İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. ·...

84
1 1 MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKERCANANADOLULİSESİ EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları, Dergimizin 11. sayısıyla hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Yepyeni sayımızla sizlere kavuşmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyorum. Adeta, baharın müjdeleyicisi haline gelen dergimizin yeni sayısında birtakım değişiklikler yaptık. Bu yılki sayımıza teknoloji, bilim, bulmaca, semt tanıtımı gibi bölümler ekledik. Hepiniz biliyorsunuz ki MEB' in 2023 Eğitim Vizyonu' nun temelinde "in- san" kavramı yer alıyor. Eğitim Vizyonu' na göre; eğitim-öğretim meselesi, özünde insan meselesidir. Biz de dergimizin bu yılki temasını "insan" olarak belirledik. Dergimizin içindeki faaliyetlerde insanı farklı yönlerden ele aldık. Kuşkusuz, insan yüzyıllardır tam olarak tanımlanamayan, anlamlandırılamayan içinde birçok karmaşık yapıyı aynı anda barındıran bir varlık. Filozoflardan alimlere, bilim insanlarına kadar herkes insan algısı üzerinde mutlaka dü- şünmüştür. Biliyorsunuz ki insan, her şeyden fazla önem verdiği ve "ben" de- diği kendi öz varlığını tanıma konusunda tembel davranıyor. Hz. Mevlana' ya göre bedeniyle çok küçük ve değersiz olan bizi bütün alemin en kıymetli unsuru haline getiren şey kuşkusuz manadır. Bizi biz yapan elimiz, kolumuz, ayağımız, kaşımız değil; manamızdır. Bu sayımızda insana farklı açılardan ba- karak onu anlamlandırmaya çalıştık. Bir şairin, yazarın, psikoloğun gözünden insanı tanımaya çalıştık. Dergimizin bu sayısı vasıtasıyla; yoğun programına rağmen bizleri kır- mayarak bizimle röportaj gerçekleştiren, bize gönlünü açan büyük şairimiz Ahmet Selçuk İlkan' a; okulumuza misafir gelen, okulumuzda söyleşi ger- çekleştiren ve öğrencilerimizle tek tek sohbet edip kitabını imzalayan usta yazarımız Sevinç Çokum' a; insan kavramıyla ilgili röportaj yaparak insanı an- lamamıza yardımcı olan Uzman Psikolog Zozan Başçi' ye; Orhan Kemal Mü- zesi ziyaretimizde bizlere eşlik ederek Orhan Kemal' i yakından tanımamı- zı sağlayan Orhan Kemal' in oğlu Işık Öğütçü' ye teşekkürü bir borç bilirim. Okulumuzda misafir ettiğimiz tüm konuklarımıza, okul gezilerimizde bi- zi ağırlayan tüm kurumlara teşekkür ederim. Okulumuzda gerçekleştirdiğimiz her türlü faaliyette desteğini esirgemeyen Okul müdürümüz Yılmaz Arslan' a, idarecilerimize, emeği geçen tüm meslektaşlarıma, dergimize kat- kı sunan velimiz Ömer Arslan' a teşekkürlerimi sunuyorum. Sevgili Öğrencilerim, Kuşkusuz, dergimizin hazırlanmasında sizlerin emeği en büyük. Sizler; sınav, ödev demeden her zaman yanımda ol- dunuz. Meslek hayatımın bana en büyük ödüllerisiniz. Siz- leri çok seviyorum. İyi ki varsınız. Tüm öğrencilerime sevgilerimi sunuyorum ve bu yıl sınava girecek 12. sınıflarımıza başarılar diliyorum. Yolumuz açık ol- sun. Tüm Martı okuyucularımıza keyifli oku- malar. Yepyeni sayılarda buluşmak dile- ğiyle. Sevgiyle kalın. mtiyaz Sahibi: Ylmaz ARSLAN Okul Müdürü Genel Yayn Koordinatörü: Saniye ELMAS Müdür Yardmcs Editör: lknur ÇAKIR Edebiyat Öretmeni Yayn Kurulu: Zehra CANTÜRK Bilge ÇATALKAYA Baak Eylül ÖZKAN Ceren GÖÇHAN K Ka ap pa ak k T Ta as sa ar r m m: : Zeynep Gözde TEKNAY n nc ce el le em me e K Ku ur ru ul lu u: : lknur ÇAKIR Tuba TEKN Demet ERDOAN Enver YILMAZ Fehime Sevgi ODABA Grafik Tasarm: Nezih TA Bask: Akademi Basm Yayn Davutpaa Cad. Güven San. Sit. C Blok No: 230 Topkap - ST Tel: 0212 493 24 67 - 68 http://fteal.meb.k12.tr/ florya _teal @florya_teal İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Transcript of İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. ·...

Page 1: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

11MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

EDİTÖRDEN

Değerli Martı Okuyucuları,Dergimizin 11. sayısıyla hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Yepyeni sayımızla

sizlere kavuşmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyorum. Adeta, baharınmüjdeleyicisi haline gelen dergimizin yeni sayısında birtakım değişiklikleryaptık. Bu yılki sayımıza teknoloji, bilim, bulmaca, semt tanıtımı gibi bölümlerekledik.

Hepiniz biliyorsunuz ki MEB' in 2023 Eğitim Vizyonu' nun temelinde "in-san" kavramı yer alıyor. Eğitim Vizyonu' na göre; eğitim-öğretim meselesi,özünde insan meselesidir. Biz de dergimizin bu yılki temasını "insan" olarakbelirledik. Dergimizin içindeki faaliyetlerde insanı farklı yönlerden ele aldık.Kuşkusuz, insan yüzyıllardır tam olarak tanımlanamayan, anlamlandırılamayaniçinde birçok karmaşık yapıyı aynı anda barındıran bir varlık. Filozoflardanalimlere, bilim insanlarına kadar herkes insan algısı üzerinde mutlaka dü-şünmüştür. Biliyorsunuz ki insan, her şeyden fazla önem verdiği ve "ben" de-diği kendi öz varlığını tanıma konusunda tembel davranıyor. Hz. Mevlana'ya göre bedeniyle çok küçük ve değersiz olan bizi bütün alemin en kıymetliunsuru haline getiren şey kuşkusuz manadır. Bizi biz yapan elimiz, kolumuz,ayağımız, kaşımız değil; manamızdır. Bu sayımızda insana farklı açılardan ba-karak onu anlamlandırmaya çalıştık. Bir şairin, yazarın, psikoloğun gözündeninsanı tanımaya çalıştık.

Dergimizin bu sayısı vasıtasıyla; yoğun programına rağmen bizleri kır-mayarak bizimle röportaj gerçekleştiren, bize gönlünü açan büyük şairimizAhmet Selçuk İlkan' a; okulumuza misafir gelen, okulumuzda söyleşi ger-çekleştiren ve öğrencilerimizle tek tek sohbet edip kitabını imzalayan ustayazarımız Sevinç Çokum' a; insan kavramıyla ilgili röportaj yaparak insanı an-lamamıza yardımcı olan Uzman Psikolog Zozan Başçi' ye; Orhan Kemal Mü-zesi ziyaretimizde bizlere eşlik ederek Orhan Kemal' i yakından tanımamı-zı sağlayan Orhan Kemal' in oğlu Işık Öğütçü' ye teşekkürü bir borç bilirim.

Okulumuzda misafir ettiğimiz tüm konuklarımıza, okul gezilerimizde bi-zi ağırlayan tüm kurumlara teşekkür ederim. Okulumuzda gerçekleştirdiğimizher türlü faaliyette desteğini esirgemeyen Okul müdürümüz Yılmaz Arslan'a, idarecilerimize, emeği geçen tüm meslektaşlarıma, dergimize kat-kı sunan velimiz Ömer Arslan' a teşekkürlerimi sunuyorum.

Sevgili Öğrencilerim,Kuşkusuz, dergimizin hazırlanmasında sizlerin emeği en

büyük. Sizler; sınav, ödev demeden her zaman yanımda ol-dunuz. Meslek hayatımın bana en büyük ödüllerisiniz. Siz-leri çok seviyorum. İyi ki varsınız. Tüm öğrencilerimesevgilerimi sunuyorum ve bu yıl sınava girecek 12.sınıflarımıza başarılar diliyorum. Yolumuz açık ol-sun.

Tüm Martı okuyucularımıza keyifli oku-malar. Yepyeni sayılarda buluşmak dile-ğiyle. Sevgiyle kalın.

�mtiyaz Sahibi:Y�lmaz ARSLANOkul Müdürü

Genel Yay�n Koordinatörü:Saniye ELMASMüdür Yard�mc�s�

Editör:�lknur ÇAKIREdebiyat Ö�retmeni

Yay�n Kurulu:Zehra CANTÜRKBilge ÇATALKAYABa�ak Eylül ÖZKANCeren GÖÇHAN

KKaappaakk TTaassaarr��mm::Zeynep Gözde TEK�NAY

��nncceelleemmee KKuurruulluu::�lknur ÇAKIRTuba TEK�NDemet ERDO�ANEnver YILMAZFehime Sevgi ODABA�

Grafik Tasar�m�:Nezih TA�

Bask�:Akademi Bas�m Yay�nDavutpa�a Cad. Güven San. Sit. C Blok No: 230 Topkap� - �ST Tel: 0212 493 24 67 - 68

http://fteal.meb.k12.tr/florya _teal@florya_teal

İlknur ÇAKIRTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Page 2: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

22 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

İÇİNDEKİLER

EDİTÖRDEN .................................................................................................................................................................1BAŞYAZI ........................................................................................................................................................................329 EKİM .........................................................................................................................................................................410 KASIM.......................................................................................................................................................................524 KASIM.......................................................................................................................................................................612 MART........................................................................................................................................................................718 MART........................................................................................................................................................................8YARIŞMALAR................................................................................................................................................................9RÖPORTAJ...........................................................................................................................................................10-11ARAŞTIRMA - İNCELEME..................................................................................................................................12-21İSTANBUL’U OKUYORUM................................................................................................................................22-30DİJİTAL DİYET............................................................................................................................................................31FİLOZOFLAR GEÇİDİ ...............................................................................................................................................32RÖPORTAJ.................................................................................................................................................................33TATBİKAT ...................................................................................................................................................................34SEMİNER.....................................................................................................................................................................35MASAL.........................................................................................................................................................................36SOSYAL SORUMLULUK ..........................................................................................................................................37GEZİLERİMİZ ........................................................................................................................................................38-43MÜNAZARA...............................................................................................................................................................44MÜNAZARA YARIŞMASI.........................................................................................................................................45KARDEŞ OKULUMUZ...............................................................................................................................................46DENEME.....................................................................................................................................................................47HİKAYE..................................................................................................................................................................48-49ŞİİR................................................................................................................................................................................50EFSANE.......................................................................................................................................................................51KARİYER GÜNLERİ....................................................................................................................................................52SEMT TANITIM ....................................................................................................................................................53-55KİTAP TANITIM..........................................................................................................................................................56TİYATRO .....................................................................................................................................................................57MÜZE TANITIMI...................................................................................................................................................58-59FİLM TANITIMI...........................................................................................................................................................60OYUN TANITIMI........................................................................................................................................................61TEKNOLOJİ................................................................................................................................................................62SPORTİF FAALİYETLER......................................................................................................................................63-64SOSYAL SORUMLULUK ..........................................................................................................................................65HAVACILIK .................................................................................................................................................................66SOSYAL SORUMLULUK ..........................................................................................................................................67COĞRAFYA................................................................................................................................................................68MEZUNLAR DERNEĞİ..............................................................................................................................................69SIFIR ATIK PROJESİ ..................................................................................................................................................70MEZUNLAR ................................................................................................................................................................71BAHAR ŞENLİKLERİ............................................................................................................................................72-73MEZUNİYET..........................................................................................................................................................74-75REHBERLİK .................................................................................................................................................................76BİLİM............................................................................................................................................................................77İLGİNÇ BİLGİLER.......................................................................................................................................................78GENEL KÜLTÜR TESTİ .............................................................................................................................................79BULMACA ..................................................................................................................................................................80

..........İÇİNDEKİLER..........

Page 3: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

33MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

BAŞYAZI

Amerika'da yetişen "sisal" adındaki bitkinin hikayesi oldukçailginç. Bu bitki verimsiz topraklarda, soğuk rüzgar ve aşırı sı-caklarda yetişmeye çalışan bir bitki. Bu bitkinin içinde elyafbulunmaktadır. Elyaf, dokumada kullanılan değerli bir mad-dedir. Amerika'daki bilim insanları daha fazla elyaf alabilmekiçin bu bitkiyi daha verimli topraklarda yetiştirmek istiyorlar.Bitki büyüyor ama ne görsünler? Bitki büyüyor, yapraklar ve-rimli topraklarda yetişenden daha büyük ama elyaftan eseryok. Yaptıkları araştırmada anlıyorlar ki kötü toprakta, aşırı gü-neşte ve rüzgarla mücadelesi onun lifli yapısını meydana ge-tiriyormuş. Yani bitkinin çektiği bu kadar zorluk onun içindekicevheri ortaya çıkarıyormuş.

Evet, Sevgili Okuyucular,Bu hikayeden çıkaracağımız derse gelirsek, hayat karşısında

bir takım zorluklarla mücadele etmek zorunda kalabiliyoruz.Hatta bu zorluklar karşısında çoğu zaman kendimizi çaresizhissediyoruz. Hemen hemen hepimizin hayatında böyle dö-nemler olmuştur. Şunu unutmamalıyız ki yaşadığımız zorluklarkarşısında verdiğimiz mücadele bizi daha güçlü yapıyor.

Sisal bitkisinin hikayesi hepimiz için bir ders mahiyetinde.İçinde bulunduğumuz şartların zorluğu çoğu zaman içimiz-deki cevherin otaya çıkmasına imkan sağlıyor. Etrafınızda bir-çok hikaye duymuşsunuzdur. Elindeki tüm imkansızlıklara rağ-men olağanüstü başarı elde eden insanlar... Fiziksel, mad-

di ve manevi imkansızlıklara rağmen adını tarihe yazan ba-şarılı insanların hikayesine mutlaka denk gelmişsinizdir.

Tüm imkansızlıklara rağmen olağanüstü mücadele ver-diğimiz Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savaşı bizi var etmedi mi?Tüm dünyanın hayran kaldığı korkusuzluğumuzu bu müca-dele ruhu ortaya çıkarmadı mı? Bugün tüm dünya biliyor kiTürk milleti şartlar ne olursa olsun kanının son damlasına ka-dar mücadele etme ruhuna sahiptir.

Bu hikaye size yol göstersin değerli okuyucular. Yaşadığımız zorluklar bizi kamçılamalı ve daha çok mü-

cadele etmeye sevk etmeli. Unutmayalım ki içimizdeki cev-her belki de zorluklara, olumsuzluklara, imkansızlıklara kar-şı ettiğimiz mücadele sonucu ortaya çıkacaktır.

Ayakta kalmak için, var olmak için mücadele etmek gerekir.Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yaşamak için zorluklarla mü-cadele şarttır." sözünü unutmamak gerekir.

Sisal bitkisi nasıl zorluklara karşı mücadele edip elyaf gi-bi değerli bir maddeyi ortaya çıkarıyorsa bizler de yaşamdakarşılaşacağımız güçlüklerle mücadele edersek içimizdeki cev-heri ortaya çıkarabiliriz. Karşılaştığınız zorlukların sizleri yıl-dırmaması dileğiyle, zorlu hayat mücadelenizde kolaylıklar;yaşamınızda güzellikler ve başarılar diliyorum.

Yılmaz ARSLANMüdür

Elyafın hikayesini hiç okudunuz mu?

Page 4: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

Cumhuriyetimizin 95.yılı okulumuzda büyük bir coşkuyla kut-landı.Töreni hazırlayan Edebiyat öğretmenimiz Fehime Sev-gi Odabaş ve Müzik öğretmenimiz Sevgi Goncal’a, GençliğeHitabe’yi İngilizce olarak çalıştıran İpek Çetin’e,okul panosu-nu hazırlayan Nuray Kıray Sayar’a,rozetleri hazırlayan MehmetAltun’a,desteklerini esirgemeyen Müdür yardımcımız YavuzYüksek’e,törende görev alan tüm öğrencilerimize ve törenekatılan öğretmen,öğrenci ve velilerimize teşekkür ederiz.

“Ey Türk’ün büyük Ata’sı!İstiklal ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman için-

de bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun ,kudretve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak,bütün en-gelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın,egemenli-ğin,Cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her za-man,her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılma-yacağımıza ,çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları ye-neceğimize namus ve şeref sözü verir ,kendimizi büyük Türkulusuna adarız.”

CUMHURİYETİMİZİN 95.YILI KUTLU OLSUN

44 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

29 EKİM

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI TÖRENİMİZ

Page 5: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Ata-türk’ü, aramızdan ayrılışının 80. yıl-dönümünde okulumuzda dü-zenlenen törende saygı,sevgi veözlemle andık.Saatler 09.05’i gös-terdiğinde bayraklar yarıya indi-rildi.Atamızın manevi huzurundasaygı duruşunda bulunarak İstik-lal Marşımızı okuduk.Öğrencile-rimiz Atatürk’ün büstüne çiçekbıraktılar.Bahçedeki törenin ar-dından okulumuzun konferans salonunda programa devamedildi.İngilizce öğretmenimiz Ufuk Yüce’nin konuşmasının ar-dından öğrencimiz Bilge Çatalkaya ilçede birinci olduğu “Son-suzluğa Yolculuk “isimli kompozisyonu,Helin Yiğit de kendiyazdığı “10 Kasım” şiirini okudu.Öğrencilerimiz Sibel Ayaz veYusuf Alaylı,zeybek dansını Atatürk ‘ün istediği gibi kız ve er-kek birlikte oynadılar.9/A sınıfından öğrencilerimizin değişikmeslek ve yaş gruplarından kişilerle konuşarak hazırladığı “He-pimizin Atatürk’ü “isimli video izletildi.Programın son bölü-münde sözlerini Edebiyat öğretmenimiz İlknur Çakır ile bir-likte öğrencilerimiz Sibel Ayaz,Kaan Kamil ve Bilge Çatalka-ya ‘nın yazdığı” En Acı Haber “isimli orotoryoya Müzik öğ-retmenimiz Sevgi Goncal yönetimindeki okul koromuz eşliketti. Programın hazırlanmasında emek veren Edebiyat öğ-retmenimiz İlknur Çakır’a,Müzik öğretmenimiz Sevgi Gon-cal’a,konuşma yapan İngilizce öğretmenimiz Ufuk Yüce’ye tö-rende görevli olan 9/A sınıfı öğrencilerine,12A sınıfından öğ-rencimiz Yusuf Alaylı’ya,okul koromuza,mezun öğrencimiz Ka-an Kamil’e,törene katılan öğretmenlerimize, öğrencilerimi-ze ve velilerimize çok teşekkür ederiz.

10 KASIM ATATÜRK’Ü ANMA TÖRENİÖlümünün 80. Yılında Ata'mızı Saygıyla Anıyoruz

5MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

10 KASIM

Page 6: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

Okulumuzda,24 Kasım Öğret-menler Günü büyük bir coşkuylakutlandı.Müzik öğretmenimiz SevgiGoncal ve Edebiyat öğretmenimizEnver Yılmaz rehberliğinde hazırla-nan program öğretmenlerimiz tara-fından çok beğenildi.Okul müdürü-müz Yılmaz Arslan,hepimizin haya-tında iz bırakan öğretmenlerimize yö-nelik konuşma yaptı.Başta Başöğ-retmen Gazi Mustafa Kemal Atatürkolmak üzere öğretmenlerimizin öne-minden bahsetti.12/D sınıfından öğ-rencimiz Zilan Doğan öğretmenle-rimize yazdığı duygusal mektubunuokudu.9/D sınıfı öğrencilerimiz öğ-

retmenlerinin en çok kullandığı cüm-lelerden yaptıkları rap şarkısını ses-lendirdi.Müzik öğretmenimiz SevgiGoncal ile birlikte okul grubumuz öğ-retmenlerimi-ze müzik şölenisundular.

Törenin ha-zırlanmasındaemeği geçentüm öğrencile-rimize,MüziköğretmenimizSevgi Goncalve EdebiyatöğretmenimizEnver Yılmaz’ateşekkür ede-riz.Ayrıca öğ-retmenlerimizin her zaman yanındaolan,desteğini esirgemeyen Okulmüdürümüz Yılmaz Arslan’a da te-şekkür ederiz. Başta Başöğretmeni-miz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ol-mak üzere,tüm öğretmenlerimizinÖğretmenler Günü kutlu olsun.

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ TÖRENİMİZ

6 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

24 KASIM

Page 7: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’uAnma Töreni okulumuzda gerçekleştirildi.Törende günün an-lam ve önemini belirten konuşmayı Edebiyat öğretmenimizTuba Tekin yaptı.9/B sınıfından Gürhan Altıparmak MehmetAkif’i canlandırarak Mehmet Akif’in şiirlerini okudu.9/B sını-fından öğrencilerimiz Mehmet Akif isimli bölümü okudular.9/Bsınıfından Ataberk Kösek de kendi yazdığı Akif’in Kalemi isim-

li şiiri okudu.10/C sınıfından Deniz Demir ve İclal Kaya “Bül-bül”isimli şiiri seslendirdiler.11/D sınıfından Eren Cankurta-ran da şiire eşlik etti.

Milli direnişimizin şairi Mehmet Akif Ersoy’u bir kez dahaanmamızı sağlayan bu anlamlı töreni hazırlayan Edebiyat öğ-retmenimiz Tuba Tekin’e ve Müzik öğretmenimiz SevgiGoncal’a ,9/B sınıfı öğrencilerimize ve katkıda bulunan tümöğrencilerimize teşekkür ederiz.

12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Törenimiz

7MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

12 MART

Page 8: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

88 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

18 MART

18Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin104.yıl dönümü okulumuzda coşkuyla kutlandı.Ede-

biyat öğretmenimiz Demet Erdoğan ve Müzik öğretmenimizSevgi Goncal rehberliğinde hazırlanan törenin öncesinde Ça-nakkale’de kahramanlarımızın yediği kuru ekmek ve üzüm ho-şafı izlemeye gelenlere dağıtıldı.Töreni 9E sınıfından Enes Kar-tal Sarı ve Zeynep Boyacı sundu.Günün anlam ve önemini be-lirten konuşmayı Müdür yardımcımız Yavuz Yüksek yaptı.İn-gilizce öğretmenimiz Kerem Kuzucuk Mehmet Akif Ersoy’un“Çanakkale Şehitlerine “ şiirini okudu.9E sınıfından Sıla BaşakGök kendi yazdığı kompozisyonunu okudu.9E sınıfından Zey-nep Naz Zülfikar Çanakkale Zaferi ile ilgili bir anı,Kübra Şev-val Aras da “Kınalı Ali” mektubunu okudu. Törenin sonunda9E sınıfı öğrencilerinin hazırladığı orotoryoya 9C sınıfındanEfsun Tay,10A sınıfından Medine Kahraman,9E sınıfından De-niz Sayın eşlik etti.11D sınıfından Eren Cankurtaran klarnet-le, 9F sınıfından Dilanay Akkaş da piyanoyla şarkılara eşlik et-ti.9E sınıfından Batuhan Beysumengü ise törenin teknik so-rumlusuydu. Töreni hazırlayan öğretmenlerimiz Demet Er-doğan ve Sevgi Goncal ‘a, 9E sınıfı öğrencilerimize ve katkısağlayan tüm öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür ederiz.Çanakkale Zaferi’nin 104. yıl dönümünde bu güzel vatanımıziçin canını feda eden aziz şehitlerimiz ve başta Gazi MustafaKemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı rah-met,minnet ve özlemle yad ediyoruz.Ruhları şad olsun.

18 MART ŞEHİTLERİ ANMAGÜNÜ VE ÇANAKKALE ZAFERİ

Page 9: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

99MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

YARIŞMALAR

9/A sınıfından öğrenci-miz Bilge ÇATALKAYA;10Kasım Atatürk ‘ü Anma et-kinlikleri kapsamında dü-zenlenen kompozisyon ya-rışmasında, “Sonsuzluğa Yol-culuk” isimli kompozisyo-nuyla ilçe birincisi olmuş-tur.Öğrencimizi ve öğrenci-mize rehberlik eden Edebi-yat öğretmenimiz İlknur ÇA-KIR ‘ı tebrik eder,başarıları-nın devamını dileriz.

9A sınıfından öğ-rencimiz Bilge Çatal-kaya, bir başarı dahaelde etti.Gazi MustafaKemal Atatürk ‘ünSamsun’a çıkarak yak-tığı milli mücadele ate-şinin en önemli mi-henk taşı olan 19 Ma-yıs’ın 100. yıldönümüvesilesiyle düzenle-nen yarışmada ilçeikincisi olmuştur. Öğ-rencimizi tebrik ederbaşarılarının devamı-nı dileriz

11/B sınıfından öğrencimiz Melike Sibel Ayaz,İstanbul ge-nelinde düzenlenen “Yahya Kemal’in Şiirlerinde İstanbul” ko-nulu kompozisyon yarışmasında 2.olmuştur.Öğrenci-miz,ödülünü Cem Karaca Kültür Merkezi’nde düzenlenen

törende Bakırköy İlçeMilli Eğitim Müdürü-müz Sayın Emrullah Ay-dın’dan almıştır. Öğ-rencimizi ve öğrenci-mize rehberlik edenEdebiyat öğretmenimizİlknur Çakır’ı tebrik ederkendilerine başarılar di-leriz.

9/A sınıfından öğrencimiz Zehra Güllü, “18 Mart Şehitle-ri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi” münasebetiyle Bakırköyİlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen Mehmet Akif Er-soy’un “Çanakkale Şe-hitlerine “isimli şiirini ez-bere okuma yarışma-sında İlçe ikincisi ol-muştur.Öğrencimiz Ba-şarı Belgesini ve ödülü-nü Bakırköy İlçe Müftü-müz Sayın Selami Aydın‘dan almıştır.Öğrenci-mizi ve öğrencimize reh-berlik eden Edebiyat öğretmenimiz İlknur Çakır’ı tebrikeder,başarılarının devamını dileriz.

9/A sınıfından Bil-ge Çatalkaya “12Mart İstiklal Marşı’nınKabulü ve MehmetAkif Ersoy’u Anma”konulu kompozisyo-nuyla İlçe birincisi ol-muştur. Öğrencimizive öğrencimize reh-berlik eden Edebi-yat öğretmenimiz Fe-hime Sevgi Odabaş’ıtebrik ederiz.

10 KASIM KOMPOZİSYON YARIŞMASI

12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE ŞİİRİNİ EZBERE OKUMA YARIŞMASIYAHYA KEMAL'İN

ŞİİRLERİNDE İSTANBUL

19 MAYIS KOMPOZİSYON YARIŞMASI ECDADA MEKTUP

9/A sınıfındanöğrencimiz BilgeÇatalkaya,19 Mayıskutlamaları kapsa-mında gerçekleşti-rilen “Ecdada Mek-tup” konulu kom-pozisyon yarışma-sında il birincisi ol-muştur. Öğrenci-mizi bu başarısın-dan dolayı kutluyorkendisiyle gururduyuyoruz .

Page 10: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

110 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

RÖPORTAJ

“Hayatını şiir gibi yaşamak isteyenler, hayatlarında mutlaka şiire yer versinler.”

İlknur Çakır (Edebiyat Öğretmeni) : Öğrencilerimiz sizi çok me-rak ediyor? Biraz kendinizden bahseder misiniz? Şiir yazmaya ne za-man, nasıl başladınız?

Ahmet Selçuk İlkan : Şiir benim her şeyden önce ikiz kardeşimgibi kendimi şiirle beraber doğmuşum gibi hissediyorum. Çünküdaha ilkokul sıralarında hem ülkenin çok değerli şairlerini hem deen özel şiirlerini ezberleyenlerden biriydim. İlk edebiyat öğretme-nim, canlı kütüphane dediğim Süleyman ağabeyimdi. Dolayısıylao bana Türk edebiyatının en değerli isimleri, en önemli şairlerini veşiirlerini ders olarak daha ilkokulda verdi ve şiir öylece kanıma gir-di, şiirle deyim yerindeyse yoğruldum ama asla yoruldum demiyorum.

O günden beri aldığım her nefeste attığım her adımda şiir be-nim kanımda, kalbimden, yanımdan, canımdan ayrılmayan bir par-çam oldu.Yani şiiri benden alırsanız ne Ahmet, ne Selçuk, ne de İl-kan kalır.

Ceren Göçhan (Öğrenci) : Şiirlerinizi nasıl yazıyorsunuz? İlhamınızınereden alıyorsunuz?

Ahmet Selçuk İlkan : Şiir dünyanın en kıskanç sevgilisidir. Şiir as-la üçüncü kişiyi istemez. Şiir ve siz... Baş başa kaldığınız her yerdeşiir mutlaka sizin yanı başınıza gelir ama üçüncü bir kişi geldiğindeşiir kaçıp gider. Demek ki şiir yalnızlığımızın en büyük hazinesidir.O nedenle şiiri yalnız olduğum her yerde yazabiliyorum. Örneğinbir yolculukta, bir tren istasyonunda, bir uçak yolculuğu da olabi-lir eğer yalnızsam ama en güzeli tabii evimin bir köşesinde veya ta-tile çıktığım yerlerde, kendimi inzivaya çektiğim yerlerde, en sakinortamlarda, şiir ve ben baş başa olursak birbirimize anlatacağımızçok şey oluyor. Yani yalnızlığımızın en büyük ödülü de şiir oluyor veo kıskanç sevgiliyi kıskandırmamak içinde yalnız kalmayı tercih edi-yorum.

İlknur Çakır (Edebiyat Öğretmeni) : Ahmet bey bizim bu yılkidergimizin konusu “insan”, biz insanı değişik yönlerden inceliyoruz.Size göre insan nedir? İnsan deyince aklınız ne gelir? İnsan nasıl birvarlıktır?

Ahmet Selçuk İlkan :

Durup durup bana sorma Bunu bilmek kolay değil İnsan doğduk insan ama İnsan olmak kolay değil

Kalpten başka bir yolu yok Aşktan başka bir dalı yokKitabı yok, okulu yokİnsan olmak kolay değil

Neler gördük bu dünyada Neler verdik bu uğurdaSultan olmak kolaydır da İnsan olmak kolay değil

Bu şiir tahmin ediyorum ki sorumuzun cevabını en güzel şekildeveriyor. Herkes insan olarak doğabilir şüphesiz ama bütün mese-le insan olmak olabilmekte yani yalnız iki kolu, iki eli, iki ayağı var di-ye insan diye tanımladığımız bazı canlılar ne yazık ki insanlığında yüzkarası olabiliyor. Yani insan, insanlığı taşıyorsa insan hayatınızın endeğerli duyguları merhamet, vicdan, vefa, saygı, aşk gibi güzel duy-guları taşıyabiliyorsa insandır. Hani nasıl bir insanın eli, ayağı olmayıncaeksikse bunlardan da bir tanesi eksik olursa o insan arızalı insandır.Aman onlardan kaçalım!

İlknur Çakır (Edebiyat Öğretmeni) : Peki şiirlerinizde çok faz-la ayrılıktan, acıdan bahsediyorsunuz. Sizin için “Ayrılıkların şairi” de-niyor. Hayatınızda çok etkilendiğiniz bir ayrılık, acı oldu mu?

Ahmet Selçuk İlkan : Şüphesiz. Olmaz olur mu? İnsan doğar, ya-şar ve ölür zaten ayrılık hayatımızın temelinde var. Hepimiz hayatabir merhaba deriz sonra hoşça kal bile demeden ayrılıp gideriz budünyadan. Dolayısıyla bu süreç içerisinde ölümden de önce yaşa-dığımız ayrılıklar oluyor. Örneğin çok sevdiğiniz annenizi, babanı-zı, kardeşinizi yitirebiliyorsunuz veya ayrılık derken çok sevdiğinizinsanlardan bir adım bile uzakta olmak bazen onun adına ayrılık dadiyebiliriz eğer çok sevdiyseniz, bağlandıysanız. Hatta bazen bir yas-tıkta iki yabancı da olabiliyor insan. Ayrılığın tanımı çok farklı amaneden ayrılıkların şairiyim tabii herkes çiçeklerin adını ezbere bilir,denizlerin adını ezbere bilir, ırmakların adını ezbere bilir, dağlarınadını ezbere bilir, kuşların adını ezbere bilir ben de ayrılıkları ezberebiliyorum çünkü en çok onu yaşadım ama bunu da yazarken nasılki bir insanın denizde boğulmasının tehlikesini boğulmadan öncesezebiliyorsa ben de sevdiklerime, sevenlerime ayrılığın acı yanla-rını ayrılmadan önce yazıp aman dikkat edin hayatın içinde bunlarda var onun için onları yaşayın, doya doya yaşayın ve sevdiklerini-zi daha kaybetmeden değerlendirin. Çünkü;

Yürekler taş olsa daAyrılınca ağlarmışİnsan sevdiğini Kaybedince anlarmışOnun için dikkat! Ayrılık var hayatın içinde diyor Ahmet Selçuk

İlkan. Kaybetmeden önce kıymetini bilin.Ceren Göçhan (Öğrenci) : Peki size göre aşk nedir? Ahmet Selçuk İlkan : Aşkın tarifini bilim insanları bile çözeme-

diler bu güne kadar. Çözebilselerdi eğer, aşkın tarifi olsaydı binlercedeğil bir tane olurdu. Bana göre aşk her baharda yeniden birini sev-mek yeniden birine aşık olmak değil her baharda yine onu bekle-mektir. Ayrıca Ahmet Selçuk İlkan olarak aşkın tarifini daha ilk yaz-dığım şiirde söylemişken

Ben aşkı ölümsüz bilenlerdenimBir ömür boyunca sevenlerdenim Ellerin elime değmesin derimEğer ki sonunda ayrılacaksanAşkı önemsiyorum, aşka çok değer veriyorum. Aşksız yaşanmı-

yor çünkü.İlknur Çakır (Edebiyat Öğretmeni) : Öğrencilerim bunu da çok

merak ettiler. Sizin etkilendiğiniz sevdiğiniz bir şair oldu mu? Öğ-rencilerimize tavsiye edebileceğiniz, mutlaka okuyun diyebileceğinizşairler var mı?

Ahmet Selçuk İlkan : Bir değil, ülkenin bütün şairleri benim baş-öğretmenlerimdir ve ülkenin bütün şairleri bize en anlamlı, en er-

BÜYÜK ŞAİRİMİZ AHMET SELÇUK İLKANİLE RÖPORTAJ YAPTIK

Page 11: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

111MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

RÖPORTAJ

demli yolları gösteren büyük önderlerdir. Onların varlığıyla, onla-rın hazinesiyle yol aldık. Onlar bizim pusulamız oldular, onlar bizimkutup yıldızımız oldular ve onları yaşatmak birinci görevimiz, onla-rın yazdıklarını okumak birinci görevimiz ama onların içinde, onla-rın çizgisinin içinde kendimize yeni bir yol bulmamız da yine bizimödevimiz. Ben bunu yaptım. Ülkemin bütün şairlerini geleneksel halkşairinden tutun Cumhuriyet şairine kadar İkinci yeniciden, Beş he-cecilere kadar hepsine değer verdim.

