ÝLÝÞKÝLERDEKÝ USTALIK FÝLTRELERÝN EN BÜYÜÐÜınları.com/arsiv/1510Dergi.pdfKapak Resmi:...

52
SEVGÝMÝZDE YER VAR MI? ÝLÝÞKÝLERDEKÝ USTALIK FÝLTRELERÝN EN BÜYÜÐÜ EKÝM 2015 Sayý: 562 Fiyat: 7 TL

Transcript of ÝLÝÞKÝLERDEKÝ USTALIK FÝLTRELERÝN EN BÜYÜÐÜınları.com/arsiv/1510Dergi.pdfKapak Resmi:...

  • SEVGÝMÝZDE YER VAR MI?ÝLÝÞKÝLERDEKÝ USTALIKFÝLTRELERÝN EN BÜYÜÐÜ

    EKÝM 2015 Sayý: 562 Fiyat: 7 TL

  • Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

    Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

    Sahibi ve Genel Yayýn Müdürü:Ayþegül Kayserilioðlu

    Yazý Ýþleri Müdürü:Güngör Özyiðit

    Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

    Haberleþme ve Okur/Abone Ýliþkileri:

    0535 4554223 - 0549 7220248

    Yönetim Yeri:Hayri Eðmezoðlu Sk. Ýkizler Ap.

    No: 8 D: 32 Erenköy/Ýst.

    Baský:Hedef Dijital Baský

    Taksim Cad. No: 19/ATaksim/Ýstanbul

    Fiyatý: 7 TLYýllýk Abone: 80TLYurt Dýþý: 100 TL

    Cilt: 47 Sayý: 562 Ekim 2015

    Mutluluðunuzun Yolu KendiniziSevdirmekten Geçer ........................... 2Dr. Refet Kayserilioðlu

    Davud hem Kral hem Peygamber .................................. 8Ahmet Kayserilioðlu

    Ene’l - Hakk’daki Sýr ve UnsurHallâc-ý Mansur ................................. 15Güngör Özyiðit

    Ýliþkilerdeki Ustalýk ............................ 22Nihal Gürsoy

    Nereden Geldiði Bilinmeyen Uydu“Black Knight Satellite” Efsanesi ............................................ 28Erol Yurderi

    Sevgimizde Yer Var mý? .................... 32Nelda Ýnan

    Filtrelerin En Büyüðü ......................... 37(Canlý Kryon Celsesi)

    Dergimizin internet sitesini www.sevgidunyasidergisi.com, www.dostluk.org

    adreslerinden ziyaret edebilirsiniz

    ÝÇÝNDEKÝLER

    Kapak Resmi: Andrew Atroshenko

  • 1

    Sevgili DostlarEvet, sevgimizde yer var mý? Sözümüz elbette bu muhteþem düzenin

    farkýna varýp, ona hayran olup o düzende olmasý gerektiði gibi bilinç-le yer almak isteyenlere, bunun için her türlü filtrelerini adým adýmtemizlemeye kararlý olanlara. Sadece kendi gibi olanlarý, kendine hoþgelenleri sevenlere de seçimlerinden dolayý saygýmýz var þüphesiz.Ama insan belli bir duruma gelince baþkalarýný býrakýp kendisiyleuðraþmaya baþladýðýnda belli noktalarýn üstünde durup onlarý mutla-ka yapmak mecburiyetinde olduðunu da idrak etmeye baþlýyor:Kendisiyle cenge girerek nefis kontrolü yapmak... Hep hayýrda vedoðruda olmak zorunda olduðunu bilerek Beþ Basamak’ý bir birsaçýnýn telinden ayaðýnýn týrnaðýna kadar sindirmek... En zor þartlar-da bile dilini hayýr, sevgi ve saygý niyetiyle, sözcükleriyle kullanmak...Herkesi, her þeyi, her canlýyý onunla empati kurarak, anlamayaçalýþarak her þeye raðmen sevmek, sevmek mecburiyetinde olduðunubilmek... Bunu yapmaya çalýþýrken dünya ile sýnýrlý kalamayacaðýmýzý,bilgi ve idrak sýnýrlarýmýz ne kadar geliþirse bir o kadar daha þimdibizim için bilinmeyenleri gönlümüze ve sevgimize alacaðýmýzý bilmekbüyük bir heyecan ve þevk vermektedir gerçekten. Ama önce elbette,hani herkese koþup iyi davranýp eve gelince kendi ailesine her türlütersliði yapan bazý insanlarýn garip durumuna düþmek istemezsekeðer, dünyamýzdan baþlayacaðýz. Dünyamýz, þu koca evrendeki evimiz,her þeyi ile bizim. Onun üzerindeki insanlar kardeþlerimiz. Onunüzerindeki tüm canlýlar, bizim ve kardeþlerimizin yüzümüz gülsün,rahatlýkla varolabilelim diye yerleþtirilmiþler buraya. Hiç taný-madýðýmýz en uzak diyardaki, ortak noktamýz yokmuþ gibi duran birkiþinin aslýnda ruh kardeþimiz ya da önceki yaþamlardan biryakýnýmýz olup olmadýðýný bilebilir miyiz? Ýnsanlarý ayýrmadan,aklýmýzda ve gönlümüzde sýnýrlara, kutulara, kompartýmanlarahapsetmeden sevmeye karar vermek, tüm canlýlarý sevgimizdensaygýmýzdan ayrý görmeden sevmeye gönüllü olmak bizce önemliolsun bundan böyle ...

    SEVGÝ DÜNYASI

    En Derin SevgilerimizleSEVGÝ DÜNYASI

  • SEVGÝ DÜNYASI2

    Mutluluðunuzun YoluKendinizi SevdirmektenGeçer

    Dr. Refet Kayserilioðlu

    Çoðu kiþi sevdirmenin Allah vergisi olduðunu sanýr. Bu yanlýþlarýný da þöyle dilegetirirler: Onda þeytan tüyüvar, O her yerde kendisinisevdirir. Bu sözle, sevdirmeyeteneðinin doðuþtan, Allahtarafýndan kiþiye verildiði, ne yapýlsa o yeteneðin eldeedilemeyeceði iddiasý önesürülmüþ olur.

    Oysa kendimizi sevdirmeninyollarý ve bazý temel ilkelerivardýr. Bunlarý uygulayanherkes sevimli olur.

  • 3SEVGÝ DÜNYASI

    BAÞARILI BÝR DOKTOR

    Çocukluðumda Kara-man'da çok sevilen birdoktor vardý. Dr. HalitAkyüz, isimli orta boylu,þiþman, güler yüzlü vetatlý sözlü olan bu doktorherkesin dostu idi.Herkese isimleriyle hitapeder, herkesin karýsýnýnve çocuklarýnýn isimlerinide hatýrýnda tutar,herkese mizaçlarýna göregönül alýcý sözler ederdi.Onu tanýyanlar ondaki buhafýza gücüne hayrankalýrlar, onun kendilerinedostça hitabýyla övünür-ler ve onu kendilerindenbiri olarak görürlerdi.Onun yüzü hep gülerdi,tatlý þakalarýyla, hoþ soh-betleriyle ve moral vericisözleriyle en sýkýntýlý veüzüntülü kimseleri bilegüldürmeye gayret eder-di. Dr. Halit bey mem-leketin sevgilisiydi. Enuzak köylerden, hattâcivar kaza ve vilâyetler-den bile hasta getirirlerdiona. Gün oldu ki, doktordeyince akla Halit beygeliyordu. Onu çekeme-yenler, bilhassa meslek-taþlarý arasýnda onu kýs-kanýp çekiþtirenler olu-yordu. Fakat bunlar ona

    ve onun þöhretine hiçetki yapmýyordu. Hattâçekiþtirenler fazla ilerigiderlerse, onu sevenlersavunmaya geçiyorlardý.

    Dr. Halit beyi þehreböylesine sevdirenneydi? Doktorluðununüstünlüðü mü? Hastasýnamoral vermesini bilmesimiydi? Yaksa hasta-larýnýn dertleriyle candanilgilenmesi, onlarýn dert-lerini kendi derdi bilmesimiydi? Bunlarýn hepsiherhalde vardý. Fakatbunlardan çok önemlibaþka þeyler de vardý,onu bu kadar sevdiren,bu kadar benimseten vepopüler yapan... Onlarnelerdi acaba?Görebildiklerim, þimdidüþündükçe onda bula-bildiklerim þunlardýr:

    Evvelâ o, güleryüzlüy-dü. Ýçten ve candangülerdi, kahkahasý boldu.Güleryüzün cazibesiniüzerinde taþýyordu. Sonraen ciddi durumlarý önem-semeyen küçük gösterenkonuþmalarýyla hastayacesaret veriyor, iyileþe-ceði inancýný aþýlýyordu.Ayrýca herkese kendi is-miyle hitap ediyor, onla-ra önem veriyor, isimleri-

    ni aklýnda tutuyordu.Yine insanlarý övmesini,yüceltmesini iyi biliyor-du. Böylece onlaraönemli kiþiler olduklarýnýbelirtirken, onlardaki iyiyönlerin geliþmesine deimkân hazýrlýyordu.

    Bir doktorun baþarýsýn-da olduðu kadar herkesinbaþarýsýnda da kendimiziçevremize sevdirmemizinönemi büyüktür. Sevilenbir kiþinin her iþi kolayyürür. Çünkü ona yardýmeden ve destek olan kiþi-lerin sayýsý çoktur.Sevilen kiþi ayný zaman-da mutludur. Çünkü mut-luluðun temel þartýsevilmektir. Her þeyiolduðu halde, sevilmeyenkiþilerin, mutlu olduðugörülmüþ þey deðildir.Sevgi hakkýnda o kadarçok þey söylendi ki bun-larý hepiniz biliyorsunuz.Sevgi elbette her þeyinbaþýdýr, yaratýlýþýmýzýnbile sebebi sevgidir:Yaradan'ýn Sevgisi.

    KENDÝMÝZÝ NASILSEVDÝRECEÐÝZ?

    O halde ilk iþimiz, ilkamacýmýz kendimizisevdirmek olmalýdýr.Çoðu kiþi sevdirmenin

  • Allah vergisi olduðunusanýr. Bu yanlýþlarýný daþöyle dile getirirler:Onda þeytan tüyü var,O her yerde kendisinisevdirir. Bu sözle, sevdir-me yeteneðinin doðuþtan,Allah tarafýndan kiþiyeverildiði, ne yapýlsa oyeteneðin elde edile-meyeceði iddiasý önesürülmüþ olur. Bu iddiave bu düþünce kiþileri biruyuþukluða ve yersiz birkýskançlýða sürükler.Madem doðuþtan olan biryetenek, onu elde etmekiçin çabaya gerek yok.Öyle talihli kiþileri dekýskanmak gerekir.

    Oysa kendimizi sevdir-menin yollarý ve bazý

    temel ilkeleri vardýr.Bunlarý uygulayan herkessevimli olur. Bazý kiþilerdoðuþtan sevimli iseler,bu ilkeleri geçmiþ hayat-larýnda benimsemiþler veonlar, artýk onlarýn birhuy haline gelmiþdemektir. Yoksa hiçbirþey kimseye emeksizverilmez.

    Öyleyse kendimizisevdirmenin yollarý veilkeleri nelerdir? Ýlk aklagelen daima þu oluyor.Sevdirmek için önce sev-mek lâzýmdýr. Çok doðruolmakla beraber sevdir-mek için sevmenin yeter-li olmadýðýný çoðu kezgörüyoruz. Nice karþýlýk-sýz aþklarý biliriz. Nice

    kiþiler ümitsizcesine se-verler de bir türlü kendi-lerini sevdiremezler.

    Yani sevdirmek için vebaþkalarýnca sevile-bilmek için sevmekgereklidir, ama yeterlideðildir. Onun yanýnlabaþka þeyler de olmalýdýr.Onlarý bulmak için, kimi,niçin sevdiðimizi düþün-mek gerekir. Ýnsan önce-likle kendi kiþiliðini vedeðerlerini ispat etmekçabasýndadýr dünyada.Öyleyse ona kendimizisevdirmek için, onunkiþiliðine önem verme-miz ve deðerlerinigördüðümüzü belirtme-miz icap edecektir.

    Bir insaný diðerlerindenayýran, toplumda ona biryer yapan kiþiliði çokönemlidir. Her insanýnkiþiliðine veya þah-siyetine ne kadar önemverdiðini, birisine ufakbir tenkit yaptýðýmýzzaman görüveririz.Derhal dikleþecek "Benkendime lâf söyletmem"diyecektir. Çoðu kav-galarýn ve anlaþmazlýk-larýn temelinde bu kiþilikiddiasý yatar. Kiþiliðinin,gurur ve özsaygýsýnýnkýrýldýðýný hissetmesi

    SEVGÝ DÜNYASI4

  • insanlarý yaralar. Ancakolgunluk seviyesi arttýkçakiþiliklerin korunmasýbaþkalarýnýn sözleriyledeðil de kendi vicdanýnýnhükmüyle olur. Olgunkiþinin kendisi hakkýnda-ki yargýsýnýn iyi ola-bilmesi içinse, onungörevlerini iyi yapmýþolmasý, ve baþkalarýnayardým ve hizmetlerininvicdanýný tatmin etmesigerekir.

    Henüz bu olgunlukseviyesine gelenlerinsayýsý dünyada az olduðuiçin, bizim baþkalarýnýnkiþiliklerini yaralayacaktutum ve konuþmalardansakýnmamýz lâzýmdýr. Eniyisi çevremizdeki kiþi-lerde gördüðümüz deðer-leri en içten övgülerlebelirtmemizdir. Ýçten öv-güler zaten karþýmýzdaki-ne önem verdiðimizi,onun kiþiliðine saygýgösterdiðimizi ifade eder.O halde yapacaðýmýz ilkþey insanlardaki deðerleriaraþtýrarak, onu içten öv-gülerle ifade etmemizdir.

    ÝÇTEN ÝLGÝ ÖNEMLÝDÝR

    Yapmamýz gerekenikinci þey çevremizde-

    kilere içten ilgi göster-mektir. Onlarýn dert-leriyle, problemleriyle yada tersine sevindikleri vehoþlandýklarý þeylerleilgilenmeliyiz. Herinsanýn hem sevinçlerinehem de dertlerine ortakolarak içten dostlara çokihtiyacý vardýr. Ne kadaryüksek olursa olsun hiçkimse bu ihtiyaçtan yok-sun kalmaya dayanamaz.

