MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES …...12.000 yıl önce göstermi Batı...
Transcript of MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES …...12.000 yıl önce göstermi Batı...
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
1
MANİSA-SALİHLİ
HACILI MAHALLESİ
108 ADA 1PARSEL
GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ (990+875 kWe)
NAZIM İMAR PLANI
AÇIKLAMA RAPORU
Halil Türkmen
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
2
1-PLANLAMANIN KONUSU:
Manisa ili, Salihli ilçesi Hacılı mahallesi sınırları içerisinde 108 ada 1 parselde Güneş Enerji
Santrali amaçlı Uygulama imar planı yapılmıştır. Santral 2 üniteden oluşmakta olup gücü
990+875kWe'dir.
2-PLANLAMA ALANININ ÜLKE VE BÖLGE İÇERİSİNDEKİ YERİ:
Manisa ili Türkiye’nin batısında Ege Bölgesinde bulunmaktadır.
Harita-1:Manisa İl Haritası
Batı Anadolu'da Spil Dağı ile Gediz Nehri arasında yer alan Manisa, Ege Bölgesinin ulaşım
bakımından önemli bir noktasında bulunan zirai, ticari ve sanayi açıdan gelişmiş bir
kentimizdir. Tarihi M.Ö. 3000 yıllarına inen ilde Hitit, Frig, Lidya, Makedon, Roma, Bizans,
Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait izler bulunmaktadır. Tarih boyunca kültür ve sanatın
yoğunlaştığı, ticaret yollarının geçtiği Manisa, kültürel ve doğal zenginlikleri ile ilgi çekici
tatil olanakları sunmaktadır.
Tarihçe
Manisa ve yöresinin tarih öncesi ile ilgili pek bilgi yoktur. Salihli Sindel Köyü’nde bulunan
Paleolitik Çağ’a (Yontma Taş Devri) ait fosil ayak izleri yörede insan topluluklarının
yaşadığını kanıtlayan ve yaklaşık 26.000 yıl öncesine tarihlenen buluntulardır. Kırkağaç
Yortan Köyü’nde bulunan mezarlar ise, farklı bir mezar kültürü olan Tunç Devri’ne aittir.
Hermessos ve Kaikos ya da bugünkü adıyla Gediz ve Bakırçay vadilerinde kurulmuş olan
Tantalis (Manisa) ve Thyateira (Akhisar) bölgede bilinen ilk yerleşimlerdir.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
3
Manisa’nın, Yunanistan’ın Teselya Bölgesi’ndeki Pelion Dağı civarından göç eden Magnetler
tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. Bölge M.Ö. 1450-1200 yıllarında Hititlerin
etkisinde kalmıştır. Kybele bereket tanrıçası kabartması yöredeki Hitit varlığın
göstermektedir. M.Ö. 1200’lerde ise Lidyalılar gelmiş ve Kızılırmak’a kadar bütün Batı
Anadolu’ya egemen olmuşlardır. Tarihte, devlet güvencesinde ilk parayı basan Lidya
Krallığı’nın başkenti bugünkü Sardes (Sart) şehriydi. Paktalos (Sart) Çayı’ndan çıkarılan altın
madeni ile ünlüydü. Lidya Krallığı gücü ve zenginliğiyle ünlü son Kral Krezüs’ün adıyla
özdeşleşmiştir. Ancak M.Ö. 546 yılında Persler tarafından yıkılmıştır. İrili ufaklı çok sayıda
tümülüsün yer aldığı Bintepeler Mevkii bu devri simgeleyen eserleri barındırmaktadır.
Bölge; M.Ö. 546 yılından M.Ö. 334 yılına kadar Pers egemenliğinde kalmıştır. Sardes bu
dönemde de önemli bir ticaret merkezidir. M.Ö. 334’de Trakya üzerinden Anadolu’ya geçen
Büyük İskender, Pers ordularını yenerek Suriye’ye doğru ilerlemiş ve Pers egemenliğine son
vermiştir. Büyük İskender’in M.Ö. 323 yılında ölümünden sonra satraplıkların birbirleriyle
mücadelesi M.Ö. 301 yılında İskender İmparatorluğu’nun sonunu getirmiştir. Bu döneme ait
en önemli eser Sardes Örenyeri’ndeki Artemis Tapınağı’dır.
Daha sonra Bölge Bergama Krallığı’nın egemenliğine girmiştir. Bölgenin önemli kentlerinden
Philadelphia’ya (Alaşehir) ismini dönemin krallarından II. AttalosPhiladelphos vermiştir.
Bergama Krallığı III. Attalos’un ölümünden sonra (M.Ö. 133), vasiyeti üzerine Roma
İmparatorluğu’nun yönetimine devredilmiştir. M.S. 17 yılında meydana gelen büyük
depremde bölgedeki Magnesia, Thyateira, Philadelphia ve Sardes gibi bütün yerleşimler
büyük ölçüde yıkılmışsa da İmparator Tiberius’un katkılarıyla yeniden inşa edilmiştir.
Roma döneminde bölgede üretim ve ticaret canlanmış, Gediz ve Bakırçay vadilerinde mevcut
tarımsal ürünlere yeni çeşitler eklenmiştir. M.S. 395 yılında Teodisius’un imparatorluğu iki
oğlu arasında pay etmesiyle Manisa ve çevresi Doğu Roma yani Bizans İmparatorluğu’nun
sınırları içinde kalmıştır. Hıristiyanlığın batıya doğru yayılmasında, Philadelphia, Sardes ve
Thyateira kentlerinin önemli rolü olmuştur. Magnesia da bu dini ilk benimseyen kentlerden
olmuş sonra da önemli bir piskoposluk merkezi haline gelmiştir.