İlknur Çakır (Edebiyat Öğretmeni) : Görüş fark etmiyor değilmi sizin için?

Ahmet Selçuk İlkan : Sanatta tek bir görüş önemli doğruyu gös-terebilirse hayatın gerçeklerini aktarabilirse her şair benim için çokdeğerlidir. İnsanı odaklayan çünkü önce insan. Bakın aşk olabilmesiiçin bile hayatta insanın olması gerekiyor. Barışın, huzurun olmasıiçin önce insan olması gerekiyor. İnsanı çözmeden dünyayı çöze-miyoruz onun için benim şiirlerimin içinde hep insan vardır.

Benim için insan çok önemli bir varlıktır ama sözlükteki insandançok özdeki insanı önemsiyorum.

İnsanlık doğup da yaşamak değil Sadece bir beden taşımak değil İnsansan insan kıymetini bil Sen o zaman insansın

Yarına bir umut katabildinse Düşenin elinden tutabildinse Uyurken huzurla yatabildinseSen o zaman insansınCeren Göçhan (Öğrenci) : Şiirlerinizde yalnızca yaşadıklarınızı

mı yoksa yaşamak istediklerinizi de mi yazıyorsunuz?Ahmet Selçuk İlkan : Her ikisinin dışında bir sır vereyim ben göz-

lemci bir şairim yalnız kendimi anlatsam yeterli olmazdı. Hayat yal-nız senden ibaret değil dolayısıyla ben yüzlerce şiir, şarkı yazdığı-ma göre başkasının öyküsü de benim için çok anlamlı. Başkaları-nın da acısı, kederi, öfkesi, özlemi, hasreti çok değerli. Ben kendihayatımı yazsaydım on şarkıda on şiirde biterdi ama yüzlerce şiir yaz-mış biri olarak elbette her karşılaştığım insanın, her öykünün, bir hüz-nün, yaşadığım bir serüvenin, yaşanan bir hadisenin hep etkisindekalmışımdır. Onları yazıyorum ama yazarken yaygın olmayı değil say-gın olmayı yeğliyorum. Geçici değil, kalıcı olması için de çok amaçok özen gösteriyorum yazdıklarıma.

İlknur Çakır (Edebiyat Öğretmeni) : Şiirlerinizi çok değerli sa-natçılara vermişsiniz. Burada seçici davranıyor musunuz? Günü-müzdeki sanatçılardan kimlere şiir veriyorsunuz?

Ahmet Selçuk İlkan : Sanat adına, hayat adına kim kendini de-ğerli bulmuş ya da bulmak istiyorsa herkesle çalışıyorum. Hiç ayrı-calığım yok, ayırmıyorum. Din, dil, ırk gözetmeksizin hiç kimseyi bir-birinden ayırt etmeden yetenekli, başarılı her insana kucak açtım.A’dan Z’ye herkesle çalıştım. Aklınıza kim geliyorsa her türde sa-natçıyla. Bu da benim en büyük hayalim ve gururum oldu tabii.

İlknur Çakır (Edebiyat Öğretmeni) : Günümüzdeki şiir ortamını,müzik ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ahmet Selçuk İlkan : Ne ekerseniz onu biçiyorsunuz. Başkala-rına sorduğunuz zaman bu konuda çok karamsar düşünüyor ola-bilir ama ben şehir şehir, şiir şiir dolaşıyorum Anadolu’yu. Her git-

tiğim yerde sevginin, övgünün, özlemin en güzel tadını yaşıyorum.Çok güzel kucaklıyorlar beni. Binlerce insanla beraber şiirler oku-yoruz. Onlarla beraber şarkılar söylüyoruz. Bana sorarsanız şiir zir-vede. Şiir her zaman en güzel yerde. Dedim ya insanlar hayatta herzaman ektiğini biçerler. Benim büyük özlemle beni bekleyenokurlarım var. Ben daima kaybedenlerin yanında olduğum için vebu ülkede çok da kaybeden olduğu için okur kitlemin hiç azaldığınıhissetmiyorum. Kaybettikçe hepimiz birbirimizi kucaklıyoruz.

Ceren Göçhan (Öğrenci) : Eserlerinizin arasında bunun yeri ay-rı dediğiniz bir eser var mı?

Ahmet Selçuk İlkan : Şüphesiz hepsi birbirinden değerli, birbirinitamamlayan ayrı zincirin halkaları gibi benim için. Şüphesiz hepsibenim izimi taşıyan mısralar ama bir tanesi çok özeldir. Özelliği şu,ilk defa Türk sanat musikisinde yarım saatlik bir şarkı yapmışlar vebir kere yapıldı. Onu da ben yaptım ve Zeki Müren okudu. “KahırMektubu” diye yarım saatlik bir şarkıydı. Bir daha ikincisi olmadı. Hemokuyan Zeki Müren olduğu için hem de 3-4 dakikalık şarkıların tamkarşıtı olan bir yarım saatlik şarkı olmasının verdiği gurur kıvanç çokbaşka. Çok sevildi. Örnek olarak da müzik tarihine girdi. Şu andaZeki Müren’in müzesinin kapısında altın harflerle yazılmış olmasın-dan dolayı önemli. Ama bunun dışında yazmış olduğum her şiir ödül-ler alkışlar getirdi onlarında yeri çok önemli. Şiir yazana kadar be-nimdir. Yazdıktan sonra ihtiyacı olanındır. Benim şiirlerim sahibiniarayan mektuplar gibidir. Onun bir alıcısı, kitlesi, bir seveni, bekle-yeni. özleyeni vardır.

İlknur Çakır (Edebiyat Öğretmeni) : Peki, bu şiiri keşke ben yaz-saydım dediğiniz oldu mu?

Ahmet Selçuk İlkan : Çok güzel şarkılarımız, şiirlerimiz var. Bu-nu insan nasıl inkar edebilir ki? Onlar bize ışık tuttular. Onlar bizimkaranlıkta en büyük güneşimiz oldu. Hangisini söylesem bilmem amakıskanmaktan çok imrenmişimdir. Övünmüşümdür. İyi ki bizim ül-kemizin de böyle şairleri var, böyle şiirleri var diye çok gurur duy-muşumdur.

İlknur Çakır (Edebiyat Öğretmeni) : Çok teşekkür ederiz Ah-met bey. Öğrencilerimize sanatla şiirle ilgili tavsiyeleriniz var mı?

Ahmet Selçuk İlkan : Hayatını şiir gibi yaşamak isteyenler hayatın-da şiire mutlaka daha çok yer versinler. Hem huzur, hem barış, hem mut-luluk, hem aşk istiyorsan şiirden, sanattan uzaksan bu mümkün değil.

İlknur Çakır (Edebiyat Öğretmeni) : Çalışarak şair olunur musizce?

Ahmet Selçuk İlkan : Şair olunmasa bile sanatsever, şiirsever olu-nur. Bu da çok önemli bir duygu. Hepimizin şiir yazması şart değilama hepimiz şiiri, sanatı sevmesi demek birbirimizi sevmesi anla-mına gelir. Şiirden sanattan uzak olan insanlar sadece ot gibi ya-şayanlardır. Şöyle hayatınıza bir bakın. Müzik olmasa, gittiğimiz si-nema olmasa, hafta sonu gittiğimiz bir tiyatro olmasa, ortak bir şar-kımız yoksa, dans edecek bir melodimiz yoksa ve hatta yürüyüşler,piknikler yaparak hep birlikte şarkılar söyleyemiyorsanız hayatın neanlamı var ki? O zaman hiç doğmasaydınız zahmet olmuş.

Ceren GÖÇHAN 10D - İlknur ÇAKIR

Page 12: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

112 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

ARAŞTIRMA - İNCELEME

Şimdi günümüze geri dönün. Aynı etkide bir teknolojikgelişmenin 21. yüzyılda, bilgisayarlar yerine gen dü-zenleme konusunda yaşandığını hayal edin. Bundan 5

yıl önce biri size gelecekten geldiğini ve orada bugünün tümsağlık sorunlarının çözüldüğünü, hatta daha fazlasının müm-kün olduğunu, insan genini ve dolayısıyla direkt olarak insanınkendisini şekillendirebildiklerini anlatsaydı? Belki de 5 yıl bi-le çok, günümüzde bile çoğu insan için inanması bir hayli güç.

CRISPR-Cas9, bilim insanlarına herhangi bir organizma-nın genomundaki belirli bir gen bölgesini kesme, etkisiz ha-le getirme ya da tamamen değiştirme imkânı sunan eşsiz birgen düzenleme aracı oldu...

Şanslıyız ki, CRISPR-Cas9‘ın keşfi sayesinde, bugün yenibir DNA devriminin başlangıcına bizzat tanıklık ediyoruz, fa-kat yine de insanların büyük bir çoğunluğu CRISPR ve ya-pabilecekleri hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyor, kalankesimin çoğunluğu da çok az bilgi sahibi.

Son yılların en heyecan verici gelişmelerinden biri CRISPRteknolojisi. Gen değiştirme teknolojisi de denilen bu devrimniteliğindeki buluş birçok etik tartışmayı da beraberinde ge-tirdi. Eğer izin verilirse yakın gelecekte CRISPR teknolojisi kul-lanarak genetiği tasarlanmış bebekler doğabilir. Genetik ku-surları giderilerek doğacak bu üstün insanların insanlığa na-sıl yarar ya da zarar getireceği ve kalıtsal olan genleriyle in-sanlığın geleceğinde nasıl rol oynayacakları tartışma konu-su.

Peki 2012 yılında bilim dünyasına bomba gibi düşen Crispr teknolojisi nedir?Bu teknolojide iki kilit bileşen bulunuyor. DNA’yı belli nok-

tadan kesebilen bir moleküler makas (Cas9 enzimi); ve bu ma-kası DNA üzerindeki hedefe yönlendiren rehber bir RNA mo-lekülü (gRNA). Bu iki bileşen sayesinde DNA’nın istenen bö-lümü silinip düzeltilebiliyor.

Crispr ile özel enzimleri hücreye göndererek bir genin ça-lışmasını durdurabilir veya başlatabilir, hatta o genin fonksi-yonunu çözme şansına erişiriz. Bu yöntem uzun zamana ya-yıldığında hücredeki sistemlerin ve hastalıkların nasıl meydanageldiğini anlamamızı sağlayacaktır. En nihayetinde ‘genomunnasıl işlediğini’ göreceğiz. Gelecek, tıpta ve tarımda birçokbüyük gelişme ve buluşa gebe.

CRISPR kelime olarak bakteri DNA’sında virüsün gene-tik materyalini içeren kısmını ifade ediyor. Peki bakteriDNA’sında virüs genlerinin ne işi olabilir? Bunu insanın sa-vunma sistemini de katarak anlatacak olursak: Bizim vücu-dumuzdaki kazanılmış bağışıklığın temeli olan lenfosit (akyuvarçeşidi) türleri bir hastalık etmeniyle karşılaştıklarında daha son-ra tekrar aynı etmenin gelme ihtimaline karşı etmeni yok et-me mekanizmasını hafızaya kaydederler.

Bakteriler de yaşam süreleri içerisinde mücadele verdik-

CRISPR-Cas9 Teknolojisi İnsanlığın Sonu mu? Umudu mu?

Bir zaman makinesine bindiğinizi ve 1900’lerin başına döndüğünüzü hayaledin. Orada birine, modern bilgisayarları ve çalışma prensiplerini anlatıyor-sunuz. Tuşları ve ekranı olan bu kutu ile insanlar her türlü bilgiye erişebiliyor,bu bilgileri şekillendirebiliyor ve kaydedebiliyor. Konuştuğunuz kişi muhte-melen sizi pek ciddiye almayıp, mekanik bir ansiklopediden söz ettiğinizi dü-şünerek görmezden gelecektir. Onlara bu buluşun ileride dünyayı nasıl de-ğiştireceğinden söz etmek istersiniz, fakat tarihin bu teknolojik temel taşınınçarpıcı etkisini kendi tarihinden önce anlatmakta biraz zorluk çekeceksiniz.Fatih YILDIZ

Biyoloji Öğretmeni

Page 13: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

113MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

ARAŞTIRMA - İNCELEME

leri virüslerin DNA’sından bir parçayı yine aynı amaçla ken-di DNA’larına ekliyorlar ki bu sayede benzer virüslerle kar-şılaştıkları takdirde çok daha güçlü yanıtla karşı koyarak teh-likeli durumu rahatlıkla atlatabiliyorlar. Bunu DNA’daki nük-leotitler arasındaki bağları kırabilen Cas nükleazları ile ya-pan bakteriler işte tam da bu noktada bilim adamlarının dik-katini çekmeyi başarmışlar.

CRISPR aslında İngilizce açılımı ile “Clustered Regularly In-terspaced Short Palindromic Repeats” Türkçesi ile “Düzen-li aralıklarla bölünmüş, palindromik tekrar kümeleri.”dir. Ya-ni insanlar tarafından geliştirilmiş bir araç değil, bir gen zin-ciri üzerinde palindromik olarak tekrar tekrar rastlanan genbölgelerine verilen isimdir ve bu gen bölgeleri, yer aldığı can-lının geliştirdiği bir bağışıklık sisteminin sonucudur. Canlı, ken-disini tehdit eden bakteriyel virüs veya plazmid ile olan sa-vaşı kazanırsa onlara ait DNA bölgelerini kendi DNA’sına ek-leyerek hafızasına kaydeder. Cas9 ise bu kesme-ekleme iş-leminde aktif rol oynayan bir proteindir. CRISPR-Cas9 siste-mi bu şekilde, bilim insanlarına herhangi bir organizmanıngenomundaki belirli bir gen bölgesini kesme, etkisiz hale ge-tirme ya da hassas bir şekilde tamamen değiştirme imkanısunan eşsiz bir gen düzenleme aracı oldu.

Bilim insanları bu şekilde gen zinciri üzerinde belirli bir böl-gede değişiklik yapmanın önceki gen düzenleme teknolo-jilerinden çok daha basit ve daha az maliyetli olduğunu keş-fettiler. Ayrıca çok da hızlı sonuç veriyor. Microsoft Word do-yasındaki kesme-yapıştırma aracını düşünün, sayılar ve me-tinler yerine de yaşamın temel taşlarının olduğunu düşünün.Bu işlemi eşsiz kılan da bu. CRISPR teknolojisinin en büyükgeliştiricilerinde biri olan Jennifer Doudna bunun genom için“moleküler cerrah bıçağı” olduğunu söylüyor.

Bu yazımızda CRISPR teknolojisinin nasıl çalıştığının de-taylarına girmek yerine, genel olarak bu yöntemle gen dü-zenlemenin yaratabileceği sonuçlardan söz edeceğiz. Bazıokuyucular bilim camiasının bu konu ile bu kadar ilgilenmesinigarip bulabilir, fakat bu konu sadece bilim insanlarını ilgi-lendirmiyor. Peki halkı ilgilendiren nokta nedir?

CRISPR, geçici bilimsel bir gündem konusu değildir. Buyöntem, yaşayan tüm canlıların, tüm bedenlerin nasıl olma-sı ve nasıl işlemesi gerektiğini belirleyen DNA molekülününyeniden düzenlenmesine olanak sağlıyor. Dahası, düzenle-menin yapıldığı bölgeye bağlı olarak yarattığı değişim kalı-cı olabilir, yani nesiller boyu bu değişiklik aktarılabilir. Bu den-li önemli bir yöntem, modern bilgisayar gibi, sınırsız olanaklarasahip olacaktır. Aynı zamanda en ufak bir hata, sistemi bo-zabilir ve bunu da bir sonraki nesle aktarabilir.

CRISPR Bugüne Kadar Neler Yaptı?CRISPR, bazı hastalıkların etkisini azaltma veya tamamen

yok etme potansiyeline sahip olduğunu kanıtladı. Örneğin,2016 yılının Mayıs ayında CRISPR kullanılarak bir farenin ge-nomundan HIV virüsü taşıyan DNA bölümü çıkarıldı. Başkabir grup bilim insanı ise insanda körlüğü tedavi etmek, hat-ta en başından engellemek için CRISPR’ı kullanmayı planlı-yor.

Ardından bilim insanları CRISPR kullanarak fareler üzerindekanserli hücrelerin komuta merkezini direkt olarak hedef al-mayı ve etkisiz hale getirmeyi başardıklarını duyurdu. Hazi-ran ayında Parkinson hastalığına yol açan beyin hücrelerin-de bulunan alpha-synuclein proteininin görüntülenmesi veizlenmesi için yine CRISPR kullanıldı, Tüm bunlar gerçekle-şirken birileri bu yöntemi embriyo hücrelerinde uygulayarakbir bireyin genomunu daha embriyo döneminde düzenle-meyi planlıyordu. Fakat CRISPR araştırmaları ve yanlıları, sa-dece insan genomu ile ilgilenmiyordu; bilim insanları ayrı-ca sivrisinek genomunu, sıtmaya sebep olan parazit Plas-modiumfalciparum‘a karşı dirençli hale getirmek için gene-tik olarak değiştirdiler.

CRISPR Gelecekte Neler Yapabilir?CRISPR, bir hücrenin genomunu düzenlemek için en ye-

ni, en verimli ve en kesin yöntemdir. Bu gelişmeyi anlamakve getireceği tıbbi devrime hazırlanmak zorundayız, bununiçin yeni DNA makaslarının gelecek için vaat ettiği yenilikle-ri ve aynı zamanda taşıyacağı etik zorlukları özetleyeceğiz. Sıt-manın tamamen yok edilmesi, kanserin olası sonu ve ölüm-cül genetik hastalıkların tedavisi gibi örnekler çok yakın gö-rünen olası senaryolar arasındaysa, zamanla elde edebile-ceğimiz sonuçların kapsamını hayal edin! Mükemmel insanlarmı? Sonsuz gençlik ve güzellik? Yüzlerce yıl yaşayabilmek?Genom düzenlemenin kapısını açarsak, tüm bunlar mümkün

olacaktır. Ancak aynı zamanda “Pandora’nın Kutusu”nun açıl-ması ve çeşitli “canavarlar” ile birlikte biyoetik sorunların ya-ratılmasına izin vermekten de sorumlu olacağız.

1- Küçük adımlarla başlıyoruz, önce HIV hastalığını tedavi edelim.Günümüz dünyasında, yaklaşık 36 milyon insan HIV ya da

Page 14: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

114 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

ARAŞTIRMA - İNCELEME

AIDS’li olarak yaşıyor. Her gün yaklaşık 6.300 kişiye HIV virüsübulaşıyor. Virüsün gelişimini yavaşlatan ve kontrol altına alantedaviler mevcut olsa da, virüs için henüz bir tedavi bulun-muyor. Birçok kişi HIV taşıyıcısı olsa da bunu bilmiyor.

HIV, kendi DNA’sını konak hücre genomuna yerleştirip yıl-larca uyku halinde kalabilir. Belirli tıbbi işlemler ile etkileri kont-rol edilebilse de, kesin olarak inaktif hale getirmek hala müm-kün değil. 2015’te bilim insanları CRISPR’ı kullanarak, hasta-lardan alıp laboratuvarda barındırdıkları ve yaşayan konak hüc-relerden HIV virüsünü kesip almış ve umut ışığı olmuşlardı.Ardından hücrelerinin %99’unda HIV virüsü taşıyan sıçanlarüzerinde çalışmaya başlamış, sıçanların kuyruklarına düzen-lenmiş CRISPR ekleyerek vücut hücrelerinin DNA’sından vi-rüsün %48’ini çıkarabilmişlerdi. Deneyler henüz başlangıç aşa-masında olsa da, CRISPR, HIV’in ve dolaylı olarak AIDS’in çö-zümü olacak gibi görünüyor.

2- Yeni Çağın Yeni İlaçlarıCRISPR / CAS9, ilaç endüstrisi için de bir devrim anlamı-

na gelebilir. Bu güne kadar “ölümcül” ve “tedavi edilemez”olarak bilinen hastalıkların tedavisi için yeni ilaçlar geliştirilebilir.2016 yılı Ocak ayında ilaç devi Bayer AG ve yeni kurulanCRISPR Therapeutics, kalp rahatsızlıkları, kan bozuklukları vekörlük tedavisi üzerine CRISPR tabanlı tedaviler geliştirmekiçin 300 milyon dolarlık ortak girişim başlattığını açıkladı. Sa-dece on yıllar içinde bir hap veya enjeksiyon yoluyla kanserveya AIDS tedavisi mümkün olabilir.

3- Süper-bitkiler Ortaya ÇıkıyorGDO’yu ve Flavr Savr domatesini düşünürsek, genetik mo-

difikasyondan ilk etkilenen şey genelde bitkiler oldu. BununCRISPR’dan pek bir farkı yok. Araştırmacılar şu anda da, gendüzenleme teknolojisini kullanarak bitkilerin hastalık diren-cini ve çevresel stres toleransını geliştirmeyi deniyor.

4- Peki İnsan Zekâsını Yükseltmek?Akıllı telefonlar, akıllı evler, akıllı arabalar ve büyük bir ke-

sim tarafından dünyayı ele getireceği düşünülüp korkulan ya-pay zekâ döneminde, var olan insanların zekasını geliştirmekdaha mantıklı bir fikir olabilir. Bu da bir nevi “süper-insan” yap-mak olur.

Bu alanda University of Minnesota’da araştırmalar yürütenJames J. Lee, “Bence CRISPR, teknik olarak, bir embriyonunbeklenen zekâsını önemli miktarda artırmak için kullanılabi-lir.” diyor. Haklı olarak, zekânın birkaç genden daha fazlası ol-duğunu düşünecek olanlar olacaktır. Peki yaratıcı zekâ? Rast-gele dolaşan düşünceler? Anıları yönetme yeteneği? Tüm bu

soruların da üzerinde durulması gerekiyor, ki hala bu konu-nun genetik açıdan incelenip incelenmeyeceği kesin değil

5) İnsanları düzenlemek?İşte, genetik düzenlemenin en problemli konusuna gel-

dik, insanlığın “Tanrının işi” olarak gördüğü noktaya; insan ge-nomunu düzenlemek. İnsan genetiği ile oynama konusun-da, yaşayacak olan embriyoların ön-seçiminden başlayarakbebeğin etkili tasarımına kimin karar vereceğine kadar çokbüyük biyoetik sorunlar vardır. Fakat bunun yine de çok uzakbir şey olmadığını söylemeliyiz, şu an gerçekleşmeye başladıbile. Londra’daki Francis Crick Enstitüsü’nden bilim insanla-rı, insan hayatının en erken dönemleri hakkında daha fazlabilgi edinmek ve düşüklerin sayısını azaltmak için embriyo ge-nomu üzerinde daha fazla oynama yapmayı planlıyor.

6) Özel Olarak Tasarlanmış BebeklerSıradaki senaryoyu düşünün: Eşiniz ve siz, çocuk sahibi ol-

maya karar verdiniz. Doğal prosedürü tamamladıktan son-ra bir genetik tasarım uzmanından randevu aldınız. Ardındansedyeye yatarak, sahip olmak istediğiniz bebeğin özellikle-rini anlatmaya başladınız. Sarı, gür saçlı, yakışıklı, zeki, göz-leri sağlıklı ve bağışıklığı iyi, kaslı, uzun ve güzel gülüşlü birerkek çocuk istiyorsunuz. Genetik tasarım uzmanınız bunla-rı sizin için halledeceğini söylüyor. Şimdi daha karanlık bir se-naryo düşünün: Bu teknolojinin ilerlemesi ile, tamamen kont-rol altında olan bir toplumda bir lider, bireylerin biyolojik roldağılıma kendi karar verirse? Mavi yakalı ve beyaz yakalı emek-çilerin veya insan öldürmeye programlanmış bireyler ile ge-netik olarak modifiye edilmiş duygusuz, korkusuz askerlerinyaratıldığını düşünün. Bir lider, toplumda bireylerin üst-leneceği rollere karar vermeye kalkıp genetik düzenle-meyi bu amaçla kullanabilir mi?Bundan ne kadar uzaktayız?Çinli araştırmacılar 2015 yılının Nisan ayında embriyo ge-nomunu CRISPR kullanarak değiştirebileceklerini duyur-

Page 15: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

115MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

ARAŞTIRMA - İNCELEME

duklarına aynı zamanda bunun nasıl kullanılacağı, veya izinverilip verilmeyeceği hakkında büyük tartışmalar da başlat-mış oldular.

7) Crispr ile kanser tedavisiKanserin temelinde “gen” hasarlarının olduğunu biliyoruz.

CRISPR/CAS9 genetik teknolojisinin kanserde çok etkili birtedavi sunabileceği düşünülmektedir.

Dünyada crispr ile ilgili ilk klinik çalışmalar kanser hasta-lığı üzerine başlamıştır

Kanser tedavisinde CRISPR/CAS9 çalışmaları geneldeÇin’de yoğunlaşmıştır. Bunun sebebi, gen düzenleme ile il-gili yasal sınırların biraz daha esnek olmasıdır. Ancak dünyanınfarklı ülkelerinde de çalışmalar hızlanmıştır.

Konuyla ilgili önceki yazımızda da bahsettiğimiz gibicripr/cas9 ile kanser tedavisine kullanımına yönelik ilk klinikçalışmalar başlamıştır. Bunlardan ilki Ekim 2016’da başlayanakciğer kanseri hastalarında denenen klinik çalışmadır. Buçalışmada hastalardan alınan bağışıklık sistemi hücreleriCRISPR/CAS9 ile modifiye edilerek kanser hücresine karşı da-ha etkili saldırması sağlanmaktadır. İkinci klinik çalışma ise Ni-san 2017 de başlatılmış ve 4. evre nazofarinks, mide ve lenfkanserlerine sahip 20 hasta dahil edilmiştir. Bunun yanı sıraCRISPR/Cas9 tekniğinin meme kanseri ve rahim ağzı (serviks)kanseri gibi farklı kanserleri içeren 20’den fazla klinik çalış-ma da başlatılmıştır.Aynı zamanda ABD’de 18 farklı kansertürlerine sahip hastanın katılımıyla bir klinik çalışma daha baş-lamıştır.

Gen Düzenlemenin Etik BoyutuÇinli bilim insanları Nisan 2015’te insan embriyolarını dü-

zenlemek için CRISPR’ı kullanabileceklerini duyurduktansonra dünyanın önde gelen genetikçileri, biyoteknologlarıve biyoetik uzmanları bir araya gelip bu konuyu derinleme-sine tartışma kararı aldı. Gen düzenlemenin geleceğini tar-tışmak için Washington’da bir araya geldiler ve bu konudatemel araştırmaların geliştirilmesi ve ilerlemesi gerektiği ama

insanlarda hamilelik sürecinde gen düzenlemenin ileri bo-yutlara şimdilik taşınmaması gerektiği kararına vardılar.

CRISPR’ın daha önceki gen düzenleme tekniklerinden da-ha fazla etik tartışma yaratmasının sebebi çok kolay ve hızlıuygulanabildiği için artık herhangi bir moleküler biyoloji la-boratuvarında uygulanabilecek olması. Bu da böylesine cid-di bir uygulamanın kötüye kullanımını kolaylaştırırken kont-rolün sağlanmasını zorlaştırıyor.

CRISPR, o kadar hassas bir yöntemdir ki en ufak hata bek-lenmeyen sonuçlar ve büyük sorunlar yaratabilir. Ya bir şey-ler ters giderse ve sivrisineklerden sıtmaya neden olan ge-ni kesmek isterken onları yanlışlıkla öldürürsek? Bu durum-da yarasalar ne ile beslenecek? Daha kötü sonuçlar da do-ğurabiliriz; insan türünü ölüme mahkum etmek gibi. Tek ih-tiyaç duyduğumuz şey bilim değil, hızlı gelişmeleri toplumadına en sağlıklı şekilde değerlendirebilmek için felsefe, dinve etik ilkelerini de incelememiz gerekmektedir.

Halk EndişeleriYaklaşan devrimin farkında olan çok az insan var. Pew-

Research Center tarafından yayınlanan 2016 yılı raporuna gö-re yetişkinlerin %68’i, gen düzenleme konusunda “bir mik-tar” veya “çokça” endişeli olduklarını belirtmiş fakat çoğunun,kendilerini endişelendiren şeyin ne olduğu hakında pek birfikri yok. Yaklaşık %90’ı ise gen düzenleme konusunda çokaz şey ya da hiçbir şey bilmiyordu.

Görünen o ki, halkı endişelendiren şey; henüz tam olarakşeffaflaştırılmamış olan biyoteknolojik gelişmeler, avantajlarile birlikte azımsanamayacak ölçüdeki dezavantajlar ve be-raberinde getirdiği güvensizlik. En azından şimdilik, bu ge-lişme halk arasında korkutucu olmaya devam edecek. Evet,CRISPR birçok teknik zorluk barındırıyor, eleştirmenler bu tek-nolojinin yanlış kullanıldığında yaratacağı korkunç senaryo-ları ortaya koymaya başladı bile. Henüz hangi alanlarda kul-lanımına izin verileceği de tam olarak belirlenmiş değildir. Birbilgisayar gibi, bu teknoloji ile hem iyilik hem de kötülük yap-mak için inanılmaz bir potansiyele sahibiz, önemli olan onunasıl kullandığımızdır. Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman’ında dediği gibi bilim bize “cennetin” kapısını açan anah-tarı verir, fakat aynı anahtar “cehennemin” de kapısını açar.

• How CRISPR could change the world—And why that frightens many ofus https://geneticliteracyproject.org/2016/10/04/crispr-change-world-frightens-many-us/• What can you achieve with CRISPR therapy today?http://medicalfuturist.com/what-can-you-achieve-with-crispr-therapy/• It’s time to talk about the ethics of CRISPR-edited human embryoshttps://geneticliteracyproject.org/2017/08/17/time-talk-ethics-crispr-edited-human-embryos/• What Colud CRISPR Do Tomorrow? http://medicalfuturist.com/what-could-crisprcas9-do-tomorrow/• Questions and Answers about CRISPRhttps://www.broadinstitute.org/what-broad/areas-focus/project-spotlight/questions-and-answers-about-crispr• “First Human Embryos Edited in U.S.”https://www.technologyreview.com/s/608350/first-human-embryos-edited-in-us/• Ethical Issues in Genome Editing using Crispr/Cas9 Systemhttps://www.omicsonline.org/open-access/ethical-issues-in-genome-editing-using-crisprcas9-system-2155-9627-1000266.php?aid=70914• U.S. Public Wary of Biomedical Technologies to ‘Enhance’ HumanAbilities http://www.pewinternet.org/2016/07/26/u-s-public-wary-of-biomedical-technologies-to-enhance-human-abilities/Bu çalışma internet sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır.

Page 16: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

116 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

ARAŞTIRMA - İNCELEME

NAZIM HİKMET VE PİRAYE: O güzel şiirleriyletanıdığımız Nazım Hikmet’in bir de nam salmış aşkları var.Dizelerin arasına gizlenmiş aşkı okurken hissettiğimiz şi-irlerin birçoğu bir kadına adanmış, bir kadın için yazılmış.Nazım Hikmet’in hayatında yer alan o güzel kadınlardanbiri de Piraye. Nazım’ın yaşadığı en çileli aşkı diyebiliriz,çünkü ilişkinin büyük kısmında hapisteydi. Nazım ve Pi-raye ilk tanıştıklarında Piraye henüz ülkeye dönemeyenkocasından boşanamamış 2 çocuklu bir kadındı, Nazımise işsiz bir şairdi. Bu nedenlerden dolayı aileleri bu ilişkiyeonay vermedi. Bu olumsuz görüşlere ve Piraye’nin ondankaçışlarına rağmen Nazım pes etmedi ve ustaca kullandığıo dile hislerini de aktarıp Piraye’yi elde etti.

Nazım’ın Piraye’ye yazdığı ilk şiir ise Mor Menekşe, AçDostlar ve Altın Gözlü Çocuk olarak gösteriliyor.

“ …Kızım, annem, karım, kardeşimsenBaşında güneşler esenAltın gözlü çocuk,Altın gözlü çocuğum benim;deli çığlıklar atıp avaz avazburnumun dibinden gelip geçti de yaz,ben, bir demet mor menekşe olsungetiremedimsana!Ne haltedek,dostların karnı açtıkıydık menekşe parasına! “

Evlenmeye karar verdikleri sene, savcılık tarafından önce“Gece Gelen Telgraf” isimli kitap için toplatma kararıçıkarıldı, bu karardan 2 hafta sonra ise Nazım tutuklandı.Art arda açılan davalar sonucunda Nazım’a idam talebiylebaşlayan davada, 5 yıl ağır hapis cezası verildi sonradanbu ceza, bağışlama yasasıyla 1 yıla kadar düşürüldü. Za-ten içeride 1,5 yıla yakın süredir yatan Nazım, bu sayedeserbest bırakıldı. İçeride kaldığı zamanlarda Nazım’ın Pi-raye’ye yazdığı bir mektup şöyle:

“Bir tanem!Son mektubunda:‘Başım sızlıyor yüreğim sersem! ‘ diyorsun.‘Seni asarlarsa seni kaybedersem;diyorsun;‘yaşayamam! ‘Yaşarsın karıcığım,kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda;

yaşarsın kalbiminkızıl saçlı bacısıen fazla bir yıl süreryirminci asırlardaölüm acısı.Ölümbir ipte sallanan bir ölü.Bu ölüme bir türlürazı olmuyor gönlüm.Fakatemin ol ki sevgilim;zavallı bir çingeneninkıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eligeçirecekse eğeripi boğazıma,mavi gözlerimde korkuyu görmek içinboşuna bakacaklarNazıma!

Ben,alaca karanlığında son sabahımındostlarımı ve seni göreceğim,ve yalnızyarı kalmış bir şarkının acısınıtoprağa götüreceğim…

İMRENİLESİ AŞKLARIYLATÜRK EDEBİYATI

Okuduğumuz romanlarda, hikayelerde ve özellikle şiirlerde kalbimize dokunanbazen hüsranla bazen de mutlulukla sonuçlanmış o aşkların öğrenilmeye değer

hikayeleri mevcut. Bu yazıda da birkaç tanesinden bahsedeceğim.

Page 17: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

117MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

ARAŞTIRMA - İNCELEME

Karım benim!İyi yüreklialtın renkli,gözleri baldan tatlı arım benim:ne diye yazdım sanaistendiğini idamımın,daha dava ilk adımındave bir şalgam gibi koparmıyorlarkellesini adamın.

Haydi bunlara boş ver.Bunlar uzak bir ihtimal.Paran varsa eğerbana fanila bir don al,tuttu bacağımın siyatik ağrısı,Ve unutma kidaima iyi şeyler düşünmelibir mahpusun karısı.”Ağustos 1934’te hapisten çıkan Nazım, İstanbul’a

döndü. 1935 senesinde de evlendiler. Düzenleri tam o-turmuşken 17 Ocak 1938 gecesi Nazım, halasının oğlu-nun evinden polisler tarafından alınarak Ankara’yagötürüldü. Harp Okulu Komutanlığı Askeri Mahkemesitarafından hızla yargılanarak kanıtlanmış herhangi bir suçuyokken, komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle,19Mart 1938’de saat tam 10’da 15 yıl cezaya çarptırıldı. 28Mayıs’ta ise bu ceza askeri Yargıtay tarafından onaylandı.

