşitli amaçlarla gerçekleştirilmektedir. Bu
amaçlar; alandaki yenilik ve gelişmelerin gerektirdiği davranışların öğretmenlere
kazandırılması, öğretmenlerin var olan bilgi ve becerilerinin artırılması, eğitim gereksinimlerinin
giderilmesi, hizmet öncesi eğitimin eksikliklerinin giderilmesi, yeni katılanların kuruma uyum
sağlaması, öğretmenler arasında birlik ve beraberliğin sağlanması, öğretmenlerin moral ve
motivasyonunu yükseltmesi, öğretmenlerin bilgilerini tazeleyip mesleki ve teknolojik
gelişmelere ayak uydurması olarak sıralanmaktadır (Baskan, 2001). Hamdan’ın (2003) yaptığı
araştırmaya katılan öğretmenlere göre, hizmetiçi eğitim etkinliklerinin temel amacı öğretmeni
ve öğretimi daha verimli duruma getirmek ve öğretmene bilim, teknoloji ve öğretim
süreçlerindeki yeni gelişmeleri öğretmektir.
Hizmetiçi eğitimin amacı, bireylere mesleklerinde daha başarılı ve mutlu olmalarını sağlayacak
gerekli bilgi, beceri ve tutumlar kazandırmaktır. Hizmetiçi eğitimin amacına ulaşması ise,
program amaçlarının programa katılanların eğitim gereksinimlerine yönelik olmasına ve bu
amaçların bireylere en etkili yöntem ve araçlarla kazandırılmasına bağlıdır (Yalın, 2001). Buna
göre, hizmetiçi eğitim gereksinimini saptama, nitelikli bir hizmetiçi eğitim programının ilk
aşamasını oluşturmaktadır. Öğretmenlerin hizmetiçi eğitim programlarına etkin olarak
katılmaları ve hizmetiçi eğitim programlarında öğrendiklerini gerçek sınıf ortamlarında
uygulama olanağı bulmaları isteniyorsa, hizmetiçi eğitimler ve konuları, öğretmelerin
gereksinimleri ve onların sınıftaki etkinlikleri ile yakından ilişkili olmak durumundadır (Lanier ve
Little, 1989; O’Sullivan, 2000). Nitekim, Milli Eğitim Bakanlığı Hizmet İçi Eğitim Dairesi
Başkanlığı personeli, hizmet içi eğitim programlarındaki kaliteyi, hizmet içi eğitim
programlarına katılacak öğretmenlerin hizmet içi eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi, bu
gereksinimlerin karşılanması ve hizmet içi eğitim programlarının belirlenen bu gereksinimler
doğrultusunda oluşturulması şeklinde tanımlamışlardır (Özen, 2005).
Öğretmenlerin hizmetiçi eğitim gereksinimi çeşitli değişkenlere göre farklılık göstermektedir.
Kuşkusuz, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin hizmet içi eğitim gereksinimi deneyimli
öğretmenlerden farklıdır.
18
Yeni öğretmenler sık sık sınıfın ve dersin organizasyonu, öğrenci motivasyonu, öğrencilerin
bireysel gereksinimlerini karşılama, sınıf yönetimi ve disiplin gibi çeşitli durumlarda zor
deneyimler yaşamaktadır. Ayrıca, yeni öğretmenler karmaşık okul ve toplum sistemleri ve
politikalarını anlamakta zorlanmaktadır.
Bunun yanı sıra, öğretmenlerin hizmet içi eğitim gereksinimleri zaman içinde de değişiklik
göstermektedir. Öğretmenlerin hizmet öncesindeki eğitimleri, öğretim yaptıkları bölge ve
deneyimlerindeki farklılıklar, öğretmeye ilişkin tutumları, bilgi düzeyleri, teknik bilgi ve kişisel
gelişimlerindeki değişmeler, onların hizmet içi eğitim gereksinimlerini değiştirmektedir
(Joerger, 2002).
Genelde bilim ve teknolojide, özelde ise, eğitim sisteminin yapı ve işleyişi, eğitim bilimi,
programlar, öğretme-öğrenme süreç ve yöntemleri, eğitim teknolojisinde meydana gelen kimi
değişmeler (Çelikten, Şanal ve Yeni, 2005) öğretmenlerin hizmetiçi eğitim gereksinimlerinin
sürekli değişmesine neden olmaktadır. Bu nedenlerden dolayı öğretmenlerin değişen hizmetiçi
eğitim gereksinimlerinin sürekli belirlenmesi ve hizmetiçi eğitim programlarının bu
gereksinimleri karşılayacak biçimde hazırlanması gerekmektedir.
Türkiye’de, gerçekleştirilen birçok araştırma, gerçekleştirilen hizmetiçi eğitim programlarının
amaçlarının öğretmenlerin eğitim gereksinimlerine yönelik olmadığını (Baskan, 2001; Tamer,
1999); hizmetiçi eğitim etkinliklerinin kapsamının ve içeriğinin gereksinimleri karşılamada
yeterli olmadığını (Uçar 2005; Durmuş, 2003) ve hizmetiçi eğitim programları hazırlanırken
öğretmenlerin eğitim gereksinimlerini belirleme çalışmalarının yapılmadığı ya da öğretmenlerin
eğitim gereksinimlerinin çok fazla dikkate alınmadığını (Aydoğan, 2002; Baskan, 2001;
Demirkol, 2004; Durmuş, 2003; Gülmez, 2004; Güneş 2006, Madden, 2003; Tamer, 1999;
Uçar 2005) ortaya koymaktadır.
Türkiye dışındaki ülkelerde de gerçekleştirilen kimi hizmetiçi eğitim etkinliklerinin
planlanmasında eğitim gereksinimlerini belirleme çalışmalarının hiç yapılmadığı ya da
gereksinim belirleme sürecinin bilimsel yöntemlere dayandırılmadığı belirlenmiştir (O’Sullivan,
2000; Tyler ve diğerleri, 1999; Wiles ve Bondi, 1993; Akt: Özen, 2005 ).
19
Hizmetiçi eğitim etkinliklerinin başarılı olması ve beklentileri karşılaması öncelikle, hedef
kitlenin gereksinimlerinin belirlenmesine, belirlenen amaçlar doğrultusunda uygun
programların hazırlanmasına ve programlarda nitelikli insan gücünün görev ve sorumluluk
yüklenmesine bağlıdır (Ersoy, 1996).
Öğretmenlerin hizmetiçi eğitim programlarına etkin olarak katılmaları ve hizmetiçi eğitim
programlarında öğrendiklerini gerçek sınıf ortamlarında uygulama olanağı bulmaları
isteniyorsa, hizmetiçi eğitimler ve konuları, öğretmenlerin gereksinimleri ve onların sınıftaki
etkinlikleri ile yakından ilişkili olmak durumundadır (Kanlı, 2001; Lanier ve Little, 1989;
O’Sullivan, 2000). Nitekim, Özen’in (2005) yaptığı araştırmada hizmetiçi eğitim programlarında
kalitenin artırılması çerçevesinde hizmetiçi eğitim programlarının planlanması sırasında
öğretmenlerin hizmetiçi eğitim gereksinimlerinin ilgili alanının uzmanları tarafından
belirlenmesi gerektiği, hizmetiçi eğitim programlarının belirlenen bu eğitim gereksinimlerine
yanıt verecek biçimde konu alanı ile ilgili yeni gelişmeleri ve bilgileri programlara katılacak olan
öğretmenlere aktaracak biçimde düzenlenmesinin gerekli olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
Ancak, Baskan (2001) ve Tamer’in (1999) yaptıkları araştırmalarda, gerçekleştirilen hizmetiçi
eğitim programlarının amaçlarının sınıf öğretmenlerinin ve yöneticilerin eğitim gereksinimlerine
yönelik olmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır.
Yine benzer biçimde, Aydoğan (2002), Durmuş (2003), Güneş (2006) ve Uçar (2005)
tarafından yapılan araştırmalarda da hizmetiçi eğitim etkinliklerinin kapsamının ve içeriğinin
sınıf öğretmenlerinin gereksinimlerini karşılamada yeterli olmadığı ortaya konulmuştur. Bu
araştırma, Türkiye’de ilköğretim öğretmenlerinin eğitim-öğretim gereksinimlerinin belirlenmesi
gereksiniminden doğmuştur. Doç.Dr Sibel Dal ve ekibi tarafından 2006 yılında Eskişehir’de yapılan araştırmaya; Proje ile
yöntem, amaç ve yaklaşım olarak örtüştüğünden hareketle örnek ve yayınlanmış bir araştırma
olarak burada yer verilmesinde fayda olduğu değerlendirilmektedir. Anılan araştırmanın amacı,
ilköğretim öğretmenlerinin eğitim-öğretimle ilgili hizmetiçi eğitim gereksinimlerini belirlemektir.
Bu amaçla aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır:
1. Öğretmenlerin eğitim-öğretimle ilgili hizmetiçi eğitim gereksinimleri nelerdir?
2. Öğretmenlerin, eğitim-öğretimle ilgili hizmetiçi eğitim uygulamaları;
20
Bu soruların cinsiyetleri, mesleki kıdemleri, branşları, yöneticilik görevine sahip olma ve daha
önce hizmetiçi eğitim alma durumları bakımından farklılaşmakta olup olmadığı
değerlendirilmiştir. Araştırma, ilköğretim öğretmenlerinin eğitim-öğretimle ilgili hizmetiçi eğitim
gereksinimlerini, uygulanan bir ölçme aracından elde edilen bilgilere dayalı olarak saptamaya
çalıştığından tarama niteliğinde bir çalışmadır.
Araştırmaya Eskişehir’de Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı resmi ilköğretim okullarında görev
yapan öğretmenler katılmıştır. Araştırmada il merkezindeki tüm ilköğretim öğretmenlerine
ulaşmak olanaklı olmadığından, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı yedi eğitim bölgesindeki
ilköğretim okullarından alt, orta ve üst sosyo-ekonomik düzeyden rastlantısal yolla birer okul
belirlenmiştir. Böylece, araştırma, belirlenen 21 ilköğretim okulunda görev yapan öğretmenler
üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında 676 öğretmene anket gönderilmiş, 534
anket geri dönmüş; anketlerin dönüş oranı %78 olarak gerçekleşmiştir. Geri dönen anketlerden
4 anket gerektiği biçimde doldurulmadığı için değerlendirmeye alınmamıştır.
Araştırma verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan anket yoluyla toplanmıştır. Anket formu
iki bölümden oluşmaktadır. Anketin ilk bölümünde kişisel bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümde
ilköğretim öğretmenlerinin eğitim-öğretimle ilgili hizmetiçi eğitim gereksinimlerini saptamayı
amaçlayan maddeler yer almıştır.
Anketin hazırlanmasında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2002 yılında hazırlanan ve kabul
edilen “Öğretmen Yeterlikleri” temel alınmıştır. Bu kapsamda öğretmen yeterliklerinden
eğitme-öğretme yeterlikleri listesi, ankete dönüştürülmüştür. Bu amaçla şu çalışmalar
yapılmıştır:
• Eğitme-öğretme yeterlikleri başlığı altında yer alan 14 yeterlik alanı altındaki 206
yeterlik dikkatle incelenmiştir. Her bir yeterlik alanı altındaki yeterliklerin sayıca çok
fazla olması nedeniyle tüm yeterliklerin kullanılmasının, öğretmenler tarafından anketi
içtenlikle doldurmayacağı endişesinden hareketle, 14 yeterlik alanının her birinin
ölçekte bir madde olarak yer almasının uygun olacağı görülmüş; her bir yeterlik alanının
altında yer alan yeterlikler açıklama olarak kullanılmıştır.
• Her bir yeterlik alanı, ankette bir öğretmen yeterliği olarak kabul edildikten sonra,
öğretmenlerin bu yeterlik alanlarına yönelik olarak ne derece hizmetiçi eğitim
gereksinimi duyup duymadıklarını belirlemek amacıyla, “Kesinlikle gerekli”, “Gerekli”,
“Karasızım”, “Gerekli değil”ve “Hiç gerekli değil” biçiminde derecelendirilmiştir.
21
• Geçerlik çalışması için anket alandaki öğretim üyelerinin incelenmesine sunulmuş;
onların görüşleri doğrultusunda gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Bu düzeltmeler
sonucunda anket uygulanmaya hazır duruma getirilmiştir.
• Uygulanmaya hazır duruma getirilen anket, araştırma grubuna uygulanmış; anketin
güvenilir olup olmadığını sınamak amacıyla Cronbach Alfa Katsayısı (Madde Toplam
Test Korelasyonu) değerine bakılmıştır. Yapılan çözümleme sonucunda 14 maddelik
ölçme aracının alfa değeri, 0.87 olarak bulunmuştur. Özdamar’a (1997) göre, alfa
katsayısının 0.60-0.80 arasında olması ölçeğin oldukça güvenilir, 0.80-1.00 arasında
olması ise yüksek derecede güvenilir olduğunu göstermektedir. Buna göre,
Öğretmen Yeterliklerini Belirleme Anketinin yüksek derecede güvenilir olduğu
söylenebilir.
• Anket, 2006 öğretim yılının bahar döneminde örneklemde yer alan okullardaki
öğretmenlere araştırmacılar tarafından uygulanmıştır.
Araştırma bulgularına göre, ilköğretim öğretmenleri, öğrenciyi tanıma, öğretimi planlama,
materyal geliştirme, öğretim yapma, öğretimi yönetme, başarıyı değerlendirme, rehberlik
yapma, temel becerileri geliştirme, özel gereksinimi olan öğrencilere hizmet etme, yetişkinleri
eğitme, ders dışı etkinliklerde bulunma, kendini geliştirme, okulu geliştirme, okul-çevre
ilişkilerini geliştirme yeterlik alanlarının tümünde eğitim gereksinimi duymaktadırlar.
Araştırmanın bu bulgusu, Güneş’in (2006) sınıf öğretmenlerinin genel olarak öğretimi planlama
ve uygulama, öğrenciyi tanıma ve ölçme değerlendirme konuları ile mesleki ve kişisel
gelişimlerine ilişkin konularda hizmetiçi eğitim programlarına katılmayı istedikleri bulgusuyla
örtüşmektedir.
Yine, araştırmanın ilköğretim öğretmenlerinin eğitim-öğretimle ilgili yeterlik alanlarına yönelik
eğitim gereksinimi olduğu bulgusu Yaşar v.d’nin (2005) sınıf öğretmenlerinin ilköğretim
programının kazanımlar, içerik, öğrenme öğretme süreci, öğretim teknolojileri ve materyal
geliştirme ve ölçme ve değerlendirme boyutuna ilişkin eğitim gereksinimi içinde oldukları ve
EARGED’in (2007) sınıf öğretmenlerinin ölçme ve değerlendirme, öğretim ilke ve yöntemleri,
öğretim teknolojileri ve materyal geliştirme, rehberlik, sınıf yönetimi ve özel eğitim konularında
hizmetiçi eğitim gereksinimi içinde oldukları bulgularıyla örtüşmektedir.
22
Araştırmanın ilköğretim öğretmenlerinin eğitim-öğretimle ilgili yeterlik alanlarına yönelik eğitim
gereksinimi olduğu bulgusu, Paşa’nın (2002), sınıf öğretmenleri ve yönetici görüşleri ile
araştırmacının gözlem sonuçlarına göre, öğretim ilke ve yöntemleri, eğitim teknolojisi, ölçme
ve değerlendirme, bilimsel araştırma teknikleri, öğrenci-öğretmen etkileşimi ve rehberlik
alanlarına ilişkin konularda öğretmenlerin eğitim gereksinimi içinde oldukları bulgusuyla
örtüşmektedir.