    Vaktiyle beni çoksevindiren güzel bir besteyapmýþtým. Sevinçiçindeydim. Bu sevinci-mi beni sevdiklerinibildiðim bir ikiarkadaþýmla paylaþmakistedim. Onlara bestemiokudum. Buz gibi birifadeyle dinlediler ve birde ben onlara þarkýsöylerken aralarýndakonuþmaya baþladýlar.Bu beni öyle üzdü ki,þarkýyý yarýda kestim.Sonradan onlara olansevgimin bozulmamasýiçin bir süre kendimlemücadele etmem gerekti.Onlarý sevincime ortaketmek istemiþtim.Onlarýn samimî vedikkatli dinleyiþleri, beniçok mutlu edecekti. Helebir iki övgü sözleri benibeste konusunda

    cesaretlendirecekti. Buinceliði bilmedikleri içinbeni kýrmýþ oldular.Aslýnda onlar iyi insan-lardý ve hatalarýnýanladýlar ve çoküzüldüler, özürler diledi-ler daha sonra.

    Sevince ortak olmakda, derde ortak olmakkadar önemlidir insaniliþkilerinde. Lisedeokuyan bir genç kýz has-tam vardý. Sizin için çokönemsiz görünen birkonudan intihar etmekistemiþ, midesi yýkanarakölümden kurtarýlmýþtý.Çok sevdiði bir kýzarkadaþý vardý. Yedikleriiçtikleri ayrý gitmiyordu.

    Bir gün hastam olankýz kýrýk not almýþtý veçok üzülüyordu. Kýzarkadaþý onun üzün-tüsüyle ilgilenmemiþ,gülüp geçmiþ,baþkalarýyla gezmeye git-miþti. En güvendiði veçok baðlandýðýarkadaþýnýn bu davranýþýonda, dünyada yapayal-nýz kalmýþ duygusunuuyandýrmýþtý. Ve bir aniçin yasamanýn deðerikalmamýþtý onun için.Sýcak ve içten bir ilginininsaný yaþatacak, ayakta

    5SEVGÝ DÜNYASI

  • tutacak kadar önemliolduðunu bu misal açýkçagösteriyor.

    Çevremizdeki kiþilereilgi göstermenin birönemli þekli de iyi din-leyici olmasýný bilmektir.Siz bir þey anlatýrken að-zýnýzdan lâfý alýp hemenkonuþmaya baþlayankiþilerin ne kadar sevim-siz olduklarýný çok gör-müþsünüzdür. Aslýndagüzel konuþmanýn da ilkþartý karþýnýzdakini iyidinlemektir. Ýyi dinleme-sini bilmeyen doktorlarda hastalarý üzerinde et-kili olamazlar. Bir hastagelmiþti bir zaman.Þikâyetlerini dikkatle

    dinlediðimigörünce, bendenönce gittiðimeslektaþýmýþöyle tenkitetmiþti. "Bendaha söyleye-ceklerimibitirmeden,bana konferansvermeyebaþladý. Zahirkendisinin çoketkili konuþtu-ðunu sanýyordu.Ona bir dahagitmedim."

    GÜLERYÜZLÜ OLMAK

    Kendimizi sevdirmekiçin çok dikkat etmemizgereken bir husus da,güleryüzlü olmamýzdýr.Asýk suratlý bir insandahiç bir çekicilik yoktur.Güler yüz mýknatýsgibidir, insanlarý çeker.Vaktiyle iki adam pazar-da ballarýný satýyorlarmýþ.Birisinin ballarý en iyikalite, ötekininki ortakalite imiþ. Ama herzaman orta kalite balsatan daha önce balýnýsatar bitirirmiþ. Onunmüþterisi daha bolmuþ.Ýyi bal satan bundanþikâyetçi olmuþ, bir

    arkadaþýna dert yanmýþ:"Bu insanlar iyi baldanhiç anlamýyorlar. Nasýloluyor da onun balýnahücum ediyorlar?"Arkadaþý akýllý ve tecrü-beli bir kiþiymiþ, þöylecevap vermiþ: "Dostumsenin yalnýz elin balsatýyor. Onunsa hem eli,hem dili, hem de yüzü,bal satýyor. Seninyüzünse sirke satýyor."

    Her iþte, her meslektegüleryüzlü olanlarýn ba-þarýsý daha büyük, onlarýsevenlerin sayýsý dahaçoktur. Dünyada herkesinçok sýkýntý ve dertlerivar. Güleryüz, onlaradertlerini unutturan birilâç gibidir. Komeditüründeki oyunlarýn dahaçok tutulmasýndaki nedende budur. Ýnsanlarýn te-bessüme açlýklarý vardýr.Kendisini baþkalarýnasevdirmek isteyen,gülümsemeyi yüzündeneksik etmemelidir.

    Ýnsanlara kendimizisevdirmek hususun daonlara her zaman isim-leriyle hitap etmek deçok önemlidir. Çünküisim, bir kiþinin kiþili-ðinin bir simgesi veönemli bir parçasýdýr.

    SEVGÝ DÜNYASI6

  • Ýyileþtirdiðim bir hastahaným hamile idi. Vebana: "Doktor bey, eðeroðlum olursa izninizlesizin isminizi koya-caðým" demiþti. Budüþünce ve sözleri okadar hoþuma gitmiþti ki,ona olan sevgimin art-týðýný ve onu daha çoktakdir ettiðimi hissetmiþ-tim. Þimdi düþürüyorumda o günkü sevincimintemelinde bana en güzelþekilde önem verilmiþolmasý yatýyordu. Benimkiþiliðimin simgesi olanismimi en sevdiði yavru-suna vermek istiyordu.

    Dünyada hepimizsevilmek ihtiyacýndayýz.Ama bunun için mutlakakendimizi sevdirmekzorunda olduðumuzu çokazýmýz düþünürüz.Bekleriz ki herkes, bizigörür görmez hayranolsun ve seviversin. Kimibunu güzel görünmekte,kimi süslenmekle, kimiiyi giyinmekle saðlaya-caðýný zanneder. Oysagüzel görünmek vesüslenmek sadece ilgiçekmeye yarar.Sevdirmek ise ayrýca birçaba isteyen, bilgiisteyen bir iþtir. Çoðuinsan da, o beni sevmi-

    yor ki ben onu neyeseveyim diyerek, öncebaþkalarýnýn kendilerinisevmesini beklerler.Neden baþkalarý önceonlarý sevsin? BulunmazHint kumaþý bile olsalar,bundan baþkalarýnýnkazancý nedir? Oysa öncebizim vermemizlâzýmdýr. Vermeden alýn-maz, tohum atýlmadanmahsul toplanmaz.

    Ýþte Dr. Halit bey bukurallarý çok iyi uygu-layan bir kimse olarakmemleketin sevgilisiolmuþtu. Mesleðindekibüyük baþarýsýnda dakendisini sevdirme-sinin önemi çokbüyüktü.

    Kendimizisevdirmek içinbüyüklük taslama-mak, kimseye yük-sekten bakmamakda lâzýmdýr. Maðrurve herkesi küçükgören kiþi kadarantipatik insan yok-tur. Aslýnda büyük-lenmek bilgisizliðinve deðersizliðinifadesidir. Gerçekbüyük kimseler,büyüdükçeküçülmek gerektiði-

    ni çok iyi görürler.Burada önemli bir

    hususu belirtmeklâzýmdýr. Büyüklükgöstermeyeceðim diyesilik, kiþiliksiz ve pýsýrýkolmak da çok hatalýdýr.Kiþiliksiz ve silik kiþi-lerin sevgisinin de,övgüsünün de hiç kimse-nin yanýnda bir deðeriolmaz. Övgülerimizi vesevgilerimizi kiþiliðimiz-den kaybetmeden vedeðerimizi hissettirerekyapmamýz þarttýr. Ancakkiþilik sahibi ve deðerlibir kimsenin övgüsü,sevgisi ve ilgisi herkesimutlu eder.

    7SEVGÝ DÜNYASI

  • SEVGÝ DÜNYASI8

    Gülyüzlülerden Ýbretler: 23

    Davut, hem Kral hem Peygamber!..Ahmet Kayserilioðlu, Psikolog

  • 9SEVGÝ DÜNYASI

    SABRIN SONU SELAMET

    Kral Saul'un hýþmýndan korunmak,canýný kurtarmak için Davut çareyi,daðlýk taþlýk, ýssýz yerlere kaçmakta bul-muþtu. Kralýn onu çok seven büyük oðluYonatan'dan aldýðý ihbarlarý deðer-lendiriyor, kendini oradan oraya atýyor-du. Yine bile casuslarýnýn getirdiðihaberleri deðerlendiren kralýn neredeyseDavut'u ele geçirmesine ramak kalmýþtý.Hem de iki defa. Neyse ki umulanýn tamtersi olmuþ, Davut ikisinde de onuuykusunda yakaladýðý halde kýlýna biledokunmamýþtý. Bu esnada aldýðýipuçlarýyla kralýn karþýsýna çýkýnca Saul,o an için yaptýklarýna nadim olmuþ amaçok geçmeden yine eski haline dön-müþtü. Davut'tan bu nefretinin iki bü-yük nedeni vardý. Öncelikle dev Golyatýbir sapan taþýyla öldürmesinden dolayý,halkýn Davut'a olan büyük sevgisinikýskanýyordu. Ama daha da önemlisi,peygamber Samuel'in Rabbinin emriyleonu terk ettiðini bilmesi ve Davut'u seç-tiðini hissetmesiydi. Gerçek bu idi amaSaul'ün zorbalýðýndan dolayý ne Samu-el'in gücü bunu saðlayabiliyor ne de iki-lik çýkmasýn diye yüce gönüllü Davutkrallýk davasý güdüyordu. Aslýnda bütünbunlar olup biterken, Davut kendisinehem peygamberlik hem de krallýðýnYüce Rabbi tarafýndan baðýþlanmýþolduðunu bilip duruyordu. Her ikiKutsal Kitapta bu apaçýk ortaya konur:

    ** Kendisi kýzýl, gözleri güzel,görünüþü hoþtu. Ve Rab dedi: Kalk onumesh et; çünkü bu odur. Ve Samuel yaðboynuzunu aldý, kardeþleri arasýnda onu

    mesh etti. Ve o günden baþlayarakDavut'un üzerine Rabbin ruhu kuvvetlegeldi. (Tevrat I.Samuel 16/ 12-13)

    ** ... Ve Davut Câlût'u (Golyat)öldürdü. Allah Davut'a saltanat ve hik-met verdi. Ona dilediði þeylerden öðret-ti. Eðer Allah'ýn bazý insanlarý, diðerbazýlarýyla savmasý olmasaydý yeryüzübozguna uðrardý. (Bakara 251)

    SAUL ÖLDÜ AMA...

    Filistîlerle savaþ esnasýnda üç oðluylaSaul'ün öldüðü haberi Davut'a bu kaçýpkovalamacalar sýrasýnda gelmiþti. Birdüþman ülkenin sýnýrlarý içinde kendinesilâhlý taraftarlarýyla güç belâ bir yeredinmiþti. Haberi alýnca sevindi mi?Tam tersi oldu:

    ** Ve Davut esvabýný tutup yýrttý,yanýnda olan bütün adamlar da öyleyaptýlar. Saul için ve oðlu Yonatan için,Rabbin kavmi için ve Ýsrail evi içindövünüp aðladýlar. Ve akþama kadaroruç tuttular. (II. Samuel 1/11)

    Evet, ikilik olmasýn diye Davut krallýkdavasý gütmemiþti. Ama þimdi durumdeðiþmiþti. Yine de Yahuda kabilesin-den olan Davut, Rabbine danýþmadan,baþýna buyruk davranmayacaktý.Tevrat’ta bu þöyle anlatýlýr:

    ** Ve bundan sonra vaki oldu ki Da-vut, Yahuda þehirlerinden birine çýka-yým mý diye Rabbinden sordu. Ve Rabbiona: "Çýk" dedi. Nereye çýkayým?"Hebron'a" dedi Rab. (II.Samuel 2/1)

  • SEVGÝ DÜNYASI10

    Kuþkusuz Yahuda ülkesinde Rabbinseçtiði kral olarak Davut'u "baþýmýzýnüzerinde yerin var" diyerek sevinçlekabul ettiler. Nihayet hak yerini bul-muþtu. Peki, Saul'ün hükmettiði toprak-larda da, o artýk öldüðüne göre, bugerçeðin ýþýðýnda mý davranýlacak veDavut'a sevinçle hoþgeldin denilecekti?Ne gezer!.. Baþka ülkelerde, baþka za-manlarda benzer olaylarda ne olduysa,Ýsrail’de de aynýsý oldu. Ýnsan her yerdeayný insan. O mülk, o saltanat, o zevkve sefa öyle kolayýndan terkedilir miydihiç? Gerçek ayrý yerde, çýkar ayrý yerde.Saul'ün ordu komutaný bu saltanatýbaþka nerede bulacaktý? Zaten yamanbir adamdý. Saul'ün 40 yaþlarýndakiyetersiz, beceriksiz oðlunu allem kallemedip taçlandýrdý. Kral göstermelikti,ipler ordu komutanýnýn elindeydi. Bubelliydi ama Yahuda kabilesi hariç diðer11 kabile rahatlarýný bozmaya hiç niyetlideðillerdi. Ýstekleri tekti: Asayiþ bozul-masýn, çýkarlarýna dokunulmasýn. He-men araziye uydular. Zaten genelde

    insanlar doymaz. Al-dýkça ister. Çýkarýnauygun bir þey bula-mazsa, Rabbin seçti-ðine emin olduklarýDavut'u bile kabuletmemek için bin dere-den su getirirler. Helehele ikiyüzlüler!.. Yalansöylemeyi, sözlerindenanýnda dönmeyi, çýkar-larý için inançlarýný tekkalemde terk etmeyihuy edinenler. Hiç du-raksamadan Saul evinin

    yeni kralýnýn yandaþý oluverdiler. 3000yýl sonra Sovyet Rusya’da 1917 devri-mini gerçekleþtirip, tüm ülkede yöneti-mi ele alan Vladimir Lenin bu acýgerçeði ne çarpýcý ortaya serper: "Þimdiiktidardayýz ve bütün alçaklar þimdi biz-den yana!.." Ve o alçaklarýn özellikleStalin zamanýnda ne zalimlikler yaptýk-larýný tarihten biliyoruz.

    MADALYONUN ÖBÜR YÜZÜ

    Evet, güneþin altýnda yeni bir þey yok.Bu bir gerçek ama yine de bu ancakmadalyonun bir yüzü. Madalyonun di-ðer yüzüne bakmazsak, gerçeðin yarýsýile yetiniriz. Bir kere hepimiz O'nunsevgisinden varedildik; en þerde olanlarbile. Ve yine hepimiz evrenin ilk zaman-larýndaki baþlangýç gününde Kâlû belâ'-da O'nun önünde secde ederek: "Senbizim Rabbimizsin" dedik. Hepimizinruhunun en ince katmanlarýnda bugerçek öyle mühürlenmiþ duruyor ki!

