LüKMAN - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · LüKMAN Kur'an-ı Kerim'in Mekke'de nazil olan 31....

2
rumpf, Die Territorialverwaltung im östlichen Teil der europaisehen Türkei 1866-1878, Frei- burg 1978, s. 301 -302; M. Harbova. Gradous- troistvo i Arhitektura po Balgarskite zemi prez XV-XIX vek, Sofia 1991, s. 16-17, 92; R. Kova- cev, Opis na 1'/ikopolskija San& ak ot 80. te Go- dini na XV Vek., Sofia 1997, s. 94-95; Kemal Göz ler, Les villages pomaks de Lo{ ça aux XV' et XVI' si eel es d 'ap res le s tahrir De{ters otto- mans, Ankara 2001, tür.yer.; O. Sabev. Osman- ski ucilista u Balgarskite zemi XV-XIX vek, So- fia 2001, tür.yer.; L. Miletic. "Lovcanskite Po - matsi", Balgarski Pregled, V/5 ( 1897). s. 67- 78; J. Dzangova. "Fouilles de la forteresse de Lovec", Arheologija, sy. 2, Sofia 1966, s. 32- 41; B. Lory. "U ne communaute musulmane oubli ee: Les pomaks de Lo vee". Turcica, XIX, Paris 1987, s. 95-117; Entsiklopedija Balgarija, Sofia 1982, III, 810-818. [il!! MACHIEL KIEL L L L LOGOS Hz. kendisine ezeli ve ebedi ifade eden terim (bk. LOG MiNARE (bk. ENDERUN LOKMAN Kur'an'da kendisine hikmet bildirilen, bir din _j _j _j Lukman kelimesinin veya Sur- yanice belirtilmektedir ( F'lrOzaba- dl , VI, 90; AIOsl. XXI, 82). Kur'an'da Lok- man'la ilgili bilgiler, sure- de onun iki defa ismen zikredilmesinden ve naklinden ibarettir (Lokman 31/12-19). Buna Cahiliye ve enbiya ta olmak üzere kaynaklarda Lokman'a dair rivayetler yer almak- ta ve bu rivayetlerdeki bilgilerin veya benzer niteliklere sahip ait ve birbirine ifade edilmektedir. Gerçekte biri Kur'an'da zikredilen ve kendisine hik- met verilmesi sebebiyle Lokmanü'l-hakim (Lokman Hekim) diye maruf olan. ise Arap Lokman b. Ad olarak geçen iki (Cevad Al i. I. 316-3 7) zaman içinde muhtelif re ait özellikler de bu isim Künyesiyle ilgili olarak Lok- man b. Ad (Ve hb b. Münebbih, S. 78; Mu- faddal ed-Dabbl. s. 151 ); Lokman b. Adi- ya b. Lüceyn b. Ad veya Lokman b. Ad b. Avs b. (Meydan!, 429; ll, 389); Lok- man b. Anka Kuteybe, s. 25; Mes'Odl, 57; Süheyll, 266); Lokman b. Baur b. NahOr b. Tareh (Sa'lebl, s. 266; Beyzavl, Il, 253) gibi bilgiler önce Araplar uzun ömrü. ve tema- yüz eden Lokman. Cahiliye dönemi rinde Hz. Hud'un kavmine veren Ad'a nisbetle Lokman b. Ad olarak geç- mekte, ancak kaynaklarda bu za- Kur'an'da zikredilen Lokman belirtilmektedir (Cahiz, 126; F'lrGzabadl, VI, 90). Hz. Kur'an'da örnek bir olarak takdim edilmesi onun Arap toplumunca göstermek- tedir. Rivayete göre Ad kavmi günahkar- ve peygamberlerini dinlememeleri