MBG 113 BİYOLOJİ-I LABORATUVARI · 2013. 10. 9. · Alfa taksonomi Sadece tür, cins gibi...

55
MBG 113 BİYOLOJİ-I LABORATUVARI I .Biyoloji ve Biyolojinin Dalları II. Biyolojinin Tarihçesi III.Canlıların Sınıflandırılması IV.Biyolojik Materyallerin İncelenmesi Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

Transcript of MBG 113 BİYOLOJİ-I LABORATUVARI · 2013. 10. 9. · Alfa taksonomi Sadece tür, cins gibi...

  • MBG 113 BİYOLOJİ-I

    LABORATUVARI

    I .Biyoloji ve Biyolojinin Dalları

    II. Biyolojinin Tarihçesi

    III.Canlıların Sınıflandırılması

    IV.Biyolojik Materyallerin İncelenmesi

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • I. Biyoloji ve Biyolojinin Dalları

    *Yaşama dair gizemler, tarihteki tüm insanları

    etkilediğinden; bitkiler ve hayvanlar hakkındaki araştırmalar

    tüm toplumların tarihlerinde yer almıştır.

    *Bu kadar ilginin bir kısmı, insanların hayata hükmetme ve

    doğal kaynakları kullanma isteğinden gelmektedir.

    *Soruların peşinden koşmak, insanlara, organizmaların

    yapıları hakkında bilgi kazandırdı ve de yaşam standartları,

    zamanla yükseldi.

    * İlginin bir diğer kısmı ise, doğayı kontrol etme isteğinden

    çok, onu anlama isteğinden gelmektedir.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • *Latince Bios (canlı) ve Logos (bilim) sözcüklerinden oluşan Biyoloji,

    canlıların yapısını, vücutlarında geçen temel yaşam olaylarını, eşitliliklerini,

    büyümelerini, gelişmelerini, davranışlarını, çevreleri ile ilişkilerini ve

    yeryüzüne dağılışlarını inceleyen çok geniş kapsamlı bir bilimdir.

    *Bütün canlıların da cansız dünyayı oluşturan maddelerden yapıldığı

    bilinmektedir. Bu bakımdan biyolojinin cansız dünyayı inceleyen bir çok

    bilimle ilgilenmesi doğaldır.

    *Biyoloji, biyokimya, biyofizik ve biyomatematik aracılığıyla temel fen

    bilimlerinden olan kimya, fizik ve matematikle de ilişkilidir.

    *Ayrıca paleontoloji (fosil bilimi) jeoloji ve astronomi ile dolaylı olarak;

    psikoloji, sosyoloji ve antropoloji ile doğrudan doğruya ilişkilidir.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • I-1.Biyolojinin İlkeleri

    *Biyoloji, bilgiye ulaşmak için bilimsel yöntemleri kullanır.

    *Bilimsel teoriler, bilimsel gözlemlere dayanır yeni araştırmalarla geliştirilirler ve

    aynı zamanda, daha gözlenmemiş bir fenomenin tahmin edilebilmesi için de

    kullanılırlar.

    *Biyolojik sistemler, bazen sistematik olarak modellenirler ancak diğer bilim

    dallarında olduğu gibi teoriler sadece matematik kullanarak açıklanmaz bilimsel

    gözlemlere de dayanır.

    Biyolojik bilimler, birkaç temel ilkenin altında toplanılabilirler:

    1.Evrensellik,

    2.Evrim,

    3.Çeşitlilik,

    4.Devamlılık,

    5.Genetik,

    6.Homeostasis,

    7.Etkileşimler.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • I-2. Biyolojinin Dalları

    *Biyoloji o kadar büyük bir araştırma sahası haline gelmiştir ki, genellikle

    bir dal olarak değil de, birbirine geçmiş birçok alt dal olarak görülür.

    *Bu madde, dört ana grubu incelemektedir.

    İlk grup; hücre, gen, vb. temel yapı taşlarını inceleyen dallardan

    oluşmaktadır.

    İkincisi; doku, organ ve vücut düzeyindeki yapıları inceleyen dallardan

    oluşmaktadır.

    Üçüncüsü, organizmalar ve onların geçmişlerini incelerken

    Dördüncüsü de onların etkileşimlerini inceler.

    *Bu sınırların, gruplamaların ve açıklamaların sadece biyolojik

    araştırmanın basitleştirilmiş bir şekli olduğu unutulmamalıdır.

    *Gerçekte, bu dallar arasındaki sınırlar belirli değildir ve birçok dal,

    birbirinin yöntemlerini kullanırlar.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • *Mesela, evrimsel biyoloji, DNA zincirlerini belirlemede moleküler

    biyolojiden fazlaca etkilenir.

    *Başka bir örnek vermek gerekirse, fizyoloji, organ sistemlerinin

    görevlerini açıklarken hücre biyolojisinden oldukça yararlanır.

    *Bunun dışında, etiyoloji ve karşılaştırmalı psikoloji, hayvan

    davranışlarının incelenmesi ve düşünsel özelliklerini incelemesiyle

    biyolojinin sınırlarını genişletirler.

    **Biyolojinin ana dalları aşağıdaki gibi sıralanabilir.

    BOTANİK, ZOOLOJİ, MOLEKÜLER BİYOLOJİ, HÜCRE BİYOLOJİSİ

    (SİTOLOJİ), GELİŞİM BİYOLOJİSİ, FİZYOLOJİ , DAVRANIŞ

    BİYOLOJİSİ, EKOLOJİ, EVOLÜSYON

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Morfoloji: Canlıların dış görünüşünü, şeklini,