Benzer biçimde bu araştırmanın bulguları, Azar ve Karaali’nin (2004) fizik öğretmenlerinin
“eğitim teknolojisinde kuram ve uygulamalar”, “eğitim yönetimi ve planlama”, “öğrenci merkezli
eğitim”, “kişisel yeterliliklerin geliştirilmesi” ve “sınıf iklimi ve yönetiminin sağlanması”
konularında hizmetiçi eğitim gereksinimleri olduğu bulgusuyla; Tekin ve Ayas’ın (2002) kimya
öğretmenleri yeni öğretim yaklaşımları ve bu yaklaşımların kapsadığı yöntemleri en öncelikli
gereksinim olarak; laboratuar ortamında öğretim, kimya öğretiminde teknoloji kullanımı, kimi
konularda örnek ders işlenişleri ve etkinlik ağırlıklı öğretim yöntemleri daha sonraki gereksinim
olarak görmektedirler bulgusu ile benzerlik göstermektedir.
Bu araştırmanın ilköğretim öğretmenlerinin eğitim-öğretimle ilgili yeterlik alanlarında eğitim
gereksinimi içinde oldukları bulgusu, Aydoğan’ın (2002) ilköğretim okulları yöneticileri ve sınıf
öğretmenlerinin personel geliştirmeye ilişkin olarak ortaya koydukları öğrencilerin ilgi ve
yeteneklerini geliştirme, öğrencilerin bilişsel, duyuşsal ve devinimsel yönden gelişimini
sağlama, eğitim teknolojisinden sınıf içinde yararlanma, öğretim araç ve gereçlerini etkili
kullanma, öğrenmeye ilişkin yöntemler geliştirme, etkili çalışma grupları oluşturma, okul bina
ve tesislerini verimli kullanma, açık akademik amaç ve hedefler geliştirme, sınıf yönetimi,
öğretim modellerini etkili kullanma gibi konularda “çok” ve “pek çok” düzeyde gelişmek
istedikleri bulgusuyla örtüşmekte; duygusal ve fiziksel tükenmişliği önleme, demokratik
düşünme ve yaşama, toplam kalite yönetimi, araştırma yayın ve kaynak kişilerden yararlanma,
alanla ilgili gelişmeler, eğitim ve öğretim problemlerine ilişkin araştırmalar yapma gibi
konularda “çok” ve “pek çok” düzeyde gelişmek istedikleri bulgusuyla benzerlik göstermektedir.
Aynı şekilde bu araştırmanın bulguları, Kaçan’ın (2000) sınıf öğretmenlerinin öncelikle eğitim
görmek istedikleri konular olan bireysel farklılıklara göre öğretim yapma, üstün ve geri zekâlı
çocukların eğitimi, öğrenciyi güdüleme, öğrenciyi tanıma, öğrenme güçlüğü gösteren
öğrencilerin eğitimi, çağdaş öğretim yöntem ve teknikleri bulgusu ile örtüşmekte; disiplin, insan
ilişkileri, iletişim, güzel ve etkili konuşma bulgusu ile benzerlik göstermektedir.
23
Araştırmanın ilköğretim öğretmenlerinin, eğitim-öğretimle ilgili tüm yeterlik alanlarında eğitim
gereksinimi içinde oldukları bulgusu, Tanyel’in (1999) sınıf öğretmenlerinin öğretmenlik meslek
bilgisi alanına ilişkin orta düzeyde hizmetiçi eğitim gereksinimi içinde oldukları; öğretmenlik
meslek bilgisi boyutunda en yüksek düzeyde hizmetiçi eğitim gereksinimi içinde oldukları
alanların ölçme ve değerlendirme, özel öğretim İlköğretim Öğretmenlerinin Eğitim-Öğretimle
İlgili yöntem ve teknikleri, eğitim teknolojisi, insan ilişkileri, genel öğretim yöntem ve teknikleri,
bireysel ve toplu etkinlikler ile eğitim programları alanları ile araştırmaya yönelik bulgusu ile
benzerlik göstermektedir.
Anılan araştırmanın ilköğretim öğretmenlerinin, eğitim-öğretimle ilgili tüm yeterlik alanlarında
eğitim gereksinimi içinde oldukları bulgusu, Hamdan’ın (2003) araştırmaya katılan ilköğretim
öğretmenlerinin yarıdan fazlasının alan bilgisi konularında açılabilecek hizmetiçi eğitim
etkinliklerine katılmak istedikleri, öğretmenlerin yarısına yakınının, öğretmenlik meslek bilgisi
üzerine açılabilecek kurslara katılabilecekleri ve öğretmenlerin en az oranda ise genel kültürle
ilgili etkinliklere katılmak istedikleri görüşünde oldukları ve Özdemir’in (2000) araştırmaya
katılan müfredat laboratuar okullarında görev yapan öğretmenlerin büyük bir bölümü eğitim
araç-gereçlerinin kullanımı ile ilgili bir hizmetiçi eğitim kursuna katılmak istedikleri bulgusuyla
dolaylı olarak örtüşmektedir. Ayrıca, bu araştırmanın bulguları, Uşun ve Cömert’in (2003)
araştırmasında okulöncesi öğretmenlerinin en yüksek oranda katılmayı istedikleri dolayısıyla
da gereksinim duydukları ilk üç hizmetiçi eğitim programı; çocuk ruh sağlığı, yaratıcı etkinlikler
ve okulöncesi eğitim kurumlarında kullanılan planlar olduğu bulguları ile benzerlik
göstermektedir.
Araştırma bulguları, Gökdere ve Çepni’nin (2004) araştırmasında üstün yetenekli öğrencilerin
fen öğretmenlerinin “dünyada üstün yeteneklilerin eğitim modelleri, proje tabanlı öğrenme
yaklaşımı, üstün yetenekli öğrencilerin eğitimi ile ilgili Internet siteleri ve süreli yayınlara ulaşım,
öğretim teorileri, araştırmacı öğretmen modeli, lâboratuar yaklaşımları, modern öğretim
kuramları, Bloom taksonomisi ve formal dönem özellikleri” konularını içeren bir hizmetiçi
eğitime gereksinim duydukları bulgularıyla örtüşmemektedir.
Özetle araştırma bulgularına göre, ilköğretim öğretmenleri, öğrenciyi tanıma, öğretimi
planlama, materyal geliştirme, öğretim yapma, öğretimi yönetme, başarıyı değerlendirme,
rehberlik yapma, temel becerileri geliştirme, özel gereksinimi olan öğrencilere hizmet etme,
yetişkinleri eğitme, ders dışı etkinliklerde bulunma, kendini geliştirme, okulu geliştirme, okul-
çevre ilişkilerini geliştirme eğitim-öğretimle ilgili yeterlik alanlarının tümünde eğitim gereksinimi
duymaktadırlar.
24
Ayrıca, ilköğretim öğretmenlerinin yeterlik alanlarına yönelik hizmetiçi eğitim gereksinimlerinin
cinsiyetlerine, branşlarına, yönetim görevine sahip olma ve daha önce hizmetiçi eğitim alma
durumlarına göre farklılık göstermediği; kıdem değişkenine göre kimi yeterlik alanlarında
farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır.
Alanyazın taraması ve proje ekibi ile yapılan çalıştaylar paralelinde gerçekleştirilen çalışmalara
dair metodoloji, bulgular ve değerlendirmeler aşağıdaki bölümlerde yer almakta olup, AB ile
ilgili yapılan literatür çalışması desteği ise UNITS tarafından gönderildiği biçimde ve İngilizce
olarak O5 Raporunda yer almaktadır.
25
C MEVCUT DURUM VE ALAN
ARAŞTIRMASI
Genel Bakış Proje Hakkında Özet Bilgi
Projenin amacı zihinsel engelli bireyler ile çalışan ancak özel eğitim konusunda formel eğitimi
olmayan öğretmenlere ve diğer profesyonellere yönelik bir müfredat tasarlanması ve
tasarlanan müfredatın portal aracılığıyla yaygınlaştırılması ve alanda çalışan profesyonellerin
özel eğitim konusunda mesleki becerilerinin gelişmesidir.
Proje ortakları ZİÇEV (Projenin koordinatör kurumu), Gazi Üniversitesi, Özel Eğitim Bölümü, İlkalkım Özel eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi, Gölbaşı Özel Eğitim Uygulama Merkezi, Università del Terzo Settore (UniTS-Italya), Christliches Jugenddorfwerk Frechen I’m Verbund NRW Süd (CJD BBW Frechen-Almanya) dır.
Genel yaklaşım olarak projenin her safhasında ADDIE modeli seçilmiş ve kullanılmıştır.
Proje T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığınca
(Türkiye Ulusal Ajansı, http://www.ua.gov.tr) yürütülen ve Avrupa Komisyonu’ndan sağlanan
hibeyle gerçekleştirilmiştir.
26
Yaklaşım ve Metodoloji Çağdaş yaklaşımına göre ülkemde uygulanan modeller ve uluslararası örnekler incelenerek
bir fark değerlendirilmesi yapılmak durumundadır. Çünkü temel eğitim sisteminde
“kaynaştırma” yöntemi kullanılmakta ve branş öğretmenlerinin özel eğitim konusundaki
eksiklikleri öğrencilerin sistemin dışına erken itilmesine neden olmaktadır. Bu durum özel
eğitim ve rehberliğe ihtiyaç duyan çocukların motor, ifade, bilişsel, duygusal ve öz-bakım
becerilerinde eksik destekle toplumdan uzaklaşma ve sosyal hayata tutunamama problemine
yol amaçtadır.
Gelişmiş sistemlerinde “özel eğitimciler” planlama (BEP-Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı),
izleme (Rehberlik) ve eşgüdüm (Coaching) süreçlerini uygularken alan dışı öğretmenler özel
eğitim yeterlikleri ve yetkinlikleri ile donatılarak sahada çalışmaktadır.
Proje kapsamında gerçekleştirilen araştırma alanda hizmet veren profesyonelin konu ile ilgili
algılarını belirleyici biçimde ve evreni yansıtacak bir örneklem büyüklüğünde gerçekleştirmiş
olup, karar vericilerin de strateji ve politika geliştirme çalışmalarına destek amacına yöneliktir.
Bu bağlamda proje çıktıları da toplanabilir veri alanları ile örtüşecek biçimde değerlendirilmiştir.
Proje çıktıları şunlardır:
• Q1 MDA – Mevcut Durum ve İhtiyaç Analizi
• Q2: Program
• Q3: İçerik ve Dijitalleştirme (Test soru setleri dahil)
• Q4: E- Öğrenme Portalı ve WEB Sitesi
• Q5: İTALYA Eğitim programı çıktıları
• Q6: ALMANYA Eğitim programı çıktıları
Yukarıda belirtilen fark analizinin anlamlı olabilmesi algı-bilgi-uygulama ekseninde veri ve
kaynakların sınıflanmasına gereksinim duymaktadır. Bu noktadan hareketle bileşenler
tanımlanmış ve programın bu bileşenlerin odağını oluşturacak biçimde tasarlanması gereği
değerlendirilmiştir. Aşağıda bileşenler ve çıktı ilişkisi şematik olarak gösterilmiştir.
27
Aynı metodoloji ile alandan elde edilen O1 bulguları program tasarımı sürecinde bir alt detayda
irdelenmiş, belirlenen üç yetkinlik alanındaki (davranış-dil-öğretim) algı ölçümü programa
yansıtılmış, bu yolla uygulanabilirlik, benimsenebilirlik ve etkinlik açısından da sisteme
alınmıştır.
Bileşenler
Q4
Q2
Q1
Q3 Q6
Q5
Yetkinlikler
Q1
Q1 Q1
Q4
Q2
Q3ALGI ARAŞTIRMASI
28
Daha önce de belirtildiği biçimde her aşamada ADDIE modeli dikkate alınmıştır. Bu çerçevede
proje akışı aşağıda gösterildiği biçimde sağlanmıştır.
Araştırma sürecinde ortakların katkıları ve bu katkıların hangi çıktı ile ilişkilendirileceği ise proje
başlangıcında tanımlanarak ortaklarla fikir birliği oluşturulmuştur.
NİCEL
NİTEL
DEĞERLENDİRME Politika ve stratejiler
LITERATÜR
STATS ANKET
FOKUS GRUP DENEYİMLER
MÜLAKATLAR
Analiz ve Yorumlama
PORTAL
PROGRAM
İÇERİK
Q1Q2Q3Q4
Q5Q6
LITERATÜR
VERİLER
İYİ UYGULAMALAR
EĞİT
İMLE
R
APS
29
Mevcut Durum ve İhtiyaç Analizi ile Politika Önerileri hazırlanırken uygulanan adımlar
aşağıdaki sıralı faaliyetlerden oluşturulmuştur.
• Birincil ve İkincil Kaynak Tarama
• Cari verilerin toplanması
• Alan Araştırması (nicel ve nitel)
• Analiz
• Politika Eksenleri
• Stratejik Yaklaşım ve öneriler
Projenin ilk aşamasından itibaren toplanan ham veriler ve ön değerlendirmeler ise program
geliştirme sorumlu ortağı Gazi Üniversitesi ile paralel ve bütünleşik olarak işlenmiştir. Bu
bağlamda;
• Pilot uygulamalar
• Geri bildirimler
• İş üstü uygulamaları
• Farkındalık yaratma
• Canlı testler
• Eğitici eğitimleri
• Organizasyonel ve yapısal kapasite geliştirme
Uygulama ve sonuçları da dinamik olarak kullanılmıştır.
Araştırma
Kurumsal Vizyon : ZİÇEV Hakkında ZİÇEV günümüzde ulusal düzeydeki faaliyetlerini uluslararası projeler ile küresel boyuta
taşıma sürecindedir. Bu perspektiften hareketle tüm öğretmen ve profesyonellerini evrensel
standart ve normlara taşıyabilmek için sürekli bir ölçme-değerlendirme sistemi oluşturma
noktasındadır.
30
Teknolojik gelişim ve öğretim yöntem ve teknikleri alanındaki yaşanan uluslararası
dönüşümleri birleştirebilme amacı ile bünyesindeki öğretmenlerin “yetkinlik” algılarını periyodik
olarak izleme, algılar paralelinde yeni teknik ve teknolojileri sistemine konumlandırarak
öğrencilerin gelişimine katkıda bulunurken, sektöründe de bir uzmanlaşma yatırımına
yönelmiştir.
Öğrencilerin gelişim basamakları ve kazanımları temel alınarak üç yetkinlik alanında algının
ölçümü ve değerlendirilmesi kurum için de bir strateji dayanağını oluşturmaktadır.
amaçlanmıştır. Projede yetkinlikler “davranış”, “dil” ve “öğretim” alanları olarak tanımlanmıştır.
Kurumsal stratejik amaç ise ”özel eğitim alanında öğrenim görmemiş” öğretmen ve
profesyonellerin özel eğitime muhtaç çocuklarla daha bilimsel ve yetkin çalışabilmelerini
sağlayacak yöntemlere ilgi ve yaklaşımının proje sonuçları paralelinde belirlenmesidir. Bu yolla
uygulanabilir, sürdürülebilir ve geliştirilebilir bir kurumsal gelişimin de alt yapısı
oluşturulabilecektir.
ZİÇEV ayrıca proje çerçevesinde kendi organizasyonu için özel bir araştırma sonucu
çıkartacak olup, gerek genelle farkını belirlemek, gerekse kuruma özel hizmet içi eğitim
programlarını tasarlamak planındadır. Bu bağlamda ZİÇEV bünyesindeki 300 çalışanı ile proje
çıktılarını ve mecralarını kullanacaktır.
Alan Araştırması
Yapılan alan araştırmasının etkinliğini geliştirmek için ön nitel veri toplanması uygun bulunmuş,
bu çerçevede öncelikle derinlemesine mülakat, odak grup çalışması ve araştırmacı
gözlemlerinin yapılarak nicel araştırmaya sonra geçilmiştir. Diğer bir ifade ile, nitelden-nicele
bir doğrulama olanağı yaratılmıştır. Bu yolla istatistik değerlendirmeler nitel bulgu ve önermeler
yeniden değerlendirilerek yorumlanmıştır.
