KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı...

534
1 YALÇIN ĠNAN KOZMOS’TAN KUANTUM’A 3

Transcript of KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı...

Page 1: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

1

YALÇIN ĠNAN

KOZMOS’TAN

KUANTUM’A3

Page 2: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

2

KOZMOS’TAN

KUANTUM’A3

(Bilim ve Bilim Adamları)

YALÇIN ĠNAN

Page 3: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

3

Kozmos’tan Kuantum’a3

Yalçın Ġnan

Ġkinci Baskı

ISBN 975 – 94837 – 0 – X

Bu kitabın her türlü yayın hakkı yazarına aittir.

Yazarın halen yayınlanmıĢ eserleri:

Kozmos‟tan Kuantum‟a 1

Kozmos‟tan Kuantum‟a 2

Page 4: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

4

Bizlere daima, okumanın ve öğrenmenin en büyük erdem

olduğunu söyleyen, kendisinden ilk bilim terbiyesini

aldığımız,

binlerce öğrenci yetiĢtirmiĢ olan kırk yıllık felsefe

öğretmeni, bilim aĢığı, babam, merhum,

M. Naci Ġnan‟ın

anısına...

Page 5: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

5

ĠÇĠNDEKĠLER

Yazarın Notu

GiriĢ

Bilim Bilim ve matematik

Bilimin dalları

Bilimin baĢlangıcı

Bilimin geliĢmesi

Bilimin Dalları Ve Konuları Fiziksel bilimler

Biyolojik bilimler

Bilimde Özetler Fizik

Mekanik

Kuvvet ve hareket

Gravitasyon

Sürtünme

Kütle ve ağırlık

AkıĢkanlar

Aerodinamik ve hidrodinamik

Enerji

Gaz yasaları

Isı transferi

Termodinamik ve entropi

Dalgalar

Akustik

IĢık

Elektromanyetik spektrum

Renkler

Elektrik ve manyetizma

Page 6: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

6

Elektronik

Sıcaklık ve parlaklık

Yoğunluk ve basınç

Relativite

Atom teorisi

Kuantum teorisi

Parçacık fiziği

Temel kuvvetler

Nükleer fizik

Yapay ıĢık: maser ve laser

Kimya

Moleküller

Periyodik tablo

Radyoaktivite

Kimyasal reaksiyonlar

Kozmoloji

Evren

Büyük Patlama

Yıldızlar

Karadelikler

GüneĢ sistemi ve gezegenler

GüneĢ

Ay

Dünya

YaĢam Bilimi

Hücre

D N A

Organizmalar

YaĢamın baĢlangıcı

Evrim

Yeryüzünde YaĢam

Atom, Temel Kuvvetler ve Kozmik IĢınlar

Page 7: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

7

Bir atomu oluĢturan parçacıklar

Doğayı kontrol eden temel kuvvetler

Doğadaki ıĢınım türleri

Bilimde Dev Adımlar

Bilimsel Kavramlar

Bilimde Teoriler, Yasalar, Prensipler

Bilim Tarihinin Önde Gelen 300 Ġsmi

Nobel Ödülü Kazanan Bilim Adamları

Bilim Dünyasının Devleri

Bilimde Tarihsel Dağılımlar

Bilim Tarihinin En Büyük Ġki Ġnsanı Dr. Albert Einstein

Sir Isaac Newton

Bilimsel Kronoloji

Bilimde Kim Neyi Buldu, Neyi KeĢfetti ?

Ġnsanoğlu Tarihindeki En Önemli Bilimsel

Olaylar

Kısa Bilgiler

Bilimde Rekorlar

Bilimsel Değerler

Bilgisayarın Evrimi

Bilimde Klasikler

Bilimsel Güzel Sözler

Bilimin Son Sınırına mı Gelindi ?

Bilimsel Lügat

Kaynaklar

Ġndeks

Yazarın Notu

Page 8: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

8

Bu kitap Nisan, 1996‟da yayınlanan Kozmos‟tan

Kuantum‟a2 isimli ikinci kitabımın düzeltilmiĢ ve geniĢletilmiĢ

baskısıdır. Yeni ismi Kozmos‟tan Kuantum‟a3 olarak

değiĢtirilmiĢtir.

Ġlk iki kitap, birbirini tamamlayan ve içlerindeki konuları

basitten derinliğine devam ettiren kitaplar olarak tanımlanabilir.

Temel konuları, kozmoloji, kuantum mekaniği ve moleküler

biyoloji olup, evren ve içindeki kozmik olaylar, bir atom ve

içindeki parçacıkların davranıĢları, bir canlı hücresi ve hücre

çekirdeği içindeki çalıĢma sistemleri ve bunlarla ilgili yan

konulardır.

Okumakta olduğunuz bu kitapta ise MÖ-600‟lerden bugüne

kadar yaĢamıĢ, bilimi yaratmıĢ ve geliĢtirmiĢ bilim adamları,

yaĢamları, buluĢları, keĢifleri, ayrıca bilim, bilimin konuları ve

bilimsel olaylar özet bilgilerle anlatılmaktadır.

Bugün sahip bulunduğumuz teknolojiyi ve lüks yaĢamı

bizlere getiren bu gizli kahramanlarla ilgili bir kitap yazmıĢ

olmanın gururunu duymaktayım. Ġnsanlarımıza bilimi tanıtmak

ve onların bilime olan sevgilerini artırmak en büyük idealimdir.

Yalçın Ġnan, Mak. Yük. Müh.

Ağustos, 2001 / Ankara

Page 9: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

9

GiriĢ

15 milyar yıl önce, içinde yaĢadığımız evren korkunç bir

patlama ile yaratıldı. Sonsuz yoğunlukta ve sonsuz sıcaklıktaki

iğne ucu büyüklüğünde bir noktanın birden patlamasıyla

atomlar, moleküller ve madde oluĢtu. Galaksiler, yıldızlar ve

gezegenler Ģekillendi. Katılar, sıvılar ve gazlar meydana geldi.

Bundan 3.5 milyar yıl önce, evrendeki milyarlarca

galaksiden biri olan Samanyolu‟nun içindeki yüzlerce milyar

yıldızdan teki olan GüneĢ‟in etrafında dönen Dünya isimli

gezegenin üzerinde ilkel bir hücre ortaya çıktı. Bu ilk hücre

kendisinin bir kopyasını yaptı, kopyalar çoğaldı, büyüdü, geliĢti

ve yeryüzü üzerindeki bugünkü yaĢamı oluĢturdu.

Ġlk ilkel hücreden meydana gelen milyonlarca canlı türünden

sadece biri fakat en geliĢmiĢ beyne sahip olanı, insan denilen

varlık bundan 2600 yıl önce „nereden gelip nereye gitmekte‟

olduğunu merak etmeye baĢladı. Ve böylece „bilim‟ doğdu.

Önce astronomi sonra felsefe, matematik, fizik, kimya,

biyoloji, atom fiziği, genetik bilimleri yaratıldı. GeliĢen bilim

yanında teknolojiyi getirdi. Teknoloji hassas cihaz ve

makinaları imal etti. Bu makinalarla bilim daha da ileri gitti.

Galileo‟lar, Newton‟lar, Einstein‟lar çıktı. Onların yanında

daha binlerce harika insan, dünya nimetlerinden faydalanmak

yerine mütevazı bir yaĢamı ve bilimsel çalıĢmayı tercih ettiler.

Sonunda, evreni, maddeyi, kim olduğumuzu, nereden gelip

nereye gittiğimizi çözdüler. Bu, „gerçek‟ bilim insanlarına

Page 10: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

10

teĢekkür borçluyuz, bugünkü rahat yaĢamımız onların

yarattıkları teoriler, yasalar, keĢifler ve buluĢlar sayesindedir.

Bundan 2600 yıl önce doğa yasalarının incelenmesi ile

baĢlayan bilim 1850-1950 arasında altın devrini yaĢadı. Son iki

yüz yıl içinde bilim adamları inanılmaz bir yarıĢ içinde sayısız

buluĢlarda bulundular. ġu anda bir karadeliğin tekillik

noktasındaki kuantum köpüğü malzemesi, boyları 10-33

cm olan

sicimler, üç temel kuvveti birleĢtiren Büyük BileĢim Kuramı

gibi bu evrenin denklemlerinin yetiĢemeyeceği konular

araĢtırılmakta-dır.

Bilim adamları artık, evrim süreci içinde insan soyunun

daha ne kadar devam edeceğini, bilimdeki denklem ve

formüllerin son sınırına mı gelindiğini tartıĢmaktadır.

Page 11: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

11

Bilim

Bilimsel metot ve diğer özel düĢünce yollarını kullanarak

insanların üzerinde çalıĢtıkları herhangi bir konuya bilim adı

verilir.

Bilim, bilgi anlamına gelen Latince Scientia kelimesinden

türetilmiĢtir. Bilim, doğa ve doğa yasalarının gözlem ve

deneylerle incelenmesi ve matematiksel olarak anlatımıdır.

Doğa olayları insanoğlunun hep merakını çekmiĢtir. Onu

anlama ve sebeplerini bulma çabaları bilimin doğmasına neden

olmuĢtur.

Bilimsel çalıĢmalar iki kola ayrılır. Kuramsal bilim ve

uygulamalı bilim. Kuramsal bilim evren ve içindekilerle ilgili

keĢfedilen gerçekleri ve prensipleri açıklar ve özetler. Uygu-

lamalı bilim ise bunları kullanarak insanların faydalanmasını

sağlar.

Bilimin ortaya çıkıĢı ile insanoğlu nereden geldiğini, nereye

gittiğini, içinde yaĢadığı evreni, ısı ve ıĢığından faydalandığı

GüneĢ‟i, maddeyi, vücudunu meydana getiren hücreyi

çözmüĢtür. Bilim olmasaydı bunların hiçbiri bilinmeyecekti.

Bazıları insanlığın doğanın sırlarına el atmaması gerektiğini

söyler. Eğer öyle olsaydı, insan yaĢamı çok zor ve kısa olurdu.

Tamamen bir merak sonucu olayların nedenini bulmaya

çalıĢan bilim adamları çalıĢmalarında bilginin imkanlarını

araĢtırırlar. Bir disiplin içinde çalıĢarak, önce bilginin

doğruluğundan Ģüphe eder, sonra onu ispat ederler. Bazıları

alıĢılmıĢ açıklamalara uymaz ve tamamen farklı izahatlarla

Page 12: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

12

incelenir. Sonuçta, bir olayın bilimsel açıklaması ve onun

teorisi baĢarılı tarifler yapar ve her durumda neler olabileceğini

belirtir.

Hiçbir bilim adamı tek baĢına bir bilim konusunu

bulmamıĢtır. Birisi, daima daha öncekilerin fikir ve buluĢlarını

geliĢtirerek yeni teorilerin keĢfini yapmıĢtır. Çoğu zaman,

büyük buluĢlar bilim adamının konu üzerinde konsantre olması

ve olayı her detayı ile düĢünebilmesiyle ortaya çıkmıĢtır. Bazı

buluĢların uzun yıllar almasına karĢılık, bazıları Ģans eseri

birden keĢfedilmiĢtir. Birden keĢfedilen buluĢların arkasında

uzun düĢünme süreleri daima olmuĢtur. Gezegen hareketleri,

radyoaktivite, x-ıĢınları, antimadde gibi Ģans eseri birden

bulunan teorileri keĢfeden insanlar bu konularda büyük bilgi

sahibi Bilim adamlarıydılar.

Doğa yasalarını açıklayan çalıĢmalara teori adı verilir.

Bilimsel metotlar bir hipotez oluĢturmak için gözlemi de içine

alır. Hipotez henüz ispatı yapılmamıĢ bir açıklamadır.

Hipotezin test edilmesi için deneyler yapılır. Hipotez birçok

deneyle desteklenince de teori oluĢur. Çoğu üniversitelerde

yapılan bilim-sel araĢtırmaların bir kısmı da sanayide

gerçekleĢtirilmektedir.

Bilimde ölçme ve kaydetme çok önemlidir. Bir buluĢun

matematiksel ifadesi deneyle ispatlanır. Deney için de ölçme

makina ve cihazlarına ihtiyaç duyulur. Saat, kronometre, cetvel,

basınç ve hız cihazları, mikroskop, teleskop bunlardan

bazılarıdır. Modern bilimde kullanılan enstrümanlar, bir

parçacık hızlandırıcısındaki gibi kilometrelerce uzunlukta

olduğu gibi, laboratuarlardaki ufak cihazlar da olabilir.

Gözlenecek cisimler gözle görülemeyecek kadar küçük de

olabilir, diğer çok uzak galaksilerdeki bir cisim de olabilir. Çok

hassas gözlemlerde milyonlarca yılda bir saniye kadar sapma

yapan atomik saatler de kullanılabilir. Boyut, pozisyon, basınç,

Page 13: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

13

sıcaklık, ses, ıĢık, renk, elektrik gibi olaylar için farklı ölçme

cihazları geliĢtirilmiĢtir.

Cihazların geliĢmesiyle bilim daha da ilerlemiĢtir. Bugünün

gözlem cihazlarının çoğuna bilgisayarlar, kapalı devre

televizyonlar bağlanmıĢtır. Birçok gözlemin analizi geliĢmiĢ

bilgisayarlarda yapılmaktadır. Çok hassas ağırlık ölçümleri

artık piezoelektrik prensibi ile gerçekleĢmektedir. Teleskop,

mikroskop, fotosel, spektroskop, radyasyon detektörü,

galvanometre, pH metre, kalorimetre bugünün binlerce geliĢmiĢ

test cihazlarından sadece birkaçıdır.

Ġnsanoğlunun son elli yıl içinde geliĢtirdiği en önemli üç

gözlem cihazı, dıĢ dünyaları gösteren radyo teleskoplar ile iç

dünyaları gösteren elektron mikroskopları ve parçacık

hızlandırıcılarıdır.

Radyo teleskoplar, metalden yapılmıĢ konkav bir çanak

Ģeklindedir. Uzak gök cisimlerinden gelen elektromanyetik

sinyaller ve radyo dalgaları, bir radyo spektrumu halinde

çanağın merkezindeki bir küçük antene yansıtılır. Cisimlerden

gelen radyo dalgaları o cisim hakkında bir çok bilgiyi verir.

Birbirine bağlı çanaklarla oluĢan dev radyo teleskoplarda daha

detaylı radyo resimleri elde edilir.

Elektron mikroskoplarında, görünür ıĢığın dalga uzunluğun-

dan çok daha kısa dalga boylu elektron ıĢını kullanılır. Elektron

dalgasının uzunluğu elektronların momentumu ile ilgili olup,

momentum arttıkça daha kısa dalga boyu ve daha güçlü

mikroskop görüntüsü elde edilir. Bunun için mikroskoptaki

elektronların hızı yükseltilir. Elektron ıĢını mikroskobun diğer

ucundaki sıcak bir filament tarafından yaratılır ve 100.000

Voltluk güçlü pozitif yüklerle hızlandırılır. Optik mikroskop-

lardaki ayna yerine kullanılan elektrik akımı taĢıyan sargılar bir

elektromanyetik alan çıkararak elektron ıĢınının görüntüyü

Page 14: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

14

fosfor kaplı bir cam plaka üzerinde oluĢmasını sağlar. Modern

elektron mikroskopları bir atom boyutunda görüntü verebilirler.

Dünya‟nın en büyük ve pahalı makinası olan parçacık

hızlandırıcıları, kilometrelerce uzunluktaki lineer veya

dairesel tüp ve etrafındaki elektromıknatıs sistemlerinden

meydana gelmiĢtir. Tüpün içinde mıknatıslarla hızlandırılan

parçacıklar ıĢık hızına yaklaĢınca belli bir hedef veya birbiri ile

çarpıĢtırılırlar. ÇarpıĢma sonucu parçalanan parçacığın içindeki

ondan daha küçük parçacıklar ortaya çıkar. Milyarlarca dolara

mal olan ve dünyanın belli yerlerinde bulunan bu makinalarda

en üst düzeyde bilimsel çalıĢmalar yapılmaktadır.

Bilim, insanoğlunun doğaya ve doğadaki olaylara duyduğu

merak ve sorularına aradığı cevaplardan ortaya çıkmıĢtır.

Bilimsel keĢifler de teknolojiyi meydana getirmiĢtir. Genelde,

bilim olayların „niçin‟ oluĢtuğunu, teknoloji de „nasıl‟ meydana

geldiklerini inceler. Bilim ve teknoloji de bir çok sanayi dalının

ortaya çıkmasına sebep olmuĢtur.

Bilim ve Matematik

Matematik bilimin en önemli bir parçasıdır ve evrensel bir

lisandır. Sembolleri her yerde aynıdır. Matematik bir tarafta

bilgiyi aktarır ve diğer tarafta operasyonun tamamlandığını

gösterir. Matematik denklemlerindeki her sembolün bir anlamı

vardır.

Logaritma, geometri, trigonometri, diferansiyel ve integral

hesaplar matematiğin bölümlerindendir. Hesaplamanın iki ana

dalı diferansiyel ve integral eĢitliklerdir. Diferansiyel hesap

esas olarak, bir değiĢkenin baĢka bir değiĢkene olan değiĢim

oranıdır. DeğiĢimin oranı fonksiyon olarak bilinir. Ġntegral

hesaplamalara diferansiyel hesap metotları dahil edilir ve bir

sonuç için bütün olaylar entegre duruma getirilir. Koordinat

Page 15: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

15

geometri, X ve Y eksenleri üzerine konan sayılarla ifade edilir.

Trigonometri açılar, üçgenler ve Ģekillerle ilgilidir.

Matematik sayı saymakla baĢladı. Bundan 50.000 yıl önce

mağaralarda yaĢayan Neanderthal insanı parmaklarını

kullanarak sayı saydı. Ġlk geometrik Ģekilleri 25.000 yıl önce

Cro-Magnon adamı düz taĢlara çizdi. Günümüzden 5000 yıl

önce Mezopotamya‟da Sümerliler kilden yaptıkları taĢlara

matematiksel Ģekilleri iĢlediler. Daha sonra gelen Akadlılar,

Babilliler ve eski Mısırlılar bazı sembollerle hesaplar yaptı.

MÖ-585‟de Thales geometri ile uğraĢtı. MÖ-540‟da

Ptyhagoras aritmetik ve geometrik hesaplar yaptı. MÖ-300‟de

Euclid geometri ve aritmetiğin 13 ciltlik kitabı olan Elements’i

yazdı. Tarihte bir problemin çözümü ilk olarak Archimedes

tarafından yapıldı. Archimedes (MÖ 287-212) bir dairenin

alanını çıkaran hesaplamaları buldu. Aristotle, Apollonius,

Aristarchus, Ptolemy, Diophantus, Pappus gibi eski Yunanlılar

aritmetik, geometri, matematiksel astronomi, geometrik cebir,

sayılar teorisi, trigonometri, hacim ve alan hesaplarını

yarattılar.

MS-400‟de Çinliler Pi sayısını 3.1415927 olarak çıkardı.

Çinlilerin yanında Hindistanlılar matematikte büyük geliĢmeleri

gerçekleĢtirdi ve sıfır sayısını buldu. Daha sonra Araplar

kendilerinden önceki çalıĢmaları toparlayarak cebiri yarattılar.

Onların buluĢları 1202 yılında Ġtalyan Fibonacci tarafından

Avrupa‟ya taĢındı.

Avrupa‟da Rönasansın baĢlaması ile Viete, John Napier,

Henry Briggs, Galileo, Kepler, Cavalieri, Laplace, Rene

Descartes, Blaise Pascal gibi isimler matematikte çok önemli ve

yeni geliĢmeleri gerçekleĢtirdi. Daha sonraları, Leonhard Euler,

D‟Alembert, Carl Gauss, Cauchy, Bolyai, Lobachevsky, Galois,

Riemann, Hamilton, Cayley, Poincare ve Hilbert matematik ve

geometriye yeni anlayıĢlar ve teoriler getirdi.

Page 16: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

16

Bir eğrinin minimum ve maksimum tanjantlarını veren

metotları bularak eğrinin sınırları içindeki alanı ilk hesaplayan

ve gerçekte diferansiyel hesabı keĢfeden Fransız Pierre de

Fermat (1601-1665) oldu. Bir matematikçi olan dahi Ġngiliz

Isaac Newton (1642-1727), 1666‟da bulduğu hesap

denklemlerini Principia adlı kitabında 1687‟de yayınladı. Bir

filozof olan Alman Wilhelm von Leibniz (1646-1716) ise aynı

hesaplama sistemlerini ondan bağımsız olarak 1684‟de

yayınladı. Ġki yüz yıl süren tartıĢmalarda, her iki bilim adamının

taraftarları hesapların bir diğerinden kopya edildiğini iddia

ettiler. Ġlk hesaplama yöntemlerinin bu iki kıymetli bilim

adamından hangisi tarafından bulunduğu hala bilinmemektedir.

Matematiksel prensibe göre bir miktarın sonucunu belirleme

operasyonunun keĢfi Ġngiliz matematikçi George Boole (1815-

1864) tarafından yapıldı. Boole, sembolik lojik sistemini kurdu.

Böylece lojik matematiksel olarak düĢünüldü ve basit bir cebire

indirgendi. Boole, iki değerli cebiri geliĢtirerek dijital

bilgisayar iĢlemlerinin temellerini attı. Bulunan metotla bir

saniye içinde milyonlarca iĢlemin yapılması mümkün hale

geldi. Bu arada Fransız matematikçi Jean Baptiste Fourier

(1768-1830) analiz metotlarını yarattı. Ve geliĢmeler devam

etti.

GeliĢmiĢ matematiğin 17‟ci asırda bulunmasıyla bilimdeki

ilerlemeler çok hızlı olmuĢtur. Böylece fizik, kimya, kozmoloji

ve fizyoloji dallarında binlerce yeni buluĢ gerçekleĢtirilmiĢ,

teoriler ortaya atılmıĢ ve bunların matematiksel ispatları

yapılmıĢtır. BuluĢlar daha geliĢmiĢ gözlem cihazlarını yaratmıĢ,

onlar da daha yeni ve ileri buluĢları beraberinde getirmiĢtir. Bir

ağacın kökü yerine geçen matematik, bilimin geliĢmesindeki en

büyük etken olmuĢtur.

Bilimin bütün dallarında geliĢmelerin yanında düzeltmeler

de yapılmıĢtır. Aristotle‟nin cisimler üzerindeki fikirleri

Page 17: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

17

1590‟larda Galileo tarafından, Galen‟in anatomik buluĢları

1543‟de Vesalius ve 1628‟de Harvey tarafından, Newton‟un

ıĢığın tabiatı ve evrensel gravitasyon yasaları 1916‟da Einstein

tarafından düzeltilmiĢti. Bilimde böyle sayısız örnek

bulunmaktadır. Sadece matematikte önemli bir düzeltme

olmamıĢtır. Matematikte sadece geliĢmeler yapılmıĢtır. MÖ-

300‟de Euclid‟in yarattığı teoremler bugün hala geçerli

bulunmaktadır.

Bilimin Dalları

Bilim en geniĢ anlamda iki sınıfa ayrılır: fiziksel bilimler ve

biyolojik bilimler. Bugün mevcut yüzlerce bilim dallarının

sınıflandırılmasındaki en büyük zorluk, her konunun kendi

baĢına bir bilim dalı olması veya bir diğer dalın bir branĢı

olması konusunda karar verme güçlüğüdür.

Fiziksel bilimler cansızlar veya biyolojik olmayan nesnelerle

ilgilidir. Fiziksel bilimlerin ana dalları fizik, kimya, gök

bilimleri, yer bilimleri ve doğa bilimleri olup, bunların her

birinin de kendi branĢları bulunmaktadır. Astronomi galaksi,

yıldız, kuasar, pulsar, karadelik gibi gök cisimlerini, evrenin

boyutlarını, yıldızların kimyasal yapılarını, radyasyonları, son

yüzyıl içinde geliĢtirilmiĢ optik ve radyo astronomi ile inceler.

Kozmoloji, astronomiye matematik ve teorik fiziğin tatbiki ile

evrenin oluĢumunu ve yapısını inceler. Fizik mekanik, hareket,

gravitasyon, sürtünme, ısı, optik, elektrik, manyetizma,

termodinamik, ıĢık ile baĢlamıĢ sonra relativite, atom fiziği,

kuantum teorisi, süper iletkenlik, enerji, nükleer reaksiyonlar

ile devam etmiĢtir. Kimya atom ve moleküller, radyoaktivite,

reaksiyonlar, bileĢim ve karıĢımları inceler. Yer bilimleri

kıtaların oluĢumu, yer kabuğu, dünyanın iç yapısı, atmosfer,

okyanuslar, volkanlar, depremleri içine alır.

Page 18: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

18

Biyolojik bilimlerin konusu canlılardır. Bitki ve hayvanları

inceler. 18 ve 19‟cu yüzyıllarda bilim adamları bitkiler, hayvan-

lar, bunların orijinleri ve evrimleri, türlerin sınıflandırılması

gibi konularla uğraĢtılar. 20‟ci yüzyılın baĢlarından itibaren ise

konulara mikroskobik boyutlarda bakıldı. Moleküllerin

yapısının bulunması, kimyanın geliĢmesiyle canlıların kimyası

olan biyokimya ortaya çıktı. Hücre biyolojisi beraberinde,

molekül biyolojisini, biyofizik ve genetik dallarını getirdi.

1950‟lerden sonra hücre biyolojisindeki geliĢmeler çok hızlı

oldu ve bir hücre içindeki bütün organellerin fonksiyonları ve

çalıĢma mekanizması çözüldü. Bütün bu geliĢmeler klinik

tıbbın yüzlerce dalını ortaya çıkardı. Bazılarının tıbbı bir bilim

dalı olarak saymamalarına karĢılık, oradaki geliĢmelerin bilime

olan katkıları göz önüne alındığında biyolojik bilimlerin bir

bölümü olarak düĢünülmesi gerekir.

Bilimin BaĢlangıcı

Bilimin ilk önce Orta Doğuda baĢladığı, daha sonra Mısır‟a

oradan da Batıya geçtiği bilinmektedir. Dicle ve Fırat nehirle-

rinin arasında yer alan Mezopotamya‟da MÖ-3000 yıllarında

yaĢamıĢ Sümerliler bilimle uğraĢan ilk ve en eski insanlar

olmuĢlardır. Bilimin ilk kaĢifleri olan Sümerliler ve daha sonra

gelen Babilliler aritmetik kullanarak alan ve hacim hesapları

yapmıĢlardır. Eski Yunanlılar tarafından Dünya‟ya tanıtılan

geometri ve bir üçgenin alan hesabı, onlardan 2000 yıl önce

yaĢayan Sümerliler tarafından yapılmıĢtı. Sümerliler hesaplarını

düzgün taĢların üzerine tebeĢir ile yazıyorlardı.

Bilim daha sonra Nil nehri kenarında yaĢayan eski Mısır

uygarlığına geçti. Mısırlılar papirüs yaprağından yapılmıĢ

kağıtları kullandılar. Bunlardan bir kısmı günümüze kadar

gelebilmiĢtir. Bilinen en eski bilimsel doküman MÖ-1700

Page 19: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

19

yılında yazılmıĢ, insanlar arasındaki buğday paylaĢımını

belirten ve aritmetik iĢlemlerini içeren bir papirüs sayfasıdır.

Eski Mısırlılar anatomi, tıp, diĢçilik ve ameliyat konularını

geliĢtirerek ölmüĢ bedenlerin mumyalanmasını öğrendiler.

Ayrıca inĢaat mühendisliğini geliĢtirerek dev piramitleri

yaptılar. Büyük piramidin yönünü kuzeye bir dereceden daha

küçük bir hassasiyetle oturtacak astronomi bilgisine sahip

oldular. Bir yılı 365 gün gösteren takvim yaptılar. Pi sayısını

3,1605 olarak hesaplayarak bunun bir dairenin çapı ve çevresi

arasındaki oran olduğunu anladılar. Bu yıllarda Avrupa‟da

herhangi bir bilimsel çalıĢma bulunmuyordu.

Astronomi bilimlerin en eskisidir. Ġnsanoğlu ilk bilimsel

düĢünmeye gökyüzüne bakarak baĢlamıĢtır. GüneĢ‟in doğuĢu,

batıĢı, Ay‟ın çeĢitli Ģekilleri, yıldızların hareketleri Dünya

üzerinde yaĢayan ilk insanların dikkatini çekmiĢtir. Bunlar, ilk

insanlar için daima birer bilmeceydi. Gökyüzü ilk insanlara asla

ulaĢılamayacak bir dam gibi gözüküyordu. Yıldızlar da bu dama

yapıĢtırılmıĢ birer Ģekil idi. Mezopotamyalılar, Mısırlılar ve

Çinliler yıldızları Ģekillendirerek onlara hayvanların isimlerini

verdiler. Uzaydaki bazı ıĢık olayları bu insanları korkuttu,

kuyruklu yıldızlar ise birer felaketin iĢareti olarak kabul edildi.

Daha sonra astronomi uzmanları çıktı ve GüneĢ, Ay ve

yıldızların hareketlerini değerlendirerek bunları zaman ölçüsü

olarak kullandılar. Dünya‟nın ilk takvimi Ay‟ın çeĢitli Ģekilleri

üzerine kuruldu. Mısırlılar Sirrus yıldızının güneĢin

doğuĢundan biraz önce görülmesi ile Nil nehrinin her yıl

taĢmasının aynı zamana rast geldiğini anladılar.

Filozof ve gökbilimci Miletli Thales (MÖ 624-545) eski

Yunan biliminin kurucusudur. Thales‟in gençliğinde Mısır‟ı

ziyaret ettiği ve orada astronomi ve geometri dersleri aldığı

bilinmektedir. Thales Manisa‟da bulduğu bir taĢın ufak demir

parçalarını çektiğini keĢfetti ve bu olaya Manisa‟nın eski

Page 20: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

20

isminden gelen manyetizma adını verdi. Öğrencisi

Anaximander (MÖ 611-546) göğün kutup yıldızı etrafında

döndüğünü, görülen uzayın bir kürenin yarısı olduğunu,

Dünya‟nın da bu kürenin ortasında yer aldığını söyledi. Bu

sıralarda Dünya‟nın düz bir disk Ģeklinde olduğuna

inanılıyordu. MÖ 580-500 yılları arasında yaĢayan Pythagoras

geometri ve aritmetikte önemli buluĢlar yaptı, fakat

düĢüncelerine mistisizm, sihir ve dini karıĢtırdı. Pythagoras

Dünya‟nın bir küre Ģeklinde olduğunu söyleyerek, Dünya, Ay

ve gezegenlerin hareketlerine matematiksel bir yaklaĢım getirdi.

Dünya‟nın Ģeklinin bir küre olduğunu ve her Ģeyin onun

merkezine doğru çekildiğini MÖ-350 yılında Aristotle

delilleriyle gösterdi.

Democrittus (MÖ 460-370) maddenin atomos denilen çok

küçük parçacıklardan meydana geldiğini söyleyerek 2300 yıl

sonra ispat edilecek olan modern atomik teorinin temelini atmıĢ

oldu. Aristotle (MÖ 384-322) biyoloji ve fizyoloji konularında

çalıĢtı. Herakleides Dünya‟nın ekseni etrafında döndüğünü

iddia etti. Eratosthenes (MÖ 270-190) GüneĢ ıĢığı gölgesinin

verdiği açıları kullanarak Dünya‟nın çevresini 40.000 km ve

çapını da 12.800 km olarak hesapladı. Hipparchus Dünya ile Ay

arasındaki uzaklığı bugünkü değere çok yakın hassasiyette

ölçtü.

Eski Yunanlı bilim adamlarının en büyüğü Archimedes (MÖ

287-212) idi. Archimedes gerçek matematiği baĢlattı ve

problemleri çözdü. Levye prensibi, hacim, ağırlık, yoğunluk

konularında çalıĢarak mekanik ve hidrostatik bilimlerinin

temellerini attı. Vida sistemi, aynalar, kasnak tertibatını icat

etti. Ptolemy (90-170) Dünya‟nın uzayın merkezinde yer

aldığını, bir küre olduğunu, yıldızların bu kürenin içinde

kalarak Dünya‟nın etrafında döndüklerini söyledi. Doğru

olmasa da Ptolemy‟nin fikirlerine 1400 yıl boyunca inanıldı.

Page 21: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

21

Roma imparatorluğu zamanında ve ondan sonraki 1000 yıl

içinde Hıristiyan ülkelerinde hiç bir önemli bilimsel olay

olmadı. Avrupa‟nın karanlık dönemi olarak adlandırılan bu süre

içinde Araplar kendi çabalarıyla bilimde önemli geliĢmeleri

gerçekleĢtirdiler. 8 ve 9‟cu yüzyıllarda tıp ve kimyayı

ilerlettiler. Al-Khwarizmi 825‟de aritmetiği kurdu. Ġbni-Sina

(980-1037) astronomik tablolar, tıp ansiklopedilerini yaparak

matematik ve doğa bilimlerinde önemli çalıĢmaları

gerçekleĢtirdi.

Eski zamanların en büyük bilim merkezi MÖ-300 yıllarında

Nil deltasındaki Ġskenderiye‟de kurulan kütüphane idi. Bu

kütüphane Dünya‟nın yedi harikasından biriydi ve 600 yıldan

fazla yaĢadı. Astronomi, matematik, edebiyat ve tıp bölümleri

vardı ve içinde papirüs ruloları halinde yarım milyondan fazla

el yazması bilimsel kitap bulunuyordu. Eski zamanların en

büyük bu bilim merkezi önce Romalılarca, sonraki yıllarda da

fanatik Hıristiyanlarca tahrip edilerek yakıldı. Bu olay insanlık

tarihinin en büyük kayıplarından biri ve Hıristiyan dünyasının

bir yüz karası olarak kabul edilir.

Bilimin GeliĢmesi

9‟cu yüzyıldan sonraki 500 yıl boyunca bilimde duraklama

devri yaĢandı. Bu süre içinde önemli bir bilimsel çalıĢma ortaya

çıkmadı. 15‟ci yüzyılda her Ģey tekrar baĢladı. ÇalıĢmalara

gözlemler, deneyler, hipotez ve teoriler girdi. Ġtalyan Leonardo

da Vinci (1452-1519) kendinden sonra gelen bilim adamlarına

güzel bir örnek oldu. Vinci bir ressam, mühendis ve bilim

adamıydı ve bir hidrodinamik ve optik uzmanıydı. Ay‟ın

GüneĢ‟in ıĢığını yansıttığını anladı ve GüneĢ‟in yerinde sabit

durduğuna inandı. Birçok makina dizayn etti, uçmanın

prensibini bularak, uçak, helikopter, paraĢütü tanıttı.

Page 22: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

22

Polonyalı Nicholaus Copernicus (1473-1543) GüneĢ‟in

yerinde durduğunu, Dünya ve diğer gezegenlerin onun

etrafındaki yörüngelerde döndüklerini ciddi olarak açıklayan ilk

insan oldu. Bu, Ptolemy‟den 1300 yıl sonra söylenmiĢ ilk doğru

ifade idi. Danimarkalı Tycho Brahe (1546-1601) kendi yaptığı

gözlemevinde yıldız ve gezegenlerin pozisyonlarının hassas

ölçümlerini yaptı. Gökyüzünün haritasını çıkardı. Asistanı

Johannes Kepler (1571-1630) Brahe‟nin bıraktığı notlardan

faydalanarak gezegenlerin yörüngelerinin birer elips Ģeklinde

olduklarını çıkararak gezegenler yasasını kurdu. Copernicus‟un

teorisi ve Kepler‟in hesaplarıyla, gezegenlerin GüneĢ etrafında

birer eliptik yörüngelerde döndükleri nihayet ispat edilmiĢ oldu.

Fizik bilimini insanlığın dikkatine sunan ilk insan ise,

Ġtalyan gök bilimci, matematikçi ve fizikçi Galilei Galileo

(1564-1642) oldu. Galileo, ilk bilimsel teleskopu imal ederek,

Ay‟ın yüzündeki kraterleri, Jüpiter‟in uydularını ve

Samanyolu‟nun dönüĢünü gözledi. Bu, tarihteki ilk bilimsel

gözlem olayı idi. Fikirlerinden dolayı kilise tarafından evinde

hapsedilen Galileo‟nun en önemli çalıĢması dinamik

üzerindeydi. Ağır ve hafif iki cismin aynı hızda yere

düĢtüklerini, cisimlerin düĢme hızlarının ivmenin bir

fonksiyonu olduğunu, hareket eden cisimlerin hareketlerinin

dıĢarıdan gelebilecek bir engele kadar devam edeceğini

gösterdi. Bu arada, GüneĢ‟in ve Dünya‟nın kendi çevreleri

etrafında döndüklerini belirtti. 1665‟de yine Ġtalyan Cassini

(1625-1712) Mars‟ın her 24.5 saatte bir, Jüpiter‟in de 10 saatte

bir kendi çevrelerinde döndüklerini ispat etti. Bu sıralarda

Ġngiltere‟de yaĢayan William Harvey (1578-1657) damarlardaki

kanın devri daim halinde sürekli dolaĢtığını göstererek

kendinden önceki inanıĢları değiĢtirdi. Harvey modern tıp

bilimini kurdu.

Page 23: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

23

Ve, 1642 yılında Newton doğdu. Ġngiliz fizik ve matematikçi

Isaac Newton (1642-1727) bilim tarihinin gelmiĢ geçmiĢ en

büyük birkaç isminden biridir. Newton, ağaçtan elmayı düĢüren

kuvvetle, Ay‟ı Dünya etrafında tutanın aynı kuvvet olduğunu

anlayan ilk insandı. Gravitasyonu keĢfetti, ıĢık bilimini kurdu,

optik ve hareket yasalarını buldu. Diferansiyel ve integral

hesaplama metotlarını bularak bilime matematiği soktu.

Teorilerin matematiksel ispat yollarını yarattı. 1687‟de bütün

zamanların en mükemmel bilimsel eseri olan The Principia adlı

kitabını yayınladı. Evrendeki her cismin birbirini çektiğini ispat

eden Newton 1905 yılına kadar sürecek olan klasik fiziği

yarattı. Newton farklı tip bir teleskop imal etti. Teleskopunda,

yıldızların ıĢınlarını toplayarak daha temiz bir görüntü veren

eğri yüzlü ayna kullandı. Bugünün optik teleskoplarının sistemi

budur.

Newton‟dan sonra bilim hızlandı, teoriler kuruldu,

matematik ve fizik geliĢtirildi. Matematiğin iĢin içine

girmesiyle bilim roket hızı ile geliĢmeye baĢladı.

1675‟de Danimarkalı Christensen Roemer (1644-1710)

ıĢığın hızını ölçtü, 1678‟de yine Danimarkalı Christian

Huygens (1629-1695) ıĢığın dalga teorisini kurdu. 1770‟de

Fransız Laurent Lavoisier (1743-1794) termokimyayı baĢlattı.

1781‟de Alman William Herschell (1738-1822) 124 cm‟lik

aynalı teleskopuyla Uranüs‟ü keĢfetti. Bu uzak mesafedeki

keĢfedilen ilk gezegendi. Yakındakiler ise binlerce yıldan beri

zaten biliniyordu. 1783‟de içinde bir insan bulunan ilk balon

uçuruldu.

1800 yılında Ġtalyan Giuseppe Volta (1745-1827) bir pil

yaparak ilk elektrik akımını üretti. Manyetizma binlerce yıldır

zaten biliniyordu, fakat elektrikle olan bağlantısı hakkında hiç

bir fikir yoktu. Danimarkalı Hans Oersted (1777-1851)

sonraları birçok buluĢa neden olacak olan, elektrik akımının bir

Page 24: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

24

manyetik alan ürettiğini keĢfetti. Kendi kendini yetiĢtiren

Ġngiliz dahi Michael Faraday (1791-1867) 1830‟da mıknatıstan

elektrik akımı elde etti, dinamoyu buldu ve klasik alan teorisini

yarattı. 1833‟de Ġngiliz Charles Babbage (1792-1871) ilk delikli

kartlı bilgisayarı imal etti ve Lady Ada bu bilgisayar için ilk

programı yazdı.

1859‟da Ġngiliz Charles Darwin (1809-1882) canlı türlerini

yirmi yıl süren incelemesinden sonra kendisinden çok önceleri

ortaya atılan evrim teorisinin kitabını yazdı. Türlerin orijinleri

ve evrimleriyle ilgili teorisi kilisenin büyük tepkisini aldı.

1864‟de Ġskoçyalı fizikçi James Clark Maxwell (1831-1879)

manyetik ve elektrik kuvvetleri birleĢtirerek elektromanyetik

kuvvetin denklemlerini çıkardı. Böylece elektrik dalgalarının

ıĢık hızı ile yol aldığı ve ıĢığın bir elektromanyetik dalga

olduğu anlaĢılmıĢ oldu. 1888‟de Alman Heinrich Hertz (1857-

1894) radyo dalgalarını keĢfetti ve bunların ıĢık hızı ile

gittiklerini ispat etti. Artık elektrik ve manyetizma çözülmüĢtü.

Bu arada, kimya ve fizyolojideki geliĢmeler devam

ediyordu. 1839‟da Alman Theodor Schwann (1810-1882) hücre

teorisini, Fransız Louis Pasteur (1822-1895) üç boyutlu

kimyayı, Rus Ivanovich Mendelayev (1834-1907) elementlerin

periyodik tablosunu, Fransız Henry Becquerel (1852-1908)

radyo- aktiviteyi buldular. 1897‟de Ġngiliz Joseph Thomson

(1856-1940) elektronu keĢfetti ve 1900‟ün ilk günü, Alman

Max Planck (1858-1947) yayınladığı bir makalesiyle kuantum

teorisinin temelini attı.

Ve, Newton‟dan sonra ikinci sihirli yıla gelindi. Yetersiz

bulunduğu için üniversiteye öğrenci olarak kabul edilmeyen

Alman Albert Einstein (1879-1955) bir memur olarak çalıĢtığı

patent bürosundaki masasında 1905 yılında özel relativite

teorisini yayınladı. Tarihin en büyük bilim adamlarının baĢında

gelen Einstein böylece Newton‟dan beri kullanılan klasik fiziği

Page 25: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

25

yıktı ve yepyeni bir modern fiziği baĢlattı. Dünya boyutlarında

geçerli olan Newton fiziği yerini evren boyutlarında geçerli

Einstein fiziğine bıraktı.

Einstein, o zamana kadar hiç kimsenin aklına gelmeyen

olayları, boyutların ve zamanın mutlak olmadığını, bir cismin

boyutunun ve zamanın gözlemciye göre relatif olduğunu, ıĢığın

daima aynı hızla yol aldığını, hız arttıkça kütlenin arttığını ve

zamanın yavaĢladığını, hiç bir Ģeyin ıĢık hızına

ulaĢamayacağını, enerjinin kütleye eĢit olduğunu ispat etti.

Bundan on yıl sonra yayınladığı genel relativite teorisinde de,

gravitasyonun Newton‟un belirttiği gibi cisimler arasındaki bir

kuvvet olmadığını, ağır cisimlerin etrafındaki uzayın çöktüğünü

ve hafif cisimlerin bu çukura doğru çekilmeleriyle çekim

kuvvetinin oluĢtuğunu gösterdi. BuluĢları bilimde yeni bir devir

açtı.

Yeni Zelandalı Ernest Rutherford (1871-1937) 1911‟de bir

atomun iç yapısını keĢfederek nükleer fiziği baĢlattı. 1923‟de

Amerikalı Edwin Hubble (1889-1953) Andromeda galaksisini

keĢfederek, evrenin geniĢlemekte olduğunu gösterdi. 1920‟lerde

Max Planck ve Albert Einstein‟ın baĢlattığı kuantum fiziği

geliĢtirildi. Böylece bir atomun içindeki dünyalar anlaĢılmıĢ

oldu. 1937‟de ilk radyo teleskop imal edildi ve geliĢmiĢ bir

uygarlığın en belirgin tanımı olan radyo astronomi bilimi

baĢladı. 1942 yılında Amerika çölünde ilk atom bombası

patlatılarak nükleer reaksiyon elde edilmiĢ oldu. Bundan

sonraki yıllarda bilim adamları, son derece geliĢtirilmiĢ makina

ve cihazlarla, atoma, hücreye ve evrenin derinliklerindeki

olaylara el attılar. Kuarklar, leptonlar, mesonlar, DNA, RNA,

pulsarlar, kuasarlar ve kara delikler keĢfedildi.

1960‟da ilk insan uzaya çıktı. 1969‟da da Ay‟a ayak basıldı.

GüneĢ sistemi içindeki diğer gezegenlerde bizler için uygun bir

yaĢam Ģartı bulunmadığı anlaĢıldı. Uzaktaki yıldızların

Page 26: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

26

etrafında bulunan gezegenleri araĢtırmak üzere uzay gemileri

fırlatıldı. Evrenimizdeki her Ģeyin 15 milyar yıl önce meydana

gelmiĢ bir Büyük Patlama ile oluĢtuğu ispat edildi.

Galaksimizin merkezinde yer alan dev bir karadeliğin varlığı

tespit edildi.

ġu anda, insanoğlu, bundan 2500 yıl önce yine evreni ve

atomu düĢünebilen fakat ispatını yapamayan insanın çok

ilerisindedir. Artık, geliĢmiĢ matematiğe, relativite teorisine ve

kuantum mekaniğine sahibiz. Teorilerin yardımıyla, evreni ve

içindeki yasaları ve sistemin çalıĢma mekanizmasını kolaylıkla

anlayabilmekteyiz. RNA‟nın bir hücre çekirdeği içindeki

DNA‟dan aldığı bilgiyi hücre içinde yer alan organellere nasıl

aktardığı, bir atom çekirdeği içindeki dört yüzden fazla ve

ondan çok daha küçük parçacıkların aralarındaki alıĢ veriĢ,

Büyük Patlamanın birinci saniyesinin trilyon kere trilyon kere

trilyon kere milyarda birinde maddenin oluĢum senaryosu artık

bilinmektedir.

Ġnsanoğlu Ģimdi, maddenin en temel parçacığı olan bir

kuark‟ın içinde nelerin bulunduğunu, bir DNA‟nın o bilgiyi

nasıl ürettiğini, bir karadelikde zamanın durduğu o tekillik

noktasının arkasında neyin yer aldığını ve Büyük Patlama‟dan

önce nelerin mevcut olduğunu anlamaya çalıĢmaktadır.

Bilim adamları Ģu anda, daha iĢin baĢında mı olduklarını,

yoksa her Ģeyin keĢfedilmiĢ olup yolun sonuna mı ulaĢtıklarını

tartıĢmaktadır.

Page 27: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

27

Page 28: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

28

Bilimin Dalları Ve Konuları

Bilimin yüzlerce dalı bulunmaktadır. Bir sıralama yapmak

gerektiği takdirde, her Ģeyin ona dayandığı matematiği en baĢa

koymak gerekir. AĢağıda, yaklaĢık 250 farklı bilim dalının

grupları, sıralanması, orijinal Ġngilizce ve Latin ifadeleriyle

birlikte belirtilmektedir.

Her Ģeyin arkasında matematik bulunur. Matematik bir

ağacın kökü gibidir. Ağacın gövdesi fizik, kimya ve biyoloji

olup, dalları ve yaprakları ise bu üç ana bilimden türeyen

yüzlerce değiĢik bilim konularıdır. Her bir bilim konusunun

birbirleriyle dolaylı, dolaysız ilgisi olsa da, her biri ayrı ve

değiĢik fiziksel, kimyasal ve biyolojik konularla ilgilenir.

Matematik (mathematics), cebir (algebra), geometri

(geometry), trigonometri (trigonometry), logaritma (logarithm),

analiz (analysis), hesaplama (calculus), entegral (integrals),

diferansiyel (differential), aritmetik (arithmetic), topoloji

(topology), ihtimaller (probability), fraktal (fractals), vektörler

(vectors), geometrik cebir (geometric algebra), lojik cebiri

(algebra of logic) gibi konuları kapsar. Matematiğin büyük ve

önemli bir kısmını teĢkil eden geometri ise izdüĢüm (projective)

geometri, diferansiyel (differential) geometri, koordinat

(coordinate) geometri, analitik (analytical) geometri,

tanımlamalı (descriptive) geometri, Kartezyen (Cartesian)

geometri, sentetik (synthetic) geometri, temel (elemantary)

geometri, cebirsel (algebraic) geometri, N-boyutlu (N-

dimensional) geometri, Öklid (Euclidian) geometrisi, Öklid

karĢıtı (non-Euclidian) geometri, Gauss (Gaussian) geometrisi,

Page 29: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

29

Riemann (Riemannian) geometrisi gibi muhtelif farklı Ģekilleri

ihtiva eder. Matematik ayrıca, teorik matematik (pure

mathematics) ve uygulamalı matematik (applied mathematics)

diye, gayeleri itibariyle, kısımlara da ayrılabilir.

Fizik ile kimya birleĢerek Fiziksel Bilimleri (Physical

Sciences) meydana getirir. Fiziksel Bilimler cansızlarla

ilgilenir. Bu ana bilim dalı doğadaki cansız cisim ve nesnelerin

oluĢumlarını, yapılarını, özelliklerini, evrimlerini ve

birbirleriyle olan etkileĢimlerini inceler. YaĢayan canlılar bu

bölüme girmez. Fiziksel Bilimleri altı ana bölüme ayırabiliriz:

fizik, kimya, uzay bilimleri, yer bilimleri, doğa bilimleri ve

diğerleri. Bunlardan fizik, klasik fizik ve modern fizik olmak

üzere iki bölüme ayrılabilir.

Biyolojik Bilimlerin (Biological Sciences) konusu

canlılardır. Atomlar, elementler, gök cisimleri, dünyadaki doğa

olayları, felsefe ve bilgisayar gibi konular bu bölüme girmez.

Bu bölüm canlıları, yapılarını ve özelliklerini inceler.

Biyolojik Bilimleri, canlılar biyolojisi (insan, hayvan ve

bitki), hayvanlar biyolojisi (insan ve hayvan), bitkiler biyolojisi

(bitkiler), moleküler biyoloji (hücre ve moleküller), klinik

biyolojisi ve tarih öncesine ait biyoloji diye bölümlere

ayırabiliriz.

ġimdi, Fiziksel ve Biyolojik Bilimleri meydana getiren

bölümleri ve onların dallarını, hangi konularla uğraĢtıklarını

inceleyelim.

Fiziksel Bilimler

Fizik (Physics) : cisimlerin özelliklerini, yapı ve davranıĢ-

larını, ısı, enerji, hız, kütle, ıĢık, elektrik, manyetik,

Page 30: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

30

mekanik ve atomsal açıdan inceleyen ana bilim dalıdır.

Bölümleri:

Klasik Fizik (Classical Physics) : kuantum teorisi ve

relativitenin keĢfedilmesinden önce kullanılan,

gözlemlene-bilir olaylar ve ıĢık hızından küçük hızları

ihtiva eden fiziktir. Bölümleri :

AkıĢkanlar mekaniği (fluid mechanics) : sıvı maddelerin

kuvvet etkilerini inceler.

Akustik (acoustics) : sesin özelliklerini inceler.

Deneysel fizik (experimental physics) : teorilerin,

yasaların doğruluğunu göstermek için deneyler yapar.

Dinamik (dynamics) : cisimlerin hareket özelliklerini ince-

ler.

Elektrik (electricity) : elektronların iletkenler içindeki

kütle-sel hareketlerini inceler.

Kromatoloji (chromatology) : renkleri inceler.

Manyetizma (magnetism) : elektronlar tarafından üretilen

alan ve kuvvetleri inceler.

Mekanik (mechanics) : kuvvet ve hareketlerin cisimler

üzerindeki etkilerini inceler.

Optik (optics) : ıĢıkla ilgili fiziksel ve fizyolojik bütün

olayları inceler.

Statik (statics) : duran cisimler üzerine gelen kuvvetleri

inceler.

Termodinamik (thermodynamics) : ısı ve iĢ arasındaki

iliĢkileri ve ısı transferlerini inceler.

Termoloji (thermology) : ısıyı inceler

Vakum fiziği (vacuum physics) : hava veya bir gazdan

yoksun ortamların fiziksel özelliklerini inceler.

Modern Fizik (Modern Physics) : kuantum teorisi ve

relativitenin 1900‟lerin baĢında bulunmasından sonra

Page 31: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

31

kullanılan, atomik boyutlardaki nesneleri içine alan ve ıĢık

hızını öngören fiziktir. Bölümleri:

Atom fiziği (atomic physics) : bir atomun parçalarını

inceler.

Elektronik (electronics) : elektronların iletkenlik,

depolama ve bilgi iletme özelliklerini inceler.

Katılar fiziği (solid-state physics) : katı malzemeleri ve

içlerindeki elektrik yüklerinin hareketlerini inceler.

Kuantum mekaniği (quantum mechanics) : çok küçük

enerji seviyesindeki maddenin davranıĢlarını açıklayan

teoridir.

Matematiksel fizik (mathematical physics) : fiziksel

olayları matematiksel olarak inceler.

Nükleer fizik (nuclear physics) : atom çekirdeğinin

yapısını ve özelliklerini inceler.

Parçacık fiziği (particle physics) : atomun temel

parçacıkla-rını inceler.

Plazma fiziği (plasma physics) : atom çekirdekleri ile

elektronları birleĢmiĢ durumda, yüksek sıcaklıklardaki

gazları inceler.

Radyoaktivite (radioactivity) : atom çekirdeğinin

bozunma-sını inceler.

Relativite (relativity) : hareketin uzay-zaman içindeki bir

gözlemciye göre relatif olduğunun ve kütle-enerji

eĢitliğinin matematiksel açıklamasıdır.

Spektroskopi (spectroscopy) : spektrum çizgilerinin

analizi-ni yapar.

Steroloji (stereology) : genelde iki boyutlu görülen üç

boyutlu cisimlerin özelliklerini inceler.

Teorik fizik (theoretical physics) : fiziksel olayları fiziksel

olarak inceler.

Page 32: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

32

Kimya (Chemistry) : malzemelerin esas kompozisyonlarını

inceleyen ana bilim dalıdır. Bölümleri:

Aktinoloji (actinology) : ıĢığın kimyasal etkilerini inceler.

Analitik kimya (analytical chemistry) : elementlerin

kimyasal kompozisyonlarını inceler.

Astrokimya (astronomical chemistry) : yıldızların kimyasal

özelliklerini inceler.

Biyokimya (biochemistry) : canlı organizmaların kimyasını

inceler.

Elektrokimya (electrochemistry) : kimyasal bileĢiklerin

elek-triksel özelliklerini inceler.

Endüstriyel kimya (industrial chemistry) : sanayi türü

kimyasal maddeleri inceler.

Eriyik kimyası (solution chemistry) : karıĢımları gevĢetme

ve ayırma özelliklerini inceler.

Fizikokimya (physical chemistry) : fiziksel özellikleri

kimyasal terkiplerine bağlı malzemeleri inceler.

Fiziksel organik kimya (physical organic chemistry) :

karbon ihtiva eden kimyasal maddelerin fiziksel

özelliklerini inceler.

Fizyolojik kimya (physiological chemistry) : klinik kimya-

sını inceler.

Ġnorganik kimya (inorganic chemistry) : canlı olmayanlarla

ilgili moleküllere ait, karbon olmayan bileĢimleri inceler.

Kolloid kimya (colloid chemistry) : bazı ortamlarda

ayrıĢan malzemeleri inceler.

Kristal kimyası (crystal chemistry) : kristallerin kimyasal

özelliklerini inceler.

Kryojenik kimyası (cryogenics chemistry) : son derece

soğuğu ve malzemelerin çok düĢük sıcaklıklardaki özellik-

lerini inceler.

Page 33: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

33

Kryojenoloji (cryogenology) : sıcaklıkları azaltmak için

kullanılan maddeleri inceler.

Kuantitatif kimya (quantitative chemistry) : bir bileĢimi

meydana getiren malzemelerin miktar ve oranlarını inceler.

Nükleer kimya (nuclear chemistry) : atom çekirdeğinin

kimyasal özelliklerini inceler.

Organik kimya (organic chemistry) : karbon içeren

bileĢimleri inceler.

Polimer kimyası (polymer chemistry) : çok küçük molekül-

lerin oluĢturduğu bileĢikleri inceler.

Radyo kimyası (radiochemistry) : radyoaktif malzemeleri

inceler.

Sentetik kimya (synthetic chemistry) : elementlerden veya

basit maddelerden bir kimyasal bileĢimin oluĢumunu

inceler.

Stereo kimyası (stereo chemistry) : moleküllerin üç

boyutlu bağlanma Ģekillerini inceler.

Teorik kimya (theoretical chemistry) : kimyasal olayları

teorik olarak inceler.

Tıp kimyası (medical chemistry) : fizyoloji ve tıp ile ilgili

kimya dalıdır.

Yapısal kimya (structural chemistry) : moleküllerin

yapılarını inceler.

Yüzey kimyası (surface chemistry) : katıların atom dıĢ

yörüngeleriyle, katıların yüzeyine gelen sıvı veya gazların

molekülleri arasındaki reaksiyonları inceler.

Uzay Bilimleri (Space Sciences) : evrendeki cisimlerle ilgili

bilim dalı olup, bölümleri Ģunlardır:

Astrofizik (astrophysics) : gök cisimlerinin yapılarını,

evrimlerini, fiziksel ve kimyasal özelliklerini inceler.

Astronomi (astronomy) : uzayı ve gök cisimlerini

gözlemsel olarak inceler.

Page 34: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

34

Kozmoloji (cosmology) : evrenin baĢlangıcını, evrimini ve

yapısını inceler.

Radyo astronomi (radioastronomy) : uzayı radyo dalgaları

ile inceler.

Yer Bilimleri (Earth Sciences) : dünyanın iç yapısını,

yeryüzünü ve üzerindeki olayları inceleyen ana bilim dalı

olup, bölümleri Ģunlardır:

Coğrafya (geography) : yeryüzünün bugünkü Ģeklini ve

durumunu inceler.

Deniz jeolojisi (marine geology) : deniz ve okyanusların

alt yapısını inceler.

Gezegensel jeoloji (planetary geology) : gezegenler arası

jeolojik konuları inceler.

Hidrografi (hydrography) : yeryüzü üzerindeki suları ince-

ler.

Jeofizik (geophysics) : yeryüzünün ve atmosferin fiziksel

özelliklerini inceler.

Jeokimya (geochemistry) : yeryüzü kabuğundaki

elementleri ve kimyasal değiĢikliklerini inceler.

Jeoloji (geology) : yeryüzünün yapısını ve fiziksel tarihini

inceler.

Jeomorfoloji (geomorphology) : yeryüzünün Ģeklini

inceler.

Klimatoloji (climatology) : yeryüzündeki iklim

değiĢiklikle-rini inceler.

Kristallografi (crystallography) : maddenin kristal yapısını

inceler.

Metallurji (metallurgy) : yeryüzündeki metalleri inceler.

Meteoroloji (meteorology) : atmosferi ve içindeki hava

hareketlerini inceler.

Mineraloji (mineralogy) : yeryüzündeki mineralleri

inceler.

Page 35: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

35

Okyanus bilimi (oceanography) : yeryüzü üzerindeki okya-

nusları inceler.

Petrol jeolojisi (fuel geology) : yeryüzü kabuğunu

meydana getiren elementleri ve kimyasal değiĢikliklerini

inceler.

Sismoloji (seismology) : yeryüzündeki deprem olaylarını

inceler.

X-ıĢını kristallografisi (X-ray crystallography) :

malzemelerin kristal yapılarını X-ıĢınları ile inceler.

Yapısal jeoloji (structural geology) : jeolojik yapıları

inceler

Doğa Bilimleri (Nature Sciences) : doğayı ve doğadaki

olayları felsefik ve psikolojik açıdan inceleyen ana bilim

dalıdır. Bölümleri Ģunlardır:

Doğa felsefesi (natural philosophy) : doğayı bir bütün

olarak felsefik açıdan inceler.

Ekoloji (ecology) : ortam ve organizmaların yaĢam tarihini

inceler.

Evrim (evolution) : canlıların geçirdikleri evrimi inceler.

Felsefe (philosophy) : bir canlı vücudun fonksiyonlarını

felsefik olarak inceler.

Fenoloji (phenology) : iklimlerin yaĢam ve canlılar

üzerindeki etkilerini inceler.

Fenomenoloji (phenomenology) : fenomenleri inceler.

Fisiyonomi (physionomy) : doğa yasalarını inceler.

Sosyoloji (sociology) : doğadaki sosyal iliĢki ve olayları

inceler.

Diğerleri (Others) : yukarıdaki bölümlerin dıĢında

sayılabilecek diğer fiziksel bilim dalları da mevcut olup,

Ģöyle sıralanabilirler:

Page 36: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

36

Bilgi bilimi (information science) : bilginin anlamını

inceler.

Bilgisayar bilimi (computer science) : bilgisayarların

fonksiyonlarını inceler.

BuluĢ (invention) : fiziksel ve biyolojik olayların buluĢ ve

icatları ile ilgili bilim dalıdır.

Fotoğraf bilimi (photography science) : ıĢık ve enerji ile

ilgili görüntüleri inceler.

Holografi (holography) : lazer ıĢını ile üç boyutlu

görüntüleri inceler.

KeĢif (exploration) : olayların, yerlerin bulunması ve keĢfi

ile ilgili çalıĢmalar yapan bilim dalıdır.

Komünikasyon (communication) : haberleĢme ve iletiĢim

tekniklerini inceler.

Metroloji (metrology) : ölçümlere ait bilim dalıdır.

Metodoloji (methodology) : araĢtırma ve çalıĢma

prosedürünün prensiplerini inceler.

Mühendislik (engineering) : makina, cihaz ve yapıların

dizayn, hesap ve imalatları ile uğraĢan bilim dalıdır.

Teknoloji (technology) : bir tekniğin tamamını bilimsel

olarak inceler.

Biyolojik Bilimler

Canlılar Biyolojisi (Living Things Biology) : hayvan ve

bitkileri içine alan bu biyoloji ana dalının bölümleri

Ģunlardır:

Aerobiyoloji (aerobiology) : canlı organizmalara oksijen

temini ile ilgilenen biyoloji dalıdır.

Anatomi (anatomy) : bir canlı vücudun yapısının bütün

bölümlerini inceler.

Page 37: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

37

Biyofizik (biophysics) : canlıların yapılarını ve biyolojik

iĢlemlerini fiziksel olarak inceler

Biyokimya (biochemistry) : canlı organizmaların kimyasal

özelliklerini inceler.

Biyoloji (biology) : bütün canlıları her bakımdan inceler.

Biyometri (biometry) : biyoloji, tıp ve tarımda istatistiksel

aplikasyonları inceler.

Biyonomi (bionomy) : yaĢam yasaları ile ilgili bilgileri

toplar.

Bromatoloji (bromatology) : canlıların yiyecek ve

dietlerini inceler.

Deniz biyolojisi (marine biology) : deniz dibi canlı

organiz-maları inceler.

Ekoloji (ecology) : bitki ve hayvanlar arasındaki iliĢkileri

inceler.

Fizyoloji (physiology) : canlı bir vücudun fonksiyonlarını

inceler.

Fizyolojik psikoloji (physiological psychology) : canlı

organizmaların fiziksel ve kimyasal özelliklerini fizyolojik

olarak inceler.

Ġmmünoloji (immunology) : canlıların bağıĢıklık

sistemlerini inceler.

Ġstatistik (statistics) : ihtimaller teorisiyle yaĢam

problemlerini inceler.

Jeobiyoloji (geobiology) : gezegenlerdeki canlı yaĢamın

biyolojisini inceler.

Morfoloji (morphology) : organizmaların Ģekil ve

yapılarını inceler.

Parazitoloji (parasitology) : hayvan ve bitki parazitlerinin

davranıĢlarını inceler.

Taksonomi (taxonomy) : bitki ve hayvan türlerini ve

sınıflandırılmalarını inceler.

Page 38: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

38

Toksinoloji (toxinology) : bitki ve hayvanların ürettiği

toksinleri inceler.

Hayvanlar Biyolojisi (Animal Biology) : sadece hayvan

türlerini ve insanı içine alan ana bilim dalı olup, bölümleri

Ģunlardır:

Anesteziyoloji (anaesthesiology) : canlıların uyuĢturul-

malarını inceler.

Antropobiyoloji (anthropobiology) : insanı biyolojik

açıdan inceler.

Antropoloji (anthropology) : bir insanın bütün

fonksiyonla-rını inceler.

Antroponomi (anthroponomy) : insanın geliĢme yasaları

ile onun ortam ve diğer organizmalarla iliĢkisini inceler.

Bakteriyoloji (bacteriology) : mikropları inceler.

Deniz zoolojisi (marine zoology) : deniz hayvanlarını

inceler.

Elektrobiyoloji (electrobiology) : canlı dokulardaki

elektrik fenomenini inceler.

Elektrofizyoloji (electrophysiology) : bir canlı organizma

içindeki elektrik üretim mekanizmalarını inceler.

Embriyoloji (embryology) : doğum öncesi ve doğum

sonrası bir vücudun geliĢmesini inceler.

Entomoloji (entomology) : böceklerin yapısını ve

sınıflandı-rılmasını inceler.

Etholoji (ethology) : insan ve hayvanların davranıĢlarını ve

huylarını inceler.

Etioloji (etiology) : hastalıklara sebep olan faktörleri ve

hastalıkların nedenlerini inceler.

Etnobiyoloji (ethnobiology) : farklı insan tür ve ırklarının

fiziksel karakteristiklerini inceler.

Etnoloji (ethnology) : insan türleri arasındaki iliĢkileri

inceler.

Page 39: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

39

Filogeni (phylogeny) : hayvanların orijinlerini ve

evrimlerini inceler.

Gerontoloji (gerontology) : bütün yönleri ile canlıların

yaĢlanmasını inceler.

Hayvan psikolojisi (animal psychology) : hayvanların

akılsal davranıĢlarını inceler.

Herpetoloji (herpetology) : sürüngen hayvanları inceler.

Ġktiyoloji (ichthyology) : balıkları ve onların davranıĢlarını

inceler.

Nosoloji (nosology) : hastalıkların sınıflandırılmasını ince-

ler.

Ornitoloji (ornithology) : kuĢların sınıflandırılmasını ve

davranıĢlarını inceler.

Protozooloji (protozoology) : tek hücreli organizmaları ve

davranıĢlarını mikroskobik olarak inceler.

Psikoloji (psychology) : canlı organizmaların fiziksel ve

kimyasal fonksiyonlarını ve akılsal proseslerini inceler.

Sitoloji (sitology) : canlıların yiyeceklerini inceler.

Sosyobiyoloji (sociobiology) : biyolojik temelli genlerle

kontrol edilen davranıĢları inceler.

Zooloji (zoology) : hayvanları ve davranıĢlarını inceler.

Zoobiyoloji (zoobiology) : hayvanların biyolojisini inceler.

Zoocoğrafya (zoogeography) : dünya üzerindeki hayvanla-

rın dağılımını inceler.

Zoogeni (zoogeny) : hayvanların evrimi ve geliĢmelerini

inceler.

Zoofizyoloji (zoophysiology) : hayvanların fizyolojisini

inceler.

Zoonosoloji (zoonosology) : hayvan hastalıklarının

sınıflan-dırılmasını inceler.

Zoopatoloji (zoopathology) : hayvan hastalıklarını inceler.

Page 40: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

40

Zoopsikoloji (zoopsychology) : hayvanların psikolojisini

inceler.

Zootomi (zootomy) : hayvanların anatomisini inceler.

Bitkiler Biyolojisi (Plant Biology) : sadece bitkileri içine

alan bilim dalı olup, bölümleri Ģunlardır:

Algealoji (algealogy) : algleri inceler.

Botanik (botany) : bitkilerin yapısını ve fonksiyonlarını

inceler.

Dendrokronoloji (dendrochronology) : bir ağacın

büyümesini gövdesindeki halkalarla inceler.

Fitopatoloji (phytopathology) : bitki hastalıklarını inceler.

Mikoloji (mycology) : mantarları inceler.

Protopitoloji (protophytology) : bitkilerin en basit

Ģekillerini inceler.

Tarım (agricultural) : bitkileri tarımsal olarak inceler.

Mikrobiyoloji (Microbiology) : mikro ölçekli

organizmaları, hücre ve hücre yapılarını inceleyen ana

bilim dalı olup, bölümleri Ģunlardır:

Bitki genetiği (plant genetics) : bitkilerin genetik özellikle-

rini inceler.

Biyokimyasal genetik (biochemical genetics) : genlerin

biyo-lojik, kimyasal yapılarını inceler.

Genetik (genetics) : karakter kalıtımlarını inceler.

Genetik mühendisliği (genetic engineering) : hücre

çekirdeği içindeki DNA tekniklerini ve yaĢayan

organizmaların karakterlerindeki genetik değiĢimlerini

inceler.

Histoloji (histology) : mikroskobik canlıların yapısını

inceler.

Hücre biyolojisi (cell biology) : hücre yapısını inceler.

Page 41: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

41

Mikrobiyoloji (microbiology) : virüs, bakteri ve

mantarların yapılarını inceler.

Moleküler biyoloji (molecular biology) : moleküllerin

biyolojisini inceler.

Moleküler genetik (molecular genetics) : genlerin molekül

yapısını, genetik malzemelerin aktivitelerini inceler.

Morfoloji (morphology) : organizmaların yapı ve

Ģekillerini inceler.

Protobiyoloji (protobiology) : virüs gibi, bakterilerden

daha küçük canlıları inceler.

Sitoloji (cytology) : bir hücrenin fonksiyonlarını ve

Ģekille-rini inceler.

Tektoloji (tectology) : yapısal elementlerden

organizmaların inĢa edilmesini inceler.

Xenoloji (xenology) : parazitlerle onların ev sahipleri

arasındaki iliĢkileri inceler.

Viroloji (virology) : virüsleri inceler.

Biyomedikal Bilimi (Clinical Biology) : biyolojik olayların

klinik ve tıp çalıĢmalarıyla ilgili bölümleridir.

Algoloji (algology) : vücut ağrılarını inceler.

Analitik psikoloji (analytical psychology) : bilincini

kaybetmiĢ kompleks durumları inceler.

Anjioloji (angiology) : vücut kan damarlarını inceler.

Arteriyoloji (arteriology) : bir vücut içindeki atar

damarları inceler.

Audoloji (audiology) : iĢitme konularını inceler.

Cerrahi (surgery) : hastalıkları operasyonlarla iyileĢtirir.

Dermatoloji (dermatology) : deri hastalıklarını inceler.

Elektrofizyoloji (electrophysiology) : elektrikle ilgili

fizyolo-jik olayları inceler.

Endokrinoloji (endocrinology) : hormonları inceler.

Page 42: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

42

Epidemiyoloji (epidemiology) : hastalıkların yayılmasını

inceler.

Etiyoloji (etiology) : hastalıkların orijinlerini ve

faktörlerini inceler.

Farmakoloji (pharmacology) : ilaçların orijinlerini, doğala-

rını, kimyasallarını, etki ve kullanımlarını inceler.

Hematoloji (haematology) : kanları inceler.

Hemopatoloji (hemopathology) : kan hastalıklarını inceler.

Hücre patolojisi (cellular pathology) : hücre bozukluklarını

inceler.

Kardiyoloji (cardiology) : canlıların kalplerini inceler.

Kardiyovasküler fizyoloji (cardiovascular physiology) :

kalp ve damarların iĢleyiĢini inceler.

Klinik psikoloji (clinical psychology) : insanın akılsal

davranıĢlarını psikolojik olarak inceler ve iyileĢtirir.

Klinik tıp (clinical medicine) : hastalıkları iyileĢtirir ve

inceler.

Kriyo cerrahi (cryosurgery) : dokuların soğutularak yok

edilmesi ile ilgilidir.

Kromatografi (chromatography) : karıĢık maddeleri birbi-

rinden ayırma tekniklerini inceler.

Mikroskopi (microscopy) : organizmaları mikroskop

altında inceler.

Miyoloji (myology) : kasları inceler

Nöroloji (neurology) : sinir sistemini inceler.

Nörobiyoloji (neurobiology) : sinir sisteminin biyolojisini

inceler.

Nörofizyoloji (neurophysiology) : sinir sisteminin fonksi-

yonlarını inceler.

Nörohistoloji (neurohistology) : sinir sisteminin yapısını

mikroskobik olarak inceler.

Onkoloji (oncology) : tümörleri inceler.

Page 43: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

43

Osteyoloji (osteology) : kemikleri inceler.

Patoloji (pathology) : hastalıkların tabiatını inceler.

Psikiyatri (psychiatry) : mental hastalıkları inceler.

Pulmonoloji (pulmonology) : akciğerlerin anatomisini

inceler.

Seroloji (serology) : serumları inceler.

Sosyopsikoloji (social psychology) : sosyal iliĢkilerdeki

psikolojik davranıĢları inceler.

Toksikoloji (toxicology) : zehirleri bilimsel olarak inceler.

Üroloji (splanchnology) : idrar yollarını inceler.

Tarih Öncesine Ait Biyoloji (Pre-Historical Biology) :

biyolojik bilimlerin tarih önceki kısmı ile ilgilenen bu

dalın bölümleri Ģunlardır.

Arkeoloji (archaeology) : tarih öncesi insan yapısını

inceler.

Ferenoloji (phrenology) : kafatasının biçiminden zeka ve

karakterleri inceler.

Paleoantropoloji (palaeoanthropology) : fosilleri inceler.

Paleoklimatoloji (palaeoclimatology) : tarih öncesi

zamanların iklimlerini inceler.

Paleontoloji (palaeontology) : tarih öncesi yaĢamı inceler.

Paleopatoloji (paleopathology) : eski zamanlardan kalan

mumyalardaki hastalıkları inceler.

Primatoloji (primatology) : primatları inceler.

Page 44: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

44

BĠLĠMLER - cebir -koordinat

- trigonometri -tanımlamalı

- logaritma -analitik

Matematik - Geometri -cebirsel

(teorik uygulamalı) - analiz -diferansiyel - diferansiyel -öklid

- integral -gauss

- vs -riemann

-vs

Fiziksel Bilimler Biyolojik Bilimler

(cansızlar) (canlılar)

Page 45: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

45

Fizik Kimya Uzay Bilimi Yer Bilimi Doğa Bilimi Diğerleri

(cisimlerin (cisimlerin (evren ve (yeryüzü, (Felsefe, (Cihazlar

davranıĢları, yapıları) içindekiler) iç ve üstü) ortam, makinalar

özellikleri) yasalar, keĢifler)

fenomenler)

Klasik Fizik (Newton,1665) Modern Fizik (Einstein, 1905)

Canlılar Hayvanlar Bitkiler Mikrobiyoloji Biyomedikal Tarih

Biyolojisi Biyolojisi Biyolojisi (hücre, DNA bilimi Öncesine

(Ġnsan, (insan ve (bitkiler) genler (klinik, tıp, Ait Biyoloji

hayvan, hayvanlar) moleküller) tedaviler) (fosiller,

bitki ) primatlar)

Bilimde Özetler

Page 46: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

46

Çok geniĢ bir alanı ve yüzlerce farklı konuyu kapsayan bilim

dallarının tek bir kitapta incelenmesi mümkün olamaz.

Doğadaki olayların en dip noktaları olan, atom, evren ve hücre

temel alındığında, bilimin yapı taĢları olarak fizik, kimya,

kozmoloji ve biyoloji ana baĢlıklar olarak kabul edilebilir.

Bu kitapta fizik, MÖ Archimedes ile baĢlamıĢ, sonra Galileo

ve Newton ile geliĢmiĢ ve 1900 yılına kadar sürmüĢ, Dünya

üzerindeki olayları esas alan klasik fizik ve 1900‟de baĢlamıĢ,

atomun içini ve evrenin derinliklerini inceleyen modern fizik

olarak iki ana grupta ele alınacaktır. Her iki grubun temel

konuları özet halinde anlatılacaktır. Kimya bölümünde

elementler, moleküller ve aralarındaki etkileĢimler

anlatılacaktır. Kozmoloji kısmında evrenin oluĢumu, galaksiler,

yıldızlar ve evrimleri, içinde bulunduğumuz sistemin

özellikleri, son bölüm olan yaĢam biliminde ise bir canlıyı

meydana getiren hücrenin içindeki çalıĢma mekanizması ve

yeryüzündeki canlı yaĢamın özellikleri incelenecektir.

Dört ana baĢlık halinde anlatılacak konuların özet listesi,

faydalı olacağı düĢüncesi ile, aĢağıda verilmektedir.

Fizik Klasik fizik

Mekanik

Kuvvet ve hareket

Gravitasyon

Sürtünme

Kütle ve ağırlık

AkıĢkanlar

Aerodinamik ve hidrodinamik

Page 47: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

47

Enerji

Gaz yasaları

Isı transferi

Termodinamik ve entropi

Dalgalar

Akustik

IĢık

Elektromanyetik spektrum

Renkler

Elektrik ve manyetizma

Elektronik

Sıcaklık ve parlaklık

Yoğunluk ve basınç

Modern fizik Relativite

Atom teorisi

Kuantum teorisi

Parçacık fiziği

Temel kuvvetler

Nükleer enerji

Yapay ıĢık: Maser ve Laser

Kimya Moleküller

Periyodik tablo

Radyoaktivite

Kimyasal reaksiyonlar

Kozmoloji Evren

Büyük Patlama

Yıldızlar

Karadelikler

Page 48: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

48

GüneĢ sistemi ve gezegenler

GüneĢ

Ay

Dünya

YaĢam Bilimi Hücre

DNA

Organizmalar

YaĢamın baĢlangıcı

Evrim

Yeryüzünde yaĢam

Fizik

Page 49: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

49

Fizik bilimi, MÖ 287-212 yılları arasında yaĢayan eski

Yunanlı Archimedes‟in mekanik ve hidrostatiğin temellerini

atmasıyla baĢladı, Ġtalyan Galileo ile 16‟cı asırda devam etti.

Gerçekte fizik bilimin kurucusu Ġngiliz Isaac Newton‟dur.

Newton kütlesel çekim veya gravitasyon, hareket ve optik

yasalarını buldu ve buluĢlarına ilk olarak matematiği tatbik etti.

Bu 1665-1687 yıllarında oldu. Newton‟un kurduğu fiziğe klasik

fizik adı verilir. Bu fizik yeryüzü boyutlarında ve günlük

yaĢamda görülen olaylarda geçerlidir.

Klasik fizik, Albert Einstein‟ın 1905 yılında yayınladığı özel

relativite ve 1916‟da yayınladığı genel relativite teorileriyle

yerini yepyeni bir modern fiziğe bıraktı. Modern fizik evren

boyutlarında geçerli olup, evrendeki bütün olayları

açıklayabilmektedir. Klasik fiziğin hareket yasaları, güç,

momentum ve ivme gibi değerler üzerine kurulmuĢ olmasına

karĢılık Einstein‟ın modern fiziği ıĢık, ıĢık hızı, uzay-zaman,

kütle-enerji eĢitliği, uzayın eğriliği gibi özellikleri kapsa-

maktadır.

Sonuçta, fizik yasaları evrenseldir. Dünya üzerindeki fizik

yasaları diğer gezegenlerde de, evrenin uzaklarındaki

yıldızlarda da aynıdır. Biz bu bölümde klasik ve modern fiziğin

önemli dallarını inceleyeceğiz.

Page 50: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

50

Klasik Fizik

Page 51: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

51

Mekanik

Fiziksel bilimler içinde en eskisi sayılır. Kuvvetlerin

cisimler üzerine yaptığı etkileri inceler. Cisimleri hareket

ettiren kuvvetlerle ilgili mekanik dalına dinamik denir. Bazı

durumlarda cisimlere gelen kuvvetler tek baĢlarına sonsuza

kadar devam edemez, kuvvetler dengelenir ve kuvvetin

etkilediği sistem sabit kalır. Dengeli kuvvetlerin etkisi altındaki

mekanik dalına statik adı verilir. Mekanik, en hızlı ve en

küçüklerin dıĢında, kozmolojiden atom fiziğine kadar çok geniĢ

bir alanda geçerli bulunmaktadır.

Kuvvet ve Hareket

Hareket, hız ve ivme, kuvvetlerin birer ürünüdür. Düz veya

eğik bir çizgide hareket eden bir cisim zamanla uzaklığını

değiĢtirir. DeğiĢme hızı o cismin hızıdır ve metre/saniye olarak

ifade edilir. Dairesel hareket yapan bir cisim açısal hıza sahip

olup, hızı devir/saniye olarak adlandırılır. Hızlar duran bir Ģeye

göre relatif olarak tayin edilmelidir. Yeryüzü üzerindeki

cisimlerin hızları, onlara göre statik görünen Dünya yüzeyine

göre hesap edilir. Halbuki Dünya uzay içinde hareket

etmektedir ve üzerindeki her Ģey de aynı hızla gitmektedir.

Üzerindekilere göre ise Dünya statik görülmektedir. IĢık hızının

%90‟nının altındaki hızlarda böyle bir sistem geçerlidir.

Üniform olmayan hızlar bir oranda değiĢirler. Bu orana ivme

denir ve saniyedeki hız miktarının değiĢimi olarak ifade edilir.

Hızı değiĢtiren ivmedir. Ġvmenin birimi metre/saniye/saniye‟dir.

Hareket yasalarını ilk bulan Newton‟un birinci yasasına

göre, duran bir cisim dıĢardan bir etki gelmedikçe hareket

etmez. Düz bir çizgide üniform bir hızla hareket eden cisim bir

Page 52: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

52

dıĢ etki olmaksızın hızını değiĢtirmez. Yani, hareket eden cisim

dıĢarıdan etkilenmedikçe düz bir yol üzerinde sabit hızla sonsuz

süre hareketine devam eder. Günlük yaĢamda sürtünme,

havanın direnci, gravitasyon ve manyetik alanlar gibi nedenler

yüzünden bu mümkün olamaz. Uzay boĢluğunda bu dıĢ

etkilerden sadece gravitasyon, yani kütlesel çekim kuvveti

vardır.

Newton‟un ikinci yasası, bir cisme gelen kuvvetle oluĢan

ivme kuvvetin ölçüsüne ve cismin kütlesine bağlıdır der. Kütle

arttıkça cismi hareket ettirmek için daha büyük kuvvet gerekir.

Newton‟un üçüncü hareket yasasına göre, bir cisim baĢka

bir cisme bir etki yaptığı zaman, ikinci cisim de birinciye aynı

eĢit etkiyi yapar, fakat ters yönde. Bu iki birbirine karĢıt

yönlerdeki eĢit kuvvetlerin birbirini yok etmemesinin sebebi, bu

iki kuvvetin tek bir cisme etki yapmamasıdır.

Hareket eden her cismin momentum adı verilen bir özelliği

vardır. Bir cismin momentumu, o cismin hızı ile kütlesinin

çarpımına eĢittir. Cisimlerin momentumları ne kadar büyükse

onları bir dıĢ etki ile durdurmak da o kadar zor olur. Hareket

eden bir cisim duran bir cisme çarpınca her ikisi de hareket

eder. Her ikisi de momentum kazanır. ÇarpıĢmadan sonraki

cisimlerin momentumlarının toplamı, çarpıĢmadan önceki

çarpan cismin momentumuna eĢit olur. Buna momentumun

korunumu yasası denir.

Sabit hız cismin hızına ve yönüne bağlıdır. Bir daire

etrafında üniform bir hızla hareket eden bir cismin sabit hızı

olamaz. Böyle cisimler bir açısal hıza sahiptir. Bu hız, yön ile

sabit olarak değiĢir.

Yeryüzüne düĢen cisimlerin hızına düşme hızı denir. Bu hız

saniyede 9.8 metredir. DüĢme hızı her saniye aynı miktarda

artar. Bir taĢ 1 saniye düĢtükten sonra saniyede 9.8 metrelik bir

düĢüĢ hızı kazanır. 2 saniyelik bir düĢüĢten sonra hızı saniyede

Page 53: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

53

19.6 metre olur. Çekim gücü daha fazla olan büyük

gezegenlerde düĢme hızı daha yüksektir.

Yer çekiminin etkisinden kurtularak yeryüzünü terk ederek

uzaya çıkan cismin hızına kaçma hızı denir. Yeryüzü için

kaçma hızı saniyede 11.23 kilometredir. GüneĢ‟in yüzeyinden

kaçma hızı ise 617 km/sn‟dir. Bir roketi Dünya üzerinden uzaya

gönderebilmek için onu en az 11.23 km/sn‟lik bir hızla

fırlatmak gerekir. Ġnsanoğlu bugün saniyede 14.5 km‟lik bir

hızla uzaya roket fırlatma teknolojisine sahip bulunmaktadır.

Gravitasyon

Gravitasyon kuvveti, Newton‟un elmanın ağaçtan yere

neden düĢtüğünü ve Ay‟ın Dünya‟nın etrafında nasıl devamlı

dönüp durduğunu anlamasıyla bulundu. Bunların her ikisini de

gerçekleĢtiren kuvveti Newton gravitasyon olarak adlandırdı.

Buna göre, evrende bir kütlesi bulunan bütün cisimler

birbirlerini çekmektedir. Bu, evrensel gravitasyon yasasıdır. Ġki

cisim arasındaki gravitasyon kuvveti, cisimlerin kütlelerinin

birbirleri ile ve onun da bir gravitasyon sabiti ile çarpımının,

aralarındaki uzaklığın karesine bölümüne eĢittir. Gravitasyon

sabitini tarif eden Newton bu sayıyı bilemedi. Gravitasyon

sabitinin tam değeri Newton‟dan yüz yıl sonra Henry

Cavendish tarafından hesap edildi.

Ġnsanlar ve bütün diğer cisimler gravitasyon kuvveti

yüzünden Dünya yüzeyinde durabilmektedir. Çünkü Dünya‟nın

kütlesi üzerindeki cisimlerin kütlelerinden çok fazladır ve

onları kendine doğru çekmektedir. Eğer gravitasyon kuvveti

bulunmasaydı, yeryüzü üzerindeki her Ģey insanlar, eĢyalar,

binalar, sular Dünya‟nın dönüĢünün etkisiyle uzaya savrulup

giderdi. Dünya GüneĢ‟in etrafında yine bu kuvvet sayesinde

milyarlarca yıldır dolanıp durmaktadır. Çünkü, GüneĢ‟in kütlesi

Page 54: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

54

Dünya‟nınkinden çok daha büyük olup bu durum Dünya‟nın

kendi yörüngesinden çıkıp uzaya dalmasına engel olmaktadır.

Dünya üzerinde bulunan her cisim arasında da bu kuvvet

mevcuttur. 70 kg ağırlığındaki bir insan 65 kg‟lık diğer insanı

kendine doğru çekmektedir. Fakat bu çekme kuvveti o kadar

küçüktür ki günlük yaĢamda asla hissedilmez. Dünya, Ay,

GüneĢ, galaksiler gibi çok büyük kütlelere sahip gök

cisimlerinde ise çekim kuvveti çok belirgindir.

Dört temel kuvvetten biri olan gravitasyon kuvveti cisimlere

ağırlıklarını da verir. Bir gezegenin yüzeyindeki gravitasyon

kuvveti, o gezegenin kütlesine ve yüzeyin gezegen kütle

merkezine olan uzaklığına bağlıdır. Ay‟ın kütlesinin Dünya‟nın

kütlesinden 80 defa daha az olmasına rağmen, Ay‟ın

yüzeyindeki gravitasyon kuvveti, Dünya yüzeyindeki

gravitasyonun 80‟de birinden çok daha fazladır. Ay yüzeyinde

hissedilen gravitasyon kuvveti Dünya üzerindekinin 1/6‟sıdır.

Yeryüzünde 60 kg gelen bir insan Ay‟da 10 kg gelir. Bunun

sebebi, Ay yüzeyi ile merkezi arasındaki uzaklığın, Dünya

yüzeyi ile merkezi arasındaki uzaklıktan sadece 4 defa daha

kısa olmasıdır. Bu uzaklıklar eĢit olsaydı, Dünya üzerinde 80 kg

gelen bir insan Ay yüzeyinde 1 kg olarak tartılacaktı.

Sürtünme

Sürtünme, birbiri ile temas eden iki yüzey arasındaki

harekete ters yönde olan bir kuvvettir. Ġki yüzey arasındaki

sürtünme kuvveti, birbiri ile temas halindeki alanların

durumuna ve cisimlerin ağırlıklarına bağlıdır. Sürtünme

yasaları Fransız fizikçi Charles A. Coulomb tarafından 1779‟da

bulundu. Coulomb yasaları, birbiri ile temas halindeki iki

cismin ancak yatay doğrultuda gelen kuvvetin, sürtünme

direncinden fazla olması halinde hareket edebileceğini öngörür.

Page 55: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

55

AĢağı ve yukarıdan gelen kuvvetler ise sürtünmeyi artırır veya

azaltır.

Sürtünme kuvveti olmasaydı, ne yürümek, ne de konuĢmak

veya yemek yemek mümkün olurdu. Bütün bunlar iki cisim

arasındaki sürtünme kuvveti sayesinde olabilmektedir.

Yürüdüğümüz zaman ayağımızla yeri iteriz. Yer de ayağımıza

aynı etkiyi yapar. Ayak ve yer arasındaki sürtünme ve karĢıt

kuvvetler yüzünden yürümek mümkün olabilmektedir.

Bütün cisimlerin yüzeyleri girinti ve çıkıntılarla doludur. En

düzgün ve parlak yüzeylerde bile girinti ve çıkıntılar mevcut

bulunmaktadır. Bu çıkıntıların yüksekliği hiç bir zaman 100

atom boyundan aza indirilemez. Çıkıntı ve girintiler birbiri ile

temas halindeki cisimler arasındaki sürtünme kuvvetini

oluĢturur ve onların birbiri üzerinde hareket etmelerini sağlar.

Kütle ve Ağırlık

Maddeyi ifade eden en önemli özellik kütledir. Sadece

maddesel nesnelerin kütleleri bulunur. Kütle daima sabit olup

gravitasyon kuvveti ile değiĢmez. Dünya üzerindeki bir cismin

kütlesi diğer gezegen veya yıldızlarda da aynıdır. Cisimler

kütlesiz olamazlar ve kütle cismin hızının artması ile fazlalaĢır.

Ağırlık kütlenin bir özelliğidir. Ağırlık bir cismin etkisi

altında bulunduğu yerçekimi kuvveti ile ölçülür. Yerçekimi

değeri yükselince ağırlık da artar. Yeryüzü üzerindeki bir

cismin ağırlığı, aynı cismin Ay yüzeyindeki ağırlığının altı

katıdır. Çünkü, Dünya‟nın çekim kuvveti Ay‟ın çekim

kuvvetinden altı defa daha fazladır. Deniz seviyesinde duran bir

cismin ağırlığı ve kütlesi eĢit olur. Yükseklere çıkıldıkça

kütlenin aynı kalmasına karĢılık ağırlık azalır.

Page 56: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

56

Cisimler ağırlıksız olabilirler fakat kütlesiz olamazlar.

Dünya ile Ay arasında bulunan bir yerde, Dünya ve Ay‟ın

gravitasyon kuvvetlerinin sıfır olduğu bir nokta bulunmaktadır.

Böyle bir noktada yer alan bir cismin herhangi bir ağırlığı

yoktur. Cisim bu noktada ağırlıksız olarak asılı durur. Kütlesi

sıfır olan cisimler fotonlar ve gravitonlardır. Nötrinolar, sıfıra

çok yakın olan kütleleriyle aynı sınıfa dahil edilebilirler.

AkıĢkanlar

Akan her Ģey bir akıĢkan olarak kabul edilir. Gazlar, erimiĢ

katılar, çamur ve katıların tozları birer akıĢkandır. AkıĢkanların

temel özelliği yoğunlukları ve özgül ağırlıklarıdır. Bu özellikler

akıĢkanların davranıĢlarını belirler.

Bir sıvı ile temas halinde olan her Ģey onun basıncından

etkilenir. Sıvının içine giren bir cismin her yüzeyine sıvı basınç

uygular. Derine inildikçe bu basınç artar. Basınç, aynı zamanda

o sıvının yoğunluğu ile yükselir. Bir sıvı kendisine uygulanan

basıncı bütün hacmi ile iletir. Sıvının molekülleri arasında

mesafeler bulunmadığından basıncın iletilmesinde herhangi bir

verim kaybı olmaz.

Archimedes tarafından bulunan yasaya göre, bir sıvının

içine giren bir cismin ağırlığına eĢit miktarda sıvı yukarı çıkar

veya kabın dıĢına taĢar. Sıvının içine kısmen veya tamamen

giren bir cisim, dıĢarı taĢan suyun ağırlığına eĢit bir ağırlık

kaybına uğrar.

Sıvı içindeki moleküllerin arasındaki etkileĢimlerden dolayı

sıvı yüzeyi bir gerilim altında olur ve yüzey elastik bir zar gibi

davranır. Bu gerilimin nedeni, sıvı içindeki moleküllerin birbiri

ile olan etkileĢimlerde denge halinde olması ve sıvı yüzeyindeki

molekülleri de dengede tutacak dıĢ bölgede ona uygun

moleküllerin bulunmamasıdır. Bu yüzden yüzeydeki moleküller

Page 57: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

57

içeriye doğru yönelirler. Yüzey gerilimi sıvıdan sıvıya değiĢir.

Bir civanın yüzeyindeki gerilim suyun altı katıdır.

Bir kap içindeki sıvının yüzeyinin yatay olmasına karĢılık

sıvının kabın cidarı ile temas gören yerleri içe veya dıĢa doğru

eğiktir. Bu eğikliğin durumu, kabın ve sıvının molekülleri

arasındaki etkileĢimlerin farkına bağlıdır. Eğer kabın

molekülleri arasındaki etkileĢimler sıvınınkinden daha büyükse

o zaman, sıvı kabın cidarında yukarı doğru, yoksa aĢağı doğru

bükülür. Bir kap içindeki su yukarı, cıva ise aĢağı doğru eğiktir.

Aerodinamik ve Hidrodinamik

Aerodinamik, gazların içinde hareket eden cisimlerin

üzerine gelen kuvvetleri inceler. Bu kuvvetler Ġsviçreli Daniel

Bernoulli tarafından 1700‟lerde, Newton hareket yasalarının

akıĢkanlara tatbiki ile bulunmuĢtur. Bernoulli, sıvı ve gazların

arasındaki iliĢkileri inceleyerek, dar bir boru içindeki sıvının

geniĢ boru içindekinden daha hızlı aktığını buldu ve geniĢ boru

içindeki sıvının dar borudakine göre daha fazla basınç

uyguladığını da keĢfetti. Bunlar Bernoulli yasaları olarak

adlandırılmaktadır.

Bernoulli yasalarına göre, hızlı hareket düĢük basınç ve

yavaĢ hareket yüksek basınca tabidir. Bir uçağın kanadının üst

ve alt yüzeyleri arasındaki basınç farkı uçağın kanadını

yukarıya doğru iter. Uçakların kanatlarının altı düz, üst kısmı

ise bombeli Ģekildedir. Kanadın üst kısmından akan havanın

hızı alt kısmından akan hava hızından daha fazladır. Bu durum

üstteki hava basıncını azaltır ve alttaki hava basıncını normal

seviyede tutar. Böylece alttan yukarıya doğru bir itme gücü

oluĢur ve bu da uçağı yukarıya iter. Aynı etkiler, uçakların

pervanelerinin bükülmüĢ Ģekilleri, uzunluk ve kalınlık

özellikleri için de geçerlidir.

Page 58: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

58

Hidrodinamik, hareket eden sıvılar ve onların katı cisimlerle

olan iliĢkilerini inceler. Hidrodinamik, aerodinamikle aynı

prensiplere sahiptir. Su üzerinde giden bir kraft bu prensipler

içinde hızlı gidebilmektedir.

Enerji

Enerji, bir iĢ yapma kapasitesidir. Isı, ıĢık, hareket, ses,

elektrik, kimyasal değiĢiklikler gibi çok çeĢitli ve farklı

biçimlerde olabilir. Enerji bir türden baĢka bir türe

dönüĢtürülebilir. Bir sistem enerji kaybederken diğer bir sistem

enerji kazanır. Fakat kapalı bir sistemde toplam enerji daima

sabittir. Buna enerjinin korunumu yasası denir.

Enerji deyimi bilimsel olarak ilk defa 1807 yılında Thomas

Young tarafından tanımlandı. Daha önce enerjinin doğası MÖ-

300‟de Aristotle tarafından felsefik olarak belirtilmiĢti. Fakat o

zamanlar enerjinin ne olduğu bilinemiyordu. Archimedes

deneylerinde bir enerjinin varlığını anlamıĢtı. 1580‟lerde Simon

Bruges yaptığı çoklu kasnak ve gravitasyonla çalıĢan vidalı

makinasında ve daha sonra 1700‟lerin baĢında Gottfried

Leibnitz enerjiyi modern anlamda tanıttılar.

Her cisim bir enerjiye sahiptir. Bir cisim birden fazla enerji

Ģekline de sahip olabilir. Enerji, ne yok edilebilir ne de yoktan

var edilebilir. Sadece sekil değiĢtirir. Potansiyel enerji, yerden

yüksekte duran bir cismin kütlesinin gravitasyondan dolayı

ivmelenmeyle oluĢan enerjidir. Cisim yere düĢerken potansiyel

enerji kinetik enerjiye dönüĢür. Kinetik enerji cisimlerin

hareket halindeki enerjileridir. YokuĢun üzerinde durmakta

olan bir araba sadece potansiyel enerjiye sahiptir. Kinetik

enerjisi yoktur. Araba yokuĢ aĢağı hareket edince potansiyel

enerji azalmaya, kinetik enerji ise çoğalmaya baĢlar. YokuĢun

en altında potansiyel enerjinin çoğu kinetik enerjiye çevrilmiĢ

Page 59: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

59

olur ve bir sonraki yokuĢa gelince kinetik enerji tekrar

potansiyel enerjiye dönüĢür. Ġkinci yokuĢun baĢındaki

potansiyel enerji ilk yokuĢtakine göre daha azdır, çünkü bir

miktar enerji arabanın yerle arasındaki sürtünmeden dolayı

kaybedilmiĢtir.

Newton, enerji artıĢının hızın artıĢından ileri geldiğini

belirtmiĢti. Einstein bu durumun normal hızlar için geçerli

olduğunu, gerçekte enerji artıĢının kütlenin artıĢından ileri

geldiğini söyledi. Kütlenin artıĢı da hızın artıĢından ileri

geliyordu. Günlük yaĢamdaki normal hızlarda hareket eden

cisimlerin kütlelerindeki artıĢın fark edilemeyecek kadar küçük

değerlerde olmasına karĢılık, ıĢık hızına yakın hızlarda

kütledeki artıĢ çok büyük olmaktadır.

Einstein‟ın meĢhur m=e/c2

formülüne göre kütle enerjiye

eĢittir. Bu formüldeki değerler, c=30.000.000.000 cm/sn, m=1

gram olarak yerlerine konduğunda, 1 gramlık kütlenin eĢdeğeri

olan enerji e=21.500.000.000 Kcal olarak bulunur. Bu enerji ise

215.000.000 kg ağırlığındaki suyun sıcaklığını 100 0C‟ye

çıkarmaya yeterlidir. 1 gramlık bir maddeden elde edilecek

enerji kullanılabilir duruma getirilebilseydi Dünya insanlarına

24.000 yıl süresinde yeterli olacaktı. Bu tip enerji dönüĢümleri

teorik olarak mümkün olup, uygulanması imkansızdır. Zira 1

gramlık maddenin tamamının bir anda dönüĢtürülebilmesi için

gerekli enerjinin yeterli süre içinde üretilmesi ve gerekli hacim

içinde yoğunlaĢtırılması bugünkü bilgilerimize göre mümkün

değildir.

Enerji evrenin sahip olduğu en önemli özellik olup, içindeki

değiĢikliklerin kaynağıdır. Evrendeki olayların sebebi içindeki

enerjinin düzgün bir Ģekilde dağılmamıĢ olmasındandır.

Evrendeki enerji düzensiz dağılımdan düzgün dağılıma doğru

akmaktadır. Enerji dağılımı eĢit hale gelince evrendeki

Page 60: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

60

değiĢiklikler ve kozmolojik olaylar da son bulacaktır. Bu da

evrenin sonunu getirecektir.

Gaz Yasaları

Gaz, maddenin üç halinden biridir. Her tür madde, yeterli

sıcaklıkta gaz haline dönüĢür. 0 ve 100 derece arasında su bir

sıvıdır, 100 derecenin üzerinde ise bir gaz olur.

Gaz halindeki bir maddenin molekülleri her yöne serbestçe

hareket eder. Gaz molekülleri kapalı bir alanda tutulmadıkça

uzayda belirsiz uzaklıklara dağılır. Ġçinde bulundukları bir

kabın ise içini doldurur. Gaz bir sıvı gibi davranır, sıvı ve

katıların aksine sıkıĢtırılabilir. Katı ve sıvılara göre

yoğunlukları çok düĢüktür. Suyun 1 olan yoğunluğuna karĢılık

havanınki 0.0013 gram/cm3‟

dür. En hafif gaz olan hidrojeninki

ise 0.00009‟dur.

Robert Boyle tarafından 1662‟de bulunan gaz yasalarına

göre, bir gaza tatbik edilen basınç iki katına çıkarılırsa gazın

hacmi yarıya iner. Basınç üç katına çıkarılırsa hacim üçte bire

düĢer. Basınç bırakılınca sıkıĢmıĢ gazın hacmi birden

geniĢleyerek iki katına çıkar. Yani gaz, bu durumda, bir yay

gibi davranır. Bunun sebebi, gaz moleküllerinin basınçla

birbirlerine zor yakınlaĢmaları, basınç boĢalınca da birbirlerini

itmesidir.

Sabit sıcaklıkta belli miktardaki gazın basıncı hacmi ile ters

orantılıdır. 1787‟de Jacques Charles tarafından bulunan yasaya

göre, bir gazın belli basınçtaki hacmi gaz ısıtıldıkça artar.

Sıcaklığın her bir derece yükselmesinde, 0 dereceden baĢlamak

üzere, gazların hacmi 0

derecedeki hacmin 1/273‟ü kadar

geniĢler. Mutlak sıfır denilen -273.16 derecede ise gazların hiç

bir hacmi bulunamaz. Charles tarafından bulunan fakat

yayınlanmayan bu yasalar, ondan 15 yıl sonra J. Louis Gay-

Page 61: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

61

Lussac tarafından ilan edilmiĢtir. Hacim, sıcaklık ve basınç

olmak üzere üç adet parametreye bağlı olan gaz yasalarına göre,

bir gazın basıncı yükseldikçe hacmi azalır, sıcaklığı

yükseldikçe basıncı artar ve hacmi geniĢledikçe sıcaklığı azalır.

Isı Transferi

Isı, bir sistemden baĢka bir sisteme akan enerji veya sadece

bir sistem içindeki enerjidir. Bütün cisimler, hatta çok soğuk

olanlar bile her zaman ısı çıkarırlar. Sıcaklığı sabit cisimler, bu

iĢi yaparken, civardan çıkardıkları ısıya eĢit miktarda ısı

toplarlar.

Isı transferi ile ilgili yasaları ilk bulan bilim adamları

Benjamin Rumford ve Humphry Davy olmuĢlardır. Bu adamlar,

1798‟de suyun donduğu zaman ağırlığının değiĢmediğini, iki

buz parçasının birbirine sürtünmesi ile eriyeceğini ve bir demir

parçasının delinmesi sırasında ısınacağını keĢfettiler. Daha

sonra 1860‟da James Maxwell ısının, moleküllerin

hareketinden oluĢtuğunu ve bir cismin sıcaklığının içindeki

moleküllerin ortalama hızlarına bağlı bulunduğunu buldu.

Bir ısının sıcak bir cisimden soğuk bir cisme transferi, sıcak

cisimdeki parçacıkların ortalama hızlarında azalma, soğuk

cisimdeki parçacıkların ortalama hızlarında çoğalmaya neden

olur. Isı hareketinin yönü de sıcak cisimden soğuk olana

doğrudur. Bir cismin ısısı onun sıcaklığına bağlı değildir. Zira,

yüksek sıcaklıktaki küçük bir cisim, düĢük sıcaklıktaki büyük

bir cisimden daha az ısıya sahip olabilir. Cismin malzemesinin

türü o cismin depolayabileceği ısı miktarını etkiler. Dolayısıyla,

bir cismin ısısı, moleküllerin hareketlerinin ortalama hızlarının

yanında, içindeki moleküllerin sayısına ve türlerine de bağlı

bulunmaktadır.

Page 62: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

62

Isının transferi üç yolla olmaktadır. Birincisi iletme

(conduction) olup katı, sıvı ve gazların içlerindeki moleküllerin

birbirlerine çarparak ısıyı geçirmeleridir. Bir çubuğun bir ucu

ısıtıldığında orada hızlanan moleküller ısıyı çubuğun önce

ortasına sonra diğer ucuna doğru taĢırlar. Ġkincisi aktarım yolu

(convection) olup, gaz ve sıvılarda görülür. Burada ısıtılan sıvı

veya gaz miktarının hacmi geniĢler ve geniĢleyen hacim ısıyı

soğuk bölgelere nakleder. Üçüncüsü ise ıĢınım (radiation)‟dır.

Evrende, mutlak sıfırın üzerindeki her cisim elektromanyetik

radyasyon çıkarır. GüneĢ bunlardan biridir. Bu radyasyon ıĢık

hızı ile yayılır ve diğerlerinin aksine içinde hiç bir maddenin

bulunmadığı boĢluktan da geçebilir.

Elektromanyetik radyasyon spektrumun, görünen ıĢık ile

mikrodalga sınırları arasında kalan kızılötesi bandı ısı

transferini gerçekleĢtiren bölgedir. Isıyı ileten bu bandın dalga

uzunluğu soğuk uçta 1 mm‟den, sıcak uçta 0.001 mm‟ye kadar

değiĢir. Bir cismin radyasyonla ısıtılması için, radyasyonu

çıkaran cismin frekansı onu alan cismin frekansından daha

yüksek, dalga boyu ise daha kısa olmalıdır.

Termodinamik ve Entropi

Termodinamik ısı hareketlerini, ısı ile iĢ arasındaki iliĢkileri

inceler. Termodinamiğin üç ana dalı vardır. Bunlar, moleküller

arası etkileĢimleri göz ardı edecek büyüklükteki sistemleri

inceleyen termodinamik, moleküller arası etkileĢimleri kuantum

mekaniği içinde inceleyen istatistiksel termodinamik ve son

olarak da kimyasal reaksiyonlardaki enerji transferlerini ve

biyokimyasal prosesleri inceleyen termodinamiktir.

Bu bilim dalı James Watt‟ın 1780‟de ilk buhar makinasını

imal etmesiyle baĢladı ve daha sonraları Nicholas Carnot, Lord

Kelvin, Rudolf Clausius, James Joule ve Hermann von

Page 63: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

63

Helmholtz‟un çalıĢmalarıyla geliĢti. 18‟ci yüzyıl içinde Watt‟ın

buhar makinasının verimi üzerinde yapılan araĢtırmalardan

sonra 19‟cu yüzyılın ortalarında termodinamiğin üç yasası,

enerjinin korunumu yasası ve entropi kavramı ortaya atıldı.

Termodinamiğin birinci yasası, bir sistemdeki toplam

enerjinin sabit ve değiĢmez olduğunu, sadece bir Ģekilden baĢka

bir Ģekle dönüĢtürülebileceğini söyler. Bunun anlamı, hiçbir Ģey

alabileceğinden daha fazla enerji çıkaramaz ve %100‟den fazla

verim veremez. En mükemmel motor ancak %65, bir insan

vücudu ise %20 verim çıkarabilir.

Termodinamiğin ikinci yasasına göre, ısı soğuk bir cisimden

sıcak bir cisme asla transfer olamaz. Bir ısı iĢe veya bir iĢ ısıya

dönüĢtürüldüğünde daima bir kayıp olur.

Termodinamiğin üçüncü yasasına göre ise, bir sistemin

sıcaklığı mutlak sıfıra doğru gittikçe, o sistemin entropisi de

sıfıra yaklaĢır. Entropi arttıkça korunan enerji miktarı azalır.

Kapalı bir sistemde entropi aynı kalır, pratikte ise zamanla

entropi yükselir.

Entropi, bir sistemin ısı miktarının onun mutlak sıcaklıkla

olan iliĢkisini belirtir. Yani enerji dağılımındaki

düzgünlülüktür. Entropi yükseldikçe enerji miktarı azalır.

Entropi asla azalmaz ve zaman içinde daima artar. Bir insanın

doğuĢu ve büyümesi entropiyi geçici olarak azaltır. Ġnsan

ölünce vücut tekrar element ve moleküllere dönüĢünce entropi

tekrar artar.

ġu andaki bilgilerimize göre, evrendeki tek kapalı sistem

evrenin kendisidir. Evrende entropi devamlı olarak yükselmekte

ve iĢ yapmak için gerekli enerji miktarı da devamlı olarak

azalmaktadır. Gerçekten de evren bir kapalı sistem ise sonunda

entropi ve enerji eĢit seviyeye gelecek, kullanılabilir faydalı

enerji kalmayacak ve bir iĢ yapabilme olanağı olmayacaktır. Bu

durum, ısıl ölümü ve yaĢamın sonunu getirecektir.

Page 64: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

64

Farklı sıcaklıktaki iki cisim birbiri ile temas edince bir süre

sonra birbiri arasındaki enerji akıĢı durur ve cisimlerin

sıcaklıkları eĢitlenir. Bu fikirden termodinamiğin „sıfırıncı‟

yasası ortaya çıkmaktadır. Buna göre, eğer iki sistemden her

ikisi de bir üçüncü sistemle aynı eĢdeğer ısıda ise, iki sistem

birbiri ile eĢdeğer ısıya sahiptir.

ĠĢ makinalarının esas prensibi, ısının bir sistemden diğer bir

sisteme hareket ettirilmesidir. Isı sistemler arasında yol almazsa

iĢ yapılamaz. Isı makinaları bu prensiple iĢ çıkarırlar. Hacmi

sabit olan bir gazın sıcaklığı yükseltilince, molekülleri daha

hareketli ve daha hızlı olacaklarından ve hacim artmayacağın-

dan, gaz yasalarına göre gazın basıncı fazlalaĢır. Artan basınç

da iĢ çıkarır.

Bir cisim eridiğinde, katı halden sıvı veya sıvı halden gaz

haline geçince ısı emer. Cisim gaz halinden sıvı veya sıvıdan

katı hale dönüĢünce de ısı çıkarır. 0 derecedeki buza ısı

verilince buz aynı sıcaklıkta kalır, daha fazla ısıtılınca su haline

dönüĢür. Bu sırada cisim ısı enerjisi kazanır.

Dalgalar

Evren dalgalarla doludur. Bazı dalgalar su üzerinde ilerler

ve hareketleri görülebilir. Bazıları katıların içinde ilerler ve

sadece titreĢimleri hissedilir ve bazıları ise hava gibi

görünmeyen ortamda yol alırlar ve ses olarak iĢitilirler.

Elektromanyetik dalgalar ise içinde hiç bir Ģey bulunmayan

boĢlukta ilerler.

Bütün farklı dalgaların ortak özelliği, kaynaklarından

çıktıktan sonra ileriye doğru yaptıkları karıĢıklık hareketidir.

Dalga bir ortam içinde ilerlerken o ortam hareket etmez. Dalga

ilerlerken ortamın parçacıkları dalga ile birlikte ilerlemez,

sadece ortamın parçacıkları dıĢarı gider ve hemen sonra orijinal

Page 65: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

65

pozisyonlarına geri dönerler. Bu gidiĢ ve geri dönüĢler de belli

bir oranda titreĢim hareketlerini oluĢturur. Bir deniz kıyısında

kırılan dalgalar, denizin ortalarından uzanıp gelen sular

olmayıp, sadece kıyıda bulunan sulardır.

Dalgalar ya uzunlamasına yada yanlamasına yol alırlar. Ses

gibi uzunlamasına giden dalgalarda titreĢimler dalgalarla aynı

yönde, elektromanyetik gibi yanlamasına giden dalgalarda ise

titreĢimler dalga yönünün sağ tarafında yol alırlar. Yol

alabilmesi için ses dalgalarının gaz, sıvı ve katı gibi bir ortama

ihtiyaçları vardır. Hava içindeki moleküller ileri ve geri

salınarak birbirlerini sıkıĢtırır ve ayrıĢtırırlar.

Bir dalganın en üst noktasına tepe, en alt noktasına dip

denir. Dalganın ortasından geçen yatay eksenin üstünde kalan

kısım pozitif, altında kalan kısım ise negatif bölgelerdir. Ġki

tepe noktası arasındaki uzunluğa dalga boyu denir. Ortadan

geçen eksenle tepe arasındaki mesafe de dalga yüksekliğidir.

Belli bir süre içinde oluĢan tepe veya dip noktalarının sayısı

frekansı belirtir. Dalga boyu ve frekans birbiri ile bağlantılıdır.

Dalga boyu kısaldıkça frekans fazlalaĢır. Dalga boyu uzadıkça

da frekans azalır. 1 cm/sn hızla yol alan bir dalganın 1 cm‟lik

uzunluğu içinde kalan tepe veya dip noktalarının sayısı,

elektromanyetik dalgaları keĢfeden Heinrich Hertz‟in anısına,

Hertz (hz) olarak adlandırılır. Dalga yüksekliği o dalganın

yoğunluğunu temsil eder. Dalganın enerjisi de, dalga

yüksekliğinin karesi ile orantılıdır. Dalga boyu ile frekansın

çarpımı o dalganın yol alma hızını verir.

Bütün dalgaların baĢka bir ortak özelliği, aynı türden iki

veya daha fazla dalganın bir araya gelince bir girişim

oluĢturmasıdır. GiriĢim, iki veya daha fazla dalganın bir araya

gelmesiyle meydana gelen yeni karakterdeki bir dalgadır.

Frekans ve dalga yükseklikleri ile ilgili olan giriĢim

özelliklerinden, iki benzer sesin birleĢtirilmesiyle ya çıkacak

Page 66: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

66

yeni sesin Ģiddeti yükseltilir yada bu sesler birbirini iptal ederek

tam bir sessizlik elde edilir. Keza, iki ıĢık ıĢını ile tam bir

karanlık elde etmek mümkündür.

Akustik

Akustik bir ses bilimidir ve bütün mekanik dalgalarla

ilgilidir. Akustiğin esas alanı insan kulağının alabildiği

frekanslardır. Ses, hava, gaz, sıvı ve hatta katı gibi her elastik

ortam içinde yol alır fakat bir boĢlukta ilerleyemezler.

Ses havada 1126 km/saat hızla gider. Diğer ortamların

içindeki hızı ise o ortamların yoğunluğuna bağlıdır. Bir insan

kulağının alabildiği sesler 16-20.000 Hz frekansa sahiptir.

DüĢük frekanslardaki sesleri iĢitmek kolay olup, yüksek

frekanslardaki sesler yaĢlılıkta zor iĢitilir. Ses, sert ortamlar

içinde daha hızlı, yoğun ortamlar içinde de daha yavaĢ yol alır.

Yoğunluğu düĢük olan hava içinde oldukça yavaĢ gider.

SıkıĢtırılması zor olan katılar, sıvılar gibi ortamlarda daha hızlı

seyahat eder. Sıcaklık ve nem oranı yükseldikçe ses havada

daha hızlı gider.

Ses patlaması bir Ģok dalgasıdır. Bu bir uçağın ses hızını

geçtiği anda meydana gelir. Uçak ses hızına ulaĢtığında havayı

sıkıĢtırarak arkasında kendisini takip eden yüksek basınçlı bir

koni oluĢturur. Devamlı geniĢleyen bu koni bir sessizlik sınırı

ile çevrilir. Koninin geniĢ ucu yerle temas edince de müthiĢ bir

patlama duyulur ve sonra yine sessizlik takip eder.

Akustik biliminin en önemli prensiplerinden biri Doppler

etkisi‟dir. Christian Doppler tarafından 1842‟de bulunan bu

etkiye göre, bir gözlemciye doğru gelen bir ses kaynağından

çıkan ses daha yüksektir ve uzaklaĢan kaynaktan çıkan ses ise

daha düĢüktür. Bunun sebebi, gözlemciye doğru gelen kaynak

önündeki ses dalgalarını devamlı olarak sıkıĢtırır ve

Page 67: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

67

gözlemcinin kulağına gelen dalgalar daha kısa aralıklarla ulaĢır.

Gözlemciye göre uzaklaĢan kaynaktan çıkan ses dalgalarında

ise bunun tersi olur. Doppler etkisi sesin dıĢında

elektromanyetik dalgalar içinde geçerli olmaktadır.

IĢık

IĢık bir elektromanyetik dalgadır. Bütün elektromanyetik

radyasyonlar gibi ıĢık da, ya elektrik yüklerinin

ivmelenmesinden yada bir nükleer reaksiyonun sonucundan

meydana gelir. Elektrikle ısıtılmıĢ bir ampul içindeki filamentte

olduğu gibi bir maddenin ısıtılması ile yükler hızlandırılır.

Madde ısıtıldığında atomların negatif yüklü elektronları daha

yüksek enerji seviyelerine çıkar ve sonra eski seviyelerine

düĢerlerken birer foton salarlar. Açığa çıkan fotonlar da ıĢığı

meydana getirir.

IĢığın parçacıklardan meydana geldiğini ilk olarak Isaac

Newton ileri sürdü. 1803‟de de Thomas Young ıĢığın bir dalga

hareketi olduğunu ispat etti. IĢığın hem parçacıkların akıĢı hem

dalga halinde yayıldığını, yani onun bu iki karaktere birden

sahip olduğunu ise 1900‟ün baĢında Max Planck ve Albert

Einstein gösterdi. IĢık bir enerji türüdür. Böylece, oluĢan

elektromanyetik radyasyon birbirlerine göre sağ açılarda ve

yayılma yönünde titreĢen elektrik ve manyetik alanlara sahiptir.

IĢık boĢlukta 299.792,458 km/saniye hızla yol alır. Bu hız

evrendeki en büyük hızdır. IĢığın hızı, kaynağının hızı ve yönü

ne olursa olsun daima aynıdır ve asla değiĢmez. IĢık hızına

yakın bir hızda ters yönde giden bir kaynaktan çıkan ıĢık bile

yine aynı hızda yol alır. Bu durum doğada sadece ıĢığa ait olan

bir özelliktir. Hiç bir cisim ıĢık hızından daha hızlı gidemez.

Fizik yasaları ıĢık hızının %99,999‟u kadar bir hızı mümkün

Page 68: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

68

kılar, fakat %100‟üne ulaĢmayı asla. IĢık hızına en yakın hızla

yol alan cisimler atom altı parçacıklarıdır.

IĢık farklı ortamlarda farklı hızlarla gider. Suda 225.000

km/saniye, cam içinde 176.000 km/saniye, elmas içinde de

124.000 km/saniye hızla yol alır. Kütlesi sıfır olan foton

parçacıklarından meydana gelmiĢ olmasına rağmen ıĢık, üzerine

düĢtüğü maddeye bir kuvvet uygular. Normal Ģartlarda bu

kuvvet fark edilemez. Havası boĢaltılmıĢ ortamda yapılan

deneylerde bu kuvvet ölçülebilir.

Yaz aylarının sıcak günlerinde ısınmıĢ hava yere yakın

bölgelerde, soğuk hava ise yukarılarda yer alır. GüneĢ‟ten gelen

ıĢık yere yakın sıcak havadan geçerken yansıyarak, duran veya

otomobil süren bir insanın gözüne ulaĢır. Böyle zamanlarda,

çöllerde veya yolun ilerisinde bir göl hayali görüntüsünün

görülmesinin sebebi budur. Gerçekte, görünen göl mavi renkli

göğün yere yansıyan görüntüsüdür.

Tam bir düz çizgiler halinde yol alan ıĢık ıĢınları bir yüzeye

düĢtüklerinde, bir kısmı o cisim tarafından soğurulur, bir kısmı

yansır, bir kısmı ise cismin içinden geçerek yoluna devam eder.

Bunların oranları o cismin malzeme özelliklerine, rengine,

yüzey kalitesine bağlıdır. IĢık kaba bir yüzeyden her yöne

dağınık olarak yansır, parlatılmıĢ düzgün bir yüzeyden ise

birbirine paralel Ģekilde yansır. Daha yoğun bir ortama giren

ıĢığın hızı azalır ve ıĢık ıĢınları o ortama girdiklerinde kırılır.

Ortamın yoğunluğu yükseldikçe kırılma miktarı da artar. Yoğun

bir ortamdan daha düĢük yoğunluktaki ortama giren ıĢık ıĢınları

ise bükülür. IĢığın bu özelliklerinden faydalanılarak gözlükler,

mercekler, mikroskop ve teleskoplar imal edilmiĢtir.

Elektromanyetik Spektrum

Page 69: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

69

Elektromanyetik spektrum, birbirlerine göre sağ açılarda

titreĢen elektrik ve manyetik alanlara sahip dalgaların

çıkardıkları geniĢ bir aralıktır. Bu aralığın içinde radyo

dalgaları, TV, radar, mikrodalgalar, kızılötesi, görünen ıĢık,

morötesi, x-ıĢınları ve gamma ıĢınları yer alır. Bütün bu ıĢınlar

birbirlerinden dalga boyları ve frekansları ile ayrılırlar. Hepsi

boĢlukta ıĢık hızı ile yol alır. Dalga boyları kısaldıkça

frekansları artar, dalga boyları uzadıkça frekansları azalır.

Spektrumun bir ucunda, dalga boyu yüzlerce metre

uzunluğunda ve frekansı 10.000 Hz olan radyo dalgaları, öbür

ucunda ise, dalga boyu milimetrenin milyarda biri ve frekansı

10.000.000.000.000.000.000.000 Hz olan gamma ıĢınları yer

almaktadır.

Elektromanyetik ıĢıma, elektrik yüklerinin hareketleri ve

hızlanmalarıyla meydana gelir. Bir elektrik yükü

ivmelendirilince elektromanyetik dalga Ģeklinde enerji

kaybeder. Hareket eden bu yükler her yöne dağılan sayısız

elektron ihtiva eder. Elektrik alanı içinde meydana gelen bu

olay ayrıca bir manyetik alan yaratır. Elektrik alandaki

değiĢiklik manyetik alanı da değiĢtirir. Elektrik ve manyetik

alanlar içindeki elektronların hızlanmalarıy-la da

elektromanyetik radyasyon oluĢur. Doğadaki her cisim içinde

hareket halinde olan elektronlardan meydana geldiğine göre,

evrendeki her madde her zaman dalga neĢretmektedir.

Elektromanyetik ıĢımanın sebebi budur.

Evrendeki her cisim mutlak sıfırın üzerinde bir sıcaklığa

sahiptir ve her biri karıĢık dalga boylarında elektromanyetik

radyasyon çıkarır. Oda sıcaklığında cismin çıkardığı radyasyon

spektrumun kızılötesi bölgesine tekabül eder. Cismin sıcaklığı

yükseltildikçe dalga boyları kısalır ve cismin radyasyonu

spektrumun görünen ıĢık bölgesine yaklaĢır. 800 derecede cisim

akkor hale gelir, dalga boyu kısalır ve cisim karanlıkta

Page 70: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

70

görülebilir. Daha fazla ısıtılınca cismin rengi beyaza dönüĢür.

3000 derecede cisim, bir ampulün içindeki tel gibi, tam beyaz

olur. Bu sıcaklıkta cismin çıkardığı enerjinin sadece %10‟u ıĢık

halindedir, gerisi ise hala ısı enerjisi Ģeklindedir. Sıcaklıkla

enerji arasındaki oran düzgün olmayıp, sıcaklık yükseldikçe

ortaya çıkan enerji üniform bir Ģekilde artmamaktadır.

Gerçekte, sıcaklığın yükselmesiyle serbest kalan enerji oranı

çok hızlı olarak artar ve bu da mutlak sıcaklığa bağlıdır.

Bir karanlık odada bulunan kalorifer radyatörünün çıkardığı

60-70 derecelik radyasyon, dalga boyu çok uzun olduğundan

gözle görülemez. Fakat aynı oda içindeki bir ampulün tungsten

telinden çıkan binlerce derece sıcaklığındaki radyasyon, dalga

boyunun çok kısa olması nedeniyle, beyaz ıĢık olarak kolayca

görülebilir.

Bugün bilinen elektromanyetik spektrum, 10-16

ile 109

metre

arasındaki dalga boylarını içine almaktadır. Bunlardan TV,

radyo ve mikrodalgalar, çok sayıdaki elektron veya yüklü

parçacıkların güçlü manyetik alanlar içinde kütlesel

hareketlerinden oluĢur. Elektronların hareketleri molekülleri

hareketlendirir ve titreĢtirir. Bu titreĢimler de kızılötesi

radyasyonu meydana getirir. Görünen ıĢık ve morötesi

radyasyon, atomların en dıĢ yörüngelerindeki elektronların

yüksek enerji seviyelerinden düĢük enerji seviyelerine

inmeleriyle, x-ıĢınları ağır metal atomlarının yüksek enerjili

elektronlarla bombardıman edilmesiyle oluĢurlar. Gamma

ıĢınları, radyoaktif elementlerin atomlarındaki fisyon

reaksiyonu sırasında veya elementlerin yüksek enerjili

parçacıklar tarafından bombardıman edilmesinde atomların

çekirdeklerinden ortaya çıkar.

GüneĢ bizim için en kuvvetli bir radyasyon kaynağıdır.

Oradan çıkan ıĢınlar boĢlukta 150 milyon kilometre yol alarak

hiç bir engelle karĢılaĢmadan 8.3 dakikada Dünya‟ya ulaĢır.

Page 71: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

71

Elektromanyetik dalgalar bir cismin içinden geçerken yavaĢlar.

Zira, cisimlerin içindeki yüklü parçacıkların oluĢturduğu

manyetik ve elektrik alanlar, dalgalarla aynı frekansta titreĢime

neden olur ve bu titreĢimler için harcanan enerji

elektromanyetik dalgalardan harcanır. Harcanan enerji ısı

Ģeklinde açığa çıkar. GüneĢ‟le aramızda bir engelin

bulunmaması onun ıĢık ve ısısını tam bir verimle almamızı

sağlamaktadır.

Aydınlık bir kaynaktan gelen ıĢık bir prizmadan geçirilip

ekran üzerine düĢürülünce renklerden oluĢmuĢ bir spektrum

meydana gelir. Eğer ıĢık daha önce ince bir yarıktan geçirilirse

spektrum yerine farklı renklerde ayrı ayrı parlak çizgiler

görülür. Spektrumdaki her renk farklı bir elemente aittir.

Sodyumun spektrumu birbirine yakın iki tane sarı çizgi,

hidrojeninki ise geniĢ alana dağılmıĢ kırmızı, mavimsi yeĢil ve

mor çizgilerdir.

1800‟lerin baĢlarında Joseph von Fraunhofer GüneĢ‟ten

gelen ıĢığın spektrumunu inceledi ve üzerindeki 574 tane

karanlık çizgiyi ve dalga boylarını tespit etti. Daha sonra aynı

çizgileri Venüs ve diğer yıldızlardan gelen ıĢığın çıkardığı

spektrum üzerinde de buldu. Fraunhofer‟den 50 yıl sonra

Gustav Kirchoff bu farklı renkteki çizgilerin ıĢık kaynağındaki

farklı elementlerin özelliklerinden oluĢtuğunu anladı. Ve

bilinen bütün elementlerin spektrum haritasını çıkardı. Bu

keĢifle, gök cisimlerinin ve çok uzaklardaki yıldızların oluĢtuğu

elementlerin kimyasal özelliklerinin bilinmesi mümkün

olmuĢtur.

Renkler

Renklerle ilk uğraĢan insan Newton oldu. 1666‟da karanlık

oda içindeki bir prizmadan geçirdiği ıĢık demetinde muhtelif

Page 72: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

72

renkleri gördü. Sonra bu farklı renkteki ıĢın demetlerini baĢka

bir prizmadan geçirerek beyaz ıĢığı elde etti. Prizmadan geçen

beyaz ıĢığın çıkardığı renkli demetler kırmızı, portakal, sarı,

yeĢil, mavi, koyu mavi ve mor olup, hepsi farklı dalga

boylarında olmaktadır. Bunların dıĢında gözün alamadığı daha

bir çok baĢka renkleri hassas cihazlar tespit etmektedir.

Renklerin en önemli özelliği onların sahip oldukları dalga

uzunluklarıdır. Dalga boyu bandının geniĢliği veya içindeki

beyaz ıĢığın miktarı o rengin doygunluğunu gösterir. Beyazlık

azaldıkça renk daha doygun olur. Rengin parlaklığı da dalga

yüksekliğine bağlıdır.

Kendilerini renkli olarak gördüğümüz cisimler aslında renkli

değildir. Onların renkli görüntüleri aldatıcıdır. Cisimlerin

yüzeyleri bazı dalga boylarını soğurur, bazılarını da yansıtırlar.

Yansıtılan dalga boyuna sahip ıĢın bize o cismin rengi olarak

gelir. Bize kırmızı olarak görülen bir maddenin yüzeyi

kırmızının dıĢındaki bütün dalga uzunluklarını yutar ve sadece

kırmızıya tekabül eden dalga boyunu yansıtır. Bu dalga da

gözümüze o cismi kırmızı olarak gösterir. IĢık yansıtmayan bir

cisim siyah olarak görülür.