    Anatomi: Canlıyı oluşturan organları,bu organların birbirleriyle ilişkilerini,

    Fizyoloji: Organizmadaki organ ve dokuların görev ve işleyişlerini,

    Embriyoloji: Organizmanın gelişme devrelerini (özellikle döllenmiş yumurtadan

    zigottan itibaren meydana gelen gelişme ve farklılaşmaları),

    Sitoloji: Hücrenin yapısını ve çalışmasını,

    Histoloji: Çok hücreli canlılardaki dokuların yapısını ve bu dokuların vücudun

    nerelerinde bulunduğunu, hangi organların yapısına katıldığını,

    Genetik: Canlılardaki kalıtsal özelliklerin dölden döle nasıl geçtiğini, ayrıca“gen”

    in yapısını görevini ve genlerde meydana gelen değişiklikleri,

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Mikrobiyoloji: Mikroorganizmaların beslenme, üreme gibi yaşam şekillerini,

    Biyokimya: Canlıların yapısındaki kimyasal maddeleri ve yaşamın temeli olan

    biyokimyasal tepkimeleri,

    Nörobiyoloji: Canlıların sinir sistemlerinin işleyişlerini ve fonsiyonelliklerini,

    moleküler etkileşimleri,

    Biyofizik: Canlıları incelemede fizik araçlarını kullanan araç ve tekniklerin

    incelenmesini, moleküler biyolojide ki rollerini,

    Ekoloji: Canlıların hem kendi aralarında hem de çevreleriyle olan ilişkilerini tek

    tek veya birlikte incelenmesini,

    Evrimsel biyoloji: Evrim teorisini destekleyen kanıtların incelenmesini,

    Filojeni: Bir grup organizmanın (soyun=türün) evrimsel geçmişinin

    araştırılmasını,

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Taksonomi: Canlıları benzerliklerine göre sınıflandıran çalışmaları,

    İhtiyoloji: Balıkların incelenmesini,

    Entomoloji: Böceklerin incelenmesini,

    Ornitoloji: Kuşların incelenmesini,

    Viroloji: Virüslerin incelenmesini,

    Bakteriyoloji: Bakterilerin incelenmesini,

    İmmünoloji: Vücudun hastalıklara ve yabancı maddelere karşı direncini ve

    bunun temellerinin incelenmesini kapsamaktadır.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Dikkat çekici çalışmaları olan diğer dallardan;

    Deniz biyolojisi: Okyanus ve denizlerdeki yaşamı,

    Limnoloji: Göller ve bunlar içinde yaşayan canlıları,

    Paleontoloji: Tarih öncesi biyolojik yaşamı, fosilleri,

    Sosyobiyoloji: Sosyal ilişkilerin biyolojik temelini,

    Biyometri: Biyolojik olayları istatiksel olarak açıklamayı incelemektedir.

    Ayrıca; son yıllarda uzay şartlarında canlıların karşılaştıkları yeni durumları,

    bunların canlı üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini, canlıların uzaya uyum

    şartlarını araştıran -Uzay Biyolojisi- yeni bir bilim dalı olarak gelişmeye

    başlamıştır.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • II.Biyolojinin Tarihçesi

    Biyoloji ilkeleriyle ilgili bazı bilgilerin tarih öncesinde ortaya çıkmış olduğunu

    arkeoloji buluntuları ortaya koymuştur.

    *Cilalı taş Devri'nde, çeşitli insan toplulukları tarımı ve bitkilerin tıp alanında

    kullanımını geliştirmişlerdir. Sözgelimi eski Mısırlılar, bazı otları ilaç olarak ve

    ölülerin mumyalanmasında kullanmışlardır.

    *Biyolojinin tek bir bilim dalı olarak ortaya çıkması 19. yüzyılda olmuşsa da,

    biyolojik bilimlerinden, tıp gelenekleri ve doğa tarihiyle ilgili olanlarının izi

    Yunanlılara kadar dayanır.

    *Tıbbın kurucusu sayılan Hippokrates, tıbbın ayrı bir bölüm olarak gelişmesine

    büyük katkıda bulunmuşsa da, biyolojinin temel gereçleri olarak gözlem ve

    çözümlemeyi kurumlaştıran, Eflatunun öğrencisi Aristoteles'in özellikle üremeye

    ilişkin gözlemleri ve sınıflandırma sistemiyle ilgili görüşleri önemlidir.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • *Biyoloji incelemelerinde öncülük daha sonra Roma'ya, ve İskenderiye'ye

    geçmiş, İ.Ö. II.yy. ile İ.S.II. yy'a kadar incelemeler özelikle tarım ve tıp

    çevresinde odaklanmıştır. Ortaçağ'daysa, biyoloji incelemesinde İslâm bilginleri

    öne geçmişler ve eski Yunan metinlerinden öğrendikleri bilgileri geliştirerek,

    özellikle tıp bilimine büyük katkıda bulunmuşlardır.

    *Rönesans’da, deneyciliğin tekrar revaçta olması, bilinen organizmaların

    sayısının da hızla artmasıyla, biyolojik düşünce gelişti. Dikkatli gözlemin

    artmasını başladı ve Carolus Linnaeus, Georges-Louis Leclerc, Comte de

    Buffon gibi bilim adamları hayatın çeşitliliğini anlamak, fosil kayıtlarında

    bulunmak ve organizma davranışlarını incelemek adına kavramsal çalışmalar

    başlattı.

    *Rönesans'la birlikte Avrupa'da, özellikle de İtalya, Fransa ve İspanya'da

    biyoloji araştırmaları hızla gelişmiş, XV. ve XVI. yy'larda Leonardo da Vinci ve

    Micheangelo, güzel sanatlarda kusursuzluğa erişme çabaları içinde, son

    derece usta birer anatomi bilgini haline gelmişlerdir.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • *XVII. yy'da William Harvvey insanda dolaşım sistemine ilişkin çalışmalarıyla

    deneysel yöntemi ve memeliler fizyolojisini başlatmıştır.

    *Mekanik felsefenin güçlenmesiyle doğa teolojisinin önem kazanması da doğa

    tarihinin gelişmesi açısından bir etkide bulunmuş olabilir. 18. yüzyılda,

    biyolojinin çoğu dalı - botanik, zooloji ve jeoloji-profesyonelleşmeye başladı ve

    bu bilimsel anlamda bir dal olmaları yolundaki adımları hızlandırdı. Ancak yine

    de 1800'lerin sonuna kadar bu işlem tamamlanmadı.