31
Nicel Araştırma : Anket Çalışması
Bilindiği gibi, araştırma sonuçlarının geçerli, güvenilir ve kullanılabilir olması için verilerin
toplandığı kaynağın özelliği çok önemlidir. En sağlıklı sonuç, aranan bilginin elde edileceği
kaynakların tümünden elde edilen sonuçtur. Ancak bu her zaman olanaklı değildir. Özellikle
kaynak çok büyük ve yaygın olduğunda bunu yapmak son derece zordur. Bu bağlamda
kaynağın tümü yerine belirli bir örnek üzerinde çalışma yapılmaktadır. Diğer bir ifade ile
örnekleme bir bütünden ya da evrenden örnek alma işlemi temel yaklaşım olarak
seçilmektedir. Araştırma sonuçları, genelleme istenen bütünün (evren) sınırlandırılması ve
tanımlanması ile elde edilmektedir.
Evren iki grupta tanımlanabilir . Bunlar Hedef Evren ve Çalışma Evrenidir. Genel Evren/ Hedef
Evren Tanımlanması kolay ama ulaşılması güç olan evrendir. Çalışma Evreni ise ulaşılabilen
somut bir evrendir. Araştırmada evrenin tümünden ya da onu temsil edebilecek küçük bir
guruptan toplanacak veriler çalışma evrenini temsil eder. Ancak bu durumda sonuçların da
çalışma evreni ile genellemesi gerekir; yani “genele korelasyon kurulması” sağlanmalıdır.
Araştırmalarda temel sorunsal “Örneklem”dir. Bilindiği gibi araştırılmak istenen bir olgu ile ilgili
evrenden, belli kurallara göre seçilmiş, evreni temsil ettiği varsayılan küçük bir küme örneklem
olarak adlandırılır. Örneklem evreni oluşturan varlıkların alt parçalarından oluşur. Her
araştırmada temsil yeteneğine sahip bir örneklem seçmek temel ilkedir. Temsil yeteneğine
sahip bir örneklemin temel özellikleri şunlardır.
• Örneklemin büyüklüğü yeterli olmalıdır.
• Örneklem evrendeki dağılıma çeşit ve oran yönünden benzer olmalıdır.
• Örneklem olasılıklı örnekleme yöntemlerinden biriyle seçilmelidir.
• Örneklem seçiminde yansız olunmalıdır.
Araştırmada Kurumsal evrenin (Çalışma Evreni) homojen yapısı temel alınmış ve örneklemin
de en az % 20’lik dilime ulaştırılarak temsil güvenilirlik ve geçerliliğinin yükseltilmesi
hedeflenmiştir .
32
Araştırma mevcut duruma dair nicel ve nitel verilerinin toplanması, değerlendirilmesi ve
yorumlanması biçiminde gerçekleştirilmektedir. Alan çalışmasında anket ve derinlemesine
mülakat yöntemleri kullanılacaktır. Planlanan araştırmanın modeli betimsel niteliktedir.
Betimsel modelde amaç, eldeki problemi, bu problemle ilgili durumları, değişkenleri ve
değişkenler arasındaki ilişkileri tanımlayarak bir konudaki mevcut durumu araştırmaktır.
Bilimsel güvenilirlik ve geçerlilik ölçeği olarak evrenin en az % 20si için tasarım yapılmış; bu
bağlamda örneklemin evreni yansıtması amaçlanmıştır.
Literatür incelemesinde “engelli çocukların eğitimi” ve “öğretmenlerin gelişimine yönelik hizmet
içi eğitim yaklaşımı” da baz alınmış, ilgili literatürün bazı bölümleri aynen alınıştır.
Yukarıdaki bölümde belirtilen dayanaklar ışığında uygulanan anket tek bir oturumda ve
uygulayıcının gerekli verilere kayıtlarından ve pratiklerinden ulaşmasına yönelik biçimde
gerçekleştirilmiştir. Anket formunun tasarımında sorular doğrudan ve net cevap alınabilmesini
temin edecek biçimde sorulmuştur.
Araştırmada öğretmenlerin üç temel yeterlilik alanındaki (davranış, dil ve öğretim) algıları
verilerin değerlendirilmesi için Likert ölçeği kullanılmıştır. Davranış alanı için 20, Dil alanı için
16 ve Öğretim alanı için 22 soru sorulmuştur.
Uygulanan Anket formu EKLER bölümünde yer almaktadır.
Bulgular Araştırmaya Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullar ile özel sektör okullarının öğretmenleri
katılmıştır. Araştırma kapsamında 750 öğretmene anket gönderilmiş, 634 anket geri dönmüş;
anketlerin dönüş oranı %84,5 olarak gerçekleşmiştir. Anketin yansıtma güvenilirliği 384 anket
iken, elde edilen dönüş örneklem büyüklüğü güvenilirlik ve geçerliliğini güçlendirmiştir.
Anket Demografik bilgiler ile yukarıda belirtilen üç yetkinlik alanındaki algı sorularından
oluşmaktadır. Bu çerçevede elde edilen bulgular aşağıda paylaşılmıştır.
33
DEMOGRAFİ
Demografi ve Künye Bilgileri Uygulanan Anket Sayısı 634
ORT Cevap adedi YÜZDELER cevap
yüzdesi Yaşınız 37,39 614 96,85%
Medeni durumunuz Evli 391 Bekar 237 628 Evli 62,26% Bekar 37,74% 99,05%
Çocuğunuz var mı Evet 326 Hayır 296 622 Evet 52,41% Hayır 47,59% 98,11%
Kaç yıldır çalışıyorsunuz 11,36 yıl 615 97,00% Kaç yıldır "özel" çocuklarla çalışıyorsunuz 6,32 yıl 615 97,00%
Kaç yıldır ""özel eğitim kurumun"nda çalışıyorsunuz 5,87 yıl 604 95,27%
Bulunduğunuz kurumda "yöneticilik" yaptınız mı (müdür, müdür yardımcısı, zümre başkanı)
Evet 69 625 Evet 11,04% Bekar 88,96% 98,58%
Halen yöneticilik göreviniz sürüyor mu Evet 34 562 Evet 6,05% Hayır 93,95% 88,64%
Çalışma hayatınızda toplam kaç yıl yöneticilik yaptınız 5,65 yıl 147 23,19%
Çalışma hayatınızda özel eğitim, kurs ve/veya sertifika programlarına katılımınız oldu mu
Evet 21 625 Evet 78,24% Bekar 21,76% 98,58%
Ailenizde özel eğitime muhtaç bireyler var mı Evet 81 615 Evet 13,17% Hayır 86,83% 97,00%
Ailenizde özel eğitime muhtaç birey varsa yakınlık düzeyi (çocuk, kardeş, yeğen vb. belirtiniz)
89 14,04%
Medeni durum Medeni durumu irdelendiğinde alanda çalışan evli öğretmen oranlarında 40-50 yaş döneminde
azalma dikkat çekicidir. Engelliler ile çalışan öğretmenlerde bu dönemde alandan çıkışın da
fazlalığı dikkate alındığında bu durum dikkat edilmesi gerekli bir veri oluşturmaktadır.
34
Çalışma Yılı
Yaş ve alanda çalışma yılı değerlendirildiğinde yeni kuşağın alanla daha ilgili olduğu, 40-50
yaş döneminde alandan çıkışların dikkat çektiği, ileri yaşlarda ise (sertifikasyon programlarının
olası etkisi) tekrar alana girişler olduğu izlenmektedir..
Özel Çocuklarla Çalışma Yılı
Yaş ve özel çocuklarla çalışma yılı değerlendirildiğinde özellikle 40 yaş sonrası yeterlilik ve
alan deneyiminden uzak öğretmenlerde artış dikkat çekicidir.
35
Özel Kurumda Çalışma Yılı
Yukarıdaki veri ile ilişkili biçimde ileri yaş grubunda kurumsal bir yapı dışında da faaliyet
gösterme eğilimi de bulunmaktadır.
Yöneticilik
Alanda 35-45 yaş ile 55+ yaş gruplarında yöneticilik fonksiyonu artmaktadır. Bu durum alanda
operasyonel grupta düşüş ve kuşaklar arası ast-üst iliklilerinin bilgi-statü aleyhine etki
yaratabileceği kaygısını doğurmaktadır.
36
Yöneticilik Süresi
Alanda yöneticilik süresi artan bir yapılanma dikkat çekici olup, önceki bulgularla uyumlu
biçimde 40-50 yaş dönemindeki azlık gözlenmektedir.
Devam Eden Yöneticilik
Alanda devam eden yöneticilik ise 30-40 yaş arasında yoğunlaşmaktadır..
37
Engelli Yakını
Alana girişte “engelli yalınına sahip olma “belirgin biçimde etkilidir.
Yine Türkiye geneli engelli ortalamaları yaklaşık popülasyonunu %9 u iken, alanda bu oranın
%13ün üzerine çıkması manidardır.
Engelli Yakını Dağılımı
Engelli yakını gruplamasında 1 derece düzey ciddi biçimde yüksektir. “Torun” düzeyinde
engelli yakını bulunması ise ayrıca değerlendirilmelidir.
38
MESLEKİ VERİLER
Çalışma – Yaş Grupları
Alanda 50 yaş üzeri grubun %20lik ağırlığı dikkat çekicidir. Bu grubun yeni teknoloji ve
yöntemler ile güncel yetkinliklere uzak olma olasılığı ve geleneksel öğretim teknikleri ile
deneyimlere sahip olması risk oluşturabilecektir.
Alan girişlerde lise ve meslek lisesi yaş grupları %12 ile azımsanamayacak oranda olup, bu
popülasyonun çalışırken eğitim tamamlamaya yöneldiği algılanmaktadır.
Gelişmiş ülkelere göre değerlendirildiğinde ise esas uzmanlık ve deneyim sahibi kuşak olarak
beliren 40-50 yaş grubunun alandaki azlığı önemli bir çıktıdır.
39
Alanda Deneyim
Alanda istikrarlı deneyim-çalışma yılı ilişkisi azami 10 yıl ile sınırlı izlenmektedir.
Özel Eğitim Kurumu Deneyimi
Alanda çalışan öğretmenler öncelikli olarak özel kurumları tercih etmekte, zaman içinde olası
gelir, koşullar, tükenmişlik gibi etkilerle alandan uzaklaşmaktadır.
40
Özel Eğitim Alanında Özel Kurumda Deneyim
Alanda özel kurum deneyimi sürdürülen bir çizgi izlememekte, kurumlardan çıkış 10. Yıldan
itibaren artmaktadır..
EĞİTİM DURUMU VERİLERİ
Eğitim Durumu – Genel
Alanda çalışanların % 83’ü üniversite mezunudur. Önlisans ve Meslek Yüksek Okulları da
katıldığında bu oran %89’a çıkmaktadır. Ancak diğer bulgular özellikle Açık öğretim ile
tamamlanan ve genelde de bu yolla elde edilen öğretim düzeyi olarak da öne çıkmaktadır
41
Lisans Mezunu Alan Dağılımı
Lisans mezunlarının %83lük dilimi eğitim temellidir.
Lisans Mezunu Meslek Dağılımı
Lisans mezunlarının %43ü temel eğitim, %37si okul öncesi ve % 3ü eğitim bilimleri alanlarında
eğitim almıştır.
42
Eğitim Alanı Dışı Lisans Mezunu Dağılımı
Alanda eğitim alanı dışındaki mezunlarının %39unu fizyoteapistler, % 35ini ise sağlık bilimleri
mezunları oluşturmaktadır.
Fen-Edebiyat Mezunu Dağılımı
Fen edebiyat fakültesi mezunlarında ağırlık %59la Psikoloji mezunlarındadır.
43
Sağlık Bilimleri Mezunu Dağılımı
Sağlık bilimleri mezunlarının tamamına yakını Fizik tedavi ve rehabilitasyon mezunları
oluşturmaktadır (%94). Odyologların azlığı dikkat çekicidir.
Diğer Fakülte Mezunu Dağılımı
Diğer fakülte mezunlarında ağırlık işletme ve ekonomi mezunlarında olup bu grup yaklaşık
%60a ulaşmaktadır. Anılan grubun daha çok yönetsel görevlerde istihdam edildiği
değerlendirilmektedir.
44
Ön lisans/MYO ve Meslek Lisesi/Lise/Diğer Mezunlar Dağılımı
Lisans altı düzeyde ağırlık %60 la lise mezunlarında yoğunlaşmaktadır.
Ön lisans/MYO Mezunları Alan Dağılımı
Önlisans düzeyinde branş ağırlığı % 85 ile sınıf öğretmenliği alanındadır.
45
Meslek Lisesi/Lise/Diğer Mezunlar Alan Dağılımı
Lise düzeyinde de yoğunlaşma %74 ile sınıf öğretmenliğinde olup bunu %16 ile çocuk gelişimi
izlemektedir.
YETERLİLİK ALGI VERİLERİ
Yapılan nicel araştırmanın algı bölümü öğretmenlerin kendilerini değerlendirdiği 3 ana grupta
sorulan sorulara dayanmaktadır. Bu yeterlilik grupları davranış, dil ve öğretimdir. Araştırmada
öğretmenlerin üç temel yeterlilik alanındaki (davranış, dil ve öğretim) algıları verilerin
değerlendirilmesi için Likert ölçeği kullanılmıştır. Davranış alanı için 20, Dil alanı için 16 ve
Öğretim alanı için 22 soru sorulmuştur.
Bulgular öncelikli olarak ağırlıklı ortalamaları ve tüm örneklem baz alınarak grafikleştirilmiş,
daha sonra yetkinlikler bazında frekans grafikleri olarak gösterilmiştir.
Tüm örneklemin ağırlıklı yetkinlik algıları davranış alanında 3,71, dil alanında 4,00 ve öğretim
alanında ise 4,04 olarak bulunmuştur. (5li Likert ölçeği uygulanmıştır)
46
Genel Yetkinlikler : Soru Bazında Ağırlıklı Ortalamalar
Davranış – Genel Frekans
47
Dil – Genel Frekans
Öğretim – Genel Frekans
Eğitim Düzeyine Göre
İkincil değerlendirmede lisans mezunları ile lisans altı mezunlar arasındaki farklılıkların
değerlendirilmesi amaçlanmış olup, yetkinlik bazlı algı farklılıkları bulunmuştur. Bulgular
• Davranış alanında Lisans 3,70, Lisans altı 3,74
• Dil alanında Lisans 3,98, Lisans altı 4,13
• Öğretim alanında Lisans 4,03, Lisans altı 4,11
48
DAVRANIŞ
DİL
49
ÖĞRETİM
Bu noktada dikkat çekici olan lisans altı düzeydeki öğretmenlerin yetkinlik algısının her
alandaki yüksekliğidir. Özellikle dil yetkinliğinde bu grup kendilerine çok güvenmekte,
geleneksel yaklaşımların ve alan deneyimlerinin görece üstünlüğünü sergilemektedir.
Lisans düzeyi mezun öğretmenler ise daha ziyade teorik doğrularla pratik problemler arasında
kalır durumdadırlar. Anket cevaplarında bu bağlamda lisans mezunlarının daha teorik
yaklaşımlarda bulunmuş olabilecekleri de göz ardı edilmemelidir.
Tüm örneklemin ise en çok eksiklik algıladığı alan davranış alanıdır.
Soru Bazlı Sonuçlar
Araştırmanın soru bazlı sonuç tabloları aşağıda icmal ve frekans tabloları biçiminde
sunulmaktadır.
50
DAVRANIŞ
Hiç
bir
zam
an
Nadi
r ola
rak
Baze
n
Sıkl
ıkla
Her z
aman
TOPLAM
Hiç
bir
zam
an
Nadi
r ola
rak
Baze
n
Sıkl
ıkla
Her z
aman
cevap yüzdesi
1 Öğrencilerin davranışsal problemlerine çözümler getirebilir misiniz? 1 11 141 377 100 630 0,16% 1,75% 22,38% 59,84% 15,87% 99,37%
2 Öğrencilerin davranışsal problemlerine öğrencilerin bireysel özelliklerini dikkate alarak çözümler getirebilir misiniz?
