Malzeme Bilimi Terimleri Sozlugu
-
Upload
kivanc-bayram -
Category
Documents
-
view
403 -
download
17
Transcript of Malzeme Bilimi Terimleri Sozlugu
AAbrasif aşınma (Abrasive wear) Sert parçacıkların
kesme davranışı ile yüzeyden malzemenin u- zaklaştırılmasıdır.
Absorbsiyon sınırı (Kesikiği) (Absorption edge)Bir malzemenin absorbsiyon özelliğinin aniden değiştiği dalga boyudur,
Adhesif aşınma (Adhesive wear) Hareket eden ekipman yüzeyinden geçici bölgesel bağ ile malzemenin uzaklaştırılması daha sonra yüzeyde bağ kırılmasıdır.
Akı (Flux) Her birim zamanda bir birim alan düzleminden geçen atomların sayısıdır. Bu, bir katida difüzyonla taşman kütledeki di füzyon hızıyla ilişkilendirilir.
Akıcı (Flux) Seramik ham malzemesinin içerisine ergime derecesini düşürmek için yapılan ilavelerdir.
Akıcılık (Fluidity) Zamanından önce katılaşma olmaksızın sıvı metalin bir kalıp boşluğuna dolma yeteneğidir.
Akım yoğunluğu (Current density) Verilen bir kesit içinden geçen akımdır
Akım yoğunluğu değişimi (Exchange current density) Devre tamamlanmadığında bir mal
1
zemenin yüzeyinde akımın veya elektronların bölgesel akışıdır.
Akma dayanımı (Yield strength) Malzemede kalıcı şekil değişikliğe neden olan gerilmedir.
Aktivasyon enerjisi (Activation energy) Belirli bir reaksiyon oluşumunu sağlamak için gerekli enerjidir. Difüzyon işlemindeki aktivasyon e- nerjisi, bir atomu bir kafes noktasından diğerine hareket ettirmek için gerekli enerji ile ilgilidir.
Alaşımlar (Alloys) Metallerin genel özelliklerini iyileştiren metallerin kombinasyonudur.
Alaşımlandırılmış bağlantı (Alloyed junction) Birmalzemeyi ikinci ibir malzeme üzerine ergitmekle elde edilen bir bağlantıdır.
Allotropi (Allotropy) Sıcaklık ve basınca bağımlı olarak birden fazla kristal yapıda bulunabilme Özelliğidir.
Alt soğuma (Undercooling) Çekirdeklenme oluşmadan önce kararlı (dengeli) katılaşma sıcaklığının altında sıvı metalin soğumak zorunda olduğu sıcaklıktır.
Aneiastisiti (Anelasticity) Sıcaklık bağımlı elastik davranıştır.
Anizotropi (Anisotropy) Farklı yönlerde farklı özelliklere sahip olmadır.
Anot (Anod) Elektronlar ve iyonlar verildiğinde korozyonun oluştuğu bölgedir.
Anotlama (Anodizing) Bir metal yüzeyinde bilinçli olarak kalın bir oksit katmanının oluşturulduğu bir anodik koruma tekniğidir.
Antiferromanyetizma (Antiferromagnetism) Bitişik manyetik kutup çiftleri zıt etkisi sonucu sıfır manyetikleşmenin olmasıdır.
Anyon (Anion) Genellikle metal olmayan bir atom, bir veya daha çok elektron kabul ettiğinde o- Iuşturduğu negatif yüklü bir iyondur.
Aradakiler (Intermediates) Cam içerisine eklendiğinde camsı yapının genişlemesine yardımcı olan oksitlerdir. Genelde oksitler tek başına cam oluşturmazlar.
Aralık korozyonu (Crevice corrosion) Yarıklarda düşük oksijen yoğunluğundan dolayı korozyonun olduğu özel bir yoğunlaşma hücresidir.
-Arayer difüzyonu (Interstitial diffusion) Kristal yapıda küçük atomların bir arayer pozisyonundan diğerine difuzyonudur.
Arayer hatası (Interstitial defect) Bir atom kafeste normal olarak kafes noktası olmayan bir yere yerleştiğinde bir nokta hatası oluşur.
Arayere difüzyon (Interstitialcy diffusion) Biratomun düzenli kafes pozisyonunu bırakarak bir arayer pozisyonunu doldurması için bir difüzyon mekanizmasıdır.
ASTM tane boyutu numarası (ASTM grain size number) Bir kristal malzemede xl00 büytit-
3
mede her inç2’de tane sayısını saymakla elde edilen tane boyutunun bir ölçüsüdür.
Aşılama (Inoculation) (1) Bir dökümde tane sayısını arttırmak için kontrollü bir şekilde heterojen çekirdek ilave etmektir.(2) Katılaşma sırasında, grafitlerin çökeldiği çekirdeklenme yerleri sağlayan bir maddenin, ergiyik dökme demire katılmasıdır.
Aşırı doymuş katı eriyik (Süper saturated solid solution) Bir malzemeye yüksek sıcaklıktaki tek fazlı bölgeden düşük sıcaklıktaki iki fazlı bölgeye, ikinci faz çökelmesi olmaksızın su verildiğinde oluşan katı eriyiktir. Su verilen faz, eritebilirlik (çözülebılirlik) sınırından daha fazla alaşım elementi içerdiği için, element içerisinde aşırı doymuştur.
Aşırı voltaj (Övervoltage) Akımın akmasına ve kaplama veya korozyon oluşmasına neden o- lan dışardan uygulanan veya bir korozyon hücresinde oluşan voltajdır.
Ataktık (Atactic) Simetrik olmayan merlerden oluşan bir polimerde simetrik olmayan grup zincir boyunca rastgele dizildiğinde oluşan yapıdır.
Atermal dönüşüm (Athermal transformation)Zamana değil sadece sıcaklığa bağlı dönüşümdür.
Atom kütlesi (Atomic mass) Atomların avogadro sayısındaki kütlesidir (g/g moi). Atomik kütle normal olarak atomdaki proton ve nötranlarm
4
ortalama sayısıdır. Atomik kütle atomik ağırlık olarak da adlandırılır.
Atom numarası (Atomic number) Bir atomdaki elektron veya protonların sayısıdır.
Atomlar arası mesafe (Interatomic spacing) İkiatomun merkezleri arasındaki denge mesafesidir. Katı elementlerde atomlar arası mesafe atomların görünen çapma eşittir.
Avogadro sayısı (Avogadro number) Bir gr. Mol’daki molekül veya atomların sayısıdır. Avagadro sayısı 6.02x1023 atom/gr.mol veya molekül/gr. mol ’ dur.
Azalma (Fading) Bir dökme demirde zamanın bir fonksiyonu olarak ııodülleme ve aşılama etkisinin azalmasının, mikroyapıda ve özelliklerde arzu edilmeyen değişiklere neden olmasıdır.
BBağ çizgi (Tie line) İki fazm kompozisyonlarım
belirlemek için bir faz diyagramının iki faz bölgesine çizilmiş yatay bir çiziğidir.
Bağ enerjisi (Binding energy) İki atomun dengeli aralıklarından sınırsız ayrı bir mesafeye ayırmak için gerekli enerjidir. Bir başka deyişle bağ enerjisi iki atom arasındaki bağın dayanımıdır.
5
Bal peteği (Honeycomb) Hafif ancak bükülmez aluminyum şeritlerin bağlanması ve uçak parçalarının göbeğini oluşturmak üzere genleşti- rilmesidir.
Basılabiiirklik (Compressibility) Hacim modülünün tersidir.
Basınçlı döküm (Compocasting) Bir kompozit oluşturmak için yüksek basınçlarda bir alaşımın hamurumsu (thixotropic) karışımı ve dolgu malzemesini bir kalıba enjekte etmektir.
Benekli dökme demir (Mottled iron) Katılaşma sırasında, grafitin ve sementİtin her ikisi çö- keldiğınde üretilen dökme demirdir. Benekli dökme demir, herhangi bir şart altında arzu e~ dilmez.
Besleyici (Riser) Bir döküme bağlanan fazla bir sıvı metal deposudur. Besleyici dökümden sonra katılaşırsa, çökmeyi (boşluk oluşmasını) telafi etmek için sıvı metal sağlayabilir.
Beyaz dökme demir (White cast iron) Katılaşma sırasında grafitten daha ziyade sementit oluşturan dökme demirdir. Beyaz dökme demirler çok sert ve kırılgandır.
Beynit (Bainite) Nispeten düşük sıcaklıklarda izotermal olarak dönüşen çeliklerde oluşan ferrit ve sementit içeren, iki fazlı bir mikrooluşumdur.
Bir yapının doğrultuları (Yönleri) (Directions of a form) Anlamları farklı olmakla beraber,
6
hepsi aynı özelliklere sahip kristolografık doğrultulardır.
Bir yapının düzlemleri (Planes of a form) Yönlenmeleri (oriyantasyonlan) farklı olmakla beraber hepsi aynı özelliklere sahip kristolografık düzlemlerdir.
Birim hücre (Unit celi) Tüm kafesin bütün özelliklerini koruyan kafesin bir alt bölümüdür.
Birinci Aşama Grafftleşme (BAG) (First Stage Grafitization) Temper dökme demirlerin ısıl işlemindeki ilk aşamadır. Bu aşamada katılaşma sırasında oluşan masif karbürler grafit veya östenite ayrışır.
Birinci fick kanunu (Fick’s first iaw) Difüzyon aracılığıyla atomların akışı ile ilgili difüzyon katsayısı ve konsantrasyon gradyantma göre bir eşitliktir.
Blok duvarları (Bîoch walls) Manyetik domenler arasındaki elemanlardır.
Bohr manyeton (Bohr magmeton) Bir manyetik momentin dayanımıdır.
Boşluk (Vacancy) Bir atom, kafes noktasında bulunmadığında oluşan bir boşluktur.
Boşluk çekilmesi (Cavity shrinkage) Katılaşma sırasında hacim çekmesinin neden olduğu dökümdeki geniş bir boşluktur.
Boşluk difüzyonu (Vacancy diffusion) Kristalde bir boşluğa doldurmak için bir atomun her
zamanki pozisyonunu bıraktığında gerçekleşen atomların difuzyonudur. Bu işlem yeni bir boşluk oluşturur ve işlem devam eder.
Boşluklar (Hoies) Valans bandındaki doldurulmamış enerji seviyeleridir. Elektronlar bu boşlukları doldurmak amacıyla hareket ettiği için boşluklar hareket edebilir ve bir akım taşıyabilir.
Boyun ene oranı (Aspect ratio) Fiber boyunun çapma bölünmesidir.
Boyun verme (Necking) Bir çekme deney numunesinin bölgesel şekil değiştirmesidir (incelmesidir). Boyun verme maksimum çekme noktasından başlar.
Bozunma sıcaklığı (Degradation temperature)Polimerin yandığı kömürleştiği veya bozunduğu sıcaklığın üstündeki sıcaklıktır.
Bölge saflaştırma (Zone refming) Yan iletken cihazlar için malzemeleri saflaştırmak amacıyla kullanılan bir katılaşma tekniğidir.
Bölgesel katılaşma zamanı (Local solidifkation time) Bir dökümde çekirdeklenme hemen başladığında, özellikle belirli bir bölgenin katılaşması için gerekli zamandır.
Bragg kanunu (Bragg’s law) Verilen bir düzlemler arası aralığın kristalografik düzlemlerinden yansıyan belirli bri dalga boyunda bir X ışınları hüzmesinde açıyı tarif eden ilişkidir.
Burgers vektörü (Burgers vector) Dislokasyonun her aşamada hareket ettiği mesafe ve doğrultudur.
Burkulma sınırı (Twist boundary) Bir vida dislokasyonundan oluşan küçük açılı bir tane sınırıdır.
Bükülmezlik, rijitlik (Stiffness) Malzemede oluşturulan elastik şekil değişikliğinin (deformasyonun) bir nitel ölçüsüdür. Bükülmezliği iyi olan bir malzeme yüksek elastikiyet modülüne sahiptir.
Cam (Glass) Atomlar arasında sadece kısa mesafe dizilme düzenine sahip kristal olmayan katı bir malzemedir.
Cam geçiş sıcaklığı (Glass trasition temperature) Amorf polimerin rijit bir cam yapısı gösterdiği kabul edilen sıcaklığın altındaki sıcaklıktır.
Cam oluşturucular (Glass formers) İşlem esnasında kolaylıkla cam oluşumu sağlayan yüksek bağ dayanımına sahip oksitlerdir.
Chevron izleri (Chevron pattern) Gevrek kopmada çatlak önü birleşmelerinin neden olduğu izlerdir. İzler, oklar oluşturur. Bunlar gevrek kopmanın orijinine doğru geri işaret eder.
9
Chvorinov kuralı (Chvorinov’s rule) Bir dökümün katılaşma zamanı, hacmin dökümün yüzey alanına olan oranının karesi ile direk olarak orantılıdır.
Curie sıcaklığı (Curie temperature) Üzerinde ferroelektrik veya feıromanyetik davranışın kaybolduğu sıcaklıktır.
Curuf (Slag) Ergitme veya inceltme (refıne) işlemleri sırasında ergimiş metalden oluşan oksit ü- rünüdür.
Çalışabilirlik (workabılity) Bir yapıdaki bütün alanın sulu betonla kolaylıkla doldurulabilme-
Çapraz kayma (Cross-slip) Bir dislokasyonun kayma sistemindeki bir değişmedir.
Çap raz-B ağlan ma (Cross-linking) Üç boyutlu bir polimer ağ oluşturmak için polimer zincirlerinin birlikte bağlanmasıdır.
Çarpma (İmpingement) Hızlı hareket eden bir sıvı ile çarpışmasından dolayı malzeme yüzeyinin erozyonudur.
Çekirdekler (Nucleus) Atomlar birlikte kümeleştiğinde sıvıdan oluşan küçük bir katı parçacığıdır. Çekirdek kararlı olabilecek yeterli bü
sİdir.
10
yüklükte olduğunda çekirdeklenme oluşur ve katının büyümesi başlayabilir.
Çekme boşluğu (Pipe shrinkage) Katılaşma sırasında hacim çekmesinin neden olduğu dökümün yüzQymû.Q büyük konik şekilli bir boşluktun
Çekme dayanımı (Tensile strength) Bir çekme deneyinde maksimum yüke karşılık gelen gerilmedir.
Çentik hassasiyeti (Notch sensitivity) Bir çentiğin darbe enerjisi üzerindeki etkisinin ölçüsüdür.
Çığ voltajı (Avalanche voltage) Bir p-n birleştirmesinde geri (ters) kutuplaşma gerilimi voltajının büyük bir akım akışına neden olmasıdır.
Çift akma noktası (Double yieîd point) Belirli malzemelerde dislokasyonîarın hareketi başlangıçta kafes hatalarıyla engellenir* Kalıcı şekil değiştirmenin başlaması için (üst akma gerilmesi) yüksek bir gerilme gerekli olduğu halde hemen buna müteakip şekil değiştirme düşük bir gerilmede gerçekleşir.Bu gerilmeye alt akma gerilmesi denir.
Çil bölgesi (ChiH zone) Heterojen çekirdeklen- meden dolayı döküm yüzeyinde oluşan rastgele yönlen meli (oriyantasyonlu) küçük bir bölgedir.
Çil derinliği (Chill depth) Grafit reaksiyonundan daha çok sementit reaksiyonuna göre dökme demirin katılaştığı yüzeyden uzaklıktır.
Çillendirilmiş dökme demir (Chilled iron) Merkez yumuşak, tok, gri veya sünek dökme demir iken yüzey sert, aşınma direnci iyi olan beyaz dökme demir oluşması için tasarlanmış dökme demirdir.
Çimentolaştırma (Cementation) Ham seramik malzemelerin yüksek sıcaklık gerektirmeden camsı veya jelli yapılara dönüşen bağlayıcılar tarafından bağlanma işlemidir.
Çinkosuzlaşma (Dezinciflcation) Bakır ve çinko atomlarının prinçten uzaklaştırıldığı özel bir kimyasal korozyon işlemidir ancak bakır metale geri döner.
Çökelti (Çökelek) (Precipitate) Eriyebilirlik sının aşıldığında orijinal matristen oluşan ikinci bir katı fazdır. Çoğu durumlarda optimum dağılım mukavemetlenmesi sağlamak için, çökelti oluşumu kontrol edilmeye çalışılır.
Çözündürme uygulaması (Solution treatment)Yaşlandırma ısıl işleminde ilk aşamadır. Alaşım, ikinci fazı çözündürmek ve homojen tek fazlı bir yapı oluşturmak için solvüs sıcaklığının üstüne ısıtılır.
Çukurlaşma (Cavitation) Hareket eden bir sıvıda bir gaz kabarcığı çöktüğünde üretilen basınçla malzeme yüzeyinin erozyonudur.
DDağılım mukavemetlenmesi (Dispersion
strengthening) Birden fazia fazm karıştırılmasıyla dayanımın arttmlmasıdır. Boyut, miktar ve bireysel fazların uygun bir şekilde kontrolü ile özelliklerin mükemmel bir kombinasyonu elde edilebilir.
Dalgalanmalar (Striations) Bir yorulma çatlağı bölgesinin mikroskopik izleridir.
Dallanma (Branching) Ayrı bir polimer zincirin diğer bir zincire bağlanmasıdır.
Darbe deneyi (Impact test) Bir malzemenin kırıl- madan ani olarak yüklenen bir yükü emme (absorbe etme) yeteneğini ölçer. Charpy deneyi yaygın olarak kullanılan bir darbe deneyidir.
Darbe enerjisi (Impact energy) Standart bir numuneye ani olarak yük uygulandığında numuneyi kırmak için gerekli enerjidir.
Dayanma oranı (Endurance ratio) Malzemenin dayanma sınırının çekme dayanımına oranıdır. Bu oran demir esaslı pek çok metaller için çekme dayanımının yaklaşık yarısıdır.
Dayanma sınırı (Endurance limit) Yorulma testinde malzemenin kopabileceği gerilmenin altında bir çalışma gerilmesidir.
13
Debye-Scherrer X-ışmIarı kırınımı (Debye- Scherrer X-ray diffractioıı) Malzemenin kimliği ve özellikleri ile ilgili bilgiler elde etmek için kristal yapıda atom düzlemleri ve X ışınları radyasyonu arasında etkileşimi kullanan bir tekniktir.
Dekarbürüzasyon (Deearburızation) Bir çeliğin yüzeyinden karbonun oksitlenmesidir.
Demir alaşımları (Ferrous alloys) Çelik, paslanmaz çelik, ve dökme demirleri içeren öncelikle demir esaslı metallerdir.
Demir dışı metaller (Nonferrous metals) Bir alaşımın demirden ziyade diğer bir metal esaslı olmasıdır.
Deneme akma dayanımı (Offset yield strength)Belirlenen miktardaki kalıcı şekil değiştirmeden fazla şekil değiştirme sağlamayan, grafik olarak elde edilen gerilmeyi tanımlayan bir akma dayanımıdır.
Dengeleme (Stabilization) Paslanmaz çeliklere titanyum ve niobyum ilave etmedir.Titanyum ve niobyum. tercihen karbonla birleşir ve bu nedenle krom karbürlerin çökelmesini ve taneler arası korozyonu Önler.
Dentrit (Dentrıte) Alt soğutulmuş bir sıvı çekir- deklendiğinde ağaç şeklinde büyüyen katıdır.
Dentritik büyüme (Dentritic grovvth) Alt soğuyan bir sıvı çekirdeklenip büyüdüğünde bir katı dentritin hızlı büyümesidir.
14
Dentritler arası çekme (Interdendritıc shrinkage)Katılaşmaya yardım eden çekmeyle oluşan dentrit kollan arasında genellikle izole edilmiş çok küçük gözeneklerdir. Bunlar mikro çekme veya çekme boşlukları olarak da bilinir.
Dielektrik kayıp (Dielectvic loss) Bir malzemede bir elektrik alanı ters çevrildiğinde her defasında kısmi enerji kaybıdır.
Dielektrik sabit (Dielectric constant) Malzeme geçirgenliğinin vakum geçirgenliğine oranıdır. Bu nedenle bir malzemenin kutuplaşma veya bir yükü depo etmek için nispi yeteneğini tarif eder.
Dieiektrik şiddeti (Dieîectric strength) İki iletken plaka arasında devam ettirilebilen maksimum elektrik alanıdır.
Difuz etmiş bağlantı (Diffused junction) Ana malzeme üzerine katkı (dopant) maddesi difuzyonuyla elde edilen bağlantı elemanıdır.
Difüsivite (Diffusivity) Difüzyon katsayısı için bir başka terimdir.
Difüzyon (Diffusion) Bir malzemedeki atomların hareketidir.
Difüzyon bağı (Diffusion bonding) İki yüzeyin yüksek basınç ve sıcaklıklarda birlikte preslendiği bir birleştirme tebliğidir. Atomların arayüzeye difüzyonu boşlukları doldurmakta ve güçlü bir bağ oluşmaktadır.
Difüzyon katsayısı (Diffusion eoefficient) Atomların difîiz etmedeki hızıyla igili, sıcaklığa bağlı bir katsayıdır. Difîizyon katsayısı, sıcaklık ve aktivasyon enerjisine bağlıdır.
Dihedral açı (Dihedrai angle) Matris içerisinde bir çökelti parçasının şeklini tarif eden bir açıdır. Dihedral açı, ilgili yüzey enerjileri ile belirlenir.
Dislokasyon (Dislocation) Bir kristal malzeme kafesinde çizgi hatasıdır. Dislokasyonlarm hareketi malzemenin nasıl şekil değiştirdiğini açıklamaya yardım eder. Dislokasyon hareketinin engellenmesi malzemelerin nasıl mukavemetlendiriîdiğini açıklar.