yüzünden (Ta- beri, Tari/], I, 2I9; VII , 65) bu felaket- ten sadece Hud ve ona inanantarla mur için Mekke'ye giden. da da bir heyet Ad kavminin çekirde- bu topluluk. yeni bir ku- için geçen Lokman'la birlikte Sebebölgesine göç et- Me'rib Seddi de Lokman (Cevad Ali. 319). ne kadar konusun- da rivayetler Bu rivayetlere göre Lokman Allah'tan uzun ömür dile- tercih kendisine Araplar'- da uzun simgesi olan kartatdan hareketle yedi karta! ömrü kadar (Ta beri, Tarfl]., I, 223). Lok- bin, üç bin, üç bin yüz veya dört bin nakle- dilmektediL Bu sebeple kendisine "Lok- manü'n-nüsur" (karta! lar kadar uzun ya - Lokman gibi "el-Muam- mer" (uzun ömürlü) da (Nüveyrl, XIII, 60) Ebu Hatim es-Sicis- tani uzun ömürlüler sonra ikinci zikreder (el- M u'ammerün, s. 4-5). Vefat Ah- kaf'ta Hud peygamberin kabrinin na söylenir (Vehb b. M üneb- bi h. s. 78-85). Yakut. onun Ta- beriye gölünün veya Rem- le'de, bir rivayete göre de Yemen'de oldu- nakletmektedir (Mu<cemü'l-büldan, IV, 1 9) Lokman b. Ad hikmetli sözler söyleme- siyle Lokmanü'l-ha- kim diye de maruftur. Hz. Peygamber'in LüKMAN Yemen'den gelen bir heyeti onlara, Yemenli'dir, hikmetYemen- li'dir" (Müslim, 88-90) Yemen'deki Ad kav- mine mensubiyetine öne (Gutas, Cl/1 [ 1981 J, s. 78). Lokman'a pek çok atfe- dilmektedir (Mufaddal ed-Dabbl, s. 151- 163). b. Hucr, Nabiga ez-Züb- yani, Lebid b. Rebia ve Tarafe b. Abd gibi onun bu bahseder (Ebu Hatim es-Sicistanl, s. 4-5; Horovitz, s. 33-135) Cahiliye Lokman'la ilgili birçok biliyor ve kendisini hakim diye niteliyordu. Bu Kur'an'da da (Lokman 31/1 2). Eski Arap Lokman, Ad kav- mine mensup bir olarak takdim edil- gibi kaynaklarda biri olarak da gösterilmektedir. Buna göre Lokman, Hz. EyyQb'un kar- veya teyzesinin Hz. Da- vGd ondan ilim DavGd peygamber oluncaya kadar fetva sonra da onun (Taberl, Cami<u'l-beyan, XXI. 67). Yunan filozofu Empedokles'in Lok- man'dan hikmet rivayet edil- mektedir. ka- biri Hz. DavGd veya Hz. lsa ile Hz. Muhammed da öne sürülmektedir (AI Gsl, XXI, 82). Di- taraftan Beni birine ait Ha- Kuteybe, s. 25) veya Nübyeli(Sa'- lebl, s. 266) siyah! bir köle gibi rivayetler de (Vehb b. Mü- nebbih, s. 78; Mes'Gdl, I, 57). Rivayete göre Lokman'dan hikmetten birini seçmesi istenince hik- meti tercih hilafet DavGd'a veril- Lokman da ona vezir (Kur- tubl, XIV, 60). ei-Berberl ve onun nebi söylemekteyse de Katade b. Diame, Mücahid b. Cebr gibi alimiere göre nebl hakimdir (Ta be- ri, Cami<u' l- beyan, XXI. 67). Lokman Hekim'i gösteren birminyatü r (Kalender Falnam e, TSMK, Hazine, nr. 1703, vr. 23') 205