2 18 88 379 141 628 0,32% 2,87% 14,01% 60,35% 22,45% 99,05%
3 Öğrenciler problem davranış çıkardığında kolundan sert biçimde kavramak ya da ani hareketlerle kontrol kurmak benzeri davranışlar sergiler misiniz?
243 224 125 22 14 628 38,69% 35,67% 19,90% 3,50% 2,23% 99,05%
4 Öğrencilerin problem davranışlarının altında yatan nedenler hakkında çıkarsamalar yapabilir misiniz?
7 26 148 340 108 629 1,11% 4,13% 23,53% 54,05% 17,17% 99,21%
5 Öğrencilerin problem davranışlarını azaltmak için etrafında/çevresinde değişiklikler gerçekleştirebilir misiniz?
6 34 180 313 97 630 0,95% 5,40% 28,57% 49,68% 15,40% 99,37%
6 Öğrencilerin sorunları karşısında panik olur musunuz? 213 244 115 34 21 627 33,97% 38,92% 18,34% 5,42% 3,35% 98,90%
7 Öğrencilerin sorunları karşısında çözüm önerilerinizin sonuçlar oluşturduğunu düşünüyor musunuz? 13 24 147 359 84 627 2,07% 3,83% 23,44% 57,26% 13,40% 98,90%
8 Öğrencileri kontrol etmek için sınıf kurallarını kullanır mısınız? 11 29 116 307 167 630 1,75% 4,60% 18,41% 48,73% 26,51% 99,37%
9 Öğrencilerin yaptıklarını tespit etmek için sürekli gözlemlerde bulunur musunuz? 2 9 62 314 242 629 0,32% 1,43% 9,86% 49,92% 38,47% 99,21%
10 Öğrencilerin yaptıklarına dönük kendi tepkilerinizi izler misiniz? 5 21 150 295 158 629 0,32% 1,43% 9,86% 49,92% 38,47% 99,21%
11 Öğrencilerin temel sorunlarının yetersizlikleri/engelleri olduğunu düşünür müsünüz? 33 62 214 212 101 622 0,80% 3,38% 24,12% 47,43% 25,40% 98,11%
12 Öğrencilerin ilerlemelerini yeni düzenlemeleriniz için kullanır mısınız? 1 18 113 330 166 628 5,25% 9,87% 34,08% 33,76% 16,08% 99,05%
13 Öğrencilerin ilerlemelerini bilgi üretici biçimde kaydeder misiniz? 6 37 161 284 139 627 0,16% 2,87% 18,02% 52,63% 26,48% 98,90%
14 Öğrencinizin davranışlarını devam ettiren unsurları tespit etmek için ek bir veri toplama süreci gerçekleştirir misiniz?
11 68 213 244 92 628 0,96% 5,89% 25,64% 45,22% 22,13% 99,05%
15 Davranışları değiştirmek için yöntemleri öğrenci özelliklerine göre seçebilir misiniz? 2 11 58 337 222 630 1,75% 10,79% 33,81% 38,73% 14,60% 99,37%
16 Kullanmayı tercih ettiğiniz teknikleri öğretimler esnasında da kullanır mısınız? 3 10 66 354 197 630 0,32% 1,75% 9,21% 53,49% 35,24% 99,37%
17 Davranışları yönetmek için alternatif yöntemler kullanır mısınız? 2 11 139 319 157 628 0,48% 1,59% 10,51% 56,37% 31,37% 99,05%
18 Öğrencilerin kendilerini kontrol etmelerine yardımcı olabilen kendini yönetme tekniklerini devreye sokar mısınız?
5 31 183 299 111 629 0,32% 1,75% 22,10% 50,72% 24,96% 99,21%
19 Davranışlardaki değişimleri kaydeder misiniz? 8 45 143 279 155 630 0,79% 4,92% 29,05% 47,46% 17,62% 99,37%
20 Davranışları değiştirirken elde ettiğiniz verileri sürecin devamına yansıtır mısınız? 3 10 93 367 157 630 1,27% 7,14% 22,70% 44,29% 24,60% 99,37%
CEVAP TOPLAMLARI
Lütfen her soru için seçeneklerden birini seçerek "X" ile işaretleyiniz; cevapsız soru bırakmayınız
51
DAVRANIŞ
1
Öğrencilerin davranışsal problemlerine çözümler getirebilir misiniz?
1 11 141 377 100
2
Öğrencilerin davranışsal problemlerine öğrencilerin bireysel özelliklerini dikkate alarak çözümler getirebilir misiniz?
2 18 88 379 141
3
Öğrenciler problem davranış çıkardığında kolundan sert biçimde kavramak ya da ani hareketlerle kontrol kurmak benzeri davranışlar sergiler misiniz?
243 224 125 22 14
4
Öğrencilerin problem davranışlarının altında yatan nedenler hakkında çıkarsamalar yapabilir misiniz?
7 26 148 340 108
5
Öğrencilerin problem davranışlarını azaltmak için etrafında/çevresinde değişiklikler gerçekleştirebilir misiniz?
6 34 180 313 97
6Öğrencilerin sorunları karşısında panik olur musunuz?
213 244 115 34 21
7
Öğrencilerin sorunları karşısında çözüm önerilerinizin sonuçlar oluşturduğunu düşünüyor musunuz?
13 24 147 359 84
8
Öğrencileri kontrol etmek için sınıf kurallarını kullanır mısınız?
11 29 116 307 167
0
100
200
300
400
1 2 3 4 5
D1
0
100
200
300
400
1 2 3 4 5
D2
0100200300400
1 2 3 4 5
D3
0100200300400
1 2 3 4 5
D4
0100200300400
1 2 3 4 5
D5
0100200300400
1 2 3 4 5
D6
0100200300400
1 2 3 4 5
D7
0100200300400
1 2 3 4 5
D8
52
9
Öğrencilerin yaptıklarını tespit etmek için sürekli gözlemlerde bulunur musunuz?
2 9 62 314 242
10
Öğrencilerin yaptıklarına dönük kendi tepkilerinizi izler misiniz?
5 21 150 295 158
11
Öğrencilerin temel sorunlarının yetersizlikleri/engelleri olduğunu düşünür müsünüz?
33 62 214 212 101
12
Öğrencilerin ilerlemelerini yeni düzenlemeleriniz için kullanır mısınız?
1 18 113 330 166
13
Öğrencilerin ilerlemelerini bilgi üretici biçimde kaydeder misiniz?
6 37 161 284 139
14
Öğrencinizin davranışlarını devam ettiren unsurları tespit etmek için ek bir veri toplama süreci gerçekleştirir misiniz?
11 68 213 244 92
15
Davranışları değiştirmek için yöntemleri öğrenci özelliklerine göre seçebilir misiniz?
2 11 58 337 222
16
Kullanmayı tercih ettiğiniz teknikleri öğretimler esnasında da kullanır mısınız?
3 10 66 354 197
0100200300400
1 2 3 4 5
D9
0100200300400
1 2 3 4 5
D10
0100200300400
1 2 3 4 5
D11
0100200300400
1 2 3 4 5
D12
0100200300400
1 2 3 4 5
D13
0100200300400
1 2 3 4 5
D14
0100200300400
1 2 3 4 5
D15
0100200300400
1 2 3 4 5
D16
53
17
Davranışları yönetmek için alternatif yöntemler kullanır mısınız?
2 11 139 319 157
18
Öğrencilerin kendilerini kontrol etmelerine yardımcı olabilen kendini yönetme tekniklerini devreye sokar mısınız?
5 31 183 299 111
19Davranışlardaki değişimleri kaydeder misiniz?
8 45 143 279 155
20
Davranışları değiştirirken elde ettiğiniz verileri sürecin devamına yansıtır mısınız?
3 10 93 367 157
0100200300400
1 2 3 4 5
D17
0100200300400
1 2 3 4 5
D18
0100200300400
1 2 3 4 5
D19
0100200300400
1 2 3 4 5
D20
54
DİL
Hiçb
ir za
man
Nadi
r ola
rak
Baze
n
Sıkl
ıkla
Her Z
aman
TOPLAM
Hiçb
ir za
man
Nadi
r ola
rak
Baze
n
Sıkl
ıkla
Her Z
aman
cevap yüzdesi
1 Bireylerde dil ediniminin ilkelerini öğretimlerinize yansıtır mısınız? 17 30 138 317 124 626 2,72% 4,79% 22,04% 50,64% 19,81% 98,74%
2 Bireylerde dil edinim seviyelerini tespit edebilir misiniz? 17 63 179 280 87 626 2,72% 10,06% 28,59% 44,73% 13,90% 98,74%
3 Öğretimlerinizde bireylerin iletişim becerilerini etkileyen unsurları dikkate alır mısınız? 5 15 60 341 203 624 0,80% 2,40% 9,62% 54,65% 32,53% 98,42%
4 Dilin özelliklerine dikkat ederek öğretimlerinizi düzenler misiniz? 13 20 70 358 164 625 2,08% 3,20% 11,20% 57,28% 26,24% 98,58%
5 Bireylerin farklı dil özelliklerine göre öğretimlerinizi düzenler misiniz? 15 14 127 291 174 621 2,42% 2,25% 20,45% 46,86% 28,02% 97,95%
6 Farklı yaş seviyelerine göre dil öğretiminizi düzenler misiniz? 15 27 84 287 213 626 2,40% 4,31% 13,42% 45,85% 34,03% 98,74%
7 Öğrenci özelliklerine göre dil öğretimini düzenler misiniz? 13 28 81 290 214 626 2,08% 4,47% 12,94% 46,33% 34,19% 98,74%
8 Öğrencilerin sahip olduğu dil seviyesini dikkate alarak öğretimi düzenler misiniz? 14 18 64 309 221 626 2,24% 2,88% 10,22% 49,36% 35,30% 98,74%
9 Öğrencilerin dil becerilerinin değerlendirmesini öğretimi düzenlemeye dönük şekilde yapar mısınız? 16 23 109 314 163 625 2,56% 3,68% 17,44% 50,24% 26,08% 98,58%
10 Öğrencilerin dil gelişimini kaydeder misiniz? 23 34 140 274 154 625 3,68% 5,44% 22,40% 43,84% 24,64% 98,58%
11 Öğrencilerin gelişimlerine göre derslerinizi tekrar düzenler misiniz? 11 23 65 318 209 626 1,76% 3,67% 10,38% 50,80% 33,39% 98,74%
12 Dil öğretimi esnasında amaçlara uygun materyal seçer misiniz? 14 12 69 292 237 624 2,24% 1,92% 11,06% 46,79% 37,98% 98,42%
13 Öğrencilerin dil-iletişim becerileri ile sosyal becerileri birleştirir misiniz? 9 18 85 325 187 624 1,44% 2,88% 13,62% 52,08% 29,97% 98,42%
14 Öğretimlerinizde sözel olmayan ve sözel iletişim becerilerini eşzamanlı olarak geliştirmeye çalışır mısınız?
12 24 110 337 143 626 1,92% 3,83% 17,57% 53,83% 22,84% 98,74%
15 Dil öğretimini diğer alanlardaki öğretimlerinizin içine yerleştirir misiniz? 15 23 92 314 182 626 2,40% 3,67% 14,70% 50,16% 29,07% 98,74%
16 Öğretilecek becerileri öncelik sırasına sokar mısınız? 7 12 58 267 282 626 1,12% 1,92% 9,27% 42,65% 45,05% 98,74%
CEVAP TOPLAMLARI
Lütfen her soru için seçeneklerden birini seçerek "X" ile işaretleyiniz; cevapsız soru bırakmayınız
55
DİL
1
Bireylerde dil ediniminin ilkelerini öğretimlerinize yansıtır mısınız?
9 18 85 325 187
2Bireylerde dil edinim seviyelerini tespit edebilir misiniz?
12 24 110 337 143
3
Öğretimlerinizde bireylerin iletişim becerilerini etkileyen unsurları dikkate alır mısınız?
15 23 92 314 182
4
Dilin özelliklerine dikkat ederek öğretimlerinizi düzenler misiniz?
7 12 58 267 282
5
Bireylerin farklı dil özelliklerine göre öğretimlerinizi düzenler misiniz?
1 5 33 278 310
6Farklı yaş seviyelerine göre dil öğretiminizi düzenler misiniz?
0 8 58 317 242
7Öğrenci özelliklerine göre dil öğretimini düzenler misiniz?
56 170 284 88 29
0
100
200
300
400
1 2 3 4 5
Dil 1
0
100
200
300
400
1 2 3 4 5
Dil 2
0
100
200
300
400
1 2 3 4 5
Dil 3
0
100
200
300
400
1 2 3 4 5
Dil 4
0
100
200
300
400
1 2 3 4 5
Dil 5
0
100
200
300
400
1 2 3 4 5
Dil 6
0
100
200
300
1 2 3 4 5
Dil 7
56
9
Öğrencilerin dil becerilerinin değerlendirmesini öğretimi düzenlemeye dönük şekilde yapar mısınız?
3 13 84 363 163
10Öğrencilerin dil gelişimini kaydeder misiniz?
0 11 60 378 176
11
Öğrencilerin gelişimlerine göre derslerinizi tekrar düzenler misiniz?
1 12 93 338 182
12Dil öğretimi esnasında amaçlara uygun materyal seçer misiniz?
3 22 137 356 108
13
Öğrencilerin dil-iletişim becerileri ile sosyal becerileri birleştirir misiniz?
3 14 102 343 163
14
Öğretimlerinizde sözel olmayan ve sözel iletişim becerilerini eşzamanlı olarak geliştirmeye çalışır mısınız?
2 10 104 350 159
15
Dil öğretimini diğer alanlardaki öğretimlerinizin içine yerleştirir misiniz?
1 18 107 333 165
16Öğretilecek becerileri öncelik sırasına sokar mısınız?
1 17 64 331 213
0100200300400
1 2 3 4 5
Dil 9
0100200300400
1 2 3 4 5
Dil 10
0100200300400
1 2 3 4 5
Dil 11
0100200300400
1 2 3 4 5
Dil 12
0100200300400
1 2 3 4 5
Dil 13
0100200300400
1 2 3 4 5
Dil 14
0100200300400
1 2 3 4 5
Dil 15
0100200300400
1 2 3 4 5
Dil 16
57
ÖĞRETİM
Hiç
bir
zam
an
Nadi
r ol
arak
Baze
n
Sıkl
ıkla
Her z
aman
TOPLAM
Hiç
bir
zam
an
Nadi
r ol
arak
Baze
n
Sıkl
ıkla
Her z
aman
cevap yüzdesi
1 Öğrenci özelliklerine göre öğrencinin bildiklerini/yapabildiklerini tespit edebilir misiniz? 1 5 33 278 310 627 0,16% 0,80% 5,26% 44,34% 49,44% 98,90%
2 Öğrencinin bildiklerini tespit ederken konu özelliklerine göre düzenlemeler yapabilir misiniz? 0 8 58 317 242 625 0,00% 1,28% 9,28% 50,72% 38,72% 98,58%
3 Değerlendirmeyi yaptığınızda/sonlandırdığınızda işin kalitesine dönük şüpheleriniz olur mu? 56 170 284 88 29 627 8,93% 27,11% 45,30% 14,04% 4,63% 98,90%
4 Değerlendirme sonuçlarına göre öğrenci için amaç yazabilir misiniz? 4 28 94 296 199 621 0,64% 4,51% 15,14% 47,67% 32,05% 97,95%
5 Amaçları gerçekleştirmek için en etkili olabilecek yönteme karar verebilir misiniz? 3 13 84 363 163 626 0,48% 2,08% 13,42% 57,99% 26,04% 98,74%
6 Öğrenci özelliklerine en uygun öğretim yöntemlerini seçebilir misiniz? 0 11 60 378 176 625 0,00% 1,76% 9,60% 60,48% 28,16% 98,58%
7 Öğretim materyallerini öğrenci özellikleri, amaç koşulları ve gerçekleştirme ölçütlerine göre hazırlayabilir misiniz?