Doğal yaşlandırma (Naturel aging) Çözündürme uygulanmış ve su verilmiş yaşlandırılabilir a- laşımdan oda sıcaklığında optimum dayanım sağlayan uyumlu bir çökeltinin oluşmasıdır.
Doğrusal absorbsiyon katsayısı (Linear absorption coeffîcıent) Malzemenin radrasyon absorbe etme yeteneğini tarif eder.
Doğrusal ısıl genleşme katsayısı (Linear coeffieient of thermal expansion) Malzemenin sıcaklığı bir derece değiştirildiğinde bir malzemenin birim boyundaki değişme miktarını tarif eder.
Domenler (Domaniııs) Bir malzemede bütün kutup çiftlerinin sıraya dizildiği küçük bölgelerdir.
Donuklaştırma (Devitrification) Genellikle yüksek sıcaklıklarda camsı yapıdan bir kristal ürününün çökelmesidir.
Doymamış bağ (Unsaturated bond) Bir organik molekülde iki atomu bağlayan iki veya hatta üç kovalent bağdır. Bir tek kovalent bağ doymamış bağla yer değiştiğinde poîimerizasyon olur.
Doyum (Saturation) Bütün kutup çiftleri alanla aynı hizaya geldiğinde maksimum kutuplaşma veya manyetikleşme üretme durumudur.
Dökme demir (Cast iron) Katılaşma sırasında ötektik reaksiyonun olması için yeterli karbon içeren demir alaşımıdır.
Dökme sıcaklığı (Pouring temperature) Döküm işlemi sıarsmda metalin bir kalıba döküldüğü sıradaki sıcaklıktır.
Dökülebilirlik (Castability) Hatasız bir döküm yapmak veya alışılmamış gereklilikleri, pahalı teknikleri veya döküm problemlerini önlemek için bir metalin kalıba dökümünün kolaylıkla yapılabilmesidir.
Dövme alaşımlar (Wrought alloys) Bir şekil değiştirme işlemi ile biçimlendirilmiş alaşımlardır.
Durulma zamanı (Reîaxation time) Luminesansta l/e elektronların iletim bandından valans bandına düşmesi için gerekli zamandır.
17
Düzgün yüzeyli ayrılma (Cieavage) Malzemenin tanelerinde özellikle kristolografik düzlemler boyunca gevrek kopmasıdır.
Düzlemler arası mesafe (Interplanar spacing)Aynı Miller indisli bitişik paralel düzlemler a- rasındaki mesafedir.
Düzlemsel büyüme (Planar grovvth) Sıvının alt soğuması mevcut olmadığından katılaşma sırasında katı sıvı arayüzeyinde düzgün bir büyümedir.
Düzlemsel yoğunluk (Planar density) Atomları kesen bir kafeste bir düzlemin kısmıdır.
EEddy akım deneyi (Eddy current testing) Malze
me ve bir elektrik alanı arasındaki reaksiyonu belirlemekle çatlaklan ortaya çıkartan tahri- batsız bir deney tekniğidir.
Eddy akımları (Eddy current) Bir elektrik alan uygulaması sonucu malzemede akım endüklenmesidir.
Eğim sınırı (Tilt boundary) Kenar dislokasyonlarm bir sırasından oluşan küçük açılı bir tane sınırıdır.
Eğirici (Spinnerette) Pek çok delikler içeren ve bu deliklere flamentler üretmek için sıcak veya
18
ergiyik polimerin zorlandığı bir ekstrüzyon kalıbıdır.
Ekstrensek yarı iletken (Ekstrinsic semiconductor) Yük taşıyıcı sayısını belirleyen impurite veya katkı maddesi (dopant) ilavesiyle hazırlanan bir yarı iletkendir.
Elastik (Kalıcı olmayan) şekil değiştirme (Elastic deformation) Malzemeye uygulanan kuvvet kaldırıldığında oluşan şekil değişikliğinin geri dönmesidir.
Elastikiyet modülü (Modulus of elasticity) Elastik bölgedeki gerilme şekil değiştirme eğrisinin eğimi veya Young modülüdür.
Elastomerler (Elastomers) Oldukça dolaşmış ve kısmen çapraz bağlantılı zincir yapısının çok büyük bir elastik deformasyona sahip olmasını sağlayan polimer işlemidir.
Elektrorositriksin (Elektrositriction) Bir elektrik alanı malzeme üzerinde etkidiğinde malzeme boyutlarındaki değişimdir.
Elektrik alanı (Electric field) Gerilim gradyantı veya birim uzunluk başma voltajdır.
Elektrokaplama (Elektroplating) Bir elektrokimyasal hücrede katot üzerine iyonların çökelmesidir. .
Elektrokimyasal hücre (Electrochemicaî celi) İkimetal arasında ayrı yollarla elektron ve iyonların akabildiği, korozyon veya kaplamaya neden olan akımın üretildiği bir hücredir.
19
Elektrokimyasal korozyon. (Elektrochemical corrosion) İyonları malzemeden uzaklaştıran bir elektrokimyasal hücrede bir akımın oluşması ile üretilen korozyondur.
Elektrolit (Electrolyte) Bir elektrokimyasal hücrede akım taşımak için içinden iyonların hareket ettiği bir iletkendir.
Elektromanyetik deney (Elektromagnetic testing)Bİr ferromanyetik malzemenin elektrik alanına gösterdiği tepki ile bu malzemenin yapı ve işlemlerinin belirlenmesidir.
Eİektromekanik hücre (Electromechanical celi)İki metal arasında içinde ayrı yollarla elektron ve iyonların akabildiği korozyon ve kaplamaya neden olan bir akım üreten bir hücredir.
Elektronegatiflik (Elektronegativity) Bir atomun, bir elektron kabul etmesi ve anyon olması için nispi eğilimidir. Çok kuvvetli elektronegatif atomlar kolaylıkla elektron kabul ederler.
Elektronik kutuplaşma (Elektronic polarization)Elektronlar atomun bir tarafına yer değiştirdiğinde bir atomun kutuplaşmasıdır.
Elektrot potansiyeli (Electrode potential) Malzemenin korozyon eğilimi ile ilgilidir. Potansiyel, malzeme ve Standard elektrot arasında ü- retilen voltajdır.
Elmas kübik (Diamond cubic) Karbon, silisyum ve diğer kovalent olarak bağlı malzemelerde bulunan YMK yapının özel bir tipidir.
20
Embriyo (Embryo) Atomlar birlikte kümeleşirken, sıvıdan oluşan çok küçük katı parçacıklarıdır. Embriyo büyüyemeyecek kadar küçüktür.
Emf serisi (Emf series) Aşınma için, eğilimlerine veya elektrot potansiyellerine göre elementlerin düzenlenmesidir.
Enerji aralığı (Energy gap) Valans bandının üstü ve iletim bandının arasındaki enerjidir. Bir yük taşıyıcı, bir yükü transfer etmeden önce bu enerjiyi elde etmek zorundadır.
Epitaksiyal büyüme (Epitaxia! growth) Çekir- deklenmeye ihtiyaç olmaksızın sıvının bir katı parçası üstünde büyümesidir.
Ergiyik bölge (Fusion sone) Kaynak işlemi sırasında tamamen sıvı oluşturmak için ısıtılan kaynak bölgesidir. Ergiyik bölgenin katılaşması bağlantıyı oluşturur.
Eritilemezlik (karışamazlık) aralığı (Miscibiilty gap) Birbirine karışmayan veya birbiri içerisinde erimeyen (çözünmeyen), esasen aynı yapılı, bir faz diyagramında iki fazlı bir bölgedir. Bu su ve yağ gibi sıvılarda yaygındır ve aynı zamanda katilarda da gözlenir.
Eriyebilirlik (Solubility) Bir malzemenin, ikinci bir malzemede, ikinci faz oluşturmaksızın, tamamen çözünebileceği (eriyebileceği) miktarıdır.
Eş eksenli bölge (Equiaxed zone) Yaygın çekir- deklenmenin bir sonucu olarak, döküm mer
21
kezinde oluşturulan rastgele yönlenmeli (oriyantasyonlu) bir bölgedir.
Etkili voltaj (Impressed voltage) Korunacak malzemede direk akım meydana getirmekle katodik bir koruma tekniğidir. Bu nedenle a- not reaksiyonu önlenir.
FFaz (Phase) Denge şartları altında her yerde aynı
kompozisyon yapı ve Özelliklere sahip olan bir malzemedir.
Faz diyagramı (Phase diagram) Her sıcaklık kombinasyonunda ve bütün kompozis-yonlarda, fazlar ve faz kompozisyonlarını gösteren bir diyagramdır.
Fermi enerjisi (Fermi energy) Valans ve iletken bandlan arasında yan yoldaki enerjidir.
Ferrimany etizm (Ferrimagnetism) Farklı dayanımlara sahip kutup çiftleri birbirine karşı koyduğunda, ancak net bir manyetikleşme kaldığında elde edilen manyetik davranıştır.
Ferrit (Ferrite) Demirin HMK yapısına verilen isimdir.
Ferroeiektrik (Ferroelectricity) Elektrik alanı kaldırıldıktan sonra net bir kutuplaşmanın kalması için domenlerin hizaya gelmesidir.
22
Ferromanyetizm (Ferromagnetism) Manyetik alan kaldırıldıktan sonra manyetizmanın kalması için domenlerin hizaya gelmesidir.
Fiber (Lif) dokusu (Fiber texture) Çekme yönünde tercihli olarak tanelerin uzadığı, çekme işleminde oluşan bir tercihli yönlenmedir. Her tanede belirli kristolografik yönlerde anizotropik davranışa neden olan çekme yönünde sıralanmalarda olur.
Fiber halat (Tow) Yüzlerce veya binlerce flament paketidir.
Fiber katmanları (Prepregs) Polimerize olmamış reçinelerdeki fiber katmanlarıdır. İstenilen bir yapıyı oluşturmak için fiber katmanları istiflendikten sonra polimerizasyon, katmanları birbirine bağlar.
Fiktiv sıcaklığı (Fictive temperature) Alt soğutulmuş sıvının camsı yapıya dönüştüğü sıcaklıktır.
Flouresans (Fluorescence) Bir malzeme gerçekten uyarıldığında sadece bir malzemeden radrasyon yayınımıdır.
Fonksiyonellik (Functionality) Polimerizasyonun gerçekleştiği bir monomer üzerindeki yerlerin sayısıdır.
Fonon (Phonon) Bir malzemeye enerji transfer eden bir elastik dalgadır.
Fosforesans (Phosphorescence) Malzeme uyarıldıktan sonra bir malzemeden yayman radrasyondür.
Fotoiletkenlik (Photocondııction) Işın radrasyonu ile elektronların iletim bandına tahrik edilmesinden dolayı bir akımın oluşturulmasıdır.
Fotonlar (Photons) Atomik elektronik veya nükleer kaynaklardan üretilen parçalar veya dalgalar gibi işlem görebilen radrasyon veya enerjidir.
Frank-Read kaynağı (Frank-Read source) Uygulanan bir gerilim altında, ilave dislokasyonlar oluşmasını sağlayan tespit e- dilmiş (bağlı) dislokasyonlardır Bu mekanizma, pekleşme oluşumunda kısmen rol oynar.
Frenkel hatası (Frenkel defect) Bir iyon iç boşluk oluşturmak için hareket ederek arkasında bir iç boşluk bıraktığında oluşturulan bir nokta hatası çiftidir.
II
Gaivanik seriler (Galvanic series) Belirli bir çevrede alaşımların korozyon eğilimlerine göre düzenlenmesidir.
Gamma halkası (Gamma loop) Demirde kromu da içeren pek çok sayıda alaşım elementi östenitin dengede (kararlı) olduğu sıcaklık a- ralığmı azaltır. Bu nedenle faz diyagramında bir halka oluşturur.
Gaz gözenekliliği (Gas porosity) Sıvıya göre katı içerisinde gaz çözünebilirliğinin düşük olmasından dolayı, katılaşma sırasında dökümde hapis kalan kabarcıklardır.
Geçirgenlik (Permittivity) Bir malzeme içerisinde malzemenin kutuplaşma ve bir yükü depo etme yeteneğidir.
Geçiş sıcaklığı (Transition temperature) Bir darbe deneyinde malzemenin gevrek şekilde davranış sergilediği sıcaklığın altındaki sıcaklıktır.
Gerçek gerilme (True strees) Bir çekme deneyinde yüklemede yükün gerçek alana oranıdır.
Gerçek gerinim (True strain) Malzemeye bir yük uygulandığında oluşturulan gerçek gerinim- dir.
Gerçek gözenek (True porosity) Kapalı ve birbirleri ile temas halindeki açık gözeneklerden oluşan bir seramik gövde yüzdesidir.
Geri (ters) dönüş kutuplaşma gerilimi (Reverse bias) Boşluklar ve elektronların bir bağlantıdan uzağa akmasını sağlayarak net bir akım akışım önleyen bir bağlantı elemanıdır.
Gerilim giderme tavı (Process anneaîing) Soğuk şekillendirme etkisinin bir kısmını veya tamamım yok etmek için kullanılan bir düşük sıcaklık işlemidir.
Gerilim giderme tavlaması (Stress relief anneai) Tavlama ısıl işleminin toparlanma aşamasıdır. Bu aşamada sırasında malzemenin mekanik
25
özelliklerinde azalma olmaksızın gerilim giderilir.
Gerilme korozyon kopması (Stress corrosion fracture) Akma dayanımının altındaki bir gerilim ve korozyon kombinasyonun neden olduğu kopmadır.
Gerilme-kırılma kopması (Stress-repture fracture) Bir malzemenin yüksek bir sıcaklığa uzun bir süre maruz kalmasından dolayı kopmasıdır.
Gerilme-kopma eğrisi (Stress-rupture curve)Uygulanan gerilmenin kopma zamanına karşı çizimiyle bir seri sürünme deneylerinin sonuçlarını rapor etme metodudur.
Gerilme hücreleri (Stress cells) Malzemede farklı bölgelerde uygulanan veya kalıntı gerilmelerdeki farklarla oluşturulan elektrokimyasal hücrelerdir.
Gerilme korozyonu (Stress corrosion) Uygulanan bir gerilme korozyon hızını arttırdığında bir malzeme bozulmasıdır.
Gerilme rahatlaması (Stress relaxation) Sabit bir gerinimde bir zaman periyodunda viskoelastik deformasyondan dolayı bir malzeme üzerinde etkiyen gerilmedeki azalmadır.
Gerilme yoğunluk faktörü (Stress intensity factor) Bir malzemede bir çatlak ile oluşan gerilme konsantrasyonudur.
26
Gerinim enerjisi (Strain energy) Çökeltinin çekir- deklenmesi ve büyümesi sırasında, bir çökeltinin, kuşatan matrise uyumlu olmasını sağlamak için gerekli olan enerjidir.
Gerinim hızı (Strain rate) Malzemenin şekil değiştirme hızıdır. Bir malzeme hızlı bir şekilde, ani bir darbe ile biçimlendirmeden daha çok, yavaş bir şekilde preslenerek biçimlendirilirse çok farklı davrananabilir.
Gevrek kopma (Brittle fracfcure) Çok az deformasyonla veya deformasyonsuz malzemenin kopmasıdır.
Gibbs faz kuralı (Gibbs phase ruie) Gibbs faz kuralı, fazm sıcaklık ve kompozisyonunu belirlemek için serbestlik derecesinin sayısı veya değişken sayısının sabitlenmek zorunda olduğunu tanımlar.
Giydirilmiş (Cladding) îyi korozyon dirençli veya katmanlı kompozitin yüksek sertlik katmanıdır. Daha az pahalı ve yüksek da.ym.im desteği üzerinde oluşturulur.
Gizli ergime ısısı (Latent heat of fusion) Bir sıvı katılaştığında ısı yükselir. Ergime ısısı, katı ve sıvı arasındaki enerji farkı ile ilişkilendirilir.
Görünen gözenek (Apparent porosity) Seramik yapıdaki birbirleri ile bağlantılı boşlukların yüzde olarak miktarıdır.
Grafit korozyonu (Graphitic corrosion) Özel bir kimyasal korozyon işlemidir. Bu işlemle de
mir, dökme demirden ayrılarak (îeached) arkasında zayıf süngerimsi bir grafit bırakır.
Gri dökme demir (Gray iron) Katılaşma sırasında düşük dayanım ve sünekîiğe neden olan grafitin pul şeklinde büyümesini sağlayan dökme demirdir.
Grog (Grog) Kaba oksit parçacıklarının daha ince mineraller tarafından refrakter oluşturmak ü- zere bağlanmalarıdır.
Guinier-Preston bölgeleri (Guinier-Preston zones) Yaşlandırma işleminin erken aşamalarında, matristen çökelen ince atom kümeleridir.
Göç (Power) İndüktans ve manyetik alanın sağlayabildiği maksimum ürünü ile ifade edildiği kalıcı mıknatıs şiddetidir.
Hacim difüzyonu (Volüme diffusion) Atomların tane içlerine doğru difüzyonudur.
Hacim modülü (Bulk modulus) Basılabilirlik modülü, bir basma yüklemesine maruz kalan bir malzemenin hacmindeki azalmayı tarif e- den bir elastik özelliktir.
Hacim serbest enerjisi (Volüme free energy) Malzeme katılaştığı sırada malzemenin serbest e- nerjisindeki değişimdir.
Hail etkisi (Hail efîect) Bir manyetik alana doğru hareket eden bir taşıyıcının sapmasıdır. Voltajı Ölçmekle alanın şiddeti ölçülebilir.
Hamurumsu (Thixotropic) Kısmen sıvı olan katı bir malzemenin gerilme uygulanana kadar şeklini koruması ve daha sonra bir sıvı gibi akmasıdır.
Hareketlilik (Mobility) Bir yük taşıyıcısının bir malzemeye doğru hareket etme kolaylığıdır.
Hassasiyet (Sensitivity) Özellikle bir radyografik düzenekle bir malzemede tespit edilebilen bir çatlağın minimum boyutunun ölçüsüdür.
Hassasiyetlik (Sensitization) Paslanmaz çeliklerde krom karbürün tane sınırlarında çökelmesidir. Bu nedenle çelik taneler arası korozyona karşı hassas hale gelir.
Hata direnç katsayısı (Defect resistivity coefficient) Kafes hatalarının iletkenlik üzerine etkisi ile ilgilidir.
Heterojen çekirdeklenme (Heterogeneous nucleation) Bir impurite yüzeyi üzerinde, sıvıdan oluşan kritik boyutlu katının oluşumudur.
Hidrojen elektroda (Hydrogen electrode) Korozyon devresinden elektronlar ve iyonların hidrojen gazı üretmek için kombine olduğu katodik reaksiyondur.
Histerezis döngüsü (Hysteresis loop) Elektrik veya manyetik alan devir (bir saykıllık) yaptığında
29
kutuplaşma ve manyetikleşme ile halkanın izlenmesidir.
Homojen çekirdeklenme (Homogeneous nucieation) Yüksek bir alt soğumada çok sayıda atomların birlikte kümeleşmesiyle, sıvıdan kritik boyutlu katının oluşmasıdır.
Homojenizasyon ısıl işlemi (Homogenizatlon heat treatment) Dengesiz (kararsız) katılaşma sırasında oluşan segregasyonu azaltmak için kullanılan ısıl işlemdir.
Hooke kanunu (Hooke’s Iaw) Gerilme-gerinim eğrisinin elastik kısmında gerilme ve gerinme arasındaki ilişkidir.
Hume-Rothery kuralları (Hume-Rothery rules)Sistem, sınırsız katı eriyebilirlik sergiliyorsa, alaşım sisteminde yerine getirilmek zorunda olunan şartlardır. Hume-Rothery kuralları gerekli ancak yeterli değildir.
Ingot yapı (Ingot structure) Dökümün çil, sütunsal ve eş taneli bölgelerini içeren makro yapıdır.
IIsı kapasitesi (Heat capasity) Bir malzemenin bir
morunun sıcaklığım bir derece yükseltmek i- çin gerekli eneıjidir.
Isıdan-etkilenmiş bölge (Heat-affected zone)Kaynak işlemi sırasında yapıda tane büyüme
30
si veya yeniden kristalleşme gibi bir değişikliğin olduğu bazı kritik sıcaklıklar üzerine ısıtılan kaynağa bitişik bölgedir.
Isıl iletkenlik (Thermal conductivity) Bir malzemeye ısı transferinde ölçülen hızdır.
Isıl yayınma (Thermal emission) Malzemenin ısı ile tahrik edilmesinden dolayı bir malzemeden fotonlann yayınımıdır.
Isılelastisiti (Thermoelasticity) Anelastik bir davranıştır. Bunda bir malzemede gerinimde ani bir değişiklik malzemenin ısınmasına veya soğumasına neden olur,
îsısal tutuklanma (Thermal arrest) Malzemenin katılaşması sırasında oluşan soğuma eğrisi ü- zerindeki bir platodur. îsısal tutuklanma, katılaşma sırasında ergime ısısının gelişmesinden dolayı oluşur.
îç boşluk hatası (Interstitital defect) Normal olarak kafes noktası olmayan bir yerde bir atom yerleştirildiğinde oluşturulan bir nokta hatasıdır.
İç yüzey enerjisi ((Interfaciai energy) İki faz arasındaki smır ile ilgili enerjidir.
İkili faz diyagramı (Binary phase diagram) Sadece iki bileşenin mevcut oîduğu faz diyagramıdır.
İkilimetai (Bimetaliic) Katmanlı bir kompozit malzemedir. Isıl genleşme katsayıları farklı iki şerit metal birleştirildiğinde üretilir ve malzemeyi sıcaklıktaki değişime karşı hassas hale getirir.