Transcript of LüKMAN - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · LüKMAN Kur'an-ı Kerim'in Mekke'de nazil olan 31....

Page 1: LüKMAN - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · LüKMAN Kur'an-ı Kerim'in Mekke'de nazil olan 31. süresi Lokman adını taşımaktadır.Fa:' kat bu sürede Lokman'ın kimliğine dair

rumpf, Die Territorialverwaltung im östlichen Teil der europaisehen Türkei 1866-1878, Frei­burg 1978, s. 301 -302; M. Harbova. Gradous­troistvo i Arhitektura po Balgarskite zemi prez XV-XIX vek, Sofia 1991, s . 16-17, 92; R. Kova­cev, Opis na 1'/ikopolskija San& ak ot 80. te Go­dini na XV Vek., Sofia 1997, s . 94-95; Kemal Gözler, Les villages pomaks de Lo{ça aux XV' et XVI' si eel es d 'ap res le s tahrir De{ters otto­mans, Ankara 2001, tür. yer.; O. Sabev. Osman­ski ucilista u Balgarskite zemi XV-XIX vek, So­fia 2001, tür.yer.; L. Miletic. "Lovcanskite Po­matsi", Balgarski Pregled, V/5 ( 1897). s. 67-78; J . Dzangova. "Fouilles de la forteresse de Lovec", Arheologija, sy. 2, Sofia 1966, s. 32-41; B. Lory. "U ne communaute musulmane oubliee: Les pomaks de Lo vee". Turcica , XIX, Paris 1987, s. 95-117; Entsiklopedija Balgarija, Sofia 1982, III, 810-818. r;.;:ı

[il!! MACHIEL KIEL

L

L

L

LOGOS

Hıristiyanlık'ta, Hz. Isa'nın Tann'nın kendisine hulı11 etmiş ezeli

ve ebedi ketarnı olduğu inancını ifade eden terim

(bk. KEI..İME; TESI..İS).

LOG MiNARE

(bk. ENDERUN CAMİİ).

LOKMAN (.;_ıt.o.;;J)

Kur'an'da kendisine hikmet verildiği bildirilen,

peygamberliği tartışmalı

bir din büyüğü.

_j

_j

_j

Lukman kelimesinin İbranice veya Sur­yanice olduğu belirtilmektedir ( F'lrOzaba­dl, VI, 90; AIOsl. XXI, 82). Kur'an'da Lok­man'la ilgili bilgiler, aynı adı taşıyan sure­de onun iki defa ismen zikredilmesinden ve oğluna verdiği bazı öğütlerin naklinden ibarettir (Lokman 31/12-19). Buna karşı­lık Cahiliye şiirinde ve kısas-ı enbiya baş­ta olmak üzere bazı İslami kaynaklarda Lokman'a dair çeşitli rivayetler yer almak­ta ve bu rivayetlerdeki bilgilerin aynı adı taşıyan veya benzer niteliklere sahip farklı kişilere ait olduğu ve bunların birbirine karıştınldığı ifade edilmektedir. Gerçekte biri Kur'an'da zikredilen ve kendisine hik­met verilmesi sebebiyle Lokmanü'l-hakim (Lokman Hekim) diye maruf olan. diğeri ise Arap şiirinde Lokman b. Ad olarak geçen iki kişinin mevcudiyetiyanında (Cevad Ali. I. 316-3 ı 7) zaman içinde muhtelif kişile­

re ait çeşitli özellikler de bu isim etrafında

toplanmıştır. Künyesiyle ilgili olarak Lok­man b. Ad (Ve h b b. Münebbih, S. 78; Mu­faddal ed-Dabbl. s. 151 ); Lokman b. Adi­ya b. Lüceyn b. Ad veya Lokman b. Ad b. Avs b. İrem (Meydan!, ı. 429; ll, 389); Lok­man b. Anka (İbn Kuteybe, s. 25; Mes'Odl, ı. 57; Süheyll, ı. 266); Lokman b. Baur b. NahOr b. Tareh (Sa'lebl, s. 266; Beyzavl, Il, 253) gibi bilgiler vardır.

İslam'dan önce Araplar arasında uzun ömrü. bilgeliği ve darbımeselleriyle tema­yüz eden Lokman. Cahiliye dönemi şiirle­rinde Hz. Hud'un kavmine adını veren Ad'a nisbetle Lokman b. Ad olarak geç­mekte, ancak İslami kaynaklarda bu za­tın Kur'an'da zikredilen Lokman olmadığı belirtilmektedir (Cahiz, ı, 126; F'lrGzabadl, VI, 90). Hz. Lokman'ın Kur'an'da örnek bir şahsiyet olarak takdim edilmesi onun Arap toplumunca bilindiğini göstermek­tedir. Rivayete göre Ad kavmi günahkar­lıkları ve peygamberlerini dinlememeleri yüzünden kuraklıkla cezalandırılınca (Ta­beri, Tari/], I, 2I9; İA, VII , 65) bu felaket­ten sadece Hud ve ona inanantarla yağ­

mur duası için Mekke'ye giden. araların­da Lokman'ın da bulunduğu bir heyet kurtulmuştur. İkinci Ad kavminin çekirde­ğini oluşturan bu topluluk. yeni bir ku­raklıktan korktuğu için başlarına geçen Lokman'la birlikte Sebebölgesine göç et­miş, Me'rib Seddi de Lokman tarafından inşa edilmiştir (Cevad Ali. ı. 319).