    Soldan itibaren: Hz. Samuel, Kral Saul, Hz. Davud

  • 11SEVGÝ DÜNYASI

    Ve ayrýca biliyoruz ki, atamýz Âdem'ihalk ederken Rabbimiz ruhundan üfle-yerek, vicdanýmýzýn da temelini oluþtu-ran içimizdeki içte, Eren ruhumuzunyanýsýra bir ilâhi özü de bizlere ba-ðýþladý. Gide gele, gide gele, gide gele...Vesvese verenle uðraþa uðraþa, ruh-tecrübe-akýl-ruh zinciriyle hepimizenefsine hâkim olma kapýsý alabildiðineaçýk. Ve biliyoruz ki, O aramýzdan nicebilenler nice bulanlar çýkarmýþtýr. Veyine biliyoruz ki, Dünyada yaþaya-caðýmýz o Din Günü'ne (Hesap günü)varmadan önce sapanlarýn, yoldançýkanlarýn yanýnda gönlünü arýtmýþ,O'nun ahlâk kurallarýný benimsemiþ kar-deþlerimizin sayýsý daha fazla olacak.

    DAVUT BAÞARIDAN BAÞARIYA KOÞUYOR

    Davut, Saul evinin saltanatlarýnýsürdürme gayretkeþlerine takýlýp, vakitöldüreceklerden deðildi. En alýþýkolduðu da bu deðil miydi zaten? O, tekYahuda kabilesiyle de olsa, sýnýrlarýnýgeniþletiyor, büyük baþarýlar kazanýyor-du. Saul evi ise gittikçe gerilemekteydi.

    Aslýnda matematik yönden tersiolmalýydý. Kendisini davasýna vermiþinsanlarýn çok olduðu yerde, imkânlarne kadar kýt olursa olsun baþarý kesindir.Kralý uydu gibi yöneten komutanDavut'un baþarýlarýnýn farkýndaydý.Aralarýndaki iç savaþlarda da bir sonucavarýlamamýþtý. Bunu görüþmelerle çöz-mekten baþka çare olmadýðýný gördü.Davut'la baþ baþa sorunu enine boyunakonuþtu. Ancak bu Davut'un baþ komu-tanýnýn hiç hoþuna gitmedi. Bunda birþeytanlýk sezdiðinden ilk görüþme son-rasý kardeþini peþine saldý. Ama zi-yaretçi atik davranýp onu öldürdü. Fakatikinci görüþme sonrasýnda ise bu seferziyaretçiyi öldürdüler. Saul evinin kral-lýðý 2. yýlýnýn sonlarýndaydý. Baþkomu-tanýnýn ölüm haberini alan uydu kralýnen yakýnýndaki ikiyüzlülerden ikisi,anýnda saf deðiþtirme planýný ortayakoyuverdiler. Kralý yataðýnda öldürüpkafasýný Davut'a getirirlerse orada nebüyük itibar kazanacaklarýný düþün-düler. Fakat Davut onlarýn bildiðikiþilere hiç benzemiyordu. Anýnda buikiyüzlü katilleri öldürtmekte hiç sakýn-ca görmedi.

    Karikatür: Daðýstan Çetinkaya, Zaman 09.09.2015

  • SEVGÝ DÜNYASI12

    Bütün bunlarý Tevrat’taki çok uzunanlatýmlardan özetleyerek anlatýyorum.Görüldüðü gibi Tevrat, sadece ilâhimesajlarla dolu bir kitap deðil. Hattâinsan eliyle kaleme alýnmýþ tarihselanlatýmlar daha aðýrlýklý. Bu nedenledirki, yazýlanlara ancak akýl, mantýk ve ta-rihi gerçekler ýþýðýnda yaklaþýp ihtiyatlýolmak zorundayýz. Nitekim ne Davut nede oðlu Süleyman'ýn peygamberliðin-den hiç bahsedilmez Tevrat’ta. Sadecekrallýklarýndan söz edilir. Kuran'da iseher ikisinin peygamberliði daha çokvurgulandýðý gibi, onlara Rablerindenne hünerler verildiði de ayrýca anlatýlýr.

    Önceki yazýmda Filistî'lerin Hititiyýkarken onlardan demir iþlemesanatýnýn inceliklerini öðrendiklerini,kimseye de öðretmediklerini anlat-mýþtým. Savaþlarda bu hüner onlara çokayrýcalýk kazandýrýyordu. Davut zama-nýnda da onlarla savaþ sürüp gidiyordu.Öyleyse demir iþleme ve zýrh yapmasanatýný Ýsrailoðullarý da öðrenirlerseterazi dengelenecekti. Kuran'da bu þöy-le anlatýlýr:

    ** Yemin olsun biz Davut'a katýmýz-dan bir lutûfda bulunduk. "Ey daðlaronunla birlikte tesbih edin ve ey kuþlarsiz de" dedik. Onun için demiriyumuþattýk. (34/10)

    ** Ona, onlarý savaþýn þiddetindenkorumak için zýrh yapmayý öðretmiþtik.(21/80)

    Davut'un sesi çok güzel, çok etkileyi-

    ci idi. Davudî tabiri bundan gelir.Daðlarý, kuþlarý bile etkileyip onunlabirlikte Tanrý'yý andýklarý anlatýlýyorâyette. Ona demir iþleme sanatýnýn, zýrhyapmanýn incelikleri de öðretilerek,savaþlarda denge saðlanýyor. Ýþte kendi-lerine bahþedilen bütün bu hünerleri dekullanarak, artýk birliði de saðlamýþ olanÝsrail devleti, sonunda ezeli düþmanlarýFilistî'leri ayrýca da Þam suriyesiniharaca baðlamýþlardý. Ve Davut Kudüsüde alýp "Yeruþalim" diye adlandýrdýlar.Tarih boyunca Davut'un þehri diyeanýlan Kudüs artýk onlarýn baþ þehriydi.Doðaldýr ki, Ahit Sandýðýný da orayataþýdýlar. Sandýk oraya nakledilirkencoþku içinde neler yaptýklarýný Tevratöyle bir anlatýr ki... Yüce Rabbin dansý,þarkýyý, musikiyi, saz âletlerini kulla-narak asýk suratlý deðil, sevinç vekahkaha dolu bir din istediði kolaycaanlaþýlýr.

    ** Ve Davut'la bütün Ýsrail evi, selviaðacýndan her çeþit çalgýlarla, cenklerle,santurlarla, tefler, çýngýraklar ve zillerleRabbin önünde oynuyorlardý.(II. Samuel 6/5)

    Davut'un 7,5 yýlý Hebron’da ve kalanýYeruþalim'deki 40 yýl süren krallýðýnda-ki baþarýlarýný, Hayrullah Örs "Musa veYahudilik" kitabýnda hayranlýkla anlatýr.Bunu alýntýladýktan sonra Davut'unKutsal Kitabý Zebur'da ve sonra daKuran'da tüm insanlýða verilen büyükmüjde üzerinde kýsaca duracaðýz:

    "Ýsrail Davut'un elinde 20-30 yýl

  • 13SEVGÝ DÜNYASI

    içinde önemli bir devlet haline geldi.Filistîlerin egemenliði altýnda ezilen buulusun, hele Saul'ün yenilgisinden veacýklý ölümünden sonra bu dereceyeeriþmesi gerçekten þaþýlacak þeydir.Buna, son zamanlarda çok kullanýlan birdeyimle "Ýsrail mucizesi" dersek yanlýþolmaz."

    ÝYÝLERÝN DÜNYASI

    Davut Kuran'da diðer peygamberlerlebirlikte pek çok âyette övgüyle anýlýr. Vedaha da önemlisi, Kuran, Ýncil veTevratla birlikte 4 Kutsal Kitaptan, biriolan Zebur'un Davut'a vahyedildiði 3ayrý âyette önemle dile getirilir.Tevrat’ta Davut'u sýrf kral olarakgördüðümüzden ayrý bir kutsal kitabýn-dan söz edilmez. Biz Tevratta 90 say-falýk mezmurlar bölümünde Davut'undualarýný, Tanrýya yakarýþlarýný, kavmiiçin dileklerini, þikâyetlerini, bestelen-meye hazýr özlü sözlerini görüyoruz.Ama mezmurlarýn hepsinin de kendisözleri olmadýðý, aralarýnda O'nunkatýndan vahiyle gelen yol göstericibilgiler, gelecekle ilgili haberler, öðütlerde bulunduðu kolaylýkla anlaþýlýr. Helegelecekte yaþayacaðýmýz, Zebur'dan dasöz edilerek Kuran'da doðrulananbüyük müjde ancak O'nun sözü olabilir.Yani mezmurlarda aðýrlýk dualarda daolsa, yanýsýra ilâhi mesajlar da var ki,Kuran'ýn Zebur diye andýðý bu olsagerek. Kuþkusuz ki Davut, mezmurlardaþeriata bir ilave yapmadý, deðiþikliklergetirmedi. Kitabý da olsa o sadece birnebidir. Yeni kurallar, yeni þeriat getiren

    bir resûl deðildir. Ýsrailoðullarýnýniçinde bunu çok sonralarý Ýsa yapacaktýr.

    Biz þimdi yazýmýzýn devamýnda mez-murlarda iyilerin dünyasý ile ilgilimüjdeli âyetleri peþ peþe sýralayalým.Sonra da bunlarý onaylayan Kuranâyetini okuyalým. Bunlar üzerindekýsaca durup yazýmý noktaladýktan sonragelecek ay Davut'un ilerlemiþ yaþýndaözellikle oðullarýyla yaþadýklarý acýdeneyimleri ve büyük aþk serüveninisizlerle paylaþacaðým. Mezmurlardakiiyilerin dünyasý ile ilgili bazý âyetleribiraz kýsaltýp sadeleþtirerek aktarýyo-rum:

    ** Kötüler kesilip atýlacak, fakatRabbin yolunda olanlar Dünyayý mirasalacaklardýr. Biraz bekle, kötü yok ola-caktýr... Ýyiler dünyayý miras alacaklar,güvenlik ve bolluk bulacaklardýr. (37/9-11)

    ** Rabbi bekle ve O'nun yolunu tut.Yeri miras alman için seni yükseltecek-tir. Kötülerin kesip atýldýðý zaman bunugöreceksin. Olgun insaný gözetle, doðruadama bak. Çünkü akýbet doðrularýndýr.(37/34-37)

    ** Ýyiler yeri miras alýr Ve ondasonuna kadar otururlar. (37/29)

    Þimdi de Kuran'da bunlarý doðrulayanâyeti okuyalým:

    ** Andolsun Zikir'den sonra Zebur’daþunu yazmýþtýk: Yeryüzüne mutlaka

  • benim iyilik ve barýþ seven kullarýmmirasçý olacaktýr. (21/105)

    YAÞAYACAKLARIMIZ

    3000 yýl önce mezmurlarda dile geti-rilen ve 1400 yýl önce de Kuran'dadoðrulamasý yapýlan Rabbimizin bumüjdesine kavuþmak için elbet geçile-cek yollar vardýr. Namazýn her rekâtýndatekrarlanan Fatiha suresinde "mâlikiyevmiddin" denerek, Din Günün'dekarar sahibi olanýn yalnýzca ÂlemlerinRabbi olduðu duyurulur. Öte âlemdekive yeryüzündeki bütün insanlarýn yaþamdevam ederken sorguya çekileceði ohesap gününe, aslýnda çok yaklaþmýþdurumdayýz. Kýyamet sonrasýnda deðil,yeryüzünde yaþanacak bir gün o. Bumatematik bir gerçek. Çünkü Âdemesecde etmeyen Ýblis, insanlarý saptýrmakiçin Allah'tan süre istediðinde, DinGünü'ne kadar olan süreyi beðenmemiþ,ayartmaya Kýyamete kadar devametmeyi istemiþtir. Kuran'ýn Hicrsuresinde aynen böyle anlatýlmaktadýr.

    Bu öyle bir gün ki, Ýbrahim peygam-ber bile o günde yüzünün ak olmasýnýdilemektedir Rabbinden. Ve Hz.Muhammmed yüzyýllar boyunca ümme-tinin yaptýklarýndan duyduðu acý veüzüntüyü þu çarpýcý sözlerle ortayadökecektir o gün. Bu Kuran'da þöyleifade edilir:

    ** Peygamber de: "Ey rabbim benimümmetim bu Kuran'ý terk edilmiþ býrak-týlar" diyecek. (25/30)

    Bizim Celselerimizde o dehþetligünün baþlangýç safhalarý þöyleanlatýlýr:

    ** Her þey, hayrýnýza ve þerrinizevaredilen, toplanacak. Her þey,bölük bölük bir yerde duracak.Herkes, hayýrda ve þerde olan, biryerde, birlikte olacak o gün... Vekaranlýkla beyaz arasýndan kulak-larý yýrtan, çýldýrtýcý bir ses edeceksökün...

    Böyle bir hesap gününe öncedeninsanlar aydýnlatýlmadan, uyarýlmadan,Rabbin gerçekleri kanýtlarýyla yeni baþ-tan duyurulmadan hiç gidilir mi?Rabbimiz vaadinde durucudur. Bütünkutsal metinlerde önceden vaat edilenlergerçekleþecek. Yeni bir din, yeni birnebi gelmese de ilâhi âlemin eli mutlakainsanlarýn üzerinde olacaktýr.

    Ýþte bütün bunlar gerçekleþip olanlarýdeðerlendiren, gönlünü arýtan insanlar odehþetli hesap gününden sonra kötüler-den ve kötülüklerden arýnmýþ o mutludünyanýn, o iyilerin dünyasýnýn kurucu-larý olacaklardýr. Ne sevindirici ki:

    ** Ýnanmayanlar inanmayacak-lar. Dönmeyenler dönmeyecekler.Onlarýn sayýsý az olacak inanan-larýn ve dönenlerin arasýnda.

    Denerek doðru yolu seçenlerin dahaçok olacaðý hepimize önceden müjde-lenmektedir.

    SEVGÝ DÜNYASI14

  • 15SEVGÝ DÜNYASI

    Genç bir arkeolog Baðdatyakýnlarýnda kazý yapmak-tadýr. Kazýda çýkan kýrýk bir

    testi üzerinde bir yazý görür ve okur: "Ýki rekât namaz da insaný Allah'agötürür; yeter ki abdesti kanla alýnsýn

    ve aþk içinde kýlýnsýn." Yazýnýn altýnda-ki imza: Hallâc-ý Mansûr.