Gözün retina bölgesinde bulunan üç tür hücreden her bir

ayrı tipi, sarı-kırmızı, yeĢil ve mavi-mor ıĢığa karĢı duyarlı

olmaktadır. Bunlar üç temel renklerdir. Diğer bütün renkler bu

üç renk grubunun karıĢımından oluĢur. Temel renkler olan

kırmızı, yeĢil ve mavi renklerin ikisinin karıĢımından ikincil

renkler olan pembe, sarı veya turkuvazdan biri elde edilir. Üç

temel renk karıĢınca çıkan renk beyaz olur. Renkleri birbirinden

çıkararak da yeni renkler meydana getirilebilir. Sarı maviyi

soğurur, kırmızı ve yeĢil renkleri yansıtır. Turkuvaz kırmızıyı

soğurur, mavi ve yeĢili yansıtır. Pembe yeĢil ıĢığı emer, kırmızı

ve mavi ıĢığı yansıtır. Pembe, turkuvaz ve sarıdan herhangi

Page 73: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

73

ikisinin karıĢımı bir temel renk verir. Üçü karıĢınca da siyah

elde edilir.

Elektrik ve Manyetizma

Atom çekirdeğinin etrafındaki yörüngelerde dönen

elektronlar çok küçük parçacıklardır. Bunların her biri bir

elektrik yükü taĢır ve bu yük negatif iĢaretlidir. Aynı yüklerin

birbirini itmelerinden dolayı, benzer yükleri taĢıyan serbest

elektronlar da birbirlerinden mümkün olduğu kadar

uzaklaĢmaya çalıĢırlar. Bu uzaklaĢma çabaları birbirlerine bir

güç tatbik etmelerine neden olur. Elektron sayısı arttıkça oluĢan

güç fazlalaĢır. Ortaya çıkan bu elektronları itme kuvvetine

voltaj denir.

Ġçinde elektron fazlalığı bulunan bir iletken cisim baĢka bir

iletken cisimle temas edince, birinci cisimdeki elektronlar

birbirlerini iterek, elektron miktarı eĢitleninceye kadar ikinci

cisme akar. Birinci cisimdeki voltaj veya elektronların basıncı

azalır. Birinci cisimden ikinci cisme geçen bu elektronların

akıĢına elektrik akımı adı verilir. Bir elektrik akımının

oluĢabilmesi için, cisimlerden birindeki elektron sayısının

pozitif yüklü protonlardan fazla olması, yani o cismin negatif

voltaja sahip olması, gerekir.

Dünya‟da bir elektrik akımı elde eden ilk insan Alessandro

Volta oldu. Volta, farklı metallerin birbiri ile temas ettiklerinde

bir elektrik üreteceklerini düĢündü ve 1799‟da bakır ve çinko

disklerinin arasına aside batırılmıĢ bez parçaları koyarak yaptığı

pilden ilk elektriği elde etti.

Elektrik akımı elektronların aynı yönde kütlesel akıĢıdır. Bu

akıĢın birimine Amper (Amp) denir. 1 amperlik akım, belli bir

zaman içinde bir noktadan geçen elektrik miktarını gösterir. 1

amperlik akımın 1 saniye içinde bir noktadan geçen yük

Page 74: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

74

miktarına da Coulomb adı verilir. Elektronların yayılmaya

baĢlaması ıĢık hızına yakın bir hızla olmasına rağmen, bir

iletken içindeki 1 amperlik akımın 1 metrelik yolu alması

yaklaĢık yarım saati alır. Elektronlar daima negatif taraftan

pozitif tarafa doğru yol alırlar.

Saf metallerin atomları tek tip olmasına rağmen

elektronlarının sayısı faklıdır. Hafif metallerin atomlarında az

sayıda demir, bakır, altın ve kurĢun gibi ağır metallerin

atomlarında ise çok sayıda elektron bulunmaktadır. Metallerin

elektronlarının bir kısmı atomlarını terk edip, bir elektron akıĢı

halinde uzaklaĢmaya hazır durumdadır. Bu tip elementlerin

elektronları, elektron fazlalığı durumunda, elektrik akımını

meydana getirmeye çok uygundur. Plastik, cam, porselen, tahta,

lastik gibi malzemelerin atomlarında ise bu akıĢa uygun serbest

elektronlar yoktur ve dolayısıyla bu cisimler birer yalıtkandır.

Bakır ve gümüĢün elektronları geçirme kabiliyeti bir plastiğin

milyarlarca katıdır.

Ġki iletken cisim arasındaki negatif yüklü elektronların akıĢı

çok çabuk olur ve iki cisim arasındaki yüklerin dağılımı eĢit

hale gelince akıĢ durur. Bir elektrik akımının devamlı

olabilmesi için elektronların çıktığı cisimdeki elektron sayısı ve

basıncının sürekli tahrik edilmesi gerekir. Yani, farklı bir

voltajın ve akımın yol alabileceği devamlı dairesel bir yolun

bulunması Ģarttır.

Bazı maddeler, içinden akan elektrik akımına direnç

gösterirler. Katılar içinde akıma direnç göstermeyen iletkenler,

yüksek direnç gösteren yalıtkanlar ve bunların arasında yer alan

yarı iletkenler vardır. Sıvılar ve gazlar değiĢiktir. Akımı

geçirmeyen fakat içlerine bazı maddeler ilave edilince

geçirenler bulunur. Katı iletkenlerin geçirgenliği ayrıca o

malzemenin kesitine ve uzunluğuna bağlıdır. Kesit büyüdükçe

Page 75: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

75

malzemeden geçen serbest elektronların miktarı, dolayısıyla

elektrik akımı, fazlalaĢır.

Metaller ısıtıldıkça akıma karĢı olan dirençleri artar. Bazı

malzemeler ise ısıtılınca daha düĢük direnç gösterirler. Bir

telden geçen elektrik akımının sabit voltajda telin uzunluğu ile

azalacağını ve kalınlığı ile artacağını bulan George Simon

Ohm‟un anısına direnç birimine Ohm adı verildi. Direncin aynı

olduğu yerde voltaj yükseldikçe geçen akım miktarı artar.

Direnç voltajı kontrol eder ve voltajın sabit olduğu bir

malzemenin direnci yükseldikçe içinden geçen akım miktarı

azalır. Yani voltaj, elektrik akımı ve malzemenin direnci ile

orantılıdır.

Ġki farklı metal cisim, tuz veya bir zayıf asit karıĢımına

daldırılınca iyonlarını bu karıĢıma bırakarak elektron kazanır

veya kaybederler. Elektron kaybeden metaller pozitif,

kazananlar ise negatif yüklü hale gelir. Böylece bir voltaj farkı

oluĢan iki metal cismin arası birleĢtirildiğinde buradan

elektronların akıĢı baĢlar. Bu sistemden faydalanılarak elektrik

akımı üreten bir çok sistem imal edilmiĢtir.

Elektrikten binlerce yıl önce bilinen mıknatıslığın kaynağı

ve elektrikle olan bağlantısı 1800‟lerin baĢlarında anlaĢıldı.

Manyetizmanın kaynağı mıknatısın içindeki hareketli

durumdaki elektrik yükleridir. Atom altı parçacıkların kendi

etraflarındaki dönüĢleri de buna neden olmaktadır. Bir telden

geçen elektrik akımı civarında bir manyetik alan üretir.

Manyetik alan ve meydana gelen manyetik kuvvet hareket eden

yüklerin bir sonucudur.

Hareket eden elektrik akımı bir manyetizma ürettiği gibi,

hareket eden mıknatıs da bir elektrik akımı çıkarır. Michael

Faraday tarafından deneyle keĢfedilen bu olay James Clerk

Maxwell tarafından matematiksel olarak genelleĢtirdi. 1873‟de

Maxwell hareketli elektrik yüklerinin uzayda yarattığı

Page 76: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

76

elektromanyetik alanı izah etti ve elektrik ve manyetik alanların

birbirine ve yayılma yönüne dik olduklarını gösterdi.

Elektronik

Elektronik, kontrol altında tutulan elektronların uzayda ve

katılar içindeki hareketleriyle ortaya çıkmıĢ bir bilim ve

teknoloji dalıdır. Elektronik, elektriğin tersine çok küçük

miktarlardaki akımlarla ilgilidir. Elektroniğin ekipmanları

transistörler gibi ufak cihazlardır.

Elektronik bilimini 1904‟de John A. Fleming baĢlattı.

Fleming elektrik ampulünün içine bir metal plaka koydu.

Hemen arkasında yer alan kızgın flamentdeki ısınmıĢ

elektronlar aradaki boĢluğu geçerek soğuk plakaya atlıyor fakat

plakadan flamente geri geçemiyorlardı. Bu durum kızgın

flament telinden soğuk metal plakaya tek yönde akan

elektronların ilk kontrolüydü ve sistem bir vana görevini

yapıyordu. Daha sonraki yıllarda bu sistem geliĢtirilerek radyo,

mikrofon, gramofon gibi cihazlara uygulandı.

Ġlk yıllarda kullanılan kristallerin yerini yarı iletken

transistor ve yarı iletken element olan silikonlar aldı.

Transistorlar çok küçük boyutta, ısıtılmaya gerek duyulmayan

ve çok düĢük voltajda çalıĢabilen elemanlardır. Voltaj

uygulanan bir transistorda elektronlar negatif taraftan pozitif

tarafa doğru akar fakat tersi yönde gidemezler. Ufak saf bir

silikon kristaline bağlanmıĢ transistor, diyot ve kapasitörlerin

yer aldığı entegre devreler 1952‟de imal edilmeye baĢlandı.

Böylece, elektroniğe yeni bir boyut geldi ve hesap makinaları,

saatler, video, robot, bilgisayarlar üretildi.

Page 77: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

77

Sıcaklık ve Parlaklık

Sıcaklık, belli bir hacim içindeki enerji miktarının

ölçüsüdür. Isı Ģiddetinin bir ölçüsü olan sıcaklığa karĢı insanlar

biyolojik duyarlılık hissederler. Ġnsanoğlunun hesaplayabileceği

en büyük sıcaklık Büyük Patlamanın 10-43‟

cü saniyesinde

mevcut olmuĢ olan 1032

derecedir. Bundan daha büyük sıcaklık

ise Büyük Patlamanın henüz baĢlamadığı sıfır zamanındaki

sonsuz derecedir. En düĢük sıcaklık mutlak sıfır adı verilen -

273.16 derecedir. UlaĢılması imkansız olan bu sıcaklığa

derecenin bir milyonda biri kadar yaklaĢılabilmiĢtir.

Cisimler, mutlak sıfırın üzerindeki sıcaklıklarda

elektromanyetik radyasyon çıkarırlar. Çıkan radyasyonların

farklı dalga boyları, o dalga boyuna ait bir sıcaklığı ifade eder.

600

derecenin üzerindeki sıcaklıktaki bir cismin çıkardığı

radyasyon görünen ıĢık bölgesine kayar ve cisim daha fazla

ısıtılınca parlaklığı fazlalaĢır. 3000

derecede cisim çok

parlaktır. Ġçinde 15 milyar, yüzeyinde ise 6000 derece sıcaklığa

sahip olan güneĢ bizim için çok parlak bir ıĢık kaynağıdır.

Yoğunluk ve Basınç

Birim hacim içindeki kütle miktarına yoğunluk denir. Her

maddenin yoğunluğu farklıdır. Yoğunluk, cismi meydana

getiren atomların birbirlerine yakınlığına bağlıdır. Katı ve

sıvılarda olduğu gibi, atomların ağırlığı, sıklığı, boyutları ve

moleküllerin birbirlerine yakınlığı yoğunluğu artırır.

Moleküllerin birbirinden uzak mesafelerde yer aldığı gazlarda

ise yoğunluk düĢüktür. Bazı elementlerin atomlarında ise daha

fazla sayıda proton ve nötron mevcut olup bunların kütleleri,

dolayısıyla yoğunlukları büyüktür.

Page 78: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

78

Ġki atom çekirdeği arasındaki uzaklık çekirdek çapının

200.000 katıdır. Çekirdekler birbirine yaklaĢtıkça yoğunluk

yine artar. Çekirdekleri, sadece birbirine yapıĢmıĢ nötronlardan

meydana gelen bir nötron yıldızının yoğunluğu 1018

kg/m3‟ dür.

Bunun üzerinde yoğunluğa sahip olan cisim ise, nötron

yıldızının bir sonraki safhası olan, karadeliktir.

Sıvıların çoğu katılaĢınca yoğunlukları fazlalaĢır. Çünkü

katılardaki moleküller birbirine daha sıkıca birleĢmiĢtir. Bu

yüzden katılar aynı hacimdeki sıvılardan daha ağırdır ve katılar

sıvılarına konunca dibe batar. Suda ise durum tersinedir. Buz

sudan daha az yoğun olup suda yüzer. Çünkü buzdaki

moleküllerin araları daha açık olup bu durum buzun

yoğunluğunu azaltır.

Basınç, birim alan üzerine gelen ağırlıktır. Madde üzerine

yapılan basınç yükseldikçe, atomlarındaki elektronlar çekirdeğe

yaklaĢır, basınç arttıkça elektronların yapısı parçalanır ve

serbest kalan çekirdekler birbirlerine yaklaĢır. Birbirlerine

yaklaĢarak çarpıĢan çekirdekler sonunda çeĢitli reaksiyonlara

girer.

Katılarda basınç yerel olarak soğurulur. Çünkü katıların

atomları yerlerinde sabit durur. Sıvı ve gazlarda ise durum

değiĢiktir. Bir sıvı veya gaza tatbik edilen basınç bütün hacim

boyunca ilerler. Çünkü bunların atom ve molekülleri serbesttir.

Page 79: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

79

Modern Fizik

Page 80: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

80

Relativite

Relativite‟ye lisanımızda izafiyet veya görecelik de

denmektedir. Relativite kuramları, öğrencilik yılları oldukça zor

geçen, Ġsviçre‟deki patent bürosundaki memurluğu sırasında

teorik fizik konusunda okuduğu makalelerle kendisini yetiĢtiren

Albert Einstein tarafından ortaya atıldı. Ondan beĢ yıl önce

Max Planck tarafından baĢlatılan kuantum teorisinin de

geliĢmesine neden olan Einstein‟ın teorilerine bilim adamları

uzun süre Ģüphe ile baktılar. Çünkü teorileri Newton tarafından

1666‟da kurulmuĢ olan klasik fiziği yıkıyor ve evren boyutunda

geçerli olan yepyeni, modern fizik bilimini getiriyordu.

Einstein‟ın relativite teorileri iki bölümde incelenir. 1905

yılında yayınladığı özel relativite ve 1916 yılında yayınladığı

genel relativite teorisidir. Ġlk teorisi yayınlanmasından sekiz yıl

sonra kabul gören Einstein bu buluĢu ile bilimde yeni bir çığır

açtı ve modern fiziğin baĢlamasına neden oldu. Einstein,

teorilerine o zamana kadar hiç kimsenin aklına gelmeyen, ıĢığı

ve zamanı soktu ve kendisinden önceki bilimsel inanıĢları

tamamen değiĢtirdi.

1800‟lerin ortalarında ıĢığın bir elektromanyetik dalga

hareketi olduğu anlaĢılınca, onun ancak bir ortam içinde yol

alabileceğine inanıldı. Bu ortama eter adı verildi. Bütün evrenin

eter denilen madde ile kaplı olduğu sanılıyordu. Zira ses hava,

katı veya sıvı gibi bir ortam içinde gittiğine göre ıĢığın da yol

alabilmesi için bir ortamın bulunması gerekliydi. 1880‟lerde

herkesi sürpriz içinde bırakan bir deney yapıldı. Dünya,

GüneĢ‟in etrafındaki yörüngesinde uzayda bir eter içinde yol

aldığına göre, yeryüzündeki bir kaynaktan Dünya‟nın gidiĢ

yönünde çıkan bir ıĢık demetinin ilerideki bir noktaya gidip

yansıdıktan sonra kaynağa geri dönmesi için geçen sürenin,

Dünya‟nın gidiĢ yönünün yan tarafındaki aynı eĢit uzaklığa

Page 81: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

81

gidip geri dönmesi için geçecek süreden daha az olması

gerekirdi. Deney sonucu, ıĢığın her iki yönde gidiĢ ve geri

dönüĢ süreleri eĢit çıktı.

Albert Michelson ve Edward Morley tarafından yapılan bu

deneye ilk tepki George F. Fitzgerald„den geldi. Fitzgerald,

maddenin hareket yönünde büzüleceğini ileri sürdü. Daha sonra

Hendrick A. Lorentz hareket yönünde kütlenin artacağını

belirtti. Michelson-Morley deneyi ve Fitzgerald ve Lorenz‟in

çalıĢmalarında uzayda bir eterin izine rastlanmadı. IĢığın içinde

yol alabileceğine inanılan eterin bulunamaması bilim

adamlarının kafasını karıĢtırdı. Ta ki Einstein‟ın 1905‟de

yayınladığı özel relatvite kuramına kadar.

Özel Relativite Teorisi

1905‟de yayınlanan özel relativite teorisi, birbirlerine göre

hızlanma ve yavaĢlama olmaksızın yani ivmesiz, sabit hızlarda

hareket eden cisimleri inceler. Özel relativitenin birinci sonucu

uzayda eterin mevcut olmadığını açıklar. Evrendeki bütün

cisimler hareket halindedir ve hiçbiri sabit ve durağan değildir.

Eğer bir eter bulunmuĢ olsaydı bunlar sabit hızlara sahip

olacaklardı. Evrendeki cisimlerin hareketlerinde referans olarak

alınabilecek bir sabit cisim bulunmamaktadır.

Uzayda bütün yıldızlardan uzak, boĢlukta bir gemi içinde

yol alan bir insan hareket edip etmediğini asla anlayamaz.

Çünkü civarında referans alabileceği bir gök cismi yoktur.

Hareket ettiğini ancak görebileceği baĢka bir cisme göre

söyleyebilir. Bir cismin hareketi sadece baĢka bir cisme göre

tarif edilebilir ve ancak bu durumda hareket mutlaktır. Gerçekte

evrendeki bütün hareketler relatif yani izafidir. Yeryüzü

üzerinde yol alan bir cisim, hareketini ve hızını ancak üzerinde

bulunduğu Dünya‟ya göre tarif edebilir. Aynı cisim uzay

Page 82: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

82

boĢluğunda ise hareket ettiğini bilemez. Dolayısıyla, evrende

eter denilen bir madde yoktur ve olsaydı bile Dünya‟dan tespit

edilemezdi.

Özel relativitenin ikinci konusu ıĢık hızıdır. Buna göre ıĢık

hızı sabittir, asla değiĢmez. IĢık, ıĢığın çıktığı yönde veya tersi

yönde çok büyük hızla giden hangi cisimden çıkarsa çıksın

daima aynı hızda yol alır. IĢık hızına ne bir hız ilave edilir ne de

ondan baĢka bir hız çıkartılır. BoĢlukta ıĢık hızı son hızdır ve bu

evrendeki en büyük hızdır. Hiç bir Ģey ıĢık hızından daha hızlı

gidemez. Bu durum doğada sadece ıĢığa ait olan bir özelliktir.

Bir cismin hızı arttıkça cismin boyu kısalır. IĢık hızına

ulaĢınca cismin boyu sıfır olur ve cisim ortadan kaybolur.

Cismin hızı arttıkça o cismin kütlesi artar ve ıĢık hızına

ulaĢınca cismin kütlesi sonsuz olur. Yani, ıĢık hızında

cisimlerin boyu sıfır, kütleleri sonsuz olur. Dolayısıyla bunlar

olamayacağından ıĢık hızına asla ulaĢılamaz. Bir cismi ıĢık

hızına ulaĢtırmak için ona sonsuz miktarda enerji vermek

gerekir ki bu da imkansızdır.

Bir cismin hızı yükseldikçe kütlesi artar. Kütle artınca onun

enerjisi de artar. Çünkü eĢit hızlarda, ağır bir cismin enerjisi

hafif cisimden daha fazladır. Hız yükseldikçe kütle

artacağından, kütleye gelen ilave kütleye ait enerji, kütle ile

birlikte fazlalaĢır ve ıĢık hızına ulaĢıldığında cisimdeki kütle ve

enerji eĢit olur. Bu durum E=mc2

(Enerji = kütle x ıĢık hızının

karesi) formülü ile ifade edilir.

Hız arttıkça geçen zaman yavaĢlar. IĢık hızına ulaĢıldığında

zaman tamamen durur. Hareket eden iki uzay gemisinin

içindeki insanların saatleri birbirine göre yavaĢlamıĢ görünür.

Bunun nedeni, gemiler arasında yol alan ıĢık dalgalarının bir

gemiden diğerine ulaĢması için geçen zamanın aralığıdır. IĢık

hızına yakın hızlarda uzaktaki bir yıldıza yolculuk eden bir

insan için gidiĢ ve dönüĢ süresi çok kısa olmasına karĢılık, onu

Page 83: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

83

Dünya‟dan uğurlayan insanlara bu süre çok uzun görülecektir.

Buna zamanın genleşmesi adı verilir.

IĢık hızının %80‟i bir hızda 4 ıĢık yılı uzaklıktaki bir yıldıza

yolculuk yapan bir insan için gidiĢ ve dönüĢ süresi 6 yıl olur.

Onun Dünya‟da bıraktığı ikiz kardeĢi için ise bu süre 10 yıl

olarak hesap edilir. Seyahat eden kardeĢ dönüĢünde ikizinden 4

yıl daha genç olur. Dolayısıyla, hızlı hareket eden insanlar daha

uzun süre yaĢarlar. Ve ıĢık hızına ulaĢabilenler ise hiç ölmez.

Fakat bu durum daha önce belirtilen nedenlerden dolayı

mümkün olamaz. Günlük yaĢamda zaman bir cisme veya bir

olaya dayanılarak ölçülür. Zaman için ideal olan standart ıĢık

hızı olup, relatif olan zaman hareket eden ve duran gözlemciler

için farklı bir Ģeydir.

Genel Relativite Teorisi

1916 yılında yayınlanan genel relativite teorisi, birbirine

göre hızlanan veya yavaĢlayan yani sabit olmayan ivmeli

hızlarda hareket eden cisimleri inceler. Bu teori, özel

relativitenin daha geniĢletilmiĢ hali olup, Einstein‟ın en büyük

eseri ve tarihin en önemli kuramlarından biridir. Kütlelerin

birbirine yaptıkları çekim kuvveti üzerine kurulmuĢ olan teori

uzay ve zamanın mutlak olmadığını açıklar.

1687‟de Isaac Newton, evrendeki kütlesi bulunan bütün

cisimlerin birbirlerini çektiklerini bularak, evrensel gravitasyon

kuvvetini yaratmıĢtı. Newton teorisinde gezegenlerin güneĢ

etrafındaki hareketlerinde daireye çok yakın bir eliptik yörünge

çizdiklerini de öngörmüĢtü. Genel relativiteye göre,

gezegenlerin yörünge düzlemleri aynı konumda kalmayıp

dönmektedir. Çok küçük miktarlarda olan bu düzlemsel

Page 84: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

84

dönüĢler ancak milyonlarca yıl sonra tam bir dönüĢ haline

gelmektedir.

Genel relativite gravitasyonun kütleler arasındaki bir kuvvet

olmadığını belirtir. Teoriye göre evrendeki ağır cisimler uzayı

ağırlıklarından dolayı çukurlaĢtırmaktadır. Cismin ortasında yer

aldığı bu çukura civarındaki daha az ağır cisimler

çekilmektedir. GüneĢ‟in etrafında milyarlarca yıldan beri dönüp

duran gezegen ve Ay‟lar, onun uyguladığı çekim kuvvetinden

değil, GüneĢ‟in çukurlaĢtırdığı ve eğdiği uzay-zaman içinde

kalıp çukurun dıĢına çıkamadıkları için dolanmaktadır.

Nitekim, GüneĢ‟in arkasındaki uzak bir yıldızdan Dünya‟ya

gelen ıĢık ıĢını GüneĢ‟in yanından geçerken onun etrafındaki

uzay-zamanın eğriliğine girer, yolunu değiĢtirerek Dünya‟ya

ulaĢır. Böylece kütlesel çekim yerini uzay-zaman

devamlılığında ağır cisimlerin oluĢturdukları bükülmüĢ uzay-

zamana bırakmıĢ oldu.

Teori, büyük kütleli cisimler üzerindeki zamanın, küçük

kütleli cisimlerdeki zamandan daha yavaĢ akacağını da

öngörmektedir. Dünya‟daki saatler GüneĢ‟te yavaĢlar. Ay‟daki

bir saat Dünya‟dakine göre daha hızlı çalıĢır. Aynı Ģekilde

Dünya üzerindeki bir yüksek binanın üst katında bulunan bir

saat alt katta bulunan saatten daha hızlı ilerler. Bunun sebebi,

Dünya‟nın çekim merkezine daha yakın olan alt kattaki saatin

çekim merkezinin etkisinde kalmasıdır.

Genel relativite, üç boyutlu evrene bir dördüncü boyut olan

zamanı ilave etti. Uzay ve zaman birbirinden bağımsız olmayan

değerlerdir. Evrendeki bütün cisimler biri zaman, diğer üçü de

uzay olan dört boyutlu uzay-zamanda hareket etmektedir. Uzay-

zaman ağır cisimlerin etrafında eğrilmiĢ olduğundan ağır

cisimlerin etrafından geçen daha hafif cisimler eğrilmiĢ yüzeyin

eğriliğini takip eder. Gravitasyon kuvveti, uzay-zamanın bu

eğriliğinin yerini almaktadır. Ağır ve hafif cisimlerin birlikte

Page 85: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

85

bir gravitasyon alanı içinde hareket etmeleri ve cisimlerin

kütleleri ne olursa olsun, hareketleri uzay-zamanın eğriliğine

bağlıdır. Bu yüzden ağır ve hafif iki cisim aynı hızda düĢer.

Genel relativitenin sonuçlarından evrenin, geniĢlemekte olan

açık bir evren olduğu hesap edildi. Evrenin ortalama

yoğunluğunun kritik bir değere olan oranı, evrenin durumunu

belirtecektir. Bugünkü bilgiler ortalama yoğunluğun kritik

değerin altında olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla evren

devamlı geniĢlemektedir.

Atom Teorisi

Cisimlerin gözle görülemeyecek kadar küçük nesnelerden

meydana gelmiĢ olduğu fikri ilk defa Democritus tarafından

ileri sürüldü. Eski Yunanlı filozof Democritus bu nesnelere

atom adını verdi. Atomik teorinin babası olan Democritus‟dan

2200 yıl sonra John Dalton atomu tarif etti ve atomların

görülemeyen ve değiĢmez parçacıklar olduğunu söyledi.

Daha sonra J.J. Thomson katot tüpünde yaptığı bir deneyde,

katot ıĢınlarının flüoresan ekran üzerinde belirgin noktaların bir

manyetik alan içinde saptıklarını gördü ve bunların pozitif

kutupta çekildiklerini, negatif kutupta ise itildiklerini gözledi.

Thomson bu nokta parçacıkların negatif yüklü olduklarını,

sonradan bunlara elektron adı verilecek yeni parçacıklar

olduğunu anladı. Sapmaların miktarından bu yeni parçacıkların

kütlelerini hesaplayarak bir hidrojen atomunun kütlesinden

2000 defa daha küçük olduklarını keĢfetti. Böylece bir atomdan

daha küçük olan ilk parçacık bulunmuĢ oldu.

Atomun kendisinden daha küçük olan bir parçacığının

bulunduğunun anlaĢılması üzerine onun yapısı üzerindeki

çalıĢmalar yoğunlaĢtırıldı. Bu sıralarda Ernest Rutherford

radyoaktivite üzerinde çalıĢıyordu ve radyoaktif cisimlerden

Page 86: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

86

çıkan ıĢınların pozitif yüklü alpha ve negatif yüklü beta ıĢınları

olduğunu ve alpha ıĢınlarının helyum atomunun

çekirdeklerinden meydana geldiğini biliyordu.

Rutherford alpha parçacıklarını çok ince bir altın levhaya

ateĢledi. Parçacıklardan çoğu levhadan geçip gitti. Her 20.000

parçacıktan biri ise levhaya çarpıp geri döndü. Geri dönen bu

parçacıklar Rutherford‟u çok ĢaĢırttı ve Rutherford bu olaydan

atomun içinin boĢ olduğunu ve ayrıca alpha parçacıkları gibi

pozitif yüklü bir merkezi olabileceğini tahmin etti. Zira, aynı

yüklerin birbirini ittiği halen biliniyordu ve pozitif yüklü alpha

parçacıkları aynı yüke sahip merkeze çarpıp geri dönüyor

olmalıydı.

Rutherford 1911 yılında atom modelini kurdu. Buna göre,

atomun merkezinde yer alan pozitif yüklü bir çekirdek bütün

atom hacminin sadece çok küçük bir kısmını iĢgal ediyordu.

Çekirdeğin etrafındaki geniĢ boĢlukta da negatif yüklü

elektronlar yer alıyordu. Rutherford, çekirdekte bulunan pozitif

yüklü parçacığın elektrondan 1800 kat daha ağır olduğunu

hesaplayarak bu parçacığa proton adını verdi. Çekirdekle ters

yüklü olan elektronların onun etrafında hızlı bir Ģekilde

dönebilmeleri için kendilerine ait birer enerjiye sahip

olmalıydılar. Rutherford, çekirdek etrafındaki yörüngelerinde

dolanan elektronların çekirdeğin çekim kuvvetini dengeleyecek

miktarda bir açısal hıza sahip olduklarını ileri sürdü. Ayrıca, bir

atomun elektriksel bakımdan nötr olabilmesi için her protona

karĢılık bir adet elektronun bulunması gerektiğini de belirtti.

Hidrojen atomu, çekirdeğinde bir adet proton ve bir adet

elektrona sahiptir. Helyum atomu iki proton ve iki elektron,

lityum üç proton ve üç elektrona haizdir. Rutherford, iki tane

protona sahip olan helyum çekirdeğinin kütlesinin iki kat

olması gerektiğini hesap etti. Önceleri helyum çekirdeğinde

ikisinin iki adet elektronla nötrleĢtirildiği dört proton

Page 87: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

87

bulunduğunu düĢündü, sonra çekirdekte proton ile aynı kütleye

sahip yüksüz baĢka bir parçacığın da bulunması gerektiğini

anladı. Bu yüksüz yeni parçacık onun asistanı James Chadwick

tarafından 1934‟de keĢfedildi ve adına nötron dendi.

Rutherford tarafından bulunan bu klasik atom modeli tarih

boyunca yapılmıĢ en büyük keĢiflerden biri olmuĢtur.

Hidrojen, çekirdeğinde nötron bulunmayan tek atomdur. Tek

protonu ve tek elektronu vardır. Helyum atomunda iki proton

iki nötron ve iki adet elektron bulunur. Bu sayılar diğer

atomlarda böylece devam eder. Çekirdeklerdeki proton adetleri

atomik sayıları ifade eder. Proton sayıları birer adet ilave

edilerek, hidrojenden 92 protonlu uranyum atomuna kadar

devam eder ve farklı ağırlıklardaki elementleri meydana getirir.

Doğadaki elementlerin en ağırı 92 adet protonu bulunan

uranyumdur.

Çekirdekteki nötronların sayısı protonlar gibi birer sayı

ilavesiyle çoğalmaz. Birçok ağır atom çekirdeğinde proton

sayısından daha fazla nötron bulunur. Keza, birçok aynı sayıda

protona sahip aynı elementin atom çekirdeğinde farklı sayıda

nötron yer almaktadır. Uranyum atomlarının bir çoğu 238

proton kütlesine sahip olup, bunun 92‟si proton, 146‟si ise

nötrondur. 235 sayılı uranyumun 92 protona karĢılık 143 adet

nötronu vardır.

Atomlar özel biçimlerde birleĢerek kimyasal bileĢimleri

oluĢtururlar. Atomların bu birleĢmelerini çekirdek etrafında

dönen elektronlar sağlar. Böyle birleĢmelerin özellikleri de

atomdaki elektronların, dolayısıyla protonların sayısı ile ifade

edilir. Aynı sayıda protonu fakat farklı sayıda nötronu olan

atomlara izotop adı verilir. Ġzotopların fiziksel özellikleri

nötronların sayısı ile belirlenir. Nötron sayısı daha fazla olan

ağır atomlar pek dayanıklı olmayıp kırılarak iki proton ve iki

nötrondan oluĢan alpha parçacıkları çıkarır. Çekirdekten iki

Page 88: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

88

proton eksilince atom farklı bir atom haline gelir ve farklı

kimyasal özelliklere sahip bir element meydana çıkar. Bu tür

elementlere de radyoaktif element denir.

Danimarkalı Niels Bohr, Rutherford‟un atom modelini

yeterli bulmadı. Bohr, bir dairesel yörüngede durmadan dönen

elektronun gittikçe hızlanacağını, devamlı radyasyon

çıkaracağını ve enerji kaybederek sonunda spiral bir hareketle

çekirdeğe çarpacağını iddia etti. Bu problemin çözümü olarak

Bohr, elektronların sadece ve sadece belli ve izin verilmiĢ

yörüngelerde dönmeleri gerektiğini söyledi. Elektronlar bu belli

yörüngelerde dolanırken radyasyon çıkarmamalıydılar. Her

elektron kendi yörüngesinde belli bir enerjiye sahipti ve sahip

olduğu potansiyel enerjisi çekirdekten olan uzaklığına, kinetik

enerjisi de onun hareketine bağlıydı. Her bir yörünge özel bir

enerji seviyesini belirtiyor ve her bir elektron aniden yüksek bir

enerji seviyesinden düĢük bir enerji seviyesine hareket

edebiliyordu. Böyle farklı enerji seviyeleri arasında sıçrama

olunca aradaki enerji farkı bir kuanta veya özel bir frekansa

sahip bir elektromanyetik radyasyon paketi olarak dıĢarı

çıkacaktı.

Bohr‟un bu modeli Erwin Schrödinger tarafından

tamamlandı. Schrödinger dalga mekaniğini ileri sürdü ve bunu

1926‟da matematiksel olarak izah etti. Daha sonra De Broglie

elektronların bir dalga karakterine sahip olduklarını ispat etti.

Böylece Bohr‟un modeli de tamamlanmıĢ oldu.

Rutherford-Bohr modeline göre yörüngelerde dönen

elektronların sayısı çekirdekteki protonların sayısına eĢittir. Her

bir yörüngede yer alan elektron sayısı limitli olup, birinci

yörüngede iki elektrondan daha fazla, ikinci yörüngede sekiz

elektrondan fazla, üçüncü yörüngede on sekizden fazla elektron

yer alamaz. Ve bu böyle devam eder. Eğer bir elektron enerji

kazanırsa bir üst yörüngeye sıçrar. Her yörüngenin kendine ait

Page 89: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

89

bir enerji seviyesi vardır ve elektronlar yörüngeler arasında

gidip geldikçe ya enerji kaybederler, yada enerji kazanırlar.

Elektron bir üst yörüngeden bir alt yörüngeye indiğinde

kaybettiği enerji, elektromanyetik radyasyonun parçacığı olan

foton Ģeklinde atomun dıĢına çıkar. DıĢarı çıkan fotonlar da

ıĢığı meydana getirir.

Kuantum Teorisi

Kuantum teorisi bir atomun içinde bulunan, atomdan daha

küçük boyutlardaki parçacıkları inceler. Teorinin fikir babası

olan Max Planck bir atomun içindeki parçacıklarından her

birinin kendine ait özellikleri ve kuanta denilen enerjilere sahip

olduğunu ortaya attı. Planck ile baĢlayan ve sonraki yıllarda

geliĢtirilen kuantum teorisi, bilim tarihinin en baĢarılı

buluĢlarından biri olarak, doğadaki olayların çoğunun

anlaĢılmasına yardımcı olmuĢtur.

1600‟lerin ortalarından Isaac Newton ıĢığın çok küçük

parçacıklardan oluĢmuĢ bir yağmur Ģeklinde ilerlediğini

belirtmiĢti. 1807 yılında Thomas Young bunun doğru

olmadığını ve ıĢığın dalgalar halinde yayıldığını ileri sürdü ve

bu durumu meĢhur çift yarık deneyi ile ispat etti. Birbirine

yakın iki dar yarığın içinden geçen bir ıĢık demetinin arkadaki

bir ekran üzerinde çıkardığı giriĢim Ģeklinden, ıĢığın dalgalar

halinde ilerlediği anlaĢılıyordu. Bu durum, Einstein‟ın ıĢığın

parçacıklar halinde yol aldığını ispatlamasına kadar devam etti.

1905 yılında Einstein‟ın fotoelektrik etkiyi bulması ile ıĢığın

hem dalgalar halinde hem parçacıklar halinde yayıldığı

anlaĢılmıĢ oldu.

Evrendeki bütün cisimler, dalga boyları sıcaklıklarına bağlı

olmak üzere, elektromanyetik radyasyon çıkarırlar. Çok sıcak

cisimlerin çıkardığı radyasyonun dalga boyları spektrumun

Page 90: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

90

görünen ıĢık bölgesinde olup çok kısa dalga uzunluklarındadır.

Soğuk cisimlerin çıkardıkları dalgaların boyları ise daha

uzundur. En uzun dalga boyuna sahip dalgalar ise en soğuk

bölgelerden geçen mikrodalga ve radyo dalgalarıdır.

Klasik fiziğe göre, dalga boyu kısaldıkça daha büyük enerji

ortaya çıkar. Bunun sebebi, sabit olan ıĢık hızında dalga boyu

ve frekansın birbiri ile ters orantılı olmasıdır. Yani dalga boyu

büyüdükçe frekans azalır veya tersi olur. Dolayısıyla, enerji ile

frekans orantılıdır. Bu teoriye göre, morötesi ıĢınımın

enerjisinin çok yoğun ve büyük, dalga boyunun da çok kısa

olması gerekirdi. Halbuki durum böyle değildir. Nitekim, çok

kısa dalga boylu x-ıĢınları insanları yakıp kavurmaktadır.

Teoride bir yanlıĢlık olmalıydı. Problemin çözümünü 1900

yılında Max Planck yaptı.

Planck, ıĢık dahil bütün elektromanyetik radyasyonun

sadece durmadan yayılan dalgalar olmadığını, aynı zamanda,

kuanta adını verdiği çok küçük enerji paketleri seli olduğunu ve

çıkan bu enerji paketçiklerinin belli bir minimum ölçünün

üzerinde bir boyutta bulunduklarını ileri sürdü. Ve, bu

paketlerin enerjisi ile frekansları arasındaki iliĢkinin E=hf

(E=enerji, f=frekans, h=6.6262x10-34

Joule x saniye) formülü

ile ifade edilebileceğini gösterdi.

Bilim tarihinin en önemli formüllerinden biri olan bu eĢitlik

bir çok olayı açıklığa kavuĢturmuĢtur. Elektronların atom

çekirdeğinin etrafında sadece belli enerji seviyelerine sahip

yörüngelerde yer alabilecekleri, bir yüksek enerji seviyesinden

düĢük enerji seviyesine sıçradıklarında bir radyasyon

neĢredecekleri, yüksek sıcaklık ve frekanslarda bir radyasyon

çıkarabilmek için büyük enerjinin gerektiği, vs bu formülle izah

edilmiĢtir.

Planck‟ın çalıĢmasından etkilenen Einstein 1905 yılında

fotoelektrik etkiyi buldu. Buna göre, ıĢık veya bir

Page 91: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

91

elektromanyetik radyasyon bazı metal cisimlerin üzerine

düĢtüğünde metalden elektron çıkarıp fırlatırlar. Einstein bu

olayın sadece Planck‟ın teorisinin doğru olması halinde, yani

ıĢığın kuanta denilen küçük enerji paketleri ve belli enerji

seviyelerinde ve dalga boylarında olması durumunda, geçerli

olabileceğini ileri sürdü. Böylece ıĢığın, dalga karakterinin

yanında belli enerji seviyesinde ve belli dalga boyunda

paketçikler halinde yayıldığı ispat edilmiĢ oldu. Einstein, bu

ıĢık paketçiklerine foton ismini verdi.

Louis de Broglie, Einstein‟ın buluĢunu elektronlara uyguladı

ve elektronların da, ıĢık gibi, hem dalgalar hem de parçacıklar

halinde hareket ettiklerini ispat etti. De Broglie, bir parçacığın

dalga uzunluğunun, Planck sabitinin parçacığın momentumuna

bölümüne eĢit olduğunu gösterdi. Planck sabiti 6,6262x10-34

gibi son derece küçük bir değer olduğundan, büyük

momentumlara sahip günlük yaĢamdaki cisimler çok küçük

dalga boyuna sahip olup, onların dalgasal hareketleri fark

edilememektedir. Momentumu küçük olan atomdan daha ufak

parçacıklar ise, bu formüle göre, uzun dalga boylarındadır.

Maddenin günlük yaĢamdaki halinde gözlenemeyen dalga-

parçacık ikiliği, atomik boyutlardaki her davranıĢta görülür.

Sonuçta, doğadaki maddeyi oluĢturan bütün nesnelerin hem

dalgalar hem de parçacıklar halinde davrandıkları açıklığa

kavuĢmuĢ oldu.

1927 yılında Werner Heisenberg, atomik boyutlarda

maddenin ölçüm ve gözlem hassasiyetlerinin farklı olduğunu,

bir parçacığın pozisyonunu hassas olarak ölçmek için yapılacak

bir uğraĢın onun hızını etkileyip değiĢtireceğini ve keza hızının

ölçülmesinin pozisyonunu etkileyeceğini ileri sürdü.

1600‟lerden beri kullanılan klasik fizik cisimlerin belli bir

andaki pozisyon ve hızlarının hesaplanabileceğini öngörüyordu.

Ve bu durum Dünya üzerindeki elle tutulur büyüklükteki

Page 92: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

92

cisimler için geçerliydi. Atom boyutlarındaki küçük nesneler

için ise durum tamamen farklıydı. Heisenberg ise, çok küçük

parçacıkların hız ve yerlerinin, aynı bir an içinde, hassas olarak

ölçülemeyeceğini, birinin ölçülmesinin diğerini bozacağını

belirterek, teorisine belirsizlik ilkesi adını verdi. Pozisyondaki

belirsizlik miktarı ile momentumdaki belirsizlik miktarının

çarpımının, 6.6262x10-34

olan Planck sabitine eĢit veya ondan

büyük olduğunu hesapladı.

Böylece Newton‟un kurduğu klasik fizik son buldu ve

yepyeni bir fizik olan kuantum mekaniği ortaya çıktı. Atomu

yani maddeyi meydana getiren, atomdan daha küçük

boyutlardaki parçacıkların hiç bir kaideye uymayan tuhaf

davranıĢlarını açıklayan kuantum mekaniği bilimde bir çığır

açtı. Bir atomun içindeki dünyalar anlaĢıldı, parçacık fiziği,

nükleer fizik ortaya çıktı, elektronik geliĢti, maser ve laser,

bilgisayar, hesap makinaları gibi binlerce cihaz onun sonucu

olarak, daha küçük boyutlarda daha hızlı ve verimli olarak

üretildi.

Parçacık Fiziği

Önceleri bir atom çekirdeğinin görülemez olduğuna

inanılıyordu. Çekirdeğin içinde nelerin bulunduğu

bilinmiyordu. 1972 yılında ıĢık hızına yakın bir hızda

hızlandırılan elektronlarla protonlar çarpıĢtırıldı. Elektronların

dalga boyları protonların boyutlarından çok daha küçük

olduğundan, bunlar protonların içindeki değiĢik noktalara

çarpabiliyorlardı. Bu deneylerden sonra protonun içindeki

pozitif yükün bu parçacığın içinde üniform bir Ģekilde

dağılmamıĢ olduğu ve protondan daha küçük parçacıklarda

toplanmıĢ olduğu görüldü. Hatta, içerdeki bazı bölgelerde yük-

Page 93: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

93

yoğunluk oranının bütün proton ve elek- tronun yükünden daha

fazla olduğu anlaĢıldı.

Evrenin en küçük parçacığını keĢfedebilmek için Dünya‟nın

en büyük ve en pahalı makinası olan parçacık hızlandırıcıları

imal edildi. Parçacık hızlandırıcıları olan akseleratörlerle

parçacık arama çalıĢmaları 1920‟lerde baĢladı. Akseleratörlerde

proton, iyon veya elektron gibi bir elektrik yüküne sahip

parçacık ıĢınları çok yüksek hız ve enerjilere çıkarılır. Negatif

yüklü elektronlar pozitif yükü olan her Ģeye doğru çekilir,

pozitif voltaj yükseldikçe elektronların hızı ve enerjisi artar.

Enerjileri artan hareketli elektronlar elektron-volt birimi ile

tanımlanır ve 1 elektron-volt (eV), bir voltluk potansiyele sahip

elektrik alanına haiz bir hızlandırıcıda yaratılan enerjidir.

John Cockroft ve Ernest Walton 400.000 voltluk bir makina

imal ederek, hızlandırılmıĢ protonlarla bir lityum atomunun

çekirdeğini 1932 yılında parçaladılar. Böylece parçacık

fiziğinin yolu açılmıĢ ve hızlandırıcıların devri baĢlamıĢ oldu.

Aynı yıllarda Robert Van de Graaff bir elektrostatik voltaj

jeneratörü imal etti ve 14 milyon voltluk potansiyele ulaĢtı.

Daha sonra lineer hızlandırıcılar bulundu. Bunlarda

parçacıklar özel elektrotlardan geçerken kademeli olarak

hızlanıyorlardı. Lineer makinaların problemi çok uzun

olmalarıydı ve kullanıĢlı değillerdi. 1930‟ların ortalarında

Ernest Lawrence çevresinde güçlü elektromıknatısların

bulunduğu spiral hızlandırıcıyı tasarladı. Bunlara siklotron adı

verildi. Ġlk siklotron sadece 33 cm çapındaydı ve 1 milyon eV

enerji veriyordu. Daha sonra yapılan 150 cm çapındaki

siklotron‟dan 20 milyon eV elde edildi. UlaĢılan hız ise ıĢık

hızının yüzde doksanı idi.

Ġleriki yıllarda imal edilen sinkrosiklotron‟larda 800 milyon

eV‟lik güce eriĢildi. Bunu, çok geniĢ çaplı dairesel tüp ve

etrafında elektromıknatıslar bulunan sinkrotron’lar takip etti.

Page 94: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

94

Bunlarda parçacık hızlandıkça manyetik alan fazlalaĢıyor ve o

da parçacığı daha çok hızlandırıyordu. Bu tip makinalarda

parçacık bir yönde hızlandırıldıktan sonra sonunda bir hedefe

çarparak parçalanması sağlanmaktadır. Amerika FermiLab‟daki

2 kilometre çevresi olan Fermi sinkrotron‟unda protonlar 1

trilyon eV‟luk enerjilere ulaĢabilmektedir.

Daha sonra bir parçacığın bir yönde, onun karĢıtı olan

antiparçacığın ise aksi yönde hızlandırılması düĢünüldü. Bu tip

hızlandırıcılara tevatron adı verildi. 1983‟de FermiLab‟da

kurulan ve çevresi 6.3 kilometre olan tevatron‟un etrafına sıvı

helyum ile soğutulan süper iletken mıknatıslar kondu. 5000 ton

ağırlığındaki bu makinada protonlar bir yönde antiprotonlar da

diğer yönde hızlandırılarak 2 trilyon eV‟luk enerji elde edildi.

Parçacıkları karĢılıklı çarpıĢtırıp parçalarına ayıran bu

makinalar, parçacık çarpıĢtırıcılarıdır. 1989‟da Cenevre‟de

kurulan 26.7 kilometre çevresi olan LEP elektron-pozitron

çarpıĢtırıcısında 100 trilyon eV‟luk enerji alınmaktadır. Bundan

daha büyük ve 85 kilometrelik bir çevreye sahip Amerika‟da

kurulmakta olan çarpıĢtırıcı ise LEP‟den 20-40 kat daha güçlü

olacaktır.

Parçacıklar bu makinalarda hızlandırıldıktan sonra

birbirleriyle çarpıĢtırılmakta, parçalanan parçacığın içindeki

daha küçük parçacıklar açığa çıkarılmaktadır. Son yıllarda

bulunan parçacıkların tamamı bu tip makinalarda

keĢfedilmiĢtir. DüĢük enerjilerde çarpıĢan bazı parçacıklar

elastik bir davranıĢla birbirini iterek parçalanmadan hareket

yönlerini değiĢtirirler. Yüksek enerjilerde parçacıklar kısmen

birbirinin içine dalar. Çok yüksek enerjilerde ise enerjinin bir

kısmı maddeye dönüĢür ve yeni bir parçacık oluĢur. Bunların

çoğu çok kısa bir süre yaĢar. Bütün bu olayların çok kısa bir

süre içinde olmasına rağmen, ortaya çıkan yeni parçacıklar

tanımlanabilmektedir. Bir çarpıĢtırıcı içinde yaratılan enerji ne

Page 95: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

95

kadar yüksek olursa yeni bir parçacığı görme ihtimali de o

kadar fazla olur.

Proton çok hızlı elektronlarla bombardıman edildiğinde

içinde farklı yüklere sahip daha küçük parçacıkların bulunduğu

anlaĢıldı. Bu parçacıkların yükleri bir protonun yükünün 1/3‟ü

veya 2/3‟ü kadardı. Bunların varlığı daha önceleri matematiksel

olarak George Zweig ve Murray Gell-Mann tarafından aynı

zamanlarda öngörülmüĢtü. Gell-Mann bu parçacıklara kuark

adını verdi. Kuark‟ların varlığı daha sonraları yapılan

deneylerle kabul edildi.

Bugünkü bilgilere göre kuark‟lar maddenin en temel ve en

küçük parçacıklarıdır. Proton ve nötronların her biri üçer

kuark‟dan oluĢur. Kuark‟lar görülemez ve yerlerinden

kımıldatılamaz. Çünkü güçlü nükleer denilen doğanın en büyük

kuvveti ile bir arada tutulurlar ve bu kuvvet, kuark‟ların arası

açıldıkça büyür. Kuark‟ların arasındaki bu kuvvet bir lastik

bant gibidir. Önce biraz uzayabilir fakat sonra onu daha fazla

uzatmak gittikçe zorlaĢır. Bu lastik bantlara gluon denir. Ġki

kuark‟ın birbirinden uzaklaĢabileceği en büyük mesafe 10-15

metredir. 18 adet farklı türde kuark‟ın varlığı hesaplanmıĢtır.

Bunlar lezzet ve renk diye adlandırılan özellikleriyle

birbirinden ayrılırlar. Altı adet lezzet kuark‟ı halen bilinmekte

olup, bunlar yukarı, aşağı, tuhaf, tılsımlı, dip ve tepe

kuark‟lardır. Her kuark‟ın kırmızı, mavi veya yeĢil olmak üzere

bir rengi vardır. Bir kuark‟ın en belirgin özelliği ise taĢıdığı

elektrik yükünün miktarı, pozitif veya negatif olmasıdır.

Bir protonun içinde, iki tane yukarı kuark ve bir tane aĢağı

kuark vardır. Bunların kesirli yüklerinin toplamı protonun +1

olan birim yükünü verir. Bir nötronda, bir tane yukarı ve iki

tane aĢağı kuark bulunur ve yüklerinin toplamından nötronun

sıfır olan yükü oluĢur. Tepe kuark‟ın dıĢındaki bütün kuark‟lar

parçacık hızlandırıcılarında yapay olarak üretilmiĢtir. Tepe

Page 96: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

96

kuark‟ın sadece Büyük Patlama esnasında üretilmiĢ olduğu

sanılmaktadır. Bu kuark‟ı elde etmek için çok daha büyük

enerjiler gerekmektedir.

Kuark‟ların ve gluon‟ların aralarındaki etkileĢimleri

inceleyen bilime Kuantum Kromodinamiği (QCD) adı verilir.

QCD renklerle ifade edilir. Birer rengi olan kuark‟lar arasındaki

kuvvetleri yine birer rengi bulunan gluon‟lar taĢır. QCD‟ ne

göre, kuark‟lar birbirinden uzaklaĢtığında gluon‟ların

aralarındaki güçlü nükleer kuvvet uzaklıkla birlikte artar ve

dolayisiyle kuark‟lar bir proton geniĢliğinin ilerisine gidemez.

QCD, kuark‟ların birbirlerinden uzaklaĢmalarını açıklamıĢtır,

fakat aralarındaki kuvvetin mesafe ile nasıl arttığını

açıklayamamıĢtır.

Pauli dıĢlama ilkesine göre, aynı tip iki parçacık bir atomda

aynı kuantum durumunda olamaz. Parçacıkların bir kısmı bu

ilkeye uyar, bazıları ise uymaz. Bütün parçacıklar kendi

eksenleri etrafında dönerler. Buna spin adı verilir. Her parçacık

bir enerji seviyesinde belli bir spin‟e sahip olup, spin

parçacıkların en önemli özelliklerinden biridir. DıĢlama ilkesi,

spin, elektrik yükü, kütle, renk, yarı ömür gibi temel özellikleri

göz önüne alarak bir atomu meydana getiren ve ondan daha

küçük boyutlardaki parçacıkları aĢağıda özetleyebiliriz.

Hadron‟lar, meson ve baryon‟ların birleĢmesinden meydana

gelen parçacık sınıfıdır. Temel bir parçacık olup diğer

parçacıklarla güçlü etkileĢimde bulunur. Foton‟lar ve lepton‟lar

hadron sınıfının dıĢında kalır. Meson‟lar, hadron sınıfının bir

dalıdır. Elektron ile proton arasında bir kütleye sahiptir. Pozitif,

negatif veya sıfır yüklü olabilirler. Pion‟lar ve kaon‟lar birer

meson‟dur. Pauli dıĢlama ilkesine uymazlar. Baryon‟lar, yine

hadron sınıfının ikinci dalıdır. Pauli dıĢlama ilkesine uyarlar.

Meson‟lar gibi güçlü etkileĢimin altındadırlar.

Page 97: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

97

Lepton‟lar, bir temel parçacık grubu olup diğer parçacıklarla

güçlü etkileĢimlerde bulunmazlar. Pauli dıĢlama ilkesine

uyarlar. Aynı zamanda birer fermiyon‟lardır. Altı tür lepton

bulunur.

Boson‟lar, zayıf nükleer kuvveti taĢırlar. Pauli dıĢlama

ilkesine uymazlar. Kütle sayısına sahip bütün çekirdek

parçacıkları birer boson‟dur.

Fermiyon‟lar, proton, nötron, elektron, kuark gibi spin‟leri

yarı sayılarla ifade edilen parçacıklar sınıfıdır.

Alpha parçacığı, radyoaktif bozunma ile ortaya çıkan iki

proton ve iki nötron ihtiva eden helyum çekirdeğidir. Beta

parçacığı, bir nötronun bir protona dönüĢmesi sırasında atomun

çekirdeğinden çıkan yüksek hızlı elektrondur. Gamma

parçacığı, bir atomun radyoaktif bozunması ile ortaya çıkan çok

hızlı parçacıktır.

Antiparçacık, bir parçacığın aynı kütledeki fakat ters yük ve

renkteki ikiz parçacığıdır. Her parçacık karĢıt bir antiparçacığa

sahiptir.

Kaon‟lar, pozitif veya negatif yüklü olabilen veya yükü

bulunmayan meson türüdür. Yüklüleri elektronun 996 katı,

yükü bulunmayanları ise onun 964 katıdır. Bunlara, K-meson

da denir.

Pion‟lar, meson‟ların en hafif kütleli olanıdır. Bunlara Pi-

meson da denir. Pozitif veya negatif yüklü olabilirler.

Muon‟lar, elektrona benzeyen, negatif yüklü bir lepton‟dur.

Yarı ömrü saniyenin 2 milyonda biri kadardır. Kararsız olup,

sonunda bir elektron ile iki nötrino‟ya bozunur.

Nötrino‟lar, kütlesi ve yükü hemen hemen sıfır olan bir

lepton‟dur. Üç türü bulunur ve her maddenin içinden kolayca

geçebilir.

Page 98: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

98

Foton‟lar, yükleri ve kütleleri bulunmayan bir boson‟dur.

Birbirleriyle etkileĢimde bulunmazlar. Elektromanyetik

ıĢınımın kuantası olup, ıĢığı meydana getirirler.

Kuark‟lar, hadron‟ları oluĢturan en temel parçacıklardır. Üç

adet kuark birleĢerek bir baryon‟u, bir kuark ve bir antikuark

birleĢerek bir meson‟u oluĢturur. Altı adet kuark bilinmektedir.

Bunlar, +2/3 yüklü yukarı kuark, -1/3 yüklü aĢağı kuark, -1/3

yüklü tuhaf kuark, +2/3 yüklü tılsımlı kuark, -1/3 yüklü dip

kuark ve +2/3 yüklü tepe kuark‟ıdır. Bu yükler bir proton veya

elektronun yükünün kesirleridir. ÇeĢitli kuark kombinezonları

hadron‟lar sınıfı parçacıkları meydana getirir.

Gluon‟lar, kuark‟ları ve antikuark‟ları birbirine bağlayan

güçlü nükleer kuvveti oluĢturan boson‟lardır. Kütleleri yoktur.

Renk olarak adlandırılan yükleri bulunur.

Graviton‟lar, gravitasyon kuvvetini taĢıyan parçacıklardır.

Yükleri ve kütleleri bulunmaz. Teorik bir parçacık olan

graviton‟lar henüz tespit edilememiĢtir.

Hiperon‟lar, kütlesi bir protona eĢit veya ondan fazla olan

kararsız bir baryon‟dur. Tau‟lar, elektrona benzeyen en ağır

lepton‟dur. Rho meson‟u aĢırı kararsız bir meson‟dur. Omega

minus en küçük kütleli baryon‟dur. Lambda bir baryon

parçacığıdır.

W parçacığı, pozitif veya negatif yüklü zayıf nükleer kuvveti

taĢıyan parçacıktır. Z parçacığı, parçacıklar içinde en ağır ve en

kısa ömürlü olan, zayıf nükleer kuvveti taĢıyan yüksüz bir

parçacıktır. Higgs parçacığı, W ve Z parçacıklarına kütle veren,

elektrozayıf kuvvetin parçacığı olan bir boson‟dur.

Positron, elektronun karĢı parçacığı olup pozitif yüklüdür.

Nükleonlar, çekirdeği meydana getiren proton ve nötrondan her

birine verilen isimdir. Parton‟lar, her bir nükleonun içinde yer

alan kuark ve gluon‟lara verilen isimdir. Takyon‟lar, kütlesi

Page 99: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

99

bulunmayan, ıĢık hızından daha hızlı yol alan teorik bir

parçacıktır.

Proton, atom çekirdeğindeki gözlenebilen iki parçacıktan

biridir. Kütlesi elektronun 1836.1 katı olup, yükü onun yüküne

eĢit fakat tersidir. Nötron, atom çekirdeğinde gözlenebilen iki

parçacıktan diğeridir. Kütlesi elektronun 1838.6 katı olup bir

yükü yoktur.

Elektron, atom çekirdeği etrafındaki yörüngelerde dönen,

negatif yüklü, yükü protonunkine eĢit fakat tersi olan küçük

parçacıktır.

Kuark‟lar ve lepton‟lar en temel parçacıklardır. Altı adet

kuark ve altı adet lepton halen bilinmektedir. Bütün maddeler

bu 12 adet parçacığın birleĢmesinden meydana gelir. Bunlardan

yukarı kuark, aĢağı kuark, elektron ve elektron nötrinosu

birleĢerek günlük yaĢamda görülen kararlı maddeyi oluĢturur.

Temel Kuvvetler

Evrende dört tane temel kuvvetin varlığı bilinmektedir.

Doğadaki her olay bu dört temel kuvvetten biri ile izah

edilebilmektedir. Bir beĢinci kuvvetin mevcudiyetini

gerektirecek bir doğa olayı ile henüz karĢılaĢılmamıĢ olmasına

rağmen bu, bir beĢinci kuvvetin olmadığı anlamına

gelmemektedir. Bilinen dört kuvvet gravitasyon,

elektromanyetizma, güçlü nükleer ve zayıf nükleer kuvvetlerdir.

17‟ci asırda Newton hareket eden cisimler arasındaki

gravitasyon kuvvetini, 19‟cu asırda Maxwell elektromanyetik

kuvvetini açıklamıĢtı. 20‟ci asırda da, atom fiziğinin

geliĢmesiyle diğer iki kuvvet bulunmuĢ oldu.

Gravitasyon kuvveti bütün kuvvetler içinde en zayıf

olanıdır. Bu bir çekici kuvvettir. Kütlesi olan her cisim bu

kuvvetin etkisi altında olup, evrendeki her Ģey bu kuvvet ile

Page 100: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

100

birbirini çekmektedir. Etki alanı sıfırdan sonsuza kadardır.

Gücü 10-40

‟dır. Bu kuvveti taĢıyan parçacığa graviton denir.

Cismin kütlesi büyüdükçe gravitasyon kuvveti artar. Pratikte bu

kuvvetin gözlenebilmesi için kütlenin çok büyük olması

gerekir. Dünya üzerinde bulunan bütün cisimler arasında bu

kuvvetin mevcut bulunmasına rağmen insanlar tarafından fark

edilemez. Kütleleri çok fazla olan gök cisimleri arasındaki

gravitasyon kuvveti ise çok belirgin Ģekildedir. Dünya‟nın

üzerindeki bütün cisimler ve insanlar, onun gravitasyonu

yüzünden merkezine doğru çekilir. Ay Dünya‟nın etrafında,

Dünya‟da GüneĢ‟in etrafında bu kuvvet sayesinde tutulur ve

uzayın boĢluğuna fırlayıp gitmez.

Elektromanyetik kuvvet, gravitasyondan çok daha güçlü

olup, hem çeker hem iter. Bu durum, kuvvetin etkisi içinde olan

cisimlerin sahip oldukları elektrik yüklerinin cinsine bağlıdır.

Eğer yükler aynı tür ise cisimler birbirini iterler, farklı türden

ise birbirlerini çekerler. Bu kuvvet sayesinde elektronlar atom

çekirdeğinin etrafında durabilmektedir. Çekirdekteki

protonların pozitif elektrik yüklü, elektronların ise negatif

yüklü olmaları nedeniyle elektronlar dağılmadan

yörüngelerindeki pozisyonlarında dolanır. Yine bu kuvvet

sayesinde atomlar bir araya gelerek molekülleri oluĢturur.

Elektromanyetik kuvvetin gücü 10-2

olup, parçacığı fotondur.

Etkisi sıfırdan sonsuza kadar uzar. Özel relativite ve kuantum

mekaniği kapsamında yer alan bu kuvveti inceleyen bilim

dalına Kuantum Elektrodinamiği (QED) adı verilir.

Güçlü nükleer kuvvet, bir atomun çekirdeğini bir arada tutan

onu dağılmaktan kurtaran doğadaki kuvvetlerin en güçlüsüdür.

Çekirdekteki protonların hepsi pozitif yüklüdür ve birbirlerini

iter. Fakat bu kuvvet onların itme gücünden 100 kat daha büyük

olduğundan protonlar bir arada tutulabilmektedir. Güçlü

nükleer kuvvet bir yüke bağlı olmadığından protonlar gibi

Page 101: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

101

yüksüz nötronları da bir arada tutar. Çekirdek dıĢında bir etkisi

yoktur. Gücü, diğer kuvvetlerin birimine göre 1‟dir. Etkisi 10-15

metredir. Bu kuvveti taĢıyan parçacıklar kuark‟ların arasındaki

gluon‟lardır. Güçlü nükleer kuvvet sayesinde kuark‟lar bir

arada tutularak protonlar ve nötronlar meydana gelir, sonra

proton çiftleri, nötron çiftleri, daha sonra da bu çiftler bir arada

tutularak atom çekirdeği oluĢur. Kuvveti taĢıyan gluon‟ların

herhangi bir kütleleri yoktur ve renklerle ifade edilen yükleri

vardır. Gluon ve kuark‟ların arasındaki bu yüklerle oluĢan

etkileĢimleri inceleyen bilim dalına Kuantum Kromodinamiği

(QCD) adı verilir.

Zayıf nükleer kuvvet, bir atom çekirdeğinin kararlılığını

belirler. Proton ile nötron arasındaki bir kuvvettir. Bir nötron

bir protona dönüĢünce onun yükünü değiĢtirir ve çekirdeğin

dayanıklılığı bozulur. Bu da radyoaktiviteye neden olur.

Radyoaktivite sırasında bir nötron ve elektron birbirine

yapıĢarak bir proton haline dönüĢür. Bu sırada beta parçacığı

denilen yüksek hızlı bir elektron dıĢarı çıkar. Artık atom

karakter değiĢtirerek farklı atomik sayısına sahip baĢka bir

elementin atomu olmuĢtur. Radyoaktivite ile zayıf nükleer

kuvvet de bozulmuĢ olur. Gücü 10-5‟

dir. Etkisi ise 10-17

metredir. Zayıf nükleer kuvveti taĢıyan üç parçacık olup bunlar,

bir yüke sahip olan W+, W

- ve herhangi bir yüke sahip olmayan

Z0 parçacıklarıdır.

19‟cu asırda Maxwell, daha önceleri ayrı olduğu sanılan,

elektrik ve manyetik kuvvetleri birleĢtirerek elektromanyetik

kuvveti bulmuĢtu. Son zamanlarda da elektromanyetik ve zayıf

nükleer kuvvetler birleĢtirilerek bu ikisinin elektrozayıf

kuvvetin birer uzantıları olduğu keĢfedilmiĢtir. 1984‟de W ve Z

parçacıkların bulunmasıyla elektrozayıf kuvvet ispat edilmiĢ

oldu.

Page 102: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

102

ġu anda, elektrozayıf ve güçlü nükleer kuvvetlerin

birleĢmesinden meydana gelecek Büyük Bileşik Teorinin (GUT)

bulunması çalıĢmaları yapılmaktadır. Daha sonra da, GUT‟ un

gravitasyon kuvveti ile birleĢmesiyle meydana gelecek Her

Şeyin Teorisi (TOE) çalıĢmaları baĢlayacaktır. TOE de

keĢfedildiğinde fizik bilimi tamamlanmıĢ olacak ve insanoğlu

Büyük Patlamadan önce neyin var olmuĢ olduğunu

anlayacaktır.

Nükleer Fizik

Atom, kütlesinin hemen hemen tamamını ihtiva eden bir

çekirdek, onun etrafındaki yörüngelerde dolanan elektronların

oluĢturduğu bulutlardan meydana gelmiĢtir. Atomların

birleĢmelerinden oluĢan elementlerin dayanıklılık, renk,

yoğunluk, kimyasal reaksiyonlar gibi özellikleri bu çevredeki

elektronlara bağlıdır. Bir atomun içindeki enerjinin tamamı ise

ortadaki çekirdekte toplanmıĢtır. Çekirdeğin içine gizlenmiĢ

olan enerji 20‟ci yüzyılın baĢlarında çözülmüĢtür.

Bir atomun çekirdeğini parçalayan ilk insan John Cockcroft

oldu. Cockcroft 1932‟de protonları imal ettiği ilkel bir

makinada hızlandırarak lityuma çarptırdı. Bu olayda alpha

parçacıkları açığa çıktı ve lityum helyum atomuna dönüĢtü. Bu,

bir atom çekirdeğinin ilk parçalanıĢı ve ondan ilk defa bir enerji

elde ediliĢiydi.

1938‟de Otto Hahn, uranyumun nötronlarla bombardıman

edilmesinden baryumun elde edilebileceğini düĢündü. Hahn bu

durumu Lise Meitner‟e bildirdi. Meitner de yeğeni Otto Frisch

ile birlikte uranyum çekirdeğinin gerilip parçalarına

ayrılacağına karar verdi ve ikisi birlikte fisyon reaksiyonunu

keĢfetti. Ağır bir element olan uranyum çekirdeğinde daha fazla

sayıda nötron bulunduğundan, uranyum fisyonunda nötronlar

Page 103: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

103

açığa çıkıyordu. Bu nötronlar diğer uranyum atomlarını

parçalıyor ve böylece zincirleme bir fisyon reaksiyonu meydana

geliyordu.

Frisch, nötron sayısı daha fazla olan uranyum gibi ağır

elementlerin parçalanmasının hafif elementlerden daha kolay

olacağını anlamıĢtı. Frisch ve Meitner, Einstein‟ın E=mc2

formülüne göre uranyum izotopu olan U-235‟in çok daha kolay

bir zincirleme reaksiyona girebileceğini ve böyle bir

reaksiyondan muazzam enerjilerin açığa çıkacağını gördüler.

Bu tür reaksiyonlardan bir atom bombasının yapılabileceği

anlaĢılmıĢtı. 1942‟de Enrico Fermi Chicago üniversitesinde bir

atom reaktörü imal etti. Reaktörde saf uranyumdan çıkan

nötronlar tutuluyor ve meydana gelen ısı bir yerde

toplanıyordu.

Uranyum-235 atom çekirdeğine bir nötron çarptırılınca

çekirdekteki proton ve nötronlar gruplar halinde ikiye ayrılır.

Onları bir arada tutan güçlü nükleer kuvvet kırıldığı için

içerdeki enerji açığa çıkar. Bu sırada birçok radyoaktif

parçacıklar da atomun dıĢına fırlar. Ġkiye ayrılan gruplardan

çıkan birer nötron diğer çekirdeklere çarparak, her biri ayrı

birer çekirdeği parçalar. Bu olaya fisyon reaksiyonu denir.

Fisyon reaksiyonunda çekirdeğe çarpan bir nötron çekirdekten

üç adet nötronu dıĢarı fırlatır. Bu nötronların her biri üç ayrı

çekirdeğe daha çarpar. Bu üç çekirdeğin her birinden çıkan üçer

adet nötrondan her biri ayrı birer çekirdeğe daha çarparak

onlardan da üçer nötron fırlatır ve bu olay böylece devam eder.

Bu ise bir zincirleme fisyon reaksiyonudur.

Hidrojen, deteryum, trityum gibi hafif elementlerin atomları

birleĢince daha ağır bir element meydana gelmiĢ olur. Bu olayın

olabilmesi için daha önce proton ve nötronlar arasındaki

enerjinin kırılması gerekir. Enerjinin kırılması ile birleĢen iki

yeni çekirdeğin toplam kütlesi birleĢmeden önceki

Page 104: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

104

çekirdeklerin kütlelerinin toplamından biraz daha azdır.

Aradaki kütle farkı enerjiye dönüĢür. Dört hidrojen atomu

birleĢerek bir helyum atomunu oluĢturabilir. Bu olay olurken,

protonlardan ikisi elektronların ilavesi ile iki nötron haline

gelir. Geride kalan iki proton ve yeni oluĢan iki nötronla yeni

bir helyum atomu Ģekillenir. Bu birleĢme olayına füzyon

reaksiyonu adı verilir.

Ġki hafif çekirdeğin çarpıĢarak birbirine yapıĢmasıyla oluĢan

füzyon reaksiyonunda zayıf nükleer kuvvet bozulur ve bir enerji

meydana getirir. BirleĢmeden önce ve sonraki parçacıkların

kütle farkından ileri gelen enerji ise çok büyüktür. GüneĢ‟in

içinde olan füzyon reaksiyonunda hidrojenin %1‟i enerjiye

dönüĢür. Bu, %1‟lik enerji güneĢin merkezindeki 15 milyon

derecelik sıcaklığını meydana getirir. Bir füzyon

reaksiyonundan çıkan enerji miktarı, aynı kütledeki fisyon‟dan

çıkan enerjiden daha büyüktür.

Füzyon‟un fisyon‟a karĢı çok avantajı vardır. Füzyon temiz

bir proses olup, ana malzemesi olan deteryum su içinde bol

miktarda bulunmaktadır. Malzemesinin bir tehlikesi yoktur ve

ayrıca ucuzdur

Yapay IĢık: Maser ve Laser

Bir molekül bir pozisyondan diğer bir pozisyona gittiğinde

fotonlar içeri girer ve dıĢarı çıkar. Bu fotonların frekansları çok

hassastır. 1951‟de Charles H. Townes bir molekülün yüksek bir

enerji durumunda çıkardığı fotonun, onun eski düĢük enerji

durumuna geri döndüğünde çıkaracağı baĢka bir fotonla aynı

frekans ve enerjiye sahip olacağını düĢündü. DüĢük enerji

seviyesinde birkaç molekülün bulunması halinde sonuç daha da

yüksek olacaktı. Çıkan fotonların oluĢturduğu dalganın ileri

geri hareketleri molekülleri etkileyecek ve enerji artacak

Page 105: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

105

sonunda çok belirgin frekansta tutarlı bir ıĢık meydana

gelecekti. Townes, amonyak moleküllerinin istenilen bir

frekansta titreĢim yapmaya uygun boyutlarda bulunduklarını

tespit etti ve bir oskilatörle bunları titreĢtirerek çıkardıkları

dalgaları buldu.

Amonyak molekülleri ısı, ıĢık veya mikrodalga gibi bir

enerji ile heyecanlandırılıp hareketlendirilince bir enerji yutar

ve titreĢirler. Normal Ģekillerine dönünce yine enerji açığa

çıkarırlar. Bu iki enerji seviyesi arasındaki fark bir fotonun

enerjisine eĢit olur. Bu da, saniyede 24 milyarlık frekans ve

1.25 cm boyunda bir elektromanyetik dalga meydana getirir.

Kapalı bir hacim içindeki gazın ısıtılması veya mikrodalgalarla

etkilenmesi sonunda, gazdaki uyarılıp sonra normal

durumlarına dönen moleküllerin sayısı, uyarılanların sayısına

eĢittir. Gaz, sonunda eĢdeğer durumda kalır. Aynı frekansta

titreĢen ve yoğun bir mikrodalga ıĢını çıkaran gaz moleküllerine

giren ve çıkan fotonlar aynı enerjilere sahip olup, çıkan fotonlar

girenlerle aynı doğrultuda yol alırlar.

Townes, yüksek enerji seviyesindeki amonyak moleküllerini

güçlü bir elektrostatik alan içinde heyecanlandırıp uyardı ve

böylece onları daha yüksek enerji seviyelerine çıkardı. Ġçeri

giren bir foton ıĢını, zincirleme bir reaksiyon sonucunda,

içerden dıĢarıya aynı ölçüde ve aynı yönde birçok foton çıkardı.

DıĢarı çıkan fotonların oluĢturduğu elektromanyetik dalgalar

24.000 MHz‟lik enerjide idiler.

Yüzlerce deneyden sonra 1953‟de Townes tarafından

yapılan sonuncusunda 24.000 MHz‟lik frekansla salınan ilk

maser ıĢığı elde edildi. Microwave Amplification by Stimulated

Emission of Radiation’un baĢ harflerinden oluĢan Maser,

uyarılmıĢ radyasyon neĢri ile mikrodalganın yükseltilmesi

anlamındadır. 1951‟de Townes ve ondan bağımsız olarak Rus

Nikolai Basov tarafından ileri sürülen Maser prensibinin ilk

Page 106: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

106

ıĢığı 1953‟de Townes‟ce üretildi. Maser ıĢını atom saatleri,

radyo teleskoplar, uzay haberleĢmeleri gibi birçok alanda

kullanılmaktadır.

Laser‟in kaynağı yüksek enerjili ıĢığın özel bir dalga

hareketidir. Bu olayda ıĢık fotonları kuantum mekaniği

kapsamında özel bir form içinde birlikte davranır. Normal

ıĢığın dalgaları, her saniye aynı dalga boyları, dalga

yükseklikleri ve frekanslarda tekrarlanır. Aynı dalga

uzunluğundaki iki dalga birbirinden biraz farklı zamanlarda

baĢlarsa sonunda birincinin tepe noktasına ikincinin dip noktası

rastlar. Yani iki dalganın fazları farklı hale gelir. Bu bir tutarlı

dalgadır. Böyle dalgalar alıĢılmıĢ giriĢim gösterirler. GiriĢim

göstermeyenler ise tutarsız dalgalardır. GiriĢimin olmadığı

zamanlarda, iki ıĢık kaynağının atomları farklı zamanlarda çok

farklı fotonlar çıkarır. Yani, böyle durumlarda ıĢık kaynağı çok

farklı fazlarda çok sayıda farklı dalga neĢreder. Ġki ıĢık

kaynağından gelen ıĢık dalgaları arasında belli bir faz farkı

olmayınca giriĢimler birbirini yok eder.

Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation‟un

baĢ harflerinden oluĢan Laser‟de uyarılmıĢ radyasyon neĢri ile

ıĢık güçlendirilir. Atoma foton enerjisi ile bir ıĢık tatbik

edildiğinde bir enerji seviye farkı meydana gelir ve elektron

daha yüksek enerji seviyesine fırlar. Harekete geçen elektron

onu tekrar bir alt seviyeye gönderecek bir foton çıkarır. Böylece

elektron eski enerji seviyesine geri döner. Bu bir içten gelen

doğal harekettir. UyarılmıĢ radyasyon ise dıĢarıdan gelen foton

enerjisi ile atomun heyecanlandırılmasında görülür. DıĢarı

çıkan fotonun fazı enerji ile içeri girenin fazı ile aynıdır. DıĢarı

çıkan fotonlar tutarlı olup, giren fotolarla aynı yönde yol alırlar.

Çıkan ve giren fotonların enerjileri de eĢittir.

Normal sıcaklıklarda atomların bir çoğu kendi yerlerindedir.

Laser elde etmek için onları uyaracak enerjinin pompalanması

Page 107: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

107

gerekir. Bu yapıldığında uyarılmıĢ radyasyon prosesi baĢlar ve

ıĢık yükselir. Böyle bir durumda uyarılmıĢ atomların sayısı

normal seviyelerinde duranlardan daha fazladır. Alüminyum

oksit içeren yakut kristali ile yapılan ilk laser‟de alüminyum

atomlarından bazılarının yerini karıĢık krom atomları aldı. IĢık

enerjisinin pompalanmasıyla krom atomları uyarılarak

elektronları daha yüksek enerji seviyelerine çıktı. Kısa süre

sonra tekrar eski seviyelerine döndüler. Dönenler diğer atomları

uyardı ve aynı yönde olan foton çıkıĢı çoğaldı. Ve böylece laser

ıĢını meydana geldi.

Bir laser ıĢığının özelliği nedeniyle ıĢık enerjisi kısa

aralıklarla çok yoğun olarak toparlanabilir. IĢık çok küçük bir

noktaya fokus edilerek çok yüksek enerji elde edilebilir. 1958

yılında Townes ve Basov tarafından ileri sürülen laser

teorisinin ilk deneyi 1958‟de Townes tarafından yapıldı. Ġlk

laser ıĢığı ise 1960‟da Theodore Maiman tarafından elde

edilmiĢtir.

Bir çok alanda kullanılan laser‟in tatbikatlarından biri de üç

boyutlu fotoğraflama olan hologramdır. Holografik

görüntülemede, laser ıĢığı yarı gümüĢlü bir aynada iki ıĢına

ayrılır. IĢınlardan biri cismi aydınlatır ve oradan saçılan ıĢık bir

fotoğraf plakasının üstüne düĢer. Diğer ıĢın ise cisme

çarpmadan doğrudan plakaya gelir. Laser ıĢığının tutarlı olması

yüzünden, bu iki ıĢın karıĢarak bir giriĢim yapar. Plaka iki

ıĢının birleĢiminin giriĢim görüntüsünü kaydeder. Buna

hologram adı verilir. Hologramda bir cismin üç boyutlu

görüntüsünün tamamı görülebilir. Holografi 1948‟de Macar

Dennis Gabor tarafından bulundu ve laser‟in keĢfinden sonra

geliĢtirildi.

Page 108: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

108

Kimya

Kimya malzemelerin bileĢimlerini, özelliklerini ve iç

etkileĢimlerini inceleyen bilim dalıdır. Atomların dıĢ

yörüngelerinde yer alan elektronların sayıları ve onların

oluĢturdukları farklı özellikler kimya biliminin esasını teĢkil

eder.

Moleküller

Page 109: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

109

Atom teorisinin 18‟ci asırda John Dalton tarafından ortaya

atılmasından sonra kimya bilimsel olarak ele alındı. Maddenin

atom denilen bir Ģekli ve kütlesi olan nesnelerden meydana

geldiği MÖ-400‟lü yıllarda eski Yunanlı Leucippus ve

Democritus tarafından ileri sürülmüĢtü. Fakat konu ile ilgili bir

deney yapmak imkanı bulunmadığından bu süre içinde ciddi bir

geliĢme yapılamamıĢtı. 18‟ci asırdan sonra bilimin içine

deneyler girdi ve maddenin iç yapısı bulundu.

Atomların dıĢ yörüngelerindeki elektronlar aynı elektrik

yüküne sahip olduklarından birbirlerini itmeye çalıĢır. Atomun

içindeki elektromanyetik kuvvet elektronların arasındaki itme

kuvvetini yenerek onları birleĢmeye razı eder. DıĢ

yörüngelerdeki elektronlar kanalı ile birleĢen atomlar da

molekülleri ve elementleri meydana getirir.

Element, normal kimyasal ve fiziksel anlamda daha basit

parçalarına ayrılamayan maddedir. Elementler sadece tek bir

çeĢit atomlardan meydana gelir. Moleküller ise iki veya daha

fazla elementin birleĢmesinden oluĢur. Sodyum metali bir

element olup sadece sodyum atomlarından, klor da bir element

olup sadece klor atomlarından meydana gelmiĢtir. Sodyum klor

karıĢımı ise, her biri bir sodyum atomuyla bir klor atomunu

ihtiva eden, moleküllerden oluĢur. Yani, element sadece bir tür

atomlardan, molekül ise birden fazla tür atomların

birleĢmesinden meydana gelir.

Doğada 92 adet element bulunur. Ayrıca birçok element türü

de laboratuarlarda imal edilmiĢtir. Elementlerin temel özelliği

atomlarının çekirdeğinde farklı sayıda protonun bulunmasıdır.

En hafif element olan hidrojen atomunda bir proton, ikinci en

hafif olan helyum atomunda iki proton, karbonda altı, en ağır

element olan uranyum atomunda ise 92 adet proton vardır.

Atomlar protonlarının sayısı ile adlandırılır. Bir elementin ne

olduğu da proton sayısı ile ifade edilir. Her atomda proton

Page 110: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

110

sayısı kadar elektron bulunur. Elektronlar ise o elementin

kimyasal özelliklerini belirler.

Hidrojenin dıĢındaki bütün atomların çekirdeğinde protonla

aynı kütleye sahip nötron bulunur. Fakat nötronların sayıları

farklıdır. Nötronlar en az protonların sayısı kadar olmalarına

karĢılık, atomik sayı sıralamasında, protonların sayısı

büyüdükçe nötronların sayısı daha da fazlalaĢır. Elementlerin

birçoğu farklı olan nötron sayılarına göre de Ģekillendirilirler.

Nötron sayıları değiĢik de olsa, atomik listede her atomun yeri

proton sayısına göre belirlenir.

Aynı atomik numaraya fakat farklı atom ağırlığına sahip

elementlere izotop adı verilir. Bunlarda proton sayıları aynı

fakat nötronların sayıları farklıdır. Bütün izotoplar aynı

kimyasal özelliklere haizdir. Çünkü hepsinin dıĢ

yörüngelerindeki elektron sayısı aynıdır. Bu yüzden izotopları

birbirlerinden ayırt etmek oldukça zordur. Kimyasal özellikleri

aynı olan izotopların, farklı ağırlıklarından dolayı, fiziksel

özellikleri farklı olur. Bir elementin atom ağırlığı izotoplarının

ağırlığının ortalamasıdır. Altı proton ve altı nötrona sahip olan

karbon-12 izotopu, atom ağırlıkları hesabında kütle birimi

olarak kabul edilmektedir. Karbonun atom ağırlığı 12‟dir. Bu

birimden, hidrojenin atom ağırlığı 1.007825, helyumun

2.014102, demirinki 55.934939‟dur.

Molekül bir maddenin kimyasal özelliklerini belirten en

küçük birimidir. Bir elementin molekülünün atomları

birbirinden ayrıldığında element özelliğini kaybeder ve yeni

kombinezonlar meydana gelir. Moleküllerin çoğu iki veya daha

fazla atomlardan oluĢur. Bazıları ise binlerce atom gruplarından

meydana gelir. Molekülü oluĢturan atomlar arasında kimyasal

bağ denilen kuvvetler vardır. Bu kuvvet atomları bir arada

tutarak molekülü Ģekillendirir. Bir molekülün ağırlığı onun

boyutlarını belirler. Molekülün ağırlığı içindeki protonların ve

Page 111: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

111

nötronların sayısı ile ifade edilir. Helyum, neon, demir gibi

elementlerin molekülleri tek bir atomdan, hidrojen, oksijen

gibiler iki benzer atomdan, ozon gibi nadir moleküller ise üç

benzer atomdan bir araya gelirler. Bir çok hallerde karbon

molekülleri altı atomluk çemberlerden oluĢur.

Moleküller atomlarının sayısı ve türlerinin yanında onların

birleĢme Ģekilleriyle de belirlenir. Üç boyutlu Ģekillerde

birbirine bağlanan moleküller Van der Waals denilen zayıf

kuvvetlerle kontrol edilir. Bu zayıf kuvvet sayesinde bilhassa

sıvı ve gaz moleküllerinin birbirinin üstünden kayarak hareket

etmeleri mümkün olur. Molekülü oluĢturan atomları bir arada

tutan kimyasal bağlar elastik olup, atomların birbirinden fazla

uzaklaĢması halinde kopar. O zaman molekül ayrıĢır ve

atomları serbest kalır. Molekül ısıtıldığında da atomlar

birbirinden ayrılırlar. Bir bağın kopması için iki atomun 25

cm‟nin 120 milyonda biri kadar uzaklaĢması gerekir. Üç

boyutlu birleĢmelerin yanında, uzun zincir ve altı kenarlı

Ģekillerde molekül kombinesyonları da vardır.

Molekül içindeki atomları bir arada tutan kimyasal bağlar

elektriksel kuvvetleridir. Bu kuvvetlerle onların bağlanma

Ģekilleri kimyanın temelini oluĢturur. Her atomun baĢka bir

atomla özel bir birleĢme kabiliyeti vardır. BirleĢmeler atomların

dıĢ yörüngelerinde dönen elektronlarca yapılır. DıĢ

yörüngelerdeki elektron sayısı değiĢik bağlanma türlerini

oluĢturarak çeĢitli molekülleri meydana getirir.

11 milyondan fazla kimyasal bileĢik mevcut olup bunlar iki

sınıfta incelenir: organik ve inorganik bileĢikler. Organik

bileĢikler karbon elementini ihtiva eder ve canlılarda bulunur.

Ġnorganik bileĢikler ise yiyeceklerde, ilaçlarda, kaya, mineral,

tuz, vs‟de bulunur. Organik bileĢikler yumuĢak, diğerleri ise

sert olur.

Page 112: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

112

Periyodik Tablo

Kimya tarihindeki en önemli geliĢmelerden biri olan

periyodik tablo, doğadaki 92 adet elementin atom ağırlıklarına

göre sıralanmasıdır. 1808‟de John Dalton, o zamana kadar

bilinen elementlerin atom ağırlıklarına göre bir sıralamasını

yapmıĢtı. Daha sonra Avogadro, sabit sıcaklıkta belli hacimdeki

herhangi bir gazın aynı sayıda parçacıkları ihtiva ettiğini

bulmuĢtu. Gazlar birleĢtiğinde atom sayıları ile orantılı olarak

yeni bir karıĢım yapıyorlar, katılar ise ağırlıklarına göre

meydana geliyordu.

1870 yılında Rus Dmitri Ivanovich Mendeleyev o

zamanlarda bilinen 63 elementin atom ağırlıklarına göre bir

sıralamasını düzenledi. Her element belli sayıda diğer bir

elementle birleĢiyordu. Her atomun kendisine ait baĢka bir

atomla birleĢme kabiliyeti vardı. Mendeleyev bunun bir tesadüf

olmadığını ve birleĢmelerin periyodik bir sıra dahilinde

olduğunu anladı. Bu sıralama içinde o zamanlar henüz

bilinmeyen elementlerin yerlerini boĢ bıraktı. Daha sonraki

yıllarda keĢfedilen yeni elementler onun tablosundaki boĢ

yerlere oturdu. 1913 yılında Niels Bohr‟un atomun yapısını

bulması ve elektron bulutları arasındaki etkileĢimleri izah

etmesiyle Mendeleyev‟in periyodik tablosu son halini almıĢ

oldu.

Atom çekirdeği etrafındaki birinci bulutta, ya hidrojende

olduğu gibi, bir elektron veya helyumdaki gibi iki elektron yer

alır. Tek elektronlu atom baĢka bir atomla birleĢip

tamamlanarak helyum haline gelir. Ġkinci bulutta birden sekize

kadar sayıda elektron bulunur. Lityumun ikinci bulutunda bir

elektron olup, onu baĢka bir atoma birleĢme yolu ile vererek

dayanıklı hale gelir. Neon gibi ikinci bulutunda sekiz elektron

bulunan atom da dayanıklıdır. Karbonda dört elektron olup dört

Page 113: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

113

elektronu olan baĢka bir atomla birleĢir. Üçüncü bulutta yine

birden sekize kadar elektron bulunur ve onlar da ikinci bulutun

yaptığı gibi hareket ederler. Dördüncü ve beĢinci bulutlarda bir

ile on sekiz arası elektron mevcuttur. Altıncı ve yedinci

bulutlarda birden otuz ikiye kadar elektron vardır. Böylece

birden yediye kadar elektron bulutu bulunan atomlar en dıĢ

yörüngelerindeki elektronlarını tamamlayarak dayanıklı ve

ilave reaksiyonlara kapalı hale gelirler. Ġç yörüngelerdeki

bulutların bir etkileri yoktur ve kimyasal birleĢmeler sadece en

dıĢtaki elektronlar kanalı ile yapılır.

Radyoaktivite

Periyodik tablonun sonlarında diğer elementlerle temel

farklılıklar gösteren bazı elementler yer almaktadır. Bunlar

sürekli olarak baĢka elementlere dönüĢüp bazen tablonun

altlarına bazen de üst kısımlarına hareket eder. Böyle

elementler bu tür hareketleri sırasında bir radyasyon çıkarır ki

buna radyoaktivite adı verilir. Radyoaktivite 1896 yılında

Antoine Henri Becquerel tarafından keĢfedilmiĢtir.

Hidrojenin izotopundan sonraki bütün elementlerin

çekirdeklerinde hem protonlar hem nötronlar bulunur.

Protonların sayısı o elementin periyodik tablodaki özelliğini

belirler.Nötronların sayısının elementin kimyasal özelliğine pek

bir etkisi yoktur. Nötronların sayısı ya protonların sayısına

eĢittir veya onlardan fazladır. Element ağırlaĢtıkça o

elementteki protonlarla nötronların sayıları arasındaki fark da

çoğalır.

Tablodaki kalsiyuma kadar olan elementlerin çoğunda

proton nötron sayıları aynıdır. Kalsiyumdan sonraki

elementlerde nötronların sayısı protonlardan daha fazladır.

Nötron-proton fazlalık oranı çekirdeğin dayanıklılığını azaltır

Page 114: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

114

ve radyoaktiviteye sebep olur. Böyle durumlarda çekirdek

dayanıklılığını ve proton-nötron dengesini sağlayabilmek için

bir parçacık fırlatır. Çekirdekten bir parçacığın fırlamasıyla

oluĢan radyoaktivite üç Ģekilde kendini belli eder. Bunlar alpha

parçacığı, beta parçacığı ve gamma parçacıklarıdır.

Alpha parçacıkları iki adet protonla iki nötronun bir araya

gelmesinden, yani bir helyum atom çekirdeğinin

Ģekillenmesinden ileri gelir. Ġki protonun iki pozitif yük dengesi

elektronlarca bozulduğundan alpha parçacıkları pozitif yüklere

sahiptir ve bunlara helyum iyonları da denir. Alpha parçacıkları

sadece yüksek atomik ağırlıklarındaki elementlerce çıkarılır. Ġki

proton ve iki nötronun atomu terk edip dıĢarı çıkması atomu

Ģiddetle etkileyerek onu, periyodik tablodaki yeni bir elemente

dönüĢtürür. Yeni element ya dayanıklı veya radyoaktif bir

element olur. Radyoaktivite o elementin dayanıklı bir elemente

dönüĢmesine kadar devam eder. Örneğin radyoaktivite yayan

uranyum sonunda kurĢun haline gelir.

Beta parçacığı ya bir elektrondur veya ona benzeyen fakat

pozitif elektrik yüklü bir pozitrondur. Bir nötrona bir proton ve

bir elektron yapıĢtığında, eğer elektron nötrondan ayrılırsa o

zaman elektronun yerini proton alır. Ayrılan elektronun

önemsiz olan kütlesinden dolayı atomik ağırlık değiĢmez. Fakat

atomun fazladan bir protonu olmuĢ olacağından element

periyodik tablonun bir ilerisine giderek bir sonraki element

haline gelir. Böylece bir beta parçacığı çıkaran elementin atom

sayısı, atomik ağırlığı artmadan, yükselir. Radyoaktif izotop

durumunda ise protonun yerini nötron alır ve element periyodik

tabloda düĢük atom sayılı tarafa giderek bir önceki elemente

dönüĢür.

Gamma parçacıkları proton veya nötron sayılarını etkilemez.

Fakat atom çekirdeğinde meydana gelen enerji kaybından

dolayı element, yüksek ve dayanıksız enerji durumundan, düĢük

Page 115: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

115

ve dayanıklı enerji durumuna dönüĢür. Çekirdekteki yüksek

enerjinin fazlalığı yüzünden parçacıklar gamma ıĢınları

Ģeklinde yayılır.

Radyoaktif elementlerin bozunarak baĢka elementlere

dönüĢmesi değiĢik sürelerde olur. Bu süre, o elementin

yarısının değiĢme süresi ile ifade edilir ve buna yarı ömür

denir. Her element bir yarı ömre sahiptir. Yarı ömürler

saniyenin çok küçük bir kesrinden milyarlarca yıl arasında

değiĢir. Bir atomun ne zaman bozunacağı asla bilinemez. Uzun

süre yaĢayan bir elementin içindeki bir atom bir saniye içinde

de, milyonlarca yıl sonra da bozunabilir. Fakat yarı ömür

hesabından giderek, belli bir süre içinde onun bütün

atomlarının ne kadarının bozunacağı bulunabilir.

Uranyum-238‟in yarı ömrü 4.5 milyar yıldır. Bu, aynı

zamanda Dünya‟nın yaĢıdır. Yeryüzünde Ģu anda bulunan

uranyum elementinin miktarı orijinal miktarının yarısı kadardır.

Uranyum bir çok devreden sonra kurĢun haline gelir.

Dolayısıyla Dünya‟daki kurĢun miktarı devamlı artmaktadır.

Uzun yarı ömürlü radyoaktif elementler, kısa yarı ömre

sahip olanlardan daha fazla zararlıdır. Çünkü zararlı etkilerinin

sona ermesi için onların yarı ömürlerini tamamlamalarını

beklemek gerekir. 1986‟da patlayan Çernobil nükleer

istasyonundan yayılan radyoaktif stronyum elementinin yarı

ömrü 28.6 yıl olup, etkisi ancak 2015 yılında sona ermiĢ

olacaktır.

Kimyasal Reaksiyonlar

Atomların molekül kombinezonlarına, moleküllerin

kırılmaları sonucu serbest kalan atomların oluĢturduğu yeni

molekül kombinezonları teĢkil etme iĢlemlerine kimyasal

reaksiyonlar adı verilir. Kimyasal reaksiyonlar laboratuarlarda

Page 116: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

116

yapıldığı gibi doğada, vücudumuzun içinde, bir yemek

fırınında, çamaĢır makinasında, atmosferde, her yerde olur.

Bazı reaksiyonlar o kimyasal sistemi daha da karıĢık hale sokar,

bazıları ise malzemeyi daha basit parçalarına ayırır.

Doğada bulunan 92 adet, laboratuarlarda yapılan 17 adet

farklı atom birleĢerek molekülleri meydana getirir. Moleküller

parçalanarak baĢka molekülleri oluĢturur. Bu reaksiyonların

bazısının çok basit olmasına karĢılık bazıları çok karıĢıktır.

Pozitif yüklü çekirdeğin etrafında dolanan negatif yüklü

elektronlardan bir veya birden fazlası kaybolunca çekirdek

dengeyi kaybeder ve atom pozitif yüklü iyon haline gelir.

DıĢardan bir veya daha fazla elektron yakalayınca atom negatif

iyon olur. Reaksiyonlarla atomlar dıĢardan elektron alıp vererek

dengeyi sağlar. Bu yolla da baĢka elementler meydana gelir.

Her reaksiyonun sonunda bir denge sağlanır.

Yanan bir mum olayı bir kimyasal reaksiyondur. Mumun

malzemesi bir hidrokarbondur. Ġçinde hidrojen, oksijen ve

karbon atomları yer alır. Mum yanınca, hidrojen ve oksijen

atomlarından bir kısmı parafin moleküllerinden ayrılır,

havadaki oksijen atomlarıyla birleĢerek suyu meydana getirir.

OluĢan su alevin ısısı ile buharlaĢır ve dıĢarı kaçar. Karbon

atomlarının bir kısım oksijenle birleĢerek karbondioksit yapar.

Bu da, su buharı gibi atmosfer içinde yayılır. Mumdan çıkan

hidrojen, oksijen ve karbon atomlarının toplam ağırlığı mumun

eriyen kısmının ağırlığına tam olarak eĢittir.

Bir paslanma olayında kimyasal reaksiyonun çok yavaĢ

olmasına karĢılık bir dinamit patlamasında ise çok hızlıdır.

Sıcaklıkla reaksiyonun hızı artar. Reaksiyonların hızlarını

artırmak için katalistler, enzimler gibi malzemeler de

kullanılabilir.

Page 117: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

117

Kozmoloji

Kozmoloji evreni, baĢlangıcını, yapısını ve evrimini

matematiksel ve fiziksel olarak inceler. Evrenin içinde yer alan

gök cisimleri, galaksiler, yıldızlar, karadelikler, gezegenler,

uydular, bunların hareketleri, oluĢumları, evrimleri, ölümleri,

birbirleriyle olan iliĢkilerin deneysel ve kuramsal olarak

incelenmesi bu bilim dalı içine girer. Astronomi ve astrofizik

kozmolojinin yanında yer alır.

Evren

Evreni düĢünen ilk insanlar Sümerlilerdi. Onları Mısırlılar,

Çinliler ve eski Yunanlılar takip etti. Yunanlılar yaradılıĢın

temelinde toprak, hava, ateĢ ve suyun bulunduğuna

inanıyorlardı. Dünya‟nın, evrenin merkezinde yer aldığı

sanılıyordu. Evrenin ilk bilimsel incelenmesi Ptolemy

tarafından yapıldı. Ptolemy ilk yıldızlar haritasını yaptı. GüneĢ

Page 118: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

118

ve yıldızların Dünya‟nın etrafında döndüğünü söyledi. Bu

inanıĢ 16‟cı yüzyıla kadar devam etti.

Polonyalı bilgin Nicolas Copernicus 1543 yılında

yayınladığı kitabında, Dünya ve diğer gezegenlerin GüneĢ‟in

etrafında döndüklerini belirterek modern astronomiyi kurdu ve

kendinden önce 1300 yıl boyunca inanılan Dünya merkezli

inanıĢı yıktı. Copernicus gezegenlerin GüneĢ etrafındaki

hareketlerinde tam bir daire çizdiklerini de belirtti. 1582‟de

Danimarkalı Tycho Brahe ilk gözlemleri yaparak gezegenlerin

pozisyonlarının hassas ölçümlerini buldu ve bir yılın

uzunluğunu bir saniyelik hassasiyetle hesapladı. Asistanı

Alman Johannes Kepler, Brahe‟nin hesaplarını kullanarak

gezegenlerin çizdikleri yörüngelerin birer elips seklinde

olduğunu keĢfetti.

1608 yılında teleskop bulundu. Teleskopla ilk bilimsel

gözlemleri Ġtalyan Galileo yaptı. Galileo, Jüpiter‟in etrafında

dönen uyduları ve Samanyolu içindeki sayısız yıldızların

varlığını gördü. Daha sonra Newton bugünün modern teleskop-

larının dayandığı eğri yüzü olan aynalı teleskopu imal etti.

1781‟de William Herschel 124 cm‟lik aynalı teleskopla Uranüs

ve kuyruklu yıldızları keĢfetti. Copernicus‟u takip eden 400 yıl

içinde astronomide büyük geliĢme oldu. Fakat esas geliĢme,

Einstein‟ın genel relativite teorisi, kuantum mekaniği, Doppler

etkisinin bulunmasından sonra meydana geldi. 20‟ci yüzyılın

baĢlarında modern kozmolojinin temelleri atılmıĢ oldu.

Modern kozmoloji astronomiyi, matematik, relativite,

parçacık fiziğini de geliĢtirdi. Dopler etkisi ile galaksilerin

birbirinden büyük hızlarla uzaklaĢtıkları bulundu. Parçacık

fiziği evrenin milyarlarca yıl önce tek bir noktadan baĢlamıĢ

olabileceği fikrini doğurdu. Radyo astronomi bulundu, uzay

teleskopları imal edildi ve evrene ait bir çok sır çok kısa bir

Page 119: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

119

süre içinde çözülmüĢ oldu. Ġnsanoğlu artık içinde yaĢadığı

evreni anlamıĢtı.

Evrenin bugün bilinen geniĢliği 1024

kilometre, yani trilyon

kere trilyon km kadardır. Bir küre Ģeklinde olan ve her an

müthiĢ bir hızla geniĢlemeye devam eden evrenin içinde

yaklaĢık 100 milyar galaksi bulunmaktadır. Galaksiler içlerinde

gaz ve toz bulutlarından oluĢan nebulalar, yıldızlar, gezegenleri

ihtiva eder. Bazı galaksilerde onlarca milyon yıldızın

bulunmasına karĢın bazılarında yüzlerce milyar yıldız vardır.

Birbirine yakın olan galaksiler grupları, onlar da dev galaksi

gruplarını oluĢturur. ġu ana kadar 3000 adet galaksi grubunun

katalogu yapılmıĢtır.

Galaksilerin içlerinde bir çok olay geçmektedir. Her an yeni

yıldızlar Ģekillenmekte ve birçok yıldız da ölmektedir.

Galaksiler spiral, eliptik, dağınık gibi birçok çeĢitli Ģekillerde

olurlar. Radyo astronomi ile bugün 1021

km uzaklıktaki

galaksiler tanımlanabilmektedir. Galaksilerin bize olan

uzaklıkları Cepheid denilen değiĢken yıldızlar kanalı ile hesap

edilir. Cepheid‟lerin parlaklıklarındaki değiĢiklikler 1-50 gün

arasında hassas olarak meydana gelir. 1784‟den beri bilinen bu

değiĢken yıldızların hassas periyotları ve gerçek parlaklıkları

arasındaki oran evrensel uzaklıkları hesaplamakta referans

olarak kullanılmaktadır.

Ġçinde yer aldığımız galaksiye Samanyolu ismi verilir.

Galaksimiz 200 milyar adet yıldızı ihtiva etmektedir. Bunların

çoğunun gezegenlere sahip olduğu tahmin edilmektedir.

100.000 ıĢık yılı geniĢliğindeki Samanyolu etrafında spiral

kolları olan bir disk Ģeklindedir. Yıldızların çoğu 30.000 ıĢık

yılı geniĢliğindeki orta merkez bölgesindedir. Eteklerde ise

yıldızlar seyrek olarak dağılmıĢ olup, genellikle gaz ve toz

bulutları vardır. Bu toz ve gaz bulutlarından meydana gelen

genç yıldızlar da genellikle eteklerde yer alır. Merkezde ise

Page 120: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

120

yaĢlı ve kızıl yıldızlar mevcuttur. Etrafında dönmekte

olduğumuz GüneĢ galaksinin merkezinden 28.000 ıĢık yılı

uzaklıkta spiral kollardan birinin ortalarında yer almaktadır. Bir

çok kozmik olayın olduğu yoğun merkezden uzak ve sakin bir

yerde bulunduğumuz için Ģanslı sayılırız.

Evrendeki her cisim hareket halindedir. Galaksiler

birbirlerinden uzaklaĢtıkları gibi kendi eksenleri etrafında da

dönerler. Samanyolu‟nun GüneĢ‟in yer aldığı bölge merkezin

etrafında saniyede 230 km hızla dönmekte olup bir tam

dönüĢünü 220 milyon yılda tamamlar. Merkezden 60.000 ıĢık

yılı uzaklıktaki bölgenin dönüĢ hızı ise yaklaĢık saniyede 300

kilometredir. Galaksimizin merkezinden Ģiddetli Ģekilde X-

ıĢınları gelmektedir. Bu ıĢınlardan orada yıldız çarpıĢmalarının,

süpernova patlamalarının olduğu ve ayrıca merkezde büyük bir

karadeliğin yer aldığı anlaĢılmaktadır.

Samanyolu, içinde yirmiden fazla galaksinin yer aldığı bir

galaksi grubundadır. Buna yerli grup denir. Grubun boyu 3

milyon ıĢık yılı kadardır. En yakın komĢularımız, 31.000 ıĢık

yılı geniĢliğinde ve bizden 150.000 ıĢık yılı uzaklıktaki Büyük

Magellan ve 24.000 ıĢık yılı çapında ve bize 173.000 ıĢık yılı

mesafedeki Küçük Magellan Bulutları‟dır. Bunlar güney yarım

küresinden çıplak gözle görülebilirler. Her iki bulut,

Samanyolu‟nun gravitasyon kuvveti ile birbirinden ayrılmıĢ

fakat birbirine oldukça yakın konumda bulunmaktadır. Büyük

Bulutun içinde 200 ıĢık yılı geniĢliğinde Tarantula Nebulası adı

verilen ve 100 adet çok parlak yıldız tarafından aydınlatılan

geniĢ ve parlak bir bölge vardır.

Daha uzaklardaki, yerli grubun en büyük üyesi ve bir spiral

galaksi olan Andromeda bizden 2.3 milyon ıĢık yılı uzaklıkta

olup içinde bir trilyon yıldızı barındırır. Çapı 130.000 ıĢık yılı

kadardır. Yerli grubun içinde ayrıca ikili ve üçlü sistemler

halinde diğer galaksiler bulunmaktadır. Grubumuzun dıĢında

Page 121: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

121

çok büyük diğer gruplarda mevcuttur. 50 milyon ıĢık yılı

uzaklıktaki Virgo galaksiler grubu en büyüklerindendir.

Büyük Patlama

Ġnanılması zor da olsa, 15 milyar yıl önce içinde sonsuz

yoğunlukta ve sonsuz sıcaklıkta maddenin sıkıĢmıĢ olduğu

„iğne ucu‟ büyüklüğündeki bir nokta birden patladı ve bu

müthiĢ patlamanın Ģiddetiyle etrafa yayılan madde bugün içinde

yaĢadığımız evreni meydana getirdi. Bütün veriler bunu

göstermektedir. Evrenin oluĢumuna ait bugünün tek ve en ciddi

teorisi Big Bang adı verilen Büyük Patlama‟dır.

1842‟de Avusturyalı Christian Doppler yaklaĢan ve

uzaklaĢan ses dalgalarının duran bir gözlemciye göre

konumlarını keĢfetti. Buna göre, gözlemciye yaklaĢan ses

dalgaları daha sık aralıklarda ve kısa dalga boylarında geliyor,

ses kaynağı uzaklaĢtıkça dalgaların boyları uzuyordu. Daha

sonra bu durum ıĢık dalgalarına tatbik edildi ve aynı Ģey

bulundu. UzaklaĢan ıĢık kaynağından çıkan ıĢınların çıkardığı

çizgilerin spektrumun kırmızı tarafına kaydığı görüldü.

1868‟de William Huggins bu tekniği kullanarak Sirrus

yıldızının Dünya‟dan uzaklaĢtığını ve uzaklaĢma hızını hesap

etti. 1929‟da Edwin Hubble aynı metodu kullanarak bütün

galaksilerin birbirinden büyük hızlarla uzaklaĢtıklarını gösterdi.

Uzaklardaki galaksilerin uzaklaĢma hızları ise daha büyüktü.

Yani evren durmadan geniĢliyordu. Bir zamanlar ise bir nokta

halindeydi. Bu keĢif, Büyük Patlama Teorisinin baĢlangıcı oldu.

Teoriye göre, sonsuz yoğunluk ve sıcaklıktaki bir nokta

halindeki madde birden bire patladı ve düĢünülemeyecek

miktarda bir enerji serbest kaldı. Patlama ile birlikte „zaman‟

akmaya baĢladı. Galaksiler, yıldızlar oluĢtu. Büyük Patlamadan

önce bir uzay yoktu. Uzay, Büyük Patlama ile meydana geldi.

Page 122: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

122

Hesaplamalar patlamanın 15 milyar yıl önce olmuĢ olduğunu

göstermektedir.

ġiĢmekte olan bir balonun üzerinde bulunan noktaların,

balon ĢiĢerek geniĢledikçe, birbirlerinden uzaklaĢmaları gibi,

evren de hala ĢiĢmeye devam etmekte ve içindeki bütün madde,

galaksiler, yıldızlar, birbirlerinden durmadan uzaklaĢmaktadır.

Evrenin merkezinde hiçbir Ģey yoktur ve hiçbir Ģey de evrenin

merkezi değildir. Merkezde sadece bir zamanlar bir nokta

halinde olan sonsuz yoğun madde bulunmaktaydı.

1956‟da George Gamow, eğer böyle bir patlama olduysa

ondan arta kalan bir ısının evrende bugün bile bulunması

gerektiğini matematiksel olarak ifade etti. Isı 1964 yılında

bulundu. Bulunan 2.74 K sıcaklığındaki ısı, 15 milyar yıl önce

olmuĢ patlamadan bugüne kadar gelebilmiĢ bir kırıntıydı. 2.74

K‟lık, arka alan radyasyonu denilen bu ısı kırıntısının

bulunması, galaksilerin birbirlerinden uzaklaĢmakta olmalarının

keĢfi, hidrojen atomunun bugünkü değerinin geriye gidilerek

patlama anındaki değeri ile karĢılaĢtırıldığında bulunan

uyumluluk, fotonun proton ve nötronlara oranı, patlamadan

hemen sonra Ģekillenen proton ve nötronun oranları arasındaki

uyum, Büyük Patlamayı destekleyen en önemli delillerdir.

Büyük Patlama modeli bir takım soruları da birlikte getirdi.

2.74 K‟lık arka alan radyasyonu neden her taraftan aynı

Ģiddette ve üniform Ģekilde alınmakta, galaksiler nasıl

Ģekillendi, evrendeki madde miktarı nedir, evren geniĢlemeye

ne süre devam edecek ve bir gün geniĢleme son bulup evren

kendi içine çök-meye baĢlayacak mı, vs? Bütün bunlara çeĢitli

cevaplar verildi. Büyük Patlama üzerinde yapılan muhtelif

düzeltmelerin en önemlisi 1980‟de Alan Guth‟dan geldi.

Guth, enflasyon modelini ileri sürdü. Bu modele göre Büyük

Patlama‟dan hemen sonraki geniĢleme üniform bir Ģekilde

olmadı. Patlamanın hemen sonrasındaki çok kısa bir süre içinde

Page 123: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

123

doğal kuvvetlerin operasyonu değiĢti ve gravitasyonun etkisi

tersine döndü. Gravitasyon kuvveti çekici yerine itici hale geldi.

Gravitasyon kuvveti, cisimler arasındaki, cisimlerin kütlelerinin

büyüklüğü ile doğru orantılı, aralarındaki uzaklığın karesi ile

ters orantılı olan bir kuvvettir. Temel maddenin sonsuz

yoğunlukta olması itici gravitasyonun düĢünülemeyecek

büyüklükte bir ikinci patlamayı meydana getirmesine neden

oldu. Bu esnada oluĢan evren çok küçük ve sıcaklığı ise çok

büyük olduğundan derhal ısısal eĢdeğerine ulaĢtı. Bu da arka

alan radyasyonunun üniformluğunu sağladı.

Ġlk saniyenin çok ufak bir kesrinde evren 1030

kat

büyümüĢtü. Doğa yasaları ortaya çıkmıĢtı. Sonra çabuk

soğuma oldu ve parçacıklar Ģekillenmeye baĢladı. Ġlk saniyenin

bir milyonuncu anında kuarklar, proton ve nötronları

oluĢturmaya baĢladı. Bu sırada, proton ve nötronların sıcaklığı

onları bir arada tutacak bağlanma enerjisinin çok üzerinde

olduğundan atom Ģekillenemiyordu.

Birinci saniyenin sonunda sıcaklık 10 milyar K‟ ye inince

hidrojen ve helyum gibi en hafif çekirdekler gözüktü. Bu

çekirdekler ancak 100.000 yıl sonra etraftaki elektronları

tutarak bir atomu meydana getirebildiler. Sıcaklık 10.000 K‟ ye

düĢmüĢtü. Atomun yapısı kurulunca normal gravitasyon tekrar

iĢlemeye baĢladı. Gravitasyonun iĢlemesiyle galaksileri

oluĢturacak madde Ģekillenmeye baĢladı.

Enflasyon modeline göre patlamadan çıkan arka alan

radyasyonunun günümüze kadar ulaĢmıĢ olması ve uzayın her

yönünden aynı sıcaklık ve Ģiddette alınması uyumlu

bulunmaktadır. 1990 yılında COBE yapay uydusundan alınan

veriler enflasyon modelini teyit etmektedir. COBE‟nin verdiği

bilgilere göre, Büyük Patlama‟dan 10-43

saniye sonra enerjide

bir değiĢiklik oldu ve ani bir geniĢleme meydana geldi. Bu

ikinci geniĢlemeden 300.000 yıl sonra galaksilerin malzemesini

Page 124: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

124

oluĢturacak bir üçüncü geniĢleme daha meydana geldi. Ve

evrenimiz bugün 15 milyar yıl sonraki geniĢliğine ulaĢtı.

Yıldızlar

Yıldızlar etrafa ıĢık ve ısı yayan gök cisimleridir. GüneĢ en

yakınımızda olan ve çıplak gözle tamamı görülebilen tek

yıldızdır. Diğer bütün yıldızlar sadece birer nokta halinde

görülür. Evrende bir trilyondan fazla yıldızın bulunduğu hesap

edilmektedir. Galaksilerin içlerindeki gaz ve toz bulutlarından

meydana geldikleri için yıldızlar gruplar halinde yer alır ve

diğer gök cisimleriyle birlikte galaksileri Ģekillendirir. Her bir

galaksinin içinde milyonlarca, bazılarında ise trilyonlarca yıldız

bulunmaktadır.

Yıldızların çıkardıkları ısı ve ıĢık içlerindeki nükleer

reaksiyonların bir sonucudur. Yıldızın ana maddesi olan

hidrojenin yanarak helyuma dönüĢmesi sırasında reaksiyonlar

onların neĢrettikleri ısı ve ıĢığı meydana getirir. Bir yıldızın

renginden onun parlaklığı ve sıcaklığı anlaĢılabilir. Sıcak olan

her cismin çıkardığı radyasyonun ona ait bir dalga uzunluğu

vardır. GüneĢ 6000 K‟lik bir sıcaklıkla spektrumun görünen

ıĢık bölgesine rastlayan ıĢık çıkarır. Bu sıcaklık onu sarı renkli

olarak gösterir. Daha yüksek sıcaklıktaki yıldız beyaz veya

mavi görülür. Soğuk yıldızlar kırmızı görülür. GüneĢ orta

boyutta bir yıldızdır. Ondan daha küçük boyutta yıldızlar

olduğu gibi onun yüzlerce katı büyüklükte olanlar da vardır. Bir

yıldız ne kadar büyük ise sıcaklığı da o kadar yüksek olur.

GüneĢ‟ten küçük yıldızlar düĢük sıcaklığa sahiptir.

Yıldızlar da insanlar gibi doğar, büyür ve ölür. Evrendeki

galaksilerin içlerinde soğuk ve karanlık gaz ve toz bulutları yer

almaktadır. Bunlara nebula adı verilir. Nebulaların içlerindeki

gaz ve tozlar yıldızların ham maddesidir. Toz ve gaz bulutları

Page 125: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

125

galaksilerdeki Ģok dalgaların etkisiyle bir araya gelerek küreler

halinde birikir. Gravitasyon kuvvetinin etkisiyle birbirlerine

daha yaklaĢır ve birbirinin içine iyice girerler. Milyonlarca yıl

süren bir süreç sonunda iyice yoğunlaĢan bulut yığını ısınır.

Sıcaklık yükseldikçe gaz ve tozlar daha fazla yaklaĢır ve

birbirlerine çarpar. ÇarpıĢmalar sonucu bulut ıĢıldamaya baĢlar.

Gravitasyonun etkisiyle yoğunluk arttıkça buluttan çıkan ıĢınlar

Ģiddetlenir.

Sonunda bulutların içlerinde 10 milyon dereceye ulaĢan

sıcaklıklar meydana gelir. Bu sıcaklıklarda nükleer füzyon

reaksiyonu baĢlar. Füzyon ile hidrojen atomları yanarak

helyuma dönüĢür. Bazı büyük kütlelerde ise proses devam

ederek helyumdan sonra karbon, azot, oksijen ve diğer ağır

elementler oluĢur. GüneĢ‟ten çok daha küçük kütlelerde

herhangi bir reaksiyon olamaz. Hidrojenin füzyon sonucu

helyuma dönüĢmesinde ortaya büyük bir sıcaklık ve parlaklık

çıkar. Onlarca milyon yıllık bir süre içinde olan bu proses

sonunda gaz ve toz bulutları artık parlayan bir yıldız haline

dönüĢmüĢ olur.

Her yıldız içindeki elementlerin atomlarını birbirine

yaklaĢtırıp sıkıĢtıracak bir gravitasyon kuvvetin etkisi

altındadır. Yıldızın kütlesi büyüdükçe gravitasyon kuvveti de

artar. DıĢtan içeriye doğru olan bu kuvvet, içeriden dıĢarıya

doğru olan nükleer patlamanın kuvveti ile dengede tutulur.

Yıldızın içindeki hidrojenin üçte birinin füzyon reaksiyonu ile

yanıp helyuma dönüĢmesine kadar bu iki kuvvet birbirini

dengeler. Yıldızın yakıtının helyuma dönüĢmesi üzerine

gravitasyon etkisini gösterir ve yıldız merkezine doğru çökmeye

baĢlar. Yıldızın yoğunluğu artar ve artan yoğunluk yıldızın

merkezindeki sıcaklığı yükseltir. Yükselen sıcaklıkta helyum

karbona dönüĢmeye baĢlar. Ve yıldız artan enerjisi ile birlikte

Page 126: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

126

geniĢler. DıĢ tabakaları geniĢlemiĢ ve iç sıcaklığı daha da

yükselmiĢ bu yıldıza kızıl dev adı verilir.

Kızıl dev haline gelmiĢ yıldız çevresini helyum ile

zenginleĢmiĢ merkeze doğru çekmeye baĢlar. Yıldız artık kendi

ağırlığını destekleyemez haldedir. Merkezindeki sıcaklık daha

da yükselmiĢ, etrafı ĢiĢmiĢ bir görünüm kazanır. DıĢ tabakalar

ĢiĢerken yüzey sıcaklığı düĢer. Yıldız artık kırmızı renkli soğuk

bir devdir. Kızıl dev çekirdeğindeki helyumu yakarak karbon ve

oksijene dönüĢtürür. Bu süre, kütlesinin büyüklüğüne bağlı

olarak birkaç milyar yıl sürer. Helyum yandıkça içe çöküĢ

hızlanır. SıkıĢmanın artmasıyla yıldız dıĢ tabakalarını uzaya

fırlatır atar. Geride sadece bozulmuĢ maddeden bir merkez

çekirdek kalmıĢ ve rengi beyazımsı olmuĢtur. Bu bir beyaz

cücedir. Beyaz cüce içindeki yakıtı yakmaya devam ederek,

yüzlerce milyon yıl alan bir süreç sonunda onları demire

dönüĢtürür. IĢığı sönmüĢ, soğuk ve karanlık bir görünüm almıĢ

bu yıldıza siyah cüce denir. Artık yıldızın yakacak bir yakıtı

kalmamıĢtır.

Eğer yıldızın kütlesi güneĢin kütlesinin 1.44 katından

büyükse beyaz cüce safhasından sonra proses devam eder.

Böyle büyük yıldızlar cüce olarak kalmaz. Ġç sıcaklıkları ve

yoğunlukları daha da yükselir, yakıtı demir, nikel, krom, kobalt

haline gelir. Yıldızın etrafında katmanlar oluĢur. Demir haline

gelmiĢ yakıt artık yanamaz. Sıcaklık ve basınç elektron ve

protonları birbirine yapıĢtırarak nötron haline getirir. Demir

çekirdek 100 km çapında bir top halindedir. Ve yıldız, kritik bir

sıcaklıkta bir milyar katı bir ıĢık çıkararak patlar. Bu bir

süpernova patlamasıdır. Patlamayla birlikte etrafa korkunç bir

Ģok dalgası ve nötrino akıĢı baĢlar. Patlayan malzeme gaz

bulutları halinde uzaya dağılır.

1.44 sayısına, onu bulanın anısına, Chandrasekhar limiti

denir. Bu sayı GüneĢ‟in kütlesiyle orantılı olup, GüneĢ‟in

Page 127: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

127

kütlesinin 1.44 katından büyük ve küçük yıldızların evrimlerini

belirler. Bu limitin altındakiler sonunda beyaz ve siyah cüce

olarak evrimlerini tamamlar. Limitin üstündekiler ise

süpernova, nötron yıldızı ve daha sonra da bir karadelik haline

gelir.

Süpernova patlamasından geriye 10-20 km geniĢliğinde bir

çekirdek kalır. Burada elektronlarla protonlar birleĢmiĢ ve

nötron haline gelmiĢtir. Yıldız artık bir nötron yumağı

olmuĢtur. Yoğunluğu ve çekim gücü korkunç boyutlara

ulaĢmıĢtır. Bunlara nötron yıldızı denir. Ġçlerinde bir nükleer

reaksiyon bulunmadığından bir ıĢıma yapamazlar. Boyutu

küçüldüğü için dönüĢ hızı da artmıĢtır. Saniyede onlarca,

yüzlerce dönüĢ yapar. Bazıları ise düzenli aralıklarda radyo

dalgaları çıkarır. Bunlara da pulsar adı verilir. Pulsarların

dönüĢ periyotları 0.0015 ile 4 saniye arasında değiĢir.

Bir nötron yıldızı veya bir pulsar daha fazla çöktüğü

takdirde madde sıkıĢmaya devam eder ve yoğunluğu bir

çekirdek yoğunluğunun üstüne çıkar. O zaman yıldız uzay-

zaman ağını parçalar ve sonsuz bir yoğunluk ve çekim

kuvvetinin etkisi ile bir karadelik haline gelir. Karadelik

yıldızların son durağıdır.

Karadelikler

Karadelikler evrenin en heyecan verici, en korkunç ve

inanılması en zor cisimleridir. DüĢünülemeyecek sınırlara

uzanan, ıĢık dahil hiç bir Ģeyin ondan kaçıp kurtulamayacağı

uzayın bir bölgesidir. Karadelikler evrenimizle diğer evrenler

arasındaki bir geçittir. Hiç kimse henüz bir karadelik

görmemiĢtir ve hiç bir zaman da göremeyecektir. Fakat

varlıkları kesindir.

Page 128: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

128

18‟ci yüzyılın sonlarında üç kiĢi, Ġngiliz John Mitchell,

Fransız Pierre Simon ve Marquis Laplace birbirlerinden

bağımsız olarak, evrende içinden ıĢığın bile kaçıp

kurtulamayacağı büyüklükte gravitasyon kuvvetine sahip bir

takım kara cisimlerin bulunabileceğini söylediler. Bu fikirler,

Newton‟un ıĢığın parçacıklar yağmuru gibi olduğunu ve

gravitasyon kuvvetini 17‟ci asırda belirtmesi üzerine ileri

sürülmüĢtü. 19‟cu yüzyılda ıĢığın bir dalga hareketi olduğu

anlaĢılınca karadelik fikrinden vazgeçildi. 1916‟da Einstein

ıĢığın gravitasyon kuvvetinden etkilendiğini ispat etmesinden

sonra teori tekrar ele alındı.

Yıldızlar, gravitasyonun etkisi ile hidrojen gazının sıkıĢması

ile oluĢmaya baĢlar. Atomlar birbirine yaklaĢtıkça enerjileri ve

sıcaklıkları yükselir. Birbirlerine yaklaĢtıkça da gravitasyonel

çekimleri artar. Sonunda hidrojen çekirdekleri füzyonla

helyuma dönüĢür. Helyum atomunun kütlesinin, birleĢen iki

hidrojen atomunun kütleleri toplamından bir miktar az

olmasıyla aradaki kütle farkı E=mc2‟ye göre enerjiye dönüĢür.

Bu enerji de yıldızı sıcak ve parlak yapar.

Helyum daha sonra karbona, karbon da neon, oksijen ve

silikon haline gelir. En sonunda demir oluĢur. Bu

reaksiyonların her birinde enerji üretilir. Reaksiyonlar

sırasındaki füzyon enerjisi gravitasyonu dengede tutar. Her Ģey

yanıp tükenince gravitasyon etkisini gösterir ve yıldızı içine

çekerek çökertir. Yıldız yeterli kütleye sahipse sonunda nötron

yıldızı ve daha sonra da bir karadelik olur.

Karadeliklerin yoğunluğu ve gravitasyon kuvvetleri

sonsuzdur. Bu yüzden ıĢık dahil hiç bir Ģey onun dıĢına

çıkamaz. Onlar görülemezler ve ıĢıkları dıĢarı çıkamadığı için

karanlıktırlar. Yakın çevrelerindeki her Ģeyi, yıldızları ve hatta

galaksileri bile hortum gibi emip yutarlar. Bir karadeliğe giren

cismin onun içine girdiği asla görülemez. Sadece onun

Page 129: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

129

yüzeyinde donup kaldığı görülür. Donan cisim, saniyenin çok

küçük bir kesrinde dıĢarıdaki gözlemcinin görüĢünden

kaybolur. GüneĢ‟in iki katı büyüklükte bir karadeliğin içine

girilince onun merkezine düĢme zamanı bir saniyenin yirmi

milyonda biri kadar bir süredir.

Bir karadeliğin etrafındaki uzay onun sonsuz ağırlığından

yırtılmıĢ, bükülmüĢ ve ortası dipsiz bir kuyu gibi delinmiĢtir.

Etrafında olay ufku denilen güçlü bir çekim alanı ve

merkezinde çekim alanının sonsuz olduğu tekillik noktası

bulunur. Olay ufkuna giren bir cisim ıĢık hızı ile tekilliğe

çekilir. Tekillik noktasında zaman durur ve evren yasaları

geçerliliğini kaybeder. Tekillik noktasının arkasında baĢka bir

evrenin yasaları baĢlar. Ġnsanoğlunun bir karadeliğin içinde ve

arkasında nelerin olup bittiğini anlaması hiçbir zaman mümkün

olmayacaktır.

Yarıçapı yaklaĢık 6400 km olan Dünya‟mız bir uzay devi

tarafından dıĢarıya hiç madde atmadan sıkıĢtırılabilseydi ve

yarıçapı 1 cm‟e küçültülebilseydi, o anda, bir karadelik olurdu.

GüneĢ‟in yarıçapı 3 km‟ye indirgenebilseydi o da bir karadelik

olurdu. Çünkü bu durumda, önce atomun elektronları protona

yapıĢacak, protonlar nötrona dönüĢecek ve nötronlar da

birbirlerinin içlerine girerek sonsuz ağırlıkta bir madde

meydana gelecekti. Böyle bir madde de uzayı yırtacak ve

sonsuz gravitasyon kuvveti ile civarındaki her Ģeyi kendisine

doğru çekecekti.

Bir karadeliğin tekillik noktasının arkasında diğer bir

evrenin tekilliğinin baĢladığı, bir akdeliğin bulunduğu ve bu

akdeliğin de yandaki bir evrenin giriĢi olduğu

düĢünülmektedir. Bizim evrenimizdeki karadeliklere dalan

madde tekilliklerden geçtikten sonra yandaki evrene fıĢkırıyor

olabilir.

Page 130: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

130

Galaksimizin merkezinde çok Ģiddetli kozmik olaylar

olmaktadır. Oradan alınan ıĢınlardan merkeze yerleĢmiĢ dev bir

karadeliğin bulunduğu anlaĢılmaktadır. 14.000 ıĢık yılı

uzaklıkta bulunan Cygnus X-1 çift yıldız sistemindeki mavi dev

HDE-226868 en yakınımızdaki karadelik olup, Dünya‟dan

görebildiğimiz ikizinden devamlı madde yutmaktadır. Bu

karadeliğin ikizinden yuttuğu maddenin içeri girerken sıkıĢarak

ısınması sonunda çıkardığı çığlıklar X-ıĢınları Ģeklinde

tarafımızdan alınmaktadır.

Evrendeki yıldızların çoğu sonunda birer karadelik

olabilecek türdendir. Yapılan hesaplar evrende her yüz yıldıza

karĢılık bir tane karadelik bulunduğunu göstermektedir.

Üzerimize gelecek bir karadelik tarafından yutulma ihtimali her

zaman geçerli bulunmaktadır.