Lokman'ın ne kadar yaşadığı konusun­da farklı rivayetler vardır. Bu rivayetlere göre Lokman Allah'tan uzun ömür dile­miş, tercih kendisine bırakılınca Araplar'­da uzun ömı;.pn simgesi olan kartatdan hareketle yedi karta! ömrü kadar yaşa­mayı istemiştir (Ta beri, Tarfl]., I, 223). Lok­man'ın beşyüz altmış, bin, üç bin, üç bin beş yüz veya dört bin yıl yaşadığı nakle­dilmektediL Bu sebeple kendisine "Lok­manü'n-nüsur" (karta! lar kadar uzun ya­şayan Lokman ı denild iği gibi "el-Muam­mer" (uzun ömürlü) lakabıyla da anılmış­tır (Nüveyrl, XIII , 60) Ebu Hatim es-Sicis­tani uzun ömürlüler arasında Lokman'ı Hızır'dan sonra ikinci sırada zikreder (el­M u'ammerün, s. 4-5). Vefat ettiğinde Ah­kaf'ta Hud peygamberin kabrinin yakını­na defnedildiği söylenir (Vehb b. M üneb­bi h. s. 78-85). Yakut. onun mezarının Ta­beriye gölünün doğu tarafında veya Rem­le'de, bir rivayete göre de Yemen'de oldu­ğunu nakletmektedir (Mu<cemü 'l-büldan,

IV, 19)

Lokman b. Ad hikmetli sözler söyleme­siyle meşhur olduğundan Lokmanü'l-ha­kim diye de maruftur. Hz. Peygamber'in

LüKMAN

Yemen'den gelen bir heyeti karşılarken onlara, "İman Yemenli'dir, hikmetYemen­li'dir" (Müslim, "İman", 88-90) şeklindeki iltifatıyla Lokman'ın Yemen'deki Ad kav­mine mensubiyetine atıfta bulunduğu öne sürülmüştür (Gutas, Cl/1 [ 1981 J, s. 78). Lokman'a pek çok darbımesel atfe­dilmektedir (Mufaddal ed-Dabbl, s. 151-163). İmruülkays b. Hucr, Nabiga ez-Züb­yani, A'şa . Lebid b. Rebia ve Tarafe b. Abd gibi şairler onun bu özelliğinden bahseder (Ebu Hatim es-Sicistanl, s. 4-5; Horovitz, s. ı 33-135) Cahiliye Arapları Lokman'la ilgili birçok kıssa biliyor ve kendisini hakim diye niteliyordu. Bu özelliği Kur'an'da da vurguianmaktadır (Lokman 31/1 2).

Eski Arap kıssalarında Lokman, Ad kav­mine mensup bir kişi olarak takdim edil­diği gibi İslami kaynaklarda İsrailoğulla­rı'ndan biri olarak da gösterilmektedir. Buna göre Lokman, Hz. EyyQb'un kız kar­deşinin veya teyzesinin oğludur. Hz. Da­vGd zamanına yetişip ondan ilim öğren­miş, DavGd peygamber oluncaya kadar fetva vermiş. sonra da onun yardımcısı olmuştur (Taberl, Cami<u'l-beyan, XXI. 67). Yunan filozofu Empedokles'in Lok­man'dan hikmet okuduğu rivayet edil­mektedir. Lokman'ın İsrailoğulları'nın ka­dılarından biri olduğu, Hz. DavGd veya Hz. lsa ile Hz. Muhammed arasında yaşadığı da öne sürülmektedir (AIGsl, XXI, 82). Di­ğer taraftan Beni İsrail'den birine ait Ha­beşli (İbn Kuteybe, s. 25) veya Nübyeli(Sa'­lebl, s. 266) siyah! bir köle olduğu gibi başka rivayetler de vardır (Vehb b. Mü­nebbih, s. 78; Mes'Gdl, I, 57).