İkinci Aşama Grafıtleşme (Second Stage Grafıtization) Temper dökme demirin ısıl işleminde ferritik matrise sahip olmak için i- kinci aşamadır. Östenitin, perlitten daha çok ferrit ve grafite dönüşmesi için dökme demir ilk aşama grafıtleşme sıcaklığından çok yavaş soğutulmahdır.
İkinci Fick kanunu (Fick’s Second law) Bir malzemede difüzyonîa atomların yeniden dağılım hızını tarif eden kısmı diferansiyel denklemdir.
İkincil dentrit kol aralığı (Secondary dentrite arm spacing) İki bitişik ikincil dentrit kol merkezleri arasındaki aralıktır.
İkiz sınırı (Tvvin boundary) Bir yüzey hatası boyunca ayna görüntüsü yönlenmesizliğinin (oriyantasyonsuzluğunun) bulunduğu bir yüzey hatasıdır.
İlave dolgular (Extenders) Düşük bir maliyette hacim sağlayan polimer için ilaveler veya dolgulardır.
İleri kutuplaşma gerilimi (Fonvard bias) Net birakım akışı üretmek amacıyla bağlantıya doğru boşluklar ve elektronların akması için bir bağlantı elemanıdır.
İletim bandı (Conduction band) İletkenlik sağlamak için içlerine elektronların tahrik edilebildiği doldurulmamış enerji seviyeleridir.
İlk (Primer) Üç faz reaksiyonu başlamadan önce, mikrooluşumu göstermek için kullanılan bir ön ektir.
İndirgeme reaksiyonu (Reduction reaction) Katodik reaksiyonudur. Bu reaksiyonla elektrokimyasal hücreden elektronlar kabul e- dilir.
İndüktans (Inductance) Manyetik alan tarafından üretilen akım yoğunluğudur.
İnhibitörler (Inhibitors) Tercihli olarak anot veya katoda göçün neden olduğu kutuplaşma ve korozyon hızım azaltmayı sağlamak için e- lektrolite katılan ilavelerdir.
İntrensek yarı iletkenler (Intrinsic semiconductor) İçinde sıcaklığın iletkenliği belirlediği bir yarı iletkendir.
İsotaktik (Isotactic) Monomerlerde simetrik olmayan gruplarrm hepsinin polimerin aynı tarafında bulunduğu polimerlerdir.
İspat deneyi (Proof test) Malzemenin hizmet için uygun olup olmadığını belirlemek amacıyla
33
bir malzemenin tasarlanan kapasitesine yüklenmesidir.
İstif hatası (Stacking fault) YMK metallerde, sıkı paket düzlemlerin uygun olmayan istiflenme ardışıklığının oluşturduğu bir yüzey hatasıdır.
İstifleme ardışıklığı (Stacking sequence) Sıkı paket düzlemlerinin istiflendiği istiflemedir. E- ğer istifleme ABABAB ise hegzagonal sıkı paket birim hücre, ABCABCABC ise YMK yapı oluşturulur.
İyonik bağ (Ionic bond) Bir atom (katyon) valans elektronlarını ikinci atoma (anyon) verdiğinde iki farklı tür atom arasında bağ oluşur. Elektrostatik çekim iyonları birbirlerine bağlar.
İyonik kutuplaşma (İonic polarization) Anyon ve katyonların nispi yer değişimi ile bir iyonik malzemenin kutuplaşmasıdır.
İzomer (Isomer) Aynı kompozisyona ancak ikinci bir molekülden farklı bir yapıya sahip bir moleküldür,
İzoplet çizimi (Isopleth plot) Bileşenlerden birinin miktarı sabitleştirildiğinde, herhangi bir sıcaklıkta faz varlığım gösteren üçlü bir faz diyagramının içindeki dik bir bölümdür.
İzotermaî dönüşüm (Isothermal transformation)Dönüşüm için verilen zamana bağımlı olarak belirli bir sıcaklıktaki dönüşüm miktarıdır.
İzotermaî tavlama (Isothermal annealing)Östenitleme Aı ve IT eğri burnu arasındaki
34
sıcaklığa soğutma ve Östenitin perlite dönüşümüne kadar bekletme ile gerçekleştirilen çeliğin bir ısıl işlemidir.
İzotoplar (Isotopes) Bir elementin izotopları aynı atomik numaraya ancak farklı nötron sayısına ve böylece farklı atomik kütleye sahip bulunmaktadır.
îzotropi (îsotropy) Bütün yönlerde aynı özelliklere sahip olmadır.
JJominy deneyi (Jominy test) Sertleşebilirliği de
ğerlendirmek için kullanılan deneydir. Östenitlenmiş bir çelik çubuğun sadece bir u- cuna su verilir. Bu nedenle çubuk boyunca bir soğuma aralığı oluşturulur.
Jominy mesafesi (Jominy distance) Jominy çubuğunun su verilmiş ucundan uzaklıktır. Jominy mesaf&si soğuma hızı ile ilişkilendirilir.
KKabul edici (alıcı) doyumu (Accepter saturation)
Bir p-tipi yarı iletkende ekstrensek kabul edici seviyelerinin hepsinin dolmasıdır.
Kafes (Lattice) Alanı, küçük eşit boyutlu kısımlara bölen noktalar topluluğudur.
Kafes noktaları (Lattice points) Kafesi oluşturan noktalardır. Bir malzemede her kafes noktasının çevresi, her yerde benzerdir.
Kafes parametreleri (Lattice parameters) Birim hücre kenarlarının boyu ve bu kenarlar arasındaki açıdır. Kafes parametresi birim hücrenin boyut ve şeklini tarif eder.
Kalıcı (Plastik) şekil değiştirme (Plastic deformation) Bir yük uygulanıp ve daha sonra kaldırıldığında malzemenin kalıcı şekil değiştirmesidir.
Kalıcılık (Remanence) Bir malzeme manyetik alan etkisinden uzaklaştırıldıktan sonra kutup çiftlerinin kalıcı olarak hizaya gelmesinden dolayı malzemedeki kalıcı kutuplaşma ve manyetikleşmedik
Kalıntı (Artık) gerilmeler (Residual stresses)Yapı içerisinde kalan, malzemenin şekil değiştirmesinden daha çok işleme esnasında malzemede oluşturulan gerilmelerdir. Daha sonra, şekil değiştirme problem olduğunda, gerilmeler giderilir.
Kalıntı östenit (Retained austenite) Su verme sırasında reaksiyonla ilgili hacimce büyümeden dolayı martensite dönüşmeyen östenittir.
Kambiyom (Cambium) Odunda büyümeyi sağlayan hücre katmanıdır.
Çaplama (Sizing) Cam fiberde bağ ve neme karşı dayanımı iyileştirmek için cam fiberlerin organik bir malzeme ile kaplanmasıdır.
Karakteristik spekturum (Characteristic spekturum) Bir malzemenin atomik yapısında belirli enerji farkına karşılık gelen sabit bir dalga boyunda meydana gelen belirli malzemeden yayman radyasyon spekturumudur.
Karbon eşdeğerliği (Carbon equivalent) Bir dökme demirde karbon + 1/3 silisyumdur.
Karbonlama (Carbonizing) Karbon dışı atomların bir polimer fiberden uzaklaştırılmasıdır. Arkasında yüksek dayanımlı bir grafit fiber bırakır. Bu işlem payrolizing olarak da bilinir.
Karbürleme (Carburizing) Bir çeliğe karbonun difüz ettirilmesiyle gerçekleştirilen bir grup yüzey sertleştirme tekniğidir. Azotun katıldığı bazı ilgili işlemler, karbon itrürleme, siyanürleme, ve nitrürlemeyi içerir.
Karışım kuralı (Rules of mixtures) Kompozitte malzemenin Özelliklerinin her malzemenin kısmi hacim oranının fonksiyonu olduğunu gösteren bir ifadedir.
Katı eriyik (Solid sohıtion) Her yerde uniform bir komposızyon sağlamak için birleşen elementlerde birden fazla element karışımını içeren bir fazdır.
Katı eriyik mukavemetlenmesi (Soiid sohıtion strengthening) Bilinçli ve kontrollü bir şekilde yapı içerisinde nokta hataları katmakla malzeme dayanımının arttırılmasıdır.
Katılaşma (Solidfication) Sıvının katı malzemeye dönüşümüdür.
37
Katılaşma aralığı (Freezing range) Likidtis ve solidüs sıcaklıkları arasındaki sıcaklık farkıdır.
Katılma polimerler (Additions polymers) Bir yanürün oluşturmadan monomerlerin birlikte katılması ile meydana getirilen zircirlerdir.
Katot (Catod) Korozyon sırasında elektronları kabul eden ve bir yan ürün üretilen bölgedir.
Katyon (Cation) Genellikle bir metal atomunun valans elektronunu bıraktığında oluşan pozitif yüklü iyondur.
Kayma (Slip) Kafes içinden dislokasyonun hareket etmesiyle malzemenin şekil değiştirmesidir.
Kayma doğrultusu (Slip direction) Dislokasyonun kafeste hareket ettiği doğrultudur. Kayma doğrultusu ile Burgers vektörü doğrultusu aynıdır.
Kayma düzlemi (Slip plane) Kayma sırasında dislokasyon çizgisiyle sürüklenen düzlemdir. Normal olarak kayma düzlemi kristal yapıda varsa, bu düzlem bir sıkı paket düzlemidir.
Kayma kenarı (Shear lip) Uygulanan kuvvete 45° açıda sünek kopma ile oluşan yüzeydir.
Kayma sistemi (Slip system) Kayma düzlemi ve kayma doğrultusunun kombinasyonudur.
Kaynakla yüzey kaplama (surfacing) Bir kaynak tekniğidir. Bu teknikle katmanlı bir kompozit üretmek için ikinci bir malzemenin yüzeyine,
38
sert korozyon dirençli bir malzeme yerleştirilir.
Kenar dislokasyonu (Edge dislocation) Atomların oluşturduğu fazladan bir yarım düzlemin kafese sokulmasıyla oluşturulan bir dislokasyondur.
% Kesit daralması (% Reduction in area) Çekme deneyi sırasında numunenin kesit alanında o- luşan toplam kalıcı şekiî değişikliğidir.
Kesme modülü (Shear modulus) Rıj itlik modülüdür. Bu uygulanan bir kesme gerilimi ile e- lastik olarak çarpılan bir malzemeye doğru a- çıyı tarif eder.
Kırılma indeksi (Iııdex of refraction) Saydam bir malzemeye radrasyon geçtiğinde radrasyonun hız ve yönü ile ilgilidir.
Kısa dalga boyu sınırı (Short wavelength Simit) Belirli şartlar altında bir malzemeden yayman en kısa dalga boyu ve en yüksek radrasyon e- nerjisidir.
Kısa mesafe dizilme (Short-range order) Atomların sadece kısa bir mesafe üzerinde genellikle bir veya iki atom aralıklarında düzenli ve tahmin edilebilir dizilmeleridir.
Kimyasal korozyon (Chemical corrosion) Malzeme ve kuşatan sıvı arasında çözünebilirlik a- racılığı ile veya kimyasal reaksiyonla bir malzemeden atomların uzaklaşmasıdır.
39
Kirişler (Stringer) Sıcak veya soğuk şekillendirme sırasında şekil değiştirme yönüne göre sıralanan veya şekil değiştiren inklüzyonlardtr.
Kirkendal etkisi (Kirkendall effect) Bir difüzyon çiftinde eşit olmayan difüzyon hızlarından dolayı orijinal arayüzeyin hareket etmesidir.
Koardinasyon sayısı (Coordination number) Biratomun dizilmesinde o atoma en yakm komşu atomların sayısıdır.
Kompozisyon hücreleri (Composition cells) Farklı kompozisyonlardaki iki malzeme arasında o- luşan elektrokimyasal korozyon hücreleridir.
Kompozitier (Composites) Alışılmamış özellikler elde edilecek şekilde metal, seramik veya polimerlerin karışımından oluşan malzeme grubudur.
Kondansatör (Capasitor) Bir yükü depo edebilen, dielektrik ve iletkenlerin alternatif katmanlarından yapılan bir elektriksel cihazdır.
Konsantrasyon gradyantı (Concentration gradient) Üniform olmayan bir malzemede mesafe ile kompozisyonun değişme hızı (m3.m)1 veya % mfbde atomlar olarak ifade edilir.
Kopma zamanı (Rupture time) Belirli bir sıcaklık ve gerilmede sürünme ile numunenin kopması için gerekli zamandır.
40
Kopolimer (Copolymer) Birden fazla tip monomerin tutunmasıyla üretilen bir katılma poîimerdir.
Korozyon yorulması (Corrosion fatique) Korozyon ve çevrim yükünün birleşmesi ile bir malzemenin hızlı kopmasıdır.
Kovalent bağ (Covalent bond) Atomlar valans elektronlarım paylaştığında iki atom arasında oluşan bağdır.
Kristal yapı (Crystal structure) Bir malzemede atomların, düzenli tekrarlı kafes oluşturacak şekilde dizilmesidir.
Kritik çap (Critical radius) Katı parçacık kararlı olmadan ve büyüme başlamadan önce sıvı i- çerisindeki atomların birlikte kümeleşmeleri ile oluşturmak zorunda olduğu minimum çaptır.
Kritik kaydırma gerilmesi (Critical resolved shear stress) Dislokasyonu hareket ettirmek ve kaymayı sağlamak için gerekli kaydırma gerilmesidir.
Kritik kopma tokluğu (Critical fracture toughness) Bir malzemede bir çatlağın büyümesini sağlamak için gerekli gerilme yoğunlaşmasıdır.
Kuantum sayıları (Quantum numbers) Bir atomda farklı enerji seviyelerindeki elektronları tanımlayan sayılardır. Dört kuantum sayısı; prensip kuantum sayısı, azimuthal kuantum
41
sayısı manyetik kuantum sayısı ve spin kuantum sayısıdır.
Kumsal izleri (Beach marks) Kopmanın çeşitli zamanlarında çatlak önünün pozisyonunu temsil eden yorulma kopma yüzeyinin üzerindeki izlerdir.
Kurban anot (Sacrificial a no d) Katodik korumadır. Bu koruma ile daha anodik bir malzeme korunacak malzemeye elektriksel olarak bağlanır. İstenen malzemeyi korumak için anot korozyona uğrar.
Kutup çifti sürtünmesi (Dipole friction) Bir devir (saykıllık) elektrik alanı bir dielektrik malzemeye uygulandığında kutup çiftlerinin hızlı bir şekilde yeniden hizaya gelmesinden dolayı bir enerji kaybıdır.
Kutup çiftleri (Dipoîes) Dengesiz yük veya momentlere sahip atomlar veya atom gruplandır.
Kutuplaşma (Polarization) Bir yükün kalıcı olarak depo edilebilmesi için kutup çiftlerinin hizaya gelmesidir.
Kutuplaşma (Polarization) Korozyon hızım azaltmak için katot ve anot arasındaki voltajı değiştirmektir. Aktivasyon kutuplaşması, anot veya katot reaksiyonu sağlamak için gerekli enerji ile, yoğunlaşma kutuplaşması, elektrolitin kompozisyonundaki değişimle ve direnç kutuplaşması elektrolitin elektrik direnci ile ilgilidir.
42
Kutuplaşmış molekül (Polarized molecule) Moleküller arasında çekime neden oîan bir kısmı negatif diğer kısmı pozif yüklü moleküldür.
Küçük açılı tane sınırı (Smalî angie grain boundary) Hata yüzeyi boyunca küçük bir kafes yönîenmesizliğin (oriyantasyonsuz- luğunun) neden olduğu bir dislokasyon sıralanmasıdır.
Küresellik (Spheroidite) Yüksek karbonlu çeliklerde mükemmel işlenebilirlik özellikleri sağlayan bir ferritik matriste kaba küresel sementit parçaları içeren bir makrooluşumdur.
Kütle absorbsiyon katsayısı (Mass absorption coefficient) Bir malzeme ile X ışınlarının veya diğer radyasyonların absorbsiyonudur.
Kütle yoğunluğu (Bulk density) Kapalı ve görünen gözenekler içeren bir seramik gövdenin her birinin hacminin kütlesidir.
Lamel (Lameîla) Ötektik veya ötektoid gibi belirli üç faz reaksiyonları esnasında oluşan ince bir faz plakasıdır.
Lamellerarası aralık (Interlamellar spacing) Bir lamel merkezi veya bir faz plakası ve bitişik lamel merkezi veya aynı fazın plakaları arasındaki aralıktır.
Larson-MiHer parametresi (Larson-Miiler parameter) Yorulmada, gerilme, sıcaklık ve kopma zamanım iiişkiiendirmede kullanılan pek çok parametreden birisidir.
Lazer (Laser) Fotonlann kontrollü yayınımı ile üretilen bir monokromatik uyumlu radrasyon ışınıdır.
Levha dokusu (Sheet texture) Haddeleme işleminde elde edilen tercihli yönlenmedir. Haddeleme yönüne paralel tercihli bir kristalografık yöne ve levha yüzeyine paralel tercihli bir kristolgrafik düzleme dönmesi için tanelerin sıralanmasıdır.
Lignin (Lignin) Odundaki polimer zincirlerdir. Bunlar hücredeki mikrofibrilleri hücre çeperlerine ve bireysel fiberleri birbirlerine bağlar.
Lıkidüs (Liquidus) Katılaşma sırasında ilk katının oluşmaya başladığı sıcaklıktır.
Likidüs çizim (Liquidus piot) Üç bileşenli bir alaşım sisteminin soğuma üzerine katılaşmaya başladığı sıcaklığı gösteren iki boyutlu bir çizimdir.
Lorentz sahiti (Lorentz eonstant) Isıl ve elektrik İletkenliği ile ilgilidir.
Luminesans (Luminescence) Radrasyonun görünebilir ışığa çevrimidir.
Lümen (Lumen) Odundaki hücre boşluğudur.
MMakrosegregasyon (Macrosegregation) Dengesiz
(kararsız) katılaşmadan dolayı, bir malzemede, geniş mesafelerde kompozisyon farklılığının bulunmasıdır.
Manyetik geçirgenlik (Magnetic permeability)Manyetik alan ve indüktans veya manyetizma arasındaki orandır.
Manyetik hassasiyet (Magnetic susceptibility)Manyetikleşme ve uygulanan alan arasındaki orandır.
Manyetik moment (Magnetic moment) Bir elektronla ilgili olarak manyetik alanın şiddetidir.
Manyetik tozla tespit (Magnetic partide inspectıon) Yüzeye yakın hatalarla manyetik akı hatlarının kesintisine dayanan bir tahribat- sız deney tekniğidir.
Manyetikleşmeme (Diamagnetizm) Yörünge e- lektronlarmdan dolayı manyetik momentin uygulanan manyetik alana karşı hafif bir karşı koyma oluşturmasıdır.
Manyetizm (Magnetization) Her birim hacimdeki tüm manyetik momentlerin toplamıdır.
Martemperleme ((Marsuverme) (Marquenching)Ms sıcaklığının hemen üzerine östenite su verme ve martensit üretmek için, daha ileri bir soğutmadan önce sıcaklık çelik boyunca eşit
45
olana kadar bekletmedir. Bu işlem kalıntı gerilmeleri ve su verme çatlaklarım azaltır. Bu işlem martemperleme olarak da bilinir.
Martenslt (Martenslte) Difüzyonsuz atermal bir dönüşümle, çeliklerde veya diğer malzemelerde oluşan, dengesiz (kararsız) bir fazdır.
Matris (Matrix) Tipik olarak, bir alaşımın soğuması sırasında ilk olarak soğuyan malzemedir. Genellikle matris süreklidir ve ikinci faz matristen çökelir. Buna karşın kamıaşık fazlarda matrisin tanımı zordur.
Melezleşme (Hybridization) Bir enerji aralığı ile ayrılan valans ve iletim bandlarıdır. Bu silisyum ve germanyumun yarı iletken davranışına neden olur.
Mer (Mer) Çift kovalent bağ kırıldıktan sonra polimerin elde edildiği moleküldür.
Metalik bağ (Metallic bond) Valans elektronları ve atomların pozitif yüklü çekirdekleri arasındaki elektrostatik çekimdir.
Metaller (Metals) Genel olarak iyi süneklik, dayanım ve elektrik iletkenliğine sahip malzemeler grubudur.
Metasilikatlar (Metasilicates) Halka ve zincirimsi yapıda bir grup silikattır.
Microboşluklar (Microvoids) Sünek kopma sırasında diğer arayüzeylerde veya tane sınırlarında malzemenin ayrılması ile kopma yüzeyinde oluşan ince mikroboyutta boşluklardır.
46
Midye kabuğu yüzeyi kopma (Conchidal fracture) Camda karakteristik bir kopma yüzeyidir. Bu kopma orijinine yakın bir ayna bölgesi ve orijine doğru işaretlenen yırtılma hatlarına sahiptir.
MikrofibriHer (Microfibrils) Odun fiberlerinde hücre çeperlerinin içerdiği selüloz zincirlerdir.
Mikrosegragasyon (Microsegregation) Dengesiz (kararsız) katılaşmadan dolayı, bir malzemede, kısa mesafeler üzerinde kompozisyon farklılığının varlığıdır. Bu dentritler arası segregasyon veya öz (göbek) olarak da bilinir.
Miller-Bravais indisleri (Miller- Bravais indices) Hegzagonal sıkı paket birim hücrelerde kristolagrafık düzlemleri tarif için özel bir steno notasyonudur.
Modife ediciler (Modlffiers) Cam içerisine eklendiklerinde ağı bozan ve sonuçta kristalleşmeye neden olan oksitlerdir.