Böylece Piraye ve Nazım arasında aşklarına tanıklık ede-ceğimiz ve tam on iki yıl sürecek olan mektuplaşmalarbaşlamış oldu. Ayrı oldukları senelerde duydukları ö-zlemleri kağıtlara döktüler, seneler saf sevgi ve özlem dolumektuplarla birlikte geçip gitti.

1948 yılının başında Nazım’ın ziyaretine dayısının kızıMünevver Berk geldi. Münever o zamanlar 31 yaşınday-dı ve evliydi. Ancak ne ikisinin de evli oluşu ne de akra-ba oluşu aralarındaki aşka engel olabildi. Piraye aylardırNazım’ın ziyaretine gelmemişti ve Nazım da bu sırada k-endisinden 16 yaş küçük Münevvere aşık olmuştu, hay-atının en zor döneminde yanında olan ve hiçbir zamandesteğini esirgemeyen eşi Piraye’den ayrılma kararı aldı.Münevver’i de eşinden boşanmaya ikna edip Kasım1948’de Piraye’ye ayrılmak istediğine dair bir mektup y-olladı.

“Piraye,Aramızdaki münasebetlerden birisi olan fakat zat-

en bilfiil çoktandır mevcut bulunmayan ve dahasenelerce de mevcut olamayacağı anlaşılan karı ko-calık münasebetimizi, kadın erkek münasebetimizitasviye etmemiz, kesmemiz gerekiyor. Bunun icap et-tiğini uzun muhakemelerden nefsimle yaptığımişkenceli müsahabelerden sonra anladım. Ve sana birgün bile fazla yalan söylememek için bu münasebetinartık kesilmesi gerektiğini işte hemen yazıyorum. Senyine benim en yakın insanımsın. En yakın dostum vearkadaşımsın. Çocukların çocuklarımdır. Bu tarafımız-da hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanıyorum. Fakatartık karı kocalığımız devam edemez. Bu bağımızıbağlarımızdan ancak bir tanesi olan bu münasebetimizikesmemiz lazım geliyor. Sana yolladığım bu mektu-pla beraber ben karı koca münasebetimizin kesilmesiiçin gereken yerlere müracaatımı da yapmış bulu-nacağım. Bütün bu olan biten şeye rağmen yakın ikiinsan olarak kalacağımızı biliyorum. Benim başımsıkıştığı zaman hapiste olayım, dışarda olayım yine sanakoşacağım. Sen de öyle bana koşacaksın. Ömrümünen güzel senelerini, en iyi eserlerini sana borçluyum.Onlar manen ve maddeten senindir. Şimdilik Allahaısmarladık. Beni affet bile demiyorum. Her şeye rağ-men beni herkesten ziyade anlayacak olan insanın yinesen olduğuna eminim. Ellerinden öperim.

Nazım Hikmet”Bu mektup İstanbul’da bir başına kalmış Piraye için büyük

bir hayal kırıklığıydı. Ve Nazım’ın hayatında birininolduğunu anlamıştı. İlk celsede boşanmaya kararlıydı, açıla-cak davayı bekliyordu. Nazım’ın hayatındaki kadının kimolduğunu öğrenmek için çok çaba göstermişti ancakbaşarılı olamadı.

Olayın diğer tarafındaysa Münevver Bursa’ya gidip geliy-ordu ve Nazım’la çıkacak af kararını bekliyorlardı. Ancako beklenen af haberi çıkmadı ve Münevver de sonu be-lirsiz olan bu aşkı yaşamaya cesaret edemeyip eşine geridöndü. Ve Nazım uğruna Piraye’sini feda ettiği yeniaşkını kaybetti. Yaşadığı pişmanlıkla Piraye’ye bir mekt-up daha yazdı:

“Pirayem Kızıl saçlı bacım benim,

Page 18: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

118 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

ARAŞTIRMA - İNCELEME

Seni arkadan bıçakladım. Bir damlası benim damar-larımdaki bütün kana bedel kanınla boyandı ellerim.Yeryüzündeki hiçbir insan hiçbir insana benim sana yap-tığım kötülüğü yapmamıştır. Bütün bunlara rağmengel. Sana “Gel” diyecek kadar yüzsüz ve alçaksam nehalt edeyim öyleyim işte. Fakat gel. Oğlumuz Memet’inbaşı için gel ve ben kalan ömrümde ona layık bir ba-ba olmak fırsatını kazanabileyim. Senin yüzüne nasılbakabileceğimi bilemiyorum. Seninle karşılaştığım an-da ayaklarının dibine yıkılacağım belki. Belki desadece bayrağını kendi eliyle düşmana teslim etmişbir hainin cesaretiyle yüzüne bakmaya çalışacağım. Bel-ki de tek kelime söylemeden gözlerimi iskarpinlerinedikip oturacağım. Fakat gel. Hayatım yalnız kendimeait olsaydı gebermeyi çoktan tercih ederdim.

Kendi ferdiyetimden, fizyolojimden, kafamın deli has-ta tarafından öylesine nefret ediyorum. Fakat yaşamamlazım. Beni affetmek için değil, beni oğlumuz, kızımızve onlar gibi iyi namuslu insanlarımız için yaşatmak içingel ve bir daha da yalnız bırakma.

Eteklerinden öperim.”

Fakat yazmış olduğu hiçbir mektuba cevap alamadı. Is-rarla Piraye’ye ulaşmaya çalıştı, Piraye dayanamayıpçocuklarıyla ziyarete gitti ancak bu görüşme Nazım’ın bek-lediği gibi gitmedi, Piraye’nin geri dönmeyeceği kesin-leşti.

Nazım, 1950’nin Şubat ayında açlık grevine başladı,sağlığı kötüye gidince hastaneye yatırıldı. Yeniden aflahapisten çıkabileceğini düşününce tekrar Münevver ilegörüşmeye başladı. Piraye bundan haberdardı ve hapis-ten çıktığında kalabilecek bir yeri olduğunu söylemek içinhastaneye gitti, konuşma esnasında odanın kapısı açıldı

ve içeri Münevver girdi. Piraye bütün olanları anladı veNazım’ın Piraye’yi son görüşü oldu.

Nazım cezaevinden 1950’de çıktı. Grevlerin etkisiyle çokyıpranmıştı, bu süreçte yanında Münevver vardı. Piraye’-den boşandıktan üç gün sonra, Münevver bir erkekçocuğu dünyaya getirdi. İsmini de ironik bir şekildeMehmet koydular (Piraye’nin ilk evliliğinden olan çocuğu-nun ismi Memet’ti).

Piraye’nin hayattayken yayımlanmasına izin vermediğibu hasret dolu aşkın belgelerini Piraye öldükten 3 yıl son-ra oğlu Memet yayımladı.

“Bu yazılar, seni benden önce görmek bahti-yarlığında oldukları için onları kıskanıyorum.”

SABAHATTİN ALİ VE ALİYE: Çok erken yaşta kaybet-tiğimiz, o kısa ömründe Türk edebiyatına çok güzel eserlerbırakmış biri Sabahattin Ali. 41 yıllık ömründe çok fazla zor-luk çekmiş fakat buna rağmen bir şekilde hayata ve aile-sine bağlı kalabilmiş. Eşi Aliye, tanışma hikayelerini şöyleanlatıyor: “Grup halinde İçerenköy’de yapılan bir sünnetdüğününe gittik. Dönmek istediğimizde Sabahattinyanımızda yoktu. Giderken kullandığımız lüks lambalı fen-erle bir ağaç altında onu kitap okurken bulduk. Gidiyoruzdendiğinde kalktı ve feneri benim yüzüme tutarak göz-lerimin içine uzun uzun baktı.” Fakat bu bakışlar o andakalmış. Yıllar sonra Sabahattin Ali, hayatını düzene sokmakiçin evlenmek istemiş, önce arkadaşı olan Ayşe Sıtkı İlhan’aevlenme teklifi etmiş ancak Ayşe Sıtkı teklifi şaka olarakyorumlayıp geri çevirmiş. Bu cevaptan sonra SabahattinAli, göz göze geldikleri ilk andan beri aklından çıkaramadığıAliye’ye evlenme teklifi etmiş. Sonra da Ayşe Sıtkıya şöylebir mektup yollamış: “Mühim bir havadisim var. Evleniy-orum. Hatta nişanlandım bile. Sen benim gibi kelepirikaçırdığınla kal. Birisi ‘Niçin evleniyorsun’ dese vereceğimcevap şudur: Çalışabilmek için... Ben kendimi her husus-ta idare edemiyorum. Halbuki muhakkak muntazam veölçülü bir hayata muhtacım ve ancak bu şekilde faydalı işlerçıkarabilirim.”

Sabahattin Ali ve Aliye Ali aşkı da özlemle geçmiş. Tekfarkları aradaki mesafeler ve görüşememezlik SabahattinAli’nin sevgisine etki edememiş. Kısacası üzerine şehirler,mahpusluk ve hasret eklenmiş bir aşk yaşamışlar.

“Herkeslerken Sevgili Aliye,Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların

hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler. Dünyada-ki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağıların se-bebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek il-letidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllık gibigörünen bu hal hakikatte aptallıktır. Çünkü dünyadabir insanın başka bir insanın yardım ve alakasına muh-taç olmadan yaşaması mümkün olamayacağına, hat-ta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissimevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmekve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi k-endisinin kuyusunu kazmaktır. İnsan başkalarınayardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir.Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmek-tir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemedensadece sevmek…”

Page 19: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

119MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

ARAŞTIRMA - İNCELEME

Sabahattin Ali’nin eşi Aliye’ye ve kızı Filiz’e yazdığı o ö-zlem ve sevgi dolu mektuplar “Canım Aliye, Ruhum Fil-iz” kitabında toplanmış.

“Mektubunu aldım. “Ben fena kız değilim, seninmeyus olamayıp saadetin için hayatımı şimdi fedayahazırım!” diyorsun Aliye, bana böyle şeyler yazma…Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Mektubundaki“Beni istediğim kadar sevmezsen ölürüm” cümlesinibelki elli defa okudum. Ah Aliye, seni isteyebile-ceğinden çok seveceğim…

Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiyekadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundansonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları be-raber seveceğiz. İnsan muhitin bayağı, manasız,soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnızokumak fayda verir. Bana en felaketli günlerimde k-itaplarım arkadaş olmuştu. Fakat bu yetmiyor. Şiir-lerimde de gördün ki kitaplara rağmen çok ıstırap çek-tim. Çünkü candan bir insanım yoktu. Sen benim yarımkalan tarafımı ikmal edeceksin… Uzun, çok uzunşeyler yaz… Seni hasretle kucaklarım benim bir-tanecik Aliye’m.

Küçük resim öyle gözümü yumup bakacak gibi fe-na değildi. Sen en fena resimde bile güzelsin Aliye. Senher zaman herkesten güzelsin…”

“Sana neler yazayım ki sen neşe içinde yüzesin. Benneşeyi senden öğreneceğim. Hayat ve felaketlerbeni o Kadar gülmekten ve neşeden uzaklaştırdı ki k-endimi, senin getirdiğin bu saadet dünyası içinde bileşaşkınlıktan kurtaramıyorum. O kadar talihin kahrınauğramışım ki hayatta bana da mesut olmak nasip o-labileceğine inanamayacağım geliyor. Evde iki resmi-ni de karşıma alarak saatlerce bakıyorum ve saadet beniadeta sarhoş ediyor. Sevinçten ağlamak istiyorum.

Ben son zamanlarda her şeyden ümidimi kesmiş, k-endimi gülen, oynayan hayattan ayırarak birkaç tür-lü kitabın arasına atmış bulunuyordum. Sen bu karan-lık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüztutan ekinlerine can veren bir nisan yağmuru gibi bir-denbire geldin. Ben bu kadar bol hayat ve saadet yağ-muru altında kendimi unutmuş gibiyim. Şimdi öm-rümün bir tek gayesi var: bir gün evvel sana kavuşmak,seni kollarımın arasına almak, güzel, temiz yüzünesaatlerce hiç doymadan bakmak. Ancak o zaman tam

neşeli, senin istediğin gibi olabileceğim. Sendenayrı, senden uzak bulunurken benden nasıl neşeli şeyleristiyorsun? Bana yaz Aliye’ceğim. Sayfalarca mektu-plar yaz. Her şeyden, hayattan, insanlardan, ba-hardan, kendinden bahset. Asıl sen bana neşe var…Ben buna muhtacım. Seni binlerce defa kucaklar, güzelgözlerinden, dudaklarından öperim.”

Sabahattin Ali’nin yazdığı bu mektuplarda yaşamına dairbilgilerle de karşılaşıyoruz.

“Köylü kıyafetlerindeki resmine bakmaya doy-amıyorum. Her gece başucumda duruyor, ona bakarakuyuyorum. Ben dünyada bu kadar güzel gülen,güldüğü zaman bu kadar güzel olan insan görmedim.

Herkes beni keyfi yerinde, daima gülen biri sanır. İştebunun için yazılarım çok dertlidir… Gazeteyi herhaldealdın. Arkadaşlar ne diyorlar? Bu iş beni bir hayli yordu.Hele dün, yani gazetenin çıktığı Pazartesi sabahı çokalçakça bir oyunla karşılaştık. Gazeteyi İstanbul’a veAnkara’ya tevzi işini üzerlerine alan bayiler, sondakikada sabotaj yaptılar. “Biz bu gazeteyi dağıt-mayız!” dediler. Bunun üzerine Aziz Nesin ile bengazeteleri sırtlanıp kendimiz tevzi ettik. Bununla be-raber “Markopaşa” bir gün içinde satıldı.(Markopaşa’nın ilk sayısı 25 Kasım 1946’da yayım-lanmıştır.) … Biz Yüksek entelektüeller için değil, halkiçin bu gazeteyi çıkarıyoruz.”

“Bildiğin gibi ben birine Arnavut dedim diye iki ayadaha mahkûm oldum. Fakat bu dava da temyizdenümidim var. Eğer bundan da tasdik çıkarsa hapı yut-tuk demektir, çünkü o zaman Falih Rıfkı yüzündenyediğim üç ayda buna eklenir, eder beş ay.( SabahattinAli, Markopaşa’nın 10 Şubat 1947 tarihli 10. Sayısın-da yayımlanan “Biliyor musunuz?” başlıklı yazıdandolayı Falih Rıfkı Atay’a hakaretten üç ay hükümgiymiştir.) Yani benim çıkamam da Şubat 1948 sonunakalır. Fakat kurtulacağım hakkında ümidim kuvvetlidir.Ne ise, aldırma! Sonu iyi olacak. Hem çok iyi olacağınakuvvetle kanaatim var. Yeter ki biz azmimizi ve i-manımızı ve bu millete itimadımızı kaybetmeyelim.Şimdilik, bu kadar. Yakında seni de, sevgili ruhum Fil-iz’i de İstanbul’da görmeyi ümit ediyorum.”

Eşi Aliye’ye olan aşkıyla, kızı Filiz’e olan o saf ve masumsevgisiyle ve en önemlisi de Türk edebiyatına kazandırdığıeşsiz eserleriyle unutulmaması gereken bir değer Saba-hattin Ali.

“Gelecek günler her halde güzel olacaktır, üzülmeyin.Senin ve Filiz’in gözlerinizden, yanaklarınızdan, du-

Page 20: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

220 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

ARAŞTIRMA - İNCELEME

daklarınızdan milyonlarca defa öperim. Arkadaşlaraselam. Sinirlerimi merak etme. Bilirsin ki demir gibidir,ama demir gibi kalmaları için ara sıra, kimse görme-den, sizin yanınızda sinirlenebilmeliyim. İhtiyarlığımdaçekilmez bir adam olacağım hakkındaki iltifatınateşekkür ederim. Ama tahminin doğru çıkamayacaksanırım. Çünkü ihtiyarlayacağımı kim söyledi? Hep gençkalacağım. Hülasa beni düşünmeyin, fakat ben sizidüşünmekten deli olacağım”

OĞUZ ATAY VE SEVİN SEYDİ:Türk edebiyatına etk-isi geçmemiş ve geçmeyecek olan eserler kazandıran OğuzAtay da aşık olmuş,en bilinen eserlerini adadığı, Tutu-namayanlar ve Tehlikeli Oyunlar’ın kapaklarını tasar-layan, Topoğrafya’nın içindeki çizimlerin de sahibi olan

Sevin Seydi’ye. Oğuz Atay, Sevin Seydi’yi 1956 yılında yakınarkadaşı Uğur Ünel’in nişanlısı olarak tanıdı. Bir yıl sonraUğur Ünel ve Sevin Seydi, 1962 yılında da Oğuz Atay veFikriye Hanım evlendi. 1967’de ise bu iki evlilik de son bul-du, Oğuz Atay ve Sevin Seydi Beyoğlu’nda birlikte yaşa-maya başladı. Tutunamayanlar da işte o evde, Sevin Sey-di’nin verdiği ilham ile yazıldı.

Sevin Sevdi’ye gelecek olursak, kendisi aslında ressamdı.Oğuz Atay’la birlikte yaşarken yaptığı resimlerin altına“sszyr” imzasını bırakmış, “seni sevdiğim zamanlardayaptığım resimlerden”. Sevin Seydi’nin Oğuz Atay’ın e-serlerindeki izlerinden biri de buna benzer: Tutuna-mayanlar’da Selim ve Günseli arasındaki “hzg”(her zamangüzelsin) güzellemesi. Fakat bu birliktelik güzel olan herşeyin sonlandığı gibi yalnızca bir sene sürdü. Ne Sevin Sey-di ne de Oğuz Atay bu ilişki hakkında yorum yaptılar.

Sinan Ersan bu ilişki için, “Sevin, Oğuz’u çok seviyordu.Sıra dışı bir kadının, alışılmış ölçütlerle anlaşılması mümkünolmayan sıra dışı sevgisidir bu.” Sözlerini söylemiş. Ayrı-ca Ersan, Oğuz Atay’ın ölümünü Sevin Seydi’ye telefon-la bildiren kişiymiş. Sevin Hanım’ın haberi aldığındabaygınlık geçirdiğini ve yıllar sonrasında bu anı resmet-

tiğini anılarında dile getirmiş. Resimde ise bir telefon, çıl-gına dönmüş bir kadın ve arkada bir adam, Maurice(İlişkileribittikten sonra Londra’da birlikte yaşadığı kişi)…

Oğuz Atay, Günlükler’de Sevin Seydi’nin ismini sık sıkgeçirerek ona olan sevgisini dile getirmiş.

“Selim gibi, günlük tutmaya başlayalım bakalım. Son-umuz hayırlı değil onun gibi herhalde. Bu defteri bugünsatın aldım. Artık Sevin olmadığına göre ve başka kim-seyle konuşmak istemediğime göre, bu defter kay-detsin beni; dert ortağım olsun. Kimse dinlemiyorsabeni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tut-maktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonun-da, bana, bunu da yaptınız.”

“Gene Sevin’den mektup beklemeye başladım.Aynı psikoza düşmek istemiyorum oysa. Yalnız, çalışa-bildiğim zamanlar ayakta durabiliyorum. Onun içingüçlü olmak zorundayım. Bunu da becermek çok zor.Gerçekler henüz çok ağır geliyor. İlk günler hafif vedayanılır gelen şeyler, şimdi biraz ağırlaştı. Fakat hükümvermemeliyim. O kadar sık değişiyorum ki.”

“Joseph Losey’in ‘SecretCeremony’ adlı bir filminiseyrettim. Yordu beni. Londra’yı, kırmızı iki katlı o-tobüsleri görmeye dayanamadım. Garip bir şey: Lon-dra’yı Sevin’le bir tutmaya başladım. Bu duygu benirahatsız ediyor. Neyse film hemen evlerin içindegeçmeye başladı da unuttum bu acıyı. Nefis bir evdi.Gerçekte yaşandığını bildiğim masallar -mesela Sev-in’in yaşaması gibi- artık beni rahatsız etsin istemiy-orum. Bundan kurtulmalıyım -yani ezilme duygusun-dan. Bir resim, bir kitap -mesela yazmayı düşündüğümkitap gibi kalmalı bu duygu. Tatlı, tatlı acıtmadan.”

CEMAL SÜREYA, TURGUT UYAR, EDİP CANSEVERVE TOMRİS UYAR:

“Bir adın vardı senin. Peşinde de üç büyük şair”İkinci Yeni’nin en önemli üç şairine ilham kaynağı olmuş

bir kadın Tomris Uyar. Aynı zamanda da Ülkü Tamer’in ilkgözağrısı. Ülkü Tamer ile evliliklerinde her şey yolundagözükse de ilk çocuklarını henüz iki aylıkken boğulma se-bebi ile kaybetmeleri bu ilişkinin uçuruma sürüklenişinibaşlatır. Zaten Tomris Uyar, başından beri evliliğe uyum-lu bir kişilik olmamıştır. Cemal Süreya ile de Ülkü Tamer’leevliyken tanışır. Cemal Süreya da bu sırada SenihaHanım’la evlidir. Tanışmalarından sonra Tomris Uyar, keşfet-meye değer biri olarak gördüğü Cemal Süreya’ya yavaşyavaş kapılır ve ikisi de eşlerinden boşanarak Ankara’dabirlikte yaşamaya başlarlar. Ve Cemal Süreya bu aşkın il-hamı ile “Sayım” şiirini yazar.

Ay ışığında oturduk Bileğinden öptüm seniSonra ayakta öptümDudağından öptüm seniKapı aralığında öptümSoluğundan öptüm seniBahçede çocuklar vardıÇocuğundan öptüm seniEvime götürdüm yatağımdaKasığından öptüm seniBaşka evlerde karşılaştık

Page 21: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

221MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

ARAŞTIRMA - İNCELEME

İliğinden öptüm seniEn sonunda caddelere çıkardımKaynağından öptüm seniCemal Süreya, 3 sene boyunca Tomris Uyar’ı hayatının

merkezine koyacak kadar sevmiştir. Onun Tomris Uyar’aolan düşkünlüğü şu anekdot ile anlatılır:

“Her akşam işten çıkıp şıp diye eve damlıyordu Ce-mal Süreya. Bir gün Tomris Uyar, ‘biraz gez dolaşarkadaşlarınla falan buluş’ dedi. Ertesi gün geç geldiCemal Süreya, daha ertesi gün de, hep geç geldi. Buakşamlardan birinde, örtü silkelemek için pencereyiaçan Tomris, apartmanın girişinde oturan Cemal’i gördüve gerçek ortaya çıktı. Her akşam iş çıkışı eve geliy-or ama aşağıda oturup ‘gecikiyordu’ Cemal Süreya…Tomris Uyar tarafından durumun adı derhal kondu: Şah-siyet Rötarı…”

Yaşanan bu aşk ne kadar büyük olsa da CemalSüreya’nın zihnindeki Tomris’e asla sahip olamayacağıdüşüncesi bu ilişkinin bitmesine neden olur. Bu ayrılıktansonra Tomris Uyar’a ilişkileri hakkında hiç konuşmaya-cağının sözünü verir ve bu sözü tutar. Tomris Uyar bu o-layı şöyle açıklamış:

“Beni bıraktı ama rahat edemedi. Ona göre banasahip olunamazdı. ‘Senden ayrıldığım anda, senin hakkın-da, hikayen hakkında sevdiğimi belirtecek hiçbir şey söyle-meyeceğim, benim ağzımdan kimse duymayacak’ dedive doğrusu hiç yazmadı.”

1966 yılında Cemal Süreya’dan ayrılmak üzereyken eşin-den yeni ayrılmış Turgut Uyar ile tanışmış. Tanıştıktan son-ra da mektuplaşmaya başlamışlar ve mektuplar dagenellikle şiir üzerineymiş.

Bu mektuplar önce sadece şiir üzerine mektuplardı. “...Hâlâ duruyor bende. Genellikle onun şiir üzerine

düşünceleri, benim onun şiirleri üzerine düşüncelerim...Ve anladığım kadarıyla çok sıkışık bir dönem geçiriyordu.Yani evlilik hayatında bir süredir yaşadığı tedirginlik veuyumsuzluk şiirini de etkilemişti, yedi yıldır şiir yazmıyordu.Esin periliği olarak ifade etmek istemiyorum ama herhaldeçok konuştuğum, çok dürttüğüm, yazmasını çok rica et-tiğim için diyeyim, yavaş yavaş şiir yazma isteği yenidendoğdu.”

Bu sözlerde dediği gibi Turgut Uyar’ın yeniden şiir yaz-masına sebep olan o ilham kaynağı Tomris Uyar’dı.Tomris Uyar’ın yaşadığı en uzun soluklu sevdası TurgutUyar olmuş. Turgut Uyar için, “Bir ara ben onun dünyayaaçılan penceresi olmaktan da öte bir şeydim, bir parçasıgibiydim. Ve kendimi bir parçası gibi hissettiğim için de

sıkılıyordum tabii…”demiştir.Yaşadıkları bu ilişki 1985 yılında Turgut Uyar’ın hayatını

kaybetmesi ile son bulur. Ve geriye Tomris için yazdığı“Bozuk Saat” şiiri kalır.

Herkes seni sen zanneder.Senin sen olmadığını bile bilmeden,Sen bile..Seni ben geçerken,Derim ki,Saati sorduklarında;Onu “O” geçiyordur.Kimse anlam veremez.Tamir ettirmedin gitti derler şu saati.Ettirmek istiyor musun demezler.

Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.

Zamanı durdururum yüreğimde,Sensiz geçtiği için,Akrep yelkovana küskündür.Şu bozuk saat çalışsa benim için ölümdür.Bil ki akrep yelkovanı geçerse,Atan bu yüreğim durur.Bırak bozuk kalsın, hiç değilse;

Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.Edip Cansever ise Turgut Uyar’ın en yakın arkadaşların-

dan biriydi ancak Tomris Uyar’a karşı sevgi ve hayranlıkbesliyordu. Ve her 15 Mart’ta, Tomris’in doğum gününde,ona şiirler yazarak sevgisini ve hayranlığını dile getiriyordu.

“…bir adın vardı senin, Tomris Uyar’dıadını yenile bu yıl, ama bak Tomris uyar olsun geneben bu kış öyle üşüdüm ki sormaoysa güneş pek batmadı senin evindesöyleben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü

hiç.”Tomris Uyar, Edip Cansever için şunları söylemişti:

“Sevgililik ya da aşk duygusu zamanla yara alabiliyor, örse-lenebiliyor, bitebiliyor. Bitmeyen tek aşkın gerçek ve lirikbir dostluk olduğunu Edip Cansever öğretti bana.”

Zehra CANTÜRK - 11/D

Page 22: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

222 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

İİSSTTAANNBBUULL’’UU OOKKUUYYOORRUUMM

Sevinç Çokum: Böyle bir davet için hocalarımıza, ida-remize, Sayın Müdür Bey’e teşekkür ediyorum.Burada de-ğerli edebiyat öğretmenlerimiz var.Müdür yardımcımızSaniye Hanım, yüksek lisans yapmakta olan İlknur Ha-nım...Bakıyorum şöyle güzel yüzlerinize, kız öğrenciler da-ha fazla sanırım.Her alanda olduğu gibi konferans sa-lonlarında da eşit olsunlar.Kaynaşmalar ve bir arada ol-mak çok hoşuma gidiyor, medeniyet budur.

Bildiğiniz üzere ben bir yazarım.Her insanın bir mera-kı vardır, ben de çocukluktan başladım.Ama hayatımı an-latmak istemiyorum çünkü her seferinde hayatımı an-latmak bir süre sonra bıktırıcı oluyor.Onun yerine farklışeyler söylemeyi seviyorum.Bugün sizin sorularınıza ce-vap vereceğim.Belki imza isteyeceksiniz, fotoğraf çekti-receğiz, böyle bir moda var.Daha önce yazarlara ulaşmakzordu tabii, aşağı yukarı altı senedir yazarlarla öğrenci-ler buluşturuluyor.Çeşitli illere gittik, İstanbul’da değişik

okullara...Bunlar güzel şeyler, merak ettiğiniz konuları di-le getiriyorsunuz, sorular soruyorsunuz ve kitaplara birazdaha ilgi duymaya başlıyorsunuz, bu güzel bir şey.Kitapokumadan bir yere varmak mümkün değil.Bakın, dahayeni kutuplara Türk heyetleri gidiyor, bunlar daha öncedenolmalıydı.En geri kalmış dediğimiz ülkeler bile uzay ça-lışmaları yaptılar veya kutuplara gidip bayraklarını dikti-ler.Geç kalmış sayılmayız tabii, isterse daha sonra olsunama yeter ki hayata geçirilsin.Bilimde biz de ileri gidelimçünkü çok zeki insanlarımız var, araştırma yapan insan-larımız var. Onlar bunları değerlendirmek için imkan bu-lamıyorlar.Bizim çocuklarımız zeka ve çalışkanlık bakı-mından hiçbir ülkeden geri kalmış değildir.Onun için da-ha güzel şeyler yapacağız inşallah.Tabii ben de çocuk-luğumdan beri yazarlığa heves ettim.Başka heveslerimde vardı.Resim yapmak, müzik gibi.Ama Türk Dili ve Ede-biyatı bölümünü bitirdiğim için edebiyatla daha çok yüzyüze geldim.Yerli yabancı okurdum.Küçük küçük dene-melerle geldim, Sevinç Çokum çıktı ortaya.Çalışmalarlaoldu.Okuyarak, yazarak ve toplumu tarayarak.Ben halagece yarılarına kadar çalışıyorumGece 2-3’te yattığım olu-yor.Şiirle başladım, öyküye döndüm ve öyküler yaz-dım.Ondan sonra romana geçtim.30 kadar eserimvar.İnşallah iyi şeyler yazıp okuyanlara bir şeyler kata-bilmişimdir..Masanın başına hep iyi niyetle oturdum.Ta-bii kendinize göre yorumlarsınız onları.Beğendiğinizveya beğenmediğiniz, sıkıldığınız kısımlar olur.Sıkıldık-larınızı daha sonra merak edip tekrar okursunuz ve bel-ki de o zaman beğenirsiniz.Ben hep insanlar için yazıyorumdiyerek masamın başına oturmuşumdur.Dünya insanla-

Usta Yazar Sevinç Çokum’uOkulumuzda Misafir Ettik“İstanbul ‘u Okuyorum “projesi kapsamında, hayatının büyük bir kısmını yazmaya adamış

Türk edebiyatının usta yazarı Sevinç ÇOKUM’u okulumuzda misafir ettik. Değerli yazarımızöğrencilerimizle “Hevenk Kayıp İstanbul”kitabıyla ilgili söyleşi gerçekleştirdi. Yazarımız, kendisineyöneltilen soruları yanıtladı ve söyleşinin ardından öğrenci ve öğretmenlerimizin kitaplarını büyük

bir özveriyle imzaladı. Yazarımızla gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz:

Page 23: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

223MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

İİSSTTAANNBBUULL’’UU OOKKUUYYOORRUUMM

rı için çünkü hepimiz insanız.Bütün amacım iyi ve farklışeyler yazmaktı.Kitaplarıma bakarsanız hepsi daha eskidönemleri anlatır.Mesela Kurtuluş Savaşı veya Balkan Sa-vaşı vardır.Bunları hep incelemişimdir.Türk toplumundayaşanan çatışmalar, insanlar, eğitimsiz kalmış kadınlar ya-hut belli bir sınıfın insanları, sınıf çatışmaları...Hepsine birbakış yollamışımdır.Merak meselesi var, merak olmazsahazır bilgilerle yazmak hiçbir şey ifade etmez.Bir şeyi me-rak edip araştıracaksınız.Ben çok soru sorardım, bu ya-

şıma geldim hala etrafımdaki insanlara veyahut uzmangördüğüm insanlara soru soruyorum veya kaynağına ba-kıyorum.Ayıp değil soru sormak.İşte bir yazar böyle do-ğuyor.Şimdi tabii, sizin güzel sorularınız var.Biraz beni ter-leteceksiniz.Terleyelim bakalım.Bu da bir emektir.Eme-ğimizi fark edeceğiz.Mesela gece yazı yazarken üşüyo-rum ama üşüdüğümün farkında değilim.Ancak kemiklerimkaskatı kesilmiş.Bunu yapıyorum, hastalanacağım diyo-rum ama “Bunun bir karşılığı var.” diyorum.Emek sarf et-tim, üşüdüm, terledim ama insan bir şekilde yaptığı işeemek vermeli.Hazırdan kazanmak diye bir şey bilmiyo-ruz ve bilmek de istemiyoruz.Ülkemizde oturduğu yer-den para kazananlar da var tabii.Onun için emeğimizdirbu da bizim.Zannediyorum soruları soracaksınız.

Öğrenci: Kayıp istanbul kitabınızın imzalar ve itiraflarbölümünde Hemşire Emine adlı bir kişiden bahsetmiş-siniz ancak ne olduğunu söylememişsiniz.Öğrenebildi-niz mi?

Sevinç Çokum: Kayıp İstanbul kitabında fotoğraflar ba-na çok ilham verdi.Bu kitabın yazılması için eski fotoğraflarıeşimin annesinden aldım.1934 yılında imzalanmış.Eski-den fotoğrafların arkaları böyle dolma kalemle yazılarakverilirdi ve ithaflar yapılırdı.Benim kayınvalidem hemşi-relik yapmıştı, İstanbul’dan önce Manisa Devlet Hasta-nesinde çalışmış genç bir kızcağız orada bahsettiği.Benbu kitabı yazdığım sırada kayınvalidem maalesef vefat et-mişti.Keşke ona ne olduğunu sorabilseydim.Demek ki ka-yınvalidem ondan böyle bir şey dinlemiş ama vefat et-tiği için yetişemedim.Kendimize göre bir hikaye uydu-racağız artık.Yapılacak bir şey yok, bazı hikayeler böyleyarım kalır.

Öğrenci: Tavsiye ettiğiniz kitaplar var mı?Gençlik ola-rak ne okumalıyız?

Sevinç Çokum: Öğretmenleriniz de size o konuda ön-ayak oluyor, örnekler veriyordur.Kitap ayrımı fazla yap-mak istemiyorum ama artık liselisiniz.Sait Faik, Ömer Sey-fettin, Sabahattin Ali, Oktay Akbal gibi yazarları tavsiyeederim.Ben gençliğimde Oktay Akbal’ın iki tane roma-nını okumuştum, çok etkilenmiştim.Bir tanesi “GariplerSokağı“, bir tanesi de “Suçumuz İnsan Olmak”.Neden-se o kitaplar beni çok etkilemişti.Bu yazarların anlatımı çokgüzel.Onun dışında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Abdul-lah Efendi’nin Rüyaları“, “Yaz Yağmuru” öyküleri de ay-rı bir güzeldir.Romanları da güzeldir.

Oğuz Atay’ı da okuyabilirsiniz, örneğin “Tutunama-yanlar”, Selim İleri’nin romanlarını okuyabilirsiniz.Ben enson onun yazdığı son romanı okudum, “Beklenen Sev-gili.” Çok beğendim, fazla kalın da değil.Tavsiye ediyo-rum.Hem güldürüyor hem de ağlatıyor.

Yabancılarda Marquez’in kitaplarını seviyorum.Örne-ğin “Başkan Babamızın Sonbaharı“.Tomris Uyar çevirmişti,Tomris Uyar da çok iyi bir hikayeciydi ve çok güzel bir dilkullanıyordu.Beni de hikayeci olarak Tomris Uyar ile Fü-ruzan arasında değerlendirenler var.Onlara da teşekkürediyorum.