Rivayete göre Lokman'dan nütıüwetle hikmetten birini seçmesi istenince hik­meti tercih etmiş , hilafet DavGd'a veril­miş, Lokman da ona vezir olmuştur (Kur­tubl, XIV, 60). İkrime ei-Berberl ve Şa'bi onun nebi olduğunu söylemekteyse de Katade b. Diame, Mücahid b. Cebr gibi alimiere göre nebl değil hakimdir (Ta be­ri, Cami<u'l-beyan, XXI. 67).

Lokman Hekim'i

gösteren birminyatür

(Kalender Paşa, Kimb-ı

Falnam e, TSMK, Hazine,

nr. 1703, vr. 23')

205

Page 2: LüKMAN - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · LüKMAN Kur'an-ı Kerim'in Mekke'de nazil olan 31. süresi Lokman adını taşımaktadır.Fa:' kat bu sürede Lokman'ın kimliğine dair

LüKMAN

Kur'an -ı Kerim'in Mekke'de nazil olan 31. süresi Lokman adını taşımaktadır. Fa:' kat bu sürede Lokman'ın kimliğine dair bilgi bulunmadığı gibi Ad kavminden ve onlara gönderilen Hud peygamberden bahseden diğer sürelerde de onun adın­dan söz edilmemektedir. Lokman süre­sinde (3 1/12-19) Lokman'a hikmet veril­diği bildirilmekte ve oğluna hitaben iman, ibadet. ahlak ve görgü kurallarına dair öğütleri aktarılmaktadır. Lokman'a veri ­len hikmetin ilim, üstün kavrama yetene­ği. isabetli söz ve davranış . ilim- am el uy­gunluğu , din konusunda derin bilgi oldu­ğu belirtilmektedir (a.g.e., XXI. 67; Fah­reddin er-Razi. XXV, 145). Hikmetlerinden bir kısmı hadislerde de nakledilir (Müs­ned, ll. 87). İbn Hişam'ın rivayetine göre Süveyd b. Sarnit adlı müşrik Lokman'a nisbet edilen ve onun hikmetini, ilmini ve mesellerini ihtiva eden Mecelletü Lu]f­mdn'ın Kur'an'dan üstün olduğunu ileri sürmüş, ResOluilah onu dinledikten sonra Lokman'a atfen söylenenleri güzel bul­muş. fakat Kur'an'ın bunlardan daha üs­tün olduğunu belirtmiştir ( es-Sfre 2

, s. 427) Bu durum, Cahiliye Arapları'nca "Mecelletü Lul5man" denilen bir sahife­nin bilindiğini doğrulamaktadır. Vehb b. Münebbih'in. Lokman'a nisbet edilen hik­met külliyatından on bin babı aşkın bir kısmı okuduğunu , daha güzelini kimse­nin işitmediği bu sözleri insanların hem konuşmalarında hem yazılarında kullan­dıklarını belirtmesi de (ibn Kuteybe, s. 25; Kurtubl, XIV, 61) bunu teyit eder. Lokman'ın Cahiliye şiirinde efsaneleş­

tirilmiş kişiliği başkalarına ait pek çok sö­zün ona nisbet edilmesine. özellikle onun­kilerle Ezop'un (Aesop) sözleri arasında alaka kurulmasına sebep olmuş, Batı'da neşredilen bazı eserlerde Ezop'a atfedi­lenler gibi Lokman'a da çeşitli kıssa ve rivayetler mal edilmiştir.

Çok yönlü bir kişiliğe sahip olduğu için Lokman Bel'am, Ahikar ve Ezop gibi ta­rihi şahsiyetlerle karşılaştırılmıştır. Sa'le­bl ve Beyzavl onun şeceresini Lokman b. Baür b. NahOr olarak verirler; benzer bir şecere. Bel'am b. Baüra şeklinde Tevrat'­ta Bel' arn'ın künyesi olarak geçmektedir. Lokman'ın Bel' am ile aynı kişi sayılması Taberi'de de rastlanmayan, geç dönem­lere ait asılsız bir iddiadır.