    *Antoine Lavoisier ve diğer fizikçiler, fiziksel ve kimyasal teorilerle hayvansal ve

    hayvansal olmayan âlemleri birleştirmeye başladı. 19. yüzyıla doğru gidildikçe,

    Alexander von Humboldt gibi kâşif-doğacılar, organizmaların aralarındaki

    ilişkileri ve bu ilişkilerin bulundukları ortama göre nasıl farklılık gösterdiklerini

    inceleyerek biyocoğrafya, ekoloji ve etoloji gibi bilim dallarını başlattı.

    *Çoğu doğacılar, organizmaların değişmediği fikrini reddetmeye başlayıp soy

    tükenmesi ve türlerin değişebilmesi gibi fikirlere sıcak bakmaya başladı.

    *Embriyoloji ve paleontoloji gibi yeni alanlarla bu tarz tutumlar birleşince

    Charles Darwin'in doğal seleksiyon yoluyla meydana gelen evrim teorisi ortaya

    çıktı.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • *19. yüzyılın sonu; hayatın kaynağı ve hastalıklara mikroorganizmaların neden

    olması konularında tartışmalar, sitoloji, bakterioloji ve fizyolojik kimya gibi

    alanlara şahitlik yaptı. Ancak yine de kalıtım konusu tamamiyle bir gizemdi.

    *20. yüzyılın başında, Gregor Mendel'in çalışmaları, Thomas Hunt Morgan ve

    öğrencileri tarafından genetiğin hızla gelişmesini sağladı.

    *1930'lara gelindiğinde nüfus genetiği ve doğal seleksiyonun birleşimi, modern

    evrim sentezinin ve evrim biyolojisinin ortaya çıkmasını sağladı. Özellikle de

    James D. Watson'la Francis Crick'in DNA çift sarmalını 1953'te keşfetmesinin

    ardından birçok dal gelişti.

    *Genetik kodun kırılmasının ve merkezi dogmanın (sentral dogma)

    kurulmasının ardından, biyoloji; ekoloji, etoloji, sistematik paleontoloji, evrimsel

    biyoloji, gelişim biyolojisi ve diğer organizmalarla ilgili dalları kapsayan

    organizma biyolojisi ile hücre biyolojisi, biyofizik, biyokimya, nörobiyoloji,

    immünoloji ve birçok benzer dalı kapsayan moleküler biyoloji olarak ayrıldı.

    *21. yüzyılın başına gelindiğinde bu kadar ayrı parçanın oluşturduğu karışıklık

    ve anlaşmazlık araştırılmaya başlandı.

    *Böylelikle, moleküler tekniklerin de gelişmesiyle genlerin, proteinlerin ve

    onların birbirleriyle ilişkilerinin detaylı açıklamalarını kapsayan çalışmalar hızla

    yol aldı.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • III.CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Evrim

    *Evrimsel süreçte insanlara en yakın canlılar, primatlardır.

    *Biyolojideki temel düzenleyici içerik, tüm canlıların aynı kökten gelip,

    değişik süreçler sonrasında değişip geliştiğini savunan evrimdir.

    *Canlılar arasındaki etkileyici benzerlikler Charles Darwin’de evrim fikrini

    uyandırmıştır. Böylece evrimin sürmesine sebebiyet veren “Doğal

    seleksiyonu” açıklayarak, evrimi, geçerli bir teori olarak kılmıştır.

    *Modern sentez teorisinde, genetik çeşitlilik de bu mekanizmada önemli

    rol oynar.

    *Bir türün, ürediği tür hakkındaki bilgileri, onların özelliklerini ve türün

    son halinin diğer türlerle ilişkisini inceleyen bilim dalına filogeni denir.

    *Biyolojiye birbirinden farklı birçok yaklaşım türü, filogeniyi ilerletir:

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Filogeni

  • *Moleküler biyoloji, DNA zincirlerinin karşılaştırılmalarını yaparken

    fosillerin karşılaştırmalarını da paleontoloji yapar.

    *Bilimadamları, evrim ilişkilerini, birkaç metodla inceleyip düzenlerler.

    Bu metodlar;,filogenetik, genetik ve kladistik olarak üç dalda

    toplanılabilir.

    *Sistematik ve taksonominin ilgi alanı olan sınıflandırma, birbirinden

    farklı yöntemler izler. Taksonomi, organizmaları, taxa adı verilen

    gruplarda sınıflandırırken, sistematik, organizmaların birbirleriyle

    İlişkilerini inceler. Bu bilim dalları, kladistik ve genetik dallarında da

    geliştirmişlerdir.

    *Daha da ileri gidildiğinde, bütün âlemler, tüm türler ayrı ayrı

    sınıflandırılıncaya kadar bölünürler. Bu sıralama, şu sırayla gider: Âlem,

    Filum, Sınıf, Takım, Cins, Tür ve Alt türdür.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • *Bir organizmanın bilimsel adı, onun cinsi ve türüne göre

    belirlenir. Buna ikili isimlendirme (=Binomiyal

    nomenclatura) denir. Mesela, insanlar Homo sapiens

    olarak adlandırılırlar. Homo cinsi, sapiens ise türüdür.

    Bilimsel tür isimlerini yazarken, organizmanın cinsinin ilk

    harfini büyük yazıp türünü küçük harflerle yazmak gerekir.

    Ayrıca tüm adın da yana yatık yazılması bir kuraldır.

    Sınıflandırma için kullanılan terim, taksonomidir.

    *İkili İsimlendirme (=Binomiyal nomenclatura): Bir canlının cins ve tür isimleri ile adlandırılması esasına dayanır. Linnaeus tarafından bulunmuştur. Linaeus bu şekilde yaklaşık 11.000 canlı türünü isimlendirmiştir. İnsana “Akıllı Adam” manasına gelen Homo sapiens ismini uygun görmüştür.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Taksonomi Canlıların sınıflandırılması ve bu sınıflandırmada kullanılan

    kural ve prensipler. Taksonomi terimi Yunanca taksis (düzenleme) ve

    nomos (yasa) sözcüklerinden türetilmiştir.