    Genç arkeolog Louis Massignon, buyazýyý okuyunca elektriðe tutulmuþ gibiçarpýlýr. Arkeoloji mesleðini býrakýr ve

    T

    Ene’l - Hakk’daki Sýr ve Unsur

    Hallâc-ý MansurGüngör Özyiðit, Psikolog

  • SEVGÝ DÜNYASI16

    hayatýnýn 33 yýlýný Hallâc-ý Mansûr'uincelemeye adar.

    809 yýlýnda Tur'da doðan Mansûroðlu Hüseyin el Hallâc, çok verimli birÝslâmî çevre içinde yetiþir. Öyle ki,tasavvuf dendiðinde Hallâc'ýn yaþadýðýdevir akla gelir. Örneðin Hâris elMuhâsibî ve Serî es sakati BaðdatTasavvuf Okulu'nun kurucularý ve ilktemsilcileridir. Bütün mescitler,mabetler ve hattâ evler - özellikle deHallâc'ýn evi- birer eðitim kurumu gibiçalýþýr. Kuran'dan hadislere, edebiyat-tan felsefeye ve politikaya kadar çokyoðun bir entellektüel aktivite yaþan-maktadýr. Bu dönem Perikles'in Atina'sýve Avrupa Rönesansý ile benzerlik gös-terir. "Ana gibi yâr, Baðdat gibi diyarolmaz" sözü bu dönemden gelmiþ olsagerek.

    HALLÂC'IN HOCALARI

    Hallâc'ýn yetiþmesinde en belirginetkiye sahip olan "Allah ile kul arasýn-daki perdelerin en zorlusu iddiacýlýktýr"diyen Sehl b. Abdullah et-Tusterî'dir.Yunus Emre bu söze göndermeyaparak, bir yaþam felsefesini dörtdizede özetlemiþtir:

    Ben gelmedim davi (iddiacýlýk) içinBenim iþim sevi için Gönüller Dost evidir,Gönüller yapmaya geldim.

    Hallâc'ýn ruhsal yükseliþinde ikinciderecede rol oynayan, Hallâc'a sûfîhýrkasý giydiren ve ona sûfîyürüyüþünün inceliklerini öðreten, onusýký riyazet (az yeme, az içme, azuyuma, az konuþma) perhizine sokanAmr b. Osman el Mekkî'dir. Dahasonra Hallac "sufilerin önderi" olaraktanýnan Cüneyd el-Baðdadî ile tanýþýrve ondan da çok yararlanýr.

    Bütün bu gönül eðitimlerinden sonraMekke'ye hacca giden Hallâc, Kâbe'ninsahanýnda oturarak çok sýký ve katý birçile-perhize soyunur. Bir yýl süreyleoturduðu yerden sadece abdest almakve tavaf etmek için kalkar. Ne güneþealdýrýr ne yaðmura. Her yatsý vaktiyanýna bir çörekle, bir testi su konur.Çöreðin dörtte biriyle birkaç yudum sualýr. Kalaný geri gönderir.

    Olgunlaþmasýnýn ileri bir evresindehocasý Amr b. Osman el- Mekkî ve ensýkýþýk zamanlarýnda akýl danýþtýðý

    Louis Massignon (1883 - 1962)

  • 17SEVGÝ DÜNYASI

    Cüneyd el- Baðdadî bile karþýsýnda yeralýrlar. Hallâc, Kâmil Mustafa eþ-Þehbî'nin deyiþiyle "Artýk sadece kendibenliðine güvenip dayanacak bir aþa-maya gelmiþtir."

    Hallâc, 3. haccý için Mekke'ye gider.Orada yine sýký bir çile-perhiz dönemigeçirir. Kuran üzerinde derindüþüncelere dalar. Hac dönüþü Kudüs'euðrar. Hz. Ýsa'nýn çarmýha gerildiðisöylenen yerdeki kiliseyi ziyaret ederve yakýnlarýna: "Benim sonum Ýsa gibiolacak, beni de çarmýha gerecekler"der. Sonunda zýndýklýkla, Allah'a ortakkoþma, þirk iþlemekle suçlanacaðýnýbildiðinden, ona, anlamadýklarý içinkýzýp köpürenleri âdeta kýþkýrtarak þusözleri söyler: "Öldürün beni ki, sizmücahit olasýnýz, ben de þehit."

    HALLÂC'IN DÜÞÜNCE DÜNYASI

    Hallâc, zengin bir kültür ortamýndazamanýnýn bütün düþünce akýmlarýylayakýndan ilgilenir. Ama hiçbirine anga-je olmaz. Dinler hakkýndaki þu görüþübunu doðrular:

    "Tüm dinler hakkýnda derin derindüþündüm. Titizlikle araþtýrdým hepsi-ni. Bir esasa oturan deðiþik kullarolarak gördüm cümlesini. Sakýn bir dinarama kiþi için, zira sonunda saðlamdayanaktan uzaklaþma vardýr bunda.Býrak bir deðiþmez temel bulsun dainsan, yücelikleri, mânâlarý tek tekçýkarsýn ondan."

    Ona göre insanýn maddeden arýnýp

    saflaþmasý, yüreðinin sesini dinlemesigerekir. Yürek, güzelliðinin hissedilme-si için Allah'ýn özel bir özenle yarattýðýbir organdýr. Ýnsanoðlu yüreðiniaçmasýný bilirse, Allah o yüreðisevgisiyle doldurur. Ýnsan yüreðindenbencil duygularý atarak iyiye, güzeleulaþabilir. Burada yürek iç sesiyle onayol gösterecektir. Vesvese yüreðingözünü bulandýrýr. Cehalet insanýTanrý'yý tanýmaktan uzaklaþtýrýr.Yürekle akýl birbirini tamamlamalýdýr.Hallâc, Kuran'ýn bu temel ilkelerinibenimser, ancak yüreðe aðýrlýk verir.Hallâc'a göre, gönül gözünü açabilenkiþi Allah'la dil ve ruh iletiþimine gire-bilir, O'nunla özdeþleþebilir, O'nun elive dili gibi olur.

    Allah'a üç çile aþamasýndan geçerekulaþýlýr. Birinci aþama, kendini dünyazevklerinden yoksun kýlmak, yokluðaalýþtýrmaktýr. Riyazet bunu saðlamayayönelik bir pratiktir. Ýkinci aþamadailâhî aþkla saf temizliðe ulaþýlýr.Üçüncü aþamada ise insanýn sevdiði ile(Allah'la) bütünleþmesi gerçekleþir. Ozaman yaþanýlanlar Hallâc'ýn dilindeþiire dönüþür:

    Mevlâyadýr aþkým, dertlerle eritir MevlâO'ndan O'na þikâyet eder miyim? Asla!Kalbim tanýr O'nu, lâkin tam görmedi gözAnlatmak için tek yol: Ýma, söz.

    Seven sevilen birbirine karýþýr, sudaeriyen þeker gibi olur.

  • SEVGÝ DÜNYASI18

    Eritildi ruhun benim ruhumdaEritilmiþ gibi tatlýlýk sudaBana dokunan þey, dokunur sanaHer zaman, her yerde benzersin bana.

    ENEL HAK

    Tasavvufta mürid (isteyen) ile murad(istenen) Allah arasýndaki iliþki hemsevgi hem de yarýmlaþma iliþkisiniiçermektedir. Muhammed sûresi 7.âyetinde "Ey iman edenler! Eðer sizAllah'a yardým ederseniz, Allah da sizeyardým eder ve ayaklarýnýzý saðlambastýrýr" denmektedir. Yine Saf sûresi14. âyetinde "Ey iman edenler! Allah'ýnyardýmcýlarý olun" buyrulur. Bubildiriler insanýn dünyaya meyledenegosunu deðil, fakat esas benliðini ilâhîgücün yanýnda gören bir görüþ veanlayýþ sunmaktadýr. Kuran'da belirtileninsanýn Allah'ýn halifesi olmasý da buanlamdadýr. Böyle seçkin varlýklar,ölümden sonra da O'nun katýnda yeralýrlar ve O'nun iþine iþtirak ederler.

    Hallâc'a göre insanda nefsani, fâni,iðreti nitelikler ortadan kalkýncaYunus'un "Bir ben var, benden içeri"dediði gerçek ben ortaya çýkar, ilâhilikkendini gösterir. O durumda O'nunadýna söz eden insan, O'nun sesindenkonuþur. Ýþte "Enel Hak" bu halin dilegeliþidir.

    Ne var ki "Enel Hak" hiçbir zaman"Ben Allah'ým" anlamýna gelmez.Allah'ýn Hak isminin tecellisidir. Bu da

    Allah olmak deðil, O'nun Hak ismininbeliriþine (tecellisine) ermektir. Hallâc"Ben Hakkým" derken, Firavun da"Ben Tanrý'yým" demektedir. Aradakifark þudur: Firavun "Tanrý yok, benvarým" derken, Hallâc "Ben yokum,Hak var" demektedir.

    Mevlâna Hallâc'ý savunarak þöyleder: "Enel Hak demeyi büyük bir iddiasanýyorlar; oysa bu büyük biralçakgönüllülüktür. Bunun yerine 'BenHakkýn kuluyum, kölesiyim diyen, birikendi varlýðý, diðeri Tanrý'nýn varlýðýolmak üzere iki varlýk ortaya sürmüþolur. Halbuki 'Ben Hakkým diyen,kendi varlýðýný yok ettiði için 'EnelHak' diyor. Halk ise bunun mânâsýnýanlayamýyor."

    Þebüsterî ise çok ilginç bir örneklekonuya açýklýk getiriyor: "Dikkat et!Eymen vadisinde yanan bir çalýMusa'ya konuþmuþ: "Ben Allah'ým"demiþtir. Peki "Ben Allah'ým" sözüçalýdan çýkýnca makul görülüyor da, biryüce benlikten çýkýnca niye yadýrganý-yor? Hallâc burada "Enel Hak" sesiçýkaran çalýnýn yerini tutmaktadýr."

    Yaþar Nuri'ye göre "Enel Hak",Hakkýn en yüksek lütûf ve beliriþ-lerinden (tecellilerinden) pay almýþseçkin bir benliðin, yine Hakkýn izniylekullanacaðý bir sözdür. Hak sandýðýmýz,Hakkýn kendisi, zatý deðil, sadecebelirdiði âlemdir. Allah Allah'týr, Allahbizzat kendisidir. Hüve hüve: O, O'dur.Sonuçta Hak Hak'týr, mahluk da

  • 19SEVGÝ DÜNYASI

    mahluk. Zira Hak, Allah'ýn zat ismideðil isim sýfatlarýndan (Esma-ülHüsna) biridir. Ýsimlerin taþýdýðýtecelliler bakýmýndan Hak ismi en üstsýrada olandýr. Hak, pozitif ve negatifiayný anda ifade eden bir isim sýfattýr.Buna göre hayýr da Hak'týr, þer de, ekside Hak'týr, artý da.

    Sonuç olarak Enel Hak, Kuran'ýnistediði üretici, taþýyýcý ben'in sufîdilindeki anlatýmýdýr. Nitekimçaðýmýzýn büyük islâm düþünürü Ýkbal,Enel Hak'la ilgili þöyle bir yorumdabulunur:

    "Ýslâmda dinsel hayatýn iç-benlikdeneyiminin tekâmülü Hallâc'ýn EnelHak sözünde doruk noktasýnaulaþmýþtýr. Bu anlatým, þehit velîninAllah'ýn aþkýnlýðýný inkâr anlamýnagelmez. Öyleyse Hallâc'ýn iç deneyi-minin gerçek yorumu, damlanýn denizekarýþmasý deðil, insanî benin daha derinbir kimlik içinde sürekliliðininfarkedilmesi ve bu farkediþin cesaretledile getiriliþidir."

    TÜRKLERE ÝLGÝSÝ

    Uzun bir inziva, yalnýzlýkta içinedönme ve çile döneminde Hallâc,ruhun derinindeki gerçeklerin farkýnavarýr. Ýçindeki Tanrý'yý keþfeder.Olduktan sonra oldurmak, öðrendikleri-ni öðretmek her gönülerinin kutsalgörevidir. O da yün hallacý babasý gibiyürekleri saflaþtýrýp temizlemeye koyu-lur. Bu arada Hindistan'a ve Türk ille-

    rine de gider. Hindularý ve Türkleriislâma sokmaya çalýþan ilk müslümanHallâc'týr. Türklerin islâma girmesindeçok önemli katkýlarý olmuþ ve Türklereözel bir ilgi göstermiþtir. Yaþar Nuri'nindeyiþiyle Türk insanýnýn âdeta sonsuz-luk öðretmenidir. Herhalde Türklerinilerde bu konuda oynayacaðý rollerisezmiþ olmalý.

    Hallâc bir yandan kendini geliþtir-menin ve arýnmanýn yollarýný gös-terirken, diðer yandan sosyal sorunlaraçareler önererek yöneticileri kýzdýrmak-tadýr. Bu yüzden ona "devrimci sufî"diyebiliriz. Her zaman haksýzlýðauðrayanlarýn yanýnda olmuþtur. Ozaman ezilenlerin, sömürülenlerin sesiolan Zenç isyanýnýn yanýnda yer alýr vetutuklanarak hapse atýlýr. 8 yýl hapisyatar.

    HAPÝSANE YILLARI

    Bir yandan üst düzeyde deneyimleryaþayýp bunu dillendirdiði, diðertaraftan ezilen kitlelerin isyanýnadüþünsel destek verdiði ve sultanlarýnsaltanatýný sarstýðý için hapiste yat-týðýnýn bilincindedir. Oradaki zamanýnýda iyi deðerlendirir. En önemli eseriolan Tavâsîn'i orada yazar. Tavâsîn'de'kavrayýþ'la ilgili düþüncelerini þu þe-kilde yazýya döker:

    "Yaratýlmýþlarýn kavrayýþlarý hakikateyapýþamýyor. Hakikat de yaratýlmýþayapýþmamaktadýr. Ýç âlemimizden yük-selen sesler, hakikate yönelik týr-

  • SEVGÝ DÜNYASI20

    manýþlardýr ama yaratýlmýþlarýn ilgileri,baðlarý hakikate ulaþamýyor.

    "Pervane ýþýðýn çevresinde sabahakadar uçar. Kandilin ýþýðý hakikatinilmi, sýcaklýðý hakikatin hakikati.Alevin içine dalmaksa hakikatin hakký.Ve pervane doymadý ýþýkla, hararetle;attý kendini alevlere.

    “Pervane uçtu, döndü, eritti kendinive yok oldu ortalardan. Resimsiz,cisimsiz, isimsiz, ünvansýz hale geldi.Artýk ne için dönecekti þekillere?!Vuslattan (sevgiliyle buluþmak) sonrahangi hal vardý ki döne? Bakýþa ula-þan, kulak vermez habere. Ve bakýlmasýgerekene ulaþan, aldýrmaz bakýþa."

