KARAMAN MEVLEV)HANESi - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · geçtiği gibi Kara P'iri Paşa Camii veya...
Transcript of KARAMAN MEVLEV)HANESi - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · geçtiği gibi Kara P'iri Paşa Camii veya...
KARAMAN MEVLEV)HANESi
kesme taştan yapılmış tonozlu yedi (eskiden dokuz) derviş hücresinden ve doğusundaki hamamdan ibarettir. Ana üniteye dışarıdan bakıldığında muntazam kesme taştan yapılmış. kurşun la kaplanmış. sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş basık merkezi bir kubbesi, kasnaksız üç küçük kubbeli, meyilli ve saçaklı bir son cemaat yeri ve tek şerefeli minaresiyle herhangi bir tek kubbeli Osmanlı camisinden çok farklı görünmemektedir. Ancak iç mekanı ve cümle kapısı üstündeki sivri kemerin içinde yer alan kitabenin altında bulunan çiçeklerin arasında destarh Mevlevl sikkesi resimli pano burasının türbe, semahane ve mescid üçlü fonksiyonuna hizmet eden bir mevlevlhane olarak tasawur edilmiş olduğunu göstermektedir.
Karaman Mevlevlhanesi Şems-i Tebriz! Zaviyesi. Marmaris Mevlevlhanesi. Afyonkarahisar ve Mevlana dergahlarına benzeyen bir türbe- mescid 1 semahane zaviye tipi arzetmektedir. Kare planlı ana mekanın batısında dikdörtgen planlı mihraplı. basit ahşap minberi i ve m es nevi kürsülü bir semahane-mescid kısmı doğusunda küfeki taşından alçak bir duvarla boydan boya ayrılmış. zeminden 40 cm. daha yüksek ve daha dar dikdörtgen planlı yirmi bir sandukalı türbe kısmı yer almaktadır. Mevlana'nın annesinin sandukası kıble duvarının hemen önünde bulunmakta olup empire üslubunda yaldızlı yüksek bir ahşap kafesle çevrilmiştir. Sanduka rengarenk kumaşlarla örtülüdür. Bunlar arasında Veled Çelebi'nin (izbudak) müracaatı üzerine Sultan Mehmed Reşad tarafından gönderilmiş musanna puşlde ile kadife perdeler de vardır. Türbedeki diğer sandukalar mevlevlhanede postnişinlikyapan çelebiler ve aileleriyle Mevlana'nın ağabeyine ve ebesine aittir.
Türbenin mevcudiyetinden dolayı semahane-mescidin mihrabı ve mihrabın iki yanındaki pencereler kıble duvarının ortasında. yani kare mekanın ekseninde değildir; mihrapla yanındaki pencereler binanın fonksiyonuna uydurularak kıble duvarının batısına kaydırılmış ve klasik cami mimarisinin simetrisi bozulmuştur.
Dikdörtgen bir alana sahip olan semahane-mescid üç değişik fonksiyona göre üç farklı kotla üçe bölünmüştür. Mukarnas dekorlu. mermer niş şekli mihrap önündeki zeminden20 cm. yüksekliğindeki geniş dikdörtgen set. mescid ve sema i cra edildiği zaman şeyh postunun konması için ve seyirci (züvvar) mahfili. ortadaki daha alçak kare planlı saha sema mey-
448
danı olarak kullanılmış . cümle kapısının batısında bugün imam odası ve müezzin mahfili olan, zeminden yine 20 cm. yüksekliğindeki set ise mutrip heyetine ayrılmıştır. Türbe. mihrap. sema meydanı. mutrip ile züwar mahfilleriyle post makamının konumlarından mevlevlhane mimarisinin türbe-semahan e- mescid üçlü fonksiyona hizmet edecek şekilde tasavvur edildiği anlaşılmaktadır.
Karaman Mevlevlhanesi'nden yetişmiş birçok ünlü Mevlevl arasında Şeyh Abdülkerim Dede, Şam Mevlevlhanesi şeyhi Pir Karta! Dede, Bağdat Mevlevlhanesi'nin postnişini ve Bursa Mevlevlhanesi'nin kurucusu Cünunl Ahmed Dede ile yeğeni Bursa postnişini Zihni Salih Dede. ünlü hekim Derviş Sipahi. neyzenbaşı Gülüm Dede ve bestekar Emir Dede zikredilebilir.