Moleküler kutuplaşma (molecular polarization)Belirli moleküller veya kristal yapıların asimetrik özelliği ile sağlanan net manyetik momenttir.
Monomer (Monomer) Polimerin elde edildiği moleküldür.
Monotektik (Monotectic) Üç faz reaksiyonunda, soğuma sonucu bir sıvı fazın bir katı ve ikinci bir sıvı faza dönüştüğü bir üç faz reaksiyonudur.
47
Mühendislik germimi (Engineering strain) Birçekme deneyinde malzemenin her birim u- zunluğunda şekil değiştirme miktarıdır.
NNodülleme (Nodulizing) Katılaşma sırasında grafi
tin pul şeklinden daha ziyade küre şeklinde çökelmesini sağlamak için dökme demire magnezyum ilave etmedir.
Normalleştirme (Normalizing) înce bir perlitik yapı üretmek için östenitleme ve havada soğutma ile elde edilen temel bir ısıl işlemdir.
Oksidasyon (Oxidation) Bir metalik oksit üretmek için metalin oksijenle reaksiyonudur. Bu, normal olarak yüksek sıcaklıklarda daha hızlı olur.
Oksidasyon reaksiyonu (Oxidation reaction)Anodik reaksiyondur. Bu reaksiyonla elektronlar elektrokimyasal hücreye verilir.
Oksijen azalması (Oxygen starvation) Yoğunlaşma hücresidir. Bu hücrede elektrolitin düşük oksijen bölgeleri metal alt katmanının anot gibi davranmasına neden olur ve korozyona uğrar.
48
Oksijen elektrodu (Oxygen electrode) Katot reaksiyonudur. Bu reaksiyonla elektron ve iyonlar elektrolitte OH" iyon grublan oluşturmak için kombine olurlar.
Optimum bağlantı kalınlığı (Figüre of merit) Bir soğuk iz kaynak işleminde en iyi özellikleri elde etmek için gerekli şekil değiştirme miktarım tanımlayan ifadedir.
Ortosilikatiar (Orthosilicates) Tek bir silikat tetrahedra birim yapısı üzerine kurulu bir grup silikattır. Ayrıca olivin olarak da bilinir.
Önmalzeme (Precursor) Grafit fiberler üretmek için karbonlaştırılmış polimer fiberlerdir.
Ösşekillendirme (Ausforming) Östenitin A* sıcaklığının altında plastik olarak şekillendirildiği, daha sonra beynit veya martensite dönüşümün sağlandığı bir termomekanik ısıl işlemdir.
Östemperleme (Austempering) Östenitin beynite dönüştürüldüğü bir izotermaî ısıl işlemdir.
Östenit (Austenite) Demirin YMK yapışma verilen isimdir.
Östenitleme (Austenitizing) Bir çelik veya dökme demiri homojen östenitin oluşabileceği sıcaklığa ısıtmadır. Östenitleme çelik ve dökme
49
demirler için çoğu ısıl işlemlerin ilk aşaması-
Ötektik (Eutectic) Bir üç faz reaksiyonudur. Bu reaksiyonda sıvı faz iki katı faz oluşturmak i- çin katılaşır.
Ötektik hücre (Eutectic celi) Katılaşma sırasında oluşan bir grafit pulcuk kümesidir. Bunların hepsi genel bir çekirdeğe geri bağlanır.
Ötektoid (Eutectoid) Bir üç faz reaksiyonudur. Bu reaksiyonda, bir katı faz iki ferklı katı faza dönüşür.
Özgül dayanım (Specific strength) Yoğunlukla bölünmüş bir malzemenin dayanımıdır.
Özgül ısı (Spesifîc heat) (1) Malzemenin bir gramının sıcaklığını bir derece yükseltmek için gerekli enerjidir, (2) Malzemenin birim ağırlığının sıcaklığım bir derece değiştirmek için gerekli ısıdır.
Özgül modül (Specific modulus) Yoğunlukla bölünmüş elastikiyet modülüdür.
Paketleme faktörü (Atomik dolgu faktörü) (Packlng factor) Atomlarla işgal edilen yer kısmıdır.
dır.
50
Paramanyetizm (Paramagnetism) Bir manyetik alan uygulandığında elektron dönmelerinin hizaya gelmesi ile sağlanan net manyetik momenttir.
Pasifleşme (Passivation) Anot yüzeyinde koruyucu bir kaplama sağlamakla ve elektrik devresini kesmekle kuvvetli bir anodik kutup oluşturmaktır.
Paslanmaz çelikler (Stainiess steei) Olağanüstü korozyon direnci sağlayan en az % 12 Cr içeren demir alaşımlarının bir grubudur.
Patlamalı bağlanma (ExpIosive bonding) Bir yüzey üzerine yayılmış patlayıcı katmanın patlamasıyla yüksek sıcaklık ve basınçla oluşturulan bir şekil değiştirmeli bağlanma işlemidir.
Pauli dışlama prensibi (Pauli exclusion principle) Bir malzeme içinde ikiden fazla elektron aynı enerjiye sahip olamaz. İki elektron zıt manyetik spine (dönüşe) sahiptir.
Payrosilikatlar (Pyrosilicates) Bir silikat tetrahedra çifti birim yapıları üzerine kurulu bir grup silikattır.
Pekleşme (Strain-Hardening) Şekil değiştirme veya soğuk şekil değiştirme ile dislokasyon yoğunluğundaki artışın malzeme dayanımını arttırmasıdır. Şekillendirme sertleşmesi olarakda bilinir.
Pekleşme katsayısı (Strain hardening coefficient)Gerinimin, malzemenin dayanımını arttırma
51
etkisidir. Bir malzemenin yüksek pekleşme katsayısına sahip olması; küçük miktarlarda şekil değiştirme veya gerinimle dayanımda yüksek bir artışa sahip olması demektir.
Peritektik (Peritectic) Üç faz reaksiyonunda soğuma sonucu ikinci bir katı fazı oluşturmak İçin sıvı ve katı fazın birleştiği bir üç faz reaksiyonudur.
Peritektoid (Peritectoid) Üç faz reaksiyonunda soğuma sonucu üçüncü bir katı faz oluşturmak için iki katı fazın birleştiği bir üç faz reaksiyonudur.
Perlit (Perlite) Nispeten yüksek sıcaklıklarda normal biçimde veya izotermal olarak soğutulmuş çeliklerde oluşan, sementit ve ferrit içeren. İki fazlı lamelü bir mikrooluşumdur.
Piezoelektrik (Pİezoelectric) Bazı malzemelerde elektrik alanındaki bir değişimin malzeme boyutunu değiştirme, boyuttaki değişimin bir elektrik alanı üretme yeteneğidir.
Pilling-Bedworth oranı (Pilling-Bedvvorth ratio)Oksitlenme sırasında bir metal yüzeyinde oluşan oksit tipini tarif eder.
Pişirme (Firing) Seramik bağ oluşumu için seramik yapının yüksek sıcaklıklarda ısıtılmasıdır.
Plastikleştirici (Plasticizer) Cam geçiş sıcaklığını düşüren ve bu nedenle bir polimerin şekillen- dirilebilirliğini iyileştiren bir katkıdır.
52
Poisson oranı (Poisson’s ratlo) Bir malzemenin yanal ve boyuna elastik deformasyonu arasındaki orandır.
Poligonlaşmış yapı (Polygonized structure) Tavlamanın erken aşamalarında oluşan bir alt tane yapısıdır. Alt tane sınırları, ısıtma sırasında yeniden düzene giren dislokasyonların ağ benzeri bir yapısıdır.
Polimerizasyon (Polymerizatıon) Organik moleküllerin büyük moleküllere veya polimerlere bağlandığı işlemdir.
Polimerizasyonun derecesi (Degree of polymerization) Bir polimerde monomerlerin sayısıdır.
Polimerler (Polymers) Normal olarak organik moleküllerin molekül zincirlerine veya ağlarına bağlanması ile elde edilen malzemeler grubudur. Polimerler düşük dayanım, ergime sıcaklıkları ve zayıf elektrik iletkenlikleri ile tanımlanır.
Polimorfizm (Polymorphism) Allotropi veya birden fazla kristal yapıya sahip olmadır.
Pürüzlülükler (Asperities) Aşındırıcı aşınmasında oluşan hareket eden bir yüzeyin üzerindeki küçük pürüzlerdir.
53
Radyografi (Radiography) Bir malzemede çatlaklar ve malzeme tarafından radyasyon absorbsiyonu arasındaki bir farka dayanan tahribatsız bir deney tekniğidir.
Refrakter metaller (Refractory metals) Titanyumun ergime sıcaklığının üzerinde ergime sıcaklığına sahip olan metallerdir.
Refrakterler (Refractories) Yüksek sıcaklıklara uzun süre dayanabilen bir grup seramik malzemedir.
Rektifierler (Rectifiers) Bir devrede yalmz bir yönde akımı sağlayan p-n tipi bağlantı elemanıdır.
SSabit sıcaklık çizimi (Isoterhmal plot) Belirli bir
sıcaklıkta faz varlığını gösteren üç faz diyagramı içindeki paralel bir bölümdür.
Sandvich (Sandwıch) Yoğun katmanlarla hafif düşük yoğun malzeme karıştırılarak oluşturulan bir kompozit malzemedir. Sandvich mükemmel bükülmezlikle bütün hafifliği kombine eder.
54
Schottky hatası (Schottky defect) İyonik olarak bağlı malzemelerde bir nokta hatası çiftidir. Nötr bir yükü koruyabilmek için katyon ve anyon boşluklarının her ikisi de oluşmak zorundadır.
Segregasyon (Segregation) Katılaşma sırasında difüzyon için genellikle kısıtlı zamanın neden olduğu dengesiz (kararsız) kompozisyon farklılığının varlığıdır.
Sekant modülü (Secant modulus) Çekme dayanımının % 25’inde belirlenen bir malzemenin yaklaşık elastikiyet modülüdür.
Semente karbürler (Cemented carbides) Seramik parçacıklar içeren ve bu parçacıkların yumuşak bir metalik matrisle bağlandığı parçacık takviyeli bir kompozittir. Kompozit yüksek sertlik ve kesme yeteneğini kombine ederken iyi bir darbe direncinede sahiptir,
Sementit (Cementite) Sert kırılgan metaller arası Fe3C bileşiğidir. Sementit, çelikte uygun bir şekilde dağıldığında mukavemetlenme sağlar.
Seramik bağ (Ceramic bond) Seramik malzemelerin yüksek sıcaklıklarda camsı yapı oluşturularak bağlanması işlemidir.
Seramikler (Ceramics) İyi dayanım ve yüksek ergime sıcaklığı ancak zayıf süneklik ve e- îektrik iletkenliğine sahip malzemeler grubudur. Seramik hammaddeler genellikle metal ve metal dışı elementlerin bileşiğidir
55
Serbest yüzey enerjisi (Surface free energy) E-nerjideki artış, büyüyen bir katı ile sıvı arasındaki yüzey ile ilgilidir.
Sert mıknatıs (Hard magnet) Geniş bir histerezis döngüsü ve kalıcılığa sahip ferromanyetik malzemedir.
Sertleşebilirlik (Hardenability) Bir çeliğe martensit oluşturmak için kolaylıkla su veri- lebilmesidir. Yüksek sertîeşebilirlikli çelikler yavaş soğutulsalar bile martensit oluştururlar.
Sertleşebilirlik eğrileri (Harnenability curves) Birçeliğin sertliği üzerine soğuma hızının etkisini gösteren grafiklerdir.
Sertleştirilmiş yüzey derinliği (Case depth) Yüzey sertleştirme ve karbürleme işlemleriyle bir çeliğin yüzeyinin altında oluşturulan sertliğin derinliğidir.
Sertlik deneyi (Hardness test) Batıcı bir nesnenin malzemeye batırılmasına karşı direnci ölçer. Yaygın olarak uygulanan deneyler Brinell, Rockwell, Knoop ve Vickers sertlik deneyleridir.
Sıcak basınç kaynağı (Hot pressure bonding) Isıtılmış metal yüzeylerini yüksek bir basınçta, birleştirerek bir kaynak oluşturmadır.
Sıcak şekillendirme (Hot deformation) Bir metalin yeniden kristalleşme sıcaklığının üzerinde şekil değiştirmesidir. Sıcak şekil değiştirme sırasında, metalin sadece şekli değişir; pek
leşme olmadığı için dayanım nispeten değişmeden kalır.
Sıcak yırtılma (Hot shortness) Sıcaklığın denge (kararlı) katılaşma sıcaklığının altında olmasına rağmen seggregasyondan dolayı oluşan dengeli olmayan düşük ergime noktalı malzemenin ergimesidir.
Sıcaklık direnç katsayıcı (Temperature resistivitycoefficient) Sıcaklığın iletkenlik üzerine etkisi ile ilgilidir.
Sınırlı eriyebilirîik (Çözünebilirlik) (Limited solubility) Eriten bir malzemede sadece maksimum miktarda eriyen (çözünen) bir malzemenin eritilebilmesidir.
Sınırsız eriyebilirîik (Çözünebilirlik) (Unîimited solubility) Bir malzemenin, ikinci bir malzemede ikinci bir faz oîuşturmaksızın sınırsız olarak eriyebileceği (çözünebileceği) miktardır.
Sınırsız katı eriyik sergileyen (izomorfuz) faz diyagramı (Isomorphous phase dıagram)Sınırsız katı eriyebilirîik sergileyen faz diyagramıdır.
Sırlama (Vitrification) Bir camın ergimesi veya oluşumudur.
Sıvı nüfuziyet tespiti (Liquid penetrant ınspection) Tahribatsız bir deney tekniğidir. Bu teknikte, bir boya veya ultraviyole (mor ötesi) ışını ile maruz bırakılan kılcal bir hare
57
ketle bir yüzey hatasına bir sıvının çekilmesidir.
Sievert Kanunu (Sievert’s Law) Metaldeki çözünen gaz miktarı çevredeki kısmi gaz basıncıyla orantılıdır
Sindiotaktik (Syndiotactic) Monomerde zincirin bir tarafından diğerine birbiri ardına değişen (alternatif) simetrik olmayan grupların bulunduğu polimerierdir.
Sinterleme (Sintering) Küçük parçaları birleştirmek için kullanılan bir yüksek sıcaklık ısıl işlemidir. Temas noktalarına atomların difüzyonu, parçacıklar arasında köprü kurulmasına neden olur. Daha fazla difüzyon, en sonunda geri kalan tüm boşlukları doldurur.
Sis (cis) Doymamış bağların aynı taraftaki molekül üzerine yerleşdiği bir monomer yapısıdır.
SIip (Slip) Kalıp içerisine dökülen sıvı bulamaçtır. Bulamaç kalıp yüzeyinde sertleşip kabuklaşmaya başladığında kalan akışkan haldeki bulamaç boşaltılır ve geride içi boş seramik bir döküm elde edilir.
Sİump deneyi (Slump test) Bir beton karışımının çalışabilirliğini ölçmek için bir deneydir.
Soğuk iz kaynağı (Cold indentation welding) Birsoğuk şekillendirme işlemi ile metalleri birleştirme metodudur. İki yüzey, İki darbe arasında birlikte ezilerek, yoğun bir şekil değiştirme ile, iki yüzey atom atoma temas haline getirilerek bağ ve/veya birleştirme sağlanır.
58
Soğuk şekillendirme (Coid working) Bir malzemenin yeniden kristalleşme sıcaklığının altında şekil değiştirmesidir. Soğuk şekillendirme sırasında, metalin şekli değişirken, mukavemetlenmesine neden olandislokasyon yoğunluğu artar.
Soğuma hızı (Coolîng rate) Belirli bir zaman aralığında, sıcaklıktaki değişimdir. Yüksek soğuma hızları, normal olarak sağlam dökümler oluşturur.
Solidüs (Solidus) Bütün sıvının tamamen katılaştığı sıcaklıktır.
Soivüs (Solvus) Faz diyagramında iki katı faz bölgesinden bir katı faz bölgesini ayıran bir eri- tebilirlik çizgisidir.
Stoykometrik olmayan metallerarası bileşik (Nonstoichiometric intermetalliccompound) İki bileşenin birleşmesi ve bileşenlerin özelliklerinden farklı yapı ve özelliklere sahip bir bileşiğe dönüşümü ile oluşan bir fazdır. Stoykometrik olmayan bileşik, bir bileşikte var olan bileşenlerin değişebilir bir oranına sahiptir.
Stoykometrik metallerarası bileşik(Stoichiometric intermetallic compound) İ-ki bileşenin birleşmesi ve birleşenlerin özelliklerinden farklı yapı ve özelliklere sahip bir bileşiğe dönüşümü ile oluşan bir fazdır. Stoykometrik metallerarası bileşik, bir bileşikte var olan bileşenlerin sabit bir oranına sahiptir.
59
Su elektrodu (Water electrode) Katot reaksiyonudur. Bu reaksiyonla elektrolitte su üretmek İ- çin elektronlar ve iyonlar kombine olur.
Su verme tavlaması (Quench annealing) Östenitik paslanmaz çeliklerde karbür çökelmesini ve taneler arası korozyon oluşumunu kontrol etmek için kullanılan bir ısıl işlemdir. Östenitik paslanmaz çelik karbür çözmek için ısıtılır ve daha sonra karbür oluşumunu önlemek için hızla soğutulur.
Sünek (Sfero) dökme demir ((Ductile cast iron)Katılaşma sırasında grafitin mükemmel süneklik ve dayanım sağlayan küre şeklinde çökelmesini sağlamak için dökme demirin magnezyum veya seryumlaişlemlendirilmesidir. Bu dökme demir sfero dökme demir olarak da bilinir.
Sünek kopma (Ductile fracture) Bir malzemenin oldukça yoğun bir deformasyonla kopmasıdır.
Süneklik (Ductility) Malzemenin bir kuvvet uygulandığında kopmaksızın kalıcı şekil değiştirme yeteneğidir.
Süper alaşımlar ((Süper alloys) Müstesna olarak ısı, sürünme ve korozyon direncine sahip nikel, demir-nikel ve kobalt alaşımlarının bir grubudur.
Süper ısı (Süper heat) Dökülme sıcaklığından katılaşma sıcaklığının çıkarılmasıdır.
Süper iletkenlik (Superconductivity) Akım akışına karşı direnci olmayan bir malzemedir.
60
Süper plastisiti (Superplasticity) Malzemenin alışılmamış şekilde büyük bir miktarda üniform olarak şekil değiştirme yeteneğidir. Bir malzemenin süperplastik bir şekilde davranması için sıcaklık, tane boyutu ve gerinim hızı üzerinde dikkatli bir kontrol gerekir.
Sürekli spekturum (Continuous spectrum) Bütün dalga boylarının kritik bir kısa dalga boyu sınırından daha uzun olduğu dalga boylarına sahip bir malzemeden yayman radrasyon spekturumudur.
Sürtünme kaynağı (Friction welding) Birbirlerine ters olarak dönerken, sürtünmenin neden olduğu iki yüzeyin ısınması ile, ısınan yüzeylerin yüksek basınç altında zorlanarak birleştirildiği, sürtünme (inertia) kaynağım da içeren bir grup deformasyon bağlanma işlemleridir.
Sürüklenme hızı (Drift velocity) Elektronlar veya diğer yük taşıyıcılarının malzemeye doğru hareket ettiği ortalama hızdır.
Sürünme deneyi (Creep test) Yüksek sıcaklıkta malzemeye akma dayanımının altında statik bir yük uygulandığında malzemenin şekil değiştirme ve kopmaya karşı direncinin bir ölçüsüdür.
Sürünme hm (Creep rate) Yüksek sıcaklıkta malzemeye bir gerilme uygulandığında zamanın bir fonksiyonu olarak bir malzemenin devamlı geriîdiği bir hızdır. Numunenin kesit alanında toplam kalıcı şekil değiştirmedir.
61
Sürünme kopması (Creep failure) Bir malzemenin yüksek sıcaklıklarda kopma olmaksızın yoğun deformasyonu veya çarpılmasıdır,
Sütunsal bölge (Columnar zone) Dökümün katılaşma sırasındaki rekabetli büyümenin bir sonucu olarak oluşan tercihli bir yönlenmeye (oriyantasyona) sahip olan, uzamış tanelerin bölgesidir.
Şekil değiştirme bağı (Deformation bonding)Genellikle yüksek sıcaklık ve basınçta iki yüzeyin birlikte zorlanmasıyla bir metal grubunu birleştirme tekniğidir. Basınç, yüzeydeki impuriterleri kırar ve bağın oluşumunu sağlamak için malzemeleri atom atoma temas haline getirir.
Taban düzlemi (Basal plane) HSP birim hücrede sıkı paket düzleme verilen isimdir.
Tafel sabiti (Tafel constant) Bir elektrokimyasal hücre tamamlandığında aktivasyon kutuplaşmasını tarif eder.
Takım çelikleri (Tool steels) Yüksek sertlik tokluk veya yüksek sıcaklıklara direnç sağlayan yüksek karbonlu bir çelik grubudur.
62
Takviye edici (Rainforcement) Polimerin dayanımında Önemli ölçüde iyileşme sağlamak için tasarlanmış katkılardır.
Tane (Gram) İçinde kafesin özdeş ve sadece bir doğrultudan yönlendiği katı malzemenin bir kısmıdır.
Tane boyutu mukavemetlenmesi (Grain size strengthening) Toplam tane smır alanında bir artışa neden olan, tane boyutunu küçültmekle bir malzemenin mukavemetlendirilmesidir.
Tane büyümesi (Grain growth) Tane sınırı alan miktarını küçültmek için difüzyonla tane sınırının hareketidir. Sonuç olarak diğer taneler büyürken küçük taneler giderek kaybolur.