    Burada Hallâc, pervane metaforuylakendi hayatýna göndermede bulunur.Yunus'un "Gel gör beni aþk neyledi"dizesinin içsel deneyimlerini yaþar.Allah aþkýnýn cezbesi ve çekimiyle,pervane gibi kendinde yok olup, O'ndavaroluþun, tasavvuf diliyle fenafillah'-tan bekabillah'a geçiþin yolunu gösterir.

    Hallâc hayatý boyunca bulunduðu heryerde, sokakta, meydanda, mescitte,evlerde insanlarý doðruya, iyiye, güzeleve sevgiye çaðýrýr. Onlarý düþünmeye,akýllarýný iþletmeye, sorgulamaya,tartýþmaya yönlendirir. Bu davranýþý ileünlü filozof Sokrates'i andýrýr. Ve doðalolarak onun baþýna gelen Hallâc'ýn dabaþýna gelir. Zýndýklýkla suçlanýpyargýlanýr ve ölümle cezalandýrýlýr.Hem de ne ölüm!..

    ÖLÜM YA DA DÜÐÜN

    Onun ölümünde vahþetle vuslat yanyana durur, hattâ iç içe geçer. "Ýki rekâtnamazla da Allah'a gidilir; elverir kiabdestini kanla alabil" demiþti ya?Onun ölüm sahnesi, iþte bu sözün ermeydanýnda sýnanmasý olur.

    O, asýlmak üzere Horasan kapýsýdenilen yere getirildiðinde 65 yaþýn-dadýr. Saçý sakalý aðarmýþtýr. Önüne birseccade serilmesini ister. Ýki rekâtnamaz kýlar. Cellat direðe baðladýðýHallâc'a önce bin kýrbaç vurur. Hallâchiç týnmaz. Sadece "Ehad, Ehad" (Bir,yalnýz Bir) der. Mevlâna'nýn dediði gibidiken içindedir ama gül gibidir.Asýlmak üzere getirilen çarmýha bak-týðýnda öyle bir güler ki, gözlerindenyaþ gelir. Onun þahsýnda vahþetle vus-lat eþitlenir. Çarmýha gerildiðinde þusözler dökülür dilinden: "Allahým! Þutopluluk senin kullarýndýr. Dinlerineolan baðlýlýklarý yüzünden ve sana yak-laþmak ümidiyle beni öldürmek içintoplanmýþlar. Onlarý affet. Ýyi biliyorumki, bana açtýðýn sýrlarý onlara açsay-dýn, yahut onlardan gizlediðin þeyleribenden de gizleseydin, bu hal baþýmagelmezdi. Yaptýðýn ve olan her þey içinsana hamd olsun."

    Kýrbaçlanmanýn ardýndan, elleriayaklarý kesilir. Kasaplýk bir koyun gibikesilip doðranýr. Önce sað eli kesilir,bunu sol ayak izler. Sonra sýra sol eleve sað ayaða gelir. El ve ayaklarýkesilirken Yaradan'a þöyle yakarýr:

  • 21SEVGÝ DÜNYASI

    "Allahým! Sen, sana isyan edenlere bilesevgi beslerken; senin için iþkenceyeuðrayanlara rahmet etmeyeceðin nasýldüþünülür?!"

    Celladý "Bütün organlarýný teker tekerdoðradým da, ne bir kez inledi ne derengi deðiþti" der.

    Ayaklarýný kestiklerinde þunu söyler:"Bu ayaklarla tüm dünyayý dolaþýyor-

    dum; ama bunlardan baþka bir ayaðýmdaha var ki, onunla tüm evrenidolaþýrým. Ýþte o ayaðýmý kesmenizmümkün deðildir."

    Çarmýhta, bedenindenakan kanlarý, avucuylayüzüne, kollarýna sürerekabdest aldýðýný söyler. "Bunasýl abdest?" diye soran-lara ise þu cevabý verir:

    "Aþk içinde kýlýnacak birnamazýn abdesti ancakkanla alýnabilir!"

    Çarmýhta asýlý iken birara yanýna yaklaþan sufîdostu Þiblî sorar:"Tasavvuf nedir?" Cevapverir: "Allahýn verdiðinimetlerle, ýstýraplararasýnda fark görememek-tir." Þiblî yine sorar: " Enyüce mertebe aþk nedir?""Onu yarýn görürsün" der.

    Ertesi gün her tarafýkesilip doðranan Hallâc'ýn

    baþý da kesilir ve cesedi yakýlýp,külleri Dicle'ye serpilir. Öylece Hallâcyok olup gitti sanýlýr. Oysa uðrunacanýný vermekten daha büyük bir aþkolur mu?!

    Ölümünden 1100 yýl sonra bile, batýlýbir aydýn, onun bir sözünü okuyup damesleðini býrakýp, bütün ömrünü onuincelemeye adayabiliyorsa, böyle bircana öldü diyebilir miyiz? Bu sorununyanýtýný Yunus'a býrakalým:

    Ölürse tenler ölür CANLAR ölesi deðil.

  • SEVGÝ DÜNYASI22

    iþinin iliþkilerde ustalaþmasý;sosyal yaþamýnýn, aile iliþki-lerinin ve iþ yerindeki baþarý-

    sýnýn kalitesini, verimliliðini saðladýðýgibi mutlu ve huzurlu bir yaþamsürmesini de saðlar. Sosyal bir varlýkolarak insan, yaþamýný sürdürdüðütoplum içerisinde iliþkilerini iletiþimyoluyla sürdürür.

    Ýnsanýn yaþamý, doðumdan ölümekadar içinde bulunduðu toplumunbüyük çoðunluðu tarafýndan benimsen-miþ, yerleþik örf, adet, nezaket, görgüve saygý kurallarý içinde geçer.

    Bu nedenle hiç kimse toplumsalhayattan yüzde yüz baðýmsýz deðildir.Aksi takdirde içinde bulunduðu çevretarafýndan yadýrganýr ve dýþlanýr.

    Hayattaki en önemli ihtiyaçlarýmýz-dan olan iliþkiler ve buna baðlý olarakiletiþim, sadece konuþarak deðil, baka-rak, dokunarak, dinleyerek, susarak vedaha pek çok þekilde kendimizi en iyibiçimde ifade ederek kurulur.

    Ýnsan iliþkilerinde iletiþim beþ duyuaracýlýðýyla gerçekleþtiðinden duyu-larýmýzý ne kadar iletiþime katarsak

    Ýliþkilerde UstalýkNihal Gürsoy

    K

  • SEVGÝ DÜNYASI23

    iletiþimimizi o kadar etkin hale getir-miþ oluruz. Þimdilerde "vücut dili"denilen, beþ duyumuz dýþýndakiazalarýmýzýn da iletiþimi güçlendirmek-te çok önemli olduðunu belirtirsek, iþingörünen kýsmýnýn bile ne kadar incelikistediði açýkça ortadadýr. Her insanýnkiþilik özellikleri ve davranýþlarý diðer-lerinden farklýdýr. Yetiþme koþullarý,eðitim düzeyi, yaþadýðý tecrübeler vebirikimler farklýdýr çünkü. Ýnsan, enyakýn iliþkilerinden baþlayarak sosyalyaþamý içerisindeki bu farklýlýklarýyerine oturtabilecek donanýmda deðilsekendisini ve diðerlerini mutlu edemez.Hepimiz, dünyada olgunlaþmak,yücelmek üzere bulunan varlýklarolduðumuzdan, ruhlarýmýzýn ihtiyaçlarý,olaylardan almamýz gerekenler,arayýþlarýmýz ve anlayýþlarýmýz,yöneliþlerimiz kendimize özgüdür.

    Farklýlýklarýn yaþamýn doðasý vezenginliði olduðunu kabul etmek önce-likle bizi özgür ve mutlu kýlacak, fark-lýlýklara raðmen ortak yönlerimizi göre-bilmek ise bizi iliþkilerimizde ustalaþtý-racaktýr. Kiþinin yaþý, mesleði, statüsü,milliyeti, inancý ne olursa olsun tüminsanlar sevilip, sayýlmaktan, samimibir þekilde takdir görmekten, anlayýþ vehoþgörüyle karþýlanmaktan, kendilerinedürüst davranýlmasýndan hoþlanmalarý-na raðmen, tenkit edilmekten, kabalýkve saygýsýzlýktan, haksýzlýða uðramak-tan, yalan ve dedikodu malzemesiyapýlmaktan, öfkeli ve nefret içerentutumlardan çekinir ve hoþlanmazlar.Bu örnekleri çoðaltmak mümkündür.Ancak, fizik ve kiþilik olarak farklý

    yapýlarda olsalar da insanlarýn psiko-sosyal ortak özelliklerini anlatmakbakýmýndan þu cümle yeterince açýktýr."Kendine yapýlmasýný istemediðinhiçbir þeyi, baþkasýna yapma" þeklindesöylenen altýn kural, insanlarýn psiko-sosyal ortak özelliklerini çok güzelifade eder. Ancak kendimize yapýl-masýný istemediðimiz bir þeyi baþkasý-na da yapmamak göründüðü kadarbasit bir iþ deðildir. Ýnsanýn yeryüzündegerçekleþtirmesi gereken nefis denetle-mesi ve egodan giderek kurtulmak içingereken arýnma mücadelesi yapýl-madýðý sürece, kiþi kendisi ve iliþkileriüzerinde kontrol saðlayamaz. Kiþi,egosundan kurtuldukça kendi gerçekdoðasýna yakýnlaþýp asýl kimliðiylebaðlantý kurmaya, gerçek bir insanolmaya diðerlerini de tanýmaya veanlamaya baþlar. Ýliþkilerde ustalýðýnyolu, ustaca yaþamaktan geçer.

    USTA ÝNSANIN ÝLKELERÝ

    1. Ýyi insan olmak ve yeniliklere açýkolmak.

    2. Doðru ve dürüst olmak.3. Çalýþkan olmak, çalýþmayý sevmek.4. Bilgili ve donanýmlý olmak.5. Sevgi ve saygýdan ayrýlmamak.6. Hak ve adalet duygusuyla hareket

    etmek, adil olmak.7. Yalan ve riyadan, ikiyüzlülükten

    tamamen uzak olmak.8. Kiþilerin arkasýndan konuþmamak,

    dedikodu yapmamak.9. Öfke ve hiddet içeren duygu ve

    davranýþlarda bulunmamak.10. Kin tutmamak.

  • SEVGÝ DÜNYASI24

    Bu ana baþlýklar tüm evrensel ilkeve inançlarla ayný özü taþýmýþ olmaklabirlikte kavramlarýn içini doldurmak,onlarý yaþamýmýza geçirmek ve uygula-yarak elde ettiðimiz tecrübelerdençýkardýðýmýz sonuçlarý özümsemek,insan olmak için yolda olmaktýr.Gerçekten inanarak, arzu ederek, aklýnýve gönlünü emeðine katarak yürüyenlervaracaklardýr.

    Ýletiþimde ustalýktan söz ediyorsak,bu evrensel ilkelere uygun yaþamakdurumundayýz. Hiç kimse yalansöyleyen, haksýzlýk yapan veya kiþi-lerin arkasýndan dedikodu yaptýðýnýbildiði bir insana güvenemez.Güvenmediðiniz bir insanla iliþkilerinizise gerçek bir iletiþimden yoksundur.

    USTACA ÝLÝÞKÝLERDE KULLANILAN YÖNTEMLER

    Kendimizi doðru tanýmak ve tanýt-mak: Her insan diðerinden farklýolmakla birlikte, öncelikle kendisinin

    olumlu ve olumsuz yanlarýný, kuvvetlive zayýf taraflarýný bilmek, kabuletmek durumundadýr. Bunun içinyukarýda saydýðýmýz evrensel ilkeler,gerçekten güvendiðimiz aklýna ve gön-lüne saygý duyduðumuz dostlarýmýzýngörüþleri, tecrübeler ve doðru bilgilerbize ýþýk tutacaktýr. Yeteneklerimizi veilgi alanlarýmýzý bilmek, donanýmlýolduðumuz konularý diðerlerininhizmetine sunabilmek, yeterliolmadýðýmýz ancak gerekli olan konu-larda kendimizi geliþtirebilme çabasýn-da olmak önemlidir.

    Þunu unutmamak gerekir ki, insanýnher konuda usta ve uzman olmasýnaolanak yoktur. Bu bize yerimizi vedeðerimizi göstermek bakýmýndanönemlidir. Hedeflerimiz veinançlarýmýz doðrultusunda neyehizmet ettiðimizin ve hangi yeridoldurduðumuzun farkýnda olmak,yapabileceðimizin en iyisini yapmakgayretinde bulunmak bizim hemkendimize olan güvenimizi saðlar hem

    de hýzlandýrýr vegüçlendirir

    Baþarýlý bir iletiþimdekiþi kendini tanýmak vedoðru tanýtmak duru-mundadýr. Bir insanýnövünürcesine bilgi vedonanýmýndan, görgüve tecrübelerindenbahsederek kendisinitanýtmaya çalýþmasýyanlýþ ve iticidir.Kendimizi doðru ve

  • SEVGÝ DÜNYASI25

    etkileyici bir biçimde tanýtmanýn enetkin yolu olaylar karþýsýndaki tutumu-muz, davranýþ biçimimiz ve ürettikleri-mizdir. Halk arasýnda yerleþik birsöylem vardýr. "Aynasý iþtir kiþinin, lâfabakýlmaz."

    Baþkalarýný alçaltarak, kendini yük-selttiðini zannetmek ise iletiþimdeyapýlabilecek en büyük hatalardanbiridir. Aðaçlarý nasýl meyve ve yaprak-larýndan tanýyorsak, insaný dadavranýþlarý, eylemleri vasýtasýylatanýrýz. Sahip olduðumuz deðerleriyerinde ve zamanýnda kullanabilmekgerçekten ustalýk isteyen bir süreçtir.Kendimizi olduðu gibi ortaya koyabil-menin de bazý kurallarý vardýr. "Altýnýndeðerini ancak sarraf anlar" sözü bugerçeði çok güzel dile getirir. Herkesinseviyesine, ihtiyacýna ve içinde bulun-duðu þartlara göre gerekeni göre-bilmek, söyleyebilmek yapýcý biriletiþimin ilk þartlarýndandýr. Aksitakdirde iliþkimiz verimli ve yükselticibir emek olmaktan çýkarak, sadeceegomuz olur.