    Taksonomik çalışmalar üç ana başlık altında toplanabilir

    Alfa taksonomi

    Sadece tür, cins gibi kategorilerdeki taksonların isimlendirilmesi ve

    tanımlanması düzeyinde yapılan çalışmaları kapsar. Bu tür çalışmalar

    Linne ile başlamış olup günümüzde özellikle tür sayısı bakımından çok

    zengin hayvan ve bitki gruplarında hala sürdürülmektedir.

    *Her canlı grubunda ilk çalışmalar alfa düzeyde yapılmış, ancak sorunların

    artık çözümlenemedıği durumlarda beta ve gamma taksonomi metodlarına

    baş vurulmuştur.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Beta taksonomi

    Bu tip çalışmalarda tür ve daha yukarı

    kategorilerdeki akrabalık durumları incelenir,

    daha çok sağlam bir sınıflandırma

    sisteminin gelişimi üzerinde durulur.

    Gamma taksonomi

    Alttür populasyonları düzeyindeki çalışmaları

    kapsar.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Taksonomi Piramidi

    1. Üst Alem 11. Üst Takım

    2. Alem 12. Takım

    3. Alt Alem 13. Alt Takım

    4. Grup 14. Üst Familya (Aile)

    5. Üst Şube 15. Familya (Aile)

    6. Şube 16. Alt Familya (Aile)

    7. Alt Şube 17. Oynak

    8. Üst Sınıf 18. Cins

    9. Sınıf 19. Tür

    10. Alt Sınıf 20. Alt Tür

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Türkçe

    Adı Alem Şube/Divizyo Sınıf

    Takı

    m Aile Cins Tür

    Evcil

    köpek

    Animalia

    (hayvanlar) Chordata

    Mam

    malia

    Carn

    ivora

    Can

    idae

    Can

    is

    Can

    is

    familiaris

    Ekmek

    küfü

    Fungi

    (mantarlar) Zygomycota

    Zy

    gom

    ycetes

    Muco

    ralis

    Muco

    raceae

    Rhizo

    pus

    Rhizo

    pus

    stolo

    nifer

    Tüberküloz

    Bakterisi

    Prokaryotae

    (bakteriler) Firmicutes

    Actin

    obacteria

    Actin

    om

    ycetales

    My

    cobacteriaceae

    My

    cobacteriu

    m

    My

    cobacteriu

    m

    tubercu

    losis

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Takson Bitkiler Yosunlar Mantarlar Hayvanlar

    Bölüm / Şube -phyta -phyta -mycota

    Alt bölüm / Alt Şube -phytina -phytina -mycotina

    Sınıf -opsida -phyceae -mycetes

    Alt sınıf -idae -phycidae -mycetidae

    Takım -ales -ales -ales

    Alt takım -ineae -ineae -ineae

    Üst familya -acea -acea -acea -oidea

    Familya -aceae -aceae -aceae -idae

    Alt familya -oideae -oideae -oideae -inae

    Oymak -eae -eae -eae -ini

    Alt oymak -inae -inae -inae -ina

    Cins

    Tür

    Alt tür

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Bitkihttp://tr.wikipedia.org/wiki/Yosunhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Mantarhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Hayvan

  • TÜRLERİN KÖKENİ

    Tür: Species “Çeşit” yada “Görünüş” anlamına gelir.

    Morfolojik benzerliklere ek olarak, biyokimyasal ve genetik

    özellikleri benzer bireylerin bir araya gelmesi ile ortaya

    çıkar.

    Biyolojik Tür: 1942’de Ernst Mayr tarafından ilk kez tarif

    edilmiştir. Buna göre, üyeleri doğada kendi aralarında

    üreme potansiyeline sahip olan ve yaşayabilir, verimli döller

    meydana getiren, diğer tür üyeleri ile yaşayabilir ve verimli

    döller meydana getiremeyen populasyon yada populasyon

    grubu olarak tanımlanır.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Prezigotik ve Post zigotik Engeller Prezigotik engeller: Kelime anlamı zigot oluşumu öncesi, öncüsü

    engellerdir. Türler arası üremeyi engeller. Bunlar;

    Habitat yalıtımı

    Davranış yalıtımı

    Zamana dayalı yalıtım

    Mekanik yalıtım

    Gametlerle ilgili yalıtımdır.

    Postzigotik engeller: Kelime anlamı zigot oluşumu sonrası, sonrasındaki

    engellerdir. Herhangi bir şekilde iki farklı tür arasında üreme olduğu taktirde

    oluşan zigotun yaşamasını ve/veya üretken döller vermesini engelleyen

    etkenlerdir. Bunlar;

    Hibritin yaşam yeteneğinde indirgenme

    Hibritin üreme yeteneğinde indirgenme

    Hibritin kırılması

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • TÜRLEŞME ŞEKİLLERİ İki genel türleşme şekli vardır;

    Allopatrik türleşme: Coğrafik olarak ayrılan populasyonlarda görülür.

    Simpatrik türleşme: Yaşayış alanı coğrafik olarak çakışan türlerde görülür.

    Türleşme olayında makroevrim

    Türleşme makroevrim ile mikroevrim sınırında yer alır.

    Evo-Devo (Evoluation-Development) Evrimsel biyoloji ve organizmaların nasıl geliştiği konularının kesiştiği

    alandır.

    FİLOGENİ

    Fosil: Geçmişte yaşamış organizmalardan tortul kayaçlar arasında kalan

    izler yada kısımlara verilen isimdir. Biyoloji bilminin tarihsel verileridir.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • SİSTEMATİK

    Sistematik: Sınıflandırma ve Filogeniyi

    birleştiren bilimdir. İlk sistematik

    sınıflandırma 18. yüz yılda

    Linnaeus’un kitabı “Systema Natura =

    Doğanın Düzeni” ile başlar.