İstanbul 1204 yılında Latinler tarafından işgal edilince imparatorluk merkezi İznik’e
taşınmıştır. İmparator IannesDucasVatatzes’in otuz yılı aşkın bir süre oturması sebebiyle
Magnesia ekonomik, sosyal ve stratejik açıdan Batı Anadolu’nun en önemli şehirlerinden biri
haline gelmiş ve imparatorluk merkezi görevini üstlenmiştir. İmparator 1255 yılında
Manisa’da ölmüş ve buraya gömülmüşse de mezarının yeri belli değildir. Sardes,
Philadelphia, Thyateira ve Magnesia Kalesi kalıntıları Bizans döneminden kalan kalıntılardır.
1261 yılında İstanbul Latinlerden geri alınınca Manisa önemini yitirmiştir.
Manisa 1313 yılının 25-26 Ekim’ine tekabül eden Regaip Kandili gecesi Alpagı oğlu Saruhan
Bey komutasındaki askerler tarafından fethedilmiş ve Saruhanoğulları Beyliği’nin merkezi
haline getirilmiştir. 1346 yılında ölen Saruhan Bey’in türbesi şehrin merkezindedir. Yerine
önce oğlu İlyas Bey, onun ölümüyle de İshak Çelebi bey olmuş ve beyliğin en ihtişamlı
dönemlerini yaşatmıştır. Ulu Camii ve Medresesi, Mevlevihane ve Çukur Hamam gibi birçok
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
4
eseri İshak Çelebi şehre kazandırmıştır. Tahminen 1390 yılına doğru vefat etmiş ve kendi
yaptırdığı türbesine gömülmüştür.
Manisa 1391 yılında Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katılmış, ancak
Ankara Savaşı sonrası Timur bölgeyi yeniden eski sahiplerine iade etmiştir. 1412 yılında ise
Çelebi Mehmed kesin olarak Manisa’yı Osmanlı egemenliği altına sokmuş ve Saruhan
Sancağı adıyla idari bir birim haline getirmiştir. Manisa 1437-1595 yılları arasında Osmanlı
şehzadelerinin saltanat tecrübesi kazandıkları önemli siyasi merkezlerinden biri haline
gelmiştir. Bu dönemde II. Murad, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim,
III. Murad, III. Mehmet ve I. Mustafa gibi daha sonra Osmanlı tahtına da oturmuş
padişahların da içerisinde olduğu 16 şehzade Manisa’da sancakbeyliği yapmışlardır.
Bu dönem zarfında Manisa’da şehzadeler ve maiyyetlerindekiler cami, medrese, han, hamam,
imaret, çeşme, hastane, köprü ve kütüphane gibi birçok vakıf eserleri yaptırmışlardır. Bunların
bir kısmı günümüze kadar ulaşabilmiştir. II. Murad’ın yaptırmış olduğu başta Saray-ı Amire
olmak üzere birçok eser ise zamana yenik düşmüştür.
16. yüzyıl sonlarına kadar genelde sakin olan Saruhan Sancağı’nda bu tarihten sonra bütün
Anadolu’da olduğu gibi eşkıyalık hareketleri görülmeye başlar. Yaklaşık iki asır devam eden
eşkıya, suhte (medrese öğrencisi) ve sipahilerin yağma ve talanlarından bölge büyük zarar
görmüştür. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bölgeye hakim olan Karaosmanoğulları bu
tür hareketleri büyük ölçüde sona erdirmiştir.
Mondros Mütarekesi’nin 7. maddesine dayanılarak 15 Mayıs 1919’ da bölgede Yunan işgali
başlar. İşgal sırasında Manisa Merkezde İstihlâs-ı Vatan, Cemiyet-i Müderrisîn, Demirci’de
Müdafa’a-i Hukûk-u Osmânî, Gördes’de Hareket-i Milliye Teşkilatı, Kırkağaç’daİstihlâs-ı
Vatan, Kula’da Redd-i İlhak, Soma’da Müdafa’a-i Hukuk ve Turgutlu’da Müdafa’a-i Hukûk-
u Osmâni adlı Cemiyetler kurularak Yunan işgaline karşı mücadeleler verilmiştir.
30 Ağustos 1922’deki Dumlupınar Meydan Muharebesi’nin zaferle sonuçlanması üzerin
Fahreddin Paşa komutasındaki kolordu İzmir’e doğru ilerleyerek Yunan direnişini kırmıştır.
İzmir’e doğru kaçan Yunanlılar ve yerli Rumlar kenti ateşe vermiş, günlerce süren yangında
tarihin Manisa’ya kazandırdığı büyük kültürel mirasın önemli bir kısmı yok olmuştur.
Yaklaşık üç yıl Yunan işgalinde kalan şehir 8 Eylül 1922 tarihinde kurtarılmıştır.
1923’de Saruhan adıyla vilayet olan şehrin adı, 1927 yılında Manisa olarak değiştirilmiştir.
Cumhuriyet döneminde yeniden imar gören Manisa, karayolu ve demiryolu ulaşımı
bakımından önemli bir noktadadır. Zirai, ticari ve sanayi açısından da ülkemizin gelişmiş
illeri arasında bulunmaktadır.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
5
Coğrafya
Manisa; 38° 04’ - 39° 58’ kuzey enlemleri ile 27° 08’ - 29° 05’ doğu boylamları arasında yer
alır. Ege Bölgesi’nin asıl Ege bölümünde yer alan İl; kuzeyde Balıkesir, kuzeydoğuda
Kütahya, doğuda Uşak, güneydoğuda Denizli, güneyde Aydın ve İzmir, batıda ise İzmir ili ile
çevrilidir.
Topografya
Gediz depresyonu içinde yer alan Manisa; İl merkezi 71 m. yüksekliktedir. Kuzeydoğuya
doğru gidildikçe yükseklik artmakta ve Demirci’de ilçe merkezi 850 m. yüksekliğe
ulaşmaktadır.