    Takdir etmek ve eleþtirmek:Karþýmýzdaki kiþinin gerçekten sahipolduðu deðerleri, yeri ve zamanýgeldiðinde samimi ve abartýsýz birbiçimde dile getirmek iliþkilerin saðlýk-lýlýðý, kalitesi ve deðeri bakýmýndan çokönemlidir. Onun sahip olduðu güzelözelliklerin altýný çizerken bizim içinneden deðerli olduðunu da belirtmiþoluruz. Güzel vasýflar kolaylýkla eldeedilmezler. O nedenle bu vasýflardanherhangi birine veya pek çoðuna sahip

    bir kiþiyle iliþkimizde bunu sadelik veincelikle dile getirmek, onun emeðininhakkýný vermektir aslýnda.

    Sadece iltifat etmek için gereksizövgülerde bulunmak hem karþýmýzdakikiþiyi, onu tanýyanlarýn nazarýndaküçük düþürür hem de bizim güve-nilirliliðimizi zedeler. Her insanýndeðerli ve güzel taraflarý vardýr, önemliolan onlarý görebilmek ve söyleyerekona kendisini kendisinde buldurmaktýr.Gerçek deðerleri görülen insanlar hatave eksiklerini de daha kolaylýkla görüp,düzeltme yoluna girerler. Gönülkapýlarýmýzý açýk tutmak için samimi,sevgi dolu ve sýcak övgüler son dereceönemlidir.

    Eleþtirilerimiz ise öncelikle objektifve yapýcý olmalýdýr. Eleþtiri yaparken okiþiyi ve davranýþ biçimini çok iyi taný-mak ve nedenleri üzerinde düþünmekgerekmektedir. Ýçinde kýzgýnlýk, öfke,hiddet hattâ kin, kýskançlýk barýndýraneleþtirilerde nefsimiz de iþin içinde ola-caðýndan objektif olamayýz. Konununveya olayýn doðru ve yanlýþ taraflarýnýdingin ve sakin bir biçimde konuþmak,kimlik ve kiþilik eleþtirisi yapmadandoðrunun ve yanlýþýn etrafýný çizerekolaya açýklýk kazandýrmak, bu aradakendi hatalý ve eksik taraflarýmýzý dagörmek ve kabul edebilmek önemlidir.Eleþtiriler mümkün olduðunca toplumiçinde deðil, karþýlýklý görüþülerekyapýlmalýdýr. Aksi durumda yaptýðýmýzeleþtiri kiþiyi zor duruma sokabilir,yanlýþ anlaþýlmalara sebebiyet verebilir.Eleþtiri, kiþiyi yükseltmek, iliþkimizi

  • SEVGÝ DÜNYASI26

    daha verimli ve doyurucu bir halegetirmek için samimiyet, sevgi veövgüyle birlikte yapýldýðýnda yerinibulur.

    Tartýþmak: Farklý dini, siyasi, felsefive ideolojik konularda tartýþmayagirmemek konuþurken "evet" cevabýalabileceðimiz ortak noktalara odaklan-mak çok daha doðrudur. Böyleliklekendi düþünce ve donanýmýmýzýn,inançlarýmýzýn üstünlüðünü kanýtlamave karþýmýzdakine kabul ettirmeçabasýndan çýkarak, anlaþmak içinortak bir yol arama gayretinde olduðu-muzu, konuþtuðumuz insan ya datopluluðun inançlarýna ve düþüncele-rine olan saygýmýzý ifade etmiþ oluruz.Üzerinde tartýþtýðýmýz konu hakkýndamutlaka yeterli bilgi ve donanýma sahipolmalý ve fikirlerimizi açýk sade veanlaþýlýr bir biçimde ortaya koymalýyýz.Yeni bilgilerle karþýlaþtýðýmýzda hementartýþmaya girmemeli, bildiðimiz konu-lara baðlamaya çalýþmamalý, araþtýrýp,fikrimizi belirteceðimizi söylemeliyiz.

    Öfkeli, üzgün ve sinirliyken tartýþ-maya girmemeliyiz. Böyle durumlardasonradan piþman olacaðýmýz sözlerkullanabilir ya da aþýrýya kaçandavranýþlarda bulunabiliriz. Olayýnüzerinden biraz zaman geçmesini bek-leyip, iyice ölçüp tartarak her ikitarafýnda kazançlý çýkacaðý bir tutumugerçekleþtirebileceðimiz zamanharekete geçmeliyiz.

    Dinlemek: Eskiler "Allah, iki kulakbir aðýz vermiþtir. Bir konuþup, iki

    dinleyesin diye" demiþlerdir.Hepimizin ortak arzusu söyledikle-rimizi gerçekten anlamaya çalýþarakdinleyen kiþilerle birarada olmaktýr.Kiþinin anlaþýlma ihtiyacý ancak iyidinleyebilen kiþilerle gerçekleþir.

    Dinleyebilmek, gerçekten erdemdir.O insana verdiðiniz deðeri ve önemi,onu dinleyerek gösterebilirsiniz.Dinlerken konuya odaklanmak, yerindesorular sorarak meseleyi tam anlamayaçalýþmak çok önemlidir. Karþýmýzdakikiþi konuþurken sürekli sözünükesmek, kendi bilgimizi veyadüþüncemizi ortaya koymak anlatankiþiyi bezdirir ve dikkatini de bozar.Ancak konuþan kiþinin de kýsa, öz veanlaþýlýr bir biçimde kendini ifadeetmesi, dinleyeni veya dinleyenleriusandýrmamasý gerekmektedir. Ýnsan,konuþarak iletiþim kuran bir varlýkolmakla birlikte, dinleyen olmazsakiminle gerçek bir paylaþýmda bulu-nabilir? Baþkalarýný dinleyereköðrenebilir ve onlarýn bilgi, birikim vetecrübelerinden yararlanabiliriz.

    Olumlu düþünmek ve davranmak:Ýliþkilerde en dikkat edilmesi gerekenkonulardan biri de olumlu düþünmekve davranmaktýr. Peþin hükümler, alýn-ganlýk, kýskançlýk, öfke, yalan, dediko-du, kin, adil olmamak gibi olumsuzduygular, olumlu düþünmemize vedavranmamýza engel olurlar. Olumludüþünmek ve davranmak isteyen insanbu engelleri aþmak durumundadýr. Butip duygular ve davranýþlar gizli kala-maz bir biçimde ortaya çýkarlar. O

  • SEVGÝ DÜNYASI27

    nedenle kendimizi bu yönden kontroletmeli eksiklerimizi ele almalýyýz. Birinsanýn bu tarz eksiklerini gidermedensaðlýklý ve uzun süreli iliþkiler kurmasýmümkün deðildir. Ancak kendisinebenzeyen insanlarla menfaat ve çýkaradayalý iliþkiler kurabilir, ki taraflardanbirinin çýkarýna zarar geldiðinde builiþki derhal bozulacaktýr. Dostluðugerçek olan, temel ilke ve doðrularainanmýþ ve bunlarý uygulamak içinyolda olan insanlarýn, hiç eksiksizolduðu anlamýna gelmemelidir bu.Ancak iyi niyet taþýyan, farkýna var-madan veya bilgi ve tecrübe eksikliðin-den kaynaklanan hatalarý hoþ görmek,gerekirse yardým etmek, doðruya çek-mek insanýn insana el uzatmasýdýr.Dünyada bulunuþumuzun gayesikendimizi tanýmak ve gerçekleþtirmekolduðuna göre bu yolda kendimize vebaþkalarýna yapacaðýmýz hizmetlerbizim sorumluluðumuzdur. Sevginingereði ve gerçeði de budur zaten.

    Güvenmek ve güvenilir olmak:Saðlýklý bir iletiþimin olmazsaolmazlarýndan biri de güve-nilir olmak ve diðerlerine degüvenmektir. Güvenilir olmakbizim elimizdedir. Yalansöylemeyen, dedikodu yap-mayan, baþkalarýnýn hakkýnagirmeyen, sýr saklamasýnýbilen, objektif davranabilen,verdiði sözü tutan bir insanolmak için çabada olmak, bizihýzla bu deðerlere sahip birkiþi haline getirecek, hemkendimize olan saygýmýzý

    hem de baþkalarýnýn saygý ve sevgisinikazanmamýzý saðlayacaktýr. Bu deðer-leri elde etmiþ bir insan; inanan, arzueden, hedef koyan, planlý ve kararlý birbiçimde çalýþan herkesin hem insanolarak deðerlerini artýracaðýna hem deeline aldýðý iþleri baþaracaðýna inanýr.

    Bizi Yaradan, yapabileceðimizibilmeseydi bütün kutsal kitaplarda veevrensel öðretilerde bizlerden önceliklebunlarý baþarmamýzý ister miydi?Demek ki O, bize ne kadar güveniyorve baþarmamýz için dünya okulunadefalarca gidip gelmemizi saðlayarakhepimize pek çok fýrsatlar vermeyedevam ediyor. O nedenle, kiþilerdenhemen ümit kesmeye, sabrýmýzý vegüvenimizi kaybetmeye hazýr durumdaolmak, küçük bir aksaklýkta çabucakvazgeçivermek insana olan inancýmýzýnda eksik olduðunu gösterir. Güvenilirolmak, insan ve dost kazanmanýngereklerindendir. Güvenilir olmak,örnek olmanýn, baþkalarýný da böyleolmaya özendirmenin en etkin yoludur.

  • SEVGÝ DÜNYASI28

    Nereden Geldiði Bilinmeyen Uydu

    “Black Knight Satellite” Efsanesi Erol YurderiGünümüzde "Kara Þövalye" olarak bilinen ve Dünya'nýn etrafýnda döndüðü söylenen Uydunun efsanesi, Nikola Tesla ile baþlýyor.

  • SEVGÝ DÜNYASI29

    ünümüzde "Kara Þövalye"olarak bilinen ve Dünya'nýnetrafýnda döndüðü söylenen

    Uydunun efsanesi, Nikola Tesla ilebaþlýyor. Tesla, 1899’da ColoradoSprings'te 280 metrelik bir kulesi olan,dýþarýya enerji yayan yüksek voltajlý birradyo transmisyon aracý geliþtirmiþti.1100 kilometrelik yarýçaplý bir alandakimanyetik bozulmalarý kaydedebiliyor-du. Tesla bu cihazla, akýllý gibi görünenbir sinyal aldýðýný farkediyor. Sinyalbelli aralýklarla ve sayýlarla tekrarlaný-yordu. Bu sinyal Tesla'ya dünya dýþývarlýklarla iletiþim olabileceðine inan-manýn yolunu açmýþtýr. Tesla businyalin önce Mars ya da Venüs'tengelebileceðini düþünmüþ, daha sonrasinyalin baþka bir yerden geldiðinifarketmiþtir. Sinyalin uzaydangeldiðine inanarak bulgularýný birkonferansta açýklamýþtýr.

    1920'lerde ayný sinyali amatör telsiz-ciler de duyabilmiþlerdir. Daha sonra1928'de Norveç-Oslo'dan uzaya kýsadalga radyo yayýný denemeleri yapanbilim adamlarý da uzun zaman gecik-meli yanký sinyalleri aldýklarýnýsöylemiþlerdir.

    1953'de de, New Mexico Üniver-sitesinden Dr. Lincoln LaPaz tarafýndanbir anlýk gizemli radyo sinyali saptan-mýþ. Dünyanýn pekçok yerinden degizemli bir nesnenin görüldüðüne dairraporlar gelmeye baþlamýþtýr.

    Sonunda 1954'te gazeteler (The St.Louis Post Dispatch ve The San

    Fransisco Examiner) ABD HavaKuvvetlerinin bir haberini yayýnlayýncadurum anlaþýldý; haber Dünya'nýnyörüngesinde dönen iki uydunun tespitedildiðini bildiriyordu, henüz hiçbirülkenin onlarý fýrlatma kabiliyetininolmamasýna raðmen. Öyle görünüyorki Black Knight birçok kanýtla tespitedilmiþ ve ABD Hava Kuvvetlerincede doðrulanmýþtý.

    1957’de SSCB Sputnik 1'i uzayagönderdi. Bu gizemli cismi tesbit etti.Cisim, Venezuela/Karakas üzerindegörüntülendi. Bu nesneye "KaraÞövalye" adý verildi.

    1960’da Hem Amerika BirleþikDevletler'inin hem de SovyetlerBirliði'nin yörüngede araçlarý vardý.Fakat 11 Þubat 1960'ta bütün gazetelerendiþe verici bir haber yayýnladý:Yörüngede baþka birilerin daha bir þeyivardý. ABD Donanmasý'nýn düþmancasus uydularýný tespit etmek için tasar-ladýðý bir radar ekraný bir þey yakaladý.Bu, dönen koyu bir cisim olarak tarifedildi. Bu cisim ABD'nin deðildi,Sovyetlerin de deðildi. Ertesi güngazeteler biraz daha bilgi yayýnladý.Gizemli cisim uygun bir kutupsalyörüngenin 90 derecelik açýsýyla deðil,ekvatora yaklaþýk 79 derece açýlý biryörüngede dönüyordu. Ayrýca 1728km'lik yerötesine (uydu yörüngesininDünya'ya olan en uzak mesafesi)karþýlýk sadece 216 km'lik yerberisiyle(uydu yörüngesinin Dünya'ya olan enyakýn mesafesi) basýklýðý (eccentricity)da oldukça fazlaydý. Cisim bir tam

    G

  • SEVGÝ DÜNYASI30

    turunu 104,5 dakikada tamamlýyordu.Bu nesnenin aðýrlýðý yaklaþýk 15 tondu.Hýzý ise o dönemin roketlerinin 2 katýy-dý. Bu uyduyu araþtýrmak için askerikomiteler kuruldu ve bulgular gizlitutuldu.

    1973’de Sinyaller daha sonra Ýskoçgökbilimci Duncan Lunan tarafýndanincelendi. Duncan Lunan bu mesajýndünyadan bakýldýðýnda, Epsilon Boötesmerkezli 13.000 yýl önceki bir yýldýzharitasýný gösterdiðini buldu. Karaþövalye olarak adlandýrýlan nesne üçhafta boyunca izlendi ve aniden kay-boldu. Amatör telsiz operatörleri bu

    dönemde LDE fenomeni rapor ettiler.LDE fenomeni, radyo sinyallerindeuzun gecikmeli yankýlarýnkýsaltýlmýþýdýr. Çok nadir olarakgerçekleþir.

    Kanýtlarýn son parçasý, 1998'de uzaymekiði Endeavor STS-88'in,Uluslararasý Uzay Ýstasyonu'na ilkuçuþunu yaptýðýnda geldi.Endeavor'daki astronotlar tuhaf bir cis-min fotoðraflarýný çektiler, ve bufotoðraflar NASA'nýn internetsitesinde, eriþim kýsýtlamasý olmadantüm halka açýk olarak yayýnlandý.Ancak aradan geçen kýsa bir süre sonra

  • 31SEVGÝ DÜNYASI

    fotoðraflar tüm NASA kaynaklarýndankaldýrýldý.