“Başkan Babamızın Sonbaharı“ kalın bir kitap değil, ben-ce okunmalı.”Yüzyıllık Yalnızlık” isimli çok kalın bir kita-bı da var.Gerçekçilik akımını çıkardı.Hatta öldüğü zamanhakkında “Yeryüzüne Gölgesi Vuran Adam” denmiş.Buçok güzel bir şey.

Ama onun da romanlarında çok kan vardı.GüneyAmerika’daki savaşları yazıyordu.Ama tabii yaşamış gi-bi çok güzel yazıyor.Kendisi Güney Amerika’da çalış-mış.Güney Amerika’nın edebiyatı kaynayan insanlar ol-duğu için çok güçlü bir edebiyat.Tropik bir atmosfere sa-hip.

Proust’u da okuyabilirsiniz.Fransızların büyük bir ya-zarı.Tavsiye ediyorum, cilt cilt kitapları vardır.Belki şim-diki çocuklar okuyunca bunalırlar ama iyi kitaplar.Tasvirleriakılalmaz.

Öğrenci: Günde kaç saat okuyor ve yazıyorsunuz?Sevinç Çokum: Sıkılıncaya kadar okurum, gündüz baş-

ka işlerim oluyor, o açıdan biraz sıkıntım var.Saatlerim bel-li olmuyor, bazen bırakamıyorum.Yemek saatlerimizuyuşmayabiliyor evde.3-4 saat yazdığım olur.4 saatin so-nunda kalkıp başka şeyler yaparım, sonra devam ede-rim.Kahvem, çayım yanımda olur.Kuruyemiş, çerezlerimolur.Eskiden sigara içerdim ama bırakalı 30 sene ol-du.Bıraktıktan sonra çok rahat ettim.Onun dışında, mü-

Page 24: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

224 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

İİSSTTAANNBBUULL’’UU OOKKUUYYOORRUUMM

zik olmazsa yazamıyorum.Ama bazen müziğe takılıp odak-lanamadığım oluyor.Aslında gündüz daha rahat çalışı-lır.Çünkü akşam daha yorgun olunuyor.Ama gecenin desessiz olduğu için bir avantajı var.

Öğrenci: Eski İstanbul’da özlediğiniz şeyler neler?Sevinç Çokum: Onları kitapta yazdım ama eskiyi tek-

rar edemezsiniz.Her devrin şartları, farklı özellikleri var-dır.Teknolojik gelişmeler olur.Geçmişteki insan dostlukları,komşuluklar, yaşantılar önemlidir ama gelecekte bunlardeğişmiştir.İnsanlar daha çıkarcı olmuşlardır.Aynı şeyleryaşanamaz.

O şartlara göre değiştirebildiklerimiz değişir, değiş-miyorsa o düzeni bir şekilde yürütmeye çalışırız.Eskininbir sakinliği vardı, dostlukların devam ettiği bir zaman-dı.Kirlenmemiş bir tabiat vardı.Şimdi büyük şehirler çokkalabalıklaştı.Artık o sessizliği bulamıyorsunuz.İnsanlar bu-nu yeni ortamlar bularak, yazlık yerlere giderek telafi et-meye çalışıyor.Dostluklar bu sefer oralarda konuşuyor.

İnsan nereye giderse güzelleştirdiği gibi bozuyor

da.Bozduğu zaman da çareler arıyorsun.Bunlar ihtiyaç.Öğrenci: Kitapların dizi ve filmlere çevrilmesi hakkın-

da ne düşünüyorsunuz?Sevinç Çokum: Edebiyat kitapları pek fazla yapılmı-

yor.Bazı yazarlara senaryo yazdırılıyor, ayrıca senaryo ya-zan şirketler var.Bunların illa da edebiyatçı olmaları şartdeğil.Senaristim diye ortaya çıkıyorlar.Şirket kuruyorlar,eli kalem tutan insanlar senaryo yazmaya başlıyor.Cina-yetler, kavgalar, şiddete yer veren şeyler yazılıyor.Kadınlardevamlı bağırıyor.Bunlar beni çok rahatsız ediyor.Amaelit yazarlar sonucu ortaya çıkan güzel diziler de var.Di-zilere vaktim olmadığından çok fazla zaman ayıramıyo-rum.Ama romanlar bir devirdir.Aşk-ı Memnu’nun ilk za-manlarında orijinali oynandı, çok güzel canlandırılmış-tı.Kitaba sadık kalınmıştı.Ama sonradan yapılan Aşk-ı Mem-nu’da çekimler güzel olsa da olay değiştirilmiş.Cep te-lefonları vardı, ben romanlarımda cep telefonu olabil-diğince kullanmamaya çalışıyorum.Halbuki yakın zama-nı yazıyorum.Ama cep telefonlarının yazılmasından rahatsızoluyorum.İnsan, eserlerde bilmediği bir dünyayı arıyor.

Benim “Hilal Görününce” romanımı istediler.Senaryo-sunu ben yazdım.Götürdüm ve beğenildi hatta çokönemli bir yönetmen olan Metin Erksan vardı.Onunla ta-nışıp baya sohbet etmiştik.Benim romanımı ve senaryomuçok beğendi.O zaman benim senaryolarımı baltalama-ya çalışanlar oldu.Mesela “Yeniden Doğmak” roman de-ğildi, senaryoyu yazmıştım.Bu filmi baltalamaya çalı-şanlar oldu, senaryosu berbat diye gazetede yazılmış-tı.Halbuki senaryosu harika dediler.

“Hilal Görününce” beğenildi, tam oynanacakken yö-netim değişti.Benim senaryom öyle kaldı.Ben Kırım Sa-vaşı‘nı yazdığım halde alakası olmayan şeyler söyledi-ler.Bunu yumuşatmamı istediler, onlar için bahane oldu.

Öğrenci: Siyaset sizin edebiyatınızı nasıl etkiledi?Sevinç Çokum: Siyaset toplumsal bir olgudur ama sırf

siyaset için eser yazılmaz.Yazanlar vardır tabii ama tari-hi bir olayı yazarken tarafsız olmaya çalışırım.Kendimi bir

yazar olarak ortaya koymuşumdur.Ka-rakterlere siyasi fikirler vererek onla-rı karşılaştırmışımdır.Eserlerimde si-yasetçileri bir dekor olarak kullan-dım.Eleştirmek için değil de o zama-nı, mekanı verebilmesi için onları kul-lanıyorum.Siyaseti asla sanatıma sok-mamaya çalışıyorum çünkü siz bu şe-kilde benimserseniz yapılan yanlışla-rı doğru gibi kabul etmek mecburi-yetinde kalırsınız.Mutlaka siyasi parti-ler yanlış yapacaktır, yaparlar. Buradaönemli olan insandır.Farklı fikirden in-sanların medeni bir şekilde tartışma-sı lazım.Başka fikirden insanlar kur-şunlanıyor.Burada insanlık hareketegeçiyor. Zannederim siyaset ile ilgili fi-kirlerimi de belirtmiş oldum.Hepinizeteşekkür ediyorum.

Başak Eylül Özkan - 9/A

Page 25: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

225MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

İİSSTTAANNBBUULL’’UU OOKKUUYYOORRUUMM

Yazarımızı davet ederek öğrencilerimizle buluşturan Ede-biyat öğretmenimiz Fehime Sevgi Odabaş’a,etkinlikte büyükemek harcayan 10B sınıfımıza ve okulumuza gelerek bizle-ri onurlandıran kıymetli konuğumuza teşekkür ederiz.

Afşar Timuçin’i Okulumuzda Ağırladık

Yazar,şair,Felsefe profesörüSayın Afşar Timuçin’i okulumuzdaağırladık.Okulumuzun Kültür veEdebiyat kulübünün bünyesindekurulan Yazı atölyesi grubu yazar

buluşması düzenledi.

Page 26: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

226 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

İİSSTTAANNBBUULL’’UU OOKKUUYYOORRUUMM

“İstanbul ‘u Okuyorum” projesi kapsamında, Edebiyat öğ-retmenimiz Fehime Sevgi Odabaş rehberliğinde Kültür veEdebiyat kulübü ile Yazı atölyesi okulumuzda İstanbul sokağıoluşturdu.Sokakta; üç boyutlu tablolar,poster baskılar,atık-lardan yapılan ağaç maketi,şapka ,kız kulesi,şiirler,yazı gişe-si ,müzisyenler yer almaktadır.Ayrıca “İstanbul” temalı ödül-lü kompozisyon yarışması düzenlenmektedir.Sokağın girişinde Necip Fazıl’ın Canım İstanbul şiiri ile OrhanVeli’nin İstanbul’u dinliyorum şiirleri yer alıyor ayrıca İstanbul’unmartıları sizi selamlıyor.Bu projeyi gerçekleştiren Edebiyat öğretmenimiz Fehime Sev-gi Odabaş’a,9C sınıfı ve 10 B sınıflarımıza ve projeye destekveren diğer sınıflardaki öğrencilerimize çok teşekkür ede-riz.Ayrıca 9C sınıfından öğrencimizin velisi Ender AydınBey’e 3M folyo baskı İstanbul fotoğrafını okulumuza hediyeederek projeye destek olduğu için teşekkür ederiz.İstanbul’u Okuyorum Projesi Görevli Öğrenciler :

10-B Şiirler :1. Y. Kemal Beyatlı “Başka Bir Tepeden” – Göktuğ Şener2. Orhan Veli Kanık “İstanbul’u Dinliyorum” – Abdifatah Artan Abdi3. Nurullah Genu “İst. Ve Sen”- İrem Sezen4. Necip Fazıl Kısakürek “Canım İstanbul” – Ceyda Aydın5. Bedri Rahmi Eyüpoğlu “İst. Destanı” - Mahmut Ulaş Taş6. Cahit Sıtkı Tarancı “Bahar Sarhoşluğu” – Hatice Işık7. İlhan Berk “İstanbul’ dan” – Duygu Nisa Koçaslan8. Ümit Yaşar Oğuzcan “Üstüme Varma İstanbul” – Boran Bal9. Ziya Osman Saba “İstanbul” – Elif Ergin10. Orhan Veli Kanık “Bir Garip Orhan Veli” –11. Atilla İlhan “İstanbul Ağrısı” – Şahanur Özdemir12. Behçet Necatigil “Barbaros Meydanı” – Batuhan Işık

13. Özdemir Asaf “Boğaz Gezintisi” – Serhat Ulaş Yakışan14. Sezai Karakoç “ Denizin Kentini Yaktım” – Havva Yaren Koç15. Aşık Veysel Şatıroğlu “Sevgisi İçimde” – Meryem Karabay16. Yavuz Bülent Bakiler “Gözlerin İstanbul Oluyor Birden” – Sezer Sağlık17. Kaside-Nedim “Der Vasıf-ı Der İstanbul” – Mustafa Can Özdemir18. Vedat Türkali “İstanbul” – Eda Gacal19. Fazıl Hüsnü Dağlarca “Destan Önü” – Sinem Özbek20. Sabahattin Ali “Köprüde Sabah” – Erdal Aşkın21. Nazım Hikmet “Hep Kahır” – Yusuf Kubilay22. Özdemir Asaf “Olmak İsterdim” – Nida Zabun23. Atilla İlhan “Neydi O Bir Zamanlar” – Merve Ecevit24. Ümit Yaşar Oğuzcan “İstanbul Dedim De Hatırladım” – Mina Uzelli

Beyzanur Şimşek – ResimBerkay Tumal- Görevli listesi -müzik

9-C Görevliler :1. Topkapı Sarayı – Dilek Can Özerol2. Sultan Ahmet Camii – Tuğra Mert Demirkan3. Gülhane Parkı – Mehmet Berker Yaycı4. Dikilitaş – ilayda efsun taş5. Kapalı Çarşı – Ahmet Emir Yeşilyurt6. Sahaflar Çarşısı – Doğukan Fatih Efe7. Ayasofya Camii – Nisa İlayda Bilgiç8. Mısır Çarşısı – Zeynep Kurum9. Süleymaniye Camii – Hasan Yaman10. Ayairini Kilisesi – Elif Gökçe Bülbül11. Eyüp Sultan Cami – Ömer Yıldırım

İstanbul Sokağı

Page 27: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

227MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

İİSSTTAANNBBUULL’’UU OOKKUUYYOORRUUMM

12. Piere Loti – Mert Palaoğlu13. Çinili Köşk – Esma Balvan14. Martı Maketleri – Gökçe Güney15. Balat Evleri – Erenay Su Altundal16. Rumeli Hisarı – Nehir Naz Başar17. Ağaç Maketi – Yeliz Yaren Demiral18. Anadolu Hisarı – İrem Azize Özbek19. Anadolu Kavağı – Ceren Kara20. Rumeli Kavağı – Yiğit Eren Altun21. Milyon Taşı – Diyar Öztürk22. Kız Kulesi – Batuhan Berke Binay23. Hidiv Kasrı – Efecan Okan24. Yedikule Hisarı – Samet Gürtuna25. Dolmabahçe Sarayı – Faruk Ölmez26. Galata Kulesi – Yusuf Akın27. Türk-İslam Eserleri Müzesi – Onat Alpar28. İstanbul Arkeoloji Müzeleri – Begüm Özeren29. Eski Şark Eserleri Müzesi – Umut Arda Yılmaz30. Yerebatan Sarnıcı – Yağmur Dudu31. 3M Folyo Baskı – Zeynep Sude Aydın

Kütüphane + Yazı Gişesi + Kitap Kapakları• Ceyda Aydın (10/B)• Sinem Özbek (10/B)• Ahmet Bağcı (10/B)• Hakan Erdem (10/B)Atölye Yazıları• Burak Aktaş (10/B)Kaligrafi• Nisa Şeren (9/D)

Efsane Grubu (9/B) :• Gürhan• Zeynep• Rojda• Nehir• Pınar

Kültür Edebiyat Grubu :• Nisa Şeren (9/D)• Damla Demir (9/D)• Eda Gacal (10/B)• Fatmanur Sarı (10/B)• Şevval Aras (9/E)• SudenurAysala (9/E)

Boyutlu Pano :• Merve Ecevit (10/B)• Eda Gacal (10/B)• Ecenur Mutlu (10/B)• Fatma Nur Sarı (10/B)

Paspartu :• Mina Uzelli (10/B)• Duygu Nisa Koşaslan (10/B)• Nida Zabun (10/B)• Hatice Işık (10/B)• Sezer Sağlık (10/B)

Maketler :• Reyhan Bütün (9/B) – Kız Kulesi• Yeliz Yaren Demiral (9/C) – AğaçŞapka ve Martı Tasarımı• Pınar Körbalta (9/B)

İpli Sunum :• Damla Yıldır (10/D)• Ekin Demir(10/D

Yeşilçam Panosu :• Miray Sezer (10/E)• Tuana Hurşitoğlu (10/E)• Feyzanur Korkusuz (10/E)• Sebiha Özgür (10/E)

Resim Eskitme :Rümeysa Bodur (10/D)Selin Turan (10/D)Ekin Demir(10/D)İlayda Memiş(10/D)Damla Yıldır (10/D)

Projemizin sunumunda bizleredestek olan kat görevlimizSayın Fevzi Bey'e teşekkürederiz

Page 28: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

228 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

İİSSTTAANNBBUULL’’UU OOKKUUYYOORRUUMM

Edebiyat öğretmenimiz İlknur Çakır,9/A sınıfı öğrencile-rimizle birlikte Orhan Kemal Müzesi’ne ve Orhan Pamuk ‘unMasumiyet Müzesi ‘ne gezi düzenledi. “İstanbul ‘u Okuyorum”projesi kapsamında gerçekleştirilen gezide öğrencilerimiz ön-ce Cihangir ‘de bulunan Orhan Kemal Müzesi’ni ziyaret et-

tiler.Orhan Kemal’in oğ-lu Işık Öğütçü öğrenci-lerimize müzeyi gezdi-rerek öğrencilerimizinmüzeyle ve Orhan Ke-mal’le ilgili sorularını ce-vapladı.Müze gezisin-den sonra müzenin al-tında bulunan İkbal Kah-vesi’nde öğrencilerimizIşık Öğütçü ile sohbet

ettiler ve Orhan Kemal’in kitaplarını imzalattılar. Orhan KemalMüzesi’nden sonra öğrencilerimiz Orhan Pamuk’un MasumiyetMüzesi ‘ni ziyaret ettiler.Orhan Pamuk’un klasik müze anla-yışından farklı olarak hazırladığı müze öğrencilerimizin çokfazla dikkatini çekti. Öğrencilerimiz Masumiyet Müzesi “ isim-li kitaptaki kahramanların kullandığı eşyalardan oluşan mü-zeyi dikkatlice gezdi.Orhan Pamuk’un farklı dillere çevrilmişkitaplarını ve müzenin taslaklarını incelediler.Bu

faydalı geziyi gerçekleştiren Edebiyat öğretmenimiz İlknur Ça-kır’a,bize yardımcı olan Işık Öğütçü ‘ye ve velimiz Hülya ha-nıma çok teşekkür ederiz.

ORHAN KEMAL MÜZESİ VEMASUMİYET MÜZESİ GEZİSİ

Page 29: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

229MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

İİSSTTAANNBBUULL’’UU OOKKUUYYOORRUUMM

Edebiyat öğretmenimiz Fehime Sevgi Odabaş veMatematik öğretmenimiz Nuray Kıray Sayar, “İstanbul’uOkuyorum” projesi kapsamında Kültür-Edebiyat Ku-lübü ve 10/A sınıfı öğrencileriyle birlikte Pierre Loti’dekitap okuma etkinliği gerçekleştirdiler.

PİERRE LOTİ'DEKİTAP OKUMA

ETKİNLİĞİ

Edebiyat öğretmenlerimiz Demet Erdoğan ve Enver Yılmaz,11A ve 11D sınıfı öğrencilerimizi Serveti Fünun döneminin önem-li şairlerinden Tevfik Fikret’in Aşiyan’daki evine ziyarete götürdüler.Öğrencilerimiz, önemli şairlerimizin kendisinin tasarlamış olduğu

ve kendisine ait değerli eşyalarının bulunduğu evini görme im-kanı elde ettiler. Geziyi düzenleyen Edebiyat öğretmenlerimizEnver Yılmaz ve Demet Erdoğan’a ve eşlik eden İngilizce öğ-retmenimiz Kerem Kuzucuk’a teşekkür ederiz.

AŞİYAN GEZİSİ

Page 30: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

330 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

İİSSTTAANNBBUULL’’UU OOKKUUYYOORRUUMM

Yayın ve İletişim Kulübü Rehber öğretmenimiz İlknur Çakır veKütüphanecilik Kulübü Rehber öğretmenimiz Tuba Tekin; “İstanbul‘u Okuyorum” projesi kapsamında,9/A ve 9/B sınıflarını Gülhane’deyer alan Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi veFuat Sezgin İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ne ziyarete gö-türdüler.

Öğrencilerimiz,Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kü-tüphanesi ‘nde Türk edebiyatının önemli ismi Ahmet Hamdi Tan-pınar ‘ın özel eşyaları,mektupları ve kitaplarının yanında birçokönemli yazarımıza ait kitapları,fotoğrafları ve özel eşyaları görmeimkanı elde ettiler.İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nde isecoğrafya,astronomi,tıp gibi birçok alanda Müslüman bilginler ta-rafından yapılmış araç ve gereçleri inceleme imkanı buldular.

Bu faydalı ve keyifli geziyi düzenleyen Edebiyat öğretmenle-rimiz İlknur Çakır’a ve Tuba Tekin’e teşekkür ederiz.

Gülhane Gezimiz

Page 31: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

331MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

DİJİTAL DİYET

Kurum Tanıtım Kulübü Rehber öğret-meni,Biyoloji öğretmenimiz Fatih YILDIZve kulüp öğrencileri tarafından ,öğrenci-lerin gelecekteki hedefleri için ayırmala-rı gereken zamanı çalarak başarısızlığın baş-mimarı,mutsuz bir geleceğin baş nede-ni,dolayısıyla ülkemizin geleceğine zararverebilecek bir başaktör durumunda olan “Di-jital bağımlılığa” dikkat çekmek,farkındalık yarat-mak amacıyla okulumuzda DİJİTAL DİYET kampanyası dü-zenlendi.Bu kampanyaya katılmak isteyen öğrencilere “Dİ-JİTAL DİYETTEYİM, ÖZGÜRÜM” yazılı rozet takılarak verilenkararın kalıcılığı sağlanmaya çalışıldı.

Bu kampanyaya desteğini esirgemeyen başta Okul mü-dürümüz Yılmaz ARSLAN’a ,Müdür yardımcılarımız Saniye EL-MAS ve Yavuz YÜKSEK’e,kampanya rozetlerini takarak ders-

lere giren çok değerli öğretmenlerimize, kulüp rehberöğretmenimize, başta kulüp başkanı Cemre KOÇ’a ve yar-dımcısı Şimal TÜRE’ye ve tüm kulüp öğrencilerine,kampan-yaya katılan tüm öğrencilerimize çok teşekkür ederiz.

DİJİTAL DİYETTEYİM, ÖZGÜRÜM

Page 32: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

FİLOZOFLAR GEÇİDİFelsefe öğretmenimiz Nurten Gülçin Osmanoğlu,10.ve 11.

sınıf öğrencilerimizle birlikte Dünya Felsefe Günü etkinliklerikapsamında okulumuzda”Filozoflar Geçidi”düzenledi.Öğ-rencilerimiz,yüzyıllar öncesinde yaşamış filozofları canlandırarakfilozofların görüşleri,eserleri ve yaptıklarıyla ilgili bilgiler ver-diler.Oldukça faydalı ve keyifli geçen bu etkinlik için Felsefeöğretmenimize ve etkinlik için çok emek veren öğrencilerimizeteşekkür ederiz.

32 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

FİLOZOFLAR GEÇİDİ

Page 33: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

333MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

RÖPORTAJ

Psikolojik danışmaya ihtiyacımız olduğunu nasıl anlarız?Genelde insanlar bir problemle karşılaştıklarında öncesinde kendileri çözmeye başlıyorlar. Gün-cel hayatımızda bir problemimiz olduğunda arkadaşıma eşime veya güvendiğim kişilerle pay-laşıyoruz. Daha sonra bakıyoruz ki sorun çözülmüyor ve artık kişinin kendi günlük hayatındakiişlevselliği azalmaya başladığında artık bir uzmana gitmeye karar veriyoruz. Ve bu süreç genel-de 8 ayı buluyor. Bunu nasıl anlıyoruz? Mesela kişinin sosyal ve iş hayatındaki verim yaşadığı so-runla beraber azalıyor. Veya gündelik hayatta bazı olaylara gerektiğinden fazla tepki verdiğimizdebuna karar veriyoruz. Kısacası çevremizdeki insanların bize yardım edemediğini anladığımızdabir uzmana başvuruyoruz.Çevremizde sorunlarımızı rahatça dile getirebileceğimiz kişiler varken neden bir uzmana görünmeliyim?Etrafımızdaki kişilerle bir psikoloğun bize bakış açısı çok farklı oluyor. Arkadaşlarımız bize karşıçok daha sempatik yaklaşırken bir uzman daha empatik yaklaşır. Bir psikolog bizi daha iyi anla-yabilir ve sorunlarımızı çözerken daha objektif olur. Doğruyu, yanlışı, hatayı, eksikleri gözlemleyipçok daha net bir şekilde görürüz.Hipnoz tam olarak nedir? Hipnoz ile neler yaptırılabilir? Hipnoz olan kişi uyanmazsa ne olur?Hipnoz’da kişinin bilinçaltına inerek birtakım telkinler verilir. Örneğin kişinin yaşadığı bir trav-ma varsa o travmaya karşı kişiyi duyarsızlaştırmasöz konusu oluyor. Hipnoz ile ilgili dışarıda doğ-ru bilinen yanlışlar var. Hipnozda uyanma di-ye bir şey yoktur. Çünkü hipnoz zaten uyanıkile uyanıklık arasında olan bir evredir. Hangi durumlar çocuğu utangaç yaparve bu utangaçlık çocuğun üzerinden atılabiliyor mu?Utangaçlık bir kişilik özelliğiyle beraber bir so-run da olabiliyor. Ama biz bunu daha çok öğ-reniyoruz. Çocuklar ilk ilk doğduğu andan iti-baren her şeyi anne babalarından model ala-rak öğreniyorlar. Çocuklar ilk doğduğu za-man hiç utanmadan her şeyi araştırırlar her şe-yi denemek isterler. Çocuğun yapmış olduğubirtakım davranışları anne baba engelliyorsave çevredeki birtakım söylemler çocuğu kısıt-lıyorsa çocuklar artık yapmak istediği birtakımdavranışları durdurmaya başlıyorlar. Bu sefer deutangaçlığın önünü açmış oluyoruz. Ebeveynlerin: ‘ bunu yapma bu ayıp, bunu senin söylemendoğru değil’ gibi söylemleri çocukları çok fazla kısıtlıyor. Dolayısıyla bu da çocukların utangaç birkişilik özelliğine bürünmesine sebep oluyor. Burada yapılması gereken noktalar çok fazla tabiki. Öncelikle çocuk bir şey söylediğinde ebeveynler onu sonuna kadar dinlemeliler.Hemen önü-nü kesmemek gerekiyor. Ebeveynlerin doğruyu ve yanlışı sohbet havasında ben dili ile geçire-rek birbirleriyle aktarmaları gerekir. Kişiye ufak tefek sorumluluklar verilmesi de bu durumu en-geller. Çünkü çocuk yaptığını gördükçe kendine güveni artacaktır. Bu da utangaçlığın atılması-na yardımcı olacaktır.Geçmişte yaşadığımız olaylardan da kaynaklı olabilecek güven kaygısı nasıl aşılır?İnsanlarda güven duygusu bebeğin annenin rahmine ilk düştüğü andan itibaren başlar. Bebekannenin karnındayken anneye güveniyor. Yani aslında bu tüm hayatımız boyunca her insandabulunması gereken ve bulunan bir duygu. Güven kırıklığı ve güvenimizi sarsacak olaylar yaşa-mamıza rağmen aslında tekrardan güvenle alakalı ne yapabiliriz diye sorular soruyoruz hala. De-mek ki bir güvenme ihtiyacı duyuyoruz. Burada şunu bilmek gerekiyor: Evet biz bir olay yaşadıkbaşkası bizim güvenimizi kırdı ve bizi hayal kırıklığına uğrattı. Ama bu herkesin bunu yapacağıanlamına gelmez. Çünkü hayat devam ediyor. İnsanlar değişim ve dönüşüm içerisindeler.Tek ebeveynli olmak çocuğun şiddete meyilli olmasını etkiler mi?Hayır, etkilemez. Ama birtakım duygusal eksiklikler yaşıyor. Ve şiddet gösterme davranışı öğrenilenbir davranış. Eğer çevremizde bunu yapan bir ebeveyn varsa tek kişi de olsa bu eğilimi artırır. Amatek ebeveyn bunu yapmıyorsa çocuğun da bunu yapma eğilimi azalıyor. Bunu çocuk anne ba-basından görmese bile çevresinden de öğrenebilir. Daha sonra iletişim kurmayı ve sorun çöz-meyi bu yolla sağlıyor. Ama bunun tek ebeveyn olmakla çok ilgisi yok.Geçmişte istismara uğramış bireyin aile kurma isteği ne yönde olur?Tabi ki azalıyor. Geçmişte istismara uğramış bireyler birtakım olumsuz duygusal sorunlar yaşı-yorlar. Suçluluk duyguları çok yoğun. Geçmişte yaşamış ve olayı unutmuş olsa bile o istismar eğerçözümlenmediyse birtakım duygusal etkileri oluyor. Özgüven ve yakın ilişki kurmada güçlükler,güven problemi, temastan kaçınma vb. etkileri oluyor. Yani hayatı ciddi derecede etkiliyor.Gençlerin akademik başarılarıyla ebeveynlerinin memnuniyet durumu arasındaki ilişki nedir?Gençlerin akademik başarısı ile ailenin memnuniyet düzeyi aynı değil. Ebeveynler burada da-ha çok sonuç odaklı. Sonuç iyi de olsa hep daha iyisini istiyorlar. Fakat unutulmaması gerekenşu ki kişiyi başarıya götüren şey aslında gayret ve şevkidir. Yani aslında başarmak sadece bir so-nuç. Çünkü hayatta birtakım planlar yapıyoruz ama hayat demek plan yapmak demek değil. Ha-yat aslında biz plan yaparken yaşadıklarımız. Bizi sonuca götüren şey ise o süreçte yaşadıkları-mız. Ve bu süreç sadece notlardan ibaret değildir. Evet akademik başarılar önemli ama diğer ba-

şarılar da önemli hayatta.Çocuğun ölüm algısı nasıldır?Çocuklarda soyut düşünce yok. Ve ölüm soyut bir şey. Siz bir çocuğa ölümü anlattığınızda ölü-mü algılayamayabiliyor. Ama ölüm olduğunda insanların tepkilerini, hüznü, yası görüyor. O yüz-den orayı adlandıramıyor. Biz bir yetişkine ölümü anlatır gibi bir çocuğa ölümü anlatmıyoruz. Da-ha basit cümlelerle daha somutlaştırarak anlatmak gerekiyor.Cinsel kimlik karmaşası yaşayan gençlerin ailede kabul görmeme olayı gençlerde nasıl bir psikolojik duruma neden oluyor?Kabulleneme, onaylanmama durumu yaşanıyor. Cinsel kimlik kargaşası yaşandığında çevremizdede gördüğümüz üzere ebeveynler bunu kabul etmiyorlar. Bu sefer de kişinin onaylanmama du-rumu söz konusu oluyor. Onaylanmadığında da kişi mutsuz oluyor ve birtakım ruhsal sorunlaryaşamaya başlıyor.Kişiliğimiz tam olarak hangi yaşlarda oturur, kişilik değiştirilebilir mi?Kişiliğimizin aslında 0-3 yaş arası temelleri atılmaya başlıyor. Sonrasında gelişmemizle birlikleçevresel koşulların etkisiyle birlikle şekillenmeye başlıyor. İnsan mekanik bir varlık değildir. İn-san dinamik bir varlıktır. Dolayısıyla sürekli bir değişim ve dönüşüm içerisindedir. Yani değişimvar. İnsan değişebilir. Fakat 0-3 yaş arası temeli atılıyor ve onun üzerinden şekillendiriyoruz.Annedeki depresyon ve kaygının çocukta görülme olasılığı nedir?

Kaygı kişiden kişiye geçebilen bir duygudur. Me-sela sınav kaygısı şu dönemlerde ergenlerde ençok sınav kaygısı yaşanıyor değil mi? Bu sınav kay-gısı aslında buz dağının görünen kısmı. Sınav kay-gısına neden olan bir takım etmenler var. Bununen önemli olanı anne ve babanın kaygısı. Annebaba rahat olunca çocukta da kaygı sorunu or-tadan kalkıyor yani evet anne ve babadaki kay-gı çocukta görülüyor.Çalışan anne ve babanın erken çocuklukdönemine etkisi nasıl olur?Bizim önerdiğimiz çocuğun bağlanması, kendinigüvende hissetmesi için ilk 6 ay annesinin çocuklaberaber olması. Bunu devlet de desteklemekte.Ama 1 yıldan sonra anne çalışabilir. Fakat şöylebir durum da söz konusu : evde olup çocuğu ileilgilenmeyen anneler de var burada önemli olan

çocuk ile kaliteli vakit geçirebilmektir.Öfkeyi nasıl kontrol edebiliriz?

Öfke bizim temel duygularımızdan biri. Öfkemizi altında yatan bir takım duygular daha var. Bi-rey olarak bir takım beklentiler gireriz. Bu beklentilerin karşılığını alamayınca öfkeleniriz. Meselaannemizin doğum günümüzü kutlamasını bekleriz annemiz bunu kutlamadığında bir öfke kus-maya başlar, suçlarız yani aslında bunun nedeni istediğimiz ilgiyi, sevgiyi o anda alamamış ol-maktır yani baktığımızda asıl sebep sevilme ihtiyacıdır. Genel olarak öfkeli bir toplum olduğu-muzu söyleyebilirim. Peki ne yapmalıyız? İlk önce derinliklerine inerek bunun sebebini bulmalıyız.Öfkemizi bastırmamalıyız çünkü öfke de bir enerjidir ve bu enerjiyi bastırmak kendimizi bastır-mak olur ki bu daha büyük sorunlara yol açar bunun yerine yapıcı bir şekilde dışarı aktarmalıyız.Unutmamalıyız ki kontrolsüz güç, güç değildir.Şiddetin bilişsel gelişime etkisi neler? Şiddet, bireyin bilişsel gelişimini elbette kötü etkiler. Şiddet gören bireyin hayata bakış açısın-da bir takım olumsuzluklar olur bununla beraber yaşama algısı da etkilenir. Şiddetin birçok tü-rü var biz daha çok fiziksel olanından bahsediyoruz. Fakat fiziksel şiddetten daha çok yapılan veneredeyse normalleştirilen bir diğer şiddet türü duygusal şiddet. Bu daha önemli aslında çün-kü fiziksel şiddet ilk önce duygusal şiddet ile başlıyor. Fiziksel şiddet kişide kendini yetersiz gör-me, güçsüz hissetme ve bununla beraber öfke yi getiriyor. Şiddet gören kişi bu durumu bir sü-re sonra tekrarlıyor çünkü maruz kaldığı şeyden dolayı kendini yetersiz hissediyor ve bir şekildekendini kanıtlamaya, rahatlamaya çalışıyor ve mağdurken fail durumuna geçiyor. Şiddeti kişi öğ-reniyor yani bilişsel olarak onu kötü etkilemiş oluyor.Çocuklarla iletişime geçerken nelere dikkat etmeliyiz?Her şeyden önce onlarla göz teması kurmalı onları dinlediğimiz ve önem verdiğimiz göstermeliyiz.Aktif bir dinleyici olmalı onların seviyesine inmeliyiz. Emir kliplerinden kesinlikle kaçınmalı da-ha çok böyle yaparsan sence nasıl olur gibi sorular sorarak onları düşündürmeliyiz. Sen dilindenuzak durmalıyız.Toplum içerisinde bağırmak gibi şeylerden kesinlikle kaçınmalı hata yaptığında onunla yalnızve anlayışlı bir şekilde konuşmalıyızKaliteli vakit geçirmeliyiz. Suçlayıcı olmamalıyız. Sen bilmezsin sen yapamazsın gibi küçük gö-ren bir tavırla yaklaşmamalıyız. Sorumluluklarını ona göstermeliyiz.Duygularımız ile yeme alışkanlığımız arasında nasıl bir ilişki vardır?Üzgün olduğumuzda ya da sıkıntılarımız olduğunda bazılarımız buna çözüm ararken bazıları-mız rahatlamaya çalışırız. Yemek yemek de kişiyi daha iyi hissettiren bir aktivite olduğundan rahatlamaya çalıştığımızdabunu yaparız ancak bu durum sıklaşınca kilo almaya başlarız ve daha kötü hissetmeye başlarızbu durum bir döngü haline gelir ve yeme bozukluğu olarak ortaya çıkar ve bununla beraber birtakım davranış hataları meydana gelir.