BİBLİYOGRAFYA :
Konya Yusuf Ağa Ktp., nr. 10389 ( Karamanoğlu Alaeddin Bey'in 769/1367 tarihli Arapça vakfiyesi); BA, MD, nr. 79 ( 1 O 1 9/ı 61 0). s . 361; BA. Cevdet-Evkaf, nr. 11495, 11763, 12552, 13136; VGMA. Defter, nr. 1211, s. 360; Ve! ed Çelebi, Defter, Konya Mevlana Telkikieri Enstitüsü, Prof. Feridun Nafiz Uzluk Ktp. Yazmaları; Eflakl. Ariflerin Menkıbeler!, ll, 318-319; Evliya Çelebi, Seyahatname, IX, 312-314; Şikarl, Karamanoğulları Tarihi, s. 89-90; Konya Vilayet! Salnamesi, Konya 1289, 1291/1872, 1874, s . 88, 1294/1877, s. 114; M. van Berchem. Arabische fnschri{ten (fnschriften aus Syrien, Mesopotamien und Kleinasien) , Leipzig 1909, s. 116; Gaffar Totaysalgır, Karaman (Larende) Tarihi incelemeler, Konya 1944, s . 31-32; E. Diez v. dğr. , Karaman Deuri Sanatı, istanbul 1950, s. 44-49; Abdülbaki Gölpınarıı, Meulana'dan Sonra Meuleuflik, istanbul 1953 (İstanbul 1983), s . 86, 263, 335; Konyalı. Karaman Tarihi, s. 229-254, 535-536; D. Ali Gülcan , Karaman Meuleufhanesi : Meuleuilik ue Karamarılı Meuleuf Velileri, Karaman 1976; Oktay Aslanapa. Yüzyıllar Boyunca Türk Sanatı (XIV. Yüzyıl), Ankara 1977 , s. 130; Tahsin Ünal. Karamanoğullan Tarihi, Konya 1986, s. 129-131; Halil Ed hem [Eldem]. "Karamanoğullan Hakkında Vesaik-i Mahkfıke", TOEM,sy. ll (1327/1909). s. 709; Azmi Avcıoğlu. "Karaman'da Mader-i Mevlana Cami ve Türbesi", Konya, V/35, Konya 1941, s. 2088-2089; Hikmet Turhan Dağlıoğlu, "Larende'de Medfun Bulunan Celaleddin Rumi'nin Validesine Dair Hükümler" , a.e., s. 2090-2092; M. Zeki Oral. "Mader-i Mevlana= Prenses Mü'mine Cami, Türbesi ve Hayatı", a.e., Vll/53-56 (1943). s. 121-125; A. Süheyl Ünver. "Karaman Hakkında Bazı Notlar", a.e., sy. 80 (ı 945). s. 1-3; İbrahim Atis, "Mader-i Mevlana Türbesi", Tarih Hazinesi, 1/10, istanbul 1951, s. 498-499; Yılmaz Önge, "Mader-i Mevlana Camii", Selamet, 1/4 , istanbul 1962, s. 10-11; Hasan Özönder. "Karaman ( Larende) Mevlevlhanesi", Osm.Ar., XIV (ı 994). s . 143-152; J. H. Kramers, "Karaman", İA, VI, 31 O; M. C. Şihiibeddin Tekindağ, "Karamanlılar", a.e., VI, 321.
!il BARİHÜDA TANRlKORUR
r ~ ~ . ı KARAMANI, Cem~ileddin Ishak
(ö. 933/1527)
L Halveti şeyhi, a.lim ve hattat.
