kardeşinin yerine

95
a HarktpM Yasemin ROMAN BEYAZ DİZİ ROMANCE

description

kardeşinin yerine

Transcript of kardeşinin yerine

Page 1: kardeşinin yerine

aHarktpM

Yasemin ROMAN

B E Y A Z DİZİ ROMANCE

Page 2: kardeşinin yerine

KARDEŞİNİN YERİNE Donna, Toni Mantini'yle tanıştıktan sonra hayatı değişti. Yapayalnız geçen bir çocukluktan sonra ilk defa böylesine sahipleniliyordu. Hamile olduğunu öğrenmesinden kısa bir süre sonra gelen Toni'nin vefatı, onları birbirinden ayırmak için en uygunsuz tekliflerde bulunan Toni'nin ağbisi Rinaldo'nun, Donna'ya evlenme teklifine neden olmuştu. Donna kensidisine düşman olduğunu bildiği bir, adamla nasıl evlenebilirdi ki... Hele bu adam karnındaki bebeğin babasının ağbisi ise...

Page 3: kardeşinin yerine

KARDEŞININ YERINE Lucy Gordon

Yasemin

EKİP A.Ş.

Hüsrev Gerede Cad. Tozan Apt. No. 75/1 D.3 80200 Teşvikiye - İSTANBUL

Tel: (0212) 236 13 08 (4 Hat) Fax: 236 13 12

Page 4: kardeşinin yerine

B İ R İ N C İ B C L İ J A 4

l<oma'ya daha çok var mı?" diye sorarken Donna'nın sabır-sızlığı belli oluyordu.

"On mil daha var" diye gülümsedi Toni. "Çok güzelsin sevgi-lim. İsmim gibi eminim ki, ailem de aynı benim gibi ilk görüşte se-ni sevecek"

Donna endişeli bir şekilde "Sevgilim lütfen gözünü yoldan ayırma," dedi.

Toni gülerek Donna'nın dediğini yaptı. "Tabii öğretmenim, sen nasıl istersen."

"Lütfen benimle alay etme. Hem söylesene gerçekten öğretme-ne benziyor muyum?"

"Evet benim saygıdeğer öğretmenim. Hep bana ne yapmam gerektiğini söylüyorsun. Toni arabayı yavaş kullan, Toni aşırılık yapma, Toni şunu yapma, Toni bunu yapma."

"Hayır o kadar da değil." "Zaten bu benim hoşuma gidiyor. Ağabeyim Rinaldo da beni

yola soktuğun için sana minnettar kalacak. O bunu hiçbir zaman başaramadı."

Donna yirmi yedi yaşındaydı ve Toni'den üç yaş büyüktü. Donna bu konu hakkında fazla durmak istemiyordu ama Toni'-nin içindeki uslanmaz çocuk buna izin vermiyordu.

Donna Toni'yle hemşire olarak çalıştığı hastanede tanışmıştı. Toni arabasıyla kaza yapmış ve hafif yaralı olarak hastaneye geti-rilmişti. O haliyle bile bu kazadan gülünç bir olay olarak bahsedi-yordu. Donna sonradan anladı ki bu Toni'nin karakteriydi. Ona göre hayat gülmek ve mutluluk demekti. Hafif yaralanmıştı, si-

Page 5: kardeşinin yerine

gorta hasan ödeyecekti. Üzülmesi için neden yoktu ki... Toni has-taneden taburcu olduktan sonra da ısrarla Donna'yı ziyaret etme-ye devam etti. Ta ki Donna onunla çıkmayı kabul edene kadar. Zaten bundan sonra her şey Toni'nin o şakacı yapısının da etki-siyle inanılmaz bir hızla gelişti.

Toni sık sık onu tutkuyla sevdiğini söylüyordu. Ama bu Don-na'yı endişelendiriyordu. Toni gerçekten yakışıklı bir erkekti. Donna'ysa kendi kendine haksızlık ederek yüzünü bir fare suratı-na benzetirdi.

Donna bu düşüncesini Toni'ye açtığında "Hayır sevgilim. Sen Meryem Ana'ya benziyorsun. Hiç değişme tatlım, sen böyle gü-zelsin," demişti.

Donna birçok sebepten ötürü Toni'yi sevmişti. Hayata karşı umursamazlığı, çocukça coşkusu sıcakkanlı ve sevecen hali bun-lardan bazılanydı. Fakat hepsinden önemlisi Toni'yi, Toni onu sevdiği için sevmişti.

Birisi tarafından istenmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Yedi yaşındayken babası başka bir kadın için evi terk etmiş o gün bu-gün Donna'yı çok seyrek görmüştü. Fakat hiçbir zaman yeni kan-sı ve çocuğuyla tanıştırmak için Donna'yı evine götürmemişti. Zamanla Donna o ailede hiçbir yerinin olmadığını anlamıştı. Da-ha sonra Donna on yaşındayken annesi öldü. Ama babası yine ona sahip çıkmadı. Donna çocukluğunun geri kalanını başkaları tarafından bakılarak geçirdi. İki yere evlatlık verilmişti. Bunlar-dan ilki boşanmayla bozuldu. Diğeri ise bir sürü çocuk evlat edi-niyordu. O zaman Donna on dördündeydi ve küçüklere bakmak onun göreviydi. Bundan hoşlanıyordu. İhtiyaç duyulmak güzel-di. On altı yaşma geldiğinde evden ayrıldı, ama onlarla olan ilişki-sini hiçbir zaman kesmedi. Onlara Noel kartlan yolladı, çünkü onlan "ailesi" olarak görüyordu. Bir gün sürpriz bir ziyaret yap-mak istedi ve orada başka yabancılann oturduğunu öğrendi. "Ai-lesi" ona haber vermeden başka bir yere taşınmıştı. Tabii ondan sonra bu aileyle de bir ilişkisi olamadı.

Böyle bir geçmişten sonra Tony onun gözlerini kamaştirmışti. Toni'nin İtalyan olması bile Donna için bir başka çekicilikti. İtalya her zaman Donna'nın hayallerinin ülkesiydi. Orada bir tatil yap-mayı hep istemişti ama hemşire maaşı bunun için yeterli değildi.

Page 6: kardeşinin yerine

İtalya'yı hep renkli, sıcak insanlarla dolu bir ülke olarak hayal et-mişti. Büyük aileler de olmahydı. Toni'nin ailesi büyük değildi ama onlardan sevgiyle söz ediyordu.

Sadece bir büyükbabası ve ağabeyi vardı. Donna onlarla tanış-mak için sabırsızlanıyordu.

İşte şimdi bu gerçekleşiyordu, arük Donna Easton değil, bir Mantini çocuğunu taşıyan Sinyora Mantini olacaktı.

• Bu düşünceyle eli hemen karnına gitti. Bu bebek Toni'yle onu sonsuza kadar bağlayacakta. Toni, Donna ailesiyle tanışır tanış-maz evlenmek istiyordu. Rinaldo'yla ne konuştuklanndan Don-na'nın haberi yoktu ama Toni hemen İtalya'ya gitmeleri gerektiği-ni söylemişti.

"Ailenden biraz daha bahset" dedi Donna. "Anlatacak fazla bir şey yok Ağabeyim Rinaldo iyi bir insan-

dır ama oldukça can sılacıdır. İşten başka hiçbir şey düşünmez. Tam bir işkoliktir."

"Ne iş yapıyor?" "Mühendislik. Makine parçalan. Fabrikalanndan biri tıbbi ci-

haz imal ediyor." "Fabrikalar mı? Birden fazla mı yani?" diye hayretle sordu

Donna. "Altı tane. Hayır şu anda beş. Rinaldo birini sattı. Yerine bir

yenisini almadıysa beşte kalmışür." Donna zenginliğin neden kendisini bu kadar rahatsız ettiğine

anlam veremedi. Bu yaşama uyum sağlayıp sağlayamayacağı ko-nusunda ilk defa endişelenir olmuştu. Ama belki de beş fabrikaya rağmen çok şaşaalı bir hayat sürmüyor olabilirlerdi.

Otoyoldan çıkarak geniş, çimenli ve iki yanında selvi ağaçlan olan bir caddeye girdiler.

"Burası Appian Yolu. İtalyan film yıldızlannın çoğunun bura-' da evi vardır."

"Ne kadar etkileyici. Sizin eviniz çok uzakta mı?" "Hayır, beş villa sonra." "Yani- yani ailen Appian yolunda mı oturuyor?" "Tabii, işte geldik." Burası çok güzel bir yerdi, ama Donna'nın içindeki huzursuz-

luk arüyordu. Sadece büyük bir servete sahip olan bir ailenin böy-

Page 7: kardeşinin yerine

leşine bir malikanesi olabilirdi. Bu lüks yerde onun ne işi vardı? Bu onun hiç de alışık olmadığı bir yaşam olacaktı.

Toni "Hadi içeri girelim ve evde kimler varmış görelim" diye-rek Donna'nın arabadan inmesine yardım etti.

Evin içine girip de mermer yerleri ve merdiveni gördükten sonra Donna'nın rahatsızlığı iyice arttı. Hole açılan bir sürü kapı vardı.

"Gidip birilerini bulayım. Beni burada bekle." Donna etrafını incelerken Toni'nin çabuk gelmesini ümit etti.

O sırada sol tarafında açık bir kapı gördü. Kapıdan girer girmez kendini bir bahçede buldu. Burada yerler kaldınm taşıyla kaplıy-dı. Bahçenin bir ucundaki merdivenlerden yukanya çıkılıyordu. Ortasında ise fıskiyesi olan bir havuz vardı. Pencerelerden çiçek-likler sarkıyor, kumruların sesleri duyuluyordu. Buranın yüzyılla-nn ötesinden gelen büyüleyici bir havası vardı. İşte burası yıllar-dır Donna'nın hayallerini süsleyen İtalya'ydı.

Duvarlardan birinin üzerinde İtalyanca olarak "Loretta'nın Bahçesi" yazıyordu. Loretta her kimse bu bahçeyi tüm kalbiyle sevdiği apaçıktı.

Donna baktığı her yerde muhteşem çiçekler görüyordu. Du-varlardaki girintilerde ise küçük heykeller vardı. Bir tanesi dikka-tini çekti. Biri on yaşlannda diğeri bebek olan iki çocuğun heyke-liydi bu. Büyük olan küçüğün omuzuna koruyucu bir tavırla sa-rılmıştı. Küçük olanın kollan ise hayatı kucaklamaya hazır bir şe-kilde iki yana açıktı.

Gözlerini kapadı ve bir süre orada suyun sesini ve kuşlan din-leyerek oturdu. Gözlerini açtığında fıskiyenin diğer tarafında biri-nin onu seyrettiğini fark etti. Bu Rinaldo olmalıydı. Ama önemli bir fark hemen görülebiliyordu. Toni henüz çocuktu, bu ise ol-gun bir erkekti.

Rinaldo "Eee, umduğun kadar görkemli buldun mu burayı?" diye sordu ve soğuk bir sesle devam etti. "Ben Rinaldo Mantini. Toni'nin ağabeyiyim."

"Tahmin etmiştim, çok benziyorsunuz." "Sadece görünüşte sinyora. Huylarımız hiç benzemez. Toni

sonuçlarını düşünmeden hayatın içine dalan bir maceraperesttir. Ben tamamen tersiyim. Son derece dikkatliyimdir. Hiç kimse ve

Page 8: kardeşinin yerine

hiçbir şey beni kandıramaz." Bu adamın hiç de dostane ve misafirperver bir tutum içinde

olmadığı belliydi. Güzel ama biraz da soğuk ve sıra dışı bu evde bir de bu adama tahammül etmesi gerekecekti.

Rinaldo, "Toni hakkınızdaki her şeyi anlattı bana. Aslına ba-karsanız farkına bile varamadığı şeyleri de anlattı," derken Don-na bunlann iyi mi kötü mü olduğunu çıkaramamıştı.

"Ne demek istediğinizi anlayamadım." "Anlamadın mı? Neyse unutalım. Sen kardeşimin gelini ola-

rak buradasm ve ben de seni bu anlayış içinde bu evde misafir et-me konumundayım."

Bunlan söylemesine rağmen sesinde hiçbir sıcaklık yoktu. Donna kendini topladı ve o da hissedilir bir şekilde imab tonda konuşmaya başladı. "Konukseverliğiniz beni büyüledi."

"Kardeşim sizi yalnız bırakmış." "Kardeşinizin bana karşı davranışlan konusunda hiç şikaye-

tim yok. Bana her zaman çok iyi davranıyor." "Eminim öyledir. Toni çok vericidir. Fakat seçimlerinde <hep

hatalı olmuştur. Ama kabul etmeliyim ki iyi bir kalbi vardır." "Toni evlenmesini çok istediğinizi söylemişti. Beraberliğimiz-

den hoşnut kalacağınızı düşünüyordu." "Toni her zaman neye inanmak istiyorsa ona inandı. Buraya

sık sık nişanlılarını getirir." "Nişanlılar mı? Birden fazla mı?" "Sen dördüncüsün. Yoksa beşinci mi? Sayısını kaybettim. Se-

naryo hep aynıdır. Toni her seferinde doğru kadını bulduğunu söyleyerek, bize hiç de uygun olmayan birini buraya getirir. Da-ha sonra ben ve o kadın bir süre sohbet ederiz. Ve o kadın geldi-ğinden daha zengin olarak buradan ayrılır."

Donna'nın sinirleri iyice gerilmişti. "Sen onun nişanlannı boz-ma gayretini sürdürdükçe bir sürü nişanlısı olmasına şaşmamak gerek. Eğer benim de satın alınabilecek biri olduğumu düşünü-yorsan bunu unut. Ben Toni'yi seviyorum, o da beni."

"Güzel, güzel. Hemen kabul etme ki fiyatın yükselsin." "Sen ruhi bir sıkıntı içinde olmalısın. Her şeye sabit fikirle bak-

tığın için kendini de etrafını da rahatsız ediyor olmalısın." "Kabul etmeliyim ki çok farklı bir bakış açınız var. Gerçekte

Page 9: kardeşinin yerine

Toni'nin diğer kadınlanndan farklı görünüyorsun. Diğerleri pa-zarlığa hazırdı, sense çok kurnazsın."

Rinaldo Donna'yı baştan aşağıya süzerek "Göz okşayıcı bir güzelliğin yok Üstelik Toni'den büyüksün."

"Ben ondan üç yaş büyüğüm, fakat o belki de sandığın kadar küçük değildir."

"Olgunlaştı mı yani, buna inanamam." "Neye inandığının hiç önemi yok. İstersen Toni'yi benimle ev-

lenmekten vazgeçirmeye çalış." / "Bak, ben bu oyunu çok sık oynuyorum. Bana sadece miktan

söyle. On bin paunda kadar çıkabilirim. Ama unutma, beni ne ka-dar uğraşünrsan, o kadar azına sahip olursun."

Donna bu adamın küstahlığının karşısında adeta kanının don-duğunu hissetti. "Vaktini boşa harcıyorsun. Lekeli paraya elimi sürmem."

"Benim param dürüstçe kazanıldı." "Ama onu kirli amaçlar için kullanıyorsun. Para bu gibi mak-

satlarla kullanılınca lekelenir." "Çok cesursunuz sinyora. Aynı zamanda da çok aptal. İnsan-

lann bana karşı gelmelerine izin vermem. J3u, iş için kötüdür." "Ortada bir iş göremiyorum," derken Donna, birazdan soğuk-

kanlılığını kaybedeceğinden endişe etmeye başlamıştı. "Evet bu bir iş. Ve ben bunda senden daha iyiyim. Biraz önce

servet kazanmak üzereydin, ama şimdi her şeyi kaybettin. Göre-ceksin."

"Sen de insanlann duygulannın bu kadar kolay saün alınama-yacağını göreceksin."

"Aptallık etme. Kardeşimi senden uzaklaştınnm" "Eğer yapabilseydin, bana on bin paund teklif etmezdin." "Görüşmemizi mantıklı bir sonuca bağlamaya çalışıyordum." "Hayır, hayır. Sen beni zorbalıkla ezmeye çalışıyorsun. Ama

vaktini boşa harcama, beni ezemezsin. Toni'yi benden uzaklaştır-maya çalış, bakalım sonuç ne olacak?"

"Kendine çok güveniyorsun, aynı zamanda da küstahsın. Bu evde sadece bir kişinin küstahlık etmeye hakkı olduğunu görecek-

' sin." '? T&şıdığı bebek Dortna'ya güç veriyordu. Toni bebeği istiyor-

Page 10: kardeşinin yerine

du. Çocuğunun annesine asla sırtını dönmezdi. O yüzden Rinal-do'ya sözle cevap vermek yerine anlamlı anlamlı baktı. Amacına da ulaştı. "Çok tehlikeli bir hata yaptınız, sinyora."

"Senin tutumunun da hiç akıllıca olmadığını söyleyebilirim," diye cevapladı Donna.

Rinaldo derin bir nefes aldı. Ama konuşmaya başlayamadan, uzun boylu yaşb bir adam yanlanna geldi. O'nun da bir Mantini olduğu anlaşıhyordu.

"Bu yeni torunum olmah. Hoş geldin tatlım, evimize hoşgel-din."

Page 11: kardeşinin yerine

İ r J N C İ B C L İ J / H

l\endisinin reddettiği Donna'ya büyükbabasının böylesine iç-tenlikle hoşgeldin demesi Rinaldo'nun, kızgınlığını büyükbabası-na yöneltmesine neden oldu. Asknda Rinaldo saygı duyduğu bü-yükbabasından destek bekliyordu.

"Büyükbaba, bu sinyora Donna Easton, sinyora Easton, bu büyükbabam Piero Mantini."

Piero "Villa Mantini'ye hoş geldin sevgili çocuğum" diyerek Donna'ya sarıldı.

"Teşekkürler sinyor" diye mırıldandı Donna. "Dilimizi konuşuyor" diye sevinçle Rinaldo'ya döndü Piero. "İki kelime." "Bu kadar aksi olma" diye azarladı Rinaldo'yu. Ve İtalyanca

olarak Donna'ya "Burada olmaktan memnun olduğunu uma-rım," derken sesi sıcak ve sevecendi.

Rinaldo'nun dudaklannı büktüğünü görerek Donna zevkle cevap verdi. "Evet, Toni'nin ailesiyle tanışmak için sabırsızlanıyor-dum."

Ortam iyice gerginleşmişti ki, Toni geldi. "Donna bu sıcağa akşkm değil. Onu içeri alahm" dedi.

"Tabii, tabii" diye onayladı Piero. Evin hizmetçisi olan Ma-ria'ya seslenerek "Mana, bu Bayan Donna. Yakında ailemize kati-lacak. Ona odasını göster."dedi.