Tane içinden kopma (Transgranular fracture)Bir malzemenin tane sınırlarından daha çok taneler içinden kopmasıdır.
Tane incelmesi (Grain refinement) Bir dökümde tane sayısını arttırmak için kontrollü bir şekilde heterojen çekirdek ilave etmedir.
Tane sınırı (Grain boundary) İki tane arasında sınırı temsil eden bir yüzey hatasıdır.
Tane sınırı difüzyonu (Grain boundary diffusion) Tane sınırı boyunca atomların difuzy onudur. Bu difüzyon, atomlar tane sınırlarında gevşek olarak paketlendiği için hacim difüzyonundan daha hızlıdır.
63
Taneler arası kopma (Intergranular fracture) Birmalzemenin tane sınırlan boyunca kopmasıdır.
Taneler arası korozyon (Intergranular corroslon)Tane sının segregasyonu veya çökeltileri bölgesel galvanik hücre ürettiği için tane sınırlan korozyonudur.
Tanjant modülü (Tangent modulus) Gerilme- gerinim eğrisinin bölgesel eğilimi ile Ölçülen
. bir malzemenin elastikiyet modülüdür.
Tavlama (Annealing) Soğuk deformasyon etkisini kısmen veya tamamen kaldırmak için uygulanan bir ısıl işlemdir.
Tavlama (Çelik) (Annealing steel) Bir çelikte östenitleme ve daha sonra fınnda soğutma ile yumuşak ve kaba bir perlit üretmek için uygulanan bir ısıl işlemdir.
Tavlama (Dökme demir) (Annealing cast iron)Östenitleme ve daha sonra fırında soğutma i- le, bir dökme demirde ferritik matris üretmek için kullanılan bir ısıl işlemdir.
Tekrar yükselme (Recalescence) Dentritik olarak büyüyerek katılaşan bir sıvının sıcaklığındaki yükselmedir. Yükselme ergime ısısının alt soğutulmuş sıvıya transferi ile sağlanır.
Temper dökme demir (Malleable cast iron) Uzun süreli bir ısıl işlemle elde edilen dökme demirdir. Bu işlem sırasında sementit, yuvarlanmış grafit kümeleri oluşturmak için ayrışır.
64
Bu yapının bir sonucu olarak iyi dayanım ve süneklik elde edilir.
Temperleme (Tempering) Martensitin denge fazlarına dönüşümüne başlamasını sağlamak için martensitin sertliğini düşürmede kullanılan, bir düşük sıcaklık ısıl işlemidir.
Temperlenmiş cam (Tempered glass) Dayanımı arttırmak için soğuma sırasında ön-gerilmeye tabi tutulmuş olan camdır.
Temperlenmiş martensit (Tempered martensite)Martensitin temperlendığinde oluşan sementit ve ferrit karışımıdır.
Temperler (Tempers) Bir alaşımın işlemini tarif eden steno usulü harfler ve numaralar kullanma. H temperleme soğuk şekillendirilmiş alaşımlara işaret eder. T temperleme yaşlandırma işlemine işaret eder.
Terazi (Manivela) kuralı (Lever law) İki faz sisteminde her fazm miktarım belirlemek için kullanılan bir tekniktir.
Tercihli yönlenme (Preferred orientation) Birmalzemeye uygulanan işleminin bir sonucu olarak bir yön veya düzlemde tanelerin, inklüzyonların, veya diğer mikroyapısal özelliklerin yönlenmesidir.
Termistörler (Thermistor) Özellikle sıcaklıktaki değişime karşı hassas olması nedeniyle hassas sıcaklık ölçümü sağlayan bir yan iletken e- lemandır.
65
Termokupui (Termocouple) Bir çift iletken teldir. Sıcaklık değiştiğinde teller arasında üretilen voltaj, sıcaklığı Ölçmek İçin kullanılabilir.
Termoplastik polimerler (Thermoplastic polymers) Proses sırasında bir yan ürün o- luşmadığı için pek çok defa ısıtıtabilen ve yeniden ergitilebilen polimerlerdir.
Termoplastikler (Thermoplastics) Polimerlerin kolaylıkla kullanışlı şekillere sokulabilen özel bir grubudur. Bu polimerler normal olarak, zincir şeklinde bir yapıya sahiptir.
Termoset polimerler (Thermosetting polymers)Yüksek sıcaklıkta polimerize olarak bir yan ü- rün açiğa çıkaran ve bu nedenle yeniden kristalleşmesi sınırlanan polimerlerdir.
Termosetler (Thermosets) Polimerlerin normal olarak oldukça kırılgan, özel bir grubudur. Bu polimerler genellikle üç boyutlu ağ yapısına sahiptir.
Tetrahedron (Tetrahedron) Atomların dört katlama koardinasyonlu, birlikte paketlendiğinde oluşturulan yapıdır.
Tırmanma (Climb) Atomların, dislokasyon çizgisinden veya çizgiye doğru difiizyonuyla kendi kayma düzlemlerine doğru dik hareketidir.
Tokluk (Toughness) Malzemenin darbe direncinin bir ölçüsüdür. Bir malzemenin darbe ile kopmaya karşı direnci tokluk olarak bilinir.
66
Toparlanma (Recovery) Soğuk şekillendirilmiş malzemenin dayanımını düşürmeden, soğuk şekillendirme esnasında oluşan kalıntı gerilmeleri azaltmak için tasarlanmış, bir düşük sıcaklık ısıl işlemidir.
Toplam katılaşma zamanı (Total solidifîcation time) Döküm yapıldıktan sonra dökümün tamamen katılaşması için gerekli zamandır.
Traheid (Tracheids) İğne yapraklı ağaç hücresidir.
Trans (Trans) Doymamış bağların molekülün zıt tarafına yerleştiği bir monomer yapısıdır.
Transistor (Transistor) Elektrik sinyallerini yükseltmek için kullanılabilen yarı iletken bir e- lemandır.
Ultrasonik kaynak (Ultrasonic weiding) Özel bir şekil değiştirme kaynak tekniğidir. Bu teknikte, yüzeyleri birlikte olmaya zorlayan yük, kısmen yüksek bir titreşim frekansıyla oluştu- rulur. Bağ çok küçük bir toplam şekil dğeiştirme ile gerçekleşir.
Uyumlu çökelti (çökelek) (Coherent precipitate) Kristal yapısı ve atomik dizilmesi, oluştuğu matrisle devamlı bir ilişkiye sahip olan bir çökeltidir.Uyumlu çökelti matrisde atomik dizilmede mükemmel bir bozulma ve dayanım sağlar.
67
% Uzama ( % Elongation) Çekme deneyi sırasında numunenin boyundaki toplam artış oranıdır.
Uzun-mesafe dizilme (Long-range order) Birkatida uzun bir mesafe boyunca atomların düzenli tekrarlı dizilimdendir.
Üçlü faz diyagramı (Ternary phase diagram)Değişik sıcaklıklarda faz varlıkları ve onların kompozisyonlarım gösteren üç bileşen arasındaki bir faz diyagramıdır. Bu, üç boyutlu çizimi gerektirir.
Valans (Valence) Kimyasal reaksiyonda veya bağda yer alan bir atomdaki elektron sayısıdır. Valans, genellikle dış sp. enerji seviyesindeki elektron sayısıdır.
Valans handı (Valence band) Elektronlann en düşük enerji durumlarında elektronlarla dol- durulabilen enerji seviyeleridir.
Van der Waals bağı (Vander Waals bond) Kutupsal moleküller arasındaki zayıf elektrostatik çekimdir. Kutuplaşmış moleküller, farklı yerlerde pozitif ve negatif yük yoğunlaşmala- nna sahiptir.
ü
68
Verici tükenmesi (Donor exhaustion) Bir n-tipi yarı iletkende ekstrensek enerji seviyelerinin tamamının dolduğu zamandır.
Vermikular grafit (Vermicular graphite) Dökme demirin katılaşması sırasında oluşan iç bağlantılı yuvarlak grafittir. Bu grafit şekli, vermikular dökme demirde tasarlanmış ancak sünek dökme demir için hatalı bir şekildir.
Vermikular grafiti! dökme demir (Compacted graphite cast iron) Gri ve sünek dökme demir ortasında özellikler sağlayan, katılaşma sırasında küçük miktarlarda magnezyum ve titanyum ilavesiyle grafitin mercan şeklinde büyümesini sağlamak için uygulanan bir dökme demir işlemidir.
Vida dislokasyonu (Screw dislocation)Dislokasyon çevresinde bir atomik düzlemin bir spiral eğim oluşturması için dislokasyonun eğilmesiyle oluşturulan bir dislokasyondur.
Viskolastisiti (ViscoeSasticity) Bir gerilme uygulandığında polimer zincir dilimlerinin veya zincirlerin viskoz akışı ile deformasyonudur.
Vizkos akış (Viscous flow) Camsı malzemenin yüksek sıcaklıklarda şekillenebilirliğidir.
Vulkanizasyon (Vulcamzation) Yüksek sıcaklık ve basınçlarda kükürt atomları katmakla elastomer zincirlerinin çapraz bağlanmasıdır.
69
wWhiskers (Whiskers) Tek kristal oluşturacak şekil
de büyümüş dislokasyonsuz çok ince fiberlerdir. Bunların dayanımları hemen hemen teorik dayanıma yakındır.
Widmanstatten yapı (Widmanstatteu structure)Matris ve çökelti kristal yapıları arasında sabit bir kristalografık ilişki olduğunda matristen i- ' kinci bir fazın çökelmesidir. Widmanstatten
yapıda genellikle iğne veya plaka şeklinde yapılar oluşur.
X ışınları (X-rays) Atomların ‘elektronik yapısındaki değişimle üretilen elektromanyetik radrasyondur.
Yansıma (Reflectivity) Yansımış gelen radrasyon yüzdesidir.
Yapay yaşlandırma (Artificial aging) Çökeltinin oluşması için, gerekli enerjiyi sağlamak amacıyla çözündürülmüş ve su verilmiş alaşımı, solvüsün altındaki sıcaklığa yeniden ısıtmadır.
70
Yaşlanma mukavemetlenmesi (Age hardenlng)Özel bir dağılım mukavemetlenmesi ısıl işlemidir. Çözündürme, su verme ve yaşlandırma ile önemli bir mukavemetlenme etkisi sağlayan uyumlu çökelti oluşur. Yaşlandırma. mukavemetlenmesi, aynı zamanda çökelti mukavemetlenmesi olarakta bilinir.
Yeniden dönüşüm (RecomtrucÛyetransformation) Atomların difüzyonu ve yeniden dizilmesini gerektiren bir işlem ile bir kristal yapıdan diğer bir yapıya olan dönüşümdür.
Yeniden ısıtma (Drawing) Perliti küreselleştirme, martensiti temperleme veya grafıtleştirme ile sementit olarak birleşik karbon miktarım a- zaltmak için temper dökme demirin yeniden ısıtılmasıdır.
Yeniden kristalleşme (Recrystaîîfeaiiüsı) Soğuk şekillendirme sırasında oluşan pekleşme etkisini tamamını yok etmek için tasarlanmış bir orta sıcaklık ısıl işlemidir. Yeniden kristalleşme, yeniden kritalleşme sıcaklığı üzerinde gerçekleşir.
Yeniden kristalleşme sıcaklığı (Recrystallization temperature) Tavlama sırasında pekleşme etkisinin yok edildiği sıcaklığın üstündeki sıcaklıktır. Yeniden kristalleşme sıcaklığı bir malzeme için sabit değildir. Ancak yemden kritalleşme sıcaklığı; soğuk şekillendirme yüzdesine, tavlama zamanına ve diğer faktörlere bağlıdır.
Yeralan hatası (Substitutional defect) Bir atom her zamanki kafes noktasından uzaklaştırılıp genellikle farklı boyuttaki farklı bir atomla yer değiştirdiğinde oluşturulan bir nokta hatasıdır.
Yerdeğişimli dönüşüm (Displacivetransformation) Sıcaklık ve basınçdaki değişimle büyük miktarlarda difuzyon gerektirmeden kristal yapıdaki bir değişimdir.
Yerel yük (Spaee charge) Bir elektrik alanı içinde hareket edebilen bir malzemede yüzeylerde veya arayüzeylerde gelişen ve bu nedenle kutuplaşmaya katkıda bulunan bir elektriksel yüktür.
Yoğunlaşma hücreleri (Concentration celîs) E~lektrolitin kompozisyon farklılığında bir malzeme üzerinde iki bölge arasında üretilen elektrokimyasal korozyon hücreleridir.
Yoğunlaşmış polimer (Condansation polimer) Biryan ürün üreten bir veya daha fazla moleküller arasında kimyasal bir reaksiyonla polimer zinrcilerinin inşa edilmesidir.
Yoğunluk (Density) Genellikle Mgm'3 biriminde bir malzemenin her birim hacminin kütlesidir.
Yorulma dayanımı (Fatigue strength) 500 milyon devirde yorulma ile kopmayı gerçekleştirmek için, gerekli gerilmedir.
Yorulma deneyi (Fatigue test) Akma dayanımı altında bir gerilme, tekrarlı olarak uygulandığında malzemenin kopmaya karşı direncini ölçer.
Yorulma kopması (Fatigue fracture) Bir yükün çevrim uygulamasından dolayı bir malzemenin kopmasıdır.
Yorulma ömrü (Fatigue life) Belirli bir gerilmede bir malzemenin yorulma ile kopmadan önceki devir sayısıdır.
Yönlü katılaşma (Directionol solidification) Dökümün sadece bir yönden garanti edilmiş büyümesidir. Bu teknik yüksek sıcaklığa dirençli, türbin bıçaklar için kullanılır.
Yumuşak mıknatıs (Soft magnet) Değişen bir alanda küçük bir histerezis döngü veya az e- nerji kaybeden ferromanyetik malzemelerdir.
Yüzey bombardımanı (Shot peening) Çelik bilyalarla yüzeyi bombardıman etmekle, parçaların yüzeyinde basma gerilmelerinin oluşturulmasıdır. Oluşturulan bu tür kalıntı gerilmeler malzemenin performansım (yorulma özelliklerini) iyileştirebilir.
Yüzey difüzyonu (Surface diffusion) Çatlaklar ve parça yüzeyleri gibi yüzeyler boyunca atomların difüzyonudur.
zZener diodu (Zener diode). Bir p-n bağlantı ele
manıdır. Bununla büyük bir geri dönüş kutuplaşma gerilimi bir akımın akmasını sağlar.
73
Zenginleştirme (Doping) Bir yarı iletkende yük taşıyıcı sayılarım artırmak için impuritelerin kontrollü miktarda ilavesidir.
Zorlayıcı alan (Coercive field) Bir malzemeden manyetikleşme veya kutuplaşmayı yok etmek için gerekli manyetik alan veya elektrik şiddetidir.
74
AAbrasıve wear (Abrasif aşmma) Removal of
matznal from surfaces by the cutting action of hard particîes.
Absorption edge ((Absorbsiyon sınırı) Thewaveîength at which the absorption characteristics of a materiaî abruptly change.
Acceptor saturation (Kabul edici (alıcı) doyumu) Wheıı ali of the extrinsic acceptor îeveîs in a p-type semiconductor are fiîled.
Activation energy (Aktivasyon Enerjisi) The energy required to cause a particular reaction to occur. In diffusion, the activation energy is related to the energy required to move an a- tom from one lattice site to another.
Addition polymers (Katılma polimerler) Folymer chains built up by adding monomers together vvithout creating a by product.
Adhesive wear (Adhesif aşmma) Removal of material from surfaces of moving equipment by momentary local bonding, then bond fracture, at the surfaces.
Age Hardening (Yaşlanma (Çökelme) mukavemetlenmesi) A special dispersion- strengthening heat treatment. By solution treatment, quenching, and aging, a coherent precipitate forms that provides a substantial
75
strengthening effect. Aîso known as precipitation hardening.
Allotropy (Attotropl) The characteristic of being able to exist in more than one crystal structure, depending on temperature and pressure.
Alloyed junction (Alaşımlandırılmış bağlantı) Ajunction device obtined by melting one material onto a second material.
Alloys (Alaşımlar) Combinations of metals which enhance the general characteristics of metals
Anelastlcity (Anelastisiti) Time-dependent eîastic behavior.
Anion (Anyon) A negatively charged ion produced when an atom, usually of a nonmetal, accepts one or more electrons.
Anisotropy (Anizotropy) Having different properties in different directions.
Annaiing (steel) (Tavlama (Çelik)) A heat treatment used to produce a soft, coarse pearlite in a steel by austenitizing, then fumace cooling.
Annealing (cast iron) (Tavlama (Dökme demir)) A heat treatment used to produce a ferrite matrix in a cast iron by austenitizing, then fumace cooling.
Annealing (Tavlama) A heat treatment used to eliminate part or aîl of the effects of cold vvorking.
Anode (Anot) The location at which corrosion occurs as electrons and ions are given up.
Anodizing (Anotlama) An anodic protection technıque in whıch a thick oxide iayer is deliberately produced on a metal surface.
Antiferromagnetism (Antiferromanyetizma)Opposition of adjacent magnetic dipoles, causing zero net magnetization.
Apparent porosity (Görünen gözenek) The percent of ceramic body that is composed of interconnected porosity.
Artifîcal aging (Yapay yaşlandırma) Reheating a solution-treated and quenched alloy to a temperature below the solvus in order to provide the thermal energy required for a precipitate to form.
Aspect ratio (Boyun ene oranı) The length of a fiber divided by its diameter.
Asperities (Pürüzlülükler) Small projections on the surface of moving parts that participate in adhesive wear.
ASTM grain size number (ASTM tane boyutu numarası) A measure of the size of the grains in a crystalîine material obtained by counting the number of grains per square inch at magnification x!00.
77
Atactic (Ataktik) The structure formed in a polymer composed of nonsymmetrical mers when the nonsymmetrical group is randomly arranged along the chain.
Athermal transformation (Atermal dönüşüm)When the amount of the transformation depends only on the temperature, not on the time.
Atomic mass (Atom kütlesi) The mass of the Avogadro number of atoms, g/g. moie. Normaily, this is the average number of protons and neutrons in the atom. Also called the atomic weight.
Atomic number (Atom numarası) The number of protons or electrons in an atom.
Ausformıng (ÖsşekiÜendirme) A thermomec- hanical heat treatment in which austenite is plastically deformed bellow the Aj temperature, then permitted to transform to bainite or martensite.
Austempering (Östemperleme) The isothermal heat treatment by which austenite transforms to bainite.
Austenitizing (Östenit) The name given to the FCC crystal structure of iron.
Austenitizing (Östenitleme) Heating a steel or cast iron to a temperature where homogenous austenite can form. Austenitizing is the first step in most of the heat treatments for steel and cast irons.
78
Avalanche voitage (Çığ voltajı) The reverse bias voltage that causes a large current flow in a p- n junction.
Avogadro number (Avogadro sayısı) The number of atoms or molecules in a g. mole. The avogadro number is 6.02 x 1023 atoms/g.mole or molecules/g.mole.
Bainite (Beynit) A two-phase microconstituent, containing ferrite and cementite, that forms in steels that are isothermally transformed at relatively low temperatures.
Basal plane (Taban düzlemi) The special name given to the close-packed plane in hexagonal closepacked unit cells,
Beach marks (Kumsal izleri) Marks on the surfaces of a fatigue fracture which represent the position of the crack front at various times during faiîure.
Bimetallic (İkili metaller) A laminar composite material produced by joining two strips of metal with different thermal expansion coefficients, making the material sensitive to temperature changes.
Binary phase diagram (İkili faz diyagramı) Aphase diagram in which there are only two components.
79
Binding Energy (Bağ enerjisi) The energy required to separate two atoms from their equilibrium spacing to an infinite dıstance apart. Altemately, the binding energy is the strength of the bond between two atoms,
Block walls (Blok duvarları) The boundaries between magnetic domains.
Bohr magneton (Bohr manyeton) The strength of a magnetic moment.
Braching (Dallanma) When a separate polymer chain is attached to another chain.
Bragg’s law (Bragg kanunu) The relationship describing the angle at which a beam of X- rays of a particular wavelength diffracts from crystallographic planes of given interplanar spacing.
Brittle fracture (Gevrek kopma) Fracture of a materiaî with îittîe or no deformation.
Bulk density (Kütle yoğunluğu) The mass of a ceramic body per unit volüme, incîuding closed and interconnected porosity
Bulk modulus (Hacim modülü) The modulus of compressibility, an elastic property describing the decrease in volüme of a material subjected to a compressive load.
Burgers vector (Burgers vektörü) The direction and distance that a dislocation moves in each step.
80
cCambium (Kambiyom) The laver of growing cells
in wood.
Capacitor (Kondansatör) An electrical device constructed from altemating layers of a dielectric and conductor, which is capable of storing a charge.
Carbon equivalent (Karbon eşdeğerliği) Carbon plus one-third of the Silicon in a cast iron.
Carbonizing (Karbonlaştırma) Driving off the noncarbon atoms from a polymer fiber, leaving behind a graphite fiber of high strength. Also known as pyroîizing.
Carburizing (Karbürleme) A group of surface- hardening techniques by which carbon diffuses into a Steel. Some reîated processes by which nitrogen is introduced include carbonitriding, cyaniding, and nitriding.
Case depth (Sertleştirilmiş yüzey derinliği) Thedepth be!ow the surface of a steel to vvhich hardening aoccurs by surface hardening and carburizing processes.
Cast iron (Dökme demir) Ferrous alloys containing suffıcient carbon so that the eutectic reaction occurs during solidification.
Castability (Dökülebilirlik) The ease with wihich a metal can be poured into a mold to make a
81
casting vvithout producing defects or requiring unusual or expensive techniques to prevent casting problems.