_j
Muhtemelen IX. (XV.) yüzyılın ilk yarısında doğdu. Osmanlılar'ın ilk devrinde yetişen alimlerden Cemaleddin Aksarayi'ye nisbetle Cemall veya Cemallzadeler diye bilinen aileye mensup olup Cemal Halife diye şöhret bulmuştur. Hakkındaki bilgiler bazı kaynaklarda, aynı aileden Çelebi Halife diye meşhur Cemal-i Halvetl'ye ( ö. 899/ ı 494) ait bilgilerle karıştırılmıştır. ibrahim Hakkı Konyalı, kaynak göstermeden onun Aksaray'da Cemaleddin Aksarayi Medresesi'nde başladığı tahsilini Konya'da sürdürdüğünü kaydeder (Niğde Aksaray Tarihi, s. 2264) Hanizade Seyyid ibrahim'in belirttiğine göre Buhara'ya gidip Muhammed Kerrarl'nin ilim halkasına katıldı (Şerh-i Kaslde-i Muhri
ka, vr. 2a). Daha sonra İstanbul'da Kadızade Mevla Kasım'dan ders aldı ve Muslihuddin Kastallanl'ye danişmend oldu. Bu iki alim. 1470'te Sahn-ı Sernan'ın açılışının ardından müderris olarak istanbul'a tayin edildiğine göre (Taşköprizade, s. ı 42,
189) Cemaleddin ishak muhtemelen bu tarihten sonra İstanbul'a geldi. Şeyh Hamdullah'tan hat meşkeden ve Yakut el-Müsta'sıml üslubu nesihte usta hattatlar arasına giren Cemal ed din ishak hat derslerini Amasya 'da almış olmalıdır. Çünkü Şeyh Hamdullah 'ın Yakut üs!Cıbunu istanbul'a gitmeden önce Amasya'da iken sürdürdüğü bilinmektedir (DİA, XV, 45 ı). Bu sahada şöhreti saraya ulaşınca Fatih Sultan Mehmed kendisine ibnü'lHacib'in el-Kdfiye adlı kitabını istinsah ettirdi. Cemaleddin İshak. Fatih'in istinsah karşılığında verdiği para ile hacca gitti. Hac dönüşü o sırada istanbul kadısı olan hacası Muslihuddin Kastallani ile aralarında geçen bir olay (Taşköprizade, s. 370-371) onun tasawufyoluna girmesine sebep oldu .
Karamanl, bu olaydan sonra Konya'ya giderek Halvetiyye tarikatının ikinci plri Yahya-yı Şirvan!'nin ileri gelen halifesi Habi b Karamani'ye intisap etti. Kastallanl'nin istanbul kadılığına 886'da (1481) getirildiği ve aynı yıl Rumeli kazaskeri olduğu (İA, VI, 399) düşünülürse Cemaleddin ishak'ın bu tarihte veya bu tarihten kısa bir süre sonra Konya'ya gittiği söylenebilir. Habib Karamani'nin yanında seyrü sü!Cıkünü tamamlayıp uzun süre Karaman bölgesinde irşad faaliyetini sürdüren
Cemaleddin İshak. istanbul'a gittiğinde daha sonra sadrazamlığa kadar yükselen akrabası Vezir P'iri Mehmed Paşa'nın Zeyrek'te kendisi adına yaptırdığı tekkeye yerleşti. Kaynaklarda adı Cemali Halife Tekkesi ya da Piri Paşa Zaviyesi şeklinde geçtiği gibi Kara P'iri Paşa Camii veya Soğukkuyu Camii şeklinde de geçen bu tekkeye ait vakfiyenin 923 ( 1517) tarihini taşıması (Küçükdağ, Vezfr-i Azam Pirl Mehmed Paşa, s. ı 34). binanın 1517'de tamamlanmış durumda olduğunu göstermesi yanında şeyhin istanbul'a gidiş tarihi hakkında da fikir vermektedir. Piri Mehmed Paşa. bu tekkeden başka İstanbul'da şeyh adına Fındıkzade ve Sütlüce'de iki tekke daha yaptırmıştır. 927 ( 1521) yılı civarında yaptırılan Fındıkzade'deki
tekke kurucusuna nisbette Piri Paşa Tekkesi diye bilindiği halde, 1127' de ( 1715) postnişin olan Şeyh Mehmed Fahri ve halifesi Mehmed Şeyhi efendilerin oturdukları mahalleye nisbette "Koruklu" lakabıyla tanınmaları sebebiyle daha sonra Koruklu veya Koruk Tekkesi diye anılmıştır.
İnşa tarihi tesbit edilemeyen Süt! üce'deki tekke ise Şeyh İshak Cemaleddin Karamani Tekkes i şeklinde kaydedilmiştir (Çeti n. xııı ı 1981 ı. s. 589) .
Halvetiyye'nin Habib Karamani vasıtasıyla Anadolu'nun çeşitli bölgelerine yayılmış olan bir kolunu İstanbul'a getiren Cemaleddin İshak Karaman i. "mate zübdetü'l-evliya" cümlesinin tarih düşürüldüğü 933'te (1527) istanbul'da vefat etmiş ve Sütlüce'deki tekkesinin yakınına defnedilmiştir. Kabri 1922'de Koruklu Tekkesi 'nin haziresine nakledilmiştir. Cemaleddin İshak'tan sonra Sütlüce'deki tekkede yerine Şeyh İcadi diye tanınan halifesi Hayreddin Hızır Arnasi geçmiş. Fatih'teki tekkede de oğlu Mehmed Emin Efendi postnişin olmuştur. Zeyrek'teki tekke ise şeyhin ölümünün ardından medreseye çevrilmiştir. Cemaleddin İshak'ın halifelerinden Ezelizade Abdurrahman Efendi Konya'da Sahib Ata Zaviyesi'nde. Abdülkerim Efendi Tire'de, Hayreddin Hızır Arnasi ise bir müddet Sütlüce'deki tekkede kaldıktan sonra Amasya'da faaliyetini sürdürmüştür. Kabri Sütlüce'deki tekkenin haziresinde bulunan meşhur hattat Ahmed Şemseddin Karahisari ile ulemadan Karamantı Ahmed Esam da Şeyh Cemaleddin İshak'ın halifelerindendir.