Lokman'ın öğütleriyle Asur kralının ve­ziri, kahin ve hakim Ahikar'ın veeizeleri arasında benzerlikler bulunduğu yolun­daki eski bir iddia XX. yüzyılın başında R. Harris tarafından yeniden ileri sürülmüş­

se de bu iddia tatminkar deliliere dayan-

206

maz. Bununla birlikte Ahikar efsanesi Arap dünyasında biliniyor. ona ve Lok­man 'a nisbet edilen hikmetli sözler Yakın­

doğu hikmet edebiyatının ortak birikimi­nin bir parçasını oluşturuyordu. Muhte­melen Yakındoğu'nun hikmet literatürü­ne ait pek çok mesel Cahiliye döneminden itibaren Arap yarımadasına girmeye baş­lamıştır. Nitekim Hlreli hı ristiyan Arap şairi Adi b. Zeyd, Ahikar'dan el-l:fay~ar diye bahsetmektedir. Bütün bunlar Lok­man 'a nisbet edilen hikmetli sözler külli­yatını arttırmış olabilir ( EJ2 1 Fr ı. V, 81 7-818; DBS, 1, 203)

Ortaçağ'lar boyunca çeşitli kıssaların kahramanı olarak dillerde dolaşan Lok­man bir bakıma Araplar'ın Ezop'u haline gelmiş, Avrupa'da Ezop'la ilgili söylenen­lerin büyük bir kısmı Lokman'a uyarlan­mıştır. İslami kaynaklarda onun kalın du­daklı, geniş ayaklı, Habeşistanlı veya Nüb­yeli bir köle olaraktakdim edilmesi de Ezop'i..ı hatırlatmaktadır. Efendisinin ken­disinden bir koyun kesip önce en iyi, son­ra da en kötü iki yerini getirmesini iste­mesi kıssası (Ta beri. Cami'u '/-beyan, XXI, 67-68). diğer kölelerin efendilerinin inci­rinden yiyip Lokman'ı itharn etmeleri gibi olaylar Ezop'un kıssasında da mevcuttur. Lokman'la ilgili olan ve Cahiliye Arapları'n­ca bilinmeyen bu tür kıssalar Ortaçağ'ın sonundan itibaren ortaya çıkmıştır. Bu sebeple Lokman'a dair muahhar hikaye­lerin birçok unsuru Ezop'un hikayelerin­den alınmadır.

Lokman diğer özellikleri yanında he­kimliğin atası olarak da tanınmış. onun bütün bitkilerin özünü bildiği söylenmiş ve kendisinden dertlere şifa olacak reçe­teler ve formüller nakledilmiştir. Lok­man'a nisbet edilen meseller çeşitli ad­larla bir araya getirilmiştir. Bunlardan biri Em~dlü Lu]fmdn al-If akim ve ba'zu a]f­vdli'l-'Arab'dır ki Thomas Erpenius (Le­i da e 1615). bir diğeri olan Em~dlü Lu]f­mdn el-Ifakim ise Georg Wilhelm Frey­tag (Bonn 1823) tarafından Latince'ye çevrilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA :

Mustafav1. et-Taf:ıl):i/j:, "Lul5rnan" md. (X, 225-226); Müsned, ll, 87; Müslim, "lman" , 88-90; Vehb b. Münebbih, KW!.bü ' t-1Tcan fi mülüki fjimy er, San'a 1347, s. 78-87; Mufaddal ed­Dabbl, Emşalü'l-'Arab (nşr. İhsan Abbas). Bey­rut 1981, s. 151-163; İbn Hişam. es-Sfre 2, s. 427; Ebu Hatim es-Sicistanl. el-Mu'ammerun ve 'l-ueşaya (nşr. Abdülmün'im Amir). Kahire 1961, s. 4-5; Cahiz. el-Beyan ve't-tebyin, ı, 126-130; İbn Kuteybe, ei-Ma'arif(Savl). s. 25; Taberl, Tarfl] (Ebü'l-Fazl). l, 219-223; a.mlf., Cami'u 'l­beyan, XXI, 67-68; Mes'udl, Mürücü';;-;;eheb