İlin önemli dağları, bölgenin de en yüksek dağı olan Bozdağlar (Kumpınar 2070 m),
eteklerinde il merkezi kurulu olan Spil (Karatepe 1517 m) ve Yunt Dağı (Nemrut Tepe 1074
m)’dır. Demirci Dağları, Manisa, Kütahya, Balıkesir sınırlarını da oluşturur ve en yüksek yeri
Ziyaret Tepe 1800 m.dir. Demirci Dağları’nın güneybatı uzantısı olan Çomaklı ve Dibek
Dağları’nın en yüksek noktası Aysekizi Tepesi 1034 m.dir. Alaşehir Çayı’na paralel uzanan
Uysal Dağı’da 1135 m. yüksekliğe sahiptir.
İlin kuzeydoğusu ile doğusunda Demirci, Gördes ve Kula civarı 1000 m’ye kadar ulaşan
platolardan oluşmaktadır. Kula volkanik sahası ise en son faaliyetini zamanımızdan yaklaşık
12.000 yıl önce göstermiş Batı Anadolu’nun en önemli jeolojik oluşumları arasında yer
almaktadır.
Bozdağlar ile Yunt Dağları arasındaki depresyonik alan içinde Manisa pek çok ovaya da
sahiptir. Bunların başlıcaları Gediz, Bakırçay, Alaşehir, Salihli, Turgutlu ovalarıdır.
En önemli iki akarsuyu bulunmaktadır. Bunlar Gediz (384 km) ve Bakırçay (204 km)’dır.
Salihli ve Gölmarmara ilçeleri arasında tektonik oluşumlu, denizden yüksekliği 74 metre olan,
yaklaşık 12 km²’lik alanı kaplayan Marmara Gölü vardır. Manisa’nın üç tane de barajı
bulunmaktadır. Bunlar Demirköprü, Afşar ve Sevişler barajlarıdır. Ayrıca Gördes Baraj’ı inşa
halindedir.
İklim
Manisa; makroklima Akdeniz iklim şartları altındadır. İlin kuzeydoğusu Akdeniz iklimi ile
karasal iklimin geçiş noktasında yer alır. Yıllık sıcaklık ortalaması 16.8 °C olup en sıcak ay
olan Temmuz ortalaması 34.4 °C ve en soğuk ay olan Ocak ayı ortalaması 3.0 °C dir.Yıllık
yağış ortalaması 740 mm ile yarı kurak bir karakter taşımaktadır.
Bitki Örtüsü ve Doğal Hayat
Akdeniz iklim şartlarına bağlı olarak ilin birinci bitkisi kızılçamdır. Daha sonra yaygın olarak
maki türler yaygınlık gösterir. Ilıman iklimin soğuk sektörüne ait olan karaçamlar dağlık
kesimlerin bitkisi olarak 850 m yükseklikten sonra varlığını gösterir. Bölgenin bir diğer
yaygın ağaç türü ise palamut başta olmak üzere meşe türleridir.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
6
Yaban hayatı bakımından oldukça zengin olan Spil Milli parkında tavşan, tilki, kurt, çakal,
domuz, sansar, porsuk, kirpi ve sincap gibi hayvanlar sıklıkla, kınalı ve çil keklik ise daha
nadir bulunan hayvanlardır. Ötücü kuşların hemen birçok türü ile yırtıcı kuşlardan doğan,
atmaca ve kartal da bulunmaktadır. Ayrıca geyik koruma ve üretme sahasında geyiklere ve
Muradiye Keklik Üretme İstasyonu’nda üretilerek, korunabilen alanlara salınmış sülünlere
rastlamak da mümkündür.
Salihli, Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde bulunan Manisa ilinin ilçelerinden biridir. Odun Köftesi,
Kirazı ve Üzümü ile meşhurdur. Tarihte ilk paranın basıldığı ve günümüzde UNESCO Dünya
Mirası Geçici Listesi'ne giren Sardes antik kenti bu ilçede bulunmaktadır. İlçe, bölgenin tarih,
doğa ve termal turizmi bakımından en önemli merkezlerindendir. Salihli, çeşmelerinden su
içilebilen nadir kentlerden birisidir.
Tarihten gelen özgüveni ve birikimiyle günümüzde de bölge ekonomisine lokomotiflik
yapabilecek birçok değere sahip olan Salihli, tarıma elverişli toprakları, termal enerjiye dayalı
seraları, hızla gelişen Organize Sanayi Bölgesi, Bakanlar Kurulu Kararı ile resmileşen ve bina
inşaatı devam eden İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve turizm yatırımları ile yakın
gelecekte büyük bir ivme kazanacaktır.
Salihli Uydu Görüntüsü
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
7
3-PLANLAMANIN AMACI:
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ GEREKLİLİĞİ
Enerji, çağımızda en önemli tüketim maddelerinden biri ve vazgeçilmez bir uygarlık aracıdır.
Gelişmişlik düzeyi yüksek ülkelerin en önemli ihtiyaçlarının başında gelen enerji tüketimi,
sürekli artmakta ve bu artış gelecekte de devam etmektedir. Bugün sahip olduğumuz
teknolojik gelişmelerin devam etmesi ve sunduğu imkanların yaşamımızda sürmesi için
doğrudan ve dolaylı olarak enerji tüketmek zorundayız. Tüketmek zorunda olduğumuz
enerjinin bugün büyük bir çoğunluğu fosil yakıtlarından, geri kalanı ise nükleer ve
yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmaktadır. Fosil yakıt kullanımının çevre ve insan
sağlığına verdiği tüm dünya üzerindeki zararları, önlem alınmazsa bu zararların telafisi için
gelecekte yaşayacak insanların ödeyeceği bedelin çok büyük boyutlara erişeceğini kaçınılmaz
olacaktır. Enerji üretiminde fosil kaynak kullanımının devam edebilme olanağının kalmadığı,
kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Bu durumda, sanayinin gelişmeye başlaması ile
kullanımı giderek artan, kalkınma ve sanayileşme yolunda verdiği zararlar, önceleri göz ardı
edilen bu enerji kaynaklarının yerine çevremizin kendi doğal ürünü olan yenilenebilir enerji
kaynaklarının kullanılmasının arttırılması gerçeği her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır.