Eserleri. Cemaleddin İshak Karamani'nin tefsir, hadis. tasawuf, gramer gibi
alanlarda te'lif, tercüme, şerh ve haşiye türü çeşitli eserleri ve Arapça kasideleri bulunmaktadır. Manzum Kırk Hadis Tercümesi dışındaki diğer eserleri Arapça'dır. Başlıca eserleri şunlardır: 1. Tetsirü'lKur, an (Tefsir-i Cemalljalffe, Cemall Tefsiri) . Mücadile süresinden Kur'an'ın sonuna kadar olup Alaeddin Ali es-Semerkandi'nin Mücadile süresine kadar gelen Ba]frü '1-'ulı1m adlı tefsirini tamamlamak üzere yazılmıştır (Süleymaniye Ktp., Kılıç Ali Paşa, nr. ı ı 0). 2. l:fc'ışiye 'alc'ı Envari'ttenzil. Beyzavitefsirinin haşiyesidir (Süleymaniye Ktp., Laleli , nr. 266) . 3. Şer]).u'l]fadişi'l-erba'in (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi. nr. 336) . 4. Kırk Hadis Tercümesi. Kırk beyitten meydana gelen eser Ahmet Sevgi tarafından neşredilmiştir (İslami Kültür Sanat ve Edebiyat, lll ı I 988-89], s. 25-27). s. Risc'ıle ii etvari's-süWk (Etvarü 's-seb'a) (Süleymaniye Ktp., Şe_hid Ali Paşa, nr. 1194). 6. Risc'ıle ii devrani'şşCıfiyye ve ra~şıhim. Vaiz Molla Arab'ın devran-ı süfiyye aleyhine yazıp dönemin Halvetiyye mensupianna gönderdiği mektuba reddiye olarak kaleme alınmıştır (M ecd!, s. 373; Keşfü '?-?Unün, I, 864). 7. Tevc'ıbi' ti'ş-şarf (Süleymaniye Ktp. , Kasldecizade Süleyman. Sırrı, nr. 620; Beyazıt Devlet Ktp. , Bayezid, nr. 6596) . Bazı kaynaklarda yanlışlıkla N eva bi' şeklinde kaydedilen sarfa dair bu esere müellif bir de şerh yazmıştır (Beyazıt Devlet Ktp ., Veliyyüddin Efendi , nr. 3059). 8. Kaşidetü 'l
kc'ıfiyye. Otuz üç beyitlik bir kaside olup Münacc'ıtü'l-meymCıne diye de bilinir. İstanbul'da birçok defa basılmıştır (!Mecmuai,I265,s.61-63; 1276,1279, 1280,s. 66-67; 1284, S. 63-65; 1320, S. 50-51 ). 9. Kaşidetü '1-I;a'iyye (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 388, vr. 66b-68 b; Esad Efendi , nr. 3783, vr. 206b-208b). Hanizade İbra
him tarafından Şerh-i Kaside-i M uhrika adıyla Türkçe olarak şerhedilmiştir (İstanbul BelediyesiAtatürk Kitaplığı, Osman Nuri Ergin, nr. 485, vr. Jb-57•). 10. Risaletü 'n-nuş]fiyye li-talibi 't -turu~i'l-fe t]).iyye (Keşfü'?-?unün, I, 895-896).
Osmanlı Müellifleri'nde (ı, 5 ı ) Cemaleddin İshak Efendi'nin vahdet-i vücuda dair bir risalesinin olduğu ve bunun Şeyhülislam Musa Kazım Efendi tarafından tercüme edildiği belirtilmişse de eserin Cemaleddin İshak'a aidiyeti kesin değildir. İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı'nda dört nüshası bulunan tercümenin üçünde eser (Osman Nuri Ergin, nr. 3 I 3, 99 ı; Belediye, nr. 433) Muhammed Cema-
KARAMANi MEHMED PASA
leddin Nuri adlı bir kişiye, birinde ise (Osman Nuri Ergin , nr. 1444) Cemaleddin ishak Karamani'ye nisbet edilmiştir.