GüneĢ Sistemi ve Gezegenler

Etrafında dönen dokuz adet gezegeni ile GüneĢ sistemi

detaylı olarak bilinen tek sistemdir. YaĢamın sadece yıldızların

etrafında dönen gezegenlerde oluĢabildiği bilindiğinden,

sistemimizin dıĢındaki baĢka sistemler araĢtırılmakta olup

henüz bulunamamıĢtır. Sistemin yaĢı 4.6 milyar yıldır. 19‟cu

yüzyılın sonlarında sistemimizin, GüneĢ ile baĢka bir büyük

yıldızın çarpıĢması sonunda oluĢtuğuna inanılıyordu. Bugün ise

gezegenlerin GüneĢ‟le aynı zamanda, GüneĢ‟in Ģekillenmesi

sırasında bölgede mevcut olan büyük bir nebuladan meydana

geldiği artık bilinmektedir.

Nebula denilen toz ve gaz bulutları süpernova patlamalarıyla

oluĢur. Bizi oluĢturan nebula yoğun olan merkezinin etrafında

dönüyordu. Bulut gittikçe sıkıĢtı ve yoğunlaĢtı. Gravitasyonun

etkisi ile daha da sıkıĢan ve ısınan bulut daha hızlı dönmeye

baĢladı. Önce merkezde oluĢan açısal momentum daha sonra

Page 131: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

131

dıĢ bölgelere aktarıldı. Merkezdeki daha sıcak ve büyük olan

ana bulut GüneĢ‟i meydana getirdi. DıĢ bölgelerde ayrı ayrı

kendi baĢlarına dönen ufak ve soğuk bulutlar ise gezegenleri

oluĢturdu.

GüneĢ‟in yakınındaki bulutlar küçük gezegenleri, uzak ve

soğuk bölgelerdekiler ise büyük gezegenleri Ģekillendirdi. DıĢ

bölgelerdekilerin kütleleri büyük olduğundan açısal

momentumun çoğunu bunlar topladı. GüneĢ‟in içinde baĢlayan

nükleer reaksiyonların rüzgarı daha sonra ortada kalan toz ve

gazları dıĢarı üfürdü. Son yıllarda bulunan deliller birçok genç

yıldızların aynı Ģekilde gaz ve toz bulutlarından oluĢtuğunu

göstermiĢtir.

GüneĢ sistemi, ortada GüneĢ ve onun etrafında dolanan

dokuz adet gezegen, elli adet uydu ve milyonlarca asteroit,

kuyruklu yıldız ve küçük gök taĢlarından meydana gelir.

Bunların hepsi değiĢik yörüngeler ve süreler içinde GüneĢ‟in

etrafında dönerler. GüneĢ bütün sistemin kütlesinin %99‟unu

kendinde toplamıĢtır. GüneĢ‟in çevresinde dolanan her cisim

ayrıca kendi ekseni etrafında da döner. Sistemin en dıĢında

bulunan Pluto‟nun çizdiği yörüngenin geniĢliği olan 11.8

milyar kilometre sistemin çapını meydana getirir. 4.6 milyar yıl

önce baĢlayan oluĢum yarım milyar yıl sürmüĢ olup, GüneĢ ve

gezegenleri 4 milyar yıldır sakin bir yaĢam sürmektedir.

Sistemin içinde, GüneĢ‟ten sonraki en büyük cisim Jüpiter

gezegenidir. Sonra Satürn, Uranüs ve Neptün gelir. Bunlar

düĢük yoğunluklardaki gaz maddelerinden oluĢmuĢ dev

gezegenlerdir. Ġç bölgelerde bulunan, büyüklük sırasına göre,

Dünya, Venüs, Mars ve Merkür ise demir, silikon gibi katı

maddelerden yapılmıĢ küçük gezegenlerdir. Sistemin en dıĢında

yer alan ve en küçüğü olan Pluto gezegeni bir istisnadır.

Ġç ve dıĢ gezegenlerin sınırı Mars ile Jüpiter arasında yer

alan asteroit kuĢağı ile ayrılır. Ġçerde GüneĢ‟e yakınlık sırasıyla,

Page 132: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

132

Merkür, Venüs, Dünya ve Mars, dıĢarıda ise Jüpiter, Satürn,

Uranüs, Neptün ve Pluto bulunur. Ġç gezegenlerin malzemesi

genellikle yoğun kayalar olup, bunlar GüneĢ‟le aynı düzlemde

döner. Sadece Merkür‟ün yörünge düzlemi 7 derecelik bir açı

yapar. Venüs‟ün dıĢında bütün gezegenler kendi eksenleri

etrafında GüneĢ‟inkiyle aynı yönde döner. Venüs kendi

çevresinde ters yönde dönen tek gezegendir. Gezegenlerin

yörüngeleri üzerindeki dönüĢ yönleri aynıdır. Yani GüneĢ‟in

dönüĢ yönünde yol alırlar.

Merkür GüneĢ‟e en yakın ve iç gezegenlerin en küçüğüdür.

Eliptik yörüngesi üzerinde GüneĢ‟e 46 milyon km yaklaĢır ve

70 milyon km uzaklaĢır. Dünya‟dan görülmesi zor olan Merkür

ancak iki ayda bir görülebilir. Yüzey sıcaklığı GüneĢ‟e olan

mesafesine göre 285 ile 415 derece arasında değiĢir. Geceleri

ise yüzey sıcaklığı -175 derecedir. Yüzeyi kraterlerle kaplı olan

Merkür sistem içindeki ikinci en sıcak gezegen durumundadır.

Venüs Dünya‟dan gün doğuĢunda ve gün batıĢında

görülebilir. Ay‟dan sonra geceleri gökte görülen en parlak

cisimdir. Yörüngesi bir daireye çok yakın olup, GüneĢ‟e olan

uzaklığı 108 milyon km‟dir. Diğer gezegenlerin aksine Venüs

kendi ekseni etrafında ters yönde döner. Bu ters dönmenin

sebebinin Dünya‟nın gravitasyon kuvveti olduğu sanılmaktadır.

Yoğun bir atmosferinin bulunması yüzünden yüzey sıcaklığı

475 derecedir.

Kırmızı gezegen olarak bilinen Mars Dünya‟ya en yakın

gezegendir. GüneĢ etrafındaki yörüngesinde ona 206 milyon km

yaklaĢır ve 249 milyon km uzaklaĢır. Ekvatorundaki sıcaklık 10

ile -75 derece arasında değiĢir. Dünya‟ya olan uzaklığı 50

milyon ile 100 milyon km arasındadır. En yakın konumuna her

16 yılda bir defa gelir. Güney yarım küresinde yer alan, 3000

km uzunluğundaki vadi GüneĢ sistemi içindeki en büyük ve

derin yarıktır. Gezegende sıvı su bulunmamasına rağmen, kuzey

Page 133: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

133

ve güney kutuplarında büyük buz baĢlıklar yer alır. Mars‟ta hiç

bir yaĢam izine rastlanmamıĢtır.

Gezegenlerin en büyüğü olan Jüpiter‟in GüneĢ‟e olan

uzaklığı 778.3 milyon km‟dir. Merkezinde kayalar, onun

dıĢında sıvı ve yoğun bir atmosfer vardır. OluĢum sırasında bir

nükleer reaksiyon baĢlatamayan ve bir gezegen olarak kalan

Jüpiter bir kaç kat daha büyük olsaydı bir yıldız olabilirdi.

Kendi ekseni etrafında çok hızlı döndüğünden ekvator bölgesi

ĢiĢkin ve kutupları basıktır. Ġç bölgeleri çok sıcak, dıĢ yüzeyi ise

soğuktur.

Ġkinci en büyük gezegen olan Satürn, sistemdeki en güzel

manzaralı gezegendir. Çevresinde buz parçalarından oluĢmuĢ

parlak renklerde görünen halkalar yer alır. GüneĢ‟e olan

uzaklığı 1427 milyar km, yüzey sıcaklığı -180 derecedir.

Dördüncü en büyük gezegen olan Uranüs‟ün GüneĢ‟e

uzaklığı 2870 milyar km‟dir. Etrafında karanlık görünen

sevimsiz halkaları vardır. GüneĢ etrafındaki bir dönüĢünü 84

Dünya yılında tamamlar. Yörünge düzlemindeki fazla

yatıklıktan dolayı gezegenin kutuplarında geceler ve gündüzler

42 yıl sürer.

Neptün‟ün GüneĢ‟e olan uzaklığı 4497 milyar km‟dir. Çok

uzakta olduğundan en az bilinen gezegendir. Yüzey

sıcaklığı

-200 derecenin altındadır. Neptün‟ün mevcudiyeti, keĢfedilme-

sinden çok önce 1845 yılında, Uranüs‟ün yörüngesinde yaptığı

düzensizlikler belirtisiyle anlaĢılmıĢtır.

Dokuzuncu gezegen olan Pluto en küçük olanıdır. GüneĢ‟e

uzaklığı 5970 milyar km‟dir. Yörüngesi çok eliptik olup,

GüneĢ‟e yakın konumda Neptün‟ün yörüngesinin içinden geçer.

GüneĢ etrafındaki bir dönüĢünü 250 yılda tamamlar. Yüzey

sıcaklığı -270 derece olan bu küçük gezegenin yüzeyi buzla

Page 134: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

134

kaplıdır. Çok uzaklarda olan Pluto, Dünya‟dan çok zor

görülmektedir.

GüneĢ

Evrendeki sayısız yıldız arasında en yakınımızda olanıdır.

Boyut, parlaklık ve çıkardığı enerji bakımından orta ölçüde

tipik bir yıldız olup, yakınındaki bir gezegende yaĢayan

canlıların ihtiyaç duydukları enerjinin tamamını verir.

Civarında bulunan dokuz gezegen, çok sayıda asteroit, meteor

ve kuyrukluyıldız onun gravitasyon etkisi ile milyarlarca yıldır

etrafında dolanıp dururlar.

Çapı yaklaĢık 1.4 milyon km, kütlesi 1.9x1027

tondur. Bu

kütle ile etrafında dönen bütün cisimlerin toplamından yaklaĢık

1000 defa daha büyüktür. Bu kütle Dünya‟nın 330.000, en

büyük gezegen olan Jüpiter‟in ise 1000 katıdır. GüneĢ‟ten 600

kat daha büyük yıldızlar bulunduğu gibi ondan 20 defa daha

küçükler de vardır.

GüneĢ‟in kütlesi çok sıcak gazlardan meydana gelmiĢtir.

¾‟ü hidrojen, ¼‟ü helyum ve %2‟si de diğer ağır elementlerdir.

Merkezindeki sıcaklık 15 milyon, yüzey sıcaklığı ise 5770

derecedir. Yüzeyindeki gravitasyon kuvveti Dünya‟dakinin 27

katıdır. Merkezindeki büyük nükleer enerji sayesinde içeriye

doğru çöküĢü engellenmektedir.

Çapı Dünya‟nın 100 katı, hacmi 1.4 milyon katı olan

GüneĢ‟in Dünya‟ya olan uzaklığı yaklaĢık 150 milyon

kilometredir. GüneĢ kendi ekseni etrafında saat ibresinin tersi

yönde döner ve bir dönüĢünü 27 Dünya gününde tamamlar. Bu

dönüĢü sırasında ekvatorundaki bir noktanın hızı saniyede 2

km‟dir. Galaksinin dönüĢü nedeniyle onun merkezi etrafında

saniyede 230 km hızla döner, ayrıca Vega yıldızına doğru

saniyede 20 km hızla hareket eder. Galaksinin sarmal kollarının

Page 135: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

135

birinin ortasında 40 milyon yıl, kolun dıĢında da 80 milyon yıl

süresince kalır.

Muazzam bir enerji kaynağı olan GüneĢ‟in enerjisi içindeki

hidrojen atomlarının füzyon reaksiyonu sonucu yanarak

helyuma dönüĢmesiyle oluĢur. Yüksek gravitasyon kuvveti

altında çarpıĢan atomların protonları yüklerini kaybederek

nötrona dönüĢür. Sonunda iki protonla iki nötrondan oluĢan bir

helyum çekirdeği ortaya çıkar. Her saniyede 564 milyon ton

hidrojen, 560 milyon ton helyuma dönüĢür. 4 milyon tonluk

kütle farkı 15 milyon derecelik ısı haline gelir ve ıĢınım

Ģeklinde yıldızdan ayrılır.

4.6 milyar yıldır saniyede 4 milyon ton madde kaybeden

GüneĢ‟in hidrojeninin tamamını yakıp bir kızıl dev olması 5

milyar, bir beyaz cüce olması da 7 milyar yıl alacaktır. Nükleer

reaksiyonun devam ettiği çekirdeği bütün hacminin binde biri

kadardır. Çekirdeğin dıĢında radyasyonu ileten bölge gelir.

Enerjinin radyasyon olarak bu bölgeyi geçip dıĢarı çıkması 10

milyon yıl alır.

Isıyı oluĢturan radyoaktif bölgenin dıĢında 6000 derece

sıcaklığındaki fotosfer tabakası vardır. GüneĢ‟in görünen ıĢığı

bu tabakadan çıkar. En dıĢarıdaki kromosfer tabakası 4300

derece sıcaklığındadır. Kromosferin dıĢında da korona denilen

ince bir tabaka bulunur. Bu en dıĢ tabakanın düĢük yoğunluğu

nedeniyle ve gazların daha hızlı hareket etmeleri yüzünden

burada sıcaklık 1-5 milyon dereceye yükselir.

Dünya, GüneĢ‟ten çıkan toplam enerjinin çok küçük bir

kısmını alabilir, gerisi boĢ uzayda kaybolur. Bize gelen

enerjinin büyük bir kısmı morötesi ıĢınlar, görünen ıĢık ve

kızılötesi ıĢınlardır. Bunların dıĢında, gamma ıĢınları, X-ıĢınları,

mikrodalga ve radyo dalgaları da ulaĢır. Korona tabakasından

çıkan proton, nötron ve elektronlar uzaya yayılır. Bunlara

Güneş rüzgarları adı verilir. Uzayın her yönüne dağılan bu

Page 136: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

136

parçacıklar saniyede 1000 km‟lik hızla yol alırlar ve sistemdeki

diğer cisimleri etkiler. Atmosferimize de giren bu parçacıklar

iyonosfer tabakasındaki iyonları dalgalandırarak radyo

yayınlarını aksatır ve kutup bölgelerinde değiĢik ve acayip

renkli ıĢık görüntülerine sebep olur.

Dünya‟nın tersine GüneĢ sakin bir yapıya sahip değildir. Bir

gün ölecektir. Ölümü bizim sonumuz olacaktır. 5 milyar yıl

sonra içindeki hidrojen yanıp bitecek, çekirdeği gittikçe daha

fazla ısınan ve büyüyen helyuma dönüĢecek ve GüneĢ ĢiĢmeye

baĢlayacaktır. Sonunda Dünya‟yı da içine alan bir geniĢliğe

ulaĢacak ve dünya üzerindeki her Ģeyi yakıp kavuracaktır. Çapı

300 milyon kilometreye ulaĢtığında Dünya ve yakınındaki

gezegenler onun içinde kalacak ve yavaĢ, yavaĢ onlar da eriyip

yok olacaklardır. Kızıl dev durumundan sonra GüneĢ bir beyaz

cüce olacak, Dünya‟nın dört katı bir büyüklüğe inecektir.

Kütlesi ise aynı kalacak ve yaĢamını bir cüce olarak sonsuza

kadar sürdürecektir.

Ay

Ay, üzerine insanoğlunun ayak bastığı ilk ve tek gök

cismidir. Ayrıca Dünya‟ya en yakın konumdaki cisimdir.

Dünya etrafında 27 gün 7 saat ve 43 dakikada tam bir dönüĢ

yapan Ay, kendi ekseni etrafında da aynı sürede döner. Bu bir

rastlantı olmayıp, Dünya‟nın Ay üzerindeki gravitasyon etkisi

onu bu Ģekilde hareket etmeye zorlamıĢtır. Bu iki sürenin eĢit

olması nedeniyle Dünya‟dan Ay‟ın sadece bir yüzü görülebilir.

Ay‟ın arka yüzünü henüz hiç kimse görmemiĢtir.

Ay ölü bir cisimdir. Ġçinde, herhangi bir reaksiyon veya sıvı

bir madde yoktur. Atmosfere sahip değildir. Bu yüzden

GüneĢ‟e bakan yüzünün sıcaklığı 100 derecenin üstünde, arka

yüzü ise -200 derecedir. Yine atmosferi bulunmadığından

Page 137: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

137

Ay‟da bulunan bir kimse gökyüzünü zifiri karanlık görür. Ay,

meteor ve göktaĢlarının bombardımanı altındadır. Zira onları

tutacak bir atmosferi yoktur. Bu cisimlerin Ay yüzünde açtığı

kraterler 1000 km çapına ulaĢmaktadır.

Dünya etrafında hafif bir eliptik yörünge çizen Ay‟ın bize

olan uzaklığı en yakın konumda 356.394 km, uzak konumda ise

406.678 km‟dir. Çapı 3476 km, kütlesi ise Dünya‟nın 81‟de biri

kadardır. Yapısını kayalar oluĢturur. Yörünge düzlemi,

Dünya‟nın GüneĢ etrafındaki düzlemi ile 5 derecelik bir açı

yapar. Dünya GüneĢ etrafında, Ay yönünde döndüğünden

dolunay durumundaki tam Ay her 29 gün 12 saat 44 dakikada

bir görülür.

Ay Dünya‟dan GüneĢ‟in büyüklüğüne eĢit bir büyüklükte

görülür. Bu bir rastlantıdır. Bu yüzden Ay GüneĢ‟in önüne

geldiğinde onu kapatır, ıĢığını tutar ve GüneĢ tutulması

meydana gelir. Dünya etrafındaki her dönüĢünde Ay Dünya‟dan

2.5 milimetre kadar uzaklaĢmaktadır. 400 milyon yıl içinde Ay-

Dünya arası uzaklık %4 oranında artmıĢtır. 750 milyon yıl

sonra Ay Dünya‟dan çok küçük görülecek ve herhangi bir

GüneĢ tutulması olmayacaktır.

Ay Dünya‟dan kopmuĢ bir parça değildir. Dünya‟nın

oluĢumu sırasında mevcut olan ve ondan arta kalan yakındaki

bir gaz ve toz bulutunun anaforundan meydana gelmiĢtir.

GüneĢ‟ten aldığı ıĢığın sadece %7‟sini Dünya‟ya yansıtan Ay‟a

insanoğlu 1969 yılında ayak basmıĢtır.

Dünya

GüneĢ sistemi içinde, üstünde sıvı suya, atmosferinde

serbest oksijene sahip tek gezegendir. GüneĢ‟in atmosferi

içinde yer alır. Ölçü olarak beĢinci en küçük, GüneĢ‟e uzaklık

bakımından üçüncü en yakın gezegendir. Çapı ekvatorda

Page 138: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

138

12.757 km, kutuplar arasında 12.714 km‟dir. Kütlesi 6.60x1020

ton, ortalama yoğunluğu suyun 5.5 katıdır. ¾‟ü su ile, ¼‟ü

karalarla kaplı olan Dünya‟nın dıĢında 2000 km kalınlığında bir

hava tabakası vardır.

GüneĢ‟in etrafındaki eliptik bir yörüngede saniyede 30

km‟lik bir hızla döner ve bir dönüĢünü 365.2564 günde

tamamlar. Kendi ekseni etrafında dönüĢ hızı ekvatorda 1670

km/saat‟dir. Ay ve GüneĢ‟in çekim kuvvetlerinin etkisiyle

dönüĢ hızında her 100 yıl sonunda 0.00164 saniyelik bir artıĢ

olmaktadır. GüneĢ‟e olan uzaklığı ortalama 150 milyon

kilometre olan Dünya‟nın yaĢı diğer gezegenler gibi 4.6 milyar

yıldır.

Bir küre Ģeklinde olan Dünya‟nın dıĢ yüzeyi çok ince olan

ve toplam hacminin %1‟i kadar olan bir kabukla çevrilmiĢtir.

Bu kabuğun kalınlığı 16-65 km arasında değiĢir. Kabuğun

altında 2900 km kalınlığındaki manto tabakası olup, bu bölgede

sert ve yarı katı kayalar yer alır. Daha içeride 5155‟ci

kilometreye inen dıĢ çekirdek bulunur. Bunun altında da 6600

derece sıcaklıkta iç çekirdek vardır. Yapısındaki en önemli

elementler oksijen, demir, silikon ve magnezyumdur. Ġç

çekirdekte eriyik halinde demir, platin, nikel ve iridyum

elementleri yer alır. Bunlar içinde demir karıĢımın %90‟nını

teĢkil eder.

Dünya‟nın üzerindeki hava tabakasına atmosfer adı verilir.

Atmosferin kütlesi Dünya‟nın kütlesinin milyonda biri

kadardır. Çekim kuvveti sayesinde atmosfer Dünya‟yı terk edip

uzaya dağılmaz ve Dünya ile birlikte döner. Atmosferin %80‟i

azot, %20‟si de oksijendir. Atmosfer homojen Ģekilde olmayıp,

yükseklere çıkıldıkça yoğunluğu azalır. Atmosfer Dünya‟yı

GüneĢ‟in zararlı ıĢınlarından ve uzaydan gelen göktaĢlarından

koruyan bir Ģemsiye görevini yapar. Ayrıca içindeki gazlar

Dünya üzerindeki canlıların solumasını sağlar.

Page 139: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

139

Dünya üzerindeki su örtüsüne hidrosfer adı verilir.

Yüzeyinin %70‟ini kaplayan okyanusların ortalama derinliği

3.7 km‟dir. Karaları meydana getiren kıtalar platoların üzerine

oturmuĢtur. Altı adet plato, alt bölgelerdeki sıcak erimiĢ

kayaların ağır dönme hareketleriyle sürüklenirler. Böylece

kıtalar daima bir hareket içindedir. Bundan 225 milyon yıl önce

var olan Pangaea denilen tek bir süper kıta 180 milyon yıl önce

parçalanarak birbirinden uzaklaĢmıĢ ve Ģimdiki durumu

meydana getirmiĢtir. Platolar birbirinden ayrılınca aradaki

boĢluğu sular doldurarak okyanusları oluĢturur. Platolar birbiri

üstüne geçince de sıradağlar ve vadiler meydana gelir.

Dünya üzerindeki kıtalar her yıl bir santimetre kadar

birbirine yaklaĢmakta ve uzaklaĢmaktadır. Dünya‟nın merkezi

çok sıcaktır. Çekirdeğin üstündeki kalın kaya tabakası bu ısının

dıĢarı çıkıp kaybolmasını önler. DıĢ tabakalarda bulunan

uranyum, toryum ve potasyum gibi radyoaktif elementlerin

bozunmaları sırasında çıkardıkları ısı, Dünya‟dan kaçan ısıyı

karĢılar ve onun ısısını dengede tutar.

GüneĢ‟ten çıkan enerjinin sadece iki milyarda biri Dünya‟ya

ulaĢır. Tehlikeli ıĢınlar atmosferin çeĢitli katmanlarında

süzülerek Dünya yüzeyine iner. Kıtalar bu ıĢınlarla ısınır, ısınan

toprak havayı ısıtır ve ısınan hava yukarı tırmanarak bulutları

oluĢturur. Sonra soğuk rüzgarlar bu bulutları yağmur olarak

yüzeye geri döndürür. GüneĢ‟ten gelen sıcaklığı atmosfer

altında hapsederek derin sıcaklık farkının oluĢmasını engeller.

Sera etkisi denen bu olay yüzünden Dünya üzerindeki sıcaklık

bir yaĢam için uyumlu olmaktadır.

Dünya‟nın ekseni düzeyle yaklaĢık 23.5 derecelik bir açı

yapar. Yaz aylarında eksenin kuzey ucu GüneĢ‟e doğru eğilir.

Aralık ayında bu uç GüneĢ‟ten uzaklaĢır. Bu sebepten dolayı

hazirandan itibaren kuzey yarım küresinde yaz, güney yarım

küresinde kıĢ yaĢanır. Aralıktan itibaren de kuzeyde kıĢ, güney-

Page 140: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

140

de yaz yaĢanır. Yaz ve kıĢların sebebi Dünya eksenindeki

eğikliktir. Eksendeki eğiklik daima azalıp artmaktadır. Her

40.000 yılda bir en üst düzeyi olan 24.5 dereceye çıkar. Eğiklik

arttıkça yazlar daha sıcak, kıĢlar da daha soğuk geçer.

Dünya, Ay ve GüneĢ arasındaki çekim kuvvetleri birbiri

üzerinde gel-git etkilerine sebep olurlar. Ay‟ın çekim gücünden

dolayı Dünya‟nın ekvator bölgesi Ay yönünde gerilir. Ay‟a

bakmayan taraf da gerilir. Bu gerilmeler yarım metre kadardır.

Okyanus suları karalardan daha fazla gerilerek sular kabarır.

Dünya yüzeyinin Ay‟a bakan tarafı geri dönerken kabarmalar

alçalır. Kabarma ve alçalmalar her gün tekrarlanır.

GüneĢ Ay‟dan 27 milyon defa daha kütleli ve daha büyük

bir çekim kuvvetine sahip olmasına rağmen ondan 380 kat daha

uzakta olması nedeniyle, GüneĢ‟in Dünya üzerindeki gel-git

etkisi Ay‟ınkinin çok altındadır ve pek hissedilemez. Ay‟ın gel-

git etkisiyle Dünya‟nın dönüĢü yavaĢlamakta ve bir Dünya

günü her 100.000 yılda bir saniye uzamaktadır. 400 milyon yıl

önce bir gün, 22.8 saat ve bir yıl 385 gün idi.

Page 141: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

141

YaĢam Bilimi

Hücre

Canlı ve cansız maddeyi birbirinden ayıran en önemli fark

canlılarda bulunan hücrelerdir. Bütün canlılar hücre yapısına

sahiptir. Bir milimetrenin binlerce birinden 20 santimetre

geniĢliğe kadar değiĢik ölçüde olan hücrelerin hepsinde benzer

özellikler vardır.

Ġlk hücre 1665‟de Robert Hooke tarafından gözlendi.

Hooke‟in mikroskop altında gördüğü Ģekil canlı bir hücreydi.

1838‟de Matthias Schleiden binlerce bitki örneğini inceledi ve

bitkilerin birer hücresel yapıda olduklarını anladı. 1839‟da

Theodor Schwann kendinden önceki bilgileri toparlayarak ilk

hücre teorisini yarattı. Schwann bitki ve hayvanlardaki

hücrelerin aynı görevleri yaptıklarını izah etti. Bunu takip eden

yıllarda, hücre üzerindeki çalıĢmalar hızla devam etti ve bir

hücrenin içindeki mekanizma çözüldü.

Hücre çok ince bir zar ile çevrilmiĢtir. Bu zar, içinde çeĢitli

küçük organelleri bir arada tutan ve sitoplazma denilen bir

sıvıyı kaplar. Hücrelerin çoğunda bir hücrenin en önemli

elemanı olarak kabul edilen çekirdek vardır. Prokaryotik adı

verilen bazı ilkel hücrelerde çekirdek bulunmaz. Hücrenin

ortasında bulunan çekirdek de bir nükleer zarla çevrilmiĢtir.

Çekirdeğin içinde DNA sarmalı yer alır. Çekirdeği bulunmayan

hücrelerde genetik madde genellikle hücre içindeki basit bir

DNA çemberi Ģeklindedir. Çekirdeksiz hücre yapısı çok daha

basit olduğundan, onlardaki DNA sayısı da az olur.

Page 142: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

142

Elektron mikroskobunun bulunmasıyla, 1950‟lerde hücre

içindeki çok küçük boyutlardaki organellerin ve çekirdekteki

sistemin çalıĢma prensipleri anlaĢılmıĢ oldu. Hücre sıvısının

içinde glikoz, aminoasitler, proteinler, enzimler, mitokondri,

ribosom, lizosom, golgi elemanı gibi organeller yüzer. Bir

hücrenin en önemli özelliği olan çekirdek, hücrenin genetik

malzemesini ihtiva eder.

Çekirdeği saran çift katlı zar, çeĢitli bölgelerdeki gözenekler

etrafında birleĢerek içerden dıĢarıya geçiĢ imkanı sağlar. Bu

gözeneklerden geçen moleküller genetik bilgileri çekirdeğin

dıĢına taĢır. Yine, aynı gözeneklerden çekirdeğe giren

moleküller içerdeki genlerin çalıĢmasını temin eder. Çekirdeğin

içinde yoğun Ģekilde ve sıkıca sarılmıĢ DNA ve RNA sarmalları

ve proteinler yer alır.

Hücre sıvısı içindeki organellerin en belirgini, yassı Ģekilde

birbiri üzerine katlanmıĢ endoplasmik rektikulum‟dur. Ġki cins

rektikulumdan kaba ve büyük olanının üzerinde binlerce çok

küçük ribosom cisimcikleri yer almıĢtır. Ġnce ve küçük

rektikulumlar tüp Ģeklinde olup, ribosomlardan uzak bir

mesafede bulunurlar. Kaba rektikuluma yapıĢmıĢ ribosomların

dıĢında sıvı içinde serbestçe duran baĢka birçok ribosomlar da

bulunmaktadır. Serbest duran ribosomların üzerinde Ģekillenen

proteinler sitoplazma sıvısı içine, rektikulumdaki ribosomlar

üzerinde Ģekillenen proteinler de rektikulum plakaları içine

bırakılır.

Çekirdekteki DNA‟dan genetik bilgileri alıp ayrılan haberci-

RNA çekirdek zarındaki gözeneklerden dıĢarı çıkarak

ribosomlara ulaĢır. Ribosoma varan haberci-RNA, onları

harekete geçirerek ihtiyaç duyulan aminoasit detaylarını bırakır

ve polipeptid zinciri üzerindeki sıralanma talimatını verir. Bu

sırada, hücre sıvısı içinde aminoasitler hazır beklemektedir.

Page 143: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

143

Talimata göre gerekli aminoasitler seçilir ve istenen sıraya göre

dizilirler. Böylece protein’ler meydana gelir.

Hücre sıvısı içinde bulunan Golgi aparat’ları, proteinleri

tasnif eden ve gidecekleri yönleri belirleyen ünitelerdir.

Golgiler bazı hücrelerde bir tane bazılarında ise birkaç tanedir.

Çekirdeğe yakın duran yassı uzun tüp zarlar Ģeklindedir.

Proteinleri gidecekleri yerlere göre tasnif eden Golgi elemanları

ayrıca enzimleri üreterek proteinlerle birlikte hücre içinde

belirli yerlere yerleĢtirir. Enzimlerin bir kısmı proteinleri

parçalayarak son durumuna getirir.

Hücre sıvısı içindeki diğer bir organel olan, küresel Ģekilli

mitokondria bütün hücrelerde mevcut olup hücre için gerekli

enerjiyi üretir. Mitokondria, bir kimyasal proses sonucunda

ATP (adenosine triphosphate) molekülünü oluĢturur. Su ile

tahrik olan ATP, ADP (adenosine dishosphate) haline dönüĢür

ve bu sırada hücrenin ihtiyacı olan büyük miktarda enerji açığa

çıkar. ADP bu olaydan sonra tekrar ATP molekülüne dönüĢür..

Hücre içinde ayrıca, tek bir zarla kaplanmıĢ birkaç yüz adet

küçük küresel veya oval Ģekilli organeller mevcut olup bunlara

lizosom adı verilir. Lizosomların görevi hücreyi zarar görmüĢ

veya çalıĢmayan ölü organellerden temizlemek ve hücreye

dıĢarıdan giren bakterileri yok etmektedir. Lizosomlar bu

görevi enzimlerin desteği ile yapar. Lizosomlara benzeyen

perokzisom‟ların görevi ise onlardan biraz farklıdır. Görevleri

oksijensizlikten dolayı zarar görmüĢ ürünleri imha etmektedir.

Oksijensizlik zehirlenme, radyasyon ve sigara gibi hücreye

zarar veren iĢlemlerden meydana gelmektedir.

Hücre içinde yer alan bir baĢka organel olan sitoskeleton‟lar

hücreye Ģekil verir. Bir hücrenin biçimini onlar oluĢturur.

Hücre zarı ile temas halindeki bu elemanlar gerektiğinde

hücrenin farklı bir biçim almasını sağlar. Ayrıca hücre

Page 144: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

144

parçalanması sırasında organellerin hareket etmelerine de

yardımcı olurlar.

Enzim‟ler birer organik katalist olarak davranır ve kimyasal

reaksiyonları hızlandırır. Küçük bir enzim büyük miktardaki

malzemenin değiĢmesine neden olabilir. Tek bir enzim

molekülü bir saniye içinde 100.000 baĢka molekülü iĢleme

koyabilir. Enzimsiz reaksiyonlar çok yavaĢtır. Bir insan

vücudunda bütün reaksiyonları kontrol eden binlerce enzim yer

almaktadır.

Proteinler karbon, hidrojen, oksijen ve azot elementlerinden

oluĢmuĢtur. Bir canlının her organında bulunur. Hücre içindeki

proteinler albümin ve globülin halindedir. Albümin proteini yağ

asitlerini, globülin ise antikorları taĢır. Bir vücut içinde bulunan

binlerce farklı enzim proteinden yapılmıĢtır. Protein

molekülleri de daha küçük boyuttaki aminoasitlerden meydana

gelir.

Aminoasit grupları bir azot atomunun iki hidrojen atomu ve

bir karbon atomunun iki oksijen ve bir hidrojen atomuyla

birleĢmesinden Ģekillenir. Yirmi farklı aminoasit bütün

canlıların proteinlerini inĢa eder. Bunlar hemen hemen sonsuz

sayıda (10200

) farklı kombinezonlarda birbiri ile birleĢir. Farklı

aminoasitlerin sıralanarak meydana getirdiği zincir bir proteini

oluĢturur.

DNA

Bütün zamanların en önemli buluĢlarından biri olan

DNA‟nın yapısı 1953‟de James Watson ve Francis Crik

tarafından keĢfedildi. Bu keĢif birçok biyolojik geliĢmeyi de

beraberinde getirdi. DNA‟nın yapısının bulunması ile, onun bir

genetik malzeme kopyalama mekanizması olduğu da anlaĢılmıĢ

oldu.

Page 145: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

145

DNA bir çift sarmal moleküldür. Kendi kendini üretir,

proteinlerin oluĢması için kodlar ve talimatlar verir, bütün

vücut için gerekli olan bilgileri çıkarır. Molekülün iskeleti

spiral bir merdiven Ģeklinde, Ģeker ve fosfat moleküllerinden

oluĢmuĢ uzun bir Ģerittir. Her iki taraftaki sarmal Ģeritler

aralarında bulunan basamaklarla birbirine bağlanmıĢtır. Her

basamak çift parçalıdır. Parçaların her biri farklı ölçülerde

birbirine bağlı durumdadır.

Basamaklar dört adet bazdan oluĢur. Bunlar adenin, guanin,

sitosin ve timin‟dir. Bir adenin bazının bir timin‟e bağlanması

ile oluĢan basamak, bir guanin‟nin bir sitosin‟e bağlanması ile

meydana gelen basamakla aynı Ģekil ve ölçüdedir. Basamaklar

genetik kodlara sahiptir. Bunların içlerinde proteinlerin yapı

taĢları olan, 20 adet farklı aminoasiti koordine eden kodlar

bulunur. Çift sarmal arasında yerleĢmiĢ olan adenin sayısı timin

sayısına, guanin sayısı da sitosin sayısına eĢittir. Adenin ile

guanin veya timin ile sitosin sayıları arasında belli bir oran

yoktur.

DNA‟nın uzunluğu boyunca gen‟ler yer almıĢtır. Ġçindeki üç

adet bazın permütasyonu 64 adet kombinasyonu meydana

getirir. Üçlü ünitelere kodon adı verilir. Bilgiler üçlü üniteler

halinde DNA‟nın içine depolanmıĢtır. Her dört bazdan üçünün

oluĢturduğu bir grup 20 adet aminoasitin protein molekülü

üzerindeki diziliĢini yapar. DNA üzerindeki her gen ayrı bir tip

proteini Ģekillendirir.

Bir DNA kopyasını yaptığında, otomatikman adenin

timin‟le, guanin de sitosin‟le bir araya gelir. Çoğalma sırasında

DNA sarılmıĢ durumdan çıkar ve uzar. Bir enzimin etkisi ile

sarılmıĢ yumak durumundan çıkan sarmal kollar saniyede 100

devirlik bir hızla çözülür. Sarmalın uzunluğundan dolayı

çözülme iĢi yine de oldukça uzun zaman alır. Çözülme

esnasında çift sarmal iki tane benzer çift sarmala ayrılır.

Page 146: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

146

Bunların her biri yeni oluĢan hücrelerin içine girer ve içeri

dalan DNA‟lar tekrar sarılarak yumak haline gelir.

Proteinler çekirdeğin dıĢında hücre sıvısı içindeki

organellerden biri olan ribosomların yardımı ile oluĢur. Çift

sarmalın parçalanmasıyla ondan bir Ģerit kol ayrılır. Bu kola

RNA adı verilir. RNA molekülünde bazlardan sadece üçü

bulunur. RNA‟da timin yoktur. Onun yerine urasil denen ve

DNA‟daki adenine bağlanan baĢka bir baz vardır. Bir DNA‟nın

oluĢumu sırasında saniyede 50 baz Ģekillenir. DNA‟dan bir

RNA çıkarken, RNA‟nın kopyalama hatası 100.000‟de birdir.

Sadece tek bir bazın yanlıĢ kopyalanması sonucu pek etkilemez.

Bu Ģekilde meydana gelen moleküle haberci-RNA adı verilir.

Bunun sebebi, DNA‟dan bilgiyi kopyalamasıdır. Haberci-

RNA‟nın görevi DNA‟dan aldığı bilgiyi çekirdeğin zarındaki

bir gözenekten geçirerek hücre sıvısı içinde duran ribosoma

iletmektir. Ribosoma ulaĢmadan önce haberci-RNA boyundaki

lüzumsuz parçaları atarak, ribosomun kendisini kabul

edebileceği uzunluğa gelir.

Hücre sıvısı içinde milyonlarca aminoasit vardır.

Ribosomların bunlarla, yeni protein molekülleri oluĢturmak için

istenen diziliĢte birleĢmelerinden önce, aminoasitlerin gerekli

sıralara göre sıralanıp ribosomlara taĢınması Ģarttır. Bu iĢlem,

transfer-RNA denilen baĢka bir tip RNA tarafından

gerçekleĢtirilir. Transfer-RNA, haberci-RNA‟dan ayrılan bir

parçadan çıkar. Transfer-RNA, hücre sıvısı içinde dolaĢarak 20

farklı tür aminoasiti toplayarak onları ribosomların civarına

taĢır. Bu iĢlem de bitince haberci-RNA, transfer-RNA ve

ribosom birlikte çalıĢarak bir protein zincirini Ģekillendirir.

Ribosom, haberci-RNA‟nın Ģeridi boyunca gezinerek bazların

sıralanmasını kontrol eder ve transfer-RNA üzerindeki doğru

diziliĢ yapabilecek aminoasitleri seçer ve onları bir proteini

oluĢturacak Ģekilde birbirine bağlar.

Page 147: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

147

1970‟lerde ilk olarak laboratuarlarda yapılan DNA

kombinasyonlarıyla genetik bilimi yaratılmıĢ oldu. Genetik

mühendisliği, izole edilmiĢ özel enzimlerle DNA sarmalları

belli yerlerden kesip diğerleri ile birleĢtirmeye çalıĢır. Böylece

meydana gelen yeni DNA kombinasyonları yeni kodlarla hücre

içerisinde istenen proteinleri üretir. ġu ana kadar genetik

mühendisliği gıda üretimi ve ilaç sanayisinde aktif olmuĢtur.

Bitkiler üzerindeki genetik çalıĢmalarının sonunda meyve,

sebze ve tahıl gibi ürünlerin büyüme hızları ve boyutlarında

büyük değiĢiklikler meydana gelmiĢtir. Ġleriki yıllarda

Dünya‟nın gıda sorununa çözüm genetik mühendisliğinden

gelecektir.

Organizmalar

Hücrenin fonksiyonlarının çoğu bir organizma içinde çok

açık Ģekilde görülebilir. Tek hücreli organizmalar yaĢayan en

basit canlılardır. Bunlar bir canlı yaĢamında çok önemli rol

oynarlar. Tek hücreli basit organizmalar bakteri ve virüsleri

kapsar. Bunların geçmiĢi çok eski olup 3 milyar yıl önce

yaĢamıĢ bakteri fosilleri bulunmuĢtur.

Yeryüzünde yaĢayan organizmalar monera, protoktista,

plantae, fungi ve animalia olmak üzere beĢ ana grupta

toplanabilir. Büyük miktarda bakteri ve klorofil ihtiva eden

mavi-yeĢil algleri kapsayan monera organizmaları diğer dört

grubun organizmalarından farklıdır. Bunlarda çekirdeği

olmayan prokaryot hücreleri bulunur. Bu tip çekirdeksiz

hücreler ökaryot denilen çekirdekli hücrelerden ayrılır.

Monera sınıfından olan virüsleri sınıflandırmak güçtür. Zira

bunlar hem canlı hem de cansız varlıklardır. YaĢayan bir hücre

dıĢındaki bir virüs tamamen cansızdır. Bir canlı içinde ise

canlanırlar. Virüsler birer parazit olup her türlü organizmayı

Page 148: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

148

sömürür. Ölçüleri bir milimetrenin on binde biri ile iri bir

molekül büyüklüğü arasında değiĢir. ġekilleri de birbirinden

farklıdır. Virüslerin içinde bir DNA veya RNA sarmalı yer alır.

DNA‟lı virüste genetik malzeme çift sarmal kollarla taĢınır.

RNA‟lı olanlarda ise, sarmalın transkriptaz denilen bir enzim

tarafından Ģekillenen tek kolunda taĢınır. Virüsün cidarında

proteinden oluĢmuĢ bir dıĢ zar vardır.

Bir hücreye yapıĢan virüsün kabuk zarı kısmen ayrılır ve

virüsün içindeki DNA ve genetik bilgi buradan virüsü terk eder.

Hücrenin içine giren virüs DNA‟sı hücre DNA‟sının

programını bozar. Programı bozulan hücre içeri giren virüs

DNA‟sını çoğaltır. Çoğalan her bir virüs DNA‟sı sonunda birer

virüs haline gelir. Sonra hücrenin dıĢ zarı patlar ve içerdeki

yeni oluĢmuĢ virüsler dıĢarı çıkar ve diğer hücrelere hücum

ederler.

Bir virüs sadece canlı bir hücre içinde çoğalabilir. Çünkü

hücrenin DNA‟sına ihtiyacı vardır. Virüsler hücre içindeki

normal prosesleri değiĢtirmek, bozmak, durdurmak, hücre

DNA‟larına zarar vermek gibi kötü davranıĢlarda bulunabilir-

ler. Bazen hücrenin tamamen patlayıp yok olmasına ve

bağıĢıklık sisteminin bozulmasına da sebep olurlar. Bunların

yanında, bir hücre içinde zararlı faaliyetlerde bulunmayan iyi

huylu virüsler de mevcuttur.

Bakteri tek hücreli bir organizmadır. Milyonlarcası bir araya

gelerek koloniler halinde büyür. Küresel, spiral, uzun, eğik gibi

Ģekillerde olabilirler. Genellikle bir milimetrenin binde biri

boyundadırlar. Etraflarında kendilerini kuruyup ölmekten

koruyan güçlü bir kabuk bulunur. Bakterilerin çoğu enzimlerin

kaynağı olduğundan bir yaĢam için çok gereklidir. Bakterisiz

bir yaĢam düĢünülemez. Bazıları ise güçlü zehirleriyle bir

canlının sıcaklığını etkileyerek ona zarar verir.

Page 149: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

149

Tek hücreli protoktiskalar bir zarla çevrilmiĢ olup, içlerinde

çekirdekleri vardır. Klorofil ihtiva edenleri bitki yaĢamını

sağlayan fotosentez prosesini yaratır. Klorofil içermeyenler ise

doğada serbestçe hareket eder. Bazıları ise su içinde yüzer.

Protoktistaların bazı türleri hastalık mikroplarını taĢır.

Çok hücreli karıĢık organizmalar bitki ve hayvanları

meydana getirir. Bunların hepsinde birer hücre çekirdeği vardır.

Bitki ve hayvan hücreleri aynı temel özellik ve fonksiyonlara

sahiptir. Hepsinde programlanmıĢ genetik kodlar

çekirdeklerindeki DNA‟larla iletilir.

Plantae sınıfına giren bitkilerin yapıları karbonhidratlar

üzerine kurulmuĢtur. Protein miktarı azdır. Bunlardaki

hücrelerin cidarı kalın bir selüloz duvar ile çevrilmiĢtir. Bitkiler

büyümeleri için gerekli temel maddeleri kendileri sentezler.

YeĢil renkleri hücre içindeki klorofil denilen bir organelden

ileri gelir. Klorofillerin çoğu güneĢ ıĢığı ile yakın temasta

olabilmek için bitkilerin yaprağında yer alır. Klorofil yeĢil ıĢığı

yansıtır. Bu nedenle bitkiler yeĢil renkte görülür. Diğer ıĢıkları,

bilhassa kırmızı ve maviyi içine alır. Bu yolla yaratılan enerji

su moleküllerini hidrojen ve oksijene ayrıĢtırır.

Bitki yaprakları ağız denilen mikroskobik gözeneklerle

kaplıdır. Atmosferdeki karbondioksit bu gözeneklerden içeri

girer, içerdeki oksijen de buradan dıĢarı çıkar. Ġçerdeki suyun

fazlalığı ayrıca buhar olarak bu gözeneklerden dıĢarı atılır.

Bitkide su eksikliği olunca gözenekler kapanarak içerideki

suyun kaçmasını önler. Genellikle gözenekler ıĢıkta açık,

karanlıkta kapalı durur.

Fotosentez iĢleminde güneĢ ıĢığından alınan enerji, içerdeki

kimyasal reaksiyonları baĢlatır. Havadan alınan karbondioksit

ve topraktan gelen su Ģekere dönüĢtürülür. ġeker molekülleri

birleĢerek polisakaritleri ve selüloz da yaparak hücre duvarını

kurar. Fotosentez iĢlemlerinin bazıları ise karanlıkta olur ve bu

Page 150: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

150

durumda karbon, hidrojen ve oksijen basit Ģeker glikozuna

dönüĢür ve oksijen serbest kalır. Bitkiler protein üretmek için

ihtiyaç duydukları azotu atmosferden, az miktarlarda gereken

sülfat, demir ve manganezi de su ile birlikte topraktan alırlar.

Fungiler bir bitki olmayıp kendilerine ait özelliklere

haizdirler. Klorofilleri bulunmadığından fotosentez yapamazlar.

Birçoğu diğer organizmaların üzerinde büyüyen parazitlerdir.

Bazıları ise ölmüĢ canlı vücutları üzerinde yaĢar. Büyük bir

kısmı zararlıdır. Bir kısmı faydalı olup, gıda üretiminde

kullanılır.

Animalia sınıfına giren çok hücreliler metazoalar, Ģeritgiller,

kıl kurdu, kurt, yumuĢakçalar, eklemliler, böcekler, omurgalılar,

memeliler ve primatlar gibi türleri ihtiva eder. Tek hücreli ilkel

organizmalardan türeyen bu türler, çekirdeği olan çok hücreli

yapılara ve bir beyine sahiptir. Ġnsan türü bu sınıfın en geliĢmiĢ

bireyidir.

YaĢamın BaĢlangıcı

En basitinden en karmaĢığına kadar bütün canlılar az sayıda

elementlerin birleĢmesinden inĢa edilmiĢtir. Bütün canlıların

%99‟u karbon, oksijen ve azot ihtiva eder. Bunların haricinde

bir miktar da kalsiyum, fosfor, demir, sodyum ve potasyum

bulunur. Karbon yeryüzündeki bütün organik cisimlerin ve

yaĢayan organizmaların en önemli ham maddesidir.

Kimyasal reaksiyonlar bulundukları ortamın sıcaklığına

karĢı son derece hassas olup, belli sıcaklık limitleri içinde

meydana gelir. Isı bir enerji Ģekli olduğundan, atomların

birbirleriyle birleĢmeleri için içlerinde bulunması gereken

enerjiler ancak sıcaklıklarla belirlenir. DüĢük sıcaklıklarda

kimyasal reaksi- yonlar ya durur yada yavaĢlar. Çok yüksek

sıcaklıklarda ise reaksiyonlar çok Ģiddetli olacağından

Page 151: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

151

bileĢimler derhal oksitlenir. YaĢam için gerekli kimyasal

reaksiyonlar ancak belli sıcaklıklar içinde meydana gelebilir.

19‟cu yüzyılın sonlarına kadar yaĢamın kendiliğinden

meydana geldiğine inanılıyordu. Yani yaĢam, daha öncesi

olmayan bir durumdan yaratılmıĢtı. Bu fikir Louis Pasteur

tarafından çürütüldü. Pasteur, dar boğazlı bir ĢiĢeye konan

sterilize mayalanabilir sıvının tozdan arınmıĢ hava ile temas

ettiğinde temiz kaldığını fakat ĢiĢenin dar boğazının kırılıp

içine tozun girmesine izin verildiğinde hemen kirlendiğini

gösterdi. Daha sonra Charles Darwin, bütün canlıların daha

basit canlı biçimlerinden türemiĢ olduklarını savundu.

Organik bileĢimlerin en basitlerinden biri olan metan

molekülleri dört hidrojenle bağlanmıĢ bir karbon atomundan

meydana gelir. Dünya‟nın ilk zamanlarında karbon ve hidrojen

atomları birleĢerek metan gazını oluĢturdular. Atmosferdeki

metan, o zamanki müthiĢ yıldırımlardan yanarak, karbondioksit

ve suya ayrıĢtı. Dünya‟nın ilk bir milyar yılında havada henüz

oksijen bulunmuyordu.

Bundan 3.5 milyar yıl önce okyanusların içinde ilk canlı

organizma Ģekil aldı. Veya, o ilk hücre elementçe zengin

atmosferde Ģekillendi ve sonra kendisi için daha ılıman bir

ortam olan denizlere indi. Ġlk hücrenin havada mı yoksa sularda

mı oluĢtuğu henüz bilinmiyor. Zira, o zamanlar atmosferde bol

miktarda çakan yıldırımların enerjisi karbon ve diğer

elementlerden bir canlı çıkarmıĢ da olabilir. Belki ilk

organizmanın önce havada olmuĢ olması daha büyük ihtimaldir.

Çünkü, ilk bir milyar yıl süresinde havada çok sık aralıklarla

yıldırımlar çakıyordu ve milyarlarca yıldırım Ģokundan bir

tanesi bunu yapmıĢ olabilirdi.

1953‟de Stanley Miller bir cam kap içine metan, hidrojen,

amonyak ve su koyduktan sonra kabı tamamen kapadı ve

elektrotlar kanalı ile, atmosferin ilk zamanlardaki karıĢımı olan,

Page 152: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

152

cam içindeki malzemeye bir elektrik Ģoku tatbik etti. Birkaç gün

sonra içerdeki su kırmızıya dönüĢtü, karıĢım zenginleĢti ve

içerde proteinlerin ana malzemesi olan aminoasitler oluĢtu.

Aminoasitler bir hücrenin temel elemanlarıdır.

Dünya üzerindeki yaĢam evrendeki diğer gezegenlerden yola

çıkmıĢ, uzun bir yolculuktan sonra yeryüzüne ulaĢmıĢ bir

spordan da can bulmuĢ olabilir. Bakteri sporları aĢırı soğuk ve

sıcaklığa dayanıklı, sert bir kabukla kaplıdır. Milyonlarca yıl

sürecek yolculuklara dayanabilirler. Evrende milyarlarca yıldız

mevcut olup, bunların bir kısmının etrafında dolanan soğumuĢ

gezegenler olmalıdır. Bu gezegenlerin bazılarında da canlı

yaĢamlar bulunmalıdır. Son zamanlarda Dünya‟ya düĢen

göktaĢlarında su ve karbon bileĢikleri, aminoasitler tespit

edilmiĢtir. Milyarlarca yıl önce yeryüzüne düĢen bir göktaĢı

böyle bir bakteriyi taĢıyarak Dünya‟daki hayatı baĢlatmıĢ

olması da ihtimal dahilindedir.

Evrim

Yeryüzündeki canlıların nereden ve nasıl üreyip çoğalması

ile ilgili ilk bilimsel deneyler 17 ve 18‟ci yüzyıllarda Ġtalyan

Francesco Redi, Ġngiliz William Harvey, Hollandalı Anton

Leeuwenhoek, Ġngiliz John Needham ve Ġtalyan Lazzaro

Spallanzani tarafından gerçekleĢtirildi. Deneylerde

mikroorganizmaların değiĢik ortam Ģartlarındaki davranıĢları

incelendi. O zamana kadar gelen inanıĢ yaĢamın milyarlarca yıl

geçmiĢe gitmeden, yakın zamanda kendiliğinden baĢladığı

Ģeklindeydi. Fakat kendiliğinden oluĢ teorisi suallerin çoğuna

cevap veremedi.

19‟cu yüzyılın ortalarında Louis Pasteur‟un yaptığı

deneyden sonra bu konudaki çalıĢmalar arttı ve inanıĢlar

değiĢmeye baĢladı. Carolus Linnaeus‟un hayvanlar üzerinde

Page 153: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

153

yaptığı sınıflandırma türler arasındaki yakın benzerlikleri

ortaya çıkardı. Jeoloji biliminin kurulmasıyla yeryüzündeki

değiĢik zamanlarda oluĢmuĢ kaya tabakaları, Dünya‟nın

meydana geliĢi, kayaların içlerindeki organizma fosillerinin

yaĢları incelendi ve bunların milyonlarca ve milyarlarca yıl

yaĢında olduğu anlaĢıldı. Daha yaĢlı kayaların içindeki

fosillerin daha ilkel ve basit yapıda olduğu görüldü. Bütün

bunlar Ģimdiki canlıların, daha önceki ilkel durumlarının

geliĢmiĢ Ģekilleri olduğu ihtimalini meydana getirdi.

19‟cu yüzyılda geliĢen anatomi bilimi farklı hayvanların

vücut yapılarını inceledi ve insan ile hayvanlar arasındaki

benzerlikleri tespit etti. Ġki yüz yıldır yapılan çalıĢmalar Fransız

Georges Buffon tarafından toparlanarak 53 yıl süren çalıĢmaları

sonunda hazırlanan 44 ciltlik Natural History adlı kitabında

yayınlandı. Bir kuĢun kanatlarıyla bir insanın kolları arasındaki

benzerlikler bilimsel olarak açıklandı. Sonunda, yaĢayan

canlıların kendiliğinden var olmadığı, birbirlerinden üreyip

geliĢtiğine ait birçok delil bulundu.

Evrim teorisi Ġngiliz Charles Darwin ve Alfred Wallace

tarafından aynı zamanda yaratılmıĢtır. Darwin çalıĢmalarını

daha önce yayınlayandır. Darwin, Galapagos adalarında kaldığı

beĢ yıl boyunca incelediği kuĢların, Dünya‟nın diğer

yerlerindeki aynı tür kuĢlarla olan farklılıklarını tespit etti.

Onların bu izole edilmiĢ adalarda çok uzun süre içindeki

üremeleri sürecinde diğer kuĢlardan farklılıklar kazandıklarını

anladı. Tohum yiyen kuĢların böcek yiyenlere olan farklılıkların

bir süreç içinde oluĢacağını belirtti. Milyonlarca yıllık süreler

içinde canlıların yaĢadıkları ortamın Ģartlarına göre farklı Ģekil

alabileceklerini gösterdi. Ġzole edilmiĢ ortamlardaki canlıların

değiĢime uğrayıp, farklı özelliklerdeki organizmaların etkisi ile

farklı biçim ve Ģekillere sahip olacaklarını iddia etti. Türlerin

Page 154: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

154

bu doğal seçimine mutasyon adı verilmekte olup, mutasyon

evrim teorisinin temel prensibidir.

Darwin, doğal seçimin türlerin evrimi için yeterli delil

olduğuna inanıyordu. BuluĢlarını The Origin of Species adlı

kitabında topladı ve 1859‟da yayınladı. Darwin türler

arasındaki evrimin çok yavaĢ olduğunu iddia etti. Fosillerden

alınan bugünün bilgilerine göre, evrimler çok ani sıçramalarla

dahi olabilmektedir. 225 milyon yıl önce ortaya çıkmıĢ ve

bundan 65 milyon yıl önce yok olmuĢ canlı fosillerinden,

bunların evrimlerinin oldukça çabuk olmuĢ olduğu

anlaĢılmaktadır.

Yeryüzünde YaĢam

Dünya‟nın çok küçük bir kısmında, belki milyarda birinde,

canlı yaĢam bulunmaktadır. YaĢam denizlerde, karaların

üstünde ve çok az miktar karaların altında ve atmosferin alt

bölgelerinde sürmektedir. Dünya‟nın diğer bölgeleri canlıların

yaĢamasına uygun değildir.

Bugün Dünya üzerinde yaklaĢık 35 milyon canlı türü

yaĢamaktadır. Ġlk canlı organizmanın bundan 3,5 milyar yıl

önce belirmesinden bugüne kadar geçen süre içinde yaĢamıĢ

canlı türlerinin sayısı 2 milyar olarak hesaplanmaktadır. Bütün

zamanlarda yaĢamıĢ canlı türlerinin %99‟u ya evrimlerinin son

bulmuĢ olması yada çeĢitli kozmik felaketler sonunda yok

olmuĢlardır.

Canlılar ihtiyaç duydukları enerjiyi GüneĢ‟ten alır.

GüneĢ‟ten alınan ıĢık muhtelif karıĢık proseslerden sonra enerji

olarak kullanılır ve daha sonra tekrar enerji olarak çıkarılır.

Bir canlı için en önemli element karbondur. Dünya

kütlesinin %1‟i karbon olup atmosferde karbondioksit Ģeklinde

bulunur. Atmosferde yer alan 600 milyar ton karbon canlılarca

Page 155: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

155

kullanılır. Bu miktarın sadece 2 milyar tonu hayvanlar

tarafından alınır ve yakılır. Geri kalanın büyük bir kısmı ise

yeryüzündeki bitkiler tarafından çekilir. Bitkiler aldıkları

karbondioksiti fotosentez yolu ile tekrar atmosfere bırakırlar.

Hayvanların aldıkları karbon ise dıĢkılar ve ölü vücutlar kanalı

ile tekrar atmosfere gider.

Bitkilerin fotosentez yolu ile aldığı karbondan karbonhidrat

ve Ģeker üretilir. Bunlardan selüloz, protein ve yağlar oluĢur.

YaĢam için gerekli diğer bir madde ise sudur. Yeryüzünün

%70‟i su ile kaplıdır. Su miktarı yeryüzü ile atmosfer

arasındaki hidrolojik devreden dolayı hiç eksilmez. Bitkiler

suyu kökleri kanalı ile topraktan alır. Bitkiler havadan ve

topraktan aldıklarıyla yaĢamlarını sürdürür. BaĢka bir Ģeye

ihtiyaçları yoktur. YaĢayabilmek için diğer bir canlıyı yemezler.

Hayvanların yaĢamı ise bitkilere dayanır ve bitkisiz

yapamazlar. Hücrelerindeki gıda zincirini kurabilmek için

hayvanlar ve insanlar bitki yemek zorundadır. Doğrudan bitki

yemeyen bir hayvan ise, bitki yiyen baĢka bir hayvanı yemek

mecburiyetindedir. Hayvanların birbirlerini parçalayarak,

insanların da hayvanları keserek yemelerinin temelindeki neden

bu olmalıdır.

Page 156: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

156

Atom

Temel Kuvvetler

Kozmik IĢınlar

Page 157: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

157

Madde nedir, nasıl oluĢtu?

Evrendeki her Ģey atomların birleĢmesinden meydana gelmiĢtir.

O zaman, bir atomun içinde neler bulunmaktadır?

Bugün, bir atomun içinde onu meydana getiren yüzlerce

daha ufak parçacığın bulunduğu artık bilinmektedir. Bu

parçacıkların her birinin davranıĢ ve özelliğinin anlaĢılması

sayesinde bugün, teknolojide ve günlük yaĢamımızdaki sayısız

lükse sahibiz. Aksi takdirde elektrik, TV, müzik setleri, uçak,

otomobil, tıp cihazları, vs hiçbiri olamazdı. Bugünkü rahat

yaĢamımızı atomun iç yapısını çözmek için çılgınca çalıĢan ve

birçoğu bugün yaĢamayan bilim adamlarına borçlu

bulunmaktayız.

Doğada dört adet temel kuvvet bulunmaktadır. Her Ģey bu

dört kuvvet tarafından kontrol edilmektedir. Gözle görülemeyen

ve günlük yaĢamda hissedilemeyen bu dört kuvvet nedir ve

neler yapar?

GüneĢ‟ten ve yıldızlardan gelen kozmik ıĢınlar etrafımızda

cirit atarlar. Ayrıca, Dünya üzerindeki her cisim gibi

vücudumuz da ıĢın çıkarır. Biz bu ıĢınların çok ufak bir kısmını

görebiliriz. Bütün bu ıĢınlar nedir ve nereden gelip nereye

giderler?

Bu bölümde atomu meydana getiren parçacıkların en

önemlileri, temel kuvvetler ve ıĢınım türleri özet ifadelerle ve

bir takım Ģemalarla anlatılmaktadır.

Page 158: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

158

Bir Atomu OluĢturan Parçacıklar

Evrendeki her Ģey atomların bir araya gelmesinden meydana

gelmiĢtir. Bir atomu meydana getiren, ondan daha küçük

boyuttaki parçacıklardan 400‟den fazlası bugün bilinmektedir.

Bundan 80 yıl önce bir atomun Ģekli ve neye benzediği daha

yeni anlaĢılmıĢtı. 1900‟lerin baĢlarında atomun merkezinde

proton ve nötron adındaki iki adet parçacığın oluĢturduğu bir

çekirdek ve onun etrafında dönen elektronların bulunduğu

henüz öğrenilmiĢti.

Daha sonraki yıllarda ise çekirdeğin içinde nelerin yer aldığı

merak edildi. Böylece parçacık fiziği yaratıldı ve geliĢtirildi.

Parçacıkları içinde hızlandırıp çarpıĢtırmak ve parçalanan

parçacıkların içindeki daha küçük parçacıkları bulabilmek için

makinalar imal edildi. Parçacık fiziğinin daha fazla

Page 159: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

159

geliĢmesiyle daha çok sayıda parçacığın keĢfedileceği bir

gerçektir. Her parçacığın kendisinden daha küçük diğer

parçacıklar tarafından meydana geldiği ve sonuçta parçacık

sayısının sonsuz olabileceği hakkında teoriler yaratılmaktadır.

Proton, nötron ve elektronun meydana getirdiği bir atomun

içindeki parçacıkların gruplaĢmaları ve en önde gelenleri

Ģunlardır.

Hadron’lar: atom çekirdeğini dağılmadan bir arada tutan güçlü

nükleer kuvvetin etkileĢimi altında bulunan parçacıklar

grubudur. Hadronlar üçer adet kuark‟ın kombinezonundan

meydana gelir. Renksizdirler ve kırmızı, yeĢil, mavi kuark‟tan

birer adet veya bir kuark ve onun karĢıtı renkteki baĢka bir

kuark‟ı ihtiva ederler. Mesonlar ve baryonlar olmak üzere iki

sınıfa ayrılırlar.

a) Meson‟lar: orta ağırlıkta olan ve birbiri ile güçlü etkileĢen

parçacıklardır. Pozitif, negatif yüklü veya yüksüz olabilirler.

Bir elektrondan 210-1000 kat daha ağır olup kararsız

parçacıklardır. Kuark ve antikuark olmak üzere iki parçacıktan

meydana gelirler. Pauli dıĢlama ilkesine uymazlar. Pion (pi-

meson), kaon (k-meson), Rho mesonu birer mesondur.

Mesonlar aynı zamanda birer boson‟dur.

b) Baryon‟lar: yine, güçlü etkileĢen ağır parçacıklardır. Bunlar

üçer kuark‟tan meydana gelir. Pauli dıĢlama ilkesine uyarlar.

Proton, nötron ve kararsız bir hadron olan hiperonlar, sigma,

lambda, omega minus parçacıkları birer baryondur. Kararlı

baryon olan proton ve nötronların her biri kuark ve glu-

on‟lardan oluĢur.

Lepton’lar: güçlü nükleer kuvvetin etkileĢimine girmeyen hafif

parçacıklardır. Leptonlar birer fermiyondur. Pauli dıĢlama

ilkesine uyarlar. Bunlar zayıf nükleer kuvveti temsil eder.

Page 160: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

160

Elektron, nötrino, muon, positron, tao ve bunların karĢı

parçacıkları birer leptondur.

Boson’lar: zayıf nükleer kuvveti taĢıyan ve spin‟leri tam

sayılarla ifade edilen parçacıklar grubudur. Aynı kuantum

durumuna sahiptirler. Bosonlar etkileĢimlerde aracı görevini

yapar. Foton, graviton, W, Z ve Higgs parçacıkları, alpha

parçacığı ve gluon‟lar birer bosondur.

Fermiyon’lar: spin‟leri yarı sayılarla ifade edilen parçacıklar

sınıfıdır. Proton, nötron, elektron ve kuark‟lar birer

fermiyondur.

Parton’lar: çekirdek içindeki kuark ve gluon çiftine verilen

isimdir. Bir protonda üç parton bulunur ve bunlara kuark‟lar da

denir. Belli kütleleri ve sayıları yoktur.

Nükleon’lar: proton ve nötronun oluĢturduğu çifte verilen

isimdir.

ġimdi bu gruplara giren parçacıkları inceleyelim:

- Pion (Pi-meson) : en hafif kütleli bir mesondur. Üç türü

bulunur. Pozitif yüklü +, negatif yüklü

- ve bunlardan biraz

daha ağır olan yüksüz 0

pionları. Elektrik yüklerine göre

protonun +1, -1 ve 0 katı Ģeklindedir. Yükü olan pionlar

elektronun 273 katı, yüksüz olanı ise onun 264 katı

ağırlıktadır.

- Kaon (K-meson): çekirdek içinde aynı yüke sahip protonları

bir arada tutan tuhaf, yüklü veya yüksüz bir meson türüdür.

Kütlesi elektronun 964 katıdır.

- Rho mesonu : 4.4x10-24

saniyelik ömrü olan aĢırı kararsız

meson olup, iki pi-mesona bozunur.

- Hiperon : kararsız bir baryondur. Protondan daha ağır olup,

elektronun 2584 katı olabilir.

- Omega minus (-) : üç adet tuhaf kuark‟tan meydana gelen en

küçük kütleli bir baryondur.

Page 161: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

161

- Lambda : acayip bir baryon türüdür. Üç adet kuark‟tan oluĢur.

Proton ve negatif piona dönüĢür.

- Sigma : üç kuark‟tan oluĢan bir baryondur.

- Foton : ıĢığın veya elektromanyetik ıĢınımın enerji birimi olan

bir bosondur. Pauli dıĢlama ilkesine uymaz. Kütlesi olmayan

sıfır hareketsiz kütleli (zero rest mass) parçacıklardandır.

Birbiri ile etkileĢimde bulunmazlar.

- Graviton : gravitasyon kuvvetini taĢıyan, kütlesi bulunmayan

bir bosondur. Kütlesi en alt limit olan 4.3x10-34

eV olup, sıfır

olarak tanımlanabilmektedir. Yükleri yoktur.

- W parçacığı : zayıf nükleer kuvveti taĢıyan, pozitif ve negatif

yüklü parçacıktır. Bir boson olan W, protonun 100 katıdır.

- Z parçacığı : zayıf nükleer kuvveti taĢıyan yüksüz bir

bosondur. Bir protonun 100 katı olan Z parçacığı, parçacıklar

içinde en ağır olanı, aynı zamanda en kısa ömürlüsüdür.

- Higgs parçacığı : elektrozayıf kuramın parçacığı olan Higgs

parçacığı bir boson olup, W ve Z parçacıklarına kütle verir.

- Elektron : çekirdeğin etrafında dönen ve atom kabuğunu

oluĢturan parçacıktır. Leptonlar sınıfına girer. Negatif yüke

sahiptir. Kararlı bir parçacıktır.

- Positron : elektronun karĢı parçacığı olup, pozitif yüklüdür.

- Nötrino : sadece zayıf kuvvetten etkilenen, kütlesi hemen

hemen sıfır olan ve yüksüz bir leptondur. Kütlesi 10 eV‟den

daha küçüktür. Elektron nötrinosu, muon nötrinosu ve tau

nötrinosu olmak üzere üç türü bulunur.

- Muon (Mu-meson ): elektrona benzeyen ve ondan 205 kat

daha ağır olan bir leptondur. Negatif yüklüdür. Kararsız bir

parçacık olan muon, bir elektron ile iki nötrinoya bozunur.

- Tau : elektrona benzeyen, ondan 3500 kat daha ağır olan bir

leptondur. Leptonların en ağırıdır. Kütlesi bir protondan daha

büyüktür.

Page 162: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

162

- Kuark : aĢağı, yukarı, dip, tepe, tuhaf ve tılsımlı olmak üzere

altı türü bilinmektedir. Güçlü nükleer kuvvetten etkilenen en

temel parçacıklardır. Hadronlar sınıfına girerler. Üç kuark

birleĢerek bir baryon, bir kuark ve bir antikuark birleĢerek bir

meson oluĢturur. Yükleri bir elektron yükünün kesirleri

Ģeklindedir. Tepe kuark, bir protondan 200 kat daha ağırdır.

Proton ve nötronlar üçer adet kuark taĢır.

- Gluon : güçlü nükleer kuvveti taĢıyan ve kuark‟ları birbirine

bağlayan parçacıklardır. Kuark‟lar arasındaki renk yüklerini

oluĢtururlar. Bosonlar sınıfına girer ve kütleleri yoktur.

- J/psi : tılsımlı kuark‟a verilen isimdir.

- String : (iplik) : gluon‟ları meydana getirirler. Uzunlukları 10-

35 metre, yani bir protondan 10

-20 defa daha küçüktür.

- Tardiyon : ıĢık hızından daha düĢük hızlarda yol alan

parçacıklara verilen isimdir.

- Alpha parçacığı : iki proton ve iki nötrona sahip bir helyum

çekirdeğidir. Birer boson olan alpha parçacıkları kararsız

çekirdeğin radyoaktif bozunumunda ortaya çıkar.

- Beta parçacığı : bir nötronun bir protona dönüĢmesinde atom

çekirdeğinden çıkan yüksek hızlı elektronlardır. Bu

elektronlara beta parçacığı adı verilir.

- Gamma parçacığı : radyoaktif bozunma ile meydana gelen çok

yüksek hızlı parçacıklardır.

- Takyon : kütlesi bulunmayan, minimum hızı ıĢık hızına eĢit,

maksimum hızı sonsuz olan ve sanal sayılarla ifade edilen

teorik bir parçacıktır.

- Proton : pozitif yüklü, yükü elektronun yüküne eĢit, kütlesi

onun 1836.1 katı olan en kararlı parçacıktır. Bir baryondur.

YaĢam süresi 1025

yıldan daha uzundur. Ġki yukarı ve bir aĢağı

kuark‟tan oluĢur.

Page 163: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

163

- Nötron : bir elektrik yükü bulunmayan, kütlesi elektronun

1838.6 katı olan kararlı bir baryondur. Ġki aĢağı ve bir yukarı

kuarktan oluĢur.

- Çekirdek : proton ile nötronun bir araya gelmesinden

meydana gelen ve bir atomun kütlesinin hemen hemen

tamamını teĢkil eden, merkezdeki kütledir. Pozitif elektrik

yüküne sahiptir.

Bütün bu parçacıklar içinde en temel ve en küçük boyutta

olanları kuark‟lar ve lepton‟lardır. Bugün altı adet kuark ve altı

adet lepton bilinmektedir. Altı adet kuark (yukarı, aĢağı,

tılsımlı, tuhaf, tepe ve dip kuarkları) ile altı adet lepton

(elektron, muon, tau ve üç tür nötrino) arasında grup iliĢkileri

olup, Ģöyle sıralanabilmektedir.

Grup 1 : elektron, elektron nötrinosu, yukarı ve aĢağı kuark‟lar

Grup 2 : muon, muon nötrinosu, tılsımlı ve tuhaf kuark‟lar

Grup 3 : tau, tau nötrinosu, tepe ve dip kuark‟ları

Böylece her bir grup iki lepton ve iki kuark‟tan

oluĢur.Yukarı ve aĢağı kuark‟lar birleĢerek proton ve nötronları,

onlar da birleĢerek atom çekirdeğini meydana getirir. Elektron

nötrinosunun birleĢmesiyle de atom ĢekillenmiĢ olur.

Bütün parçacıkların karĢıt parçacıkları vardır.

Antiparçacıklar parçacıkların ayna görüntüsü Ģeklinde olup,

parçacıklarının yüklerinin tersi yüklere veya renklere

sahiptirler.

Parçacıklar içinde en kararlı olanı protondur. Bir protonun

yaĢam süresi 1025

yıldır. En kararsız parçacık ise 2.65x10-25

saniyelik ömrü ile Z0 parçacığıdır. Parçacıklar içinde en hafif ve

küçük olanı kütlesi sıfıra çok yakın olan ve hatta sıfır olarak

kabul de edilebilen nötrino‟dur. Bir nötrino binlerce ıĢık yılı

kalınlığındaki bir kurĢun tabakanın içinden, çekirdeklerle

elektronların arasındaki boĢluktan, hiç bir engele çarpmadan

kolayca geçebilmektedir.

Page 164: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

164

Kuark’lar

- AĢağı (down) kuark : bir protonun -1/3‟üne eĢit bir yüke sahip

hafif kuarktır.

- Yukarı (up) kuark : bir protonun +2/3‟üne eĢit yüklü en hafif

kuarktır.

- Dip (bottom veya beauty) kuark : bir protonun -1/3‟üne eĢit

yüklü kuarktır.

- Tepe (top veya truth) kuark : bir protonun +2/3‟üne eĢit

yüklü, en ağır kuarktır.

- Tılsımlı (charmed ) kuark : bir protonun +2/3‟üne eĢit bir

yüke sahiptir.

- Tuhaf (strange) kuark : protonun -1/3‟üne eĢit yüklüdür.

Bütün kuarklar 1/2 spin‟e sahiptir. Bir kuark‟ın çapı 10-18

metreden daha küçüktür.

Renk yükü, kuark ve gluon‟ların sahip olduğu bir özelliktir.

Kuantum Kromodinamiği Teorisi kapsamında kuark‟lar

arasındaki kuvveti meydana getirir.

Bir nötron, bir yukarı ve iki aĢağı kuark‟tan oluĢur. Toplam

yük : +2/3 -1/3 -1/3=0 yük olur.

Bir proton, iki yukarı ve bir aĢağı kuark‟tan oluĢur. Toplam yük

: +2/3 +2/3 -1/3 =+1 yük olur.

Page 165: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

165

Parçacıklara ait çeĢitli Ģemalar

A T O M

Elektronlar Çekirdek

Proton Nötron Nükleon‟lar

Page 166: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

166

Kuark Gluon Kuark Gluon Parton‟lar

HADRONLAR

Baryonlar Mesonlar

(3‟er kuark) (kuark+antikuark)

Pion Kaon

Hiperon Çekirdek

Page 167: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

167

Proton Nötron

Partonlar Partonlar

Kuark Gluon Kuark Gluon

BOSONLAR

Foton Graviton Gluon Alpha

LEPTONLAR

Page 168: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

168

Elektron Nötrino Muon Tau

Elektron Muon Tau

Nötrinosu Nötrinosu Nötrinosu

Standart Model

Standart Model olarak adlandırılan teoriye göre evrendeki

bütün madde 12 adet parçacığın birleĢmesinden meydana

gelmiĢtir. Bunlar 6 adet kuark ve 6 adet lepton türüdür. 12 adet

parçacık üç gruba ayrılır.

1’ci Grup : yukarı kuark + aĢağı kuark + elektron + elektron

nötrinosu‟dur. Bu grup, günlük yaĢamda gördüğümüz kararlı

maddeyi meydana getirir.

Yukarı ve aĢağı kuark‟lar birleĢerek proton ve nötronları

oluĢturur. Proton ve nötronlar birleĢerek atom çekirdeğini

meydana getirir. Çekirdek ve elektronlar birleĢerek atomları

yapar. Atomlar birleĢerek molekülleri Ģekillendirir. Moleküller

birleĢerek doğadaki 92 adet elementi oluĢturur. Elementler de

birleĢerek maddeyi meydana getirir.

2’ci Grup : tuhaf kuark + tılsımlı kuark + muon + muon

nötrinosu‟dur.

3’cü Grup : tepe kuark + dip kuark + tau + tau

nötrinosu‟dur.

Page 169: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

169

Bu son iki grup ömrü kısa ve kararsız parçacıklardan

meydana gelmiĢtir. Dolayısıyla bu son iki grubun oluĢturduğu

madde günlük yaĢamda görülmez, sadece kozmik ıĢınların

içlerinde ve deneylerde elde edilir.

STANDART MODEL

M A D D E

Leptonlar

Elektron Muon Tau

Elektron Muon Tau

Nötrinosu Nötrinosu Nötrinosu

Kuarklar

Page 170: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

170

Yukarı AĢağı Tuhaf Tılsımlı Tepe Dip

Kuark Kuark Kuark Kuark Kuark Kuark

Doğayı Kontrol Eden

Temel Kuvvetler

Doğada dört adet temel kuvvetin mevcudiyeti bilinmektedir.

Evrendeki her olay, bu dört kuvvetten biri tarafından izah

edilmektedir. Evreni ve içindeki her Ģeyi bu kuvvetler kontrol

eder. Bu dört kuvvetin dıĢında beĢinci bir kuvvetin

mevcudiyetini gerektirecek bir doğa olayı ile henüz insanoğlu

karĢılaĢmamıĢtır.

Güçlü nükleer kuvvet : kuvvetlerin en güçlüsü olup atom

çekirdeğini bir arada tutar ve atomun dağılmasını önler. Bu

kuvvet olmasaydı çekirdekteki aynı pozitif yüklü protonlar

birbirini iterek dağılırdı. Menzili 10-15

metredir. Bu kuvveti

taĢıyan parçacık gluon‟dur. Etkisi sadece çekirdeğin içindedir.

Protonlar, nötronlar bu kuvvet sayesinde birbirine

bağlanmıĢlardır. Gücü 1 birimdir.

Zayıf nükleer kuvvet : menzili 10-17

metredir. Gücü 10-5

‟dir.

Üç adet parçacığı olup bunlar W-, W

+ ve yüksüz olan Z

0

parçacıklarıdır. Proton ve nötron arasında bulunur ve

radyoaktiviteye neden olur.

Page 171: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

171

Elektromanyetik kuvvet : menzili sonsuza kadar gider. Gücü

10-2

‟dir. Parçacığı fotondur. Bu kuvvet hem çeker hem iter ve

elektronları çekirdek etrafında tutar. Moleküller bu kuvvet

sayesinde Ģekillenir.

Gravitasyon kuvveti : menzili sonsuza kadardır. Gücü 10-

40‟dır. Parçacığı graviton denilen kütlesiz bir parçacıktır.

Evrendeki her cisim bu kuvvetin etkisi altındadır. Daima çeker.

Ġtici gücü yoktur.

Son yıllarda elektromanyetik ve zayıf nükleer kuvvetlerin

aynı kuvvetin birer elemanı oldukları bulunarak bu iki kuvvet

birleĢtirilmiĢtir. Bu tek kuvvete elektrozayıf kuvvet adı

verilmiĢtir.

Page 172: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

172

Doğadaki IĢınım Türleri

Civarımızda dolaĢan ve vücudumuzun içinden geçip giden

sonsuz sayıdaki parçacıkların arasında yaĢamaktayız. Bu

parçacıkların birçoğu ıĢınları meydana getirir. Biz bu ıĢınlardan

sadece birini görebilmekteyiz. -273.16 derecenin üstündeki

cisimlerden çıkan ve uzaydaki yıldızlardan gelen bu ıĢınımlar

Ģunlardır.

Gamma ıĢınları : radyoaktif maddelerden çıkan yüksek

frekanslı ve çok kısa dalga boylu ıĢınlardır. Radyoaktif

bozunma ile meydana gelirler.

X-ıĢınları : yüksek hızlı elektronların yüksek voltajda

hızlandırıldıklarında meydana gelen elektromanyetik

radyasyondur. Bu ıĢınlar atom çekirdeğine yakın bulunan ve

birbirine sıkıca bağlanmıĢ iç yörüngelerdeki elektronlardan

kaynaklanır.

Morötesi ıĢınlar : görünür ıĢıkla x-ıĢını arasındaki

frekanslardaki görünmeyen ıĢınlar olup, dalga boyu cm‟nin 80

milyonda birinden daha kısadır.

Görünen ıĢık : spektrumda gözün algılayabildiği ıĢınım

bandıdır. Görünen ıĢığın dalga boyları bir santimetrenin 40

milyon ile 80 milyonda biri arasındadır.

Page 173: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

173

Kızılötesi ıĢınlar : frekansı görünen spektrumun kırmızı

ucunun altına düĢen görünmeyen ıĢınlardır.

Mikrodalga : radyo dalgaları ile kızılötesi ıĢınlar arasındaki

bölgede yer alan, dalga boyları birkaç cm‟den birkaç mm

arasında değiĢen, frekansı saniyede 1010

dalgaya çıkabilen

ıĢınlardır.

Radyo dalgaları : dalga boyu 1 metreden uzun olan

dalgalardır.

Delta ıĢınları : alpha ıĢınlarına tutulmuĢ yüzeyden çıkan yavaĢ

hızlı elektronların oluĢturduğu ıĢınlardır.

IĢınım Türleri ve Spektrum Aralıkları:

Frekans

106

109

1012

1015

1016

1017

1020

1025

(Hz)

103

10 10

-4 10

-6 10

-7 10

-9 10

-11 10

-16 Dalga

Boyu (m)

Mikro Görünen

Dalga IĢık X-IĢını

Radyo Kızıl Gamma

Dalgaları Ötesi Morötesi IĢını

Gamma ıĢınlar : 10-11

-10-16

m 106 eV

X-ıĢınları : 10-9

- 10-11

m 103 eV

Morötesi ıĢınlar : 10-7

- 10-9

m 10 eV

Page 174: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

174

Görünen ıĢık : 10-6

- 10-7

m 1 eV

Kızılötesi ıĢınlar : 10-4

- 10-6

m 10-1

eV

Mikrodalgalar : 10 - 10-4

m 10-4

eV

Radyo dalgaları : 10-3

- 10 m 10-8

eV

Bu ıĢınlardan sadece, görünen ıĢık ve kızılötesi ıĢın

atmosferi geçerek yeryüzüne iner ve canlı yaĢamına yardımcı

olurlar.

Bilimde Dev Adımlar

Her Ģey Ġtalyan Galileo‟nun 1610 yılında fizik bilimini

kurması ile baĢladı. Galileo yere düĢen cisimlerin hareketlerini

inceledi, dinamik, mekanik bilimlerini baĢlattı, gravitasyon

(çekim) fikrini ileri sürdü, teleskop ile ilk gözlemleri yaptı ve

bilimde bir devir açtı. ÇalıĢmalarından dolayı ömür boyu

evinde hapis cezasına çarptırıldı.

Page 175: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

175

Daha sonra Ġngiliz Newton geldi. 1665 yılında 23

yaĢındayken bilime yüksek matematiği sokan ilk insan oldu,

diferansiyel ve integral hesaplama yollarını buldu, gravitasyon

(evrensel çekim) kuvvetini keĢfetti, hareket yasalarını buldu ve

klasik fiziği baĢlattı. IĢığın parçacıklardan oluĢtuğunu belirten

Newton optikle uğraĢan ilk insandı. Elmayı yere düĢüren

kuvvetle Ay‟ı Dünya etrafında tutan kuvvetin aynı Ģeyler

olduğunu bulan Newton bütün zamanların en büyük bilim

adamlarındandır.

1970‟lerin sonlarında çiçek hastalığı kitlesel ölümlere neden

oluyordu. 1796‟da Ġngiliz Jenner bir inekten aldığı çiçek

mikrobunu, çiçek hastalığından ölmekte olan bir çocuğa enjekte

ederek büyük bir riske girdi. Sonunda hasta çocuk iyileĢti.

Ġnsanlık aĢı metodunu Jenner‟e borçludur.

Görevi manastırının arkasındaki bostanda fasulye

yetiĢtirmek olan Avusturyalı papaz Mendel 1856‟da biri uzun

diğeri kısa boylu iki tür fasulyeyi birbiri ile dölledi. Çıkan yeni

fasulyelerin tamamı uzun boylu idi. Daha sonra uzun boylu bu

melez fasulyeleri de birbiri ile dölleyince sonuç, yeni

fasulyelerin ¾‟ü uzun, ¼‟ü kısa boylu oldu. Mendel bu garip

durumu izah edememiĢti. Çünkü 1856‟da DNA ve genler henüz

bilinmiyordu. Fakat Mendel kalıtım yasalarını bulma baĢarısını

elde etmiĢti.

22 yaĢındaki Ġngiliz Darwin 1831‟de Galapagos adalarına

gitti ve orada 5 yıl boyunca 14 serçe türünün gagalarını

inceledi. Canlı türlerinin yaĢadıkları ortama adaptasyonlarını ve

doğanın seçimini otuz yıl boyunca araĢtırdı. Ve 1859‟da

evrimin kitabını yazdı. Evrim, Darwin‟den yüz yıl önce Buffon

tarafından ortaya atılmıĢtı. Darwin maymunlarla hiç uğraĢmadı.

Darwin‟in buluĢları 1930‟larda mutasyonların ve 1950‟lerde

DNA ve genlerin keĢfi ile baĢarılı Ģekilde açıklandı.

Page 176: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

176

1864‟de Ġskoçyalı Maxwell yüzlerce yıldır bilinen elektrik

ve manyetik kuvvetleri birleĢtirerek elektromanyetik kuvvetin

denklemlerini çıkardı. 14 yaĢında ilk bilimsel makalesini yazdı,

25 yaĢında profesör olan Maxwell 19‟cu yüzyılın en teorik

bilim adamıydı. Bütün renklerin kırmızı, yeĢil ve mavinin

karıĢımından oluĢtuğunu bulan Maxwell 1861‟de ilk renkli

fotoğrafı elde etti.

1900 yılının sonunda Alman Max Planck siyah cisim deneyi

ile kuantum teorisini baĢlattı. IĢığın kuanta denilen enerji

paketleri halinde yayıldığını keĢfeden Planck, hiçbir maddi

gelir beklemeden buluĢlar yapan nadir bilim adamlarından

biriydi. Dört çocuğunun hepsini acılı Ģekilde kaybeden Planck,

enerji ile frekans arasındaki Planck sabitini buldu ve

çalıĢmalarını hiç aksatmadı.

1902'de Ġngiliz Bateson genetik bilimini kurdu, Mendel'in

bu1uĢlarını hayvanlara tatbik ederek genlerin marifetini

açıkladı. Genetik bilimi Bateson'un çalıĢmaları ile baĢlamıĢ

oldu.

1905 yılında Alman Albert Einstein henüz daha Bern patent

bürosunda sıradan bir memur iken, 25 yaĢında, dört makale

yayınladı. Bunlar özel relativite, Brownian hareketi,

fotoelektrik etki ve E=mc2 idi. Bu makalelerde Einstein ıĢık

hızı, hız, kütle, zaman ve boyut arasındaki iliĢkileri, ıĢık hızının

değiĢmez ve evrenin son hızı olduğunu, zaman genleĢmesini,

atomların mevcudiyetini, kütle enerji eĢitliğini ispat ediyor ve

bilimde yepyeni bir devri baĢlatıyordu. 1916'da yayınladığı

genel relativite teorisi ile de uzay geometrisi, uzay-zaman

kavramı ve gravitasyonu tarif ediyordu. Bütün zamanların en

büyük teorisi olan relativite teorileri sayesinde cisimlerin

birbirini neden ve nasıl çektikleri (gravitasyon kuvveti), evrenin

Page 177: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

177

geniĢlemesi, kara delikler, atomların varlığı, kütle enerji

eĢitliği, bir atomun içinde saklı olan muazzam enerji gibi o

zamana kadar hiç kimsenin aklına gelmeyen konular anlaĢılmıĢ,

kuantum mekaniği ve modern kozmoloji baĢlamıĢ oldu.

Newton'un kurduğu klasik fiziği yıkan Einstein modern fiziği

baĢlattı ve buluĢları yüzlerce baĢka teorinin yaratılmasına neden

oldu. Kendisinin baĢlattığı kuantum teorisine ise hiç inanmadı.

Yeni Zelandalı Rutherford yaptığı uzun deneyler sonucunda

1911'de bir atomun yapısını keĢfetti ve bütün zamanların en

büyük deneycilerinden biri oldu. Merkezinde proton ve

nötrondan oluĢan bir çekirdek, onun etrafında dönen

elektronları bulan Rutherford'un modern atom modelini 1913'de

Danimarkalı Bohr tamamladı ve elektronların yörüngeleri

arasındaki sıçrama hareketlerini buldu, bu hareketlerden ıĢığı

oluĢturan fotonların çıktığını keĢfetti. Bohr, Planck ve

Einstein‟ın baĢlattığı kuantum mekaniğini geliĢtirdi ve 20‟ci

yüzyılın en önemli isimlerinden biri oldu.

Einstein‟ın genel relativitesi ile birlikte bütün zamanların en

büyük buluĢu olan kuantum mekaniği Planck ve Einstein ile

baĢladı Bohr, Schrödinger, De Broglie, Born, Jordan, Dirac ve

Heisenberg ile 1930 yılında tamamlandı. Teori, bir atomun

içindeki parçacıkların davranıĢlarını inceler. Evrendeki her

cismin hareketi, davranıĢı önceden hesaplanabilirken, atomun

içindeki parçacıkların ne zaman ne yapacakları asla bilinemez,

hesabı yapılamaz. Bu parçacıkların davranıĢları tam bir sırdır.

Bu durum yaratıcının sadece bu parçacıklara tanıdığı bir özellik

olup, bu acayip durum asla bilinemeyecektir. Alman

Heisenberg'in 26 yaĢında iken 1927'de keĢfettiği belirsizlik

ilkesi ile, bugün sahip olduğumuz ileri teknolojinin

Page 178: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

178

yaratılmasına sebep olan, kuantum mekaniği tamamlanmıĢ

oldu.

Mesleği bir avukatlık olan ve amatör boksör Amerikalı

Hubble sonraları bütün zamanların en büyük uzay gözlemcisi

oldu. Hubble, Andromeda galaksisini keĢfetti, 1929‟da

evrendeki galaksilerin bizden ve birbirinden çok büyük hızlarla

uzaklaĢmakta olduklarını keĢfetti. Bu olay Big Bang teorisinin

ilk gözlemsel ispatı olmuĢtu. Yani evren geniĢliyordu.

GeniĢleyen evren modelini Hubble‟dan 14 yıl önce Einstein

genel relativite teorisi ile öngörmüĢtü. Big Bang‟ın ilerde baĢka

ispatları da yapılacaktı ve insanoğlunun en büyük

baĢarılarından biri olacaktı.

Ġngiliz Cockcroft ve Walton 1932'de imal ettikleri 400.000

eV'lik basit bir makinada hızlandırdıkları atomlarla protonları

çarpıĢtırarak bir atomu parçalayan ilk insan oldular. Bu olay

insanoğlunun atom çekirdeğine ilk dokunuĢuydu ve nükleer

fiziği baĢlatan olaydı. Ve bir atomun içindeki enerji dıĢarı

çıkarılmıĢtı. 1938'de Alman Hahn ve Frisch uranyum

çekirdeklerini nötronlarla bombardıman ederek nükleer fisyon

reaksiyonunu gerçekleĢtirdiler. Frisch, atom bombası fikrini

ileri sürdü.

1932 yılında galaksinin derinliklerinden gelen sinyalleri

dinlemekte olan radyo mühendisi Amerikalı Jansky iyonize

gazların çıkardığı radyo dalgalarını keĢfetti. Bu olay radyo

astronomi biliminin baĢlamasına neden oldu. 1947‟de Ġngiliz

Lovell 76 metre çapındaki ilk parabolik çanak teleskopu imal

etti. Böylece optik teleskoplarda görülemeyen moleküller bile

tespit edilir hale geldi ve milyarlarca ıĢık yılı uzaklıktaki

evrenin en uzak ve müthiĢ yapıları olan kuasarlar belirlendi.

Page 179: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

179

1942‟de Manhattan projesi Amerikalı Oppenheimer‟in

baĢkanlığında baĢladı. Los Alamos laboratuarında

gerçekleĢtirilen atom bombası imalat projesinde baĢta Fermi,

Bohr, Bethe, Szilard, Teller, Compton, Serge, Urey, Neumann

olmak üzere yüzlerce tanınmıĢ fizikçi ve matematikçi çalıĢtı.

Toplam 150.000 kiĢinin çalıĢtığı ve o zamanın parası ile 3

milyar dolara mal olan ilk atom bombası projesi uranyumun

fisyon reaksiyonu idi ve 1945‟de New Mexico çölünde

patlatıldı. Aynı bomba daha sonra HiroĢima ve Nagazaki‟ye

atıldı.

1927‟de Belçikalı Lemaitre evrenin yüksek yoğunluktaki bir

noktanın patlaması ile oluĢtuğunu ileri sürmüĢtü. Einstein‟ın

denklemleri ve Hubble‟ın gözlemleri de geniĢlemekte olan bir

evren modelini tarif ediyordu. 1948‟de Rus Gamow evrenin bir

patlama ile meydana gelmiĢ olabileceğini inceledi ve

patlamanın ilk saniyelerindeki atom altı parçacıkların

Ģekillenmesinin hesaplarını yaptı ve patlamadan çıkan ısının bir

kırıntısının bugün hala evrende bir ıĢınım Ģeklinde bulunması

gerektiğini çıkardı. Bu ıĢınım mutlak sıfırın birkaç derece

üstünde olmalıydı. Gamow bu olaya Big Bang adını verdi.

Durağan evren modelini, yani evrenimizin ezelden beri mevcut

olduğunu savunan bilim adamları Gamow‟un hesaplarına

Ģiddetle itiraz ettiler. Onlara göre içinde yaĢadığımız evren hep

vardı ve sonsuza kadar da devam edecekti. Gamow‟un iddiası

1964‟e kadar unutuldu ve uzun süre ele alınmadı.

1940‟larda artık bir canlı hücresi içindeki binlerce organel

tanımlanmıĢ protein, enzim, aminoasit gibi hücre içi

elemanların özellikleri, hücre çekirdeği içinde bulunan ve

genetik malzemeyi ihtiva eden DNA, RNA molekülleri

Page 180: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

180

belirlenmiĢti. Fakat DNA molekülünün yapısı hala bir sırdı.

1953‟de Ġngiliz Crik ve Amerikalı Watson DNA‟nın Ģeklini ve

yapısını çözdüler. Ġki baĢtan bükülmüĢ uzun bir merdiven

benzeri çift sarmal DNA molekülü ve içinde saklı olan 3.5

milyar bilgi, DNA‟nın saniyede 100 defa açılıp tekrar sarılması,

her açılıĢta bir yan kenardan ayrılıp hücre sıvısındaki

organellere DNA‟nın talimatını ileten RNA molekülü ve

protein sentezleme iĢlemi tarihin en büyük keĢiflerindendi.

1953‟de tıp öğrencisi Amerikalı Miller bir cam kabın içine

gezegenin ilk zamanlarındaki ilkel atmosferini oluĢturan

hidrojen, su buharı, metan ve amonyak gazlarından koydu. Kabı

100 dereceye kadar ısıtarak içinden geçen tellerle gaz

karıĢımına bir hafta boyunca elektrik Ģoku verdi. Sonunda cam

kabın içinde çeĢitli aminoasit moleküllerinin oluĢtuğunu gördü.

Yani Miller cansız gazlardan canlı organik moleküller elde

etmiĢti. Bu olay bundan 3.5 milyar yıl önce Dünya üzerinde ilk

canlının nasıl ortaya çıktığını açıklamıĢ oldu.

1957‟de Ruslar Sputnik-1‟i uzaya fırlattılar. Ġçinde bir

köpeğin bulunduğu bu uzay gemisi atmosfer dıĢına çıkıp

yörüngeye oturan ilk uydu oldu. 1961‟de de Yuri Gagarin uzaya

çıkan ilk insan oldu. Böylece uzay çağı baĢladı.

1964 yılında Amerikalı Penzias ve Wilson kendi yaptıkları

antenleriyle uzaydan gelen radyo dalgalarını ölçüyorlardı. 7

cm‟lik bir dalga boyunda çalıĢan Penzias ve Wilson‟un

antenlerine devamlı cızırdayan alıĢılmadık bir parazit takıldı.

Antenlerini ne yöne çevirirlerse çevirsinler parazit evrenin her

yönünden aynı Ģiddet ve aynı sıcaklıkta alınıyordu. Bir ara

parazitin anten tellerine konan kuĢlardan kaynaklandığını

sandılar, fakat değildi. Parazitten hiç kurtulamadılar. Bu

Page 181: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

181

parazitin sıcaklığı Ģu andaki herhangi bir evren olayından da

kaynaklanamazdı. Sonunda parazitin geçmiĢ zamanda evrenin

çok sıcak olduğu bir durumunda çıkmıĢ, günümüze kadar

soğuyarak gelmiĢ bir Ģeyin kırıntısı olduğu anlaĢıldı. 2.74 K‟lik

bu ıĢıma (mikrodalga arkaalan ıĢıması) bundan 15 milyar yıl

önce sonsuz yoğun ve sıcak bir noktanın birden patlamasından

çıkmıĢtı ve bugün evrenin her tarafından aynı sıcaklık ve dalga

uzunluğunda elde ediliyordu. Bu ıĢıma zaten uzun yıllardan

beri bazı kozmolojistlerce aranıyordu ve tesadüfen konu ile hiç

ilgisi olmayan iki radyo mühendisince yakalanmıĢtı. Yani,

1915‟de Einstein‟ın denklemleri, 1929‟da Hubble‟ın

gözlemleri, 1948‟de Gamow‟un hesapları ile öngörülen Big

Bang teorisi bu olayla kesin Ģekilde ispat edilmiĢ oldu.

Evrenimiz ezelden beri mevcut değildi. O, bundan 15 milyar

yıl önce sonsuz yoğun ve sonsuz sıcak iğne ucu

büyüklüğündeki bir noktanın birden patlaması ile yaratılmıĢtı.

Bu noktanın patlaması ile içindeki enerji serbest kalmıĢ, mekan

ortaya çıkmıĢ, zaman akmaya baĢlamıĢ ve madde ĢekillenmiĢti.

Big Bang adı verilen ve evrenimizin oluĢumunu net ve kesin

Ģekilde açıklayan bu olay insanlık tarihinin en büyük baĢarısı

olmuĢtur. Patlamanın Ģiddeti ile hala geniĢlemekte olan

evrenimiz daha nereye kadar gidecek ve ne zaman son bulacak.

Sahip olduğumuz bilim bunları da çözmüĢtür.

1889‟da Fransız matematikçi Poincare kaos problemleri

üzerinde çalıĢan ilk insan oldu. Daha sonra 1960‟larda

Amerikalı Lorenz atmosferdeki hava hareketlerinin kaotik

durumlarını hesapladı ve kelebek etkisini keĢfetti. Buna göre

bir kelebeğin kanadının çıkardığı küçük hava hareketi haftalar

sonra Dünya‟nın öbür tarafında bir fırtınaya sebep olur. Daha

Page 182: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

182

sonra Fransız Mandelbrot kaosun fraktal geometrisini çıkardı

ve borsa, deprem, nüfus gibi olaylara tatbik etti. Kaos 21‟ci

yüzyılın önde gelen bilim dallarından biri olmaya adaydır.

1864 yılında Maxwell elektrik ve manyetik kuvvetleri

birleĢtirerek bunların elektromanyetik kuvvetin iki elemanı

olduğunu ispat etmiĢti. Elektromanyetik kuvvetle, doğayı idare

eden dört temel kuvvetten bir diğeri olan ve radyoaktiviteye

neden olan zayıf nükleer kuvveti birleĢtirmek de Pakistanlı

Abdül Salam ile Amerikalı Weinberg‟e nasip oldu. 1967‟de

yapılan bu çalıĢma ile elektrozayıf kuvvet ve bu kuvveti taĢıyan

parçacıklar elde edildi. ġimdi iĢ elektrozayıf ile güçlü nükleer

kuvveti birleĢtirip GUT (Grand Unified Theory)‟yi elde etmeye

kaldı. Daha sonra GUT ile gravitasyon kuvveti birleĢtirilecek

ve TOE (Theory of Everything) elde edilecek ve Big Bang‟ı

neyin ve niçin patlattığı anlaĢılmıĢ olacaktır.

1969 yılında insanoğlunun en büyük projelerinden biri

gerçekleĢtirildi. 111 metre uzunluğunda ve 3000 ton

ağırlığındaki Satürn roketi Apollo‟yu Ay‟a taĢıdı.Yeryüzünde

en fazla sayıda insanla gerçekleĢtirilen Apollo projesinde

376.600 uzman çalıĢtı. 3 günde Ay‟a gidildi. Ġki adam Ay‟a

ayak bastı, oradan 21 kg taĢ getirdiler. Bu olay insanoğlunun

Dünya dıĢındaki diğer bir gök cismine ilk ayak basıĢı oldu.

1969‟dan 1972‟ye kadar Ay‟a beĢ defa daha gidildi, toplam 12

insan ayak bastı. 1972‟den sonra hakkında bilinmedik bir Ģey

kalmadığından artık Ay‟a gidilmedi. Bir sonraki proje Mars‟a

ayak basmak olacaktır.

1970‟lerde karadelikler gündeme geldi. Bu, evrenin en

korkunç ve esrarengiz cisimleri bilim adamları için en yeni

konu idi. Civarındaki her Ģeyi, yıldızları, gezegenleri, hatta

Page 183: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

183

bütün bir galaksi malzemesini kendine çekip yutan, birer dipsiz

kuyu olan karadelikler önce teorilerle incelendi. Nitekim bunlar

Einstein‟ın 1916‟daki denklemleri ile öngörülmüĢtü. 1971‟de

ilk karadelik olan bizden 14.000 ıĢık yılı uzaklıkta bulunan

Cygnus X-1 keĢfedildi. Daha sonraları bir çoğu tespit edildi.

Büyük kütleli yıldızların evrimlerin sonunda içe çökmeleri ile

oluĢan kara- deliklerin ortasında artık yasalarımızın iĢlemediği

sonsuz yoğun bir tekillik noktası onun etrafında da olay-ufku

denilen bir girdap mevcuttur. Girdaba yakalanan her cisim

büyük bir hızla ortadaki tekilliğe çekilir, yolda parçalarına

ayrılır ve delikten içeri bilinmedik bir yere gider. Cisimleri

karadeliğe çeken Ģey ortadaki sonsuz yoğun tekilliktir. Bir

karadelikten kurtuluĢ olamaz. IĢık bile ondan kaçıp

uzaklaĢamadığı için karadelik karadır. Kara- delikler hakkında

artık hiçbir Ģüphe kalmamıĢtır. Samanyolu‟nun ortasına

yerleĢmiĢ dev bir karadelik sonunda galaksimizi yutup

bitirecektir.

Bir karadeliğin arkasında neler var, neler oluyor? Hesaplar

karadeliğin arkasında bir kurt deliğinin olduğunu onun öbür

ucunda da bir akdeliğin bulunduğunu gösteriyor. Karadelik

daima çekiyor, akdelik ise daima itiyor. Karadelik bizim

evrenimizin çıkıĢ kapısı, akdelik ise yanımızdaki komĢu evrenin

giriĢ kapısıdır. Kurt deliği de ikisi arasındaki geçiĢ tüneli.

Karadeliğin yuttuğu malzeme sonsuz hız, sıfır zamanda kurt

deliğinden geçip yaĢamını devam ettirmek için yanımızdaki

paralel evrene gidiyor. Maddenin sakınımı yasasına göre

malzeme hiç azalmıyor, yok olmuyor, sadece evrenler arasında

gidip geliyor. Sonsuz boyutlu bir hiper uzay içinde bulunan çok

sayıda evren mevcut olup, bütün bu evrenler birbiri ile

Page 184: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

184

karadelik akdeliklerle bağlantılı durumda ve aralarında devamlı

malzeme alıĢ veriĢi bulunmaktadır. Hesapların gösterdiği

senaryo böyle olup ispatları ilerde olacaktır.

1970‟lerin baĢlarında insanoğlu bilimde bir ihtilal yaptı ve

genlerle oynamaya baĢladı. Genler, bir hücre çekirdeği içine

sıkıĢmıĢ 46 tane sarmal DNA molekülünün ortalarında yer alan

bazların çiftli sıralanmasıdır. Bu sıralanma insan DNA‟sında

80.000 tane geni oluĢturur. Bir gen bir proteine tekabül eder ve

insanın bütün huyları davranıĢları, özellikleri, hastalıklar, vs bu

80.000 genin içine depolanmıĢtır. Tarihte ilk defa bir

laboratuarda genler birleĢtirildi, bazı genler dilimler halinde

çıkarıldı, yerlerine baĢka gen dilimleri kondu, bazılarının boyu

kısaltıldı, bazılarınınki ise uzatıldı. Ve bütün bunlar özel

enzimlerle gerçekleĢtirildi. Böylece genetik mühendisliği ve

tatsız hormonlu gıda üretimi de baĢlamıĢ oldu. Ġneklerde süt

üretimi %40 oranında arttı, buğday, pirinç, portakal gibi

ürünlerin daha hızlı ve daha iri fakat çirkin görünüĢlü

büyümeleri sağlandı. Bir koyunun benzeri yapıldı ve klonlama

tekniği gerçekleĢtirildi. Fakat bu büyük baĢarı insanlık için

büyük bir riski de beraberinde getirdi.

1973 yılında uzayın farklı yönlerine iki tane Pioneer aracı

fırlatıldı. Araçlara konan altın levhalara bizleri ve yerimizi

belirten çeĢitli Ģekil ve bilgiler kazındı. Pioneer‟lerden dört yıl

sonra fırlatılan Voyager uzay gemilerine de çeĢitli bantlar,

video filmler kondu. Pioneer araçları 1984‟de Voyager‟ler de

1988‟de GüneĢ sistemini terk ederek yıldızlar arası boĢluğa

daldılar. Bu araçlar Ģu anda büyük hızla çeĢitli yönlerde

yollarına devam etmektedir. 80.000 yıl sonra bize en yakın

yıldızın yakınından geçecektir. Bütün bunlar bizden baĢka

Page 185: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

185

geliĢmiĢ uygarlıklar varsa araçlara konan bilgileri okumaları ve

gelip bizi ziyaret etmeleri için yapıldı.

1974 yılında Etiyopya‟da bundan 3.5 milyon yıl önce

yaĢamıĢ bir kadının iskeleti bulundu. Buna Lucy takma ismi

verildi. ġimdiye kadar bulunmuĢ en mükemmel insan

iskeletiydi ve bir A. Afarensis idi. Lucy iki ayağı üzerinde

rahatça dik durabiliyordu ve insanın evrimi hakkında iyi bir

delil olmuĢtu.

1974‟de Porto Riko‟da kurulmuĢ olan Dünya‟nın en büyük

radyo teleskopundan çıkan özel sinyaller 25.000 ıĢık yılı

uzaklıktaki Herkules yıldızlar topluluğuna yönlendirildi.

Nedeni, bu toplulukta çok sayıda yıldızın mevcut olması, bu

yıldızların bazılarının gezegenlere sahip olması ve bu

gezegenlerin bazılarında da geliĢmiĢ uygarlıkların yaĢıyor

olabilmesi. Gönderilen sinyaller Ģu anda 25 ıĢık yıllı uzaklıkta

olup ve daha, 24.975 yıl boyunca yoluna devam edecektir.

Herkules topluluğunda sinyallerimizi alıp okuyabilecek

düzeyde geliĢmiĢ bir uygarlık varsa ve sinyallerimize hemen

cevap verme zahmetine de katlanırlarsa, onların cevaplarını

okumak için 50.000 yıl beklememiz gerekmektedir.

1980‟lerde uzayı dinleme ve sinyal gönderme projeleri

ağırlık kazandı. Acaba evrendeki tek uygarlık biz miydik,

bizden baĢkaları da var mıydı? Bunun için VLA-Very Large

Array sistemi kuruldu. Sistemde her biri 25 metre çapında 27

tane radyo teleskop 50 kilometrelik bir alana yerleĢtirildi.

Teleskoplara gelen sinyaller bir atomik saatin hassas

zamanlamasıyla bilgisayarlarda analiz edilmekte ve sinyallerin

öbür yıldızların etrafındaki gezegenlerdeki canlılardan gelip

gelmediği kontrol edilmektedir. Daha uzaklardaki yıldızlardan

Page 186: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

186

daha güçlü sinyaller alabilmek için yakında farklı kıtalara ve

hatta biri Dünya‟ya, diğer ikisi Ay‟a ve Mars‟a yerleĢtirilecek

radyo teleskoplar planlanmaktadır.

1992‟de SETI projesi baĢlatıldı. Projenin maksadı uzaya

özel bilgileri ihtiva eden sinyaller göndermek ve uzaydan gelen

sinyallerin analizini yapmaktır. SETI, 80 ıĢık yılı mesafe

içindeki yıldızları taramaktadır. Uzayın her yönünü her gün 24

saat boyunca dinleyen SETI‟ye henüz baĢka uygarlıkların

herhangi bir sinyali gelmemiĢ ve gönderilen sinyallerimize bir

cevap verilmemiĢtir. Fakat bu durum evrende bizden baĢka

uygarlığın olmadığı anlamına gelemez.

1989 yılında Cenevre‟de yerin 100 metre altındaki CERN

sistemi devreye sokuldu. Çevresi 27 km, çapı 3.8 metre olan

çelik tüpün içinde özel elektromıknatıslar tarafından ters

yönlerde hızlandırılan elektronlarla positronlar kafa kafaya

çarptırılmakta, çarpıĢma sonu parçalanan parçacıkların içindeki

onlardan daha ufak diğer parçacıklar yakalanmaktadır. 60.000

ton ağırlığındaki Dünya‟nın en büyük bu makinası evrenin en

küçük parçacığını bulabilmek için imal edildi. 100 milyar eV

gücündeki CERN‟de 4000 uzman çalıĢmaktadır. Tüp içinde

hızlandırılan parçacıklar 27 km‟lik çevre boyunca saniyede

10.000 dönüĢ yapar ve yine saniyede 40.000 defa çarpıĢırlar.

20-30 yılda belki bir yeni parçacık yakalanabilir.

1990 yılında Hubble uzay teleskopu fırlatıldı ve 610 km

yukarıdaki yörüngesine oturtuldu 11 ton ağırlığındaki teleskop

1.5 milyar dolara mal oldu 2.4 metre çapında aynası olan bu

uzay teleskopu bütün zamanların en bilimsel cihazı oldu.

Aynası 1993‟de tamir edildi ve bu iĢ 250 milyon dolara mal

oldu. Tamiratın sebebi aynadaki 2 mikron‟luk bir hata idi.

Page 187: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

187

Hubble Ģu ana kadar beklenenden fazla bilgi gönderdi, çok

sayıda kara- deliği belirledi. Ġnsanoğlunun en büyük

meraklarından olan evrenin yaĢı ve büyüklüğünü bulmaya da

yardımcı olacaktır.

Yine 1990 yılında insanoğlunun en büyük baĢarılarından biri

gerçekleĢti. COBE uzay aracı fırlatıldı ve yörüngesine

oturtuldu. COBE‟nin tek görevi 1964 yılında Penzias ve Wilson

tarafından tesadüfen yakalanan mikrodalga arkaalan ıĢımasının

tam değerini ölçmekti. COBE‟ye yerleĢtirilen -271 derecedeki

sıvı helyum ile soğutulmuĢ detektörler arkalan radyasyonu

2.735 Kelvin olarak ölçtü. Penzias‟ın 1964‟teki ölçümü de 2.74

K‟idi ve böylece Big Bang teorisi COBE tarafından da teyit

edilmiĢ oldu. COBE daha sonraki deneylerde uzayın

mikrodalga haritasını çıkardı ve Big Bang‟ın ilk saniyelerindeki

olayların kağıt üzerinde yapılan hesapla uygunluğunu belirtti.

1990‟da insanlık tarihinin en büyük projelerinden olan

genome projesine baĢladı. Projede insan türünün gen haritasının

çıkarılması ve genlerin ihtiva ettiği bilgilerin tanımlanması

öngörülmektedir. Proje 15 yıl sürecek ve 4 milyar dolara mal

olacaktır. Halen genlerdeki 3.5 milyar bilginin %10‟u

tamamlandı ve Parkinson, Alzheimer gibi hastalıkların ilaçları

imal edildi. Proje tamamlandığında insan insanı tanıyacak ve

onun tam bir kopyasını yapmak mümkün olacaktır. Beyinde

nelerin olup bittiği anlaĢılacak, insanın davranıĢları, huyları,

kanser ve bütün hastalıklar kontrol altına alınacaktır.

1984‟te Amerikalı Schwarz ve Ġngiliz Green süpersicim

teorisini ortaya attılar ve matematiksel denklemlerini çıkardılar.

Teori beraberinde süpersimetri fikrini getirdi. Teori evrende 10

boyutun bulunduğunu, bunlardan 6‟sının Big Bang‟ın ilk

Page 188: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

188

saniyelerinde içine kapanarak bükülmüĢ titreĢen halkalar haline

geldiğini, geri kalan 4 boyutun (x, y, z ve zaman) ise günümüze

kadar geldiğini belirtir. Teoriye göre maddenin en temel yapısı

10-33

cm uzunluğunda (yani bir protondan 1020

defa daha

küçük) sicimler olduğunu öngörür.

2000‟lerin projelerinden en önemlisi GUT ve sonrası TOE

elde etmektir. GUT (Grand Unified Theory), elektrozayıf

(elektromanyetik ve zayıf nükleer kuvvetin birleĢmiĢ Ģekli) ile

güçlü nükleer kuvveti (proton ile nötronu bir arada tutan

kuvvet) birleĢtirmeyi amaçlar. GUT elde etmek için 1015

eV‟luk

bir makina imal etmek gerekir. ġu anda sahip bulunduğumuz en

güçlü makinanın (CERN) gücü 102 eV‟dir Bu durumda bir

GUT elde etmek insanoğlu için çok Ģüpheli görülmektedir.

Böyle bir atom çarpıĢtırıcısının boyutları bile insanı

titretmektedir. Eğer bir gün GUT elde edilirse bir sonraki adım

GUT ile henüz parçacığı bile yakalanamamıĢ olan gravitasyon

kuvvetini birleĢtirmektedir. Bu da TOE (Theory of

Everything)‟dir. Yani, Her ġeyin Teorisi, TOE‟yi elde etmek

için gerekli enerji miktarı insan düĢünce ve imkan sınırının çok

ötesindedir. TOE elde edilirse Big Bang‟ı „kimin‟ patlattığı,

patlatmadan önce „nelerin‟ olup bittiği, bir karadeliğin

arkasında nelerin olduğu anlaĢılmıĢ olacaktır, ki bunlar biz

insanlara yasaklanmıĢ Ģeylerdir.

Ve, önümüzdeki bir milyon yılın projesi: Mars‟ta koloniler

kurmak ve orada yaĢamak. Mars‟ın dıĢında GüneĢ

sistemimizdeki diğer gezegenlerde yaĢayabilmemiz mümkün

olamaz. Çünkü yaĢayabilmemiz için sıvı su, GüneĢ ıĢığı,

oksijen ve bitkilere ihtiyaç bulunmakta, ayrıca yüzeyi katı, belli

sıcaklıkta, GüneĢ‟in ekosferi içinde bulunan bir gezegene.

Page 189: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

189

Mars‟ın dıĢındakilerde bunlar mevcut değildir. Mars‟ta ise

kuzey ve güney kutuplarında buz baĢlıkları, atmosferinde bol

miktarda karbondioksit, yüzeyinde derin çukurlar ve kanallar ve

yeterli GüneĢ ıĢığı ile uygun iklim Ģartları bulunmaktadır.

Ayrıca bizden 50 milyon kilometre uzaklıkta, yani

yakınımızda. Eğer bir gün Dünya gezegeninin baĢına uzaydan

bir felaket gelirse kaçabileceğimiz tek ama tek yer Mars

gezegenidir. Bu durumda Mars projesinin kapsamı Ģunlardır:

Mars‟ın yüzeyini ısıtmanın bir yolu bulunabilir gezegenin iç

sıcaklığı yükseltilebilirse, gezegenin içinden çıkacak gazlar

dıĢarı çıkacak, atmosferini yoğunlaĢtıracak, yoğunlaĢan

atmosferi GüneĢ‟ten gelen ıĢınları içerde saklı tutacak (sera

etkisi) ve tekrar uzaya kaçmasını önleyecek. Daha fazla ısınan

gezegenin buz baĢlıkları eriyecek, denizler, nehirler oluĢacaktır.

Sıvı suya, GüneĢ ıĢığına ve atmosferinde bol bulunan

karbondioksite sahip gezegende dev bitkiler çıkacak (zira,

bitkilerin ihtiyaçları sadece bunlardır), bitkiler havadaki

karbondioksiti alacak havaya oksijen bırakacak (fotosentez

prosesi), oksijen miktarı belli bir seviyeye ulaĢınca insanların

yaĢamı için gerekli uygun ortam oluĢacaktır. Ġnsanlar için

gerekli olan oksijen, sıvı su, denizler, nehirler, bitkiler artık

Mars‟ta mevcut olmuĢ olacaktır.

Bu projenin gerçekleĢmesi milyonlarca yıl sürecektir. Fakat

imkansız bir Ģey de değildir. Projenin gerçekleĢtirilmesi için Ģu

anda 3.5 milyon yaĢında olan insan soyunun, evrim süreci

içinde yok olmaması ve daha onlarca milyon yıl boyunca

yaĢamayı becerebilmesi gerekir. Bu ise son derece Ģüphelidir.

Page 190: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

190

Bilimsel Kavramlar

Page 191: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

191

Kitabımızın konuları ile ilgili kavramlar özet ifadeleriyle ve

alfabetik sıraya göre yazılmıĢtır. Bu kavramlar konuların daha

iyi anlaĢılmasına yardımcı olacaktır. AĢağıdaki 395 kavram

bilimin yapı taĢlarıdır.

ACCRETION DĠSKĠ: Kütleli bir cismin gravitasyonel

alanının çekimi ile etrafından malzeme toplamasıdır. Kütleli

cisme doğru çekilen malzeme bir disk Ģeklini alır. Bu sırada

malzeme enerji kazanır, diskteki atomlar birbiri ile çarpıĢır,

ısınır ve X-ıĢını çıkarırlar. Karadelik, kuasar gibi güçlü çekim

alanına sahip cisimlerin etrafındaki diskler çok belirgindir.

AÇIK EVREN (Open Universe): Sonsuza kadar geniĢleyecek

olan evren modelidir.

AÇISAL FREKANS (Angular Frequency): Bir çevrede

dolanan bir cismin, birim zamandaki dönme sayısıdır.

AÇISAL HIZ (Angular Velocity): Yer değiĢim hızıdır.

AÇISAL ĠVME (Angular Acceleration): Açısal hızın değiĢim

hızıdır.

AÇISAL MOMENTUM (Angular Momentum): Bir sistem

içindeki dönüĢ hareket miktarının ölçüsü olup, dönüĢ hızının

kütlesinin, merkeze olan uzaklığın karesi ile çarpımına eĢittir.

Veya, dönen bir cismin ürettiği kütle ve açısal hızdır.

AĞIRLIK: Dünya‟nın gravitasyon kuvvetinin cisimlere

uyguladığı güç olup, cisimlerin kütlesine ve Dünya‟nın

merkezine olan uzaklıklara bağlıdır. Kutuplar Dünya merkezine

daha yakın olduğundan, kutuplardaki bir cismin ağırlığı

ekvatordaki bir cisimden %0,3 daha fazladır.

AĞIRLIK MERKEZĠ: Bir cismin, bütün ağırlığının toplandığı

var sayılan noktasıdır.

AĞIR ELEMENTLER (Heavy Elements): Hidrojen ve helyum

haricindeki elementlerdir. Bütün ağır elementler yıldızların

içindeki füzyon reaksiyonları sonucunda üretilmiĢ, sonra

Page 192: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

192

süpernova patlaması ile uzaya dağılmıĢtır. Yıldızların yaĢları ve

evrimleri bu ağır elementlerden hesaplanabilmektedir.

AĞIR SU: Deteryumun oksidi olup, (D20) çekirdeğinde bir

nötron bulunur.

AKTĠF BÖLGE (Active Site): Bir kimyasal reaksiyonu

katalistliğine direkt olarak katılan, enzimin yüzeyinde derin

yarıkların yer aldığı bölgelerdir.

AKTĠF GALAKSĠ (Active Galaxi): Merkezinden büyük

miktarda enerji çıkaran galaksiler olup, Seyfert galaksileri,

kuasarlar bunlara birer örnektir. Merkezden çıkan enerji

galaksinin iki tarafında birer ince ıĢın demeti gibi görülür.

AKSELERATÖR (Accelerator): Atom altı parçacıkların

içinde hızlandırılıp çarpıĢtırıldığı makinalardır.

AKSĠYOM (Axiom): Doğru olduğu kabul edildiği için

ispatına gerek duyulmayan problemlerdir.

ALAN (Field): Uzayda devamlı ve üniform Ģekilde yayılmıĢ

bir Ģey olup, elektrik, manyetik alanlar, uzay-zaman eğriliği,

gravitasyon dalgaları Ģeklinde olabilir.

ALAN EġĠTLĠKLERĠ (Field Equations): Her elektrik yüklü

parçacığın evrende yarattığı matematiksel çizgilerdir. Pozitif

yüklerden dıĢarı doğru, negatif yüklerden ise içeri doğru

çıkarlar ve bu yüzden zıt yükler, birbirini çeker, aynı yükler ise

iter. Bu kuvvet çizgileri parçacığın etrafında bir alan kuvvetini

yaratır. Bunlar alan denklemleri ile belirlenir. Faraday

tarafından ortaya atılan alan denklemleri Maxwell tarafından

formüle edildi. Bunlar ve genel relativitenin öngördüğü alan

denklemleri klasik alan teorileriydi. Alan teorisinin modern

versiyonu Kuantum Alan Teorisi‟dir. Burada enerjinin

kuantalar tarafından taĢındığını belirtilir. Kuantum Alan

Teorisi‟nde, evrende kuantize olmuĢ kuantum alanlarının

dıĢında hiçbir Ģey yoktur.

Page 193: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

193

ALBEDO: IĢık çıkarmayan bir cismin ıĢığı yansıtma

ölçüsüdür. Tam yansıtan cismin albedosu 1‟dir. Siyah cisim

bütün ıĢınları soğurduğu için albedosu sıfır, Venüs‟ün 0.65,

Dünya‟nınki ise 0.37‟dir.

ALPHA PARÇACIĞI (Alpha Particle): Ġki elektronunu

kaybetmiĢ bir helyum atomu çekirdeğidir.

ALPHA BOZUNUMU (Alpha Decay): Bir atom çekirdeğinin

bir alpha parçacığı çıkarması ve farklı bir elemente

dönüĢmesidir.

AMĠNOASĠT (Aminoacid): Proteinlerin yapı taĢları olup, bir

asit grubu ve bir amino grubunu ihtiva eden küçük

moleküllerdir. Yirmi farklı tanesi birleĢerek bir protein

oluĢturur.

ANDROMEDA: Samanyolu‟na 2.3 milyon ıĢık yılı uzaklıkta

ve içinde 1 trilyon yıldız bulunan sarmal bir galaksidir.

ANGSTRÖM BĠRĠMĠ: Spektrum çizgilerinin dalga

uzunluklarında kullanılan ve birimi 10-10

metre olan ünitedir.

ANTĠBĠYOTĠK: Penisilin gibi bir madde olup bakterilerin

büyümesini engeller.

ANTĠMADDE (Antimatter): Aynı kütle ve spin‟li, fakat

maddenin tersi yükte olan parçacıklardan yapılmıĢ maddedir.

ARECIBO RADYO TELESKOPU: Porto Riko‟da kurulu, 305

m çapında Dünya‟nın en büyük çanak teleskopudur.

ARKAALAN RADYASYONU (Background Radiation): Evren

2.7 Kelvin‟in hemen üzerindeki sıcaklıktaki radyasyonla dolu

olup, mikrodalga radyo frekanslarında, Dünya‟dan alınabilir.

Bunlar Big Bang‟ın en önemli delilidir ve arkaalan mikrodalga

radyasyonunun keĢfi kozmolojideki, evrenin geniĢlemesinin

keĢfi ile birlikte, en önemli buluĢ olmuĢtur. Big Bang‟dan çıkan

bu radyasyon zamanla zayıflamıĢ, soğumuĢ ve Ģu anda kızıla

kaymıĢ halde radyo dalgaları Ģeklinde bulunmaktadır. Evrenin

geniĢlemesiyle zayıflayan ve yoğunluğu azalan radyasyon,

Page 194: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

194

evrenin dıĢında bir yer olmadığından, onun içini üniform

Ģekilde doldurmuĢtur.

ASAL SAYI (Prime Number): Kendisi ile 1 sayısının dıĢında

iki sayının çarpımı olarak ifade edilemeyen bir sayıdır.

ASĠD YAĞMURU: Atmosferde sülfür dioksit ve nitrojen

oksit ile meydana gelen yağmurdur.

ASĠL GAZLAR (Noble Gases): Atomlarının elektron

bulutları elektronla doldurulmuĢ olan altı adet elementtir.

ASĠMETRĠK ZAMAN (Asymmetric Time): Sebebin sonuçtan

önce geldiği zamandır.

ASTRONOMĠK ÜNĠTE (AÜ): GüneĢ ile Dünya merkezleri

arasındaki ortalama uzaklık olup, 149.598.023 km‟dir.

ATALET (Inertia): Bir cismin yaptığı harekette durumunu

değiĢtirmekteki isteksizlik ölçüsüdür. Duran bir cisim üzerine

bir kuvvet gelinceye kadar durmaya devam eder. Hareket eden

bir cisim onun hareketine sebep olan kuvvet değiĢmedikçe aynı

hızda ve aynı yönde hareketine devam eder.

ATMOSFER (Atmosphere): Yeryüzünü saran gazların

karıĢımından oluĢan hava tabakası olup, sıcaklık esasına göre

dört tabakadan meydana gelir. Dünya yüzeyinden itibaren 10

km kalınlığındaki troposfer (troposphere), 50 km kalınlığındaki

stratosfer (stratosphere), 80 km kalınlığındaki mezosfer

(mesosphere) ve 110 km kalınlığındaki termosfer

(thermosphere)‟dir. Ozon tabakası stratosferde yer almaktadır.

ATMOSFERĠK BASINÇ: Birim alana deniz seviyesinde gelen

havanın basıncı olup, 101.32 Pascal (N/m2)‟e eĢittir. Veya 760

mm cıva basıncıdır.

ATOM: Maddeyi meydana getiren temel birimler olup,

proton ve nötrondan oluĢan bir çekirdek ve onun etrafında

dönen elektronlardan ibarettir. Evrendeki her Ģey sayıları

100‟den fazla olan atomların birleĢmesinden meydana

gelmiĢtir.

Page 195: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

195

ATOM ALTI PARÇACIKLAR (Sub Atomic Particles): Bir

atomun içinde bulunan ve onu oluĢturan daha küçük

parçacıklardır. 400‟den fazlası tanımlanmıĢtır.

ATOM ÇEKĠRDEĞĠ: Bir atomun merkezinde tüm kütlesinin

toplandığı, pozitif yüklü, proton ve nötronların birleĢmesi ile

oluĢan parçacıktır.

ATOM BOMBASI: Uranyum-235 veya plütonyum-239

çekirdeğinin zincirleme fisyon reaksiyonu sonucu çıkardığı

enerji ile patlayan bombadır.

ATOMĠK KÜTLE (Atomic Mass): Bir nötr atomun, kütle

birimi olan 1.66x10-24

grama göre hesaplanan kütlesidir.

ATOMĠK SAYI (Atomic Number): Atom çekirdeğindeki

protonların sayısıdır.

ATP (Adenosine Triphosphate): Bir hücre içinde yer alan

kimyasal enerji üreterek hücreyi çalıĢtıran bir organeldir. Ġçinde

bulunan üç fosfat grubundan bir veya ikisini kaybedince, ADP

(Adenosine Diphosphate) veya AMP (Adenosine

Monophosphate)‟e dönüĢür ve bu esnada hücre için gerekli

enerji ortaya çıkar.

AXĠON: GUT için öngörülen hipotetik temel parçacıktır.

Kütlesi 1 eV‟un 100.000‟de birinden küçük olup Big Bang‟dan

çıkıp evrende bol miktarda bulunduğuna inanılmaktadır.

AURORA BOREALIS: Yeryüzünün yaklaĢık 100 km

yukarısında görülen GüneĢ‟ten gelen yüklü parçacıkların

atmosferdeki oksijen ve nitrojen ile dünyanın manyetik alanı

içinde yaptıkları etkileĢim sonucu ortaya çıkan, farklı

renklerden oluĢmuĢ bir ıĢık bandıdır. Kuzey yarıküresinde

görülene Aurora Borealis (Northern Lights), güney

yarıküresinde görülene de Aurora Australis (Southern Lights)

adı verilir. Manyetik kutupların 20 derece uzağında görülür.

AVOGADRO SABĠTĠ: Gazların molekül ağırlığını bulmaya

yarayan sabit olup 6.02x10-23

olarak ifade edilmektedir.

Page 196: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

196

AYDINLIK (Luminosity): Bir yıldızın aydınlığı onun her

saniye içinde çıkardığı enerji miktarıdır. Aydınlık yıldızın

yüzey sıcaklığına ve yüzey geniĢliğine bağlıdır. GüneĢ‟in

parlaklığı 3.83x1026

Watt‟dır. GüneĢ‟ten 1 milyon defa daha

aydınlık yıldızlar mevcuttur.

BAKTERĠ: Çekirdeğinin etrafında zar yerine kalın bir hücre

duvarı olan, 0.5 ile 5 mikron ölçülerinde, her Ģart altında

yaĢamını sürdürebilen tek hücreli bir organizmadır. Her yerde

bulunan bakteriler tuz ve Ģekerden enerji alırlar ve canlı yaĢamı

için gerekli varlıklardır.

BARYON‟LAR (Baryons): Proton, nötron ve kararsız

hadronları (hiperon) kapsayan, güçlü nükleer kuvvetin

etkileĢimi altında olan parçacıklardır. Bir baryon üç kuark‟tan

oluĢur. DıĢlama ilkesine uyarlar.

BETA BOZUNUMU (Beta Decay): Bir nötronun bir elektron

ile bir antinötrino çıkarması ve bir protona dönüĢmesidir. Bu

olunca çekirdeğin yükü bir ünite artar ve o farklı bir elementin

çekirdeği haline gelir.

BETA PARÇACIĞI (Beta Particle): Beta bozunumu sırasında

atom çekirdeğinden fırlayan yüksek hızlı elektronudur.

BETATRON: Bir parçacık akseleratörü olup, yüksek hızlı

elektronlar elde edilir.

BEYAZ CÜCE (White Dwarf): Ġçindeki helyumu da

tüketerek dıĢ tabaklarını fırlatıp atmıĢ, yoğunluğu daha da

artmıĢ, hacmi küçülmüĢ, beyazımsı renk almıĢ yıldızlardır.

BĠYOTEKNOLOJĠ (Bio Technology): Canlı organizmaların

karakteristiklerini ayarlamayı amaçlayan mühendislik dalıdır.

BĠRĠNCĠL IġINIM (Primary Radiation): Yeryüzünün dıĢ

atmosfer tabakalarına çarpan çok hızlı kozmik ıĢınlardır.

BĠT (Byte): Rakamların toplanması ile oluĢan bilgi birikim

ölçeği olup, bir kilo bit 1024 bit, bir mega bit 1.048.576 bit‟tir.

Page 197: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

197

BĠYONĠK: Beynin fonksiyonları ile elektronik arasındaki

iliĢkilerin incelenmesidir.

BĠYOSFER (Biosphere): Dünya üzerinde canlıların yaĢadığı

tabakadır.

BOLTZMANN SABĠTĠ: Boltzmann istatistik mekanik

denklemindeki sabit değer olup, k=1.38x10-23

J/K‟dir.

BOSON‟LAR (Bosons): Spin‟leri tam sayılarla tanımlanan,

foton, gluon gibi parçacıklar olup, kuvvetleri taĢırlar.

BOZUNUM (Decay): Bir atom çekirdeğinin bir veya birden

fazla parçacık veya foton çıkararak parçalanmasıdır.

BUHAR ODASI (Cloud Chamfer): Parçacıkların geçerken

iz bıraktıkları, içinde nitrojen ve oksijen bulunan odadır.

BUZ DEVRĠ: GüneĢ‟ten gelen radyasyonlardaki değiĢiklik-

lerin sebep olduğu soğuk iklim Ģartlarıdır. Son 600 milyon yıl

içinde 17 adet buz devri yaĢanmıĢ, kutuplardan gelen büyük buz

tabakaları yeryüzünün 1/3‟ünü kaplamıĢtır. Son buz devri

bundan 40.000 yıl önce yaĢanmıĢ ve 10.000 yıl öncesine kadar

sürmüĢtür. Daha önce oluĢan 3 buz devirleri ise 100.000 yıl

devam etmiĢtir.

BÜYÜK PATLAMA (Big Bang): Bugünkü evrenin meydana

gelmesine sebep olan, sonsuz yoğunluk ve sonsuz sıcaklıktaki

bir noktanın 15 milyar yıl önce patlamasıdır.

BÜYÜK ÇÖKME (Big Crunch): Big Bang‟ın karĢıtı olup,

eğer evrende yeterli kütle mevcut ise onun uzay-zamanı

kapatacağını ve evrenin içine çökerek, bir gün, tekrar tekilliğe

döneceğini belirtir.

BÜYÜK YAPI (Large Scale Structure): 100 megaparsek

uzaklığın ilerisindeki gök cisimleridir. Bu ölçülerde evren

köpüklü görülür. Görünen madde ince köpükler üzerinde

dağılmıĢtır. Cisimlerin en büyüğü 100 mpc mesafedeki Great

Wall olup, süper kümelerden yapılmıĢtır. Uzunluğu 225 mpc,

geniĢliği 80 mpc, kalınlığı 10 mpc‟dir.

Page 198: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

198

CELSIUS ÖLÇEĞĠ: Mutlak sıfır ve Kelvin derecesinin

dıĢındaki maksatlar için kullanılan, Kelvin‟den 273.16‟nın

çıkarılmasıyla bulunan sıcaklık ölçeğidir.

CEPHEID DEĞĠġKEN YILDIZLARI (Cepheid Variable

Stars): Çok büyük boyutlarda olan, renkli ve periyodik

değiĢikliklerde görülen yıldızlardır.

CHON: Canlı yaĢam için en önemli elementler olan, karbon,

hidrojen, oksijen ve azotun baĢ harfleridir. Her insanın %65‟i

sudur. Geri kalan kısmı hidrojen, karbon ve azottan oluĢur.

Vücudun %96‟sı CHON‟dur. Hidrojen Big Bang‟dan çıkmıĢtır.

Diğerleri ise yıldızların içindeki reaksiyonlardan oluĢmuĢtur.

COBE: 1989‟da fırlatılan, arkaalan mikrodalga ıĢımasındaki

dalgalanmaları ve Big Bang modelinin hassasiyetini keĢfeden

NASA uydusudur.

ÇARPIġTIRICI (Collider): Bir parçacık hızlandırıcısı içinde

bulunan parçacıkların çarpıĢtıkları bölümdür.

CORIOLIS KUVVETĠ (Coriolis Force): Dünya batıdan

doğuya doğru döndüğünden ekvatordaki bir cisim doğuya doğru

büyük bir hızla atılır. Kutuplarda ise böyle bir hareket olmaz.

Ekvatordaki cisim kuzey veya güneye doğru itilince, onun

doğuya doğru olan hareketinin fazlalığı, sanki bir kuvvetle

itilmiĢ gibi, onu kenarlara taĢır. Bu kuvvete Coriolis kuvveti

denir. Kutuplara doğru esen rüzgarlar gibi.

SĠKLOTRON (Cyclotron): Ġçinde parçacıkların elektromıkna-

tıslarla hızlandırıldığı ve yüksek enerji seviyelerine ulaĢtığı

spiral bir makinadır.

CYGNUS X-1: Ġçinde bir karadeliği ihtiva eden ve güçlü x-

ıĢınları çıkaran Cygnus yıldızlar grubundaki bir kaynaktır.

ÇEKIM KUVVETĠ (Gravitation Force): Kütlesi olan her

cismin etkilendiği bir kuvvet olup, gravitasyon kuvveti olarak

adlandırılır.

Page 199: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

199

ÇEKĠRDEK (Nucleus): Proton ve nötrondan meydana gelmiĢ

atom çekirdeğidir.Etrafında elektron bulutları bulunur.

Etrafındaki elektron bulutlarına göre boyutu, cami kubbesinin

yanında bir kum taneciği gibidir.

DALGA (Wave): Bir alan içindeki titreĢimler olup, uzay-

zaman arasında ilerler.

DALGA BOYU (Wave Length): Bir dalganın ardıĢık iki tepe

veya iki dip noktası arasındaki mesafedir. Dalga boyu frekansla

ilgilidir.

DEJENERE MADDE (Degenerate Matter): Yıldızların

içlerinde, aĢırı sıcak ve basınç altında elektronların yerlerinden

ayrılarak atomu terk etmeleridir. Elektronların çıplak

çekirdekler arasında dolaĢmalarından oluĢan bu tür maddeye

plazma denir.

DELTA IġINLARI (Delta Rays): Alpha ıĢınlarına maruz

kalmıĢ bir cisimden çıkan düĢük hızlı elektronların oluĢturduğu

ıĢınlardır.

DETERMĠNĠZM (Determinism): Her olayın daha önceki

olayların tam olarak gözlenebilir etkileri olduğunu belirten

doktrindir.

DETERYUM (Deuterium): Çekirdeğinde bir proton ve bir

nötron bulunan hidrojen atomu olup, ağır hidrojen olarak da

bilinir.

DĠFERANSĠYEL EġĠTLĠK: X ve Y değiĢkenlerinden bir Y

miktarının baĢka bir X miktarına göre çözümünü belirten,

nümerik metotlarla çözümlenen denklemlerdir. Bir çok

diferansiyel eĢitlik mevcut olup her biri kendi usulüne göre

çözümlenir. Analitik metotlarla çözümlenemezler. Belirli

kurallar içinde bir fonksiyondan üretilen diğer fonksiyonlardır.

DNA (Deoxyribonuclei Acid): Bütün canlıların hücrelerinde

bulunan çift sarmal kollu uzun bir nükleodit zinciri olup,

kalıtımın nakledilmesini sağlar.

Page 200: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

200

DURAĞAN KÜTLE (Rest Mass): Bir cismin yerinde sabit

durduğu durumdaki kütlesidir. Onu ölçen kiĢi veya cihazın da

aynı durumda olması Ģartı ile. Cismin kütlesi yüksek hızlarda

artar. Fakat bu artıĢ cisimle birlikte yol alan kimse tarafından

fark edilemez. Sadece duran veya hareketli cismi uzaktan

gözleyenler tarafından fark edilebilir. IĢık hızında kütle sonsuz

olur. Fotonların durağan kütleleri sıfır olup ıĢık hızında

gidilebilirler. Fakat bir fotonun durağan sıfır kütlesi

anlamsızdır. Çünkü bir foton asla durağan olmayıp, ıĢık hızında

daima hareketlidir. Bu yüzden fotonlar ıĢık hızında da sıfır

kütlelidir.

DURGUN ENERJĠ: Durağan bir parçacığın enerjisi olup

E=mc2 ile ifade edilir.

DÜġME HIZI: Yeryüzüne düĢen cisimlerin hızı olup,

serbest düĢme hızı 1g=9,8 m/sn‟dir.

EKLĠPS (Eclipse): Bir gök cisminin önünün baĢka bir cisim

tarafından geçici olarak kapatılmasıdır. Ay, Dünya ile GüneĢ‟in

arasına girince GüneĢ tutulması olur. Böylece Ay‟ın gölgesi

Dünya‟ya düĢer. Ay‟ın yörünge düzlemi 5 derecelik bir açı

yaptığından GüneĢ tutulması sadece yeniay zamanlarında

gerçekleĢir. GüneĢin Ay‟dan 400 defa büyük olmasına karĢılık

GüneĢ 400 defa daha uzaktadır. Böylece iki cisimde Dünya‟dan

aynı geniĢlikte görülür. Ay tutulması ise Ay‟ın GüneĢ‟in tersi

yönde Dünya‟nın tam arkasına gelmesi esnasında olur. Bu

zamanda dolunay vardır.

EKOSFER (Ecosphere): GüneĢ‟in çevresinde, içinde

Dünya‟nın döndüğü 10 milyon kilometre kalınlığındaki

bölgedir.

EKSANTRĠKLĠK: Eliptik bir yörüngenin bir daire ile olan

farkının bir ölçüsüdür. Bir eksantrikliğin en büyük değeri daima

1‟den küçük olup, bir dairenin eksantrikliği ise sıfırdır.

Page 201: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

201

EKZOBĠYOLOJĠ (Exobiology): Evrenin baĢka yerlerinde de

canlıların bulunduğunu belirten teorik çalıĢmadır.

EKSOTERMĠK REAKSĠYON (Exothermic Reaction): Isı

Ģeklinde enerji çıkaran bir kimyasal reaksiyondur.

ELEMENT: Aynı sayıda proton ve elektronların oluĢturduğu

atomların meydana getirdiği bileĢimdir. Bazı atomlarda nötron

sayıları farklı olabilir. Bu durumlarda aynı elementin farklı

izotopları Ģekillenir. 92 tane doğal element mevcuttur.

EMBRYO: Canlıların geliĢmelerinin en erken aĢamadaki

durumlarıdır.

ENERJĠ (Energy): Bir sistemin enerjisi sistemin iĢ yapma

kapasitesini ölçer. Ne yok edilebilir ne de yaratılabilir. Sadece

Ģekil değiĢtirir. Dünya‟daki her Ģey enerjisini GüneĢ‟ten alır.

Bir petrolün içindeki enerji onu oluĢturan bitkilere fotosentez

yolu ile depolanmıĢtır. Enerji kuanta adı verilen belli küçük

birimlerden meydana gelmiĢtir.

ENERJĠ DÖNÜġÜMÜ: Enerjinin bir durumdan baĢka bir

duruma dönüĢümü olup, potansiyel, kinetik, elektriksel,

manyetik, ısı, ıĢık, kimyasal, nükleer Ģekillerde olabilir.

ELEKTRON (Electron): Atom çekirdeği etrafında belli

yörüngelerde dönen, en hafif olan, negatif yüklü kararlı

parçacıklardır.

ELEKTRON BULUTU (Electron Cloud): Çekirdek etrafında

dönen elektronların oluĢturduğu bulutumsu görünüĢtür.

ELEKTRON MĠKROSKOBU: Çok küçük cisimleri elektron

ıĢınları ile büyülten cihazdır. IĢığın dalga boyundan daha küçük

ölçüdeki cisimler görünen ıĢıkla çalıĢan optik mikroskoplarla

görülemezler. Elektron mikroskoplarında milimetrenin bir

milyon da biri kadar küçük nesneler görülebilmektedir.

ELEKTRON VOLT (eV): Enerji birimidir. Bir elektronun 1

voltluk bir potansiyel farkında hızlandığında kazandığı enerji

miktarına eĢdeğerdir. 1eV=1.60x10-19

Joule‟dir. Parçacık

Page 202: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

202

fiziğinde temel parçacıkların kütleleri, E=mc2‟den dolayı, eV

olarak gösterilir. 1MeV=milyon eV, 1GeV=109 eV‟dur. Bu

durumda protonun kütlesi 1 GeV‟ye yakındır.

ELEKTROMANYETĠK KUVVET (Electromagnetic Force):

Elektronları atom çekirdeği etrafında tutan, hem çeken hem iten

kuvvettir.

ELEKTROMANYETĠK RADYASYON (Electromagnetic

Radiation): TitreĢen elektrik ve manyetik alanlar tarafından

taĢınan enerjiye ait radyasyon Ģeklidir. IĢık hızında yol alırlar

ve bir elektrik yükünün hızlandırılması ile üretilirler. Elektrik

ve manyetik alanlar uzayda birbirine göre sağ açılarda

titreĢirler.

ELEKTROZAYIF KUVVET (Electroweak Force): Elektro-

manyetik ve zayıf nükleer kuvvetlerin birer uzantıları olan 100

GeV‟luk ana kuvvettir.

ENDOTERMĠK REAKSĠYON: Enerji soğuran bir kimyasal

reaksiyondur.

ENTROPĠ (Entropy): Isısal enerjinin mekanik iĢe çevrilme

derecesinin ölçüsüdür.Termodinamigin ikinci yasası kapsamına

girer.

ENZĠM (Enzyme): Bir kimyasal reaksiyonu tahrik eden

biyolojik bir katalizdir. Bir protein molekülü olup, reaksiyonları

hızlandırır.

EON: 1 milyar yıl‟dır.

EPICYCLE: Bir gezegenin küçük bir daire etrafında yaptığı

harekettir. Epicycle merkezi de gezegenle birlikte hareket eder.

ERG: Santimetre, gram ve saniye sisteminde bir enerji

birimidir. Saniyede 1 cm hızla yol alan 1 gramlık bir kütlenin

kinetik enerjisi yarım Erg‟dir.

EKĠNOKS (Equinox): Dünya üzerindeki her yerde gündüz ve

gecenin eĢit uzunlukta olduğu an veya Dünya‟nın yörüngesi

üzerinde GüneĢ‟in tam Dünya ekvatoru hizasına geldiği andır.

Page 203: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

203

Ġlkbahar ekinoksu 21 Mart, sonbahar ekinoksu 23 Eylül‟de

gerçekleĢir.

ETER (Ether): IĢık ve diğer elektromanyetik radyasyonun

içinde yol alması gerektiğine inanılan hipotetik bir ortamdır.

Özel relativite teorisinden sonra gereksizliği anlaĢılmıĢtır.

EVREN (Universe): Ölçülebilen bütün uzay-zamandır. IĢığın

ulaĢtığı bölge gözlenebilen evrendir. Gözlenemeyen evren

bölgesine ıĢık henüz ulaĢmamıĢtır. Evren, gözleyebildiğimiz

bizim geniĢleyen uzay-zaman köpüğüne verilen isimdir.

Kozmos, iliĢki kuramadığımız diğer geniĢleyen uzay-zaman

köpüklerini de içine alan (diğer evrenler) son derece büyük bir

uzay-zaman için kullanılabilir.

EVRENDE YAġAM: Canlı yaĢam ortamdan ham maddeleri

alarak kendi kendini üreten ve kopyalarını yapabilendir. Bir

cansız olan kristal büyüme kabiliyetine sahip olup, benzerlerini

yapabilir. Bir hücre ise ham maddelerin yardımı ile milyarlarca

kompleks organizma üretebilir. Canlının temelindeki Ģey

enerjidir. Enerjinin bulunduğu her yerde canlılar olabilir.

Uzayda son yıllarda, karbona dayalı birçok kimyasal

reaksiyonlar keĢfedilmiĢtir. Dünya‟ya düĢen 3 milyar yaĢındaki

kayalarda tek hücreli canlı Ģekilleri ve aminoasitler

bulunmuĢtur. Evrende çok sayıda uygarlığın bulunduğuna

inanılmaktadır.

EVRĠM (Evolution): Canlıların ilkel durumlardan geliĢerek

bugünkü Ģekillere gelmesi için geçen süreçtir.

FAHRENHEIT ÖLÇEĞĠ: Suyun donma noktasını 32 derece

kaynama noktasını 212

derece olarak belirleyen sıcaklık

ölçeğidir.

FARADAY SABĠTĠ: Bir mol‟lük tek yüklü iyonu açığa

çıkaran elektrik miktarı olup 9.64x104 c/mol‟dür.

FERMĠYON‟LAR (Fermions): Temel parçacıklar olup,

Fermi-Dirac istatistiklerine göre davranırlar. Fermiyonlar asla

Page 204: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

204

yok edilemez ve yaratılamazlar. Evrendeki toplam fermiyon

sayısı daima aynıdır. Bir fermiyonun temel özelliği spin‟idir.

Fermiyonların spin‟leri –1/2, 3/2, 5/2 gibi, yarı kesirli

sayılardır.

FĠSYON (Fission): Ġki cismin birbirinden ayrılmasıdır.

FONKSĠYON (Function): Bir grup içindeki değiĢimin diğer

bir grup içinde meydana getirdiği değiĢimle olan iliĢkisidir.

FOTON (Photon): IĢığın parçacığı ve elektromanyetik

radyasyonun kuantum birimidir. Elektrik yükü ve durağan

kütlesi yoktur ve boĢlukta ıĢık hızı ile yol alır. Bir boson olup,

yüklü veya manyetik cisimler arasındaki elektromanyetik

kuvveti taĢırlar.

FREKANS (Frequency): Dalgaların tepe noktalarının belli

bir noktadan, bir saniye içindeki, geçme sayısıdır. Frekans,

dalga hızının dalga boyuna bölümüne eĢit olup, birimi Hertzdir.

FÜZYON (Fussion): Ġki cismin çarpıĢarak birbirine

yapıĢmasıdır.

G: Dünya çekim kuvvetinin cisimlere uyguladığı ivme olup,

1g‟lik ivme ile her saniye bir öncekine göre 0.0098 km daha

hızlı yol alınır.

GAMMA IġINLARI (Gamma Rays): 10.000 ile 10 milyon eV

(foton baĢına) gücünde, X-ıĢınları gibi, fakat daha yüksek

enerjilerdeki radyasyondur.

GAMMA IġINLARI ASTRONOMĠSĠ (Gamma Ray

Astronomy): Evreni en güçlü enerjili elektromanyetik

radyasyonla incelemektir. Atmosfer dıĢındaki uydulardan

inceler. Süpernova, pulsar, karadelik gibi kaynaklardan çıkan

gamma ıĢınları galaksimizden çıktığı gibi evrenin

derinliklerinden de gelebilir.

GALAKSĠLER (Galaxies): Evrende, gravitasyonun etkisi ile

çok sayıda yıldızın bir araya gelmesiyle oluĢan adalardır. En

büyükleri yüzlerce bin ıĢık yılı geniĢliğinde olup trilyonlarca

Page 205: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

205

yıldızı barındırır. En küçükleri bile milyonlarca yıldızı ihtiva

eder. 50 milyar galaksi modern teleskoplarla gözlenmektedir.

GALAKSĠLER ARASI MADDE (Intergalactic Matter):

Galaksilerin arasında bulunan maddedir. Bu bölgelerde toz

yerine gazlar vardır. Çok miktarda karanlık maddenin

bulunduğu sanılmaktadır.

GALAKSĠLER KÜMESĠ (Cluster of Galaxies): Galaksilerin

bir grup halinde bir arada bulunmasıdır. Birkaç bin tane

galaksiye kadar olabilir. Bizimki, yerli grup adında 40 üyeyi

kapsayan küçük bir gruptur. Gruptaki galaksiler çekim gücü ile

bir arada tutulurlar. En yakınımızdaki galaksiler kümesi 2500

galaksiyi barındıran Virgo‟dur. GeniĢliği 3 mega parsek, bizden

uzaklığı 15 mega parsektir.

GEL-GĠT ETKĠSĠ (Tidal): Gök cisimlerinin gravitasyon

kuvvetlerinin etkisi ile birbirlerinin yüzeylerini kabartmasıdır.

GEN (Gene): Hücreye bir protein üretmesi talimatını veren

bir bilgi parçası olup, protein gruplarının yapılıĢını organize

eder.

GEOCENTRIC SĠSTEM: Ptolemy tarafından öne sürülen,

1400 yıl kadar kullanılan Dünya merkezli model olup,

Dünya‟nın evrenin merkezi olduğunu ve bütün gök cisimlerinin

onun etrafında döndüğünü öngörür.

GERÇEK SAYI (Real Number): Kendisi ile çarpılınca pozitif

sayıyı veren sayıdır.

GEZEGENLER ARASI TOZ (Interplanetary Dust): GüneĢ‟in

etrafında bulunan ve kuyruklu yıllarca bırakılmıĢ olan büyük

miktardaki tozlardır. GüneĢ‟ten 600 milyon km uzaklıklara

uzanır.

GĠRĠġĠM (Interference): Üst üste gelen iki dalganın toplam

dalga yüksekliğinin, her iki dalga yüksekliklerinin toplamına

eĢit olduğu durumdur.

Page 206: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

206

GLUON: Güçlü nükleer kuvveti taĢıyan bir temel parçacıktır.

Kuarkları bir arada tutar. Boson ailesinin bir üyesidir.

GRAVĠTASYON KUVVETĠ (Gravitation Force): Evrendeki

bütün cisimler arasındaki çekim kuvvetidir. Bütün cisimler

birbirini kütlelerinin çarpımı ile doğru orantılı, aralarındaki

uzaklığın karesi ile ters orantılı olarak çeker.

GRAVĠTON PARÇACIĞI (Graviton): Kütlesi bulunan iki

cisim arasındaki gravitasyon kuvvetini taĢıyan hipotetik

parçacıktır. Bir bosondur.

GRAVĠTASYON SABĠTĠ: Gravitasyon kuvvetinin güç

ölçüsüdür. Evren geniĢledikçe bu sabitin değiĢtiği iddia

edilmektedir.

GRAVĠTASYONEL ALAN (Gravitational Field): Herhangi

bir noktadaki herhangi bir cismin gravitasyonel etkisi, o

noktadaki gravitasyon gücü ile belirlidir. Cismin gravitasyonel

alanı bütün evreni doldurur.

GRAVĠTASYONEL IġIMA (Gravitational Radiation): Kütlesi

bulunan cisimlerin belli yönlerde yol alırken uzay-zaman

yapısında oluĢturduğu dalgalanmalardır. Genel relativite‟de

öngörülen bu radyasyon ıĢık hızında gider. Ancak güçlü

gravitasyonel alanlarda belirgindir. Henüz tespit edilememiĢtir,

Zira bunlar elektromanyetik radyasyondan 10-38

defa daha

zayıftır. Bu dalgalar ancak süpernova patlamasından, karadelik

ve nötron yıldızı gibi güçlü alanlardan elde edilebilir.

GÖLGE EVREN (Shadow Universe): Bütün evrenin gölge

maddeden yapıldığını ve evrenimizle aynı uzay-zamanda yer

aldığını belirtir. Sadece bir iddiadır.

GÖLGE MADDE (Shadow Matter): Evrenin ilk anlarında,

gravitasyonun TOE‟den ayrıldığı zaman ĢekillenmiĢ olan

hipotetik madde Ģeklidir.Süpersimetri teorisine göre bu olay

olunca evrendeki enerjinin bir kısmı Ģu anda bilinen parçacıklar

halinde, geri kalan enerji ise tamamen farklı parçacıklar halinde

Page 207: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

207

sonuçlandı. Bu ikinci tür parçacıklar bizimkilere hiç

benzememekte fakat gravitasyonu hissetmektedir. Bir gölge

insanın içinde yürüyebilirsiniz ve ne siz ne o bunun farkına

varamazsınız. Bazı modeller karanlık maddenin gölge

maddeden oluĢtuğunu ileri sürer. Ayrıca gölge elektron, gölge

atom, gölge yıldız, vs‟in varlığını belirtir.

GÖRÜNEN KADĠR (Apparent Magnitude): Bir yıldızın

parlaklığı olup, Dünya‟dan ölçülen miktarla tarif edilir.

GÜÇ (Force): Birim zamanda yapılan iĢtir.

GÜÇLÜ NÜKLEER KUVVET (Strong Nuclear Power): Atom

çekirdeği içindeki parçacıkları bir arada tutan, evrenin en güçlü

ve en kısa menzilli kuvvetidir.

GÜNEġ AYDINLIĞI (Sun Luminosity): GüneĢ‟in parlaklığı

olup 3.82x1026

Joule/sn‟dir. Parlaklık birimi olarak kullanılır.

GÜNEġ LEKELERĠ (Sunspots): GüneĢ‟in yüzeyindeki

karanlık lekelerdir. 1000-40.000 km arası geniĢliklerdedir.

GüneĢ‟in yüzey sıcaklığından 1500 K daha soğuk olduğundan

karanlık görülürler. Bunlara GüneĢ‟in içindeki güçlü manyetik

alanları sebep olur.

GÜNEġ KÜTLESĠ (Solar Mass): GüneĢ‟in kütlesi olup

1.981x1030

kg‟dır. Astronomide kütle birimi olarak kullanılır.

GÜNEġ RÜZGARLARI (Solar Winds): Genellikle elektron ve

proton gibi yüklü parçacıkların GüneĢ‟ten çıkıp uzaya

yayılmasıdır. Saniyede yüzlerce kilometre hızla yol alırlar.

Dünya mesafesinde her cm3‟de yaklaĢık sekiz parçacık bulunur.

GÜNEġ SABĠTĠ: GüneĢ‟ten çıkan ve 1 AÜ‟lük mesafenin bir

yüzeyinden geçen enerji miktarıdır. Kabul edilmiĢ değeri 1.36

kilowatt‟dır. Bu enerji 1 AÜ uzaklıktaki 2.5 cm kalınlığındaki

bir buz tabakasını 2 saat 12 dakikada eritir. GüneĢ sabiti zaman

içinde çok hafif artmaktadır. 4 milyar yılda %25 civarında

artmıĢtır. %1‟lik bir artıĢ Dünya‟da 1-2 derecelik değiĢmeye

Page 208: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

208

neden olacaktır. Her yüz yılda %0.01 kadar artıĢ olmakta ve

Dünya‟da Ģiddetli iklim değiĢimlerine yol açmaktadır.

GÜNBERĠ (Perihelion): Gezegenin yörüngesi üzerindeki

hareketinde GüneĢ‟e en yakın olduğu noktadır. Dünya bu

noktaya 3 Ocak günü ulaĢır.

GÜNÖTE (Aphelion): Bir gezegenin GüneĢ etrafındaki

yörüngesindeki en uzak noktadır. Dünya bu uzaklığa 3

Temmuz‟da ulaĢır.

HADRON‟LAR (Hadrons): Güçlü nükleer kuvvetin etkisi

altındaki temel parçacıklardır. Kuarklar, proton ve nötronlar

birer hadrondur. Hadronlar, Büyük Patlamanın 10-35

ile 10-6

‟cı

saniyeleri arasında güçlü nükleer kuvvet kuark ve gluonlardan

oluĢmuĢ bir karıĢık çorbada etkiliydi.

HALO: Disk galaksileri çevreleyen küresel ve karanlık

maddenin yer aldığı bölgedir. Ġçlerinde sıcak gazlar ve yaĢlı

yıldızları barındırır.

HELĠOCENTRĠK SĠSTEM: Copernicus tarafından ileri

sürülen GüneĢ merkezli, Dünya ve gezegenlerin GüneĢ

etrafında döndüklerini belirten modeldir.

HELYUM (Helium): Evrendeki, ikinci en bol bulunan, ikinci

en hafif olan elementtir. Ġki izotopu bulunur. Her birinin

çekirdeğinde 2‟Ģer proton vardır. Ayrıca helyum-3 bir nötrona,

helyum-4 (alpha parçacığı) iki nötrona sahiptir. Helyum

atomları iki elektrona haizdir.

HER ġEYĠN TEORĠSĠ (TOE-Theory of Everything): Büyük

BileĢik Kuvvetin gravitasyon kuvveti ile birleĢmesiyle meydana

gelecek en güçlü kuvvete ait teoridir.

HIZ (Speed): Bir cismin birim zaman içinde aldığı yoldur.

HIZ (Velocity): Bir cismin hızı ve hareket yönünün birlikte

tanımıdır. Tanımlamak için cismin hızını ve hangi yönde

hareket ettiğinin birlikte söylenmesi gerekir. IĢık için

kullanılmaz, çünkü ıĢık her yönde aynı hızda yol alır.

Page 209: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

209

HIZ KESME PARAMETRESĠ: (Deceleration Parameter):

Evrenin geniĢlemesinin yavaĢlama oranıdır. YavaĢlama oranı

eğer 0.5‟den az ise evren sonsuza kadar geniĢleyecek, 0.5‟den

fazla ise bir gün duracak ve içe çökme baĢlayacaktır. Gerçek

değer 0.5‟e çok yakın olup, tam değerin hesaplanması oldukça

zordur. Tam değer henüz bilinmemektedir.

HĠDROJEN (Hydrogen): En basit element olup, bir proton ve

bir elektrondan oluĢur. Az bulunan izotopu deteryum (ağır

hidrojen), bir proton bir nötron ve bir elektron ihtiva eder,

dayanıksız izotopu trityum (çekirdeğinde ilave bir nötron daha

bulunur ve beta bozunmasına uğrar)‟dur. Evrenin %75‟ini

oluĢturur. Helyum gibi Big Bang sırasında yaratılmıĢtır.

HĠDROSFER (Hydrosphere): Yeryüzünün su tabakasıdır.

HĠDROKARBON (Hydrocarbons): Hidrojen ve karbon

elementlerinin bileĢimidir. Bu iki elementten binlerce çeĢitlikte

karıĢım yapabilir. Metan, asetilen yıldızlar arası bulutlarda

bulunmuĢtur.

HĠPOTEZ (Hypothesis): Ġspatı olmayan açıklamadır.

HOLOGRAM: Üç boyutlu bir görüntü olup, laser ıĢınları

tarafından üretilir.

HORĠZON UZAKLIĞI: Evrenin baĢladığı an olan Büyük

Patlamadan itibaren ıĢığın ulaĢabildiği en uzak mesafedir.

HORMON: Bir canlının bazı hücreleri tarafından üretilen bir

kimyasal madde olup, kan dolaĢımı yolu ile diğer hücrelere

taĢınır ve vücudun muhtelif fonksiyonlarını kontrol ederler.

ISI (Heat): Bir maddenin atom ve moleküllerinin karıĢık

hareketlerinden oluĢan toplam enerjidir.

IġIK (Light): Ġnsan gözünün hassas olduğu elektromanyetik

radyasyonudur. GüneĢ‟ten geldiği için insan gözü ona göre

geliĢmiĢtir. Foton denilen enerji taĢıyan parçacıkların akıĢı ile

ortaya çıkar.

Page 210: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

210

IġIK HIZI (Light Speed): 299.792.458 kilometre/saniyedir.

Kütlesi bulunmayan foton, graviton, nötrino gibi parçacıklar

ıĢık hızı ile yol alırlar.

IġIK SANĠYESĠ (Light Second): IĢığın 1 saniyede aldığı

mesafe (299.792.458 km)‟dir.

IġIK YILI (Light Year): IĢığın bir yıl boyunca aldığı yol

olup, 9.46x1012

kilometredir. Veya 0.3066 parsektir.

IġIK ZAMANI (Light Time): Ġki nokta arasında ıĢığın yol

alma zamanıdır. GüneĢ ile Dünya arasını 499 saniyede kat eder.

IġIN (Radiation): Isı veya ıĢık enerjisinin yayılma

doğrultusunu gösteren çizgidir.

IġINIM (Radiation): Bir kaynaktan dalga ve parçacık halinde

yayılan enerjidir.

ĠKĠNCĠL IġINIM (Secondary Radiation): Atmosferdeki hava

molekülleri ile çarpıĢıp onları parçaladıktan sonra ortaya çıkan

daha az enerjili parçacıklardır.

ĠKĠZ PULSAR (Binary Pulsar): Biri bir pulsar olan iki nötron

yıldızının birbiri etrafında dönerek bir çift sistemi

oluĢturmasıdır. 20‟den fazla böyle sistem keĢfedilmiĢtir. Ġlki

1974‟de tespit edilmiĢtir.

ĠKĠZ YILDIZ (Binary Stars): Birbirlerinin etrafında

gravitasyonun etkisi ile dönen iki yıldızın oluĢturduğu

sistemdir. Ġlki 1650‟de tanımlandı.

ĠLETKEN (Conductor): Isı veya elektrik enerjisinin içinden

akabileceği bir maddedir.

ĠNDETERMĠNĠZM: Bir sebebin hakikatte hiç bir sonucunun

olmaması inancıdır.

ĠVME (Acceleration): Hızın belli bir zaman içindeki değiĢim

miktarıdır.

ĠYON (Ion): Bir veya birkaç elektronunu kaybetmiĢ, artık

nötr olmayan ve aĢırı elektrik yükü taĢıyan bir atomdur. Böyle

bir atomdaki pozitif yük fazlalığı kaybettiği elektronların

Page 211: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

211

sayısına eĢittir. Haddinden fazla elektron kazanmıĢ atom ise

negatif iyon olur. Elektron kaybetmiĢse pozitif yüklü olur.

ĠYONLAġMA (Ionization): Atomlara elektron ilave gelmesi

veya ondan elektronların ayrılması ile gerçekleĢen ve atomları

birer iyon yapan prosestir.

ĠZOTOP (Isotopes): Çekirdeğinde aynı sayıda proton fakat

farklı sayıda nötron bulunan atomlardır. Elektronlar ise

protonlar kadar sayıdadır. Ġzotoplar farklı kütlelere sahiptir.

ĠZOTROP (Isotropy): Bütün yönlerde aynı olma özelliğidir.

Evren izotropik olup, nereden bakılırsa bakılsın aynı görülür.

Arkaalan radyasyonu ise son derece izotropiktir.

JEODEZĠK (Geodesic): Düz bir yüzey üzerindeki doğru bir

çizginin eğrilmiĢ uzaydaki eĢitidir. Yani, iki nokta arasındaki en

kısa mesafedir. Fotonlar daima jeodezik yoldan giderler.

JEOLOJĠK ZAMANLAR: Dünya‟nın oluĢması ile Ģimdiki

zaman arasındaki jeolojik zamanlar Ģunlardır:

a) Precambrian: 4.5 milyar ile 570 milyon yılları arası.

b) Palaeozoic: 570 milyon ile 230 milyon yılları arası.

c) Mesozoic: 230 milyon ile 65 milyon yılları arası.

d) Cenozoic: 65 milyon ile Ģimdiki zaman arasıdır.

Palaeozoic devrinin 570-500 milyon yılları arasına Cambrien,

500-435 milyon yılları arasına Ordovician, 435-400 milyon

yılları arasına Silurian, 400-345 milyon yılları arasına

Devonian, 345-280 milyon yılları arasına Carboniferous, 280-

230 milyon yılları arasına Permian adı verilir. Mesozoic

devrinin 230-195 milyon yılları arasına Triassic, 195-140

milyon yılları arasına Jurassic, 140-65 milyon yılları arasına

Cretaceous adı verilir. Cenozoic devrinin 65-2 milyon yılları

arasına Tertiary, 2 milyon-Ģimdiki zaman arasına da Quaternary

adı verilir. Palaeo eski, meso orta, ceno modern ve zoic

yaşama ait anlamında kullanılmaktadır.

Page 212: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

212

KAÇIġ HIZI (Escape Velocity): Bir cismin bir gezegen veya

yıldızdan uzaklara kaçabilmesi için gereken minimum hızdır.

KaçıĢ hızı gezegenin kütle ve ölçüsüne bağlıdır. Dünya‟dan

kaçıĢ hızı 11.2 km/sn‟dir. Ay‟dan kaçıĢ hızı 2.4 km/sn,

Jüpiter‟den 61.1 km/sn, GüneĢ‟ten ise 624 km/sn‟dir. Büyük bir

cisim sıkıĢtırılarak küçültülünce o cismin yüzeyi merkezine

yaklaĢır ve kütlesinin aynı olmasına rağmen o cisimden kaçıĢ

hızı artar. Bu yoldan, kaçıĢ hızı ıĢık hızının üzerine çıkarılabilir.

KADĠR (Magnitude): Parlaklığın ölçüsü olup, GüneĢ‟in

parlaklığı 4,69 kadir‟dir.

KAHVERENGĠ CÜCE (Brown Dwarf): Kütlesinin

yetersizliği nedeniyle gravitasyon kuvvetinin onu yeteri kadar

ısıtamadığı ve içinde bir nükleer füzyon reaksiyonunun

bulunmadığı gök cismidir.

KALORĠ (Calorie): Bir ısıl enerji birimi olup, 1 gram saf

suyun sıcaklığını 1 derece yükseltmek için gerekli ısı

miktarıdır.

CANNIBALISM (Yamyamlık): Bir galaksinin bir baĢkasını

yutmasıdır. Bu proses Samanyolu gibi bazı yeni galaksilerin

Ģekillenmesi ve evrimi için gereklidir.

KAOS (Chaos):Basit ve tam yasalarca idare edilen bir

sistemdeki tayin edilemeyen karmaĢık davranıĢların izleridir.

Son derece hassas Ģartların baĢlangıcı ile baĢlar. ġartlardaki çok

küçük değiĢiklikler çok farklı sonuçlara sebep olur. Bir kalem,

ucu üzerinde dik durumdan bırakılınca kalemin ne tarafa

düĢeceği bilinemez. Brezilya‟daki bir kelebeğin kanatlarını

çırpması Afrika‟da Ģiddetli fırtınalara neden olur.

KAPALI EVREN (Closed Universe): GeniĢlemesinin

sonunda kendi içine çökecek olan, uzay-zaman denklemlerinin

öngördüğü küresel Ģekilli evren modelidir.

KARANLIK MADDE (Dark Matter): Dalga boyu ve kendisi

gözlenemeyen fakat mevcudiyeti bilinen maddedir. Evrenin

Page 213: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

213

bilinen kütlesine ilave edildiğinde evrenin geniĢlemesini

durdurabilecektir.

KARASAL GEZEGENLER (Terrestrial Planets): Merkür,

Venüs, Dünya ve Mars gezegenleri olup, kayalardan

yapılmıĢtır.

KARBON (Carbon): Evrende en bol bulunan elementlerden

olup, hidrojen, helyum ve oksijenden sonra dördüncü en fazla

olanıdır. Yıldızların içlerindeki enerji kaynağı olarak, karbon

devrini sağlar. YaĢamın temel elementidir.

KARBONHĠDRATLAR (Carbohydrates): Karbon, hidrojen ve

oksijen ihtiva eden bileĢimlerdir. YaĢam için çok önemli olup,

niĢasta, Ģeker ve selüloz ihtiva ederler. Yıldızlar arası

bulutlarda bulunduğu belirlenmiĢtir.

KARBON YILDIZI (Carbon Stars): DıĢ katmanlarında

oksijenden fazla karbon bulunan soğuk kızıl dev yıldızdır.

KATALĠST (Catalyst): DıĢardan bir etki almadan, kendisini

azaltmadan bir kimyasal reaksiyonun hızını değiĢtiren bir

maddedir. Enzim bir organik katalisttir.

KAYIP MADDE (Missing Matter): Karanlık maddenin baĢka

bir deyimidir.

KELVIN: Astronomide kullanılan sıcaklık ölçüsü olup, sıfır

Kelvin sıcaklığı mutlak sıfıra eĢittir. Bu sıcaklıkta atomların

içindeki hareketler, etkileĢimler durur.

KIRMIZI DEV (Red Giant): Hidrojenini yakarak tüketmiĢ,

helyumu fazlalaĢmıĢ, dıĢ tabakaları geniĢleyerek kırmızı renk

almıĢ yıldızlardır.

KĠNETĠK ENERJĠ (Kinetic Energy): Bir cismin hareketinden

çıkan enerjidir. Bir cisme hareket vermek için ona enerji tatbik

edilir. Cisim durunca enerjisi ısıya dönüĢür.

KLASĠK FĠZĠK (Classical Physics): 1900‟de kuantum teori-

sinin ve 1905‟de relativitenin bulunmasından önce kullanılan,

Newton‟un teorileri ve Maxwell‟in elektromanyetizma

Page 214: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

214

denklem-lerine dayanan, gözlemlenebilir olayları ve ıĢık

hızından küçük hızları içine alan fiziktir.

KLOROFĠL (Chlorphyll): Bitki hücrelerinde yeĢil renkli bir

molekül olup, dıĢarıdan onlar için gerekli ıĢık enerjisini alır.

KLOROPLAST (Chloroplast): Bitki hücresi içinde tutulan

ıĢık enerjisini ATP‟ ye dönüĢtürüldüğü bölmelerdir.

KODON: Bir protein zincirinde bir aminoasiti belirleyen,

DNA veya RNA Ģeridindeki üç nükleodittir.

KONVEKSĠYON (Convection): Bir sıvı veya gaz ortamda

ısının yukarı doğru yol almasına sebep olan sıcak hava

kabarcıklarıdır. Etrafındaki ortamdan daha sıcak olan gaz

kabarcıkları yukarı çıkar ve ısısını yukarıdaki soğuk bölgelere

iletir ve sonra gravitasyon kuvveti ile aĢağı iner. Yıldızların

bazı tabakalarında görülür.

KORONA (Corona): Bir yıldızın atmosferinin dıĢ tabaka-

sıdır. Bu tabaka GüneĢ tutulmasında çok belirgindir.

KOZMOS (Cosmos): Evren demektir. Ayrıca, evrenimizin

birçoğu arasında sadece biri olduğu süper-evren için de

kullanılır.

KOZMOLOJĠ (Cosmology): Evreni en geniĢ anlamda, onun

baĢlangıcını ve evrimini inceleyen bilimdir. Genel relativitenin

denklemlerini kullanarak uzay-zamanın davranıĢını

matematiksel olarak izah eder. Modern Kozmoloji 1917‟de

Einstein‟ın Genel Relativite Teorisi ile baĢladı.

KOZMOGONĠ (Cosmogony): Evrenin içindekilerin (evrenin

kendisinin değil) orijinal ve evrimini inceler. Galaksiler,

yıldızlar, GüneĢ sistemi gibi evren cisimlerini inceler.

KOZMOLOJĠK MODELLER (Cosmological Models):

Modellerden üçü Einstein‟ın denklemleri üzerine kurulmuĢtur.

Açık evren modeli Big Bang ile baĢlar ve sonsuza kadar

geniĢler. Kapalı evren modeli yine Big Bang ile baĢlar ve belli

bir yere kadar geniĢledikten sonra yine bir tekilliğe çöker. Düz

Page 215: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

215

evren modeli, her ikisi arasındaki bir çizgiye oturur, sonsuza

kadar gittikçe azalan hızlarda geniĢler ve asla içine çökmez.

Bizim evrenimiz ya açık veya kapalı evrendir, düz evren

değildir.

KOZMOLOJĠK PRENSĠP (Cosmological Principle): Evrende

özel bir yerin bulunmadığını, her yerin her yerden aynı

gözüktüğünü belirten ifadedir. GeniĢleyen bir balonun

yüzeyinde duran bir kimsenin her noktada aynı Ģeyleri gördüğü

gibi. Dünya evrenin merkezinde değildir.

KOZMOLOJĠK SABĠT: Evreni statik gösterebilmek için

Genel Relativite Teorisine Einstein tarafından yanlıĢlıkla dahil

edilen bir parametredir.

KOZMĠK IġINLAR (Cosmic Rays): Uzaydan gelip atmos-

fere çarpan elektrik yüklü parçacıklardır. Her biri 1020

eV‟lik

enerjiye sahip olup bu, parçacık çarpıĢtırıcılarında elde edilen

enerjilerin çok üstündedir. GüneĢten çıkanlar ise düĢük

enerjilerdedir. Galaksimizin dıĢından, süpernova

patlamalarından gelenler ise en yüksek enerjilere sahiptir.

KOZMĠK MĠKRODALGA ARKAALAN IġIMASI (Cosmic

Microwave Background Radiation): Büyük Patlama‟nın

zamanı-mıza kadar gelmiĢ enerji kırıntısı olup, 2.74 K

sıcaklığında ve 7.35 cm dalga boyundadır. Uzayın her

yönünden aynı yoğunluk ve sıcaklıkta alınmaktadır.

KOZMĠK SANSÜRLÜK (Cosmic Censorship): Her tekilli-ğin

bir olay ufkunun arkasına gizlendiğini ve oralarda zamanda

yolculukların imkansız olduğunu öngören ve henüz keĢfedil-

memiĢ fizik yasalarının bulunduğunu belirten hipotezdir. Bir

karadeliğin olay ufkunun gerisindeki ve tekillik noktasındaki

olayların bilinememesi gibi. Eğer çıplak ve açık bir tekillik

bulunsaydı o bir akdelik gibi davranırdı ve malzemeyi

evrenimize püskürtürdü.

Page 216: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

216

KOZMĠK TOZ (Cosmic Dust): Yıldızlar arasında bulunan

küçük madde parçacıklarıdır. Toz parçaları 0.01

mikrometre‟den 10 mikrometre arasında değiĢir. Görünen ıĢığın

mavi kısmını soğurup yansıtmaları ile varlıkları anlaĢılabilir.

Bu tozlar yüzünden ıĢık her 1000 parsekte 1 birim parlaklık

kaybeder. Yapılar grafit ve silikat olup, yüzeyleri donmuĢ

amonyak veya su ile kaplıdır. Soğuk yıldızların

atmosferlerinden kaçıp aradaki boĢluklarda gezinen bu tozlar

bütün yıldızlar arası kütlenin %2‟sidir. Galaksimizin içindeki

toplam toz miktarı 200 milyon GüneĢ kütlesindedir.

Galaksilerin içlerinde bulunur ve galaksiler arası boĢluklarda

bulunmazlar.

KOZMĠK SĠCĠM (Cosmic Strings): Big Bang‟dan ortaya

çıkmıĢ, atomdan çok daha küçük, bütün evren boyunca uzanan,

enerji tüpleri Ģeklinde hipotetik malzemedir. Big Bang‟ın

donmuĢ bir yan ürünü olan kozmik iplikçikler tüplerin içinde

kıvrılmıĢ ve atom çekirdeğinin 10-14

‟de biri kadardır. Evrenin

10-35

‟ci saniye-sindeki yoğunluğa eĢdeğer enerjiye sahip

iplikçikler 10 trilyon tonluk kütleye haizdir. 1 metre

uzunluğundaki bir iplikçik Dünya ağırlığındadır. Ġpliklerin bir

sonu yoktur ve bu yüzden kapalı ilmikler Ģeklindedir. Parçaları

evren boyutunda uzar. Elastik bant Ģeklindeki kapalı iplik

düğümleri basınç altında gitar teli gibi titreĢirler. TitreĢimlerin

hızı yaklaĢık ıĢık hızı kadar olup, 1 ıĢık yılı uzunluğu yılda bir

kere titreĢir. Bu titreĢimler gravitasyonel radyasyon üretip,

enerjiyi ipliğin dıĢından boĢaltır. Sonra iplik düğümü bir hiçliğe

büzülür. Henüz bir belirtisine rastlanmayan kozmik ipliklerin

evrenin gençliğinde galaksileri büyülten tohumlar olduğu

sanılmaktadır. Kozmik iplikler parçacık fiziğindeki sicim

teorisinden farklıdır.

KOZMĠK UZAKLIK ÖLÇEĞĠ (Cosmic Distance Scale):

Evrenin ölçüsünü veren metotlardır. 150 milyon km 1 AÜ‟dür.

Page 217: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

217

1 parsek 3.26 ıĢık yılı veya 206.26 AÜ‟dür. Uzaklıkları

ölçmede kullanılan teknikler, yıldızların renklerinin

spektroskopi ile ölçmesi, mutlak görünen parlaklıklar, Doppler

etkisi, istatistik paralaks, Cepheid değiĢkenleridir. GüneĢ bir

aspirin ölçüsünde düĢünüldüğünde en yakındaki yıldız 140 km

uzaklıkta baĢka bir aspirin olur. Yıldızlar arası uzaklıklar

genelde böyledir. Samanyolu bir aspirin tanesi olarak

alındığında, Andromeda 13 cm uzaklıkta baĢka bir aspirin olur.

Yerli grup bir aspirin olsa en yakındaki grup Sculptor 60 cm

uzaklıkta baĢka bir aspirin, Virgo 3 cm uzaklıkta bir basket topu

geniĢliğinde 2000 tane aspirin, Coma grubu 20 m uzaklıkta,

Cygnus A radyo galaksisi 45 m, 3C273 kuasarı 130 m uzaklıkta

olur. Bu durumda görüle-bilen evren 1 km çapında bir küre

Ģekline gelir. 1 km çaplı evrende bizim galaksimiz bir aspirin

büyüklüğündedir.

KOZMĠK YIL (Cosmic Year): 225 milyon yıl olup, GüneĢ

sisteminin galaksinin merkezi etrafında yaptığı bir devir

süresidir.

KÖPÜK ODASI (Bubble Chamber): Ġçinde, kaynama

noktasının hemen üstünde, buharlaĢmaması için yüksek basınç

altında tutulan çok düĢük sıcaklıkta sıvı hidrojen bulunup,

iyonize olmuĢ radyasyon parçacıklarının hareketlerinin incelen-

diği bir odadır. Radyasyonunun gözlenmesinden hemen önce

basınç aniden düĢürülür ve sıvı hidrojen kaynar. Hareket eden

parçacıklar böylece küçük köpükler oluĢturur ve fotoğrafları

çekilir.

KRĠTĠK KÜTLE (Critical Mass): Kendi kendine bir zincir

etkisi sürdürmeye yeterli radyoaktif madde tutarıdır.

KRĠTĠK SICAKLIK (Critical Temperature): Bir maddenin

sıvı olarak kalabileceği en yüksek sıcaklıktır.

KRĠTĠK YOĞUNLUK (Critical Density): Evrenin bugün düz

evren olmasını sağlayacak yoğunluktur. 10-29

ve 2x10-29

gr/cm3

Page 218: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

218

arasında bir değer olup, yaklaĢık evrendeki parlak yıldız ve

galaksilerin yoğunluğunun 100 katıdır.

KROMOZOM (Chromosome): Hücre çekirdeği içinde

yerleĢmiĢ her biri bir DNY‟yı ihtiva eden, sarılmıĢ küçük ve

proteinlerce kaplanmıĢ cisimlerdir.

KUANTA: Yayılan veya soğurulan radyasyonu oluĢturan

enerji paketlerine verilen isim olup, Planck sabiti ile kendi

frekansının çarpımına eĢit büyüklüktedir ve bundan daha küçük

parçalarına bölünemez. Örnek olarak, foton elektromanyetik

ıĢınım enerjisinin kuantumudur. Verilen bir dalgaya ait

parçacık onun kuantasıdır.

KUANTUM (Quantum): Bir sistemin mümkün olabilecek en

küçük elemanı veya bir sistemin oluĢturabileceği en küçük

değiĢimdir. Foton, ıĢığın en küçük birimi olup, kuantum

sıçraması bir sistemdeki en küçük değiĢimdir.

KUANTUM MEKANĠĞĠ (Quantum Mechanics): 1900‟de

baĢlatılan, 1920‟lerde geliĢtirilen ve klasik mekaniğin yerine

geçen bir fizik yasası olup, burada dalgalar ve parçacıklar aynı

temel nesnenin iki görünümüdür. Kuantum mekaniğinde, atom

çekirdeği içindeki parçacıklar ve elektronların davranıĢları

incelenir.

KUANTUM SAYISI (Quantum Number): Bir kuantum

sisteminin durumunu belirten tam veya yarım olarak ifade

edilen sayılardır.

KUASAR (Quasar): GüneĢ‟e en az birkaç milyar ıĢık yılı

uzaklıkta ve geniĢliği birkaç ıĢık yılı olan, bir galaksinin toplam

ıĢığından daha fazla parlaklıkta görünen yıldızdır.

KUARK‟LAR (Quarks): Maddenin yapıldığı iki temel parça-

cık ailesinden biridir. Altı değiĢik türü olup, üç çift gruplar

halinde bulunurlar. Birinci çift, yukarı ve aĢağı olup bunların

lepton ailesindeki karĢıtları elektron ve elektron nötrinosudur.

Bunlar etraftaki maddeyi oluĢturur. Ġkincisi, tuhaf ve tılsımlı

Page 219: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

219

olup karĢıtları muon ve muon nötrinosudur. Üçüncüsü ise, tepe

ve dip olup karĢıtları tau ve tau nötrinosudur. Kuarklar arasın-

daki renk kuvvetleri gluonlar tarafından taĢınır. Kuarklar

serbest bulunamazlar. Onlar sadece Big Bang‟ın ilk anlarında

serbest bulunuyordu.

KUVVET (Force): Bir sistemde değiĢikliğe neden olan Ģey

olup, kuantum mekaniğinde etkileĢim adı verilir.

KÜÇÜK BUZ DEVRĠ: Yeryüzünün ortalama sıcaklığında

küçük bir düĢme olduğunda yaĢanan soğuk devir olup, son

küçük buz devri MÖ 1500-1900 yılları arasında ortalama

sıcaklığın 3 derece düĢmesiyle yaĢanmıĢtır. Bu devirler her

2500 yılda bir kere yaĢanır.

KÜTLE (Mass): Bir cisim içinde toplanmıĢ malzeme

miktarının ölçüsüdür. Ġki yoldan ölçülebilir. Biri, cismin onu

hızlandıracak kuvvete karĢı direnci ile, diğeri ise cisim ile ilgili

gravitasyonel alanın gücü ile. Bu iki kütlenin neden daima

eĢdeğer olduğu henüz çözülememiĢtir. Bir cismin kütlesi onun

Dünya yüzeyindeki ağırlığı ile belirlenir. Bunun standardı 1

kg‟dır. Gravitasyonel kuvvetin daha zayıf olduğu Ay üzerindeki

kütle Dünya‟dakinden daha azdır. Kütle evrenin her yerinde

aynıdır. Ağırlık ise her yerde değiĢiktir.

KÜTLE MERKEZĠ (Centre of Mass): Birbirini çeken cisim-

lerin arasındaki bir denge noktasıdır.

KÜTLE ÇEKĠM DALGALARI: Parçacığına graviton adı

verilen, ıĢık hızı ile yol alan kütle çekim alanındaki dalgalardır.

LASER (Light Amplification by Stimulated Emission of

Radiation): Maser‟in bir optik versiyonu olup, hareketli

moleküller yerine ikincil radyasyonun gaz içine pompalanması

ile oluĢan yüksek enerjili ıĢındır.

LEPTON‟LAR (Leptons): Atomu oluĢturan iki temel parça-

cık ailesinden biridir. Ailede 6 üye bulunur. Elektron, muon,

Page 220: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

220

tau ve bunların nötrino karĢılıklarıdır.Güçlü nükleer kuvvetten

etkilenmezler.

LEVĠTASYON (Levitation): Gravitasyonun tersi olan, yer

itiĢi kuvvetidir.

LĠPĠD: Suda çözünen karbonca zengin bir molekül ailesi

olup, yağlar, fosfolipidler ve kolesterolleri kapsar.

LĠTOSFER (Lithosphere): Yeryüzünün katı tabakasıdır.

MACHOS (Massive Astronomical Compact Halo Objects):

Evrende baryonlardan yapılmıĢ karanlık maddedir. Bir miktar

gaz ve toz olduğu gibi bunların çoğu karanlık yıldızlardır.

Galaksilerin halelerinde kahverengi cüceler de bunlardandır.

MANYETĠK ALAN (Magnetic Field): Bir mıknatısın veya

akan bir elektrik akımının etrafındaki bölgedir. Dört temel

kuvvetten biri olan elektromanyetizmanın bir gösterisidir.

MANYETĠK MOMENT (Magnetic Moment): Kutupların

yoğunluğu ile aralarındaki mesafenin çarpımıdır. Bir mıknatısın

bir manyetik alanda etkilenme miktarıdır.

MASER (Microwave Amplification by Stimulated Emission

of Radiation): Ġlave radyasyon tarafından tahrik edildiğinde

elektromanyetik radyasyonu yükseltilen hareketli ve yüksek

enerji seviyesindeki moleküllerin meydana getirdiği ıĢın

demetidir.

MATRĠS (Matrix): Matematiksel değerlerin cebir kurallarına

göre düzenlenmesidir.

MAVĠ DEV (Blue Giant): Çok sıcak ve yüksek parlaklıkta

yıldızlar olup, yaĢamları daha kısadır. Yüzey sıcaklıkları

GüneĢ‟in 30.000, parlaklıkları da 100.000 katıdır.

MESAJCI RNA (m-RNA): Gen kodunu hücre çekirdeğinin

dıĢına çıkararak ribosomlara ileten bir çeĢit RNA molekülüdür.

MESON‟LAR (Mesons): Pozitif, negatif yüklü ve yüksüz,

güçlü nükleer kuvvetin içinde etkileĢen parçacıklar

Page 221: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

221

topluluğudur. Mesonlar, kütleleri elektronla proton arasında

olan hadronlardır. DıĢlama ilkesine uymazlar.

MĠTOKONDRĠA: Hücre içindeki Ģeker moleküllerini alarak

ATP yapmak için yakan organeldir.

MOLEKÜL (Molecule): Münferit olarak duran element veya

bir kimyasal karıĢımın en küçük birimidir. Ġki veya daha çok

atomdan oluĢurlar. Elektromanyetik kuvvetlerle Ģekillenirler.

MOLEKÜL AĞIRLIĞI (Molecular Weight): Bir molekülü

oluĢturan atomların toplam ağırlığıdır.

MOMENT: Kuvvetin, bir cismi bir noktaya veya bir eksen

etrafında döndürme etkisini belirten vektörel değerdir.

MOMENTUM: Dönen bir cismin, kütlesi ile hızının

çarpımına eĢit olan ve zamana göre değiĢen hızıdır.

MONOPOLE (Monopole): Manyetizmanın hipotetik parça-

cığıdır. Bazı Büyük BileĢik teoriler monopollerin varlığını

öngörür. Asla keĢfedilememiĢtir.

MEVSĠMLER (Seasons): Dünya ekseninin yörünge düzlemi

ile yaptığı eğiklikten ileri gelen Dünya atmosferindeki devamlı

değiĢikliklerdir. Bu 23.45 derece eğiklik yüzünden Dünya

yörüngesinin bir tarafında kuzey yarıküresi GüneĢ‟e doğru

yatar, yörüngenin diğer tarafında ise güney yarıküresi GüneĢ‟e

doğru yatar. Bu hareket GüneĢ ıĢınlarının yatan yüzeye daha

dik gelmesini ve orada yaz mevsiminin yaĢanmasını sağlar.

Dünya‟nın öbür yarıküresinde ise o zaman kıĢ yaĢanır. Aradaki

zamanlarda sonbahar ve ilkbahar yaĢanır. Ekseni eğik olan her

gezegende durum aynı olup, mevsimlerin Ģiddeti eksen

eğikliğine bağlıdır.

MULTĠVERSE: Ġçinde bizimki gibi çok sayıda evrenin

bulunduğu hipotetik kozmostur.

MUTAJEN (Mutagen): Mutasyonu meydana getiren olaylar-

dır.

Page 222: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

222

MUTASYON (Mutation): Bir hücrenin genetik malzemesini

taĢıyan DNA‟nın yapısının bir kimyasal veya fiziksel etki ile

değiĢmesidir. Böylece kromozomlardaki genlerin sayısı artar.

Mutasyonlar nadir meydana gelir ve çoğu zaman hücrenin yok

olmasına sebep olurlar. Mutasyon evrim için gerekli

varyasyonların temelidir.

MUTLAK (Absolute): Bir Ģeyin referans noktasından

bağımsız olarak, her referans noktasından aynı ölçülendir.

MUTLAK UFUK (Absolute Horizon): Bir karadeliğin

yüzeyidir.

MUTLAK KADĠR (Absolute Magnitude): Bir yıldızın gerçek

parlaklığı olup, bizden 10 parsek uzaklıktayken görünen ıĢığın

Ģiddetidir.

MUTLAK SIFIR (Absolute Zero) : Elde edilebilecek en

düĢük sıcaklık olup, bu sıcaklıkta atom ve moleküller en düĢük

enerjiye sahip olurlar. Mutlak sıfır (sıfır Kelvin) –273.16 0C‟dir.

MUTLAK UZAY (Absolute Space): Newton‟un öngördüğü

üç boyutlu uzay olup, içindeki cisimlerin uzunluklarının

birbirine göre ölçülebilir olduğunu belirtir.

N GALAKSĠSĠ: Etrafı bulanık gölgeli görülen ve yıldıza

benzer parlak bir çekirdeği olan galaksi türüdür.

NANOMETRE : Bir metrenin milyarda biri, 10-9

‟dur.

NEBULA: Yıldız ve gezegenlerin oluĢturdukları gaz ve toz

bulutlarıdır.

NEDENSELLĠK (Causation): Her yeni durumun daha önceki

durumdan sonuçlandığını belirten doktrindir. Veya, olaylarla bu

olayları oluĢturan sebepler arasındaki bağlantılardır.

NEUROTRANSMĠTTER: Hücreden hücreye, synapse‟leri

geçerek sinir mesajlarını ileten küçük moleküldür.

NEWTON: 1 kilogram kütlesi olan bir cisme 1 m/sn‟lik ivme

kazandıran kuvvettir.

Page 223: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

223

NOVA: Birdenbire binlerce kat parlayan ve bir süre sonra

tekrar eski durumuna dönen yıldızdır.

NÖTRĠNO (Neutrino): Lepton ailesinden temel parçacıktır.

Elektrik yükü sıfır, çok küçük (belki sıfır) kütleli, diğer

parçacıklarla zayıf etkileĢen bir parçacıktır. Nükleer fisyon

olayında üretilirler. 1995‟de nötrinoların 0.5 – 5 eV arasında bir

kütlelerinin bulunduğu ileri sürüldü. Evrenin her metre

küpünde bir milyar nötrino bulunmaktadır. Bu durumda

nötrinoların toplam kütlesi, evrendeki bütün galaksi ve

yıldızların toplam kütlesinden daha büyük olmaktadır.

23.2.1987‟de Büyük Magellanic Bulutu‟nda gerçekleĢen

süpernova patlamasından 1058

tane nötrino ortaya çıkmıĢtı ve

bunlardan 3x1014

‟ü Dünya‟daki detektörden geçmiĢti. Sadece

11 tanesi yakalanabildi. 1987‟de her insanın vücudundan

bunlardan 10 milyarı geçip gitmiĢti.

NÖTRON (Neutron): Hidrojenin dıĢındaki bütün atomların

çekirdeğinde bulunan temel parçacıktır. Elektrik yükü yok olup,

kütlesi protonun biraz üstündedir. Çekirdeğin dıĢındaki bir

nötron, bir proton, bir elektron ve bir antinötrinoya bozunur.

Baryon ailesindendir.

NÖTRON YILDIZI (Neutron Star): Tamamen nötronlardan

oluĢmuĢ yıldızdır. Yoğunluğu atom çekirdeğinin yoğunluğun-

dadır. 10 km çapındaki yıldız GüneĢ kütlesindedir. 1 cm3‟ü 100

milyon ton gelir.

NUCLEIC ACĠD: Nükleotid zincirinden oluĢan büyük ve

uzun moleküllerdir. DNA genetik bilgilerin depolanması, RNA

ise bu bilgilere göre proteinlerin inĢası için kullanır.

NUTASYON (Nutation): GüneĢ ve Ay‟ın değiĢen uzaklıkları

ve Dünya üzerindeki gravitasyon etkilerindeki değiĢiklikler

yüzünden Dünya‟nın ekseni etrafındaki dönüĢü sırasında kafa

sallama hareketidir.

Page 224: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

224

NÜKLEER ENERJĠ (Nuclear Energy): Bir atom

çekirdeğindeki değiĢikliklerin sonucu olarak ısı veya radyasyon

Ģeklinde ortaya çıkan enerjidir.

NÜKLEER REAKSĠYON (Nuclear Reactions): Atom

çekirdeği içindeki parçacıkların aralarındaki etkileĢimlerdir.

NÜKLEER FĠSYON (Nuclear Fission): Ağır bir atomun

çekirdeğinin iki veya daha fazla parçaya ayrılması ve bu sırada

enerji açığa çıkarmasıdır. 1 kg uranyum-235, çekirdeğinin

fisyonunda 20.000 mega watt saat enerji çıkarır. Bu miktar, 20

mega watt‟lık bir enerji istasyonunu 1000 yıl boyunca

çalıĢtırabilir veya 3 milyon ton kömürün vereceği enerjiye

eĢdeğerdir.

NÜKLEER FÜZYON (Nuclear fussion): Hafif atom çekir-

deklerinin birleĢerek daha ağır bir çekirdek oluĢturmasıdır. 10

milyon Kelvin sıcaklığının üzerindeki yıldızların merkezlerinde

gerçekleĢir.

NÜKLEODĠT‟LER (Nucleotides): Bir DNA ve RNA sarma-

lının halkalarını oluĢturan moleküllerdir. DNA‟da adenin,

guanin, sitosin, ve timin olmak üzere dört çeĢit, RNA‟da ise

adenin, guanin ve sitosin olmak üzere üç çeĢittirler.

NÜKLEON (Nucleons): Proton ve nötronlara verilen isimdir.

OLAY UFKU (Event Horizon): Bir karadeliğin etrafını

kaplayan ve kaçıĢ hızının ıĢık hızına eĢit olduğu hayali bir

yüzeydir. Yüzeyin içinde kaçıĢ hızı ıĢık hızından fazla

olduğundan hiçbir Ģey oradan dıĢarı çıkamaz. Karadelik

dönmüyorsa olay ufku bir küre Ģeklinde olur. Dönüyorsa olay

ufkunun ortası ĢiĢer ve orada bir ekvator Ģekillenir.

OMEGA POINT: Büyük çökmenin diğer bir ismidir.

OZON: Birbiri ile birleĢmiĢ üç oksijen atomundan oluĢur.

Dayanıksız bir gaz olan ozon, morötesi radyasyon veya

havadaki oksijenin elektriksel boĢalması ile meydana gelir. 10-

Page 225: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

225

50‟ci kilometreler arasındaki stratosfer tabakasında GüneĢ‟ten

gelen radyasyonla devamlı olarak üretilir.

PANGAEA: 200 milyon yıl önce, Ģimdi birbirinden ayrılmıĢ

durumda bulunan, tek bir kıtadır.

PARALEL EVREN‟LER (Parallel Universes): Birbirinin içine

geçmiĢ olduğu var sayılan evrenlerdir.

PARADOKS (Paradox): ÇeliĢkili ve aykırılık anlamıdır.

PARALAKS (Parallax): Bir yıldızın iki farklı noktadan

gözlenmesi sırasında görülen yön farkıdır.

PARÇACIKLAR (Particles): Proton, nötron, elektron, foton,

nötrino gibi, bir atomdan daha küçük boyutlardaki ve onu

oluĢturan nesnelerdir.

PARÇACIK AKSELERATÖRÜ (Particle Accelerator):

Elektromıknatıslar kullanarak, hareket eden yüklü parçacıkların

enerjilerini artırarak hızlarını yükselten makinadır.

PARĠTE (Parity): Bir görüntünün ayna görünüĢüne çevrilme-

sidir. Zayıf nükleer kuvvet parçacıklarının etkileĢimlerinde

parite saklı değildir.

PARLAKLIK: Mutlak sıfırın üzerindeki sıcaklıklarda cisim-

lerin çıkardıkları elektromanyetik radyasyon dalgalarıdır.

PARSEK (Parsec): Gök cisimlerine ait bir uzaklık birimi

olup, 1 parsek 3.26 ıĢık yılı (3.08x1013

km)‟dir.

PERĠYOD (Period): Bir olayın veya fonksiyonun kendini

yenileme sürecidir.

PERĠYODĠK TABLO (Periodic Table): Elementlerin, çekir-

deklerindeki proton sayıları ve kimyasal özellikleri göz önüne

alınarak bir tabloya yerleĢtirilmesidir.

PHOTINO: Fotonun süpersimetrik ikizidir.

PIEZOELEKTRĠK: Kuartz ve benzeri kristallerin özelliğin-

den dolayı bir mekanik basınç altında üretilen voltaj olup,

saatlerde ve bilgisayarlarda kullanılmaktadır.

Page 226: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

226

PLASMA: Elektronların atomlarından ayrıldığı, geride

pozitif yüklü iyonların kaldığı maddenin sıcak halidir.

Yıldızların merkezindeki bütün madde plasma Ģeklindedir.

Dejenere madde de denir.

POLARĠZE IġIK (Polarized Light): Polarizasyondan birinin

tamamen yok olduğu ıĢık dalgalarıdır.

POLARĠZASYON (Polarization): Elektromanyetik ve

gravitasyonel dalgaların iki komponente sahip olma özelliği

olup, biri bir yönde, diğeri ise farklı bir yönde titreĢir.

Radyasyon dalga düzlemleri polarizasyonda döner.

POSITRON: Elektronun karĢıtı olan, pozitif yüklü anti-

maddedir.

POTANSĠYEL ENERJĠ (Potential Energy): Bir cismin

pozisyonunun sonucu çıkardığı enerjidir. Yukarıda duran bir

cisim aĢağıdakine göre daha fazla gravitasyonel potansiyel

enerjisine sahiptir. Yukarıdaki cisim aĢağı düĢerken potansiyel

enerji önce kinetik enerjiye, sonra kinetik enerji, cisim yere

çarpınca, ısıya dönüĢür. Yukarıdaki cisme potansiyel enerji,

onu yukarı çıkaran kiĢi veya mekanizmanın yapmıĢ olduğu

iĢten girer. Gravitasyonun dıĢında, elektrik yükü ve manyetik

alanlarla ilgili potansiyel enerjiler de vardır. Pil ve zemberek

gibi.

PROTEĠN: Özel düzenleri bulunan aminoasit zincirleri olup,

canlıların yapısı ve fonksiyonlarını belirler.

PROTON: Atomu oluĢturan parçacıklardan biridir. Baryon

ailesinden olup, 1 birim pozitif yüke, yaklaĢık 1 milyar eV

(1.67x10-24

gram=939 MeV) kütleye sahiptir. 1032

yıllık ömrü

ile evrenin en dayanıklı parçacığıdır.

PULSAR: Çok büyük hızlarda dönen ve periyodik sinyaller

çıkaran nötron yıldızlarıdır.

RADYASYON (Radiation): Parçacıklar veya dalgalarca

taĢınan enerjidir.

Page 227: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

227

RADYO ASTRONOMĠ (Radio Astronomy): Evrenin radyo

dalgaları ile incelenmesidir.

RADYOAKTĠF BOZUNMA (Radioactive Decay): Dayanıksız

bir atom çekirdeği veya bir parçacığın bir veya daha fazla

parçaya ayrılması ve sonunda dayanıklı bir çekirdek veya

parçacığa dönüĢmesidir. Ġki ana türü: alpha ve beta

bozunmalarıdır. Bozunma yarı ömür denen özel bir zaman

diliminde gerçekleĢir. Bozunma süresince elektromanyetik

radyasyon Ģeklinde bir enerji dıĢarı çıkar. Tipik bir beta

bozunmasında, bir nötron bir proton, bir elektron ve bir

nötrinoya dönüĢür. Kuark ve elektron bozunmazlar. Bunların

dıĢındaki her Ģey sonunda ya bir kuarka veya elektrona

bozunacaktır. En kararlı parçacık olan proton bile sonunda bir

positron ve bir piona bozunur.

RELATĠVĠTE (Relativity): IĢık hızının, kaynağının ve

gözlemcinin hareketlerine bağlı olmadığı ve onun evrensel bir

değiĢmez olduğu varsayımına dayanan kuramlar topluluğudur.

ÖZEL RELATĠVĠTE (Special Realtivity): 1905‟de Einstein

tarafından bulunan uzay-zaman içindeki olayları açıklayan

teoridir.

GENEL RELATĠVĠTE (General Relativity): Einstein‟ın,

gravitasyonu eğrilmiĢ ve bükülmüĢ uzay-zaman olarak belirten

yasalarıdır.

RELATĠVĠSTĠK MEKANĠK (Relativistic Mechanics): Klasik

mekaniğin revize edilmiĢ Ģekli olup, ıĢık hızına yakın hızlarda

giden cisimleri inceler. Einstein tarafından özel relativite teorisi

ile geliĢtirilen bu mekaniğe göre, hızlar kaç defa birbirine

eklenirse eklensin ıĢık hızından büyük bir hız elde edilemez.

RENKLĠ YÜK (Colour Charge): Kuantum kromodinamiği

teorisine göre, kuarklar ve gluonlar arasında bulunan ve onlar

tarafından taĢınan yüktür.

Page 228: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

228

RĠBOSOM: Bir RNA ve protein bileĢimi olup, hücre içinde

transfer-RNA‟nın yardımıyla DNA‟dan gelen genetik koda göre

protein sentezlemek için aminoasitleri belirli sırada dizen bir

hücre elemanıdır.

RICHTER ÖLÇEĞĠ: Deprem dalgalarının ölçüm birimidir.

RNA (Ribonucleic Acid): DNA benzeri bir nükleotid zinciri

olup, transfer-RNA ve mesajcı-RNA isimli iki türü vardır.

SAKLI ISI (Latend Heat): Sıcaklığı yükseltmeden, katıları

sıvı, sıvıları da buhar haline getiren veya 0 derecedeki buzun 0

derecede su haline dönüĢmesi için gereken ısıdır.

SALINIM (Oscillation): Gök cisimlerinin, merkezlerini

birleĢtiren doğru üzerindeki bir çekim merkezi etrafında

dönerlerken belli zamanlarda yaptıkları bir titreĢim hareketidir.

SANAL SAYI (Imaginary Number): Kendileri ile çarpılınca

negatif sonuç veren sayılardır.

SANAL ZAMAN (Imaginary Time): Kuantum mekaniğinin

kütlesel çekim ile birleĢmesinden ortaya çıkan zaman

kavramıdır.

SANTRĠFÜJ KUVVETĠ (Centrifugal Force): Bir dairesel

hareket yapan cismi dıĢarı iten kuvvettir.

SEBEPLĠLĠK: Neden ve sonuç arasındaki bağıntıdır.

SERA ETKĠSĠ (Greenhouse Effect): Atmosferdeki karbon-

dioksitin GüneĢ ıĢığının bir kısmını tutması olayıdır.

SERBEST DÜġME (Free Fall): Sadece gravitasyonun etkisi

ile hareket eden ağırlıksızlık durumudur. Damdan düĢen bir

insanın düĢüĢü gerçekte bir serbest düĢme değildir. Çünkü

havanın direnci onun hareketini etkiler. GüneĢ etrafında dönen

Dünya veya yıldızlar arasında bir tahrik olmaksızın yol alan

gemi serbest düĢme yapar. Dünya etrafında dönen gemidekiler

keza ağırlıksız olup serbest düĢme yaparlar. Serbest düĢmede

gravitasyon kuvveti serbest düĢen cismin hızlanması ile yok

Page 229: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

229

edilir. Dünya etrafındaki bir yörüngede dönenler serbest düĢme

içinde olup, Dünya‟ya düĢemezler.

SERBEST UZAY (Free Space): Gravitasyon ve

elektromanyetik alanların dıĢında bulunan, içinde madde

olmayan, mutlak sıfır sıcaklığında izafi bir bölge olup, ıĢık

serbest uzay içinde maksimum hızda yol alır.

SES (Sound): Bir ortam içinde moleküllerin titreĢimidir.

SICAKLIK (Temperature): Ġçinde hızlı hareket eden atom ve

moleküllerin bulunduğu bir cisimdeki ısı miktarının ölçüsüdür.

Elektromanyetik radyasyonun da bir sıcaklığı mevcut olup bu

radyasyonun ne kadar enerjik olduğunu gösterir. Bu sıcaklık

cisim içindeki farklı dalga boylarındaki fotonların sayısı ile

ilgilidir. Cisimler arasında bir ısı akıĢı yoksa sıcaklık farkı da

olamaz. Isı akıĢındaki ölçüm büyüklüğü sıcaklık farkını da

artırır. Isı daima sıcaktan soğuğa doğru akar. Soğuktan sıcağa

ısı akıĢı olamaz.

SICAK KARANLIK MADDE (HDM: Hot Dark Matter): Big

Bang sırasında ortaya çıkmıĢ, ıĢık hızına yakın hızlarda yol

alan, baryonik olmayan parçacıklardır. Bazı modeller,

HDM‟lerin evrenin bütün kütlesinin üçte birini oluĢturduğunu

belirtir. Nötrinoların bir kütlesi bulunuyorsa onlar HDM olarak

düĢünülebilir.

SIFIR HAREKETSĠZ KÜTLELĠ NESNE (Zero Rest Mass

Particle): Kütlesi olmayan parçacıklardır.

SĠBERNETĠK (Cybernetics): Cisimler ve hayvanlar arasın-

daki kontrol ve haberleĢme bilimidir.

SĠHĠRLĠ SAYILAR (Magic Numbers): Çekirdeğinde 2, 8, 20,

28, 50, 82 ve 126 adet nötron ve proton bulunan atomların

özellikle dayanıklı olduğunu belirten sihirli sayılarıdır.

SĠLĠKON: Atomlarından elektronları koparmak için çok

küçük enerji gerektiren yarı iletken bir malzeme tipidir.

Page 230: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

230

SĠMETRĠ (Symmetry): Sistem biçimini değiĢtirince

değiĢmeyen fiziksel sistemin bir özelliğidir. Örnek olarak, bir

küre simetrik bir sistem olup, dönünce simetrisi değiĢmez.

SĠMETRĠK ZAMAN (Symmetrical Time): Sonucun önce,

sebebin ise sonra geldiği zaman düĢüncesidir.

SĠYAH CĠSĠM (Black Body): Üzerine düĢen her dalga

boyundaki her radyasyonu soğuran, akkor halinde ısıtılınca

devamlı bir görünür ıĢık spektrumu çıkaran teorik cisimdir.

Yıldızlarda birer siyah cisim gibidirler.

SĠYAH CĠSĠM RADYASYONU (Black Body Radiation):

Bütün dalga boylarını ihtiva eden, sıcaklıkla değiĢen enerjiler

çıkaran, bir siyah cisim tarafından yayılan elektromanyetik

ıĢınımdır. Sıcaklık yükseldikçe ıĢınımın dalga boyu kısalır,

sıcaklık azaldıkça dalga boyu uzar.

SĠYAH CÜCE (Black Dwarf): Bütün yakıtını tüketerek demir

haline gelmiĢ, enerjisi bitmiĢ soğuk ve karanlık bir yıldızdır.

SNEUTRINO: Nötrinonun süpersimetrik ikizidir.

SOĞUK KARANLIK MADDE (Cold Dark Matter): IĢık hızına

göre daha yavaĢ yol alan parçacıklardan oluĢan, baryon

olmayan karanlık maddenin hipotetik Ģeklidir. Evren

maddesinin %99‟una kadar ulaĢabilir ve zayıf etkileĢen büyük

parçacıklar (WIMP) da denir.

SPEKTRUM (Spectrum): Bir kaynaktan çıkan

elektromanyetik radyasyonun dalga uzunluğu bakımından

gücünün ifadesidir. Gök kuĢağı veya bir prizmadan geçirilen

görünen ıĢığın spektrumu en belirgin örneklerdir. Beyaz ıĢık

dalga uzunluklarının bir karıĢımıdır. Gözle görülebilen

spektrum renkleri kırmızıdan itibaren portakal, sarı, yeĢil, mavi

ve mordur. Spektrum, morötesi ve kızılötesinin arkalarına kadar

uzanır. Ġnsan gözünün göremediği radyasyonlar radyo teleskopu

gibi cihazlarca kaydedilebilir. Optik spektrumun farklı renklerle

bölümlerine ayrıldığı gibi, spektrum ayrı bantlara da ayrılır. Bu

Page 231: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

231

bakımdan, spektrum radyo dalgalarından baĢlar, mikrodalgalar,

kızılötesi, görünen ıĢık, morötesi, X-ıĢınları ve gamma ıĢınları

Ģeklinde devam eder.

SPEKTROSKOPĠ (Spectroscopy): IĢıklarını inceleyerek

yıldızların özelliklerini incelemektir. Görünen ıĢıkla ilgilenir.

Ayrıca, diğer elektromanyetik radyasyonun dalga uzunluğu,

parçacıklar arasındaki enerji dağılımının ölçümlerini de içine

alır. Astrofiziğin en önemli aracıdır. Her elementin atomu kendi

özel spektrumunu üretir. Atomlar ıĢık Ģeklinde enerji çıkarınca

veya soğurunca bunları belli dalga boylarında yaparlar. Atomlar

bu iĢi çekirdeğin etrafındaki elektronları kanalı ile

gerçekleĢtirir. Elektron bir alt yörüngeye, yani daha düĢük

enerji durumuna inince bir foton çıkarır. Bir üst yörüngeye

çıkmak için bir foton soğurur. Bu yolla, atom foton çıkarır ve

alır. Çıkarırken spektrumda parlak çizgiler, soğururken de

karanlık çizgiler yaratır. Bu çizgilerin incelenmesinden o

cismin sıcaklığı, malzemesi, hareketi, hızı, dönüĢü, vs

anlaĢılabilir.

SPĠN: Parçacıkların esas özelliklerini gösteren, onların kendi

eksenleri etrafında dönmesidir. Her parçacık bir enerji

seviyesinde belli bir spin‟e sahip olup, kuantum mekaniğine

göre spin, ya bir tam sayı ile Planck sabitinin çarpımına veya

bir tam sayısının yarısı ile Planck sabitinin çarpımına eĢittir.

SQUARK: Kuarkın süpersimetrik ikizidir.

SÜPER ĠLETKENLĠK (Super Conductivity): Bir elementin

mutlak sıfırın belli bir derece üzerindeki tam iletken hale

gelmesidir.

SÜPER KRĠTĠKLĠK (Super Criticalism): Ne gaz ne de sıvı

olan, fakat aynı anda her ikisinden de biraz bulunan bir element

durumudur.

SÜPER SOĞUTMA (Super Cooling): Donma derecesinin

altında dondurmadan soğutma iĢlemidir.

Page 232: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

232

SÜPERNOVA PATLAMASI: Bir yıldızın merkezindeki

demirin silisyuma dönüĢmek üzere erimesiyle baĢlayan çok

büyük Ģiddet ve parlaklıktaki bir patlamadır.

SÜPER UZAY (Super Space): Bütün evrenlerin içinde yer

aldığı varsayılan sonsuz büyüklükteki bir uzay modelidir.

SĠNKROTRON (Synchrotron) : Çok geniĢ çaplı, etrafında

elektromıknatıslar bulunan dairesel tüp Ģeklindeki parçacık

hızlandırıcılarıdır.

SĠNKROSĠKLOTRON (Synchrocyclotron): Cyclotron‟dan

çok daha güçlü olan ve parçacıkların içinde büyük hızlarda yol

aldıkları makinadır.

TAKYON (Tachyon): IĢık hızından daha hızlı yol alan

hipotetik bir parçacıktır. IĢık hızından daha az bir hızla gitmez.

Hızlandıkça enerjisi azalır ve sonsuz hızda sıfır enerjili olur.

Evrenimizdeki bilinen parçacıklar yüksek hızlarda enerji

kaybeder ve hızları azalır. Takyonun ise enerjisi azaldıkça

hızlanır. Belki gravitasyonel radyasyon çıkaran takyon, enerjisi

azaldıkça hızlanır ve sonunda sıfır enerji ve sonsuz hıza sahip

olur. Eğer takyonlar mevcut ise onlar zaman içinde geriye

gidiyor olmalılar.

TAMAMLAYICILIK (Complementarity): Kuantum

mekaniğinde parçacıkların aynı anda, hem dalga hem de

parçacık olarak davrandıklarını ifade eden teoridir.

TARDĠYON (Tardyon): IĢık hızından daha düĢük hızlarda

yol alan parçacıktır.

TAU: Elektronun ağır arkadaĢı olan bir leptondur.

TEKĠLLĠK (Singularity): Bildiğimiz fizik yasalarının artık

iĢlemediği yer. Her ne kadar tekilliklerin birer nokta olduğu

düĢünülse bile, tek boyutlu çizgilerde veya iki boyutlu

düzlemlerde bile olabilirler. Planck uzunluğundan daha kısa

cisimler için geçerlidir. Sonsuz yoğunluktaki bir karadeliğin

merkezi bir tekilliktir.

Page 233: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

233

TEMEL KUVVETLER (Fundamental Forces): Temel

parçacıklar arasında iĢleyen dört kuvvettir. Gravitasyon, zayıf

nükleer, elektromanyetik ve güçlü nükleer kuvvetlerdir. BeĢinci

bir kuvvetin mevcudiyetini gerektirecek bir olaya evrende

rastlanmamıĢtır. Güçlü kuvvet 1 olarak alındığında,

elektromanyetik 10-2

olur, veya güçlü kuvvetin %1‟idir. Zayıf

kuvvet 10-6

, yani güçlü kuvvetin milyonda biridir. Gravitasyon

10-40

‟dır. Elektromanyetik kuvvet gravitasyondan 1038

defa

daha büyüktür.

TEMEL PARÇACIKLAR (Elementary Particles): Temel

kuvvetleri taĢıyan, maddeyi inĢa eden nesnelerdir. Bir temel

parçacık bileĢenleri parçalanamaz. Bu açıdan bakıldığında

kuarklar ve leptonlar olmak üzere iki tür temel parçacık vardır.

Kuarkları birbirinden ayrılamadığı için proton ve nötronlar da

birer temel parçacıktır. Mesonlar kuvvetleri taĢırlar. Bütün

parçacıklar iki gruba ayrılır. Güçlü kuvveti hisseden,

kuarklardan yapılmıĢ, kuarklar arasında iĢleyen hadronlar ve

zayıf kuvveti hisseden, radyoaktif bozunmaya neden olan

leptonlardır. Leptonlar en temel parçacıklar olup içlerinde

baĢka Ģeyler yoktur. Elektron, baĢka bir lepton olan nötrino ile

bağlantı olup, bir elektron radyoaktif bozunmada iĢlem

görürken nötrinoları da iĢin içine girer. Ayrıca birer lepton olan

muon ve taunun da kendi nötrinoları vardır. Toplam 6 tane

lepton bulunur. Hadron ailesi iki gruba ayrılır: üç kuarktan

yapılmıĢ baryonlar, ikiĢer kuarktan yapılmıĢ mesonlardır.

Baryon ve leptonlar fermiyonlar ailesinin üyeleridir.

TEOREM (Theorem): Gözlemi veya deneyi yapıldıktan sonra

ancak doğru olduğu söylenebilen çözümdür.

TEORĠ (Theory): Fiziksel alanda bir Ģeyin matematiksel

olarak açıklamasıdır. Veya matematiksel ve deneysel olarak

açıklanan doğa yasalarıdır.

Page 234: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

234

TERMODĠNAMĠK (Thermodynamics): Isı, iĢ, enerji, entropi

ve bunların bir fiziksel sistem içindeki müĢterek evrimlerini

açıklayan yasalardır.

TEVATRON: Çevresinde sıvı helyumla soğutulan, süper

iletken mıknatısların bulunduğu, bir parçacığın bir yönde

diğerinin de ters yönde hızlandırıldığı atom parçalayıcılarıdır.

TRANSFER-RNA (t-RNA): Aminoasitlerin birbirine

eklenmek üzere ribosoma iletilmeden önce taĢındıkları küçük

RNA molekülüdür.

TUNGUSKA OLAYI: 30.6.1908 günü saat 7.17‟de orta

Sibirya‟da olan bir patlamadır. Bir kuyruklu yıldızın düĢmesi

ile meydana gelen patlamada 40 km yarıçapında bir orman yok

oldu. Patlamadan çıkan enerji 50 megaton, bir hidrojen

bombası Ģiddetindeydi.

ULTRAMĠKROSKOPĠK (Ultramicroscopic): Planck uzun-

luğundan daha kısa olan uzunluk birimidir.

UZAY (Space): Yıldızlar ve gezegenler arasındaki boĢluktur.

UZAY-ZAMAN (Space-Time): Dört boyutta uzay ve zamanın

birleĢmesidir. Ġçindeki her Ģey gravitasyona göre davranır. Ġki

baĢtan çekilmiĢ bir lastik levha gibidir. Bükülebilir,

sıkıĢtırılabilir ve uzatılabilir. Hatta içinde delikler bile

açılabilir. Ġçinde hareket edenlerin hareketleri, farklı

referanslarda, farklıdır. Ġki cisim arasındaki mesafe farklı

referanslara göre fark eder. Ġki olay arasındaki ölçüm

Einstein‟ın denklemlerine göre hesap edilir.

UZAY-ZAMAN EĞRĠLĠĞĠ (Curvature of Space-Time):

Kütlenin uzay-zamanda açtığı çukurluktur. Bu çukurluk

gravitasyon kuvvetine sebep olur. Evrende uzayın eğri

olabileceğinden bahseden ilk insan B. Riemann oldu ve

1854‟de uzayın üç boyutlu bir küre olduğunu belirtti. Genel

Relativite Teorisi uzay-zaman eğriliğini tarif eder.

Page 235: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

235

VAKUM (Vacuum): Ġçindeki bütün parçacıkların, alan ve

enerjinin çıkarılmıĢ olduğu, içinde sadece çıkarılamayan vakum

titreĢimlerinin bulunduğu uzay-zaman bölgesidir.

VALENCE: Bir atomun bir kimyasal bağ kurması durumunda

elektronlardan bir kısmını kazanması, kaybetmesi veya

paylaĢması olayıdır.

VEKTÖR (Vector): Kuvvet ve hız gibi yönü ve Ģiddeti olan

büyüklükleri temsil eden doğrulardır.

VĠRÜS: Basit yapısı ve en büyüğü bir mikron ölçüsünde

olan, sadece bir canlı hücre içinde çoğalabilen bir DNA ve

proteinden oluĢmuĢ varlıktır. Canlı bir hücrenin dıĢında

herhangi bir yaĢam belirtisi göstermeyen virüsler hücrenin içine

girince onun bazı fonksiyonlarını kullanarak çoğalırlar.

VĠTAMĠN: Önemli metabolik fonksiyonlar için gerekli olan

ve gıdalardan alınan küçük moleküldür.

YALITKAN: Belli bir sıcaklığa kadar içinden bir enerji

iletmeyen cisimdir.

YARI ĠLETKEN (Semiconductor): Elektrik yüklerinin

yarısının kolayca akacağı metalden, diğer yarısının da akmasına

izin vermeyen yalıtılmıĢ bölgeden geçiren özel bir maddedir.

YARI ÖMÜR (Half Life): Bir örnekteki atomların yarısının

radyoaktif bozunmaya uğraması için geçen zamandır.

Ġstatistiksel hesaplara dayanır. 10.000 radyoaktif izotop

atomdan yarı ömür sonra 5000‟i bozunur, bir sonraki yarı

ömürden sonra 2500‟ü daha bozunur, vs. 10.000 atomdan

herhangi biri, hemen de bozunabilir, 9999‟u bozunduktan sonra

da bozunabilir. Hangi atomun ne zaman bozunacağı asla

bilinemez. Nötronun yarı ömrü 10 dakikadır.

YAPAY ZEKA (Artificial Intelligence): Alan Turing

tarafından geliĢtirilen, insan benzeri usullerde suallere cevap

verebilen akıl makinasıdır.

Page 236: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

236

YER ÇEKĠMĠ (Gravitation): Dünya‟nın kütlesel çekim

kuvvetidir.

YERLĠ GRUP (Local Group): Galaksimizin de içinde yer

aldığı küçük bir galaksiler topluluğudur.

YERLĠ SÜPER KÜME (Local Supercluster): Yerli grubun,

Virgo ve Coma gruplarının yer aldığı galaksiler kümesidir. Yarı

çapı 30 milyon parsek olup, yerli grup kümenin kenarında

yerleĢmiĢtir.

YILDIZLAR ARASI KĠMYA (Interstellar Chemistry):

Yıldızlar arasındaki toz ve gaz bulutlarında bulunan moleküller

olup, 80‟den fazlası keĢfedilmiĢtir. Yıldızların içindeki

reaksiyonlardan çıkan atomların gaz ve toz bulutları içindeki

reaksiyonlarda oluĢur. Bir aminoasit olan glycine de bunlardan

biridir. Moleküllerin çoğu karbon, oksijen hidrojen ve azottan

imal edilmiĢtir. Karbon atomundan yapılmıĢ birçok organik

molekül de 1970‟lerden sonra keĢfedilmiĢtir.

YOĞUNLUK (Density): Bir cismin kütlesinin hacmine

bölümüdür. Adi suyun yoğunluğu 1 gr/cm3‟dür. Yıldızlar arası

gazın yoğunluğu 10-29

kg/m3, nötron yıldızınınki ise 10

17

kg/m3‟dür.

YOZLAġMIġ MADDE: Çok büyük basınç altında atom

çekirdeklerinin yörüngelerinden çıkması ve uzaklara itilerek ve

maddenin çıplak atom çekirdekleriyle rasgele dolaĢan

elektronlardan ibaret kalmasıdır.

YÖRÜNGE (Orbit): Bir cismin gravitasyon kuvveti etkisiyle

uzay-zamanda izlediği kapalı yoldur.

YÖRÜNGESEL PERĠYOT (Orbital Period): Bir cismin diğer

bir cisim etrafında dönüĢü için geçen süredir.

YÜK (Charge): Bazı temel parçacıkların taĢıdıkları bir

özelliktir. Parçacıklar arasındaki elektriksel kuvvetleri doğurur.

ZAMAN (Time): Ne olduğunu hiçbir kimse izah

edememektedir. Fizikte olayların ele alınacağı referans

Page 237: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

237

sistemini (koordinatlar takımı) sağlar. Bu sistemde bir olay bir

baĢka olaydan önce veya sonra gelir. Her ne kadar zaman

okundan bahsedilse bile, fizik yasaları gerçekte zamanın

geçmiĢten geleceğe doğru aktığını ileri sürmez. Özel

relativitede zaman dördüncü boyut olarak alınmıĢtır. Dört

boyutlu uzay-zaman haritasında evrenin geçmiĢi, bugünü ve

geleceği açıklanabilmektedir. Buradan çıkan soru: gelecek

halen ilerde bir yerde, oraya doğru yol almamızı mı bekliyor?

Kuantum Teorisindeki belirsizlik, daha mükemmel bir uzay-

zaman teorisi için, Relativite ile Kuantum Teorisinin

birleĢtirilmesini teklif etmektedir. Bilim adamlarına göre

zamanın basit tarifi, iki olay arasında geçen aralık veya bir

prosesin oluĢması için geçen zamandır.

ZAMAN GENLEġMESĠ (Time Dilation): Bir gözlemciye göre

yüksek hızda yol alan bir saatteki yavaĢlama veya güçlü bir

gravitasyonel alan içinde bulunmaktır. Veya zaman akıĢının

yavaĢlamasıdır. Hız arttıkça zaman yavaĢlar.

ZAMAN MAKĠNASI (Time Machine): Zaman içinde geriye

yolculuk yaptıracak cihazdır.

ZAMANDA GERĠYE BAKIġ (Look Back Time): Ġncelenen

bir gök cisminin ıĢığının o cisimden bize ulaĢması için geçen

zamandır. IĢık belli bir hızda yol aldığından, cisim ne kadar

uzaktaysa ıĢığının bize ulaĢması da o kadar uzun sürer. 5 milyar

ıĢık yılı uzaklıktaki bir kuasarın ıĢığının bize ulaĢması 5 milyar

yıl sürmüĢtür. Bu kuasara baktığımızda onun 5 milyar yıl

önceki halini görmekteyiz. Yani zamanda geriye bakılmaktadır.

GüneĢ birden yok olsaydı Dünya 8 dakika daha aydınlık olurdu.

5 milyar ıĢık yılı mesafedeki bir kuasara baktığımızda onun

gördüğümüz ıĢığı yola çıktığında henüz GüneĢ sistemi ve bizler

mevcut değildik.

ZAMAN ĠÇĠNDE SEYAHAT: Zaman makinaları içinde

yolculuktur. Bilinen fizik yasaları zamanda yolculuğu

Page 238: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

238

yasaklamaz. Yani zamanda yolculuk imkansız değildir. Zaman

makinası imal etmenin yollarından biri son derece hızlı dönen

bir çıplak tekillik yapmak, gravitasyon alanının uzay-zamanı

çökerttiği tekilliğe yaklaĢmak, tekilliğe girmek ve farklı bir

zamana dalmaktır. Hesaplara göre 100 km uzunluğunda, 10 km

geniĢliğinde bir nötron yıldızı yoğunluğundaki malzemeden

yapılmıĢ ve saniyenin binde birinde iki defa dönen bir silindir

ile zamanda yolculuk yapılabilir. Diğer bir yol ise, uzay-

zamanlar arasında birer geçit olan kurt delikleridir.

ZAR (Membran): Bir canlı hücresinin içindeki organelleri

bir arada tutan, onları dıĢ etkilerden koruyan, yağ ve proteinden

oluĢmuĢ kabuktur.

ZAYIF NÜKLEER KUVVET (Weak Nuclear Force):

Radyoaktiviteye neden olan, proton ile nötron arasındaki

kuvvettir.

ZODĠAC: Gökyüzünde hayali bir bant olup, eliptiğin her iki

ucunda 9 ark-derece uzanır. Bu bant içinde, GüneĢ, Ay ve diğer

bütün gezegenlerin (Pluto hariç) izleri görülür.

Page 239: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

239

Bilimde Teoriler, Yasalar,

Prensipler

Bilim adamlarının buldukları teoriler, yasalar ve prensipler,

denklem ve formüllerin çoğu kendi isimleri ile anılır. Bir kısmı

ise özel ifadelerle tanımlanır, GUT: Grand Unified Theory gibi.

Bunlardan en önemlileri aĢağıda belirtilmektedir. Bugün sahip

bulunduğumuz ileri teknoloji bu buluĢların birer sonucudur.

ABYSSAL LĠMĠTĠ: Okyanusların 2000 metre derinliğindeki

ıĢığın ulaĢamadığı bölge olup, bu sınırın altında ancak büyük

basınç, sıfır sıcaklık ve karanlık Ģartlarına uyum sağlayabilen

organizmalar yaĢayabilmektedir.

AKDELĠK (White Hole) TEORĠSĠ: Akdelik karadeliğin

hipotetik karĢılığı olup, madde ve enerji oraya evren içindeki

bir tekillikten girer. Kuasar ve aktif galaksilerin birer akdelik

oldukları iddia edilse bile, bu tür fikirler fazla kabul

görmemiĢtir. Akdeliğe giren her cisim çok fazla enerji kazanır

ve son derece maviye kayar. Karadeliklerin öbür ucunda yer

aldıkları ve aralarında kurt deliklerinin bulunduğu

düĢünülmektedir.

ALPHA, BETA, GAMMA TEORĠSĠ: Alpher, Bethe ve Gamow

tarafından öne sürülen ve Büyük Patlama‟nın ilk

saniyelerindeki maddenin oluĢumunu ve evrenin evrimini

açıklayan teoridir.

Page 240: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

240

AMPERE YASASI: Ġçinden akım geçen iki tel arasındaki

manyetik kuvvet olup, aradaki uzaklığın karesi ile orantılıdır.

ANTROPĠK (Anthropic) PRENSĠBĠ: Evrende gözlenen

özelliklerin bulunduğunu, özelliklerin farklılığını, bunlardan

dolayı yaĢamın ĢekillenmiĢ olduğunu, yoksa bu değiĢikliklerin

gözlenemeyeceğini açıklayan doktorindir.

APPLETON KATMANI: Atmosferin iyonosfer tabakasında

bulunan ve içinde radyo sinyallerini yansıtan yüklü

parçacıkların yer aldığı kuĢaktır.

ARCHIMEDES PRENSĠBĠ: Bir cisim tamamen veya kısmen

bir sıvı içine sokulduğunda dıĢarı taĢan sıvının ağırlığına eĢit

bir kuvvetle yukarı itilir.

ARILARIN DANSI (Dance Of Bees): Bal arılarının polarize

ıĢığı kullanarak kovanlarına geri dönebilmeleridir. ġekilleri

ayırt edemeyen arılar kırmızının dıĢında bazı renkleri

görebilirler. Frisch tarafından keĢfedilen bu olgulara ilave

olarak arılar yiyeceklere onlardan çıkan kokularla

yaklaĢmaktadırlar.

AVAGADRO YASASI: EĢit basınç ve sıcaklık içinde bulunan

aynı hacimdeki bütün gazlar eĢit sayıda parçacığı ihtiva eder.

Bu parçacıklar, asil gazlarda atomlar, diğer gazlarda ise

moleküllerdir.

AYAR (Gauge) TEORĠSĠ: Simetrinin bozulmasıyla ortaya

çıkan kuvvetlerin durumudur.

AYAR ALAN (Gauge Field) TEORĠSĠ: Simetri fikri üzerine

kurulmuĢ, temel kuvvetlerin BileĢik Teorisini geliĢtirme

çalıĢmalarıdır. Parçacıkların baĢarılı modelleri bu teoriye

dayanır. Teori ismini ölçmelerin yeniden yapılmasından

(regauged) alır. Evrenin ilk zamanlarını ve enflasyon teorisini

baĢarı ile açıklar.

Page 241: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

241

BAĞLANMA (Valence) TEORĠSĠ: Atomların gruplaĢma-ları,

grupların bileĢimleri oluĢturması ile ilgili Frankland tarafından

bulunan bağlanma yasasıdır.

BCS TEORĠSĠ: Bardeen, Cooper ve Schrieffer tarafından

bulunan süper iletkenlik teorisidir.

BEBEK EVRENLER (Baby Universes) TEORĠSĠ: Birbirine

kurt delikleri ile bağlanmıĢ uzay-zaman bölgeleridir. Genel

relativite denklemlerine göre evrenimizdeki bir cisim karadelik

olmak için çökünce cisim karadeliğin tekillik noktasından geçer

ve farklı bir uzay-zaman bölgesinde geniĢler. GeniĢleyen bu

uzay-zaman bölgesi bizim evrenin Big Bang tekilliğinden

sonraki geniĢlemesine eĢit olur.Enflasyondan dolayı böyle bir

bebek evren bizim evrenimiz kadar büyük olabilir.

BERGEN TEORĠSĠ: Atmosferdeki farklı özelliklerdeki hava

kütlelerinin sınırları ve sıcak, soğuk hava kütlelerinin

çarpıĢmalarından meydana gelen siklonları belirten teoridir.

BERGERON-FINDEISEN TEORĠSĠ: Bulutlardaki buz

kristallerinin su buharı oluĢturup ve belli ölçüye ulaĢınca

yağmuru üretmesini belirtir.

BERNOULLI PRENSĠBĠ: Bir boru içinden geçen sıvının

basıncı boru çapı daralınca azalır ve geniĢleyince artar. Bir

uçağın kanadının üst kısmından geçen hava daha uzun bir yol

izler, burada daha hızlı gittiğinden hava kanadın üst yüzeyine

daha az basınç uygular.

BESSEL FONKSĠYONLARI: Yıldız ve gezegenlerin

hareketlerindeki düzensizlikleri açıklayan matematiksel

fonksiyonlardır.

BIG BANG TEORĠSĠ: Evrenin, sonsuz sıcak ve yoğun bir ateĢ

topunun patlaması ile ortaya çıktığını belirten teoridir. Genel

Relativite Teorisinde Einstein, geriye gidilerek enerji ve

maddenin sıfır boyutunda bir tekillik noktasına ulaĢacağını

belirtmiĢ ve evrenin hareketli olduğunu, evrende düz bir çizgide

Page 242: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

242

gidildiğinde yine baĢlangıç noktasına dönüleceğini ispat

etmiĢti. Hubble‟ın keĢfi ve Lemaitre‟nin kozmik yumurta

benzetmesi ile evrenin bir baĢlangıcının bulunduğu fikri

edinildi. Daha sonra Big Bang‟ın ispatları yapıldı.

BIOT YASASI: Bazı kuartz kristallerinin ve bazı sıvıların

polarize ıĢık düzleminde, bazı kristallerin ise ters yönde

döndüklerini ve bu etkinin molekül yapısından ileri geldiğini,

bir aktif ortamdan geçen polarize ıĢık düzleminin dönüĢ

miktarının ıĢık izinin uzunluğuna bağlı olduğunu belirtir.

BĠRLEġĠK ALAN (Unified Field) KURAMI: Gravitasyon,

elektrik ve manyetik alanların Genel Relativite Teorisi içinde

tek bir alanın uzantıları olarak ifade edilmesidir.

BODE YASASI: Gezegenlerin GüneĢ‟e olan uzaklıkları

arasındaki matematiksel iliĢki olup, ilk önce J. Titius tarafından

fark edilmiĢ, sonra J. Bode tarafından popüler hale getirilmiĢtir.

Bir tesadüf olduğuna inanılsa da, 0, 3, 6, 12, 24, 48, 96 (bir

öncekinin iki katı olan) sayılarına 4 eklenip 10‟a bölününce bir

gezegenin bulunması gereken yörüngenin GüneĢ‟e olan

mesafesini tayin eder. Bunlardan 4, 7, 10 ve 16, Merkür, Venüs,

Dünya ve Mars‟ın uzaklıklarına tekabül eder. 52 Jüpiter, 100

Satürn, 196 Uranüs‟ün uzaklıklarıdır. Aradaki 28 sayısı ise

kayıp gezegen (asteroitler kusağı)‟na karĢılık gelir.

BOHR TEORĠSĠ: Elektronların çekirdek etrafındaki

yörüngesel açısal momentumlarının belli bir değerin katları

olacağını, radyasyonun sadece elektronun bir yörüngeden

diğerine sıçradığında çıkabileceğini ve soğurulabileceğini

belirtir.

BOLTZMANN DENKLEMLERĠ: Bir sistemin entropisi o

sistemin düzgünlülük ihtimali ile ilgilidir.

BOSE-EINSTEIN ĠSTATĠSTĠKLERĠ: Einstein‟ın, Bose‟ın

çalıĢmasından Ģekillendirdiği kuantum sisteminin genel

Page 243: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

243

istatistikleri olup, sonradan boson adı verilen tam spin numaralı

parçacıkları belirten yasadır.

BOUGUER YASASI: Üniform geçirgenlikteki bir ortamdan

geçen bir ıĢık demetinin yoğunluğu, o ortam içinde izlediği

yolun uzunluğu ile orantılı olarak azalır.

BOYLE YASASI: Sabit sıcaklıktaki belli bir gaz kütlesinin

basınç ve hacmi birbiri ile ters orantılıdır. Basınç ve hacmin

çarpımı sabittir.

BOZUNMA (Disintegration) TEORĠSĠ: Ağır atomların

kararsız olduğu, bu tip elementlerin atomlarından kütle ve yük

kaybederek yeni elementlere dönüĢebileceğini açıklayan bu

yasa Soddy tarafından bulunmuĢtur.

BRANS-DICKE TEORĠSĠ: Gravitasyon sabiti olan G‟nin

aslında bir sabit olmadığını ve bir yıllık süre içinde 10-11

kadar

değiĢmekte olduğunu savunmaktır. Bu değiĢim 1988‟de yapılan

çok hassas deneylerde gözlenmiĢtir.

BREWSTER YASASI: IĢık bir metal olmayan yüzeyden

yansıyınca kısmi kutuplaĢma olur. Yansıma açısı bakıĢ

tarafından arttıkça kutuplaĢma da artar, bir maksimumdan geçer

ve sonra azalır.

BROWNIAN HAREKETLERĠ: Ġlk olarak Robert Brown

tarafından mikroskopla görülen, bir su yüzeyindeki çiçek tozu

taneciklerinin devamlı hareketleridir. Brown tarafından

anlaĢılamayan bu olayın izahını 1905‟deki makalesinde

Einstein, tanecikleri sıvı moleküllerinin hareket ettirdiği

Ģeklinde açıklamıĢtır. Brownian hareketleri atomların

mevcudiyetinin ilk belirtisi olmuĢtur.

BUYS BALLOT YASASI: Kuzey yarıkürede rüzgarların alçak

basınç bölgelerinde saat ibresinin tersi yönünde, yüksek basınç

bölgelerinde ise saat ibresi yönünde döndüklerini belirtir.

Page 244: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

244

BÜYÜK BĠLEġĠK (GUT: Grand Unified) TEORĠSĠ:

Elektromanyetik, güçlü ve zayıf nükleer kuvvetleri birleĢtiren

tek bir kuvveti açıklayan yasadır.

CALVIN DEVRESĠ: Fotosentez prosesinde tek hücreli yeĢil

algae‟nin radyoaktif karbondioksit soğurması olayıdır.

CARNOT DEVRESĠ: Sürtünmesiz ideal buhar makinasındaki

basınç ve hacim değiĢimini belirten devredir.

CASSINI ARALIĞI: Satürn‟ün halka sistemleri arasındaki

aralıklar olup, 1675‟de Cassini tarafından keĢfedilmiĢtir.

C-ALANI (C-Field): F. Hoyle tarafından öne sürülen

Durağan Evren modelinde yaratılıĢ alanıdır. Her ne kadar

durağan evren modeli geçerliliğini kaybetmiĢse de, C-alanının

Big Bang Teorisinin enflasyonu ile benzerliği bulunmaktadır.

CHANDLER SALLANMASI: Dünya‟nın ekseni etrafındaki

dönüĢü sırasında eksenlerin yüzeye göre, her 14 ayda bir,

yaptığı harekettir.

CHANDRASEKHAR LĠMĠTĠ: GüneĢ‟in kütlesinin 1.44

katından büyük kütleli yıldızların çökerek birer beyaz cüce ve

sonra da karadelik olacaklarını ve bu limitin altındakilerin ise

beyaz cüce olamayacaklarını belirtir.

CHAPMAN KATMANI: GüneĢ‟ten gelen morötesi ıĢınların

atmosferin iyonosfer tabakasında iyonize olduğu bölgedir.

CHAPMAN-FERRARO TEORĠSĠ: Dünya‟nın manyetik

alanındaki Dünya gününe eĢit periyotlardaki değiĢimlerin

nedeninin, Ay‟dan dolayı Dünya atmosferindeki gel-git

hareketlerinden ileri geldiğini açıklar.

CHARGAFF KAĠDELERĠ: Bir organizmada bir çok farklı tür

RNA‟nın mevcudiyetine karĢılık tek bir tip DNA olduğunu,

nitrojen temelli nükleikasitlerin adenin, timin, guanin ve sitosin

olmak üzere dört tip olduğunu, bu dört elemanın eĢit

olmadıklarını, fakat adenin=timin, sitosin=guanin Ģeklinde

olabileceklerini belirtir.

Page 245: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

245

CHARLES YASASI: Sabit basınçtaki belli miktar gazın

hacmi, sıcaklığın yükselmesiyle birlikte sabit oranda artar.

CHERENKOV RADYASYONU: Radyoaktif elektrik yüklü

parçacıkların saydam ortamda ıĢık hızından daha hızlı

gittiklerinde ortaya çıkardıkları mavi renkli ıĢınlardır. IĢık bir

saydam ortamda daha yavaĢ yol alır. Ses patlamasının optik

karĢılığıdır.

COMPTON ETKĠSĠ: Elektromanyetik ıĢınımın parçacığı olan

fotonların dalga boylarını belirterek, onların da hem parçacık

hem dalga gibi davrandıklarını açıklar.

COULOMB GÜÇ YASASI: Ġki yüklü kutup arasındaki kuvvet,

aralarındaki uzaklığın karesi ile ters, yüklerin Ģiddeti ile doğru

orantılıdır.

COULOMB SÜRTÜNME YASASI: Sürtünmenin basınç ile

orantılı olduğunu belirtir.

CURIE YASASI: Paramanyetik malzemelerin duyarlılığı

mutlak sıcaklıkla ters orantılıdır.

ÇĠFT YARIK (Double Slit) DENEYĠ: Thomas Young

tarafından gerçekleĢtirilen ve ıĢığın dalgalar halinde yayıldığını

gösteren deneydir.

D‟ALEMBERT PRENSĠBĠ: Newton‟un üçüncü hareket

yasasının sadece duran cisimler için değil, hareket eden

cisimler için de geçerli olduğunu belirtir.

DALGA-PARÇACIK (Wave-Particle Duality) ĠKĠLEMĠ:

Parçacıkların bazen dalgalar halinde, bazen da parçacıklar

halinde davrandıklarını belirtir.

DALTON ATOM TEORĠSĠ: Her elementin atom denilen

görülemeyecek kadar küçük ve küresel parçacıklardan meydana

geldiğini, bir elementin atomlarının benzer Ģekil ve kütlelere

sahip bulunduğunu, fakat diğer elementlerin atomlarından farklı

olduğunu belirtir.

Page 246: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

246

DE BROGLIE YASASI: Bütün parçacıkların dalgasal

hareketler içinde bulunduğunu belirtir.

DE SITTER EVRENĠ: Ġçinde bir maddenin bulunmadığı,

geniĢlemekte olan evren modelidir.

DĠNAMO (Dynamo) PRENSĠBĠ: Siemens tarafından

geliĢtirilen, elektromıknatıslarla üretilen elektrik akımıdır.

DĠNAMO (Dynamo) TEORĠSĠ: Bullard tarafından bulunan

Dünya‟nın manyetik alanının, Dünya çekirdeğindeki sıvı

demirdeki çalkantılardan oluĢtuğunu belirten yasadır.

DIRAC DENKLEMLERĠ: Özel relativite ile kuantum

mekaniği kapsamında elektronun matematiksel açıklamasıdır.

DOĞRU KOZMOLOJĠK (Perfect Cosmological) PRENSĠBĠ:

Gold, Bondi ve Hoyle‟nin ileri sürdüğü, bütün tarihi boyunca

evrenin her yönden aynı göründüğünü belirten teorileridir.

Buna göre evrenin ne bir baĢlangıcı olmuĢtur ne de bir sonu

olacaktır. Üniform bir yoğunluğun sağlanması için madde evren

geniĢledikçe uzayda devamlı olarak yaratılmaktadır.

DOPPLER ETKĠSĠ: Bir gözlemciye doğru hareket eden bir

kaynaktan çıkan dalga frekansları, duran bir kaynaktan

çıkanlara göre fazlalaĢan miktarda olur. Gözlemciden uzaklaĢan

kaynaktan çıkan dalga frekansları ise gittikçe azalan

miktarlarda olur.

DRAKE DENKLEMLERĠ: Galaksimizde bulunacağı

öngörülen ileri uygarlıkların sayısını veren denklemlerdir.

Frank Drake tarafından tanzim edilmiĢtir. Teknolojik uygarlığın

%1 olduğu hesabından, milyonlarca geliĢmiĢ uygarlığın

mevcudiyetini ortaya çıkarır.

DRAPER YASASI: Soğurulan radyasyon kimyasal

değiĢiklikler üretir.

DÖNEN AYNA DENEYĠ: Foucault tarafından ıĢığın hızının

ölçülmesi için gerçekleĢtirilen deneydir.

Page 247: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

247

DÖNEN DĠġLĠ ÇARK DENEYĠ: Fizeau‟nun ıĢık hızını

ölçmek için 1849‟da dönen diĢli çark ile yaptığı deneydir.

DÖRT ELEMENT TEORĠSĠ: Empedocles tarafından ileri

sürülen ve bütün cisimlerin köklerinin ateĢ, hava, su ve toprak

olduğunu belirten yasadır.

DURAĞAN EVREN (Steady State) HĠPOTEZĠ: Evrenin her

zaman her yerden aynı boyutlarda gözlendiğini ileri süren

fikirdir. Evrenin geniĢlemediğini, ezelden beri aynı ölçüde

mevcut olduğunu, içindeki maddenin boĢluklarda hidrojen

atomu Ģeklinde yeniden yaratıldığını ileri sürer. Arkaalan

radyasyonunun keĢfi üzerine 1960‟ların sonlarında bu iddia

geçerliliğini kaybetti.

EINSTEIN-DE SITTER EVRENĠ: GeniĢlemekte olan ve içinde

madde bulunan evren modelinin matematiksel açıklamasıdır.

EINSTEIN ÇAPRAZI (Einstein Cross): Uzaktaki bir kuasarın

görüntüsünün dört noktadan görülmesidir. Bir karenin dört

köĢesinde görülen bu görüntüler ıĢığın gravitasyon ile

bükülmesinden ileri gelir.

EINSTEIN ÇEMBERĠ (Einstein Ring): 1930‟larda Einstein

tarafından ileri sürülen ve 1980‟lerde gözlenen uzak bir

cisimden çıkan radyasyonun ve ıĢığın bir çember Ģeklini

almasıdır.

EINSTEIN KIZILA KAYMASI (Einstein Redshift): Genel

relativiteye göre, gravitasyonel alanın bir tarafından diğer

tarafına geçen ıĢığın dalga uzunluğu değiĢir.

ELASTĠK SEKME (Elastic Rebound) TEORĠSĠ: Deprem

dalgalarına neden olan etkilerin, kaynağı belirsiz dipten gelen

kuvvetlerin Dünya kabuğunda oluĢturduğu sıkıĢtırmalar ve

bunun sonucunda gerilme enerjisinin boĢalarak kabuğun

kırılmasıdır. Saniyede 3.5 kilometre hızla yol alan dalgalar

1000 km uzaklığa gidebilmektedir.

Page 248: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

248

ELEKTRĠK TEORĠSĠ: Franklin tarafından bulunan ve elektrik

akımının elektronların akıĢından meydana geldiğini belirten

yasadır.

ELECTRON TEORĠSĠ: Lorenz tarafından keĢfedilen, titreĢen

elektronların elektromanyetik dalgaları artırması ve Zeeman

tarafından bulunan elektron titreĢimlerinin manyetik alandaki

spektrum çizgilerini ayırmasıdır.

ELEKTROMANYETĠK TEORĠSĠ: Maxwell tarafından

bulunan elektrik ve manyetik alanları birleĢtiren teoridir.

E=MC2: Kütle ve enerji eĢitliğini ve hiçbir Ģeyin ıĢıktan daha

hızlı gidemeyeceğini ifade eden, Einstein tarafından bulunan

tarihin en meĢhur formülüdür.

ENERJĠNĠN KORUNUMU (Conservation Of Energy)

YASASI: Joule tarafından bulunan, enerjinin yoktan var

olamayacağını sadece bir Ģekilden diğer bir Ģekle dönüĢeceğini

ve yok edilemeyeceğini belirten yasadır.

ENFLASYON (Inflation) TEORĠSĠ: Evreni bugünkü ölçüsüne

getiren, ilk saniyenin çok küçük bir kesrinde onu bir protondan

çok daha küçük bir boyuttan bir portakal büyüklüğüne çıkaran

aĢırı hızlı geniĢlemedir. Enflasyon Teorisi uzay-zamanın

düzgünlüğünün ve olay-ufku (horizon) probleminin çözümü

olmuĢtur. Big Bang‟dan sonra kozmolojinin en önemli ikinci

geliĢmesidir.

EġDEĞERLĠLĠK (Equivalence) PRENSĠBĠ: Hızlanmanın

etkisi gravitasyonel alanın etkisinden ayırt edilemez. Bunun

sonucu, gravitasyonel kütle ile hareketsiz kütle eĢitliğinden ileri

gelir. Genel relativiteyi Einstein bu prensipten geliĢtirdi.

Damdan düĢen bir kimse gravitasyonun etkisini hissetmez,

düĢüĢündeki hızlanma ağırlığını hissetmesini yok eder. Bir uzay

gemisi roketlerini ateĢlemeyince içerdeki herkes serbest kalır ve

içerde yüzer. Roketler ateĢlenince içerdekiler Dünya‟nın çekim

Page 249: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

249

kuvveti kadar bir kuvveti hissederek, roketin gerisine

yaslanırlar. Bir otomobilin içinde olduğu gibi.

EVRĠM (Evolution) TEORĠSĠ: Buffon ve Lamarck tarafından

ortaya atılan, Darwin, Wallace ve Mendel tarafından

geliĢtirilen, türlerin evrimini açıklayan yasadır.

FARADAY YASASI: Her manyetik alan bir elektrik akımı

üretir.

FERMAT YASASI: Optik yasalarının esası olan, ıĢığın iki

nokta arasında aldığı yolun en kısa zaman içinde olduğunu

belirtir.

FERMI-DIRAC ĠSTATĠSTĠKLERĠ: Elektron gibi yarım spin‟li

parçacıkların kuantum istatistiklerini izah eder.

FITZGERALD BÜZÜLMESĠ (Fitzgerald Contraction): Bir

cismin, hareket ettiği yönde kısalmasıdır. G. Fitzgerald

tarafından ileri sürülen bu olay Michelson-Morley deneyini

geçersiz kılmak için kuruldu. Bu suretle ıĢık hızının sabit

olduğu öngörülmüĢtü. Aynı fikir iki yıl sonra Lorenz tarafından

da ileri sürülmüĢtü. Her ikisi de eteri varsaymıĢlardı. Einstein

ise eteri iptal ederek büzülmeyi ispat etti.

FOUCAULT SARKACI: Dünya‟nın dönüĢünün ilk bilimsel

ispati olan 1850‟de yapılan sarkaç deneyidir.

FRAUNHOFER ÇĠZGĠLERĠ: GüneĢ ıĢığının spektrumunda

görülen kesiĢen karanlık çizgilerdir.

FRESNEL IġIĞIN DALGA TEORĠSĠ: IĢığın çaprazlama dalga

hareketlerle yayıldığını belirten yasadır.

FRIEDMANN EVRENĠ: Einstein‟ın alan denklemlerinin

kozmolojiye uygulanmasıyla ortaya çıkan ve Big Bang

Teorisinin temelini kuran, geniĢleyen ve açık-kapalı evren

modelidir.

FEYNMAN DĠYAGRAMLARI: Foton ile elektron arasındaki

etkileĢimleri açıklayan ve Kuantum Elektrodinamiği‟nin

konusunu teĢkil eden grafiklerdir.

Page 250: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

250

FOTOELEKTRĠK (Photoelectric) ETKĠ: Einstein‟ın bu

buluĢuna göre, bazı metallerin üzerine düĢen ıĢık metal

yüzeyinden elektronların çıkmasına neden olur ve çıkan

elektronların hızı düĢen dalga uzunluğu ile yükselir. Yüzeye

gelen ıĢığın yoğunluğu arttıkça çıkan elektron miktarı artar.

FOTOSENTEZ (Photosynthesis) PROSESĠ: Bitkilerin

havadan karbondioksit alıp havaya oksijen çıkarmaları

sistemidir.

GAY-LUSSAC BĠRLEġĠK HACĠMLER YASASI: Birbiri ile

reaksiyona giren gazların hacimleri ufak parçacıkların oransal

karıĢımından oluĢmaktadır.

GAME TEORĠSĠ: Von Neumann tarafından geliĢtirilen ve

bilgisayar teknolojisinin gerçek yaĢam ve askeri stratejik

durumlara adaptasyonudur.

GAZLARIN KĠNETĠK Teorisi: Gazları oluĢturan atomların

birbirlerine elastik hareketlerle çarpmalarıdır.

GEL-GĠT (Tidal) TEORĠSĠ: Gezegenlerin oluĢumunu,

GüneĢ‟in yakınından geçen bir büyük yıldızın, çekim gücü ile

GüneĢ‟ten kopardığı parçalardan meydana geldiğini ileri sürer.

GELL-MANN TEORĠSĠ: Üçte bir tam baryon sayısına ve

yüke sahip temel parçacıklar olan kuarkları ve hadronların

sınıflandırılmalarını belirtir.

GENEL GRAVĠTASYON (Gravitation) TEORĠSĠ: Kütleleri m1

ve m2 olan iki cisim birbirini F = Gm1 x m2 / d2

kuvveti ile

çeker. Burada G bir evrensel sabit, d ise cisimler arasındaki

uzaklıktır. Buna göre, Ay‟ı Dünya etrafında tutan kuvvet ile

elmayı ağaçtan yere düĢüren kuvvet aynıdır.

GENĠġLEYEN EVREN (Expanding Universe): Genel

Relativite Teorisi ile ispat edilen ve içinde yaĢadığımız evren,

geniĢlemekte olan bir evrendir. Bu evrende galaksiler kendi

baĢlarına (patlayan bir bombanın parçaları gibi)

Page 251: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

251

uzaklaĢmamakta, uzayın kendisi geniĢlemekte ve yüzeydeki

galaksileri de birlikte uzaklaĢtırmaktadır.

GIBBS FONKSĠYONU: Kimyasal termodinamik ve

istatistiksel mekaniğin matematiksel açıklamasıdır.

GOLDSCHMIDT YASASI: Bir kristal yapısının kimyasal

kompozisyonu, iyon sayıları oranı, boyutları ve kutuplaĢma

özellikleri ile ilgilidir.

GOUDSMIT-UHLENBECK YASASI: Elektronların kendi

etraflarında döndüklerini, kuantize açısal momentuma sahip

olduklarını açıklar.

GÖDEL TEOREMĠ: Kurt Gödel tarafından öne sürülen, bir

sistem içindeki her Ģeyin, sistemin dıĢındaki metotları

kullanmadan ispatının imkansız olduğunu belirten teoremdir.

GUTENBERG DEVAMSIZLIĞI: Dünya‟nın iç bölgesinde,

katı mantle ve sıvı çekirdek arasındaki 2900 kilometre

kalınlığındaki bir sınırı ifade eder.

HAWKING RADYASYONU: Bir karadeliğin yüzeyinden

çıkan radyasyondur. Bu radyasyon karadeliğin enerji

kaybetmekte olduğunu ve mini karadeliğin ise enerji

kaybederek bir gün yok olacağını ifade eder.

HEAVISIDE KATMANI: Yeryüzünden 70 km yüksekte olan,

radyo sinyallerini yansıtan yüklü parçacıkların bulunduğu

yansıtıcı bir bölgedir.

HEISENBERG BELĠRSĠZLĠK (Uncertainty) PRENSĠBĠ:

Kuantum mekaniğinde bir parçacığın, aynı anda momentumu

ve pozisyonu tayin edilemez. Parçacığın momentum ve

konumun-daki belirsizliklerin çarpımı Planck sabitinden küçük

olamaz.

HER ġEYĠN TEORĠSĠ (TOE: Theory Of Everything): Grand

Unified Theory (Büyük BileĢik Teori) ile gravitasyon

kuvvetinin birleĢmesinden meydana gelecek, doğadaki dört

temel kuvvetin içinden çıktığı tek bir ana kuvvete ait yasadır.

Page 252: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

252

Bulunduğunda Big Bang‟ın sebebi dahil her Ģey anlaĢılmıĢ

olacaktır.

HERTZPRUNG-RUSSELL DĠYAGRAMLARI: Yıldızların

sıcaklıkları (veya renkleri) ile mutlak parlaklıkları (gerçek

parlaklıklarının ölçümü) arasındaki iliĢkileri belirten

grafiklerdir.

HĠDROJEN BOMBASI: Hidrojen, döteryum veya trityum

çekirdeklerinin füzyon reaksiyonu sonucu helyuma

dönüĢmesiyle meydana gelen enerji ile patlayan bombadır.

Bunun için 350 milyon Kelvin‟lik bir sıcaklık gereklidir.

Hidrojen bombasının yaratıcısı E. Teller‟dir. Ġlk defa

1.11.1952‟de Pasifik adalarında patlatılan bombanın imalinde

E. Lawrence, L. Alvarez, H. Bethe, J. Oppenheimer ve E. Fermi

gibi ileri gelen, atom bombasını da yapan fizikçiler çalıĢmıĢtır.

HIGGS ALANI: Bir kuantum mekaniği alanı olup, en düĢük

enerji durumunda simetrinin bozulmasına neden olur. Bu alan

Higgs parçacığı ile ilgilidir.

HIGGS PARÇACIĞI: Bir bosondur. Elektrozayıf kuvvetin

parçacığı olup, W ve Z parçacıklarına kütle verir.

HILBERT UZAYI: Klasik ve kuantum alan teorilerinde

kullanılan sonsuz boyutlu uzayın matematiksel açıklamasıdır.

HOOKE YASASI: Bir malzemenin elastikiyet limitinin

üzerine geçilmedikçe malzemenin deformasyonu ona gelen

kuvvet ile orantılıdır.

HORĠZON PROBLEMĠ: Big Bang‟dan beri ıĢığın evrenin son

sınırına gidip geri dönmesi için 15 milyar yılın yeterli bulunma-

masına rağmen, ne yönden bakılırsa bakılsın evrenin hep aynı

görülmesidir. Bu durumda, olay ufukları (horizon) birbiri ile

nasıl bu kadar muntazam sırada dizilmiĢ olur? Horizon

problemi enflasyon modeli ile çözülmüĢtür.

HUBBLE YASASI: Uzaktaki bir galaksinin uzaklaĢma hızı ile

onun bize olan uzaklığı arasındaki oranı belirten yasadır.

Page 253: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

253

HUBBLE YARIÇAPI: Bizden ıĢık hızı ile uzaklaĢan

galaksilerle olan uzaklıkları belirtir. Bu yarıçapın dıĢında

herhangi bir Ģey görülemez. Hubble yarıçapı, ıĢığın Big

Bang‟dan beri aldığı uzaklığa eĢittir. Bu yüzden yaklaĢık 20

milyar ıĢık yılı veya 6 milyar parsek uzunluğundadır.

HUBBLE SABĠTĠ: Evrenin geniĢleme oranını veren sayıdır.

Bu sayının evrenin her yerinde aynı olması gerekir. Fakat

zaman içinde gravitasyonun etkisi ile geniĢleme hızı

yavaĢladıkça bu sayı değiĢir. Bugünkü en iyi değeri Mega

parsek baĢına 40-80 km/saniyedir. Hubble sabiti büyüdükçe

evrenin yaĢı küçülür. Hızın uzaklığa bölümü ile elde edilir.

HUYGENS YASASI: IĢığın bir ortamda birbirini takip eden

dalgalar halinde yayıldığını belirtir.

HÜCRE (Cell) TEORĠSĠ: Ġlk defa Schleiden ve Schwann

tarafından öne sürülen, bütün bitki ve hayvanların hücre denilen

ufak yapılardan oluĢtuğu, her hücrenin kendi özel yaĢamları

bulunduğu ve hücrelerin organizmaların birer parçaları

olduğunu belirten yasadır.

ISI (Heat) TEORĠSĠ: Rumford tarafından öne sürülen, ısının

cismin parçacıklarının hareketinden oluĢtuğunu ve iĢ ile ısı

arasındaki iliĢkiyi veren yasadır.

IġIĞIN DALGA TEORĠSĠ: Huygens ve Young tarafından öne

sürülen ıĢığın uzunlamasına dalgalar halinde yayıldığını

açıklayan yasadır.

ĠKĠ AKIġKAN (Two Fluid) TEORĠSĠ: 1733‟de Dufay

tarafından öne sürülen, sürtünme ile ortaya çıkan iki çeĢit

elektrik olduğunu (bugünün pozitif ve negatif yükleri) belirten

yasadır.

JEODEZĠK DENKLEMLER (Geodesic Equations): Genel

Relativite Teorisinde eğrilip bükülmüĢ uzay-zaman içinde

parçacıkların izledikleri yolları tanımlayan denklemlerdir.

Page 254: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

254

JOULE YASASI: Bir elektrik akımı ve tel direnci arasında

ortaya çıkan ısıyı belirtir.

JOULE-THOMSON ETKĠSĠ: GeniĢleyen gaz soğur ve bu olay

moleküllerin birbirinden uzaklaĢmalarıyla meydana gelir.

KALUZA-KLEIN MODELĠ: Gravitasyon ile elektromanyetiz-

manın beĢ boyutta birleĢtirilmesidir. BeĢinci boyut bizden

gizlidir. BeĢ boyutlu uzay-zaman, içine kapanmıĢ olup (bir

atom çekirdeği boyundan çok daha küçük bir ölçüde) bize dört

boyutlu uzay-zaman olarak gözükmektedir.

KARMAN GĠRDAPLARI (Karman Vortices): Aerodinamik

ve hidrodinamikte, akan hava ve sıvının bir silindir etrafında

meydana getirdiği girdaplardır.

KAOS (Chaos) TEORĠSĠ: 1903‟de Henry Poincare tarafından

keĢfedilen, daha sonra Edward Lorenz tarafından geliĢtirilen ve

1970‟lerde Mitchell Feigenbaum tarafından Ģekillendirilen,

doğadaki küçük farklılıkların bir sürenin sonunda büyük

düzensizliklere yol açacağını belirten bir matematiksel teoridir.

KARADELĠKLER (Black Holes) TEORĠSĠ: IĢığın dahi ondan

uzaklaĢamadığı, uzay-zamanın kendi üzerinde tamamen

kapanmasına yetecek kadar bir gravitasyon alanına sahip olan

içine çökmüĢ bir cisimdir. Bir karadelik, ya bir cismin çok

büyük yoğunluğa sıkıĢtırılması ile veya küçük kütleli bir

malzemenin çok fazla konsantrasyonu (örnek: GüneĢ sistemi

boyutunda bir GüneĢ‟in birkaç milyon katı bir kütlenin suyun

yoğunluğu kadar bir yoğunluğa sahip olması) ile meydana gelir.

GüneĢ‟in kütle-sinin 1.44 katından büyük olan yıldızlar

sonunda birer kara- delik olur.

KALITIM (Heredity) YASALARI: Mendel‟in kalıtımla ilgili

iki yasasıdır.

KALITIMIN KROMOZOM TEORĠSĠ: Morgan tarafından

bulunan, kalıtıma neden olan genlerin kromozomlar üzerinde

lineer Ģekilde yer aldıklarını belirtir.

Page 255: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

255

KEPLER YASALARI: Gezegenler GüneĢ etrafında eliptik

yörüngeler üzerinde hareket eder, gezegen ile GüneĢ arasındaki

doğru eĢit zamanlarda eĢit alanlar süpürür, gezegen

periodlarının karesi GüneĢ‟e olan uzaklığın küpü ile orantılıdır.

KERR KARADELĠĞĠ: Dönen yüksüz karadeliklerin içine

düĢen madde parçalanarak içeri girer, kalan miktar dıĢarı fırlar.

DıĢarı fırlayan maddenin kütle ve enerjisi orijinal maddeden

fazla ise karadelik enerji ve kütle kaybeder.

KERR-NEWMAN ÇÖZÜMÜ: Genel relativitenin öngördüğü

dönen ve elektrik yüklü bir karadeliğin çözümüdür. Kara-

deliklerle ilgili en genel matematiksel çözümdür.

KIRCHHOFF YASALARI: GüneĢ ıĢığının spektrumundaki

karanlık çizgilerin GüneĢ atmosferindeki elementlerin

özelliklerinden ileri geldiğini, bütün cisimlerden belli dalga

boylarında yayılma ve soğurulma radyasyon kuvvetleri oranının

her sıcaklıkta eĢit olduğunu belirtir.

KITASAL HAREKET (Continental Drift) TEORĠSĠ: Wegener

tarafından öne sürülen, Pangaea denilen tek bir süper kıtanın

200 milyon yıl önce kırılarak birbirlerinden ayrılıp Ģimdiki

durumu meydana getirdiğini açıklar.

KISMĠ BASINÇ (Partial Pressure) YASASI: Dalton tarafından

bulunan, bir gaz karıĢımının basıncının, her bir gazın karıĢımın

hacmine eĢit miktarda kendi baĢına yapacağı basınçların

toplamına eĢit olacağını belirten yasadır.

KLEIN ġĠġELERĠ: Topolojide kullanılan, sınırı ve bir içi

olmayan tek tarafı kapalı yüzeye sahip ĢiĢelerdir.

KOMĠNĠKASYON (Communication) TEORĠSĠ: HaberleĢme

sistemleri ve bilgisayarların temelini teĢkil eden, bir bilginin

transferindeki en iyi yolu ve bir sinyalin anlaĢılır ve yanlıĢ

anlaĢılır olabileceğini tespit eden, Shannon tarafından bulunan

yasadır.

Page 256: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

256

KOZMOLOJĠK PRENSĠP: Milne tarafından ifade edilen,

evrenin mikroskobik ölçüde Ģimdiki görünen durumdan ortaya

çıktığını belirten prensiptir. Prensip modern kozmoloji ile

çeliĢkili bulunmaktadır.

KÖPÜK EVREN (Bubble Universe) TEORĠSĠ: Birbirinin

içine geçmiĢ sonsuz sayıda evrenin mevcudiyetini öngören

teoridir.

KRĠSTAL ALAN (Crystal Field) TEORĠSĠ: Van Vleck

tarafından ileri sürülen, bir kristal içindeki atomik veya iyonik

davranıĢları açıklayan yasadır.

KRUSKAL DĠYAGRAMLARI: Karadeliklerin Ģeklini gösteren

özel çizim metodudur.

KUANTUM (Quantum) TEORĠSĠ: Atom veya atomdan küçük

ölçülerdeki nesnelere uygulanan fizik yasalarıdır. Kuantum

mekaniği veya kuantum fiziği olarak da bilinir. Teorinin

temelinde belirsizlik ve parçacık dalga ikilemi yatar. Teori Max

Planck‟ın siyah cisim radyasyonunu keĢfetmesi ile baĢladı.

Sadece siyah cisim radyasyonu ıĢığın foton denilen kuantalar

yolu ile parçacıklar halinde yayıldığını veya soğurulduğunu

izah edilebildi.

KUANTUM ALANI (Quantum Field): Kuantum mekaniği

yasalarının öngördüğü alandır. Hassas ölçümler halinde bütün

alanlar kuantum alanına dönüĢür.

KUANTUM GRAVĠTASYONU (Quantum Gravity): Kuantum

mekaniği ile genel relativiteyi baĢarılı Ģekilde birleĢtiren teori

olup, sicim teorisi bunun bir örneğidir.

KUANTUM DALGALANMALARI (Quantum Fluctuati-Ons):

Belirsizlik ilkesi dahilinde boĢ uzaydaki geçici değiĢikliktir.

Kuantum belirsizliği bir hiçlikten çok küçük miktarlarda

enerjilerin ortaya çıkmasına izin verir, sonra bunlar çok kısa

zaman içinde yok olur. Bu enerjiler kısa ömürlü parçacık ve

antiparçacıklar Ģeklinde Ģekillenir. Elektron-pozitron çifti gibi.

Page 257: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

257

KUANTUM KÖPÜĞÜ (Quantum Foam): Tekilliklerin

merkezini oluĢturan uzayın köpük benzeri yapısıdır. Planck

uzunluğu ve daha altında görülür.

KUANTUM SIÇRAMASI (Quantum Leap): Bir atom altı

parçacığın kayboluĢudur. Bir elektronun bir yerdeyken aynı

anda baĢka bir yerde ortaya çıkması gibi.

KUANTUM GEÇĠDĠ (Quantum Tunnelling): Kuantum

mekaniğinin gösterdiği bir özellik olup, cisimlerin engelleri

kolayca geçebildiğini ifade eder.

KUANTUM ELEKTRODĠNAMĠĞĠ (QED): Elektromanyetik

ıĢımanın parçacığı olan foton ile elektron arasındaki

etkileĢimleri kuantum mekaniği içinde inceleyen yasadır.

KUANTUM KROMODĠNAMĠĞĠ (QCD): Kuantum mekaniği

çerçevesi içinde, güçlü nükleer kuvvetin parçacıkları olan kuark

ve gluonların etkileĢimlerini inceler.

KUIPER KUġAĞI: GüneĢ‟ten 35-1000 AÜ uzaklıklar

arasında olan, içinde bir milyar kuyruklu yıldızı barındıran bir

kuĢaktır. Çekim kuvvetinin etkisi ile kuĢaktan ayrılan bazı

cisimler GüneĢ sisteminin içine dalar.

KURT DELĠĞĠ (Worm Holes): Uzay-zaman maddesi

arasından geçen bir tüneldir. Ġki karadeliği veya karadelik ile

akdeliği birbirine bağlayan geçittir. Kurt deliğinin öbür ucu

uzayda veya zamanda herhangi bir yer olabilir. Buraya giren bir

cisim farklı zamanda aniden evrenin baĢka bir yerine çıkabilir.

Genel relativite denklemleri kurt deliklerinin var olduklarına

karĢı değildir.

LAGRANGIAN NOKTASI: Fransız Langrange tarafından

bulunan, iki büyük kütleli gök cisminin birbirlerine göre

müĢterek yörüngeleri içinde sabit bir yörüngede kalabilen ufak

bir cismin pozisyonudur. Jüpiter‟in yörüngesinde böyle beĢ

adet nokta bulunmaktadır.

Page 258: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

258

LAMB KAYMASI (Lamb Shift): Atom içindeki elektronların

sürekli foton salıp soğurması sırasında elektronların geri

tepmeleri yüzünden enerji düzeylerinde görülen sapmaların

sonucu ortaya çıkan kaymadır.

LANDAU SEVĠYELERĠ (Landau Levels): Bir manyetik alan

altında, elektronlar dairesel yörüngeler çizer. Landau

seviyesinin belli değerlerinde iletkenlik ve direnç sıfır olur.

LAPLACE NEBULA TEORĠSĠ: GüneĢ sisteminin gaz ve

tozlardan oluĢan nebuladan meydana geldiğini belirtir.

LENZ YASASI: Bir elektromanyetik güç tarafından oluĢan

bir akım daima onu üreten kuvvetin tersi yönünde akar.

LORENZ-FITZGERALD BÜZÜLMESĠ: IĢığın her yönde aynı

hızda yol aldığını belirtir.

MACH PRENSĠBĠ: Cismin evrende kendi baĢına durağan bir

kütlesi yoktur ve kütle iki cisim arasındaki iliĢkiye bağlıdır.

MACH SAYISI: Bir roketin hızının aynı yönde ve aynı

ortamda giden ses hızına olan oranıdır. Mach-1 ses hızı olup

Mach-1‟in altı sesten yavaĢ ve Mach-1‟in üstü sesten hızlı

(süpersonik) hızlar için kullanılır.

MADDENĠN SAKINIMI (Conservation Of Matter) YASASI:

Lavoisier‟in, maddenin ne yoktan var olamayacağını, nede yok

olabileceğini belirten yasasıdır.

MANHATTAN PROJESĠ: Amerika‟nın Los Alamos

laboratuarlarında gerçekleĢtirilen ve 16.7.1945‟de New Mexico

çölünde patlatılan ilk atom (fisyon) bombasının imalat

projesidir. Projede 150.000 kiĢi çalıĢmıĢ ve o zamanın parası ile

üç milyar dolara mal olmuĢtur. Projeyi gerçekleĢtirenler R.

Oppenheimer, E. Fermi, N. Bohr, H. Bethe, L. Szilard, E.

Teller, A. Compton, E. Serge, G. Seaborg, H. Urey, J.

Neumann, J. Chadwick gibi fizikçilerdir. Einstein projede bir

rol almamıĢtır. Aynı bomba daha sonra 6.8.1945‟de

HiroĢima‟ya, 9.8.1945‟de de Nagazaki‟ye atılmıĢtır.

Page 259: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

259

M-TEORĠ: Süper Sicim Teorisinin geliĢtirilmiĢ Ģekli olup,

beĢ tür süper sicim teorisini birleĢtirir. 11 uzay-zaman boyutunu

öngörür.

MANYETĠZMA TEORĠSĠ: Langevin tarafından öne sürülen,

manyetizmanın atom içindeki elektronların davranıĢlarından

ileri geldiğini belirten yasadır.

MANYETĠK MONOPOL (Magnetic Monopole) TEORĠSĠ: Tek

izole edilmiĢ manyetik kutba sahip varsayıma dayanan hipotetik

parçacığı açıklayan yasadır. Paul Dirac tarafından ileri sürülen

manyetik monopolün Büyük Patlama‟nın ilk saniyelerinde var

olmuĢ olabileceği sanılmaktadır. Günümüzde tek kutuplu

mıknatıs bulunmamaktadır.

MATUYAMA TERS DÖNMESĠ (Matuyana Reversal): Dünya

manyetik alanının yönünün çekirdekteki sıvı maddenin

hareketinden dolayı her 0.7-2.4 milyon yılda bir tersine

döndüğünü belirtir.

MAUNDER MĠNĠMUMU: 1645 ile 1715 arasındaki 32 yıl

boyunca GüneĢ‟te hiç bir leke görülmemesi üzerine yeryüzü

ikliminde meydana gelen soğumanın neden olduğu küçük buz

devridir.

MAXWELL-BOLTZMANN DAĞILIMI: Gazların içindeki

değiĢik moleküllerin hızlarının istatistiksel metodudur.

Sıcaklığın gaz moleküllerine yaptığı etkiyi belirtir.

MAXWELL DENKLEMLERĠ: Elektrik ve manyetik alanları

birleĢtiren elektromanyetik alan denklemleridir. Buna göre

elektromanyetik dalgalar çiftli giriĢimler halinde elektrik ve

manyetik alanlar içinde ve ıĢığın hareket yönünde gitmektedir.

MEISSNER ETKĠSĠ: Süper iletkenliği değiĢtiren sıcaklık

altında manyetik alanın kaybolmasıdır.

MENDEL YASALARI: Organizmaların karakterleri

ebeveynlerin genleri ile kontrol edilir. Kalıtımın istatistiksel

yasalarıdır.

Page 260: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

260

MICHELSON-MORLEY DENEYĠ: IĢığın hızının tam

ölçümünü ve uzayda eterin mevcut olmadığını belirten

deneydir.

MILANKOVITCH TEORĠSĠ: Dünya üzerindeki buz

devirlerini açıklayan teoridir. Dünya GüneĢ‟in etrafında

dönerken on binlerce yılda bir ekseni etrafında titreĢir ve

yörüngesinin Ģekli tam bir daireden eliptikliğe değiĢir ve tekrar

eski haline döner. Bu değiĢiklikler mevsimler arasındaki

sıcaklık dengesini etkiler.Bu değiĢiklikler mevsimleri, 26.000

yılda bir, 40.000 yılda bir ve 100.000 yılda bir değiĢtirir. Bu

yüzden, GüneĢ‟ten gelen ıĢığın daima aynı olmasına rağmen,

bazı kıĢlar ve yazlar birbirinden çok farklıdır. Bazen de çok

küçük farklar olur. ġu anda 15.000 yıl önce baĢlamıĢ soğuk kıĢ

devrinden yeni çıkmıĢ durumdayız.

MĠNĠ KARADELĠKLER (Mini Black Holes): Big Bang‟dan

kalmıĢ, bir atomdan daha küçük karadeliklerdir. Büyük

Patlamanın ilk saniyelerinde yoğunluk değiĢiklikleri sırasında

yaratılmıĢlardır. Hawking radyasyonu Ģeklinde enerji

çıkardıklarından buharlaĢıp patlayacaklardır. Küçük olanlar

daha önce patlar. Kütleleri 1013

gram olan bu mini deliklerin

çoğunun zamanımızda patlamıĢ veya patlamakta olması gerekir.

MOHOROVICIC DEVAMSIZLIĞI: Dünya‟nın kabuğunun 30

km kalınlığında olduğunu ve daha yoğun olan mantle tabakası

üzerinde yer aldığını belirtir.

MONOPOL EVREN (Monopole Universe) TEORĠSĠ: Evrenin

bir enflasyon ile üretildiğini ve tek bir manyetik monopolün

içinde yer aldığını ileri süren bir teoridir. Henüz belirlenmemiĢ

olmasına rağmen Büyük BileĢik Teorilerin birçoğu evrende

büyük miktarda manyetik monopollerin varlığını öngörür.

Enflasyonun standart modeli monopol problemini çözmüĢ olup,

evrenin sadece tek bir monopolü ihtiva eden son derece küçük

kuantum değiĢikliklerinin yarattığı çekirdekten büyüdüğünü

Page 261: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

261

belirtir. Bu monopol evrenin bir yerinde hala durmaktadır.

Andrei Linde‟nin ileri sürdüğü monopol manyetik yüklü kara-

delik olup evrenimize bir kurt deliği ile bağlıdır. Evrenimiz

baĢka bir evrenin içinde olan bir monopolün içinde olabilir, o

da baĢka bir monopolün, o da baĢka bir evrenin.

MÖSSBAUER ETKĠSĠ: Atom bir gamma ıĢını soğurunca geri

teper ve enerjinin korunumuna göre emilen gamma ıĢınının

dalga boyu değiĢikliğe uğrar.

NEWTON YASALARI: Duran veya üniform bir Ģekilde

hareket eden bir cisim dıĢardan bir kuvvet gelmediği takdirde o

durumuna sonsuza kadar devam eder, bir cisme tatbik edilen

kuvvet cismin momentumundaki değiĢiklik oranına eĢittir, bir

cisim baĢka bir cisme bir kuvvet uygularsa, diğer cisimden de

ona eĢit fakat ters bir kuvvet etki yapar.

NEWTON‟UN IġIĞIN PARÇACIK TEORĠSĠ: IĢığın parçacık-

lar halinde yayıldığını belirtir.

NO-HAIR THEOREMĠ: Karadelikler üç özellikle tarif edilir.

Bunlar kütlesi, elektrik yükü ve açısal momentumudur. Bunlar

dıĢında bir karadeliğin baĢka bir özelliği yoktur, yani kara-

deliklerin saçı yoktur.

OERSTED YASASI: Bir elektrik akımı bir manyetik alanın

meydana gelmesine sebep olur.

OHM YASASI: Bir iletken içinden geçen akım, voltaj

yükseldikçe artar. Malzemenin direnci arttıkça içinden geçen

akım miktarı azalır.

OLBERS PARADOKS (Olbers Paradox): Geceleri

gökyüzünün neden karanlık olduğunu belirten

bilmecedir.Yıldızlar parlak olduğuna göre, onların arasındaki

uzay neden karanlıktır. Cevapları: evren 15 milyar yıl önce Big

Bang ile baĢlamıĢtır ve uzay-zaman geniĢledikçe evren de

değiĢmektedir. GeniĢlemeyle galaksiler birbirinden

uzaklaĢmakta ve onlardan çıkan ıĢık gittikçe zayıflamaktadır.

Page 262: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

262

Ayrıca yıldızlardan çıkan ıĢık evreni dolduracak yeterli zamanı

henüz bulamadı. Uzaklardaki galaksilerden çıkan ıĢık henüz

bize ulaĢamadı. Uzaydaki yıldızlar ayrıca üniform bir Ģekilde

dağılmamıĢtır.

OORT BULUTU (Oort Cloud): GüneĢ‟ten 30.000 ile 100.000

AÜ uzaklıklar arasındaki bir küresel bölgede yer alan kuyruklu

yıldızlar topluluğudur. Burada trilyonlarca kuyruklu yıldız

bulunmaktadır.

PARĠTENĠN SAKINIMI (Conservation Of Parity) YASASI:

Yang ve Lee tarafından keĢfedilen teoride, paritenin zayıf

nükleer kuvvet tarafından korunmadığı ve parite değiĢikliğinde

fizik yasalarının değiĢmez kalamayacağı belirtilir.

PAULI DIġLAMA (Exclusion) PRENSĠBĠ: Ġki elektronun

(veya diğer leptonların) aynı kuantum durumunda bulundurma-

yan doğa yasasıdır. Bu yasa çekirdek etrafındaki elektronların

diziliĢini tanzim eder. Hidrojenin çekirdeğe yakın bir elektronu

vardır. Helyum çekirdeğe aynı uzaklıkta iki elektrona lityum ilk

ikisi çekirdeğe aynı uzaklıkta üçüncüsü daha ileride

elektronlara sahiptir. Birinci kabuk sadece iki elektron tutar.

Ġkinci bulut sekize kadar elektron alabilir. Prensibe göre, her

buluttaki elektron sayısı o yörüngedeki farklı kuantum

kombinasyon sayısına tam uyar. En iç kabuktaki her elektron

aynı enerjilere sahip olup, her ikisi farklı yönlerde döner. Diğer

yörüngelerde de benzer kaideler iĢler. Prensip sadece

fermiyonlar için geçerli olup, foton gibi bosonlar bu prensibe

uymazlar.

PĠEZOELECTRĠC (Piezoelectric) ETKĠSĠ: Bazı kristaller

deforme olunca ters yüzlerinde ters yükler oluĢturur, bir kristale

bir elektrik yükü tatbik edildiğinde bir deformasyon meydana

gelir. Çabuk değiĢen bir elektrik potansiyeli uygulandığında da

kristalin yüzeyleri hızlı olarak titreĢir.

Page 263: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

263

PLANCK ALANI (Planck Field): Karadelik entropisini

belirten 2.61x10-66

cm2‟dir.

PLANCK DEVRĠ (Planck Era): Evrenin 1 Planck zamanında

ve Planck yoğunluğu halinde bulunduğu zamandır.

PLANCK ENERJĠSĠ (Planck Energy): YaklaĢık 1000 kw-saat

olup, Planck uzunluğunu ölçmek için gerekli enerji miktarıdır.

Sicim teorisindeki titreĢen sicimin enerjisidir. 1019

GeV‟dir.

PLANCK GERĠLĠMĠ (Planck Tension): 1039

ton olup, bir

sicimin gerilimidir.

PLANCK KÜTLESĠ (Planck Mass): 1 Planck uzunluğundaki

dalga boyuna sahip hipotetik bir parçacığın kütlesidir. Bu kütle

10-5

gram olup, protonun kütlesinin 1019

katıdır. Dünya‟daki

parçacık çarpıĢtırıcılarından elde edilen enerjilerin 1016

katıdır.

Bu durumda evrenin doğuĢu sırasındaki Ģartları elde edebilmek

için çarpıĢtırıcıların 10.000 trilyon kere daha güçlendirilmesi

gerekmektedir.

PLANCK PARÇACIĞI (Planck Particle): 1 Planck

uzunluğunda, 1 Planck kütlesi ve yoğunluğundaki hipotetik bir

parçacıktır. Evrenimiz böyle bir parçacıktan baĢlamıĢ olabilir.

PLANCK SABĠTĠ (Planck Constant): Bir fotonun enerjisinin

frekansı ile olan iliĢkisini açıklayan temel sabittir. Kuantum

nesnelerinin parçacık ve dalga davranıĢları arasındaki bağıntıyı

açıklar. H=6.62x10-34

Joule x saniyedir.

PLANCK UZUNLUĞU (Planck Length): Gravitasyon ve

uzay-zamanın henüz var olmadığı uzunluk ölçüsüdür. Bu

uzunluk her anlamda en küçük uzunluk olup, uzunluğun

kuantumudur. Bir protondan 1020

defa kısa olup, 10-33

cm‟dir.

PLANCK YOĞUNLUĞU (Planck Density): 1 Planck kütlenin

1 Planck hacim içinde sahip bulunduğu yoğunluktur. Planck

zamanındaki yoğunluğu ifade eder. Bu yoğunluk 1094

gram/cm3‟dür.

Page 264: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

264

PLANCK ZAMANI (Planck Time): IĢığın Planck uzunluğuna

eĢit bir mesafeyi geçtiği zamandır. Her anlamda en küçük

zaman dilimi olup 10-43

saniyedir. Bundan daha küçük bir

zamanın bir anlamı olamaz. Evren 1043

‟cü saniyede Planck

yoğunluğuna eĢit bir yoğunluktaydı.

PRICE TEOREMĠ: Bir karadeliğin radyasyon yolu ile

tamamen yok olacağını ve onun saçsız kalacağını öngören

teoremdir.

PROUT HĠPOTEZĠ: Bütün elementlerin atomik kütleleri

hidrojen atom kütlesinin katları olup, hidrojen birinci temel

maddedir.

RAMAN ETKĠSĠ: Katı, sıvı ve gazlara gelen ıĢık bu

cisimlerin molekülleri tarafından etrafa dağıtılmaktadır.

RAYLEIGH-JEANS YASALARI: Parçacıkların enerji

yoğunluğu ile dalga boyları arasındaki iliĢkiyi belirten yasadır.

RELATĠVĠTE (Relatıvity) TEORĠSĠ: Uzay ve zamanın mutlak

olmadığı, ıĢık hızının her durumda her gözlemciye göre daima

sabit olduğunun anlaĢılması üzerine Einstein tarafından ortaya

atılan iki yasayı içine alan teoridir.

ÖZEL RELATĠVĠTE (Special Relativity) TEORĠSĠ:

Einstein‟ın yasasında birbirine göre değiĢmeyen sabit bir hızla

hareket eden iki cisim arasındaki uzay-zaman özelliklerini, ıĢık

hızının her zaman her yerde aynı olduğunu inceler.

GENEL RELATĠVĠTE (General Relativity) Teorisi:

Einstein‟ın bu yasasında birbirine göre değiĢen hızlarla hareket

eden cisimler arasındaki uzay-zaman özellikleri ve uzay- zaman

eğriliği incelenir.

ROCHE LĠMĠTĠ: Gezegeni ile aynı yoğunlukta olan bir

uydunun, gezegenin yarı çapının 2456 katı bir uzaklıkta

dönmesi halinde gravitasyonel kuvvetlerle parçalanmasıdır. Bu

mesafede dönen cisimler asla bir uydu oluĢturamaz. Satürn‟ün

Page 265: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

265

halkaları Roche limitinin içinde döner ve bu yüzden bir ay

oluĢturamazlar.

ROSSBY DALGALARI: Her bir yarıkürede 3-5 adet bulunan,

dalga boyları 2000 km‟ye ulaĢabilen, soğuk kutup ve sıcak

tropik havalarının karĢılaĢmalarıyla oluĢan hava dalgalarıdır.

SCHRÖDINGER DENKLEMLERĠ: Kuantum mekaniğinde

parçacıkların dalga denklemleridir.

SCHWARZSCHILD KARADELĠĞĠ: Küresel dönmeyen ve

elektrik yükü bulunmayan bir karadeliktir. Karadelik türleri

içinde en basit olanıdır.

SCHWARZSCHILD LĠMĠTĠ: Belli kütledeki bir cismin bir

karadelik olmaksızın sahip bulunacağı en yüksek yoğunluktur.

Bu limit büyüdükçe yoğunluk azalır. GüneĢ için bu limit suyun

1016

katı yoğunluktur. 100 milyon güneĢ kütlesi için limit suyun

yoğunluğu kadardır.

SCHWARZSCHILD YARIÇAPI: Bir yıldızın gravitasyonel

kuvvetler altında çöküp içinden ıĢığın bile kaçamayacağı

sonsuz yoğunlukta bir karadelik olabilmesi için o yıldızın sahip

olması gereken yarıçap limitidir.

SCHWARZSCHILD GEOMETRĠSĠ: Küresel ve dönmeyen bir

karadelik içinde ve etrafındaki uzay-zaman geometrisidir.

SEFEID DEĞĠġKENLERĠ (Sefeid Variables): Uzaklık

göstergesi olarak kullanılan mutlak parlaklığı, periyodu ve

renkleri arasında çok belirgin bağıntılar bulunan parlak

değiĢken yıldızlardır.

SERA ETKĠSĠ (Greenhouse Effect): Gezegenlerin

atmosferlerinin ısıyı yüzeye yakın yerde tutmaları ve yüzey

sıcaklığını yükseltmesidir. Atmosferden geçen GüneĢ ıĢınları

gezegenin yüzeyini ısıtır, yüzeye çarpan ıĢınlar gerisin geri

uzaya çıkar. Giren ıĢınlar görünen ıĢın, yansıyanlar ise daha

uzun dalga boylu kızılötesi ıĢınlardır.Yansıyan ıĢınların bir

kısmı atmosferdeki gazlar tarafından soğurulur, ısınan gazlar

Page 266: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

266

tekrar enerji çıkarır, bir kısmı uzaya kaçar, bir kısmı ise yere

iner. Atmosferi bulunmayan Ay‟ın bütün yüzeyinin ortalama

sıcaklığı -18 derecedir. Dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığı ise

15 derecedir. Bu Dünya‟daki sera etkisi yüzündendir. Yüzeyi

ısınan gezegen üzerindeki havayı ısıtır.

SEYFERT GALAKSĠLERĠ (Seyfert Galaxies): Ortalarında

küçük parlak çekirdek bulunan spiral olup, X-ıĢınlarından radyo

dalga boylarına kadar enerji çıkaran ve birer kuasar olduklarına

inanılan gök cisimleridir.

SĠNĠR BÜYÜME (Nerve Growth) FAKTÖRÜ: Levi-

Montalcini tarafından ileri sürülen bütün sinirlerin ihtiyaç

duyuldukça büyüme ve çoğalmalarını belirten faktördür.

SĠYAH CĠSĠM (Black Body) RADYASYONU YASASI:

Kuantum Teorisinin geliĢmesine neden olan, siyah cismin

çıkardığı veya soğurduğu radyasyonun kuanta denilen enerji

paketleri halinde meydana geldiğini açıklayan yasadır.

STEFAN YASASI: Çok sıcak cisimlerdeki ısı kaybını veren

yasadır.

STEFAN-BOLTZMANN YASASI: Stefan yasasının kinetik

teori ve termodinamiğin tatbiki ile siyah cisimlere

uygulanmasıdır.

STERN YASASI: Atomların manyetik alanlarının kuantize

olduğunu belirtir.

SÜPER SĠCĠM (Super String) TEORĠSĠ: Parçacıkların 10 veya

11 boyutlu bir evrende titreĢen sicimler olduğunu belirtir.

SÜPER GRAVĠTASYON (Super Gravity) TEORĠSĠ:

Gravitasyonla diğer temel kuvvetleri tek bir denklem takımında

açıklamaya çalıĢan Büyük BileĢik Teoriler‟dir. Süper

gravitasyonla Sicim Teorisinin birleĢmesinden Süper Sicim

Teorisi geliĢmiĢtir.

SÜPER SĠMETRĠ (SUSY: Super Symmetry) TEORĠSĠ:

Simetrinin uzantısı olan, bütün parçacıkları birleĢtiren, madde

Page 267: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

267

ve kuvvetin aynı olduğunu ifade eden yasadır. Uzay-zamanda

fermiyonları bosonlara, bosonları fermiyonlara dönüĢtüren bir

modeldir.

SÜPER ZAR (Super Membrane) TEORĠSĠ: Süper Sicim

Teorisine alternatif olarak geliĢtirilen, 11 boyutlu uzay-zamanı

öngören ve Her ġeyin Teorisini açıklamaya çalıĢan yasadır.

TAMAMLAYICILIK (Complementarity) PRENSĠBĠ: Bohr‟un

1927‟de bulduğu, atomik nesneler ve etkileĢimleriyle onların

davranıĢlarını ölçen enstrümanlar arasında derin benzersizlikler

olmadığını belirten prensiptir.

TERMODĠNAMĠĞĠN BĠRĠNCĠ YASASI: Clausius tarafından

bulunan yasaya göre, evrenin enerjisi sabittir. Isı enerjisinin

mekanik eĢdeğerini anlatır.

TERMODĠNAMĠĞĠN ĠKĠNCĠ YASASI: Clausius ve Thomson

tarafından bulunan yasaya göre, ısı soğuk bir cisimden sıcak bir

cisme kendiliğinden akamaz. Ġzole edilmiĢ bir sistemdeki

entropi ya sabit kalır yada sadece artar.

TERMODĠNAMĠĞĠN ÜÇÜNCÜ YASASI: Nernst tarafından

bulunan yasaya göre, bütün mükemmel kristaller mutlak sıfırda

aynı entropiye sahiptir. Mutlak sıfır sıcaklığına asla eriĢilemez.

ÜÇ CĠSĠM (Three Body) PROBLEMĠ: Dünya, GüneĢ ve Ay

sisteminin yörünge, dönüĢ Ģekilleri, gravitasyonel kuvvetler

gibi özelliklerinin matematiksel çözümleridir.

VAN ALLEN KUġAĞI (Van Allen Belt): Yüksek enerjili

parçacıkların yer aldığı iki bölge olup, yeryüzünün 1000-1500

km ve 15.000-25.000 km‟lerinde bulunur. Dünya‟nın manyetik

alanı içinde hapsedilmiĢ bu kuĢaklar yoğun birer radyasyon

kaynağıdırlar. DıĢ kuĢakta çoğunlukla elektronlar, iç kuĢakta ise

protonlar bulunmaktadır.

VOLTA ETKĠSĠ: Farklı metallerin yan yana getirilerek temas

ettirilmesiyle elde edilen elektrik üretimine ait metottur.

Page 268: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

268

WEINBERG-SALAM TEORĠSĠ: Elektromanyetik ve zayıf

nükleer kuvvetleri birleĢtiren yasadır.

WEIZSACKER TEORĠSĠ: Yıldızların enerjisinin içlerindeki

hidrojenin yanarak helyuma dönüĢmesi (nükleer füzyon) ile

meydana geldiğini belirtir.

WIEN YERĠNDEN AYIRMA (Displacement) YASASI: Kızıl

sıcaklıktaki bir siyah cisim daha fazla ısıtıldığında daha kısa

dalga boylu radyasyon çıkarır ve cisim beyaz sıcak hale gelir.

YA HEP YA HĠÇ (All Or None) YASASI: Bir sinir ipliğindeki

sinir atıĢlarının dürtü Ģiddeti ile değiĢmediğini ve sinirin bilgiyi

beyine frekans değiĢimi vasıtasıyla ilettiğini belirten Adrian

tarafından tespit edilen yasadır.

YANG-MILLS TEORĠSĠ: Kuantum mekaniğinde yeni

parçacıkları tanımlayan alan teorisidir.

YUKAWA TEORĠSĠ: Güçlü nükleer kuvveti taĢıyan

parçacıkların mesonlar olduğunu belirtir.

ZEEMAN ETKĠSĠ: IĢık izine paralel bir güçlü manyetik

alanda spektrum çizgileri ikiye ayrılır.

Page 269: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

269

Bilim Tarihinin

Önde Gelen 300 Ġsmi

Ġlk bilimsel faaliyetler bundan 5000 yıl önce Sümerlilerin

düz taĢların üzerine Ģekiller çizmeleriyle baĢladı. Elde bu

devirlere ait somut deliller bulunmamaktadır. Fakat,

Sümerlilerin bir takım geometrik Ģekillerle uğraĢtıkları ve basit

alan hesapları yaptıkları bilinmektedir.

Page 270: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

270

Matematik, fizik, tıp ve bilhassa felsefe ile ilgili somut

deliller eski Yunanlılardan gelmiĢtir. Yunanlılar, Sümer ve

Mısırlıların baĢlattıkları çalıĢmaları geliĢtirdiler. MÖ-600‟lerde

yaĢamıĢ olan Thales bilimsel düĢünen ve konuĢan ilk insan

olarak kabul edilmektedir.

Bundan 2600 yıl önce yaĢamıĢ Thales‟den bugüne kadar

binlerce bilim adamı gelmiĢ geçmiĢtir. Dünya‟nın en ciddi

yayınlarından seçilen 2400 isim arasından dikkatle yapılan bir

seçim sonucunda tespit edilen 302 bilim adamının ismi,

yaĢadıkları yıllar ve kısa hayat hikayeleri bu bölümde

anlatılmaktadır. Ġçlerinde, üç yaĢında matematik hesabı

yapmaya baĢlayanlardan, teorisine itibar edilmediği için intihar

edenlere, esas mesleği gizli ajanlık, pastacılık ve boksörlük

olanlardan, daha öğrencilik yıllarında profesör tayin edilenlere,

zengin Lortlardan, yaĢamı son derece fakir geçenlere kadar

çeĢitli isimler yer almaktadır.

2600 yıl içinde gelmiĢ geçmiĢ binlerce bilim adamı içinde,

çığır açmıĢ, bilimde bir „devri‟ baĢlatmıĢ, diğerlerine örnek

olmuĢ dört en harika insan olarak, Archimedes (MÖ-287),

Galileo (1564), Newton (1642) ve Einstein (1879) bu kitap

yazarının seçimidir.

ABEL, Neils Henrik (1802-1829): Norveçli matematikçi,

grup teorisinin (Abelian grubu) kurucusudur. Kısa yaĢamı son

derece fakirlikle geçen, çalıĢmalarını Fransız bilimler

akademisine kabul ettiremeyen ve üniversitede iĢ bulamayan

Abel‟e ölümünden iki gün sonra Berlin üniversitesi matematik

profesörlüğü teklifi geldi.

ADAMS, John Couch (1819-1892): Ġngiliz gök bilimci, daha

öğrencilik yıllarında, o zamanlar henüz keĢfedilmemiĢ olan,

Neptün gezegeninin yerini tespit etti. 1820‟lerde Uranüs‟ün

yörüngesindeki küçük değiĢiklikler Newton‟un gravitasyon

yasası ile izah edilemiyordu. Adams, bu değiĢikliklerin henüz

Page 271: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

271

bilinmeyen sekizinci bir gezegenin çekimi yüzünden olacağını

ileri sürdü. Fakat teorisi bilim akademisi tarafından ret edildi.

Teorisinin doğruluğu, on yıl sonra Neptün‟ün Galle tarafından

keĢfedilmesiyle anlaĢılmıĢ oldu. Kendisine teklif edilen kraliyet

unvanını ret etti.

ADRIAN, E. Douglas (1889-1977): Ġngiliz nörofizyolojist,

sinir sistemindeki elektrik hareketlerini inceleyerek, frekans

modülasyonu ile beyine bilginin sinirlerle taĢındığını, tepkinin

yoğunluğunun artması ile sinirdeki hareketlerin hızlandığını

keĢfetti. Beynin çıkardığı dalgaların toplanabileceğini, dalga

ritimlerinin bir electroencephalogram (EEG) olarak

görülebileceğini belirtti. 1932 Nobel ödülünü aldı.

ALFVEN, Olof Gösta (1908-1995): Ġsveçli teorik fizikçi,

plazma fiziğini kurdu. 1942 yılında plazma içindeki

magnetohidrodinamik dalgaları (Alfven dalgaları) belirtti ve

1970‟de Nobel ödülünü kazandı. Fikirlerinin deneyleri daha

sonraları yıldızlar ve nükleer reaktörlerdeki etkileĢimlerde

gerçekleĢtirildi.

ALHAZEN (945-1038): Mısırlı fizikçi, daha önceleri

inanılan ıĢığın gözden çıktığı fikrine itiraz ederek ıĢığın

cisimlerden yansıyarak göz tarafından alındığını söyledi.

Mercek, düz ve eğik aynalar, renkler gibi optik üzerine

buluĢları beĢ asır sonra geliĢtirilebildi.

AL-KHWARIZMI (800-850): Ġranlı matematikçi, logaritmayı

buldu. Algebra adlı kitabında sıfırdan dokuza kadar olan on

rakamı belirledi ve buluĢları 14‟cü asra kadar kullanıldı.

Algorithm (logaritma), adına izafen verildi. BuluĢları

matematikte büyük geliĢmelere neden oldu.

ALPHER, Ralph Asher (1921- ): Amerikalı fizikçi, arkalan

mikrodalga radyasyonunu ileri sürdü. 1948‟de Bethe ve Gamow

ile birlikte, ilk olarak, Büyük Patlama‟nın ilk saniyelerindeki

termonükleer prosesi, (alpha, beta, gamma teorisi) evrenin

Page 272: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

272

baĢlangıç ve evrimini, helyum miktarı ve 5 K sıcaklığındaki

arkalan mikrodalga ıĢınımını izah etti. Big Bang modelinin

yaratıcılarındandır.

ALVAREZ, Luis Walter (1911-1988): Amerikalı fizikçi,

parçacık fiziğinde köpük odası tekniğini geliĢtirdi. 1939‟da bir

nötronun manyetik zamanının ilk ölçümünü yaptı. 1947‟de ilk

lineer proton hızlandırıcısını imal etti. 65 milyon yıl önce yok

olan dinozorları öldüren sebepleri ileri sürdü. 1968 Nobel

ödülünü aldı. Hidrojen bombası projesinde aktif rol oynadı.

AMPERE, Andre Marie (1775-1836): Fransız fizikçi,

elektrodinamiğin kurucusudur. 1827‟de içlerinden akım geçen

iki tel arasındaki manyetik kuvvetlerle ilgili

elektromanyetizmanın matematiksel denklemlerini (Ampere

yasası) buldu. Elektrik akım birimine adı verildi. Kendi

kendisini yetiĢtiren bilim adamlarındandır.

ANAXIMANDER (MÖ 611-547): Yunanlı filozof, Dünya

yüzeyinin eğik ve silindirik Ģeklinde olduğunu belirtti.

Dünya‟nın uzayda tek baĢına durduğunu, GüneĢ‟in gölgesinden

en kısa ve en uzun günleri, bir yıl içindeki eĢit gün uzunlukları

hesapladı. Dünya‟nın haritasını çıkardı.

ANDERSON, Carl David (1905-1991): Amerikalı fizikçi,

pozitron ve muonu keĢfetti. 1928‟de Paul Dirac tarafından

varlığı ileri sürülen pozitronu, 1932‟de kozmik ıĢınlar içinde

bulan Anderson 1936‟da Nobel ödülü kazandı. Aynı yıl,

elektrondan 130 defa daha ağır olan muonu (mu-meson)

keĢfetti.

ANFINSEN, C. Boehmer (1916-1995): Amerikalı

biyokimyacı, enzimlerin özel katalitik kabiliyetlerinin

Ģekillerini, aminoasitlerin sıralanma özelliklerinin yanında

zincir Ģekilli molekülün özel Ģekillerinden ileri geldiğini

keĢfetti ve 1972 yılının Nobel ödülünü kazandı.

Page 273: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

273

ANGSTROM, A. Jonas (1814-1874): Ġsveçli spektroskopist,

aynı dalga uzunluğundaki ıĢığın sıcak gazdan açığa çıkarken

soğuk gaz tarafından soğurulduğunu ileri sürdü ve 1862‟de

GüneĢ ıĢığının spektrumundan GüneĢ‟te hidrojen bulunması

gerektiğini belirtti. Dalga boyu birimine (10-10

m) Angström adı

verildi.

APOLLONIUS (MÖ 260-190): Yunanlı matematikçi, daire,

elips, parabol ve hiperbol gibi Ģekilleri ilk tanımlayan ve

geometrinin temelini atan bilim adamıdır. Ay‟ı inceledi ve Ay

tutulmasını tanımladı. On Conic Sections isimli eseri hala

yaĢamaktadır.

ARISTARCHUS (MÖ 320-250): Yunanlı gök bilimci,

Dünya‟nın GüneĢ etrafında döndüğünü ilk söyleyen insandır.

GüneĢ ve Ay‟ın Dünya‟ya olan uzaklığını ölçtü. GüneĢ‟in

evrenin merkezi olduğunu belirtti.

ARISTOTLE (MÖ 384-322): Yunanlı filozof, Dünya‟nın bir

küre Ģeklinde olduğunu ispatlayarak, her Ģeyin onun merkezine

doğru çekildiğini açıklayan ilk insan oldu. Kendisinden sonra

18 asır boyunca kullanılan, bilimin felsefik temellerini kurdu.

Platon‟un en iyi öğrencisiydi. Bilimin her dalı ile uğraĢtı.

ARCHIMEDES (MÖ 287-212): Yunanlı matematikçi,

hidrostatik bilimin yaratıcısıdır. Eğriler, alanlar ve hacimlerin

hesaplama metotlarını, levye teorisini, suyun kaldırma

prensibini, çekim merkezini buldu. Bir dairenin çapı ile çevresi

arasındaki oranı hassas olarak ve sayısını 3,141851 olarak

hesap etti. Integral hesabın babasıdır. Statik mekaniğin

esaslarını keĢfetti. Mekaniğin yaratıcısı olan Archimedes eski

zamanların en büyük matematikçisi ve bilim adamıdır. Kum

üzerinde hesap yaparken bir Romalı asker tarafından kılıçla

öldürüldü.

AVERY, Oswald (1877-1955): Amerikalı bakteriyolojist,

1944‟de bakteri kromozomlarının genetik malzemesinin DNA

Page 274: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

274

olduğunu keĢfetti ve molekülsel biyolojinin ana fikrini

Ģekillendirdi.

AVOGADRO, Amedio (1776-1856): Ġtalyan fizikçi, eĢit

hacimlerde, aynı basınç ve sıcaklıktaki bütün gazların eĢit

sayıda parçacıklardan oluĢtuğunu (Avogadro yasası) buldu.

BuluĢu elli yıl sonra kabul edildi. Molekül fiziğinin babasıdır.

BAADE, W. H. Walter (1893-1960): Alman gök bilimci,

Andromeda galaksisini inceleyerek kendisinden 30 yıl önce

keĢfedilmiĢ Cepheid değiĢken yıldızlarının sınıflandırılmasını

yaptı. Andromeda‟nın 2.3 milyon ıĢık yılı uzaklıkta ve evrenin

yaĢının 5 milyar yıldan daha fazla olduğunu açıkladı. Ayrıca

süpernovaları inceledi.

BABBAGE, Charles (1792-1871): Ġngiliz matematikçi,

programlanabilir bilgisayarın mucididir. 1833‟de yaptığı

analitik makinada her türlü aritmetik iĢlemi yapabilen delikli

kartlı hafıza kullandı.

BACKUS, John (1924- ): Amerikali bilgisayar mühendisi, ilk

geliĢmiĢ bilgisayar lisanını buldu. 1954‟de yayınladığı özel

problemleri çözülebilen Fortran (Formula Translatör) lisanı

1957‟de ilk olarak IBM bilgisayarlarında kullanıldı.

BALMER, J. Jacob (1825-1898): Ġsviçreli matematikçi,

hidrojen atomunun tayf çizgilerinin frekansları arasındaki

iliĢkiyi keĢfetti. BuluĢları ıĢığın tanımlanması ve kuantum

teorisinin doğmasına yardımcı oldu.

BARDEEN, John (1908- ): Amerikalı fizikçi, Brattain ve

Sohockley ile birlikte transistörü buldu. 1911‟de keĢfedilen

süper iletkenlik teorisinin (BCS: Bardeen, Cooper, Schrieffer

teorisi) baĢarılı açıklamasını yaptı ve teorisini kurdu. Her iki

çalıĢmasından dolayı iki Nobel ödülü kazanan ilk insan oldu.

BATESON, William (1861-1926): Ġngiliz genetikçi, genetik

biliminin kurucusudur. Mendel‟in çalıĢmalarını hayvanlara

Page 275: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

275

tatbik ederek, bazı genlerin çakıĢtığını ve özelliklerin serbestçe

aktarılmadığını gösterdi.

BECQUEREL, Antoine Henri (1852-1908): Fransız fizikçi,

1896‟da uranyum metalinin çıkardığı radyasyonu keĢfetti ve

buna radyoaktivite adını verdi. 1903 yılının Nobel ödülünü aldı.

BERG, Paul (1926- ): Amerikalı biyolojist, 1956‟da ilk

transfer-RNA‟yı keĢfetti ve genetik mühendisliğinin kurucusu

oldu. 1980 Nobel ödülünü kazandı.

BERNOULLI, Daniel (1700-1782): Ġsviçreli matematikçi,

sıvı ve hava içindeki hareketlere ait hidrodinamik yasalarını

buldu. Gazların kinetik teorisini kurarak ilk bilimsel atom

fikrini ortaya attı. Bir sıvının hızı artınca içindeki basıncın

azalacağını söyledi.

BERZELIUS, J. Jacob (1779-1848): Ġsveçli kimyacı, 19‟cu

yüzyıl kimyasının ilk düzenlemesini yaptı. Doğru atom

kütleleri tablosu, elementlerin sembollerle gösterimi, organik ve

inorganik kimya sınıflandırması, elektrokimya çalıĢmaları

arasındadır. Selenyum, seryum ve toryumu keĢfetti.

BESSEL, F. Wilhelm (1784-1846): Alman gök bilimci,

1838‟de ilk olarak bir yıldızın uzaklığını saptadı ve

yıldızlararası mesafelerin ölçeğini belirledi. 1844‟de Sirius

yıldızının hareketindeki salınımı fark ederek bu yıldızın bir

ikizinin bulunduğunu gösterdi.

BETHE, H. Albrecht (1906- ): Alman fizikçi, 1938‟de dört

hidrojen çekirdeğinin zincirleme etkileĢimle bir helyum

çekirdeğine dönüĢtüğünü matematiksel olarak göstererek

yıldızlardaki reaksiyonu izah etti. Alpher ve Gamow ile birlikte

evrenin baĢlangıcındaki kimyasal elementlerin oluĢum teorisini

(--) teorisini kurdu. Atom ve hidrojen bombalarının

imalatında çalıĢtı.

BIOT, Jean Baptiste (1774-1862): Fransız fizikçi, balonla ilk

meteolojik ve manyetik gözlemleri yapanlardandır. Element

Page 276: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

276

kristallerinin polarize ıĢık düzlemi ile ters yönde dönmelerine

karĢılık kuartz kristallerinin aynı düzlemde döndüklerini ilk

keĢfeden oldu. Dönme miktarının ve yönünün ıĢık dalga boyu

ile ilgili olduğunu (Biot yasası) buldu. Polarimetriyi icat etti.

BIRKOFF, George David (1884-1944): Amerikalı

matematikçi, dinamik ve uzay mekaniğini inceleyerek 1913‟de

Poincare‟nin son geometrik teoreminin çözümünü buldu.

Einstein‟ın Genel Relativite Teorisine daha iyi alternatiflerin

bulunduğunu iddia etti. Matris metotları ilk uygulayanlardandır.

20‟ci yüzyılın en büyük Amerikalı matematikçisi olarak tanınır.

BLACK, Joseph (1728-1799): Ġskoçlu kimyacı, pasif ve

spesifik ısıyı keĢfetti. 1763‟de sıcaklığı yükseltmeden katıları

sıvıya, sıvıları buhara dönüĢtürmek için ısının gerekli olduğunu

gösterdi. Sıfır derecedeki buzun sıfır derecede su haline

dönüĢmesi için ısı verilmesi gerektiğini belirtti. Isı ile sıcaklık

arasındaki farkı belirledi.

BOHR, Neils (1885-1962): Danimarkalı teorik fizikçi,

Rutherford‟un atom modeline kuantum mekaniğini uyguladı ve

1913‟de elektronların ancak belirli yörüngelerde döndüklerini,

ıĢın yaydıklarında bir yörüngeden bir diğerine sıçradıklarını

belirtti. Elektronların çekirdekten herhangi bir uzaklıkta değil,

belli uzaklıktaki yörüngelerde kaldıklarını saptadı. Hidrojen

atomunun ıĢık spektrumunu açıkladı. 20‟ci yüzyılın

Einstein‟dan sonraki en önde gelen teorisyenidir. 1922 yılı

Nobel ödülünü kazandı.

BOLTZMANN, Ludwig Eduard (1844-1906): Avusturyalı

fizikçi, istatistiksel fiziğin kurucusudur. Isının, atom ve

moleküllerinin rasgele hareketlerinden oluĢtuğunu gösterdi ve

atomların varlığını önerdi. Gazların kinetik teorisini geliĢtirdi.

BuluĢlarına yapılan itirazlar sonunda Adriyatik kıyısında

kendisini öldürdü.

Page 277: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

277

BONDI, Hermann (1919- ): Avusturyalı gök bilimci, Gold ve

Hoyle ile birlikte durağan evren modelini (Steady-State

Theory) ileri sürdü. Buna göre, evrenin bir baĢlangıcı olmadı ve

bir sonu da olmayacaktır. Evrendeki madde evren geniĢledikçe

boĢluktan yaratılmakta ve böylece yoğunluk dengelenmektedir.

1964‟de kozmik mikrodalga arkaalan ıĢınımının keĢfi ile teorisi

önemini kaybetmiĢse de modern kozmolojinin geliĢmesine

yardımcı olmuĢtur.

BOOLE, George (1815-1864): Ġngiliz matematikçi, ikili

cebrin bulucusudur. Sembolik lojik sistemi ve diferansiyel

denklemleri geliĢtirdi. Sayesinde lojik matematiksel olarak

kabul edildi. Ġki değerli cebir yoluyla dijital bilgisayarın

temelini yarattı. Kendi kendini yetiĢtiren Boole hiç bir

üniversite eğitimi olmamasına rağmen 34 yaĢında matematik

profesörlüğüne tayin edildi.

BORN, Max (1882-1970): Alman fizikçisi, matris

mekaniğini buldu ve Kuantum Teorisine uyguladı. Dalga

fonksiyonlarının istatistiksel çözümünü geliĢtirdi. Born 1944

yılı Nobel ödülünü aldı.

BOSE, S. Nath (1894-1974): Hindistanlı fizikçi, istatistiksel

mekanik ve kuantum istatistiği üzerinde çalıĢmalar yaptı. Boson

adı verilen parçacıkların spin‟lerini belirten kuantum sisteminin

genel istatistiğini Ģekillendirdi.

BOURBAKI, Nicholas (20‟ci yüzyıl): Fransız matematikçi,

1939‟dan 1980‟e kadar devam eden ve 50 yaĢından küçük

matematikçileri kabul eden bir gruptur. Kuramsal matematiğin

geliĢtirilmesi için çalıĢmıĢ ve çok sayıda yayın çıkarmıĢlardır.

Grup kendilerine Bourbaki ismini vermiĢ olup, 1939-1967

arasında çok kıymetli matematikçiler yetiĢtirmiĢtir.

BOYLE, Robert (1627-1691): Ġngiliz kimyacı, gazların

basıncı ve hacimleriyle ilgili yasalarını (Boyle yasası) keĢfetti

ve sabit sıcaklıktaki ve belli bir kütleli gazın basınç ve

Page 278: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

278

hacminin orantılı olduğunu gösterdi. Elementlerin birleĢerek

bileĢimleri oluĢturduğunu ve bileĢimlerin de elementlerine

ayrıĢabileceğini belirterek atomik teoriyi ve atomların

Ģekillerinin önemini ileri sürdü.

BRADLEY, James (1693-1762): Ġngiliz gök bilimci, ıĢık

hızını gerçek değerine en yakın (308.300 km/sn) olarak ölçen

ilk insandır. Ay‟ın çekimi yüzünden Dünya‟nın yörüngesindeki

hareketi sırasında eksenindeki titreĢimi keĢfetti. IĢık ve

Dünya‟nın hızlarının oranı yüzünden yıldızların paralaks

olayını buldu.

BRAGG, W. Lawrence (1890-1971): Ġngiliz fizikçisi, babası

W.H. Bragg ile birlikte katılar (solid-state) fiziğini kurdu. Bir

X-ıĢınının kristal üzerindeki spektrum çizgilerinden, kristaldeki

elektron yoğunluğunun ve atomların pozisyonlarının tespit

edebileceğini keĢfetti. 25 yaĢında iken, 1915 yılı Nobel ödülünü

babası ile paylaĢtı.

BRAHE, Tycho (1546-1601): Danimarkalı gök bilimci, ilk

yıldız katalogunu yaptı. Teleskop öncesinin en büyük gök

gözlemcisidir. 1572‟de çıplak gözle bir nova patlamasını

gözleyen ilk insandır. Kendisi tarafından planlanan ilk gözlem

evini kurarak 777 adet yıldızın yerini tespit etti. Asistanı olan

Kepler‟i yetiĢtirdi ve ona kıymetli bilgiler bıraktı.

BRENNER, Sydney (1927- ): Güney Afrikalı biyolojist,

1950‟de bir DNA zincirindeki genetik sarmalın üçlü

kodonlarını keĢfetti. 1961‟de keĢfi Crik tarafından teyit edildi.

Ribosomlara ulaĢan talimat kodlarının haberci-RNA denen özel

bir RNA vasıtasıyla taĢındığını ileri sürdü.

BROWN, Robert (1773-1858): Ġskoçyalı botanikçi, hücre

çekirdeğini keĢfetti. Bitki sınıflandırmasını geliĢtirdi. 1827‟de

su içinde yüzen toz zerreciklerinin (polenler) mikroskop altında

devamlı hareket içinde (Brownian hareketi) olduklarını buldu,

fakat bunların su moleküllerinin hareketinden ileri geldiğini

Page 279: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

279

anlayamadı. Brownian hareketleri moleküllerin varlığının ilk

deneysel açıklaması olup, 1905‟de Einstein tarafından

yapılmıĢtır.

BRUNO, Giordano (1548-1600): Ġtalyan filozof, uzayın

sonsuzluğunu, Dünya‟nın GüneĢ etrafında döndüğünü ileri

sürerek Copernicus‟un teorisini savundu. DüĢüncelerinden

dolayı 1600‟de Roma meydanında kilise tarafından yakılarak

öldürüldü.

BUFFON, Georges-Louis (1707-1788): Fransız doğa bilimci,

türlerin evriminin ilk fikir babasıdır. Gençliğinde tıp ve

matematik çalıĢtı, ihtimaller teorisine hesap metodunu tatbik

etti, kozmoloji, jeoloji gibi bilim dalları ile uğraĢtı. 1804‟de

yazdığı 44 ciltlik Natural History isimli eserinde hayvan türleri

arasındaki benzerlikleri, canlı organlarının zaman içinde

uğradıkları değiĢiklikleri ve müĢterek atalarından geliĢtiklerini

gösterdi.

BULLARD, E. Crisp (1907-1980): Ġngiliz jeofizikçi,

Dünya‟nın manyetik alanının, merkezindeki sıvı demirin

Dünya‟nın dönüĢü ile hareketli olmasından ileri geldiğini öne

sürdü. Sıvı demirin hareketli olması ile oluĢan elektrik akımının

bir manyetik alan oluĢturduğunu ve okyanus yatağından çıkan

jeotermik ısının hassas değerini buldu.

CALVIN, Melvin (1911- ): Amerikalı biyokimyacı,

fotosentez prosesindeki, bitkilerin havadan karbondioksiti

emmeleri ve havaya oksijen vermeleri olayında, tek hücreli

yeĢil algae chlorella‟nın karbondioksit devresini keĢfetti.

Hayvan yaĢamının bitkisel gıdaya dayandığını ve fotosentez

reaksiyonunun önemini belirtti. 1961 Nobel ödülünü kazandı.

CARDANO, Girolamo (1501-1576): Ġtalyan matematikçi,

denklemlerde negatif ve kompleks kökleri tanıttı, kübik

eĢitliklerin çözümlerinin cebirsel metotlarını buldu.

Page 280: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

280

CARNOT, Sadi (1796-1832): Fransız teorik fizikçi,

termodinamiğin kurucularındandır. Ġdeal buhar makinasını

tasarladı. 1824‟de evrende entropinin artmakta olduğunu ileri

süren ilk kiĢi oldu ve termodinamiğin birinci yasasını ortaya

attı.

CASSINI, Giovanni (1625-1712): Ġtalyan gök bilimci,

gezegenleri inceledi. Jüpiter, Mars ve Venüs‟ün dönüĢ

hareketlerini detaylı araĢtırdı ve Satürn‟ün dört yeni uydusunu,

1675‟de Satürn‟ün halkaları arasındaki boĢlukları, GüneĢ‟in

Dünya ile olan uzaklığını %7 hata ile keĢfetti.

CAUCHY, A. Louis (1789-1857): Fransız matematikçi,

modern matematiğin kurucularındandır. Gauss ile birlikte

gerçek ve kompleks fonksiyonları yarattılar. Kompleks analiz

ve entegrasyon hesapları üzerinde çalıĢtı.

CAVENDISH, Henry (1731-1810): Ġngiliz kimyacı,

Dünya‟nın yoğunluğunu buldu ve kütlesini 6x1024

kg olarak

hesapladı. Newton‟un gravitasyon sabitini 6.66x10-8

olarak

buldu. Sahibi olduğu muazzam serveti bilim ve cihazlara

harcadı. Gazların bir ağırlığı olduğunu, havanın bir karıĢım,

suyun ise bir bileĢim olduğunu keĢfetti, ısı ve elektrik

konularında buluĢlar yaptı.

CHADWICK, James (1891-1974): Ġngiliz fizikçi, 1919‟da

Rutherford ile birlikte çalıĢtı ve radyoaktif elementlerin saldığı

alpha ve beta parçacıklarının enerji seviyelerini hesapladı.

1932‟de atom çekirdeğinde proton ile aynı kütleye sahip fakat

yüksüz parçacığı keĢfetti ve buna nötron adını verdi. 1935

yılının Nobel ödülünü aldı. Manhattan Atom Bombası

projesinde çalıĢtı.

CHANDRASEKHAR, Subrahmanyan (1910-1995):

Hindistanlı astrofizikçi, yıldızların evrimleri üzerinde çalıĢtı.

Nükleer yakıtını tüketen yıldızın tamamen çöküp bir karadelik

olmaması için sahip olması gereken büyüklüğü hesapladı ve

Page 281: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

281

Beyaz Cüceler Teorisini geliĢtirdi. Chandrasekhar limitini

GüneĢ kütlesinin 1.4 katı olarak buldu. 1983 Nobel ödülünü

kazandı.

CHAPMAN, Sydney (1888-1970): Ġngiliz matematikçi,

gazların kinetik teorisini geliĢtirdi. Dünya‟nın manyetik

alanındaki değiĢikliklerin nedenini, atmosferdeki ozonun

oluĢumunu, morötesi ıĢınların iyonosferdeki iyonizasyon

etkisini keĢfetti.

CHARGAFF, Erwin (1905- ): Çekoslovakyalı biyokimyacı,

1950‟de bir organizmada bir çok değiĢik tür RNA‟ya karĢılık

sadece bir tip DNA bulunduğunu gösterdi. Bir DNA‟da adenin,

timin, guanin ve sitosin olmak üzere dört adet nükleodit

bulunduğunu belirterek, DNA molekülünün sarmal yapısının

keĢfine yardımcı oldu.

CHARLES, J. Alexandra (1746-1823): Fransız fizikçi,

1787‟de gazların sıcaklık ve hacimleri arasındaki bağlantıyı

buldu. Charles yasasına göre, bir hacimdeki belli bir gaz

miktarı sabit basınçta sıcaklık yükseldikçe sabit oranda

artmaktadır. Mutlak sıfırı (-273.16) ilk bulan fakat

yayınlamayan insandır. 1783‟de içine hidrojen doldurulmuĢ bir

balonla 3000 m yüksekliğe çıkarak gazları inceledi.

CHERENKOV, Pavel (1904-1990): Rus fizikçi, bir ortamda

ıĢık hızından daha hızlı parçacıklar tarafından çıkarılan mavi

ıĢığı keĢfetti. Cherenkov etkisi denen bu mavi ıĢık ağır su ihtiva

eden uranyum reaktör kutuplarında görülür ve yüksek enerjili

parçacıkların tanınmasında kullanılır.1958 Nobel ödülünü aldı.

CLAUSIUS, Rudolf (1822-1888): Alman teorik fizikçi,

termodinamiğin kurucusudur. Termodinamiğin ikinci yasasını

buldu. 1856‟da entropiyi, bir ortamda kaybedilen veya

kazanılan ısı miktarının mutlak sıcaklığına bölümü olarak tarif

etti. Evrendeki entropinin maksimum değere ulaĢtığında ısıl

ölümün olacağını belirtti. Gazların Kinetik Teorisi üzerinde

Page 282: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

282

önemli çalıĢmalar yaptı. BuluĢları ile sonraki bilim adamlarına

önderlik yaptı.

COCKOROFT, John Douglas (1897-1967): Ġngiliz fizikçi,

protonların bir elektrostatik alan içinde hızlandırılabileceğini ve

hızlanmıĢ protonlarla atom çekirdeklerinin bombardıman

edilebileceğini ileri sürdü. 1932‟de E.T.S. Walton ile birlikte

proton ıĢınları ile nükleer transmütasyonu gerçekleĢtirdi. Ġmal

ettiği hızlandırıcıyla ilk fisyon olayını yarattı. Bu insanoğlunun

atom çekirdeğine ilk dokunuĢu oldu ve nükleer fiziğin deneysel

yolunu baĢlattı. 1951 yılı Nobel ödülünü aldı.

COMPTON, Arthur Holly (1892-1962): Amerikalı fizikçi, X-

ıĢınları ile yaptığı deneyde fotonların hem parçacık hem

dalgalar halinde yayıldıklarını, fotonların enerji ve momentuma

sahip olduklarını gösterdi. Manhattan projesinde direktörlük

yaptı ve 1942‟de Fermi ile birlikte ilk reaktörü kurdu. 1927

Nobel ödülünü kazandı.

COPHERNICUS, Nicolaus (1473-1543): Polonyalı gök

bilimci, yeryüzü ve diğer gezegenlerin GüneĢ etrafında belli

yörüngelerde döndüklerini ileri sürerek Ptolemy‟den beri 1300

yıldır süren inanıĢı değiĢtirdi. Yıldızların sanıldığından daha

uzaklarda bulunduğunu, yıldızlar ve GüneĢ‟in hareketli

görülmesinin nedeninin Dünya‟nın ekseni etrafında

dönmesinden olduğunu belirtti. Fikirlerini ihtiva eden kitabının

yayınlandığı gün, elinde kitabıyla öldü. Eğer yaĢamıĢ olsaydı

fikirlerinden dolayı kilise tarafından yakılacaktı.

CORIOLIS, Gaspard (1792-1843): Fransız fizikçi,

meteoroloji için faydalı olmuĢ olan, atmosferdeki rüzgar

hareketlerinin sebebini (Coriolis kuvveti) matematiksel olarak

gösterdi ve ekvator bölgesindeki okyanus su hareketlerinin

sebebini açıkladı.

COULOMB, Charles (1736-1806): Fransız fizikçi,

sürtünmenin bir basınç sonucu olduğunu gösterdi. Ġki yüklü

Page 283: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

283

kutup arasındaki gücün aralarındaki uzaklığın karesi ile ters

orantılı olduğunu (Coulomb kuvvet yasası) ispat etti. Elektrik

yük birimine ismi verildi.

COULSON, Charles Alfred (1910-1974): Ġngiliz

matematikçi, modern teorik kimyanın kurucusudur. Atom ve

moleküller arasındaki bağları ve bu bağların atomun dıĢ

yörüngelerindeki elektronlar kanalı ile oluĢtuğunu gösterdi.

CRIK, Francis (1916- ): Ġngiliz molekül biyologu, J.D.

Watson ve Rosalind Franklin ile birlikte, 1953‟de bir DNA

molekülünün çift sarmal yapısını keĢfetti. Heliks Ģeklindeki

sarmal kolların Ģeker ve fosfat zincirlerinden oluĢtuğunu ve

aralarında bulunan dört tip nükleotidin birbirine bağlanmıĢ

olduğunu buldu. Daha önce Avery ve Chargaff tarafından ileri

sürülmüĢ olan DNA‟nın genetik malzemeyi ihtiva ettiği ve

Todd‟un DNA zincirinde Ģeker ve fosfat molekülleri bulunduğu

fikirlerinden faydalanarak DNA yapısının modelini kurdu. 1962

Nobel ödülünü kazandı.

CURIE, Marie (1867-1934): Polonyalı fizikçi, 1898‟de

uranyumdan çıkan radyoaktivitenin bir atomik olay sonucu

olduğunu, toryumun da aynı ıĢınları yaydığını gösterdi. Daha

sonra polonyumu ve sonra da radyoaktif radyumu keĢfetti. Bir

teorisyen olmamasına rağmen 1903 ve 1911 yıllarının Nobel

ödülünü kazandı. Laboratuarındaki çalıĢmaları sırasında aldığı

radyoaktivite sonucu 67 yaĢında kan kanserinden öldü. Nobel

ödülü alan ilk kadın, 2 tanesini kazanan ilk insan oldu. Kocası,

kızı, damadı ile birlikte Nobel ödülü kazanan ve bilim uğruna

ölen bir ailenin büyüğü idi.

CURIE, Pierre (1859-1906): Fransız fizikçi, 1901‟de

radyoaktif atomların ayrıĢırken ortaya çıkardıkları enerjiyi

ölçtü. Bazı kristallerin deforme edildiklerinde ters taraflarda

karĢıt yüklerin oluĢtuğunu, bir kristal üzerine bir elektrik yükü

tatbik edildiğinde de bir deformasyonun üretildiğini

Page 284: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

284

(piezoelektrik), akım kesilince kristalin eski ölçülerine geldiğini

keĢfetti. Nükleer enerjinin keĢfedilmesine neden oldu. 1903

yılının Nobel ödülünü aldı. 1906‟da sokakta kamyon

çarpmasından öldü.

D‟ALEMBERT, Jean Le Rond (1717-1783): Fransız

matematikçi, Kısmi Diferansiyel EĢitlikler Teorisini geliĢtirdi.

Hesap metotlarını gök cisimlerinin mekaniklerine ve aralarında

müĢterek gravitasyon kuvveti olan üç cismin hareketine

uyguladı ve birçok gözlemin anlaĢılmasını sağladı. Newton‟un

üçüncü yasasını da içine alan mekaniğin D‟Alambert

prensiplerini buldu.

DALTON, John (1766-1844): Ġngiliz kimyacı, gazların

termik genleĢme yasasını keĢfetti. Ġlk atomik kütle tablosunu

yaparak, Atom Teorisinde her elementin atom adını verdiği

küçük görülemeyen küresel parçacıklardan oluĢtuğunu belirtti.

Kütlelerin elementten elemente değiĢtiğini, kimyasal

bileĢimlerin basit oranlarda farklı atomların birleĢmelerinden

meydana geldiğini gösterdi. Modern kimya ve fizik bilimlerinin

temelini attı. Renk körü olmasına rağmen renklerle ilgili harika

makaleler yazdı. Atomik Teoriyi baĢlatan Dalton, 12 yaĢında

ders vermeye baĢladı, 19 yaĢında okul müdürü oldu.

DARWIN, Charles (1809-1882): Ġngiliz doğa bilimci,

Evrimin Genel Teorisini geliĢtirdi. Darwin‟den önce türlerin

kendi orijinallerinden itibaren herhangi bir değiĢme olmaksızın

yaratıldıklarına inanılıyordu. Darwin 1831‟de beĢ yıllığına

Güney Amerika‟nın batısındaki Galapagos adalarına gitti.

Yaptığı derin araĢtırmalar sonucunda 1858‟de The Origin of

Species kitabını yayınladı. Kitabında yer alan türlerin ve

insanın evrimiyle ilgili fikirleri kilisenin ve büyük çoğunluğun

tepkisini aldı. Biyoloji, antropoloji ve paleontoloji Darwin‟in

Evrim Teorisiyle geliĢti.

Page 285: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

285

DA VINCI, LEONARDO (1452-1519): Ġtalyan bilim adamı,

GüneĢ‟in sabit olduğunu ve Ay‟ın onun ıĢığını yansıttığını

söyledi. Sürtünme, levye sistemi ve optik konularında çalıĢtı.

Uçak, helikopter, paraĢütün prensibini buldu. Birçok bilim

adamına örnek olmuĢ Rönesans adamıdır. Son derece zayıf

matematik bilgisi olan Da Vinci fikirleri ile birçok bilim

adamına ilham kaynağı oldu.

DAVY, Humphry (1778-1829): Ġngiliz kimyacı, sodyum ve

potasyumu keĢfetti. Elektrokimya bilimini buldu. En büyük

keĢfi yanına yardımcı olarak aldığı Faraday idi. Zamanının en

büyük Ġngiliz bilim adamlarındandır. Isı transferini izah etti.

DE BROGLIE, Louis Victor (1892-1987): Fransız fizikçi,

1924‟de elektronun ve diğer parçacıkların bir dalga gibi

davrandıklarını ispat etti ve elektronun dalga boyunu hesapladı.

Dalga boyunun bir parçacığın momentumuyla ters orantılı

olduğunu buldu. Kuantum mekaniğinin geliĢmesine büyük

katkıda bulundu ve 1929 Nobel ödülünü kazandı.

DELBRÜCK, Max (1906-1981): Alman biyofizikçi,

moleküler biyolojiyi geliĢtirdi. Virüs ve basit canlı Ģekilleri

üzerinde çalıĢtı ve virüslerin genetik malzemeyi

değiĢtirebildiklerini gösterdi. 1969 Nobel ödülünü aldı.

DEMOCRITUS (MÖ 470-400): Yunanlı filozof, atom

kelimesini (atomos) ilk kullanan insandır. Evrenin bir boĢluk

olduğunu ve görülemeyecek kadar küçük sert atomlardan

meydana geldiğini söyledi. Tat, koku, ses, ateĢ ve ölümü izah

etti.

DESCARTES, Rene (1596-1650): Fransız matematikçi,

analitik geometrinin yaratıcısıdır. Ġsmine hitaben kartezian

(cartesian) geometri adı verilen bu metotla geometrik

problemler cebirsel yolla çözülür. Bu buluĢ bilim tarihinin en

büyük adımlarından biri sayılır. Matematiğin yanında modern

Page 286: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

286

felsefe, psikoloji gibi konularda çalıĢtı. Felsefenin önde gelen

isimlerindendir.

DE SITTER, Willem (1872-1934): Danimarkalı gök bilimci,

Einstein‟ın genel relativite teorisi üzerine içinde madde

olmayan geniĢleyen evren modelini (De Sitter evreni) ortaya

attı.

DEWAR, James (1842-1923): Ġskoçyalı kimyacı, oksijen ve

hidrojeni sıvılaĢtırdı. Helyumun da sıvılaĢtırılabileceğini

gösterdi. DüĢük sıcaklık fiziğini geliĢtirdi. Siyah cismin

absorbesinin düĢük sıcaklıkta arttığını keĢfetti. Termos

prensibini buldu.

DICKE, Robert Henry (1916- ): Amerikali fizikçi, 1964‟de

evrenin bir Büyük Patlama ile yaratıldığına göre, ondan

günümüze kadar gelmiĢ olan ve spektrumun mikrodalga

bölgesinde yer alan bir radyasyonun bulunması gerektiğini

gösterdi. Gravitasyon sabitinin gerçekte bir sabit olmadığını ve

yılda 10-11

kadar yavaĢladığını iddia etti.

DIRAC, Paul Adrian Maurice (1902-1984): Ġngiliz teorik

fizikçi, kuantum mekaniğinin matematiksel denklemlerini

kurdu. Elektronu relativistik olarak tanımladı. Matris

mekaniğinin formülasyonunu yaptı ve Kuantum

Elektrodinamiğini geliĢtirdi. Positronun varlığını matematiksel

olarak ispat etti. Lif tomarları ve spinörler matematiğini buldu.

1933 Nobel ödülünü kazandı.

DIOPHANTUS (MÖ 250): Yunanlı matematikçi, Diophantin

denklemlerini buldu. Bilim tarihinin ilk matematikçilerinden

olup, cebri sistematik hale getirdi, matematiksel sembolleri

yarattı. Eserlerinden az bir kısmı hâlâ yaĢamaktadır.

DOPPLER, Christian Johann (1803-1853): Avusturyalı

fizikçi, 1842‟de yaklaĢan ve uzaklaĢan sesin dalga boyları

arasındaki iliĢkiyi ve dalga boylarındaki değiĢimi (Doppler

Page 287: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

287

etkisi) keĢfetti. Aynı etkinin ıĢığa da uygulanabileceğini

söyledi.

DUFAY, Charles (1698-1739): Fransız kimyacı, sürtünme ile

üretilen iki tür elektrik olduğunu keĢfetti ve bunlara pozitif ve

negatif adını verdi. Aynı türlerin birbirini ittiğini, ayrı türlerin

de çektiğini belirtti. Bilimsel bir eğitime sahip olmadı ve sadece

ölümünden beĢ yıl önce elektrik çalıĢmaya baĢladı.

DYSON, Freeman John (1923- ): Ġngiliz teorik fizikçi,

Kuantum Elektrodinamiğinin (QED) matematiksel

denklemlerini çıkardı. Elektronların fotolarla olan

etkileĢimlerini gösterdi.

EDDINGTON, Arthur Stanley (1882-1944): Ġngiliz gök

bilimci, 1920‟de yıldızların içindeki hidrojenin yanarak

helyuma dönüĢtüğü fikrini ileri sürerek GüneĢ‟in merkezindeki

sıcaklığı hesapladı. Yıldızların kütle-parlaklık iliĢkisini buldu.

Einstein‟ın Genel Relativite Teorisinin önemini anlayan ve

delillerini gösteren ilk insan oldu.

EHRLICH, Paul (1854-1915): Alman tıp bilim adamı,

kemoterapi, hematoloji ve immünoloji bilimlerinin yaratıcısı

oldu. 1909 Nobel ödülünü kazandı.

EINSTEIN, Albert (1879-1955): Alman teorik fizikçi,

1905‟de Özel Relativite, 1916‟da da insanlık tarihinin en büyük

teorilerinden olan Genel Relativiteyi yayınladı. Kuantum fiziği

fikrini ortaya atan ve fotonların varlığını öne süren ilk insan

oldu. Fotoelektrik etki, ıĢık hızı, hız-zaman-kütle iliĢkisi, zaman

genleĢmesi, uzay eğikliği, uzay-zaman gibi, daha önce hiç kim-

senin bilmediği konulara el atan ilk bilim adamıdır. BuluĢları

ile Newton‟un klasik fiziğini yıktı ve fizikte yeni bir devir açtı.

Üniversiteye kabul için girdiği imtihanda yetersiz görülen

Einstein‟a Nobel ödülünü 1921 yılında en az öneme sahip

fotoelektrik etki buluĢu için verildi. Çok özel ve mütevazı bir

Page 288: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

288

kiĢiliğe sahip Einstein tarihin en büyük bilim adamlarından

sayılır.

ELSASSER, Walter Maurice (1904- ): Alman teorik fizikçi,

dünyanın manyetik alanının çekirdekteki sıvı maddenin

Dünya‟nın dönüĢünden dolayı yaptığı çalkantılı hareketinden

oluĢtuğunu ileri sürdü ve Dünya‟nın Manyetik Alan Teorisini

geliĢtirdi.

ERATOSTHENES (MÖ 270-190): Yunanlı gök bilimci,

yeryüzünün çevresini 40.000 km, çapını da 12.800 km olarak

hesaplayan ilk bilim adamıdır. Enlem ve boylam çizgilerine

sahip yeryüzünün ilk haritasını yapan Eratosthenes ileriki

yaĢlarında körleĢince artık okuyamadığı için intihar etti.

EUCLID (MÖ 300): Yunanlı matematikçi, çalıĢmalarını

Elements of Geometry adlı 13 ciltlik kitabında topladı.

BuluĢları 2000 yıldan fazla matematikçilere model oldu.

Düzlem geometrisi, sayılar teorisi, katılar geometrisini keĢfetti

ve geliĢtirdi. ÇalıĢmaları Lobachewsky, Einstein ve Riemann‟a

kadar değiĢmez kaldı. Eski zamanların en büyük

matematikçilerindendir.

EULER, Leonhard (1707-1783): Ġsviçreli matematikçi,

tarihin en üretken matematikçisidir. 16 yaĢında üniversiteyi

bitirdi ve yaĢının küçüklüğünden dolayı üniversitede bir iĢ

bulamadı. Matematiğin her alanına el attı, hesap ve

trigonometriyi modern hale soktu, lineer diferansiyel

denklemleri çözdü, kısmi diferansiyel hesapları geliĢtirdi.

Dünya-GüneĢ-Ay arasındaki 3-cisim problemini çözdü. Sayılar

teorisi, akıĢkanlar, geometri ve akustik konularında çalıĢtı ve

öldüğü ana kadar aktif kaldı.

FARADAY, Michael (1791-1867): Ġngiliz fizikçi, klasik alan

teorisinin yaratıcısıdır. Deneysel fiziğin en büyük bilim

adamıdır. Gençliğinde temel eğitim görmedi, kendi kendini

çıraklık yaptığı kitapçı dükkanındaki kitap ve ansiklopedileri

Page 289: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

289

okuyarak eğitti. Davy‟nin seyahatleri sırasında onun valiz

taĢıyıcısı olarak bir çok bilim adamıyla tanıĢtı. 29 yaĢında

klorokarbon sentezini yaptı. 1825‟de benzolü keĢfetti.

Kendisine teklif edilen servet, unvan ve ödülleri kabul etmedi.

1832‟de katot ve anot arasındaki elektrolitiklik reaksiyonunu

keĢfetti. Elektrik akımının bir manyetik alan ürettiğini, bir

manyetizmanın da elektrik ürettiğini buldu. Elektrik motoru,

transformatör ve dinamo fikrini ileri sürdü. Diamagnetizmayı,

polarize ıĢığın manyetizmadan kaynaklandığını keĢfetti ve

sosyal bir yaĢama hiç sahip olmadı.

FERMAT, Pierre (1601-1665): Fransız matematikçi,

ihtimaller hesabı, analitik geometri, eğriler hesabı, ıĢığın

kırılması ve yansıması, sayılar teorisi gibi konularda çalıĢtı ve

çözümler buldu. Amatör matematikçilerin en önde gelenidir.

Fermat’ın Son Teoremi isimli problemi tarihte en uzun süre en

fazla sayıda insan tarafından çözülmeye çalıĢılan problem olup

ancak 340 yıl sonra Ġngiliz A.J. Wiles tarafından

çözülebilmiĢtir.

FERMI, Enrico (1901-1954): Ġtalyan nükleer fizikçi, modern

zamanların en ileri gelen teorik ve deneysel fizikçilerindendir.

Yarım spin‟li parçacıkların (fermiyonlar) istatistiklerini

Dirac‟la birlikte çıkardı. Radyoaktif beta bozunumu teorisini

yarattı. Parafin vaksın nötronları yavaĢlatacağını ve onları

çekirdek bozunmasında daha etkili yapacağını keĢfetti.

Manhattan Atom bombası projesinde ilk nükleer reaksiyonu

elde eden ve New Mexico çölünde ilk atom bombasını (fisyon)

patlatan insanlardan biriydi. 100‟cü elemente hatırası için

fermium adı verildi. 1938 Nobel ödülünü aldı.

FEYNMAN, Richard Philips (1918-1988): Amerikalı teorik

fizikçi, parçacık fiziğinin matematiğini geliĢtirdi. Kuantum

Elektrodinamiğinin (QED) mucitlerindendir. Feynman

diyagramlarını buldu. QED‟nin geliĢmesine önemli katkılarda

Page 290: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

290

bulundu. Antiparçacıkların zaman içinde geriye doğru hareket

ettiklerini ileri sürdü. Kuantum mekaniğini formüle

edenlerdendir. 1969‟da parton modelini buldu. 1965 Nobel

ödülünü kazandı. Bilim dünyasının en renkli isimlerindendir.

FIBONACCI, Leonardo (1170-1250): Ġtalyan matematikçi,

Arapların sayısal sistemini Avrupa‟ya tanıttı. 12 yaĢındayken

bir Arap matematikçi tarafından eğitildi. 400 yıl süre ile

kullanılan Diophantine denklemlerini, Fibonacci serisi

(1,1,2,3,5,8,....) denilen, bir sonraki sayının iki önceki sayıların

toplamı olan diziyi keĢfetti.

FITZGERALD, George Francis (1851-1901): Ġrlandalı fizikçi,

19‟cu yüzyıl fiziğinin etkisinde olan kiĢi olarak, Michelson-

Morley ıĢık deneyinin baĢarısızlığını göstermek için eter‟in

mevcudiyetini ve parçacıkların bir elektromanyetik alan içinde

hareket doğrultularında hızları ile bağlantılı olarak

kısalacaklarını ileri sürdü. Bu Einstein‟ın Relativite Teorisi için

bir yapı taĢı oldu. Kuyruklu yıldızların ufak kaya parçalarından

oluĢtuğunu ve GüneĢ radyasyonunun basıncı ile kuyruğun

meydana geldiğini belirtti.

FIZEAU, Armand Louis (1819-1896): Fransız fizikçi,

Doppler etkisini ıĢık dahil her tür dalga hareketine uyguladı.

YaklaĢan ıĢık kaynağının daha kısa olan boyda, uzaklaĢan ıĢık

kaynağının ise uzayan boyda dalgalar çıkardığını buldu. DiĢli

çarkları kullanarak ıĢık hızını 312.300 km/sn olarak hesapladı.

FLEMING, Alexander (1881-1955): Ġngiliz bakteriyolojist,

penisilini keĢfetti. 1928 yılında, yaptığı deneylerde asrın en

büyük tıp buluĢlarından biri olan penisilin ham maddesinin

bakterileri yok ettiğini gözlemledi. 1940‟lardan itibaren baĢarı

ile kullanılan penisilin diğer birçok antibiyotiklerin de

yaratılmasını sağladı.

FLEMMING, Walther (1843-1905): Alman sitolojist,

sitolojiyi ve mitosis hücre bölünmesini keĢfetti. Hücre içindeki

Page 291: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

291

kromatin granüllerinin birleĢerek kromozomları oluĢturduğunu

buldu. Kromozomların uzunlamasına bölünerek çoğalmasını

göstererek buna mitosis adını verdi.

FOUCAULT, Leon (1819-1868): Fransız fizikçi, Fizeau ile

birlikte ıĢık hızını ölçen ilk insan oldu. IĢığın suda havadan

daha yavaĢ yol aldığını gösterdi. Daha sonra dönen ayna sistemi

kullanarak ıĢığın hızını daha hassas olarak ölçtü. Pendulum

(sarkaç) deneyi ile Dünya‟nın döndüğünü ispat etti.

FOURIER, Joseph (1768-1830): Fransız matematikçi, fizikte

birçok problemin çözümünü sağlayan diferansiyel hesapta

lineer denklemleri (Fourier serisi) keĢfetti. Denklemleri

integraller fonksiyonel analizin geliĢmesine yardımcı oldu.

FRANKLAND, Edward (1825-1899): Ġngiliz organik

kimyacı, atomlar arasındaki birleĢme kapasitelerine ait ve

gruplaĢmaları ile ilgili teoriyi (Valence Theory) buldu. Modern

yapı kimyasının zeminini hazırladı.

FRANKLIN, Benjamin (1706-1790): Amerikalı devlet adamı,

statik elektriğin teorisyenidir. Yayıncılık, gazetecilik, politika

ve diplomatlık yaĢamından sonra elektrikle ilgilendi.

Elektriksel olayların, Ģimdi elektron denen küçük parçacıkların

akıĢından oluĢtuğunu, yüklü bir cismin pozitif ve negatif

durumlarından birisi içinde olması gerektiğini, bir tür yük

kaybedilince diğerinin onun yerini alacağını belirtti. Paratoner

ilkesini keĢfetti.

FRAUNHOFER, Josef (1787-1826): Alman fizikçi, GüneĢ

ıĢığı spektrumundaki koyu renkli çizgileri keĢfetti. Bu

çizgilerden 600‟ünün dalga uzunluklarını ölçtü ve bunların

ıĢığın kaynağındaki elementlerin atomlarından ileri geldiğini

belirtti. Fraunhofer çizgileri fizik ve kozmolojide önemli

geliĢmelere neden oldu.

FRIEDMANN, Alexander (1888-1925): Rus gök bilimci,

Einstein‟ın genel relativite denklemlerini kullanan ilk kiĢi oldu.

Page 292: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

292

Evrenin durağan olamayacağını, geniĢlemekte olduğunu belirtti.

Kritik yoğunluk fikrini ileri sürerek açık ve kapalı evrenler

teorisini, evrenin sınırlı fakat ölçülemez olduğunu ileri sürdü.

Big Bang teorisinin yolunu açtı.

FRISCH, Otto Robert (1904-1979): Avusturyalı fizikçi,

uranyumun nükleer fisyon olayı üzerinde ilk çalıĢanlardandır.

Bu olaya nükleer fisyon adını verdi. Uranyum-235‟in

zincirleme reaksiyonunu hesaplayarak ilk atom bombası fikrini

ileri sürdü. Los Alamos atom bombası projesini 1945‟de

gerçekleĢtirenler-dendir.

GALEN (129-199): Romalı fizikçi ve anatomist, Bergama‟da

doğdu ve Anadolu‟da tıp tahsili yaptı. Adale sisteminin

anatomisi, sinir sistemi, kan dolaĢımı konularında araĢtırmalar

yaptı ve buluĢları 15 asır kullanıldı. Tıp bilimini baĢlatan ilk

insan oldu.

GALILEO, Galilei (1564-1642): Ġtalyan gök bilimci ve

fizikçi, sarkaç ilkesini buldu. Ġlk termometreyi yaptı. Kütlesel

çekimi ilk tanımlayandır. Yere düĢen cisimlerin yasasını

keĢfetti. Ay‟a teleskopla ilk bakan insan oldu. Jüpiter‟in

uydularını keĢfetti. Matematiksel fiziğin babasıdır. Bütün

zamanların en büyük bilim adamlarından biridir. Bilimsel

fikirlerinden dolayı kilise tarafından hapsedildi.

GALOIS, Evariste (1811-1832): Fransız matematikçi,

modern grup teorisini kurdu. Ġki defa Ecole Politeknike

müracaat etti, her iki imtihanda da baĢarısız bulundu. 17 ve 19

yaĢlarındayken Fransız bilimler akademisine verdiği bilimsel

makaleleri kayboldu. Bir sonraki ise yeterli görülmedi. 20

yaĢındayken kendisini karnından kurĢunla vurduğu sabahın

gecesi matematiksel buluĢlarının çoğunu kağıda yazabildi.

Değeri ölümünden yirmi yıl sonra anlaĢıldı.

GALTON, Francis (1822-1911): Ġngiliz coğrafyacı ve

antropolojist, yeryüzünün iklim haritasını yaptı, antisiklonu

Page 293: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

293

keĢfetti. Ġnsan türünün fiziki ve akıl özelliklerini inceleyerek

müĢterek benzerliklerin çoğalması tekniğini (correlation

coefficient) buldu.

GAMOW, George (1904-1968): Rus fizikçi, Büyük Patlama

(Big Bang)‟ın ilk saniyelerindeki parçacıkların oluĢumunu

inceledi. YaratılıĢ teorisini, Alpher ve Bethe ile birlikte

kurarak, ona Big Bang adını verdi. GüneĢ‟in içindeki nükleer

reaksiyonu izah etti. Bir DNA halkasındaki dört farklı tip

nükleikasidin aminoasit molekülünden protein sentezinin nasıl

olduğunu gösterdi.

GAUSS, Karl Friedrich (1777-1855): Alman matematikçi,

tarih boyunca gelmiĢ bütün matematikçilerin en

büyüklerindendir. Matematiğin bütün alanlarına el atan

Gauss‟un, Archimedes ve Newton‟dan daha ileri olduğu kabul

edilir. Üç yaĢında babasının aritmetik hesaplarını düzeltirdi, on

yaĢında karıĢık aritmetik dizileri çözerdi. Olağanüstü akıldan

hesaplama kabiliyetine sahipti. 22 yaĢında birçok matematiksel

keĢif yaptı. Modern Sayılar Teorisini (yüksek matematik)

kurdu. Cebir ve aritmetiğin temel teorisinin ispatını yaptı.

Euclid karĢıtı geometriyi Lobachevsky‟den 30 yıl önce,

kompleks analiz teoremini Cauchy‟den 14 yıl önce, dörtlü cebir

sistemini Hamilton‟dan önce bulmuĢtu. BuluĢ ve çözümlerini

yayınlamıĢ olsaydı matematiğin yarım asır ilerde olmasını

sağlayacaktı. 1840‟larda matematiksel fizikte,

elektromanyetizma ve optik sahalarında buluĢlar yaptı.

GAY-LUSSAC, J. Louis (1778-1850): Fransız kimyacı, gaz

hacimlerinin birleĢme yasalarını buldu ve Dalton‟nun atom

teorisini geliĢtirdi. Bütün gazların sıcaklık yükseldikçe eĢit

oranda genleĢtiklerini keĢfetti. Bilim tarihinin en önde gelen

kimyacılarındandır. Jacgues Charles tarafından 1787‟de

keĢfedilen fakat yayınlanmayan gaz yasalarının resmi sahibidir.

Page 294: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

294

GELL-MANN, Murray (1929- ): Amerikalı teorik fizikçi,

parçacık fiziğinin geliĢmesine en çok katkıda bulunanlardandır.

1953‟de kuarkları keĢfetti ve hadronları sınıflandırdı.

Kuarklara bu ismi ve renkleri veren bilim adamıdır. 1969 Nobel

ödülünü kazandı.

GIBBS, J. Willard (1839-1903): Amerikalı kimyacı, kimyasal

termodinamiğin kurucusudur. Makaleleri ve verdiği dersler

oldukça karmaĢık ve anlaĢılması çok zordu ve az sayıda

kimyacı tarafından anlaĢılabildi. Isı problemini çözdü. Gazların

istatistiksel mekaniğini geliĢtirdi. Amerika‟nın en büyük teorik

bilim adamıydı.

GILBERT, William (1544-1603): Ġngiliz fizikçi,

manyetizmadaki parçacıkların hareketlerini keĢfetti ve

Dünya‟nın bir mıknatıs olduğunu bularak manyetik kutuplarını

belirtti. De Magnete isimli kitabı Ġngiltere‟de yazılmıĢ ilk en

önemli bilim eseridir.

GLASER, Donald Arthur (1926- ): Amerikalı fizikçi, süper

ısıtılmıĢ sıvı içinden geçen parçacıkların ufak gaz köpükleri

bıraktıklarını bularak köpük odasını keĢfetti. 1960 Nobel

ödülünü aldı.

GLASHOW, Sheldon Lee (1932- ): Amerikalı fizikçi, tılsımlı

kuarkı kuramsal olarak keĢfederek, Elektrozayıf Teori ile

Kuantum Kromodinamiğini (QCD) birleĢtiren Büyük BirleĢmiĢ

Teoriyi (GUT) ileri sürdü. 1979 Nobel ödülünü kazandı.

GOUDSMIT, S. Abraham (1902-1978): Danimarkalı fizikçi,

elektronların kendi spin‟lerine sahip olduklarını ilk ileri süren

bilim adamıdır.

GOODRICKE, John (1764-1786): Ġngiliz gök bilimci,

1782‟de biri diğerinden daha parlak olan çiftli yıldız

sistemlerini keĢfetti ve bunlara Seyfert yıldızları adı verildi.

Gooodricke sağır ve dilsiz idi ve 21 yaĢında öldü.

Page 295: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

295

GÖDEL, Kurt (1906-1978): Avusturyalı matematikçi,

aritmetiğin eksiksiz olmadığını, ne ispat edilmiĢ ne de

edilmemiĢ problemlerin ve sistemlerin mevcudiyetini gösterdi.

Einstein‟ın yakın arkadaĢı olan Gödel Relativite Teorisi ve

kozmoloji ile ilgili çalıĢmalar yaptı.

GREEN, Michael (1946- ): Ġngiliz teorik fizikçi, Schwarz ve

Witten ile birlikte Süpersicim Teorisini yarattı. 1980‟lerde

Green ve arkadaĢları evrenin en temel maddesinin nokta

benzeri parçacıklar olmayıp, protondan 1020

defa daha küçük

10-33

cm boyunda içine bükülmüĢ halka Ģeklinde sicimler

olduğunu ve bunların 10 boyutlu uzay zamanda titreĢtiklerini

ileri sürdü. Deneyi imkansız olan bu teori gerçekleĢtiği takdirde

doğadaki her Ģeye cevap verecektir.

GUTH, Alan (1947- ) Amerikalı astrofizikçi, enflasyon

teorisini ortaya attı. Evrenin yaratılıĢı ile ilgili olan ve ispatları

ile açıklanan Big Bang Teorisine ait bazı sorulara (patlamanın

baĢlangıcında evrenin çok sıcak oluĢu, Ģimdiki evrenin büyük

ölçekte oldukça üniform oluĢu gibi) cevap veren enflasyon

teorisini yarattı. BuluĢu 1992‟de COBE uydusunca teyit edildi.

Yüzyılın en büyük buluĢlarından biri olarak kabul edilir.

HAHN, Otto (1879-1968): Alman nükleer fizikçi, uranyum

çekirdeklerini nötronlarla bombardıman ederek baryum elde

etti. Bu nükleer reaksiyonun ilk oluĢumuydu.

HALE, George Ellery (1868-1938): Amerikalı gök bilimci,

GüneĢ lekelerinin spektrumu çizgilerinin bazılarının ayrıĢtığını

ve bunların ayrılmalarının sebebinin güçlü manyetik alanlar

olduğunu keĢfetti. Ayrıca, GüneĢ lekelerinin manyetik

alanlarının 23 yıllık devreler halinde döndüklerini gösterdi.

Palomar dağındaki 5 metrelik Dünya‟nın en büyük

teleskopunun yapıl- masına öncülük etti.

HALLEY, Edmond (1656-1742): Ġngiliz gök bilimci ve

fizikçi, 20 yaĢındayken güney yarımküresinden görülen

Page 296: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

296

yıldızların ilk katalogunu çıkardı. Halley kuyruklu yıldızının

yörüngesini hesapladı. Ay‟ın Dünya yörüngesindeki hızını

buldu. Yıldızlar arası nebula bulutlarını izah etti. Newton‟un

Principia adlı kitabının yayın masraflarını ödedi. Yeryüzü

üzerindeki rüzgar haritasını yaptı ve hava basıncı ile yükseklik

arasındaki iliĢkiyi formüle etti. Deniz tabanındaki tuzun

oluĢumunu, gel-git olayını, Aurora Borealis olayının sebebini,

bir atomun ölçüsü gibi çok sayıda farklı olayı ilk açıklayan

bilim adamıdır.

HAMILTON, William Rowan (1805-1865): Ġrlandalı

matematikçi, 13 yaĢında 13 farklı yabancı lisan biliyordu. 22

yaĢında üniversiteden mezun olmadan önce profesör tayin

edildi. Matematikte dörtlü cebir sistemini buldu. Kuantum

mekaniği operatörleri üzerinde çalıĢtı. Dinamikler Teorisini

buldu.

HARVEY, William (1578-1637): Ġngiliz tıp doktoru, modern

fizyolojiyi kurdu. Damarlardaki kan dolaĢım sistemini

keĢfederek kalp kapakçıkları, kalbin çalıĢma mekanizmasını

izah etti. Embriyoloji, hayvan davranıĢları konularında da

çalıĢmalar yaptı. Modern hayvan fizyolojisi Harvey‟in

çalıĢmalarına dayanır.

HAWKING, Stephen William (1942- ): Ġngiliz teorik fizikçi,

genel relativiteye göre karadeliğin içinde sonsuz yoğunlukta bir

tekillik ve uzay-zaman eğriliği olacağını ileri sürdü.

Karadeliklerin enerji yaydıklarını ve dengesiz olduklarını, ağır

ağır buharlaĢarak yok olacaklarını gösterdi. Popüler bilim

kitapları yazarlığı da yapan Hawking henüz bir Nobel ödülü

kazanamamıĢtır.

HEISENBERG, Werner Karl (1901-1976): Alman fizikçi,

kuantum mekaniğinin ilk kurucularındandır. Belirsizlik

ilkesinin sahibidir. QED üzerinde çalıĢmalar yaptı. Matris

Page 297: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

297

mekaniğini geliĢtirenlerdendir. Parçacıkların BileĢik Alan

Teorisini ileri sürdü. 1932 yılı Nobel ödülünü kazandı.

HELMHOLTZ, Hermann (1821-1894): Alman fizikçi, kapalı

bir sistemde toplam enerjinin sabit kaldığını ispat etti ve

enerjinin sakınımı yasasının sahibi oldu. Mekanik, ısı, elektrik

ve kimya konularında çalıĢmalar yaptı. 19‟cu yüzyılın en renkli

ve üretken bilim adamlarındandır.

HENRY, Joseph (1797-1878): Amerikalı fizikçi, 1831‟de

akü ile tahrik edilen ilk elektrik motorunu yaptı.

Elektromanyetik endüksiyonunu keĢfederek, manyetizmayı

elektriğe dönüĢtürdü. BuluĢları için patent hakkı ve önerilen

serveti almadı ve direktörü bulunduğu enstitünün, maĢını 32 yıl

boyunca artıĢına izin vermedi.

HERSCHELL, William (1738-1822): Alman gök bilimci,

1781‟de Uranüs‟ü sonra Uranüs ve Satürn‟ün aylarını keĢfetti.

1783‟de GüneĢ‟in uzaydaki hareketini inceledi, 800 adet çift

yıldızı tespit etti. Samanyolu galaksisini inceledi ve yıldızlar

çoğunluğunun merkezde yer aldıklarını gördü. Kızılötesi

radyasyonu keĢfetti.

HERSCHEL, John (1792-1871): Ġngiliz gök bilimci, polarize

ıĢığın bir elektrik alanında döndüğünü buldu. Güney yarı

küresinden görülen uzayın haritasını yaptı. Meteoroloji,

jeofizik, kimya, fotoğraf tekniği konularında çalıĢtı. GüneĢ‟in

ilk renkli fotoğrafını çeken insan oldu. Negatif, pozitif

kelimelerini fotoğraf bilimine soktu. Ġngiltere‟nin en ileri gelen

bilim adam-larındandı.

HERSHEY, Alfred Day (1908- ): Amerikalı biyolojist, 1950

baĢlarında bakteriye zarar veren virüsün genetik malzemesinin

DNA olduğunu gösterdi. Yaptığı deneyde DNA‟nın bilgi

taĢıdığını gösterdi. 1969 Nobel ödülünü kazandı.

HERTZ, Heinrich Rudolph (1857-1894): Alman fizikçi,

1888‟de dalga boyu ıĢığın milyon katı olan radyo dalgalarını

Page 298: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

298

keĢfetti ve bunların ıĢık hızı ile yol aldıklarını gösterdi. Hertz,

Marconi‟nin kendi buluĢuna dayanarak icat ettiği radyoyu

göremeden 36 yaĢında öldü.

HERTZSPRUNG, Ejnar (1873-1967): Danimarkalı gök

bilimci, yıldızların spektrum çizgi renkleri ile parlaklıkları

arasında bir iliĢki olduğunu anlayan ilk insan oldu. Cepheid

değiĢken yıldızların uzaklıklarını hesapladı ve Cepheid ölçeğini

belirledi. 90 yaĢına kadar çalıĢmalarını eksiksiz sürdürdü.

HESS, Victor Francis (1883-1964): Avusturyalı fizikçi,

1911‟de uzayın derinliklerinden gelen kozmik ıĢınları keĢfetti.

1936 Nobel ödülünü kazandı.

HIGGS, Peter (1929- ): Ġskoçyalı fizikçi, 1967‟de zayıf

nükleer kuvvetin gluonları olan W+, W

- ve Z

o‟in yanında

bulunması gereken diğer parçacıklar fikrini (Higgs parçacıkları)

ileri sürdü.

HILBERT, David (1862-1943): Alman matematikçi, sayılar

teorisine bir çok yeni çözüm getirdi ve Sınıf Alanı Teorisini

geliĢtirdi. Kendi değiĢmezler teorisini kullanarak sonsuz

boyutlu uzay (Hilbert uzayı) anlayıĢını getirdi. Teorisi

matematik, klasik ve kuantum alan teorilerinde Schrödinger,

Heisenberg ve Dirac tarafından kullanıldı. Tarihin en büyük

matematikçilerinden biridir.

HIPPARCHUS (MÖ 170-125): Yunanlı gök bilimci,

trigonometriyi keĢfetti. Ay‟ın Dünya‟ya uzaklığını 385.000 km

olarak ölçtü. Bir yıl içindeki eĢit gün ve geceleri buldu. Bir yıl

uzunluğunu altı dakikalık toleransla hesap etti. 850 adet yıldızı

kapsayan Dünya‟nın ilk yıldız katalogunu yaptı.

HOOKE, Robert (1635-1703): Ġngiliz fizikçi, malzemelerin

deformasyonları, spiral yaylar üzerinde çalıĢtı. Organizmalara

hücre ismini verdi. IĢığın dalga hareketi olduğunu ilk ifade

edendir. Gravitasyon fikrini Newton‟a veren insan oldu.

Mikroskop, teleskop, barometre, basınç ve sıcaklık ölçme

Page 299: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

299

cihazlarını geliĢtirdi. Bir hücreyi gören ilk insan oldu. Sayısız

buluĢun fikir babasıdır.

HUBBLE, Edwin Powell (1889-1953): Amerikalı gök

bilimci, evrenin geniĢlemekte olduğunu gösterdi. Onun

ölçüsünü ve yaĢını hesap etti. Bir atlet ve boksör olan Hubble

galaksileri inceleyerek, birbirinden büyük hızlarda

uzaklaĢtıklarını buldu. Andromeda‟yı keĢfetti. BuluĢları

geniĢleyen evren modelini ortaya çıkardı ve Büyük Patlama

fikrini geliĢtirdi.

HUGGINS, William (1824-1910): Ġngiliz gök bilimci, bir

amatör olan Huggins yıldızların spektrumlarını inceleyerek

element yapılarını buldu. Nebula bulutlarının gaz ve tozdan

oluĢtuğunu, kuyruklu yıldızların hidrokarbon moleküllerinden

meydana geldiğini keĢfetti. Doppler etkisi ile Sirius yıldızının

hızını tayin etti.

HUXLEY, Thomas Henry (1825-1895): Ġngiliz biyolojist,

yakın dostu olarak Darwin‟in Evrim Teorisi‟ni savundu.

Primatlar üzerinde yaptığı çalıĢmalarla insanın evrim sonucu

meydana geldiğini yazılarıyla anlattı. Otuz yıl boyunca kendi

konusuyla ilgili bir iĢ bulamayan Huxley zooloji ve paleontoloji

konularında etkili buluĢlar yaptı.

HUYGENS, Christiaan (1629-1695): Danimarkalı fizikçi,

ıĢığın dalga teorisini ileri sürdü ve dalgalar halinde yayıldığını

savundu. 17‟ci yüzyılın Newton‟dan sonra gelen en önemli ismi

oldu. Satürn‟ün halkalarını ve Titan‟ın uydusunu keĢfetti.

1956‟da ilk sarkaçlı saati yaptı. IĢığın yoğun cisimler içinde

daha yavaĢ gideceğini belirtti.

INGEN-HOUSZ, Jan (1730-1799): Hollandalı botanikçi,

bitkilerin yeĢil kısımlarının gündüzleri karbondioksit

emdiklerini ve oksijen çıkardıklarını, geceleri de karbondioksit

bıraktıklarını gösterdi. Hayvan yaĢamının bağlı bulunduğu

bitkilerin bu en önemli reaksiyonuna fotosentez adı verildi.

Page 300: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

300

JACOBI, Karl Jacob (1804-1851): Alman matematikçi,

eliptik fonksiyonlar teorisi, analiz, sayılar teorisi, geometri ve

mekanik konularında çalıĢtı. Abel ile birlikte eliptik

fonksiyonlar teorisini yarattı. Dinamik ve kuantum

mekaniğinde kullanılan matematiksel faktörleri buldu.

JANSKY, Karl Guthe (1905-1950): Amerikalı radyo

mühendisi, galaksinin merkezi yönünden gelen yıldızlar arası

iyonize gazın çıkardığı radyo dalgalarını keĢfetti. Bu,

radyoastronominin baĢlamasına neden oldu.

JOLIOT-CURIE, Irene (1897-1956): Fransız nükleer fizikçi,

kocası Frederic Joliot ile birlikte yapay radyoaktiviteyi elde

ettiler. Tıp ve sanayide çok faydalanılan ilk yapay radyo

elementi yaptı. Annesi M. Curie gibi radyasyon patlaması

yüzünden kan kanserinden öldü. 1935 Nobel ödülünü kocası ile

paylaĢtı.

JOLIOT, Frederic (1900-1958): Fransız nükleer fizikçi,

Madam Curie‟nin asistanlığını yaptı ve kızı Irene ile evlendi.

Kızları Helene de bir nükleer fizikçi oldu ve baĢka bir fizikçi

olan Langevin‟in torunu ile evlendi. Bir komünist olan Joliot

Fransa‟nın ilk nükleer tesisini kurdu ve 1958‟de kanserden

öldü. 1935 Nobel ödülünü aldı.

JORDAN, Ernst Pascual (1902-1980): Alman teorik fizikçi,

kuantum mekaniğinin kurucularındandır. 1920‟lerde Kuantum

Elektrodinamiğini (QED) ve matris mekaniğini geliĢtirdi.

JOULE, James Prescott (1818-1889): Ġngiliz fizikçi, ısının

mekanik karĢılığını buldu. ĠĢten elde edilen ısıyı, elektrik

akımının yarattığı ısıyı, gazların soğumasını ve hareketli gaz

moleküllerinin hızlarını keĢfetti. Enerjinin ne yoktan

kazanıldığını ne de kaybedildiğini, onun sadece Ģekil

değiĢtirdiğini buldu. Enerji birimine adına hitaben Joule dendi.

Page 301: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

301

KAMERLINGH-ONNES, Heike (1853-1926): Hollandalı

fizikçi, 1908‟de sıvı helyumu 4.25 K‟ de elde etti. 1913‟de

süper iletkenliği keĢfetti. 1913 Nobel ödülünü kazandı.

KANT, Immanuel (1724-1804): Alman filozof, 1755‟de

nebula hipotezini ileri sürerek GüneĢ sisteminin oluĢum

teorisini ileri süren ilk insan oldu. Samanyolu‟nun mercek

Ģeklinde olduğunu ve Ay‟ın çekiminin Dünya dönüĢünü

yavaĢlattığını belirtti.

KEKULE, F. August (1829-1896): Alman kimyacı, organik

kimyanın kurucusudur. Frankland‟dan aldığı fikirle atomların

birbiri ile birleĢerek gruplaĢma kombinezonların, karbon

atomlarının birleĢme zincirlerini, zincirlerin meydana getirdiği

molekülleri belirterek organik kimyanın en büyük geliĢmesini

yarattı. Benzol bileĢimlerinin çember yapısını keĢfetti

KEPLER, Johannes (1571-1630): Alman gök bilimci,

gezegen sisteminin yasalarını keĢfetti. Gezegenlerin dönüĢ

hareketlerini ve hızlarını belirterek, yörüngelerinin odak

noktasında GüneĢ bulunan birer elips olduğunu ispatlayan ilk

insan oldu. Üç yasası bulunmaktadır.

KERR, John (1824-1907): Ġngiliz fizikçi, 1875‟de yüksek

elektrik alanı içinde ıĢığın bazı malzemelerde çift yansıdığını

gösterdi (Kerr etkisi). Elektrooptik ve manyetooptik etkileri

buluĢu malzemelerin iç yapılarının tanınmasında kullanılır.

KHORANA, Har Gobind (1922- ): Hindistanlı biyolojist,

molekül biyolojisinde büyük geliĢmelere yol açan DNA

molekülündeki genetik kodlama sistemini keĢfetti. 1970 yılı

Nobel ödülünü kazandı.

KIRCHOFF, Gustav Robert (1824-1887): Alman fizikçi,

spektroskopiyi buldu. GüneĢ spektrumundaki karanlık

çizgilerin çeĢitli elementlerin özelliklerini belirttiğini gösterdi.

Her farklı atomun kendine ait farklı bir renk çizgisi çıkardığını

keĢfetti.

Page 302: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

302

KOCH, Robert (1843-1910): Alman bakteriyolojist, 1876‟da

ısı ve kurumaya dayanıklı bakteri sporlarını buldu. Sporların

her durumda yeniden basile dönüĢebileceklerini belirtti. Bir çok

hastalığın mikrobunu teĢhis eden Koch tıp bakteriyolojisinin en

büyük isimlerden biri oldu. 1905 Nobel ödülünü aldı.

KREBS, Hans Adolf (1900-1981): Alman biyokimyacı bir

hücre içindeki enerji üretim devresini keĢfetti. Mitokondriya

içindeki, glülozun çözülerek karbondioksit, su ve enerjiye

dönüĢmesini (Krebs cycle) izah etti.

LAGRANGE, Joseph Louis (1736-1813): Fransız

matematikçi, 19 yaĢındayken yazmaya baĢladığı ve 52 yaĢında

bitirip yayınladığı Analytical Mechanics adlı kitabı önde gelen

bilimsel eserlerdendir. Mekaniği geliĢtirdi, değiĢkenler ve dört

boyutlu uzay hesaplarını, Newton‟un yaptığı gibi geometrik

metotlar kullanmadan, mekaniğe uyguladı. 3-cisim (GüneĢ-

Dünya-Ay) gravitasyon problemi ve sayılar teorisinde

çalıĢmalar yaptı. Fermat‟ın bazı ispat edilmemiĢ problemlerini

çözdü. Metrik sistemin babası ve bilimde çığır açan bir

matematikçidir.

LAMARCK, Jean (1744-1829): Fransız doğa bilimci, evrim

fikrini ilk ortaya atanlardandır. Önce botanik sonra zooloji ile

ilgilendi ve canlı türlerini inceledi. Doğanın canlı türleri

üzerinde değiĢiklikler ürettiğini, değiĢikliklerin nesillere

aktarıldığını ileri sürdü. Buffon ile birlikte canlı türlerinin

zincir-oluĢumunu belirten ilk insan oldu.

LANGEVIN, Paul (1872-1946): Fransız fizikçi, modern

manyetizma teorisini kurdu. 1905‟de iyonize gazlar üzerinde

çalıĢtı ve manyetizmanın atom içindeki elektronların

davranıĢlarından ileri geldiğini gösterdi. 2‟ci Dünya savaĢında

kullanılan sonarı 1‟ci Dünya savaĢı sırasında keĢfetti.

LAPLACE, Pierre Simon (1749-1827): Fransız matematikçi,

Kant‟in fikirlerinden habersiz olarak GüneĢ sisteminin oluĢum

Page 303: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

303

teorisini kurdu. Gezegenler arasındaki gravitasyonel etkilerin

yörüngelerini etkilemeyeceğini ve sistemin stabil olduğunu

gösterdi. Ġhtimaller Teorisini sağlam temel üzerine oturttu.

Gezegenlerin yörüngelerinin eliptiklikleri ve uzaklıkları üzerine

iki teoremi ispat etti. Üzerinde çalıĢtıkları konularda

Newton‟dan sonra ikinci adam kabul edilir.

LAVOISIER, A. Laurent (1743-1794): Fransız kimyacı,

kimyasal devrimin yaratıcısıdır. Maddenin sakınımı yasasını

buldu. Buna göre madde ne yaratılır nede yok edilebilir.

Havanın oksijen ve nitrojen gazlarının karıĢımı olduğunu,

metallerin oksijenle birleĢip okside dönüĢtüğünü, suyun

hidrojen ve oksijenin bileĢimi olduğunu gösterdi. Du Pond ve

Laplace ile birlikte termokimyayı baĢlattı. Kimyasal

bileĢimlerin ismini belirledi. 1789‟da yayınladığı Elementary

Treatise on Chemistry, bir asır önce yayınlanmıĢ Newton‟un

Principia‟sı ile boy ölçüĢebilen bir eserdir. Fransa‟nın en büyük

bilim adamı olan Lavoisier 1794‟de, ihtilal karĢıtı suçlanması

sonucu, giyotinle idam edildi.

LAWRENCE, E. Orlando (1901-1958): Amerikalı fizikçi,

elektromıknatıslarla hızlandırılan ilk dairesel atom

parçalayıcısını keĢfetti. Ġlk siklotronu (cyclotron) 1931‟de

çalıĢtırıldı. 103 numaralı elemente adına hitaben Lawrencium

dendi ve 1939 Nobel ödülünü kazandı. Atom ve hidrojen

bombaları projesinde çalıĢtı.

LEBESQUE, Henri Leon (1875-1941): Fransız matematikçi,

modern fonksiyonlar teorisini kurdu ve integral hesabı

geliĢtirdi. BuluĢları trigonometri ve eğri hesaplarına önemli

avantajlar sağladı.

LEDERBERG, Joshua (1925- ): Amerikalı genetikçi,

bakterilerin genlere sahip olduklarını keĢfetti. Daha önceleri bu

bilinmiyordu. Ayrıca, bakteri enfeksiyon virüsünün genetik

bilgiyi transfer edebileceğini bularak genetik mühendisliğini

Page 304: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

304

baĢlattı. Evrim teorisinin doğruluğunu gösterdi. 1958 Nobel

ödülünü kazandı.

LEHMAN, Inge (1888-1993): Danimarkalı sismolojist,

Dünya‟nın merkezine doğru yol alan P dalgalarının 5150 km

aĢağıdaki hızlarını inceleyerek Gutenberg tarafından gösterilen

sıvı çekirdeğin içinde bir katı çekirdeğin bulunduğunu, demir

ve nikelden oluĢtuğunu keĢfetti.

LEIBNIZ, G. Wilhelm (1646-1716): Alman matematikçi,

diferansiyel ve integral hesapları Newton‟dan daha önce

yayınladı. Hesap makinasını icat etti. Matematiğin yanında

hukuk, tarih, edebiyat, felsefe gibi farklı bilimlerle de uğraĢtı.

Maddenin özünün enerji olduğunu savundu. Tarihin en büyük

matematikçilerinden sayılır.

LEMAITRE, G. Edouard (1894-1966): Belçikalı gök bilimci,

Büyük Patlama Teorisinin fikir babasıdır. Hubble‟ın

gözleminden iki yıl önce Einstein‟ın denklemlerini kullanarak

evrenin bir kozmik yumurtanın patlaması ile oluĢtuğunu ileri

sürdü.

LENARD, P.E. Anton (1862-1947): Alman fizikçi, 1902‟de

bazı metallerin üzerine düĢen morötesi ıĢınların elektron

çıkardıklarını (fotoelektrik etki) ve bunun kritik dalga boyunun

altındaki ıĢınlarda meydana geldiğini, elektronların hızlarının

dalga boylarının düĢmesiyle arttığı, ıĢık yoğunluğunun arttıkça

çıkan elektron sayısının da fazlalaĢtığını buldu. Einstein bütün

bu etkileri 1905‟de teorik olarak açıkladı. Lenard, katod

ıĢınlarının bir elektron ıĢını olduğunu gösterdi. 1905 Nobel

ödülünü kazandı. Lenard bir Nazi taraftarı idi.

LEVENE, Phoebus (1869-1940): Rus biyokimyacı, nükleik

asidin, DNA ve RNA olarak iki türü olduğunu belirterek bunlar

arasındaki farklılıkları açıkladı. ġeker moleküllerini izole

ederek nükleikasitleri ribose ve deoxyribose elemanlarına

Page 305: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

305

ayırdı. Hücre çekirdeği içindeki DNA ve RNA moleküllerinin

zincir yapısı daha sonraları 1953‟de keĢfedildi.

LEVERRIER, Jean Joseph (1811-1877): Fransız gök bilimci,

Uranüs‟ün yörüngesindeki düzensizliğini bularak bunun daha

uzaktaki bilinmeyen bir gök cisminden ileri geldiğini gösterdi

ve bu bilinmeyen gezegenin (Neptün) yerini ve kütlesini

hesapladı. Ayrıca, Merkür‟ün yörüngesinde GüneĢ‟e en yakın

konumdaki yerini hesapladı. GüneĢ‟le Merkür arasında Vulcan

isminde bir gezegen olması gerektiğini iddia etti.

LEWIS, Gilbert Newton (1875-1946): Amerikalı fizikçi,

kimyasal bağlanma teorisini, kimyasal termodinamik ve

kimyasal reaksiyonların hesap metotlarını geliĢtirdi. Hidrojen

ve helyumdan daha ağır elementlerin çekirdek etrafında bir çift

elektronların, daha ileride de sekizli gruplar halinde

elektronların bulunacağını belirtti. Elektronlar arasındaki

birleĢmeleri inceleyen Lewis yaĢadığı yüzyılın en verimli bilim

adamlarındandı.

LIEBIG, Justus (1803-1873): Alman kimyacı, 22 yaĢında

profesör oldu. Organik karıĢımların analiz metodunu geliĢtirdi.

Yüzlerce organik karıĢımın analizini yaptı. Biyokimyayı buldu.

Canlılarda karbonhidrat ve yağların yakıt özelliğini keĢfetti.

LINNAEUS, Carl (1707-1778): Ġsveçli botanikçi,

tohumlarına göre bitkilerin sınıflandırılmasını yaptı. Her tip

bitkinin Latince ismini verdi. GeniĢ bir bitki koleksiyonuna

sahip oldu ve bitkilerin üreme teorisini geliĢtirdi. Botanik

biliminin en büyük isimlerindendir.

LOBACHEVSKI, N. Ivanovich (1793-1856): Rus

matematikçi, 1827‟de Euclid geometrisine karĢıt ilk geometriyi

yayınladı. Geometrisi Einstein‟ın uzay-zamanı ifade eden

relativite teorisinden sonra önem kazandı.

LOCKYER, J. Norman (1836-1920): Ġngiliz gök bilimci,

GüneĢ‟in ıĢık spektrumundan yeni bir element buldu ve helyum

Page 306: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

306

adını verdi. Spektroskopla GüneĢ‟i inceleme tekniğini

geliĢtirdi.

LORENTZ, Hendrik Antoon (1853-1928): Hollandalı teorik

fizikçi, Maxwell‟in denklemlerinin çözümünü gösterdi, bir

ortam içindeki ıĢığın davranıĢını formüle etti, elektron

teorisinde maddenin elektrik ve manyetik alanlar doğuran

elektrik yüklerinden oluĢtuğunu belirtti. Elektron titreĢimlerinin

oluĢturduğu elektromanyetik dalgalarını gösterdi. Hızla birlikte

kütlenin artacağını ileri sürdü. 1902 yılı Nobel ödülünü

kazandı.

MACH, Ernst (1838-1916): Avusturyalı teorik fizikçi,

bilimde gözle görülmeyen hiçbir Ģeye inanılmaması gerektiğini

savundu ve baĢta Einstein olmak üzere bir çok kuantum fiziği

bilim adamını etkiledi. Atomların varlığına itiraz etti. Sesin hızı

ile ilgili birimleri (Mach numbers) buldu.

MARCONI, Guglielmo (1874-1937): Ġtalyan fizikçi, 1895‟de

Hertz elektrik dalgalarını iletecek radyo ekipmanını planladı,

1899‟da Mors sinyallerini ManĢ kanalından geçirdi. 1901‟de

sinyalleri Ġngiltere‟den Amerika‟ya iletti. 1927‟de uzun

mesafede radyo-telgraf sistemini geliĢtirdi. 1909 Nobel ödülünü

kazandı.

MAXWELL, James Clerk (1831-1879): Ġskoçyalı fizikçi,

19‟cu yüzyılın en teorik bilim adamıdır. 1849‟da kırmızı, yeĢil

ve maviden diğer renklerin oluĢumunu belirtti. 1861‟de ilk

renkli fotoğrafı elde etti. Elektrik ve manyetik kuvvetleri

tanımlayan yasaları birleĢtirerek elektromanyetik alan

kuramlarını buldu. Elektrik titreĢimlerinin elektrik dalgalarına

yol açtığını ve bunların ıĢık hızı ile yayıldıklarını gösterdi.

IĢığın elektromanyetik dalga spektrumunda sadece ufak bir

bölgede yer aldığını belirtti. Gazların kinetik kuramını ispat

etti. 14 yaĢında ilk bilimsel makalesini yazdı. 25 yaĢında

Page 307: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

307

profesör oldu. 48 yaĢında kanserden ölen Maxwell, tarihin en

önde gelen fizikçilerindendir.

MATUYAMA, Motonori (1884-1956): Japon jeolog,

dünyanın manyetik alanının yönünün çekirdekteki sıvı

çalkantıları ile değiĢtiğini keĢfetti. Son 5 milyon yıl içinde

manyetik alanın 20 defa yön değiĢtirdiğini belirtti.

MEITNER, Lise (1878-1968): Avusturyalı fizikçi, Otto Hahn

ile birlikte radyoaktivite üzerine otuz yıl çalıĢtı. Hahn‟ın

uranyumu nötronlarla bombardıman sonuçlarını yeğen Frisch

ile birlikte değerlendirerek nükleer fisyon olayını buldular.

Atom bombası projesinde çalıĢmayı ret etti.

MENDEL, Gregor (1822-1884): Avusturyalı papaz ve

botanikçi, soy çekiminin istatistiksel yasalarını geliĢtirdi.

BuluĢları ölümünden 16 yıl sonra kabul gördü. Bitkilerin gövde

yüksekliği, çekirdek Ģekli ve çiçek rengi gibi karakterlerini

inceleyerek soy çekim özellikleri buldu. Bitki genlerinin

karakter özelliklerini ilettiklerini belirtti.

MENDELAYEV, D. Ivanovich (1834-1907): Rus kimyacı,

elementlerin sınıflandırılmasına ait periyodik tabloyu yaptı.

101‟ci elemente adına hitaben Mendelevium dendi.

MICHELL, John (1724-1793): Ġngiliz gök bilimci, çift yıldız

sistemlerini keĢfetti. Karadeliklerden ilk söz eden insandı.

Yıldızlar arası uzaklıkları doğru ölçen ilk bilim adamı oldu.

MICHELSON, Albert (1852-1931): Amerikalı fizikçi,

1926‟da döner ayna metodu ile Edward Morley ile birlikte ıĢık

hızını 300.000 km/sn olarak ölçtü. Uzayda eter olmadığını

belirtti. IĢık hızının Dünya hareketi yönünde ve tersindeki

hızlarının aynı olduğunu gösterdi. 1907‟de Nobel ödülünü alan

ilk Amerikalı oldu

MILANKOVICH, Milutin (1879-1958): Yugoslav

klimatolojist, yeryüzü iklimindeki uzun vadedeki değiĢiklikleri

inceledi. Dünya yörüngesindeki eliptiklik, eksenindeki eğiklik,

Page 308: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

308

gece-gündüz eĢitliği faktörlerinin iklime yaptığı etkileri, son

650.000 yıl içindeki toplam radyasyon miktarlarını buldu.

MILLER, Stanley Lloyd (1930- ): Amerikalı kimyacı,

1953‟de bir üniversite öğrencisi iken bir deney kabına su

buharı, metan, amonyak ve hidrojen koyarak bir elektrik Ģoku

tatbik etti ve canlı organizmalar elde etti. Bu deney, yeryüzünün

ilk zamanlarındaki basit gaz karıĢımında ilk hücrelerin

oluĢumunun ilk belirtisi oldu.

MILLIKAN, Robert Andrews (1868-1953): Amerikalı fizikçi,

1925‟de uzaydan gelen kozmik ıĢınları keĢfetti. Elektron

yükünü ve Planck sabitini hassas olarak ölçtü. 1923 yılı Nobel

ödülünü kazandı.

MORGAN, Thomas Hunt (1866-1945): Amerikalı genetikçi,

genlerin kromozomlar üzerinde lineer Ģekilde yer aldıklarını,

tür özelliklerinin kromozomlarla geçtiğini gösterdi. Kromozom

teorisinden dolayı 1933 Nobel ödülünü aldı.

MOSELEY, Henry Jeffreys (1887-1915): Ġngiliz fizikçi,

kimyasal elementlerin nükleer yüklerini buldu ve atom

sayılarını teyit etti. 1914‟de Avustralya‟ya gitti ve Çanakkale

harbinde savaĢırken öldü.

MÖSSBAUER, Rudolf Ludwig (1929- ): Alman fizikçi, atom

içindeki foton salınmasından çıkan enerjiyi, çekirdekler

arasındaki foton alıĢ veriĢinde oluĢan titreĢimleri izah eden

Mössbauer etkisini keĢfetti. 1961 Nobel ödülünü kazandı.

MULLER, Hermann Joseph (1890-1967): Amerikalı

genetikçi, genlerin mutasyonlarıyla ilgilenerek, mutasyon

teorisinin ve evrimin gerçekliliğini gösterdi. X-ıĢınları

kullanarak genetik mutasyonu keĢfetti. 1946 Nobel ödülünü

kazandı.

MULLER, Johannes Peter (1801-1858): Alman fizyolojist,

anatomi, zooloji ve nöroloji konularında birçok keĢifler yaptı.

Page 309: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

309

GelmiĢ geçmiĢ fizyologların en büyüğü sayılır. 25 yaĢında

profesör oldu ve 57 yaĢında intihar etti.

NAPIER, John (1550-1617): Ġskoçyalı matematikçi,

logaritmanın prensiplerini buldu ve hesap tablolarını yaptı.

Küresel trigonometriyi geliĢtirdi. 1617‟de Dünya‟nın ilk analog

hesap cihazı olan kayar hesap cetvelini imal etti.

NERNST, Walther (1864-1941): Alman kimyacı, kimyasal

termodinamiğin kurucusudur. 1904‟de elektrik lambasını icat

etti. Lambası daha sonra Edison tarafından ıĢıklandırmalarda

kullanıldı. Termodinamiğin üçüncü yasasını buldu. Buna göre

mutlak sıfıra asla ulaĢılamaz. Fizik ve kimyada birçok buluĢları

oldu ve 1920 Nobel ödülünü kazandı.

NEWTON, Isaac (1642-1727): Ġngiliz fizikçi ve matematikçi,

evrensel gravitasyon yasasını buldu. Evrendeki bütün kütlelerin

birbirlerini çektiklerini belirterek, hareketin üç yasasını,

gezegen hareketlerinin prensiplerini, kütle ve ağırlık arasındaki

iliĢkiyi, ivme, sıvılar ve ısı kaybına ait yasaları çıkardı. Bir

prizmadan geçen ıĢığın çıkardığı ıĢık spektrumunu göstererek

beyaz ıĢığın spektrumdaki diğer bütün renklerin birleĢmesinden

oluĢtuğunu ispat etti. Diferansiyel hesap metotlarını buldu.

1687‟de yayınladığı The Mathematical Principles of Natural

Philosophy adlı eseri bütün zamanların yazılmıĢ en büyük bilim

kitabıdır. 26 yaĢında profesör oldu. Matematik, mekanik ve

optik konularında birçok buluĢu ve çalıĢması olan Newton

bilim tarihinin en önde gelen isimlerinden olup klasik fiziğin

kurucusudur.

OERSTED, Hans Christian (1777-1851): Danimarkalı fizikçi,

elektrik akımının bir manyetik alan ürettiğini keĢfetti. KeĢfi

diğer fizikçilerin elektrik ve manyetizma üzerinde birçok

buluĢlar yapmasına yardımcı oldu.

Page 310: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

310

OHM, George Simon (1789-1854): Alman fizikçi, elektrik

akımı ile voltaj arasındaki iliĢkiyi keĢfetti ve elektrik

rezistansına adına izafeten Ohm dendi.

OLBERS, Heinrich (1758-1840): Alman gök bilimci,

asteroitlerin yörüngedeki bir gezegenin patlaması ile oluĢan

parçalar olduğunu ileri sürdü. BeĢ adet kuyruklu yıldız, Pallas

ve Vesta uydularını keĢfetti. Geceleri göğün neden karanlık

görüldüğünün (Olbers paradoksu) izahını yaptı.

OORT, Jan Hendrik (1900-1992): Hollandalı gök bilimci,

GüneĢ‟in galaksinin merkezinden 30.000 ıĢık yılı uzaklıkta

olduğunu, galaksinin bir dönüĢünü 225 milyon yılda

tamamladığını, dönüĢ hızının 220 km/sn, kütlesinin GüneĢ

kütlesinin 1010

katı olduğunu hesapladı. 1950‟de kuyruklu

yıldızların kaynağı olan Oort Bulutları‟nı keĢfederek

oluĢumlarını açıkladı.

OPARIN, A. Ivanovich (1894-1980): Rus biyokimyacı,

yaĢamın baĢlangıcı ile ilgili modern teoriyi kurdu. Dünya‟nın

ilk bir milyar yılı sonunda atmosferdeki oksijenin bitkilerin

fotosentezi ile oluĢmaya baĢladığı ve bu sıralarda ilk ilkel

organizmaların ortaya çıkıĢlarını inceledi.

OPPENHEIMER, Robert (1904-1967): Amerikalı teorik

fizikçi, kuantum mekaniğinin ve elektron teorisinin analizini

yaptı ve antielektronun varlığını belirtti. Nötron yıldızlarının

mevcudiyetini ileri sürdü ve Manhattan atom bombası

projesinin direktörlüğünü yaptı. Hidrojen bombasının imalat

projesinde çalıĢtı.

PASCAL, Blaise (1623-1662): Fransız matematikçi, 16

yaĢında en zor geometri teoremlerini çözdü. 19 yaĢındayken bir

hesap makinası imal etti. Ġhtimaller matematiğini geliĢtirdi.

Basınç yasaları üzerinde de çalıĢan Pascal‟ın ismi basınç

birimine verildi.

Page 311: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

311

PASTEUR, Louis (1822-1895): Fransız kimyacı ve

mikrobiyolog, bilimdeki en büyük isimlerden biridir. Öğrencilik

eğitimi oldukça zor geçti ve konuları çok geç anlayan birisiydi.

Üç boyutlu kimyayı buldu. Bira ve Ģarap imalat teknolojisini

geliĢtirdi. Hayvan hastalıklarının çözümlerini keĢfetti. 1880‟de

kuduz hastalığı ile uğraĢtı ve ilacını buldu.

PAULI, Wolfgang (1900-1958): Avusturyalı fizikçi, kuantum

mekaniğindeki dıĢlama ilkesini, bir yörüngede iki elektronun

aynı kuantum durumunda olamayacağını keĢfetti. Matris

mekaniğini kullanarak hidrojen atomunun ıĢık tayfını belirledi.

1931‟de uzaydan ıĢık hızı ile gelen nötrinoların varlığını öne

sürdü. Kuantum Elektrodinamiğini geliĢtirenlerdendir. Elektron

yörüngesindeki enerji seviyelerini belirtti ve beta bozunmasını

ileri sürdü. 1945 Nobel ödülünü kazanan Pauli 20‟ci yüzyılın

teorik fizik devlerindendir.

PAULING, Linus (1901-1994): Amerikalı kimyacı,

1930‟larda atomlar arası bağlanma tekniğini geliĢtirdi ve

bağların enerji hesaplarını yaptı. Daha sonra biyokimya ile

uğraĢarak, aminoasit ve protein yapılarını inceledi. 20‟ci

yüzyılın en önemli kimyacısı olan Pauling 1954 Nobel kimya

ödülünü ve 1962 Nobel barıĢ ödülünü aldı.

PAVLOV, Ivan Petrovich (1849-1936): Rus fizyolojist,

canlılardaki Ģartlı refleksleri buldu. Hayvanların sindirim

sistemlerini inceleyerek midenin çalıĢma mekanizmasını

keĢfetti. Sinir sistemi üzerinde de etkili buluĢları olan Pavlov

1904 Nobel ödülünü kazandı.

PEIERLS, R. Ernest (1907-1995): Alman teorik fizikçi,

katılar fiziği üzerinde çalıĢtı ve elektronun manyetik alanlardaki

davranıĢını (Hall etkisi) inceledi. Metallerdeki diamanyetizma

teorisini geliĢtirdi. Proton ve nötronun arasındaki etkileĢimleri,

uranyum fisyon ve zincir reaksiyonunun verimini hesaplayarak

Manhattan projesinde çalıĢtı

Page 312: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

312

PENROSE, Roger (1931- ): Ġngiliz teorik fizikçi, Karade-

liklerin olay ufkuna girmiĢ cisimlerin artık ondan kaçamaya-

cağını, uzay-zaman tekilliğinin karadeliklerin merkezlerinde yer

aldığını hesapladı. Dönen yüksüz (Kerr karadeliği)

karadeliklerin etrafındaki maddenin kütlelere parçalanarak

deliğe düĢtüğünü ve geri kalanının da fıĢkırtıldığını gösterdi.

DıĢarı fıĢkıran kütle ve enerjinin içeri düĢen orijinal maddeden

büyük olacağını belirtti.

PENZIAS, Arno Allan (1933- ): Amerikalı gök bilimci,

1964‟de Büyük Patlama‟nın çıkardığı radyasyonun günümüze

kadar gelmiĢ bir kalıntısı olan 3.5 K sıcaklığındaki mikrodalga

arkaalan ıĢımasını R. Wilson‟la birlikte keĢfetti. Bu Big

Bang‟ın en önemli ispatı oldu. 1978 Nobel ödülünü kazandı.

PERRIN, Jean Baptiste (1870-1942): Fransız kimyacı, katot

ıĢınlarının negatif yüklü olduklarını, Brownian hareketindeki

parçacıkların hareketlerini hesapladı. ÇalıĢmaları, atomların

mevcudiyetinin son ispatı olarak kabul edilir. 1926 Nobel

ödülünü aldı.

PLANCK, Max (1858-1947): Alman fizikçi, kuantum

teorisini baĢlatarak 1900 yılını, klasik fizikten modern fiziğe

geçiĢ yılı yaptı. 1900‟de yazdığı makalesi, Einstein‟ın 1905

tarihli makalesi ile birlikte, Kuantum Teorisi‟ni yarattı. IĢığın

kuanta denilen enerji paketleri halinde yayıldığını siyah cisim

deneyi ile gösterdi. Enerji ve frekans arasındaki Planck sabitini

buldu. BuluĢunun ilk teyitleri Einstein‟ın 1905‟deki

fotoelektrik etki ve Bohr‟un 1913‟deki atomların elektron yapı

teorileri ile yapıldı. Kuantum Teorisi‟nin tam bir izahı

1920‟lerde yapıldı. YaĢamı acılı geçen Planck‟ın oğullarından

biri savaĢta öldü, diğeri Naziler tarafından idam edildi ve iki

kızı bebekken öldüler. Planck hiç bir „maddi gelir‟ beklemeden

yaĢayabilen ve buluĢlar yapan nadir bilim adamlarındandı. 1919

Nobel ödülünü kazandı.

Page 313: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

313

PLATO (MÖ 428-348): Yunanlı filozof, bütün zamanların en

büyük düĢünürlerindendir. Sokrat‟ın öğrencisi ve Aristotle‟nin

hocası olmuĢtur. Felsefe, matematik ve bilimin geliĢmesine

katkıları olmuĢtur. YaĢamı hakkında çok az detay

bilinmektedir.

POINCARE, Jules Henri, (1854-1912): Fransız matematikçi,

elektron dinamiği, yörüngeler teorisi, dönen akıĢkanların

biçimi, gravitasyon gibi teoriler üzerinde çalıĢtı. Einstein‟ın

genel relativite teorisini ondan az sonra matematiksel olarak

belirtti. Lineer diferansiyel denklemler, sayılar teorisi,

ihtimaller teorisi konularında çok etkili çalıĢmalar yaptı. Kaos

problemi üzerinde ilk çalıĢandır.

POISSON, Simeon Denis (1781-1840): Fransız matematikçi,

tıp eğitimi görürken matematiksel fiziğe döndü. Isı ve elastiklik

teorilerini geliĢtirdi. Elektrik ve manyetizmanın akıĢ teorisini

kurdu. Ġhtimaller matematiği üzerinde çalıĢmalar yaptı.

Kompleks analiz ve eğrilerin entegrasyon hesaplarını yapan ilk

matematikçidir.

PRIESTLEY, Joseph (1733-1804): Ġngiliz kimyacı, bilimde

bir amatör olan, teorilerden fazla anlamayan Priestley dokuzdan

fazla lisan bilen, bilimsel yazılar yazan, 18‟ci yüzyılın en büyük

deneycilerindendir. Bir çok bilinmeyen gazın keĢfini yaptı. En

büyük keĢfi oksijen olup, bitkilerin hayvanlar için gerekli olan

oksijeni çıkardıklarını gösterdi. Kendisine teklif edilen

profesörlük unvanını ret etti.

PTOLEMY (90-170): Mısırlı gök bilimci, Copernicus‟a

kadar gelen 1400 yıllık astronomi düĢüncesini yönlendirdi.

GüneĢ ve Ay‟a olan uzaklıkları hesapladı ve yıldız katalogunu

yaptı. sayısını 3,1417 olarak hesapladı. Dünya‟nın evrenin

merkezi olduğunu iddia etti. Kendinden önceki Yunan

astronomisinin savunucusuydu.

Page 314: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

314

PYTHAGORAS (MÖ 560-480): Yunanlı matematikçi,

astronomi, geometri ve sayılar teorisi ile uğraĢtı. Pitagor

teoremini buldu. Akustiğin fizik yasaları ve matematiksel fizik,

aritmetik konularında buluĢlar yaptı. Dünya‟nın bir küre

olduğunu iddia eden ilk insan oldu. Dünya ve yıldızların

küresel bir evren içinde döndüklerini söyledi. Doğadaki her

Ģeyin sayılara dayandığı fikrini savundu.

RAMAN, Chandrasekhara (1888-1970): Hindistanlı fizikçi,

ıĢığın katı, sıvı veya gazların içindeki moleküller vasıtası ile

etrafa yansıdığını ve frekansının değiĢtiğini (Raman etkisi)

keĢfetti. Bu buluĢ kuantum teorisinin en erken teyitlerinden biri

olmuĢtur. Ayrıca molekül yapısının anlaĢılmasına yardımcı

olmuĢtur.

RAMSAY, William (1852-1916): Ġskoçyalı kimyacı, gaz

yoğunluklarını ilk inceleyenlerdendir. Helyum, argon, kripton,

xenon, neon, radon gibi asil gazları keĢfetti. Helyumu

yeryüzünde bulan ilk insan oldu. Ayrıca elementlerin periyodik

tablosunu tamamladı. 1904 Nobel ödülünü aldı.

REBER, Grote (1911- ): Amerikalı gök bilimci, Dünya‟nın

ilk radyo astronomudur. Radyo astronomiyi geliĢtirdi.

Samanyolu içindeki ilk radyo kaynağını keĢfetti.

RICHTER, Burton (1931- ): Amerikalı fizikçi, elektron ve

pozitron çarpıĢmasından çıkan tılsımlı kuark ve J/psi

parçacıklarını keĢfetti. Parçacık fiziğinin önde gelen bilim

adamlarındandır. 1976 Nobel ödülünü aldı.

RIEMANN, G. F. Bernhard (1826-1866): Alman matematikçi,

Gauss‟un öğrencisiydi. 39 yaĢında veremden öldü. Potansiyel

teoriyi kullanarak kompleks fonksiyonlar teorisini ve Riemann

yüzeyleri geometrisini buldu. Gauss‟un Euclid geometrisini

geliĢtirerek Einstein‟ın Genel Relativite Teorisi için zemin

hazırladı.

Page 315: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

315

ROEMER, Ole Christensen (1644-1710): Danimarkalı gök

bilimci, Jüpiter‟in aylarının dönüĢ periyotları ve Dünya‟nın

hareketini karĢılaĢtırarak ıĢığın sonlu yol aldığını söyledi. IĢık

hızını 225.000 km/sn olarak hesapladı. Bu ıĢığın sonsuz bir

hızla gitmediğinin ilk ispatı idi.

ROENTGEN, William Konrad (1845-1923): Alman fizikçi,

1895‟de yüksek enerjili, doğru çizgilerde giden, elektrik veya

manyetik alanlardan etkilenmeyen, ince metal plakalardan

geçebilen ıĢınları keĢfetti ve bunlara X-ıĢınları adını verdi.

Roentgen bu ıĢınların elektromanyetik radyasyonda daha kısa

dalga boylarına sahip olduğunu belirtti. Nobel ödüllerinin

birincisi 1901‟de Roentgen‟e verildi. BuluĢlarına patent hakkı

istemeyen Roentgen fakirlik içinde öldü.

RUMFORD, B. Thompson (1753-1814): Amerikalı fizikçi,

önce dükkanda çıraklık, çiftçilik, savaĢta askerlik, gizli ajanlık

gibi iĢler yaptı sonra devlet ve savaĢ bakanlığında bulundu.

Maceracı, sosyal reformcu, mucit ve sonra da fizikçi oldu.

Bilimsel çalıĢmalar yaĢamının bir parçasıydı. Isının madde

içindeki parçacıkların hareketi olduğunu belirterek iĢ ve ısı

arasındaki iliĢkiyi hesapladı ve Ģimdiki değerin üçte birine

yakın bir değerde buldu. Bu buluĢ modern fiziğin temeli oldu.

Amerikanın yetiĢtirdiği en büyük zekalardan biri ve 19‟cu

yüzyıl bilim dünyasının en renkli karakteri olarak kabul edilir.

RUTHERFORD, Ernest (1871-1937): Yeni Zelandalı fizikçi,

nükleer fiziği yarattı. 1911‟de atom çekirdeğine çarpıp geri

sıçrayan alpha parçacıkları deneyinden, atomun merkezinde

ağır ve yüklü bir çekirdeğin, onun etrafında da dönen

elektronların oluĢturduğu elektron bulutunu keĢfetti. Bu buluĢ

günümüzün atom modeli oldu. 1914‟de radyoaktif bir elementin

bir yarı ömrü olduğunu gösterdi. 1934‟de döteryum çekirdeğini

döteryum ile bombardıman ederek ilk nükleer füzyonu

Page 316: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

316

gerçekleĢtirdi. 1908 Nobel ödülünü alan Rutherford bütün

zamanların en büyük deneycilerinden biridir.

RUSSEL, Bertrand (1872-1970): Galli filozof, matematikçi

ve yazar, Ġngiltere baĢbakanı Lord Jonh Russel‟ın torunudur.

Matematiksel mantık ve felsefe konusunda Dünya otoritesi

olup, düĢüncelerini Principia Matehematica isimli dev eserinde

topladı. Konularında teoriler yarattı, 1918‟de hapse girdi,

politika ile ilgilendi, Nobel dahil birçok ödül kazandı, nükleer

silahlara karĢı kampanyalar düzenledi. Matematik, felsefe ve

mantık konularında Dünya liderlerindendir.

RUSSEL, Henry Norris (1877-1957): Amerikalı gök bilimci,

yıldızların spektrum çizgilerinden yüzey sıcaklıklarının

bilineceğini gösterdi. 1929‟da GüneĢ‟in kütlesinin %75

hidrojen ve %24 helyumdan oluĢtuğunu keĢfetti.

SALAM, Abdus (1926- ): Pakistanlı teorik fizikçi, doğadaki

dört kuvvetten elektromanyetik ve zayıf nükleer kuvvetleri

Weinberg‟den bağımsız olarak birleĢtirdi ve elektrozayıf

kuvvetin kuantası olan W ve Z parçacıklarını öngördü. 1979

Nobel ödülünü kazandı.

SANGER, Frederick (1918- ): Ġngiliz biyokimyacı,

1950‟lerin baĢlarında bir protein zinciri üzerinde dizilmiĢ

aminoasitleri keĢfetti. Daha sonra nükleikasit yapılarını

inceleyerek RNA‟nın normal uzunlukta, DNA‟nın ise çok uzun

olduğunu, bir DNA zincirinde 108 ünitenin bulunduğunu buldu.

1958 ve 1980 Nobel ödüllerini kazanan Sanger kimyada iki

Nobel alan ilk bilim adamı oldu.

SCHEELE, Carl Wilhelm (1742-1786): Ġsveçli kimyacı, klor

ve oksijeni ilk keĢfeden olmasına rağmen buluĢlarını geç

yayınlaması yüzünden bunların isim babası olamadı. 43 yaĢında

laboratuarındaki gazların zehirlenmesinden ölen Scheele bilim

tarihinin en Ģanssız ve mütevazı isimlerinden biriydi.

Page 317: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

317

SCHLEIDEN, Jakob Mathias (1804-1881): Alman botanikçi,

hücre teorisinin kurucusudur. Kendisinden iki asır önce Hooke

tarafından gözlenmiĢ bitki hücrelerini inceleyerek, hücre

çekirdeğini ve hücre sıvısı içindeki organelleri buldu. Botanik

biliminin önemli bir reformistidir.

SCHRÖDINGER, Erwin (1887-1961): Avusturyalı fizikçi,

kuantum mekaniğinde parçacıkların dalga hareketlerinin dalga

denklemlerini çıkardı. Dalga mekaniği olarak bilinen teorisinin,

Heisenberg ve Born‟un matris mekaniğine eĢdeğer olduğu

Dirac tarafından matematiksel olarak ifade edildi. 1933 Nobel

ödülünü aldı.

SCHWABE, H. Samuel (1789-1875): Alman gök bilimci,

GüneĢ‟e Merkür‟den daha yakın bir gezegen bulma ümidi ile 50

yıl boyunca GüneĢ‟i gözledi. Bu sırada GüneĢ lekelerini

inceleyerek onların GüneĢ yüzeyindeki dönüĢ süre ve

devrelerini buldu.

SCHWARZSCHILD, Karl (1873-1916): Alman gök bilimci,

16 yaĢında astronomiyle ilgili makaleler yazdı. Teorik buluĢunu

ise yaĢamının son yılında yaptı. Bir yıldızın gravitasyon kuvveti

altında büzüleceğini ve sonunda ıĢığın bile ondan

kaçamayacağını bir yoğunluğa ulaĢacağını belirtti. Bu sonsuz

yoğunluk için gerekli kritik yarıçapı (Schwarzschild yarıçapı)

bularak, bu limitin altındaki yıldızların birer karadelik

olacaklarını gösterdi.

SCHWINGER, Julian Seymour (1918-1994): Amerikalı

fizikçi, Kuantum Elektrodinamiği‟nin (QED) kurucularından

biridir. Feynman, Dyson ve Tomonaga‟dan bağımsız olarak

elektronların elektromanyetik alan içindeki davranıĢlarını

belirledi ve QED‟nin son halini verdi. 20 yaĢında doktorasını

alan Schwinger Amerika‟nın en genç profesörü idi. 1963 Nobel

ödülünü kazandı.

Page 318: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

318

SCHWANN, Theodor (1810-1882): Alman biyolog, bitki ve

hayvanlardaki hücrelerin benzer olduklarını, aynı görevleri

yaptıklarını bularak hücre teorisini yarattı. Hücrelerin birer

canlı yapıya sahip olduklarını ve bütün organizmanın yapı

taĢları olduklarını keĢfetti. Yumurtaların tek bir hücre

olduklarını belirtti.

SEABORG, Glenn Theodore (1912- ): Amerikalı nükleer

kimyacı, uranyumdan daha ağır elementleri keĢfetti. 93 atom

numaralı neptunium izotopunu yaptı. Daha sonra plutonium,

nobelium gibi daha ağır dokuz elementin üretim yollarını buldu.

Manhattan atom bombası projesinde çalıĢtı.

SEYFERT, Carl Keenan (1911-1960): Amerikalı gök bilimci,

1943‟de merkezlerinde küçük parlak çekirdeklerin yer aldığı

spiral galaksileri keĢfetti ve bunlara Seyfert galaksileri adı

verildi. Sonraları bunların kuasarlar olduğu anlaĢıldı.

SLIPHER, Vesto Melvin (1875-1969): Amerikalı gök

bilimci, Doppler etkisi ile gezegenlerin dönüĢ periyotlarını

belirledi. Andromeda‟nın bize doğru 300 km/sn‟lik bir hızla

yaklaĢtığını, diğer galaksilerin ise daha büyük hızlarla

uzaklaĢtıklarını keĢfetti.

SODDY, Frederick (1877-1956): Ġngiliz kimyacı, Rutherford

ile birlikte radyoaktif bozunmanın sebeplerini buldu. Aynı atom

sayısına sahip farklı kütlelerdeki atomlara izotop adını verdi.

1921 Nobel ödülünü kazandı.

SOMMERFELD, Arnold (1868-1951): Alman fizikçi,

Bohr‟un Atom Teorisi‟ni geliĢtirdi. 1916‟da elektron

yörüngelerinin dairesel olmayıp eliptik olduğunu ve bu eliptik

yörünge düzlemlerinin dönerek elektron yörüngelerinin bir

rozet Ģeklini alacağını matematiksel olarak buldu.

SPERRY, Roger Wolcott (1913-1994): Amerikalı

nörobiyolog, beyin fonksiyonları üzerinde önemli çalıĢmalar

Page 319: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

319

yaptı. Sinir sisteminin beyinle olan bağlantısı ve beynin çalıĢma

prensiplerini açıkladı. 1981 Nobel ödülünü kazandı.

STEFAN, Josef (1835-1893): Avusturyalı fizikçi, gazların

ısıl iletkenliklerini ölçtü ve Maxwell‟in kinetik teorisinin

doğruluğu-nu belirledi. Sıcak cisimlerdeki ısı kaybı

konusundaki yasaları buldu. GüneĢ‟in yüzey sıcaklığının 6000

derece olduğunu gösterdi.

STEINBERGER, Jack (1921- ): Amerikalı nükleer fizikçi,

muon bozunmasının bir elektron ve iki nötrino çıkardığını,

nötrinoların iki tür (elektron nötrinosu ve muon nötrinosu)

olduğunu keĢfetti. Kuarkların tanınması ve sınıflandırılmalarını

gösterdi. 1988 Nobel ödülünü kazandı.

STERN, Otto (1888-1969): Alman fizikçi, atomların

manyetik alanlarının kuantize olduğunu gösterdi. GümüĢ

atomlarını inceleyerek, onların bir manyetik zamana (spin)

sahip olduklarını belirledi. 1943 Nobel ödülünü kazanan Stern

81 yaĢında bir sinemada kalp krizinden öldü.

STONEY, G. Johnstone (1826-1911): Ġrlandalı fizikçi,

elektriği oluĢturan ünitelerin en küçük olduğunu belirterek

onlara elektron adını verdi. Bu isim daha sonra J.J.

Thomson‟un elektronları keĢfinde kullanıldı.

STRUTT, J. William (1842-1919): Ġngiliz fizikçi, Baron

Rayleigh olarak da anılır. Nil nehri üzerindeki yüzen evinde

yazdığı The Theory of Sound en önemli fizik klasiklerindendir.

Optik, akustik, gaz yoğunlukları, siyah cisim radyasyonu,

radyasyon dalgaları üzerindeki etkili buluĢları diğer bilim

adamlarına ıĢık tutmuĢtur. 1904 Nobel ödülünü kazandı.

SUMNER, James (1877-1955): Amerikalı biyokimyacı,

bütün enzimlerin protein olduklarını ve enzimlerin

kristalleĢtirilebilece-ğini keĢfetti. 1946 Nobel ödülünü kazandı.

TATUM, Edward Lawrie (1909-1975): Amerikalı

biyokimyacı, genlerin biyokimyasal proseslerini inceleyerek,

Page 320: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

320

Beadle ve Lederberg ile birlikte bir gen bir enzim hipotezini

buldu. 1958 yılı Nobel ödülünü kazandı.

TELLER, Edward (1908- ): Macar fizikçi, nükleer enerjiyi

geliĢtirenlerdendir. 1943‟de Manhattan atom bombası

projesinde liderlerden biri olarak ilk fisyonu elde etti. Daha

sonra hidrojen bombası (füzyon reaksiyonu) çalıĢmalarına

katılarak 1952‟de ilk hidrojen bombası patlatılmasına önderlik

etti.

THALES (MÖ 625-550): Yunanlı filozof, evren ve doğa

olaylarını inceledi. Anadolu‟daki Milet‟de doğan Thales

Manisa‟da bulduğu bir demir madeninin manyetikliğini

keĢfetti. Manyetik ismi bu Ģehrin adından ileri gelir. Geometri

ve matematikte ileri sürdüğü buluĢ ve düĢünceleri Euclid‟e

gelinceye kadar 250 yıl sürdü. Tarihte, ismi bilinen, en eski

bilimsel düĢünen insan olarak kabul edilir.

THOMSON, Joseph John (1856-1940): Ġngiliz fizikçi, katot

ıĢınlarıyla yaptığı bir deneyde yeni bir parçacık keĢfetti. Yük ve

kütle oranından bu yeni parçacığın hidrojen atomundan 2000

defa daha hafif olduğunu belirledi ve buna elektron adı verildi.

Elektronun parçacık karakterinin yanında bir dalga karakterine

sahip olduğunu matematiksel olarak De Broglie ispatlamıĢtı.

Elektronun dalga karakterinin deneysel olarak ispatını ise

Thomson‟un oğlu G. P. Thomson yaptı. 1906 Nobel ödülünü

aldı.

THOMSON, William (1824-1907): Ġskoçyalı fizikçi, Lort

Kelvin olarak da tanınır. Termodinamik ve elektromanyetik

teorilerin öncüsü olup, 22 yaĢında profesörlük kazandı. Isı

teorisini geliĢtirdi. Mutlak sıfır sıcaklığının ölçüsünü –273.16

olarak yayınladı. Clausius‟dan bağımsız olarak termodinamiğin

ikinci yasasını formüle etti. Isı ve iĢ üzerinde Joule ile çalıĢarak

termodinamiğin birinci yasasına ait etkiyi (Joule-Thomson

Page 321: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

321

etkisi) buldu. Bilimsel çalıĢmalarından dolayı büyük bir servet

sahibi oldu.

TOMBAUGH, C. William (1906- ): Amerikalı gök bilimci,

bir okula giremeyecek kadar fakir olan Tombaugh astronomi ile

amatörce ilgilendi. 1930‟da en uzak gezegen olan Pluto‟yu ve

daha sonra da 3000‟den fazla asteroit keĢfetti.

TOMONAGA, Sin-Itiro (1906-1979): Japon teorik fizikçi,

Kuantum Elektrodinamiği‟nin kurucularındandır. Feynman ve

Schwinger‟den bağımsız olarak çalıĢtı ve iki parçacığın,

aralarındaki bir üçüncü parçacık kanalı ile etkileĢimde

bulunduğunu keĢfederek QED‟nin geliĢmesinde öncülük etti.

1965 Nobel ödülünü aldı.

TORRICELLI, Evangelista (1608-1647): Ġtalyan fizikçi,

atmosferik basıncın mucididir. Galileo‟nun asistanlığını yaptı.

760 mm yüksekliğindeki bir cıva sütununun hava ile

dengelendiğini göstererek ilk barometreyi icat etti.

TRUMPLER, Robert Julius (1886-1956): Ġsveçli gök bilimci,

yıldızların ıĢığının parlaklıklarının her 1000 ıĢık yılı uzaklıkta

%20 oranında azaldığını keĢfetti. Bu keĢif evrenin

büyüklüğünün tahmini için önemli bir etken olmuĢtur.

Samanyolu‟nun Ģeklinin bir mercek biçiminde olduğunu

çapının 100.000 ıĢık yılı, GüneĢ‟in merkezden 27.000 ıĢık yılı

uzaklıkta yer aldığını gösterdi ve yıldızlar arası uzayda seyrek

toz bulutlarının varlığını belirledi.

TURING, Alan Mathison (1912-1954): Ġngiliz matematikçi

ve bilgisayar bilgini, 1937‟de teorik bilgisayarı matematiksel

tanımlarıyla belirledi. Ġmal ettiği otomatik bilgisayar makinası

ile modern bilgisayarların programlarını geliĢtirdi. Ayrıca akıl

makinasının (Turing machine) dizayn ve imalatı ile uğraĢtı.

Homoseksüel suçlaması sonucunda intihar etti.

UHLENBECK, G. Eugene (1900-1988): Hollandalı fizikçi,

1925‟de gümüĢ atomlarının çıkardığı yatay ıĢının bir dikey

Page 322: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

322

manyetik alan içinde iki parça ayrıldığını buldu ve bu deneyden

gümüĢ atomları içindeki elektronların spin‟e sahip olduğunu

anladı. Bu, kuantum mekanik etkinin ilk göstergesi oldu ve

kuantum mekaniğinin doğru ve gerekliliğini belirtti.

UREY, Harold Clayton (1893-1981): Amerikalı kimyacı,

1932‟de deteryumu izole etti, ağır suyu elde ederek Manhattan

atom bombası projesinde kritik bir rol oynadı. Ağır su (D20)

uranyum izotopunun ayrıĢmasında kullanılır. Okyanusların

geçmiĢteki sıcaklıklarını ölçtü. Dünya‟nın oluĢumunu ve yer

yüzündeki canlıları inceledi. Atmosferin ilk zamanları ve

organik bileĢiklerin sentezleri üzerinde bir model geliĢtirdi.

1934 Nobel ödülünü kazandı.

VAN ALLEN, James Alfred (1914- ): Amerikalı fizikçi,

yeryüzünün bir kaç yüz kilometre üstündeki kozmik radyasyonu

inceledi. GüneĢ rüzgarlarının savurduğu yüklü parçacıklardan

(elektron ve protonlar) oluĢan ve yeryüzünün manyetik alanı

tarafından kıstırılan iki kuĢağı keĢfetti ve bunlara Van Allen

kuĢakları adı verildi.

VAN‟T HOFF, J. Henrikus (1852-1911): Hollandalı

fizikokimyacı, üç boyutlu kimyanın kurucusudur. Atomların

birleĢerek meydana getirdikleri molekül sistemlerinin

detaylarını buldu. Ayna görüntüsü (mirror image) sistemini

keĢfetti. 1901 Nobel ödülünü aldı.

VESALIUS, Andreas (1514-1564): Belçikalı anatomist,

modern anatomiyi kurdu. 24 yaĢında anatomi profesörü oldu.

Ġnsan anatomisini ve vücut yapısını izah etti. Anatominin

öncülerindendir.

VIETE, Francois (1540-1603): Fransız matematikçi,

matematiksel sembolleri ve negatifi tanıttı. Cebir metotlarını

kullanarak Apollonius‟dan beri gelen problemleri çözdü.

Düzlem ve küresel trigonometri problemlerini çözen ilk insan

oldu. Problemleri cebirsel yollardan çözmeyi daima tercih etti.

Page 323: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

323

VOLTA, A. Giuseppe (1745-1827): Ġtalyan fizikçi, farklı

metallerin birbiri ile temas ettirildiğinde bir elektrik akımının

meydana gelebileceğini (Volta etkisi) düĢündü ve Dünya‟nın

ilk pilini imal etti. Bu ilk elektrik üretimiydi. Elektrik

potansiyeline adına hitaben Volt dendi.

VON NEUMANN, John (1903-1957): Macar matematikçi,

elektronik bilgisayarı geliĢtirdi ve program hafızalı bilgisayarı

imal etti. Bu günün modern bilgisayarları Von Neumann

prensiplerine dayanır. Manhattan atom bombası projesinde

aktif rol oynayan Von Neumann matematikte oyun teorisini

geliĢtirdi.

WALLACE, Alfred Russel (1823-1913): Ġngiliz doğa bilimci,

14 yaĢında okulunu terk etti ve daha sonra böcek ve kelebek

topladı. Güney Amerika‟ya giderek tropikal ormanlarda

incelemeler yaptı. Daha sonra türlerin evrimleriyle ilgili

fikirlerini yazdı. Canlıların organizmalardan meydana geldiğini

belirterek Darwin‟in teorisini destekledi. Evrim Teorisinde

Darwin‟den sonra gelen ikinci bilim adamıdır.

WALLIS, John (1616-1703): Ġngiliz matematikçi, 1655‟de

yazdığı Arithmetica Infinitorum adlı kitabında, diziler, sayılar

teorisi, konikler ve sonsuzu anlattı. Mekanik ve cebiri geliĢtirdi.

YaĢadığı yüzyılın en büyük matematikçilerinden ve çok inatçı

bir karaktere sahip olan Wallis, zamanının filozoflarından

Hobbes ile 25 yıl boyunca tartıĢtı.

WEGENER, Alfred Lothar (1880-1930): Alman jeofizikçi,

1912‟de bir zamanlar bütün kıtaların tek bir kara kütlesi

(pangaea) olduğunu, 200 milyon yıl önce kırılarak Ģimdiki

kıtaların oluĢtuğunu ileri sürdü. AraĢtırmaları için Grönland‟a

dördüncü keĢif gezisi sırasında buzdan kayarak öldü.

WEINBERG, Steven (1933- ): Amerikalı fizikçi, Salam‟dan

bağımsız olarak 1967‟de elektromanyetik ve zayıf nükleer

kuvvetleri birleĢtirerek elektrozayıf kuvveti keĢfetti ve kuantası

Page 324: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

324

olan W ve Z parçacıklarını öngördü. 1979 Nobel ödülünü

kazandı.

WEIZSACKER, Carl Friedrich (1912- ): Alman fizikçi,

1938‟de GüneĢ‟in içindeki füzyon reaksiyonunu, hidrojen

atomunun helyuma dönüĢerek çıkardığı enerjiyi teklif etti.

1944‟de GüneĢ sisteminin oluĢumu ile ilgili Laplace Teorisi‟ni

geliĢtirerek detaylandırdı.

WERNER, Alfred (1866-1919): Fransız kimyacı, atomların

molekülleri oluĢturmak için üç boyutlu Ģekillerde birleĢtiklerini

buldu. Üç boyutlu birleĢme yapısına ait koordinasyon teorisini

kurdu.

WEYL, Hermann (1885-1955): Alman matematikçi, Hilbert

uzayı, operatörleri ve grup teorisi ile ilgilendi ve geliĢtirdi.

Daha sonra kuantum mekaniği, matris ve dalga mekaniğinin

birleĢtirilmesi üzerinde çalıĢtı. Simetriyi inceledi ve kuantum

mekaniğine tatbik etti.

WIEN, Wilhelm (1864-1928): Alman fizikçi, 1892‟de siyah

cisim radyasyonunu araĢtırdı ve ısıtılan bir cismin ıĢınımının

maksimum olduğu noktada bir ıĢık oluĢturduğunu ve sıcaklık

yükseldikçe bu noktanın spektrumda kırmızı uçtan mor uca

doğru ilerlediğini keĢfetti. 1894‟de farklı sıcaklıklardaki ıĢınım

sonunda çıkan ıĢık türlerini ve dalga boylarını buldu. 1911

Nobel ödülünü kazandı.

WIENER, Norbert (1894-1964): Amerikalı matematikçi, 19

yaĢında matematikte doktorasını aldı. Brownian hareketi,

istatistiksel mekanik, integral eĢitlikler, kuantum ve potansiyel

teoriler üzerinde çalıĢtı. Ġstatistiki metotları kontrol ve

haberleĢme mühendisliğine tatbik ederek nörofizyoloji ve

bilgisayar dizaynı ile uğraĢtı. Sibernetik bilimini keĢfetti.

WIGNER, E. Paul (1902-1995): Macar fizikçi, grup teorisini

kuantum mekaniğine tatbik ederek nükleer reaksiyonlarda

parite sakınımını keĢfetti. Proton ve nötronları bir arada tutan

Page 325: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

325

güçlü nükleer kuvvetin çok kısa menzilli olduğunu belirtti.

1963 Nobel ödülünü kazandı. Manhattan atom bombası

projesinde çalıĢtı.

WILLSTATER, Richard (1872-1942): Alman kimyacı,

klorofilin yapısını keĢfetti. Klorofil molekülünün tek bir

magnezyum atomu ihtiva ettiğini belirtti. 1915 yılının Nobel

ödülünü aldı.

WILSON, C. Thomson (1869-1959): Ġskoçyalı fizikçi,

1911‟de parçacık fiziğinde geliĢmeler yaratan buhar odasını

buldu. Böylece su buharı içinde geçen bir iyonun bıraktığı izi

görmek mümkün oldu. Ayrıca kuru ve ıslak havadaki

elektriksel etkileri inceledi. 1927 Nobel ödülünü kazandı.

WILSON, Robert Woodrow (1936- ): Amerikalı fizikçi,

Penzias ile birlikte 1964‟de Büyük Patlama‟dan günümüze

gelen 3.5 K sıcaklığındaki radyasyonu keĢfetti. 1978 Nobel

ödülünü kazandı.

YANG, Chen Ning (1922- ): Çinli fizikçi, 1954‟de ayar

(gauge) alanları ve simetri ile ilgili kuramları formüle etti,

paritenin korunumu yasasını belirtti. 1957 Nobel ödülünü

kazandı.

YOUNG, Thomas (1773-1829): Ġngiliz fizikçi, 2 yaĢında

okuyabiliyordu ve 14 yaĢında 13 lisan biliyordu. 1801‟de

renkler teorisi ile uğraĢtı. 1807‟de modern enerji kavramını

kurdu. IĢığın dalgalar halinde yayıldığını belirtti ve meĢhur çift

yarık deneyi ile gösterdi. YaĢadığı süre içinde hiç takdir

görmedi, sonraları en önemli bilimcilerden sayıldı.

YUKAWA, Hideki (1907-1981): Japonyalı fizikçi, 1934‟de

güçlü nükleer kuvveti keĢfetti ve protonla nötronu bir arada

tutan mesonları belirledi. 1949 yılında Nobel ödülünü alan ilk

Japon oldu.

ZEEMAN, Pieter (1865-1943): Hollandalı fizikçi, spektrum

çizgilerinin güçlü bir manyetik alanın ıĢık içine paralel olması

Page 326: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

326

halinde ikiye ayrılacağını keĢfetti. BuluĢu teorik fiziğin

geliĢmesine yardımcı oldu. 1902‟de Nobel ödülünü aldı.

ZHANG, Heng (78-139): Çinli gök bilimci, Ay‟ın

parlaklığının GüneĢ ıĢığından ileri geldiğini, Ay‟ın hilal

Ģekillerinin Dünya‟nın gölgesinden oluĢtuğunu belirtti.

sayısını 3,1466 olarak hesap etti. 132‟de depremleri gösteren

sismograf cihazını keĢfetti. 132 yılındaki deprem dalgalarının

Ģiddetini kaydetti.

ZU, Chongzhi (429-500): Çinli matematikçi, sayısını

3,1415929 olarak hesapladı. Bu değer bin yıl süresince

kullanıldı. Bir yılın uzunluğunu 365.2429 gün olarak belirledi.

ZWEIG, George (1937- ): Rus fizikçi, 1964‟de protonların

içindeki kuarklar fikrini ilk ileri süren fizik öğrencisiydi ve

bunlara „aces‟ adını verdi fakat bu isim tutulmadı. Zweig‟den

bağımsız olarak aynı buluĢu yapan Gell-Mann‟ın verdiği kuark

adı tutuldu. Zweig‟in buluĢunun yayınlanması bilim

çevrelerince kabul edilmedi ve bir süre Ģarlatan olarak

adlandırıldı. Kuarklar teorisinin ilk sahibidir.

ZWICKY, Fritz (1898-1974): Ġsviçreli gök bilimci, 1934‟de

nötron yıldızlarının oluĢumunu açıkladı. Bunların bir yıldızın

son safhası olmayıp daha sonra birer karadelik haline

geleceklerini gösterdi. Andromeda galaksisindeki ilk süpernova

patlamasını keĢfetti.

ZWORYKIN, Vladimir (1889-1982): Rus fizikçi, elektron

mikroskobunu keĢfetti. Katot ıĢın tüpündeki elektron

akımlarının görünen ıĢıktan daha kısa dalga uzunluğuna sahip

olduğunu düĢünerek, görünen ıĢık yerine elektron ıĢınını

kullanarak daha küçük cisimlerin detaylarının görülebileceğini

planladı ve o zamanların en iyi ıĢık mikroskoplarından 50 kat

daha hassasiyette bir elektron mikroskobunu yaptı. Ġlk

televizyon alıcı sistemini geliĢtirdi.

Notlar:

Page 327: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

327

a) Listelerdeki 302 isim, 2400 bilim adamı arasından, en önde

gelenleri olarak seçilmiĢtir.

b) Listelerdeki isimlerin büyük çoğunluğu kuramcılar olup, bir

Ģeyi ilk bulanlar, keĢfedenler ve keĢiflere sebep olan çalıĢma

ve deneyleri yapanların da önemlileri dahil edilmiĢtir.

Fakat, kuramcılar esas alınmıĢtır.

c) Nobel ödüllerinin hangi özel bilim dalında kazanıldığı

belirtilmemiĢtir.

d) Ġsimlerin yanlarına Lord, Count, Sir, Prof, phD gibi unvanlar

belirtilmemiĢtir.

e) Bilim adamlarının listelerde gösterilen ülkeleri, doğdukları

ve ilk tabiiyetlerinde bulundukları ülkelerdir. Bazıları

sonradan baĢka ülkelerin vatandaĢı olmuĢlardır.

f) Gökbilimci tanımı içine kozmolojistler, astrofizikçiler,

astronomlar, radyoastronomlar dahil edilmiĢtir. Kimyacılar

tanımı içine fizikokimya, analitik kimya, organik, inorganik

kimya, biyokimya, radyokimya, nükleer kimya gibi dallarda

çalıĢanlar da dahil edilmiĢtir.

g) Bilim adamları alfabetik sıraya göre yazılmıĢtır.

Page 328: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

328

Nobel Ödülü Kazanan

Bilim Adamları

Ġsveçli A. Nobel dinamit üretiminden kazandığı paraların bir

kısmını bilim adamlarına ödül olarak verilmesini istemiĢti. Bu

ödül her yıl bilimde bir buluĢ yapan Dünya‟nın en önemli bilim

adamlarına verilecekti. Ödül dağılımına 1901 yılında baĢlandı.

Fizik, kimya, tıp veya fizyoloji olarak baĢlayan ödül kapsamına

daha sonra edebiyat ve barıĢ da dahil edildi.

Bu bölümde, sadece fizik, kimya, fizyoloji veya tıp

dallarında, 1901‟den itibaren, Dünya‟nın en önemli bilim

ödülünü kazanan bilim adamlarının isim ve ülkeleri

belirtilmektedir.

Fizik

1901 Wilhelm C. Roentgen, Almanya

1902 Hendrik A. Lorentz, Hollanda

Pieter Zeeman, Hollanda

1903 A. Henri Becquerel, Fransa

Marie Curie, Polonya

Pierre Curie, Fransa

Page 329: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

329

1904 John W. Strutt (Lord Rayleigh), Ġngiltere

1905 Philipp E. von Lenard, Almanya

1906 Joseph J. Thomson, Ġngiltere

1907 Albert A. Michelson, Amerika

1908 Gabriel Lippmann, Fransa

1909 Carl Braun, Almanya

Guglielmo Marconi, Ġtalya

1910 J.D. Van der Waals, Hollanda

1911 Wilhelm Wien, Almanya

1912 Nils Dalen, Ġsveç

1913 H. Kamerling-Onnes, Hollanda

1914 Max von Laue, Almanya

1915 Willam H. Bragg, Ġngiltere

Willam L. Bragg, Ġngiltere

1917 Charles Barkla, Ġngiltere

1918 Max Planck, Almanya

1919 Johannes Stark, Almanya

1920 Charles Guillaume, Fransa

1921 Albert Einstein, Almanya

1922 Niels Bohr, Danimarka

1923 Robert Millikan, Amerika

1924 Karl Siegbahn, Ġsveç

1925 James Franck, Almanya

Gustav Hertz, Almanya

1926 Jean Perrin, Fransa

1927 Arthur Compton, Amerika

Charles T. Wilson, Ġngiltere

1928 Owen W. Richardson, Ġngiltere

1929 Louis-Victor de Broglie, Fransa

1930 Chandrasekhara Raman, Hindistan

1932 Werner Heisenberg, Almanya

1933 Paul A.M. Dirac, Ġngiltere

Page 330: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

330

Erwin Schrödinger, Avusturya

1935 James Chadwick, Ġngiltere

1936 Carl Anderson, Amerika

Victor F. Hess, Avusturya

1937 Clinton Davisson, Amerika

George Thomson, Ġngiltere

1938 Enrico Fermi, Ġtalya

1939 Ernest Lawrence, Amerika

1943 Otto Stern, Amerika

1944 Isidor I. Rabi, Avusturya

1945 Wolfgang Pauli, Avusturya

1946 P. Williams Bridgman, Amerika

1947 Edward Appleton, Ġngiltere

1948 Patrick Blackett, Ġngiltere

1949 Hideki Yukawa, Japonya

1950 Cecil Powell, Ġngiltere

1951 John Cockcroft, Ġngiltere

Ernest Walton, Ġrlanda

1952 Felix Bloch, Amerika

Edward Purcell, Amerika

1953 Frits Zernike, Hollanda

1954 Max Born, Almanya

Walter Bothe, Almanya

1955 Polykarp Kusch, Amerika

Willis Lamb, Amerika

1956 John Bardeen, Amerika

Walter Brattain, Amerika

William Shockley, Amerika

1957 Tsung-Dao Lee, Çin

Chen Ning Yang, Çin

1958 Pavel Cherenkov, Rusya

Ilya Frank, Rusya

Page 331: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

331

Igor Tamm, Rusya

1959 Owen Chamberlain, Amerika

Emilio Segre, Amerika

1960 Donald Glaser, Amerika

1961 Robert Hofstadter, Amerika

Rudolf Mössbauer, Almanya

1962 Lev D. Landau, Rusya

1963 Maria Goppert-Mayer, Amerika

Hans Jensen, Almanya

Eugene Wigner, Amerika

1964 Nikolai Basov, Rusya

Aleksander Prokhorov, Rusya

Charles Townes, Amerika

1965 Richard Feynman, Amerika

Julian Schwinger, Amerika

Sin-Itiro Tomonaga, Japonya

1966 Alfred Kastler, Fransa

1967 Hans Bethe, Amerika

1968 Luis Alvarez, Amerika

1969 Murray Gell-Mann, Amerika

1970 Louis Neel, Fransa

Hannes Alfven, Ġsveç

1971 Dennis Gabor, Ġngiltere

1972 John Bardeen, Amerika

Leon Cooper, Amerika

John Schrieffer, Amerika

1973 Ivar Giaever, Amerika

Leo Esaki, Japonya

Brian Josephson, Ġngiltere

1974 Martin Ryle, Ġngiltere

Antony Hewish, Ġngiltere

1975 James Rainwater, Amerika

Page 332: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

332

Ben Mottelson, Amerika

Aage Bohr, Danimarka

1976 Burton Richter, Amerika

Samuel Ting, Amerika

1977 John Van Vleck, Amerika

Philip Anderson, Amerika

Nevill Mott, Ġngiltere

1978 Pyotr Kapitsa, Rusya

Arno Penzias, Amerika

Robert Wilson, Amerika

1979 Steven Weinberg, Amerika

Sheldon Glashow, Amerika

Abdus Salam, Pakistan

1980 James W. Cronin, Amerika

Val L. Fitch, Amerika

1981 Nicolas Bloambergen, Amerika

Arthur Schawlow, Amerika

Kai Siegbahn, Ġsveç

1982 Kenneth Wilson, Amerika

1983 Subrahmanyan Chandrasekhar, Hindistan

William A. Fowler, Amerika

1984 Carlo Rubbia, Ġtalya

Simon Van der Meere, Hollanda

1985 Klaus von Klitzing, Almanya

1986 Ernst Ruska, Almanya

Gerd Binnig, Almanya

Heinrich Rohrer, Ġsviçre

1987 Georg Bednorz, Ġsviçre

Alex Müller, Ġsviçre

1988 Leon Lederman, Amerika

Melvin Schwarz, Amerika

Jack Steinberger, Amerika

Page 333: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

333

1989 D. Hans Georg, Almanya

Paul Wolfgang, Almanya

R. Normal Foster, Amerika

1990 J. Friedman, Amerika

Henry Kendall, Amerika

R. Taylor, Kanada

1991 P. G. de Gennes, Fransa

1992 G. Charpak, Fransa

1993 Russel Hulse, Amerika

Joseph H. Taylor, Amerika

1994 B.N. Brockhouse, Kanada

C.G. Shull, Amerika

1995 Frederick Reines, Amerika

Martin L. Perl, Amerika

1996 David M. Lee, Amerika

Robert C. Richardson, Amerika

Douglas D. Osheroff, Amerika

1997 Steven Chu, Amerika

Claude C. Tannoudji, Cezayir

William D. Phillips, Amerika

1998 Robert B. Laughlin, Amerika

Horst L. Stormer, Almanya

Daniel C. Tsui, Çin

1999 Gerardus T. Hooft,Hollanda

Martinus J. Veltman, Hollanda

2000 Zhores I. Alferov, Rusya

Herbert Kroemer, Almanya

Jack Clair Kilby, Amerika

Kimya

Page 334: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

334

1901 Jacobus H. Van‟t Hoff, Hollanda

1902 Emil Fischer, Almanya

1903 Svante Arrhenius, Ġsveç

1904 William Ramsay, Ġngiltere

1905 Adolf von Baeyer, Almanya

1906 Henri Moissan, Fransa

1907 Eduard Buchner, Almanya

1908 Ernst Rutherford, Yeni Zelanda

1909 Wilhelm Oswald, Almanya

1910 Otto Wallach, Almanya

1911 Marie Curie, Polonya

1912 Victor Grignard, Fransa

Paul Sabatier, Fransa

1913 Alfred Werner, Ġsviçre

1914 Theodore Richards, Amerika

1915 Richard Willstatter, Almanya

1918 Fritz Haber, Almanya

1920 Walther Nernst, Almanya

1921 Frederick Soddy, Ġngiltere

1922 Francis Aston, Ġngiltere

1923 Fritz Pregl, Avusturya

1925 Richard Zsigmonndy, Almanya

1926 Theodor Svedberg, Ġsveç

1927 Heinrich Wieland, Almanya

1928 Adolf Windaus, Almanya

1929 Arthur Harden, Ġngiltere

Hans von Euler-Chelpin, Ġsveç

1930 Hans Fischer, Almanya

1931 Friedrich Bergius, Almanya

Karl Bosch, Almanya

1932 Irving Langmuir, Amerika

1934 Harold Urey, Amerika

Page 335: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

335

1935 Frederic Joliot-Curie, Fransa

Irene Joliot-Curie, Fransa

1936 Peter Debye, Hollanda

1937 Walter N.Haworth, Ġngiltere

Paul Karrer, Ġsviçre

1938 Richard Kuhn, Almanya

1939 Adolf Butenandt, Almanya

Leopold Ruzicka, Ġsviçre

1943 Georg de Hevesy, Macaristan

1944 Otto Hahn, Almanya

1945 Artturi Virtanen, Finlandiya

1946 James Sumner, Amerika

John H. Northrop, Amerika

Wendel M. Stanley, Amerika

1947 Robert Robinson, Ġngiltere

1948 Arne K. Tiselius, Ġsveç

1949 William Giauque, Amerika

1950 Kurt Alder, Almanya

Otto Diels, Almanya

1951 Edwin McMillan, Amerika

Glenn Seaborg, Amerika

1952 Archer Martin, Ġngiltere

Richard M. Synge, Ingiltere

1953 Hermann Staudinger, Almanya

1954 Linus Pauling, Amerika

1955 Vincent Du Vigneaud, Amerika

1956 Cyril Hinshelwood, Ġngiltere

Nikolai Semenov, Rusya

1957 Alexander Todd, Ġngiltere

1958 Frederick Sanger, Ġngiltere

1959 Jaroslav Heyrovsky, Çekoslovakya

1960 Willard F. Libby, Amerika

Page 336: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

336

1961 Melvin Calvin, Amerika

1962 John C. Kendrew, Ġngiltere

Max F. Perutz, Avusturya

1963 Giulio Natta, Ġtalya

Karl Ziegler, Almanya

1964 Dorothy Hodgkin, Ġngiltere

1965 Robert Woodward, Amerika

1966 Robert Mulliken, Amerika

1967 Manfred Eigen, Almanya

Ronald Norrish, Ġngiltere

George Porter, Ġngiltere

1968 Lars Onsager, Amerika

1969 Derek Barton, Ġngiltere

Odd Hassel, Norveç

1970 Luis F. Leloir,Arjantin

1971 Gerhard Herzberg, Almanya

1972 Christian Anfilsen, Amerika

Stanford Moore, Amerika

William Stein, Amerika

1973 Ernst Otto Fischer, Almanya

Geoffrey Wilkinson, Ġngiltere

1974 Paul J. Flory, Amerika

1975 John Cornforth, Avustralya

Vladimir Prelog, Yugoslavya

1976 William Lipscomb, Amerika

1977 Ilya Prigogine, Rusya

1978 Peter Mitchell, Ġngiltere

1979 Herbert C. Brown, Amerika

George Wittig, Almanya

1980 Paul Berg, Amerika

Walter Gilbert, Amerika

Frederick Sanger, Ġngiltere

Page 337: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

337

1981 Kenichi Fukui, Japonya

Ronald Hoffmann, Amerika

1982 Aaron Klug, Güney Afrika

1983 Henry Taube, Kanada

1984 Bruce Merrifield, Amerika

1985 Herbert Hauptman, Amerika

Jerome Karle, Amerika

1986 Dudley Herschbach, Amerika

Yuan T. Lee, Amerika

John C. Polanyi, Kanada

1987 Charles Pedersen, Amerika

Donald Cram, Amerika

Jean Marie Lehn, Fransa

1988 Johann Deisenhofer, Almanya

Robert Huber, Almanya

Hartmut Michel, Almanya

1989 Altman Sidney, Kanada

C. Thomas Robert, Amerika

1990 C. Elias James, Amerika

1991 R. Ernst, Ġsviçre

1992 R. Marcus, Amerika

1993 Kary Banks Mullis, Amerika

Michael Smith, Ġngiltere

1994 G.A. Olah, Amerika

1995 Sherwood Rowland, Amerika

Paul Crutzen, Hollanda

Mario Molina, Meksika

1996 Richard E. Smalley, Amerika

Robert F. Curl, Amerika

Harold W. Kroto, Ġngiltere

1997 Paul D. Boyer, Amerika

John E. Walker, Ġngiltere

Page 338: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

338

Jens C. Skou, Danimarka

1998 Walter Kohn, Avusturya

John A. Pople, Ġngiltere

1999 Ahmed Zewail, Mısır

2000 Alan J. Heeger, Amerika

Alan G. MacDiarmid, Yeni Zelanda

Hedeki Shirakawa, Japonya

Fizyoloji Veya Tıp

1901 Emil von Behring, Almanya

1902 Ronald Ross, Ġngiltere

1903 Niels Finsen, Danimarka

1904 Ivan P. Pavlov, Rusya

1905 Robert Koch, Almanya

1906 Camillo Golgi, Ġtalya

Santiago Ramon Cajal, Ġspanya

1907 Charles L. Laveran, Fransa

1908 Paul Ehrlich, Almanya

Elie Metchnikoff, Fransa

1909 Emil T. Kocher, Ġsviçre

1910 Albrecht Kossel, Almanya

1911 Allvar Gullstrand, Ġsveç

1912 Alexis Carrel, Fransa

1913 Charles Richet, Fransa

1914 Robert Barany, Avusturya

1919 Jules Bordet, Belçika

1920 Schack Krogh, Danimarka

1922 Archibald Hill, Ġngiltere

Otto Meyerhof, Almanya

1923 Frederick Banting, Kanada

Page 339: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

339

John Mac Leod, Ġskoçya

1924 Willem Einsthoven, Hollanda

1926 Johannes Fibiger, Danimarka

1927 Julius Wagner-Jauregg, Avusturya

1928 Charles Nicolle, Fransa

1929 Christiaan Eijkman, Hollanda

Frederick Hopkins, Ġngiltere

1930 Karl Landsteiner, Amerika

1931 Otto H. Warburg, Almanya

1932 Edgar Adrian, Ġngiltere

Charles Sherrington, Ġngiltere

1933 Thomas Morgan, Amerika

1934 George R. Minot, Amerika

William Murphy, Amerika

G.H. Whipple, Amerika

1935 Hans Spemann, Almanya

1936 Henry H. Dale, Ġngiltere

Otto Loewi, Amerika

1937 Albert Szent-Gyorgyi, Macaristan

1938 Corneille Heymans, Belçika

1939 Gerhard Domagk, Almanya

1943 Henrik C.P. Dam, Danimarka

Edward Doisy, Amerika

1944 Joseph Erlanger, Amerika

Herbert Gasser, Amerika

1945 Ernst Chain, Ġngiltere

Alexander Fleming, Ġngiltere

Howard Florey, Ġngiltere

1946 Hermann J. Müller, Amerika

1947 Carl F. Cori, Amerika

Gerty T. Cori, Amerika

Bernardo Houssay, Arjantin

Page 340: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

340

1948 Paul Müller, Ġsviçre

1949 Walter Hess, Ġsviçre

Antonio Moniz, Portekiz

1950 Philip Hench, Amerika

Edward Kendall, Amerika

Tadeus Reichstein, Ġsviçre

1951 Max Theiler, Amerika

1952 Selman Waksman, Amerika

1953 Hans A. Krebs, Ġngiltere

Fritz Lipmann, Amerika

1954 John Enders, Amerika

Frederick Robbins, Amerika

Thomas Weller, Amerika

1955 Alex Theorell, Ġsveç

1956 Andre Cournand, Amerika

Werner Forssmann, Almanya

Dickinson Richards, Amerika

1957 Daniel Bovet, Ġtalya

1958 George Beadle, Amerika

Edward L. Tatum, Amerika

Joshua Lederberg, Amerika

1959 Arthur Kornberg, Amerika

Severo Ochoa, Amerika

1960 Mac Farlane Burnet, Avustralya

Peter Medawar, Ġngiltere

1961 Georg von Bekesy, Amerika

1962 Francis Crick, Ġngiltere

James Watson, Amerika

Maurice Wilkins, Ġngiltere

1963 John Eccles, Avustralya

Alan Hodgkin, Ġngiltere

Andrew Huxley, Ġngiltere

Page 341: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

341

1964 Konrad Bloch, Amerika

Feodor Lynen, Almanya

1965 Francois Jacob, Fransa

Andre Lwoff, Fransa

Jacques Monod, Fransa

1966 Charles Huggins, Amerika

Francis Peyton Rous, Amerika

1967 Ragnar Granit, Isveç

Haldan Hartline, Amerika

Georg Wald, Amerika

1968 Robert W. Holley, Amerika

Gobind Khorana, Amerika

Marshall Nirenberg, Amerika

1969 Max Delbruck, Amerika

Alfred Hershey, Amerika

Salvador Luria, Amerika

1970 Julius Axelrod, Amerika

Bernard Katz, Ġngiltere

Ulf von Euler, Ġsveç

1971 Earl Sutherland, Amerika

1972 Gerald Edelman, Amerika

Rodney Porter, Ġngiltere

1973 Karl von Frisch, Almanya

Konrod Lorenz, Almanya

Nikolaas Tinbergen, Hollanda

1974 Albert Claude, Lüksembourg

George E. Palade, Romanya

Christian R. Duve, Belçika

1975 David Baltimore, Amerika

Howard Ternin, Amerika

Renato Dulbecco, Ġtalya

1976 Baruch Blumberg, Amerika

Page 342: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

342

Daniel C. Gajdusek, Amerika

1977 Rosalyn Yalow, Amerika

Roger Guillemin, Amerika

Andrew Schally, Amerika

1978 Daniel Nathans, Amerika

Hamilton Smith, Amerika

Werner Arber, Ġsviçre

1979 Allan M. Cormack, Amerika

Geoffrey Hounsfield, Ġngiltere

1980 Baruj Benacerraf, Amerika

George Snell, Amerika

Jean Dausset, Fransa

1981 Roger W. Sperry, Amerika

David Hubel, Amerika

Tosten Wiesel, Amerika

1982 Sune Bergstrom, Ġsveç

Bengt Samuelsson, Ġsveç

John R. Vane, Ġngiliz

1983 Barbara McClintock, Amerika

1984 Cesar Milstein, Ġngiltere

Georges Koehler, Almanya

Niels K. Jerne, Ġngiltere

1985 Michael S. Brown, Amerika

Joseph Goldstein, Amerika

1986 Rita Levi-Montalcini, Ġtalya

Stanley Cohen, Amerika

1987 Sasumu Tonegawa, Japonya

1988 James Black, Ġngiltere

Gertrude Elion, Amerika

Gerge Hitchings, Amerika

1989 Michael Bishop, Amerika

Harold Varmus, Amerika

Page 343: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

343

1990 Joseph Murray, Amerika

Donnall Thomas, Amerika

1991 Erwin Neher, Almanya

Bert Sakmann, Almanya

1992 Erwin Krebs, Amerika

Edmond Fischer, Amerika

1993 Richard Roberts, Ġngiltere

Phillip Sharp, Amerika

1994 Alfred Gilman, Amerika

Martin Rodbell, Amerika

1995 Edward Lewis, Amerika

Christine Nuesslein-Volhard, Almanya

Eric Wieschaus, Ġsviçre

1996 Peter C. Doherty, Avustralya

Rolf M.Zinkernagel, Ġsviçre

1997 Stanley B. Prusiner, Amerika

1998 Robert F. Furchgott, Amerika

Louis J. Ignarro, Amerika

Ferid Murad, Amerika

1999 Günter Blobel, Almanya

2000 Arvid Carlsson, Ġsveç

Paul Greengard, Amerika

Eric Kandel, Avusturya

Page 344: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

344

Bilim Dünyasının Devleri

MÖ-600 yıllarından günümüze kadar gelmiĢ geçmiĢ binlerce

bilim adamı arasından en ileri gelenlerin önem sıralamasını

yapmak oldukça zordur. Fakat, zor da olsa yaklaĢık bir sıralama

Page 345: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

345

yapmak gerekir. BuluĢlarıyla bilimde bir çığır açan, ürettikleri

çalıĢmalarla bilimin hız kazanmasını sağlayan bilim

adamlarından, Einstein modern fizikte, Newton klasik fizikte,

Lavoisier kimyada, Galileo astronomide, Galen tıpta, Thales

felsefede, Gauss matematikte, vs en önde gelenleri olarak kabul

edilebilirler. AĢağıdaki sıralamalar, yazarın tercihi olarak,

tanzim edilmiĢtir.

Matematik

1 - GAUSS, K.F. : Yüksek matematiği kurdu.

2 - EULER, L. : Trigonometri, diferansiyel denklemleri,

kuramsal matematiği baĢlattı.

3 – EUCLID : Geometriyi yarattı.

4 - NEWTON, I. : Diferansiyel hesap metodunu buldu.

5 - ARCHIMEDES : Ġntegral hesap, alan ve hacim hesaplarını

buldu.

6 - LEIBNIZ, G.W. : Ġntegral ve diferansiyel hesabı baĢlattı.

7 - FERMAT, P. : Analitik geometri, sayılar teorisini geliĢtirdi.

8 - PYTHAGORAS : Geometri ve sayılar teorisini geliĢtirdi.

9 - CAUCHY, A.L. : Modern matematiği kurdu, sayılar teorisini

yarattı.

10 - DESCARTES, R.P. : Analitik geometriyi buldu.

11 - AL-KHWARIZMI : Logaritmayı buldu.

12 - GALOIS, E. : Modern grup teorisini kurdu.

13 - LAPLACE, P.S. : Ġhtimaller teorisini temeline oturttu ve

potansiyelin denklemlerini çıkardı.

14 - PASCAL, B. : Ġhtimaller matematiğini geliĢtirdi.

15 - LAGRANGE, J.L. : Metrik sistemi kurdu, mekaniği

geliĢtirdi.

16 - HAMILTON, W.R. : Dinamikler teorisini kurdu.

Page 346: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

346

17 - HILBERT, D. : Sayılar teorisini geliĢtirdi.

18 - WALLIS, J. : Mekanik ve cebiri geliĢtirdi.

19 - RIEMAN, G.F. : Üç boyutlu uzay geometrisini buldu.

20 - FOURIER, J.B. : Lineer kısmi diferansiyel denklemleri

buldu.

21 - WIENER, N. : Ġntegral denklemler, potansiyel teoriyi

geliĢtirdi.

22 - BIRKOFF, G.D. : Ġhtimaller teorisini geliĢtirdi.

23 - LOBACHEVSKI, N.I. : Euclid karĢıtı geometriyi yayınladı.

24 - APOLLONIUS : Geometrinin temelini attı.

25 - BOOLE, G : Matematikte akıl yürütme metodunu yarattı.

26 - POINCARE, J.H. : Relativiteyi matematiksel olarak buldu ve

otomorfik fonksiyonları keĢfetti.

27 - ABEL, N.H. : Grup teorisini kurdu.

Klasik Fizik

1 - NEWTON, I. : Gravitasyon ve hareket yasalarını buldu,

klasik fiziği baĢlattı.

2 - MAXWELL, J.C. : Elektrik ve manyetizma kuvvetleri

birleĢtirdi.

3 - FARADAY, M. : Klasik alan teorisini yarattı.

4 - YOUNG, T. : Modern enerji kavramını yarattı.

5 - HUYGENS, C. : IĢığın dalgalar halinde yayıldığını belirtti.

6 - JOULE, J.P. : Isının mekanik karĢılığını buldu.

7 - AMPERE, A.M. : Elektrodinamiği kurdu.

8 - HELMHOLTZ, H.L.F. : Enerjinin sakınımı yasasını buldu.

9 - BOLTZMANN, L.E. : Ġstatistiksel fiziği buldu.

10 - BERNOULLI, D. : Hidrodinamik yasalarını buldu.

11 - FRANKLIN, B. : Statik elektriği tanımladı.

Page 347: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

347

12 - CLAUSIUS, R.J. : Termodinamiğin ikinci yasasını buldu.

13 - CARNOT, N.L.S. : Termodinamiğin birinci yasasını buldu.

14 - THOMSON, T.W. : Termodinamiğin ikinci yasasını formüle

etti.

15 - OERSTED, H.C. : Elektrik akımından manyetik alan elde

etti.

16 - THOMSON, J.J. : Elektronu keĢfetti.

17 - COULOMP, C.A. : Sürtünme yasalarını ve iki yüklü kutup

arasındaki kuvveti buldu.

18 - LORENZ, H.A. : Bir ortam içindeki ıĢığın davranıĢını

formüle etti.

19 - HOOKE, R. : IĢığın bir dalga hareketi olduğunu ve

gravitasyonu ilk ifade edendir.

20 - HENRY, J. : Manyetizmadan elektrik üretti.

21 - BECQUEREL, A.H. : Radyoaktiviteyi keĢfetti.

22 - VOLTA, A.G. : Bir pilden ilk elektriği üretti.

Atom Fiziği

1 - EINSTEIN, A. : Fotoelektrik etkiyi buldu, atomların varlığını

ispat etti, E=mc2‟yi yarattı.

2 - BOHR, N. : Modern atom modelini geliĢtirdi.

3 - RUTHERFORD, E. : Modern atom modelini keĢfetti.

4 - PLANCK, M. : Kuantum fiziğini baĢlattı.

5 - PAULI, W.E. : DıĢlama ilkesini buldu.

6 - FERMI, E. : Radyoaktif beta bozunum teorisini kurdu.

7 - FEYNMAN, R.P. : Kuantum Elektrodinamiğini geliĢtirdi.

8 - HEISENBERG, W.K. : Belirsizlik ilkesini buldu.

9 - DE BROGLIE, P.R. : Parçacıkların dalgasal davranıĢlarını

ispat etti.

Page 348: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

348

10 - DIRAC, PAM : Kuantum mekaniğinin matematiksel

denklemlerini çıkardı.

11 - SCHRÖDINGER, E. : Parçacıkların dalga denklemlerini

çıkardı.

12 - WEINBERG, S. : Elektromanyetik ve zayıf kuvvetleri

birleĢtirdi.

13 - GELL-MANN, M. : Kuarkları buldu, hadronları sınıflandırdı.

14 - YUKAWA, H. : Güçlü nükleer kuvveti buldu.

15 - HAHN, O. : Nükleer reaksiyonları tanımladı.

16 - FRISCH, O.R. : Nükleer fisyon reaksiyonunu buldu.

17 - OPPENHEIMER, R. : Antielektronu tanımladı.

18 - BORN, M. : Matris mekaniğini buldu.

19 - TOMONAGA, S.I. : Kuantum Elektrodinamiğini baĢlattı.

20 - CHADWICK, J. : Nötronu keĢfetti.

21 - ANDERSON, C.D. : Positronu keĢfetti.

22 - UHLENBERG, G.E. : Elektronu spin hareketini buldu.

23 - SCHWINGER, J.S. : Kuantum Elektrodinamiğini geliĢtirdi.

24 - JORDAN, E.P. : Kuantum mekaniğini geliĢtirdi.

25 - SOMMERFELD, A.J. : Elektronların eliptik yörüngelerini

buldu.

Kimya

1 - LAVOISIER, A.L. : Maddenin sakınımı yasasını buldu.

2 - DALTON, J. : Atomik teoriyi baĢlattı.

3 - DAVY, H. : Elektrokimyayı buldu.

4 - CURIE, M. : Radyoaktiviteyi tanımladı.

5 - CHARLES, J. : Gaz yasalarını geliĢtirdi.

6 - CAVENDISH, H. : Gaz karıĢımlarını ve element bileĢimlerini

tarif etti.

7 - PAULING, L.C. : Atomlar arası bağlanma tekniğini buldu.

Page 349: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

349

8 - GAY-LUSSAC, J.L. : Gazların genleĢme yasalarını buldu.

9 - GIBBS, J.W. : Kimyasal termodinamiği kurdu.

10 - BOYLE, R. : Gazların basınç ve hacim yasalarını buldu.

11 - LEWIS, G.N. : Kimyasal termodinamiği geliĢtirdi.

12 - AVOGADRO, A. : Gazların molekül formülünü buldu.

13 - NERNST, H.W. : Termodinamiğin üçüncü yasasını buldu.

14 - RAMSAY, W. : Asil gazları keĢfetti.

15 - BERZELIUS, J.J. : Organik kimyanın düzenlenmesini yaptı.

16 - MENDELAYEV, D.I. : Elementlerin periyodik tablosunu

yaptı.

17 - PRIESTLEY, J. : Oksijeni keĢfetti.

18 - FRANKLAND, E. : Atomların birleĢme teorisini buldu.

19 - WERNER, A. : Üç boyutlu birleĢme teorisini buldu.

20 - KEKULE, F. A. : Organik kimyayı kurdu.

21 - VAN‟T HOFF, J.H. : Üç boyutlu kimyayı geliĢtirdi.

22 - UREY, H.C. : Organik bileĢiklerin sentezlerini geliĢtirdi.

Kozmoloji / Astronomi

1 - GALILEO, G. : Ġlk bilimsel uzay gözlemlerini yaptı.

2 - HUBBLE, E.P. : Galaksilerin birbirlerinden uzaklaĢtıklarını

buldu.

3 - COPERNICUS, N. : Modern astronomiyi kurdu.

4 - PTOLEMY : Copernicus öncesi astronomiyi yönlendirdi.

5 - BRAHE, T. : Teleskop öncesinin en önemli gözlemlerini

yaptı.

6 - KEPLER, J. : gezegenler yasalarını buldu.

7 - EDDINGTON, A.S. : Modern astrofiziği kurdu ve yıldızlar

içindeki nükleer reaksiyonu belirtti.

Page 350: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

350

8 - FRIEDMANN, A.A. : Açık ve kapalı evrenler modelini

belirtti.

9 - ARISTARCHUS : Dünya‟nın GüneĢ etrafında döndüğünü

belirtti.

10 - ERASTOSTHENES : Dünya‟nın çevresini ve çapını

hesapladı.

11 - HIPPARCHUS : Dünya ve Ay arası uzaklığı ölçtü.

12 - HERSCHELL, W. : Uranüs‟ü keĢfetti, 800 adet yıldızı

tanımladı.

13 - GAMOW, G. : Big Bang Teorisini ortaya attı.

14 - HALLEY, E. : Ġlk yıldız katalogunu yaptı, kuyruklu

yıldızları tanımladı.

15 - DE SITTER, W. : GeniĢleyen evren modelini yarattı.

16 - LEMAITRE, A.G. : Büyük Patlama fikrini ileri sürdü.

17 - OORT, J.H. : Samanyolu galaksisini tanımladı.

18 - SEYFERT, C.K. : Spiral galaksileri (kuasarlar) keĢfetti.

19 - CASSINI, G.D. : Gezegenlerin yerlerini ve GüneĢ Dünya

arası uzaklığı hassas olarak buldu.

20 - MICHELL, J. : Yıldızlar arası uzaklıkları ölçtü.

21 - ROEMER, O.C. : Gök cisimlerinin hareketlerinden ıĢık

hızını ölçtü.

Biyolojik Bilimler

1 - GALEN : Ġnsan anatomisini yarattı.

2 - HARVEY, W. : Modern fizyolojiyi kurdu.

3 - VESALIUS, A : Modern anatomiyi kurdu.

4 - LINNEAUS, C. : Bitkilerdeki üreme teorisini buldu,

sınıflandırmasını yaptı.

5 - PASTEUR, L. : Kuduz aĢısını buldu, mikrobiyolojiyi

geliĢtirdi.

Page 351: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

351

6 - KOCH, H.R. : Bakteriyolojiyi kurdu.

7 - SCHWANN, T. : Hücre teorisini yarattı.

8 - AVERY, O.T. : Molekülsel biyolojiyi buldu, DNA‟yı

tanımladı.

9 - CRIK, F.H. : DNA‟nın çift sarmal yapısını keĢfetti.

10 - ĠBNĠ-SĠNA : Tıp ansiklopedisini yaptı.

11 - MÜLLER, H.J. : Mutasyon teorisini geliĢtirdi.

12 - HOOKE, R. : Hayvan ve bitki hücrelerini keĢfetti.

13 - MÜLLER, J.P. : Fizyoloji, anatomi, zooloji ve nörolojiyi

geliĢtirdi.

14 - BATESON, W. : Genetik bilimini kurdu.

15 - MORGAN, T.H. : Kromozom teorisini buldu.

16 - CHARGAFF, E. : Bir DNA‟daki dört adet nükleoditi buldu.

17 - EHRLICH, P. : Kemoterapi, hematoloji ve immünolojiyi

buldu.

18 - JENNER, E. : AĢı metodunu buldu.

19 - LEDERBERG, J. : Genetik mühendisliğini baĢlattı.

20 - CALVIN, M. : Fotosentez prosesini geliĢtirdi.

21 - SANGER, F. : Biyokimyayı geliĢtirdi, aminoasitleri keĢfetti.

22 - FLEMING, A. : Penisilini keĢfetti.

23 - HIPPOCRATES : Klinik tıbbı kurdu.

24 - UREY, H. C. : Ġlk canlıların oluĢum modelini belirtti.

Doğa Bilimleri / Felsefe

1 - THALES : Geometri ve matematiğin ilkelerini belirtti.

2 - PLATO : Bilim felsefesinin temelini kurdu.

3 - BUFFON, G. : Canlıların evrimlerini ileri sürdü.

4 - MENDEL, G.J. : Kalıtım yasalarını buldu.

5 - DARWIN, C.R. : Evrim teorisini kurdu.

6 - WALLACE, A.R. : Türlerin evrimini ileri sürdü.

Page 352: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

352

7 - DEMOCRITUS : Her Ģeyin atomlardan meydana geldiğini

söyledi.

8 - KANT, I. : güneĢ sisteminin oluĢum teorisini belirtti.

9 - ARISTOTLE : Dünya‟nın bir küre Ģeklinde olduğunu

ispatladı.

10 - DA VINCI, L. : Uçak, helikopter, paraĢütlerin prensiplerini

kurdu.

11 - EMPEDOCLES : Maddenin ateĢ, hava, su ve toprak olmak

üzere dört köke dayandığını ve bunların çekici veya itici

olmak üzere iki kuvvetin etkisi altında bulunduğunu

söyledi.

12 - RUSSEL, B. : Matematiksel mantığı kurdu.

13 - BACON, F. : Bilime ve doğaya felsefeyi getirdi.

14 - MALTHUS, T.R. : Evrim fikrini ilk ortaya atandır.

15 - PARACELSUS : Tıp kimyasının kurucusudur.

16 - ANAXIMANDER : Gece ve gündüzleri tarif etti, Dünya

yüzeyinin eğik olduğunu belirtti.

Yer Bilimleri

1 - HUTTON, J. : Modern jeolojiyi kurdu.

2 - WEGENER, A.L. : Süper kıta pangaea teorisini buldu.

3 - BULLARD, E.C. : Dünya‟nın manyetik alanının dinamo

teorisini buldu.

4 - MATUYAMA, M. : Dünya manyetik alanındaki değiĢiklikleri

buldu.

5 - ZHANG, H. : Deprem dalgalarının Ģiddetini ölçtü.

6 - MILNE, J. : Modern sismolojiyi kurdu.

7 - HAÜY, R.J. : Kristallografiyi buldu.

8 - LYELL, C. : Jeolojide kayaların oluĢum teorisini kurdu.

Page 353: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

353

9 - LEHMAN, I. : Dünya sıvı merkezindeki katı çekirdeği

keĢfetti.

10 - MOHOROVICIC, A. : Yeryüzü kabuğunun mantle tabakası

üzerinde oturduğunu keĢfetti.

11 - OLDHAM, R.D. : Dünya merkezindeki çekirdeği keĢfetti,

deprem dalgalarını tanımladı.

12 - HESS, H.H. : Deniz dibi, sıradağ ve çukurların oluĢumunu

buldu.

13 - REID, H.F. : Depremlerin elastik dalga teorisini kurdu.

14 - MILANKOVICH, M. : Yeryüzü iklim değiĢikliklerini belirtti.

15 - EWING, W.M. : Okyanus dibi kabuğun kalınlık ölçümünü

yaptı.

16 - WILSON, J.T. : Okyanus altı adaların oluĢumunu belirtti.

17 - MAURY, M.F. : Okyanus rüzgar ve su akımlarını izah etti.

18 - HUMBOLT, A. : Okyanuslardaki su akıntılarını, volkanları

belirtti.

19 - LEAKEY, M.D. : Afrika‟daki 1.7 milyon yıl yaĢında ilkel

insan fosillerini keĢfetti.

20 - GUTENBERG, B. : Dünya çekirdeği dıĢındaki sıvı bölgeyi

keĢfetti.

Mucitler

1 - HOOKE, R. : Mikroskop, teleskop, barometreyi geliĢtirdi

1679, yaylı saat sistemini buldu, 1660.

2 - GALILEO, G. : Ġlk bilimsel teleskopu ve termometreyi yaptı,

1593.

3 - COCKROFT, J.D. : Ġlk atom parçalayıcısını imal etti, 1928.

4 - LAWRENCE, E.O. : Ġlk atom hızlandırıcısını imal etti, 1931.

5 - TORRICELLI, E. : Ġlk barometreyi yaptı, 1644.

Page 354: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

354

6 - ABBE, E. : Optik enstrümanları geliĢtirdi, mikroskop,

teleskop imal etti, 1886.

7 - EDISON, T.A. : Elektrik ampulünü imal etti, 1877.

8 - BELL, A.G. : Telefonu icat etti, 1876.

9 - BASOV, N.G. : Ġlk maser ve lazeri imal etti, 1955/1958.

10 - MAIMAN, T.H. : Ġlk lazer ıĢınını üretti, 1960.

11 - MARCONI : Radyo telgrafı yaptı, 1896.

12 - BACKUS, J. : Ġlk modern bilgisayar lisanını yaptı, 1954.

13 - AIKEN, H.H. : Ġlk program kontrollü hesap makinasını

yaptı, 1943.

14 - ATANASOFF, J. V. : Ġlk elektronik bilgisayarı yaptı, 1939.

15 - BABBAGE, C. : Ġlk programlanabilir bilgisayarı yaptı, 1830.

16 - BAIRD, J.L. : Ġlk televizyonu imal etti, 1926.

17 - GUTENBERG : Ġlk matbaa makinasını yaptı, 1450.

18 - WATT, J. Ġlk buhar makinasını imal etti, 1790.

19 - WATSON-WATT, R.A. : Ġlk radarı imal etti, 1935.

20 - BESSEMER, H. : Çelik prosesini geliĢtirdi, 1856.

21 - MONTGOLFIER, JM/JE : Ġlk sıcak havalı balonu yaptılar,

1782.

22 - OTTO, N.A. : Ġçten yanmalı dört stroklu motoru yaptı, 1876.

23 - SIEMENS, E.W. : Ġlk elektrik jeneratörünü yaptı, 1867.

24 - WRIGHT, W/O : Ġlk uçağı imal ettiler, 1903.

25 - WHITTLE, F. : Ġlk jet motorunu yaptı, 1941.

26 - DIESEL, R. : Ġçten yanmalı dizel motorunu yaptı, 1893.

KaĢifler

1 - MAGELLAN, F. : Gemi ile Dünya‟nın çevresini dolaĢtı,

1520.

2 - VASCO DE GAMA : Gemi ile Ümit burnunu dolaĢarak

Hindistan‟a ulaĢtı, 1498.

Page 355: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

355

3 - COOK, J. : Pasifik okyanusunu keĢfetti, 1769.

4 - NANSEN, F. : Kuzey kutup denizini keĢfetti, 1888.

5 - ROSS, J.C. : Kuzey kutbunu ve Antarktika okyanusunu

keĢfetti, 1839.

6 - COULOMB, C. : Batı Hint adalarını keĢfetti, 1492.

7 - AMUNDSEN, R. : Güney kutbunu keĢfetti, 1911.

8 - SCOTT, R. : Güney kutbuna ulaĢan ikinci insan oldu, 1912.

9 - LIVINGSTONE, D. : Afrika kıtasının içlerini keĢfetti, 1855.

10 - HILLARY, E. /TENZING, N. : Everest‟in tepesini keĢfettiler,

1953.

11 - VESPUCCI, AMERIGO : Amerika kıtasına ilk ayak basan

insan oldu, 1500.

12 - VERAZANO : New York körfezine girdi, 1524.

13 - GAGARIN, Y. : Uzayı keĢfeden ilk insandır, 1961.

14 - POLĠNEZYALILAR : Doğu Hint adalarına ulaĢtılar, MÖ-

1200

15 - FENĠKELĠLER : Denizde uzun yolculuklara giden ilk

insanlardı, MÖ-1000.

16 - ESKĠ MISIRLILAR : Nil nehri boyunca ilk su seyahatini

yaptılar, MÖ-2600.

17 - BEEBE, C.W. : Okyanusların derinliklerini keĢfetti, 1934.

18 - COUSTEAU, J.Y. : Deniz dibi yaĢamı keĢfetti, 1950.

Page 356: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

356

Bilimde Tarihsel Dağılımlar

37 ülkeden çıkmıĢ 2400 bilim adamı, 8 bilim dalı ve 10 tarih

aralığı.......

36 ülkeden çıkmıĢ 466 ödül kazanmıĢ bilim adamı ve fizik,

kimya, tıp (veya fizyoloji) dallarında dağıtılmıĢ 469 Nobel

ödülü.......

Bu dört temel faktörün kullanılmasıyla elde edilen çeĢitli

istatistiksel bilgiler ve sonuçlar bu bölümde belirtilmektedir.

2400 bilim adamı, MÖ-600 ile 2000 arasında yaĢamıĢ, 8 bilim

dalında çalıĢmalar ve buluĢlar yapmıĢ en önde gelen isimlerdir.

Bunlardan 466 tanesi Nobel ödülü kazanmıĢtır. Nobel ödülü

sıralamalarında sadece fizik, kimya, tıp (veya fizyoloji)

öngörülmüĢtür.

Bilim Dalları

Matematik Doğa bilimleri

Fizik Yer bilimleri

Kimya Biyoloji

Kozmoloji Diğerleri

Notlar :

Fizik : klasik ve modern fizik, atomik, nükleer, parçacık

fiziği ve kuantum mekaniğini içine almaktadır.

Page 357: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

357

Kimya : analitik, organik, inorganik, endüstriyel, radyo ve

biyokimya, nükleer kimya, atom ve moleküler kimya gibi

konuları ihtiva etmektedir.

Kozmoloji : astronomi, astrofizik, radyo astronomiyi

kapsamaktadır.

Doğa bilimleri : felsefe, doğa felsefesi ve sosyoloji gibi

konuları da ihtiva etmektedir.

Yer bilimleri : jeoloji, jeofizik, hidrografi, metalürji,

meteoroloji, sismoloji gibi yer ve denizlerle ilgili bilim dallarını

içine almaktadır.

Biyoloji : botanik, anatomi, zooloji, biyofizik, ekoloji,

etioloji, entomoloji, antropoloji, paleontoloji, bakteriyoloji,

klinik biyolojisi, moleküler biyoloji gibi konuları ihtiva

etmektedir.

Diğerleri : iletiĢim, haberleĢme, mühendislik, teknoloji,

bilgisayar bilimi, enstrüman yapanlar, buluĢlar ve keĢifler dahil

edilmiĢtir.

Tarih Aralıkları

MÖ.600 - Milat arası 1750 - 1800 arası

Milat - 1500 arası 1800 - 1850 arası

1500 - 1600 arası 1850 - 1900 arası

1600 - 1700 arası 1900 - 1950 arası

1700 - 1750 arası 1950 - 2000 arası

Ülkeler

Ġngiltere Hollanda Avustralya Yugoslavya

Amerika Ġsveç Hindistan Güney Afrika

Almanya Avusturya Belçika Romanya

Fransa Yunanistan Çin Ġspanya

Page 358: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

358

Ġskoçya Ġrlanda Polonya

Portekiz

Ġsviçre Kanada Yeni Zelanda Mısır

Danimarka Macaristan Finlandiya Arabistan

Ġtalya Japonya Çekoslovakya Pakistan

Rusya Norveç Arjantin Ġran

Lüksembourg

Bilim Adamlarının Ülkelere Ve

Bilim Dallarına Göre Dağılımı

Ülkeler Bilim Dalları B.A.Sayısı

ĠNGĠLTERE Matematik 39

Fizik 73

Kimya 104

Kozmoloji 38

Doğa Bilimleri 20

Yer Bilimleri 55

Biyoloji 195

Diğer 30

T O P L A M 554

AMERĠKA Matematik 13

Fizik 99

Kimya 99

Kozmoloji 56

Doğa Bilimleri 7

Yer Bilimleri 39

Biyoloji 181

Diğer 40

Page 359: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

359

T O P L AM 534

ALMANYA Matematik 29

Fizik 80

Kimya 99

Kozmoloji 29

Doğa Bilimleri 5

Yer Bilimleri 13

Biyoloji 86

Diğer 10

T O P L A M 351

FRANSA Matematik 44

Fizik 54

Kimya 53

Kozmoloji 12

Doğa Bilimleri 11

Yer Bilimleri 9

Biyoloji 69

Diğer 14

T O P L A M 266

ĠSKOÇYA Matematik 3

Fizik 8

Kimya 15

Kozmoloji 5

Yer Bilimleri 12

Biyoloji 31

Diğer 7

T O P L A M 81

ĠSVĠÇRE Matematik 11

Fizik 9

Kimya 16

Kozmoloji 4

Doğa Bilimleri 2

Page 360: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

360

Yer Bilimleri 2

Biyoloji 22 T O P L A M

66

DANĠMARKA Matematik 5

Fizik 9

Kimya 12

Kozmoloji 8

Yer Bilimleri 6

Biyoloji 23

Diğer 2

T O P L A M 65

ĠTALYA Matematik 10

Fizik 11

Kimya 4

Kozmoloji 8

Doğa Bilimleri 2

Yer Bilimleri 3

Biyoloji 25

T O P L A M 63

RUSYA Matematik 17

Fizik 20

Kimya 9

Kozmoloji 7

Biyoloji 9

T O P L A M 62

HOLLANDA Matematik 4

Fizik 17

Kimya 3

Kozmoloji 10

Yer Bilimleri 5

Biyoloji 18

Page 361: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

361

T O P L A M 57

ĠSVEÇ Matematik 3

Fizik 10

Kimya 13

Kozmoloji 2

Yer Bilimleri 7 Biyoloji

T O P L A M 49

AVUSTURYA Matematik 3

Fizik 13

Kimya 3

Kozmoloji 3

Doğa Bilimleri 2

Yer Bilimleri 1

Biyoloji 21

T O P L A M 46

YUNANĠSTAN Matematik 8

Fizik 1

Kozmoloji 3

Doğa Bilimleri 20

Biyoloji 1

T O P L A M 33

ĠRLANDA Matematik 3

Fizik 6

Kimya 5

Yer Bilimleri 5

Biyoloji 6

Diğer 1

T O P L A M 26

KANADA Fizik 3

Kimya 3

Kozmoloji 1

Page 362: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

362

Yer Bilimleri 4

Biyoloji 11

T O P L A M 22

MACARĠSTAN Matematik 2

Fizik 9

Kimya 1

Biyoloji 2

T O P L A M 14

JAPONYA Fizik 3

Kimya 2

Kozmoloji 2

Yer Bilimleri 2

Biyoloji 5

T O P L A M 14

NORVEÇ Matematik 3

Fizik 2

Kimya 3

Kozmoloji 1

Yer Bilimleri 2

Diğer 1

T O P L A M 12

AVUSTRALYA Kimya 3

Kozmoloji 1

Biyoloji 7

T O P L A M 11

HĠNDĠSTAN Fizik 6

Kozmoloji 2

Biyoloji 1

T O P L A M 9

BELÇĠKA Kimya 2

Kozmoloji 1

Biyoloji 5

Page 363: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

363

T O P L A M 8

ÇĠN Fizik 3

Kimya 1

Kozmoloji 1

Biyoloji 2

T O P L A M 7

POLONYA Matematik 1

Fizik 1

Kimya 2

Kozmoloji 2

Biyoloji 1

T O P L A M 7

YENĠ ZELLANDA Matematik 2

Fizik 1

Kimya 1

Kozmoloji 2

T O P L A M 6

FĠNLANDĠYA Kimya 2

Yer Bilimleri 1

Biyoloji 2

T O P L A M 5

ÇEKOSLAVAKYA Kimya 3

Biyoloji 1

T O P L A M 4

ARJANTĠN Kimya 1

Biyoloji 3

T O P L A M 4

YUGOSLAVYA Matematik 1

Kimya 1

Yer Bilimleri 2

T O P L A M 4

Page 364: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

364

GÜNEY AFRĠKA Fizik 1

Kimya 1

Biyoloji 2

T O P L A M 4

ROMANYA Biyoloji 3

T O P L A M 3

ĠSPANYA Kimya 1

Yer Bilimleri 1

Biyoloji 1

T O P L A M 3

PORTEKĠZ Biyoloji 3

T O P L A M 3

MISIR Fizik 1

Kozmoloji 1

T O P L A M 2

ARABĠSTAN Kimya 1

Doğa Bilimleri 1

T O P L A M 2

PAKĠSTAN Fizik 1

T O P L A M 1

ĠRAN Matematik 1

T O P L A M 1

LÜKSEMBURG Biyoloji 1

T O P L A M 1

TOPLAM BĠLĠM ADAMI SAYISI : 2400

Bilim Adamlarının

Bilim Dallarına Göre Dağılımı

Page 365: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

365

Matematik 202 isim %8,5

Fizik 441 isim %18,5

Kimya 463 isim %19,0

Kozmoloji 199 isim %8,0

Doğa bilimleri 70 isim %3,0

Yer bilimleri 169 isim %7,0

Biyoloji 751 isim

%31,0

Diğerleri l05 isim %5,0

TOPLAM 2400 isim %100

Bilim Adamlarının

Tarih Aralıklarına Göre Dağılımı

Tarih Aralığı Bilim Dalı B.A. Sayısı

MÖ 600-0000 Matematik 5

Kozmoloji 3

Doğa Bilimleri 20

T O P L A M 28

0001-1500 Matematik 3

Fizik 2

Kimya 2

Kozmoloji 2

Doğa Bilimleri 4

Biyoloji 3

T O P L A M 16

1501-1600 Matematik 9

Fizik 2

Kimya 3

Page 366: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

366

Kozmoloji 5

Doğa Bilimleri 2

Yer Bilimleri 2

Biyoloji 12

T O P L A M 35

1601-1700 Matematik 22

Fizik 9

Kimya 12

Kozmoloji 10

Doğa Bilimleri 6

Biyoloji 18

T O P L A M 77

1701-1750 Matematik 18

Fizik 6

Kimya 7

Kozmoloji 6

Yer Bilimleri 3

Biyoloji 13

Diğer 4

T O P L A M 57

1751-1800 Matematik 10

Fizik 10

Kimya 23

Kozmoloji 8

Doğa Bilimleri 11

Yer Bilimleri 9

Biyoloji 30

Diğer 5

T O P L A M 106

Page 367: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

367

1801-1850 Matematik 21

Fizik 27

Kimya 49

Kozmoloji 14

Doğa Bilimleri 7

Yer Bilimleri 31

Biyoloji 74

Diğer 10

T O P L A M 233

1851-1900 Matematik 33

Fizik 66

Kimya 83

Kozmoloji 25

Doğa Bilimleri 10

Yer Bilimleri 31

Biyoloji 119

Diğer 22

T O P L A M 389

1901-1950 Matematik 55

Fizik 178

Kimya 155

Kozmoloji 80

Doğa Bilimleri 10

Yer Bilimleri 61

Biyoloji 257

Diğer 28

T O P L A M 824

1951-2000 Matematik 20

Fizik 139

Kimya 133

Kozmoloji 44

Page 368: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

368

Doğa Bilimleri 10

Yer Bilimleri 30

Biyoloji 223

Diğer 36

T O P L A M 635

G E N E L T O P L A M 2400

Tarih Aralıklarına Göre Hangi Bilim

Dallarının Ağırlıkta Olduğu

MÖ.600 -000 : Doğa bilimleri en önde olup, onu matematik

ve kozmoloji takip etmektedir.

0001 - 1500 : Doğa bilimleri önde olup, onu matematik

ve biyoloji takip etmektedir.

1501 - 1600 : Biyoloji ağırlıktadır, onu matematik ve

kozmoloji takip etmektedir.

1601 - 1700 : Matematik en önde gelmektedir. Onu,

biyoloji, kozmoloji ve kimya takip etmektedir.

1701 - 1750 : Matematik önde olup, arkasından biyoloji ve

kimya gelmektedir.

1751 - 1800 : Kimya ve biyoloji ağırlıkta olup, onları doğa

bilimleri ve matematik takip etmektedir.

1801 - 1850 : Biyoloji ve kimya önde gelip, onları yer

bilimleri ve fizik takip etmektedir.

1851 - 1900 : Kimya ve biyoloji en önde gelmektedir.

Arkasından fizik, takip etmektedir.

Page 369: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

369

1901 - 1950 : Fizik ve biyoloji ezici çoğunlukla en öndedir.

Onu kimya ve kozmoloji takip etmektedir.

1951 - 2000 : En önde biyoloji gelmektedir. Onu fizik ve

kimya takip etmektedir.

Tarih Aralıklarında Hangi Ülkelerin Hangi

Bilim Dallarında Ağırlıkta Olduğu

MÖ.600 - 0000 : Yunanistan, doğa bilimlerinde

0001 - 1500 : Arabistan kimyada, Ġran matematik ve Ġtalya

doğa bilimlerinde

1501 - 1600 : Ġngiltere matematikte, Ġtalya biyolojide

1601 - 1700 : Almanya kimyada, Ġngiltere matematikte

1701 - 1750 : Ġngiltere, Fransa ve Ġsviçre matematikte,

Almanya kimyada

1751 - 1800 : Fransa kimyada, Ġngiltere biyolojide

1801 - 1850 : Ġngiltere yer bilimlerinde, Fransa kimyada,

Ġskoçya biyolojide

1851 - 1900 : Almanya kimyada, Fransa ve Ġngiltere

fizikte, Amerika yer bilimlerinde

1901 - 1950 : Almanya ve Fransa fizikte, Amerika ve

Ġngiltere biyolojide, Rusya matematikte

1951 - 2000 : Amerika biyolojide, Ġngiltere kimyada,

Almanya fizikte, Fransa biyolojide en önde

gelmektedir.

Ülkelerin Kazandıkları

Nobel Ödülleri Sayısı Tıp

Ülkeler Fizik Kimya (veya Fizyoloji) Toplam

Ödül

Page 370: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

370

Amerika 65 42 79 186

Almanya 22 28 17 67

Ġngiltere 19 23 23 65

Fransa 10 6 9 25

Ġsveç 4 4 7 15

Ġsviçre 3 4 7 14

Hollanda 8 3 3 14

Rusya 8 2 1 11

Ġtalya 3 1 4 8

Avusturya 4 3 3 10

Danimarka 2 1 4 7

Kanada 2 3 1 6

Japonya 3 2 1 6

Belçika - - 3 3

Avustralya - 1 3 4

Polonya 1 1 -

2

Çin 3 - - 3

Macaristan - 1 1 2

Hindistan 2 - - 2

Arjantin - 1 1 2

Ġskoçya - - 1 1

Ġrlanda 1 - - 1

Norveç - 1 - 1

Yugoslavya - 1 - 1

Romanya - - 1 1

Çekoslovakya - 1 - 1

Finlandiya - 1 - 1

Yeni Zelanda - 2 - 2

Pakistan 1 - - 1

Güney Afrika - 1 - 1

Page 371: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

371

Meksika - 1 - 1

Ġspanya - - 1 1

Portekiz - - 1 1

Lüksembourg - - 1 1

Mısır - 1 - 1

Cezayir 1 - - 1

-----------------------------------------------------------------------------

TOPLAM 162 135 172 469

Hangi Ülkeler Hangi Bilim Dalında

En Çok Ödül Kazandı?

Fizik‟te : 65 ödül ile Amerika önde gelmektedir. Onu, 22

ödülle Almanya, 19 ödülle Ġngiltere ve 10 ödülle

Fransa takip etmektedir.

Kimya‟da : 42 ödül ile Amerika önde gelmektedir. Onu, 28

ödülle Almanya, 23 ödülle Ġngiltere ve 6 ödülle

Fransa takip etmektedir.

Tıp‟ta : 79 ödülle Amerika önde gelmektedir. Onu, 23 ödülle

Ġngiltere, 17 ödülle Almanya ve 9 ödülle Fransa

takip etmektedir.

En Çok Nobel Ödülü Kazanan

Bilim Adamları

Marie Curie : 2 Nobel, 1903 Fizik ve 1911 Kimya ödülü

John Bardeen : 2 Nobel, 1956 Fizik ve 1972 Fizik ödülü

Frederick Sanger : 2 Nobel, 1958 Kimya ve 1980 Kimya ödülü

Page 372: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

372

kazanmıĢlardır.

Birlikte Nobel Ödülü Kazanan

Karı - Kocalar

Pierre ve Marie Curie : 1903 Fizik ödülünü

Frederic ve Irene Joliot Curie : 1935 Kimya ödülünü

Carl ve Gerty Cori : 1947 Fizyoloji ödülünü

birlikte kazanmıĢlardır.

Birlikte Nobel Ödülü Kazanan

Baba - Oğullar

William Henry Bragg : baba

William Lawrence Bragg : oğul

1915 yılı fizik ödülünü birlikte kazanmıĢlardır.

Page 373: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

373

Bilim Tarihinin

En Büyük Ġki Ġnsanı

Dr. Albert EINSTEIN (1879 – 1955)

Fotoelektrik Etki (1905)

Brownian Hareketi (1905)

Özel Relativite Teorisi (1905)

E=mc2 (1907)

Genel Relativite teorisi (1916)

Nobel ödülü (1921)

Page 374: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

374

Sir Isaac NEWTON (1642 – 1727)

Diferansiyel Hesap Metotları (1665)

Ġntegral Hesap Metotları (1665)

Hareket Yasaları (1666)

Gravitasyon Yasaları (1666)

IĢık Yasaları (1666)

Ġlk Aynalı Teleskop (1668

The Principia (1687)

Optics (1704)

Dr. Albert Einstein

Albert Einstein, 14 Mart 1879 günü Almanya‟nın Ulm

Ģehrinde doğdu. Babası, amcası ile birlikte bir elektrokimya

dükkanı iĢletiyordu. Albert çocukluğunda sessiz, yavaĢ ve

hayalci idi. Ebeveynleri Yahudi olmalarına karĢın dindar

değillerdi. Genç yaĢta keman çalmayı öğrendi. Henüz çocuk

iken babasının ona aldığı bir pusulanın ibresinin daima aynı

yönü göstermesini çok merak etti. 12 yaĢında popüler bilim

kitaplarını okuyordu. Kendi baĢına çalıĢmalar yapan Albert

okulda öğretmenlerine karĢı ilgisizdi.

15 yaĢında iken okumakta olduğu Gymnasium okulundan,

sınıfında kargaĢa çıkaran ve diğer öğrencileri rahatsız eden

birisi diye, çıkarıldı. Ailesi ile birlikte Ġtalya‟ya gitti. Ġtalya‟da

boĢ dururken elektrik, manyetizma ve eter arasındaki iliĢki ile

ilgili bir bilimsel yazı yazdı. 16 yaĢındaki bir genç için önemli

bir olaydı bu. Çocukken babasının gösterdiği pusulanın

ibresinin daima aynı yönü göstermesini unutamıyordu. Daha

sonra Zürich Polytechnik‟in giriĢ imtihanına girdi. Ġmtihandaki

matematik ve fizik notlarının mükemmel olmasına karĢılık

biyoloji, tarih ve diğer konularda çok zayıftı. Polytechnik‟e

Page 375: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

375

giremedi. Zürich Polytechnic‟e, ikinci imtihanda, 1895‟de girdi.

Öğretmenlerinden tanınmıĢ matematikçi Hermann Minkowsi

onu tembellikle suçladı. Derslere karĢı ilgisizdi. Fakat fizikle

ilgili bilimsel kitapları devamlı okuyordu. Bu yıllarda pipo

içmeye baĢladı.

1900‟de Ġsviçre vatandaĢlığına geçti. Bu sırada

Polytechnic‟i bitirdi. Bazı üniversitelere müracaat etti ise de

hiçbirinden davet alamadı. 21 yaĢında hem iĢsiz hem parasızdı.

1901‟de kız arkadaĢı Mileva‟dan bir kızı oldu. 1902‟de Bern

Ģehri patent bürosunda üçüncü sınıf memurluk iĢini buldu.

Orada patent müracaatlarını inceledi. 1903‟de Mileva ile

evlendi. Parasız olan Einstein kendini bilimsel çalıĢmalara

verdi. Termodinamik ile ilgilendi ve gaz moleküllerinin

istatistiksel metotlarını inceledi. 1904‟de ikinci çocuğu Hans

Albert doğdu. 1905‟de Almanya‟daki zamanın en önemli

bilimsel dergisi olan Anlagen der Physik‟e dört makale yolladı

ve Dünya‟nın çehresini değiĢtirdi.

Einstein‟ın birinci makalesi “On a Heuristic Viewpoint

Concerning the Production and Transformation of Light” idi.

Eintein bu 17 sayfalık makalesinde ıĢığın tabiatını anlatıyor ve

fiziğe yeni bir anlayıĢ getiriyordu. Ġkinci makalesi olan “A New

Determination of the Size of Molecules”„de molekülleri

anlatıyordu. Üçüncü makalesi “On the Motion of Small

Particles Suspended in a Stationary Liquid, According to the

Molecular Kinetic Theory of Heat” idi ve burada Brownian

Hareketi olarak bilinen ve su içindeki polenlerin hareketinin su

moleküllerinin birbirini bombardıman etmesi ile oluĢtuğunu

açıklıyordu. Bu açıklama ile moleküllerin mevcudiyetini

göstermiĢ oldu.

Dördüncü makalesi ise 31 sayfalık, 9000 kelimeyi ihtiva

eden “On the Electrodynamics of Moving Bodies” veya “Özel

Relativite Teorisi” idi. Einstein bu makalesinde sabit hızla

Page 376: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

376

hareket eden cisimlerin durumunu ve ıĢık hızının sabit oluĢunu

açıklıyordu. Teoriye göre, ıĢık hızı ile yol alan bir kimse

elindeki lambayı yakınca, lambadan çıkan ıĢık adamı ıĢık hızı

ile terk eder ve çıkan ıĢık o adama ve sabit duran baĢka bir

adama göre relatiftir.

1907‟de yazdığı beĢinci makalesinde de E=mc2 formülünü

bularak, kütle ve enerjinin ayrı Ģeyler olmadığını, bunların

birbirine çevrilebilir Ģeyler olduğunu açıklıyordu. Hem mikro

hem makro kozmosla ilgili olan bu makaleleri ile bilimde

yepyeni bir devir açıyor ve modern fiziği baĢlatıyordu.

26 yaĢında iken teorilerini yayınlayan genç Einstein bu

buluĢlarının sonuçlarının ilerde neler getirebileceği hakkında

bir fikir sahibi değildi. Yayınlanmasından sonraki birkaç ay

hiçbir ses gelmedi. Altı ay sonra Max Planck‟dan bir mektup

aldı. Planck relativite hesaplarının bazı açıklamalarını istiyordu.

Zamanın en büyük beyinlerinden biri olan Planck‟ın

reaksiyondan mutlu oldu. Diğerleri ise buluĢlarını

önemsememiĢlerdi. Çünkü, o zamana kadar inanılanların tersini

iddia ediyor ve Newton‟un 1666‟da kurmuĢ olduğu klasik fiziği

yıkıyordu.

Teorilerinin kıymetini ilk anlayan, kendisini okulda

tembellikle suçlayan Zurich Polytechnic‟deki matematik

profesörü Minkowski oldu. Hâlâ patent bürosunda memurluk

yapıyor ve hâlâ fakirdi. Relativite Teorisini geniĢleterek

gravitasyona tatbik etme hesapları ile uğraĢıyordu.

Newton, gravitasyonu cisimleri birbirine doğru çeken bir

kuvvet olarak düĢünmüĢtü. Einstein ise bu kuvvetin iki cisim

arasındaki iplikçik benzeri bir çekim değil, cisimlerin uzayda

açtığı çukurlarda birbiri etrafında sabit kalmaları Ģeklinde

düĢündü. Ve böylece insanoğlu tarihindeki en büyük teori olan

Genel Relativite Teorisini yaratmıĢ oldu. Einstein buna

Page 377: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

377

“hayatımın en mutlu düĢüncesiydi” dedi. Genel Relativite

üzerindeki çalıĢmaları altı yıl sürmüĢtü.

1909‟da patent bürosundan ayrılarak Zürich Üniversitesine

yardımcı profesör olarak kabul edildi. Bir yıl sonra ikinci oğlu

Edouard doğdu. 1911‟de Prague üniversitesinden profesörlük

teklifi geldi. 1914 Berlin‟deki Kaiser Wilhelm Enstitüsündeki

fizik direktörlüğüne atandı. Burası zamanının en önemli bilim

merkezlerinden biriydi. Bu sırada Alman vatandaĢlığına geçti.

Karısı Mileva Berlin‟i terk ederek Zürich‟e geri döndü. Tam bir

bekarlık hayatı yaĢayan Einstein, Genel Relativite üzerindeki

çalıĢmalarını devam ettirdi.

Mart 1916‟da “The Foundation of the General Theory of

Relativity” isimli makalesini Annalen der Physike‟de yayınlattı.

Tamamen matematiksel olarak açıklanan teoride herhangi bir

deneysel ispat yoktu. Teori ilk defa 1919‟da denendi ve

doğruluğu tespit edildi. Bu teoride gravitasyonun uzay

geometrisinin bir sonucu olduğunu, gravitasyon kuvvetinin

uzayda yabancı ve sır dolu bir Ģey olmadığını açıkladı. Evrenin

ezelden beri mevcut olmadığını, sonsuza kadar devam

etmeyeceğini ve onun bir baĢlangıcı olduğunu belirtti. Bu olay

tarihte yapılmıĢ en büyük açıklamaydı.

1916‟da Zürich‟te yaĢamakta olan karısı Mileva‟dan boĢandı

ve 1919‟da kuzeni Elsa ile evlendi. Kasım, 1919‟dan itibaren,

teorisinin ilk deney sonuçlarının doğru çıkması üzerine, yaĢamı

değiĢti. Artık onu herkes tanıyordu ve “uzayı büken adam, en

büyük beyin“ olarak adlandırıyorlardı. Avrupa‟da relativite

üzerine konferanslar veriyor, Amerika‟ya davet ediliyordu.

1921‟de Nobel ödülüne layık görüldü ve 32.000 dolarlık

ikramiyeyi ayrıldığı eĢi Mileva‟ya gönderdi. 1933‟de

Amerika‟da yeni kurulmuĢ olan Institute for Advanced

Study‟ye davet edildi ve oraya gitti. Her sabah oturmakta

olduğu mütevazı evden 20 dakikalık yürüyüĢle iĢine gidiyor ve

Page 378: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

378

bilimsel çalıĢmalarına devam ediyordu. Çocukları ve

dostlarından ayrı oldukça üzgün bir durumdaydı. Kendi

buluĢları ile baĢlayan ve Avrupa‟da rayına oturmuĢ olan

Kuantum Teorisine inatla karĢı çıkıyordu.

Yarattığı E=mc2 formülü ile Almanların atom bombası imal

hazırlıklarını öğrendi. BaĢkan Roosevelt‟e 1939‟da bir mektup

yazarak tehlikeyi bildirdi. Roosevelt ondan gizli olarak

Manhattan Projesini baĢlattı. 1945‟de Einstein, meĢhur E=mc2

formülünün korkunç sonuçlarını gördü ve nükleer silahlara

karĢı bir kampanya baĢlattı. 1952‟de yeni kurulan Ġsrail

Devletinin baĢkanlığı teklif edildi, fakat hemen ret etti.

Son 20 yılını BileĢik Alan Teorisi çalıĢmaları ile geçirdi ve

elektromanyetik kuvvetle gravitasyonu birleĢtirmeye çalıĢtı. O

zamanlar henüz zayıf ve güçlü nükleer kuvvetlerin

keĢfedilmemiĢ olması yüzünden bundan bir sonuç alamadı.

Artık çok yorulmuĢtu, yaĢamanın büyük bir kısmı fakirlik ve

acılarla geçmiĢti. 18 Nisan 1955 günü, 76 yaĢında, hasta

yatağında uykusunda öldü. Yatağının yanında BileĢik Alan

Teorisinin bitirilmemiĢ hesapları duruyordu.

Henüz 26 yaĢında iken, Newton‟un 250 yıl önce kurduğu

klasik fiziği yıkan, henüz patent bürosunda sıradan bir memur

iken zamanının tanınmıĢ bilim adamlarını ĢaĢkına çeviren

buluĢlarını yayınlayan, bütün zamanların en büyük iki

teorisinden biri olan Genel Relativiteyi keĢfeden, teorileri

zamanının bilim adamlarınca ancak yıllar sonra anlaĢılabilen

Dr. Einstein bütün zamanların en büyük bilim adamıdır.

BuluĢlarının en büyük özelliği, hem mikro dünyalar hem makro

dünyalarla ilgili olmasıdır.

Page 379: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

379

Sir Isaac Newton

1642‟nin Noel günü Ġngiltere, Woolsthorpe, Lincolnshire‟de

doğdu.1642, Galileo‟nun öldüğü yıldı. Babası, Isaac‟ın

doğumundan 3 ay önce ölmüĢtü, imzasını bile atamayacak

kadar cahil bir çiftçi idi. Zamanından önce doğmuĢ, çok ufak

sağlıksız bir bebekti. 18 aylıkken annesi onu terk ederek gitti.

Isaac‟ı anneannesi büyüttü. Bu durum onu sessiz ve içine

kapanık biri yaptı.

12 yaĢında orta okula baĢlayan Newton, Latin ve eski Yunan

bilimleri okudu. Matematiğe ve derslere karĢı ilgisiz ve sınıfın

sonuncusu idi. Daha sonraki yıllarda Copernicus‟un GüneĢ

sistemine, astronomik olaylara ve bilime ilgi duydu ve bir

amatör olarak kendi kendini yetiĢtirmeye baĢladı. 17 yaĢında

annesinin çiftliğine döndü ve iki yıl boyunca vaktini kitap

okuyarak geçirdi.

1661‟de eski öğretmeninin baskısı ile Cambridge‟deki

Trinity Kolejine gitti. Diğer öğrencilerden 2 yıl daha yaĢlı ve

fakir idi. Bu sıralarda Copernicus, Kepler, Galileo ve

Descartes‟in buluĢlarını çalıĢtı. Ve matematiğe baĢladı. Fermat,

Pascal, Boyle‟nin denklemlerini inceledi.

Page 380: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

380

1665‟de okuldan mezun oldu. 1664‟de Ġngiltere‟ye sıçrayan

veba hastalığı Londra‟da 80.000 kiĢinin ölümüne sebep oldu ve

1665‟de okullar kapandı. Newton annesinin çiftliğine geri

döndü ve orada bir yıl kadar kaldı. 1665 yılı, bilim tarihinin, bir

benzeri olmayan, en muhteĢem yılı oldu. Newton bu yılda

diferansiyel hesap metodunu buldu. Daha sonra integral

hesapları keĢfetti.

1666 yılında Newton, dalından yere düĢen bir elmadan

aldığı ilhamla gravitasyon yasalarını buldu. Ve Kepler‟in

1609‟da yayınladığı gezegenlerin üç hareket yasalarına tatbik

etti. Newton buluĢlarını 20 yıl boyunca yayınlamadı. Daha

sonra, hareketin üç yasasını bularak iki cisim arasındaki

gravitasyon kuvvetini tarif etti. Aynı yıl içinde yaptığı

deneylerde beyaz ıĢığın spektrumun renklerinin karıĢımı

olduğunu keĢfetti. Newton bu sırada 24 yaĢındaydı.

Daha sonra, 1667‟de Cambridge‟e dönen Newton, 1669‟da

Lucasion Professor of Mathematics olarak tayin edildi.

ÇalıĢmalarına hız verdi. 1668‟de 23 cm boyunda 5 cm çapında

ilk aynalı teleskopu yaptı. Daha sonra gök bilimci Halley‟in

ısrarı ve finanse etmesi üzerine 1687‟de The Mathematical

Principles of Natural Philosophy isimli kitabını yayınladı.

Kısaca Principia olarak adlandırılan bu kitap bütün zamanların

en mükemmel bilim kitabı oldu. Sonra politikaya giren Newton

1696‟da darphane baĢkanı oldu. Ve kalpazanlara karĢı savaĢtı.

1704‟de Opticks isimli ikinci önemli kitabını yayınladı.

Ġlerleyen yaĢlarında artık bilimsel bir Ģey üretmeyen Newton

1727‟de 84 yaĢında öldü. 1687 yılında Principia‟yı

yayınladıktan sonra kendisine karĢıt bilim adamları ile

mücadele içinde geçen yaĢamında hiç evlenmedi, ölümünden

sonra geriye birkaç sterling‟lik bir servet bıraktı.

En önemli özelliği olayları derinliğine düĢünebilmesiydi

Evrensel çekim yasalarını bulmadan önce, elmanın neden yere

Page 381: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

381

doğru düĢtüğünü, neden Ay‟ın Dünya‟nın etrafından ayrılıp

uzaklara gidemediğini hep düĢündü.

Henüz 24 yaĢında iken bilimde bir devri baĢlatan, klasik

fiziği yaratan Newton bilim tarihinin en önemli iki adamından

biri olmuĢtur.

Newton’un bulduğu hareket yasalarına göre:

Duran bir cisme bir kuvvet tatbik edilmedikçe o cisim

sonsuza kadar yerinde durur. Düz bir çizgide hareket eden bir

cisim üzerine bir kuvvet gelmedikçe aynı çizgide aynı hızda

sonsuza kadar hareket eder.

Ġvme (bir hareketteki değiĢiklik oranı) kuvvetle orantılı

olarak değiĢir. Bir otomobilin hızı ürettiği kuvvetle artar,

kuvvet iki katına çıkınca onun hızı da iki kat fazlalaĢır.

Her hareket eĢit ters bir reaksiyona sahiptir. Silahtan çıkan

kurĢunun etkisine eĢit bir tepki silahı geri teptirir.

Newton’un kurduğu klasik fiziğe göre:

Evrendeki zaman ve uzay mutlaktır. Ġçindeki karmaĢık

olaylar dev bir makina olan evrenin iç parçalarının basit

hareketlerinin birer sonucudur.

Bütün hareketlerin birer sebebi mevcut olup, cismin

hareketine sebep olan Ģey tanımlanabilir.

Hareket herhangi bir noktada bilinirse, onun geçmiĢ ve

gelecekteki durumu da bilinebilir. Belirsiz olan hiçbir Ģey

olamaz.

Bir sistemin özelliklerini her hassasiyette ölçmek

mümkündür. Atomik sistemler de buna dahildir.

Hareket halindeki enerjiyi ifade eden iki fiziksel model

mevcut olup, biri parçacık diğeri ise dalgadır. Enerji bunlardan

ya biri yada diğeri olmalıdır.

Bütün buluĢlarını 1665-1666 yılları arasındaki 18 ayda

yaratan Newton‟a göre uzay mutlak olup üç boyutludur. Doğu-

batı, kuzey-güney, yukarı-aĢağı olan, her gün algıladığımız

Page 382: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

382

uzaydır. Böyle uzaydan sadece bir tane vardır ve bu uzay

insanlar, GüneĢ ve yıldızlar tarafından paylaĢılan uzaydır. Bu

uzayda kendi hızımızla kendi baĢımıza yol alırız. Eni, boyu ve

yüksekliği olan, hareketleri göz önüne almayan, hassas

ölçümlerin yapılabildiği bir uzaydır. Bir masanın yüzeyi gibi

düz olan, iki boyuta tekabül eden üç boyutlu bu uzayda

yüzeyden etkilenmeden istenilen yere gidilebilmektedir.

Gezegenler uzaydan etkilenmeden izleri takip etmektedir.

Newton‟un uzayı statiktir. Denklemleri, sonsuza kadar uzanan

düz evrende sonsuz sayıdaki yıldızları öngörür.

Elma ağacının altında oturan Newton, neden elmanın yere

daima dik olarak düĢtüğünü, neden yanlara veya yukarı doğru

gitmediğini düĢündü. Elma daima Dünya‟nın merkezine doğru

geliyordu. Newton yerin elmayı kendine doğru çektiğini ve bir

çekme kuvveti olması gerektiğini anladı. Dünya‟nın çekme

kuvvetinin toplamı Dünya‟nın merkezinde olmalıydı. Bu

yüzden elma yere dik düĢüyordu. Birbirini çeken cisimlerin

çekme kuvvetleri onların miktarları ile ilgili olmalıydı. Bu

yüzden Dünya elmayı, elma da Dünya‟yı çekiyordu. Newton

buna gravitasyon (Latince, gravitas=ağırlık) adını verdi.

Newton, gravitasyon kuvvetini, evrendeki her cisim arasında

bulunan ve iki cismi birbirine doğru çeken bir kuvvet olarak

düĢündü. Cisimlerin kütleleri büyüdükçe ve aralarındaki mesafe

kısaldıkça bu kuvvet güçleniyordu. Bu yasa, gezegenlerin

hareketlerini, ayları, gel-git olaylarını, cisimlerin yere

düĢüĢlerini baĢarı ile açıklıyordu. Hatta 1781‟de keĢfedilen

Neptün, Uranüs‟ün hareketinde görülen düzensizlikten

yakınlarında baĢka bir gezegenin bulunması gerektiği,

Newton‟un gravitasyon hesapları sonucu, ortaya çıkmıĢtı.

Newton gravitasyon kuvveti bulmuĢtu. Fakat onun uzay

boĢluğunda nasıl çalıĢtığını anlayamamıĢtı. Bu yüzden uzayın

sürtünmesiz ve gözle görülemeyen bir madde olan eter ile dolu

Page 383: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

383

olduğunu ve ıĢık ve gravitasyonun eter yolu ile taĢındığını ileri

sürdü.

Bilimde bir çığır açan, bir devri baĢlatan, klasik fiziği kuran

Newton‟un buluĢlarının bazıları doğru değildi. Uzayın mutlak,

statik ve düz olmadığını, her sistemin özelliğini tam

hassasiyette ölçmenin mümkün olamayacağını, eterin mevcut

olmadığını ve gravitasyonun nasıl iĢlendiğini ondan tam 250 yıl

sonra Dr. Albert Einstein keĢfedecekti.

Page 384: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

384

Bilimsel Kronoloji

Ġnsanoğlunun dik durabilmesinden bugüne kadar geçen süre

içinde binlerce bilimsel olay gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu süre

içinde, önemli bir bulusun veya keĢfin yapıldığı yıllar, o yıllar

içindeki buluĢlar ve keĢifler ve onu bulanlar aĢağıda

belirtilmektedir. 2600 yıllık bilim tarihindeki en fakir zaman,

500-1500‟lü yıllar arasındaki 10 asır olup, bu süre içinde

sadece Çinliler ve Arapların bilimsel çalıĢmalarıyla, denizlerin

keĢfi görülmektedir.

Bundan 4 milyon yıl önce: insanoğlu iki ayağı üzerinde dik

durmayı öğrendi. Bu, insanoğlunun tarihindeki en önemli

olaydı ve gelmiĢ geçmiĢ 2 milyar tür arasında dik durabilen tek

canlı idi.

Page 385: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

385

Bundan 2.5 milyon yıl önce: GeliĢmiĢ bir beyne sahip olan,

taĢtan yontulmuĢ alet yapan ve ateĢi kullanan Homo erectus

yaĢadı.

Bundan 1.7 milyon yıl önce: Homo erectus Afrika‟yı terk

ederek diğer kıtalara yayılmaya baĢladı.

Bundan 100.000 yıl önce: Modern insanın atası olan Homo

sapiens belirdi. Homo sapiens üstün zekaya sahipti.

Bundan 70.000 yıl önce: GeliĢmiĢ aletleri kullanan ve ateĢi

verimli Ģekilde kullanan Neanderthal adamı yaĢadı.

Bundan 40.000 yıl önce: Buz devri sona ermeye baĢladı.

Bundan 35.000 yıl önce: Neanderthal adamı birden yok oldu

ve yerine geçen Homo sapiens sapiens Cro-Magnon adamı

geliĢmeye baĢladı.

Bundan 28.000 yıl önce: Ġnsanoğlu sayı saymaya baĢladı.

Bundan 25.000 yıl önce: Ġlk ilkel geometrik Ģekiller çizildi.

Bundan 15.000 yıl önce: Buz devri sona erdi, yeryüzü ısındı,

mağara duvarlarına hayvan resimleri çizildi. Ġlk insan Bering

Boğazından Amerika‟ya geçti.

Bundan 12.000 yıl önce: Köpek Mezopotamya‟da

evcilleĢtirildi.

Bundan 10.000 yıl önce: Çatalhöyük‟te tarım baĢladı. Dünya

nüfusu 3 milyona ulaĢtı. Ġlk duvarlı evler Jericho ve

Çatalhöyük‟te inĢa edildi. Ticarette para kullanıldı.

Bundan 7000 yıl önce: Patates ve kabak evcilleĢtirildi,

kumaĢ dokundu, su kanalları yapıldı, bakır döküldü.

Bundan 6000 yıl önce: Mezopotamya‟da pulluk kullanıldı.

Ġlk elbise giyildi, Ukrayna‟da at evcilleĢtirildi. Metal

kullanılmaya baĢlandı.

Bundan 5500 yıl önce: Mezopotamya‟da Sümerliler

tekerleği icat etti, yazı yazmaya baĢladı ve tıp bilimini

baĢlattılar.

Page 386: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

386

Bundan 5000 yıl önce: Mısırlılar sistematik sayı saymayı

baĢlattı, 365 günlük ilk takvimi kullandılar. Giza piramidi inĢa

edildi. Dünya nüfusu 100 milyondur.

Bundan 4500 yıl önce: Fenikeliler kutup yıldızını kullanarak

Akdeniz‟i geçtiler ve Afrika‟nın batı sahillerinden aĢağılara

ulaĢtılar. Çin‟de ilk ipekböceği yetiĢtirildi. Mısır‟da papirüs

yaprakları kullanılmaya baĢlandı, Mısırlılar ilk ameliyatı

yaptılar.

MÖ-2296: Çinliler ilk kuyruklu yıldızı gördü.

MÖ-2000: Babilliler astronomik ölçülerde geometriyi

kullandı, ileri matematik hesaplar yaptı, Pi sayısını keĢfettiler.

Hititliler Anadolu‟ya geldi, Mezopotamya‟da çarpım iĢlemi

bulundu, ilk alfabe yapıldı.

MÖ-1750: Babil kralı Hamurabi ilk kanunları kurdu.

MÖ-1350: Ġlk ondalık sayı Çin‟de kullanılmaya baĢlandı,

Fenikeliler 22 harfli alfabeyi buldu.

MÖ-1000: Demir, Mısır ve Mezopotamya‟da sanayi için

kullanıldı.

MÖ-900: Çin‟de doğalgaz kullanıldı.

MÖ-876: Hindistanlılar sıfır sayısını kullandı.

MÖ-776: Ġlk Olimpiyat oyunları Yunanistan‟da yapıldı.

MÖ-700: Asur kralı Hannipal 22.000 kil tableti ihtiva eden

bir kütüphane kurdu.

MÖ-600: Eski Yunan bilimi baĢlar. Thales, bilinen ilk

bilimsel düĢünen insan olarak, fizik yasalarını inceledi, demirin

manyetizmasını keĢfetti. Pythagoras matematikle ilk uğraĢan

insan oldu.

MÖ-550: Anaximander, dünya yüzeyinin eğik olduğunu ve

onun uzay boĢluğunda sabit durduğunu söyledi.

MÖ-540: Pythagoras geometrisi baĢladı, Pitagor teoremini

buldu, Yunanistan‟da ilk okulu açtı.

Page 387: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

387

MÖ-500: Hindistan‟da ilk göz katarakt ameliyatı yapıldı,

Pythagoras Dünya‟nın bir küre olduğunu belirtti ve üçgeni

buldu.

MÖ-450: Empedocles, maddenin dört element (hava, su,

toprak ve ateĢ) teorisini ileri sürdü. Leucippus atomlardan

bahsetti.

MÖ-430: Democritus, her Ģeyin atom denilen gözle

görülemeyecek kadar küçük cisimlerden nesnelerden meydana

geldiğini ileri sürdü.

MÖ-400: Hipocrates tıp yeminini yazdı, tıp mesleğini

dinden ayırdı.

MÖ-370: Pluto Atina‟da akademisini açtı, Aristotle 500

hayvan türünün sınıflandırmasını yaptı, Dünya‟nın küre

Ģeklinde olduğunu ispat etti, Pytheas Ay‟ın çekiminden oluĢan

gel-git olayını belirtti, Theophrastus botanik bilimini baĢlattı.

MÖ-323: Euclid, 2000 yıl boyunca kullanılacak olan

geometri bilimini baĢlattı ve Elements‟i yazdı. Theophrastus

500 bitki türünü tanımladı. Ġlk anatomi kitabı Diocles

tarafından yazıldı.

MÖ-300: Ġskenderiye Kütüphanesi kuruldu.

MÖ-250: Archimedes, mekanik ve hidrostatik bilimlerini

baĢlattı, levye sistemini buldu.

MÖ-240: Çinliler Halley kuyruklu yıldızını gördü.

MÖ-235: Eratosthenes, Dünya‟nın çevresini 12.800 km

olarak hesapladı.

MÖ-228: 2240 km uzunluğundaki Çin Seddi‟nin inĢaatına

baĢlandı.

MÖ-200: Hipparchus bir yılın uzunluğunu 6.5 dakikalık hata

ile hesap etti, trigonometriyi buldu.

MÖ-105: Heron Ġskenderiye‟de ilk teknoloji kolejini kurdu.

Çinliler eksi sayıları kullanmaya baĢladı.

MÖ-5: Dünya nüfusu 250 milyona ulaĢtı.

Page 388: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

388

MS-80: Manyetizma Çinlilerce tarif edildi.

MS-100: Çinliler kağıt imal etti. Ptolemy 13 ciltlik

Almagest‟i yazdı. Hero havanın ısıtılınca geniĢlediğini gösterdi.

MS-129: Bergamalı Galen anatomi bilimini baĢlattı.

MS-132: Zhang deprem dalgalarının Ģiddetini ölçen

sismograf cihazını yaptı ve sismolojiyi baĢlattı.

MS-190: 10 sayısının katları Çin‟de kullanılmaya baĢladı.

MS-210: Büyük Çin seddinin inĢaatı tamamlandı.

MS-240: Ptolemy uzayın tarifini yaptı. Diophantus cebir

kitabını yazdı.

MS-352: Çinliler bir süpernova patlamasını gördü.

MS-460: Zu, Pi sayısını 3,1415292 olarak hesapladı.

MS-552: Ġlk ipek Ġstanbul‟da imal edildi. Ġlk satranç oyunu

Hindistan‟da oynandı. Hindistan‟da sıfır sayısı kullanıldı.

MS-641: Ġskenderiye‟deki Büyük Kütüphane Romalılarca

yakıldı. Ġlk kitap Çin‟de basıldı.

MS-760: Hindistan‟da baĢlayan nümerik sistem

Arabistan‟da öğretildi.

MS-782: Arap bilim adamı Cabir kimyayı baĢlattı.

MS-825: Al-Khwarizmi cebir ve logaritmayı buldu. Araplar

GüneĢ lekelerini gözledi.

MS-850: Çin‟de barut kullanıldı ve ilk gazete yayınlandı.

MS-880: Arap kimyacılar Ģaraptan alkol üretti.

MS-975: Aritmetik Araplar tarafından Avrupa‟ya tanıtıldı.

1000: Ġbni-Sina 17‟ci yüzyıla kadar kullanılacak olan beĢ

ciltlik tıp ansiklopedisini yazdı. Alhazen optik bilimini

geliĢtirerek ıĢığın cisimlerden yansıyarak göze geldiğini

belirtti.

1054: Çinliler bir süpernova patlamasını gözledi ve kayıtlara

geçirdiler.

1100: Ġlk roket Çin‟de fırlatıldı. Mıknatıs Çinlilerce

kullanılmaya baĢlandı.

Page 389: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

389

1202: Fibonacci, Arapların sayısal sistemini Avrupa‟ya

tanıttı.

1250: Ġlk kalem icat edildi, Konstantin Anklitzen barut

tüfeğini imal etti.

1285: Alessandro de Spina gözlük imal etti.

1310: Avrupa‟da ilk mekanik saat imal edildi.

1331: Kara ölüm hastalığı Çin‟den Avrupa‟ya yayılmaya

baĢladı.

1350: Kara ölüm hastalığından Avrupa‟da 75 milyon insan

öldü.

1368: Çin seddinin tamirine baĢlandı ve 1644 yılına kadar

bugünkü uzunluğu olan 7200 km‟ye tamamlandı.

1440 : Gutenberg Avrupa‟da baskı makinasını imal etti.

1464: Ġlk temel trigonometri bilgileri Johann Müller

tarafından ortaya atıldı.

1473: Democritus‟un atom teorisi Avrupa‟da okutulmaya

baĢlandı.

1489: Widmann matematikte + ve – sembollerini kullandı

1498: Kristof Columbus, Batı Hint adalarını keĢfetti.

1500: Ġlk sezaryen operasyonu gerçekleĢtirildi.

1517: Pierre Belon balık ve memelilerin bazı kemikleri

arasındaki benzerlikleri belirledi.

1521: Magellan 1519‟da Portekiz‟den baĢladığı gemi

seyahatinde Dünya‟nın çevresinde attığı turu tamamladı ve

Dünya‟nın yuvarlak olduğunu ispat etmiĢ oldu.

1543: Copernicus Dünya ve gezegenlerin GüneĢ

etrafında döndüğünü belirterek Ptolemy‟den beri 1400 yıldır

süren inanıĢı değiĢtirdi. Modern kozmolojinin temelini kurdu.

Vesalius modern anatomiyi baĢlattı.

1546: Agricola fosilleri tarif etti.

1550: Ġspanya‟da tütün yetiĢtirildi. Konrad von Gesner

zooloji bilimini baĢlatan kitabını yayınladı.

Page 390: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

390

1555: Zoo canlı türlerini sınıflandıran, insan ve kuĢlara ait

kemik anatomisini karĢılaĢtıran ilk kitabı yazdı.

1556: Agricola metalürjinin temelini attı ve mineralleri

sınıflandırdı.

1565: Konrad von Gesner ilk kurĢun kalemi buldu.

1569: Mercador ilk Dünya haritasını yaptı. Jacques Besson

ilk torna tezgahını imal etti.

1572: Rafael Bombelli ilk defa karıĢık sayılardan oluĢan

denklemi çözdü. Brahe bir süpernova patlamasını gördü,

yıldızlar katalogunu yaptı, teleskop öncesinin en büyük

gözlemcisi oldu.

1580: Erkek ve diĢi seks organlarına sahip bitkiler Prospero

Alpini tarafından bulundu.

1597: Andreas Libavius ilk önemli kimya kitabı olan

Alchemia‟yı yazdı. Gilbert Dünya‟nın manyetizmasını

keĢfederek, manyetik kutupları belirtti.

1599: Ulisse Aldrovani ilk ciddi zooloji kitabını yayınladı.

1600: Bruno modern GüneĢ merkezli (heliocentric) kozmos

inancından dolayı Roma‟da yakıldı.

1602: Galileo gravitasyon yasalarını incelemeye baĢladı.

1604: Kepler bir süpernova patlamasını gözledi.

1608: Lippershey, üç defa büyülten ilk teleskopu imal etti.

1609: Kepler, gezegenlerin GüneĢ etrafındaki hareketleri ile

ilgili ilk üç yasayı yayınladı. Galileo teleskopla uzayı gözleyen

ilk insan oldu. Jüpiter‟i ve Ay‟daki kraterleri gözledi.

1610: Galileo, yere düĢen cisimlerin düĢme hızlarının

ağırlıklarından bağımsız olduğunu bularak, güç ve dinamik

bilimlerini baĢlattı. 30 defa büyülten ilk teleskopu imal ederek

tarihin ilk bilimsel uzay gözlemlerini gerçekleĢtirdi, GüneĢ

lekelerini keĢfetti.

1611: Galileo klasik fizik bilimini baĢlattı, ıĢık ile ilgilendi.

1614: Naiper logaritmayı tanıttı.

Page 391: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

391

1620: Harvey modern fizyolojiyi kurdu, kanın damarlar

içinde dolaĢtığını keĢfetti.

1621: Hieronymus Fabricius embriyoloji bilimini baĢlatan

kitabını yayınladı.

1624: Briggs logaritmik aritmetiği kurdu.

1629: Pierre de Fermat analitik geometriyi geliĢtirdi.

1637: Descartes koordinat geometriyi yarattı.

1642: Pascal ilk mekanik toplama ve çıkartma hesap

makinasını imal etti.

1643: Torricelli barometreyi imal etti, atmosfer basıncını

keĢfetti.

1646: Pascal basınç yasalarını bularak, yükseldikçe hava

basıncının azaldığını gösterdi.

1650: Guericke hava pompasını imal etti. Dünya nüfusu 500

milyon olarak hesaplandı. Papaz Ussher MÖ-4004 yılındaki

yaratılıĢ inancını ileri sürdü.

1654: Pascal ve Fermat ihtimaller teorisini buldular.

1656: Huygens ıĢığın dalga teorisini ileri sürdü ve sarkaçlı

saati imal etti.

1658: Swammerdam modern entomolojiyi kurarak,

kırmızı kan hücrelerini keĢfetti.

1659: Johann Rahn bölme iĢlemini tanıttı. Christiaan

Huygens Mars‟ın yüzeyini gözlemledi.

1660: Boyle modern kimya bilimini baĢlattı, gazların basınç

ve hacimlerine ait yasaları buldu. Hooke, ilerde Newton

tarafından geliĢtirilecek olan gravitasyon kuvvetini tarif etti.

1664: Hooke Jüpiter‟deki büyük kızıl lekeyi keĢfetti.

1665: Hooke hücrelerin tarifini yaptı.

1666: Newton diferansiyel hesabı, evrensel gravitasyon

kuvvetini ve hareket yasalarını bularak klasik fiziği baĢlattı.

Leibniz diferansiyel ve integral hesapları Newton‟dan önce

yayınladı. Newton ıĢığı bilimsel olarak inceleyen ilk insan oldu.

Page 392: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

392

1668: Newton ilk aynalı teleskopu imal etti.

1669: Bartholin ıĢığın dalga ve parçacık halini ileri sürdü.

1671: Leibniz ilk çarpım ve bölüm hesap makinasını imal

etti.

1675: Roemer ıĢık hızını 225.000 km/sn olarak ölçtü.

Cassini Satürn halkalarının aralıklarını keĢfetti.

1676: Hooke bir yayın gerginliğinin onun gerilimi ile

orantılı olduğunu keĢfetti.

1677: Leeuwenhoek mikroskop altında spermi ve bakteriyi

gördü.

1678: Huygens ıĢığın dalga teorisini ileri sürdü ve

dalgaların ıĢığın hareket yönünde yayıldıklarını belirtti.

1680: Dakika kolu bulunan ilk saat yapıldı.

1682: Edmond Halley kendi ismini alacak olan kuyruklu

yıldızı keĢfetti.

1687: Newton bütün zamanların yazılmıĢ en önemli bilim

kitabı olan The Principia Mathematica‟yı yayınladı.

1696: Leeuwenhoek protista mikroorganizmaları keĢfetti.

1699: Amontos gazların basınç ve sıcaklıkları arasındaki

iliĢkileri buldu.

1701: Halley yeryüzünün rüzgar haritasını çizdi, yükseklikle

ilgili hava basıncını hesapladı.

1704: Newton ıĢığın parçacık davranıĢına ait kitabı Optics‟i

yayınladı.

1705: Francis Hauksbee sesin yol alması için bir ortama

ihtiyacı olduğunu ispat etti. Halley kuyruklu yıldızlara ait

kitabını yayınladı.

1712: Thomas Newcomen ilk buhar makinasını imal etti.

1714: Fahrenheit sıcaklık birimini buldu, termometreyi imal

etti.

Page 393: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

393

1718: Halley yıldızların hareket halinde olduklarını ileri

sürdü. Halley geceleri gökyüzünün neden karanlık olduğu

sorusunu ortaya attı.

1729: Bradley ıĢık hızını 308.300 km/sn olarak hesapladı.

1730: Otto Müller tekrar bakterileri keĢfetti.

1733: Bernoulli hidrodinamik yasalarını buldu.

1734: Rene de Reaumur entomolojinin temellerini attı.

1735: Linnaeus botanik bilimini baĢlattı.

1737: Deneysel filozofi yerine fizik deyimi kullanıldı.

1742: Celcius sıcaklık birimini buldu.

1743: Christopher Packe ilk jeolojik haritayı yaptı.

1745: Jacques de Vaucanson delikli kartları kullanarak

dokuma tezgahını çalıĢtırdı.

1747: Benjamin Franklin iletkenin yüklü bir cisimden

elektrik akımını çekeceğini gösterdi ve paratoneri buldu.

1748: John Needham meĢhur kendiliğinden üreme deneyini

yaptı.

1749: John Canton ilk yapay mıknatısı imal etti.

1752: Franklin elektriğin yüklü elektronların akıĢından ileri

geldiğini belirtti, pozitif ve negatif yüklerin tarifini yaptı.

1753: Carolus Linnaeus bitkilerin sınıflandırılmasını yaptı.

1755: Kant GüneĢ sisteminin oluĢum teorisini ileri sürdü.

1756: Black cisimleri katı halden sıvı hale, sıvı halden gaz

haline getirmek için sıcaklığı yükseltmeden ısı vermek

gerektiğini gösterdi ve ısı ile sıcaklık arasındaki bağıntıyı izah

etti.

1760: Cavendish hidrojeni keĢfetti.

1763: Joseph Kölreuter ilk bitki dölleme deneyini

gerçekleĢtirdi.

1765: Watt buhar makinasını imal etti.

1766: Titius sihirli sayıları gösterdi.

Page 394: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

394

1767: Lazzaro Spallanzani, Needham‟ın kendiliğinden

üreme fikrinin geçersizliğini ispat etti.

1770: Lavoisier maddenin sakınımı yasasını buldu,

termokimyayı kurdu.

1771: Priestley oksijeni keĢfetti. Galvani sinirlerdeki

elektrik etkiyi buldu.

1772: Daniel Rutherford azotu keĢfetti.

1774: Abraham Werner mineralleri sınıflandırdı.

1779: Ġngiltere‟de ilk demir köprü inĢa edildi. Jan Ingen-

housz bitkilerin geceleri oksijen, gündüzleri ise karbondioksit

aldıklarını keĢfetti, fotosentez olayını açıkladı.

1781: Herschell kendi yaptığı teleskopla Uranüs‟ü keĢfetti.

1782: Goodricke ikiz yıldız sistemini keĢfetti. Montgolfier

kardeĢler içi duman dolu ilk balonu yukarı çıkardı.

1783: Jean Pilatre balonla 150 metre yukarı çıkan ilk insan

oldu. Michell karadeliklerin varlığını ileri sürdü.

1784: Coulomb yüklü iki kutup arasındaki elektrik yasalarını

buldu. Cavendish suyun bir bileĢim olduğunu belirtti.

1787: Charles gazların sıcaklık ve basınç yasalarını formüle

etti.

1788: Hutton modern jeolojiyi kurdu.

1789: Lavoisier suyun hidrojen ve oksijenin bileĢiminden

oluĢtuğunu, havanın ise oksijen ve nitrojen karıĢımı olduğunu

belirterek, kimya biliminin en önemli eseri olan Treatise

Chemistry‟yi yayınladı.

1790: William Hershel nebulaları keĢfetti.

1791: Galvani hayvanlardaki galvanik elektrik etkiyi

(galvanizm) keĢfetti.

1794: Bilim tarihinin en büyük insanlarından Lavoisier

giyotinle idam edildi.

1795: Georges Cuvier memelileri sınıflandırdı.

Page 395: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

395

1796: Laplace GüneĢ sisteminin oluĢum teorisini kurdu.

Jenner ölmekte olan bir hasta çocuğa ilk aĢıyı yaparak onu

kurtardı.

1798: Cavendish gravitasyon sabitini buldu, Dünya‟nın

yoğunluğunu ve kütlesini hesapladı. Rumford iĢ ve ısı

arasındaki bağıntıyı buldu.

1799: Metrik sistem kullanılmaya baĢlandı.

1800: Volta bir pil yaparak ilk elektrik akımını üretti.

Herschel, kızılötesi radyasyonu keĢfetti. Dünya nüfusu 870

milyon oldu.

1801: Dalton gazların ısıl genleĢmesini buldu. Giuseppe

Piazzi ilk asteroit olan Ceres‟i keĢfetti. Ritter morötesi

radyasyonu keĢfetti. Gauss modern sayılar teorisini kurdu.

1802: Young ıĢığın dalga teorisini kurdu, meĢhur çift yarık

deneyini yaptı.

1804: Dalton atomik teoriyi baĢlatarak, kimyasal

bileĢimlerin farklı elementlerin atomlarının bir araya

gelmesi ile oluĢtuğuna dair yasaları yayınladı. Saussure

bitkilerin havadan karbondioksit, topraktan ise azot alarak

yaĢadıklarını keĢfetti. Richard Trevithick buharlı lokomotifi

imal etti.

1805: Georges Cuvier karĢılaĢtırmalı anatomi bilimini

kurdu.

1806: Dalton elementlerin periyodik tablosunu tanzim etti.

1807: Young enerji kavramını belirtti. Humphrey Davy

sodyum ve potasyumu keĢfetti. Bell modern nörofizyolojiyi

yarattı.

1808: Henry gazların sabit sıcaklıkta ve düĢük basınçta

çözülmelerine ait yasayı yayınladı. Gay-Lussac gaz yasalarını

buldu ve Dalton‟un atom teorisini geliĢtirdi. Davy elektrik ark

ıĢığını keĢfetti.

Page 396: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

396

1811: Avagadro gazların molekülsel formüllerini çıkardı.

Bell beyin anatomisini kurdu.

1812: Berzelius atomların elektrik yükü taĢıdıklarını belirtti.

1813: Dulong atomik ısıyı keĢfetti.

1814: Fraunhofer GüneĢ ıĢığının spektrumundaki karanlık

çizgileri keĢfetti.

1815: Biot optiksel aktivitenin ölçümü olan polarimetriyi

buldu ve onun bir molekülsel olay olduğunu gösterdi.

1817: Klorofil organeli Pierre Pelletier tarafından izole

edildi.

1818: Berzelius atom ağırlıkları tablosunu yapmaya baĢladı.

1819: Oersted elektromanyetizmayı keĢfetti.

1819: Dulong ve Petit atomik kütle ile özgül ısı kapasitesi

arasındaki iliĢkiyi buldular. Fresnel ıĢığın hareket yönüne

çapraz titreĢim dalgaları olduğunu gösterdi, dalga teorisini

geliĢtirdi.

1820: Ampere elektromanyetizmayı formüle etti,

elektrodinamik bilimini baĢlattı. Mitscherlich izomorfizm

yasasını yayınladı.

1822: Seebeck termoelektrik etkiyi keĢfetti. Fourier lineer

kısmi diferansiyel denklemleri çıkardı. Jean Lamarck omurgalı

ve omurgasız canlıların ayrımını yaptı.

1823: Olbers gökyüzünün karanlığına ait paradoksu buldu.

Ġlk elektromıknatıs William Sturgean tarafından geliĢtirildi.

John Daniell atmosfer ve rüzgarla ilgili ilk ciddi çalıĢmaları

yayınladı.

1824: Carnot termodinamiği kurdu, termodinamiğin birinci

yasasını yayınladı ve evrende entropinin devamlı artmakta

olduğunu belirtti.

1825: Faraday benzolü (sıvı hidrokarbon) keĢfetti. Ohm,

akım ve voltaj arasındaki iliĢkiyi buldu.

Page 397: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

397

1826: Lobachevsky Euclid‟den beri kullanılan ve ona karĢıt

geometriyi yarattı.

1827: Brown hücre çekirdeğini keĢfetti, polenleri inceledi.

1828: Wöhler amonyum siyanidi ısıtarak üre elde etti.

Berzelius 28 elementin atomik ağırlık tablosunu tanzim etti.

Paul Erman Dünya‟nın manyetik alanını ölçtü.

1830: Lyell jeolojinin prensipleri kitabını yayınladı.

Faraday elektrik ve manyetik kuvvetlere ait alan teorisini

yarattı.

1831: Henry ilk elektrik motorunu imal ederek,

manyetizmadan bir elektrik akımı elde etti. Eugene Soubeiran

kloroformu keĢfetti. Faraday elektrik jeneratörünü buldu.

1832: Babbage logaritmik tabloları hesaplayan delikli kartlı

ilk analitik bilgisayarı yaptı. Lady Ada bu bilgisayar için ilk

programı yazdı. Carnot termodinamiğin ikinci yasasını buldu.

Thomas Hodgkin lenf kanserini açıkladı. Anselme Payen ilk

enzimi keĢfetti.

1834: Wheatstone bir tel içinden geçen elektrik akımının

hızını ölçtü.

1835: Morse ilk elektrikli telgraf modelini icat etti.

1837: Louis Agassiz buz devirlerini tarif etti.

1838: Ġlk yıldız uzaklığı paralaks ile hesap edildi. Schleiden

bitki hücrelerinin tarifini yaptı. Remark sinirlerin içi boĢ tüpler

olmadığını, içleri dolu yassı tüpler Ģeklinde olduğunu gösterdi,

ana sinir sistemini keĢfetti. Bessel uzaklık açısı ile bir yıldızın

uzaklığını ölçtü.

1839: Schwann biyolojide hücre teorisini kurdu.

1840: Joule enerjinin sakınımını yasasını buldu. Jean

Babtiste bitkilerin aldıkları azotun topraktaki nitratlardan

geldiğini keĢfetti.Schönbein ozonu keĢfetti.

Page 398: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

398

1842: Doppler bir kaynaktan çıkan ses dalgalarının

frekanslarına ait Doppler etkisini buldu. Crawford Long

ameliyatlarda ilk defa eteri kullandı.

1843: Schwabe GüneĢ lekelerinin 11 yıllık dönüĢümünü

keĢfetti. Elektrikli telgraf hizmete girdi.

1844: Horrace Wells nitrikoksitli anesteziyi buldu. Kölliker

yumurtanın bir hücre olduğunu ve bir organizmanın yumurta

hücresinin bölünmesi ile oluĢtuğunu keĢfetti.

1846: Galle Neptün gezegenini keĢfetti.

1848: Joule kinetik teoride gazların hızlarını hesapladı.

Helmholtz entropiyi buldu ve enerjinin sakınımı yasasının

ispatını yaptı. Jacob Bell kloroformlu anesteziyi buldu. William

Thomson (Lord Kelvin) mutlak sıfır fikrini ortaya attı. Fizeau

Doppler etkisini ıĢığa uyguladı.

1849: Fizeau ıĢık hızını 312.300 km/sn olarak ölçtü.

Thomson termodinamik deyimini kullandı.

1850: Dünya nüfusu 1.1 milyara ulaĢtı. Clausius ve

Thomson termodinamiğin ikinci yasasını formüle etti,

gazların kinetik teorisini kurdular. Helmholtz sinirlerdeki

pulsların hızını hesapladı. Foucault sarkaç deneyi ile Dünya‟nın

döndüğünü gösterdi.

1852: Elisha Otis asansörü buldu. Frankland atomların

gruplaĢma teorisini keĢfetti.

1854: Pasteur üç boyutlu (stereo) kimyayı baĢlattı.

1856: Mendel bitkilerde kalıtım yasalarını yarattı. Edmund

Wilson memelilerdeki X ve Y kromozomlarını ileri sürdü.

Ferrel, Coriolis etkisini kullanarak atmosferik hareketleri

açıkladı.

1857: Ballot siklonların dönüĢü ile ilgili yasaları buldu.

1858: Kekule organik moleküller teorisini yayınladı. Darwin

doğal seçimle ilgili evrim teorisinin kitabını yayınladı.

Page 399: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

399

1859: Alfred Wallace evrim teorisini Darwin‟den bir yıl

sonra bağımsız olarak yayınladı.Lenoir ilk içten yanmalı

motoru imal etti. Bunsen ve Kirchhoff GüneĢ ıĢığı

spektrumundaki karanlık çizgilerin çeĢitli elementlerin

özelliklerinden ileri geldiğini bularak spektroskopiyi keĢfettiler.

Ġlk petrol kuyusu Edwin Drake tarafından açıldı.

1860: Pasteur mikrobiyoloji bilimini baĢlattı. Riemann kendi

adı ile anılan geometriyi buldu. Lenoir bir motorla yürüyen ilk

aracı yaptı. Kirchoff ve Bunsen spektroskop kullanarak

cesiyum elementini tanımladılar.

1861: Canizzaro atom ve moleküller arasındaki iliĢkiyi

açıkladı. Crookes talyumu keĢfetti.

1862: Angström GüneĢ‟teki hidrojeni keĢfetti. Clark, Sirius-

B yıldızını buldu. Ġlk beyaz cüce keĢfedildi.

1863: Tyndall atmosferin sera etkisini buldu ve

gökyüzünün neden mavi gözüktüğünü anlayan ilk insan oldu.

Waldeyer kanser hastalığının modern açıklamasını yaptı.

Francis Galton antisiklon terimini kullanarak hava

hareketlerinin haritasını tanzim etti. Waldeyer-Hatz hücre

çekirdeğindeki kromozomları ve beyindeki nöronları keĢfetti.

1864: Maxwell elektrik ve manyetik kuvvetleri

birleĢtirerek elektromanyetik kuvvetin denklemlerini çıkardı.

1865: Sachs bitkilerdeki kloroplast organelini keĢfetti. Lister

ilk antiseptik ameliyatı gerçekleĢtirdi. Kekule benzolün çember

yapısını buldu. Loschmidt, Avagadro sabitini hesapladı.

1868: Mendeleyev elementlerin periyodik tablosunu

tanzim etti. Fransa‟da 100.000 yıl önce yaĢamıĢ Homo sapiens

fosili bulundu. Norman Lockyer GüneĢ‟teki helyumu keĢfetti.

1869: Andrews gazların kritik sıcaklık ve basınçlarını buldu.

1874: Van‟t Hoft üç boyutlu kimyayı geliĢtirdi.

1875: Ernst Hoppe-Seyler halen kullanılmakta olan

proteinleri sınıflandırma metodunu buldu. Gibbs kimyasal

Page 400: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

400

termodinamiği kurdu. Pringsheim hücrelerin bölünerek

çoğaldıklarını açıkladı.

1876: August Otto dört devirli motoru imal etti. Graham

Bell telefonu buldu. Draper GüneĢ spektrumunun fotoğrafını

çekti. Koch bakteri sporlarını keĢfederek bakteriyolojiyi

baĢlattı.

1877: Pasteur bazı bakterilerin belli bakterilerle kültürü

sonunda öldüklerini keĢfetti ve bakteriyoloji bilimini geliĢtirdi.

1878: Cailletet gazları sıvılaĢtırdı.

1879: Albrecht Kossel nükleikasitleri keĢfetti. Thomas

Edison ve J. Swan elektrik ampulünü yaptılar.

1881: Stoney elektronları tarif etti.

1882: Flemming mitosis adı verilen hücre bölünmesini

buldu. New York‟ta ilk elektrik ıĢığı evlerde yakıldı.

1883: Camillo Golgi, Golgi hücreleri olarak adlandırılan

özel sinir sistemi hücrelerini keĢfetti. Daimler ilk modern içten

yanmalı otomobil motorunu imal etti.

1884: Charles Parsons buhar türbinini imal etti. Balmer

hidrojenin spektrum çizgileri ve frekansları arasındaki

iliĢkiyi buldu. Koller kokain ile ilk lokal anesteziyi uyguladı.

1885: Sigmund Freud psikonaliz bilimini kurdu. Pasteur

kuduz aĢısını buldu. Gottlieb Daimler ve Karl Benz gaz motorlu

otomobili imal etti.

1886: Moissan florini izole ederek yüksek sıcaklık kimyasını

kurdu.

1887: Edouard Beneden her canlı türünün belli sayıda

kromozoma sahip olduğunu keĢfetti. Michelson ve Morley

ıĢığın hızını deneysel olarak 300.000 km/sn olarak buldu,

Dünya‟nın mutlak uzay içindeki hızından bağımsız olduğunu

gösterdiler. Holleritz delikli kart bilgi sayma makinasını imal

etti.

Page 401: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

401

1888: Burroughs toplama hesap makinasını imal etti. Nikola

Tesla AC elektrik motorunu yaptı. Hertz radyo dalgalarını

keĢfetti. John Dunlop ilk havalı otomobil lastiğini imal etti.

1890: Behring difteri antitoksinini buldu. Dewar sıvı

hidrojen yaptı. Paul Ehrlich bağıĢıklık bilimini geliĢtirdi.

1891: Java Trinil‟de 1.8 milyon yıl önce yaĢamıĢ Homo

erectus fosili bulundu.

1892: Lorentz elektronları açıkladı.

1893: Williams ilk açık kalp ameliyatını gerçekleĢtirdi.

Rudolf Diesel, dizel motorunu imal etti.

1894: William Ramsay yeryüzündeki helyumu keĢfetti.

Rayleigh ve Ramsey ilk asil gaz olan argonu buldular.

1895: Roentgen X-ıĢınını keĢfetti. Ġlk sinema filmi halka

gösterildi. Henri Poincare topolojiyi matematiğin bir dalı olarak

tanıttı.

1896: Becquerel radyoaktiviteyi keĢfetti. Arrhenius

karbondioksitin sera etkisindeki önemini hesapladı. Zeeman

teorik fiziğin baĢlamasına neden olan spektrum çizgilerinin

manyetik bir alanda ayrıĢtıklarını buldu. . Boltzmann

istatistiksel mekaniği kurdu.

1897: Thomson elektronu keĢfetti.

1898: Willem Beijerinck ilk virüsü keĢfetti. Curie

Uranyumdan çıkan radyoaktivitenin bir atomik olay sonucu

olduğunu gösterdi, polonyumu keĢfetti.

1899: Felix Hoffman aspirini buldu. Rutherford alpha ve

beta bozunumlarını keĢfetti.

1900: Max Planck siyah cisim deneyini yaptı, kuantum

teorisini baĢlattı. Marconi Ġngiltere‟den Amerika‟ya ilk radyo

dalgalarını gönderdi. Fleming termionik vanayı yaptı.

Frederick Hopkin ilk temel aminoasiti buldu.

1901: Marconi radyoyu buldu. Kapteyn Samanyolu

galaksisini keĢfetti. Nernst termodinamiğin üçüncü yasasını

Page 402: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

402

yayınladı. Ġlk elektrikli daktilo imal edildi. Hugo De Vries

türlerdeki değiĢikliklerin atlamalarla oluĢtuğunu belirterek

bunlara mutasyon adını verdi.

1902: Currier soğutma makinasını (klima) buldu. Teisserenc

de Bort atmosferin tabakalarını keĢfetti. Pierre ve Marie Curie

radyumu keĢfetti. Walter Stanborough kromozomların kalıtım

karakterlerini taĢıdıklarını ileri sürdü. William Bayliss

hormonları keĢfetti. Landsteiner kan gruplarını buldu.

Bateson, Mendel yasalarını hayvan ve bitkilere tatbik ederek

genetik bilimini kurdu. Heaviside atmosferin üst

seviyelerinde radyo dalgalarını yansıtan bir tabaka olduğunu

keĢfetti.

1903: Orville ve Wilbur Wright uçan ilk insanlar oldu.

Rutherford ve Soddy radyoaktivitenin atomların

bozunmalarından kaynaklandığını belirttiler. Boveri ve Sutton

genlerin kromozomlar üzerinde yer aldığını ileri sürdüler.

1904: Pierre Curie piezoelektriği keĢfetti.

1905: Einstein özel relativite teorisini yayınladı, ıĢığın

fotonlardan oluĢtuğunu ve parçacıkların dalga-parçacık

ikilemini ispat etti. Willstatter klorofilin yapısını keĢfetti.

1906: Oldham, Dünya‟nın merkezindeki çekirdeği ve

yeryüzü tabakalarını keĢfetti. Ġlk radyo programı Amerika‟da

yayınlandı.

1907: Einstein genel relativite teorisinin çalıĢmalarına

baĢladı. Ġlk renkli fotoğraf çekildi. Pavlov Ģartlı refleks halini

keĢfetti.

1908: Sibirya‟da bir kuyruklu yıldız patlaması oldu.

1909: Andrija Mohorovicic Dünya kabuğu ile manto

tabakası arasındaki sınırı keĢfetti. Peary kuzey kutbuna ulaĢan

ilk insan oldu. Levene RNA‟yı keĢfetti.

Page 403: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

403

1910: Peyton Rous tümör virüslerini belirledi. Thomas

Morgan kalıtımın genler teorisini kurdu. Millikan elektron

yükünü ölçtü. Ramsay diğer asil gazları keĢfetti.

1911: Rutherford atomun yapısını buldu. Wilson parçacık

fiziği için ilk buhar odasını imal etti. Rutherford protonu

keĢfetti. Amundsen güney kutbuna ulaĢtı.

1912: Hess, balonla, uzaydan gelen kozmik ıĢınları keĢfetti.

Titanic battı. Von Laue X-ıĢınlarının çok kısa dalga boylu

elektromanyetik dalgalar olduğunu gösterdi. Leavitt Cepheid

yıldızlarını keĢfetti. Slipher gezegenlerin ve galaksilerin

dönüĢ hızlarını ölçtü. Wegener kıtaların hareket teorisini ileri

sürdü. Willstatter enzimleri tarif etti.

1913: Bohr atomun yapısını tamamladı, hidrojen atomunun

tayfını hesapladı. Moseley elementlerin nükleer yükünü

tanımladı. Charles Fabry ozon tabakasını keĢfetti. Thomas

Osborne A vitaminini buldu. Abel kandaki aminoasitlerin

varlığını gösterdi.

1915: Adams ilk beyaz cüce yıldızını keĢfetti.

1916: Einstein bütün zamanların en büyük buluĢlarından

olan, genel relativite teorisini yayınladı. Schwarzschild,

Einstein‟ın alan denklemlerini kullanarak karadeliklerin kritik

yarıçapını hesapladı. Sommerfeld, elektronların eliptik

yörüngelerini buldu.

1917: Paul Langevin sonarı keĢfetti. Bragg katılar fiziğini

kurdu.

1918: Shapley Samanyolu‟nun boyutlarını hesapladı.

1920: Friedmann geniĢleyen evren modelini ileri sürdü.

Eddington yıldızların içindeki hidrojenin yanarak helyuma

dönüĢtüğünü açıkladı. Goddard sıvı yakıtlı roket imal etti.

1922: Herbert Evans E vitaminini buldu. Friedmann,

Einstein denklemlerinden farklı evren modellerini çıkarttı.

Carrel beyaz kan hücrelerini keĢfetti.. Banting diabetik

Page 404: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

404

hastalarına insulin tatbik etti. Oparin yaĢamın okyanuslarda

baĢladığını ileri sürdü.

1923: De Broglie parçacıkların dalga karakterlerini ispat

etti. Hubble Andromeda galaksisini keĢfetti. Zworykin

elektron mikroskobunu tasarladı. Lewis elektronlar arası

bağlanma tekniğini geliĢtirdi.

1924: Güney Afrika Taung‟da 2.5 milyon yıl önce yaĢamıĢ

A. Africanus fosili bulundu. Pauli dıĢlama ilkesini buldu.

1925: Born matris mekaniğini buldu ve kuantum teorisine

uyguladı. Heisenberg, Bohr, Jordan ve diğerleri kuantum

mekaniğini geliĢtirdi.

1926: Schrödinger kuantum mekaniğinde parçacıkların

dalga denklemlerini çıkardı. Dirac kuantum mekaniğinin

matematiksel hesaplarını tamamladı. Hermann ve Müller

genetik mutasyonları açıkladı. Sumner enzimlerin birer protein

olduklarını gösterdi. Baird ilk TV yayınını gerçekleĢtirdi.

Klein beĢ boyutlu teorisini ileri sürdü.

1927: Lemaitre evrenin bir patlama ile ortaya çıktığı fikrini

ileri sürdü. Oort Samanyolu‟nun hızını ve kütlesini hesapladı.

Heisenberg belirsizlik prensibini buldu. Elektronların dalga

davranıĢları deneyle gözlendi.

1928: Fleming penisilini keĢfetti. Szent-Györgyi C

vitaminini buldu.

1929: Hubble galaksilerin birbirinden uzaklaĢtıklarını

keĢfetti, Andromeda‟nın uzaklığını hesapladı. Levene ilk DNA

deoxyribose Ģekeri buldu. Matuyama Dünya‟nın manyetik

alanının çekirdekteki sıvı maddenin çalkantıları ile değiĢtiğini

keĢfetti. Ernst Ruska elektron mikroskobunu yaptı.

1930: Chandrasekhar beyaz cüceler için kritik kütleyi buldu.

Clyde Tombaugh Pluto gezegenini keĢfetti. Pauli nötrinoların

varlığını belirtti. Whittle ilk jet motorunu imal etti. Evrenin

sıcaklığı 3 K olarak ölçüldü.

Page 405: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

405

1931: Gödel aritmetiğin tamamlanamaz olduğunu ispat

etti. Lawrence ilk dairesel atom hızlandırıcısını tasarladı.

Graaff yüksek kapasiteli elektrostatik jeneratörü yaptı. Auguste

Piccard balonla 18 km yukarıya çıktı. Jansky kozmik radyo

dalgalarını keĢfetti ve radyo astronomiyi baĢlattı.

1932: Chadwick nötronu buldu. Anderson positronu

keĢfetti. Cockcroft ve Walton imal ettikleri bir hızlandırıcıda

atomu parçaladılar. Yukawa güçlü nükleer kuvveti buldu. Urey

deteryumu izole ederek ağır su elde etti.

1933: Coulson moleküllerin atomların dıĢ yörüngelerindeki

elektronlarla bağlandıklarını gösterdi. Baade ve Zwicky

süpernovaları tarif etti.

1934: Irene ve Frederic Curie yapay radyoaktiviteyi elde

etti. C vitamini Walter Haworth tarafından sentezlendi.

1935: Charles Richter deprem yoğunluk ölçüsünü buldu.

Lorenz ethiolojiyi kurdu. Watson-Watt ilk radarı imal etti.

Bergeron bulutlardan gelen yağmur sistemini açıkladı.

1936: Zuse sayısal bilgisayarı imal etti. DNA Nikolaevitch

ve Belozersky tarafından izole edildi. Frederick Bawden ilk

RNA‟yı tütün yapraklarında tespit etti.

1938: Grote Reber ilk radyo teleskopu yaptı. Bethe ve

Weizsacker yıldızlardaki füzyon reaksiyonunu açıkladı. Hahn

uranyum çekideğini parçaladı. Meitner ve Frisch nükleer

fisyon reaksiyonunu ileri sürdüler. Oppenheimer nötron

yıldızlarını belirledi. Güney Afrika‟da Kromdraai‟de 2 milyon

yıl önce yaĢamıĢ A. Robustus fosili bulundu.

1939: Bell laboratuarında ilk röleli bilgisayar yapıldı. Du

Pont nylonu, ICI politeni pazarladılar.

1940: Rossby atmosferdeki hava hareketlerini açıkladı. Ġlk

antibiyotik imal edildi. Uranyumdan daha büyük atom sayısına

sahip ilk element (neptunyum) Philip Abelson tarafından

yaratıldı.

Page 406: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

406

1941: Glenn Seaborg plutonyumu yaptı. Peter Goldmark ilk

renkli TV imal etti. Enrico Fermi ilk nükleer reaktörü çalıĢtırdı.

1942: Oppenheimer baĢkanlığında imal edilen ilk atom

bombası Nevada çölünde patlatıldı.

1943: Ruslar Zel‟dovich baĢkanlığında atom bombası imalat

çalıĢmalarına baĢladı. Baade yıldız topluluklarının

sınıflandırmasını yaptı. Atanasoff ilk elektronik bilgisayarı imal

etti. Alan Turing ilk özel maksat elektronik bilgisayarı

tasarladı.

1944 : Avery DNA‟ların genetik malzeme taĢıdıklarını ileri

sürdü. Aiken ilk genel maksat bilgisayarı imal etti.

1945: Amerikan atom bombaları Hiroshima ve

Nagasaki‟ye atıldı. Beadle ve Tatum bir gen bir enzim

hipotezini ileri sürdü. Melvin Calvin fotosentez prosesini

açıkladı.

1946: Ġngiltere‟de ilk radyo teleskop imal edildi. Eckert ve

Mauchly ilk çok maksatlı bilgisayarı imal etti. Von Neumann

sayısal bilgisayarların matematiksel prensibini buldu. Delbrück

ve Hershey farklı virüslerin genetik malzemesinden yeni tip bir

virüs Ģekillendirdi.

1947: Bardeen, Shockley ve Brattain transistörü buldu.

Gabor holografiyi keĢfetti. Libby karbonun yarı ömrünü

hesapladı. Babcock GüneĢ‟in manyetik alanını ölçtü. Gamow

Big Bang teorisini ortaya attı. Bondi ve Gold durağan evren

modelini ileri sürdü.

1948: Teller hidrojen bombası çalıĢmalarına baĢladı.

Palomar dağındaki 5 metrelik Hale teleskopu kuruldu.

1949: Ġlk uzay roketi denemesi Florida‟da yapıldı. BINAC

(binary automatic computer) Amerika‟da imal edildi.

1950: Chargaff bir DNA‟da bulunan dört nükleoditi

belirledi. Feynmann kuantum elektrodinamiğini geliĢtirdi. Von

Page 407: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

407

Neumann program storlu otomatik bilgisayarı yaptı. Dünya

nüfusu 2.5 milyara ulaĢtı.

1951: Pauling bazı DNA moleküllerinin sarmal yapısını

ileri sürdü. Mauchly hafızalı bilgisayarı yaptı.

1952: Ġlk hidrojen bombası Marshall adalarında patlatıldı.

Everest‟in tepesine tırmanıldı. Joseph Lederberg genetik

mühendisliğini baĢlattı. Glaser ilk parçacık köpük odasını imal

etti.

1953: Crik ve Watson DNA‟nın çift sarmal yapısını

keĢfettiler. Gell-Mann ve Zweig kuarkları ileri sürdü. Miller,

bir deney kabındaki ilkel gaz karıĢımına elektrik Ģoku vererek

canlı elde etti. Gell-Mann hadronların sınıflandırmasını yaptı.

Townes maser ıĢınını keĢfetti. Rusya ilk hidrojen bombasını

imal etti.

1954: Ġlk hormon (oxytocin) Vincent Du Vigneaud

tarafından sentezlendi. Albert Levan 46 tane kromozom

bulunduğunu gösterdi. Ġlk transistörlü bilgisayar yapıldı.

Backus ilk bilgisayar lisanını (Fortran) yayınladı. Khorano

DNA içindeki kodlama sistemini keĢfetti.

1955: Clyde Cowan ve Frederick Reines ilk nötrinoları

yakaladı. Segre ve Chamberlain antiprotonu keĢfetti. De

Duve lizozomu buldu. Sanger protein zinciri üzerindeki

aminoasit sıralamasını açıkladı.

1956: Berg transfer-RNA‟yı keĢfetti. Palade ribozomu

buldu. Ewing okyanus kabuğunu ölçtü. MANIAC-1

bilgisayarı satranç oyununda insanoğlunu mağlup etti.

1957: Ġlk köpekli uydu (Sputnik-1) uzaya fırlatıldı ve

yörüngesine oturtuldu. Gordon Gould lazer teorisini buldu.

1958: Charles Townes lazer ıĢınını elde etti. Explorer-1

yapay uydusu ile atmosferin üstündeki kozmik radyasyon

ölçüldü. Radyasyon kuĢağı James Allen tarafından bulundu.

NASA kuruldu.

Page 408: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

408

1959: Louis ve Mary Leakey A. Boisai fosilini keĢfetti.

1960: T. Maiman lazer tekniğini geliĢtirdi. Tanzania

Olduvai Gorge‟de 2 milyon yıl önce yaĢamıĢ Homo habilis

fosili bulundu.

1961: Yuri Gagarin uzaya çıkan ilk insan oldu. Crik ve

Brenner DNA‟nın genetik kodunun katlanmayan üç bazlı

Ģeritler olduğunu gösterdi. Gell-Mann ve Ne‟Mann temel

parçacıkları sınıflandırdı.

1962: Rossi X-ıĢınının kaynağını keĢfetti. Bartlett ilk asil

gaz karıĢımını imal etti. Mariner-2 uydusu Venüs‟ü inceledi.

Lazer ıĢını ilk defa göz ameliyatında kullanıldı. Lee, Yang, Wu

ve Wigner zayıf nükleer kuvvetin parçacıklarını keĢfettiler.

1963: Luna-3 uzay aracı ile Ay‟ın arka yüzünün fotoğrafları

çekildi. Schmidt ilk kuasarı keĢfetti. Ġlk kadınlı yapay uydu olan

Vostok-6 fırlatıldı. Karadeliklerin bilimsel incelenmesine

baĢlandı. Penrose karadeliklerin içindeki tekilliği ileri sürdü.

1964: Penzias ve Wilson kozmik mikrodalga arkaalan

radyasyonunu yakaladı. Yerin 1500 metre altındaki

detektörlerde nötrinolar yakalandı

1965: Ġlk uzay yürüyüĢü (Voskhod-2) gerçekleĢtirildi.

Mariner-4 aracı Mars‟ın fotoğraflarını çekti. Luna-4 Ay‟a indi.

Ġlk pulsar keĢfedildi. Cygnus-A‟dan X-ıĢınları alındı. John

Kemedy bilgisayar lisanını geliĢtirdi.

1967: Hewish ve Bell ilk pulsarı keĢfetti. Salam ve

Weinberg elektromanyetik ve zayıf nükleer kuvvetleri

birleĢtirdi. Ġlk kalp nakli Bernard tarafından gerçekleĢtirildi.

Wheeler görünmeyen yıldızlara karadelik ismini taktı. Sentetik

DNA yapıldı. Ġlk PC oyunu Mac Hack tarafından yapıldı. Rene

Favaloro ilk damar bypass ameliyatını gerçekleĢtirdi.

1968: Okyanusların derinlikleri ölçülmeye baĢladı.

1969: Hawking ve Penrose evrenin Big Bang öncesi bir

tekillik noktası halinde olduğunun ispatını yaptı. Apollo uzay

Page 409: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

409

aracı Ay‟a gitti, iki insan Ay‟a ayak bastı. Ġlk gen Jonathan

Beckwitz tarafından izole edildi.

1970: Baltimore RNA‟dan DNA yapımını gerçekleĢtiren

transkriptaz enzimini keĢfetti. Venera-7 Venüs‟e yumuĢak iniĢi

gerçekleĢtirdi. Uzay boĢluğunda organik moleküller bulundu.

Ġlk cep bilgisayarı yapıldı. Cygnus X-1‟in bir karadelik olduğu

anlaĢıldı.

1971: Ġlk defa 40 rakamlı sayı iĢleme kondu. Mars-3 aracı

Mars‟a yumuĢak iniĢ yaptı. Ġlk microprocessor Intel tarafından

bulundu.

1972: Venera-8 Venüs‟e indi. Ay‟a altıncı ve son insanlı

Apollo ziyareti yapıldı. GüneĢ sisteminin dıĢına çıkan Pioneer-

10 fırlatıldı.

1973: Skylab uydusu fırlatıldı. W ve Z parçacıkları

keĢfedildi.

1974: Etiyopya‟da 3.2 milyon yıl önce yaĢamıĢ A. Afarenis

(Lucy takma isimli kadın) fosili Donald Johanson tarafından

bulundu. Hawking karadeliklerin sonunda buharlaĢacaklarını

ispat etti. Glashow (GUT) Büyük BileĢik Teoriyi ileri sürdü.

Mariner-10 Merkür‟ün resimlerini yolladı. Ġlk PC satıĢa

çıkarıldı.

1975: Sanger genlerin haritasını çıkarma çalıĢmalarına

baĢladı. Benoil Mandelbrot fraktallar (kaos) teorisini geliĢtirdi.

1976: Ġki Viking uzay aracı Mars‟a indi.

1977: Voyager uzay araçları gezegenlerin yakınından

geçerek resimlerini gönderdi. AIDS hastalığı teĢhis edildi.

1978: Pluto‟nun uydusu Charon keĢfedildi. Vücut dıĢında

ilk insan yumurtası (tüp bebek) döllendi.

1979: Townes galaksinin merkezine yerleĢmiĢ 3 milyon

GüneĢ kütlesindeki dev karadeliği keĢfetti. Antartika‟ya düĢmüĢ

bir meteorit üzerinde uzaydan gelen aminoasitler bulundu.

Page 410: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

410

1980: Luis Alvarez dinozorları yok eden nedenin yeryüzüne

düĢen büyük bir cisim olduğunu ileri sürdü. Voyager aracı

Satürn‟e ulaĢtı. Alan Guth Büyük Patlama‟nın enflasyon

teorisini ileri sürdü. New Mexico‟da 27 tane çanağın birleĢmesi

ile Dünya‟nın en büyük VLA radyo teleskopu kuruldu.

1981: Ġlk uzay mekiği fırlatıldı. GüneĢ‟in 2500 katı

büyüklükte R136a yıldızı keĢfedildi. Çinliler bir balığı

klonlayan ilk ülke oldular. Ohio üniversitesinde bir farenin geni

baĢka bir fareye aĢılandı.

1982: Venüs‟e yapay uydu indirildi. Ġlk yapay kalp nakli

ameliyatı William DeVries tarafından gerçekleĢtirildi.

1983: Kompakt disk (CD) üretildi. Uydular aracılığı ile

kıtaların hareketleri belirlendi. Pioneer-10 GüneĢ sistemini terk

ederek yıldızlar arası boĢluğa daldı. Ġlk yapay kromozom

yapıldı.

1984: Schwarz ve Green süpersicim teorisini ortaya attı.

NASA uzayda 1462 tane yapay uydunun dolaĢtığını ilan etti.

Rusya‟nın kuzeyinde açılan 12.000 metrelik Dünya‟nın en

derin deliğinden kaya örnekleri çıkarıldı. Steen Willadsen ilk

defa bir koyunu klonladı.

1985: DondurulmuĢ embriyodan ilk bebek yaratıldı. 50

milyon yılda 1 saniye hata yapan lazerli saat imal edildi.

1986: Wisconsin‟de ilk genetik mühendisliği uygulanmıĢ

organizma (tütün) yetiĢtirildi. Halley kuyruklu yıldızı geri

döndü ve beĢ tane uzay aracı ile yakından incelendi,

çekirdeğinin toz, buz ve karbondioksitten oluĢtuğu anlaĢıldı.

1987: GüneĢ dıĢındaki diğer bazı yıldızların da etraflarında

dolanan gezegenlerin mevcudiyeti anlaĢıldı. Large Magellan

Bulutunda bir süpernova patlaması görüldü. 300 milyon ıĢık

yılı geniĢliğindeki Boötes galaksiler topluluğu keĢfedildi.

1988: Harvard Medical School‟da ilk genetik mühendisliği

uygulanmıĢ omurgalı hayvan (fare) yetiĢtirildi. Kuzey ve

Page 411: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

411

güney kutupları üzerindeki üst atmosferin ozon miktarının

azaldığı ve normalden fazla morötesi ıĢınların yeryüzüne

inerek iklim, canlı ve asit yağmuru gibi doğa olaylarını

etkilediği tespit edildi. Bütün insan genlerinin haritasını

çıkarma çalıĢmalarına baĢlandı. Newton‟un, gravitasyon teorisi

yeniden incelendi ve yeni ölçümlerin kısa mesafelerde

Newton yasasından ufak farklılıklar gösterdiği belirlendi.

Bu durum, ya yasanın Newton‟un belirlediğinden daha

karmaĢık olduğu yada mevcut zayıf bir beĢinci kuvvetin

gravitasyonel çekime etki yaptığı anlamına geldiği sanıldı.

Titov ve Manarov uzayda 365 gün kalarak en uzun süre kalma

rekorunu kırdılar.

1989: Voyager-2 Neptün‟e ulaĢtı. Galileo uzay aracı

Jüpiter‟e gönderildi. Yolu üzerinde, 1991‟de Gaspra ve

1993‟de Ida asteroitlerini yakından inceledi. Magellan uzay

aracı, yörüngesine oturması ve haritasını çıkarması için

Venüs‟e gönderildi. Doppler etkisi radar hava tahminleri için

kullanıldı.

1990: Hubble uzay teleskopu uzaydaki yörüngesine

oturtuldu. COBE uydusu fırlatıldı ve Büyük Patlama‟dan gelen

arkaalan radyasyonunun tam değerini tespit etti. 15 yıl sürecek

olan ve 3 milyar nükleodit diziliĢinin haritasını çıkarmayı

öngören „human genome‟ projesine baĢlandı. 1990 yılının en

sıcak yıl olduğu ilan edildi.

1992: Hubble uzay teleskopu Samanyolu içindeki dördüncü

karadelik olan ve bizden 18.000 ıĢık yılı uzaklıkta bulunan

Nova Muscae-1991‟i keĢfetti. 80 ıĢık yılı mesafe içindeki diğer

uygarlıkları araĢtırmak için SETI projesi baĢlatıldı. Kuzey yarı

küresi üzerindeki atmosfer içinde ozon miktarının azaldığı

anlaĢıldı.

1993: Ġlk baĢarılı insan embriyosu klonlandı. Antarktika

üzerindeki ozon deliği Pinatubo yanardağının volkanları

Page 412: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

412

yüzünden en büyük ölçüye ulaĢtı. Large Magellan Bulutunun

etrafındaki karanlık maddenin varlığı tespit edildi. Uzaydaki

Hubble teleskopunun aynası değiĢtirildi. COBE uydusu Büyük

Patlama teorisini destekleyen mikrodalga arkaalan

radyasyonunun sıcaklığını teyit etti. Uzay mekiği Hubble

teleskopunun tamiri ve aynasının değiĢtirilmesi için yola çıktı

ve planlanan tamiratları gerçekleĢtirildi.

1994: Etiyopya, Aramis‟de 4.4 milyon yıl önce yaĢamıĢ

Ardipithecus Ramidus (en eski hominid) fosili bulundu.

Shoemaker-Levy-9 kuyruklu yıldızının parçaları Jüpiter‟e

düĢtü. Tepe kuark keĢfedildi. Dünya‟nın en büyük teleskopu

olan 9.82 metre çapında aynaya sahip Keck-2, Hawai Mauna

Kea‟da kuruldu. Samanyolu içindeki yıldızlar arası boĢlukta

glycine aminoasiti keĢfedildi. MIR uzay istasyonu fırlatıldı.

1995: Nötrinonun kütlesinin 5 eV olduğu iddia edildi.

Andrew Wiles, 350 yıldan beri çözülemeyen Fermat‟ın son

teoreminin doğru çözümünü buldu. Kenya, Lake Turkana‟da

4.2 milyon yıl önce yaĢamıĢ Australopithecus Anamensis

fosilini buldu. Los Alamos laboratuarında yapılan deneylerde,

daha önceleri kütlesiz olduğu sanılan, nötrinonun kütlesinin bir

elektronun 10-5

de biri kadar olduğu belirlendi. 1973 yılında

fırlatılan Pioneer-10 uzay aracı 9.3x109

kilometre uzaklığa

ulaĢmıĢ oldu. Bu, insanoğlunun imal ettiği bir cismin

eriĢebildiği en büyük uzaklıktı.

Page 413: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

413

Bilimde

Kim Neyi Buldu

Neyi KeĢfetti ?

Bilimde çığır açan 400 civarında bilim adamı, yaptıkları

buluĢ ve keĢifler özet ifadelerle aĢağıda belirtilmektedir.

ADAMS, W S : Beyaz cüce yıldızlarını keĢfetti.

ADRIAN, E D : Sinir hücrelerini buldu.

ALFVEN, H G : Plazma fiziğini kurdu.

AGASSIZ, J R : Dünya‟nın buz devirlerini belirtti.

AGRICOLA, G : Metalürjiyi kurdu.

AIKEN, H H : Ġlk genel maksat bilgisayarı yaptı.

Page 414: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

414

AL-KHWARIZMI : Cebir ve logaritmayı geliĢtirdi.

ALPHER, R A : Elementlerin orijinlerini gösteren --

teorisini buldu.

ALTMAN, S : Transfer-RNA‟yı buldu.

ALVAREZ, L W : Parçacık çarpıĢtırıcılarındaki köpük

odasını keĢfetti.

AMPERE, A : Elektrodinamik bilimini baĢlattı.

ANAXIMANDER : Dünya‟nın bir küre Ģeklinde olduğunu

söyledi.

ANDERSON, C D : Positronu ve muon parçacığını keĢfetti.

ANFINSEN, C B : Enzimlerin yapısını buldu.

ANGSTRÖM, A J : GüneĢ‟teki hidrojeni ve ıĢığın dalga

boyunu buldu.

ARCHIMEDES : Hidrostatik ve mekanik bilimini baĢlattı.

ARISTOTLE : Yeryüzünün bir küre Ģeklinde olduğunu

belirtti.

AMUNDSEN, R : Güney kutbunu keĢfetti.

ARMSTRONG, N : Ay‟a ayak basan ilk insan oldu.

ATANASOFF, J V : Ġlk elektronik bilgisayarı yaptı.

AVERY, O T : DNA‟nın kalıtımdaki rolünü gösterdi.

AVICENNA (Ġbni-Sina) : BeĢ ciltlik tıp kitabını yazdı.

AVOGADRO, L : Gazların hacim yasalarını buldu.

BAADE, W H : Yıldızların sınıflandırılmalarını yaptı.

BABBAGE, C : Ġlk analitik bilgisayarı yaptı.

BACKUS, J : Fortran bilgisayar programını yaptı.

BAILY, F : GüneĢ tutulmasını keĢfetti.

BAIRD, J L : Televizyonu imal etti.

BARDEEN, J : Transistoru keĢfetti.

BARNARD, C N : Ġlk kalp naklini gerçekleĢtirdi.

BASOV, N G : Lazer ve maseri keĢfetti.

BATESON, W : Genetik bilimini baĢlattı.

Page 415: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

415

BAYLISS, W : Hormonları keĢfetti.

BEAUFORT, F : Rüzgar hızlarını hesapladı.

BEADLE, G W : Enzimlerin genetik kontrolünü belirtti.

BECQUEREL, A H : Radyoaktiviteyi buldu.

BECKMANN, E O : Termometreyi buldu.

BELL, C : Sinir sisteminin yapısını keĢfetti.

BELL, J : Pulsarları keĢfetti.

BELL, A G : Telefonu buldu.

BERG, P : Transfer-RNA‟yı buldu.

BERNOULLI, D : Hidrodinamik yasaları, gazların kinetik

teorisini buldu.

BERZELIUS, J J : Toryum, selenyum, silikon, titanyum ve

zirkonyum elementlerini keĢfetti.

BETHE, H A : Yıldızların içindeki nükleer reaksiyonlarını

belirtti.

BESSEL, F W : Yıldızlar arası uzaklıkları hesapladı.

BESSEMER, H : Modern çelik üretim prosesini keĢfetti.

BIERMANN, L : GüneĢ rüzgarlarının oluĢumunu gösterdi.

BIOT, J B : Polarimetreyi yaptı.

BLACK, J : Spesifik ve durgun ısıyı, karbondioksiti buldu.

BOHR, N H : Atomun yapısını geliĢtirdi, modern atom

modelini buldu.

BOLTWOOD, B B : Radyoaktif bozunumu buldu.

BOLTZMANN, L : Ġstatistiksel mekaniği kurdu.

BOLYAI, J : Öklid karĢıtı geometriyi belirtti.

BONDI, H : Durağan evren modelini ileri sürdü.

BORN, M : Kuantum teorisinin matris mekaniğini kurdu.

BOSE, S N : Boson parçacıklarını buldu.

BOVERI, T H : Kromozomları buldu.

BOYD, W G : Kan gruplarını buldu.

BOYLE, R : Gazların basınç ve hacim yasalarını buldu.

BRADLEY, J : IĢık hızını hesapladı.

Page 416: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

416

BRAGG, W H : Katılar fiziğini kurdu.

BRAHE, T : Ġlk yıldız katalogunu yaptı.

BRENNER, S : Genetik kodları keĢfetti.

BRIDGMAN, P W : Yüksek basınç fiziğini kurdu.

BRIGGS, H : Logaritmik aritmetiği buldu.

BROWN, R : Hücre çekirdeğini ve moleküllerin Brownian

hareketlerini gösterdi.

BUFFON, G : Evrim teorisini ileri sürdü.

BULLARD, E C : Kıtaların hareketlerini ve Dünya‟nın iç

sıcaklığını ileri sürdü.

BULLEN, K E : Dünya‟nın iç yapısını belirtti.

BUNSEN, R W : Spektroskopiyi buldu.

CALVIN, M : Fotosentezi buldu.

CANIZZARO, S : Atomik ağırlığı buldu.

CARNOT, N L : Termodinamik teorisini kurdu, ikinci yasayı

buldu.

CARREL, A : Organ nakli cerrahisini kurdu.

CARRINGTON, R C : GüneĢ‟in döndüğünü keĢfetti.

CAULOMB, C A : Elektrik yükleri arasındaki yasaları,

manyetik kuvvetleri buldu.

CAVENDISH, H : Dünya‟nın yoğunluk ve kütlesini

hesapladı, hidrojeni keĢfetti.

CELSIUS, A : Sıcaklık ölçeğini buldu.

CHADWICK, J : Nötronu keĢfetti.

CHAMBERLAIN, O : Antiprotonu keĢfetti.

CHANDRASEKHAR, S : Yıldızların evrimlerindeki kritik

kütle bağlantısını hesapladı.

CHANDLER, S C : Dünya‟nın kutuplarını keĢfetti.

CHAPMAN, S : Dünya‟nın manyetizmasını buldu.

CHARGAFF, E : DNA bazlarını buldu.

Page 417: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

417

CHARLES, J A : Gaz yasalarını buldu, mutlak sıfırı ileri

sürdü.

CHERENKOV, P A : Cherenkov etkisini buldu.

CHEVREUL, M E : Renklerin fiziğini kurdu.

CLAUSIUS, R E : Termodinamiğin ikinci yasasını formüle

etti.

COCKCROFT, J D : Yapay çekirdek parçalanmasını

gerçekleĢtirdi.

COMPTON, A H : IĢığın saçılma etkisini buldu.

COOLIDGE, W D : X-ıĢın tüpünü yaptı.

COPERNICUS, N : GüneĢ merkezli heliocentric sistemi ileri

sürdü.

CORIOLIS, G G : Coriolis kuvvetini belirtti.

COLUMBUS, K : Batı Hint adalarını keĢfetti.

COWAN, C : Nötrino parçacıklarını keĢfetti.

CRIK, F H : DNA‟nın yapısını keĢfetti.

CURIE, M : Radyumu, polonyumu keĢfetti, radyoaktiviteyi

tarif etti.

CURIE, P : Piezoelektriği buldu.

DALTON, J : Atomik teoriyi, gazların ısıl genleĢmesini

buldu.

DARWIN, E: Evrim teorisini geliĢtirdi.

DAVY, H : Potasyumu keĢfetti.

DE BROGLIE, L V : Parçacıkların dalga karakterlerini

keĢfetti.

DE DUVE, C R : Lisosomları buldu.

DESCARTES, R : Kartezyen geometriyi kurdu.

DICKE, R H : Kozmik arkaalan radyasyonunu ileri sürdü.

DIESEL, R C : Ġçten yanmalı motoru yaptı.

DIRAC, P A : Antimaddeyi buldu, kuantum teorisinin

denklemlerini çıkardı.

Page 418: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

418

DOPPLER, C : Doppler etkisini buldu.

DOVE, H W : Rüzgar akımlarını keĢfetti.

DU BOIS REYMOND, E H : Nöro elektrikliği buldu.

DULONG, P L : Atomik ısıyı buldu.

DYSON, F J : Kuantum elektrodinamiği geliĢtirdi.

ECKERT, J P : Ġlk modern bilgisayarı (ENIAC) yaptı.

EDDINGTON, A S : Einstein‟ın teorisinin ispatını yaptı.

EDISON, T A : Elektrik ıĢığını elde etti.

EHRLICH, P : Ġlaç tedavisini buldu.

EINSTEIN, A : Relativite teorilerini, fotoelektrik etkiyi,

ıĢığın parçacık teorisini, E=mc2 buldu, kozmolojiyi baĢlattı.

ELSASSER, W M : Dünya‟nın manyetizmasını buldu.

ERASTOSTHENES : Dünya‟nın çevresini ve çapını

hesapladı.

EUCLID : Geometri bilimini baĢlattı.

FAHRENHEIT, G D : Sıcaklık ölçeğini buldu.

FARADAY, M : Klasik alan teorisini yarattı, elektrik ve

manyetik kuvvetleri buldu.

FERMAT, P : Ġhtimaller teorisini buldu.

FERMI, E : Beta bozunumunu buldu, ilk nükleer reaktörü

kurdu.

FERREL, W : Atmosferin dönüĢ hareketini gösterdi.

FEYNMAN, R P : Kuantum elektrodinamiğini geliĢtirdi.

FIBIGER, J A : Kanserin orijinlerini gösterdi.

FIBONACCI, L : Desimal sistemi Avrupa‟ya tanıttı.

FIZEAU, A H : IĢık hızını hesapladı, Doppler etkisini ıĢığa

uyguladı.

FLEMMING, W : Hücrelerin mitosis bölünmesini keĢfetti.

FLEMING, A : Penisilini buldu.

FLEMING, J A : Termik vanayı yaptı.

Page 419: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

419

FOUCAULT, J B : Dünya‟nın dönmekte olduğunu ve ıĢık

hızını hesapladı.

FOURIER, J B : Lineer diferansiyel denklemleri çıkardı.

FRANKLIN, B : Statik elektriği buldu.

FRAUNHOFER, J : GüneĢ ıĢığının spektrum çizgilerini

keĢfetti.

FRESNEL, A J : IĢığın dalga teorisini geliĢtirdi.

FREUD, S : Psikanaliz bilimini kurdu.

FRIEDMANN, A A : GeniĢleyen evren modelini ileri sürdü.

FRISCH, O R : Nükleer fisyonu buldu.

GABOR, D : Hologramı keĢfetti.

GAGARIN, Y : Uzaya çıkan ilk insan oldu.

GALEN : Anatomi bilimini kurdu.

GALLE, J : Neptün gezegenini keĢfetti.

GALILEO : Teleskopu, ivmeyi buldu, fiziği baĢlattı.

GALVANI, L : Sinirlerdeki elektrik etkiyi buldu.

GAMOW, G : DNA protein sentezini, -- teorisini buldu,

Big Bang fikrini ileri sürdü.

GAUSS, K: Sayılar teorisini kurdu.

GAY LUSSAC, J L : Gaz yasalarını buldu.

GELL MANN, M : Kuarklar teorisini kurdu.

GIBBS, J W : Kimyasal termodinamiği kurdu.

GILBERT, W : Dünya‟nın manyetikliğini buldu.

GILL, D : GüneĢ‟in Dünya‟ya olan uzaklığını hesapladı.

GLASER, D A : Parçacık köpük odasını buldu.

GLASHOW, S L : Güçlü nükleer kuvveti, elektrozayıf teoriyi,

tılsımlı kuarkı buldu.

GODDARD, R H : Roketi imal etti.

GOLDSCHMIDT, R B : Genetik bilimini kurdu.

GOLGI, C : Sinir hücrelerini ve golgi aparatını keĢfetti.

GOODRICKE, J : Ġkiz yıldız sistemlerini keĢfetti.

Page 420: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

420

GOUDSMIT, S A : Elektronun spin hareketini buldu.

GREEN, M B : Süpersicim teorisini ileri sürdü.

GUERICKE, O : Vakum pompasını imal etti.

GUTENBERG : Matbaa makinasını imal etti.

GUTH, A : Big Bang‟ın enflasyon teorisini ileri sürdü.

HAHN, O : Nükleer fisyon reaksiyonunu buldu.

HALLEY, E : Kuyruklu yıldızlarının yörüngelerini keĢfetti.

HARVEY, W : Kan dolaĢımını ve modern fizyolojiyi kurdu.

HAWKING, S : Karadeliklerin buharlaĢma, mini karadelikler

teorisini ileri sürdü.

HEISENBERG, W K : Matris mekaniğini, belirsizlik ilkesini

buldu.

HELMHOLTZ, H : Enerjinin sakınımı yasasını buldu,

entropiyi keĢfetti.

HENRY, J : Elektromanyetik endüksiyonu buldu.

HERTZ, H R : Radyo dalgalarını keĢfetti.

HERTZSPRUNG E : Yıldızların evrim diyagramını yaptı.

HERSCHEL, F W : Samanyolu‟nun Ģeklini, Uranüs

gezegenini keĢfetti.

HERSCHEL, J : Kızılötesi radyasyonu keĢfetti.

HESS, V F : Kozmik ıĢınları buldu.

HEWISH, A : Nötron yıldızlarını keĢfetti.

HIGGS, P W : Alan bosonlarını buldu.

HIPARCHUS : Trigonometriyi baĢlattı.

HOOKE, R : Hücreyi keĢfetti.

HOYLE, F : Süpernovaları keĢfetti.

HUBBLE, E P : Galaksilerin yapısını, evrenin geniĢlemekte

olduğunu ve Andromeda galaksisini keĢfetti.

HUGGINS, W : Yıldızların kızıla kaymasını buldu.

HUTTON, J : Kıtaların oluĢum prensibini ileri sürdü.

HUYGENS, C : IĢığın dalga teorisini, sarkaçlı saati,

Satürn‟ün halkalarını keĢfetti.

Page 421: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

421

JANSKY, K G : Radyo astronomiyi keĢfetti.

JENNER, E : Ġlk aĢıyı yaptı.

JOHANSON, D : A. Afarensis (Lucy) KeĢfetti.

JOLIOT CURIE, F : Yapay izotopu, radyoaktiviteyi yaptı.

JOLY, J : Radyoterapiyi buldu.

JOULE, J P : Isının mekanik karĢılığını, enerjinin sakınımı

yasasını buldu.

JORDAN, E P : Kuantum teorisini geliĢtirdi.

KAMERLING ONNES, H : Süper iletkenliği keĢfetti.

KANT, I : GüneĢ sisteminin oluĢ teorisini ileri sürdü.

KAPITZA, P L : Süper akıĢkanlığı, alçak sıcaklık fiziğini

baĢlattı.

KARMAN, T : Aerodinamik yasalarını buldu.

KEKULE, F A : Benzolün yapısını buldu.

KEPLER, J : Gezegenlerin hareket yasalarını buldu.

KHORANA, H G : Genetik kodları buldu.

KILBURN, T : Ġlk depolanmıĢ bilgisayar programını yaptı.

KIRCHOFF, G R : Spektrumdaki karanlık çizgilerin

özelliklerini buldu.

KLUG, A : Virüslerin yapısını buldu.

KOCH, H R : Bakteri sporlarını keĢfetti.

KORNBERG, A : DNA sentezini yaptı.

KREBS, HA : Hücre içindeki enerji üretim devresini keĢfetti.

KREBS, J R : Hayvan davranıĢlarını gösterdi.

KUIPER, B P : Uranüs‟ün uydularını keĢfetti.

LAMARCK, J : Evrim teorisini ortaya attı.

LAMB, W E : Hidrojenin enerji seviyelerini buldu.

LANDSTEINER, K : Kan gruplarını buldu.

LANGEVIN, P : Sonar‟ı buldu.

Page 422: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

422

LANDAU, L D : Helyumun sıvılaĢtırılmasını yaptı.

LAPLACE, P S : GüneĢ sisteminin oluĢumunu ispat etti.

LAVOISIER, A L : Havanın ve suyun karıĢımını, maddenin

sakınımı yasasını buldu.

LAWRENCE, E O : Parçacık hızlandırıcısı siklotronu imal

etti.

LEAKEY, L : A. Boisei‟yi keĢfetti.

LEAVITT, H S : Cepheid yıldızlarının periyot-parlaklık

iliĢkisini gösterdi.

LEDERBERG, J : Genetik mühendisliğini baĢlattı.

LEDERMAN, L M : Kaon parçacığını, muon nötronosunu

keĢfetti.

LEE, T D : Parçacık fiziğinde pariteyi buldu.

LEEUWENHOEK, A : Mikroskobu imal etti, bakteriyi gördü.

LEIBNIZ, G W : Hesap metotlarını buldu, çarpma, bölme

makinasını yaptı.

LEMAITRE, G H : Büyük Patlama fikrini ileri sürdü.

LENARD, P E : Katod ıĢınlarını buldu.

LEUCIPPUS : Atomların varlığını belirtti.

LEVENE, P A : RNA‟nın yapısını buldu.

LEVI CIVITA, T : Tansör hesabını yaptı.

LEWIS, G N : Kimyasal bağlanma metodunu buldu.

LINNAEUS, C : Bitkilerin sınıflandırılmasını yaptı.

LIPMANN, F A : Hücre metabolizmasını gösterdi.

LIPPERSHEY, H : Teleskopu keĢfetti.

LISTER, J : Antiseptik cerrahisini baĢlattı.

LOBACHEVSKI, N I : Öklid karĢıtı geometriyi buldu.

LOCKYER, J N : GüneĢ‟teki helyumu, GüneĢ‟in kromosfer

tabakasını keĢfetti.

LORENTZ, H A : Elektron teorisini ileri sürdü.

LORENZ, E N : Kaos teorisini yarattı.

LOVELACE, A A : Ġlk bilgisayar programını yaptı.

Page 423: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

423

LYOT, B F : GüneĢ‟in korona tabakasını keĢfetti.

MACH, E : ġok dalgalarını ileri sürdü.

MAGELLAN : Gemi ile Dünya‟nın çevresini dolaĢtı.

MAIMAN, T : Lazeri geliĢtirdi.

MARCONI, G : Radyo haberleĢmesini buldu.

MAXWELL, J C : Elektromanyetik alan teorisini formüle etti.

MAUCHLY, J W : Ġlk modern bilgisayarı (ENIAC) yaptı.

MAUNDER, E W : GüneĢ lekelerini keĢfetti.

MEITNER, L : Nükleer fisyon reaksiyonunu belirtti.

MENDEL, G J : Kalıtım yasalarını buldu.

MENDELEYEV, D : Elementlerin periyodik tablosunu yaptı.

MESSIER, C : Kuyruklu yıldızları keĢfetti.

MICHELL, J : Ġkiz yıldız sistemlerini keĢfetti. Karadelikler

fikrini ortaya attı.

MICHELSON, A A : IĢık hızını 300.000 km/sn olarak

hesapladı.

MILLER, S L : YaĢamın orijinini ileri sürdü.

MILLIKAN, R A : Elektron yükünü buldu.

MILNE, E A : Evrenin yaĢını hesapladı.

MOHOROVICIC, A : Dünya‟nın iç yapısını belirtti.

MONTAGNIER, L : Virüsleri ve AĠDS‟i buldu.

MOORE, S : Aminoasitleri buldu.

MORGAGNI, G B : Patolojiyi kurdu.

MORGAN, T H : Kromozom teorisini yarattı.

MOSELEY, H H : Atom içindeki yükleri, atom sayılarını

buldu.

MURRAY, J E : Böbrek naklini yaptı.

MULLER, H : Genetik mutasyonları keĢfetti.

NANSEN, F : Kuzey kutbunu keĢfetti.

NAPIER, J : Logaritmayı buldu.

Page 424: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

424

NEHER, E : Hücre zarını buldu.

NERNST, W H : Termodinamiğin üçüncü yasasını buldu.

NEWTON, I : Gravitasyon kuvvetini, hareket yasalarını,

yüksek matematiği buldu.

NOBEL, A : Dinamiti imal etti.

OERSTED, H C : Elektrik akımının etrafındaki manyetik

alanı buldu.

OHM, G S : Akım ve voltaj arasındaki iliĢkiyi buldu.

OLBERS, H W : Asteroitleri keĢfetti.

OLDHAM, R D : Dünya‟nın merkezindeki çekirdeği keĢfetti.

OORT, J H : Oort bulutlarını, kuyruklu yıldızların kaynağını,

galaksilerin dönüĢünü keĢfetti.

OPARIN, A I : YaĢamın baĢlangıcını ileri sürdü.

OPPENHEIMER, J R : Atom bombasını imal etti, nötron

yıldızlarını ileri sürdü.

OTTO, N A : Ġçten yanmalı motoru imal etti.

PALADE, G E : Hücrelerin yapısını, ribozomu keĢfetti.

PARSONS, C A : Buhar türbinini imal etti.

PASCAL, B : Ġhtimaller teorisini kurdu. Toplama makinasını

yaptı.

PASTEUR, L : Kuduz hastalığını, üç boyutlu kimyayı buldu,

mikrobiyolojiyi kurdu.

PAULI, W : DıĢlama ilkesini buldu.

PAULING, L C : Kimyasal bağlanma metodunu, proteinin

yapısını buldu.

PAVLOV, I P : ġartlı refleksi buldu.

PAYEN, A : Enzimleri KeĢfetti.

PEARY : Kuzey kutbuna ulaĢan ilk insan oldu.

PEEBLES, P J : Galaksilerin oluĢumunu ileri sürdü.

PEIERLS, R E : Atom bombasını imal etti.

Page 425: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

425

PENZIAS, A A : Kozmik arkaalan radyasyonunu keĢfetti.

PLANCK, M : Siyah cisim radyasyonunu buldu, kuantum

teorisini baĢlattı.

POINCARE, H : Matematiksel topolojiyi ve kaos bilimini

baĢlattı.

POWELL, C F : Pion parçacığını keĢfetti.

PRIESTLEY, J : Oksijeni keĢfetti.

PRIGOGINE, I : Termodinamiğin prensibini buldu.

PTOLEMY : Astronomiyi baĢlattı.

PYTHAGORAS : Felsefesi sayılara dayanan ilk bilimsel

anlayıĢı kurdu.

RAHN, J : Bölme iĢlemini buldu.

RAMAN, C V : IĢık saçılmasını buldu.

RAMSAY, W : Asil gazları, yeryüzündeki helyumu keĢfetti.

REBER, G : Ġlk radyo teleskopu imal etti.

REINES, F : Nötrinoları keĢfetti.

REMAK, R : Myelin kılıfını keĢfetti.

RICHTER, C F : Sismolojinin ölçeğini buldu.

RICHTER, B : J/psi parçacığını buldu.

RITTER, J W : Morötesi radyasyonu buldu.

ROENTGEN, W K : X-ıĢınlarını keĢfetti.

ROEMER, O : IĢık hızını 225.000 km/sn olarak hesapladı.

ROSS, J C : Kuzey manyetik kutbunun yerini keĢfetti.

RUBBIA, C : Z ve W bosonunu keĢfetti.

RUMFORD, B : ĠĢ ile ısı arasındaki iliĢkiyi buldu.

RUSKA, E A : Elektron mikroskobunu buldu.

RUSSELL, H N : Yıldızların evrim diyagramını yaptı.

RUTHERFORD, E : Atomun yapısını, protonu buldu.

RYDBERG, J R : Spektrum çizgilerinin frekanslarını buldu.

SACHS, J : Kloroplast organelini keĢfetti.

Page 426: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

426

SAKMANN, B : Hücrenin elektriksel davranıĢını buldu.

SALAM, A : Elektrozayıf teoriyi buldu.

SANDAGE, A R : Kuasarları keĢfetti.

SANGER, F : Aminoasitlerin diziliĢini açıkladı.

SAYERS, J : Radarı buldu.

SCHAWLOV, A L : Lazer ve maseri buldu.

SCHEELE, C V : Kloru buldu.

SCHMIDT, M : Kuasarları keĢfetti.

SCHÖNBEIN, C : Ozonu KeĢfetti.

SCHRÖDINGER, E : Kuantum teorisinin dalga denklemlerini

buldu.

SCHWANN, T : Hücre teorisini kurdu.

SCHWARZCHILD, K : Yıldızların kritik yarıçapını buldu.

SCHWINGER, J : Kuantum elektrodinamiğini geliĢtirdi.

SEABORG, G T : Atom bombasını, dokuz adet yapay

elementi yaptı.

SEGRE, E G : Antiprotonu buldu.

SEYFERT, CK : Seyfert aktif galaksilerini keĢfetti.

SHOCKLEY, W B, V M: Yarı iletkenliği buldu.

SLIPHER : Andromeda bulutunu keĢfetti.

SNELL, W : IĢığın kırılmasını buldu.

SODDY, F : Ġsotop elementleri keĢfetti.

SOMMERFELD, A J : Elektronların eliptik yörüngelerini

buldu.

SOUBEIRAN, E : Kloroformu keĢfetti.

SPERRY, R W : Beyin yarı kürelerini, sinir sistemini buldu.

SPITZER, L : Nükleer füzyonu ileri sürdü.

STIBITZ, G R : Hesap makinasını yaptı.

STONEY, G J : Elektron yükünü buldu.

STURM, J C : Sesin su içindeki hızını hesapladı.

SUMNER, J B : Enzimleri buldu.

SWAMMERDAM, J : Kırmızı kan hücrelerini keĢfetti.

Page 427: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

427

SWAN, J W : Elektrik ıĢığını buldu.

SZILARD, L : Atom bombasını imal etti.

TATUM, E L : Genlerin protein sentezindeki rolünü buldu.

TELLER, E : Hidrojen bombasını imal etti.

THALES : Bilimsel düĢünmeyi baĢlattı.

THOMSON, W : Mutlak sıfır sıcaklığını buldu.

THOMSON, J J : Elektronu, katod ıĢınlarını buldu.

TODD, A R : Nükleoditlerin yapısını buldu.

TOMBAUGH, C W : Pluto‟yu keĢfetti.

TOMONAGA, S I : Kuantum elektrodinamiğini kurdu.

TORRICELLI, E : Atmosfer basıncını hesapladı.

TOWNES, CH : Lazer ve maseri buldu.

TRUMPLER, R J : Galaksiler arası uzaklık ölçeğini buldu.

TURING, A M : Bilgisayarın teorik limitlerini buldu.

TYNDALL, J : Sera etkisini, gökyüzünün mavi görünmesinin

nedenini gösterdi.

ULAM, S M : Hesap makinasını imal etti.

UHLENBECK, G E : Elektronun spin hareketini buldu.

UREY, H C : Ağır hidrojeni yaptı.

VAN DER WAALS, J D : Moleküller arası kuvvetleri buldu.

VAUCANSON, J : Delikli kart sistemini buldu.

VESALIUS, A : Anatomiyi geliĢtirdi.

VOLTA, A G : Ġlk elektriği üreten pili yaptı.

VON KLITZING, K : Kuantum Hall etkisini buldu.

VON NEUMANN, J : Bilgisayarın prensibini buldu.

WALLACE, A R : Evrim teorisini ileri sürdü.

WALDEYER-HARTZ, W : Kromozomları ve nöronları

keĢfetti.

Page 428: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

428

WALTON, E T : Yapay çekirdek parçalanmasını

gerçekleĢtirdi.

WATSON, J D : DNA‟nın yapısını keĢfetti.

WATSON WATT, R A : Radarı buldu.

WATT, J : Buhar makinasını imal etti.

WEGENER, A L : Kıtaların hareketini, süper kıtayı ileri

sürdü.

WEINBERG, S : Elektrozayıf teoriyi buldu.

WEINBERG, R A : Kanserin orijinlerini gösterdi.

WEIZSACKER, C F : Yıldızlardaki nükleer reaksiyonları ileri

sürdü.

WHIPPLE, F L : Meteorların oluĢum sebeplerini, kuyruklu

yıldızların türlerini keĢfetti.

WIGNER, E P : Zayıf nükleer kuvvetin parçacıklarını buldu.

WILLSTATTER, R : Klorofilin yapısını keĢfetti.

WILSON, C T : Buhar odasını imal etti.

WILSON, R W : Kozmik arkaalan radyasyonunu keĢfetti.

YANG, C N : Parçacık fiziğinde pariteyi buldu.

YOUNG, T : IĢığın dalga teorisini kurdu, enerji kavramını

belirtti.

YUKAWA, H : Güçlü nükleer kuvveti buldu.

ZEEMAN, P : Atomların spektrum çizgilerinin bir manyetik

alanda ayrıĢtıklarını gösterdi.

ZHANG, H : Sismografiyi buldu.

ZONDEK, B : Gebelik testini yaptı.

ZWEIG, G : Kuarklar teorisini buldu.

ZWORYKIN, V K : Elektron mikroskobunu yaptı.

Page 429: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

429

Page 430: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

430

Ġnsanoğlunun Tarihindeki En

Önemli Bilimsel Olaylar

Ġnsanoğlunun, tarihinde “dik durmayı” öğrenmesinden

bugüne kadar binlerce bilimsel olay geçmiĢtir. Önce ateĢi

bulmuĢ, yazıyı keĢfetmiĢ, tekerleği yapmıĢ, sayı saymayı

öğrenmiĢ ve bilimsel düĢünmeye baĢlamıĢtır. Ġçinde yaĢadığı

evrenin ne olduğunu ve nasıl yaratıldığını, üzerine ayak bastığı

Dünya‟nın, yaĢamı için ıĢığına borçlu bulunduğu GüneĢ‟in ne

olduğunu anlamıĢ, nereden gelip nereye gitmekte olduğunu

merak etmiĢtir. Bütün bunlar için sayısız buluĢ ve keĢif yapmıĢ

ve sonunda doğanın sırlarını çözmüĢtür.

Ġnsanoğlunun yarattığı harika olaylar ve en önemli bilimsel

geliĢmeler tarih sırasına göre Ģunlardır.

1) 2000 yıldan fazla kullanılan geometri ve matematiğin

yaratılması, 13 ciltlik Elements’in yazılması (Euclid,

MÖ-300)

2) O zamana kadar düz olduğuna inanılan Dünya

üzerinde gemi ile tam bir turun atılması (Magellan,

1519-1522)

3) Dünya ve gezegenlerin GüneĢ‟in etrafında dönmekte

olduğunun ve Dünya‟nın evrenin merkezi

olmadığının anlaĢılması (Copernicus, 1543)

4) Modern bilimin, fiziğin, mekaniğin baĢlaması

(Galileo, 1610)

Page 431: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

431

5) Hesap metodlarının, yüksek matematiğin, gravitasyon

yasalarının ve klasik fiziğin kurulması (Newton,

1666)

6) Elektrik ve manyetik kuvvetlerin bulunması (Faraday,

1830)

7) Ġlk analitik bilgisayarın yapılması ve programının

yazılması (Babbage, 1832)

8) Canlıların Hücre Teorisi‟nin yaratılması (Schwann,

1839)

9) Kalıtım yasalarının bulunması (Mendel, 1856)

10) Elektrik ve manyetik kuvvetlerin birleĢtirilerek

elektromanyetik kuvvetin elde edilmesi (Maxwell,

1864)

11) Doğal seçimle ilgili Evrim Teorisi‟nin kitabının

yazılması (Darwin, 1859)

12) Radyoaktivitenin bir atomik olay sonucu oluĢtuğunun

anlaĢılması (Curie, 1898)

13) Kuantum Teorisinin ortaya atılması ve tamamlanması

(Planck, 1900 - Dirac, 1926)

14) Genetik biliminin baĢlatılması (Bateson, 1902)

15) Özel ve Genel Relativite Teorileri‟nin, uzay-zaman

geometrisinin, E=mc2

formülünün ve modern

kozmolojinin kurulması (Einstein, 1905 - 1916)

16) Atomun yapısının keĢfi, modern Atom Teorisi‟nin

kurulması (Rutherford, 1911 - Bohr, 1913)

17) Bir atomun parçalanması ve nükleer fiziğin

baĢlatılması (Cockcroft ve Walton, 1932)

18) Nükleer fisyon ve füzyon reaksiyonlarının keĢfi

(Meitner, Frisch ve Hahn, 1938)

19) Ġlk atom bombasının patlatılması (Manhattan projesi,

Oppenheimer, 1942)

20) Radyo astronomi biliminin kurulması (Jansky, 1945)

Page 432: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

432

21) Evrenin baĢlangıcına ait Big Bang Teorisi‟nin

ispatları (Hubble, 1929 - Gamow, 1948 - Penzias ve

Wilson, 1964)

1) DNA molekülünün yapısının keĢfi (Crik ve Walton,

1953)

2) Ġnsanoğlunun uzaya ilk çıkıĢı (Gagarin, 1961)

3) Ġnsanoğlunun Ay‟a ayak basması (Apollo projesi,

Armstrong ve Aldrin, 1969)

4) Genetik mühendisliğinin baĢlatılması (1970)

5) Ġlk karadelik olan Cygnus X-1‟in keĢfi (1971)

6) Diğer uygarlıklarla iliĢki kurmak için uzay boĢluğuna

gönderilen uzay araçları (Pioneer, 1973 - Voyager,

1977)

7) Her Ģeyin cevabını verecek olan Süpersicim

Teorisi‟nin yaratılması (Green, Schwarz, 1984)

8) Evrenin en küçük parçacığını yakalayabilmek için

yerin 100 metre altında kurulan Dünya‟nın en büyük

makinasının devreye sokulması (CERN, 1989)

9) Dünya‟nın en büyük ve pahalı deney makinalarından

olan Hubble uzay teleskopunun 600 km yukarıdaki

yörüngesine yerleĢtirilmesi (Hubble, 1990)

10) Big Bang‟ın ispatını teyit etmek için fırlatılan COBE

yapay uydusu (COBE, 1990)

11) Ġnsanoğlunun bir canlı yaratığın benzerini yapması

(Klonlama, 1981-1988)

12) Ġnsanın genlerinin içine depolanmıĢ bilgileri okuma

ve genlerin bir haritasını çıkartma projesi (Genome,

1990-2015)

13) Diğer uygarlıklarla haberleĢme projesi (SETI, 1992)

Page 433: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

433

Page 434: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

434

Kısa Bilgiler

Bilimsel anlayıĢı kuranların ilki Pythagoras idi.

Pythagoras‟ın felsefesi sayılara dayanıyordu. Daha sonra Plato

geldi. Plato‟nun felsefesine göre, bilgi gerçek ve değiĢmezdi.

Plato‟nun öğrencisi Aristotle doğanın hayat veren olduğunu

ileri sürdü. Daha sonra batıda bilim baĢladı. Copernicus,

Kepler, Galileo, Descartes, Newton kendi bilimsel felsefelerini

yarattılar. 1860‟larda Maxwell ile bilime matematik girdi, fizik

geliĢti, alan kavramı geldi. Einstein fiziğin yönünü değiĢtirdi,

dört boyutlu geometriyi getirdi, gravitasyon alanının madde

yüzünden eğilmiĢ uzay-zamanın bir sonucu olduğunu belirtti.

Daha sonra kuantum teorisi yaratıldı.

Evrendeki bütün olayları kontrol altında tutan dört tane

temel kuvvet bulunmaktadır. Bunlar :

Gravitasyon kuvveti: menzili sonsuz olup, gücü 6x10-40

‟dır.

Özelliği daima çekmesidir. Bu yüzden evren bir arada tutulur.

Elektromanyetik kuvvet: menzili sonsuz olup, gücü 10-2

‟dir.

Özelliği hem itip hem çekmesidir. Bu kuvvet aynı yüklü

protonları birbirinden ayırmaya çalıĢır ve farklı yüklü

elektronları atom çekirdeği etrafında tutar.

Zayıf nükleer kuvvet: menzili 10-17

metre olup, gücü 10-5

dir.

Özelliği radyoaktiviteye neden olmasıdır.

Güçlü nükleer kuvvet: menzili 10-15

metre olup gücü 1‟dir.

Özelliği daima çekmesidir. Atom çekirdeğini bir arada tutar ve

onu dağılmaktan kurtarır.

Gravitasyon kuvvetini graviton, elektromanyetik kuvveti

foton, zayıf nükleer kuvveti W ve Z, güçlü nükleer kuvveti ise

gluon parçacıkları taĢır.

Page 435: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

435

Günlük yaĢamda görülen maddelerin en temel parçacıkları

elektronlar, muonlar, nötrinolar, kuarklar ve taulardır.

Herhangi bir parçacıklar grubunun en sıkı Ģekilde bir araya

gelebilmesi onların ancak birer küresel Ģekilde olması ile

olabilir. Çünkü küre en küçük yüzeye sahip olan bir Ģekildir.

Yere düĢen yağmur damlalarının Ģekli bu yüzden birer küredir.

Gök cisimlerinin birer küresel Ģekillerde olmalarının nedeni

moleküllerinin birbirini çekmesi ve bu çekim ile içeriye doğru,

en küçük dıĢ yüzeyi oluĢturacak Ģekilde sıkıĢmalarıdır.

Dünya‟nın „en büyük‟ makinası olan CERN‟ deki

LEP:Large Elektron-Pozitron çarpıĢtırıcısı 60.000 ton

ağırlığında olup, evrenin „en küçük‟ parçacığını keĢfetmek için

imal edilmiĢtir.

GüneĢ sisteminin toplam kütlesinin,

%99,86‟si GüneĢ‟te

%0,135‟i gezegenlerde

%0,00004‟ü uydularda

%0,00003‟ü kuyruklu yıldızlarda

%0,0000003‟ü asteroitlerde

toplanmıĢ olup, gerisi gaz ve toz bulutlarıdır.

En yakınımızdaki karadelik Cygnus X-1 olup, bizden 14.000

ıĢık yılı uzaklıktadır.

Evrenimiz her bir milyar yıl içinde %5-10 oranında

geniĢlemektedir.

1929‟da E. Hubble, Hubble sabitini 500 olarak tahmin etti.

Buna göre evrenin yaĢı 1-2 milyar yıl idi.

2001‟de Hubble Teleskopu aynı sabiti 72 olarak belirledi.

Buna göre evrenin yaĢı 13 milyar yıldır.

Evren geniĢlemekte ve geniĢledikçe soğumaktadır. Bir

gün -273.16 derece olacak ve her Ģey imkansız hale gelecektir.

Evren sıcaklığı 15 milyar yılda 1032

dereceden -270.42

dereceye indi. -270.42 dereceden -273.16 dereceye gelmesi kaç

Page 436: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

436

yıl sürecek, henüz bilinememektedir. -273.16 derecede

maddenin atomlarının hareketleri tamamen durur.

Genel relativiteye göre madde evren maddesini çökertir.

Uzay-zamandaki bu çökme yakındaki diğer cisimlerin

hareketlerini değiĢtirir. Einstein‟ın bu teorisi, Newton‟un

gravitasyon yasasını geniĢletir ve aynı denklemleri öngörür.

Çok büyük kütleler, çok uzun mesafeler ve çok hassas

ölçümlerde kendini gösteren genel relativite, bütün baĢarısına

rağmen gravitasyonun en son teorisi değildir. Zira, bir

protondan daha küçük boyutlarda teori bozulmakta ve yerini

henüz bilinmeyen baĢka bir Ģey almaktadır. Ġleride, bu kısa

aralıkta çalıĢan yeni bir teorinin keĢfedilmesi gerekmektedir.

Zaman genleĢmesi sonucu olarak, ıĢık hızının %98‟i ile yol

alan bir gemideki 10 yıl, Dünya üzerindeki 55 yıla tekabül

etmektedir.

Bir elma ağaçtan yere düĢerken, karĢılıklı çekimden dolayı,

Dünya da elmaya doğru çekilir. Gravitasyon yasalarından

Dünya‟nın elmaya doğru yaptığı hareketin bir atom çekirdeği

geniĢliğinden daha az bir mesafe içinde olduğu anlaĢılmıĢtır.

Ġnsanoğlunun bugün elde edebildiği en büyük güç 102

GeV‟dir. GUT elde etmek için gerekli güç ise 1015

GeV‟dir.

Sesin hızı sıcaklığa bağlıdır. Deniz seviyesinde sesin hızı

1187 km/saat (Mach 1)‟dir Yukarı çıkıldıkça sesin hızı azalır.

12.000 metre yükseklikte ses hızı 1057 km/saattir.

Ġnsanoğlunun bir cisimden elde ettiği en büyük hız 150

km/saniye veya 540.000 km/saattir.

Ġnsanoğlunun bir uzay aracından elde ettiği en büyük hız

252.800 km/saatlik bir hızla GüneĢ‟in etrafından geçen Helios

olmuĢtur.

Ġçinde insan bulunan bir uzay aracından elde edilmiĢ en

büyük hız 39.897 km/saat olmuĢtur.

Page 437: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

437

Bir insanın yeryüzünden en uzağa ulaĢtığı nokta 400.171

kilometre olup, Apollo-13 ile Ay‟ın diğer yüzünün ilerisine

yapılan yolculukta gerçekleĢtirilmiĢtir.

Ġnsanoğlunun en uzağa gönderdiği cisim, Ģimdi yıldızlar

arası boĢlukta ilerlemekte bulunan, Pioneer-10 olmuĢtur.

Fikri ilk olarak 1946‟da ortaya atılan Hubble uzay teleskopu

projesi 1 milyar dolara mal olmuĢtur. Hubble, 1990‟da 600‟cü

kilometredeki yörüngesine oturtuldu. Aralık 1993‟de aynası

değiĢtirildi. 200 milyon dolara mal olan bu yenileme iĢleminin

nedeni ilk aynasındaki 2 mikronluk bir imalat hatasıydı.

Yeryüzünde en fazla sayıda insanla gerçekleĢtirilen proje,

1969‟da Ay‟a giden Apollo-11 uzay aracı olup, projede

376.600 uzman çalıĢmıĢtır.

1968 ile 1972 yılları arasında Ay‟a toplam 11 uçuĢ yapılmıĢ

olup, birinci seferde Apollo-8 Ay yörüngesinde dolaĢmıĢ,

1969‟daki ikinci seferde Apollo-10 Ay‟a 3.5 kilometre kadar

yaklaĢmıĢ, 1969‟daki üçüncü seferde Ay‟a ilk insan ayağı

basmıĢtır. Ay‟a 6 defa inildi ve toplam 12 insan ayak bastı.

1972‟den sonra artık hakkında bilinmedik bir Ģey kalmadığı

için Ay‟a yolculuk yapılmamıĢtır.

ġu anda uzayda dolaĢan insan yapımı uyduların sayısı

2698‟dir. Bunların sadece üçte biri fonksiyonlarını yerine

getirmektedir. Geri kalanları ise yakıtlarını bitirmiĢ ölü, hurda

cisimlerdir. Dünya etrafında dönen cisimlerden yakıtı bitmiĢ

olanlar veya aĢağıdan tahrik edilemeyenler sonunda çekim gücü

ile Dünya‟ya geri düĢerler. DüĢme esnasında atmosferden

geçerken sürtünme kuvveti ile ısınır ve yanıp kül olurlar.

Hominidlerin evrimi : Cinsi: Boyu: Beyni: YaĢadığı Tarih: YaĢadığı Yer:

Australopithecus 1 m 400 gr 3.7 milyon yıl önce

Küçük Homo

Page 438: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

438

Habilis 1 m 500 gr 2 milyon yıl önce Doğu Afrika

Büyük Homo

Habilis 1.5 m 700 gr 1,6 milyon yıl önce Doğu Afrika

Homo Erectus 1.5 m 1200 gr 1,5 milyon yıl önce Afrika, Asya

Homo Sapiens 1.7 m 1400 gr 400.000 yıl önce Afrika, Asya

Neanderthals 1.7 m 1600 gr 150.000 yıl önce Batı Asya Homo Sapiens

Sapiens 1.8 m 1700 gr 130.000 yıl önce Afrika, Batı

Asya

Yeryüzünde tarih boyunca yaĢamıĢ ve çoğu yok olmuĢ canlı

türlerinin sayısı 2 milyardır. Günümüzde yaĢayan canlı

türlerinin sayısı ise 35 milyon civarındadır.

Ġlk canlı hücre bundan 3.6 milyar yıl önce okyanuslarda

oluĢtu. Canlılar okyanuslarda 3 milyar yıl kadar kaldı. Önce,

bitkiler bundan 450 milyon yıl önce karalarda oluĢtu.

Sürüngenler karaya 425 milyon yıl önce ulaĢtı. Dinozorlar 65

milyon yıl önce yok oldu. Sonra karalara memeliler hakim oldu.

Dünya‟nın yaĢı 1 yıl olarak gösterildiğinde insan soyu son 1

saate girer. Modern insan soyu olan Homo Sapiens ise son

birkaç dakika içine.

Dünya‟nın en büyük canlısı 150 metre yüksekliğinde olan

Avustralya‟da yaĢayan Eucalyptus ağacı, en küçük canlı ise

birkaç yüz atom boyunda olan Chlamydia bakterisidir.

Chlamydia bakterisi yeterli bir zaman içinde Eucalyptus ağacını

içinden yiyip bitirebilir. Dünya‟nın en yaĢlı canlısı

Kaliforniya‟da yaĢayan Bristlecone çamı olup 8000 yıl

yaĢındadır.

Havalarda yaĢayan canlılar içinde en hızlısı 362 km/saat ile

Ģahin, karalarda 240 km/saat ile çıta ve denizlerde ise 109

km/saatlik hızla sailfish balığıdır.

Page 439: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

439

Hayvan türleri içinde en güçlüsü piredir. Bir pire vücut

ağırlığının 850 katını taĢıyabilir. Ġnsan ise en fazla 17 katını.

Ġnsandan sonra en zeki canlı Ģempanze, sonra gorildir. En

uzun süre yaĢayan hayvan 150 + yıl ile deniz kaplumbağasıdır.

Hayvanlar içinde en baĢarılısı eklembacaklılar olup, bütün

türlerin %50-80‟ini teĢkil ederler. Bunlar içinde de en baĢarılı

olanı böceklerdir. Bir insan baĢına bir milyar tane böcek düĢer.

Zürafalar günde sadece 30 dakika uyurlar. Aynı zamanda

boyunlarını eğerek ayakta kestirirler. Yere oturunca enselerini

göğüslerine doğru katlayarak birkaç dakika kadar uyuyabilirler.

Yeryüzündeki insan nüfusu :

MS - 1 yılında 200 milyon idi

1000 yılında 275 milyon idi

1650 yılında 500 milyon idi

1900 yılında 1.625 milyar idi

1950 yılında 2.50 milyar idi

1990 yılında 5.25 milyar idi

1992 yılında 5.48 milyar idi

2000 yılında 6.10 milyar idi

2050 yılında 11.00 milyar olacaktır.

Ġngiliz Ekonomist Thomas Malthus 1798‟de yazdığı Essay

on the Principles of Population isimli makalesinde ülkelerin

nüfusunun geometrik olarak artacağını (4, 16, 64, 256, ...), buna

karĢılık yiyecek miktarının aritmetik olarak artacağını (4, 8, 12,

16, ...), belli bir süre içinde yiyecek miktarının bütün nüfusa

yetersiz kalacağını belirtti. Bu durumun önlenmesi için nüfus

artıĢının kontrol edilmesi ve gıda üretiminin artırılması gerekir.

1968 ve 1972‟de yapılan ciddi araĢtırmalar Malthus teorisini

doğrulamıĢtır.

Page 440: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

440

Dünya‟da nüfusu 1 milyona ulaĢan ilk Ģehir Roma oldu.

MS-1 yılında nüfusu 1 milyona ulaĢmıĢtı.

Bugün Dünya‟da konuĢulan lisan sayısı 3000-6500

arasındadır. Bunun içinde bir ülkenin farklı bölgesindeki

yöresel lisanlar ve diyalektler mevcuttur. Bugün en çok

konuĢulan lisan Çince (874 milyon kiĢi), Hindu (366),

Ġspanyolca (358), Ġngilizce (341), Bengali (207), Arapça (206),

Portekizce (176), Rusça (167), Japonca (125), Almanca

(100)‟dır. Farklı lisanlar 200.000 yıl önce yaĢamıĢ kültürel

gruplardan geliĢmiĢ, ilk lisanlar yok olmuĢ, çeĢitli değiĢik

lisanlar 15.000 yıl önce Ġngilizce, Türkçe, Fince, Arapça gibi

lisanlardan geliĢmiĢtir. 2100 yılına kadar, Ģu anda konuĢulan

3000-6500 lisanın yarısının çeĢitli nedenlerle yok olacağına

inanılmaktadır.

Dünya‟nın ekvator bölgesi üzerindeki bir noktanın dönme

hızı 1600 kilometre/saattir. Bu bölgede yaĢayan insanlar güçlü

bir santrifüj kuvvetinin etkisi altındadır. Bu yüzden ekvatorda

yaĢayan bir insan kutuplardaki ağırlığından yaklaĢık 28 gram

daha hafif gelir.

Bir insan vücudundaki bütün kan damarları birbirine

eklenseydi uzunluğu 97.000 kilometreye ulaĢırdı. 70 kilo

ağırlığındaki bir erkek vücudunda toplam 5.5 litre, 50 kiloluk

kadında ise 3.5 litre kan bulunur. En büyük ve en ağır organ

deri olup açıldığında 2 m2 ve 2.7 kilo gelir.

Ġnsanların %72‟si sağ ellerini, %5,5‟u sol ellerini kullanır.

YetiĢkin bir insanda toplam 206 tane kemik ve 656 tane kas

bulunur. Gülmeyi 17 tane kas, kaĢları çatmayı ise 43 tane kas

kontrol eder. Bir insan kafasında yaklaĢık 100.000 tane saç

bulunur ve günde yaklaĢık 50-100 tane saç yok olur. Günde

17.000 defa göz kapakları kırpılır.

Page 441: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

441

Ġnsan yaĢlandıkça daha az uyur. 15 günlük bebek günde 16-

22 saat, 55 yaĢın üzerindekiler ise 5.5 saat uyurlar. 70 kiloluk

bir insan uyku sırasında 1 dakikada 1 kalori harcar.

Ġnsanda kırmızı kan hücreleri 120 gün, beyaz kan hücreleri

10 saat, deri hücreleri 19-34 gün, mide hücreleri 2 gün yaĢar.

Beyin hücreleri ölümle birlikte, kemik hücreleri ise ölümden 30

yıl sonra ölür.

Bir insan vücudunda yaklaĢık 60 trilyon hücre, bir insan

beyninde ise 100 milyar nöron bulunmaktadır.

Bir DNA molekülü 300 milyon atomun birleĢmesinden

meydana gelir.

Bir DNA molekülünün bilgi deposu 20100

(yaklaĢık sonsuz)

sayıda farklı aminoasit sıralanmasını kapsar.

Bir milimetrenin %1‟i geniĢlikteki hücre çekirdeğinin içinde

kıvrılmıĢ bir DNA molekülü açıldığında uzunluğu 2 metre olur.

Canlı vücudu içindeki haberleĢme iki yoldan yapılır.

Birincisi hormon denilen molekülsel kelimelerle. Hormonlar

bezelerin içinde imal edilir, sonra kanın içine bırakılır. Kan

onları gidecekleri yerlere ulaĢtırır. Dokulardan geçen hormon

hücre zarından geçerek taĢıdığı mesajı hücreye iletir. Her

hormonun Ģekli ve ölçüsü taĢıdığı mesajı belirler. Kan basıncı,

kalp atıĢ oranı, sindirim, Ģeker ve yağın kontrolü hormon yolu

ile yapılır. Ġkinci haberleĢme sistemi sinir sistemi ile olur. Bir

kablonun içinden geçen elektronik iletiĢim gibi bu yol daha net

ve daha hızlı gerçekleĢir.

1994‟de P53, yılın molekülü seçildi. P, onun bir protein,

53‟de hidrojen atomunun 53.000 kat fazla ağırlıkta olduğunu

ifade eder. Vücudumuzda çok sayıda P53 proteini bulunur.

Hücre içindeki P53 seviyesi yükselince DNA‟nın çalıĢma

sistemi bozulur ve kanserle sonuçlanan mutasyonlara neden

olunur. Ġnsan vücudundaki kanser olaylarının yarısı P53

molekülünden kaynaklanır.

Page 442: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

442

Ġnsan beyni bugün yaĢayan en yakınımız olan maymun

beyninin 4-5 katı daha büyüktür. Esas fark insan beynindeki

korteks bölgesinin büyüklüğüdür. Ġnsan DNA‟sındaki genlerin

%99.6‟sı Ģempanzeninki ile aynıdır.

Açık bir günde ve deniz seviyesinde en fazla 5 km ilerisi

görülebilir. Bu uzaklıktan sonra Dünya yüzeyi eğrilir ve ilerisi

görülemez. 1.5 km yükseklikten ise 157 km ilerisi görülebilir.

Bulanıklık ve nem daha uzaklıkları belirsiz yapar.

Ölü deniz Dünya‟nın en tuzlu gölü olup, tuzluluğu

okyanuslardan 9 defa daha fazladır. Deniz seviyesinin 1349 feet

altında olup yeryüzündeki en düĢük noktadır.

1995 yeryüzünün en sıcak yılı oldu. Yeryüzünün ortalama

sıcaklığı 1995‟de bir derecenin onda yedisi kadar arttı. Bunun

nedeni fosil yakıtlarının kullanılmasıydı. 2100 yılında yeryüzü

sıcaklığının 1.8-6.3 derece yükseleceği hesaplanmaktadır.

Yeryüzünün ortalama sıcaklığı en yüksek yeri 35 derece ile

Etiyopya, Dallop‟dur. En düĢük ortalama sıcaklık ise -57 derece

ile Antarktika, Plateau Station‟dur.

ġimdiye kadar kayda geçmiĢ en büyük sıcaklık 13.9.1922

günü 58 derece ile Libya, El Azizia olmuĢtur. Kayda geçmiĢ en

düĢük sıcaklık ise 21.7.1983 günü –89 derece ile Antarktika,

Vostok olmuĢtur.

Page 443: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

443

Bilimde Rekorlar

Page 444: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

444

Bu bölümde Evren, GüneĢ, Gezegenler, Dünya, Canlı

YaĢam, Fizik, Kimya, Matematik ve Uzay Araçları gibi değiĢik

konulardaki „rekorlar‟ yer almaktadır. Bu konulardaki en büyük

ve en küçükler, en hızlı ve en yavaĢlar, en uzun ve en kısalar,

ilkler ve sonlar gibi yüzlerce bilgilere yer verilmiĢtir.

Ġnsanoğlunun içinde yaĢadığı evreni, doğayı ve kendisini

tanımasına yardımcı olacaktır.

Evren:

Evrenin en büyük yapısı „Grand Wall‟ adı verilen ve Kasım

1989‟da keĢfedilen, 280x800 milyon ıĢık yılı (2.6x1021

kmx7.5x1021

km) uzunluğunda ve 23 milyon ıĢık yılı (2.2x1020

km) geniĢliğindeki bir duvar Ģeklinde sıralanmıĢ galaksiler

topluluğudur.

En büyük galaksi, Abell-2029 galaktik kümesinin

merkezinde yer alan, Virgo kümesine 1070 milyon ıĢık yılı

(1.01x1022

km) uzaklıktaki galaksidir. 1990‟da keĢfedilen bu

galaksinin çapı 5.600.000 ıĢık-yılı (5.3x1019

km) olup,

Samanyolu galaksisinin 80 katı büyüklüktedir. Parlaklığı

GüneĢ‟in parlaklığının 2 trilyon katıdır.

En uzaktaki galaksi 4C41.17 radyo kaynağı olup, uzaklığı

1990‟da 12.800 milyon ıĢık yılı (1.21x1023

km) olarak tespit

edilmiĢtir.

En parlak galaksi IRAS-F10214+4724 olup, parlaklığı

GüneĢ‟ten 3x1014

kat daha fazladır. ġubat 1991‟de gözlenen

IRAS‟ın uzaklığı 11.600 milyon ıĢık yılı (1.10x1023

km)‟dir.

Çıplak gözle tespit edilmiĢ en uzaktaki gök cismi Messier-31

olarak adlandırılan Andromeda içindeki Büyük Galaksi‟dir.

Galaksimiz, bizden 2.309.000 ıĢık yılı (2.18x1019

km)

uzaklıktaki bu galaksiye doğru yol almaktadır.

Page 445: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

445

Samanyolu evrendeki 100 milyar galaksiden biri olup, çapı

100.000 ıĢık yılı kütlesi GüneĢ‟in 4x1011

katıdır. Kendi galaktik

kümesinin içinde yer alan Samanyolu, bize en yakın küme olan

Virgo galaksiler grubuna doğru 720.000 km/saat hızla yol

almaktadır.

18.11.1989‟da fırlatılan COBE uydusu 23.4.1992‟de kozmik

mikrodalga ıĢıma sıcaklığını –270.424oC olarak tespit etmiĢtir.

Bu durum, galaksilerin Büyük Patlama‟dan sadece 1 milyon yıl

sonra oluĢmaya baĢladıklarının belirtisi olarak kabul

edilmektedir.

Tespit edilmiĢ 88 adet galaktik gruplarının en büyüğü Hydra

olup, bütün uzayın %3.16‟sını (1303 derece2) kaplamaktadır.

Ġçinde çıplak gözle görülebilen 68 yıldızı barındırmaktadır. En

küçük galaktik grup ise Crux Australis olup, bütün uzayın

%0.16‟sını (68.50 derece2) kaplamaktadır. Bütün uzay ise 41.25

derece2‟

dir.

Bize en uzak mesafedeki gök cismi Nisan, 1991‟de

gözlenen ve 14 milyar ıĢık yılı (1.32x1023

km) uzaklıkta olan

PC-1247+3406 Kuasar‟ıdır.

Kuasar‟lar (QSOs veya Quasi-Stellar Radio Sources) uzak

mesafelerdeki galaksilerin aktif merkezleri olup, yüksek

parlaklıkta nokta Ģeklinde gözükürler. 7200 adedi

bilinmektedir. Evrenin en parlak cisimleri olan kuasarlardan

HS-1946+7658, GüneĢ‟ten 1.5x1015

kat daha parlaktır. Bu

kuasar Temmuz, 1991‟de gözlenmiĢ olup, uzaklığı 12.4 milyar

ıĢık yılıdır.

En korkunç kuasar patlaması Kasım, 1989‟da olmuĢtur.

Bizden 2 milyar ıĢık yılı uzaklıktaki PKS-0558-504‟ün

patlaması, GüneĢ‟in 340.000 yıl boyunca verdiği enerjiye eĢit

bir Ģiddette gerçekleĢmiĢtir.

Bize en yakın yıldız, 1915‟de keĢfedilen ve 4.22 ıĢık yılı

(4x1013

km) uzaklıktaki Proxima Centauri‟dir.

Page 446: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

446

Çıplak gözle görülebilen en yakın yıldız, 4.35 ıĢık yılı

uzaklıktaki Alpha Centauri olup, güney yarı küresinden

gözlemlenebilmektedir. 29700 yılında bu yıldız Dünya‟ya en

yakın konumu olan 2.84 ıĢık yılı uzaklığa gelecek ve bize en

yakın ikinci en parlak yıldız olacaktır.

En büyük yıldız, M sınıfı bir süper dev olan Betelgeux olup,

bize 310 ıĢık yılı uzaklıktadır. GüneĢ‟in 700 katı olan bu

yıldızın çapı 976 milyon kilometredir.

Dünya‟dan görülen en parlak yıldız Sirius-A olup, bize olan

uzaklığı 8.64 ıĢık yılı ve Ģimdiki parlaklığı, -1.4 kadir‟dir. 2.33

milyon kilometre çapında GüneĢ‟ten 2.14 kat daha kütleli ve 24

defa daha parlak olan Sirius-A‟nın 61.000 yılındaki kadiri -

1.67 olacaktır.

Eğer bütün yıldızlar aynı uzaklıkta sıralansalardı, Eta

Carinae görülen en parlak yıldız ve parlaklığı güneĢin

6.500.000 katı olacaktı. Teleskopla görülen en parlak yıldız

5900 ıĢık yılı uzaklıktaki Cygnus-OB2 olup, GüneĢ‟ten 8l0.000

kat daha parlaktır. 1843‟de Eta Carinae‟nin mutlak kadiri geçici

olarak GüneĢ‟in 60-70 milyon katı bir parlaklığa ulaĢmıĢtır.

En ağır yıldız, 9100 ıĢık yılı uzaklıktaki Eta Carinae olup,

kütlesi GüneĢ‟in 200 katıdır.

En genç yıldız, 1100 ıĢık yılı uzaklıkta ve NGC-1333

nebulası içinde yer alan IRAS-4 olup, 100.000 yıl yaĢındadır

En yaĢlı yıldızlar Samanyolu içinde yer alan ve 1991‟de

keĢfedilen yıldızlar topluluğu olup, Büyük Patlama‟dan 1

milyar yıl sonra ĢekillenmiĢlerdir.

En sönük yıldız olarak 117 ıĢık yılı uzaklıktaki ve 1988‟de

keĢfedilen GD-165B kahverengi cüce gözlenmiĢ olup,

parlaklığı GüneĢ‟in 10.000‟de biri kadardır.

Ġnsan tarafından görülmüĢ en büyük parlaklık Nisan,

1006‟da patlayan SN-1006 süpernovası olup, iki yıl boyunca -

10 kadir‟de parlamıĢtır.

Page 447: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

447

GüneĢ‟in 3 katı kütleye sahip nötron yıldızları 10-30 km

çapında, GüneĢ‟in 10 katı kütleye sahip karadelikler ise 59 km

çapındadır.

1988‟de keĢfedilen PSR-1957+20 pulsar‟ı GüneĢ‟in

kütlesinin 0.02‟si kadar bir kütleye sahiptir.

En hızlı dönen pulsar Kasım, 1982‟de keĢfedilen ve 16.000

ıĢık yılı uzaklıkta yer alan PSRB-1937+214 olup saniyede

641.9282546 defa dönmektedir. Her iki ıĢığı arasındaki periyod

1.5578064883 milisaniyedir. PSRB-1855+09 pulsarı ise

2,1x10-20

sn/sn ile en hassas „kozmik saat‟ veya en yavaĢ dönen

pulsar olarak kayda geçmiĢtir.

Mayıs, 1989‟da Ginga yapay uydusu tarafından keĢfedilen

ve 5000 ıĢık-yılı uzaklıktaki Cygnus ikiz yıldız sistemi içindeki

GS-2023+338 X-ıĢını kaynağı en belirgin karadelik adayı

olmuĢtur. Bu karadeliğin kütlesi GüneĢ‟in kütlesinin 8-15 katı

kadar olduğu tespit edilmiĢtir.

GüneĢ:

GüneĢ‟in merkezi ile Dünya‟nın merkezi arasındaki uzaklığa

Astronomik Ünite adı verilir. Bu mesafe 149.598.023 km veya

1.00000102 AÜ‟dür.

GüneĢ G2 tipi bir sarı cüce olup, 1.98x1027

tonluk kütlesiyle

Dünya‟nın 332.946,04 katıdır. GüneĢ sistemin toplam

kütlesinin %99‟dan fazlasına sahiptir. Çapı 1.392.140 km,

yoğunluğu suyun yoğunluğunun 1.40 katıdır. Merkezdeki

sıcaklığı 15.400.000 Kelvin, merkez basıncı ise 255.814.000

ton/cm2‟dir.

Saniyede 4 milyon ton hidrojen yakan GüneĢ‟in bu enerjisi

3.85x1026

watt‟a eĢittir. Halen 5 milyar yıldan beri bu enerjiyi

yakan GüneĢ‟in enerjisi bir 5 milyar yıl daha devam edecektir.

Page 448: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

448

Gözle görülebilen GüneĢ lekeleri GüneĢ‟in yüzeyinde

1.300.000.000 km2‟lik bir toplam alan kaplamaktadır.

GözlenmiĢ en geniĢ GüneĢ lekesi Nisan, 1947‟de GüneĢ‟in

güney yarıküresinde gözlenmiĢ olup, 300.000 km uzunluğunda

ve 145.000 km geniĢliğinde 18.000.000.000 km2‟lik bir alanı

kaplamıĢtır. GüneĢ lekeleri 1500 derece sıcaklığında olup,

GüneĢ‟in yüzey sıcaklığı olan 5507 derecenin yanında oldukça

soğuktur. 1943‟de, bir GüneĢ lekesinin Hazirandan Aralığa

kadar 200 gün devam ettiği görülmüĢtür.

Olabilecek en uzun süreli GüneĢ tutulması 7 dakika 31

saniyedir. 20.6.1955‟de Filipinlerde görülmüĢ GüneĢ tutulması

7 dakika 8 saniye sürmüĢtür. 16.7.2186‟da meydana gelecek

tutulma ise 7 dakika 29 saniye sürecektir. 1935‟de beĢ GüneĢ

ve iki Ay tutulması, 1982‟de dört GüneĢ ve üç Ay tutulması

görülmüĢtür. 1944 ve 1969‟da ise sadece iki adet GüneĢ

tutulması olmuĢtur.

Gezegenler:

Merkür 172.248 km/saatlik hızla GüneĢ etrafında en hızlı

dönen gezegendir. GüneĢ‟in etrafında 87.96 günde bir tam

dönüĢ yapar ve ona 57.909.200 km uzaklıktadır.

Venüs 462 derece yüzey sıcaklığı ile en sıcak gezegendir.

41.360.000 km uzaklığı ile Dünya‟ya en yakın gezegendir.

Dünya‟dan çıplak gözle görülen en parlak gezegen

durumundadır.

Mars‟ın en yakın konumdaki dünya‟ya uzaklığı 55.680.000

km‟dir. Mars‟ın üzerindeki Olympus Mons volkanı, 600 km

çapı ve 26 km yüksekliği ile GüneĢ sistemindeki en yüksek

noktadır.

Page 449: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

449

Jüpiter, 142.984 km‟lik ekvator çapı, 133.708 km‟lik

kutuplardaki çapı ile en büyük gezegendir. Kütlesi Dünya‟nın

kütlesinin 317.828 katı, hacmi ise 1323.3 katıdır. Kendi çevresi

etrafındaki bir dönüĢünü 9 saat 50 dakika 30 saniyede

tamamlar.

Uranüs, 13.3.1781‟de W.Herschel tarafından teleskopla ilk

keĢfedilen gezegen olmuĢtur.

En silik görünen gezegen Pluto‟dur. Kütlesi Dünya‟nın

0.0021 katıdır. Pluto, -235

derecelik yüzey sıcaklığı ile

sistemdeki en soğuk gezegendir. GüneĢ etrafındaki

yörüngesinin yarıçapı 5.914.000.000 km olup, bir dönüĢünü

248.54 yılda tamamlar. 2113 yılında ulaĢacağı en uzak

konumda GüneĢ‟e olan uzaklığı 7.395.000.000 km olacaktır.

GüneĢ etrafındaki yörüngesinin aĢırı eliptikliği nedeniyle Pluto,

23.1.1979 ile 15.3.1999 arasında GüneĢ‟e Neptün‟den daha

yakın bir konumda bulunacaktır. Sistemdeki en küçük

gezegendir.

Dünya, suyun yoğunluğunun 5.51 katı ile en büyük

yoğunluğa sahip gezegen, Satürn ise 0.685 katı ile en küçük

yoğunluktaki gezegendir.

Ay ve Uydular:

GüneĢ sisteminde toplam 61 adet uydu bulunmaktadır. 18

uydusu ile Satürn birinci durumdadır. Dünya ve Pluto‟nun birer

uydusu olup, Merkür ve Venüs‟ün uyduları yoktur. En son

keĢfedilen uydu, 20 km çapındaki Pan‟dır. Satürn‟ün bu uydusu

16.7.1990 tarihinde keĢfedilmiĢtir.

Uyduların ait oldukları gezegenler etrafındaki dönüĢ

uzaklıkları 9377 km (Phobos‟un Mars‟a uzaklığı) ile

Page 450: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

450

23.700.000 km (Sinope‟nin Jüpiter‟e uzaklığı) arasında

değiĢmektedir.

Jüpiter‟in üçüncü uydusu olan Ganymede sistemdeki en

büyük ve en kütleli uydu olup, Ay‟dan 2.01 kat daha ağırdır.

Çapı 5268 km‟dir.

Mars‟ın uydusu olan Deimos 125 km‟lik ortalama çapı ile

en küçük uydudur.

Dünya‟nın en yakın komĢusu olan Ay, onun tek uydusudur.

Ortalama çapı 3475.1 km, kütlesi 7.34x1019

tondur. Kütlesi,

Dünya‟nın 0.0123 katı, yoğunluğu suyun 3.34 katıdır.

Ay ile Dünya merkezleri arası uzaklık 384.399,1 km‟dir.

4.1.1912‟de bu mesafe 356.375 km olmuĢtur. Merkezler arası

en büyük uzaklık 2.3.1984‟de 406.711 km‟ye ulaĢmıĢtır. DönüĢ

hızı 3683 km/saat olan Ay‟ın Dünya etrafındaki bir dönüĢü

27.321661 günde tamamlanır.

GüneĢ tepe noktasında iken Ay yüzeyinin sıcaklığı 117

derece, gün batımında 14 derece ve geceleri ise -163 derecedir.

Ay yüzeyinin sadece %59‟u Dünya‟dan görülür. Tamamının

görülememesinin sebebi, kendi çevresindeki dönüĢ süresinin

Dünya etrafındaki dönme süresine eĢit olmasıdır. Ay yüzeyinde

tamamı görülebilen en büyük krater, güney kutbu yakınındaki

295 km geniĢliğinde ve etrafı 4250 metre yüksekliğinde

çıkıntılarla çevrili olandır. Kısmen görülebilen Orientale Basin

krateri 960 km çapındadır. Newton krateri ise 8850 metre ile

en derin olanıdır. Ay üzerindeki en yüksek nokta 7830 metre

olarak tespit edilmiĢtir.

Kayıtlara geçmiĢ ilk Ay tutulması 17.7.709 tarihinde Çin‟de

görülmüĢtür. En uzun Ay tutulması 7 dakika 31 saniye

sürmüĢtür. Atlantik Okyanusunun ortalarından 16.7.2186 günü

görülecek olan Ay tutulması 7 dakika 29 saniye sürecektir. Bir

yıl içinde görülmüĢ en çok GüneĢ ve Ay tutulması 1935 yılı

içinde meydana gelmiĢ olup, beĢ GüneĢ ve iki Ay tutulması

Page 451: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

451

tespit edilmiĢtir. Bir yıl içinde olmuĢ en az tutulmalar da 1944

ve 1966 yıllarında görülmüĢ ve sadece birer tutulma

gözlenmiĢtir.

Kuyruklu Yıldızlar:

Ġlk tespit edilen kuyruklu yıldız MÖ-7‟ci yüzyılda geçmiĢtir.

Halley kuyruklu yıldızının MÖ-240 yılında geçtiği

bilinmektedir. Halley kuyruklu yıldızının 1758 yılının Noel

günü yine geçeceği E. Halley tarafından, 1742 yılındaki

ölümünden 16 yıl önce hesaplanmıĢtı.

1843 yılında geçen Büyük Kuyruklu Yıldızın kuyruğunun

uzunluğu 330.000. 000 km olarak ölçülmüĢtür.

1862‟de geçen Cruls ve 1965‟de geçen Ikeya-Seki en parlak

kuyruklu yıldızlar olarak gözlenmiĢtir.

Ġlk defa 1786‟da görülen Encke‟s en sık periyotlarda geçen

kuyruklu yıldız olup, 63 geçiĢ yapmıĢtır. GüneĢ‟e en yakın

konumunda onun 51 milyon km yakınından geçen Encke‟sin

yörünge periyodu 1206 gündür. Hızı 250.000 km/saat olarak

hesaplanmıĢtır.

1894-Gale kuyruklu yıldızı en uzun sürede bir geçen yıldız

olup, 958 yılda bir görülmektedir. Yörüngesinin GüneĢ‟e olan

ortalama uzaklığı 14.5 milyar kilometredir.

Dünya‟ya en fazla yaklaĢan kuyruklu yıldız 1.7.1770‟de

geçen Lexell‟s olup, 138.600 km/saatlik bir hızla 1.200.000 km

yakınımızdan geçmiĢtir. 19.5.1910‟da Dünya‟nın Halley

kuyruklu yıldızının kuyruğu içinde kaldığına inanılmaktadır.

Asteroit, Meteor ve Meteoritler:

Page 452: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

452

Son 600 milyon yıl içinde 2000 meteor yeryüzünde kraterler

açmıĢtır.

En büyük meteor yağmuru 16-17 Kasım, 1966 tarihinde

(Leonid meteorları) Kuzey Amerika ve Doğu Rusya‟da

gerçekleĢmiĢtir. 20 dakika boyunca dakikada 2300 meteor

düĢmüĢtür.

30.6.1908‟de Sibirya‟da meteor düĢmesi sonucunda 10-15

megatonluk patlayıcı gücünde bir patlama olmuĢ ve 3900

km2‟lik bir alanda Ģok dalgası yayarak Ģiddeti 1000 km

uzaklıktan hissedilmiĢtir.

Birkaç kilometre çapında ortalama 150 meteorit yeryüzüne

düĢmektedir. Bir meteorit düĢmesinden yaralanmıĢ tek insan

30.ll.1954‟de Amerika‟ya düĢen 4 kg ağırlığında ve 18 cm

çapında bir meteoritten etkilenmiĢtir.

1962‟de Antarktika‟da açılan bir meteorit krateri 240 km

çapında ve 800 metre derinliğindedir. Böyle bir kraterin, 13

milyar ton ağırlığındaki bir meteoridin yeryüzüne 70.800

km/saatlik bir hızla çarpması ile oluĢabileceği hesaplanmıĢtır.

En yaĢlı meteorit 4.6 milyar yaĢındaki Krahenberg‟dir.

1969‟da Avustralya‟ya düĢen meteoridin GüneĢ sistemimizden

daha yaĢlı olduğu anlaĢılmıĢtır.

1920‟de Namibya‟da bulunanı, 2.7 metre uzunluğu, 2.4

metre geniĢliği ve 59 ton ağırlığı ile en büyük meteorit

olmuĢtur.

1891‟de Arizona‟da keĢfedilen bir meteorit çukuru

(Barringer Crater) 1265 metre çapında ve 175 metre

derinliğindedir. Zamanımızda en iyi ve kati olarak belirlenen bu

kraterin 2 milyon ton ağırlığında ve 80 metre çapındaki bir

meteorit tarafından MÖ-25000 yıllarında oluĢtuğu tahmin

edilmektedir.

Page 453: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

453

Sistemimizde yaklaĢık 45.000 adet asteroit bulunmaktadır.

Asteroitlerin çoğu Mars ile Jüpiter arasında yer almakta ve

GüneĢ‟e olan uzaklıkları, 20.890.000 km (Apollo-3200

asteroiti) ile 7.131.000.000 km (Kuiper KuĢağı cismi-1992QB)

arasında değiĢmektedir.

En büyük asteroit 1.1.1801‟de keĢfedilen, 959 km çapındaki

1-Ceres‟dir. En küçük asteroit ise 5 metre çapındaki 1993-

KA‟dır.

En parlak asteroit 29.3.1807‟de keĢfedilen 4-Vesta olup,

3.16 parlaklığı ile Dünya‟dan çıplak gözle görülebilen tek

asteroittir. En silik asteroit ise 29.0 parlaklığındaki 1993-

KA‟dır.

5 metre çapındaki bir asteroit 20.5.1993‟de Dünya‟nın

150.000 km yakınından geçmiĢtir.

Yeryüzü:

Yeryüzünün ekvatordaki çapı 12.756,27 km, kutuplar arası

çapı ise 12.713,50 km‟dir. Ekvator çapı kutuplar arası çaptan

42.76 km daha fazladır. Ekvatorun çevresi 40.075,01 km,

kutuplardan geçen çevre ise 40.007,85 km‟dir. Kuzey

kutbunun eğikliği güney kutbundan 45 metre daha uzundur. Ġki

kutup arasında armut Ģeklinde bir asimetriklik bulunmaktadır.

Ekvator bölgesinin 14.95 derecesinde ise hafif bir eliptiklik

olup, ekvator çapı bundan 139 metre daha uzundur.

Yeryüzünün toplam alanı 510.065.500 km2 ve hacmi

1.083.207.000.000 km3‟dür. Kütlesi ilk olarak N. Maskelyne

tarafından 1774‟de 5.97x1021

ton, yoğunluğu da su

yoğunluğunun 5.51 katı olarak hesaplanmıĢtır. Gezegenler

içinde en büyük yoğunluğa sahip olanıdır.

Yeryüzüne bir yıl içinde uzaydan 40.000 ton kadar toz iner.

Page 454: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

454

Yeryüzünün 148.021.000 km2‟

si karalarla kaplıdır. Karaların

sulardan olan ortalama yüksekliği 756 metredir. Asya-Avrupa

kıtası 53.7 milyon km2

ile en büyük kıta olup onu Afrika takip

etmektedir. En küçük kıta ise 7.6 milyon km2 ile Avustralya‟dır.

Dünya‟nın yaĢı 4.540.000.000 + 40 milyon yıl olarak kabul

edilmektedir. Dünya‟da bu yaĢa sahip bir kaya henüz

bulunmamıĢtır. En yaĢlı kaya 1984‟de Kanada‟da bulunmuĢ

olup, 3.962.000.000 yaĢındadır. Avustralya‟da bulunmuĢ

mineraller (zircon kristalleri) 4.276.000.000 yaĢında olup,

bilinen en eski cisimlerdir.

Dünya kendi etrafındaki bir dönüĢünü 23 saat 56 dakika

4.0989 saniyede tamamlar. Bir günün uzunluğu olan bu süre her

bir dönüĢte 0.0084 saniye kadar uzamaktadır.

Yeryüzünün yörüngesi eliptik olup, GüneĢ‟e en yakın

konumda (perihelion) 147.098.100 km, en uzak konumda

(aphelion) ise152.097.900 km uzaklıktadır. Yörüngesinin

uzunluğu 939.886.500 km olup, yörüngedeki bir tam dönüĢünü

365,256366 günde tamamlar. Ortalama dönüĢ hızı 107.220

km/saattir. Bu hız, en düĢük 105.450 km/saat (aphelion) ile en

yüksek olan 109.030 km/saat (perihelion) arasında

değiĢmektedir.

300 milyon yıl önce yeryüzünün karaları Pangaea adı verilen

tek bir kıta halindeydi ve yüzey alanı 1.5x108 km

2 idi. Pangaea

190 milyon yıl önce, dinozorlar zamanında, iki süper kıtaya

ayrılarak, Laurasia (Avrupa, Grönland ve Kuzey Amerika) ve

Gondwana (Afrika, Arabistan, Hindistan, Güney Amerika,

Antarktika ve Okyanusya) kıtalarını meydana getirdi.

Yeryüzü alanının 362.033.000 km2‟

si suyla kaplıdır. Bu,

toplam alanın %70.98‟idir. Bütün suların toplam ağırlığı

1.41x1018

ton veya Dünya ağırlığının 0.024‟üdür.

Page 455: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

455

Okyanusların ortalama derinliği 3729 metre, toplam hacmi

1.349.930.000 km3‟dür. Tatlı suların hacmi ise 35.000.000

km3‟dür.

Yeryüzünün en büyük okyanusu Pasifik olup, bütün

okyanusların %45.9‟udur. Pasifik Okyanusunun ortalama

derinliği 3940 metre alanı 181.300.000 km2‟dir. Güney Çin

denizi ise 2.974.600 km2‟lik alanı ile yeryüzünün en geniĢ

denizidir.

En küçük okyanus Arktik olup alanı 13.223.700 km2 ve

ortalama derinliği 1038 metredir. Yeryüzünün en büyük körfezi

2.172.000 km2‟lik alanı ile Hindistan Okyanusundaki Bengal

Körfezidir. Dünya‟nın en uzun fiyordu ise Grönland‟daki 313

km boyu ile Nordvest Fjord‟dur.

Okyanusların en derin yeri 1951 yılında keĢfedilen ve 1984‟

de derinliği 10.924 metre olarak ölçülen Mariana Çukurudur.

Yeryüzünün en düĢük noktası olan Pasifik Okyanusundaki

Mariana Çukuruna Ocak, 1960‟da Ġsviçreli Jacques Piccard ve

Amerikalı Donald Walsh indiler. Bir deniz kapsülü içinde

inilebilen en derin nokta 10.910 metre olmuĢtur.

Antarktika yakınındaki Weddell denizinin suları bütün

yeryüzünün en temiz suları olarak tespit edilmiĢtir. Burada, 30

cm çapındaki bir disk 80 metrelik derinlikte kolayca

görülebilmektedir.

Yeryüzünün %9.7‟si veya 13.600.000 km2‟si buzlarla

kaplıdır. Antarktika‟daki buzlar bu miktarın %86‟sını teĢkil

eder. Tespit edilmiĢ en kalın buz tabakası 4.78 km

kalınlığındadır ve Antarktika‟da yer almaktadır.

Yeryüzünün yaklaĢık sekizde biri kurak olup, yılda 25 cm‟

den az yağmur alır. Kuzey Afrika‟daki Büyük Sahra en büyük

çöl olup alanı 9.269.000 km2, doğudan batıya uzunluğu 5150

km, kuzeyden güneye uzunluğu ise 2250 km‟dir.

Page 456: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

456

1.200.000 yıl önce yeryüzü sıcaklık ortalaması 35 derece idi.

MÖ-6000 yılındaki sıcaklık ortalaması Ģimdikinin 3

derece

üzerindeydi. Yeryüzünün yıllık ortalama olarak en sıcak yerleri

34 derece ile Etiyopya ve 32 derece ile Batı Avustralya‟dır.

Tespit edilmiĢ gölgedeki en yüksek sıcaklık 58 derece ile

13.9.1922‟de Libya‟da olmuĢtur.

En düĢük sıcaklık –89.2 derece olarak 21.7.1983‟de Vostok,

Antarktika‟da tespit edilmiĢtir. Devamlı olarak yeryüzünün en

soğuk yerleĢim bölgesi Sibirya‟daki Oymyakon köyü olup,

sıcaklığı –72 derecedir.

Yeryüzü üzerinde belli bir süre içinde tespit edilmiĢ en

yakın sıcaklık farklılığı 1927-1935 yılları arasında Mariana

Adalarında olmuĢ ve en düĢük sıcaklık 19.6 derece, en yüksek

sıcaklık 31.4 derece olarak bulunmuĢtur. En büyük sıcaklık

farklılığı ise Sibirya‟daki Verkhoyansk‟da –68 derece ile +37

derece arasında 105 derecelik fark olarak tespit edilmiĢtir.

Yeryüzü sularının yüzey sıcaklığı, Beyaz Deniz‟de –2 derece

ile Ġran körfezinde +36 derece arasında değiĢir. Okyanuslarda

tespit edilmiĢ en yüksek sıcaklık, Amerika‟nın batı kıyısının

480 km uzağındaki 404

derecelik bir sıcak su kaynağıdır.

Yeryüzünün 90 km üstündeki sıcaklık –173

derece olarak

ölçülmüĢtür.

Yeryüzünün en fazla GüneĢ ıĢığı alan yeri Arizona‟daki

Yuma olup, bir yılın %90‟ında güneĢlidir. En az GüneĢ ıĢığı

alan yer ise güney kutbudur ve bir yılın 182 günü hiç GüneĢ

ıĢığı görmez. Kuzey kutbunda bu süre 176 gündür.

Yeryüzünün en rüzgarlı yeri Antarktika‟daki George-V

kıyısı olup, burada rüzgarın hızı 320 km/saattir. 12.4.1934‟de

Amerika‟da Mount Washington‟da ölçülmüĢ 371 km/saatlik

rüzgar en yüksek yüzey rüzgar hızı olmuĢtur.

En büyük deniz dalgası 6-7 ġubat 1933 gecesi Filipinler

yakınlarında tespit edilmiĢ olup dalgaların yüksekliği 34

Page 457: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

457

metreye ulaĢmıĢtır. Bu dalgalar hızı 126 km/saat olan bir

fırtınadan ortaya çıkmıĢtır. En güçlü okyanus akıntısı Ġngiliz

Colombia ve Kanada arasındaki bölgede olup, burada sular 36

km/saatlik bir hızla akmaktadır.

15-16 Mart, 1952 arasındaki 24 saat içinde Hindistan

Okyanusuna 1870 mm yağmur düĢmüĢtür. Bu miktar, en büyük

yağmur yağıĢı olarak kayda geçmiĢtir.

Yağmur düĢüĢü bakımından yeryüzünün en kuru yeri

ġili‟nin Pasifik kıyısında olup, yıllık yağmur kalınlığı 0.1

mm‟den azdır. Hindistan‟ın Mawsynram bölgesi yeryüzünün en

fazla yağıĢ alan yeri olup yılda 11.873 mm yağmur

yağmaktadır. Bu miktar Dünya‟nın en fazla yağmur alan Ģehri

olan Beijin‟in sekiz katıdır.

1885‟de Ġtalyan Alp‟lerinden 3.500.000 m3 çığ düĢmüĢtür.

1980‟de aynı bölgeden düĢen çığ miktarı 2.800.000.000 m3 ve

hızı 400 km/saat idi.

Yeryüzü üzerinde ölçülmüĢ en büyük kar derinliği 1146 cm

ile Tamarac, Kaliforniya‟da 1911‟de meydana gelmiĢtir.

Yeryüzünün en büyük sıradağları 65.000 km uzunluğundaki

Arktik Okyanusundan Atlantik Okyanusuna uzanan okyanus

dibi sıradağlarıdır. Okyanus tabanından itibaren en yüksek

noktası 4200 metredir.

Karalar üzerindeki en büyük sıradağlar Himalaya sıradağları

olup, Dünya‟nın en yüksek 109 tepesinin 96‟sına sahiptir. En

uzun sıradağı ise Güney Amerika‟daki Andes sıradağları olup,

7600 km uzunluğundadır.

Himalaya sıradağlarının doğusundaki Everest yeryüzünün en

yüksek noktası olup, 8848 metre yüksekliğindedir. Dünya‟nın

merkez noktasından itibaren olan en uzak nokta ise ekvatorun

güneyindeki Andean tepesi olup, Everest‟in tepe noktasının

2150 metre daha üstündedir. Her hangi bir açık denizden en

uzak nokta Çin‟in kuzeyindeki Dzungarian yaylası olup en

Page 458: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

458

yakın denize uzaklığı 2648 km‟dir. Yeryüzünün en yüksek

noktası olan Everest‟in tepesine ilk çıkan insan Yeni Zelandalı

Edmund Hillary oldu. Mayıs, 1953 zirveye ulaĢan Hillary‟ye

Nepalli ġerpa Tenzing Norgay eĢlik etmiĢti.

Yeryüzünün en yüksek denizaltı dağı, 1953‟de keĢfedilen

Yeni Zelanda yakınında deniz yatağından 8700 metre

yüksekliğindedir.

Yeryüzünün en büyük buzdağı, 335 km uzunluğu, 97 km

geniĢliği ve 31.000 km2 alanı ile 1956‟da Güney Pasifik

Okyanusunda görülmüĢtür.

Yeryüzünün en yüksek platosu, 1.850.000 km2 alanı ve 4900

metre yüksekliği olan Tibet Platosudur.

Yeryüzünün en büyük vadisi Arizona‟daki Grand Canyon

olup, 446 km uzunluğa, 16 km geniĢliğe ve 1.6 km derinliğe

sahiptir. Su altı vadilerinden Grönland ve Kanada arasındaki

Labrador Basin 3440 km uzunluğundadır. Himalaya‟lardaki

Zangbo vadisi 5076 metre ile yeryüzünün en derin vadisidir.

Yeryüzünün en büyük adası 2.175.000 km2‟lik alanı ile

Gröndland‟dır. Karalardan en uzak konumda olan ada, Güney

Atlantik‟teki Bouvet adası olup en yakın kıyıya 1700 km

mesafededir. En büyük adalar topluluğu Endonezya‟da olup,

5600 km uzunluğunda 17.000 adanın birleĢmesinden

oluĢmuĢtur.

Yeryüzünün en büyük gölü 1225 km uzunluğu ve 371.800

km2

alanı ile Hazar gölüdür. En derin göl Baykal gölü olup,

derinliği 1637 metredir.

Yeryüzünün en uzun nehri 6750 km boyu ile Amazon‟dur.

Ondan sonra 6670 km ile Nil nehri gelmektedir. Yeryüzünün en

kısa boylu nehri ise 17.7 metrelik Amerika‟daki North Fork

Roe nehridir. Yeryüzündeki en büyük debiye sahip nehir yine

Amazon olup, debisi 120.000 m3/saniyedir. En geniĢ nehir Rus-

ya‟daki Ob olup, geniĢliği 80 km, uzunluğu da 885 km‟dir.

Page 459: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

459

Yeryüzünün en yüksek çağlayanı Venezüella‟da Carrao

nehri üzerindeki Salto Angel olup, yüksekliği 979 metredir. Su

debisi bakımından en büyük çağlayan Zaire‟deki Boyoma Falls

olup, debisi 17.000 m3/saniyedir. Yeryüzünün en geniĢ

çağlayanı ise Laos‟daki Khone Falls‟dır. GeniĢliği 10.8 km,

debisi de 42.500 m3/saniyedir.

Yeryüzü üzerindeki en büyük kaya Avustralya‟da, 2.5 km

uzunluğunda, 1.6 km geniĢliğinde ve yer seviyesinin 348 metre

yüksekliğindeki Ayers Rock‟tur.

Dünya‟nın en büyük elması 1905‟de Güney Afrika‟da

bulunmuĢ olan 3106 karatlık The Cullinan elmasıdır.

Dünya‟nın en büyük incisi 6.37 kg ağırlığında Filipinlerde

1934‟de bulunmuĢ 24 cm uzunluğunda ve 14 cm çapındaki

Pearl of Allah‟tır. Dünya‟nın en büyük tek parça altını 214.32

kg ağırlığında 1872‟de Avustralya„da bulunmuĢ altın

külçesidir. Dünya‟nın en büyük platini 1843‟de Rusya Ural

dağlarında bulunmuĢ 9635 gram ağırlığındaki platindir.

Yeryüzü üzerindeki aktif volkanların sayısı 1343‟dür.

Bunların çoğu sular altında bulunmaktadır. Tarihteki en Ģiddetli

volkan patlaması MÖ-1628‟de Girit Adası yakınlarında, daha

sonra 1883‟de Java yakınlarında meydana gelmiĢ ve 36.380

kiĢinin ölümüne neden olmuĢtur. Bu patlamanın tozları 10 gün

içinde 5330 km uzaklığa yayılmıĢ ve patlamanın Ģiddeti 26 adet

H-bombasının patlama gücünde olmuĢtur. Yeryüzündeki en

geniĢ volkan krateri Endonezya‟daki Toba krateri olup, alanı

1775 km2‟dir.

Yeryüzünde bir yıl içinde ortalama 500.000 adet deprem

olmaktadır. Bunlardan 1000 adeti zarar vermekte ve 100.000

adeti hissedilebilir olmaktadır. Tespit edilmiĢ en derin deprem

720 km derinlikte 1933‟de Endonezya‟da meydana gelmiĢtir.

Tarihte en fazla zarar vermiĢ deprem 1556‟da Çin‟de olmuĢ ve

830.000 kiĢinin ölümüne sebep olmuĢtur. Modern zamanların

Page 460: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

460

en zarar veren depremi 1976‟da yine Çin‟de meydana gelmiĢ ve

750.000 kiĢi ölmüĢtür.

Yeryüzündeki en karıĢık mağara sistemi Amerika‟nın

Kentucky eyaletindeki Mammoth Cave olup toplam uzunluğu

560 km‟dir. Dünya‟nın en büyük mağarası 700 km uzunluğu ve

300 metre geniĢliği ile Sarawak‟taki mağaradır. En uzun su altı

mağarası Meksiko‟daki Nohock mağarası olup, 23.744 metre

uzunluğundadır. Dünya‟nın en derin mağarası 4055 metre

derinliği ile Fransa‟daki Douxde Coly‟dir.

Ġnsan tarafından delinmiĢ en derin delik, Kuzey Rusya‟da

jeolojik araĢtırmalar için açılmıĢ 12.262 metrelik bir deliktir.

1996‟da bu delik 15.000 metreye ulaĢmıĢtır.

Atmosferdeki ozonun normal seviyesi 300 Dobson Unit

(DU)‟tir. 1993‟de Güney kutbu üzerindeki ozon seviyesi en

düĢük değer olan 91 DU‟ya ulaĢmıĢtır. Kuzey Amerika

geniĢliğindeki bir ozon deliği 1985‟de keĢfedilmiĢtir.

Kuzey kutbuna ilk ulaĢan insan Amerikalı Robert Peary

oldu. 1.3.1909‟da Kanada‟nın Ellesmere Adasından yola çıkan

Peary 6.4.1909‟da kuzey kutup noktasına ulaĢtı. Son yürüyüĢte

Peary‟ye dört Eskimo ve kırk köpek eĢlik etmiĢti. Güney

kutbuna ilk ulaĢan insan Norveçli Roald Amundsen oldu.

Amundsen 53 günlük yürüyüĢten sonra 14.12.1911‟güney

kutup noktasına ulaĢtı.

Yeryüzünde Canlılar:

Yeryüzünün en uzun erkeği 272 cm‟lik boyu ile 1918-1940

yılları arasında yaĢamıĢ Amerikalı Robert Wadlow, en uzun

kadını 248 cm‟lik boyu ile 1964-1982 arasında yaĢamıĢ Çinli Z.

Jinlian‟dir.

Page 461: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

461

Dünya‟nın en ağır erkeği 442 kg ağırlığındaki Amerikalı J.

Minnoch (1941-1983), en ağır kadını 476 kg ağırlığındaki yine

Amerikalı R. Bradford (1943-1987)‟dır. Dünya‟nın en hafif

insanı olan Meksikalı L. Xarate, (1863-1889) 67 cm boyunda

ve 20‟ci yaĢında 5.9 kg ağırlığındaydı. Dünya‟nın en uzun süre

yaĢayan erkeği 120 yıl yaĢamıĢ Japon Izumi (1865-1986)

olmuĢtur. Dünya‟da en uzun süre yaĢamıĢ insan Fransız Jeanne

Calment olup, 1875‟de doğmuĢ, 1997‟de 122 yaĢında ölmüĢtür.

ġu anda canlı olan en yaĢlı insan Amerikalı Sarah Clark Knauss

olup 1880 yılında doğmuĢtur.

Kayda geçmiĢ en ağır insan beyni 2300 gram, en hafifi ise

1096 gramdır.

Ġnsan soyu, 65 milyon yıl önce Cretaceous ile baĢlamıĢ,

sonra Afrika‟da 34 milyon yıl önce yaĢamıĢ Anthropoidea, 30

milyon yıl önce Mısır‟da yaĢamıĢ Faiyum, 10-15 milyon yıl

önce Namibya‟da yaĢamıĢ Hominoids, 4 milyon yıl önce

Kenya‟da yaĢamıĢ Hominids, 2.4 milyon yıl önce Tanzanya‟da

yaĢamıĢ Homo Habilis, 1.8 milyon yıl önce Java‟da yaĢamıĢ

Homo Erectus (dik duran adam) ile devam etmiĢtir.

Avustralya Ekaliptus‟u 143 metre boyu ile Dünya‟nın en

uzun ağacıdır. En yaĢlı bitki Kaliforniya‟da yaĢayan Creosote

ağacı olup, yaĢı 11.700 yıl olarak belirlenmiĢtir. Dünya‟nın en

ağır ağacı Utah, Amerika‟da yaĢayan 6000 kg ağırlığındaki

Aspen ağacıdır. Himalaya‟ların 6400‟cü metre yüksekliğinde

bulunan Ranunculus Lobatus ağacı en yüksekte yaĢayan

bitkidir.

Denizlerin 269 metre altında yaĢayan bitki su altında en

düĢük seviyede bulunmuĢ bir bitkidir. Dünya‟nın en hızlı

büyüyen bitkisi bir günde 91 cm uzayan bambudur. Bir

lahananın bir yıl içinde teorik olarak 822 milyon ton ağırlığında

lahanalar üretebileceği hesaplanmıĢtır. Bu miktar, yeryüzündeki

nüfus ağırlığının üç katıdır.

Page 462: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

462

YaĢayan kara hayvanlarının en büyüğü Afrika fili olup omuz

yüksekliği 3.96 metre, ağırlığı ise 12 tondur.YaĢayan

hayvanların en uzunu zürafa olup, yüksekliği 6.09 metredir.

Kısa mesafede en hızlı koĢan kara hayvanı çıta veya leopar

olup, hızları 100 km/saattir. Dünya‟nın en değerli hayvanı yarıĢ

atlarıdır.

Yeryüzünde 30 milyon tür böcek bulunduğu tespit

edilmiĢtir. En ağır böcek Goliath olup, boyu 110 mm ağırlığı

ise 100 gramdır. Ġri pirelerin üzerinde yapılmıĢ testlerde kendi

ağırlıklarının 850 katı ağırlıkları sırtlarında taĢıyabilecekleri

ölçülmüĢtür. Vücut ölçülerine göre bu pireler Dünya‟nın en

güçlü canlılarıdır. Bir insan ise kendi vücut ağırlığının ancak 17

katını taĢıyabilmektedir.

Sivrisinekler tarafından taĢınan malariyal paraziti Dünya‟nın

en tehlikeli belası olup, taĢ devrinden itibaren, savaĢların

dıĢında, insan ölümlerinin yarısına sebep olmuĢtur. Sadece

Afrika‟da bu parazit 1.4-2.8 milyon insan ölümüne neden

olmaktadır.

Dünya‟nın en yaĢlı bakterisi 3-4 milyon yaĢında olup Japon

denizinde bulunmuĢtur.

En uzun canlı 45 metre boyunda olan ve 1987‟de Bering

denizinde görülen balinadır. En ağır canlı 190 ton ağırlığındaki

mavi diĢi balinadır. En hızlı yüzen balık Sailfish olup, hızı 109

km/saattir. En hızlı yüzen balinanın hızı 55.5 km/saattir.

Atlantik Okyanusunda yaĢayan dev Kalamar, bütün canlılar

içinde en iri göze sahip canlı olup, gözlerinin çapı 400 mm‟dir.

2 metre boyundaki bir köpek balığının çene diĢleri arasında 60

kg‟lık bir basınçla ısırabildiği ve bunun 3 ton/cm2‟lik bir

basınca eĢit bulunduğu bulunmuĢtur. Mavi balinaların alçak

frekanstan 188 desibel ile çıkardıkları sesler, en yüksek ses

olup, 850 km uzaklıktan duyulabilmektedir.

Page 463: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

463

YaĢayan kuĢların en büyüğü Kuzey Afrika‟da bulunan 156

kg ağırlığında ve 2.74 metre yüksekliğindeki Struthio

Camelus‟dur. Uçan kuĢların en ağırı Güney Afrika‟da yaĢayan

Ardeotis Kori olup, 19 kg ağırlığındadır. En yüksek seviyede

uçan kuĢ Gyps Rueppelli olup, 11.277 metrede uçtuğu

belirlenmiĢtir. YaĢayan kuĢların en uzun kanat geniĢliğine sahip

olanı 3.63 metre ile Albatross‟dur.

En küçük kuĢ arı kuĢudur ve uzunluğu 57 mm, ağırlığı ise

1.6 gramdır. Uçan kuĢların en hızlısı ġahin olup, 350 km/saatlik

hıza ulaĢabilmektedir. En yavaĢ uçan kuĢ ise Amerikan

ağaçkakan olup, hızı 8 km/saattir. En uzun ömürlü kuĢ Cocky

olup, 80 yıl yaĢamıĢtır.

Fizik:

Evrenin en hafif parçacıkları graviton (4.3x10-34

eV) ve

foton (3x10-27

eV) olup, kütleleri sıfırdır. En ağır parçacık Z0

olup, kütlesi 91.17 GeV‟dir. En hafif kuark, yukarı kuark (6

MeV) ve en ağırı tepe kuark (150 GeV)‟dir. Tau en ağır lepton

olup, kütle enerji miktarı 1.78 GeV‟dir. En hafif olan nötrino

leptonun kütlesi sıfırdır. En hafif hadron pi-meson (134.97

MeV) ve en ağır hadron upsilon-meson (11.02 GeV)‟dir.

En kısa ömürlü parçacık N-baryon (1.0x10-24

saniye), en

uzun ömürlü parçacık ise proton (1032

yıl)‟dır. En dayanıklı

isotop teneke, en dayanıksız isotop ise hidrojendir. En hafif

element hidrojen-1, en ağır element meitnerium-226‟dır. En

uzun ömürlü element tellurium-128 (1.5x1024

yıl), en kısa

ömürlü element ise lithium-5 (4.4x10-22

saniye)‟dir.

Page 464: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

464

Evrendeki en büyük hız ıĢık hızı olup, bir yılda

9.460.528.405.000 km yol alır.

Ġnsan tarafından yaratılmıĢ en yüksek sıcaklık, GüneĢ‟in

merkezindeki sıcaklıktan 30 defa daha fazla olan, 528.000.000

derecedir. Bu sıcaklık Tokamak Füzyon Reaktöründe

27.5.1994‟de bir deteryum ve trityum plazma karıĢımı ile elde

edilmiĢtir.

Ġnsan tarafından yaratılmıĢ en düĢük sıcaklık, bir derecenin

280 trilyonda biri olan, 280 picoKelvin derecesidir. Helsinki

Üniversite Laboratuarından bir nükleer demagnetizasyon

cihazında bu değer Ģubat, 1993‟de elde edilmiĢtir.

Ġnsan tarafından üretilmiĢ en yüksek basınç 170 GPa

(11.000 ton/in2) olup, Carnegie laboratuarındaki dev bir

hidrolik preste elde edilmiĢtir.

Bir katı cismin elde edilmiĢ en yüksek hızı 150

km/saniyedir. Yeryüzündeki en büyük hızı Ekim, 1997‟de

Ġngiliz Andy Green Nevada çölünde elde etti. Ġki Rolls-Royce

jet motoru ile tahrik edilen aracı 1228 km/saat hıza eriĢmiĢti.

Roket motorlu en büyük araç hızı 1016 km/saat ile Ekim,

1970‟de, tekerlek tahrikli en büyük araç hız ise 696.200 km/saat

ile Ağustos, 1991‟de elde edildi. Havada elde edilmiĢ insanlı en

büyük hız 3.529 km/saattir. Denizlerde elde edilmiĢ insanlı en

büyük hız ise 550 km/saattir.

ÜretilmiĢ en sıcak alev karbon subnitri‟den 1 atmosfer

basınçta 4988 derece olarak elde edilmiĢtir.

Yapay olarak elde edilmiĢ en parlak ıĢık Los Alamos

laboratuarında 1987‟de, 1x10-12

saniyelik ültraviolet flaĢla

5x1015

W gücünde çıkmıĢtır. Devamlı yanarak alınan en büyük

ıĢık (1.200.000 adet mum karĢılığı 313 kW) 1984‟de yüksek

basınçlı argon ark lambasından Kanada Vortek Ģirketince elde

edilmiĢtir.

Page 465: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

465

En yüksek voltaj 32 + 1.5 MV olup, 1979‟da Amerika‟da

üretilmiĢtir. Dünyanın en güçlü elektrik akımı Amerika‟daki

Oak Ridge laboratuarında Nisan, 1996‟da yaratılmıĢ olup 2

milyon amper/cm3‟lük bir elektrik akımı süper iletken bir telden

geçirilmiĢtir. Evlerde bulunan kablolardan normalde 1000

amp/cm3‟den az akım geçmektedir.

Molybdenum disulphide üzerine bir matkapla açılmıĢ en

küçük delik çapı 316x10-10

metredir.

Dünya‟nın en ince camı Almanya‟da yapılan ve tıbbi alanda

kullanılan D-263 tipi 0.025 mm kalınlığındadır.

Dünya‟nın en keskin cismi cam mikropipet tüpünden imal

edilmiĢ iç ve dıĢ çapları 0.02 m ve 0.01 m olup, bir insan saç

telinden 6500 defa daha incedir. Bu tip ince tüpler hücre

biyolojisinde kullanılmaktadır.

Hewlett Packard tarafından 1991‟de imal edilen atomik saat

Dünya‟nın en hassas zaman göstergesi olup, hassasiyeti 1.6

milyon yılda 1 saniye kadardır. Dünya‟nın en yaĢlı saati

1386‟da yapılan ve Ġngiltere‟deki Salisbury Kilisesinde bulunan

ve 498 yıldan beri çalıĢan saattir. Dünya‟nın en büyük saati

Fransa‟da St. Pierre kilisesindeki 1868 yılında imal edilmiĢ,

90.000 parçadan oluĢan 12.1 metre yüksekliğinde, 6.09 metre

geniĢliğinde ve 2.7 metre derinliğindeki saattir.

Dünya‟nın en eski buhar makinası 1779‟da James Watt

tarafından imal edilmiĢ ve 1960‟dan beri Birmingham Science

müzesinde bulunmaktadır. Dünya‟nın halen çalıĢan en eski

makinası 1812‟de imal edilmiĢ 26 HP gücünde dokuma

tezgahıdır. Dünya‟nın en eski mekanizması MÖ-3500 yılında

Irak‟ta yapılmıĢ ve Sümer medeniyetinden beri kullanılan su

taĢıma sistemidir. Dünya‟nın en büyük jeneratörü 1450 MW

gücündeki Lithuina‟da kurulu atomik güç istasyonudur.

Dünya‟nın en büyük DC jeneratörü 51.300 KW‟lık olup,

1995‟de Mitsubishi Electric tarafından nükleer füzyon

Page 466: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

466

deneyleri için imal edilmiĢtir. Jeneratör 389 ton ağırlığında ve

18 metre uzunluğundadır.

Dünyanın en büyük makinası Cenevre CERN‟de yerin 100

metre altında kurulu, çevresi 27 km, çapı 3.8 metre ve ağırlığı

60.000 ton olan LEP (Large Elektron Positron) parçacık

çarpıĢtırıcısıdır. Bu Dünya‟nın en büyük makinasınde evrenin

en küçük parçacığı aranmaktadır. Dünya‟nın en büyük nükleer

istasyonu Japonya‟daki 8814 MW‟luk tesistir. Dünya‟nın en

güçlü parçacık akseleratörü Amerika‟da FermiLab‟daki

Tevatron (proton synchroton) olup, 2 km çapındadır. Bu tesiste

1987‟de 1.8x1012

eV‟luk bir kütle enerjisi elde edilmiĢtir.

Dünya‟nın en büyük köpük odası 4.57 metre çapındaki

Fermi National Accelerator Laboratuarında olup, -247 derecede

33.000 litre sıvı hidrojeni ihtiva etmektedir.

Dünya‟nın en hızlı santrifüjü Birmingham‟da olup, hızı

7250 km/saattir. Dünya‟nın en ağır mıknatısı Rusya‟daki

Nükleer AraĢtırma Laboratuarında olup, ağırlığı 36.000 ton,

çapı 60 metre ve gücü 10 GeV‟dir.

Dünya‟nın en hassas makinası, 0.5 gram ağırlığındaki

cisimleri 1x10-8

gram hassasiyetle ölçebilen balans makinasıdır.

Dünya‟nın en hassas mikroskobu Zürich IBM

Laboratuarında bulunan, 100 milyon defa büyültebilen, bir

atomun çapının 100‟de birini (3x10-10

metre) gösteren cihazdır.

Dünya‟nın ilk teleskopu 1608‟de Hollandalı Hans

Lippershey tarafından yapılmıĢtır. Bilim Dünya‟sına sokulan

ilk teleskop ise 1609‟da Galileo tarafından imal edilmiĢtir.

Hawaii‟deki teleskop 1000 cm‟lik ayna çapı ile Dünya‟nın en

büyük çok aynalı teleskopu olup, birbirine bağlanmıĢ 36 adet

segmandan oluĢmuĢtur.

Dünya‟nın tek aynalı en büyük teleskopu ise Rusya‟da

bulunan 6 metre çaplı teleskoptur. En büyük uzay teleskopu, 11

ton ağırlığında, 13.1 metre uzunluğunda ve 240 cm aynası olan

Page 467: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

467

Edwin Hubble teleskopu olup, 613 km‟lik bir yörüngede

dolanmaktadır. Dünya‟nın en büyük robotik teleskopu Canary

adalarındaki La Palma‟da kurulmuĢ olup 2 metre aynası ile

karadelikleri, kızıl devleri ve uzaklardaki kuasarları

araĢtırmaktadır.

Dünya‟nın en büyük radyo teleskopu Porto Riko‟da 1963‟de

yapılan 305 metre çapındaki çanaktır. Dünya‟nın en büyük

radyo uzay dinleme tesisi Avustralya‟da yer alan üç ayrı

istasyonun Japonya ve TDRS yapay uydusu ile bağlanmasıyla

oluĢan 27.523 km‟lik bir çapa sahip teleskoptur.

Dünya‟nın ilk programlanabilir bilgisayarı 1943‟de

T.H.Flowers tarafından imal edilen 1500-Valve Colossus‟tur.

Dünya‟nın ilk program depolanmıĢ bilgisayarı 1948‟de T.

Kilburn tarafından yapılan Mark-1‟dir. Bilgisayarların

geliĢtirilmesi 1948‟de J. Bardeen, W. Brattain, 1951‟de R.L.

Wallace, M. Sparks ve W. Bradford Shockley tarafından

yapılmıĢtır.

Dünya‟nın en hızlı genel maksat bilgisayarı Cray Y-MP-C90

supercomputer olup, 2 gigabytes (1 gigabyte, 1 milyar byte‟dır)

merkezi hafızaya sahiptir. Saniyede 16 milyar operasyon

vermektedir. Dünya‟nın en küçük bilgisayarı SRM-3A olup, 6l

mm boyunda, 31 mm eninde, 19.8 mm yüksekliğinde ve 31

gram ağırlığındadır. Dünya‟nın en büyük PC üreticisi Compaq

olup 1998‟de 13 milyondan fazla satmıĢtır. Dünya‟nın en fazla

software satan firması Microsoft‟tur. Windows‟95, 1995‟den

itibaren 193 milyon kopya satmıĢtır.

Dünya‟nın en büyük robotu 1993 yılında Steven Spielberg

tarafından imal ettirilen ve Jurassic Park filminde kullanılan

Tyrannosaurus Rex olup bu dinozor robotu 5.5 metre

yüksekliğinde, 14 metre boyunda ve 4 ton ağırlığındaydı.

Lateks, sünger ve lastikten yapılan robot orijinal dinozor

boyutundaydı. Dünya‟nın en küçük robotu ise Seiko Epson

Page 468: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

468

tarafından 1992‟de 97 farklı saat parçası ile imal edilen, 1.5

mm boyunda ve 1.5 gram ağırlığındaki robottur. 1970‟lerde

dizayn edilen Puma sanayi tipi robot en fazla kullanılan robot

oldu.

Dünyanın en zeki robotu olan Deep Blue satranç oynayan

paralel süper bilgisayar Dünya satranç Ģampiyonu Garry

Kasparov‟u 1997‟de yenmiĢtir. IBM tarafından yapılan bu

bilgisayar bir saniye içinde 200 milyon hareketi araĢtırmakta ve

bunu üç dakika içinde 50 milyar hareket ihtimaline tercüme

edebilmektedir.

Dünya‟nın en büyük robot imalatçısı Japon Fanuc‟tur.

Dünya‟nın en fazla robot kullanan ülkesi 325.000 robot ile

Japonya‟dır. Bütün Dünya‟da 580.000 robot çalıĢmaktadır.

Dünya‟nın en akıllı robotu Amerika MIT‟deki CO9 proje

robotu olup, düĢünme, iĢitme, hissetme, dokunma ve konuĢma

fonksiyonlarını yerine getirebilmektedir.

Kimya:

109 adet element bilinmektedir. Oda sıcaklığında, 2 sıvı, 11

gaz ve 85 katı element bulunmaktadır.

Yeryüzünde en nadir bulunan element astatine olup, 0.16

gram kadar mevcuttur. Atmosferin en nadir elementi olan radon

2.4 kg‟lık atmosfer hacminin sadece 6x10-18

‟ini kapsar. En fazla

bulunan element hidrojen olup, evrenin %90‟dan fazlası GüneĢ

sisteminin de %70.68‟ini kapsar. Dünya‟da en fazla bulunan

element demir olup, kütlesinin %36‟sıdır.

En yeni ve en ağır element Ocak, 1999‟da California‟daki

araĢtırma laboratuarında yaratıldı. Element-114‟ün 114 adet

protonu bulunan bu yeni element plutonyum ve kalsiyum

izotoplarının bombardımanı ile elde edilmektedir.

Page 469: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

469

En yoğun element osmium 22.59 gr/cm3, en düĢük

yoğunluktaki element ise lithium 0.5334 gr/dm3‟dır. En hafif

gaz 0.00008989 gr/cm3 yoğunlukla hidrojen, en ağır gaz ise

0.01005 gr/cm3 yoğunlukla radondur.

Helyum-4 en temiz yapıya sahip element olup, iki h-4

parçası arasındaki kirlilik farkı 1015

‟den daha azdır.

En kuvvetli element boron olup, kopma dayanıklılık gücü

5.7 Gpa (8.3x105 lb/in

2‟)‟dir. 109 element içinde en kolay

preslenebilir olanı altın olup, 1 gram altın 4 km uzunluğa kadar

uzatılabilir. Elmas (carbon allotrope) en büyük sertliğe sahiptir.

En dayanıklı element tantalum carbide olup, 3990 derecede

erir. Tungsten veya Wolfram 3420 derecede erir. Grafit

(karbon) 3704 derecede buharlaĢır ve 4730 derecede sıvılaĢır.

Helyum atmosferik basınçta katı halde değildir. KatılaĢması –

273.37 derecede en az 24.98 Atm basınçta olur. En düĢük

kaynama noktasına sahip element helyum olup, -268.92

derecede kaynar.

SıvılaĢması aralığı (erime ve kaynama noktaları aralıkları)

en az olan element neon olup, -248.59‟dan –246.05 derece

aralığında sadece 2542 derecede sıvılaĢır. Radyoaktif olan

neptunium en uzun sıvılaĢma aralığına sahip olup, 637 derece

ile 4090 derece arasındaki 3453 derecede sıvılaĢır.

Isıya en dayanıklı karıĢım olan NFAARr (Ultra Hightech

Starlite) olup, 10.000 derecelik plazma sıcaklığına dayanabilir.

Caesium en fazla ısıl genleĢmeye sahip (her bir derecede

9.4x10-5

) ve elmas en düĢük ısıl genleĢmeye (her bir derecede

1x10-6

) sahiptir. Metaller içinde mercury en düĢük erime ve

kaynama noktalarına sahip olup, -38.82 derecede erir ve 356.62

derecede kaynar.

En küçük yoğunluğa sahip katı silica aerogel olup,

yoğunluğu 0.005 gr/cm3‟dür.

Page 470: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

470

En manyetik alaĢım Neodymium Iron Boride olup, verdiği

manyetizma enerjisi 280 kJ/m3‟dür.

Kuvvetli asitler 0-14 aralığında pH değeri ile ölçülür.

Süperasit olarak adlandırılan fluoro-antimonic asit, sülfürik

asit‟den 1018

kat daha kuvvetlidir. TCDD gazı en öldürücü gaz

olup, siyanid‟den 150.000 kat daha etkilidir.

Matematik:

En büyük sayı „centillion‟ olup, 1852‟de kabul edilmiĢtir.

Bu sayı, 1‟in önüne konan 600 adet sıfırdan oluĢmaktadır. Asal

sayılar 2‟den baĢlar ve 2,3,5,7, .... diye devam eder. En büyük

asal sayı CRAY-C90 serisi Super Computer tarafından 1994‟de

keĢfedilmiĢ olup, 258.716 rakamı kapsar. En küçük asal

olmayan sayı (1‟in dıĢında) 4‟dür. En küçük tam sayı 6‟dır. En

büyük tam sayı 517.430 rakamı kapsayan (2859433

-1)x2859433

‟dür.

En büyük çift sayı ise, 1.706.595x211235

-1 olup. 1989‟da super

computer‟de keĢfedilmiĢtir.

En son bulunan matematiksel sabit Feigenbaum sayısı olup

4.669201609102990‟dır.

(pi) sayısının en desimal rakamlı hassas sonucu

2.260.321.336 olup, 1991‟de Volfovich kardeĢler tarafından ev-

yapısı bir M-zero süper computer‟de hesap edilmiĢtir.

Pythagoras teoremi en fazla ispatı olan teorem olup,

1940‟dan itibaren 370 ayrı çözümü yapılmıĢtır. Basit grupların

limitli sınıflandırılmasının ispatı 14.000‟den fazla sayfada

100‟den fazla matematikçi tarafından 35 yıl süresinde yapılmıĢ

olup, tarihteki en uzun ispattır.

Bir matematik problemi için ortaya konulmuĢ en büyük para

ödülü Pierre de Fermat‟ın „son teoremi‟ için olmuĢtur. Bu

teorem ayrıca tarihte en fazla doğru olmayan çözümlerle en

Page 471: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

471

uzun sürede sonuçlanmıĢ teoremdir. 350 yıl önce Fermat

tarafından ortaya atılan problemi 1995‟de Princeton

Üniversitesinden Andrew Wiles çözmüĢ ve 200.000 dolarlık

ödülü almıĢtır.

Dünya‟nın en eski bilmecesi eski Mısırlılar zamanından

kalan bir papirüs kağıdından MÖ-1650 yıllarında kopya

edilmiĢti ve üzerinde ufak kelime değiĢikliğiyle Bursa‟ya

giderken yolda yedi hanımı olan bir adama rastladım. Her

hanımın yedi torbası, her torbada yedi kedi, her kedinin de yedi

yavrusu bulunuyordu. Adam, hanımlar, torbalar, kediler ve

yavruları ... Bursa‟ya kaç kiĢi gidiyordu? yazıyordu. (cevap: bir

kiĢi)

Ġnsanoğlu tarafından yapılan ilk ölçüm aleti MÖ-3000‟de

Mısırlılarca yapılan 188.7 ile 211.2 gramlar arasındaki

ağırlıkları ölçmek için imal edilmiĢ silindirik ağırlıktır.

1986‟da imal edilen transistor, saniyede 230 milyar iĢlem ile

Dünya‟nın en hızlı transistoru olmuĢtur.

Uzay Araçları:

Dünya‟nın ilk roketi 1042 yılında barutla ateĢlenerek Çin‟de

fırlatıldı. Ġlk sıvı yakıtlı roket R.H.Goddart tarafından 1926‟da

yapıldı ve 12.5 metre yükseklikte 56 metre yol aldı.

Ġlk insan yapısı yörüngeye oturtulan uydu 4.10.1957‟de

Rusya‟dan fırlatılan ve 28.565 km/saat hızla yol alan Sputnik-1

olmuĢtur. Uzaya çıkan ilk insan 12.4.1961‟de Vostok-1 ile

giden Yuri Gagarin oldu ve uzayda 115 dakika kaldı.

Ay ile ilk temas 14.9.1959 günü gece yarısı Rus Lunar-2

aracının Ay yüzeyine çarpması ile oldu. Ay‟ın arka yüzünün ilk

fotoğrafı 7.10.1959 günü Rus Lunar-3 aracı ile çekildi.

Page 472: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

472

Ay‟a ayak basan ilk insan 21.7.1969‟da Apollo-11 ile giden

N. Armstrong oldu. Ay‟a toplam altı defa gidildi. Ay‟a toplam

olarak 12 insan ayak bastı ve 79 saat 35 dakika kalındı.

Amerikan Satürn-5 roketi Ģu ana kadar imal edilmiĢ en

büyük roket olmuĢtur. Apollo uzay aracı ile birlikte 110 metre

yüksekliğinde ve 2633 ton ağırlığındadır. Apollo Ay‟a iniĢ

programı için 1969‟da fırlatılan Satürn-5, 25 milyar dolar ile en

pahalı roket olmuĢtu.

Bir insanın yeryüzünden ayrıldığı en uzak nokta 400.171 km

yüksekliğe 15.4.1970‟de çıkan Apollo-13‟ün Ay‟ın diğer

yüzünün 254 km ilerisine gitmesiyle olmuĢtur. Bir insanın

içinde bulunduğu en yüksek hız 39.897 km/saatlik hız olup,

Apollo-10 ile 26.5.1969‟da elde edilmiĢtir.

3.3.1972‟de fırlatılan Pioneer-10 GüneĢ sisteminin dıĢına

51.682 km/saat hızla giden ilk en hızlı uzay aracı olmuĢtur.

Yeryüzünden en büyük kaçıĢ hızı ile ayrılan araç, 54.614

km/saatlik hızı ile 7.10.1990‟da fırlatılan ESA Ulysses uzay

aracı olmuĢtur. Mariner-10, Eylül, 1974‟de Merkür‟ü 211.126

km/saatlik hızla geçmiĢtir. En hızlı yol alan uzay aracı ise

GüneĢ‟in etrafında 252.800 km/saatlik hızla dönen Helios-

A‟dır.

16.4.1976‟da GüneĢ‟e 43.5 milyon kilometre yaklaĢan

Helios-B GüneĢ‟in en yakınına giden araç olmuĢtur. Ġnsan

yapısı olarak en büyük uzaklığa giden araç, Pioneer-10

olup,17.1.1986‟da 5.91 milyar kilometre uzaklığa varmıĢtır. Bu

araç 34.593 yılında 10.3 ıĢık yılı uzaklıktaki Ross-248 yıldızına

ulaĢmıĢ olacaktır.

1994 yılına kadar toplam 169 insan ihtiva eden uçuĢ

yapılmıĢ olup, bunların 92‟si Amerika, 77‟si Rusya tarafından

gerçekleĢtirilmiĢtir. Uzaya çıkan toplam 307 insandan en yaĢlısı

59, en genci ise 25 yaĢındaydı. Uzayda en uzun kalanın kalıĢ

süresi 365 gün, 22 saat, 39 dakika ve 47 saniye olmuĢtur. En

Page 473: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

473

kısa kalıĢ süresi ise 15 dakika 28 saniyedir. Uzaya gönderilen

bir seferdeki en çok insan sayısı 12 olmuĢtur.

Bir uzay uçuĢu projesinde çalıĢmıĢ en büyük insan sayısı

376.600 kiĢi ile 1969‟daki Ay‟a ilk iniĢ projesinde oluĢmuĢtur.

Proje o zamanın değeriyle 6 milyar dolara mal olmuĢtur.

2.3.1999‟da Mir uzay istasyonu Dünya‟nın etrafında

75.000‟den fazla tur atarak rekor kırmıĢtır. Yeryüzüne geri

döndürüldüğünde yörüngesinde 13 yıl kalmıĢ olacaktır.

Halen yörüngede dolanan en eski uydu 17.3.1958‟de

fırlatılan Amerikan Vanguard-1 yapay uydusudur. En fazla

yapay uydu fırlatılan ülke Rusya ve eski devletleri olup, toplam

1337 uyduları yörüngelerinde dolanmaktadır. Dünya etrafında

halen 3173 hurda roket parçası dönmektedir. 2004 yılında

tamamlanacak olan The International Space Station 88 metre

uzunluğu, 109 metre kanat geniĢliği ve 414 ton ağırlığı ile Ģu

ana kadar imal edilmiĢ en büyük uzay yapısı ve uzay projesi

olacaktır. Proje 16 ülkenin uzmanlarınca gerçekleĢtirilmektedir.

Ödüller:

Ġlk Nobel ödülü 1901 yılında fizik, kimya, fizyoloji (tıp),

edebiyat ve barıĢ konularında verilmiĢtir.

En çok Nobel ödülünü Amerikalı bilim adamları almıĢ olup,

toplam 225 ödülden, 79 adedi fizyoloji, 65 adedi fizik, 42 adedi

kimya, 18 adedi barıĢ ve 21 adedi ekonomi dallarında

verilmiĢtir. Toplam 89 adet ödül alan Ġngiliz bilim

adamlarından 23 adedi fizyoloji, 23 adedi kimya, 19 adedi

fizik,10 adedi barıĢ, 8 adedi edebiyat ve 6 adedi ekonomi

dallarında kazanmıĢlardır.

En fazla Nobel ödülü alan bilim adamlarından, L. Pauling

(Amerika) 1954‟de kimya, 1962‟de barıĢ, Marie Curie

Page 474: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

474

(Polonya) 1903‟de fizik, 1911‟de kimya, J. Bardeen (Amerika)

1956‟da fizik, 1972‟de yine fizik, F. Sanger (Ġngiltere) 1958‟de

kimya, 1980‟de yine kimya dallarında ikiĢer ödül

kazanmıĢlardır.

Nobel ödülü kazanmıĢ en yaĢlı bilim adamı olan F.P. Rous

(Amerika) ödülünü 1966‟da 87 yaĢında iken almıĢtır. Nobel

ödülü kazanmıĢ en genç bilim adamı olan L. Bragg (Ġngiltere)

ödülünü 1915‟de 25 yaĢında iken almıĢtır.

Bilimsel Değerler

Page 475: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

475

Kitabın konuları ile ilgili sabit değerler, ölçümler,

gösterimler, sembol ve birimler aĢağıda belirtilmektedir.

Sabitler:

Newton gravitasyon sabiti = 6.67x10-8

cm3

/gr.sn2

= 6.67x10-8

din.cm2/gr

2

Boltzmann sabiti = 1.38x10-16

erg/K

Avogadro sabiti = 6.02x10-23

mol

Faraday sabiti = 96485.31 C/mol

Hubble sabiti = 15 - 30 km/sn/milyon ıĢık yılı = 64

km/sn/mega-parsek

Chandrasekhar limiti = 1.44 GüneĢ kütlesi

Pi sayısı = 3.1415927

Planck Değerleri:

Planck sabiti = 6.620755x10-34

Joule.sn=6.620755x10-27

erg.sn

Planck uzunluğu = 1.62x10-33

cm (protondan 1020

defa daha

kısa, bir sicimin boyudur. Gravitonun 10-43

saniyede aldığı yol

olup, bunun altında bildiğimiz uzay son bulur ve kuantum

köpüğü devreye girer.)

Planck kütlesi = 10-5

gram = 1019

GeV (bir protonun kütlesinin

1019

katı veya bir gramın yüzde birinin binde biridir. Ufak bir

toz taneciği kadar olup, sicim teorisindeki bir sicimin kütlesine

eĢittir)

Planck enerjisi = 1000 kw-saat (Planck uzunluğunu ölçmek için

gerekli enerji miktarı olup, sicim teorisindeki titreĢen

sicimlerin enerjisidir)

Planck zamanı = 10-43

sn (mümkün olan en kısa zaman aralığı

olup, ıĢığın Planck uzunluğunu kat ettiği zamandır. Bundan

Page 476: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

476

daha kısa bir zaman içinde iki ayrı olay olmuĢsa hangisinin

önce veya sonra olduğu söylenemez.)

Planck alanı = 2.61x10-66

cm2

(karadelik entropisinin

anahtarıdır)

Planck gerilimi = 1039

ton (bir sicimin gerilimidir)

Diğer Değerler ve Birimler:

Fotonun spini = 10-27

gr. cm2/sn

Protonun yükü = 1.602192x10-19

Coulomb

Elektronun yükü = 1.602192x10-19

Coulomb

Nötron yıldızının manyetik alanı = 1012

Oersted

Atomik kütle birimi = 1.66056x10-27

kg

Protonun kütlesi = 1.67265x10-27

kg (elektronun 1836.1 katı)

Nötronun kütlesi = 1.67495x10-27

kg (elektronun 1838.6 katı)

Elektronun kütlesi = 9.10953x10-31

kg

Atomun kütlesi = 3.2707x10-25

kg

Hidrojen atomunun kütlesi = 1.6734x10-27

kg

Fotonun kütlesi = 3x10-27

eV

Gravitonun kütlesi = 4.3x10-34

eV (en alt limittir)

Nötrinonun kütlesi = 10-32

eV (en hafif parçacıktır)

Muonun kütlesi = 1.88x10-28

kg

Z parçacığının kütlesi = 91.17 GeV (en ağır parçacıktır)

W parçacığının kütlesi = 40 GeV

Atomun hacmi = 1.6964x10-23

cm3

Dünya üzerindeki bütün bitkilerin ağırlığı = 1 trilyon ton

Ortalama bir yıldız ağırlığı = 1032

kg

Bütün yıldızların ağırlığı = 1055

kg

1 Angström (Å)=10-10

metre (bir atomun ölçüsüdür)

Page 477: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

477

1 Fermi = 10-13

cm (bir parçacığın ölçüsüdür)

Bohr yarıçapı = 5.29177x10-11

metre

Sicimin boyu = 10-33

cm (protondan 1020

defa daha küçük)

Kuarkın boyu = 10-18

metre

Elektronun yarıçapı = 2.81794092x10-15

metre

Bir atomun boyu = 10-8

cm (Angström birimidir)

Bir atomun çekirdeğinin boyu = 10-13

cm

Bir protonun boyu = 10-13

cm (1 Fermi)

Bir nötronun boyu = 10-13

cm

Bir elektronun boyu = 10-17

cm

Bir mikron = 0.001 mm

Compton dalga boyu = 2.42631x10-14

cm

Elektronun Compton dalga boyu = 10-11

cm

Pionun Compton dalga boyu = 10-13

cm

Protonun Compton dalga boyu = 10-15

cm

Gravitonun Compton dalga boyu = 10-32

cm

Görünen ıĢığın dalga boyu = 10-7

- 10-6

metre

Bir molekülün boyu = 10-8

metre

Gözle görülebilir en küçük cismin boyu = 10-4

metre

Mikroskopla görülebilir en küçük cismin boyu = 10-6

metre

Ġnsanın boyu = 102 metre

IĢığın boĢluktaki hızı = 299.792,458 km/sn=2.99x1010

cm/sn

(evrenimizdeki son hızdır)

Yeryüzüne düĢme hızı = 9.8 m/sn (1 g‟dır)

Yeryüzünden kaçma hızı = 11.18 km/sn=40.250 km/saat

GüneĢ‟ten kaçma hızı = 617.30 km/sn

Karadelikten kaçma hızı = sonsuz hız

Elektronun dönme hızı = 3000 km/sn

Bir tüp içindeki elektronun hızı = 2x107 m/sn

Page 478: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

478

Sesin hızı = 331.4 m/sn = 1193 km/saat (0 derecede, deniz

seviyesinde ve kuru havada)

Mach 1 = 1193 km/saat

Mach 2 = 2383 km/saat

Mach 3 = 3574 km/saat

Salyangozun hızı = 1 cm/sn

Yürüme hızı = 100 cm/sn

Otomobil hızı = 3x103 cm/sn

Jet uçağının hızı = 200 m/sn

Dünya‟nın dönüĢ hızı = 467 m/sn (ekvatorda)

Ay‟ın Dünya etrafındaki dönüĢ hızı = 1.02 km/sn

Dünya‟nın GüneĢ etrafındaki dönüĢ hızı = 29.8 km/sn

1 AÜ (Astronomik Ünite) = 149.598.023 km (GüneĢ-Dünya

arası uzaklık)

Bir ıĢık yılı = 9.460.528.405.000 km = 9.4605x1017

cm

Bir parsek = 3.26 ıĢık yılı = 30.660.672.000.000 km =

3.06x1013

km

1 Mega parsek = 106 parsek = 3.260.000 ıĢık yılı

EON = 1 milyar yıl

1 yıl = 31.600.000 sn = 3.16x107 sn

Bir parçacığın doğal zaman birimi = 10-23

sn

Uzun ömürlü bir parçacığın yaĢam süresi = 10-10

sn

Z parçacığının yaĢam süresi = 10-25

sn (en kısa ömür)

Muonun yaĢam süresi = 10-6

sn

Nötronun yaĢam süresi = 920 sn

Protonun yaĢam süresi = 1032

yıl (en uzun ömür)

Uranyumun yaĢam süresi = 1017

sn

Karbon-14‟ün yaĢam süresi = 1011

sn

Ġnsanın yaĢam süresi = 2.40x109 sn

IĢığın GüneĢ‟ten Dünya‟ya ulaĢma süresi = 480 sn

Page 479: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

479

Görünen ıĢığın bir titreĢiminin süresi = 10-15

sn

IĢığın bir atom boyu yol alma süresi = 10-18

sn

IĢığın bir atom çekirdeği boyu yol alma süresi = 10-24

sn

Bilinen en kısa zaman aralığı = 10-24

sn, buna tekabül eden en

kısa uzaklık = 10-14

cm

Bilinen en uzun zaman = 4.73x1017

sn (evrenin yaĢıdır)

Dev bir karadeliğin yaĢam süresi = 1090

yıl

Evrenin sıcaklığı = 270.42 derece

Mikrodalga arkaalan radyasyonu sıcaklığı = 2.74 K

Mikrodalga arkaalan radyasyonu yoğunluğu = 10-33

gr/cm3

Mutlak sıfır (0 Kelvin) = -273.16 derece = -459.69 0F

0 0C=273.16 Kelvin

100 0C = 373.16 Kelvin

1 Kelvin = 0C+273.16

Suyun donma noktası = 0 0C=273.16 K

Suyun kaynama noktası = 100 0C=373.16 K

Ġnsan vücudunun sıcaklığı = 37 0C = 310.16 K

Bir laboratuarda elde edilmiĢ en düĢük sıcaklık = 2x10-9

K

(mutlak sıfırın üzerindeki 1 0C‟nin iki milyarda biridir)

0C ile F arasındaki dönüĢümler:

0C = (F – 32) x 5/9‟dur

0F = (C x 1.8) + 32 veya

0F = (9/5 x

0C) + 32‟dir.

100 0C = 212

0F

Ses yoğunluk seviyeleri:

Jet uçağının gürültüsü = 120 dB (decibels)

Trafik gürültüsü = 70 dB

KonuĢma gürültüsü = 50 dB

Islık gürültüsü = 20 dB

Page 480: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

480

1 eV (elektron volt) = 1.6x10-12

erg (kütle enerji birimidir)

1 eV = 1.7826627x10-36

kg

1 MeV = 1.60x10-6

erg = 106 eV

1 Erg = 2 gramlık bir tahta kurusunun 1 cm/sn‟lik bir hızdaki

sürtünme hareketinin enerjisidir.

1 Joule = 2.77x10-7

kW-saat

1 kW-saat = 3.6x1013

erg

1 kalori = 4x1010

erg

1 HP = 0.746 kW

1 kW = 1.3 HP

Atom hızlandırıcısındaki protonun enerjisi = 30 milyar eV

Bugünkü hızlandırıcılarda elde edilmiĢ en büyük enerji = 102

GeV

GUT‟u elde etmek için gerekli enerji = 1015

GeV (GUT

parçacığının enerjisidir.)

1 radian = 57.2958 derece

1 dik açıdaki yay saniyesi sayısı = 324.000

1 gram maddedeki proton sayısı = 1024

1 çay kaĢığındaki mikrop sayısı = 108

Dünya‟nın bütün sahillerindeki kum sayısı = 1020

Dünya‟daki bütün canlıların sayısı = 1029

Dünya‟daki canlılardaki atomların sayısı = 1041

GüneĢ‟teki atom çekirdeklerinin sayısı = 1057

Evrendeki atomların sayısı = 1080

Evrendeki fotonların sayısı = 1088

Evrendeki baryonların sayısı = 1080

Evrendeki protonların sayısı = 1082

Evrendeki elektronların sayısı = 1082

Evrendeki nötrinoların sayısı = 1079

Evrendeki foton ve gravitonların sayısı = sayısız

Page 481: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

481

Evrendeki yıldızların sayısı = 20x1021

(20 milyar kere trilyon)

Evrendeki galaksilerin sayısı = 100 milyar

Samanyolu‟ndaki yıldızların sayısı = 200 milyar

Evrenin çevresi = 125 milyar ıĢık yılı (Hubble sabitinin

bugünkü değerine göre)

Evrenin bugünkü geniĢliği = 1027

km

Gözlenebilen evren sınırı = 1024

km=1011

ıĢık yılı

Evrenin ağırlığı = 2x1054

gram

Evrenin çapı Planck uzunluğunun 1060

katıdır.

Astronomik Ölçümler:

Galaktik kümemizin boyu = 107 ıĢık yılı

Bir kızıl devin boyu = 108 km

Bir beyaz cücenin boyu = 104 km

Bir nötron yıldızının boyu = 10 km

Bir nötron yıldızının yoğunluğu = 5x1014

gr/cm3

Bir karadeliğin yoğunluğu = 200 milyon ton/cm3

Samanyolu‟nun kütlesi = 2x1044

gram

Samanyolu‟nun ortalama yoğunluğu = 7x10-24

gr/cm3

Samanyolu‟nun optik parlaklığı = 4x1043

erg/sn

Samanyolu‟nun manyetik alanı = 6x10-6

Oersted

Samanyolu‟nun açısal momenti = 1074

gr.cm3/sn

Samanyolu‟nun boyu = 105 ıĢık yılı

GüneĢ‟in kütlesi = 1.98x1033

gram

GüneĢ‟in ortalama yoğunluğu = 1.41 gr/cm3

GüneĢ‟in merkez yoğunluğu = 160 gr/cm3

Page 482: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

482

GüneĢ‟in optik parlaklığı = 3.90x1033

erg/sn (3.9x1027

kw)

GüneĢ‟in açısal momentumu = 1.7x1046

gr.cm3 /sn

GüneĢ‟in merkez basıncı = 2x1017

din/cm2

GüneĢ‟in merkez sıcaklığı = 15.0x106 K

GüneĢ‟in yüzey sıcaklığı = 5800 K

GüneĢ‟in yarıçapı = 6.96x1010

cm

GüneĢ‟in kritik yarıçapı = 3 km

GüneĢ sisteminin geniĢliği = 1013

m

Dünya‟nın kütlesi = 6.60x1027

gram

Dünya‟nın ortalama yoğunluğu = 5.51 gr/cm3

Dünya‟nın merkez yoğunluğu = 13.6 gr/cm3

Dünya‟nın merkez sıcaklığı = 6600 K

Dünya‟nın ortalama yarıçapı = 6368 km

Dünya‟nın kritik yarıçapı = 3 cm

Dünya-Ay arası uzaklık = 382.200 km (ortalama)

Temel Ölçümler/Metrik Sistemler:

Uzunluk (Birimi: metre) = 1 metre, ıĢığın boĢlukta

0.00000333564 saniyede aldığı mesafedir. Veya, Krypton-86

atomunun boĢlukta, 2p10

ile 5d5

enerji seviyeleri arasındaki

elektron hareketinin 1.650.763,73 dalga boyuna eĢit

uzunluktur.

Zaman (Birimi: saniye) = 1 saniye, cesium-133 atomunun

çıkardığı radyasyonun 9.192.631.770 tane titreĢiminin

süresidir.

Kütle (Birimi: kg) = Paris‟teki International Bureau of

Weights and Measures‟de bulunan platinyum-iridyum karıĢımı

bir silindirin ağırlığıdır.

Page 483: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

483

Sıcaklık (Birimi: Kelvin) = 1 Kelvin, suyun üçlü (suyun katı,

sıvı ve buharlaĢma noktaları) termodinamik sıcaklığının

0.0036608 kesridir. 0 0K sıcaklığına mutlak sıfır denir. Veya,

Celsius derecesine 273.16 ilave edilerek tanımlanan mutlak

sıcaklık ölçeğidir.

Elektrik Akımı (Birimi: Amper) = 1 Amper, boĢlukta

birbirinden 1 metre uzaklıkta birbirine paralel duran iki uzun

telden geçen akımın çıkardığı manyetik alanın 1 metrelik

uzunluğa tekabül eden 2x10-7

Newtonluk güce eĢit akım

miktarıdır.

Aydınlık Yoğunluğu (Birimi: candella) = 1 candella,

platinumun donma sıcaklığında 1 m2‟lik boĢluktaki

yoğunluğunun 0.000001666‟da biridir.

Madde Miktarı (Birimi: mole) = 1 mole, 0,012 kg karbon-12

atomunun ihtiva ettiği parçacık sayısına eĢit bir sistemin madde

miktarıdır.

Zamanlar:

Femtosecond fs 10-15

sn lazer ıĢınının patlamasıdır.

Picosecond ps 10-12

sn bilgisayardaki en hızlı

intikaldir.

Nanosecond ns 10-9

sn ıĢığın 1 metre yol almasıdır.

Microsecond μs 10-6

sn bir saniyenin milyonda biridir.

Millisecond ms 10-3

sn beyindeki nöronların

intikalidir.

Second sec Dünya‟nın yörüngesinde 29.6

km yol almasıdır.

Minute min 60 sn insan kalbinin egzersizle 45 lt

kan pompalamasıdır.

Hour hr 3600 sn insan vücut derisinden 600.000

Page 484: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

484

parçacık dökülür.

Day da 86.400 sn 5 lt kan vücutta 1000 dolaĢım

yapar.

Week wk 604.800 sn

Month mo 2.630880 sn insan saçı 13 mm büyür.

Year yr 31.536.000 sn yeryüzünde 16 milyon yıldırım

çakar.

*Second: saniye, minute: dakika, hour: saat, day: gün, week:

hafta, month: ay ve year: yıldır.

Gösterimler:

10=101, 100=10

2, 1000=10

3, 10.000=10

4, 1.000.000=10

6

246=2.46x102, 3.240.000.000.000.000.000.000=3.24x10

21

0.1=10-1

, 0.01=10-2

, 0.001=10-3

, 0.0001=104, 0.000001=10

-6

0.000.000.023=2.3x10-8

olarak gösterilebilir.

Metrik Gösterimler:

10 deka da 10-1

desi d

102

hekto h 10-2

santi c

103

kilo k 10-3

mili m

106

mega M 10-6

mikro

109 giga G 10

-9 nano n

1012

tera T 10-12

pico p

1015

peta P 10-15

femto f

1018

exa E 10-18

atto a

Page 485: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

485

Fiziksel Semboller:

c = boĢluktaki ıĢık hızı N = atom çekirdeği

e = elektronik yük birimi + = pozitif

pion

g = gravitasyon serbest düĢme hızı - = negatif pion

h = Planck sabiti 0 = nötr pion

K = sıcaklık birimi (Kelvin) = alpha ıĢını

n = nötron = beta ıĢını

p = proton = gamma ıĢını

NA = Avogadro sabiti - = muon

AU = Astronomik ünite, uzunluk + = antimuon

e = Euler sayısı (2. 71828 ...) = nötrino

e+ = positron e

- = elektron

μ = mikron

Fiziksel Birimler:

Å = Angström uzunluk F = Farad, kapasitör

P = Yoğunluk T = Tesla, manyetizma yoğunluğu

E = Elektrik alanı J = Joule, enerji

G = Ağırlık W = Watt, kuvvet, güç

S = Entropi V = Volt, elektrik potansiyeli,

voltaj

T = Mutlak Sıcaklık H = Henry, indükleme

V = Elektrik potansiyeli Oe=Oersted, manyetik alan

P = Parçacık momentumu Hz=Hertz, frekans

B = Manyetik alan Bq=Becquerel, radyoaktivite

= Dalga boyu Wb=Weber, manyetik alan

Page 486: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

486

= Manyetik moment S=Siemens, elektrik iletkenliği

= Frekans Ω=Ohm, elektrik direnci miktarı

h = Verim A=Amper, elektrik akımı miktarı

= Elektrik gücü C=Coulomb, elektrik yükü miktarı

= Yüzey gerilimi N=Newton, kuvvet

= Parlaklık Pa=Pascal, basınç

= AkıĢkanlık Lx=Lux, aydınlatma Ģiddeti

= Kırılma Ġndisi Lm=Lumen, ıĢık akıĢı

Cd=Candella, ıĢık Ģiddeti 0C=Celsius, sıcaklık

0F=Fahrenheit, sıcaklık eV=elektron-volt, enerji

Fm=Fermi, uzunluk Mx=Maxwell, manyetik akıĢ

Ci=Curie, radyoaktivite P=Poise, vizkosite

Pc=Parsec, uzunluk Gs=Gauss, manyetik akıĢ yoğunluğu

Amu=atomik kütle Bar=Basınç

Btu=Ġngiliz ısı Cal=Kalori, enerji

Dyne=Güç Erg=Enerji

Mach=Hız Radyan=Açı (10=0.0l7453 rad)

Mol=Madde miktarı

Ġvme=m/sn2 Açısal hız=rad/sn

Açısal ivme=rad/sn2 Momentum=kgm/sn

Açısal momentum=kgm2/sn Hacimsal debi=m

3/sn

Kütlesel debi=kg/sn Sıcaklık akıĢı=m2/sn

Parlaklık=erg/sn Aydınlatma yoğunluğu=cd/m2

Basınç=kg/m.sn2 Kuvvet=kgm/sn

2

Elektrik potansiyeli=kgm2/sn

3 Elektrik direnci=kgm

2/sn

2A

2

Manyetizma yoğunluğu=volt.sn Enerji=kgm2/sn

2=Nm

Güç=kgm2/sn

3=J/sn Yoğunluk=kg/m

3

Molar kütle=kg/mol

Geometrik ġekiller:

Page 487: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

487

Ġki boyutlular = kare (square), dikdörtgen (rectangle), daire

(circle), üçgen (triangle), poligon (polygon)

Üç boyutlular = küp (cube), Silindir (cylinder), küre (sphere),

dikdörtgen prizma (rectangular prism), piramit (pyramid), koni

(cone)

Konik kesitler = daire (circle), elips (ellipse), parabol

(parabola), hiperbol (hyperbola)

Poligonlar:

Üçgen triangle)=3 kenarlı

Dörtgen (square)=4 kenarlı

BeĢgen (pentagon)=5 kenarlı

Altıgen (hexagon)=6 kenarlı

Yedigen (heptagon)=7 kenarlı

Sekizgen (octagon)=8 kenarlı

Dokuzgen (nonagon)=9 kenarlı

Ongen (decagon)=10 kenarlı

Onbirgen (undecagon)=11 kenarlı

Onikigen (dodecagon)=12 kenarlı

Astronomik Semboller:

θ merkez dünya tam ay

ų neptün ђ satürn güneĢ

? sonsuz sayı 60 derece ? 90 derece

120 derece yıldız Ó 0 derece

? Venüs, ? Mars, Nebula, Ay, * Yıldız, K. Yıldız,

Page 488: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

488

Bilgisayarın Evrimi

MÖ-4000: Çin ve Babil‟de ilk Abaküs kullanıldı.

Page 489: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

489

1623: Alman William Schickard, Tübingen‟de mekanik

hesaplama makinasını yaptı. Bu, ilk sayısal bilgisayar olarak

kabul edilir.

1630: Ġngiliz William Oughtred, ilk kayıcı hesap cetvelini

yaptı.

1642: Fransız Blaise Pascal, sekiz rakamlı sayıları alan,

mekanik toplama makinasını imal etti.

1673: Alman Gottfried Leibniz, mekanik çarpma, bölme ve

karekök bulma makinasını yaptı.

1745: Fransız Jacques de Vaucanson, tekstil tezgahlarında

kullanılmak için üzerinde delikler bulunan metal tambur

kullandı.

1800: Fransız Joseph Jacquard, dokuma tezgahları için

programlama yapabilen ilk kartları imal etti.

1823: Ġngiliz Charles Babbage, ilk analitik otomatik

bilgisayarı yaptı ve trigonometrik, logaritmik tabloları

hesapladı.

1854: Ġngiliz George Boole, ikili mantıksal üzerine makale

yayınladı.

1876: Ġngiliz William Thomson (Lord Kelvin), makinaların

matematiksel hesaplara göre programlanabileceğini gösterdi.

1896: Amerikalı Herman Hollerith, 1890 nüfus sayımı için

kart okumalı makinayı imal etti.

1936: Alman Konrad Zuse, elektromanyetik ruloları

kullanarak ilkel sayısal bilgisayarı imal etti.

1937: Ġngiliz Alan Turing, bilgisayarların teorik limitlerini

belirten On Computable Numbers’i yazdı. Bell

Laboratuarlarında Turing makinasına dayanan ilk röleli

bilgisayar imal edildi.

1943: John Atanasoff ve Clifford Berry, ilk elektronik ve

vakum tüplü bilgisayarı yaptı.

Page 490: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

490

1944: IBM‟den Amerikalı Howard Aiken, ilk genel maksat

sayısal bilgisayarı (Mark I) imal etti.

1946: Amerikalı John Eckert ve J. Mauchly, 18.000 adet

vakum tüplü, 30 ton ağırlığında ilk elektronik nümerik

bilgisayarı (ENIAC) yaptı. Macar John Von Neumann, sayısal

bilgisayarların prensiplerini belirten makalesini yayınladı.

1948: Ġngiltere‟de ilk elektronik program depolanmıĢ sayısal

bilgisayar (MADAM) imal edildi, transistor keĢfedildi. IBM

seçici sıralı elektronik bilgisayarı geliĢtirdi.

1949: Cambridge Üniversitesinde EDSAC (Elektronic Delay

Storage Automatic Computer) imal edildi. Amerika‟da BINAC

(binary automatic computer), ilk elektronik depolanmıĢ

programlı bilgisayar yapıldı.

1950: Amerika‟da ultrasonik hafızalı SEAC bilgisayarı imal

edildi.

1951: Remington-Rand UNIVAC-1 (Universal Automatic

Computer), manyetik bantlı bilgisayarı imal etti.

1954: Tamamı transistorlu ilk bilgisayar yapıldı.

1956: John Backus, FORTRAN bilgisayar lisanını geliĢtirdi.

MANIAC-1 programı satranç oyununda insanı yendi.

1958: Jack Kilby integre devreleri geliĢtirdi.

1959: Grace Hopper, yüksek seviye COBAL lisanını buldu.

1965: John Kemeny ve Thomas Kurtz, BASIC programını

geliĢtirdi. Entegre devreli ve yüksek hızlı IC bilgisayarı imal

edildi. CD 6000 ilk süper bilgisayarı yapıldı.

1967: Gene Amdahl, paralel proses fikrini geliĢtirdi. Ġlk PC

oyunu bulundu. RAM çipli, yarı iletken, hafızalı bilgisayar imal

edildi.

1970: Bilgisayar floppy diski imal edildi.

1971: Intel ilk microprocessor (chip) imal etti. Texas

Instruments ilk cep hesap makinasını yaptı.

1975: Amerika‟da ilk PC, Altair-8800 imal edildi.

Page 491: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

491

1977: Ġlk toplama PC (Apple II) imal edildi.

1981: IBM ilk DOS operasyon sistemini buldu. Ġlk Windows

sistemi yapıldı.

1988: Ġlk optik microchip sistemli bilgisayar yapıldı.

1989: 200 milyon karakteri depolayan silikon hafızalı chipli

bilgisayar imal edildi.

1950: Microsoft Windows sistemini geliĢtirdi.

Bilimde Klasikler

Page 492: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

492

Tarih boyunca, önde gelen bilim adamlarınca yazılmıĢ ve

bilime yön veren eserlerden en önemlileri Ģunlardır:

On Nature, MÖ-400, Empedocles

Metaphysics, MÖ-380, Aristotle

Historia Animalium, MÖ-375, Aristotle

Airs, Waters, Places, MÖ-350, Hippocrates

The Sacred Disease, MÖ-350, Hippocrates

Elements of Geometry, MÖ-300, Euclid (13 cilt)

Arithmetica, MÖ-250, Diophantus

Historia Plantarum, MÖ-250, Theophrastus

On Conic Sections, MÖ-200, Apollonius

Sand-Reckoner, MÖ-200, Archimedes

De Materia Medica, MS-40, Pedanius Dioscorides of

Anazarbus

Pneumatics, MS-62, Hero

Historia Naturalis, MS-77, Pliny (37 cilt)

Geography, MS-150, Ptolemy

Algamest, MS-150, Ptolemy

Optics, MS-150, Ptolemy

Methodus Medendi, MS-190, Galen

De Usu Partium, MS-200, Galen

Arithmetica, MS-250, Diophantus

Mathematical Collections, MS-320, Pappus

Algebra, 845, Al-Khwarizmi

Canon of Medicine, 1000, Avicenna (Ġbni-Sina)

The Threasury of Optics, 1000, Alhazen

Brush Talks from Dream Brook, 1070, Kua Shen

Book of The Abacus, 1202, Leonardo Fibonacci

Liber Quadratorum, 1225, Leonardo Fibonacci

Page 493: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

493

Sphaera Mundi, 1450, Johannes de Sacrobosco

The Revolution of The Heavenly Spheres, 1530, Nicolaus

Copernicus

On the Structure of The Human Body, 1543, Andreas Vesalius

Ars Magna, 1545, Niccolo Tartaglia

On Contagion and Contagious Diseases, 1546, Girolamo

Fracastoro

The Nature of Fossils, 1546, Georgius Agricola

De Re Metallica, 1555, G. Agricola

On Anatomy, 1559, Matteo Colombo

Opuscula Anatomica, 1564, B Eustachio

Magnum Opus, 1567, J.F. Fernel

Ars Magna, 1570, Girolamo Cardano

De Nova Stella, 1573, Tycho Brahe

De Plantis, 1583, Caesalpinus

In Artem Analyticam Isogoge, 1591, Franciscus Vieta

Mysterium Cosmographium, 1596, Johannes Kepler

Herbal, 1596, John Gerard

Alchemia, 1597, Andreas Libavius

De Magnete, 1600, William Gilbert

Advancement of Learning, 1605, Francis Bacon

Astronomia Nova, 1609, Johannes Kepler

Sidereal Messenger, 1610, Galileo Galilei

Description of the Marvellous Canon of Logarithms, 1614,

John Napier

On the Development of Eggs and Chickens, 1621, Hieronymus

Fabricius

De Augmentis Scientiarum, 1623, Francis Bacon

Logarithmical Arithmetic, 1624, Henry Briggs

Rudolphine Tables, 1627, Tycho Brahe

Page 494: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

494

On the Motions of the Heart and Blood, 1628, William Harvey

Dialogue on the Two Chief World Systems, 1632, Galileo

Galilei

Discourse de la Methode, 1637, Rene Descartes

Discourses Concerning Two New Sciences, 1638, Galileo

Galilei

Essay Pour Les Coniques, 1640, Blaise Pascal

De Motu, 1641, Evangelista Torricelli

Principia Philosophiae, 1644, Rene Descartes

Theoromata, 1651, Christiaan Huygens

On the Generation of Animals, 1651, William Harvey

Arithmetica Infinitorum, 1655, John Wallis

The Spectical Chymist, 1661, Robert Boyle

Micrographia, 1665, Robert Hooke

The Method of Treating Fevers, 1666, Thomas Sydenham

Treatise on The Heart, 1669, Richard Lower

Pensees,1670, Blaise Pascal

Horologium Oscillatorium, 1673, Christiaan Huygens

Cours de Chymie, 1675, Nicolas Lemery

DeMotu Corporum, 1684, Isaac Newton

New Method for The Greatest and Least, 1684, Gottfried

Leibniz

The Mathematical Principles of Natural Philosophy, 1687,

Isaac Newton

Description des Arts et Metiers, 1703, Rene Reaumur

Historia Generalis Plantarum, 1704, John Ray

Opticks, 1704, Isaac Newton

Ars Conjectandi, 1713, J. Bernoulli

Traite des Chemins, 1715, Hubert Gautier

The Doctrine of Chances, 1718, Abraham De Moivre

Page 495: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

495

Elementa Chemiae, 1724, Hermann Boerhaave

Vegetable Staticks, 1727, Stephen Hales

The History of Insects,1734, Rene de Reaumur

Systema Naturae, 1735, Carl Linnaeus

Hydrodynamica, 1738, Daniel Bernoulli

Biblia Naturae, 1738, Jan Swammerdam

Traite de Dynamique, 1743, Jean D‟Alembert

Introductio, 1748, Leonhard Euler

Philosophia Botanica, 1750, Carolus Linnaeus

Experiments on Electricity, 1751, Benjamin Franklin

A Treatise on The Scurvy, 1754, James Lind

Tentamen Theoriae Electricitatis et Magnetismi, 1759, Franz

Aepinus

Histoire Naturelle, 1767, George-Louis Buffon (44 cilt)

Kritik der Reinen Vernunft, 1781, Immanuel Kant

Cristallographie, 1783, Louis Rome De Lisle

Istituzioni Analitiche, 1784, Maria Agnesi

An Account of The Foxglove, 1785, William Withering

A Theory of The Earth, 1785, James Hutton

Elementary Treatise On Chemistry, 1789, Antoine Lavoisier

New Experiments on Electricity, 1789, Abraham Bennet

The Natural History And Antiquities of Selborne, 1790, Gilbert

White

Systeme du Monde, 1796, Pierre Simon Laplace

Effects of The Variolae Vaccinae, 1798, Edward Jenner

The Principle of Population, 1798,Thomas Malthus

La theorie des Nombres, 1798, Andrien-Marie Legendre

Analytical Mechanics, 1798, Joseph Louis Lagrange

Sound and Light, 1800, Thomas Young

Traite de Mineralogie, 1801, Rene Haüy

Page 496: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

496

Researches in Arithmetic, 1801, Carl Friedrich Gauss

Elements of Experimental Chemistry, 1801, William Henry

Geometrie de Position, 1803, Sadi Carnot

New System of Chemical Philosophy, 1808, John Dalton

Philosophie Zoologique, 1809, Pierre Lamarck

Idea of a New Anatomy of The Brain, 1811, Charles Bell

Elementary Theory of Botany, 1813, Augustin Candolle

On Mediate Auscultation, 1819, Rene Laennec

Cours D‟Analyse, 1821, Augustin Cauchy

Observations Electro-dynamiques, 1822, Andre Marie Ampere

Reflections On The Motive Power of Fire, 1824, Sadi Carnot

Traite des fonctions elliptiques, 1825, Andrien-Marie Legendre

Celestial Mechanics, 1825, Pierre Simon Laplace

Chemical Manipulation, 1827, Micheal Faraday

Principles of Geology, 1830, Charles Lyell

Experimental Researches On Electricity, 1831, Michael

Faraday

System of Mineralogy, 1837, James Dwight Dana

The Silurian System, 1839, Roderick Murchison

Mathematical Analysis of Logic, 1847, George Boole

Systeme Glaciere, 1847, Jean Louis Agassiz

Voyage of Discovery, 1847, James Ross

Conservation of Energy, 1847, Hermann Helmholtz

Histoire Naturelle des Poissons, 1849, Georges Cuvier

Ueber die Bewegende Kraft der Warme, 1850, Rodolf Clausius

Laws of Thought, 1854, George Boole

Principles of Psychology, 1855, Herbert Spencer

On The New Chemical Theory, 1858, Archibald Couper

Cellular Pathologie,1858, Rudolf Virchow

On the Origin of Species by Means of Natural Selection, 1859,

Charles Darwin

Page 497: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

497

Natural History of European Seas, 1859, Edward Forbes

Chemical Studies, 1861, Johann Loschmidt

Mechanics, 1863, Ernst Mach

Zoological Evidence, 1863, Thomas Huxley

Plant Genera, 1863, George Bentham

Lectures On Number Theory, 1863, Peter Dirichlet

Prehistoric Times, 1865, John Lubbock

Contributions to the Theory of Natural Selection, 1870, Alfred

Wallace

The Descent of Man and Selection in Relation to Sex, 1871,

Charles Darwin

The Theory of Sound, 1873, John William Rayleigh

Treatise On Electricity and Magnetism, 1873, James Maxwell

Le Soleil, 1875, Angelo Secchi

General Pathology, 1877, Jolius Cohnheim

Hand-Book of Organic Chemistry, 1881, Friedrich Beilstein

Ants, Bees and Wasps, 1882, John Lubbock

Oeuvres Completes, 1882, Augustin Cauchy (30 cilt)

Genera Plantarum, 1883, Joseph Hooker (7 cilt)

Etudes de Dynamique Chimique, 1884, J.Van‟t Hoff

Animal Locomotion, 1887, Eadwear Muybridge

Electromagnetic Theory, 1891, Oliver Heaviside

Evolution and Ethics, 1893, Thomas Henry Huxley

Analysis Situs, 1895, Henry Poincare

Number Information, 1897, David Hilbert

Theory of Groups, 1897, William Burnside

Seismology, 1898, John Milne

Foundation of Geometry, 1899, David Hilbert

Mendel‟s Principles of Heredity, 1902, William Bateson

The Mutation Theory, 1903, Hugo De Vries

The Principles of Mathematics, 1903, Bertrand Russell

Page 498: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

498

Radioactivity, 1904, Ernest Rutterford

The Integrative Action of The Nervous System, 1906, Charles

Sherrington

Mars and its Canals, 1906, Percival Lowell

Diseases of The Heart, 1908, James Mackenzie

Inborn Errors of Metabolism, 1908, Archibald Garrod

Science et Methode, 1909, Henri Poincare

Elements of Heredity, 1909, W. Ludwig Johanssen

Studies in Radioactivity, 1912, William Henry Bragg

Les Atomes, 1913, Jean Perrin

Principles of General Physiology, 1914, William Bayliss

The Origin of Continents, 1915, Alfred Wegener

The Origin of The Earth, 1916, Thomas Chamberlin

Binary Stars, 1918, Robert Aitken

Mathematical Theory of Relativity, 1923, Arthur Eddington

Valence and the Structure of Atoms and Molecules, 1923,

Gilbert Lewis

The Theory of The Gene, 1926, Thomas Hunt Morgan

Internal Constitution of the Stars, 1926, Arthur Eddington

Electronic Theory of Valency, 1927, Nevil Sidgwick

The Evolution of Ingneous Rocks, 1928, N. Levi Bowen

Principles of Quantum Mechanics, 1930 Paul Dirac

Mendelism and Evolution, 1931, Edmund Ford

The Theory of Electric and Magnetic Susceptibilities, 1932,

John Van Vleck

Man And the Unknown, 1935, Alexis Carrel

Topologie, 1935, Pavel Aleksandrov

On Computable Numbers, 1936, Alan Turing

The Origin of Life on Earth, 1936, Alexandr Oparin

Recollections And Reflections, 1936, J.J. Thomsoy

The Atom, 1937, George P. Thomson

The Nature of The Chemical Bond, 1939, Linus Pauling

Page 499: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

499

Energy Producing in Stars, 1939, Hans Albercht Bethe

Elements de Mathematiques, 1939, Nicolas Bourbaki

Evolution: The Modern Synthesis, 1942, Julian Huxley

The Theory of Games, 1944, John Von Neumann

The Principles of Geology, 1944, Arthur Holmes

What is Life, 1944, Erwin Schrödinger

Heredity, Race and Society, 1946, T. Dobzhansky

Cybernetics, 1948, Norbert Wiener

The Steady-State Theory of The Expanding Universe, 1948,

Hermann Bondi

Quantum Theory, 1951, David Bohm

The Study of Instinct, 1951, Nikolaas Tinbergen

Nature of the Universe, 1952, Fred Hoyle

Valence, 1952, Charles Coulson

Symmetry, 1952, Hermann Weyl

Seismicity of The Earth, 1954, Francis Richter

Thermodynamics of Irreversible Processes, 1955, Ilya

Prigogine

The Physics of Clouds, 1957, John Mason

The Theory of Evolution, 1958, John Maynard

The Physical Foundation of Biology, 1958, Maurice Elsasser

The Double Helix, 1968, James Watson

The Living Sea, 1963, Jacques Cousteau

The Large Scale Structure of Space-Time, 1973, Stephen

Hawking

Cosmic Connection, 1973, Carl Sagan

The First Three Minutes, 1977, Steven Weinberg

Gaia, 1979, James Lovelock

The Large Scale Structure of the Universe, 1979, Edwin

Peebles

A Brief History of Time, 1988, Stephen Hawking

Page 500: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

500

Homo habilis, 1991, Phillip Tobias

Bilimsel Güzel Sözler

Bilim asrımızın sanatıdır, bilgi ise güçtür.

Bilim bir varıĢ değildir. O, bir seyahattir.

Bilgimiz arttıkça ne kadar az Ģey bildiğimizi daha fazla

anlamaktayız.

Page 501: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

501

Bilgilerimiz fazlalaĢtıkça henüz öğrenmediklerimize göre,

öğrenmiĢ olduklarımızın bir hiç olduğunu daha iyi

anlamaktayız.

Bugün, dün ne kadar az Ģey bildiğimize gülmekteyiz. Yarın

ise, bugün ne kadar az Ģey bildiğimiz için güleceğiz.

En parlak bilim adamları doğru cevaplar verenler olmayıp,

doğru soruları soranlardır.

Sadece para için değil, Ģeref için yazanlar daha makbuldür.

Politika Ģu an içindir. Fakat bir denklem ebediyet içindir.

Hayattaki baĢarı A ise, A=X+Y+Z‟dir. X çalıĢmak, Y oyun, Z

ise çeneni kapalı tutmaktır.

Küçük kafalar insanları, orta kafalar olayları, büyük kafalar

ise fikirleri konuĢur.

Gördüklerimiz gerçektir, görmediklerimiz ise daha da

gerçektir.

Cevizin kabuğunu kırıp içine giremeyen, cevizi sadece bir

kabuk zanneder.

Körlük insanları olaylardan ayırır. Sağırlık ise insanları

insanlardan ayırır.

Bütün güzel Ģeyler fazla uzayınca can sıkar. En iyisi bir tek

Ģeyi değil, hepsini birden yapmaktadır.

Evren düĢündüğü için vardır.

Ġstikbali fazla düĢünmem. O hemen gelir.

Kırk yaĢından önce bir filozof olunamaz. Kırk yaĢından

sonra ise bir matematikçi olarak kalınamaz.

Bir matematikçi ya muazzamdır yada hiçbir Ģey.

Bir matematikçinin matematiksel yaĢamı kısadır.

Matematikçi, 25 veya 30‟undan sonra nadiren bir geliĢme

yapabilir.

Hemen hemen bütün matematikçiler babaların en büyük

oğullarıdır. Büyük kardeĢler de keza birer matematikçidir.

Page 502: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

502

Eğer GüneĢ‟e ulaĢmanın, onun Ģekil, ölçü ve maddesini

öğrenmenin fiyatı olmuĢ olsaydı, Phaeton gibi yakılarak ölmeyi

isterdim. -Eudoxus-

Ptolemy Euclid‟e, Elements‟i çalıĢmadan, kısa yoldan

geometri bilgisine ulaĢmanın bir yolu olup olmadığını

sorduğunda Euclid ona, geometriye kısa yoldan ulaĢacak bir

kraliyet yolunun bulunmadığını söyler. -Proclus Diadochus-

Arılar altıgenin kare ve üçgenden daha büyük olduğunu ve

aynı malzeme miktarı ile daha fazla balın depolanabileceğini

bilirler. -Pappus of Alexandria-

Thales‟e sorulan temel sual ne biliyoruz değildi, fakat nasıl

biliyoruz idi. -Aristotle-

Pers krallığını kazanmaktansa, tek bir olayı keĢfetmiĢ olmayı

tercih ederim. -Democritus-

DüĢünüyorum, o halde varım. -Descartes-

Matematik bilimlerin kraliçesidir. Sayılar teorisi ise

matematiğin kraliçesidir. -Gauss-

Gerçek dünyanın fenomenlerine bir gün tatbik edilemeyecek

bir matematik dalı yoktur. -Lobachevsky-

Biyolojide evrimin ıĢığı altında olmayan hiçbir Ģeyin anlamı

yoktur. -Dobzhansky-

Sıfır, orada hiçbir Ģeyin olmadığını söyleyebilmek için orada

bulunması gereken bir Ģeydir. -Menninger-

Hiçbir Ģey doğru olduğundan daha Ģahane değildir. -

Faraday-

Elektriği keĢfeden Faraday, onun akım Ģeklinde yol

alabileceğini anlayınca bu acayip durumun nelere sebep

olabileceğini çıkaramadı. Fakat, yörenin vergi toplayıcısı

yaptığın iĢ neye yarıyor diye sorunca, Faraday‟ın cevabı Sir, bir

gün bundan büyük vergi toplayacaksın oldu.

Dinsiz bilim kör, bilimsiz din topaldır. -Einstein-

Allah‟ın düĢüncelerini bilmek isterdim, gerisi ayrıntıdır.

Page 503: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

503

-Einstein-

Tanrı titizdir ama zalim değildir. -Einstein-

ġanslı Newton, bilimin mutlu çocukluğu.... Doğa onun için

bir kitaptı ve o kelimeleri zahmetsiz okuyabiliyordu. -Einstein-

Matematik yasaları relativiteye havale edildiği sürece onlar

kesin değildir. Matematik yasaları kesin olduğu sürece onlar

relativiteye havale edilemez. -Einstein-

Eğer relativite teorimin doğru olduğu ispat edilirse,

Almanya benim bir Alman, Fransa ise bir Dünya vatandaĢı

olduğumu ilan edecekler. Teorim doğru çıkmazsa, Fransa bir

Alman, Almanya ise bir Yahudi olduğumu iddia edecekler. -

Einstein-

Güzel bir kızla flört ederken, bir saat bir saniye gibi görülür.

Bir kömür cürufu üzerinde otururken, bir saniye bir saat gibi

görülür. Relativite iĢte budur. -Einstein-

Kuantum teorisine itiraz eden Einstein: Tanrı evrenle zar

atmaz. Ona cevap veren Bohr: Albert, Tanrıya ne yapması

gerektiğini söyleme cevabını verdi.

Page 504: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

504

Bilimin Son Sınırına mı Gelindi?

Son zamanlarda, ileri bilim çevrelerinde, Bilim adamları ve

filozoflar arasında Ģu konu tartıĢılmaktadır: acaba bilimin

sonuna mı gelindi ?

Bu konuda yazarın kendi fikri Ģudur: Evet, bilimin,

teknolojik konuların değil ama, bilimsel formül ve

denklemlerin en son sınırına ulaĢılmıĢ bulunulmaktadır. Bu

kitabın yazarı, bundan sonra artık daha ileri seviyede bilimsel

Page 505: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

505

denklemlerin, formül, teori ve yasaların yaratılamayacağı

düĢüncesindedir.

Bilimsel denklem, formül denilince teknolojik buluĢlar,

geliĢmeler, yeni keĢif ve icatlar kastedilmemektedir. Ġleriki

yıllarda daha binlerce yeni icat, keĢif ve buluĢ yapılacaktır. Bir

gün en hızlı otomobili kağnı arabası yerine koyan bir araç, en

hızlı bilgisayarın yerini alacak yepyeni sistemlerin imal

edileceği bir gerçektir. Fakat bütün bu yeni Ģeyler Ģu anda sahip

bulunduğumuz denklem ve formüllerin kullanılması ile

yapılacaktır.

Bilimsel denklem ve formüllerin, yani kuramsal bilimin

artık son sınırına ulaĢmıĢ bulunuyoruz, derken önce Ģu

hususları göz önüne almak gerekir.

1) Einstein 1905‟de Özel Relativite Teorisinde, ıĢık hızının

evrenimizdeki en son hız olduğunu, ona ulaĢınca cismin

kütlesinin sonsuz, boyunun sıfır olacağını ve cismin

üzerindeki zamanın duracağını ispat etmiĢtir. Bilgi dahil

hiçbir Ģeyin ıĢık hızından daha hızlı gidemeyeceğini

göstermiĢtir. Evrenimizde „sonsuz‟ diye bir Ģey yoktur,

zira evrenimizin kendisi bile sonsuz değildir, eni, boyu

bellidir.

2) Atomun içinde 10-18

metreye kadar inen Kuantum

Mekaniği mikro dünyalardaki bilgilerimizin daima

belirsiz kalacağını, atomun içindeki olayların hiçbir

zaman tam olarak bilinmeyeceğini ispat etmiĢtir.

3) Kuantum Kromodinamiği (QCD) Teorisi gluonların

hiçbir zaman birbirinden ayrılamayacağını ve dolayısıyla

bir kuarkı parçalayıp içindekileri keĢfetmenin mümkün

olamayacağını ispat etmiĢtir.

4) Süpersicim Teorisi parçacıklar yerine titreĢen ve

titreĢtikçe parçacıkları ve kuvvetleri üreten 10-33

cm

Page 506: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

506

boyunda sicim halkalarını öngörür. Teori, uzay ve

zamanla ilgili bütün sorulara cevap verebilecektir.

Teorinin sayısız çözümü olup, hangisinin doğru olduğu

bilinememektedir, ayrıca o bir matematiksel olaydır, ne

bir madde nede bir enerji. 10-33

cm ise insanoğlunun

düĢünemeyeceği bir uzunluktur. Bu uzunluktaki bir

sicimin elde edilmesi için imal edilecek hızlandırıcının

çapının 1000 ıĢık yılı olması bile yetmeyecektir.

5) Kaos Teorisi kuantum belirsizliğindeki fenomenlerin

hiçbir zaman belirlenemeyeceğini, Kurt Gödel‟in eksiklik

teoremi hiçbir Ģeyin tam anlamı ile

tamamlanamayacağını ileri sürmektedir.

6) ġu anda sahip bulunduğumuz en büyük enerji 102

GeV‟dur. GUT-Büyük BileĢik Teoriyi

(Elektrozayıf+Güçlü Nükleer Kuvvet) elde etmek için

gerekli hızlandırıcının enerjisinin 1015

GeV olacağı

bilinmektedir. 1015

GeV düĢünülemeyecek kadar büyük

bir enerjidir.

7) TOE = Her ġeyin Teorisini (GUT+Gravitasyon Kuvveti)

elde etmek için gerekli enerji seviyesi ise insan hayal

kapasitesinin dıĢındadır.

8) Bir karadeliğin ortasındaki tekillik noktasında yoğunluk

ve gravitasyon sonsuz büyük, hacim ise sonsuz küçüktür.

Tekillikte evrenimizin yasaları, bildiğimiz denklem ve

formüller geçerliliğini kaybetmekte ve orada baĢka bir

evrenin yasaları iĢlemektedir. Bir karadeliğin yuttuğu

cisim 10-33

cm boyunda parçalara ayrılmakta ve ıĢık

hızından daha yüksek bir hızla içeri girmektedir.

Minimum ıĢık hızı, maksimum sonsuz hızla yol alan

takyon parçacığı ise baĢka bir evrenin parçacığı olup,

bizler için sanal bir nesnedir. Bir karadeliğin arkasında

Page 507: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

507

bulunduğu sanılan kurt deliği ve akdelikler ise bizler için

hiçbir zaman ispat edilemeyecek Ģeylerdir.

9) Evrenimizin bir Büyük Patlama (Big Bang) ile baĢlamıĢ

olduğu artık bilinmektedir. Big Bang‟ın sıfırıncı saniyesi

(tekilliği) ile 10-43

‟cü saniyesi arasında nelerin olup

bittiğini anlayabilmek için GUT‟u elde etmek gerekir,

yani 1015

GeV‟lik bir enerjiyi yaratmak. Sıfırıncı saniye

ve arkasını anlayabilmek için ise bir TOE veya sonsuz

boyutta bir enerjiyi elde etmek Ģarttır. Bunların bizler

için imkansız Ģeyler olduğu bilinmektedir.

10) Planck uzunluğu olan 10-33

cm‟deki ve karadeliğin

sonsuz yoğunluğa sahip tekilliği içindeki malzemeler

kuantum köpüğü olup, sadece hayal edilebilen bir

maddedir. Bunlar için Genel Relativite ile Kuantum

mekaniğinin birleĢtirilmesi gerekir. Hiçbir çalıĢma bunun

yakınına bile gelememiĢtir.

11) Bir DNA molekülünün üzerindeki nükleoditlerin diziliĢi

ve çevrede yer alan 80.000 genin içine depolanmıĢ 3.5

milyar bilginin çözülmesi çalıĢmaları Human Genemo

projesi kapsamında 10 yıldır yapılmakta olup 15 yıl sonra

tamamlanmıĢ olacaktır. Canlı yaĢamın bu en dip noktası

bir gün anlaĢılacaktır. Bu noktanın ilerisi artık yoktur.

12) Doğada, doğa yasalarını iĢleten dört tane temel kuvvet

bulunmaktadır. Bir beĢinci kuvvetin mevcudiyetine dair

herhangi bir belirtiye Ģu ana kadar rastlanmamıĢtır.

Bilinen bütün doğa yasaları ise bilinen dört temel kuvvet

ile baĢarılı bir Ģekilde açıklanabilmektedir. Burada

herhangi bir açık bulunmamakta ve bütün taĢlar yerine

oturmaktadır.

13) Evrim bir gerçektir. Doğayı iĢleten Ģahane yasalardan

biridir. Ġnsanoğlu, Dünya kurulduğundan bugüne kadar

gelmiĢ geçmiĢ 2 milyar canlı türünden sadece biri, fakat

Page 508: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

508

en baĢarılısıdır. 2 milyar türün %98‟i evrimlerini

tamamlayıp yok olmuĢlardır. Ġnsan türünün geçmiĢinin

3.8 milyon yıl önce baĢlamıĢ olduğu, türlerin yaklaĢık

süresinin 1 milyon yıl olduğu düĢünüldüğünde, insan

soyunun daha milyonlarca yıl sürmeyeceği bir gerçektir.

14) Evrende bizden baĢka geliĢmiĢ uygarlıkların bulunduğu,

her ne kadar Ģu ana kadar hiçbirinin bir izine henüz

rastlanmadıysa da, çok büyük ihtimaldir. Böyle

uygarlıkların bizlerden daha ileri seviyede bir bilime

sahip olmuĢ oldukları düĢünülemez. Çünkü bizler,

relativite teorilerini, kuantum alan teorisini, süpersicim

ve süpersimetri teorilerini ve diğerlerini keĢfetmiĢ

bulunmaktayız. Bunlar evrensel fiziğin son teorileri olup,

diğer uygarlıkların bütün bunların ilerisinde teorileri

bulmuĢ olabilecekleri düĢünülemez.

Bilim 1850 ile 1950 arasında altın devrini yaĢadı. Bu tarih

aralığındaki geliĢmeler çok hızlı oldu. Bugün sahip

bulunduğumuz bilimsel denklem ve formüllerin daha ilerisine

gidebilmek için ıĢık hızından daha büyük bir hız elde etmek,

sonsuz ve sıfır değerlerine ulaĢmak, kuantum belirsizliğini

açıklığa kavuĢturmak, kuarkları parçalamak, sicimleri

tanımlamak, 1015

GeV‟den daha büyük bir enerjiyi yaratmak,

TOE‟yi elde etmek, tekillik noktalarına girebilmek, kuantum

köpüğünü tarif etmek, bir beĢinci temel kuvveti keĢfetmek ve

daha onlarca milyon yıl yaĢamımızı sürdürebilmek gerekir.

Bütün bunların olamayacağı ise halen ispat edilmiĢ durumdadır.

Bugün sahip bulunduğumuz denklem ve formüller, yukarıda

belirtilen sınırların içindeki, bütün doğa olaylarını baĢarılı bir

Ģekilde açıklayabilmektedir. Ġhtiyacımız olan Ģey, belirtilen

sınırların dıĢındaki olayları açıklayabilecek denklem ve

formüllerdir. Öte taraflardaki olayları açıklayabilecek

Page 509: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

509

formüllerin bu evrende mevcut olamayacağını ise Einstein ve

diğerleri halen ispat etmiĢ durumdadır. Olamayacağı ispat

edilen bir Ģeyin yanlıĢ olduğunu ispat etmek ise düĢünülemez..

Yani, evrenimize ilerde Einstein ve diğerlerinin formüllerinin

daha ilerisini keĢfedecek daha zeki ikinci bir Einstein

gelmeyecektir.

Açıkçası, Big Bang‟ın 10-43

‟cü saniyesi, karadeliğin tekillik

noktası ve 10-33

cm arasında sıkıĢıp kalmıĢ durumdayız.

Sonuç: insanoğlu bugün sahip bulunduğu kuramsal denklem

ve formüller açısından, bilimin son sınırına gelmiĢtir. Bilime

inanan bir kimse artık büyük bilimsel dönemin sona erdiğine

inanmalıdır.

SON ĠKĠ SAYFA RESĠM

Page 510: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

510

ÇĠZĠLECEK !

Bilimsel Lügat

Absolute : mutlak

Absolute temperature : mutlak sıcaklık

Absolute zero : mutlak sıfır

Acceleration : ivme

Accelerator : hızlandırıcı

Accelleration of gravity : yerçekimi ivmesi (g)

Acoustics : akustik

Aerodynamics : aerodinamik

Aerolite : kayadan oluĢmuĢ meteorit

Agricultural : tarım

Page 511: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

511

Algebra : cebir

All or None : ya hep ya hiç

Aminoacid : aminoasit

Analytical : analitik

Analysis : analiz

Anatomy : anatomi

Animal : hayvan

Angle : açı

Angular acceleration : açısal ivme

Angular frequency : açısal frekans

Angular momentum : açısal momentum

Angular speed : açısal hız

Antimatter : antimadde

Antiparticle : antiparçacık

Anthropology : antropoloji

Applied : uygulamalı, deneysel

Approximation : takribilik

Archaeology : arkeoloji

Artifical : yapay

Artificial Intelligence : yapay zeka

Asteroid : asteroit

Astronomer : astronom

Astronomy : astronomi, gökbilim

Astrophysics : astrofizik

Asymmetric time: asimetrik zaman

Atom : atom

Atomic : atomik

Atomic mass: atomik kütle

Atmosphere : atmosfer

AU : Astronomik Ünite

Axiom : aksiyom

Page 512: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

512

Bacteria : bakteri

Background radiation : arkaalan ıĢıması

Baryons : ağır parçacıklar

Bead : boncuk

Belt : kuĢak

Big Bang : Büyük Patlama

Big Crunch : Büyük Çöküntü

Binding energy : bağlanma enerjisi

Biology : biyoloji

Biosphere : biyosfer

Biophysics : biyofizik

Black body : siyah cisim

Black body radiation : siyah cisim radyasyonu

Black hole : karadelik

Black dwarf : siyah cüce

Body : vücut

Bombarding : bombardıman

Botany : botanik

Bottle : sise

Brain : beyin

Brightness : parlaklık

Brown dwarf : kahverengi cüce yıldızı

Bubble chamber : köpük odası

Calculus : hesaplama metodu

Calory : kalori

Carbon : karbon

Catastrope : felaket

Closed universe . kapalı evren

Cathode rays : katod ıĢınları

Cell : hücre

Centre : merkez

Page 513: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

513

Centre of gravity : ağırlık merkezi

Chaos : kaos, karıĢıklık

Charge : yük

Charge to Mass ratio : yük-kütle oranı

Chemistry : kimya

Chemical reactions: kimyasal reaksiyonlar

Chromosome : kromozom

Circular : dairesel

Circulating ring : dairesel tünel

Climate : iklim

Clinical : klinik

Clonal selection : klon seçimi

Cloud : bulut

Cloud chamber : buhar odası

Cluster : yığın, küme

Coherence : tutarlılık

Coils : sargılar

Collider : çarpıĢtırıcı

Collapse : çökme

Colour force : renkli yük

Comet : kuyruklu yıldız

Combining volumes : birleĢen hacimler

Complementarity : tamamlayıcılık

Communication : haberleĢme

Computer : bilgisayar

Constant proportions : sabit oranlar

Contraction : büzülme

Continental drift : kıtasal hareket

Constant : sabit

Construction : yapı

Constellations : takım yıldızları

Conditioned reflex : Ģartlı refleks

Page 514: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

514

Conductivity : iletkenlik

Conservation : korunum

Conservation of energy : enerjinin korunumu

Conservation of parity : paritenin korunumu

Conservation of matter : maddenin korunumu

Cooling : soğurma

Coordinate : koordinat

Coriolis effect : coriolis etkisi

Correspondence : benzerlik, uygunluk

Correlation coefficient : istatistiksel bağıntı

Cosmic rays : kozmik ıĢınlar

Cosmology : kozmoloji, evrenbilim

Cosmological : kozmolojik

Cosmological constant : kozmolojik sabit

Covalent bond : atomlar arası bağ

Crystal : kristal

Crest : tepe noktası

Crust : kabuk

Critical : kritik

Critical mass : kritik kütle

Crystal field : kristal alanı

Current : akım

Curvature : eğrilik

Cycle : çevrim, devre

Cyclotron : siklotron, hızlandırıcı

Dance of bees : arıların dansı

Dark matter : karanlık madde

Decay : bozunma

Decayed matter : bozunmuĢ madde

Delta rays : delta ıĢınları

Density : yoğunluk

Page 515: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

515

Determinism : belirlenirlik

Deterministic : katı, tespit edilebilir

Detector : detektör, toplayıcı

Diagram : diyagram

Differential : diferansiyel

Dimension : boyut

Displacement : yerinden çıkma

Discontinuity : devamsızlık

Disc : disk

Division : bölme, aralık

Distribution : dağılım

Disintegration : ayrılma

DNA : deoxyribonucleic acid

Doopler effect : Dopler etkisi

Double slit : çift yarık

Double helix : çift sarmal

Duality : ikilik, ikilem

Dynamics : dinamik

Dynamo : dinamo

Earth : yeryüzü

Eclipse : güneĢ tutulması

Ecology : ekoloji

Ecosphere : ekosfer

Effect : etki

Efficiency : verim

Elastik rebound : elastik geri tepme

Electricity : elektrik

Electric charge : elektrik yükü

Electron : elektron

Electron cloud : elektron bulutu

Electron beam : elektron ıĢını

Page 516: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

516

Electromagnetic : elektromanyetik

Electromagnetism : elektromanyetizma

Electronics : elektronik

Electroweak force : elektrozayıf kuvvet

Element : element

Elementary : temel, en küçük olanı

Electronic : elektronik

Ellipse : elips

Elliptical : eliptik

Energy : enerji

Engineering: mühendislik

Entropy : entropi

Enzyme : enzim

Equation : eĢitlik, denklem

Equivalence : eĢdeğerlilik

Equator : ekvator

Escape velocity : kaçıĢ hızı

Ether : eter

Exclusion principle : dıĢlama prensibi

Experiment : deney

Exploration : keĢif

Evaporation : buharlaĢma

Event horizon : olay ufku

Evolution : evrim

Factor : faktör

Field : alan

Fission : fisyon

Flow : akıĢ, akıntı

Fluid : akıĢkan

Formula : formül

Force : güç, kuvvet

Page 517: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

517

Fossil : fosil

Free fall : serbest düĢme

Frequency : frekans

Friction : sürtünme

Frontal : ön taraf

Fungi : mantar

Function : fonksiyon

Fundamental : temel

Fussion : füzyon

Galaxy : galaksi

Galaxy cluster : galaksi kümesi

Game : oyun

Gamma ray astronomy : gamma ıĢını astronomisi

Gas : gaz

Gauge : ayar

Gauge field : ayar alanı

Gauge symmetry : alan simetrisi

Gene : gen

Genetics : genetik

Genetic engineering : genetik mühendisliği

Geodesic : jeodezik

Geocentric : dünya merkezli

Geometry : geometri

Geography : coğrafya

Geology : jeoloji

Geophysics : jeofizik

Gluon : gluon

Grand unified : büyük bileĢik (GUT)

Gravity : çekim

Gravitation : çekim, gravitasyon

Gravitational force : çekim kuvveti

Page 518: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

518

Graviton : graviton

Greenhouse effect : sera etkisi

Growth factor : büyüme faktörü

Heat : ısı

Heliocentric : güneĢ merkezli

Helium : helyum

Hemisphere : yarı küre

Heredity : kalıtım

Higgs field : Higgs alanı

Holography : holografi

Horizon : ufuk

Hubble ratio : Hubble oranı

Human being : insan

Hydrodynamics : hidrodinamik

Hydrogen : hidrojen

Hydrography : hidrografi

Hydrosphere : hidrosfer

Hypothesis : hipotez

Imaginary time : sanal zaman

Imaginary number : sanal sayı

Immunology : bağıĢıklık

Impact : darbe

Impulse : darbe

Industrial : endüstriyel

Infinity : sonsuz

Inflation model of the universe : geniĢleyen evren modeli

Information : bilgi

Infra red rays : kızılötesi ıĢınlar

Infra red astronomy : kızılötesi astronomisi

Inertial mass : durağan kütle

Page 519: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

519

Inorganic : inorganik

Integral : integral

Interference : giriĢim

Integrated circuit : entegre devre

Interstellar : yıldızlar arası

Intelligence : akıl, zeka

Invention : buluĢ

Isotope : isotop

Ion : iyon

Ionisation : iyonlaĢma, iyonizasyon

Kinetic : kinetik

Latend heat : gizli ısı

Law : yasa

Law of conservation : koruma yasası

Layer : katman, kuĢak

Length : uzunluk

Leptons : hafif parçacıklar

Level : seviye

Levitation : levitasyon

Light : ıĢık

Light cone : ıĢık konisi

Light year : ıĢık yılı

Liquid : sıvı, akıĢkan

Limit : limit

Lines : çizgiler

Linear : lineer

Lithosphere : litosfer

Living form : canlı

Local group : yerli grup

Logarith : logaritma

Page 520: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

520

Luminosity : parıltı

Lunar system : ay sistemi

Lysosome : lizosom

Magic numbers : sihirli sayılar

Magnetism : manyetizma

Magnetic moment : manyetik moment

Magnetic monopol : manyetik monopol

Magnetic field : manyetik alan

Magnetic storm : manyetik fırtına

Mankind : insan

Marine : deniz

Mass : kütle

Mathematics : matematik

Mathematician : matematikçi

Matter : madde

Matrix : matris, değiĢkenler arasındaki iliĢki

Mechanics : mekanik

Medical : tıp

Mesons : orta ağırlıkta parçacıklar

Messanger-RNA : haberci-RNA

Metallurji : metalürji

Meteorology : meteoroloji

Microbiologi : mikrobiyoloji

Microorganism : mikro organizma

Microwave : mikro dalga

Microwave background radiotion : mikro dalga arkaalan ıĢıması

Milkyway : Samanyolu

Mineralogy : mineraloji

Minimum : minimum

Molecule : molekül

Molecular biology : moleküler biyoloji

Page 521: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

521

Molecular orbital : molekülsel yörünge

Molecular weight : molekül ağırlığı

Moment : an

Momentum : momentum

Moon : Ay

Motion: hareket

Movement : hareket

Mystic : mistik

Natural : doğasal

Nature : doğa

Nebula : nebula

Nerve : sinir

Nerve growth : sinir büyümesi

Neutrino astronomy : nötrino astronomisi

Neutral : nötr, yüksüz

Neutron star : nötron yıldızı

Neutrino : nötrino

Neutron : nötron

Nitrogen : azot

Noble : asil

No-hair : kısır

Noumenon : gerçeğin tersi

Nucleons : proton ve nötronlar

Nucleus : çekirdek

Nuclei : çekirdekler

Nuclear : nükleer

Nuclear energy : nükleer enerji

Nuclear reaction : nükleer reaksiyon

Number : sayı

Observation : gözlem

Page 522: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

522

Observatory : gözlemevi

Ocean : okyanus

Open universe : açık evren

Optics : optik

Orbit : yörünge

Orbital : yörüngesel

Organic : organik

Organism : organizma

Oscillation : salınım

Oxygen : oksijen

Palaeontology : paleontoloji

Palaeoanthropology : paleoantropoloji

Paradox : paradoks

Parallax : paralaks

Parallel universes : paralel evrenler

Parsec : parsek

Partial : kısmi

Partial pressure : kısmi basınç

Particle : parçacık

Particle accelerator : parçacık hızlandırıcısı

Parity : parite, paralellik

Pattern : model

Pendulum : sarkaç

Perfect : tam doğru

Period : periyot

Periodic table : elementlerin periyodik tablosu

Phase : faz

Phenomenon : olağan dıĢı, gerçek Ģey

Philosophy : felsefe

Philosopher : filozof

Photoelectric : fotoelektrik

Page 523: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

523

Photosynthesis : fotosentez

Photon : foton

Physics : fizik

Physicist : fizikçi

Physiology : fizyoloji

Piezoelectric : piezoelektrik

Plane : düzlem

Plant : bitki

Planck‟s constant : Planck sabiti

Planet : gezegen

Plasma : plazma

Plateau : plato

Point : nokta

Pole : kutup

Polymer : polimer

Positron : pozitron

Postulate : postula, kanıtlanmamıĢ Ģey

Potential : potansiyel

Power : kuvvet

Precession : titreme, sallantı

Pressure : basınç

Pre-historical : tarih öncesi

Primary radiation : birincil ıĢınım

Primatology : primatoloji

Prime number : asal sayı

Primitive : ilkel

Principle : prensip

Problem : problem

Probability : ihtimallik

Process : proses

Projection : taslak, plan

Proton : proton

Page 524: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

524

Protein : protein

Proportion : parçalar arası uyum

Psychiatry : psikiyatri

Psychology : psikoloji

Pulse : darbe

Pulsar : pulsar yıldızı

Pure : kuramsal, teorik

Radiation : radyasyon, ıĢınım

Radioactivity : radyoaktivite

Radioactive decay : radyoaktif bozunum

Radio astronomy : radyo astronomi

Radio galaxy : radyo galaksi

Radio waves : radyo dalgaları

Radio telescope : radyo teleskop

Radius : yarıçap

Ratio : oran

Ray : ıĢın

Reactor : reaktör

Reaction : reaksiyon

Real number : gerçek sayı

Red giant : kızıl dev

Red shift : kırmızıya kayma

Relativity : izafiyet, relativite

Special relativity : özel relativite

General relativity : genel relativite

Relativistic : izafi olan

Non-relativistic : izafi olmayan

Reversal : tersine dönme

Ribosome : ribozom

Ring magnets : tünel mıknatısları

Rotating mirror : dönen ayna

Page 525: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

525

Rotating toothed wheel : dönen diĢli tekerlek

Rules : kaideler

Quanta : kuanta, enerji paketi

Quantum : kuantum

Quantum theory : kuantum teorisi

Quantum mechanics : kuantum mekaniği

Quantum electrodynamics : kuantum elektrodinamiği

Quantum chromodynamics : kuantum kromodinamiği

Quantization : parçacıkların kuantize durumu

Quantized : kuantumlanmıĢ

Quarks : kuarklar

Down quark : asağı kuark

Up quark : yukarı kuark

Bottom quark : dip kuark

Top quark : tepe kuark

Charm quark : tılsımlı kuark

Strange quark : tuhaf kuark

Quasar : kuasar

Satellite : uydu

Scale : ölçek, birim

Science : bilim

Scientist : bilim adamı

Secondary radiation : ikincil ıĢınım

Seismology : sismoloji

Semi-life : yarı ömür

Semiconductor : yarı iletken

Series : seriler

Shift : kayma

Siderite : metalden oluĢmuĢ meteorit

Singularity : tekillik

Page 526: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

526

Sociology : sosyoloji

Solid : katı

Solid state : katı durum

Sound : ses

Solar system : güneĢ sistemi

Solution : eriyik

Space : uzay

Space ship : uzay aracı

Space-time : uzay-zaman

Species : canlılar

Spectra : spektrumlar, tayflar

Spectral line : spektrumdaki parlak ve karanlık çizgiler

Spectroscopy : spektroskopi

Spectrum : spektrum, tayf

Speed : hız

Speed of light : ıĢık hızı

Spin : parçacıkların dönmesi

Spiral : spiral, sarmal

Specific heat : spesifik, özgül ısı

Specific gravity : özgül ağırlık

Stable : kararlı

Standard : standart

Statistics : istatistik

Stationary : sabit

Star : yıldız

Steady-state : kararlı durum, durağan

String : sicim

Static : statik, hareketsiz

Strong nuclear force : güçlü nükleer kuvvet

Structural : yapısal

Sub-atomic particles : atom altı parçacıklar

Sun : GüneĢ

Page 527: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

527

Sun spots : güneĢ lekeleri

Sun wind : güneĢ rüzgarı

Super criticalism : süper kritiklik

Superfludity : süper akıĢkanlık

Super cluster : süper galaksi kümesi

Super conductivity : süper iletkenlik

Super cooling : süper soğutma

Super membrane : süper zar

Supernovae : süpernova

Super space : süper uzay

Super string : süper sicim

Super symmetry : süper simetri

Surgery : cerrahi

Surface : yüzey

Symmetry : simetri

Synchrotron : sinkrotron, dairesel hızlandırıcı

Synchrocyclotron : sinkrosiklotron

Synthetic : sentetik

Tachyon : takyon

Technology : teknoloji

Temperature : sıcaklık

Tevatron : çift yönlü dairesel hızlandırıcı

Test : deney

Testing : deneme

Thermodynamics : termodinamik

Tidal : gel-git

Time : zaman

Time dilation : zaman genleĢmesi

Tissue : doku

Three-body : üç cisim (güneĢ, dünya, ay)

Theoretical : teorik

Page 528: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

528

Theory : teori, kuram

Theorem : teorem

Theory of everything : her Ģeyin teorisi (TOE)

Thermodynamics : termodinamik

Transfer-RNA : transfer-RNA

Trigonometry : trigonometri

Trough : dalganın dip noktası

Ultra violet : morötesi

Ultra violet astronomy : morötesi astronomi

Uncertainty principle : belirsizlik prensibi

Unification of forces : kuvvetlerin birleĢmesi

Unit : birim

Universe : evren

Universal gravitation : evrensel çekim

Unstable : kararsız

X-rays : x-ıĢınları

Vacuum : vakum

Valence : atomlar arası bağlanma sayısı ve kuvveti

Variable : değiĢken

Velocity : hız

Visible : görünür

Visible light : görünür ıĢık

Virus : virüs

Volume : hacim

Vortices : girdaplar

Wall : duvar

Wave : dalga

Wave lenght : dalga boyu

Page 529: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

529

Weak nuclear force : zayıf nükleer kuvvet

Weight : ağırlık

White hole : akdelik

White dwarf : beyaz cüce

Wobble : titreme, sallantı

Zero point motion : sıfır nokta hareketi

Zero rest mass : sıfır hareketsiz kütle

Zoology : zooloji

Kaynaklar

Page 530: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

530

Encyclopedia of Ideas, R. Ingpen P. Wilkinson, 1993

Physical Science, W. L. Ramsey, 1982

New Encyclopedia of Science, Funk and Wagnalls, 1986

Medical Dictionary, W.B. Sounders, 1988

Dictionary of Scientists, Larousse, 1994

Chambers Concise Dictionary of Scientists, D. Millar, 1990

Kozmos‟tan Kuantum‟a 1, Y. Inan, 1994

Kozmos‟tan Kuantum‟a 2, Y. Inan, 1996

Desk Reference, The NY Puplic Library, 1993

The Cambridge Factfinder, D. Crystal, 1994

Science Desk Reference, The NY Puplic Library, 1993

Almanac, O. Johnson, 1997

The Order of Things, B.A. Kipfer, 1996

The Faber Book of Science, J. Carey, 1996

Expedition and Discovery, L. Rexer, 1997

The Timetables of History, B. Grun, 1997

A History of Mathematics, C. Boyer, 1998

Milestones of Science, Curt Suplee, 2000

Desk Reference, Nat. Geog., 2000

Science Explained, Colin Ronan, 1993

1001 Things Everybody Should Know,

About Science, J. Trefil, 1992

Great Thinkers of the Eastern World, Ian McGreal, 1995

The End of Science, John Horgan , 1996

Great Essays in Science, Martin Gardner, 1994

Mathematics From the Birth of Numbers, J. Gullberg, 1997

Fermat‟s Last Theorem, Amir D. Aczel, 1996

The Quotable Einstein, A. Calaprice, 1996

Everyday Science Explained, Curt Suplee, 1996

The Science Class You Wish You Had, D.E. Brody, 1996

Page 531: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

531

What Einstein Didn‟t Know, R.L. Wolke, 1998

The Big Idea Collected, P. Strathern, 1997

A World of Ideas, C. Rohmann, 1999

Newton‟s Gift, D. Berlinski, 2000

The Handy Science Answer Book, Pittsburg Library, 1994

Guinnes World Records, 2000

Ġndeks

Page 532: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

532

(BU SAYFA ARKA KAPAĞA

YAZILACAK!)

Page 533: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

533

KOZMOS’TAN KUANTUM’A3

Bilim nedir, nasıl baĢladı, bugüne nasıl geldi?

Bilimin dalları ve konuları, bilimde teoriler, kavramlar ....

Fizik, kimya, kozmoloji, yaĢam bilimi ve özetleri ....

Atom, temel kuvvetler ve kozmik ıĢınlar ....

Bilimde dev adımlar, bilim dünyasının devleri ....

Einstein, Newton ve harika teorileri ....

Nobel ödülü kazananlar ve bilimsel kronoloji ....

Kim neyi buldu, neyi keĢfetti, bilimde rekorlar ....

Bilgisayarın evrimi ve bilimsel güzel sözler ....

Ve, bilimin son sınırına mı gelindi?

Kozmoloji, fizik, kimya, moleküler biyoloji bilimleri ....

Big Bang, karadelikler, relativite, uzay-zaman, atom

kuantum, süpersicim, DNA, RNA, evrim ....

MÖ-600‟den bugüne kadar, 2600 yıl içinde geliĢen

Bilimin ve Bilim adamlarının özeti ....

YALÇIN ĠNAN

Page 534: KOZMOS’TAN KUANTUM’A3 - yalcininan.com · Doa yasalarını açıklayan çalımalara teori adı verilir. Bilimsel metotlar bir hipotez oluturmak için gözlemi de içine alır.

534

- ĠKĠNCĠ KĠTABIN SONU -