Hava, su, toprak kirliliğinden bitki örtüsünün ve hayvanların yok olmasına kadar uzanan
çevre sorunları, bu sorunlardan etkilenen insanlarda gelecek kaygısı uyandırmış, bu kaygı ile
beraber, çevrenin korunmasına karşı hassasiyet de giderek artmaya başlamıştır.
Fosil yakıtlar kullanılarak elde edilen enerjinin kullanılmasının neden olduğu dışa bağımlılık,
yüksek ithalat giderleri, küresel ısınma gibi önemli çevre sorunlarıdır. Bilinen bir diğer
olumsuzluk da fosil kaynakların yakın gelecekte tükenecek olmasıyla ortaya çıkacak enerji
sorunudur. Hammadde ve enerji kaynakları kapasitelerinin sınırlı olmasına karşın, hammadde
ve enerji ihtiyacının hayatımızda her geçen gün giren yeni teknolojik ürünlerin kullanımı ile
sürekli ve hızlı bir biçimde artış göstermesi, insanlığı yeni kaynaklar bulmaya zorlamaktadır.
Var olan petrol, doğalgaz, kömür vb. fosil kaynakların gelecekteki nüfus artışı ve günlük
yaşamda kullanılan cihazların artması nedeniyle hızlı bir şekilde azalması beklenmektedir. Bu
nedenle, yerel ve yenilenebilir doğal zenginlikler konumunda olan yenilenebilir enerji
kaynaklarının kullanımı hem ülkemizde hem de diğer dünya ülkelerinde enerji ihtiyacının
karşılanması bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu yüzden tüm dünyada yenilenebilir
enerji kaynaklarına hem teknolojik araştırmalar açısından hem de bu kaynaklardan üretilen
enerjileri kullanmaya yönelme baş göstermiştir. Bu bağlamda, “enerji çeşitlendirilmesi”,
enerji güvenliği ve sürekliliğini sağlamak açısından vazgeçilmez hale gelmiştir. Geleneksel
anlamıyla enerji güvenliği, enerji kaynaklarının çeşitliliği ve bu kaynaklara ulaşılabilme
kolaylığıdır. Ancak enerji üretimi ile yaşadığımız çevre arasındaki etkileşimin neden olduğu
olumsuz sonuçların önlenmesi zorunluluğu günümüzde, enerjinin temiz ve güvenli olması
kavramını içerecek biçimde yeniden tanımlanmasını ve benimsenmesini gerektirmiştir.
Enerjide dış kaynaklara bağımlılığın önüne geçilmesi ve herhangi bir kaynaktan ileri
gelebilecek bir azalma, tükenme, kesilme gibi aksaklıkların ortaya çıkmasına karşı önlemlerin
alınması, enerji çeşitlerinin arttırılması ile mümkün olabilmektedir. Tek tür kaynaktan
sağlanacak enerjinin bağımlılığı doğuracağı dikkate alınmalıdır. Yenilenebilir enerji
kaynaklarının kullanılmasıyla: İthal edilen yakıtlara olan bağımlılık azalacak
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
8
Yerli öz kaynaklara öncelik verilmesi sağlanacak
Yerli üretim sonucu istihdam artacak,
Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve gelişmeye imkan sağlayacak,
Enerji arz güvenliğini artacak,
Enerji talebini karşılamada sağlanan güvenlik ile enerjiyi kullanan sektörleri
Olumlu yönde etkileyecek ve yatırım yapmalarını teşvik edecek, Üretimde ve tüketimde
sağlanan güven ortamı ile istikrar artacak,
Sosyal ekonomik hayatta refah, istikrar da artacaktır.
Enerji üretmek amacıyla kurulacak her santral tipi için, maliyetler hesaplanırken bütün
detaylar dikkate alınmaktadır. Örneğin işletme, üretim, atıkların yok edilmesi vb. maliyetler.
Tüm bu maliyetler dikkate alındığında yenilenebilir kaynakların ekonomik açıdan da avantajlı
olduğu görülmektedir. Şebekeye bağlanmadan üretildiği yerde tüketilme imkanına sahip
yenilenebilir kaynaklar, özellikle iletim ya da dağıtım hatlarının erişiminin zor olduğu ya da
küçük ölçekli enerji ihtiyacı nedeniyle hat yapımının ekonomik olmadığı bölgelerdeki enerji
üretimi için rahatlıkla kullanılabilir. Örneğin, güneş ve rüzgar gücü, evlerin dağınık olduğu
kırsal bölgeler için çok uygun olmaktadır. Devletin enerji kablolarının taşıyacağı maliyetler
düşünüldüğünde ilk yatırımda bu tip enerji yatırımları teşvik edici olmaktadır. Güneş ve
rüzgar gücüne dayalı yatırımlar, büyük ölçekli tesislere ayıracak yüksek mali kaynaklar yerine
daha uygundur. Böylelikle güç ithalatı yapmak yerine; rüzgar, güneş ve diğer yenilenebilir
enerji türlerinin yaygınlaştırılması, yerel iş alanları da yaratılacağından işsizlik ve göçe de
çare olabilecektir. Yenilenebilir kaynaklar ülke ekonomisine yeni bir dinamizm kazandıracak,
petrol ve doğal gaz ithalatı için harcanan giderlerin azaltılması için katkıda bulunacaktır.