Donna içinde büyük bir yatak olan ferah bir odaya yerleşti. Uzun yolculuktan sonra kendisini yorgun hissediyordu ve biraz yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacı vardı. İki duygu arasında gidip geliyordu. Duş yapıp üzerini değiştikten sonra yatağa uzandı ve

Page 12: kardeşinin yerine

uykuya daldı. Bir süre sonra Toni'nin öpücükleriyle uyandı. Ve konuşmaya

başladılar. "Toni neden bana bundan önceki nişanlılanndan hiç bahset-

medin?" "Diğer nişanlılanm mı?" "Ağabeyine göre dört ya da beş nişanlın olmuş. Senin sık sık

nişanh değiştirdiğini büyük bir memnuniyetle bana müjdeledi." "Hayır, onlar sayılmaz. Sadece sen sayılırsın" dedi Toni son

derece rahat bir havada. "Fakat neyle karşılaşacağımı bile bilmiyordum, bana hiçbir

şeyden bahsetmedin." "Bunlann önemi yok, hepsi de geçmiş bitmiş olaylar. Tek

önemli olan bizim evliliğimiz." "Bir an bile ciddi olamıyorsun." "Ciddi olacaksan Rinaldo gibi kötü olacaksın. İstersen arasın-

da bir tercih yap." "Evet bu da başka bir konu. Evlenme planlanmızdan ağabeyi-

nin hoşnut olacağını söylemiştin. Fakat o hiç de öyle görünmü-yor. Aksine diğerleri gibi benim de senin paranın peşinde olduğu-mu düşünüyor. Ailenin zengin olduğundan haberimin bile olma-dığına inanmıyor."

"Bunu tahmin etmeliydim. Fakat ben hiçbir zaman kendimi zengin hissetmedim. Rinaldo böyle davranıyor, çünkü eve dön-memi istiyor. Fikrimi değiştiremeyeceğini anlayınca çok kızdı. Neyse ki imdadıma büyükbabam yetişti ve bu akşam daha fazla tartışma istemediğini söyledi."

"Ben de istemiyorum." "Akşam yemekte Selina da olacak Rinaldo'nun eski bir kız ar-

kadaşı. On üç yıl önce nişanlanmışlardı." "Sonra ne oldu?" "Selina hep film yıldızı olmak istiyordu. Sonunda bir film yıldı-

zıyla tanıştı ve onunla yattı. Rinaldo'nun yirmi birinci doğum gü-nünden bir ay önceydi ve düğün hazırlıklan yapıyordu. Fakat Se-lina o adamla New York'a gitti. Bütün gazetelerde resimleri çıktı. Selina'nın amacı o adam sayesinde iyi bir filmde rol kapabilmek ve kısa zamanda şöhret olmaktı."

Page 13: kardeşinin yerine

"Başarabildi mi?" "Uluslararası bir yıldız olacağını düşünüyordu. Ama rol yete-

neği olmayan insana figürardık bile vermiyorlar. Nerede kaldı iyi bir rol... Artık hiçbir filmde oynamıyor zaten."

"Rinaldo bunu nasıl karşıladı?" "Büyükbabam bu kadar aşık ve bu kadar kızgın birini daha

önce hiç görmediğini söylemişti. O zamanlar on bir yaşındaydım ama Rinaldo'nun öfkesinin kara bir bulut gibi tüm evi kapladığı-nı hatırlayabiliyorum. Daha sonra tekrar kendini topladı. O ko-lay kolay yenilgiyi kabullenmez."

"Ondaki bu güç sanki insan üstü." Toni onaylayarak" Doğru, insan üstü." dedi. "Fakat arkadaş olarak arada sırada da olsa buraya geliyor öy-

"Bir süre sonra Rinaldo'yla yeniden görüşmeye başladılar. Şimdi Via Veneto'da bir dairede yaşıyor. Rinaldo onu ziyaret edi-yor ve sanınm kirasını da o ödüyor. Yapıma kocası iflas edince Selina'nın da nafakası kesildi. Bu yüzden Rinaldo ona maddi yar-dımda bulunuyor ve Selina da kendi tarzına göre borcunu ödü-yor. Rinaldo'nun bunca yıl ona olan aşkı yüzünden bekar kaldığı-nı düşünüyor."

"Bu sence doğru mu?" "Hayır, asla. Rinaldo onun yüzünden hiçbir kadına güvenil-

meyeceğim ve hepsinin bir fiyatı olduğunu düşünüyor. Rinaldo asla affetmez."

"Ama Selina'yı affetmiş görünüyor." "Hayır, asla affetmedi." Doruna tüylerinin ürperdiğini hissetti. Akşam için yanında getirdiği ikinci el krem rengi elbiseyi giy-

di. Toni'yle birlikte koridorda yürürlerken Toni "Çok güzelsin. 10-yafetin de sana çok yakışmış. Ama sana yann zeytin yeşili bir elbi-se alacağım," dedi.

Donna gülerek "Neden zeytin yeşili?"diye sordu. "Çünkü bu renk sana daha çok yakışacak Renkler konusun-

da asla yanılmam. Ve o elbiseyle takman için bir yakut kolye de almalıyım."

"Hayal kuruyorsun."

le mi?"

Page 14: kardeşinin yerine

"Hayır, doğruyu söylüyorum. Yakut küpeler ve yakut bir kol-yeyle harika görüneceksin."

Donna'nın cevap vermesine fırsat kalmadan Rinaldo karşılan-na çıkti. Kibarca ordan selamlayıp yoluna devam etti, ama Don-na onun konuştuklanm duyduğundan emindi.

Aşağı indiklerinde Toni "Gel dışanda annemin bahçesinde bekleyelim" dedi.

"Loretta senin annen miydi?" "Evet. Ondan önce burası kuru ve çıplak manasız bir yerdi.

Annem bir heykeltıraştı, ama babamla evlenince bıraktı. Babam onun evin dışında bir şeylerle uğraşmasını istemiyordu. O da kendini evin içine ve bahçeye verdi."

"Bu çok zalimce." "Evet, aynen Rinaldo gibi." Donna iki erkek çocuk heykelinin önünde durarak "Ben bunu

sevdim" dedi. "Rinaldo on, ben de bir yaşındayken." "Çok güzel. Burada gerçek sevgi var. Sararım annen harika

bir kadındı." "Öyleydi. Öldüğünde beş yaşındaydım. Beni daha çok sever-

di, bunu biliyordum. Ölünce her şey mahvoldu. Ama şimdi sen varsın hayaüm, dünyam yeniden aydınlanacak Sen o sıkıntık ve yalnız günlerimi sona erdirdin."

Donna ona şefkatle sarıldı. Acaba Toni kendisinden büyük ol-duğu için ve hastanedeyken kendisiyle ilgilendiği için mi onu se-viyordu? Eğer öyleyse bile bu neyi değiştirirdi ki? Birbirlerinin ih-tiyaçlarına cevap veriyorlardı ve bu da mutlu bir evliliğin temeliy-di.

O sırada yanlanna bir kedi geldi, peşinden de Piero. Toni "Merhaba Sasha" dedi. "Sasha, Piero'nun kedisi."

Piero, Donna'yı öperek "Seni yemeğe benim götürmeme izin verir misin ? Toni bir şey demez. "dedi.

Donna gülerek kolunu Piero'ya uzattı ve yemek salonuna doğru yürümeye başladılar.

Yemek salonunda Rinaldo mağarasını koruyan bir panter gi-bi onlan bekliyordu ve yüzündeki o küstah ifade hala silinmemiş-ti. Yanında sanşın uzun boylu, siyah dar bir elbise giymiş bir ka-

Page 15: kardeşinin yerine

din vardı. Kollan ve boynu pırlantalarla doluydu. "Toni hayatım, seni tekrar burada görmek ne kadar güzel, gö-

rüşmeydi epey oldu değil mi?" "Nişanlım Donna'yla tanışürayım. Donna bu Selina; eski bir

aile dostu." Selina bu tammdan hiç hoşlanmadığını belli ederek Donna'ya

doğru yürüdü. Ve yapmacık bir ifadeyle "Toni çok zarif..." diye-rek sanki Donna orada değilmiş gibi mırıldandı.

"Siz de çok göz aha görünüyorsunuz," dedi Donna. "Görünüm hiç önemli değil. Pırlantalann pırıltısı yüzünden

öyle görünüyorum. Rinaldo'ya bu kadann yeteceğini söylüyo-rum, ama o hiç vazgeçmiyor."

Rinaldo, Donna'ya dönerek "Gördüğün gibi sadece boş sözler-den ibaret biri değilim. Gerektiğinde oldukça cömert biri olmayı da bilirim, "dedi.

"Bazı erkekler parayla kendilerini göstermeyi tercih ederler. Bunlann önemli bir bölümü de başka hiçbir yol bilmezler zaten."

"Herhalde bana bundan biraz bahsedebilirsin." "Kardeşiniz sizden farklı sinyor. O önce kalbini veriyor. Pır-

lantalar, takılar onun için sizinkinden farklı bir anlam taşıyor." "Sinyor mu? Eğer bu ailenin bir ferdi olmayı planlıyorsan be-

ni adımla çağırman gerekmez mi?" "İkimizin aynı ailenin parçası olup olamayacağımız konusun-

da şüpheliyim. Toni'yle evet, büyükbabanla evet. Ama seninle hiç sanmıyorum."

"Pençelerini gösteriyorsun demek ki." "Daha ilk dakikalarda bana karşı olan düşmanlığını göster-

din. En azından dürüstsün. Benim düşmanım olarak kalmam da yeğlerim zaten."

"Kavgamızı düşmanlık boyutuna taşıyorsun. Cesurca ama bo-şuna.

"Belki de düşündüğün kadar boşuna bir çaba değildir. Gizli bir silahım olmadığım nereden biliyorsun?"

"Korkuyla bekliyor olacağım." Piero "Yemeğe başlamaya hazır mıyız?" diye sordu ve yemek

salonuna geçtiler. Piero bir sandalye çekerek Donna'nın oturma-sına yardıma oldu.

Page 16: kardeşinin yerine

Mana yemek servisim yapmak üzere salona geldiğinde Rinal-do, Donna'ya dönerek "Maria senin şerefine özel bir yemek hazır-ladı, "dedi.

Maria'mn yardımcıları içki servisini yapmaya başladıklarında Donna bu lüksten rahatsız olmaya başladı. Koca bir yaşam bu tantana içinde geçemezdi.

Donna sık sık İtalyan restoranlarında yerdi ama ilk kez evde kendisi için özel pişirilmiş İtalyan yemeği yiyordu ve yemek ger-çekten mükemmeldi.

Donna'nın yemek boyunca şarabına hiç dokunmadığım gö-ren Rinaldo ona dönerek "Şarabı sevmediniz mi sinyora?" diye sordu.

"Sodayı tercih ediyorum" diye cevapladı Donna. Ashnda şara-bı severdi ama şimdi hamile olduğu için alkolden uzak durması gerekirdi. .

"Sinyora Easton tetikte olmak istiyor. Belki de kendini aslamn mağarasında hissediyordur," dedi Selina kavga çıkarmaktan hiç de çekinmeyen bir havada konuşuyordu.

Rinaldo "Ama onur konuğumuzken bu nasıl olabilir?"diye sor-du.

"Belki de sinyor, bana Roma imparatorlannı haürlattığınız içindir. Onlar da misafirlerini onur konuğu olarak yemeğe çağı-nrlarmış sonra, misafiri bir daha gören olmazmış."

Toni zevkle gülümserken Piero kahkaha attı. "Buna ne diyor-sun?" diye sordu büyük torununa. Sonra Donna'ya dönerek "A-ma nasıl oluyor da tarihimiz hakkında bu kadar çok şey biliyor-sun? "diye sordu.

Rinaldo anlamlı bir şekilde gülümseyerek cevapladı. "Sinyora Easton da her şeyi en ince ayrıntısına kadar plarüıyor ve işine duygu kanştırmıyor anlaşılan."

"Sanki onu çok iyi tanıyormuş gibisin Rinaldo. "Ama o hepimiz için bir yabana değil mi? Bize kendinizden

bahseder misiniz sinyora?"dedi Selina. "Anlatacak fazla bir şey yok. Ben bir hemşireyim. Toni'yle ka-

za yapıp onu hastaneye getirdiklerinde taraştık." "Ne romantik! Hemen aşık mı oldunuz?" Bu sözünde bir me-

raktan çok alay vardı.

Page 17: kardeşinin yerine

"Evet, Donna benim meleğim," dedi Toni. "Aileniz, onlar bu evlilik için ne düşünüyorlar sinyora?" diye

sordu Rinaldo. "Benim ailem yok" diye cevapladı Donna. "Annem öldü. Ba-

bam yıllar önce evi terk etti ve onunla görüşmüyorum, özel yaşa-mım konusunda kimseyi bilgilendirmem gerekmiyor."

Rinaldo'nun dudaklannı bükmesinden bundan hiç hoşlanma-dığım anladı Donna. Ailesi bile olmayan bir kadın evlenerek onla-nn ailesinden şeref alacak ama onlara hiçbir şey kazandırmaya-caktı.

Yemekten sonra Piero cebinden bir şey çıkararak "Bu yüzük yıllardır Mantini ailesinin olmuştur. Ben bunu kanma verdim ve ölünceye kadar bu yüzüğü taşıdı. Geleneklere göre büyük oğul bunu eşine verir ama Rinaldo evlenmeyi hala düşünmediğine gö-re bu yüzüğü sana veriyorum çocuğum, "dedi.

Piero Donna'nın sağ elini alarak yüzüğü taktı. Bu zümrüt ve yakutlarla yapılmış çok güzel bir yüzüktü. Başım kaldırdığında Rinaldo'nun yüzündeki öfkeyi gördü. Birçok fabrikanın sahibiy-ken bu yüzüğü kaptırmayı hiç istememiş olmalıydı.

Fakat kızgınlık Jasa sürdü ve Rinaldo kendisini zorlayarak teb-rik etti.

Gecenin devamı olaysız geçti. Selina giderken Rinaldo ona eş-lik etti. Toni büyükbabasına bir içki daha hazırladı. Donna'ysa bahçeye doğru yürüdü. Havuzun kenanna oturarak akan suyun sesini dinlemeye ve düşünmeye başladı.

Bir süre sonra Rinaldo elinde ild bardak brendiyle yamna gel-di ve bardağın birini Donna'ya uzattı.

"Hayır, teşekkür ederim. Ben içki içmem." "Beni sürekli şaşırttığım söylemeliyim." "Belki bu nedenle bana güvenmeni sağlayamıyorum." "Tabii ki güvenemem. Senin gibi bir kadın neden vaktini To-

ni'yle harcasın?" "Çünkü o çok iyi kalpli ve nazik. Ve beni istiyor." "Ya sen? Ya sen ne istiyorsun?" "Ben... ben ait olmak istiyorum." "Buraya da ait olacağım mı sanıyorsun?" "Eğer izin verirsen."

Page 18: kardeşinin yerine

"Hayır izin vermeyeceğim. Buraya Toni'nin kansı olarak ait olamazsın. Kendini de Toni'yi de kandırma. İstediğin güvenlikte olmaksa, bunu sana verebilirim. Roma'mn en lüks yerinde bir da-ire sahibi olabilirsin, mücevherler, elbiseler, ne istersen. Hepsini ben karşılayacağım. Tek istediğim, ne zaman istersem benim için hazır olman. İnan ki o hayat, buradakinden çok daha renkli ve heyecardı olur."

Donna dehşetle ona baktı. "Duyduklarıma inanamıyorum, sen çıldırmış olmalısın."

"Planladığın trajediye engel olmak için her şeyi yaparım. Üste-lik bu hem sana, hem Toni'ye iyilik etmektir."

"Toni'nin duygulan ne olacak? Hiç umurunda değil mi?" "Onu önemsediğim için bu evliliğe engel olacağım zaten." "Ben Toni'ye aitim." "Bir milyon yıl da geçse, ona ait olmayacaksın. Ve sen de bu-

nu biliyorsun. Tanışüğımız ilk andan beri bunun sen de farkında olmahsın."

"Seni küstah... bu doğru değil." "Değil mi?" diyerek gözlerinin içine baktı. Parmaklanın Donna'nın yüzünde gezdirmeye başladı. Bu his

Donna'yı ürpertti. Dokunuşlan çok hafifti ama Toni'nin doku-nuşlarının hiçbir zaman uyandırmadığı çok farkh ve heyecan veri-ci bir etki yaratmıştı.

"Toni bir çocuk. Ama sen bir çocuk değilsin, bir kadınsın ve bir erkeğe ihtiyacın var."

"Fakat bu erkek sen değilsin ve asla olamazsın." "Neden ben olamazmışım? Senden annelik yapmanı isteyen

bir çocuk olabiliyor da, neden ben olamıyorum?" Donna kulaklanmn uğuldamaya başladığım hissederken, kar-

şısındaki adamın ne pahasına olursa olsun onu Toni'den ayırma-ya çahşacağını anlamıştı. Bu amaçla ne pahasına olursa olsun onu baştan çıkarmaya çahşıyordu.

Dudaklan birbirine yaklaşüğmda Donna nefes alamayacağım hissetti. Bunun bir an önce bitmesini istiyordu, aynı zamanda da sonsuza kadar sürmesini. Rinaldo "Sadece evet demen yeterli" di-ye fısıldadı. "Seni buradan götürürüm ve her istediğini yapanm. Toni'yi görmemen şarüyla."

Page 19: kardeşinin yerine

"Çek ellerini üzerimden."diyerek sıyrılmaya çahşü Donna. "To-ni senin hakkındaki gerçekleri bilse acaba ne düşünürdü?"

"Hangi gerçekten bahsediyorsun?" "Kardeşinin kadınını baştan çıkarmaya çalışan bir adam oldu-

ğun gerçeğinden bahsediyorum." "Ailemi korumak için her şeyi yaparım, "diyerek arkasını dö-

nüp gitti Rinaldo. O sırada Toni geldi. "İyi misin ? Rinaldo canını sıkmadı ya?" "Hayır, iyiyim. Ama yatmak istiyorum. Yorgunum." Donna odasına girdikten soma kapışım kapadı ve yatağa doğ-

ru gitti. Fakat yatağının üzerinde bir zarf duruyordu. Zarfı açtı-ğında içinde on bin paund olduğunu gördü. Bir de not vardı. "Hepimizin iyiliği için, lütfen bunu'al ve git. R!"

Page 20: kardeşinin yerine

L Ç İ j N C İ j B C Ü J M

İJ7ece olmasına rağmen rahatsız edici bir sıcak vardı. Donna ne kadar uğraştıysa da uyumayı başaramadı.

Toni ile Rinaldo birbirinden ne kadar farklıydılar. Aralannda yaş farkı bu kadar az olmasa onlara baba oğul bile denilebilirdi.

İtalya ve bir yere ait olma hayali paramparça olmuştu. Küs-tah bir adam her şeyi mahvetmişti. Ondan nefret ediyordu. Aklı-na Rinaldo'nun dokunuşlan geldi. Şimdi anlıyordu ki, kendini ço-cuk denebilecek ve belki de hiç büyümeyecek bir adama bağlamış-tı. Bunlar Rinaldo'ya karşı olan nefretini değiştirmeyecekti ama şimdiye kadar Toni'nin hiçbir dokunuşu onda Rinaldo'nun doku-nuşundaki duygulan yaratmamışta. Üstelik son derece küstah bir adamdı Rinaldo. Küstah ve çekici...