    Bir süre sonra bu fotoðraflarý indiren-lerin, fotoðraflarý internette paylaþmayabaþlamasýyla yeniden ortaya çýktýlar veher zaman olduðu gibi, bunun enkazparçalarý ya da uzay çöplüðü olduðuaçýklamalarý yapýlarak olay geçiþtirildi.Fakat fotoðraflar yüksek kalitedeydi vebir çeþit araca ait olduðu açýkçagörünüyordu. Bazen kýrmýzýmsý bazenyeþilimsi bir renkte diye betimleniyor,bazen de beyaz bir çizgi. NASA'nýnweb sitesinde nesnenin bir çokfotoðrafý vardýr. Açýkça dünya

    çevresinde, geniþ ve düzenli biryörüngeye sahip bir nesne olarakgörülür. NASA yanlýþlýkla KaraÞövalyeyi mi görüntülemiþtir?Yayýnlanmýþ fotoðraflarý incelersenizbunun bir uzay cismi olduðunu siz degöreceksiniz.

    O zamandan beri Black Knight (Karaþövalye) hakkýnda bilinmesi gerekenher þeyi biliyoruz. Neye benzediðini,nereden geldiðini, ne zaman geldiðinive ayný zamanda uzay programýylailgili birçok güvenilir tanýk tarafýndanda doðrulandýðýný biliyoruz. Kararsizlerin...

  • SEVGÝ DÜNYASI32

    ir ülkenin insanlarýnýnsevgisinde aç olana bir lokmaekmek, susuz olana bir damla

    su varsa, ülkeleri de kendilerine benzer.Diðer insanlarý da gerçekten ayýrdetmeden sevdikleri bir noktayagelmiþler ise, yani sözde deðil, özde isesevgileri; ülkeleri de tüm kararlarýnýnizamlara göre tüm nizamlarýný dabozulmayan esaslara göre düzenler.

    Ülkeler de insanlara benzer çünkügeçmiþleri vardýr. Týpký insanlar gibi

    getirdiklerinin ve biriktirdiklerinmanevi zenginliði yanlýþlarýný artýkgörünmez kýlýp da, doðruda yürümeyiilke edindiklerinde, yeryüzünü ayaktatutan iyilik direkleri olurlar. Ülkeler deinsanlara benzer, týpký insanlarý gibiyepyeni bir sözle dünyayý yenilemekistediklerinde, öyle ki sözleri artýkdünyanýn da sýnýrýný aþtýðýnda ve sýnýrnedir, ölçü nedir unuttuklarýnda… (1)

    Deðiþmeyen tek þey, deðiþimin ken-disi olduðundan ve zamanýn içindeki

    B

    Sevgimizde Yer Var mý?Nelda Ýnan

    Fotoðraflar: Türk askeri Suriyeli bir bebeði öperken ve Danimarka sýnýrýnda Suriyeli bir çocuklaoynayan bir polis memuru.

  • 33SEVGÝ DÜNYASI

    öz kuvvetle çekilip götürüldüðümüzden(ki bu bizim baðlý olduðumuz üç yer-den birisidir), insanýn en büyük zor-luðu, kolay deðiþen, omurgasýz birinsan gibi algýlanma korkusuyladirenirken, atmasý gereken adýmlarýn,zorunlu bir sýnav gibi önünde belirme-sidir. Hani farkýndalýk diye diye hemiçinde hem de dýþýnda debelenip dur-duðumuz algý da iþte böyle güçlenmeyebaþlar. Aslýnda esnetmeye çalýþýrkenkendimizi kastýðýmýz sertliktir bizi esasesnetecek olan.

    Konumuz mülteciler, sýðýnmacýlar vede ilginç bir Türkçeyle "KaçakGöçmenler" diye tanýmladýklarýmýzolunca, ülkeler de kendilerine göresýnavlar vermekte. Programlarýný, poli-tikalarýný, kurumlarýný, bakýþ açýlarýnýve belki de konfor bölgelerini zamanýnçekip götürücü gücünde sorgulamakta-lar. Ve belki de artýk zamanýn zerresiniölçmekteler. Bu baðlamda bir zamanlarkendilerine kutsalmýþ gibi görünensýnýrlarýný esnetmek ve yeni enerjiylegüçlenmiþ söylemler geliþtirmek zorun-da hissetmekteler..

    Her zaman olduðu gibi, ve dedoðanýn asla boþluk kabul etmediðigibi, mülteci ve sýðýnmacýlar konusun-da en önemli yüzleþmeyi bir zamanlar"Farklýlýklar elbet ki zenginliðimizdir..Çünkü biz çok kültürlülüðe saygýlýyýz.Ýnsanlýk ancak böyle geliþir.." söylem-lerine göre yürüyen liberaller yapmak-talar. Ýnsanlara ýrklarýnýn ve dinlerininötesinde bakabilmeyi yani ortak birinsanlýða doðru yürümeyi savlarý haline

    getirmiþ, popülist politikaya veýrkçýlýða kesin olarak karþý çýkan liberalpartilerin, sýðýnmacýlar ülkelerine gir-dikten sonraki tavýrlarý "Ya sev ya terket diyen" diyen ýrkçýlardan sadecebirkaç gömlek öteye geçebilmiþdurumda. Çünkü artýk "Sýðýnmacýlarasaygýmýz var ama yeter ki kiþiselalanýmýza girmesinler. Çünkü böyle birdurum bizi taciz etmek anlamýna gelir.Her ne kadar pozitif ayrýmcýlýðý destek-liyor olsak da, ülkemize giren mülteci-lerin ve sýðýnmacýlarýn kendi dillerindeyüksek sesle müzik dinlemelerinehenüz hazýr deðiliz" diyerek, ileri kapi-talist toplumlarda gittikçe artan bir þe-kilde insan hakký olarak ortaya çýkan,ötekilerle araya belli bir mesafe koya-bilme hakký olarak da tanýmlanan"taciz edilmeme hakký"ný savunmayabaþladýlar.

    Diðer bir anlamda bu, bireyinkomþusunu zehrinden arýndýrmasýanlamýna da geliyor. Yani doðrudan

  • SEVGÝ DÜNYASI34

    barbarlýktan, insancýl görünen bir bar-barlýða geçiþi iþaret ediyor. Elbet ki bupencereden bakýnca, sýðýnmacýlarýnkullandýklarý cep telefonlarý (demek ki,durumlarý var, o halde neden ülkemizegeldiler denilerek), Rusya'dan Finlan-diya sýnýrýna geçerken kullandýklarýbisikletler (iþin aslý sadece bisikletlegeçenlere izin verilmekte) gibi sudansebepler bile bu kiþilere karþý toplumunbelli kesiminde düþmanlýk yaratmakta,boþ bidonun çok ses çýkarmasý gibibelli kitleleri etkilemektedir. Bununyaný sýra ülkede olup duran mafyaolaylarýnýn temelinde ve tamamýndainsan haklarý ihlali, iç savaþlar, türlüiþkenceler, þiddet ve daha beter durum-lar nedeniyle ülkelerinden kaçmakdurumunda kalmýþ olan sýðýnmacýlarýaramak, onlara peþin bir önyargýylahýrsýz, yankesici, gaspçý rolü yüklemekde ýrkçý partilerin ekmeðine yaðsürmekte devam ederken, bu görüþlerintam tersini savunmasý gereken liberal-leri daha fazla zorlamakta.

    Elbet ki dünya çapýnda olup duranher olaya istatistiksel açýdan bakmakher zaman iyidir ama yeterli deðildir,eksik kaldýðýndan…. Ýstatistiki rakam-lar elbet ki ülkelere yön çizmekte, yolçizmekte ama nasýl bir yön ve nasýl biryol, belki de en önemlisi budur.Bununla birlikte kaçak göçmenler,sýðýnmacýlar ve mülteciler sorununayine de rakamlarla baktýðýmýzda 2008yýlýndan bu yana 42 milyon kiþininzorunlu olarak yer deðiþtirmek zorundakaldýðýný görüyoruz. Bunlardan 15.2milyonu mülteci, 827 bini sýðýnmacý,

    26 milyonu ise ülkesi içinde yerindenedilmiþ insanlardan oluþmakta.Birleþmiþ Milletler Mülteciler YüksekKomiserliðinin verilerine göre,ülkelerini terk edenlerin yüzde 44'ünü18 yaþ altý oluþturmakta, yüzde 49'unuise kadýnlar. Kadýnlarýn oranýnýn yük-sek olmasý, aslýnda onlarýn çok güçlüve cesaretli olduklarýný ve çocuklarýnýda çekip götürebildiklerinin en büyükve en önemli kanýtýný oluþturmakta.Görünen o ki Afganlar 2.8 milyonnüfus ile 69 ülkeye yayýlmýþ durumdaolan en kalabalýk göçmen grubu.Iraklýlar ise 1.9 milyon ile ikincisýradalar. Türkiye ise 1951 yýlýndaimzaladýðý Cenevre anlaþmasýnaçekince koymuþ. Þöyle ki, sadeceAvrupa'dan gelenlere mülteci statüsüverilmekte, diðerleri ise üçüncüülkelere yerleþtirilmeyi bekleyen geçicisýðýnmacý durumundalar.

    Hatay, Kilis, Urfa, Antep, Ýstanbul,Maraþ, Osmaniye, Adýyaman, Adana,Mardin, Malatya gibi önemli þehirle-rimizde kurulan kamplar sýðýnmacýlarýmisafir etmekte, bunlarýn yaný sýra onbinlerce Türkmen, Asuri, Süryani, Kürtve Arap gruplarý da ülkemizde bulun-maktadýr. Nüfusumuzun yaklaþýk yüzdealtýsýný, sayýlarý 2.2 milyonu bulmuþolan Suriyeli göçmenler oluþturmakta.Ýlginç olan þu ki, bizim de 6.8 milyoninsanýmýz da göçmen olarak diðer pekçok ülkede yaþamakta.

    Mültecileri kabul eden ülkeler arasýn-da birinci sýrada Pakistan bulunmakta,bunu Ýran takip etmektedir. Ama artýk

  • 35SEVGÝ DÜNYASI

    mülteci ve sýðýnmacý sorunu geliþmiþülkeleri daha çok rahatsýz etmeye baþ-ladýðýný görmekteyiz. Bu rahatsýzlýðýnonlarý belli ölçüde onlarý harekete degeçirdiði varsayýlýrsa Yunanistan'ýnyüzde 250 oranýnda artan bir yýllýkbütçe ile bu soruna, yarýsýný AB'denaldýðý 12 milyon Euro ayýrmýþ olmasýnýkutlamak gerekir. Almanya ise 2016bütçesine yaptýðý 10 milyar euroluk birekleme, Hollanda ise 300 bin mülteciyeyer açacaðýnýn iþaretlerini vermesiyleYunanistan'ý takip etmekte.

    Tüm bu istatistiki bilgiler, 1993 yýlýn-dan itibaren özellikle Akdeniz'degrafiði keskin bir þekilde yükselensýðýnmacý ölümlerinin (3000'den fazlasayýda insan Avrupa'ya ulaþýrkenboðulmuþ, susuzluktan, açlýktan veyadonarak ölmüþtür) acýsýna son vermek-ten henüz uzakta. Teknelerle AB sýnýr-larýna dayanan sýðýnmacý nüfusu yüzde10 ile 15. Ve ne yazýk ki, Ege ve

    Akdeniz boyunca sýðýnmacýlar içingörünmez duvarlar yer almakta.

    2014 Ekim ayýnda Ýtalya Devleti,kaçakçýlarýn yakalanmasý için MareNostrum isminde bir sistem kurmuþ,ancak bir süre sonra bu, kaçak göçmen-lerin yakalanmasý yerine kurtarýlmasýiþlemine dönünce, iptal etmiþtir.Göçmen teknelerinin Akdeniz'de hernedense bir anda radarda kaybolmalarýçok acýdýr.

    Norveç ise, sýðýnmacýlarý Kutupayýlarýnýn aðýrlýklý olarak yaþadýðýkuzey bölgelerine gönderme kararýalmýþtýr. Slovakya, Çek cumhuriyeti vePolonya ne yazýk ki bu konudaçekimser davranmaktalar. SuudiArabistan, Birleþik Arap Emirlikleri,Bahreyn ve Katar'ýn ise tümüyle olum-suz yaklaþýmlarý insanlýðýn ne durumdaolduðunun kanýtýdýr. AB birliðinde iseLibya'dan yola çýkan teknelere devlet

    Akdeniz’de Libya açýklarýnda hayatta kalmak için mücadele eden göçmenler.

  • SEVGÝ DÜNYASI36

    eliyle kurulmuþ olan Frontex isimli birörgütle el koyup imha kararý alýnmýþtýr.Macarlar sýnýrlarýna dayanmýþ olansýðýnmacýlara ve mültecilere 3 yýl hapiscezasý vermelerinin dýþýnda onlaratazyikli su ve biber gazý püskürterekinsanlýk dýþý muamele yapmaktadýrlar.

    Dünyanýn her yanýndaki devletler anitibariyle göçmen ve sýðýnmacýlarýn birdaha ayný þeyi yapmamalarý için katýönlemler almayý, teþvik etmemeyibirinci sýrada tutmaktalar. Bu nedenlevar olan sorunu bu þekilde çözecekle-rine inanmaktadýrlar. Ve tüm bu zorla-malara, baskýlara raðmen insan

    dediðimiz varlýk caný pahasýna bu yol-culuðu yapmaktadýr. Aslýnda bu devi-nimin, insanýn diðer insan kardeþinigörmesine, acýmasýna, empati kurmasý-na, unuttuðunu yeniden bulmasýna,kendisi için iyi gördüðünü insankardeþi için de dilemesine vesile olup,onu yepyeni bir biçemde þekillendire-ceðini umuyoruz. Çünkü insanabahþedilmiþ olan o güzel öz(deðiþmeyecek olan) hayýrlý insanlarýngüzel gönülleriyle hayrý örmeye devametmektedir bir yandan. Yeryüzünüayakta tutan her yüz kiþiden birininyaptýðý iyilikler olarak kendini bellieden ve þimdilik minik olan bu adýmlarbirlikte daha da güçlenecektir. Örneklerartmaya baþlayýnca devletler de bunagöre sistemler kuracaklardýr. Nitekimþimdilik devletler deðil, sokaktakiinsanlarýn sýðýnmacýlar için kurduklarýAlarm Phone sistemi devreye girmiþtir.Bu sistemde insanlar haberdar edilmek-te ve yardým kuruluþlarý devreye gire-bilmektedir. Arama kurtarma teknele-rine sahip olanlar veya maddi durumu

    çok iyi olan hayýrlýinsanlar bu insanlarýkurtarmak için çalýþ-malarýna baþlamýþ-lardýr bile.