Enerjide yenilenebilir kaynakların kullanımının artması, gerek doğrudan gerekse dolaylı
istihdam da yaratacaktır. Yenilenebilir enerji kaynakları ile üretim yapan santrallerin
inşasında, kurulmasında, üretiminde, ayrıca bu santrallerin bakım ve onarımlarının
yapılmasında işgücü gereksinimi doğacaktır. Böylece yerel işgücü istihdamının artmasıyla o
bölgedeki işsizlik oranı da azalmış olacaktır. Örneğin, rüzgar enerjisi projelerinin tesis
edilmesi için kullanılması gereken arazinin sahibi olan çiftçilere ödenen kira ya da satın alma
bedelleri kırsal alanlarda önemli bir ek gelir sağlamaktadır. İnşaat çalışmaları çoğu kez
yöredeki işgücünü seferber eden yerel şirketlerce gerçekleştirilmesi ve bakım işleri için uzun
dönemli iş olanakları yaratılmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları ülkenin çeşitli
bölgelerinde dağınık bir biçimde bulunduğundan, ekonomik ve sosyal açıdan gelişmemiş,
sanayinin geri kaldığı coğrafi bölgelerde uygulanma potansiyeline sahiptir. Yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanılması sonucu üretimi teşvik edilmiş olan ekonomik
uygulamalardaki artış, örneğin uzak tarım sektörünün geliştiği bölgelerde biyoenerji
ürünlerinin ekimi (enerji tarımı), güneş ya da rüzgar potansiyeli yüksek olan bölgelerde bu
enerji kaynaklarının kullanılması sonucu artan kalkınma düzeyi ile beraber önceden az
gelişmiş olan bölgelerin rağbet görmesine ve gelişmesine neden olabilir. Böylece bölgeler
arası gelişmişlik farkının giderilmesinde, ekonomik ve sosyal dengesizliğin azalmasında
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
9
yenilenebilir enerji kaynakları etkili olabilir. Üzerinde durulması gereken çok önemli bir konu
da yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaşması için toplumsal destek
sağlanmasıdır. Her şeyden önce, bu kaynaklardan üretilen enerjinin özelliklerinin insanlar
tarafından bilinmesi, yararlarına inanılması kısaca yenilenebilir kaynaklar lehine bir kamuoyu
bilincinin ve duyarlılığının oluşturulması gerekmektedir.
GÜNEŞ ENERJİSİ
Başlıca yenilenebilir enerji kaynağı, fosil ve hidrolik enerjinin de asıl kaynağı olan ve
dünyamızı ısıtan "günes enerjisi"dir. Günesin enerjisi, hidrojenin helyuma dönüşmesi
sırasında ortaya çıkan enerjinin ışınım biçiminde uzaya yayılmasıdır. Güneş daha milyonlarca
yıl ışımasını sürdüreceğinden, dünyamız için sonsuz bir enerji kaynağıdır. Güneş, dünyadaki
tüm enerji kaynaklarına dolaylı ya da dolaysız olarak temel oluşturmaktadır. Güneş ışınları ile
dünyaya 170 milyar MW güçte enerji gelmektedir. Bu değer, dünyada insanoğlunun bugün
için kullandığı toplam enerjinin 15-16 bin katıdır. Günümüzde dünyaya ulaşan güneş
enerjisinin değerlendirilmesinde iki yol izlenmektedir: ısıya dönüştürme ve elektrik enerjisine
çevirme. Güneş enerjisini ısı enerjisine dönüştürmede “toplaçlar”; doğrudan elektriğe
dönüştürmede de “güneş hücreleri-güneş pilleri” kullanılmaktadır. Günümüzün teknolojik ve
ekonomik koşullarında güneş enerjisinin özellikle ısı kullanımı önem kazanmıştır. Dünyanın
küresel olarak pek kullanmadığı, ancak geleceğin en çok kullanılabilecek enerji kaynağı olan
güneş enerjisinden elektrik üretimi, doğrudan dönüşüm ve dolaylı dönüşüm olmak üzere iki
ayrı yöntem ile gerçekleştirilir. Bu enerji ile ısıtmadan soğutmaya çok farklı ısı etkisinin
kullanıldığı uygulamaların yanı sıra değişik teknolojiler ile elektrik enerjisi üretimi de
gerçekleştirilmektedir. Fotovoltaik hücreler (PV hücreler-güneş hücreleri) gürültüsüz, çevreyi
kirletmeden, herhangi bir hareket eden mekanizmaya gereksinim duymadan güneş enerjisini
doğrudan elektrik enerjisine çeviren sistemlerdir. İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne
kadar güneş enerjisinin önemini fark etmiş ve bir şekilde güneş enerjisinden yararlanma
yoluna gitmiştir. Örneğin, tarım ürünlerinin ve etin kurutulmasında veya kışlık besin kaynağı
olacak yiyeceklerin üretilip kurutulmasında güneş enerjisi kullanılmıştır. Güneşten teknik
olarak yararlanma ısı enerjisine dönüştürme şeklinde olmuştur. Bu yönüyle güneş-ısı
dönüştürümleri güneş enerjisinin teknik kullanımının en eski yoludur ve bugün de önemini
korumaktadır. Bugün için güneş enerjisinin kullanılmasının arttırılması ile fosil yakıtların
ölçülü kullanımına ve giderek azaltılmasına yardımcı olmaktır. Güneş kullanıldığı üç temel
alan karşımıza çıkmaktadır. Bunlar: Yapıların ısıtılmasında güneş enerjisinin kullanılması,
Güneş enerjisinin elektriğe dönüştürülerek kullanılması ve güneş kaynaklı elektrik
santrallerinin geliştirilmesi, (çok geniş bir alana yayılmış içbükey yüzeylerle bir noktaya
odaklanmış güneş ışığından elde edilen çok büyük ısıyı kullanan termik düzeneklerin ısıttığı
akışkan buhar ile dönen jeneratörlerle ya da güneş pillerinin kullanılması yoluyla güneş
ışığından doğrudan doğruya – fotovoltaik hücreler elektrik elde edilir. Geleceğin yakıtı olan
hidrojenin elektroliz yöntemi ile güneş enerjisinden hidrojen gazının sudan elde edilmesi ve
elektrik üretilmesinde kullanılması. Güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine
dönüştürmek için fotovoltaik sistemler (güneş pili sistemi) kullanılır. Bu sistemlerde güneş
izleme düzeni ve elektronik güç dönüştürücüleri kullanılarak her an mümkün olan en yüksek
güneş enerjisinden yararlanılır. Güneş enerjisinin kullanıldığı güneş elektrik santralleri; güneş
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
10
enerjisini doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren güneş hücreleri (solar cells) giderek yaygın
kazanmaktadır. Başlangıçta kol saatleri, hesap makineleri gibi küçük ölçeklerde kullanılan
güneş hücreleri, giderek daha geniş kullanım alanlarına yayılmışlardır. İlk büyük ölçekli
kullanım alanı olan uzay çalışmalarında, uzay araçlarına enerji sağlamada güneş gözeleri en
önemli gereç olmuştur. Kullanımın yaygınlaşması ile fiyatlar da düşmüştür. Günümüzde bu
gözelerle çalışan otomobiller, güneş uçağı, elektrik santralleri vs. mevcuttur. Fotovoltaik güç
sistemleri diğer elektrik enerjisi üretim sistemleri ile karşılaştırıldığında günümüzde çok
pahalı olarak görünseler de, yakın gelecekte güç üretimine önemli katkısı olabilecek sistemler
olarak değerlendirilmekte ve konu üzerinde tüm dünyada yoğun araştırma ve çalışmalar
sürdürülmektedir.