Yattığı yerde doğruldu ve bu düşünceleri kafasından atmaya çalışta. Toni'yi seviyordu. O çocuğunun babasıydı. Fakat Toni, Ri-naldo'dan öylesine korkuyordu ki bunu henüz ailesine açıklaya-mamışta. Üzerine bir şeyler alıp odadan çıktı. Neredeyse gün ışı-mak üzereydi. Evin içinden bahçeye geçebileceği bir yer olmalıy-dı, böylece biraz olsun serinleyebilirdi.

Bahçeye inebileceği merdiveni bulduğunda Toni aniden bir başka kapıdan bahçeye girdi. Rinaldo da peşinden. Onun varlı-ğından habersizdiler.

"Seninle konuşurken beni bırakıp gidemezsin." "Saatlerdir seni dinliyorum" dedi Toni. "Daha başlamadım bile." İki kardeş havuzun kenanna geldiler. Donna ayışığının yardı-

mıyla her ikisini de görebiliyordu. İkisinin de üzerinde akşam ye-

Page 21: kardeşinin yerine

meğindeki kıyafetleri vardı. Demek ki, o zamandan beri yatma-mışlar ve aralarında tartıştıklan konu ne ise ona da bir çözüm bu-lamamışlardı.

Rinaldo "Sana söyleyeceğim şeyler var ve sen de beni dinleye-ceksin" dedi Toni'ye.

"Bunlann hepsini geçmişte dinledim. Eskiden bir sürü aptallık ettim ama Donna farklı. Onu biraz daha tamdıktan sonra bana hak vereceksin."

"Sence bütün kadınlar farklı! Ama şimdiye kadar senin hiç bu kadar aptal ve dik kafalı olduğunu görmemiştim. Sen aklım kaçır-mışsın."

"Çünkü Donna farklı. Diğer kadınlara benzemiyor o. Bunu göremiyor musun?"

"Farklı göründüğünü görebiliyorum. Göz aha değil ama akıl-lı. O suratın arkasında eğitimli bir beyin var. Ama bu nitelikler-den doyum bulmak senin harcın değil."

"İşte bu yüzden! Eğitimli bir kadının bana ilgi duyabileceğini hayal bile edemiyorsun. Seni tammasan beni kıskandığım bile dü-şünürüm. Benim bu tip kadınlardan da hoşlanacağımı düşünemi-yorsun."

"Bence bu oldukça zor" diyerek onayladı Rinaldo. "Kısacık ha-yatında hızlı arabalar, pahalı zevkler ve kanuna karşı gelme konu-sunda uzman oldun ama beyinler konusunda fazla geliştiğin söy-lenemez."

"Nasıl istersen öyle düşün. Donna beni seviyor. Ve ben de onunla mutlu olacağıma inanıyorum."

"O senin ailenin parasını seviyor, hepsi bu. Onu duydun, sen-den üç yaş büyük ve geçmişi olmayan bir kadın. Sen onun için bulunmaz bir fırsatsın. Bu bahçeyi seyrederken onu görmeliydin. Aradığı altın madenini bulduğu yüzünden anlaşüıyordu. Huşu içinde kendinden geçmişti. Halinden arzu ettiğine kavuştuğu bel-liydi, ama bu sen değildin."

"Herkes için en kötüsünü düşünüyorsun." "En kötü olan çoğu zaman doğru olandır. Onun halini ve dav-

ranışlannı beğenmedim." "Sana karşı geldi. Bu yüzden ondan hoşlanmadın. Sen böyle

tepkilere alışık değilsindir."

Page 22: kardeşinin yerine

"Akıllı olduğunu inkar etmiyorum. Ama şunu söyleyeyim; siz ikiniz asla mutlu olamazsınız, istersen onu kolayca senden uzak-laşürabilirim..."

"Kahretsin! Her zaman aymsın. Ben senin elinde bir kuklayım ve sen benim iplerimle istediğin gibi oynuyorsun. Toni şunu yap, Toni bunu yap, Yıllarca nefes aldırmadın bana. Ama Donna ile başlayan bu yeni yaşam farklı olacak"

"İçimizden birinin sosumluluk sahibi olması gerek. Aksi tak-dirde şimdiye kadar hayatın cehenneme dönmüş olurdu. Anne-mize sana bakacağıma ve seninle ilgileneceğime dair söz verdim ve bu sözü tutacağım. Ve korkarım bu hayat boyu sürecek. Ne Donna ne bir başka kadın senin karakterini değiştiremez."

"Bu konuyu kapat. Annemi bahane ederek onun tertemiz anı-sını kendi kötü emellerinle kirletme."

"Acaba senin hayatım mahvetmene izin versem ne derdi? Sen değişmezsin, Toni senin yaşamım ben de ellerinle bile olsa mah-vetmene seyirci kalamam. Bu annemize verdiğim sözün bir icaba-dır."

Toni elindeki bardağı yere fırlatarak "Annem sağ olsaydı haya-timi kurtardığım değil, mahvettiğini düşünürdü. Çünkü bir in-san, doğacak çocuğunun annesi kimse onunla evlenmelidir," de-di.

Toni'nin bu son sözlerini korkunç bir sessizlik izledi. Rinal-do'nun yüzü öfkeyle doluydu. Bir süre sonra Rinaldo "Seni doğ-ru mu duydum?" diye sordu. Duyduklarına inanamadığı belliy-di. Bu Toni'nin çocuksu şaka ya da yöntemlerinden biri olabilir-di.

"Evet. Dortna hamile," diye kısık bir sesle onayladı Toni. "Be-nim çocuğuma."

"Seni aptal, seni ahmak, seni salak! Daha akıllı olduğunu sa-nırdım. Seni en eski yöntemlerle tavlamış. Bebeğin senden oldu-ğuna inanmıyorsun değil mi? Bu Meryem Ana'mn hamile kalma-sı ne kadar zaman aldı? Epey uğraştın mı, yoksa dokunur dokun-maz mı?"

"Şeyy...ilk seferde ama..." "Tabii! Seni yatağa attıktan soma hiç vakit kaybetmeden sonu

ca ulaşti demek."

Page 23: kardeşinin yerine

"Hayır! O beni yatağa atmadı. Ben uzun zaman onun peşin-den koştum."

"İffetli kadın! Onu hafife almışım meğer! Vah vah hiç isteme-den hakkım yemişim onun."

"Evet kesinlikle hem hafife almışsın hem de onun hakkım yi-yorsun. Ve bunu zamanla sen de göreceksin."

Her iki erkek de merdivenlerden gelen sese doğru yöneldiler. Donna koşarak merdivenlerden indi ve Rinaldo'nun karşısına di-kildi.

"Çocuğum Toni'nin. Her ne kadar bunu kirletmeye çalışsan da bu doğru. Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun ama en kötüsünü düşünüyorsun. Evet Toni'yle yatüm, çünkü onu seviyorum. Ve şimdi onun çocuğunu doğuracağım. Ve sen onu bizden alamaya-caksın, bunu da böyle bil. Görüyorum ki sen onun iyi kalpliliğin-den yararlamp onu ezmişsin. Ama bundan soma bunu yapama-yacaksın."

Bu sırada Toni de yamna gelmiş omuzüna elini atmıştı. Rinal-do bir Toni'nin bir Donna'nın yüzüne bakıyordu. "İlginç sözler. Fakat anlamsız. Sana inanamıyorum."

"Neye inandığın umurumda bile değil," derken cesaretle gözle-rinin içine bakıyordu onun.

Rinaldo'nun öfkesinin şiddeti her halinden belliydi. Bir süre daha kardeşiyle Donna'ya baküktan soma arkasını döndü ve ora-dan ayrıldı.

Toni derin bir nefes alarak "Şükürler olsun! Nasd karşılayaca-ğını merak ediyordum ama bu kadar da kötü olacağım tahmin et-memiştim."dedi.

"Ne fark eder? Bizim ona ihtiyacımız yok. "Buradan ne kadar çabuk gidersek o kadar iyi olur." Toni'nin

kaçarmış gibi bir hali vardı. Toni'nin daha fazla konuşmasım beklemeden merdivenleri

çıktı ve odasına girip bavulunu toplamaya başladı. Düşmanca ta-vırlarla dolu bu evden bir an önce çıkmak için son derece kararky-dı.

"Tatlım ne yapıyorsun?" diye sordu Toni. "Söylediğim şeyi yapıyorum. Gidiyorum." "Ama beni terk edemezsin. Sana ihtiyacım var."

Page 24: kardeşinin yerine

"Bak şuna!" diyerek parayı gösterdi Donna. "Beni satın almaya kalktı. Yazdığı nota da bakabilir ve sevgili

ağabeyim daha iyi tanıyabilirsin." Toni önce nota soma paraya baktı. Şaşkınlıkla parayı sayma-

ya başladı. "Burada ne kadar para olduğunu biliyor musun?" Donna kızgınhkla "Ne fark eder?" diye bağırdı. "Beni satın al-

masına izin mi vermeliydim?" "Tabii ki hayır, ama..." Donna onun cevap vermesini beklemeden parayı zarfa yerleş-

tirdi. Zarfın üzerine Rinaldo'nun adım yazdı ve yasüğının üzeri-ne koydu.

"Hizmetçi bunu ona verir. Şimdi ben gidiyorum ve onu bir da-ha görmek istemiyorum."

"Haklısın. Beraber gideceğiz." "Ailenle arana girmek istemem." "Benim ailem sensin. Sen ve küçük bebeğimiz. Eşyalanmı alayım." Toni birkaç, dakika içinde geri döndü ve "Hazır mısın?" diye

sordu. "Bir şey daha var. Beni anla sevgilim, büyükbabamn yüzüğü-

nü alamam." "Alabilirsin. Bu yüzüğü takmam o istedi." "Bu bir aile yüzüğü, alamam," dedi ve yüzüğü parmağından

çıkararak zarfın içine koydu. "Tamam, çıkmadan banyoyu kontrol et." "Kontrol ettim." "Tekrar et. Kadınlar her zaman banyoda bir şeyler unuturlar." Toni hakhydı. Banyo süngerini unutmuştu. Birlikte garaja gi-

dip arabalanm aldılar. Gün ışımaya başlıyordu. Hiç kimsenin on-lan görmediğinden emin olduktan soma yola koyuldular. Don-na, Villa Mantini'yi bir daha görmemek için dua etti.

Uzun bir süre hiç konuşmadılar. Soma Toni birden gülerek konuşmaya başladı. "Merdivenlerde seni görüp de her şeyi duy-duğunu anladığında Rinaldo'nun suratım görmeliydin, şeytan çarpmışa döndü."

"Bana hakaret etmeyi ihmal etmedi ama." Toni "Umursamazca öyle bir şeyi kastetmek istemedi. Sen

Page 25: kardeşinin yerine

onun söz ve davranışlanna bakma," dedi. Donna Toni'nin umursamazlığına bir kez daha şaştı. O evden

uzaklaşmanın rahatlığıyla sanki bir saat önceki olaylar hiç yaşan-mamış gibi davramyordu. "Toni, o beni başka birinin çocuğunu senin sırtına yüklemekle suçladı."

"Ne olmuş yani? Ben inanmadım ki." "Fakat onun böyle bir şey söylemeye hakkı yok. Düğünümüz-

de daha fazla çamur atacak mı acaba?" "Bu şansa sahip olmayacak. Çünkü önce evleneceğiz, soma

ona söyleyeceğiz." "Hayır, böyle bir şey yapmayacağız. Buna bayılır. Gizli saklı

bir düğün yaparsak benim hakkımdaki düşüncelerimi ispatlamış oluruz. Bütün dünyamn gözünün önünde evleneceğiz ve ona da davetiyesini yollayacağız. Elinden geleni yapsın ve hakkımızda ne düşünürse düşünsün."

Toni'nin tavn birden değişti. "Tatlım, Rinaldo'nun ne kadar kötü olabileceğini bilemezsin. Umursanmamaya katlanamaz ve son derece inatçı biridir o."

"Ne yapabilir?" "Bir çok şey. Beni düğünden kaçırmayı bile deneyebilir." "Ciddi olamazsın." "Ben ciddiyim. Rinaldo'nun para karşılığında bu tür şeyleri

yaptırabileceği tanıdıkları var." Donna Toni'nin yüzüne baktığın-da onun yüzündeki endişeyi gördü. Rinaldo küstah, vicdansız ve diktatör bir adamdı ve aym zamanda korkutucu olduğu da belliy-di. Toni ondan korkuyordu.

"Depoyu doldurmakyım. Şûralarda bir yerde bir benzinci ola-caktı."

Toni arabayı park ettiğinde Donna da arabadan inip kahve iç-mek istediğini söyledi. Yola devam etmeden önce Toni'yle ciddi bir konuşma yapması gerekiyordu. Bir çok İtalyan gibi Toni de paralanm omuza asılan deri bir çantada taşıyordu. Arabadan çan-tasını aldı ve Donna'yla birlikte kafeteryaya doğru yürümeye baş-ladı.

"Sen burada otur, ben şimdi sana kahve getiririm," diye seslen-di ona.

Donna oturduğu yerde gözlerini kapayıp düşünmeye başla-

Page 26: kardeşinin yerine

dı. Daha dün bu yoldan geçerken gelecek için ümit ve neşe doluy-du. Ama şimdi her şey mahvolmuştu. Geçmiş yaşamında çektiği acılar ve yalmzhk hissi onu yine boğmaya başlamıştı.

Toni elinde kahveyle masaya döndü. Masaya otururken omu-zunda taşıdığı çanta yere düştü ve içindekiler etrafa saçıldı. "Ola-maz!" diyerek nefesini tuttu Donna. "Bunu nasıl yapabildin?"

"Tatlım bak, açıklayacaktım..." "Bu Rinaldo'nun beni almaya zorladığı para öyle değil mi? Ne

büyük alçaklık bu." "Tamam büyütme..." "Büyütmek mi? Onun parasını almaya nasıl cesaret edebildin.

Hem şimdi o bunu benim aldığımı sanacak, bunu bana nasıl ya-parsın?"

"Ama paraya ihtiyacımız değil." "Onun parasına olmayacak!" "Onun parasımn nesi var? O benim ağabeyim. Bize yardım

edemez mi?" "Bu saçma sapan düşünce şekliyle sadece kendim aldaüyor ol-

duğunu anlayamıyor musun?" Fakat gözlerine bakınca Donna onun gerçekten de bunu anla-

madığım gördü. Her şeyi kolay tarafından almak Toni'nin karak-teriydi. Donna zarfı aİarak ne yapacağım düşünmeye çalışti fakat o sırada zarfın içinde küçük sert bir cisim olduğunu fark etti. Evet Toni yüzüğü de almış olmakydı.

"Bu nedir?" diye dehşetle sordu. Ama bunun Piero'nun yüzü-ğü olduğunu zaten biliyordu. "Bunu neden alamayacağımı sana açıklamıştım."

"Onu büyükbabam sana verdi. Neden takamayacağmı anlaya-mıyorum."

"Beni aileye katmak için verdi, ama biz kaçıyoruz. Üstelik bu-nu Rinaldo'ya vermesi gerekirdi. Büyük çocuk o, bu onun hakkı. Nasıl olsa bir gün o da evlenecek"

"Büyükbabam ne isterse onu yapabilir. Onu bize verdi. Artık özgürüz anlamıyor musun?"

"Özgür mü? Rinaldo'nun parası ve Piero'nun yüzüğü mü ge-tiriyor bu özgürlüğü bize?"

"Evleninceye ka'dar bu paraya ihtiyacımız olacak. Daha soma

Page 27: kardeşinin yerine

eminim büyükbabam bana harçhk yollar." "Harçhk mı? Hayatın boyunca başkalarının desteğiyle mi ya-

şayacaksın? Toni ben böyle yaşayamam. Ve senin bu şekilde dü-şünmeni de kabullenemem."

"Büyütmesene. Ne olmuş yani, bu ailemin parası." Donna para dolu zarfı çantasına koydu ve yerinden kalktı.

"Hadi gidiyoruz." "Hey, ben kullanacağım" diye Toni karşı geldiyse de Donna

sürücü koltuğuna oturmuştu bile. "Nereye gidiyorsun? Burası yanlış taraf." "Doğru taraf. Geri dönüyoruz." "Ne? Delirdin mi? Rinaldo çılgına dönecek." "Toni, geri dönüp parayı ve yüzüğü geri vereceğiz. Onlar bi-

zim değil." "Tamam, tamam. Diğer durağımızda postayla göndeririz. Lüt-

fen şimdi arabayı çevir." "Bu kadar değerli şeyleri postayla gönderemeyiz. Üstelik bun-

lan Rinaldo'ya verdiğimde onun tepkisini ve yüzünü görmek isti-yorum."

"Ben istemiyorum. Rinaldo'nun gerçekten çıldırdığında nasd olduğunu sen bilmiyorsun. Lütfen, lütfen geri dön." Toni büyük bir panik içindeydi.

"Hayır!" "Bak, evleniriz, soma gelip onu görürüz." Donna "Hayır" diyerek yoluna devam etti. "Donna, geri dönmek zorundasın." "Ben onunla başa çıkarım. Bize hiçbir şey yapamaz." Toni daha fazla dayanamayarak direksiyona saldırdı ve çevir-

di. Donna onu itmeye çalışırken yavaşladı ama Toni karşı koyu-yordu. Tek amacı direksiyonu diğer yöne çevirmekti. Şuursuz bir korku ve telaşın içindeydi.

Araba yoldan çıkarak takla atmaya başladı. Donna Toni'ye di-reksiyonu bırakması için yalvanyordu. "Toni..! Toni lütfen..!" di-ye çığlık attı Donna.

Fakat artık çok geçti. Arabamn havada takla aüşı Donna'nın görebileceği son şeydi. Fakat her şeyi duyuyordu. Toni inleyerek adım sayıkladı, sayıkladı, ta ki sesi sessizliğe karışana kadar. Bu

Page 28: kardeşinin yerine

korkunç bir sessizlikti. Çektiği acıya rağmen bu sessizliğin nedenini biliyordu. Toni'-

nin adım fısıldadı, ama onun artık kendisini duyamayacağım bili-yordu.

Kendine geldiğinde küçük beyaz bir odadaydı. Duvarlar, ta-van ve yattığı yatak her taraf bembeyazdı. Yatağın kenarında ko-yu bir gölge vardı. Yavaşça başım çevirdiğinde hayal meyal Rinal-do'yu fark etti. Şimdiye dek kimsenin gözlerinde böylesine bir nefret görmemişti.

Page 29: kardeşinin yerine

D C R D L N C İ J B Ö L Ü M

• i ir süre birbirlerine baktıktan sonra Donna fısılüyla sordu. "Bebeğim?" İlk akhna gelen Toni olmuştu. Ama onu sormaya ce-saret edemedi. Cevabı neredeyse biliyordu.

"Bebeğinin durumu iyi. Şansın varmış," diye cevapladı Rinal-do.

"Toni?" "Kardeşim öldü," dedi Rinaldo. "Aman Yarabbim!" Donna bunu zaten biliyordu ama doğru

olduğunu öğrenmek daha acı vericiydi. "Ne zamandır burada-yım? Buraya nasıl geldim?"