UZMAN PSİKOLOG ZOZAN BAŞÇİ İLE RÖPORTAJ YAPTIK10/D Sınıfından öğrencilerimiz Dilan ZENGİN ve Zekiye Nur Sena Azizoğlu Florya Medical Park Hasta-

nesi’nde Uzman Psikolog olarak görev yapan Zozan BAŞÇİ ile insan ve insanın karmaşık yapısı hakkındaröportaj gerçekleştirdi. Değerli psikoloğumuza teşekkür ediyor ve röportajı sizlerle paylaşıyoruz :

Page 34: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

Ülkemiz deprem kuşağında yer almaktadır. Nüfusumuzunbüyük çoğunluğu deprem kuşağında yaşamaktadır. Bugerçeği bildiğimiz için Florya Tevfik Ercan Anadolu Lisesi ola-rak her yıl olduğu gibi bu yıl da okulumuzda deprem tatbi-katı yaptık. Tatbikat,Sivil Savunma kulübü rehber öğret-menlerimiz İlke Uygur ve Deniz Şeren rehberliğinde kulüpöğrencilerimizle birlikte gerçekleştirildi.Tatbikat gerçekleş-

tirilmeden önce kulüp öğrencilerimize konferans salonundaeğitim verildi.

Tatbikatı gerçekleştiren ve öğrencilerimizde ve öğret-menlerimizde afet bilinci oluşturan MAGAME yetkilileri-ne,kulüp öğretmenlerimiz İlke Uygur ve Deniz Şeren’e,bü-yük bir özveriyle çalışan Sivil Savunma kulübü öğrencilerimizeçok teşekkür ederiz.

334 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

TATBİKAT

DEPREM TATBİKATI

MAGAME başkanı Hüseyin Karadayı veMAGAME üyesi Nilüfer Kurt,okulumuzda “İzcilik ve

Oryantiring” semineri gerçekleştirdiler.Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin oldukça

dikkatini çeken bu faydalı semineri gerçekleştirenHüseyin

Karadayı veNilüfer Kurt’a ve

semineridüzenleyenMatematik

öğretmenimizİlke Uygur ile

KimyaöğretmenimizDeniz Şeren’e

teşekkürederiz.

İzcilik ve Oryantiring Semineri

Page 35: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

335MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

SEMİNER

Bakırköy Belediyesi İtfaiye Onbaşı Celal Sağlam tarafın-dan,okulumuzda “Yangın Çeşitleri ve Afet Bilinci” konulu se-

miner gerçekleştirildi. Bu faydalı seminer için İtfaiye Onba-şı Sayın Celal Sağlam’a teşekkür ederiz.

Yangın Çeşitleri ve Afet Bilinci

İş sağlığı ve güvenliği ,iş yerinde faaliyet-lerin yürütülmesi esnasında insan sağlığını vegüvenliğini tehlikeye sokacak durumların ön-lenmesi için yapılan sistemli çalışmalardır.

Okulumuzda görev yapan öğretmenleri-mize MAGAME temsilcisi Alev Konya tara-fından “İş Sağlığı ve Güvenliği” semineri ve-rildi.Semineri gerçekleştiren Alev Konya ‘yave MAGAME başkanı Hüseyin Karadayı ‘yateşekkür ederiz.

İş Sağlığı ve Güvenliği Semineri

Page 36: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

336 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

MASAL

08/02/2019 tarihinde okulumuzda Masal dinletisi ger-çekleştirdik. Uluslararası bir okulda Türkçe öğretmeni olarakgörev yapan masal anlatıcısı İlknur Öztürk’ü okulumuzda mi-safir ettik.

İlknur Öztürk,bir Afrika masalı olan”Ölülerimizi Hatırlamak”isimli masalı öğrencilerimize anlattı. “Bir insanı en az bir kişihatırlıyorsa o insan ölümsüzdür.”mesajı taşıyan masalın so-nunda masal anlatıcımız öğrencilerimizle birlikte Barış Man-ço şarkıları söyledi.Bu vesileyle Türkiye’nin yetiştirdiği en önem-li sanatçılardan olan ve hepimizin çok sevdiği büyük sanat-çı Barış Manço’yu ölümünün 20.yılında okulumuzda andık.

Okulumuza gelerek anlattığı masalla kalbimize dokunanve sevdiklerimizin değerini anlamamız gerektiğini, kaybet-tiklerimizi unutmayarak onları her zaman yaşatabileceğimi-zi bizlere hatırlatan İlknur Öztürk’e,programı düzenleyen İlk-nur Çakır ve Tuba Tekin’e çok teşekkür ederiz.

MASAL DİNLETİSİ

Page 37: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

337MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

SOSYAL SORUMLULUK

Geçtiğimiz Eğitim ve Öğretim yılının Ocak ayında Bakır-köy İlçe Kaymakamlığı,Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüve Türkiye Körler Vakfı tarafından başlatılan “Görme Engel-

liler İçin Kitap Okuma Projesi” neFlorya Tevfik Ercan Anadolu Li-sesi olarak katıldık ve bir Mate-matik kitabını seslendirdik.Buprojede GETEM(Boğaziçi Üni-versitesi Görme Engelliler Tek-noloji Labaratuvarı) ile iş birli-ği içinde çalıştık.

Bakırköy İlçe Milli EğitimMüdürümüz Sayın EmrullahAydın bu projede görev alanyirmi öğrencimize BakırköyKaymakamlığı tarafından ha-zırlanan Teşekkür belgelerinivermek ve öğrencilerimizle ta-nışmak amacıyla okulumuzagelerek bizleri onurlandırdı.

Bu projede emek veren Ede-biyat öğretmenimiz Fehime

Sevgi Odabaş’a,kitabı seslendiren öğrencilerimize ve des-tek olan tüm öğretmenlerimize teşekkür ederiz.

Görme Engelliler İçin Kitap Okuma Projesi

Page 38: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

338 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

GEZİLERİMİZ

Rehber öğretmenlerimiz Sibel Çolakoğlu ve Evrim Atvur;mesleki tanıtım çalışmaları kapsamında 10 Aralık 2018 tari-hinde,12.sınıf öğrencilerimize yönelik Boğaziçi Üniversitesi ‘negezi düzenlediler. Gezinin başlangıcında üniversitenin tanıtımbiriminde görevli öğrenciler konferans salonunda sunum ger-çekleştirdi.Öğrencilerimiz, merak ettikleri konularla ilgili sorusorma imkanı buldular.Daha sonra üniversitenin fiziki yapısı-nın tanıtılması amacıyla kampüs turu düzenledi.Boğaziçi Üni-versitesi ‘nde okuyan mezun öğrencimiz Erol Kayataş da öğ-rencilerimize eşlik etti.Geziyi düzenleyen Rehberlik servisimizeve mezun öğrencimiz Erol Kayataş’a çok teşekkür ederiz.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ GEZİMİZ

Edebiyat öğretmenlerimiz Tuba Tekin,İlknur Çakır veMatematik öğretmenimiz Nuray Kıray Sayar; 9/B,10/A ve10/D sınıflarını CNR Kitap Fuarı’na götürdü.Geziyi dü-zenleyen öğretmenlerimize teşekkür ederiz.

CNR KİTAP FUARI

Rehber öğretmenlerimiz SibelÇolakoğlu ve Evrim Atvur;mesle-ki tanıtım çalışmaları kapsamın-da,12.sınıf öğrencilerimize yönelikİstanbul Teknik Üniversitesi ‘negezi düzenlediler.

İTÜ'YE GEZİ DÜZENLEDİK

Page 39: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

339MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

GEZİLERİMİZ

Gezi kulübü öğretmenimiz Mehmet Altun,Uludağ KayakMerkezi’ne gezi düzenledi.Geziye Müzik öğretmenimizSevgi Goncal da eşlik etti.Beden eğitimi öğretmenimiz Meh-met Altun öğrencilerimize kayak sporunu öğretti.Gezinin songününde Bursa turu yapıldı.Emir Sultan,Ulu Cami,Uzun Çar-şı gezildi. Öğrencilerimizin hem spor yapmalarına hem deBursa’nın kültürel zenginliklerini görmelerine olanak sağlayangeziyi düzenleyen Gezi kulübü öğretmenimiz Mehmet Al-tun ‘a ve geziye eşlik eden Müzik öğretmenimiz Sevgi Gon-cal’a teşekkür ederiz.

ULUDAĞ GEZİMİZ

Page 40: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

440 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

GEZİLERİMİZ

Çevre Kulübü öğretmenlerimiz Yasemin Baş ve Gülbin Gü-ney Demirdöken, Çevre Kulübü öğrencileriyle birlikte İçmeSuyu Biyolojik Su Arıtma Tesisleri’ne gezi düzenlediler.Öğ-rencilerimizin gözlem yapmalarına imkan sağlayan bu geziyidüzenleyen öğretmenlerimize teşekkür ederiz.

SU ARITMA TESİSLERİNE ZİYARET

Page 41: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

441MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

GEZİLERİMİZ

Okulumuzun Sağlık,Temizlik ve Yeşi-lay Kulübü öğrencileri,kulüp rehber öğ-retmenleri Vecihe Gür ile birlikte SağlıkBilimleri Üniversitesi İstanbul BağcılarEğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Göğüshastalıkları uzmanı Dr.Zeynep Atam Taş-demir ile sigara bağımlılığı halkında rö-portaj gerçekleştirdi.

Yapılan röportaja 13 yıl önce KOAH ta-nısı konmuş K.G eşlik etti.Sigarayı günde4-5 paket olmak üzere 40 yıl kullanmış

K.G, sigaraya başlamasının etkilerinden,kullandığı süreçteki yaşadığı zorluklardantedavi süresindeki kararlılığının faydala-rından bahsetti. Uzm .Dr. Zeynep AtamTaşdemir,sigaranın ve en az onun kadarzararlı ve günümüzde çok yaygın olan nar-gile ve elektronik sigaranın zararları ko-nusunda da öğrencileri bilgilendirdi.

Röportajı gerçekleştiren kulüp öğren-cilerimize ve Kimya öğretmenimiz VeciheGür’e teşekkür ederiz.

İSTANBUL BAĞCILAR EĞİTİM VEARAŞTIRMA HASTANESİ'NE ZİYARET

Almanca öğretmenimizYasemin Baş,10/C sınıfı

öğrencilerimizi Taksim’dekiMadame Tussauds İstanbulBalmumu Heykel Müzesi’ne

ziyarete götürdü.Öğrencilerimiz,geçmiştengünümüze önemli tarihi ve

kültürel kahramanları yakındantanıma fırsatı buldular.

Bu keyifli gezi içinöğretmenimize teşekkür ederiz.

MADAME TUSSAUDS GEZİSİ

Page 42: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

17 Nisan Çarşamba günü 10/E sınıfı öğrencileri,sınıfrehber öğretmenleri Gülbin Güney Demirdöken ile Rah-mi Koç Müzesi’ne eğitici ve eğlenceli bir gezi gerçek-leştirdiler. Müzede tarihte yolculuğa çıkan öğrencileri-miz, astronomi ve zeytinyağı atölyelerine de katılarak ge-ziden birçok şey öğrenerek ayrıldılar.Geziyi düzenleyenAlmanca öğretmenimiz Gülbin Güney Demirdöken ‘eteşekkür ederiz.

RAHMİ KOÇ MÜZESİ GEZİSİ

442 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

GEZİLERİMİZ

Page 43: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

Okulumuzun Gezi kulübü, öğrencilerimizde kültürel mi-ras bilinci oluşturmak amacıyla Antalya-Alanya bölgesine ge-zi düzenledi.

Öğrencilerimiz, gezinin birinci gününde Antalya’nın Ma-navgat ilçesini gezerek önemli tabiat güzelliklerinden Ma-navgat Şalalesi’ni gezdiler. Gezinin 2. gününde Side AntikKenti’nde bulunan ve Türkiye’de bir yamaca dayandırılmadaninşa edilmiş tek tiyatro olan Side Antik Tiyatro ‘sunu ,Side Mü-zesi ‘ni ve Türkiye’de güneşin en güzel battığı yerlerden bi-ri olan Apollon Tapınağı’nı ziyaret ettiler. Ülkemizin önem-li değerlerini görme imkanı elde ettiler.

Geziyi düzenleyen Gezi Kulübü öğretmenimiz MehmetAltun’a ve geziye eşlik eden öğretmenlerimiz Sevgi Goncalve İlknur Çakır’a teşekkür ederiz.

ALANYAGEZİSİ

443MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

GEZİLERİMİZ

Page 44: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

444 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

MÜNAZARA

İki hafta boyunca devam eden Münazara turnuvamızın fi-nal karşılaşması bugün gerçekleşti. Finalde 10B ve 11 B sı-nıfları karşılaştı.10B sınıfı “Teknoloji İnsanı Yalnızlaştır” konusunu11B sınıfı da “Teknoloji İnsanı Yalnızlaştırmaz” konusunu sa-vundu.Karşılaşmada 10B sınıfı 500 puan,11 B sınıfı da 585 pu-an aldı.Turnuvanın galibi 11B sınıfı oldu. Öğrencilerimiz ikihafta boyunca çok çalıştılar. Başta kazanan takımımız olmaküzere tüm takımlarımızı tebrik ederiz. Turnuvayı düzenleyen

Felsefe öğretmenimiz Nurten Gülçin Osmanoğlu ‘na, farklıkarşılaşmalarda jürilik yapan İngilizce öğretmenlerimiz KeremKuzucuk ve İpek Çetin’e, Matematik öğretmenimiz Nuray Kı-ray Sayar’a, Din kültürü öğretmenimiz Seyfullah Öztürk’e, Kim-ya öğretmenimiz Vecihe Gür’e,Edebiyat öğretmenimiz De-met Erdoğan’a ve neredeyse tüm karşılaşmalarda jürilik ya-pan Edebiyat öğretmenlerimiz Tuba Tekin ve İlknur Çakır’a,Rehber öğretmenimiz Evrim Atvur’a çok teşekkür ederiz.

MÜNAZARA TURNUVASI

Page 45: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

445MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

MMÜÜNNAAZZAARRAA YYAARRIIŞŞMMAASSII

19 Mayıs’ın 100. yılı etkinlikleri kapsamında Bakırköy İl-çe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen MünazaraTurnuvası’nda okulumuzun Münazara takımı finalde Yeşil-köy Anadolu Lisesi ile karşılaştı.

Takımımız,karşılaşmayı kazanarak İlçe birincisi oldu. Bü-

yük emek harcayarak haftalarca çalışan öğrencilerimizitebrik ederiz. Kulüp öğretmenimiz Nurten Gülçin Osma-noğlu’na takımımızı çalıştırmaya yardımcı olan Tarih öğ-retmenimiz Özlem İlban’a ve Edebiyat öğretmenimiz EnverYılmaz ‘a teşekkür ederiz.

MÜNAZARADA İLÇE BİRİNCİSİ OLDUK

Page 46: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

446 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

KARDEŞ OKULUMUZ

Okul müdürümüz Yılmaz Arslan,İngilizce öğretmenimiz Em-re Atıcı ve okulumuzu temsilen bir grup öğrencimiz Saray-bosna’daki kardeş okulumuz Prva Bosnjacka Gımnazıja ‘ı zi-yaret ettiler.Öğrencilerimiz kardeş okulumuzdaki öğrencilerletanışarak kültürümüz ve okulumuz hakkında bilgi verdiler.İlkgün kardeş okulumuzun öğrencileriyle yaptıkları Saraybos-na turunda; Alliya İzzetbegoviç Müzesi,Gazi Hüsrev Paşa Ca-mii’ni gezmişler ve şehri Trebebic Dağı’ndan panaromik ola-rak görmüşlerdir.2. gün ise sırasıyla Mareşal Tito’nun sığınağıolan Konjik’i, ünlü Mostar ‘ı son Bosna kraliçesinin doğduğu

yer ve Bosna’nın Müslümanlaşmasında önemli yer tutan Bla-gay’ı gezmişlerdir.Akşam da iki okulun öğrencileri ve öğ-retmenleri akşam yemeği yemiştir.3.günde ,veda günündeöğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz kardeş okulumuz olan PrvaBosnjacka Gimnazija’ı gezmiş ve nasıl eğitim aldıklarını öğ-renmişlerdir.Karşılıklı sunum ve konuşmalar yapıldıkdıktan son-ra öğrencilerimiz yeni arkadaşlarıyla Saraybosna ‘ya son birveda turu düzenleyip perşembe gecesi İstanbul’a dönmüş-lerdir. Okulumuzu Saraybosna’da misafir eden kardeş oku-lumuza teşekkür ederiz.

KARDEŞ OKULUMUZU ZİYARET ETTİK

Page 47: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

447MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

DENEME

İnsanları izlemek, mavi bir kapağın çevrilişinde canbulmak sanki… Mavi bir kapağın çevrilişindedir ya-şam, gök mavi bir kapağın çevrilişindedir. Ufuk ka-pak, dünya eller; her gün çevrilir gökte mavi bir ka-pak. Kapak açılır, damla damla sarı ışıklar süzülür,küser mavi o ışıklar karşısında ezilişine. Hâlbuki her-kesin gördüğü mavinin huzurudur gökte. Kapak ka-panır, kararır gök, usul usul ağlar kapağın kapan-masıyla sızan su damlaları gibi. Gök ağlar gün bo-yu sinesinde kopan feryatlara, gök ağlar sarının onahükmedişine. İnsanlar o gözyaşlarını yıldız diyesüsler, yıllarca başlarına taç yapar. Mavi bir kapağınçevrilişindedir küçük bir çocuğun gülüşü, öyle sıcakgüler ki, yüreklerde mavi bir kapak çevrilir, oralarausulca dökülür bolca sevgi. Son şiirini yazması gi-bidir bir şairin; acıklıdır. Mavi balkonlar gibidir; hu-zurlu, gökyüzünün ikindiden sonra aldığı morumsurenk gibidir; gizemli.

O sabah erkenden kalktım, koştum caddenin bi-rine insanları izlemeye. İçimde tıka basa dolu insandiğer insanlara karışmış gibiydi, onu aramaya gittim.Biraz dolaştım önce. Bir ağaç gördüm. Dalına içi gö-rünen bir torba asmışlar, içinde de bir kitap var. Ga-liba bir insan kitabını düşürmüş, bir başka insan dageçerken torbaya koyup asmış kolay bulsun diye.Yaşlı bir beyefendi ilişti gözüme ağaçlara ilkbahar-da ilişen çiçekler gibi. Nasır tutmuş ellerinde bir avuççiçek var. Bizim oralarda ana baba kokusu derler buçiçeklere, sanki dünyanın en güzel ismini vermek is-temişler. Öyle bir isim ki, duyanların dimağında ilk-bahar tadı da bırakıyor, burunlarının direklerini desızlatıyor. Elleri nasırlı bir insan daha gördüm iler-de. “Acaba neden olmuş?” diye düşünmeye ko-yuldum. Belki yıllarca hep aynı yerlerden kırıldığı kal-bi için her kırıldığında bir tahta oyduğundandır, bel-ki sevdiğine çiçek götürmek için yıllardır bahçesindeçiçek yetiştirdiğindendir, belki de çalgı çalarken yü-rek tellerini titrettiğindendir. İki tabela gördüm. Birtanesi Çatık Kaş Caddesi’ni gösteriyordu, bir tane-si Sahaflar Mezarlığı Sokağı’nı.

Kabirlerin karşısına kaşlarımı çatıp oturdum, yü-reğimde bin bir insanı gömdüm, ruhları süzülüpönümden geçenlere ruh oldu.

Bir küçük çocukla babasını gördüm. O ikisinin pen-ceresinde görünen huzurlu bir pazargünü eğildi vekulağına fısıldadı miniğin “Ömrümün baharı mısınminik kız?” Kırmızı bisikletiyle bir genç gördüm. Rüz-gâr saçlarının arasına girdi, kulaklarından içeri dol-du, nefesinin gerisinde hissetti. O rüzgârla uzak di-yarlardan mutluluk tohumları gelmiş onun gözleri-ne gömülmüştü sanki. Öyle bir duruşu vardı ki dün-yanın en mutlu insanıydı sanki. Kırmızı bisikletiyle bel-ki sınırları olan bir yere gitti ama gördüm, hayalle-rinin sonsuzluğunda kendisi de yok oldu tüm hisleri

onunla beraber yaşarken. Çok yakınımdaki birağaç tüm insanların ilgi odağıydı. Her geçen insanöyle bir izledi ki o ağacı, her bakan insanla berabergökteki sevgi bulutu oyun hamuruyla yapılmış gibidaha düzgün bir kalp haline geldi. Çok güzeldi ağaç.Yarısı kışı unutmamış gibi kuru dallardandı, diğer ya-rısı baharı müjdeler gibi çiçeklerle doluydu.

Yanıma bir kadın oturdu, bir mektup zarfı vardıelinde, onu açtı. Okurken yüzü sislendi, bu sis çokbüyük bir ulaktı. Mektubu bitirdiğinde yüzünde dep-rem oldu, çok şiddetli olmalıydı ki fırtınalar eşlik et-ti depreme. İlkbaharın ortasında yan tarafımdan ge-len rüzgârlarla üşüdüm. Yanımdaki insanın artçı dep-remleri devam ederken içinde bir yerlerdeki bir par-çasını oturduğu yerin altındaki toprağa gömdü veöyle kalktı oradan. Biraz kaydım oturduğum yerden,buz gibi oldum dayanamayıp eski yerime geçtim.Bir başka insan geldi, o da oturamadı oraya, çok sı-kıldı, kalkıp başka yere geçti. Mezarın üzerinde ra-hat edemezmiş meğer insan. Yine aynı insan, kalbimezarlık olanların kalbini paramparça ediyor.

Koşan bir insan gördüm, elinde dosyalar vardı. Pe-şinden koştuğu her kimse yetişemeyip yavaş adım-larla yürümeye devam etti. İnsan umudunun pe-şinden koşardı, biraz yaklaşınca pes edip yavaşlar-dı. Birilerini konuşurken işittim.

“Yaratıcılık koca bir nar gibi.” dedi. “Biz yaratılır-ken içimizde bir yerlere yerleştirilmiş ve içinde şifavar.” Yanındaki cevap verdi. “İnsanoğlu bu nar ta-nelerini en güzel şekilde sevgiyi yaratırken kullan-mış. Sevgi, insanoğlunun yarattığı en güzel şey...”Diğerinden cevap gecikmedi. “Sevgi, hepimize şi-fa olsun kardeşim.” Öyle hoş gözüktü ki o iki kişi gö-züme… Şair değildim ama iki satır şiir yazmıştım san-ki onları izlerken.

Bir anne ile kızını gördüm. Hareketleri çok ben-ziyordu, birbirinin aynısı gibiydi. Birbirini çok seven,kalpleri birbirine ısınmış iki insanın ruhlarının kaynaşıpbirleşmesi gibi hareketleri de birbirine kaynaşmış-tı. Kırılan kol, bir zaman sonra kaynar ya hani… İki-sinin de kırık parçaları birbiriyle kaynamıştı sanki. Yaş-lı bir hanımefendi geçti onların hemen arkasından.Yüzündeki kırışıklarının arasında anıları gizliydi.Anılarını sakladığı fotoğraf albümüne biraz önce bak-mış gibiydi yüzü, daha da belirgindi yüzünün kırı-şıklıkları ve çok güzeldi böyle kırış kırışken yüzü.

Bir martı gelip caddede benim ayağımın ucunakondu.

Hissettim, uzaklardan gelmişti o martı, aylardır ben-den uzaklaşan bir türlü bulamadığım içimde kay-bettiğim insanı, içime koyup gitti. Bu ayki Martı sa-yımızda içinizdeki insanı bulmanız dileklerimle.

Sıla Başak GÖK9/E

MARTININ KANADINDA

Page 48: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

448 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

HİKAYE

“İstanbul olmak… Çok güzel… Baksana şu denizinin dal-galarına, gökyüzünün maviliğine, yollarının sessizliğine, gecesininkaranlığına, gündüzünün aydınlığına, insanlarının farklılığı-na… Bir o kadar da zor İstanbul olmak… En ücra köşesindekizulme de şahit olursun, bir düğünün müziğiyle sokaklarını dacanlandırırsın. Bazen bir cenazenin başında ağlayan insanlarınkaldırımlardaki feryatlarına tanıklık edersin, bazen bir çocuğungülümsemesiyle şenlendiğini anlarsın o bomboş semtlerin, ba-zen ise bir savaşla yok olduğunu görürsün biriktirdiklerinin.”

“Aslına bakarsan evlat ben İstanbul’um. Sokaklarım var be-nim. Kimselerin olmadığı, sadece yalnızların ve yalnız kalmayamecbur bırakılanların barındığı. Her gün gelip merdivenlerimdeağlayan insanlarım var benim. Gözyaşlarını silecek, ellerindentutup kalk diyecek biri olmadığı için soğuk gecelerime sığı-nanlarım var benim. Benim sokaklarım var. Çocuk kahkahala-rıyla, insan mutluluğuyla dolup taşan… Etrafında onu sevgiy-le kucaklayan, her daim destekleyecek birinin yanında olduğunubilenlerim var. Güneşe bakıp sevinen çocuklarım var. Benim so-kaklarım var; esnaf sesiyle inleyen, insan sesiyle anlamlaşan, ço-cuk sesiyle farklılaşan, ‘Simitçi’ seslenişiyle sabahı ‘Bozacı’ ba-ğırışıyla geceyi inleten. Benim sokaklarım var; sevdasını duvarlarakazıyanlar, sevgilisiyle bir bankımda oturup sohbet edenlerimiçin. Benim sokaklarım var; atılan bombalarla yıkılmış, akan göz-yaşlarıyla ıslanmış, açılan savaşlarla harap olmuş, barış çığlık-larıyla anlam bulmuş. Benim sokaklarım var; çalan davullar vezurnalarla şenlenmiş, gelin alma törenleriyle hüzünlenmiş, ha-laylarla bezenmiş. Benim sokaklarım var; cenazeler görmüş ge-çirmiş, feryatlarla yankılanmış, çaresizliklerle sınanmış. Benimsokaklarım var; ezanların hiç dinmediği, ramazanların şeref-lendirdiği, oruçların açıldığı, bayramların kutlanıldığı, ziyaret-lerin yapıldığı. Nice çekilen filmlerim var bu sokaklarımda. Ya-pılan pikniklerim var yemyeşil çimlerimin üzerinde. Edilen se-yahatlerim var upuzun yollarımda…”

“Her köşemde ayrı bir olayın yaşandığı İstanbul’um ben. Birköşemde bir çocuğun sevinç gözyaşlarına şahit olurken bir kö-şemde başka bir çocuğun çaresizliğini gözlemliyorum bazen.Esen bir rüzgârımla farklı sokaklarda farklı hayatlara şahit oldumben. Bazen bir şehit anasının yanına da götürdü beni, bir da-mat anasının da. Bazen bir yağmurla su oldum yağdım evle-rin, insanların, sokakların üzerine. Bazen güneş olup doğdumhepsinin en tepesine. Ay oldum aydınlattım karanlık geceleri-ni. Bulut oldum kapandım üzerlerine koruyup kolladım, yıldızoldum yol gösterdim onlara. Ben İstanbul olalı ne çok şey ol-dum…”“Karanlığımı sevenimin olduğu gibi gündüzümle ke-yif bulanım da var benim. Kalabalıklarım da var köşe başların-da, yalnızlarım da. Âşıklarım var benim kavuşamayan, sevda-lılarım var senelerden beri mutlu yaşayan. Sevenim de var, nef-ret edenim de. Özlemle bakıp yollarımı gözleyenim de var, iğ-renerek yollarımdan geçenlerim de. Okuluna sevinçle koşupgiden öğrencilerim de oldu, gitmemek için her şeyi yapanla-rım da. Hayatından memnun olup şükredenleri de gördü bucaddeler, nefret edip içinden geleni sayanları da.”

“Bir köşemde çalgı çalan şarkı söyleyenim var mesela. Va-purumda martılarımı besleyen insanlarım var benim. Yolunu kay-bedenlerim, bir de bulduğu yolu sevmeyenlerim var. Sevdiğininmezarı başında ağlayıp dualar okuyanlarım da var. Bu sokak-larımda nice insanlarım var kimselerin kulak vermediği.”

“Ben koca bir şehirim. Çok devlet adamı geldi geçti bu so-

kaklarımdan. Çok kez darbeler yapıldı buralara. Çok insan ağ-ladı bu taşlı kaldırımlarda. Çok savaş gördü bu çocuklar. Çokcenaze kalktı, çok şehit verildi. Kaç annenin yüreği yandı, kaçeve ateş düştü. Kaç cenaze namazı kılındı şu camilerimde. Kaçdüğün yapıldı şu sokaklarımda. Kaç asker uğurlandı bu yollarda.Çok çocuk yetiştirdi bu okullar. Çok öğretmen, doktor, mühendisgördü bu gözler. Bazen de geceleri yankılanan çığlıkları duy-du bu kulaklar. Kimi yalnızlığına isyan etti, kimi ailesine, kimi sev-diğine…”

“Ne kadar gözyaşı döküldü iyi bilirim bu sokaklarda. Yağ-murun yağışı gibi akan yaşlara da şahit oldum, güneşin doğuşuylaaydınlanan yüreklere de. Güneşimin doğuşunu izleyen de ol-du tepemden, batışını görmek için can atanda. Boğazımın ha-vasını almak için çıkanı da gördüm, yaşamına son vermek içingideni de. Doğan güneşimle açılan kepenklere de şahit oldumbir daha hiç açılmamak üzere kapanan dükkânlara da. Kaç sesyükseldi hanlarımdan. Bir sürü esnaf, emekçi, işçi geldi geçti bukaldırımlardan. Kaç silah sesiyle uyandı bunca insan. Yankıla-nan mermileri işittim. Korkudan ağlayan çocukları geçirdim busokaklardan. Kendileri bile korkarken yavrularını teselli edenanalar babalar gördüm. Ekmek parası bulamayanı da gördüm,ekmek parası bulmayana yardım etmeyeni de… Kaç çeşit in-sana şahit oldum ben bu yollarda…”

“Maziden beri benimle gelen yaralarım, anılarım var. Kaç bi-na yıkılıp yapıldı buralara. Kaç imparatorluk kuruldu, kaç kılıçgömüldü topraklarıma. Dökülen kanlar, yıkılan yuvalar, ağlayaninsanlar oldu benim için. Medeniyetlerin şehri oldum ben uğ-runa canların feda edildiği. İki yakam vardı ama bir türlü bir ara-ya gelemedi…”

“Bir köşemde patlayan flaş sesiyle kaydedilen fotoğraflarımvar benim. Galata Kule’m var gitmeyenin görmek, gidenin da-ha da çok kalmayı arzuladığı. Bugüne kadar insanların haykır-madığı şey kalmayan meydanlarım var. Denizimin tam ortasındadurup güzel manzaramı seyretmek isteyenler için Kız Kule’mvar. Dolmabahçe ve Topkapı Saraylarım var benim. Atalarımınizlerini taşıyıp gelecek nesillere aktardığım. Kapalı Çarşım var;esnafın ve gezenimin eksik olmadığı, dükkânlarımın her yeri do-natıp içinde maziyi taşıdığı. Gülhane’m var; açmayan çiçeğimin,yeşilliğimin ve mutluluğumun eksik olmadığı. Fatihimin surla-rı var dört bir köşemde. Dedelerimin ninelerimin bağımsızlıkmücadelesini gösterdiği. Her yerimde bir iz taşıyorum geçmi-şe, şimdiye ve geleceğe dair…”

“Bazen bir Beşiktaş-Kadıköy vapuru gibiyim. İçim çok kala-balık, sıcak, mutlu ve savunmasız. Dışım çok güçlü, yorgun veyaşlı. Dışarıdan herkesin ilgisini çeken, içerden nice şeyler gör-müş Taksim’den geçen bir tramvay oluveriyorum bazen. Son-ra bakınca, herkesin ilgi odağı ama aslında içinde neler nelertaşımış Mısır Çarşı’sında bir dükkân olduğum geliyor aklıma. Dı-şarıdan insanın bakmaya kıyamadığı içerden maviliğine saklanmışBoğazıyım diyorum ara sıra kendime. Gülhane de bir laleyimbazen de. Allı pulluyum, bakıldığında ışıltılı gözlerin ilgi oda-ğıyım ama aslında köklerine sıkıca tutunan bir çiçeğim. Yol bo-yunca uzanan sanki tükenmek bilmeyen ama üzerinden kaç ki-şinin geçtiği belli olmayan Moda Sahilinde bir yolum. İstanbul’umben. Olması çok keyifli ama bir o kadar da meşakkatli.”

“Evlat işte ben İstanbul’um. Şimdi anlatabildim mi sana na-sıl olduğu mu?”

Bilge ÇATALKAYA 9/A

İSTANBUL ‘UM BEN

Page 49: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

449MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

HİKAYE

Biraz evvel uyandım.Üzerimde hala uyku sarhoşluğunun tat-lı hissi var.Etrafıma bakıyorum,gözlerim beni yanıltıyor mu bil-miyorum ama sis her yer sis.Martılar,duyuyorum görmüyorumama biliyorum ki uçuyorlar.İnsanlarım daha uyanmadı,tanvaktinin çığlık atmasını bekliyorlar.Sokaklarım sakin ve loş.Nor-malde haraketliyimdir fakat bugün ağırdan alacağım.Farklı ol-sun istiyorum.

Ah evet!Güneş sırtımdan yükseliyor.Işık ve aydınlık loş so-kaklarımı sarıyor.Artık sıcak.Birkaç ayak kıpırtısı hissediyo-rum.Başladılar.Olamaz! Korna sesleri hemen mi?Sokaklarda-ki ışıkları söndürüyorum.Güneş doğdu.

Bazı yerlerim hala sakin.Küçük çocukların tatlı rüyalarına eş-lik edebiliyorum.Her biri sonsuz hayallerle dolu derken güçlübir kıpırtı seziyorum. Kavga var bakmam lazım.Hayret verici,çer-hersinde kirli sakala sahip kırk yaşlarına merdiven dayamış birayyaş yürümekte dahi zorlanan bastonuna sımsıkı sarılmış olanihtiyar bir beye kafa tutuyor. Aralarında gerçekleşen sözel kav-ga şiddete dönüşmek üzere gibi görünüyor.Ayyaş atıldı amaakşamdan kaybettiği dengesi ve birazcık da “kaldırımım” yü-zünden yerde.Kan alnının sağ üst köşesinden oluk oluk ak-makta.Merak etmeyin ölmeyecek,ambulansın siren sesinin yü-kekliğine bakacak olursak fazla uzakta olamaz.Katil değilim.

Şimdi size benim varlığım üsütünde yaşayan en sevdiğiminsancığı göstereceğim.Bir kadın.Mimar ve aynı zamandaamatör bir yazar kendileri.Her gün Beyoğlu’ndaki eski tek oda-lı iki pencereli evinden çıkarken onun yere adım atışını hisse-debiliyorum.Farklı; içinde gurur ,özgüven ve hırs bulunduransağlam bir adım.Hissetmemek elde değil. Bu gün farklı giyin-miş.Neyse yürümeye başladı.Çalıştığı yer Kadıköy’de netice-sinde her gün bir omzumdan diğerine geçiyor.Vapura yetiş-mek için tramvaya bindi. Kısa raylı yolculuğunun ardından Ka-dıköy vapurunu bekliyor.Düşünceliyim,neden her zamankin-den farklı giyindi.Ah!Vapur geldi.İçeriye geçti.Kitabını çıkardınerdeyse yarısına kadar geldiği kısımdaki ayracı orta parma-ğı ile işaret parmağının arsına alıp okumaya başladı.O kadarciddi bakıyor ki harflere,kaşları hafif çatılıyor ama kızgın gibi de-ğil daha çok anlamak için. Anlamak için acaba kitabın yazarı-nın her bir harfi hangi duygular hangi durum içinde yazdığınıanlayabilmek için.O okurken ben ise mest oluyorum.Kadıköy.İndiyürüyen adımlar sağlam.