    Sonra Darwin’in “Türlerin Kökeni”

    kitabı ile Taksonomi (=Sistematik)

    bilminin kaderi belirlenir.

    Y.M

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Klad ( =Clados): Kelime anlamı Dal demektir. Atasal bir tür ve bundan

    türeyenlerden meydana gelir. Buna tek soydan gelen anlamında

    Monofilogenetik adı verilir (B,C,D,E,F,G,H).

    Polifiletik: Ortak atadan gelen farklılaşıp, yeni özellikler kazanan türlere

    denir (C,D,E,F,G,H).

    D E G H J K

    C F I

    B

    A

    Parafiletik: Ortak atadan gelip tamamen farklılaşan türlerdir (A,I,J,K).

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • HOMOLOJİYİ ANALOJİDEN AYIRMAK

    Organ homolojisi sınıflandırmada sıklıkla kullanılan bir araçtır. Bununla

    beraber farklı evrimsel dallardan gelen türler benzer ekolojik şartlarda

    analog adaptasyonlar kazanırsa birbirine benzer. Bu duruma Konverjent

    Evrim adı verilir ve konvergens sonucu oluşan benzerliğe homoloji değil

    analoji denir. Ör: Balina yüzgeci - Balık yüzgeci, Yarasa kanadı – kuş

    kanadı gibi

    Analoji

    Karakterler

    Primitif (Atasal)

    Homoloji Türemiş (Bir Klad’a özgü)

    Ör: Galapagos adalarında yaşayan deniz iguanaları

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • BİR KLADOGRAM OLUŞTURULMASI

    İlkel özelliklerden, karmaşık özelliklere doğru

    giderken seçilen canlı tiplerinde bu özelliklerin olup

    olmaması 0 ve 1 ile değerlendirilir. Seçilen

    karakterlerin değerlendirilmesi sonucunda

    kladrogram oluşturulur.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Biyoloji Laboratuvarında Kullanılan Araç-Gereçler

    1.Mikroskop

    Çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük cisimlerin

    birkaç çeşit mercek yardımıyla büyütülerek

    görüntüsünün incelenmesini sağlayan bir alettir.

    Öncelikle adından da anlaşılacağı üzere, mikro, yani

    çok küçük hücrelerin incelenmesinin yanı sıra,

    sanayi, genetik, jeoloji, arkeoloji ve kriminoloji adli

    bilimler alanında da büyük hizmetler görmektedir.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • İnsan gözü doğal bir mikroskoptur. Uzaktaki cisimler ufak gözükürler. Cisimler yaklaştıkça teferruatı daha iyi seçilmeye başlanır. Göz, sonsuz bir uyum özelliğine sahip olsaydı mikroskoba ihtiyaç olmazdı.

    Genel olarak mikroskop iki büyük kısma ayrılarak incelenir: mekanik kısım ve optik kısım.

    I.Optik kısımlar : Mercek ve aynadan oluşur.Işık mikroskobunda üç set mercek bulunur;

    Oküler : Mikroskobun üst tarafında gözle objeye bakılan kısımdır.Oküler bir veya iki tane olabilir.Okülerin üzerinde büyütme gücünü gösteren 5X, 10X, 15X gibi numaralar bulunur.Bu numaraların anlamı okülerin objeyi kaç kez büyüttüğüdür. Mikroskop oküleri genellikle 10X'dir.Yani objeyi 10 kez büyüttüğünü gösterir. Oküler çıkartılabilir niteliktedir.

    Objektifler : Döner levha ( revolving nosepiece) üzerinde bulunan merceklerdir.İki veya daha fazla bulunur.Objektiflerin üzerinde de büyütme gücünü gösteren numaralar vardır; 4X, 10X, 40X, 100X gibi. Mikroskopta incelenen bir objenin ne kadar büyütülerek incelendiği oküler ile objektifin büyütme değerleri çarpılarak bulunur:

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Oküler ve Objektif Büyütme değeri

    10X 4X 40X

    10X 10X 100X

    10X 40X 400X

    10X 100X 1000X

    Kondansör : Tabla ortasındaki açıklığın altında yer alan

    tek bir mercek veya mercekler sisteminden oluşur.Görevi,

    geniş bir ışık konisini incelenecek örneğe yansıtmaktır.

    Işık kaynağı : Tablanın altında objeyi aydınlatan bir lamba

    veya aynadır.Işık kaynağından objeye odaklanan ışığın

    miktarı tablanın altında yer alan diyafram ile sağlanır.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • II.Mekanik Kısımlar: Ayar düğmeleri ve destek

    elemanlarından oluşur.

    Ayar düğmeleri :

    Kaba ayar düğmesi : Tablayı yukarı -aşağı indirerek odak

    noktasını ayarlar.Net olmayan, yaklaşık bir görüntü elde

    edilir.

    İnce ayar düğmesi : Kaba ayar düğmesi ile bulunana

    görüntü, ince ayar düğmesi ile netlik kazanır.

    Destek elemanları: Ayak ; mikroskobun masa üzerine

    oturtulduğu taban kısmıdır.

    Gövde; mikroskobu tutup taşımaya yarayan kol ve

    incelenecek örneğin hazırlandığı preperatın konulduğu

    tabladan oluşur . Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Mikroskobun Geliştirilmesi

    ve Tarihçesi

    •Mikroskopların temelini

    oluşturan ilk basit büyütecin

    Roger Bacon (1214-1294)

    tarafından yapıldığı ve bazı

    objelerin incelendiği

    bilinmektedir.

    • Hollandalı bir gözlükçü olan

    Zacharias Janssen 1590

    yılında, iki mercekten oluşan

    basit bir büyüteç yaparak, bazı

    objeleri 50x ve 100x

    büyütebilmiştir. Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • •Galileo Galilei (1564-1642), 1610 yılında, İtalya'da, bir tüp içine yerleştirdiği bir seri

    mercekle, daha fazla büyütme gücü elde etmiştir.