"İki gündür. Önce doktorlar bu şokun seni de öldüreceğini düşündüler. Ama sen yaşadın." Rinaldo bunu neredeyse hayıfla-narak söylemişti.

"Ölmemi isterdin değil mi?" • Rinaldo'nun yüz ifadesi değişmedi. "Doktorlara kendine geldi-

ğini haber vereyim. Şimdi burhan konuşmamn yeri değil. Soma konuşuruz."

Rinaldo çıktıktan soma hemşireler geldi ve Donna tekrar uy-kuya daldı.

Donna günlerce tam olarak kendine gelemedi. Ama her uyandığında Rinaldo yanındaydı. Gözlerini hiç ayır-

madan ona bakıyordu. Yaşadığı üzüntüye rağmen onun nefreti-ni hissedebiliyordu. Son uyandığında kendim toplamaya çalışa-rak "Kabus görmedim değil mi? Toni'nin öldüğünü söyledin," de-di.

"Öldü. Cenazesi dün kaldırıldı." "Toni, zavallı Toni," diyerek ağlamaya baladı Donna. İçinde

Page 30: kardeşinin yerine

KARDEŞININ YERINE 31

ona karşı şiddetli bir acıma duygusu vardı. Ne gariptir ki bu duy-gu sadece ölmüş olmasından kaynaklanmıyordu. Toni yaşıyor ol-saydı bile ona acıyacakü Donna.

"Ağlıyorsun. Ölümüne neden olduğun adam için ağlıyorsun!" "Hayır, o bir kazaydı." "Evet senin yüzünden olan bir kaza. Bir an önce kaçmaya çah-

şıyordun." "Hayır, hayır ben Villa Mantini'ye geri geliyordum. Toni geri

dönmek istemedi ve beni durdurmaya çalıştı. Ben ısrar edince çıl-gın gibi direksiyona sarıldı. Onu durduramadım."

"Yalan söyleyerek durumu daha da kötüleştirme. Parayı ve büyükbabamın yüzüğünü aldın ve kaçmak için Toni'yi de ikna et-tin. Bunun sevdiklerine neler yapabileceğini düşündün mü? Bü-yükbabam Toni'nin öldüğünü duyunca yıkıldı. Felç geçirdi ve ha-la bu hastanede ölümle pençeleşiyor. Ailemize yanaşmamn so-nuçlanm görebiliyor musun?"

"Hayır!" diye inledi Donna. Bu kadar acıya şu anda katlana-cak gücü yoktu.

Hemşireler telaşla odaya girdiler. "Lütfen sinyor, hastamn ra-hatsız edilmemesi gerekiyor." Rinaldo'nun yüzünden ve Don-na'nın gözyaşlannda konuşmamn hiç de dostane geçmediğinin farkındayddar.

"Hiçbir şey olmaz! Onun kalbi yok. Her gittiği yere felaket gö-türüyor, ama ona hiçbir şey olmuyor."

Kaza Donna'yı çok güçsüz bırakmıştı. Ayak bileği ve iki ka-burgası kınlmış olmasına rağmen mucize eseri bebeğe hiçbir şey olmamışta. Zamanla kendine gelmeye başladı. Onunla Alicia adın-da bir hemşire ilgileniyordu. "Sinyor Rinaldo, onun misafiri ola-rak buraya getirildiğinizi söyledi, "dedi.

"Aman ne nazik!" diye mırıldandı Donna. "O buramn sahibi-dir ve çok iyi bir insandır" dedi Alicia. "Polis konuşabilecek kadar iyileştiğinizde kaza hakkında sizinle konuşmak istiyor. Ama me-rak etmeyin. Onlara uzun bir süre kendinize gelemeyeceğiniz söylendi.1' Anlaşdan, hemşire Alicia da kazanın ve Toni'nin ölü-münün nedenim Donna'ya bağlıyordu.

Donna burada Rinaldo Mantini'nin esiri olduğunu anlamıştı. İçinde bulunduğu çaresizlik onu çok rahatsız ediyordu. Ama de-ğil çekip gidecek, kıpırdayacak hali yoktu.

Page 31: kardeşinin yerine

Bir süre sonra ayağa kalkabilme çakşmalanna başladı. Odada yalnız kaldığı bir an, sağlam ayağım yere basıp elleriyle yataktan güç alarak yavaşça yükseldi. Kınk ayağı ağnyordu. Ayaklanm birbirinin önüne koyarak yürümeye çalışti. Bacaklan fazla güçlü değildi ama duvardaki aynaya ulaşıp tam olarak kendisine neler olduğunu görmek istiyordu. Kaza ve kaza somasımn yüzünde yaptığı etkiyi merak ediyordu.

Aynada yüzünün çok yorgun ve donuk olduğunu gördü. Ge-riye döndüğünde, başı birden dönmeye başladı. Kollanyla bir yer-lere tutunmaya çalışsa da, dokunabildiği tek şey havaydı. Tam ye-re yıkılmak üzereydi ki, Rinaldo odaya girip son anda onu yaka-ladı.

"Sen ne yapüğmı samyorsun?"diyerek Donna'yı kucaklayıp yatağına yatirdı. "Ben hemşireyi çağınyorum."

"Hayır iyiyim gerek yok." "Bir daha böyle bir şey yapmam yasaklıyorum. Gerekirse bu-

raya yirmi dört saat hemşire koyanm. Bir mahkum gibi yaşamak istiyorsan, kendin bilirsin."

"Ne yaptığım seni neden ilgilendiriyor?" "Kardeşimin bebeğini taşıyorsun, en azından ondan olduğu-

nu iddia ettiğin bebeği. Camn cehenneme, ama o çocuk gerçek-ten iddia ettiğin gibi bir Mantini'yse onu senin keyfine bıraka-mam."

"İnanmıyorsun değil mi? Öyleyse neden gitmeme izin vermi-yorsun?"

"Senden emin olduğum zaman ne yapacağıma karar verece-ğim."

"Poliâin benimle konuşmasına ne zaman izin vereceksin?" der-ken sesi endişeliydi.

"Önce ben seninle konuşacağım. Gerçek aslında ortada ama..."

"Neymiş gerçek?" "Sana Toni'yi bırakman için para teklif ettim, ama sen açgöz-

lü davrandm. Ö gece onu seninle gelmesi için ikna ettin. Yamna da parayla yüzüğü aldın."

"Bu doğru değil. Parayı ve yüzüğü bıraktım. Onlan Toni al-mış. Benzincide duruncaya kadar bunun farkına varmadım. Ona geri dönmemiz gerektiğim söyledim. İğrenç param yüzüne fırlat-

Page 32: kardeşinin yerine

mak için sabırsızlanıyordum. Ama senden ve tepkilerinden öylesi korkuyordu ki..."

"Haydi, yapma... Bundan daha iyi bir yalan uydurabilirsin. Arabanın önü kuzeye bakıyordu. Roma'ya doğru değil, tersine gi-diyordunuz. Böyle bir kazanın olabilmesi için arabayı çok hızlı kullanıyordun herhalde." Rinaldo bunlan söylerken aslında gerçe-ği araştınyordu.

"Sana doğruyu söylüyorum. Villa'ya doğru arabayı sürmeye başladım. Toni beni vazgeçirmeye çalışıyordu. Ben kabul etmeyin-ce direksiyonu kırdı. Araba bu yüzden kontrolden çıkü. Savruldu-ğumuzu ve havada takla attığımızı hatırlıyorum. Araba bu yüz-den ters yöne dönmüş olmalı."

"Suçu Toni'ye yıkmak için akıllıca bir hikaye." "Birileri olanlan görmüş olmalı." "Hiçbir görgü tanığı yok. Yol bomboşken nasıl kaza yapabil-

din buna herkes şaşıyor." "Sana söyledim... Toni..." "Evet! O kendini savunamadığı için ne kadar şanslısın. Geriye

dönmek için neden bu kadar isteksiz olsun? Geleceği yer eninde sonunda kendi eviydi."

Donna yastıklara iyice yaslandı. Gücü tükenmek üzereydi. "Belki de hiddetinden korkuyordu. Kalbini değil aklını kullan Ri-naldo ve neden seninle karşılaşmak istemediğim sor kendine. Bu sorunun cevabı o kadar da zor değil."

Rinaldo'nun surata morumsu bir renk aldı. Şimdi Donna'dan eskiye oranla iki kat fazla nefret ettiği kesindi. Bir süre soma oda-yı terk etti.

Ertesi gün uyandığında Rinaldo tekrar geldi. "Polisi daha faz-la uzak tutamam. Biraz soma burada olurlar. Onlara ne söyleye-ceksin?"

"Gerçeği söyleyeceğim." "Yani tekrar o hikayeyi anlatacaksın." "Gerçeği anlatacağım Rinaldo." On dakika soma içeri genç bir polis memuru girdi. Rinaldo

"Sinyora hala iyileşmedi. Umanm uzun sürmez" dedi. Sesinde bir korumacılık vardı.

"Sadece kısa bir şekilde kazanın nasü olduğunu öğrenmek isti-yorum sinyor."

Page 33: kardeşinin yerine

Donna polis memuruna da olanlan anlattıktan soma, memur dışan çıkınca Rinaldo ona dönerek "Bütün suçu kardeşime yükle-din. Artik konuşamayacak olduğuna göre çok aptalca bir yol de-ğil. Şimdi kendinle gurur duyuyor musun?"diye sordu.

"Ben yalan söylemedim. Neden bana inanmıyorsun?" "Neden inanayım? Birkaç gün önce hayaümdaki her şey iyiy-

di. Sen geldikten soma kardeşimi kaybettim, büyükbabam ölü-mün eşiğinde. Aç gözlülüğünle önüne gelen her şeyi yok ediyor-sun."

"Yeter!" diyerek ağlamaya başladı Donna. "Gerçek acı mı veriyor? Ama bu gerçeklerle yaşamak zorunda-

sın." "Ya sen? Senin görmekten kaçtığın gerçekten ne haber Rinal-

do?" "Gerçek beni dehşete düşürmüyor." "Öyle mi? Toni'nin senden korktuğunu kabul edebiliyor mu-

sun? Bu yüzden eve dönmek istemiyordu. Kendi kardeşin üzerin-de yarattığın bu terör sana herhalde mutluluk getirmez."

"Yeter!" diye karşı koydu Rinaldo. "Hiçbir şey bilmiyorsun. Po-lisin karşısında kardeşimin adım lekelemen yetmedi mi?" Ne ka-dar nefret dolu olduğu sesinden anlaşılıyordu.

"Belki de gerçeğin lekelediği onun adı değil, seninkidir. Neden kendine bakmaya bu kadar çekiniyorsun?"

"Senden daha fazla nefret etmeye zorlama beni. Şu ana kadar ki davramşlann bunun için zaten yeterli."

"Nefretin senin için kolay olduğunu samyordum. Sen sevgi hakkında bir şey bilmiyorsun. Ben Toni'yi sevdim, onu mutlu et-tim. O benimle olmayı istedi. Senden kaçıp bana sığındı. İşte ben-den nefret etmenin gerçek sebebi bu."

"Bana işkence etmeyi bırak. Hayaümıza neden girdin? Bu yet-miyormuş gibi bir de suçlamalarda bulunuyorsun."

"Hayaünıza girmemi Toni istedi." "Ve sen de onun sana vereceklerini istedin." "Evet, bana vereceği sevgi ve şefkati istedim. Kimse bana

onun gibi davranmadı. Hamile olduğumu öğrendiğinde bana kra-liçe gibi davrandı. Fakat eğer seni tamsaydım asla yakınma gel-mezdim. Bir an önce buradan gitsem iyi olacak. Artık yeterince iyileştim, gerisim ben çözerim."

Page 34: kardeşinin yerine

"Bunu ayarlamak kolay." "Fakat izin ver önce büyükbabam göreyim." "Asla!" "O zaman onu görmeden giderim. Ve sen de varhğııru unuta-

bilirsin." "Keşke unutabilsem. Senin yüzünden evimde hiçbir zaman

doldurulamayacak bir boşluk oldu. Büyükbabamın durumunun ne olacağıysa hala belli değil."

"Özür dilerim. Fakat konuşmak işe yaramaz. Her zaman hak-kımda en kötüsünü düşüneceksin. Senden uzaklaşınca bu senin için daha kolay olacak."

"Peki ya bebek?" "Beni de bebeği de unut. Böylesi daha iyi. Aynca bunu da al-

mam istiyorum." Masamn üzerine uzanıp çantasım aldı. Para dolu zarfı ve yü-

züğü Rinaldo'ya uzattı. Rinaİdo zarfa ve yüzüğe inanmaz nazar-larla baktı.

"Çocuğuna nasıl bakacaksın?" "Bu seni ilgilendirmez." "Bana cevap ver." "Benim bir mesleğim var. Bugüne kadar her zaman hayatımı

kendi gayretlerimle yürüttüm." "Sen işteyken bebeğe lam bakacak? Nereden geldikleri belli ol-

mayan çocuk bakıcdan mı?" Çocukla bu ilgisi bazı şeylere inan-maya başladığım mı gösteriyordu?

"Bebeğimin Toni'den olmadığım söylemiştin. Ne olacağım şim-di neden önemsiyorsun?"

"Kabul et, Toni'den olmadığım söyle hadi." "Senden hiçbir şey istemiyorum. Sen bazı şeyleri anlamada

epey güçlük çekiyorsun." "Kabul edersen, Toni'den olmadığım söylersen istediğin her

şeye sahip olabilirsin. Pek isteyeceğini sanmıyorum, böylelikle bi-zi de bir yandan kullanırsın."

"Tek istediğim senden kurtulmak. Bebeğim Toni'den, ama be-nim soyadımı taşıyacak çünkü Mantini ailesiyle işim bitti. Bura-dan mümkün olduğu kadar çabuk ayrılacağım. Şimdi yorgunum ve yalnız kalmak istiyorum," diyerek sırtım Rinaldo'ya döndü.

Rinaldo bir süre ona baktı ve daha soma dışan çıkü.

Page 35: kardeşinin yerine

O gece geç vakitte Rinaldo bahçedeki fıskiyenin yanında otu-ruyordu. Hizmetçilerden biri yanına gelerek bir polis memuru-nun kendisiyle görüşmek istediğini haber verdi. Gelen memur Gi-no Forselli idi. Okul yıllarından Rinaldo'yla birbirlerini tanıyorlar-dı. Kısa bir sohbet ve başsağkğı dileklerinden soma, "Bu kadar geç rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama haberlerin hoşuna gi-deceğini düşündüm." Bu ortamda Rinaldo'nun hoşuna gidecek ne olabilirdi ki?

"Ne haberi?" "Kazayı gören bir tamk ortaya çıktı." Rinaldo gerçek bir memnuniyetle ayağa kalktı. "Sonunda! İşte

şimdi gerçek ortaya çıkacak" Heyecanından gerçeği öğrenmek için çok şey vermeye hazır olduğu belliydi.

"Gün ışımaya başlarken evden çıkıp yürümeye başlayan bir adam her şeyi görmüş. Söylediği her şey Sinyora Easton'un hika-" yesini doğruluyor. Arabanın güneye, Roma'ya doğru yol aldığım söylüyor."

"Ne? Emin misin?" "Kesinlikle. Adamın ifadesine göre arabayı bir kadın kullam-

yormuş. Yamnda oturan adamın direksiyonu kırdığım ve bu yüz-den arabamn yoldan çıkıp havada takla attığını söylüyor. Sonun-da araba yüzü ters çevrili bir şekilde devrilmiş. Dolayısıyla kimse suçlanmayacak Bu kadının ailenize yakın biri olduğunu düşün-düğümden iyi haberi kendim vermek istedim." Memur böyle bir haberin bütün aileyi rahatlatacağım düşünmüştü.

"Evet. İyi haber," dedi Rinaldo fısütıyla. Donna, Piero'yu merak ediyordu. Piero onu sevinçle karşda-

mışti ve bu duygusunda samimi olduğu her halinden belliydi. O ise ona üzüntü getirmişti. Hemşiresi Aİicia'dan fazla bir şey öğre-nemiyordu. Gece hemşiresi Bianca daha konuşkandı. Donna, Bi-anca'dan Piero'nun odasını öğrendi ve sabaha karşı odasından çı-karak Piero'yu ziyarete gitti.

Piero'nun odası oldukça karardıktı. Yaşk adam yatağında göz-leri kapak yatmasına rağmen çektiği acı yüzünden görülebiliyor-du.

Donna kendini suçlu hissediyordu. Bakakm Piero onu gör-mek isteyecek miydi?

Tam o sırada Rinaldo odaya girdi."Senin burada ne işin var?"

Page 36: kardeşinin yerine

"Ona ne kadar üzgün olduğumu söylemek istedim." Donna, bir an kendini suçüstü yakalanmış gibi hissetmişti.

"Sahte göz yaşlarınla da sözlerini süsleyecektin değil mi?" "Benim duygularım gerçek ve bunu ona anlatabiürsem acısını

hafifletebilirim." "Sen neden bahsettiğini bilmiyorsun. Ben seni atmadan, çık

buradan." Piero'nun yatağında hafif bir hareket oldu. Rinaldo o tarafa

doğru giderek "Tamam büyükbaba. Bir şey yok Ben burada-yım."dedi.

Fakat Piero Donna'ya uzanmak ister gibi zorlukla elini kaldır-maya çalışıyordu. Donna, Rinaldo'nun ne düşüneceğini umursa-madan ona doğru yürüdü ve Piero'nun elini tuttu. Yumuşak bir sesle "Seni merak ettim. Hasta olduğunu söylediklerinde gelip se-ni görmek istedim."

Göz yaşlarıyla savaşarak "Toni'yi ne kadar sevdiğini biliyor-dum. Onu ben de çok sevdim. Keşke her şey farkk olabilseydi, keşke sana bir şey olmasaydı, keşke..." dedi ama daha fazla de-vam edemedi. Piero konuşamıyordu ama gözleriyle Donna'dan nefret etmediğini anlatmaya çalışıyordu. Bu sevecen bakışlann Ri-naldo'nun gözünden kaçması imkansızdı.

"Artık gitsen iyi olur. Büyükbabam çok yorgun" dedi Rinaldo. Donna Piero'yu yanağından öperek odadan çıktı. Rinaldo da

arkasından onunla beraber çıkü. Yüz ifadesini anlamak imkansız-dı.

"Benimle gel" dedi. Donna'nın odasına geldiklerinde "Seni çö-zemiyorum. Büyükbabam ölü gibiydi. Soma sen, onu bu hale so-kan sen geldin ve neredeyse bir anda gözlerinin feri geri geldi. Bu tepkisini anlayamıyorum," dedi.

"Ben ardıyorum. Onun sevgiyi bilen bir yüreği var. Senin gibi acıyla dolu değil Rinaldo. Ve Toni'nin çocuğunu taşıdığımı bili-yor. Tüm bunlar onu hayata yeniden bağlayan güzellikler ve için-de bulunduğu bu durumda buna ihtiyacı var."