K... sokağına girdi.İş yerine doğru yöneltti kendini.Binanınheybetili kapısına karşı bakışları düşünceli aklı karışık neticesindealnı biraz kırışık.Binaya girdi.Heybetli kapı öyle bir çarptı ki su-ratıma sanki yeter artık bırak kızı dermişçesine.

Uzaklaştım,etrafımı gözlüyorum.Galatama bakıyorum göğüdelermişçesine yükseliyor,heybet katıyor bana.Topkapıya ba-kıyorum uyuyan tarih yaşanmışlıklarıyla birlikte kuru toprağınaltına gizlenmiş.Tarihin tozlu makberinin üstü ise cıvıl cıvıl ha-raketli.Ama ben sessiz bir yer diliyorum.Onu zihnimde can-landırabilmek,onu gördüğüm her saniyeyi tekrar tekrar hatır-layabilmek anımsayabilmek için.

Boğazdayım an itibariyle.Tuzla iyot karışımını barındıran ha-va burnumu açıyor,dalgaların her kıyıya vuruşunda çıkardığı sesdaha doğrusu melodi beni rahatlatıyor gevşetiyor.O melodi-nin yıllarca aşındırdığı bir kayanın üzerinde nefes alıyorum,din-leniyorum.

Tüm semtler ayık,öğrenciler okullarda,Lütfiye teyze apart-panının ikinci katının panjurlu penceresindenotuz yıllık bakkalcı

Emin Bey’e iple sepet sarkıtıyor.Kapalı Çarşı’da hala siftah yap-mamış olan dükkan sahipleri biraz canları sıkılmış bir şekildemallarının alıcılarını beklemekte.Sözüm o ki müdahale etme-mi gerektirecek bir olay yok gibi görünüyor.Kafam rahat ve me-sudum çünkü onu düşünebilecek bolca vaktim var.Güneş tamtepede,gölgeler olabidiğince kısa.İlkbahar olmasına rağmenyaz sıcağı hissediyordur insancıklarım kesin.Zaman herkese gö-receli şekilde ilerlemekte.Vakit ikindi sularında.Bazı ademoğularıtek bir vücut olmuş yönlerini kıbleye çevirmiş ibadet etmek-te.Bazıları öğle yemeğinden sonra tok karna içmesi gerekenilaçları almakta,bazıları benim fani topraklarımdan ebedi ola-na doğru süzülmekte.Her süzülenle birlikte yeni bir gülücük mey-dana gelmekte.

Çok konuştum neredeyse akşam oldu.Ah!Evet,o sağlam adı-mı hissetim güneşin bana birkaç dakika önce veda etmesininardından.Işığıyla birlikte sıcaklığını da alan güneş sokaklarımıkaranlığa ve soğuğa mahkum etti.Ayaklarından başına doğruilerleyen hafif bir titreme geldi.Bugün üstüne giydiği resmi kı-yafetinin önünü ilikledi.Vapur bacasından tüten gri dumanla bir-likte göründü.Çantasından kitabını çıkartmaya teşebbüs etti amavazgeçti.Akşamın loş ışığında gözlerini bozmak istemedi her-halde.Gözlerini yumdu,hafifçe daldı ama vapurdaki sesler rü-yasına eşlik etmekte.Dalgalardan bir tanesi diğer kardeşlerin-den biraz büyükçe olanı vapurun gövdesine boğa gibi tosla-dı.Sarsıntı rüyasından uyandırdı küçük hanımı.Vapur durdu, in-mek için adımlar ilerliyor sağ sol sağ sol.

İlerlerken gözleriyle tramvayı yakaladı ama yetişebilecekmi?Koşmak için çabaladı ama ayağındaki yüksek ökçelerle ola-cak gibi görünmüyor.Diğer seferi beklemeye karar verdi.Bende onunla birlikte diğer seferi bekliyorum.Fazla beklemeyeceğizdiye geçirdim içimden,tramvayın çan sesini duymuştum.Bin-di.Raylı aracın dizemli sesi onu uykuya teşvik ediyordu.Yolcu-luk kısa sürdü.İndi metal canavarın kalbinden.İstiklal Caddesi’ndeyürüyor.Mağazalar hala parlak ama hiçbiri onu cezbetmiyor bi-raz mutsuz sanki.

Loş sokağına girdi cebinden anahtarını çıkardı.Eski apart-manın dış kapısını açtı.Artık evde.Sabahı iple çekiyorum,onunuyanıp evden çıkarken içinde azim,hırs ve özgüven bulundu-ran adımını tekrar hissedebilmek için.Onun kitap okurken kaş-larının hafif çatıklığının mükemmel oranını düşünerek uykuyadalıyorum.

Güneşin yüzümü yalamasıyla birlikte çapaklı gözlerimi ova-layarak uyandım..Dünkü yaz sıcağını aratan bir kasvet bir ba-sıklık var havada.Hah! Tesadüfe bakın uyanmamla birlikte his-settim onun adımını.Gözümü kırpmamla onun apartmanın önün-de bulmam kendimi bir oldu.Sessizlik sadece sessizlik.Tüm yap-boz parçaları o bir saniye içerine yerleşti kafamda.Giyidiği res-mi kıyafet,düşünceli ve karar vermeye çalışan bakışlar,mut-suzluk.İşi nedeniyle ayrılıyodu benden.İnanamadığım bakışlarlabavuluna baktım.

Sadece bir kaç saniye bakabildim ona,göz yaşalarım her şe-yi bulanıklaştırıyor.Son bir kez takip ettim onun adımlarını, herzamankinin aksine bu sefer otogara doğru.

Ben onun İstabuluydum.Artık sade ve gıpgri bir şehir ola-rak sürdüreceğim varlığımı.Eğer birkaç saniyeliğine de olsa renkhissediyorsanız içimde bilin ki onun içinde gurur ,özgüven vehırs bulunduran sağlam adımını anımsıyorumdur.

Emre KOCABIYIKOĞLU 11/B

VEDA

Page 50: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

550 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

ŞİİR

HerkesLeşAy, güneş, gece ve gündüz,Yıldızlar ve deniz kabukları,Hepsi doğduğu yerde ölüyor.Aynı anlamlarda boğuluyor,Sıradanlaşıyoruz...

Dönüp duran gezegenler varVe biz onlara "Sen" diyoruz.Kimi için çekip giden,Kimi için dönüp dolaşıp geri gelen gezegenler.

Biz, sadece bu anlamları anlamlandırıyoruz.

Ya herkes bizleşiyor,Ya da biz herkesleşiyoruz

Gecenin bir yarısı, Bir sokağın köşesinde Oyuncak satan adamın Umudu kadar var olamıyoruz.Umut kadar sıra dışı,Hayaller kadar mümkün,Olamıyoruz.

Farklı mısın?Sıradanlaşacaksın.İstemiyor musun?Yapmak zorundasın.Her gün aynısı tekrarlanan bu dünya düzenine,

Sen de uymak zorundasın.Ya herkes gibi olacaksın,Ya da onlar gibi davranacaksın.

Bir kaçış yolu aradıkça,Daha da kaybolacaksın.Ve diğerleri bunaSadece "İnsan" diyecek.Hazır mısın?

Rana ATALAY - 9/F

Page 51: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

551MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

EFSANE

Tahmasp isminde uzun boylu, geniş omuzlu, esmer tenli, çokyakışıklı bir genç yaşarmış zamanın durduğu bu şehirde.

Binlerce yılanın yaşadığı bir mağaraya yanlışlıkla girmiş Tah-masp. Mağaranın içi o kadar karanlıkmış ki hiçbir şey göremi-yormuş, yalnızca etrafında dolanan yaratıkların sesini duyuyor-muş. Çaresizlik içinde beklerken bir ışık huzmesi belirmiş. Işıkhuzmesi kendisine yaklaştıkça gözleri kamaşan Tahmasp, elle-rini gözlerine siper ederek etrafında gezinen yaratıkların ne ol-duğuna baktığında uzunu, kısası, yeşili, siyahı ile envai çeşitte bin-lerce yılanın çevresini sarmış olduğunu fark etmiş. Yılanların hep-si kafalarını kaldırmış, gelen ışık huzmesine doğru bakıyorlarmış.Tahmasp'ta onların baktığı yöne doğru bakınca birden dona kal-mış. Çünkü Tahmasp, bu zifiri karanlıkmağaranın içinde hayatında gördüğü engüzel kadının yüzünü görmüş birden.Ona doğru daha dikkatli bakınca kadı-nın belden aşağısının yılan olduğunu farketmiş. Kadın ona doğru ilerliyormuş, tamkarşısında durmuş, gülümseyerek eliniona doğru uzatmış. Ve demişki;

- Korkma benden Tahmasp. Ben yı-lanlar ülkesinin kraliçesi Şahmeranım.Benden sana zarar gelmez. Ben dünyadüzeni kurulmaya başladığı andan be-ri vardım. Krallığıma hoş geldin. Bundanböyle benim misafirimsin. Şimdi yat vedinlen. Sonra seninle uzun uzun konu-şuruz. Böyle deyip geldiği yoldan gerigitmiş. Tahmasp gördükleri karşısındayaşadığı dehşeti ve şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışarak olduğuyerde kıvrılıp uyumuş.

Ertesi sabah uyandığında Şahmeranı karşısında mükellef birsofranın başında otururken bulmuş. Tahmasp'ı kahvaltıya davetetmiş Şahmeran. O ise gözlerini şahmerandan alamıyormuş. Şah-meran'da ona bakıyormuş kendinden geçmiş bir halde.

Bak Tahmasp demiş. Ben insanlığın bütün tarihini biliyorum.İstersen sana anlatayım deyip başlamış anlatmaya. Anlatmış, an-latmış, anlatmış günler boyu. Bu sohbetler sırasında Tahmaspve Şahmeran arasında tarihin en soylu aşklarında birisi başla-mış.Gel zaman git zaman Şahmeranın anlatacağı bir şey kalmamışartık. Tahmasp'ta anasını veyeryüzünü özlemeye başlamış. Birgün dayanamamış ve düşüncesini Şahmeran'a da açmış. Sev-diğinin kendisinden sıkıldığını ve artık gitmek istediğini duyuncaönceleri kesin bir dille reddetmiş Şahmeran. Ancak günler ge-çip Tahmasp'ın üzüntüsünden eriyip bittiğini görünce dayana-mamış ve ona şöyle demiş:

- Ey Tahmasp beni iyi dinle, sözlerime iyi kulak ver. Biliyorum,gitmene izin verirsem sende bana ihanet edeceksin ve yerimidiğer insanlara söyleyeceksin. Ancak bu topraklarda aşklar ölü-münedir. Seni çok sevdiğimden dolayı üzülmene dayanamı-yorum. Bu sebeple gitmene izin veriyorum. Ancak bana bir sözvermeni istiyorum. Ne sebeple olursa olsun başka insanlarla be-raber suya girme.

Tahmasp sevinçle Şahmerana sarılmış ve ona asla ihanet et-meyeceğine dair yeminler etmiş. Tahmasp mağaradan çıktık-tan sonra bir köye yerleşmiş ve marangozluk yapmaya başlamış.

Arada sırada da gizlice mağaraya giderek Şahmeranı ziyaret edi-yormTahmasp'ın yaşadığı ülkenin kralı bir gün amansız bir has-talığın pençesine düşmüş. Ülkenin bütün hekimleri gelmiş amakralın hastalığına çare olamamışlar. Kralın kötü kalpli bir vezirivarmış. Vezir her seferinde krala hastalığının tek çaresinin Şah-meranda olduğunu söylüyormuş.uş. Ancak bu mutlu günler uzunsürmemiş.

Onun etinden bir parça yemesinin kralın hastalığının dermanıolacağını kralın kafasına sokmuş. Kralda Şahmeranın bir an ön-ce bulunmasını emretmiş. Bütün ülkede Şahmeran aranmış. So-nunda bilge bir adam bütün insanların gruplar halinde hamamlarave nehirlere sokulmasını tavsiye etmiş böylece Şahmeranın ye-

rini bilen varsa onu bulabileceklerinisöylemiş. Vezirde ülkedeki herkesi ha-mamlara sokmaya başlamış. AskerlerTahmasp'ın yaşadığı köye de gelmişlerve herkesi toplayarak büyük bir hamamagötürmüşler. Tahmasp Şahmerana ver-diği sözü hatırlayarak önce gitmek iste-memiş. Ancak askerler onu zorla içeri sok-muşlar. Tahmasp hamama girdikten so-nara herkesin gözünün üzerine dikildiğinifark etmiş. Kendisine bakınca bütün vü-cudunun yılanlarınki gibi pullarla kap-landığını fark etmiş. Askerler hemenTahmasp'ı yakalayarak vezirin huzurunagetirmişler. Kötü kalpli vezirin amacı kra-lı iyileştirmek falan değilmiş. Şahmeranıyakalayıp dünyanın bütün sırlarına sahip

olmak istiyormuş. Tahmasp'a günlerce işkence yaptıktan son-ra Şahmeranın yerini söyletmiş. Askerler hemen gidip Tahmasp'ınsöylediği yerde mağarayı bulmuşlar ve Şahmeranı oradan çıkarıpsaraya getirmişler. Şahmeran ve Tahmasp kralın huzurunda kar-şı karşıya gelmişler. Şahmeran üzüntülü ve utanç dolu Tahmasp'adönmüş: Ey sevdiğim, üzülme. Biliyorum ki sen bana kendi ca-nın için ihanet etmedin ama bende sana dememiş miydim butopraklarda aşklar ölümünedir diye. Bak şimdi anladın mı? Senüzülme ne olur!

Tahmasp Şahmeranın bu sözleri karşısında daha da utanmış.Şahmeran sözlerine devam etmiş. Şimdi size sırrımı vereceğim.Kim ki benim kuyruğumdan bir parça koparıp yerse O bütün dün-yanın sırrına ve gizemine vakıf olacak. Her kim ki benim kafamdanbir parça koparıp yerse o da o anda öte dünyayı boylayacak.

Şahmeran daha sözlerini bitirmeden kötü kalpli vezir elindekocaman kılıcı ile atılıp Şahmeranın bedenini iki parçaya ayırmış.Ve kuyruğundan bir parça koparmış Tahmasp'ta duyduğu acıve utancın etkisi ile fırlayıp oracıkta ölmek için sevdiğinin, Şah-meranın kafasından bir parça ısırıvermiş. Kötü kalpli vezir kuy-ruktan kopardığı parçayı ağzına atar atmaz oracıkta can vermiş.Tahmasp'a ise hiçbir şey olmamış Şahmeran son anda yaptığıplanı ile bütün bilgisinin sevdiğine geçmesine sebep olmuş. An-cak Tahmasp sevdiğini kaybetmenin acısına dayanamayarak ken-disini dışarı atmış ve dağ bayır, ülke ülke dolaşmaya başlamış.O günden sonrada Lokman Hekim efsanesi almış başını yürü-müş.

Zehra CİHANER - 10/A

EFSANELER ŞEHRİ MARDİNŞAHMERAN EFSANESİ

Evvel zamanda, Mezopotamya topraklarında doğmuş bir efsane Şahmeran. Yüzyıllardan beri anlatıla gelmiş çeşitli coğrafyalarda. Özellikle yılanlık bir bölge olan Adana-Misis'te ve Mardin'de.

Page 52: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

Rehber öğretmenlerimiz Sibel Çolakoğlu ve Evrim Atvurtarafından okulumuzda “2.Kariyer Günleri” etkinliği ger-çekleştirildi.

Etkinliğe,18 üniversiteden 22 akademisyen katılarak 19meslek/bölüm hakkında bilgi verdi.Öğrencilerimiz;ilgi duy-dukları,merak ettikleri meslekleri yakından tanıma imkanı el-de ettiler. 10.00-12.00 saatleri arasında gerçekleştirilen et-

kinliğe her akademisyen farklı bir sınıfta katıldı.Öğrencileri-miz önce kendi tercih etmek istedikleri mesleklerin sınıfları-nı daha sonra da ilgi duydukları mesleklerin sınıflarını gez-diler.Bu faydalı etkinliği gerçekleştiren Rehberlik servisimi-ze ve okulumuza gelerek üniversitelerini ve bölümlerini ta-nıtan tüm akademisyenlerimize FTEAL ailesi olarak çok te-şekkür ederiz.

KARİYER GÜNÜ ETKİNLİĞİMİZ

552 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

KARİYER GÜNLERİ

Page 53: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

TarihiKadıköy‘ün tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. Kuruluş

tarihi olarak M.Ö. 675 yılı ka-bul edilir. M.Ö. 1000 yılları ci-varında Fenikeliler tarafın-dan Fikirtepe’de çeşitli kay-naklarda Harhadon adıylaanılan bir ticaret kolonisioluşturulduğu bilinmekte-dir. Fikirtepe’ deki ilk yer-leşmenin karşısında Moda

Burnu ile Yoğurtçu arasındaHalkedon (Bakır Ülkesi) adıyla ikinci bir yerleşme

daha oluşur. Halkedon (Kalkedon) bu dönemde ApollonTapınağı ile ün salar. Haydar-paşa Çayırı ise Halkedonlulartarafından at yarışları için kul-lanılır. M.Ö. 658’de Saray-burnu’na yerleşerek Bizansşehrinin nüvesini atan Bi-zans, yörenin güzelliğinehayran kalır ve bu güzel yerdururken karşı tarafta (Ka-dıköy’de) yerleşen insanları

körlükle vasıflandırarak, Kadı-köy’ü “Körler Diyarı” olarak adlandırır. Bu sebeple

çeşitli kaynaklarda bu adla daanılmıştır.İstanbul’un fethi son-rası Fatih Sultan Mehmet Hal-kedon’u, meşhur NasrettinHoca’nın kızının torunu olanilk İstanbul Kadısı CelalzadeHızır Bey’e verir. Buna iza-feten yerleşme adının daKadıköy olarak değiştiğisöylenir.18. yüzyıl, özellik-

le Lale Devri boyunca Kadıköyçevresinin mesire yeri olarak öneminin attığı bir dö-

nem olur. Haydarpaşa, Yoğurtçu, Moda ve Kuşdili çayırla-rı ile Uzun Çayır halkın rağbet ettiği gezinti alanlarıdır. 18.yüzyılda o zamana kadar Türklerin ve Rumların yaşadığı Ka-

dıköy’e Ermenilerin de yer-leşmeye başladığı görülür.Ka-dıköy ve çevresi 19. yüzyılınikinci yarısında kararlı bir ge-lişme göstermeye başlar.Selimiye Kışlası ve Hardar-paşa Askeri Hastanesi gibiönemli yapıların inşasıylaasıl gelişmeler başlar. Bugelişmeleri takip eden di-

ğer iki önemli olgu da şunlardır:Şehir içi vapur işletmeciliği ve Haydarpaşa-İzmit de-

miryolun19. yüzyılın sonlarına doğru Moda çevresinde gay-rimüslim ve Levantenlerin yerleşmeye başladıkları gözle-nirken, Göztepe, Erenköy, Bostancı çevresinde de II. Ab-

dülhamid döneminin(1876-1909) önde ge-len devlet görevlileriningeniş araziler içinde köşk-ler yaptırdıkları görülür.Fenerbahçe’ye doğru davarlıklı Levanten ve gayri-müslimler geniş araziler sa-tın alarak sayfiye amaçlıköşkler inşa ettirirler.1892’de Hasanpaşa Gazhanesi’nin yapılmasıyla havagazı-na, 1894’te şehir suyuna kavuşan Kadıköy’e 1928’de elek-trik gelir.

OkullarKadıköy Anadolu LisesiKadıköy Anadolu Lisesi,

Maarif Koleji olarak eği-tim ve öğretime başlayanülkemizin altı okulundanbiridir. Kadıköy Maarif Ko-leji olarak 1955-1956 öğ-retim yılında, şimdiki ye-rinde eğitime başladı.1968-1969 yılında pansiyon bi-nası,1975-1976 yılında ise li-se binası yapıldı. Dört hazırlık sınıfıyla eğitime başlayan ko-lej, 1961-1962 ders yılında ilk mezunlarını verdi.

Atatürk Fen Lisesiİstanbul Atatürk Fen Li-

sesi, 1982 yılında FenLisesi projesi kapsamın-da Türkiye´deki ikinci FenLisesi olarak kurulmuştur.İlk mezunlarını verdiği1985´ten bugüne mühen-dislikten tıbba, temel bi-limlerden sosyal bilimlereTürkiye´nin yarınlarında sözsahibi olacak yetenekli, bilgili ve sosyal açıdan kendine gü-venen gençler yetiştiren, ülkemizin en gözde liselerindenbiri olmuştur. Okulumuz, Marmara Üniversitesi Göztepe Kam-püsü yanında, 5.Murat av köşkü olarak ta anılan 40 dönümlüktarihi ve yeşil bir alanda bulunmaktadır.

St. Joseph Fransız LisesiOkulumuz, temelleri

Saint Jean-Baptiste dela Salle tarafından 1684 yı-lında Fransa’nın Reimsşehrinde atılmış olan ”Ins-titutdesFrèresdesEco-lesChrétiennes”e bağlı birkurumdur.Okulumuzun te-meli 1857 tarihinde (Hicrî1274) Beyoğlu’nda, İmam Sokağında “Pensionnat Saint-Jo-seph” adıyla atılmıştır.

KADIKÖY

Walters

Şehremaneti Kütüphane

Mini Eatery

Kadıköy Rıhtım

Saint Joseph

Zapata

Oyuncak Müzesi

Kemal Tahir

53MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

SEMT TANITIM

Page 54: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

554 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

SEMT TANITIM

1864’te yer darlığından Moda’ya geçilmiş, binanın sahipleritarafından satılması üzerine Beyoğlu’na dönülmüştür. Mart1864’te Sultan Abdulaziz’in zamanın Kadıköy BelediyeBaşkanı Emin Paşa’ya hitaben İrade-i Seniyesi’ni belirten fer-

manıyla, mektebin 3 hek-tarlık kendi arazisi üzerindeinşasına izin alınmıştır. Bufermanın kaybolması üze-rine, 1870 tarihli, yine Sul-tan Abdülaziz’in vezir Hüs-nü Paşa’ya hitaben yazılanİrade-i Seniyesi’ni belirtenfermanla inşaata baş-lanmıştır.1870 Hazi-

ran’ındaki Beyoğlu yangınındansonra Kadıköy’deki şimdiki okul binasının ilk temel

taşı 16 Ağustos 1870’de konmuş ve aynı yılın 2 Kasım’ında,daha boyalar kurumadan derslere başlanmıştır. Bu ahşap

bina taş temel üzerine ku-ruluydu ve iki katlıydı, fakattaraça ve üçgen çatısı ilebugünkü merkez binasınaçok benziyordu. Planlardaha geniş bir bina içinyapılmıştı ve okulun şöh-retinin hızlı biçimde ya-yılması sayesinde artan

ögrenci sayısıyla orantılı ola-rak bu genişleme çabucak gerçekleştirildi.

1872’de bugünkü satranç odasını ve Lise Müdür Yardım-cısı odasını kapsayan üç dört katlı güneydoğu kanadı yapıldı.

“Dépense” ve revirde gö-rülen iç pencereler bu bi-nadan kalmıştır. Bu kanat,merkez binasından bir katdaha yüksekti.1874’te ta-mamlanan güneybatıda-ki kanat, Türk Müdür Baş-yardımcısı odasıyla (eskiöğretmenler odası) ti-

yatro salonunu kapsıyordu.Genişleme yeterli görülünce sıra teneffüslerde

kullanılacak bahçelere geldi. 1875 ve 1876 yıllarında, birigüneybatı kanadının devamında, diğeri güneydoğuda ol-mak üzere halen kullanılan “Préau”‘lar yapıldı. 1885’te bu-günkü Caporal Evi (eski fizik laboratuvarı) lojman olarak in-şa edildi ve 1888’de güneydoğu kanadı “Préau” ya kadargenişletildi.Denize açılan U harfi şeklindeki binanın ahşapmerkezi, kanatlardakilerden bir kat eksikti. Bu geçici ana bi-nanın yerine bir taş bina yapılmasına karar verildi. 1895’te,ana bina bir kat yükseltildi ve üç metre genişletildi.

Görülmesi Gereken Yerler-Şehremaneti Sanat ve Edebiyat Kütüphanesi-Kemal Tahir Evi-İstanbul Oyuncak Müzesi-Kazım Karabekir Paşa Müzesi-Barış Manço Evi-Filizli Köşk-AllSaints Moda KilisesiYemek

-Fornello Pizza-Basta Street Food Bar-ZapataBurger-Asuman Çikolata Dükkanı-Mini Eatery-Böcek Cafe-Walter’scoffeeRoasterySanatçılarSonradan Kadıköy’de ya-

şayan yazarlar şunlardır: -Ahmed Rasim-Şemsed-

din Sami -Ziya Paşa -FarukNafiz -Ömer Seyfeddin -Ne-cip Fazıl -Ahmed Haşim-ReşadNuri -Salih Zeki -Celal Bayar,-Kazım Karabekir -Celal Esad Arseven -Salih Cimcoz-Çe-tin Altan -Ahmet Altan -Haldun Taner -Melih Cevdet -Ce-mal Kutay -Muhsin Ertuğrul -Özdemir Asaf-Kemal Tahir -Çetin Emeç -Tekin Erer -Mümtaz Faik Fenik -Adviye Fe-nik -Dr. Müfit Ekdal-Fazıl Hüsnü Dağlarca -Prof. Dr. Akile Gür-soy -Prof. Dr. Emine Gürsoy -Naskali

Kadıköy’de İlk Türk Kadın Oyuncu: “Afife Jale” Afife, İstanbul Kadı-

köy’de, 1902’de, MethiyeHanım ve Hidayet Bey’in üççocuğundan biri olarakdünyaya geldi. Orta hallibir ailenin çocuğuydu. Dok-tor Sait Paşa’nın da torunuy-du. Kardeşleri Behiye ve Sa-lah’tan ayrı bir çocuktu Afife;kendi başına buyruk, hayalle-ri peşinde koşmaya çok erken başlayacaktı. Afife’nin çocuklukhayallerini hep tiyatro süsledi. İstanbul KızSanayi Mektebi’nde eği-tim görüyordu; ancak aklıyine tiyatrodaydı. AncakTürk ve Müslüman kadınla-rın sahneye çıkması yasaktı.İşte tam da böyle bir zamandiliminde 10 Kasım 1918’de,Darülbedayi’nin tiyatro kurs-ları için açtığı sınava girdi. Ya-sak hala devam ediyordu. An-cak Darülbedayi, Müslüman kadınların sadece kadınlara özelgösterilerde yer alacağı gerekçesiyle açmıştı bu sınavı. El-bette hayallerinde tiyatro sahnelerinden inmeyen Afi-fe, bu sınavı kazandı. Darülbedayi’yekabul edilen 5 Müslümankadından biriydi. Afife, sı-navı geçen diğer kız arka-daşıyla beraber stajyer kad-rosuna alınmıştı. Ancak birsüre sonra arkadaşlarındanüçü, nasıl olsa hiçbir zamansahneye çıkmasına izin veril-meyeceği gerçeği düşünce-sine daha fazla dayanamadılar ve kursu bıraktılar. GerideAfife ve Refika kalmıştı. Refika, suflör; Afife de mülazim ar-

Kazım Karabekir

Kazım Karabekir

Kadıköy İskele

Kadıköy Kuşbakışı

Kadıköy Kaymakamlık

Kadıköy Anadolu

Fornello Pizza

Page 55: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

555MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

SEMT TANITIM

tistlik (stajyer oyuncu) kadrosunda devam etti. 1920’ye ka-dar oyunların provasına katıldı, ancak hiç sahneye çıkamadı.Daha yeni başlamıştı. Amacına kolay ulaşamayacağını bi-liyordu. Nasıl kolay olsundu ki? Daha önce hiçbir Müslümankadını sahnede izlememişti. Ama yine de inanıyordu. Bir güno sahneye çıkacaktı. Afife, sabırla o anın, kendisine bahşe-

dileceği günü bekliyordu. Hü-seyin Suat, “Yamalar” adlıoyunu sahneye koymuştu ve“Emel” karakterini Eliza Bi-nemeciyan adlı bir yabancıoyuncu oynuyordu. Oyu-nun 13 Nisan 1919’da Ka-dıköy’deki Apollon Sine-ması’nda ilk gösteriminin

yapılması bekleniyordu.Sonra bir gün Eliza’nın Paris’e gitmesi gerek-

ti ve onun yerini dolduracak bir kadın oyuncu arayışına dü-şüldü. Bir sınav düzenlediler; sonsuz arzusu ve yeteneğiy-

le bu sınavı kazanan kişi elbetteAfife idi. Jale takma adını kul-lanarak ilk kez sahnedeydi Afi-fe; göz dolduruyordu. Per-formansının ardından in-sanlar neredeyse avurtlarıçatlayıncaya kadar alkışla-dılar onu. Gerçek bir sa-natçı olmak için ilk adımı-nı atmıştı. Başarmıştı Afife.

Tarihe geçecekti; Afife, sahneye çıkan ilkMüslüman Türk kadınıydı. Artık Afife Jale olarak tanına-caktı.Afife, bu geceyi, altı yıl sonra Refik Ahmet Sevengil’e

şöyle anlatacaktı: “Hayatım-da mesut olduğum ilk gece.Sanatın ruhuma verdiği güzelsarhoşluk içindeyim. O pi-yeste (Yamalar) güzel birsahne vardır; ağlama sah-nesi… Orada taşkın bir saa-detle gerçekten ağladım.Alkış, alkış, alkış… Perdekapandı; açıldı, bana çi-

çeklergetirdiler. Perde tekrar kapandı.Muharrir (Hüseyin Suat Bey) kuliste bekliyormuş; ben çıkarkendurdu, alnımdan öptü: ‘Bizim sahnemize bir sanat fedaisilazımdı; sen işte o fedaisin’ dedi. Ancak bu sancılı bir sürecinbaşlangıcı da demekti aynı zamanda. Şimdi yeni bir ritüe-li vardı Afife’nin; kaçmak ve kovalanmak. Ertesi hafta ŞehirTiyatrosu ilk kez polis tarafından basıldığında Afife “Tatlı Sır”oyunundaki rolü için sahnedeydi. Polisleri çok erken farkeden Ermeni bir oyuncu, Kınar Hanım, onu aldı ve bahçe-ye doğru kaçırdı. Bu ilk seferdi ve kurtulmuştu. Ancak bel-li ki son olmayacaktı. Bu baskınlar devam etti. Tiyatro bir kezdaha basıldığında Afife bu kez “Odalık” adlı oyununu sah-neliyordu. Çok mutluydu. Ancak dönemin şartlarının ge-rekliliğine ters düşen bir mutluluktu onunki. Bu kez de ma-kine odasına kaçırılarak kurtarıldı Afife. Ancak bu işin peşibırakılmadı. Dahiliye Nezareti (İçişleri Bakanlığı) devreye gir-mişti. Art arda düzenlenen ilk baskınlardan kurtulsa da, Afi-fe, son baskında yakalandı. Babası da bu süreçte kızını ken-

dini düşürdüğü durum sebebiyle evlatlıktan reddetti.Onun “kötü kadın” olduğunu düşünüyordu. Dönemin kül-türel şartlarına bakılırsa, aslında tam da Afife’nin beklediğigibi davranıyordu herkes. Zaten ona destek vermeyen ba-bası da onu şimdi tamamen terk etmişti işte. Afife zor gün-lerin onu beklediğini bilse de üzülm-üştü. Bu üzüntülü gün-lerin en elim hediyesişiddetli baş ağrılarıydı.27 Şubat 1921’de, Dahi-liye Nezareti’nin bir buy-ruğu ile belediye, Darül-bedayi’nin yönetim kuru-luna 204 sayılı bildiriyi gön-deri: “Müslüman kadınlarkesinlikle sahneye çıkmaya-cak”. Bu bildiri sonunda Afife’nin ücretli görevine son ve-rildi. Ne parası ne de kalacak yeri vardı ve gözü hala tiyat-rodaydı. İçinde bulunduğu durumun ayırdına bile varamı-yordu. Sanki kanının akmasını sağlayan, ona iyi gelen tekşey sahnede olmaktı ve ne yapıp edip bunun bir yolunu bul-malıydı. Yaşadığı sıkıntılar onu çıkmaza sok-tukça baş ağrısı da gi-derek artıyordu. Dokto-ru morfinle tedaviyi uy-gun gördü ve Afife teda-viye başladı. Ancak birsüre sonra morfin onu elegeçirmişti; Afife, artık bir ba-ğımlıydı. Birkaç yıl sonraBurhanettin Tepsi Kum-panyası ile Anadolu’da sah-neye çıktı. Ardından Fikret Şadi’nin Milli Sahnesi’yle birçokşehirde temsiller verdi. Ancak hala özgür değildi tabii. 1923’teCumhuriyet’in ilan edilmesiyle deği-şenler arasında Türk kadınla-rının sahneye çıkma yasağı-nın ortadan kaldırılışı yazıyordu.Artık özgürdü Afife. Çekinme-den, korkmadan hep tiyatro ya-pabilirdi. Ama bir yandan mor-fin bağımlılığı da devam ediyor-du. Afife’nin sağlığı giderek bo-zuldu ve bu durum, onu en sevdiğişeyden uzaklara itmeye yetmişti. Bu bir savaşın hazin sonugibiydi.Afife, uyuşturucunun pençesinden kurtulamıyordu.Son yıllarında Darülbedayi’den arkadaşlarının yardımıyla Ba-kırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırıldı. Artıkneredeyse bir deri bir kemik kalmıştı. 24 Temmuz 1941’de,hastanenin morfinmanlar bölümünde,hayata gözlerini kapadı. Henüz39 yaşındaydı. Yalnızdı, kimse-sizdi ve bu gerçekten onun seç-tiği miydi? Cenazesi KazlıçeşmeKabristanı’na kaldırıldı. Çok az in-san katılmıştı. Eşi de Afife’nin ölü-münün ardından kendini iyice pa-ralar oldu. Besteleri daha da hicranyüklenmişti.