Cathode (Katot) The location at which electrons are accepted and a by-product is produced during corrosion.
Cation (Katyon) A positively charged ion produced when an atom, usually of a metal, gives up its valence electrons,
Cavitation (Çukurlaşma) Erosion of a material surface by the pressures produced when a gas bubble collapses within a moving liquid.
Cavity shrinkage (Boşluk çekilmesi) A large void within a casting caused by the volüme contraction that occurs during solidifıcation.
Cementatlon (Çimentolaştırma) Bonding ceramic raw materials into a useful product using binders that form a glass or gel without firing at high temperature.
Cemented carbides (Semente karbürler)Particulate composites containing hard ceramic particles bonded with a soft metallic matrix. The composites combines high hardness and cutting ability yet stili has good shock resistance.
Cementite (Sementit) The hard brittle intermetallic compound Fe3C that when properly dispersed provides the strengthening in steels.
82
Ceramic bond (Seramik bağ) Bonding ceramic materials by permitting a gîassy product to form at high fıring temperature.
Ceramics (Seramikler) A group of materials characterized by good strength and high melting temperatures, but poor ductility and electrical conductivity. Ceramic raw materials are typically elements.
Characteristic spectrum (Karakteristik spekturum) The spectrum of radiation emitted from a material which occurs at fixed wavelengths corresponding to particular energy leveî differences within the atomic structure of the material.
Chemical corrosion (Kimyasal korozyon)Removal of atoms from a material by virtue of the solubiîity or chemical reaction between the material and the surrounding liquid.
Chevron pattern (Chevron izleri) Markıng caused by the merging of crack fronts in brittle fracture. The marking from aı*rows which point back tovvard the origin of the brittle fracture.
Chill depth (Çiî derinliği) The distance from the surface in which the cast iron freezes according to the cementite reaction rather than the graphite reaction.
Chill zone (Çil bölgesi) A region of small randomly oriented grains that forms at the surface of a casting due to heterogeneous nucleation.
83
Chiiled iron (Çiilendiriimiş dökme demir) Cast iron designed so that the surface is hard, vvear-resistant white iron vvhile the çenter is softer, tougher gray or ductile iron.
Chvorinov’s rule (Chvorinov kuralı) Thesoldifıcation time of a casting is directly proportional to the square of the volüme to surface area ratio of the casting.
Cis (Sis) A monomer form in which the unsaturated bonds are located on the same side of the molecule.
Cladding (Giydirilmiş) The good corrosion- resistant or high-hardness layer of a laminar composite formed onto a less expensive or higher strength backing.
Cleavage (Düzgün yüzeyli ayrılma) Brittle fracture along particular crystallographic planes in the gains of the material.
Climb (Tırmanma) Movement of a dislocadon perpendicular to its slip plane by diffusion of atoms to or from the dislocation line.
Coercive field (Zorlayıcı alan) The strength of the electric or magnetic fıeld required to eliminate polarization or magnetization from a material.
Coherent precipitate (Uyumlu çökelti (Çökelek)) A precipitate vvhose crystal structure and atomic arrangement have a continuous relationship with the matrix from which the precipitate formed. The coherent precipitate
84
provides excellent disruption of the atomic arrangement in the matrix and provides excellent strengthening.
Cold indentation welding (Soğuk iz kaynağı) Onemethod of joining metals by a cold-working process. The two surfaces are squeezed together between two punchers, bringing the two surfaces into atom-to-atom contact by extensive deformation.
Cold working (Soğuk şekillendirme) Deformation of a metal below the recrystallization temperature. During cold working, the number of dislocations increases, causing the metal to be strenghtened as its shape is changed.
Columnar zone (Sütunsal bölge) A region of elongated grains having a preferred orientation that forms during the solidifıcation of a casting.
Compacted graphite cast iron (Vermikular dökme demir) A cast iron treated with small of magnesium and titanium to cause graphite to grow during solidifıcation as an interconnected, coral-shaped precipitate, giving properties midway between gray and ductile iron.
Compocasting (Basınçlı döküm) Injection of a thixotropic mixture of an alloy and a filler material into a die at high pressures to form a composite.
85
Composites (Kompozitler) A group of materiaîs formed from combinations of metals, ceramics, or polymers in such a manner that unusual combinations of properties are obtained.
Composition cells (Kompozisyon hücreleri)Electrochemical corrosion cells produced between two materiaîs having a different composition. Also known as a galvanic ceell.
Compressibility (Basılabilirlik) The reciprocal of the bulk modulus.
Concentration cells (Yoğunlaşma hücreleri)Electrochemical corrosion cells produced between two locations on a material at which the composition of the electrolyte is different.
Concentration gradient (Konsantrasyon gradyantı) The rate of change of composition with distance in a nonuniform material, expressed as atoms (m'3. ımO^or at % m'1.
Conchoidal fracture (Midye kabuğu yüzeyi kopma) A characteristic fracture surface in glass, vvith a mirror zone near the origin of the fracture and tear lines pointing toward the origin.
Condensation polymer (Yoğunlaşmış polimer) Polymer chains built up by a chemical reaction between two or more moiecules, producing a by product.
86
Conduction band (İletim bandı) The unfilled energy levels into which electrons can be excited to provide conductivity.
Continuous spectrum (Sürekli spekturum)Radiation emitted from a material having ali vvavelengths longer than a criticaî short wavelength limit.
Cooling rate (Soğuma hızı) The change in temperature for a given change in time. Rapid cooling rates normaîly give stronger castıngs.
Coordination number (Koardinasyon sayısı) The number of nearest neighbors to an atom in its atomic arrangement.
Copolymer (Kopolimer) An addition polymer produced by joining more than one type of monomer.
Corrosion fatigue (Korozyon yorulması) Accelerated failure of a material by combined corrosion and a cyclic load.
Covalent bond (Kovalent bağ) The bond formed between two atoms when the atoms share their valence electrons.
Creep failure (Sürünme kopması) Excessive deformation or distortion of a material at high temperatures, without fracture occurrmg.
Creep rate (Sürünme hızı) The rate at which a material continues to stretch as a function of time when a stress is applied at a high temperature.
87
Creep test (Sürünme deneyi) Measures the resistance of a material to deformation and failure when subjected to a static load below the yield strength at an elevated temperature.
Crevice corrosion (Aralık korozyonu) A special concentration celi in which corrosion occurs in crevices because of the low concentration of oxygen.
Critical fracture toughness (Kritik kopma tokluğu) The stress concentration required to cause a flaw to grow in a material.
Critical radius (Kritik çap) The minimum size that must be formed by atoms clustering together in the liqueid before the solid partide is stable and begins to grow.
Critical resolved shear stress (Kritik kaydırma gerilmesi) The shear stress required to cause a dislocation to move and cause slip.
Cross-linking (Çapraz bağlantı) Attaching chains of polymers together to produce a three- dimensionaî network polymer.
Cross-slip (Çapraz kayma) A change in the sîip system of a dislocation
Crystal structure (Kristal yapı) The arrangement of the atoms in a material into a regular repeatable lattice.
Curie temperature (Curie sıcaklığı) Thetemperature above which ferroelectric or ferromagnetic behavior is îost.
88
Current density (Akım yoğunluğu) The current flowing through a given cross-sectional area.
DDebye-Scherrer X-ray diffraction (Debye-
Scherrer X-ışınIan kınmmı) A technique using the interaction between X-ray radiation and planes of atoms in a crystal to obtain information concerning the identity and characteristics of a material.
Decarburazition (Dekarbürüzasyon) Selective oxidiation of carbon from the surface of a steel.
Defect resistivity coefficient (Hata direnç katsayısı) Relates the effect of lattice imperfections to the conductivity.
Deformation bonding (Şekil değiştirme bağı) Agroup of materiaîs joining techniques by vvhich the two surfaces are forced together at high pressures and often high temperatures. The pressure breaks up impurities at the surfaces and brîngs the materiaîs into atom- to~atom contact, permi tting bonding to occur.
Degradation temperature (Bozunma sıcaklığı )The temperature above which a polymer bums, chars, or decomposes
Degree of poiymerization (Polimerizasyon derecesi) The number of monomers in a polymer.
89
Dendrite (Dentrit) The treelike structure of the solid that grows when an undercooîed liquid nucleates.
Dendritic growth (Dentritik büyüme) Rapid growth of a solid dendrite when an undercolled liquid nucleates and grows .
Density (Yoğunluk) Mass per unit volüme of a material, usually in units of Mgm'3
Dcvitrificatioıı (Donuklaştırma) The precipitation of a cyrstalline product from the glassy product, usually at high temperatures.
Dezinciûcation (Çinkosuzlaşma) A special chemical corrosion process by which both zinc and copper atoms are removed from brass, but the copper is replated back onto the metal.
Diamagnetism (Manyetikleşmeme) The effect caused by the magnetic moment due to the orbiting electrons, which produces a slight opposition to the imposed magnetic fıeld.
Diamond cubic (Elmas kübik) A special type of face-centered cubic crystal structure found in carbon, Silicon, and other covalently bonded materials.
Dielectric constant (Dielektrik sabit) The ratio of the permittivity of a material to the permittivity of a vacum, thus describing the relative ability of a material to polarize and store a charge.
90
Dielectric loss (Dielektrik kayıp) The fraction of energy lost each time an electric field in a material is reversed.
Dielectric strength (Dielektrik şiddeti) The maximum electric field that can be maintained between two conductor plates.
Diffused junction (Difüz etmiş bağlantı) Junction devices obtained by diffusing the dopant into the base material.
Diffusion (Difüzyon) The movement of atoms vvithin a material.
Diffusion bonding (Difüzyon bağı) A joining technique in which two surfaces are pressed together at high pruessures and temperatures. Diffusion of atoms to the ınterface fills in voids and produces a srtong bond.
Diffusion coefficient (Diffüzyon katsayısı) A temperature-dependent coefficient that is related to the rate at which atoms diffuse, The diffusion coefficient depends on the temperature and activation energy.
Diffusivity (Difüsivite) Another term for diffusion coefficient.
Dihedral angle (Dihedral açı) The angle that defines the shape of a precipitate partide in the matrix. The dihedral angle is determined by the realitive surface energies.
Dipole friction (Kutup çifti sürtünmesi) Loss in energy when a cylic electric field is applied to
91
a dielectric material due to the inability of the dipoles to realign rapidly.
Dipoles (Kutup çiftleri) Atoms or groups of atoms having an unbalanced charge or moment.
Directional solidifîcaion (Yönlü katılaşma)Assuring that a casting grows from one direction only. This technique is used to cast high temperature-resistant türbine bîades.
Directions of a form (Bir yapıtım doğrultuları)Cyrstallugraphic directions that ali have the same characteristics, although their “sense” is different.
Dislocation (Dislokasyon) A line imperfection in the lattice of a crystailine material. Movement of dislocations helps explain how materiaîs deform. Interference with the movement of dislocations helps explain how materiaîs are strengthened.
Dispersıon strengthening (Dağılımmukavemetlenmesi) Increasing the strength of a material by mixing together more than one phase. By proper control of the size, shape, amount, and individual properties of phases, excellent combinations of properties of the phases, excellent combinations of properties can be obtained.
Displacive transformation (Yerdeğişimli dönüşüm) A change in crystal structure with changes in temperature or pressure without the necessity for significant amounts of diffusion.
92
Doma i n s (Domenler) Small regions within a material in which ali of the dipoles are aligned.
Donor exhaııstion (Verici tükenmesi) When ali of the extrinsic donor levels in an n-type semiconductor are filled.
Doping (Zenginleştirme) Addition of controlled amounts of impurities to increase the number of charge carriers in a semiconducter.
Double yield point (Çift akma noktası) In certain materials, dislocations are initialîy pinned by lattice imperfections. A high stress is required to start pîastic deformation, giving an upper yield point, while subsequent deformation occurs at a lower stress, giving a lower yield point.
Dravving (Yeniden ısıtma) Reheating a malleable iron in order to reduce the amount of carbon combined as cementite by spheroidizing pearlite, tempering martensite, or graphitizing both.
Drift velocity (Sürüklenme hızı) The average rate at which electrons or other charge carriers move throught the material
Ductile cast iron (Sünek (Sfero) dökme demir) Cast iron treated with magnesium or cerium to cause graphite to precipitate during solidifıcation as spheres, permitting excellent strength and ductility. Also known as nodular cast iron.
93
Ductile fracture (Sünek kopma) Fracture of a material with signifıcant deformation required.
Ductilty (Süneklik) The ability of a material to be permanently deformed without breaking when a force is applied.
EEddy current testing (Eddy akım deneyi) A
nondestructive testing technique to detect flaws or evaluate structure and properties by determining the reaction between the material and an electric field.
Eddy currents (Eddy akımları) Currents induced into a material by the imposition of an electric field.
Edge dislocation (Kenar dislokasyonu) Adislocation ıntroduced into the lattice by adding an “extra half plane” of atoms.
Elastic deformation (Elastik (kalıcı olmayan) şekil değiştirme) Deformation of the material that is recovered when the applied load is removed.
Elastomers (Elastomerler) Polymers possessing a highly kinked and partly cross-linked chain structure permi tting the polymer to ha ve exceptional elastic deformation.
94
Electric field (Elektrik alanı) The voltage gradient, or volts Per unit length.
Electrochemical corrosion (Elektrokimyasal korozyon) Corrosion produced by the development of a current in an electrochemical celi which removes ions from the material.
Electrode potential (Elektrot potanasiyeli)Related to the tendency of a material to corrode. The potential is the voltage produced between the material and a Standard electrode.
Electrolyte (Elektrolit) The conductive medium through which ions move to carry current in an electrochemical celi.
Electromagnetic testing (Elektro manyetik deney) Evaluating the structure or treatment of a ferromegnetic material by determining its response to a magnetic field.
Electromechanical celi (Eiektromekanik hücre) A celi in which electrons and ions can flow by separate paths between two materiaîs, producing a current which in turn leads to corrosion or plating.
Electronegativity (Elektronegatiflik) The relative tendency of an atom to accept an electron and become an anion. Strongly electronegativite atoms readily accept electrons.
Electronic polarization (Elektronik kutuplaşma)Polarization of an atom when the electrons are displaced to one side of the atom.
95
Electroplating (Elektrokaplama) The precipitation of ions on the cathode in an electrochemical celi.
Electrostriction (Electrositrikşm) The dimensional change that occurs in a material when an electric field is acting on it.
% Elongation (% Uzama) The total percent ıncrease in the length of a specimen during a tensile test.
Embryo (Embriyo) A tiny partide of solid that forms from the liquid as atoms cluster together. The embryo is too small to grow.
Emf series (Emf serîsi)) The arrangement of elements according to their electrode potential or their tendency to corrode.
Endurance limit (Yorulma sınırı) The stress beîow which a material will not fail in a fatigue test.
Endurance ratio (Yorulma oram) The endurance limit divided by the tensile strenght of the material. The ratio is about 0.5 for many ferrous metals.
Energy gap (Enerji aralığı) The energy between the top of the valance band and the bottom of the conduction band that a caharge carrier must obtain before it can transfer a charge,
Engineering strain (Mühendislik germimi) Theamount that a material deforms per unit length in a tensile test.
96
Engineering stress (Mühendislik gerilmesi) Theapplied load, or force, divided by the original cross-sectional area of the material.
Epitaxial growth (Epitaksiyal büyüme) Growth of a Iiquid onto an existing solid material without the need for nucleation.
Equiaxed zone (Eş eksenli büyüme) A region of randomly oriented grains in the çenter of a casting produced as a result of widespread nucleation.
Eutectic (Ötektik) A three-phase reaction in which one îiquid phase solidifıes to preduce two solid phases.
Eutectic celi (Ötektik hücre) A cîuster of graphite flakes produced during soldiflcation which are alî interconnected back to a common nucleus.
Eutectoid (Ötektoid) A three-phase reaction in which one solid phase transforms to two different solid phases.
Exchange current density (Akım yoğunluğu değişimi) The local fIow of current or electrons on the surface of a material when the circuit is not completed.
Exploslve bonding (Patlamalı bağlanma) Adeformation bonding technique by which the high pressures and temperatures are produced by the detonation of a layer of explosive spread on one of the surfaces.
97
Extenders (İlave dolgular) Additives of fıîlers to polymers that provide bulk at a low cost.
Extrinsic semiconductor (Ekstrensek yarı iletken) A semiconductor prepared by adding impurities or dopants which determine the number of charge carriers.
FFading (Azalma) The loss of the nodulizing or
inoculating effect in cast irons as a function of time, permitting undesirable changes in microstructure and properties.
Fatigue life (Yorulma ömrü) The number of cycles at a particular stress before a material fails by fatigue.
Fatigue strength (Yorulma dayanımı) The stress required to cause failure by fatigue in 500 million cycles.
Fatigue test (Yorulma deneyi) Measures the resistance of a material to failure when a stress below the yield strength is repeatedly applied:
Fatique fracture (Yorulma kopması) Fracture of material due to a cyclica! application of a load.
Fermi energy (Fermi enerjisi) The energy midway between, the valance and conduction bands.
98
Ferrimagnetism (F errimanyetizma) Magnetic behavior obtained when two types of dipoles, having different strengths, oppose one another but a net magnetization remains.
Ferrite (Ferrit) The name given to the BCC cyrstal structure of iron.
Ferroelectricity (Ferroelektrik) Alignment of domains so that a net polarization remains after the electric field is removed.
Ferromagnetism (Ferromanyetizma) Alignment of domains so that a net magnetization remains after the magnetic field is removed.
Ferrous alloys (Demir alaşımları) Metal alloys based primarily on iron, including steel, stainless Steel, and cast iron.
Fiber texture (Fiber (lif dokusu)) A preferred orientation obtained in drawıng processes by which grains are preferentially elongated in the drawing directions. Certain crystallographic directions, in each grain also üne up with the drawing direction, causing anisotropic behavior.
Fick’s first law (Birinci Fick kanunu) Theequation relating the flux of atoms by diffusion to the diffusion coefficient and the concentration gradient.
Fick’s second law (İkinci Fick kanunu) Thepartial differantial equation that describes the rate at which atoms are redistributed in a material by diffusion.
99
Fictive temperature (Fiktif sıcaklığı) Thetemperature at which an undercooled Hquid becomes a glass.
Figüre of merit (Optimum bağlantı kalınlığı) Theexpression that describes the optimum amount of deformation needed to obtain the best properties in a cold indentation welding process.
Firing (Pişirme) Heating a ceramic body at a high temperature to cause a ceramic bond to form.
First stage graphitization (İlk aşama grafitleşme)The fırst step in the heat treatment of a malleable iron, during vvhich the massive carbides formed during solidifıcation are decomposed to graphite and austenite.
Fluidity (Akıcılık) The ability of liquid metal to fiil up a mold cavity without prematurely freezing.
Fluorescence (Fiouresans) Emission of radiation from a material only vvhen the material is actually being stimulated.
Flux (Akı) (1) The number of atoms passing through a plane of unit area per unit time. This is related to the rate at vvhich mass is transported by diffusion in a soîid. (2) Additions to ceramic raw materials that reduce the melting temperature.
Forward bias (İleri kutuplama gerilimi)Connecting a junction device so that holes
100
and electrons fiow toward the junction to produce a net current flow.
Frank-Read source (Frank-Read kaynağı) A pinned dislocation which, under an applied stress, produces additional dislocations. This mechanism is at least partly responsible for strain hardening.
Freezing range (Katılaşma aralığı) The temperature difference between the liquidus and solidus temperatures.
Frenkel defect (Frenkel hatası) A pair of point defects produced when an ion moves to create an Interstitial site, leaving behind a vacancy,
Friction welding (Sürtünme kaynağı) A group of deformation bonding processes, which includes inertia welding, by which two surfaces are heated by friction caused as the parts rotate against one another and are fînally joined when the heated surfaces are forced together under high pressures.
Functionality (Fonksiyonellik) The number of sites on a monomer at which polymerization can occur.
Fusion zone (Ergiyik bölge) The portion of a weld heated to produce ali liquid during the vvelding produces. Solidifıcaion of the fusion zone provides joining.
101
GGalvanic series (Gaivanik serîler) The
arrangement of alloys according to their tendency to corrode in a particuîar environment.
Gamma loop (Gamma halkası) A number of alloying elements in iron, including chromium, reduce the temperature range över which austenite stable, thus producing a loop in the phase diagram.
Gas porosity (Gaz gözenekliliği) Bubbles of gas trapped within a casting during solidification due to the îower solubility of the gas in the solid compared to the liquid.
Gibbs phase rule (Gibbs faz kuralı) This describes the number of degrees of freedom, or the number of variables that must be fixed to specify the temperature and composition of a phase.
Glass (Cam) A solid noncrystalline material that has only short-range order between the atoms.
Glass formers (Cam oluşturucular) Oxides with a high bond strength which easily produce a glass during processing.
Glass transition temperature (Cam geçiş sıcaklığı) The temperature belovv which the amorphous polymer assumes a rigit glassy structure.
102
Grain (Tane) A portion of a solid material vvithin which the lattice is identical and oriented in only a single direction.
Grain boundary (Tane sınırı) A surface defect representing the boundary between two grains. The lattice has a different orientation on either side of the grain boundary.
Grain boundary diffusion (Tane sınırı difüzyonu)Diffusion of atoms along grain boundaries. This is faster than volüme diffusion because the atoms are less closely packed in grain boundaries.
Grain growth (Tane büyümesi) Movement of grain boundaries by diffusion in order to reduce the amount of grain boundary area. As a result, small grains shriıık and dısappear while other grains become larger.
Grain refinement (Tane inceltme) The addition of heterogeneous nuclei in a controîled manner to increase the number of grains in a casting
Grain size strengthening (Tane boyutu mukavemetlenmesi) By reducing the size of the grains, causing an increase in the amount of grain boundary area, a material may be strengthened.