"Peki ya sen gidince ne olacak? Onu hayata ne bağlayacak?" "Bunu sen yapmak zorundasın." "Benim bunu yapacak gücüm yok Aile içinde bu Toni'nin gö-

reviydi." "İzin verirsen bebeği görmesi için ona getiririm. Sen benim ya-

Page 37: kardeşinin yerine

lan söylediğimi düşünüyorsun ama yemin ederim ki şu ana ka-dar hiçbir konu..."

"Dün gece polis beni görmeye geldi. Kazayı gören bir tanık or-taya çıkmış."

"Ve?" "Doğruyu söylediğine inanmıyordum. Ama samnm artık

inanmalıyım. Tarağın ifadesine göre sen direksiyondaymışsın ve Toni'yle becelleşiyormuşsun. Kaza da bu sırada olmuş ve araba takla atarak ters yöne düşmüş."

"O zaman gitmemi engelleyen hiçbir şey kalmadı," derken Donna'nın yüzünde büyük bir rahatlama hissediliyordu.

"Arük asla gidemezsin. Kardeşimin çocuğunu taşıyorsun. Ar-tık bunu kabul etmek zorundayım."

"Çünkü kaza hakkında doğruyu söylediğimi anladın. Bana inandığına sevindim ama bil ki bu benim açımdan hiçbir şeyi de-ğiştirmez."

"Tabii ki değiştirir. Kardeşimin çocuğunun evlilik dışı doğma-sına izin vereceğimi mi sanıyorsun?"

"Toni öldü. Onunla evlenmem imkansız." "Tabii ki imkansız. O yüzden benimle evleneceksin." Rinal-

do'nun ifadesi son derece ciddiydi. "Eğer bu bir şakaysa, şimdiye kadar duyduğum en soğuk ve

saçma şaka." "Ben şaka yapmam." "O zaman çddırmışsm." "Hiç bu kadar aklım başımda olmamıştı. Bu tek çözüm." "Hayır değil. Sana söyledim, ben İngiltere'ye geri dönüyo-

rum." "Bu halde nasd seyahat edeceksin?" "Şimdi değil, birkaç gün içinde belki." "Tamam. O zaman birkaç gün içinde bu konuyu tekrar tarhşı-

nz. Ama teklifimi ciddiye almam tavsiye ederim." "Bu bir teklif miydi? Bana daha çok bir emir gibi geldi." Don-

na'nın sesi sakindi. "Seni zorlamama imkan var mı? Sadece teklif edebilirim. Evle-

necek olursak çocuğun meşru doğacak. Hayatin rahat olacak. Neden reddedesin ki?"

"Neden mi? Çünkü en başından beri sen bana düşman oldun.

Page 38: kardeşinin yerine

Çünkü aramızda hiçbir zaman barış olamaz. Çünkü senden hiç hoşlanmıyorum."

"Ben de senden hoşlanmıyorum. Bu bir zorunluluk. Toni'nin çocuğunun bir piç olmasım istemiyorum. Burası İtalya, sinyora. Burada böyle şeyler önemlidir."

."Fakat ben burada yaşamayacağım." "Tamam, şimdilik bu konuyu bırakakm. Ama gitmek için çok

acele etme. Ziyaretin büyükbabama iyi geldi. Belki de bunu sık sık yaparsan gelişme gösterir. Bunu ona borçlusun. Bu sorumlu-luktan kaçamazsın."

"Evet. Onun için elimden geleni yapmaktan mutlu olurum. Ama..."

"İyi. Şimdi gitmem gerekiyor." Rinaldo, Donna'yı baş ağrıla-rıyla bırakıp çıktı.

Piero'nun ona karşı olan tutumu, hastakğı, kazayı gören bir tarağın ortaya çıkması ve son olarak da Rinaldo'nun çirkin teklifi Donna'yı derinden sarsmışta.

Onunla nasü evlenirdi? Nefret ettiği ve kendisinden düşman-ca nefret eden biriyle... Hayır! Bu asla olamazdı. Çocuğunu doğu-rur ve en iyi şekilde kendi büyütürdü.

Soma birden ilk taraştiklan gece Rinaldo'nun bahçede par-maklanyla yüzüne dokunuşundan nasd etkilendiğini hatırladı.

Donna silkinerek gerçeğe dönmeye çabaladı. Ama galiba artık çok geçti.

Page 39: kardeşinin yerine

B E Ş İ N C İ D C L İ J M

Ertesi gün Rinaldo'nun emriyle Donna'nın hastanedeki oda-sı değiştirildi. Yeni odası Piero'nun odasımn yanındaydı. Donna hemen Piero'nun odasına gitti. Piero uyuyordu. Donna'mn varlı-ğı, bu yaşlı adama gerçekten moral veriyor olmalıydı. Bunu Rinal-do'nun hareketlerinden bile anlıyordu.

Yatağının kenanna oturup hemşireye durumunu sordu. Onun sağlık durumu Donna'yı gerçekten endişelendiriyordu.

"Önce öleceğini düşünmüştük, ama dayandı. Samnm yaşaya-cak ama bu yarım bir hayat olacak. Vücudunun çoğu felçli, bir-kaç ses çıkarabilse de konuşamayacak." Bu söylenenler şuuru ye-rinde biri için ölümden beterdi. Yaşlı adamı çok iyi tanımıyordu, ama onun mert ve sağlam bir yapıya sahip olduğunu fark etmiş-ti. Akıllı bir yardım ve yaklaşımla ona yardım etmek mümkün ol-malıydı.

Akşam Rinaldo önce büyükbabasım, daha sonra Donna'yı zi-yaret etti.

"Oda hoşuna gitti mi?" "Güzel bir oda. Ama beni bir paket gibi oradan buraya taşıt-

mak yerine, önceden bana haber verebilirdin." Kendisiyle ilgili ka-rarların başkası tarafından alınması Donna'mn alışık olmadığı bir şeydi.

"Böylesinin seni rahatsız edeceğini düşünmedim, olumlu bir değişiklikti. Hem böylece büyükbabaya da daha yakın olacaksın."

"Beni rahatsız eden bana damşdmaması. Piero için elimden ge-leni yapacağım. Fakat iyileştiğim anda buradan gidiyorum. Bunu

Page 40: kardeşinin yerine

da şimdiden bilmen de yarar var." "Nasd hissediyorsun kendini?" "Teşekkür ederim. Çabuk iyileşiyorum." "Bebek nasıl?" Rinaldo bunu sorarken sesinde riyadan uzak

bir ilgi vardı. "O da gayet iyi." "Çocuğunun sağkğı için birkaç hafta daha hastanede kalman

sanınm daha iyi olur." "Burası özel bir hastane. Tüm masrafların sana kalması beni

rahatsız ediyor." Aslında bundan gerçekten rahatsız oluyordu, ama karnındaki yavruyu da düşünmesi gereğinin de bilincindey-di.

"Bunu Toni için yapıyorum. Masraflar seni çok rahatsız edi-yorsa Piero'yla ilgilenerek borcunu ödeyebilirsin. Senin ilgin ona benimkinden daha iyi geliyor. Seni mümkün olduğunca az rahat-sız ederim."

Rinaldo'nun söylediklerinde manüksız bir yön yoktu. Ama buradan ayrılamama düşüncesi Donna'yı daha şimdiden rahat-sız ediyordu.

Somaki gecelerde Rinaldo sözünü tuttu. Donna, Piero'yu her gün ziyaret etti. Bir gün Donna yine Piero'nun yatağının ucuna oturmuş, elini avucuna almış onunla konuşuyordu. Birden Rinal-do'nun fark ettirmeden odaya girdiğini gördü. Yüzünde mutsuz-luk vardı ama belki de ilk kez kızgırdık yoktu. Bu bile olumlu bir gelişme saydırdı.

"Daha iyi mi?" diye sordu Donna'ya. Donna "Her geçen gün daha da güçleniyor. Hala konuşamı-

yor ve hareket edemiyor ama gözlerinin yardımıyla anlaşıyo-ruz."diye cevapladı ve yerinden kalktı. "Sizi yalmz bırakayım," di-yerek kapıya yöneldi.

"Gerek yok" "Hayır, onunla yalmz kalmak istersin" diyerek hızla odadan

çıktı. Aralanndaki ilişki böyle mesafeli bir şekilde devam ediyordu.

Böylece kına sözler de söylenmemiş oluyordu. Donna'yı tek ra-hatsız eden pasaportunu bulamayışıydı. Fakat sonunda pasapor-tunu buldu. Şaşkırdık içinde üç hafta geçtiğim fark etti. Artık git-

Page 41: kardeşinin yerine

meliydi ama bunu Piero'ya nasd söyleyecekti? Rinaldo, Piero'-nun odasım tamamen özürlü bir adama göre yaptırdığım ve hem-şireleri de ayarladığını söylemişti.

Bir gün Piero'yu buna hazırlamaya çalıştı. "Bu şekilde daha fazla konuşamayacağız" dedi yavaşça. "Birkaç gün içinde eve gi-deceksin ve her şey değişecek."

Piero, söylediklerim anladığım belli eder bir şekilde gülümse-di.

"Bu benim için de farklı olacak. Anlıyorsun ya..." Donna bir-den durakladı. Piero elini oynatmaya çalışıyordu. Sonunda Don-na'mn sol elini işaret etmeyi başardı. Bir süre soma Donna onun yüzük parmağım işaret ettiğini fark etti. Yan anlaşılır bir şekilde şu sözler ağzından döküldü: "Eş..." Yaşlı adamın bu ilk hecesiydi ve de son derece anlamlı bir heceydi bu. Eşten kastının ne olabile-ceğini düşündü.

Ama Donna eş olmayacaktı, evlenmeyecekti. Acaba Piero'nun hahzası yanılıyor muydu? Bütün bunlardan

soma Toni'nin öldüğünü unutmuş muydu? Acısını tazelemenin tüm riskinin göze alarak, "Piero, ben Toni'yle evlenemem," diye mınldandı.

"R... Rinaldo" diyebildi yaşlı adam. Yüzünde onaylayan sıcak bir tebessüm vardı.

Bu olamaz diye düşündü Donna. Ama öyleydi. Demek ki Ri-naldo, Piero'ya da bu çirkin tekliften bahsetmişti. Bunu yapmaya hakkı yoktu.

Donna kızgınlığının iyice arttığım hissederek kendini odadan zor attı.

"Birazdan geri gelirim," derken son günlerde ilk defa Piero'-nun tepkisine aldırmıyordu.

Odasına döndükten kısa bir süre soma Rinaldo geldi. Donna ona dönerek "Yanlış anlamadım değil mi? Piero evlen-

memizi ümit ediyor. Sana bunun olamayacağım söylememe rağ-men bunca zamandır bu beraberliği ayarlıyordun değil mi? Bunu Piero'ya yapmaya hiç hakkın olmadığım fark edemiyor musun? Anlamsız tepkilerinin sonunda o yaşlı ve hasta adamı üzebileceği-ni hiç mi düşünmüyorsun?"

"Evet, bunu ayarlıyordum."

Page 42: kardeşinin yerine

KARDEŞININ YERINE 43

"Bütün söyleyeceğin bu mu?" "Söylenecek başka bir şey yok. Bu şekilde bunun farkına var-

mam istememiştim. Piero'nun bunu anlatabilecek kadar iletişim kurabildiğinden de haberim yoktu." Anlaşdan her şeyi gizli gizli yapmayı planlamıştı.

"Acaba bundan bana ne zaman bahsedecektin? Kiliseye gider-ken yan yolda mı?"

"Bak kızdığının farkındayım..." "Umarım kızgınlığımı, teklifimi reddetmem gibi anlamışsındır.

Daha önce kimse sana hayır demediyse bunda benim bir suçum yok, Rinaldo. Ama bil ki bu tek kelime anlamlı uzun bir cümle ka-dar mana taşır. Ve bu yaştan soma da olsa bu kelimenin manası-nı öğrenmelisin."

"iyileşince mantığının yerine gelip benimle aym fikirde olaca-ğım düşündüm. Piero'ya bundan bahsettim, çünkü yaşamak için buna ihtiyacı vardı. İkimizin de başka şansı yok. Bu yapmak zo-runda olduğumuz bir şey. Olaya hangi açıdan bakarsan bak bu kaçınılmaz ve alternatifsiz."

"Ben buna katlanmak zorunda değilim. Her zaman başka bir seçenek vardır." Donna'mn korktuğu başına geliyor gibiydi. Bura-lardan öyle kolay kolay kurtulamayacaktı.

"Tamam o zaman. Bu benim karanmdı ve bunu kardeşimin çocuğu ve ailemin onuru için yaptım. Burada senin seçim hakkın yok. Reddedemezsin." Bütün ısrarcılığı ve kararlılığına karşın Ri-naldo sakin ve kibardı.

"Zorla bakalım ne olacak?" "Toni reddetmem istemezdi. Seni seviyordu. Senin ve çocuğu-

nun güvende olmasım isterdi. Bu çocuğun kadar onun manevi varlığına karşı da görevindir."

"Toni'yi nasıl bir silah olarak kullanabilirsin?" "Onu bir silah olarak kullanmıyorum. Ona karşı olan bazı yü-

kümlülüklerimizi sana hatırlatıyorum. Ailesini korumamdan memnun olurdu. Bu ülkede aile çok önemlidir. Senin için de o ka-dar önemsiz olacağım sanmıyorum. Hele ortada bir çocuk var-ken, onun babası ölmüşken."

Donna arkasını dönerek elleriyle kulaklanm kapattı, ama bo-şunaydı. Bu adamdan kaçış yoktu. Rinaldo ona doğru yürüyerek

Page 43: kardeşinin yerine

onu kendisine çevirdi. "Beni dinle. Düğün yarından sonraki gün yapdacak Tartişdacak bir şey yok"

Donna duyduklarına inanamaz bir halde ona baktı. "Yarın-dan somaki gün... Bunu nasd yapabildin? Bu ülkede bir takım formaliteler yok mu?"

"Tabii ki var. Ama senin sağlık durumun nedeniyle başvuru sırasında orada bulunmamam memurlar anlayışla karşdaddar. Bi-liyorsun kazadan herkesin haberi var. Kimsenin bir şeyden şüp-he etmesi içinde gerek yok Pasaportun yeterliydi."

"Pasaportumu çaldın!" "Hayır, bu maksadım aşan bir ifade olsa gerek Sadece aldım,

işi bitince de geri getirdim." "Bütün çabaların boşunaydı. Ben yann gidiyorum ve bu da se-

ni son görüşüm olacak." Rinaldo bir süre düşündükten soma "Donna hiç düşündün

mü? Eğer başka bir şekilde tamşsaydık belki de çok farkk olur-du?" diye sordu. <>

"Bunu bilemeyiz. Ve şu anda bunun önemi yok Ben Toni'nin kadınıydım."

"Fakat eğer önce benimle tanışmış olsaydın, Toni'nin olmaya-caktın."

"Sen çok akıllı ve tehlikeli bir adamsın Rinaldo. İstediğim elde etmek için denemeyeceğin yol yok"

"O zaman gidip büyükbabama düğünün iptal edüdiğini söyle-yeyim." Asknda Donna'mn kısa zamanda ona ne kadar düşkün-İeştiğini bildiği için bu onun son kozu saydabilirdi.

"Çok üzülecek mi?" "Evet çok üzülecek Ama bu artık seni ügdendirmiyor" diye-

rek dışarı çıktı. Donna doğru olanı yaptığım biliyordu. Ama Piero'nun acısı

onu rahatsız ediyordu. Birkaç dakika soma Rinaldo aklına bir şey gelmiş gibi geri döndü.

"Büyükbabam seni görmek istiyor, bunu ona sen söylesen da-ha iyi olacak"

Odaya girdiklerinde Piero, Donna'ya gülümsedi. Rinaldo, Donna'mn geri dönmesini engellemek için omuzla-

rından tutarak odada kalmasını sağladı. Piero'ya konuşmadan

Page 44: kardeşinin yerine

önce onu bırakmayacağı belliydi. "Söyle ona, kır kalbini. Onu hayatta tutan rüyanın bittiğini

söyle ona. Bunu nasd yapabilirsin? Çünkü bu evlilik olmak zo-runda. Bunu hala anlamadın mı?" Bu sözleri ancak Donna'mn duyabileceği bir yavaşlıkta söylemişti.

Donna derin bir nefes alarak yatağa yaklaştı. Ama onu bu ha-le kendisi sokmuştu, daha fazla nasd üzebilirdi? Allah kahretsin son derece zor bir durumda kalmıştı.

Piero sağlam elini ona uzattı. Donna elini alarak dizine koy-du. Piero bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Sonunda "kızım" diye-bildi. Gözlerindeki umut dolu mutlu ifade Donna'mn dizlerinin bağının çözülmesine yetmişti.

Yıllardır kimse Donna'yı böyle çağırmamışti. "Kızım" Donna onun elini alarak yanağına götürdü ve Piero'nun eli göz yaşlany-la ıslandı. Daha fazla karşı koyamayacağım biliyordu. İş işten geç-mişti. Yaşlı adamı bu durumda yalnız ve çaresiz bırakmak kimse-nin hara değddi.

"Bir şeyler söylemek istiyor" dedi Rinaldo. Piero ikisinin öpüşmelerini istiyordu. "Ne söylüyor? Duyamıyorum" dedi Rinaldo. Donna geçiştir-

meye çalışarak "Önemli bir şey değil" dedi. "Çırak buna ben karar vereyim." Piero sesini biraz daha yükselterek "Öpün" diye tekrarladı.

Donna yataktan kalkarak geri çekildi fakat Rinaldo kolundan tu-tarak "Büyükbabam öpüşmemizi istiyor" dedi. Bunu anlamasaydı çok daha iyi olacaktı.

"Hayır, yapamam. Anlayamıyorum her şeyi bddiğj halde böy-le bir şeyi nasıl ister?"

"Yanlış anladın. Piero bizden tutkulu değil, şefkatli bir öpüş-me istiyor. Toni'nin iyiliği için evlendiğimizi biliyor ama aramız-da banş olabüeceğini de görmek istiyor." Rinaldo'nun sesi son de-rece inandınaydı.

"Banş? Bizini aramızda mı?" "Evet. Onun iyiliği için bunu yapmalıyız," derken ona doğru

bir iki adım attı. Rinaldo Donna'mn çenesini hafifçe kaldırarak dudaklanm

onunküerle birleştirdi. Donna kaçmak istediyse de bunu yapama-

Page 45: kardeşinin yerine

dı. Rinaldo'nun dudaklan ateş gibiydi. Donna bir kez daha gerçe-ğin farkına vardı. Bu bir erkekti, bir çocuk değil. Donna bu öpüş-menin sonsuza kadar sürmesini istiyordu. Bu adamın yakırdığı son derece tehlikeli bir hal almışta. Ama belki daha hala bir şeyler yapabilirdi.

Rinaldo, Donna'mn dudaklanm bıraktığında Piero onlara gü-lümseyerek bakıyordu. Piero dudaklanyla Rinaldo demeye çakş-ta.

"Evet büyükbaba?" Piero gözleriyle yatağının kenanndaki masamn üzerinde du-

ran küçük kutuyu işaret etti. Rinaldo kutuyu açtığında Piero'-nun Uk gece Donna'ya verdiği yüzük oradaydı. Piero yüzüğün sahibim bulduğuna inanıyordu. Haksız da saydmazdı, bu büyük oğlanın eşinin hakkıydı.