Umut TAŞAN - 10/A

Filizli Köşk

Böcek Cafe

Barış Manço

Atatürk Fen Lisesi

All Saints

Basta

Asuman

Page 56: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

556 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

KİTAP TANITIM

Milli edebiyatın en önemli yazarlarından olan Re-şat Nuri Güntekin’in severek okunan kitaplarındanbiridir Çalıkuşu. Bu okuduğumuz kitap da yazarındeyişiyle Feride’nin hatıra defteridir. 1922 yılındailk basımı yapılmış olup dizi haline Çalıkuşu adıy-la dönüştürülmüştür. Süslü cümleler, uzun betim-lere yer verilmeyen bu kitapta bize yazar, küçük yaş-ta annesini daha sonra da babasını kaybeden Fe-ride’nin zorlu yaşamını anlatır. Biraz daha bahse-decek olursam, evlenmek üzere olan Feride’ninKâmran tarafından aldatılması kendisinin çekip git-mesine sebep olur uzaklara çok uzaklara... Yaşlı birdoktor olan Hayrullah Bey’ in ona kol kanat germesiZeyniler Köyüne öğretmen olarak atandığı za-man Munise adında çok sevdiği öğrencisini aileselsorunlarından dolayı evlatlık olarak alması önem-li olaylardan biridir. Kitap öteki dönemlerden fark-lı olarak biraz İstanbul’da, başlıca olarak Anadolu’dageçer. Milli Mücadele dönemi, savaş yıllarında ya-zılmıştır. Bu sebeple kitapta insan-insan ilişkisi, top-lumsal durumlar bundan kolaylıkla etkilenmiştir. Dö-nemin sorunları bize açıkça gözlem ile tamamengerçekçi yaklaşımla yansıtılmış olup bu dönemdeAnadolu yoksulluk ve sefalet içindedir.

Özellikle Zeyniler Köyü, Anadolu gerçeğini tümçıplaklığıyla gözler önüne serer. Yazarın Zeyniler Kö-yünü tasvir ederken kullandığı “tek tük kulubeler”,“tahta evler”, “çökmeye yüz tutmuş, simsiyah vira-neler”, “yer yer dumanları tüten bir yangın harabesi”gibi ifadeler, bize her şeyi anlatacak cinsten. Bununsebebi de milletimize karşı Garb’ın yaptığı işgaller,savaşlardır. Eğitim seviyesinin her anlamda yeter-sizliği okurken gözüme çarpar. Feride ise bu eği-timsizliğe karşı savaşan bir karakterdir. Amacı köyokulunu tekrar eğitime açmak ve okuma yazma bil-meyen çocuklara eğitim vermektir. Başka bir konuyadeğinecek olursam; Feride karakteri bizlere hemİstanbul hayatından, hem de Anadolu hayatındansahneler sunması, bu iki ayrı “kültür ve yaşam tar-zı”nı aynı eser içinde görme imkanı sağlar. Yüzünüpeçe ile örtmeyen, ne kadar gösterişsiz bir kıyafetgiyse de dikkat çeken Feride, alaycı tavırlarla kar-

şılaşmıştır. Hatta Feride’nin kıyafetlerini çok abar-tılı bulan Muhtarın eşi, Feride’ye taş atmıştır. gitti-ği her yerde, “İpekböceği,” “Gülbeşeker” gibi fizikselözelliklerine dayalı, küçümseyici isimler takılmıştır.Fakat bu durum doğup büyüdüğü İstanbul’da hiçyaşanmamıştır.

Kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesi yinevar olan toplumsal sorundur. Reşat Nuri Güntekin’inaktardığı şu diyologla bunu anlayabiliriz. “-Benimçocuklar arasında gelinlik kız yok ki Ebe Hanım, de-dim. En büyüğü 12 yaşında. –Nazife Molla güldü:İlahi kızım, on iki yaş küçük mü ? Ben köşeye otur-duğum zaman 15 yaşındaydım da, bana evde kal-mış kız dediler.”

Güntekin, arka planında işte bu toplumsal so-runların gerçekliğiyle birlikte Feride ve Kâmran’ınaşkını çok güzel bir biçimde anlatmıştır.

Hümeyra Uzun - 10/A

ÇALIKUŞU

Page 57: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

557MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

TİYATRO

"Anlatacaklarım size inanılmaz gibi gelebilir, oysa bütünüyle gerçek"Yalnızca bir perdeden oluşan Profesyonel, başladığı andan

itibaren sizi içine çekiyor ve oyundan sıkılmayı bırakın tek birsaniye bile kopamıyorsunuz. Dört kişilik bir kadrosu olmasınarağmen on beş kişilik bir kadroyu izliyormuşçasına doyum alı-yorsunuz. Bunun sebebi başrollerde olan Bülent Emin Yarar veYetkin Dikinciler diyebilirim, sahnede birbirleriyle olan uyum-

ları o kadar güzeldi ki ko-nunun da güzelliğiyle bir-likte izlerken gerçek an-lamda zevk duymanızısağlıyor.

Konuya gelecek olur-sak, oyun Yugoslavya’daTito sonrası Miloseviç dö-neminde geçiyor. YetkinDikinciler’in canlandırdı-ğı başrol Theodor gençli-ğinde Tito dönemindekikomünizmi eleştirmiş ve

Miloseviç dönemindeyse genel yayın yönetmeni görevine ge-tirilmiş bir karakterdir. Bülent Emin Yarar’ın canlandırdığı karakteriseTito döneminde komünizm karşıtı söylevler gerçekleştirenTheodor’u izlemesi için görevlendirilmiş ve Miloseviç dönemindede zorla emekli olmuş polis Luka’dır.

Luka, 18 yıl boyunca Theodor’u takip etmiş, bu süreç içeri-sinde birkaç kez onu öldürmeye de niyetlenmiş ancak başa-rılı olamamış aksine hayatınıkurtardığı bile olmuştur.

Fakat Theodor bu yaşanan-ları hiç fark etmemiş, ta ki 18 yılsonra Luka elinde bir bavul,bir evrak çantası ve ciltlenmiş ki-taplar ile Theodor’un ofisinegirene kadar.

Theodor, Luka’yı önce yazarzanneder, elindeki kitaplardandolayı. Luka kitapların Theo-dor’a ait olduğunu söylediğin-de olaylar başlar. Luka, o 18 yıl-da kendi hayatından çok Theo-dor’un hayatıyla ilgilenmiş, oğluyla arasında olan bağdan çokdaha kuvvetli bir bağ kurmuş, Theodor’un bile hatırlamadığıçoğu şeyi kağıda dökmüş, Theodor’un oyun başında “Ne övü-nülesi bir verimsizlik!” diye yakındığı iki eserine birkaç eser da-

ha eklemiştir.Oyunun kalan kısmı bu iki ka-

rakterin diyaloglarıyla devameder. Bu diyaloglar hem politikeleştiri hem de iki karakteringeçmişleriyle yüzleşmelerini içe-rir. Bu diyaloglar devam ederkenbirbirine fazlasıyla zıt görünen bukarakterlerin ortak yanlarının ol-duğunu görürüz. Siyasi görüşleribirbirlerinden farklıdır, fakat des-tekledikleri yönetim şeklindeikisi de kullanılmaktadır. Yanibaşta komünizm eleştirisi gibigörünen oyun aslında bir sistemeleştirisidir, Theodor ve Luka da bu sistemin iki kurbanıdır.

“Daha düne kadar totaliter Bolşevik düzeninin, bireylerin bil-gi ve yetkinliğine değil, yöneticilere körü körüne bağlılık ve ya-

lakalığa dayandığını savu-nurken, bugün, aynı düzeniçinde, bir kişinin yeteneklerisayesinde hak ettiği yeregetirileceğine nasıl inana-bilirsin? Onlar ‘ama’ sözcü-ğünü bilmezler. Ya onlarakarşı olduğunu sanarak on-lardansın ya da sahiden on-lara karşısın, yani hiçbir yer-desin, kısacası yoksun.”

“Eski devirdekilerin ikti-dara yalakalık yapmadanbir yerlere gelemediğini sa-vunurken yıllarca, bugün bir

insanın yetenekleri sayesinde bir yere getirilebileceğine nasılinanırsın?”

Diğer ortak olan şeyse Theodor’un babasıyla yaşadıkları ileLuka’nın oğluyla yaşadıklarının benzerliğidir.

“Babalar çocuklarına her zamansöylemek istemediklerini söyler. Söy-lemek istediklerini ya söyleyemez yada fırsat bulamaz.”

Profesyonel, herkesin bir kez de ol-sa izlemesi gereken bir oyun. Sizi dü-şündüren, güldüren ve bazı anlardada duygulanmanıza neden olan buoyun; tiyatronun önemini ve her za-man var olması gereken bir sanat da-lı olduğunu gösteriyor.Zehra Cantürk - 11/D

PROFESYONEL

Page 58: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

558 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

MÜZE TANITIMI

İnsan doğar ve doğduğu andan itibaren gelişmeye baş-layarak bu dünyada yaşar. Bu gelişim yolu onun hayatıdır, ha-yatının evrelerinde de geçmiş büyük rol oynar. Ve herkesingeçmişinde çocukluk dönemi vardır. İşte oyuncaklar da ço-cukluğu yansıtan en güzel şeylerden, ifade eden de en iyi yol-lardan biridir. Oyuncakların eğlenceli dünyasına hepimiz gir-mişizdir muhtemelen. Onlarla sırlarımızı paylaşır, birlikte uyur,korkunca sarılır, bazen de en yakın arkadaşımız olarak gö-rürdük. İlk hayallerimizi yanımızda oyuncaklarımız kurduk, ha-yal kurmayı onlarla öğrendik. Kafamızın içinde kurduğumuzo uçsuz bucaksız dünyada maceralar yaşadık, oradan bura-ya koşturduk. Dünyayı kurtardık birlikte belki, bazen de bu-lutların üzerinde pamuk şeker gibi tatlı zamanlar geçirdik. Bizçocukluğumuzu onlarla yaşadık, kendimizi onların yanındakeşfettik. Hatta hâlâ oyuncaklarından kopamayan, içindeki ço-cuğu onlarla besleyenler vardır eminim ki.

İşte şimdi sizlerle o çocukluğumuzu süsleyen, belki de biz-leri hiçbir zaman terk etmeyen oyuncakların dünyasına bir kez

daha misafir olacağız.“Oyuncak müzelerinde düşlerin ve hayallerin tarihi var. İn-

san önce hayal eder sonra gerçekleştirir. Her şey hayallerlebaşlar. Ben bunu gördüm ve çok etkilendim. Sonra oyuncağıntarihini araştırdım. Oyuncakla ilgili kitaplar okudum. Kütüp-hanelerde araştırmalar yaptım ve ülkeme bir oyuncak müzesikazandırmak istedim. Bir sanatçı, yazar olarak; gösterilerim-den, sahne oyunlarımdan, kitaplarımdan, yaptığım televizyonprogramlarımdan kazandığım her şeyle de gördüğünüz buoyuncakları satın aldım.” diyerek İstanbul'da bir oyuncaklarladolu bir müze kurma fikrinin oluştuğunu açıklar Sunay Akın.Yıllar evvel Almanya'da bir oyuncak müzesine denk geldiğinive çok etkilenip çocukluğuna, geçmişine düşsel yolculuklaryaptığını söyler.Daha sonra diğer insanların da bu duyguyutatması, bu yolculuğu yaşaması için Kadıköy’ün huzurlu so-kaklarından birinde İstanbul Oyuncak Müzesi'ni kurar.

Sunay Akın “Oyuncak müzelerinde düşlerin ve hayallerintarihi var.” diyerek oyuncakların hayatımızdaki ve kafamızdaki

ÇOCUKLARA, HÂLÂ ÇOCUK KALANLARA:

İstanbul Oyuncak Müzesi

Page 59: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

559MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

MÜZE TANITIMI

evrendeki rollerini, oyuncak müzelerinin de oyuncaklar açı-sından önemini açıklar. Daha önce de söylediğimiz gibi oyun-cakların insanın çocukluğuna, gelişimine, psikolojisi üzerine,kısacasıhayatına olan etkileri göz ardı edilemeyecek kadarçoktur.

Eşsiz müzenin kurucusu Sunay Akın’a “Oyuncaklar o dö-nemin gerçeklerini mi, yoksa hayallerini mi yansıtır?” diye so-rulduğundaşu cevabı veriyor: “Her şeyi yansıtır. Hemen ya-nımızdaki odada Hitler iktidara geliyor ve hemen savaş oyun-cakları yaparak çocukların oyunlarını işgal ediyor. Tarihçilerİkinci Dünya Savaşı’nın 1 Eylül 1939 günü Alman ordularınıPolonya’yı işgaliyle başladığını yazarlar ama bu yanlıştır. İkin-ci Dünya savaşı fiilen 1933’te müzemizde de sergilenen oyun-caklar ile çocukların hayallerini ve oyunlarını işgaliyle başlar.1933 yılında savaş yoktu ama oyuncaklar geleceğin haber-cisiydi. Çocuğun önüne ne koyarsan o gerçek olur. 1933’teo çocukların önlerine konulanlar 1940’lı yılları gösteriyordu.Bunun yanında siz antika arabaların, uçakların yapıldığı1910’lu yıllardaki oyuncaklara baktığınızda o dönemin uçak-larını ve arabalarını görebiliyorsunuz. Bunu trenlere, bebekevlerine baktığınızda da görebilirsiniz. Bunlar o dönemin ger-çekleridir. Yüzyıl önce Almanya’da bir şapkacı dükkânı nasılsaburada, bizde oyuncağı var. Oyuncak hem o dönemin ha-yalidir, hem de o dönemi anlatır.” Bu bahsettiğimiz İstanbulOyuncak Müzesi'ne Avrupa yakasından yaklaşık bir saat kırkbeş dakikalık bir toplu taşıma yolculuğuyla gidilebiliyor, ta-bii araçla daha kısa sürecektir. Bizler de bindik metrobüse,başladık yolculuğumuza. Biraz zorlandık tabii ancak kolay ula-şılmayan, çaba gerektiren şeylerin ayrı bir tadı, özelliği var-dır. Ne kadar zor ulaşırsanız ulaşın vardığınızda beklediğinizdenfazlasını bulursunuz. Bizler için de bu geçmişin esintilerini ta-şıyan yer böyle bir deneyimdi. Yorgunluk ve aynı zamandaher adımda daha da büyüyen heyecan ile sırtımızda çanta-lar Kadıköy'ün labirent gibi sokaklarının arasında o kapısın-da iki tane kurşun asker dikili beyaz köşkü gördüğümüz anyavaş yavaş körelmeye başlayan heyecanımız eskisinden da-ha da kuvvetli bir şekilde cereyan etmeye başladı. İçeride ko-caman bir Tuncay Terzihanesi yazısı ve eski dönemlerden kal-ma, elde yapıldığı belli, nostaljik elbiseleriyle karşıladı bizi Oyun-cak Müzesi. Jetonlarımızı alıp müzeye ilk adımımızı attığımızdaşaşırmış bir şekilde birbirimize baktık bir süre ama içeride şa-şıracağımız çok daha şey vardı. Başta her gördüğümüz vit-rinin fotoğrafını çekmeye, bu yolculuğu kendimiz için ölüm-süzleştirmeye çalışıyorduk. Sonradan çeke çeke bitireme-yeceğimiz kadar güzellik, heyecan olduğunu fark ettik ve sa-

dece hafızalarımıza kaydetmeye başladık gördüklerimizi. Herodada farklı bir konsept, her odada farklı bir dünya... Dün-yanın her köşesinden, her zaman diliminden oyuncaklar vit-rinlerinde ahenk içinde keşfedilmeyi bekliyor sizleri orada.Duvarının boyasından fon müziğine kadar her detay sizi kü-çüklüğünüzdeki gibi oyuncaklarla beraber yolculuklara gö-türüyor. Her detay ince ince düşünülmüş, hepsi size anı ya-şatmak için tasarlanmış. Kızıl derili kabilelerinden uçaklara,oyuncak evlerden trenlere, kovboylardan peluş oyuncakla-ra, arabalardan yüz maskelerine kadar saymakla bitireme-yeceğimiz devasa bir koleksiyon. Öyle bir koleksiyon ki enyetişkin insanı bile çocuklaştırıp vitrinden vitrine sürükleye-bilir. Öyle bir koleksiyon ki sizi zaman kavramından soyutla-yıp, oyuncakların dünyasına çocukluğunuzdaki gibi tekrar-dan girmenizi ya da belki de hiç çıkmadığınız yerde yenilik-ler keşfetmenizi sağlayabilir. Hatta bir koleksiyon bile diye-meyiz belki de: bir anı defterinin sayfaları misali bizleri zihnimiziniçinde zaman yolculuğu yaptıran büyülü eşyalarla dolu bir ev...

Her odasından, her vitrininden, her köşesinden sonsuz cüm-lelerle anlatılabilecek olan Oyuncak Müzesi'nin atmosferinitatmanız, bir kez de olsa o deneyimi yaşamanız, kendinizi ço-cukluğunuzun, içinizdeki çocuğun kollarına bırakmanız ge-rektiğini düşünüyoruz. Genelde çocukların ve çocukları do-layısıyla da ailelerin tercih ettiği bir mekan olsa bile her yaş-tan insanın ziyaret etmesi gerektiğini düşünüyor, gitmeye he-ves edip karar verenlere de güzel zamanlar geçireceğini te-min ediyoruz.Hatta kim bilir, belki de o eşsiz oyuncakları gör-mek için gittiğinizde ve turunuzun sonunda kafesinde otu-rup bir şeyler içerken Sunay Akın ile sohbet etme şansını bi-le bulabilirsiniz.

Melisa Demir 10/D - Elif Başoğlu - 10/D

Page 60: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

660 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

FİLM TANITIMI

Film, ünlü fizikçi Stephen Hawking’in sıradışı hayatını anlatıyor. Ünlü İn-giliz fizikçi, kozmolojist ve yazar Stephen Hawking’in sıradışı hayat hika-yesini konu alan TheTheory of Everythingfilminin ilk fragmanı yayınlan-dı. Film, Hawking’in 21 yaşında yakalandığı ALS hastalığı nedeniyle ya-şadığı travmaya karşılık kazandığı akademik ve kişisel başarıların tezat hi-kayesini sunuyor.

Hawking’in University of Cambridge’de kozmoloji öğrenimi gördüğü dö-nemde. ilk eşi JaneWilde ile tanıştıkları güne giden film, Hawking’in erken

dönem akademik başarılarını ele alıyor.Film, adını fizikte evrenle ilgili her şeyi açıklayabilecek tek bir teori ola-

bileceğini söyleyen TheTheory Of Everythingteorisinden alıyor. Bir dönembu teorinin savunucularından olan Hawking, 2002 yılında Gödel Teoremihakkındaki seminerinde, her şeyi açıklayan tek bir teori olamayacağınıancak sınırlı sayıda prensip olabileceğini söyleyerek, bu görüşten ayrıldı-ğını belirtmişti.

Filmin yönetmenliğini Man on theWire ve ShadowDancer filmiyle tanı-nan İngiliz yönetmen James Marsh üstleniyor. Filmde Hawking rolünü Ed-dieRedmayne oynuyor.

ÖÖzzggüü DDeenniizz ÇÇAAĞĞAANN 1100//AA

TheTheory Of Everything

1986 yılında Winston Groomtarafindan kaleme alınan For-rest Gump kitabı, epik,romantik,komedi ve drama dallarında 1994

yılında Amerikalı yönetmen Robert Ze-meckis tarafından beyazperdeye akta-rılmıştır. Aradan yıllar geçmesine rağ-men sinemaseverlerin hafızasındansilinmeyen bu filmde mutluluk ve mut-lu olmak, ön planda tutulmuştur.

Forrest Gump, düşük zeka sevi-yesinde engelli bir çocuktur. Gump, ze-ka seviyesi nedeniyle devlet okulla-

rı tarafından red-dediliyorken annesinin üstün çabala-rı sonucu özel okulda eğitim almayabaşlamıştır. Bu yıllarda hayatını de-ğiştirecek olan biriyle ya da birile-riyle karşılaşan Forrest’ın bu şan-sı yaşantısı boyunca devam ede-cek ve şans eseri macera dolubirçok olayın içerisinde yeralacaktır. Filmdeki asıl olay,Gump’ın tesadüfler etrafında şekillenen ha-yatıdır. “Tesadüfü şekilde gelişen hayatı Forrest’ı her nereye gö-türürse götürsün bir türlü Jenny’den ayrılamaz. Nitekim filminkonusunda da, Forrest’ın başına gelen olaylar ile her defasın-da Jenny’e dönüşü arasındaki ilgi çekici sü-reç işlenmiştir.”

Tüm bunlara bakıldığında ForrestGump konusu itibariyle; “Düşük zeka-ya sahip bir çocuğun yaşama nasıl tu-tunduğunun anlatıldığı ve bu hikaye-de umutsuzluğa asla yer olmayan birfilmdir.” ifadesi hiç şüphesiz yerindebir kullanım olacaktır.

Özgü Deniz ÇAĞAN - 10/A

Forrest GumpFilm Süresi: 3 Saat 13 DakikaYıl:1992Yönetmen: Spike LeeOyuncular: Denzel Was-hington , ChristopherPlummer , William Ficht-ner , Spike Lee , Delroy LindoBabası bir örgüt tarafından öldürülen Malcolmgençliğinde çevresindeki diğer siyahi gençlergibi kirli işlere karışır ve bunlar sonucu hap-se girer. Hapishanede kaldığı süre boyunca dü-şünce yapısı büyük ölçüde değişir ve hapistençıktığı zaman artık farklı bir insandır. Irksal yön-de adaletsizliğe uğrayan insanları savunmayabir nevi hayatını adamıştır. Filmde onun ha-pisten önce nasıl biri olduğu ve hapisten son-ra nasıl birine dönüştüğü kısımlar DenzelWashington’ ın etkileyici performansı ile göz-ler önüne konmuştur. Politik bir dram ve bi-yografi örneği olan filmde genel olarak ırk , tenrengi fark etmeksizin her insanın sahip oldu-ğu insan hakları ve Amerika’ daki Müslümanoluşumunu anlatmakta. MalcolmX , 39 yaşın-dayken ailesinin gözleri önünde suikaste uğ-rayarak hayatını kaybeder.‘’Irkçılık ; ideolojik bir düşünce değil, aksine psi-kolojik bir hastalıktır.’’‘’İster mermi kullansın, ister oy pusulası. İnsaniyi nişan almalı. Kuklayı değil, kuklacıyı vurmalı.’’‘’Eğer dikkatli olmazsanız gazeteler ; mazlum-lardan nefret etmenizi, zalimleri ise çok sev-menizi sağlar.’’‘’Eğer sen, sana ait bir şeyi elde etmek için onunpeşinden koşuyorsan seni engelleyen her-kes, kim olursa olsun, suçludur.’’Malcolm X

Süre: 2 Saat 9 DakikaYıl: 2009Yönetmen: John Lee HancockOyuncular: Sandra Bullock, Quinton Aaron,Lilly Collins, Kathy Bates, Jae HeadMichael Lewis'in "TheBlind Side: Evolution ofthe Game" adlı kitabından uyarlanan filmdeevsiz bir çocukken iyi bir aile tarafından bü-yütülerek NFL’ in en iyi tacklelarından biriolan Michael Oher'inhayatı anlatılıyor.Anlama güçlüğüçeken ve oldukçairi bir yapıyaolan Oher, ço-cukken Tuohyailesi tara-fından evlatalınır. Evlatalındıktansonra ai-lenin birparçası olan kahraman,Sandra Bullock’ un harika bir oyun-culukla canlandırdığı ve Akademi Ödülü’ne layık görüldüğü Leigh Anne Tuohy’ nin debüyük çabaları sayesinde 2009 NFL Draft’ında Baltimore Ravens tarafından seçilir.Tüm aile fertlerinin Michael’ in geleceğine bü-yük önem verdiklerini hissettirmeleri, filminana temasının oluşmasında büyük bir etken.Biyografi, dram, spor karışımı olarak nite-lendirilecek film gerçekten de izlenmeyedeğer.

SSeerrddaarr SSaakkaallllıı -- 1111//BB

MMaallccoollmm XX Kör Nokta (TheBlind Side)

Page 61: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

661MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

OYUN TANITIMI

Europa Universalis IV, ParadoxDevelopment Studio tarafındangeliştirilmiş ve Paradox Interactivetarafından yayımlanmış strateji oyu-nudur. Europa Universalis serisi-nin dördüncü üyesidir. EUIV ya daEU4 olarak da bilinir. 13 Ağustos2013 tarihinde ortaya çıkan bir or-taçağ strateji oyunudur.

İmparatorluk kurma oyunu Eu-ropa Universalis IV, cihana ege-men bir küresel imparatorluk oluş-turmak için yıllar boyunca rehberlikedebileceğiniz bir ulusun kontro-lünü size veriyor. Milletinizi yüzyıllarboyunca, eşsiz bir özgürlük, derin-lik ve tarihsel doğruluklar içinde yö-netin. Zengin stratejik ve taktiksel bir yapay zekaya sahip epikbir dünyada keşif, ticaret, savaş ve diplomasiyi hayatınıza yan-

sıtıcaktır. Kendi kararlarınızı verebileceğiniz ,hükümdarlık ye-teneğinizi yansıtabileceğiniz ,tarihin en güçlü kişilikleri,bin-lerce tarihsel olaya damgasını vururken, sizinde boş dur-mayacağınız, dünyayı oyun alanınızadönüştürebileceğiniz, dinamik mev-simsel etkilerle dolu yemyeşil bir to-pografik haritada yüzlerce yıllık tarihinkeyfini çıkarabileceğiniz, ticaret sistemi,sayesinde dönemin büyük ticaretimparatorluklarına yeni bir boyut ka-zandırıp gelirinize gelir katabilir ya dahayati ticaret yollarının kontrolünüele geçirip ekonominizi kalkındırabi-lirsiniz,müzakere becerilerinizi dahaderin bir diplomatik sisteme sokabi-leceğiniz, koalisyonları, kraliyet evli-liklerini kullanıp, isyancılara destek ve-rebileceğiniz, görev sistemi sayesin-de farklı devletler kurup(Napoli ile İtal-ya ve daha sonra Roma İmparatorlu-

ğu kurmak vb.) başarımlar kazanabileceğiniz, belli başlı fikirlerbenimsiyerek düşmanınızdan daha üstün olabildiğiniz kadar

aşırı genişlemek istiyen bir devletin askerifikirler açarak, ekonomisi kötü olan dev-letler ise ekonomi için olan fikirleri aça-rak daha rahat gelişme imkanı sağlamışolur, otuz iki kişiye kadar destekleyen çokoyunculu özelleği sayesinde arkadaşla-rınıza karşı savaşma veya birlikte çalışıpgücün doruğuna ulaşabilme imakanınısağlayan EU4 ile kendi tarihini yarat veözelleştir.

EU4,sizlere kalbinizin arzu edebileceğiher şeyi ve bunları kişiselleştirebilmeşansını veriyor.

Bu Tanıtımınında sonuna geldik. Ben-de isterim ki bu oyunu çok detaylıca an-latmak ancak oyunda o kadar fazla özel-lik var ki keşfede keşfede bitmiyor.

Yunus Emre KIRKAR10/A

Europa Universalis IV

Page 62: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

662 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

TEKNOLOJİ

Samsung, Unpacked adı verilen etkin-likte GalaxyFold’u duyuralı neredeysebir ay oldu. Son dedikodulara bakılırsa Ko-re devi yerinde durmuyor, üzerindeçalıştığı başka katlanabilir akıllı telefonlarda var. Bu dizaynlardan birinin istiridye k-abuğu şeklinde olduğu ise internettekeşfedilen resmiyle ortaya çıktı

• Ana Kamera: Standart ‘otomatik’fotoğraf çekimlerinizde kullanacağınız24MP

• Telefoto Kamera: 10MPçözünürlüğe sahip 2x optik yakın-laştırma sağlıyor.

• Geniş Açı Kamerası: 8MPçözünürlüğe sahip olan bu kamera,120 dereceye kadar geniş açılı fo-toğraflar çekebilmenizi sağlıyor.

• Derinlik Kamerası: 5MPçözünürlüğe sahip bu kameranıngörevi, herhangi bir nesne ya da k-işinin portre fotoğrafını çekmek iste-diğinizde sahneyi tanımlayarak arkaplanı bulanıklaştırmak olacak.EMİR DALCI 10-D KEREM SEZER 10-D

Bükülen GüçSamsung

Wireless Reverse Charge yani kablosuzters şarj isimli özellik sayesinde HuaweiMate 20 Pro, kablosuz şarj desteği olandiğer cihazları şarj edebilecek. Bu özel-liğin açık olduğu bir Mate 20 Pro’nunarkasına bir başka Mate 20 Pro’yu ters o-larak temas ettirdiğiniz zaman kablosuzters şarj özelliği aktif oluyor.

Şarj Aktarım Özelliğine Sahip

Huawei Mate 20 Pro

4 Kameraya Sahip Samsung Galaxy A9

Page 63: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

663MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

SSPPOORRTTİİFF FFAAAALLİİYYEETTLLEERR

Bocce ÇalışmalarımızOkulumuzda Bocce Petank spor sahası yapılmış ve 9. sı-

nıflarımız başta olmak üzere ilk kez kız, erkek takımlarımız İs-tanbul İl Şampiyonası'na katılmışlardır.

Bakırköy Kaymakamlığı Gençlik ve Spor İlçe MüdürlüğüGenç Erkek Futsal Turnuvası’ndaki ikinci maçımızda takı-mımız,İstek Özel Bilge Kağan Anadolu Lisesi’ni 3-0 yenerekturnuvada yarı finale yükseldi.Takımımızı tebrik eder,sonrakimaçlarda başarılarının devamını dileriz.

Genç Erkek Futsal Turnuvası

Bakırköy Kaymakamlığı Gençlik ve Spor İlçe MüdürlüğüGenç Kız Voleybol Turnuvası’nda Okul takımımız,Bakırköy ÖzelUğur Lisesi’ni setlerde 2-0 yenerek bir sonraki maça çıkma şan-sı elde etti.Takımımızı tebrik eder,turnuvada başarılar dileriz.

Genç Kız Voleybol Turnuvası

2018-2019 Eğitim-Öğretim yılı Bakırköy OkullararasıSatranç Mahalli Yarışması’nda okulumuz Satranç takımı bü-tün maçları alıp birinci ol-muştur.Öğrencilerimiz YiğitEmre Gezer,Hasan SametYurtbilir,Alp Arda Öner,YunusEmre Çağın,Hüseyin CemYıldız’ı ve takımımızı çalıştıranMatematik öğretmenimiz Ca-fer Karadaş’ ı tebrik ederiz.

SATRANÇ TURNUVASI

Page 64: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

664 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

SSPPOORRTTİİFF FFAAAALLİİYYEETTLLEERR

Erkek Voleybol Turnuvası

Bakırköy Kaymakamlığı Gençlik ve Spor İlçe MüdürlüğüGenç Erkek Voleybol Turnuvası’nda takımımız, İstek Özel Bil-ge Kağan Lisesi ‘ni 2-0 yendi.Takımımızı tebrik eder,bundansonraki maçlarda takımımıza başarılar dileriz.

Bakırköy İlçesi Genç KızlarBasketbol Final Müsabakasın-da okulumuzun Kız BasketbolTakımı,rakibini 31-17 yenerek İl-çe şampiyonu olmuştur.Öğ-rencilerimizi ve öğrencilerimizerehberlik eden Beden eğitimiöğretmenimiz Özlem Başyurt’utebrik eder,başarılarının deva-mını dileriz.

Bakırköy İlçesi Genç Kızlar Basketbol Müsabakası'nda İlçe Birincisiyiz

Geçen yıl başlayan okçuluk çalışmalarımız bu yıl da Be-den eğitimi öğretmenimiz Alev Paçal rehberliğinde devametmektedir. Tüm 9. sınıflarımız eğitim semineri alarak bil-gilendirilmiş, Okçular Vakfı projesi kapsamında yapılacak olanyarışmalara hazırlanmaktadır.

Okçuluk Çalışmalarımız

Page 65: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

665MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

SOSYAL SORUMLULUK

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğünün“Engellilerin Sosyal Hayata Adaptasyonu Projesi” kapsamında,okulumuzda seminer gerçekleştirildi.Seminere katılan ko-nuklarımız kendi yaşamlarından örnekler vererek engelli va-tandaşlara nasıl yardımcı olunabileceği, hayatlarının nasıl ko-laylaştırılacağı, nasıl sağlıklı iletişim kurulabileceği hakkındabilgiler verdiler.

Adım atamadığımız, duyamadığımız, göremediğimiz birdakikayı bile düşündüğümüzde engelli bireyleri daha rahatanlayabiliriz.Konuklarımız bizlerde farkındalık oluşturarak em-pati kurmamızı sağladı.Konuklarımızın engellerini kabul ede-rek hayata adaptasyon sağlaması,yaşama sevinçleri öğ-rencilerimizi ve öğretmenlerimizi adeta büyüledi.

Böyle önemli bir konuda farkındalık oluşturarak empatiyapmamıza imkan veren ve engelli bireylerle sağlıklı iletişimyollarını öğrenmemizi sağlayan,bizlere insan olduğumuzuhatırlatan değerli konuklarımıza çok teşekkür ederiz.

Engellilerin Sosyal Hayata

Adaptasyonu Projesi

Boğaziçi Üniversitesi GETEM ile iş birliği içinde ça-lışarak okulumuzun öğrencileri her yıl bir test kitabı-nı seslendiriyor ve GETEM kitaplığına kazandırıyor-lar.2018-2019 Eğitim -Öğretim yılı ikinci dönemin ba-şında Matematik ve Türkçe soru bankaları seslendir-meye başladık ve 32 öğrencimizle seslendirmeye de-vam ediyoruz.Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesiöğretim elemanı ayrıca GETEM ‘in kurucularından Sa-yın Engin Yılmaz’ı okulumuzda ağırladık. Engin Bey öğ-rencilerimizle seminer gerçekleştirdi.Katkılarındandolayı konuğumuza ve projeyi yürüten Edebiyat öğ-retmenimiz Fehime Sevgi Odabaş’a teşekkür ederiz.

GETEM ‘inKurucularından Engin Yılmaz’ı

Okulumuzda Ağırladık

Page 66: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

666 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

HAVACILIK

Havacılık sektörü günümüzde sürekli büyüyen ve gelişenbir sektör haline gelmiştir. Türkiye’de havacılık sektörü yeni

filizlenen bir çiçek misalitazedir.

Dünya’nın ilk havayoluşirketi Hollandalı firmaKLM tarafından 7 Ekim1919’da kurulmuştur. Tür-kiye 1919 yılından 1923yılına kadar Kurtuluş Sa-vaşı vermekteydi o za-manlar. 1925 yılında Ata-türk tarafından Türk HavaKurumu kurulmuştur; Ata-türk aynı zamanda gele-cek nesillere, istikbalingöklerde olacağını bil-dirmiştir.

Türk Si-vil Hava

Taşımacılığı 1933 yılında 5 uçaklık küçük birfilo ile ‘Türk Hava Postaları‘ adı ile başlatılmış-tır. Böylece Türk Hava Yolları‘nın temelleri 1933yılında atılmıştır.

Türk Hava YollarıTHY Türkiye’nin en büyük hava yolu şirke-

tidir, Dünya’nın da ileri gelen hava yolların-dandır. Mart 2019 verilerine göre hali hazırda336 uçaklık bir filoya sahiptir.(Turkish Cargo uçakları dahil-dir.)

THY’nin filosuna her geçen yıl yeni uçak-lar eklemesiyle sektörde iş fırsatları da art-maktadır. Siparişi verilen Airbus 350’ler veBoeing 787’lerin toplamı 60 uçağı bul-makta. Türkiye’de yetersiz pilot okulların-dan kaynaklanan pilot eksiğinin kapatılmasıamacıyla hava yolları da ellerini taşın altı-na koydular.