    •Kepler, 1611'de, iki mercekten oluşan bir büyütme aleti geliştirmiştir.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • •Robert Hooke (1635-1703) ve

    Nehemiah Grew geliştirdikleri

    büyütme aletleri ile (200x) bazı

    objeleri ve bitkileri incelediklerini

    açıklamışlardır.

    Hooke, 1665'de, yayımladığı

    Micrographia adlı eserinde yüksek

    organizmaların ve flamentöz

    mantarların mikroskobik

    görünümlerini çizmiş ve bunlar

    hakkında bilgiler vermiştir.

    •Athanasius Kircher (1602-1680),

    32 defa büyütebilen aleti yardımı ile

    vebalı hastaların kanında bazı

    kurtçukları gördüğünü iddia etmiştir. Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • •Histolojinin kurucusu olarak

    tanınan İtalyan bilgin

    Marcello Malpighi (1628-

    1694), basit bir mikroskop

    yardımı ile akciğer dokusunu

    incelemiştir.

    •Jan Swanmmerdan

    1658'de, alyuvarları

    mikroskopla incelemiştir.

    •Pierre Borrel (1620-1671),

    bakterileri görebildiğini iddia

    etmiştir. Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Hollandalı bir tüccar ve amatör bir mercek yapımcısı olan

    Antony van Leeuwenhoek (1632-1723), 200 defadan fazla

    büyütebilen ve iki metal arasına yerleştirilmiş bikonveks

    mercekten oluşan büyütme aleti ile yaptığı çeşitli

    incelemelerde mikroskobik canlılar dünyasını bulmayı

    başarmıştır. Bu nedenle kendisine mikrobiyolojinin kurucusu

    gözü ile bakılmıştır.

    Yaptığı araştırmalar arasında, kanal ve ark sularında protozoa,

    bir gece bekletilmiş yağmur sularında bakteri, diş kiri, biber

    dekoksiyonu, mantar,yaprak, salamander kuyruk kan dolaşımı,

    seminal sıvı, idrar, gaita, vs., materyaller, esas konusunu

    oluşturmuştur.

    İlk bakterileri 1676 yılında görerek, şekil ve hareketlerini

    izlemiş ve şekillerini çizerek bu konuda hazırladığı 200'den

    fazla mektubunu Londra'daki "Phylosophical Transaction of the

    Royal Society" ye göndermiş ve İngilizce olarak yayımlanması

    sağlanmıştır.

    Bu mektuplarında, özellikle, diş kiri ve biber infusyonundan

    yaptığı muayenelerde milyonlarca küçük canlıya

    (hayvancıklara, animaculate) rastladığını da belirtmiştir.

    Araştırıcı, aynı zamanda, bakterileri yüksek ısıda tuttuğunda

    veya sirke ile muamele ettiğinde öldüklerini de belirtmiştir.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • •Huygens, 1684'de, iki mercekli oküleri

    geliştirmiştir.

    •Chester Moor Hall ve John Dalland,

    1773'de, birbirlerinden bağımsız olarak,

    dispersiyonu düzelten mercekler

    geliştirdiklerini açıklamışlardır.

    •J.N. Lieberkühn, 1739'da, A. van

    Leeuwenhoek'in mikroskobunu daha da

    geliştirmiştir.

    •Chevalier, 1824'de, mikroskopta birçok

    mercekleri bir araya getirerek başarılı

    olarak kullanmıştır.

    •J.J. Lister, 1830'da, modern mikroskobun

    prensiplerini koymuştur. Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • • Ernest Abbe (1840-1905), 1870'de, akromatik objektif ve kondansatörü

    yapmış ve kullanmıştır.

    • Abbe ve Carl Zeiss (1816-1866), apokromatik mercek sistemini

    bulmuşlardır.

    • Andrew Ross (1798-1853), 1843'de binoküler mikroskobu yapmıştır.

    • J.J. Woodvard, 1883-1884'de, mikroskop yardımı ile fotoğraf çekmeyi

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Heimstadt, Carl Reichert (1851-1922) ve Lehmenn, ilk olarak

    fluoresans mikroskobu yapmayı başarmışlardır.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Louis de Broglie elektron mikroskobun

    esasını bulmuştur. Max Knoll ve Ernst

    Ruska ilk elektron mikroskubu

    yapmışlardır (1933).

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Mikroskop Çeşitleri

    1 Stereoskopik mikroskoplar

    1.1 Polarizasyon mikroskobu

    1.2 Faz Kontrast mikroskobu

    2 İnterferens mikroskobu

    2.1 Metalurji mikroskobu

    2.2 Elektron mikroskobu

    2.3 Karanlık alan mikroskobu

    2.4 Fluorescens mikroskop

    2.5 X-Ray mikroskobu

    2.6 Confocal Laser Scanning mikroskop

    2.7 Saha emisyon mikroskobu

    2.8 Atomik Kuvvet Mikroskobu

    2.9 Cevher Mikroskobu

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • 1.Stereoskopik mikroskoplar

    *Cisimlerin üç boyutlu görüntülerini temin etmek

    maksadıyla stereoskopik mikroskoplar yapılmıştır.

    *İki mikroskop optik sisteminin bir dürbün şeklinde bir

    sehpa üstüne montesinden ibarettir.

    *Bu mikroskoplar Biyoloji laboratuvarları için

    elverişlidir.

    *Objeyi inceleyebilme ve disseksiyon yapma imkânı

    verebilen, iki gözle bakılarak üç boyutlu görüntü

    sağlanan mikroskoplardır.