1 12 93 338 182 626 0,16% 1,92% 14,86% 53,99% 29,07% 98,74%
8 Öğretim esnasında seçtiğiniz öğretim yöntemini yüksek uygulama güvenirliği ile uygulayabilir misiniz?
3 22 137 356 108 626 0,48% 3,51% 21,88% 56,87% 17,25% 98,74%
9 Öğrenci yeterlilikleri/yetersizliklerini öğretim planlamalarına etkin biçimde yansıtabilir misiniz? 3 14 102 343 163 625 0,48% 2,24% 16,32% 54,88% 26,08% 98,58%
10 Öğrenci değerlendirmelerinden elde edilen bilgiyi öğretim esnasında değişiklikler yapabilmek için kullanabilir misiniz?
2 10 104 350 159 625 0,32% 1,60% 16,64% 56,00% 25,44% 98,58%
11 Bir ders kapsamında yapılan öğretim sürecinde, amaçları diğer derslerde belirlenen amaçlar ile ilişkilendirir misiniz?
1 18 107 333 165 624 0,16% 2,88% 17,15% 53,37% 26,44% 98,42%
12 Öğretim esnasında oluşabilecek durumları anlamak için süreci takip eder misiniz? 1 17 64 331 213 626 0,16% 2,72% 10,22% 52,88% 34,03% 98,74%
13 Öğretimin etkililiğini ve verimliliğini anlamak için süreci inceler misiniz? 1 12 71 335 202 621 0,16% 1,93% 11,43% 53,95% 32,53% 97,95%
14 Öğrenilenleri farklı ortamlara/kişilere ve materyallere genellenmesi için gerçek yaşama aktarmak için ek düzenlemeler yapabilir misiniz?
3 14 138 318 150 623 0,48% 2,25% 22,15% 51,04% 24,08% 98,26%
15 Öğretim yaparken geçmiş öğrenmeleri de etkin biçimde kullanabilir misiniz? 0 16 82 316 212 626 0,00% 2,56% 13,10% 50,48% 33,87% 98,74%
16 Öğretimler esnasında davranış değiştirme tekniklerini de etkin biçimde kullanabilir misiniz? 1 15 112 339 158 625 0,16% 2,40% 17,92% 54,24% 25,28% 98,58%
17 Öğretimler esnasında dil ve iletişim becerilerini de destekleyici stratejileri içeren etkinlikleri de planlayabilir misiniz?
1 24 126 321 153 625 0,16% 3,84% 20,16% 51,36% 24,48% 98,58%
18 Öğretim sonrasında öğrencinin amaçlara ulaşma düzeyini ne kadar koruduğunu belirli aralıklarla izler misiniz?
0 15 107 340 162 624 0,00% 2,40% 17,15% 54,49% 25,96% 98,42%
19 Bir dersinizi sonuçlarına göre izleyen dersinizi planlayabilir misiniz? 1 14 86 314 211 626 0,16% 2,24% 13,74% 50,16% 33,71% 98,74%
20 Öğretim amaçlarını öğrencinin yaş grubu gibi özelliklerine göre uyarlayabilir misiniz? 3 16 60 293 253 625 0,48% 2,56% 9,60% 46,88% 40,48% 98,58%
21 Öğretilenler konusunda öğrencilerin beceri konusundaki ustalıklarını arttırmak için düzenlemeler yapabilir misiniz?
1 19 94 315 196 625 0,16% 3,04% 15,04% 50,40% 31,36% 98,58%
22 Öğretimler esnasında öğrencilerin öğrenme ve duygusal-davranışsal özelliklerini öğretime yansıtabilir misiniz?
4 12 84 348 176 624 0,64% 1,92% 13,46% 55,77% 28,21% 98,42%
Lütfen her soru için seçeneklerden birini seçerek "X" ile işaretleyiniz; cevapsız soru bırakmayınız
CEVAP TOPLAMLARI
58
ÖĞRETİM
1
Öğrenci özelliklerine göre öğrencinin bildiklerini/yapabildiklerini tespit edebilir misiniz?
1 5 33 278 310
2
Öğrencinin bildiklerini tespit ederken konu özelliklerine göre düzenlemeler yapabilir misiniz?
0 8 58 317 242
3
Değerlendirmeyi yaptığınızda/sonlandırdığınızda işin kalitesine dönük şüpheleriniz olur mu?
56 170 284 88 29
4
Değerlendirme sonuçlarına göre öğrenci için amaç yazabilir misiniz?
4 28 94 296 199
5
Amaçları gerçekleştirmek için en etkili olabilecek yönteme karar verebilir misiniz?
3 13 84 363 163
6
Öğrenci özelliklerine en uygun öğretim yöntemlerini seçebilir misiniz?
0 11 60 378 176
7
Öğretim materyallerini öğrenci özellikleri, amaç koşulları ve gerçekleştirme ölçütlerine göre hazırlayabilir misiniz?
1 12 93 338 182
8
Öğretim esnasında seçtiğiniz öğretim yöntemini yüksek uygulama güvenirliği ile uygulayabilir misiniz?
3 22 137 356 108
0
100
200
300
400
1 2 3 4 5
Ö 1
0
100
200
300
400
1 2 3 4 5
Ö 2
0
100
200
300
1 2 3 4 5
Ö 3
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 4
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 5
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 6
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 7
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 8
59
9
Öğrenci yeterlilikleri/yetersizliklerini öğretim planlamalarına etkin biçimde yansıtabilir misiniz?
3 14 102 343 163
10
Öğrenci değerlendirmelerinden elde edilen bilgiyi öğretim esnasında değişiklikler yapabilmek için kullanabilir misiniz?
2 10 104 350 159
11
Bir ders kapsamında yapılan öğretim sürecinde, amaçları diğer derslerde belirlenen amaçlar ile ilişkilendirir misiniz?
1 18 107 333 165
12
Öğretim esnasında oluşabilecek durumları anlamak için süreci takip eder misiniz?
1 17 64 331 213
13
Öğretimin etkililiğini ve verimliliğini anlamak için süreci inceler misiniz?
1 12 71 335 202
14
Öğrenilenleri farklı ortamlara/kişilere ve materyallere genellenmesi için gerçek yaşama aktarmak için ek düzenlemeler yapabilir misiniz?
3 14 138 318 150
15
Öğretim yaparken geçmiş öğrenmeleri de etkin biçimde kullanabilir misiniz?
0 16 82 316 212
16
Öğretimler esnasında davranış değiştirme tekniklerini de etkin biçimde kullanabilir misiniz?
1 15 112 339 158
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 9
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 10
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 11
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 12
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 13
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 14
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 15
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 16
60
Nitel Araştırma
Tasarlanan ön nitel araştırmada engelli bireylerle çalışan öğretmen ve özel eğitim dışı
profesyonellerin yeterlilik algıları, uygulamada yaşadıkları anlayış, pratikler ve algılar
çerçevesinde irdelenmiştir. Bu çerçevede araştırmanın soru cümlesi “engelli bireylerle çalışan öğretmenlerin alanda karşılaştıkları sorunlar, yeterlilik algıları ve iyileştirme yaklaşımları nedir” şeklinde belirlenmiştir. Elde edilen verile nicel araştırma deseni ve
değerlendirme yaklaşımının paralelinde kullanılmıştır.
17
Öğretimler esnasında dil ve iletişim becerilerini de destekleyici stratejileri içeren etkinlikleri de planlayabilir misiniz?
1 24 126 321 153
18
Öğretim sonrasında öğrencinin amaçlara ulaşma düzeyini ne kadar koruduğunu belirli aralıklarla izler misiniz?
0 15 107 340 162
19Bir dersinizi sonuçlarına göre izleyen dersinizi planlayabilir misiniz?
1 14 86 314 211
20
Öğretim amaçlarını öğrencinin yaş grubu gibi özelliklerine göre uyarlayabilir misiniz?
3 16 60 293 253
21
Öğretilenler konusunda öğrencilerin beceri konusundaki ustalıklarını arttırmak için düzenlemeler yapabilir misiniz?
1 19 94 315 196
22
Öğretimler esnasında öğrencilerin öğrenme ve duygusal-davranışsal özelliklerini öğretime yansıtabilir misiniz?
4 12 84 348 176
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 17
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 18
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 19
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 20
0100200300400
1 2 3 4 5
Ö 21
0
100
200
300
400
1 2 3 4 5
Ö 22
61
Mülakat uygulaması seçilen, 4 Bölge ve 13 İlde (İstanbul, Bolu, Manisa, Kayseri Samsun,
Niksar, Mersin, Adana, Tarsus, Elazığ, Tekirdağ, Antalya ve İzmir) görev yapan 34 öğretmen
gerçekleştirilen derinlemesine mülakat olup; örneklem özellikleri aşağıdaki tabloda
sunulmuştur. Mülakat katılımcılarının özellikleri tabloda olup, katılımcıları ifadeleri aktarılırken
tablonun ilk sütununda yer alan kodlar kullanılmış, 10 adet soru sorulmuş ve çıktılar ilişkili 4
temada sınıflandırılmıştır..
KOD Cinsiyet Branşı Meslekteki Yılı
K1 Kadın Sınıf öğretmenliği 8
K2 Kadın Beden eğitimi öğretmenliği
14
K3 Kadın Okul öncesi öğretmenliği
14
K4 Kadın Çocuk gelişimi öğretmenliği
16
K5 Kadın Resim öğretmenliği 15
K6 Erkek Okul öncesi öğretmenliği
7
K7 Erkek FTR 4
K8 Kadın Okul öncesi öğretmenliği
9
K9 Kadın Okul öncesi öğretmenliği
10
K10 Erkek Müzik 13
K11 Kadın Sınıf öğretmenliği 8
K12 Kadın Okul öncesi öğretmenliği
12
K13 Kadın Sınıf öğretmenliği 6
K14 Erkek Çocuk gelişimi öğretmenliği
11
K15 Erkek Psikolog 5
62
KOD Cinsiyet Branşı Meslekteki Yılı
K16 Kadın Sınıf öğretmenliği 3
K17 Kadın Çocuk gelişimi öğretmenliği
19
K18 Kadın Sınıf öğretmenliği 11
K19 Kadın Sınıf öğretmenliği 6
K20 Kadın Sınıf öğretmenliği 5
K21 Erkek FTR 9
K22 Erkek FTR 4
K23 Kadın Okul öncesi öğretmenliği
12
K24 Kadın Okul öncesi öğretmenliği
17
K25 Erkek Resim 11
K26 Kadın Sınıf öğretmenliği 8
K27 Kadın Okul öncesi öğretmenliği
3
K28 Kadın Sınıf öğretmenliği 1
K29 Erkek Çocuk gelişimi öğretmenliği
2
K30 Erkek Psikolog 5
K31 Kadın Uzman Psikolog 7
K32 Kadın Psikolog 5
K33 Kadın Sınıf öğretmenliği 21
K34 Erkek Drama 1
63
Çalışmada önce katılımcıların ifadeleri kategorileştirilmiş, aha sonra bu kategorilerdeki
söylemler belirlenen temalar çerçevesinde değerlendirilip sonuçlara varılmıştır. Belirlenen
temalar:
1. Öğretmenlerin genel uygulama problemleri
2. Kurumsal problemler
3. Yeterlilik algısı
4. İyileştirme uygulamaları
Şeklinde düzenlenmiştir. Temaların sınıflanması ilişkilendirilmesi ve değerlendirilmesinde
mülakat sürecinde şu sorular yöneltilmiştir
SORU TEMA/KATEGORİ
1 Genel olarak baktığınızda bu alanda çalışan profesyonellerin yaşadığı
en önemli problem ve sahip olması gerekli yeterlilikler nelerdir?
1, 3
2 Davranış, Dil ve Öğretim başlıkları baz alındığında sizce en büyük
problemler hangi alanda yaşanmaktadır?
1
3 Zihinsel engellilerle çalışan profesyonellerin en sık yaşadığı kurumsal
sorun nedir?
2
4 Zihinsel engelli çocuklarla çalışırken genelde bireysel olarak
yaşadığınız temel sorunlar nelerdir?
1, 3
5 Çocuklar için hedef belirlemede zorlanıyor musunuz (BEP) 1, 3 6 BEP’in uygulanmasında uygulama problemlerinin kaynağını ne olarak
görüyorsunuz (veli, yeterlilikler, kurum vb)
1, 2, 3, 4
7 Davranış alanında en çok sorun yaşadığınız veya güçlü olduğunuz
konu(lar) nedir?
1, 3
8 Dil alanında en çok sorun yaşadığınız veya güçlü olduğunuz konu(lar)
nedir?
1, 3
9 Öğretim alanında en çok sorun yaşadığınız veya güçlü olduğunuz
konu(lar) nedir?
2, 3, 4
10 Problemlerinizin giderilmesinde iyileştirilmesini gerekli gördüğünüz
konular nelerdir?
4
64
Çalışmada ortaya çıkan temel sorunlar;
• Öğretmenlerin mezun olduktan sonra gelişim ve güncel bilgiden uzak kaldıkları
• Zaman baskısı ve iş yoğunluğu nedeni ile bireysel olarak gelişmeye zaman
ayıramadıkları
• Çalıştıkları kurumların gelişimi yeterince desteklemedikleri, sadece seminer dönemleri
ile kısıtlı tekrar bilgilere ulaştıkları
• Bilgi paylaşımı ve birlikte çalışmada zorlandıkları
• Engel düzeylerinin heterojen yapısından yöntem geliştiremedikleri
• Veli baskısının yoğunluğuna karşılık birlikte çalışmada uzak durdukları
• BEP ve BOPun şeklen ve sonradan uygulandığı
• Emeklerinin karşılığı ücret politikasının uyumsuz olduğu
• Güncel bilgiye ulaşabilecekleri mecraların azlığı/yokluğu
Olarak bulunmuştur.
65
D DEĞERLENDİRME ve
POLİTİKA EKSENLERİ Uygulanan projenin amacı zihinsel engelli bireylerle eğitim faaliyetlerinde bulunan ve özel
eğitim alanından olmayan profesyonellerin çalışmalarında yaşadıkları sorunları azaltmak, özel
eğitime ihtiyaç duyan bireylere uygun öğretim olanağı sağlayacak yetkinlikleri geliştirmek ve
alanda profesyonelleştirmeyi sağlamaktır. Bu çerçevede sadece teorik bilgilerin değil alandaki
deneyimlerin de paylaşılması ve mesleki gelişme ortaklığının zemini oluşturulmak
durumundadır.
Proje kapsamında yapılan çalışma, tarama ve ziyaretlerde gözlenen özel eğitime ihtiyaç duyan
bireylerle farklı modeller kullanarak çalışıldığı izlenmektedir. Kimi ülkelerde kaynaştırma, kimi
ülkelerde ayrıştırma kimi ülkelerde ise harmanlanmış eğitim modeli uygulamaları
sürdürülmektedir.
Gözlenen farklılıklar sadece model düzeyine indirgenmemeli ve özellikle uygulama alanına
yoğunlaşmak gerekmektedir20. Nitekim mevzuat ve uluslararası yükümlülükleri benimseme
konusunda Türkiye nüfus ve hedef kitlenin çok büyük olmasına karşın önemli düzeyde
ileridedir. Ancak temel bulgu alanda uygulamaya geçildiğinde yaşanan sorunlar ile ilgili
paydaşların gerek tabandan tavana gerekse yatayda yaşadığı işbirliği ve ortak çalışma
kültüründe yaşanan eksiklik olarak göze çarpmaktadır.