Bu işin ilk örneği 2012’de kurulan Tur-kish Airlines Flight Academy’dir.

Turkish Airlines Flight AcademyBakımlı ve temiz eğitim uçaklarına sahip TAFA, pilot olmak

isteyen gençleri THY’nin internet sitesine davetetmekte.THY‘nin internet sitesinde belirli zaman aralıkların-da yayınlanan ilanlarda yetiştirilmek üzere 2. pilot adayları ila-nı bulunmakta.

İlanın şartları;T.C. vatandaşı olmak veya mavi kart sahibi olmak,En az ön lisans mezunu olmak,İngilizce seviyesinin en az B2 olması,Boy uzunluğunun 157cm’den kısa, 195cm’den uzun ol-

maması ve beden-kitle endeksine uygun olmak,Erkekler için askerliği tamamlamış veya eğitim başlangıç

tarihinden itibari ile en az 2 yıl tecil ettirebilmeyi taahhüt et-mek,

Adli sicil kaydı bulunmamak,THY ve THY’na bağlı herhangi bir ku-

rumdan disiplinsizlik nedeniyle atılmış ol-mamak ve fesih yoluyla ayrılmamış olmak.

Bu şartları sağlayan ve pilot olmak isteyenarkadaşlar;

WWW.TURKISHAIRLINES.COM’dan ilanın detaylarına ula-şabilirler.

İstanbul Havalimanı LTFM/ISLİstanbul’a yeni bir hava getiren, tüm kompartımanları ta-

mamlandığında Dünya’nın en büyük havalimanlarından bi-ri olacak İstanbul Havalimanı‘nın taşınması 6 Nisan gece02.00’dan öğlen 14.00’a kadar sürecek.

Atatürk Havalimanı‘na gelen yolcu uçakları İstanbul Ha-valimanı‘na yönlendirilecek. Atatürk havalimanında parkhalinde olan yolcu uçakları yolcusuz İstanbul Havalimanı‘na

gönderilecekler.Açılışı 29 EKİM 2018’de gerçekleşen İstan-

bul Havalimanı‘nda nispeten o günden beriuçuşlar devam etmekte. Yeni havalimanına ge-çiş ile birlikte tabi ki de uçuşlar büyük derecedeartacak.

Mart ayında Etiyopya’da yaşanan uçak ka-zası sonrası Türkiye dahil birçok ülke Boeing737 MAX’lere zorunlu ground (yerde kalma)talimatı vermişti. Türkiye’de bu uçaklara sahip

2 şirket bulunmakta, THY ve Hollanda Türkiye ortaklı Co-rendon. THY sahip olduğu 12 Boeing 737 MAX uçağını İs-

tanbul Havalimanı‘na gönderdi. Böylece Ata-türk Havalimanı‘ndaki park yeri sorunu da birnebze çözülmüş oldu, böyle bir olay yaşan-masaydı da göndermek zorunda kalacaklar-dı taşınmaya 1 aydan kısa zaman kalmıştı.

Yeni Havalimanı‘nın tamamlandığında top-lam 6 pisti bulunacak ve bu pistlerin her biri-ne çift taraftan da ILS sağlanacak.(ILS, yolcuuçaklarının aletli inişinin kısaltmasıdır.)

Yeni havalimanının kalıcı ICAO kodu LTFM,ancak ISL kodu Atatürk Havalima-nı‘nın kapanmasıyla IST olarak de-ğişecek.

Özetlemem gerekirse yeni ya-pılan havalimanında bizleri çokfarklı heyecan ve tecrübeler bekliyor, gerek yolcu konforu ge-rekse uçuş emniyeti açısından son derece rahat ve güvenliyolculuğunuzu sağlayacaksınız.

Ayrıca Lounge keyfi yaşamak isteyenler için de tıpkı Ata-türk Havalimanı‘nda olduğu gibi İstanbul Havalimanı‘nda daaynı fırsatlar bir tık üst kaliteyle siz değerli yolculara sunula-cak.

Pilot adayı Efe KANAT - 10/A

HAVACILIK BÜLTENİ

Page 67: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

667MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

KARDEŞ OKUL PROJESİ

Saraybosna’daki kardeş okulumuz Prva Bosnjacka Gım-nazıja ,üç öğretmen ve yedi öğrenciyle birlikte okulunuzu zi-yarete geldi.Kardeş okulumuzun öğretmen ve öğrencileri;idarecilerimiz,İngilizce öğret-

menimiz Emre Atıcı ve öğrencilerimiz tarafından İstanbul Ha-vaalanı’ndan alınarak okulumuza getirildi.Misafirlerimiz oku-lumuzu gezerek derslerimize misafir oldular ve merak ettik-leri soruları sorarak kendi eğitim sistemlerinden bahsetti-ler.Kardeş okulumuz Cuma günü ve hafta sonu İstanbul ‘da-ki merak ettikleri yerleri gezdiler. Kendilerine nazik ziyaret-

KARDEŞ OKULUMUZ ZİYARETİMİZE GELDİ

Page 68: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

668 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

COĞRAFYA

Coğrafya öğretmenimiz Oktay Doker , kültürel değerle-rimizi tanıtmak amacıyla öğrencilerimize proje ödevi ver-di.Öğrencilerimiz birçok belediye ve kültür müdürlüğüyle ile-tişime geçerek illerin tanıtım broşürlerine ve önemli sem-bollerine ulaştılar.İllerden gelen tanıtım ürünleriyle okulumuzdasergi açıldı ve öğrencilerimiz ülkemizin kültürel mirasını ya-

kından tanıma imkanı elde etti.Sergide ayrıca doğada bulunantaşlara da yer verildi.Bu faydalı ve renkli sergiyi hazırlayan öğ-rencilerimize ve öğrencilerimize rehberlik eden Coğrafya öğ-retmenimiz Oktay Doker’e teşekkür ederiz. Ayrıca öğrenci-lerimizi kırmayarak okulumuza destek olan,illerinin tanıtım ürün-lerini gönderen tüm belediyelere teşekkür ederiz.

COĞRAFYA SERGİSİ

Page 69: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

669MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

MEZUNLAR DERNEĞİ

Okulumuzdan mezun olmuş eski ve yeni öğrencilerimiz,okulumuzda düzenlenen kahvaltıda buluştu.

Bugün, farklı şehir ve ülkelerde değişik sektörlerde iş sa-hibi olan ilk mezunlarımızdan geçen yıl mezun olan öğren-cilerimize kadar eski ve yeni birçok öğrencimiz okulumuzdabir araya geldi.

Biyoloji öğretmenimiz Fatih Yıldız’ın sunumuyla gerçek-

leşen “açık mikrofon” etkinliği ile mezunlarımızın duyguları-na yer verildi. Yıllar önce aynı sıraları paylaştıkları arkadaşla-rına kavuşan mezunlarımız duygusal anlar yaşadı. Biz,her ge-çen gün büyüyen Florya Tevfik Ercan Anadolu Lisesi ailesi ola-rak mezunlarımızın okulumuza aidiyet duygusunu önemsi-yoruz. Değişik şehir ve ülkelerden gelerek bize bu aidiyet duy-gusunu yaşatan tüm mezunlarımıza teşekkür ederiz.

ESKİ MEZUNLARIMIZOKULUMUZU ZİYARET ETTİ

Page 70: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

770 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

SIFIR ATIK PROJESİ

İsrafı önlemek,kaynakları verimli kullanmak,atık miktarınıazaltmak,atıkları geri kazanmak ve yarınlara temiz bir dünyabırakmak amacıyla başlatılan “Sıfır Atık Projesi”ne okulumuzda destek vermektedir.

Okul müdürümüz Yılmaz Arslan ve Çevre kulübünün des-

teğiyle okulumuza atık kutuları getirildi ve bu kutular okulu-muzun birçok köşesine yerleştirildi.

Okul müdürümüz Yılmaz Arslan’a ve Çevre kulübü öğ-retmenlerimiz Yasemin Baş ve Gülbin Güney Demirdö-ken’e teşekkür ederiz.

Sıfır Atık Projesi

Page 71: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

771MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

MEZUNLAR

19 Nisan Cuma günü mezun öğrencilerimizle okulu-muzda Kariyer günü etkinliği yapıldı.Mezun öğrencileri-miz 11. ve 12. sınıf öğrencilerimize okulumuzun konfe-rans salonunda seminer verdi.

Büyük bir vefa örneği göstererek okulumuza ge-len,saatlerce öğrencilerimize seminer veren,okulumuz-da sıcak bir aile kültürünün oluşmasında büyük katkılarıolan öğrencilerimize çok teşekkür ederiz.Sizler bizim içindeğerlisiniz. Etkinliği düzenleyerek eski öğrencilerimiz-le yeni öğrencilerimizi bir araya getiren Rehber öğret-menlerimize de teşekkür ederiz.

Mezunlarla Kariyer Günü

Page 72: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

772 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

BAHAR ŞENLİKLERİ

PROJE SERGİSİ VE BAHARŞENLİKLERİ ETKİNLİKLERİMİZ

Geleneksel hale gelen Bahar Şenliği’mizin açılışını Bakırköyİlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Emrullah Aydın yaptı. Okulmüdürümüz Yılmaz Arslan ve İlçe Milli Eğitim MüdürümüzEmrullah Aydın’ın konuşmalarının ardından öğrencilerimi-zin yıl boyunca emek verdikleri proje ve resim sergisi ge-zildi.Öğretmenlerimiz ile Voleybol Kız Takımı arasındamaç yapıldı. Müzikal etkinliklerle şenliğimizin birinci günüsona erdi.

Page 73: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

773MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

BAHAR ŞENLİKLERİ

Bahar Şenliklerimizin ikinci gününde 10C ve 11A sınıfla-rı arasında Basketbol final maçı gerçekleştirildi ve 10 C sını-fı şampiyon oldu. Manchester City ve Barcelona takımları ara-sında geçen futsal karşılaşmasını da Manchester City takımıalarak şampiyon oldu. Kazanan takımlara madalyaları takdimedildi. Geleneksel oyunlarımıza da şenliğimizde yer verildi.Kompozisyonda dereceye giren öğrencimiz Bilge Çatalka-ya’ ya ödülü takdim edildi. Okul Müdürümüz Yılmaz Arslan’

ın kapanış konuşmasıyla şenliklerimiz sona erdi. İki gün bo-yunca şenliklerimize emek veren öğrencilerimize ve öğret-menlerimize teşekkür ederiz.

Page 74: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

2017-2018 Eğitim-Öğretim yılı sonunda mezun olan öğ-rencilerimizin mezuniyet töreni görülmeye değerdi.

Florya Tevfik Ercan Anadolu Lisesi olarak 2018 mezunla-rını gururla uğurladık. Okul müdürümüzün konuşmasındansonra dereceye giren öğrencilerin plaket takdimi yapıldı veokul birincisinin adı yaş kütüğüne çakıldı. Tüm davetlilere dö-ner ve pilav ikram edildi. Törenimiz müzik ve eğlence prog-ramıyla saat 21.30'a kadar devam etti. Tüm öğrencilerimizitebrik ediyor ve kendilerine aydınlık yarınlar diliyoruz. Yolu-nuz açık olsun!

Öğrencilik hayatınız boyunca bizde derin izler bırakan li-se hayatımız birçoğumuz için özeldir. Öğrencimiz TunahanDEMİR 'in lise hayatına dair samimi duygularını anlattığı ya-zısını paylaşıyoruz : Bahçeye attığım ilk adım ve daha son-

rasında ardından sıralanan tüm adımlarım değişime, gelişi-me, düşmeye, kalkmaya, kalkmayı öğrenmeye atıldı. Beni benyapan yılları yaşayacağımı gelirken biliyordum bilmesine deyaşanacaklar hakkında hayal bile kuramazdım. Hayal gibi ge-çen dört yılın ardından veda vakti geldi. Adımlanmayan her-hangi bir köşesi kalmadı. Anısı olmayan herhangi bir yer yok.

Her okul birer meşaledir. Bizlerse birer kıvılcım olarak ge-lip birer alev olarak çıkmak adına ondan nasipleniriz. Bahçenindışına aktif öğrencisi olarak attığımız son adımdan sonra ha-tırlanacak bir yuvayı daha geride bırakmış olacağız. Aslındabu geride bırakış büyümek gibi bir şey. Nasıl ki çocukluğu-muzdan kopamıyorsak büyüdükçe belki de hayatımızın enbüyük çocukluklarını taşıyan, çocukluklarımıza şahitlik edenbu yerden de o derece kopamayacağız.

774 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

MEZUNİYET

YOLUNUZ AÇIK OLSUN

Page 75: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

775MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

MEZUNİYET

Her basamakta elimizden tutan, başımızı her kaldırdığı-mızda yeri geldiğinde endişeli, yeri geldiğinde gururlu, ye-ri geldiğinde kızmış suratlarıyla ellerinden gelenden fazlasıylayanımızda olan öğretmenlerimiz de bizlere karşılıksız sevgi,emek, saygı, özveri, sorumluluk nediri annelerimiz, babala-rımızdan sonra temsil etmeleriyle her biri çok değerli hatıralarolarak daima hatırlanacaklar.

Konferans salonunda törenlerde sahnede olmayı, gösterileriseyretmeyi, zaman geçirmeyi bu kadar özleyeceğimi tahminetmezdim. Spor salonun yasak olması üzerine voleybol to-puyla futbol oynarken aldığımız zevki hocalarımızın ‘O topuburaya getir!’ nidalarıyla bozmalarını da özleyeceğimi hiç san-mazdım. Son derslerini iple çektiğim zamanların pişmanlığını

yaşayacağım hele hiç aklıma gelmezdi. Belki de bu da herayrılış gibi kıymet bildiriyor şimdiden.

Kırgınlıklar, hüzünler, pişmanlıklar, yepyeni heyecanlar, se-vinçler, dostlar, keşkeler… Her okul günü FTEAL hepimizebambaşka şeyler kattığına eminim. Kendimizi kendimize ta-nıttığına, geleceğe bakışımızı güçlendirdiğine…

Bizden sonra yeni ufukların, umutların yuvası olmaya veyepyeni kıvılcımları alevlendirmeye devam edecek FTEAL.Hoşça kalın… Tunahan DEMİR - 12/A

Page 76: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

776 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

REHBERLİK

İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl, küre-selleşme ve teknolojideki hızlı deği-

şimler ile farklılığını yaşayarak his-settiğimiz bir çağ. Bu çağ ile birlik-te dünya birçok alanda bir değişimdöngüsünün içine girmiş, bu de-ğişim ve gelişim döngüsü top-lumların ihtiyaçlarını değiştirmiş-

tir. Hızla değişen bu çağda ihtiyaç-ların en önemlisi de değişen çağa

uyum sağlayabilecek becerilerle do-nanmış bireylerdir.

21. YÜZYIL YETKİNLİKLERİİşverenlere nasıl mezunlar istedikleri sorulduğunda içerik değil yetkin-likler öne çıkmaktadır. Maalesef üniversiteler yetkinlik geliştirme konu-sunda pek fazla bir şey yapmamaktadırlar. Lisedenbirçok yetkinlikleri eksik olarak gelen öğrenci üni-versitede bu eksikliklerini tamamlayamamakta ve sa-dece üniversite tarafından belirlenen içeriği öğrenipmezun olmaktadır. Özetle, üniversitelerin mezun et-tiği öğrenciler ile ülkenin ihtiyacı olan işgücü arasındaciddi bir uçurum bulunmaktadır.Birçok lise mezununun eksik olduğu alanlar:Türkiye’deki lise mezunları üniversiteye geldiklerindene durumdalar?Hiçbir lise mezununda aşağıdaki eksikliklerin hep-si birden bulunmayabilir. Fakat birçok mezunda bueksikliklerin önemli bir kısmı mevcut.Yetkinliklerin gelişmesi için daha uzun zaman, uy-gulamalı eğitim ve bol pratik gerektirir. Örneğin, araş-tırma yetkinliklerinin gelişmesi için bireylerin birçokfarklı konuda araştırma yapması gerekli. Takım ça-lışması yetkinliklerini geliştirebilmek için bireylerin de-falarca farklı takımlar içinde yer alması gerekli. İleti-şim yetkinliklerinin gelişmesi için bireylerin birçok ra-por yazması ve sunum yapması gerekli. Özetle, yet-kinlik geliştirmek için defalarca uygulama yapmak ge-rekli ve bunun için de zaman gerekli. Bu yetkinlikler öğrenciler mezunolduktan sonra değil, okulda iken -tercihen ilk ve orta öğretim sırasın-da- geliştirilmeli. 1-Hedef koyma2-Zaman yönetimi3-Planlama4-İngilizce5-İletişim (okuma, yazma, dinleme, konuşma) yetkinlikleri6-Sunum teknikleri7-Grup çalışması8-Analiz ve sentez yetkinlikleri (ezber yerine)9-Problem çözme yetkinlikleri (çoktan seçmeli yerine)10-Uzun vadeli ödüllere odaklanma11-Bilişim teknolojileri ile yakınlık (oyun, arkadaşlık siteleri ve mesajlaş-ma ile kısıtlı)12-Dikkat süresi13-Uzun süreler içinkonsantre olabilme14-Araştırma yetkinlikleri (Google ile kısıtlı)15-Bilgiye ve öğrenmeye değer verme16-Arkadaşlara saygı (az) otoriteye saygı (fazla)17-Ödüller için gereken fedakârlıkları yapma (otomatik hak etme)18-Etik değerler (fikri mülkiyet hırsızlığı ve kopya)19-Sosyal ve çevresel bilinç20-Gerçek hayat deneyimi ve bilinci21-Hoşgörü (fikir farklılıkları, yapıcı tartışma kapasitesi)22-Uluslararası farkındalık (diğer ülke, kültür algısı-ön yargı, peşin hüküm)21.Yüzyıl Temaları ve Yetkinlikleri Neler?1-Küresel bilinç2-Finans, ekonomi, işletmecilik ve girişimcilik okuryazarlığı3-Yurttaşlık okuryazarlığı4-Sağlık okuryazarlığı

5-Çevre okuryazarlığı6-Yaratıcılık ve inovasyon7-Kritik düşünme ve problem çözme8-İletişim ve işbirliği9-Bilgi okuryazarlığı10-Medya okuryazarlığı11-Bilişim ve iletişim teknolojileri okuryazarlığı12-Esneklik ve uyum sağlayabilirlik13-Sorumluluk alma ve öz yönlendirme14-Sosyal ve kültürlerarası yetkinlikler15-Üretkenlik ve hesap verebilirlik16-Liderlik ve sorumluluk17-Okul İçi Çözümler

21. Yüzyıl yetkinlikleri İçin Okullarda neler Yapılmalı?

1-Tüm seviyelerde bireyi merkeze alan aktif öğrenmepedagojisi kullanılmalı ve öğrenciler dinleyerek de-ğil, düşünerek, konuşarak ve uygulayarak öğrenmeli.2-Hem orta hem de yükseköğretim kurumları, içe-rik naklinin yanında yetkinlik geliştirmeyi misyonla-rının bir parçası olarak algılamalı.3-Orta ve yükseköğrenim müfredatlarına temel yet-kinlik geliştirme eğitimleri konulmalı.4-Tüm müfredat, temel yetkinlik geliştirme eğitimi son-rası öğrencilerin yetkinliklerini içselleştirebilmeleri vedeneyimleyip geliştirebilecekleri şekilde kurgulan-malı.5-Gerek MEB, gerekse YÖK yetkinlik geliştirilmesi ko-nusuna önem vermeli ve okulların öğrenim çıktılarıarasında mutlaka yetkinlikler de bulunmalı.6-Tüm eğitim kurumu çalışanlarının da yetkinlikleri-nin geliştirilmesi gerekli. Yetkinlikleri gelişmemiş bireğitmen kadrosu ile yetkinlik geliştirilemez.7-Ortaöğretimde öğrencileri üretime yönlendire-bilmek için kodlama öğretilmeli ve her lise mezunubir bilgisayar programlama dili bilerek mezun olmalı.

8-Liselerdeki psikolojik danışman ve rehber öğret-menler kariyer planlama ve mentörlük eğitimi almalı.9-Klüp faaliyetleri yetkinlik geliştirmede (özellikle iletişim, liderlik, projeyönetimi gibi yetkinliklerde) önemli rol oynamakta. Eğitim kurumlarınınbu faaliyetleri desteklemesi ve öğrencilerini kulüplere yönlendirmesi ge-rekli.10-Üniversitelerde sektörlerin tanıtıldığı, güçlü ve zayıf yanların; fırsat vetehditlerin; kariyer olanaklarının ve hangi yetkinliklerin öne çıktığının an-latıldığı programlar kurgulanmalı.11-Onuncu sınıftan başlayarak lise öğrencileri ve tüm üniversite öğrencileriyazın bir kısmını staj yaparak değerlendirmeli. Bunun için gereken des-tek sisteminin devlet, özel sektör ve STK’lar desteği ile kurgulanmalı. Yu-muşak geçişi sağlayabilmek için özellikle üniversite son sınıf ders prog-ramları yarı zamanlı çalışmayı teşvik edici şekilde planlanmalı.12-Üniversitelerde tüm öğrencilere hizmet verecek kapsamlı profesyonelgelişim ofisleri kurulmalı ve bu ofislerde kariyere hazırlık testleri, özgeçmişhazırlama, mülakata hazırlanma, kariyer planı yapma, teklifler arasındaseçim yapma, lisansüstü öğrenim tercihleri gibi konularda öğrencilereyol gösterebilecek profesyoneller istihdam edilmeli.Okul Dışı Çözümler1-Sınavlara değil yetkinliklere odaklı anne-baba desteği.2-Yurt içinde ve mümkünse yurt dışında yaz kampları.3-Çok yönlülüğü destekleyecek hobiler, spor, müzik, sanat ve bolca ki-tap okuma.4-Her fırsatta farklı kurumlarda staj ve yarı-zamanlı çalışma.5-STK’larda genç yaştan itibaren gönüllü olarak görev alma ve proje üret-me.6-Üniversite yaz okulları ve müzakere kampları.

Kaynak:Prof. Dr. Erhan ERKUTPsikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Sibel ÇOLAKOĞLU

Page 77: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

Bir ses duymak veya bir koku almak sizi korkuya düşürmezfakat bunları trajik bir olayla bağdaştırdığınız zaman korku anı-sı oluşur. Sonuç olarak bu uyarıları aldığınız zaman bu kor-ku tekrardan depreşir.

California Üniversitesi’nden DR. Jun-Hyeong Cho ileWoong Bin Kim laboratuvarda yaptıkları deneylerde korkuanılarını manipüle edilebileceğini, böylece yararlı anılar ko-runurken günlük hayata zarar veren anılardan kurtulabile-ceğimizi buldular.

Fare deneklerle gerçekleştirilen bu deney şöyle: İki fare-yi tiz ve pes sese maruz bırakıyorlar, farelerde herhangi birkorku tepkisi gözlemlenmiyor. Bundan sonra farelere tiz se-se maruz bırakılırken aynı zamanda ayaklarına elektrik şokuveriliyor. Tekrardan tiz ve pes sese maruz bırakıldığında pesseste hiçbir tepki vermiyorken tiz seste hareketsiz kalıyorlar(korku tepkisi).

İşitsel sinyalleri, beynin korku öğreniminde ve bellekte roloynayan beyin bölümüne “amigdala” deniyor. Fareler tiz ses

ile elektriği aynı anda alınca amigdalaya giden bazı sinaptikbağlantıların güçlendiği görülüyor. (Sinaptik bağlantı: Be-yindeki iletişim yolları gibi düşünülebilir.)

Cho ile Kim optogenetik denilen yöntemle ışık kullana-rak bu sinaptik bağlantıları zayıflattılar. Bu da tiz tonla ilişki-lendirilmiş korku anısını sildi. Gelecekte insanların beynindeoluşan korku anılarını silmek için bu deney üzerinden çalış-malar yapılacaktır.

Ufak Bir BilgiNemli havalarda saçımızın kabarmasının nedeni nemin pro-

tein yapısında tümseklere neden olmasıdır. Saç telleri her nekadar ince gözükse de mikroskop altında incelediğimizde 3farklı katmandan oluştuğunu görürüz.

Ortadaki keratin katmanı proteinden oluşur, saçınızın şek-lini ve duruşunu bu katmandaki proteinlerin birbirine nasılbağlandığı belirliyor.

Dediğimiz gibi nem, bu protein yapıyı geçicide olsa bo-zuyor ve saçlarımız kabarıyor.

Semih DOĞAN - 10/A

Korkularınızdan Kurtulun!

77MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

BİLİM

Page 78: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

-60 yaşına gelene dek tat tomurcuklarınızın ya-rısına yakınını kaybedersiniz.

-52'lik bir deste kağıdı karıştırdığınız zaman,yüksek olasılıkla kartları o sırayla tarihte o sıray-la karıştıran ilk kişi siz olursunuz.

- Eğer annenin hamilelik esnasında iç or-ganlarından birine zarar gelirse, bebeği ona kökhücre yollayarak iyileşmesine destek olur.

-Bir adet 43 cm'lik pizza, iki adet 30 cm'lik piz-zadan büyüktür.

-Hayatınız bo-yunca farkında ol-madan, ortalama 12 seri katille tanışırsınız.

-Pisa Kulesi'nin üzerine kurulu olduğu,daha inşaat bitmeden eğilmeye başlama-sına sebep olan yumuşak toprak, kulenin4 farklı depremden sağlam çıkmasını sağ-

lamıştır.-İsviçre vatandaşları isterlerse hükümeti yok sayıp, ulusal bir oylama

yaptıktan sonra kendi yasalarını ya-ratabilirler, hatta var olan yasaları de-ğiştirebilirler.

-Seattle'da bulunan Space Ne-edle'ın tepesindeki dönen restorano kadar mükemmel bir şekilde den-gelenmiş ki, 125 tonluk bir kitleyi ha-reket ettirmek için yalnızca 1.5 bey-

gir güç kullanılıyor.-Bir elmasın gerçek olduğunu nasıl anlarsınız? Tabii ki üzerine üfleyerek.

Elmaslar mükemmel ısı iletkenleridir.Yanielmas gerçekse, üzerine üfleyince olu-şan buhar hemen kaybolur. Eğer buharkaybolmazsa bizce orayı direkt terk edin.

-IKEA'da bizim kadar çok kayboluyormusunuz? Bunun sebebi mağazanın özel-likle labirent gibi tasarlanması, bu şekildemüşteriler tüm ürünleri görmeden çıkış

noktasına ulaşamıyor.-Hava sıcaklığı iştahınızı etkiler. Hava soğukken daha çok

yeme eğilimine sahipsiniz.-Kanada'nın Kuzeybatı Bölgeleri'nde araç plakaları kutup

ayısı şeklindedir.-Napolyon'un üç namlulu filinta ta-

bancası vardı.-1994 yılında, 16 yaşındaki Je-

remyBrenno arkadaşlarıyla birliktegolf oynarken sopalardan birisi fırla-mış, sırtından saplanmış ve kalbini pa-

ramparça ederek ölümüne sebep olmuştur.-Amerika’da pasif içiciliğin yılda 50,000 insa-

nın ölümüne sebep olduğu bilinmektedir.-Solak insanların sağlak insanlardan 3 yıl daha

erken öldüğü söylenmektedir.-Amerika'da her yıl 100'ün üzerinde insanın tükenmez kalem kapa-

ğı boğazlarına kaçtığı için öldüğü bilinmektedir.-Dünyanın ilk seri katili olarak bilinen TedBundy, bir zamanlar intihar

destek hattında çalışmıştır.

-"Saat yarım olmuş" denildiğinde 12:30'un an-laşılmasının sebebi, o anda akrep ve yelkovanınsaati 2 eşit parçaya bölmesinden ötürüdür.

-Beyine giden ve gelen sinir sinyallerinin hı-zı saatte 273.6 km’ye ulaşabilir.

-Beyin herhangi bir acı hissetmez.Tüm acılarınkaynağı beyin olmasına rağmen, kendi üzerin-de ağrı algılayıcıları olmadığı için acıyı hissetmiyor.Ama çevresinde çok fazla doku, sinirler ve da-

marlar var ve bunlar acıya duyarlı. Bu yüzdenkeskin baş ağrıları var zaten.

-İnsanlık tarihinin başlangıcından itibarenortalama 100 milyar insanın öldüğü tahmin edi-liyor.

-İnsan rüyasında asla kendisinin öldüğünügörmez, beyin bir şekilde bunu elimine eder.Bu durum, vücudun kendini savunma meka-nizmasıdır.

-Derinizin her 2.5 santimlik kısmında yak-laşık 32 milyon bakteri vardır.

-Ağladığımız zamanlarda gözyaşlarımızınkimyasal karışımları, o an hissettiğimiz duyguya göre değişkenlik gösterir.

-Yara veya kesiklerin üzerine toz şeker koyarsanız eğer hissettiğiniz acı-yı ciddi miktarda azaltırsınız.Tozşeker ayrıca, yaranın iyileşmesüresini de kısaltır.

-Küfür etmenin, beyni rahat-lattığı ve böylece acı hissine kar-şı etkili olduğu pek inanılma-yan, fakat bilimsel olarak kanıt-lanan bir gerçek.

-Ağaçlar özellikle kış mevsi-minde, kendilerinde eksik olanmaddeleri komşu ağaçlardan alabiliyor.

-Yükseklere çıkıldıkça, vücu-dumuzun kilo kaybetme eğilimiartar.

-Normalde vücutta 8 saat ka-lan bir hapın, 4 saat kaldığını söy-lerseniz, 4 saat sonunda hap vü-cuttan atılmış oluyor. Tam aksininde doğru olduğu görülmüş.

-Böbrek nakli ameliyatlarındansonra mevcut böbrek veya böb-

rekler vücuttan çıkarılmaz.-İnsan, hayatı boyunca 20 kg'a yakın deri döker. Bir başka deyişle her

saatte derimizden 600,000 par-ça dökülür.

-Bulutlu günlerde insanınbronzlaşmasının sebebinin, bron-zlaşmayı sağlayan mor ve ötesiışınların bulutlardan geçebil-mesi; cam kenarında güneşlenenkişinin bronzlaşamamasının se-bebinin bu mor ve ötesi ışınlarıncamdan geçememesidir.

-Yalan söyleyen kadınlar gözleri veyahutgöz çevresiy-le, yalan söy-leyen erkek-ler ise burun-larıyla oynar-lar.

-İskambilkağıtlarında; Kupa = Asiller, Maça = Tüc-carlar, Karo = Askerler, Sinek = Fakir halk, olarak temsil edilir.

Umut TAŞAN - 10/A

İLGİNÇ BİLGİLER KÖŞESİ

78 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

İLGİNÇ BİLGİLER

Page 79: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

1)Hangi kelime dolgun yüzlü anlamında kullanılır?A) Ablak B) Hokka C) Behemeha D) Mülterif2) İsviçre’nin başkenti neresidir?A) Zürih B) Bern C)Kopenhag D) Lizbon3) Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliğinden çıkış süreciyle ilgili kısaltma hangisidir?A) Leaveu B) Brexit C) Seperasyon D) AB4) Epistemoloji nedir?A) Bilgi felsefesi B) Varlık felsefesi C)Din felsefesi D) Ahlak felsefesi5) 4 Nisan 1949’da 12 ülke tarafından imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması’na dayanarak kurulan örgüt hangisidir?A) Nato B) Birleşmiş Milletler C) Avrupa Konseyi D) Unesco6) ‘’Sihirli Eğer’’ olarak bilinen oyunculuk kuramını geliştiren ve gerçekçi akıma yön veren, modern tiyatroyadamgasını vurmuş isim aşağıdakilerden hangisidir?A) Bertort brecht B) Aristoteles C) Konstantin Stanislavski D)Shakespeare7) Karl Marx’ın yazdığı ‘’Felsefenin Sefaleti’’ isimli eser hangi düşünürün ‘’Sefaletin Felsefesi’’ isimli kitabına birkarşı görüş ve cevap niteliğindedir?

A) Friedrich Engels B) Pierre- Joseph Proudhon C) Ludwig von Westphalen D) Max Weber8) Kişilerin evden çıkmaya korkması şeklinde kendini gösteren, açık alanda bulunma fobisinin adı nedir?A) Zenofobi B) Algofobi C) Akrofobi D) Agorafobi9) Delfi’deki Apollon Tapınağı’nın girişinde altın harflerle yazılı olan, Sokrates’in öğretisinin özünü oluşturan söz hangisidir?A) Işığa doğru B) Kendini bil C) Herkes için adalet D) Bilgi güçtür10) eski Yunancada ‘’süt’’ anlamına gelen sözcükten türeyen astronomi terimi hangisidir? A) Asteroit B) Zodyak C) Plazma D) Galaksi11) 1946’da Louis Reard’ın yarattığı moda dünyasında devrim yaratan giysi nedir?A) Döpiyes B) Külotlu çorap C) Bikini D) Mini etek12) Antik ve Orta Çağ yüksek eğitiminin temeli olan yedi özgür sanattan biri aşağıdakilerden hangisidir?A) Gökbilim B) Politika C) Anatomi D) Aşçılık13) Yakınında çalışan işçilerin iş bırakma eylemi nedeniyle adından ‘’grev yapmak’’ sözünün türediği, anlamı‘’nehir kıyısı’’ olan Greve Meydanı nerededir?A)Moskova B)Roma C) Paris D) Atina14) ‘’Zor bir iş yapması için her zaman tembel bir insanı seçerim çünkü o, işi yapmanın daha kolay yolunubulur.’’ Sözü kime aittir?

A)Mark Zuckerberg B)Steve Jobs C) Donald Trump D) Bill Gates15) Magna Carta hangi ülkenin kralıyla yapılmış bir sözleşmedir?

A) Fransa B) İspanya C) İtalya D)İngiltere16) Fransız İhtilali kaç yıllarında gerçekleşmiştir?

A) 1789-1799 B) 1768-1787 C) 1876-1889 D)1775-1785

TEST DEĞERLENDİRMESİ:16-9 ARASI: Muhteşem bir sonuç! Bir yarışmaya katılırsan iyi bir sonuç alabilirsin. Çünkü bu genel kültür sorularını zor yaptım8-5 ARASI: Sorular zaten zordu.Ama sen yine de yapabilmişsin bu soruları tebrikler 0-4 ARASI: Neler öğrendiğine de bir bak! Birazcık genel kültürünü geliştirmiş oldun.

Azra Kangallı - 10/A

GENEL KÜLTÜR TESTİ

779MAYIS 2019 -�FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�

GENEL KÜLTÜR TESTİ

Page 80: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

880 FLORYA�TEVFİK�ERCAN�ANADOLU�LİSESİ�-�MAYIS 2019

BULMACA

Demirhan İÇİMLİ 10/ABetül POLAT 10/A

Page 81: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,
Page 82: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,
Page 83: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,
Page 84: İlknur ÇAKIR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Editör: lknur ÇAKIR … · 2020. 7. 13. · MAYIS 2019 -FLORYATEVFİKE RCANA NADOLULİSESİ 1 EDİTÖRDEN Değerli Martı Okuyucuları,

florya _teal @florya_teal

ŞŞennllikkkkööy Mahaalllleessii Altay SSokak No:2 PK 34153 Floryaa - İSSTANBULTeell:: 0022112 663 227 67 Fax: 0212 663 59 92

wwwww.ffteeal..mmeebb..kk112.tr e-mail: [email protected]