BİBLİYOGRAFYA :
Taşköprizade , eş-Şe~a'i~. s. 142, 189, 370-371; Mehmed Tirevi [Kara Çelebi], Metaliu'l-envar; Süleymaniye Ktp., Denizli , nr. 197, vr. 125•·'; Mahmüd b. Süleyman el-Kefevi. Keta'ibü a'lami'l-aJ:ıyar min {u~aha'i me?hebi'n-Nu'man el-muJ:ıtar; Süleymaniye Ktp ., Halet Efendi, nr. 630 , vr. 480'; Küçük Nişancı Mehmed Paşa. Tarih , İstanbul 1290, s. )81; Mecdi. Şekaik Tercümesi, s. 372-374; Hoca Sadeddin, Tacü't-tevarih, istanbul 1280, ll, 579-580, 595-597; Ali Mustafa, Künhü'l-ahbi'ır, iü Ktp ., TY, nr. 5959, vr. 168•·'; Nişancızade Muhyiddin Mehmed, Mir'atü'l-kainat, istanbul 1290, ll, 458-459; Atili. Zeyl-i Şekaik,s . 24, 43, 63, 85, 191, 198; Cemaleqdin Hulvi. Lemezat-ı Hulviyye (haz. M. Serhan Tayşl). İstanbul 1993, s. 606; Keş{ü '??Unun, ı, 189, 445, 503, 846, 864, 895-896; ll, 1037; Evliya Çelebi. Seyahatname, I, 309; Ayvansarayi. Hadi ka tü '1-cevami', ı, 137-138, 303-304; Müstakimzilde. Tuh{e, s. 112-113; Hanizade Seyyid İbrahim. Şerh-i Kaside-i Muhrika, İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Nuri Ergin , nr. 485, vr. 2 "; Sicill-i Osmani, ll, 82; Osmanlı Müelli{leri, I, 51, 145; Hüseyin Vassilf. Se{ine, lll, 223-224 ; Brockelmann. GAL, ll, 557; Hediyyetü '1-'ari{in, ı, 202; Konyalı. Niğde Aksaray Tarihi, s. 2264-2271; Zakir Şükrü, Mecmüa-i Tekaya (Akbatu). IV /4, s. 81; GünayKutTurgut Kut. "İstanbul Tekkelerine Ait Bir Kay
. n ak: Dergeh- name ", Türkische Miszellen, İstanbul 1987, s. 222; Yusuf Küçükdağ. Vezir-i Azam Piri Mehmed Paşa, Konya 1994, s . 134-139; a.mlf .. ll. Bayezid, Yavuz ve Kanuni Devirlerinde Cemali Ailesi, istanbul 1995, s . 81-88, 100-104; Atilla Çetin , "İstanbul ' da Tekke, Zaviye ve Hankahla r Hakkında 1199 ( ı784) Tarihli önemli Bir Ves1ka", VD, XIII (ı 98 ı). s. 589; Franz Babinger. "Kastallan1", İA, VI, 399; Muhittin Serin. "Hamdullah Efendi, Şeyh", DİA, XV, 451; M. Baha Tan man. "Koruk Tekke-s i", DBİst.A, V, 70-71. r:;i,J ..
l!hl REŞAT ÜNGÖREN
KARAMANi MEHMED PAŞA 1
(ö . 886/ 1481)
Osmanlı veziriazamı ve tarihçisi. L ~
Konya'da doğdu . Bazı kaynaklarda Karamanl nisbesi yanında Konevi olarak da anılır (Sehl, s. 23) . Gerek kendi eserinde gerekse vakfiyesiyle mezar taşında tam adı Mehmed Paşa b. Arif Çelebi ei-Celali es-Sıddlki şeklinde geçer. Babası Arif Çelebi'nin Mevlana Celaleddin-i Rumi soyundan olduğu ve Konya Mevlana Dergahı postnişini iken 824'te (1421) vefat ettiği belirtilir (Sa kı b Dede, I, ı 29- ı 32) . Sıddlkiliğinin de Hz. Ebu Bekir soyundan geldiğine işaret ettiği üzerinde durulur. Medrese tahsiline Konya'da başladı ve Musannifek ile Alaeddin Ali et-Tüsl'den
449