Graphitic corrosion (Grafit korozyonu) A special chemical corrosion process by which iron is leached from cast iron, leaving behind a weak spongy mass of graphite.
103
Gray cast iron (Gri dökme demir) Cast iron which, during soliification, permits graphite flakes to grow, causing low strength and poor ducility.
Grog (Grog) Coarse oxide particles that are bonded by .finer minerals to produce refractory products.
Guinier-Preston zones (Guinier-Preston bölgeleri) Tiny clusters of atoms that precipitate from the matrix in the eariy stages of the age- hardening process. Although the GP zones are coherent with the matrix, they are too smaîl to provide optimum strengthening.
HHali effect (Hail etkisi) A charge carrier moving
through a magnetic field is deflected. By measuring the voltage, the strength of the field can be measured.
Hard magnet (Sert mıknatıs) Ferromagnetic material that has a large hysteresis loop and remanence.
Hardenability (Sertleşebilirlik) The ease with which a steel can be quenched to form martensite. Steels with high hardenability form martensite even on slovv cooling.
104
Hardenability curves (Sertleşebilirlik eğrileri)Graphs shovving the effect of cooling rate on the hardness of a steel.
Hardness test (Sertlik deneyi) Measures the resistance of a material to penetration by a sharp object. Common tests include the Brinell test, Rockwell test, Knopp test, and Vickers test.
Heat capacity (Isı kapasitesi) The energy required to raise the temperature of one mole of a material one degree,
Heat-affected zone (Isıdan-etkilenmiş bölge) The area adjacent to a weîd that is heated during the vvelding process above some critical temperature at which a change in the structure, such as grain growth or recyrstalization, occurs.
Heterogeneous nucieation (Heterojen çekirdek- lenme) Formation of a criticalîy sized solid from the liq«id on an impurity surface.
Holes (Boşluklar) Unfılled energy levels in the valance band. Because electrons move to fiil these holes, the holes move and current is carried.
Homogeneous nucieation (Homojen çekirdek-lenme) Formation of a criticalîy sized solid from the liquid by the clustering together of a large number of atoms at a high undercooling.
Homogenization heat treatment(Homojenizasyon ısıl işlemi) The heat
105
treatment used to reduce the segregation caused during nonequilibrium solidification.
Honeycomb (Bal peteği) A lightweight but stiff assembly of aluminum strip joined and expanded to form the core of aircraft components.
Hooke’s Iaw (Hooke kanunu) The relationship between stress and strain in the elastic portion of the stress-strain curve.
Hot pressure bonding (Sıcak basınç kaynağı)Producing a vveld by forcıng two heated metal surfaces into intimate contact at a high pressure.
Hot shortness (Sıcak yırtılma) Melting of the îower melting point nonequiîibrium material that forms due to segregation, even though the temperature is below the equiHbrium solidus temperature.
Hot working (Sıcak şekillendirme) Deformation of a metal above the recyrstalization temperature. During hot working only the shape of the metal changes; the strength remains relatively unchanged because no strain hardening occurs.
Hume-Rothery rules (Hume-Rothery kuralları)The conditions that an alloy system must meet if the system is to display unlimited solid solubility. Hume-Rothery’s rules are necessary but not sufficient.
106
Hybridization (Melezleşme) The valance and conduction bands are separated by an energy gap. This leads to the semiconductive behavior of Silicon and germanium.
Hydrogen electrode (Hidrojen elektroda) Thecathode reaction at which electrons and hydrogen ions from the corrosion circuit combine to produce hydrogen gas.
Hysteresis loop (Histerezis döngüsü) The loop traced out by the polarization or magnetization as the electric or magnetic field is cycled.
IImpact energy (Darbe enerjisi) The energy
required to fracture a Standard specimen when the load is suddenly applied.
Impact test (Darbe deneyi) Measures the ability of a material to absorb a sudden application of a load without breaking. The Charpy test is a commonly used impact test.
Impingement (Çarpma) Erosion of a material surface due to collisions with a rapidly moving liquid.
Impressed voltage (Etkili voltaj) A cathodic protection technique by which a direct current is introduced into the material to be protected, thus preventing the anode reaction.
107
Index of refraction (Kırılma indeksi) Relates the change in velocity and direction of radiation as it passes through a transparent material.
Inductance (İııdüktaııs) The flux density produced by a magnetic field.
Ingot structure (İngot yapı) The macrostructure of a casting, including the chill zone, columnar zone, and equaiaxed zone.
Inhibltors (İııhibitörler) Additions to the electrolyte that preferentiaîly migrate to the anode or cathode, cause polarization, and reduce the rate of corrosion.
Inoculation (Aşılama) (1) The addition of an agent to the molten cast iron that provides nucieation sites at which graphite precipitates during solidifıcation. (2) The addition of heterogeneous nuclei in a controlled manner to increase the number of grains in a casting.
Interatomic spacing (Atomlar arası mesafe) Theequilibrium spacing between the centers of two atoms. In solid elements, the ınteratomic spacing equals the apparent diameter of the atom.
Interdendritic skrinkage (Dentritler arası çekme)Smail, frequently isolated pores between the dendirite arms formed by the shrinkage that accompanies solidificatiom. Also kown as microshrinkage or shrinkage porosity.
108
Interfacial energy (Arayüzey enerjisi) The energy associated with the boundary betvveen two phases.
Intergranular corrosion (Taneler arası korozyon) Corrosion at grain boundaries because grain boundary segregation or precipitation produce locaî galvanic cells.
Intergranular fracture (Taneler arası kopma) Fracture of a material along the grain boundaries.
Interlamellar spacing (Lameller arası aralık) The distance betvveen the çenter of lameîla of plate of one phase and the çenter of the adjoining lamella or plate of the same phase.
Intermediates (Aradakiler) Oxides that. when added to a glass, help to extend the glassy network, aîthough the oxides normally do not form a glass themselves.
Interplanar spacing (Düzlemler arası aralık) Distance between two adjacent parallel planes with the same Miller indices.
Interstitial defect (Arayer hatası) A point defect produced when an atom is placed into the lattice at a site that is normally not a lattice point.
Interstitial diffusion (Arayer difüzyonu) Diffusion of small atoms from one interstitial position to another in the crystaî structure.
109
Interstitialcy diffusion (Arayere dlfüzyon) Adiffusion mechanism by which an atom leaves its regular lattice position to fiil an interstitial position.
Intrinsic semiconductor (İntrensek yarı iletken)A semiconductor in which the temperature determines the conductivity.
Ionic bond (İyonik bağ) The bpnd formed between two different atom species when one atom (the cation) donates its valence electrons to the second atom (the anion). An eiectrostatic attraction binds the ions together.
Ionic polarizatioıı (İyonik kutuplaşma)Polarizatıon of an ionic material by the relative displacement of the anions and cations.
Isomer (İzomer) A molecule that has the same composition as but a structure different from a second molecule,
Isomorphous phase diagram (İzomorfuz (Sınırsız katı eriyik sergileyen) faz diyagramı) Aphase diagram that displays unlimited solid solubility.
Isopleth (İzoplet) A vertical section through a ternary phase diagram showing the phases present at any temperature when the amount of one of the components is fixed.
Isotactic (İzotaktik) Polymers in which nonstmmetrical groups in the monomer are ali located on the same side of the polymer.
110
Isotehermal piot (İzotermaî çizim) A horizontal section through a teraary phase diagram showing the phases present at a particular temperature.
Isothermal annealing (İzotermaî tavlama) Heat treatment of a steel by austenitizing, cooling rapidly to a temperature between the A* and the nose of the IT curne, and holding until the austenite transforms to pearlite.
Isothermal transformation (İzotermaî dönüşüm)When the amount of a transformation at a particular temperature depends on the time permitted for the transformation.
Isotopes (İzotoplar) Isotopes of an element have the same atomic number but a different number of neutrons, thus giving a different atomic mass.
Isotropy (İzotropi) Having the same properties in ali directions.
Jominy distance (Jominy mesafesi) The distance from the quenched end of a Jominy bar. The Jominy distance is related to the cooling rate.
Jominy test (Jominy deneyi) The test used to evaluate hardenability. An austenitized steel bar is quenched at one end only, thus
111
producing a range of cooling rates aîong the bar.
KKirkendail effect (Kirkendall etkisi) Due to
unequal rates of diffusion in a diffusion couple, the original interface moves.
LLamella (Lamel) A thin plate of a phase that forms
during certain three-phase reactions, such as the eutectic or eutectoid.
Larson-Miller parameter (Larson-Miller parametresi) One of several parameters used to relate the stress, temperature, and rupture time in creep.
Laser (Lazer) A beam of monochromatic coherent radiation produced by the controlled emission of photons.
La ten t heat of fusion (Gizli ergime ısısı) The heat evoîved when a liquid solidifies. The latent heat of fusion is related to the energy difference between the solid and the lıquid.
Lattice (Kafes) A collection of points that dived space into smaller equally sized seğments.
112
Lattice parameters (Kafes parametreleri) Thelengths of the sides of the unit celi and the angles between those sides. The lattice parameters describe the size and shape of the unit celi.
Lattice points (Kafes noktaları) Points that make up the lattice. The surroundings of each lattice point are identical anywhere in the material.
Lever la w (Terazi (Manivela) kuralı) A technique for determining the amount of each phase in a two-phase system.
Lignin (Lignin) Polymer chains in wood that bond the microfıbrils in the celi wall and bond the individual fibers to one another.
Limited solubility (Sınırlı eriyebilirîik (Çözülebi- lirlik)) When only a maximum amount of a solute material can be dissolved in a solvent material.
Linear absorption coeffîcient (Doğrusal absorbsiyon katsayısı) Describes the ability of a material to absorb radiation.
Linear coeffîcient of thermal expansion (Doğrusal ısıl genleşme katsayısı) Describes the amount by which each unit length of a material changes when the temperature of the material changes by one degree.
Liquid penetrant inspection (Sıvı nüfuziyet tespiti) A nondestructive testing technique in which a liquid, drawn into a surface
113
imperfection by capillary action, is exposed by a dye or ultraviolet İight.
Liquidus (Likidüs) The temperature at which the fırst solid begins to form during solidifıcation.
Liqu|dııs plot (Likidüs çizim) A two-dimensionaI pîot shoeing the temperatures at whıch a there-component aîloy system begins to solidify on cooling.
Local solidifıcation time (Bölgesel katılaşma zamanı) The time required for a particular location in a casting to solidify once nucieation has begun.
Long-range order (Uzun-mesafe dizilme) Aregular repetitive arrangement of the atoms in a solid which extends över a very large distance.
Lorentz constaııt (Lorentz sabiti) Relates thermal and electrical conductivity.
Lumen (Lümen) The hollow çenter of a fibrous celi in wood.
Luminescence (Lumınesans) Conversion of radiation to visible İight.
MMacrosegregation (Makrosegregasyon) Presence
of composition differences in a material över
114
large distances due to nonequilibrium solidification.
Magnetic moment (Manyetik moment) Thestrength of the magnetic field associated with an electron.
Magnetic partide inspection (Manyetik tozlatespit) A nondestructive testing technique that relies on the interruption of lines of magnetic flux by imperfections near the surface.
Magnetic permeability (Manyetik geçirgenlik) The ratio between the magnetic field and the inductance or magnetization,
Magnetic susceptibility (Manyetik hassasiyet) The ratio between magnetization and the applied field.
Magnetization (Manyetizma) The sum of ali of the magnetic moments per unit volüme.
Malleable cast iron (Temper dökme demir) Cast iron obtained by a lengthy heat treatment during which cementite decompeses to produce rounded clumps of graphite. Good strength and ducility are obtained as a result of this structure.
Marquenching (Martemperleme (Marsuverme))Quenching austenite to a temperature just above the Ms, and holding until the temperature is equalized throughout the steel before further cooling to produce martensite. This process reduces residual stresses and
115
quench cracking. Also known as martempering.
Martensite (Martensit) A metastabîe phase formed in steel and other materials by a diffusionless, athermal transformation.
Mass absorption ceofrıcient (Kütle absorbsiyon katsayısı) Related to the absorption of X rays or other radiation by a material.
Matrix (Matris) Typicaîly the fîrst solid material to form during cooling of an alloy. Usually, the matrix is continuous and a second phase precipitates from it. However, in some complex alloys, the matrix is more diffıcult to define.
Mer (Mer) The molecule from which a polymer is produced after the double covalent bond has been broken.
Metallic bond (Metalik bağ) The electrostatic attraction betvveen the valence electrons and the positively charged cores of the atoms.
Metals (Metaller) A group of materials having the general characteristics of good ductility, strength, and electrical conductivity.
Metasilicates (Metasilikatlar) A group of silicate structures having a ring or chain structure.
Microconstituent (Mikrooîuşum) A phase or mixture of phases in an alloy that has a distinct appearance. Frequently, we describe a microsructure in terms of the
116
microconstituents rather than the actual phases.
Microfibrils (Mikrofibriller) Cellulose chains that comprise the celi walls in wood fıbers.
Microsegregation (Mikrosegregasyon) Presence of concentration differences in a material över short distances due to nonequilibrium solidification. AIso known as interdendritic segregation or coring.
Microvoids (Mikroboşluklar) Tiny voids at the fracture surface formed by separatıon of the material at grain boundaries or other interfaces during ductile failure.
Miller indices (Miller indisleri) A shorthand notation to describe certain crystallographic directions and planes in a material.
Miller-Bravais indices (Miller-Bravais indisleri) A special shorthand notation to describe the crystallographic planes in hexagonal close- packed unit cells.
Miscibility gap (Eritilemezlik (karışa mazlık) aralığı) A region in a phase diagram in which two phases, with essentially the same structure, do not mix, or have no solubility in one another. This is common in liquidus, such as oil and water, but also is observed in solids.
Mobility (Hareketlilik) The ease with which a charge carrier moves through a material.
117
Modifiers (Modife ediciler) Oxides that, when added to a glass, disrupt the glassy netvvork, eventually causing crystallization.
Modulus of elasticity (Elastikiyet modülü)*_• Young’s modulus, or the slope of the stress-
strain curve in the elastic regioıı.
Molecular polarization (Moleküler kutuplaşma)Polarization caused by the asymmetrical nature of certain moîecules of crystal structure.
Monomer (Monomer) The molecule from which a polymer is produced.
Monotectic (Monotektik) A three-phase reaction in which one liquid transforms to a solid and a second liquid on cooling.
Mottled iron (Benekli dökme demir) Cast iron produced when both cementite and graphite precipitate during solidification. Mottled iron is not desirable under any conitions.
NNatural aging (Doğal yaşlandırma) When a
coherent precipitate forms from a solution- treated and quenched age hardenable alloy at room temperature, providing optimum strengthening.
118
Necking (Boyun verme) Local deformation of a tensile specimen. Necking begins at the tensile point.
Nodulizing (Nodülleme) The addition of magnesium to molten cast iron to cause the graphite to precipitate as spheres rather than as flakes during solidification.
Nonferrous altoy (Demir dışı alaşımlar) An alloy based on some metal other than iron.
Nonstoichiometric intermetallic compound (Stoykometrik olmayan matallerarası bileşikler) A phase fomed by the combination of two components into a compound having a structure and properties diffemt from either component. The nonsoichiometric compound has a variable ratio of the components present in the compound.
Normalizing (Normalleştirme) A simple heat treatment obtained by austenitizing and air cooling to produce a fine pearlitic structure.
Notch sensitivity (Çentik hassasiyeti) Measures the effect of a notch on the impact energy.
Nucleus (Çekirdekler) A tiny partide of solid that forms from the liquid as atoms cluster together. When the nucleus is large enough to be stable, nucleteation has occurred and growth of the solid can begin.
119
oOffset yield strength (Deneme akma dayanımı) A
yield strength obtained graphically that describes the stress that gives no more than a specified amount of pİastic deformation.
Örthosilicates (Ortosilikatlar) A group of silicate structures based on single silicate tetrahedral units. Also known as olivines.
Overvoltage (Aşırı voltaj) The voltage introduced extemally or which develops in a corrosion ceîl which causes the current to fîow and produce corrosion or plating.
Oxidation (Oksidasyon) Reaction of a metal with oxygen to produce a metallic oxide. This normally occurs most rapidly at high temperatures.
Oxidation reaction (Oksidasyon reaksiyonu) Theanode reaction, by which electrons are given up to the electrochemical celi.
Oxygen electrode (Oksijen elektrodu) Thecathode reaction by which electrons and ions combine to produce OH" ion groups in the elctrolyte.
Oxygen starvation (Oksijen azalması) Theconcentration celi in which low-oxygen regions of the electrolyte cause the underlying material to behave as the anode and corrode.
120
pPacking factor (Paketleme faktörü-Atomik dolgu
faktörü) The fraction of space occupied by atoms.
Paramagnetism (Paramanyetizma) The net magnetic moment caused by alignment of the electron spins when a magnetic field is applied,
Parsion (Parsion) A hot glob of soft or molten polymer that is blown or formed into a useful shape.
Passivation (Pasifleşme) Producing strong anodic polarization by causing a protective coating to form on the anode surface and interrupt the electric circuit.
Pauli exdusion principle (Pauli dışlama prensibi) No more than two electrons in a material can have the same energy. The two electrons ha ve opposite magnetic spins.
Pearlite (Perlit) A two-phase lamellar microconstituent, containing ferrite and cementite, that forms in steels that are cooled in a normal fashion or are isothermally trasnformed at relatively high temperatures.
Precipitate(Çökelti (Çökelek)) A solid phase that forms from the original matrix phase when the solubiliy limit is exceeded. In most cases, we try to control the formaion of the
121
precipitate to produce the optimum dispersion strengthening.
Peritectic (Peritektik) A three-phase reaction in which a solid and a liquıd combine to produce a second solid on cooling.
Peritectoid (Peritektoid) A there-phase reaction in which two sotids combine to form a third solid on cooling.
Permittivity (Geçirgenlik) The ability of the material to polarize and store a charge within the material,
Phase (Faz) A material having the same composition, structure, and properties everywhere under equilibrium conditions.
Phase diagram (Faz diyagramı) A diagram showing the phases and the phase compositions at each combination of temperature and overall composition.
Phonon (Fonon) An electric wave that transfers energy through a material.
Phosphorescence (Fosforesans) Emission of radiation from a material after the material is stimulated.
Photoconduction (Fotoüetkenlik) Production of a current due to stimulation of electrons into the conduction band by İight radiation.
122
Photons (Fotonlar) Energy or radiation produced from atomic, electronic, or nuclear sources that can be treated as particles or waves.
PiIling-Bedworth ratio (PiIIing-Bedworth oranı)Describes the type of oxide film that forms on a metal surface during oxidation.
Piozeelectricity (Piezoelektrik) The ability in some materiaîs for a change in electric field to change the dimensions of the material, while a change in dimensions produces an electric field.
Pipe shrinkage (Çekme boşluğu) A large conical- shaped void at the surface of a casting caused by the volüme contraction that occurs during solidification.
Planar density (Düzlemsel yoğunluk) The fraction of a plane in a lattice that intersects atoms.
Planar grovvth (Düzlemsel büyüme) The grovvth of a smooth solid-liquid interface during solidification when no undercooling of the liquid is present.
Planes of a form (Bir yapının düzlemleri) Crystallographic planes that alî have the same characteristics, aithough their orientations are different.
Plastic deformation (Plastik (kalıcı) şekil değiştirme) Permanent deformation of the material when a load is applied, then removed.
123
Plasticizer (Plastikleştiricî) An additive that reduces the glass transition temperature, thus improving the formability of a polymer.
Poisson’s ratio (Poisson oranı) The ratio between lateral and longitudinal elastic deformation of a material.
Polarization (Kutuplaşma) (1) Alignment of dipoles so that a charge can be permanently stored. (2) Changing the voltage between the anode and cathode to reduce the rate of corrosion, Activation polarization is related to the energy required to cause the anode or cathode reaction; concentration polarization is related to changes in the composition of the electrolyte; and resistance polarization is related to the electrical resistivity of the electrolyte.
Polarized molecule (Kutuplaşmış molekül) Amolecule whose structure causes portions of the molecule to have a negative charge while other portions have a positive charge, leading to electrostatic attraction betvveen the molecules.
Polygonized structure (Poligonlaşmış yapı) Asubgrain structure produced in the eariy stages of annealing. The subgrain boundaries are a network of dislocations rearranged during heating.
Polymerization (Polimerizasyon) The process by which organic molecules are joined into giant molecules, or polymers.
124
Polymers (Polimerler) A group of materiaîs normally obtained by joining organic molecules into giant molecular chains or networks. Polymers are characterized by low strengths, low melting temperatures, and poor electrical conductivity.
Polymorphism (Polimorfizm) Allotropy, or having more than one crystal structure.
Pouring temperature (Dökme sıcaklığı) The temperature of the metal when it is poured into a mold during the casting process.
Power (Güç) The strength of a permanent magnet as expressed by the maximum product of the inductance and magnetic field.
Precursor (Ön malzeme) The polymer fiber that is carbonized to produce graphite fıbers.
Preferred orientation (Tercihli yönlenme) An alignment of grains, inclusions, or other microstructural features in a particular direction or plane in a material as a result of its processing.
Prepregs (Fiber katmanları) Layers of fıbers in unpolymerized resins. After the prepregs are stacked to form a desired structure, polymerization joins the layers together.
Primary (İlk) A prefix used to indicate that a microconstituent has formed before the start of a three-phase reaciton. Generally, a primary microconstituent wili be a single phase.
125
Process anneal (Gerilim giderme tavı) A low- temperatııre heat-treatment used to eliminate ali or part of the effect of cold working,
Proof test (İspat deneyi) Loading a material to its designed capacity to determine if it is capable of proper service.