"Bunu tekrar takmam istiyor" dedi Rinaldo. Donna konuşamıyordu, sadece başıyla onaylayabddi. Rinal-

do yüzüğü Donna'nın parmağına takarken Piero'nun duyamaya-cağı bir sesle, "Kapıda bekçi yok Donna. Eğer benimle evlenmeyi reddediyorsan, giderken kimse sana engel olmayacak. Şimdi ka-rar vermeksin ve bu karann olumlu ya da olumsuz, değişmeye-cek bir karar olmak," dedi.

"Gidemeyeceğimi biliyorsun" diye fısddadı Donna. Çaresizliği sesinden belliydi.

"Benimle evleneceğim duymak istiyorum." Rinaldo hiçbir açık kapı bırakmayacaktı.

"Seninle evleneceğim." Rinaldo yüzüğü parmağına takarken Donna artık geri dönü-

şün olmadığım büiyordu. Ama mutlu mu, yoksa mutsuz mu ol-duğunu bilemiyordu.

Ertesi gün hem Piero hem de Donna hastaneden taburcu ola-rak Villa Mantini'ye geri döndüler. Rinaldo, Piero'ya bakmaları için iki hemşire ayarlamıştı. Resmi nikahın yeterÜ olacağına inanı-yordu. Dini nikaha gerek yoktu. Selina şaşırtıcı bir şekilde dostça davramyordu. Gelinin hazırlanmasına yardım etmek istediğim söylemişti. Donna Rinaldo'ya "Ona ne söyledin?" diye sordu.

"Tabii ki gerçeği. Ne söyleyebiHrdim İd. Senin Toni'yle nişanlı olduğunu biliyordu."

Page 46: kardeşinin yerine

"Peki ya diğer insanlar?" "Hiç İamse böyle bir konuda soru sormaya cesaret büe ede-

mez. Sen merak etme." "İster açıktan sorsunlar, ister sormasınlar eminim ki merak

edeceklerdir. Bunu önleyemezsin." "Önceleri edecekler. Zamanla ayrıntılar unutulacak ve insan-

lar çocuğun benden olduğunu düşünecekler. Meraklanma za-man her şeyi halleder."

"Tabii Selina onlara gerçeği anlatmazsa." "Ona neden bu kadar karşısın anlayamıyorum. O benin en

iyi arkadaşım ve görmüyor musun sana karşı nazik olmaya özel bir özen gösteriyor."

"Fakat bu normal değil. Toni onun seninle evlenmek istediği-ni bana söylemişti."

"Eğer benimle evlenmek isteseydi bunu on üç yd önce yapar-dı."

"Ama sen ona aşıktın değd mi?" "Çdgınca. Yirmi yaşındaki bir çocuk ne kadar aşık olabilirse o

kadar aşıktım. Arük o günler geçti. Artık sadece benim arkada-şım ve senden ona iyi davranmanı rica ediyorum. Umanm çok şey istemiyorumdur." Rinaldo'nun sesinde bu kadına eski düş-künlüğünün olmadığı anlaşılıyordu.

"Tabii ki hayır. Zaten bu beni dgdendirmez." Bu ifadesindeki samimiyetsizliğin Rinaldo'nun anlamamasına dua ediyordu.

D ü ğ ü n günü Selina erkenden geldi. Sanki kendisi gelin olu-yormuş gibi heyecanlıydı. Krem rengi bir elbise ve büyük bir şap-ka takmıştı.

Enrico, Maria'mn kuzeni, onları arabayla nikah salonuna gö-türdü.

Selina, Donna'ya oldukça süslü bir saç yapmışü. Donna ayna-ya baktığında üzülerek bu modeHn kendisine hiç yakışmadığım fark etti.

Nikahın yapdacağı yere geldiklerinde Rinaldo bazı formalitele-ri tamamlamak için yanlarından ayrddı. "Seninle ilgilenmek için keşke daha fazla vaktim olsaydı."

Page 47: kardeşinin yerine

"Yaptıkların için teşekkür ederim. Her şeyin sade olması daha iyi. Bu normal bir düğün değü çünkü." Gerçeği nasd olsa Selina da biliyordu.

"Tabii. Rinaldo bana her şeyi anlattı. Zorunlu olduğu için se-ninle evleniyor. Aksi takdirde o ve ben... yani ben gerçekçiyim. Sanınm sen de öylesindir." Selina, bir şeyler geveliyordu ağzında ama bunu açıkça söyleyemiyordu.

"Ne demek istiyorsun?" "İkimiz de kadınız. Rinaldo aile onuruna önem veren bir er-

kek. Sen de çocuğunun iyiliği için onunla evleniyorsun. Samnm sen iyi bir anne olacaksın. Ne derler bilirsin; bazı kadınlar kocala-nna eş olmak için, bazı kadınlar da çocuklanna anne olmak için yaratilmışlardır."

"Bazı kadınlar da metres olmak için mi?" Bu sözler hedefi tam vurmuştu.

Donna'mn bu son sözlerinden soma fazla konuşmaddar. Za-ten konuşacak fazla bir şey de kalmamış, ikisi de söyleyebüecekle-rinin azamisini söylemişti.

Kısa bir süre soma Rinaldo'yla beraber resmi görevlüerin kar-şısındayddar. Ve yasal olarak kan koca oldular. Donna orada, onun yaranda Toni olması gerektiğini düşündü. Gerek başka şey-di gerçekçe başka şey.

Eve dönerlerken damat ve gelin göz göze bde gelmemeye çak-şırlarken Selina durmadan konuştu. Villa Mantini'ye geldiklerin-de bir düğün yemeği hazırlanmıştı ama Donna, Piero'yu bahane ederek oradan mümkün olduğu kadar çabuk uzaklaştı ve Piero'-nun odasına çıktı.

Piero aşağı inmesini istediyse de Donna kabul etmedi ve Pi-ero'yla kalmasının kalmasının daha iyi olacağım söyledi. Ne de olsa Piero, ve onun sağlığı önceliklerin başına geliyordu. Bu ya-pay evliliğin nedeni de bu değil miydi?

Bir süre soma Donna kendini oldukça yorgun hissetti. Artık dört aylık hanideydi. Odasına gittikten yanm saat soma kapısı çalındı ve Rinaldo "İçeri gelebilir miyim?" diye sordu.

"Gelebilirsin" diye cevapladı Donna. Zaten sormadan girseydi ne yapabilir, ne söyleyebilirdi ki?

Rinaldo "İyi misin?" diye sordu.

Page 48: kardeşinin yerine

"Gayet iyiyim. Teşekkür ederim." "İhtiyacın olan bir şey var mı?" "Hayır, teşekkürler." "O zaman sana iyi geceler." "İyi geceler." Rinaldo nezaket ve anlayışla Donna'mn yatak odasının kapısı-

yavaşça kapadı...

Page 49: kardeşinin yerine

A L T I N C I B Ö L Ü M

U o n n a sabah çalan kilise çanlannın sesiyle uyandı. Pencere-leri açtığında muhteşem bir Roma manzarası ve Mantini toprakla-rım gördü. Evin hemen yakınında, ağaçlarla çevrelenmiş aile me-zarlığı vardı. Toni'yi orada toprağa vermişlerdi. İçinden onu ziya-ret etmek geldi.

Odadan çıkarken gelin buketini de yamna aldı. Mezarkğa gel-diğinde Giorgio ve Loretta Mantini'nin mezar taşlarım ve diğer aüe fertlerininkileri gördü. Ve orada diğerlerinden daha yeni ol-duğu belli olan Toni'nin mezarı duruyordu. İnsanların bazı şeyle-re inanmakta güçlük çekmesi doğaldı.

Bu mezarın aİtinda Donna'mn hayatına sevgi ve neşe getiren çocuk yatıyordu. Toni sorumsuz ve güçsüzdü, ama aym zaman-da nazik ve düşünceÜydi. Bu kaderi hak etmemişti. Bir ardık bir korku onu bu yaşta bu hazin sona taşımıştı. Donna buketi To-ni'nin mezarımn üzerine bıraktı.

"Üzgünüm, çok üzgünüm" diye fısddadı. Birden bir başkası-nın varlığım hissederek arkasını döndüğünde Rinaldo'yu gördü. Ama Rinaldo hiçbir şey söylemeden arkasını dönerek oradan uzaklaştı.

Daha soma kahvaltıda bir araya geldiler. "GenelMkle sabahla-rı birlikte kahvaltı edemeyeceğiz. Ben işe gitmek için erken çıkıyo-rum. Akşam saat sekiz gibi eve gekyorum ve akşam yemeğinde birlikte görünmeliyiz. Diğer zamanlarda seni rahatsız etmeyece-ği»* " gım.

Donna Rinaldo'nun kendi hayatim nasd organize ettiğim din-liyordu. Bu kurallara uymaktan başka çaresi yoktu. Temek bu

Page 50: kardeşinin yerine

olan bir evliliğin yaşam koşullan da elbette normal evliliklerde ol-duğu gibi düşünülemezdi.

Rinaldo bazı kağıtiar göstererek "Burada imzan gereken bir şey var. Senin için bir banka hesabı açüm. Yanndan itibaren hesa-bında her zaman para olacak," dedi.

Donna miktan görünce "Bu kadar paraya ihtiyacım yok" de-di.

"Saçmalama, tabii ki var. Benim kanm iyi giyinmekdir ve bu da para demektir. Bu konuda lütfen tartışmayakm. Bazı noktala-ra dikkatti olmam rica ediyorum."

"Peki." "Aynca bebek için de alman gereken şeyler olacak Burayı im-

zalaman yeterH. Ben daha soma çıkacağım. Odanda bir paket bu-lacaksın. İngütere'den bu sabah geldi." Donna paketin açdmış olup olmadığım merak etti bir an.

Rinaldo çıktıktan soma Donna odasına çıkıp paketi açtı. Pa-ket Toni'yle kaldıkları evin anahtanm verdikleri bir arkadaştan gekyordu.

Pakette eve gelen mektuplar vardı. Toni'nin kredi kartı hesap-lanm görünce Donna çok şaşırdı. Toni'nin müsrif olduğunu bili-yordu ama bu kadannı beklemiyordu. Borçlan Donna'ya bahset-tiğinin en az üç katıydı. Aynca arabayla ilgili bir şirketten de mek-tup vardı. Toni ödemeleri geciktirmişti ve şimdi bütün meblağı is-tiyorlardı. Toni'yle ügüi her aynnta onun çocuksu yapısı ve so-rumsuzluk duygusunu daha çok ortaya çıkarıyordu.

Donna ne yapacağını bdemiyordu. Şimdilik bunlan bir kena-ra bırakıp Piero'nun yanına gitmeye karar verdi. Piero pencere-nin kenarında tekerleldi sandalyesinde oturuyordu. Donna'mn geldiğini görünce sevindi. Fazla bir şey yapmamakla onunla bera-ber olmak Donna'ya da bir ruh huzuru veriyordu.

Donna sabahı Piero'yla geçirdi. Öğle yemeğini yerken Maria gelerek akşam yemeği için ne pişireceğim Donna'ya söyledi. Don-na menünün gayet güzel olduğunu söyler söylemez de kaçarcası-na gitti. Buraya ilk geldiğinde Maria'mn kendisini sıcak karşdadı-ğını düşünmüştü. Şimdiyse Maria adeta kendisinden kaçıyordu. Acaba bütün bu olanlardan o da mı Donna'yı suçluyordu? Ak-şam Rinaldo geldiğinde önceden planlandığı gibi birlikte yemek

Page 51: kardeşinin yerine

yediler. Daha sonra Rinaldo çalışma odasına çeldldi. Anlaşddığı kadarıyla günlük programlan bu olacaktı.

Diğer günler de bu dk günden farksız geçti. Nadiren Rinal-do'yla kahvaltıda karşdaşıyorlardı. Piero'yla mümkün olduğu ka-dar çok zaman geçiriyordu. Fakat Piero'ya gelen felç çok ağırdı. Dış dünyayla detişim kuramamak onun gibi biri için son derece acı verici olmakydı.

Bir akşam yine Donna, Piero'yla oturuyordu. Geç olmasına rağmen Rinaldo hala eve gelmemişti. Piero'ya baktığında yaşk adamın gözleri kapak bir şekilde müziği dinlediğini gördü. Bir an için onun uyuduğunu düşündü ama Piero sol elinin parmaklany-la müziğin ritmine uygun hareketler yapıyordu.

"Piero" dedi yavaşça. "Bak," diyerek elini kendi elinin üzerine koydu. "Herhangi bir harfi yazabilir misin parmağınla?" Onun yeteneklerini ne derece kaybettiğini tespitte bunun bir yaran ola-bikrdi. Yazı yazabdiyorsa gözden başka detişim yollan da kullana-bdeceklerdi.

Piero son derece büyük bir dikkatie Donna'mn avucuna "D" yazdı.

Donna heyecanla "Başka?" diye sordu. Piero daha soma sırasıyla O, N, N ve A yazdı. Donna yazmış-

tı. "Konuşabilirsin. İstediğin her şeyi söyleyebilirsin, konuşmak

illa ses çıkararak olmaz ya. Bak bu da bir konuşma yöntemi." Piero tekrar Donna'nın avucuna bir şeyler yazmaya başladı.

"Sen çok akılksın." "Hayır, akılk olan sensin. Keşke Rinajdo bir an önce gekp de

görse." Piero, derdim anlatmanın bir yolunun bulunmasına sevinmiş-

ti. Demek ki bir süredir, birinin ona bu yolu açmasım bekliyordu. Bir saat kadar soma Rinaldo döndüğünde büyükbabasının

odasından gelen Donna'nın kahkahalanm duydu ve şaşkınkk içinde odaya çıktı.

"İşte biz! Bak ne kadar harikayız," dedi Donna sevinçle. "Neler oluyor?" diye sordu Rinaldo. "Piero konuşabiliyor. Seyret." Piero yavaşça Donna'nın avucuna "Teşekkürler canım," yaz-

Page 52: kardeşinin yerine

dı. Rinaldo şaşkınlıktan dona kalmıştı. Daha soma Donna yerin-den kalktı ve onları yalnız bıraktı. Geç olmuştu ve konsantrasyon onu sandığından fazla yormuştu. Odasına gitti ve huzurlu bir uy-kuya daldı.

Rinaldo büyükbabasımn odasından çıktığında koridorda bir an için durakladı. Piero'nun gekşmesinin Donna sayesinde oldu-ğunu biliyordu. Piero da bunu bdiyordu. Rinaldo'ya "O olmasay-dı ne yapardık?" diye sordu. Rinaldo da "Bdmiyorum" diye cevap-ladı.

Şimdi Donna'yı görüp ona teşekkür etmehydi ama çekşkih duygular içindeydi. Donna'mn odasımn kapışım çaldı ama cevap alamadı. İçeri girdiğinde Donna'mn uyuduğunu gördü. Rinaldo odanın açık olan camlanm kapadı. Küçük masa lambasım kapa-madan önce durup Donna'ya bakü. Donna'mn yüzü bir çocu-ğunla kadar savunmasız ve masumdu.

Rinaldo ışığı kapayıp Donna'yı uyandırmadan odadan çıkü. Ade mezarkğma doğru gitti. Evldiklerinin ertesi günü Donna'mn gekn buketini Toni'nin mezanna koyması gözlerinin önünden git-miyordu. O günden soma da Donna her gün taze çiçeklerle To-ni'nin mezanna gekyordu. Rinaldo Donna'nın bıraktığı çiçekler-den birini akp yüzüne götürdü, çiçekler Donna'mn göz yaşlany-la ıslanmış gibiydi. Rinaldo'nun içinde çelişkili duygular oynaşı-yordu.

Donna ertesi günü Piero'yla konuşarak geçirdi. Piero onu ka-zadan dolayı neden suçlamadığını anlattı. Toni yaramaz çocuk. Etldleyici, sevgi dolu ama hep başı dertte. Kaza neden oldu, diye sordu.

Donna onu daha fazla üzmekten çekinerek olan biteni kısaca anlatü.

Piero'nun kesik kesik yazdıklanndan çıkan anlam, "Ben de bu-na benzer düşünmüştüm. Senin hatan değil. Rinaldo sana yar-dım edecek O güçlü bir adam, iyi bir adam."

"Ve asla affetmeyen bir adam. Neden her zaman bu kadar sert?"

"Kalbine bakma cesareti yok.. Ona yardım... Sen Toni'yi sev-din. Şimdi Rinaldo'yu sevmeksin. Kolay bir adam değd ama sevgi-ye ihtiyacı var."

Page 53: kardeşinin yerine

Ama Donna için önemli olan şey ihtiyacı olup olmaması de-ğil, bunu kabule hazır olup olmadığıydı. Rinaldo'nun kendisine karşı olan davranışlarını düşündü. Çoğunlukla güvensiz ve düş-manca. Ona saygı göstermeyi öğrenmişti ama hala içinde hiçbir yumuşama yoktu.

Rinaldo büyükbabasım çok sevmesine rağmen, oturup yazı-lan tüm harfleri büyük bir dikkatle takip etmek için çok sabırsız-dı. O yüzden Piero bu uygulamayı sadece Donna ile yapabikyor-du. Rinaldo bu tür detişime fazla ügi duymuyordu.

Evlenmelerinin üzerinden yaklaşık bir ay geçmişti. O öğle-den soma Piero yine Rinaldo'nun sevgiye ihtiyacı olduğunu tek-rarlamıştı. Bunu sık sık yapıyordu. Ama bu Donna'mn tek yönlü gayretiyle gerçekleşemezdi.

O akşam Rinaldo eve geldiğinde yüzünden yolunda gitme-yen bir şeyler olduğu hemen anlaşılıyordu. Yemek sırasında Don-na ne olduğunu sordu.

"Ben biraz daha beklemek taraftarıydım, ama sorduğuna göre senden bir takım açıklamalar bekkyorum." Rinaldo bunlan söyler-ken kendine hakim olmaya çakştığı anlaşıkyordu.

"Ne açıklamam gerektiğini bdmiyorum, ama sorarsan bdgi vermeye çakşırım," dedi Donna.

"Gerçekten mi? İstersen giydiğin elbiseden başlayakm. İngdte-re'den geldiğinden beri bunu giyiyorsun. Halbuki ben sana yeni elbiseler alman için para verdim."

"Gittikçe şişmanlıyorum, bu yüzden yeni elbiseler almak iste-medim." Rahat cevap vereceği bir soruyla karşdaşmak Donna'yı rahatlatmıştı.

"Neden bana gerçeği söylemiyorsun? İngiltere'ye para gönde-riyorsun. Bunu bugün öğrendim. Sana verdiğim her peni Patrick Harrison adında bir adamın hesabına geçirilmiş. Bu adamın kim olduğunu, senin için ne ifade ettiğini ve neden benim paramı ona verdiğini açıklamak için on saniyen var."

"Toni'nin borçlanm ödemek için," diye ceyapladı Donna. Bu durumun bu kadar erken öğremlmesine biraz şaşırmıştı ama, bu konuda gönlü rahattı.