Güneş enerjisinin günlük yasamın ayrılmaz bir parçası olması nedeniyle verimli olarak
kullanılabilmesi amacına yönelik Ar-Ge (araştırma-geliştirme) çalışmaları her gecen gün
artmakta ve bu enerji kaynağının yaygın olarak kullanılabilmesi çalışmalara devam
edilmektedir.
Avantaj ve Dezavantajları:
Güneş enerjisi temiz, yenilenebilir ve sürekli bir enerji kaynağıdır. Güneş enerjisi ile çalışan
sistemler kolaylıkla taşınıp kurulabilir. Çevreyi kirletici atıkları olmayan, çevre dostu,
gerektiğinde enerji ihtiyacına bağlı olarak kolayca değiştirilebilen sistemlerdir. Güneş
enerjisinin, yakıt sorununun olmaması, işletme kolaylığı, mekanik yıpranma olmaması,
modüler (değişebilir) olması, uzun yıllar sorunsuz olarak çalışması gibi üstünlükleri vardır.
Güneş pili, dayanıklı, güvenilir ve uzun ömürlüdür. Elektrik şebeke hattı bulunmayan ya da
şebeke hattının götürülmesinin pahalı olduğu kırsal yörelerde güneş pillerinin kullanımı daha
ekonomik olabilmektedir. Her ev, kendi enerjisini çatısına kurduğu güneş pilleri ile
karşılayabilir. Böylece iletim ve enerjiyi taşıma maliyetleri ve kayıpları ortadan kalkar.
Güneş enerjisinin bütün bu avantajlarının yanı sıra bazı dezavantajları mevcuttur. Bunlar;
Güneş Pillerinin verimleri düşüktür (%15 civarı), Fotovoltaik pillerin üretim kaynaklı
başlangıç ve tüketim maliyeti yüksektir, ancak teknolojik gelişmeler ile enerji giderek
yaygınlaşmakta ve maliyette düşmektedir. Kullanımın yaygınlaşması ile maliyetlerin daha da
azalacağı beklenmektedir. Kesintili bir kaynak olan güneş enerjisinin depolanma imkanları
sınırlıdır. Depolama ünitelerinin bakımı ve ömürleri gibi dezavantajlar sistemin verimini
düşürmekte ve enerjinin maliyetini artırmaktadır. Yukarıda değindiğimiz olumsuzluklar,
güneşten, suyun elektrolizi yoluyla hidrojen gazı üretimi biçiminde yararlanma yoluna
gidilmektedir.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
11
4-FİZİKİ YAPI:
Bitki Örtüsü:
Manisa ili, Salihli ilçesi Hacılı Mahallesi 108 ada 1 parsel mevcut durumda kullanılmayan bir
parseldir. Arazide kuru tarım yapılmaktadır. Çevredeki bazı tarlalarda zeytin ağaçları
bulunmaktadır.
Akarsu ve Dereler:
Planlama alanı ve yakın çevresinde belirli bir debisi ve akışı olan dere bulunmamaktadır.
Ancak mevsimsel yağışlara bağlı olarak oluşmuş su yarıkları bulunmaktadır. Planlama alanına
en yakın akarsu yaklaşık 2 km kuzeyde bulunan Alaşehir çayıdır.
Topoğrafya ve Eğim:
Planlama alanı topoğrafyası kuzey batıdan güney doğuya doğru eğimidir. Arazinin en yüksek
noktası 150 metre kotunda en düşük noktası 120 metre kotundadır.
Eğim Haritası
Arazi eğimi %0-30 arasındadır. En yüksek eğim doğu kısımdadır.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
12
Toprak Yapısı:
Manisa il Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce yapılan incelemelerde Toprak yapısı
Marjinal Arazı olarak belirlenmiştir.
Arazide plan dönemi öncesinde Arpa -Buğday gibi tarımsal mahsüller ekilmektedir.
Ulaşım:
Planlama alanına ulaşım Salihli-Kemaliye-Alaşehir karayolundan sağlanmaktadır. Alaşehir
yolundan yaklaşık 2 km mesafede bulunan parsele tarla yoluyla ulaşılmaktadır.