(Abdülhamld). 1, 57; lll, 366; Sa'lebl, Ara'isü'l­mecalis, s. 266-269 ; İbn Fatik, Mul]tarü ' 1-/:ıi­kem ve me/:ıasinü ' l-ke/im (nşr. Abdurrahman Bedev\). Beyrut 1980, s. 260-279; Meydanl. Mecma'u'l-emşal (Abdülhamld). 1, 429-430; ll, 389; Süheyll. er-Ravzü '1-ünüf, Mısır 1914, 1, 266; Fahreddin er-Razi, Me{atf/:ıu'l-gayb, XXV, 145; Yakut, Mu'cemü '1-büldan, IV, 19; Kurtu­bL el-Cami', XIV, 59-72; Beyzavl. Envarü 't-ten­zfl, İstanbul 1303, ll, 253; Nüveyrl. Nihayetü '1-ereb, XIII, 60-61 ; İbn Keslr. el-Bidaye, ll, 123-129; Demiri. fjayatü '1-f:ıayevan, ll, 353-354; Firuzabadi, Beşa'ir (nşr. M .. Ali en-Neccar). Bey­rut, ts. (ei-Mektebetü'l-i lmiyye). VI , 90-91; Alu­si, RCı/:ıu'l-me'ani, XXI, 82-84; J. Horovitz, Ko­ranische Untersuchungen, Berlin- Leipzig 1926, s. 132-1 36; L. Pirot. "Ahikar", DBS, 1, 203; Ab­dülmedd Abidin, el-Emşal fi'n-neşri'l-'Arabiy­yi'l-l):adim, Kahire 1956, s.46; Cevad Ali. el-Mu­faşşal, 1, 314-320; Mustafa Asım Köksal, Pey­gamberler Tarihi, Ankara 1993, ll , 229-235; Cevdet İsmail Çakmakçı, "Lu)5ınan fı'l-edebi'l­'Arabi", AÜiFD,XXIII(1978). s. 367 -391;a.mlf., "Lukman Bibliyografyası", AÜ ilahiyat Fakül­tesi islam ilimleri Enstitüsü Dergisi, IV, Ankara 1980, s. 295-302; D. Gutas, "Classical Arabic Wisdom Litterature: Nature and Scope", JAOS, Cl/1 (ı 98 ı). s. 78; B. Heller. "Lokman", iA, VII, 64-67; a.mlf. - [N . A. Sti llman]. "Lul5rnan", EP (Fr.). V, 817-819. r;;:ı

IJ!IllliJ ÖMER FARUK HARMAN

D TÜRK EDEBiYAT!. Türk edebiya­tında Lokman. Arap edebiyatında öne çı­kan özellikleri yanında hakim 1 filozof kim­liğinden çok hekim 1 tabip hüviyetinde görülmektedir. Bu sebeple Türk divan, ta­sawuf ve halk edebiyatlarıyla Türk falk­Iorunda "Lokman Hekim, Lokman-ı hazık, tabip Lokman, dert Lokman'ı, şifa Lok­man'ı" gibi ad ve sıfatiarta anı l mış. bu özelliğini vurgulayacak kelimelerle tavsif edilmiştir. "Şifa-yı Lokman, deva-yı Lok­man, yed -i Lokman. Lokman eli. ilac - ı

Lokman, merhem-i Lokman, bab- ı Lok­man, muhtac-ı Lokman, yara saran Lok­man" bunlardan en yaygın olanlardır. Ya­zıcıoğlu Mehmed, Muhammediyye'nin "Tertlbü 'l-Enbiya" adlı bölümünde onu. "Gitti ol da geldi Lokman-ı hekim 1 M ahir etmiş hikmete onu hakim" beytiyle Sü­leyman peygamberden sonra gelen hik­met sahibi bir hekim 1 nebi olarak anar. Müştak Baba'nın, "Avaz-ı bülend ile de­miş Hazret-i Lokman 1 Hikmetle tegannl maraz-ı aşka devadır" beytinde olduğu gibi onun hikmet sahibi oluşu tabip olma­sının gereği gibi görülmüş, birçok şiirde bu iki özelliği bir arada zikredilmiştir.

Türk-İslam edebiyat ve kültüründe Lokman'ın tabip özelliğinin öne çıkması. hakim kelimesinin halk ağzında hekime dönüşmesi ve eski dönemde felsefenin tıp dahil olmak üzere devrin belli başlı ilimlerini de içine almasıyla olmuştur (Ba-