Görünen odur ki yetersizlikten etkilenmiş bireylerin eğitimleri uluslararası ve ulusal kanun ve
ilgili mevzuatla garanti altına alınmıştır. Eğitim hizmetlerinin karşılanabilmesi için ayrıştırılmış
eğitim ortamları ve kaynaştırma eğitim sisteminin önerdiği iki yapı haline gelmiştir. 2016-17 yılı
(1. dönem) resmi Milli Eğitim Bakanlığı istatistiklerine göre örgün eğitim hizmeti almakta olan
306205 öğrenci bulunmaktadır. Bu öğrencilerin eğitiminde yer alan öğretmenlerin toplamı
17555 olarak belirtilmiştir. Her ne kadar istatistiklerin içinde öğretmenlerin lisans mezuniyet
alanları görünmese de çalışan öğretmenlerin önemli bir kısmı özel eğitim alanından olmayan
branş öğretmenleri ya da formasyon üzerinden sertifika alarak sahaya katılmış olan
öğretmenlerdir.
20 Bu bölümler O’2 Raporundan alınan bölüm ve istatistiklerdir
66
Resmi olarak MEB bünyesinde hizmet vermekte olan sertifikalı öğretmen sayısı belirtilmemiştir
ya da diğer branş öğretmenlerinin özel eğitim sistemi içerisinde ne düzeyde yer aldığı net
olarak tespit edilememektedir. bunun yanında eğitim ve uygulama okulları ya da iş ile ilişkili
eğitim birimlerinde yer alan meslek ya da atölye öğretmenlerine dönük istatikler de net olarak
tespit edilememektedir.
Yukarıda bahsi geçen öğrenci ve öğretmenler MEB bünyesindeki örgün eğitim sisteminde yer
alan bireylere ait rakamlardır. Ülkemizde diğer bir çok ülkede yer almayan özel girişimcilik
unsuru olan özel özel eğitim merkezleri de mevcuttur. Ülkemiz bu sistem içerisinde yer alan
öğrencilerin eğitimini de takip etmekte ve mali olarak desteklemektedir. Bu sistem içerisinde
MEB istatistiklerine göre ülkemizde 2074 merkez yer almakta ve bu merkezlerde 373942
öğrenci hizmet almaktadır. Toplamda 22624 personelin bu merkezlerde görev yapmakta
olduğu da istatiklerde görülmektedir. Bu merkezlerde zorunlu personel olarak veya branş
öğretmeni olarak özel eğitim alanının dışından profesyonellerinde çalışma izinleri mevcuttur.
Bu profesyoneller yönetmelik gereği kendi mesleki ünvanlarına göre atanmak ve çalışmak
durumunda olsalar dahi zihinsel engelli ve diğer yetersizlikten etkilenmiş bireylerle çalışırken
temel yeterliklerine katkı yapmak ihtiyacı içindedirler. Özetle, kamu ve özel sektörde net olarak
istatistiklerde gösterilemese de 24000 üzerinde profesyonelin görev yaptığı tahmin
edilmektedir. Bahsi geçen profesyonellerin eğitim kalitesi bakımından mesleki gelişimlerinin
devam etmesi imza atılan sözleşmelerin de bir parçasıdır.
Ulusal alanyazın incelendiğinde ülkemizde özel eğitim alanında hizmet vermekte olan
profesyonellerin, özel eğitim öğretmenleri de dahil olmak üzere, hizmet içi eğitim ihtiyaçlarına
dair önemli bulgular mevcuttur. Ayrıştırılmış ortamlarda çalışan veya kaynaştırma sınıflarında
çalışan öğretmenlerin ve diğer profesyonellerin benzer ihtiyaçlar sergiledikleri tespit edilmiştir.
Bu çalışmalarda öne çıkan vurgu profesyonellerin davranış yönetimi, dil becerilerinin
desteklenmesi ve öğretim yöntemleri konusunda kendilerini geliştirmeye ihtiyaç duyduklarıdır.
Alanyazındaki diğer sıklıkla tartışılan konu hizmetiçi eğitimlerin hedef kitleye nasıl sunulması
gerektiğidir. MEB hizmetiçi eğitim süreçlerini merkezde ve yerelde planlanan hizmetiçi eğitim
programları ile sürdürmektedir. Sıklıkla gerçekleştirilen eğitimlerde formatör yetiştirilmesi ve bu
kişilerin de görev bölgelerinde meslektaşlarına gerekli sunuları yapmaları yoluyla eksikliklerin
mümkün olduğunca kapatılması hedeflenmektedir.
67
Bunun yanında bir kereye mahsus uygulanan ve çok tepki alan uzaktan eğitim anlayışının bir
örneği olan video-görüntü izleme yöntemi profesyoneller tarafından tamamen reddedilmiştir.
Profesyoneller hizmetiçi eğitimlerde almak istedikleri eğitimin özelliklerini belirtirken
uygulamaya dönük ve kendi uygulamalarına dönüt alabildikleri çalışmalar olarak belirtmişlerdir
ki bu da uluslararası alanyazınla uyumlu bir sonuçtur.
Yapısal olarak değerlendirildiğinde işletim modelinin döngüsü şu şekilde şematize edilebilir.
Süreç ihtiyaçtan öğrenmeye bir hiyerarşi izlerken kurumsal ve bireysel gelişiminde paralel ve
uyumlu olması sağlanmalıdır. Nitekim gelişmiş modellerde tüm paydaşların ortaklaşa yaptığı
planlamalarda “öğrenci” de paydaş olarak algılanmakta, öğretme kavramı yerini “öğrenme”ye
bırakmakta, bireysel ve kurumsal gelişme ise statik bir şablona oturmak yerine birlikte gelişilen
bir başarı kazanımına dönmektedir. Bu noktadan hareketle stero-tip yaklaşımlardan özgün
metodlara dönüş sağlanabilmesi bireyselleştirilmiş öğretimin gerçek anlamıyla
uygulanabilmesine bağlıdır.
68
Çalışmanın genelinde elde edilen bulguların ve temel sorunsalların hatırlanmasında fayda
bulunmaktadır. Nitekim uygun, uygulanabilir ve sürdürülebilir bir program mevcut durum ile
amaç arasındaki yolculuğun aracıdır.
Bulgu Değerlendirme Demografi ve Meslek
• Alana geç giriş ve alandan erken çıkış dikkat çekicidir.
• 15-20 yaş deneyim yılına sahip öğretmenlerdeki azlık dikkat çekicidir.
• 40-50 yaş grubu engelli öğrencilerle çalışma deneyiminden yoksundur
• Özel çocuklarla çalışma süresi 6,4 yılken, ilgili kurumlar bünyesinde çalışma yılı 5,8’e
düşmektedir
• Alan deneyimi ve ilgili kurumlara yeterince yansımamaktadır
• Engelli yakını oranı dikkat çekici biçimde yüksektir
• Etkin ve verimli yaş gruplarında alanda istihdam düşüktür
• 40-50 yaş grubunda evlenmeme/boşanma oranı yüksektir
• Emekli öğretmen ve yönetici istihdamında yoğunluk gözlenmektedir
• 50 yaş üzeri çalışan oranı % 20lere yaklaşmaktadır
Eğitim
• Çalışanların büyük bir kısmı sonradan lisans tamamlamaktadır (AOF)
• Alanda lisans mezunları % 83 lük bir dilimdir
• Alanda çalışanların % 17si eğitim alanında tahsil görmemiştir.
• Eğitim alanında tahsil görenlerin en büyük dilimi %43 ile «temel eğitim» alanındadır
• Alan dışı mezuniyette (fen-edebiyat, sağlık bilimleri ve diğer) denk bir dağılım
gözlenmektedir
• Fen-Edebiyat mezunlarının ağırlığı % 59 ile psikoloji, % 20 ile sosyoloji olarak
izlenmektedir
• Sağlık bilimleri mezunları içinde FTR %94 ile baskındır.
• Diğer fakülte mezunlarının % 27si işletme, % 28i ekonomi çıkışlıdır. Diğer bölümler
denk olarak dağılmaktadır
69
• Lisans eğitimi almayanlarda Ön Lisans-MYO % 40 iken, Lise ve altı eğitim düzeyi % 60
ları bulmaktadır.
• Ön lisans eğitimi alanların % 85’i sınıf öğretmenliği eğitimi almıştır
• Meslek lisesi ve lise düzeyinde olanların % 74 ü sınıf öğretmenliği, % 16 sı çocuk
gelişimi alanındandır
Yeterlilikler
• Yeterlilik algısında (davranış-dil-öğretim/genel) «öğretim» yetkinlikleri yüksek
algılanmaktadır.
• Buna karşın «davranış» yetkinliği için algı görece düşük çıkmaktadır
• Davranış yeterliliğinde «öğrenci karşısında panik yaşamak» ve «problem davranışlarda
sertlik yaklaşımı» yüksek görülmektedir
• «Değerlendirme» yapmada kalite ve standart sorunu algılandığı görülmektedir
• Lisans eğitimi almayanlarda yeterlilik algısı daha yüksektir
• Anılan algı farkı en çok «dil» alanında görülmekte, lisans eğitimi almayanlarda iletişim
konusunda daha etkin ve yeterli olduklarına dair bir yaklaşım gözlenmektedir. Nitel Yaklaşım ve Öğretmen Algıları
• Öğretmenlerin mezun olduktan sonra gelişim ve güncel bilgiden uzak kaldıkları
• Zaman baskısı ve iş yoğunluğu nedeni ile bireysel olarak gelişmeye zaman
ayıramadıkları
• Çalıştıkları kurumların gelişimi yeterince desteklemedikleri, sadece seminer dönemleri
ile kısıtlı tekrar bilgilere ulaştıkları
• Bilgi paylaşımı ve birlikte çalışmada zorlandıkları
• Engel düzeylerinin heterojen yapısından yöntem geliştiremedikleri
• Veli baskısının yoğunluğuna karşılık birlikte çalışmada uzak durdukları
• BEP ve BOPun şeklen ve sonradan uygulandığı
• Emeklerinin karşılığı ücret politikasının uyumsuz olduğu
• Güncel bilgiye ulaşabilecekleri mecraların azlığı/yokluğu
70
Fark edileceği gibi sahada elde edilen nitel veriler ihtiyaç biçiminde değil “sorun” biçiminde
ifade edilmektedir. Diğer bir ifade ile “sorun odaklı” yaklaşım alanda “çözüm odaklı”
uygulamaya dönüşmemektedir.
Araştırma sonuçlarına dayalı olarak temel yaklaşımın şu eksenleri içermesi gerekliliği ifade
edilmelidir. Alan dışı öğretmenlere özel gereksinimi olan öğrencilere eğitim ve öğretimle ilgili
olarak
• Öğrenciyi tanıma,
• Öğretimi planlama,
• Materyal geliştirme,
• Öğretimi yönetme,
• Başarıyı değerlendirme,
• Koçluk/rehberlik yapma,
• Temel öğretim becerileri geliştirme,
• Kendini geliştirme
• Okul-çevre ilişkilerini geliştirme
konularında sürekli hizmetiçi eğitim verilmelidir. Hizmetiçi eğitim programının
düzenlenmesinde hedef kitlenin özellikleri dikkate alınmalıdır. Öğretmenlerin hizmetiçi eğitim
gereksinimleri nitel yöntemlerle de belirlenmelidir.
Bu noktada zaman ve mekansal sorunlar dile getirilebilecektir. Ancak günümüz teknoloji ve
iletişim boyutu düşünüldüğünde çözümün kolaylaşacağı aşikardır.
Teknoloji Desteği Günümüz koşullarında akıllı iletişim teknolojileri ve internet ortamı doğru ve etkin
kullanıldığında sadece bilgiye erişim değil, bilginin yorumlanması, yaşatılması ve paylaşılması
konularında sayısız ve engin bir olanak oluşturmaktadır. Kullanıcı kolaylığı ve işlevsellik
sağlanabildiğinde gerek kurumsal gerekse bireysel olarak gelişmeye ve güncelleşmeye büyük
olanak sağlayan bu durum eğitim-öğretim süreçlerinin de olmazsa olmazı haline gelmiştir.
71
Bu bağlamda alanda çalışan tüm profesyonellerin ve kurumların da anılan olanakları doğru ve
interaktif biçimde kullanması gereklidir. Önemli olan anılan teknolojik olanakların isteklendirici,
fayda sağlayıcı ve kolay kullanılabilir biçimde kullanılacağı tasarımları oluşturmaktır.
Ülkemizde “öğrenci” düzeyinde çok yaygın olan bu olanakların öğretmen ve eğitim
profesyonellerinde görece geri kalmış olması önemli bir handikaptır.
Proje kapsamında oluşturulan ve dinamik bir süreç şeklinde anılan hedef kitlenin öğrenme,
güncelleme, sürekli gelişme ve sürekli paylaşma mecra olarak tasarlanan Portal ve Web
Sayfasının bu gözle bakıldığında önemli bir işlevi olacağı değerlendirilmektedir.
Portal ve WEB sayfasının tasarımında dikkate alınması gerekli noktalar şöyle özetlenebilir;
1. Sistem üzerinde uygulama akışı Sistemde Tanımlanmadan Bireysel gelişme ve
pekiştirmeye olanak sağlamalıdır. Bu çerçevede her bir bireyin sahip olacağı profil
üzerinden öğrenmesi, düzeyinin ölçülmesi ve pekiştirici kaynaklara erişiminin
desteklenmesi esas alınmalıdır. Öğrenmenin sağlanması ve motive edilmesi amacıyla
bir ölçme testinden alınan puanın baraj biçiminde sonraki aşamalara geçişe bloke
koyması yararlı olacaktır.
72
2. Tanımlama Tasarımı yapılırken; a. Kullanıcılar üyelik sistemden üye olarak yararlanmalı, kişiye özel bir giriş kodu
ve şifre almalıdır.
b. Kimliği tanımlanan kullanıcı temel profil bilgilerini içeren bilgileri sisteme
tanımlamalıdır. Ancak bu noktada bilgilerin güvenliğine özen gösterilmelidir.
c. Veri tabanı mimarisi üye kodu ve profil eşlemesine dayandırılmalı, bu yolla
geçmiş verileri kişi bazlı sorgusu, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik kişisel
planlamaya olanak sağlaması dikkate alınmalıdır.
3. Kullanıcı açısından tasarımda a. Program dili ve içeriğin yoğunluğu saha bulguları sade, yormayan, basit ve
güncel dille uyumlu olmalıdır
b. Uygulama ekranlarında kullanım kolaylığı için «basit», «seçimli», «sade
tasarım» ve «ön-koşullandırma» kullanılmalıdır
c. Sistem arka planda analiz yapmaya izin veren «canlı» bir sitem olarak
düzenlenmelidir.
4. İşletim Tasarımında
a. İçerik ve uygulamalar «ön-koşulluluk» temelinde, zaman ile tanımlı biçimde
işletilmelidir.
b. İçerik ve metinler görsellerle desteklenmelidir,
c. Test uygulamasında başarı olmaması halinde geri dönüş ve öğrenmeyi
pekiştirici tekrar zorunluluğu düşünülmelidir.
d. Aynı biçimde testler otomatik zaman sayacı ile tanımlı sürelerde yapılacak
biçimde olmalıdır.
Özetle program, dijital uygulamalar ve değerlendirme sistemleri “branş dışı” öğretmenlerin
kolaylıkla anlayabileceği, yoğunluktan sıkılmayacakları, basit, anlaşılır ve uygulanabilir yapıda
tasarlanmalıdır.
73
Sistemin Sürdürülebilirliği ve Geliştirmeye Açıklık Her yaş grubu için eğitim-öğretimin en önemli bileşeni eğitim ortamıdır. Bireylerin tek yönlü
bilgi ile muhattap olmalarının ne yazık ki öğrenmeyi yeterince sağlamadığı pratiklerde
görülmüştür. Birlikte öğrenme kavramının ve yaparak-yaşayarak öğrenme olgusunun çok daha
etkin, yenilikçi ve motive edici olduğu bilinmektedir. Öğrenciler için çağdaş modellerin
tartışıldığı bir noktada eğiticilerin de aynı yaklaşımlar ve olanaklarla buluşturulması bütüncül
gelişmenin anahtarıdır.
Tüm sistemlerin başarısı benimsenme ve içselleştirme ile paralel gitmektedir. Bu bağlamda
sistemlerin dinamik, paylaşımcı, güncel, ilgi çekici ve kullanıcılar tarafında benimsenici biçimde
tanımlanması ve buna uygun konumlandırılarak lansmanının yapılması gereklidir.
Projedeki önemli avantajlardan biri lider ve ortak kuruluşların proje çıktılarını uygulama ve
kendi bünyelerinde ve çevrelerinde yaygınlaştırma iradesidir. Bu noktadan hareketle diğer bir
politikanın “oluşturulan sistemin bireysel düzeyde de kabul ve gelişmesine” odaklanmak
olmalıdır. Bu yolla tabandan tavana bir gelişme sağlanabilecek, yatayda bilgi ve deneyimler
paylaşılabilecek, özel eğitime ihtiyaç duyan bireylerle çalışan tüm profesyonellerin paydaşlarca
daha “uzman” ve “bilimsel” statülerde algılanmasının da önü açılabilecektir.
Alan ilgili en önemli yanılgılardan biri “özel/farklı ihtiyaçları olan” bireyleri toplumla buluşturmak
yerine “engelli” tanımı ile “engelleme”/”gizleme” yaklaşımıdır. Alanda görev yapan öğretmen
ve profesyonellerin ortak bir anlayış ve yaklaşımda bütünleşerek gelişmesi anılan yanılgıların
da giderilmesine önemli katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.
74
E EKLER
EK 1 : Uygulanan Anket
ANKET FORMU NO
I DEMOGRAFİ ve KÜNYE BİLGİLERİ
1 Yaşınız2 Medeni durumunuz Bekar Evlli3 Çocuğunuz var mı Evet Hayır4 Mezun olduğunuz okul5 Mezun olduğunuz bölüm6 Kurumunuzda hangi branş öğretmenisiniz7 Kaç yıldır çalışıyorsunuz yıl8 Kaç yıldır "özel" çocuklarla çalışıyorsunuz yıl9 Kaç yıldır ""özel eğitim kurumun"nda çalışıyorsunuz yıl10 Bulunduğunuz kurumda "yöneticilik" yaptınız mı (müdür, müdür yardımcısı, zümre başkanı) Evet Hayır11 Halen yöneticilik göreviniz sürüyor mu Evet Hayır12 Çalışma hayatınızda toplam kaç yıl yöneticilik yaptınız yıl13 Çalışma hayatınızda özel eğitim, kurs ve/veya sertifika programlarına katılımınız oldu mu Evet Hayır14 Ailenizde özel eğitime muhtaç bireyler var mı Evet Hayır15 Ailenizde özel eğitime muhtaç birey varsa yakınlık düzeyi (çocuk, kardeş, yeğen vb. belirtiniz)
‘’Türkiye Ulusal Ajansı tarafından Erasmus+ Stratejik Ortaklıklar Mesleki Eğitim Bileşeni kapsamında finanse edilen ve Zihinsel Yetersiz ÇocuklarıYetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV) liderliğinde yürütülmekte olan ‘’Zihinsel Engelli Bireylerle Çalışan Öğretmenler ve Diğer Profesyoneller İçinMüfredat Tasarımı’’ Projesi ile özel eğitim alanında çalışan alan dışı öğretmen ve diğer profesyonellere yönelik olarak zihinsel engelli bireylerde davranışkontrolü ile iletişim ve dil becerilerinin geliştirilmesi konusunda bir eğitim programının (müfredat) ve uygulama rehberinin hazırlanmasını planlanmaktadır. Bukapsamda hedef kitlenin mevcut durumunun ve eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik bir saha çalışmasının yapılması hedeflenmiştir. Saha çalışmasıkapsamında ekteki anket sorularının tamamının zihinsel engelli bireylerle çalışan (yaş ayırımı yapılmadan) ancak özel eğitim uzmanı olmayan tümöğretmenler (okul öncesi öğretmenleri, sınıf öğretmenleri, branş öğretmenleri) ve diğer profesyonel kişilerce (psikolog, sosyal hizmet uzmanı, kurumyöneticileri vb) doldurulması önem taşımaktadır.
Anketin uygulanması konusunda kurumunuzca gerekli desteğin sağlanması, hazırlanacak eğitim programının ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekleştirilmesinekatkı sağlayacaktır. Bu kapsamda gönderilen ekli anketlerin kurumunuzda zihinsel engelli bireylerle çalışan ancak özel eğitim uzmanı olmayan tümöğretmenler (okul öncesi öğretmenleri, sınıf öğretmenleri, branş öğretmenleri) ve diğer profesyonel kişilerce (psikolog, sosyal hizmet uzmanı, kurumyöneticileri vb) doldurulması ve tarafımıza iletilmesi konusunda sağlayacağınız destek için şimdiden teşekkür ederiz.
Saygılarımızla,
Ülay KARAKOÇZİÇEV Genel Başkanı
75
II DAVRANIŞ
Hiç
bir
zam
an
Nad
ir ol
arak
Baz
en
Sık
lıkla
Her
zam
an
1 Öğrencilerin davranışsal problemlerine çözümler getirebilir misiniz?2 Öğrencilerin davranışsal problemlerine öğrencilerin bireysel özelliklerini dikkate alarak çözümler getirebilir misiniz?
3 Öğrenciler problem davranış çıkardığında kolundan sert biçimde kavramak ya da ani hareketlerle kontrol kurmak benzeri davranışlar sergiler misiniz?
4 Öğrencilerin problem davranışlarının altında yatan nedenler hakkında çıkarsamalar yapabilir misiniz?5 Öğrencilerin problem davranışlarını azaltmak için etrafında/çevresinde değişiklikler gerçekleştirebilir misiniz?6 Öğrencilerin sorunları karşısında panik olur musunuz? 7 Öğrencilerin sorunları karşısında çözüm önerilerinizin sonuçlar oluşturduğunu düşünüyor musunuz?8 Öğrencileri kontrol etmek için sınıf kurallarını kullanır mısınız?9 Öğrencilerin yaptıklarını tespit etmek için sürekli gözlemlerde bulunur musunuz?10 Öğrencilerin yaptıklarına dönük kendi tepkilerinizi izler misiniz?11 Öğrencilerin temel sorunlarının yetersizlikleri/engelleri olduğunu düşünür müsünüz?12 Öğrencilerin ilerlemelerini yeni düzenlemeleriniz için kullanır mısınız?13 Öğrencilerin ilerlemelerini bilgi üretici biçimde kaydeder misiniz?
14 Öğrencinizin davranışlarını devam ettiren unsurları tespit etmek için ek bir veri toplama süreci gerçekleştirir misiniz?
15 Davranışları değiştirmek için yöntemleri öğrenci özelliklerine göre seçebilir misiniz?16 Kullanmayı tercih ettiğiniz teknikleri öğretimler esnasında da kullanır mısınız?17 Davranışları yönetmek için alternatif yöntemler kullanır mısınız?18 Öğrencilerin kendilerini kontrol etmelerine yardımcı olabilen kendini yönetme tekniklerini devreye sokar mısınız?19 Davranışlardaki değişimleri kaydeder misiniz?20 Davranışları değiştirirken elde ettiğiniz verileri sürecin devamına yansıtır mısınız?
III DİL
Hiç
bir z
aman
Nad
ir ol
arak
Baz
en
Sık
lıkla
Her
Zam
an
1 Bireylerde dil ediniminin ilkelerini öğretimlerinize yansıtır mısınız?2 Bireylerde dil edinim seviyelerini tespit edebilir misiniz?3 Öğretimlerinizde bireylerin iletişim becerilerini etkileyen unsurları dikkate alır mısınız?4 Dilin özelliklerine dikkat ederek öğretimlerinizi düzenler misiniz?5 Bireylerin farklı dil özelliklerine göre öğretimlerinizi düzenler misiniz?6 Farklı yaş seviyelerine göre dil öğretiminizi düzenler misiniz?7 Öğrenci özelliklerine göre dil öğretimini düzenler misiniz?8 Öğrencilerin sahip olduğu dil seviyesini dikkate alarak öğretimi düzenler misiniz?9 Öğrencilerin dil becerilerinin değerlendirmesini öğretimi düzenlemeye dönük şekilde yapar mısınız?10 Öğrencilerin dil gelişimini kaydeder misiniz?11 Öğrencilerin gelişimlerine göre derslerinizi tekrar düzenler misiniz?12 Dil öğretimi esnasında amaçlara uygun materyal seçer misiniz?13 Öğrencilerin dil-iletişim becerileri ile sosyal becerileri birleştirir misiniz?14 Öğretimlerinizde sözel olmayan ve sözel iletişim becerilerini eşzamanlı olarak geliştirmeye çalışır mısınız?15 Dil öğretimini diğer alanlardaki öğretimlerinizin içine yerleştirir misiniz?16 Öğretilecek becerileri öncelik sırasına sokar mısınız?
Lütfen her soru için seçeneklerden birini seçerek "X" ile işaretleyiniz; cevapsız soru bırakmayınız
Lütfen her soru için seçeneklerden birini seçerek "X" ile işaretleyiniz; cevapsız soru bırakmayınız
76
IV ÖĞRETİM
Hiç
bir
zam
an
Nad
ir ol
arak
Baz
en
Sık
lıkla
Her
zam
an
1 Öğrenci özelliklerine göre öğrencinin bildiklerini/yapabildiklerini tespit edebilir misiniz?2 Öğrencinin bildiklerini tespit ederken konu özelliklerine göre düzenlemeler yapabilir misiniz?3 Değerlendirmeyi yaptığınızda/sonlandırdığınızda işin kalitesine dönük şüpheleriniz olur mu?4 Değerlendirme sonuçlarına göre öğrenci için amaç yazabilir misiniz?5 Amaçları gerçekleştirmek için en etkili olabilecek yönteme karar verebilir misiniz?6 Öğrenci özelliklerine en uygun öğretim yöntemlerini seçebilir misiniz?7 Öğretim materyallerini öğrenci özellikleri, amaç koşulları ve gerçekleştirme ölçütlerine göre hazırlayabilir misiniz?8 Öğretim esnasında seçtiğiniz öğretim yöntemini yüksek uygulama güvenirliği ile uygulayabilir misiniz?9 Öğrenci yeterlilikleri/yetersizliklerini öğretim planlamalarına etkin biçimde yansıtabilir misiniz?10 Öğrenci değerlendirmelerinden elde edilen bilgiyi öğretim esnasında değişiklikler yapabilmek için kullanabilir misiniz?11 Bir ders kapsamında yapılan öğretim sürecinde, amaçları diğer derslerde belirlenen amaçlar ile ilişkilendirir misiniz? 12 Öğretim esnasında oluşabilecek durumları anlamak için süreci takip eder misiniz? 13 Öğretimin etkililiğini ve verimliliğini anlamak için süreci inceler misiniz?
14 Öğrenilenleri farklı ortamlara/kişilere ve materyallere genellenmesi için gerçek yaşama aktarmak için ek düzenlemeler yapabilir misiniz?
15 Öğretim yaparken geçmiş öğrenmeleri de etkin biçimde kullanabilir misiniz?16 Öğretimler esnasında davranış değiştirme tekniklerini de etkin biçimde kullanabilir misiniz? 17 Öğretimler esnasında dil ve iletişim becerilerini de destekleyici stratejileri içeren etkinlikleri de planlayabilir misiniz?18 Öğretim sonrasında öğrencinin amaçlara ulaşma düzeyini ne kadar koruduğunu belirli aralıklarla izler misiniz? 19 Bir dersinizi sonuçlarına göre izleyen dersinizi planlayabilir misiniz?20 Öğretim amaçlarını öğrencinin yaş grubu gibi özelliklerine göre uyarlayabilir misiniz?21 Öğretilenler konusunda öğrencilerin beceri konusundaki ustalıklarını arttırmak için düzenlemeler yapabilir misiniz?22 Öğretimler esnasında öğrencilerin öğrenme ve duygusal-davranışsal özelliklerini öğretime yansıtabilir misiniz?
Lütfen her soru için seçeneklerden birini seçerek "X" ile işaretleyiniz; cevapsız soru bırakmayınız
77
F KAYNAKÇA
FAYDALANILAN KAYNAKÇA
• Anlar, Banu. “Beyinde Plastisite ve Bozuklukları”. Türkiye Klinikleri Journal of
Pediatrical Sciences, 9(4), s.129-137.
• Berk, Laura E. Child Development, (4th edition), Boston: Allyn & Bacon, 1997.
• Bronfenbrenner, Urie. The Ecology of Human Development: Experiments by Nature
and Design. Harvard University Press, 1979.
• Dockrell, Julie E. ve David Messer. Children with Language and Communication
Difficulties: Understanding, Identification & Assessment. Londra: Cassell, 1999.
• European Agency for Development in Special Needs Education. Participation in
Inclusive Education – A Framework for Developing Indicators. 2011. Erişim tarihi: 20
Temmuz 2015.
• https://www.european-agency.org/sites/default/files/Participation-in-Inclusive-
Education.pdf
• Giangreco, Michael F., Stephen M. Broer ve Susan W. Edelman. “Teacher
Engagement with Students with Disabilities: Differences Between Paraprofessional
Service Delivery Models”, Research and Practice for Persons with Severe Disabilities,
26(2), 2001. s.75-86.
• Ianes, Dario, Francesco Zambotti ve Heidrun Demo. “Light and Shadows in the
Inclusive Italian School System: A Reply to Giangreco, Doyle & Suter (2012)”, Life Span
and Disability, 16(1), 2013. s.57-81.
• Joseph Shapiro. No Pity, New York: Penguin Random House. 1993.
• Leeber, J. “How much brain does a mind need? Scientific, Clinical and Educational
Implications of Ecological Plasticity”, Developmental Medicine and Child Neurology,
40, 1998. s.352-357.
• Mitchell, David. “Sixteen Propositions on the Contexts of Inclusive Education”.
Contextualizing Inclusive Education içinde, der. D. Mitchell. Londra: Routledge,
2005.s.22-36.
78
• Oliver, Mike. Understanding Disability: From Theory to Practice, New York: Palgrave
Macmillan, 2009.
• Rose, David, Anne Meyer ve Chuck Hitchcock. The Universally Designed Classroom:
Accessible Curriculum and Digital Technologies. Cambridge, Massachusetts: Harvard
• Education Press. 2005.
• Sart, Z. Hande, Hüseyin Ala, Fatma Yılmaz, Halit Bozkurt ve Özlem Yazlık. “Türkiye
Kaynaştırma Eğitiminde Nerede? Eğitimciye Öneriler”, 13. Ulusal Eğitim
BilimleriKurultayı, Malatya, 2004.
• Smith, Rebecca ve Pauline Leonard. “Collaboration for Inclusion: Practitioner
Perspectives”. Equity and Excellence in Education, 38, 2005. s.269-279. 108 birinci
kısım: temel metinler
• Soresi, Salvatore, L. Nota, L. Ferrari ve T.M. Sgaramella. “Inclusion in Italy:
FromNumbers to Ideas... That is From “Special” Visions to the Promotion of Inclusion
for All Persons”. Life Span and Disability, 16(2), 2013. s.187-217.
• Sucuoğlu, Bülbin ve Selma Akalın. “Kaynaştırma Sınıflarına Alternatif Bir Bakış:
Çevresel Davranışsal Değerlendirme ile Öğretimsel Özelliklerin İncelenmesi”, Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 11 (1), 2010. s.19-37.
• World Health Organisation (WHO). International Classification of Functioning,
Disability, and Health(ICIDH-2), Geneva: WHO. 2001.
• WHO/World Bank. World Report on Disability. 2011. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2015.
• http://www.who.int/disabilities/world_report/2011/report/en/index.html
• Zanobini, Mirella. “Some Considerations About Inclusion, Disability and Special
Educational Needs: A Reply to Giangreco, Doyle & Suter (2012)”. Life Span and
Disability, 16(1), 2013. s.83-94.
• Aksu, S. (2005). Öğrenen Özerkliğine Dayalı Hizmet İçi Eğitim Programı İçin Bir Model Önerisi. Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
• Altun, T., Yiğit, N., Özmen, H., Nedim, A. (2006). Öğretim teknolojileri ve materyal geliştirme hizmetiçi eğitim kursunun etkililiğinin değerlendirilmesi üzerine bir araştırma.
• 15. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, 13-15 Eylül 2006. Muğla: Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Özet Kitabı. 45-47.
• Aslan, D. (2000). Sınıf Öğretmenlerinin Hizmetiçi Eğitim Sorunları ve Çözümüne Yönelik Bir Model (Kütahya Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Dumlupınar Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya.
• Aydoğan, İ. (2002). MEB İlköğretim Okulları Yönetici ve Öğretmenlerinin Personel Geliştirmeye İlişkin Görüşleri (Kayseri İli Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
• Azar, A., Karaali, Ş. (2004). Fizik öğretmenlerinin hizmetiçi eğitim ihtiyaçları. Milli Eğitim Dergisi, 162. http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/162/azar-karaali.htm (17 Kasım 2007).
79
• Baskan, H. (2001). İlköğretim Okullarında Görevli Öğretmenlerin Hizmetiçi Eğitim Programlarının Etkililiğine İlişkin Algı ve Beklentileri (Denizli İli Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Pamukkale Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Denizli.
• Bayrakcı, M. (2009). In-service teacher training in Japan and Turkey: a comparative analysis of ınstitutions and practices. Australian Journal of Teacher Education. 34(1).
• http://ajte.education.ecu.edu.au/issues/PDF/341/Bayracki.pdf (10 Şubat 2009) • Berenson, S., Hodgin, K., Ward, C., Andrews, D., Rudin, T. (1991). Needs assessment
of elementary teachers in mathematics and science: a crucial step toward planning a statewide in-service program. Journal of Science Teacher Education, 2(1), 16-22.
• Birkenholz, R. J., Harbsteit, S. R. (1987). Analysis of the in-service needs of beginning vocational agriculture teachers. The Journal of the American Association of Teacher Educators in Agriculture, 28(1), 41-49.
• Budak, Y. (1999). Eğitimde toplam kalite yönetimi ve etkili okulun gerçekleştirilmesinde öğretmenlere yönelik hizmetiçi eğitimin önemi. Çağdaş Eğitim Dergisi, 251, 35-38.
• Buell M. J., Halam, R., Mc Cormıck, M. G. (1999). A survey of general and special education teachers’ perceptions and in-service needs concerning inclusion. International Journal of Disability, Development and Education, 46(2),143-156.
• Bümen, N. (2005). Öğretmenlerin yeni ilköğretim 1-5 sınıf programlarıyla ilgili görüşleri ve programı uygulamaya hazırlayıcı bir hizmet içi eğitim çalışması örneği. Ege Eğitim Dergisi. 6(2), 21-57.
• Çelikten, M., Şanal, M., Yeni, Y. (2005). Öğretmenlik mesleği ve özellikleri. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 19(2), 207-237.
• Çepni, S., Kaya, A., Küçük, M. (2005). Fizik öğretmenlerinin laboratuvara yönelikhizmetiçi eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 3(2), 181-196.
• Çoruhlu, Ş. T., Nas, E. S., Çepni, S. (2008). Fen ve teknoloji öğretmenleri için alternatif ölçme ve değerlendirme tekniklerine yönelik bir hizmet içi eğitim programından yansımalar: Trabzon örneği. Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi, 2(2), 1-22.
• Demirkol, M. (2004). İlköğretim Okullarında Öğretmenlere Yönelik Okul-Temelli Hizmetiçi Eğitim Etkinliklerinin Değerlendirmesi. Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
• Dillion, J, Osborne, J., Fairbrother, R., Kurina, L. (26 Ocak 2000). A study into the professional views and needs of science teachers in primary and secondary schools in England. London; King’s College.
• http://www2.cst.gov.uk/cst/reports/files/science-teachers/kostfin1.pdf (8 Eylül 2008) • Duncan, D., Ricketts, J., Peake, J., Uesseler, J. (2005). Identifying Teaching and
Learning In-Service Needs of Georgia Agriculture Teachers. 2005 National AAAE Research Conference.
• http://aaae.okstate.edu/proceedings/2005/Articles/091.pdf (12 Ekim 2008) • Duncan, D., Ricketts, J., Peake, J., Uesseler, J. (2006). Teacher preparation and In-
service needs of Georgia agriculture teachers. Journal of Agricultural Education, 47(2), 24-35.
• Durmuş, E. (2003). Sınıf Öğretmenlerine Yönelik Düzenlenen Hizmet İçi Eğitim Etkinliklerine İlişkin Öğretmen Görüşleri (Ankara ili örneği). Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
80
• EARGED (2007). Sınıf Öğretmenlerinin Hizmet içi Eğitim İhtiyacının Belirlenmesi. Ankara: MEB Yayınları.
• Edwards, M. C., Briers, G. E. (1999). Assessing the in-service needs of entry-phase agriculture teachers in Texas: A discrepancy model versus direct assessment. Journal of Agricultural Education, 40(3), 40-49.
• Ekşi, İ. (2001). Okul Müdürlerinin Hizmet İçi Eğitim İhtiyacı. Yüksek Lisans Tezi. Kocaeli Üniversitesi. Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Kocaeli.
• Ersoy, Y. (1996). Hizmet içi eğitim ve yetiştirme kursunu geliştirme-I amaçlar ve matematik öğretmenlerinin görüşleri. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2,151-160.
• Garton, B. L., Chung, N. (1997). An assessment of the in-service needs of beginning teachers of agriculture using two assessment models. Journal of Agricultural Education,38(3), 51-58.
• Garuba, A. (2004). Continuing education: An essential tool for teacher empowerment in an era of universal basic education in Nigeria. International Journal of Lifelong Education, 23(2), 191–203.
• Gökdere, M., Çepni, S. (2003). Üstün yetenekli öğrencilerin fen öğretmenlerinin eğitimine yönelik bir model önerisi. The Turkish Online Journal of Educational Technology – TOJET, 2(3), Makale No: 21.
• Gökdere, M., Çepni, S. (2004). Üstün yetenekli öğrencilerin fen öğretmenlerinin hizmet içi ihtiyaçlarının değerlendirilmesine yönelik bir çalışma: Bilim sanat merkezi örneklemi. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24(2), 1-14.
• Gökdere, M., Çepni, S. (2005). Üstün yeteneklilerin fen bilimleri öğretmenlerine yönelik hazırlanan bir hizmet içi eğitim uygulama ve değerlendirme çalışması. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 3(3).
• Gönen, S., Kocakaya, S. (2006). Fizik Öğretmenlerinin Hizmet İçi Eğitimler Üzerine Görüşlerinin Değerlendirilmesi. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 19(1), 37-44.
• Gülmez, İ. S. (2004). Sınıf Öğretmenlerine Uygulanan Hizmet İçi Eğitim Programlarının Etkililiğine İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Adapazarı: Sakarya Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
• Gültekin, M., Çubukçu, Z. (2008). İlköğretim öğretmenlerinin hizmetiçi eğitime ilişkin görüşleri. Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19, 185-201.
• Güneş, M. (2006). İlköğretim Okulu Hizmet İçi Eğitim Programlarına Katılmayı İsteme ve İstememe Nedenleri (Mamak İlçesi Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
• Hamdan, N. (2003). İlköğretim Okullarında Görevli Öğretmenlerin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Hizmet İçi Eğitim Faaliyetleri Hakkındaki Görüşleri. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
• Joerger, R. M. (2002). A comparison of the in-service education needs of two cohorts of beginning minnesota agricultural education teachers. Journal of Agricultural Education,43(3), 11-24.
• Kaçan, G. (2000). Sınıf Öğretmenlerinin Mesleki Gelişime İlişkin İsteklilik Düzeyleri.Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Osmangazi Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
81
• Kanlı, U. (2001). Ortaöğretimde Görev Yapan Fizik Öğretmenleri İçin Düzenlenen Hizmetiçi Eğitim Programlarının Etkinliği. Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
• Kanlı, U., Yağbasan, R., (2002). 2000 yılında Ankara’da fizik öğretmenleri için düzenlenen hizmet içi eğitim yaz kursunun etkinliği. Milli Eğitim Dergisi, 153-154, 37-47.
• Karaca, Y. (1999). İngilizce Öğretmenleri İçin Hizmetiçi Eğitim Kurslarının Düzenlenmesine Yönelik İhtiyaç Analizi. Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
• Kaya, A., Küçük, M., Çepni, S. (2004a). Fizik laboratuarlarına yönelik hazırlanan bir hizmet içi eğitim programının değerlendirilmesi. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 16, 89-102.
• Kaya, A., Çepni, S., Küçük, M. (2004b). Fizik öğretmenlerinin fen laboratuarlarına yönelik hizmet içi ihtiyaçları için bir program geliştirme çalışması. Gazi Üniversitesi Kastamonu Eğitim Dergisi, 12(1), 41-56.
• Kaya, A., Çepni, S., Küçük, M. (2004c). Fizik öğretmenleri için üniversite destekli bir hizmet içi eğitim model önerisi. The Turkish Online Journal of Educational Technology TOJET, 3(1), Makale No: 15.
• http://www.tojet.net/articles/3115.htm (10 Haziran 2008) • Klein, B. S. (2001). Guidelines for effective elementary science teacher inservice
education. Journal of Elementary Science Education, 13(2), 29-40. • Kuzu, A., Şahinkayası, Y., Çakır, R. (2002). Öğretmenler için hizmetiçi amaçlı bir web
tabanlı öğretim modeli önerisi. Uluslararası Katılımlı Açık ve Uzaktan Eğitim Sempozyumu, 23-25 Mayıs 2002. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
• Lanier, J. E., Little, J. W. (1989). Research on teacher education. Handbook of Research on Teaching. New York: Macmillian Publishing Company.
• Madden, T. (2003). Okul Yöneticileri ve Öğretmenler İçin Düzenlenen Hizmet İçi Eğitim Etkinliklerinin Değerlendirilmesi (Eskişehir İli Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
• Margetousaki A., Michaelides, P. G. (2006). A project for affordable &efficient science teacher ın-service training (AESTIT). Presented at the 5th Pan-Hellenic Conference with International Participation. Information and Communication Technologies in Education –Review and Perspectives, Thessaloniki and University of Macedonia.
• Michaelides, P. G. (2003). An affordable and efficient ın-service training scheme for the science teacher. Sixth International Conference on Computer Based Learning in Science, 5-10 July 2003, Nicosia: Universty of Cyprus, 792-799.
• Osman, K., Halim, L., Meerah, M. S. (2006). What Malaysian science teachers need to improve their science instruction: A comparison across gender, school location and area of specialization. Eurasia Journal of Mathematics, Science and Technology Education,2(2), 58-81.
• http://www.ejmste.com/022006/full.pdf (7 Kasım 2008) • O’Sullivan, M. C. (2000). Needs assessment for INSET for unqualified primary teachers
in Namibia: an effective model. Journal of Comparative Education, 30(2), 211-234. • Özdamar, K. (1997). Paket Programlar İle İstatistiksel Veri Analizi. Eskişehir: Anadolu
Üniversitesi Yayınları.
82
• Özdemir, S. M. (2000). Müfredat Laboratuar Okullarında Görev Yapan Öğretmenlerin Eğitim Araç Gereçlerini Etkili Kullanma Durumlarına ve Hizmet İçi Eğitim İhtiyaçlarınaYönelik Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
• Özen, R. (2005). MEB Personelinin hizmet içi eğitim programlarında kalitenin artırılmasına ilişkin görüşleri. XIV. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi. 28-30 Eylül 2005.Denizli: Pamukkale Üniversitesi, Eğitim Fakültesi.
• Paşa, B. (2002). İlkokul Sınıf Öğretmenlerinin Mesleki Yeterliklerinin ve Hizmet İçi Eğitim İhtiyaçlarının Belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
• Peake, J., Duncan, D., Ricketts, J. (2007). Identifying technical content training needs of georgia agriculture teachers. Journal of Career and Technical Education, 23(1).http://scholar.lib.vt.edu/ejournals/JCTE/v23n1/peake.html (12 Ekim 2008)
• Probst, D. A. (1989).Computer technology inservice training needs of elementary school teachers in Nebraska. ETD Collection for University of Nebraska - Lincoln. Paper AAI9019580.
• Rowland, P. (1987). In-service Training of Elementary Teachers to Enhance Science Process Skill Development and Instruction. Final Report. New Mexico State University, College of Education. ERIC NO: ED282775
• M. Gültekin, Z. Çubukçu, S. Dal Saban, A. (2000). Hizmetiçi eğitimde yeni yaklaşımlar. Milli Eğitim Dergisi. 145
• http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/145/saban.htm (10 Nisan 2007) • Şen, S. (2003). Okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin eğitim
gereksinimlerinin saptanması, hizmet içi eğitim ile yetiştirilmesi. Eğitim Araştırmaları, 13, 111-121.
• Tamer, Ç. Z. (1999). Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Örgütünde İlk Kademe Yöneticilerine Dönük Olarak Düzenlenen Hizmet İçi Eğitim Çalışmalarının İhtiyaç Saptama Açısından Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi. Anadolu Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir.
• Tanyel, A. (1999). İlköğretim Okullarında Görevli Sınıf Öğretmenlerinin Hizmetiçi Eğitim İhtiyacı. Yüksek Lisans Tezi. Yıldız Teknik Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
• Tekin, S. ve Ayas, A. (2002). Kimya öğretmenlerinin profesyonel gelişim süreçleri ve hizmet içi eğitime bakış açıları. V. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi, 16-18 Eylül 2002. Ankara: ODTÜ Eğitim Fakültesi.
• Türkay, A. F. (2000). Hizmet İçi Eğitimde Eğitilenlerin Beklentilerinin Karşılanması.Yüksek Lisans Tezi. Bilkent Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
• Tytler, R., Smith, R., Grover, P., Brown, S. (1999). A comparison of Professional development models for teachers of primary mathematics and science. Asia-Pasific Journal Of Teacher Education, 27 (3), 193-214.
• Uçar, R. (2005) İlköğretim Okullarında Görev Yapan Yönetici ve Öğretmenlerin Meb Hizmet İçi Eğitim Uygulamalarına İlişkin Görüşleri (Van İli Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Van.
• Uçar, R. ve İpek, C. (2005). İlköğretim okullarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin MEB hizmet içi eğitim uygulamalarına ilişkin görüşleri. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 3(1) 34-53.
83
• Uşun, S. ve Cömert, D. (2003). Okulöncesi öğretmenlerinin hizmetiçi eğitimgereksinimlerinin belirlenmesi. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 23(2) 125-138.
• Wiles. J., Bondi, J. (1993). Curriculum Development: A Guide to Practice. New York: MacMillîan Publishing Company.
• Yalın, İ. (2001). Hizmet içi eğitim programlarının değerlendirilmesi. Milli Eğitim Dergisi. 150. http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/150/yalin.htm (13 Temmuz 2007)
• Yaşar, Ş., Gültekin, M., Türkkan, B., Yıldız, N., Girmen, P. (2005). Yeni ilköğretim programlarının uygulanmasına ilişkin sınıf öğretmenlerinin hazırbulunuşluk düzeylerinin ve eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi (Eskişehir İli Örneği). Eğitimde Yansımalar: VIII-Yeni İlköğretim Programlarını Değerlendirme Sempozyumu. Kayseri, 14-16 Kasım 2005. Ankara: Sim Matbaası, 51-63.
• Yazıcıoğlu, F. D. (1986). Eskişehir'deki Ortaöğretim Kurumlarında Görevli Yabancı DilÖğretmenlerinin Hizmetiçi Eğitim İhtiyaçları ve Eğitim-Öğretimde Karşılaştıkları Güçlükler. Yüksek Lisans Tezi. Anadolu Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü,Eskişehir.