Proje Alanı
Proje alanı hacılı mahallesine 500 metre, Salihli’ye 18 km, Alaşehir ilçesine 20 km, Manisa il
merkezine 84 km mesafede bulunmaktadır.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
13
Parsele Ulaşım
Deprem Durumu:
Planlama alanı 1.derece deprem bölgesindedir.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
14
İklim:
İklim bir yerin uzun yıllar hava olaylarının ortalamasıdır. Salihli 30 yıllık rasat verilerine
sahiptir.
Salihli bütünüyle Ege Bölgesinde görülen hava kütleleri ve cephe sistemlerinin etkisinde
kalmaktadır. Bu durum Salihli'nin iklimini belirleyici özelliktedir.. Ancak bir genelleme
yapılacak olursa yazları yağışsız ve sıcak, kışları yağışlı ve ılık "Akdeniz iklimi" tipinde
görebiliriz.
Burada cephe sistemlerinin (kuzey Afrika- Akdeniz-Sibirya) bazen fazlaca etkili olması
durumunda bazen ılık yağışlı, bazen de soğuk havalar görülebilmektedir. Bu açıdan
bakıldığında bahar aylarında günde dört mevsim görülebilir.
Dağların denize dik uzanması ve Gediz vadisinin etkisiyle hakim rüzgar batıdan esmektedir.
Ancak kış mevsiminde doğusundaki
yüksekliklerin etkisiyle doğu sektörlü ve genelde soğuk olan rüzgarları da olabilmektedir.
Salihli'de yıllık sıcaklık ortalaması 16 °C civarında olup kış ortalaması 3 -4 yaz ortalamasında
17 civarında tespit edilmiştir. Ancak zaman-zaman sapmalarda meydana gelmektedir. Şubat
1973 de 42 °C gibi değerlerde ölçülebilmiştir. Gölgede ölçülen bu sıcaklık değerleri dışında
Salihli'de sıcaklığın ortalama +5°C ile 30 °C arasında seyrettiği söylenebilir.
Bazı kış aylarında meydana gelebilecek olan olayları ise ehemmiyetsiz sayılabilir.
Atmosferdeki nemlilik ise en yüksek değerleri Ocak ve Şubat en düşük değerini de Temmuz-
Ağustos aylarında almaktadır. Yıllık ortalama yağış ise 500 mm civarında seyretmektedir.
Akdeniz yağış rejiminde olması dolayısıyla yağışın % 48'i kış,% 27'si ilkbahar,% 8'i
sonbahar,% 7'si de yaz mevsiminde düşmektedir. Ancak bazı yaz aylarında hiç yağış
düşmediği de görülebilmektedir.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
15
5 mm yağışla Ağustos yılın en kurak ayıdır. Ortalama 114 yağış miktarıyla en fazla yağış
Aralık ayında görülmektedir.
SICAKLIK GRAFİĞİ SALİHLİ
25.9 sıcaklıkla Temmuz yılın en sıcak ayıdır. Ocak ayında ortalama sıcaklık 7.2 olup yılın en
düşük ortalamasıdır
Yılın en kurak ve en yağışlı ayı arasındaki yağış miktarı: 109 mm Yıl boyunca ortalama
sıcaklık 18.7 dolaylarında değişim göstermektedir.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
16
5-PLANLAMANIN YASAL DAYAĞI
Planlamaya İlişkin Yasal Dayanaklar
Planlama alanında, Lisansız Elektrik üretim yönetmeliğine göre Güneş Enerjisinden Elektrik
üretimi yapılacaktır. Bu konuda 21.07.2011 tarih ve 28001 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp
yürürlüğe giren yönetmelik aşağıdaki gibidir.
ELEKTRİK PİYASASINDA LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK:
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelik, elektrik piyasasında; yalnızca kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kojenerasyon
tesisi kuran gerçek ve tüzel kişilerden lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden muaf tutulacaklara uygulanacak usul ve
esaslar ile yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kurulu gücü azami beş yüz kilovatlık üretim tesisi ve/veya mikro
kojenerasyon tesisi kuran gerçek ve tüzel kişilerin lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden muaf tutulması ve bu
kapsamdaki tesislerin denetimi ile üretilen ihtiyaç fazlası elektrik enerjisinin sisteme verilmesi halinde uygulanacak usul ve
esasları kapsar.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci ve
üçüncü fıkraları ile 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanunun 6/A maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
ELEKTRİK PİYASASINDA LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİNE
İLİŞKİN YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı elektrik piyasasında; 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası
Kanununun 14 üncü maddesi kapsamında, tüketicilerin elektrik ihtiyaçlarının tüketim noktasına en yakın üretim
tesislerinden karşılanması, arz güvenliğinin sağlanmasında küçük ölçekli üretim tesislerinin ülke ekonomisine kazandırılması
ve etkin kullanımının sağlanması, elektrik şebekesinde meydana gelen kayıp miktarlarının düşürülmesi amacıyla lisans alma
ile şirket kurma yükümlülüğü olmaksızın, elektrik enerjisi üretebilecek gerçek veya tüzel kişilere uygulanacak usul ve
esasların belirlenmesidir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik;
a) 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 14 üncü maddesi çerçevesinde kurulması öngörülen üretim tesislerinin
sisteme bağlanmasına ilişkin teknik usul ve esaslar ile bu üretim tesislerinin kurulmasına ilişkin başvuru yapılmasına ve
başvuruların değerlendirilmesine,
b) Lisanssız üretim faaliyeti kapsamında elektrik enerjisi üreten gerçek ve tüzel kişilerin ihtiyacının üzerinde ürettiği
elektrik enerjisinin sisteme verilmesi halinde yapılacak uygulamaya,
c) Lisanssız üretim faaliyeti ile ilgili arazi temini, üretim tesisi devri ve üretim faaliyetinde bulunan gerçek veya tüzel
kişiler ile İlgili Şebeke İşletmecilerinin hak ve yükümlülüklerine,
ç) Lisanssız üretim faaliyetinde bulunan kişilerin bu Yönetmelik kapsamındaki faaliyetleri ile kurulan üretim
tesislerinin denetlenmesine,
ilişkin usul ve esasları kapsar.