Page 54: kardeşinin yerine

"Ne demek istiyorsun?" "Bunu gizlice yapabdeceğimi sanmıştım. Sana bundan bahset-

medim ama böyle konuşulmayı da hak etmedim. Bekle burada." "Hiç bir yere gitmiyorum," dedi Rinaldo, Donna masadan kal-

karken. Bir kaç dakika içinde Donna bir takım kağıtiarla geri döndü

ve bunlan Rinaldo'nun önüne fırlattı. Bunlar evliliklerinin dk gü-nünde İngütere'den gelen mektuplardı. Rinaldo, kağıtian dikkat-le incelerken Donna devam etti.

"Toni'nin nasd olduğunu benden daha iyi biliyordun. Arka-sında bir yığın borç bırakü. Sadece kredi kartlan değil. Arabaya da bir yığın borcu vardı."

"Sigorta karşdamadı mı?" "Sigortayla ilgili bir problem çıktı. Toni formlarda doğru bdgi-

leri vermediği için onlar da bunu bahane göstererek ödeme yap-mıyorlar. Patrick yan komşumuzdu. Ona anahtar bırakmıştık. Bunlan bana o yolladı ve ben de ona ödemeleri yapması için para yolluyorum."

Rinaldo'nun yüzünü derin bir keder kapladı. "Bana söyleme-liydin," derken sesi zor duyuluyordu.

"Söylememeyi tercih ettim." "Onun borçlanm ödemek benim görevimdi." Rencide olmuş

gibi bir hali vardı Rinaldo'nun. "Dolaylı da olsa zaten sen ödedin." "Seninle böyle konuştuğum için özür dderim." Rinaldo böyle

bir gerçekle karşdaşacağmı hiç düşünmemiş olmalıydı. "Önemi yok. Patrick her şeyin ödendiğine dair hesap durum-

lanm gönderecek, o zaman sana onlan veririm." Donna arük tam olarak rahatlamıştı.

"Gerek yok, sana inanıyorum." "Bunu belgelerle ispatlayabdeceğime göre elbette inanırsın.

Merak ediyorum, gün gelip de belgelerin söz konusu olamayaca-ğı bir durumda bana inanacak mısın?"

Rinaldo, "Özür dderim, ama yarultilmaktan hoşlanmıyorum," dedi.

"Bu bizim durumumuzda biraz mantıksız değd mi?" "Ne demek istiyorsun?"

Page 55: kardeşinin yerine

"Benim hep fırsatçı bir kadın olduğumu düşündün. Şüpheleri-nin kaynağında bu yaüyor olmalı."

"Sen şaşırücı bir kadınsın. Ne zaman ne yapacağın hiç belli ol-muyor."

"Belki de bunlan senden saklamamalıydım, ama Toni'nin anı-sını korumaya çalışıyordum. Senin, onun aleyhinde düşünmen için yeni yeni sebeplere sahip olmam istemedim."

Rinaldo eliyle masaya sertçe vurarak "Neden? Neden onu ko-ruyacaksın?"dedi.

"Çünkü onun buna ihtiyacı vardı. Toni korunması gereken bir karaktere sahipti."

"Onu bunun için mi sevdin? Aptallığını mı, güçsüzlüğünü mü sevdin?"

"Belki de. Ben insanlarla dgdenmeyi seviyorum. Onun da ba-na ihtiyacı vardı. Ben ihtiyaç duyulmalıyım. Ancak böyle yaşaya-bilirim."

"Böyle bir erkek mi istiyorsun Donna? Senin kanatlann altına sığınacak bir erkek? Erkek görünüşünün altında bir çocuk mu is-tiyorsun?"

"Bu da bir çeşit sevgidir." "Bazı kadınlar için tek sevgi türü budur. Bir erkeği sevmeden

önce o erkeğin zayıf mı olması gerekiyor?" "Bir erkeği sevmeden önce o erkek bana ihtiyaç duymak. Ama

bazı erkekler sevgi hakkında hiç bir şey bilmezler." Donna bu söz-lerle biraz da Rinaldo'yu kastediyordu.

"Kardeşim biliyor muydu?" "Evet. Nazik ve etldleyiciydi, kibardı. Onun kibarkğını seviyor-

dum. Onun sadece zayıf yönlerini hatırlamak, samnm ona hak-sızkk olur."

"Sen onun zayıfkğmı seviyordun." "Öyleyse ne olmuş? Zayıf bir erkeğin de sevdmeye hakkı yok

mudur? Senin derdin ne biliyor musun? Toni'nin sana daha fazla ihtiyacı kalmamıştı. Beni de suçlamamn gerçek sebebi bu değd mi? Çünkü öldüğünde senden kaçmaya çakşıyordu, abisinden ka-çan bir kardeş... Hoş mu bu?"

Donna bu kadar ağır konuşmak istememişti ama istemese de bu sözler ağzından çıkmıştı. Şimdi Rinaldo ölü bir adam gibi gö-

Page 56: kardeşinin yerine

rünüyordu. Yüzü bembeyaz olmuştu. Dudaklanmn titremesi teh-likeli gekşmelerin habercisiydi.

"Çık dışan," dedi Rinaldo. "Rinaldo... lütfen." "Çık dışan." Donna dehşet içinde odayı terk etti. Sabaha karşı ikide Donna hala uyumamışti. Rinaldo'nun merdivenlerden yukan çıktığım duydu. Bunca

saattir akkndan kim bilir ne korkunç düşünceler geçmiş, ne ku-runtulann kurbanı olmuştu.

Söylediği sözler yüzünden Donna saatlerdir kendi kendini suçluyordu.

Rinaldo'nun ayak sesleri Donna'mn kapısının önünde durdu. Fakat Rinaldo kendi odasına gitti. Donna yaşadığı pişmardığa da-ha fazla dayanamadı ve kısa bir tereddütten soma sabahkğuru gi-yerek kalktı.

Biraz bekledikten soma yavaşça Rinaldo'nun kapışım vurdu. "Girin," dedi Rinaldo.

Rinaldo pencerenin kenannda, eknde bir kadeh şarapla duru-yordu. Masamn üzerinde de bir şişe vardı. Oldukça içkili olduğu anlaşıkyordu. Donna, onun içki etkisi altında olduğunu büseydi elbette onun odasına gelemezdi.

"Bana sevimsiz gerçeklerden biraz daha bahsetmeye mi gel-din?"

"Hayır, aksine özür ddemeye geldim. Bunlan söylememeHy-dim, hata yaptım."

"Neden? Doğru değd mi? Arabayı çevirmeye çakşıyordu, böy-lece geri dönüp benimle karşdaşmak zorunda kalmayacaktı. Sen-se bana karşı koyacak güce sahiptin. Ama aslolan onun benden korkup kaçarken ölüme koşmasıydı."

"Her şey bu kadar basit değd." "Aksine. Bazı şeyler gayet basit. Bunlann daha önce farkına

varmakydım. Bana haftalar önce gerçeği söyledin. Ama ben ka-bul etmek istemedim. Ama sen herkese işin çirkin tarafını göster-meyi beceriyorsun. Bu konuda ne kadar acımasız olduğunu sana şimdiye kadar hiç söyleyen olmadı mı?"

"Rinaldo lütfen..."

Page 57: kardeşinin yerine

"Gerçek şu; kardeşimin ölümünde ben senden daha suçlu-yum. Açık olmak gerekirse, önemsediğim herkese baskı yapıyo-rum, çünkü bundan başka ne yapabilirim bdmiyorum. Benim sti-km bu, bddiğim bu."

"Buna inanmıyorum." "İnanmıyor musun? Sen bunu bana en baştan beri söylüyor-

sun. Neden fikrini değiştirdin? Nasıl olsa bu gerçeği kabul ettim, artık geri çekilebilirim diye düşünüyor olmaksın. Artık görevin bitmiş olmak..."

Donna cevap veremiyordu. Ama karşısındaki acdar içindeki adam onu hem üzmüş hem de ürkütmüştü. Ama bu durumu dü-zeltmesi artık oldukça güçtü.

Rinaldo bardağım tekrar doldurarak yatağının üzerine otur-du ve "Neden gitmiyorsun? "dedi. Acaba gerçekten gitmesini mi is-tiyordu.

"Çünkü bu şekdde bu konuyu kapatamayız. Bu zor durumda her ikimiz de ehmizden geleni yapıyoruz, ama her fırsatta birbiri-mize saldıramayız. Bunu anlamıyor musun? Yaşamı birbirimize zehir ederek bir yere varamayacağımıza inamyorum. Ama bu du-rumu ben tek başıma düzletmemem ki..."

Rinaldo cevap vermeyince Dortna onun yamna oturdu. "Hayatlanmıza neden girdin? Neden Toni sana aşık oldu?" di-

ye sorarken Rinaldo uykuda gibi konuşuyordu. "Bdmiyorum." Rinaldo ekndeki bardağı bırakarak Donna'mn saçlanna do-

kundu. "Neden? Güzel bir kadın değdsin. Toni'nin hayatına sen-den daha güzel yüzlerce kadın girdi ama hiçbiri hayatlarımızı se-nin gibi alt üst etmedi."

Rinaldo'nun parmaklan Donna'mn yanakları ve dudaklann-da dolaşmaya başlamıştı. Tehkkek bir ruh hak içindeydi. Sanki her zamanki kontrolü gitmişti. Donna buna bir son vermesi ge-rektiğini biliyordu ama yapamadı.

"Nesin sen?"diye fısıldadı Rinaldo. "İnsan mı yoksa bana iş-kence etmek için gelen bir ruh mu?" Aniden Donna'yı kendine doğru çekti ve onu öpmeye başladı.

Rinaldo hala mırıldanıyordu. "Sen nesin?" "Sıradan bir kadınım."

Page 58: kardeşinin yerine

"Sen sıradan bir kadın değdsin. Bu sadece erkekleri yarultmak için kullandığın bir maske. Maskenin altında bir şeytan, bir cadı... bir Meryem Ana..."

"Meryem Ana. Toni de böyle söylerdi." "Toni'den bahsetme! Unut onu. O burada değd, ben burada-

yım. Şu anda sana ben sarılıyorum, seni ben öpüyorum, Toni'-nin şu anda aramızda yeri yok."

Donna onu durdurması gerektiğini biliyordu. "Bana dk gece gelmeliydin" diye mınldandı Rinaldo.

"Çok geç. Her zaman çok geç... Toni..." "Toni öldü." "Hayır ölmedi, çocuğunu taşıyorum hala." Rinaldo sanki donmuşçasına durdu. "Ben ne yapıyorum?

Git... Git ve her ikimizin de iyiliği için yatak odam kilitle! Soma hiçbir şeyin sorumluluğunu kabul edemem."

Page 59: kardeşinin yerine

Y E D İ N C İ B C L İ J M

Ertes i sabah Donna Toni'yi ziyarete gittiğinde Rinaldo'nun da orada olduğunu gördü. Yüzü solgundu. "Seni bekliyordum. Merak etme, fazla vaktini almayacağım. Dün gece için özür dde-mek istiyorum. Bir daha asla böyle bir şey olmayacak, buna sami-miyetle söz veriyorum."

"Rinaldo..." "Lütfen unut her şeyi. Banş konusunda haklıydın. Banş yap-

mak zorundayız." Sesi biraz olsun kırgın ama sakin ve sevecendi. Söylediklerine inamyor gibiydi.

"Eminim bir yolunu buluruz" diye cevapladı Donna. "Kapım kilitlemen hakkında söylediklerimi unut. Gerek yok.

Seni bir daha asla rahatsız etmeyeceğim." Toni'nin mezanna ba-karak "Seni onunla yalnız bırakayım" dedi. Başı dk defa hafif eğik arkasını dönerek ağır adımlarla oradan uzaklaştı.

Bir kaç gün soma İngdtere'ye gönderdiği para hesabına tek-rar yaünlmıştı. Aynca Via Condotti'deki Racci mağazasında da bir hesabı vardı. Büdiği kadanyla burası Roma'nın en lüks ve pa-halı caddesiydi. Donna bir kaç gün sonra Enrico'yla birlikte Rac-ci mağazasına gitti. Donna, Enrico'ya Via Condotti'ye gidecekleri-ni söylediğinde, Enrico burası için "Her zamanki yer" demişti. En-rico buraya her zaman kimi getiriyor olabilirdi? Aym kişiyi mi? Farklı birçok kadım mı?

Dükkana girdiğinde, Elisa Racci kendisine çok yardıma oldu. Donna birisi zeytin yeşili olan üç elbise aldı ve paketiettirdi.

Alışverişten soma Donna, Enrico'ya Via Veneto'da bir kahve içmek istediğini söyleyerek bir saat soma kendisini almaşım tem-

Page 60: kardeşinin yerine

bihledi. Donna kafede oturup etrafını seyrederken, Selina'nın elinde

bir paketie kuyumcudan çıktığmı gördü. Acaba paketin içinde ne vardı ve ödemeyi kim yapmışü? Selina yolun karşısındaki bir apartmana girdi. Burası Donna'nın kocası tarafından kirası öde-nen daire olmalıydı. Bir kaç dakika soma binanın üçüncü katın-da bir pencere açddı ve Selina'nın san saçlan göründü. Demek ki o katta oturuyordu.

U o n n a uzun zamandır Maria'nın kendisinden adeta kaçüğı-m fark etmişti. Bir akşam Rinaldo'nun çalışma odasından sesler geldiğini duydu. Odamn kapısı arakkü ve içeriden Maria'nın sesi geliyordu. Maria'nın sesinden ağladığı anlaşdıyordu. Bir terslik olmakydı.

Donna içeri girdi, Rinaldo'ya ne olduğunu sorduğunda; Ri-naldo biraz düşündükten soma, "Maria senden korkuyor" diye cevap verdi.

"Ama neden?" "Çünkü senin bir hemşire olduğunu biliyor. Ve çok kötü bir

hastalığı olduğundan korkuyor. Elinde bir şişlik var. Erkek karde-şi böyle bir şişlikle başlayan bir hastalık sonucu ölmüş. Bu yüz-den korkuyor. Ve tedbir almaktansa senden ve doktorlardan ka-çarak hata yapıyor."

"Maria bana gayet sağlıklı görünüyor. Belki boşuna endişele-niyordun"

Maria göz yaşlan arasında Donna'yı dinlemeye çalışıyordu. Donna "Ver elini bir bakayım" diyerek Maria'nın elini aldı.

"Yeterli" dedi ciddi bir ifadeyle. Maria tüm direncini yitirmiş, adeta kendini en kötüsüne ha-

zırlamışü. Donna onun elini, avucu alta gelecek şekilde masamn üzerine koydu. Ve kitaplıktan aldığı kalın ciltli bir kitabı elinin üzerine yerleştirdi.

Diğerleri merak içinde ne yapacağım beklerken Donna yum-ruğunu sert bir şekilde kitabın üzerine indirdi. Maria acıdan çok şokun etkisiyle bir çığlık atti. Donna kitabı alarak Maria'nın eline baküğında, şişliğin büyük çapta kaybolmuş olduğunu gördü.

Page 61: kardeşinin yerine

Maria bir kez daha çığlık attı. Rinaldo hayret içinde "Ne yap-tın?" diye sordu.

"Sadece yağ bezesiydi. Tamamen zararsız," diye cevaplayarak elini Maria'nın omuzuna koydu ve "Ama yann ne olur olmaz di-ye her ihtimale karşılık birlikte doktora gideceğiz" dedi.

"Hayır, hayır" diye karşı çıktı Maria. "Evet" dedi Donna sertçe. "Maria beni patron diye çağınyor-

sun, o zaman dediğimi yapacaksın ve yann doktora gideceğiz." "Peki sinyora." "Teşhisinden emin misin?" diye sordu Rinaldo. "Kesinlikle, ama bir kere de doktorun doğrulaması daha ihti-

yatlı bir davramş olur." "Sizi doktora ben götürürüm." Ertesi gün Rinaldo, Donna ve Maria'yı Dr. Marcello'ya götür-

dü. Dr. Marcello da Donna'mn teşhisini doğruladı. Maria'nın yü-zü gülmüş, çocuklar gibi mutlu olmuştu.

Donna diğer günlerde bebeğin odasını hazırlamaya başladı. Bebeği için Toni'nin odasım seçmişti. Bu seçiminin ne kadar doğ-ru olduğunu da bilmiyordu.

Rinaldo "Ama o Toni'nin odası" diyerek karşı çıktı. "Burası çok şirin ve güneşli. Üstelik Toni'nin çocuğu için de

daha uygun bir yer bulunabdeceğjni sanmıyorum." Rinaldo duvardaki resimlere posterlere bakarak "Tüm bunlan

kaldıracak mısın?" diye sordu. "Rinaldo burayı türbe gibi saklayarak Toni'yi hayata döndüre-

meyiz. Burada bir bebek olursa, Toni'nin bebeği, burası yine ya-şam dolu bir yer haline gelir. Böylece Toni de burada yaşamaya devam edecek. Bu odamn yeni ve sıcak bir kimlik kazanması en doğrusu değd mi?"

"Tamam, ben buradan Toni'nin eşyalannı taşıttinnm. Daha soma ne istersen yaparsın." Rinaldo'nun bu açıklaması kararı onayladığım gösteriyordu.

Bir kaç saat içinde oda boşaltildı ve Donna bu odayla birlikte hemen yanındaki odayı da aldı. Üstelik bu odamn bebek odasıyla bağlantısı da vardı, böylece her zaman bebeğinin yamnda olabde-cekti. Bu neredeyse aym odada olmak gibi bir rahatlık yaratacak-tı Donna'ya.

Page 62: kardeşinin yerine

Racci'den aldığı elbiseler eve getirildiğinde Donna büyük bir sevinçle zeytin yeşili elbiseyi üzerine tuttu. Maria bu rengin ona çok yakıştığını söyledi. Rinaldo ise dudaklarını bükerek tek keli-me bde etmeden odadan çıktı.

Aym akşam Rinaldo'nun bu davramşımn sebebi anlaşddı. Ri-naldo eve döndüğünde Donna'ya küçük bir paket uzattı. Donna paketi açtığında bunun yakut bir gerdanlık olduğunu gördü. Böy-lece giyimi böylesi kıymetli bir aksesuarla tamamlanmıştı.

"Bunu bana mı aldın? Çok güzel!" "Bu Toni'den bir armağan. Sana söz vermişti." Donna Toni'yle aralarında geçen konuşmayı şimdi hatirhyor-

du. Rinaldo duyduklannı unutmamıştı. "Bu gerçekten çok gü-zel..." Rinaldo'nun bu hareketi, Toni'nin manevi varlığının artık onu tedirgin etmediğinin bir kanıtıydı.

"Önemli olan sana yakışması. Selina yemeğe geldiğinde bunla-n takarsan sevinirim. Aynca onu ararsan iyi olur, bebek için bir hediyesi olduğunu söyledi." Demek ki Rinaldo'nun ona bu hedi-yeyi aldığını Selina'nın da bilmesini istiyordu.

Donna bunun şimdiye kadar aldığı en güzel hediye olduğu-nu düşündü. Ama ne yazık ki aynı zamanda veriliş şekli olarak da son derece soğuk bir hediye... verilen.