    Uygarlýk organi-zasyondur ama iyiinsanlarýn kurduðuorganizasyonlardýr.Ýyi insanlar, hayýrlýinsanlar ise ülkeleri-ni de kendilerinebenzetirler.

    (1) Mevlana: "Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de, dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalý ki,dünyanýn da sýnýrýný aþmalý, sýnýr nedir, ölçü nedir, bilmemeli"

  • SEVGÝ DÜNYASI37

    elâmlar sevgili varlýklar, benManyetik Hizmetten Kryon.Sizlerin böyle bir þeye (celsede

    kanallýk yapýlmasý) izin verecek olanbir bilinç alanýna gidebilmeniz bazenbir an sürer. Þimdiye dek pek çok kezsöylemiþ olduðumuz gibi, þimdi yinesoruyoruz: Bu sandalyede oturan adamkanallýk mý yapýyor yoksa kendi fikir-lerini mi söylüyor? Burada olduðuiddia edilen süreç gerçekten de buradamý? Þu anda Ruh'a açýlmýþ olan birkapý var mý? Bunlar birçok þeyebaðlýdýr.

    Cevap her biriniz için farklý veözgündür ve sizlerin bireysel algýnýzabaðlýdýr. Geçmiþte bu konularý tartýþ-maya baþlamýþ ve bu baðlamda insanýnfiltrelerinden ve hattâ bazý Akaþik fil-

    trelerden söz etmiþtik. Bunlar, geçmiþteöðrenmiþ ve benimsemiþ olduðunuzþeylerden dolayý, sizin Ruh'u taný-manýzý ve gerçeði anlamanýzý engelle-mektedirler.

    Ýþte bilgi böyle bir þeydir. Bazen sizeyardýmcý olurken, bazen sizi engeller.Bu celse gerçek mi, deðil mi? Bunedenle mesajda söylenenlere inan-madan önce kanallýk sürecini ayýrtetmeniz ve doðrulamanýz gerekmekte-dir. Bu olayýn gerçek ve doðru olduðu-na veya olmadýðýna karar vermek sizinözgür iradenize kalmýþtýr. Bunu yap-mak özellikle bu mesaj baðlamýndaönemli olacaktýr. Bu mesajda bilimdenve bazý olasýlýklardan söz ederken, kötüdüþünmeden kaynaklanan bazý olasýlýk-lar ve açýklamalarla ilgili olarak da

    S

    Filtrelerin En BüyüðüKryon Celsesi,

    Medyum: Lee Carroll, Çeviren: Necati Tarýman

    18 Temmuz 2015, Salt Lake City, Utah

  • SEVGÝ DÜNYASI38

    konuþacaðým. Buradaki hayýrseveramaç, gelmekte olan bazý þeyleritanýyýp bilmeniz ve belki de düþünmeþeklinizi deðiþtirmeniz için size yardýmetmektir.

    Gerçeði Engelleyen En Büyük Filtre Sizin Önyargýlý Bilgilerinizdir

    Ýnsanlýðýn en büyük filtresi, sizigerçeði görüp bulmaktan alýkoyan enbüyük filtre bilgi olarak adlandýrýlmak-tadýr. Ýster inanýn, ister inanmayýn amadurum gerçekten de budur. Bilgi sizinþu aþamada bildiðiniz þeydir.Bilmediðiniz þey ise gelecekteedineceðiniz bilgidir. Her bilim insanýaradaki farký kolaylýkla anlamaktadýr.Çünkü gelecekte ortaya çýkacak olanbilgilerin, þu anda bilmedikleri þeyleriöðrenmelerini saðlayacaðýný bilmekte-dirler. Bu bilimsel sürecin bilinen birparçasýdýr. Buna raðmen ayný biliminsanlarý bildikleri ve bildiklerini zan-nettikleri þeylerin, bilmedikleriyle ilgiliolan deneyleri bütünüyle etkilemesineizin vermektedirler. Bilim insanlarýbunun doðru yöntem olmadýðýnýbilmelerine raðmen, geleceði bildikleriþeyler temeline dayandýrýrlar.

    Eðer týp doktorlarý geçmiþi birazbiliyorlarsa, insanlarýn zamanýnda þifabulmak için berber dükkanlarýna gittik-lerini ve bunun için burada kanaldýrdýklarýný da bileceklerdir. (Buarada, berber dükkanlarýnda bulunandirekler ve onlarýn üstündeki kýrmýzý

    rengin nedeni de budur aslýnda.) Bu birgelenektir. Ýnsanlar þifa bulmak içinberber dükkanýna gider ve orada kanaldýrýrlardý. Bu yöntem pek çok insanýnölmesine yol açtý tabii. Çünkü kimse-nin mikroplardan, sterilize etmegereðinden ve temiz tutmaktan haberiyoktu. Doktorlar bunu bilirler ve bugüngelinen bilim seviyesinde gülünçbulurlar. Dolayýsýyla, bilim insanlarýgelecekte ortaya çýkacak þeylerin þuanda bilinenleri tersyüz edeceðinikesinlikle bilirler, ama yine de bunlarakarþý körlüklerini muhafaza ederler. Vegelecekte ortaya çýkacak olan þeylerinsadece bugün bilinenlerin geliþtirilmiþhali olacaðýný düþünmeyi tercih ederler.

    Bugün kullanýlan yöntem ve usûllerebaðlýlýk bir önyargýdýr ve hemen hementüm sanayi sektörlerinde bu düþüncegeçerlidir. Geleceði düþünen bir bil-gisayar uzmaný geçmiþte olanlarý gele-ceðe yansýtmakta ve gelecekteki hýzý vebellek kapasitesini buradan hareketlebulmaya çalýþmaktadýr. Bu durumdabilgisayarla ilgili olarak gelecekte ola-bileceðini hayal ettikleri her þeyhakkýnda yanýlmýþ olmaktadýr. Buradasöz konusu olan þeyler her zaman dahafazla bellek, daha büyük hýz ve dahaküçük boyutlar olacak ve bunun sonu-cunda bazen bir iðne baþý neredeysebeyin kadar kapasiteye sahip olacaktýr.Oysa bu þekilde düþünenlerin beyinleilgili olarak gözden kaçýrdýklarý bazýönemli þeyler vardýr. Bu iþlerin nereyegittiði hakkýnda size bir ipucu vermekistiyorum. Bundan 50 yýl sonra kul-

  • SEVGÝ DÜNYASI39

    lanýlan bilgisayarlar bugün kullanýlan-lara göre tümüyle farklý olacaktýr. Ogünün bilgisayar uzmanlarý yongayý(çip) deðiþtirmek ile deðil, yaþam ileuðraþmak durumunda olacaklardýr. Ogünün bilgisayarlarýnýn bazý bölümleriyaþama sahip olacak ve bilgisayariçinde biyoloji bulunacaktýr. Geleceðindalgasý biyo-bilgisayardýr. Bu baðlam-da bunun virüslere çok farklý birmahiyet ve anlam kazandýracaðýnýsöylemek mümkündür.

    Bilgisayarlar devrelerle, yongalarüzerinde büyütülmüþ olan yaþamýn birbileþimi olacaktýr ve bilgisayarýn bellekkapasitesi ve hýzý müthiþ geliþtirilecek-tir bu sayede. Böylece bilgisayardanbeklentiler bugüne kadar olana göretümüyle farklý olacaktýr. 50 yýl sonrabilgisayarlarýn yapmasýný isteyeceðiniziþlerle mukayese edildiðinde, bugünbilgisayarlarýn yapmasý beklenen þeylergülünç olarak nitelendirilecektir.Gelecekte bilgisayarlara resmen isimverecek ve hattâ onlarý "besleye-ceksiniz". Ýþte gelmekte olan budur.Sizler bilmediðiniz þeyleri bilmiyor-sunuz. Bu durumda bildiðiniz þeylerleilgili bilginiz beklentilerinizi etkile-mektedir çünkü olacaklarý ekstrapo-lasyon temeline dayalý olarak tahminediyorsunuz.

    Bugün beþ alan hakkýnda konuþa-caðým. Bu akþam yeni bilgiler ifþaedeceðim ve hattâ bilgiyle ilgilimetafizik hususlar da bu baðlamdaaçýklanacaktýr.

    Fizik - Bilinene Baðlý Kalmak

    Fizikçiler deðiþimin keþifler aracýlýðýile gelmesini bekleyen ve bunu doðalkarþýlayan bilim insanlarý arasýndadýrve her þeyi bilmediklerinin tümüylefarkýndadýrlar. Ama aynen bilgisa-yarcýlar gibi onlarýn da yaptýklarý enbüyük hata, bilinen fiziði mutlak olarakkabul edip bunu bilmedikleri þeylereuygulamalarý ve ayný sonuçlarýn çýk-masý beklentisi içinde olmalarýdýr.

    Bu baðlamda Vera Rubin tarafýndanyapýlmýþ olan ifþaatlara ve keþiflereiþaret etmek istiyorum. Vera RubinGalaksinin merkezi etrafýndakiyörüngede hareket eden yýldýzlarýnNewton tarafýndan bulunmuþ olançekim yasalarýna veya Keppler tarafýn-dan gezegenlerin hareketleriyle ilgilikonulmuþ olan kurallara uygun davran-madýklarýný belirledi. Sizin Güneþ sis-teminizde de merkezdeki Güneþetrafýnda çeþitli objeler hareket etmek-tedirler ve bu objelerin yörüngeleri buiki bilim insaný tarafýndan konulmuþolan kurallara tam uyum saðlamak-tadýrlar. Güneþten daha uzakta olanobjeler daha yavaþ, Güneþe yakýnyörüngedeki objeler ise daha hýzlýhareket etmektedir. Oysa RubinGalaksinin merkezi etrafýndaki yörün-gelerinde hareket eden yýldýzlardadurumun bunun tam tersi olduðunukeþfetmiþti. Burada daha uzakta olanyýldýzlar daha hýzlý hareket etmekte-dirler. Onun keþfettiði þey tüm yýldýz-larýn sanki bir tabak üzerine kýmýl-

  • SEVGÝ DÜNYASI40

    damayacak þekilde yerleþtirilmiþ olanobjeler gibi birlikte hareket ettikleri vemerkezle iliþkili olarak ayný hýza sahipolduklarýydý. Bu yýldýzlar bugün bilinenfiziðin kurallarýna uymuyorlar.

    Bu bilginin kesinleþmesiyle fizikçi-lerin ve astronomlarýn ne yapmalarýgerekirdi ve onlar ne yaptýlar? Buradayepyeni bir paradigmanýn söz konusuolduðunu görmek yerine onlar yine deNewton'nun yasalarýný kullandýlar vebu durumun ortaya çýkmasý için olmasý"gerekeni" hesapladýlar. Buna da"karanlýk madde" adýný verdiler. Buçok gizemli ve görünmez bir maddeydive yepyeni bir Newton özelliðininortaya çýkmasýna yol açýyordu... Ýþindoðrusu bu olaya bakýp, henüz bilin-meyen yeni yasalar olduðu sonucunavarmak olmalýydý ama onlar her þeyiNewton kutusu içinde tutmayý tercihettiler ve "Deðiþtirilmiþ Newton Fiziði"adýný verdiler. Bunun çok tuhafolduðunu söylemek yeterli mi bilmiyo-rum. Böyle bir saptama insanlarýnDünyanýn düz deðil, küre biçimindeolduðunu keþfettiklerinde, bunun"deðiþtirilmiþ düz dünya prensibi"olduðunu iddia etmelerine benzemekte-dir.

    Bu olayda Newton'un ismi hâlâgeçmektedir ama Rubin tarafýndanyapýlmýþ olan keþfin Newton'un üçboyut yasalarý ile uzaktan yakýndanalâkasý yoktur. Aslýnda karanlýk maddefilan yoktur ve bu yeni durumda geçer-li olmayan eski yasaya uygunluk

    saðlanmasý için olmayan bir enerji"yaratýlmýþtýr". Aslýnda varolan þeyhenüz keþfedilmemiþ olan bir yasadýr.Söz konusu olan modifiye edilmiþdolaþýklýk ile, galaksilerin ve yýldýz-larýn dolaþýklýðýnýn kuantum durumu,ilgili olan çok boyutlu bir yasadýr.Modifiye edilmiþ olan dolaþýk objelergalaksinin merkezinde varolan þeynedeniyle yaratýlmýþtýr. Her birgalaksinin merkezinde bulunan omuazzam itme-çekme çifti enerjisisizin Güneþ sisteminizdeki Güneþinçekim enerjisi gibi basit bir durumdeðildir. Burada sadece doðal olarakyörüngede hareket eden kütle olmadýðýiçin Kepler kurallarý geçerli deðildir.Ancak, benzerlik olduðu için siz böyleolduðunu düþünüyorsunuz (galaksininmerkezi etrafýnda yýldýzlar yörüngeüzerinde hareket etmektedir). Bu yasaher zaman var olmuþtur. Bir gün bunuanlayacak ve o zaman baþýnýza vurarakkurallarý deðiþtireceksiniz.

    Þimdi ezoterik astronomiye gelelim.Pleiadeslilerden geldiðiniz, onlarýnsizin atalarýnýz olduðu fikri ile neleryaptýðýnýza bir bakýn. Pek çok biliminsaný þu aþamada buna kahkahalarlagülmekte ve Pleiadeslilerin insanlarýntohum biyolojisi olmasýyla ilgili efsa-nenin, gerçek bir temelinin olmasýnýnhiçbir þekilde mümkün olmayacaðýnýiddia etmektedirler. Onlar bununastronomik tarih ve bu yýldýz sistemiyleilgili olarak bilinenler nedeniylemümkün olmadýðýný söylemektedirler.

  • SEVGÝ DÜNYASI41

    Pleiadesli Baðlantýsý - Efsane mi?

    Gelin þimdi biraz Pleiadeslilerden,Yedi Kýzkardeþ takýmyýldýzýndan vebunlarýn gerçekliðinden söz edelim.Ondan sonra bunun mitolojisi ve bilgi-sizlik nedeniyle neleri görmediðiniz,neleri anlamadýðýnýz hakkýnda baþkaþeyler söyleriz.

    Bu sisteme siz Yedi Kýzkardeþ (M45)adý veriyorsunuz. Pleiades grubundaaslýnda yüzlerce yýldýz vardýr. Bu yýl-dýzlarýn çevresinde toz paçacýklarýndanve gazdan oluþan bir nebula (bulutsu)dönmektedir. Bu nebulanýn harika mavibir rengi vardýr ve geceleyin doðruyere bakýldýðýnda çýplak gözlegörülebilmektedir. Sizler büyük mesafeve atmosferin özellikleri nedeniyleçýplak gözle sadece