Enerji üretiminin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması aynı zamanda ülke
ekonomisine katkıda bulunmak ve enerjide dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla İmar Planı
hazırlanmıştır.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
17
30.03.2013 tarih ve28603 Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren 6446 sayılı
Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14. Maddesi; lisans almadan yürütülebilecek faaliyetleri
tanımlamaktadır.
Söz konusu kanunu ilgili maddesi gereği hazırlanarak, 02.10.2013 tarih ve 28783
sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe giren “Elektrik Piyasasında Lisansız
Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik”in 1. maddesinde ;
“ Bu yönetmeliğin amacı elektrik piyasasında; 14/03/2013 tarihli ve 6446 Elektrik
Piyasası Kanunu 14 üncü maddesi kapsamında, tüketicilerin enerji ihtiyaçlarının tüketim
noktasına en yakın üretim tesislerinden karşılanması, arz güvenliğinin sağlanmasında, küçük
ölçekli üretim tesislerinin ülke ekonomisine kazandırılması ve etkin kullanımının sağlanması,
elektrik şebekesinde meydana gelen kayıp miktarının düşürülmesi amacıyla lisans alma ile
şirket kurma yükümlülüğü olmaksızın, elektrik enerjisi üretebilecek gerçek veya tüzel kişilere
uygulanacak usul ve esasların belirlenmesidir.” hükmü yer almaktadır.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
18
6-ÜST ÖLÇEKLİ PLAN KARARLARI:
Salihli ilçesi Hacılı Mahallesi 108 ada 1 parsel İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000
ölçekli Çevre Düzeni Planında Tarım Alanları içerisinde kalmaktadır.
İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı'nın 8.18.7.1 numaralı
uygulama hükmünde yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı enerji üretim tesislerinin imar
planlarının ilgili kurum ve kuruluşlardan alınan görüşler ve Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumunca verilecek izin kapsamında, çevre düzeni planı değişikliğine gerek kalmaksızın
ilgili idaresince hazırlanıp onaylanabileceği hüküm altına alınmıştır.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
19
7-PLANLAMA ALANININ 1/25000 ÖLÇEKTE GÖSTERİMİ
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
20
8-PLANLAMA ALANI UYDU GÖRÜNTÜSÜ
PLANLAMA ALANI YAKIN UYDU GÖRÜNTÜSÜ
9-MÜLKİYET DURUMU:
Planlamaya konu olan Manisa ili Salihli ilçesi Hacılı Mahallesi 108 ada 1 parsel UCK
ENERJİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’ne aittir.
Tapu Kadastro Müdürlüğünün parsel sorgu sayfasında söz konusu 0 nolu ada 50 nolu parsel
için “ Bu taşınmaz 13/12/2018 tarihli 3402 s.y.nın 22/a md. gereğince yenilemenin tescili
işlemi ile pasife alınmıştır.” şeklinde not yer aldığı tespit edilmiş olup, yeni tescillerin ise
Hacılı Mahallesi 108 nolu ada 1 nolu parsel olduğu görülmektedir.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
21
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
22
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
23
10-JEOLOJİK YAPI:
Manisa Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce 15.03.2018 tarihinde onaylanan
Jeolojik/Jeoteknik Etüd raporunda planlama parseli UA-1 ve ÖA-2.1 olarak belirlenmiştir.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
24
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
25
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
26
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
27
.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
28
11-PLAN KARARLARI:
Nazım İmar Planı
Planlama alanında 3.77 ha'lık GES alanı bulunmaktadır. Bu alanın yanında 0.10 ha yol ve
otopark alanı ve 0.03 ha’lık TA alanı olmak üzere 3.90 ha'lık alandan oluşmaktadır.
Nazım imar planı
Güneş Enerji Santral Alanı:
Planlama alanında Güneş Enerji Santral Alanı 3.77 ha'dır. Bu alan içerisinde trafo merkezi ve
Güneş Panelleri bulunacaktır. Planlama alanı yapı yaklaşma mesafeleri 5 metredir.
Yol-Otopark Alanı:
Planlama alanı içerisindeki yol alanları toplamı 0.10 ha'dır. Bu alanlar içerisinde 10 metrelik
trafik yolu ve otopark alanı bulunmaktadır.
MANİSA-SALİHLİ HACILI MAHALLESİ 108 ADA 1 PARSEL GES İMAR PLANI
29
Teknik Altyapı Alanı:
Planlama alanı içerisinde 0.03 ha'lık alanı oluşturur. Bu alanda yapılaşma koşulu E=0.15 olup
yapılacak olan binanın yüksekliği Yençok=6.50 metre olacaktır. Bu alanda yapı yaklaşma
mesafesi yoldan 5 metre, komşu parsel ve GES alanından 5 metre olacaktır.
Planlama Alanı Alan Kullanımları:
ALAN KULLANIMI MİKTAR(ha)
Güneş Enerji Santral Alanı 3.77
Yol -Otopark alanı 0.10
Teknik Altyapı alanı 0.03
T O P L A M
3.90
Güneş Enerji Santrali amaçlı Nazım İmar Planı, hazırlanırken kamu kurum ve kuruluşlarından
alınan ön izinlerinde belirtilen hususlar imar planına yansıtılmıştır.
GES alanında 990+875kW gücünde 2 adet santral kurulacaktır. Santralin gücü 1-10 Mw güç
aralığında olduğundan Yönetmelik gereği CED kapsam dışı olarak değerlendirilmiştir.