    Bir Carl-Zeiss stereomikroskopta bulunan x6,3

    büyütmeli objektif ve x10 büyütmeli oküler ile örneği 63

    kez büyüterek dıştan, total olarak incelemek

    mümkündür. Modern stereomikroskop optikal dizaynı. A - Objektif B - Galilean teleskobu (dönen

    objektifler) C - Zum Kontrol D - İç objektif E - Prizma

    F - Relay lens G - Taksimatlı objektif H – Mercek

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • 1.1.Polarizasyon mikroskobu

    Döner bir tabla ile iki nicol prizma veya iki polarıcı çuhayla donatılmış bir

    optik mikroskoptur. Tablanın altına yerleştirilen polarıcı nicol, cismin üzerine

    polarılmış ışık gönderir; analizleyici nicol ise, objektifin biraz üzerine

    yerleştirilmiştir. Bu iki prizma karşılaştığı zaman, belli bir devrani gücü olan

    maddelerin veya çift kırılımlı maddelerin bulunduğu bölgeler hariç,

    mikroskobun alanı karanlık olarak gözükür. Canlı incelemeye uygun olan bu

    mikroskop hücre ve dokuların bazı kısımlarını polarize ısığa gösterdikleri

    özel tepkilerden hareketle geliştirilmiştir. Önemli olan polarize bir ışığın

    bulunması olayıdır. Kaynakla kondansör arasına konulan polarlayıcı levha

    ışık demetinin ikiye ayrılmasını sağlar. Işık demetlerinden biri objeden diğeri

    İse kırılarak obje dışından geçer ve tekrar birleşirler. Siller, keratin, kristal,

    sinir ve kas fibrilleri, nişasta gibi hücre içi yapılar ve bölünmedeki mitotik

    yapılar gibi birçok moleküler düzeydeki örneğin gösterilmesinde görevli

    mikroskoplardır.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

    http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Nicol&action=edit&redlink=1

  • 1.2.Faz Kontrast mikroskobu

    Genellikle boyanmamış ve canlı hücrelerde çalışılma zorluğundan

    tercih sebebi olmaktadırlar.Görünen ışığın şeffaf objeden

    geçişinde,hücre içindeki yapıların ışığı kırma indisleri farkından yararlan

    ve farklı yapıları ayırt etme prensibinde çalışır. Işık dalgaları canlı

    hücreyi katederken bir organelle karşılaşır ve yansır. Bunun sonucunda

    ışık dalgaları hücrelerden ayrı fazlarda veya ayrı zamanlarda

    çıkarlar.Hava ile temas eden bir ışık dalgası göze gelen görüntüdeki

    hücre kısımları farklı olarak ayırt edilebilir.Objektif ve kondansör

    mercekleri amplitüd farklarını ortaya koyan optik yüzeyler

    bulundurduklarından parlaklıkları indirgenir,ışık dalgası örneği

    katederken bütün noktalarda olan farklılıkları çıkartır ve obje ışık

    mikroskobunda görülemezken ,burada sağlanmış olan kontrastlık

    sayesinde detaylı incelenebilir. Canlı materyal, hücre sitoplazması bu

    mikroskop ile iyi gösterilmektedir.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

    http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Amplit%C3%BCd&action=edit&redlink=1

  • 2.İnterferens mikroskobu

    Faz kontrast mikroskobunun iyi bir versiyonudur.Aralarında bulunan tek

    fark ışık demetinin kullanımdan kaynaklanır.Bir ışık demeti örnekten

    geçerken diğeri ise ışıktan geçemeyen ışık demetidir,değişik bölgelerin

    farklı yoğunlukları sayesinde kırılma indisleri ile farklılıkları ortaya koyar

    ve renkli bir görüntü oluşumunu sağlar. Diferansiyel interferens

    mikroskop:Hücre yüzeyinin daha iyi gösterilmesini sağlar ve benzer bir

    mikroskoptur.

    2.1.Metalurji mikroskobu

    Maden parçaları ışığı geçirmediği için mikroskoba kuvvetli bir ışık

    kaynağı ilave edilmiştir. Kaynaktan gelen ışık incelenecek cisme

    çarptırılarak objektife yansıyan ışıklardan inceleme yapılır.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • 2.2.Elektron mikroskobu

    Elektron mikroskobu genel olarak

    cisimden saçılan elektronların

    görüntülenmesi üzerine kuruludur.

    Maddeyle etkileşen elektronların

    dalgaboyu bu görüntülemenin

    Nanometre boyutlarında yapılmasına

    olanak sağlar. Bu tip mikroskoplar,

    elektron enerjisine ve ölçüm aletinin

    çalışma moduna göre, geçirimli

    elektron mikroskobu, taramalı

    elektron mikroskobu, düşük enerjili

    elektron mikroskobu gibi farklı

    sınıflara ayrılır. Kullanım alanları

    temel bilimlerden (başta katı hal

    fiziği olmak üzere jeoloji, Biyoloji gibi

    birçok dalı içine alarak), tıbbi ve

    diğer teknolojik uygulamalara kadar

    geniş bir yelpazeyi kapsar.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Dalgaboyu

  • 2.3.Karanlık alan mikroskobu

    Boyanmış ya da canlı örneklerin incelenmesinde kullanılır.Karanlık

    alanda özel bir kondansör yardımı ile ışıklı bir görüntü oluşturmaktadır.

    Otoradyografide gümüşlenen kısımların ayırt edilmesini sağlar. Tıpta

    Spiroket gibi bakterilerin ayırt edilmesinde önemli yer tutar.

    2.4.Floresan (Fluorescens) mikroskop

    Aydınlanmasında güçlü kaynaklar kullanan (ultraviole ışınları yayan,

    civa veya xenon yakan ark lambaları)bir mikroskop çeşididir.Bazı

    modellerinde lazer kullanımıda gözlenen mikroskopta obje ışığı

    absorbe eden moleküller içeriyorsa onu farklı renklerde yayar.

    İnceleme yapılacak materyelde özel boyalar ve özel inceleme işlemleri

    kullanılır.Parazitoloji ve bakteriolojide önemli yer tutarlar.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Kondans%C3%B6rhttp://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Spiroket&action=edit&redlink=1http://tr.wikipedia.org/wiki/Bakterioloji

  • 2.4.X-Ray mikroskobu

    Işıkların ,rastladıkları partiküllerle çarpışmaları sonucu yönlerini değiştirmeleri

    sonucu merceklerde bir görüntü oluşur ve bu prensipte çalışır.Bu kırınıma

    uğrayan x ışınları,merceklerin özelliği sayesinde kaynak haline getirerek obje

    yansıtılır,buradan ince grenli fotoğraf plağına veya ekrana gelen görüntünün

    yapısal özelliği,konsantrik çizgi ve noktalardan oluşmasıdır.