Pyrosilicates (Payrosılikatlar) A group of silicate structures based on a pair of silicate tetrahedral units.
QQuantum numbers (Kuantum sayıları) The
numbers that assign electrons in an atom to discrete energy levels. The four quantum numbers the azimuthal quantum number the magnetic quantum number and the spin quantum number,
Quench anneal (Su verme tavı) The heat treatment used to control Carbide precipitation and intergranuîar corrosion İn austenitic stainless steels. The iron is heated to dissolve carbides, then rapidly cooled to prevent their reformation.
RRadiography (Radyografi) A nondestructive
testing technique that relies on a difference126
between the absorption of radiaion by the material and fîaws in the material.
Recalescence (Tekrar yükselme) The increase in the temperature of a solidifying liquid that is grovving dendritically. The increase is caused by the transfer of the latent heat of fusion into the undercooled liquid.
Reconstructive transformation (Yeniden dönüşüm) Transformation from one crystal structure to another by a process requiring diffusion and rearrangement of atoms.
Recovery (Toparlanma) A low-temperature annealing heat treatment designed to eliminate residual stress introduced during deformation without reducing the strength of the cold vvorked material.
Recrystallization (Yeniden kristalleşme) A medium-temperature annealing heat treatment designed to eliminate aîl of the effects of the strain hardening produced during cold working. Recrystallization must be accomplished above the recrystallization temperature.
Recrystallization temperature (Yeniden kristalleşme sıcaklığı) The temperature above which the effects of strain hardening are eliminated during annealing. The recrystallization temperature is not a constant for a material but depends on the amount of cold work, the annealing time, and other factors.
127
Rectifiers (Rektifîerler) p-n junction devices that permit current to flow in only one direction in a circuit.
% Reduction in area (% Kesit daralması) Thetotal percent decrease in the cross-sectionaî area of a specimen during the tensile test.
Reduction reaction (İndirgeme reaksiyonu) Thecathode reaction, by which electrons are accepted from the electrochemicaî celi.
Reflectivity (Yansıma) The percent of incident radiation that is reflected.
Refractories (Refrakterler) A group of ceramic materials capable of withstanding high temperatures for prolonged periods of time.
Refractory metals (Refrakter metaller) Metals having a melting temperature above that of tıtanium.
Reinforcement (Takviye edici) Additives to polymers designed to provide signifıcant improvement in strength. Fibers are typical reinforcements.
Relaxation time (Durulma zamanı) The time required for l/e of the electrons to drop from the conduction to the vaiance band in luminescence.
Remanence (Kalıcılık) The polarization or magnetization that remains in a material after it has been removed from the field due to permanent alignment of the dipoîes.
Repture time (Kopma zamanı) The time required for a specimen to fail by creep at a particular temperature and stress.
Residual stresses (Kalıntı gerilmeler) Stress introduced in the material during processing which, rather than causing deformation of the material, remain stored in the structure. Later release of stresses as deformation can be a problem.
Retained austenite (Kalıntı (Artık) östenit) Austenite that is unable to transform into martensite during quenching because of the volüme expansion associated vvith the reaction.
Reverse bias (Geri (Ters) kutuplama gerilimi)Connecting a junction device so that hoîes and electrons flow away from the junction, preventing a net current flow.
Riser (Besleyici) An extra reservoir of Iiquid metal connected to a casting. If the riser freezes after the casting, the riser can provide liquid metal to compensate for shrinkage.
Rule of misture (Karışım kuralı) The statement that the properties of a composite material are a function of the volüme fraction of each material in the composite.
129
sSacrificial anode (Kurban anot) Cathodic
protection by which a more anodic material is connected electrically to the material to be protected. The anode corrodes to protect the desired material.
Sandwich (Sandvich) A composite material constructed of a lightweight low-density material surrounded by dense solid layers. The sandvvich combines overaîl İight weight with excellent stiffness.
Saturation (Doyum) When ali of the dipoles have been aligned by the field, producing the maximum polarization or magnetization.
Schottky defect (Schottky hatası) A pair of point defects in ionicaîly bonded materials. In order to maintain a neutral charge, both a cation and an anion vacancy must form.
Screw dislocation (Vida dislokasyonu) Adislocation produced by skevving a crystal so that one atomic plane produces a spiral ramp about the dislocation.
Secant modulus (Sekant modülü) Theapproximate modulus of elasticity of a material determined at 25% of the tensile strength.
Second stage graphitization (İkinci aşama gra- fitlcşnıe) The second step in the heat
130
treatment of malleable irons that are to have a ferritic matrix. The iron is cooled slow!y from the fırst stage graphitization temperature so that austenite transforms to ferrıte and graphite rather than pearlite.
Secondary dendrite ar m spacing (İkincil dentrit kol aralığı) The distance between the centers of two adjacent secondary dendrite arms.
Segregation (Segregasyon) Presence of nonequilibrium composition differences in a material, often caused by insufficent time for diffusion during solidification.
Sensitivity (Hassasiyet) A measure of the minimum size of a flaw that can be detected in a material by a particular radiographic set-up.
Sensitization (Hassasiy etlik) Precipitation of chromium carbides at the grain boundaries in stainless steels, thus making the steel sensitive to intergranulaı* corrosion.
Shear lip (Kayma kenarı) The surface formed by ductile fracture that is a 45° angle to the direction of the applied stress.
Shear modulus (Kesme modülü) The modulus of rigidity, which describes the angle through which a material is elastically distorted by an applied shear stress.
Sheet texture (Levha dokusu) A preferred orientation obtained in rolling processes. The grains are aligned so that a preferred crystalographic direction rotates parallel to
131
the rolling direction and a preferred crystalographic plane rotates parallel to the sheet surface.
Short wave!ength limit (Kısa dalga boyu sınırı)The shortest wavelength or highest energy radiation emitted from a material under particular conditions.
Short-range order (Kısa-mesafe dizilme) Thearregement of the atoms is regular and predictable onty över a short distance, usually one or two atom spacings.
Shot peening (Yüzey bombardımanı) Introducing compressive residual stresses at the surface of a part by bombarding that surface with steel shot. The residual stresses may improve the overall performance of the material.
Sievert’s law (Sievert kanunu) The amount of a gas that dissolves in a metal is proportiona! to the partial pressure of that gas in the surroundings.
Sintering (Sinterleme) A high-temperature treatment used to join small particles. Diffusion of atoms to point of contact causes bridges to form between the particles. Further diffusion eventually fılls in any remaining voids.
Sizing (Kaplama) Coating glass fibers with an organic material to improve bonding and moisture resistance in fıberglass.
132
Slag (Curuf) An oxide product formed from a molten metal during melting of refining.
Slip (Kayma) (1)A liquid sîurry that is poured into a moîd. When the slurry begins to harden at the mold surface, the remaining liquid slurry is decanted, leaving behind a holîow ceramic casting. (2) Deformation of a material by the movement of dislocations through the lattice.
Slip direction (Kayma doğrultusu) The direction in the lattice in which the dislocation moves. The slip direction is the same as the direction of the Burgers vector.
Slip plane (kayma düzlemi) The plane svvept out by the dislocation line during slip. Normally, the slip plane is a close-packed plane, if one exists in the crystal structure.
Slip system (Kayma sistemi) The combination of the slip plane and the slip direction.
Slump test (Slump deneyi) A test to measure the vvorkability of a concrete mix.
Small angle grain boundary (Küçük açılı tane sınırı) An array of dislocations causing a small misorientation of the lattice across the surface of the imperfection.
Soft magnet (Yumuşak mıknatıs) Ferromagnetic material that has a small hysteresis loop and little energy loss in an alternating field.
Solid solution (Katı eriyik) A solid phase that contains a mixture of more than one element,
133
with the elements combining to give a uniform composition every where.
Solid solution strengthening (Katı eriyik mukavemetlenmesi) Increasing the strength of material by introducing point defects into the structure in a deliberate and controlled manner.
Solidifıcation (Katılaşma) The transformation of a Iiquid to a solid material.
Solidus (Solidüs) The temperature below which ali liquid has completely solidified.
Solubility (Eriyebilirlik (Çözünebilirlik)) Theamount of one material that will completely dissoîve in a second material vvithout creating a second phase.
Solution treatment (Çözündürme uygulaması)The fîrst step in the agehardening heat treatment. The alloy is heated above the solvus temperature to dissoîve any second phase and to produce a homogeneous single- phase structure,
Solvus (Solvüs) A solubility üne that separates a single solid phase region from a two solid phase region in the phase diagram.
Space charge (Yerel yük) An electric charge, which can move in the presence of an electric field, that develops on surfaces or at interfaces within a material, thus contributing to polarization.
134
Specific heat (Özgül ısı) (1) The energy required to raise the temperature of one gram of a material one degree. (2) The heat required to change the tempareture of a unit weight of the material one degree.
Specific modulus (Özgül modül) The modulus of elasticity divided by the density.
Specific strength (Özgül dayanım) The strength of a material divided by the density.
Spheroidite (Küresellik) A microconstituent containing coarse spheroidal cementite particles in a matrix of ferrife, permitting excelîent machining characteristics in high carbon steels.
Spinnerette (Eğirici) An extrusion die containing many small openings through which the hot or molten polymer is forced to produce filaments. Rotation of the spinnerette tvvists the filaments into a yam.
StabiSization (Dengeleme (Kararlı hale getirme)) The addition of titanium or niobium to stainless steels, The titanium and niobium combine preferencially with carbon, thus preventing the precipitation of chromium carbides and intergranular corrosion.
Stacking fault (İstif hatası) A surface defect in FCC metals caused by the improper stacking sequence of close-packed planes.
Stacking sequence (İstifleme ardışıklığı) Thesequence in which close-packed planes are
135
stacked. If the sequence is ABABAB a hexagonal close-packed unit celi is produced; if the sequence is ABC ABC ABC a face- centered cubic structure is produced.
Stainless steels (Paslanmaz çelikler) A group of ferrous alloy s that contain at least 12% Cr, providing extraordinary corrosion resistance.
Stiffness (Bükülmezlik; rijitlik) A qualitative measure of the elastic deformation produced in a material. A stiff material has a high modulus of elasticity.
Stoichiometric intemetallic compound (Stoykometrik matallerarası bileşikler) Aphase formed by the combination of two components into a compound having a structure and properties different from either component The stoichiometric intermetallic compound has a fıxed ratio of the components present in the compound.
Strain energy (Gerinim Enerjisi) The energy required to permit a precipitate to fit into the surrounding matrix during nucieation and grovvth of the precipitate.
Strain hardening (Pekleşme) Strengthening of a material by increasing the number of dislocations by deformation, or cold working. Also known as work hardening.
Strain rate (Gerinim hızı) The rate at which the material is deformed. A material may behave much differentîy if it is slowly pressed into a
136
shape rather than smashed rapidly into a shape by an impact bîow.
Strain-hardening coeffîcient (Pekleşme katsayısı)The effect that strain has on the resulting strength of the material. A material with a high strain-hardening coffıcient obtains high strength with only small amounts of deformation or strain.
Stress cells (Gerilme hücreleri) Electrochemical corrosion cells produced by differences in imposed or residual stresses at different locations in the material.
Stress re!axation (Gerilme rahatlaması) Areduction of the stress acting on a material över a period of time at a constant strain due to viscoelastic deformation.
Stress corrosion (Gerilme korozyonu) Deterioration of a material in which an applied stress accelerates the rate of corrosion.
Stress intenstiy factor (Gerilme yoğunluk faktörü) The concentration of stress produced by a flaw in a material.
Stress relief anneal (Gerilim giderme tavlaması) The recovery stage of the annealing heat treatment, during which residual stresses are reîieved vvithout reducing the mechanical properties of the material.
Stress-corrosion fracture (Gerilme-korozyon kopması) Fracture caused by a combination
137
of corrosion and a stress below the yield strength.
Stress-repture fracture (Gerilme kırılma kopması) Fracture of a material due to prolonged exposure at a high temperature.
Stress-rupture curve (Gerilme-kopma eğrisi) Amethod of reporting the results of a series of creep tests by ploting the applied stress versus the rupture time.
Striations (Dalgalanmalar) Microscopic traces of the location of a fatigue crack.
Stringer (Kirişler) Incîusions that are deformed or aligned with the direction of deformation during hot or cold working.
Substitutional defect (Yer alan hatası) A point defect produced when an atom is removed from a regular lattice point and replace with a different atom, usually of a different size.
Superalloys (Süper alaşımlar) A group of nickel, iron-nickel, and cobalt alloys that have exceptional heat resistance, creep resistance, and corrosion resistance.
Superconductivity (Süperiletkenlik) Flow of current through a material that has to the conductivity.
Superheat (Süper ısı) The pouring temperature minus the freezing temperature.
138
Superplasticity (Süperplastisiti) The ability of a material to deform uniformîy by an exceptionally large amount. Careful control över temperature, grain size, and strain rate are required for a material to behave in a superplastic manner.
Supersaturated solid solution (Aşırı doymuş katı eriyik) The solid solution formed when a material is rapidîy cooled from a high- temperature single-phase region to a low- temperature two-phase region without the second phase precipitating. Because the quenched phase contains more alloying element than the solubility limit, it is supersaturated in that element.
Surface diffusion (Yüzey difüzyonu) Diffusion of atoms along surfaces, such as cracks or partide surfaces.
Surface free energy (Serbest yüzey enerjisi) The ıncrease in energy associated with the surface between a growing solid and a liquid.
Surfacing (Kaynakla yüzey kaplama) A welding technique by which a hard or corrosion- resistant material is deposited on the surface of a second material, producing a laminar composite.
Syndiotactic (Sindiotaktik) Polymers in which nonsymmetrical groups in the monomer alternate from one side of the chain to the other.
139
TTafel constant (Tafel sabiti) Describes the
activation polarization when an electrochemical celi is completed.
Tangent modulus (Tanjant modülü) The modulus of elasticity of a material as measured by the loca! slope of the stress-strain curve.
Temperature resistivity coeffîcient (Sıcaklık direnç katsayısı) Relates the effect of temperature to the conductivity.
Tempered glass (Temperlenmiş cam) Glass that is prestressed during cooling to improve its strength,
Tempered martensite (Temperlenmiş martensit)The mixture of ferrite and cementite formed when martensite is tempered.
Tempering (Temperleme) A low-temperature heat treatment used to reduce the hardness of martensite by permitting the martensite to begin to decompose to the equilibrium phases.
Tempers (Temperler) A shorthand notation using letters and numbers to describe the processing of an alloy. H tempers refer to coid-worked alloys; T tempers refer to age-hardening treatments.
140
Tensile strength (Çekme dayanımı) The stress that corresponds to the maximum load in a tensile test.
Tensile test (Çekme deneyi) Measures the response of material to a slowly applied uniaxial force. The yield strength, tensile strength, modulus of elasticity, and ductility are obtained.
Ternary phase diagram (Üçlü faz diyagramı) Aphase diagram between three components shoving the phases present and their compositions at various temperatures. This requires a three-dimensional plot.
Tetrahedron (Tetrahedron) The structure produced when atoms are packed together with a fourfold coordination.
Thermal arrest (Isısal tutuklama) A pîateau on the cooling curve during the solidification of a material. The thermal arrest is due to the evolution of the latent heat of fusion during solidifıcation.
Thermal conductivity (Isıl iletkenlik) Measures the rate at which heat is transferred through a material.
Thermal emission (Isıl yayınma) Emission of photons from a material due to excitation of the material by heat.
Thermistor (Thermistör) A semiconductor device that is particularly sensitive to changes in temperature permitting it to serve as an accurate measure of temperature.
141
Thermocouple (Termokupul) A pair of conductor wires. The voltage produced between the wires when the temperature is changed can be used to measure temperature.
Thermoelasticity (Isıl elastisiti) An anelastic behavior in which a sudden change in the strain in a material causes the material to heat or cool.
Thermoplastic polymers (Termoplastik polimerler) Polymers that can be reheated and remelted numerous times, since no by- product forms during processing.
Thermoplastics (Termoplastikler) A special group of polymers that are easily formed into useful shapes. Normally, these polymers ha ve a chainlike structure.
Thermoseting polymers (Termoset polimerler)Polymers that polymerize. at high temperatures, releasing a by-product and thus restricting their recyclability.
Thermosets (Termosetler) A special group of polymers that are normally quite brittle. These polymers typically have a there- dimensional network structure.
Thixotropic (Hamurumsu) The ability of a partly liquid partly solid material to maintain its shape until a stress is applied, when it then flows like a liquid.
Tie üne (Bağ çizgi) A horizontal line drawn in a two phase region of a phase diagram to assist
142
in determining the compositions of the two phases.
Tilt boundary (Eğim sınırı) A small angle grain boundary composed of an array of edge dislocations.
Tool steels (Takım çelikleri) A group of high- carbon steels which provide combinations of high hardness, toughness, or resistance to elevated temperatures.
Total solidifıcation time (Toplam katılaşma zamanı) The time required for the casting to completely solidify after the casting has been poured.
Toughness (Tokluk) A qualitative measure of the impact properties of a material. A materia! that resist failure by impact is said to be tough.
Tow (Fiber halat) A bundle of hundreds or thousands of filaments.
Traclıeids (Traheid) Hollow fibrous tubes that comprise the structure of wood.
Trans (Trans) A monomer form in which the unsaturated bonds are located on opposite sides of the molecule.
Transgranular fracture (Tane içinden kopma)Fracture of a material through the grains rather than along the grain boundaries.
143
Transistor (Transistor) A semiconductor device that can be used to amplify electrical signals.
Transition temperature (Geçiş sıcaklığı) Thetemperature below which a material behaves in a brittle manner in an impact test.
True porosity (Gerçek gözenek) The percent of a ceramic body that is composed of both closed and interconnected porosity
True strain (Gerçek gerinim) The actual strain produced when a load is applied to a material.
True stress (Gerçek gerilme) The load divided by the actual area at that load in a tensiîe test.
Twin boundary (İkiz sınırı) A surface defect across which there is a mirror image misorientation of the lattice. Twin boundaries can also move and cause deformation of the material.
Twist boundary (Burkulma sınırı) A small angle grain boundary composed of an array of screw dislocations.
uUltrasonic we!ding (Ultrasonik kaynak) A special
deformation welding technique in which the load that forces the two surfaces together is partly introduced by a very high frequency
144
vibration. Bonding is achieved with very little total deformation
Undercooling (Alt soğuma) The temperature to which the liquid metal must cooî below the equilibrium freezing temperature before nucieation occurs.
Unit celi (Birim hücre) A subdivision of the lattice that stili retains the overall characteristics of the entire lattice.
Unlimited solubiîity (Sınırsız eriyebilirlik (Çözü- nebilirlik)) When the amount of one material that will dissoîve in a second material without creating a second phase is unlimited.
Unsaturated bond (Doymamış bağ) The double or even triple covalent bond joining two atoms together in an organic molecule. When a single covalent bond replaces the unsaturated bond, polymerization can occur.
VVacancy (Boşluk) A vacancy is created when an
atom is mising from a lattice point.
Vacancy diffusion (Boşluk difüzyonu) Diffusion of atoms when an atom leaves a regular lattice position to fiil a vacancy in the crystal. This process creates a new vacancy and the process continues.
145
Valance (Valans) The number of electrons in an atom that participate in bonding or chemical reactions Usually, the valance is the number of electrons in the outer sp energy leveL
Valance band (Valans bandı) The energy levels fılled by electrons in their iowest energy states.
Van der Walls bond (Vander Waals bağı) A weak electrostatic attraction between polar molecules The polar moleculer have concentrations of positive and negative charges at different locations.
Vermicular graphite (Vermikular grafit) Therounded, interconnected graphite that forms during the solidification of cast iron. This is the intended shape in compacted graphite iron but is a defective shape in ductile iron.
Viscoelasticity (Viskoelastisiti) The deformation of a polymer by viscous flow of the chains or segments of the chains when a stress is applied.
Viscous flow (Vizkos) Deformation of a glassy material at high temperatures.
Vitrification (Sırlama) Melting or formation of a glass.
Volüme diffusion (Hacim difüzyonu) Diffusion of atoms through the interior of grains.
146
Volüme free energy (Hacim serbest enerjisi) The change in freee energy of a material when the material solidifies.
Vulcaniziation (Vulkanizasyon) Cross-linking elastomer chains by introducing sulfur atoms at elevated temperatures and pressures.
WWater electrode (Su elektroda) The cathode
reaction by which electrons and ions combine to produce water in the electrolyte.
Whiskers (Whiskers) Very fine fibers grown in a manner that produces single crystals with no dislocations, thus giving nearly theoretical strengths.
White cast iron (Beyaz dökme demir) Cast iron which produces massive amounts of cementite rather than graphite during solidifıcation. The white irons are very hard but brittle.
Widmanstatten structure (Widmanstatten yapı) The precipitation of a second phase from the matrix when there is a fıxed crysatllographic relationship betvveen the precipitate and matrix crystal structures. Often needlelike or platelike structures form in the Widmanstatten structure.
147
WorkabiIity (Çahşabilirlik) The ease vvith which a eoncrete slurry can fiil ali of the space in a form.
Wrought alloys (Dövme alaşımlar) Alloys that are shaped by a deformation process.
A
X rays (X ışınları) Eloctromagnetic radiation produced by changes in the electronic structure of atoms.
YYıeld strength (Akma dayanımı) The stress
applied to a material that just causes permanent plastic deformation.
£â
Zener diode (Zener dıodu) A p-n junction device which, with a very large reverse bias, causes a current to flow.
Zone refintng (Bölge saflaştırma) A solidification technique used to purify materiaîs for semiconductor devices.
148