Donna o akşam Selina'yı aradı. Selina çok sıcak ve sempatik bir havada karşılamıştı Donna'yı.

"Donna hayatım. Nasdsın?" "Gayet iyiyim, teşekkür ederim." "Rinaldo çocuk odasım dekore ettiğini ve işin çoğunu kendi-

nin yaptiğını söyledi. Sürekli senin için ne kadar endişelendiğini söylüyor bana." Oysa Rinaldo, Donna'ya hiçbir zaman böyle bir endişeyi dde getirmemişti.

Donna "Sürekli" kelimesini Selina'mn özellikle üzerine basa-rak söylediğine emindi. O da kendine göre bir mesaj vermeye çalı-şıyor olmalıydı.

"Neredeyse dekorasyon bitti" dedi Donna. "Yemeğe geldiğinde odayı sana göstermek istiyorum. Yann

olabilir mi?" "Çok iyi, yarın görüşürüz" diye cevapladı Selina. Donna Seli-

na'nın Rinaldo için hala ümitleri olduğunu biliyordu. Rinaldo'-

Page 63: kardeşinin yerine

nur» Selina için olan duygulan ise tamamen belirsizdi. Onunla ev-lenmek isteseydi, şimdiye kadar çoktan evlenirdi. Demek ki onu olsa olsa iyi bir sevgik olarak görüyordu. Daha fazlası değd. Bu kadan da tehlikeH miydi acaba?

Selina'nın geleceği akşam Donna özenle hazırlandı. Zeytin ye-şili elbisesini giydi ve yakut kolyesini taktı. Büyüyen karnına rağ-men çok güzel görünüyordu. Annelik daha şimdiden yakışmıştı Donna'ya.

Sekna ise saten bir mini etek ve bluz giymişti. Saten kumaşın altında Sekna'mn vücudunun tüm kıvnmlan görülebdiyordu. Donna biraz önce kendi görünüşünden çok memnun olduğu hal-de SeHna'yı gördükten soma kendine olan güvenim yitirdi. Ye-mekte Selina kendisine teklif edden bir rol olduğunu ama bu ko-nuda kararsız olduğunu söyledi. Donna nedenini sorduğunda, ikinci sımf bir İtalyan aktörünün adım söyleyerek onunla oyna-maktan duyduğu endişeyi bu çekingesinin bahanesi olarak verdi.

"Boş ver" dedi Rinaldo. "O adam bir pislik Ününü bdiyor-sun."

"Ama bu sinemaya dönmem için mükemmel bir fırsat," diye kararsızkğım gösterdi Sekna.

Sekna'mn ne demek istediği açıktı. Rinaldo'yu kaybetmişti, bu yüzden kariyerini tekrar kazanmak istiyordu. Bu pes etmek anlamına gekyor olmakydı.

Sonunda Sekna "Bu konuyu kapatakm. Size hediyemi göstere-yim" dedi.

Sekna iki büyük bavul getirmişti. İlki bembeyaz elbiselerle do-luydu. Yeni doğacak bir bebeğin ihtiyacı olacak her şeyi fazlasıy-la almıştı. Hepsi de en iyi, en kaktek ve en pahak markalardı. Vaf-tiz edikrken giymesi için inci işli bir tören elbisesi bde vardı. Bu, bazı insanların çok hoşuna gidebdirdi ama Donna çok sinirlendi. Çünkü tüm bunlan kendisi almak istiyordu, ama artık ihtiyaç kal-mamıştı. Kocasım sahiplenmeye çakşan bu gösterişk kadın şimdi de adeta bebeğini sahiplenmeye çakşıyordu. Ama bunlann hiçbiri-ni söyleyemedi. Kendine hakim olmaya çakşarak "Çok güzel, an-laşdan her şeyi düşünmüşsün" dedi.

Fakat gerisi de vardı. Sekna ikinci çantayı da açtı ve çocuk odası için aldığı yatak takımlarım göstermeye başladı. İş biraz da

Page 64: kardeşinin yerine

görgüsüzlük halini almışta. "Çok naziksin" diyebildi Donna. "Haydi, şimdi de sen yaptaklanm göster bakalım." Üçü birlikte merdivenlerden çıkarak Donna'mn bebek için ha-

zırladığı odaya girdder. Yerde pastel san bir hak vardı ve duvar-lar krem rengiydi. Duvarlann tavanla birleştiği yerde açık yeşd kartonpiyer vardı. Duvarlar beyaz dolaplarla kaplanmışta. Don-na'nın burayı büyük sevgi ve özenle hazırlamış olduğu her ayrın-tıdan belk oluyordu.

"Çok güzel olmuş Donna, çok güzel" dedi Selina. Yaptığı odayı gösterdikten soma Donna onlan yalmz bıraka-

rak aşağı indi ve mümkün olduğunca uzun süre yanlarına dön-medi.

Kahvelerle birhkte döndüğünde Rinaldo ve Sekna da yemek odasına geçmişlerdi. Kapıya geldiğinde Rinaldo'nun sesini duy-du.

"O adamla çakşmam yasakkyorum." "Ama tatlım, başka ne yapabdirim ? Geriye sadece kariyerim

kaldı." "Böyle söyleme. Bunu düşünmekten nefret ediyorum." Neden

nefret diyordu acaba? Donna daha fazla dayanamadı ve "İşte geldim" diyerek eknde-

ki tepsiyle odaya girdi.

Page 65: kardeşinin yerine

S E K İ Z İ N C İ B C L L M

• J onna hala uyumamışti. Karanlıkta adeta diakikalan sayı-yordu. Rinaldo, Sekna'yı eve bırakmak için çıkak beş saat olmuş-tu. Ve hala ortakkta yoktu. Donna, Sekna'mn kocasım dairesine davet ettiğinden emindi ve tabii Rinaldo da kabul etmişti. Ama bu beş saat sürebilir miydi? Onlar birbirlerine bu kadar zor mu doyuyorlardı.

Acaba Rinaldo'nun parmaklan şu anda Sekna'mn muhteşem vücudu üzerinde mi geziniyordu? Düzgün bir vücuttu onunkisi, Dortna'nmki gibi bebek yüzünden kaknlaşmış değddi. Ama bu Dortna için geçici bir durumdu ve getirişi her şeye bedeldi.

Donna daha fazla bekleyemedi ve sabahlığını giyerek aşağı in-di. Loretta'nın bahçesine giderek fıskiyenin yamna oturdu. Bu ya-takta bir o tarafa bir bu tarafa dönmekten daha iyiydi.

Sonunda Rinaldo'nun geldiğini duydu. Rinaldo bahçe kapısı-nın açık olduğunu görerek bahçeye geldi. Ay ışığında Donna'ya doğru yürüyerek, "Donna? Bu saatte burada ne yapıyorsun?" di-ye sordu.

Donna, "Geç kaldın. Saatler önce eve dönmüş olman gerekir-di," demekten kendim akkoyamadı.

Rinaldo şaşkırdıkla ona bakü. "Saatler önce uyumuş olacağım düşündüm. Nereye gidip, ne yaptığımın seni dgdendirdiğini bd-miyordum."

"Özellikle Sekna'yla beraberken dgdendiriyor. Üstelik herkes onun senin için ne ifade ettiğini bdiyorken." Belki de bunlan söy-

Page 66: kardeşinin yerine

lememeliydi. Rinaldo'ya bu konularda hesap sormaya ne hakkı vardı ki onun.

"Benim için ne ifade ediyormuş?" "Senin himayende bir kadın. Kirasını ödediğin belki de daha

bir çok masrafım ödediğin bir kadın." "Samnm bunu sana Toni söyledi." "Doğru değd mi?" "Doğruysa ne olmuş? Seni dgdendirmeyen şeylere karışmana

izin veremem." "Ben de beni aptal yerine koymana izin veremem. Sen ve ben

bu evliliği neden yaptığımızı biliyoruz ama dünya bdmiyor. Met-resine gittiğinde haydi benim ne hissedeceğimi düşünmüyorsun, etrafın neler söyleyeceğini de mi aldırmıyorsun."

"Metresim mi? Çizmeyi aşıyorsun. Onun eski bir arkadaş ol-duğunu sana söylemiştim. Kıskançlık krizi bizim durumumuza hiç uygun değd samnm." İş yavaş yavaş tatsız bir şekdde gelişi-yordu.

"Kıskançlık mı? Bunu nasd söyleyebilirsin? Senin kiminle yat-tığın umurumda bde değd."

"Gerçekten mi? Son beş dakikadır seni duyan kim olsa böyle düşünürdü. Bunu benim evhamımdan kaynaklandığım söyleye-mezsin."

"Sana söyledim. Beni aptal yerine koymandan hoşlanmıyo-rum." Aslında bu tepkisi sadece aptal yerine konulmaktan öte bir tepkiydi bu.

"Hepsi bu mu?" "Tabü ki." "Yani tedbirli olmam koşuluyla metresim olabilir öyle mi? Bu-

nu mu söylemeye çalışıyorsun? Onurda gündüz görüştüğüm ve senin ve etrafın bundan haberi olmadığı sürece her şey yolunda mı olacak?" Rinaldo'nun sesinde alaya ve Donna'yı kızdırmaya çalışan bir hava vardı.

Donna şaşkın bir halde "Acaba aynısını ben yapsam neler his-sedersin?" diye sordu.

"Bu tamamen farklı."

Page 67: kardeşinin yerine

"Sadece şu an için. Çocuğum doğduktan soma senin gibi dav-ranmamak için bana ne engel olabilir?" Kızdırma sırası bu sefer Donna'ya gelmişti.

"Ben engel olurum. Buna asla izin vermem. Benim kanm ola-rak doğru dürüst davranacaksın ve asla bir başka erkeğe bakma-! yacaksın."

"Sen geri kafaksın. Sen istediğini yapacaksın öte yandan beni sevgisiz bir çölde tutacaksın öyle mi? Bu biraz abartık bir beklenti değd mi acaba?"

"Ben istediğimi yapmakta özgürüm. Sana hesap vermeyece-ğim. Üstekk çöl ne demek oluyor? Çocuk doğduktan soma evlili-ğimizi gerektiği gibi yaşayabdeceğiz." Gerektiği gibi yaşamak..! Nasd bir yaşamdı acaba bu?

"Senin kurallarına göre," diye karşıkk verdi Donna. "Tabu ki benim kurallanma göre. Burası İtalya." "Ben 'evet hayatim, hayır hayatim' diyecek yumuşak başk bir

İngiliz değdim. Ben evet veya hayır derim." Donna sessizce, ama hiç de sevecen olmayan bir şekdde bakıyordu ona.

Rinaldo ona doğru bir adım atarak "Donna hakkımda istediği-ni düşünebdirsin. Ama, şimdi ve gelecekte, sen bana aitsin, bunu böyle bdip, kabııllensen sen de rahat edersin."

"Asla. Anlaşmamız bir formakteydi. Senin kölen olmayı hiçbir zaman kabul etmedim, bu tür oldu bittilerle karşıma çıkamazsın."

"Ben bir İtalyamm. İngdtere'den bir kadın beni anlamakta zor-lanabilir ama sana daha önce de söyledim. Burada ade önemkdir. Sen bir Mantini eşisin ve bir Mantini çocuğu taşıyorsun. O yüz-den iyi bir eş ve anne gibi davranacaksın."

"İyi bir. anne olacağım Rinaldo. Bundan emin olabdirsin. Ama sen ve ben hiçbir şeldlde kan koca olmayacağız."

"Zamanı geldiğinde olacağız. Ya sen ne beldiyordun ki?" Rinaldo Donna'yı omuzlanndan tutuyordu, Donna kurtul-

mak için çaba sarf ettiyse de başaramadı. Donna'ya sımsıkı sarılarak onu öpmeye başladı. "Böyle bir ev-

likğimiz olacak Donna," diye Donna'mn dudaklanna yaklaştı. Ce-vap vermesini beklemeden onu kendine çekerek öpmeye devam

Page 68: kardeşinin yerine

etti. Donna dehşet içinde "Ben uysal bir İtalyan kansı olmayaca-

ğım. Sen istediğini yaparken bunlan görmezden gelmeyeceğim," dedi.

Rinaldo gülerek "O zaman beni evde tutmanın bir yolunu bul-maksın" dedi.

"Bırak beni... buna hakkın yok" "Sen benim kanmsın. Hangi haklarım olduğunu söylesem şa-

şırırsın. Ama neden şimdi kavga ediyoruz ki? Kavgamızı doğum-dan somaya bırakakm."

"İzin ver gideyim." "Daha değd. Sen bana aitsin, hoşuna gitse de gitmese de. Söy-

le. Bana ait olduğunu söyle. Bunu senin ağzından duymakyım. Bu benim hakkım."

"Asla. Ne şimdi ne de daha soma." "Seni benim yapamayacağımı mı sanıyorsun?" "Bunu kabul etmemi asla sağlayamayacaksın." "Tamam. Şimdi git ve yat. Beni kendinden uzak tutabikyor-

ken, tut. Nasd olsa şimdi Toni'nin çocuğunu bahane ediyorsun. Ama unutma, bekkyor olacağım. Ve günü geknce neler olacağım bdsen daha bugünden o am iple çekerdin..."

Sonraki günlerde, hamdekği derleyip karnı büyüdükçe, kötü düşüncelerin yerini mudu bir bekleyiş aldı. Donna her geçen gün anne olmanın hazzını doya doya, daha içten yaşıyordu.

Villa'da herkes onu çok seviyordu. Bütün hizmetçder Maria ve Piero için yapüklanndan dolayı Donna'ya saygık bir güven duyuyor ve bunu her vesdeyle ortaya koyuyorlardı. Loretta'mn bahçesine gösterdiği dgi ve Toni'nin mezanm sürekk ziyaret et-mesinin de bunda payı vardı.

Rinaldo eve o günden soma hep zamanında geldi. Bir daha asla Sekna'yla geç saaüere kadar kalmadı. Fakat Donna'dan uzak kalmaya özen gösteriyordu. Sürekli gelen bebeği düşündüğü için bu Donna'yı eskisi ıkadar rahatsız etmiyordu. Ve hayaünda dk de-

Page 69: kardeşinin yerine

fa büyük bir ailenin parçası olmanın gerçek mutluluğunu yaşı-yordu.

Çocuk odasına bağlanüsı olan yeni odasına taşındı. Şimdi Ri-naldo'nun odasına daha yakındı ve onun her hareketini duyabili-yordu.

Bir gece Donna çok rahatsız edici bir kabus gördü. Arabaday-dı. Araba aniden yoldan çıkta. Direksiyonu kontrol edebdmek için çabalıyordu ama Toni bağırarak eve gitmek istemediğini söylü-yordu. Toni direksiyonu kırdı ve Donna'mn gücü ona engel ol-maya yetmedi.

"Hayır!" diye çığhk atü. "Toni, hayır!" "Tamam bitti." Duyduğu ses güçlü ve güven vericiydi. "Don-

na, uyan! Her şey bitti." Donna uyandı, Rinaldo yamndaydı. "Tamam bitti, sadece bir rüyaydı." "Hayır, hiçbir zaman bitmeyecek." Donna onun göğsüne yas-

lanarak ağlamaya başladı. "Kazayı gördüm, hepsim baştan gör-düm."

"Samnm bu rüyayı sık görüyorsun." "Evet. Nereden biliyorsun?" "Geceleri sesini duyuyorum. Genelde bir iki kez ağladığım du-

yuyorum, ama bu gece çok uzun sürdü, ben de gelmek zorunda kaldım."

"Bazen uyumaktan korkuyorum. Toni orada...ama onu çağır-dığım zaman kayboluyor ve sadece mezarı kalıyor." Donna zor-lukla konuşabiliyordu.

"Onu hala özlüyor musun?" "Bana karşı hep çok iyiydi." "Evet. Hep çok iyiydi. Yarım hiç düşünmezdi. Ama neşesiyle

hep içimizi ısıtırdı." İlk defa Rinaldo'nun da Toni'yi özlediğini his-setmişti Donna.

"Onun geri dönmesini istiyorum, böylece yalnızlıktan kurtula-cağım. Bekliyorum, ama gelmiyor ve ben yine yalmzhğa gömülü-yorum."

Rinaldo onu hafifçe iterek yüzüne baktı. "E "m de aynen böyle

Page 70: kardeşinin yerine

hissediyorum. Bekliyorum ama gelmiyor. İkimiz de bununla ya-şamak zorundayız. Ama senin kendini yalmz hissetmene gerek yok. Hepimiz seninle dgdenmek için buradayız. Seni hiçbirimiz yalmz bırakmayız merak etme."

"Toni'nin çocuğunun annesi için. Benim için değd. Toni be-nim için yammdaydı. O yüzden onu sevdim. Sizler ise benim de-ğd, içimde yaşatüğım Toni'nin çocuğu nedeniyle benim yanımda-sımz. Bu belki güven verebilir. Ama sıcaklık, sevecenlik veremez."

"Bu yüzden mi?" "Evet. Sen para için olduğunu samyordun ama değddi. Beni

çok istiyordu. Daha önce beni kimse onun beni istediği gibi ve ka-dar istememişti."

Daha önceleri Rinaldo'yla böyle konuşmalan imkansızdı. Ama şimdi Rinaldo ona şefkatle sanlmıştı ve Donna da yüreğini ona açabiliyordu.

"Ama bir aden var öyle değd mi? Sebep ne olursa olsun, senin-le dgdenen, seni seven insanlar var etrafında."

Donna annesinin öldüğünü, ve babasımn onunla hiç ilgden-mediğini, bu yüzden evlatlık verildiğim anlatü. "Hiçbir yere ait ol-madan büyüdüm. Ama soma Toni vardı. Beni sevdi. Adesinden bahsetti ve bu bence dünyadaki en harika şeydi. Sonunda büyük bir ailenin parçası olacaktım."

Rinaldo eliyle Donna'mn ağzım kapayarak daha fazla konuş-masına engel oldu. "Yapma, suç benim. Daha anlayışlı olmalıy-dım. Böyle olmamalıydı. Ondan her şeyini aldım. Onu bu kötü sona; benim anlayışsız ve hoşgörüsüz sert tutumum itmiştir."

"Hayır."dedi Donna. "Hayır, bu doğru değil." Rinaldo'nun bu konuda kendini bu kadar suçlu hissetmesine üzülmüştü.

"Doğru. Bunu ikimiz de bdiyoruz. Nasıl unutabiliriz?" "Ah!" dedi Donna aniden. "Ne oldu? Bebek mi?" "Hayır, henüz gelmiyor. Sadece tekmeliyor." "Yapabdeceğim bir şey var mı?" "Bazen geceİeri çay içiyorum..." "Burada bekle. Ben hazırlanm."

Page 71: kardeşinin yerine

Rinaldo çabucak geri döndü, elinde bir fincan çay vardı. "Harika olmuş" dedi Donna. "Şimdi uyuyabdecek misin?" "Bazen tekrar görüyorum." "Merak etme. Ben buradayım." Rinaldo o gece yamnda kaldı

ve Donna huzurlu bir uyku uyudu.

Page 72: kardeşinin yerine