    2.5.Konfokal (Confocal Laser Scanning) mikroskop

    Işık kaynağı lazer olan optik mikroskoplarla Scanning Elektron mikroskop

    arasında bir mikroskop çeşididir. Fluoresens işaretleyicilerle işaretlenen nükleik

    asit dizileri bu mikroskopla incelenmektedir.

    2.6.Saha emisyon mikroskobu

    Metal veya yarı iletkenlerin yüzey görüntülerinden kristal yapılarını incelemek

    için, saha Emisyon mikroskopları kullanılır. Çok yeni bir teknik olan bu

    mikroskopları elektron ve optik mikroskoplardan ayıran özellik, cisimden ışık

    veya foton geçirmek yerine cismin kendisinden elektron veya iyon koparma

    (emisyon) olayıdır. Emisyon elektrik sahası ile sağlanır.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Emisyon

  • 2.7.Atomik Kuvvet (Atomic Force) Mikroskobu

    Atomik kuvvet mikroskobu(AFM) kullanılarak atomik boyutta görüntüler

    lede edilerek yüzey çalışmaları yapılmaktadır.Radyasyon malzeme

    etkileşimleri açısından büyük öneme sahip olan polimerlerin ve ileri

    teknoloji ürünü süper iletkenlerin yapımı ve karakterizasyon

    çalışmalarıda yapılmaktadır.

    2.8.Cevher Mikroskobu

    Bir polarizan mikroskop çeşididir.Normal polarizan mikroskoptan farklı

    olarak ışık üstten verilerek görüntü sağlanmaktadır. Cevher

    minerallerinin göstermiş oldukları dokusal ilişkilerin yorumlanması,

    maden yataklarının ekonomik potansiyelinin belirlenmesinde ve cevher

    hazırlama süreçleri öncesinde büyük önem taşır.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • 2.Laboratuvar Teknikleri, Ayıraçlar ve Ölçü Birimleri

    Laboratuvar da canlıların doku ve hücrelerini incelemek için aşağıdaki

    tekniklerden yararlanılır:

    *Vital (canlı) inceleme : Bir canlının doğrudan doğruya sıvı bir ortam içinde

    incelenmesidir.

    *Doku kültürü : Özellikle embriyonik dokulardan alınan küçük parçaların uygun

    ortamlarda saklanıp, geliştirilmesidir.

    *Kesit alma : Katı veya dondurulmuş ya da mürver özü gibi maddeler içine

    gömülmüş yapılardan bistüri veya jilet gibi keskin aletlerle kesit alınmasıdır.

    *Fiksasyon : Hücrenin yapısının kimyasal ve morfalajik yönden en az değişikliğe

    uğramasını sağlamak amacıyla, hücrenin birden bire öldürülmesidir.

    *Boyama : Hücrenin ve bir mikroorganizmanın değişik kısımları, farklı kimyasal yapı

    gösterdiği için farklı boyanma yeteneğine sahiptir. Boyalar bazik veya asidik

    yapıdadır.Asidik boylar hücrede bazik yapı gösteren kısımları boyarken , bazik

    boyalar hücrede asidik yapı gösteren kısımları boyar.

    *Dondurma-kurutma yöntemi : Doku hızla dondurulup, daha sonra kurutulmaya

    bırakılır.

    *Dondurma-buzla yer değiştirme yöntemi : Hızla dondurulan dokunun etanol,

    metanol ya da aseton gibi buz kristallerini eriten sıvılarda saklanmasıdır.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Biyoloji laboratuvarında en sık kullanılan ayıraçlar :

    Maddeler Ayıraçları ve Tepkimeleri

    Glikoz Benedict veya Fehling Çöz Kiremit kırmızısı renk verir

    Nişasta İyot (lugol) Çöz. Mavi-siyah renk verir

    Selüloz İyotlu çinko klorür Açık mavi-yeşil renk verir

    Glikojen İyot Çöz. Kahverengi-kırmızı renk ver

    Protein Biüret ayıracı Mor renk verir

    Protein Nitrik asit Sarı renk verir

    Yağ Eter + Kağıt Saydam leke oluşur

    Yağ Sudan III Kırmızı renk verir

    Asit Turnusol kağıdı Kırmızı renk verir

    Asit Kongo kırmızısı Mavi renk verir

    Asit Fenol kırmızısı Sarı renk verir

    Baz Turnusol kağıdı Mavi renk verir

    Baz Kongo kırmızısı Kırmızı renk verir

    Soda(CO2'li su) Fenol kırmızısı Sarı renk verir

    Soluk üfleme Fenol kırmızısı Sarı renk verir

    Kireç suyu Asit Değişme olmaz

    Kireç suyu Soda Bulanma, beyaz çökelek oluşur

    Ba(OH)2 , NaOH ve KOH karbondioksit (CO2) tutucudur.

    Oksijen yakıcı bir gazdır.

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER

  • Biyolojide kullanılan bazı ölçü birimleri :

    10 Angström (Å) = 1 nanometre (nm)

    1000 nanometre = 1 mikrometre (mm)

    1000 mikrometre = 1 milimetre (mm)

    10 milimetre = 1 santimetre (cm)

    100 santimetre = 1 metre (m)

    1000 pisogram(pg) = 1 nanogram (ng)

    1000 nanogram = 1 mikrogram (mg)

    1000 mikrogram = 1 miligram (mg)

    1000 miligram = 1 gram (g)

    1000 gram = 1 kilogram (kg)

    10³*10³*10³ µm³ = 1milimetre³ (mm³)

    1000 mm³ = 1 santimetre³ (cm³ veya cc)

    1µm³ = 1 mikrolitre (µl)

    1000 µl = 1 mililitre (ml)

    1000 ml = 1 litre

    Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER