Katherine Mansfield - Turuz · 2017. 8. 4. · YAZISMA AffiESi: ADAM YAYlNl.AAJ. !lOYUKDEr\E...

109

Transcript of Katherine Mansfield - Turuz · 2017. 8. 4. · YAZISMA AffiESi: ADAM YAYlNl.AAJ. !lOYUKDEr\E...

  • Katherine Mansfield •

    Ohi Albaym K1zlan

  • ADAM YA YIN LARI

    © Anadolu Yaymc1hk A.�.

    Birinci Bas1m: 19.53 ikinci Bas1m: 1983

    Adam Yaymlan'nda Birinci Bas1m: �uhat 1991

    Kapak Diizeni: Semih Giimii§

    290. 02. 009 . .546. 397 91.34. Y.0016.397

    YAZISMA AffiESi: ADAM YAYlNl.AAJ. !lOYUKDEr\E CACOESI. (KYOL MEVKll, l'O. 57 MASl.AK-ISTANOUL TEL176 2J J0(8har) TELG. ADAMYAY TELEKS. 26534 00.:, rr

  • Katherine Mansfield •

    ..

    Olii Albay1n K1zlar1

    Oyku

  • YOLCULUK

    Picton vapuru saat on bir bu�ukta kalkacakt1. Giizel bir geceydi, durgun, y1ld1zh; ama arabadan inip limana dogru uzanan Eski iskele'nin iistiinde yiiriimeye ba§lad1klan s1rada denizden esen hafif bir riizgar, Fenella'nm sa�lanna �arptt, k1z hemen elini kaldmp §apkas1m tuttu. Eski iskele karanhkt1, �ok karanhk ; antrepolar, hayvan vagonlan, yiiksek vin�ler, kii�iik, yerden yapma lokomotif hepsi yogun karanhktan yontulup bi�imlenmi§ gibiydiler. Orada burada, kocaman, kara bir mantann sapma benzeyen, yuvarlak, tahta direklerin ucunda fenerler as1hyd1, ama cans1z, titrek t§tklanm sa�maktan korkuyormu§ gibi �ekingen yamyorlard1; sanki sadece kendileri i�in.

    Fenella'mn babas1 aceleci, sinirli ad1mlarla ilerliyordu. Biiyiikannesi de, oglunun yam s1ra, siyah mantosunu ht§trdatarak tela§h tela§h yiiriiyordu; oyle h1zh gidiyorlardt ki, Fenelia onlara yeti§ebilmek i�in arada bir ko§mak zorunda kahyordu. Kii�iik k1z, sucuk gibi sanhp sarmalanmt§ olan kendi paketinden ba§ka, biiyiikannesinin §emsiyesini de ta§tyordu; §emsiyenin kugu ba§t bi�iminde olan sap1 �abuk ol der gibi kolunu gagalamaktayd1. .. Kasketlerini ba§larma iyice ge�irmi§ . yakalanm kald1rm1§ erkekler gelip ge�iyor. s1k1ca sarmmt§, ortiinmii§ birka� kadm ko§U§Uyordu; beyaz, yiinlii bir §aim altmdan sadece kollan ile bacaklan goriinen kii�iik bir oglan, babas1yla annesinin arasmda siiriiklene

    7

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    siiriiklene gidiyor, t1pk1 krema tabagma dii§mii§ yavru bir sinege benziyordu.

    Sonra iistiinde gokyiiziine dogru bir duman �izgisi yiikselen en biiyiik antreponun arkasmdan, birdenbire, Fenelia ile biiyiikannesini iirkiitiip havaya s1�ratan bir ses geldi : Vuu-uu-uu-U-U-!

    "Birinci diidiik," dedi babas1, k1saca ; tam o sITada da Picton vapurunu gordiiler. Karanhk iskelenin k1y1smda , boydan boya t§tklarla donanmt§, siislenmi§ Picton vapuru, sanki buz gibi denizde degil de, y1ld1zlann arasmda siiziiliip gitmeye hazITlamyordu. Giri§ kap1s1 kalabahkt1. Once biiyiikannesi ge�ti, sonra babas1 , sonra Fenelia. Giiverteye biiyiik bir basamakla iniliyordu; kenarda duran ,Ha§h bir denizci , kuru, sert elini uzatarak Fenella'ya yard1m etti. Vapura binmi§lerdi; ko§u§an halkm yolundan �ekildiler, iist giiverteye �1kan kii�iik demir merdivenin altmda durup vedala§maya ba§lad1lar.

    "Al paketini, anne," dedi Fenella'nm babas1 ; biiyiikanneye gene oyle iyice sanhp sarmalanmt§ bir sucuk verdi.

    "Te§ekkiir ederim, Frank." " Kamara biletlerinizi kaybolmayacak bir yere koysaydm?" " Koydum, sevgilim." "Ya obiir biletleriniz?" Biiyiikanne eldiveninin i�inde duran biletleri bir yoklad1,

    sonra ogluna u�lanm gosterdi. "Tamam." Babasmm sesi sert sert �1k1yordu, ama Fenelia onu iyice bir

    gozden ge�irince, hem yorgun, hem de iizgiin oldugunu gordii. Vuu-uu-uu-U-U! ikinci diidiik tam ba§lanmn iizerinde ottii, sonra �1ghk gibi bir ses bag1Td1: "Haydi, inecekler?"

    "Bahama sevgilerimi soyle." Fenelia babasmm dudaklannda bu kelimelerin bi�imlendigini gordii. Biiyiikannesi sabITS1zlanarak cevap verdi: "Elbette soylerim, sevgilim. Git art1k. Vapurda kalacaksm. Git art1k, Frank. Git art1k."

    "Daha var, anne. Daha ii� dakikam var." Fenelia babasmm iistelik §apkas1m da �1kard1gm1 goriince bayag1 §a§alad1. Ogul annesine sanld1, kollarmm arasmda s1kt1 kad1m. "Tann korusun seni, annecigim!" dedi.

    8

  • YOLCULUK

    Biiyiikanne yiiziik parrnag1 iyice y1pranrn1§ olan siyah , tire eldivenli eliyle, oglunun yanagm1 ok§ayarak hu;k1rd1: "Seni de Tann korusun, yigit oglurn benirn! "

    Korkurn; bir §eydi bu; Fenelia hernen onlara arkasm1 dondii, yutkundu, bir daha yutkundu, sonra ka§lanm

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    sonunda da hafifc;e sal land1. ''Simdi, yavrum," dedi, §apkasmm kurdelelerini di.izeltti,

    "gidip kamaramm bulal,pn. Yammdan aynlma sakm , sonra dikkat et ayagm kay1p di.i§meyesin."

    "Peki, bi.iyi.ikanne!" "Sonra §emsiye de demirlerin arasma s1k1§masm. Gelirken

    bunun gibi gi.izel bir §emsiyenin iki parc;a olu§unu gordi.im." "Peki, bi.iyi.ikanne!" Parmakhklara karanhk erkek bic;imleri abanmI§tl. Pipolan

    nm I§Igmda bir burun, ya da bir kasketin ucu , ya da bir c;ift §a§km gori.ini.i§li.i ka§ parhyordu. Fenelia gozle rini yukan kaldird1. Havada, ta tepede, ki.ic;i.ik bir insan bic;imi gordi.i, elleri k1sa ceketinin ceplerinde , denize bakmaktayd1. Vapur hafif hafif sallamyordu , sanki y1ld1zlar da sallamyordu onunla birlikte. Avucunda bir tepsi ta§1yan, keten ceketli, soluk yi.izli.i bir kamarot, aydmhk bir kap1 arahgmdan c;1kt1 , yanlanndan si.izi.ili.ip gec;ti. Fenelia ile bi.iyi.ikannesi o kap1dan ic;eri girdiler. Yi.iksek bir pirinc; basamaktan, d6§emesi lastik kaph bir sahanhga indiler; kar§Ilanna korkunc; derecede dik bir merdiven c;1kt1 ; bi.iyi.ikanne ancak her basamaga iki ayag1m da basarak inebildi o merdiveni; Fenelia ise , kugu ba§h §emsiyeyi filan unutup 1slak, pirinc; t1rabzana s1k1 s1k1 san ld1.

    Merdivenin altma gelince bi.iyi.ikanne durdu ; gene duaya ba§layacak diye bayag1 korktu Fenelia. Arna, hayir, kamara biletlerini c;1karmak ic;in durmu§tu. Salona gelmi§le rdi. Goz kama�t1racak kadar aydmhk, bogucu bir yer; boya kokusu , yamk pirzola kemigi kokusu, kauc;uk kokusu birbirine kan§m1�t1. Fenelia bi.iyi.ikannem burada fazla oyalanmasa diye bak1yordu; kadm da tam tersine hic; acele etmiyordu . Gozi.i bi.iyi.ik hir sepette duran jambonlu sandvic;lere tak1lm1�t1. Dogru oraya gidip en tepedeki sandvic;e parmag1yla kibarca dokundu.

    "Kac;a bu sandvic;ler?'' diye sordu. "iki peni!" diye bagird1 kaba bir kamarot: bir c;atalla b1c;ak

    koydu tezgahm i.isti.ine. Bi.iyi.ikanne inanmam1�t1. "iki peni, tanesi mi?" diye sordu.

    IO

  • YOLCULUK

    "Oyle," dedi kamarot; arkada�ma goz ktrpt1. Biiyiikanne �a�km �a�km bakt1. Soma Fenella'ya fis1ldad1:

    "Ne bayagthk!" Obiir kap1ya dogru ilerledi!er, iki yamrda da kamaralar olan bir koridora girdiler. Kar�1lanna giizel bir kamarot ktz

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    anne, sucuklardan birini

  • YOLCULUK

    "Gi.izel bir gece, ama yi.iki.imi.iz az. Belki biraz sallamnz." Gen;ekten de tam o stTada Picton vapuru yi.ikseldi, yi.ikseldi,

    havada bir an as1h kahp titredi, sonra bir yerden di.i§er gibi all;ald1, iki yamna i;arpan sularm sesi duyuldu. Fenella kugu ba§h §emsiyeyi ki.ii;i.ik kanepenin i.isti.ine, diklemesine koymu§ oldugunu hat1Tlad1. Di.i§erse kmhr m1yd1? Bi.iyi.ikanne de o anda aym §eyi hattTlamt§tl.

    "Su §emsiyemi, kamarot hamm, yan yat1rmamz1 rica etsem," diye f1s1ldad1.

    "Aa, elbette, Mrs. Crane." Kamarot k1z gene bi.iyi.ikannenin yanma gelerek yava§i;a, "Ki.ii;i.ik torununuz," dedi, "oyle gi.izel uyuyor ki ... "

    "Tannya §i.iki.irler olsun!" dedi bi.iyi.ikanne. "Zavalh, ki.ii;i.ik, anas1z yavru!" dedi kamarot k1z. Sonra

    bi.iyi.ikanne ta ba§mdan ba§layarak hepsini s1ras1yla anlatmaya koyuldu; zavalh yavru uyuyakald1gmda, o hala anlatmaktayd1.

    Fenella di.i§ gorecek kadar uzun bir zaman uyumamt§tt, gozlerini ai;mca ba§mm i.isti.inde sallanan bir §ey gordi.i. Neydi o? Ne olabilirdi? Ki.ii;i.ik, boz bir ayakt1. Yanma bir ba§kas1 geldi. Bir §ey anyordu ayaklar ; bi.iyi.ikanne ii;ini i;ekti.

    "Uyamg1m, bi.iyi.ikanne," dedi Fenelia. "Ah, Tannm, ayag1m basamaga yakm mt?" diye sordu

    bi.iyi.ikanne. "Bu yandayd1 galiba." "Hay1r , bi.iyi.ikanne, obi.ir yanda. Ben koyay1m ayagmlZI

    i.isti.ine. Geldik mi?" diye sordu Fenella. "Limanday1z," dedi bi.iyi.ikanne. "Kalkahm art1k, yavrum.

    istersen once bir biski.ivi ye de, kendine gel." Fenelia s1i;ray1p kalkt1. Lamba hala yamyordu, ama gece

    sona ermi§ti ; hava da iyice soguktu. Yuvarlak gozden dt§an bakmca, ta uzakta, kayalan gordi.i. i§te kopi.ikler ii;inde kald1lar; i§te bir mart1 si.izi.ili.iyor; i§te toprak, uzun bir kara pari;as1.

    "Kara gori.indi.i , bi.iyi.ikanne," dedi Fenella, hayran hayran bak1yordu, sanki haftalarca denizde kalmt§, hii; kara gormemi§ti. Kollanm kavu§turup gogsi.ine bast1rd1; tek ayagmm i.isti.inde durarak obi.ir ayagm1 bacagma si.irtti.i ; titriyordu. Ah , hep i.izi.inti.iyle gei;mi§ti gi.inler. Degi§ecek miydi bu? Bi.iyi.ikannesi,

    13

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    "C::abuk ol, yavrum, dedi. "Kamarot k1za b1rakahm bari bu muzu , yememi§sin. " Fenella siyah ceketiyle etekligini giydi; eldivenlerinden birinin dugmesi kopup alamayacag1 bir yere yuvarland1. Guverteye

  • YOLCULUK

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    "Biiyiikannen yazd1 o yaz1y1," dedi biiyiikbaba. Ba!}mdaki beyaz sa� y1gmm1 geri itti, Fenella'ya bakt1, oyle ne!}eliydi ki bakt!}t, hani nerdeyse goz k1rpacakt1 .

  • RESiMLER

    Sabah saat sekiz. Miss Ada Moss siyah bir demir karyolada yatiyor, gozlerini tavana dikmi§. Bloomsbury'de, bir evin en list katmda, arkada bir oda; is kokusu, pudra kokusu, ak§am sokaktan ahp yedigi k1zarrn1§ patateslerin kagtdmm kokusu birbirine kan§iyor.

    "Ah, Tannm," diye dii§iindii Miss Moss, "ii§iiyorum. Niye sabahlan hep boyle her yamm buz gibi uyamyorum, bilmem. Dizlerim, ayaklanm, sutlm - hele sutlm; sanki bir buz tabakas1. Eskiden ne kadar s1cak uyamrd1m. Hani zaydl1ktan da degil -gene eskisi kadar topluyum. Hayu, ak§amlan iyi, s1cak bir yemek yemiyorum da, ondan."

    Tavandan sua sua iyi, S1cak Yemekler ge11meye ba§lad1, her birinin yanmda da bir §i§e Hayat Veren Siyah Bira ...

    "Hatta §imdi kalk1p," diye dii§iindii, "§oyle kuvvetli, bol bir kahvalt1 etsem ... " Tavanda Kuvvetli, Bo! Kahvaltihklar yemeklerin arkasma tak1ld1; kocaman, beyaz, kesilmemi§ bir jambon, hepsini oniine katmt§, siiriiyordu. Miss Moss iirperdi, yorganm altmda yok oldu. Birden, kap1dan i11eri ev sahibi kadm dald1.

    "Size bir mektup, Miss Moss." "Ah," dedi Miss Moss, a§m bir dostluk vard1 sesinde, "11ok

    te§ekkiir ederim, Mrs. Pine. Ne kadar iyisiniz, zahmet oldu size. "Ne zahmeti olacak," dedi ev sahibi. "Belki beklediginiz

    17

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    mektuptur diye dii§iindiim. "Ya , " dedi Miss Moss , canh bir sesle, "evet, belki de odur.

    Ba§Inl yana egip mektuba giiliimseyerek baku. "Hi� §a§mam buna."

    Ev sahibinin gozleri biiyiidii. "Ben §a§anm, dogrusu, Miss Moss, dedi, "ben §a§anm. Hem onu, liitfen, §imdi a�mamz1 rica edecegim. Benim yerimde hangi ev sahibi olsa, size bunu yapar, hem de hakk1d1r. Bu boyle gidemez, Miss Moss, hayir, gidemez. Ka� hafta oldu, once i§e girdim dediniz, sonra girmedim, derken postada bir mektup daha kayboldu, sonra bilmem kim Brighto11'a gitmi§ dediniz, sahya yiizde yiiz donecek - b1kt1m art1k , daha fazla katlanamam buna. Hem ni�in katlanay1m, Miss Moss, soranm size, boyle bir zamanda, fiyatlar yiikselip dururken, iistelik zavalh, sevgili oglum da Fransa'dayken, ni�in katlanay1m? Kiz karde§im Eliza, daha diin soyliiyordu - 'Minnie,' diyor, ·�ok yufka yiireklisin. Simdiye kadar ka� kere kiraya vermi§tin bile o oday1,' diyor, 'boyle bir zamanda insan kendi ba§mm �aresine bakmazsa, ba§kalan hi� aldirmaz,' diyor, 'Kolejde okumu§, West End konserlerinde soylemi§ olabilir,' diyor, 'ama sen Lizzie'cigini dinle,' diyor, 'degil mi ki, kendi ordiiklerini kendi y1kay1p odasmda, havlulugun iistiinde kurutan bir insan,' diyor, 'bu i§in sonunun nereye varacagm1 kestirmek kolay.

  • RESiMLER

    mz. Bir artist acentesinden geliyor bu mektup, 6niimiizdeki cumartesi sabah1, saat onda, gece giysisiyle, orada olmam1 istiyoriar."

    Arna ev sahibi kadm ondan i;ok daha h1zhyd1. Mektubu elinden kap1verdi.

    "Ya, oyle mi ! Oyle mi geri;ekten!" diye baglfd1. "Ver mektubu.

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    sonra giderim nereye gideceksem," diye karar verdi. "Bir §ilin, ii

  • RESiMLER

    "Ah. oyle mi!" dedi kasact ktz ; kasaya ko§tu; ge4'erken az kaldt Miss Moss'a 4'arpacakt1. "Ne kadar ho�r· Soma. tepsileri ta§tyan adam girdi i4'eri. Miss Moss'un yanmda11 ktvnhp ge4'ti.

    "Bir bardak 4'ay i4

  • OLU ALBA YI.N KIZLARI

    "Ayaklanmz1

  • RESiMLER

    miyim?" Arna esmer, iizgiin k1z onun akhndan ge

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    bu kumpanyada?" Miss Moss ba§tnt yana egdi. "Haytr, oynamadtm samyorum. "

    "C::ok iyi bir kumpanyadtr," dedi bebek. "Bir arkada§tmm arkada§t var burada da, giinde otuz pound ahyor... Siz

  • RESiMLER

    Miss Moss okudu: "U

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    to'yum da ; bu pan;ay1 pek

  • GARDEN PARTi

    Dogrusu bulunmaz bir havaydt. Bir garden parti vermek i

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    bir kimono ceketle inerdi a§ag1. "Gyleyse sen git, Laura; sende sanat

  • GARDEN PARTi

    orkestra duracak." "Him, orkestra gelecek, oyle mi?" Ba�ka bir i�\i soylemi�ti

    bunu. Soluk yiizlii bir adamd1. Tenis kortuna bak1yordu, koyu renk gozlerinde bir ac1hk vard1. Ne dii�iiniiyordu?

    "

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    ekmeginden koca bir pan;a di§leyip

  • GARDEN PARTi

    baksa, hava her zaman boyle midir acaba? Canstz, kii

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    yana koyun, liitfen," dedi Mrs. Sheridan. "iyi oldu mu, Laura?" "Ah, evet, oldu, anne." Salonda Meg, Jose, bir de kii�iik Hans, sonunda piyanonun

    yerini degi§tirmeyi ba§arm1§lard1. "Simdi §U kanepeyi duvara dayasak, koltuklardan, sandalye

    lerden ba§ka, her §eyi de odadan �1karsak, ne dersin?" "

  • GARDEN PARTi

    This Life is Wee-ary, Hope comes To Die. A Dream - a Wa-kening. *

    Tam burada Sadie girdi i

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    oradayd1, a§

  • GARDEN PARTi

    "G1t-g1t-g1t!" A§�I kadm bir tavuk gibi g1dakhyordu. Sadie elini §akagma dayamI§tI, sanki di§i agnyordu. Hans'm yiizii karmakan§IktI, kulak kesilmi§ti. Sadece Godber'in. adam1 mutlu goriiniiyordu; herkes onu dinledigi i�in.

    "Ne var? Ne olmu§?" "Korkun� bir kaza olmu§," dedi a§�I kadm. "Bir adam

    olmii§." "Olmii§ mii! Nerede? Nas1I? Ne zaman?" Arna Godber'in adam1 kendi getirdigi oykiiyii, boyle burnu

    nun dibinde ba§kasma kaptlTacaklardan degildi; hemen a§�I kad1m susturup anlatmaya giri§ti.

    "Suradaki kii�iik kuliibeleri biliyor musunuz, miss?" Bilmek mi? Elbette biliyor. "i§te, orada gen� bir adam vard1, ad1 Scott, arabac1. AtI bir traktorden iirkmii§, Hawke Caddesinin k6§esinde, bu sabah, adamcag1z s1Jtiistii dii§mii§ arabadan, kafas1 yere �arpmI§. Otmii§."

    "01mii§!" Laura, Godber'in adamma bak1yordu. "Kald1Jd1klan zaman oliiymii§," dedi Godber'in adam1, hi�

    iizgiin degildi. "Ben buraya gelirken, cesedi eve ta§1yorlard1." Sonra a§�I kadma dondii: "Bir kan, be§ de �ocuk b1Jakm1§ arkasmda."

    "Jose, buraya gel." Laura k1z karde§inin kolunu yakalad1, onu mutfagm obiir ucuna dogru �ekti, ye§il kuma§ kaph kap1dan ge�tiler. Laura durdu, s1Jtm1 kap1ya dayad1. "Jose!" dedi, bir §eyden korkmu§ gibiydi, "durduracak m1y1z hepsini?"

    "Hepsini durdurmak m1, Laura!" diye bag1Jd1 Jose §a§kmhk i�indeydi. "Ne demek istiyorsun?"

    "Garden partiyi durduracak m1y1z demek istiyorum, elbette." Ni ye anlamamazhktan gelmi§ti Jose?

    Arna Jose'nin §a§kmhg1 daha da artm1§tI. "Garden partiyi durdurmak m1? Laura, sevgilim, sa�malama. Boyle bir §ey yapamay1z. Hem kimse de beklemez bunu bizden. Her §eyi biiyiitme bu kadar."

    "Arna kap1m1zm oniinde bir olii varken de garden parti veremeyiz ya!"

    Ger�ekten de i§i biiyiitiiyordu biraz, �iinkii kuliibclcr,

    35

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    onlann evine dogru

  • GARDEN PARTi

    "Anne, bir adam olmi.i§," diye ba§lad1 Laura. "Bah

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    gordii, odaya girer girmez o takilm1§t1 goziine, k1zm ba§mdaki siyah §apka san papatyalarla siisliiydii, bir de uzun, siyah, kadife kurdelesi vard1. Laura bu kadar giizel olabilecegini akhndan bile ge

  • GARDEN PARTi

    ..

    "Sevgili Laura, ne kadar giizelsin!" "Ne kadar yak1§m1§ bu §apka sana, yavrum!" "Laura, t1pk1 bir ispanyol gibisin. Seni hie; bu kadar ahmh

    gormemi§tim." Laura l§1klar sac;arak yumu§ak bir sesle soruyordu: "

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    Birden gozlerini yukan kald1rd1. Orada, masamn iistiinde biitiin sandvi

  • GARDEN PARTi

    dii§iince ge

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    isli bir lambayla aydmlat1lan, ah;ak tavanh, kii

  • GARDEN PARTi

    kahkahalarla giilerlerken, orkestra

  • YENi MODA EVLiLiK

    istasyona giderken William birden

  • YENi MODA EVLiLiK

    korkunc; §eylere bakarak gec;irirlerse, sonra biiyiiyiince gidir Royal Academy'yi gezmeye kalkarlar ."

    Royal Academy'yi gezen bir kimse sanki hemen orac1kta dii§iip oliirmii§ gibi. . .

    "Bilmiyorum dogrusu," dedi William, ag1r ag1r konu§uyordu. "Ben onlann ya§mdayken, ucuna diigiim at1lmt§ eski bir havluya sanhp yatard1m."

    Yeni Isabel ona, kocasma, bakt1, gozleri k1s1ld1 , dudaklan aralandt .

    "Sevgili William! Belli oyle yatmt§ oldugun ! " Y eni kahkahalanndan birini att1.

    ister istemez, §eker gotiirecekti c;ocuklara ; William taksi §Oforiine vermek ic;in cebinde bozuk para ararken bunu dii§iiniiyordu. Derken c;ocuklann ellerinde kutularla dola§t§lanm , ona buna §eker ikram edi§lerini goriir gibi oldu - ne de eli ac;1k §eylerdi - Isabel'in degerli arkada§lan ise onlan hie; geri c;evirmiyor , att§tmp duruyorlard1. ..

    Yemi§ alsam? William, istasyonun hemen ic;indeki bir serginin 6niinde duralad1. Birer kavun alsam? Onu da ba§kalanyla bolii§meleri gerekir mi acaba? Ya da Pad'e ananas, Johnny'ye bir kavun? Isabel'in arkada§lan, yemek zamanlannda c;ocuklarm odasma gidip ne yediklerine bakacak degillerdi ya! Gene de kavunu satm ahrken, William'm goziiniin oniinde bir hayal canlandt, Isabel'in gene; §airlerinden biri, c;ocuklarm odasmda, kapmm arkasma yaslanmt§ - her nedense! - elindeki kavun dilimini yahyordu.

    iki tane bic;imsiz paket yiiklenip trene dogru ilerledi. istasyon kalabahkt1 ; tren gelmi§ti . Kaptlar giiriiltiiyle ac;1hp kapand1. Lokomotiften oyle bir 1shk sesi c;1kt1 ki , oradan oraya ko§U§an yolcular bayagi §a§aladtlar . William sigara ic;ilen birincilerden birine girdi, bavulunu, paketlerini yerle§tirdi , ic; cebinden koca bir tomar kag1t c;1kard1 , k6§eye oturup okumaya ba§ladt .

    "Miivekkilimiz, iistelik , kesin olarak .. . Yeniden gozden gec;irmek arzusunday1z . . . 0 takdirde .. . " Oh, biraz rahatlamt§tt . William kafasmt arkaya dayadt , bacaklanm uzatt1. Her zaman gogsiinii kemiren o act , o ic; s1kmt1s1 durulmu§ , hafiflemi�ti.

    -l5

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    "Karanm1za gelince ... " Mavi bir kalem «;1kanp agu hareketlerle bir paragrafm kenanm «;izdi.

    i«;eri iki adam girdi , onun oniinden ge«;ip obiir ko�eye gittiler. Derken bir delikanh, golf sopalanm paketlige yerle�tirip obiir yana oturdu. Tren bir sars1ld1; yola koyuldular. William gozlerini kaldud1, kay1p gitmekte olan s1cak, parlak istasyonu gordii. KumlZI yiizlii bir k1z vagonlarm yam sua ko�uyordu, el sallay1�mda, sesleni�inde bir mutsuzluk, tuhaf bir gerginlik vard1. "isterik!" diye dii�iindii Willian Sonra istasyonun ta ucunda duran, iistii ba�1 yag i«;inde, yiizii kapkara bir i�«;i, ge«;en trene bakarak giiliimsedi. William: "Pis bir hayat!" diye dii§iindii, kag1tlarma dald1.

    Ba�1m tekrar kaldud1gmda tarlalardan ge«;iyorlard1, karanhk aga«;larm golgelerinde hayvanlar duruyordu. Sig yerlerinde «;1plak «;ocuklarm oyna�t1g1 geni� bir umak goriiniip kayboldu. Gokyiizii soluk soluk parhyordu, bir ku� yukanlara dogru u«;tu, yiikseldi; bir elmasm i«;inde kara bir !eke gibiydi.

    "Miivekkilimizin mektup dosyalanm inceledik ... " Son okudugu ciimle beyninde yankllar verdi. "inceledik ... " William bu ciimlenin iistiinde durmak istedi, ama yarars1z; tam ortasma geldigi mada dii�iinceleri daglld1; tarlalar, gokyiizii, siiziilen ku�, 1rmagm sulan, her �ey, "Isabel," diyordu. Cumartesileri hep boyle bir duyguya kap1hrd1. Isabel'e kavu�mak iizere eve giderken, hayalinde durmadan onunla kar�1la�1rd1. istasyonda bekliyor, herkesten uzakta, bir kenarda durmu�; d1�arda, iistii a«;1k takside oturuyor; bah«;e kap1smda; kurumu�, sararm1� otlarm iistiinde yiiriiyor; evin kap1smda, ya da i«;erde, holde.

    Temiz, parlak sesiyle, "William bu," diyor, ya da "Merhaba, William!" ya da "William gelmi�!" Kansmm serin elini tutuyor, serin yanagma yanagm1 day1yor.

    Isabel'in e�i goriilmemi�, tadma doyum olmaz tazeligi! William kii«;iik bir «;ocukken, yagmur yagd1ktan sonra bah«;eye ko�ar, giillerin altma ya tip yapraklarda kalm1� olan yagmur damlalanm kendi iistiine silkelerdi. Isabel i�te o giil fidamyd1, yaprak gibi yumu�ak, pm! pm! , serin. William ise Mia o kii«;iik «;ocuktu. Arna art1k bah«;eye ko�mak, giilmck, dallan silkelemek

  • YENi MODA EVLiLiK

    yoktu. Durmadan gogsiinii kemiren o ac1, o i� s1kmt1s1 yeniden ba�lad1. Bacaklanm toplad1, kag1tlan bir yana buakt1, gozlerini yum du.

    "Nedir bu, Isabel? Nedir bu?" dedi sevgi dolu bir sesle. Yeni evlerinde, yatak odalarmdaydliar. Isabel tuvalet masasmm oniinde, boyah bir iskemlede oturuyordu, masamn iistii siyahh, ye�illi kii�iik kutularla doluydu.

    "Ne nedir, William?" One dogru egildi, a�1k renk, giizel sa�lan yanaklanna dokiildii.

    "Ah, biliyorsun !" William bu tuhaf odanm i�inde kendini yabanc1 hissediyordu. Isabel h1zla arkasma doniip ona bakt1.

    "Ah, William!" dedi, sesi yalvanr gibiydi, elindeki sa� fu�asm1 havaya dogru kaldud1. "Ne olur! Ne olur boyle s1k1c1 - ac1 tavular takmma. Hep aym �eyi soyliiyorsun, her halinden, her soziinden o �1k1yor, ben degi�mi�im. Kafama uygun birka� arkada� buldum, insan i�ine �1kt1m diye, hayat1 seviyorum, her �eye heves ediyorum diye, bana kar�I oyle haller tak1myorsun ki, bani ken di mi..." - Isabel, sa�lanm geri at1p giildii - "a�k1mm oldiirmii�, ya da ba�ka bir kotiiliik yapm1� samyorum. Korkun� derecede sa�ma" - dudag1m 1S1rd1 - "�Iidut1c1 bir �ey bu, William. �u yeni evi, hizmet�ileri bile �ok goriiyorsun bana."

    "Isabel!" "Evet, evet, dogru," dedi Isabel, h1zh h1zh konu�uyordu.

    "Biitiin bunlan tehlikeli, kotii �eyler olarak goriiyorsun. Ah, biliyorum. Hissediyorum," dedi yava��a, "merdivenden her �1k1�mda hissediyorum bunu. Arna o kii�iiciik, �irkin delikte de ya�amaya devam edemezdik, William. Anlay1�h ol az1c1k! Yavrucaklann dogru diiriist bir odalan bile yoktu."

    Evet, oras1 dogruydu. Her sabah, yatak odasmdan �1kmca, yavrucaklan arka salonda, lsabel'in yamnda bulurdu. Ya kanepenin arkahgma ortiilen panter postunun iistiine biner, ya Isabel'in yaz1 masasm1 tezgah yap1p diikkanc1hk oynarlard1, ya da Pad �ominenin oniindeki ke�eye oturur, kii�iik, pirin� bir soba kiiregiyle, hayatlanm kurtarmak i�in, habire kiirek �eker, Johnny de elindeki ma�ayla korsanlara ate� ederdi. Her ak�am, dar merdivenden yukan, �i�man, ihtiyar Nanny'lerinin yanma kadar

    47

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    s1rtta ta§1mrlard1. Evet, kii

  • YENi MODA EVLiLiK

    iistelik - William'm yiiregi hop etti - yalmzd1 da. "Merhaba , Isabel!" William bakt1 , biitiin giizelligi iistiindeydi

    kansmm, bir §eyler soylemesi gerekiyordu. "Pek serin goriiniiyorsun."

    "Oyle mi?" dedi Isabel . "Ben pek serin hissetmiyorum kendimi. Haydi yiirii, trenin gee{ kald1. Di§arda taksi bekliyor ." Bilet toplayan memurlarm oniinden ge({erken, elini kocasmm koluna dayad1. "Hep birlikte geldik seni kar§ilamaya, " dedi . "Sadece Bobby Kane'i §ekercide b1rakt1k, donii§te alacag1z."

    "Ya!" dedi William. 0 anua soyleyebilecegi tek soz buydu. Orada, giine§in alnmda taksi bekliyordu; bir yanda Bill Hunt

    ile Dennis Green, iyice yay1lm1§, §apkalanm yiizlerine ortmii§lerdi; ote yanda Moira Morrison, kafasmda koca bir C{ilegi anduan, geni§ kenarh §apkas1yla, hop oturup hop kalk1yordu.

    "Buz yok! Buz yok! Buz yok!" diye ne§eli bir sesle bagud1 . Dennis , §apkasmm altmdan, §ark1 soyler gibi kar§ihk verdi .

    "Yalmz bahk({1da bulabilirsiniz. " Bill Hunt dogrulup ekledi : "i({inden koca bir bahk da C{Ikar." "Ah, ne can s1k1c1 bir §ey!" diye bagud1 Isabel . Sonra,

    William'a, kendisi istasyonda beklerken onlarm kasabada buz aramaya Cflktiklanm anlatt1 . "Her §ey yal({m kayahklardan denize dogru ak1yor, en onde de tereyag1 ."

    "Tereyag1 ile yaglanmak zorunda kalacag1z," dedi Dennis . "Arna senin kafanm yaglanmaya ihtiyac1 yoktur, William."

    "Dur hele," dedi William, "nas1I oturacag1z! Ben §Oforiin yanma ge({eyim."

    "Hayu, Bobby Kane oturuyor §Oforiin yanmda," dedi Isabel. "Sen Moira ile benim aram1za oturacaksm." Taksi yola koyuldu. '"Bu esrarengiz paketlerin i({inde ne var?"

    "i-ki ke-sik ka-fa!" dedi Bill Hunt, §apkasmm altmda korkuyla titredi.

    "Ah, yemi§!" Isabel pek sevinmi§ti. "Ak1lh William! Bir kavun, bir de ananas. Ne kadar giizel!"

    "Yok , dur biraz," dedi William, giiliimseyerek. "

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    sanld1. "\:ocuklar bunlan yerse, sanc1lar i

  • YENi MODA EVLiLiK

    gibi k1vnla k1vnla yiikselen §iirlerle dolu, ciltsiz, kii«;iik kitaplardan birini bulup «;1kanyordunuz... William, cebindeki kag1t tomanm dii§iindii, ama okuyacak halde degildi, hem karm ac1km1§h, hem de yorgundu. Odanm kap1s1 a«;1kt1; mutfaktan sesler geliyordu. Hizmet«;iler sanki evde yalmzmi§lar gibi konu§uyorlard1. Birden bir ses, "Sst!" dedi. Onu hat1rlam1§lard1. William ayaga kalkh, yerden ba§layan biiyiik pencerelerden birinden ge«;erek bah«;eye «;1kt1 ; orada karanhkta dururken, denize gidenlerin kumlu yoldan dogru geldiklerini duydu ; ak§amm sessizliginde konu§malan «;m «;m otiiyordu.

    "Arhk Moira gostersin kendini, biitiin ustahgm1, kandmc1hgm1 takmsm."

    Moira'dan ac1 bir inilti yiikseldi. "Hafta sonlan i«;in bir gramofon alahm. 'Daglann Kadm1'

    §ark1sm1 «;al an bir gramofon." "Ah, hay1r! Ah, hay1r!" diye bagird1 Isabel'in sesi. "Wil

    liam'a kar§1 hi«; de ho§ olmaz boyle bir §ey. iyi davranm ona «;ocuklar! Topu topu yann ak§ama kadar kalacak."

    "Bana b1rakm onu," diye bag1rd1 Bobby Kane. "Ben iyi bilirim adam oyalamasm1."

    Bah«;e kap1s1 a«;1hp kapand1. William tara«;ada ilerledi ; gormii§lerdi onu. "Hey, William!" Bobby Kane havlusunu savura savura, sararm1§ otlann iistiinde s1«;ramaya, dans etmeye ba§lad1. "Yaz1k, gelmedin, William. Deniz «;ok giizeldi. Sonra da bir meyhaneye gidip cin i«;tik."

    Obiirleri evin oniine gelmi§lerdi. "�ey, Isabel," di ye bagird1 Bobby, "bu gece Nijinski'mi giymemi ister misin?"

    "Hayir," dedi Isabel, "kimse giyinmeyecek. A«;hktan oliiyoruz. William da ac1km1§hr. Haydi gelin, mes amis, sardalye ile ba§layahm."

    "Ben buldum sardalyeleri," dedi Moira, elindeki kutuyu havaya kald1rarak hole ko§tu.

    "Elinde Sardalye Kutusu Olan Kadm," dedi Dennis, pek ciddiydi bunu soylerken.

    "Evet, William, Londra nas1l bakahm?" diye sordu Bill Hunt; bir viski §i§esinin mantanm «;1kanyordu.

    'i i

  • OLO ALBA YIN KIZL.\RI

    "Pek bir degi§iklik yok Londra'da," diye cevap verdi William.

    "Camm Londra," dedi Bobby, i

  • YENi MODA EVLiLiK

    gelmi§ gibisin. Gelecek hafta ... " Taksi goriindii. ''Londra'da sana iyi bak1yorlard1r herhalde. Yavrucaklann bugiin evde olmamalarma iiziildiim dogrusu, ama Miss Neil kararla§tirmI§. Senin gittigini duyunca ne kadar canlan s1kilacak. Zavalh William, gene Londra'ya." Taksi dondii. "Giile giile!" Acele bir opiiciik verdi kocasma; U(;tu gitti.

    Tarlalar, aga

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    "Herkesin evlenme ciizdam olur mu? Ben sadece hizmet

  • YENi MODA EYLiLiK

    yanmda hi

  • iLK B ALOSU

    Balo'nun ne zaman ba§lamt§ oldugunu Leila pek kestiremiyordu. Belki de ilk kavalyesi arabayd1. Ger1Yi arabada yalmz degildi, genlY Sheridan'larla payla§tyordu onu - ii1Y k1z, bir de erkek karde§leri, bir de Leila - tam be§ ki§iydiler arabanm i1Yinde, ama bu hi1Ybir §eyi degi§tirmezdi. 0 kendi ko§esinde oturmu§, elini kenardaki yast1ga dayamt§h; hpk1 tammad1g1 bir adamm ceketinin kolu gibi geliyordu eline bu yastik; birlikte donerek, vats ederek, sokak lambalarmm, evlerin, parmakhklann, aga1Ylann yanmdan ge1YiP gidiyorlard1.

    "Sahi daha once hi1Y baloya gitmedin mi, Leila? Arna, yavmm, bu kadar talihsizlik ... " diye bagn§1yorlard1 Sheridan'lann k1zlan.

    "En yakm kom§umuz on be§ mil uzakti,'" dedi Leila yumu§ak bir sesle; elindeki yelpazeyi alYtP kapad1.

    Ah, ne kadar zordu, onlar gibi umursamaz durmak ! Fazla giilmemeye 1Yah§1yordu; ald1rmamaya 1Yah§1yordu. Arna her §ey oyle yeni, oyle heyecan vericiydi ki... Meg'in yaseminleri; Jose'nin amber gerdanhg1; Laura'nm kii1Yiik, koyu renk ba§I - beyaz kiirkiiniin iistiinde, t1pk1 karlann i1Yinde alYffil§ bir 1Yi1Yek gibi. Hi1Ybir zaman unutmayacaktI bunlan. Yegeni Laurie'nin yeni eldivenlerinin i1Yinden 1Yikan kag1tlan att1gm1 goriince i1Yinde bir ac1 duydu. 0 kag1tlan bir am olarak saklamak isterdi. Laurie one

    s6

  • iLK BALOSU

    dogru egildi, elini Laura'nm dizine koydu. "Bak sevgilim," dedi. "U�iinciiyle dokuzuncu, her zamanki

    gibi. Anladm mt?" Ah, ne giizel §ey bir erkek karde§i olmak! Leila iyice

    heyecanlanmt§tt , eger vakit olsaydt, eger olanakstz olmasaydt, oturup bir giizel aglayacaktt ; tek �ocuktu o, hi� karde§i yoktu; kimse gelip , "Anladm mt?" diye sormazdt ona; ya da Meg'in, o anda, Jose'ye soyledigi sozler , "Sa�lanmn hi� bu geceki kadar giizel oldugunu gormemi§tim," boy le sozler soyleyecek bir ktz karde§i olsaydt; aglamak geliyordu i�inden.

    Arna, vakit yoktu. Balo'nun verildigi yere gelmi§lerdi bile; onleri, arkalan arabalarla doluydu. Durmadan ktptTdanan, yelpaze gibi t§tklar yolu iyice aydmlattyordu; kaldmmm iistiinde ko§U§an �iftler, havada u�ar gibiydiler; kii�iik , saten ayakkabtlar, ku§lar gibi birbirini kovahyordu.

    "Yammdan aynlma, Leila; sonra kaybolursun," dedi Laura. "Haydi, ktzlar, acele edelim," dedi Laurie. Leila iki parmagmt Laura'nm pembe kadife ceketinin iistiine

    koydu; t§tklar i�inde ytkanan biiyiik fenerin altmdan ge�ip ilerlediler, kaptsmda 'Bayanlar' yazth olan kii�iik bir odaya girdiler. Burast oyle kalabahktI ki, SITtlarmdakileri �tkarmak i�in bile zor yer buldular; hele giiriiltiisii sagtr ediciydi. Kar§thkh du ran iki stTanm iistii, paltolar, pardosiiler, kiirkler, atktlarla doluydu. Beyaz onliik giymi§ iki ya§h kadm oradan oraya ko§uyor, stralarm iistiine kucak kucak e§ya ta§tyorlard1. Herkes obiir u�taki kii�iik tuvaletle aynanm oniine gitmeye ugra§tyordu.

    Odayt biiyiik, titrek bir havagazt alevi aydmlattyordu. Bekleyecek hali yoktu o alevin; dans etmeye ba§lamt§tt bile. Kapt yeniden a�thp dt§ardan miizik sesi gelince, tavana dogru ktvnla ktvnla yiikseldi.

    Esmer ktzlar, san§m ktzlar sa�lanm diizeltiyor, kurdelelerini yeniden baghyor, korsajlarmm ucuna mendillerini stkt§tmyor, mermer rengi, bembeyaz eldivenlerini diizeltiyorlard1. Hepsi de giiliimsedikleri i�in, Leila hangisine baksa, goziine giizel goriiniiyordu.

    "Goriinmez tokalar yok mu?" diye bagtrdt bir ses. "Ne

    57

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    olaganiistii! Bir tek goriinmez toka bile gormiiyorum." "S1rt1m1 pudralasana, haydi §ekerim," diye bag1rd1 bir ba§

    kas1. "Bir igne iplik istiyorum. Etegimdeki danteller boydan boya

    y1rt1lm1§," di ye hayk1rd1 bir ii\iinciisii. Sonra: "Bize de, bize de!" i\inde programlar duran, ham

    sepet elden ele ge\iyordu. Kii\iik, yan pembe, yan giimii§ rengi, sevgili programlar, pembe kalemleri, piiskiilleri ! Sepetten bir program ahrken, Leila'nm parmaklan titriyordu. Yanmdakilere sormak geldi i\inden: "Ben de alacak m1y1m?" Sonra okudu: "Vais 3 . BaJbaJa Bir Sandalda. Polka 4 . Tiiylerin U��u. " Tam bu s1rada Meg bag1rd1: "Hazu m1sm, Leila?" Holdeki kalabahgm arasmdan ge\ip dans edilen salonun biiyiik kap1larma dogru ilerlediler.

    Dans daha ba§lamam1§t1, iistelik orkestra da biisbiitiin susmu§tu; salonda oyle bir giiriiltii vard1 ki, orkestra \alsa bile sesini duyurabilecege benzemiyordu. Leila, Meg'e iyice sokulmu§ , onun omuzunun iizerinden bak1yordu; tavandan sarkan, kii\iik, titrek, renk renk bayraklar bile konu§t1yordu sanki. Utanga\hgm1 unutmu§tu ; baloya gitmek iizere giyinirken, papu\larmm biri elinde, biri ayagmda, yatagm kenarma nas1I oturdugunu, annesine - Sheridan'lara telefon edip onun gelemeyecegini soylemesi i\in - nas1l yalvard1gm1 unutmu§tU. Dag ba§mdaki 1ss1z evlerinin verandasma oturup, ay l§Igmda, yavru bayku§larm "Daha et" diye bagin§lanm dinlemek istegi , biitiin benligini saran 0 ozlem, birdenbire yok olmu§, yerini bir sevince, tadma doyum olmaz, dayamlmaz bir sevince b1rakm1§t1. Yelpazesini s1k1 s1k1 tuttu, parlak, altm rengi parkelere, \i\eklere, fenerlere, dans etmeyenlere aynlm1§ olan yiiksek\e yerdeki k1rm1z1 hahya, yald1zh koltuklara, kb§edeki orkestraya bakt1, "Ne giizel," diye dii§iindii, zor nefes ahyordu, "ne kadar giizel !"

    Biitiin k1zlar kapmm yanmda, bir arada duruyorlard1, obiir yanda da erkekler vard1 ; k1zlara goz kulak olmak i\in gelen ya§h kadmlar ise, koyu renk giysilerinin i\inde aptal aptal giiliimseyerek, cilah db§emenin iistiinde kii\iik, dikkatli ad1mlarla yiiriiyor, k1rm1Z1 halmm oraya, yiiksek\e yere dogru gidiyorlard1.

  • iLK BALOSU

    Meg k1zlan hirer hirer dola§arak Leila'y1 gosteriyor, "Yegenirn," diyordu, "ad1 Leila, ta§radan yeni geldi. Goz kulak olun k1za. Kavalye bulun; benirn konugurn. "

    Yabanc1 yiizler Leila'ya giiliirnsiiyordu - tath tath, bo§ bo§. Yabanc1 sesler cevap veriyordu: "Elbette, §ekerirn. " Arna Leila k1zlann aslmda kendisini gonnediklerini hissediyordu. Gozleri erkeklerdeydi. Neden ba§larn1yordu erkekler? Ne bekliyorlard1? Orada durrnu§, eldivenlerini diizeltiyor , parlak sa«;lanm s1vazhyor, birbirine bak1p giiliirnsiiyorlard1. Sonra birdenbire, sanki yaprnalan gercken i§in bu oldugunu o anda anlarni§lar gibi, parkelerin iistiinde kayarak geldiler. K1zlar sevinrni§, tela§lanrn1§lard1 . Uzun boylu, san§m bir adarn, Meg'e dogru u«;tu, prograrn1-m ahp bir §eyler yazd1; Meg onu Leila'ya yollad1. "Bir dans liitfeder rnisiniz?" San§m adarn egilip giiliirnsedi . Sonra tek gozliiklii, esrner bir adarn geldi; sonra yegeni Laurie bir arkada§lm getirdi; sonra Laura, ufak tefek, «;illi, «;arp1k boyunbagh bir adarnla goriindii . Derken epeyce ya§h - §i§rnan, sa«;lan dokiilrnii§, yan kabak kafah - bir adarn gelip Leila'nm prograrnm1 eline ald1, rnmldand1: "Dur bakay1rn, dur bakay1rn, dur bakayirn!" Uzun bir zarnan, isirnlerle kapkara olrnu§, kendi prograrn1yla onunkini kar§1la§t1Td1. Bayag1 yoruluyordu adarn ; Leila utand1. "Ah, iiziilrneyin," dedi. Arna §i§rnan adarn cevap verecegi yerde bir §eyler yazd1, sonra ona bakarak giiliirnsedi. "Bu giizel, kii«;iik yiizii hahrhyor rnuyurn?" dedi yava§«;a. "Daha once gordiirn rnii bir yerde?" 0 suada, orkestra «;alrnaya ba§lad1; §i§rnan adarn yok oldu. Parlak d6§ernenin iizerinden u«;arak gelen, gruplan «;iftlere bolen, «;iftleri «;evire «;evire biitiin salona dag1tan, biiyiik rniizik dalgas1, onu da 6niine katt1g1 gibi gotiiriiverrni§ti. ..

    Leila dans etrneyi yahh okulda ogrenrni§ti . Her curnartesi ogleden sonra, ogrenciler, din derslerinin verildigi oluklu sa«;tan yaplirna kii«;iik bir barakaya ko§arlard1; Londra'h Miss Eccles se«;kin ogrencilere, orada, dans dersi verirdi. Barakanm i«;i toz kokard1; duvarlarda patiska bezler iizerine yaz1lrn1§ yaz1lar as1h dururdu; kahverengi kadifeden, tav§an kulag1 gibi bir §apka giyen, ufak tefek, iirkek baki§h, zavalh bir kadm giirn giirn piyano «;alar, Miss Eccles de uzun, beyaz sopas1yla k1zlann ayaklanna

    59

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    vururdu; o baraka ile bu salon arasmda daglar kadar fark vard1; burada dans etmek bamba§ka bir §eydi; eger kavalyesi gelmez de, Leila, oylece dump bu e§siz miizigi dinlemek, altm rengi parkelerin iizerinden akan, kayan

  • iLK BALOSU

    yordu. Jose altm rengi ba§mI sallayarak, "Egleniyor musun, Leila?"

    diye sordu. Laura ge

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    "Aa," dedi §i§man adam, "ya§hlar boyledir i§te!" Leila'y1 kotii dans eden bir c;iftin yamndan gec;irirken hafifc;e soludu. "Anlayacagm1z, otuz y1ldu bu i§in ic;indeyim."

    "Otuz ytl m1?" diye bagud1 Leila. Onun dogumundan on iki ytl once ba§lamt§tl demek!

    "Akla durgunluk veriyor, degil mi," dedi §i§man adam. Leila onun kabak kafasma baktt, bayag1 ac1m1§tt adama.

    "Haia canhhgmlZI kaybetmemi§ olmamz ne kadar ho§," dedi. "Nazik kiic;iik hamm," dedi §i§man adam, onu kendine dogru

    c;ekip c;almakta olan valsin birka

  • iLK BALOSU

    d1, eldivenlerini yukan c;ekti, giiliimsemeye c;ah§tl. Arna, ic;inde kiic;iik bir kiz onliigiinii yiiziine kapatm1§ h1c;kua h1c;kua aghyordu. Nic;in soylemi§ti sanki bunlan, nic;in onun biitiin dii§lerini y1km1§ti boyle?

    "Yok, kiic;iik hamm," dedi §i§man adam, "bu sozlerimi sakm ciddiye almaym."

    "Ne diye alacakm1§1m! " dedi Leila, ba�1m arkaya att1, alt dudagm1 1sud1. ..

    Gene c;iftler gec;ti onlerinden. Yayh kapliar ac;1hp kapand1. Orkestra yeni bir parc;a c;almaya hazuland1. Arna Leila artlk dans etmek istemiyordu. Evde olmak, ya da verandada oturup yavru bayku§larm otii§iinii dinlemek istiyordu. Karanhk pencerelerden, y1ld1zlara dogru bakti; I§Ii I§Iid1, kanatlanm1§ gibiydi ylid1zlar. ..

    Tam o suada yumu§ak, yava§, ic; ac;1c1 bir miizik ba§lad1, k1vuc1k sac;h bir gene; gelip oniinde egildi. Dans etmek zorundayd1, ay1p olmasm diye, hie; olmazsa Meg'i bulana kadar. isteksiz isteksiz ortaya yiiriidii , kibirli bir hareketle, elini adamm koluna koydu. Arna, bir dakika ic;inde, bir donii§ten sonra, ayaklan kaymaya, kaymaya ba§lad1. l§1klar, c;ic;ekler, giysiler, pembe yiizler, kadife koltuklar, hepsi, biiyiik, giizel bir tekerlek gibi doniip duruyordu. Bir sonraki kavalyesi onu §i§man adama c;arptud1, §i§man adam doniip , "Pardon," dedi; Leila ona pm! pm! gozlerle bakt1. Adami tammam1§tl bile.

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    I

    Babalanmn 6himiinden sonraki hafta hayatlannm en hareketli haftalarmdan biri olmu§tu. Yataga girdikleri zaman bile yatan, dinlenen sadece viicutlanydt; beyinleri 1

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    giilmek geldiginden degil. Ah§kanhk olmah. Y1llarca once, geceleri uyumay1p konu§tuklan zamanlar, yataklan kahkahalardan sars1hr dururdu. Kap1cmm ba§l birden yok olmu§, babasmm §apkasmm altmda bir mum alevi gibi soniivermi§ti. .. K1k1rdayacak, giilecekti; parmaklanm kenetledi ; kendini tuttu ; ka§lanm �at1p karanhga baktl; biitiin sertligini takmarak, "Hat1rla," diye mmldand1.

    "Yann kararla§tmnz," dedi. Constantia hi�bir §eyin farkma varmam1§t1 ; i�ini �ekti. "Sabahhklanm1z1 da boyatmah m1y1z acaba, ne dersin?" "Siyaha m1?" Josephine neredeyse bir �1ghk atacakt1. "Ya ne yapahm?" dedi Constantia. "Dii§iiniiyorum da -

    pek i�ten goriinmiiyor bana, hani boyle d1§an �1karken giyinince, si yahlar i�inde, sonra evde ... "

    "Arna kimse gormez ki," dedi Josephine. Yorgam 6yle bir �ekti ki ayaklannm ikisi de a�1kta kald1, onlan i�eri sokabilmek i�in yast1klann iistiine tlfmamp biiziildii.

    "Kate goriir," dedi Constantia. "Postac1 da gorebilir." Josephine sabahhgma pek uyan koyu k1Tm1z1 terliklerini

    dii§iindii ; sonra Constantia'nm ye§il, alacah bulacah sevgili terlikleri, ne giizel oluyordu sabahhgiyla. Siyah! iki siyah sabahhk ile banyoya dogru kara kediler gibi siiriiniip giden iki �ift siyah terlik.

    "Bence buna hi� gerek yok, boyatmasak da olur ," dedi. Sessizlik. Sonra Constantia konu§tu: "Oliim haberini yazan

    gazeteleri yann yollamahy1z ki, Seylan postasma yeti§sin ... Simdiye kadar ka� mektup ald1k?"

    "Yirmi ii�." Hepsine Josephine cevap vermi§ti ; yirmi ii� keresinde de,

    "Sevgili babamlZI �ok anyoruz" tiimcesine gelince masanm iistiine kapamp mendiliyle gozlerini silmek zorunda kalm1§t1, hatta bazen mektuplann iistiine damlayan a�1k mavi gozya§lanm kurutma kag1tlanna i

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    "Yetecek kadar pulumuz var m1?" diye sordu Constantia. "Aa, nerden bileyim?" diye terslendi Josephine. "Hem §imdi

    bunu sormanm yaran ne?" "Sadece merak ettim," dedi Constantia yumu§ak bir sesle. Gene sessizlik. Kii

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    "Oii§iindiim," diye h1zla devam etti Josephine, "bugiin ogleden sonra soylerim, parasm1 verirken: 'Gerek k1z karde§im, gerek ben, bize kar§I gosterdiginiz iyiligi hi

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    "Hi

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    hissediyorlard1. Vedala§mak i

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    giinlerimizde, Tann, bizleri birbirimize yard1ma

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    v

    Evet, sonunda, biitiin bu i§ler olup bitti, ama ikisi de babalannm bir daha hi

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    olrnazsa, k1sa bir zarnan. iyice ernin olrnak u;m. �u besbelli ki." - yeniden gozya§lanna boguldu - "babarn bizi hi

  • OLC A LBA YI'\ KIZLARI

    kork uyorl ard1 . J osephine bi l iyord u . arkalanndaysa bile . s 1k1 s 1k1 kapahyd1 . ac;ilmazd1 : Constantia ise onun du�lerde ki kapilar gibi tokmaks1z oldugunu h issedi yord u . Oday1 boyle kork unc;l a�t1ran . sogu kl uguydu . Yoksa beyazhg1 m1 - hangisi? Her �ey ortulUyd u . Perdeler kapahyd1 . aynamn ustune bir b e z sanlm1�t1 , yatak bir c;ar�afla ortulUyd u : �om inenin ocagm a tomar halinde buyuk bir beyaz kag1t t1kilm1�t1 . Constantia c;eki ngen c;e kinge n el in i uzatt1 ; sanki bir kar tanesi nin avucuna inmesini be k liyord u . Josephine burnunda tuhaf bir s1z1 duyd u . donar gibi olm u�tu burn u . Sonra sokaktan gec;en bir arabanm gurultusu ge ldi , sessizl i k paramparc;a oldu .

    ··Perdelerden birini ac;ay1m bari , dedi Josephine cesare tle . · ·Eve t . iyi olur ac;arsan . d iye fisildad1 Constantia . Daha dokunm alanyla perdenin kurtulup yukan f1rlamas1 bir

    oldu, ipi de arkasmdan : sopamn c;evresinde donmeye ba�lad1 ; ipin ucundaki kuc;uk puskul sanki kurtulup kac;mak ister gibi h 1zh h1zh pencereye vurup sesler c;1kard1 . Constantia bu kadanna dayanamazd1 art1 k .

    · · istersen - istersen , bugun b1rakahm , ba�ka b i r gun yapanz. olm az m 1 ? " diye foil dad1 .

    · ·"l iye ?" dedi Josephine ; Comtan tia'mn korktugun u gc)runce ona bir cesaret gelmi�ti . " "i asil olsa yapilacak . Hem oyle fisildayarak kon u�masan a , Con .

    · 'farkmda degil im ki f1s i ldad1g1mm , diye fisi ldad1 Constan t i a .

    · 'Sonra n iye h e p oyle yataga bak1yorsun?" d e d i Josephine , sesi bayag1 k afa tutar gibi yukse l m i�ti . " Yatakta h ic;bir �ey yok . "

    " A h , Jug, boyle konu�ma ! " dedi zavalh Conie . " Hie; ol mazsa , bu kadar yuksek sesle si)ylemc.

    Josephine fazla i leri gitmi� oldugunu hissett i . Konsolun oraya dogru dol and1 , e l in i uzatt1 , sonra birden gcri c;ekti .

    "Con n i e ! ' ' dcdi sol ugu tutulara k , oldugu yerdc dondu , arkas1m komola dayad1 .

    "A h , Jug - ne var'1 ' ' Josephine korkak korkak bak1yordu . Olaganu-.tu bir duygu

    ya k apilm 1�t1 , h an i ba�ma pe k kork unc; bir i � ge lecc k m i 1 de ondan

    71

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    kurtulmu� gibi. Arna babalarmm konsolda oldugunu Constantia'ya nas1I anlatabilirdi? Mendilleri, boyunbaglanyla en list c;ekmedeydi, ya da gomlekleri, pijamalanyla bir sonrakinde, ya da en alt c;ekmede, giysileriyle. Oradan bak1yordu, saklanm1� -tam o tutulacak yerin arkasmda - ortaya c;1kmaya haz1r.

    Josephine c;ocukluk giinlerini hat1rlatan giiliinc; bir yiizle bak1yordu Constantia'ya; eski giinlerde aglayacag1 zaman yiizii t1pk1 boyle olurdu.

    "Ac;amam," diye enikonu hayk1rd1. "Hayu, ac;ma, Jug , " diye f1s1ldad1 Constantia. "Ac;mamak

    c;ok daha iyi. Hic;bir �ey ac;mayahm. Ne olursa olsun, ac;mayahm uzun bir zaman."

    "Arna - ama bu kadar zay1fhk," dedi Josephine, kendini b1rakarak.

    "Bir kerecik de zay1f olmu�uz, ne c;1kar bundan, Jug?" diye c;1k1�t1 Constantia sertc;e. "Zay1fhksa eger." Donuk bakt�lan, kilitli - saglam - yaz1 masasmdan, biiyiik pml pml giysi dolab1-na kayd1, yiireginin c;arpmt1sm1 belli ede ede, tuhaf tuhaf solumaya ba�lad1. "Nic;in hayat1m1zda bir kerecik de zay1f olmayahm, Jug? Bag1�lanmaz bir �ey degil bu. Zay1f olahm -zay1f olahm, Jug. Zay1fhk, giic;liiliikten c;ok daha ho�."

    Sonra hayatlan boyunca iki kere daha yapm1� oldugu, insam �a�1rtacak kadar korkusuzca hareketlerine bir yenisini katt1 ; giysi dolabma dogru yiiriidii , anahtan c;evirdi , kilitten c;1kard1. Kilitten c;1kard1, Josephine'e uzatt1 ; dudaklarmdaki giiliimseme yapt1g1 i�in onemini bildigini gosteriyordu; babalarmm, orada, pardosiilerin, paltolarm arasmda olmasmdan dogacak tehlikeyi goze alm1�t1.

    Koca do lap one dogru sars1hp Constantia 'nm iistiine y1k1lsayd1, Josephine hie; �a�mazd1. Tam tersine, bekliyordu bunu. Arna, bir �ey olmad1. Sadece oda biraz daha sessizle�ti, Josephine'in omuzlarma, dizlerine lapa lapa yagmakta olan soguk biraz daha fazlala�t1 . Titremeye ba�lad1.

    "Gel, Jug," dedi Constantia, yiiziinde hiila o korkunc;, o duygusuz giiliimseme vard1 ; Josephine ttpk1 y1llarca once bir gun - Constantia'nm Benny'yi yuvarlak havuza ittigi gun -

    74

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    yapt1g1 gibi ktz karde§inin arkas1 stra yiiriidii.

    VII

    Yemek odasma dondiikleri zaman iyice gev§emi§lerdi. Oturdular, halsiz halsiz, o ona baktt, o ona.

    "Bir §ey i«meden," dedi Josephine, "kendime gelebilecegimi sanm1yorum. Kate'i

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    Josephine'in siyah adam1 minicikti ; bir kannca gibi tela�hyd1. Constantia'nmki ise uzun boylu, s1ska bir adamd1, duygusuz, yorulmak bilmez bir goriinii§ii vard1. 0 yiizden de pck tats1z bir insand1. .. Tara

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    bir yelek giyerlerdi . Oysa Cyril Londra'da y1lm her giinii yelck giyiyordu. Sonra, kendisi ile Constantia i

  • OLC ALBA YI:\ KIZLARI

    · ·Pek severi m . Josephine Hala . diye bag1rd1 Cyri l . · ·Once �unun yans1m alsam. olmaz mi'� ..

    "Olur elbett e . se,·gili c;ocu k : ama o kadarla b1rakmay1z seni . "Sevgili baban gene eskisi kadar seviyor mu bezeyi ?" di ye

    sordu Con Hala . Kendi bezesini 1smrken yi.izi.i bir �eyden i.irkmi.i� gibi oldu .

    "Dogrusu. pe k farkmda degilim . Con Hala . dedi Cyril �oyle bir di.i�i.inere k .

    Bunun i.izerine ikisi d e o n a baktdar "Farkmda degil misin ·� .. dedi Josephine

    . sesi bayag1 hm;md1

    . ··�fasd farkmda olmazsm

    . Cnil . baban ·) "

    "Ya. dedi Con Hala y;n a�c;a . Cyril gi.ilmeye c;ali�t1 . .. Ah. e\·e t . de di . ' 'l.'lyle uzun bir zaman

    oldu ki ben hani . . . .. Kekeledi Sus tu. Halalanmn bak1�lan dayamlacak gibi degildi .

    "Demek l.'lyle . .. dedi Josephine . Con Hala dii\ dik bak1rnrdu . Cyril c;ay fincamm e linden b1rakt1 . "Bir saniye . diye bag1rd1 .

    "Bir saniye . Josephine Hala . Ne diyorum ben ·� . . Gozlerini kald1rd1 . Halalanmn yi.izleri aydmlanma� a ba�la

    m1�t1.

    Cyril dizine vurdu . "Elbette . dedi . "e lbette beze Nasd unuttum bunu·) Eve t .

    Josephine Hala . yerden gl.'lge kadar hak lis1mz . babam korkunc; derecede sever bezevi .

    Sadece yi.izleri aydmlanm1� degildi . Josephine Hala zevkinden k1pk1rm1Z1 oldu : Con Hala derinden derine ic;ini c;ekt i .

    "Simdi de . Cyri l . gelip babamlZI gl.1rmelisi n . dedi Josephine . "Bugi.in gelecegini bi liyordu senin .

    . .

    "Dogru . dedi Cyri l . sesi canliyd1 . ic;tendi . Oturmakta oldugu koltuktan kalkt1 : birden d m ardaki saate bakt1 .

    "Sey Con Hala . saatiniz b iraz geri degil mi ' ' Bir adamla bulu�acag1m da. �eyde - Paddi ngton'da . be�ten sonra . Korkanm. bi.iyi.ikbabamla pe k tula kalamaya�·ag1m .

    "Ah zaten l.'lyle pek fazla kalmam isk·mez ! " dedi fosephine Hala .

    Constantia saate bak1yordu . i leri mi . yoksa geri mi olduguna

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    bir tiirlii karar verememi§ti. Ya ileri, ya geriydi , dogru olmad1gma emindi. Her neyse, ikisinden biri.

    Cyril hii.lii. oyalamyordu. "Siz gelmiyor musunuz, Con Hala?" "Elbette geliyor,'' dedi Josephine, "hepimiz gidiyoruz. Hay

    di, Con."

    IX

    Kap1y1 vurdular; Cyril halalannm arkas1 s1ra biiyiikbabasmm s1cak, tath odasma girdi.

    "Yiiriisenize," dedi biiyiikbaba. "Sahmp durmaym. Ne oldu? Ne istiyorsunuz?"

    Alev alev yanan bir ate§in kar§ismda oturuyordu; bastonu elindeydi. Dizlerinin iistiinde kalm bir battaniye vard1. Kucagmda a

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    (Tannm!) "Soylemesem olmaz mt?" dedi Cyril; ktpktrmtzt olmu§tu; Josephine Halaya baktyordu.

    "Soyle, §ekerim," diye giiliimsedi halas1. "Sayle bak, ne kadar sevinecek."

    "Haydi, soylesene!" diye bagtrdt Albay Pinner daha da terslenerek. Gene bastonunu yere vurmaya ba§lamt§tt.

    Cyril one dogru egilip haykudt: "Babam bezeyi hala «ok seviyor."

    Biiyiikbaba sanki bir kur§un yemi§ gibi st«rad1. "Baguma," diye haykud1. "Nesi var bu «ocugun? Beze mi!

    Ne olmu§ bezeye?" "Ah, Josephine Hala, devam edecek miyiz?" diye umutsuz

    lukla inledi Cyril. "C::ekinecek bir §ey yok bunda, sevgili '

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    Ktzartma mt, yoksa ha§lama mt? Josephine ile Constantia tam bir §a§kmhk i

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    "Demek istedigim," diye devam etti Josephine, "eskisi kadar bagh degiliz Kate'e." Hafif1

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    "Hayu" diyecekti - ne durumda kahrd1 o zaman? YakI§Ir m1yd,! Sonra, gene, Constantia, Josephine'le birlikte sokaga �1kt1klan zaman, Kate'in gelip konsolunu kan§tud1gmdan ku§kulamyordu, ne ku§kulanmas1, biliyordu; kan§tumas1 da, bani 6yle bir §ey almak i�in degil, ne var ne yok diye bakmak i�in. Ka� kere, ta§larla i§lenmi§ ha�1m, en olmayacak yerlerde bulmu§tu: ayakkab1 baglannm altmda, ya da ak§amlan takt1g1 dantel yakahgm iistiinde. Kate'e tuzaklar kurmu§tu. Her §eyi belli bir suayla yerle§tirmi§, sonra Josephine'i �agmp g6stermi§ti.

    "Goriiyor musun, Jug?" "Goriiyorum, Con." "Bu kez anlayacag1z art1k." Arna, ah Tannm, anlamak i�in gidip bakt1gmda, gene her

    zamanki gibi, hi�bir §eyi kamtlayamayacag1m g6riirdii! Yeri degi§tirilmi§ bir §ey bulsa bile, ya �ekmeyi kapatuken olduysa diye dii§iiniirdii, kapamrken iyice sars1hyordu �ekme, ya sarsmt1yla olduysa! "Gel, Jug, sen karar ver. Ben ne diyecegimi bilemiyorum.

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    nac1 isterse bi.iti.in gun

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    rnii� fotografa vurunca, sanki annelerinden bu kadar az �ey kalrnt� olrnasma �a�trrnt� gibi bir duralarnt�tt t�tk;

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    i�te hepsi bu kadar. Biitiin hayatlan babalanna bakrnak, bir de her �eyde babalanmn istegine uyrnakla gec;rni�ti. Arna �irndi? Arna �irndi? Odaya siiziiliip giren giine� Josephine'e yava�c;a dokundu. Josephine ba�1m kaldud1. Giizel 1�1klar onu pencereye dogru c;ekti. . .

    Laterna Susana kadar Constantia, Buddha'nm oniinde durdu , hayranhk ic;indeydi, arna her zarnanki gibi degil, belli belirsiz bir hayranhk degil. Bu kez dayamlrnaz bir istek, bir hasret duyuyordu ic;inde. Derken �unu hatulad1: Gokyiiziinde ay testekerlek oldugu zarnanlar, yatagmdan kalkar, sutmda geceligiyle bu odaya gelir, yere s1rtiistii uzamp kollanrn ac;ard1, c;arrn1ha gerilrni� gibi. Nic;in? Kocarnan, soluk ay yaptmrd1 bunu ona. Siislii perdenin iistiinde oyna�an korkunc; bic;irnler yan yan bakarlar, arna o hie; aldurnazd1 . Sonra �unu hat1rlad1: Deniz k1yisma gittikleri zarnanlar, yalmz ba�ma herkesten uzakla�u, ta denizin burnunun dibine sokulur, bir �ark1 soylerdi, kendi uydurdugu bir �ark1 ; orac1kta , yorulrnak bilrnez sulara bakarken, ic;inden doguveren bir �ark1. . . Bir de obiir hayatl vardi , c;ar�1ya gitrnek, ald1klanm torbaya koyup eve getirmek , begenilrnezse degi�tirilrnek iizere bir siirii �ey satm alrnak, onlan getirip Jug'a gosterrnek , sonra geri gotiirmek ; gene begenilrnezse degi�tirilrnek iizere yeni �eyler alrnak; babalannm tepsisini hazularnak , adanu k1zd1rmarnaya , camm s1krnarnaya c;al1�rnak . Biitiin bunlar sanki bir tiinelin ic;inde oluyordu. Gerc;ek degildi. Ancak o tiinelden c;1kt1g1 , ay 1�1gmda, ya da deniz k1yismda , ya da �irn�ekler sac;arak yagan bir yagrnurda dola�t1g1 zarnan, kendi varhgm1 duyuyordu. Ne dernekti bu? istedigi neydi? Biitiin bunlann sonu neye vanyordu? �irndi? �irndi?

    Anla�Ilrnaz hareketlerinden birini yaparak Buddha'dan uzakla�tl. Josephine'in durdugu yere dogru ilerledi. Josephine'e bir �ey soylernek istiyordu , korkunc; derecede onernli bir �ey -gelecek iizerine, ilerde ne . . .

    "Ne dersin, acaba . . . " diye ba�lad1. Arna Josephine onun soziinii kesti. "Dii�iiniiyorurn da, eger,

    �irndi. . . " diye rnmldand1 . ikisi de durdular; birbirlerini beklediler.

    86

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    "Soy le, Con," dedi Josephine. "HayIT, hay1r, Jug; once sen soyle," dedi Constantia. "Hayu, soyle ne soyleyeceksen. Sen ba§ladm," dedi Jose-

    phine. "Ben ... ben once senin ne diyecegini ogrenmek istiyorum,"

    dedi Constantia. "Sa�malama, Con." "Dogru soyliiyorum, Jug." "Connie!" "Ah, Jug!" Bir sessizlik. Sonra, Constantia, yava§�a, "Ben soyleyemem,

    Jug," dedi, "�iinkii unuttum ne oldugunu ... ne soyleyecegimi." Josephine bir an oylece durdu. Giine§in oniinii kapam1§ olan

    koca bir buluta bakt1. Sonra k1saca cevap verdi: "Ben de unuttum. "

  • PARKER ANA'NIN HAY A Tl

    ihtiyar Parker Ana'nm her sah gidip evini temizledigi edebiyati;1, o sabah ona kap1y1 ai;t1g1 zaman, torununun nas1l oldugunu sordu. Parker Ana kiii;iik, karanhk holde, paspasm iistiinde dunnu§tu; cevap vermeden once elini uzat1p adamm kap1y1 kapamasma yard1m etti. Sonra yava§i;a, "Dun gomdiik, efendim," dedi.

    "Ah. Tannm!

  • PARKER ANA'NIN HAYATI

    Marmelata uzamrken, yiiksek sesle, "Bitkin zavalh," dedi. Parker Ana §apkasmdaki iki siyah igneyi

  • 6L0 ALBA YIN KIZLARI

    pek basitti, o yiizden de ev i§lerinin \Oklugundan, yoruculugundan yamp yakmanlan hi\ anlamazd1.

    "Evde ne bulursamz kirletirsiniz, sonra her hafta bir kocakan gelip onlan temizler, oldu bitti."

    Hafta sonlan ev koca bir \OP tenekesine doniiyordu. Ekmek kmntilan, y1rt1ltp a\Ilm1§ zarflar, izmaritler, hepsi yerlerdeydi. Arna Parker Ana bu zavalh gen\ ad am a hi\ k1zm1yordu ; i§ini gorecek bir kimsesi yok diye ac1yordu bile. Mutfagm kirli kii\iik penceresinden ne§esiz gokyiiziiniin geni§ bir par\as1m gorebilirdiniz; hava bulutlu oldu mu, bu kez de U\lan par\a par\a, her yanlan delik de§ik ya da \ay rengi lekeler i\inde, yipranrrn§, eskimi§ bulutlar dolu§urdu o pencereye.

    Su lsmuken Parker Ana yerleri siipiirmeye ba§lad1. "Evet," diye dii§iindii, siipiirge bir yandan i§liyordu, "oylesi boylesi derken, benim de pay1ma bu dii§tii. Zor bir hayat ge\irdim."

    Kom§ulan bile soylerdi bunu. Ka\ kere elinde bahk torbas1yla topallaya topallaya eve donerken, ko§ede bekle§en ya da parmakhklara dayanm1§ duran kom§ulann aralannda hsilda§tlklanm i§itmi§ti: "Zor bir hayat ge\irdi dogrusu Parker Ana." Gurur duyulacak bir §ey degildi bu, sadece bir ger\ekti. Sanki onun 27 numarada, zemin katmda, arkada oturdugunu soyliiyorlard1. Zor bir hayat!..

    On altismda Stratford'dan aynhp Londra'ya, a§\1 yamakhg1 etmeye gelmi§ti. Evet, Stratford-on-Avon'da dogmu§tu. Shakespeare, efendim? Hayir, herkes de onu sorard1. Arna tiyatrolarda gorene kadar ad1m hi\ duymam1§tl onun.

    Stratford'u hat1Tlam1yordu bile. Sadece "geceleri ocakta oturunca, bacamn i\inden, gokteki yildizlar goriiniirdii", sonra annesi "tavana domuz pastlrmas1 asard1, hep pastirma olurdu" evlerinde. Bir de §ey vard1 - bir \ahhk vard1 - on kap1da, pek giizel kokard1. Onu, sadece bir ya da iki kere, hastanede hasta yatarken hat1rlam1§tl.

    Korkun\ bir yerdi - ilk \ah§tlg1 kap1. Hi\ d1§an b1Takmazlard1. Mutfak t1pk1 bir mahzen gibi yerin altmdayd1. A§\1 ise zalim bir kadmd1. Evden gelen mektuplan daha okumasma kalmadan

    90

  • PARKER ANA'NIN HAYA TI

    elinden ahr, ocaga atard1; evini hatulay1p da dii§lere dalmasm diye ... Ya hamam b6cekleri! inamr m1S1mz? - Londra'ya gelene kadar, siyah bir hamam b6cegi g6rmii§ degildi. Bunu anlatuken Parker Ana k1sa bir kahkaha atard1, sanki - hamam b6cegi g6rrnemi§ olmak! Evet! Kendi ayaklanmz1 hie; g6rmemi§ oldugunuzu s6ylemek gibi bir §ey.

    0 aile borc;larup dagdmak zorunda kalmca, orta i§ine bakmak ic;in bir doktorun evine kap1land1; orada da iki yil sabahm karanhgmdan gece yanlanna kadar c;ah§tlktan sonra kocas1yla evlendi. Adam fmnc1yd1.

    "Fmnc1yd1 demek, Mrs. Parker!" Edebiyatc;1 arada bir kitaplanm buak1p "Hayat" denen bu yap1ta kulak verirdi. "Bir fmnc1yla evli olmak ne ho§ bir §ey!"

    Mrs. Parker 6yle dii§iinmiiyordu galiba. "Temiz bir i§," dedi edebiyatc;i. Mrs. Parker inanmi§a benzemiyordu. "S1cak s1cak ekmekleri mii§terilere uzatmak ho§unuza gitmez

    miydi?" "Ben, efendim," dedi Mrs. Parker, "diikkanda pek fazla

    oturrnazd1m. On iic; c;ocugumuz vard1; yedisini g6mdiik. Evimiz kiic;iik bir hastane gibiydi denebilir!"

    "Denebilir, ger�ekten, Mrs. Parker!" dedi edebiyatc;1, iirperdi, gene kalemini ald1 eline.

    Evet, yedisi gitmi§ti, geri kalan altI c;ocugu biiyiitelim derken, bu kez de kocas1 hastalanm1§, verem olmu§tu. Cigerleri un dolu demi§ti doktor o zaman .. . Kocas1 yatakta oturup g6mlegini ba§mm iistiine c;ekmi§ 6ylece dururken, doktorun parrnagi adanun s1rtmda bir c;ember c;izmi§ti.

    "�imdi §Urayi kesip ac;sak, Mrs. Parker, " demi§ti, "cigerlerinin nas1l unla dolu oldugunu g6riirdiik. Nefes al, dostum!" Mrs. Parker zavalh sevgili kocasmm dudaklanmn arasmdan, beyaz un tozlannm sac;ild1gim g6rrnii§tii; ya da g6rdiigiinii sanmI§tl ...

    Arna kimseden bir §ey beklemeden o altI c;ocugu biiyiitmek ic;in giri§tigi hayat kavgas1. Korkunc; bir §eydi! Sonra tam c;ocuklar okula gidecek ya§a geldikleri suada, belki bir yard1m1m dokunur diye, kocasmm k1zkarde§i de onlarla birlikte oturrnaya ba�lad1 ;

    9 1

  • ()LU ALBA YIN KIZLARI

    iistiinden iki ay ge'lmeden de merdivenden yuvarlamp belkemigini incitti. Boylece tam be§ y1l Parker Ana'nm ba§ma bir bebek daha 'liktl - hem de nas1l gozii ya§h bir bebek ! - ona da baktl. Derken gen'l Maudie kotii yola saptl , k1z karde§i Alice'i de kandmp gotiirdii ; iki oglu ba§ka memleketlere g6« ettiler , gen« Jim askere yaz1hp Hindistan'a gitti ; Ethel, en kii«iikleri, haylaz bir garsonla evlendi, adamcag1z Lennie'nin dogdugu y1l iilserden oldu. Simdi de kii«iik Lennie - torunum ...

    Kirli fincan kiimeleri, kirli tabaklar y1kanm1§, kurulanm1§tl. KararmI§ b1'laklar patatesle, mantarla ovularak temizlenmi§ti. Sonra masa silinmi§ti, sonra dolap, sonra i«inde sardalye kuyruklan yiizen musluk ta§!. . .

    Hi«bir zaman saglam bir 'locuk degildi - hi«bir zaman. ince yap1h, giizel 'locuklar olur hani, her bakan k1z samr, i§te onlardand1. Bukleleri sapsan, pm! pmld1 , gozleri maviydi, burnunun yamndaki kii«iik benek bir elmas tanesi gibiydi. Onu biiyiitmek i«in Ethel ile ikisinin 'lektikleri ! Gazetelerde okuyup yaptiklan §eyler ! Her pazar sabah1 Parker Ana 'lama§Ir y1karken Ethel yiiksek sesle okurdu.

    "Saym Bay' - Size hemen §UnU soyleyeyim ki kii«iik Myrtil' imin oliimii bekleniyordu ... Dort §i§e i«tikten sonra . .. 9 haftada, 4 kilo ald1, daha da �i�manliyor. "

    Sonra dolaptan miirekkep 'llkanhr , mektup yaz1hrd1; Parker Ana ertesi sabah i§e giderken mektubu atlp ila'l parasm1 yollard1. Arna bo§una. Hi«bir §ey kii«iik Lennie'yi §i§manlatamad1. Mezarhga bile gotiirdiiler, gene de yiiziine renk gelmedi ; otobiise bindirip dola§tud1lar, o kadar sars1ld1 , gene de i§tah1 a'l1lmad1.

    Arna ta ba§mdan beri ninesinin ogluydu o ... "Kimin oglusun sen?" dedi ihtiyar Parker Ana; dogrulup

    ocagm yanmdan kirli pencereye dogru yiiriidii. Kii«iik bir ses geldi , 1hk bir sesti bu, ta yamba§mdayd1 , solugunu kesiyordu onun - sanki kendi gogsiinde , kalbinin altmdayd1 - giildii: "Ben ninemin ogluyum !" dedi.

    Bu suada ayak sesleri duyuldu, edebiyat'll goriindii, yiiriiviise 'likmak iizere giyinmi§ti.

    9 2

  • PARKER ANA'NIN HAYATI

    "Mrs. Parker, ben d1§an

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    ca. �irndiye kadar hepsine dayanrn1§t1, bir kerecik olsun aglad1g1 goriilrnii§ degildi. Kirnsenin yamnda aglarnarn1§t1. Kendi

  • PARKER ANA 'NIN HAY ATI

    durup ona bir siirii §ey sorarlard1. Edebiyat1;111111 evine de gidemezdi ; bir yabancmm evinde aglamaya hakk1 yoktu. Kald1-nmdaki basamaklardan birine oturacak olsa, bu kez de polis gelir, ne oldu diye sorard1.

    Ah, saklanabilecegi bir yer yak muydu, tek ba§ma ol acag1, istedigi kadar kalabilecegi bir yer, ne o kimseyi rahats1z ctsin, ne de kimse onu? Oturup §Oyle kana kana aglayabilecegi bir yc r yok muydu - yeryiiziinde?

    Parker Ana durdu, bir o yana, bir bu yana bakt1. Soguk riizgar onliigiinii bir balon gibi §i§irdi. Yagmur da ba§lamt§tt . Hi�bir yer yoktu gidecek.

  • iDEAL BiR AiLE

    Yayh kap1y1 itip ii

  • iDEAL BiR AiLE

    yiiriiyordu; sanki hava su gibi agula§ml§, katila§ml§tl da, adamcag1z ilerlerken zorluk

  • OLU ALBA YIN KIZLARI

    yorulmu§tu. Keyfine bakmak! Ak§am riizgan , karanhk yapraklarda h1§ud1yor, ince sesler c;1kanyordu. Evde oturacak, sabahtan ak§ama kadar ellerini kenetleyip ba§pannaklanm dondiirecek, biitiin hayat1m harcayarak kurdugu i§in, Harold'un giizel pannaklannm arasmdan kayI§Inl , c;oziilii§iinii, yok olu§unu dii§iinecekti; Harold ise hep oyle giiliimseyecekti...

    "Niye boyle mant1ks1zhk ediyorsunuz, baba? Sizin yaz1haneye gitmenize, hie; ama hie; gerek yok. Herkes yorgunlugunuzun yiiziiniizden okundugunu soyliiyor; ne diyecegimizi , ne cevap verecegimizi §a§myoruz. i§te koca eviniz, bahc;eniz. Onlarla oyalamr gidersiniz, hem - hem - hayatm1zda da bir degi§iklik olur. Ya da bir hobi bulun kendinize, bir §eye merak sann."

    Derken diinkii bebek, Lola, bilgic; bilgic;, c;m c;m oten sesiyle at1hrd1: "Her insanm bir hobisi olmahd1r. Yoksa hayata katlamlmaz."

    Evet, evet! Harcourt Caddesine c;ikan yoku§u yorgun argm tlnnanmaya ba§lad1g1 sirada yiiziinde acr bir giiliimseme dola§tl. Mr. Neave hobilere dalsayd1, acaba Lola, kiz karde§leri, Charlotte nerede olurlard1 §imdi, pek merak ediyordu? Hobiler kentteki evin, deniz k1y1smdaki yalmm, atlann, golf oyunlarmm , miizik odasmda duran, hammlar dans etsinler diye, altmI§ ingiliz lirasma ahnm1§ olan gramofonun paras1m odeyemezlerdi. Hani bunlan kansma, k1zlarma c;ok gordiigiinden degil. Ha yu , hepsi de bic;imli, birbirinden giizel k1zlard1; Charlotte da herkesin ilgisini c;eken, canh bir kadmd1; elbette boyle bir hayat siireceklerdi. Gerc;ekten de kentte onlannki kadar iinlii ba§ka bir ev yoktu; ba§ka hic;bir aile onlar kadar eglenemezdi. ihtiyar Mr. Neave kac; kere sigara odasmdaki masanm iizerinden sigara kutusunu uzatuken, kansm1, k1zlanru, hatta kendisini ovenleri dinlemi§ti.

    "Siz ideal bir ailesiniz, sir, ideal bir aile. Kitaplarda okudugumuz, sahnede gordiigiimiiz aileler gibi."

    "Buakahm §imdi bunlan , dostum," diye cevap verirdi ihtiyar Mr. Neave. "�u sigarlardan bir tane alsamz; begeneceksiniz samyorum. Eger bahc;ede ic;mek isterseniz, k1zlar c;imenliktedirler."

    i§te bunun ic;in bir tiirlii evlenemiyordu k1zlar' herkes oyle

  • iDEAL BiR AiLE

    diyordu . Kimi isteseler evlenebilirlerdi. Arna evde 1;ok egleniyorlard1. Hep bir arada, o kadar mutluydular ki, k1zlarla Charlotte. Ah, ah! Evet, evet! Belki de oyle .. .

    Siislii Harcourt Caddesi boyunca yiiriimii§, k6§edeki eve, kendi evlerine gelmi§ti. Araba kap1s1 ardma kadar a1;1kt1 ; yerde taze tekerlek izleri vard1. Sonra beyaz boyah, biiyiik evle kar§1la§t1 ; pencereleri a1;1k, tiil perdeler d1§an u1;uyor, pencerelerin oniine s1ralanm1§ mavi saks1larda siimbiiller . Araba yolunun iki yamnda - biitiin kente iin salm1§ olan - ortancalar

  • OLD ALBA YIN KIZLARI

    korkmu§ gibi soluk solugayd1. ihtiyar Mr. Neave, en kii

  • iDEAL BiR AiLE

    san, §unlar da giimii§ rengi. Begenmediniz mi?" "Ver bakay1m, sevgilim," dedi Charlotte. Uzamp baga

    gozliigiinii ald1, takt1, kiic;iik, tombul parmaklanyla hafifc;e vurup sayfay1 diizle§tirdi, dudaklanm biizdii. Agzmm ic;inde yuvarlayarak, yava§c;a, "C::ok ho§!" dedi; gozliigiiniin iizerinden, Ethel'e bakt1. "Arna etegi begenmedim."

    "Etegi mi!" diye bag1rd1 Ethel ac1kh bir sesle. "As1l etek giizel. "

    "Verin, anne, ben d e bakay1m." Marion gazeteyi CharIotte'un elinden kapt1. "Bence annem hakh," diye bag1rd1. "Fazla aguhk veriyor etek."

    ihtiyar Mr. Neave unutulmu§tu, geni§ koltuga gomiilmii§ uyukluyor, onlann konu§masm1 bir dii§teymi§ gibi duyuyordu. iterisi gerisi yoktu bunun, iyice yorulmu§tU, bitkindi, kendini tutam1yordu art1k. Bu gece Charlotte ile k1zlar bile fazla geliyordu ona. Hepsi de, fazla ... fazla ... Uyuklayan beyni ba§ka bir §ey bulamad1 - fazla zengindiler onun ic;in. Uzaklarda bir yerde, hepsinin , her §eyin arkasmda, otesinde, ufak tefek, bir deri bir kemik, ya§lanmI§, c;okmii§ bir adam goriiyordu, sonu gelmeyen merdiven basamaklanm tumanan bir adam. Kimdi o?

    "Bu gece giyinmeyecegim , " diye homurdand1. "Ne dediniz, babac1g1m?" "Him, ne, ne?" ihtiyar Mr. Neave s1c;rayarak uyand1, onlara

    bakt1. "Bu gece giyinmeyecegim," diye tekrar etti. "Arna, baba, Lucile gelecek, Henry Davenport, sonra Mrs.

    Teddie Walker gelecek." "Onlann arasmda art1k biisbiitiin smtu bu k1hk." "Kendini iyi hissetmiyor musun, sevgilim?" "Yorulacak degilsiniz ki ... Charles neci?" "Arna eger canm hie; istemiyorsa ... " Charlotte duralad1. "Peki! Peki!" ihtiyar Mr. Neave yerinden kalkt1 ; durmadan

    tumanan o ufak adamm arkasma tak1hp giysi odasma giden basamaklan c;1kt1 ...

    Odada gene; Charles onu beklemekteydi. Dikkatle, sanki

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    olarak, sobalara, �ominelere baksm diye eve ahnd1g1 giinden beri, en sevdigi adam1yd1. ihtiyar Mr. Neave pencerenin yamndaki kam1� divana yaslamp ayaklanm uzatt1, her ak�amki kii({iik �akasm1 yaptt : "Giydir bakahm �u adam1 , Charles!" Charles ka�lanm ({at1p htzh htzh soluyarak adamm boyunbagmdaki igneyi ({tkarmak i({in one dogru egildi.

    Ah, ah! Evet, evet! A({tk pencerenin yanmda oturmak ne kadar ho�tu, ({Ok, ({Ok ho� - giizel, tath bir ak�am. A�ag1daki tenis kortunda otlan bi(fiyorlardt ; tupamn ({tkard1g1 yumu�ak sesi duyuyordu. Yakmda ktzlar tenis partilerine ba�larlardt gene. Bunu dii�iiniirken Marion'un sesinin ({tnlad1g1m duyar gibi oldu: "Bu giizel, dogrusu ... Ah, bu kadar olur. .. Ah, bu ({Ok giizel, ger({ekten giizel." Sonra tara({adan Charlotte'un sesi : "Harold nerede?" Sonra Ethel: "Burada degil, anne." Sonra Charlotte'un agzmm i({inde yuvarlanan kelimeler : "Demi�ti ki. .. "

    ihtiyar Mr. Neave i({ini ({ekti , ayaga kalktt , bir elini sakahmn altma koyarak gen({ Charles'dan tarag1 aldt, beyaz sakahm dikkatle tarad1. Charles ona katlanm1� bir mendil, saatini, yiiziiklerini, gozliik kthfim verdi.

    "Oldu, tamam, yavrum." Kapt kapandt, o gene divana uzandt , yalmzdt ...

    Ya�lanm1�, ({6kmii�, ufak tefek adam, bu kez 1�1kh, gosteri�li bir yemek odasma giden, sonsuz basamaklan inmekteydi. Ne bacaklardt onlar! Oriimcek bacaklan gibi - s1ska, kupkuru.

    "Siz ideal bir ailesiniz, sir, ideal bir aile." Arna bu dogruysa , niye Charlotte, ya da ktzlar durdurmuyor

    lardt onu? Niye o boyle yalmzdt , durmadan basamaklan ({tktp iniyordu? Harold neredeydi? Ah, Harold'dan bir �ey beklemenin yaran yoktu. Durmadan, durmadan a�ag1 iniyordu ya�h, ufak tefek oriimcek; sonra, ihtiyar Mr. Neave, onun yemek odasmdan ge(fip tara({aya ({tkt1g1m, karanhk bah({eden, araba kap1smdan, yaz1haneye dogru gittigini goriince, biiyiik bir korkuya kap1ld1. Durdurun onu, kimse yok mu durduracak! ihtiyar Mr. Neave St(frayarak uyandt. Giysi odas1 karanhkt1 ; penceredeki 1�1k

  • iDEAL BiR AiLE

    aklmdan, uzun bir zamandJT uyuyorum. Unutulmu�tu. Biitiin bunlann onunla ne ilgisi vard1 - bu ev, Charlotte, k1zlar , Harold - onlar iizerine ne biliyordu? Hepsi de ona yabanc1yd1-lar. Hayattan bekledigini elde edememi�ti. Charlotte kans1 degildi. Kans1 !

    ... Karanhk bir kap1 cmii; bir �eyler sezmi� gibi, iizgiin iizgiin, ac1 ac1 sarkan

  • BiR TATiL G0N0

    Pembe yanakh, iriyan bir adam ; beyaz, fanile bir pantolon, mavi bir ceket giymi§, cebinden pembe bir mendil sark1yor; tepesindeki kii

  • BiR TATiL GONO

    geriyor, smt1yor. Ya§h, §i§man, kadife korsaj h kadmlar - eski, tozlu yast1klar - tepelerindeki geni§ kenarh §apkalanyla birer §emsiyeye benzeyen s1ska, ihtiyar cad1lar; incecik kuma§lar i

  • OLO ALBA YIN KIZLARI

    pm! tiiyler, ziimriit ye�ili, k1rm1Z1, parlak mavi, kanarya sans1. Bebeklerin ba�hklanna bile tiiyler dikili.

    O

  • BiR TATiL GUNU

    §Urada sizlere yalan soylersem, hem izin kag1d1m1 elimden ahrlar , hem de agir bir hapis cezasma

  • i